esra yeşilova
Saramago’nun aynı adlı kitabından uyarlanan lm “Körlük”
dosya
Ütopya mutluluk için bir uyum düzeninin zorunluluğunu vurguluyor ise, distopya bu uyum düzeni adına yol açılan korku ve acıyı mı anlatır? Bu yazıda distopyayı, kavramın kökeninden, ortaya çıkışından ve ona ilişkin çeşitli sosyal kuramlardan başlayarak, gerçek dünya ile ilişkilendirilmesi üzerinde durarak ve distopik romanlardaki sosyal yapıyı örneklerle anlatarak günümüz toplumu ve distopyaya ilişkin bir değerlendirme yapmaya çalışacağız. Çağdaş toplumun unsurlarını içeren ve modern toplumu bekleyen olumsuz geleceğe karşı bir uyarı niteliğindeki “dystopia”nın başındaki yunanca ön takı “dys” “kötü, hastalıklı, anormal” anlamına gelir. “Kötü yer” anlamını ifade eden distopyanın ütopik toplum anlayışının anti-tezini ifade e iği söylenebilir. Ortaya çıktığı dönemde fantastik kurguların işlendiği eğlence amaçlı bir tür olan distopik eserler zamanla sosyal ve siyasal konulara eğilen bir tür olmuştur. Distopik romandaki zaman, mekân, sosyal çevre kurgusal olsa da içerdiği düşünsel kodlar gerçekliğe atıfta ve ileriye dönük kestirimlerde bulunur. Eser sağlıklı olmadığı düşünülen bir gerçek dünya düzeni üzerinden kurgulanır. Bazen ileri teknolojinin, bazen salgın hastalıkların yol açtığı çelişkili sorunlar ele alınır. Teknolojik tasarımların ve felaket senaryolarının ön plana çıktığı eserlerde genelde esasen sosyo-ekonomik yapı üzerine vurgu yapılır. Sosyal sınıflar çoğunlukla ön plandadır, karakterlerin hayatları ciddi bir şekilde kısıtlanmıştır, gerçek ve samimi arkadaşlık ilişkileri yoktur, aile kurumu kontrol altındadır, belirleyici olan ideolojidir toplumsal sınıfların alt katmanlarında tek tip insan modeli görülür ve bireysel düşünceye yer yoktur. Sık sık baskıcı toplumların gözetim mekanizmaları, şirketleşme, kurmaca gerçekliklerin oluşması, paranoya, makinelerin hakimiyeti, ekolojik kirlenme, salgın hastalıklar, genetik deneylerin beklenmeyen sonuçları gibi temalar karşımıza çıkar. 19.yüzyılın toplumsal sorunlarından doğan ve Schopenhauer’la kendini gösteren kötümser felsefenin edebiya a distopya fikrinin doğmasında etkili olduğu söylenmektedir. 18.yüzyılda gelişen olumlu yöndeki teknolojik ilerlemenin etki-
59