Puff 16. Sayı

Page 1

puffmizah.com uffmizah.com

27 NİSAN 2015 PAZARTESİ SAYI: 16 1


Muhalefetin vaatleri hükümette “Kaynak nerde?” sorgulamasına sebep oldu.

Sorgu odasından kovulan bir yaşındaki çocuk, adliyelerde yaşanan hukuksuzluğu gözler önüne serdi.

patavat RAMAZAN TOPU: Hah! Bi kaldıydı zaten. Ramazanbuay da şans topu, ganyan, idd ınoynayamayanlar için çıkaraa Fetvalı metvalı. İşte şu! ın. AKARYAKITA ZAM: “Benim için değişen bişey yok. O zaman da yirmi liralık alıyodum, şimdi de yirmi liralık alıyom. Bana fark yapmaz” demiş ya...

KSİNİZ: OKUYUNCA PES DİYEdeCEdim kız. Pes. A-aa! Vallahi a dedim. Pes vallahi. Aaa bida DÜĞÜNDEKİ ENİŞTE: İmkan olsa davet edilmeyecek ilk kişi, ama işte yapacak bişii yok.

23 Nisan tüm yurtta, yavru vatan Kıbrıs’ta ve Saray’da da kutlandı.

MUTFAKTAKİ SANDALYE: Buzdolabının üstündeki fırına ulaşma aracı. LUNAPARKTA PENALTI: Sportif bir faaliyetin sigarayla ödüllendirilmesi nerden baksan yüzde yüz penaltı zaten.

‘KURANLI PASTA’: Dinime küfreden müselman olsa diyecem, adamlar zaten müselman. Adamlar derken, sözün gelişi. 23 NİSAN: Ulus olarak egemenliğimiz tartışmalı, e çocuklar desen TEOG canavarıyla savaştalar. Bu işte fena bir terslik var reiz. UZUN SAMSUN: Kamyoncu aksesuarı.

NE VAR Kİ BEN DE YAPARI Bi de bunun dezzesininM: oğlu var ‘istesem yapa ikisi de birbirinden bularım’, Bunların ağababası va şık. ‘Yiğenim ben eskiden’.r asıl: gelse de koşarak kaçs (Yaz am ırmağın kenarına) GEBERMEYESİCE: Çok ağır babaanne argosu. DURAN URUÇ

Akdeniz’de geçen hafta batan mülteci gemilerinde 800’den fazla insan hayatını kaybetti.


TÜRGEV’in artık üniversitesi de var!

AKP Genel Başkan Yardımcısı, her bakanın uçağı olursa Türkiye’nin daha da büyüyeceğini iddia ediyor.

Diyarbakır Emniyet’te gasp suçlarına bakan emniyet büro amiri gasptan suçlanıyor.

Erdoğan: “4G ile vakit kaybetmeyelim. 5G’ye geçelim.”


ÇİZİNTİ

ALİ GÜRSEL

BEN BİLİYORUM DA MI YAZIYORUM

Ben seçilmem, seçerim *EFENDİM malumunuz seçim çalışmaları başladı. Sağ olsun siyasi partilerimiz, propaganda yapmak için bizi yine gürültü ve görüntü çirkinliğine doyuracaklar. Miting meydanlarından yeterince ortalığı gerdikleri yetmiyormuş gibi bir de sokaklarda bangır bangır seçim şarkılarını çaldırdıkları araçlarla kulaklarımızı kanatacaklar. Kabus gibiler bi de, her yerdeler. Ne çaldıkları şarkı anlaşılıyor ne de yaptıkları anons. Merak ediyorum, bu seçim arabalarının ikna edebildiği seçmen var mıdır? “Kafam karışık evde oturuyordum, x partinin müzikli arabası geçti bi baktım oy pusulasında x partisini arıyorum...” *SEÇİM dönemlerinde sadece gürültü değil sorunumuz. Görüntü kirliliği açısından da ellerinden geleni yapıyor cancağızımız, partilerimiz. Bu binadan binaya çamaşır gibi astıkları posterler, flamalar yüzünden gökyüzünü göremiyoruz. Yeryüzüne ışık inmiyor bunlar yüzünden. *GEÇENLERDE yolda yürüyorum, kadının biri yolumu kesti ve partimize üye olmak ister misiniz diye sordu. Çok saçma geldi bana. Ne cevap vermemi bekliyor ki? “Tabi ki olurum! Çok iyi oldu bu. Ben de evden partisiz çıkmıştım, ne yapacam bütün gün partisiz diyordum. Kimsiniz, nesiniz, neyi savunuyorsunuz, ne anlatıyorsunuz gibi şeylerin benim için hiçbir önemi yok! Hemen ayaküstü üye olmak istiyorum partinize.” *ÇOK küçükken bir bayram günü arabayla ananeme ziyarete gidiyorduk. Bulunduğumuz çift yönlü dar caddede, karşı istikametten seçim otobüsüyle Mesut Yılmaz geliyordu. Arabayla otobüs yan yana geldiğinde kardeşimle ben Mesut Yılmaz’a el salladık. O da bize el salladı. İşte bu benim siyasete en yakın olduğum andır. *SEÇİM otobüslerinde bulunan “Genel Başkanımız sizleri saygı ve sevgiyle selamlıyor!” gibi anonslar yapan abi bana çok komik geliyor. Bazen işini biraz abartsa ne olur diye düşünüyorum; “Genel Başkanımız sizleri saygı ve sevgiyle selamlıyor. Öğlen yediği kuru fasulye biraz gaz yaptı o yüzden hafif bi huzursuzluğu var…” *MİTİNGLERDE parti genel başkanları gittikleri her şehrin takımının atkısını takıyorlar ya, ne olur yapmasınlar artık. Sırf bu samimiyetsiz duruma düşmemek için genel başkan olmak istemem.

ERAY ZENGİN


YUSUF ÖRS

MAFYA BABASI OLMAK İÇİN 7 ŞART

CUMBURLOP

NİKİ

1. Yaptığınız işi sevin. Bunu her meslek için derler ama bir mafya organizasyonu yönetmek kadar angaryası bol meslek yoktur. Sevmeden yapılmaz. 2. Orijinal tipler bulun. İnsanlar yanınızdaki adamları merak etmekten size odaklanamasın. O arada siz zaten işinizi görürsünüz. 3. Hayal gücünüz geniş olmalı. Sağda solda sizinle ilgili “şöyle vurdu, böyle kırdı” hikâyeleri anlatacak insanlara malzeme vermelisiniz. 4. Fil gibi hafızanız olmalı. Zira bu işin alamet-i farikası kindar olmaktır. Kininizi nasıl kustuğunuz sonraki iş. 5. Hiç kimseye güvenmemelisiniz. Sonuçta organizasyonunuzun en iyi yaptığı iş başkalarına madik atmak. 6. Düşmanlarınıza para kazandırın. Uluslararası ilişkilere giriş dersidir bu. 7. Devletle iyi geçinin. Neticede aşağı yukarı aynı işi yapıyorsunuz.


Yazan: Fikri İkircikli Çizen: Onur Uysal





KIRMIZI ŞAPKALI KURT

Dağıstan Çetinkaya


BİR REFLÜ YANMASI GECESİ şe başladığım gün gördüğüm ilk şey kahve makinasıydı. Hemen içli dışlı olduk. Günde 4-5 kahveden aşağısı kesmiyordu bünyeyi. Sonra bir gece, “Yeter be çektiğim eziyet!” diye ayaklanan midem, elindeki silahı bana doğrultmuştu: Asit fışkiyesi aşağıdan yukarı, boğazıma doğru tırmanırken uzanmış kitap okuyordum kanepede. Hemen ayağa dikildim yalı kazığı gibi. Sonuçta yerçekimi diye bi şey var. I-ıh, bi etkisi olmadı. Süt işe yarar diye duymuştum, yaramadı. Bi şekilde sabahı ettikten sonra doktora gittim ve gerçekle yüzleştim: Reflü. Ee? Kahve içme bunu iç. Bu ne? Gaviskon şurubu. Kahvesiz, kızartmasız ve gaviskonlu geçen günler beni tatlı bi rehavete soktu. Bi süre yumuşacık mideyle gittik. Ta ki… Acı dolu günleri unutup dandik bi mekânda kızartma yeme gafletinde bulunana kadar… O gece 4 gibi uyandım acıyla. Radarda gaviskon bulamadım. Nöbetçi eczaneye gideyim diye indim aşağı ama bizim arabanın arkasına başka araba çekilmiş. Küçük otoparkımızda, ev sahiplerimizin dana kasa merso’larıyla tetris oynamaya mecalim yoktu. Dedim, taksiye bineyim. Cebimde para olmadığını farkettim, Bitaksi’den kredi kartıyla çağırırım dedim. Çözüm bitmiyor teknoloji devrinde, nefis. Taksi şıp diye geldi. Biner binmez nöbetçi eczanenin adresine bakayım derken bu sefer şarj bitti. Taksi parasını kredi kartıyla ödeme işi de yattı. Buluruz bi ATM çekeriz parayı derken baktım taksici call center gibi bi yerle konuşmaya başladı. Meğer kredi kartı diye çağırıp sonra nakite dönersen bi sürü işlem varmış taksicinin yapması gereken. Teknoloji nefis ama kahve gibi. Fazla tüketince bünyeyi zorluyor. Neyse eczaneyi bulduk ki kepenkleri kapalı. E nöbetçiydi bu hani. Camında bi kâğıt var, başka bi

İ

eczanenin adresi. Taksiciyle yol arkadaşlığı devam etti. Bu sefer de adreste eczane yok. Rastgeldiğimiz bi eczanenin camındaki nöbetçi adrese baktık, e ilk gittiğimiz yeri gösteriyor. Bu arada taksici abi, iyi bir yol arkadaşı gibi, 3 tane nöbetçi eczane uygulaması indirdi telefonuna, ikisi çalışmadı. Bayağı android’den filan anlayan bi adammış ki “Bütün kabahat Google’da, çalışmayan uygulamayı koymayacaksın abi! Senede 25 dolar aidatı veren herkesin uygulamasını koyuyorlar buraya…” dedi. Tam aradığım adam, ben bunla uzun yola çıkarım, Amerika’ya Work&Travel’a filan giderim, diye geçti içimden. İlk gittiğimiz yer olduğunu öğrenince önden telefonla arayalım dedik. Halk TV’de hakkını savunan amcalar gibi motive bir şekilde aradı, açtırdı telefonu, verdi ayarı eczacıya. Kepenkleri kapamış uyuyormuş nöbetçi arkadaş. Dedim, kavga çıkacak sabahın köründe. Bi ben, bi taksici bi eczacı “İyi, Kötü, Çirkin” filmi gibi. Eczacı arkadaş hemen kepenkleri açmış, camdaki kâğıdı sökmüş, gözleri faltaşı gibiydi. Taksici bi ayar daha verdi buna, gol oldu. Taksici olmasa hakkımı arayamayacak olduğumu fark edip ufak bi tiksindim kendimden. Eczacıya laf söyleyememek de dokunmadı değil. Neyse ki taksici reflülü midemin zayıflattığı karakterimi tamamlayan unsur olarak hikâyedeki yerini görkemle dolduruyordu… Shakespeare’e bağladık. Dur, toparlayalım. Gaviskonu içtim rahatladım. Mesaiye kadar kalan vakitte kızartmayı yediğim dandik mekâna sövdüm bi güzel. Bunca hadisenin akabinde işe giderken motorlu bi eleman vurdu arabaya yandan lap diye. Gece boyu yaşadığım hadiselerin ve ilacın verdiği olgunlukla az bir münakaşayla atlattık o durumu da, şükür.

ARA SICAK

VOLKAN NARTA

ÇETİN DOZER

İmtiyaz Sa hi bi: FEZA GAZETECİLİK A.Ş.

puffmizah.com

puff@zaman.com.tr

Genel Yayın Müdür Yardımcısı: MEHMET KAMIŞ Yayın Editörü: ABDULLAH YAVUZ ALTUN Görsel Yönetmen: FEVZİ YAZICI Tasarım: A. BABÜR BOYSAL Sorumlu Müdür ve Yayın Sahibi Temsilcisi: HARUN ÇÜMEN

Ge nel Ya yın Mü dü rü: EK REM DU MAN LI Zaman Gazetesi 34194 Yenibosna, İstanbul TEL: 0212 454 1 454 Baskı: Feza Gazetecilik A.Ş. Sayı: 16


DONGİ DONGİ DÖNGÜ!

Yazan: Ali Babür Çizen: Ali Gürsel


Turn static files into dynamic content formats.

Create a flipbook
Issuu converts static files into: digital portfolios, online yearbooks, online catalogs, digital photo albums and more. Sign up and create your flipbook.