March / April 2017
Publisher Ferruh IŞIK on behalf of İSTMAG Magazin Gazetecilik İç ve Dış Tic. Ltd. Şti. General Manager Mehmet SÖZTUTAN mehmet.soztutan@img.com.tr Editorial Consultants Simge GÜNDÜZ simge.gunduz@img.com.tr Recep ARSLANTAŞ recep.arslantas@img.com.tr Graphic & Design Tayfun AYDIN tayfun.aydin@img.com.tr SORUMLU MÜDÜR Yusuf OKÇU yusuf.okçu@img.com.tr Foreign Relations Manager İsmail ÇAKIR ismail.cakir@img.com.tr Bilgi Eşlem Emre YENER emre.yener@img.com.tr Sosyal Medya Emir YENER emir.yener@img.com.tr Corporate Communication Manager Ebru PEKEL ebru.pekel@img.com.tr MUHASEBE ve FİNANS MÜDÜRÜ Mustafa AKTAŞ mustafa.aktas@img.com.tr Subscription İsmail ÖZÇELİK ismail.özcelik@img.com.tr Advertising Coordinator Recep ARSLANTAŞ recep.arslantas@img.com.tr Head Office Evren Mah. Bahar Cad. Polat İş Merkezi B Blok No:1 Kat:4 Güneşli-Bağcılar / İstanbul Tel: +90 212 604 50 50 Faks: +90 212 604 50 51 Printing / CTP Baskı İhlas Gazetecilik A.Ş Merkez Mahallesi 29 Ekim Cad. İhlas Plaza NO: 11/A 41 Yenibosna / İstanbul / TURKEY Tel: 0 212 454 30 00
2
March - April ‘17
2017 Türkiye İlaç Raporu sektöre dair çarpıcı sonuçlar ortaya koydu 2017 Turkey Drug Report reveals dazzling results about the sector Geçtiğimiz günlerde CPhI İstanbul tarafından, QuintilesIMS
2017 Turkish Pharmaceutical Sector Report by QuintilesIMS Turkey was announced törü Raporu açıklandı. Rapora göre, Türkiye ilaç pazaby CPHI Istanbul recently. Acrı geçtiğimiz yıl 2015 yılına kıyasla yüzde 17 büyüdü cording to the report, Turkey’s ve 2016 yılında Türkiye’de 2 milyar kutu ilaç satışı pharmaceutical market grew by 17 percent compared to 2015, gerçekleşti. İlaç pazarı son 5 yılda yıllık bazda %12 and 2 billion boxes of medicines büyürken, 2020 yılında Türkiye’nin dünyanın were sold in Turkey in 2016. The 14’üncü en büyük ilaç pazarı olacağı öngörüsü drug market has grown by 12% antüm sektörü heyecanlandırdı. nually over the past 5 years, all sector was excited by foresight of that Turkey Latin Amerika gibi ülkelerde sektörde bir yavaşwill have the position of being the worlama söz konusu olduğunu belirten raporda, ld’s 14th largest pharmaceutical market Türkiye’de beklenen çift haneli büyümelerde, in 2020. nüfus yaşlanması, ilaca erişimin kolaylaşmaIn the report which reveals that there is a slowdown in the sector in some countries sı, sağlık politikalarında yaşanan gelişmeler such as Latin America, several contribution of gibi etkilerin katkısı vurgulandı. Türkiye effects such as population aging, easier access ilaç pazarının büyümesinin temelinde to secondary education and improvements in hastane kanalının özel ve kamusal yatıhealth policies in double-digit growths expected in Turkey were emphasized. The growth of the rımlarla yüzde 28 oranında hızlı ve büTurkish pharmaceutical market is also evident in yük bir büyüme kaydetmesi de aşikâr. the fact that the hospital channel is making rapid Ağrı grubu ise, Türkiye ilaç pazarında growth by 28 percent with private and public inbir önceki yıla göre yüzde 21 büyüvestments. Sensation of pain was the largest treatment area in me ile en büyük tedavi alanı oldu. 1 the Turkish pharmaceutical market with 21 percent milyon 646 bin liralık pazar değeriyle growth over the previous year, pain killers take birinci sırada yer alan ağrı kesicileri, 1 place in first place with its 1 million 646 thousand milyon 435 bin lira ile antibakteriyeller Turkish liras in the market value and antibacterialists had 1 million 435 thousand Turkish liras. In takip etti. Ayrıca onkoloji ilaç pazarı da addition, the oncology drug market grew by 10 yüzde 10 büyüme kaydederken, onkolopercent, while oncologic drugs reached 1.4 biljik ilaçlar değer ölçeğinde 1,4 milyar liralion Turkish liras in value. Although the share ya ulaştı. Toplam satışlardaki payı yüzde 7 of total sales fell by 7 percent, the oncologic drug market grew by 10 percent compared oranında düşmesine rağmen onkolojik ilaç to the previous year, indicating that oncopazarı bir önceki yıla oranla yüzde 10 büyülogy will be the fastest growing group of dü ve bu büyüme oranları önümüzdeki 5 yıl treatments over the next 5 years. içerisinde onkolojinin en hızlı büyüyen tedavi As Pharma Turkey magazine, we will represent our country with as our exclusive grubu olacağını gösteriyor. news for the pharmaceutical sector by 8-10 Mart tarihleri arasında düzenlenecek olan; taking part in CPhI Istanbul 2017 fair Çin, Hindistan, Kore, İtalya gibi ülkelerden ilaç etto be held between 8 and 10 March ken maddesi, ilaç paketleme, ilaç ambalajlama, özel where drug makers, pharmaceutihizmetler ve bitmiş ilaç üreticilerinin yer alacağı CPhI cal packaging, pharmaceutical packaging, special services and fiİstanbul 2017 fuarında ülkemizi, ilaç sektörüne dair nished drug manufacturers from hazırladığımız özel haberlerimizle Pharma Turkey ailesi countries such as China, India, olarak ile temsil edeceğiz. Korea and Italy will exhibit. Sağlıklı günlerde görüşmek dileğiyle, See you healthy days, Türkiye’nin desteğiyle hazırlanan 2017 Türkiye İlaç Sek-
FROM
THE
EDITOR
Simge GÜNDÜZ
10 12 14 20 24 30
34 64
İlaç üretim hattını Türkiye’ye taşıma kararı alan Abbott, ülkeyi bölgesel üsse dönüştürüyor
Arven İlaç, biyolojik ilaç üretim kapasitesini GE Sağlık ile genişletiyor BASF, ilaç sektörüne akıllı çözümler sunarak sürdürülebilir bir gelecek için kimya oluşturuyor Şişecam Cam Ambalaj CphI İstanbul 2017’de!
Abdi İbrahim 2017 yılında uluslararası güçlü bir marka olma yolunda Bayer’den göz hastalıklarının tedavisinde yeni işbirliği
Dünya ilaç sektörü CPhI İstanbul’da bir araya geliyor
Gereksiz antibiyotik kullanımı astım ve alerjik hastalıkları artırıyor
Türkiye ilaç üretim üssü olma yolunda emin adımlarla ilerliyor Turkey takes firm steps to be the drug production base İlaç ihtiyaçlarının büyük bölümünü ithalat yoluyla karşılayan Türkiye; son günlerde yapmış olduğu akılcı stratejik hamlelerle, üretim üssü olma yolunda hızlı adımlarla ilerliyor. Dünyada ilaç üretiminde söz sahibi bir çok global ilaç firmalarının, üretim hatlarını Türkiye’ye taşımaları bu alanda atılan önemli somut adımlar. İthalatta başı çeken ilaçların yan sıra, jenerik ve katma değeri yüksek ilaçların da Türkiye’de üretilmeye başlanmış olması, ilaç ihtiyacımızın karşılanmasına önemli bir ivme kazandırırken, Türk ilaç sektörünün gelişimi açısından da oldukça önemli. Ayrıca, yüksek teknolojik yatırımlarla üretilen ilaçların, ihracatının da her geçen gün artması; Türkiye’nin ilaç üretiminde önemli bir üretim üssü olduğunu kanıtlar nitelikte. Uzmanların, Türk ilaç sektörüyle ilgili görüşü ise teşviklerin ve sürdürülebilir politikaların devam etmesi durumunda büyümenin artarak devam edeceği yönünde. Yerli firmaların da yatırım ve istihdamın gücüne inanarak, her zamankinden daha fazla öne çıkmaları hepimizi sevindiriyor. En son teknolojilerle donatılan, konforlarıyla göz kamaştıran şehir hastaneleri de sağlık alanında yapılan dev yatırımlardan. Yaklaşık 20 Milyar Dolarlık sağlık turizm hedefine de ne kadar ulaşılabileceğini böylesi önemli yatırımlarda anlamak mümkün. Pharma Turkey dergisi olarak MartNisan 2017 sayısıyla; 8-10 Mart 2017 tarihlerinde CPhl İstanbul fuarındayız. Kasım-Aralık 2017 sayımızda görüşünceye kadar esen kalın.
Genel Koordinatör Recep ARSLANTAŞ recep.arslantas@img.com.tr
4 March - April ‘17
Meeting most of its pharmaceutical needs through imports, Turkey takes firm steps forward to be the drug production base with recent rational strategic moves. Important concrete steps taken in this field is that many leading global pharmaceutical companies moved their production lines to Turkey. While generics and high-value added drugs also started to be produced in Turkey in addition to import-leading drugs gives the drug an important impetus to meet our need, and it is also very important for the development of the Turkish pharmaceutical industry. Besides, the exports of drugs produced with high technological investments increase day by day; It is evident that Turkey is an important production base for pharmaceutical production. Experts think that if the incentives and sustainable policies grows, the Turkish pharmaceutical sector increasingly continue to grow. Believing in the power of investment and employment, domestic companies are more pleased with us than ever. The city hospitals equipped with the latest technologies and dazzling with their comforts are among the huge investments made in the health field. It is also able to understand how much can be achieved in such an important investment with approximately 20 Billion health tourism target. As Pharma Turkey magazine, we will be at CPhl Istanbul fair to be held between 8 and 10 March 2017 with our March-April 2017 issue. See you November-December 2017 issue. Bye. Recep ARSLANTAŞ Genral Coordinator
Kimya Sektörü İKMİB öncülüğünde dezavantajlı bireylere istihdam oluşturuyor
İKMİB, Kimya Sektörünün Yoksullukla Mücadelesi Projesi ile bir yandan sektörün en önemli sorunlarından nitelikli eleman açığına çözüm getirirken diğer yandan toplumsal bir yaraya dokunarak sosyoekonomik bakımdan dezavantajlı konumdaki 100 kişinin mesleki eğitim alması ve kimyanın farklı alt sektörlerinde istihdam edilmesini amaçlıyor. Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı, Avrupa Birliği ve Mali Yardımlar Dairesi Başkanlığı’nın yürüttüğü “Dezavantajlı Grupların Sosyal Entegrasyonu ve İstihdam Edilebilirliklerinin Geliştirilmesi Hibe Programı” kapsamında hayata geçirilen “Kimya Sektörünün Yoksullukla Mücadelesi” projesinin toplantısında yapılacak çalışmalar hakkında bilgi verilerek önümüzdeki döneme yönelik hedefler paylaşıldı. İKMİB Yönetim Kurulu Başkanı Murat Akyüz ve İstanbul Vali Yardımcısı Ahmet Önal’ın açılış konuşmalarını yaptığı toplantıya ayrıca Esenler Kaymakamı Hulusi Şahin katıldı.Yaptığı konuşmada toplumsal sorumluluklarının
farkında olduklarını belirten İstanbul Kimyevi Maddeler ve Mamülleri İhracatçıları Birliği (İKMİB) Yönetim Ku-
rulu Başkanı Murat Akyüz; “Hayat ne yazık ki herkese eşit fırsatlar sunmuyor. Ancak yapabileceklerimiz de
yok değil… Kimya sanayicileri olarak elimizi taşın altına koyuyor ve sosyoekonomik açıdan dezavantajlı bireyle-
rin sektörümüzde istihdam edilmelerini sağlamak üzere harekete geçiyoruz. Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakan-
lığı, Avrupa Birliği ve Mali Yardımlar Dairesi Başkanlığı
ile proje ortaklarımızın desteğiyle Kimya Sektörünün Yoksullukla Mücadelesi Projesinin bu alanda örnek bir model haline geleceğine ve ilerleyen yıllarda etki ala-
nını daha da genişleteceğine gönülden inanıyoruz. Gaziosmanpaşa, Esenler, Esenyurt, Bağcılar, Sultanbeyli
ve Sultangazi gibi bölgelerde toplumsal bir dönüşüme imza atacak böyle bir projenin parçası olmaktan gurur duyuyoruz” dedi.
Bu projede “İŞ” var Murat Akyüz, toplam bütçesi 1 milyon 100 bin TL olan proje kapsamında yapılan çalışmalar hakkında; “Hazırlık çalışmalarını tamamladığımız proje kapsamında sektör firmalarımızla görüşmeler gerçekleştireceğimiz İK İhtiyaç Analizine başladık. Analizden çıkacak veriler doğrultusunda sosyoekonomik bakımdan dezavantajlı 100 kişiye mesleki eğitim verilerek sertifika almaları sağlanacak. Ayrıca İnsan Kaynakları Portalı oluşturularak işgücü piyasasına girişleri kolaylaştırılacak. Güçlü bir Türkiye için kendi ayakları üstünde durabilen güçlü kadınlara ihtiyacımız var. Bu doğrultuda projemizden yararlanacak 100 kişiden en az 25’i kadın olacak. Proje ile dezavantajlı grupların yaşadığı zorluklar, sosyal dışlanma gibi konularda farkındalık yaratmaya yönelik çalışmalar da gerçekleştireceğiz. Kimya sektöründe faaliyet gösteren 100 firmamızı ziyaret ederek konu hakkında bilgiler vereceğiz. Hazırlanacak kamu spotu ve farklı konularda yapılacak atölye çalışmaları ile kamuoyunda farkındalığın artırılmasını da hedefliyoruz. Bu projenin hayata geçmesinde katkısı olan başta Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı olmak üzere proje ortaklarımız Türkiye Kimya Petrol Lastik ve Plastik Sanayii İşverenleri Sendikası (KİPLAS) ve Uluslararası Hayat Boyu Öğrenme Derneği’ne teşekkür ediyorum” ifadelerini kullandı.
6 March - April ‘17
The Chemical Sector creates employment for disadvantaged individuals under the leadership of İKMİB Opening up qualified personnel shortage and touching a social cause at the same time, İKMİB aims to provide a solution for the most important problems of the sector by providing 100 people in disadvantaged socioeconomic conditions to receive vocational training and to be employed in different sub sectors with the Poverty Alleviation Project of the Chemistry Sector. Information about the work to be done at the meeting of the “Poverty Struggle for the Chemical Sector” project was shared and goals for the next round were shared within the scope of the “Grant Program for the Advancement of Social Integration and Employment of the Disadvantaged Groups” project conducted by the Ministry of Labor and Social Security, the European Union and the Financial Aid Office, Esenler Caimacam Hulusi Sahin also attended the meeting where Murat Akyuz, Chairman of the Istanbul Chemicals and Products Exporters Association (İKMİB),
Istanbul Deputy Governor Ahmet Onal made opening speech. Declaring that they were aware of their social responsibilities in the speech, Murat Akyuz said, “Life unfortunately does not offer equal opportunities for everyone. But we do not have anything to do ... As chemical industrialists, we place ourselves under the stone and move on to ensure that disadvantaged individuals who are socioeconomically disadvantaged are employed in our sector. We firmly believe that the Project of Poverty Alleviation of the Chemical Sector will become an exemplary model in this area with the support of the Ministry of Labor and Social Security, the European Union and the Financial Assistance Department and our project partners, and will further expand its scope in the coming years. We are proud of being a part of such a project which will make a social transformation in some districts such as Gaziosmanpasa, Esenler, Esenyurt, Bagcilar, Sultanbeyli and Sultangazi.” There is “EMPLOYMENT” in this project
8 March - April ‘17
Informing about the work done within the scope of the project with a total budget of 1 million 100 thousand TL, Murat Akyuz said, “We have started HR Needs Analysis, where we will conduct interviews with our sector companies within the scope of the project which we have completed preparatory work. In the direction of the data which will be released from the analysis, 100 vocational training in disadvantaged socioeconomic discipline will be given and certificates will be obtained. In addition, the Human Resources Portal will be created to facilitate entry into the labor market. For a strong Turkey, we need powerful women who can stand on their own feet. In this direction, at least 25 of the 100 people who will benefit from our project will be women. We will also carry out studies to raise awareness on issues such as social exclusion and difficulties experienced by disadvantaged groups. We will visit our 100 companies operating in the chemical sector and give information about the subject. We also aim to raise public awareness through public spots to be prepared and workshops to be held in different subjects. I would like to thank our project partners, Ministry of Labor and Social Security, the Turkish Chemical Petroleum Rubber and Plastic Industry Employers’ Union (KIPLAS) and the International Society for Lifelong Learning, which are contributing to this project.”
İlaç üretim hattını Türkiye’ye taşıma kararı alan Abbott, ülkeyi bölgesel üsse dönüştürüyor
Global sağlık ürünleri şirketi Abbott, bugüne dek Türkiye’ye ithal edilen kaliteli ve markalı jenerik ilaçların üretimini Türkiye’ye taşıyor. Abbott, yüksek katma değere sahip kardiyovasküler, gastroenteroloji ve nöroloji gibi terapötik alanların tedavisine yönelik toplam 23 ürünün üretimini Türkiye’ye kaydırma kararı aldı. Teknoloji transferi ile söz konusu ilaçlar, Türkiye’de Saya Grubu bünyesinde faaliyet gösteren Pharmactive İlaç tesislerinde üretilecek. Abbott Türkiye ve Bağımsız Devletler Topluluğu Bölge Direktörü Asım Çifter, global ilaç şirketinin üretimini Türkiye’ye taşıma kararıyla ilgili olarak “Yerel ilaç üretimi, yerel ekonominin desteklenmesi açısından önemli bir rol oynamaktadır. Bu atılım ile hem milli ekonomiye katkıda bulunacağız hem de Abbott’un sağlıklı bir yaşama erişim imkanı veren kaliteli çözümlerine ulaşma
10
March - April ‘17
imkanı sunacağız. Ayrıca Türkiye’de üretilmeye başlanan bu ürünlerin farklı ülkelere ihracatını da gerçekleştireceğiz.” dedi. Abbott, yerel üretim kararıyla, Türkiye’yi ilaç iş kolunun bölgesel üssü haline getirerek, büyümekte olan Bağımsız Devletler Topluluğu’nun önemli bir merkezi olarak konumlandırmayı hedefliyor. 30 yılı aşkın süredir Türkiye’de varlığını sürdüren Abbott, küresel sağlık pazarları ve yetenekleri konusundaki uzun vadeli deneyimi doğrultusunda, Türkiye’de insanların yaşamlarını sağlıklı olarak sürdürmelerine yardımcı olan güçlü ürünler ve hizmetler geliştiriyor. Türkiye’de beslenme, tanı ürünleri, tıbbi cihazlar ve temel ilaç ürünleriyle sağlık sektörüne hizmet veren Abbott, yerel ilaç üretimiyle Türkiye’deki portfoyünü zenginleştirmeyi hedefliyor.
Transforming the country into a regional base, Abbott takes the decision to move the drug production line to Turkey Abbott, a global healthcare products company, carries to Turkey the production of quality and branded generic drugs imported to Turkey. Abbott decided to shift the production of a total of 23 products to Turkey for the treatment of therapeutic areas such as cardiovascular, gastroenterology and neurology with high added value. With the transfer of technology, these drugs will be produced in Pharmactive Drugstores operating in the Saya Group in Turkey. Asim Cifter, Regional Director for Turkey & CIS countries at Abbott and the Independent States Group, commented on the decision to move production of the global pharmaceutical company to Turkey, “Local pharmaceutical production plays an important role in supporting the local economy. With this breakthrough, we will contribute to the national economy and provide Abbott with access to quality solutions that provide
access to a healthy life. We will also export these pro-
ducts, which have started to be produced in Turkey, to different countries. “
Abbott aims to position Turkey as an important center
of the growing Commonwealth of Independent States by making it the regional base for the pharmaceutical business line, with local production decisions.
Continuing his presence in Turkey for more than 30
years, Abbott develops powerful products and services that help people to maintain their lives in a healthy way
in Turkey, in line with their long-term experience in global health markets and talents. Serving the health sector with nutrition, diagnostic products, medical devices
and basic pharmaceutical products in Turkey, Abbott
aims to enrich the portfolio in Turkey by producing local medicines.
11 March - April ‘17
Arven İlaç, biyolojik ilaç üretim kapasitesini GE Sağlık ile genişletiyor Toksöz Grup bünyesindeki Arven İlaç, Türkiye’de Kırklareli’nde bulunan tesisinin üretim kapasitesini genişletmek üzere GE Sağlık’ın FlexFactory üretim platformunu seçti. Genişleyen üretim kapasitesi ile Arven, biyolojik ilaçları Türkiye ve çevresindeki pazarlara daha hızlı biçimde sağlayarak yerel sağlık ihtiyaçlarına yanıt verecek. Bu işbirliği ile Arven, global kalite standartlarına ve düzenlemelere uyumluluk bakımından FlexFactory’nin başarısı kanıtlanmış performansından yararlanarak Avrupa pazarlarına açılacak. Avrupa’nın yedinci büyük ilaç pazarı olan Türkiye, 2023’e kadar ilaçlarının yerel üretimini yüzde 60’a çıkararak, sağlık sektörünü daha da büyütmeyi ve dönüştürmeyi planlıyor. Arven İlaç, Türkiye’deki üretim kapasitesini, esnek ve verimli biyolojik üretimi mümkün kılan, entegre ve tek kullanımlık teknoloji tabanlı GE FlexFactory platformuyla genişletmeyi seçti. Verimlilik konusunda elde edilen iyileştirmeler, Arven biyobenzer ilaç portföyünü destekleyecek. Arven İlaç Biyoteknoloji ve Ar-Ge Direktörü, İrem Yenice (Ph.D) anlaşma ile ilgili şu açıklamalarda bulundu; “Memeli hücrelerini baz alan biyolojik üretim için, tek kullanımlık sarf malzemelerinin kullanımına dayalı sistemleri devreye sokmaya karar vermeden önce, bir dizi farklı kriter üzerinden değerlendirmelerde bulunduk. Bunlar;
12
March - April ‘17
sistemlerin esnekliğini, yerel organizasyon gücünü, tek-
nik desteği, hızı ve işbirliğine dayanan çalışma yapısını kapsıyordu. GE Sağlık’ın standartları ve FlexFactory™ platformu bu anlamda ihtiyaçlarımızı karşıladı. Türkiye
son dönemde biyoteknolojik ürünlerin hücreden bitmiş
ürüne kadar tüm aşamaları ile yerel üretimine odaklanı-
yor. Bu nedenle, tek kullanımlık üretim teknolojilerinin devreye alınmasıyla birlikte sektörde benzer hedefleri
olan şirketlerdeki iş fırsatlarının artacağına inanıyoruz.”
GE Sağlık Yaşam Bilimleri, –Global Biyolojik işlem Ticari Genel Müdürü Sven Henrichwark ise; “İstanbul’da GE Türkiye İnovasyon Merkezi’nde yer alan yeni Fast Trak
Merkezimiz, Türkiye’nin büyüyen ilaç endüstrisinin ihtiyaçlarına daha hızlı yanıt verebilmek için ülkenin en
önemli biyolojik ilaç şirketlerinden biri olan Arven İlaç
ile yakın çalışmamıza olanak sağlıyor. Türkiye’nin yerel üretim kapasitesini arttırma hedefi aynı zamanda dün-
ya genelinde de bir sektör ihtiyacı haline geldi. Yerel
üretim kapasitesi, ulusal sağlık sistemlerinin sürekli artan hasta ihtiyaçlarını karşılayacak hayati ilaçları sağlamaları için gereken önemli bir unsur. Nihai yeterlilik ve eğitimi kapsayan, güçlü ve esnek bir biyolojik ilaç
üretim çözümü sunarak Arven İlaç’ın gelişimine katkıda bulunmaktan dolayı heyecan duyuyoruz” dedi.
Arven collaborates with GE Healthcare
Arven Pharmaceuticals, a Toksoz Group Company, has selected GE Healthcare’s FlexFactory manufacturing platform to expand production capacity at its facility in Kirklareli, Turkey. Arven Pharmaceuticals selects GE Healthcare’s FlexFactory to improve Turkish and regional access to biopharmaceuticals using GE’s Fast Trak scientists. Using this expanded capacity, Arven will attempt to faster provide local healthcare needs for biopharmaceuticals in the Turkish and surrounding markets. The company also hope to open up European markets through the FlexFactory’s track record in meeting global regulations and quality standards. Europe’s seventh largest pharmaceutical market, Turkey plans to further grow and transform its healthcare sector, reaching 60% local production for its pharmaceutical medicines by 2023. Sven Henrichwark, General Manager, Global Commercial BioProcess at GE Healthcare Life Sciences, said: “Turkey’s desire to boost local manufacturing capacity is an industry need we are hearing echoed across the globe. “Local production capability is a crucial element in providing national healthcare systems with the vital medicines to address growing patient needs.” “We are excited to contribute to Arven’s development by delivering a robust and flexible biomanufacturing solution,
that also includes final qualification and training.”
Arven has opted to expand its production capacity in
Turkey with GE’s FlexFactory platform, which is based on integrated single-use technologies enabling flexible and efficient biomanufacturing operations. The resulting productivity improvements will support Arven’s biosimilars pipeline moving through the clinic to regula-
tory approval. Irem Yenice, Head of Biotechnology and
R&D Director, at Arven Pharmaceuticals, said: “Turkey has been focusing on local production of biotechnological products. We believe that business opportunities
among the companies will increase by utilising single use technologies.”
“We used a range of different criteria to make our de-
cision to employ single use systems for mammalian cell-based bioproduction.” “This included flexibility of
systems, strength of local organisation, technical sup-
port, speed, and collaborative work structure.” “The project evaluation time was long enough to assess GE
regarding our needs for biosimilar development and production.” GE opened their Fast Trak Service Center
in Istanbul in March 2016, based in GE’s Turkey Innovation Center.
13 March - April ‘17
BASF, ilaç sektörüne akıllı çözümler sunarak sürdürülebilir bir gelecek için kimya oluşturuyor BASF Polimer kimya alanındaki uzmanlığı, Ar-Ge imkânları ve eksipiyan geliştirme konusundaki kararlılığı ile daha etkili ilaçların oluşturulmasına katkıda bulunan çözümler sunuyor ile vitaminler, karotenoidler, bitki sterolleri, emülgatörler ve omega-3 yağ asitleri başta olmak üzere tüketicilerin ihtiyaç-
larına yönelik geniş bir portföy sunuyor. Ayrıca BASF, API üretiminin spesifik ihtiyaçlarını karşılamak için yapı blokla-
rı, miyarlar, boranlar ve ayrıca alkolatlar, koruyucu gruplar,
solventler ve yüksek saflığa sahip demir tuzları dahil olmak üzere çeşitli kimyasal hammaddeler de sunuyor. Bu ürünler, aralarında ince kimyasal madde katalizörleri ve eksiksiz me-
tal yönetim hizmetleri döngüsünün de bulunduğu katalizör portföyü ile tamamlanıyor.”
‘Dünya nüfusunun, 2050 yılı itibariyle 10 milyarın üzerinde ol-
BASF Türk Kimya Sağlık ve Beslenme Satış Müdürü / Tanju Cepheli
ması bekleniyor. Bu, daha az kaynak ile daha fazlasını sağlamamız için 10 milyar nedenimiz olduğu anlamına geliyor. Bunu, doğru
zamanda doğru insanlara doğru besin maddelerini sağlayarak
BASF deneyimli sektör uzmanlarından oluşan ekibi ile olduk-
farklı pazarlara ve nüfusa hitap ederek yapıyoruz.’
lerine etkin ve güvenilir formülasyonlar geliştirmede destek
önemini özetleyebilir misiniz?
sahip olan şirket, ilaç üretimini daha etkili, sağlam ve düşük
aktif bileşenler üretiyor. Polimer kimyası alanındaki on yıl-
ister daha etkili hale getirmek, ister daha güvenli kılmak ya
ve eksipiyanların geliştirilmesi konusundaki kesin kararlılı-
her çözüme sahip olan BASF’ı Türk Kimya Sağlık ve Beslen-
oluşturulmasına katkıda bulunan çözümleri sürekli olarak
portaj ile daha yakından tanıyoruz.
nındaki uzmanlığımızdan faydalanarak müşterilerimizin
BASF’nin sağlık sektöründe faaliyet gösterdiği
gelmek üzere değer katan fonksiyonel çözümler sunuyoruz.
“BASF olarak ilaç sektörüne akıllı çözümler sunarak sürdü-
rekabetçi piyasada hayati bir avantaj sağlayarak müşteri-
alanındaki uzmanlığı, Ar-Ge imkanları ve eksipiyan geliştir-
oluyor.”
Salım, Çözünürleştirme, Yumuşak Jel, Cilt Uygulaması ve
BASF, Anında ve Değiştirilmiş Salım, Çözünürleştirme, Yumu-
yor. Ayrıca, ibuprofen ve omega-3 gibi seçkin API’lerin önde
dımcı olmanın yanı sıra, daha kararlı ve üretken hücre kültürü
ça rekabetçi piyasada hayati bir avantaj sağlayarak müşteri-
BASF açısından sağlık hizmetinde ilaç hammaddelerinin
oluyor. Teknoloji ve uygulama konusunda derin bir anlayışa
“BASF, üstün kalite ve performansa sahip eksipiyanlar ve
maliyetli hale getirecek becerilere ve kaynaklara sahip. İlacı
lık eşsiz uzmanlığımız, araştırma ve geliştirme imkânlarımız
da sadece patent dostu yapmak için sektörün ihtiyacı olan
ğımız ile müşterilerimizin başarısına ve daha etkili ilaçların
me Satış Müdürü Tanju Cepheli ile gerçekleştirdiğimiz rö-
geliştiriyoruz. Uygulama sistemleri ve ilgili teknolojiler ala-
formülasyon konusunda yaşadıkları zorlukların üstesinden
kategoriler hakkında bize bilgi verebilir misiniz?
Deneyimli sektör uzmanlarından oluşan ekibimiz, oldukça
rülebilir bir gelecek için kimya oluşturuyoruz. Polimer kimya
lerine etkin, güvenilir formülasyonlar geliştirmede destek
me konusundaki kararlılığı ile BASF, Anında ve Değiştirilmiş ayrıca Biyolojik Çözümler alanlarına yönelik çözümler sunugelen tedarikçisi konumundayız. İnsan beslenmesi çözüm-
lerimiz arasında vitaminler ve karotenoidler, bitki sterolleri ve omega-3 yağ asitleri yer alıyor. Hem insan beslenmesi hem de ilaç çözümleri alanındaki gelişmiş teknolojilerimiz ve know-how’ımız ile, müşterilerimize yüksek etkinliğe sahip ürünler ve çözümler sunulması konusunda, bilim tabanlı bes-
lenme çözümü sağlıyoruz. BASF, insan beslenmesi çözümleri
14
March - April ‘17
şak Jel ve Cilt Uygulaması ile ilgili formülasyon zorluklarına yarüretimine katkıda bulunabiliyor.
Sağlık ve ilaç hammaddeleri alanındaki çalışmalarınız nelerdir?
“20. yüzyılın başlarında Kollidon®’un piyasaya sunulma-
sından beri BASF ilaç sektörü içerisinde yer almaktadır. O
tarihten beri sunmakta olduğumuz çözümleri sürekli olarak arttırdık.
Bugün, karşılanmamış formülasyon ihtiyaçlarına çözüm üretiyoruz ve ilaç formülasyonunda bugünün ve yarının
zorluklarına akıllı çözümler sunuyoruz. Mevcut ilaç pazarı ihtiyaçlarına dayanan beş özel çözüm platformumuz, müş-
terilerimize aradıklarını bulmalarına daha önce hiç olmadığı kadar hızlı bir şekilde yardımcı oluyor.”
BASF, biyoüretim sektöründe tutarlı ve güvenilir ürünlerin yüksek kalitede tedarikçisi olmaya çalışıyor; hâlihazırda müşterileri-
nin biyolojik ilaç üretiminin hücre kültürü üretimi alanında etkili
ruz ve ileride Türkiye’ye sağlayacakları teknoloji transferi ürünleri konusunda ortaklarımızı bileşenlerimiz ve hizmetlerimizle destekliyoruz.” ‘Yaşanan zorluklardan bir tanesi ilaçların biyoyararlanımıdır. Geçmişte aktif bileşen molekülleri genelde sade ve son derece çö-
zünürken, şu anda çoğunlukla karmaşık ve daha az çözünür bir yapıya sahiptir. Bu nedenle, insan vücudunun bunları emmesi
genellikle zordur ve neticesinde etkinlikleri sınırlanmaktadır. Yeni
bir şekilde yer alabilme imkanlarını arttırıyor.
geliştirilen aktif bileşenlerin yüzde 70’ten fazlası bundan etkilen-
yotıp alanına bir ilginiz var mı? İlginiz bulunması duru-
yon teknolojisini plastik sektöründen ilaç sektörüne başarılı bir
malarınız hakkında bilgi alabilir miyiz?
rının üstesinden gelmesini sağlamaya uygun yeni bir polimerik
Dünyada ve Türkiye’de sürekli olarak artış gösteren bi-
mektedir. Biyoyararlanımı arttırmak üzere, sıcak eriyik ekstrüz-
munda, bu konunun sizin için önemi ve bu alandaki çalış-
şekilde aktardık ve özellikle bu teknolojinin çözünürlük sorunla-
“BASF olarak, biyoilaç sektörünün artan önemini kesinlikle kabul ediyor ve önümüzdeki yıllarda daha da fazla artış göstereceğini düşünüyoruz. Türkiye, bu büyüme trendinin dışın-
da kalmayacak ve tüm gelişmelerden kesinlikle aynı oranda
fayda sağlayacak. Ayrıca, diğer umut vaat eden alanlar için daha şimdiden oturmuş miyar tedarikçisi pozisyonumuzdan faydalanacağız ve teknoloji alanında daha fazla yenilik yapa-
cağız. Bu, kayma gerilimini azaltmak üzere hücre kültüründe bir katkı maddesi olarak kullanılan ve hücre viyabilitesini ve sonuç olarak ortaya çıkan biyolojik ilaç randımanını arttıran
çözündürücü olan Soluplus® ürününü geliştirdik.’
Son olarak, röportaja sizin eklemek istediğiniz başka bir şey var mıdır?
“BASF olarak kendimizi ilaç sektörüne ve özel çözüm platformlarımız aracılığıyla önemli formülasyon zorluklarını çözerek büyümeye adadık. BASF, İlaç Çözümleri işinde belirgin bir büyüme stratejisine sahiptir. Müşterilerimize değer katan çözümler sağlayan önde gelen bileşen tedarikçisi olarak pazardaki pozisyonumuzu güçlendirmek istiyoruz. Bu
Kolliphor P188 Bio ürünümüzün kısa bir süre önce piyasa-
nedenle BASF, bu işe yoğun bir yatırım yapmaktadır. Yakın
nım açısından ürünün saflığı kesinlikle son derece önemlidir
riskleri ortadan kaldırmaya yönelik seçkin, amaca uygun bir
yaramasını sağlamak için özel bir ilgi gerektirmektedir.”
sahip poloksamer P 188 (Kolliphor® P188 Bio) ürününün
®
ya sunulmasını da kapsamaktadır. Hücre kültüründe kulla-
zamandaki örnekler arasında, hücre kültürü üretimindeki
ve üretilen her partinin hücre kültürü uygulamalarında işe
ürün olarak biyolojik üretim için tasarlanan, yüksek saflığa
Türkiye, ilaç ve sağlık hizmeti sektörü açısından Avrupa, Asya ve Afrika için değerli bir pazara ve lokasyona sahip.
BASF olarak bunu nasıl değerlendiriyorsunuz ve gelecek için ne gibi planlarınız var?
“Sadece lokasyonu nedeniyle değil, aynı zamanda pazar büyüklüğü, teknoloji ve inovatif üretim kullanımı nedeniyle
Türkiye’yi bu bölgede ilaç bileşenleri açısından en önemli
piyasaya sunulması yer almaktadır. Buna, Şanghay’daki tamamen yeni PVP fabrikası başta olmak üzere PVP değer zincirimize yapılan önemli yatırımlar, oleo kimyasal ilaç varlıklarımızı geliştirmeye ve ayrıca Ibuprofen kapasitemize yönelik önemli yatırım projeleri eşlik etmektedir. Sektörü şekillendirmek için ortaklıklara ve daha fazla yatırıma açığız.”
faktör olarak görüyoruz. Ayrıca, Türkiye Sağlık Bakanlığı’nın
BASF yakın zamanda hücre kültürü üretimindeki riskleri orta-
devam edecek ve Global İlaç Üreticileri açısından daha da
saflığa sahip poloksamer P 188 (Kolliphor® P188 Bio) ürününü
yerelleştirme politikası nedeniyle bu pozisyon gelişmeye
dan kaldırmaya yönelik, biyolojik üretim için tasarlanan, yüksek
önemli bir hale gelecek. Bu konuyu yakından takip ediyo-
piyasaya sunmaya hazırlanıyor
15 March - April ‘17
BASF creates chemistry for a sustainable future by providing smart solutions to the pharmaceutical industry BASF Polymer offers solutions which contribute to the creation of more effective drugs with its expertise in chemistry, R & D opportunities and commitment to excipient development Furthermore, BASF also offers a variety of chemical raw ma-
terials including building blocks, reagents, boranes as well as alcoholates, protective-groups, solvents and high-purity
iron salts to meet the specific needs of API-production. This
offering is completed by the catalyst-portfolio, including fine chemical-catalysts and a full loop of metals-management-services.
Could you summarize the importance of pharmaceuti-
cal raw materials in healthcare from the perspective of BASF?
BASF produces excipients and active ingredients of outs-
BASF SE İlaç Çözümleri Global Pazarlama ve İnovasyon Direktörü / Kai Sievert
tanding quality and performance. With our decade-long, unique expertise in polymer chemistry, our research & development capabilities and our clear commitment to deve-
Can you inform us about the categories that BASF opera-
loping excipients, BASF has continuously created solutions
BASF creates chemistry for a sustainable future, offering
cient pharmaceuticals. We deliver value-adding functional
its expertise in polymer chemistry, R&D-capabilities and its
by leveraging our expertise in delivery systems and related
ons for Instant & Modified Release, Solubilization, Softgels,
support its customers in developing effective, reliable for-
ading supplier of selected APIs such as ibuprofen and ome-
petitive market.
Our human nutrition solutions include vitamins and caro-
What is your work in the field of health and pharmaceu-
population is expected to grow to more than 10 billion by
BASF has been committed to the pharmaceutical industry
less. We do so by catering to diverse markets and populati-
Since then, we have continuously expanded our solution
ght time. With our advanced technologies and know-how in
intelligent solutions for today and tomorrow’s challenges in
provide a one-stop, science-based nutrient solution to ensu-
sed on current pharmaceutical market needs help our cus-
tes in the health sector?
that contribute to our customers’ success and to more effi-
intelligent solutions to the pharmaceutical industry. With
solutions to address our customers’ formulation challenges
commitment in developing excipients, BASF creates soluti-
technologies. Our team of experienced industry specialists
Skin Delivery as well as Biologics Solutions. BASF is the le-
mulations – giving them a vital advantage in a highly com-
ga-3.
tenoids, plant sterols and omega-3 fatty acids. The global
tical raw materials?
2050. That’s 10 billion reasons for us to deliver more from
since we introduced Kollidon® in the early 20th century.
on to provide the right nutrients to the right people at the ri-
offer. Today, we solve unmet formulation needs and offer
both human nutrition and pharma solutions, BASF is able to
drug formulation. Our five dedicated solution platforms ba-
re that our customers are fully supported in delivering high
tomers to find what they are looking for – faster than ever
efficacy products and solutions. With its human nutrition solutions, BASF offers a broad portfolio for consumers’ nee-
ds, including vitamins, carotenoids, plant-sterols, emulsifiers and omega-3 fatty acids.
16
March - April ‘17
before. We can help with formulation challenges related to
Instant and Modified Release, Solubilization, Skin Delivery and Softgels as well as contribute to more stable and productive cell culture manufacturing.
Do you have any interest in biomedicine, which is inc-
and resources to make drug manufacturing more efficient,
we learn the importance of this subject and your works?
Whether you want to make your medicine more effective,
reasing every day in the world and in Turkey? If so, can
BASF certainly acknowledges the growing importance of the biopharmaceutical sector and sees it even increasing over
the years to come. Turkey will not make an exception with
regard to this growth trend and will certainly equally benefit from all further developments. BASF therefore strives to be
a high quality supplier of consistent and reliable products to the bio-manufacturing industry; currently, we increase the ability of our customers to participate effectively in the cell culture manufacturing space of biological drug production. Furthermore, we will leverage our already well-established
reagents supplier position to other promising areas and will further innovate in technology.
This also encompasses the recent launch of our Kolliphor®
P188 Bio which is used as an additive to cell culture media
to reduce shear stress, which improves cell viability and the resulting biologic drug yield. For use in cell culture, the pu-
rity of the product is absolutely critical, and requires special attention to assure every lot produced works well in cell culture applications.
Turkey has valuable market and location for pharmaceu-
tical and healthcare industry in Europe, Asia and Africa. As BASF, how do you evaluate this and what kind of plans do you have for the future?
For BASF, Turkey is the main driver for pharmaceutical ing-
redients in this region not only due to his location also due
robust and cost-effective.
safer, or just more patient-friendly, BASF has the solution
the industry needs. It’s our knowhow in functionality and
related technology that allows us to deliver value adding functional solutions and integrate BASF’s capabilities to al-
low our customers to fully leverage our offer in the areas of Instant & Modified Release, Solubilization, Skin Delivery,
and Softgels. These solution platforms create an easy link between our customers’ needs and our functional solutions.
Example: One challenge is the bioavailability of drugs. Whe-
reas in the past the active ingredient molecules were often
simple and very soluble, they are now often complex and
poorly soluble. Thus, it is often difficult for the human body to absorb them, which limits their efficacy. More than 70 percent of newly developed active ingredients are affected.
In order to improve the bioavailability BASF successfully transferred the hot melt extrusion technology from the plas-
tics industry to the pharmaceutical industry and developed with Soluplus® a new polymeric solubilizer especially suitable for this technology to overcome solubility challenges.
Finally, is there anything you want to add to my interview?
BASF is absolutely committed to the pharma industry and to grow by solving key formulation challenges via our dedica-
his market size and the technology and innovative producti-
ted solution platforms. BASF has a clear growth strategy for
Turkish MoH this position will be starched and getting also
market position as leading ingredients supplier who provi-
where we are in very close follow-up with them and suppor-
Therefore, BASF strongly invests into this business. Recent
future technology transfer products to Turkey.
P 188 (Kolliphor® P188 Bio) designed for biologics manu-
What is your future technology in health for BASF?
risks in cell culture manufacturing. This is accompanied by
customers in developing effective and reliable formulations
brand new PVP plant in Shanghai, major investment proje-
Equipped with an in-depth understanding of multiple in-
as into our Ibuprofen capacity. We are open for partnerships
on usage. Furthermore, due to the localization policy of the
its Pharma Solutions business. We want to strengthen our
more important for the Global Pharmaceutical Producers,
des value-adding solutions to our customers.
ting our Partners with our ingredients and services for their
examples are the product launch of a high-purity poloxamer
facturing as a premium, fit-for-purpose product to eliminate
Our team of experienced industry specialists supports our
significant investments into our PVP-value chain including a
– giving a vital advantage in a highly competitive market.
cts into upgrading our oleo-chemical pharma assets as well
dustries, technologies, and applications, we have the skills
and further investments to shape the industry.
17 March - April ‘17
Makale
Tedaviye yardımcı sağlık ürünleri Türkiye’de sağlık ürünleri tedaviye yardımcı ürünler olarak konumlandırılmaktadır. Bunları ilaç sınıfında olup tedaviye yarımcı ürünler, takviye edici gıdalar, tıbbi cihazlar ve dermokozmetik ürünler olarak sınıflandırabiliriz. Ülkemizdeki algı son yıllarda bu şekli ile gelişmiş durumda. Ancak regülasyon tarafı henüz bu ürün gruplarını yasal olarak sınıflandırmış değil. Yakın gelecekte yapılan çalışmalar regülasyonun bu ürün gruplarını net olarak bir yönetmelik çerçevesinde belirli sınırlar ve disiplin içerisine alınması gerekliliği konusunda çalışmalar sürdürüyor. Ancak tam olarak ne zaman yasallaşacağı konusunda henüz bir bilgi yok. İlaç sanayi ve paydaşları olan ecza depoları ve eczaneler kesinle bu ürünlerin eczane dışında satılmaması konusunda hemfikirler. Sağlık ürünlerinin eczane dışında herhangi bir perakende satış noktasında sağlık danışmanı olmadan satılması durumunda yanlış kullanımlara yol açabileceğini ve istemeyen sonuçlar ortaya çıkabileceği unutulmamalıdır. Sağlık ürünlerinin Türkiye ilaç pazarındaki yeri, toplam eczaneye satışların (IMS) aşağı yukarı %20 gibi bir pazar payını oluşturmaktadır. Bu oranın yıllar geçtikçe artacağı bilinmelidir. Bu durumda tüketiciler hasta olmadan bu ürünleri kullanma gerekliliğini daha fazla kavrayacaklardır. Son dönemde ilaç firmaları sağlık ürünleri tarafına yatırımları arttırarak karlılıklarını bu ürün grupları ile artırmak yolunu tercih etmeye başlamışlardır. Dünyaya bakacak olursak başta ABD olmak üzere özellikle Anglo-Sakson ülkeleri ve Avrupa’nın diğer ülkelerinde sağlık ürünleri toplam ilaç pazarlarının bizim ülkemizden çok daha yukarıda bir pazar payına sahiptir. Bu durum bizim ülkemiz için de kaçınılmaz olarak sağlık ürünlerine tam güçle yatırım yapma gerekliliğini ortaya çıkarmaktadır. Oro İlaçları olarak biz de bu mantıkla 2002 yılında bu ürün grupları ile yeni bir başlangıç yapma kararı aldık. Sağlık ürünleri grubunda 4 alanda pazar lideri, antiseptik çözelti alanında da 2. sıraya kadar ürünlerimizde satış başarısı yakaladık. 42 adet ürün formu ile her yıl satışlarımız ve takım sayımızla ciddi bir satış büyümesi ile yolumuza emin adımlarla devam etmekteyiz. 2017 yılında 47 yıllık tecrübe ile 5 yeni markayı pazara lanse ederek ürün gruplarımızı daha da güçlendireceğiz.
18
March - April ‘17
ORO İlaçları A.Ş. Genel Müdür Yardımcısı R. Berk TÜRKER
PHARMACEUTICALS
WHATEVER THE PROBLEM BE PART OF THE SOLUTION
Throat Ache
Baby Comfort
Wound Care
Child Health
Reflux Therapy
Muscle and Joint Health
Health Products
Şişecam Cam Ambalaj CphI İstanbul 2017’de!
Türkiye’de ecza sektörünün tek cam ambalaj üreticisi Şişecam Cam Ambalaj, 8-10 Mart tarihleri arasında gerçekleştirilen İlaç Fuarı CPhI İstanbul 2017’de sektöre yönelik ürünlerini sergileyecek Avrupa’nın ve dünyanın beşinci büyük cam ambalaj üreticisi Şişecam Cam Ambalaj, 8 – 10 Mart 2017 tarihleri arasında bu yıl dördüncüsü düzenlenecek olan Avrasya’nın en büyük İlaç Fuarı CPhI İstanbul 2017’de geniş ürün yelpazesini ziyaretçilerin beğenisine sunacak. Şişecam Cam Ambalaj, İstanbul Fuar Merkezi’nde eczacılık sektörüne yönelik olarak düzenlenecek olan fuarda cam ambalaj konusundaki uzmanlığını bir kez daha gözler önüne serecek. Şişecam Cam Ambalaj, Türkiye’de sağlık ürünleri sektörüne yönelik olarak cam ambalaj üreten tek kuruluştur. 6 cc den 1000 cc ye kadar tüm sağlık ürünleri için cam ambalaj üretimini “ilaç ambalajı üretim koşullarına uygun” olarak gerçekleştirmektedir. Uluslararası kaliteye ulaşmış olan firma, sağlık sektörüne yerli tedarikçi olarak ülke ekonomisine katkının da önemli bir simgesidir. Şişecam Cam Ambalaj Eskişehir Organize Sanayi
20 March - April ‘17
Bölgesi’ndeki Eskişehir fabrikasında eczacılık sektörüne yönelik olarak hem bal hem de beyaz renkte cam ambalaj üretim kabiliyetine sahip olan, ecza şişesi üretiminin gereklerinden biri olan “Temiz Oda” uygulamasına da sahiptir. Yaklaşık 2 bin metrekarelik bir alana kurulmuş olan “Temiz Oda” uygulaması her yıl akredite bir kuruluş olan I.C.C.E. (Uluslararası Temiz Oda Kontrol ve Mühendislik-International Cleanroom Control and Engineering) tarafından ISO Class 8 şartlarını garanti etmek üzere onaylanmaktadır. Aynı zamanda EP (Avrupa Farmakopesi-European Pharmacopoeia) standartlarına da uygun olan bu alanda ürün, ambalaj malzemeleri, ekipman ve personelden alınan örneklerle mikrobiyolojik analizler yapılmaktadır. Türkiye’de ecza sektörüne cam ambalaj üreten tek üretici konumundaki Şişecam Cam Ambalaj, birçok ulusal ve uluslararası firmanın tedarikçisi konumunda bulunmaktadır.
Şişecam Glass Packaging to exhibit in CphI Istanbul 2017!
Şişecam Glass Packaging, the only glass packaging manufacturer in Turkey, will exhibit its products for the sector at the Pharmaceutical Fair CPhI Istanbul 2017 to be held between 8 and 10 March Şişecam Glass Packaging, the fifth largest glass packaging manufacturer in Europe and the world, will be pleased to welcome the wide range of products in Eurasia’s biggest pharmaceutical fair, CPhI Istanbul 2017, which will be held this year between 8 and 10 March 2017. Şişecam Glass Packaging will once again show its expertise in glass packaging, which will be organized in Istanbul Fair Center for the pharmaceutical sector. Şişecam Glass Packaging is the only company which produces glass packaging for the healthcare sector in Turkey. The company produces glass packaging from 6 cc to 1000 cc for pharmaceuticals within drug packaging production conditions. Achieved international quality, the company is an important symbol of contributing to the economy of the country as a domestic supplier to the health sector.
Şişecam Glass Packaging has the “Clean Room” application which is one of the requirements of the production of chemical bottle, which has the capability of producing glass packaging in both honey and white colors for the pharmaceutical sector in the Eskisehir factory in the Eskisehir Organized Industrial Zone. The “Clean Room” application, which was established on an area of approximately 2 thousand square meters, is a yearly accredited organization, ICC.E. (International Cleanroom Control and Engineering) to certify ISO Class 8 requirements. At the same time, microbiological analyzes are carried out on samples, packaging materials, equipments and personnel taken in this field which is also compatible with EP (European PharmacopoeiaEuropean Pharmacopoeia) standards. Şişecam Glass Packaging, which is the only producer of glass packaging in the pharmacy sector in Turkey, is the supplier of many national and international companies.
21 March - April ‘17
2016 yılının kazananı “Roche” 2016 yılı içinde dört yeni ilacın lansmanını gerçekleştiren Roche, grup cirosunun yüzde 4 artarak 50.6 milyar İsviçre Frangına ulaştığını açıkladı
dan anlamlı sonuçlar almayı ve ruhsatlandırma sürecinde önemli kilometre taşlarına ulaşıldığını görmeyi sabırsızlıkla bekliyoruz.” Dünyanın en büyük biyoteknoloji şirketlerinden biri olan Roche, 2016 yılına ilişkin finansal sonuçlarını açıkladı. Roche İlaç Bölümü’nün cirosu yüzde 3 artarak 39.1 milyar İsviçre Frangına ulaşırken, Diagnostik bölümünün cirosu da pazarın üzerinde bir performans sergileyerek yüzde 7 artışla 11.5 milyar İsviçre Frangı seviyesinde gerçekleşti. Yeni ürünlerin lansmanına ve ürün geliştirmeye büyük yatırımlar yapılmasına rağmen hisse başına kazanç, cirodan daha hızlı (+%5) bir yükseliş gösterdi. Hisse başına kazançta sağlanan artış, iş performansının gücünün ve grubun İsviçre’deki emeklilik planlarında yaptığı değişikliklerin etkisini yansıtıyor. Grubun elde ettiği sonuçlara ilişkin konuşan Roche CEO’su Severin Schwan; 2016 sonuçlarını şöyle değerlendirdi: “Ürün portföyümüzde önemli mesafe kat ederken mali hedeflerimize de bir kez daha ulaşmış olmaktan mutluluk duyuyorum. Bir yıldan az bir zamanda, ilk immünoterapi ilacımızın da aralarında yer aldığı dört yeni ilacımızı ve Diagnostik alanında, bağlantılı laboratuvar konseptinin hayata geçirilmesinde önemli bir adım olan immün tanı aracımızı pazara sunduk. Bu yıl da şirketimizin geniş ve yenilikçi ürün portföyünü daha da arttırmak üzere Roche ilaçlarında klinik çalışmalar-
22 March - April ‘17
5 Roche ilacına “çığır açan tedavi” statüsü verildi Roche, kısa süre önce dört yeni ilacının lansmanını gerçekleştirdi. Ayrıca 2016 yılında FDA tarafından Roche’un 5 ilacına “Çığır Açan Tedavi” statüsü verildi. 2016 yılının dikkat çeken gelişmelerinden bir diğeri ise Roche’un Mayıs ayında kanser immünoterapi ilacını ABD’de pazara sunması oldu. Ürün, belirli bir mesane kanseri tipinin tedavisinde 30 yılı aşkın süredir FDA tarafından ruhsat verilen ilk tedavi olma özelliği taşıyor. Eylül ayında ECTRIMS kongresinde2 ek olarak sunulan veriler; Roche’un MS alanındaki yeni ilacının hem relaps hem de primer progresif multipl sklerozda (RMS ve PPMS), hastalığın kontrolünü artırdığını gösterdi. Roche, bu ilaç için ABD ve AB’de RMS ve PPMS endikasyonlarında ruhsat almak için çalışmalar yürütüyor. Amerikan Gıda ve İlaç Dairesi FDA’nın, kararını 28 Mart 2017’de açıklaması bekleniyor. 2017 beklentileri ve hedefler Roche, 2017 yılında cirosunda sabit kur cinsinden tek haneli artış bekliyor. Hisse başına kazancın genel olarak sabit kur cinsinden ciroya paralel artması hedeflenirken, şirket, bu yıl İsviçre Frangı cinsinden daha da yüksek temettü artışı gerçekleştirmeyi umuyor.
2016 winner “Roche” Launching four new drugs in 2016, Roche announced that group sales grew 4 percent in constant currencies to 50.6 billion francs
Roche on Wednesday said competition and spending on new drugs would likely stall its margin growth in 2017 as the Swiss drugmaker grapples with patent expirations of some blockbuster medicines that will expose them to competition. The Swiss drugmaker also dismissed speculation it was looking to unload its diabetes care unit, saying it was “committed” to the business. Core earnings per share this year are now forecast to grow broadly in line with a low- to mid-single-digit sales rise, the company said. That contrasts with 2016 when core earnings per share rose 5 percent to 14.53 Swiss francs ($14.66), while sales grew 4 percent in constant currencies to 50.6 billion francs. The drugmaker’s three cancer blockbusters Rituxan, Herceptin and Avastin, which account for annual sales of more than 20 billion Swiss francs, face impending competition from so-called biosimilar copies. The first copies of Rituxan and Herceptin could arrive in Europe later this year. Consequently, Chief Executive Officer Severin Schwan said he has dialed back 2017 profit growth expectations on the grounds that he must invest in new products including cancer immunotherapy Tecentriq, Cotellic for skin cancer and lung cancer drug Alecensa to fill the void. “We’re going through a transition of our portfolio but the good news is, we can overcompensate with the launch of new medicines,” Schwan said on a conference call. Roche shares were up less than 1 percent at 0840 GMT Analysts noted this was the first time in three years that Schwan, an Austrian who has led Roche since 2008, has not made a more bullish prediction for margin ex-
pansion. “Biosimilars will hit Roche in the current year in Europe and then in 2018 in America in a big way, putting Roche under pressure to keep up new pipeline news and successful drug launches,” Michael Nawrath, a Zuercher Kantonalbank analyst, wrote in a note to investors. Schwan played down the threat posed by U.S. President Donald Trump’s call for drugmakers to cut prices and invest more in the United States, arguing that innovative companies would still be rewarded and pointing out Roche’s big U.S. presence via its Genentech unit. Core net income in 2016 rose to 12.7 billion francs, Roche said, compared with the 12.8 billion franc average estimate by analysts in a Reuters poll. Roche proposed raising its dividend to 8.20 francs per share, below the 8.45 franc average estimate in the poll. Sales of Tecentriq, Cotellic and Alecensa added 400 million Swiss francs to sales, and Schwan expects that figure to grow significantly. Diabetes commitment He anticipates Ocrevus, Roche’s new multiple sclerosis medicine, to be approved by the U.S. Food and Drug Administration in March after it was delayed from December. First sales are set for April. Overall, Roche reported that sales in its main drugs business rose 3 percent to 39.1 billion francs, while diagnostics sales added 7 percent to 11.5 billion francs. Roche’s diabetes care business, part of the diagnostics unit, continued to face price pressure, especially in the United States. Still, Schwan remains committed to the business. “We are well positioned in this segment, where we are the market leader,” Schwan said. “It’s a difficult situation we are going through but we remain committed to this business.”
23
March - April ‘17
Abdi İbrahim 2017 yılında uluslararası güçlü bir marka olma yolunda Abdi İbrahim Yönetim Kurulu Başkanı Nezih Barut; “Daha güçlü bir Türkiye için son 7 ayda 725 kişiyi işe aldık, 40 milyon TL yatırım yaptık. 2017’yi de yatırım ve istihdam yılı ilan ettik”
Abdi İbrahim Yönetim Kurulu Başkanı Nezih Barut
105 yıldır cesur, öncü ve yenilikçi çalışmalarıyla hayatı ve geleceği iyileştirmek için faaliyetlerini aralıksız sürdüren Abdi İbrahim, iş sonuçları, yatırımları ve gelecek dönem hedeflerini paylaştı. Abdi İbrahim Yönetim Kurulu Başkanı Nezih Barut toplantıda yaptığı konuşmada, 105 yıllık bir geçmişe sahip, yüzde 100 yerli sermayeli Abdi İbrahim’in 2003 yılından bu yana kesintisiz pazar lideri konumunda olduğunu ve uluslararası güçlü bir marka olma yolunda yatırımlarını hız kesmeden sürdürdüğünü, şirketin son yıllarda yaptığı yatırım ataklarıyla yurtdışı pazarlarda da kalıcı olma hedefinde kararlılıkla ilerlediğini söyledi. “15 Temmuz’dan bu yana 725 kişilik ek istihdam sağladık, yıl sonunda 3 bin 500 kişi ile sektördeki istihdam liderliğimizi de koruyacağız” Nezih Barut, Abdi İbrahim’in ku-
24
March - April ‘17
şaktan kuşağa devam eden iyileştirme yolculuğunda sürekli gelişen, sürdürülebilir büyüme hedefi ile yol alan ve başarısını sadece kendi ülkesinde sınırlı tutmayıp, uluslararası iş yapma kabiliyetini her geçen gün artıran bir şirket olduğunu belirtti. İstihdamda da sektör lideri olduklarının altını çizen Barut; “Türkiye’nin istihdam seferberliğine biz de Abdi İbrahim olarak can-ı gönülden katılıyor, üstümüze düşen görevi sorumlulukla yerine getirmekten büyük gurur ve mutluluk duyuyoruz. Doğup büyüdüğümüz bu topraklara olan borcumuzu; daha fazla istihdam sağlayarak, daha fazla yatırım yaparak ve daha fazla üreterek ödeyebileceğimize inanıyoruz. 15 Temmuz sonrasında 300 kişilik ek istihdam kararı aldık ve bu sayıyı 475’e çıkararak 2016 yılını kapattık. 1 Ocak tarihinden bugüne kadar geçen süreçte ise 250 kişiye istihdam sağladık. Böylece 15 Temmuz’dan bu yana 725 kişilik ek istihdam sağladık. 2017 yılı sonuna kadar bu sayıyı 400’e tamamlayarak toplamda 3 bin 500 kişiye ulaşmış olacağız” dedi. Şirket olarak odaklarındaki bir diğer konunun da kadın istihdamı olduğunu vurgulayan Barut, sözlerini şöyle sürdürdü: “Kadın çalışan ve yönetici sayısında ön sıralarda bulunan şirketler arasında yer alan Abdi İbrahim’in, faaliyette bulunduğu 9 ülkedeki 3 bin 100 çalışanının %36’sını kadınlar oluşturuyor. Üst yönetim kadromuzdaki kadın çalışan oranımız %30 seviyesinde.
Bu anlamda sektör ortalamasının üzerinde bir konuma sahibiz. Amacımız bu seviyeyi daha da yukarılara çekmek.” “2017’de daha güçlü bir Türkiye için yatırımlarımıza 150 Milyon TL ayıracağız” Abdi İbrahim’in 2017 yılı yatırım bütçesinin belirlendiğini, yeni yılda toplam 150 Milyon TL’lik yatırım yapacaklarını belirten Barut; “Türkiye, yakın dönemde atlattığı, hala da izlerini yaşadığı badirelerde çok şey öğrendi. Öz değerlerimize ve yatırımlarımıza her zamankinden daha çok sahip çıkmalıyız. Biz de 2017’de daha güçlü bir Türkiye için yatırımlarımıza devam edeceğiz” diye konuştu. 2017 yılının, çalışmalarının meyvelerini toplamaya başlayacakları önemli bir yıl olduğunu vurgulayan Barut: “2020 Vizyonu çerçevesinde belirlediğimiz 5 büyüme alanıyla ilgili yatırımlarımız sürecek. Mevcut ürünlerdeki liderliğimizi pekiştirmek, yeni ürünleri hizmete sunmak, farklı firmalar için yaptığımız üretimin hacmini artırmak, markamızı uluslararası pazarlarda daha da güçlendirmek ve 2020 Vizyonumuz doğrultusunda belirlediğimiz 1 Milyar dolar satış rakamına ulaşarak dünyanın en büyük 100 ilaç şirketi arasında yer alma hedefine katkıda bulunacak yeni satın alma ve birleşme fırsatlarını değerlendirmek, 2017 gündemimizin öncelikli konuları arasında yer alacak.
Kazakistan’daki üretim tesislerimizin hedeflerimiz doğrultusunda etkin bir verimlilikle çalışması, Cezayir’deki tesisimizde ve AbdiBio’da üretimin başlaması 2017’deki büyüme sonuçlarımızı pozitif etkileyecek gelişmeler olacak. Bu çalışmalarımız sonucunda, 2017’yi de tıpkı 2016 yılında olduğu gibi çift haneli büyüme rakamı ile tamamlamayı hedefliyoruz” dedi. “İhracatta rekor artış gerçekleştirdik” 2016 yılında Türkiye ilaç endüstrisinin geleceğinde de bugününü de çok önemli bir itici güç olarak gördükleri ihracatta önemli bir başarı kaydettiklerini belirten Nezih Barut, Abdi İbrahim’in 2016 yılında ihracatında bir önceki yıla göre yüzde 92 gibi rekor bir artış gerçekleştiğini söyledi. 2016 yılında ihracat gelirlerinin 150 Milyon TL’ye ulaştığını ifade eden Nezih Barut, bugün itibari ile Türkiye dışında Kazakistan, Cezayir, Azerbaycan, Gürcistan, Arnavutluk, Bosna-Hersek, Portekiz ve Irak olmak üzere 8 ülkede kendi operasyonları bulunduğunu belirtti. Nezih Barut, bununla birlikte, Kanada’dan İngiltere ve Almanya gibi Avrupa Birliği ülkelerine, Kuzey Afrika’dan Asya ülkelerine kadar 50 ülkeye ihracat
gerçekleştirdiklerini açıklayarak, sözlerini şöyle sürdürdü; “Esenyurt’taki üretim kompleksimizde normal takvimimizde başlangıç tarihi 2017 olarak görülen Steril Enjektabl Ürünler Üretim Tesisimiz için 2016 yılında harekete geçtik. Cezayir’deki 184 Milyon TL’lik yatırımla hayata geçirdiğimiz üretim tesisimizde 2017’de üretime başlayacağız. Bu üretim tesisi ile birlikte, 2020 yılında, Cezayir’in ilk 10 ilaç firması arasında yer almayı hedefliyoruz. Ayrıca mevcut kimyasal ilaç üretim fabrikamızın kapasitesini artırdık, artırmaya da devam ediyoruz. 2000 yılından bu yana, tamamlanmış ve yürütülmekte olan yatırımlarımızın toplamının 2 Milyar 250 Milyon TL’ye tekabül ettiğini gururla belirtmek isterim.” “Biyoteknoloji tesisimizde üretim için gün sayıyoruz” 2016 sonuçlarının, yılın son çeyreğinde yaşanan kur hareketliliği dışında, şirketin beklentileri doğrultusunda gerçekleştiğini belirten Barut, yılı, gerek yurtiçi gerekse de yurtdışı satış hedeflerine uyumlu sonuçlarla kapattıklarını, böylelikle, 2015’te elde edilen yüzde 20’lik büyümenin de üzerine çıkarak, genel olarak olumlu bir yılı geride bıraktıklarını ifade etti. Barut:
“Türkiye’de, ilaç sektöründe 2003 yılından bu yana kesintisiz lider konumunda bulunan Abdi İbrahim olarak, 2016’yı yatırım açısından yoğun geçirdik. 220 Milyon TL yatırımımız olan Kazakistan’daki fabrikamız, yılda 24 milyon kutu üretim kapasitesiyle faaliyetlerine başladı. 2015 yılında temellerini attığımız ve toplam 368 Milyon TL yatırım bedeli olan biyoteknoloji üretim tesisimiz AbdiBio’nun inşası tamamlandı, üretime geçmek için son hazırlıklar içerisindeyiz. AbdiBio’da, klasik kimyasal ilaçlarla tam olarak tedavi edilemeyen veya sıklıkla ağır yan etkiler gözlenen kanser, diyabet, romatizma, merkezi sinir sistemi, göz ve kan hastalıkları gibi hastalıkların tedavisinde kullanılan biyoteknolojik ilaçları üreteceğiz” dedi. Özellikle Türkiye’nin en büyük biyoteknolojik ilaç üretim tesisi olacak AbdiBio yatırımı kapsamında dünyanın değişik ülkelerinde çalışan yetişmiş Türk insan kaynağını ülkemize çekmek için girişimleri olduğunu belirten Barut, “Biyoteknoloji, Türkiye için yeni bir sektör. Bu sektörde en önemli eksiklik, yetişmiş insan gücü. Biz, dünya ilaç endüstrisinde önemli yerlere gelmiş Türk insan kaynağı için bir çekim merkezi olmayı hedefliyoruz” dedi.
25
March - April ‘17
Abdi Ibrahim is on his way to becoming an internationally strong brand in 2017 Nezih Barut, Chairman of Abdi İbrahim said, “For a more powerful Turkey, we invested 40 million TL, which we hired 725 people in the last 7 months. We have declared 2017 as the year of investment and employment” path of sustainable growth that is constantly developing in the course of remediation and that
does not limit its success only in
its own country and increases its ability to do international business
day by day. Underlining that they are sector leaders in employment, he said, “As Abdi İbrahim, we are
deeply enthusiastic about the empNezih Barut, Chairman of Abdi Ibrahim
Abdi İbrahim, who has been continuing his activities for 105 years in order to improve life and future with his brave, pioneering and innovative work, shared his business results, investments and future goals. Nezih Barut, Chairman of Abdi İbrahim said that Abdi İbrahim, who has a history of 105 years and 100% domestic capital, has been a continuous market leader since 2003 and continued his investments without being slowed down in order to become an international strong brand. It is resolutely progressing with the aim of being permanent in international markets with its investments. “Since July 15, we have provided additional employment for 725 people and we will maintain our leadership in the sector with 3,500 people at the end of the year” Nezih Barut stated that Abdi İbrahim is a company that takes the
26
March - April ‘17
loyment mobilization of Turkey and we are very proud and happy
to fulfill our task of subordination. We believe that we can pay more
by providing more employment, more investment and more produ-
ction for this land where we were
born and raised. After July 15, we decided to hire 300 additional emp-
loyees and closed this year to 475
and closed 2016. As of 1 January to the present, we have employed
250 people. Thus, we have provided additional employment for 725 people since July 15th. By the end
of 2017, we will have completed this number to 400 and we have
reached 3 thousand 500 people in total “. Abdi Ibrahim, one of the le-
ading companies in the number of women employees and managers,
makes up 36% of the 3 thousand
100 employees in the 9 countries in which they operate. We have a
30% level of female employees in our top management cadres. In this
sense we have a position above the sector average. Our aim is to take this level even higher.”
“We will invest 150 million TL in 2017 for a stronger Turkey” Abdi İbrahim’s 2017 investment budget was determined, indicating that the new year will invest a total of 150 million TL, Barut said, “Turkey has learned a lot in the last few years that have survived and still have traces. We have to own our own values and investments more than ever. We will continue to invest for a stronger Turkey in 2017” Emphasizing that 2017 is an important year in which the fruits of their work will start to be collected, Barut said, “We will continue to invest in the five growth areas we set out within the framework of the 2020 Vision.To strengthen our leadership in existing products, to launch new products, to increase the volume of production we make for different companies, to further strengthen our brand in international markets, and to contribute to the goal of becoming one of the top 100 pharmaceutical companies in the world by reaching a sales figure of 1 billion dollars determined in line with our 2020 Vision. And evaluating merger opportunities will be among the priority issues of our 2017 agenda. The fact that our production facilities in Kazakhstan will work effectively with efficiency in the direction of our targets, the start of production in our facility in Algeria and the production in AbdiBio will have a positive impact on our growth results in 2017.
As a result of these efforts, we aim to complete year 2017 with double digit growth as it was in 2016.” “We achieved a record increase in exports” Nezih Barut said that Abdi İbrahim’s record in exports in 2016 has increased by 92 percent compared to the previous year, indicating that the pharmaceutical industry of Turkey in 2016 saw today’s success as an important impetus in the future. Stating that export revenues reached 150 million TL in 2016, Nezih Barut said that he had his own operations in 8 countries including Kazakhstan, Algeria, Azerbaijan, Georgia, Albania, Bosnia-Herzegovina, Portugal and Iraq. Nezih Barut continued with his statement, explaining that they exported to 50 countries from Canada to European Union countries such as England and Germany and from North Africa to Asian countries. “In our manufacturing complex in Esenyurt, we started acting in 2016 for our Sterile Injectable Products Production Facility, which is seen as the start date 2017 in our regular calendar. We will begin production in 2017 at our production facility where we have
been living with the investment of 184 Million TL in Algeria. Together with this production facility, in 2020 we aim to be among the top 10 pharmaceutical companies in Algeria. We have also increased the capacity of our existing chemical manufacturing plant, and we continue to increase it. I would like to proudly say that since 2000, the total of our completed and undergoing investments has reached 2 Billion 250 Million TL.” “We count days for production in our biotechnology facility” Barut declared that the results of 2016 are realized in line with the expectation of the company, except for the exchange rate movement that took place in the last quarter of the year and that they have closed the year with the results that are consistent with the domestic and overseas sales targets, thus exceeding the 20% growth achieved in 2015, they left behind a year. Barut said: “As Abdi İbrahim, who has been in the pharmaceutical industry since 2003 as the uninterrupted leader in Turkey, we have been intensively investing in 2016. Our factory in Kazakhstan, which has 220 million TL invest-
ment, started its activities with a production capacity of 24 million
boxes per year. Construction of our biotechnology production fa-
cility AbdiBio, which we launched in 2015 and has a total investment value of 368 Million TL, has been completed and we are in the final preparations to pass the produc-
tion. In AbdiBio, we will produce biotechnological drugs used in
the treatment of diseases such as cancer, diabetes, rheumatism, cent-
ral nervous system, eye and blood
diseases, which can not be fully treated with conventional chemi-
cal medicines or are frequently accompanied by severe side effe-
cts.” In particular, Turkey’s largest biotechnology
drug
production
facility AbdiBio investment within the scope of the world’s growing
Turkish people working in different countries, indicating the attempt
to attract my country, Barut said, “Biotechnology, a new sector for
Turkey. The most important shortcoming in this sector is the trained
human power. We aim to be a center of attraction for the Turkish
human resource that has come to important places in the world pharmaceutical industry.”
27 March - April ‘17
İstanbul Cerrahi Hastanesi’nde yeni dönem başlıyor
İstanbul Cerrahi Hastanesi Doç. Dr. Ahmet Nuray Turhan
İstanbul Cerrahi Hastanesi, sunduğu butik ve A+ hizmet kalitesini daha da üst seviyelere çıkarmak amacı ile Türkiye’nin yakından tanıdığı hayırsever Semiha Şakir’in oğlu Ghassan Şakir ile yoluna devam ediyor. 1998 yılında İstanbul’un merkezinde, sağlık vadisi olarak tabir edilen Fulya’da kurulan İstanbul Cerrahi Hastanesi’nin yönetimine ise herkesin yakından tanıdığı, Doç. Dr. Ahmet Nuray Turhan geçti. Doç. Dr. Ahmet Nuray Turhan yaptığı açıklamada; “İstanbul Cerrahi Hastanesi’nde yeni bir dönem başlıyor. Bugüne kadar sunduğumuz üstün hizmet ilkemiz ile bireysel olarak tüm hastalarımızın yanında olmaya devam edeceğiz. Bilimsel çalışma ve yenilikleri yakından takip ederek, bu yenilikleri kaliteli yaşamın devamlılığını sağlamada kullanacağız. İstanbul Cerrahi Hastanesi sadece hastalanınca hizmet alınacak bir hastane olmayacak. Bütünsel ve korunma amaçlı tıp sayesinde insanların günlük rutinde ziyaret edecekleri; ekibi ile kurduğu sıcaklık ile yakından takip edilen bir yaşam merkezi olacaktır.” dedi.
A new era starts in Istanbul Surgery Hospital Istanbul Surgery Hospital continues its path with Ghassan Sakir, son of benevolent Semiha Sakir, well-known by Turkey with the aim of bringing up the boutique and A + service quality to higher levels. Established in Fulya, which is called as a health valley in the center of Istanbul in 1998, Assoc. Dr. Ahmet Nuray Turhan assigned for the Istanbul Surgery Hospital management. Assoc. Dr. Ahmet Nuray Turhan declared that; “Istanbul Surgery Hospital is starting a new era. Until now, we will continue to be beside all of our patients individually with our superior service we offer. By closely following scientific studies and innovations, we will use these innovations to ensure the continuity of quality life. Istanbul Surgery Hospital will not be the only hospital to receive services in case of illness. Through holistic and conservative medicine, people will visit on a daily basis; Istanbul Surgery Hospital will be a living center closely followed by the warmth we have established with our team.”
28
March - April ‘17
Bayer’den göz hastalıklarının tedavisinde yeni işbirliği Bayer, Finlandiya merkezli ilaç salım teknolojisi ve ilaç geliştirme alanında uzman DelSiTech şirketi ile yeni bir işbirliğine imza attı. İşbirliği ve Teknoloji Lisans Anlaşması kapsamında DelSiTech’in dünya çapındaki Silica Matrix ilaç salım platformu, Bayer’in oftalmoloji alanına yönelik bileşikleri için kullanılacak. Bayer İlaç Yönetim Kurulu Üyesi ve İlaç Geliştirme Başkanı Prof. Andreas Busch, anlaşma ile ilgili yaptığı açıklamada; “Başarılı bir şekilde göz içi ilaç salımını gerçekleştirmek oftalmolojik hastalıklar için yeni tedaviler geliştirmekte karşılaşılan en büyük zorluklardan biri. Bu anlaşma, farklı göz hastalıklarına yönelik yenilikçi tedavi çalışmalarımızı destekliyor. DelSiTech ile yapılan bu ortaklık, Bayer’in oftalmoloji alanında ileri düzeyde bilimsel işbirlikleri geliştirerek hastaların yaşam kalitelerini arttırma taahhüdünün altını çiziyor” dedi. ;
DelSiTech ile gerçekleştirilen bu ortaklık, hastaların yaşam kalitesini arttırma amacıyla Bayer’in oftalmoloji alanında işbirliklerinin devam edeceğine yönelik taahhüdünü vurguluyor. Bayer, işbirliği kapsamındaki projelerin tüm geliştirme ve ticarileştirme maliyetleri için kaynak sağlıyor olacak. Bayer, geçtiğimiz yıl da Maryland’deki Johns Hopkins Üniversitesi ile retinal hastalıkları hedefleyen yeni göz tedavileri geliştirmek üzere beş yıllık bir anlaşmaya imza attı. Taraflar, yaşa bağlı makula dejenerasyonu (YBMD), diyabete bağlı makula ödemi (DMÖ), coğrafik atrofi, Stargardt hastalığı ve retinal ven tıkanıklığı (RVT) da dâhil olmak üzere dünya çapında pek çok insanda ortaya çıkan gözün arka bölümünü etkileyen hastalıkların tedavisinde kullanılacak yenilikçi ilaçların bulunması ve geliştirilmesi alanında ortaklaşa rol alacaklar.
Bayer signs up DelSiTech ophthalmology drug delivery technology Bayer is teaming up with Finland’s DelSiTech to develop eye drugs on its drug delivery platform, in another move to gain an edge in the increasingly competitive eye-treatment field. Under a licensing deal, Bayer will shell out milestone payments and royalties to DelSiTech as drugs using its technology make their way through development and onto the market. Bayer will also cover expenses through the process. The partners didn’t specify which Bayer products might use DelSiTech’s delivery approach and didn’t disclose the size of the potential milestone payments. Effectively delivering drugs in the eye is one of the biggest challenges in developing new treatments for eye diseases. DelSiTech’s system is based on a biodegradable silica matrix where an active ingredient is embedded. The dissolution of the matrix does not change the pH in the surrounding tissue, as other drug delivery systems can do.
30
March - April ‘17
The collaboration with DelSiTech is part of Bayer’s recent push to team up with other companies developing cutting-edge science in ophthalmology, said Andreas Busch, head of drug discovery for Bayer’s pharmaceuticals division. For the past few years, Bayer has been recruiting external forces to help it attack eye diseases. A partnership with Regeneron ($REGN) has already yielded Eylea, a blockbuster macular degeneration treatment that is one of Bayer’s most successful new drug launches. The two companies also are working on an Eylea combination therapy together, although that product just hit a snag with a trial failure last week. In 2015, Bayer teamed up with Johns Hopkins University on a 5-year agreement to develop new therapies for retinal diseases. The German-based pharma is not the only one heading that direction with high hopes for eye-disease treatments.
Türkiye’de ecza sektörünün tek cam ambalaj üreticisiyiz.
Sağlık için üretiyoruz!
8-10 Mart 2017 tarihlerinde İstanbul Expo Center (IFM)’daki CPhI İstanbul İlaç Fuarı’nda 10B55 no’lu stanttayız.
(850) 206 50 50 www.sisecamcamambalaj.com /hayatacamkatcom @hayatacamkatcom
AİFD’nin yeni yönetim kurulu belirlendi Araştırmacı İlaç Firmaları Derneği’nin (AİFD) 14. Olağan Genel Kurul toplantısında Yönetim ve Denetim Kurulu asil ve yedek üyeleri belirlendi
Dr. Mete Hüsemoğlu Araştırmacı İlaç Firmaları Derneği’nin (AİFD) 14. Olağan Genel Kurulu gerçekleştirildi. Genel Kurul’da, derneğin yeni dönem Yönetim Kurulu ve Denetleme Kurulu üyeleri seçildi. Yeni Yönetim Kurulu’nun ilk toplantısında yaptığı görev dağılımı sonucunda, 2016’da görevini başarıyla yerine getiren Dr. Mete Hüsemoğlu’nun ikinci kez Yönetim Kurulu Başkanı seçilmesine karar verdi. Yeni dönemde AIFD Yönetim Kurulu Başkan Yardımcılığı görevini Elif Aral (Pfizer Türkiye Genel Müdürü), Dr. Peter Desmond Catalino (Novartis Türkiye Ülke Başkanı) ve Jose Daniel Lucas Guerrero (Lilly Türkiye Genel Müdürü) yürütecek. Dr. Pelin Eriştiren İncesu (AstraZeneca Türkiye Ülke Başkanı) ise yeni Yönetim Kurulunda Sayman üye olarak görev yapacak.
32
March - April ‘17
Derneğin 2017 yılı öncelikleri, stratejileri ile faaliyet programı ve projelerinin de görüşülüp karara bağlandığı Genel Kurul sonrasında yapılan açıklamada yıl boyunca yenilikçi ilaçlara erişim ve hasta hakları, sağlık okur yazarlığı ve bilim projelerine ağırlık verileceği belirtildi. “Araştırmacı ilaç endüstrisi olarak ilk hedefimiz, bilim ve teknolojinin tüm olanaklarını kullanarak, yıllarca süren araştırma ve geliştirme süreçleri sonucunda ortaya çıkan, hayat kurtaran yenilikçi ilaç ve tedavileri Türkiye’de hastalarımızın kullanımına tüm dünya ile eşzamanlı sunmak” ifadelerini kullanan Dr. Hüsemoğlu sözlerine şöyle devam etti; “Kurulduğu 2003 yılından bu yana faaliyetlerini ‘Türk tıbbında yenilikçi ürünlere, teknoloji ve bilgiye erişimi artırmak, sağlık alanında etik ve şeffaf bir ortam oluşturulması için çalışarak ülkemiz sağlık sektörüne katkıda bulunmak’ misyonuyla sürdüren AİFD, çalışmalarına 2017 yılında da aynı heyecan ile devam edecektir.” Genel Kurul’da kabul edilen yeni logo ile bir taraftan geçmişten gelen çizgi korunurken diğer taraftan daha genç, dinamik ve samimi bir çizgi benimsendi.
Dünya ilaç sektörü CPhI İstanbul’da bir araya geliyor Dünya ilaç devlerinin Avrasya’daki ortak buluşma noktası CPhI İstanbul 2017, 08-10 Mart tarihleri arasında sektörün önde gelen firmalarını dördüncü kez ağırlayacak Dünya üzerindeki ilaç üreticileri ve satıcıları Orta Doğu, Kuzey Afrika, Orta Asya ve Kafkasya bölgelerindeki pazar payını keşfetmeye başladı. Dünyanın birçok yerinden katılımcı ve ziyaretçilerin ağırlanacağı CPhI İstanbul 2017’de her yıl olduğu gibi bu yıl da ilaç sektörüne yönelik beş farklı kategoriden tedarikçiler, yerli ve yabancı alıcılar bir araya gelecek. Fuar ilaç ve içerikleri konusunda tedarikçiler ve alıcıları buluştururken; ICSE İstanbul’da ise ilaç endüstrisine servis sağlayan firmalar ile alıcılar arasında sıcak temas kurulmasını hedefliyor. Fuar alanında ayrıca ambalaj ve benzeri çözümleri
ile ilaç dağıtım sistemleri sunan firmaların yer aldığı InnoPack İstanbul kategorisine ek olarak P-MEC İstanbul kategorisinde ilaç sektörüne yönelik makine, ekipman ve teknoloji ürünlerinin sergileneceği bir alan olacak. CPhI İstanbul 2017’de 20’den fazla ülkeden 200’ü aşkın katılımcı ve 4.000’in üzerinde ziyaretçi ağırlanması hedefleniyor. Fuara katılan firmalar ise çok değişik coğrafyalardan geliyor. Hindistan, Avusturya, Çin, İsviçre, İsrail, Belçika, Lüksemburg, Almanya, Kolombiya, İspanya, İtalya, Fransa gibi çok farklı ülkelerden gelen katılımcılar sadece 3 gün süreyle CPhI İstanbul’da bir araya gelecek.
Bu yıl ilaç pazarı ve yatırım olanakları mercek altına alınacak ülkeler; “İran ve Ürdün”
Marka Direktörü Mehmet Dükkancı
34 March - April ‘17
Bu yıl dünyanın farklı bölgelerinden alım heyetleri ile bir araya geleceklerini söyleyen Marka Direktörü Mehmet Dükkancı; “Dünya üzerindeki tüm müsteşarlıklarımız aracılığı ile tüm ülkelerdeki uluslararası alıcılara duyurular yapıldı. Alım heyetlerine ek olarak; İran, Özbekistan, Güney Afrika, Yunanistan ve İtalya’dan özel delegasyonlar fuarda yer alacak. Böylece ülkelerin sektör liderleri arasında ikili görüşmeler gerçekleşmesine vesile olacağız. Beş farklı kategoride ilaç sektörünün ihtiyaçlarına cevap verecek fuarımızda ağırlayacağımız alım heyetleri aynı zamanda yeni pazarları ve buralardaki iş potansiyelini mercek altına alacak.
Ayrıca CPhI İstanbul’da bu yıl “Ülke Yatırım Forumları” adı altında yeni bir etkinliğimiz olacak. Bu forumlar sırasında, ilgili ülkedeki ilaç pazarı ve yatırım olanakları mercek altına alınacak. Bu seneki ülkelerimiz ise İran ile Ürdün. Ayrıca Orta Doğu ve Güney Afrika Bölgeleri de ilaç pazarı dinamikleri açısından da mercek altına alınacak.” dedi.
Biyoteknolojik ilaçların dünya ilaç pazarındaki yeri her geçen gün artıyor! İlaç sektörünün geleceğini oluşturan biyoteknolojik ilaçların dünya ilaç pazarındaki yeri gün geçtikçe artarken, CPhI İstanbul 2017’nin gündemini de biyoteknoloji oluşturuyor. Bu yıl ilk kez düzenlenecek “Biyoteknoloji Konferansı” ile CPhI İstanbul, biyoteknoloji konusunda bölgedeki ülkelere ışık tutacak çalışmaları aktarmayı hedeflediklerini belirten Dükkancı; “CPhI İstanbul’da bu yıl bir ilki gerçekleştireceğimiz Bioteknoloji Konferansı’nda ilk gün “Yerel teşvikler, düzenlemeler ve Bio know-how konularına değineceğimiz Bioteknoloji Konferansı’nda, ikinci gün “Türkiye, Orta Doğu ve Kuzey Afrika bölgesinde başarılı pazar stratejileri, iş modelleri ve fiyatlandırma politikaları üzerine konuşmacılar yer alacak. Üçüncü gün ise “biyobenzer ilaçların geleceği, Ar-Ge ve biyobenzer ilaçların geliştirilmesi üzerine konuşmacılar konferansta yer alacak. İran, Cezayir, Suudi Arabistan, Etiyopya, Ürdün, Kanada, Kazakistan, Bahreyn, Hindistan ve Avrupa’dan birçok konuşmacıya ev sahipliği yapacağız. Türkiye, Orta Doğu ve Afrika bölgesinde başarılı pazara giriş stratejilerini Roche, Sanofi, Cinnagen, Turgut İlaç ve Amgen gibi sektörün önde gelen firmalarından dinleyeceğiz. Düzenleyeceğimiz vaka çalışmaları oturumunda ise Cezayir, Güney Amerika, Türkiye ve İran’daki stratejik pazarlama hakkında konuları gündeme taşıyacağız. Ek olarak; Türkiye, Etiyopya, Fas, Kazakistan, Birleşik Arap Emirlikleri, Cezayir ve Ürdün’den gelen Sağlık Bakanlığı ve Ruhsatlandırma
Kurumu (FDA) temsilcilerini de bu yıl CPhI İstanbul’da konuşmacı olarak ağırlayacağız. Konuşmacılar arasında yer alan Türkiye İlaç ve Tıbbi Cihaz Kurumu Başkanı Dr. Hakkı Gürsöz, “Yerel Teşvikler ve Türkiye’de Hükümet Fonları” konusuna değinirken, Pasteur Cezayir Enstitüsü Biyolojik Geliştirme Projeleri ve Cezayir Eczacılar Derneği Sekreteri ve Cezayir Sağlık Bakanlığı Hukuk Danışmanı Sorumlusu Genel Müdür Yardımcısı Yacine Sellam, “Biyoteknoloji konusunda gelişmekte olan piyasalardan alınan dersler, yerel biyolojik üretim geliştirme ve düzenlemelerde karşılaşılan zorluklar” konusunda vaka analizlerini inceleyecek.” dedi. T.C. Sağlık Bakanlığı Türkiye İlaç ve Tıbbi Cihaz Kurumu’nun (TİTCK) desteği, İlaç Endüstrisi İşverenler Sendikası’nın (İEİS) resmi ortaklığı ve DEVA Holding’in elmas, BD Medical Pharma’nın altın ve Koçak Farma’nın gümüş sponsorluğunda düzenlenen fuarın, ayrıca Türk İlaç ve Serum Sanayii, American Chemical Society, Shangai Acebright Pharma Group, Analitik Kimya ve MTM de sponsorları arasında yer alıyor.
35 March - April ‘17
Global pharmaceutical sector comes together in CPhI Istanbul CPHI Istanbul 2017, the global meeting point of the world’s pharmaceutical giants in Eurasia, will host the leading companies of the sector for the fourth time between 08 and 10 March, 2017 Developments in local manufacturing, regulatory stra-
harmaceutical, biosimilars and biobetters debated.
by MENA leaders and Government
chnology hub, the Government has put place a number
tegies, market entry and harmonisation to be debated
CPhI Istanbul – organized by UBM EMEA in partnership with Pharmaceutical Manufacturers Association of Turkey (IEIS) – returns to Turkey for its fourth edition with a new co-located event, BioPh to join ICSE, P-MEC
and InnoPack. Taking place 8-10th March 2017, the five-in-one event is expected to bring together over 4500
pharma industry leaders from 82 countries and 236 exhibitors.
This year, the MENA region’s most prestigious phar-
ma show is housed in a new venue – the Istanbul Expo Centre (IFM) – as CPhI Istanbul sees a huge 72% increase in floor space and exhibitors since its inauguration.
A rapidly emerging MENA biologics industry in both Turkey and the wider region sees key trends in biop-
36
March - April ‘17
With the goal of developing Turkey as an R&D and te-
of measures to stimulate expansion of biotechnology and biopharmaceutical activities. For example, incenti-
ve schemes covering as much as 50% of expenditures related to biopharm R&D, and many Turkish pharma manufacturers are seeing this as a major new revenue stream. The Biopharma conference launching at CPhI Istanbul is being undertaken with the full backing of
local and national Government. It will see three days of content-led sessions and 300 speakers and delegates discuss the opportunities for companies in Turkey and
the MENA region. The conference includes educational and analytical sessions on IP security, regulatory pro-
cedures and market strategies; as well as the future of biosimilars, clinical trials and R&D in the area.
The conference includes in-depth analysis and advice on ‘Turkey Local guidelines, incentives, and government funding in Turkey”, ‘Future of Biosimilars & Biobetters: regional and global outlook and sales forecast’ and ‘Regulatory Strategies: Addressing IP Issues’; and will also provide sessions on ‘Successful Market Strategies, Case Studies & Business Models’. Orhan Caglayan, Brand Director CPhI Istanbul at UBM EMEA, commented: “The Turkish pharma industry has grown a robust rate in the last few years and the return for the 4th edition of CPhI Istanbul incorporating BioPh, is opening many new opportunities for this domestic market and for regional exports. Turkey is now the fastest growing economy in the OCED and already posses the 8th largest pharma market in Europe. Biologics and biotechnology are now emerging as key trends alongside the industry’s core strengths in ingredients and solid dose drugs, where we have seen a steady rise in exhibitors.” Moreover, in the past, 50% of the pharma industry relied on imports, but increasingly both the government and manufacturers are looking to source local ingredients, which is driving increased interest for CPhI Istanbul. There are 80+ production facilities, with export markets for both ingredients and finished dose in central Asia and the Middle East. To help navigate these options CPhI Istanbul will also include several Roundtable discussions – with a panel of analysts, consultants, regulators, pharma companies and experts – on
the ‘drug registration processes’, ‘marketing channels’, ‘pricing and reimbursement’, and ‘business culture and economic outlook’ amongst others. The 12 sessions will analyse and discuss business critical and pharma market issues, with limited slots for 10 attendees at a time. Featured highlights at CPhI Istanbul 2017 include: • The C-suite Meet-up, promoted by Fortune Turkey magazine, will feature a panel discussion on the future of the industry from a ‘Risk and Opportunity’ standpoint. • After a successful first edition in 2016, the Matchmaking programme returns to help create new opportunities for the development of new business leads and collaborations. • Organized by Fortune Turkey, the Women networking meet-up gathers female executives from across the MENA pharma network to share experiences, trade knowledge, while exchanging leadership strategies from inspirational industry professionals. • The Exhibitor seminars will see exhibiting companies present their most innovative products and services to the media and visitors on the show floor. CPhI Istanbul is part of the Hosted Buyer Programme of the Turkish Ministry of Economy, which enables costs of eligible clients to be covered by the Ministry. The event is heavily supported by the Turkish Ministry of Health, Turkish Ministry of Economy and the Presidency of Administration of Small and Medium Sized Industrial Enterprises (KOSGEB).
37
March - April ‘17
Abdi İbrahim’de üst düzey üç kadın yönetici ataması 105 yıldır dokunduğu hayatları iyileştirmek için çalışmalarına ve yatırımlarına hız kesmeden devam eden Abdi İbrahim, toplumsal cinsiyet eşitliği konusundaki hassasiyetini son yaptığı üç atamayla bir kez daha ortaya koydu. Geçtiğimiz haftalarda toplumsal cinsiyet eşitliği alanındaki taahhütlerini Birleşmiş Milletler Kadının Güçlenmesi İlkeleri’ni imzalayarak bu alandaki çabasına bir yenisi ekleyen Abdi İbrahim’de önemli pozisyonlara üç kadın yönetici getirildi. Elif Elkin Abdi İbrahim Otsuka’ya atandı 105 yıldır dokunduğu hayatları iyileştirmek için tutkuyla çalışan Abdi İbrahim ve Japonya’nın en köklü ilaç şirketlerinden Otsuka’nın ortaklığıyla kurulan Abdi İbrahim Otsuka’nın Şirket Yöneticisi, Abdi İbrahim’de Kurumsal İletişim Direktörlüğü görevini yürüten Elif Elkin oldu. Elif Elkin, 2001 yılında Deva İlaç bünyesinde Ürün Müdürü olarak ilaç sektörüne adım attı. Elkin, bugün Eastpharma yapısı altında olan Deva İlaç’ta çeşitli satış ve pazarlama pozisyonlarında görev aldıktan sonra Saba İlaç’ın da Eastpharma Grubu’na dahil olması ile 2007 yılında Saba İlaç Genel Müdürü olarak atandı. Türk İlaç sektörünün lider firması Abdi İbrahim’de 2009 yılından bu yana sırasıyla Satış & Pazarlama Bölüm Müdürü, İş Geliştirme Müdürü, İş Geliştirme Direktörü ve Strateji Ofisi sorumluluklarını da üstelenerek Kurumsal İletişim Direktörü görevinde bulunan Elif Elkin, Abdi İbrahim Otsuka’nın Şirket Yöneticisi oldu.
Abdi yeni
İbrahim’in
Pazarlama
ve Satış Direktörü Figen Bilgen oldu 2017
yılı
Ocak
Sevgi Özalp Abdi İbrahim’in yeni Strateji ve İş Geliştirme Direktörü oldu Abdi İbrahim’de Strateji ve
ayı itibarıyla Abdi
İş Geliştirme Direktörlüğüne
ve Satış Direktörü
gi Özalp, iş hayatına Roche
İbrahim
Pazarlama
olarak
göreve
başlayan
Figen
Bilgen, iş hayatına Pfizer’de
Yönetici
Sevgi Özalp getirildi. Sevİlaç’ta Stratejik Planlama Uzmanı olarak başladı. Kariyerine ilaç sektörü ile giriş yapan
Adayı olarak başladı ve aynı şirkette farklı
Sevgi Özalp, daha sonra IMS
Sonrasında sırasıyla Sanofi’de Diyabet Satış ve
tadoğu, Kuzey Afrika ve Türkiye Bölgesi Satış Gücü Etkinliği
yöneticilik pozisyonlarında uzun süre görev yaptı.
Health’de Kilit Müşteri Yöneticisi, Kıdemli Danışman ve Or-
Pazarlama Direktörlüğü, MSD’de İş Operasyonları
Direktörü olarak görevini sürdürdü. Bu görevinin ardından
Direktörü
ve
Sandoz’da
Pazarlama
ve
Satış
Direktörü olarak çalışmalarını sürdürdü. Figen Bilgen, son olarak Abbott’ta Kardiyovasküler İş
altı sene boyunca GSK Türkiye’de İş Geliştirme, Stratejik Ortaklıklar ve Etkinlik Yönetiminden sorumlu Yönetim Kurulu
Birimi Direktörü olarak görev yaptı. Bilgen, 2017
Üyesi olarak görev alan Özalp, 2016 yılı Aralık ayından bu
Satış Direktörü olarak çalışmalarını sürdürüyor.
görev yapıyor.
yılı Ocak ayı itibariyle Abdi İbrahim Pazarlama ve
38
March - April ‘17
yana Abdi İbrahim Strateji ve İş Geliştirme Direktörü olarak
middle east & africa â„¢
NEW for 2018
September 2018 Abu Dhabi, United Arab Emirates
Çağın hızla yaygınlaşan tehdidi: Miyopi Akıllı telefon-tablet kullanımının artması ile miyopi olma 3,5 yaşına kadar geriledi Elinizdeki objeye en az 40 cm uzaktan bakın “Cep telefonuna, laptop, bilgisayar ve tablete en az 40 cm mesafeden bakmak çok önemli. Aynı şekilde kitap okurken de gözlerimize çok yaklaştırmamalı, 40 cm mesafeye dikkat edilmesi gerekiyor. Bu nedenle elinizdeki objeyi burun ucundan itibaren 2 karış mesafeden az kendinize yaklaştırmamaya özen gösterin.”
Acıbadem Bakırköy Hastanesi Göz Hastalıkları Uzmanı Dr. Emel Çolakoğlu
Teknolojideki baş döndürücü gelişme günlük yaşamda
pek çok işimizi kolaylaştırırken, bilinçli kullanılmadığında ise gözlerimizi sinsice ve ciddi boyutta tehdit ediyor. Öyle ki halk arasında ‘uzağı net görememe’ olarak ad-
landırılan miyopi, teknolojinin ilerlemesiyle çağın hızla yaygınlaşan bir tehdidi haline geldi. Acıbadem Bakırköy Hastanesi Göz Hastalıkları Uzmanı Dr. Emel Çolakoğ-
lu, Avrupa’da miyop sayısının 20 yılda iki kat arttığını, ülkemizde de miyopi görülme oranının yüzde 65’lere çıktığını belirtirken “Çağımızda akıllı telefon-tablet aktiviteleri ile miyopinin ortaya çıkma yaşı 3,5 yaşına ka-
dar geriledi. Okul dönemindeki çocuklarda okul dışında tablet ve telefon kullanımı çok yaygınlaştı. Yetişkinlerde de hem iş hem sosyal medyadan dolayı uzun süre telefon ve bilgisayar ekranına bakmak ciddi anlamda riski artırdı. Miyopiye karşı acil önlem almak şart” diyor.
40 March - April ‘17
Sosyal medyaya kilitlenmeyin “Siz siz olun sosyal medyada aralıksız ve uzun zaman geçirmeyin. Akıllı cihazların yaygınlaşması ile günlük hayatta her boşlukta yakına bakıyoruz ki bu durum miyopinin erken ortaya çıkması, varsa da hızlı ilerlemesine yol açıyor. Beraberinde yanma, batma ve kızarıklık gibi göz kuruluğu belirtileri de yaşanıyor.” Telefon ekranına karanlıkta çok bakmayın! Uyurken odanızın tam anlamıyla karanlık olmasına dikkat edin, gece lambasından kaçının! Ruhsal sağlığımız açısından olduğu kadar göz sağlığımız açısından da karanlıkta uyumak şart. Telefon ekranına bakarak yatmak, uygun mesafeyi (40 cm) ayarlamada problem yaratıyor. Karanlık ortamda cep telefonuna bakmak da uyum gücünün çok zorlanmasına ve kasların yorulmasına neden oluyor. Çocuğunuza tablet için süre kısıtlaması getirin “Okul döneminde olan çocuğunuz varsa, hafta içi ders dışı aktivitelerin dışında tablet ve telefon kullanımını kısıtlayın. Hafta sonu 1 saatlik kullanımı 15 dakikalık periyodlara bölün.”
Ne zaman gözlük takılmalı? “Miyopi en sık okul döneminde ortaya çıkıyor. Sonrasında erkek çocuklarda 12-16, kız çocuklarında ise 10-14 yaş arası ergenlik döneminde hızla artıyor, 24-25 yaşa kadar ilerleme olabiliyor. Miyopinin tespitinden sonra ilerlemelerin eşlik edeceği bir takip dönemi başlamış oluyor. Bu nedenle şikayet olmasa da 6 ayda bir kontrol gerekli. Dr. Emel Çolakoğlu “-0.25, -0.50 hatta -0.75 miyopilerde mümkünse günlük aktiviteleri düzenleyerek gözlük verilmeden takip yapılmalı ya da gözlük kullanımı sadece uzak aktivitelerle kısıtlanmalıdır. Yalancı miyopi ile ayırıcı tanısı yapılarak numara belirlenmelidir” diyor.
Lazerle tedavi yaygınlaşıyor Miyopide gözlük, kontakt lens ve cerrahi yöntem uygulanırken, günümüzde lazerle tedavi de giderek yaygınlaşıyor. Dr. Emel Çolakoğlu, göz hastalıklarının tedavisinde kullanılan pek çok lazer çeşidi olduğunu belirterek “Kırılma kusurlarının tedavisinde kullanılan excimer lazerdir. Excimer lazer, uygulama esnasında organik reaksiyonlarla korneanın belli bölümlerini incelterek etkisini gösterir. Hastanın ve gözdeki kusurun durumuna göre değişik uygulama şekilleri vardır. Uygulamalar bilgisayar denetiminde otomatik olarak yapılır. 25 yaşın bitiminden sonra bir yıl ara ile yapılan muayenede numarada artma olmaması durumunda ameliyata karar verilmelidir” diyor.
Tedavide yeni yöntem: Gece Lensi! Son yıllarda yeni bir tedavi yöntemi olan Ortokeratoloji de (Gece Lensi) umut veriyor. Yöntemin son 7 yıldır tüm dünyada uygulandığını belirten Dr. Emel Çolakoğlu “Ortokeratoloji; miyop ve miyop astigmatın tedavi edilmesi veya en aza indirilmesi için özel olarak tasarlanmış gaz geçirgen lenslerle, kornea denilen gözün şeffaf ön tabakasının şekillendirilmesi işlemidir. 4-5 numara miyopi ve 1,5 numara astigmata kadar olan numaralar sıfırlanmaktadır. 7 yaşından büyük çocuklar dahil her yaştan kişiye uygulanmaktadır. Gece yatarken takılıp, uyandıktan sonra çıkarılan Ortokeratoloji Lensi (Gece Lensi) ile kişi gün boyunca gözlük veya kontak lens kullanmadan net görebilmektedir” diyor.
41 March - April ‘17
Rapidly growing threat to the age: Myopia Increased use of smartphone-tablet and myopia decreased to 3.5 years The dizzying development in technology facilitates many of our daily lives, while if not used consciously it threatens our eyes slyly and seriously. So much so that the myopia among the population, which is called ‘no clear sight’, has become a rapidly growing threat to the world with the advancement of technology. Acıbadem Bakırköy Hospital Ophthalmology Specialist Emel Colakoglu stated that the number of myopia doubled in Europe in 20 years and the rate of myopia in our country increased to 65 per cent. “In our age, the age of emergence of myopin by my smart phone-tablet activities was reduced to 3.5 years. Out-of-school use of tablets and telephones was very common in school-age children. In adults, looking at the phone and computer screen for a long time due to both business and social media has risen seriously. It is imperative to take urgent measures against myopia. “ Look at the object in your hand at least 40 cm away “It is very important to look at your mobile phone, laptop, computer and tablet at least 40 cm away. While reading a book in the same way, do not get too close to our eyes, pay attention to 40 cm distance. For this reason, be careful not to bring the object in your hand at least 2 distances from the tip of your nose. “
When should I wear glasses? “Myopia occurs most often during school. Afterwards, boys are 12-16 years of age and girls are 10-14 years of age. After the detection of myopin, a follow-up period has begun to accompany the progress. Even though there is no complaint for this reason, a check is required every 6 months. Dr. Emel Çolakoğlu “-0.25, -0.50 or -0.75 myopics should be able to follow daily activities if possible, without glasses, or use glasses only with remote activities. The number should be determined by making a differential diagnosis with a false myopia. “
Do not lock into social media
“You, be social and do not spend a long time in social media. With the widespread use of smart devices, we
are looking at every aspect of daily life in close proximity, which leads to early onset of myopia, and even rapid progress. Together with burning, stinging and redness, there is also an eyewitness statement. “
Sleep in the dark, do not look at the phone screen in the dark!
Make sure your room is completely dark when you
are asleep, avoid night lights! We have to sleep in the darkness in terms of our eyesight as much as we are in terms of our spiritual health. Lying on the phone screen
is a problem when setting the appropriate distance (40
cm). Looking at the mobile phone in the dark environment also makes it difficult for you to adapt and your muscles get tired.
Give your child time constraint for tablet
“If you have a child in school, limit the use of tablets and phones outside of weekday extracurricular activi-
ties. Divide the 1-hour use of the week into 15-minute periods. “
Lazar treatment is becoming common
While myopia glasses, contact lenses and surgical methods are being used, laser therapy is becoming more common nowadays. Stating many laser types used in the treatment of eye diseases, Dr. Emel
Colakoglu said: “The excimer laser used in the treatment of refractive
errors. The excimer laser has an effect by examining certain parts of the cornea with organic reactions during application. Different
forms of administration are available depending on the condition of the patient and the defect in the eye. Applications are performed
automatically in computer control. If there is no increase in the number of examinations done at the end of the 25th year after a year, the decision should be made.”
New method of treatment: Night Lens!
In recent years, Orthokeratology (Night Lens), which is a new treatment method, gives hope. The method has been applied all over the world for the last 7 years. Emel Colakoglu said, “Orthokeratology is the process of shaping the transparent frontal layer of the eye, called the cornea, with gas permeable lenses specially designed to treat or reduce myopia and myopia astigmatism. Numbers up to 4-5 number myopia and 1.5 diopters of astigmatism are reset. It applies to all ages, including children over 7 years of age. With Orthokeratology Lens (Night Lens), which is worn while lying on the bed at night and wake up, the person can see the net without using glasses or contact lenses during the day.”
42 March - April ‘17
AG
I L G A IZ S
K
A B L E IS
IS K E GI V
AGIZ BAKIM SETI
ISLAK MENDIL
AM T A IMD
SAC FIRCASI
ET B A IS
Sabahları görülen baş ağrısına dikkat! Sık tekrarlayan ve özellikle sabah saatlerinde yoğunlaşan şiddetli baş ağrısı, beyin tümörü habercisi olabilir İkincil baş ağrıları beyinden kaynaklanır “Bazı ağrılara çok dikkat etmek gerekiyor. Biz bunlara ikincil baş ağrıları diyoruz. Ağrı özellikle sabahları ortaya çıkıyor. Nedeni şu; kafa içi basınç artışı, özellikle uykudayken nefes alıp vermenin azalması nedeniyle genel vücutta bir ödem oluşuyor. Eğer beyinde yer kaplayan bir lezyon varsa bir ödem oluşuyor ve bu ödem sabahları artıyor. Hasta uyandığında baş ağrısı, kusma oluyor ve öğleye doğru hasta rahatlıyor. Bu tür bulgular varsa mutlaka bir doktora ulaşmak gerekiyor. Çünkü bu tür bulguları olan insanlarda mutlaka bir görüntüleme yapmak lazım.”
Ufuk Üniversitesi Beyin ve Sinir Cerrahisi Uzmanı Prof. Dr. Ersin Erdoğan Baş ağrısı şikâyeti sık tekrarlıyorsa mutlaka incelenmesi gerekiyor. Çünkü beyin tümörlerinin yüzde 60-70’inde
baş ağrısı ilk semptom olarak kendini gösteriyor. Ufuk Üniversitesi’nden Beyin ve Sinir Cerrahisi Uzmanı Prof.
Dr. Ersin Erdoğan, toplumun neredeyse yüzde 80’ini ilgilendiren baş ağrıları ve nedenleri hakkında önemli bilgiler veriyor.
Yedi gün süren ağrılarınız varsa…
“Baş ağrılarının büyük bir kısmı beyin tümörü anlamına gelmiyor. Baş ağrısını iki türlü incelememiz gerekiyor. Birincisi primer baş ağrısı dediğimiz birincil baş ağrı-
ları. Bunların içerisine migren, kronik günlük baş ağrısı, kinetik baş ağrısı dediğimiz ağrılar giriyor. Kronik baş ağrısına bakarsak bunlar arasında tek taraflı olma-
sı, şiddetli ağrının olması ve tekrarlaması söz konusu. Bayanlarda migren oranı yüzde 20’ye yakın, erkekler-
de yüzde 6-10 arasında değişiyor. Bu ağrılarla birlikte bulantı kusma da olabiliyor. Hastalar bu ağrıyı çektiği
zamanlarda ışığa, gürültüye hassas oluyorlar. Bunların yanında gerilim tipi baş ağrıları var. Bunlar 30 dakika ile 7 gün arasında değişebiliyor.”
44
March - April ‘17
Bu ağrının diğer ağrılardan ayırt edici bir özelliği var mı? “Bu ağrının diğer baş ağrılarından farklı olması gerekiyor. Migreni olan bir hasta aynı ağrıları devam ediyorsa ona bir şey yapmaya gerek yok, tedavisi zaten devam ediyordur. Fakat keskin, ani başlayan bir baş ağrısı varsa hasta ‘hayatımda ilk defa bu kadar şiddetli ağrım oldu’ diyorsa, kafa içindeki baloncuk denilen anevrizmaların patlaması olabilir. Bu tür bir ağrı varsa bir doktora müracaat etmek gerekir. Özellikle bir nöroloğa gitmeli. Fakat, beyin tümöründe olan baş ağrıları özellikle sabahları olan baş ağrılarıdır. Beyin tümöründe ağrının yanında hastada şuurda bozukluklar, algılama problemleri, epileptik nöbetler olabilir. Görme ve duyma ile ilgili nöbetler tümörün yerine göre, tümör neredeyse beynin o kısmı ne yapıyorsa onunla ilgili problemler de kendini gösterebilir.”
Pay attention to headaches in the morning! Severe headache, which is frequent and especially intense in the morning, may be a brain tumor reporter
Prof. Dr. Ersin Erdogan, Ufuk University School of Medicine, Department of Neurosurgery
If the headache repeats the complaint frequently, it must be examined. Because 60-70% of brain tumors, headache is the first symptom. Ufuk University School of Medicine, Department of Neurosurgery, Prof. Dr. Ersin Erdogan informs about headaches and causes that concern almost 80 percent of the population. If you have pain for seven days ... “A great deal of headache does not mean brain tumors. We need to examine headache in two ways. Primary primer headache is primary headache. These include migraines, chronic daily headaches, kinetics headache. If you look at chronic headache, it is unilateral among them, severe pain and repetition. The rate of migraines in women is close to 20 percent, and men vary between 6 and 10 percent. Nausea and vomiting can also occur with these aches. Patients are sensitive to light, noise when they take this pain. Besides these, there are tension type headaches. These can range from 30 minutes to 7 days.” Secondary headaches arise from the brain “We need to pay attention to some pain. We call these secondary headaches. The pain appears especially in the morning. The reason is; An increase in intracranial pressure, and an edema in the general body, especially
due to decreased breathing during sleep. If there is a space-occupying lesion in the brain, an edema is for-
med and this edema is increasing in the morning. When the patient wakes up, headache, vomiting occurs and the patient relaxes at noon. If such findings are found,
it is absolutely necessary to reach a doctor. Because people with this kind of findings should definitely do a screening. “
Is this pain a distinctive feature of other aches?
“This pain should be different from other headaches. If a patient with migraine has the same pain, there is no
need to do anything to him, the treatment is already on-
going. But if there is a sharp, sudden onset of headache, the patient may say “the first time I have such a pain in my life,” aneurysms called bubbles in the head may exp-
lode. If you have this kind of pain, you should consult a doctor. Especially a neurologist should go. However,
the headache in the brain tumor is especially the heada-
che in the morning. In addition to pain in the brain tu-
mor, the patient may have disorders in consciousness, detection problems, epileptic seizures. Seizures related
to sight and hearing can be manifested by the tumor’s location, and if the tumor is almost part of the brain, problems with it can manifest itself. “
45 March - April ‘17
|
(NEM ALMA CİHAZLARI)
TÜRKİYE DİSTRİBÜTÖRÜ www.nabiztip.com
Nebulizatörler
Ateş Ölçerler
TÜRKİYE DİSTRİBÜTÖRÜ www.nabiztip.com
İEİS, ilaç endüstrisinin duayen ismi Kaya Turgut’un 90. yaşını kutladı birlikte çalıştım. Bu endüstri onlarla gelişti. Şimdi sizler beni yalnız bırakmıyorsunuz. Böyle mutlu bir hayat her endüstride, her sanayi kolunda inanın yaşanmıyor. Böyle bir geceyi bana yaşattığınız için müteşekkirim size. Umarım ileride çok daha güzel günler görür çok daha güzel işler yaparsınız ve bu ülkenin gururu olan ilaç endüstrisini tüm dünyaya gösterirsiniz. 90 yaşıma gelmeme rağmen ben bu endüstri için mücadeleye sonuna kadar devam edeceğim.” dedi.
Türkiye ilaç endüstrisinin duayen isimlerinden, Fako ve Turgut İlaç’ın kurucusu, uzun yıllar İEİS Başkan Yardımcılığı ve Başkanlığı görevlerini yürüten, İEİS Onur Başkanı Kaya Turgut’un 90. yaş günü, sektörün önde gelen isimlerinin katıldığı bir davetle kutlandı. Gecede konuşma yapan ve Kaya Turgut isminin, sadece ilaç sektörü için değil, Türk iş dünyası için de bir ilham kaynağı olduğunu söyleyen İEİS Yönetim Kurulu Başkanı Nezih Barut; “Kaya Turgut’un elini attığı her iş bize göre bir ders kitabıdır.” dedi. Kaya Turgut ise yaptığı konuşmada bir endüstriyi kurmanın ve yaşatmanın zorluğuna değindi. Turgut; “Şu an burada bulunan çok sevgili arkadaşlarımın anneleri, babaları, amcaları, dayılarıyla
Hayatın ilk 1000 gününün önemi için “Geleceğin Ayak İzleri Zirvesi” İnsan yaşamındaki ilk 1000 günün önemine dikkat çekmek amacıyla Hayaller Fabrikası tarafından her yıl Nisan ayında gerçekleştirilen “Geleceğin Ayak İzleri – İlk 1000 Gün Zirvesi”nin ikincisi bu yıl 5 Nisan 2017 tarihinde Point Otel Barbaros’ta düzenlenecek. 2016 yılında geniş bir katılımla gerçekleşen İlk 1000 Gün Zirvesi’nin paylaşım içinde olduğu kesimleri ebeveynler, meslekleri gereği anne ve bebeklerle ilgilenen profesyoneller, sivil toplum kuruluşlarının yöneticileri, etkileşimi yüksek sosyal medya kullanıcıları ve medya mensupları oluşturuyor. Zirveye sponsorluk desteğinin de
48
March - April ‘17
çok güçlü olduğunu ifade eden Hayaller Fabrikası’nın Ajans Başkanı Şebnem Öğredik Çavuşoğlu, zirvenin ana sponsorluğunu GSK Türkiye, sponsorluklarını Nutricia, Bepanthol Baby, Lansinoh, L’oreal, Yaşam Bankası ve Mamaped, iletişim sponsorluğunu Haber Atölyesi, SmartOffice ve sodamedya, araştırma sponsorluğunu ise DORinsight’ın üstlendiğini belirtti. Zirvenin İstanbul Koruyucu Aile Derneği’ni desteklediğini ve bir panelde ‘koruyucu aile’ konusunun ele alınacağını ifade eden Çavuşoğlu, sivil toplum kuruluşlarına da katkı sağlamayı amaçladıklarını belirtiyor.
“Epilepsi İçin Bak” Türk Epilepsi ile Savaş Derneği’nden dikkat çeken kampanya
B
eyinde var olan elektriğin aşırı artması ile ortaya çıkan epilepsi tedavi ve kontrolü sağlanmadığında hem kişinin yaşam kalitesini bozuyor hem de hastalığın ekonomik yükünü giderek arttırıyor. Dünyada 50 milyon, Türkiye’de ise 750 bin kişiyi etkilediği öngörülen epilepsinin görülme sıklığı ülkedeki hızlı nüfus artışı, akraba evlilikleri gibi etkenler nedeniyle sürekli artıyor. Türkiye’de her yıl ortalama 30 bin kişiye epilepsi teşhisi konuyor. Türk Epilepsi ile Savaş Derneği Başkanı, İ.Ü. Cerrahpaşa Tıp. Fak. Nöroloji A.D. Prof. Dr. S. Naz Yeni, epilepsi alanında Türkiye’de ilk kez yapılan hastalık yükü çalışmasına değindi. Araştırma sonuçlarına göre epilepsinin diğer kronik hastalıklar gibi ekonomi üstünde büyük bir yüke sahip olduğuna değinen Prof. Dr. Yeni; “Parsiyel, jeneralize ve sınıflandırılamayan epilepsi nöbeti geçiren hastaların tanı, tedavi, izlem ve acil servis hizmetlerinin toplam maliyetleri uzman hekim görüşlerinden hareketle belirlenmiş olup, bir epilepsi hastası için 1 yıllık ortalama maliyet 5.700,72 TL olarak bulunmuştur.’’ dedi. “Türkiye’de toplam 194.127 çalışan epilepsi hastası
50
March - April ‘17
olduğu öngörülmektedir. Yapılan araştırmaya göre; en fazla çalışan epilepsi hastası grubu 25-40 yaş arasında olup, sadece işe gidememeleri nedeni ile oluşan indirekt maliyet ise 31 milyon 850 bin TL civarındadır” diyen Prof. Dr. Yeni, epilepsi tedavisinde nöbet tekrarını ve sıklığını engelleyen ilaçların kullanımının hastanın yaşam kalitesinin yanında genel ekonomiye de katkısı olduğuna değindi. Epilepsi için destek çağrısı Dünya Epilepsi Günü kapsamında UCB Pharma’nın koşulsuz katkılarıyla hayata geçirdikleri “Epilepsi İçin Bak” projesi ile kamuoyunun dikkatini epilepsi hastalığına çekmek istediklerini, kampanyanın epilepsinin global rengi mor ve bakış açısını değiştirmeyi temsil eden gözlük ikonuyla birleştirildiğini anlatan Prof. Dr. Yeni, “Kampanya kapsamında İstanbul başta olmak üzere Ankara, İzmir ve Şanlıurfa gibi illerdeki alışveriş merkezlerinde bilinçlendirme stantları açıyor; bilgilendirici broşürler ve mor gözlüklerimizi dağıtarak hastalığa dikkat çekiyoruz” diye konuştu.
“Look for Epilepsy” Turkish Chapter of International League Against Epilepsy organizes an attracting attention campaign When epilepsy is not treated and controlled by the excessive increase of the electricity in the brain, it both damages the quality of life of the person and gradually increases the economic burden of the disease. 50 million in the world, 750 thousand people in Turkey, the impact of the estimated epilepsy the frequency of the country’s rapid population growth, due to factors such as relatives marriage is constantly rising. Every year in Turkey an average of 30 thousand people are diagnosed with epilepsy. A.D. Prof. Dr. S. Naz Yeni, President of Turkish Chapter of International League Against Epilepsy, I.U. Cerrahpasa Medical School The faculty of Neurology, informed about the study of disease burden for the first time in Turkey in the field of epilepsy. According to research results, epilepsy, like other chronic diseases, has a great burden on the economy. Dr. Yeni said; “The total cost of diagnosis, treatment, follow-up and emergency services of patients with partial, generalized and non-classifiable epileptic seizures has been determined by the opinion of specialist physicians and the average annual cost for an epileptic patient was found to be 5,700,72 TL. It is predicted that there are 194.127 working epileptic patients in Turkey. According to the survey; The highest number of working epilepsy patients between the ages of 25-40, and the only indirect costs caused by the reason for not going to work is around 31 million 850 thousand TL.” In the new epilepsy treatment, it was reported that the use of medications that inhibit the repetition and frequency of seizures contributed to the overall quality of life as well as the quality of life of the patient. Call for support for epilepsy World Epilepsy Day within the context of UCB Pharma’s unconditional contributions to the “ Look for Epilepsy “ project, the public with the epileptic attention to the project that they want to attract, the campaign’s epilepsy, the global color of vision and representing the changing eyeglasses icon representing the union. Dr. Yeni said, “Within the scope of the campaign we distribute informative brochures in consciousness-raising stands in some cities such as Istanbul, Ankara, Izmir and Sanliurfa, shopping centers, and we use purple eyeglasses.”
51 March - April ‘17
200’den fazla doğumsal kalp hastalığı var! Türkiye’de her yıl yaklaşık 15 bin bebek Kalp hastalığı ile dünyaya geliyor Dünyada her yıl 1 milyon, ülkemizde de 13-15 bin bebek doğumsal kalp hastalığı ile dünyaya geliyor. Kimi zaman bebek doğar doğmaz müdahale edilmesi gereken kimi zaman da yetişkin yaşlara kadar belirti vermeyen farklı türlerdeki kalp hastalıklarının erken teşhisi çok önemli. Acıbadem Üniversitesi Çocuk Kalp Damar Cerrahisi ve Acıbadem Bakırköy Hastanesi KVC Bölüm Başkanı Prof. Dr. Tayyar Sarıoğlu, kalp hastalığıyla dünyaya gelen minik bebeklerin tanı ve tedavileriyle ilgili bilgi veriyor. 200’den fazla doğumsal kalp hastalığı var! Doğumsal kalp hastalıklarının birçok nedeni olabiliyor; kalbin odacıkları arasındaki delikler, kalp kapakçıkları arasındaki darlık ve yetersizlikler, karıncık ve kulakçıkların gelişim bozuklukları bunlardan sadece bir kısmı. 200’den fazla çeşit doğumsal kalp hastalığı olduğunu söyleyen Prof. Dr. Tayyar Sarıoğlu, teşhis ve tedavi yöntemlerindeki gelişmeler sayesinde her 10 çocuktan 9’unun tedavi edilebileceğini ve sağlıklı bir hayat sürebileceğini belirtiyor. Anne karnında 16. haftadan itibaren tespit edilebiliyor Doğumsal kalp hastalıklarının çoğunun teşhisinde, anne karnındaki bebeğin kalbi fetal ekokardiyografi ile 16. haftadan itibaren görülebiliyor. Bu incelemede kalp ve damarlarla ilgili bozukluklar tespit edilebiliyor. Doğumsal kalp hastalığı tespit edilen bebeklerin çoğunda kalp ameliyatları ve girişimsel tedavilere ihtiyaç duyulduğunu belirten Prof. Dr. Tayyar Sarıoğlu; “Bu nedenle risk grubu içindeki annelerin hamilelik sırasında fetal ekokardiyografi ile incelenmesi büyük önem taşır. Bazı hastalarda kalp ve damarlardaki basınç ve akımları ölçmek için kateter ve anjiografi gerekebiliyor. Ayrıca bilgisayarlı tomografi ve manyetik
52 March - April ‘17
rezonans tetkikleri ile; kalp ve akciğer anatomisi, dolaşımı ve damarsal anomalileri tespit etmek mümkün olabiliyor. Bunlara ek olarak elektrokardiyografi ve efor testiyle de gerekli bazı ilave bilgiler elde edilebiliyor” diyor. Ameliyatsız tedaviler de uygulanabiliyor Hastaların çok büyük bir kısmı kalp ameliyatları ve girişimsel tedavilere ihtiyaç gösteriyor. Akciğer - kalp makinasının kullanıldığı açık kalp ameliyatlarında, kalbin ve akciğerlerin işlevi geçici bir süre akciğer - kalp makinesi tarafından sürdürülüyor. Bu esnada kalp durdurularak kalp ve damarlardaki tamirler yapılıyor. Bazı kapalı kalp ameliyatlarında akciğer - kalp makinesine ihtiyaç duyulmadan da tamir gerçekleştirilebiliyor. Belirli bazı anomalilerde göğsün yan tarafından yapılan küçük kesilerle (minimal invaziv) kalbe ulaşılarak ameliyat yapılabiliyor. Bu tür ameliyatlarda hastanede yatış ve iyileşme süresi çok daha kısa oluyor. Bazı durumlarda “girişimsel prosedür” denilen yöntemlerle kateter yolu ile ameliyatsız tedavilerin de uygulanabildiğini belirten Prof. Dr. Tayyar Sarıoğlu; “Kalpteki bazı delikler bu yolla kapatılabiliyor, kapak ve damarlardaki darlıklar genişletilebiliyor, bazı damar açıklıkları ve anormal damar tıkanabiliyor ve bazen suni kapaklar yerleştirilebiliyor. Ameliyat ve tedavilerin başarıyla sonuçlanması; çocuk kardiyolojisi, kalp cerrahisi, çocuk hastalıkları ve yenidoğan doktorlarının ile sağlık ekiplerinin bir arada çalışması ile mümkün oluyor” diyor. İlk 1 ay içinde yapılacak tedaviler hayat kurtarıyor Doğumsal kalp hastalığı ile doğan her 3 bebekten biri doğumdan sonraki ilk 1 ay içinde ciddi belirtiler gösteriyor. Bu bebeklerin acil ameliyata alınması gerekebiliyor. Bu nedenle ilk 1 ay içerisindeki yapılacak ameliyat ve tedaviler hayat kurtarıyor.
More than 200 congenital heart disease! Approximately 15 thousand babies with heart disease come to the world each year in Turkey Every year in the world 1 million, 13-15 thousand babies in our country with congenital heart disease comes to the world. Early diagnosis of heart diseases in different species is very important, as sometimes the baby is born and needs to be intervened and sometimes does not give symptoms until adult ages. Acıbadem University Children’s Cardiovascular Surgery and Acıbadem Bakirkoy Hospital KVC Head of Department Dr. Tayyar Sarioglu gives information about diagnosis and treatment of tiny babies coming to the world with heart disease. There are more than 200 congenital heart disease! Congenital heart diseases can have many causes; holes between the chambers of the heart, constrictions and insufficiencies between the heart valves, developmental disturbances of the ventricles and atria are only some of them. Declaring that there are more than 200 kinds of congenital heart disease, Professor. Dr. Tayyar Sarioglu said, through the development of diagnostic and treatment methods, 9 out of every 10 children can be treated and can live a healthy life says. It can be detected in the mother’s womb from the 16th week In the diagnosis of the majority of congenital heart diseases, the baby’s heart can be seen from the 16th week by fetal echocardiography. In this examination, heart and vein related disorders can be detected. Congenital heart disease detected in the majority of infants heart surgery and interventional treatment is needed, indicating that Prof. Dr. Tayyar Sarioglu; “For this reason, it is of utmost importance to examine the maternal mortality during fetal echocardiography during pregnancy. Some patients may need catheter and angiography to measure pressure and currents in the heart and veins. With computerized tomography and magnetic resonance imaging, Heart and lung anatomy, circulation and vascular anomalies. In addition, some additional information is available by electrocardiography and effort testing.”
Non-surgical treatments can also be performed The vast majority of patients require cardiac surgeries and interventional treatments. In open heart surgery where a lung - heart machine is used, the function of the heart and lungs is temporarily maintained by the lung - heart machine. During this time, the heart is stopped and repairs are made to the heart and veins. Some closed heart surgeries can be repaired without the need for a lung - heart machine. In certain anomalies, small incisions (minimally invasive) made by the side of the chest can be reached and the operation can be performed. In these types of surgery, the length of hospitalization and recovery is much shorter. In some cases, “interventional procedures” called methods of catheter-free procedures can be applied, indicating that non-surgical. Dr. Tayyar Sarioglu said; “Some holes in the heart can be closed in this way, narrowing of the lids and veins can be widened, some vessel openings and abnormal veins can be occluded and occasionally artificial lids can be placed. Successful results of surgery and treatment; Pediatric cardiology, cardiac surgeons, pediatric diseases and newborn doctors and health teams work together.” Treatments to be made in the first month save lives One out of every 3 babies born with congenital heart disease shows serious symptoms within the first month after birth. These babies may need to be taken into immediate action. For this reason, surgery and treatments within the first month save lives.
53 March - April ‘17
Berko Çocuk Tiyatrosu ve İstanbul İl Milli Eğitim Müdürlüğü İşbirliği
Berko Çocuk Tiyatrosu, çocukların sosyal gelişimine katkı sağlamayı, sanat gelişimine aracı olmayı ve sağlıklı beslenmenin önemi hakkında toplum bilinci oluşturmayı amaçlayarak üç sezondur minik tiyatroseverler ile ücretsiz olarak buluşuyor Berko Çocuk Tiyatrosu üçüncü sezonunda İstanbul İl Milli Eğitim Müdürlüğü’yle işbirliği gerçekleştirdi. Ba-
sın önünde gerçekleşen bir törenle duyurulan işbirliği kapsamında, İstanbul ili içerisinde 10 ilçede belirlenen
ilkokul ve ortaokul düzeyindeki okullarda Berko Çocuk Tiyatrosu’nun oyunu “Berfu’nun Rüyası” çocuklarla bu-
luşacak. İstanbul’da özellikle göç alan ilçelerde 3-9 yaş
önemi hakkında toplum bilinci oluşturmayı amaçlıyor. Şimdiye kadar 30 ayrı sahnede toplam 55 oyun olarak sahnelenen Berko Çocuk Tiyatrosu, çocuklara ve onların ailelerine ücretsiz olarak ulaşıyor ve ulaşmaya devam ediyor. Berko Çocuk Tiyatrosu 2016 yılında Junior Chamber International (JCI)’ın ikincisini düzen-
arası öğrencilere ulaşacak olan tiyatro, çocukların sos-
lediği “Uluslararası Kurumsal Sosyal Sorumluluk Ödül-
sanat gelişimine aracı olmayı ve sağlıklı beslenmenin
ödüle layık görüldü.
yal gelişimine katkı sağlamayı, çocukların ve ailelerinin
leri (ICSR)” kapsamında, “kültür ve sanat” kategorisinde
Berko Children’s Theater and Istanbul Provincial Directorate of National Education cooperation Berko Children’s Theater meets free of charge with three small-time theater lovers, aiming to contribute to the social development of children, to become an instrument of art development and to create community awareness about the importance of healthy eating Berko Children’s Theater collaborated with the Istanbul Provincial Directorate of National Education during the third season. Within the scope of cooperation announced with a ceremony held in front of the press, Berko Children’s Theater’s play “Berfu’s Dream” will meet with children in primary and secondary school-level schools determined in 10 provinces within the province of Istanbul. The theater, which will reach the students aged between 3 and 9, especially in the districts where immigration takes place in Istanbul, aims to contribute to the social development of children, to be an agent for
56
March - April ‘17
the art development of children and their families, and to create community awareness about the importance of healthy eating. Berko Children’s Theater, which is staged as a total of 55 games in 30 different scenes up to now, reaches children and their families free of charge and continues to reach them. Berko Children’s Theater was deemed worthy of the “Culture and Art” category in the “International Corporate Social Responsibility Awards (ICSR)” organized by Junior Chamber International (JCI) in 2016.
AstraZeneca Türkiye, “İnsana Saygı” ödülü aldı İnsan kaynakları alanında yürütülen başarılı çalışmaları öne çıkarmak amacıyla her yıl iş başvurularını en hızlı ve en yüksek oranda yanıtlayan, en çok başvuru alan ve en çok istihdam oluşturan şirketlere verilen 16. Kariyer.net İnsana Saygı Ödülleri, 22. İnsan Kaynakları Zirvesi’nde sahiplerini buldu. Kariyer.net İnsana Saygı ödülüne layık görülen 227 firmadan biri de AstraZeneca oldu. AstraZeneca Türkiye İnsan Kaynakları Direktörü Feyza Aysan ödül hakkında şunları söyledi; “AstraZeneca İnsan Kaynakları Ekibi olarak sürdürülebilir başarıyı hedefleyen, yenilikçi ve üretken bir insan kaynakları anlayışına sahibiz. Yeni trendleri takip edip AstraZeneca’ya uyarlayarak, çalışanlarımızı iş hayatlarında destekliyoruz ve başarılı olmalarını sağlayacak fırsatlar oluşturmak için çalışıyoruz. “İnsana saygı” ilkemizin bir parçası olarak çalışanlarımızın bağlılığının düzenli olarak ölçüldüğü ve geri bildirimlerinin alındığı anketler yapıyoruz. İnsan kaynakları alanında kısa ve orta vadede hedefimiz, önümüzdeki yıllarda da yenilikçi ve eşitlikçi uygulamalarla birlikte “En İyi İşyeri” olma stratejimiz doğrultusunda ilerlemek. Her şeyden önce insana değer veren bir şirket olarak bu hedefimiz doğrultusunda emin adımlarla ilerlerken çalışanlarımız dışında şirketimize başvuran adaylar nezdinde de bu ödüle layık görülmek gücümüze güç kattı.”
AstraZeneca Turkey was awarded Human Respect Award by Kariyer.net Responding to job applications the fastest and highest rate every year in order to highlight the successful work carried out in the field of human resources, the 16th Kariyer.net Human Respect Award, awarded to the most frequent applicants and the most employment-generating companies, found its owners at the 22nd Human Resources Summit . AstraZeneca was one of the 227 firms awarded with the Human Respect Award by Kariyer.net. AstraZeneca Turkey Human Resources Director Feyza Aysan said about the award; “As the AstraZeneca Human Resources Team, we have an innovative and productive human resources approach that targets sustainable success. By following new trends and adapting
58
March - April ‘17
them to AstraZeneca, we support our employees in their business lives and work to create opportunities that will ensure their success. As part of our “Human Respect” prime ministry, we are conducting surveys of our employees’ commitment to regularly measuring their feedback and receiving feedback. We aim to achieve our goal in the short and medium term in the field of human resources and in the coming years in line with our strategy of being the “Best Workplace” together with innovative and equitable practices. Above all, as a company that values humanity, we have the power to be worthy of this award in front of our employees who apply to our company while we are proceeding with sure steps in this direction.”
Alfa Laval TJ40G temizlik süresini ve masraflarını azaltıyor İlaç, ev ve kişisel bakım sektörlerindeki kritik hijyen uygulamalarında üstün tank temizleme performansı Alfa Laval TJ40G Döner Jet Başlıklı tank temizleme makinesi, döngü süreleri ile enerji, su ve temizlik malzemesi masraflarını azaltırken kalıntıları ortadan kaldırıyor. Alfa Laval TJ40G, yiyecek, süt ve süt ürünleri, içecek, ilaç, ev ve kişisel bakım sektörlerindeki kritik hijyen uygulamalarında tank temizleme performansı için çıtayı yükseltiyor. Alfa Laval TJ40G’nin sunduğu yenilik, cihazın kendi içini ve dışını kendi kendine temizleme işlevi ile tank içini %100 kapsaması. Alfa Laval Tank Temizleme Ürün Portföyü Yöneticisi Kim Kjellberg; “Yeni Alfa Laval TJ40G’den döner jet başlığı sayesinde olağanüstü seviyelerde tank temizleme performansı bekleyebilirsiniz. Artan hijyen seviyesi taleplerine yanıt vermek için tasarlanan kendi kendini temizleyen sistem, makine konisinin temiz olmasını sağlayan ve bu yolla diğer temizlik cihazlarının kaçırabileceği kalıntıları ortadan kaldıran göbekteki küçük delikler gibi birçok özelliği ile daha etkili.” diyor. Alfa Laval TJ20G, yeni Alfa Laval TJ40G ile tamamlanıyor. Her iki ürün de benzer teknolojilere göre daha hızlı ve etkili yıkama performansı sayesinde aynı olağanüstü seviyelerde temizlenebilme özelliği ve ürün kalitesi ile önemli düzeyde enerji, su ve temizlik malzemesi tasarrufu sağlıyor. Ancak, Alfa Laval TJ40G 50 metreküpten başlayıp 500 metreküpü geçen hacimlerdeki büyük tanklarda kolayca çalışırken Alfa Laval TJ20G ise 15 ve 150 metreküp arasındaki hacimlere sahip küçük tanklarda çalışabiliyor.
Optimum temizleme modeli temizlik maddesi kullanımını azaltıyor
Dört püskürtme nozülüne sahip Alfa Laval TJ20G’nin döner jet başlığı statik sprey topu teknolojisine göre tankı %60 daha hızlı temizliyor ve üretimde çalışma süresini artırıyor. Ayrıca daha hızlı temizlemesinden dolayı Alfa Laval TJ40G daha az su ve temizlik malzemesi tüketerek işletim maliyetlerini %70’e varan oranda düşürüyor. Alfa Laval TJ40G Döner Jet Başlığının sekiz döngülü temizleme modeli, temizleme döngüsü ilerledikçe daha da yoğun bir hale geliyor ve temizlikte tüm alanın kaplanmasını sağlıyor. Temizlikte olağanüstü sonuçlar elde etmek için jet akışının güçlü mekanik etkisini kullanan Alfa Laval TJ40G, benzer CIP yöntemlerine göre daha az zaman, enerji, su ve temizlik malzemesine ihtiyaç duyuyor. Zorlu tank kalıntıları ve temizleme sıvılarındaki 1 mm’ye kadar katılarla baş edecek güce sahip Alfa Laval TJ40G, temizleme döngüsü tamamlanmadan önce temizlik maddesinde tekrar sirkülasyona girebilecek parçacıkların hem büyüklüğü, hem de miktarı açısından özellikle bira üretimi uygulamaları gibi zorlu proses hatlarında bu çok önemli.
60 March - April ‘17
Uyku Laboratuvarı
|
Gün Işığı Lambaları
Kızılötesi Lamba
TÜRKİYE DİSTRİBÜTÖRÜ www.nabiztip.com
Süt Pompaları
Bebek Telsizi
Beslenme
|
Ağırlık
Ateş Ölçerler
TÜRKİYE DİSTRİBÜTÖRÜ www.nabiztip.com
Gereksiz antibiyotik kullanımı astım ve alerjik hastalıkları artırıyor Gereksiz antibiyotik kullanımının astım ve alerjik hastalıkları arttırdığına dikkat çeken Alerji Uzmanı Prof. Dr. Ahmet Akçay; Sağlık Bakanlığı tarafından antibiyotiklere yapılan yeni düzenlemenin yararlı olduğunu vurguluyor devreye sokar ve alerjiye eğilim azalır. Çocuğun bağışıklık sistemi gelişirken az mikropla karşılaşması ve mik-
roplarla karşılaşsa da hemen antibiyotik kullanmaya başlanması, alerjik hastalıkları arttırır. Çünkü bağışıklık
sistemi zayıflayınca alerji artar, alerji artınca bağışıklık
sistemi zayıflar. Gribal enfeksiyonlar, virüsler nedeniyle geliştiği için antibiyotikler yarar sağlamaz. Özellikle 2
haftayı geçmeyen ve ateşsiz olan öksürük durumlarında antibiyotik kullanımına gerek yoktur.”
“Astım gelişiminde genetik faktörler önemlidir”
Prof. Dr. Ahmet Akçay; anne veya babada astım, alerjik Alerji Uzmanı Prof. Dr. Ahmet Akçay
nezle, egzama gibi herhangi bir alerjik hastalık varsa
İstanbul Alerji Merkezi Doktorlarından, Çocuk Alerji, İmmünoloji ve Çocuk Göğüs Hastalıkları Uzmanı Prof. Dr. Ahmet Akçay, özellikle doğumdan sonra kullanılan antibiyotiklerin, faydalı mikropları öldürmesi ve vücudun bağışıklık sistemini zayıflatması sebebiyle astım ve alerjik hastalıkları artırdığını vurguluyor.
da olduğuna dikkat çekti. Hem anne, hem de baba da
“Vücudun iki bağışıklık sistemi var” İnsan vücudunun iki ayrı bağışıklık sistemi olduğunu, birinin alerjiye eğilim yaratan bağışıklık sistemi, diğerinin ise mikroplara karşı vücudu koruyan bağışıklık sistemi olduğunu söyleyen Prof. Dr. Akçay; “Doğumda hafif derecede alerjiye eğilim oluşturan bağışıklık sistemi baskındır. Doğumla birlikte vajinadaki ve dışkıdaki flora ile karşılaşma, mikroplara karşı olan bağışıklık sistemini
64 March - April ‘17
çocukta alerjik astım gelişme riskinin %30-50 arasınalerjik hastalık varsa, çocukta alerjik astım gelişme
riskinin ise %50-80 arasında olduğunu söyledi. Genetik faktörlerin yanı sıra özellikle obezitenin astım geliş-
mesine katkısının büyük olduğunu da söylerine ekledi. Yağ hücrelerinin astım gelişimine neden olan maddeler salgıladığını belirten Akçay; “Alerjik hastalıklarda aşı te-
davisi çok etkilidir. Astımlı veya alerjik nezleli çocuklar-
da alerjiye karşı tolerans oluşturmak için kullanılır. Aşı
tedavisi ilaç gereksinimini azaltır veya ortadan kaldırır,
yeni alerjilerin gelişmesini önler ve hayat kalitesini artırır. Çocuklarda aşının etkisi yetişkinlere göre çok daha fazladır. Çünkü çocuklarda immun sistem değişim içindedir” dedi.
Unnecessary antibiotic use increases asthma and allergic diseases Pointing out that the use of unnecessary antibiotics increases asthma and allergic diseases, Allergy Expert Professor Dr. Ahmet Akcay emphasizes that the new regulation, made by the Ministry of Health with antibiotics, is useful. Doctors from Istanbul Allergy Center, Professor of Child Allergy, Immunology Allergy Expert and Pediatric Chest Diseases. Dr. Ahmet Akcay Dr. Ahmet Akcay emphasizes that especially antibiotics used after birth kill asthmatic and allergic diseases because they kill beneficial microorganisms and weaken the immune system of the body. “Your body has two immune systems” The human body has two separate immune systems, one is an allergic immune system, and the other is an immune system that protects the body against the microbe. Dr. Akçay; “The immune system, which affects allergy at a mildly birth, is overwhelming. Encounter with the flora in the vagina and the feces with birth activates the immune system against the microbe, and the allergy tendency is reduced. When the child develops an immune system, he or she encounters fewer microbes and begins to use antibiotics immediately when it encounters microbes, increasing allergic diseases.
66 March - April ‘17
Because when the immune system weakens, allergies increase, when allergies increase, the immune system weakens. Gribal infections do not benefit from antibiotics because they develop due to viruses. There is no need for antibiotics especially in cases of cough that do not last 2 weeks and are feverless. “ “Genetic factors are important in the development of asthma” Prof. Dr. Ahmet Akcay attach attention has been paid to the fact that in the case of any allergic disease such as asthma, allergic rhinitis, eczema in the mother or father, the risk of developing allergic asthma in the child is between 30% and 50%. if both mother and father has allergic disease, the risk of developing allergic asthma in children is present by 50% or 80%. In addition to genetic factors, he added that the contribution of obesity to the development of asthma is great. Akcay stated that fat cells secrete substances causing asthma development; “In allergic diseases vaccination is very effective. It is used to create tolerance to allergies in children with asthma or allergic rhinitis. Vaccine treatment reduces or eliminates the need for drugs, prevents the development of new allergies and increases quality of life. The effect of vaccination in children is much greater than in adults. Because in children immune system is in change.”
Dr. Yıldıray Tanrıver, GSK Orta Doğu, Kuzey Afrika, Rusya ve Bağımsız Devletler Topluluğu (MENA/CIS) Medikal Mükemmellik Direktörü olarak atandı GSK Türkiye bünyesinde Medikal Direktör olarak görev yapan Dr. Yıldıray Tanrıver, GSK Orta Doğu, Kuzey Afrika, Rusya ve Bağımsız Devletler Topluluğu (MENA/CIS) Medikal Mükemmellik Direktörü olarak atandı.
GSK Türkiye Ülke Medikal Direktörlüğü görevine Dr. Fulya Erman getirildi Erman, kurumsal hayatına 1999 yılında Glaxo Wellcome Türkiye’de Medikal ve Klinik Araştırmalar Uzmanı olarak başladı. Ardından GSK Türkiye’de sırasıyla; Medikal Hizmetler ve Klinik Araştırmalar Müdürlüğü ve Medikal Hizmetler ve Klinik Araştırmalar Departman Müdürlüğü sorumluluklarını yürüttü. 2007 yılında Novartis Onkoloji Türkiye Medikal Direktörü olarak çalışma hayatına devam eden Fulya, 2008 yılında GSK Orta Doğu, Kuzey Afrika & Hindistan Bölgesi Onkoloji Medikal Direktörü olarak tekrar GSK ailesine katıldı. 2010 yılından bugüne Roche Türkiye Medikal Direktörü olarak görev yapmakta olan Erman, Ocak 2017 itibariyle GSK Türkiye bünyesindeki yeni görevine başladı.
Sandoz Ortadoğu ve Türkiye İş Geliştirme ve Lisanslama Direktörlüğü’ne Cem Acarsoy atandı 2010-2016 yılları arasında Astra Zeneca’da sırasıyla İş Geliştirme Müdürü, Doğu Avrupa ve Türkiye Ticari Mükemmelliyet ve İş Geliştirme Direktörü olarak çalışan Cem Acarsoy 03 Ocak 2017 itibari ile Sandoz Ortadoğu ve Türkiye İş Geliştirme ve Lisanslama Direktörlüğü görevini üstlendi. Acarsoy Türkiye, Suudi Arabistan, İran, Körfez ve Levant ülkelerinin iş geliştirmesinden sorumlu olacak.
68 March - April ‘17
Kubilay Destegüloğlu Boehringer Ingelheim Türkiye Hayvan Sağlığı Ülke Müdürü olarak atandı Dünyanın en büyük ikinci hayvan sağlığı işletmesi olan Boehringer Ingelheim’in Türkiye Hayvan Sağlığı Ülke Müdürü olarak atanan Kubilay Destegüloğlu, sahip olduğu geniş tecrübe ve uzmanlığıyla Boehringer Ingelheim Hayvan Sağlığı ile Merial’ın Türkiye’deki entegrasyonuna rehberlik edecek ve firmanın hedeflerine ulaşmasına katkı sağlayacak.
Murat Güzel AstraZeneca Ticari Etkinlik Müdürü oldu Murat Güzel, iş hayatına 2002-2005 yılları arasında Lojistik Sistem’de Teknik Ekip lideri olarak başladı. 2007-2011 yılları arasında Nobel İlaç’ta Proje ve Yazılım Geliştirme Uzmanı olarak çalışmaya başlayan Murat Güzel, 2011’den itibaren aynı şirkette Satış Gücü Etkinliği Uzmanı olarak çalıştı. 2014’te Satış Gücü Etkinliği Yöneticisi unvanıyla AstraZeneca Türkiye ailesine katılan Murat Güzel, 2015’ten bugüne Ticari Etkinlik Yöneticisi ve İş Ortağı olarak görev yaptı. Murat Güzel, son olarak Ticari Etkinlik Müdürü olarak atandı.
Pierre Fabre Türkiye’nin yeni Genel Müdürü Dr. Hande Demirdere oldu Hande Demirdere, kariyerine Novartis’te Medikal Müdür olarak başladı. Novartis’te Grup Medikal Müdürü ve Ürün Müdürü pozisyonlarında görev yaptıktan sonra, 2006 yılında Boehringer Ingelheim’da Grup Medikal Müdürü olarak görev aldı ve 2007 yılında Abbott’a katılarak 2 yıl Türkiye’de, 6 yıl Rusya’da Satış ve Pazarlama fonksiyonlarında orta ve üst düzey yöneticilik yaptı. En son olarak, 2015 yılından bu yana Takeda’da İş Birimi Direktörlüğü görev yapan Dr. Hande Demirdere, 02.01.2017 tarihi itibariyle “Pierre Fabre İlaç A.Ş”ye Genel Müdür olarak atandı.
UCB Pharma Yeni İlaçlardan Sorumlu Finans Direktörü Ayşe Sever Profesyonel iş hayatına 1998’de Ernst &Young’da başlayan Sever, 2 yıl İxir Türkiye’de çalıştıktan sonra 2002 yılında UCB Pharma Türkiye’de finans departmanında göreve başladı. 2007 yılında Brüksel’deki genel müdürlükte Uluslararası Marketler Kontrolleri pozisyonunda çalışan Sever, sırasıyla Türkiye, Balkan ve Baltık Bölgelerinden Sorumlu Finans Müdürü, 2009 yılında yine Brüksel’de Avrupa Market Kontrolleri ve 2010 yılından itibaren Türkiye, Ortadoğu ve Afrika Bölgelerinden Sorumlu Finans Direktörü olarak görev aldı.
Elvan Akalın UCB Pharma Teknoloji Etkinleştirme Kategorisinde Global Satınalma Müdürü olarak görev yapacak 2008 yılından bu yana UCB Pharma Türkiye’de çalışan Elvan Akalın Türkiye, Yunanistan ve Bulgaristan Bölgesi Operasyonlarından Sorumlu Satınalma Departmanı Müdürü görevinden Teknoloji Etkinleştirme Kategorisinde Global Satınalma Müdürü pozisyonuna atandı. Akalın, Mart ayı itibariyle başlayacak yeni görevinde UCB’nin tüm dünyada teknoloji ve dijital ihtiyaçlarının karşılanmasından ve satın almasından sorumlu olacak.
69 March - April ‘17
(yağ, su, kas, kemik, kalori, BMI)
TÜRKİYE DİSTRİBÜTÖRÜ www.nabiztip.com
|
TÜRKİYE DİSTRİBÜTÖRÜ www.nabiztip.com
Ar-Ge İşbirlikleri Zirvesi ve Fuarı’nda geleceğin üretim teknolojileri konuşulacak 10. Kalkınma Planı kapsamında gerçekleşecek AR-GE İşbirlikleri Zirvesi ve Fuarı, Ar-Ge sistemi içinde yer alan Dijital Teknolojiler, Nanoteknoloji, Biyoteknoloji gibi sağlık endüstrisi vb. alanlarındaki aktörleri aynı mekânda bir araya getirecek T.C. Kalkınma Bakanlığı ile T.C. Bilim, Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı himayelerinde TÜBİTAK ve Yüksek Öğretim Kurulu (YÖK) işbirliği ile yapılacak AR-GE İşbirlikleri Zirvesi ve Fuarı, 3-5 Mayıs 2017 tarihleri arasında İstanbul Pullman Kongre ve Fuar Merkezinde gerçekleşecek. Kamunun AR-GE hedeflerine göre İmalat Sanayi, Enerji, Uzay ve Havacılık, Dijital Teknolojiler, Nanoteknoloji, Biyoteknoloji, Sağlık Endüstrisi, Bilişim, Tarım ve Gıda, Otomotiv, Ulaştırma ve Yeşil Teknolojiler konusunda ilgili paydaşların katılacağı etkinlik, geleceğin üretim sistemlerinde Ar-Ge işbirlikleri için zemin oluşturacak. Türkiye’nin kalkınma hedefleri doğrultusunda araştırma altyapısı merkeze alınarak işbirliği Bir-E-Bir görüşmeler imkanlarının sağlaEtkinlikte yer alan her bir nacağı bu platform, Ar-Ge projesi ile ilgili olarak, AR-GE konusunda Bir-E-Bir yazılım uygulaması ile kamu, özel sektör etkinlik katılımcıları belirli saat dilimleri içinde One-on-One Meetin- ve üniversite etkileşimini artırarak gs alanı içinde bir araya gelerek ulusal ve uluslar proje üzerine konuşabilecek, arası bilimsel ve yatırım imkanları değerticari alanlarda işlendirilecek. birliklerini geliştirmeyi amaçlıyor. Ar-Ge işbirlikleri panellerinde geleceğin teknolojileri ve üretim sistemlerindeki rolleri konuşulacak
72
March - April ‘17
Geleceğin üretim sistemlerinde dijital teknoloji, bioteknoloji ve nanoteknolojilerin rolü ve işbirliklerinin konuşulacağı panellerde, üretim sistemlerinde araştırma altyapıları, Ar-Ge işbirliklerinde temel sorunlar ve uygulama örnekleri ile Türkiye-Japonya Ar-Ge işbirlikleri gündeme alınacak. Ar-Ge projeleri bu fuarda görücüye çıkacak Ar-Ge İşbirlikleri Zirvesi ve Fuarında yer alacak firmalar Ar-Ge projelerini sunma ve konu ile ilgili yatırımcılarla tanışma fırsatına sahip olacak. Fuar ziyaretçileri teknoloji ve araştırma merkezlerinin ürün, hizmet ve teknolojileri hakkında bilgi sahibi olabilecek. Mühendislik ve kariyer imkânlarının yanında ticarileşmeyi başarmış ve yatırımcılara açık Ar-Ge projelerini görebilecek. Ar-Ge konusunda know-how transferi için de bir fırsat olan fuar; kamu, akademi ve iş dünyası arasında işbirliği ve iletişim imkânları sağlayacak. Ar-Ge yönetim toplantıları Sağlık-ilaç, sağlık-tıbbi cihaz, Savunma, loT, imalat, uzay, enerji ve otomotiv sektörlerinde Ar-Ge baş mühendislerinin ve kamu kurumlarındaki yetkililer ile alanında uzman olan kişilerin katılımı ile Cro Meetings yuvarlak masa toplantısı gerçekleşecek. Kalkınma Bakanlığı, BSTB, YÖK, TÜBİTAK, ilgili STK’lar ile sektör temsilcilerinin bir araya geleceği yuvarlak masa toplantılarında Ar-Ge çalışmaları, sektör bazlı kanaat önderlerinin katılımı ile derinlemesine ele alınacak.
HİMAYE EDEN KURUMLAR
İŞBİRLİĞİ YAPILAN KURUMLAR
Türkiye Cumhuriyeti Bilim, Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı
ULUSLARARASI
AR-GE İŞBİRLİKLERİ ZİRVESİ VE FUARI 3-5MAYIS2017
İSTANBUL Geleceğin Üretim Sistemlerinde Ar-Ge İşbirlikleri
www.argez�rves�.org BU FUAR 5174 SAYILI KANUN GEREĞİNCE TOBB (TÜRKİYE ODALAR VE BORSALAR BİRLİĞİ) İZNİ İLE DÜZENLENMEKTEDİR
#gelecekarge
Yeni ürün/New products Gribe bitkisel stop: ViroStop! İlsar İlaç tarafından Türkiye pazarına verilen ViroStop, içeriğindeki Cistus Creticus (Girit Ladeni), mor ekinezya, adaçayı ve Barbados kirazı etkenlerinin yardımıyla doğanın mucizelerinden bir nevi koruma kalkanı yaratıyor. Ana etken maddesi Cistus Creticus (Girit Ladeni) sayesinde boğaz mukozasına fiziksel bir bariyer oluşturarak gribin önlenmesine ve tedavisine yardımcı oluyor. Özellikle kalabalık ve virüslerin yoğun olduğu ortamlarda vücudu korumak için kilit bir işlev görüyor. Herbal solution for flue: ViroStop! ViroStop, offered to the Turkish market by Ilsar Ilac, creates a kind of protection shield from the miracles of nature with the help of Cistus Creticus (Crete laden), purple echinacea, sage and Barbados cherry. The main agent, Cistus Creticus (Crete Laden), creates a physical barrier to the mucous membrane of the throat, helping to prevent and treat gout. It is a key to protecting your body, especially in crowded and virus-intensive environments.
Ağrı tedavisinde altın çözüm Biofarma İlaç Analjezik ürünler pazarında yer alan 300mg Parasetamol +30 mg Kodein Fosfat içeren Geralgine PLUS ’ı Türk Tıbbının hizmetine sundu. Muadili olmayan Geralgine PLUS Parasetamol ve Kodein kombinasyonu içeriği ile ağrı tedavisinde önemli bir alanı dolduruyor. Biofarma İlaç 20 tabletlik formuyla pazara sunulan Geralgine PLUS’ı ağrı tedavisinde altın çözüm sloganıyla tanıtmaya başladı. Gold solution in pain treatment Biofarma offers Geralgine PLUS containing 300mg paracetamol +30 mg Codeine Phosphate in the market of analgesic products to Turkish Medical Service. The non-exclusive Geralgine PLUS combination of paracetamol and codeine fills an important area of pain management. Biofarma began to introduce Geralgine PLUS, a 20-tablet form, with the gold solution slogan in the treatment of pain.
XS Magnesium Sticks’li günlere merhaba Tüm dünyada yenilikçi ve güncel çözümleri ile 80 yıldır dikkat çekici araştırmalara imza atan Amway yeni takviye edici gıda ürünü XS Magnesium Sticks ile günlük yoğun yaşam rutinlerine en çok ihtiyaç duyulan minerallerden magnezyumu dahil etmek isteyenler için harika bir seçenek sunuyor. Suya ihtiyaç duymadan, ağızda kolayca eriyen bu özel ürün, limon aroması ile ferahlık hissi veriyor. Oldukça pratik bir ürün olan, ağızda erime özelliği sayesinde tablet almakta zorluk çekenlerin de kullanımını kolaylaştırıyor. Hello XS Magnesium Sticks With over 80 years of remarkable research with innovative and up-to-date solutions all over the world, Amway offers a new supplementary food product, XS Magnesium Sticks, a great option for those who want to include magnesium from the minerals most needed for daily intensive life routines. This special product, which easily dissolves in the mouth without needing water, gives a feeling of freshness with lemon flavor. It is a very practical product, making it easier to use for people who have difficulty taking tablets due to their melting properties in the mouth.
74 March - April ‘17
C
M
Y
CM
MY
CY
CMY
K
Online Invitation
Online Davetiye
Yeni ürün/New products Yeni OiOi uyku arkadaşı serisi
Bebeklerin güvende hissetme ihtiyaçlarını gidermek için anne karnından gelen iki temel alışkanlığı; emme ve dokunma. OiOi Emzikli Uyku Arkadaşı, bebeklerin kendini güvende hissetmek için gerçekleştirdikleri bu eylemleri göz önünde bulundurularak tasarlanmış akıllı bir ürün. OiOi Emzikli Uyku Arkadaşı’nın yeni serisi; minimal tasarımı, aileye katılan sevimli tavşan figürü, pastel renkleri, hijyen kapağı ve tüketici dostu ambalajı ile dikkat çekiyor. Uyku arkadaşının yumuşak dokusunu hissetmek bebeği sakinleştiriyor ve uykuya dalmasını kolaylaştırıyor. Ucundaki oyuncak sayesinde emzik, bebeğin ağzından düştüğünde ona yakın bir mesafede duruyor.
New OiOi Sleep Buddy
Two basic habits from the mother’s womb to get the babies to feel safe; Suction and touch. OiOi Sleep Buddy is a clever product designed with babies taking these actions to feel safe. The new series of OiOi Sleep Buddy has a minimalistic design, lovely rabbit figure in the family, pastel colors, hygiene lid and consumer friendly packaging. Feeling the soft texture of your sleep buddy calms the baby and makes it easy to fall asleep. Thanks to the toy on the end, the pacifier stands close to it when it falls from the mouth of the baby.
Emziren annelerin en büyük yardımcısı: Wee Baby
Anneler ve bebekleri için 31 yıldır sağlıklı ve pratik ürünler üreten Wee Baby, “Annelere Özel” kategorisine eklediği yeni ürünü Elektrikli Göğüs Pompasıyla annelerin sütlerini kısa sürede sağmalarına imkan sağlayarak, bebeklerin uzun süre anne sütü ile beslenmelerine destek oluyor. Böylelikle özellikle çalışan anneler, hem zamandan tasarruf ediyor, hem de sütleriyle bebeklerini daha uzun süre besleyebiliyor. Wee Baby Elektrikli Göğüs Pompası’nın kullanımdaki en önemli özelliği; masaj, yoğun masaj ve normal sağım olan üç aşamasında da tam otomatik çalışması. Başlık kısmından kontrollü 5 farklı güç ve hız seviyesine sahip Wee Baby Elektrikli Göğüs Pompası, annenin kendine uygun emme şeklini ve yoğunluğunu ayarlamasını sağlıyor. Üzerinde kabartmalı şekiller olan göğüs pedi, sağma esnasında masaj yapıyor ve kullanımı kolaylaştırıyor. Pil ile de çalışabilen Wee Baby Elektrikli Göğüs Pompası, hafif tasarımı sayesinde de rahatlıkla taşınabiliyor.
The greatest assistant of sucking mothers: WeeBaby
Producing healthy and practical products for moms and babies for 31 years, Wee Baby added to the category of “Special for Moms”, which enables the babies to feed their mother with milk for a long time by allowing them to milk their mothers in a short time with Electric Breast Pump. In this way, particularly working mothers are saving both time and their milk which can feed their babies longer. Wee Baby Electric Breast Pump is the most important feature in use; Massage, intensive massage and full-automatic operation in three stages of normal milking. Wee Baby Electric Breast Pump with 5 different power and speed levels controlled from the head section allows your mother to adjust the suction shape and density to suit her needs. Breast pad with relief shapes on it, massages during milking and making it easy to use. The Wee Baby Electric Breast Pump, which can also work with battery, can be carried easily thanks to its lightweight design.
76 March - April ‘17
Hamilelik döneminde bu bitkileri mutfağınızdan çıkarın Tüp Bebek Uzmanı Op. Dr. Seval Taşdemir, uyarıyor: “Hamilelik döneminde bitkileri ve bitki çaylarını tüketirken dikkatli olun; düşük yapabilirsiniz!”
Tüp Bebek Uzmanı Op. Dr. Seval Taşdemir
Ferti-Jin Kadın Sağlığı ve Tüp Bebek Merkezi Klinik Direktörü, Kadın Hastalıkları, Doğum ve Tüp Bebek Uzmanı Op. Dr. Seval Taşdemir, “Sadece hamilelerin değil hamile kalmayı düşünenlerin de bazı bitkilerden kesinlikle uzak durmaları gerekli. Hamile olanların doğal ve bitkisel denilerek önerilen her ürünü kullanmaması gerekli. Bu anneye olduğu kadar bebeğe de zarar verebilir” diyor. Taşdemir; “Bitkilerin hiçbir yan etkisi yok, tamamen doğal ve masum şeklinde düşünmeyin. Özellikle de hamilelik döneminde ambalajlı, hijyeninden emin olduğunuz çayları veya bitkileri birbirleri ile karıştırmadan ve dozunu abartmadan kullanın” diyerek anne adaylarını uyarıyor. • Anne adayları, açık olması şartıyla gün içinde birkaç bardak çay içebilir. Kahveyi ise özellikle ilk 12 haftada önermiyoruz. Sonrasında nadir olarak kafeinsiz şekilde içilebilir. • Hamilelik döneminde anne adayları bitki çaylarından; nane-limon, zencefil, ıhlamur, tarçın ve elmayı tercih edebilir. Bulantıların yoğun olduğu ilk aylarda zencefil, limon, tarçın ve elma birlikte kaynatılıp içilebilir. • Form çayları gibi karışık bitki çaylarını anne adaylarına kesinlikle önermiyoruz. Karışık bitki çaylarının içinde hamilelere zarar verebilecek bitkiler olabilir. • Hamileler fesleğen, kekik gibi mutfaklarda baharat olarak kullandığımız bitkileri çay şeklinde fazla dozlarda (1- 2 tatlı kaşığı gibi) kullanmamalıdır. • Aloe vera, sinameki, akdiken (geyik dikeni) ve topalak
78
March - April ‘17
gibi bitkiler; kabızlık sorunlarında kullanılan bitkilerdir. Dışkı yumuşatıcı etkiye sahip olan bu bitkiler; rahim dahil düz kasların kasılmasını uyararak düşüğe neden olabileceği için kullanılmamalıdır. • Adaçayı, meyan kökü, akdiken, Cezayir menekşesi, ökse otu, pelin otu, ravent (ışgın) ve rezene gibi bitkiler; rahimde kasılmalara yol açtığı, kanı sulandırıp kanamaya neden olduğu için anne adaylarına kesinlikle önerilmez. • Bitkilerin çayları kadar yağlarına da dikkat edilmelidir. Esansiyel bitki yağlarından anne-bebek arasındaki veya anne rahmindeki ceninin fonksiyonlarını etkileyebileceği için uzak durulmalıdır. Hamilelik döneminde; rezene, adaçayı, ardıç, kekik, lavanta, biberiye, civanperçemi ve mercanköşk gibi bitkilerin yağlarının ağız yoluyla alınması da sakıncalıdır. Adaçayı ve meyan köküne dikkat! Adaçayı, meyan kökü, akdiken, Cezayir menekşesi, ökse otu, pelin otu, ravent (ışgın) ve rezene gibi bitkiler; rahimde kasılmalara yol açtığı, kanı sulandırıp kanamaya neden olduğu için anne adaylarına kesinlikle önerilmez. Bitkilerin çayları kadar yağlarına da dikkat edilmelidir. Esansiyel bitki yağlarından anne-bebek arasındaki veya anne rahmindeki ceninin fonksiyonlarını etkileyebileceği için uzak durulmalıdır. Hamilelik döneminde; rezene, adaçayı, ardıç, kekik, lavanta, biberiye, civanperçemi ve mercanköşk gibi bitkilerin yağlarının ağız yoluyla alınması da sakıncalıdır.