1 minute read
Psikolojik Araştırmada Karşılaşılan Zorluklar
Çıkan sonuç şudur ki, depresyon çalışmasındaki hiçbir tanımlama düzeyi bütün olup biteni açıklamaya yetmez. İnsan davranışını anlamak için biyolojiden , kişiliğe ve kültüre kadar bütün tanımlama düzeyleri devrede olmalıdır.
Psikolojik Araştırmada Karşılaşılan Zorluklar
Psikolojinin ana amacı, sebeplerini anlayarak davranışları tahmin etmektir. Tahmin yapmak, insanların değişik durumlara verdiği değişik tepkiler nedeniyle çok zordur. Davranışları etkileyen birçok bireysel değişkenden ötürü kimin işinde ya da okulunda başarılı olacağını ya da kimin uysal kimin saldırgan olacağını her daim tahmin edemeyiz. Zaten psikologlar ve diğer birçok bilim insanı tarafından yapılan tahminler de olasılıklar üzerine inşa edilmiştir. Davranış tahmini ile ilgili diğer bir zorluk ise tüm davranışların farklı faktörlerden türemesi ve bu faktörlerin farklı tanımlama düzeylerinde oluşmasıdır.. Örneğin depresyonun sebebinin alt düzey genetik faktörler , orta düzey kişisel faktörler ve üst düzey sosyo-kültürel faktörler olduğunu görebiliriz. Öte yandan bu çoklu sebepler veya farklı faktörler birbirlerinden bağımsız değildir. Biri var olduğunda diğeri de ortaya çıkmaya meyillidir. Örneğin, beyindeki biyolojik bir dengesizliğin yol açtığı depresyon, insanın çevresindekilere olumsuz davranmasına neden olur. Bu durum depresyonun daha da artması için bir vesiledir.
Bunların yanında; bilinçli farkındalığımızın dışında olup davranışlarımızı etkileyen faktörler de psikolojik çalışmada bir zorluk olarak karşımıza çıkar. Bilinçdışı süreçlerin rolü diye bilinen bu durum Avusturyalı nörolog Sigmund Freud tarafından teorileştirilmiştir. Freud’a göre birçok psikolojik bozukluk , baskıladığımız ve bilincimizin dışımda kalmış anıların varlığından kaynaklanmaktadır.