3 minute read
Kimlik, Ego ve Üstbenlik
Freud, Charcot ile yaptıkları gözlemleri kullanarak davranış ve kişiliğin kaynağı ile ilgili teorisini oluşturmuştur. Freud’a göre akıl, bilinçsiz birçok motivasyonu ile farkında olduğumuz bilinçten çok daha büyük bir buzdağı gibidir.
Kimlik, Ego ve Üstbenlik
Freud, zihnin kimlik, ego ve üst benlik olarak üç bileşene ayrıldığını iddia etmiştir. Bu bileşenler arasındaki ilişkiler ve çatışmalar kişiliği yaratır.
Freud’a göre kimlik, bizim ilkel dürtülerimizin temelini oluşturan kişilik bileşenidir. Cinsel dürtü gibi farkında olmadığımız dürtüler bu sınıfa girer.
Kimliğin tersi olarak üst benlik, ahlak ve yükümlülük duygusunu temsil eder. Üst benlik bize neleri yapıp neleri yapmamamız gerektiğini söyler görevlerimizi ve yükümlülüklerimizi hatırlatır.
Ego ise büyük ölçüde bilinçli bir denetleyici veya kişiliğin karar merciidir.. Ego, kimlik arzuları ile üst benlikte yer etmiş toplum kısıtlamaları arasında arabulucu olarak hizmet verir.
Freud, psikolojik bozuklukların ve bir parça anksiyete tecrübesinin, kimlik, ego ve üst benlik arasındaki çatışmadan ya da dengesizlikten ileri geldiğine inanmaktadır. Ani bir zevki bastırmaya çalışan kimliği, ego tespit eder ve bu problemi savunma mekanizması ile çözmeye çalışır. Savunma mekanizması,tedirginlikle başa çıkmak ve olumlu özeleştiriyi korumak için kullanılan bilinçsiz psikolojik stratejisidir.
Belli Başlı Savunma Mekanizmaları (Freudyen)
Yerini Alma: Tehdit edici dürtüleri tedirginlik kaynağından daha kabul edilebilir bir kaynağa doğru uzaklaştırmak.
Yansıtma: Tehdit edici dürtüleri başkalarına atfederek gizlemek
Rasyonalizasyon: Olumsuz davranışlar için kendini haklı çıkaran açıklamalar oluşturmak.
Reaksiyon Oluşumu: Olması kabul edilemez motivasyonların tam ters şekilde görülmesi Geriye Dönüş: Önceki zamanlara, çocukluğa, gelişimin güvenli dönemlerin çekilme
İnkar: Tedirginlik uyandıran fikirleri bilinç dışına itmek.
Yüceltme: Kabul edilemez cinsel ya da saldırganlık arzularını kabul edilebilir faaliyetlere kanalize etme.
Freud ayrıca vücudun değişik parçalarından gelen zevklerin her birine tek tek odaklanan psikoseksüel aşama serileriyle, kişiliğin geliştiğini savunmaktadır.
Freud’un Psikoseksüel Gelişim Aşamaları
Oral(0-18 ay): Çiğnemeden, emmeden ve ısırmadan zevk alma
Anal (18 ay-3 yaş): Bağırsak ve mesane atımından gelen zevk
Erkeklik organına ait( 3 -6 yaş): Jenital bölgelerden gelen zevk ve karşı cinse dair cinsel arzuyla ilgili karışıklık
Gecikme( 6 yaş- ergenlik): Cinsel duyguların önemi azdır.
Jenital(ergenlik ve üzeri yaşları): Eğer ilk aşamalara uygun şekilde ulaşıldıysa , olgun cinsel oryantasyon (yönlenme) gelişir.
Freud Takipçileri: Yeni Freudyenler
Freud’u takip eden öğrencileri onun teorilerini geliştirmiş, yenilemiş ve genişletmiştir. Böylece yeni freudyen teoriler ortaya çıkmıştır. Yeni Freudyen teoriler,Freud prensiplerini temel almış olup, kişiliği şekillendirme de bilinçdışının ve erken deneyimin rolünü vurgularken karakterde cinselliğin başlıca motivasyon gücü olduğuna dair az delil ortaya koymuş ve buna az yer vermiştir.. Ayrıca bu teoriler ,yetişkinlerde kişilik değişimi ve kişilik gelişmesi konuları hakkında da iyimserdirler.
Freud’u takip edenler;
Alfred Adler: Kişilikte ana motivasyon cinsellik ya da saldırganlık değildir, üstün olma çabasıdır.
Carl Jung: Freud’a ait bilinç altının gücü teorisine katılır ve ama onu cinselliğin önemini fazla vurgulamakla eleştirir. Jung, kişisel bilinçaltına ek olarak atalardan
gelen anıları da içinde barındıran derlemeye yani kolektif bilinçaltının varlığını savunur.
Karen Horney: Erkek ile kadın arasında dengeli bir kişilik teorisi oluşturmak için Freudyen teorilere başvurmuştur. Horney, Freud’un penis kıskançlığı, oidipus kompleksi gibi teorilerinden yararlanmıştır..Horney, kadınların kendilerini aşağıda görmesinin sebebini penislerinin olmamasına değil, kültürlerin onları uymak zorunda bıraktığı erkeklere tabi olma duygusuna bağlamıştır.
Erich Fromm: Teknolojinin negatif etkisine odaklanmıştır. Ona göre teknoloji geliştikçe insanlar birbirilerinden artan oranda uzaklaşarak izole bir yaşamı tercih etmektedirler.
Ölüm korkusu Nasıl Saldırgan Davranışlara Neden Olur?
Fromm, başlıca insan motivasyonunun ölüm korkusundan kaçmak olduğuna inanır.
Mcgregor , araştırmasından ölümü hatırlatılmadığında kişinin ,hakarete uğrasa bile buna karşılık vermediğini tespit etmiştir. Ancak diğerleri tarafından provoke edilen ve ölümü hatırlatılan kişi saldırgan bir karşılık verme eğilimine girmiştir. McGregor, ölümü hakkında düşünmenin , kişiye, değer verdiği dünya görüşünü koruma çabasıyla beraber endişe aşıladığını iddia etmiştir.
Freudyen ve Yeni Freudyen Yaklaşımlarının Güçlü Yanları ve Sınırları
Freudyen psikologlar, çocukluk tecrübelerinin ve bilinçaltı motivasyonların kişiliğimizi ve diğerleriyle temasımızı şekillendirdiğine inanırlar ve psikolojik terapi uygularken hala psikodinamik kavramları kullanırlar.
Ancak, Yeni Freudyen teorilerin çoğu gibi Freud’un teorileri de bazı ampirik testleri geçmede başarılı olamamışlardır. Bu yüzden geçmişe nazaran şimdilerde daha az etkindirler.
Bunun yanında bilinç dışı ile ilgili teoride Freud’un haklılık payı olsa da öğrenmede ve davranışlarda bilinçdışının etkisinin biraz abartılı olarak ele alındığı düşünülmektedir.