Doğal Hayata Önem Verenlerin Dergisi
A ğ u s t o s
2 0 1 4
organik tüketmeniz Bunları daima
gerekiyor!
EVİMİZDE KULLANMAYACAĞIMIZ ÜRÜNÜ MÜŞTERİMİZE SUNMUYORUZ
TÜKETİCİ SERTİFİKASIZ ÜRÜNLERE İTİMAT ETMEMELİ
Organik
Cilt bakımı nasıl yapılır?
Konvansiyonel nedir?
Peki zararlı mıdır?
Meta-Health B U R A K VA R D A R
Yörünge R A H M İ AY D I N
Elta Ada Genel Müdürü Enis Fırat Oktay
“MÜŞTERİNİN ÜRETİCİYE GÜVENMESİ ÖNEMLİ”
Rota
FUNDA GÖKER
Tarif
DİLEK İNCE ÖZENEL
22 15 29 37
Editör
AĞUSTOS 2014
MEHMET AKİF DİLMEN
Organik? Ya da? Bir doktor ya da bir başkası... karşınıza geçip tarım ilaçlarının zararsız, organik ve endüstriyel ürünlerin birbirinden farkı olmadığını söyleyebiliyor.
O
ysa İngiltere'de yapılan araştırmalara göre organik ürünler endüstriyel gıdalara göre çok daha sağlıklı.
Organik gıdaların, endüstriyel tarım yöntemleriyle yetiştirilen gıda ve hububatlara göre %19 ve %69 arasında değişen oranlarda daha çok antioksidan madde içerdiği sonucuna varan araştırmacılar, “organik gıdalarda bulunan antioksidan maddelerin bir çok hastalıkları önlediğini söylüyor. Organik yöntemlerle yetiştirilmiş bir muz ile hormonla desteklenmiş, tarım ilacıyla böcekten korunmuş, verimi artmış, ilaç kalıntılı muzdan daha sağlıklı olmadığını söylemek zaten ancak akıl tutulmasıyla açıklanabilir. Türkiye’de de bu konuda araştırmalar yapan Dr. Yavuz Dizdar’ın ‘Yemezler’ adlı kitabı bilimsel verilerle gıda-hastalık ilişkisini irdelediği, tarım ilaçlarının kullanımı ve zararları konularında yazdıklarını okuyabilirsiniz. Kitap, düşündürücü bilgiler içeriyor. Bu çok derin ve birçok farklı boyutu olan bir sorun. Hastalıklar hızla artarken böcek ilaçlarının aşırı doz kullanılmasının önüne geçilemiyorsa en uygun alternatif organik olmalı... Gerçek tadını alabileceğimiz katkısız gıdalar, saf dokusunu hissedebileceğimiz tekstil ürünleri ve vücudumuza zarar vermeden kullanabileceğimiz bakım-temizlik malzemeleri kulağa hoş geliyor... Tüketim çılgınlığının içinde özümüze dönmek, hayatta yapabileceğimiz en iyi şeylerden biri değil mi? Organik ürün al demek kolay ama bu ürünlere erişmek her zaman çok kolay değil. Bazılarımız nerede satıldığını bilmiyor, bazılarımız ise yaşadığı yerde bu tür ürünleri bulamıyor. Çarşı-pazar gezemiyorsanız, ‘ne vaktim var ne de yakınımda organik market var’ diyorsanız üzülmeyin. Online alışveriş siteleri tam size göre...
Binbir Basın Yayın Danışmanlık Reklam Organizasyon Tic. Ltd. Şti. Adına İmtiyaz Sahibi Mehmet Akif Dilmen Genel Müdür Eda Zortul Yazı İşleri Müdürü Seda Arslan Yayın Koordinatörü Yusuf Çağlayan Haber Müdürü Demet Kula Kurumsal İlişkiler Direktörü Çağla Gök Reklam Yönetmeni Kübra Evcil Art Direktör Begüm İdrisoğlu Marka Danışmanı Sami Altınkaya Bilimsel Danışman Burak Vardar Sosyal Medya Enderun Digital Fotoğraf Mehmet Giritli Web Teknolojileri Müdürü Sinan Soydan Katkıda Bulunanlar Fatma Taş Heval Zeliha Yüksel Funda Göker Dilek İnce Özenel Rahmi Aydın Betül Yüzüncüyıl Tavlı Temsilciler New York John Flavin Amman Karmel Nassar Londra Reza Motevalli Tokyo Yasuaki Higashi www.organikturkiye.com.tr e-iletişim: info@organikturkiye.com.tr Reklam rezervasyon 0212 297 25 63 Abone Sorumlusu Ayşe Yaman Kemal Akıncı info@1001ajans.com YÖNETİM YERİ İnönü Cad. No:14 Akarpalas Kat:1 Gümüşsuyu – Taksim/İstanbul 0 212 297 25 63 0 212 253 31 71 OFİS Çobanoğlu Sok. No:109 D/28 C Blok Osmanbey / İstanbul MATBAA TOR OFSET SAN. ve TİC. LTD. ŞTİ Akçaburgaz Mahallesi 116. Sokak No:2 Esenyurt/İstanbul Tel: 0212 886 34 74 Faks: 0212 886 34 80 © OrganikTürkiye Dergisi, T.C. yasalarına uygun olarak yayımlanmaktadır. Dergide yayımlanan yazı, fotoğraf ve konuların her hakkı saklıdır. izin alınıp, kaynak gösterilerek alıntı yapılabilir. OrganikTürkiye basın meslek ilkelerine uymaya söz vermiştir. Her ayın 15’inde yayınlanır.
Dahası evde pişirdiğin her yemek organik olabilir ama dışarıda yerken ne yediğinden emin olman çok zor. Menüsündeki yemeklerde organik malzemeler kullanan bir restoran bulmak da kolay iş değil. Ancak bazı restoranlar, sertifikalı organik ürünlerle hazırlanan birbirinden leziz yemekler sunuyor. Onlar nerede mi? Dergimizin ilerleyen sayfalarında bazı adresler mevcut! Şimdiden iyi alışverişler!
Ma Dilmen
Bu derginin üretim aşamasından, elinize ulaşana kadar kullanılan kimyasallar için üzgünüz... Çabalarımız doğal hayata toplamda tükettiğimizden çok daha fazla yararlı olabilmek.
İÇİNDEKİLER Röportaj
AĞUSTOS 2014
10
18
Organik Mağazam Sahibi Yiğit BOYRAZ
EVİMİZDE KULLANMAYACAĞIMIZ ÜRÜNÜ MÜŞTERİMİZE SUNMUYORUZ Organik Mağazam, gıdadan kozmetik ve temizlik ürünlerine kadar geniş bir yelpazede organik ürünleri tüketici ile buluşturuyor.
24 Ecocert Türkiye Müdürü, Mustafa AVCI
TÜKETİCİ SERTİFİKASIZ ÜRÜNLERE İTİMAT ETMEMELİ
26
Ecocert Türkiye Müdürü Mustafa Avcı, tüketicilerin, sertifikası olmadığı halde organik ürün diye satılmak istenen ürünlere itibar etmemeleri gerektiğinin altını çiziyor.
40
15
RAHMİ AYDIN
Bağışıklık sisteminizi güçlendirin
30
22
Elta Ada Genel Müdürü Enis Fırat OKTAY
BURAK VARDAR
16
ORGANİK TARIMLA ORGANİK HAYVANCILIĞI BİRLEŞTİRDİLER SÜT VE YOĞURTTA LİDER OLDULAR
İnsan bedeni nasıl zayıflar?
29 FUNDA göker Organik ürünlerden ne bekliyoruz?
Elta Ada Organik, tohumundan, üretimine kadar tüm aşamalarda tedarikçi kullanmadan organik hayvancılık ve organik tarım ürünlerini geliştirmeye devam ediyor.
37 Dilek ince özenel Alternatif bir kahvaltı Kekikli Yulaf Lapası
Gündem 38
GDO’nun zararsız olduğuna inanan var mı?’
06
6
Ağustos 2014
Yazarlar
www.organikturkiye.com.tr
Bir üründe binde 9 GDO tespit edilmesini ‘bulaş’ kabul eden yönetmelik değişikliğinin tartışmaları sürüyor. GDO’nun zararlarına ilişkin bilimsel çalışmaların engellendiğini belirten Dr. Ümit Aktaş, ‘İçinizde GDO’nun zararsız olduğuna gerçekten inanan var mı?’ diye sorarken, Dr. Yavuz Dizdar, ‘Ülkemizde de yem katkısı olarak kullanılan NK608 mısır soyunun sıçanlarda kansere neden olabileceği gösterildi’ dedi.
48
Organik Türkiye Her Yerde! Dijital ortamda zengin bir dergi deneyimi yaşayın...
Organik Türkiye Dergisi iPad’te
Apple AppStore’da Organik Türkiye adı ile aratabilirsiniz. Ayrıca iPhone ve Android cihazlardan da indirebilirsiniz
ÜRÜN TANITIMI
Organik
MARKET
8
Organik Fındık Ezmesi
BEBEK GÜNEŞ LOSYONU
GÜNEŞ SONRASI LOSYON
ÇOCUK ŞAMPUANI 500ML
Grünn
Derma Eco Baby
Organicum
Urtekram
Organik tarım esaslarına göre üretilen pekmez ve fındığın geliştirilen tarif üzerine karıştırılarak üretilen ekmek üzeri sürülebilen yeni fındık kremasıdır. Dışarıdan şeker ve yağ ilavesi yapılmamasıdır. Şeker pekmezden gelen glukoz ve fruktozdur. Yağ fındığın kendi yağıdır.
Eco baby güneş losyonu gkf 30 yüksek, organik sertifikalıdır. bebeklerin hassas cildine karşı naziktir, suya oldukça dayanıklıdır Kolay sürülür, cildin esnek ve yumuşak olmasını sağlar ve kurumasını önler, yapışkanlık bırakmaz.
Organicum After Sun Lotion, deniz, havuz, kayak vb. dış aktiviteler veya solarium sonrası yüzü ve vücudu nemlendirerek rahatlatır. Sentetik ve tahriş edici hiçbir ekstrakt, renklendirici, Parafin, EDTA, Paraben, Lanolin ve hayvansal yağlar içermez.
Çocuklarınız için organik içerikli şaç şampuanı,çocuğunuzun saçları harika, temiz ve yumuşak olur. Ecocert Organik Sertifikalıdır. Vegan (Hayvansal hammade içermez).Aloe vera ve gliserin saça nem eklerken, manolya kabuğu özü, çocuğunuzun kafa derisi ile ilgilenir.
Göz Çevresi Bakım
ORGANİK MEYVE PÜRESİ
SİYAH ÜZÜM SİRKESİ
ORGANİK FASULYE
Florame
Hipp
Ralila
Orvital
Göz çevresini pürüzsüzleştirir, göz altı torbalanmalarının görünümünü azaltır. İncir ekstresi, nemlendirici ve yatıştırıcı bileşenlerle cildinizi temizler ve rahatlatır. Roll-on uygulama başlığı ile kolayca nazik bir masaj yaparak uygulamanız mümkündür.
Çocukları düşünen HiPP atıştırmalık ürünleri arasına bir yenisini daha ekledi.. Organik Muzlu Elmalı Armutlu ile Organik Çilekli Muzlu Elmalı raflarda yerini alıyor.
Doğal yapım yöntemleri ile yapıldığından hiçbir katkı maddesi yoktur içilebilir niteliktedir. Yemeklerde, salatalarda, işkembe çorbası, kelle, paça gibi türlerde lezzet verici, turşularda uzun koruma yapar
Orvital, geleneksel Türk mutfağının vazgeçilmez gıda maddeleri arasında yer alan bakliyatı Doğu ve Güney Doğu Anadolu’daki organik tarlalardan sofralarımıza getiriyor.
Ağustos 2014
www.organikturkiye.com.tr
HİPP’ten BAĞIŞIKLIK SİSTEMİNE YENİ NESİL FORMÜL
Lavera makyaj ve kişisel bakım ürünleri Paraben,SLS,Sentetik koku,Petrol türevleri ve Silikon içermez. Lavera ürünlerinin doğal ve organik cilt bakım ödülleri bulunmaktadır. Kullandığınız andan itibaren cildinizdeki farkı,doğallığı,düzelmeyi ve ışıldamayı sizde fark edeceksiniz… Lavera ürünlerini Facebook LAVERA TÜRKİYE-ORGANİK BAKIM ÜRÜNLERİ sayfamızdan takip edebilirsiniz.
İdilbaby&Mamino’nun ‘OrganIc LIne’ serisinin tümü GOTS sertifikalı
Prebiyotik lifleri ve probiyotikleri bir arada bulunduran Organik Bebek ve Devam Sütü Hipp Combiotic, şimdi Türkiye’de... Anne sütü bebekler için en iyi besin kaynağıdır. Bebeğin bağışıklığı için gerekli olan, anne sütünden izole edilen yararlı bakteriler(probiyotikler) , prebiyotikler ve uzun zincirli çoklu doymamış yağ asitleri ve daha fazlasını kapsar. Hipp, bebek ve çocuk sağlığı için önemli bileşenler mevcut olan içeriğine, sindirim sistemine dost, canlı mikroorganizma olan probiyotikler ve bu bakterilerin besinleri prebiyotikleri ekledi. Combiotic adındaki bu yepyeni formülde, beyin, göz ve sinir sisteminin gelişiminde rolü büyük olan uzun zincirli çoklu doymamış omega 3 ve 6 yağ asitleriyle de bağışıklık ve sindirim sistemini güçlendiriyor. Bebeklerin bağışıklık sistemine destek oluşu, sindirim sistemi hareketlerini düzenleyişi, zararlı bakterilerin üreyip çoğalmasını engelleyişiyle, doktorların bebek ve çocuk sağlığında önem verdiği probiyotik ve prebiyotikler ilk kez bir formülde bir araya gelmiş oldu. İçerisindeki yararlı bakteriler sayesinde, bebeklerin hazmı kolaylaştırdığı gibi, gaz problemlerine de yol açmıyor. BIO sertifikalı, GDO’suz ve sanayi bölgelerinden uzak özel organik çiftliklerde yetiştirilen ürünleriyle HiPP E-Bebek, Gratis, Migros, Kipa, Carrefour yerel marketler ve eczanelerde satılıyor.
1984 yılından beri bebek tekstili üzerine üretim yapan İdilbaby&Mamino’nun ‘Organic Line’ serisinin tümü %100 Organik Türk pamuğu kullanılarak üretilir ve uluslararası GOTS (Global Organic Textile Standard) sertifikalıdır. Bebeklerin hassas ve narin ciltleri için pamuğun hasadından başlayarak etiketlenmeye kadar olan tüm aşamalar titizlikle kontrol edilir. Organik ürünlerin, isimleri ve etiketleri nedeniyle pahalı olması gerekmediğini ve herkesin ulaşabilmesinin gerekli olduğunu savunan İdilbaby’de 17 ’den başlayan uzun kollu bodyer, 69 ’den başlayan şapka ve patikli tulum takımları bulmak mümkün! İdilbaby mamino mağazalarına, güzel prensesler ve yakışıklı beylerin tarzlarına uygun birbirinden şık organik modelleri incelemek uzere tüm anne babaları bekleriz!
DÜNYA AROMATERAPİNİN SAĞLIK VE MUTLULUK VERDİĞİNİ KEŞFETTİ, YA SİZ? Bitkilerin iyileştirici gücü ve pozitif yaşama katkıları yüzyıllardır bilinen bir gerçektir. Özellikle saf bitki özleri ile gerçekleştirilen tedaviler, zinde bir beden ve pozitif yaşam gücü kaynağı olarak kullanılır. Türkiye’de de yeni yeni keşfedilen ve etkisinin tartışılmaz bir biçimde görüldüğü bitki özleriyle tedavi yani aromaterapi, şifa arayanların ve mutlu bir yaşam sürdürmek isteyenlerin vazgeçilmezleri arasına girdi bile. Aromaterapide dünya markası OSHADHI, aromaterapi ürünleri ile artık Türkiye’de. www.hemensaglik..com ve seçkin eczanelerde.
www.organikturkiye.com.tr
Ağustos 2014
9
ÜRÜN TANITIMI
KLAR–ALMAWİN ORGANİK TEMİZLİK ÜRÜNLERİ Klar – Almawin temizlik ürünleri insan ve doğaya uyumlu bulaşık, çamaşır ve ev temizlik ürünlerini kapsamaktadır.ECO GARANTİ-VEGAN-DAAB (Deutscsher Allergie - und Asthmabund e.V.) sertifikalarına sahip temizlik ürünleridir.Optik ağartıcılar, fosfat, klor ve renk verici içermez.Petrokimya maddelerinden muaftır.Hammadde olarak WASHNUSS kullanılmaktadır.Klar – Almawin temizlik ürünleri kuvvetli temizlik sağlar, aynı zamanda sağlığınızın ve çevrenizin dostudur. www.klar.org • www.almawin.de
Güneşten Korunmanın En Doğal Yolu: Organicum Sun Tüm bir yılın yorgunluğunu atmanın tam zamanı. Tatile çıkarken unutulmaması gereken en önemli detayların başında güneş kremlerimiz geliyor. Güneşin tadını doyasıya çıkarmak, bu sırada da cildimize zarar vermeden sağlıklı ve kalıcı bronzlaşmak sadece doğru güneş ürünleri ile mümkün. Yılın ilk güneşini organik Shea Butter içeren “Organicum Sun SPF 50+ Yüz ve Vücut Koruyucu Güneş Losyonu” ile karşılayın. Bronzlaşmak için “Organicum Sun Organic Bronzing Oil” ile güneşin tadını doyasıya çıkarabilirsiniz. İçerdiği tatlı badem, havuç, kakao, üzüm çekirdeği, ceviz ve susam gibi organik yağların hücre yenileyen yapısı ve güneş ışınlarına karşı doğal filtre özelliğiyle soyulmadan kalıcı bronzlaşma sağlar. İçindeki vitamin ve mineraller anti-aging etkilidir. Yüzünüzü ve bedeninizi bir sonraki güne hazırlayan “Organicum After Sun Lotion” içerdiği tam organik üzüm çekirdeği, zeytin ve susam özleriyle güneş yorgunu cildinizi derinlemesine nemlendirerek onarır. Organicum Sun güneş ürünleri tüm cilt tipleri için uygundur, hassas ve alerjen ciltlerde güvenle kullanılır. Yüze ve vücuda uygulanabilir. Parfüm, Paraben, Renklendirici, Parafin, PEG, EDTA ve Lanolin içermez. www.organicumsun.com • www.estoreorganic.com
Kuruyan ciltlere bitkisel bir dokunuş:
Happy Moments Organik Üzüm Çekirdeği Yağı Happy Moments Organik Üzüm Çekirdeği Yağı, içeriğindeki güçlü antioksidanlar ile kuruyan ciltleri besleyip nemlendirirken, yaşlanmaya bağlı ciltte meydana gelen belirtilerle savaşıyor. Üzümün çekirdeğinden soğuk pres yöntemiyle elde edilen Üzüm Çekirdeği Yağı, özellikle kuru ve yıpranmış ciltler, orta yaş ve üzeri kişiler için bitkisel bir çözüm sunuyor. Happy Moments Organik Üzüm Çekirdeği Yağı, içerdiği güçlü antioksidanlar sayesinde kuruyan ciltleri besleyip nemlendiriyor ve ciltteki yaşlılık belirtilerinin önlenmesine yardımcı oluyor. Organik Üzüm Çekirdeği Yağı’nın içerdiği oleik, linoleik, palmitik asitler ve güçlü antioksidanlar sayesinde ciltte oluşan yaşlanma belirtilerini azalttığı ve kırışıklıkların önlenmesinde etkili bir yağ olduğu uzmanlarca ileri sürülüyor. Kurumuş ve yıpranmış ciltler için kullanılması önerilen Üzüm Çekirdeği Yağı, nem kaybına uğramış ciltleri yumuşatıp besleyerek, cildin daha sağlıklı bir görünüm kazanmasına yardımcı oluyor.
10
Ağustos 2014
www.organikturkiye.com.tr
en kıymetli varlıklarımız, evlatlarımız için zehirsiz ürettik. Sağlıkla giyinsinler, güle güle büyüsünler... Pamuk bitkisi üretilirken birçok hastalıkla mücadele edilmektedir. Bir çok kimyasal kullanılmakta ve pamuk bitkisi bu kimyasalları bünyesinde hapsetmektedir. Yıkanılsa bile bu kimyasallar çıkmamaktadır. Bir bebek t-shirtü için 17 çorba kaşığı kimyasal kullanılmaktadır. Bağışıklığı güçlenmemiş bebeklerimiz bu kimyasalları deri yoluyla almakta ve çeşitli hastalıklarla karşı karşıya gelmektedir. Ayrıca bu kimyasal ilaçların toprağa suya ve havaya verdiği zararlar da bilinmektedir. İşte Calico doğayı ve bebeklerimizi korumak için organik sertifikalı ürünleri sizlerin hizmetine sundu. Organik giyinmek herkesin hakkı oldugu gibi masum bebeklerimizinde hakkı. Organik üretim tabiki bir miktar daha pahalıya mal olacaktır. Bir dönüm tarlada kimyasalsız 1 ton alınıyorsa kimyasalla belki 5 ton alınacaktır. Bizim gayemiz bütün çocukların organik giyinebilmesidir. Bunun için çok çalışıp uygun bir fiyat politikası belirledik. Hem organik hemde ekonomik bizim sloganlarımız arasındadır. Ticari kaygıdan çok üstün hizmet bizim merkezimizdedir.. Dünyadaki en saf, en masum varlık olan bebeklerimize bu hizmeti vermek boynumuzun borcudur. Onlar bizim geleceğimiz... Bozulmamış doğada sağlıklı nesiller yetiştirmek Calico’nun en büyük hedefidir. Mutlu ve sağlıklı bebekler için Calico hizmetinizdedir..
“Biz sağlıklı gıdaya ve toprağın tüm canlılarla beraber korunması gerektiğine inanıyoruz”
RÖPORTAJ GÜNDEM
12
Ağustos 2014
www.organikturkiye.com.tr
Dünyada 1980’li yıllardan itibaren ticari boyut kazanan organik tarım, artık ekosistemin önemli bir parçası haline geldi. Organik ürün talebi ve üretimi her geçen yıl artmaya devam ederken, yumurtadan hayvancılığa, sebze-meyveden tekstile kadar çok geniş bir üretim yelpazesine ulaşan organik pazarı yılda ortalama yüzde 10-12 oranında büyüyor.
www.organikturkiye.com.tr
Ağustos 2014
13
RÖPORTAJ GÜNDEM
Türkiye’de üretilen organik ürünlerin büyük bölümü ihraç ediliyor. Ancak uluslararası ticaret sınıflandırmalarında organik ürünler için ayrı bir saha veya pozisyon numarası bulunmaması sebebiyle ihracat miktarı net olarak tespit edilemiyor. Türkiye’nin dünya organik tarım pazarından 500 milyon dolar civarında pay aldığı düşünülüyor. Türkiye’nin organik ürün ihracatının yüzde 80’ini kuru üzüm, kuru incir, kuru kayısı, pamuk ve fındık gibi ürünler oluşturuyor. Geçmişte sadece ihraç edilen organik ürünler son yıllarda iç pazarda da satılmaya başlarken, iç pazar büyüklüğünün yıllık 100 milyon dolar olduğu tahmin ediliyor. İyi tarım uygulamaları Verilen destekler üreticileri organik tarıma yönlendirirken, bu üretim dalının benimsenmesini ve organik tarımın gelişmesini sağladı. Organik tarım, 2005 yılında ilk kez destekleme kapsamına alındı ve organik tarım yapan üreticilere alan bazlı desteklemeler yapılmaya başladı. Bakanlar Kurulu’nun 2014 yılına ilişkin tarımsal destekleme kararı, Resmi Gazete’de yayımlanarak, 1 Ocak 2014’ten geçerli olmak üzere yürürlüğe girdi. Buna göre, meyve ve sebzede organik tarım desteği dekar başına 70 lira, tarla bitkilerinde organik tarım desteği dekar başına 10 lira, anaç sığır mandada hayvan başına 150 lira, buzağıda 50 lira, anaç koyunkeçide10 lira, arılı kovanda 5 lira, alabalıkta 35 kuruş, çipura levrekte 45 kuruş olarak belirlendi. Sebze ve meyvede iyi tarım uygulamalarına dekar başına 50 lira, örtü altı iyi tarım uygulamalarına da dekar başına 150 lira destek verilecek. Destekleme ödemesi kapsamına alınan her tarımsal işletme için yıllık 600 lira ödenecek. Buradan yola çıkarak, organik ürün pazarında hangi alanlarda girişim fırsatları bulunduğunu araştırdık. OnlIne kısım büyüyor Özellikle online gıda ürünlerine oldukça yoğun bir ilgi söz konusu. Online organik pazarında rakamlar henüz tam olarak telaffuz edilmese de sektörde yaklaşık 10 güçlü oyuncunun olduğu belirtiliyor. Bu oyuncuların önemli bir kısmı ise odağını gıda üzerinde yoğunlaştırmış durumda. 1 milyar TL’nin üzerinde bir hacme ulaşan bu pazarın yapılan tahminlere göre önümüzdeki üç
14
Ağustos 2014
www.organikturkiye.com.tr
yılda 5 kat artarak 5 milyar TL’lik büyüklüğe ulaşması bekleniyor. Bu da pazarın her alanda girişimcilere fırsat sunmaya devam edeceğine işaret ediyor. Kısacası online kanal hala büyük ölçüde ‘potansiyel bir alan’ olarak ifade ediliyor. Bu da sektöre yeni girişimcilerin gireceğine işaret ediyor. Organik ürün satışı yapılması isteniyorsa, mutlaka organik üretim sertifikası alınması gerekiyor. Ürün tedariği Türkiye’de üretilen ürünlerde çoğunlukla doğrudan üreticiden, ithal ürünlerde ise ithalatçı firmalardan sağlanıyor. Eğer taze gıda satışı yapılacaksa mutlaka bir dağıtım araç zinciri ve soğuk hava deposunun da kurulması gerekiyor. 2020 yılında sadece organik pamuk kullanacak H&M, Textile Exchange kuruluşunun Organic Cotton Market Report 2013 raporunda dünyanın en büyük organik pamuk kullanıcısı olarak yer alıyor. Geçen yıla kıyasla kullanım oranında yüzde 29’luk artış yaşayan H&M, 2020 yılma kadar yalnızca sürdürülebilir pamuk kullanmayı hedefliyor. H&M Sürdürülebilir Çevre Yöneticisi Henrik Lampa “Bu başarımızdan çok gururluyuz. Organik pamuk kullanımımızı daha da arttırmak için net bir hedefimiz var. Bu, 2020 yılına kadar yalnızca daha sürdürülebilir pamuk kullanma yönündeki stratejik hedefimizin bir parçası” diyor. H&M, 2010 ve 2011 yıllarında Textile Exchange’in listesinde ilk sırada 2012’de ise ikinci sırada yer aldı. H&M için kullanılan organik pamuğun tamamı sertifikalı ve en az yüzde 50 organik pamuk içeren her üründe bunu ifade eden bir etiket var. Lampa, “Bu konudaki hırslı hedefimize ulaşmak amacıyla organik pamuğa aftan bir talep yarattık. Better Cotton’a yatırım yaptık ve geri dönüştürülmüş pamuk kullanımı konusunda öncü olduk. Tüm bunlar birleşince doğa dostu iş yapmak anlam kazanıyor ve hem çevre hem de insanlar için ciddi katkılar sağlanıyor” diye konuşuyor.
Yönetmelik değişti • Organik tarıma başlamak isteyen üreticiler için mevzuat değişti. Buna göre, Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanlığı il veya ilçe müdürlüğünden güncellenmiş onaylı Çiftçi Kayıt Sistemi (ÇKS) kaydı, yapacağı üretime göre ise büyükbaş hayvancılık işletmeleri için Türkvet’den onaylı İşletme Tescil Belgesi, küçükbaş hayvancılık işletmeleri için Koyun Keçi Kayıt Sistemi’nden onaylı belge ve ancılık işletmeleri için ise Ancılık Kayıt Sistemi’nden onaylı belgeleri almaları gerekiyor. • Organik tarımda ürün yetiştirilmesi, toplanması, hasat, kesim, işleme, tasnif, ambalajlama, etiketleme, muhafaza, depolama, taşıma ve ürünün
KAMU SPOTU
tüketiciye ulaşmasına kadar olan işlemlerde, kimyasal madde veya tarım ilacı kullanılmıyor. Organik tarım yapmak isteyen girişimcilerin bakanlık tarafından yetkilendirilmiş sertifika kuruluşlarına başvurması gerekiyor. • Organik ürünler, Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanlığı tarafından yetkilendirilmiş Türkiye genelindeki 28 kontrol ve sertifikasyon kuruluşu tarafından belgelendiriliyor. Bu firmalar, üretimden işleme ve depolama aşamasına kadar her aşamada denetim yapıyor. • Organik ürünlerin etiketlenmesinde yetkilendirilmiş kuruluşun adı, logosu, kod numarası ile müteşebbis veya ürün sertifika numarası bulunacak. • Burcu Tuvay
Organik
domates
mis gibi kokar? Yanlış
Koku ürünün çeşit özelliğidir. Yöresel çeşitler biraz daha koku vermektedir. Örneğin pembe domates ile oturak dometes daha kokulu ve salçalık çeşitlerde koku özellikleri daha azdır. Organik ürünlere dışarıdan koku enjekte edilmesi yönetmeliklere aykırı bir durumdur.
www.organikturkiye.com.tr
Ağustos 2014
15
ORGANİK BİLGİ
Orvital’den tüketicilere organik fiyat müjdesi Sadece organik üretim yapan Orvital Organik Gıda, organik tavuk eti, kırmızı et, şarküteri ürünleri ve bakliyattan sonra organik makarna üretimine başladı. Migros, Macrocenter, Tansaş ve Carefour’lara giren Orvital, Temmuz ayında organik makarnayı satışa sundu. Orvital, 2015 yılında organik makarnada %75 pazar payı hedefliyor.
M
akarna ve bakliyatta hedefledikleri fiyatı yakaladıklarına değinen Orvital Organik Kurucu Ortağı ve Gıda Mühendisi Muharrem Doğan “Konvansiyonel ürünlere göre 2-3 kat daha uzun süre, 2 kat daha pahalı yemlerle beslenen organik et ve tavuk ürünlerinin fiyatının düşmesi için tüketimin artması gerekiyor. Organik beslenmeye çocuklarımızdan başlayalım” diyerek sözlerine şöyle devam etti.
“Her türlü gıdanın organiği olur yeter ki…” Makarnanın organiği olur mu diye düşünebilirsiniz. “Uluslararası sertifikasyon kuruluşları tarafından sertifikalandırılan ve T.C. Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanlığı tarafından denetlenen, tesisin, toprağın ve yemin organik sertifikalı olduğu tüm üretim süreçleri her türlü üründe organik üretimi mümkün kılar” diyen Orvital Organik Gıda Kurucu Ortağı ve Gıda Mühendisi Muharrem Doğan, “Gıda gibi önemli bir alanda üretim yaparken önemli olan insan sağlığını ve hayvan refahını ön planda tutmak. Organik anlayış, tüm dünyada doğa ve hayvan dostu üretim anlayışıyla her geçen gün hızla yayılıyor ve sürdürülebilir tarım için büyük önem taşıyor” dedi.
Zincir mağazalarda raflara giren organik bakliyat ürünlerinin diğer organik ürünlerden %50 daha ucuz olduğuna dikkat çeken Orvital Organik Gıda Kurucu Ortağı ve Gıda Mühendisi Muharrem Doğan “Bakliyatı tarladan sofralarımıza taşıdığımızdan hedeflediğimiz fiyat politikasını yakaladık. Makarnada da aynı yaklaşımı sürdüreceğiz. Örneğin organik makarnayı 2.99 TL’ye satışa sunarak herkesin erişimini sağlamayı hedefliyoruz. Konvansiyonelle aramızdaki %15’lik fiyat farkı ki bu kuruşlarla ifade edilen bir rakama denk geliyor, sağlığını düşüneneler için çok rahat karşılanabilir bir oran” dedi.
“Organik et ve tavuk fiyatlarının düşmesi için tüketim artmalı” Konvansiyonel ürünlere göre 2-3 kat daha uzun sure, 2 kat daha pahalı yemlerle beslenen organik et ve tavuk ürünlerinin fiyatının düşmesi için tüketimin artması gerektiğine vurgu yapan Doğan “Organik tarıma ayrılan zaman, para ve her şeyden önemlisi emeği ancak organik bir çiftliği gezip gördüğünüzde takdir edebilirsiniz. Toprağın, kümesin, yemin organik sertifikalı olduğu çiftlikler insan sağlığı kadar hayvan refahıyla da ön plana çıkıyor. Tüketim artığında organik beslenme bilinci daha da yaygınlaştığında organik ette de fiyatlar düşecek” dedi.
Organik çay fabrikası kuracak ÇAYKUR Genel Müdürü İmdat Sütlüoğlu ÇAYKUR olarak İkizdere ve Çamlıhemşin ilçelerinde organik yeşil çay fabrikası için yer baktıklarını belirtti. ÇAYKUR’un, İkizdere ve Çamlıhemşin ilçelerinde kurmayı planladığı organik yeşil çay fabrikası için çalışmaları sürdürdüğü bildirildi. ÇAYKUR Genel Müdürü İmdat Sütlüoğlu, genel müdür yardımcıları Turgay Turna ve Süleyman Pınarbaş,
16
Ağustos 2014
www.organikturkiye.com.tr
İnşaat Dairesi Başkanı İlhan Taşpınar ile Çamlıhemşin ilçesinde incelemelerde bulundu. Sütlüoğlu, incelemelerin ardından yaptığı açıklamada, yatırım programlarında yer alan organik yeşil çay fabrikası için İkizdere ve Çamlıhemşin
ilçelerinde yer aradıklarını belirterek, “İkizdere’de uygun bir Hazine arazisi var. O konudaki girişimlerimizi yazışmalarımızı yaptık, sonucunu bekliyoruz. Çamlıhemşin ilçesinde ise arsa arama çalışmaları devam ediyor. Uygun olan arsada bu yıl fabrikanın temellerini atmak istiyoruz” dedi. Çamlıhemşin ilçesinde organik çay fabrikası olabilecek alternatif birkaç araziyi gezerek yerinde incelediklerini anlatan Sütlüoğlu, “Bunlarla ilgili teknik bilgiler bize intikal edecek. İlgili diğer bakanlıklarla da görüşmelerimizi yapacağız. İnşallah burada en kısa zamanda fabrika arazisini netleştirerek, 2015 yatırım bütçesine bu ödenekleri koymak suretiyle fabrikamıza başlamak istiyoruz. Bu sene hem Çamlıhemşin hem de İkizdere fabrikalarımıza başlamak istiyoruz” diye konuştu.
Yörünge R A H M İ AY D I N
Organik Güvenilir Gıda Üreticileri Federasyonu Başkanı
Bağışıklık sisteminizi güçlendirin Organik konu olunca geniş geniş izah ederek yazmaktan üşenmem ama bazen okuyanın vakti olmayabilir, keşke kısa yazmış olsaydı denebileceğini düşünerek bu makaleyi kısa ve öz yazmak istiyorum. Onun için bundan sonra organik ürünleri anlatırken yararları ve beklentilerimiz yönüyle açıklayarak yazacağım. er organik ürünün çok değerli olduğunu söyleyerek devam edeceğim. Sadece ürünün çeşidi bakımından farklı yararlı noktaları olabilir. Üretilmede gözetilebilen yararlarına göre ürünleri kısaca anlatacağım. Organik ürün tüketilmesi tavsiye edilirken sadece beslenme amaçlı ürün tüketmenin yanında, özellikle bazı ürünler bünyedeki faydaları açısından belli miktar ve zaman tüketildiğinde noksan olan besin zincirinde noksan besinleri tamamlama gibi bir görev üstlenirler. Bilindiği gibi talep arttırmak üretimi arttırmak olur. Artan üretim fiyata yansır ve daha uygun fiyatlarla almak mümkün olabilir. Zamanımızda birçok insanımızın beslenme ile problem yaşadığı bilinir. Satın aldığımız ürünlerin besleme özelliği olmadığından daha çok karın doyurmaya yarar. Yetiştirilmesinde ürün kalitesi değil nisbi olarak ürünün çok olması ve çok kazanç getirmesi üzerine yapılıyor Hâlbuki kaliteli ürün üreterek kazanç yapmak mümkündür orada sadece ürünün kalitesini anlatmak yararlılığını izah etmek kalıyor. Zor gibi görüne bilir ancak kalite markayı markada sürdürülebilir çalışmayı getirir, iyi şeyler her zaman zordur. Beslenme dediğimiz zaman besin zincirindeki gıdaların kendi tohumlarıyla üretilmesi önemlidir kendi tohum ve kendi üretkenliği yoksa vücudumuza verebileceği bir şey yoktur. Bir üretken tohum içinde stoplazması ve stoplazmayı koruyan yağ asitler yoksa zaten onun kendine faydası da yoktur yumurtanın içinde embriyo yoksa bizim içinde karın doyurmaktan başka bir durumu yoktur. Beslenmede önemli olan noktalara dikkat
H
etmeden beslenmek bünyeye lâzım olan besinden yoksun yaşamak demek, zaman içinde en zayıf noktalardan bağışıklık sisteminde zayıflıklar başladığında bazen çok geç kalınabiliyor ama buna fırsat vermeden besin zincirini tamamlayabilecek organik gıda ile beslenmek hem besin değeri olarak hem de maddi olarak daha karlı olacaktır. Maddi olarak bir örnek vereceğim bir ürünü satın alırken tamamının kullanılır olması önemli, aldığınızın eğer yarısını kullanıyorsanız, iki kat ücret verip tamamını kullanacağınızı almanız daha karlı olacaktır. Organik ürünle doğallığından taviz vermeyen ürünlerdir öyle de olmalıdır. Bu ürünlerin kontrol ve sertifikalanması organik ürünleri getirir. Organik ürünlerle beslenerek bağışıklık sisteminin güçlendirilmesinde önemli ölçüde rol oynayan ürünlerden Organik Ralila siyah üzüm çekirdek Ekstratı sıvı ile Organik Ralila Reveratrol gıda takviyelerinin kan yapımında ve bağışıklık sistemin güçlendirilmesinde kullanabilen iyi birer gıda takviyeleri olduğu bilinir.
www.organikturkiye.com.tr
Ağustos 2014
17
ORGANİK BİLGİ
Yıkama, ütüleme ve kurutma doğaya zarar veriyor
Y
ıkama, kurutma ve ütüleme işlemleri kıyafetlerin normal kullanım süresi boyunca, doğaya verdiği olumsuz etkinin yüzde 36’sına denk geliyor. Daha zekice seçimler yaparak, bu etkiyi yarı yarıya azaltmak mümkün olabilir. Bu sayede hem gardrobumuzdaki sevdiğimiz giysilerinn ömrünü uzatır, hem de doğayı korumuş oluruz. Doğayı korumak ve sürdürülebilir moda konusunda önemli çalışmalar gerçekleştiren H&M, bu konuda internet sitesinde şu önerilerde bulunuyor:
Gereksiz yere yıkamayın
Giysileri kirlenmeden yıkamayın. Çoğu zaman havalandırmak ve fırçalamak da yeterlidir. Çamaşırı daha düşük sıcaklıkta yıkayın. H&M etiketlerine daima giysinin dayanabileceği en yüksek sıcaklık yazılır. Enerji tasarrufu için daha düşük sıcaklıkta da yıkayabilirsiniz. Çoğu deterjan, düşük sıcaklıkta da aynı etkiyi gösterir. Çamaşırı 40°C sıcaklıkta yıkarken kullandığınız enerji, 60°C sıcaklıkta kullandığınızın neredeyse yarısı kadardır. Kıyafetlerin yıkama talimatlarında belirtilen yıkama derecesinden daha sıcak derecelerde yıkamayınız. Giysileri rengine ve yıkama sıcaklığına göre ayırın. Çamaşır makinenizi sonuna kadar doldurun, ama aşırı yüklemeyin. Yumruğunuzu çamaşırları bastırıp sıkıştırmadan makinenin içine sokabiliyorsanız, makine dolmuştur. Enerji tasarrufu yapan yıkama programı kullanın. Bu seçenek modern çamaşır makinelerinin çoğunda bulunur.
‘Yeşil’ deterjan kullanın
Optik ağartıcı ve fosfat içermeyen çevre dostu deterjanlardan kullanın, çünkü bu maddeler doğaya karıştığında çevre üzerinde olumsuz etkiler yaratır. Deterjanı ambalajında
18
Ağustos 2014
www.organikturkiye.com.tr
belirtilen dozlarda kullanın. Belirtilen miktarın üstünde deterjan kullanmak, giysilerinizi daha temiz yapmaz. Doğru dozu uygulayabilmek için suyun sertlik derecesini bilmeniz gerekir. Yumuşatıcı kullanmaktan kaçının. Ancak akrilik giysilerde yumuşatıcı kullanılması gerekiyor. Böylece yıkama sonrası çamaşırın elektriklenmesi önleniyor.
Kuru temizleme kullanmayın
Kuru temizlemede giysiler organik çözücü maddelerle temizleniyor. Bu çözücü maddenin doğaya karışması çevre üzerinde olumsuz etkiler yaratıyor. Günümüzde kuru temizlemede daha yeşil yöntemler kullanılmaya başladı. Sanayiden geri kazanılmış karbondioksitin bunlardan birisi. Bu tür kuru temizlemede doğaya kimyasal atık karışmaz. Çamaşır kurutma makineleri büyük miktarlarda enerji tükettiğinden, giysilerin dışarıda kurutulması daha doğru. Kuruma süresini kısaltmak için, kıyafetleri çamaşır makinasından çıkarmadan önce, narin sıkma ile sıkmakta fayda var. Artık kullanmadığınız giysileri başkalarına verir veya bir hayır kurumuna gönderirseniz, giysinin ömrü uzamış olacaktır.
Karbon ayak izinin üçte ikisi satın alındıktan sonra gerçekleşiyor
Sürdürülebilir gelişimi destekleyen sivil toplum kuruluşu Earth Pledge’e göre, dünya genelinde hammaddeleri tekstil ürünlerine dönüştürmek için 8 binin üzerinde kimyasal madde kullanılıyor. Böcek ve tarım ilaçlarının yüzde 25’i organik olmayan pamuk üretimi için harcanıyor. Bu yöntemler hem doğaya hem de bu giysileri satın alan insanlara zarar veriyor. Bu arada bir giysinin neden olduğu karbon ayak izinin üçte ikisi satın alındıktan sonra gerçekleşiyor. Dolayısıyla, üreticiler kadar tüketicilerin de bu konuda bilinçlenmesi ve bu yönde hareket etmesi gerekiyor.
Geri dönüşümlü orİjinal askeri çanta-ceket* Bu ürün 2. el orjinal askeri çantadan modifiye edilmiştir.
www.godd-design.com
RÖPORTAJ
EVİMİZDE KULLANMAYACAĞIMIZ ÜRÜNÜ MÜŞTERİMİZE SUNMUYORUZ Daha çok insanın organik ürünlere daha uygun fiyat seçenekleri ile ulaşabilmesi amacıyla kurulan Organik Mağazam, gıdadan kozmetik ve temizlik ürünlerine kadar geniş bir yelpazede organik ürünleri tüketici ile buluşturuyor. Organik Mağazam’ın sahibi Yiğit Boyraz, bu ürünleri satarken “Evimizde kullanmayacağımız ürünleri müşterilere sunmuyoruz” anlayışı ile hareket ettiklerinin altını çiziyor.
20
Ağustos 2014
www.organikturkiye.com.tr
Yiğit BOYRAZ kimdir?
Yiğit Boyraz 11.12.1989 tarihinde İstanbul/ Bakırköy’de doğmuştur. Eğitimini 2011 Yılında İstanbul Bilgi Üniversitesi - Uluslararası Ticaret ve İşletmecilik bölümünden mezun olarak tamamlamıştır. 2010 Yılında da Organik Mağazam’ın temellerini atmıştır. Organik ile nasıl tanıştınız?
Üniversitede eğitim sürecindeyken aslında hiç bu sektörde faaliyet göstereceğimi düşünmezdim fakat aile olarak sağlıklı beslenmeye özen göstermeye çalıştıkça organik ürünlere olan ilgimiz daha da arttı ve bu sektöre girmeye karar verdik. Organik Mağazam Nasıl doğdu?
Organik ürünlere ulaşmanın çok daha kolay olabileceğini gösterebilmek ve bu konuda duyarlılığı sağlayabilmek için Organik Mağazam olarak faaliyete geçtik Organik ürünleri nerelerden temin ediyorsunuz?
Birçok tedarikçimiz var, listelemek çok uzun olur fakat ana etken; distribütör veya üretici kim olursa olsun elinde organik tarım sertifikaları mevcut olan işletmelerden ürün tedariğimizi sağlamaktayız. Tüketicilere (müşterilere) ne gibi kolaylıklar sağlıyorsunuz?
Müşterilerimize ürünler hakkında açıklayıcı bilgi vererek doğru yönlendirmeye çalışıyoruz. Mağazamıza gelen müşterilere bir çok ürünü deneyebilmeleri adına kolaylık sağlıyoruz. Bunun dışında bir de özel günlerde uyguladığımız fiyat avantajları mevcuttur Müşteri profiliniz hakkında biraz bilgi alabilir miyiz?
Tabiki de müşterilerimizin ilk sırasında anne adayları ve bebekli aileler yer almaktadır. Yüzdenin büyük bir kısmını bilinçli annelerimiz oluşturmaktadır. Tüketiciler internet üzerindende sipariş verebiliyor değil mi?
www.organikmagazam.com adresinden müşterilerimiz istedikleri ürünün siparişini verebilmektedirler Neden sizi seçmeli tüketici?
Avantajlı fiyatlar, hızlı teslimat, ve sorunsuz iade koşulları sağladığımız için tercih edileceğimizi ve edildiğimizi düşünüyoruz. Bunun dışında ödeme seçeneklerimizi de bütün müşteri kitlesini düşünerek ayarladık. En önemlisi de evimizde kendimiz kullanmayacağımız hiçbir ürünü müşterilerimize sunmamaktayız.
Organik ürün yelpazenizi öğrenebilir miyiz?
Başlıca Organik Gıda kategorisinde; baharat, bakliyat, tahıl, çorba, bal ve arı ürünleri, çay ve kahve, çikolata ve şekerlemeler, kuru meyve , kuru yemiş, meyve suyu, reçel, marmelat, pekmez, salça, sos, sirke, un ve unlu mamüller, zeytin, zeytinyağı ve diğer bitkisel yağlar bulunmaktadır. Organik Bakım/Kozmetik kategorisinde; anne ve bebek ürünleri, makyaj ürünleri, erkeklere özel bakım ürünleri ve ihtiyacınız olabilecek tüm kozmetik ürünler yer almaktadır. Organik temizlik ürünleri olarak yine bulaşık, çamaşır ve genel temizlik ürünlerine dair müşterilerimizin ihtiyacını karşılayacak tüm yelpazesine sahibiz. Ek olarak zeytin ağacından ve bambudan yapılan mutfak ürünlerinin satışını da yapmaktayız.
Biz, aile olarak Süheyla Boyraz ve Tuğçe Boyraz ile birlikte bu işi gönülden severek yapmaktayız ve gayemiz, ulaşabildiğimiz kadar geniş bir çevreye yayılmak ve herkese bu sağlıklı ürünleri sunabilmek. Bu anlamda sizin de bu değerli çalışmanız sayesinde AMACIMIZA bir adım daha yaklaşmış bulunuyoruz. Teşekkür ederiz. www.organikturkiye.com.tr
Ağustos 2014
21
ORGANİK KOZMETİK
Organik
Cilt bakımı nasıl yapılır?
Cildinize çok iyi gelecek ve yiyebileceğiniz kadar güvenli olan bu tariflerle genç ve güzel bir cilde sahip olabilirsiniz. Makyaj malzemelerinizin tadı nasıl? Tonik, temizleme ürünü, deodorant veya rujdan söz ediyoruz… Vücudumuza sürdüğümüz her şeyi tüketiriz, tabii kozmetikler ve diğer cilt bakım ürünlerinde bulunan zararlı kimyasallar da dahil… Bir dakika durun! Makyajınızı yapmadan ya da cilt bakımınıza geçmeden, losyon, tonik veya temizleyicinizi kullanmadan önce bunları yiyip yiyemeyeceğinizi bir düşünün… Cevabınız ‘hayır’ ise bunları da cildinize sürme konusunu tekrar düşünün. Cildimiz aracılığı ile de besinleri ve toksinleri tüketiriz ve bunlar yediklerimizden çok daha zararlı olabilirler. Sindirim ortamımız yediğimiz bazı kimyasallar dolayısıyla bozulur. Bu kimyasallardan bazıları cilt yoluyla doğrudan lenf sistemi, dolaşım sistemi ve hücrelere girerler… Kimyasal kokteyl Pek çok cilt bakım ürünü petro kimyasal ve diğer zararlı malzemelerden yapılmış katkı maddeleri ihtiva eder. En sağlıklı olanları bile raf ömrünü uzatmak için koruyucu ihtiva eder. Bunlar cildimizdeki hem faydalı hem de zararlı bakterileri öldürür ve aynı zamanda cildi bozabilir. Bu seçeneklerin hiçbiri sağlıklı değildir. Bunlar ciltteki gözenekleri tıkar, toksinlerin temizlenmesini önler ve sağlığı tehlikeye atar.
22
Ağustos 2014
www.organikturkiye.com.tr
Cildin gıdası Vücudumuzun diğer kısımları gibi cildimizin de sağlığı büyük bir ölçüde ne yediğimizle ilişkilidir. Bu nedenle hem iç hem dış arınma ve temizlik için gıdalar en besleyici toniklerdir. Bunlar pahalı değildir ve ayrıca artanları yiyebilirsiniz. Çünkü bunları mutfağınızdaki malzemelerden hazırlar ve çabucak kullanırsınız. Temizleyiciler Sabunların çoğu cildi kurutur ve ideal asidik pH’ına zarar verir. Bunların alkalize edici içeriği cildin doğal yağını bozar ve bakteri ve virüslere karşı bu doğal korumayı tehlikeye atar. •
Bir tülbent veya çorabın içine yulaf koyarak yüzünüzü yıkayın, kuru ciltlere nemlendirici bir temizlik sağlar.
•
Limon harika bir sabun malzemesidir ve vücudun fazla yağlarını alır. Limon suyunu suyla seyreltin ve bir pamuk parçası ile cilde uygulayın. Ya da yumuşak bir süngerle cildinize sürün ve durulayın.
•
Buğday çimi suyu veya yeşil yapraklı diğer sebzelerin suları mükemmel temizleyicilerdir ve son derece besleyicidir. Bu şekilde tüketilen klorofil cilde oksijen sağlayarak ışıltı verir. Sebze suyunu posasıyla cildinize sürün ve daha sonra durulayın. Kalan suyu içmeyi de ihmal etmeyin.
Cilt ve saç nemlendiricileri •
Ekstra virgin yağlar kuru cilt ve saç için mükemmel bir nemlendiricidir.
•
Hindistan cevizi, badem, kabak çekirdeği yağı da özellikle iyidir. Bunlar kuru cildi dinlendirir ve besler, saça da sağlıklı ve doğal bir parlaklık verirler.
•
Buğday çimi suyu saçı ve saç derisini besleyerek beyazlaşmayı önleyebilir.
Maskeler •
Avokado maskesi kuru ciltler için en iyi toniktir. Avokado bol miktarda E vitamini ve faydalı yağlara sahiptir. Cildinizi canlandırmak için avokadoyu bir kaç damla portakal veya limon suyu ile ezin ve cildinize uygulayıp biraz dinlenin. 20 - 30 dakika kadar sonar yıkayın.
•
Rendelenmiş salatalık maskesi yağlı cildi tazeler. Yüzünüze sürün, nemli bir havlu ile kapatın ve dinlenin.
Ovma işlemi •
Kuru mercimek, pirinç, fasulye veya kabuklu yemişler cildi ovmak için mükemmeldir. Bir öğütücüde bunları çekin ve bir miktar sıvı (örneğin filtre edilmiş su, sıvı yağ, bal, ot çayı, yeşil çay) katarak krem kıvamına gelene kadar karıştırın.
•
Cildinize bir pamuk yardımı ile uygulayacağınız elma sirkesi fazla yağın parçalanmasını sağlar.
•
Tohumlar ve kabuklu yemişler cildi nazikçe temizler ve besin sağlar. Bir kahve öğütücüsünde iki yemek kaşığı veya daha fazla kavrulmamış organik ay çekirdeği, susam ve bademi öğütün. Eşit miktarda 1-2 yemek kaşığı suyla krem kıvamına gelene kadar karıştırın.
•
Buğday çimi ve yulaf da ciltteki ölü deriyi temizlemek için yumuşak bir temizleyici olarak kullanılabilir.
Tonikler Birçok bitkisel çay aynı zamanda iyi birer toniktir. Özellikle de ısırgan otu, nane, papatya ve adaçayı. Bu çayları bir miktar filtre edilmiş suda demlenmeye bırakın ve daha sonra spreyli bir şişeye koyarak yüzünüze püskürtün. Yeşil çay yüksek oranda antioksidandır. Kuşburnu ise zengin bir C Vitamini kaynağıdır ve cildimizdeki kolajeni artırır.
Yüze sürülecekler 5 kapsül yüksek potansiyelli, bitki bazlı sindirim enzimini bir miktar organik balla karıştırın. Yüzünüze sürün ve 20 dakika bekletin. Bu enzimler ölü hücreleri ve gözeneklerinizi tıkayan diğer maddeleri temizlerken cildinizin hafifçe karıncalandığını hissedeceksiniz. Cildiniz yumuşacık ve parlak olacak. Kırışıklara karşı Yüzdeki sarkmalara karşı aloe vera doğal bir onarım sağlar. Taze yapraklarından elde edilen jöle kıvamındaki öz en iyisidir. Yarım saat kadar veya gece boyunca cildinizde beklettikten sonra yıkayın. Cildinizi kaldıracak, ciltteki yorgunluk ve sarkmaları hafifletecektir. Aynı zamanda güneş yanığı gibi yanıklara da iyi gelir. Böyle durumlarda acı veya kızarıklık geçene kadar yanık bölgeye düzenli olarak uygulayın. Tabiki bu ürünlerin organik olmasını dikkat etmelisiniz! Yok ben bunlarla uğraşamam diyorsan organik sertifikalı ürünleri öneriyoruz. Hiçbir şey bol su içmekten daha iyi değildir!
www.organikturkiye.com.tr
Ağustos 2014
23
Meta-health B U R A K VA R D A R
Organik Türkiye - Bilimsel Danışmanı / Meta-Health Üniversity • Meta-Health Practitioner
İnsan bedeni nasıl zayıflar? Bu yazıyı uzun bir süredir yazmayı düşünüyordum. Ta ki; öğrencilerimden, danışanlarımdan bana sıkça ‘aynı soruyu’ farklı modüllerde sorduklarında ve gerçekten kafalarının karışıklığını gördüğümde, yazıyı oluşturmamda ateşleyici bir neden oldu.
K
afaların karışması çok normal çünkü olay, kilo vermenin KARMAŞIK bir problem olduğunu kabul etmekten geçiyor. Konu sadece Negatif Enerji Dengesi değil! Negatif enerji dengesini tanımlarsam; Enerji alımı ile enerji harcaması arasındaki dengedir kısaca. Enerji alımı enerji harcamasından az olduğunda vücuttaki depolar kullanılır ve vücut ağırlığında azalma görülür. Konuya ironik yaklaşımıyla Pennington Biomedikal Araştırmalar Merkezi Profesörü Dr. Eric Ravussin’in “ İnsanların sistemleri, negatif enerji dengesine ulaştıkları zaman bunu anlayıp bu konuda bir şeyler yapmak konusunda oldukça başarılı! Bu da genellikle kilo almakla sonuçlanıyor” diyor. Anlayacağınız gibi kandırılması çok zor bir mekanizma ile yaşamaktayız. Vücudumuz alıştığı ağırlık ve yağ düzeyi konusunda oldukça hassas ve gerek diyet, gerekse egzersiz ile bu değişmeye başlayınca buna hemen direnç gösteriyor. Bu dirençlerin başında “egzersiz yapmaktan kaynaklanan istem dışı hareketsizlik” bulunuyor. Kalori yakmak için egzersiz yapan insanlar bazen istemeden günün geri kalan zamanında daha az aktif oluyorlar. Miskinlikleri artıyor. Gezinecekken ya da ayakta duracakken oturuyorlar ya da masa başında ve televizyon karşısında farkında olmadan daha fazla zaman geçiriyorlar. Peki. Bu karmaşık konuyu biraz nörolojik / anatomik olarak ele almak istedim. Hadi bu açıdan bakmaya çalışalım. Beyin- Kas iletişimin hızı, bize sağlıklı gelişimin, zayıflamanın ve digger bileşenlerin de birlikte gelişeceğini anlatıyor. Bir şeye karar verdiğimizde, konumuzla ilgili olarak zayıflamaya, beynimiz ve vücut bileşenlerinden kaslarımız arasındaki bilgi alışverişi daha fazla olmaya başlar. Beyindeki ilgili bölge, reseptörlere ( bilgi alıcılara ) ileti yollar ve gelişim yolunda olmaya devam eder. Bu etkileşimdeki köprü görevini sağlayan NEFES’tir. Bilinçli nefes alıp verme, biyolojik geribildirimlerin dönüşlerini daha çok hızlandırır. Eğer tam bir konsantrasyon sağlanamaz ise, özellikle dengesizlik başlayabilir, kaslar, sinirler, artık uyumlu çalışmamaya başlayacaktır. Örneğin, Endokrin sistemi düzensiz olmaya başladığında sinir sisteminin verimliliği o kadar düşük olur ki, metabolik
24
Ağustos 2014
www.organikturkiye.com.tr
rahatsızlık tepkileri ortaya çıkabilir. Bakınız bağırsaklarınızdaki gaza şişkinliğe, bakınız karaciğerinizdeki yağlanmaya, bakınız kaslarınızdaki atık maddelere, laktik asit düzeyine, idrarınızdaki amonyak seviyesine. İşte bunların hepsi beden - zihin semptomlarının bir ürünüdür: DENGESİZLİK. Vücut, dengesizlik düzeyinde kilo almaya başlar. Çok yediğiniz için değil. Yani olay sadece yanlış yada düzensiz beslenme değil. Psiko-somatik, hem beden hem psikolojik. Eklemem gereken bir anektod var burada; şu diyet olayına değinmek istiyorum. Diyet kilo aldırır. Diyet yaptığnız sürece kilo verirsiniz elbet ama aynı zamanda diyet süresince yemeğe olan kısıtlamadan dolayı, nöronlar ( beyin hücreleri ) arası sinaps bağının sayısını artırırsınız. Diyet bırakıldığında otomatik olarak kilo alırsınız çünkü beyindeki sinir hücrelerinin arasındaki arttırılmış sinaps bağı devreye girer ve yemeğe olan istek, tüketim istem dışı devreye girer. Evet olay böyle, üzgünüm. Kilo alma karmaşık mekanizmaların sonucudur birkere. Daha bilim dünyası zayıflamanın metabolizmasını çözememişken, onu yeme şunu ye gibi kendine yapacağın kısıtlamalarla başarılı olamayacağını biliyor gibiyim. Kilo alma; genetik, fizyolojik, çevresel ve davranışsal öğelerin bir karışımı. Sanıldığının aksine, psikolojik sorunların aşırı kiloya neden olmadığı, aşırı kilolu olmanın psikolojik bozukluklara yol açtığı bilinmekte. Bu bir kelime oyunu değil, emin olun. Kilo almanın önemli nedenlerinden biri, bedenizin genetik olarak buna eğilimli olması ve bazı hormon bozukluklarıdır. Bazı çalışmalar, kilo alıp vermede beynimizin Hipotalamus bölgesinin önemli rol oynadığını ortaya koymakta. Yağ dokusundan salgılanan ve beyine sinyaller göndererek iştahı kesen Leptin isimli hormonun şişmanlarda iyi çalışmadığı artık bilinmektedir. Ayrıca eklemem gereken bir bilgi vardır ki o da; Lipokin adlı hormonun kilo vermede önemli bir etken olabileceğini, tedavide kullanabileceğini ve kilo vermenin Pankreasla ilgili bir olgu olduğunu savlarıyla one sürüp sonuçları kanıtlanan değerli Harvard Üniversitesi Genetik ve Kompleks Hastalıklar Bölümü Başkanı Profesör Dr. Gökhan Hotamışlıgil’in bu önemli anekto-
dunu sizlerle paylaşmak istedim. Buyurun Türk’ün zaferi! Beynimiz Hipotalamus bölgesinde iştahı artıran veya azaltan birçok hormonun salgılandığını ve bunların şişmanlama üzerindeki etkileri daha yeni aydınlığa kavuşmaktadır. Kortizol ve Insulin yağların depolanmasına, büyüme hormone (GH) ve testesteron ise yağların yakımına neden olur. Fazla bilimsel bilgilerle size yormak istemiyorum. Ama görmek istemediğimiz yada etkisiz saydığımız bir konu var ki, o da Hislerimiz ve Kontrol mekanizmamız! Özellikle kilo vermekle ilgili olarak yaşadığımız herşeyi yada aldığımız her besini bugüne kadar sadece 5 duyumuzla algılamak yerine, her defasında zihnimizde, bedenimizde ve hislerimizi kontrol edebilmekte başarılı olduğumuzu söyleyebiliriz. Beden doğal besinler ister ve bunlarla doyar. Eğer senin canın o anda endüstriyel besinler çekiyorsa, bu zihinsel bir durumdur. Sen, o ürünleri daha önce birlikte tükettiğin ebeveyn, sevgilin ya da arkadaşlarınla olan ilişkine özlem duymaktasın. Bu bedenin can çekmesi değil, zihninin acıkmasıdır. Zihinse asla doymaz, acıkan ve doyan bedendir. Beden doğal besinleri yediğinde doyar, beden bir armut yediğinde doyar, üçüncü beşinci armudu istemez, ama pasta yediğinde doymaz, bir dilim ya da bir bütün pasta yesen de doymazsın. Üstelik bir dilim pastayla bir bütün pastanın tadı aynıdır. Midenin doğal yapısı yumruğunun büyüklüğü kadardır, ama sen onu düşüncelerinle kafanın büyüklüğü olan hacme dönüştürebilirsin. O zaman bedeninde sen olmayan bir bedene dönüşür. Sen olmayan beden, senin olmayan düşüncelerinle oluşur.
Farkındalık kaç kilo fazlan olduğunu bilmen demek değildir, bedeninin değerini bilmektir. Çalışmalarımın çoğu beslenme, sağlık ve insan anatomisi üzerine olduğundan sık sık İstanbul’daki arkadaşlarım, bu alandaki tanıdığım birçok uzman ve hatta büyük olasılıkla sağda solda sağlıkla alakalı konularda yüksek sesle seminerler verdiğim için benim “Sağlık Gurusu” olduğumu keşfeden insanlar, merak etmeyin İstanbulda yaşıyorum, ne kadar sağlıklı olabilirim ki? Hep aynı soruyu soruyorlar: ‘ Pekala, ne yiyorsun? İnanın ki, sizden çok farkım yok. Sadece Organik beslenmeye özen gösteriyorum.
BURAK VARDAR ORGANİK BESLENİYOR? Tüm bunlar bizi organik gıdalara götürüyor. Organik besin hareketinin anafikri, yani buna hareketin “ruhu” da diyebilirsiniz, öze dönmektir. Bu hareket insanların sebze, meyve, tavuk gibi tükettiği besinlerin doğal ortamlarında yetiştirildiği çitfliklerin ürünlerini tüketmeyi istemesine dönüktür. Orada besinler, hayvan yada sebzeler “eski moda” yöntemlerle yetiştirilmiştir. Organik hareket hayvanlara büyüme hormone, antibiyotik ve steroid verilmediği, ekinlerin kimyasal tarım ilaçları ve kanserojenlerden ziyade içlerindeki koruyucu antioksidanlarla yetiştirildiği genetik açıdan değiştirilen bitkilerin (GDO’lar), “Toplanmaya Hazır” ürünlerin bilinmediği bir zaman ve yeri gerçek değer kabul eder. Organik Gıda almak, doğal ve muhtemelen daha sağlıklı yiyeceklere geri dönüşü ifade eder. En azından böyle olmasını umuyorum. Evet, ben de mümkün olduğunca Organik Gıda/ Ürün almaya çalışıyorum. Dolayısıyla bu yazımı yazdıktan sonra, insanlar için en uygun beslenme tarzının ne olduğu konusunda çok kesin bir fikrimin olduğunu düşünüyor olmalısınız, öyle değil mi? Gerçek şu ki, kimse için mükemmel bir beslenme şekli yoktur. Konu beslenme şekli olunca mantıksal açıdan evrensel gerçek olarak adlandırılabilecek sadece tek bir hakikat var: Ne kadar çok bitkisel gıda tüketirseniz, o kadar iyi. Herşeyin ötesinde şu mesajı vermeye çalışıyorum: Gerçek yiyecekler yiyin, genelde paketlenmemiş halde bulunan şeyler. Gerçek yiyecek, yani mümkün olan en az işlemden geçen saf yiyecek besleyici öğeler, fitokimyasal, enzim, vitamin, mineral, antioksidan, antienflamatuar, sağlıklı yağlar içerir ve size canlandırır. Unutmayın, NASIL yediğiniz en az NE yediğiniz kadar önemli. Zaten bunun sonucunda sağlıklı bir şekilde zayıflama oluyor. Gereken dikkati göstermek her zaman fark yaratır. Bunu yapın, her lokmanın tadını çıkarın. Alkali su içmeyi unutmayın ve herşey için şükran duyun. Sevgiler!
www.organikturkiye.com.tr
Ağustos 2014
25
ORGANİK SERTİFİKA
Ecocert Türkiye Müdürü, Mustafa AVCI
TÜKETİCİ SERTİFİKASIZ ÜRÜNLERE İTİMAT ETMEMELİ
Organik tarımın en önemli özelliklerinden biri olduğuna vurgu yapan Ecocert Türkiye Müdürü Mustafa Avcı, tüketicilerin, sertifikası olmadığı halde organik ürün diye satılmak istenen ürünlere itibar etmemeleri gerektiğinin altını çiziyor.
Öncelikle sertifikasyon nedir? Bir işletmenin sertifika alması ne anlama geliyor? Sertifikasyon temel olarak, organik tarım standartlarının belirlediği bütün kontrol yöntemlerinin uygulanması sonucunda, tarımsal uygulamaların, ürünün ve işletmenin ilgili standartlara uygunluğunun değerlendirilerek belgelendirilmesi işlemidir. Organik Tarımla ilgili tüm ulusal ve uluslararası standartlar tarımsal üretimden rafa kadar tüm aşamaların kontrolünü ve sertifikasyonunu zorunlu tutmaktadır. Bir işletmenin sertifika alması, o işletmenin ilgili ulusal ve uluslar arası organik tarım standartlarına uygun bir üretim yaptığı anlamına gelmektedir.
Ecocert olarak hangi sektörlere sertifika düzenliyorsunuz?
Ulusal ve uluslar arası organik tarım standartları bitkisel ve hayvansal ürünler ile ilgili sertifikasyona temel sağlamaktadır. Bitkisel üretim, hayvansal üretim, su ürünleri ve arıcılık faaliyetleri yapan ve bu ürünleri işleyip, depolayıp, paketleyip pazarlamasını yapan üreticilere ve işletmelere sertifikasyon hizmeti verilmektedir. Biraz detaylandırdığımızda bitkisel üretim ile ilgili taze sebze/ meyveler, Dondurulmuş sebze/meyveler, kuru meyve ve sebzeler, tahıl ve bakliyatlar, yağlı tohumlar, tıbbi ve aromatik ürünler, zeytinyağı, reçeller, tahin, pekmez, unlu ürünler vb… her türlü bitkisel ürünler ile büyükbaş ve küçükbaş hayvancılık faaliyetlerinden elde edilen et, süt ve süt ürünleri, tavukçuluk faaliyetlerinden elde edilen beyaz et ve yumurtalar, su ürünleri ve arıcılık faaliyetlerinden elde edilen bal, polen vb… ürünler ile ilgili çalışan sektörlere sertifikasyon hizmeti verilmektedir.
Sertifikasyon neden gerekli? Sertifika alındıktan sonraki süreci de kısaca anlatır mısınız? Sertifikasyon organik üretim yapan üreticinin/işletmenin standartlara uygun üretimini belgelendirerek ispatlamasına ve ürününü hak ettiği değerde pazarlamasına imkan vermektedir. Aynı zamanda organik ürün tüketerek hem sağlıklı yaşamayı hem de
26
Ağustos 2014
www.organikturkiye.com.tr
doğayı korumayı hedefleyen tüketicilere de bir güvence verilmektedir. Sertifikasyon organik tarımın en önemli özelliklerinden biridir. Organik tarım standartlarında kontrol ve sertifikasyon faaliyetleri ve üreticilerin bu sertifikaları almadan önce ve sonra hangi kurallara uygun olarak üretim yapmaları gerektiği tanımlanmıştır.
Kontrol ve Sertifikasyon basamakları temel olarak, başvuru – başvurunun değerlendirilmesi-fiyat teklifi ve sözleşme-kontrol faaliyetleri-raporlandırma-sertifikasyon aşamalarından oluşmaktadır. Başvuru sırasında ve başvurudan sonra müteşebbisten faaliyet konusuna göre çeşitli bilgi/belgeler istenmekte, bu bilgi/belgelere göre kontrol
faaliyeti planlanmakta, kontrol sırasında da yine faaliyet alanına göre üreticiden alınan bilgi/belgelere göre sertifikasyon işlemleri yürütülmektedir.
Diğer sertifikasyon şirketlerinden farkınız nedir? Ecocert SA firması 23 yıldır Organik Tarım Sektöründe kontrol ve sertifikasyon faaliyetlerini yürüten bir firmadır. 1991 yılında ilk Avrupa Birliği Organik Tarım Stan-
Gıda ürünlerinin etiketlerinde Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanlığının zorunlu kıldığı Organik Tarım Logosu bulunmak zorundadır. Aynı zamanda ilgili ürünün sertifikasyon işlemlerini yürüten firmanın bilgileri, logosu ve yönetmeliğe göre daha başka zorunlu bilgiler bulunmaktadır. İşte bu Organik Tarım logosu, sertifikasyon firması bilgileri ve logosu bulunan ürünlerin kontrol ve sertifikasyon faaliyetleri Bakanlık tarafından
Organik ürün bir standarda göre üretilir ve sertifikalandırılır. Organik ürünlerin etiketlenmesi ciddi kurallara göre yapılır ve yanlış etiketlemelerde önemli kanuni yaptırımlar söz konusudur. dartının yayımlanmasıyla birlikte kurulan Ecocert SA, 1992 yılında “Sertifikasyon Kuruluşu” olarak onaylandı. 1996 yılında Fransız Akreditasyon Kuruluşu “COFRAC” tarafından EN 45011 (ISO 65) normlarına göre akredite olan Ecocert, Uluslararası Organizasyon ağı ile tüm ülkelerde aynı düzeyde kontrol ve sertifikasyon garantisi sağlamaktadır. Türkiye’de Ecocert Denetim ve Belgelendirme Ltd. Şti. firması olarak faaliyet gösteren firmamız, 1996 yılından bu yana Türkiye’de faaliyetine başlamıştır. Ecocert SA firması dünya da Ecocert Türkiye ofisi gibi yaklaşık 24 yerel ofisi ve 80’den fazla ülkede bölgesel yaklaşım ve yerel hizmet anlayışıyla faaliyet göstermektedir. 35.000’in üzerinde müteşebbis, 80.000 çeşit ürün, 400’ün üzerinde mühendis ve teknik eleman ile faaliyetlerini tüm dünyada gerçekleştirmektedir. Bitkisel ve hayvansal organik gıda ürünleri sertifikasyon hizmetinin yanı sıra 2009 yılından bu yana, Gıda dışı ürünlerin sertifikasyonunu gerçekleştirmek üzere Ecocert Grup şirketleri içerisinde yer alan ECOCERT Greenlife firmasını kurmuştur. Bu firma organik kozmetik, tekstil, temizlik ürünleri vb… gibi sektörlerde sertifikasyon hizmeti vermektedir. Kısacası; tecrübemiz , uluslararası ağımız ve saygınlığımız, müşterilerimize bir çok sertfikasyonu aynı anda sağlayabilme kapsitemiz ve sektörel liderliğimiz en büyük farklarımızdır.
İnsanlar gönül rahatlığı ile sizin logonuzun olduğu ürünleri alabilir mi?
T.C. 5262 sayılı Organik Tarım kanunu ve ilgili Organik Tarımın Esasları ve Uygulanmasına İlişkin Yönetmelik kapsamında tüketicinin beğenisine sunulan tüm Organik
yetkilendirilmiş firmalar tarafından yürütüldüğünden tüketiciler bu ürünleri almalıdırlar. Sertifikası olmadığı halde organik ürün diye satılmak istenen ürünlere itibar etmemelidirler. Organik ürün tüketmek isteyenler öncelikle bu konuda bilgi sahibi olmalıdırlar. Bilgili ve bilinçli tüketicilerin logomuzun yer aldığı ürünleri güvenle tercih ettiklerini biliyoruz.
İşletmeleri hangi şartlar altında ve ne şekilde denetliyorsunuz? Süreci biraz anlatır mısınız?
Organik Tarımda kontrol ve sertifikasyon faaliyetleri, tarımsal üretimin gerçekleştirildiği alanlardan/araziler (bitkisel, hayvansal, su ürünleri, arıcılık vb.) bu ürünlerin işlenip, depolanıp, paketlendiği ve pazarlandığı tüm üniteleri içerisine almaktadır. Kısaca araziden rafa kadar denilebilecek bir zincirde kontrol ve sertifikasyon faaliyetleri ilgili Organik Tarım Standartlarına göre yürütülmektedir. Tarımsal işletmeler ve/veya gıda üretimi yapan işletmeler, Organik Tarım Yönetmeliklerinin belirlediği kapsamda ve şartlarda kontrol edilmektedir. Tarımsal üretim faaliyetlerinin organik tarımın gerektirdiği tarımsal uygulamaları karşılayıp karşılamadığı, aynı şekilde ilgili gıda işletmesinin faaliyetlerinin yönetmelik gerekliliklerini karşılayıp karşılamadığı temel olarak Bakanlık tarafından yetkilendirilmiş olan kontrolörler tarafından, fiziksel olarak alanın/sahanın haberli ve habersiz kontrolü, doküman ve evrak kontrolleri ve analizlerle gerçekleştirilmektedir.
Sizleri denetleyen birileri mevcut mu? Tüm kontrol ve sertifikasyon firmaları Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanlığı – Organik
Tarım Komitesi tarafından yıl içerisinde yapılan ofis ve saha/alan kontrolleri ile bu konuda Akreditasyonlarını aldıkları Akreditasyon firmaları (TÜRKAK – Türk Akreditasyon Kuruluşu) tarafından yapılan ofis ve saha/alan kontrolleri ile denetlenmektedirler. Ayrıca Avrupa Birliği, Amerika ve Japonya gibi ülkelerin standartlarına göre de sertifikasyon gerçekleştirdiğimiz için bu ülke otoriteleri tarafından da denetlenmekteyiz. Bu denetimlere göre çalışma iznimiz ve akreditasyonumuz yenilenmektedir.
Doğal ürün ve organik ürün hakkında bilgi verebilir misiniz? Ne gibi farklar var?
Organik ürün bir standarda göre üretilir ve sertifikalandırılır. Organik ürünlerin etiketlenmesi ciddi kurallara göre yapılır ve yanlış etiketlemelerde önemli kanuni yaptırımlar söz konusudur. Organik ürünler çevreye ve sağlığa zarar vermeden üretilen ürünlerdir. Bu çevre koruma boyutu organik ürünlerin tercih edilme nedenlerinin en önemlilerindendir. Sadece son ürünün değil; ürünün çıktığı üretim sisteminin doğa dostu olması istenir. Ve bu sistem kontrol edilir.
Tarım Bakanlığının tanıdığı (yetkilendirdiği, onay verdiği) bir sertifikasyon şirketi misiniz?
Bir firmanın Türkiye ‘de Organik Tarımda Kontrol ve Sertifikasyon faaliyeti gerçekleştirebilesi için Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanlığı tarafından yetkilendirilmiş bir firma olması gereklidir. Ecocert Denetim ve Belgelendirme Ltd. Şti. firması da (TR-OT-003) kod numarasıyla yetkilendirilmiş bir firmadır.
Ürününü sizde sertifikalaştırmış birisi tüm dünyada kabul görmüş oluyor mu?
Dünya da çeşitli ülkelerin ve birliklerin kendilerine ait Organik Tarım Standartları bulunmaktadır. Türkiye’de organik ürün olarak pazarlanacak olan ürünlerin T.C. 5626 sayılı Organik Tarım Kanunu ve ilgili Organik Tarım Yönetmeliğine göre sertifikalandırması, Avrupa Birliğine ihraç edilecek bir ürünün EU 834-2007 / 889-2008 yönetmeliğine göre, ABD’ye ihraç edilecek bir ürünün USDA/NOP yönetmeliğine göre ve diğer başka çeşitli ülkelere ihraç edilecek ürünlerin ilgili ülkelerin Organik Tarım Yönetmeliklerine göre (Brezilya, Çin, G.Kore, Hindistan, Kanada vb.) kontrol ve sertifikasyon hizmeti almış olması gerekmektedir. Dolayısıyla bir firmanın organik ürün ihraç edeceği ilgili ülkenin yönetmeliklerine göre sertifikaya sahip olması gerekmektedir. Ecocert Grubu olarak dünyada tüm önemli resmi yönetmelikler ve özel standartlara göre kontrol ve sertifikasyon hizmeti verebilmekteyiz.
www.organikturkiye.com.tr
Ağustos 2014
27
ORGANİK TEKSTİL
Konvansiyonel nedir?
Peki zararlı mıdır? Konvansiyonel kelime olarak çok afilli durmakla birlikte aslında kelime anlamı alışılagelmiş veya göreneksel demektir. Organik ürün üreticileri organik üretim koşullarında üretilmeyen ve sertifikalandırılmayan üretime konvansiyonel yani alışılagelmiş üretim diyorlar. Peki bu konvansiyonel üretim gerçekten zararlı mı? Evet zararlı olduğu şeyler var. Peki neye zararı var diye bir soru gelebilir akla. O zaman da şöyle üretim aşamalarından bahsedersek akla takılan bu soruya bir açıklık getirebiliriz belki.
28
Ağustos 2014
www.organikturkiye.com.tr
Diyelim ki bir tekstil ürünü var elinizde. Şu kadarcık bir t-shirtün üretimi aşamalarında ne gibi bir zarar olabilir ? Konvansiyonel yani alışılagelmiş biçimde üretilmiş %100 pamuklu bir ürün alıyorsunuz peki bunun doğaya ne kadar zararı var? Doğayı bir kenara bıraktınız bebeğinize ne kadar zararı var? Önce üretiminden başlayalım. Pamuk alışılagelmiş yöntemlerle üretiliyorsa o zaman bol miktarda böcek ilacı kullanılıyor demektir. Durumu daha net anlatabilmek için bir kaç rakam söylemekte fayda olabilir. Dünya tarım üretimi içinde pamuk geçtiğimiz yıllarda %2 civarında bir miktara ulaşıyordu. Yine aynı yıllarda toplam tarım için kullanılan böcek ilacı ve çeşitli kimyasalların %16’sı pamuk üretimine kullanılıyordu. Internette arama yaptığınızda da çıkan birkaç tarif var. Onlardan birisi de bir t-shirt tarladan başlayıp da nihai ürün olana kadar gelen süreçte 16-17 kaşık kimyasala maruz kalıyor. Bu da oldukça ciddi bir miktar. Elinize aldığınız bir üründe bu miktarda bir kimyasal olduğunu ve bunun sağlık için ve çevre için zararlı olabileceğini bilerek kullanmak ister misiniz? Bu riski alır mısınız? Bu söylenen ilaçların ya da kimyasalların çevreye ve insanlara ne gibi zararları var. Tüketim, aslında hızlı tüketim baskısı ile oluşan üretim artışının yan etkileridir şu anda doğaya ve insanlara zarar veren. Insanlar daha hızlı ve dolayısıyla daha ucuza tüketmek istedikçe üretimin maliyet düşürmesi gerekiyordu. Bu oluşan talebi karşılamak için de daha fazla ve daha fazla üretmek gerekiyordu. Bu durumda da aynı miktardaki tarım arazisinden daha fazla ürün almanın yolları arandı. Tarım ilaçları gittikçe daha zehirli hale geldi. Onları kullanan tarım işçilerinin sağlıkları başta olmak üzere üretimin yapıldığı yerlerde ve civarda yaşayanların sağlıkları da tehdit altına girdi. Bu tarım arazisinden uzakta ama civarda yetiştirilen meyveyi sebzeyi tüketen insanların da sağlıkları tehlikeye girmeye başladı. Bundan yaklaşık yirmi sene once daha geleneksel yöntemler ile üretime bir geri dönüş yaşandı. Emek yoğun, zararlı kimyasal kullanılmadan daha fazla ürün almak değil de daha kaliteli ürün almak konusunda çalışan alternatif bir üretim şekli oldu organik üretim.
Konvansiyonel üretimde kullanılan kimyasallar toprakta birikiyor, yer altı sularına karışıyor, üretilen diğer tarım ürünlerine bulaşıyor ve sonuç olarak daha ucuza daha çok tüketebilmeyi sağlayan üretim biçimleri insanların sağlıklı yaşam alanlarını sınırlamaya ve normal koşullarda kendi kendini yenileyebilen dünyanın gittikçe körelmesine sebep oluyor. Bu durumdan rahatsız olan hem çevreye hem de insanların sağlığına duyarlı kişilerce eskiye dönüş, daha az kimyasal, daha doğal yöntemlerle üretim başladı. Bunun gerçekten bu şekilde yapıldığının da belgelendirilmesi gerekiyodu onu da sertifika kuruluşları ve denetmenleri aracıılğı ile gerçekleştirdiler. O zaman çok tüketmeyeceğiz ve mümkün olduğu kadar da organik tekstil ürünü kullanmaya çalışacağız. Üretim aşamalarında üzerinde kalabilecek zararlı kimyasal artıklardan bahsettik şimdi de kişi veya bebek bir ürün giydiğinde bu üründen nasıl zarar görebilir ondan bahsedelim. Başlangıçta gözle görülen fiziksel bir zarar olmadığı için insanların buna inanmaları biraz daha güç oluyor. Bir bebek terlediğinde üzerinde bulunan giysinin üzerindeki kimyasallar ile reaksiyona girer ve ter yoluyla vücut tarafından emilir. Bu kimyasllar vücutta birikmeye başlar. Kimi insanda daha kısa kimi insanda daha uzun sürede vücutta rahatsızlıklara sebep olmaya başlar. Bu durumda en önemlisi özellikle bebeklerin ilk 2 yılında mümkün olduğu kadar organic ttekstil ürünü 2 yaşından sonra da yine iç çamaşırı, pijama, yatak çarşafı, yastığı gibi uzun saatler temas ettiği ürünlerde organik tekstil ürünü kullanmaya özen göstermek gerekiyor. Bunun için de hem kaliteli hem rahat hem şık hem de organik ürünlerden Türk markası Kapbula Organik ürünlerini veya Danimarka tasarımı ama yerli üretim Wakamono ürünlerini tercih edebilirsiniz.
Çocuklar için oldukça önemli doğum günü kutlamaları. Peki anne babalar için bu bir tür sınava dönüşmüyor mu sizce de? Küçük oğlan henüz tam olarak farkında değil ama abimiz yıllar içinde değişen beğenisine göre mutlaka afilli bir parti yapmak hevesinde. Hal böyle olunca biz de her sene heyecanı ve adrenalini artan dozda bir parti etkinliği seçmek durumunda kalıyoruz. Serde biraz da çevre sevgisi olunca, çocukları açık havada eğlendirecek birşey bulmaya çalıştım. Geçtiğimiz yıl eve yakın bir yerdeki parkta piknik düzenlemiştik. Bu yıl daha adrenalin bir şey isteyince paintballu seçtik. Yalnız her ne kadar korunaklı da olsa bana biraz tahlikeli geldi. Mutlaka ebeveyn kontrolünde olmalı ve mümkünse çok uzun sürmemeli. Onun dışındaki kısmı arazide piknik gibi oldu, top oynadılar falan derken teknolojiden uzak keyifli bir gün geçirdiler. Bu arada etkinlik ve aktivite demişken şehrin çocuk hali blogunu takip etmenizi tavsiye ederim. Oldukça keyifli, etkinlik haberlerini buradan takip etmek kolay oluyor.
www.organikturkiye.com.tr
Ağustos 2014
29
ORGANİK TESPİT
Organik gıda alırken
sertifikasına Organik denilen her gıdaya güvenmemek gerektiğini belirten Prof. Dr. Faruk Balcı, ‘Örneğin organik tavuk denen ürünlerin bazılarında sertifika numarası göremezsiniz; köy tavuklarının ise nasıl yemlendikleri ve kesim şartları belli değil’ diyor
bakın
Gıda sağlığı dendiğinde yumurtadan tavuğa, domatesten mısıra kadar pek çok üründe zaman zaman bilimsel verilerle desteklenmeyen farklı görüşlerin ortaya atılması tüketicileri olumsuz etkiliyor. Organik denilen gıdalara da araştırmadan yaklaşmanın doğru olmadığını söyleyen Uludağ Üniversitesi Veterinerlik Fakültesi Genetik Anabilim Dalı Başkanı Prof. Dr. Faruk Balcı, “Örneğin organik tavuk olarak piyasaya sunulan ürünlerin bazılarında Bakanlığın kontrolüne imkan sağlayan sertifika numarasını göremezsiniz. Köy tavuklarının ise kesim şartları ve nasıl yemlendikleri belli değil” diyerek tüketicileri dikkatli olmaya çağırıyor. Balcı, bilimsellikten ve denetimden uzak yetiştirilen tavukların, sıkı denetim ve kontrol altında yetiştirilen ve kesilen tavuklardan daha sağlıklı olduğunun iddia edilemeyeceğini söyledi. Gıda sağlığı ve güvenliği konusunda bugün pek çok üründe zaman zaman birbiriyle çelişen iddialar gündeme gelirken, özellikle ürünlerdeki seri ve sertifika numaralarına bakmak nın önemini vurgulayan Prof. Dr. Balcı, “Örneğin tavukta kaliteli bir markalı ürünü alırken, bugün hangi bölgede yetişen hayvanın ürününü yediğini merak eden ve bu ürünün raporunu görmek isteyen bir tüketici, ürün paketi üzerindeki seri numarasını markanın internet sitesinden aratarak öğrenebiliyor. Marketlerdeki markalı ürünler, Bakanlık tarafından da dönem dönem rastgele alınan numuneler analiz edilerek izleniyor” diyor. ‘Köy tavuklarının nasıl yemlendiği belli değil’ Son zamanlarda sıkça öne sürülen ‘organik ürün’ kavramına da değinen Balcı, bu alanda önemli bir bilgi kirliliği yaşandığını vurguladı. Tavuk üretiminden örnek veren Balcı şöyle diyor, “Türkiye nüfusunun 20 kilo et tükettiğini düşünürseniz, 4800 adet organik tavuk yetiştirmek için 24 bin metrekare alan gerekiyor. Bu da Türkiye yüzölçümünün yüzde 66’sını kümeslere ayırmanız gerektiği anlamına geliyor. Bunun da uygulanması görüldüğü gibi imkansızdır.” Bunun yanında piyasada görülen organik tavukların sertifika numarası olması ve bu numaraların Bakanlıkça kontrol edilmesi gerektiğini belirten Balcı, “Şu anda organik tavuk olarak piyasaya sunulan ürünlerin bazılarında bu sertifika numaralarını göremeyebilirsiniz. Ayrıca piyasada etlik tavuk ırklarıyla yapılan üretimi köy tavukları ile de karşılaştıramazsınız. Çünkü köy tavuklarının kesim şartları ve nasıl yemlendikleri belli değildir ve denetlenemeyen kısım da buradadır” dedi. Balcı, kalite güvence uygulamalarının kritik önem taşıdığını, ürünlerin HACCP, Çevre, OHSAS sertifikalarına sahip olmasının önemli olduğunu sözlerine ekledi.
KAMU SPOTU
“Organik
yumurta kokmaz?” (Doğru)
30
Ağustos 2014
www.organikturkiye.com.tr
Yumurtanın kokması hayvanın beslenme alışkanlıkları nedeni ile olmaktadır. Konvansiyonel yumurta üretiminde balık yağı ve et balık unu kullanılması nedeni ile yumurtalar kokar. Organik tarım metodu ile üretim yapılan işletmelerde bahsi geçen balık yağı ve et balık unu kullanımı olmaması nedeni ile koku olmaz.
Rota
FUNDA GÖKER funda.goker@hotmail.com
Organik ürünlerden ne bekliyoruz? Herkesin organik ürün algısı ve beklentisi farklı. Kimi şekli güzel olsun, kimi şekli bozuk olsun, kimi lezzetli olsun, kimi kendine özgü kokusu olsun, kimi kendinden beklenmeyecek kadar faydalı olsun istiyor.
B
iz bu ürünleri neden tüketiyoruz? Bize faydası olsun diye. Normal insan metabolizması, serbest radikaller adı verilen bazı aktif kimyasal moleküller üretir. Şimdiye kadar yapılan bilimsel çalışmalar ışığında yaygın kanı, bu serbest radikallerin DNA üzerinde hasar yaparak kanser oluşumuna yol açtığı. Tabii ki kansere neden olan daha birçok bilinen ve bilinmeyen bünyesel ve çevresel neden bulunmaktadır. Serbest radikaller aynı zamanda “kötü kolesterolü” de okside edip kanda plakalar oluşturduğundan kalpdamar hastalıkları açısından da önemli olumsuzluklara yol açıyor. C vitamini (askorbik asit), A vitamini, beta-karoten, likopen ve polifenoller gibi “antioksidantlar”, serbest radikalleri etkisizleştirdiklerinden sağlık açısından büyük önem taşıyorlar. Bu nedenle de söz konusu antioksidantlarca yüksek olan özellikle taze sebze ve meyvelerin günde 3-5 porsiyon düzenli tüketimi tüm beslenme uzmanlarınca tavsiye ediliyor. Tekrar vurgulamakta yarar var; organik olsun ya da olmasın her gün sebze ve meyve tüketmek sağlıklı yaşam için oldukça önemli; bunları şu veya bu şekilde vitamin hapları olarak almak ne kadar yararlı, hâlâ tartışma konusu. Bitkiler yukarıda belirttiğimiz antioksidantları ve
polifenolleri bizzat kendi sağlıkları ve kendilerine saldıran “böcü-börtüye” (bakteri, mantar ve diğer canlılara) karşı savunmak için üretmektedirler. Bu itibarla, bitki büyüme ve gelişmesi için gerekli bitki besin maddeleri ile gübrelenen; hastalık ve zararlılara karşı ilaçlanan konvansiyonel ürünlerin bu içsel savunma mekanizmalarına gerek duymadıkları da söylenebilir. Sonuç olarak tükettiğimiz ürünler ne kadar sağlıklı ise biz de o kadar sağlıklıyız. Biliyoruz ki sebze ve meyveler bizim sağlığımız için çok gerekli. Mümkün olduğunca bunları mevsiminde ve taze olarak kullanmalıyız. O zaman neden kimyasal, hormon ve ilaçlarla kirlettiğimiz ürünleri tercih edelim. İşte organik tarım bize ihtiyacımız olan bu kimyasallardan arındırılmış sağlıklı besinleri sağlıyor. Lütfen imkanlarımızı zorlayarak az, öz ve organik beslenmeye çalışalım. Çok daha iyi günlerde görüşmek dileği ile. Kaynak: Prof. Dr. Selim Çetiner, Sabancı Üni. Müh. ve Doğa Bilim. Fak.
www.organikturkiye.com.tr
Ağustos 2014
31
SÖYLEŞİ
ORGANİK TARIMLA ORGANİK HAYVANCILIĞI BİRLEŞTİRDİLER SÜT VE YOĞURTTA LİDER OLDULAR Özellikle süt ve yoğurt ürünlerinde organik pazarın lideri konumunda olan Elta Ada Organik, tohumundan, üretimine kadar tüm aşamalarda tedarikçi kullanmadan organik hayvancılık ve organik tarım ürünlerini geliştirmeye devam ediyor.
32
Ağustos 2014
www.organikturkiye.com.tr
www.organikturkiye.com.tr
AÄ&#x;ustos 2014
33
SÖYLEŞİ
O
rganik tarım sektörüne 2004 yılında giren Elta Ada Organik, şu anda organik gıda sektöründe en yaygın satış ağına sahip firmalardan biri. Organik üretimde hayvancılık ve tarımı bir araya getiren ve ürünlerinin her aşamasını kendi elleriyle yapan Elta Ada Organik, özellikle yoğurt ve sütte pazarın lider firmalarından biri.
Elta Ada Organik’in Gökçeada’da bulunan çiftliğine yaptığımız ziyarette bizi Elta Ada Genel Müdürü Enis Fırat Oktay karşılıyor. Bulunduğumuz arazi üzerinde organik hayvancılık ve organik tarım yaptıklarını belirten Oktay, 3 bin dönüm TİGEM arazisini 30 yıllığına kiraladıklarını ve burada üretime devam ettiklerini dile getiriyor. İlk etapta zeytincilik yapmak niyetiyle girdikleri tarım sektöründe zamanla organik tarımla tanıştıklarını belirten Oktay, özellikle Gökçeada’nın organik tarım için son derece elverişli bir arazi olduğunu şu sözlerle dile getiriyor: “Gökçeada anakarayla bağlantısının olmaması sebebiyle korunaklı bir yer. Suyu, toprağı, havası temiz. Hayvan hastalıkları, organik tarımda bulaşma riski açısından çok avantajlı. Biz geldiğimizde zeytincilikte organik tarıma geçilmesi yönünde bir pilot proje başlamıştı. İlk olarak arazimizde organik geçişi tamamladık ve tüm ürünlerimizi organik olarak sertifikalandırdık. Şu anda ada genelinde tarımsal üretimde bizim dışımızda organik üretim yaygın değil ama kimyasal kullanımı düşük. Gökçeada diğer bölgelere göre çok daha bakir bir çevre.” “HER AŞAMADA ORGANİK ÜRÜN KULLANIYORUZ” Süt ve yoğurt ürünleri hayvansal gıdalar elbette. Organik hayvancılığın başlıca şartı da hayvanların kesinlikle organik olmayan yemlerle beslenmemesi. Bu konuda da gereken hassasiyeti gösteren Elta Ada Organik, işi bir boyut daha yükselterek yemlerini de kendileri organik olarak üretime geçmişler. Oktay, üretim aşamalarını “Biz Türkiye’deki en önemli organik çiftliklerden biriyiz. Sloganımız şu; “Elta-Ada çiftliğinde tohum toprağa düşer, yoğurt sizlere ulaşır.” Arada geçirdiği tüm üretim sürecini kendi bünyemizde gerçekleştiriyoruz. Ana girdilerin tamamını kendimiz üre-
34
Ağustos 2014
www.organikturkiye.com.tr
Enis Bey, oğlu Fırat ile birlikteyken... tiyoruz. Bize göre organik bitkisel üretim olmadan organik hayvancılık yapılamaz. Organik yemi çiftliğimizde yetiştiriyoruz. İneklerimize kendimiz bakıyoruz. Sütü mandıramızda işliyoruz. Ürünler müşterilerimize ulaşana kadar bizim kontrolümüzde. Organik üretimde güven ve sürdürülebilirlik için bunlar çok önemli. Biz bu nedenle de fiyatlarımızı minimum seviyede tutuyoruz. Aracıları azalttığımız için maliyetlerimiz daha aşağıda oluyor.” sözleriyle aktarıyor. Elta Ada Organik’in ürünlerine ulaşımın diğer organik zincirlere göre daha kolay olmasını ise Oktay, “Her yerde yokuz aslında olması gereken yerlerde varız. Az az gönderim yapıyoruz. Haftada iki sefer dağıtım yapıyoruz mağazalara. Raflarda yüzlerce ürün olur konvansiyonelin. Bizim 3 tane 5 tane. Çoğu zaman müşterilerimiz ürünleri bulamadığından şikayet ediyor.” sözleriyle değerlendiriyor.
ORGANİK HAYVANCILIK NASIL OLMALI? Organik hayvancılığın dikkat edilmesi gereken unsurlarını da sıralayan Enis Fırat Oktay, “Bitkisel üretim arazilerinin büyüklüğü ile alakalı bir durum. 250 değil de 500 ineğimiz olsa kaba yemini (yonca, silaj fiğ) temin edemem. Hayvanların organik yem ile beslenmesi gerekiyor. Yine hayvandan çıkan dışkının gübre olarak organik bitkisel üretimde kullanılması gerekiyor. Organik üretimde bu döngüyü sağlamak gerekiyor. Organik hayvancılıkta antibiyotik kullanımı yasak. Hayvan sağlığı çok önemli. İşletmemizde Tarım Bakanlığı Hastalık Ari İşletme belgesine sahibiz, hayvanlarımızda brucella ve tüberküloz hastalıklarının bulunmadığını tescil ediyor. Hayvan refahı , hayvan sağlığı olmadan organik hayvancılıktan söz edilebilir mi? Önce bu kriterleri sağlamak gerekli. Maalesef ülkemizde bunlara dikkat edilmiyor.”
Her yerde yokuz aslında olması gereken yerlerde varız
“MÜŞTERİNİN ÜRETİCİYE GÜVENMESİ ÖNEMLİ” Kadıköy Moda’da bulunan bir mağazaları, organik pazarlar ve büyük market zincirleri olmak üzere toplam 120 noktada ürünlerini tüketiciye ulaştırıldığını da sözlerine ekleyen Elta Ada Organik Genel Müdürü Enis Oktay Fırat, şu anda talep sürekli arttığı için ürün yetiştirmekte zorluk çektiklerini dile getiriyor. Günlük 200 sağma inekten 5-5 buçuk ton süt üretimleri olduğunu sözlerine ekleyen Oktay, şöyle devam ediyor: “ Talep olsa da üretimi daha fazla artıramıyorsunuz. Yem bitkileri üretimine paralel olarak arttıramıyoruz. Organik tarımda maliyetleri artırıyor aslında ölçek yaratamadığınız için. Onun dışında sözleşmeli yetiştiricilik yapılabilir ama organik yemi üretmeden organik hayvancılık olmuyor. Biz işimizi düzgün yapıyoruz. Süt en kaliteli haliyle geliyor. El değmeden sağılıyor, 4 derece soğutma tankına alınıyor. Aynı gün içinde mandıramızda işleniyor. O tazeliğini koruyor. 300-500 km yol gitmiyor. İşte hakkıyla 1.5 kilo sütten 1 kilo yoğurt üretiyoruz. Kıvam arttırıcı, koruyucu hiçbir katkı maddesi yok. Kalitesinin sebebi o, insanlar da onu beğeniyorlar.” Tüketicilerin organik gıda kullanımına yönlendirilmesi konusunda da çağrılarda bulunan Oktay, “Sağlıklı gıdaya inanması gerekiyor insanların. En azından kimyasal olmadığından emin olması ne yediğini bilmesi gerekiyor. Tüketicinin üreticiyi tanıması da çok önemli” diyor. Organik süt veya yoğurdun dolapta bir süre beklemesine rağmen bozulmamasının tüketicilerde yarattığı endişe ile ilgili açıklamalarda da bulunan Enis Fırat Oktay, “Bu gibi sorularla karşılaşıyoruz. Güven sorunu olması son derece doğal. Genel olarak gıdayla ve organik ürünler ilgili yeterli bilgilendirme yapılmamasından kaynaklanıyor. Ürünlerde bulunan son tüketim tarihi tavsiye edilen kullanma süresidir. Ürünlerimizde hiç bir koruyucu katkı maddesi kullanmıyoruz. Bozulmaması, ekşimemesi mümkün değil. Bunu analiz etmek çok kolay, herhangi bir tereddüt olduğunda bizimle iletişime geçilmeli veya Tarım Bakanlığı’nın Alo gıda
Tüketicinin kullandığı üründe kimyasal olmadığından emin olması ne yediğini bilmesi gerekiyor. Bununla ilgili kafa yorması gerekiyor hattına yapılacak bildirimle bakanlık görevlileri tarafından derhal üründen numune alınarak gerekli araştırma yapılır sonucu müşteriye bildirilir.” ÜRÜN GAMINA YENİLERİ EKLENECEK Elta Ada Organik Genel Müdürü Enis Fırat Oktay, süt ve yoğurt ürünlerinde yaşanan yoğun talebi karşılamak zorlandıklarını belirtirken, inek sütüne ek olarak ilerleyen dönemlerde koyun ve keçi yetiştiriciliğini geliştirerek ürün çeşitliliğini arttırmayı hedeflediklerini sözlerine ekliyor.
Gübre separatörü
www.organikturkiye.com.tr
Ağustos 2014
35
ORGANİK GIDA
organik tüketmeniz Bunları daima
gerekiyor!
Alışveriş yaparken daima organik olarak tercih edilmesi gereken yiyecekleri sizler için yazdık Mümkün olduğunda organik gıdalar satın almaya özen gösterin. Eğer bütçeniz daima organik gıdalar almaya elverişliyse alışverişlerinizi bu listeye dayanarak yapabilirsiniz
36
Ağustos 2014
www.organikturkiye.com.tr
Domates Domatesi birçok yemekte kullanıyoruz. Büyük bir domatesin bağışıklık sistemi için gerekli olan C vitamini miktarının neredeyse üçte ikisini içerdiğini biliyor muydunuz? Domates de en iyi likopenin kaynaklarından ve aynı zamanda güçlü bir antioksidan kaynağıdır. Yapılan testlerde organik olmayan domateslerin birçok toksik kimyasal madde içerdiği görülmektedir. Bu sebeple bütçeniz el verdiğince domates alırken organik tercih etmek faydalı bir seçim olacaktır. Tahıl Organik kepekli tahıllar, kronik hastalıklar, inme ve kalp hastalığı risklerini azaltabilir. Aynı zamanda kilonuzu korumaya yardımcı olacaktır. Süt Sertifikalı organiksütler, serbest arazide yetiştirilen organik büyüme koşullarıyla beslenen ineklerden geliyor. Bunun dışındaki sütler ise hormonlu ineklerden elde edilen sütlerdir. Sağlık faydaları bakımından oldukça yararlı olan ve hormon içermeyen organik sütleri tercih ediniz. Peynir İşlenmiş peynir üretimi ısı ve emülsiyon kullanılarak yapılır. Bu durum, monosodyum fosfat, kalsiyum sitrat ve potasyum sitrat gibi emülsifiye edici maddeler arasında çeşitlilik oluşması anlamına gelir. Yani işlenmiş peynirler, büyük ihtimalle süt üretimini artırmak için sentetik hormonlar ile yetiştirilmiş bir inekten geliyor. Bu peynirler, kanserle bağlantılı olan gıda boyası içeriyor olabilirler. Peynir, çok büyük bir protein kaynağıdır. Bu sebeple, peynir alırken organik olması büyük önem taşıyor. Et Eğer et tüketiyorsanız, geleneksel et ürünlerinde hormon, antibiyotik ve tarım ilaçlarının bulunduğunun farkında olmanız önemli. İnekler ve diğer hayvanların, sentetik gübre ve yabani ot yemeleri nedeniyle et ve kümes hayvanlarında tarım ilaçları bulunur. Çoğu uzman tarafından yapılan çalışmalar kanser ve diğer zararlı sağlık etkileri sebebiyle normal et yerine organik et alınması gerektiğini gösteriyor.
KAMU SPOTU
Organik etler pahalı olabilir ama faydaları oldukça fazladır. Örneğin kırmızı et, protein, demir ve çinko bakımından zengindir. Elma Elmanın faydaları için “doktoru evden uzak tutmak için iyi bir yol” diye bahsedilir. Elma, lif bakımından oldukça zengin bir kaynaktır ve sindirim yollarının düzgün çalışmasında rol oynar. Elma, kardiyovasküler fonksiyonu ile düşük kolesterolü iyileştirmeye yardımcı olabilir. Fakat ne yazık ki bu güzel meyve, üretiminde tarım ilaçları kullanılan gıdalar listesinde en üst sıralarda yer almakta. Yapılan araştırmalara göre piyasadaki elmaların yüzde 88’i kanserojen madde kalıntılarını içermekte. Organik ürünler ise bu riski ciddi anlamda azaltmakta. Organik olsun ya da olmasın elma yemeden önce iyice yıkamanız oldukça faydalı olacaktır. Kereviz Kereviz, C vitamini, lif ve bazı B vitaminleri bakımından iyi bir kaynaktır. Ayrıca kereviz, potasyum bakımından da zengindir, kan basıncını düşürmeye ve kardiyovasküler hastalık riskini azaltmaya yardımcı olabilir. Fakat kereviz alırken dikkatli olmalısınız! Organik olmayan kereviz ürünleri yapılan testlerde kanserojen madde içermesi ya da toksinlerin üremesi bakımından oldukça sağlıksız gözükmektedir. Eğer organik kereviz alamıyorsanız yerine kuşkonmaz tercih etmek çok daha sağlıklı bir seçim olacaktır. Kuşkonmaz, bu kötü kimyasalların barınmasına daha az elverişlidir. Salatalık Salatalık, taze veya turşu olarak da yenir, salatalığın çok sayıda sağlık faydaları vardır. Salatalık, A vitamini, K vitamini ve potasyum bakımından zengindir. Ne yazık ki pek çok salatalık pestisit kalıntıları içerir. Bu sebeple salatalık alırken organik olmasına dikkat edilmesi önem taşımaktadır. Üzüm Üzüm, vitamin ve mineral zenginliğiyle sağlık faydaları sunan nefis bir gıdadır. Üzüm, dokuların üretilmesi için gerekli olan kalsiyum, demir ve manganezi bol miktarda içermektedir. Fakat piyasada satılan üzümlerin tarım ilaçları olan captan
Her yıl doğaya
7 ağaç
borcumuz var!
ve iprodion kalıntıları içerdiğini biliyor muydunuz? Tarım ilaçlarının zararlı etkilerinden kaçınmak için organik üzümleri tercih etmekte fayda var. Acı Biber Acı biber, burun tıkanıklığını hafifletmeye yardımcı olan ve hatta kansere karşı mücadele eden kapsaisin adı verilen bir kimyasal içerir. Ne yazık ki, yapılan araştırmalar sonucu piyasadaki biberde kanserojen ve nörotoksinlerdahil olmak üzere 40 adet pestisit kalıntıları görülmüştür. Eğer organik acı biber alamıyorsanız bunun yerine soğan tercih etmek çok daha sağlıklı olacaktır. Şeftali Şeftali, antioksidan dolu büyük bir lif kaynağıdır. Tüylü meyveler lezzetli olabilir fakat yapılan araştırmalara göre şeftali, kanserojen, hormon, nörotoksinler ya da üreme toksinleri dahil 62’ye yakın kimyasal kalıntıları içerebilir! Bu sayılar diğer tüm meyve ve sebzelerden çok daha fazla. Şeftali alırken özellikle organik olmasına dikkat ediniz. Eğer canınız bu tarz meyveler çeker ve organik olanını bulamazsanız kavun çok daha sağlıklı bir tercih olacaktır. Kavunun pestisit kalıntılarını içermesi çok daha düşük bir ihtimaldir. Ispanak Ispanak, besin değerleri en yüksek gıdalardan birisidir. Yüksek miktarda vitamin ve düşük kalori içerir. Bir fincan yeşil yapraklı sebze, günlük gereksinimden çok daha fazla A vitamini ve K vitamini barındırmaktadır. Ne yazık ki, bu harika gıda yapılan testler sonucunda diğerleri gibi aynı şekilde 48’e yakın pestisit kalıntılarını içermektedir. Bu kalıntılar kanserojen, nörotoksin, gelişimsel ya da üreme toksinleri içermektedir. Çilek Çilek, genellikle kalp sağlığı ve düşük kolesterol seviyeleriyle bağlantılı olmuştur. Piyasadaki çilek ürünleri tümörlere etki eden kanser de dahil olmak üzere birçok türde pestisit kalıntıları içerebilir. Bu sağlıksız kalıntılara maruz kalmamak için çilek tercihinizi organik olması yönünden kullanınız.
Çünkü
; Bir yıl içinde, kullandığımız kağıt- kartonlar ve ayrıca yaşamsal ihtiyaçlarımız için 7 adet ağacı tüketiyoruz.
www.organikturkiye.com.tr
Ağustos 2014
37
ORGANİK TEST
Test edildi... deneyebilirsiniz! Bilgi
Organik Türkiye ailesi olarak sizler için test ettik
Organik Limonata Malzemeler • 4 adet organik Limon • 10 dal taze organik nane • 3 su bardağı su YAPILIŞI (6 kişilik) Limonların suyunu sıkın. Taze nane yapraklarını, 1 çorba kaşığı şeker ile havanda dövüp, macun kıvamına getirin. Temiz bir tülbente koyun. Tülbenti iyice sarıp, limon suyunun içine atın. Sabaha kadar buzdolabında saklayın. Daha sonra tülbenti limon suuyunun içinden alın. Soğuk olarak servis yapın.
Organik Portakal Kabuğu Şekerlemesi Tarifi Çocuklarımızın AVM ler de en çok dikkatini çeken ve bazen ısrarla almak istemeleri üzerine neden bu şekerlemeleri evde yapmayayım ki dedim. Ve bakın ortaya ne çıktı; rengarenk, lezzetli, çocuğumun ilgisini çeken şekerlemeler :) Hem de bol emek ve sevgi dolu. Her şey mutfakta var, diyorum ve hazır gıdalardan uzak duralım diyerek, sizin bile gelip
38
Ağustos 2014
www.organikturkiye.com.tr
gidip ağzınıza atacağınız harika şekerlemelerin tarifini veriyorum. Tel Kadayıf da akşam yemeğinden sonrası için harika bir seçim, afiyet olsun. MALZEMELER • 6 adet iri portakal kabuğu • 3.5 bardak pekmez • 1 su bardağı portakal suyu • 1.5 su bardağı su • Çeyrek limon suyu • 2 tatlı kaşığı tuz
Yapılışı Portakalın kabuklarını dilim dilim soyun. İnce ince şeritler halinde doğrayın ve derin bir kabın içerisine suya koyun. Kabukların suyun dibinde kalması için gerekirse üzerine bir ağırlık koyun. Her iki saatte toplamda 8 saat olacak şekilde suyunu değiştirin. 4 defa suyunu değiştirmemiz gerekiyor. Ardından kabukları tencereye alıp üzerine sıcak su ekleyin. Tuzunu ekleyin. Su kaynamaya başladıktan 5-6 dakika sonra suyu süzün. Soğuk suda 10 dakika kadar bekletin. Bu işlemi de 3 kez tekrarlayın. 2. tekrarda suya yine 1 tatlı kaşığı kadar tuz atın ancak son tekrar da tuz atmayın. Bu aşamada bittiğinde soğuk suya kabukları koyun ve 25-30 dakika kadar bekletin. Tekrar suyunu süzdükten sonra tencereye alın. Kabukların üzerine pekmezi, portakal suyunu ve su ekleyin. Kaynamaya başladıktan sonra ocağın altını kısın. Ara ara karıştırarak suyunu tamamen çekene dek pişirin. Yağlı kağıt serili fırın tepsisinin üzerine şekerlemeyi dökün ve her yerine yayın. 1 saat kadar soğumaya bırakın. Şekerlemeleri fırında 20 dakika kadar bekletin. Ardından fırından çıkarın, bekledikçe sertleşecektir. Ardından istediğiniz gibi kırarak cam kavanoz da muhafaza edin, buzdolabında saklayın. İkram etmeden önce isterseniz çikolata sosuna batırabilirsiniz.
Tarif
DİLEK İNCE ÖZENEL dilekozenel@hotmail.com
Alternatif bir kahvaltı Kekikli Yulaf Lapası
Yulaf ezmesinin tatsız, tuzsuz, gereksiz bir yiyecek olduğunu düşünenlerden misiniz? O halde 2 yerde yanlış yapıyor olabilirsiniz.
Pişirmeden yemeyin. Sade pişirmeyin. Tek kaldığında pek çoğumuz için sevimsiz görünse de değişik kombinasyonlarla oldukça lezzetli bir kahvaltılıktır. Besleyici , doyurucu , pratik olması da cabası. Faydası çok. Lifli yapısı sayesinde uzun süre tok tutma, kan şekerini dengeleme , diyabet riskini azaltma, kötü kolestrolü düşürme, ciddi miktarda protein içerme, gün içinde gerekli olan enerjiyi dengeli bir biçimde sağlama gibi. Tarif , sıklıkla faydalandığım canım Tijen İnaltong’un Her Güne Bir Yemek Kitabından. Malzemeler: • 1 süt fincanı yulaf ezmesi • 3 süt fincanı su • Bir tutam kekik (mutlaka olmalı ) , tuz • Üzerini süslemek için : • Ayçekirdeği , susam , ceviz vs • Ya da mevsim meyveleri
Yapılışı : Yulaf ezmesi , kekik ,tuz tavada ,3-4 dakika arada sallanarak , orta hararet ısıda kavrulur. Yulafın kokusu çıkınca su ilave edilir. Piştiğinde ocaktan alınır. Susam, çekirdek ve ceviz, fındık gibi kuruyemişler tavada hafif kavrularak üzerine konur. Tatlı mı olsun istiyorsunuz ? Bal, tarçın, keçiboynuzu tozu ile deneyebilirsiniz. Ben tuzlu yapınca zeytinle süsledim. Siz tatlı yapınca muz, üzüm, avokado, şeftali, yaban mersini, hindistan cevizi rendesi gibi meyvelerden olanlarla süsleyebilirsiniz. Daha mı besleyici olsun? Badem sütüyle pişirmek denenebilir. Hayal gücü sizin. Yeter ki deneyin.
www.organikturkiye.com.tr
Ağustos 2014
39
ORGANİK GÜNDEM
GDO’nun zararsız olduğuna inanan var mı?’
Bir üründe binde 9 GDO tespit edilmesini ‘bulaş’ kabul eden yönetmelik değişikliğinin tartışmaları sürüyor. GDO’nun zararlarına ilişkin bilimsel çalışmaların engellendiğini belirten Dr. Ümit Aktaş, ‘İçinizde GDO’nun zararsız olduğuna gerçekten inanan var mı?’ diye sorarken, Dr. Yavuz Dizdar, ‘Ülkemizde de yem katkısı olarak kullanılan NK608 mısır soyunun sıçanlarda kansere neden olabileceği gösterildi’ dedi.
Genetik Yapısı Değiştirilmiş Organizmalar ve Ürünlerine Dair Yönetmelikte yapılan değişiklikle, bir üründe binde 9 ve altında GDO tespit edilmesi, ‘bulaşma’ olarak değerlendirildi ve hem yurtdışında hem de Türkiye’de yıllardır süren tartışma yeniden alevlendi. Genetiği değiştirilmiş organizmaların insan sağlığına zararlı olduğunu düşünenlerin yanı sıra bu zararı kanıtlayan bilimsel çalışma olmadığını söyleyenler de var. ‘Bilimsel araştırma yok’ argümanına Fitoterapist Dr. Aktaş’ın yaklaşımı, “Bilimsel kanıt olmaması insan genetiğine hiçbir etkisi olmadığını göstermez, bugüne kadar bilimsel yayın yapılmadığını gösterir ki bu da sorgulanması gereken bir durumdur” şeklinde.
DR. AKTAŞ: ZARARLI, ÇÜNKÜ GENETİĞE MÜDAHALE VAR ‘Bulaş’ tanımlamasının kabul edilemez olduğunu savunan Aktaş’ın yorumu şöyle: “Diyelim ki benim çileğe alerjim var. ‘Çileğin binde 9’una tahammül gösterebilirim’ diyebilir miyim, bu mümkün mü, yani çileğe ya tahammülüm vardır ya da yoktur. Kesinlikle GDO’nun
40
Ağustos 2014
www.organikturkiye.com.tr
azı bile olmamalı, azı da zararlı çoğu da. Çünkü genetiği değiştiren bir müdahaleden bahsediyoruz.” GDO’nun bir canlıda ne gibi etki yaptığının başlangıçta hemen hemen hiç araştırılmadığını belirten Radyasyon Onkoloğu Dr. Yavuz Dizdar ise “Bunun nedeni patent sahibi şirketlerin izin vermemesidir. Ülkemizde de yem katkısı olarak kullanılan NK608 mısır soyunun sıçanlarda yapılan bağımsız testleri açık bir şekilde kansere neden olabileceğini gösterdi. O nedenle GDO’nun insan ve hayvan besin zincirinden tamamen çıkarılması gerekir” dedi.
PROF. DR. HAKAN YARDIMCI: GDO’YA KESİNLİKLE İZİN YOK Yönetmelik değişikliğinden sonra GDO’lu gıdaların piyasaya gireceği yorumlarına, “Milyonda bir bile olsa GDO’ya izin kesinlikle yok” diyen Biyogüvenlik Kurulu Başkanı Prof. Dr. Hakan Yardımcı, yaptığı bir açıklamada, Türkiye’de GDO’nun sadece yem amaçlı kullanımına izin verildiğini, biyogüvenlik yasasının, gıdada GDO
kullanımını yasakladığını söyledi. Bulaşan tanımının yasada yer aldığını ve yönetmeliğin hukuki bir durumu düzeltmek için yenilendiğini belirten Prof. Yardımcı, “Örneğin ithalatçı dışarıdan mısır getirdi. Mısırın bin tanesinin içerisinde bir tane genetiği değiştirilmiş soya var. Şimdi bu, bulaşan oluyor. Dolayısıyla siz bin tane mısırı görmeyip bir tane soyayı görüp buna göre karar verdiğiniz zaman bizim kanunumuza göre 5 ila 12 yıl arasında hapisle yargılanıyor. Bulaşanla ilgili tanım bunu açıklıyor, bununla ilgili çözüm getiriyor. Kasti olanla kasti olmayan arasında bir açıklama olması gerekiyordu, bununla ilgili bir durum” diye konuştu. Türkiye’de ‘hiçbir üründe GDO yoktur’ diyebilmek için Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanlığı’nın Türkiye’deki tüm gıda ürünlerine GDO testi uygulaması gerektiğini dile getiren Dr. Aktaş ise, “Soru şu; GDO testi rutin olarak tüm gıda ürünlerinde yapılıyor mu? Yapılmıyorsa, ‘Hiçbir gıda ürününde GDO yoktur’ diyemezsiniz, sadece ‘baktıklarımızda yoktur’ diyebilirsiniz. Örneğin çocuk mamalarında GDO olduğuna dair kimsenin şüphesi yoktu ama tesadüfen bir markanın mamalarında GDO çıktı. Bundan sonra da yönetmelik değişti” diye konuştu.
DR. DİZDAR: BİNDE 9 ETKİLERİN ÇIKMASI AÇISINDAN YETERLİ Düzenlemenin esnetme amacı taşıdığını kaydeden Dr. Dizdar’ın görüşü ise şöyle: “Bu, bir yerde Bakanlığın çaresizliğinin ifadesidir ama ne olursa olsun kabul edilemez. Her ne kadar kanuna aykırı olduğu için, tebliğin bir anlamı olmayacaksa da, ‘bulaş olabilir’ yaklaşımı, bundan sonrası için ‘binde 9’un altında olmak kaydıyla insanlara yedirilmesinin sakıncası yoktur’ uygulamasının da kapısını açar. ‘Binde 9’ neyi ifade etmektedir, bu bile açık değil, ancak okuduklarımdan aldığım bilgi; bu oranın GDO’nun biyolojik etkilerinin çıkması açısından zaten yeterli olduğu şeklindedir. O nedenle böyle bir uygulama kabul edilemez.” ‘Bilimsel kanıt yok’ söyleminin rasyonel olmadığını belirten Dr. Aktaş, tıp fakültesi hocalarıyla öğrencilerinin katıldığı ve kanser-beslenme ilişkisinin tartışıldığı bir panelden örnek verdi. Panele katılan diyetisyenlerin, ‘Dünyada gıda katkı maddelerinin ve GDO’nun doğrudan kanser yaptığına dair hiçbir yayın yoktur’ dediklerini söyleyen Aktaş, “Gerçekten de akademik olarak böyle yayınlar yok. Ben de panel katılımcılarına, ‘Aranızda gıda katkı maddelerinin veya GDO’nun kanserle ilişkisi olmadığını düşünen, buna gerçekten inanan var mı?’ diye sordum. Bir tek kişi bile parmak kaldırmadı. Herkes bunların kanserle bağlantısı olduğunda hemfikir ama bilimsel bir yayın çıkmıyor. Dünyada tıp bilimi her sene yüzbinlerce yayın üretiyor ama nedense bunlardan bir tanesi bile gıda katkı maddeleri üzerine olmuyor” dedi.
SİGARA LOBİSİ DE 30 YIL BOYUNCA AYNI ŞEYİ YAPTI Aktaş’ın dikkat çektiği örneklerden biri de sigara lobisinin çabaları. Sigaranın zararlarıyla ilgili ilk ciddi çalışmanın 1957’de yapıldığını ancak üretici firmaların, sigaranın sağlığa zararlı olduğunu 30 yıl kabul etmediğini dile getiren Aktaş, sözlerini şöyle sürdürdü: “Sigara lobiliceri tam 30 yıl boyunca kendi bilimsel kurullarını oluşturdular ve arada ilişki olmadığına dair bilimsel çalışmalar yayınladılar. Bu durumda çalışmaların dürüst olduğuna bizi kim inandırabilir. Bizim, neden gıda katkı maddeleri ve GDO’nun insan sağlığına zararlı olduğuna dair bilimsel çalışma yayınlanmadığını düşünmemiz lazım.”
‘TİCARİ ENDÜSTRİ NE DERSE O OLUYOR’ Peki, bel çevresiyle kanser, göz rengiyle hastalıklar arasında ilişki
kurmaya çalışan tıp, neden GDO ile ilgil araştırma yapmıyor ve bilimsel sonuca varmıyor? Dr. Aktaş’ın yorumu; bilimin tamamen endüstrinin kontrolünde olduğu yönünde: “Endüstri ne derse o oluyor. Ticari endüstri bunu her zaman böyle yapıyor. Aslına yöntem hep aynı, bilimsel kuralları kendilerine göre dizayn ediyorlar. Buna rağmen karşıt görüşlü yayınlar çıkıyorsa da onları da kendi kurallarına göre değiştirip, besleyip başka yayınlar çıkartıyorlar.“ GDO ile ilgili aleyhte yayın yapılmamasının, GDO’nun zararsız olduğu anlamına gelmediğine vurgu yapan Aktaş, uluslararası arenada yer alan bağımsız bilim insanlarında da çok kuvvetli şüpheler olduğuna değindi, “Türk devletinin de bu konuda uyanık olması gerekir. Yani vatandaşını koruyacak olan devlettir” şeklinde konuştu.
SORULACAK EN BASİT SORU “Bitkinin genetiğini değiştiren uygulama benim genetiğime ne yapıyor?” Herkesin kendisine bu soruyu sormasını isteyen Dr. Aktaş, Human Genom projesinden çıkan bir verinin duruma açıklık getirmesi açısından anlamlı olduğunu belirtti: “Eskiden hangi gen yapısıyla doğuyorsak onunla öldüğümüz, hayatımız boyunca gen yapımızın değişmediği sanılıyordu. Ancak Genom projesiyle yaşadığımız süre içinde genetik yapımızın değiştiği ve probiyotiklerden bize gen transferi olduğu görüldü. Probiyotiklerin %90’dan fazlası bağırsaklarda bulunuyor, yediklerimiz bağırsaklara gidiyor ve ilk etkileşim de probiyotiklerle oluyor, çünkü sindirimi aslına probiyotikler yapıyor. Yani probiyotiklerin genlerini, yediklerimiz, probiyotik genleri de bizim genlerimizi etkiliyor. Dolayısıyla GDO’nun genlerimizi etkilememesi mümkün değil.“
‘AMERİKA’NIN ÇÖPE ATTIĞI YİYECEKLERLE TÜM AFRİKA DOYAR’ Peki GDO’ya niye ihtiyaç duyuluyor, GDO olmazsa olmaz mı? Savunanlar; GDO olmazsa toplumun aç kalacağı iddiasında, karşı çıkanlar ise bunun bir aldatmaca olduğu görüşünde. GDO; ürünlerin verimini, dayanıklılığını, raf ömrünü ve lezzetini artırmak, ayrıca gıdalarda insan sağlığına zararlı maddeleri de bertaraf etmek gibi çeşitli amaçlarla üretiliyor. Bu organizmalarda kullanılan kimyasalların insan vücudu için çok ciddi tehdit oluşturduğunu aktaran Dr. Aktaş’a göre, aslında tek bir amaç var; ticari geliri artırmak: “Öyle iddia edildiği gibi GDO olmazsa büyük bir topluluk aç kalır, hikayelerine aldanmamak lazım. Bence Amerika, gıda ürünlerini dengeli tüketse ve her gün onca gıdayı çöpe atmasa, tüm Afrika kıtasını doyurmak mümkün. Üstelik GDO 1996’da hayatımıza girdi ama hala açlık var ve o yıla göre değişen bir şey yok. Kimse GDO’yu babasının hayrına yapmıyor. GDO ticari bir ürün ve parayla satılıyor. Bu ticari amaçla yapılıyor ve ticaret de insanlık hayrına değil, para kazanmak için yapılır, bu bir aldatmacadır. Yani bu ürünleri elinde bulunduran sektör kazanıyor.”
‘DEHŞET VERİCİ HASTALIKLAR GÖRECEĞİZ’ Dünyadaki GDO’lü ürünlerin %99’unun Amerika kıtasında, sadece %63’ünün ABD’de, geri kalanının ise ABD kontrolünde Kanada ve Brezilya’da üretildiğini söyleyen Aktaş, “GDO’lu ürün belasını insanlığın başına saran ABD’dir, oradaki genetik çalışmalardır ve bunların insan sağlığına zarar verdiğini gösteren çalışma olmaması da tesadüf değildir” ifadesini kullandı. Dr. Aktaş’ın son tahlilde söyledikleri ise hem düşündürüyor hem de endişe veriyor: “İleride GDO ile ilgili çok ciddi problemler yaşayacağımızı düşünüyorum, dehşet verici hastalıklar göreceğiz. GDO çok büyük bir tehlike, değil binde 9, milyonda 9’una bile tahammülümüz yok, bunu devletimize söyleyebilmeliyiz.” •TÜLAY KARABAĞ
www.organikturkiye.com.tr
Ağustos 2014
41
ORGANİK YEŞİL
Ç E VR E R Ü ZL E C E T
E
M
R UF SAR İZ YAP TA CEĞİN
AK
LT
RUYAR KO F E AK D R E B İL Yİ ASAR
Y
Siz biriktirin diye biz hesapladık. Bu ipuçları dünyamız için yararlı olmasının yanı sıra gerçekten tasarruf sağlıyor. 20 TL ile başlayıp binlerce liraya kadar tasarruf yapabilirsiniz. Geçen sayı başladığımız püf noktalarında 2. bölüme geçmiş bulunuyoruz. Kemerlerinizi bağlayın! İlk bölümü okumak için geçen sayımıza göz atınız...
42
Ağustos 2014
www.organikturkiye.com.tr
Su Isıtıcısının Sıcaklık Ayarlarını Düzenleyin Maliyet Tasarrufu: 30-475TL Ortalama bir Türk ailesi ısınma, sıcak su ve elektrik için 1900 TL harcıyor. Enerji Bakanlığı’na göre bunun %25’i veya 475 TL’ye karşılık gelen kısmını sıcak su oluşturuyor ve çoğu israf ediliyor. Musluk suyu kaynar derece de olmaması için su ısıtıcınızın derecesini düşürün ve kıyafetlerinizi soğuk suyla yıkayın. Bu sayede faturanızda %6’lara varan tasarruflar yapabilirsiniz.. Kaba bir hesaplamayla yılda 30 TL’lik bir birikime karşılık gelmektedir. Yeni bir su ısıtıcısı almanın vakti geldiyse, Enerji Etkin modellerden seçerek %7; haznesiz su ısıtıcıları gibi daha gelişmiş modellerden seçerek %30 14 TL tasarruf yapabilirsiz ya da güneş enerjisiyle çalışan su ısıtıcısı tercih ederek faturanızı sıfıra indirebilirsiniz 475 TL. Bunun için başlangıçta yapacağınız ödeme az buz olmayacaktır ancak zaman içinde kendini amorti edecektir.
enerji tüketerek tasarruf yapabilirsiniz. Eski akkor ampulleri tasarruflu kompakt floresan ampullerle (CFL), elektro ışıklı diyotlarla (LED) ya da halojenlerle değiştirerek bir yılda aydınlatma için ödedeiğiniz paraların %75’ini tasarruf edebilirsiniz. Ampul değiştirme masrafına, akkor ampullere nispeten günümüzün uzun ömürlü ve tasarruflu ampulleri dahil ettiğimizde, 45 aydınlatma teçhizatı olan ortalama bir evin yılda 112 TL tasarruf yapabileceği söylenebilir. Diğer bir ifadeyle, yaptığınız yatırım iki yıl içinde kendini amorti edecek ve üçüncü yıla girdiğinizde tasarrufunuzun tadını çıkarmaya başlamış olacaksınız. Kabaca bir hesaplama ile, aydınlatmaya harcanan her liranızın, 6 TL getirisi vardır.
Maliyet Tasarrufu: 118TL
Doğru aydınlatma teçhizatı için doğru ampulü seçmeniz önem taşır. CFL’ler sık sık açılıp kapanan ya da soğuk hava koşullarına maruz kalan ortamlarda kullanılan armatürlerde uzun ömürlü bir çözüm değildir, (CFL ampul kullanmamanız gereken diğer örneklere bakınız.). Enerji tasarruflu ampuller sadece elektrik tasarrufu sağlamakla kalmaz aynı zamanda kalitelidir: İki yıllık garanti kapsamındadır ve en az 6000 saat kullanım ömrü vardır.
Ortalama bir Türk ailesi kitaplar, dergiler ve gazete abonmanlıkları için 118 TL harcıyor. Halk kütüphanelerinin ücretsiz olmakla birlikte aynı materyalleri sunduğunu unutmayın.
Elbette, aydınlatmadan enerji tasarrufu sağlamanın bir diğer yolu da, en basitinden odadan çıkarken ışıkları söndürmektir!
Kütüphaneyi Kullanın
Kiralamak ya da satın almak yerine ücretsiz bir yöntem olarak müzik/ film ödünç alma yöntemini değerlendirebilirsiniz. Enerji Tasarruflu Aydınlatmaya Geçin Maliyet Tasarrufu: 112TL Anında sonuç alamayacak olsanız bile aydınlatma, bir evin elektrik faturasının hiç de azımsanmayacak bir kısmını yılda %11 210 TL oluşturur. Dolayısıyla daha az
Elektronik cihazları Çoklu Prizlere Takın Maliyet Tasarrufu: 100TL Duvarda prize takılı akıllı telefonlar ve diğer elektronik cihazlar ya da kapalıyken “standby” konumda bırakılan televizyonlar ve set üstü sistemler hiç bir şey yapmazken bile çok enerji sarf edebilir. Bu “hayalet yük” masraflarının hane başına ortalama 100 TL masraf kalemi çıkardığını tahmin ediyorum. Bu tahmin, elektronik cihazları ve teçhizatları çalıştırmak için kullanılan elektrik payının ortalama faturanın %31’lerine kadar çıkıyor. Bu hayalet yükü ortadan kaldırmak için iki şeyden vazgeçmeniz gerekir: Şarj cihazlarınızı telefon veya diğer aygıtları şarj etmek için kullanmadıkça duvardaki prizde takılı bırakmak; televizyonunuzun anında görsel gösterme özelliği. Televizyonlar, bilgisayarlar ve diğer cihazlar “kapalı” konumdayken enerji harcamaya devam eder ve bu sayede açıldığında hemen çalışmaya başlar. Televizyonunuzu ve bilgisayar ekipmanlarınızı kesinlikle kapatılabilen çoklu prizlere takın ve ekipmanı kapatmak için çoklu priz düğmesini kapatmaya üşenmeyin. Elektronik cihazlar kullanılmadığında çıkış yerlerinde gücü kısan zamanlayıcıların ve diğer tekniklerin yer aldığı akıllı prizler, de tercih edebilirsiniz. Şarj aletlerini de kullanmadığınızda prizden çıkarın ya da tüm şarj aletlerini çoklu prize takın ve şarj etme süresi ayarı yapın, örneğin işten hemen sonra bu sayede bir saatin sonuncunda bağlantıyı kesip elektronik cihazınızı şarj ettikten sonra şarj istasyonunu “kapalı” konuma getirebilirsiniz. Faydalı bilgi: Ofisteki dağınıklığı düzenlemenize yardımcı olur, bu sayede kaybettiğinizi sandığınız şarj cihazlarını çılgınlar gibi aramaktan kurtulursunuz.
www.organikturkiye.com.tr
Ağustos 2014
43
ORGANİK YEŞİL
E-Fatura Kullanın Maliyet Tasarrufu: 70TL Faturalar her zaman baş ağrısı kaynağıdır ama dağınıklığa sebep olmalarına katlanılamaz. Fatura kesen kurumların çoğu e-faturaya geçme sözü karşısında bazı indirimler vaat eder (bu sayede kendileri de önemli miktarda baskı alma ve posta masraflarından kurtulmaktadır). Fatura başına günümüz pul fiyatları üzerinden. 44 TL kara geçebilirsiniz. Dört aylık faturaların her birinden 1.44 TL tasarruf edebileceğinizi varsayarsak, yılda yaklaşık 70 TL değerinde bir tasarrufta bulunabilirsiniz. Kağıt israfından kurtulmak da cabası! Çamaşırlarınızı İpe Asarak Kurutun Maliyet Tasarrufu: 85Tl’ye kadar tasarruf yapabilirsiniz. Buzdolabı ve bazı düz ekran televizyonların yanı sıra, çamaşır kurutucusu ev içinde en fazla enerji tüketen alettir. Ortalama bir hanenin çamaşır kurutucusu için 85 TL masraf yaptığını öngörmekteyim. Çamaşırlarınızı ipte ya da askıda kurutarak bunun tamamından ya da büyük bir kısmından tasarruf edebilirsiniz. Elbette, şehirde bir apartmanda yaşıyorsanız, çamaşırlarınızı ipte kurutmak zor olabilir ama imkansız değildir. Şehirde ve banliyölerde tek engel hava şartları ve zamandır. Çevreci katılımcımızın da vurguladığı gibi, çamaşırlarınızı ipe sererek kurutmak sanıldığından daha az külfetlidir; nihayetinde kıyafetler kurutucuya girmeden önce pamuk ipliğiydi. Bu benzetmeye göre kıyafetlerimizin bazılarının kuruması iki gün alacaktır. Bir Türk ailesinin kıyafetlere harcadığı yıllık ortalama fatura bu sayede yarı yarıya düşer ve 900 TL’lik tasarruf yapılabilir. Bu kadar tasarruf yapıp yapamayacağınız bilinmez ama en azından en sevdiğiniz kıyafetlerinizin daha uzun ömürlü olmasını sağlayabilirsiniz. Organik Gübre Maliyet Tasarrufu: 30-60TL Çimenlerinizin ne kadar yeşil olduğu konusunda özel bir takıntınız varsa ya da bahçenizde sebze veya çiçek yetiştirmeyi seviyorsanız, mutfak çöplerinden ve çimen atıklarından kendi organik gübrenizi yaparak büyük miktarlarda tasarrufta bulunabilirsiniz.
44
Ağustos 2014
www.organikturkiye.com.tr
Organik gübre, doğanın bahçıvanlara verdiği bir hediyedir. Küçük bir öbek toprak parçasını bir kenara koyun veya bu süreci hızlandırmak için organik gübre satın alabilirsiniz. Böylece sebze kalıntılarından, öğütülmüş kahveden, kahverengi yapraklardan, çimen kırıntılarından ve diğer “atıklardan” kısa bir sürede zengin, besleyici gübre üretmiş olursunuz. Sürece başladıktan sonra genelde bir kaç hafta veya ay içinde organik gübre kullanıma hazır hale geldiğinde, bu gübreyi bahçe toprağıyla karıştırabilirsiniz veya gübre yerine çimlere veya bahçeye serpebileceğiniz basit bir organik gübre ve sulu harç ile gübre suyu hazırlayabilirsiniz. Ek bilgi: Ekstra nitrojen katmak yerine toprağı faydalı besin maddeleri ve bakteri takviyesiyle ıslah ederek, sağlığını iyileştirebilir ve toprağı böcek istilalarına veya kuraklığa karşı daha dirençli hale getirebilirsiniz. Başka bir ek bilgi daha: Poşetle çöp bertarafı için para ödüyorsanız, tüm bu gıda kalıntılarını bahçenizde kullanarak atık bertarafı masraflarını azaltabilirsiniz. Yeniden Kullanılabilir Kahve Kupası Kullanın Maliyet Tasarrufu: 36TL veya (çok) daha fazlasını tasarruf edebilirsiniz. Evde seramik kupa, paslanmaz çelikten mamul yeniden kullanılabilir kupa kullanmak atıkları büyük ölçüde önlemeye yardımcıdır. Günde bir defa kahve alışkanlığınız varsa ve kahvenizi dışarıdan alıyorsanız Star-
bucks gibi bazı kahve dükkanları, kendi kupanızı getirirseniz 10 kuruş civarında bir indirim yapabiliyor. Yıl içinde 36.50 TL değerinde birikim yapabilirsiniz. Elbette, kişisel finans uzmanları kahvenizi dışarıdan almanın paranızı israf etmenin en kolay yollarından biri olduğuna dikkat çekmektedir. Kahvenizi evde hazırlarsanız veya – küçük bir ihtimal de olsa- kafein alışkanlığınızdan tamamıyla vazgeçersiniz her yıl 358 TL tasarruf sağlayabilirsiniz. Forbes’un en son tahminlerine göre bu rakam kariyeriniz boyunca 14000 TL’ye kadar çıkabilir. Şişe su almak yerine yeniden kullanabilir su şişesi bulundurun, bu sayede yıl boyunca birkaç yüz TL biriktirebilir ve plastik şişe yığınlarından da kurtulmuş olursunuz. Su Sızıntılarını Onarın Maliyet Tasarrufu: 20TL Damlatan bir musluk günde 3 galon su sızdırabilir. Sızdırma yapan bir tuvalette ise bu rakam 22 galona kadar çıkabilir. Türkiye’de musluk suyunun maliyetinin ucuz olmasına rağmen bu sızıntılar yıl içinde yaklaşık 20 TL’ye karşılık gelir. Damlatan muslukları hemen şimdi onararak tasarruf yapabilirsiniz. Şıp... şıp... şıp sesinin sinir bozuculuğundan da kurtulmuş olursunuz. Muslukları, duş başlıklarını veya tuvalet armatürlerini değiştiriyorsanız, kullanılabilirlik özelliğinden ödün vermeden atık su oluşumuna mani olmak için satın alacağınız ürünlerin düşük akışlı teknoloji ürünler olmasına özen gösterin.
ORGANİK MİMARİ
L
ondra’da bir mimarlık firması, içinde oturan kişilerin tüketimlerinden çıkan geri dönüştürülebilir malzemelerle yükselecek bir gökdelen tasarladı. “Organik Gökdelen”, ‘yeşil bir geleceğe’ yönelik Londra merkezli kavramsal proje. İçinde oturan sakinlerinin günlük yaşamdaki çeşitli tüketimlerinden çıkacak geri dönüştürülmüş malzemelerle dikey büyümesi öngörülüyor. Asya’nın bazı bölgelerinde bambu iskele kullanımından esinlenerek, tamamlanana kadar sadece metal borulardan oluşan konstrüksiyonun ana yapıyı tuttuğu ve tıpkı mercanlar gibi kendini üretebilen çam ağacı şeklinde bir bina tasarlandı. Sakinleri geri dönüşebilen çöplerden zeminler için izolasyonlu paneller döşeyecek, yine plastik şişe ve kağıt gibi atıklarla da bina dikey olarak büyüyecek. Tasarım ekibi, binanın yukarı devirli cephesini oluşturmak için gerekli çöp miktarının sadece bir yılda oluşacağını tahmin ediyor. Elektrik üretmek, rüzgar yükünü en aza indirgemek ve havalandırma alanları için de içi boş tüpler kullanılacak.
Organik Gökdelen Tasarlandı! Bu gökdelen çöplerden yapılacak! Esinlenilen bambu bungalovlar gibi bu bina da bitkilerle yenilenerek yerinde imal edilecek. Kağıt, plastik gibi geri dönüştürülebilir malzemeler alt katta yer alan ofisteki konteynırlarda toplanacak. iyileşme konteynerler toplamak için ofis binası olarak kullanılan kağıt ve plastik. Diğer
gökdelenlerin yapımında kullanılan kule vinçlere de gerek olmayacak. İskele yapı estetik bir biçimde kendini geliştirirken, esinlenilen bitkisel dünyadaki gibi büyüme sağlayacak. Çelik ve ahşap elemanların kullanımı sadece montaj ile sınırlı olacak.
www.organikturkiye.com.tr
Ağustos 2014
45
ORGANİK SAĞLIK
K
anser ve beslenme denildiğinde akla gelen ilk isimlerden biri olan Universal Hastaneler Grubu İtalyan ve Çamlıca Hastaneleri Tıbbi Onkoloji Direktörü Prof. Dr. Erkan Topuz, hastalara sundukları imkanlar ve beslenmede uyulması gerekenler hakkında sorularımızı yanıtladı. Hastalara organik ve bitkisel çayçorba verme fikri nasıl ortaya çıktı? Amaç, hastalarımızın konforlu bir kemoterapi süreci geçirmeleri. Hastalarımızın en büyük sorunu, bulantı. İkinci sorun ağız yarası, üçüncüsüyse saç dökülmesi. Verdiğimiz çayların ağız yaralarını azalttığı ya da önlediği görülüyor. Bulantıyı önleyici özelliği de var. Önemli olan kemoterapi sırasında belli sıvıları en iyi şekilde verebilmek. Kemoterapi sürecinde organik gıdanın önemi nedir? Bu çayları sabah ve öğleden sonra veriyoruz. Çayların içinde genelde bulantıyı azaltacak, hastanın sindirim sistemini rahatlatacak tipte bitkisel bileşimler bulunuyor. Papatya, anason, rezene gibi bitkilerden faydalanıyoruz. Öğle yemeği olarak verdiğimiz iki çeşit çorbamız var. Bu çorbalar, hem hastanın sıvı almasını sağlıyor hem de bulantısını azaltarak genel sağlık durumunu iyileştiriyor. Bu çay ve çorbalar bulantıyı ne kadar azaltıyor? Eskiden hastalarımızın yüzde 3040’ının terapinin ertesi günü çok büyük bulantı ve kusması olurken bu oran, çay ve çorba servisinden sonra yüzde 5-10’a düştü. Çorbaların içinde neler var?
Hastanede Organik çay ve çorba servisi Gerek hastalıktan korunmada gerekse tedavide artık daha bilinçli bir beslenme programı izleniyor. Öyle ki kimi hastanelerde kemoterapinin yan etkilerini gidermek için hastalara organik gıdalar servis ediliyor Bunları bir araya getirerek daha faydalı ve sağlıklı mönüler oluşturuyoruz. Kemoterapi gören hastanın günlük ne kadar sıvı tüketmesi gerekiyor?
Bu bitkilerin yararını nasıl keşfettiniz?
Sıvı tüketimi çok önemli. Bol sıvı tüketmek, verdiğimiz ilaçların zehir etkisini azaltıyor. Bulantı ve kusma nedeniyle birçok hasta 2-3 gün sıvı alamıyor. Bu durumda böbrekler susuz kalıyor ve nefrotoksisite oluşuyor. Onun için hastaları çok iyi takip etmek gerekiyor. Günde en az iki litre sıvı verilmeli, ağızdan en az 8-10 bardak sıvı alınmalı. Suyun dışında evde yapılan yoğurttan hazırlanan yağsız ayran, sirkeli suda bekletilmiş meyvelerden sıkılmış meyve suları tüketilmeli.
Senelerin deneyimi. Zaten tıp dünyasının bildiği, kabul ettiği bilimsel bitkiler bunlar. Dünyada bu bitkilerin olumlu etkilerinin gösterildiği binlerce çalışma var.
MORAL BULANTIYI ETKiLiYOR “Moral, tedavi sırasında çok etkili bir unsur. Moralli hastaların bulantılarının azaldığını tedavi sırasında görüyoruz. Bu semptomlar çoğu zaman psikolojik.
Bu çorbalar protein bakımından zengin, organik maddeler ihtiva ediyor. Genellikle yoğurt ve domates çorbası veriyoruz. Yine içinde pek çok maddenin yanı sıra zencefil var. Ayrıca kekik, rezene, zencefil de kullanılıyor. Çorbalara yumurta da kırılıyor. Kendi ürettiğimiz bileşimler bunlar. Bunların dışında mercimek çorbası da yine kemoterapi hastalarına verdiğimiz çok yararlı bir gıda.
46
Ağustos 2014
www.organikturkiye.com.tr
Hastanın birinci, ikinci, üçüncü tedavide bulantısı olmaz ama dördüncü ve beşinci tedavide bulantı başlar. Halbuki aynı ilaçlar aynı dozlardır ama çevreden işittikleri bulantıyı artırabilir. Bundan dolayı hastalara psikolojik yaklaşım moral desteği tedaviden randıman almamızı sağlıyor.” Kemoterapide sıvı kaybının önemi Kimi hastalarda bazı ilaçların ishal yapabildiğini bunun da vücudun elektrolit dengesini bozduğunu vurgulayan Prof. Dr. Erkan Topuz, “Bu hastalara çok hızlı sıvı vermek gerekiyor. Kemoterapiden sonraki dönemde belli oranda protein ve karbonhidratın alınması lazım. Birçok besleyici gıda var. Bunlar takviye olarak verilebilir. Ben sentetik gıdaların alınmasından ziyade hastayı bir beslenme rejimine sokmakta fayda var diye düşünüyorum” diyor.
ORGANİK ÇAY
Antioksidan zengini organik biberiye çayı ile sağlık ve keyif bir arada Türk Fitoterapi Derneği Başkanı Prof. Dr. Ekrem Sezik, organik biberiye yaprağının hoş kokulu, içimi güzel şifalı bitki çayı hazırlamada kullandığını belirtiyor. Sezik, hem hazımsızlığı önlemek hem de antioksidan etki için günde 2-3 kupa biberiye çayı içmeyi öneriyor.
H
alk arasında biberiye yaprağına, şeklinden dolayı “kuşdili” isminin de verildiğini belirten Sezik, son yıllarda batı dillerindeki karşılığı “rozmarin”in de kullanılır olduğunu ifade etti. Türk Fitoterapi Derneği Başkanı Prof. Dr. Ekrem Sezik, biberiye yaprağının kullanım şekilleri ve faydaları ile ilgili şu bilgileri verdi: Biberiye yaprağı çok eski devirlerden beri değişik amaçlar için kullanılmıştır, hâttâ eski Yunan’daki tıp metinlerinde hafıza kuvvetlendirici olarak kullanıldığı kayıtlıdır. Avrupa İlaç Kurumu, biberiye yaprağının hazımsızlığın belirtilerini hafifletme ve sindirim sistemindeki hafif kasılmaları giderici olarak kullanıldığını kabul
48
Ağustos 2014
www.organikturkiye.com.tr
etmektedir. Bu geleneksel kullanım şekli hakkında aşağıdaki bilgileri vermektedir: “Bitki çayı olarak hazırlanışı şu şekildedir: 1-2 g. kaba parçalanmış biberiye yaprağı üzerine 150-250 ml. kaynar su ilâve edilip, 5-10 dakika kadar bekletilip süzülerek hazırlanır. Günde 2-3 defa içilebilir.” Prof. Dr. Ekrem Sezik biberiye yaprağının etkileri ile ilgili bilgiler vermeye devam ediyor: “Son yıllarda yapılan çalışmalarda antioksidan, orta derecede enflamasyon giderici hâttâ farelerdeki tümörlerin büyümesini yavaşlatıcı etkilerinin olduğu bulundu. Özütleri sentetik antioksidanla mukayese edilebilir derecede yüksek antioksidan etkiye sahip. Antioksidan
etki, yapısında bulunan karnasol ve karnosik asit adlı maddelerden dolayı. Bu maddeler takviye edici gıda olarak da kullanılıyor.” Prof. Dr. Ekrem Sezik, biberiye yaprağının, hoş kokulu, içimi güzel şifalı bir bitki çayı hazırlamada kullanıldığını belirterek, hem hazımsızlığa karşı hem de antioksidan etki için günde 2-3 kupa içilebileceğini söylüyor: “Piyasada sadece biberiye bulunan veya karışım poşet çaylar bulunuyor. Poşet çay bir kupaya konur üzerine, biberiye uçucu yağ taşıdığı için çok sıcak olmayan yani kaynama noktasına gelmemiş, sıcak su ilâve edilir, 4-5 dakika beklenir ve içilir. Biberiye çayını hem keyif hem de sağlık için kullanmakta yarar var.”
OrganikTürkiye Dergisi
Doğa l Ha
yata
Önem
Vere
nler
Mayıs 2014 ÜC SAYI RE :04 TSİ ZD İR
Abone Formu
in D
ergis
i
Sahr ap S Orga oysal’dan nik T arif.. .
OR OR VITAL A GIDG A NIK
ANN ’D SEF ELEREAN ÇAĞ ERBERL RISI. IK ..
Kayıp Yü Prenzsyılın esi
Abonelik Ücreti Aylık 12TL’dir.
GÜZ SAĞ EL VE CILD LIKLI BIR OLA E YARD N 17 IM RALI GID CI BAŞK LA YÖN A... “A ANI R ETIM
AHM KURU R I AY LU SIRATIK HA SI G MLEDIN: ELD TÜR I” YAPMA ENERKIYE,YEN J IL ID E YAR IŞIYOE AVRU NEBILIR PA’Y R LA
İsim/Soyad : ......................................................................... Firma Adı : ...........................................................................
Kozm etikte
orga i ürün k n l e ilgi re artıyo r
ORG Florame Türkiye ANiK Genel Müd BiR Y ürü Fatm AŞAM a Apaydın May BiÇ ıs 20 14 1iM i www. orga niktu rkiye .com .tr
Adres : ................................................................................. ............................................................................................. ............................................................................................. Vergi No : ............................................................................. Tel : ......................................Fax : ........................................ E-Posta : ..............................................................................
Banka yoluyla ödemenizi yaptıktan sonra abonelik bilgilerinizi içeren bu formu banka dekontu ile birlikte tarayıp “info@1001ajans.com” mail adresine yada “Binbir Basın Yayın Danışmanlık Reklam Organizasyon Tic. Ltd. Şti. İnönü Cad. No:14 Akarpalas Kat:1 Gümüşsuyu – Taksim/İstanbul” adresine gönderiniz
Meslek : ..............................................................................
Hesap Bilgileri Hesap Sahibi: Binbir Basın Yayın Banka: Garanti Bankası Şube: Nuri Osmaniye Şube Kodu: 368 İli: İstanbul Hesap No: 6295893 IBAN : TR 45 0006 2000 3680 0006 2958 93
Hesap Sahibi: Binbir Basın Yayın Banka: Akbank Şube: Beyoğlu Şube Kodu: 0039 İli: İstanbul Hesap No: 0219185 IBAN : TR 90 0004 6000 3988 8000 2191 85
Not: Yapılacak aktarımlarda (Havale/EFT) bankanız tarafından size sorulacak olan “Açıklamalar” kısmına “Organik Türkiye Dergisi ...... yılı ...... ayı ...... No’li sayısı ücretidir.” İbaresi ve abone olacak kişinin “Ad-Soyad-Kimlik Numarası” bilgileri not düşülmelidir. Bilgilerin eksik girilmesinden dolayı oluşan aksaklıklarda sorumluluk talep sahibine aittir. Oluşabilecek aksaklıkların önlenmesi açısından, para transfer işlemini takiben dergimizle iletişime geçerek, kimlik bilgilerinizi ve yaptığınız işlemin tutarını doğrulamanız gerekmektedir.
Merkez Mh. Menekşe Sk No:17 34320 Avcılar/İstanbul (0212) 590 9290 www.organikmagazam.com
Ayazağa Mah.Mimar Sinan Sk. No:8/1 Şişli, İstanbul T: +90 212 332 0010 cityfarm@cityfarm.com.tr
ORGANİK MAĞAZAM 2010 yılında faaliyetlerine başlayan Organik Mağazam; gıda,sağlık ve kozmetik alanında Türkiye’de temin edilebilen sertifikalı organik ürün çeşitlerini en ekonomik şekilde siz değerli müşterilerimize sunmaktadır. Misyonumuz; Türkiye’de henüz olgunlaşmamış olan organik ürün tüketimini çevreye ve sağlığa duyarlı olan siz değerli müşterilerimizin de desteği ile yaygınlaştırmaktır. Bunun yanında; Organik Mağazam, daha sağlıklı bir yaşam arzulayan ve daha güvenilir gıdalarla beslenmek isteyen müşterilerimize en iyi ürünleri en uygun fiyatlara temin edebilmeyi prensip edinmiştir. Organik Mağazam olarak sizlere %100 müşteri memnnuniyeti sağlamak hedefimiz olup herhangi bir sorununuzda sizlere en iyi şekilde yardımcı olmayı taahhüt ederiz.
SADE PAZAR Sade Pazar, 2009 yılında, Sade Hayat üyeleri tarafından İstanbul, Aksaray’da mütevazı bir mağaza olarak başladı. Amacı, temiz, helal ve doğal ürünleri bir araya getirmek ve talep eden kişilere sunmaktı. 2009 yılında sadepazar.com açıldı ve internetten sipariş almaları da mümkün oldu. 2010 yılında şu anda Fatih’te bulunan mağazasına geçen Sade Pazar, sadece bir satış mağazası olarak değil, bir eğitim mekanı olarak da çalışmaya devam ediyor. GDO, Sade Mutfak Atölyeleri, Doğal Beslenme İpuçları gibi birçok seminer ile müşterileri ile temiz, yerli ve özel ürünlerin yanında Sade Hayat bakış açısı ile ilgili bilgilendirme faaliyetleri gerçekleştirmektedir. 2011 yılında İstanbul, Üsküdar’da, 2012 yılında da Ankara’da açılan yeni mağazalar ile müşterilerine daha kolay ulaşıyor.
Adres : Balipaşa Cad. No:17A Fatih / İstanbul 0212 533 28 58 www.sadepazar.com
50
Ağustos 2014
www.organikturkiye.com.tr
Cıty farm City Farm, organik gıdaya inanmış genç ekibi tarafından yönetilen, Türkiye’nin ilk ve en büyük organik firmasıdır. Mağazaları, ulusal perakende zincirler ve internet üzerinden ulaşabileceğiniz City Farm ürünleri, sizler ve çocuklarınızın sağlığı için özenle paketlenmiş ve uluslararası sertifikasyon kuruluşu IMO ve T.C. Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanlığı tarafından sertifikalandırılmıştır. City Farm, yerli üretime inanır ve üreticileriyle kol kola pazara hizmet etmektedir. City Farm markalı tüm organik ürünler %100 Türk malıdır. Bu sayede, tedarik konusundaki hassasiyeti ve her gün piyasaya sürdüğü yeni ürünlerle Türkiye pazarındaki en geniş ürün çeşidine sahiptir. Türkiye genelinde toplam 10 tane mağazası bulanan City Farm franchise sistemi ile çalışılmamaktadır.
OLIVMARE organİk MARKET Biz İzmir’li iki kız kardeş olarak iki yıl önce sadece organik zeytin ve zeytinyağının bulunacağı olivmare (zeytin denizi) adı altında küçük butik bir dükkan açma isteği ile yola çıkmıştık. Ancak bu durum müşterilerimizin ihtiyaçları doğrultusunda gelişerek bizi “ organik market” olmaya yöneltti. Bu kapsamda marketimizde; taze sebze ve meyve, zeytin ve zeytinyağı, bakliyat, kuru yemiş, baharat, bitkisel çay, kahve, çikolata, reçel, bal,pekmez, sirke, et, süt, tavuk ürünleri, çamaşır, bulaşık, genel temizlik, kişisel bakım, kozmetik ve detoks ürünlerine yer vermekteyiz. Marketimizde müşterilerimizi ağırlayacağımız, onlara organik çay, kahve, meyve suyu, özel tostlar, atıştırmalık, kahvaltı ve öğle yemekleri için bir düzenleme de yaptık.
Halaskargazi Mah. Zafer Sok. Emek Apt. No:34/A Şişli / İstanbul-Türkiye +90 212 291 46 56 www.olivmare.com
? t edebilirim ü nasıl ayır n rü ü ir b ın ik ğ anlı ı Organ öyişleri Bak K ve m rı Ta a Firmasının Ambalajınd rtifikasyon e S ve l o tr n o re logosu ile K saslarına gö anik tarım e rg o e il su . o log malıdır yazısı bulun ? üretilmiştir ğlayabilirim nereden sa ri le n rü ü n larda , Organik tan dükkan sa n rü ü ik an bilirsiniz. en satın ala Doğal ve org rd e tl e rk a rm ipe market ve h ahalıdır? ler neden p n rü ü tarım ik n a Org olan organik in m ti re ü lı a rtifik ası iç Kontrol ve se a güvenliğinin sağlanm ıd ştirilen g ti e e d y özenle ürünlerin le iy n e d e n aflar yapılan masr nilir organik ürünlerde ur. ve ü g rkı mevcutt sağlıklı ve nde fiyat fa ri e y r e h ın n farkı Dünya’n l ürünlerde a ğ o d n ri le n Organik ürü ? l nedir tik kimyasa nlerde sente timden rü ü re ü ik n m a ru rg O bu du ve z a m ıl n a ll ol girdiler ku mada kontr dar her aşa a k alandırılır. a k y a ifi rt m şı se ta ilir yani ir d n le e lg e esasları ve edilerek b anik tarımın rg o r le n rü liğe uygun Organik ü in yönetme k iş il a ştirilir, n sı a na göre yeti rı uygulanm a sl sa e m önemli nik tarı k satılır. En ra olarak orga la o i tl e k ır ve eti ambalajlan r. fark budu
Bebeğinize organik giysiler için doğru adres
Online Organik Alışveriş Organik gıda için:
tazemasa.com Organik güzellik için:
Organikozmetiksepeti.com Organik giysiler için:
Atelieroflove.com
Kafe & Restoranlar Doğaya Dönüş Nişantaşı’nda sağlık dolu yemekler yiyebileceğin bir mekân. Günlük yemeklerin yanı sıra, ekolojik ürünler de satıyor. Yemeklerde kullandıkları tüm malzemeler organik. Çalı fasulyesi, kuru köftesi ve kiş çeşitleri çok seviliyor. Çeşit çeşit kek ve kurabiyeler de satın alabilirsin. Sıcak yaz günlerinde serinlemek için lezzetli limonatasını denemeni öneriyoruz. Hüsrev Gerede Caddesi Fırın Sokak, No:1/A Nişantaşı-İstanbul Tel: 0212 260 17 61
Rani Organik Restoran Buradaki her şey Rani Çiftliği’nde yetişiyor ve tamamıyla organik. Edam, Maasdam, Mozzarella ve Gouda peynir çeşitleri, keçi sütü, yoğurt, süt, et ve şarküteri ürünlerinin yanı sıra narenciyeler, patlıcan, domates, biber, kabak gibi sebzeler de tamamen organik olarak satışa sunuluyor. Bu ürünlerden oluşan nefis bir kahvaltı yapabilir ya da İtalyan lezzetlerini tadabilirsin. Süleyman Seba Caddesi No:60 Maçka, Beşiktaş-Tel: 0212 259 01 00
Kapbula Organik Özellikle bebek ve çocuklara yönelik giyim, aksesuar ve diğer tekstil ürünlerini bulmak mümkün. Ocak 2009’da açılan ilk mağazanın ardından farklı bölgelerde 6 zincir mağazaları bulunmaktadır. Organik kozmetik ve temizlik ürünleri konusunda da kaliteli organik markaların ürünlerini yetişkinlerin ve çocukların hizmetine sunan Kapbula, annelere organik giyim ve temizlik ile daha çok huzur, çocuklara ise organik oyuncak ve aksesuarlar ile birlikte daha fazla eğlence vadediyor. Evde el becerisi kuvvetli hanımların yaptıkları ürünleri mağazalarına koyarak girişimciliklerine destek oluyor. Ayrıca Vakıf ve dernekler ile çalışarak onlara sürdürülebilir katkı sağlamak amacında.Yıllık gelirlerinin, belli bir yüzdesini çocuklar için çalışan bir vakfa bağışlıyor.
Tepecik Yolu Taşlıçay Sokak Tepecik Konağı No:5 D:3 Etiler Istanbul Tel: 212 3517707 www.kapbula.com.tr
Organik’im Mutfak Dekorasyonundan yemeklerine kadar doğal ve organik ürünlerin tercih edildiği bu mutfağın menüsündeki seçenekler sınıflandırılmış ve hepsinin yanına özelliği not düşülmüş. Salata ve hamur işleri çok tercih ediliyor. Türk mutfağından organik malzemelerle hazırlanan yemekler çok lezzetli. Yemeklerin içindeki organik malzemeleri, dilersen restoranın market bölümünden satın alabiliyorsun. Akasya AVM Kat:1 Acıbadem, ÜsküdarTel: 0216 310 43 87
Saf Box Vegan, çiğ ve organik… Bunların hepsini bir arada bulman çok kolay değil. Saf Restoranlar kapandı fakat tamamen vegan ve çiğ beslenmek isteyenler için Saf Box var. Bu kutularla tüm gün boyunca yiyeceğin öğünleri satın alabiliyorsun. Ayrıca besin takviyeleri, enzimler ve probiyotikler de bulunuyor. Çiğ beslenme sisteminde pişmesi gereken yiyecekler 40 derecelik fırınlarda pişiriliyor. Hiçbir hayvansal ürün içermeyen Saf Box ürünleri gerçekten lezzetli. Sipariş: 0532 552 37 3
www.organikturkiye.com.tr
Ağustos 2014
51
Ödülleri FİDAN DİKİN DÖNÜŞTÜRÜLEBİLİR ENERJİYE GEÇİN ORGANİK BESLENİN