Organikturkiye aralik'14

Page 1

Doğal Hayata Önem Verenlerin Dergisi

A r a l ı k

2 0 1 4

S ay ı : 1 0

Organik 8 neden!

ürünler kullanmanız için

Bosch’tan ekonomik ısınma için ipuçları…

Organik güzellik Son Trend:

“Organik tekstili Türkiye’ye tanıtacağız”

Organik

süt ürünleri sektörü hareketleniyor Rota FUNDA GÖKER

Yeşil Bakış AT İ L A E R T E M

Çuvaldız M U R AT D E N İ Z E L

Tarif DİLEK İNCE ÖZENEL

NUSTİL Genel Müdürü Özgür Erdoğan

”ORGANİK LEZZETSİZDİR ALGISINI YIKACAĞIZ”

Fitoterapi P R O F. D R . E K R E M S E Z İ K

Yörünge R A H M İ AY D I N


Organik ve Sağlıklı Atıştırmalıklar

Bisküviler

Molalarınız için doğal atıştırmalıklar!

Karşı konulmaz lezzetler!

(Mısır, pirinç, karabuğday topakları ve daha fazlası)

(Çikolata, bal ve meyvelerden oluşan doğal organik bisküviler)

Kahvaltılıklar ve Ekmekler Güne zinde başlamak için !

(Sağlıklı ve dengeli beslenerek günün geri kalanı için muhteşem kahvaltılık ve ekmekler)

25 yıllık uzmanlık %100 ORGANİK Sağlıklı Lezzette Fransız Gurme Kalitesi Geniş ürün yelpazesi www.nustil.com Tel.: 0216 353 04 00


Aralık 2014

Editör

MEHMET AKİF DİLMEN

Omega 3 > Omega 6 Yapılan bir araştırma birçoğunuzun sağlık durumunu iyi yönde değiştirebilecek ilginç gerçekleri içinde barındırıyor.

İ

nsan bedeni yağ olmadan çalışmaz. Vücudumuz, ihtiyacı olan bazı yağları kendisi de üretebiliyor ama bir kısmının üretimi mümkün olmadığı için dışardan alınması gerekiyor. Bunların en iyi bilinenleri Omega-3 ve Omega-6 yağları denilen doymamış yağlardır. Omega-3 yağlarının kısaca EPA ve DHA olarak bilinen iki tipi var. Bitkilerde bulunan Omega-3 yağları ise ALA kısaltımı ile biliniyor. Son yıllarda bitkisel yağ tüketiminin artması, margarin kullanımının yaygınlaşması gibi nedenlerle Omega-6 tüketimi çok fazlalaşmış ve bunun sonucunda bazı sağlık sorunları meydana gelmiştir. Omega-3'te ise miktarı vücudunuzda arttıkça sağlığınızı güvence altına almış oluyorsunuz. Vücudunuzda mükemmel sağlık yararları olan doğal ilaçlar gibi çalışıyorlar. Beynimizin yüzde 60'ı yağlardan oluşuyor ve bunun önemli bir kısmı Omega-3 yağlarından meydana geldiğini de unutmayalım. Yapılan araştırmada, organik sütte tüm omega-3 bileşenlerinin olduğu tespit edildi. Yüzde 60 ALA, yüzde 19 DHA ve yüzde 32 EPA yağ asitleri içeriyor. Konvansiyonel sütte ise yüzde 62 oranında omega-6 yağı bulunuyor. Organik süt, insanlara omega-6 yağları yüzünden oluşan sağlık sorunlarının üstesinden gelmesinde önemli bir yardımcı. Bu araştırma sağlığına dikkat eden birçok insan için önemli bir tespit. Belki de bu bir çoğunuzun hayatını değiştirecek yeni bir yolculuğun başlangıcı... Ancak bu yalnızca önerileri gerçek hayatta uygulamanız halinde mümkün olacaktır. Organik yıllar sizin olsun!

Binbir Basın Yayın Danışmanlık Reklam Organizasyon Tic. Ltd. Şti. Adına İmtiyaz Sahibi Mehmet Akif Dilmen Genel Müdür Eda Zortul Yazı İşleri Müdürü Seda Arslan Yayın Koordinatörü Yusuf Çağlayan Kurumsal İlişkiler Direktörü Çağla Gök Reklam Yönetmeni Kübra Evcil Art Direktör Talha Feyyaz Duyar Bilimsel Danışman Burak Vardar Sosyal Medya Enderun Digital Web Teknolojileri Müdürü Sinan Soydan Katkıda Bulunanlar Fatma Taş Funda Göker Rahmi Aydın Murat Denizel Atila Ertem Dilek İnce Özenel Temsilciler New York John Flavin Londra Reza Motevalli Tokyo Yasuaki Higashi www.organikturkiye.com.tr e-iletişim: info@1001ajans.com Abone Sorumlusu Ayşe Yaman Kemal Akıncı info@1001ajans.com OFİS İnönü Cad. No:14 Akarpalas Kat:1 Gümüşsuyu – Taksim/İstanbul 0 212 297 25 63 YÖNETİM YERİ Çobanoğlu Sok. No:109 D/28 C Blok Osmanbey / İstanbul MATBAA TOR OFSET SAN. ve TİC. LTD. ŞTİ Akçaburgaz Mahallesi 116. Sokak No:2 Esenyurt/İstanbul Tel: 0212 886 34 74 Faks: 0212 886 34 80 © OrganikTürkiye Dergisi, T.C. yasalarına uygun olarak yayınlanmaktadır. Dergide yayınlanan yazı, fotoğraf ve konuların her hakkı saklıdır. izin alınıp, kaynak gösterilerek alıntı yapılabilir. OrganikTürkiye basın meslek ilkelerine uymaya söz vermiştir. Ayda bir yayınlanır.

PA R T N E R S H I P

Ma Dilmen Bu derginin üretim aşamasından, elinize ulaşana kadar kullanılan kimyasallar için üzgünüz... Çabalarımız doğal hayata toplamda tükettiğimizden çok daha fazla yararlı olabilmek.


İÇİNDEKİLER Röportaj

ARALIK 2014

10

32

“MUTLULUĞU ORGANİKTE BULDUM” Daha sağlıklı bir hayat ve hastalıklardan uzak kalabilmek için organik beslenmenin önemine dikkat çeken Bakırköy Organik Kurucusu Zeki Keçeci, “mutluluğu organik tarımda ve organik ürünlerde buldum” diyor.

36 Fransız gurme kalitesi, organik güvenliğiyle buluşuyor

34

NUSTİL - Nutrition Style, Türkiye pazarına sunacağı Bjorg markası sayesinde, Fransız gurme lezzetlerini organik güvenliğiyle tüketicilerle buluşturacak.

Yazarlar

50

23 Rahmi aydın

Mevsim geçişlerinde organik beslen

31 EKREM SEZİK

26 “organik tekstili türkiye’ye tanıtacağız”

“Kuşburnu çayı soğuk algınlığından korunmanıza yardımcı olur”

26

17 Atila ertem

Ecocotton markasıyla Türkiye’de bir ilki gerçekleştirerek yüzde 100 organik ev tekstili üretimi gerçekleştirdiklerini belirten Egem Tekstil Yönetim Kurulu Başkanı İbrahim Uzunoğlu, Türkiye’de ev tekstilinde organik yaşamı tüketiciye tanıtıcaklarını söylüyor.

Organik sektörü kamu gücü ile nasıl büyültebiliriz?

16 MURAT DENİZEL Oikos logos

30 FUNDA göker

Anadolu buğdayı: Siyez

Kozmetik 18

Doğal ayak bakımı nasıl yapılır? 06

4

Aralık 2014

www.organikturkiye.com.tr

Temiz ve bakımlı ayaklar için evde Yapacağınız doğal bakım yöntemleri mevcut. Kış aylarında ayak bakımı için 10 öneri!

43 DİLEK İNCE ÖZENEL

Bir kase sağlık: Kale Çorbası

44


Biz sa¤lkl gdaya ve topra¤n tüm canllarla beraber korunmas gerekti¤ine inanyoruz Elta-Ada çiftliğinde mısır tohumu toprağa düşer, hasat edilir yem olur, inekler beslenir, süt sağılır, mayalanır, yoğurt sizlere ulaşır…

Elta-Ada Çiftliği

Elta-Ada Organik Butik

Merkez Ofis

Fatih Mah. Çiftlik Cad. No:12 Gökçeada / Çanakkale T. 0 286 887 45 81 F. 0 286 887 32 87 ilcin@elta.com.tr

Caferağa Mahallesi Yeni Fikir Sok. No:3/A Moda, Kadıköy / İstanbul T. 0 216 336 23 76 moda@elta.com.tr

Kumrular Sok. No: 28/7 Kızılay, Çankaya / Ankara T. 0 312 231 57 10 F. 0 312 232 21 63 info@elta.com.tr

elta-ada.com.tr

inovatasarim.com

Ürünlerimizin yaşadığı tüm bu serüveni kendimiz gerçekleştiriyoruz.


ÜRÜN TANITIMI

Organik

MARKET

6

Organik Yulaf Kepeği

ORGANİK SÜT

ORGANİK TRAŞ YAĞI

ORGANİK Diş macunu

Bjorg

Elta-Ada

Florame

Biodent

% 15 lif içerir. Ayrıca protein kaynağı olan Bjorg Organik Yulaf kepeği midede tokluk hissi yarattığı gibi aynı zamanda kolesterolü de dengeler. %100 organiktir. Koruyucu madde ve hiçbir renklendirici kullanılmamıştır.

Elta-Ada çiftliğinde yaşayan sağlıklı ineklerden sağılır. Antibiyotik, pestisit (böcek ilacı) kalıntısı, GDO ve hormon içermez. Tam otomatik sistemle el değmeden sağılıp, soğutma tankına aktarılarak çiğ sütte bakteri üremesi engellenmiş olur.

Organik Sedir Esansiyel Yağı ve Argan Yağı’nın sinerjik bileşimi ile kolay ve keyifli bir tıraşın yanı sıra cildinizi arındırır ve yeniler. Florame Tıraş Yağı ile tıraş jiletiniz yüzünüz üzerinde kusursuz ve kolay bir şekilde kayar.

Dermatolojik ve alerjolojik açıdan kontrol edilmiş, “çok iyi“ dereceyle değerlendirilmiştir. Stevialı BioDent diş macunları, Natrue kriterleri doğrultusunda üretilmiştir. BioDent diş macunu Natrue sertifikasını kontrol edilen doğal kozmetik ürünleri arasındadır.

Organik Fındık Ezmesi

ORGANİK MEYVE PÜRESİ

SİYAH ÜZÜM SİRKESİ

ORGANİK TAVUK

Grünn

Hipp

Ralila

Orvital

Organik tarım esaslarına göre üretilen pekmez ve fındığın geliştirilen tarif üzerine karıştırılarak üretilen ekmek üzeri sürülebilen yeni fındık kremasıdır. Dışarıdan şeker ve yağ ilavesi yapılmamasıdır. Şeker pekmezden gelen glukoz ve fruktozdur. Yağ fındığın kendi yağıdır.

Çocukları düşünen HiPP atıştırmalık ürünleri arasına bir yenisini daha ekledi.. Organik Muzlu Elmalı Armutlu ile Organik Çilekli Muzlu Elmalı raflarda yerini alıyor.

Doğal yapım yöntemleri ile yapıldığından hiçbir katkı maddesi yoktur içilebilir niteliktedir. Yemeklerde, salatalarda, işkembe çorbası, kelle, paça gibi türlerde lezzet verici, turşularda uzun koruma yapar

GDO içermeyen tamamen organik ve az miktarda doğal yemlerle besleniyor. Konvansiyonel tavuklar ortalamada 40-44 günde kesime giderken yavaş büyüyen organik tavuklarımız, minimum 81, ortalama 90 günde kesime gidiyor. IMO Control / CERES sertifikası vardır. Kesinlikle hormon, antibiyotik, pestisit ve ağır metal gibi kimyasallar içermiyor.

Aralık 2014

www.organikturkiye.com.tr


“DOĞANIN SİZE VE EVİNİZE ARMAĞANI”

Paraben, mineral yaĞlar, polietilen glikol, yapay koruyucular ve koku veren maddeler içermez.

Organik Kozmetik, Temizlik, Gıda ve Tekstil Ürünleri San. ve Tic. Ltd. Şti. Tel: 0212 220 44 50 Fax: 0212 222 84 47 E-posta: zuhal.biomarket@gmail.com


ÜRÜN TANITIMI

BEBEKLERE ORGANİK İYİ GECELER ÖĞÜNÜ

Organik Yulaflı Elmalı Ek gıdanın, zengin vitamin içeriğiyle bebekler uyurken karnı tok, annelerin içi rahat... Anne sütü ilk 6 ay bebeğin bütün ihtiyaçlarını karşılarken, 6. aydan sonra, özellikle boşalan demir stoklarını doldurabilmek için bebeğin ihtiyaçlarını ek gıdalarla karşılamak gerekir. Bu süreçte, bebeklerin annelerinden aldıkları doğal beslenmeyi, organik ürünleriyle sürdüren HİPP’in, İyi Geceler Yulaflı Elmalı Ek Gıda ile de destekliyor. Lif ve mineral yönünden oldukça zengin olan HiPP’in bu ürünü tam tahıl unu ve tam tahıl tanecikleri içeriyor, güçlü kemik ve diş gelişimi için gerekli kalsiyumu da sağlıyor. Şeker ilavesi olmayan sütlü yulaflı elmalı, şeker içeriğini içindeki organik süt ve organik elmadan sağlıyor. Tamamen organik içerikli HiPP Yulaflı Elmalı Ek Gıda’nın tamamen organik olup, içeriğinde organik devam formülü bulunduğundan su ile hazırlanabilir. Uyku öncesi yenilebilen bu ek gıda, bebeklerin uzun süre tok kalmasını sağlıyor. BIO sertifikalı, GDO’suz ve sanayi bölgelerinden uzak özel organik çiftliklerde yetiştirilen ürünleriyle HiPP E-Bebek, Hello Baby, Joker ,Gratis, Migros, Tesco Kipa, Carrefour yerel marketlerde ve eczanelerde.

YILBAŞINDA İÇİN FARKLI BİR HEDİYE ALTERNATİFİ; “BAMBUM YOYO LİMONATALIK”

Dünya trendlerini sürekli takip ederek ihtiyaçlara yönelik yenilikçi, sağlıklı ve doğal ürünleri estetik bir şekilde tasarlayıp müşterilerinin beğenisine sunan Bambum, şimdi de yepyeni Yoyo Limonatalıklarını tüketicileriyle buluşturuyor. Mutfakların organik yardımcısı Bambum sağlıklı ev gereçleri, Yoyo Limonatalıklar ile farklı tasarımı ve camın sağlığını bir araya getirerek keyifli bir ürün sunuyor. Sevdiklerinize yeni yılda hediye edebileceğiniz bu yeni trend ürünü dilerseniz kendi hazırladığınız yemek davetlerinizde kullanabilir ilginç tasarımıyla masanıza farklılık katabilirsiniz.

Kahvaltılıkların başlıca yiyeceği bjorg müsli

Sağlıklı bir yaşam için en önemli unsur sağlıklı beslenmedir. Daha fazla sebze, meyve, tahıl tüketmekten ziyade gıdaların sağlıklı koşullarda üretilip üretilmediği, GDO içermemesi, hormonsuz güvenli topraklarda yetiştirilen, besin değeri yüksek olan yiyecekler tüketmek daha büyük önem arz etmektedir. Organik beslenmenin faydaları ise, vücuda yüksek kalitede vitamin, protein ve minerallerin alınması sağlanır. Toksinlerin vücuttan kolaylıkla atılması sağlanır, kişinin kilosunu dengede tutar. %100 organik olan ve dünya organik pazarında lider konumda olan Bjorg ürünleri organik beslenmede size büyük ölçüde katkı sağlayacaktır. Bjorg Organik’in şeker eklenmemiş müslisi lif yönünden zengin ve %25 kurutulmuş meyvelerden oluşur. İçeriğinde bulunan meyveler: kayısı, kuru üzüm ve incirdir. Tam taneli tahıllar bulunmaktadır. Ürün içerisinde ay çekirdeği ve kabak çekirdeği bulunmaktadır. Şekersizdir.

Happy Moments Bacak Bakım Seti (Happy legs)

Bacak Bakımı için İdeal Ürünler: Happy Moments Sarı Kantaron Yağı: Sarı kantaron yağı, cildi nemlendirir ve besler. Ayrıca, spor gibi fiziksel aktivitelere bağlı ya da yorgunluk sonucu oluşan kas ve eklem ağrılarının giderilmesinde son derece kullanışlıdır. Bacaklara masaj yoluyla kullanıldığında rahatlatıcı etki gösterir. Happy Moments Nane Yağı: Nane yağı tazeleyici ve keskin aroması sayesinde canlandırıcı ve ağrı giderici etkiye sahiptir. Ayrıca cilt için arındırıcı ve ferahlatıcı özelliktedir. Happy Moments Sarı Kantaron Yağı ve Happy Moments Nane Yağı: 10ml Sarı Kantaron yağı içine 10 damla Nane yağını koyarak hazırlanan karışım akşamları yorgun ayak ve bacaklara masaj ile uygulanır. Aynı uygulama spor ve fiziksel aktivite sonrası da yapılabilir. Bu uygulama aynı zamanda cildi arındırır ve sıkılaştırır.

8

Aralık 2014

www.organikturkiye.com.tr

KLAR–ALMAWİN ORGANİK TEMİZLİK ÜRÜNLERİ

Klar – Almawin temizlik ürünleri insan ve doğaya uyumlu bulaşık, çamaşır ve ev temizlik ürünlerini kapsamaktadır.ECO GARANTİ-VEGAN-DAAB (Deutscsher Allergie - und Asthmabund e.V.) sertifikalarına sahip temizlik ürünleridir. Optik ağartıcılar, fosfat, klor ve renk verici içermez. Petrokimya maddelerinden muaftır. Hammadde olarak WASHNUSS kullanılmaktadır. Klar – Almawin temizlik ürünleri kuvvetli temizlik sağlar, aynı zamanda sağlığınızın ve çevrenizin dostudur. www.klar.org • www.almawin.de



DOSYA SÜT VE SÜT ÜRÜNLERİ

Organik

süt ürünleri sektörü hareketleniyor

İnsanoğlunun bebeklik evresinde anne sütünden ayrılmasının ardından gerek besleyiciliği gerekse sağlığa sayılamayacak derecede katkısı olan temel besin maddelerinin başında süt geliyor. Ancak, özellikle konvansiyonel olarak üretilen süt, uzun yıllardır uzmanların üzerinde tartışmalarının sürdüğü bir besin ürünü olarak ön planda. Organik türkiye dergisi olarak, organik süt ve süt ürünleri üreten firmalara, organik sütün nasıl üretildiğini, organik ile konvansiyonel sütün arasındaki farkı, gelişimini ve geleceğini sizler için sorduk.

10

Aralık 2014

www.organikturkiye.com.tr


M

arket raflarında pek çoğunuz üzerinde “organik” yazan süt kutularını görmüşsünüzdür. Peki, nedir bu organik süt ve diğer sütlerden farkı ne? Organik süt, tarım ilaçları kullanılmadan yetiştirilen yem bitkileriyle beslenen ve sentetik kimyasallar, hormonlar, GDO’lu ürünler kullanılmadan, hayvan refahı göz önünde bulundurularak yetiştirilen hayvanlardan elde edilen süttür. Organik süt, Tarım ve Köyişleri Bakanlığı tarafından yayınlanan “Organik Tarımın Esasları ve Uygulamasına İlişkin Yönetmelik” gereklerine göre yapılan, izlenen, denetlenen ve sertifikalandırılan organik hayvansal üretimin sonucudur. Organik tarım yöntemi ile yetiştirilen hangi bitkisel ürün olursa olsun; üretim yapılan topraklarda herhangi bir sentetik kimyasal gübre, böcek ilacı, ot ilacı gibi madddeler kullanılamaz. Organik tarımda, geneksel tarımda yapıldığı gibi alandan maksimum verim alma yerine, çevre değerlerinin korunarak, üretim yapılan toprakların geleceğe kirletilmemiş, çölleşmemiş, verimli şekilde aktarılması ve de bu topraklarda yetiştirilen ürünlerde insan sağlığını tehdit eden risklerin ortadan kaldırılması hedeflenmiştir.Toprağın içindeki doğal besinler ürünlere taşınır. Aynı üretim felsefesi organik hayvansal üretim için de geçerlidir. Örneğin bazı geleneksel üretimlerde bir inekten maksimum süt verimi alabilmek için, hayvanın doğasına uymayan yemleme, hastalıklarla karşılaşıldığında aşırı antibiyotik kullanımı ile hayvanı iyileştirme ve hormonlarla süt ve et üretimini artırma ve de hayvan refahının göz önünde tutulmaması organik hayvancılık uygulamalarında kanunlarla yasaklanmıştır. Organik hayvancılık bir hayvandan maksimum verim almak yerine, hem o hayvanın sağlık ve refahını, hem de o hayvanın ürettiği sütü tüketecek insanın sağlığını göz önüne alır. Bu sebeple hayvanlara doğal şartlarına uygun besleme ve bakımın gerçekleştirilmesi kanunen zorunludur. Aynı zamanda hayvanın hastalandıktan sonra tedavi edilmesi yerine hayvanın hastalanmaması için gereken koruyucu uygulamaları kullanmak kanunen zorunludur. Organik Süt Neden Faydalıdır? Hayvanın doğal yapısına uygun bu uygulamalar sonucu üretilen organik süt; ilaç kalıntısı taşımayan, küf bulundurmayan, GDO içermeyen, besleme değerleri geleneksel sütlere göre daha yüksek, antibiyotik ve hormon içermeyen sağlıklı ve güvenilir bir üründür. Dolayısyla organik süt içmeniz sağlığınız için daha faydalı olacaktır. Ancak bir uyarımız olacak: Piyasada yer alan organik ürünlerin tamamı gibi organik sütler de Tarım ve Köy İşleri Bakanlığı’nın organiklik logosunu taşımaktadır. Kontrol edilmeyen hiç bir ürün ve üretim bu sertifikayı taşıyamaz. Yani alacağınız organik ürünlerin ambalajlarında mutlaka bu logoyu arayın çünkü sertifikalı olmayan hiçbir ürün organik sayılmaz.

www.organikturkiye.com.tr

Aralık 2014

11


DOSYA SÜT VE SÜT ÜRÜNLERİ

Elta Ada Organik Genel Müdürü Enis Oktay:

“AİLE ÇİFTLİKLERİNİN ORGANİK ÜRETİME TEŞVİK EDİLMESİ GEREKİYOR”

Organik süt üretiminde ilk aşamanın organik bitkisel üretim olduğunun altını çizen Elta Ada Organik Genel Müdürü Enis Oktay, sektörün gelişimi için küçük ve orta ölçekli aile çiftliklerinin üretime teşvik edilmesi gerektiğinin altını çiziyor.

Organik süt üretimiyle ilgili bilgiler veren Elta Ada Organik Genel Müdürü Enis Oktay, Türkiye’de halen istenilen noktaya ulaşmayan organik süt üretimiyle ilgili teşviklerin önemine dikkat çekiyor. Endüstriyel tarımda verim artırmak amacıyla yoğun şekilde tarım ilaçları ve kimyasal gübre kullanıldığını belirten Oktay, “Bunun dışında ülkemizde GDO’lu tohumların ekimi ve gıda ürünlerinde

12

Aralık 2014

www.organikturkiye.com.tr

kullanımı yasak olmasına karşın hayvan beslemede GDO’ lu yem kullanımına izin verilmiştir. Maliyeti düşük olduğundan sektörün tamamı ithal GDO’lu soya ve mısır kullanmaktadır. Organik sütün temel özelliği sürekli meraya ek olarak kimyasal girdi ve GDO içermeyen yemlerle beslenen hayvanlardan üretiliyor olmasıdır” sözleriyle organik sütün avantajlarına dikkat çekiyor.


Enis Oktay, organik süt üretiminin ilk basamağının organik bitkisel üretim olduğunun da altını çizerek, şunları söylüyor:

“Hayvan sayısına paralel mera alanları bulunmalı ve organik yem bitkileri ekimi yapılmalıdır. Hayvanın dışkısı yine o toprağa gübre olarak dönmelidir. Bu döngüyü sağlamadan sağlıklı sürdürülebilir organik hayvancılıktan söz edilemez. Bu konuda bizim sloganımız: “Elta-Ada çiftliğinde mısır tohumu toprağa düşer…Yoğurt sizlere ulaşır.” Ürünlerimizin tohumdan başlayarak müşteriye ulaşana kadar geçirdiği tüm üretim süreçlerini kendi bünyemizde gerçekleştiriyoruz.

Organik süt üretiminin izlenebilir olması zorunludur. Aylık olarak sertifikasyon firmasına üretim, satış ve stok raporları bildirilir, buna göre organik ürün sertifikası düzenlenir. Gerekli durumda organik sütün hangi gün sağıldığı, hangi ürüne işlendiği veya hangi noktada satıldığı geriye dönük kontrol edilebilir.” “HAKSIZ REKABETİN ÖNÜNE GEÇİLMELİ” Organik süt üretiminin artmasının pazarın büyümesine sağlayacağı katkıları da sıralayan Oktay, “Pazarın büyümesine, fiyatların kontrol edilmesine, ürün çeşitliliği ve kalitesinin gelişmesine katkı sağlayacaktır. Rekabetin artması önemli, diğer taraftan haksız rekabetin önüne geçilmesi için de önlem alınması gerekiyor. Son yıllarda Tarım Bakanlığı organik yem bitkileri ekimine verdiği destek miktarını düşürdü. Organik süt üretiminin sağlıklı gelişmesi için öncelikle organik yem bitkileri üretiminin arttırılması, küçük ve orta ölçekli aile çiftliklerinin organik üretime teşvik edilmesi gerekiyor” diyor.

Organik süt üretiminde hayvan sağlığı önemlidir. Antibiyotik kullanımı zorunlu haller dışında yasaktır. Yönetmeliğin izin verdiği ilaçlar kullanılmakta ve kullanılan ilaç ve tedaviler düzenli olarak sertifikasyon firmasına bildirilmek zorundadır. Çiftliğimizde 2010 yılından itibaren Tarım Bakanlığı “Hastalıktan Ari İşletme Sertifikası”na sahibiz. Hayvanlarımızın kan örnekleri Bakanlık görevlilerince alınarak ve Pendik Hayvan Araştırma Enstitüsü Laboratuarı’na gönderilir. Her altı ayda bir yapılan bu testlerle hayvanlarımızda Brucella ve Tüberküloz hastalıklarının bulunmadığını tescil ediyoruz.

www.organikturkiye.com.tr

Aralık 2014

13


DOSYA SÜT VE SÜT ÜRÜNLERİ

Doğan Organik Genel Müdürü Sinan Bilgin

“ORGANİK ÜRÜNLER BAMBAŞKA BİR YAŞAM FELSEFESİNİN ÜRÜNÜDÜR” Doğan Organik Genel Müdürü Sinan Bilgin, organik ürünlerin konvansiyonel ürün gamına ek bir çeşit olarak değerlendirilmemesi gerektiğini belirterek, organiğin bambaşka bir yaşam felsefesinin ürünü olduğunu, bu felsefe konusunda tüketici farkındalığının artırılması gerektiğini söyledi. Türkiye’de hayvancılık konusunda yaşanan sorunlara ve organik sektörünün bu anlamda sunduğu çözümlere dikkat çeken Doğan Organik Genel Müdürü Sinan Bilgin, organik denilince akla doğayla barışık tarımın gelmesi gerektiğinin altını çizdi. Bilgin “Organik ürün sadece doğadan alarak değil aynı zamanda onu koruyarak ve ona aldığının karşılığını geri verererek elde edilir. Tarım için gübre, gübre üretmek için hayvan ve hayvanı beslemek için tarım gerekir. Bu döngü sağlanabilirse, doğa insana sütü armağan eder” dedi. Türkiye’de hayvan beslemeye elverişli meraların ihtiyaca cevap verecek sayıda olmadığını sözlerine ekleyen Sinan Bilgin, şunları söyledi: “Bu sebeple konvansiyonel süt üretiminde konsantre fabrika yemi ağırlıklı bir beslenmeye yöneliniyor. Organik süt üretiminde ise yönetmelikler çiftçinin yemini ağırlıkla kendisinin organik olarak yetiştirmesini gerektiriyor. Çiftçler hayvan beslerken elde ettikleri gübreyi ihtiyaçları olan yonca, fiğ gibi yem bitkilerinin tarımında ve meralarında kullanıyor. Kesinlikle sentetik gübreler, kimyasal tarım ilaçları ve GDO’lu tohumlar kullanılmıyor. Bu sayede hem doğal denge korunmuş oluyor, hemde çok lezzetli bir süt elde ediliyor. Günümüzde doğal denge deyince insanı unutmamak gerekiyor. Doğan Organik Kelkit projesi sözleşmeli çiftçilik ve sürdürülebilir tarım yolu ile yöresel kalkınma sağlamayı amaçlıyor. 2002 yılından itibaren Kelkit bölgesinde yarattığı değişim ile yöresel ekonominin gelişmesine ve göçün engellenerek tersine döndürülmesine katkıları oldu. Bu girişim 2012 yılında CSR Europe tarafındanda birincilik ödülüne layık görüldü. Bütün bu emeğin sağlıklı beslenme açısından da birçok faydası bulunuyor. Mera otlarıyla beslenen hayvanların sütü Omega 3 ve CLA değeri açısından oldukça zengin. Omega 3 içerikli beslenme kalp ve damar sağlığı açısından büyük önem taşıyor. CLA ise tüketilen besinlerin yağ olarak depolanması yerine, kas yapısını güçlendirme amacı ile kullanılmasını sağlıyor.”

14

Aralık 2014

www.organikturkiye.com.tr

“ORGANİK YUMURTANIN HIZLI BÜYÜME TRENDİNİ SÜTTE TEKRARLAMASINI BEKLİYORUZ” Ülkelere göre değişmekle birlikte organik pazarından süt ve sütlü ürünlerin aldığı payın yüzde 50’lere ulaştığını da kaydeden Sinan Bilgin, süt pazarının uzun ömürlü UHT sütlerden, günlük pastörize süte doğru kaydığının altını çizdi. Bilgin, “Sütün evde kaynatılmasının son derece sakıncalı olması sebebi ile merdiven altı güğüm sütçülüğününde geleceği pek parlak gözükmüyor. Bu durumda tüketicilerin güvenilir markaların Organik pastörize günlük sütlerine yönelimi artarak devam edecek. Organik yumurtada görülen hızlı büyüme trendinin, önümüzdeki 5 yılda süt kategorisinde de tekrarlanmasını bekliyoruz. Sektörün gelişmesi için organik ürünlerin, konvansyonel ürün gamına ek bir çeşitmiş gibi algılanmasını önlemek gerekiyor. Organik süt, çilekli süt, muzlu süt gibi bir çeşit olarak düşünülmemeli. Organik ürünler bambaşka bir yaşam felsefesinin ürünüdür. Bu felsefeye sahip çıkmak isteyecek tüketicilerin farkındalığını arttırmak için çalışmalar yapılması gerekiyor. Organik ürün satışlarının büyümesi, sektörün daha verimli hale gelmesini ve fiyatların konvansiyonel ürünlere yaklaşmasını sağlayacaktır” diye konuştu.


DOSYA SÜT VE SÜT ÜRÜNLERİ

Organik Ürün Üreticileri ve Sanayicileri Derneği (ORGÜDER) Başkanı Ayhan Sümerli:

“SÜTÜN ORGANİK OLARAK ÜRETİLMESİ VE TÜKETİLMESİ, İNSANLIK İÇİN BİR ŞANSTIR” Temel besin maddesi olan sütün de organik olarak üretildiğini belirten ORGÜDER başkanı Ayhan sümerli, organik bilinci arttıkça, organik süt ve süt ürünlerine olan talebin de artacağını kaydediyor. İnsanoğlunun bebeklik evresinde anne sütünden ayrılmasının ardından gerek besleyiciliği gerekse sağlığa sayılamayacak derecede katkısı olan temel besin maddelerinin başında süt geliyor. Ancak, özellikle konvansiyonel olarak üretilen süt, uzun yıllardır uzmanların üzerinde tartışmalarının sürdüğü bir besin ürünü olarak ön planda. Ayhan Sümerli, Organik süt ve organik sütün faydaları ile ilgili “Organik süt, hiçbir sentetik kimyasal tarım ilacı kullanılmadan yetiştirilen yemler ile beslenen hayvanlardan elde edilen, 5262 sayılı organik tarım kanunu ve ilgili yönetmelik çerçevesinde üretilen, izlenebilen ve sertifikalandırılmış süttür. Konvansiyonel sütün sağladığı faydaların hepsi organik süt için de geçerli olmakla beraber organik sütte yapılan araştırmalara göre antioksidan oranı daha fazladır. Organik süt, organik meralarda, organik olarak beslenen hayvanlardan elde edildiği için izi sürdürülebilir niteliktedir. Organik süt sertifikalandırılmış ve izlenebilirliği olan süttür. Organik sütün elde edildiği hayvanlarda kaba yem oranı yüksek olduğu için sütün bazı kalite değerleri konvansiyonele göre daha yüksektir. Organik süt konvansiyonel süte göre daha az dayanıklıdır. Organik süt üretiminde amaç maksimum verimliliği elde etmek değildir, hayvan refahı ve çevre kirliliğini önlemek konvansiyonel üretime göre daha ön plandadır. Organik ürünler içerisinde günlük organik sütler en çok talep gören ürünlerden biridir. Organik ürün tüketimi ve tüketici bilinci arttıkça organik süt ve organik süt ürünlerine olan talep de artacaktır. Temel besin maddesi olan sütün, organik olarak tüketilmesi ve üretilmesi bana göre insanlık adına büyük şanstır” diyor.

ORGANİK SÜT NASIL ÜRETİLİR? Ayhan Sümerli, organik süt üretiminin son derece hassas bir süreç olduğunu belirtirken, ilk ve en önemli unsurun organik yem olduğunu kaydediyor. Sümerli, organik süt üretim süreçlerini şu sözlerle aktarıyor: “Organik süt üretimi için hayvanlar 6 aylık geçiş dönemine alınır. Geçiş dönemi boyunca ve sonrasında tüm girdiler organik olmalıdır. Organik barınaklar hayvan başına 6 m2 kapalı alan, 4,5 m2 serbest dolaşım alanına sahip olmalıdır. Organik süt yetiştiriciliğinde hayvan refahı çok önemli bir yer tutmaktadır. Hayvanların serbest dolaşım alanlarına çıkma zorunluluğu vardır. Hayvanların bağlanması yasaktır. Boynuz köreltme ve kastrasyon (iğdiş) yapılmaz. Embriyo transferi yasaktır. Yapay tohumlama serbesttir fakat organik danalardan elde edilen sperma kullanılması zorunludur. Hayvan yoğunluğu yayılan azot miktarı bakımından kullanılan tarımsal alanda 170 kg/hektar/yıl’ı aşmayacak sayıda belirlenir. Hayvanların hastalanmaması için koruyucu hekimlik uygulanır. Hastalık

oluşması durumunda hemeopatik, fitopatik ve alleopatik yöntemler kullanılır. Bu yöntemler hastalık tedavisinde uygulandığında, hastalık iyileşmemişse hayvanlar ayrı bir alana ayrılır ve kimyasal sentetik ilaç uygulaması yapılır. Sentetik ilaç uygulaması yapıldığı zaman hayvanlardan elde edilen et, süt gibi ürünler ilaç üzerinde yazan kullanım süresinin 2 katı kadar süre kullanılmaz. Kimyasal sentetik ilaçların, aşı ve parazit tedavisi haricinde 1 yılda 3 ten fazla uygulanması durumunda hayvan tekrar geçiş dönemine alınır. Organik süt üretimi için, organik süt sığırcılığı işletmesinin uygun koşulları sağladığı takdirde Tarım, Gıda ve Hayvancılık Bakanlığı tarafından yetkilendirilmiş bir kontrol kuruluşunca kontrol edilip sertifikalandırılması gerekmektedir. Ayrıca tüm işletme kayıtları (veteriner müdahaleleri, verim kayıtları, sürü tescil bilgileri, aşı kayıtları) tutulmalıdır.”

ORGANİK SÜT SEKTÖRÜNÜ GELİŞTİRMEK İÇİN; 1. 2. 3. 4. 5.

Organik süte olan talebin artması ve arttırılması Türkiye’de organik yem üretiminin arttırılması Ari ırk çalışmalarına önem verilmesi Orta-Büyük ölçekli bir süt tesisini optimum besleyecek ölçekte toplu süt üretiminin yapılabilmesi Organik süt lojistiğinin geliştirilmesi gerekmektedir.

www.organikturkiye.com.tr

Aralık 201415


Çuvaldız M U R AT D E N İ Z E L muratdenizel@gmail.com

Oikos logos* Ekoloji yani. Evimizin bilimi yani. Evimizse üstünde yaşadığımız gezegen. Bizim evin, bizim gezegenin bilimi yani. Bizim evin en kıymetlileriyse toprak su hava ateş. Üstünde yaşayan canlıların türleri, yaşam şekilleriyse hep değişken. Dün başkaydı, bugün başka, yarın kim bilir hangi tür canlılarla nasıl yaşayacağız hep beraber. Bilinen, hesap edilen son 50.000 yıldır 110 milyar insanın yaşamını sürdürdüğü, sonrada üstünde yaşarken öldüğü ve toprağa suya havaya karıştığı bir ev bizim ev. izlerse bizim evde evimizi kirleterek yaşamını sürdürenleriz. Her birimiz o kişilerden sadece biri. Kim bu habire evimizi kirleten kişiler? Şehir yaşamının düzeni içinde kendi yaşam alanlarını açıp açmaya devam eden, hayatın içinde kalmaya çalışan insanlar yani. Ve biz şehirlilerin arasında bir kısmımızsa organik ürünlerin ticaretini yapanlar ve dükkanlarda raflarda dizili organik ürünleri tüketenler. Temizlemeye katkıda bulunmak için ihtiyaç duydukları her şeyi kirleterek kazanırken, diğer yanda temizlemeye çalışanlar yani. Bu çağın oikos logos’u. Ekolojik dönüşümü yani. Ekolojiyi sadece doğanın kendi içinde sürekli yenilenen değişimi dönüşümü diye algılamaksa bütünden ve bugünün yaşamından gerçeklerinden kopmak aslında. Şehir hayatı içinde var olmak, varlığını sürdürebilmek ve varlığını daha da konforlu kılabilmek adına durmadan yılmadan geçmişten gelen değerleri yok edip, kirletmek zorunda kalanlarla, diğer yanda elde kalanları korumak, yok ettiklerini yeniden var etmek adına organik tarımın önemini kavrayan, anlayan, anlatan sonuçta hepsi aynı cinsten biz insanoğlunun traji komik öyküsü yani. İnsanoğlu bu. Yaparken bozar yok eder hep. Sonrada kendi elleriyle bozduğunu kendi bildiği gibi var etmeye çalışır yeniden. Ve bizlerde şehir hayatı içinde ne niyetlerle neleri düzeltmek için çabalarken nelere doğru taşıyoruz bizim evi acaba? Mesela, şehirde yaşayan sokak köpeklerinin haline önce acıyıp, sonrada onların doğuracağı yeni yavrular aynı eziyetleri çekmesinler diye sokaklarda yaşamını sürdürmeye çalışan köpekleri kısırlaştırmanın yirmi yıl sonra şehir yaşamındaki dengelerden neleri alıp götüreceğini, yerine neleri taşıyacağını bileniniz var mı? Tahmin edeniniz olabilir ancak kesin şu olur diyen yok. Ya o gün kediler, köpeklerin yer almadığı yaşamda daha da rahat bir yaşam sürdürüp, daha da çok sayıda üreyip, daha da çoğalarak yaşamaya başlarlarsa mesela? Ya bu arada gittikçe açıkta bırakılmayacak şekilde organize edilen ev atıklarını, çöpleri ve gittikçe daha da düzene giren çöp toplama organizasyonları nedeniyle ya açlık derdine düşüp insanlara saldırmaya başlarlarsa sokak kedileri mesela? Muhtemelen savunmasız

B

16

Aralık 2014

www.organikturkiye.com.tr

olan önce bebeklere, çocuklara mesela. Ya da kuşların soylarının tükenmesine neden olup, kalan kuşlarınsa şehirlerden kaçmasına neden olurlarsa mesela? Kuşların olmadığı bir şehir hayatında böceklerle insanların ilişkisi nasıl ve hangi boyutta olacak o gün acaba? Ve gelecekte bir gün kedileri kısırlaştırmak için bir araya gelenler bugün köpekleri kısırlaştırmak için çabalayanlar hakkında neler düşünecekler acaba? Organik ürünleri tüketirken, organik yaşamı savunurken diğer yönde sokak köpeklerinin kısırlaştırılması için çabalayanlar aynı insanlarsa mesela, bir yandan kendi akılları boyutunda doğayı yani şehrin ekolojik sistemini yeniden biçimlendirmeye çalışırken, diğer yanda neleri yok edip değiştirdiklerini hesap ediyorlar mı acaba bizim evde? Hayır. Bu yüzden oikos logos zaten ya… Ekoloji yani. Yani dönüşüm. Her aldığımız nefes bu dönüşümün bir parçası. Bu dönüşümün yönünü yolunu şiddetini bir oyana bir buyana değiştiriyor attığımız her bir adım, verdiğimiz her bir karar, her bir üretim, her bir çöp, aldığımız tükettiğimiz her bir ürün, aldığımız verdiğimiz her bir nefes. Aslında bu yüzden güzel hayat ya…Dönüşüyor hep. Bu yüzden icat edildi ya organik yaşam. Özenip eskiye. Organik tarım yani. Organik ürünler ve organik beslenme yani. Neye karşılık? Sadece kıvıl kıvıl kaynayan kimyasallara karşı mı olmalı sadece bu duruş? Mesela bizim evin 400 milyar dolar olan yıllık uyuşturucu ticaretine de karşılık olabilir mi? Veya sayıları kimine göre 3 kimine göre 4 milyon olan ve her yıl sayıları yine milyon sayıya yakın artan çocuk fahişe ticaretine karşı bir duruşta sergilemeli mi organik anlayış mesela? Dar alanda kıvranıyor sanki tırnak içinde organik kelimesi. Sanki. Dur bakalım daha başındayız, bu daha yeni bir akım diyenler yaşlanmaya başladı bile. Muciti öldü bile. 110 milyarın arasına karıştı gitti bile. Demode olmadan genişletmek lazım sınırlarını organik kelimesinin. Ve çocuklarla gençlerle iç içe yaşamayı öğrenmesi lazım artık organik kelimesinin. Ben bile sıkıldım şu kimyasal kelimesinden. Anla ki edindikleri hızdan daha da hızlı tüketen gençler nasıl sıkılmaya başlamışlardır kim bilir… Karşı mısın gençlerin hızla tüketmesine? İyi, bileti al takıl git 110 milyarın peşinden o zaman. Ben kalıyorum. *Oikos logos.


Yeşil Bakış AT İ L A E R T E M

Ekolojik Tarım Organizasyonu (ETO) Derneği Başkanı

Organik sektörü kamu gücü ile nasıl büyültebiliriz? Dünya organik tarım alanları 71,3 milyon hektar (FIBL, 2013) civarında olup Türkiye’de organik tarım yapılan alanların toplamı da 0,7 milyon ha civarındadır (GTHB, 2013). ürkiye Organik tarım yapılan arazi büyüklüğü olarak dünyada 19. sırada yer almaktadır. Ancak ülke tarım alanları içerisindeki organik tarım alanlarına baktığımızda maalesef 1,6% ile 49. sırada yer almaktadır. Bu oran kimi Avrupa ülkelerinde Yunanistan 3,7%, İtalya 8,7% ve Avusturya 19,7%dir. Dünya’daki organik sektör toplam ticari hacmi de 60 milyar $’ı aştı. Biz ise 300350 milyon $ ile sadece %0.5’ine talip olabiliyoruz. Eğer gelecekte dünyanın ilk büyük 10 ekonomisi içerisinde yer almak gibi bir hedefimiz varsa bu pay %0,5 değil, %5 olmalı ve olabilir. Aslında 2023 Türkiye ihracat strateji hedefine baktığımızda 500 milyar $ olarak öngörülen ihracatın yaklaşık 55-60 milyar $’ı tarım ürünleri ihracatından gerçekleşmesi beklenmektedir. Ki şu anda bu rakam yaklaşık 17 milyar $ civarındadır. Kuşkusuz bu hedef geçmiş yıllar büyüme performansları ve gelecek tahminleri göz önüne alınarak konmuştur. Aynı söylem ile organik ürün pazarına baktığımızda 300-350 milyon $’lık pazarın 2-2,5 milyar $’a çıkabileceğini öngörmek mümkündür. Kuşkusuz stratejik bir plan içerisinde çalışırsak. İşte bu noktada en önemli konu kurumların tek tek kendilerinin yapacakları çalışmalardan ziyade bölgesel ve ülkesel bir koordinasyon ile çalışmaları önem kazanıyor. Bunun için; 1. Ülkesel Organik Ürünler Konseyi hemen kurulmalı. Gerekiyorsa Tarım, Gıda ve Hayvancılık Bakanlığı’nın konsey kurulması ile ilgili kanun ve yönetmeliklerinde değişikliğe gidilmeli yada başka bir yol açılmalı. Biliyoruz ki istenirse bir gecede yapılır. Bu konsey ülkesel bir stratejik plan içerisinde tüm bakanlıklar ile de koordineli olarak çalışarak hayata geçirilebilecek çok güzel projeler yapabilir, hem ihracatın yatay ve dikey büyütülmesinde hem de daha önemli olan iç piyasada. Bunun örnekleri Avrupa’nın gelişmiş ülkelerinde var. Okul kantinleri, sağlık kuruluşları, kreş ve ana okulları projeleri gibi.

T

2. Mevcut organik tarım destek yasasında arazi bazlı olan destek, üretim bazlı hale çevrilmelidir. Bildiğiniz gibi organik üretim yapılan tüm alanlar Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanlığı’nın yetkilendirdiği Kontrol ve Sertifikasyon Kuruluşları tarafından denetlenir. Bu tarımsal işletmelerde üretilen ürünler koşullara uygunsa organik olarak sertifikalandırılır ve satışa arz olunur. Ekonomiye değer katan bu zincir bir şekilde desteklenmelidir ancak üretim değeri kadar. Bu şekilde destek kullanımında suistimaller de önlenmiş olacaktır. 3. Bugüne kadar destekler organik sektörde hep Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanlığı ve dolayısıyla üretici, tarım endeksli oldu. Doğruydu ve devam etmeli. Ancak günümüz global dünyasında yetmez. Artık destekler çok boyutlu ve bütünsel ele alınmalı. Eğer desteklediğiniz organik üretim sürdürülebilir bir özelliğe dönüşemiyorsa bir süre sonra yok olup gidiyor ve milli servette ziyan oluyor. Onun için her destek paketi üretim-tüketim zincirin tamamını kapsamalı. Üretim desteğine, pazar, ticaret, işletme, ihracat ve tüketim desteği eklenmeli. Eklenmeli ki değer zincirinin tüm halkaları değerlenerek toplam değer gelişebilsin ve ülke ekonomisine değer artışı sağlayabilsin. 4. Yerel yönetimler daha aktif roller üstlenmeli organik ürünlerin yerel tüketime dönüşebilmesinde, tüketiciye ulaşabilmesinde. Bu konuda sivil toplum kuruluşları da özendirici ve teşvik edici olmalı. Çünkü organik ürün sadece bir ticaret değil, insan sağlığı ve çevre sağlığını doğrudan ilgilendiriyor. Bu konuda ilgili kurumlar ziraat odaları, tarım il müdürlükleri, sanayi ve ticaret odaları, belediyeler, üniversite ve ETO gibi sivil toplum kuruluşları işbirliği içerisinde olmalı. Kuşkusuz bu önerileri çoğaltabiliriz alt başlıklar altında. Birlikte çoğaltmalıyız önerilerimiz ile önce, sonrasında da üretim ve tüketim ile yol açmalıyız organik sektörün büyümesine. Neden büyümeli organik sektör? Çünkü sürdürülebilir yaşam ancak böyle mümkün olacaktır. Yoksa biz büyürken dünya küçülecek ve yok olacaktır! Sevgiyle olun.

www.organikturkiye.com.tr

Aralık 2014

17


ORGANİK KOZMETİK

Doğal ayak bakımı nasıl yapılır? Temiz ve bakımlı ayaklar için evde Yapacağınız doğal bakım yöntemleri mevcut. Kış aylarında ayak bakımı için 10 öneri!

Happy Moments

Bacak bakım seti (Happy legs) Happy Moments Sarı Kantaron Yağı: Sarı kantaron yağı, cildi nemlendirir ve besler. Ayrıca, spor gibi fiziksel aktivitelere bağlı ya da yorgunluk sonucu oluşan kas ve eklem ağrılarının giderilmesinde son derece kullanışlıdır. Bacaklara masaj yoluyla kullanıldığında rahatlatıcı etki gösterir.

Ayak bakımı kişisel hijyenin en önemli parçalarından biridir. Bütün gün ayaklarımızın üzerinde durduğumuz düşünülürse ayak sağlığının da genel anlamda ne kadar önemli olduğu tartışılmaz. Düzenli bir şekilde pedikür yaptırmak ayaklarınızı şımartmanın en kolay yolu ancak evde de takip edebileceğiniz doğal bakım ritüelleri, uygulayabileceğiniz kürler var. Sağlıklı ve güzel ayaklar için ne yapmalı? Ayaklarınızı her gün ılık ve sabunlu suyla yıkayın. Ardından serin suyla durulayıp bir havlu yardımıyla ve parmak aralarını atlamadan iyice kurulayın. Dilerseniz ayaklarınıza ekstra bakım için talk pudrası veya krem sürebilirsiniz. Ayakkabı satın almak için en iyi zaman günün geç saatleridir. Yani ayaklarınızın biraz şiş olduğu zamanlar. Ayaklarınız en şiş haliyle rahat etmişse doğru bir seçim yapmış olursunuz. Topuklarınızı ponza taşıyla düzenli bir şekilde temizleyin. En ideali bunu duşta yapmak Saçınızda bakım yağıyla bekliyorken zamanı bu şekilde değerlendirebilirsiniz. Ölü hücrelerden arının, bebek gibi ayaklara sahip olun! Yatmadan önce yıkadığınız ayaklarınıza, özellikle de topuklarınıza nemlendirici sürün. Ama parmak aralarına kaçırmamaya gayret gösterin çünkü nemli kalan bu bölgelerde mantar oluşabilir. Ayaklar yorgun olduğunda tabanlar ağrır, yere zor basarsınız. Böyle zamanlarda tam rahatlayabilmek için tercihen birinden size ayak masajı yapmasını rica edin. Ya da kendiniz yapın! Deneyince vazgeçemeyeceksiniz. Ayrıca tazyikli soğuk su da yorgun ayaklara çok iyi geliyor.

www.happymoments.com.tr


Kışın kuruyan, çatlayan ayakların bakımlı olmasını onlara itina ile bakmaktan geçiyor. Kış ayları boyunca kalın çoraplara, çizmelere, botlara hapis olan ayaklarımız da şişme, nazır ve kötü koku gibi olumsuz durumlar olabilir.

Bunları daha aza indirebilmenin küçük ipuçlarını sizinle paylaşalım; 1. 2. 3. 4. 5. 6.

Ayaklarınızı her gün yıkayayın ve kurulayın. Ayaklarınızı havalandırın ve temiz çoraplar giyin. Her gün aynı ayakkabıyı giymeyin. Manikür ve pedikür aletlerinizin temizliğine önem verin. Ayak tırnaklarınızı düz biçimde keserek batık olmasını engelleyin. Ayağınız da oluşan kötü kokular için alüminyüm içeren kremler kullanın. 7. Her banyo da ponza taşı kullanarak ölü hücrelerden arının. 8. Bacaklarınıza kantaron yağı ile masaj yaparak rahatlamasını ve sıkılaşmasını sağlayabilirsiniz. 9. Ayak tırnaklarınızı uzun süre ojeli bırakmayınız hava almadığı için tırnaklarınızın sararmasına sebep olabilir.

10

Happy Moments Sarı kantaron ve Nane yağı karışımı

Na s cil ırlar th ın dokastal ız için ı baş toru kları n vu run a .

10ml Sarı Kantaron yağı içine 10 damla Nane yağını koyarak hazırlanan karışım akşamları yorgun ayak ve bacaklara masaj ile uygulanır. Aynı uygulama spor ve fiziksel aktivite sonrası da yapılabilir. Bu uygulama aynı zamanda cildi arındırır ve sıkılaştırır.

Ayak bakımı için doğal reçete

1 yemek kaşığı kantaron yağı

1 çay kaşığı zeytinyağı

1 çay kaşığı buğday tohumu yağı

12 damla nane yağı

Koyu renkli cam şişe (kremi ışıktan korumak, bozulmasını engellemek için)

Ayak Banyosu: Önce ayaklarınızı rahatlatmak için ılık bir su hazırlayın. İçine papatya çayı ve birkaç damla kantaron yağı ilave edin. Kantaron yağı cildinizin pürüzsüz olmasını sağlar ve rahatlamış hissedersiniz.

Happy Moments Nane Yağı: Nane yağı tazeleyici ve keskin aroması sayesinde canlandırıcı ve ağrı giderici etkiye sahiptir. Ayrıca cilt için arındırıcı ve ferahlatıcı özelliktedir.

Koyu renk cam şişenin içine kantaron, zeytin, buğday tohumu ve nane yağlarını koyun. Sıkıca kapattığınız şişeyi çok iyi sallayın, yağların iyice karışmasını sağlayın. Hazırladığınız kremi ayaklarınızı yıkayıp kuruladıktan sonra sürün.

www.happymoments.com.tr


ORGANİK KOZMETİK &MAKALE

ORGANİK BİLİNÇ

Organik güzellik Son Trend:

Doğallığa dönüş başlıyor... Kozmetik markaları birbiri ardına piyasaya sürdüğü organik cilt bakım ürünleriyle adeta birbiriyle yarışıyor! Organik cilt bakım ürünlerinin içeriklerinin organik tarımla üretilmiş olması gerekiyor. Aynı zamanda içeriklerinde kimyasal koruyucular ya da zararlı sentetik kimyasallar olmamalı. Dermatolog Rasime Erkan organik güzellikle ilgili merak ettiklerinize cevap buluyor. Öncelikle bir ürünün organik olduğu nasıl anlaşılır? Kontrol ve sertifikasyon, organik tarımın önemli basamaklarından biri. İç ve dış piyasalarda bir ürünün organik olarak satılabilmesi için “Organik Ürün Sertifikası”na sahip olması gerekiyor. Sertifika sistemi; ürünlerin ekolojik standartlara göre sanayi tesislerinden, karayollarından, çevre kirliliğinden uzak, toprağı, suyu ve havası temiz alanlarda üretildiğinin, işlendiğinin ve paketlendiğinin garantisi. Neden son dönemde organik ürünler bu kadar ön planda? Kozmetik endüstrisinin, gıdalarda kullanılması yasak olan zehirli kimyasallarla dolu maddeler içeren ürünler sattığını çoğu tüketici bilmiyor. Bir tüketici, günde ortalama 10 ila 15 adet kişisel bakım veya kozmetik ürünü kullanıyor. Bu ürünler yaklaşık 200’den fazla sentetik kimyasal bileşim barındırıyor. Vücudumuzdaki en büyük organ olan deri, cilde uygulanan ürünlerdeki kimyasalların yüzde 40 ila yüzde 60’ını emiyor. Ne yazık ki, bu toksik maddelere maruz kalanlar sadece tüketiciler değil. Aynı zamanda zararlı maddelere karşı kendilerinden çok daha hassas olan çocukları da temas yoluyla zarar görüyor. Kozmetik sektöründe ürün çeşitliliğinin ve tüketimin artmasıyla beraber ürünlerde kullanılan kimyasal maddelerin zararları daha fazla gündeme gelmeye başladı. Dolayısıyla daha sağlıklı bir bakım sunan organik ürünler ön plana çıkıyor. Her doğal ürün organik midir? Doğal ürünleri, bitkisel ve doğal maddelerden oluşan içeriğe sahip olan, sentetik kimyasal madde içermeyen ürünler olarak tanımlıyoruz. Organik ürünler ise doğal olup aynı zamanda içerdiği tüm bitkilerin ve doğal maddelerin organik tarım vb. organik metotlarla üretilmiş olduğu ürünlerdir. Her bitkisel ya da doğal ürün organik değildir. Organik olabilmesi için organik sertifikalı içeriklerden oluşması gerekir.

20

Aralık 2014

www.organikturkiye.com.tr

Bir organiktir gidiyor... Herşeyin özellikle gıdanın organiği olunca artık en doğalı (sanki diğer gıdalar doğadan gelmiyormuş gibi) en safı ve belki en kalitelisi anlaşılıyor. Organik tarım, organik gıda ile ilgili yayınlar da senelerdir konuyu organik tarımın nasıl başladığından alıp günümüz market koşullarına kadar özet geçiyor. Evet prensipte olay belli. Batının dünyanın aç kalacağı bahanesi ve daha çok kazanma telaşıyla başlattığı yeşil devrim tabiatla olan birlikteliğini, paylaşımını unutmuş, kazandığı kaybettiğini karşılayamaz duruma gelmiş ve hasta bir vaziyette dönmesiyle bugüne geldi. Bugün yeşil devrimin babası olan ülkeler yanlış yaptıklarını itiraf edemeseler de (çünkü pasta çok büyük, iş işten geçti) çoğunluğu organik tarımın ülkelerinde yaygınlaşması için destek veriyor. Batının doğayı meta olarak görmesi o raddeye gelmiş ki geçen bir ekoloji kitabında henüz tabiattaki rolünün ne olduğu ortaya çıkmamış bir canlı için yapılan araştırmalar sonucu bu canlının da nasıl kar getirecek bir yatırım olabileceğini tartışıyordu. Peki organik tarım denince sadece ilaçsız, gübresiz tarım ve organik gıda deyince katkısız gıda mı anlamalıyız? Ben bu işe girdiğim 2002 yılından beri organik üretimin reklamında hep bir doğa unsuru da olsun istedim. Çünkü yediklerimizin kalitesi sağlığımızı doğrudan etkiliyor olsa da ne organik sadece üretim modeli nede organik gıda sadece yediğimiz şey... Organik tarım üreticinin doğayla bağını tazeleyerek yapacağı üretim tarzı. Bunun için tabii ki teknik bilgi ama hissiyat da gerekli. Yani unuttuğumuz birşeyden tabiatın ruhundan ve onunla ünsiyet içinde olmaya ihtiyaç duyan bizim ruhumuzdan bahsediyorum. Ve tüketiciler de özellikle üretici ile bağ kurarlarsa, satın aldıkları gıdanın tabiata hizmet eden bir üretim biçiminden geldiğinin bilincinde olurlarsa bu iş farklı boyutlarda anlaşılmaya başlanır. Bunu niye söylüyorum? Çünkü insan sadece bedenden oluşmuyor. İnsanın aklı, nefsi ve ruhu var. Organik üretim/ gıda konvansiyonel gıdanın dışında insanın bu diğer yanlarına hitap edebilen; tüketilmesi bilinç, sevgi, duyarlılık ve fedakarlık gerektiren bir ürün. Organik gıda tüketmek için önce gıdalar hakkında bilgi sahibi olmak gerek. Konvansiyonel gıda ne, alternatifi nasıl olmalı, bunu sorgulamalı. Sonra üretilen gıda üretim modellerinin dünyaya verdiği zarar hakkında araştırmalı ve bireysel çözüm üretmek için arayışa geçebilmeli. Tüm bu şehir hayatı ve karmaşa içinde kaybettiği kendini, zamanını, sağlığını ona geri verebilecek tek varlık olan tabiata geri dönebilecek cesareti olmalı. TV karşısından çıkıp arabasına atlayıp şehir kenarında üretim yapan üreticileri bulabilmeli yada tabiatla başbaşa kalırsa kopamadığı stres ve dağınıklıktan uzaklaşabileceğini bilebilmeli. Gerçekten de eko-psikoloji üzerine çalışan uzmanlar tabiat ile daha yakın ilişki içinde olan bireylerin daha az stresli, daha mutlu, sakin ve dengeli olduğunu bildiriyor. Yine aynı uzmanlar tabiat sevdirilerek büyütülen çocukların konsantrasyon kabiliyetleri daha yüksek, obezite riski daha düşük, kendini ifade edebilme ve dostça ilişkiler kurma yönünden daha gelişkin olduklarını söylüyor. İnsan ile tabiat arasında kaybetmeye doğru giden bir bağ var. Sonunda insan topraktan yaratılmış. Gün içinde şartlanmış düşünceler içinde bu bağı hissetmiyoruz. Sadece eğer bir şekilde yolumuz düşer de ormanlık, kırlık vb. bir alan yolumuz düşerse ortamın güzelliği, sessizliği ve ihtişamı gönlümüzü titretiyor. İşte organik üretim insan-tabiat bağını ele alan bir tarzda tanıtılsa bu işin sadece bir üretim değil, düşünce, hissetme ve yaşam tarzı olduğu bilinci uyandırılsa, tüketilebilir olmanın yanında inanılabilir bu tek üretim tarzı belki daha iyi anlaşılır. • BERRAK BİRGİLİ ZİRAAT MÜHENDİSİ


ORGANİK GÜZELLİK

Dudaklarda

devrim zamanı

Organik boyalardan elde edilen kalıcı makyajla dudaklarda devrim zamanı. Makyaj Uzmanı Erdal Bektaş’ın organik uygulamasıyla ‘kalıcı makyaj’, silikon esaretine son veriyor. Dudaklarınıza organik makyajla “şekil” yapın, her sabah dolgun dudaklarla güne “Merhaba” deyin. İş kadınlarının en büyük kurtarıcısı kalıcı makyaj uygulaması “organik” bitkisel içerikli ürünlerle şimdi daha sağlıklı. Makyaj Uzmanı Erdal Bektaş, organik bitkilerden elde edilen boyalarla gerçekleştirdiği “kalıcı dudak makyajı” ile sizi arzu ettiğiniz dolgun dudaklara “doğal” yollardan kavuşturuyor. Bektaş, dudak makyajında güzelliğin sadece sıvı silikonla sağlanabileceği düşüncesinin büyük bir yanılgı olduğuna dikkat çekerek, “Bakımlı görünmek isteyen kadınlar ilk olarak diri ve dolgun dudaklara sahip olmalı, fakat bu silikona bağımlı bir şekilde gerçekleştirilmemeli. ABD’de sıvı silikonun direkt doku içine enjeksiyonu yasaklandı. Geçici dolgu maddeleri vücuda uyum sağlamayabilir. Sağlık sorunları yaratmayan doğal organik boyalarda ise bu uyumsuzluk söz konusu olmaz” dedi.

Şeklini, rengini kendin belirle “Dudak şeklini ve rengini, organik ve kalıcı makyaj uygulamasını tercih edenlerle birlikte belirliyoruz” diyen Bektaş, “Kişi neyi arzuluyorsa yüzüne uygunluğu çerçevesinde kalıcı makyaj işlemi uyguluyoruz. Böylelikle kişi gündelik koşuşturmada makyaj derdini düşünmeden pratik, doğal, kalıcı güzelliğe kavuşuyor” diye konuştu. Belirli durumlardaki rahatsızlıklarda kalıcı makyaj uygulaması doktor kontrolünde yapılıyor. Bunlar; Şeker hastalığı olan kişiler, Hemofili olan kişiler, AIDS, Anemi olan kişiler, Tıbbi bir sorun nedeniyle kaşları olmayan kişiler.

Her sabah makyajlı, dolgun dudaklarla uyanın Türkiye’de kadınların makyaja ayırdıkları sürenin günde ortalama 15 dakika olduğunu belirten Makyaj Uzmanı Erdal Bektaş, “Gündelik koşuşturmacada her gün makyaj yapmaya üşenen kadınlar güzelliklerinin farkına varamıyorlar. Kalıcı makyajla sadece bir kez 15 dakika ayırarak uzun süre istedikleri renkte dolgun dudaklarla uyanacaklar” dedi.

www.organikturkiye.com.tr

Aralık 2014

21


ORGANİK HAMİLE

Hamilelik Sürecinde Organik Beslenmenin Önemi Artık yaz aylarında kış meyve ve sebzelerini kış aylarında ise yaz meyve ve sebzelerini kolay bir şekilde bulabiliyoruz. Peki, bunların hepsi organik mi? Seralarda yetiştirilen ve kimyasallar kullanılarak üretilen meyve ve sebzeler sağlığınızın bozulmasına neden olabilir. Bu nedenle her zaman organik ürünleri tercih etmelisiniz. Çünkü Organik besinlerde kimyasal katkılar ve ilaçlar bulunmaz. Tamamen doğal ortamında yetişen organik besinler vitamin ve protein bakımından da daha zengindir. Hamilelik döneminde karnınızdaki çocuğunuzun sağlıklı bir şekilde gelişmesi gerekiyor. Bunun içinde hiç şüphesiz doktorunuz size bir diyet ve beslenme programı yazmıştır. Ancak doktorunuzun ya da sizin belirlediğiniz beslenme programındaki sebze ve meyveleri alırken kesinlikle dikkatli olmalısınız. Çünkü organik besinleri artık eskisi kadar kolay bulamıyoruz. Hamilelik sürecinde Organik ürünler ile beslenmenin önemini anlatmak için size bir araştırmadan bahsedeyim. Bildiğiniz gibi haşereleri öldürmek için haşere ilaçları kullanılmaktadır. Bu ilaçlar içerisinde yer alan endokrin engelleyici maddeler haşerelere karşı oldukça etkili olabiliyor. Yapılan araştırmalara göre endokrin engelleyicilerin insan vücudu üzerinde büyüme, cinsel gelişme, davranış, bağışıklık sistemi, üreme, hormon salınımı gibi mekanizmalar üzerinden olumsuz etkiler oluşturduğu ortaya çıkmıştır. Yine aynı araştırmaya göre organik olmayan

22

Aralık 2014

www.organikturkiye.com.tr

birçok üründe de endokrin engelleyiciler bulunmaktadır. Bu nedenle kendinizin ve özelliklede çocuğunuzun sağlıklı bir şekilde gelişmesi için kesinlikle Organik alışveriş yapmayı tercih etmelisiniz. Hamilelik sürecinde çocuğumuzun sağlığı bizi yakından ilgilendirse de kendi sağlığımızda bizim için önemlidir. Özellikle aşırı kilolardan kaçınmak ve vücut sağlığımızı korumak isteriz.

Bir Organik ürün yapısı gereği kilo almayı, obez olmayı hatta diyabet olmayı engelleyebiliyor. Bu sayede hamilelik süreciniz geçtikten sonra aşırı kilolar ile karşı karşıya kalmıyorsunuz. Fazla kilonuz olsa dahi bunu vermek çok kolay oluyor.

Seçtiğiniz 10 üründen 1 tanesinin organik sertifikalı olmasına özen göstererek;

20

Her yıl

milyon ölçü sütün antibiyotik ve yapay hormon kullanılmadan üretilmesini, sağlıyorsunuz.


Yörünge R A H M İ AY D I N

Düzce Organik Güvenilir Gıdalar Derneği Başkanı

Mevsim geçişlerinde organik beslen Organik ürünlerle beslenerek, mevsimsel geçişlerin sebep olduğu bazı rahatsızlıklardan korunma yolları var. Bu da bilhassa sonbahardan kış mevsimine geçerken bünyenin immün sistemdeki zayıflıkların öne çıktığı bir dönemdir, zira daha fazla korunmaya ihtiyaç duyulduğu soğuk bir iklime girilmektedir. u gibi dönemlerin beslenme ile ilgili daha fazla enerji verebilen ve mevsimlere direnme güçünü artıran ürünlere ihtiyaç vardır. Bu ürünlerin Organik ürünler olmasının da ayrıca bir önemi vardır. Organik ürünlerin yetişmesi sırasında, Organik madde dışında herhangi bir kimyasal ürün ile takviye edilmesi söz konusu değildir. O zaman Organik ürünlerin yetişmesi tamamen doğal vitaminler ihtiva eder, bu da bünyemize lazım olan gıdalardır. İşte mevsimsel mikrobiyel rahatsızlıkların, gribal enfeksiyonlar, grip nezle gibi olası ve toplum olarak etki altında kalına bilen rahatsızlıklarda, bu mikropların etkilerini azalta bilecek hatta etkilerini önleyebilecek bir üründen bahsetmek istiyorum, bu ürünler çeşitli vitaminsel gruplar olduğu gibi Organik Talkım Elma Sirkesi, tamamen doğal yetişmiş elma ağaçlarından toplanmış ve yetişme bölgelerinin, Organik alanlar,

B

havzalardan oluşmasının büyük önemi vardır, Çünkü bu sözü edilen elma türleri ekim- kasım aylarında toprağa düşseler bile, ocak-subat aylarında kar altından bulunsa aynı nefasette yiyebileceğiniz elma türleridir. Bu sebepten dolayı Talkım Elma Sirkesi, içinde barındırdığı yararlı mikro organizma ile Toplumda bulaşabilen, Grip, nezle gibi rahatsızlıklardan korunma amaçlı içerek, ağız ve burundan gargara yaparak, rahatlıkla kullana bileceğiniz bir ürün olarak tavsiye edebilirim, bu gibi rahatsızlıkların iş verimini düşürdüğü muhakkaktır. Bu nedenle bu mevsim geçişlerinde Talkım Elma Sirkesi kullanımı, gribal enfeksiyonların önlenmesinde hem de toplum içinde yayılmasının önüne geçilmesinde, büyük fayda sağlamaktadır. Görüldüğü gibi gıdaların beslenmede olduğu gibi toplumsal yararlarıda vardır. Sağlıklı ve Mutlu Yaşam, Organik Beslenme Vücuda Verilen Hürriyettir.




SÖYLEŞİ

“organik tekstili türkiye’ye tanıtacağız” Ecocotton markasıyla Türkiye’de bir ilki gerçekleştirerek yüzde 100 organik ev tekstili üretimi gerçekleştirdiklerini belirten Egem Tekstil Yönetim Kurulu Başkanı İbrahim Uzunoğlu, Türkiye’de ev tekstilinde organik yaşamı tüketiciye tanıtıcaklarını söylüyor.

26

Aralık 2014

www.organikturkiye.com.tr


www.organikturkiye.com.tr

Aral覺k 2014

27


SÖYLEŞİ

G

ıdada organik ürün tüketimi belli bir ivmeye gelse de halen giyim ve tekstil ürünlerinde istenilen tüketici algısı oluşmuş değil. Ancak bu konuda sabır gösteren ve kalitesinden taviz vermeden üretimine devam eden firmalar, Türkiye pazarında organik tekstili geliştirmeye devam ediyor. Bu firmalardan biri de Ecocotton markasıyla yüzde 100 organik tekstil ürünleri üreten Egem Tekstil. 1996 yılında Denizli’de kurulan firma 2003 yılından bu yana da organik ürünleri ile piyasada yer alıyor. Bugün itibariyle 20 ülkeye gerçekleştirdiği ihracatı ile Türk tekstil markasını tüm dünyaya tanıtan Egem Tekstili ve organik pazarını, firma sahibi İbrahim Uzunoğlu ile konuştuk. Organik işine 2003 yılında Portekiz’den getirttikleri renkli pamuk ürün ile başladıklarını belirten Uzunoğlu, o zamandan bu yana Ecocotton markasını tescillettiklerini ve uzun vadede trend olmasını ve kendilerine ivme kazandırmasını bekledikleri organik sektörüne bu şekilde girdiklerini aktarıyor. “Bu bir yaşam felsefesi” diyerek, kendisinin de organik ile iç içe bir yaşam sürdürdüğünü ifade eden Uzunoğlu, organik üretime bakış açısını şöyle aktarıyor:

“Yaşamın içinde bu tarz istekler olmazsa bu işleri yapmak içinizden gelmez. Ben aslen köylü çocuğuyum. Organik sevdalısı olmak çok farklı bir şey. Biz işletme içinde de en çok bu işe inanan benim. İşin başında da ben varım. Ben iyi bir organik sevdalısıyım. Bizim sloganımız Türkiye’de ilk. Bu tarzda yüzde 100 organik çalışan firma yok. Biz bunu yıllardır yurt dışına yapıyoruz. Yurt dışında uzun yıllardır insanlar organik ürün kullanıyor. Neden bizim insanımız kullanmasın diyerek bu işe girdik. Türkiye de marka olmak için emin adımlarla ilerleyecek ve biz de bunun içinde ve takipçisi olacağız. İnsanları kandırmayacağız. Bu uzun vadeli bir iş.”

gerekirdi. Ama en fazla %25-30 oranında bir kar marjı ile kazancımızdan fedakârlık gösteriyoruz ki organik ürün almak herkesin hakkı olsun.Çünkü biz kendimizden fedakarlık yapıyoruz. İmalattan ve Kar marjımızdan fedakarlık yapıyoruz. Normalde 100 liraya mal ettiğimizi 110 liraya satıyoruz. Piyasa algısını iyi oturtmak istiyoruz, insanların bizi iyi algılamasını, satışlarımızın belli bir noktaya gelmesini istiyoruz ki insanlar da organik ürünün kullanmanın farkını anlasınlar. Organik ürün kullanmayı tercih ederek sağlıklarına da katkıda bulunsunlar. Bir insanın yaşamına katkı sağlamak bizim için güzel bir şey” diyor.

“KAR MARJIMIZDAN FEDAKARLIK EDİYORUZ”

Ecocotton ürünlerinin sağlıklı olmasının yanında tasarımları da oldukça şık ve dikkat çekici. Bu konuda yaptırdıkları bir araştırma ile Türk kadınının profilini çıkardıklarını da belirten Uzunoğlu, Ecocotton markasını şöyle anlatıyor:

Çoğu organik firmasının aksine, Egem Tekstil bünyesinde üretilen organik ürünler ile konvansiyoneller arasında çok büyük fiyat farklılıkları yok. İbrahim Uzunoğlu, organik maliyetlerinin yüksek olduğunu ama bu konuda fedakarlık yaptıklarını dile getiriyor. Uzunoğlu, “Normal şartlarda fiyatlandırma politikasına göre hareket etmiş olsaydık şu anki fiyatları ikiye katlamamız

“Ecocotton’da ev tekstili ürünlerinin hepsi var. Bizim isteğimiz ve arzumuz bebek den yetişkine ürünlerimizin kullanmını sağlamak.bu nedenle ürün konseptimize bebek konsepti ile başladık.amacımız bebeklikden başlayarak yetişkinlik

Bizim sloganımız “Türkiye’de ilk”. Bu tarzda yüzde 100 organik çalışan firma yok.

28

Aralık 2014

www.organikturkiye.com.tr


sürecinde de devam edilerek organik kullanımını bir yaşam felsefesi haline getirmek. Biz ne kadar Avrupa ya da diğer ülkelere ürün versek de öncelikli pazarımız Türkiye iç pazarı ve çevre ülkeler. Oralarda Türk dizileri çok tutuluyor.Özellikle Osmanlı motiflerinin olduğu dizilere karşı ilgi büyük.Biz de bundan esinlenerek Ottoman grubunu hazırladık. Marine grubumuz ile de denizle hemhal olmuş Akdeniz ülkelerine hitap ediyoruz. Organiğin olmazsa olmazı Naturel grubumuz ve 2014 yılında koleksiyonumuza eklediğimiz Luxury grubumuz ile çeyiz kültürüne katkı sağlıyoruz. Biz bir ürün sattığımızda istendiği takdirde ürünün kimliğini verebiliyoruz. Hangi tarihte dokuması, boyası, konfeksiyonu ve paketi yapıldı gibi süreçleri içine alan bir kimlik oluşturabiliyoruz. Uzun zamandır Avrupa’da bir ülkeye organik ürün yapıyorum. Ürünün üstünde kalitesini yapan kişinin imzası bulunmakta. İnşallah en kısa zamanda ecocotton ürünlerinde de bu uygulamayı başlatacağız. En yakın zaman da bütün ürünlerde kalite kontrolünü yapan kişinin imzası bulunacak. Ecocottonla çuvaldan çıkma anlayışını değiştireceğiz. Diğer bornozları üzerinize aldığınız zaman çuval gibi duruyor. Bence bornozda üzerinizde güzel durmalı. Biz bornoz değil kıyafet üretiyor gibi çalışıyoruz. İnsan vücuduna uygun şekilde üretiyoruz. Bayanların en hassas olduğu konu giydiği üzerine yakışsın, kendine yakışsın, güzel ve zarif olsun en önemlisi de rahat olsun. Bizim bornozumu giydiğinizde kendinize güveniniz artacak. Bir başka yerde giydiğiniz bornozla bizim bornozumuz arasındaki farkı anlayacaksınız. Giydiğiniz zaman bir hantallık göremeyeceksiniz. Bayanlar güzelliğe önem verir. Biz bu güzelliğe tasarımlarımız ile katkıda bulunuyoruz.

organik ev tekstil üretimine girdik. Tabiri caizse elimizi taşın altına soktuk. Bu iş para kazanmak için uygun bir iş değil. Biz bunu hem sosyal sorumluluk hem de gelecekle beraber gelişecek bir pazara hazır olmak için yapıyoruz. Ülkenin GSMH’sı belli bir noktaya gelirse bu ülkenin organik kullanımı artacak. Alım gücüyle ve algıyla alakalı. İnsanları doğru bilgilendireceğiz ve güven vereceğiz. Bizim yapmamız gereken şey bu. Türkiye’de ilkiz. Ama dünyada bugüne kadar bu konsepti de görmedim. Bu konuda da iddialıyız. Organik tekstil son 10 yılda satışlarda ivme kazanmış durumda. Çünkü algı gün geçtikçe çoğalıyor. İnsanlarda kalite anlayışı, kimyevisiz yaşam anlayışı oturmaya ve bir felsefe haline gelmeye başladı. Son 10 yılda organik ürünlerde satış anlamında ivme kazanmış gibi dursada yeterli seviyeye ulaşamıyor ama benim halen bu konuda ümidim var. Bu konuda iyi şeyler olacağı kanaatindeyim. Müşteriye doğru şeyler sunarsanız bunu kabullenir. Biz Türkiye’de bu konuda iddialıyız. Biz organiği Türkiye’de özellikle ev tekstilinde ecocotton markası ile sevdireceğiz. Organik ürünlerle insanımıza ve yaşamlarına katkı sağlayacağız.”

Bir başka yerde giydiğiniz bornozla bizim bornozumuz arasındaki farkı üzerinize giydikten sonra ortaya çıkan zarafet ile anlayacaksınız.

Biz her zaman tüketicimizin yanındayız. Organik olmasının dışında havlularımız da çift dikiş kullanarak patlamama garantisi veriyoruz. Patlarsa da anında iade alıyoruz.

ECOCOTTON TÜRKİYE’DE 180 NOKTADA Egem Tekstil’in iç piyasadaki markası olan Ecocotton’un aynı zamanda 11 ülkeye de ihraç edildiğini sözlerine ekleyen İbrahim Uzunoğlu, “Bununla beraber de ülke içinde 180 noktada bayimiz var. Bazı bölgelere halen girmiş değiliz. Özellikle Marmara bölgesi başta olmak üzere Akdeniz ve Ege bölgelerinin tamamında kısmen de Anadolu ve Güney Anadolu bölgelerinde yer alıyoruz. Bir taraftan da diğer bölgelere girmek için çalışmalar yürütmekteyiz. Tepe Home’lar da yer alarak oradaki müşterinin takdirini kazanmayı başardık. Online satışlar için de İstanbul’da bir firma ile anlaştık. Alışveriş sitelerinde ürünlerimiz yer alıyor. Aynı zamanda kendi online satış sitemizi de oluşturduk.”diyerek, Ecocotton markasına nasıl ulaşabileceğimizi de anlatıyor.

“KİMYEVİSİZ YAŞAM ANLAYIŞI OTURMAYA BAŞLADI” Organik tekstil işinin henüz beklenen ivmeye oturmadığını da sözlerine ekleyen Uzunoğlu, bunun gönüllülük esasıyla ve sabırla, kaliteden ödün vermeden gerçekleştirilecek bir çalışma olduğunun altını çiziyor. Uzunoğlu, sektörü ve beklentilerini ise şöyle özetliyor: “Bu iş çok zor bir iş. Egem Tekstil olarak orta ölçekli bir firma olmamıza rağmen büyük bir cesaret ile

İbrahim Bey, kızı Büşra ile birlikteyken...

www.organikturkiye.com.tr

Aralık 2014

29


Rota FUNDA GÖKER funda.goker@hotmail.com

Anadolu buğdayı: Siyez Buğday denizi Anadolu’nun dört başı mağrur adasıdır, Siyez. Kah Anadolu’nun yüce dağı Ilgaz’ın eteklerinden kah Küre Dağı’nın kuytuya saklanmış küçücük tarlalarının selamıdır Türkiye’nin, dünya kültür mirasına. astamonu çiftçisinin asla yüz çevirmeyen yoldaşıdır. Yüzlerce yıldan bu yana Kastamonu köylüsünün güvendiği dağdır, asla kar yağmayan. Kötü gün dostudur, en kurak yıllarda bile fakir çiftçinin sofrasından ekmeği, bulgurunu eksik etmeyen. Hastalık nedir bilmez, yağmur aramaz, çamur dinlemez, damarda kan donduran zemheride de söyleyecek sözü vardır Siyez’in, kavurucu Ağustos sıcağında da. Yeter ki tohumu toprağın cömert bağrına hele bir ulaşsın, bir damla can suyu, el kadar güneş ışığı ile soluklansın; dört koldan fışkırtır bereketini. Mercan yeşilinden sürgün verip de gün gün altın sarısına yatan başaklarıyla salınır yüzlerce yıldır yeryüzünün salıncağında. Bedenine vuran her rüzgar fiskesinde biraz daha boy atar, güç toplar, dimdik başıyla selamlar zamanın yolcularını. Literatürdeki ismi ‘Tr. Monococcum’ olarak geçer geçmesine de, Kastamonu’da kimi ona ‘Siyez’ der, kimi ‘Kavılca’. Bir de ‘çift taneli’ başaklarıyla, kardeşi ‘Gernik’ vardır. Her ne kadar bundan 12 bin yıl önce Mezopotamya ve ülkemizin Güneydoğu Anadolu Bölgesi’ni kapsayan ‘Bereketli Hilal’de ilk kez kültüre alınsa da, günümüzde yoğun olarak sadece Kastamonu’da tarımı yapılıyor. Kastamonu çiftçisi Hititli ve Frigli

K

30

Aralık 2014

www.organikturkiye.com.tr

atalarından emanet aldığı mirası, geleceğe taşıyor büyük bir gayret ve gururla. Kastamonu’nun ekonomik açıdan en dezavantajlı, ancak buna karşın el değmemiş doğası ile en şirin ilçelerinden biri olan İhsangazi’nin günümüzde ‘kalkınma’ argümanlarından biridir. 2012 yılında Slow Food Vakfı tarafından ülkemizin ilk Presidia* ürünü olarak ilan edilen İhsangazi siyez buğdayı, uluslararası podyumda da hak ettiği değeri yakalama yolundadır. 2n kromozom yapısı ve bir sıradaki tek tanesini saran sıkı kabuğu sayesinde üretim aşamasında rekabet gücü son derecek yüksek bir buğday türü. Glisemik indeksi düşük, buna karşın içerdiği protein, fenolikler, tokoferoller ve karotenoidler açısından da oldukça zengin. Kastamonu halk mutfağının zengin mönüsünde bir çok kullanım alanı vardır Siyezin. sade pilavı yapıldığı gibi, sebzeli, yabani meyveli, mantarlı pilav çeşitleri de revaçtadır. Çorbasını, dolmasını da unutmamak lazım. *Presidio, Slow Food Biyoçeşitlilik Vakfı tarafından desteklenen, küçük üreticileri ve kaliteli artıran ürünleri korumak için doğmuş Slow Food projesidir. Amacı üreticileri organize etmek, yeni pazar fırsatları yaratmak, lezzetlere değerlerini vererek yerel üreticilerin geleceğini korumaktır.

Siyezin ortalama besin değerleri şu şekildedir: • Enerji: 340 kcal/100g • Kül 1,70 g/100 g • Protein 14-25/100 g (ekmeklik buğdaylarda bu değer 10-12 gr./100 g) • Karbonhidrat 64,92/100 g • Diyet lif 9,72/100 g • Yağ 1,78/100 g • E Vitamini 0,09 mg/100 g • B1 Vitamini (tiamin) 0,25 mg/100 g • B2 Vitamini (Riboflavin) 0,026 mg/100 g • Niasin 4,21 mg/100 g • B5 Vitamini 0,208 mg/100 g • B6 Vitamini 0,41 mg/100 g • B7 Vitamini 1,66 IU/100 g • B12 Vitamini 0,091 IU/100 g • K2 Vitamini 1,23 IU/100 g • Folik Asit 26 IU/100 g • Çinko 5,32 mg/100 g • Demir 4,21 mg/100 g • Fosfor 159,7 mg/100 g • Kalsiyum 32,26 mg/100 g • Magnezyum 93,51 mg/100 g • Potasyum 403,5 mg/100 g • Sodyum 3,41 mg/100 g • Selenyum 11,5 IU/100 g • Ham lif %0,90 • Nişasta %56,69


Fitoterapi P R O F. D R . E K R E M S E Z İ K Türk Fitoterapi Derneği Başkanı

“Kuşburnu çayı soğuk algınlığından korunmanıza yardımcı olur” Kuşburnunun ülkemizin hemen her bölgesinde yabani olarak yetişen, çalı şeklinde bir gül çeşididir ve halk arasında itburnu, yaban gülü, şilan gibi isimlerle de bilinir. nadolu’da yaptığımız halk ilacı araştırmalarında kuşburnu meyvelerinin öksürük, bronşit, romatizma, mide ağrıları, hemoroit ve ishale karşı genellikle çay halinde kullanıldığını tespit ettik. Halk, meyveleri kurutup ya olduğu gibi veya parçalayıp çay olarak içmekte... Meyvelerin daha doğru kullanımı, Avrupa Farmakopesi’nde yani Avrupa Standart İlaç Kitabı’nda verilmiştir. Şöyle ki, kuşburnunun sert çekirdeklerinden ve çevresindeki tüylerden kurtarılıp, kurutulmuş meyve kabuğunun kullanılması gerekir. Çünkü bu kısım, şifalı etkisi olan C vitamini ve prosiyanidin denen maddeler bakımından daha zengindir. Bitki ve meyve çaylarında da bu kısım kullanılmaktadır. Kuşburnu meyvelerinin ülsere karşı, yangı giderici ve antioksidan etkilerinin bulunduğunu, değişik deney hayvanları kullanılarak yapılan bilimsel çalışmalarla gösterilmiştir. Avrupa’da bitkilerle tedavide, kuşburnu meyveleri geleneksel olarak, soğuk algınlığında veya koruyucu olarak kullanılmaktadır. Kuşburnu meyve tozu veya ekstresinden hazırlanan preparatların osteoartritte kullanıldığını da belirtmekte yarar var. Bu etkiyi açıklayan bilimsel çalışmalar da yapılmıştır ve yapılmaktadır. Bu amaçla ya tek başına veya glikozamin vd. maddelerle beraber kullanıldığında daha etkili olduğu bulunmuştur. Kuşburnu meyvesi nasıl kullanılmalı? Kuşburnu geleneksel olarak soğuk algınlığı, üşütme ve bu hastalıklara karşı koruyucu olarak günde 2 defa 2,5 gram olarak kullanılır. Kuşburnu piyasada, poşet çay, C vitamini bakımından zenginleştirilmiş kapsüller ve aktarlarda kuru meyve halinde satılmaktadır. Aktarlardan bitkisel ürün almanızı bir sağlıkçı olarak tavsiye etmiyoruz. Poşet çaylarda bir poşette, genellikle 2-2,5 gram civarında kuşburnu meyve kabuğu bulunur. Dolayısıyla belirtilen amaçlar için günde 2-3 poşet çay içmek yararlı olabilir. Poşet kuşburnu çaylarının, güzel mor renginin ‘Sudan bamya çiçeği’ adlı şifalı bir çiçekten ileri geldiğini de hatırlatalım. İnternet tıbbına dikkat! Tüketici olarak bilimsel araştırmaya dayanmayan bu içerikler konusunda dikkatli olmalısınız. İnternette kuşburnu meyveleri her

A

derde deva olarak sunuluyor. Öyle ki, sellüliti önlediği, cinsel isteği artırdığı gibi etkileri olduğu belirtiliyor. C vitamini kaynağı olarak da marmelatı tavsiye ediliyor. Bilindiği gibi, marmelat yapmak için meyveler su ile uzun süre kaynatılır. C vitamini, ısıya son derece dayanıksız olduğu için bu ısıtma sırasında parçalanır ve böylece marmelatta C vitamini kalmaz. Kısacası internet tıbbında, bilimsel araştırmaya dayanmayan kullanım bilgileri bulunuyor. Bu bilgilere karşı dikkatli davranılmalısınız.

www.organikturkiye.com.tr

Aralık 2014

31


ORGANİK MARKET

Bakırköy Organik Kurucusu Zeki Keçeci

“MUTLULUĞU ORGANİKTE BULDUM”

Daha sağlıklı bir hayat ve hastalıklardan uzak kalabilmek için organik beslenmenin önemine dikkat çeken Bakırköy Organik Kurucusu Zeki Keçeci, “mutluluğu organik tarımda ve organik ürünlerde buldum” diyor.

O

rganik sektöründe hizmet veren firmaların hemen hepsinin kurucularının çıkış noktası, kendileri ve özellikle çocuklarına daha sağlıklı bir hayat yaşatmak fikri olduğunu gördük. Ancak Bakırköy Organik Kurucusu Zeki Keçeci’nin organikle tanışma hikayesi bunların arasında en fazla dikkat çekenlerden biri oldu. Çocuğunun hastalanması sonrasında doğru ve sağlıklı beslenmenin önemini daha iyi anladığını ifade eden Keçeci, organikle tanışmasını şöyle

32

Aralık 2014

www.organikturkiye.com.tr

aktarıyor: “İnsanların hastalıklarını tedavi etmek için hastane kurmak yerine hasta olmalarını engellemek için yeni dünya düzeninde hasta olmamak için neler tüketilmesi gerektiği ön planda. 6 yıl önce küçük oğlumu hastalık teşhisi ile hastaneye yatırdık iki operasyon geçirdi. İkinci operasyonda kalın bağırsakta bir miyom tespit edildi. O miyomun da sağlıksız beslenmeden kaynaklandığını ifade etti doktorlar. O gün hastane odasında karar verdim bu işi yapmaya. Şimdi çocuğum organik besleniyor.”


Nef ise Karatay

Ne demis? Nefise Karatay, organik yiyeceklere önem veriyor

“HER MÜŞTERİYE ORGANİĞİN ÖNEMİNİ ANLATIYORUM” Bakırköy Organik’in 18 ay önce açıldığını da sözlerine ekleyen Zeki Keçeci, sağlıklı beslenmeyi düşünenlerin organik ürünleri tercih etmeleri gerektiğini ifade ediyor. Şu anda organik sektörü Türkiye’de oturmadığı için organik ürünlerin hala pahalı olduğunu da belirten Keçeci “Tüketim hızlandığında maliyetler düşer. Bakırköy Organik olarak, Türkiye’deki organik üreticilerden gelen ürünleri satıyoruz. Organik pazarlardan da zaman zaman toptan ürün alıyoruz. Organik üretimin organik gıda maddelerinin insan sağlığına faydalarını, hangi hastalıkları engellediğini anlatıyoruz. Tabii ben anlattığım zaman da benim heyecanımı anlıyor insanlar. Daha önce bunu yaşadığım için. Ben ne hissettiğimi anlatıyorum” diyor.

“Bu konuda çok hassasiyetli davranıyorum” Nefise Karatay; “Soframızda bulunan yiyeceklerin organik olmasına elimizden geldiğince eşimle birlikte özen gösteriyoruz. Çünkü sağlık her şeyden önemli, organik besinler gerçekten sağlığımız için çok önemli. Ben de bu konuda çok hassasiyetli davranıyorum.” açıklamasında bulundu.

Müşteri kitlelerinin üst gelir grubu olduğunu kaydeden Keçeci, “Alt gelir grubundaki insanlar organiğin ne olduğunu bilmiyor. Ekonomik durumları da bunu almaya yeterli değil” sözlerini kaydediyor. “ÇOCUK ELBİSELERİ SATIŞINA BAŞLAYACAĞIZ” Bakırköy Organik’te şu anda hemen her alanda ürün satışı yapıldığını da belirten Zeki Keçeci, mevcut ürünler ve gelecek hedefleri konusunda şunları paylaşıyor: “Bal kozmetik, zeytinyağı, propolisler, sabunlar, kuru bakliyatlar, meyve, sebze, süt, yoğurt şu anda bulunan ürünlerimiz. Tekstile de başlıyoruz. Çocuk elbiseleri satışına başlayacağız. Bir bölümü tamamen çocuk kıyafetleri üzerine düşünüyoruz. İstanbul bayiliği almak gibi bir düşüncemiz var. Bulunduğumuz AVM’de ön tarafa kafeler yapılacak. Oralarda yönetimle görüştük. Uygun imkanlar olursa kafeterya restoran da düşünüyoruz.”

Seçtiğiniz 10 üründen 1 tanesinin organik sertifikalı olmasına özen göstererek;

98 Her gün

milyon ölçü içme suyunun kimyasallardan arınmasını, sağlıyorsunuz.


ORGANİK NEDEN

Organik 8 neden!

ürünler kullanmanız için Organik ürünler tüketmeniz için oldukça fazla neden var. Sayısız araştırma gösteriyor ki organik ürünler sizin için de aileniz ve çevreniz için de çok daha iyi ama özellikle bazı kilit alanlarda!

34

Aralık 2014

www.organikturkiye.com.tr


Ödeyeceğiniz her fazla kuruşa değeceğini size kanıtlayan 8 neden şöyle: Besin değerleri daha yüksek Elli yıldan fazla zamandır yapılan çalışmalar gösteriyor ki organik ürünlerin besin değeri çok daha fazla. Hala yapılmakta olan araştırmalarda da vücudunuzun ihtiyacı olan vitaminleri daha etkili bir şekilde almanızı sağlıyor.

Zararlı tarım ilacı barındırmazlar Hemen her gün yediğimiz gıdaların içerdiği zararlı kimyasallarla ilgili haberler okuyoruz. Bir ürünün organik olabilmesi için doğal olarak yetişmiş, toplanmış ve tüm sürecini tamamlamış olması lazım. Zararlı kimyasal maddeler, böcek ilacı, bitki öldürücü, antibiyotik ve büyüme hormonları ise asla içermezler. Bunun yerine organik tarımla ilgilenen çiftçiler ekili alanlarında gübre ve doğal olarak üretilmiş böcek ilaçları gibi daha güvenli yöntemlerle ürünlerini ve hayvanlarını yetiştirirler.

Özellikle çocuklar için iyidir Gıda ürünlerinde kullanılan kimyasallar özellikle çocukların hassas bedenleri için zararlıdır. Eğer çocuklarınız varsa, organik gıda kullanma konusunda daha titiz davranmalısınız. Eğer organik gıda tüketmenin maddi külfeti size fazla geliyorsa, o zaman hem hesaplı hem de çoğunlukla organik üretimine devam edilen, yemeden önce soymadığımız üzüm, elma, armut, dut ve lifli sebzeleri tercih edebilirsiniz.

Daha doğa dostudurlar Organik gıdalar geleneksel yollarla yetiştirildikleri, zararlı kimyasalları içermedikleri için çevreye de zarar vermezler. Organik tarım yiyeceklerin sağlıklı yetişmesi için ve çevreye zarar vermeyecek şekilde nöbetleşe ekimle yapılır. Bu dönemler toprakta bulunmayan kimyasallar toprağa ve suya aşılanmaz ve böylece yıllarca hasat yapabileceğiniz topraklarınız olur.

Daha güvenlidirler Organik olmayan ürünler taşıdıkları kimyasallar ve koruyucular nedeniyle, besinden kaynaklanan E. coli virüsü ve bakterilerin vücudunuza aşılanmasına neden olur. Organik olmayan ürünlerde, organik ürünlerde görülenden daha fazla besin kaynaklı bakteri ve virüse rastlandığı bir gerçektir.

Daha lezzetlidirler Son olarak, organik ürünler çok daha lezzetlidir! Daha taze olmaları, kimyasal ilaçlamaya maruz kalmamaları da onları daha lezzetli yapan etkenler arasındadır. İkna olmadıysanız bir organik domates alın ve genellikle satılan yavan, organik olmayan domatesle kıyaslayın. Kesinlikle tatmin olacaksınız!

Seçtiğiniz 10 üründen 1 tanesinin organik sertifikalı olmasına özen göstererek;

53 Her gün

milyon ölçü yiyeceğin kimyasal tarım ilacı veya GDO kullanılmadan üretilmesi ve yenmesini, sağlıyorsunuz.

Büyük ölçüde yerlidirler Herhangi bir kimyasalı bünyesinde barındırmadığından organik ürünlerin raf ömrü kısa olur. Bu da birçok açıdan iyi olacak şekilde yerelde yetiştirilmeyi gereksindirir. Bu hem çevre için iyidir, hem de ürünün pazara ulaşım aşamalarını kısaltır.

Daha tazedirler Yapay koruyucular içermezler ve organik olmayan ürünlere kıyasla daha tazedirler. Kimyasallarla yetiştirilmiş ve bal mumuyla kaplanmış bir elma, rafta haftalarda tutulabilir. Dolayısıyla aldığınız ürünler her zaman taze olmayabilir. Ama organik elmanın raf ömrü oldukça kısadır, aldığınızda oldukça taze ve tatlıdır.

Seçtiğiniz 10 üründen 1 tanesinin organik sertifikalı olmasına özen göstererek;

2.9 Her yıl

milyar varil petrolün kullanımının engellenmesini, sağlıyorsunuz.

www.organikturkiye.com.tr

Aralık 2014

35


SÖYLEŞİ

36

Aralık 2014

www.organikturkiye.com.tr


FRANSIZ GURME KALİTESİ, ORGANİK GÜVENLİĞİYLE BULUŞUYOR NUSTİL - NutrItIon Style, Türkiye pazarına sunacağı Bjorg markası sayesinde, Fransız gurme lezzetlerini organik güvenliğiyle tüketicilerle buluşturacak.

Özel beslenme konusunda 14 yıldır faaliyet gösteren NUSTİL, organik ürünler pazarına da yakın zamanda girmeyi planlıyor. Bu zamana kadar sağlık nedeniyle özel beslenmesi gereken tüketicilere yönelik, Schar ve Balviten markalarının ürünlerini sunan NUSTİL, organik sektöründe Bjorg markalı atıştırmalık ürünlerin tedariğini gerçekleştirecek. NUSTİL Genel Müdürü Özgür Erdoğan, bu zamana kadar özel beslenme alanında elde ettikleri uzmanlık ve tecrübeyi artık organik sektöründe de kullanacaklarını dile getiriyor. Erdoğan, “Genel vizyonumuza baktığınızda özel beslenmede lider konumdayız ve bundan sonrası için de lider konumumuzu güçlendirerek sürdürmek hedefindeyiz. Önümüzde olan alanları değerlendirdik ve hem bizim birikimimizi hem de tüketiciye en iyi faydayı sağlayabileceğimiz ürün grubunun ne olacağını düşündüğümüzde organik ürünlerle ilgilenmeye başladık bu bir anlamda bizim avantajımızdı. O dönemde Avrupa’nın sayılı markalarından birisi olan Wessanen şirketler grubunun altında Bjorg markasıyla çalışmaya başladık. Önümüzdeki dönemde zaten Bjorg’a ilave olarak yine Wessanen grubu altında faaliyet gösteren diğer organik markalarla çalışmaya devam edeceğiz” diyor.

www.organikturkiye.com.tr

Aralık 2014

37


SÖYLEŞİ

“ORGANİK LEZZETSİZDİR ALGISINI YIKACAĞIZ” Bjorg ürünleriyle Türkiye’de bir ilk olacaklarını da sözlerine ekleyen Özgür Erdoğan, şöyle devam ediyor: “Piyasada atıştırmalık ürünler var, muadil ürünler. Onlar da ithal ürünler ama bizim farkımız farklı tedarikçilerden birer ikişer gelen ürünler yerine Bjorg markasının Geniş ürün portföyünü tüketiciye sunabilmek olacaktır. Bu da tüketicide bir güven oluşturacak. Bisküvi, mısır ve pirinç patlakları gibi atıştırmalıklar, kahvaltılık ürünler ile başlıyoruz ama portföyümüzde aklınıza gelecek her türlü paketlenmiş ürün mevcuttur. Yani geniş ürün portföyüne sahip Fransa’da açık ara farkla pazar lideri olan bir marka. Yüzde 22 pazar payı var. Günün her anında her ihtiyacınızda kullanabileceğiniz bir portföy oluşturma hedefinde Wessanen. Bjorg markası üzerinden konuşacak olursak, 25 yıllık bir uzmanlığa sahip ve Fransa’da Pazar lideri olan bir marka. En önemli özelliği organik kaliteli ürünler üretmesiyle

38

Aralık 2014

www.organikturkiye.com.tr

“Bjorg ürünleri sağlıklı ürünler, lezzetli ürünler. Bu organik ürünler lezzetsizdir algısı bizim ürünlerimizle birlikte yıkılacak.” birlikte ürün portföyü ile de farklı. Bjorg bir kereye mahsus Türkiye’ye getirilmiş ve zincir mağazalardan birinde geçici süreyle temin edilmiş. Bu anlamda markayı tanıyan bir kitle de var aslında Türkiye’de. Yüzde 100 organik. Tümüyle süreçler ve içeriklerin hepsi. Bjorg ürünleri sağlıklı ürünler, lezzetli ürünler. Organik ürünler lezzetsizdir algısı bizim ürünlerimizle birlikte yıkılacak. Tam bir Fransız gurme kalitesi yakalanmış durumda ürünlerimizde.” NUSTİL Genel Müdürü Özgür Erdoğan, fiyatlar konusunda da bilgi verirken, piyasadaki muadil diğer ürünlerle Bjorg marka ürünlerin fiyatlarını aynı seviyede tutmaya çalışacaklarını, ancak konvansiyonel ürünlerle kıyaslandığında organik ve ithal olması nedeniyle biraz

daha yüksek fiyatların olacağını belirtiyor. Erdoğan, fiyat yüksekliğinin sebeplerini ise şöyle açıklıyor: “İthalatla ilgili çok ciddi zorluklar var. Ürünlerin analizleri çok yüksek maliyetler. Bugün ortalama bir çeşit ürünü 100 adet ithal etseniz de bu sayı 1000 de olsa bu maliyet geçerli. 3 bin ila 4 bin lira arasında analiz ücreti ödüyorsunuz. Organik gibi niş bir alana girdiğiniz zaman miktarlar da küçük oluyor. Dolayısıyla birim maliyetler yani ürüne yüklediğiniz analiz maliyeti, diğer ithalat vergileri veya diğer masraflar birim başına çok daha hızlı artıyor. Bin tane getirdiğiniz zaman ürün başına 4 lira gibi bir rakam oluyor. Çok yüksek fiyat farkı yaratıyor.” Bütün bunlara rağmen biz yüksek kaliteli doğru fiyatlandırma seviyesinde ürünleri müşterilerimize sunuyoruz.


ÖZEL BESLENME GEREKSİNİMİ OLAN TÜKETİCİYE BİR TIK UZAKLIKTA NUSTİL firmasını diğer firmalardan ayıran etkenleri de sıralayan Özgür Erdoğan, beslenme konusunu bir uzmanlık alanı olarak aldıklarını ifade ederken, medikal ile tüketici beslenmesinin ortasındaki alanı doldurduklarını sözlerine ekliyor. Hastalık, tercih veya kalite arayışı gibi sebeplerle özel beslenme gereksinimi duyan tüketicilerin ihtiyaçlarını karşılamanın temel hedefleri olduğunu kaydediyor. Erdoğan, kişi sağlıklı bir hayat sürdürüyorsa sağlıklı beslenme anlamında ihtiyaçlarını karşılamakla beraber, eğer kişi hastalık nedeniyle zorunlu olarak diyet yapıyorsa o kişinin de diyetine uygun ürünler temin etmek, hastayı bilinçlendirmek ve toplumu da bu anlamda farkındalık yaratmak için dernek, yerel kuruluş ve kamuyla ortak etkinlik ve çalışmalar yürütüyoruz. Bizim www.özelbeslenme.com sitemizi internetten alışveriş için açtık. www. nustil.com adresinden de danışmanlık hizmeti veriyoruz. Sitemize soru geldiği zaman, doktor, diyetisyen, hasta dernekleri gibi uzmanlar aracılığıyla bu soruları yanıtlayabiliyoruz. Önümüzdeki dönemlerde de tüketici sadakat programlarını her segmentin ihtiyacına uygun olarak oluşturmaya çalışacağız. Bir tarafta tıp, bir tarafta beslenme bir tarafta da iletişim hızlı bir şekilde gelişiyor. Yeni hastalıklar veya yeni olmasa bile hastalıkların teşhisleri artmaya başladı. Alerji gibi kavramlar ön plana çıkmaya başladı. İnsanların ömrü de uzamaya başladı. Bütün bu faktörleri birleştirdiğiniz zaman insanlar artık sadece karın doyurmak için beslenmiyor. Herkes kendisine en uygun olan beslenmeyi bulmaya çalışıyor. Biz de tüketicinin ihtiyacına cevap vermek üzere Nustil markası ile yola çıkmayı uygun bulduk. Beslenme stili. Biz herkesin beslenme stiline saygı duyarak onların ihtiyaçlarına çözüm bulacak bir firma olmayı hedefliyoruz” diyor.

“Biz herkesin beslenme stiline saygı duyarak onların ihtiyaçlarına çözüm bulacak bir firma olmayı hedefliyoruz.” Bjorg marka ürünlerin, organik alanında daha çok atıştırmalıklar, çaylar hatta çikolata gibi sürmelik ürünleri de barındırdığını ifade eden Özgür Erdoğan, “Organiği büyütmek istiyorsak her yere sokmamız lazım. Sırf domatesle fasulye ile olmaz” diyor. Erdoğan, bu sözlerini ise “Organik çok küçük bir pazar. Aslında bu kadar küçük bir hacimle kıyaslandığında büyüme oranları yüzdesel olarak büyük görünüyor. Ama bu kadar küçük pazarda büyüme de küçük. Buna aslında uçuşa hazırlık evresi olarak bakmalıyız. Bir anda yükselmesi gerekir” sözleriyle açıklıyor.

“Eğer ithalatın önüne gereğinden fazla zorluk çıkarılırsa tüketiciye kaliteli ürün sunma hedefi doğrultusunda yerli üretimi rekabetle geliştirme faydasından vazgeçmiş olacaksınız” Organik sektöründe, yerli üretim ile ithalat kıyaslaması konusunda da değerlendirmelerde bulunan Erdoğan, niş alanlarda ithalatın daha doğru bir karar olabileceği durumların söz konusu olduğunu söylüyor:

“Genel bir anlayış olarak sorulduğu zaman ithal ürün mü yerli ürün mü diye diğer şartlar eşit olmak kaydıyla ben de doğrudan tabii ki yerli üretimi destekliyorum ama tabii ki bunun genel bir bakış açısı olması lazım. Aslına bakarsanız ithal de getirseniz yerli üretim de yapsanız burada bir takım şartları da sağlamak gerekiyor. Birincisi kaliteli ürünü hazırlayıp, üretip tüketiciye sunabilmek. Bu bazen yerlide mümkün olmayabiliyor. O zaman ithal ürüne geçmek söz konusu olabilir. İkincisi pazar çok küçük olduğu zaman veya sizin üretim yeterlilikleriniz bu alanda gelişmediği zaman çok yüksek maliyetlerle düşük kaliteli ve düşük miktarlarda ürünler sağlayabiliyorsunuz. Türkiye’de sadece yerli üretim diye üreticiyi teşvik ettiğimiz zaman küçücük bir pazar için gereksiz bir yatırıma girmiş oluyoruz. Ayrıca aynı kaliteyi de tutturamıyoruz. Bu tip küçük niş pazarlarda acaba ithalat yerli üretimden çok daha avantajlı mıdır diye düşünmemiz gerekiyor. Ayrıca bu aşamada en azından yerli sanayinin gelişim sürecinde belli bir kaliteyi yakalayana kadar ithalatla, ithal ürünlerle rekabet edebilmeyi de öğrenmesi gerekiyor. Eğer ithalatın önüne gereğinden fazla zorluk çıkarılırsa bu sefer tüketiciye kaliteli ürün üretmek adına yerli üretimi rekabetle geliştirme faydasından vazgeçmiş olacaksınız.

www.organikturkiye.com.tr

Aralık 2014

39


ORGANİK GIDA

Kış Sebzeleri İle Sağlıklı Bir Kış Geçirin

Kış Sebzelerinin Mucizelerini Hastalıklardan Korunmak İçin Kullanın

K

ış aylarında yetersiz beslenme, vitamin ve mineral eksikliği bağışıklık sistemimizin zayıflamasına ve hastalıklara karşı vücudumuzun zayıf düşmesine neden oluyor. Diyetisyen Canan Aksoy, bağışıklık sistemimizi güçlendirerek sağlıklı bir kış geçirmemiz için kış sebzelerinin tüketilmesini öneriyor Günlerin kısaldığı, kışın soğuk yüzünü gittikçe daha çok hissettirmeye başladığı bugünlerde vücudumuz hastalıklara karşı direnci azalıyor. Bu yüzden özellikle kış aylarında bağışıklık sistemimizin güçlendirilmesi gerekiyor. Grip ve soğuk algınlığı gibi bağışıklık sistemimizin zayıf anını yakalamaya çalışan sinsi hastalıklara karşı durabilmek için beslenmemize dikkat etmemiz ve vücudumuz için gerekli vitamin ve minerallerden yeterince almamız gerekiyor. Canan Aksoy, güçlü bir bağışıklık sistemi ve sağlıklı bir kış geçirmek isteyenlerin aradıkları mücizeyi organik kış sebzelerinde bulabileceklerini belirtiyor. Aksoy, sağlıklı bir kış geçirmek isteyenlere şu önerilerde bulunuyor: Kış hastalıklarından korunmak ve savunma kalelerimizi güçlendirmek için A ve C vitaminlerini yeterince tüketmemiz gerekir. Kış sebzeleri ve meyveleri de bu vitaminler bakımından oldukça zengindir. Portakal, mandalina, greyfurt, havuç, kivi, karnabahar, lahana, brokoli, Brüksel lahanası, maydanoz, tere, ıspanak gibi sebzeler ve bitkiler A ve C vitamini açısından zengin besinlerdir. Salata ve sebze yemeklerini ana öğünlerimizde mutlaka bulundurmalı, günde 2-3 porsiyon mevsim meyvelerinden tüketmeye özen göstermeliyiz. Sebzeler günlük beslenmemizin vitamin ve mineral kay-

40

Aralık 2014

www.organikturkiye.com.tr

nağını oluşturur. Sebzeleri soframızda yemek ve salata olarak kullandığımızda günlük posa ihtiyacımızın da karşılanmasına yardımcı oluruz. Posanın günlük olarak düzenli tüketimi bağırsak aktivitesinin düzenli olmasını sağladığı gibi, kan yağlarının düşürülmesine de yardımcı olur. Sebzeler hücrelerimizin hasara uğramasını engelleyen ve böylece kronik hastalıklara karşı bizi koruyan antioksidan öğelerden de zengindirler. Özellikle vitamin kaynağı meyveleri de düzenli olarak tüketmemiz gerekmektedir. Meyvelerin suyunu sıkıp içmek yerine katı olarak tüketmek C vitamininden daha fazla yararlanmamızı sağlar. Mevsimlerle beslenme şeklimiz arasında ciddi bir bağlantı var. Doğa mevsimlere göre ihtiyacımız olan besinleri bize sunuyor. Sebzeler yaz sezonuna göre daha çok çeşitlendi. Pırasa, karnabahar, ıspanak, lahana, Brüksel lahanası, kereviz, brokoli sonbahar sebzeleridir. SONBAHAR SEBZELERİNİN BESİN DEĞERLERİ Pırasa: Soğan gibi yapısında kükürtlü bileşikler içerir. Bu kükürtlü bileşiklerin antibiyotik, antiviral, tansiyon düşürücü gibi olumlu etkileri olduğu bilinmektedir. Lahana: Çiğ lahana çok iyi bir C vitamini ve karoten kaynağıdır. Pırasa gibi kükürtlü bileşiklerden zengindir ve histidin aminoasidini de içermektedir. Histidin vücudumuz için mutlaka dışarıdan almamız gereken bir aminoasittir. Histidin, hemoglobinin yapısına girmekte ve folik asidin işlevlerini görmesine yardımcı olmaktadır. Yemeğini pişirdiğimiz beyaz lahanın enerjisi çok düşük olduğu için


zayıflama diyetlerinin de baştacıdır. İyi bir ödem söktürücüdür ve beyaz lahana suyunun ülsere oluşumuna engel olan faktörler içerdiği bilinmektedir. Brokoli: C vitamininden ve beta karoten açısından zengindir. İyi bir kalsiyum ve demir kaynağıdır. Ayrıca brokolinin içinde bulunan sülforafan adlı maddenin antikanserojen bir özellik taşıdığı tespit edilmiştir. Brüksel Lahanası: Lahana familyasındandır. Özellikleri brokoliyle aynıdır. Karnabahar: Lahanagillerdendir. İyi bir C vitamini kaynağıdır, yapısında E ve B grubu vitaminleri de içerir. Kükürtlü bileşenlerden zengindir. Kükürtlü bileşenlerin diğer faydalarının yanı sıra antioksidan aktiviteleri de yüksektir. Kereviz: İçeriğinde yüksek oranda tuz içerir, bu yüzden pişirirken mümkün olduğunca az tuzla pişirmekte fayda vardır. İdrar söktürücü özellik gösterir. Enerjisi düşüktür, 100 gram kök kereviz 40 kaloridir, bu yüzden kilo verme ve koruma diyetlerinde rahatlıkla kullanılabilir. Ispanak: Demir içeriği yüksek olan ıspanağın, okzalat içeriği yüzünden içindeki demirden insan vücudunun faydalanma oranı düşüktür. Karoten, C vitamini açısından da zengindir. İyot içeriğinin yüksek olunduğu pek bilinmez, ama özellikle büyüme çağındaki çocuklar ve gebelerde alımı çok önemli olan iyot açısından değerli bir besindir. Kışın D vitamini ihtiyacını balıkla karşılayın Güneşin kendini daha az hissettirdiği kış aylarında D vitamini ihtiyacını da karşılamamız gerekiyor. Güneşli saatlerde 20-25 dakika kadar açık havada güneşin enerjisini almak D vitamini ihtiyacımızı karşılamamıza yardımcı olacaktır. Balık, omega-3 yağ asitlerini almamızı sağlarken, D vitamini acısından da tercih edilmesi gereken önemli bir besindir. Haftada 2 kez balık yemek kalp sağlığınızı korumaya yardımcı olurken, kemiklerimizin de güneşin eksikliğini (D vitamini yetersizliği) daha az hissetmesine sağlayacaktır.

Seçtiğiniz 10 üründen 1 tanesinin organik sertifikalı olmasına özen göstererek;

1.4

milyar kg antibiyotiğin hayvancılıkta kullanımının engellenmesini, sağlıyorsunuz.

www.organikturkiye.com.tr

Aralık 2014

41


ORGANİK TEST

Test edildi... deneyebilirsiniz! Bilgi

Organik Türkiye ailesi olarak sizler için test ettik

Organik yüz kremi nasıl hazırlanır? Vitaminlerin ve minerallerin vücudu sağlıklı tuttuğu bir gerçektir. Bununla birlikte vitaminler cildin antioksidan seviyesini ve doğal asit miktarını arttırırlar. Vücudu vitaminlerle içeriden besleyebileceğiniz gibi dışarıdan da bu antioksidanları ve doğal asitleri cildinizin emmesini sağlayabilirsiniz. Evinizin konforunda spa kalitesinde vitaminli organik yüz kremi hazırlamak için aşağıdaki adımları izleyin. Malzemeler Yeşil kil Aloe vera suyu ya da aloe vera jel Sıvı E vitamini Organik Salatalık hazırlanışı 1 - Çeyrek bardak yeşil kili bir karıştırma kabına aktarın. Üzerine ¼ bardak aloa vera suyu ekleyin. Unutmayın ki aloe vera jel ve aloe vera suyu birbirinden farklıdır. Eğer jel kullanmak isterseniz 1/8 bardak aloe vera jeli 1/8 bardak su ile karıştırıp karışıma ekleyebilirsiniz. Bununla birlikte aloe vera jel, yüz maskesi için çok daha iyi bir seçenektir. 2 - Bir miktar salatalığı çatalla ezin. Elde ettiğiniz salatalık püresini karışıma ekleyin. Yarım yemek kaşığı e vitaminini de karışıma katın. Sıvı haldeki E vitaminini eczanelerden temin edebilirsiniz. E vitamini cildin yapı taşını oluşturmaktadır. Cilde gençlik kattığı gibi doğal bir parlaklık da kazandıracaktır.

3 - Bütün bu karışım iyice karıştırarak doğal bir macun elde etmiş olursunuz. Elbette yüz önce iyice temizlenmelidir. Ardından yüzünüze ve boynunuza gençlik katacak bu mükemmel maskeyi uygulayabilirsiniz. Organik yüz kreminizi 20 dakika cildinizde bekletin. Ardından ılık su ile yüzünüzü durulayın ve yumuşak bir havluyla ıslaklığını alın. 4 - 20 dakika boyunca ciltte tutulan bu krem sonrasında cilt temizlenmeli ve kalan krem buzdolabında tutulmalıdır. Krem buzdolabında 1 hafta boyunca kalabilir. Organik olan tüm ürünlerde olduğu gibi hazırladığınız bu organik yüz kremi de 1 hafta sonunda artık kullanılmamalıdır.

Keçi Peynirli Mantar Dolması Tarifi Malzemeler 500 gram organik mantar 150 gram organik keçi peyniri 4 adet organik domates 3 kaşık organik zeytinyağı 1 fincan rendelenmiş organik kaşar peyniri 1 çay kaşığı kaya tuz hazırlanışı Mantarların saplarını çıkartıp, limonlu suda bekletin. (İçini hazırlayana kadar) Bir kasede rendelenmiş kaşar peyniri, zeytinyağ, keçi peyniri ve tuzu karıştırın. Mantarları sudan çıkartıp, içlerini bu karışım ile doldurup fırın tepsisine dizin. Üzerlerine dilimlenmiş domatesler ile süsleyin. Önceden sıtılmış fırında 30 dakika kadar pişirin. Sıcak olarak servis yapın. Afiyet olsun...

42

Aralık 2014

www.organikturkiye.com.tr


Tarif DİLEK İNCE ÖZENEL dilekozenel@hotmail.com

Bir kase sağlık: Kale çorbası Bilindik bir çorba ,pek bilinmeyen malzemeyle. Malzemeler 1 demet organik kale (bir çeşit karalahana), 1 orta soğan, 2 yemek kaşığı tereyağı, 2 su bardağı mısır unu, 2 su bardağı haşlanmış barbunya, 1 su bardağı atalık haşlanmış mısır(varsa), Tuz, pul biber,yarım limon İncecik doğranan soğanlar tereyağında biraz çevrilir. Karalahanalar incecik doğranır ve sıcak su eklenerek pişirilir. Karalahanalar piştikten sonra önceden haşlanmış barbunya ve mısırlar eklenir. Mısır unları azar azar eklenir ve topaklanmadan sürekli karıştırılır. Pul biber, tuz ve limon eklenerek servis edilir. KALE ARINMA İÇECEĞİ Malzemeler 4 yaprak kıvırcık kale, avokado, 5 dal kişniş, 2 trabzon hurması Malzemelerin hepsi istendiği kadar suyla blenderda pürüzsüz olana dek çevrilir ve içilir. Afiyet Olsun


Merkez Mh. Menekşe Sk No:17 34320 Avcılar/İstanbul (0212) 590 9290 www.organikmagazam.com

Ayazağa Mah.Mimar Sinan Sk. No:8/1 Şişli, İstanbul T: +90 212 332 0010 cityfarm@cityfarm.com.tr

ORGANİK MAĞAZAM 2010 yılında faaliyetlerine başlayan Organik Mağazam; gıda,sağlık ve kozmetik alanında Türkiye’de temin edilebilen sertifikalı organik ürün çeşitlerini en ekonomik şekilde siz değerli müşterilerimize sunmaktadır. Misyonumuz; Türkiye’de henüz olgunlaşmamış olan organik ürün tüketimini çevreye ve sağlığa duyarlı olan siz değerli müşterilerimizin de desteği ile yaygınlaştırmaktır. Bunun yanında; Organik Mağazam, daha sağlıklı bir yaşam arzulayan ve daha güvenilir gıdalarla beslenmek isteyen müşterilerimize en iyi ürünleri en uygun fiyatlara temin edebilmeyi prensip edinmiştir. Organik Mağazam olarak sizlere %100 müşteri memnnuniyeti sağlamak hedefimiz olup herhangi bir sorununuzda sizlere en iyi şekilde yardımcı olmayı taahhüt ederiz.

VEGAN DÜKKAN Kurulduğu 2004 yılından bu yana vejetaryen bir organik ürün dükkanı olarak hizmet veren,kendine özgü bir tarz oluşturan Ecolife ,ilginiz,desteğiniz ve sevginizle büyüdü ve 2012 yılı itibarıyla zulüm içermeyen,hayvan istismarı ve sömürüsüne karşı duran,hayvan deneyleri uygulanmayan ürünleri sunan bir mekana dönüştü.Bu anlamda Türkiye ve İstanbul’daki ilk VEGAN/ORGANİK ÜRÜN DÜKKANI ‘dır.Vegan Dükkan’daki ürünler sadece vegan ve vejetaryenlerin değil herkesin güvenle,memnuniyetle tüketebilmesi için titizlikle seçilmektedir.Hepinizi bu güzel ve zulümsüz ürünlerle tanışmaya davet ediyoruz... Yenilikleri ve indirimli ürünlerimizi takip etmek için lütfen sık sık bizi ziyaret etmeyi unutmayın!

Sıraselviler Cd. Soğancı Sk N:8/C Cihangir Beyoğlu Tel:0.212.243 23 83 info@vegandukkan.com

44

Aralık 2014

www.organikturkiye.com.tr

Cıty farm City Farm, organik gıdaya inanmış genç ekibi tarafından yönetilen, Türkiye’nin ilk ve en büyük organik firmasıdır. Mağazaları, ulusal perakende zincirler ve internet üzerinden ulaşabileceğiniz City Farm ürünleri, sizler ve çocuklarınızın sağlığı için özenle paketlenmiş ve uluslararası sertifikasyon kuruluşu IMO ve T.C. Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanlığı tarafından sertifikalandırılmıştır. City Farm, yerli üretime inanır ve üreticileriyle kol kola pazara hizmet etmektedir. City Farm markalı tüm organik ürünler %100 Türk malıdır. Bu sayede, tedarik konusundaki hassasiyeti ve her gün piyasaya sürdüğü yeni ürünlerle Türkiye pazarındaki en geniş ürün çeşidine sahiptir. Türkiye genelinde toplam 10 tane mağazası bulanan City Farm franchise sistemi ile çalışılmamaktadır.

OLIVMARE organİk MARKET Biz İzmir’li iki kız kardeş olarak iki yıl önce sadece organik zeytin ve zeytinyağının bulunacağı olivmare (zeytin denizi) adı altında küçük butik bir dükkan açma isteği ile yola çıkmıştık. Ancak bu durum müşterilerimizin ihtiyaçları doğrultusunda gelişerek bizi “ organik market” olmaya yöneltti. Bu kapsamda marketimizde; taze sebze ve meyve, zeytin ve zeytinyağı, bakliyat, kuru yemiş, baharat, bitkisel çay, kahve, çikolata, reçel, bal,pekmez, sirke, et, süt, tavuk ürünleri, çamaşır, bulaşık, genel temizlik, kişisel bakım, kozmetik ve detoks ürünlerine yer vermekteyiz. Marketimizde müşterilerimizi ağırlayacağımız, onlara organik çay, kahve, meyve suyu, özel tostlar, atıştırmalık, kahvaltı ve öğle yemekleri için bir düzenleme de yaptık.

Halaskargazi Mah. Zafer Sok. Emek Apt. No:34/A Şişli / İstanbul-Türkiye +90 212 291 46 56 www.olivmare.com


? t edebilirim ü nasıl ayır n rü ü ir b ın ik ğ anlı ı Organ öyişleri Bak K ve m rı Ta a Firmasının Ambalajınd rtifikasyon e S ve l o tr n o re logosu ile K saslarına gö anik tarım e rg o e il su . o log malıdır yazısı bulun ? üretilmiştir ğlayabilirim nereden sa ri le n rü ü n larda , Organik tan dükkan sa n rü ü ik an bilirsiniz. en satın ala Doğal ve org rd e tl e rk a rm ipe market ve h ahalıdır? ler neden p n rü ü tarım ik n a Org olan organik in m ti re ü lı a rtifik ası iç Kontrol ve se a güvenliğinin sağlanm ıd ştirilen g ti e e d y özenle ürünlerin le iy n e d e n aflar yapılan masr nilir organik ürünlerde ur. ve ü g rkı mevcutt sağlıklı ve nde fiyat fa ri e y r e h ın n farkı Dünya’n l ürünlerde a ğ o d n ri le n Organik ürü ? l nedir tik kimyasa nlerde sente timden rü ü re ü ik n m a ru rg O bu du ve z a m ıl n a ll ol girdiler ku mada kontr dar her aşa a k alandırılır. a k y a ifi rt m şı se ta ilir yani ir d n le e lg e esasları ve edilerek b anik tarımın rg o r le n rü liğe uygun Organik ü in yönetme k iş il a ştirilir, n sı a na göre yeti rı uygulanm a sl sa e m önemli nik tarı k satılır. En ra olarak orga la o i tl e k ır ve eti ambalajlan r. fark budu

Bebeğinize organik giysiler için doğru adres

Online Organik Alışveriş Organik gıda için:

tazemasa.com Organik güzellik için:

organikozmetiksepeti.com bioorganik.com.tr Organik giysiler için:

atelieroflove.com

Kafe & Restoranlar Doğaya Dönüş Nişantaşı’nda sağlık dolu yemekler yiyebileceğin bir mekân. Günlük yemeklerin yanı sıra, ekolojik ürünler de satıyor. Yemeklerde kullandıkları tüm malzemeler organik. Çalı fasulyesi, kuru köftesi ve kiş çeşitleri çok seviliyor. Çeşit çeşit kek ve kurabiyeler de satın alabilirsin. Sıcak yaz günlerinde serinlemek için lezzetli limonatasını denemeni öneriyoruz. Hüsrev Gerede Caddesi Fırın Sokak, No:1/A Nişantaşı-İstanbul Tel: 0212 260 17 61

Rani Organik Restoran Buradaki her şey Rani Çiftliği’nde yetişiyor ve tamamıyla organik. Edam, Maasdam, Mozzarella ve Gouda peynir çeşitleri, keçi sütü, yoğurt, süt, et ve şarküteri ürünlerinin yanı sıra narenciyeler, patlıcan, domates, biber, kabak gibi sebzeler de tamamen organik olarak satışa sunuluyor. Bu ürünlerden oluşan nefis bir kahvaltı yapabilir ya da İtalyan lezzetlerini tadabilirsin. Süleyman Seba Caddesi No:60 Maçka, Beşiktaş-Tel: 0212 259 01 00

Kapbula Organik Özellikle bebek ve çocuklara yönelik giyim, aksesuar ve diğer tekstil ürünlerini bulmak mümkün. Ocak 2009’da açılan ilk mağazanın ardından farklı bölgelerde 6 zincir mağazaları bulunmaktadır. Organik kozmetik ve temizlik ürünleri konusunda da kaliteli organik markaların ürünlerini yetişkinlerin ve çocukların hizmetine sunan Kapbula, annelere organik giyim ve temizlik ile daha çok huzur, çocuklara ise organik oyuncak ve aksesuarlar ile birlikte daha fazla eğlence vadediyor. Evde el becerisi kuvvetli hanımların yaptıkları ürünleri mağazalarına koyarak girişimciliklerine destek oluyor. Ayrıca Vakıf ve dernekler ile çalışarak onlara sürdürülebilir katkı sağlamak amacında.Yıllık gelirlerinin, belli bir yüzdesini çocuklar için çalışan bir vakfa bağışlıyor.

AKIN RESTORAN “Akın Restoran” İstanbul’un tam ortasında, menüsünde yer alan organik ürünlerle ve geleneksel Türk mutfağının İstanbul yorumuyla sizi selamlayan bir mekân. “Akın Restoran” sabah kahvaltısından, öğle yemeğine, akşam arkadaşlarınızla keyifle sohbet edebileceğiniz, lezzetli sofralarda ağırlıyor. “Akın Restoran”ın menüsü oldukça samimi. Datça, Kastamonu, Antep, Rize ve Sakarya gibi Türkiye’nin özel yörelerinden seçilen ürünlerle hazırlanan bu menüde neler yok ki. “Akın Restoran” her gün 09.00-03.00 arası sizleri farklı lezzet deneyimleri yaşamaya davet ediyor… Tersane Caddesi 120/A 34421 Istanbul, Turkey Rezervasyon Tel : (0212) 256 0007

Saf Box

Tepecik Yolu Taşlıçay Sokak Tepecik Konağı No:5 D:3 Etiler Istanbul Tel: 212 3517707 www.kapbula.com.tr

Vegan, çiğ ve organik… Bunların hepsini bir arada bulman çok kolay değil. Saf Restoranlar kapandı fakat tamamen vegan ve çiğ beslenmek isteyenler için Saf Box var. Bu kutularla tüm gün boyunca yiyeceğin öğünleri satın alabiliyorsun. Ayrıca besin takviyeleri, enzimler ve probiyotikler de bulunuyor. Çiğ beslenme sisteminde pişmesi gereken yiyecekler 40 derecelik fırınlarda pişiriliyor. Hiçbir hayvansal ürün içermeyen Saf Box ürünleri gerçekten lezzetli. Sipariş: 0532 552 37 3

www.organikturkiye.com.tr

Aralık 2014

45


YEŞİL TEKNOLOJİ

Çevre dostu teknolojide Türk gencin başarısı Almanya Eğitim ve Araştırma Bakanlığınca çevre dostu yeşil teknolojiler alanında düzenlenen ve 103 ülkeden 816 genç ve gelecek vadeden 25 kişi arasına Güzeltürk’ün de seçildiği bildirildi. getirmek lazım” ifadelerini kullandı. Teknoloji geliştirirken ve üretirken çevre duyarlılığına sahip olmanın önemini vurgulayan Güzeltürk, iklim değişikliği tehlikesine dikkati çekti. Güzeltürk, şöyle devam etti: “Teknolojik şeylere sahip olmak istiyoruz ama bunun doğaya çevreye getirdiği çok zararlar var. Son yüzyılda bugüne kadar görülmemiş seviyede karbondioksit salınımı ve diğer sera gazları var. Bu iklimi değiştiriyor. Ciddiyetinin farkında değiliz ama belki torunlarımız hissedebilir. Geleceği düşünmemiz lazım. Bir iki yıllık değil, uzun soluklu düşünüp teknolojilerimizi yönlendirmemiz lazım.” Güzeltürk, sürdürülebilir kalkınmayı destekleyen yeni teknolojiler konusunda Türkiye’nin önemli fırsatlara sahip olduğunu vurgularken, son dönemde bu alanda artan çalışmaların memnuniyet verici olduğunu söyledi.

A

lmanya Eğitim ve Araştırma Bakanlığınca çevre dostu yeşil teknolojiler alanında düzenlenen ve 103 ülkeden 816 genç araştırmacının katıldığı yarışmada gelecek vadeden 25 kişi arasına Burak Güzeltürk’ün de seçildiği bildirildi. Gelecek vadeden “25 Yeşil Yetenek” arasına seçilen Güzeltürk, AA muhabirine yaptığı açıklamada, nanoteknolojinin enerji verimliliği konusunda yeni fırsatlar sunduğunu, bu alandaki projelerin büyük ilgi gördüğünü söyledi. Bilkent Üniversitesi ve Ulusal Nanoteknoloji Araştırma Merkezi’nde (UNAM) yürüttüğü akademik çalışmaların uluslararası alanda da ilgi görmesinden büyük mutluluk duyduğunu kaydeden Güzeltürk, sözlerini şöyle sürdürdü: “Elektrik kaynaklarını daha verimli kullanabileceğimiz yeni teknolojiler üzerinde çalışıyorum. Örneğin aydınlatmada kullandığımız lambalar, görüntüleme aygıtları ve cep telefonlarının ekranları. Bunlar çok fazla enerji tüketiyor bunlar. Bu tüketimi ciddi oranda azaltabilecek teknolojiler var ve bunlar nanoteknolojiyle çok alakalılar.” Dünyada son yıllarda nanoteknoloji alanında yapılan araştırmaların önemli başarılar kazandığına dikkat çeten Güzeltürk, yürüttükleri çalışmalar hakkında şunları kaydetti: “Araştırma grubumuzda ışık yayan nano malzemeler üretiyoruz. Çok verimli ışık yayan diyotlar ya da lazerler üretebiliyoruz. Bunlar henüz araştırma düzeyinde. Dünyada ise bazı şirketler şimdiden bu malzemeleri televizyonlarda kullanmaya başladı ve cidden hem verimli hem de görüntü kalitesini arttırdığını gösterdiler. Bir potansiyeli var ve bu potansiyeli kullanabilirsek enerji tüketimini azaltabiliriz.” Almanya Eğitim ve Araştırma Bakanlığı’nın yarışmasında “Yeşil Yetenekler” olarak seçilen farklı ülkelerden 25 genç araştırmacının bir araya gelip bilgilerini ve deneyimlerini paylaştığını anlatan Güzeltürk, “Sürdürülebilir kalkınma çok boyutlu bir kavram. Sadece teknik uzmanlar değil, siyaset, Ekonomi alanlarını da ilgilendiriyor, hepsinin bir arada, ortak çalışması gerekiyor. Bu farklı dalları bir araya

46

Aralık 2014

www.organikturkiye.com.tr

Burak Güzeltürk, şunları kaydetti: “Almanya’da bir-

çok gün, güneş gözükmüyor, yağmur yağıyor. Türkiye’nin potansiyeli birçok AB ülkesinden çok fazla. İnsan kaynaklarımız çok yüksek ama biraz düşünce yapımızı değiştirmemiz lazım. Biraz daha belki akılcı sakin düşünüp kararlar almamız lazım. Türkiye’de potansiyel yavaş yavaş ortaya çıkıyor son yıllarda, bu çok sevindirici Haber. Birçok enstitü kuruluyor, birçok yeni araştırmalar yapılıyor. Dünya seviyesinde araştırmalar yapılmaya başlandı. Teknik kapasitemizi daha da yukarlara taşımamız lazım kesinlikle. İyi olmak yolundayız, daha da iyi olmayız kesinlikle.”

“816 başvurunun hemen hepsi çok iyiydi”

Almanya Eğitim ve Araştırma Bakanlığı Genel Müdür Yardımcısı Wilfried Kraus, AA muhabirini yaptığı açıklamada, 2009 yılından bu yana düzenledikleri “Yeşil Yetenekler Yarışması” ile iklim değişikliği ile mücadelede yeni teknolojileri desteklemek ve dünyanın farklı ülkelerinde bu alanda çalışan bilim inananlarını bir araya getirmek istediklerini kaydetti. Bu yıl genç araştırmacıların sunduğu projeler arasında seçim yapmakta zorlandıklarını anlatan Kraus, “816 başvurunun hemen hepsi çok iyiydi. Çok nitelikli öneriler geldi. Bunlardan 200’ünü seçebilirdik ancak sonuçta 25’e düşürmek zorunda kaldık. Burak Güzeltürk bu zor yarışmada çok büyük bir başarı sağladı. Türkiye onunla gurur duymalı” şeklinde konuştu.

“İletişim ve işbirliğine ihtiyacımız var”

Kraus, “Yeşil Yetenekler Yarışması”nı gelecek sene de sürdüreceklerini, 2016 yılında ödüllerin sayısını arttıracaklarını kaydetti. İklim değişikliğinin küresel bir sorun olduğunu, bunun çözümü için küresel adımlara ihtiyaç olduğunu belirten Kraus, sözlerini şöyle tamamladı: “Siyasi iradeye, bilimsel araştırma kapasitelerinin geliştirilmesine, bilim insanları arasında daha fazla iletişim ve işbirliğine ihtiyacımız var. Dünya genelinde sürdürülebilir kalkınma ve iklim değişikliği konusunda çalışan bilim insanlarını bir araya getirmeye çalışıyoruz. Bundan tüm ülkelerdeki araştırmacılar yararlanacaktır.”


Küçük enerji yatırımınıza

Danimarka’dan teklif var Danimarka İklim, Enerji ve Yapı Bakanı Rasmus Helveg Petersen, ülkesinde devletin ve emeklilik fonlarının katkısıyla oluşturulan Danimarka İklim Fonu’nun (KIF) 2-15 milyon euro arasındaki yenilenebilir enerji yatırımlarını azınlık hisse alarak destekleyeceğini söyledi. Fon’un hedeflediği ülkeler arasında Türkiye’de var. Danimarka İklim, Enerji ve Yapı Bakanı Rasmus Helveg Petersen geçtiğimiz günlerinde gerçekleştirilen Türkiye Rüzgâr Enerjisi Kongresi TÜREK 2014’ün baş konuğuydu. Rasmus Helveg Petersen’e İstanbul Atatürk Havalimanı’ndan ülkesine dönmek üzere uçmadan önce birkaç soru yönelttik.

Danimarka İklim Fonu (KIF), yaklaşık 1.2 milyar euroluk yenilenebilir enerji yatırımına destek verecek. Türkiye’deki yatırımcılar da 2-15 milyon euro arasındaki yatırımlarına KIF’i azınlık hisseyle ortak alıp finansman sağlayabilecek Danimarka İklim, Enerji ve Yapı Bakanı Rasmus Helveg Petersen

Petrol fiyatlarındaki düşüş yenilenebilir enerji kaynaklarına yönelik yatırımları nasıl etkiler?

Bence birebir etkilemez. Bunun iki nedeni var. Bir kere petrol fiyatlarında dalgalanma hep olur. Ve uzun vadede trend hep yukarıyı gösteriyor. Son hareket de bir dalgalanmadan ibaret. Bir de enerji sektöründe yatırımcılar 10-20 yıl gibi uzun vadeli beklentilerle davranıyor. Bu yüzden dönemsel dalgalanmalar yenilenebilir kaynaklara yönelik yatırımları etkilemez.

Ama kaya gazı çıktıktan sonra bu konuda bazı etkileri oldu…

Evet, ABD’de kaya gazının (shale gas) yenilenebilir kaynaklara rakip olduğu doğru. Aslında kaya gazı bir bakıma iyi oldu, çünkü bu daha az kömür kullanımı demek. Kötü oldu, çünkü daha az rüzgâr ve güneş yatırımı demek. Fosil yakıtlardaki fiyatın düşmesi tabii ki rüzgâr ve güneş gibi yenilenebilir kaynaklar için rekabet yaratacaktır ancak Danimarka’nın hedefl eri değişmez. Bir yenilenebilir kaynaklara daha fazla ağırlık vermeye devam edeceğiz.

Ülkenizin 2030’da kömürden tümüyle vazgeçme hedefini öne çekip 2025’te bunu gerçekleştireceğinizi söylemişsiniz...

Evet, bu doğru... Çünkü iklim değişikliği dünyanın geleceği için çok önemli. En yeni iklim raporuyla eldeki diğer bilimsel bulgulara göre bir an önce kömür kullanımından vazgeçilmesi gerekiyor.

Türkiye’deki tesis ziyaretlerinde en çok dikkatinizi çeken neydi?

Bir kere Altaca Biyogaz Tesisleri’ndeki geri dönüşüm teknolojisi en enteresanıydı. Rüzgâr santrallerindeki Danimarka menşeli türbinleri görmekten de mutluyum. Bu alanda büyük ölçekli projeleri görmek çok sevindirici... Ve bu tesislerde her şey çok düzenli ve çok organizeydi.

Ne gibi imkânlar bunlar?

Gelişmekte olan ülkelerde yatırım yapmak isteyen Danimarkalı şirketlere risk sermayesi ve danışmanlık hizmetleri veren IFU’nun yönetimini üstlendiği Danimarka İklim Yatırım Fonu (KIF) da Türkiye’de kullanılabilecek bir diğer mekanizma. Bu fon aracılığıyla enerji projelerine doğrudan yatırım yapılma imkânı bulunuyor.

KIF’in ne kadarlık bir büyüklüğü var?

IFU’nun yönetiminden sorumlu olduğu İklim Yatırım Fonunun(KIF) ilk etapta tüm pazarlar için toplamda 190 milyon

Euroluk bir yatırım yapması planlanıyor. Önümüzdeki dönemde yapılacak yatırımlar doğrultusunda, ek fonların oluşturulması ve toplam fon büyüklüklerinin 380 milyon Euro noktasına yaklaşması ihtimali bulunmaktadır.

İklim Fonu’nun para kaynakları nedir ve ne gibi kullandırma şartları var? Bu fonun arkasında devlet ve emeklilik fonları var. Desteklenen projeler, ihtiyaçlara göre, uzun vadeli bir yatırım stratejisi ışığında da değerlendirilebiliyor. Danimarka ürünlerini kullananlara pozitif ayrımcılık var.

Evet, rüzgâr endüstriniz gelişmiş, peki güneşle ilgili durum nedir? Güneş enerjisine yönelik teknolojiler konusunda duruma bakarsak, bu alanda fazla gelişmiş bir endüstrimiz olduğunu söyleyemeyiz. Ancak belirli özel teknolojilere sahibiz.

Rüzgâr endüstrisi alanında Danimarkalı şirketlerin Türkiye’de üretim yapması mümkün mü? Ticari fayda sağladığı sürece bazı parçaları burada üretmek anlamlı olabilir, desteklenebilir.

Danimarka İklim Fonu, azınlık hisseyle tesisinize ortak olabilir

Danimarka İklim Yatırım Fonu, küresel ısınmanın azaltılmasına katkı sağlayacak projelerde, azınlık hisse alacak şekilde, özsermaye yatırımları yapıyor. Yatırım yapılabilecek ülkeler listesinde Türkiye’nin de bulunduğu fon, projelerde Danimarkalı ürünlerin ya da yatırımcıların bulunması şartını arıyor. Genelde 2 milyon ile 15 milyon euro arası yatırımlar yapmak için Türkiye’de de aktif olarak proje arayan fon, yapılacak yatırımlardan çıkış konusunda da hissedarlarla proje öncesi ortak bir strateji geliştiriyor. Toplamda 190 milyon euro civarında bir yatırım yapması planlanan fon sadece azınlık hisse alacak şekilde yatırım yaptığı için, yatırım yapacağı projelerin toplam büyüklüğünün 1.2 milyar euro civarında olması bekleniyor. • MEHMET KARA

www.organikturkiye.com.tr

Aralık 2014

47


YEŞİL TEKNOLOJİ

LG çevreye

duyarlılığı ile

prestijini artırıyor Bosch’tan ekonomik ısınma için ipuçları… Enerji verimliliğine yönelik yatırımlarını sürdürmeye devam eden Bosch Isı Sistemleri’nin, yüksek verimle enerji tasarrufu sağlayan yeni yoğuşmalı kombisi Condens 2500 W kış aylarında tasarruflu ısınma sağlıyor. Bosch’un ileri teknoloji ürünü yoğuşmalı kombisi çevreye duyarlı özellikleriyle ön plana çıkarken yüksek verimi sayesinde tüketicinin yakıt faturalarını önemli oranda hafifletiyor. Klasik ısıtma cihazları yerine yoğuşmalı kombiler ve ısıtma sistemlerinin tercih edilmesiyle iklim, işletme ve bina şartlarına bağlı olarak yüksek oranlarda tasarruf sağlanabiliyor.

Bosch, soğuk kış günlerinde tasarruflu ısınma yöntemleri için altın öneriler sunuyor: •

• •

48

Oda sıcaklığını 1oC düşürmek, yakıt tüketiminde ciddi tasarruf sağlar. Sıcaklığın çok yükseltilmesi, odadaki havanın kurumasına ve grip olma riskinin artmasına sebep olabilir. İstanbul şartlarında oda sıcaklığını 1oC azaltmak, yaklaşık yüzde 10 yakıt tasarrufu anlamına gelir. Güneş enerjisi ve ısı pompaları gibi yenilenebilir enerjiler ve alternatif sistemlerle hem daha az yakıt faturası ödenir hem de çevre daha fazla korunmuş olur. Kombinin elektronik olması ve oda sıcaklığını hassas biçimde kontrol edebilmesi gerekir. Oda sıcaklığına göre kapasitesini ayarlayan modülasyonlu kombiler daha az yakıt tüketir. Tam güvenlik sistemine sahip olması ve servis hizmetlerinin kaliteli olması, kombiler açısından en önemli konular arasında yer alır. Cihazların tüm çalışma ömürleri süresince yakıt, servis ve bakım maliyetleri kullanıcıya önemli tasarruf sağlar. Tasarruf için kombi kadar uygun radyatör seçimine de dikkat etmek gerekir. Radyatör seçerken, odalardaki camların altını tam kapatacak şekilde radyatör seçmek (ince panel radyatörler) homojen ısı dağılımı sağlayacaktır.

Aralık 2014

www.organikturkiye.com.tr

Sürdürülebilirlik alanındaki faaliyetlerine hızla devam eden LG Electronics birçok ürünü ile enerji ve su tasarrufunda liderliğe oynuyor. LG Electronics tüm ürün gruplarında çevreye duyarlılığı ile dikkat çekiyor. Çevre konusunda sorumlu bir şirket olarak, piyasaya enerji tasarruflu ürünler sunma taahhüdünü daha da güçlendirmek için hızla çalışan LG’nin teknolojik liderliğini güçlendiren bu duyarlılığı markanın ürünlerine ilgiyi gittikçe artırıyor.

Her sene farklı bir çevre ödülü

LG Electronics bu sene olduğu gibi geçmiş yıllarda da çeşitli çevre ödüllerine layık görüldü. Sürdürülebilirlik alanında değerlendirme yapan EPEAT, yeni oluşturduğu TV kategorisine LG ürünlerini dahil etti. LG’nin 53 adet televizyonunun ABD Çevre Koruma Örgütü, endüstri temsilcileri ve sivil toplum kuruluşlarının da içinde bulunduğu dört yıllık bir konsensus sürecinde geliştirilen dört düzine çevresel performans kriterlerine uygun olduğu belirlendi. Diğer yandan, bir başka başarı ödülü olarak kabul edilen CarbonFree® sertifikasını alan LG ürünleri arasında akıllı telefon, OLED TV, çamaşır makinesi, buzdolabı, elektrikli süpürge ve monitör bulunuyor. Sertifikalandırılan ürünler, sertifika süreci kapsamında üretimden nakliyeye, kullanımdan nihai olarak bertaraf edilmelerine kadar tüm üretim süreci boyunca karbon ayak izlerinin belirlenmesi amacıyla etraflı bir yaşam döngüsü analizine tabi tutuluyor. Yeşil yönetim felsefesini tüm iş alanlarına yaymak için yorulmak bilmeden çaba gösteren LG, güvenilir çevreci uygulamalarını gelecekte de sürekli inovasyon ve çaba ile hızlandırarak ve güçlendirerek sürdürmeyi hedefliyor.


Organik Türkiye Her Yerde! Dijital ortamda zengin bir dergi deneyimi yaşayın...

Organik Türkiye Dergisi iPad’te Apple AppStore’da Organik Türkiye adı ile aratabilirsiniz. Ayrıca iPhone ve Android cihazlardan da indirebilirsiniz

Ödülleri FİDAN DİKİN DÖNÜŞTÜRÜLEBİLİR ENERJİYE GEÇİN ORGANİK BESLENİN


YEŞİL TEKNOLOJİ

Eyfel Kulesi En Ünlü Yeşil Yapı Olmaya Aday… Çevreci ve yenilikçi mobilyalar için Kartonworks ile tanışın Endüstriyel Tasarımcı Mete Mordağ tarafından mukavva kullanılarak tasarlanan mobilyalar, hafifliği, sağlamlığı, dekoratif yönü ve kolay kullanımı ile beğeni topluyor. Kartonworks, oluklu mukavvadan oluşturulan ürünleri ve hafif yapıları sayesinde hayatı kolaylaştırıyor. Sadece dakikalar içinde herhangi bir alete ihtiyaç duymadan kurulabilen mobilyalar, akıllı montaj ve katlama teknikleri ile zamandan tasarruf etmeye yardımcı oluyor. Kalahari modeli hem sehpa hem de tabure olarak kullanılabiliyor. Renkli üst tabla seçenekleri olan Kalahari, su geçirmez özelliği yanında üstün dayanıklılık garantisi veriyor. Çevreci özelliğini vurgulamak amacıyla ürün isimlerini çöl isimleriyle özdeşleştiren ve Türkiye’de bir ilk olma özelliğine sahip Kartonworks, geri dönüşüme verdiği önem ve daha az malzemeyle daha çok işlevsellik sunarak çölleşmenin yavaşlamasına ve yeşili koruma bilincinin gelişmesine katkıda bulunmayı hedefliyor.

50

Aralık 2014

www.organikturkiye.com.tr

Dünya Devi Ideal Standard’tan Sade Tasarım, Çevreci Yaklaşım: GIO Serisi Yenilikçi ve tasarım odaklı banyo çözümlerinin lider markası Ideal Standard, dünyaca ünlü Alman tasarım ofisi Artefakt Design Studio tarafından tasarlanan GIO serisi armatürler ile banyolara tasarımın şıklığını sadelik ile sunuyor. Kübik ve yuvarlak formlarda tasarlanan GIO, geometrik hatları ile banyolara modern bir hava getiriyor. Tasarımındaki olağanüstü estetikliği ile armatüre zarif bir görünüm kazandıran GIO, geniş ürün yelpazesi ile de dikkat çekiyor. Belirgin sadeliğinin yanı sıra banyolarda işlevsel kullanım alanları yaratan GIO serisi armatürler, Eylül ayından itibaren Türk tüketicisi ile buluşuyor. GIO serisi armatürler, tasarımının yanı sıra çevreci özelliği ile de dikkat çekiyor. Dakikada 5 litre su sarfiyatı sağlayan GIO serisi lavabo bataryaları, EasyFix ve gizli aeratör teknolojisi sayesinde inovatif tasarımın sınırlarını zorluyor.

Dünyanın en bilinen yapılarından Eyfel Kulesi’nde sürdürülen yenileme çalışmaları tamamlandı ve yenilenen bölümler pazartesi günü düzenlenen bir törenle tekrar kulenin ziyaretçilerinin kullanımına sunuldu. Fransız mimarlık ajansı Moatti-Rivière tarafından yürütülen 25 milyon avroluk proje ile 324 metrelik kulenin yerden 57 metre yükseklikteki ilk katında önemli değişiklikler yapılırken aynı zamanda binanın enerji performansını artırıcı çeşitli uygulamalar geliştirildi. Proje kapsamında kulede elektrik üretimi için rüzgâr ve su türbinleri, sıcak su üretimi için güneş kollektörleri, yağmur suyunun tuvaletlerde kullanılması için arıtma sistemleri yerleştirilirken, lambaların yüzde 75’i de LED ürünler ile değiştireyfelkulesi-en-unlu-yesil-bina-olmayaadayildi. Eyfel Kulesi’ni işleten Société d’Exploitation de la Tour Eiffel (SETE) tarafından yapılan açıklamada birinci katta kurulumu gerçekleştirilen dört dikey rüzgâr türbininin, yerden bakıldığında görülmeyeceği nedeni ile kulenin görünümüne zarar vermeyeceği bildirildi. Aynı kata yerleştirilen güneş kollektörleri ile de kuledeki restoranın ve tuvaletlerin sıcak su ihtiyacının yarısı güneş enerjisinden sağlanabilecek. Bununla birlikte SETE şirketi Eyfel Kulesi’nin tüm elektrik ihtiyacını yenilenebilir enerji kaynaklarından sağlayabilmek için yeşil enerji sertifikasına da başvurmuştu. Fransız mühendis Gustave Eiffel (1823-1923) tarafından geliştirilen kule, Fransız Devrimi’nin yüzüncü yılı olan 1889 yılında açılmıştı. Kule New York’taki Chrysler Binasının 1929’daki açılışına kadar 40 yıl boyunca dünyanın en uzun binası ünvanı taşımıştı. Yılda 7,5 milyon kişinin ziyaret ettiği Eyfel Kulesi’nde yıllık 7.8 milyon kWh elektrik tüketimi gerçekleşiyor. Bu tüketimin 580.000 kWh’lik bölümü ışıklandırma, 705.000 kWh’lık bölümü de ısıtma ve havalandırma için kullanılıyor.




Turn static files into dynamic content formats.

Create a flipbook
Issuu converts static files into: digital portfolios, online yearbooks, online catalogs, digital photo albums and more. Sign up and create your flipbook.