Türk Günü Bu Yıl Cenevre’de Kutlanacak Türk Günü Bu Yıl Cenevre’de Kutlanacak İlki 19 Mayıs 2007’de büyük bir coşkuyla Zürih’te kutlanan “TürkGünü”, 4 Mayıs 2008 tarihinde Bern’deki Bundesplatz’da ikinci kez yeniden büyük bir coşkuyla gerçekleştirilmişti. Toplam 15000 Türk ve İsviçreli ko-
de sağlıklı bir entegrasyon, ancak karşılıklı paylaşımların artmasıyla mümkün olabilir. Bu tarihi şimdiden takvimlerinizde işaretleyiniz. Çünkü; bir renk, ses ve gastronomi şöleni sizleri beklemektedir. Devamı s.26
AZB - 8048 Zürich
Yıl:3 - Sayı:15 - Februar 2009 - Gerçek haberin adresi
nuğun katıldığı bu iki organizasyon hem Türk hem de İsviçre Basını’nda geniş yer aldı. Şimdiden geleneksel hale gelen ve büyük ilgi gören şenlikler bu yıl 9 Mayıs 2009’da Cenevre’de tekrarlanacak. Türk ve İsviçre vatandaşlarını buluşturan Türk Günü’nde farklılık için-
www.pusulaswiss.ch
‘UN KATKILARIYLA
Müslümanlara Özel Mahkeme Kurulamaz!
NZZ gazetesi muhabirleri Matthias Herren ve Luzi Bernet, İsviçre’deki Müslümanların durumu hakkında konuşmak üzere, Protestan Kiliseleri’nin Başkanı Thomas Wipf ile bir röportaj gerçekleştirmişler. Devamı s.5
Her Yıl 1000 Kişi Yanlış Tedavi Sonucunda Ölüyor Dört yaşındaki bir kız çocuğu, Aarau Kanton Hastanesi’nin acil servisinde tedavi gördükten sonra yaşamını kaybetti. Tıp hukukçuları, konulan teşhisin yanlış olduğunu tespit ettiler. İsviçre çapında yaşanan benzeri birçok vakanın arasına bu
vaka da girmiş oldu. Yaşanan bu dram, noel tatili günlerinde gerçekleşti. Dört yaşındaki kızı, annesi ve babası Aarau Hastanesi’nin Çocuk Kliniği’ne götürdü. Doktorlar, muayene öncesi aileyi iki saat hastanenin acil bölümde bekletti. Burada
görevliler, aileye gribe karşı kullanılan bir fitil verdiler ve onları eve gönderdiler. Öğleden sonra ise çocuk öldü. Üzücü olayla ilgili araştırmalar halen devam ediyor. Görevli savcı bir teşhis yanlışlığı olduğuna dair sonuç çıkardı. Devamı s.12
Wangen Artık Minareli
İsrail`e Karşı İsviçreliler Sokakta
İşsizlik Sigortası Kesintisi Yok
Olten çevresinde yaşayan Müslüman kardeşlerimize müjdeli haber: Olten yakınındaki Wangen’de minare karşıtları ile yıllardır süren siyasi ve hukuki tartışmalar sonunda bitti; artık Wangen’lı Müslüman kardeşlerimizin dimdik bir minaresi var. Devamı s.10
İsrail’in Gazze’ye yaptığı askeri saldırıyı protesto etmek için çeşitli şehir merkezlerinde yürüyüşler yapıldı. Zürich’te 600 kişi, Basel ve Neuchatel La Chaux-deFonds’da, yüzer kişilik gruplar İsrail’e karşı tepkilerini gösterdiler. Devamı s.17
Ekonomi Bakanı Doris Leuthard, uzun süreli resesyona yani durgunluğa karşı, hazır olmak istiyor Meclis Üyesi Bakan Doris Leuthard (ALV), işsizlik sigortasındaki kesintilere karşı olduğunu belirtti. EkonomiBakanı, önümüzdeki iki sene boyunca kesinti olmayacağını belirtti. Devamı s.24
Alman Göçmenler Azaldı
Alman vatandaşlığına sahip kişilerden İsviçre’ye göç edenlerin sayısı %40 oranında azaldı. Ekim ayında, İsviçre’ye kuzey komşularından, Almanlar’dan daha fazla kişi geldi. Ekonomi Bakanı Doris Leuthard’a göre, ekonomik gelişmelerin seyri çalışma izinlerini de etkiledi. Devamı s.7
İsviçre Ordusu’nda Müslüman Erler
İsviçre Ordusu’nda Müslüman askerlerin sayısı gelecekte oldukça artacak. Askeriye’deki çok kültürlülük çalışması, şuan bile devam etmekte. Avusturya’daki seccadeli askerlere insanlar çoktan alıştı. Devamı s.28
Markalı Ürünlerin Fiyatları Genel Olarak Düşecek Coop Süper Marketler Zinciri, 600 markalı üründe fiyat indirimine gitti: Migros ve Manor ise başlangıç olarak bazı markalı ürünlerin fiyatlarını düşürdü. Migros, Coop’un fiyat düşürmesine karşı bir atak yaptı. Geçtiğimiz haftalarda 80 markalı üründe fiyatlarını düşürdü. Migros Genel Müdürü Herbert
Bolliger, ‘‘Biz pes etmiyoruz.’’ dedi. Buna karşın Manor, 600 ürünün fiyatını düşürme kararı aldı. Denner ise beklemede. Şu anda sadece Denner, Migros ve Coop büyük şirket guruplarının fiyatları ile uğraşmıyor. Ayrıntılar Sayfa 21’de.
2
Editör Bizimle çalışmak ister misiniz? Pusula Gazetesi’nde çalışmak üzere tecrübeli gazeteciler ve muhabirler aranmaktadır. İlgilenenlerin mail adresimiz olan info@pusulaswiss.ch adresine başvuruda bulunmaları rica olunur.
Turgut Karaboyun (t.karaboyun@pusulaswiss.ch)
Her sayımızda olduğu gibi yine titiz bir ekip çalışmasının eseri olan gazetemiz Pusula’nın şubat sayısını da sizlere ulaştırmaktan dolayı mutluyuz. Geçtiğimiz ay sizleri yeni yil kutlamasıyla selamlamıştık. Tüm çalışanlarımızla birlikte hızlı geçen zamana karşı yarış yapıyor ve her ay gazetemizi sizlere zamanında ulaştırabilmek için çaba gösteriyoruz. Bu ayki sayımızda yine önemli haberleri biraraya getirdik. İmza kampanyası İsviçredeki göçmen kurumlarının çatı örgütü olan FIMM sendikasına bağlı 840 göçmen derneği, nisan ayına kadar yeni bir imza kampanyasına başladı. İmza kampanyasının amacı çalışan göçmenlerin temel haklarını garanti altına almak. Ayrıca imza kampanyası ile göçmenlerin garanti altına alınacak haklarının arasında, zorla çalıştırılma ve işkencenin yasaklanması, yaşama hakkı, yaşama güvenliği, adaletli yargılanma hakkı, söz ve düşünce özgürlüğü gibi sosyal ve politik haklar PUSULA IMPRESSUM / 2008 Geht an alle Mitglieder des türkischen Journalistenverein Pusula. Verlegeradresse : Pusula türkischer Journalistenverein Postfach 1305 / 8048 Zürich Erscheinungweise: 11 Mal Jährlich Abonementpreis: CHF 9.90 / Jahr Chefredaktor: Turgut Karaboyun Redaktionsleiterin: Gülter Locher QM: Taner Karapekmez Rechtsberater/in: Ayse Duydu, Mehmet Akyol
bulunmakta. Birleşmiş milletlerin göçmenleri koruma anlaşması 1 Ocak 2003 tarihinde yürürlüğe girmişti ancak 2006 yılı sonunda İsviçre`de yapılan halkoylaması ile İsviçre kendi göçmenlik yasası kabul etti ve 2007 yılından itibaren uygulamaya başladı. Yeni yasanın kabulunun ardından İsviçrede’ki göçmen kurumları bu yasadan rahatsız olmuşlar ve bu konunun yeniden incelenmesi istemişlerdi. Bu zaman içinde çıkarılan yeni yasa hakkında önemli bir gelişme yaşanmadığı için FIMM sendikası tarafından göçmenlere yapılan haksızlığa karşı yeni bir imza kampanyası başlatıldı. Gazetemizin içinde yer alan Unia haberleri bölümünde okurlarımızın da imzalayıp kampanyaya destek verecekleri bir Form bulunmakta. Tüm okurlarımızın düzenlenen imza kampanyasına destek olmalarını bekliyoruz.. Unutmayın kampanyaya vereceğiniz destek başta bizleri olmak üzere bizden sonrada gelecek olan kuşakları yakından ilgilendirmekte. Bu Yıl Yine Muhteşem Organizasyonlar Geliyor! Pusula Gazetesi Kültür ve Sanat Etkinlikleri Organizasyon Komitesi’nin almış olduğu yeni karar tüm okurlarımız için büyük bir müjde niteliğinde; 2008 yılında başlamış olduğumuz Kültür ve Sanat Organizasyonları’na 2009 yılı içinde daha yoğun bir şekilde devam etme kararı aldık. Amacımız bu yıl içinde en az 4 yeni organizasyon gerçekleştirerek okurlarımıza unutamayacakları, sanatla dolu keyifli günler yaşatmak. Şu an çalışmalarımızı mart ayı için yoğunlaştırmış durumdayız. Bu yılın ilk organizasyonunu tıpkı geçen yıl Gestaltung: Autoren: Fotoredaktion: Druckerei: Anzeigen :
DESCOM-M.COM Didem Aras, Gülter Locher Dereli Color Sun Print 076 342 90 91
Freie Journalisten: Bülent Atalay, Atilla Alpullu, Şendoğan Hoş, Bora Erbil, Sibel Arslan, Tolgay Koşar, Didem Aras, Mehmet Turan, Hüseyin Dereli, Hüseyin Türkkan, Müjgan Olguner, Sinan Subaşı, Nermin Dingiloğlu, Yeter Tanrıkulu, Gönül Kocadağ, Gülay Zengin, Kader Turgay, Tamer Karaoglu, Hilal Albayrak, Nurcan Durmuş.
olduğu gibi bir Edebiyat Akşamı ile açmak istiyoruz. Bu konuda ünlü yazarlarımızla görüşmelerimiz devam ediyor. Diğer taraftan okurlarımızın da fikirleri bizim açımızdan oldukça önemli. Bizlere E-Mail yoluyla tavsiyelerde bulunabilir, bizleri yönlendirebilirsiniz. Bu konudaki düşüncelerinizi info@pusulaswiss.ch adresine yollayabilirsiniz. Abone Kampanyamız Sona Erdi! Gazetemizin 2008 Kasım ayında başlatmış olduğu abonelik kampanyası bu ay sona erdi. Kampanya boyunca üye olarak bizlerden desteklerini esirgemeyen tüm okurlarımıza ayrı ayrı teşekkür ediyoruz. Kampanyamız sırasında üye olmak fırsatı bulamayan, üye olarak Pusula Gazetesi’ni okumak ve kültürel hizmetlerinden yararlanmak isteyen okurlarımız, adresini verdiğimiz web sayfamız ya da E-Mail aracılığıyla bizlere adreslerini ulaştırabilirler. www.pusulaswiss.ch info@pusulaswiss.ch Saygılarımla… 428
Reklam ve İlan Telefonumuz 076 342 90 91
Teşekkür : Bu yayının sizlere ulaşmasında maddi-manevi desteklerini bizlerden esirgemeyen, tüm firmalarımıza sonsuz teşekkürlerimizi sunarız. Pusula Gazetesi`nin tüm yayın hakları Pusula türkische Journalistenverein`e aittir. Yayınlanan reklamlarda ki sorumluluk, reklamı veren firmaların kendine aittir. Hazırlanan haberlerden ve yazılardan haberi hazırlayan kişiler ya da kaynak gösterilen kurumlar sorumludur. Pusula`da kullanılan tüm Haberlerin, Fotoğrafların ve bilgilerin her hakkı Pusula`ya aittir. İzinsiz olarak kullanılması yasaktır, aksi durumda cezai uygulamalar için hukuki işlemler başlatılır.
Resmi Partnerlerimiz
Bernstrasse 88 • 8953 Dietikon • Tel: +41 44 745 90 90 • E-Mail: info@media-com.ch • www.media-com.ch
Kominikasyon Güvenlik sistemleri Santral sistemleri Artık Mediacom Yanınızda! Şirketiniz için gerekli olan tüm teknik işlerde bizi aramanız yeterli. PUSULA MEDIACOM DURMUS AG’ NİN KATKILARIYLA HAZIRLANMIŞTIR - Nr. 015 - Februar 2009 - www.pusulaswiss.ch
Canan Kredit / Sıddık Canan • Walenbüchelstrasse 1-3 • 9000 St. Gallen Telefon +41 (0) 71 278 01 62 • Mobile: 076 365 30 60 – 079 350 69 99 • Telefax +41 (0) 71 278 01 64 E-Mail: info@canankredit.ch • Web: www.canankredit.ch
Kredi almak isteyenlere müjde!
Konut kredisi
Araç kredisi
Tatil kredisi
Hayallerinizi bir telefon ile güvence altına alın!
0800 26 27 28 (Ücretsiz Telefon hattı)
Kredi Miktarı, Faiz Oranları ve Aylık Ödemeler Kredi Miktarı
1 Yıllık Toplam Faiz
Aylık Ödeme
36 Aylık Toplam Faiz
Aylık Ödeme
60 Aylık Toplam Faiz
Aylık Ödeme
10000
521.00
876.75
1527.20
320.20
2594.00
209.90
15000
781.20
1315.10
2292.60
480.35
3891.00
314.85
20000
1041.40
1753.45
3056.20
640.45
5188.00
419.80
30000
1562.40
2630.20
4583.40
960.65
7782.00
629.70
40000
2082.80
3506.90
6112.40
1280.90
10379.00
839.65
50000
2603.80
4383.65
7639.60
1601.10
12973.00
1049.55
60000
3124.80
5260.40
9168.60
1921.35
15567.00
1259.45
70000
3645.20
6137.10
10695.80
2241.55
18161.00
1469.35
80000
4166.20
7013.85
12224.80
2561.80
20755.00
1679.25
Dikkat: Kredi tabelasında verilen tüm rakamlar %9.9 faiz oranıyla hesaplanmı tır. Faiz oranları ki inin siciline ve durumuna göre de i kenlik göstermektedir. Gesetzeshinweis: Die Kredit vergabe ist verboten, falls diese zur Überschreitung führt. (Art. 3 UWG)
PUSULA MEDIACOM DURMUS AG’ NİN KATKILARIYLA HAZIRLANMIŞTIR - Nr. 015 - Februar 2009 - www.pusulaswiss.ch
Düşüncelerinizi ileriye atmayın, düşük faizli bireysel kredi imkanı bizde!
4
İSVİÇRE’DEN HABERLER
Onbinlerce İnsan Yeni Yılı Açık Havada Karşıladı İsviçre’deki yeni yıl kutlamaları çoğunlukla sakin geçti Onbinlerce insan yeni yılı çan sesleri ve havaiyi fişek gösterileriyle karşıladılar. Kötü hava şartlarına rağmen, insanlar eğlence yerlerine akın etti ve çoğunlukla sakin bir şekilde kutlamalarını gerçekleştirdiler. Zürich ve Basel’de, dört kişi yaralandı. Zürich Polis sözcüsü dondurucu hava, karlı ve buz tutan yollara rağmen, yaklaşık 170.000 insanın Zürich göl kenarına geldiğini ve havai fişek gösterisini izlediğini söyledi. 170.000 insan, hayranlıkla havaiyi fişek gösterisini izledi. Zürich’te, yaklaşık 170.000 insan yeni yılı göl kenarında bekledi ve devasal havaiyi fişek gösterisini hayranlıkla izledi.“ Yılbaşı büyüsü’’ dondurucu ve karlı havaya rağmen genelde sakin geçti. . Zürich göl kenarındaki yeni yıl kutlamasının finali, yaklaşık 20 dakika süren havaiyi fişek gösterisi oldu. Şehrin polis sözcüsünün bildirdiğine göre kutlama, genel anlamda sakin geçti. İki küçük olayda ise iki insan yaralandı. Bellevue’ da ise kimliği belirsiz iki kişi, kalabalığın arasında küçük havaiyi fişekler yaktı ve bir adamın ensesinden yaralanmasına neden oldular. Zürich otelcileri, bu yıl sekizinci kez İsviçre’de gerçekleşen en büyük yeni yıl partisine insanları davet ettiler. Kutlamanın finali, 20 dakika süren havaiyi fişek gösterisi oldu. Fişekler, iki tane gemiden havaya bırakıldı. İki insan yaralandı. Bellevue’ de kimliği belirsiz iki kişi, kalabalığın ortasında
küçük fişekler patlatarak bir adamın ensesinden yaralanmasına sebep oldular. Quai Köprüsü’nde yine kimliği belirsiz iki kişi, tekerlekli sandalyede olan bir insana saldırdılar. Dövdüler ve üzerindeki eşyaları çalıp kaçtılar. Engelli kişi, hastaneye kaldırıldı. Şehir polisi sabaha kadar birçok kez harekete geçmek zorunda kaldı. Çünkü, yeni yılı kutlayan bir kaç insan tartışarak, büyük kavgalara neden oldu. Basel’de iki kutlama Basel’daki dokuzuncu Yılbaşı kutlaması, havaiyi fişek gösterisiyle Ren Nehri’nin üzerinde gerçekleştirildi. Münsterplatz alanındaki kutlamalar sakin geçti. Gece yarısında sonra, Münster’de ufak çaplı bir kilise ayini gerçekleşti. Binlerce insan kutlamaya katıldı. İki bayan, yeni yıl partisinin biraz ilerisinde yaralandı. Orta Ren Köprüsü’nde duran bir bayanın suratına şişe fırlatıldı. Savcılığın verdiği bilgiye göre, üç erkek geçici olarak tutuklandı. Bir erkek tarafından bilinçsizce arkasına atılan fişek, ikinci bir bayanın yüzüne geldi ve yaraladı. Fişek tam önüne düşerek patladı. Olayı gerçekleştiren adam ise tutuklandı. Balkona uçak bir havaiyi fişek ise Basel’da bir apartmanda yangına sebep oldu. Savcılığın verdiği bilgiye göre, 49 kişi geçici olarak dairelerinden uzaklaştırıldı. Alevler altıncı kattaki dairenin hasar görmesine yol açtı. Kötü havaya rağmen Basel Polisliğinin, Hastane ve İtfaiye ekiplerinin işleri oldukça yoğundu. Polise, 124 Acil arama gelirken, itfaiye on olaya müdahale
etti ve hastane ekibi 47 acil yardımda bulundu. Bern’de buz pisti Bern’deki yeni yılı buz pistinin üzerinde kayarak karşılayanlar da vardı. Yeni yıla patenleriyle buz pistinde girmeyi tercih edenler çok eğlendiler. Şehir yetkililerin verdiği bilgiye göre, Bundesplatz’daki 700 metrekarelik buz pisti alanı New York Rockefeller Center’daki buz pistine göre çok büyük. Cenevre Altstadt’da, yaklaşık 20.000 kişi 2009 yılı için kutlama yaptı. Sıcak şarap ve her telden çalan müzik inDeutsche Zusammnenfassung Rund 170’000 Menschen haben in Zürich den Jahreswechsel am Seebecken verbracht und das grosse Feuerwerk bestaunt. Der «Silvesterzauber» verlief bei eisiger Kälte und Schnee vorwiegend friedlich. Höhepunkt der Silvesterfeier am Zürcher Seebecken war das rund 20 Minuten dauernde Feuerwerk. In Basel wurde das neunte Silvester-Feuerwerk über dem Rhein gezündet. Eine ruhigere Feier stieg auf dem Münsterplatz. Eine
sanlara keyifli bir ortam yarattı. Şehir Polisi sözcüsünün verdiği bilgiye göre, büyük olaylar yaşanmadı. Schaffhausen’de ise aşırı alkol alan bazı insanlar kavga ederek polise iş çıkardılar. Gece yarısından perşembe sabahına kadar, polis bir olaydan diğer olaya koştu. Daha önce de Altstadt şehrinde yüzlerce insan yılbaşını sakin bir şekilde kutlamıştı. St.Gallen şehrinde de, -polisin verdiği bilgiye göre- yıl başı gecesinde büyük sorunlar yaşanmadı. Klosterplatz alanında 2500 kişi, yeni yılı kutladı. 367 Rakete, die sich auf einen Balkon verirrt hatte, löste in einem mehrstöckigen Basler Wohnblock einen Brand aus. 49 Personen mussten laut Staatsanwaltschaft vorübergehend ihre Wohnungen verlassen. Das Feuer beschädigte eine Wohnung im sechsten Stock. In Bern begrüssten einige hundert Menschen das neue Jahr auf Kufen - sie vergnügten sich um Mitternacht auf der am Mittwoch freigegebenen Eislaufbahn auf dem Bundesplatz.
Sihlpost’un Yeni İnşaatı Başladı SBB, eski kapıları ve lavaboları inşaat malzemesi olarak hediye etti. Zürich’teki Stadtraum HB’nin yeni alanının inşaatı devam ediyor. Sihlpost’un inşaat çalışması ise yeniden başladı. SBB, bina içerisindeki malzemeleri halka hediye ediyor. Bina içerisinden hediye edilecek malzemelerin listesi, 17 Ocak’ta resmi olarak açıklandı. SBB, daha çok eski kapılar, bina cephe taşları, çimento tuğlaları, lavabolar, pencere çerçeve-
leri ve lambaların hediye edileceğini bildirmişti. Zürich Tren İstasyonu’nun yakınında, Stadtraum HB’nin 320.000 metrekarelik alanında, önümüzdeki senelerde yeni bir şehir merkezi oluşacak. 8000 iş yeri ve 1400 kişinin kalabileceği yaşam alanlarının yapımı planlanıyor. Yeni Sihlpost yerine, birçok yeni bina inşa edilecek. Bunlardan biri Pedagoji Yüksek Okulu (PHZH) ve Clariden Leu Bankası’nın idari binası olacak.
383
Deutsche Zusammnenfassung Die Bauarbeiten für das neue Quartier «Stadtraum HB» in Zürich schreiten voran: Die Rückbauarbeiten der neuen Sihlpost haben begonnen. Die öffentliche Abgabe von Baumaterialien findet am 17.Januar statt. Angeboten werden unter anderem Türen, Beschläge, Fassadenplatten, Zementsteine, Lavabos, Fenster und Lampen. Anstelle der neuen Sihlpost sollen verschiedene Gebäude gebaut werden, eines für die Pädagogische Hochschule (PHZH) sowie ein Dienstleistungsgebäude der Bank Clariden Leu.
Pusula Gazetesi size ulaşmıyor mu? info@pusulaswiss.ch adresine mail yollayabilir yada 076 342 90 91 numaralı telefona SMS ile adresinizi bildirebilirsiniz.
PUSULA MEDIACOM DURMUS AG’ NİN KATKILARIYLA HAZIRLANMIŞTIR - Nr. 015 - Februar 2009 - www.pusulaswiss.ch
RÖPORTAJ
5
Müslümanlara Özel Mahkeme Kurulamaz! NZZ gazetesi muhabirleri Matthias Herren ve Luzi Bernet, İsviçre’deki Müslümanların durumu hakkında konuşmak üzere, Protestan Kiliseleri’nin Başkanı Thomas Wipf ile bir röportaj gerçekleştirmişler. 18 Ocak 2009 Pazar günü NZZ Gazetesi’nde yayınlanan bu röportajın orijinal çevirisini, yorumsuz olarak yayınlıyoruz.
nazik davranmıyor ki.
Protestan Kilisesi Dernek Başkanı Thomas Wipf, İsviçre devletinin içinde barınan dinlerin bir arada yaşamalarını yorumladı: ‘’Sadece Müslümanlar’a özel mahkemelerin kurulması kabul edilemez.’’
Kilise Derneği, oylama için katkıda bulunacak mı?
NZZ am Sonntag: 3 hafta önce Freiburg’lu Profesör Christian Giordano, Müslümanlar’a özel mahkemelerin kurulması için bir talepte bulundu. Siz buna anlayış gösteriyor musunuz? Thomas Wipf: Hayır, ben bu teklifi ve sebebini de tamamen yanlış buluyorum. Farklı kültürlere sahip insanların entegrasyonunu özel mahkemelerle kolaylaştırma amacı yanlış. Ben, tam tersini düşünüyorum. Biz, karışık kültürler içeren bir toplumuz ve bu yüzden ortak bir hukuk sistemimiz olmalı. Toplumu bir arada tutmak entegrasyon için önemlidir. Dini sebep göstererek, İsviçre’de böyle bir sisteme geçmek akla hayale sığmaz bir durum. Özel mahkemeleri kabul etmemenizle birlikte, Aile Hukuku’nu ele alan konuların da mı böyle mahkemelerde el alınmasını istemiyorsunuz? Kesinlikle. Çünkü aile hukukunda, özellikle kadınlar mağdur duruma düşüyorlar. İsviçre, kadın erkek eşitliğini kabul etmiş. Bu prensip kesinlikle tartışılmaz bir konu. Bu seneki esas soruyla minare girişimleri sorgulanıyor. Kilise dernekleri bu konuda ne düşünüyor? Girişim çok elverişsiz. Çünkü, dini nesneleştirerek siyasi amaçlara hizmet etmesine sebep oluyor. Dolayısıyla problemleri çözümlemiyor. İsviçre’de 400.000 Müslüman’ın yaşadığı tartışılmaz bir konu. Bizim toplumumuzda bu insanların entegrasyonu gerçekten zor bir çalışma. Fakat biz, entegrasyon faaliyetlerimizi minare yapımlarını yasaklayarak gerçekleştirmiyoruz. Aynı zamanda kimsenin din özgülüğünü de elinden almıyoruz. Müslümanlar minaresiz de inançlarını yaşayabilirler Kilise Derneği, Müslümanların inançlarını onurlarıyla yaşamaları için destekte bulunuyor. Aynı zamanda dinlerini inanç simgeleriyle yaşamalarına karşı çıkmıyor. Bunu gerçekleştirebilmek için bir minare gerekliyse, Müslüman Dernekleri’nin toplum ile iletişim halinde olup gerekli kurallara uymasını bekliyoruz. . Müslüman Ülkeler, Hıristiyanlara fazla
Kilise Derneği, Müslüman ülkelerdeki insan hakları ve din özgürlüğü için faaliyetlerde bulunuyor. Fakat kendi hukuk sistemimizi, Müslüman ülkelerinin hukuk sistemine uyarlamak yanlış olur. Haksızlığa haksızlık ile karşılık verilmez, kendi değerlerimizi zedelemiş oluruz.
Kilise Derneği, konuyla ilgili geniş kapsamlı bir argüman hazırladı: Çok kültürlü bir toplumda, Müslümanların kabul edilmesine yönelik baş kaldırı ele alındı. Peki, finansal bir yardım düşünüyor musunuz? Hayır, bunun için finansal bir kaynağa sahip değiliz. Konu, önemli bir dini temel esas olsa bile yine de böyle mi düşünüyorsunuz? Kilise Derneği, siyasi parti değil ve bir oylama savaşı sürdüren bir dernek değil. Biz argümanların gücüyle çalışıyoruz. Oylama sürecinde Kilise Derneği, Müslüman Organizasyonlar’la ortak bir çalışma içinde olacak mı? Hıristiyan Kilise temsilcileri olarak, Yahudi ve Müslüman topluluklarını içeren İsviçre Dinler Kurulu’nda ortak bir açıklama düzenlemeye çalışıyoruz. Fakat bunu başarmak o kadar kolay değil. Zorluklar nerede yatıyor? Örneğin Kilise Derneği bu açıklamada, Müslüman ülkelerdeki Hıristiyanlar’ın yaşadıkları sıkıntılara değinmek istiyor. Din özgürlüğü, evrensel bir insan hakkı demektir. Bunları dinler arasında tartışmak oldukça zor ve büyük bir imtihan. SEK ve Katolikler arasındaki ilişki de oldukça gerilimli. Aralık ayında Kilise Kurulu, 2001 yılından beri ilk kez, yine Piskopos üyelerinin de oluşturduğu bir konferans ile bir araya geldi. En büyük iki kilisenin önemli kurul üyeleri arasında konuşulacak konular, bu kadar az mı ki her yedi yılda bir buluşma gerçekleşiyor? Yedi yıl sonra tüm SEK Kurulu, bütün Piskopos Konferansı ile bir araya geldi. Fakat iki büyük kilise arasındaki delegasyonlar her altı ayda bir gerçekleşiyor. Tarihi buluşmada neler konuşuldu? Kilise anlayışı hakkında ortak noktalarımızı ve bizi birbirimizden ayıran noktaları konuştuk.
Önemli bir soru. Bu konu tek bir buluşmada konuşulup halledilebiliyor mu? Evet, kilisenin temel görevi konusunda biz ortak bir noktada buluştuk. Ortak görevi: İncil’i, sevgi mesajını ve barışı devam ettirebilmek. Herhangi bir şart olmaksızın her insan onurunun Tanrı’dan geldiği konusunda hemfikiriz. SEK ve Piskopos Konferansı, bunun İsviçre’de günlük yaşamda çalışan Hıristiyanlık sisteminde var olduğunu kabul ediyorlar. Çoğu evliliğin de farklı mezheplerin birleşimiyle ortaya çıktığını kabul ediyorlar. Diğer ülkelere nazaran kiliseler, birçok sosyal ve ruhani görevi bir arada üstleniyorlar. Farklı mezheplerden oluşan evlilikler kabul edildikten sonra, neden Piskopos ve Kilise Derneği bu konuyu hala görüşüyor? Günümüzde fikir ayrılıkları meydana getiren konu, Kilise ve Kurum anlayışı. Yenilikçiler, kiliseyi dinamik bir oluşum olarak görüyorlar. Eğer İncil canlı ise Kilise hareketsiz bir kurum olamaz. Yenilikçi anlayışa göre kilise, faaliyet gösteren insanlar olmadan düşünülemez bir unsur. Bu yüzden bizler temelden demokratik bir şekilde çalışmalarımızı organize ediyoruz. Çünkü tek bir kişi bizim ustamız, İsa ( İncil ayeti: Joh. 13, 13) Peki, Katolik kilisenin tutumu nasıl? SEK Meclis Başkanı olarak bu konu hakkında bir şey söylemek istemiyorum. Fakat ben, Katolik Kilise’yi hiyerarşik organize edilmiş ve daha çok statik bir büyüklük olarak görüyorum. Piskopos kurulunda söz sahibi, Kilise Hukuku’na göre organize edilmiş ve monopol hakkına sahip olduklarını söyleyebilirim. Bu iki farklı kilise anlayışının en kısa zamanda yaklaşmalarını istiyorum. Devlet- Kilise yapısı hakkında da fikir ayrılıkları var. Bunlar yenilikçi Şehir Kiliseleri için bir temel olarak görülürken, piskoposları din özgürlüğüne sınır koydukları için eleştiriyorlar. Bu konuda ne düşünüyorsunuz? Piskoposların yargısını doğru bulmuyorum. İsviçre’deki Katolik ve yenilikçi kiliseler, organize konusunda büyük bir özgürlüğe sahip. Fakat biz kiliseler olarak aynı zamanda devletin rızasını, hukukunu veya vergilerini, devletin hukuksal bünyesini kabul etmeden talep edemeyiz. Benim düşünceme göre Katolik Kilise için hiyerarşik- kilise ve devlet- demokratik yapı kombinasyonDeutsche Zusammnenfassung Thomas Wipf, Präsident des Evangelischen Kirchenbundes spricht über das religiöse Zusammenleben in der Schweiz. Besondere Gerichte für Muslime seien «undenkbar»: Thomas Wipf ist Ratspräsident des Schweizerischen Evangelischen Kirchenbunds (SEK), der die rund
Thomas Wipf Thomas Wipf, 2,4 milyon Protestan’ı temsil eden İsviçre (SEK) Protestan Kilise Derneği’nin Kurul Başkanı. Röportaj’da ilk defa Piskopos Kurt Koch’un devlet-kilise yapısına yaptığı eleştirilerle ilgili fikrini belirtti. Bu eleştirilerin Kilise’nin özgürlüğünü kısıtladığını Koch, Kasım ayında NZZ ile yaptığı bir röportajda söylemişti. (lzb.)
larının daha büyük bir şansa sahip olduğunu düşünüyorum. Eğer Katolikler devlet bünyesinden çekilirlerse sizce neler olabilir? Hıristiyan Kiliseler olarak ortak görevimizde endişe verici bir gelişme oluşmuş olur. Roma-Katolik Kilisesi İsviçre’de gettolaştırıldı (Yahudilerin çoğalmasına neden oldu????).. Piskopos Konferansı’nın başkanı Kurt Koch ile bu konuyu görüştünüz mü? Bu konuyu bir sonraki görüşmemizde ele alacağız. Ona, devlet kiliselerin yapısını din özgürlüğü olarak eleştirmemesini söyleyeceğim. Çünkü bu konuyu, ilk etapta diğer kiliseler ile görüşmesi gerekiyor. Aynı fikirde olmadığımızı bilmesi gerekiyor ve bu tarz açıklamaların diğer kiliseleri de etkisi altına aldığının farkına varması lazım. Bu durum her iki taraf için önemli. Piskoposların devlet – kilise sistemine yaptığı eleştiriler,kilise ve devletin birbirinden ayrılmasına neden olabilir mi? Bence ayıramaz. Devlet-demokrasi yapısıyla neler elde ettiğini bilen aktif Katolik Kilise üyelerine güveniyorum. Katoliklerin devlet-kilise yapısından geri çekilmeleri tehlikeli olabilir. 391 2,4 Millionen Protestanten vertritt. Im Interview nimmt er erstmals auch Stellung zur Kritik von Bischof Kurt Koch an den staatskirchenrechtlichen Strukturen. Diese schränkten die Freiheit der Kirche ein, hatte Koch im November in einem Interview mit der NZZaS gesagt. Bezüglich diese Thema äußert sich Thomas Wipf.
PUSULA MEDIACOM DURMUS AG’ NİN KATKILARIYLA HAZIRLANMIŞTIR - Nr. 015 - Februar 2009 - www.pusulaswiss.ch
6
İSVİÇRE’DEN HABERLER
Luzern: Bourbaki Panorama Yeni Bourbaki Panorama’da rekor ziyaretçi sayısı. Mart 2008 senesinde biten restorasyon çalışmalarının ardından, geçen yıla göre ziyaretçi sayısı iki katına çıktı. Luzern’deki Bourbaki Panorama’da, on yıldan fazla süren yenileme ve restorasyon çalışmaları bitti. Dış görünüşü için ortalama, dokuz milyon Frank ödendi ve Edouard Castres tarafından yapılan üç boyutlu Faux-Terrain, mükemmel bir illüzyon olarak inşa edildi 2000 yılında gerçekleşen açılıştan beri ilk kez bu kadar çok İsviçreli, bu sanat eserini ziyaret etti. İllüzyon binlerce ziyaretçiyi büyüledi 2000 senesinin şubat ayında gerçekleşen açılış ile her yıl ortalama 40.000 kişi Bourbaki Panorama’yı ziyaret ediyor. 2008 yılının mart ayında restorasyonun bitimi ile, eşi benzeri olmayan sanat eseri bir çok kişinin ilgisini çekti. 2008 senesinin ilk altı ayında 30.000 ziyaretçi ile bir rekor kırılmış oldu. Eşi benzeri olmayan etkileyici yapı 10 metre büyüklüğündeki eser, 19. yüzyıldan dünyada kalan son sanat eserlerinden biri olarak görülüyor. Eser, 1871 yılının kış ayında Alman-Fransız savaşının sonlarına doğru, General
Bour baki’nın öncülüğü ile Fransız doğu asker ler inin, Les Verrières’ den İsviçre’ye geçişini gösteriyor. O dönemde İsviçre’ye 87.000 asker alınmıştı. Bunun, henüz genç olan Kızıl Haç’ın insan tarihindeki ilk faaliyetlerin den biri olduğu söyleniyor Olay yeri, bir kültür anıtı olarak görülüyor Müze ve Bourbaki Restoranı’nın iyi bir ortak çalışması ile, Bourbaki Panoraması geçmişte yaşanan olay yerini bir kültür anıtı haline getirdi. Ziyaretçiler, özellikle panorama etrafındaki gezilerini, apéroları veya yemekleri beğeniyorlar. www.bourbakipanorama.ch 375
Deutsche Zusammnenfassung Mehr als zehn Jahre haben die Konservierungs- und Restaurierungsarbeiten im Bourbaki Panorama Luzern gedauert. Für insgesamt neun Millionen Franken wurden das Rundbild und das dreidimensionale «Faux-Terrain» von Edouard Castres als perfekte Illusion wieder hergestellt. Seit der Wiedereröffnung im Februar 2000 besuchen jährlich rund 40’000 Personen das Bourbaki Panorama. Mit
dem Abschluss der Restaurierung im März 2008 erfreut sich das einzigartige Rundgemälde ungebremster Beliebtheit und verzeichnet mit über 30’000 Eintritten im ersten Halbjahr einen absoluten Besucherrekord. Dank der guten Zusammenarbeit von Museum und Bourbaki Restaurant hat sich das Bourbaki Panorama zu einem beliebten Event-Ort gemausert. Besonders beliebt sind die kombinierten Anlässe mit Führungen und Apéro oder Essen.
İşsizlik Göçmenlerde Daha Yaygın Yabancı kökenliler, İsviçrelilere göre daha büyük bir işsizlik oranı oluşturuyorlar. İşsizlik oranının aşırı artışı, yalniz ekonomik alanda değil aynı zamanda siyasi açıdan da sorunlar oluşturuyor. İsviçreliler 8 Şubat’ta , kişisel özgürlük trafiğini genişletme kararı ile ilgili oylamaya gidecekler. Karar verme aşamasında özellikle şu soru kafaları karıştırıyor: Yurt dışından gelen yabancılar işsizlik oranına nasıl bir etkide bulunacaklar? Ekonomi Müsteşarlığı ( Seco), ilk etapta konuya netlik getirmesi açısından güncel rakamları açıkladı. Rakamlara bakıldığında, İsviçre vatandaşlarına göre Avrupa Birliği vatandaşlarının, mesela Alman, Portekiz ve Fransızlar’ın işsizlikte yüksek bir oran oluşturduğu görülüyor. Özellikle son zamanlarda yaşanan ekonomik kriz ile bu rakam, artış gösterdi. Eylül ayından aralık ayına kadar Alman işsizlik oranı %2,0’den %3,0’e çıktı. Yine aynı dönemde, Portekizliler’de bu oran %3,7’den %7,0’ye ve Fransızlar’da %3,8’den %4,6’ya çıktı. İşsiz İsviçreliler’in sayısı ise bu dönemde, %1,8’den %2,1’e çıkarak artış gösterdi. ‘‘Söylenenler arasında bir bağlantı olasılığı var’’ SVP’li milletvekili Lukas Reimann açıklanan rakamları, ‘‘Yabancılara ta-
nınan çalışma hakkı ve işsizlik arasında muhtemel bir bağ var.’’ şeklinde yorumladı. Aynı zamanda, yabancı kökenli insanların işlerini kaybetmesiyle İsviçre’den çıkıp başka ülkelerde çalışmalarını da kabul etmediğini söyleyen SVP’li milletvekili Lukas Reimann; ‘‘neden gitsinler ki? Hiç kimse Almanya’da Hartz-IV- işsizlik parası almak istemez. Çünkü İsviçre, onlara İşsizlik parası veriyor.’’ dedi. Devlet ise Reimann ile aynı fikirde değil. Seco Genel Müdürü Serge Gaillard, ortaya çıkan rakamın sezona bağlı olduğunu düşünüyor. Özellikle Portekizliler ve Almanlar inşaat sektöründe çalışmakta ve bu da kış aylarında işsizlik oranını artıyor. Gailard, işsiz kalan bu insanların ilkbaharda yine iş sahibi olacaklarını söylüyor. Normalde, Almanlar’ın işsizlik oranı İsviçreliler’in işsizlik oranından yüksek olmuyordu. Oranın artışı, mevsimlik birçok işçiyi etkiledi ve bu işçilerin birçoğunu yabancı ülkelerden gelenler oluşturuyor. Göçmen sayısı azalıyor Meclise göre, Gaillard, göçmenlerin
ülkelerine geri dönme konusuna daha hassas yaklaşıyor. Geri dönenlerin sayısının oldukça arttığını söylerken, kriz döneminde bu oranın daha artaDeutsche Zusammnenfassung das Staatssekretariat für Wirtschaft (Seco) hat erstmals aktuelle Zahlen geliefert, die zur Arbeitslosenzahl genauere Aussagen ermöglichen. Dabei fällt auf, dass die Arbeitslosigkeit unter den grössten Einwanderergruppen aus der EU - den Deutschen, den Portugiesen und den Franzosen - deutlich höher ist als unter den Schweizern. Und vor allem:
PUSULA MEDIACOM DURMUS AG’ NİN KATKILARIYLA HAZIRLANMIŞTIR - Nr. 015 - Februar 2009 - www.pusulaswiss.ch
cağına değinmedi. Böylelikle, göçmen talepleri azalacak ve iş piyasası rahatlamış olacak. 377 Sie ist in den letzten Monaten der Krise auch viel stärker gestiegen. «Offensichtlich besteht ein Zusammenhang zwischen Personenfreizügigkeit und Arbeitslosigkeit», interpretiert man die Zahlen. Die Rückwanderung verlaufe auf konstant hohem Niveau. Sicher sei aber, dass dann die Einwanderung nachlasse. Und dies entlaste den Arbeitsmarkt auch.
İSVİÇRE’DEN HABERLER
7
Rega, Masrafları En Az %30 Fazla Gösteriyor! İsviçre Hava Kurtarma Kurumu, sigortalara aşırı yüksek tarifeler üzerinden hesap yapıyor. Rega, fiyat denetleme organlarının ortaya çıkardığı sonuçla ilgili olarak yorum yapmak istemiyor. Yetkili resmi makamlar, Rega, Suva ve Santésuisse arasında yapılan tarife anlaşmalarını denetledi ve 15 sayfalık bir rapor hazırladı. Bir yıl süren detaylı denetlemeler sonucunda, sağlık sigortası tarifelerinde %30 oranında indirime gidilmesi gerektiği bildirildi. Fiyat denetim uyzmanları Rega’yı eleştirdi; Rega’nın sigortaya, düzenleme masrafları yüklediğini iddia eden denetleyiciler, fiyatlara aynı zamanda faiz ücretleri eklendiğini belirttiler. Aynı zamanda, helikopter masraflarının oldu-
Deutsche Zusammnenfassung Die Bundesbehörde hat den Tarifvertrag zwischen Rega, Suva und Santésuisse begutachtet und eine 15-seitige Stellungnahme verfasst. Die Schweizerische Rettungsflugwacht verrechnet den Versicherungen viel zu hohe Tarife. Zu diesem Schluss kommt der Preisüberwacher. Die Rega will nichts davon wissen. Die Tarife sollen um 30 Prozent gesenkt werden. Die Preisüberwachung kritisiert die Rega. Rega-Finanzchef Andreas Lüthi sagt zu diesen Behauptungen: Die Vorschläge des Preisüberwachers zielen im Wesentlichen darauf ab, die Kosten, die bei der Luftrettung entstehen, umzuverteilen
ğundan çok daha yüksek gösterildiği ifade edildi.
Rega-Finans Şefi Andreas Lüthi, basına konuyla ilgili olarak verilen bilgilere eleştiride bulundu: ‘‘Dene-
timcilerin açıkladıkları bilgiler, Hava Kuvvetleri’nde oluşan masrafları gözetmeksizin verildi.’’ 378
Alman Göçmenlerin Sayısı %40 Oranında Azaldı Kötü bir seyir içinde olan konjonktür sebebiyle, geçen yılın sonlarına doğru İsviçre’ye yapılan göçmen başvuruları oldukça azaldı. Göçmen Devlet Bürosu’nun sözcüsü Roman Cantienti’nın basına verdiği bilgiye göre, kasım ayında İsviçre’ye toplam 11.789 kişi göç etti. Yani, ekim ayına göre 5500 kişilik bir azalma görüldü. Avrupa Birliği Ülkeleri’nden ve EFTA Ülkeleri’nden bir ay içerisinde %29’luk bir gerileme ile göçmen sayısı 8296’ya düştü. Çalışma izinleri yarı yarıya düştü Alman vatandaşlığına sahip kişilerden İsviçre’ye göç edenlerin sayısı bile % 40 oranında azaldı. Ekim ayında, İsviçre’ye kuzey komşularından, Almanlar’dan daha fazla kişi geldi Ekonomi Bakanı Doris Leuthard’a göre, ekonomik gelişmelerin seyri çalışma izinlerini de etkiledi. Luethard,
aralık ayında Avrupa Birliği 17-Efta Alanı’nda sadece 4000 çalışma izininin verildiğini söyledi. Haziran 2007 ve Mayıs 2008 yılları arasındaki rakamlarla karşılaştırıldığında şimdiki rakamın neredeyse yarıya düştüğü görülüyor. Leuthard, krizin daha başındayken böyle rakamlar ile karşı karşıya kaldıklarını ve ilerleyen zamanlarda durumun daha da kötüleşeceğini belirtti. Yabancılara tanınan çalışma hakkı sistemi gayet iyi işliyor Aargau’lu FDP Milletvekili Philipp Müler, yabancılara tanınan çalışma hakkının gayet iyi işlediğini ifade etti. Müller, ‘’Eğer İsviçre, kendi vatandaşlarına sunmadığı iş yerlerini göçmenlere sunuyorsa, göçmenlerin sayısı artar. Halen yaşanan kriz ile artan işsiz sayısına bakıldığında, göçmen sayısı zaten gerilemeli’’ şeklinde görüş bildirdi. 381
Deutsche Zusammnenfassung Am Samstag hat Roman Cantieni, Sprecher des Bundesamts für Migration (BFM) mit geteilt, dass im November insgesamt noch 11’789 Menschen in die Schweiz ein wanderten, über 5500 weniger als im Vormonat. Mit der drastischen Verschlechterung der Konjunktur hat gegen Ende des vergangenen Jahres auch die Einwanderung in die Schwe-
iz deutlich abgenommen. Sogar um 40 Prozent ist die Einwanderungsbilanz der deutschen Staatsangehörigen gesunken. . Wenn die Schweiz Arbeitsplätze zu vergeben habe, die nicht mit Einheimischen besetzt werden könnten, steige die Einwanderung. Bei einer Krise und steigenden Arbeitslosenzahlen müsse die Einwanderung entsprechend zurückgehen.
Jumbo-Jet Uçağına Yakıt Olarak Bitkisel Yağ Yeni Zelanda’da, biyolojik yakıt ile yapılan deneme uçuşu başarılı geçti. Deposunda kısmen bitkisel yağ bulunduran ve Yeni Zelanda’dan kalkan bir yolcu uçağı, iki saatlik uçuşunu başarıyla gerçekleştirdi. Air New Zealand Havayolları Şirketi, Boeing 747-400 uçağının motor takımında %50’ ye %50, biyolojik yağ ve normal uçak yakıt maddesinden oluşan bir karışım bulunduğunu bildirdi. Uluslararası çalışan Havalimanı Auckland’dan kalkan uçak ile emisyon ve masrafları azaltacak olan biyo yakıt maddesi denenmek istendi. Verilen bilgiye göre, kullanılan yağ maddesi Hindistan ve Doğu Afrika’da yetişen Jatrpha bitkisinin tohumlarından üretilmekte.
Düşük bir donma noktası olduğundan dolayı, uçakların yakıt kullanımı için biyolojik yakıt maddesi uygun görülmüyordu. Jatropha- Yağı ise donma noktasına, bilinen uçak yakıt maddelerinden bile daha geç ulaşıyor. AirNew-Zealand-Şefi Rob Fyfe, yapılan bu deneme uçuşunu, havayolu şirketi ve genel hava trafiği için çok büyük bir adım olarak tanımladı. Group Manejeri Ed Sims ise, bu yakıtın bir kısmının 2013 yılında devreye sokulacağını söylerken, buna neden olarak Jatropha yağının ancak o zamana kadar yeterince üretilip kullanıma hazırlanabileceğini gösterdi. Belirtilen tarihe kadar her onuncu uçuşta bu biyolojik yakıtın kullanılması ümit ediliyor. Son olarak Sims, bir radyo açıklamasında, bu biyolojik maddeden oluşan yakıtın çoğu zaman ülke içi uçuşlarda kullanılacağını bildirdi. 368
Deutsche Zusammnenfassung Die Fluggesellschaft Air New Zealand teilte mit, dass ein Triebwerk der Boeing 747-400 mit einem 50:50-Gemisch aus Pflanzenöl und normalem Flugzeugtreibstoff betrieben wurde. Das eingesetzte Öl wurde den Angaben zufolge aus dem Samen von in Indien und Ostafrika angebauten Jatropha-Pflanzen gewonnen.
Group Manager Ed Sims betonte jedoch, dass eine teilweise Umstellung auf dem Biotreibstoff frühestens 2013 möglich sein werde, da Jatropha-Öl erst dann in ausreichender Menge vorhanden sein werde. Dabei werde es sich zumeist um kürzere Inlandsflüge handeln, sagte Sims in einem Radiointerview.
PUSULA MEDIACOM DURMUS AG’ NİN KATKILARIYLA HAZIRLANMIŞTIR - Nr. 015 - Februar 2009 - www.pusulaswiss.ch
8
İSVİÇRE’DEN HABERLER
Thai-Hapları, İnceleme Altına Alındı Bölge Mahkemesi’nin verdiği bilgiye göre, Thai Hapları, sert uyuşturucular ve kokain ile aynı derecede zararlı maddeler. Yüksek Mahkeme bu iddiayı onaylamak istemiyor. Araştırma görevlilerinden güncel bir rapor isteyerek, tartışma konusu olan parti uyuşturucusunun tehlikesini öğrenmek istiyor.
Zürcih Bölge Mahkemesi’nin Aralık 2007’de karşı çıkmasına kadar, Thai Hapları, hafif bir uyuşturucu olarak görülüyordu. 47 yaşında bir Zürichli bu haplardan 70.000 adet sattığı için, 3 sene ağır koşullu hapis cezasına çarptırıldı. Cezasının 12 ayını, mecburi olarak hapiste geçirmesi gerekecek. İddiaya göre bu haplar, ağır uyuşturucu kategorisine giriyor Tanınmış savcı Valentin Landmann’a, göre Thai Hapları eroin, kokain veya LSD gibi ağır uyuşturucuların arasına giriyor. Bu yüzden Thai Hapları için ağır cezalar verilecek. Hapın kimyasal etkisi, methamphetaminden bir kaç gramlık bir satış bile ağır bir yargılama sürecine yol açacak. Asgari ceza süresinin bir yıl olarak belirlendiği dava sonucu temyiz edildi. Uyuşturucu hafif mi yoksa sert mi? Geçen yaz Landmann, Yüksek
UNUTMAYIN! PUSULA GAZETESİNE ABONE OLMAK İÇİN İNTERNET SAYFAMIZI ZİYARET EDEBİLİRSİNİZ. www. pusulaswiss.ch
Mahkeme’de bir temyiz sürecini yeniden ret etmişti ve Thai Hapları’nı, kimsayasal temel maddeleri yüzünden Ekstasi ile denk bulduğu fikrini tekrar savundu. Yani Landmann, Federal Mahkemey’e her iki uyuşturucuyu hafif statüsüne soktuğunu söyledi ve Ekstasi’nin 90’ lı yılların başından beri hafif bir uyuşturucu olarak kabul edildiğini sert bir şekilde hatırlattı.
si hakkındaki iki bilir kişi raporunun yedi senelik olduğu için, güncel bilime uygun olmadığı düşüncesinde olduklarını söylediler. Kararda, MDMA’nın etkisine yönelik bir değişikliği ortaya koymak ve tehlike derecesini tespit etmek için mutlaka yeni bir rapor hazırlanması gerekiyor. Açıklama, özellikle araştırma makamlarına yönelik yapıldı.
Eyalet Mahkemesi’nin hakimi ise bunun tam tersine bir uygulamada bulundu ve Thai Hapları’nın Ekstasi ile karşılaştırlamayacağını savundu. Çünkü, “Yaba’’ veya “Shabu’’ adı altındaki Thai Hapları’nın, Ekstasi’ye göre çok daha tehlikeli olduğunu söyledi. Savcılık da aynı fikirde ve Yüksek Mahkeme’den bu konuda bir arttırım ile cezanın 5 seneye çıkarılmasını istedi.
Ceza onaylandı Bu davada Yüksek Mahkeme, yine de ticari amaç sebebiyle ağır bir ceza uygulamasına karar verdi. Böylelikle, bahsedilen uyuşturucunun hafif mi yoksa ağır bir uyuşturucu mu olduğu sorusuna değinilmedi. Yüksek Mahkeme, 3 senelik koşullu cezaya karar
Yüksek Mahkeme, yeni bir rapor talebi önerdi Açıklanan dava sonucunda, Yüksek Mahkeme bir süpriz yaptı: Karar prensibinden uzaklaşarak, “Hafif uyuşturucu mu yoksa sert uyuşturucu mu?’’ sorusuna ne evet ne de hayır cevabını verdi. Yüksek Mahkeme Hakimleri yazılı kararda, Thai Hapları’nın güncel bir denetimle raporlanması gerektiği fikrini savundular. Böylelikle, Eksta-
Deutsche Zusammnenfassung Laut Bezirksgericht Zürich kommen Thaipillen den harten Drogen wie Heroin oder Kokain gleich. Das Obergericht will dies nicht bestätigen und rät den Untersuchungsbehörden zu einem aktuellen Gutachten über die umstrittene Gefährlichkeit der Partydroge. Laut dem bekannten Verteidiger Valentin Landmann lag damit ein bedeutender Grundsatzentscheid vor: So seien Thaipillen mit diesem Urteil in den Kreis der harten Drogen wie Heroin, Kokain oder LSD aufgestiegen. In seinem nun eröffneten Urteil hat das
vererek, suçlunun sadece 9 ayını hapiste geçirmesini istedi. Savcılığın kati ceza arttırım talebini ise Yüksek Mahkeme ret etti. 370
Obergericht für eine Überraschung gesorgt. So wich es einem Grundsatzentscheid aus, indem es die zentrale Frage nach einer harten oder weichen Droge weder mit ja noch mit nein beantwortete. Im Urteil steht: Um eine Praxisänderung im Hinblick auf die Wirkung von MDMA einzuläuten, wäre es wohl unumgänglich ein aktuelles Gutachten zur Gefährlichkeit von MDMA erstellen zu lassen. Das Obergericht ging wegen des gewerbsmässigen Handels des Angeklagten dennoch von einem schweren Fall aus.
Yabancı Kökenliler Daha Fazla Kira Ödüyorlar Zürich ve Cenevre’de yaşayan yabancılar, İsviçreliler’e göre daha yüksek kira ödüyorlar. Birbirine eş değer bir daireye, yabancı kökenli biri İsviçreli vatandaşa göre %7 daha fazla ücret ödüyor. Cenevre şehrinde yer alan Federal Teknik Yüksek Okulu Lozan`ın araştırmasında dört araştırmacının vardığı bu sonuç Swiss Journal of Economics und Statistics`te yayınlandı. Batı İsviçre’nin günlük gazetesi Le Temps, araştırmayla ilgi şunları belirtti: İsviçre vatandaşlığı olmayan bir kişi, sıradan bir İsviçre vatandaşına göre Cevere’dee ortalama %2,3 ve Zürich’te ortalama %2,6 daha fazla kira ödüyor. Eğitimsizleri daha kolay kandırıyorlar Eğitim seviyesi yüksek olmayan yabancı kökenli insanlardan Cenevre’de %5,2 ve Zürich’te %6,8 daha fazla kira ücreti alınıyor. Araştırmadan sorumlu bu dört kişi durumu, bir dışlama, ön yargı ve yabancı düşmanlığı olarak yorumladı. Yaşanan fiyat farkının sebepleri araştırılmadı. Yabancı ülkelerden gelen insanlara yapılan bu davranışın sebebi de tam olarak netleştirilemedi. Araştırmacılardan Andrea Barazini, Afrika kökenli insanların Almanlar’a göre
daha fazla kira ödediklerinin bilgisini verdi. Yapılan bu inceleme, Ulusal Fon’un Deutsche Zusammnenfassung Ausländer zahlen in Zürich und Genf höhere Mieten als Schweizer. Für eine gleichwertige Wohnung muss ein ausländischer Mieter bis fast sieben Prozent mehr bezahlen als sein Schweizer Nachbar. Zu diesem Schluss kommen vier Forscher der Haute école de gestion in Genf und der Eidg. Technischen Hochschule Lausanne in einer Studie. Ausländischen Mietern mit niedrigem Bildungs-
PUSULA MEDIACOM DURMUS AG’ NİN KATKILARIYLA HAZIRLANMIŞTIR - Nr. 015 - Februar 2009 - www.pusulaswiss.ch
yerleşim ve alt yapı gelişimi hakkında uluslararası bir araştırma programı çerçevesinde gerçekleştirildi. 387 niveau wird in Genf bis zu 5,2 Prozent, in Zürich bis zu 6,8 Prozent mehr Miete abgeknöpft als Schweizern. Die vier Autoren der Studie sprechen in diesem Zusammenhang von «Ausgrenzung, Vorurteil und Diskriminierung». Die Studie wurde im Rahmen des Nationalen Forschungsprogrammes über nachhaltige Siedlungs- und Infrastrukturentwicklung des Nationalfonds erarbeitet
PUSULA MEDIACOM DURMUS AG’ NİN KATKILARIYLA HAZIRLANMIŞTIR - Nr. 015 - Februar 2009 - www.pusulaswiss.ch
10
İSVİÇRE’DEN HABERLER
Minare Kavgası Bitti: Wangen Artık Minareli Olten çevresinde yaşayan Müslüman kardeşlerimize müjdeli haber: Olten yakınındaki Wangen’de minare karşıtları ile yıllardır süren siyasi ve hukuki tartışmalar sonunda bitti; artık Wangen’lı Müslüman kardeşlerimizin dimdik bir minaresi var. Uzun kavgalar sonunda, Solothurn Wagen’deki Türk Kültür Dayanışma Derneği’nin çatısına minare dikildi. İki Solothurn’lu vatandaşlık haklarını kullanarak minare yapılmasına izin verilmemesi için Anayasa Mahkemesin’ne başvurmuşlardı. Mahkeme geçtiğimiz yılın temmuz ayında sikayetin gerekçesiz olduğu kararını alınca Kanton Solothurn minare yapım izni için verilen müracaat dilekçesinin süresini uzatmıştı. Wangen Belediyesi Yazıcısı Beat Wildi, medyaya konuyla ilgili olarak yaptığı açıklamasında, ilk minarenin Organize Bölgesi’ndeki kültür binasının çatısına monte edildiği bilgisini verdi. Önceden hazırlanan minare, bir vinç yardımı ile çatıya monte edildi. Minarenin rengi beyaz ve kenarlarında altın süslemesi var. Mavi çatılı minare sembolik bir özellik taşıyor. Solothurn İmar ve Hukuk Departmanı, yapım onayını önümüzdeki ilkbahar dönemine ertelemişti. Wangen ise verilen onayın, Eylül 2007 senesinde bittiğini ve maksada uygun kullanılmadığını savundu.
Ayrıca Anayasa Mahkemesi, Temmuz 2007’ de, Solothurn İdari Mahkemesi’nin onay sürecine yönelik olan şikayetini de nedensiz bularak geri çevirdi.
durmaları gerekir, bizim onlara değil. Bizim devletimiz, herkesin işini kolaylaştırırken bizim işimizi neden kolaylaştırmıyor? Birçok İsviçreli gibi ben de kendimi kandırılmış hissediyorum.’’
İtirazlar ve dilekçeler İslam Kültür ve Toplantı Merkezi’nin tadilat işlemi için geçmişte, 70 itiraz dilekçesi verilmişti. Yine tadilata karşı 2006 yılının yaz ayında karşıt bir komite tarafından 3500 kişinin imzası toplanmıştı.
Yorum 2 ‘’Geçmişte, dinleri yerden yere vuran solcuların şimdiki din meraklarını ve bir din için yaptıkları iyilikleri anlayamıyorum. Bütün dinleri yasaklayıp onların ibadethanelerini yıkmaya ne dersiniz?’’
Halen Cenevre, Winterthur ve Zürich’te olmak üzere İsviçre’de üç tane minare var. Langenthal‘da ise buna yönelik bir talep var. Eylül 2007’de bir sanat sergisi nedeniyle, Langenthal Sanat Evi’nin çatısına bir minare monte edilmişti.
Yorum 3 ‘’Her ülkede değil ama birçok Müslüman ülkesinde, kiliselerin yasak olmasını iyi bulmuyorum. ‘Bu iyi bir şey değil ama hadi biz de yapalım.’ diyenler, şimdi nasıl bir konumda!? İran’da yapıldığı gibi şimdi biz de mi zina yapanları taşlamalıyız? Gerçekten olduğumuz gibi toleranslı olduğumuzu, problemsiz ve tehlikesiz bir şekilde gösterebilecek miyiz?’’
İsviçre halkının minare yorumu Wangen`de yapımı tamamlanan 3. minarenin ardından, internetteki haber sayfalarına görüşlerini belirten İsviçreliler oldu; bunların arasında minareyi tehlike olarak görenler ya da farklı nedenlerden dolayı rahatsızlık duyanlar olurken, herhangi bir rahatsızlık duymayanlar hatta memnun olanlar da vardı. İşte bu yorumlardan bazıları: Yorum 1 ‘’Hadi ya! İsviçre artık her şeyi kabul edebilecek duruma mı geldi yani? Bence bizim misafirlerimizin bize ayak uy-
Yorum 4 ‘’Bazı ülkelerde farklı dinlerin yasak olması ve insanlara dinlerini yaşama özgürlüğünün verilmemesi veya onların dinleri için yaptıklarına karşı çıkmak bence doğru değil. Bu durum hem İslami ülkeler hem de İsviçre için geçerlidir. Biz, gerçekten din özgürlüğüne inanıyor muyuz? İnanıyorsak eğer, başkaları için iyi bir örnek teşkil edelim. Eğer bunu yapmazsak diğerlerinden farkımız olmaz.’’ Yorum 5 ‘’Yıllardır, Neuchâtel-Serrières‘de bir minare var. Altın renkli minare, Protestan kilisenin arkasından kendisini gösteriyor. Minarenin mimarı Ph. Suchard (çikolatacı ), bu minareyi neden inşaa etti peki? Çünkü hoşuna gitmiş. Şehrin Chäsblatt gazetesi, kilise rahibinin minare hakkındaki düşüncelerini yazdığı yazılarını yıllarca yayınladı. Yazının başlığı: Minarenin üstünden bakmak. O’na rağmen kilise köyde durmaya devam etti.’’ Yorum 6 ‘’Bu kadar telaş neden? Ülkemizde bina yapımları için belirli kurallarımız var, bu kurallara uyulduğu taktirde, bu mesele benim için dert değil. SVP afişleri, beni bu küçük minareden daha çok rahatsız ediyor. Biri minareye çıkıp bağırmaya başlamadığı sürece bu kule beni rahatsız etmiyor.’’ Yorum 7 ‘’Her şey karşılıklıdır! Bu deyimi nereDeutsche Zusammnenfassung Jahrelang hat der politische und juristische Streit um den Bau eines Minaretts in Wangen bei Olten gedauert. Jetzt ist der Turm montiert. Nach einem langen Streit ist am Freitag das Minarett auf dem Dach des Gemeinschaftszentrums des Türkischen Kulturvereins im solothurnischen Wangen bei Olten installiert worden. Im Juli hatte der Kanton das Baugesuch verlängert. Das Bundesgericht hatte im Juli 2007 die staatsrechtliche
PUSULA MEDIACOM DURMUS AG’ NİN KATKILARIYLA HAZIRLANMIŞTIR - Nr. 015 - Februar 2009 - www.pusulaswiss.ch
den tanıyoruz? Ana Okulu’ndan mı? Bazı otoriter rejimler din özgürlüğü tanımıyorsa, biz de onların yaptıklarının aynısını mı yapmalıyız? Liberal toplumumuzdaki azınlıklara, demokratik olmayan ülkelerdeki gibi mi davranmalıyız? Ve işin gerçeğine bakılırsa, birçok Müslüman ülkede hem kiliseler hem de kilise kuleleri var. İran’da bile var. Bu yüzden sakin olmalıyız.’’ Yorum 8 ‘’İsviçre özgür bir ülke. İmar planı ve kuralları çerçevesinde kim ne inşa etmek istiyorsa onu yapabilir. Müslüman ülkelerinde kiliselerin yapılması yasaksa bile bu bizi ilgilendirmez. Çünkü bizler, demokratik olmayan ülkelerin taklidini yapmak zorunda değiliz. Eğer taklit edersek, kendi değerlerimizi yok etmiş oluruz.’’ Yorum 9 ‘’Bu kulecik için bu kadar tantana niye? Ben çok seyahat ediyorum ve birçok Müslüman ülkede, kiliseler de gördüm. Müslümanlar, tarif edildiği kadar anlayışsız değiller. Bir kaç Müslüman’dan kaynaklanan terör konusunu, bütün Müslümanlara yüklemek yanlış olur. Tarih kitaplarında, Hıristiyanlık adına neler yapıldığını okuyun bakalım.’’ Yorum 10 ‘’Bu minarelerin zararsız olduklarını düşünmek bence çok safça bir düşünce. Minareler, daha çok Siyasi İslam’ın simgesidir. Başbakan Erdoğan’ın bir sözü: ‘Demokrasi, amaca ulaşmak için üzerine binip ilerlediğimiz bir araçtır. Camiler kışlalarımız, minareler kasaturamız, kubbeler kasklarımız ve inananlar bizim askerlerimiz.’ 388 Beschwerde zweier Anwohner als unbegründet abgewiesen. Die Beschwerde hatte sich gegen das Bewilligungsverfahren des Solothurner Verwaltungsgerichts gerichtet. In der Schweiz gibt es bislang drei Minarette, nämlich in Genf, Winterthur und Zürich. In Langenthal ist ein Gesuch hängig. Im September war als Teil einer Ausstellung auf dem Dach des Kunsthauses Langenthal ein «Minarett» installiert worden
İSVİÇRE’DEN HABERLER
11
Kreşler, Eğitim Kurumlarına Dönüştürülecek Küçük çocuklar oynamayı öğreniyor ve buna yönelik heveslendiriliyorlar. 13 kreşte okul öncesi eğitim için yeni yollar uygulanacak. Kreş çalışanlarından oluşan 130 kişinin katıldığı bir toplantıda, kreşlere emanet edilen çocukların en iyi şekilde nasıl geliştirebileceklerine ilişkin konular tartışıldı. Bundan böyle, çocukların eğitim ihtiyaçlarına göre hareket edilerek onlara daha başarılı bir eğitim altyapısı oluşturma çalışmaları yapılacak. Kulağa oldukça basit gelen bu konu, gerçekte üzerinde ciddi anlamda değişiklikler yapılması gereken önemli bir konu. Genel anlamda artık burada temel değişiklikler söz konusu olacak. Bildungskrippen.ch Projesi’nin yardımcı Müdürü ve Pedagok Theres Hofman konuyla ilgili olarak: ‘‘Eğitimciler, günümüzde küçük çocuklara hangi konuları ve bu konuları nasıl aktaracaklarını düşünüyorlar. Bu konuda detaylı çalışmalar yapılmaktadır.’’ dedi. Bir eğitim kreşinde çocuklar için konu seçimine büyükler karar vermeyecek, çocuğun kendisi, ilgilenmek istediği konuyu seçecek. Öğretmenler için bu yeni durum şu anlama geliyor: Daha
az grup toplantısı organize edecekler ve bu şekilde daha fazla oyun saati programlayarak, çocukların keşif olanaklarını genişletecekler. Aynı zamanda, çocukların gelişimleri hakkında not tutacaklar. Buradaki amaç, çocuğun kişisel gelişimini en iyi şekilde desteklemek.
etmek ve bizim kesinleştirdiğimiz programa bağlı kalmamasını sağlamak.’’ Proje katılımcısı olan Leuehöhli Winterthur Kreşi’nin Müdürü Nadine Mosca-Meier de aynı fikirde:“ Biz çocukları bir birey olarak bilinçlendirmek istiyoruz.’’
Maliyetler dile getirildi Çocukların ilgisini çekmek için kreşler, sınıf görüntüsünü değiştirecekler. Hofmann: ‘‘Çocuklar, sınıflarda yaratıcıklarını geliştirmek için tahtadan yapbozlarla ilgilenirken aynı zamanda üzerlerine tırmanıp oynayabilecekleri daha büyük öğelere sahip olacaklar.’’ dedi. Bir diğer sınıfta da geometrik şekiller, sayı tahtaları ve rakamlar görselleşecek. Bunların yanı sıra bir boya atölyesi de olacak. Doğanın fenomenlerine ilgi gösteren çocuklar için kitap ve dergilerin yanı sıra bir mikroskop da çocukların kullanımına verilecek.
Almanya’nın birçok şehrinde benzer uygulamaların gerçekleştirilmesini sağlayan Berlin’deki Infans Enstitüsü tarafından yardım görecek olan pilot projenin süresi iki sene olarak kararlaştırıldı. 250 000 Frank değerindeki bu projenin büyük bir kısmını Kreş Çalışanları Derneği karşılayacak. SP’li aile politikacısı Jacqueline Fehr, devletin de
Bütün bu yenilikler, erken öğrenime yol açacak mı? Hofmann bu soruya, ‘‘Hayır.’’ diye cevap verdi. Çünkü buradaki amaç, çocuklara okuma yazmanın sırlarını veya eğitimin net amaçlarını öğretmek değil; ‘‘Esas amaç, çevresindeki ilgi uyandırıcı unsurları tespit
Deutsche Zusammnenfassung 130 Krippenangestellte lernen am Samstag an einer Kickoff-Veranstaltung im Zürcher Volkshaus, wie sie die ihnen anvertrauten Kinder besser fördern: Sie sollen sich mehr nach den Lernbedürfnissen der Kinder ausrichten. In einer Bildungskrippe hingegen sollen nicht die Erwachsenen den Kindern vorgeben, wofür sich diese zu interessieren haben. Sondern das Interesse soll vom Kind selbst kommen. Gleichzeitig führen sie
Aracı Olmayan Aileler Daha Kârlı! Aracı olmayan ailelerin, ayda 140 Frank’ı cebinde kalıyor. Kendi isteğiyle araç sahibi olmayan bir kişi, kedine ait bir aracı olan kişiye göre ortalama sadece %20 daha az kilometre yol kat ediyor. Genel anlamda, ulaşım için harcanan para bir araç sahibinin yaptığı masrafın nerdeyse yarısına denk geliyor. İsviçre’nin büyük şehir merkezlerinde, ortalama bir milyon insanın aracı yok. Bu insanların çoğu bekâr ve bu insanlardan kendi istekleriyle motorlu bir araç almayanların, oranı genel oranın sadece üçte birini oluşturuyor. Bu detaylı bilgiyi Luzern İnterface’in en güncel trafik araştırmasından öğrendik. Kafada soru işareti bırakan tek konu ise araçsız insanların çevre temizliğine ne kadar katkıda bulunduğu. Yapılan araştırmanın ilk sonucu göre; eğer tüm İsviçre özel araçlarından vazgeçerse ve alternatif olarak kamuya açık trafik araçlarını kullanırsa (otobüs, taksi, tren vs.), kişi başına enerji tüketiminden %40 tasarruf edilmiş ve motorlu araçlardan çıkan gazların %30’unu azaltılmış olacak. Bunlar konuyla ilgili umutlar Böyle düşünceler ise sadece ümit edilmekte. Çünkü kamuya açık trafik vasıtaları, bugünkü şartlara göre oldukça zor kullanımlı ve bu yüzden aracını kenara koyup kamuya açık trafik araçlarına binmek isteyenler için kolay kabul edilebilecek bir karar değil. Aynı zamanda kamusal araçlar ile ilgili bir
bir katkıda bulunmasını umut ediyor. Bu yıl içerisinde kreşlere yönelik bütçe yardım başlangıcı parlamentoda dile getirilecek. Kredinin süresi dolmak üzere. Fehr, kredinin uzatılmasını umut ediyor. Çünkü paranın bir kısmı bu tarz projeler için kullanılacak. 394 Buch über deren Entwicklungsschritte. Das Ziel ist, jedes Kind in seiner individuellen Entwicklung besser unterstützen zu können. Das Pilotprojekt dauert zwei Jahre und wird fachlich vom Institut Infans aus Berlin begleitet, dessen Konzept schon in etlichen deutschen Städten eingeführt ist. Gut eine Viertel Million Franken kostet das Projekt 2009, den Löwenanteil bezahlt der Verein Arbeitgeberkrippen.
Dikkat! Cep Telefonu Ölüme Sebep Olabilir!
Cep telefonunuz şarj olsun diye elektrik prizindeyken bir çağrı alırsanız, önce fişini çekin, sonra konuşun.
kapasite sorunu yaşanıyor. Luzern araştırmasında, ekonomik artılardan da bahsedildi; güncel araştırmanın belgelediği sonuçlara göre, İsviçre ailelerinde tek aile ferdi her ay 265 Frank yakıt için harcamakta. Deutsche Zusammnenfassung Die Detailauswertung des jüngsten Mikrozensus Verkehr durch das Luzerner Institut für Politikstudien Interface ergab, dass in der Schweiz leben vorab in grossen Innenstädten momentan rund eine Million Menschen ohne eigenes Auto, die meisten von ihnen in Einpersonenhaushalten. Freiwillig auf den motorisierten Untersatz verzichtet aber nur ein Drittel. Erstes Fazit seiner Studie: Würde die gesamte Bevölkerung der Schweiz aufs eigene Auto verzichten und auf al-
Araçları olmayan ailelerde mobilize giderleri, ortalama 128 Frank civarında. Cepte kalan bu para genelde kira, enerji tüketimi ve sağlık için kullanılıyor. 384
ternative Fortbewegungsmittel wie ÖV, Car-Sharing, Taxi oder Mobility setzen, könnte der durch den Individualverkehr bedingte Energieverbrauch pro Kopf auf rund 40 Prozent und jener des Treibhausgas-Ausstosses auf gut 30 Prozent des heutigen Standes sinken. Solche Überlegungen sind jedoch rein utopisch. Dies allein schon deshalb, weil der öffentliche Verkehr unter heutigen Bedingungen gar nicht alle Auto-Umsteigenden schlucken könnte und bereits jetzt an Kapazitätsgrenzen stösst.
Telefonunuz elektrik prizine takılıyken, hem şarj olsun hem de konuşayım derseniz, sonuç görülen resimlerdeki gibi oluyor: Fotograflara bakın ve bu yazıyı dikkatlice okuyun. Umarım bunu siz yapmıyorsunuzdur! Bir telefona, telefonu şarj ettiğiniz sürece dokunmayın. Çaldığında kabloyu çıkarmadan cevap vermeyin! Bir kaç gün önce bir kişi evde telefonunu şarj ediyordu. Bu sırada gelen aramaya cevap verdi. Telefon hala prize bağlıydı. Birkaç saniye sonra elektrik, telefonun içine girdi ve genç adamı kötü bir biçimde yere fırlattı. Ailesi odaya geldiğinde, onu bilinçsiz, nabzı çok düşük ve parmakları yanmış olarak buldular. Genç adam hastaneye götürülürken yolda hayatını kaybetti. Cep telefonu çok kullanışlı bir icat olabilir ama ölüme sebep olabileceğini bilmek gerekir. 396
PUSULA MEDIACOM DURMUS AG’ NİN KATKILARIYLA HAZIRLANMIŞTIR - Nr. 015 - Februar 2009 - www.pusulaswiss.ch
12
İSVİÇRE’DEN HABERLER
Her Yıl 1000 Kişi Yanlış Tedavi Sonucunda Ölüyor Dört yaşındaki bir kız çocuğu, Aarau Kanton Hastanesi’nin acil servisinde tedavi gördükten sonra yaşamını kaybetti. Tıp hukukçuları, konulan teşhisin yanlış olduğunu tespit ettiler. İsviçre çapında yaşanan benzeri birçok vakanın arasına bu vaka da girmiş oldu. Yaşanan bu dram, noel tatili günlerinde gerçekleşti. Dört yaşındaki kızı, annesi ve babası Aarau Hastanesi’nin Çocuk Kliniği’ne götürdü. Doktorlar, muayene öncesi aileyi iki saat hastanenin acil bölümde bekletti. Burada görevliler, aileye gribe karşı kullanılan bir fitil verdiler ve onları eve gönderdiler. Öğleden sonra ise çocuk öldü. Üzücü olayla ilgili araştırmalar halen devam ediyor. Görevli savcı bir teşhis yanlışlığı olduğuna dair sonuç çıkardı. İsviçre’de yaşanan bu olayın ilk olmadığı biliniyor. Hasta Güvenliği Müdürü Marc-Anton Hochreutener; ‘‘Uluslar arası araştırmalara dayanarak, her yıl 1000 insanın yanlış teşhis sonucunda hayatını kaybettiği ortaya çıktı.’’ şeklinde bilgi verdi. Verilen bu rakamın kesin değil fakat abartılı bir rakam olmadığına da inandığını belirten Hochreutener:“ Uluslararası Araştırma, bu çok önemli konuyu dikkatli bir şekilde
ele aldı“ dedi. Risk: Tasarruf önlem baskısı ve rekabet ortamı İsviçre’nin Hasta Yardım Kuruluş Başkanı Erika Ziltener de konuyla ilgili bir eleştiri dile getirdi: ‘‘Hastaneler arasındaki rekabet ortamı ve tasarruf önlem baskısı, tedavilerde yanlış yapma riskini arttırıyor. Aynı zamanda, personel eksikliği hastanelerdeki acil bölümlerinde bekleme süresini arttırıyor’’ dedi. Aynı zamanda, ‘‘hafif’’ bir rahatsızlığı olan hastaların sürekli acil bölümüne akın etmelerinin de üzerinde durdu. Ziltener; ‘‘Bu durum personel üzerinde aşırı bir baskı oluşuyor. En kısa zamanda bunun için bir önlem alınmalı ve hastanelerdeki yanlış tedavi ve teşhisleri önlemek için uyarı sistemleri kurulmalı“ diye ekledi Tehlikeli ilaçlar Hasta Güvenlik Derneği de Ziltener’in görüşlerine katıldığını beilirtti. MarcAnton Hochreutener’ın verdiği bilgiye göre, İsviçre’de 100 kişinin yanlış tedavi veya teşhis sonucunda ölmesi inceleme altına alındı. Uzmanlar, yapılan hataları ortaya çıkardı: Tıbbi ilaçlar yanlış verilmiş. Hochreutener, aynı zamanda eksik iletişimin ve hastalar
hakkında eksik bilgilerin de hata yapma olasılığını arttırdığını belirterek, ‘‘Sonucu tek bir nedene bağlamamak Deutsche Zusammnenfassung Laut internationalen Studien kann man davon ausgehen, dass jedes Jahr 1000 Patienten an Behandlungsfehlern sterben. Erika Ziltener, Präsidentin des Dachverbandes Schweizerische Patientenstellen, kritisiert: «Der Spardruck sowie der Wettbewerb unter den Spitälern tragen erheblich zum Risiko eines Behandlungsfehlers bei.» Ein weiteres Risiko ist laut Ziltener der Personalmangel, der zu langen Wartezeiten auf den
lazım. Bazen bir çok hata birden fazla nedene bağlı olabilir.’’ diye bir açıklama yaptı. 365 Notfallstationen führt. Auch die Stiftung für Patientensicherheit setzt sich dafür ein, dass die Zahl der Behandlungsfehler zurückgeht. Laut Marc-Anton Hochreutener wurden bereits über 100 Fälle in der Schweiz untersucht. So fanden die Fachleute heraus, wo die meisten Fehler passieren: bei der Verabreichung von Medikamenten. Doch auch mangelnde Kommunikation und fehlende elektronische Patientengeschichten sind laut Hochreutener mögliche Fehlerquellen
FIRSAT FIRSAT FIRSAT İsviçre’de Cep’ten FIRSAT FIRSAT FIRSAT FIRSAT 54,5 Milyon Yılbaşı Mesajı FIRSAT FIRSATFIRSAT KENDİ İŞİNİN PATRONU OLMAK İSTEYENLERİN DİKKATİNE Sahibinden satılık tam teşkilatlı mobil Fast Food.
İsviçreliler yılbaşında, cep telefonuyla 54,5 milyondan fazla tebrik mesajı gönderdi.
SATILIK FAST FOOD Ekipman ve donanım bilgileri: • Döner makinaları • Fritözler • Hot Dog makinaları • Buzdolabları ve derin dondurucular • BMR (Bain marieler) • Mikro dalga fırınlar • Havalandırmalar • Lavabo ve sıcak su ısıtıcısı • 380 Volt elektrik donanımı
Tam donanımlı 2 adet karavan: • Karavan 1: 6 m x 2.50 m • Karavan 3: 3 m x 2.10 m Reklam ve komünikasyon için: • İnternet sayfası ve E-mail adresleri İş kontratları • Kontratları garanti olan 10 Bayram ve festival yeri Karavanları çekmek için: • Jeep Cherokee Country Club
Geniş bilgi için: 078 605 43 37 (R. GÜN) www.lekebab.ch – E-Mail : info@lekebab.ch
AP’nin yılın ilk gününde yaptığı bir anket sonucunda ortaya çıkan bu rakam, geçen yıla göre oldukça fazla. Birçok kişi yılbaşı günü, ya tam gece yarısında ya da gece yarısından bir kaç dakika sonra mesajlarını göndermeye çalıştıkları için, cep telefonu hatlarında aşırı bir yoğunluk yaşandı. Swisscom, gece yarısına kadar 25 milyon kısa mesaj ve MMS gönderildiğini tespit etti. Firmanın yetkili bir çalışanı, bu sene ortaya çıkan rakamın geçen seneye göre %3,5 azaldığını belirtti. Orange Ağı üzerinden ise 13,6 milyon kısa mesaj ve 557.800 MMS gönderildiği belirtildi. Geçen sene, yaklaşık bir milyon kısa mesaj ve yaklaşık 400.000 MMS daha az gönderilmişti. İki sene önceki rakamları ise tespit etmenin şuan mümkün olmadığı söylendi. Sunrise Firması’nın sözcüsü, cep telefonu kullanıcılarının birçoğunun tam gece yarısında veya bir kaç dakika sonra tebrik veya kutlama mesajlarını gönderdiğini belirtti.Belirtilen cep telefonu kullanıcılarını da kapsayan, yeni yılın ilk günüyle ilgili statiksel rakamlar henüz kesinleşmedi. 361
PUSULA MEDIACOM DURMUS AG’ NİN KATKILARIYLA HAZIRLANMIŞTIR - Nr. 015 - Februar 2009 - www.pusulaswiss.ch
Deutsche Zusammnenfassung Durch eine AP-Umfrage vom Neujahrstag hat sich herausgestellt, dass in der Schweiz sind an Silvester über 54,5 Millionen Glückwünsche per Handy verschickt worden sind. Der Sunrise-Sprecher wies darauf hin, dass ein grosser Teil der Handy-Nutzer die Glückwünsche erst um genau Mitternacht oder einige Minuten danach versenden. Eine Statistik über den Morgen des Neujahrstags, der diese Handynutzer mit berücksichtigt, lag noch nicht vor.
İSVİÇRE’DEN HABERLER
13
Bilaterale Anlaşması Tehlikede mi? Vizesiz serbest dolaşım için el birliğiyle mücadele ediliyor
milyon Frank’a kadar maddi zarar oluşturabilir.
İsviçre’nin üç büyük Ekonomi Konfederasyonu ve Çiftçiler Birliği, omuz omuza iki tarafın ilerlemesi için mücadele ediyorlar. Bunu yapmalarındaki amaç bunun, ülkenin ekonomi ve sanayi alanında ve çiftçiler için ülkenin amaçlarına hizmet edeceği düşüncesini taşıyor olmaları.
Eğer hayır cevabı gelirse, iki taraflı anlaşmanın yeniden görüşülmesi gerekiyor. O zaman bu durumda İsviçre, zayıf taraf olacak ve ricada bulunmak zorunda kalacak. Bührer, öyle bir durumda İsviçre’nin vergi ve banka müşteri gizliliği konusunda taviz vermesi gerektiğini belirtti.
Economiesuisse Ekonomi Birliği’nden temsilciler, İşverenler Sendikası, Esnaf ve Sanatkârlar Konfederasyonu ve Çiftçiler Birliği, Bern’de şuan içinde bulunduğumuz durgun ekonomi döneminde iki taraflı anlaşmaya (Bilaterale) varılmasını oldukça önemli bulduklarını belirttiler.
Küçük ve orta dereceli şirketler asıl kullanıcılardır Esnaf ve Sanatkârlar Konfederasyonu Başkan Yardımcısı Dino Venezia: “Serbest Dolaşım Anlaşması, şüpheciliğe rağmen ne aşırı bir göçmen akınına, ne maaş dampingine, ne de ülkede bir sosyal turizm patlamasına yol açardı.’’ dedi ve anlaşmanın fes edilmesinin bir faciaya sebep olacağını belirtti Venezia, İsviçre’nin her gün milyarlarca Frank ile Avrupa Birliği ülkeleriyle ticaret yaptığını ifade ederek, İsviçre Gayri Safi Milli Hâsılası’nın Avrupa Birliği sayesinde İsviçre’nin ekonomisine kazanç sağladığını belirtti. İsviçre dinamizminin asıl hareketlendiricileri ve kullanıcıları, küçük ve orta dereceli şirketler ki, onların hareketliliğini sağlayan da yine bu iki taraflı anlaşma oldu.
İki taraflı anlaşmanın ilerletilmesindeki oylama mücadelesi, Ekonomi Konfederasyonları için öncelik tanınması gereken bir konu. Bu yüzden, Economiesuisse-Başkanı Gerold Bührer’in verdiği bilgiye göre kampanyaya milyonlarca Frank para harcanacak. Bührer’in açıklamasına bakılırsa, İsviçre’de her üç işyerinden biri Avrupa Birliği’yle olan ticaretle bağlantılı ilerliyor. İki taraflı anlaşmanın iptal edilmesiyle, finansal açıdan kötü sonuçlar ortaya çıkabilir. Avrupa Birliği’nde, İsviçre yapımı ürünlerin sertifikalaştırılması bile şirketlerde 200’den 500
Avrupa iş ve işçi piyasasına erişmek İsviçre İşverenler Sendikası Başka-
nı Rudolf Stämpfli, İsviçre’nin kalifiye elemanlara ve bu yüzden belirli bir üstünlüğe sahip olduğunu ifade etti. Stämpli: ‘‘Son yıllarda yükseliş gösteren ve iddialı branşlar, Avrupa Pazarı’na girmeden bu konuma gelemezlerdi.’’ dedi. 8 Şubat’taki referandumda hayır cevabı gelirse, Stämpfli’ye göre, ihracat şirketlerinin Avrupa’nın iç piyasasına girişinde kaybolacağını belirtti. Yine Stämpfli’nin düşüncesine göre, İsviçre’nin konjonktürel durgunluğu gerçek bir krize dönüşebilecek. Peynir ihracatı zor duruma girebilir İsviçre Çiftçiler Birliği Başkanı Hansjörg Walter, “İsviçre’nin tarımı da, devamlılık konusunda ‘Hayır’ cevabıyla zor duruma girebilir, devamlılık biterDeutsche Zusammnenfassung Vertreter des Wirtschaftsdachverbands economiesuisse, des Arbeitgeberverbandes, des Gewerbeverbandes und des Bauernverbands am Mittwoch vor den Medien in Bern sagten: In Zeiten des wirtschaftlichen Abschwungs sei die Weiterführung der bilateralen Verträge von enormer Bedeutung. Gemäss Bührer ist jeder dritte Arbeitsplatz vom Handel mit der EU abhängig. Die finanziellen Konsequenzen beim Wegfall der bilateralen Abkommen wären drastisch. Allein die Zertifizierung der Schweizer Produkte in der EU würde die Unterneh-
se, başta peynir ürünleri olmak üzere diğer İsviçre ürünleri, Avrupa pazarındaki satışında zorlanabilir.’’ dedi. Diğer tarafta, İsviçre tarım sektörü dara girmeye başlar. Sebze, meyve, böğürtlen ve şarap imalatçıları, yurtdışından gelen iş güçlerine bağlılar, devamlılık konusunda bir ‘‘Hayır’’ cevabı gelirse, sayılan ürünlerin üretimi tamamen yurtdışına kayacak. 417 men 200 bis 500 Millionen Franken kosten. Die Freizügigkeitsabkommen hätten trotz Schwarzmalerei weder zu Massenimmigration und Lohndumping, noch zu Sozialtourismus geführt. Bei einem Nein am 8. Februar ginge laut Stämpfli auch der diskriminierungsfreie Zugang der Exportunternehmen zum EU- Binnenmarkt verloren. Aus dem konjunkturellen Abschwung würde dann eine echte Krise. Die Gemüse-, Obst-, Beeren- und Weinproduzenten seien dringend auf Arbeitskräfte aus dem Ausland angewiesen. Solche Produktionen würden bei einem Nein ins Ausland verlagert.
Çocuk Yardım Ödemesi En Az 200 Frank
2009 yılının ocak ayından itibaren ebeveynler, en az 200 Frank çocuk ek ödeneği parası alacaklar. Böylelikle, önemli ve yeni bir finansal piyasa denetimi devreye girmiş olacak.
Yeni bir yılın başlamasıyla yeni kanunlar kendini göstermeye başladı. Geçen seneye nazaran bu seneki yenilikler 425 tane ibra sonucu ile oldukça daha az sayıda. Buna dayanarak, yeni Aile Ek Ödeme Kanunu’na göre yeni yıldan itibaren 16’dan 25 yaşına kadar çocuk sahibi ebeveynlere, en az 200 Frank çocuk ek ödemesi ve en az 250 Frank eğitim katkı ödemesi sağlanmış olacak. Ödemeyi hem çalışan hem de çalışmayan ebeveynler alacak. Kantonlar, kendi istekleriyle ödemeleri daha yüksek tutabilir ve çocuk sayısına veya çocuğun yaş durumuna göre daha yüksek rakamlarda ödeme yapabilirler. 15 kanton ise ödemeleri asgari ücrete göre gerçekleştirecekler. Diğer ödemeler konusunda cömert davranan diğer 11 kanton, belirlenen asgari ücrete inmedi. Kasım 2006 senesinde halk ve kanton, ülke çapında uygulaması gerçekleşecek olan minimum rakam konusundaki kararını oylama ile bildirdi. Amaç, İsviçre Finansal Pazarı’nı
korumak
FINMA, yani Federal Finansal Pazar Denetlemesi yıl başından itibaren görevine başlayacak. Bağımsız merci olarak finans pazarı müşterilerini, alacaklıyı, yatırımcıyı ve sigortalıyı koruyacak. Aynı zamanda, Finansal Pazar’daki rekabet ortamını koruyarak işlevini yitirmemesi için elinden geleni yapacak. FINMA’da EBK Federal Banka Komisyonu, BPV Özel Sigorta Bakanlığı ve Kara Paraya Karşı Kontrol Dairesi bir araya gelecek. Yaklaşık 320 kişi, büyük bankaları, finans ve sigorta branşını yakından izleyecek ve takip edecek. Halkın az bir oyla kabul ettiği şirket vergi reformu da yürürlüğe girecek. 2009 senesinden itibaren, kar paylarının sadece bir kısmı devlet tarafından vergilendirilecek. Yani, anaparadan en az %10, özel mülkte en az %60 ve iş sermayesinde en az %50 hisse sahibi olunduğunda vergilendirme yapılacak. Zorunlu tedbirlere yönelik düzenleme Tüm İsviçre’de geçerli olan -yine- yeni bir kanun, polis için belirlenmiş olan zorunlu uygulamalar; kanun ve düzenlemelerle, detaylı bir şekilde kişilerin ne zaman ve nerede kelepçeleneceği, çocuklara karşı nasıl davranılması
gerektiği veya kritik durumlarda nasıl davranılması gerektiği konusunda kararlar alındı. Bahsi geçen kanun, parlamentoda elektroşok silahlarının kullanımı konusunda uzun bir tartışmaya yol açtı. Tartışmaların sonunda, bahsi geçen silahın kullanımı onaylandı. Fakat iki sene sonra belirli deneyimler edinilmesiyle bu silah konusu tekrar ele alınacak. Yurtdışında mağdur duruma düşenlere yardım edilmeyecek Değiştirilen mağdur kanunu şöyle diyor: Yurtdışında her hangi bir sebep yüzünden mağdur duruma düşen kişiDeutsche Zusammnenfassung
Ab Januar 2009 erhalten alle Eltern eine Kinderzulage von mindestens 200 Franken. Und die im Kontext der Wirtschaftskrise erst recht wichtige neue Finanzmarktaufsicht nimmt ihre operative Tätigkeit auf. So gilt ab dem neuen Jahr das Familienzulagengesetz, das allen Eltern mindestens 200 Franken Kinderzulagen und eine Ausbildungszulage von mindestens 250 Franken für Kinder von 16 bis 25 Jahren sichert. Die Kantone können durchaus auch höhere Beiträge ausrichten und diese nach der Kinderzahl oder dem Alter abstufen. Anfangs Jahr nimmt zudem die Eidgenössische Finanzmarktaufsicht (FINMA) ihre Ar-
ler, yeni kanunlara göre tazminat veya manevi tazminat alamayacak. 1993 senesindeki kanun revizyonu ile yurtdışında mağdur konumuna düşen İsviçre vatandaşına yardım edilmemesi konusu büyük tartışmalara yol açtı.
416
beit auf. Als unabhängige Behörde soll sie die Finanzmarktkunden, Gläubiger und Anleger sowie die Versicherten schützen und das Vertrauen in einen funktionierenden und wettbewerbsfähigen Finanzplatz stärken. Neu ist jetzt auch die polizeiliche Zwangsanwendung bundesweit geregelt. Gesetz und Verordnung listen genau auf, wann und wie jemand gefesselt werden kann, wie Kinder zu behandeln sind oder welche Mittel in kritischen Situationen angewendet werden dürfen. Wer im Ausland Opfer einer Straftat wurde, hat neu keinen Anspruch mehr auf Entschädigung und Genugtuung.
PUSULA MEDIACOM DURMUS AG’ NİN KATKILARIYLA HAZIRLANMIŞTIR - Nr. 015 - Februar 2009 - www.pusulaswiss.ch
14
İSVİÇRE’DEN HABERLER
Minergie, Zorun- Zenginler, Fakir Akrabalarına Yardım Etmek Zorunda lu Hale Geldi. Maaşı dolgun olan ve maddi sıkıntı çekmeyen kişilerin, bundan böyle akrabalarına destek çıkmaları ve yardım etmeleri zorunlu hale gelecek. Bu karar, İsviçre Sosyal Yardım Konferansı sonrasında açıklandı.
Minergie ile yapılan inşaatlarda, enerji tüketimi minimum seviyeye indiriliyor. Basel Kantonu, yeni yapılacak tüm ev ve işyeri projelerinde, Minergie sisteminin uygulanması için yeni kanun çıkardı. Büyük Meclis, Enerji, İmar ve Planlama Kanunu’nda gerekli değişiklikler konusunda kararını verdi. Tüketicinin yaşam alanının yakınında üretilen güneş enerjisinden alınan elektrik, maliyeti karşılayacak şekilde ücretlendirilmeye devam edilecek. Basel şehri, kesin ve net düzenlemeleriyle Mayıs 2008’de düzenlenen enerji düzenlemelerinin örnek talimatlarını uygulayan ilk kanton olacak. İmar Müdürü Barbara Schneider, parlamentoyu bu kararından dolayı övdü. Aynı zamanda yeni kanun, ayaklı ve tüplü ısıtma aletlerinin kullanımı yasaklıyor. 389 Deutsche Zusammnenfassung Die Minergie-Bauweise wird in BaselStadt Vorschrift. Der Grosse Rat hat entsprechende Änderungen des Energie- sowie des Bau- und Planungsgesetzes beschlossen. Dezent raler Solarstrom wird weiter kostendeckend eingespiesen. Das neue Recht verbietet überdies auch die auf Baizenterrassen beliebten Heizpilze.
SKOS, 1 Ocak 2009’dan itibaren geçerli olmak üzere Akraba ve Yakın Aile Fertleri Yardım Kanunu’nu temelden değiştirdi. Bundan böyle maddi durumu iyi olan ebeveynler, büyükanne, büyük baba ve çocuklar, maddi durumları iyi olmayan yakınlarına ve akrabalarına yardım etmek zorunda bırakılacaklar. SKOS, kantonlardaki ve belediyelerdeki sosyal yardım kurumlarına, vergilendirilmiş maaşları 120.000 Frank’tan fazla olan ve yalnız yaşayan kişilerden, fakir akrabalarına yardım etmelerinin talep edilmesini tavsiye etti. Yılda 180.000 Frank’tan fazla maaş alan evli çiftlerden de aynı talepte bulunulması tavsiye edildi. SKOS Başkanı Walter Schmid bu kararı, Bern’de basına açıkladı. Daha önceki kazanç limiti, 60.000 ve 80.000 Frank civarındaydı. Keyfi muamelelere karşı önlem alınacak ve orta gelirlinin yükü azalacak SKOS’nun verdiği bilgiye göre; yeni yönergeler yanlış anlaşılmaları ortadan kaldıracak ve Federal Mahkeme’nin hukuki kararlarına uyarak yönetim teferruatlarını azaltacak. Maaş geliri, mülk sınırlamaları ve maddi yardım talepleri konusundaki uygulamalar, şimdiye kadar ekantonlarda ve belediyelerde yapılan uygulamalarla birbirine denk düşmüyordu. Schmid: ‘‘Genel anlamda zaten ağır bir yüke tabi tutulan orta gelirli vatandaşlar, diğer ödemeler konusunda zorunlu tutuluyorlardı.’’ SKOS, kendini inatla belli etmek istemeyen ve malını mülkünü açıklamak istemeyen kişilerin şanslarının olduk-
ça iyi olduğunu söyledi. Kantonların yurtdışından bilgi alması oldukça zor. Böylelikle, insanlarda keyfi davranış ve eşitsizlik ortaya çıkıyor. Bazı vergi daireleri de diğer kantonlara vergi bilgilerini açıklamaktan kaçınıyorlar. Yabancı kökenli insanların gelir ve mal mülk durumu zaten araştırılamıyor. Bu yüzden İsviçre’de yaşayan yabancılardan, Akraba Destek Ücreti alınamıyor. Ölçü birimi olarak ayda 10.000 Frank geçerli olacak SKOS’un verdiği bilgiye göre Federal Mahkeme, kısa bir zaman önce bu konuyla bağlantılı olarak, maddi yardım alması gereken kişilerin davalarında yetkili makamların şikâyetlerini desteklemedi. Bir kaç davada ölçü birimi olarak maaş, 10.000 Frank üzerinden Deutsche Zusammnenfassung Die SKOS hat per 1. Januar 2009 ihre Richtlinien zur Verwandten-Unterstützung grundlegend geändert. Neu sollen Eltern, Grosseltern und Kinder nur noch zur Unterstützung armer Verwandter verpflichtet werden können, wenn sie selbst zu den Grossverdienern und Wohlhabenden zählen. Den Sozialhilfebehörden in Gemeinden und Kantonen wird empfohlen, die Unterstützungspflicht nur noch bei Personen abzuklären, die als Einzelperson ein steuerbares Einkommen von mehr als 120’000 Fran-
belirlendi. SKOS, bundan böyle mahkemelerin, kararlarını yeni yönetmeliğe göre vermesini önerdi. SKOS Başkanı Walter Schmid, medya konferansında , mali krizin sonuçları hakkındaki düşüncelerini de belirtti. Resesyon, ilk etapta işsizliğin artacağını ve dolayısıyla belirli bir zaman sonra sosyal yardım kurumlarının etkileneceğini söyledi. Kantonların ve belediyelerin vergi gelirleri aşırı derecede arttırılsa bile, buna bağlı olarak sosyal yardıma yapılan masraflar artacak. SKOS, bu yüzden eyaletleri ve belediyeleri zamanında önlem almaları için uyarıyor. Sosyal yardım hizmetlerinde böylelikle personel sayısı arttırılacak ve işsizlere yönelik daha fazla çalışma ve kalifiye programlar sunulacak. 392 ken respektive als Ehepaar mehr als 180’000 Franken im Jahr erzielen. Die neuen Richtlinien sollen laut der SKOS Missstände beseitigen, mehr Übereinstimmung mit der Rechtssprechung des Bundesgerichts bringen und den Verwaltungsaufwand senken. So sei die bisherige Praxis in den Kantonen und Gemeinden sehr uneinheitlich, was Einkommens- und Vermögensgrenzen sowie die Einforderung von Unterstützung betreffe. Oft sei der ohnehin stark belastete untere Mittelstand für Zahlungen in die Pflicht genommen wurden
1811`den Gizli Cep Numaralarına Bağlantı Aradığınız kişinin numarası gizli tutulacak. Ancak aradığınız kişinin istemesi durumunda, kendisiyle konuşabileceksiniz. Swisscom-Bilgi hattı 1811, 20 Ocak’tan itibaren resmi olarak Swisscom müşterisi olan kişilerin cep telefonu numaralarına bağlantı imkanı veriyor. Swisscom kişinin cep numarasının karşı tarafa verilmeyeceğini, sadece o numarayla bağlantı kurarak görüşme imkanı sunulacağını bildirdi.. Bu şekilde kişinin özeline girilmemiş olunacak. Telekom iletişim şirketi Connect 1811, yeni iletişim hizmeti ile müşterinin numarasının gizli kalması şartı ile sadece cep telefonu aracılığı ile bu numaralara ulaşabilme modasına ayak uyduruyor.
Telesekretere sesli mesaj bırakma imkânı Numarası gizli tutularak, 1811 numarası aracılığıyla kendisini arayan kişiyle bağlantı kurmak istemeyen aboneler, kendilerine ulasacak olan SMS vasıtasıyla, arayan kişinin numarasını görecekler ve arayan kişiyle görüşme yapmak kendi isteklerine bağlı olacak. Sesli mesajı alan kişi aramaya cevap verdiğinde, ilk etapta bu sesli mesajı duyacak ve ardından arayan kişi ile konuşup konuşmamak istediğine karar verebilecek. Eğer konuşmak istemez ise kısa mesaj yoluyla arayan kişinin adını ve numara bilgisini alabilecek. Yeni kayıt ve kaydını sildirme her zaman yapılabilir Arayan kişi, cevap alamadığında aradığı kişinin ulaşılıp ulaşılamadığını
veya aramayı ret edip etmediğini öğrenemeyecek. Swisscom, bu işlem için söz veriyor. Cep telefonu müşterisi aynı zamanda Connect 1811 hizmet
PUSULA MEDIACOM DURMUS AG’ NİN KATKILARIYLA HAZIRLANMIŞTIR - Nr. 015 - Februar 2009 - www.pusulaswiss.ch
hattı üzerinden ulaşılmama hakkına sahip. Bu hizmetten her an yaralanmak ve her zaman da kaydını sildirmek mümkün. 393
�stedi�iniz her an test sürü�ü
Muhteşem İndirim Devam Ediyor
İNDİRİM Civic Modeli
5000.-
CHF
Fırsatı kaçırmayın yepyeni bir Honda sahibi olun! İNDİRİM Accord Limu.
3000.-
CHF
İNDİRİM Accord Kombi
ACCORD
3000.-
İNDİRİM CR-V Modeli
3000.-
CHF
YENİ Honda Jazz
PUSULA MEDIACOM DURMUS AG’ NİN KATKILARIYLA HAZIRLANMIŞTIR - Nr. 015 - Februar 2009 - www.pusulaswiss.ch
CHF
16
İSVİÇRE’DEN HABERLER
Aargau Trafik Magandalarını Daha Sıkı Denetleyecek Üç genç bayanın trafikte hayatını kaybetmesi, Aargau Yönetimi’nin hatalarını ortaya çıkardı. Kanton, direksiyon başındaki katiller için yeni önlemler planlıyor. Carina J. 2008 senesinin ağustos ayında Fricktal’daki Zeiningen’da hayatını kaybetti. Bisiklet sürücüsü bu bayan, daha önceden yargılanan bir trafik magandasının kurbanı oldu. Olivia S. 2005 senesinin mayıs ayında ölümcül yaralanmalara maruz kaldı. Sağlık kontrolünde kaçmayı başaran, tek gözlü, şeker hastası ve hafıza sorunu yaşan 82 yaşındaki sürücü, bisikletli bir bayana çarptı ve arabasıyla sürükledi. Tiziana B. 2006 senesinin kasım ayında Wohlen’da hayatını kaybetti. Yine bir bisiklet sürücüsü olan bu bayan, sürücü ehliyeti yedi kez elinden alınan bir adam tarafından ezildi. Hız suçu bilenen bu adama ehliyeti yedi kez geri verildi. Suçsuz bu üç genç Aargau’lu bayanın ölümü, kanton yönetiminin ihmalkârlıklarını açığa çıkardı. Bir parlamento komisyonu, açıklanan bir rapor ile üç ölüm vakasını inceledi. Bu rapor ile Trafik Müdürlüğü’nün hatalarını ortaya çıkarmış oldular. St. Gallen’lı Hukuk Profesörü Rene Schaffhauser’in hazırladığı rapor üzerine büyük kurullar, Trafik Müdürlüğü’nün trafik cezalarının uygulanmasına ilişin olarak kanuna uygun davranmadıklarını ve ön cezaları
göz önünde bulundurmadıklarını iddia ederek eleştirdiler. Aynı zamanda ehliyet sahibi insanların psikolojisinin trafiğe uygun olup olmadığı konusunda da hatalar yapıldığı söylendi. Komisyon ayrıca, yetkili Halk Ekonomi ve İçişleri Departmanı’nın trafik memurlarını yeteri kadar kontrol etmediğini belirtti. Ehliyetler, daha mantıklı sebepler ile alınmalı Kurul tarafından, bir partiye bağlı olmayan departman yetkilisi Kurt Wernli de eleştirildi; Wernli kısa zaman önce Aargauer Zeitung Gazetesi’ne açık yüreklilikle,‘‘Hatalar yapıldığını ve hemen ortadan kaldırılması gereken yanlış anlaşılmalara sebep olunduğunu’’ söyledi. “Bu mesele uykularımı kaçırdı. Çünkü işin ucunda sorumluluğunu taşıdığım insan hayatları var.’’ dedi. Wernli, bir kaç önlem için talimat verdi: İyimser raporların bir daha yapılmaması için 70 yaş üzeri sürücüler bunda böyle aile hekimlerinden değil, bağımsız bir hekim tarafından ‘sürücü uygunluk raporu’ alacaklar. Bunun yanı sıra yetkili makamlar, ağır trafik kazaları işleyen veya hız limitini aşan sürücülerin ehliyetlerinin güvenlik nedeniyle geri alınmasını talep etti. Komisyon, devlet girişimi ile bu uygulamanın tüm İsviçre’de zorunlu hale gelmesini amaçlıyor. Aynı zamanda trafik kurallarını ağır şekilde ihlal eden
bütün İsviçreliler, belirli eğitim programlarına katılmak zorunluluğuna tabi tutulacak. Alınan kararlar, Trafik Mağdurları Derneği Roadcross’u sevindirdi. Roland Wiederkehr ise 16 ve 18 Deutsche Zusammnenfassung Der Verkehrstod dreier junger Frauen offenbarte schwere Fehler der Aargauer Verwaltung. Der Kanton plant nun Schritte gegen Täter am Steuer. Der Tod dreier unschuldiger junger Aargauerinnen hat schwere Unterlassungen in der kantonalen Verwaltung offenbart. Eine Parlamentskommission hat eine Untersuchung der drei Todesfälle durchgeführt, am Freitag ihren Bericht vorgestellt und «Mängel» im Strassenverkehrsamt geortet. Das zuständige Departement für Volkswirtschaft und Inneres habe
yaş potansiyel hız tutkunlarına karşı bir önlem alınması için her hangi bir talebin bulunmadığını dile getirdi ve buna karşı bir önlem alınması gerektiğini savundu. 395 seine Verkehrsbeamten zu wenig kontrolliert, bemängelt die Kommission. Um Gefälligkeitsgutachten auszuschliessen, sollen Autofahrer ab 70 Jahren ihre Fahrtüchtigkeit nicht mehr vom Hausarzt, sondern von einem unabhängigen Mediziner überprüfen lassen. Zudem ordnen die Behörden nun nach schweren Verkehrsunfällen oder Geschwindigkeitsexzessen sofort einen «vorsorglichen Sicherheitsentzug» des Führerscheins an. Die Kommission will mit einer Standesinitiative erreichen, dass diese Praxis schweizweit obligatorisch wird.
Zürich Belediye Başkanı’ndan ilginç hediye Elmar Ledergerber bu aralar misafirlerine, içinde Zürich panoraması olan saatler hediye ediyor. Fakat bu saat bir İsviçre saati değil, Çin’de yapılmış olan ucuz yollu bir üretim. İsviçre, dünyanın her yerinde bankaları, dağları, çikolatası ve de saatleri ile meşhur olmuş bir ülke; Bu yüzden olsa gerek, Zürich Kantonu Beledıye Başkanı Elmar Ledergerber (SP) de resmi misafirlerine saat hediye ediyor. Bu saatler, tam olarak kendi zevkine göre dizayn edilmiş. Ledergerber bu saatlerden 1000 adet sipariş etmiş ve bunların üçte birini resmi bayram günü sebebiyle medya temsilcilerine ve parlamento üyelerine hediye etti. Tabi Zürich’in Belediye Bakanı ilginç olunca, yaptırdığı saatler de ilginç oluyor: Saatin içinde, Zürich Göl manzarasından Quaibrücke tarafına kadar aydınlık bir optik olarak iyi görünen bir manzara görüntülenmiş. Ne var ki, insanın kulağına saatlerin nerede yapıldığına dair asıl bilgi gelince, o aydınlık manzara adeta kararıyor. Ürünü tanıtan ufak broşürde, saatin kullanımı bittiğinde lütfen çöpe atınız ibaresi yazılmış. Yani pil ile çalışan bütün plastik saatlerde olduğu gibi. Saatin arka kısmında ‘‘Zürich
Şehri’’ yazıyor. Fakat burada tek eksik olan yazı, saatin İsviçre’de üretilmiş olmaması. İsviçre yapımı ona pahalı gelmiş Zürich-Saati bir İsviçre saati değil. Başkanlık Departmanı’ndan alınan ilk bilgilere göre, yaptırılan bu saat, ‘‘Swatch’’ saat üreticisinin Çin Cumhuriyeti’nde olan yan kuruluş firması tarafından yapılmış. Ledergerber’in sözcüsü Nat Bächtold, saatin tamamen Swatch firmasının kontrolü altında üretildiğini özellikle belirtti. Yani, basitçe üretilen bir saat olmadığını söylemek istedi. Bächtold’un söylediğine göre, İsviçre yapımı bir saat bütçeyi çok derinden sarsabilirdi. Ayrıca şu da eklendi: ‘‘Belediye Meclisi’nden gelen talepler oldukça yoğundu.’’ Saatin ithalatçısı, Biel’dan Swatch’ın yan kuruluşu Endura. Firma, özel yapım saat sektöründe ucuz ürünler konusunda oldukça iyi ve müşterilerine kişinin özel tasarladığı ufak serilerde plastik saatler sunuyor. Saatin adet fiyatı ortalama 12 Frank. Endura’nın verdiği bilgiye göre, eğer bu saat İsviçre’de üretilseydi fiyat iki katına çıkmış olacaktı. Fakat Ledergerber, en ucuzunu almak istedi.
Endura sözcüsü, Zürich- Saati’nin tam olarak Çin’in neresinde üretildiğine dair bilgi vermek istemedi. Böylelikle, çalışma koşulları hakkında da bilgi almak mümkün olmuyor. Çin Cumhuriyeti’nden sürekli olarak insanlık dışı çalışma koşulları ve çalışanlara karşı yapılan disiplinsiz hareketler hakkında bilgiler geliyor. Stapi: ‘‘Çin’e haksızlık etmeyin’’ Ledergerber, konuyla ilgili sorulara: ‘‘Küreselleşme döneminde belediye, bazı alımlar konusunda çok cömert davranamıyor.’’ şeklinde yanıt verdi. Dolayısıyla, kimse ayrımcılık yapmamalı. 19. yüzyıla kadar İsviçre’de de elverişsiz çalışma şartlarının söz konusu olduğunu söyledi ve ekledi: ‘‘Çin, şuan gelişim süreci içinde ve biz bu Deutsche Zusammnenfassung Als Aufmerksamkeit erhalten die offiziellen Gäste von Zürichs Stadtpräsident Elmar Ledergerber (SP) deshalb jetzt eine Uhr. Eine Uhr nach seinen ganz persönlichen Ideen. Auf der Rückseite des Gehäuses prangt der Schriftzug «Stadt Zürich», aber es fehlt ein Hinweis, dass es sich um eine Schweizer Uhr handelt. Die Zürich-Uhr ist auch keine Schweizer Uhr. Lieferantin der Uhr ist die SwatchTochter Endura in Biel. Die Firma ist im
PUSULA MEDIACOM DURMUS AG’ NİN KATKILARIYLA HAZIRLANMIŞTIR - Nr. 015 - Februar 2009 - www.pusulaswiss.ch
ülkeye haksızlık edersek onların işini yavaşlatmış oluruz. İsviçre saatlerinin yarısı da yurtdışından geliyor.’’ Bu ucuz Çin saatinin kısa zamanda bozulup çöpe atılmayacağından emin olan ve değiştirilebilir pilleri sayesinde sahiplerini emekliliklerine kadar mutlu edeceğini söyleyen Ledergerber, ‘‘Çinliler, böyle şeyleri üretirken mutlu oluyorlar. En azından eve gittiklerinde, ülkemizin reklâmını yapıyorlar. Ardından bize gelip bizim pahalı İsviçre saatlerinden alırlar.’’ dedi. 407 hart umkämpften Billigstmarkt der Private-Label-Uhren tätig und bietet individuell gestaltbare Plastikuhren in Kleinserien an. Kostenpunkt pro Stück: rund 12 Franken. Wo genau in China die ZürichUhr hergestellt wird, konnte oder wollte die Endura-Sprecherin nicht sagen. Ledergerber ist überzeugt, dass die chinesische Billiguhr nicht so rasch zu Sondermüll wird und dass sie ihre Besitzer dank der austauschbaren Batterie «bis zur Pensionierung glücklich» macht.
İSVİÇRE’DEN HABERLER
17
İsviçre Halkı, Bağımsız Filistin Devleti İstiyor İsviçre halkının %90’ı, Filistinliler için bağımsız bir ülke istediklerini belirttiler. Aynı zamanda halkın %53’ü, İsrail’in radikal Hamas’a karşı kendilerini korumaları gerektiği düşüncesini taşıyorlar.
rektiğini düşünüyor. %36’lık bir oran ise böyle bir şey istemiyor. Calmy-Rey: “Bu sonuç, İsviçre’nin aktif tarafsızlık politikasının halk tarafından kabul edildiğinin bir göstergesi.’’ dedi.
Isopublic Görüş Enstitüsü’nün, 7 ve 8 Ocak’ta Almanya ile Batı İsviçre’de 502 kişiye konuyla ilgili fikrini sorarak yaptığı anket sonuçları, Sonntags Blick Gazetesi tarafından yayınlandı.
Calmy-Rey, insaniyet talep ediyor
Dışişleri Bakanı Micheline Calmy-Rey, gazeteye, çıkan sonuçlardan dolayı memnuniyetini belirterek, “Anket verileri, İsviçre olarak dış politikamızın ve tavrımızın halk tarafından da desteklendiğinin bir sonucu sayılır.’’ şeklinde açıklamada bulundu. Ankete katılanların %58’i, İsviçre’nin bu savaşta arabuluculuk yapması ge-
Dış İşleri Bakanı Calmy-Rey, SonntagsBlick Gazetesi ile yapmış olduğu bir söyleşide, Gazze’deki insanlık durumunu ‘‘çok berbat’’ olarak tanımladı. Deutsche Zusammnenfassung %90 der Schweizer fordern einen eigenen Staat für die Palästinenser. Zugleich anerkennen %53 Israels Recht, sich gegen die radikalislamistische Hamas zu verteidigen. %58 der Befragten sprachen sich dafür aus, dass die Schweiz im Nahost-Konflikt vermitteln soll. %36 waren dagegen. «Dieses Ergebnis zeigt, dass die aktive Neutralitätspolitik
Dışişleri Bakanı, Filistin’e su temini için uzmanların, tıbbi yardım ve doktorların en kısa zamanda gönderileceğini de belirtti. Calmy-Rey, Birleşmiş Milletler’in bir barış planı yapması durumunda, İsviçre’nin de bu plana katılacağını bildirdi. Rey,‘‘Gazze’de yaşananlar çok kötü. IKRK personeli, ölmüş annelerin yanında güçsüz bir şekilde yığılıp kalan çocuklardan bahsediyor. Bu inanılmaz bir olay.’’dedi. 376 in der Bevölkerung auf Zustimmung stösst», sagte Aussenministerin Micheline Calmy-Rey. «Die Umfrage bestätigt, dass die Schweizer die Aussenpolitik der Schweiz und unsere klare Haltung in diesem Konflikt unterstützen.» Sollte die UNO eine Friedensmission planen, werde die Schweiz eine Beteiligung prüfen, kündigte Calmy-Rey weiter an.
İsrail Saldırılarına Karşı İsviçreliler Sokakta İsrail’in Gazze’ye yaptığı askeri saldırıyı protesto etmek için çeşitli şehir merkezlerinde yürüyüşler yapıldıı. Zürich’te 600 kişi, Basel ve Neuchatel La Chaux-de-Fonds’da, yüzer kişilik gruplar İsrail’e karşı tepkilerini gösterdiler. Zürich’te yapılan gösterinin organizasyonunu, İsviçre-Filistin Derneği gerçekleştirdi. Şehir polisinin verdiği bilgiye göre gösteri, sakin ve olaysız gerçekleşti. Katılımcılar, sesli bir şekilde Helvetiaplatz’dan Sihlporte’a geçerek, Bahnhofstrasse’ye kadar ilerlediler ve Bürkliplatz’da belediye binasının önünde gösterilerini bitirdiler. Milletvekili Geri Müller (Grüne, Aargau) konuşmasında, çok sert bir dille saldırıları eleştirdi ve Filistin halkının yerle bir olduğunu belirtti. Saldırıların durdurulması gerektiği söylenirken, Filistin’in gün geçtikçe küçüldüğü ifade edildi.
Bay Müler, Filistin için alınması gereken önlemlerin artık sadece lafta kalmamasını ve eyleme geçilmesi gerektiğini, halkın da bu konuda destek göstermesi gerektiğini belirtti. Kendisi aynı zamanda Ulusal Meclis’in ( APK) Dış İşleri Komisyon Başkanı olduğu için, Filistin konusu görev alanına da giriyor.
Basel’da, şiddetli yağmura aldırmayan 100 kişi, İsrail’in Gazze’ye yaptığı saldırıları protesto etti. Aynı gün öğleden sonra Claraplatz’da yapılan gösteriyi ise, Basel’ın Filistin Dayanışması organize etti. Gösterinin organizatörleri, İsrail’i yaptığı askeri saldırı için yargıladılar. Aynı zamanda İsrail’den, silahlanma çalışmasından vazgeçmesi talep edildi. La Chaux-de-Fonds’da bazı haberlere göre sokağa protesto için sokağa çıkanların 100 kişi olduğu söylenirken, polisin verdiği bilgiye göre sayının sa-
dece 50 olduğu belirtildi.
Bern Heiliggeist Kilisesi’nin önünde, öğleden sonra yaklaşık 20 kişi Gazze’de gerçekleşen olayları sessiz protesto etti. Pankartlar ve el afişleriyle askeri saldırının durdurulmasını talep ettiklerini bildirdiler. Yapılan sessiz protesto ile “İsviçre, İsrail ve Filistin arasında adaletli bir barış” talep edildi. 363 Deutsche Zusammnenfassung Um gegen die israelischen Militärschläge in Gaza zu protestieren, sind am Nachmittag in Zürich rund 600 Personen durch die Innenstadt gezogen. Organisiert wurde die Kundgebung in Zürich von der Gesellschaft Schweiz-Palästina. Die Demonstration verlief nach Angaben der Stadtpolizei friedlich und ohne Sachbeschädigungen. Nationalrat Geri Müller (Grüne, Aargau) übte in seiner Rede hef-
tige Kritik an den Angriffen. Das palästinensische Volk liege am Boden. In La Chaux-de-Fonds NE gingen nach eigenen Angaben rund 100 Personen auf die Strasse. Vor der Berner Heiliggeistkirche gedachten am Mittag rund 20 Personen der Vorfälle im Gazastreifen mit einer Mahnwache. Hinter der Mahnwache stand das “Netzwerk Schweiz für einen gerechten Frieden in Palästina/Israel”.
Otel sektörü: Katma değer vergisine zam! Otelcilik sektöründe uygulanan katma değer vergisine ilave edilen %3,6 oranındaki özel ücret, 2013 yılına kadar devam ettirilecek. Uygulamanın devam etmesini, Ulusal Meclis’in Ekonomi Komisyonu (WAK) istedi. 2010 yılının sonuna kadar sınırlandırılmış olan Katma Değer Vergi oranıyla WAK, ileriki 3 sene için uzatma talebinde bulundu. Böylelikle, oranda bir değişiklik önlemeyi amaçladıklarını bildirdiler. Katma Değer Vergi Reformu’nda uygulanacak olan ikinci bölümde tek düzen vergi oranına, bugünkü 3 oranın yerine %6,1 eklenmesi planlanıyor. İkinci reform bölümünde, Katma De-
ğer oranı için yapılan bazı talepler veya özel uygulama istekleri ret edildi. 18 üyenin içinde 5 çekimser oy ile WAK, meclisten farklı bir karar verdi. Böylelikle gelecekte Non-Profit Organizasyon’larının aldığı yardım paralarından bile tam vergi oranları kesilmiş olacak. Parlamentodan aldığımız bilgiye göre komisyon, Katma Değer Vergisi Kanunu için görüşmelerini 9 veya 10 Şubat’ta bitirecek ve mart ayında kurul üyelerine sunmuş olacak. Tasarıda idari aklamalar, daha çok müşteri memnuniyeti, etkinlikler ve hukuk güvenliği için 50 tane önlem alındığı belirtildi. 399
Deutsche Zusammnenfassung Mit der Verlängerung des bis Ende 2010 befristeten MWST-Satzes für Beherbergungsleistungen um weitere drei Jahre will die WAK einen mehrfachen Satzwechsel verhindern. Der MehrwertsteuerSondersatz von 3,6 Prozent für die Hotellerie soll bis Ende 2013 weitergeführt werden. Dies beantragt die Wirtschaftskommission (WAK) des Nationalrates.
Laut Mitteilung der Parlamentsdienste wird die Kommission die Totalrevision des MWST-Gesetzes am 9./10. Februar zu ende beraten und in der Märzsession dem Ratsplenum vorlegen. Die Vorlage soll mit rund 50 Massnahmen administrative Entlastungen, mehr Kundenfreundlichkeit, mehr Effizienz und mehr Rechtssicherheit bringen.
PUSULA MEDIACOM DURMUS AG’ NİN KATKILARIYLA HAZIRLANMIŞTIR - Nr. 015 - Februar 2009 - www.pusulaswiss.ch
18
İSVİÇRE’DEN HABERLER
İsviçreliler’in İşsizlik Korkusu İsviçreliler yeni yıla endişeli girdiler; yeni yılda ekonomik durumdan endişe eden çalışanların neredeyse her dörtte biri işini kaybetme korkusu yaşıyor. Yapılan araştırmalar neticesinde edinilen sonuçlara göre genel ekonomik durum ile bağlantılı olarak, İsviçre halkının neredeyse dörtte üçü işsizlik oranının artacağını düşünüyor. Ankete katılanların bir kısmı şahsi durumlarını olumlu görürken, genel çoğunluk ümitsiz bir tablo çiziyor. Gelecekte oluşabilecek olumsuz ekonomik gelişmeler ve sürekli artan işsizlik oranı başa baş gidiyor. Ankete katılan insanların %60’ı ekonomik bir gerileme beklentisi içerisindeler. Sadece %9’u ekonominin tekrar düzeleceğine inanıyor. 1992 yılında bu kadar çok olumsuz düşünen kişi yoktu. Yine de, insanların tamamıyla olum-
suz düşünceler içerisinde olduklarını söylemek yanlış olur; ankete katılanların %86’sı işini kaybettikten hemen sonra tekrar yeni bir iş bulacağına inanırken; ankete katılanların geri kalanı ise, işini kaybettiği zaman tekrar bir iş bulmasının eskisi kadar kısa sürede olamayacağını düşünüyor. Gallup International’in görev vermesiyle, Görüş Araştıma Enstitüsü Isopublic tarafından kasım ayında, İsviçre’de ikamet eden 1005 kişiyle yapılan anket sonuçlarında hata oranı artı / eksi %3,16 olarak tespit edildi. 362 Deutsche Zusammnenfassung Als Aufmerksamkeit erhalten die offiziellen Gäste von Zürichs Stadtpräsident Elmar Ledergerber (SP) deshalb jetzt eine Uhr. Eine Uhr nach seinen ganz persönlichen Ideen. Auf der Rückseite des Gehäuses prangt der Schriftzug «Stadt Zürich», aber es fehlt ein Hinwe-
is, dass es sich um eine Schweizer Uhr handelt. Die Zürich-Uhr ist auch keine Schweizer Uhr. Lieferantin der Uhr ist die Swatch-Tochter Endura in Biel. Die Firma ist im hart umkämpften Billigstmarkt der Private-Label-Uhren tätig und bietet individuell gestaltbare Plastikuhren in Kleinserien an. Kostenpunkt pro Stück: rund 12 Franken. Wo genau in China
die Zürich-Uhr hergestellt wird, konnte oder wollte die Endura-Sprecherin nicht sagen. Ledergerber ist überzeugt, dass die chinesische Billiguhr nicht so rasch zu Sondermüll wird und dass sie ihre Besitzer dank der austauschbaren Batterie «bis zur Pensionierung glücklich» macht.
Avrupa Birliği’nden Gelen Göçmenler Azaldı Geçen sene 128.000 yabancı, İsviçre’ye göç etti 2008 yılının son aylarında Avrupa Birliği ülkelerinden gelen göçmenlerin sayısı azaldı. Fakat rakamlar üç ayda, 14.000 kişinin göç ettiğini gösteriyor. Göç edenler, genellikle Almanya, Fransa ve İtalya’dan. Geçen sene İsviçre’ye, toplam 128.000 kişi göç etti. Göçmen Bürosu’nun verdiği bilgilere göre, göçmenlerin ortalama 94.000’i, 25 Avrupa ülkesinden geliyor ve yine bazılarının süreli veya süresiz çalışma izinleri bulunuyor. Ortalama 10.000 kişi ise Avrupa’da olan ama Avrupa Birliği’ne üye olmayan ülkelerden gelirken, 23.000 kişi de tamamıyla Avrupa’da olmayan ülkelerden göç etmişler. Avrupa Birliği’ndeki ülkelerden ortalama 41.000 kişinin Almanya’dan, 18.000 kişinin Portekiz’den, 10.000 kişinin Fransa’dan ve 3000 kişinin Polonya’dan geldiği tespit edildi. Belirtilen rakamlar, İsviçre’den giden ve gelen göçmenlerin arasındaki farktan ortaya çıktı. İstatiksel çarpıtmaları ortadan kaldırmak için, İsviçre’de daimi olarak bulunan veya bulunmayan nüfus göz önünde bulunduruluyor. Daimi olarak görünen kişiler kabaca, bir yıldan fazla süreli oturma izini olan yabancılar anlamına geliyor. Daimi olmadığı görülen kişiler ise bir yıldan az süreli oturma izni olan kişiler. BfM Göçmen Bürosu’nun güncel rakamları, aynı zamanda Avrupa Birliği’nden gelen göçmen sayısının geçen yılın son üç ayında, ondan önceki son dokuz aya göre azaldığını tespit etti. BfM sözcüsü Roman Cantieni, azalmanın yaklaşık %47 olarak belirlendiğini bildirdi. Avrupa Birliği ülkelerinden yılın son üç ayında gelen ortalama 14.000 kişi daha çok Alman-
ya, Fransa ve İtalya’dan gelmiş. Federal Daire’ye göre bu gerileme, Avrupa Birliği’nden göç eden kişilerin, İsviçre’de konjonktürel bir gerileme olduğunda göçden vazgeçtiklerine dair kesin bir kanıt olarak görüldü. (BfM’ye göre, 2008 yılının nisan ayındaki yoğun göçler, sezona bağlı bir sebepten kaynaklanıyor) Bu konuda yabancı kökenli insanlar için çalışma izninin devam etmesini isteyen kişiler de aynı fikirde ve bu izini Bulgaristan ve Romanya’ya kadar ilerletme istekleri 8 Şubat’ta İsviçreliler tarafından oylamaya alınacak. Taraf olan kişiler, göçün konjonktür sayesinde süresiz çalışma izniyle düzeleceğinden eminler. Yani: Olumlu ekonomik durumda çok göçmen, olumsuz veya orta seyirli ekonomik durumda az göçmen. Yalnız, konjonktürün dışında göçü etkileyen daha farklı konular olduğu da tartışılmaz. Geçen sene, Bulgaristan ve Romanya’dan yaklaşık 900 kişi İsviçre’ye göç etti. BfM’nin verdiği bilgiye göre, Meclis’in 2008’in ikinci yarısı için onay verdiği çalışma serbestliği için genişletme kararıyla ortaya çıkan ön kontenjan konusu, henüz kullanılmadı. 8 Şubat’ta verilecek olan Evet cevabı, bu yılın ilk ayında Bulgaristan ve Romanya için en az 4000 oturma izni onayı anlamına gelmekte. İki ülkenin göçmen sayısı böylelikle 2015 senesine kadar en az 12.000’e çıkmış olacak. Yalnız Romanyalılar ve Bulgarlar, mevcut boş olan iş yerine bir İsviçreli vatandaş bulunamaz ise bir çalışma veya oturma iznine sahip olacaklar.
dinden büyük birçok ülkeye göre (eski Balkan ülkesi dahil) göç vereceğine daha çok göç aldı. Örneğin, 2008 Deutsche Zusammnenfassung Die neuesten Zahlen des Bundesamts für Migration zeigen, dass im letzten Jahr rund 128 000 Personen in die Schweiz ein einwanderten. . Rund 94 000 stammten aus den EU-25-Ländern, für welche die vollständige oder eingeschränkte Personenfreizügigkeit gilt. Rund 10 000 wanderten aus europäischen Nicht-EU-Ländern zu, 23 000 aus aussereuropäischen Ländern. Von den EU-Zuwanderern stammten die meisten aus Deutschland (rund 41 000), Portugal (18 000), Frankreich (10 000), Italien (6000), Grossbritannien (4000) und Polen (3000). Die neuesten Zahlen des
Geçen yıla bakıldığında İsviçre, ken-
PUSULA MEDIACOM DURMUS AG’ NİN KATKILARIYLA HAZIRLANMIŞTIR - Nr. 015 - Februar 2009 - www.pusulaswiss.ch
senesinde Sırbistan’dan yaklaşık 4000 kişi, Bosna ve Makedonya’dan yaklaşık 1000 kişi göç etti. 408
Bundesamts für Migration (BfM) zeigen auch, dass die Zuwanderung aus der EU in die Schweiz im vierten Quartal 2008 gegenüber dem Durchschnitt der ersten drei Quartale zurückgegangen ist. Der Rückgang beträgt 47 Prozent. die Befürworter der Weiterführung der Personenfreizügigkeit und ihrer Ausweitung auf Bulgarien und Rumänien, über welche die Schweizer Stimmberechtigten am 8. Februar abstimmen. Das Einwanderungsland Schweiz verzeichnete im letzten Jahr gegenüber praktisch allen grösseren Staaten mehr Einwanderer als Auswanderer – das gilt auch für die Länder des ehemaligen Balkans.
SWISS Jetzt m in Ihre o! r ü b e s i Re
ZÜRICH - ANTALYA - ZÜRICH
Hin- und zurück
*1 - 2 Wochen Aufenthalt
* . 0 9 2
ABFLÜGE VOM 18. FEBRUAR BIS 25. MÄRZ 2009
HOTEL SAYANORA
469.-
CHF
DOGANAY BEACH CLUB
499.-
CHF
ABFLÜGE AB ZÜRICH • MI (+16.-) mit SunExpress; • FR (+46.-) mit SunExpress; • SA (+66.-) mit SunExpress; • SO (+56.-) mit SunExpress;
Übernachtung und Frühstück 3 Nächte im DZ
Verl. Nacht 14.-; EZ Zuschlag pro Nacht 0.-
Verl. Nacht 33.-; EZ Zuschlag pro Nacht 15.-
ABFLÜGE AB BASEL
SUENO HOTELS BEACH
KAYA BELEK
• DI (+0.-) mit SunExpress; • SO (+46.-) mit SunExpress ABFLÜGE AB GENF • MI (+46.-) mit SunExpress ABFLÜGE AB FRIEDRICHSHAFEN • FR (+46.-) mit SunExpress
ab
SIDE/ANTALYA
ab
ZÜRICH BENTOUR SWISS Badenerstrasse 47 CH-8004 Zürich Tel: 043 243 46 36
GENF BENTOUR SWISS Rue Pradier, 3 CH-1201 Genf Tel: 022 716 27 87
info@bentour.ch - www.bentour.ch
549.-
SIDE/ANTALYA
Alles Inklusive 3 Nächte im DZ
599.-
CHF
ab
BELEK/ANTALYA
Verl. Nacht 44.-; EZ Zuschlag pro Nacht 24.-
Verl. Nacht 71.-; EZ Zuschlag pro Nacht 44.-
RIXOS PREMIUM
MELISSA GARDEN
1. Kind 02-06.99 Jahre 349.- / 1. Kind 07-12.99 Jahre 499.-/ Verl. Nacht 35.2. Kind 02-06.99 Jahre 349.- / 2. Kind 07-12.99 Jahre 499.-/ Verl. Nacht 35.-
1. Kind 02-12.99 Jahre 349.-
Ultra Alles Inklusive 3 Nächte im DZ Landsicht
Buchbar bis 27.02.2009 in Ihrem Reisebüro
1. Kind 02-12.99 Jahre 349.2. Kind 02-12.99 Jahre 499.-, Verl. Nacht 17.-
CHF
* Annullationen werden zu 100% belastet. • Kinderpauschalen sind nur gültig im DZ mit 2 Erwachsenen. • Babypauschale 0-2 J. 50.• Änderungen vorbehalten. • Alle Preise in CHF p.P.
ab
ALANYA/ANTALYA
1. Kind 02-06.99 Jahre 349.2. Kind 07-12.99 Jahre 499.-, Verl. Nacht 7.-
Alles Inklusive 3 Nächte im DZ
Alles Inklusive 3 Nächte im DZ
699.-
CHF
ab
LARA/ANTALYA
Halbpension 3 Nächte im DZ
489.-
CHF
ab
BELEK/ANTALYA
Verl. Nacht 99.-; EZ Zuschlag pro Nacht 48.-
Verl. Nacht 25.-; EZ Zuschlag pro Nacht 0.-
1. Kind 02-06.99 Jahre 399.1. Kind 07-12.99 Jahre 499.-; Verl. Nacht 45.-
1. Kind 02-11.99 Jahre 349.-
LARA BEACH
Alles Inklusive 3 Nächte im DZ Meersicht
599.-
CHF
ab
DELPHIN PALACE
Alles Inklusive 3 Nächte im DZ Landsicht
619.-
CHF
ab
LARA/ANTALYA
LARA/ANTALYA
Verl. Nacht 72.-; EZ Zuschlag pro Nacht 36.-
Verl. Nacht 49.-; EZ Zuschlag pro Nacht 7.Kinderfestpreis 02-13.99 Jahre 349.-
1. Kind 02-06.99 Jahre 349.- / 1. Kind 07-14.99 Jahre 499.-; Verl. Nacht 36.2. Kind 02-06.99 Jahre 349.- / 2. Kind 07-14.99 Jahre 499.-; Verl. Nacht 36.-
ELA QUALITY RESORT
CALISTA LUXURY RESORT
Alles Inklusive 3 Nächte im DZ Landsicht
669.-
CHF
ab
BELEK/ANTALYA
Verl. Nacht 89.-; EZ Zuschlag pro Nacht 44.-
1. Kind 02-06.99 Jahre 399.- / 1. Kind 07-11.99 Jahre 499.-; Verl. Nacht 44.2. Kind 02-06.99 Jahre 349.- / 2. Kind 02-11.99 Jahre 499.-; Verl. Nacht 44.-
Ultra Alles Inklusive 3 Nächte im DZ
759.-
CHF
ab
BELEK/ANTALYA
Verl. Nacht 126.-; EZ Zuschlag pro Nacht 0.1. Kind 02-06.99 Jahre 399.1. Kind 07-12.99 Jahre 499.-; Verl. Nacht 62.-
PUSULA MEDIACOM DURMUS AG’ NİN KATKILARIYLA HAZIRLANMIŞTIR - Nr. 015 - Februar 2009 - www.pusulaswiss.ch
NUR-FLUG AM 14.02.09
20
RÖPORTAJ
Tahsin Yücel’le Söyleşi Ben, ağabeyimin etkisiyle, yazmaya çocukluğumda başladım. İlk tutkum şiirdi. On iki yaşımda, Galatasaray Lisesi’ndeki ilk Türkçe öğretmenim Necdet Kut’un etkisiyle, gerek bizim yazarlarımızın, gerek Batılı yazarların öykü ve romanlarını okumaya, bu arada da öyküler yazmaya başladım.
Yılmaz Akan: Sayın Yücel, sizi anlatır mısınız; okumaya nasıl başladınız? Yazmaya ilk başlarken kaygınız oldu mu? Olduysa nelerdir bunlar? Tahsin Yücel: Ben, ağabeyimin etkisiyle, yazmaya çocukluğumda başladım. İlk tutkum şiirdi. On iki yaşımda, Galatasaray Lisesi’ndeki ilk Türkçe öğretmenim Necdet Kut’un etkisiyle, gerek bizim yazarlarımızın, gerek Batılı yazarların öykü ve romanlarını okumaya, bu arada da öyküler yazmaya başladım. İlk deneme ve öykülerim 1950’de yayımlanmaya başladı. Başlangıçta olduğu gibi bugün de başlıca kaygılarım arı Türkçe, ölçülülük ve dürüstlük. Y.A. : Uzun seneler İstanbul Üniversitesi Fransız Filolojisi’nde öğretim görevlisi olarak bulundunuz. Balzac başta olmak üzere, Fransız Edebiyatı’ndan önemli çevirilere imza attınız. Proust’un Swan’ın Bir Aşkı yapıtını Türkçe’ye çevirdiniz örneğin. Çevirileriniz için, yapıtın “çevrilen dilde yeniden yazılması” türünden soruların, Türkçe düşün çevriminde sorulmaya başlamasının özellikle sizin çalışmalarınızla başladığı düşüncesindeyim. Dilsel olanaklar sonsuza değin tüketilmiş mi olunuyor çeviri uğraşlarında? Dilin anlatma düzlemi genişletilebilir bir şey mi? T.Y. : Hiç kuşkusuz, çeviri başka dilleri, başka düşünce ve duygu evrenlerini kendi dilimize, kendi ekinimize aktarmaktır, onları kendi evrenimize mal etmektir. Özellikle Cumhuriyet Dönemi’nde yoğunlaşan çeviri etkenliğimiz kendi dilimizde pek çok yeni sözcük yaratmamıza, dilimize ve ekinimize büyük katkılar sağlamıştır. Bence yalnızca bizim toplumumuz için değil, her toplum için doğrudur bu gözlem.
öğrenmeden önceki yazılanlar –en azından okuyabildikten sonraki Fransızca yazma yaratınızı ne türden etkiledi? Önceki sorularıma yanıt olacak, ve/ ya da yanıt için arzu dolu olacak Kafka örneğini de vermenizi nasılsa –öylesine işte- güdüsel hissetmenin zaafı ile soru çoğaltma yollarını çoğaltabileceğime inanıyorum… Özgerçekleşim anlamda –henüz- bir dile –ruha- ait bütün duyumsamamışken en az ile yetinmeyi bilmek biçiminde gerçekleşen edebiyatın oluşturulmasında; dile içkin sıkıştırılmış düzlemler olabileceğine ilişkin neler söylersiniz? Örneğimiz Kafka oldu – ve ben Alman Filolojisi’ne emek bahşetmiş olsaydınız Türkçe ‘anlam-ekine’ uyarlamaya kayıtsız kalmayacağınız bir yapıt gözüyle bakıyorum... Fransız Filolojisi değil de –sorum etraflı bakıldı mı daha genel geçer olabilecek- başka dil çevrimli bakılırsa hangi dilden, neyi sizin anlatma plojenlerinizi katarak çevirmek isterdiniz merak ettim ( ? ) Sayın Yücel, belli bir –batı- dilde okumamış –öğrenim görmemiş- olsaydınız belleğime kendilerini şimdi duyumsatan Kumru Kumru, Galyon Devrimi gibi yapıtlarınızdan çatabilir miydiniz? Samuel Beckett örneğini vermiştiniz, dili daralmış kullanmada, -yine de- anlatıma yetecek eylenebileceğine inanır mısınız? Sonradan içine dahil olunan –ve dilin kendisi ile aynı hissetmezden önceki zamanlarda- anlatma biçimleri nasıl farklılaşır? Sizin yapıtlarda, dilsel ‘kendini gerçekleştirmeler’ yerine, daha çok olayı bütüne etkiyecek ‘alegorik’ anlatma tercih edilmiş. ‘Yazmak için bir dil bilimcisi olmanıza gerek yok’ düşündürten yapıtlar çattınız? Fakat Yalan adlı yapıtınızda bunu çok sorunsallaştırdınız? ( Dilsel anlatma olanaksızlığının gülünçlüğü demek istiyorum buna ) Özetle, Fransız Filolojisi ‘’öğrencisi’’ olmamış olsaydınız yazdıklarınız ne türden farklılaşırdı?
T.Y. : Ben sonradan öğrendiğim bir dilde: Fransızca’da, üç kitap ve birçok deneme, birçok inceleme yazdım. Doğrusunu söylemek gerekirse, fazla zorluk da çekmedim. Kendi deneyimime bakarak bunun çok da zor olmadığını düşünüyorum. Elbette, uzun bir öğrenim ve hazırlık döneminden sonra, ikinci dille uzun ve derin bir içli-dışlılık sonunda. Bu konuda pek çok örnek sayılabilir. Şu anda ilk usuma gelenler Samuel Beckett ve Eugene Ionesco
T.Y. : Sorunuz bana oldukça karışık geldi. Sanırım, bana öncelikle şunu soruyorsunuz: Fransızcayı öğrenmiş olmanızın kişiliğinize ve yazarlığınıza ne gibi katkıları oldu? Buna kesin bir yanıt vermek zor. Ama bu dille içli dışlı olmamın başka şeyler yanında düşünme biçimime, dünya görüşüme, özellikle de yazarlığıma önemli katkıları olduğunu söyleyebilirim, çünkü bir dili öğrenmek yalnızca onu anlamak ve konuşmak değildir, farklı bir kültürle, farklı bir yazın ve farklı bir felsefeyle yakın ilişkiye girmektir. Değil yazdıklarımda, bireysel dilimde bile Fransızca’nın belli bir etkisi olmuştur. Fransızcayla değil de İngilizce ya da Almanca’yla böyle yakın ilişkiye girmiş olsaydım, onlardan da etkilenirdim kuşkusuz, ama bu etki farklı bir etki olurdu. Bir de şunu ekleyeyim: yabancı bir dil öğrenmenin kendi dilimizi daha çok sevmemizde, onu daha özenli kullanmamızda da bir katkısı olabilir.
Y.A. : Size, sormayı ertelediğim sorular içinden gazete okuyucularımız için yararlı olacağına inandığım şunu yöneltebilirim şimdi: İkinci dil Fransızca’yı
Y.A. : Sayın Yücel, artık kullanmak zorunda olduğu bir dilde her türden eyleyecek İsviçre’deki vatandaşlarımıza ne tavsiyelerde bulunursunuz? Dili red-
Y.A. : Sonradan öğrenilmiş herhangi bir dilde yazmak, okumak, düşünmek olanaklılığı ve/ya da olanaksızlığı üstüne neler söylersiniz?
etmek biçiminde gerçekleşen bir yargı oluşturmaları en kötü ihtimalle yasaları öğrenememek ile sonuçlanacağına göre, İsviçre’de daha çok Almanca konuşacak vatandaşlarımız ne yapmalı? Kleist’in yaratısına örneğin; o yüce dil karşısında yalnız mezarda bir ezgi gibi mi bakmalı? Hayır, Demokratik yönetimlerin telkin ettiği bir Afrika büyüsündeymiş gibi hakların öğrenilmiş dil aracı ile kovuşturulması mı dert edinmeli? “Heyhat! Bir keder üstelik yaşadığımız” dememek için vatandaşlarımızın ay ışığından az da olsa parıltı koparacakları bir umut yayı var mı? Bir dilde eylemenin en yetkin biçimi, o dilde hakların bilinmesi, ‘vatandaş’ –dahil olmak anlamda bir vatandaşlıktan söz ediyorum- olmanın kendinde görünmeye başlanacağı sıradan yaşama olanaklılığına açıklık getirecek farkında olmak mı? Hayristan, bu yüzden asla bir ütopyayı değil de, içselleşmek zorundaydı bir yaşam olanaksızlığını içermeliydi düşünüyorum..
T.Y. : Dilini bilmediğimiz bir ülkede yaşamak zorunda bulunmak çok zor ve çelişkin bir durumdur. Yaşamımızı da, kişiliğimizi de kısıtlar. Bunu aşmanın tek koşulu da oturduğumuz ülkenin dilini öğrenmektir. Ayrıca, unutmamak gerekir ki, yabancı bir dil öğrenmek tinsel dünyamızı zenginleştirir, bize yeni bir kültürün, ya da, isterseniz, yeni bir dünyanın kapılarını açar. Y.A. : On dört öyküden oluşan son yaptınız Golyan Devrimi’nde Hayristan Cumhuriyeti’nde olup bitenler anlatılmış. Golyan Devrimi nerede gerçekleşiyor? Yalnız son yapıtınızda değil; örneğin Kumru Kumru’da da hâkim olan ironi ile yoğrulmuş anlatma biçimi şimdiye kadar ki edebi yaratınızda izleği sürülebilecek türden... Golyan balıkları neyi s/imgeliyor? T.Y. Sorunuzu kısa yoldan yanıtlamak gerekirse, Golyan Devrimi benim Hayristan adını verdiğim düşsel bir ülkede gerçekleşmekte. Başlıca özelliğiyse, gerçek bir devrimin tam tersi olması. Golyan balıkları da yalancı önderleri sürüler gibi izleyen kitlelerin simgesi. Y.A. : Tahsin Yücel, kendisini Türk Edebiyatı dendi mi nerede konumlandırır? Bu soruyu size yöneltirken aklımdan geçeni de paylaşırsam daha bir açıklığa kavuşturmuş olurum sorumu. “Bıyık Söylencesi” adlı yapıtınız bu sene içinde Fransızca’ya çevrilecek. “Peygamberin Son Beş Günü” ve “Vatandaş” Fransızca okuyabilenler için çevirisi daha önce gerçekleşmiş yapıtlarınız. Türk Edebiyatı, Avrupa’da nasıl alımlanıyor, sizin yapıtları orijin aldıkta bu konuda neler söyleyebilirsiniz? T.Y. : Günümüz Türk yazarları arasında bir yazarım işte. 1950’lerden beri, karınca kararınca, bir şeyler yapmaya çabalıyorum. Türk yazınının Avrupa’da nasıl algılandığına gelince, bizim oldukça zengin, gelişmiş, oldukça da özgün bir yazınımız var bugün, kimi yazar ve ozanlarımız değişik Batı dillerine çevril-
PUSULA MEDIACOM DURMUS AG’ NİN KATKILARIYLA HAZIRLANMIŞTIR - Nr. 015 - Februar 2009 - www.pusulaswiss.ch
Tahsin Yücel mekte. Ama Batı ülkelerinde gereğince değerlendirildiği kanısında değilim.
Y.A. : Bütün yazarlar için cevaplanmaktan yana kötü bir geçmişe sahip olan “neden yazıyorsunuz” sorusunu yöneltsem neler söylersiniz? T.Y. : Bu konuda söylenenlere yeni bir şey ekleyecek değilim. Yazmak benim için vazgeçilmez bir alışkanlık, ama yazma çabamı sürdürürken, fazla bir beklentim de yok. Düşünce ve duygularımı benzerlerimle paylaşmaktan başka. Y.A. : Etkilendiğiniz, kendinize yakın hissettiğiniz yazarlar var mı, varsa kimlerdir bunlar? Kendi yazdıklarınızın aynı zamanda bir okuyucususunuz; yapıtlarınız içinden hangisini ayırt edersininiz diğerlerinden ve neden? T.Y. : Yerli ve yabancı pek çok yazardan etkilenmişimdir. Bizim yazarlarımız arasında öncelikle Sait Faik, Oktay Akbal ve Sabahattin Ali’ye bir şeyler borçlu olduğumu söyleyebilirim. Batılı yazarlar arasında Balzac’tan Proust’a, Alain Fournier’den Camus’ye, pek çok yazardan esinlendiğimi söyleyebilirim. Kendi yazdıklarım arasındaki yeğlemelerime gelince, anlatı alanında kalalım dersek, roman alanında Yalan’ı, öykü alanında Ben ve Öteki’yi anabilirim. Ama tüm ötekileri de isteyerek ve severek yazdım. Y.A. :Türkçede eyleyen en yetkin kişilerin başında geliyorsunuz; tartışmasız bir yargı bu... Türkçe yazmak, başka dilde yazmaktan ne türden ayrılır? Fransızca da yazan biri olarak bu konuda neler söyleyebilirsiniz? T.Y. : Bence hiçbir dil ana dilin yerini tutamaz. Ama ana dilin de katmanları vardır. Benim yazı dilim doğduğum kasabanın: Elbistan’ın ağzına çok şey borçludur. Aynı biçimde, bir yabancı dile: Fransızca’ya da çok şey borçlu olduğumu söyleyebilirim. 414
İSVİÇRE’DEN HABERLER
21
Markalı Ürünlerin Fiyatları Genel Olarak Düşecek Coop Süper Marketler Zinciri, 600 markalı üründe fiyat indirimine gitti: Migros ve Manor ise başlangıç olarak bazı markalı ürünlerin fiyatlarını düşürdü. Migros, Coop’un fiyat düşürmesine karşı bir atak yaptı. Geçtiğimiz haftalarda 80 markalı üründe fiyatlarını düşürdü. Migros Genel Müdürü Herbert Bolliger, ‘‘Biz pes etmiyoruz.’’ dedi. Buna karşın Manor, 600 ürünün fiyatını düşürme kararı aldı. Denner ise beklemede. Sene başında Coop, 600 markalı ürün için yeni fiyatlar tespit edileceğini bildirdi. Böylelikle, en büyük rekabetçisi olan Migros’a meydan okumuş oldu. Migros yapılanları sessizce izlemeyerek, hemen faaliyete geçti. Güvenilir kaynaklardan alınan bilgiye göre, Migros da ilk başta yaklaşık 80 markalı ürünün fiyatını düşürecek. Herbert Bollinger, süt ve ekmek fiyatlarında da indirime geçildiğini açıkladı. Bu şekilde Migros da Coop’un fiyat düşürme seviyesine ulaşmayı amaçlıyor. Migros sözcüsü Monica Glisenti basınayaptığı a.ıklamada, “Fiyat konusunda yenilmeyi düşünmüyoruz, biz de kendi çalışmalarımızı sürdürüyoruz” dedi. Denner de harekete geçmeli Coop’un taarruzu, ürün çeşitlerinin sadece %8’ini markalı ürünlerin oluşturduğu Migros’a yönelik değil; Alman market zinciri Lidl’ın 2009 ilkbaharında İsviçre pazarına girmesiyle, ikinci bir indirim furyası başlayacak. Alman alışveriş zinciri Lidl da Coop`un hedef tahtasında yer alıyor. Coop bu sayede indirimleri ile rekabette olduğu diğer firmaları devirmek istiyor. Ancak Bolliger, tüketiciler için fiyattan önce çeşitlilik, ürün kalitesi ve alışveriş yerinin önemli oluğunu özellikle belirtti. Ürün çeşitlerinin dörtte üçü markalı ürünlerden oluşan Denner de Coop’un taarruzundan nasibini alacak. Firma şefi Philippe Gaydoul, ‘‘Kendimizi korkutup geri çekilmeyeceğiz.’’ dedi. Denner`in yıllardır tüketicilere sunulabilecek en iyi fiyat politikasını takip ettiğini bildirdi. Denner, rakiplerine alış veriş sepetindeki ürünlerin toplamı üzerine en az %10’luk bir indirim sunuyor. Coop ise birçok üründe eşdeğer bir indirim yaptığı için Migros’un
da birçok ürününde indirim yapmaktan başka çaresi kalmadı. Denner’in şefi Gaydoul henüz üstü kapalı konuşuyor: ‘‘Biz şimdiki durumu analiz etmekle meşguluz.’’ dedi. Ayrıca fiyat konusunda her şeyi kontrol altına aldıklarını ifade etti. Fiyat şekillendirmesinde zorluk çıkaran asıl nokta, bazı firmaların ürünlerine zam yapmak istemeleri. Gaydoul, bahsedilen firmaların Nestlé veya Unilever olduğunu açıkladı ve bu artışa karşı çıkmak istediğini bildirdi: ‘‘Düşen hammaddenin yanında artan satış fiyatları kabul edilemez bir durum.’’ dedi. Nestlé`nin İsviçre temsilcisi Philippe Oertlé bu iddiaya: “Nestle firması fiyatları ancak hammaddenin fiyat artışına veya düşüşüne göre arttırır veya indirir.’’ dedi. Şu anda sadece Denner, Migros ve Coop büyük şirket guruplarının fiyatları ile uğraşmıyor. Aynı zamanda Spar marketler zinciri de, marka üreticileri ile pazarlık halinde ve daha iyi koşullar ve şartlar peşinde. Spar Gurubu’nun Başkanı Stefan Leuthold, konuyla ilgili açıklama yaptı: ‘‘Eğer yetkili firmalardan bir onay alamazsak, Avrupa’ya çıkıp farklı ürünler bulmaya çalışacağız.’’ Buradaki amaç, Coop’un fiyat seviyesini yakalamak ve gelecekte Spar Marketleri’nde marka ürünleri önceki fiyatlara göre daha uyguna satmak. Toplam satıştaki yaklaşık %30 oranındaki azalma 957 milyon Frank’a tekabül ediyor. Manor Alışveriş Merkezi, Coop’un taarruzuna tepki vererek geçtiğimiz haftalarda bazı gıda, kozmetik, deterjan ve benzeri toplam 600 üründe indirime geçti. Böylelikle rakibinin seviyesine inmeyi planlıyor. Manor fiyat indirimlerini kendi cebinden ödüyor. Fakat Manor sözcüsü Elle Steinbrecher, toptancılar ile indirim konusunda konuşacaklarını bildirdi. Karşılıklı fiyat rekabeti önümüzdeki haftalarda toptancılara yoğun bir baskı uygulanacağının ön çalışması oldu. Aldi’ye göre, daha çok markalı ürünler sunan ve büyük market pazarına yeni bir giriş yapacak olan Lidl’ın şimdiki duruma bağlı olarak fiyatlarını düşürmesi gerekiyor. Aynı zamanda soğuk bir hava estiren tüketiciler sayesinde
Deutsche Zusammnenfassung Coop löst einen Preisrutsch im Detailhandel aus: Bei Migros und Manor sinken die Preise von Markenprodukten. Anfang Jahr hat der Grossverteiler Coop eine neue Preisrunde für 600 Markenartikel eingeläutet. Damit ist der Branchenprimus Migros herausgefordert und Migros reagiert: die Preise von rund 80 Markenartikeln werden gesenkt. Die Offensive von Coop richtet sich aber nicht nur gegen die Migros, die nur knapp 8% ihres Sortiments mit Markenartikeln bestreitet. Coop zielt mit der Preissenkung auch auf den deutschen Discounter Lidl,
kazançları etkilenmiş olacak. . Faizlerde marjinal baskı Credit Suisse’in kısa zaman önce açıkladığı Retail Outlook 2009 araştırmasında, gıda toptancılığındaki faizler oranlarında marjinal bir baskı ortaya çıktı. Bu baskıyı İsviçreli satıcılar ağır bir şekilde hissedecek. Çünkü Alman rakipleri düşük faizli bir satış sistemi sayesinde çalışıyorlar. Bazı uzmanlar, Lidl ve Aldi firmalarının %10 ve %15 arasındaki alış ve satış fiyat farkı ile masraf ve kazançlarını kapattıklarını dile getirdi. Denner’de ise bu oran %20’lerde ve şahsa ait marketlerde ise oran %25 ve % 30’larda. Ekonomik kriz, Migros’u da vurdu Herkeste olduğu gibi mali kriz, Migros’ta da izler bıraktı. Migros Bankası, borsanın dalgalanmasından et-
der in wenigen Wochen in der Schweiz starten will. Denner strebt für den gesamten Warenkorb jeweils eine Differenz von mindestens 10% gegenüber der Konkurrenz an. Auch die Warenhausgruppe Manor reagiert auf die Offensive von Coop und hat am Freitag über 600 Markenprodukte aus den Bereichen Lebensmittel und Near-Food (Kosmetik, Waschmittel usw.) auf das Niveau der Konkurrenz gesenkt. Der gegenwärtige Preiskampf dürfte erst ein Vorgeschmack dessen sein, was in den nächsten Wochen auf die Händler zukommt.
kilendi. Böylelikle, MGB’nin de finansmanı etkilenmiş oldu. 2008’in kazancı yıllık seviyeye ulaşamayacak. 2007 senesinde ise Migros, 801 milyon Frank kazanç ortaya koyabildi. Konjonktür zayıflaması önümüzdeki sene de çok net olmayan, yani belli belirsiz %2’lik bir artış sağlayacak. İyi maaşlar sayesinde, tüketim için gerekli gelir sağlanmış olacak. Fakat tüketicilerin nasıl bir davranış sergileyecekleri ise kafalarda soru işareti bırakıyor Migros şefi ise, çeşitli şubelerin gidişatı hakkında bilgi verdi: “Mobilya mağazalarımızda frene basıyoruz. İngiltere ve İtalya’daki seyahat şirketimiz, mali krizden çok etkilendi. Spor mağazalarımız büyük ve ani bir artış gösterdi.
373
İsviçre Polisi`yle Tanışma ve Güven Semineri Zürih Kanton’unda 2004 yılından beri eğitim faaliyetlerini sürdüren ve egitim faaliyetlerinin bir parçası olarak farklı alanlarda çeşitli seminerler düzenleyen EKOL Bildungszentrum, öğrencilerini ve velilerini Zürih Kanton Polisi ile buluşturdu.
Zürih Kanton Polisi ile Ekol Bildungszentrum birlikte, ‘‘Köprü Projesi’’ kapsamında ‘İsviçre Polisi`ni Tanıma ve Güven’ konulu bir seminer düzenlediler. SERA Vakfı’nın Zürih Regensdorf’ta
bulunan merkez binasında gerçekleştirilen seminerde, Köprü Projesi’nde görevli polis Hugo Tschopp tarafından sunulan seminer, İsviçre Polisi hakkında bilgi verme, karşılıklı bilgi alış-verişi ile öğrenci ve velilerden gelen soruların cevaplandırılmasıyla gerçekleşti. Zürih Kanton Polisi’ni tanıtan ve program sonunda velilerden gelen tüm sorulara cevap veren Hugo Tschopp, katılımın kendisini çok memnun ettigini ve güzel bir program gerçekleştiğini belirterek, bu semineri düzenleyen EKOL
Bildungszentrum yetkililerine teşekkür etti. Program sonunda söz alan Ekol Bildungszentrum Neu-Affoltern Şubesi Müdürü İsmail Taşkın, velilerin ve öğrencilerin ihtiyaçlarına göre farklı konularda aylık periyotlarda seminerler düzenlediklerini, ilginin kendilerini memnun ettiğini, seminerlere katılımların artmasını dilediklerini belirtti ve teşekkür ederek sözlerini noktaladı. Programla ilgili görüşlerini belirten öğrenci velileri, seminerin çok verimli ve yararlı olduğunu, bundan sonraki se-
minerlere düzenli olarak katılacaklarını ve çevrelerindeki insanları da davet edeceklerini ifade ettiler. Program aşure dağıtımıyla sona erdi. 415
PUSULA MEDIACOM DURMUS AG’ NİN KATKILARIYLA HAZIRLANMIŞTIR - Nr. 015 - Februar 2009 - www.pusulaswiss.ch
22
İSVİÇRE’DEN HABERLER
Polis Bizi Dinliyor
İsviçre’de, diğer yıllara nazaran geçen sene daha fazla telefon görüşmesi dinlendi. Sunrise ve Swisscom’dan yapılan açıklamalara göre, 2008 senesinde geçen seneye göre telefon dinleme eylemleri %23 arttı. 2005 senesi ile bir kıyaslama yapıldığında, dinleme oranının neredeyse iki katına çıktığı belirtildi. İsviçre Yüksek Savcılığı’ndan Ulrich Arbenz’in basınaverdiği bilgiye göre, polis tarafından telefonların dinlenmesi savcılık izniyle gerçekleştiriliyor. Savcılık, daha güvenli bulduğundan, telefon dinlemelerini daha çok şahit sorgulamalarında kullanıyor. Federal Hukuk ve Polis Departmanı telefon dinleme durumlarındaki artışı onayladı. Fakat onlar, detaylı bilgiler vermekten kaçındılar. Telefon şirketleri bu durumdan çok memnun değiller. Çünkü dinleme işlemlerinin masrafları oldukça yüksek ve devlet bu masrafları yeteri kadar karşılamıyor. 382 Deutsche Zusammnenfassung In der Schweiz wurden im vergangenen Jahr massive mehr Telefone überwacht als in früheren Jahren. Im Vergleich mit 2005 haben sie sich beinahe verdoppelt.Auftraggeber der Lauschangriffe sind die Staatsanwaltschaften. Diese bevorzugen die Telefonüberwachung gegenüber Zeugenaussagen, weil diese zuverlässiger seien. Keine Freude haben die Telefongesellschaften. Für sie sind die Überwachungen mit hohen Kosten verbunden, die vom Bund nicht ausreichend gedeckt werden.
GAZETEMİZDE ÇALIŞMAK ÜZERE GRAFİKER’LER ARIYORUZ. İLGİLENENLER BİZİ ARAYABİLİRLER 076 324 60 15
Yaklaşık Bir Milyon Kişinin Aracı Yok En güncel araştırmaya göre, yaklaşık bir milyon insanın aracı yok. Bu oranın üçte biri, kendi isteği ile araç sahibi olmak istemiyor. Basel bu konuda en uçuk rakamlara sahip: Halkın %52’ si otomobil sahibi değil. ‘‘Araçsız İsviçre Kulübü’’, vergi indirimi ile ihmal edilen bu kitleye yardım etmek istiyor. Pazar günleri araç kullanma yasağı kabul edilmedi. Hem 1978 yılında hem de 2003 yılında sunulan teklif, %60 oy ile ret edildi. Ortaya çıkan bu sonuca bakılırsa İsviçre, araçla yatıp kalkan bir ülkeye benziyor. Her beş yılda bir ve 2005 yılında 32.000 ev halkına yapılan ankete göre yaklaşık bir milyon insanın aracının olmadığı tespit edildi. Basel’da ise neredeyse halkın yarısı araç sahibi değil. Zürich ve Bern’deki oranlar %45’lerde. Lausanne ve Cenevre’de %35 ile araçsız
olanların oranı oldukça düşük. Kırsal alanda yaşayan insanların nerdeyse birçoğu araç sahibi iken, ülke çapında araç sahibi olmayan insanların oranı %19 olarak tespit edildi. 372 Deutsche Zusammnenfassung Laut jüngstem Mikrozensus Verkehr lebt in der Schweiz vorab in Innenstädten rund eine Million Einwohner ohne Auto, ein Drittel davon freiwillig. Spitzenreiter ist Basel mit 52 Prozent autolosen Haushalten. Der jüngste Mikrozensus Verkehr, der alle fünf Jahre durchgeführt wird und für 2005 auf 32 000 befragten Haushaltungen basiert, belegt aber, dass rund eine Million Menschen, vornehmlich in grossen Innenstädten, kein Auto besitzt. Da jedoch die Bevölkerung in ländlichen Gebieten fast flächendeckend über ein eigenes Auto verfügt, lag der Anteil autofreier Haushalte landesweit 2005 bei nur knapp 19 Prozent.
İsviçreliler, 186 Milyon Saat Fazla Mesai Yaptı 2007 senesinde, İsviçre’de daha önce yapılmadığı kadar fazla mesai yapıldı. Bu saatlerin çoğu part-time çalışanlara ait Geçen beş sene içerisinde, haftalık tam zamanlı çalışma saati ortalama 13 dakika arttı. Toplam, 7,25 milyar saat mesai yapılmış oldu. Devlet İstatistik Kurumu’nun yaptığı açıklamada, bu oranın 2006’ya göre %1,9 arttığı belirtildi. Part-time çalışanlar daha fazla mesai yapıyor A.ıklamaya göre özellikle part-time çalışanlar, yani bir işyerine yarı zamanlı bağlı olan kişiler, %4,8’lik bir artış ile çalışma saatlerini çoğalttılar. 2007 senesinde part-time çalışanların sayısı
%19 oranında arttı. Gün geçtikçe bu orandaki artış sürdü. Aynı zamanda, İsviçre iş pazarında toplam 186 milyon saat fazla mesai yapıldı. BFS’ye göre bu rakam, 97.000 tam gün çalışma saatine tekabül ediyor. Fakat işyerinden alınan izin saatlerinin fazla mesai saatlerini geçtiği belirtildi. Gerçek tam zamanlı haftalık çalışma 41 saat 57 dakika sürerken, 2002 senesinde bu süre 41 saat 44 dakika idi. 374 Deutsche Zusammnenfassung Innerhalb von fünf Jahren hat die wöchentliche Arbeitszeit pro Vollzeitstelle im Durchschnitt um 13 Minuten zugenommen. In der Schweiz sind im Jahr 2007 so viele Arbeitsstunden geleistet worden wie noch nie. Deutlich mehr geleistet wurde von den Teilzeitern. Gleichzeitig
wurden in der Schweizer Wirtschaft 186 Millionen Überstunden erbracht. Dies entspricht laut BFS rund 97’000 Vollzeitstellen. Die tatsächliche wöchentliche Arbeitszeit pro Vollzeitstelle betrug 41 Stunden und 57 Minuten. 2002 hatte sie erst 41 Stunden und 44 Minuten betragen.
Öğretmenler Fazla Çalışıyorlar Yapılan bir araştırma, öğretmenlerin olması gerektiğinden daha fazla çalıştığını ortaya çıkardı. Kısa adı LCH olan Öğretmenler Derneği’nin öğretmenlerin çalışma saatleri üzerine yaptığı araştırmadan çıkan sonuca göre öğretmenler normalden fazla çalışıyorlar. LCH Başkanı Beat W. Zemp: ‘‘Özellikle, kısmi zamanlarda çalışan öğretmenler fazla ders saati veriyorlar.’’dedi. Fazla ders veren öğretmenlerin %80’i, fazla ders vererek edimsel olarak %100 çalışmakta. Basına verilen bilgiye göre; aynı sonuca güncel kantonal anketler de eklendi. Schwyz Kantonu Öğretmenler Derneği; ‘‘Ders saatleri azaltılan öğretmenler, olması gerektiğinden daha
fazla mesai yapıyorlar.’’ şeklinde açıklama yaptı; dernek, 2007/2008 öğretim yılında kantonda çalışan öğretmenlerin çalışma saatlerini araştırdı ve kantonun belirlediği oranlar ile karşılaştırdı. Sonuç: %50 ders saati ile çalışan öğretim personeli, ortalamaya göre %25 daha fazla çalışıyorlar. 369
Deutsche Zusammnenfassung
Umfragen zeigen, dass Lehrkräfte mehr arbeiten als sie eigentlich müssten. LCH-Präsident Beat W. Zemp: Überlastet sind insbesondere Lehrkräfte mit Teilzeitpensum. Der Lehrerverband des Kantons Schwyz hält fest: Vor allem Lehrpersonen mit reduziertem Pensum leisten zum Teil
PUSULA MEDIACOM DURMUS AG’ NİN KATKILARIYLA HAZIRLANMIŞTIR - Nr. 015 - Februar 2009 - www.pusulaswiss.ch
erheblich mehr Arbeitsstunden, als ihrem Anstellungsgrad entspräche. Dieser Verband habe im Schuljahr 2007/2008 die Arbeitszeit der Lehrer im Kanton erfasst und mit dem Richtwert der kantonalen Angestellten verglichen. Befund: Lehrerinnen mit einem 50-Prozent-Pensum arbeiten im Durchschnitt 25 Prozent zu viel.
Konya
asa
p & Gıda ürün
ler
i
K
Konya Kasabı Hohlstrasse 271
8004 Zürich
Tel.: 044 492 15 32
Ragıp ÖZDEMİR Mobile: 079 402 49 39
Kasap bölümümüzden her türlü taze Et ürünlerini temin edebilirsiniz. Evinizin ihtiyacı olan tüm gıda ürünleri mevcuttur.
Günlük taze sebze ve meyve çeşitleri
Her türlü kuru gıda ve züccaciye ürünleri
Konya
ay
R
weisses YENİ YENİ YENİ YENİ YENİ YENİ YENİ YENİ YENİ YENİ YENİ YENİ YENİ schloss 22 Yıllık ticari tecrübenin ardından yeni açmış es tau olduğumuz Restaurantımızla hizmetinizdeyiz. r a n t & Ta k e - Aw 07:00 ile 00:30 saatleri arasında 365 Gün Açığız! • Izgara çeşitleri • Balık Izgara • Ciğer • Dana Ciğer • Adana Kebap • Döner Kebap • Köfte çeşitleri
• Kuzu şiş • Tavuk şiş • Karnıyarık • Dolma • Lahmacun • Hamburger
• Pide • Pizza • Makarna • Börek • Çorbalar • Salatalar
Firma yemekleri ve özel kutlamalarınız için bizi aramanız yeterlidir! Önemli not: Evde yemek pişirmekte zorlanan hamile bayanların eşsiz ızgara çeşitlerimizden tadmalarını tavsiye ediyoruz.
Konya Restaurant
Hardplatz 9
8004 Zürich
Tel.: 044 493 33 90
PUSULA MEDIACOM DURMUS AG’ NİN KATKILARIYLA HAZIRLANMIŞTIR - Nr. 015 - Februar 2009 - www.pusulaswiss.ch
Hergün Taze Balık satışlarımız mevcuttur. ( Çupra, Hamsi, Levrek, Çinekop v.s)
24
İSVİÇRE’DEN HABERLER
Sınır Dışı Edilme İnisiyatifine Karşı Teklif Geldi Ağır suçlarda verilen en az iki yıllık hapis cezası alan yabancılar sınır dışı edilecek
karar aynı zamanda, aile birleşimi için ülkeye getirilen eşler için de geçerli olacak.
Suç işleyen yabancılar, iki yıl ve daha fazla hapis cezası verilen ağır suçlarda sınır dışı edilecekler. Bundan böyle süresiz oturma izinleri (Niederlassung) sadece yabancı uaruklu kişinin başarılı bir entegrasyon süreci izlemesinden sonra verilecek.
Meclis’in ‘‘Başarılı bir entegrasyon’’ anlayışı: İsviçre’nin hak ve adaletine karşı saygı, Federal Anayasa Mahkemesi’ni kabul etme ve iş ve eğitim isteğinde bulunup kendini geliştirmek. Aynı zamanda dil bilgisi de büyük bir önem taşıyor.
Yabancılara yönelik kanunda yapılacak olan değişimler için sorgu ve karar süreci, başladı.
Meclis, SVP girişiminin kabul edilmesini tavsiye etmedi
Meclis, ağır ceza işleyen yabancıların ülkeye geri dönme izini için mantıklı bir onay verilmesi teklifini sundu. Karşı teklifte, geri çağrılma sebeplerine açıklık getirildi. Karar verme sürecinde entegrasyon derecesi kesinlikle göz önünde bulundurulacak. İki yıllık ceza fazla bulundu Meclis, en az iki yıl sürecek olan hapis cezasında , yetkili makamları kişiyi geri çağırma kararında bir kısıtlama içine sokmayı düşünüyor. Fakat, Anayasal karar verilirken ülke içindeki davranışlar ve halkın kararları göz önünde bulundurulmayacak ve saklı tutulacak. Gelecekte verilecek olan oturma izinleri, genelde başarılı bir entegrasyon süreci geçiren kişilere verilecek. Bu
SVP, halk girişimi ile belirli suçlarda veya sosyal yardım suistimallerinde, yabancıların sınır dışı edilmesini istiyor. Bununla birlikte, yetkili mercilerin takdir olanakları ortadan kaldırılmak isteniyor. Bu halk girişimi, -meclisin kanaatine göre- devletler hukukuna karşı çıkmıyor. Fakat, Zorunlu Devletler Hukuku’na dahil olan Non-Refoulement-Prensibi’ne uygun hale getirilerek, buna saygı duyulması gerektiğini söylüyorlar. Kanton yönetimlerinin girişimi gerçekleştirme kararından sonra, Federal Mahkeme’nin mevcut garanti kanunlarıyla bir çakışma ile karşılaşması mümkün gösterildi. Özellikle, orantılık temeli ile özel ve aile hayatını etkileye-
cek sorunlar ortaya çıkabilir. Bunun dışında, zorunlu devlet hukukuna dahil olamayan önemli anlaşmalar ile, örneğin Avrupa İnsan Hakları Anlaşması ( EMRK) veya AvDeutsche Zusammnenfassung Kriminelle Ausländer sollen bei schwerwiegenden Straftaten ausgeschafft werden können. Niederlassungsbewilligungen sollen ferner nur noch bei erfolgreicher Integration erteilt werden. Bei schwerwiegenden Straftaten respektive Freiheitsstrafen von mindestens zwei Jahren sollen ausländerrechtliche Bewilligungen konsequent widerrufen werden können. Bei einer Freiheitsstrafe von mindestens zwei Jahren will der
rupa Birliğinde Kişi Hak ve Özgürlük Anlaşmaları’nın şartlarına uymamak gibi sorunlar ortaya çıkacak. Bu sebeple, parlamentoda bu halk girişiminin ret edilmesi için tavsiyede bulunuldu. 398 Bundesrat das Ermessen der Behörden beim Entscheid über den Widerruf der Bewilligung einschränken. Die Niederlassungsbewilligung soll künftig generell nur noch bei erfolgreicher Integration erteilt werden. Unter «erfolgreicher Integration» versteht der Bundesrat die Respektierung der Rechtsordnung, das Bekenntnis zu den Grundwerten der Bundesverfassung sowie den Willen zur Teilhabe an Arbeit und Bildung.
Leuthard İşsizlik Sigortası Kesintilerine Karşı Ekonomı Bakanı Doris Leuthard, uzun süreli resesyona yani durgunluğa karşı, hazır olmak istiyor Meclis Üyesi Bakan Doris Leuthard (ALV), işsizlik sigortasındaki kesintilere karşı olduğunu belirtti. Ekonomi Bakanı, bir röportaj sırasında önümüzdeki iki sene boyunca herhangi bir kesinti olmayacağını belirtti. Aynı zamanda resesyonun uzun sürebilme ihtimaline karşı, gerekli önlemlerin alınarak İsviçre’deki tüketimi arttırma düşüncesinin olduğu da bildirildi. Ekonomı Bakanı Leuthard basına verdiği açıklamalarda, parlamentoda ele alınan ALV- revizyonunun en geç 2011 yılında etkin olacağını bildirdi. O zamana kadar, kriz döneminin atlatılmasını ümit ediyor. Kriz atlatılsa bile ALV kesintilerinden kimsenin etkilenmeyeceğini belirtti. 2010 senesinde gelişim umudu var Yükselmenin ne zaman gerçekleşmesini beklediği sorusuna Leuthard, 2010 senesinde az da olsa bir gelişme imkânı olabileceğini ve bunu beklediğini söyledi. Amerika Birleşik Devletleri, Almanya ve Hindistan’ın tekrar aşağıya doğru gittiğine dair bilgiler aldığını da basına bildirdi.
Leuthard’ a göre, eğer en önemli ihracat ülkeleri gerçekten krize daha çok batarlar ise, İsviçre’nin konjonktür dinlenmesi daha uzun süreli olabilecek. Bu yüzden, 2010 senesinde bir yükseliş söz konusu olmaz ise her türlü duruma hazırlıklı olmak gerekir. Turizm bölgelerinin desteklenmesi lazım Ekonomi Bakanı Leuthard, aynı zamanda Turizm Bölgeleri’nin desteklenmesi gerektiğini savunuyor. İsviçre’nin turizm için özel tedbirler alarak, pazarlama organizasyonlarına ve Bölgesel Turizm Federasyonları’na belirli kampanyalar yapmaları için destek çıkması gerekiyor. Leuthard, bunları gerçekleştirmek için yapılacak masraflar konusunda konuşmak istemedi. Leuthard, İsviçreliler tatil yapamayacak duruma gelirlerse, üçüncü evre devreye girecek dedi. Yani o zaman gerektiğinde yaz sezonu sonunda tatillere start verilecek. Leuthard bu girişimin, tüketiciyi harekete geçireceğini, donuk giden progresyonu, aile vergilendirmesi reformu veya Katma Değer Vergileri’nin azaltılması için bir önlem olduğunu söyledi. 413
Deutsche Zusammnenfassung Bundesrätin Doris Leuthard ist gegen Leistungskürzungen bei der Arbeitslosenversicherung (ALV). In den nächsten zwei Jahren werde sicher nichts gekürzt, sagte die Wirtschaftsministerin in einem Interview. Sie deutete ausserdem mögliche Massnahmen an, um für den Fall einer längeren Rezession den Konsum in der Schweiz anzukurbeln. Wenn die wichtigsten Exportländer tatsächlich noch tiefer in die Krise rutschten, dann
PUSULA MEDIACOM DURMUS AG’ NİN KATKILARIYLA HAZIRLANMIŞTIR - Nr. 015 - Februar 2009 - www.pusulaswiss.ch
könnte sich laut Leuthard die Erholung der Schweizer Konjunktur verzögern. Es sei wichtig, vorbereitet zu sein, wenn es 2010 noch nicht aufwärts gehen sollte. Weiter signalisierte die Wirtschaftsministerin Unterstützung für die Tourismusregionen. Denkbar seien Sondermassnahmen von SchweizTourismus, damit diese Marketingorganisation sowie regionale Tourismusverbände entsprechende Kampagnen lancieren könnten.
İSVİÇRE’DEN HABERLER
25
Ebay ve Ricardo Online Satış Mağazası’na Dönüşüyor
Bu atılımı tetikleyen, müşterilerden gelen yoğun talepler oldu. Ricardo İsviçre Şefi Heiner Kroke : “Sabit fiyat talepleri, açık arttırma taleplerine nazaran daha fazla.’’ dedi. Gelişim konusunda diğer internet satıcıları ile aynı düşünceyi paylaştığı bir nokta var: ‘‘Yeni bir alıcı tipi ortaya çıktı: Convenience-Shopper, yani rahat ve konforu seven müşteri. Bu hedef kitle, internette sadece kolay, güvenli, hızlı ve karışık olmayan bir alış veriş amaçlıyor. İnternetteki açık arttırma öncülerinin oyun mantalitesi azalıyor. Çünkü, kullanılmış eşyalar-
İnternet açık arttırmacılarının öncü firması Ebay, bu tarz bir değişikliğe yöneliyor. Amerika kökenli bu şirket, dünya çapından kazandığı cirosunun yarısını açık arttırmalardan kazanıyor. Eylül ayından beri ise sabit satış fiyat şartlarını düzeltti ve kayıt ücretlerini aşırı derecede indirdi. Ebay, bu değişimi mevcut satış alanında uyguluyor. İkinci el veya kullanılmış eşya müşterileri bu durumda kendini bir kenara atılmış gibi hissettiler. Böyle bir çakışmayı Ricardo, kuracağı bir mağazayla önlemiş oldu. Amazon ise tam tersini yapıyor Amazon, diğer şirketlere göre tam tersini yapıyor. Bu internet şirketi, kitapçı olarak işe başladı ve online mağaza olarak devam etti. Kendi satış alanı içerisinde bugünkü cirosunun %30’unu sadece özel kişilerin kullanılmış eşyalarını satışa sunmasıyla elde ediyor. Amazon’un yaptığı satışlar açık arttırmayla değil, sabit fiyatlarla gerçekleşiyor.
Tüm Lazer işlemlerinde ’ye varan indirimler.
%50
5 Yıldan bu yana gerçek lazer tekniği ile bayan ve erkek’lerde bıyık, koltukaltı, çene altı, boyun, bikini bölgesi ve bacaklarda ince ve kalın tüyleri kısa sürede ortadan kaldırıyoruz.
ı ım
Yerli taleplere bakılırsa, Ricardo’nun Ebay’e göre çok daha büyük olduğu ortaya çıkıyor. Fakat, İsviçre’nin Ebay kullanıcıları uluslararası çalışıyor. Yani kullanıcıların dörtte üçü alımlarını yurt dışından yapıyorlar. Ebay, konuyla ilgili rakamları açıklamak istemiyor. Ricardo’nun İsviçre kolundan 2008 yılında toplamda 588 milyon Frank ’lık ürün satışı yapılmış. Zihinde daha iyi canlandırmak için bir örnek: Wallisellen ZH’daki alışveriş merkezi, her yıl 650 milyonluk bir satış yapıyor. Fakat Ricardo firmasında belirtilmesi gereken bir nokta daha var: Bu internet şirketi, cirosunun neredeyse yarısını kullanılmış otomobil ve motorlar ile Deutsche Zusammnenfassung Bis Ende Jahr will Ricardo eine Plattform für professionelle Anbieter und ihre fabrikneuen Produkte zu Festpreisen schaffen. Ob die neue Plattform unter dem Namen Ricardo läuft, ist offen. Ricardo-Schweiz-Chef Heiner Kroke sieht dahinter eine Entwicklung, die auch andere Internetverkäufer trifft: «Ein neuer Typus von Käufern ist auf den Plan
ı • Gelin Başı Bakım • Sa t l i ç •C
Bo y
a am
ELIFEE BEAUTÉ Coiffeur Zurlindenstr. 193 • 8003 Zürich Tel. 044 451 20 00 Mobile: 079 216 79 71 www.elifee.ch • info@elifee.ch
Ba k
Ricardo, kullanılmış eşyaların satışı ile büyüdü. Fakat geleceğini daha çok bir açık arttırma satış alanında görüyor olmalı ki, yıl sonuna kadar profesyonel satıcılar için fabrika çıkışlı ürünleri sabit fiyatlara satabileceği bir alan kurmayı düşünüyor. Bu yeni alanın adının yine Ricardo olup olmayacağı konusunda ise henüz net bir bilgi yok.
daki hayal kırıklığı riski veya ürünün son dakikada başkası tarafından alınma riski çok yüksek.
Saç
Açık arttırma firmaları gün geçtikçe daha çok yeni ürünü, sabit fiyata satıyor. Ricardo, kendine ait bu işlere hizmet verecek bir satış alanı kurmak istiyor
elde ediyor. Ricardo, işin bu kısmını hızlandırmak ve 21 Ocak’ta müşterilerine özel bir platform sunmak istiyor. Böylelikle, internet camiasındaki ikinci el araba satış siteleri Car4you veya Autoscout24 ’ e karşı hücuma geçmiş oldu. 412 getreten: die Convenience-Shopper.» Auch bei Ebay hat seit September hat er ausserdem die Bedingungen für Festpreisverkäufe deutlich verbessert und die Einstellgebühren stark gesenkt. Über Ricardo Schweiz wurden 2008 Waren für total 588 Millionen Franken verkauft. Allerdings stammt bei Ricardo knapp die Hälfte des Umsatzes aus dem Verkauf gebrauchter Autos und Motorräder.
Düğün, Nişan ve özel günlerinizde bizi mutlaka arayın. Uygun fiyatlarla güvenilir ve garanti belgeli Lazer epilasyon. Kullandığımız Lazer cihazı KE-Medical merkezlerinde ki cihazların aynısıdır.
Fiyatlarımız 50.- Fr.‘tan başlamaktadır.
« G ü ze l G ö r ü n m e k H e r ke s i n H a k k ı » Elif Tokay PUSULA MEDIACOM DURMUS AG’ NİN KATKILARIYLA HAZIRLANMIŞTIR - Nr. 015 - Februar 2009 - www.pusulaswiss.ch
26
İSVİÇRE’DEN HABERLER
Türk Günü Bu Yıl Cenevre’de Kutlanacak İlki 19 Mayıs 2007’de büyük bir coşkuyla Zürih’te kutlanan “Türk Günü”, 4 Mayıs 2008 tarihinde Bern’deki Bundesplatz’da ikinci kez yeniden büyük bir coşkuyla gerçekleştirilmişti.. Toplam 15 000 Türk ve İsviçreli konuğun katıldığı bu iki organizasyon hem Türk hem de İsviçre Basını’nda geniş yer aldı.. Şimdiden geleneksel hale gelen ve büyük ilgi gören şenlikler bu yıl 9 Mayıs 2009’da Cenevre’de tekrarlanacak. Etkinliklerin iki boyutu var Birincisi, İsviçre’deki Türk varlığını ve dayanışmasını yaşamak ve bu birlik ve beraberliği İsviçre’li dostlarla paylaşmak. İkincisi, yıllardır aynı topraklar üzerinde birlikte yaşayan Türk ve İsviçre halklarının birbirleriyle olan bağlarına güç katmak, Türkiye kültürünü tanıtmak ve anlatmaktır.
zetleri ve görsel sanatlarıyla buluşma olanağı gerçekleştirilemektedir.
Türkiye`ye has yiyecek ve içecekler sergilenecektir. Bu programın ayrıntıları yakında kesinleşecek.
Türk ve İsviçre vatandaşlarını buluşturan “Türk Günü’’nde farklılık içinde sağlıklı bir entegrasyon, ancak karşılıklı paylaşımların artmasıyla mümkün olabilir.
Türk Günü 9 Mayıs 2009 Cumartesi günü, 11:00 ile 21:00 arasında
Türk Günü Şenliği’ni düzenlemek için büyük bir Organizasyon Komitesi görev aldı.
Bu tarihi şimdiden takvimlerinizde işaretleyiniz. Çünkü; bir renk, ses ve gastronomi şöleni sizleri beklemektedir.
Geçen yıllarda düzenlenen Türk Günü Şenlikleri’ndeki tecrübelere de dayanarak, her konuda titiz çalışmaların yapıldığı Organizasyon Komitesi’nde, ziyaretçilerin ilgisini ve beğenisini kazanacak güzel bir program hazırlanmaktadır. Bu programda İsviçre’de yaşayan ve Türkiye’den gelecek olan sanatçılar, folklör ekipleri özel showlarla yer alacaktır. Etkinlik alanında kurulacak standlarda, Türkiye’yi tanıtacak el sanatı ürünleri,
çevrelerine de haber vererek katılımın arttırılmasını tavsiye ediyor. 403
Cenevre`deki Parc de Bastion`da gerçekleştirilecektir.
İsviçre Türk Toplumu Başkanı Kahraman Tunaboylu, Türk kültürünün ve dayanışmasının hep birlikte yaşanacağı Türk Günü’ne bütün Türk dernek ve federasyonlarının sahip çıkmasını, Türk’lerin ve İsviçreli misafirlerimizin kendi dost ve arkadaş
Bu çerçevede, Türk Günü’nde Türkiye’nin farklı sesleri, dansları, lez-
Türk günü Organizasyon Komitesi
Kolaylaştırılmış Vatandaşlık Hakkı Hiç Kolay Değil Yasanın ‘‘Kolaylaştırılmış Vatandaşlık Hakkı’’ maddesinden yararlanma hakkı olanların işi çok daha zor olabilir; bu avantajlı(!) kişilerin devlete yapacağı vatandaşlık hakkı başvurusundan sonra “kurallar gereği” bir buçuk sene bekleme süresini göze alması lazım. İbrahim B. Federal Daire’den gelen mektuba çok şaşırdı. 40 yıldan fazla süredir İsviçre’de ikamet eden İbrahim B. 30 senedir İsviçreli bir bayan ile evli. İşçi olan bu kişi şuan büyük bir belediyeye kayıt olmak istiyor. Normalde mevcut kanun, onun durumundaki (İsviçreli ile evli ve uzun yıllardır İsviçre’de) kişilerin kolaylıkla vatandaşlık hakkına sahip olmasına yardımcı oluyor. Fakat İbrahim B. bu işlemin, özellikle bekleme süresi konusunda o kadar da kolay olmadığını anlamış oldu. Göçmen Bürosu ona standart bir mektup göndermiş, içeriği şu şekilde: ‘‘İşlem süreci normalde bir buçuk sene olmakla beraber, bazı özel durumlarda daha da uzun bir bekleme süresi söz konusu olabilir. Çünkü bu dönemlerde İsviçre vatandaşlığına girme talepleri çok yoğun ve bu sebeple işlemler
daha uzun sürmekte. Bu sebebe dayanarak, sizden ricamız işlem sürecinde sadece özel durumlar söz konusu olduğu zaman ve yetkili makamlara sadece yazılı şekilde ulaşmaya çalışınız.’’ Sürelerin edimsel olarak uzatılması Basel Bölgesi SP Meclis Üyesi ve Adalet Komisyonu Üyesi Susanne Leutenegger Oberholzer, bu durumu sorunlu bulduğunu belirterek: ‘‘Böyle bir işlem ile süre edimsel olarak aşılıyor.’’ dedi. Kanunlara göre, yabancı kökenli bir kişi İsviçre vatandaşı bir kişiyle 3 sene evliyse ve daha önce İsviçre’de 5 sene ikamet etmiş ise bu ülkenin vatandaşı olabilir. Eğer vatandaşlığa geçme süresi bir buçuk sene sürer ise İsviçre’de oy kullanma hakkı da uzamış olur. BfM, işlemlerin uzun sürmesinin, yılda 35.000 başvuruya sadece 30 kişi bakmasından kaynaklandığını belirtti. Çalışanlar, ilk etapta kanunun ön gördüğü sürenin dolup dolmadığını kontrol ediyorlar. Bunun ardından BfM, kişinin bulunduğu kantondan ve başka gerekli yerlerden bir rapor alıyor. Bu raporda, vatandaşlığa başvuran kişinin
İsviçre’ye ne derece ayak uydurduğu, kanunlara olan saygısı, İsviçre’nin güvenliği için bir tehlike oluşturup oluşturmadığı ve evli olduğu kişiyle sadece formaliteden evli olup olmadığı yazılmakta. Bu bilgilerin teslim edilmesi konusunda her eyalet çabuk davranmıyor. BfM sözcüsü Cantieni: ‘‘Bu raporu hazırlama süreci değişkenlik gösteriyor.’’ dedi. Bu konuda hangi eyaletlerin hızlı davranıp hangilerinin hızlı davranmadığı konusunda ise bilgi verilmedi. Bu iş için beş kişi işe alındı Cantieni: ‘‘Bazı durumlarda, kolaylaştırılmış bir vatandaşlık alma işlemi diğer normal işlemlere göre daha da uzun sürebiliyor. Aynı zamanda bir seneden Deutsche Zusammnenfassung Man spricht von «erleichterter» Einbürgerung. Doch wer beim Bund darum ersucht, muss in der Regel anderthalb Jahre warten, bis sein Fall erledigt wird. Laut Gesetz kann ein Ausländer drei Jahre nach der Heirat mit einer Schweizerin die Einbürgerung beantragen, sofern er fünf Jahre lang in der Schweiz gewohnt hat. Das BFM erklärt die lange Verfahrensdauer mit der hohen Zahl von 35 000 Einbürgerungsgesuchen, welc-
PUSULA MEDIACOM DURMUS AG’ NİN KATKILARIYLA HAZIRLANMIŞTIR - Nr. 015 - Februar 2009 - www.pusulaswiss.ch
daha az bir sürede sonuçlandırılan durumlar da var.’’ dedi. Bakanlık, İşlem sürelerini kısaltmak için , kasım ayında beş kişinin daha işe alınmasını onayladı. Bunun dışında, yetkili departmanın daha esnek davranması gerektiği belirtildi. Sonuç itibariyle, BfM, revize edilen Vatandaşlık Hakkı Kanunu ile , bu işlemleri hızlandırmak istiyor ve insanları bir sonuç almaları için çok fazla bekletmemeyi planlıyor. 409 he die dafür zuständigen 30 Mitarbeiter jährlich zu prüfen haben. Konkret kontrollieren sie erst, ob die formellen Kriterien wie etwa die gesetzlich vorgegebenen Fristen erfüllt sind. Danach holt das BFM beim Kanton und anderen Stellen einen so genannten Erhebungsbericht ein. Um die Verfahren zu verkürzen, hat der Bundesrat im letzten November fünf zusätzliche Stellen bewilligt. Darüber hinaus soll die Personalanstellung künftig flexibler werden.
İSVİÇRE’DEN HABERLER
27
İsviçre’deki Belediyelerin Sayısı Azalıyor İsviçre’de, yılbaşından bu yana sadece 2636 belediye kaldı. Yani, bir yıl içerisinde İsviçre’deki belediyelerin sayısında 79 adet azalma olarak, yeni bir rekor kırıldı. 1848 yılında devletin kuruluşundan bu yana ilk kez bu kadar büyük bir azalma görüldü. Devlet İstatistik Bakanlığı’nın verdiği bilgiye göre bu sonuca, 10 kantondaki belediye birleşmeleri sebep oldu. Bu kantonlar şunlar: Bern, Luzern, Schaffhausen, St. Gallen, Graubünden, Tessin, Waadt, Wallis, Neuenburg (Neuchatel) ve Jura. Büyük bir nüfusa sahip olan ve Neuenburg kantonunda belediyelerin bir araya gelerek oluşturdukları Val-deTravers adındaki yeni belediyenin şu an yaklaşık 11 000 nüfusu oldu.
İsviçre’nin en büyük belediyesi (yaklaşık 28 300 hektar alan), Wiesen ve Davos belediyelerinin birleşmesiyle 2009 senesinin başında Graubünden Kantonu’nda meydana getirildi. İsviçre’de 600 belediye diğerleri ile birleşerek yok oldu 1860 senesinde İsviçre’de, 3211 belediye vardı. Son 150 yılda, yaklaşık 600 belediye başka belediyeler ile birleştirilerek ortadan kayboldu. 600 belediyeden 500’ü son 50 yılda başka belediyeler ile birleşti.
Deutsche Zusammnenfassung
1900’dan 1950’ye kadar belediyelerin toplam rakamında 63 azalma görülürken, 1990’dan 1995’e kadar, yine 46 belediye yok oldu. 2000 senesinden itibaren ise toplam rakamdan 263 belediye azalmış oldu. 366
In der Schweiz gibt es seit Jahresbeginn noch 2636 Gemeinden. Damit hat sich die Zahl der Gemeinden innerhalb eines Jahres um 79 vermindert. Die Folge der Abnahme ist von Gemeindefusionen oder Eingemeindungen, die 2008 in 10 Kantonen vorgenommen wurden,
nämlich in Bern, Luzern, Schaffhausen, St. Gallen, Graubünden, Tessin, Waadt, Wallis, Neuenburg und Jura. Von 1900 bis 1950 nahm die Anzahl Gemeinden um 63 ab, von 1990 bis 1995 um 46 und von 1995 bis 2000 um 76. Seit 2000 nahm die Anzahl Gemeinden um total 263 ab.
PUSULA İNTERNET SAYFASINA GİRİN DÜNYADAN HABERİNİZ OLSUN
WWW.PUSULASWİSS.CH 13 Yaşındaki Kız, Bir Bebek Dünyaya Getirdi
13 yaşındaki İsviçreli kız çocuğu, 19 Aralık günü karın ağrısı şikâyetiyle hastaneye kaldırıldı. İlk olarak apandisit teşhisi konulan kızın ağrıları artınca, doktorlar ağrıların aslında doğum sancısı olduğu anlayıp, kızın hamile olduğunu söylediler. Çocuğun babasının, kızla aynı yaşta olan ve Recherwil Okulu’nda okuyan bir çocuk olduğu söylenmekte. Okul Müdürü Martin Müler, kızın şu an Psikolog Danışmanlar tarafından gözetim altında tutulduğunu söyledi. Dersler, verilen cinsel eğitim ve doğum kontrol haplarına rağmen 2007 senesinde 16 yaşından küçük 122 kadın istem dışı hamile kaldı ve çocuğunu aldırdı. Doktorlar kızların isteği dışında ailelarine haber veremedikleri için,
Diplomalı Dil Kursları Almanca / İngilizce / İtalyanca Fransızca / İspanyolca Goethe Diploması ZD/ZMP/ZOP İngilizce First & Advanced Sertifikası Profesyonel / Business İngilizce BEC
13 yaşında bir kız çocuğu, apandisit şikâyeti üzerine hastaneye kaldırıldı ve bir bebek dünyaya getirdi. Hamile olduğunu kendisi bile bilmiyordu. Ne kızın kendisi ne de çevresi hamileliği fark etmemişler. Kızın devam ettiği okulun müdürü Martin Müller:“ Hepimiz çok şaşkınız. Çünkü kızın dış görünüşünden hiçbir şey fark etmedik’’ dedi. Genç anne, henüz orta birde okuyor.
Başarıya Açılan Kapı! Dil Öğreniminde Rahatlık
bu rakam gerçeği yansıtmıyor olabilir. Cinsellik uzmanı Bruno Wermuth için konu açık ve net: Cinsellik hakkında bilgilendirme daha erken yaşta olmalı. Yani, çocuk yaşta başlamalı. Erkek çocuklarının gün geçtikçe daha erken yaşta cinsellikle tanışması kaçınılmaz oluyor. Bu yüzden, korunma konusunda erken yaşta bilgilendirmelere başlanması gerekiyor. 364 Deutsche Zusammnenfassung Trotz Sexualunterricht und Pille: 2007 sind 122 Frauen unter 16 Jahren ungewollt schwanger geworden und haben abgetrieben. Da ein Arzt die Eltern nicht ohne Einwilligung des Mädchens über den Eingriff informieren darf, dürfte die Dunkelziffer einiges höher liegen. Wegen einer vermeintlichen Blinddarmentzündung wurde eine 13-Jährige ins Spital eingeliefert – und brachte ein Kind zur Welt. Dass sie schwanger war, wusste sie selber nicht.
Kurs zamanını siz belirleyin Temel eğitimden Diplomaya... Sabah, Öğleden sonra yada Akşam Ücretsiz deneme imkanı
HANDELSSCHULE Bürofach-/Handelsdiplom VSH Kaufmann/frau mit eidg. Fähigkeitszeugnis E-/B-Profil
Medizinisch-aesthetische Therapeutin (MAT)
Kader- Jahreskurs Höheres Wirtschaftsdiplom VSK Dipl. oek. Betriebsekonom/in BVS Dipl. Betriebswirtschafter/in VSK Bachelor of Business Administration Marketing-/Verkaufs-Assistent/in Marketingfachmann/frau eidg. FA Verkaufsfachmann/frau eidg. FA Personal-Assistentin m. Zertifikat HR-Fachmann/frau eindg. FA Sachbearbeiter/in RW VSK Techn. Kaufmann/frau eidg. FA Leadership SVF
www.benedict.ch St.Gallen
Bern
Dipl. Arzt- und Spitalsekretärin Dipl. Ernährungsberater/in Sprechstundenassistenz Dip. Wellness-/Fitnessberater/in Zert. Pharmaberater/in shqa Dipl. Gesundheitsmasseur/in
MEDIZIN / GESUNDHEIT
KADERSCHULE
Zürich
MEDIZIN / GESUNDHEIT
INFORMATIKKURSE SIZ Informatik-Anwender SIZ l+ll ICT Power-User SIZ ICT Assistent / Proffessional SIZ PC-Networ – Web – Applications Informatiker/in mit eidg. FZ Kurs başlangıcı: 20 Nisan 2009 Akşam Cumartesi Pazartesi Yarım yada tam günlük okul Militärstr. 106, 8004 Zürich (Haupbahnhof yani, ücretsiz park yeri mevcuttur)
Telefon: 044 242 12 60
Luzern
PUSULA MEDIACOM DURMUS AG’ NİN KATKILARIYLA HAZIRLANMIŞTIR - Nr. 015 - Februar 2009 - www.pusulaswiss.ch
28
İSVİÇRE’DEN HABERLER
İsviçre Ordusu’nda Müslüman Erler Çoğalıyor. İsviçre Ordusu’nda Müslüman askerlerin sayısı gelecekte oldukça artacak. Askeriye’deki çok kültürlülük çalışması, şuan bile devam etmekte. Avusturya’daki seccadeli askerlere insanlar çoktan alıştı. Rapor planı hazır. Mayıs ayında askeriyenin papazları, deneyimlerini ve gelecekte nelerle karşılaşabilecekleri konusundaki görüşlerini tartışmak için bir toplantı yapacaklar. Toplantıda özel bir misafir de olacak: Bir imam! Papazların ve askeriyenin gelecekte nasıl bir bağ kurabileceklerini görüşeceklerini, çünkü Müslüman askerlerin sayısının gittikçe arttığını belirten askeriye papazlarının şefi Urs Aebi, ‘‘Sayısı git gide artan Müslüman askerlere alışmaya çalışıyoruz.’’ diye görüşünü bildirdi. Bugünlerde askeri kurslarda bölük komutanları için kişilerin dini inançlarını bilmek, standart haline geldi. Bu konuyla ilgili olarak askeriyenin, psikolojik- pedagojik hizmet için açılan proje grubunda bugünlerde, askeriye papazları ile birlikte Hıristiyan olmayan kişiler ve üst rütbeliler için broşürler dağıtılıyor. Gruptaki iki Müslüman kişi, daha önce İsviçre Askeriyesi’nde yaşadıkları deneyimlerini aktarıyorlar. Deneyimleri, özellikle üç nokta üzerine yoğunlaşacak: Namaz, dini günler, yiyecek. Dini tatil günleri telafi edilecek PPD şefi Peter Bollinger, Hıristiyan olmayan kişilerin İsviçre Askeriyesi’ndeki kaynaşma sürecinin, uzlaşmacı bir davranışa bağlı olduğunu söyledi. Böylelikle bazı acemi er okullarında, Müslüman olan kişiler için namaz odaları kullanıma açılacak ve her din için bazı silah odalarında ‘‘sakinlik için odalar’’ düzenlenecek. Bunun dışında, bazı Müslümanlar namazları tam saatinde kılmalarının veya günde 5 kez namaza gitmelerinin gerekmediğini bildirdiler. Dini tatil günleri için ise askeriye tarafından izin çıkartılacak. İzin alan askerler, aldıkları izinleri daha sonra telafi edebilecekler. Mesela, askeriyeye pazar akşamı geleceklerine pazar sabahı gelip, görevlerine erken
başlayacaklar. Müslümanlar’ın ve Yahudiler’in domuz eti yememesi ise askeriyenin mutfak kurallarına çoktan dahil edilmiş. Bununla birlikte, her dini kurala uymak mümkün değil. Mesela Hıristiyan olmayan kişiler, askeriyenin mutfağından yemek istememeleri durumunda, arzu ederlerse, yemek parasının bir kısmını alabilme imkanına sahipler. Bazı durumlarda, Müslüman veya Yahudiler yiyeceklerini evden bile getiriyorlar. ‘‘Müslümanların sayısı hafife alınmayacak kadar çok’’ İsviçre Askeriyesi’ndeki Müslüman sayısını şu an kimse tam olarak bilmiyor. Konuyla ilgili rakamsal bilgiler de yok. Güvenlik sebeplerinden ötürü kişinin dini inancı artık belirtilmiyor. Peter Bolliger de artık demografik gelişimin askeriye tarafından detaysız incelenmediğini biliyor. PPD şefi ,‘‘Bazı er okullarında, sayısı hafife alınmayacak kadar Müslüman askerimiz var.’’ diye bilgi verdi. Bu yüzden de Bolliger ve adamları, bugünden yarına çok kültürlü bir askeriye talepleri konusunda bilinçleniyorlar. Avusturya Federal Ordusu, çok kültürlü bir askeriyenin gereksinimleri için çoktan faaliyete geçti. 2004 yılından beri Müslüman askerlere namaz odası sunulmaya başlandı. Bazı gruplarda sadece Müslümanlar var ve kısa zaman önce Avusturya Federal Ordusu, özellikle dini konular için bir imamı orduya aldı. Bolliger, bu sistemin sorunsuz ilerlediğini belirtti. Buna rağmen İsviçre, böyle konulara henüz uzak kalmış durumda. PPD Şefi Bolliger, bu türden büyük değişimlerin İsviçre Ordusu tarafından henüz masaya yatırılıp detaylı şekilde tartışılmadığını belirtti. Aşırı dindarlar ile problemler yaşanıyor İsviçre Ordusu, şimdiye kadar Hıristiyan olmayan kişiler ile olumlu deneyimler yaptı. Bolliger, dini tam olarak
yaşamak isteyen kişiler ile çalışmanın biraz daha zor olduğunu söyledi. Bu kişiler genelde ordudan çıkarılıyor. Çünkü, dinin tüm kurallarına uymak veya uygulamaya çalışmak, asker eğitiminde sorunlar çıkmasına neden oluyor. Bu şekilde çıkarılan kişilerin tam sayısını bilmediğini, fakat gelecekte böyle davranış sergileyenlerin ordudan çıkarılmasına devam edileceğini söyledi. Aynı zamanda istisna uygulamaların da azalacağını belirtti. Mesela dini tatil günleri, belirli yemek talepleri veya namaz saatleri için yapılacak özel veya istisnai uygulamalar azalacak. ‘‘Bu sorunları önceleri Yahudi askerlerimizde Deutsche Zusammnenfassung Die Zahl der Soldaten mit muslimischem Glauben in der Schweizer Armee wird in Zukunft stark zunehmen. In der Armee laufen die Vorbereitungen zur Multikulti-Truppe bereits. In Österreich hat man sich ans Bild des Soldaten auf dem Gebetsteppich bereits gewöhnt. Eine eigens dafür geschaffene Projektgruppe des Psychologisch-Pädagogischen Diensts (PPD) der Armee erarbeitet derzeit in Zusammenarbeit mit der Armeeseelsorge Merkblätter für nichtchristliche Armeeangehörige sowie für die Kader. Der Gruppe gehören auch zwei Muslime an, die ihre eigenen Erfahrun-
yaşıyorduk, şimdi ise orduya sayısız Müslüman eklendi.’’ Ordu, bu konuların hepsini hesaba katıyor. Urs Aebi, raporda papaz yerine alınacak imam konusunun büyük bir sorun teşkil etmeyeceğini söyledi. İsviçre çok kültürlü ordu için hazır. Info-Box Müslümanların git gide artan sayısı 1990 yılında yapılan nüfus sayımında sayısı 152.200 olan Müslümanlar’ın sayısı, 2000 senesinde yapılan sayımda 310.000 oldu. Müslümanlar’ın iki katına çıkan sayısının Kosova, Bosna Hersek, Makedonya ve Türkiye’den alınan göçten kaynaklandığı söylenmekte. 405 gen aus der Schweizer Armee in die Arbeit einfliessen lassen. Erfahrungen, die sich hauptsächlich auf drei Punkte reduzieren lassen: Gebete, Feiertage, Essen. Bisher hat die Schweizer Armee mit den Nichtchristen hauptsächlich positive Erfahrungen gemacht. Schwierig werde die Zusammenarbeit, so Bolliger, «eigentlich nur bei Personen, die in der Armee strengstens nach ihren religiösen Regeln leben wollen. Diese Personen werden in der Regel aus der Armee entlassen, weil die strikte Beachtung aller religiösen Vorschriften die Ausbildung zum Soldaten praktisch verunmöglicht
Emeklilik Sigortaları Endeksleri Geriledi 2008’de İsviçre’de Emeklilik Sigortaları’nın Kuruluş Stratejileri’ne ait oran, %13 oranında düştü. Büyük Banka Credit-Suisse’nin bildirdiği ilk hesaplarına göre, İsviçre Emeklilik Sigorta Endeksinde 2008 yılının ilk üç ayı için % 8’lik olumsuz bir performans sonucu ortaya çıktı. 2008’in tamamını kapsayan ve 100 tane emeklilik sigortasını kapsayan Performans Endeksi’nde %13’lük bir gelime yaşandığını bildirildi.
Zayıf geçen ocak ayı sonrası endeks, sadece şubat ayından ağustos ayına kadar olumlu bir seyir izledi. Fakat Credit Suisse’in verdiği bilgiye göre, endeks eylülden itibaren tüm yılı kapsayan bir gerileme kaydetti. %2,5’lik BVG Minimum Geliri, yılın son aylarında daha da olumsuzlaştı. 2008 yılının son üç ayında %0,68’e düşen BVG Minimum Geliri, endeks ve minimum faizlenmede olumsuz bir fark ortaya çıkararak, tüm yılı kapsayan büyük bir farkın ortaya çıkmasına sebep oldu.
401
Deutsche Zusammnenfassung Die ersten Berechnungen des Schweizer Pensionskassen-Indexes der Credit Suisse ergibt für das letzte Quartal 2008 eine negative Performance von knapp acht Prozent. Nach einem schwachen Januar konnte sich der Index von Februar bis August knapp im positiven Bereich halten, bevor der September den deutlichen Rückgang des Indexes für das ganze Jahr eingeleitete. Für das ganze Jahr 2008 verzeichnet dieser Pensionskassen-Index, der das tatsächliche Anlageverhalten von mehr als 100 Pensionskassen berücksichtigt, somit einen Rückgang von mehr als 13 Prozent.
PUSULA MEDIACOM DURMUS AG’ NİN KATKILARIYLA HAZIRLANMIŞTIR - Nr. 015 - Februar 2009 - www.pusulaswiss.ch
Chek-up 3 yılda birkere ücretsizdir. Zahnspange fiyatlara dahildir. Çocuklar için ek sigortalar ilk yıl ücretsizdir. Çocuklar da halbprivat sadece 4.- CHF
Kantonlar
Unfallrisiko
Kinder 0-18
Jugend 19-25
Erwachsene ab 26
0 Franchise
Franchise
Franchise
0,-
300.-
1000.-
1500.-
300.-
1000.-
2500.-
Zürich 1
Ohne
68.-
218.-
183.-
157.-
259.-
220.-
155.-
Zürich 2
Ohne
58.-
185.-
150.-
130.-
228.-
189.-
136.-
Zürich 3
Ohne
52.-
167.-
131.-
117.-
217.-
178.-
130.-
Aargau
Ohne
54.-
171.-
136.-
120.-
210.-
171.-
125.-
Luzern
Ohne
46.-
171.-
137.-
119.-
205.-
166.-
112.-
St. Gallen 1
Ohne
56.-
171.-
137.-
119.-
213.-
171.-
112.-
St. Gallen 2
Ohne
53.-
162.-
130.-
114.-
203.-
162.-
107.-
St. Gallen 3
Ohne
52.-
158.-
126.-
110.-
197.-
158.-
103.-
Basel Stadt
Ohne
78.-
249.-
214.-
188.-
300.-
261.-
179.-
Basel Land
Ohne
52.-
164.-
129.-
115.-
235.-
196.-
140.-
Solothurn
Ohne
59.-
171.-
135.-
120.-
226.-
181.-
118.-
Krankenkasse değişikliğini Prizma'da yapan yada başkasına tavsiyede bulunan müşterilerimize sürpriz hediyeler veriyoruz.
Dikkat: Yeni elemanlar alınacaktır! Bizimle Çalışmak İster misiniz? Call Center
Büromuz`da %50 yada %100 çalışacak Telefoncu arıyoruz. İster mesai saatlerinde ister akşam saat 18:00 ile 20:00 arasında.
Satış Temsilcisi
St. Gallen, Bern, Basel, Solothurn, Aarau ve Luzern kantonlarında bizimle çalışmak isteyen tecrübeli Sigorta ve satış elemanları alınacaktır. Kendine güvenen kişilerin bizimle kontağa geçmeleri rica olunur.
Prizma Versicherungs-Service Rautistr. 60 8048 Zürich Tel.: 044 401 33 33 www.prizma.ch info@prizma.ch
PUSULA MEDIACOM DURMUS AG’ NİN KATKILARIYLA HAZIRLANMIŞTIR - Nr. 015 - Februar 2009 - www.pusulaswiss.ch
2010 yılın'da Krankenkasse Primleri yaklaşık % 10 oranında artacaktır. Hemen bizi arayın, hem daha az Sigorta Primi ödeyin hemde gelecek Zamlar'dan etkilenmeyin.
30
İSVİÇRE’DEN HABERLER
Faturalarını Ödemeyen Hastalar Fişlenecek! Primlerini ve doktor faturalarını ödemeyen hastalar Ulusal Online Veri Depolama Sistemi’ne kayıt edilecekler. Kantonal Hekimler Topluluğu’nun aldığı bu şnlem sayesinde doktorlar hastalarının faturalarını ödeme konusundaki titizliklerini kontrol edebilecekler. Kantonal Hekimler Topluluğu, yaptığı konferanstan sonra dâhiyane bir projeye karar verdi: Sağlık sigortasının primlerini veya doktor muayene faturalarını ödemeyen kişiler, merkezi bir veri bankasında kayıt altına alınacak. KKA nın ikinci Başkanı Urs Stoffel, ‘‘Değerlendirme, sonuç aşamasına girdi.’’şeklinde bilgi verdi. Kurulacak sistemin merkezinde bir sinyal işlemi devrede olacak. Doktor, hastanın ismini Online Sorgulama Sistemi’ne girecek. Eğer sorgulamadan sonra sistem kırmızı ışıkla uyarı veriyorsa merkezin asıl sistemine uyarı gidecek. Stoffel, böyle durumlarda -tabi ki acil durumlar hariç-, doktorun hastayı tedavi etmekten vazgeçebileceğini ya da tedavi için ön ödeme alabileceğini belirtti İsviçre içinde çalışan bu uyarı listesi, hastanın ödeme gücüyle ilgili genel bir bilgi verecek. Sistem, sadece ödenmeyen prim bilgileri ile doldurulmayacak. Aynı zamanda hastanın genel ödeme sürekliliği incelenirken, telekomünikasyon faturaları ve vergi ödemelerinin devamlılığı da göz önünde bulundurulacak.
Ödenmeyen faturaların yıllık genel toplamı: 11,5 milyon Frank Tedavi faturaları ödenmeyen hekimlerin sayısı gitgide artıyor. Bunun sebebi, prim ödemeyen kişiler yüzünden Sağlık Sigortaları’nın hizmet sınırlaması koyuyor olması. Dolayısıyla hekimlerin faturalarını da ödemiyorlar. Buna bağlı olarak şu sonuç ortaya çıkıyor: Doktorlar hastalarını tedavi ediyor, fakat ceplerine para girmiyor. St. Gallen Kantonu’nun Hekimler Topluluğu Başkanı Peter Wiedersheim konuyla ilgi olarak: ‘‘Tahsilât riski git gide artıyor.’’ dedi. Bu durum özellikle acil müdahale durumları için geçerli. Çünkü doktorların kanun gereği, bunun için özel bir muayenehane açmaları gerekiyor. Wiedersheim, Sağlık Sigortaları’nca hizmet ambargosu altına alınan kişilerin genelde acil servislerde ortaya çıktıklarını söylemekte. Hastanın durumu ile bilgilendirilen aile hekiminin dışında, acil bölümündeki doktor, hastanın hizmet ambargosu içine alındığını bilmiyor. Aargau Hekimler Topluluğu’nun yaptığı bir anket sonucunda, acil servislerdeki doktorların her yıl ortalama 1400 Frank’larını ödenmeyen faturalar yüzünden alamadıklarını ortaya çıkardı. Bazı muayenelerde ise havaya uçup giden rakamlar 8000 Frank’a kadar çıkıyor. Durum ile ilgili olarak tüm İsviçre’ye baktığımızda, her yıl ödenmeyen faturalar yüzünden 11,5 milyon Frank açık olduğu ortaya çıkıyor. 402
Deutsche Zusammnenfassung Die kantonalen Ärztegesellschaften wollen gegen Patienten vorgehen, die Prämien und Arztrechnungen nicht zahlen – mit einem nationalen OnlineFichensystem. Im Zentrum des Projektes steht eine so genannte «Ampellösung»: Der Arzt gibt den Namen des Patienten in ein Online-Abfragesystem ein. Leuchtet die Farbe rot auf, ist er als Zechpreller gemeldet. «Der Arzt kann die Behandlung verweigern oder einen Vorschuss verlangen, sofern es sich um keinen Notfall handelt. Von nicht bezahlten Rechnungen sind immer mehr Ärzte
betroffen. Der Grund: Bei Prämiensündern verhängen die Krankenkassen eine «Leistungssperre». Die nationale «Watchlist» soll Auskunft geben über die generelle Bonität eines Patienten. Sie wird nicht nur mit der Information gefüttert, ob die Krankenkassenprämien bezahlt werden. Erfasst werden auch Daten zur allgemeinen Zahlungsbereitschaft, etwa bei der Begleichung von Telefon- oder Steuerrechnungen. Hochgerechnet auf die Schweiz summieren sich die nicht bezahlte Arztrechnungen auf rund 11,5 Millionen Franken – pro Jahr.
Novartis’e Yüksek Bina İzni Büyük Meclis, gerekli olan alan sınırlamalarını olabildiğince geniş tuttu. Basel’lı İlaç Şirketi Novartis, kampüsünün üzerinde 120 metre yüksekliğinde yeni binalar inşa etmek için izin aldı. Projeler kapsamında, Elsass yönüne giden bir yolun iptali söz konusu olacak.
pus Plus’daki yüksek binaların Batı Basel’ın görüntüsünü göz alıcı şekilde değiştireceğine dair dikkat çekici sözler sarf ettiler. SP’liler ise komşu şehir Elsass’e giden yolun iptal edilmesine çok fazla sevinmediler. Fakat Novartis’in bütünleyici planlama şeklinden övgüyle bahsettiler.
Novartis, Basel St. JohannBölgesi’nde, artık 120 metre yüksekliğinde binalar inşa edebilir. Parlamento, gerekli alan sınırlamalarını belirledi ve onayladı. Aynı zamanda, kamusal alan olan Hüninger Caddesi’nin iptali için de onay verdi.
Bu sürece eleştiri yapanlar ise Yeşiller oldu: ‘‘Parlamentonun iki gün önce karar vermesinin hemen ardından bu eski caddeyi iptal etmek kesinlikle demokratik bir yaklaşım değildir.’’ denildi. Masrafını Novartis’in karşıladığı yedek yol, bisiklet sürücüleri için uygun bulunmadı.
Bu yüksek bina projeleri, Büyük Meclis’te tartışma konusu bile olmadı; çünkü, LDP’liler konuyla ilgili olarak yüksek binaların Basel için büyük bir şans olduğu yorumunu yaparak, Ren Nehri civarında ilaç sektörünün büyüyeceğini ve yeni iş imkânları oluşacağını söylediler. FDP ve SP’de bu görüşlere katıldıç Kamusal caddenin iptal edilmesinden pek memnun kalınmadı LDP ve CVP, planlanan Novartis Cam-
Kampüs kamuya açık değil Devlet, bu caddeyi inşaat planından ayırmayı teklif etti. Fakat övgüyle bahsedilen Kampüs Mimarisi’nin, etrafı kapatılmış ve kamuya açık olmadığı söyleniyor. SP Kurulu, toprağın metre kare başı 800 Frank olarak belirlenip, bu caddeye aynı değerin biçilmesini fiyat olarak yüksek buluyor. İnşaat müdürü, yanlış işlemleri ret ederek, yedek yolun yapılmasını doğ-
ru bulduğunu ve Ren Nehri’nin yanından giden bisiklet yolu yapımının başlayacağını belirtti. Yolu oradan ayırmak uygun olabilir. Çünkü caddenin eski ekseni artık fazla önemli bulunmuyor. Barbara Schneider, Novartis alanında karışık sahiplenme durumlarının zorluklara neden olabileceğini belirtti. Büyük Kurul, yüksek binalar için bir inşaat planı içerisinde sınır planının yanı Deutsche Zusammnenfassung Novartis darf im Basler St. Johann-Quartier 120 Meter hohe Gebäude erstellen. Das Parlament hat die dafür nötigen Umzonungen gutgeheissen. Diese erlauben dem Pharmakonzern auch, die bis anhin öffentliche Hüningerstrasse zu überbauen. LDP und CVP wiesen darauf hin, dass die im «Novartis Campus Plus» geplanten Hochhäuser die Silhouette des Basler Westens markant verändern werden. Die SP war über den Verlust der
PUSULA MEDIACOM DURMUS AG’ NİN KATKILARIYLA HAZIRLANMIŞTIR - Nr. 015 - Februar 2009 - www.pusulaswiss.ch
sıra Hüninger Caddesi için de, bir sınır planını onayladı. Bir önceki ret talebinde büyük bir çoğunluğun evet oyuna karşı 15 ret oyundan sonraki son oylamada, artan onay oylarının yanı sıra 10 ret oyu vardı. 400 direkten Strasse ins elsässische Nachbardorf nicht begeistert, lobte aber Novartis’ integrierte Planungsweise. Vom Bündnis kam der Vorschlag, die Strasse nur im Baurecht abzutreten. Die hochgelobte Campus-Architektur sei eingezäunt und der Öffentlichkeit gar nicht zugänglich. Letzterer überstand zuerst einen Rückweisungsantrag des Bündnis’ mit grossem Mehr gegen 15 Stimmen und wurde am Ende mit grossem Mehr gegen 10 Stimmen beschlossen.
İSVİÇRE’DEN HABERLER
31
Sabıkalı Göçmenlerin Ülkeye Girmesinden Korkuluyor Uygulamada yabancılara verilen çalışma izninde şimdilik değişen bir şey yok Yabancılar İçin Çalışma İzni Anlaşması, bir AB vatandaşının İsviçre’deki oturma izininin hukuksal sağlamlığını koruyor. Aynı şekilde bir İsviçre vatandaşı, bir Avrupa Birliği Ülkesi’ne yerleştiği takdirde aynı haklara sahiptir. Fakat bu anlaşma daha önce suç işlemiş ve göç etmek isteyen kişileri uzak tutmak için , teorik olarak bir işe yaramıyor. Yabancılara yönelik çalışma iznine karşı olanlar ve bu anlaşmanın Bulgaristan ve Romanya için daha da genişletilmesini istemeyenler, göçte aşırı bir artış olacağına dair ortaya ürkütücü öngörüşler attılar. Geçiş süresinin bitimiyle ve yürürlüğe geçmesiyle, Avrupa Birliği ülkelerinde çalışma izini için ilk etapta bir oturma izinin olması lazım. Bu demek oluyr ki, çalışma izini oturma iznine bağlı bir konudur; İsviçre’de yaşamak ve uzun süreli bir oturma izni almak isteyenlerin, ilk olarak bir iş anlaşmasına sahip olması lazım. Maddi olarak kendi ayakları üzerinde durduğunu veya maddi açıdan iyi bir konumda olmasını sağlayan başka kaynakları olduğunu belgelemesi gerekiyor. Avrupa Birliği Ülkeleri’nde yaşayan veya Avrupa Birliği vatandaşı olan kişiler, çalışma izni almak için İsviçre’ye gelmek isterlerse, üç aylık bir oturma izini alabilecekler. Aranan şartlara göre bu üç ay uzatılabilir. Böyle bir durum yaşandığında, ne şekilde bir kontrolün gerçekleşeceğini belirlemek biraz zor gözüküyor. Bir Avrupa Birliği vatandaşı, pasaportuna damga vurdurtmayabilir. Önceden de bu böyleydi ve önceden de İsviçre’de üç aylığına ya turist ya da ziyaretçi olarak kalma imkanı vardı. Vize zorunluluğu çoktan kaldırıldı SVP, İtalya’nın durumunu örnek göstererek, İtalya’ya olduğu gibi, sabıklaı insanların İsviçre’ye de alınıp suç sayısındaki artış konusunda uyarısını dile getirdi. Romanya ve Bulgaristan vatandaşlarının İsviçre’ye göç etmesinde, Göç Yasası’nın düzenli bir şekilde ilerlemeyeceği düşünülüyor. SVP, galiba şu durumun tam olarak farkında değil: Romanya ve Bulgaristan’dan gelenler ve Roma vatandaşları da, İsviçre’ye kolayca girerek burada izin verilen süreden fazla kamak, izinsiz çalışmak veya hukuka aykırı eylemlerde bulunmak imkânlarına sahip olacaklar. Maalesef bu durum yaşanıyor, engellenemiyor ve kaçınılmaz bir konu haline geldi. Avrupa Birliği vatandaşlarına bir vize zorunluluğu yok. Avrupa Birliği’nin en yeni ülkeleri için de vize zorunluluğu yok. Yani Romanya ve Bulgaristan için de vize zorunluluğu yok. Bu insanların, sadece geçerli kimlik bilgilerinin olması yeterli olacak. Bunun dışında, sınır
kontrol memurları Romanyalılar ’a veya Bulgarlar’a, ellerinde bir çalışma izini olmadığı sürece bu kişi hakkında kontroller gerçekleştirebilir ve İsviçre’de kalmak için yeterli maddi güce sahip olup olmadığını denetleyebilir. Çalışma İzni A nla ş ması’nın genişletilmesiyle, yeni değişiklikler ortaya çıkmış olacak. Değişiklikler, ülkeye giriş için kişilere kanunsal haklar tanıyacak. Schengen Vizesi’nin anlamı daha büyük Çalışma izni olsa bile sistematik kimlik kontrolleri yapılmaya devam edilecek, ama bir şartla: Belirli bir neden olmadan, kişinin finansal kaynakları hakkında araştırmaların yapılmasına izin verilmiyor. Sistematik kimlik kontrolündeki denetimler, Gümrük polislerinin bir Schengen vizesi görmelerinden sonra tamamen bırakılıyor. Ancak bu uygulama, Romanya ve Bulgaristan için henüz geçerli değil. Çünkü bu iki ülke, henüz SchengenAlanına girmediler. Eğer Bulgarlar veya Romanyalılar kara yolunu kullanarak İsviçre’ye girmeye çalışırlarsa zaten Schengen- Dış sınırında kontrol edilmiş olacaklar. Dolayısıyla, İsviçre sınırında kimlik kontrolü gerçekleşmeyecek. Hava Limanı’ndaki kontroller farklı, hatta buralarda Schengen Vize’si olmayan kişilerde sistematik kontrol zorunludur. Saydığımız bu kurallar, zaten Schengen’in kuralları ve Romanyalı ve Bulgaristan vatandaşları için çalışma izninin genişletilmesi konusuyla yakından uzaktan alakası yok. Aslına bakılırsa, edimsel olarak sistematik kimlik kontrollerinin kaldırılmasıyla çok fazla bir şey değişmeyecek. Bugün İsviçre sınırından 650.000 kişi giriyor ve artı 35.000 kişi karayolundan ülkeye giriş yapıyor. Asıl kontroller ciddi anlamda sadece %3 ve % 5 oranında yapılıyor. Sınır memurlarının gerçek bir suçluyu yakalamaları için çok iyi sezgilere sahip olmaları gerekiyordu. Bu sezgilerini, çalışma izninin iletilmesiyle ve özellikle Schengen rejimi için ortadan kaldırmayacaklar ve işlerine devam edecekler. Peki, Gümrük Müdürlüğü kişinin finansal durumu hakkında bilgi alsa ne olur? Bir kişi seyahati esnasında üzerinde büyük miktarlarda İsviçre Frank’ı taşıyamaz. Özellikle, İsviçre’den başka ülkelere geçiş yapacak ise böyle bir şeyi hiç
yapamaz. Eğer üzerinde bankamatik kartı veya kredi kartı taşıyorsa, maddi durumunun iyi olduğu ret edilmez bir durumdur. Şüpheli durumlarda kişi aranacak Kişinin turist olduğu veya başka bir ülkeye geçeceğine dair İsviçre’ye geldiğinden şüphe duyulursa, bir suç durumu kaygısı ortaya çıkar. Böyle durumlarda kişi, arama kontrolüne giriyor. Çalışma izni girişlerinde farklı bir uygulama gerçekleşmeyecek. Bilakis ülkede huzursuzluk yaratabilecek ilk şüphe durumlarında kişinin üzerinde silah, zararlı nesne veya uyuşturucu olup olmadığına dair aramalar yapılıyor. Çok büyük tehlikelerde, Yabancılar Polisi’nin alacağı önlemler devam edecek. Mesela, tehlike oluşturan kişilerin İsviçre sınırı içine girmesi önlenebilir. Topluma zarar verebilecek durumlar, genelde kontrol esnasında Deutsche Zusammnenfassung Das Abkommen über die Personenfreizügigkeit stärkt die rechtliche Basis des Anspruchs auf Aufenthalt eines EU- Bürgers in der Schweiz und umgekehrt. In Bezug auf die Sicherheit und die Abwehr krimineller Einwanderer ändert sich damit praktisch aber kaum etwas. Die Gegner der Weiterführung und vor allem der Ausdehnung der Personenfreizügigkeit auf Bulgarien und Rumänien malen das Gespenst einer massiven Einwanderung an die Wand. Eine Visumspflicht für Staatsbürger aus der EU gibt es nämlich nicht, auch nicht für Bürger der jüngsten EU-Mitgliedsländer Rumänien und Bulgarien. Die Grenzbeamten können solange kein Abkommen zur Personenfreizügigkeit gilt, systematisch Personenkontrollen durchführen und klären, ob der Einreisende über genügend finanzielle Mittel verfügt, um sich in der Schweiz aufzuhalten. Letzteres ändert sich mit der Ausdehnung der Personenfreizügigkeit tatsächlich. Es entsteht juristisch ein
kişinin üzerinde silah ve uyuşturucu bulunmasına bağlanabilir. Çalışma izini olmayan kişilerin durumlarında da, Yabancılar Polisi uygulamada ufak değişiklikler yapacak. Daha önceleri, tehlike unsurunun ağırlık derecesi konusunda çok fazla talep ve istekte bulunulmuyordu. Fakat Polis ve Gümrük Memurları’nın, bugünden itibaren etkin sebeplerden dolayı ağır suçlara ve tehlikelere hazırlıklı olmaları gerekiyor. Önemli olan ise şüpheli durumlarda hem sınır hem de ülke içinde kontrollerin devam etmesi. Schengen üzerinde Aralık ayının ortalarından itibaren kontroller, sınıra yakın bölgelerde yoğunlaştırıldı. Schengen-Bilgi-Sistemi ve uluslar arası ortak çalışmaların güçlendirilmesinin, İsviçre’nin güvenliğini daha da arttırması gerekiyor. 410
Anspruch auf Einreise. Heute passieren täglich 650 000 Personen die Schweizer Grenze, hinzu kommen 350 000 Fahrzeuge. Eigentliche Kontrollen finden nur bei 3 bis 5 Prozent der Grenzübertritte statt. Schon bisher benötigten die Zollbeamten und Grenzwächter guten Spürsinn, um die richtigen Personen herauszupicken. Bestehen hingegen Zweifel an seiner Einreise als Tourist oder zum Zweck der Durchreise, ergibt sich ein Verdacht auf kriminelle Aktivitäten, wird eine Durchsuchung vorgenommen. Nach Einführung der Personenfreizügigkeit wird dies nicht anders sein. Gegenüber der Situation ohne Personenfreizügigkeit scheinen sich schließlich auch bei der fremdenpolizeilichen Behandlung nur kleine Veränderungen zu ergeben. An die Schwere der Gefährdung konnten bisher etwas geringere Ansprüche gestellt werden. Doch sollten sich Polizei und Grenzwachtkorps aus Effizienzgründen heute schon auf schwerere Fälle konzentrieren.
PUSULA MEDIACOM DURMUS AG’ NİN KATKILARIYLA HAZIRLANMIŞTIR - Nr. 015 - Februar 2009 - www.pusulaswiss.ch
32 PATHÉ DIETLIKON Moorstrasse 2 8305 Dietlikon Bilet Reservasyon 0900 101 202 (0.85 CHF/min.) www.pathe.ch
SUNAR Vizyondaki Filmler
411
Güz Sancısı The Curious Case of Benjamin Button (Benjamin Button’ın Tuhaf Hikayesi)
Başrollerini Brad Pitt ve Cate Blanchett’in paylaştığı filmin diğer oyuncuları, Taraji P. Henson, Julia Ormond, Jason Flemyng, Elias Koteas ve Tilda Swinton. Filmi David Fincher yönetti. F. Scott Fitzgerald’ın kısa öyküsüne dayanan hikayeyi Eric Roth ve Robin Swicord yazdı, Eric Roth senaryolaştırdı. “Alışılmadık şartlar altında dünyaya gelmişim”. İşte F. Scott Fitzgerald’ın 1920’lerde yazdığı ve seksenli yaşlarında doğup, geriye doğru yaşlanan bir adamı konu alan hikayesinden uyarlanan “Benjamin Button’ın Tuhaf Hikayesi” böyle başlıyor... Benjamin, Birinci Dünya Savaşı’nın sonunda doğar. Annesi doğum sırasında ölünce, babası çocuğun 80 yaşındaki görüntüsü karşısında dehşete düşer ve onu bir emekliler evinin basamaklarına terk eder. Burada çocuk içeri alınır ve Benjamin’in tuhaf hikâyesi başlar. Çevresindeki herkes yaşlanırken, Benjamin tek başına gençleşmektedir. Yapım : 2008, ABD / İngiltere Tür : Dram / Fantastik / Gizem / Romantik Yönetmen : David Fincher Senaryo : Eric Roth, Robin Swicord, F. Scott Fitzgerald (Kitap) Oyuncular: Brad Pitt, Cate Blanchett, Taraji P. Henson, Julia Ormond, Faune A. Chambers Yapımcı : Kathleen Kennedy, Frank Marshall, Cean Chaffin, Cameron Cash, Jim Davidson Görüntü Yönetmeni : Claudio Miranda Müzik : Alexandre Desplat Süre : 1 saat, 55 dk.
Tomris Giritlioğlu ve ekibi, Yılmaz Karakoyunlu’nun, 1992’de Türkiye Yazarlar Derneği Roman Ödülü’nü alan aynı adlı eserinden senaryolaştırılan “Güz Sancısı” adlı film ile bir kez daha geçmişi günümüze getiriyor. İstanbul’un
1955
yılındaki
Twilight
(Alacakaranlık)
haliyle
beyazperdeye yansıtılan filmin çekimlerinin tamamına yakını Beyoğlu ve çevresinde gerçekleşiyor. 1955 yılı güz mevsimine doğru yol alırken, Beyoğlu’nun ışıltılı güzelliğinin üstüne Türkiye’nin gerginleşen siyasi ortamının gölgeleri düşmeye başlamıştır.. Kamil Efendi (Tuncel Kurtiz), Antakya’daki nüfuzu yüzünden hükümetin (DP’nin) yakından ilgilendiği zengin bir toprak ağasıdır. İstanbul’da Hukuk Fakültesi’nde asistanlık yaparken, yetiştiriliş tarzı ve babasının etkili kimliğinin gölgesinde kalan Behçet’in (Murat Yıldırım) hedefi, , Kamil Efendi’nin telkinlerine uyarak siyaset dünyasında yer almak ve yükselmektir. Bu konuda ona en büyük desteği babasının yakın dostu ve nişanlısı Nemika’nın (Belçim Bilgin Erdoğan) babası eski bürokrat Kenan Bey (Hüseyin Avni Danyal) vermektedir. Behçet’i sürüklendiği yolda tökezleten tek şey, oturduğu dairenin karşısındaki bir başka dairenin penceresinde gizlice izlediği kadın olacaktır. Behçet tarafından izlendiğini bilen bu kadın Rum Elena’dır (Beren Saat). Elena kendisi de eski bir fahişe olan babaannesi tarafından, üst düzey bürokratlara sunulan bir fahişedir. Babaanne ile Annesiyle birlikte Phoenix’te yaşayan Bella Swan, annesinin başka bir adamla evlenmesi üzerine babasının yanına Washington’ın Fork kasabasına taşınır. Bella, kolejdeki moda meraklısı yaşıtlarından farklıdır. Yeni başladığı okulunda tanıştığı Edward’a aşık olur Bella. Edward yakışıklıdır. Edward’ın akıl ve zekasıyla da büyülenen Bella alışılmışın dışında bir tutkuya kapılır. Edward’ın vampir olduğunu öğrenmesine rağmen ondan vazgeçemez. Bella’nın tutkulu aşkı tehlike ile iç içedir artık. Edward , küçük kasabasında yıllardan beri ailesiyle yaşayan bir vampirdir. Uzun süre vampir kimliklerini saklamış olan aile, insan kanı içmeden, insanlara zarar vermeden sakin bir hayat sürmektedirler. Edward ve ailesi yaşam tarzlarıyla vampirler arasında farklı bir ailedir. Tüm vampirler gibi Edward da ölümsüzdür. 1918’den beri azıcık bile yaşlanmamıştır. Edward içinse Bella
Pandora'nın Kutusu Yönetmeliğini Yeşim Ustaoğlu’nun yaptığı filmin başrollerini Tsilla Chelton, Derya Alabora, Övül Avkıran ve Onur Ünsal’ın paylaştığı “Pandora’nın Kutusu” San Sebastian Film Festivali’nde “En İyi Film” ve “En İyi Kadın Oyuncu (Tsilla Chelton)”, Antalya Film Festivali’nde “En İyi Yardımcı Kadın Oyuncu (Övül Avkıran)” ve Amiens Film Festivali’nde “En İyi Kadın Oyuncu (Tsilla Chelton)” ödüllerini aldı Orta yaş ve sınıfa mensup üç kardeş (Nesrin – Derya Alabora, Güzin – Övül Avkıran, Mehmet – Osman Sonant) birbirinden habersiz, İstanbul’un farklı semtlerinde birbiriden farklı sorunun ve hayat standardının içinde sıkışıp kalmışlardır. Onları tekrar bir araya getiren ise doğup büyüdükleri Batı Karadeniz dağlarındaki köylerinden gelen bir telefon olur: Yaşlı anneleri Nusret Hanım (Tsilla Chelton) kaybolmuştur. Annelerini aramak için buluşan üç kardeş köylerine mecburi bir yolculuk yapar-
torun arasında, yaşadıkları toplumda gayrimüslim olmanın getirdiği dayanışmanın ötesinde, gizemli bir bağımlılık ilişkisi vardır. Behçet, Elena’ya aşık olmuştur. Beyoğlu’na ağır ağır inmeye başlayan bu gergin siyasi atmosferin karanlığı altında Behçet ve Elena arasında karşı konulmaz aşk başlar. Gayrimüslimleri taraf olarak belirleyen ve günden güne coşan siyasi dalgaların ortasında iki genç arasındaki aşk, kendini savunmak zorunda kalacaktır. Behçet’in 6 Eylül 1955 sabahına doğru attığı her adım Elena’ya kavuşmasını zorlaştırır. Türk siyasi hayatının ağır yükünü sırtlarında taşımak zorunda kalan bu iki sevgili, aşkın topraklarında ‘aynı’, yaşadıkları ülkenin topraklarında ‘farklı’ taraflardadır. Yönetmen: Tomris Giritlioğlu Oyuncular: Beren Saat, Murat Yıldırım, İlker Aksum, Umut Kurt, Engin Şenkan, Zeliha Berksoy, Belçim Erdoğan Senaryo: Etyen Mahçupyan, Nilgün Öneş Tür: Dram, Tarih Dil: Türkçe
90 yıldır beklediği ruh eşidir. Fakat Edward için durum çok da kolay değildir. Edward eski koku güdüsüyle savaşmak zorundadır. Çok geçmeden Cullens Ailesi’nin düşmanları da ortaya çıkar ve Edward’ın zayıf noktasına yani Bella’ya saldırırlar. Ve işler daha da karışır… Tür : Gerilim / Romantik / Aksiyon Gösterim Tarihi : 16 Ocak 2009 Yönetmen : Catherine Hardwicke Senaryo : Melissa Rosenberg , Stephenie Meyer (Kitap) Görüntü Yönetmeni : Elliot Davis Yapım : 2008, ABD Oyuncular: Kristen Stewart (Isabella Swan) , Robert Pattinson (Edward Cullen) , Taylor Lautner (Jacob Black) , Michael Welch (Mike Newton) , Nikki Reed (Rosalie Hale) , Cam Gigandet (James) , Justin Chon (Eric Yorkie)
lar. Bu yolculuk hayatlarındaki saklı kalan sorunlara ve çarpıklığa dair Pandora’nın kutusundaki gibi iyi ve kötü pek çok şeyin açılmasına neden olur. Annelerini bulup İstanbul’a getirdikten bir süre sonra onun Alzheimer olduğunu öğrenir üç kardeş. Hasta annelerinin aralarına katılımasıyla, birçok gerçekle yüzleşeceklerdir. Nusret Hanım’ı anlayacak tek kişi ise büyük abla Nesrin’in (Derya Alabora) oğlu Murat (Onur Ünsal) olacaktır. Nusret Hanım dağına gidip orda ölmeyi arzular. Nusret Hanım ile Murat’ın kesişen yolları bu arzunun gerçekleşmesine başlangıç olacaktır. Yönetmen: Yeşim Ustaoğlu Oyuncular: Onur Ünsal, Derya Alabora, Tsilla Chelton, Osman Sonant, Övül Avkıran Senaryo: Yeşim Ustaoğlu, Sema Kaygusuz Tür: Dram Dil: Türkçe
PUSULA MEDIACOM DURMUS AG’ NİN KATKILARIYLA HAZIRLANMIŞTIR - Nr. 015 - Februar 2009 - www.pusulaswiss.ch
Muhteşem Tiyatro Akşamı 3’ü 1 Arada (Müzikli Komedi Tiyatro Oyunu)
1) TV ve Sahnelerden Tanıdığımız Mehmet Ali TUNCER’LE STAND UP TADINDA 2) TRT Sanatçısı Usta Yorumcu İbrahim ŞİRİN’LE FASIL Heyeti Mehmet Ali Tuncer
İbrahim Şirin
3) Güçlü Kadrosuyla Çatıkatı Tiyatrosundan Skeçler
Yoğun iş temposunda çalışanlara hoş vakit geçirtmeyi amaçlayan Sahne proğramımız, adı da üstünde olduğu gibi 3 eğlenceyi bir araya getiriyor. Çatıkatı Tiyatrosu topluluğu deneyimli kadrosuyla kısa oyunlarla karşınızda. Koltuğunuza yaslanın ve eğlencenin tadını çıkarın, iyi seyirler…
Konuk Oyuncu Gürkan Uygun (Memati) Hauptsponsor
Mediapartner
Konuk Oyuncu Kazım Çarman
Evren Yükseldi
Grafik Ajans www.pusulaswiss.ch
Organizasyon: Swiss Event Tarih: 07 Mart 2009 Kapı açılışı: Saat 20:00 Info Tel.: Mustafa Doruk 079 710 32 81 Bilet Fiyatları: 50.-/40.-/30.Yer: Hotel Spirgarten Lindenplatz 5 CH-8048 Zürich
Çiftçi Ailesi
Exspress Maler Linden Bäckerei Shisha Bar Aker Transport
PUSULA MEDIACOM DURMUS AG’ NİN KATKILARIYLA HAZIRLANMIŞTIR - Nr. 015 - Februar 2009 - www.pusulaswiss.ch
Nasıl Bir Eğlence?
34
SİNEMA
Haber Sayfası
Hazırlyan: Mehmet Akyol
Soyguna Karşı Halkoylaması Unia Sendikası aralık ayında, pansiyon kasa emekli aylıklarının %10 oranında kısılmasına ilişkin parlementonun aldığı karara karşı halkoylamasına gitmek için imza toplamaya karar verdi. Pansiyon kasalarda biriken primlerin, emekli aylıklarını belirleyen dönüşüm oranınının, 2015 yılından itibaren %6.4’e indirilmesi kararı Unia Sendikası açısından, çalışanların sosyal haklarına karşı sigorta şirketlerinin bir soygun girişimi olarak nitelendirildi ve daha önce de olduğu gibi, Unia Sendikası, konuyla ilgili hassasiyetini, bu uygulamaya karşı aktif bir cevapla dile getirdi. Unia, çalışanların ücretleri kadar sosyal haklarının korunması ve geliştirilmesini de önemli görüyor. Bu nedenle sosyal sigortalardaki gelişmeleri takip ederek, çalışanların haklarının kısılmak istenmesine karşı da mücedele ediyor.
Yasa Değişikliği Parlemento tarafından Pansiyon Kasa Yasası’nda yapılan değişiklikle, halen %7 (kadınlar için %7.05) olan dönüşüm oranının %6.4’e indirilmesi ile pansiyon kasa emekli aylıklarının yaklaşık %10 oranında düşmesi bekleniyor. Hükümet daha önce yaptığı bir değişiklikle, pansiyon kasa emekli aylıklarını düşürmüştü. Daha bunun sonuçları belli olmadan, emekli aylıklarının ikinci bir sefer düşürülmesi, sosyal politikalar açısından, sigorta şirketlerinin çalışanların cebine el atmasından başka bir anlama gelmemekte. Ekonomik kriz sonucu, ekonomik olarak alım gücü azalmaya başlayan çalışanlara karşı hükümetin bir yasa değişikliği ile bunu daha da derinleştirmesi, İsviçre’de geniş tepkilere neden oldu. Unia Sendikası, İsviçre Emek Partisi (PdA) ve Emekli Derneği Avivo’nun bu yasa değişikliğine karşı halkoylamasına gitme kararı almasını izledi. Konuyla ilgili yapılan açıklamada, İsviç-
re Anayasası’nın, resmi emekli kasası ile pansiyon kasa emekli aylıklarının, en son kazancın %60 kadar olması gerektiği yönündeki belirlemesinin, bu yasa değişikliği ile ayaklar altına alınmış olacağına dikkat çekilerek, oylamanın aynı zamanda anayasal hakları korumak anlamına geleceği belirtildi. Yük çalışanlara Konu ile ilgili olarak hükümet tarafından parlementoya sunulan yasa önerisiyle, sigorta şirketlerinin, pansiyon kasalarda biriken primlerden elde ettikleri gelirlerin, ekonomik gelişmeler sonucu azaldığı, bu nedenle dönüşüm oranının 2011 yılında %6.4’e indirilmesi gerektiği öngörülmekteydi. Parlemento ise bu konuda, sadece uygulamanın 2011 yerine 2015 tarihine ertelenmesi yönünde bir değişikliği yeterli görmüştü. Bilindiği gibi sendikalar, ekonominin yolunda gittiği yıllarda, pansiyon kasa primlerini işleten sigorta şirketlerinin bundan elde ettikleri gelirlerin en azın-
Göçmenleri Koruma Yasası İsviçre’deki göçmen kurumlarının çatı örgütü olan FIMM, Birleşmiş Milletler tarafından Uluslararası Göçmen Günü olarak ilan edilen 18 Aralık günü, İsviçre’nin, Birleşmiş Milletler Göçmenleri Koruma Anlaşması’nı kabul etmesi için bir imza kampanyası başlattı. FIMM tarafından yapılan açıklamada,
FIMM’e bağlı 840 göçmen derneği tarafından nisan ayına kadar, özellikle politik haklara sahip olmayan göçmenlerden imza toplanılmasına başlandı. Toplanan bu imzalar daha sonra İsviçre Parlementosu’na verilecek. Birleşmiş Milletler’in Göçmenleri Koruma Anlaşması, 1 Ocak 2003 tarihinde yürürlüğe girdi. Bunu takiben, İsviçre Parlamentosu üyesi P. Rechsteiner,
hükümete, bu anlaşmaya girme konusunda bir soru önergesi verdi. İsviçre Hükümeti, yeni bir göçmen anlaşması hazırlığında olduklarını, bu nedenle söz konusu anlaşmayı imzalamanın doğru olmayacağını belirterek, bu konunun daha sonra incelenmesi gerektiğini bildirmişti. Bilindiği gibi yeni Göçmen Yasası,
İmza Kampanyasına Siz de Destek Verin! İsviçre, Birleşmiş Milletler’in Göçmenleri Koruma Anlaşmasını imzalasın Aşağıda imzası olan göçmen kurumları ve kişiler, İsviçre hükümetinden, 1 Temmuz 2003 tarihinde yürürlüğe giren Birleşmiş Milletler’in, Göçmenleri Koruma Anlaşması’nın İsviçre tarafından da imzalanmasının sağlanmasını talep ederler.
İSİM
(Name)
ADRES
Bu anlaşma esas olarak çalışan göçmenlerin temel haklarını garanti altına almaktadır. Bunlar arasında, zorla çalıştırılma ve işkencenin yasaklanması, yaşama hakkı, yaşama güvenliği, adaletli yargılanma hakkı, söz ve düşünce özgürlüğü gibi sosyal ve politik haklar bulunmaktadır.
(Adresse)
İMZA
(Unterschrift)
İmza kampanyasına destek veren okurlarımız, formu imzaladıktan sonra aşağıda verilen adrese gönderebilirler. Unia / Zentralsekretariat z.H. Herr Mehmet Akyol Weltpoststrasse 20 3000 Bern 15 PUSULA MEDIACOM DURMUS AG’ NİN KATKILARIYLA HAZIRLANMIŞTIR - Nr. 015 - Februar 2009 - www.pusulaswiss.ch
dan bir kısmını çalışanlara aktarması gerektiğine dikkat çekmişti. Sigorta şirketleri bu dönemde elde ettikleri karları kendilerine saklarken, şimdi karları düşmeye başladığından, bunu hemen çalışanlara yüklemek istemektedirler. Bu anlamda, sözkonusu yasa değişikliğine karşı çıkmak bir anlamda sendikaların en doğal görevi. ■ Yasa değişikliği gerçekleşecek olursa, emekli aylıkları şu şekilde değişecek: Bugün Pansiyon Kasa’da biriken primleri örneğin 100.000 Fr. olan bir çalışan, emekli olduğunda yılda 7000 veya 7050 Fr. emekli aylığı almakta. Yasa değişikliğinden sonra bu miktar 6400 Fr. düşecek. ■ Yasa değişikliğine engel olmak için en az 50.000 imzanın toplanması gerekiyor. Unia Sendikası’nın tüm bürolarından bunun için gerekli imza formları elde edilebilir. 426
2006 yılında halkoylamasına sunuldu ve kabul edildi. 2007 yılı başında yeni yasanın yürürlüğe girmesini takiben göçmen kurumları, hükümetten bir kez daha bu konunun incelenmesini talep etmekteler. Bu anlaşma, esas olarak çalışan göçmenlerin temel haklarını garanti altına almaktadır. Bunlar arasında, zorla çalıştırılma ve işkencenin yasaklanması, yaşama hakkı, yaşama güvenliği, adaletli yargılanma hakkı, söz ve düşünce özgürlüğü gibi sosyal ve politik haklar bulunmaktadır. Bir ‘göçmen ülkesi’ olan İsviçre’nin bu anlaşmayı imzalaması, özellikle burada yaşayan göçmelere karşı olumlu bir davranış olacak, benzer şekilde İsviçre’nin son yıllarda diğer ülkelerde oluşan olumsuz görünümünü de hatırı sayılır bir biçimde düzeltecektir. Bilgi kutusu Birleşmiş Millletlerin 18 Aralık 1990 tarihinde yapılan genel kurulunda kabul edilen Göçmen Çalışanlarını ve Onların Ailelerini Korumak için Uluslarası Anlaşma, her devletin bu doğrultuda gereken yasal değişiklikleri yapmasını öngörmektedir. Aralık 2000’de ise Birleşmiş Milletler, bu günü yani 18 Aralık’ı Uluslararası Göçmen Günü olarak ilan etti. 423
SİNEMA
Haber Sayfası
35
Hazırlyan: Mehmet Akyol
8 Şubat 2009 Halkoylaması
Yeni Vatandaşlık Yasası
İkili Anlaşmaya Evet İsviçre’de 8 Şubat’ta halkoyuna sunulan yasa tasarısı, İsviçre ile Avrupa Birliği arasındaki İkili Anlaşmaların, AB’ye yeni üye olan ülkeler için genişletilmesini öngörmektedir. Sendikalar bu genişleme ile, ücretler üstünde baskının artmasına engel olacak önlemleri de içeren bu anlaşmaya evet derken, sözkonusu yasa tasarısına hayır oyu vermenin, İsviçre ile AB arasındaki ilişkileri çıkmaza sokacağı ve bununda İsviçre’de çalışanlar açısından olumsuz sonuçlar doğuracağı görüşünde.
İsviçre vatandaşlığına geçişi, İsviçre düzeyinde asgari oranda da olsa düzenleyen ve vatandaşlığa geçişin ret edilmesine karşı itiraz hakkını getiren yeni Vatandaşlık Yasası, 1 Ocak 2009 tarihinde yürülüğe girdi.
Sendikalar tarafından, bu konuya ilişkin yapılan bir açıklamada, İkili Anlaşmaların (Bilateralen) İsviçre ekonomisini bugüne kadar olumlu yönde etkilediğine dikkat çekildi. Bilindiği gibi sendikalar, İkili Anlaşma ile gelen serbest dolaşımın, ücretleri etkilememesi için gerekli önleyici tedbirlerin yasalarda yer alması şartını öne sürmüşlerdi. Serbest dolaşımın ücretleri olumsuz yönde etkilememesi için bu yasaların yanısıra, çalışma koşullarının da sendikalar tarafından aktif denetlenmesi gerektiği bilinci ile sendikalar, bu alanda da gerekli girişimlerde bulunmaktaydılar. Unia delegelerinden ‘‘evet’’ Aralık ayı sonunda toplanan Unia
Sendikası Delegeler Meclisi de benzer şekilde, İkili Anlaşma’nın genişletilmesine ‘‘Evet’’ deme kararı aldı ve aynı zamanda İsviçre hükümetini önleyici tedbirler konusunda daha duyarlı olmaya çağırdı. Bu konuda, delegeler arasında yapılan yoğun tartışmalar, konunun çalışanlar açısından ne kadar önemli olduğunu da göstermekte. Özellikle, ekonomik krizin günlük hayatı daha çok etkilmeye başladığı günümüzde, ücretleri etkileyecek her türlü gelişmeye karşı toplum daha hassas davranmakta. Bu anlamda sendika üyeleri, İkili Anlaşma’nın genişletilmesinin getireceği tehlikeleri de dikkate almak zorunda. İkili Anlaşmaların Sonuçları Bütün bunlara rağmen delegeler, ikili anlaşmaların bugüne kadar çalışanlara kazandırdıklarının, kaybettirdikelerinden daha çok olduğu görüşünde birleşmekteler. İkili Anlaşmalar olmadan İsviçre ekonomisinin bugünkü gelişim düzeyinde olmayacağı, bunun da işsizliğe neden olacağı bilinen gerçekler. Benzer şekilde, İsviçre’de yaşayan AB ülkesi vatandaşlarının bu anlaşmalarla daha fazla haklara sahip oldukları, sezon işçileri statüsünün kalkmasının bile önemli bir adım olduğu da bir gerçek. Bunların, İsviçre göçmen politikasının belirlen-
mesinde önemli bir rol oynadıkları da bilinmekte. Bilgi kutusu Ücret ve Sosyal Dampinge Hayır İsviçre’nin İkili Anlaşmalara ihtiyacı var, ■ İsviçre’nin ihracatının %70’i Avrupa Birliği’ne yapılmakta ■ İkili Anlaşmalar ve Serbest Dolaşım, İsviçre açısından hayati önem taşımakta ■ Başta Avrupa Birliği vatandaşı 400.000 göçmen işçi olmak üzere, tüm göçmen işçiler İkili Anlaşmalar’la daha fazla hakka sahip oldular. Serbest dolaşım ile ortaya çıkacak olumsuz gelişmelere karşı önleyici tedbirler de gerekiyor: ■ Ücret kontrolü daha da etkin hale gelecek ■ Yabancı firmalar, İsviçre’de yaptıkları işleri resmi makamlara bildirmek zorunda ■ Asgari ücretleri de belirleyen toplu iş sözleşmeleri artık daha etkin ■ Geçici işlerde çalışanlar için geçerli yeni Toplu İş Sözleşmesi, asgari ücreti belirleyen maddeleri ile birlikte yürürlükte ■ Ücret dampingi yapmanın cezası arttırıldı. 425
1 Haziran 2009 tarihinde yapılan halkoylamasında, göçmen düşmanı SVP’nin ‘Demokratik Vatandaşlığa Geçiş’ adı altında lanse ettiği yasa önerisinin ret edilmesini takiben İsviçre Hükümeti, oylama öncesi söz verdiği biçimde vatandaşlık yasasında bir dizi değişiklikleri, 1 Ocak 2009 tarihinde yürürlüğe koyma kararı aldı. SVP’ nin önerisinin kabul edilmesi halinde her belediye, vatandaşlığa başvuru konusunda son kararı alma hakkı elde edecek, başka bir deyişle alınan karara itiraz hakkı tümü ile ortadan kaldırılmış olacaktı. Yürürlüğe giren yasa değişikliği ise, bir vatandaşlık başvurusunun ret kararına karşı kantonal mahkemeler nezdinde itiraz davası açılması hakkını getirmekte. Benzer şekilde yeni yasa değişikliği, vatandaşlık müracaatı sürecinde, müracaat eden kişilerin özel yaşantılarına ilişkin bilgilerin korunmasını da garanti altına almakta. Bu değişikliklere, İsviçre’de vatandaşlığa geçiş sürecindeki keyfi uygulamalar kısmen de olsa engellenmekte. Her belediyenin kendi istediği biçimde vatandaşlık müracaatlarını incelemesi, asgari ölçüde de olsa belli normlara başlamaktadır. 424
Çalışan Kadına Şiddet ve Haksızlık Unia Sendikası, ‘’Kadınlara Uygulanan Şiddetle Mücadele Günü’’ olarak ilan edilen 25 Kasım günü çerçevesinde, bu yıl da kadın kurumları ile birlikte çeşitli etkinlikler düzenledi. Kadınlara yönelik dolaylı zor kullanımının dolaylı bir ifadesi olan ücret
eşitsizliği, işyerlerinde kadın çalışanlara yönelik cinsel taciz ve göçmen kadınlara yönelik ayrımcılık, bu kampanyanın belli başlı konuları oldu. Unia Sendikası, 3 Aralık’ta sendika bürolarını kadınlara açarak, ücret eşitsizliğini gündeme getirdi. ‘Eşit İşe Eşit Ücret’ prensibinin İsviçre Anayasası’nda
yer almasına karşın, kadın çalışanların ayni işi yaptıkları halde %20 daha az ücret almaya devam ettiklerini, güncel rakamlarla dile getirildi. Ortalama aylık ücretlerin, İsviçre genelinde kadın çalışanlar için 5000 Fr. olmasına karşın, erkek çalışanlar için 6000 Fr. olması, ücret eşitsizliğinin sürdüğü görüşünü ARIYORUM 2007 yılında, kadın çalı-
şanların ücretlerinin %1.5, buna karşın erkek işçilerin ücretinin %1.8 artmış olması da, bu eşitsizliğin azalma yerine artmaya devam etme eğiliminde olduğunu gösteriyor. 301
Lütfen Dikkat! Sosyal sigortalar ve İş Kanunları hakkında merak ettiğiniz konuları UNIA yetkililerine sormak istiyorsanız ‘‘mehmet.akyol@unia.ch’’ E-Mail adresine sorularınızı gönderebilirsiniz. PUSULA MEDIACOM DURMUS AG’ NİN KATKILARIYLA HAZIRLANMIŞTIR - Nr. 015 - Februar 2009 - www.pusulaswiss.ch
36
TARİH
İsviçre Tarihi 11. Bölüm Sevgili Pusula Okurları, Bu sayımızda Viyana Kongresi’ne geniş bir yer vereceğiz. Geçen sayımızda bu kongrenin İsviçre üzerine olan etkilerine değinmiştik. Bu sayıda İsviçre dışındaki diğer Avrupa ülkelerine etkilerinden bahsedeceğiz. Maalesef o dönemde Osmanlı İmparatorluğu’nun bu kongreye davet edilmemiş olmasından dolayı bizim vatanımız üzerine bu kongrenin olumlu bir etkisi olmamıştır. Avrupa’nın ve İsviçre’nin sınırlarının oluşması açısından çok önemli olan bu kongreyi daha derin işlemenin faydalı olacağını düşünmekteyim ve gelecek yazımızda İsviçre tarihine devam edeceğiz. Viyana Kongresi 1815 Viyana Kongresi, Napolyon Savaşları sonunda Fransız Orduları’nın Koalisyon Orduları tarafından tümüyle yenilgiye uğratılmasının ardından, Avrupa’daki sınırları ve güçler dengesini yeniden belirlemeye yönelik kararlar almak üzere toplanmış olan kongredir. Napolyon Ordularının sürekli yenilgiye uğrayıp geri çekildikleri bir dönemde (9 Mart 1814), VI. Koalisyon’da, aynı zamanda Avrupa’nın en güçlü devletleri olarak İngiltere, Avusturya, Prusya, Rusya, Avrupa’da siyasi coğrafyanın ve dolayısıyla güçler dengesinin yeniden düzenlenmesi için aralarında bir ittifak oluşturmuşlardı. Doğal olarak bu ittifak, askeri olmaktan çok, politik bir ittifaktır. Söz konusu devletlere İsveç ve Portekiz’in de katılmasıyla 30 Mayıs 1814 tarihinde Paris’te imzalanan Paris Antlaşması’nda, -20 Temmuz’da da İspanya katılmıştır- savaşa katılmış olan tüm devletlerin Viyana’da toplanacak bir kongreye, tam yetkili temsilciler göndermesi kararlaştırılmaktaydı. Fransız İhtilali ve Napolyon Savaşları ile bozulan Avrupa siyasi haritası ve güçler dengesi, Osmanlı Devleti hariç tüm Avrupa devletlerinin katıldığı bu kongre kararlarıyla yeniden yapılandırıldı. Bu kararlar ve yeni statüko ile I. Dünya Savaşı’na kadar devam eden Avrupa siyasi coğrafyası, yeni dönemde de pek çok isyan, ihtilal ve olaylara sahne oldu. Hemen hemen tüm Avrupa devletlerinin temsilcilerinin katılmasına karşın, 1815 Viyana Kongresi’nde ve Avrupa’nın yeniden yapılanmasında en önemli rolü, aynı zamanda kongre başkanlığı görevini de yürüten Avusturya Başbakanı Metternich oynamıştır. Kongrenin nihai kararları, İngiltere, Rusya, Avusturya ve Prusya tarafından belirlenmiştir. Fransız İhtilali ile etkinlikleri artan milliyetçilik, hürriyetçilik ve sosyalizm akımlarına tamamen karşı ve statükonun korunmasından yana olan
Hazırlayan: Hüseyin Türkkan
Metternich’in yeni Avrupa politikası üç temel görüşe dayanıyordu: Bunlardan birincisi: “Orta Avrupa” görüşü olup Avusturya’nın önderliğinde Rusya ve Fransa’ya karşı İngiltere ile ittifak; ikincisi, batıdan gelebilecek yeni ihtilal hareketlerine karşı, İngiltere, Rusya, Avusturya ve Prusya arasında dörtlü ittifak; üçüncüsü ise, tüm Avrupa’da iç ve dış barışın korunması için, ek olarak Fransa’nın da katıldığı beşli ittifak. Metternich’in Orta Avrupa’sı, eski Roma-Germen İmparatorluğu topraklarını ve İtalya’yı kapsıyordu. Bu düzenlemede, geniş bir Alman-Roma Birliği, kültür ve güç alanında gerçekte bağımsız, ancak sürekli bir birlik bağı ile birbirine bağlı devletler topluluğu bulunmaktaydı. Böyle bir Orta Avrupa’da yeni büyük devletler ile birleşik bir Almanya’nın, bağımsız bir İtalya’nın ortaya çıkmasına yer yoktu. Metternich, Alman Birliği’ni, Avusturya’nın egemenliği altına alabileceği prenslerin yönetimindeki küçük devletçikler halinde tutmayı hedef almıştı. Dolayısıyla, Metternich’in Avrupa’nın yeniden yapılanması planında, kıtanın merkezinde yer alan Avusturya’ya çok güç bir görev verilmişti. Bu görev; yeni devlet sistemi ve eski toplum yapısı temeli üzerinde, bölgenin siyasal ve sosyal açılardan devamının sağlanmasında öncülük ve liderlik göreviydi. Metternich’in düşüncesi, Avrupa’yı “federasyon” sistemi içinde yeniden kurmak ve kıtanın merkezinde yer alan ve tarihsel bir varlık olan Avusturya’nın yönetiminde federatif bir güç oluşturmaktı. Kararlar Avusturya, Rusya, Prusya, İngiltere, Fransa, İsveç ve Portekiz tarafından “Viyana Kongresi Kararları” olarak 9 Haziran 1814’te imzalanan ve daha sonra diğer Avrupa devletlerince de kabul edilen başlıca kararlar şöyledir: a. Fransa, ele geçirdiği tüm toprakları iade etti ve 1792 sınırlarına çekildi. b. Lehistan; Rusya, Prusya ve Avusturya arasında taksim edildi. c. Saksonya Krallığı topraklarının bir kısmı Prusya’ya verildi. d. İhtilalden önce Almanya’da bulunan üç yüzden fazla devlet; 34 devlet ve 4 serbest şehir haline getirildi.
nişlemesine engel olmak için, İngiltere tarafından teklif edilen Belçika ve Felemenk (Hollanda) birleştirilerek yeni bir Niederland devleti kurulması fikri kabul edildi. g. İsviçre, 22 kantondan oluşan bağımsız ve sürekli tarafsız bir devlet haline getirildi. h. İtalya’nın ihtilalden önceki statüsü esas alındı. Venedik (Napoli) ve Nombardiya (Sicilya) bölgesi Avusturya’ya verildi. Piyemento Devleti, Cenova’nın ilhakıyla büyüdü. Ülkelerini kaybeden İtalyan prensleri tahtlarına iade olundu ve Mödena, Toskana, Parma dukalıklarının başına Avusturya hanedanına mensup yöneticiler getirildi. Papanın hakları iade edildi ve yeni bir papalık devletinin kurulması fikri kabul edildi. i. Rusya, İsveç’ten aldığı Finlandiya ile Osmanlı Devleti’nden aldığı Besarabya bölgelerini muhafaza edecekti. k. Avusturya; Doğu Galiçya, Lombardiya ve Venedik’i alacaktı. 1. Malta, İyon Adaları, Hollanda’ya ait Cape Coloni, Seylan Adası, Honduras, Guyan ve Trinidat Adaları ile Danimarka’ya ait Heligoland bölgeleri İngiltere’ye verilecekti. m. Tuna’da muhtelif milletler arasında nakliyat işlerini tanzim etmek üzere uluslararası bir komisyon teşkil edilecekti. n.Esir ticaretine son verilecekti. Viyana Kongresi (1815) kararlarının sonuçları:
e. Mukaddes Roma-Germen İmparatorluğu’na son verildi, yerine Almanya Konfederasyonu kuruldu. Bu devleti oluşturan unsurların eşit haklara sahip olduğu ve Almanya’yı iç ve dış tehditlere karşı koruması prensibi kabul edildi. Frankfurt, konfederasyonun ve diyet meclisinin merkezi oldu. Meclis başkanlığını Avusturya temsilcisinin yapmasına karar verildi.
Bu kararlar ile Avrupa’nın siyasi haritası yeniden çizildi ve statüsü tespit edildi.
f. Fransa’nın doğu istikametinde ge-
c. Uluslararası ilişkilerde uygulanan
b. Avusturya-Macaristan İmparatorluğu başta olmak üzere İngiltere, Rusya, Prusya ve bunlara Fransa’nın da katılmasıyla beş büyük devletten oluşan yeni bir Avrupa güçler dengesinin temeli atıldı.
PUSULA MEDIACOM DURMUS AG’ NİN KATKILARIYLA HAZIRLANMIŞTIR - Nr. 015 - Februar 2009 - www.pusulaswiss.ch
iki taraflı diplomasi, yerini çok taraflı diplomasi metot ve uygulamalarına bıraktı. d. Böylece XIX. yüzyılın siyasi platformlarında “Konferanslar Sistemi” veya “Kongre Sistemi” ortaya çıktı. e. Kongre kararlarının uygulanabilmesi için Avrupa Kollektif Güvenlik Organizasyonu’na ihtiyaç duyuldu. f. Uluslararası ilişkilerde eşitlik esasına dayalı diplomasi kuralları (Elçilik, temsilcilik ve protokol kuralları gibi) ve diplomasi hukuku uygulamaları başlatıldı. g. Viyana Kongresi’nde alınan kararlar; hürriyet, milli egemenlik ve ihtilal esaslarını bastırmak için aralarında mukaddes ittifak oluşturan beş büyük devlete karşı, zamanla bu devletler dışında kalan diğer devletler tarafından tepki ile karşılandı ve ilk fırsatta ortadan kaldırılması gereken bir anlaşma olarak değerlendirildi. h. Tüm gelişmelere rağmen Avrupa, 1815-1830 yılları arasında kutsal ittifak prensipleri ve kongre kararlarına göre yönetildi ve zaman zaman da ilave birtakım kongrelerle devamlılığı sağlandı. ı. 1830’da Fransa’da kralın basın hürriyetini yasaklaması, seçim kanununu değiştirmesi ve keyfî bir idare kurmak istemesi üzerine yeni bir ihtilal başladı. Gelişmeler kısa sürede Almanya, İtalya ve İspanya’ya da yayıldı. İtalya ve İspanya’da başlayan ihtilal hareketleri, müttefik kuvvetlerce bastırıldı. İsyan olayları İspanyol sömürgelerine ve Osmanlı İmparatorluğuna da yayıldı ve Yunanistan isyan etti. j.Viyana Kongresi’nin amacı Fransız İhtilali’nin ortaya çıkardığı milliyetçilik düşüncesine karşı önlem almaktır. Kongreye Osmanlı Devletinin çağırılmaması Avrupalı devletlerin çifte standart uyguladıklarının kanıtıdır. Halbuki bu ihtilalden en fazla etkilenen Osmanlı İmparatorluğu olmuştur. Osmanlı’yı içten yıkmak isteyen İngiltere, Yunan isyanını desteklemekle bunu göstermiştir. 380
Memleket fiyatına memleket ürünleri! Argeta ekmek üstü tavuk ezmesi 95 gr.
1.85
Demet Ceylon siyah c¸ ay 1 kg.
6.95
Tavuk salamı 400 gr.
• Acılı • Acısız 720 gr.
3.95
2.95
Podravka tavuk c¸ orbası Denner tas¸ mantar kurutulmus¸, 150 gr.
9.95
yerine sadece 17.60
Elimizdeki ürünler tükeninceye kadar. www.denner.ch
tel s¸ehriyeli, 4 x 62 gr.
3.95
PUSULA MEDIACOM DURMUS AG’ NİN KATKILARIYLA HAZIRLANMIŞTIR - Nr. 015 - Februar 2009 - www.pusulaswiss.ch
Vitaminka Ajvar Sebze karıs¸ ımı
38
SİNEMA HABERLERİ
İsviçre’de Sinema Sinemalar, dijital kamera yüzünden yok mu olacak? 1999 yılından beri, dijital kamera devri inceleniyor. İsviçre’nin 550 sinema salonundan sadece 17’si dijital kameralar için uyarlanmış. Yeni bir yatırım, bu pahalı teknolojinin kullanımını kolaylaştıracak. Fakat bu nimeti devreye sokmak, bazı problemlerin oluşmasına neden oldu.
kiralayanlar, yeni dijital donanım aletlerinin %75’ini finanse ettiler. Böylelikle sinema işletmecileri, 160.000 Frank yerine sadece 40.000 Frank ödemek zorunda kaldılar. Bu rakam bilinen 35mm’lik bir film makinesine tekabül ediyor. Yedi yıllık bir süre içerisinde bu para parça parça geri ödenecek..
Ciné Bulletin Dergisi’nin ocak ayı başlığı: ‘‘İsviçre’de dijital beyaz perde- çeşitlilik talepleri tehlikeye giriyor.’’ Yazının devamında, dijital porojeksiyon malzemelerinin alımını kolaylaştırmak için bazı yatırımcı şirketlerin, sinemalara bağlayıcı anlaşmalar sunduğu bildirildi. Yazının devamında sinema işletmecilerinin, belirli bir film kataloğuna bağlı kalmaları ve anlaşma içeriğine uymaları gerektiği yazıldı. Beyaz perdeyi haciz altına almak isteyenlerin kim olduğunun tam olarak belli olmadığı, ancak tahminlere göre Amerikalı film stüdyolarının bu işte parmağı olduğu yazının devamında belirtilmiş.
İstifade etmek isteyen, aynı zamanda ücretini ödemek zorunda Engler, bu VPF-Modelini gayet uygun buluyor. Çünkü, konudan en çok istifade eden kiralama şirketleri, böylelikle dijital donanım aletlerini ödemiş olacaklar. , hard disk veya gelecekte kullanılacak olan ara kablolar üzerinden yapılan dijital kopyalar, 35 mm’lik kopyalara göre çok daha ucuz olacak. Yani ortaya, 200 Frank yerine 1500 Frank gibi bir fiyat çıkacak.
Bağlayıcı anlaşmalar mı ? İsviçre dijital sinema makinelerinin toplam 17’ sinden 12’ sini getiren Protronic AG Birsfeld Sinema Donanım Şirketi Müdürü Patrik Engler konuyla ilgili olarak, ‘‘Tamamen yanlış.“ diye fikrini belirtti. Engler, basına verdiği demeçte anlatılanlardan sadece, yıl içerisinde yedi Amerikan stüdyosunun İsviçre’ye bir modelde finansman yardımında bulunduğunun doğru olduğunu söyledi. ‘‘Virtual Print Fee“ (VPF) modelinde film
Engler’in verdiği bilgiye göre, sinema işletmecilerinin ilgisi oldukça iyi. Önümüzdeki iki sene içerisinde yaklaşık 50 sinema salonunun donanımı yenilenecek. Yalnız bir sorun var: VPF modeli, sinemalarda bu büyük donanımı kurmak için film gösterim sayısı için bir zorunluluk koyuyor. Eğer bu sayının altına düşülürse, yatırımcı firmaya ceza ödemek zorunda kalınacak. Anlaşmaya göre gereken film sayısının iki ya da üç yıl içerisinde gösterilmesi şart. Engler, anlaşmanın aynı zamanda servis ve yenileme koşullarını da içerdiği için donanımların eskimesi konusunda sinema işletmecilerinin endişe etmemesi gerekti-
ğini söyledi. Teklif azalıyor Procinema Şirketi uzmanlarından René Gerber, bu kadar gelişmeye rağmen İsviçre sinemalarının %30’unun, donanım eksikliği yüzünden kapanacağını düşünüyor. Çünkü bazı sinema işletmeleri, mesela aile şirketi olarak çalışanlar için bu donanım çok pahalıya gelecek. Arz ve talep çeşitliliği de oldukça zor duruma girebilir. Gerber, İsviçre’de 40 film kiralayan şirketlerden sadece dördünün US-Majors olduğunu belirterek, Kültür Bakanlığı’na, arz ve talep azalmasına karşı önlem alma çağrısında bulunuldu. Bu yüzden Nicolas Bideau Solothurn Film Günleri esnasında film branşında çalışan temsilciler ile görüşmeler yapacak. BAK, 2005 senesinde dijital kamera koDeutsche Zusammnenfassung Seit 1999 wird der Durchbruch des Digital Cinema prognostiziert. Jetzt wird ein neues Finanzierungsmodell die Einführung der teuren Technik erleichtern. Doch der vermeintliche Segen hat einen Haken. Engler hält das VPF-Modell für fair, weil so diejenigen die Ausrüstung bezahlen, die am meisten davon profitieren, nämlich die Verleiher. Denn digitale Kopien - auf Harddisc oder in Zukunft über Hochgeschwindigkeits-Kabel - kosten nur einen Bruchteil des Preises von herkömmlichen 35mm-Kopien, etwa 200 statt 1500 Franken. Die Kinobetre-
nusunda bir araştırma yapılmasını talep etmişti. Araştırmada, devletin dijital donanım için yardımda bulunması ve çeşitlilik olanaklarını arttırması bekleniyor. 371 iber zeigen sich laut Engler interessiert: In den nächsten beiden Jahren würden etwa 50 weitere Kinosäle neu ausgerüstet. Einen Haken hat die Sache dennoch: Das VPF-Modell verpflichtet die Kinos zu einer bestimmten Anzahl Filmstarts mit Produktionen der Major Studios. Bleiben sie darunter, müssen sie die Leasingfirma entschädigen. Das Bundesamt für Kultur (BAK) sei dringend aufgerufen, Vorkehrungen gegen Flurbereinigung und Angebotsverarmung zu treffen. Nicolas Bideau wird sich deshalb während der Solothurner Filmtage mit Branchenvertretern treffen.
Oscar’ın en güçlü adayları Hayatı geriye doğru yaşayan Button, şimdiden 2009 Oscar’ında en çok konuşulacak film.. 13 ayrı dalda Oscar’a aday gösterilen “The Curious Case of Benjamin Button” yetenekli oyunculardan oluşan kadrosunun yanında ilginç senaryosu ile de ilgileri üzerine çekmekte haklı görülebilecek ve şimdiden sinemafillerin unutmayacakları çalışmalar arasında yerini almaya başladı bile... Türk sinemaseverlerin yalnız Oscar değil, ülke dışında herhangi bir film organizasyonunda başarılarını görmeye alışkın olduğu Nuri Bilge Ceylan’ın filmi “Üç Maymun”, beklenilen Yabancı Film Dalı Ödülü’nün adayları arasında yer alamadı. 22. Şubat Pazar gecesi, 81.’si gerçekleşecek ve Oscar olarak bilinen ‘Akademi Ödülleri’ sahiplerini bulmuş olacak. Aday adayları arasında daha önce ilk dokuza giren Üç Maymun’un, Oscar’a aday olacak filmler arasında yer alabilmesi için, seçmenin ikinci aşaması olan ilk beş film arasında da yer alması gerekiyordu. Başrollerinde Brad Pitt’in oynadığı ve David Fincher’in yönettiği “The Curious Case of Benjamin Button” (Benjamin Button’un Tuhaf Hikayesi), en iyi erkek oyuncu, en iyi yönetmen, en iyi yardımcı kadın oyuncu ve en iyi uyarlama senaryo ödülleri de dahil toplam on üç dalda Oscar adayı olarak 2009’a damgasını vuracağa benziyor. Oscar adaylıklarında baş rolünü Brad Pitt’in oynadığı ve David Fincher’in yö-
nettiği film , 13 adaylıkla başı çekti. Hayatı geriye doğru yaşayan bir adamın hikayesinin anlatıldığı film, en iyi erkek oyuncu, en iyi yönetmen, en iyi yardımcı kadın oyuncu ve en iyi uyarlama senaryo da dahil olmak üzere bu seneki Oscar’ın en iddialı ismi olduğunu gösterdi. “Slumdog Millionaire”, Oscar’a aday diğer en iddialı yapım. Bu seneki Altın Küre’de en çok konuşulan film, on daldaki Oscar adaylığı ile üzerine ilgileri çekmeye devam edecek bir Hindistan yapımı. Hindistan’ın varoşlarında geçen ve bir bilgi yarışmasının konu edilip duygusal ve curcunalı anlatıldığı konu çok ilginç. Batman serisinin son filmi “Kara Şövalye” ve eşcinsel haklarını konu alan “Milk” de sekizer dalda aday oldu. Geçen sene ölen aktör Heath Ledger da, Batman’in baş düşmanı Joker rolündeki oyunculuğuyla yardımcı erkek oyuncu dalında ödüle aday gösterildi. Altın Küre ödüllerinde hem en iyi kadın oyuncu hem de en iyi yardımcı kadın oyuncu ödüllerini alan Kate Winslet, en iyi kadın oyuncu dalında Oscar adayları arasında. “Benjamin Button’un Tuhaf Hikayesi”nin yanı sıra “en iyi film” kategorisinde aday gösterilen diğer filmler “Frost/Nixon”, “Milk”, “The Reader” ve “Slumdog Millionaire” oldu. Batman serisinin son filmi “Kara Şövalye” ve eş cinsel haklarını konu alan “Milk” de sekizer dalda aday oldu. Başlıca kategorilerdeki Oscar adayları:
En iyi film: The Curious Case of Benjamin Button, Frost/Nixon, Milk, The Reader, Slumdog Millionaire. En iyi kadın oyuncu: Anne Hathaway (Rachel Getting Married), Angelina Jolie (Changeling), Melissa Leo (Frozen River), Meryl Streep (Doubt), Kate Winslet (The Reader). En iyi erkek oyuncu: Sean Penn (Milk), Brad Pitt (The Curious Case of Benjamin Button), Frank Langella (Frost/Nixon), Richard Jenkins (The Visitor), Mickey Rourke (The Wrestler). En iyi yardımcı kadın oyuncu: Amy Adams (Doubt), Penelope Cruz (Vicky Cristina Barcelona), Viola Davis (Doubt), Taraji P. Henson (The Curious Case of Benjamin Button), Marisa Tomei (The Wrestler). En iyi yardımcı erkek oyuncu: Josh Brolin (Milk), Robert Downey Jr. (Tropic Thunder), Philip Seymour Hoffman (Doubt), Heath Ledger (The Dark Knight), Michael Shannon (Revolutionary Road). En iyi yönetmen: David Fincher (The Curious Case of Benjamin Button), Ron Howard (Frost/ Nixon), Gus Van Sant (Milk), Stephen Daldry (The Reader), Danny Boyle (Slumdog Millionaire). En iyi yabancı film: The Baader Meinhof Complex (Almanya), The Class (Fransa), Departures (Japonya), Revanche (Avusturya), Waltz With Bashir (İsrail).
PUSULA MEDIACOM DURMUS AG’ NİN KATKILARIYLA HAZIRLANMIŞTIR - Nr. 015 - Februar 2009 - www.pusulaswiss.ch
En iyi uyarlanmış senaryo: Eric Roth and Robin Swicord (The Curious Case of Benjamin Button), John Patrick Shanley (Doubt), Peter Morgan (Frost/Nixon), David Hare (The Reader), Simon Beaufoy (Slumdog Millionaire). En iyi özgün senaryo: Courtney Hunt (Frozen River), Mike Leigh (Happy-Go-Lucky), Martin McDonagh (In Bruges), Dustin Lance Black (Milk), Andrew Stanton, Jim Reardon and Pete Docter (WALL-E) Uzun metrajlı animasyon: Bolt, Kung Fu Panda, WALL-E. Uzun metrajlı belgesel: The Betrayal (Nerakhoon), Encounters at the End of the World, The Garden, Man on Wire, Trouble the Water. 406
39
Çocuğumuza cinselliği nasıl anlatırız? Cinsellik, sadece bedenle ilgili değildir. Cinsellikle birlikte ona sevgiyi de anlatın. Hazırlayan: Nurcan Durmuş Her anne-baba o malum soruyla er ya da geç karşılasacağını bilir. “Bebekler nereden gelir?“ Yine de pek çoğu bu soruyla karşılaştığında hep hazırlıksız yakalanır. Eğer çocuğunuzun sağlıklı bir cinsel yaşamı olmasını istiyorsanız, sorularını onun anlayacağı bir dille ve doğru olarak anlatmalısınız. “Çocuğumuzla Cinsellik Hakkında Nasıl Konuşalım“ kitabının yazarı Prof. Dr.Bengi Semerci, çocuklarla cinsellik konuşmanın önemli kuralları olduğunun altını çiziyor. “Hangi yaşta olurlarsa olsunlar, çocuklarla konuşurken bazı önemli noktaları bilmek gerekir. Çocuğun yaşına ve gelişim dönemine göre konuşmalarımızın, zamanlamasını ve içeriğini ayarlamalıyız. Ancak en temel kural, kendi çocuğumuzu tanımamız gerektiğidir. Onunla cinsellikten konuşurken, onun her hangi bir çocuk değil, sizin çocuğunuz olduğunu hatırlayın.“ Hangi yaşta ne söylemeli? 2-3 yaş: Bu yaşta çocuğunuza “penis“ ve “vajina“ gibi kelimeleri öğretebilirsiniz. 3-4 yaş: “Bebekler nereden gelir?“ sorusu çocuklar için bir merak konusu olmaya bu yaş aralığında başlar. Bu yaşta çocuğunuza vereceğiniz cevap, ayrıntılardan arınmış olmalıdır. “Bir süre karnımın içindeki rahim denen yerde yaşadın ve büyüdüğünde de doğdun.“ 4-5 yaş: Çocuklar için ayrıntılar önemli hale geldiğinde yeni bir soru gelir karşınıza: “Bebekler nasıl doğar?“ Cevabınız yine çocuğunuzu tatmin edebilecek ölçüde açıklayıcı; ama kafasını karıştırmayacak şekilde sade olmalıdır: “Doğmaya hazır olduğunda, rahim kasılarak seni vajinaya doğru itmeye başladı ve doğdun!“ 5-6 yaş: Çocuklar bu yaşta bir bebeğin annesi ve babası tarafından ortak bir şekilde yapıldığını bilir. Merak ettikleri, bu ortaklığın nasıl sağlandığıdır. Çocuğunuza verebileceğiniz en açıklayıcı cümle şöyle olmalıdır: “Babanın içinde bulunan spermle annenin içinde bulunan yumurta birleşince bebek oluşmaya başlar.“ 6-7 yaş: Cinsel münasebetin çocuğa en temel şekilde anlatılmasının ideal olduğu yaş aralığıdır. Şöyle diyebiliriz: “Doğa (ya da Tanrı), insanı kadın ve erkek olarak iki şekilde yarattı. Yarattığı kadının ve erkeğin vücutlarını tıpkı bir yapbozun parçaları gibi birbirine tam uyum sağlayacak şekilde tasarladı. Yapbozun parçaları, yani penis
ve vajina birleştiğinde, spermler tıpkı kurbağanın yeni doğan yavruları gibi yüzerek kadının rahmi içindeki yumurtanın içine girer ve bebek oluşmaya başlar. “Bu noktada, çocuğunuza seks ve ilişki kelimeleri hakkında ne bildiğini sorun. Her iki kelimenin de iki insan arasındaki aşkı ve sevgiyi gösterdiğini söyleyin. 8-9 yaş: Çocuğunuz bu yaşta televizyon, dergi ve gazetelerden ya da arkadaşlarından seksle ilgili pek çok şey duyacak ve bu konu ilgisini daha çok çekmeye başlayacaktır. Ve muhtemelen duyduğu ya da gördüğü konulardan bazıları, sizin ona seksi açıklarken kullandığınız “sevgi ve aşk“ kavramlarıyla ters düşecektir. Çocuğunuzun bu noktada kafasının karışmasını önlemek ve onu psikolojik olarak etkileyebilecek detaylardan korumak için, kötü de olsa bazı gerçekleri sizden duymasını sağlayın. Seksin iki insanın birbirine duydukları sevgiyi yaşamanın yollarından biri olduğunu; ama kimi zaman bunun tecavüz gibi eylemlerle kötüye kullanıldığını ve bunun yanlış olduğunu ona anlatın. 9-11 yaş: Ergenlik çağına girişin erken dönemleri olan bu yaşlarda, çocukların bedenleri değişmeye başlar. Dolayısıyla bu yaştan itibaren çocuğunuzla seks konusunu, eğitici olmanın ötesinde farklı başlıklarıyla tartışmaya başlamaya hazır olmanız gerekir. 12 yaş: Bu yaştan itibaren çocuklar, cinsellikle ilgili ahlaki değerlerini oturtmaya başlar. Bu noktada çocuğunuzun bocaladığı her durumda onun yanında yer almanız büyük önem taşır. Çocuklarla Cinsellik Önemli Kuralları:
Konuşmanın
dirgeyin. Açıklamayı yaparken çocuğun yaşını düşünün. Çocuklar cevaplarını istedikleri soruları sorar. Onlara sorduklarından fazla şey söylemenize gerek yoktur.
laştığınız olaylar, sizin için konuşma fırsatı olabilir. Örneğin hamile bir arkadaşınız varsa bu, çocuğunuza bebeklerin nereden geldiklerini anlatabilmek için bir fırsattır.
*Çocuğunuza dokunmanın türlerini anlatın. Çocuk, dokunmanın hoş bir davranış olduğunu bilmelidir. Ama size ve arkadaşlarına ne şekilde dokunmasının uygun olacağını öğrenmelidir.
*Cinselliği tanımalarına yardımcı olun. Okul öncesi dönemden itibaren çocukların cinsellik oyunları, mastürbasyon davranışları ya da bunun gibi kendi cinselliğini tanımasına hizmet eden soruları utandırılmadan, korkutulmadan, eleştirilmeden ve net bir şekilde cevaplandırılmalıdır. Soruları olay haline getirmeyin. Şaşırmış ve şok olmuş gibi davranmayın. Onlarla küçükken de cinsellik hakkında konuşun ki, ergenliklerinde sizinle cinsellik ve duyguları hakkında konuşsunlar.
*İnandıklarınızı ve düşündüklerinizi çocuğunuza öğretin. Çocuklar değerleri erken yaşta öğrenir. Kadınların ve erkeklerin birbirlerine nasıl davranmaları gerektiğini anlatın. Kendi düşüncelerinizi onunla paylaşın. Fakat aynı zamanda, ona kendi düşüncelerini oluşturması için zaman yaratın. *Soruyu tam anlayın. Çocuğunuz bir soru sorduğunda hemen uzun bir konuşmaya başlamayın. Onun sorusuna bir soruyla karşılık verin: “Bebekler nasıl olur derken, nasıl dünyaya gelir demek mi istiyorsun; yoksa bebekler nasıl oluşur onu mu öğrenmek istiyorsun?“ şeklinde sorabilirsiniz. *Soruları yargılamayın. Çocuğunuzun gerçeği ararken kafası karışır. Siz onun en güvenilir kaynağı olmalısınız. Sorularını destekleyin, başka soruları olduğunda da sorması konusunda yüreklendirin. *Mahremiyeti öğretin. Çocuğunuzun insanların özel zamanlara ihtiyaç duyduğunu anlamasını sağlayın. Kapınız kapalı olduğunda girmeden önce vurması gerektiğini öğretin. Siz de onun kapısı kapalıyken aynısını yapın.
*Cinsellik sadece bedenle ilgili değildir. Cinsellikle birlikte ona sevgiyi de anlatın
*Cinsel organlarının isimlerini değiştirmeden biyolojik isimleriyle kullanın. Çocuk söyleyebildikten sonra cinsel organlara isim takmak anlamsızdır. Bu nedenle 3 yaşından sonra ebeveynler, doğru anatomik isimleri kullanmalıdır.
*Cevaplarınızı olabildiğince basite in-
*Konuşma fırsatlarını kullanın. Karşı-
*Onlarla gizliliği konuşun. Çocuklar sınırları bilmeye ihtiyaç duyar. Nerede çıplak, nerede giyinik olabileceklerini bilmelidirler. Küvette çıplak olabileceklerini, ama okulda ya da mağazada giyinik olmaları gerektiğini bilmelidirler. *Cinselliği konuşmaya erken başlayın. Küçük çocuğunuza burnunun, ağzının yerini öğretirken “Bu senin penisin,“ ya da “Bu senin vajinan,“ şeklinde cinsel organların da yerini öğretin. Büyüdükçe üzerine bilgi eklemeniz kolaylaşır. *Bir sonraki dönemi açıklayın. Çocuklar vücutları hızla değiştikçe kaygılanır. Bu yüzden onları bekleyen değişiklikler hakkında konuşmak, gelecek dönemi güvenli bir biçimde beklemelerine yardımcı olacaktır. *Ergen olduğunu fark edin. Cinsellik eğitimi verilirken atlanmaması gereken konulardan biri, kişinin cinsel olarak aktif olmasıyla yaşanabilecek sıkıntılardır. Cinsel yolla bulaşan sıkıntılar, duygusal sıkıntılar, istenmeyen gebelikler bunlardan bazılarıdır. Ergenlik döneminde bu konular hakkında mutlaka-korkutucu ve kaygı verici olmadan- çocuğunuzu bilinçlendirmelisiniz. 422
PUSULA MEDIACOM DURMUS AG’ NİN KATKILARIYLA HAZIRLANMIŞTIR - Nr. 015 - Februar 2009 - www.pusulaswiss.ch
40
KÜLTÜR VE SANAT
Oyalı da Yazma Başında... ( 2 ) Baş örtüsünden, baş süslemesinden söz edip de oyaları ihmal etmek mümkün mü? Örtülerin kenarlarını süsleyen, güzelliğe güzellik katan oyalar, Avrupa dillerine “Türk danteli” olarak geçmiştir. Hazırlayan: Yeter Tanrıkulu Oyaların 12. yüzyılda Yunanistan’a, oradan İtalya yoluyla Avrupa’ya yayıldığı sanılıyor ve oyaların Anadolu’daki tarihinin 8. yüzyıla kadar gittiği tahmin ediliyor. Oya işleme teknikleri Oyalar değişik tekniklerle işlenmektedir. İğne oyalarını daha çok saraylı kadınlar yapıyorlardı ve ipek iplik kullanıyorlardı. Bu çok zarif ve ince ince oyalarla baş örtülerinin kenarları süslenir. Tığ oyaları, tek tığla dantel olarak örülür, iğne oyasına göre daha kalın iplik kullanılır. Boncuk oyaları da tığla işlenir ve ipe dizilen boncuklarla eşsiz güzellikler yaratılır. Mekik oyası daha çok köy ve kasabalarda bilinir. Eskiden kemikten, günümüzde ise plastik de olmak üzere değişik maddelerden üretilen küçük bir mekikle yapılır. Çatal oyası ya da firkete oyası denilen teknikte uzun bir U şeklinde bükülmüş metal bir çubuk ve tığ kullanılır. Son yıllarda köylerde yaygınlaşan Çaput oyalarından amaç, kıt ekonomik koşullarda elde olan her şeyi değerlendirmektir. Koza oyalarında ise ana malzeme kozalardır. Koza ve ipekle hazırlanan motifler daha önceden belirlenen yerlerine iğne ya da tığ yardımı ile dikilir. Yukarıda kısaca anlatılan tekniklerle hazırlanan oyalar baş örtülerinin etrafını çok zengin, çok değişik motiflerle süsler. Bu süslemelerde boncuklar, renkli iplikler ve daha bir çok malzeme kullanılır. Eskiden adına pul denilen minik, ortası delik, paslanmaz parlak metal tabakalar da kullanılıyordu ve pul çok bulunan bir şey olmadığı için, pullu örtü taşıyanlar biraz da kıskanılıyordu. Eskiden kokulu bitki tohumları da örtülerin kenarlarını süslemekte kullanılıyordu. Karanfil bunlardan en yaygın olanı idi. Bu tür bitki tohumları ile kötülükler, hastalıklar önlenmek isteniyordu. Örtülerin etrafına işlenen motifler daha çok çiçeklerdir. Çiçekler, insanın doğa ile ilişkisini gösteren sembollerdi. Oyaların dili Baş örtülerini süsleyen oyaların iletişimde değişik anlamları vardı ve halen de vardır. Eskiden gelinler aile bü-
yüklerinin yanında konuşamazlardı. O nedenle de isteklerini, düşüncelerini, umutlarını, umutsuzluklarını sembollerle ifade ederlerdi. Bu sembollerden en yaygın olanı da baş örtüsü ve kenarına işlenen motifler idi: Kimi bölgelerde yeni evlenen genç kız, kına gecesinde kaynanasına etrafı diken motifleri ile oyalanmış yazma hediye eder. Yazmanın arasına da şeker koyar. Bununla kaynanasına “bana çakırdikeni gibi batma, şeker gibi tatlı ol” der. Bazı yörelerde gelin kızlar kaynanalarına çayır çimen çicek oyaları yollarsa, aralarının iyi olduğuna işaretti, yok mezar taşı ise aradaki soğukluğun derin olduğu ifade edilirdi. Adına “kıllı kurt“ denilen oya da aranın soğukluğuna işaretti. Yeni gelin başına gül oyası ile süslü örtü takardı. Erkeği gurbete gitmişse, yaban gülü oyası idi tercihi. Kocası ile arası iyi olmayan kadın, başına biber oyası ile çevrelenmiş yemenisini bağlardı. Yaşı kırka gelen kadınlar boynu bükük lale çiçeğini kullanırlardı. Sarı nergis oyası kadının umutsuz aşkını sembolize ederdi. Çınar yaprağı oyası uzun ömür dileğini belirtir. Portakal çiçeği oyalarda yaygın olarak kullanılır ve doğumu, ölümü, gençliği, olgunluğu, ümidi, maziyi bir arada ifade eder. Neden dersiniz? Doğa ile iç içe yaşayan insanlar dikkat etmişler ve görmüşler ki portakal çiçeği çok güzel kokusunun yanında olgunlaşmış meyve ile aynı dalda olan tek çiçek. Öyleyse bunun bir hikmeti olmalı, yani bütün yukarıda anlatılan simgeleri aynı anda ifade ediyor olmalı demiş ve böylesine güzel bir çiçeği “başına taç etmiş”. Kavgacı, geçimsiz insanları zilli masa oyasından daha iyi hangi sembol anlatabilir? Eğer bir kadın mutlu olamamış ve ayrılmışsa kocasından, bunu başına taktığı çarkıfelek isimli oya ile duyuruyor etrafına, “bakın feleğin çarkından geçtim” diyerek.
Kütüle oyası, gelin tarafından görümceye hediye ediliyor ve “aramız iyi olsun” dileği ifade ediliyor.
Elma çiçeği baharı ifade eder, bebek bekleyen gelinin “mektubu” olurdu çevresine.
Sümbül oyası ise umudu, aşkı, bekâreti ifade ediyordu. Aşık bir kızın seçtiği oya motifi mor sümbül idi. Sevdiği ile evlenen genç kız mutluluğunu pembe sümbül ve badem çiçeği oyaları ile etrafına “ilan ederdi”.
Asker oya, eşleri ya da çocukları askerde olan anne ya da eşlerin kullandığı iletişim yolu idi.
Kaynana dırdırından bıkmış gelin ise duygularını kaynana dili oyası ile aktarmıştır.
İnsanlar sevgilerini, hayranlıklarını, şaşkınlıklarını, sosyal olayları da oyalarına işlemişlerdir. Oyaların adlarından bunu anlamak çok kolay. İste birkaç örnek: Türkan Şoray Kirpiği, Hanım Çantası, Paşa Yıldızı, Zeki Müren Kirpiği, Ecevit Kirpiği, Kaymakam Gülü, Atatürk Çiçeği, Gelin Güvey Oyası, Japon Gülü, Bekâr Biti, Sarhoş Bacağı, Çoban Kızı, Elti Eltiye Küstü, Hanım Köleye Sarıldı, Köle Hanıma Sarıldı, Garip Yuvası, Topal Kız, Çoban Biti. 379
Üzüm oyası Ege yöresinde yaygındı ve ömür boyu bağlılığı simgelerdi. Sarmaşık oya ile gelin, kayınvalidesini sevdiğini anlatırdı. Genevir oya iki renkle yapılırdı ve ağırbaşlılığı sembolize eder, aynı zamanda, duruma göre davranılacağını ifade ederdi.
Karanfil oya, güzelliği, memnuniyeti ifade ederdi.
Bize sormadan Reklam kararı vermeyin! Pusula Gazetesine Reklam Verenler Kazanıyor!
Reklam ve İlan Telefonumuz 076 342 90 91 PUSULA MEDIACOM DURMUS AG’ NİN KATKILARIYLA HAZIRLANMIŞTIR - Nr. 015 - Februar 2009 - www.pusulaswiss.ch
Tarih, Kültür, Sanat, Lezzet, Moda ve Eğlence Sizleri Bekliyor
Fiyatlarımız 01.12.2008 ile 31.03.2009 tarihleri arasında geçerlidir. 22.12.2008 ile 06.01.2009 tarihleri arasında yüksek sezon fiyatları uygulanacaktır. Ücretlere THY ucuşu, Havaalanı vergileri, Otel konaklama ve kahvaltı dahildir.
Golden Crown 3* 3 gece CHF
449.-
Santa Sophia 3* 3 gece CHF
449.-
goldencrownhotel.com
santasophia.com
Antea Hotel 3*
Arcadia Hotel 4*
3 gece CHF
449.-
anteahotel.com
Richmonds Hotel 4* 3 gece CHF
599.-
richmondhotels.com.tr
3 gece CHF
549.-
hotelarcadiaistanbul.com
Swiss Hotel 5* 3 gece CHF
www.istanbul.com
938.-
swisshotel.com.tr
THY yetkili satış acentası
Fiyatlarımız Çift kişilik Oda’da tek kişi için geçerlidir.
Rezervasyon: Tel.: 044 454 81 81 - ZH Havalimanı Tel.: 043 816 50 85 - info@vatan.ch
PUSULA MEDIACOM DURMUS AG’ NİN KATKILARIYLA HAZIRLANMIŞTIR - Nr. 015 - Februar 2009 - www.pusulaswiss.ch
İstanbul`u Keşfedin!
42
RÖPORTAJ
Sağlık ve Huzur ile Hoş Geldin 2009
Hazırlayan: Kader Turgay
Yeni bir yılda, yepyeni umutlarla, merhaba değerli okurlar... Hüzünleriyle, sevinçleriyle 2008’i geride bıraktığımız bu ilk aylarda, sizlere en iyi hizmeti sunabilmek için, ga-
zeteniz Pusula hız kesmeden çalışmalarına devam etmektedir. Her ay olduğu gibi bu ay da vatandaşlarımıza güncel bir konuda soru sorduk...
İsviçre’de yaşayan vatandaşlarımıza 2008’i nasıl geride bıraktıklarını ve yeni yıldan beklentilerini sorduk. Sorularımıza yanıt veren bütün okurlarımıza gazetemiz aracılığıyla tekrar te-
şekkür ediyoruz. Bütün okurlarımızın dileklerinin kabul olmasını, sağlıklı, huzurlu, başarılı ve bol kazançlı mutlu bir yıl geçirmenizi diliyoruz. 420
Selçuk Şevik: 2008 çok hızlı ve çok güzel geçti. Geride kalan bu yılın en mutlu karesi, kanser olan eniştemin iyileşmesi oldu. Bu anlamda 2008 unutamayacağımız bir yıl oldu. Şimdi yine önümüzde koskoca bir yıl var. 2009’dan öncelikle sağlık, hasta olanların iyileşmesi umuduyla, bol kazanç diliyorum. 2009’dan beklentim, özellikle Fenerbahçe’nin şampiyon olması. Son olarak vizenin kalkmasının çok iyi olduğunu söylemek istiyorum. Artık diğer ülkelere rahatça seyahat edebileceğiz.
Kerime Asurav: 2008, başlangıç olarak kötü geçti. Kardeşlerimin burada büyük bir kavgaya karışması, 2008’in kötü başlamasına neden olmuştu. 2008’den hatır layac a ğım diğer bir konu da, Avusturyalı bir babanın kızını yıllarca kilere hapsetmesi. Bu olay beni kötü etkilemişti. Aile içinde bir kaybımız olmadı çok şükür. Yeni yıldan beklentim, savaşların bir an önce son bulması ve çocukların artık ölmemesi. Gençlerin madde bağımlılarından uzak durması. Mutlu, sağlıklı bir yıl geçirmek ümidiyle.
Nevin Şahin: Geçtiğimiz yıl kişisel olarak ailemizde acı bir kayıp olmadı. Çocuğumun ilk yaşına girdiği bir yıldı. Dünya adına ise savaşın devam ettiği bir yıl olması, son derece üzücüydü. Ailemden uzak geçirdiğim bir yıldı. Türkiye’ye gidemedim. Yeni yılın, savaşsız, sömürüsüz bir dünya getirmesini diliyorum. Kişisel olarak özel bir beklentim yok yeni yıldan. Ailemle sağlıklı ve mutlu bir yıl geçirmek istiyorum. Son olarak, tüm dünya adına çocukların ölmediği, açlığın yoksulluğun ortadan kalktığı, dünya barışının sağlandığı bir yıl olmasını diliyorum.
Sinan Aslan: Geçtiğimiz yıl benim için çok hareketli geçti açıkçası. Eylül ayında evlenip İsviçre’ye geldim. Evlilikle noktaladığım 2008 yılı güzel geçti ve eşimle çok mutluyuz. Dilerim bu mutluluğum 2009’da eşimle ve dünyaya gelecek olan bebeğimizle devam eder. İş hayatımda da, Türkiye’de yakaladığım başarılı kariyer hayatımın bu ülkede de devam etmesini diliyorum. 2009 yılı içinde tüm Avrupalı Türklere, iş ve aile hayatında başarılar dilerim.
Hüseyin Yılmaz: 2008 yılı iş hayatım açısından çok yoğun geçti. Aralıksız çalıştık. 2008’in son dört ayında işsizlik oranında %2’lik bir artış olmasının 2009’u nasıl etkileyeceği şimdiden merak konusu oldu açıkçası. Umarız bu işsizlik sorunu yeni yılda bir an önce ortadan kalkar. Ayrıca Schengen vizesi ile sınırda geçiş hakkı tanınmasıyla Fransa ve Almanya’ya seyahatler yaptım. 2009’dan tek beklentim şu: çocuklarım Türkiye’de onları buraya getirmek istiyorum.
Tülay Kurmuş: 2008 benim için güzel bir yıl oldu. İlk beş ayını çalışarak geçirdim. Son dört ayı hamileliğim nedeniyle evdeydim. Dünyalar güzeli bir kızım oldu. Eşimle birlikte bütün dünyamız değişti. Yeni bir yıla anne olarak girdim. Bebeğimi sağlıklı bir şekilde büyütmek istiyorum. Türk kültürüne ağırlık verilip İsviçre’de önemli adımlar atılmasını istiyoruz. Yabancılara tanınan hakların daha geniş kapsamda tutulması ve yasaların esnekleşmesi yeni yıldan dilediğim şeyler.
Serkan Yemişçi: 2008 iş hayatım açısından çok iyi geçti. İş yerinde sene sonunda istediğim başarılara ulaştım. Sonbaharda Lu ze r n’d e ekonomi üzerine üniversiteye başladım. 2008’in en negatif olayı, sanırım dünya çapında ekonominin çökmesi ve bu sebepten çoğu ülkenin her konuda çok zor zamanlar geçirmeleri oldu. 2009’dan beklentim umarım okulum, işim şimdiye kadar gittiği gibi iyi gider. İsviçre’de halk oyunlarına verilen önem maalesef istediğimiz düzeye ulaşmadı, umarım bu yeni yılda ailelerin de desteğiyle katılımı büyütmek ve toplumda müthiş bir ortam kurmak istiyoruz. Son olarak herkesin kendi kültürüne ve kendi düşüncelerine, hedeflerine sahip çıkmasını dilediğimi söyleyebilirim. Yeni yılda herkese sağlık ve mutluluk diliyorum.
Nihal Meletlioğlu: 2008 senesi benim için çok önemli bir yıldı. Öğrenciliğimin son senesiydi. Diplomamı alabilecek miydim? Bu arada, çok sevdiğim folklor eğitmenliğini de bırakamadım. Yaza doğru sınavlarım başlamıştı ve bir kaç ay sonra hayatımı değiştirecek her şey belli olacaktı. Yaz tatilimi nasıl bir ruh haliyle geçireceğim sınavlarımın sonuçlarına bağlıydı. Ve beklenen gün gelmiş, diplomamı elime alabilmiştim. Diğer sevindirici bir olay da çalıştığım firmadan yapılan iş teklifiydi. Bu iki sevinçli haber, yaz tatilimin güzel geçmesini sağladı. Ağustos ortasında işe başladım ve işimden çok memnunum. 2009 senesi içinde mesleğim için gerekli olan İngilizce’yi öğrenebilmek için 6 aylığına Avusturya’ya gitmek istiyorum. Herkese sağlık mutluluk ve bol kazançlı bir yıl dilerim.
Esma Köksal: 2008’ de ikinci kızım dünyaya geldi. Çok mutluyuz. Geçtiğimiz yıl çalışmayıp evde kızlarımla ilgilendim. 2009 yılından beklentim, öncelikle dünya barışının sağlanması, insanlığın savaşların kalkmasıyla birlikte huzura kavuşması. Kızlarımla ve eşimle birlikte mutluluğumuzun devam etmesi temennimiz. Halil Yılmaz: Aslında geriye dönüp bakıldığı zaman 2008 çok çabuk geçti. Son aylarında okul hayatımda istediğim başarıya ulaştım. Yaz tatilinde bir yere gidemediğim için üzüldüm; ama önemli olan sanırım öncelikle iş ve işlerimde biraz değişiklikler oldu. 2009 benim için çok önemli. Çünkü 5. ve 6. aylarda sınavım var ve umarım başarılı olurum. Bir an önce diplomamı alarak mesleğime başlamak istiyorum. Mesleğime başlayınca, bir araba almayı çok istiyorum. Umarım 2009 benim yılım olur. Canan Ayyıldız: 2008, zorlukların üst üste geldiği bir yıl oldu. Zamanın ilk kez bu kadar çabuk aktığını hissettim. Sanırım bunda, eğitimimle birlikte çalışmamın da çok etkisi oldu. 2008 içerisinde okul ve iş dışında başka önemli bir değişiklik olmadı hayatımda ve yeni yıl başlangıç olarak şu an çok iyi gidiyor. Okul hayatımda başarılı bir yıl geçirmeyi umut ediyorum.
PUSULA MEDIACOM DURMUS AG’ NİN KATKILARIYLA HAZIRLANMIŞTIR - Nr. 015 - Februar 2009 - www.pusulaswiss.ch
Münir Görür: 2008 yılı benim için rahat bir yıldı. İsviçre’de henüz çok yeniyim. Buraya alışmaya çalışıyorum. Şuan da Almanca öğreniyorum. Dil problemim olduğu için otomatikten işsizlik kaçınılmaz oluyor. Ama en önemlisi çok sevdiğim insanla hayatımı birleştirip İsviçre’ye geldim. Bu anlamda çok mutluyum. Yeni bir seneden beklentim eşimle mutlu, huzurlu bir yaşam sürmek. Bir oğlum olmasını çok istiyorum. Umarım bir an önce bir işim olur ve ben de çalışma hayatına çok geçmeden başlayabilirim. Türkiye’deki aileme de sağlık, mutluluk diliyorum. Talay Sarı: 2008 yılında yeni bir işe başladım. Şuan için iş hayatım çok iyi gidiyor. Ama yeni yıla çok kötü bir kaza yaparak başladım. İçinde bulunduğum araba şuan kullanılamayacak durumda ve benim o arabadan kurtulabilmem bir mucize. Çok şükür ki sağlıklıyım ve nefes alabiliyorum. Önemli olan bu bence. Yeni yıldan kesinlikle sağlık diliyorum. Sağlığınız yerinde olursa eğer, istediğinizi yapabilme şansınız var.
YAZARLAR
43
Kafka’ya Eldivenle Dokunmak
“İsrail'in başkenti Tel Aviv'de, 20. Yüzyıl edebiyatının en önemli figürlerinden Franz Kafka'ya ait olabileceği iddia edilen metinler ortaya çıktı.” haberi günlük gazetelerde yer aldığında 125. yaşını beklemiş Kafka’ya, silik bir ıslığı işitir gibi kulak kabartmak mümkün olmayacaktı. Yılmaz AKAN Franz Kafka, okuyanı pelerinleri arasına alıp yaşama korkusundan saklayıp korumayı aklına koymuş; ama bir türlü öncü olmayı başaramamış yazar. Yazdıkları doğmaya her an hazır bir tehlikeyi haber veren, ama tek haber vermekle yetinen, başkasını yapmaya gücü yetmeyen, öncü. Franz Kafka umutsuzluğun, karamsarlığın ve içte sonsuzcasına yaşatılan çökmüşlüğün yazarı, hani şu Prag şehri mimarisinden yayılan korkuya benzer olarak gri yazmaya zorunlu kalmış yazar. Franz Kafka ölümün aniliği korkusunu sonuna kadar yazarak bu korkuya kapılacak okuyucularını henüz yolun başındayken uyarır ve korkunun tüm yönleriyle tanınmasını sağlayarak okuyanına kaçış olanaklarını gösterir. Dava, Şato, Taşrada Düğün Hazırlıkla-
rı, Milena'ya Mektuplar hatta Günce'ler Kafka'nın edebi yaratısının her noktasına çaresiz dokunan; 'her şeyi gördüm ve her şey o kadar gri ve boğucu ki' ; ama 'bunlardan çıkışı olanaklı kılacak çarelerden de o kadar yoksunum!' hani 'tek göstermek ve dikkatleri bunların üzerlerine toplamaktı amacım' diye tırnaklanabilecek ve/ya da bir tırmık gibi bakanın/okuyanın bilincine saplanıp kalacak ve sonsuzcasına acıya dönüşecek ürkek bir bakışı anlatırlar. Kafka'yı kimin nasıl anlattığı hiç önemli değil, Milena'ya Mektuplar'ın da sırf sevi yazıları olduğu için yoğun bir duygudaşlıkla yazılmış oldukları da önemli değil, Kafka'nın her sözcüğüne her cümlesine her parçasına sinmiş umutsuzluk kokusunun okuyanın burunlarından nasıl geçip ciğerlerinde bir vereme - onun ki kadar öldürücü olmayan bir verem bu - yol açtığı ve bunun tedavi yöntemlerinin olanaksız olduğu önemli, tek bu önemli, Kafka'yı Kristeva ve/ya da Deleuze ve ya bir başkası nasıl okumuş bizi hiç mi hiç ilgilendirmez. Kafka'nın çok yönlü okunabileceğinin lütfen-çünkü ben de farkındayım, ama Kafka'yı her okuyanın sadece kendine batırmak zorunda kalacağı ve içinde durmadan büyütüp besleyeceği bir bakışının olduğunu ve bu bakışın herkeste tekçil olmak zorunda olduğunu söylemeye çalışıyorum ve durmadan bunu kendime de hatırlatıyorum. Kafka’nın arzu ettiği tuhaf ve yerleşik tedirginlik dolu düzen içinde sözcelemeden – énonciation – önce son bir defa durup ciddileşip onunla geçerliliği isteğe bağlı -olsun - bir sanat tanımın-
da bulunalım ve Kafka ile birlikte şöyle diyelim: “Sanat, bir pervane gibi Gerçek’in çevresinde dolanıp durur, ama hiçbir tarafını yakmamayı kesinlikle kafasına koymuştur. Karanlık boşlukta ışık kaynağından gelen ışınları gereği gibi yakalayabilecek bir yer bulmak, ışık kaynağını önceden tanımaksızın bunu yapabilmek gibi bir yetenekle donatılmıştır.” Sanat yapıtı olan şeyin o istese de istemese de siyasal olması kaçınılmazdır; ama hangi sanat için bu saptama yapılmalı bunun açığa çıkarılması gerekir. Sözceleyen öznenin, sözceyi hedefine vardırtacak ve onun nedeni olacak, ama çıkış noktası olarak sonucu da olacak sözcelem öznesini ideolize etmeye ve/ya da onu öyle görmeye hakkı yoktur. İdeolojik varsayımlı şaşkın teolojik açıklamalarda bulunmaya girişme burada kapı dışarı edilmiştir. Sanat yapıtı olan şeyle olmayanı birbirinden ayırma güçlüğü burada kendini gösterir. Sözceleyen öznenin kendini kolektifde eritmeye çalıştığı bu tür sanatın siyasal olmak zorunda olduğu, dahası siyasal-ortaya-koyuş güdüsünden gücünü aldığı için siyasalı zatenlütfen içermiş bulunduğu ortadadır. Sözceleyen öznenin ortadan kalktığı Kafka metinlerinde bir protokol havası kendini okuyanın te(i)ninde hemen duyumsatır. Bu duyumsama her ne yoldan gerçekleşirse gerçekleşsin yok-sözcelem-özne’yi boyunduruğu altına alır - Şarkıcı Josefine ya da Fare
Ulusu’nda da bu böyledir – ve bundan kaçış mümkün değildir, hani bu olanağın sonsuza değin yitirildiği de söylenebilir. Yazarı ortadan kalkan ve/ya da ‘yazarına başkaldıran roman kahramanları’ sanat yapıtı için sözceleyen öznenin ya da sözcelem öznelerin nesneye dönüşmesini anlatır. ‘Şarkıcı Josefine ya da Fare Ulusu’ndaki ıslık, sözü kimsenin duymayı kendinde yeter bir görev görmeyeceği bir yoldan çalınır. Yazarını yitiren hikayeler ortak bilinçdışına işaret eder.. Franz Kafka'nın yaratısı için söylenecekleri tüketmezden önce yazın'ın ne olduğunu tartışıya açmak istiyorum. Yazın nedir? Kurmaca olan ile gerçek olan arasında ayrım çizgileri var mı? Şimdinin ve/ya da daha önceki bir zamanın kurmacası olan sonraki ve/ ya da şimdiki gerçekliği temsil edebilir mi? Yazın açısından gerçek nedir? Gerçeği bilip tanımak isteyenin yazın dışında sanatın diğer alanlarından yararlanması mümkün müdür? Sözceleyen kişinin hem özne hem nesne olabilmesi yazın dışındaki hangi sanat ile açıklığa kavuşturulabilir? Sanat nedir? Yontu bir sanat mı? Kafka'nın 'Şato' yapıtı yontu için bir sanat gereci olabilir mi? Sözcelenenin mimari yapısı sözcüksel yapının benzerlik olanaklarını verir mi? 'Yuva' öyküsü, 'mimariye giriş' ders kitabı olarak okutulursa; günümüzün yapı inşaa biçimleri nasıl bir farklılık gösterir? (gösterir mi?) Yazın nedir? Sanat nedir? Mimari nedir? Hatta yaratım nedir? diye sorulmalıdır, yeni baştan. 427
Tek Göğüslü Nü Louvre’da Evelyn Satterlee beş yıl boyunca meme kanseriyle mücadele etti. Tedavisi süresince yaşadığı uzun kemoterapi seansları sonucunda bir memesini kaybetti. Hastalıktan kurtulan Evelyn Satterlee, hayatın yine de yaşanmaya değer olduğunu göstermek için, ressam arkadaşı Heath Rosselli’ye nü resmini yaptırdı. Rembrandt’ın aynı hastalık yüzünden öldüğü tahmin edilen metresinin nü resminin yanında sergilenecek olan Evelyn Satterlee tablosu Lourve’da şimdiye değin gerçekleşmemiş bir değişikliğin odağı oldu. “Bathsheba” tablosunun yanında sergilenecek olan Evelyn Satterlee’ın tek memeli nü resmi önümüzdeki aydan itibaren Louvre’da sergilenecek. Evelyn’in portresi, Rembrandt’ın ünlü Bathsheba adlı tablosunun yanında sergilenecek. Bu eserde Rembrandt’a modellik eden metresi Hendrickje Stoffels’in, göğüs kanseri nedeniyle öldüğü düşünülüyor.
Evelyn Satterlee, Güney Kore’de engellilere eğitim veriyordu. 1991 yılında yakalandığı meme kanseri, onu hayatın sürüp giden ve her vakit yaşanmaya değer olduğu duygusundan uzaklaştırmadı. Louvre Müzesi’nde, The Anatomy Lesson of Dr. Tulp Print (Dr. Tulp Print’in Anatomi Dersi) adlı tablosuyla tanınan Hollandalı ressam Rembrandt Harmenszoon van Rijn’in eserlerinin yanında sergilenecek tablosunu arkadaşına sipariş ederken kafasından geçirdiği; ‘engellilere öğretmenlik’ yaparken usundan uzaklaştırmayı asla düşünmediği ‘’Yine de Yaşam!’’ olduğu söylenebilir. Evelyn Satterlee, tablosunu yaptırarak, tek memesi ile de hala bütün ve güzel bir kadın olduğunu, tedavisi bittikten sonra ise sağlıklı ve mutlu bir kadın olduğunu ve ailesi ile eskisi gibi güleç yaşamaya devam ettiğini anlatmış.
Mastektomi hakkındaki bildik ön yargıları yıkacağa benzer bir gücü taşıyan tablonun, Louvre Müzesin’de yer alacak olması, kadının ‘güzelliği’ konulu estetik tartışmalara yeni açılımlar ge-
tirecektir. Louvre Müzesi yöneticilerinin devrim olarak niteledikleri bu değişikliğin hak ettiği etkiyi uyandırmasını diliyoruz. 339
PUSULA MEDIACOM DURMUS AG’ NİN KATKILARIYLA HAZIRLANMIŞTIR - Nr. 015 - Februar 2009 - www.pusulaswiss.ch
44
YEMEK TARİFELERİ
Karnabahar Sote Karnabahara bir şans verin ve bir de böyle deneyin diyoruz; ister bizim gibi yoğurtla birlikte ana yemek (ya da yardımcı yemek) olarak getirin sofraya, ister garnitür olarak.. Yanında kızarmış ev ekmeğiniz de varsa başka bir yemege ihtiyac yok. Malzemeler: - 1 orta boy karnabahar - 1 adet kuru soğan - 3-4 diş sarımsak - 2 adet kırmızı biber (yeşil de olur) - 1 adet orta boy havuç - 3 yemek kaşığı zeytinyağı - 1 tatlı kaşığı toz kırmızı biber - Arzuya göre tuz, pul biber, karabiber
Kabaklı Börek Malzemeler: - 4 adet yufka - 1/2 su bardağı sıvıyağ - 1 şişe maden suyu - 2 adet rendelenmiş kabak - 3 adet yumurta - 1 su bardağı rendelenmiş beyaz peynir - 1/2 demet maydanoz - 1/2 demet dereotu - Tuz, karabiber Kremalı Badem Çorbası
Yapılışı:
Yapılışı:
1. Karnabaharı kök kısımları da dahil olmak üzere ufak ufak doğrayın. Yıkayıp tel süzgece alın, üzerine kaynar su gezdirin. Bunun amacının karnabaharın bazen hoşa gitmeyen kokusunu almak olduğunu söyleyebiliriz, ama bu işlemi yapmayabilirsiniz de.
1. Öncelikle kabakları rendeleyin, suyunu iyice sıkarak bir kaba alın. İçine peynir, ince kıyılmış maydanoz ve dereotu, tuz ve karabiberi ekleyip harmanlayın.
2. Soğanı, sarımsakları, biberleri ve havucu küçük küçük doğrayın. Tümünü zeytinyağını ısıttığınız geniş bir tavaya alarak 5 dakika kadar soteleyin.
- 3 yemek kaşığı sıvıyağ - 2 yemek kaşığı un 3. Hazırladığınız böreği keskin bir bıçak yardımıyla - 3 yemek kaşığı badem tozu karelere bölün. Ben kare borcamda yaptım, 9 parça- - 4 su bardağı soğuk su ya böldüm. Daha sonra yumurtaları, soda ve sıvıyağı - 1 su bardağı süt (ya da krema) bir kabın içinde çırpıp böreğin üstüne gezdirin. - Tuz - Üzeri için bir parça tereyağı / sıvıyağ ve kırmızı 4. Böreğinizin güzel bir kıvama gelmesi için pişirme- toz biber den önce buzdolabında 1 saat bekletin . Daha sonra önceden ısıtılmış 200°C fırında güzelce kızarana Yapılışı: dek pişirin. Fırından alınca ilk sıcaklığının geçmesini bekleyip soğumadan servis edin. Kalan böreklerinizi 1. Tencereye sıvıyağı koyup ısıtın, unu ve badem servis etmeden önce tekrar fırında ısıtırsanız daha tozunu ekleyip kavurun. (Hafifçe kavrulmuş badem güzel olur. kokusu gelinceye kadar).
3. Karnabaharın kök kısımlarını tavaya ekleyip orta ateşte kavurmaya devam edin. Çiçek kısımları daha çabuk pişeceği için onları birkaç dakika sonra ekleyin. 4. Tüm sebzeler biraz yumuşadıktan sonra sonra tuz, kırmızı biber, acı severseniz pul biber serpip karıştırın, kapağını kapatın. Kısık ateşte pişirmeye devam edin. Arada kontrol etmeyi ve karıştırmayı unutmayın. Piştikten sonra dilerseniz taze çekilmiş karabiber serpin. Servis önerileri: * Karnabahar soteyi sarımsaklı yoğurt ve kızarmış ekmekle servis edebilirsiniz. * Sade pişirilmiş bir makarna yanına çok yakışabilir. * Yoğurtla servis etmeyecekseniz serviste üzerine limon sıkabilirsiniz. Hatta elinizin altında turunç varsa limon yerine turunç denemenizi tavsiye ederim. Sürpriz bir aroması, mis kokulu bir lezzeti vardır!
2. Hafif yağlanmış fırın tepsisine 2 adet yufkayı buruşturarak üst üste koyun. Üzerine kabaklı içi yayın, kalan 2 yufkayı da buruşturarak koyun.
Deneyin, çok pratik ve lezzetli bir börek. Hani kabağa burun kıvıranlara ''hımmms'' dedirtecek türden.. Oldukça doyurucu olduğu için hem çay yanında hem de akşam yemeğinde (hatta davetlerinizde) sunabileceğiniz bir börek çeşidi. Yanında ayran da güzel gidebilir!
PUSULA MEDIACOM DURMUS AG’ NİN KATKILARIYLA HAZIRLANMIŞTIR - Nr. 015 - Februar 2009 - www.pusulaswiss.ch
Çok basit, bir o kadar da özel bir çorba. Davetlerde misafirlere rahatlıkla ikram edilebilir. Badem tozunu da marketlerde veya doğal ürün dükkanı benzeri yerlerde bulabilirsiniz. (Gurme marketlerde de var:) Malzemeler: (4 porsiyon)
2. Soğuk suyu ve sütü ekleyin, kaynayıncaya kadar çırpma teliyle karıştırmaya devam edin. Çorbanız koyulaşıp kaynayınca tuzunu ayarlayın ve altını kapatın. 3. Küçük bir sahanda biraz yağ ısıtıp kırmızı biberi hafifçe yakın. Çorbanızı kaselere aldıktan sonra üzerlerine gezdirin 318
BİLGİ & EĞLENCE
Kıssadan Hisse”
İyilik ve Kötülük
Yaşlı Kızılderili reis kulübesinin önünde torunuyla oturmuş, az ötede birbiriyle boğuşup duran iki köpeği izliyorlardı. Köpeklerden biri beyaz diğeri siyahtı ve on iki yaşındaki çocuk kendini bildi bileli o köpekler dedesinin kulübesi önünde duruyorlardı. Dedesinin sürekli göz önünde tuttuğu iki iri köpekti bunlar. Çocuk, kulübeyi korumak için biri yeterli gözükürken niye ötekinin de olduğunu, hem niye renklerinin ille de siyah ve beyaz olduğunu anlamak istiyordu artık. Omerakla sordu dedesine; -Dede bu iki köpeği niye hep kulübenin önünde tutuyorsun? Hem de niye biri siyah diğeri beyaz?
Yaşlı reis,bilgece gülümsedi ve torununun sırtını sıvazladı ve: -Onlar benim için iki simgedir. Çocuk : -Neyin simgesi? -İyilik ile kötülüğün simgesi. Aynen gördüğün şu iki köpek gibi, iyilik ve kötülük durmadan içimizde mücadele eder. Onları seyrettikçe ben hep bunları düşünürüm. Çocuk, sözün burasında, mücadele varsa, kazananı da olmalı diye düşündü ve her çocuğa has bitmeyen sorulara bir yenisini ekledi: -Peki hangisi kazanır bu mücadeleyi? Bilge reis, derin bir gülümsemeyle baktı torununa : -Hangisi mi evlat? Ben hangisini beslersem o kazanır!
Kısa Boylular Daha Uzun Yaşıyor
FIKRALAR Deliler Daha mı Akıllı? Mahallenin delisi, sokağa yeni taşınan komşularının eşya taşıyışlarını seyrediyordu. Evin babasının gayet güçlü ve iri yarı bir görüntüsü vardı. Kültürlü bir insana benziyordu. Eşyaları bir çırpıda 5. kata çıkarıyordu. Bir süre onu seyreden deli, yavaş yavaş yanına yaklaştı. Onun geldiğini fark eden adam, bir şeyler sormak istediğini anlayıp beklemeye başladı. Nihayet deliden soru geldi: “- Bu eşyaların neden hepsini birden taşımıyorsun?” - Dikkat etmedin galiba. Burada bir kamyon eşya var. Hepsini bir seferde nasıl taşıyacağım!?” - Bir seferde taşıyabileceğin miktarda eşyayı sırtladığında, üzerine o ağırlığın binde birini koyarsam yine taşıyabilir misin?”“- Elbette. Ne kadar fark edecek ki?” - Öyleyse tekrar binde birini koyabilirim ve sen yine taşıyabilirsin.”“- Doğal olarak! Binde birlik ağırlık farkı, beni etkilemez” - Pekiyi bunu devamlı yaptığımda tüm eşyaları yüklemiş olmaz mıyım Eeee şeyy… evet.” - O halde neden hepsini birden taşımıyorsun!?”
Bilim adamlarına göre uzun yaşamanın sırrı “boy”da gizli... New York’ta Albert Einstein Tıp Fakültesi’nde yaşlılık üzerine araştırmalar yapılan enstitünün uzmanları, yaşlanmayı yavaşlatan bir gen belirlediklerini açıkladılar. Araştırma, 100 yaşın üzerinde yaşayanların kendilerinden uzun boylu olanlardan daha az büyüme hormonu salgılayan bir gene sahip olduklarını gösteriyor. Dünyanın kayıtlara geçen en yaşlı insanı olan Fransız Jeanne Calment, 1997 yılında öldüğünde, 122 yaşında ve 1 metre 48 santimetre boyundaydı.
45
D’okuyun Bir ignliiz üvnsertsinede ypalın arşaıtramya gröe, kleimleirn hrfalreiinn hnagi srıdaa yzalıdkılraı ömneli dğeliimş. Öenlmi oaln brinci ve snonucnu hrfain yrenide omlsaımyış. Ardakai hfraliren srısaı krıaışk oslada ouknyuorumş.Çnükü kleimlrei hraf hraf dğeil bri btüün oalark oykuorumuşz.
Öküz Üniversite yemekhanesine giren bir öğrenci tüm yerler dolu olduğundan gidip üniversite profesörünün oturduğu masaya oturmuş. Profesör kaşlarını çatarak: ‘ Öküzler ve kuşlar aynı masada oturamaz ! ‘ Öğrenci: ‘ O zaman ben uçtum...’ Profesör cevaba çok sinirlenmiş, sınavda öğrenciye takmış ve sınavı başarısız geçmesi için elinden geleni yapmış. Yanlız sınavda öğrenci tüm soruları mükemmel bir şekilde cevaplamış. Profesör öğrenciye: “ Sana son bir soru soracağım “ demiş; “ Yolda yürürken iki çuval bulduğunu hayal et, birinde akıl var, diğerinde ise para var. Hangi çuvalı alırsın? Öğrenci: ‘ Para olan çuvalı seçerdim...’ Profesör: ‘ Ben akıl olan çuvalı seçerdim...’ Öğrenci: ‘ Normal ! Kimde ne eksikse onu seçer...” Profesör çok sinirlenmiş, öğrencinin sınav kağıdında not yerine ‘ Öküz ‘ yazmış. Öğrenci nota bakmadan odadan çıkmış. Bir dakika sonra öğrenci kapıyı aralamış : ‘ Sayın profesör, imzanızı atmışsınız, fakat notumu yazmayı unutmuşsunuz.’ Demiş.
Düzgün Okudunuz mu?
Tarihte Şubat Ayı İçinde Neler Oldu? Tarih boyunca Şubat ayında olmuş önemli olaylardan bir seçki sunuyoruz.
• 1847 - 1093 patent sahibi bilimadamı, mucit, Thomas Alva Edison doğdu, (ö. 1931)
19-Şubat
1-Şubat
• 1650 - Fransız matematikçi, bilimadamı ve filozof René Descartes öldü, (d. 1596)
• 1925 - Telsiz tesisi hakkındaki kanun çıktı. Türkiye’de radyonun kurulması TBMM’de kabul edildi.
• 1884 - Oxford English Dictionary’nin ilk baskısı yapıldı. • 1895 - Lumieres kardeşler, sinema makinasını icat ettiler.
12-Şubat
• 1878 - Thomas Edison fonografın patentini aldı.
• 1935 - Ayasofya, müze olarak halkın ziyaretine açıldı.
• 1911 - Galatasaray, Fenerbahçe’yi 7 - 0 mağlup etti.
• 1951 - Nobel Edebiyat Ödülü sahibi Fransız yazar André Gide öldü, , (d. 1869)
• 1979 - Milliyet Gazetesi genel yayın yönetmeni Abdi İpekçi, suikast sonucu öldürüldü. 25 Haziran’da yakalanan saldırgan Mehmet Ali Ağca, 1980’de ölüm cezasına çarptırıldı.
• 1809 - İngiliz doğabilimci Charles Robert Darwin doğdu, (ö. 1882)
20-Şubat
• 1804 - Alman düşünür Emmanuel Kant öldü, (d. 1724)
• 1914 - İstanbul’da ilk elektrikli tramvay sefere başladı.
13-Şubat
21-Şubat
• 1918 - ABD, I. Dünya Savaşı’na girdi.
• 1925 - Türkiye Cumhuriyeti’nin ilk isyanı olan Şeyh Said İsyanı başladı.
• 1848 - Karl Marks, Komünist Manifesto kitabını yayımladı.
• 1933 - Adolf Hitler, Almanya parlamentosunu feshetti.
• 1975 - Kıbrıs Türk Federe Devleti ilan edildi.
• 1970 - İsviçre Havayolları’na ait bir uçakta Zürih yakınlarında iken havada patlayan bomba sonucu 38 yolcu ve 9 mürettebat öldü.
3-Şubat
• 1883 - Alman opera bestecisi Richard Wagner öldü, (d. 1813)
22-Şubat
• 1451 - Osmanlı Padişahı II. Mehmed (Fatih Sultan Mehmet) tahta geçti.
14-Şubat
• 1956 - Elvis Presley, “Heartbreak Hotel” adlı şarkısı ile müzik listelerine giriş yaptı.
2-Şubat
• 1815 - İlk peynir fabrikası İsviçre’de kuruldu. • 1969 - Yaser Arafat, Filistin Milli Kongresi başkanlığına atandı. • 1947 - ABD’li yazar Paul Auster doğdu 4-Şubat
• 1876 - Alexander Graham Bell, telefon patenti için başvurdu. • 1946 - İlk genel amaçlı elektronik bilgisayar ENIAC (Electronic Numerical Integrator and Computer), Pensilvanya üniversitesinde (ABD) tanıtıldı. • İdil Biret, 10 yaşında Paris’teki ilk piyano resitalini verdi.
• 1942 - Avusturyalı yazar Stefan Zweig öldü, (d. 1881) 23-Şubat • 1994 - Cep telefonu şebekeleri hizmete açıldı. • 1945 - Rus yazar Aleksey Tolstoy öldü, (d. 1883)
• 1677 - Alman besteci Johann Ludwig Bach doğdu (ö. 1731)
• 2004 - Hamburg doğumlu Türk yönetmen Fatih Akın’ın son filmi “Gegen die Wand” (Duvara Karşı), Berlin Film Festivali’nde en iyi film seçilerek “Altın Ayı” ödülü aldı.
5-Şubat
15-Şubat
25-Şubat
• 1971 - Apollo 14 ay yüzeyine indi.
• M.Ö. 399 - Socrates ölüm cezasına çarptırıldı.
• 1836 - Samuel Colt, ürettiği silahın (Colt) patentini aldı.
7-Şubat
26-Şubat
• 1914 - Charlie Chaplin’in ilk filmi “The Little Tramp” gösterime girdi.
• 1999 - PKK terör örgütü lideri Abdullah Öcalan, Türk güvenlik güçleri tarafından Kenya’da yakalandı.
• 1971 - İsviçre’de kadınlara seçme hakkı verildi.
• İtalyan bilim adamı 1564 - Galileo Galilei doğdu, (ö. 1642)
27-Şubat
• 1992 - Avrupa Topluluğu üyesi ülkeler arasında Avrupa Birliği’ni oluşturan Maastricht Antlaşması imzalandı.
16-Şubat
• 1879 - Yapay tatlandırıcı sakarin keşfedildi.
• 1959 - Fidel Castro, Fulgencio Batista’nın 1 Ocak’ta başkanlıktan uzaklaştırılmasının ardından Küba devlet başkanı oldu.
• 1902 - Nobel Edebiyat Ödülü sahibi Amerikalı yazar John Steinbeck doğdu, (ö. 1968)
• 1935 - Milletvekili seçimlerinde, Türk kadını ilk kez seçme seçilme hakkını kullandı. Meclise 18 kadın milletvekili girdi.
17-Şubat
• 1932 - Elizabeth Taylor doğdu, İngiliz-Amerikalı aktris
• 1867 - Süveyş Kanalı’ndan ilk gemi geçti.
9-Şubat
28-Şubat
• 1926 - Medeni Kanun kabul edildi.
• 1621 - Boğaziçi dondu.
• 1935 - Wallace Carothers, naylonu keşfetti.
• 1933 - Newsweek Dergisi yayımlanmaya başlandı.
• 1921 - Boğaziçi dondu.
• 1945 - Türkiye, Birleşmiş Milletler Beyannamesi’ni imzaladı.
• 1961 - Türk ve Alman İş ve İşçi Bulma Kurumları arasında yapılan anlaşmaya göre; her yıl Almanya’ya çeşitli iş kollarında çalıştırılmak üzere 2-3 bin Türk işçisi gönderilmesi kararlaştırıldı.
• 1533 - Fransız yazar, düşünür Michel de Montaigne doğdu, (ö. 1592)
• 1789 - George Washington ABD’nin ilk başkanı seçildi.
8-Şubat
• 1881 - Rus yazar Dostoyevski öldü. 10-Şubat • 1763 - İngiltere, Fransa, ve İspanya arasında Paris Antlaşması imzalandı: Yedi Yıl Savaşları sona erdi. • 1996 - IBM’in süper bilgisayarı Deep Blue, Garry Kasparov’u yenmeyi başardı. 11-Şubat
• 1996 - Dünya satranç şampiyonu Garry Kasparov, Deep Blue adlı bilgisayarı yendi. • 1546 - Alman din reformcusu Martin Luther öldü, (d. 1483)
24-Şubat • 1920 - Nazi Partisi kuruldu.
• 1802 - Fransız yazar Victor Hugo doğdu, (ö. 1885)
29-Şubat • 1976 - Ajda Pekkan, Fransız televizyonunda Enrico Macias ile şarkı söyledi.
18-Şubat
• 1980 - Sadece 29 Şubat günlerinde yayımlanan La Bougie du Sapeur Gazetesi’nin ilk sayısı çıktı.
• 1856 - Islahat Fermanı yayınlandı
421
PUSULA MEDIACOM DURMUS AG’ NİN KATKILARIYLA HAZIRLANMIŞTIR - Nr. 015 - Februar 2009 - www.pusulaswiss.ch
İmkân
Enli kemer
Mesafe
Haram para, faiz
PUSULA MEDIACOM DURMUS AG’ NİN KATKILARIYLA HAZIRLANMIŞTIR - Nr. 015 - Februar 2009 - www.pusulaswiss.ch
Uçma organı
Isı
Sigara kutusu Olumsuzluk anlatan önek Stadyum (kısa)
Yumurtanın beyazı
Yapım
Piston
Anlamlı işaret
Madeni ip
Küçük tekne kaptanı
Pomat
Bayan giysisi
Güçlü fırtına
Satrançta bir taş
Kahve kreması
Divan edebiyatı şiiri türü
Yunanlı
Sevgiden yoksunluk
Eskiden çarşı
Optik yakınlaştırma
Yazım
Rütbece yükselme
Geminin sol yanı
Çok hızlı giden gemi
Ayla
“… Soygazi” (aktris)
İsviçre'de kanton
Gaziantep ilçesi
Erek, amaç
Tespih başlığı
Saygınlık
Kriptonun simgesi
Avrupa'da bir başkent
Devlete ait
Özen
Görmeyen
Türk müziği makamı
Kiradan gelir getiren mülkler
ABD Uzay Üssü
Bütün, eksiksiz
Mikroskop camı
Yakışır, uygun, yerinde
Labada, efelek
Kabile bölüntüsü
Yumuşakça türü
Hane
Meşime, son
Akdeniz'e dökülen bir çay
Dağ selvisi
SADRİ ŞENER
İspanyolların sevinç ünlemi
Soru sözü
Yağsız peynir
Elma, armut kurusu
İsim
Bir nota
Lübnan'da vadi
Bir renk Manisa lalesi
Ispanak yemeği
Deniz feneri
Küçük gemi, istimbot
Osmanlılarda gece bekçisi
Tramvay kullanan kimse
Asya ülkesi
Belirti
Geminin kıyıdan uzaklaşması
Kastamonu ilçesi
Bir sayı Şairlere yakışır biçimde
Berilyumun simgesi
Avanak
Artı uç
Kitap indirmemiş peygamber
Vücuda zerk edilen sıvı
Ordu ilçesi
Dolaşma, dönme
Boğa güreşi alanı
Acele
Bir çocuk oyuncağı
Bilgisayar terimi
Güney yarım kürede kıta
Hükümdar değneği
Yer çatlağı
İlkel silah
Gürültü patırtı
Kıta
Tespih taşı
Söz verme
Toprak rengi
Takımın gözde oyuncusu
Talih, baht
Favori
Uzun, ensiz tahta
Yüksek karşıtı
Sayı gösteren işaret
Budunsal, kavmi
Çevik
3,14 sayısı
Soy, baba soyu
Öncecilik
Ticari otomobil
Beyaz
Kayıp
Ateş
Noksan
Etçil memeli hayvan
Yalan, palavra
Süngü
FIRAT AYDINUS
Karadeniz yelkenlisi
Yaşamsal sıvı
Endonezya plakası
Tek kişilik konser
Dayanıklı, güçlü
İrmik tatlısı
Üstteki futbol hakemi
Er meydanı
Cengel Bulmaca
Ölümcül bir virüs
Alttaki Trabzonspor başkanı
46 BULMACA
PUSULA MEDIACOM DURMUS AG’ NİN KATKILARIYLA HAZIRLANMIŞTIR - Nr. 015 - Februar 2009 - www.pusulaswiss.ch
GEMINI INTERNATIONAL SCHOOLS OF SCHWYZ Wiesenstrasse 24 - CH-8807 Freienbach - Dilara Amitoski 079 415 94 39 www.gemini-school.com - E-Mail: info@gemini-school.com
Eğitimli çocuklar ile yarınlar daha güzel olacak.
PUSULA MEDIACOM DURMUS AG’ NİN KATKILARIYLA HAZIRLANMIŞTIR - Nr. 015 - Februar 2009 - www.pusulaswiss.ch
Çocuklarının eğitimine önem veren tüm aileleri okulumuza bekliyoruz!
• Yabancı dil eğitimi • Gelişimsel Rehberlik • Yatılı okul
• Okul servisi ve öğle yemeği • Çocuk yuvası • Sosyal faaliyetler
• Gymnasium ve Sekundar okulları • Ders ve ödev yardımı • Mesleki Rehberlik
Yetişkinler için Yabancı Dil Eğitimi Okulumuz bünyesinde yetişkinler için Yabancı dil eğitimi verilmektedir. Eğitim süresini başarıyla tamamlayan öğrencilere tüm kurumlar tarafından tanınan diploma verilmektedir. Yetişkinler için başlattığımız dil kursları Şubat 2009’da başlayacaktır. Kayıt işlemleri için geç kalmayınız.
• Almanca • İngilizce • Fransızca • İtalyanca • Çince
Kurs yerleri ve başvurular: Wiesenstrasse 24 - CH-8807 Freienbach - Dilara Amitoski 079 415 94 39 Dietikon şubemiz Mart 2009’dan itibaren hizmete girecektir.
• Eğitsel Rehberlik • Aile Danışmanlığı • Spor faaliyetleri