Antalya Dergisi

Page 1

Yıl / Year: 2 Sayı / Issue:10

Şubat / Mart - February / March 2012

Fruitful lands are documented with natural beauties in Aksu

Verimli topraklar doğal güzelliklerle

Aksu’da tarihlenir

Attaleia Nekropolü’nün Konumlandığı Yer: The place where the Attaleia Necropolis is positioned:

Doğu Garajı

ISSN 977-1309-890X

ALABİLİRSİNİZ YOUR COMPLIMENTARY COPY

KÜLTÜR ve TURİZM DERGİSİ / CULTURE & TOURISM MAGAZINE



ANTALYA

Ĺžubat / February - Mart / March 2012

1


İÇİNDEKİLER / CONTENTS

ANTALYA KÜLTÜR VE TURİZM DERGİSİ ANTALYA CULTURE & TOURISM MAGAZINE

Antalya Valiliği İl Kültür ve Turizm Müdürlüğü adına İmtiyaz Sahibi / Genel Yayın Yönetmeni Publisher / Executive Editor

İbrahim ACAR İl Kültür ve Turizm Müdürü Provincial Director of culture and Tourism

Yayın Editörü ve Yayın Kurulu Başkanı

Publication Editor and Chairman of Editorial Board

Aylin KALINTAŞ İl Kültür ve Turizm Müdür Yardımcısı Assistant Director of Culture and Tourism

Sorumlu Yazı İşleri Müdürü / Managing Editor Birsen ÇEÇEN İl Kültür ve Turizm Şube Müdürü Departmental Director of Provincial Culture and Tourism Directorate

DANIŞMA KURULU / CONSULTATIVE BOARD İlknur SELÇUK KÖKER İl Kültür ve Turizm Müdür Yardımcısı Assistant Director of Culture and Tourism

40

Prof.Dr.Burhan VARKIVANÇ Akdeniz Üniversitesi Güzel Sanatlar Fakültesi Dekanı Akdeniz University, Faculty of Fine Arts, Dean

Prof.Dr.Nevzat ÇEVİK Akdeniz Üniversitesi Arkeoloji Bölümü Öğretim Üyesi

Uygarlık tarihinin fihristi: Burdur

Akdeniz University, Faculty of Archeology

The catalogue of civilization history: Burdur

Yrd. Doç. Cemali SARI Akdeniz Üniversitesi Eğitim Fakültesi Öğretim Üyesi Akdeniz University, Faculty of Education

Sururi ÇORABATIR AKTOB Başkanı Chairman of AKTOB

Osman AYIK TÜROFED Başkanı Chairman of Türofed

Hüseyin ÇİMRİN Kent Tarihçisi, Araştırmacı ve Yazar Urban Historian, Researcher and Author

YAYIN KURULU / EDITORIAL BOARD Melike GÜL Kültür Varlıklarını Koruma Bölge Kurulu Müdürü Director of Regional Committee of Cultural

Emine TUĞRUL İl Kültür ve Turizm Şube Müdürü Departmental Director of Provincial Culture and Tourism Directorate

Mesut ÖZEN İl Kültür ve Turizm Şube Müdürü Departmental Director of Provincial Culture and Tourism Directorate

Aysun ÇOBANOĞLU İl Kültür ve Turizm Şube Müdürü Departmental Director of Provincial Culture and Tourism Directorate

Mustafa DEMİREL Antalya Müzesi Müdür V. Deputy Director of Antalya Museum

Selvihan KÖLEOĞLU Kültür ve Turizm Uzm./Mimar-(Ant.Rölöve ve Anıtlar Müdürlüğü) Culture and Tourism Spe./ Architect-(Mon.Rel. and Monuments Dir.)

S.Hakan SEVEN İl Kültür ve Turizm Müdürlüğü Enformasyon Memuru

YAPIM / PRODUCTION Ajans Başkanı / Chairman Özer KESTANE

Renkli Kalem Medya Grubu Antalya Temsilciliği

Yayın Koordinatörü / Editorial Coordinator Sibel HEKİMOĞLU

Elmalı Mahallesi Hükümet Caddesi Sıdıka İş Merkezi Kat:2 No:18 Muratpaşa / ANTALYA 0242.242 03 05 www.renklikalem.com.tr e-posta:bilgi@renklikalem.com.tr

Grafik Tasarım / Graphic Design Yeşim AYAN - Rahşan AKSOY Sibel KAŞIKÇI - Neslihan EDİZ Haber Merkezi / Interviewer Özgür ÖNDER - Derya ŞAHİN Süleyman DUMAN

Inf. Officer of Provincial Culture and Tourism Directorate

Çeviri / Translation Roxanne Yurchak

Serel ALPAY İl Kültür ve Turizm Müdürlüğü Mütercimi

Finans / Finance Dila Emral AYDIN

Translator of Provincial Culture and Tourism Directorate

ISSN: 977-1309-890X

2

ANTALYA

Şubat / February - Mart / March 2012

REKLAM / ADVERTISING Reklam Direktörü / Advertising Director Güliz İLGEN Reklam Koordinatörü Advertising Coordinator Derya ÇOLAK Müşteri Temsilcileri Customer Represantatives İrfan IŞIK - Hakan KÜL Dilem ŞANLI Abone Sorumlusu Melda HİÇDURMAZ

Yayın Türü: Süreli Yerel Baskı Yeri / Printing : Lamineks Matbaacılık Dijital Baskı İşl. San. Tic. Ltd. Şti. Baskı Tarihi / Printing Date:


8 Antalya Müzesi’nden bir eser: Gabriel Bloğu An artifact from Antalya Museum: The Gabriel Block

88

72

riyor şekil vete e il i y e flu eN Gümüş r with his reed silve Shapes

Köşkten müzeye

From a mansion to a museum

92

Yılsonu raporu:11 milyon 291 bin 931 turist Year end report:11 million 291 thousand 931 tourists

12 16

Demreli Noel Baba’ya ziyaretçi akını

20

Alman Büyükelçi’den Antalya ziyareti

28 34

Fuarlarda Kemer rüzgarı

50

Verimli topraklar doğal güzelliklerle Aksu’da tarihlenir

66

Antalya Tanıtım AŞ’ye ilk ödül

68

Tanıtım, hedefi 12’den vuracak

84 96

Santa Claus from Demre receives many visitors

‘’Belek bizim turizm laboratuvarımız’’ ‘’Belek is our tourism lab’’

German Ambassador visits Antalya Kemer at the fair

Gitarın kalbi Antalya’da attı

The heart of the guitar beats in Antalya

Fruitful lands are documented with natural beauties in Aksu

Antalya Advertising SA receives its first award Advertising is aiming for the bull’s eye

Attaleia Nekropolü’nün Konumlandığı Yer: Doğu Garajı

The place where the Attaleia Necropolis is positioned:The East Garage

Adrasan huzuru vaat ediyor Adrasan promises serenity

104

Motiflere yeniden can veriyor

114

Bir Antalya lezzeti:Serpme börek

Breathes life into motifs

A delicacy from Antalya

ANTALYA

Şubat / February - Mart / March 2012

3


EDITORIAL

In fruitful lands Life, which started in Karain cave, continued on fruitful lands after mankind accumulated more knowledge. Mankind, who made items from stones they carved, built a great city in Perge. Today, many 5-star themed hotels rise on the same lands. The congress center, which will turn Antalya into a trade center, is opening its doors to new visitors above the hotels where millions of tourists vacation. Water that run from the Taurus Mountains establish a unique paradise at the Kurşunlu Waterfall. Our magazine, which opens its pages to a different borough in Antalya, has chosen Aksu for this issue. We took a journey through the depths of history in Perge, among the standing columns of Aksu’s world famous antique city. We shared the immense beauty of the Kurşunlu Waterfallwhich flows even more ferociously after the snow has melted and walked through the pathways surrounded with pine trees for you. While including the programs at the Expo Center, we highlighted the firsts. We wrote about Turkey’s first sports tourism fair which will be organized in the upcoming months and gave you information about fashion week. We also included the meeting between textile importers and foreign buyers and detailed information about the

4

ANTALYA

Sports Tourism Fair, which will revitalize sports tourism in the city. We also told you how Kundu- a town without roads, water and electricity- has turned into a tourism region and how thousands of tourists were visiting the area that has 5 star themed hotels and around 7500 beds. We talked about the joy of canoeing at Aksu Stream in Kundu. We did a great interview with Antalya Advertising SA Chairman Çetin Osman. Budak, who gave us valuable information about the company also talked about their plans for the future. After a day long trip to Adrasan, we witnessed the magnificent beauty of the region. We sampled Tevfik’s famous borek in his small shop at the entrance of the business center behind Karakaş Mosque. We walked around the classrooms in the oldest elementary school on Antalya’s oldest road. In our fifth issue, we got excited about our next edition as we proudly shared many of Antalya’s unique characteristics and assets. As we continue to advertise the culture and tourism potential of our city to the world, we will continue to open our pages to the opinion leaders of Antalya. We would like to thank all our contributors.


EDİTÖRDEN

Verimli topraklarda Karain Mağarası’nda başlayan yaşam, insanoğlunun bilgi birikiminin artmasıyla birlikte verimli topraklarda devam etti. Mağarada yonttukları taşlardan kendine eşyalar yapan insanoğlu, Perge’de muhteşem bir kent kurdu. Bugün ise aynı topraklarda birbirinden lüks 5 yıldızlı temalı oteller yükseliyor. Milyonlarca turistin yılın yorgunluğunu attığı otellerin yukarısında Antalya’yı bir ticaret şehri yapacak olan fuar merkezi, kapılarını yeni ziyaretçilerine açıyor. Toros Dağları’ndan Akdeniz’e akın eden sular ise çağladığı Kurşunlu Şelalesi’nde eşsiz bir cennet oluşturuyor. Her sayısında Antalya’nın bir ilçesini tanıtan dergimiz, onuncu sayısında sayfalarını Aksu’ya ayırdı. Aksu’nun dünyaca ünlü antik kenti Perge’de, ayakta kalan sütunların arasında tarihe yolculuk yaptık. Eriyen karlar ve yağmurlar nedeniyle bugünlerde daha bir gür çağlayan Kurşunlu Şelalesi’nin çevresi kızılçam ormanlarıyla kaplı zengin bitki örtüsünü paylaştık,patikalarında sizler için dolaştık. Fuarların biri biterken diğerinin başladığı Expo Center’daki programlara yer verirken, ilklere de dikkat çektik. Önümüzdeki aylarda düzenlenecek Türkiye’nin ilk spor turizmi fuarının yanı sıra moda günleriyle ilgili bilgileri sayfalarımıza taşıdık. Türkiye’nin tekstil ihracatçıları ile yabancı alım heyetlerinin Antalya’daki buluşmaları, kentin spor turizmine ivme kazandıracak Spor Turizmi Fuarına da aynı çalışmada yer verdik.

Dün yolu, suyu, elektriği olmayan Kundu’nun bugün bir turizm bölgesine dönüşümünü, temalı 5 yıldızlı otelleri ve 7 bin 500 civarındaki yatak kapasitesi ile her yıl yüzbinlerce turistin tercihi haline gelişini anlattık. Spor turizminde de marka olan Kundu’da Aksu Çayı’nda kano yapmanın keyfini dile getirdik. Antalya Tanıtım A.Ş. Yönetim Kurulu Başkanı Çetin Osman Budak ile keyifli bir söyleşi yaptık. Kısa süre önce faaliyetlerine başlayan şirket ile ilgili önemli bilgiler veren Budak’ın, gelecek için planlarına sayfalarımızda yer verdik. Adrasan’a yaptığımız günübirlik gezi sonrasında Türkiye’nin cennet köşesinin eşsiz güzelliğine şahit olduk. Mavi ile yeşilin buluşmasına tanıklık ettik. Karakaş Camisi’nin arkasındaki iş hanının giriş katındaki küçücük dükkânında 52 yıldır lezzetin adresi olan Börekçi Tevfik’in meşhur serpme böreğinin tadına baktık. Antalya’nın en eski caddesinde, kentin ilköğretim kurumunun sınıflarında dolaştık. Onuncu sayımızda Antalya’nın birçok değerini ve güzelliğini sizlerle paylaşmanı gururu ile gelecek sayılarımızın heyecanını yaşadık. Antalya Kültür ve Turizm Dergisi olarak şehrimizin kültür ve turizm potansiyelini dünya kamuoyuna tanıtırken, kentlilik bilinci oluşturma yönünde sayfalarımızı Antalya kanaat önderlerine açmaya devam edeceğiz. Katkı ve destek verenlere teşekkür ediyoruz.

ANTALYA

Şubat / February - Mart / March 2012

5


Güncel / Actual

Golf facilities in Alanya

Alanya’da golf tahsisleri Antalya’nın Alanya ilçesinde planlanan 6 golf sahasının yapımı için çalışmalar sürdürülüyor. Alınan bilgiye göre, Kültür ve Turizm Bakan Yardımcısı Abdurrahman Arıcı, golf sahaları için arazi tahsislerinin Mayıs ayında tamamlanacağını bildirdi. Antalya bölgesinde altyapının tamamlanmasına önem verdiklerini ifade eden Arıcı, alternatif turizm açısından da golf sahalarının gereğini vurguladı. Altyapı çalışmalarında belediye başkanlarına destek vereceklerini belirten Arıcı, golf sahaları için Başbakanlığa gönderdikleri dosyanın, Mart ayı başlarında çıkmasını beklediklerini kaydetti. Arıcı, Alanya Kalesi’nde devam eden restorasyon çalışmalarına da destek vereceklerini ifade etti.

Antalya Valisi Altıparmak’a Manavgat Şelalesi brifingi Manavgat Sarılar Belediye Başkanı Mustafa Erkan Ersoy, mimarlar Kemal Özgür ve Hakan Külahçı ile birlikte Vali Ahmet Altıparmak’ı ziyaret ederek, Manavgat Şelalesi Projesi hakkında brifing sundu. Ersoy, Vali Dr. Ahmet Altıparmak’ın projeye başından beri çok yakın ilgi gösterdiğini, konu hakkında bakanlarla görüşmelerde bulunduğunu belirtti. Manavgat Şelalesi’nin Türkiye turizminde önemli odak noktalardan biri olduğunu ifade eden Ersoy, proje ile bölgede yeniden bir düzenleme yapılarak yerli ve yabancı turistlere daha çok hizmet verileceğini anlattı. Ersoy, proje ile alanın iki bölüme ayrıldığını, 1. bölümün şelale ve park alanlarından meydana gelen yaklaşık 42 bin 250 m2’lik, 2. bölümün de daha çok yöre halkının kullanacağı 15 bin m2’lik bakı teras alanları olacağını kaydetti.

6

ANTALYA

Şubat / February - Mart / March 2012

Governor of Antalya Altıparmak is briefed about the Manavgat Waterfall Manavgat Sarılar Chief Magistrate Mustafa Erkan Ersoy, who visited Governor Ahmet Altıparmak with architects Kemal Özgür and Hakan Külahçı, briefed the governor on the Manavgat Waterfall Project. Ersoy stated that the governor had been very interested in the project since the very beginning and added that he had talked to ministers concerning the project. Ersoy, who pointed out that the Manavgat Waterfall was an important destination for Turkish tourism, said that more services would be provided to tourist after reorganizing the area in accordance with the project. Ersoy stated that the area would be divided into two with the new project and the first area would be designed as a waterfall and park area with a 42, 250 square meter land and the second area would be designed as terrace spaces for the public to use that would be set on a 15,000 square meter land.

Construction of the 6 planned golf courses in Alanya continues. According to information received from Assistant Minister of Culture and Tourism Abdurrahman Arıcı, land allocations for the golf facilities will be finished in May. Arıcı, who said that they were concentrating on infrastructure in the Antalya region, pointed out to the importance of golf courses for alternative tourism. Arıcı, who said that they were going to support municipalities regarding infrastructure works, added that they were expecting to hear about the golf facilities dossier they had sent to the prime ministry at the beginning of March. Arıcı also said that they were going to support restoration works at the Alanya Fortress.

Altın Portakal’da şiir konuşulacak Antalya Sanat Vakfı (AKSAV) tarafından Büyükşehir Belediyesinin desteğinde düzenlenen Altın Portakal Şiir ödülü programı, Türkiye’nin önde gelen şair ve eleştirmenlerini Antalya’da buluşturuyor. AKSAV Başkan Vekili Dr. Arif Bulut, geçen yılın ödüllü şairi Ahmet Telli’nin şiirinin konuşulacağı şiir sempozyumunun 17 Mart 2012 günü gerçekleşeceğini, Altın Portakal Şiir Ödülü programı kapsamında kentin çeşitli merkezlerinde yapılacak etkinliklerle geniş kapsamlı bir kültür-sanat şölenine imza atılacağını kaydetti. Her yılın Mart ayında Türk şiirinin en önemli organizasyonu olarak gerçekleştirilen Altın Portakal Şiir Ödülü ve sempozyumlarına başlangıçtan bu yana 186 şair, yazar, eleştirmen ve kültür-sanat insanı konuk oldu. Organizasyon kapsamında 15 şaire ödül verildi, 14 sempozyum düzenlendi. Sempozyumlara sunulan bildirilerden oluşan 14 kitap, Altın Portakal yayınları arasında basılarak Türk şiirine armağan edildi.

Poetry will reign at Altın Portakal The Antalya Altın Portakal Poetry Awards, organized by the Antalya Art Foundation (AKSAV) and sponsored by the Metropolitan, will be the meeting place of prominent Turkish poets and critics. AKSAV Vice Chairman Dr. Arif Bulut, who said that that the poetry symposium will take place on March 17, 2012, added that they were going to organize a culture-art festival that will include various activities around the city. 186 poets, critics and artists attended the festival so far which is being organized every March. 15 poets were awarded and 14 symposiums were organized until today. 14 books regarding the manifestos of these symposiums were published by Altın Portakal and presented to the Turkish poetry world.


ANTALYA

Ĺžubat / February - Mart / March 2012

7


Fotoğraflar/Photographs: Hamit Seçil

Yılsonu raporu 11 milyon 291 bin 931 turist Dünyanın farklı 203 ülkesinden yabancı turistlerin geldiği Antalya, yerli turistlerin de gözdesi oldu.

8

ANTALYA

Şubat / February - Mart / March 2012


Year end report 11 million 291 thousand 931 tourists Antalya, which hosts foreign tourists from 203 different countries, is now a favorite destination for locals too.

A

ntalya Valisi Dr. Ahmet Altıparmak, 2011 yılı turizm sezonunu değerlendirirken, geride bırakılan yıl içerisinde Antalya’ya gelen ziyaretçi ve uçak sayısında önceki yıla göre yaklaşık yüzde 12 oranında artış kaydedildiğini bildirdi. Dr. Altıparmak, 2011 yılında Antalya’ya 10 milyon 704 bin 636’sı hava yolu, 196 bin 278’i ise deniz yolu ile olmak üzere toplam 10 milyon 900

bin 914 ziyaretçi geldiğini söyledi. Kente ayrıca 391 bin 17 transit ziyaretçi girişi yapıldığını, bu girişlerle birlikte 2011 yılında Antalya’ya ziyaretçi sayısının 11 milyon 291 bin olarak gerçekleştiğini ifade eden Vali Dr. Altıparmak, 2010 yılında transit girişlerle birlikte belirlenen sayının 10 milyon 37 bin 44 olduğunu söyledi.

G

overnor of Antalya Dr. Ahmet Altıparmak reported that there was a 12% increase in visitors and airplanes compared to last year while evaluating the 2011 tourism season. Dr. Altıparmak said that 10 million 704 thousand 636 people came to Antalya via air travel and 196 thousand 278 came by sea. Dr. Ahmet Altıparmak, who also said that 391 thousand 17 transit

passengers came through Antalya which increased the number of visitors to 11 million 291 thousand in 2011, added that this number was 10 million 37 thousand 44 in 2010. Governor Altıparmak stated that they wanted to continue the trend of increasing tourist iin 2012 and that they were going to work relentlessly to achieve that with all ANTALYA

Şubat / February - Mart / March 2012

9


The favorite of l ocal tourists too

Vali Altıparmak, 2012 yılında kente gelen ziyaretçi sayısındaki artış trendini sürdürmek istediklerini, burada sektörde yer alan her kesime görev düştüğünü, rehavete kapılmadan çalışmaya devam edeceklerini kaydetti. Son dört yılda olduğu gibi 2011 yılında da Antalya’yı en çok Alman turist tercih etti. İl Kültür ve Turizm Müdürlüğü istatistiklerine göre, 2011 yılında Almanya’dan Antalya’ya toplam 2 milyon 786 bin 616 turist giriş yaparken, 2 milyon 716 bin 257 kişiyle ikinci sırada Ruslar yer aldı. 2011 yılında Antalya’ya tatil için gelen milletler arasında en büyük oransal artış, yüzde 76.15 ile İranlı turistlerde yaşanırken, bunu yüzde 49.82 artışla İtalyanlar takip etti. 2011 yılında İran’dan Antalya’ya toplam 138 bin 922 turist geldi.

Yerli turistin de gözdesi

Dünyanın farklı 203 ülkesinden yabancı turistlerin geldiği Antalya, yerli turistlerin de gözdesi oldu. Havayoluyla gelen yabancı turist sayısının yüzde 12 artarak 11 milyona ulaştığı 2011 yılında, Antalya’yı tercih eden yerli turist sayısında da yüzde 23 artış yaşandı. 2011 yılında Antalya Havalimanı İç Hatlar Terminali’nde 4 milyon 554 bin 784 kişiye hizmet verildi. Havayoluyla gelen yerli turist sayısı 2 milyon 270 bini aştı. Antalya Havalimanı bu verilerle iç hat terminalleri arasında, İstanbul Atatürk, İstanbul Sabiha Gökçen, Ankara Esenboğa ve İzmir Adnan Menderes havalimanlarının ardından en yoğun beşinci havalimanı oldu. Antalya Havalimanı ayrıca, iç hatların en yoğun olduğu ilk 10 havalimanı 10

ANTALYA

Şubat / February - Mart / March 2012

Antalya, which hosts foreign tourists from 203 different countries, is now a favorite destination for locals too. In 2011, where the number of foreign tourists that came to Antalya increased by 12% and reached 11 million, there was also a 23% increase in local tourists. In 2011, the Antalya Airport Domestic Terminal served 4 million 554 thousand 784 people. More than 2 million 270 thousand local tourists came to Antalya by air.

İç hat yolcu trafiği (Gelen-giden)

arasında, geçen yıla oranla en yüksek artışın yaşandığı ikinci havalimanı olarak kaydedildi.

Erken rezervasyon kampanyası

Yerli turist sayısındaki artışta, Kültür ve Turizm Bakanlığı önderliğinde “Tatil Herkesin Hakkı” sloganıyla başlatılan erken rezervasyon kampanyaları da etkili olmaktadır. İlk kez 29 Nisan 2009’da başlayan kampanya ile iç pazarda hareket arttı. 2010 yılında Şubat ayına ve 2011 yılında da Ocak ayına çekilen kampanya, 2012 yılı içinse 2011 yılı Aralık ayında başladı. Tanıtma Genel Müdür Yardımcısı Levent Demirel, Türkiye’de 8 milyon kişinin yurtiçi tatile çıktığını, 2012 yılında da 2 milyon kişinin erken rezervasyon kampanyası ile tatile çıkmasının hedeflendiğini açıkladı.

Domestic passenger traffic (Arrival-Departure) 2007 2008 2009 2010 2011

2.550.396 2.588.054 3.135.139 3.694.085 4.554.784

the parties involved. Just as the last four years, Antalya was mostly chosen by Germans as their holiday destination. According to statistics received from the City Culture and Tourism Directorate, 2 million 786 thousand 616 tourists entered Antalya from Germany in 2011 and Russian tourists were second with 2 million 716 thousand 257. The biggest increase was noted in Iranian tourists with 76, 15%, followed by Italian tourists with 49, 82%. 138 thousand 922 tourists from Iran came to Antalya in 2011.

With these numbers, Antalya Airport became the fifth most crowded airport in terms of domestic terminals after İstanbul Atatürk, İstanbul Sabiha Gökçen, Ankara Esenboğa and İzmir Adnan Menderes Airports. The airport also scored the second highest increase compared to last year.

Early reservation campaign

A campaign called “Everyone Deserves a Vacation” initiated by the Ministry of Culture and Tourism also helped increase local tourist numbers. The national market was revitalized with the campaign which first started in April 29, 2009. The campaign, which was administered in February in 2010 and January in 2011, started in December 2011 for the year 2012. Assistant Manager of Advertising Levent Demirel, who pointed out that 8 million people in Turkey, went on domestic vacations and that they were aiming for 2 million people to go on vacation in 2012 through the early reservation campaign.


ANTALYA 11

Ĺžubat / February - Mart / March 2012


Fotoğraflar/Photographs: Prof.Dr. Nevzat Çelik

Santa Claus from Demre receives many visitors Over half a million people visited the Santa Claus Museum in Antalya in 2011.

Demreli Noel Baba’ya

ziyaretçi akını

2011 yılında Antalya’da en çok ziyaret edilen müzelerin başında gelen Noel Baba Müzesi’ni yarım milyonun üzerinde kişi gezdi.

T

urizmin başkenti Antalya’ya 2011 yılında gelen 11 milyon 291 bin 931 turistten, 3 milyon 524 bin 783’ü Antalya İl Kültür ve Turizm Müdürlüğüne bağlı toplam 21 müze ve ören yerini ziyaret etti. Antalya’nın Demre ilçesinde bulunan Noel Baba Müzesi ise yıl içerinde en çok 12

ANTALYA

Şubat / February - Mart / March 2012

ziyaretçi akınına uğrayan müzelerin başında geldi. Noel Baba Müzesi’ni 2011 yılında toplam 593 bin 313 kişi ziyaret etti. Demre’de bulunan ve St. Nikolaos’un Batık Kenti olarak bilinen Myra Antik Kenti’ni 2011 yılında toplam 548 bin 429 kişi ziyaret ederken, Serik’teki Ulusla-

3 million 524 thousand 783 tourists out of the 11 million 291 thousand 931 that came to Antalya in 2011 visited a total of 21 museums and excursion sites affiliated with the City Culture and Tourism Directorate. The Santa Claus Museum in the borough of Demre

was one of the most popular museums last year. 593 thousand 313 people visited the museum in 2011. While 548 thousand 492 people visited the Myra Antique City in Demre, 426 thousand 232 tourists visited the Aspendos excursion site- which also hosts the International Antalya


rarası Antalya Opera ve Bale Festivaline de ev sahipliği yapan Aspendos Ören Yeri’ni 426 bin 232 turist gezdi.

Opera and Bale Festival- in Serik in 2011.

Gazipaşa’dan Kaş’a kadar bir açık hava müzesini andıran turizmin başkenti Antalya’da,müze ve ören yerlerini ziyaret, 2011 yılında bir önceki yıla oranla yüzde 18 civarında artış gerçekleştirdi. Perge Antik Kenti’ni ise 418 bin 586 turist ziyaret ederken, İskender’in fethedemediği Kartal Yuvası Termessos’un 35 bin 464 konuğu oldu.

SIRA

MÜZE VE ÖRENYERİ ADI

1

ANTALYA MÜZESİ

2

ALANYA MÜZESİ

Visiting museums and excursion sites in Antalya, the capital city of tourism that resembles an outdoor museum, increased by 18% in 2011 compared to 2010. Perge antique city was visited by 418 thousand 586 tourists and Termessos- the eagle’s nest which Alexander the great couldn’t conquerwas visited by 35 thousand 464 guests.

St. Nikolaos

TOPLAM ZİYARET

No MUSEUM AND EXCURSION SITE

139.640

1

ANTALYA MUSEUM

9.731

2

ALANYA MUSEUM

3

TOTAL VISIT 139.640 9.731

3

SİDE MÜZESİ

SİDE MUSEUM

55.676

4

ASPENDOS

426.232

4 ASPENDOS

426.232

5

PERGE

418.586

5 PERGE

418.586

6

PHASELİS

193.239

6

PHASELİS

193.239

7

NOEL BABA MÜZESİ

593.313

7

SANTA CLAUS MUSEUM

8

MYRA

548.429

8 MYRA

9

XANTHOS

46.122

9 XANTHOS

46.122

10

SİMENA

35.741

10

35.741

11

PATARA

182.019

12

TERMESSOS

35.464

12 TERMESSOS

13

KARAİN

26.197

13

14

OLYMPOS

15

ELMALI MÜZESİ

16

ARYKANDA

17

ALANYA KALESİ

18

EHMEDEK KALESİ

19

SİDE TİYATROSU

ANTALYA ATATÜRK EVİ VE MÜZESİ

ALANYA ATATÜRK EVİ VE MÜZESİ

SAYFA TOPLAMI

55.676

209.933 16.761 2.808

SİMENA

11 PATARA

593.313 548.429

182.019 35.464

KARAİN

26.197

14 OLYMPOS

209.933

15

ELMALI MUSEUM

16 ARYKANDA

367.038

17

ALANYA FORTRESS

179

18

EHMEDEK FORTRESS

16.761 2.808 367.038 179

19

SİDE THEATRE

68.013

ANTALYA ATATÜRK HOUSE AND MUSEUM

68.013

10.559

ALANYA ATATÜRK HOUSE AND MUSEUM

10.559

139.103

3.524.783

TOTAL

139.103

3.524.783 ANTALYA 13

Şubat / February - Mart / March 2012


Şimdi Saklıkent zamanı Portakal ve nar bahçelerinin arasından geçen eşsiz Antalya manzaralı bir dağ yolunun sonundaki Saklıkent’te şimdi her yer bembeyaz.

It’s time for Saklıkent Now it is all white in Saklıkent, which is located at the end of a mountain road that is surrounded by orange and pomegranate orchards with a magnificent view.

T

ürkiye’yi etkisi altına alan kara kış, yurdun büyük bölümünde yaşamı zorlaştırırken, Antalya Saklıkent’i gerçek kimliğine kavuşturdu. Antalya’ya 45 kilometre uzaklıktaki, portakal ve nar bahçelerinin arasından geçen eşsiz Antalya manzaralı bir dağ yolunun sonundaki Saklıkent’te şimdi her yer bembeyaz. Kar kalınlığı 1.5 metreyi buldu. Hava şartları nedeniyle Aralık ayında başlayan sezonun Nisan ayına kadar sürmesi ve karın kalkmaması bekleniyor. Bu nedenle kayak ve snowboard yapmak için şimdi Saklıkent’in tam zamanı. Saklıkent, kayak ve snowboard yapmayı bilmeyenler içinde alternatifler sunuyor. Kızakla kayarak, kar üzerinde mangal yakıp sucuk ekmeğin keyfine bakarak, kar topu oynayıp, kardan adam yaparak, karda yürüyerek de güzel bir gün yaşayabilirsiniz. Konyaaltı ve Lara Sahili’nde eğer o 14

ANTALYA

Şubat / February - Mart / March 2012

gün denize giriliyorsa, deniz seviyesinden 1850 metre yükseklikteki Saklıkent’te güneşli günde tişörtle bile kayabilirsiniz. Saklıkent, profesyonel kayakçılara ve snowboardculara farklı alternatifler sunuyor. 800 kişi/saat kapasiteli telesiyej ve 400 kişi/ saat teleski, en zordan en kolay pistleri ile kayakçılara adrenalin tutkunlarını yaşatıyor. Bu pistlerde kayak ve snowboard zevki doyasıya yaşanabilir. Saklıkent’teki tek konaklama tesisi de ziyaretçilerine farklı bir tatil imkanı sunuyor. Şirin bir dağ moteli, sessiz, sakin ve huzurlu bir tatil için en iyi seçenek. Tatilini Saklıkent’te geçirmek isteyenler ya da günübirlik olarak kayak merkezinde karın tadını yaşamak isteyenler, bölgeye kolayca ulaşabilir. Doyran’dan dağ yolunu kullanarak ya da Antalya’dan Çakırlar’a geldikten sonra tabelaları takip ederek 1 saatlik yolculuk sonunda Saklıkent’e ulaşabilir.

W

h ile winter is being tough on Turkey, snow has given Antalya’s Saklıkent its real identity. Now it is all white in Saklıkent, which is located at the end of a mountain road that is surrounded by orange and pomegranate orchards with a magnificent view. The snow is now 1, 5 meters thick. It is expected that the snow, which started in December, will last until April so it is an ideal time for skiing and snowboarding Saklıkent. Saklıkent also provides alternatives for those who don’t know how to ski or snowboard. You can spend you day on a sledge, barbeque on the snow, play snowball, construct your own snowman or just walk along the beautiful white road.

If people are swimming at Konyaaltı or Lara Beach, you can even ski with a t-shirt on a sunny day at Saklıkent, which is 1850 meters above sea level. Saklıkent provides different alternatives for professional skiers and snowboarders. The 800 person/ hour capacity chair lift and 400 people/hour capacity teleskiis provide excitement for skiers with their easy and difficult course. The only accommodation facility in Saklıkent offers a unique vacation to guests. The cute chalet is the best option for a peaceful getaway. It is very easy to get to Saklıkent. You can either use the mountain road from Doyran or follow the signs to the area from Çakırlar; the journey takes only an hour.


ANTALYA 15

Ĺžubat / February - Mart / March 2012


Kültür ve Turizm Bakanı Günay:

‘’Belek bizim turizm laboratuvarımız’’ Belek’te büyük başarıların elde edildiğini, bazı yanlışların da yapıldığını bildiren Günay, ‘’Bütün o yaptıklarımızdan şimdi ders çıkarmaya çalışıyoruz. Sadece deniz kıyısındaki tahsisli alanları değil, arkadaki hatları da planlamaya çalışıyoruz. Bu, çıkardığımız derslerin başında geliyor’’ dedi.

Minister of Culture and Tourism Günay: ‘’Belek is our tourism lab’’ Günay, who stated that many successful works were carried out in Belek and some mistakes were made, said ‘’we are trying to learn a lesson from all our mistakes. We are not only trying to allocate the spaces on the shore but devising plans for the inner areas. This is the most important lesson we have learned.”

Fotoğraf/Photographs: Belek Belediyesi Arşivi

16

ANTALYA

Şubat / February - Mart / March 2012


K

ültür ve Turizm Bakanı Ertuğrul Günay, Belek’in bir anlamda turizm laboratuvarı olduğunu, burada büyük başarılar elde edilmesinin yanında bazı yanlışların da yapıldığını belirterek, şimdi bütün bu yapılanlardan ders çıkarmaya çalıştıklarını söyledi. JW MarriottAnkara Otel’de düzenlenen Belek Turizm Yatırımcıları Birliğinin geleneksel akşam yemeğine katılarak bir konuşma yapan Günay, Türkiye’nin turizmde iyi bir yere geldiğini söyledi. Ülkenin 2009-2010 kriz yıllarında da turizmdeki yerini koruyabildiğini ifade eden Günay, şimdi kaliteyi yukarıda tutmak, Türkiye markasını daha bilinir, daha saygıdeğer hale getirmek gibi bir çabaları olduğunu bildirdi. Günay, ‘’Belek bizim bir anlamda turizm laboratuvarımız olan bir yer. Orada çok büyük başarılar elde ettik, bazı yanlışlar da yaptık. Bütün o yaptıklarımızdan şimdi ders çıkarmaya çalışıyoruz. Yeni yaptığımız planlama alanlarında sadece deniz kıyısındaki tahsisli alanlarımızı değil, arkadaki hatları da planlamaya çalışıyoruz. Bu, Belek’ten çıkardığımız derslerin başında geliyor’’ dedi. Turizmde daha çok sayıda yatak yerine daha çok sayıda insanı yaşam alanlarının içine sokmak gibi bir konsepti geliştirmeye çalıştıklarını ifade eden Bakan Günay, bugünlerde teşvik çalışmalarının olduğunu, bunun Bakanlıklarını da yakından ilgilendirdiğini söyledi. Günay, ‘’Arkadaş-

on the shore but devising plans for the inner areas. This is the most important lesson we have learned.” Minister Günay, who stated that they wanted to include more tourists into residential areas instead of building more hotels, pointed out to new incentives and said that their ministry was very much involved in the process. Günay said, ‘’We are doing everything we can to be included in the new incentive system. We are pushing to include new investments in tourism to be included in the incentive package.’’ Günay also asked for support from tourism professionals regarding this issue.

larımızla elimizden geldiği kadar müdahil oluyoruz. Kültür ve turizm alanında Anadolu’da yapılacak yatırımların, özellikle termal turizm, sağlık turizmi alanında yapılacak yatırımların mutlaka teşvik kapsamına alınmasını zorluyoruz’’ dedi. Günay, turizmcilerden bu konuda destek istedi. Turizmi, Türkiye’yi sosyal olarak da dönüştüren bir alan olduğu için çok önemsediklerini vurgulayan Günay, bunun toplumun dışa açılmasını sağlayan barıştırıcı bir sektör olduğunu söyledi. Günay, ayrıca turizm sektöründe, daha az kaynakla daha kolay istihdam sağlanabildiğini, bunun da genç nüfusa sahip Türkiye için önemli olduğunu ifade etti.

Türkiye’nin marka değeri artacak

Türkiye ekonomisine en fazla yabancı kaynak, döviz

M

inister of Culture and Tourism Ertuğrul Günay said that Belek was in a way a tourism lab and that they were trying to learn from their mistakes. Günay, who spoke at the annual gala dinner organized by the Belek Tourism Investors Association at JW Marriott Ankara, said that Turkey was in a good position in tourism. Günay, who stated that Turkey has retained its position in tourism despite the economic crisis, said that they were working on raising the quality and improving the awareness and respectability of the Turkish brand. Günay said, ‘’Belek is somewhat a tourism lab for us. We achieved great success there and made some mistakes. We are trying to learn a lesson from all our mistakes. We are not only trying to allocate the spaces

Günay, who added that they were putting great importance on tourism because it changes Turkey socially, said that tourism was an important sector for installing peace. Günay also said that employment was possible with fewer resources in tourism and that this was important for Turkey which had a young population.

The brand value of Turkey will increase

Günay, who pointed out that they were the number one ministry that brought foreign currency to the Turkish economy, said that tourism was the most important sector that helped close the current account deficit. Günay, who said that tourism, was a very important area for Turkey, continued: ‘’In order to continue our success in this field we need to better preserve the nature and develop environmental concepts. We started the ANTALYA 17

Şubat / February - Mart / March 2012


getiren Bakanlık olduklarını belirten Günay, turizmin cari açığın en önemli kapatıcı kalemlerinden biri olduğunu bildirdi.Turizmin Türkiye için önemli bir alan olduğunu belirten Günay, şöyle devam etti: ‘’Bizim, bu yakaladığımız başarıyı sürekli kılmak için doğayı daha iyi korumamız, çevreci konseptleri geliştirmemiz gerekiyor. Biz birkaç yıl önce Yeşil Yıldız uygulamasını başlattık ama henüz Yeşil Yıldız konaklama tesisi sayımız beklentimizin altında. Bunu artırmamız gerekiyor. Bu konsepti geliştirdiğimiz takdirde, Türkiye turizminin bu çevreci yaklaşımı dünyada bilindiği takdirde Türkiye’nin marka değeri artacaktır. Biz de zaten bir dönem girişimlerimizle artırılan enerji desteğini daha çok çevreci otellere uygulamak niyet ve kararındayız.’’ Ertuğrul Günay, turizm konseptini Türkiye’de de içselleştirmeyi hedeflediklerini belirterek, çıraklık, kalfalık ve ustalık denilen sürecin en fazla turizm için gerekli olduğunu söyledi. Günay, ‘’Biz artık bu ülkede turizmde ustalık dönemine geldik. O zaman yeni bir konsepti, daha hayatın içinde, Türkiye’nin yaşam tarzını bütünüyle yukarı çeken yeni bir turizm konseptini geliştirmek, uygulamak zorundayız’’ dedi. Belek’in de sorunları olduğunu ifade eden Günay, bölgedeki yatırımcıların kendilerine ilettiği ‘’doğanın korunması, çevre kirliliğinin önlenmesi, yeni planlamaların yapılması’’ gibi konularda birlikte çalıştıklarını kaydetti. Günay, ‘’Türkiye turizminde bir yere geldiysek sektörle aramızdaki dayanışma 18

ANTALYA

Şubat / February - Mart / March 2012

Belek

sayesinde’’ diye konuştu. Belek Turizm Yatırımcıları Birliği Yönetim Kurulu Başkanı Cemil Uğurlu ise Belek turizm merkezinin, ‘’bir bataklığın turizm cennetine nasıl dönüşebildiğinin en güzel örneği’’ olduğunu söyledi. Belek’teki turizm faaliyetleri ve düzenlenen etkinliklerden söz eden Uğurlu, ‘’Birlik olarak Belek’i geliştirmek adına projelerimiz sürüyor. Belek-Serik arası bölünmüş bir yolun yapımı, havaalanına ulaşımı 10 kilometre kısaltacak alternatif bir yolun ve raylı sistemin yapımı, Beşgöz Deresi’ne konumlandırmayı istediğimiz yat limanı, temalı park çalışmaları ve golf sahası sayısını artırmak, önceliklerimiz arasında’’ dedi.Uğurlu, birlik olarak yürütülen altyapı, çevre ve tanıtım faaliyetleriyle dünya turizminde Türkiye’nin potansiyelini ortaya çıkarma ve Belek markasını sürekli hale getirmenin öncelikli hedefleri olduğunu kaydetti.

Green Star application a few years ago but the facilities with green stars are still very few. We need to increase that number. If we improve this concept and if the world knows our environmentally friendly approach, the brand value of Turkey will increase. We are determined to apply our energy support to more environmentally conscious hotels and facilities.’’ Ertuğrul Günay said that they wanted to internalize the concept of tourism in Turkey and said that the process that involved ranks the sector was essential. Günay said, ‘’Now we have entered our masters in tourism and we have to develop and apply a new tourism concept’’ Günay, who stated that Belek also had problems said that they were working on issues such as preservation of nature, preventing pollution and realizing new plans pointed out by investors in the region. Günay said, ‘’If we are success-

ful in tourism as a country, this happened because of our collaborations with the sector.’’ Chairman of the Belek Tourism Investors Association Cemil Uğurlu said that the Belek tourism center was the best example of how a swamp could be turned into a touristic heaven. Uğurlu, who spoke about the tourism activities and organizations in Belek, said ‘’We are continuing our projects for the improvement of Belek including the construction of the divided road between Belek and Serik, the construction of an alternative road and railway system that will shorten the trip from the airport, the marina we are planning on Beşgöz River, theme parks and more golf courses.’’ Uğurlu said that their primary goal was to unearth Turkey’s potential for global tourism and make the Belek brand sustainable through infrastructural, environmental and advertising activities.


ANTALYA 19

Ĺžubat / February - Mart / March 2012


Fotoğraflar/Photographs: Antalya Valiliği

Alman Büyükelçi’den

Antalya ziyareti Almanya Federal Cumhuriyetinin yeni Ankara Büyükelçisi Eberhard Pohl, Vali Dr. Ahmet Altıparmak’ı ziyaret etti, turizmcilerle buluştu.

A

lmanya Federal Cumhuriyetinin yeni Ankara Büyükelçisi Eberhard Pohl, Antalya’da çeşitli temaslarda bulundu. Antalya’nın Almanya Konsolosu Frank Urbschat ile birlikte Vali Dr. Altıparmak’a nezaket ziyaretinde bulunan Büyükelçi Pohl, kente ilk kez geldiğini söyledi. Pohl, Antalya’nın adının Almanya’da büyük öneme sahip olduğunu belirterek, vize uygulamasını 20

ANTALYA

Şubat / February - Mart / March 2012

mümkün olduğunca kolaylaştırmak için çalıştıklarını söyledi. Vali Dr. Ahmet Altıparmak, Büyükelçi Eberhard Pohl’ün ziyaretinden duyduğu memnuniyeti dile getirerek, Antalya’nın Alman vatandaşlarının büyük oranda tercih ettiği bir bölge olduğunu ifade etti. Vali Altıparmak, ‘’Bunun gereği olarak, konaklama, ulaşım, havaalanı

N

e w German Ambassador to Turkey Eberhard Pohl visited Antalya and met with officials. Ambassador Pohl. Who visited Governor Dr. Altıparmak with German consul Frank Urbschat, said that it was his first time in Antalya. Pohl stated that the city was very important in Germany and that they were trying to do everything to simplify visa applications. Governor Dr. Ahmet

Altıparmak, who said that he was very happy to be hosting Ambassador Pohl, added that Antalya was a popular destination for German tourists. Governor Altıparmak said, ‘’our entire tourism community, our local authorities are well aware of this fact so they take great care of our German tourists. German tourists know how to use public services, they are accustomed to them now.’’


German Ambassador visits Antalya New German Ambassador to Turkey Eberhard Pohl visited Governor Dr. Ahmet Altıparmak and met with tourism professionals.

hizmetleri olsun, güvenlik güçleri olsun, diğer kamu görevlileri olsun, bunun çok bilincinde, farkında. Bunun içinde Alman vatandaşlarına ayrı bir önem vermekteler. Alman vatandaşları da buradaki kamu hizmetlerinden yararlanma konusunda alışma sürecini aşmış durumdalar. Bu hizmetlerden nasıl yararlanacaklarını biliyorlar’’ dedi. İki ülkenin Osmanlı’dan bu tarafa tarihten gelen çok önemli bir ilişkisi, bağı olduğunu belirten Vali Altıparmak, dinamik ve gelişme kaydeden çok genç bir nüfusa sahip Türkiye’nin, Almanya ile çok daha yoğun bir ilişki içinde olması gerektiğini, Türk gençlerinin özellikle teknik okullar düzeyinde Almanya’da eğitim görmesini istediğini bildirdi.

Turizmcilerle buluştu

Büyükelçi Eberhard Pohl ve eşi, daha sonra Antalyalı turizmcilerle yemekli toplantıda bir araya geldi. Glora Otelleri Sahibi Nuri Özaltın ve eşinin ev sahipliğinde gerçekleşen yemeğe, Antalya Vali Yardımcısı Turan Eren, Antalya Turizm İl Müdürü İbrahim Acar, TUI AG Türkiye Temsilcisi Hüseyin Baraner, Fede-

ral Cumhuriyeti Antalya Konsolosu Frank Urbschat, Almanya’nın en büyük tur operatörlerinden RTK Grubu’nun Ceo’su Thomas Bösl, AKTOB Yönetim Kurulu Üyesi Yeliz Gül Ege ile otel sahipleri ve genel müdürleri katıldı. Antalya Vali Yardımcısı Eren, yaptığı konuşmada, Türkiye ve Almanya’nın çok eski iki dost ülke ve müttefik olduğuna işaret etti.

Governor Altıparmak, who pointed out to the close relationship between the two countries since the Ottoman rule, stated that Turkey- a country with a young and dynamic population- must have even closer relations with Germany and said that he hoped that Turkish students received their technical educations in Germany. Meeting with tourism professionals.

Later in the day, Ambassador Eberhard Pohl and his wife attended a gala dinner with tourism professionals. The gala, which was hosted by the owner of Gloria Hotels Nuri Özaltın and his wife, was attended by Assistant Governor Turan Eren, Antalya City Tourism Director İbrahim Acar, TUI AG Türkiye Representative Hüseyin Baraner, Antalya consul Frank Urbschat, RTK Group CEO Thomas Bösl, ANTALYA 21

Şubat / February - Mart / March 2012


Nuri Özaltın ise Büyükelçi Pohl’e, ‘’Varlığınız, çalışmalarınız ve gayretleriniz ile çok ileri düzeyde olan Türk-Alman dostluğu daha da gelişecektir. Her türlü desteğe, her an hazır olduğumu belirmek istiyorum’’ diye seslendi. TUİ AG Temsilcisi Baraner de, ‘’Amacımız kendisini Antalyalı turizmciler ve dinamikleri ile tanıştırmak. Biz turizmciler olarak Antalya’nın yüksek sayıda turist kabul ettiği Almanya için büyükelçilikte her konuda, her projede ortak olarak çalışmaya hazır olduğumuzu bizzat kendisine ilettik’’ dedi. Almanya’nın Ankara Büyükelçisi Pohl ise bu yıl 3 milyona yakın Alman turistin Antalya’ya geldiğini, hepsinin burada en güzel 22

ANTALYA

Şubat / February - Mart / March 2012

günlerini geçirdiğini ifade etti. Avrupa’da yaşanan ekonomik krizin turizme etkisine ilişkin bir soruyu da yanıtlayan Büyükelçi Pohl, “Almanya’nın ekonomik durumu şu anda sağlam diyebiliriz. Fakat Avrupa’da ve dünyadaki ekonomik kriz elbette Alman ekonomisini de etkileyebilir. Bu nedenle Almanya, Avro bölgesindeki ülkelerdeki ekonomik gelişmelerde istikrar için elinden geleni yapıyor. Fakat bu krizin Türkiye’deki turizmi nasıl etkileyeceğini şu anda öngörmem çok zor. Geçtiğimiz yıllarda özellikle Alman turist sayısında sürekli bir artış sağlandı. Türkiye’nin de turistlere sunduğu cazip olanaklar, farklı seçenekler sanırım Türkiye’nin iyimser olmasını sağlayacaktır” diye konuştu.

AKTOB board member Yeliz Gül Ege, hotel owners and general managers. During his speech, Antalya Assistant Governor Eren said that Turkey and Germany were two old friends and allies. Nuri Özaltın addressed Ambassador Pohl and said, ‘’Turkish-German friendship, which is very close, will blossom even more with your presence, work and efforts. I would like to point out that I am ready to contribute to your efforts’’ TUİ AG Representative Baraner said, ‘’our goal here tonight is to introduce him to tourism professionals in Antalya. We, as professionals in this sector, have told him that we are ready

to work with him on every project’’ Ambassador Pohl said that nearly 3 million tourists had visited Antalya in the past year and all of them were satisfied with their vacations. Pohl, who answered a question regarding the effects of the economic crisis in Europe on tourism, said “We can say that the economic situation of Germany is solid but our economy can be affected by the global crisis. Germany is doing its best for stabilization in the Euro region. It is difficult for me to predict the effects it will have for Turkish tourism. In the past years, a significant increase in German tourists has been spotted. I believe the attracting facilities, possibilities and the varieties offered by Turkey will make Turkey optimistic.”


ANTALYA 23

Ĺžubat / February - Mart / March 2012


AKTOB ‘Sururi Çorabatır ile yola devam’ dedi Antalya Vali Yardımcısı Recep Yüksel, ‘’Turizmde kamu ve özel sektör işbirliği içinde çalıştı. Bunu 2012’de de sürdürmek istiyoruz’’

A

kdeniz Turistik Otelciler ve İşletmeciler Birliği (AKTOB) Genel Kurulu, tarihinde ilk kez çift liste ile gerçekleşti. Delphin Diva Otel’de yapılan Genel Kurul toplantısına, Antalya Vali Yardımcısı Recep Yüksel,

Antalya Kültür Turizm il Müdürü İbrahim Acar, TUROFED Başkanı Osman Ayık ile turizmci ve gazeteciler katıldı. AKTOB Genel Kurulu’nun açılışında konuşan Antal-

T

h e General Assembly of the Mediterranean Touristic Hotels and Facilities Association (AKTOB) eventuated with two lists for the first time in the history of the association. The attendees

of the General Assembly at the Delphin Diva Hotel included Antalya Assistant Governor Recep Yüksel, Antalya City Culture and Tourism Director İbrahim Acar, TUROFED president Osman Ayık,

Fotoğraflar/Photographs: Hamit Seçil

24

ANTALYA

Şubat / February - Mart / March 2012


Sururi Çorabatır continues as president of AKTOB Antalya Assistant Governor Recep Yüksel said, ‘’the public and private sector worked together in tourism. We want to continue doing that in 2012.’’

ya Vali Yardımcısı Recep Yüksel, 2011 yılının turizm açısından oldukça verimli geçtiğini söyledi. Kronikleşen sorunların giderilmesinin, gelen ziyaretçi sayısının artmasının ortak çabalarla gerçekleştiğine değinen Yüksel, turizmde kamu ve özel sektörün işbirliği içinde çalıştığını, bunu 2012’de de sürdürmek istediklerini bildirdi. Yüksel, “Sizlerle aramıza randevu gibi engeller koymaksızın sürekli iletişimde olarak, hem Antalya’mızın hem de turizmde yer alan konuların samimi olarak üzerine gitmekten yanayız” dedi. Mesleğin bekleyen sorunları olduğunu dile getiren Sururi Çorabatır ise, bu sorunların bürokratik engeller, bakanlıklar arasındaki uyum problemleri, mevzuat problem ve yasalarda değişmesi gereken noktalardan dolayı çözülemediğini anlattı. TÜROFED’in de gücünü arkalarına alarak ‘’sektörü kaldıramayan Turizm Teşvik Kanunu’nun’’ değiştirilmesi için çabalayacaklarını ifade eden Çorabatır, kıyı kanunu, kıyı kenar çizgisi gibi sorunların da varlığından haberdar olduklarını anlattı. Ecrimisille

ilgili çalışmaları yaptıklarını dile getiren Çorabatır, Kültür ve Turizm Bakanı Ertuğrul Günay’ın katıldığı toplantıda sorunları dile getirdiklerini, Bakan Günay’ın bu dönemde AKTOB ile sıkı bir iletişim içinde sorunların çözümü için altyapı oluşturacağını söylediğini kaydetti. Meslek yasasının çıkması için büyük çaba sarf ettiklerini anlatan Çorabatır, Antalya’yı yeniden temsil etmek için yetki istedi. Mevcut başkan Sururi Çorabatır’ın karşısına Tolga Cömertoğlu aday olarak çıktı. Sandıktan çıkan 368 oydan 253’ünü Sururi Çorabatır, 115’ini ise Tolga Cömertoğlu aldı. Çorabatır yeniden başkan oldu.

tourism professionals and journalists. Antalya Assistant Governor Recep Yüksel, who spoke at the start of the meeting, said that the 2011 tourism season was a big success. Yüksel, who pointed out that the increase in visitor numbers and the elimination of chronic problems were due to joint efforts, said that the public and private sector worked well together for tourism and that they wanted to continue the tradition in 2012. Yüksel said, “We want to be in close contact with you so that we can honestly tackle the issues involving tourism in Antalya and Turkey.”

Çorabatır’ın Yönetim Kurulu Listesi Çorabatır’s Board of Directors

Yusuf Hacısüleyman, Cenk Halil Beyaz, Yaşar Sunal, Erkan Yağcı, Ece Tonbul Kilit, Yeliz Gül Ege, Bekir Akkaş, Mehmet Hakan Süral, Erdal Tontu, Hükmet Arabacı, Metin Peltek, Kaan Kaşif Kavaloğlu, Bilal Aydın, Aslı Bayar Ulukapı.

Sururi Çorabatır, who said that there were problems that needed to be solved in the sector, added that some problems couldn’t be solved because of bureaucratic holdups, harmonization problems between ministries and problems with the regulations and related laws. Çorabatır, who added that they were going to try to amend the Tourism Incentive Law with the help of TÜROFED, said that they were also aware of problems such as the shore law and shore border regulations. Çorabatır pointed out that they had voiced their problems during a meeting with the Minister of Culture and Tourism Ertuğrul Günay and that he had promised to establish an infrastructure for the elimination of these problems. Çorabatır, who said that they were working hard to push for the Career Law in tourism, asked delegates to vote for him. Current president Sururi Çorabatır was challenged by Tolga Cömertoğlu. Sururi Çorabatır was named president again with 253 votes. ANTALYA 25

Şubat / February - Mart / March 2012


Fotoğraflar/Photographs: Özgür Önder

Anadolu Kartalı seramikte can buldu The Anatolian Eagle came to life on ceramic D

ünyaca ünlü çini sanatçısı Sıtkı Olçar’ın seramik sanatçısı kızı Nida Olçar, Antalya Orkun Ozan Sanat Galerisi’nde ‘Anadolu Kartalı ve Kuşları’ adlı sergi açtı. UNESCO tarafından ‘Yaşayan İnsan Hazinesi’ ödülüne ilk çini sanatçısı olarak layık görülen, Der Spiegel’in ‘Kütahyalı Çılgın Picasso’ olarak adlandırdığı sanatçı Sıtkı Olçar’ın kızı da aynı yoldan yürüyor. Nida Olçar’ın Ozan Sanat Galerisi’nde açtığı ‘Anadolu Kartalları ve Kuşları’ adlı sera26

ANTALYA

Şubat / February - Mart / March 2012

mik sergisi, adından da anlaşılacağı gibi Anadolu kartalları ile çift başlı Selçuklu kartallarını anlatıyor. Sanatseverlerin beğenisine 4 Şubat gününde kapılarını açan sergi, 3 Mart’ta sona erdi. Nida Olçar’ın sanat çevrelerinde ses getiren ‘’Çırağan Sarayı Çiniden Çeşmeler’’ sergisinden sonra atölyesinde hazırladığı son eserlerinin yer alması, bu sergiye ayrı bir anlam kattı. Nida Olçar, babasını 2010 Kasım’da kaybettikten sonra eserlerinde ‘Sıtkı II’ imzasını kullandı.

C

eramic artist Nida Olçar, the daughter of world famous china artist Sıtkı Olçar, opened an exhibition called “The Eagles and Birds of Anatolia” at the Antalya Orkun Ozan Art Gallery. The daughter of Sıtkı Olçar, who was awarded the “Living Human Heritage” award by UNESCO and dubbed the “Crazy Picasso of Kütahya” by Der Spiegel magazine, is following in her father’s footsteps.

As you may have guessed, the exhibition centers around Anatolian eagles and the double headed Seljuk eagles. The exhibition, which began on February 4, ended in March 3. This was Nida Olçar’s second exhibition after her highly coveted ‘’Çırağan Palace and the China Fountains’’. Nida Olçar signs her works as ‘Sıtkı II’ after she lost her father in November 2010.


ANTALYA 27

Ĺžubat / February - Mart / March 2012


Fuarlarda Kemer rüzgarı Kemer, Hollanda’da düzenlenen Utrech Turizm Fuarı’nda iki stantta görücüye çıktı

Fotoğraf/Photograph: Hamit Seçil

28

ANTALYA

Şubat / February - Mart / March 2012


Kemer at the fair Kemer was advertised in two stands at the Utrecht Tourism Fair.

K

emer’in tarihi, kültürel ve doğal zenginlikleri, Türkiye’ye en fazla turist gönderen dördüncü, Antalya’ya en fazla turist gönderen üçüncü ülke olan Hollanda’da görücüye çıktı. Güney Antalya Turizmi Geliştirme ve Altyapı İşletme Birliği (GATAB), dünyanın en büyük ve en önemli turizm fuarlarından olan Utrecht Turizm Fuarı’nda Kemer’e daha fazla Holandalı turist gelmesi için iki ayrı noktada stant açarak, bölgeyi fuar katılımcılarına tanıttı. 11-16 Ocak tarihleri arasında gerçekleşen fuara biri bin metre karelik Kültür ve Turizm Bakanlığı standı içinde diğeri de Bakanlık standının tam karşısında olmak üzere iki stantla katılan

Kemer’e fuar ziyaretçileri ve tur operatörleri yoğun ilgi gösterdi. Standa gelen katılımcılara Kemer ve bölgesinin elverişli olduğu; eko turizm, sağlık turizmi, inanç ve kültür turizmi, kongre turizmi, yat turizmi, dalış turizmi, spor turizmi, av ve yayla turizmi gibi alternatif turizm çeşitleri, etkinlikler ve ikramlar eşliğinde tanıtıldı. Tanıtım faaliyetleri kapsamında Hollandalı basın mensuplarıyla özel buluşmalar, workshoplar yapıldığı gibi fuara özel olarak hazırlanan promosyon malzemeleri de katılımcılara sunuldu. Beş gün süren fuar sırasında her gün profesyonel bir ekip tarafından eğlence ve yarışmalar tertip edildi. Kemer’e ait tanıtım filmleri gün boyu katılımcılara izletildi, yarışmalar

K

emer’s historical, cultural and natural beauties were advertised in the Netherlands, which is the 4th country that sends the most tourists to Turkey and the 3rd to Antalya. The Southern Antalya Tourism Development and Infrastructure Association (GATAB) set up two different stands at the Utrecht Tourism Fair to increase the number of Dutch tourists to Kemer. The two stands of Kemer were a big hit at the fair which took place on January 11-16. The eco tourism, health tourism, religious tourism, culture tourism, congress tourism, yacht tourism, diving tourism, sports tourism, hunting and plateau tourism opportunities in Kemer were intro-

duced with various activities and gifts. Promotional materials were also distributed to visitors at the fair that included workshops and private meetings with members of the Dutch press. During the five day fair, contests and games were also organized each day by a professional team. An introductory film was shown at the stand every day. Four people who answered the questions correctly during the contests were awarded with a weeklong vacation in Kemer and Tekirova. GATAB president Yusuf Üras, who pointed out that the fair that was visited by 135 thousand people every year was a very good opportunity for advertising, said “We are putting great

ANTALYA 29

Şubat / February - Mart / March 2012


Kemer

organize edildi. Etkinlik ve yarışmalarda sorulara doğru yanıt veren 4 kişiye Kemer ve Tekirova otellerinde birer hafta 2 kişilik konaklama ödülü de hediye edildi. Her yıl yaklaşık 135 bin kişinin ziyaret ettiği Utrecht Turizm Fuarı’nın çok önemli bir tanıtım fırsatı olduğuna dikkat çeken GATAB Başkanı Yusuf Üras, “Güney Antalya Bölgesi’nin zaten güçlü olan mevcut turizm potansiyelini daha da güçlendirmek için uluslararası turizm fuarlarını çok önemsiyoruz. Her birine ortalama 50-60 ülkenin katıldığı, on binlerce turizm profesyonelinin ziyaret ettiği bu büyük organizasyonların bir parçası olmayı bölgemizin tanıtımı için büyük bir fırsat olarak görüyoruz. Doğal, tarihi ve kültürel dokusu çok zengin olan bölgemizin sadece yaz tatillerinde 30

ANTALYA

Şubat / February - Mart / March 2012

değil, 4 mevsim turistlerin gözde mekânı olmasını arzu ediyoruz. Bu yüzden Güney Antalya’nın deniz ve kumdan daha fazlası olduğunu göstermek üzere tanıtım çalışmalarına büyük önem veriyoruz” dedi. Sağlık turizminden inanç turizmine, kültür turizmden dalış turizmine ciddi bir turizm potansiyeli barındıran Güney Antalya Bölgesi’ni turizm profesyonellerinin uluslararası buluşma platformu olan bu fuarlarda en iyi şekilde tanıtarak dünyanın her yerinden turist çekmeyi hedeflediklerini söyleyen Üras, Kemer’de sezonun dolu geçmesi adına GATAB’ın 2012 yılı içinde Almanya (Sttutgart- Münih), Moskova (Mitt), Kiev (Uitt) gibi daha pek çok uluslararası turizm fuarına katılacağının bilgisini verdi.

“Bu büyük organizasyonların bir parçası olmayı bölgemizin tanıtımı için büyük bir fırsat olarak görüyoruz.” “We are seeing these fairs as huge opportunities for the advertisement of our region.”

importance on international tourism fairs to increase the demand for the Southern Antalya region, which is already a very popular destination. We are seeing these fairs as huge opportunities for the advertisement of our region. We want our region, which is rich in nature, history and culture, to be a hot spot all year round. That is why we are working relentlessly to show everyone that

we have more than just sea, sand and sun.” Üras, who said that their goal was to attract tourists from all over the world at these platforms which bring together tourism professionals from all nations, added that they were going to attend international fairs in Germany (Stuttgart- Munich), Moscow (Mitt), and Kiev (Uitt) in 2012.


ANTALYA 31

Ĺžubat / February - Mart / March 2012


Turist rehberleri ALTSO ile işbirliği yapacak Alanya Profesyonel Turist Rehberleri Derneği, ALTSO Başkanı Kerim Aydoğan’’ıziyaret ederek, turizme dayalı projeleri görüştü.

Tourist guides will work closely with ALTSO The Alanya Professional Tourist Guides Association visited ALTSO President Kerim Aydoğan and talked about tourism related projects.

A

lanya Ticaret ve Sanayi Odası (ALTSO) Başkanı Kerim Aydoğan’ı ziyaret eden Alanya Profesyonel Turist Rehberleri Derneği (ALRED) Başkan ve üyeleri, Alanya Kalesi’ndeki Bedesten’in ilçe turizmine kazandırılması, Akdağ Kayak Merkezi, yapımı planlanan golf sahaları ve spor kompleksleri ile turizme hizmet veren ve vermesi planlanan tesislerin durumu hakkında görüş alışverişinde bulundu. ALRED Başkanı Azem Buldu, Alanya Ticaret ve Sanayi Odası tarafından yürütülen ve takibi yapılan projelerin, Alanya ekonomisine önemli katkılar sağlayacağını, bu nedenle bu çalışmalara destek vermek istediklerini söyledi. Buldu, Alanya’nın dünyada rekabeti hızla artan turizm pastasındaki payını artırması için bazı yatırımların bir an önce hayata geçirilmesi gerektiğini, tanıtımda en önemli unsurun yerinde verilen hizmet 32

ANTALYA

Şubat / February - Mart / March 2012

olduğunu ifade ederek, şunları kaydetti: ‘’Bölgeyi ziyaret eden her turist memnun olursa 10 turistin ilçemize gelmesine katkı yapabilir. Alanya doğası, iklimi ve tarihi özellikleri ile planlanan yatırımları bir araya getirmesi halinde turizm pazarında daha fazla söz sahibi olacaktır. Bizler profesyonel turist rehberleri olarak zaten turistlerle en çok birlikte olan insanlarız. Dolayısıyla onların beklentilerini çok iyi biliyoruz. Alanya Ticaret ve Sanayi Odası gibi bölgemizin güçlü kurumları ile bu konudaki bilgilerimizi paylaşır ve işbirliğine gidersek çok önemli kazanımlar elde edebileceğimizi düşünüyoruz” dedi. ALTSO Başkanı Kerim Aydoğan da, ‘’Turist rehberleri turizmin vazgeçilmez unsurlarındandır. Onlarla her alanda işbirliği yapmak istiyoruz’’ dedi.

Alanya

M

embers of The Alanya Professional Tourist Guides Association who met with the president of Alanya Chamber of Commerce and Industry (ALTSO) Kerim Aydoğan exchanged ideas about opening the market at Alanya Fortress for tourism, Akdağ Ski Center, planned golf courses and sports complexes. ALRED President Azem Buldu stated that the projects undertaken by the Alanya Chamber of Commerce and Industry would greatly contribute to the economy of Alanya and that they would like to support these projects. Buldu, who pointed out to the importance of new investments to increase Alanya’s market share in tourism and that the most important aspect in advertising was services provided at the region, said:

‘’If every tourist that visits our region leaves happy, that could bring 10 more tourist to our borough. If the existing nature, climate and historical assets of Alanya are merged with new investments, we will have a bigger market share. We, as professional tourist guides, are the ones that spend the most time with tourists so we know their expectations well. We believe that we can contribute to the sector if we share our thoughts and ideas with the powerful institutions in our borough, such as the Alanya Chamber of Commerce and Industry.” ALTSO President Kerim Aydoğan said, ‘’Tourist guides are the indispensible aspects of tourism. We want to collaborate with them in every area.’’


ANTALYA 33

Ĺžubat / February - Mart / March 2012


Gitarın kalbi

Antalya’da attı Opera bale ve piyanodan sonra gitar festivaline ev sahipliği yapan Antalya, dünyaca ünlü sanatçıları ağırladı.

The heart of the guitar beats in Antalya Antalya, which has hosted the guitar festival after the international opera, ballet and piano festivals, entertained world famous musicians.

Fotoğraflar/Photographs: Büyükşehir Belediyesi Arşivi

34

ANTALYA

Şubat / February - Mart / March 2012


K

ültür sanat şehri olma iddiasıyla yoluna emin adımlarla devam eden Antalya’nın festivaller zincirine bir halka daha eklendi ve ilk kez uluslararası alanda dünyaca ünlü sanatçıların katılımıyla Gitar Festivali düzenlendi. Antalya Büyükşehir Belediyesi tarafından organize edilen festivale, Türkiye’nin yanı sıra İspanya, Almanya ve Japonya’dan sanatçılar katıldı. Türkiye’den Doç. Dr. Ahmet Kanneci ve Eren Sualp, Almanya’dan Nora Buschmann, İspanya’dan Jose Manuel ve Francisco Cuenca Morales’in kurduğu Duo Cuenca, Japonya’dan Takeshi Tezuka ve Gitar Orkestrası, unutulmaz konserler verdi. Festivalin kapanış konserinde sahne alan Doç. Dr. Kanneci, aynı zamanda festivalin danışmanlığını da yürüttü. Antalya’da 21-25 Şubat tarihleri arasında 5 gün süren festivalde sadece konserler verilmedi. Türk gitar yapımcılarının katılımıyla ‘Gitar, Tarihsel Gelişimi ve Türk Gitar Yapımcıları’ adlı bir de sergi düzenlendi. Bunun yanı sıra workshop eğitimleri gerçekleşti ve sosyal etkinliklerle öğrencilerin, sanatçılarla bir araya gelmesi sağlandı.

Açılış Duo Cuenca’dan

1’inci Uluslararası Antalya Gitar Festivali, Antalya Kültür Merkezi (AKM) Aspendos Salonu’nda yapıldı. Festivalin açılış konserinden önce AKM Fuayesi’nde ‘Gitar, Tarihsel Gelişimi ve Türk Gitar Yapımcıları’ konulu sergi açıldı. Serginin ardından İspanya’da piyano ve gitarı başarıyla bir araya getiren Jose Manuel ve Francisco Cuenca Morales’in kurduğu

were not only concerts during the five day festival which took place on February 21-25, 2012. There was also an exhibition called “Guitar: Its Historical Progress and Turkish Guitar Producers”. There were also workshops during the festival where students got together with artists.

Doç. Dr. Ahmet Kanneci

Duo Cuenca, sanatseverlerle buluştu. Festivalin ikinci gününde ünlü Alman gitar sanatçısı Nora Buschmann, Antalyalılara unutulmaz bir konser verdi. AKM Aspendos Salonu’ndaki konseri, Almanya’nın Antalya Konsolosu Frank Urbschat, Büyükşehir Belediyesi Kültür ve Sosyal İşler Dairesi Başkanı Adem Akyürek, Festival Sanat Yönetmeni Doç. Dr. Ahmet Kanneci ile birlikte çok sayıda Antalyalı izledi. Alman klasik gitar sanatçısı Nora Buschmann, Antalyalı sanatseverlere müzik ziyafeti çekti. Buschmann, gitarıyla besteciler Heitor Villa-Lobos, Johann Kapsar Mertz, Antonio Lauro, Carlo Domeniconi, Augustin Barrios-Mangore’den eserler yorumladı. Performansıyla büyük beğeni toplayan Nora Buschmann, izleyiciler tarafından alkış yağmuruna tutuldu.

A

ntalya, which is quickly becoming a culture- art city, has added another festival to its roster and organized the Guitar Festival with the participation of world famous musicians. The festival, organized by the Antalya Metropolitan Municipality welcomed musicians from Turkey, Spain, Germany and Japan. From Turkey, Doc. Dr. Ahmet Kanneci and Eren Sualp, from Germany, Nora Buschmann, from Spain, Duo Cuenca fronted by Jose Manuel and Francisco Cuenca Morales, and from Japan, Takeshi Tezuka and the Guitar Orchestra, gave memorable concerts. Doc. Dr. Ahmet Kanneci, who performed the last concert at the festival, was also the consultant of the festival. There

Duo Cuenca opens the show The 1st International Antalya Guitar Festival took place at the Antalya Cultural Center’s Aspendos Hall. The exhibition was opened before the first concert in the lobby. After the exhibition, Duo Cuenca, fronted by Jose Manuel and Francisco Cuenca Morales took to the stage. On the second day of the festival, German musician Nora Buschmann performed. The concert, which took place at AKM Aspendos Hall, was attended by Germany’s Antalya consul Frank Urbschat, president of the Social Works Office of the Metropolitan Municipality Adem Akyürek, Festival Art Director Doc. Dr. Ahmet Kanneci and many locals. The concert of classic guitar musician Nora Buschmann was a big hit. Buschmann played the works of Hector VillaLobos, Johann Kapsar Mertz, Antonio Lauro, Carlo Domeniconi and Augustine Barrios-Mangore.

Japanese Tezuka plays a traditional Azerbaijani song Turkish guitar player Eren Süalp performed on the third day of the festival. The musician gave a great performance and received a standing ovation. On the fourth day of

ANTALYA 35

Şubat / February - Mart / March 2012


Takeshi Tezuka ve Gitar Orkestrası

Japon Tezuka ‘Ay Gız’ı yorumladı

Festivalin 3. gününde Türk gitar sanatçı Eren Süalp sahne aldı. Gitarıyla kulakların pasını silen Eren Süalp, dinleyenlere harika bir gitar gecesi yaşattı ve dakikalarca ayakta alkışlandı. Festivalin sondan bir önceki gününde Japon klasik gitar sanatçısı Takeshi Tezuka ve Gitar Orkestrası, sanatseverlerle buluştu. AKM Perge Salonu’ndaki konsere, önceki konserler gibi ilgi yoğun oldu. Avrupa, Amerika ve Asya’da bir çok konserler veren Takeshi Tezuka, orkestrasıyla birlikte Antalyalılara müzik ziyafeti çekti. İlk olarak solo şarkılar seslendiren Tezuka, ardından Tokyo Gitar Topluluğu ile birlikte birbirinden güzel parçalar yorumladı. Takeshi Tezuka ve Tokyo Gitar Topluluğu, Azeri türküsü Ay Gız’ı da ustalıkla yorumlayarak, dinleyenlere sürpriz yaptı. Daha sonra piyanoda Yoko Takaki ile sahneye çıkan Takeshi Tezuka performansıyla izleyicilerden tam not aldı. Konserin sonunda Büyükşehir Belediye Başkanı Mustafa Akaydın Takeshi Tezuka ve Tokyo Gitar Orkestrasına plaket ve çiçek verdi. 36

ANTALYA

Şubat / February - Mart / March 2012

Final Kanneci’den

Dünyaca ünlü sanatçıların konserleriyle dolu dolu bir programa sahip olan festival, Türk Klasik Gitar Sanatçısı Doç. Dr. Ahmet Kanneci’nin kapanış konseri ile sona erdi. AKM Aspendos Salonu’ndaki konsere sanatseverler yoğun ilgi gösterdi. Konseri, Büyükşehir Belediye Başkanı Prof. Dr. Mustafa Akaydın, eşi Dr. Günseli Akaydın ile birlikte izledi. Konserden önce Uluslararası Antalya Gitar Festivali kapsamında gerçekleştirilen atölye çalışmalarını başarıyla tamamlayan 6 öğrenci, mini bir dinleti sundu. Ardından sahneye Uluslararası Antalya Gitar Festivali’nin sanat yönetmenliğini de yapan dünyaca ünlü Türk Gitar Sanatçısı Doç. Dr. Ahmet Kanneci çıktı. Kanneci, tarihi Hititler’e kadar uzanan gitarın Rönesans, Barok, Klasik dönemlerinden eserlerle, kıtasal ve yöresel seçkilerden oluşan bir repertuar sundu. Yorumladığı parçalarla ilgili bilgiler veren ve hikayelerini anlatan Ahmet Kanneci, konserini Uğur Mumcu’ya ithafen seslendirdiği ‘Yiğidim Aslanım’ parçasıyla sonlandırdı. Performansıyla büyük beğeni toplayan Kanneci, seyircinin yoğun alkışı üzerine bis yaptı.

the festival, Japanese classic guitar player Takeshi Tezuka and his Guitar Orchestra took to the stage. The concert, which took place at the Perge Hall, was full, just like the other performances. Takeshi Tezuka, who performed countless times in Europe, America and Asia, also gave a memorable concert. Tezuka, who first performed solo, was later on joined by his orchestra. Takeshi Tezuka and the Tokyo Guitar Orchestra also performed a well known Azerbaijani folk song and surprised everyone. Takeshi Tezuka, who was later on joined on stage by pianist Yoko Takaki, was applauded for many minutes. At the end of the concert, Metropolitan Municipality Chief Magistrate Mustafa Akaydın presented Takeshi Tezuka with flowers and a plaque.

The final performance from Kanneci The widely successful festival ended with a

performance by Turkish classical guitar musician Doc. Dr. Ahmet Kanneci. Metropolitan Municipality Chief Magistrate Mustafa Akaydın watched the concert with his wife, Dr. Günseli Akaydın. 6 students, who had successfully completed their workshop programs, gave a mini concert. After the mini concert, Doc. Dr. Ahmet Kanneci came to the stage and performed a repertoire that included international and regional pieces from the Renaissance, Baroque and Classic periods. Ahmet Kanneci, who also gave information about the pieces during his performance, ended his concert with a song that he dedicated to famous journalist Uğur Mumcu. Kanneci, who received applauses, came back to the stage demand from the audience.


ANTALYA 37

Ĺžubat / February - Mart / March 2012


İskandinav ülkelerinden engelli turist konaklaması talebi TÜRSAB Side Manavgat BYK Başkanı Ahmet Özden, turizmcilerin bölgede engelli turist sayısını artırmaya yönelik konaklama tesislerinde yenileme çalışması yapması gerektiğini bildirdi

Demand from Scandinavian countries for handicapped tourists TÜRSAB Side Manavgat President Ahmet Özden said that tourism professionals need to renovate their facilities in the region to accommodate handicapped tourists.

T

ürkiye Seyahat Acenteleri Birliği (TÜRSAB) Side-Manavgat Bölgesi Yürütme Kurulu Başkanı Ahmet Özden, kış aylarında bölgeye İskandinav ülkelerinden engelli turist konaklamasına yönelik yoğun talep geldiğini belirterek, turizmcilerin bölgede engelli turist sayısını artırmak için konaklama tesislerinde yenileme çalışması yapmaları gerektiğini bildirdi. Özden, yönetim kurulu üyeleri ile birlikte Manavgat Ticaret ve Sanayi Odasını (MATSO) ziyaretinde yaptığı konuşmada, “Kışın İskandinav ülkelerinden engelli turistlerden bölgemize talepler olmaktadır. Bu talepler doğrultusunda bölgemizdeki turizm yatırımlarında engelli turist odalarının artırılması gerekir. Bölgemizin iklim, coğrafi ve turizm altyapısı kışın engelli turistleri ağırlamaya elverişli. Bu bağlamda engelli odalarının artırılması 38

ANTALYA

Şubat / February - Mart / March 2012

ve konaklama tesislerinin engelli turistleri ağırlamaya yönelik dizayn edilmesi gerekir” dedi. Özden, yıllık 1 milyon turistin ziyaret ettiği Manavgat Şelalesi’ne giden yolda sezon öncesi çevre temizliği, kaldırım, yol bakım ve düzenlemesi yapılmasının önemine işaret ederek, aynı şekilde Manavgat Irmağı kenarında da çalışma yapılması gerektiğini kaydetti. Manavgat’ta turizmin yılın 365 gününe yayılması için spor turizminin önemine değinen Özden, bu bağlamda kış turizmini canlandırmak için futbol sahaları, olimpik yüzme havuzu ve kapalı spor salonu yapımının acil olduğunu söyledi. Antalya’ya gelen 11 milyon turistin 4 milyonunun Manavgat’ta ağırlandığına dikkat çeken Özden, şehrin estetik dokusunun korunmasının önemine işaret etti.

T

h e president of the Side-Manavgat region executive board of the Turkish Travel Agencies Association Ahmet Özden stated that there was high demand for the region during the winter from handicapped tourists from Scandinavia and that tourism professionals needed to renovate their facilities to accommodate handicapped tourists. Özden, who spoke at a meeting conducted at the Manavgat Chamber of Commerce and Industry, said, “During the winter, handicapped tourists from Scandinavia are choosing our region for their travels. Within the context of this demand, rooms for handicapped tourists must be increased accordingly. The climate, geography and tourism infrastructure of our region is suitable to host handicapped tourists dur-

ing the winter season. We must increase rooms for the handicapped and redesign our facilities to cater to their needs. “ Özden, who pointed out to the importance of cleaning and maintenance on the road that leads to the Manavgat Waterfall before the high season starts, added that works also needed to be conducted near Manavgat River. Özden, who also highlighted the importance of sports tourism to extend the season to 365 days, said that football fields, Olympic sized pools and gyms needed to be constructed to revitalize winter tourism. Özden, who reminded attendees that Manavgat hosted 4 million of the 11 million tourists that came to Antalya, pointed out to the importance of preserving the aesthetic structure of the city.


ANTALYA 39

Ĺžubat / February - Mart / March 2012


Uygarlık tarihinin fihristi:

Burdur

Göller ve güller diyarı olarak anılsa da Vali Süleyman Tapsız’ın deyimiyle Selçuklu mimarisinin eşsiz eserlerinden kervansarayları, Osmanlı çizgilerini yansıtan konakları ile Burdur, bir anlamda uygarlık tarihinin de fihristidir.

Fotoğraflar/Photographs:Burdur Valiliği

40

ANTALYA

Şubat / February - Mart / March 2012


The catalogue of civilization history: Burdur Although it is known as the land of lakes and roses, Governor Süleyman Tapsız calls Burdur the catalogue of the history of civilization with its magnificent Seljuk era inns and Ottoman style mansions.

B

urdur, doğal güzellikleri ve kültürel zenginlikleri açısından Batı Akdeniz’in önemli kentlerinden biridir. 9 bin yıl öncesine kadar giden tarihi, Anadolu kültür tarihi açısından da önem taşır. Akdeniz Bölgesi’nin iç kısmında ve Göller Yöresi adı verilen bölgede yer alması nedeniyle başta Burdur, Salda gibi birçok göle sahiptir. Yaylaları ve İnsuyu, Kızılin gibi mağaraları ise meraklıları için keşfedilmeyi bekleyen doğa harikalarıdır. Her ne kadar göller ve güller diyarı olarak anılsa da, Vali Süleyman Tapsız’ın deyimiyle Selçuklu mimarisinin eşsiz eserlerinden Susuz Han, İncir Han gibi kervansarayları ve Osmanlı çizgilerini yansıtan konakları sayesinde Burdur, uygarlık tarihinin fihristi gibidir. Gezi sayfamızda yer açtığımız Burdur’un tanıtımını, kentin en yetkili kişisiyle, Vali Süleyman Tapsız ile yapmak istedik. Bunun için gerçekleştirdiğimiz röportajımızda sorularımızı yanıtlayan Vali Tapsız’ın eşliğinde Burdur’u tanımaya ne dersiniz?

B

urdur, with its natural beauties and cultural riches, is one of the most important cities in Western Mediterranean. Its history that dates back 9 thousand years is crucial to Anatolian culture. Because it is located in a region called the Lakes Region in the Mediterranean, it has many lakes such as Burdur and Salda. Its plateaus and many caves are wonders of nature waiting to be explored. Although it is known as the land of lakes and roses, Governor Süleyman Tapsız calls Burdur the catalogue of the history of civilization with its magnificent Seljuk era inns and Ottoman style mansions. We wanted to introduce Burdur to you through the eyes of Governor Süleyman Tapsız. How about getting to know Burdur from the answers given by Governor Tapsız? What is the place of Burdur in Turkish tourism? Can you give us some information about its attractive caves, lakes

and cultural assets? GOVERNOR TAPSIZ: Burdur is an important city as it is a passageway to tourism centers such as Antalya and Muğla. Our city offers alternative tourism and the antique cities in the center are worth visiting. Besides Hacılar- one of the first settlements in Western Anatolia-, Sagalassos and Kibyra antique cities which are still being excavated, there are many antique cities within our borders. With structures from the Seljuk era such as Susuz Inn and Incir Inn and mansions from the Ottoman period, Burdur is like a catalogue of the history of civilization. Bakibey Mansion, Taşoda; Mısırlılar Mansion and Piribaşlar Mansion have been restored to their original state.

İnsuyu and Kızılin

Because our city has aquifer type soil and the fact that we are located within the Lakes Region, has caused the formation of many caves. Besides Insuyu Cave- the first cave to be opened for tourism, Kızılin and Seferyitiği caves are very important for our city. ANTALYA 41

Şubat / February - Mart / March 2012


Doğal güzellikleri ve kültürel zenginlikleri ile dikkat çeken Burdur’un Türkiye turizmindeki yeri nedir? Bu anlamda kentin dikkat çekici mağaraları, gölleri, kültürel değerleri ile ilgili bilgi verir misiniz? VALİ TAPSIZ: Burdur, Antalya ve Muğla gibi turizm merkezlerine açılan bir kapı olması itibariyle önemli bir konuma sahiptir. İlimiz, alternatif turizm imkânları zengin bir şehir olup özellikle doğa ve tarihin sentezlendiği merkezlerdeki antik kentler gezilip görülmeye değerdir. Batı Anadolu’daki ilk yerleşim yerlerinden birisi olan Hacılar ve halen faal kazıları devam eden Sagalassos ve Kibyra Antik kentleri dışında onlarca antik kent, ilimiz sınırlarında bulunmaktadır. Selçuklu mimarisinin eşsiz eserlerinden Susuz Han ve İncir Han kervansarayları ile Osmanlı çizgilerini yansıtan konakları sayesinde Burdur, uygarlık tarihinin fihristi gibidir. Bu konaklardan Bakibey Konağı, Taşoda; son dönem sivil mimarlık eserlerinden Mısırlılar Evi, Piribaşlar Evi, aslına uygun düzenlemeler ile tarihseverlerin beğenisine sunulmuştur.

Burdur Valisi Süleyman TAPSIZ

scattered all around the city like a blue necklace such as Lake Burdur, which is the largest lake in the city and Lake Salda. While fish breeding contributes to the economy at Karacaören Dam, lake tourism is carried out at alternative spaces.

İnsuyu ve Kızılin

İlimizin karstik toprak yapısına sahip olması ve sıklıkla kullanılan ismiyle göller yöresinde bulunması, bölgede irili ufaklı yüzlerce mağaranın oluşmasına neden olmuştur. Herkesin iyi bildiği ve Türkiye’de turizme açılan ilk mağara olan İnsuyu Mağarası’nın yanı sıra araştırma gezisi 2009 yılında Boğaziçi Üniversitesi Mağaracılık Araştırma Kulübü (BÜMAK) ve Burdur Müzesi tarafından ortaklaşa yapılan Kızılin Mağarası ve 42

ANTALYA

Şubat / February - Mart / March 2012

İnsuyu Mağarası

Seferyitiği mağaraları, ilimiz için oldukça önemlidir. 2009 yılında gerçekleştirilen bu araştırma gezisinde Kızılin Mağarası’nda bulunan tarihi çömlek parçaları ile eserler, 2011 Aralık ayında gerçekleştirilen Gün Işığında Kızılin Mağarası ve Buluntuları Sergisi ile Burdur Müzesi’nde halkın ziyaretine açılmıştır. Son dönemde yükselen bir değer olan Speleoloji (mağaracılık) çalışmaları için adeta bir cennet

During a research trip that was organized in 2009, the relics that were found in Kızılin Cave were exhibited in Burdur Museum. There are many more caves waiting to be discovered and used in tourism in Burdur and these caves are great places for speleological works.

Like a blue necklace

Burdur is mostly known for its lakes. Many lakes have

You can find rare natural beauties at plateaus such as Böğrüdelik, Aziziye, Kırkpınar and Eşeler and follow the traces of nomad culture at Teke. Altınyayla wrestling competitions and the annual “Yünüm Böğütü” festival are some of the most interesting local traditions. The Salda Ski Center, which is our country’s latest skiing center, has added a new touch to our city and has put Burdur on the map as a winter destination. Those who are into fishing can do so at lakes such as, Gölhisar, Karataş and Karacaören Dam. Burdur, which is suitable for alternative sports like canoe, mountain


Salda Gölü ANTALYA 43

Şubat / February - Mart / March 2012


olarak tanımlayabileceğimiz Burdur’da önümüzdeki yıllarda keşfedilip haritalandırılarak, turizme kazandırılacak pek çok mağara olacağı düşünülmektedir.

biking, sailing, nature walks, paragliding, rock climbing, butterfly and bird watching, has many spots ideal for camping. What is the potential of the city in terms of alternative tourism activities? GOVERNOR TAPSIZ: Culture/history, plateau tourism, bird watching, winter tourism, nature sports, eco tourism, cave tourism, camp and trailer tourism, hunting tourism and Silk Road tourism is available in our city.

Mavi gerdanlık misali

Burdur en çok gölleri ile tanınan bir ildir. Şehrin kendi ismiyle anılan ve ilin en büyük gölü olan Burdur Gölü ve turistik önemiyle öne çıkan Salda Gölü dışında onlarca doğal ve baraj gölü, mavi bir gerdanlık misali Burdur’un ilçelerine dağılmış durumdadır. Karacaören Barajı balık yetiştiriciliği ile bölge ekonomisine katkıda bulunurken, turizm faaliyetleri ile alternatif alanlardan göl turizminin güzel örneklerinden birisini sunmaktadır.

History tourism in Burdur is very important. The city harbors over 25 antique cities, especially Sagalassos and Kibyra. Within the rich lifestyle of our unique city, plateau life is highly important. Dur-

Böğrüdelik, Aziziye, Kırkpınar, Eşeler yaylalarında doSusuz

Sagalassos

44

ANTALYA

Şubat / February - Mart / March 2012


Bird Watching

Many types of birds live at Lake Burdur in addition to an almost extinct species of a duck that winters at the lake. Lake Burdur, Lake Çorak, Lake Salda and Lake Karataş are ideal places for bird watching. There are many caves which are waiting to be explored in our city, especially İnsuyu. Also, Seferyitiği and Kızılin caves are interesting for speleologists. We are planning to open Karanlıkdere Canyon located in the borough of Altınyayla for tourism and Çatal Değirmen Canyon will be opened to tourists as a summer resort. The vicinity of Lake Burdur and Lake Salda and Karacaören and Yapraklı dams, are ideal places for camping. The region which lies on the joint borders of Burdur and Denizli has been renamed as ‘’the Ak lake thermal tourism region ‘’ by our ministry because of its contribution to health tourism.

ğanın ender güzellikleri ve Teke yöresinin göçebe kültürünün izlerini bulabilirsiniz. Ayrıca her sene düzenlenen ve Kırkpınar’dan sonraki en önemli yağlı güreşlerden kabul edilen Altınyayla güreşleri ve kültürel bir etkinlik

olarak her sene tekrarlanan “Yünüm Böğütü” şenlikleri, yerel kültürün yansıtıldığı güzel faaliyetlerden ikisidir. Yatırımları yeni bitirilen ve ülkemizin en genç kayak merkezi olan Salda Kayak

Antoninler

Nature walks, mountain climbing, mountain biking and hunting are carried out in our city which is ideal for nature sports. During the winter, the Yeşilova Salda Ski Center is an important winter tourism destination. Karacaören Dam, Lake Burdur and Salda are ideal spots for sailing, canoe and windsurfing.

ing the summer, locals and their animals migrate to the plateaus. Here are some of these plateaus; Aziziye, Gölhisar Böğrüdelik, Kocayayla, Eşeler, Kemer Bozdağ, Kozpınar, Altınyayla Kırkpınar, Bucak Kumar and Kestel.

Can you tell us a little about the historical assets that were unearthed during digs in the antique cities in Burdur? VALİ TAPSIZ: Currently, there are three ongoing excavations in Burdur. These ANTALYA 45

Şubat / February - Mart / March 2012


İncirlihan

Merkezi ise ilimize yeni bir soluk getirmiş ve kış sporlarının yapılabileceği bir il olarak Burdur’a değer kazandırmıştır. Bunların dışında balık avcılığı yapmak isteyenlere Karacaören Barajı, Gölhisar, Karataş gölleri bu fırsatı sunmaktadır. Kano, yelkencilik, dağ bisikleti, doğa yürüyüşleri, yamaç paraşütü, kaya tırmanışı, kelebek ve kuş gözlemciliği ile daha pek çok alternatif sporun gerçekleştirilebileceği Burdur, topraklarının yarısı ormanlarla kaplı ve kamp yapmaya oldukça müsait birçok cennet köşesine sahiptir. Kentin alternatif turizm aktiviteleri açısından taşıdığı potansiyel nedir? VALİ TAPSIZ:İlimizde turizm çeşitleri ve alternatif turizm alanında; kültür/tarih 46

ANTALYA

Şubat / February - Mart / March 2012

turizmi, yayla turizmi, kuş gözlemciliği, kış turizmi, doğa sporları, eko turizm, mağara turizmi, kanyon turizmi, kamp ve karavan turizmi, av turizmi, ipek yolu turizmi bulunmaktadır.

bazıları şöyledir; Aziziye Yaylası, Gölhisar Böğrüdelik, Kocayayla, Eşeler Yaylası, Kemer Bozdağ, KozpınarYaylası, Altınyayla Kırkpınar, Bucak Kumar ve Kestel.

Burdur’un tarih turizmi alternatif turizm imkânları sunan en güçlü yönüdür. 25’in üzerinde antik şehirleri, özellikle Sagalassos ve Kibyra Antik kentleri, alternatif turizm açısından turistlere ayrıcalık sunar.

Kuş gözlemciliği

Kendine has coğrafyaya ve iklime sahip olan ilimizin zengin yaşam kültürü içindeki yayla yaşantısı önemli bir yer tutar. Kuzey Karadeniz bölgesindeki yaylaların özelliklerini taşıyan, genellikle yakın ve mahalli yerleşmelerdeki halkın yaz aylarında hayvanlarıyla beraber göçtükleri yerlerdir. Bu yerlerden

İlimiz Burdur Gölü çeşitli kuş türlerinin yanı sıra dünyada nesli tükenmekte olan dikkuyruk ördeğinin % 70’inin kışlandığı en büyük alandır. Burdur Gölü, Çorak Göl, Salda Gölü, Karataş Gölü, kuş gözlemciliğine uygun ortamlar sunmaktadır. Başta İnsuyu mağarası olmak üzere mağaracılığa meraklı turistler için ilimiz keşfedilmeyi bekleyen birçok mağaraya sahiptir. Ayrıca Sefer Yitiği, Kızılin gibi mağaralar, mağaracı ve bilim insanlarının ilgi alanına girmektedir.

are: Kibyra antique city in the borough of Gölhisar, Hacılar Big Tumulus in the village of Hacılar and Sagalassos antique city in the borough of Ağlasun. In 2011, 238 artifacts were unearthed and handed over to the Burdur Museum Directorate. The artifacts unearthed at Kibyra and Sagalassos include important data regarding the Hellenistic, Roman and Byzantine eras and the artifacts found during the digs at Hacılar Big Tumulus gave us sufficient information regarding the Chalcolithic and Bronze Age. The Head of Medusa in Kibyra, which is almost completely unearthed and considered Turkey’s largest intact mosaic, is one the best additions to our country this year. Architectural remains which were found at these three locations have


been put under preservation and restoration works will begin in the near future. What are you efforts and expectations regarding the future of tourism in Burdur? VALİ TAPSIZ: Establishing the tourism development plan in accordance with the ministry’s 2023 strategic plan;

Mısırlılar Evi

Culture tourism is our strong suit. We are planning to continue digs and restorations at Sagalassos and Kibyra antique cities and begin new excavations at other antique cities, building roads, public restrooms, restaurants and rest stops, establishing tourist information offices and putting information panels on roads. Educating entrepreneurs and employees, Incorporating all related parties, public and private bodies, chambers and locals into the process,

Sagalassos

Altınyayla İlçemizdeki KaranlıkdereKanyonu’nun, çeşitli trekking faaliyetleri ile turizme kazandırılması planlanmaktadır. Çatal Değirmen Kanyonu’nun, yazlık mesire alanı olarak turistlerin hizmetine sunulma çalışması devam etmektedir. Burdur ve Salda gölü çevresi ile Karacaören ve Yapraklı barajı, kamp ve karavan tu-

rizmi için önemli bir potansiyele sahiptir. Burdur ve Denizli ortak sınırlarında kalan bölge, sağlık turizminde önemli yeri olan termal turizme uygun olduğu için bakanlığımız tarafından ‘’Ak göl termal turizm alanı ‘’ olarak ilan edilmiştir. Doğa sporlarının gelişimine son derece elverişli olan

ilimizde, doğa yürüyüşü, dağcılık, dağ bisikleti, avcılık vb. sporlar yapılmaktadır. Kış mevsiminde üzerinde kar eksik olmayan Yeşilova Salda Kayak Merkezi, bölgemizin önemli bir kış turizm merkezidir. Kayak tesisleri kurulmuş ve faaliyetine başlamıştır. Yelken, kano, rüzgar sörfü için Karacaören Barajı, Burdur ve Salda gölleri uygundur.

Taking advantage of interactive materials, visuals and the press for advertising, participating in fairs, setting up meetings with tour operators and travel agencies and the businessmen of Burdur, organizing information tours with national and international journalists, Advertising in foreign languages in web sites, Building the roads to the Salda Ski Center and Kibyra antique city with the support of our ministry, In short, joint efforts are required for subjects such as infrastructure, education and advertising in the city through a tourism development plan and budgets of public bodies should be reorganized in accordance with this plan. ANTALYA 47

Şubat / February - Mart / March 2012


Kibyra-Meclis-Müzik binası

Burdur sınırları içerisinde bulunan antik kentlerde yürütülen çalışmalar sonucu gün yüzüyle buluşturulan tarihi değerlerle ilgili bilgi verir misiniz? VALİ TAPSIZ: İlimizde halen Bakanlar Kurulu Kararı ile devam eden 3 kazı çalışması bulunmaktadır. Bunlar; Gölhisar İlçesi’nde Kibyra Antik Kenti, Merkez İlçe Hacılar Köyü’nde Hacılar Büyük Höyük ve Ağlasun İlçesi’nde Sagalassos Antik Kenti kazılarıdır. Bu kazılarda sadece 2011 yılında ortaya çıkarılan ve Burdur Müze Müdürlüğüne teslim edilen eser sayısı, 238 adettir. Kibyra ve Sagalassos kazılarından elde edilen eserler, ilimizin Helenistik, Roma ve Bizans dönemleri tarihi için, Hacılar Büyük Höyük kazısından elde edilen 48

ANTALYA

Şubat / February - Mart / March 2012

eserler ise Kalkolitik ve Tunç çağlar tarihi için oldukça önemli veriler içermektedir. Ayrıca bu sene büyük bir kısmı ortaya çıkarılan ve Türkiye’nin bozulmamış en büyük mozaiği olacağı düşünülen Kibyra’daki Medusa Başı, gerçekten ülkemiz için bu senenin en büyük kazanımlarından birisidir. Her üç kazıda açığa çıkarılan mimari buluntular, bulundukları yerde konservasyonları yapılarak koruma altına alınmış olup, restorasyon ve sergilemeye yönelik çalışmalar devam etmektedir. ‘’Göller ve Güller Diyarı’’ Burdur’un turizmde hak ettiği noktaya ulaşması için çalışma ve beklentileriniz nelerdir? VALİ TAPSIZ: Turizm Gelişim Planının, Bakanlığın 2023 Strateji alt yapının

güçlendirilmesi planına göre oluşturulması, Kültür turizmi, güçlü olduğumuz bir alan. Bu kapsamda antik şehirler Sagalassos ile Kibyra’da kazı ve restorasyonlara devam edilmesi, yeni antik şehirlerde kazılara başlanması, yol, wc, restaurant, dinlenme mekânlarının yanı sıra bilgi levhaları, animasyonlarla turistlere bilgi merkezlerinin oluşturulması, yol güzergâhlarına bilgi levhalarının totemlerin konulması, Girişimci ve çalışanların eğitilmesi, Tarafların, kamu kurum ve kuruluşları, odalar, meslek kuruluşları ve halkın işin içine katılması, Tanıtım için basılı görsel inte-

raktif materyallerden yararlanılması, fuarlara katılınması, tur operatörleri, seyahat acenteleri ile Burdur’lu iş adamlarının buluşturulması, ilde ulusal ve uluslararası basın mensupları ile tur operatörlerine info (bilgilendirme) gezilerinin düzenlenmesi, WEB sitelerinde farklı dillerde tanıtımların yapılması, Turizmin gelişebileceği “Salda Kayak Merkezi” ve Kibyra Antik Kenti yollarının, Bakanlığımız “Yatırım ve İşletmeler Genel Müdürlüğü” desteği ile yapılması, Kısacası; Turizm Gelişim Planı yapılarak, altyapı, eğitim, tanıtma, vb. konularda kolektif çalışma yürütülmesi, kurum ve kuruluşların sahip olduğu bütçelerin aynı planı gerçekleştirme yönünde değerlendirilmesi gerekir.


ANTALYA 49

Ĺžubat / February - Mart / March 2012


Yazı/Article: Özgür Önder Fotoğraflar/Photographs:Özgür Önder, ANFAŞ, KUYAP

Verimli topraklar doğal güzelliklerle

Aksu’da tarihlenir Meyve bahçeleri ve seralarıyla sadece Türkiye’nin değil, dünyanın da gıda ihtiyacını karşılayan Aksu, sahilindeki beş yıldızlı tesisler ve doğal güzellikleriyle turistlere unutulmaz bir tatil yaşatır. 50

ANTALYA

Şubat / February - Mart / March 2012


Fruitful lands are documented with natural beauties in Aksu Aksu, which provides not only Turkey but the world with food thanks to its rich fruit orchards and glasshouses, provides unforgettable vacations for tourists with 5-star facilities and natural beauties. ANTALYA 51

Ĺžubat / February - Mart / March 2012


Perge

T

oroslar ile Akdeniz arasındaki uçsuz bucaksız ova, bereketli topraklarını kendine mesken tutanlara hep cömert davrandı. Bundan 4 bin yıl önce olduğu gibi, bugünde aynı cömertliği görmek mümkün Aksu’da. Verimli tarım topraklarından doğal güzelliklere, birbirinden lüks 5 yıldızlı tesislerden antik kente, iş dünyasını bir araya getiren fuar merkezine birçok çeşitliliği barındırır Aksu. Ekonomisi tarım ve turizme dayanır. Aksu Çayı’nın hayat verdiği ilçede meyve bahçeleri ve seralar, Türkiye’nin yanı sıra dünyanın dört bir yanındaki insanların gıda ihtiyacını karşılar. İlçe, ülke genelinde narenciye üretiminde yüzde 20, kapalı sera üretimi ile de yüzde 30’luk paya sahiptir. Sahilindeki 5 yıldızlı oteller ise yoğun geçen yılın yorgunluğunu atmak için 52

ANTALYA

Şubat / February - Mart / March 2012

gelen turistlere unutulmaz tatil yaşatır. Doğal güzelliklerle tarihi de içinde barındırır Aksu. Bundan 4 bin yıl önce kurulan Perge Antik Şehri, her yıl on binlerce turistin ziyaretine uğrar. Perge’ye can veren Kurşunlu Şelalesi ise özgürce çağlayışını sürdürür. Aksu ilçesinin bilinen tarihi, M.Ö. 2000’li yıllara uzanmaktadır. Bugünkü Aksu İlçesinin Akcaşar Mahallesi’nin üstünde bulunan Antik Kent, Timbriada M.Ö. 2000 yıllarında Arzava Krallığına bağlı Pisidia bölgesinin önemli bir şehridir. Pisidia bölgesi Arzava Krallığına bağlı iken sırasıyla Frigler’in, Lidyalılar’ın, Persler’in, Büyük İskender’in ve Romalıların hükümranlığına girmiştir. Timbriada, Romalılar döneminde en parlak dönemini yaşamıştır. Yörede

T

h e vast plain between the Taurus Mountains and the Mediterranean has always been kind to those that settled there. You can still witness that kindness in Aksu after 4 thousand years. Aksu harbors everything from fruitful agricultural lands to natural beauties, from 5-star hotels to antique cities and a fair center that is the meeting place of the business world. Its economy is based on agriculture and tourism. Fruit orchards and greenhouses kept alive by Aksu Stream feed not only Turkey but the entire world. The 5-star facilities on the shore provide unforgettable holidays for tourists. Perge antique city, which was built 4 thousand years ago, is visited by thousand of tourist each year. Kurşunlu Waterfall that gives life to Perge continues to flow freely.

The known history of Aksu dates back to 2000 B.C. Timbriada antique city, located above Akcaşar Quarter, was an important Pisidia town back in 2000’s B.C. The Pisidia region was ruled by the Arzawa Kingdom, Phrygians, Lydians, Persians, Alexander the Great and Romans. Timbriada lived its most glorious days during Roman rule. From the coins, tomb stones and statues found in the region, it was concluded that it could mint coins in 1st and 2nd centuries B.C. and was an important settlement. Taking into account the historical Roman Bridge and the location of the antique cities, we can safely say that Timbriada and the Eveymoden region was an easily defendable, important center along the trade route


bulunan sikkelerin, mezar taşlarının ve heykellerin incelenmesinden M.Ö. I. ve II. yüzyılda sikke basıldığı ve önemli bir yerleşim kenti olduğu anlaşılmaktadır. Tarihi Roma köprüsü ve Antik kentlerin konumu göz önüne alındığında Timbriada ve Eveymoden bölgesinin Romalılar döneminde savunması kolay, ticaret yolu üzerinde önemli bir merkez olduğu anlaşılmaktadır. Roma İmparatorluğunun ikiye ayrılması (395) ile Bizans (Doğu Roma) toprakları içinde kalan Aksu yöresi, Akrotiri (Eğirdir) Psikoposluğuna bağlı bir yerleşim alanı olarak varlığını sürdürmüştür. Emeviler’in İstanbul’a kadar ulaşan akınları sırasında kısa bir süre Müslüman Arapların hükümranlığına giren Aksu yöresi, 1080 yılında Anadolu Selçuklu Devletinin toprak parçası olmuştur. Anadolu Selçuklu Devleti’nin Moğollara yenilmesi ile başlayan beylikler döneminde merkezi Eğirdir olan Hamit Oğulları Beyliği’ne bağlanan Anamas yöresi,bu beyliğin Osmanlı sınırlarına katılması ile Konya sancağına bağlı Eğirdir kazasının bir nahiyesi olarak varlığını sürdürmüştür. Eğirdir’in Yenice Bucağı iken, 1954 yılında Yenice, Bucak, Mirehor ve Akcaşar köylerinin birleşmesi ile Anamas beldesi olmuş, 1965 yılında Aksu ismini almış, 1987 yılında ise ilçe statüsü kazanmıştır.

Perge Antik Kenti

M.Ö. 12. yüzyılda Anadolu’nun kuzeyinden güney kıyılarına büyük bir göç yaşandı. Gelenler, Antalya’nın doğusuna yerleşti ve buraya ‘Irkların

Perge Antik Stadyumu

Helenistik Kuleler

Ülkesi’ anlamına gelen Pamphylia denildi. Koloniciler, Antalya’nın 17 kilometre doğusuna Pamphylia’da Perge adında bir de kent kurdu. Aksu nehrinin batısında iki tepenin arasındaki geniş bir ovaya kurulan şehir, Kilikya-Pisidya ticaret yolunun üzerinde bulunması

during the Roman era. Aksu, which became a part of the Byzantine Empire in 395 B.C., continued its existence as a town affiliated with the Eğirdir Episcopacy. Aksu, which was ruled by the Arabs after the Umayyad Dynasty conquered Anatolian lands all the way to Istanbul, became a part of the Anatolian Seljuk state in 1080. The

region then became a part of the Hamitoğulları Seigniory and then a part of the Ottoman Empire as a town of Eğirdir. Aksu became a borough in 1987.

Perge antique city In 12th century B.C. a big immigration took place from the north of Anatolia ANTALYA 53

Şubat / February - Mart / March 2012


nedeniyle hızla gelişti. Mimarisi ve heykeltıraşlığı ile ünlenen şehir, Anadolu’nun en düzenli Roma dönemi kentlerinden birisi oldu. Aradan geçen 3 bin yılı aşkın zamana rağmen bugün bile Perge kentinin güzelliğini, ayakta kalmayı başaran yapılarda görmek mümkündür.

yatro galerilerinde izleyiciler her iki uçtan girip, kemerli geçitlerden geçerek, oturma alanlarına ulaşır. Tiyatronun orkestra alanı, gladyatör ve vahşi hayvan dövüşlerinin popüler olduğu dönemde arena olarak da kullanılmıştır.

Perge Antik Kenti, ziyaretçilerini asfalt yolun solunda kalan tiyatrosu ile karşılar. Şehre giren bir kişi Kocabelen Tepesi’nin güney eteklerine inşa edilmiş Yunan-Roma tipi tiyatro ile karşılaşır. 13 bin kişilik tiyatro, 42 oturma sırasından oluşur. Yarım daireden biraz büyük olan seyirci oturma alanları, yatay geniş basamakla ikiye ayrılmıştır. Perge tiyatrosu, Roma tiyatrosu mimarisine göre yapılmıştır. Giriş ve çıkış yolu olarak kullanılan ti-

Tiyatrodan şehre giden asfalt yolun sağında ise 34x334 metre ölçülerinde 12 bin kişi oturma kapasiteli stadyum vardır. Bu, eski çağlardan beri en iyi korunmuş stadyumlardan birisidir. Dikdörtgen bir yapı şeklinde olan stadyumun kuzey ucu, at nalı şeklindedir. Güneyi açık olan stadyumun güney ucunda ahşap, anıtsal bir kapı olduğu sanılmaktadır. Stadyumun altında 70 kemerli oda bulunmaktadır. Odalarda isimlerin ve

54

ANTALYA

Şubat / February - Mart / March 2012

1800 yıllık stadyum

to the southern shores. People settled in the east of Antalya and the region was called Pamphylia, meaning the ‘land of the people’. Colonists built a city named Perge 17 kilometers to the east of Antalya. The city, which was built on a large plain between two hills to the west of Aksu River, developed quickly because it was on the Cilicia-Pisidia trade route. The city which was known for its architecture and sculptures became one of Anatolia’s most organized Roman cities. You can still see the remains of beautiful buildings in Perge after 3 thousand years. Perge antique city greets is visitors with its theatre at the end of an asphalt road. Someone who enters the

city is immediately faced with a Greek-Roman style theatre built on the southern outskirts of Kocabelen Hill. The 13 thousand people capacity theatre has 42 rows of seats. Seating areas, which are a little bit bigger than a semi circle, are divided into two by wide, horizontal steps. The theatre was built according to Roman theatre architecture. Spectators reach the seating areas through arched pathways at the gallery which is used for entrances and exits. The orchestra pit of the theatre was also used as an arena when gladiator fights were popular.

The 1800 year old stadium

There is a 12 thousand people capacity stadium with 34x334 meter measure-


Perge Sütunlar

ANTALYA 55

Şubat / February - Mart / March 2012


çeşitli malların listelendiği yazıtların olması, buraların dükkân olarak kullanıldığını göstermektedir. Stadyumun mimarisi ve taş işçiliği, yapıyı M.S. 2 yüzyıla tarihlendirmektedir.

caddesini, dükkânlarla donanmış bir merkez çevreler. Şehir merkezi boyunca restorasyon çalışmalarının sürdüğü sütunlu cadde, zafer takının altından geçerek uzanmaktadır.

Dünyanın en güzel kenti

Sütunlu caddeleriyle ilgi çeken Perge’nin en ilgi çekici yanı ise yolu ortadan bölen su kanallarıdır. Su, caddenin kuzey ucundaki anıt çeşmeden çıkar ve durgun bir şekilde kanaldan akarak, kavurucu yaz sıcaklarında Pergelileri serinletirdi. Bugün güneyden kuzeye uzanan bu caddede sütunları olduğu gibi su kanalını da görmek mümkündür. Ana yol, M.S. 2. yüzyılda inşa edilen başka bir anıt çeşme ile son bulur. Bugün iki katlı bu anıt çeşme, güneye bakan heykeli ile ilk günkü gibi hala haşmetini korumaktadır.

Tiyatro ve stadyumdan sonra 4. yüzyılda yapıldığı sanılan surlardaki bir kapıdan geçerek, şehre girilir. Tiyatro ve stadyum sürekli barışın sağlandığı dönemde surların önemini yitirmesi nedeniyle duvarların ötesine inşa edilmiştir. Avlunun kuzeyinde Perge’nin giriş kapısı vardır. Avlu ve iki kuleden oluşan bu kapı, savunma stratejisine göre yapılmıştır. Bugün restore çalışmaları süren bu kuleler net olarak görülebilir. Helenistik giriş kapısının doğusunda agora bulunmaktadır. Kenarları sütunlu geniş bir gezinti

ments on the right of the asphalt road that leads to the city from the theatre. This is one of the best preserved antique stadiums in the world. The northern tip of the rectangular stadium is shaped like a horseshoe. It is believed that there was a wooden monumental door on the southern tip of the stadium. There are 70 arched rooms under the structure. The fact that the rooms have names and product lists suggests that these were used as shops. The stadium is dated back to 2nd century B.C.

The world’s most beautiful city

You enter the city through a door in the city walls after the theatre and the stadium. The theatre and the stadium were built outside the walls 56

ANTALYA

Şubat / February - Mart / March 2012

since they were built at a time of peace. The door to Perge is located to the north of the courtyard. This entrance, which includes a courtyard and two towers, was built for defense purposes. You can clearly see these towers which are being restored today. The agora is situated to the east of the Hellenistic doorway. A wide avenue surrounded with columns is followed by a canter full of shops. The columned avenue which is being restored stretches all the way through the city center. The most interesting aspect of Perge is the water channels that divide the road into two. The water comes out of the monumental fountain at the northern end of the avenue and was a cooling source for the people of Perge during


Cennetten bir köşe

Raif Özener Aksu Kaymakamı The District Governer of Aksu

İlçemiz, yemyeşil bitki örtüsü, seraları, Perge Antik Kenti, fuar merkezi, muhteşem otelleri, sahili ve

şelalesiyle cennetten bir köşe gibidir. İ.Ö. 1200’e dayanan tarihi ile Perge Antik Kenti, doğa harikası olan Kurşunlu Şelalesi, kent ticaretine önemli katkısı bulunan Antalya Expo Center Fuar Merkezi, 21.355 yatak kapasiteli Kültür ve Turizm Bakanlığından belgeli 20 adet konaklama tesisi ve önemli bir tarım merkezi olmasının yanında kıyı bandının her yerinde denize girilebilecek ince kumdan sahilleriyle doğa, turizm, tarım, ticaret ve tarih yöresidir. Kurşunlu Şelalemiz, içinde 7 küçük göleti, yeşilin her tonunu ve 34 familyaya ait 88 kuş türünü barındırıyor.

Göletlerin içinde alabalıklar ve ördekler yüzüyor. Piknik alanları ve su değirmenleriyle her mevsim gezilip, görülebilecek bir yer olarak karşımıza çıkıyor ve yıllık 250 binin üzerinde ziyaretçi sayısı ile de ispat ediyor güzelliğini. Muhteşem tarih ve anıtlarıyla ilçemiz sınırları içinde yer alan Perge Antik Kenti’nin yıllık ziyaretçi sayısı ise 418 binin üzerindedir. İlk kazıların 1946 yılında İstanbul Üniversitesi tarafından başlatıldığı Perge`de önemli kalıntılar şunlardır: Tiyatro, Stadyum, Helenistik Surlar, Geç Devir Kapısı, Kilise, Çeşmeler, Güney Hamamı, Helenistik Kapı, Agora

(Meydan), Sütunlu Cadde, Su Kanalları, Nekropol (Mezarlık), Ev Kalıntıları, Kule Surları, Gymnasium, Hamam, Anıtsal Çeşme ve Perge Artemis Tapınağı. 65 bin 303 nüfusa ve 445 km2 alana sahip ilçemizde 30 bin 102 dekar sera alanı bulunurken, 29 bin 332 dekar açık alanda sebzecilik yapılmaktadır. Ayrıca tarla ve süs bitkileri ile meyvecilik de dahil toplamda 185 bin 145 dekarda tarımın bulunduğu ilçemiz, ülke ekonomisine 4 mevsim katkıda bulunmaktadır. Bozulmamış doğası, tabii güzellikleri ile görülmeye değer bir ilçedir Aksu’muz.

A piece of paradise Our borough, with its greener than green nature, glasshouses, Perge antique city, fair center, hotels, shore and waterfall, is a piece of paradise on earth. It is a nature, tourism, agriculture, trade and history region with the Perge antique city that dates back to 1200 B.C., Kurşunlu Waterfall that is a wonder of nature, Antalya Expo Center Fair Center that contributes to the economy, 20 registered accommodation facilities and beach that has beautiful sand and sea. Our Kurşunlu Waterfall includes 7 small ponds, every tone of green and 88 species of birds. It is a place that can be visited throughout the year with its picnic areas and water mills and is visited by over 250 thousand people each year.

are some of the most important remains at the site which was first excavated in 1946 by Istanbul University: the theatre, Hellenistic city walls, the late period structure door, the church, fountains, the southern bath, Hellenistic door, agora, the columned avenue, water channels, necropolis, house remains, fortress walls, gymnasium, bath, monumental fountain and Perge Artemis Temple.

Over 418 thousand people visit the magnificent Perge antique city every year. Here

Aksu is an important borough with its undisturbed nature and natural beauties.

The population of our borough is 65 thousand 303 and is stretched on a 445 kilometer square area and has 30 thousand 102 square meters of glasshouse area. Our borough also engages in fruit and flower production and contributes to the country’s economy all year long.

ANTALYA 57

Şubat / February - Mart / March 2012


Pamphlia’nın muhteşem hamamı

Pamphlia’nın en geniş ve en muhteşem hamamı, Perge’de bulunmaktadır. Hamam, giriş kapısından sola dönüldüğünde kentin batısında hala ayaktadır. Geniş havuz, spor alanının sütunlu girişinde yarım daire şeklinde bir odayı kapsar. Pergelilerin spor yaptıktan sonra bu havuzda temizlendiği sanılıyor. Buradan başka bir kapı yine havuzu olan soğuk su odasına açılır. Hamama girecek olan Pergelilerin havuza girmeden önce sığ kanalda ayaklarını yıkadıklarına inanılıyor. Buradan sonra birbirine bağlantılı iki oda vardır. Bu odaların altında kazan dairesinden gelen sıcak havanın dolaşımını sağlayan ısıtma sistemine ait tuğla dizileri görülür. Roma hamamında yıkanmak çok aşamalı bir işlemdi. Hamama giren kişi ilk olarak apodyterium denilen bir odada giysilerini çıkartır ve bundan sonra spor yaptığı palaestraya girerdi. Gösterdiği fiziksel efor sonucu oluşan terinden ve kirinden arınmak için havuza girer ya da caldriumdaki sıcak suyla yıkanırdı. Buradan sonra, soğuk su banyosu için tepidariuma ya da frigidariuma geçerdi. Roma döneminde hamam sadece yıkanmak için kullanılan bir yer değil, aynı zamanda erkeklerin günlerini geçirmek için buluştukları ya da çeşitli önemli konuları tartıştıkları bir ortamdı.

İnsanlık tarihine ışık tuttular

Rönesans mimarisinin esin kaynaklarından birisi olduğuna inanılan Perge ile ilgili Antalya Müzesi’nde çok sayıda heykel sergilenmektedir. Sanatçılar, Perge’de planıyla kusursuz bir şehir 58

ANTALYA

Şubat / February - Mart / March 2012

oluşturdular. Fizikçi Asklepiades, felsefeci Varus ve matematikçi Apollonios Perge’de yetişen ünlü isimler arasında. Perge’de kazı çalışmaları 1946’dan beri devam etmektedir. Perge’nin ana tanrıçası Perge Artemisi’dir. Aziz Paulos’un kente gelmesi nedeniyle Perge, Hıristiyanlar açısından önemli bir kenttir.

summer. Today, you can still the channel as well as the columns on the avenue. The main road ends with another monumental fountain that was built in 2nd century B.C. This two storied fountain still stands with all its glory and its magnificent statue that looks to the south.

Herkül tek vücut oldu

The most striking bath in Pamphylia is located in Perge. The bath still stands on the south of the city when you turn left at the entrance. The large pool is situated at the arched entrance of the gym and occupies a semi-circle room. We believe that this is where the locals bathe after working out. A door in the rooms leads to the cold room that also has a pool. We believe that the people of Perge washed their feet in a shallow channel before entering the pool. After this, there are two adjoining rooms. We see rows of bricks under these rooms that belong to the heating system. Bathing in a Roman was a layered process. A person who entered the bath first

Perge Antik Kenti’nde 1980 yılında yapılan kazılarda alt kısmının bulunmasıyla kaçırıldığı anlaşılan Yorgun Herkül Heykeli’nin üst kısmı, anavatanına döndü. Tek vücut haline getirilen Herkül’ün Antalya Müzesi’nde sergilenmesine başlandı.

Eğitimde zamanda yolculuk

Aksu; adını Perge Antik Kenti, Kurşunlu Şelalesi ve sahilindeki 5 yıldızlı otellerin yanı sıra binlerce öğretmenin yetiştiği Öğretmen Lisesi ile de duyurdu. 1940 yılında Köy Enstitüsü olarak kurulan eğitim kurumu, 1951 yılında öğretmen okulu oldu. Türk eğitim ve öğretimin önemli

The grand bath of Pamphylia

undressed in a room called apodyterium and then entered the palaestra to work out. To get rid of the sweat and dirt, one would either go into the pool or bathed with hot water in the caldarium. And after that, the person would go to the tepidarium or frigidarium to bathe with cold water. During the Roman era, baths were not only places to get cleaned but they were spaces where men met and socialized.

Hey shed light on the history of humanity

Many sculptures are on display at the Antalya Museum about Perge, which is considered one of the inspirations for Renaissance architecture. Artists did a perfect job in planning the city. The physicist Asclepiads, philosopher Varus and mathematician Apollonius were raised in Perge. Excavations in Perge have been going on since 1946. Perge’s Mother Goddess is Artemis. Perge is an important city for Christians because Saint Paul had visited the city.


kilometre taşlarından olan Aksu Öğretmen Lisesi, bugün Aksu Anadolu Öğretmen Lisesi olarak eğitim veriyor. Eğitimin her kademesinde görev yapan öğretmenler yetiştiren okulun aynı zamanda bir de müzesi bulunuyor. Müze, köy enstitüsünden Anadolu Lisesine kadar olan süreçte zamana yolculuk yaptırıyor. Müzede, 60 yıllık ders araç ve gereçlerinin yanı sıra ders dışı zamanlarda sosyal aktivitelerde kullanılan araçlar, müzik aletleri, kitaplar bulunuyor. Sinema makinesi, piyano, okul müdürüne ait 50 yıllık masa, sandalye gibi malzemeler okulun köklü tarihini gözler önüne seriyor.

Zindan Mağarası

Aksu’nun 2 kilometre kuzeydoğusunda bulunan Zindan Mağarası, Aksu Çayı boğazının güneye bakan yamacında, deniz seviyesinden 1300 metre yüksekliktedir. 765 metre uzunluğunda olan mağara, yatay yönde gelişme göstermiştir. Yarı aktif olan mağara, içinde değişik Damlataş, Akmataş, Kenartaş ve yer altı deresinin oluşturduğu aşınım ve birikimlere sahiptir. Bazı kesimlerinde ise minyatür kanyonlar oluşmuştur. Mağaranın sonunda “Hamam” diye isimlendirilen kısımda tabanda mozaik biçimli kalsit kristalleri en özgün şekillerdir. Mağara girişinde

Hercules has become one

The upper part of the Tired Hercules statue, which was understood to be stolen after excavations in the Perge antique city revealed its bottom part, has returned to its homeland. The statue, which was put together, is now on display in the Antalya Museum.

Time travel in education

Aksu has made a name for itself with not only Perge antique city, Kurşunlu Waterfall and five star hotels, but with the Öğretmen High school, which has educated thousands of teachers. The school, which was initially

built as a Village Institute in 1940, became a teacher’s school in 1951. Today, this historical school is called Aksu Anadolu Öğretmen High School. The school which educates teachers for all grades also includes a museum that enables a journey into the history of education. 60 year old educational tools, musical instruments and books are on display at the museum. The projection machine, piano and the 50 year old desk that belongs to the principal sheds light on the profound history of the school.

Zindan Cave

Zindan Cave, which is locat-

Önemli bir turizm merkezi

İsa Yıldırım Aksu Belediye Başkanı Mayor of Aksu

2008 yılında ilçe statüsüne kavuşan Aksu, 2009

seçimlerinde ilk kez belediye başkanını seçmiştir ve kurumsallaşma süreci devam etmektedir. Bakir bir alana sahiptir. Tarım, ticaret ve turizm, ilçenin başlıca geçim kaynaklarıdır. Antalya’yı Türkiye’nin doğusuna bağlayan D400 karayolu ilçemizin merkezinden geçmekte olup, yolun sağında ve solunda dünyaca ünlü markaların oluşturduğu alışveriş merkezleri ve Expo Fuar merkezi yer almaktadır. 10 bin700 metrelik sahil

bandında yirmi adet beş yıldızlı otele ev sahipliği yapan Aksu ilçemiz, temiz kumsalı ve mavi bayraklı plajları ile önemli bir turizm merkezidir. İlçemiz sınırları içerisinde yar alan Kundu tatil merkezini her yıl binlerce yerli ve yabancı turist ziyaret etmektedir. Üç yıllık bir ilçe belediyesi olan Aksu’da, belediye olarak kısa sürede önemli işler başardık. Tüm birimlerimizle her zaman halkımızın yanında

olmaya gayret ettik. Halkımızın yaşam kalitesini artırmak, huzur ve güvenini sağlamak amacıyla yürütülen projeler ve hizmetlerin; etkin, verimli, kaliteli ve ekonomik bir şekilde vatandaşlarımızın hizmetine sunmak en öncelikli hedefimizdir. Günümüzde çağdaş belediye yönetiminin temel felsefesi; vatandaşa güveni esas alan belediye - vatandaş ilişkilerinde acil ve öncelikli hizmetlerle halkımıza hizmet etmek, ‘vatandaş odaklı’ bir yönetim anlayışı içinde çalışmaları yürütmektir.

An important touristic destination Aksu, which became a borough in 2008, has elected a chief magistrate for the first time in 2009 and is quickly becoming institutionalized. It has undisturbed lands. Agriculture, tourism and trade are the main sources of income. The D400 Highway that connects Antalya to

the eastern parts of Turkey passes through our borough and there are shops that sell world famous brands and the EXPO fair center along the road.

tion with its clean shore and blue flagged beaches. Kundu, a tourism centers within our borders, is visited by thousand of local and foreign tourists every year.

Aksu, which hosts 20 5-star hotels on the 10 thousand 700 meter shoreline, is an important touristic destina-

We have achieved important works in three years in Aksu. We tried to be with our people every step of the way.

Our primary goal was to bring projects and services efficiently to our people. The basic philosophy of modern day municipality management involves serving the people first and foremost their basic needs in a quick manner and continues working for the benefit of the people. ANTALYA 59

Şubat / February - Mart / March 2012


siyah, beyaz ve kırmızı taş tesseradan yapılmış Eurymedon (Köprüçayı Tanrısı) başı, iki yanında yunus motifi, altta ve üstte kanatlı uçan erkek motifleri olan mozaik bulunmaktadır. Zindan Mağarası önündeki Eurymedon Kutsal Alanı, Timbriada Antik Kenti’ne bağlı bir alandır. Mağara civarında yapılan kazılardan elde edilen bilgilere göre, erken Helenistik dönemden itibaren yazıtların içeriğinden M.S. 1 ve II. yüzyılda kutsal alanın yapıldığı tespit edilmiştir. Kutsal alan erken dönemlerde açık hava tapınağı şeklinde kullanılmış olmalıdır. Açık Hava Tapınağı, mağaranın önünden alt kısımdaki yürüme zeminine kadar basamaklı inşa edilmiş, fakat zaman içinde birtakım değişikliklere uğramıştır. Bugünkü arkeolojik veriler, tapınağın Roma döneminde yoğun mimari yapılaşma geçirdiğini göstermiştir. Bu kutsal alan uzun yıllar önemini korumuştur. Kutsal alanın esas tanrıçası, Timbriada Antik Kenti’nde olduğu gibi Kybele olup tanrıça, “MeterTheonVegeinon” olarak isimlendirilmiştir. Alanda ayrıca Eurymedon (Köprü Çayı Tanrısı), Zeus (Baştanrı), Hermes (Haber Tanrısı), Demeter (Tarım ve Bereket Tanrısı) kültlerine tapım vardır. Ayrıca kent sikkelerinde her iki tanrı birlikte tasvir edilmiştir.

Kurşunlu Şelalesi

Toros Dağları, turkuvaz mavisi Akdeniz’in tam karşısında tüm heybetiyle yükselir. Bu dağlara düşen her yağmur damlası ise turkuvaz sulara kavuşmak için yüzyıllardır mücadelesini sürdürür. Yüzlerce kaynak derelere, dereler nehirlere dönüşerek Akdeniz’e kavuşurken, 60

ANTALYA

Şubat / February - Mart / March 2012

Kurşunlu Şelalesi

çağlayan sular Antalya’ya hayat verir. Akdeniz’e ulaşma mücadelesini sürdüren Kalabatlı ve Akçaköprü dereleri, Antalya ovasına hayat vermenin yanı sıra eşsiz bir güzelliği de oluşturur. O, Kurşunlu Şelalesi’dir. Antalya’ya 10 kilometre uzaklıkta bulunan Kurşunlu Şelalesi, kelimenin tam anlamıyla bir tabiat harikasıdır. Şelaleye su,18 metre

ed 2 kilometers to the northeast of Aksu, is on the southern outskirt of Aksu Strait and 1300 meters above sea level. The 765 meter long cave widened horizontally. The semi active cave includes various stalactites, erosions and accumulations created by the underground stream. There are miniature canyons in some areas. At the end of the cave, at the place dubbed ‘the bath’, calcite

crystals shaped like mosaics are interesting to see. At the entrance of the cave, there is a mosaic made from black, white and red stones that depict the head of Eurymedon (The God of Köprüçayı), two dolphins on either side of his head and flying male motifs. The Eurymedon Holy Area in front of the cave is a part of Timbriada antique city.


Kurşunlu Şelalesi

yüksekten dökülür ve küçük şelaleciklerle 7 adet küçük gölet birbirine bağlanır. Su, 2 kilometre uzunluğundaki kanyondan geçerek, gider. Çevresi kızılçam ormanlarıyla kaplı Kurşunlu Şelalesi, zengin bir canlı ve bitki örtüsüne ev sahipliği yapar. Bakanlar Kurulu kararıyla 1979 yılında milli park ilan edilen Kurşunlu Şelalesi’nde inceleme yapan bilim insanları, 67 familyaya ait 14’ü endemik, 261 bitki çeşidi tespit etti. Kurşunlu Şelalesi’nde yapılan bu araştırmalarda, 63 familyaya ait 128 canlı türünün de yaşadığı kaydedildi. Bu canlıları 3 ayrı familyadan 3 balık türü, 3 familyadan 3 iki yaşamlı türü, 10 familyadan 12 sürüngen türü, 34 familyadan 88 kuş türü, 13 familyadan 22 memeli türü oluşturuyor. Şelalede görülen bukalemunlar ise bölgedeki zengin canlı türünü gözler önüne seriyor.

Türkiye’de yaşayan omurgalı türlerinin 6/1’inin Kurşunlu Şelalesi’nde olması, eşsiz doğa harikasının ne kadar cömert davrandığını da gözler önüne seriyor. Kurşunlu Şelalesi, bitki ve canlı türlerinin yanı sıra çevre köylerde yaşayan ve tarımla uğraşan köylülere de cömert davranır. Bugün halen çalışır vaziyette olan değirmen 17. yüzyıldan 1980 yılına kadar köylülere hizmet verdi. Yılda 350 bin kişinin ziyaret ettiği Kurşunlu Şelalesi, bin 700 metre yürüyüş yolu, şelale kenarında ve ormanın içindeki günübirlik alanları ile doğayla baş başa kalmak isteyenlerin akınına uğruyor.

Kundu Turizm Bölgesi

Masmavi suların, sarı kumlarla buluştuğu noktanın hemen ardında başlayan uçsuz bucaksız tarlalar, yüzyıllarca Aksu halkından bereketini esirgemedi. 21. yüzyıla yaklaşılırken

According to information that was gathered during the excavations near the cave, the holy area was built during the 1st and 2nd centuries A.D. The area must have been used as an outdoor temple during ancient times. The outdoor temple was built with stairs all the way from the entrance of the cave to the walking path on the lower part was renovated and changed in time. Today’s archeological data suggests that the temple was renovated heavily during the Roman era. This holy area remained important for many years. The main Goddess of the holy are is Kybele, just like it is in Timbriada antique city. Eurymedon (the God of Köprü Çayı), Zeus, Hermes and Demeter were also worshipped at the site. Two Gods were depicted on the city coins.

Kurşunlu Waterfall

The Taurus Mountains rise across the blue Mediterranean with all their grandeur. Each raindrop that falls on these mountains waits for centuries to reach those turquoise waters. While hundreds of sources turn into streams and streams into rivers to reach the Mediterranean, flowing waters give life to Antalya. While the streams of Kalabatlı and Akçaköprü try to reach the Mediterranean, they form an unmatched beauty besides giving life to Antalya Plain. The source in question is the Kurşunlu Waterfall. The waterfall, which is 10 kilometers from Antalya, is a wonder of nature. Water falls from a height of 18 meters and 7 small ponds are connected to each other with small waterfalls. The water flows through a 2 kilometers canyon and disappears. ANTALYA 61

Şubat / February - Mart / March 2012


Kundu

Aksu’nun deniz ile buluştuğu Kundu köyüne gelen İşadamı Mehmet Nazif Günal, topraklara bereket katarken, bölgenin kaderini de değiştirdi. Yolu, suyu, elektriği olmayan sahile Kundu’nun ilk 5 yıldızlı oteli Topkapı Palace’yi inşa eden Günal, bir anda dikkatlerin bölgeye çevrilmesine neden oldu. İnşaat çalışmaları 1998’de başlayan otel, 2000 yılında tamamlandı ve hizmete girdi. 2001 yılında Kremlin Palace, Venezia ile IC Gren Palace’nin de inşaatları başladı ve oteller 2003 yılında tamamlanıp, hizmete açıldı. Kundu’da oteller zincirine son olarak 2009 yılında Hollywood yıldızlarının katılımıyla açılışı yapılan Mardan Palace eklendi. Antalya’nın ilk temalı otellerinin bulunduğu Kundu, 7 bin 450 yatak kapasitesi ile her yıl yüz binlerce yerli ve yabancı turisti ağırlıyor. Bölgedeki 62

ANTALYA

Şubat / February - Mart / March 2012

otellerin bu günkü yatırım maliyetinin 1.5 milyar dolar civarında olduğu kaydediliyor. Yaz aylarında Antalya’nın denizinin, güneşinin ve kumunun tadını çıkarmak isteyen turistleri ağırlayan Kundu Turizm Bölgesi, kış aylarında ise yüzlerce spor kulübüne ev sahipliği yapıyor. Kundu’da bulunan 1 stat, 3 nizami saha ve 6 antrenman sahası, kış aylarında yerli ve yabancı futbol takımları ile dolup taşıyor. Spor turizminde adını tüm dünyaya duyurmayı başaran Kundu, Temmuz ayında otellerin arka kısmındaki sahalarda Avrupa Bayanlar Futbol Şampiyonası’na ev sahipliği yapacak. Değeri çok sonradan anlaşılan nehirde ıslah çalışmaları sürerken, yabancı kano takımları şimdiden kanolarını, Aksu Çayı’na indirmeye ve şampiyonalara hazırlanmaya başladı.

The Kurşunlu Waterfall, which is surrounded by Turkish pine forests, harbors a rich flora and fauna. Scientists who have carried out studies at the waterfall which was declared as a national park in 1979, have catalogued 261 types of plants, 14 of them endemic. The study also found 128 different species of animals. Chameleons that can be seen from the waterfall prove the rich fauna of the area. The waterfall is also kind to the farmers that live in surrounding villages. The mill that still operates today was built in the 17th century and has served the locals until 1980. The waterfall is visited by 350 thousand people each year and is an ideal place for those who want to reunite with nature with its 1700 meter walking track and picnic areas near the waterfall and inside the forest.

Kundu Tourism Region

Endless fields that starts at the end of the space where blue water meet yellow sands have not forsaken their frugality from the people of Aksu. Businessman Mehmet Nazif Günal who came to the village of Kundu changed the fate of the region. Günal, who built Kundu’s first five star hotel Topkapı Palace when the place didn’t even have a road, electricity and water, caused people to take notice of the region. The construction of the hotel started in 1998 and ended in 2000. In 2001, the constructions of Kremlin Palace, Venezia ile IC Green Palace began and finished in 2003. Finally in 2009, Mardan Palace was opened in Kundu with a celebration that included Hollywood stars. Kundu, which harbors Antalya’s first themed hotels,


dings as well. Tourists who choose to wed in Antalya are causing wedding tourism to spread. New investments for agricultural tourism are still being planned. With these investments, tourists will be able to vacation at five star hotels and meet with nature at their hobby gardens. In the meantime, a jetty has been built at the point where Aksu Stream joins with the sea. Two marinas are planned at the river. Walking paths and facilities will be built on either side of the river in accordance with the plan.

EXPO Center

Kundu bölgesindeki temalı oteller, hizmete girdikleri günden bu yana ulusal ve uluslararası boyutta yüzlerce kongreye de ev sahipliği yaptı. Kongre salonları son dönemde düğün organizasyonları için de yoğun olarak kullanılmaya başladı. Evlenmek için Antalya’yı seçen turistler, Kundu’nun 5 yıldızlı otellerinde dünya evine girerken, evlilik turizminin yaygınlaşmasına neden oluyor. Bölgede tarım turizmini de kapsayan yeni yatırımlar bekleniyor. Bu şekilde turistler hem temalı otellerde tatil yapacak hem de hem de hobi bahçelerinde toprakla buluşacak. Bu arada Devlet Su İşleri 13. Bölge Müdürlüğü tarafından sürdürülen çalışmalar çerçevesinde Aksu Çayı ile denizin buluşma noktasına bir mendirek yapıldı. Nehre iki adet marina inşası da planlanıyor. Projeye göre, nehrin her iki yakasına yürüyüş yolları ve tesisler de yapılacak.

Ticaretin de başkenti olacak

Antalya’nın 640 kilometrelik sahili boyunca yükselen birbirinden lüks 5 yıldızlı oteller, yazın sona ermesiyle birlikte boşalmaya başladı. Antalyalı işadamları ve turizmciler milyarlarca liraya mal olan turistik tesisleri ölü sezon olarak tabir edilen kış aylarında da dolu tutmak için harekete geçti. Yapılan toplantıların sonunda takvimler 1994 yılını gösterirken, hem otelleri kış aylarında da dolduracak hem de Antalya’yı ticaret merkezi yapacak formül bulundu. Bu çerçevede Antalya’da uluslararası katılımla gerçekleşecek fuarları organize edecek Antalya Fuarlar A.Ş. (ANFAŞ) kuruldu. Şirketin kurulmasıyla Antalya’da otelleri kış aylarında dolduracak, kenti fuarlar şehri yapacak en büyük adım atılmıştı. Bir grup işadamının attığı bu büyük adımdan sonra fuarların düzenleneceği alan

is visited by thousands of local and foreign tourists and has a 7, 450 bed capacity. It is reported that the investments in hotels in the region now totals 1, 5 billion dollars. Kundu Tourism Region, which hosts tourists that want to take advantage of the sea and sun during the summer, is the training place of hundreds of football clubs. One stadium, 3 regular sized fields and 6 training fields are filled with football players during the winter. Kundu, which has made a name for itself in sports tourism, will host the European Women’s Football Championship in July. While reclamation works are still being carried out on the river, foreign canoe teams are bringing their canoes to Aksu Stream and training for competitions. Themed hotels in Kundu have hosted hundreds of national and international congresses since their establishment. The congress halls are recently being used for wed-

Will be the c apital city of trade

5 star hotels which are filled with tourists during the summer are now almost empty. The businessmen of Antalya and tourism professionals are now working to fill those hotels during the winter. After meetings, a plan was formulated to fill the hotels during the winter and make Antalya a trade center in 1994. Antalya Fairs SA (ANFAŞ) was established. With the establishment of this company, the biggest step in making Antalya a fair city was taken. A place for the organizations of these fairs was sought out after this step that was taken by a handful of businessmen and a place was found in Aksu, just 2 kilometers from the airport. After planning was quickly finished construction began and the 65 thousand square meter Antalya Expo Center was constructed. After the opening of the center, Aksu became a region where national and international fairs were organized. After 13 years, ANFAŞ started organizing 15 to 20 fairs a year in ANTALYA 63

Şubat / February - Mart / March 2012


için yer arayışı başladı ve Aksu ilçesinde havalimanına 2 kilometre uzaklıkta aranan yer bulundu. Plan ve proje çalışmalarının hızla tamamlanmasının ardından inşaat çalışmalarına başlandı ve 1999 yılında 65 bin metrekare kapalı alana sahip, toplam sergi alanı 40 bin metrekare olan Antalya Expo Center inşaatı tamamlanarak, hizmete açıldı. Bu adımların ardından Aksu, uluslar arası fuarların organize edilmesine başlanan bölge oldu. Tarımdan turizme, inşaattan gıdaya çok sayıda fuarla kapılar iş dünyasına açıldı. Geride kalan 13 yılın sonunda ANFAŞ, Antalya Expo Center’da yılda 15 ila 20 arasında fuar düzenlemeye başladı. Özellikle turizm, tarım, gıda fuarları Türkiye sınırlarının dışına çıkarak, dünyanın dört bir yanından firma ve ziyaretçinin Antalya’ya gelmesini sağladı. ANFAŞ tarafından yapılan bir araştırmaya göre, otel ekipmanları fuarı, Türkiye ekonomisinde 2 milyar dolarlık iş hacmi yarattı. Antalya’da Eylül ayı ile fuar sezonunu açan ANFAŞ, turizmcilerin yüksek sezon olarak adlandırdığı yaz mevsiminin başlangıcına kadar 20’ye yakın fuar düzenliyor. Bu fuarları, Antalya ve diğer illerin yanı sıra yurt dışından da 300 bin kişi ziyaret ediyor. Yine ANFAŞ tarafından yapılan araştırmaya göre,ziyaretçilerin yüzde 50’si Akdeniz Bölgesi dışından, yüzde 5 oranında ziyaretçi ise yurt dışından geliyor. ANFAŞ Yönetimi, fuarlara katılan ziyaretçi ve firma sayısını artırmak için her yıl 20 ülkede çeşitli organizasyonlara katılarak, fuarlarının tanıtımını yapıyor. Tarımdan turizme, inşaattan gıdaya yılda 20’ye yakın fuar düzenleyen ANFAŞ, bunu yeterli görmeyip farklı arayışlarını sürdürüyor. Bu çerçevede yeni fuarların 64

ANTALYA

Şubat / February - Mart / March 2012

EXPO Center

hazırlıkları da yapılıyor. Yeni fuarlar arasında spor turizmi fuarı, sağlık turizmi fuarı, içecek fuarı ve moda günleri yer alıyor. Spor turizminde marka olan ve her yıl binin üzerinde futbol takımını ağırlayan Antalya, bu alandaki başarısını spor fuarında da gösterecek. Yabancı futbol kulüpleri ile spor turizmine hizmet veren turizmciler bu fuarda buluşacak. Kasım ayında yapılması planlanan fuar, Türkiye’de bir ilk olma özelliği taşıyor. Antalya Expo Center’de düzenlenecek uluslararası ölçekte bir diğer etkinlik ise moda günleri olacak. Defilelerin, moda şovlarının yer alacağı etkinliğin ilki Haziran ayında, ikincisi ise 2013 yılı Ocak ayında düzenlenecek. Golf fuarında olduğu gibi moda günlerine dışarıdan ziyaretçi alınmayacak. Defilelerle ürünlerin tanıtımı ve ihracatın hedeflendiği bu etkinlikte sadece tekstil ihracatçıları ile yabancı davetliler Antalya Expo Center’e girebilecek. Antalya Expo Center’de konserler de düzenlenecek. Kaynak: Kültür ve Turizm İl Müdürlüğü, Aksu Kaymakamlığı, Aksu Belediyesi.

the Antalya Expo Center. The tourism, agriculture and food fairs were turned into international organizations, bringing hundreds of foreign guests and companies to Antalya. According to a research conducted by ANFAŞ, the hotel equipments fair created a 2 billion dollar work volume for the Turkish economy. The company, which opens the fair season in Antalya in September, organizes a maximum of 20 fairs until high season begins and these fairs are visited by 300 thousand people. Again, according to a research by ANFAŞ, 50% of these visitors come from places other than the Mediterranean Region and 5% come from foreign countries. ANFAŞ management participates in various organizations in 20 different countries each year to increase the number of visitors and participants and advertises its own fairs. The company, which organizes fairs on categories such as

agriculture, tourism, construction and food, is always looking for new topics which include sports tourism fair, health tourism fair, beverage fair and fashion fairs. Antalya, which is a brand in sports tourism that hosts hundreds of football clubs during mid-season, will also show its success in the area with sports fairs. Foreign football clubs and tourism professionals that serve in the sports sector will meet at this fair. The organization, which is scheduled for November, will be a first in Turkey. Another international event that will be organized at the Antalya Expo Center is the fashion week. The first of these events will be organized in June and the second will take place in January 2012. As in golf fairs, only invited guests will be able to attend the fashion week. Only textile importers and foreign guests will be invited to the event where the goal is to advertise materials and increase export. Concerts will also be organized at the venue.


KUNDU TURİZM YATIRIMCILARI BİRLİĞİ

KUNDU TOURISM INVESTORS ASSOCIATION

H

O

T

E

L

S

International Comfort

KUYAB Kundu Turizm Yatırımcıları Birliği Yalıçam Mevkii Kundu Köyü Lara Posta Dağıtım Müdürlüğü Pk.5 Aksu/Antalya ANTALYA 65 Tel:0242 431 24 24 - 431 24 71 Faks:0242 431 24 74 Şubat / February - Mart / March 2012

www.kuyab.com


Fotoğraflar/Photographs: ATSO Arşivi

Antalya Tanıtım AŞ’ye ilk ödül Kentin tanıtımı amacıyla kamu ve özel sektör işbirliğiyle kurulan Antalya Tanıtım AŞ, EMITT Fuarı’nda ‘’Tanıtımda Yeni Model/Destinasyon Standı’’ ödülünü aldı.

Antalya Advertising SA receives its first award Antalya Advertising SA, which was established jointly by the private and public sector to advertise Antalya, received the “a new model in advertising/destination stand” award at the EMITT Fair.

A

ntalya’nın tanıtımı amacıyla kamu ve özel sektör işbirliğiyle kurulan Antalya Tanıtım AŞ, 9-12 Şubat günlerinde İstanbul’da düzenlenen Doğu Akdeniz Uluslar arası Turizm ve Seyahat Fuarı EMITT’den ödülle döndü. Dünyanın 62 ülkesi 66

ANTALYA

Şubat / February - Mart / March 2012

ve Türkiye’den 150’yi aşkın il, ilçe ve belde ile turizmin aktörleri ve tedarikçi firmaların katılımıyla gerçekleştirilen fuarda, Antalya Tanıtım AŞ, ‘’Tanıtımda Yeni Model’’ örneği olarak ödüllendirildi. ‘’Turizm Merkezleri Dalında En İyi Stand Dekoru’’ plaketini alan

A

ntalya Advertising SA, which was established jointly by the private and public sector to advertise Antalya, came back with an award from the International Tourism and Travel Fair that took place on 9-12 February in Istanbul. Antalya

Advertising SA received the “new model in advertising” award during the fair which hosted 150 companies from Turkey and around the world. Antalya Advertising SA General Manager Dr. Yusuf Örnek, who received the award for best stand


Antalya Tanıtım A.Ş Genel Müdürü Dr. Yusuf Örnek, dört gün boyunca fuara katılan diğer bölgeler tarafından yakın ilgi gördüklerini belirtti. Antalya’nın, dünyaya hızla yayılan destinasyon merkezli tanıtımın Türkiye’deki ilk örneği olduğunu bildiren Örnek, ‘’Bundan sonra katılacağımız tüm fuarlarda Antalya’nın sahip olduğu tarihi, doğal ve turistik potansiyeli bir bütün olarak tanıtacağız” dedi. Dağınık biçimde yapılan tanıtım çalışmaları nedeniyle Antalya’da toplam 100 milyon Avro harcandığını, ancak hedeflere yeterince ulaşılamadığını ifade eden Dr. Örnek, şunları kaydetti: “Antalya Tanıtım AŞ’yi bölgesel güç birliği ile daha efektif ve bölgesel bir tanıtım yapmak için kurduk. Bölgesel biçimde toplanan maddi kaynağı

azaltmaktan yana değiliz. Tam tersine, kaynağı artırıp, hedefe daha çabuk ulaşmayı koordine edeceğiz. Bunu da sektörün tüm aktörleriyle birlikte yapacağız.” Antalya Tanıtım AŞ, kentin tanıtımı amacıyla kamu-özel sektör işbirliği ile kuruldu. Kuruluş sermayesi 2 milyon TL olan şirketin ortaklarını, AKTOB (Akdeniz Turistik Otelciler ve İşletmeciler Birliği Derneği), Antalya Ulaşım Hizmetleri Petrol Sanayi ve Ticaret A.Ş, ATSO(Antalya Ticaret ve Sanayi Odası), MATSO (Manavgat Ticaret ve Sanayi Odası), ALTSO(Alanya Ticaret ve Sanayi Odası), BETUYAB (Belek Yatırımcıları Turizm Ortak Girişimi A.Ş.), ATB (Antalya Ticaret Borsası) ve ATAV (Antalya Tanıtım Vakfı) oluşturuyor.

decoration of a tourism center, said that their stand had attracted many visitors during the 4-day fair. Örnek, who stated that Antalya was the first example of destination based advertising in Turkey, said that they were going to advertise the historical, natural and touristic potential of Antalya as a whole at every fair. Dr. Örnek, who pointed out that a total of 100 million Euros were being spent in Antalya for individual advertising, said: “We established Antalya Advertising SA to carry out a more effective regional advertising program. We don’t want to decrease a monetary fund collected through the entire region. On the contrary, we want to increase the source and reach our targets

quicker. And we will do this by joining forces will all the actors in the sector.” Antalya Advertising SA was established jointly by the private and public sector to advertise Antalya. The partners of the 2 million TL capital company are AKTOB (The Mediterranean Touristic Hotels and Facilities Association), Antalya Intercommunication Services Petrol SA, ATSO (Antalya Chamber of Commerce and Industry), MATSO (Manavgat Chamber of Commerce and Industry), ALTSO (Alanya Chamber of Commerce and Industry), BETUYAB (Belek Investors Tourism SA.), ATB (Antalya Commodity Exchange) and ATAV (Antalya Advertising Foundation) ANTALYA 67

Şubat / February - Mart / March 2012


Röportaj/Interview: Özgür Önder Fotoğraflar/Photographs: ATSO

Tanıtım, hedefi 12’den vuracak Her yıl milyonlarca turisti ağırlayan Antalya’da tanıtım, bugüne kadar patronu olmadan yapıldı. Ama artık Antalya Tanıtım A.Ş. var. Yani şirketin Yönetim Kurulu Başkanı Budak’ın deyimiyle kentle ilgili her etkinlikte söz sahibi olacak bir çatı var.

A

ntalya’nın her yıl milyonlarca turisti misafir etmesinde yurt dışındaki turizm fuarlarında gerçekleşen tanıtım çalışmalarının büyük payı oldu. Antalya Ticaret ve Sanayi Odası (ATSO), kente daha fazla turist gelmesi ve turizmde çeşitliliğin sağlanması için hep tanıtımın tek çatı altında yapılmasının gerekliliğini savundu. Bu yöndeki yoğun çalışmalar sonucu yıllardır gerekliliği ifade edilen Antalya Tanıtım A.Ş, geride kalan yılın son günlerinde kuruldu ve çalışmalarına başladı. Henüz 2 aylık bir şirket olan Antalya Tanıtım A.Ş.’yi, Yö68

ANTALYA

Şubat / February - Mart / March 2012

netim Kurulu Başkanı Çetin Osman Budak ile konuştuk. EMITT Fuarı’nda ilk sınavını başarıyla veren Antalya Tanıtım A.Ş, şimdi ITB Berlin Fuarı’na hazırlanıyor. Şirketin üzerinde çalıştığı bir diğer önemli konu ise Antalya’da yıllardır ihtiyaç duyulan bölgeye özgü hediyelik eşyalar. Budak, röportajımızda kentle ilgili her etkinlikte artık söz sahibi olacak bir çatının bulunduğunu kaydetti. Antalya Tanıtım A.Ş. fikri nasıl doğdu? BUDAK: Antalya’da tanıtımın patronu yoktu. Herkes

A

dvertising efforts carried out during international fairs contributed greatly to Antalya hosting millions of tourists each year. The Antalya Chamber of Commerce and Industry always advocated that advertising should be done through a single source to attract more tourists and establish diversity in the sector. With this belief, Antalya Advertising SA was established in the final days of 2011 ve started working. We spoke about this 2 month old company with its chairman Çetin Osman Budak. The company,

which was a great success at EMITT, is now getting ready for ITB Berlin. Another topic the company is working on is creating a unique souvenir line for Antalya. How did the idea for Antalya Advertising SA come about? BUDAK: Antalya didn’t have a management in advertising. Everyone was doing their own thing in terms of advertising. The Ministry of Culture and Tourism, tourism professionals, municipalities and we conducted advertising


Advertising is aiming for the bull’s eye Advertising in Antalya, which hosts millions of tourists every year, was done without a boss up until now. But now we have Antalya Advertising SA. So, in the words of it chairman Budak, there is an establishment in the city which has a say in all the activities.

tanıtım anlamında bir şey yapıyordu. Kültür ve Turizm Bakanlığı, turizmciler, belediyeler, biz yurt dışı fuarlarda tanıtım çalışması yapıyorduk. Ama bunun tek çatı altında olması gerekiyordu. Antalya Tanıtım A.Ş, bu gereklilik sonucunda oluştu. Antalya Tanıtım A.Ş.’nin amacı nedir? BUDAK: Şirketin kuruluşunu 2 milyon TL sermayeyle yaptık. İlk adım buydu, asıl iş bundan sonra başlıyor. Antalya’nın tanıtımı bundan sonra profesyonelce yapılacak. Amacımız bu. Şirketimizin profesyonel bir kadrosu var. Bundan sonra daha da gelişecek. Tanıtımda herkes bir şey yapıyordu. Kültür Turizm Bakanlığı, turizmciler, belediyeler, biz tanıtım çalışması yapıyorduk. Tanıtım için harcanan paranın rakamsal değeri aşağı yukarı 100 milyon Avro idi. Peki bu tanıtım doğru mu yapılıyordu? Yorumu okuyuculara bırakalım. Bundan sonra tanıtım, hedefi 12’den vuracak şekilde yapılacak. İlk sınavınızı verdiniz, nasıl geçti? BUDAK: İlk adımı EMITT Fuarı’nda attık. Antalya tek çatı altında toplandı ve tanıtıldı. Antalya’yı çok güzel bir stant ile tanıttık. Bu

gurur vericiydi. Antalya kent merkezi, ilçeler tek stanttaydı. Kalaiçi’ne özel bir stant yaptık, Old City diye. İlk kez böyle bir şey oldu ve Kaleiçi tanıtıldı. Broşürlerle, kataloglarla beğeniye sunduk. Bütün Antalya’nın tek çatı altında olduğu stant, 4 gün boyunca tıklım tıklımdı. En çok ilgi gören stant, Antalya standıydı. Tanıtımda yeni bir anlayış oldu. Fuarın en iyi standı seçildik. Sonraki fuarlarda nasıl bir tanıtım anlayışı olacak? BUDAK: Antalya sadece denizi ve kumu ile değil neyi varsa onunla tanıtılacak. Sanatıyla, kültürüyle, tarihiyle, edebiyatıyla, yaylalarıyla, spor, sağlık ve kongre turizmiyle tanıtılacak. Böyle bir platform olacak. Sadece tanıtım çalışması mı yapacaksanız? BUDAK: İşimiz sadece tanıtım değil tabii ki. Bir çatı altında Antalya’yı birleştirelim dedik. Destinasyon yönetimine, yani varış yeri yönetimine Antalya’da başlandı. Bu önemli bir vizyondur. Bu yönetmek demektir. Bu kadar insan yaşıyor Antalya’da, milyonlarca turist geliyor, alt yapı, üst yapı yatırımları yapılıyor. Bunların tamamının yönetimi

works at international fairs. But this had to be done under one roof. This was the reason why the company was established. What is the purpose of Antalya Advertising SA? BUDAK: We established the company with a 2 million TL capital. This was the first step but now the real work begins. The advertisement of Antalya will be done professionally now. Our company has a professional staff. Everyone was doing their own thing in terms of advertising. The Ministry of Culture and Tourism, tourism professionals, municipalities and we conducted advertising works at international fairs. Around 100 million Euros were spent for advertising. So was this a correct course? I’ll leave the answer to the readers. From now on, we will hit the bull’s eye in advertising. Your efforts were put to the test for the first time, how did that go? BUDAK: We took the first step at the EMITT Fair. Antalya gathered under one roof and advertised. We advertised the city with a beautiful stand. That was

our proudest moment. The city center and borough were featured at the stand. We made a special stand for Kaleiçi. This was a first and Kaleiçi was advertised. We printed brochures and catalogues. The most popular stand was ours and it was crowded throughout the entire fair. This was a new understanding in advertising. We were named the best stand at the fair. What kinds of advertisements will see in upcoming fairs? BUDAK: Antalya will not only be advertised with its sea and sand; we will advertise all its aspects. We will advertise its art, culture, and literature, plateaus, sports, health and congress tourism. Are you just going to do advertising works? BUDAK: Of course this is not our only job. We set out to unite Antalya under one roof. Destination management started in Antalya. This is an important vision. This is true management. Millions of people live in Antalya, millions of tourists come here and there are many investments. We will be managing all of this. Antalya Advertising SA is ANTALYA 69

Şubat / February - Mart / March 2012


demektir. Antalya Tanıtım A.Ş, Antalya ile ilgili her türlü etkinlikte var olacak bir çatıdır.

A company affiliated with Tepe Group is now managing the souvenir shops at the museum and excursion sites. They made excellent catalogues, great designs and great products. They will undertake the design and production. They will also sell our products. We will see excellent materials in the near future.

Kazanılan paralar ne olacak? BUDAK: Bu şirket para kazanacak. Kazanılan para da söylediğimiz hedeflere harcanacak. Ortaklar kazanç elde etmeyi amaçlamıyor. Kazanılan paranın kendi döngüsünü sağlamasını ve verimli kullanarak Antalya’nın yukarı taşınmasını amaçlıyoruz. Kültür mirasımızı anlatan hediyelik eşyamız? BUDAK: Hediyelik eşya tasarımları yaparak 1, 5, 10, 100 ve 500 Avro tutarında eserler üretmek ana hedeflerimizden bir tanesi. Tepe Gruba ait bir firma müze ve ören yerlerinin hediyelik eşya mağazalarının işletmesini aldı. Son derece düzgün kataloglar hazırladılar. Güzel tasarımlar ve güzel ürünler hazırladılar. Bize tasarım yapıp, malzeme üretecekler. Ürünlerimizi de onlar satacak. Böyle bir ortaklığa gidiyoruz. Hediyelik eşyada yakın zamanda son derece düzgün materyaller ortaya çıkacak. Ören yerlerini neden istiyorsunuz? BUDAK: Ören yerlerini Kültür ve Turizm Bakanlığından istedik. Antalya’da kazı çalışması ve restorasyon bekleyen çok sayıda ören yeri var. Biz atıl haldeki yerleri istedik. Perge stadyumunu ve antik tiyatroyu istedik. Oradan elde edeceğimiz geliri, yine oraya harcayacağız. Kültür ve Turizm Bakanımız Ertuğrul Günay, bu konuda bize söz verdi. Şirketi 10 yıl sonra nerede görüyorsunuz? BUDAK: Antalya, Türkiye’nin turizm başkenti. Antalya’nın 70

ANTALYA

Şubat / February - Mart / March 2012

Why do you want the ruin sites? BUDAK: We asked for the ruin sites to be given over to us from the Ministry of Culture and Tourism. There are many ruin sites in Antalya that await excavation and restoration. We wanted those who were not being excavated. We wanted the Perge stadium and theatre. We will spend the money we make from those sites on them and we have the minister’s word. Çetin Osman Budak

kültür başkenti olması, dünyanın göz bebeği olması, büyük çalışmaların sonucu gerçekleşecek. Antalya Tanıtım A.Ş, bu anlamda çok büyük görevler alacak ve bu hayalin gerçekleşmesinde büyük pay sahibi olacak. Antalya 2014 yılında IKKA Genel Kurulu’na, 2016 yılında da EXPO’ya ev sahipliği yapacak. Şu an üzerinde çalıştığınız projeler nelerdir? BUDAK: Şirketimiz şu an hediyelik eşya projesi üzerine çalışıyor. Aynı zamanda ITB Berlin Fuarı’na hazırlanıyor. Bu fuarda Antalya, Manavgat, Side ve Alanya kent merkezlerinin ön plana çıkması üzerine çalışıyor. Berlin’de de Antalya’yı en iyi şekilde tanıtmanın hazırlıklarını yapıyor.

a company that will be involved in all activities in Antalya. What about the revenues? BUDAK: This company will make money and the money will be spent on the goals I have just mentioned. The partners aren’t looking to make a profit. Our goal is to create a better Antalya by wisely using our resources. What about a souvenir that depicts our cultural heritage? BUDAK: Designing and producing souvenirs which would be sold at 1, 5, 10, 100 and 500 Euros is one of our main targets.

Where do you see the company in 10 years? BUDAK: Antalya is the capital city of tourism in Turkey. Making Antalya the cultural capital of the world will require immense effort. Antalya Advertising SA will undertake Antalya will host the IKKA General Assembly in 2014 and the EXPO in 2016. What are your current projects? BUDAK: Our company is now working on the souvenir project and at the same time getting ready for ITB Berlin. We will highlight the city centers of Antalya, Manavgat, Side and Alanya at this fair. We will advertise Antalya with excellence in Berlin.


ANTALYA 71

Ĺžubat / February - Mart / March 2012


Antalya Müzesi’nden bir eser

Gabriel Bloğu

Müzenin Ölü Kültü Salonu’nda yer alan Gabriel Bloğu, dinsel toleransın sembolüdür.

An artifact from Antalya Museum The Gabriel Block The Gabriel Block, which is located within the Dead Cult Wing of the museum, is the symbol of religious tolerance.

T

arihsel ve arkeolojik değerinin yanı sıra, günümüze taşıdığı dinsel tolerans açısından da önemli olan Gabriel Bloğu, bugün Antalya Müzesi Ölü Kültü Salonu’nda sergilenmektedir. Alçak kabartma olarak işlenmiş bir Ortaçağ eseri olan blok, farklı periyotlarda yeniden oyulmuş ve yeniden kullanılmış ambon parapet parçasıdır. Bloğun bir yüzünde alçak kabartma bir haç, diğer yüzünde ise elinde madalyon tutan Melek Gabriel’in yarım gövde halindeki betimlemesi yer alır. Sol köşesinde ise Grekçe harflerle Gabriel yazısı bulunur. Anadolu Selçuklularının Antalya’yı topraklarına katmasının ardından Gabriel kabartmasının elinde yer alan madalyonun üzerine Selçuklu Sülüsü ile Arapça harflerle “Allah” yazısı eklenmiştir. 72

ANTALYA

Şubat / February - Mart / March 2012

block and the depiction of a half bodied Gabriel holding a medallion on the other side. In the left corner, Gabriel is written in the Greek alphabet.

Yazı/Article: Antalya Müze Müdürlüğü Fotoğraflar/Photographs: Hamit Seçil

Antalya Müzesi’nin ilk kayıtlı eserleri arasında yer alan ve Antalya Kaleiçi’ndebir kiliseye ait olduğu düşünülen bu eserde, Hıristiyanlık dinindeki Baş Melek Gabriel, elindeki “Allah” yazısı ile İslam dininin dört büyük meleğinden biri, Peygamberlere vahiy getiren, onlara Allah’ın emir ve yasaklarını bildirmekle vazifeli Cebrail olarak karşımıza çıkmaktadır.

T

h e Gabriel Block, which is important in terms of religious tolerance besides its historical and archeological value, is on display in the Dead Cult wing of the Antalya Museum. The Middle Age block, which was processed as a low bas relief, is an ambon parapet piece that was carved and reused. There is a bas relief cross on one side of the

After the Anatolian Seljuk invaded Antalya, the word “Allah” was carved in Arabic on the medallion Gabriel is holding. This relic, which is one of the first registered pieces in the museum and thought to have come from a church in Kaleiçi, shows Gabriel- the most important angel in Christianity- the same as Islam’s Cebrail- the angle in charge of bringing divine inspiration to prophets and telling them the orders and interdictions of God- with the medallion inscribed Allah.


ANTALYA 73

Ĺžubat / February - Mart / March 2012


Yazı/Article: Özgür Önder Fotoğraflar/Photographs: Özgür Önder Foto Fenni/Alper Öztemel Arşivi

Rum evinden yüzyıllık eğitim kurumuna

Antalya Lisesi Dimitri Ağa ile Bakkal İstavri’nin evleri, Antalya’nın eğitim tarihi açısından büyük önem taşır. Çünkü Antalya’nın ilk eğitim kurumu, 1898 yılında iki Rum’a ait evde başlar. Burası Antalya Lisesi’dir.

From a Greek house to a century old school Antalya High School The houses of Dimitri Ağa and Bakkal İstavri are very important for the history of education in Antalya because the first schools in Antalya started in these houses in 1898. This is now Antalya High School.

74

ANTALYA

Şubat / February - Mart / March 2012


Antalya Lisesi Atatürk Caddes

K

aleiçi’ni çevreleyen surların dışında bulunan iki evde 17. yüzyılın sonunda Pandeloğlu Dimitri Ağa ile Bakkal İstavri Kahyaoğlu adlı iki Rum yaşardı. Dimitri Ağa ile Bakkal İstavri’nin evleri, Antalya’nın eğitim tarihi açısından büyük önem taşır. Çünkü Antalya’nın ilk eğitim kurumu, 1898 yılında Rumlara ait bu iki evde başlar. Bugün idare binası olarak kullanılan binalarda 1898 yılında ‘Beş Sınıflı Liva İdadisi’ adı altında eğitim öğretime geçilir. Ancak o yıl beş sınıfın tümü oluşturulamamıştır. Sadece 4 sınıf kurulabilmiş, bir sonraki yıl 4 sınıfa 1 sınıf daha eklenmiştir. 1916 yılında ise Liva İdadisi’nin adı Sultani olarak değiştirilmiş ve tek devrelik bir sistem uygulanmıştır.1917’de Sultani ’ye bir sınıf daha eklenerek, okulun öğretim süresi on yıla çıkarılmıştır. On yıl süreli Sultani, 1920’de tekrar dokuz sınıfa indirilmiştir.1926 yılında dokuz sınıflık Sultani’ye iki şubeli bir pedagoji sınıfı eklenmiştir. Böylece okul pedagoji şubelerini içine alan Antalya

Ortaokulu haline getirilmiştir. 1933 yılında pedagoji sınıfı kaldırılıp, okula bir sınıf daha eklenerek, eğitim kurumu liseye dönüştürülmüştür. 1968’e kadar okul, lise ve ortaokul olarak eğitim öğretim vermiş ve bu dönemde adı Antalya Lisesi olmuştur. 1940-1941 eğitim öğretim yılında öğrenci sayısının artmasıyla okula istimlâk yoluyla geniş bir alan kazandırılmış ve bugün öğrencilerin eğitim gördüğü ana bina yapılmıştır. 1968-1969 eğitim öğretim yılında lise binası yetersiz kalmaya başlayınca okulun ortaokul kısmı, Hızır Reis Ortaokulu’na, yeni adıyla Kamile Çömlekçi’ye nakledilmiştir. Milli Eğitim Bakanlığının emri ile 1992 yılında Atatürk Caddesi üzerindeki iki tarihi bina müzeye dönüştürülmüştür. Antalya Lisesi, 2005-2006 eğitim öğretim yılında Anadolu Lisesi oldu. İki evden büyük bir eğitim kurumuna dönüşen Antalya Lisesi, bugün 7 bin 736 metrekaresi bahçe, toplam

T

w o Greeks by the name of Pandeloğlu Dimitri Ağa and Bakkal İstavri Kahyaoğlu lived outside the walls that surrounded Kaleiçi at the end of the 17th century. The houses of Dimitri Ağa and Bakkal İstavri are very important for the history of education in Antalya because the first schools in Antalya started in these houses in 1989. This is now Antalya High School. Education started in the buildings in 1898, which are now used as administration headquarters. Only 4 grades could be established during that year instead of five and another one was added the next year. In 1916, the school was open for a single semester and in 1917 the term was increased to ten years. The ten year period was reduced to nine years in 1920 and in 1926; a two branch pedagogy class was added, thus turning the school into the Antalya Middle School. In 1933, the pedagogy class was removed and the education facility became a high

i

Antalya Lisesi’nin üzerinde bulunduğu Atatürk Caddesi’nin hikâyesi ise 17. yüzyılın ikinci yarısında surların dışındaki evlerin çoğalması ile başlar. The story of Atatürk Avenue where Antalya High School is located began in the second half of the 17th century when houses increased outside the city walls. school. Up until 1968, the facility served as a middle and high school and named Antalya High School. During the 1940-1941 educational year the school was widened and a main building was built for all the students to study under a single roof. When the high school building became insufficient during the 1968-1969 educational year, the middle school was transferred to Hızır Reis MidANTALYA 75

Şubat / February - Mart / March 2012


9 bin 980 metrekare alan üzerine kurulu. 5 blok ve 42 dersliği bulunan okulda 82 öğretmen görev yapıyor. 5 laboratuvarı, 4 teknoloji sınıfı bulunan okulda 568 erkek, 624 kız toplam bin 192 öğrenci eğitim öğretim alıyor.

Önemli isimler yetiştirdi

Tarihi 114 yıl öncesine dayanan Antalya Lisesi, Antalya’nın yanı sıra Türkiye genelinde tanınan isimler yetiştirdi. Bu isimlerin arasında Edebiyatçı Ahmet Hamdi Tanpınar, Devlet Eski Bakanı Nihat Su, KKTC Dışişleri ve Savunma Bakanı Kenan Atakol, Bestekar İsmail Baha Sürelsan, Mustafa Kemal Üniversitesi eski Rektörü Metin Gürkanlar, Enerji ve Tabii Kaynaklar eski Bakanı Hüsnü Doğan, CHP eski Genel Başkanı Deniz Baykal yer almaktadır.

Koca yoldan Atatürk Caddesi’ne

Antalya’nın çekirdeğini oluşturan Kaleiçi’nin yetersiz kalmasıyla birlikte evler, tarihi kenti çevreleyen surların dışına taştı. 17. yüzyılın ikinci yarısında surların dışındaki evlerin çoğalmasıyla birlikte başladı Atatürk Caddesi’nin hikâyesi. O dönemde 76

ANTALYA

Şubat / February - Mart / March 2012

toprak bir yol olan Atatürk Caddesi’nde bugünkü gibi palmiye ağaçları yoktu, adı da Kocayol’du. Ortasından dere geçen yolda selvi ağaçları ile tek tük karabiber ağaçları bulunuyordu. Atatürk Caddesi’nin bugünkü görünümüne kavuşması Haşim İşçan’ın Antalya Valisi olmasıyla başlar. Antalya’da önemli imar çalışmalarının altında imzası bulunan Haşim İşçan, 1941 yılında dönemin şartları gereği yola Arnavut Kaldırımı döşetti. Caddenin ortasına farklı bir hava katan yüzlerce palmiye ağacı diktirdi. Caddenin ortasından geçen dere ise kanala dönüştürüldü. Atatürk Caddesi bu haliyle Antalya’ya yıllarca hizmet verdi. 1960’lı yıllara gelindiğinde ise yine dönemin şartlarına göre Atatürk Caddesi’ne ilk asfalt kaplama yapıldı. Kaleiçi’ni çevreleyen surlara paralel ilerleyen Atatürk Caddesi, son olarak 2011 yılında elden geçti. Tarihi dokunun yaşatılmaya çalışıldığı caddeye granit taşlar döşendi, ortasından geçen kanal yüzeye taşındı, palmiye ağaçlarının arasına ışıklandırma yapıldı.

dle School, now called Kamile Çömlekçi Middle School. With the order of the Ministry of Education, the two historical buildings on Atatürk Avenue were turned into museums in 1992. During the 2005-2006 educational year, the school was named an Anatolian high school. The Antalya High School, which turned into a big educational facility from two houses, is situated on a 9, 980 square meter area that has a 7, 736 square meter yard. 82 teachers work at the school which has 5 blocks and 42 classrooms. 586 male and 624 female students attend the school that also has 5 labs and 4 technology classes.

Educated many important people

The school that has a 114 year old history has educated many important names in Turkey which include writer Ahmet Hamdi Tanpınar, former minister Nihat Su, former Defense and Foreign Minister of the Turkish Republic of Northern Cyprus Kenan Atakol, composer İsmail Baha Sürelsan, former rector of the Mustafa Kemal University Metin Gürkanlar, former Minister of

Energy Hüsnü Doğan and CHP former president Deniz Baykal. When Kaleiçi became too crowded, houses began to be built outside the historical city walls. The story of Atatürk Avenue where Antalya High School is located began in the second half of the 17th century when houses increased outside the city walls. During that period, the avenue was just a dirt road and didn’t have palm trees like today and it was named Kocayol. There were a few cypress trees along the road where a stream ran in the middle. The avenue was transformed by then Governor Haşim İşcan. In 1941, the Governor decorated the road with Albanian sidewalks. He planted hundreds of palm trees that gave the avenue a whole different feel. The stream that ran along the middle of the avenue was turned into a canal. Atatürk Avenue served like that for many years. In the 1960’s, the avenue was covered with asphalt. The avenue was restored again in 2011. The avenue was furnished with granite stones, the canal was carried to the surface and palm trees were illuminated.


ANTALYA 77

Ĺžubat / February - Mart / March 2012


Ahşap ve taşın egemen olduğu geleneksel yapı sistemi

Akseki Evleri Geleneksel Türk evlerinde görülen odanın sokağa ya da avluya doğru olan üç yanı çıkıntılı, cumba şeklindeki şahnişinin en güzel örnekleri, Akseki evlerinin konaklarında karşımıza çıkmaktadır

Yazı/Article: Selvihan Köleoğlu-Mimar/Architect Fotoğraflar/Photographs: Erhan Bayramoğlu

78

ANTALYA

Şubat / February - Mart / March 2012


A traditional building structure where wood and stone rules

The houses of Akseki The most beautiful examples of traditional Turkish houses that have rooms that face the street or courtyard with tree sided ledges are the houses of Akseki.

A

A

kseki, Antalya’ya 160 kilometre uzaklıkta, Alanya-Konya karayolu üzerinde tarihi İpek Yolu güzergâhında, Toros Dağları güneyinde kurulmuş bir ilçedir. Ilıman Akdeniz kuşağında bulunmasına karşın İç Anadolu iklimine yakındır. Bölgenin iklim şartları ve ekonomik koşulları, yerleşme dokusunun oluşumunda da etkili olmuştur. Yerleşmenin yaslandığı yamaçlarda, kuzey-güney doğrultusunda seyrek, yamaçlardan vadilere doğru yoğunluk gösteren bir doku meydana gelmiştir.

kseki is a borough which is 160 kilometers from Antalya, situated on the historical Silk Road on the Alanya-Konya highway, and located on the south of the Taurus Mountains. Even though it is situated in the Mediterranean, its climate is closer to Inner Anatolian climate. The climate and economic conditions of the region have affected the settlement structure. There are fewer settlements in the north-west axis, while settlements increase from the slopes towards the valleys.

Yeni yerleşim alanlarının ovaya doğru yayılması sebebiyle eğimli bir yamaca kurulu eski kent dokusu korunabilmiştir. Ancak yaz aylarında iklimin uygun olması, son dönemlerde Manavgat çevresinden bu bölgenin yayla yerleşim alanı olarak değerlendirilmesi, hem arazi değerlerinin artmasına hem de eski kent dokusunun arasında yeni yapılaşmaya neden olmaktadır.

Because new settlements branched out towards the plains, the old urban structure that was built on inclined lands was preserved. But because of preferable weather conditions during the summer, the land being used as a plateau settlement in recent years and the increase in land values, new structuring is being observed in the old urban area. The prominent characteristic of the old urban structure built on inclined land, is that it consists of separate houses with gardens built on roads parallel and perpen-

Eğimli bir araziye yerleşmiş eski kent dokusunun belirgin özelliği, eğime paralel ve dik olarak açılmış yollar üzerinde ayrık yapı nizamında inşa

Akseki konutlarının kat adedini yapı sahiplerinin ekonomik durumu ve arazi eğimi belirlemekte olup konutlar genellikle iki katlıdır. The houses are usually two-storey houses but the number of floors is determined in accordance with the economic situation of the owner and the inclination of the land.

ANTALYA 79

Şubat / February - Mart / March 2012


floor was used as living quarters. The ground floor also includes service areas, such as storage. The upper floor that is used as living quarters has a kitchen and rooms. In the big mansions that have three floors, the basement is used as shelter for animals, the ground floor is used for service and maids and the upper floor is used as living quarters. There are two plan types used in old Akseki houses. The middle hall plan scheme: Most of the houses in the old urban structure were built in accordance with this plan which involves a hall in the middle and rooms on either side of the hall. We see this plan on the upper floor of two-storey houses. The ground floor is also planned the same; there is a middle hall that connects to the door and there are stables, storage spaces and lofts around it.

edilmiş bahçeli yapılardan oluşmasıdır. Yapıları mülkiyet durumuna göre örülmüş taş bahçe duvarlarıyla çitler birbirinden ayırmaktadır. Akseki konutlarının kat adedini yapı sahiplerinin ekonomik durumu ve arazi eğimi belirlemekte olup, konutlar genellikle iki katlıdır.Ancak bugün konak olarak nitelendirilebilecek üç kattan oluşan yapılar da bulunmaktadır. Bu yapılarda kat dağılımı ise bodrum kat (yolun altındaki kat), zemin kat ve birinci kattır. Akseki evlerinde iki katlı olan yapıların alt katında, halkın gelir kaynağını oluşturan hayvancılığa yönelik düzenlemelerin yapıldığı, zemin katın 80

ANTALYA

Şubat / February - Mart / March 2012

bu işlevlere uygun biçimlendiği, üst katta ise servis ve oturma birimlerinin çözümlendiği görülmektedir. Zemin kat, üstlendiği fonksiyonun servis mekânlarını da (depo vb) içerir. Üst kat ise servis ve oturma birimlerine göre mutfak ve odalardan oluşur. Üç katlı olarak tasarlanan büyük konaklarda ise arazinin topografyası nedeniyle oluşmuş bodrum katı yine hayvan barınağı, zemin katı servis ve hizmetlilere ilişkin mekanlar, üst kat ise yaşam katı olarak düzenlenmiştir. Akseki eski kent dokusunda konutlarda iki tip plan şemasına rastlanmaktadır.

dicular to the inclination. The fences are separated from each other with stone braided walls in accordance with ownership. The houses are usually two-storey houses but the number of floors is determined in accordance with the economic situation of the owner and the inclination of the land. There are also three-storey structures that can be called mansions. These buildings include a basement, a ground floor and a first floor. In the ground floor of the two-storey houses in Akseki, we can see that the space was organized for live stock breeding and the upper

The hall, in addition to being a passageway and a jointly used area, is important because it connects the lower and upper floors, provides social contact with the outer world with its connection to the main salient room and provides connection with nature because it overlooks the garden and the courtyard. The cross (+) plan scheme: This plan can be observed at 3-storey mansions. The first and second floors are shaped according to this plan. It consists of a cross shaped hall and rooms at the corners. The ground floor is accessed through a rectangular double winged wooden door. The ground


Orta sofalı plan şeması; Eski kent dokusunun geneli orta sofalı plan şemasının (karnıyarık) ilkeleri doğrultusunda, ortada sofa ve iki yanda odalardan oluşan plan ve cephe düzeni şeklinde biçimlenmiştir. Bu plan örgütlenmesini iki katlı yapıların üst katında görmek mümkündür. Zemin katta ise yine ortada giriş kapısıyla bağlantılı orta sofa ve buna açılan, ahır, samanlık, depo mekânlarından oluşmaktadır. Sofa, geçit ve ortak kullanım alanı olmanın ötesinde, alt katta sofaya açılan giriş kapısı, üst katta sofaya bağımlı cumbalı baş odayla dış çevreyle sosyal iletişimi, öte yandan bahçe ve avluya bakarak doğayla bütünleşmeyi sağlaması bakımından önemlidir. Haçvari (+) plan şeması; Bu plan şeması üç katlı büyük konaklarda görülebilir. Birinci ve ikinci katları bu şemaya göre biçimlenmiştir. Haç şeklindeki orta sofa ve köşede odalardan oluşmaktadır. Zemin kata iki kanatlı dikdörtgen formlu ahşap bir kapıdan girilir. Zemin katın plan şeması diğer katlardan daha farklı olarak orta sofalı plan şeması olarak uygulanmıştır.

liklerini de “Ak Ev”, “Boyalı Ev” gibi 4-5 konakta görmek mümkündür.

floor scheme is designed as a middle hall plan scheme.

Akseki evlerinin en önemli özelliklerinden biri de özellikle yaşam katındaki nitelikli ahşap işçiliktir. Geleneksel konutların yüklük, gusulhane, lambalık, çiçeklik, şerbetlik başmak (davlumbaz), raf, tavan gibi öğelerinin en nitelikli örneklerini bu konutlarda görmek mümkündür. Özellikle ahşap işçiliğinin en iyi örnekleriyle karşılaşılan ahşap tavanlarda, kademeli, dairesel kesitli, sekizgen kesitli kademeli, kare kesitli kademeli, oval kademeli çıtalı ahşap tavan ve dairesel kesitli çıtalı yıldız ahşap tavan detayları uygulanmıştır.

The most beautiful examples of traditional Turkish houses that have rooms that face the street or courtyard with tree sided ledges are the houses of Akseki. In the cross plan scheme, the ledge which is situated at the intersection of the middle hall and the rooms at both sides is connected to the ceiling with small arches carried on wooden struts. This is applied in two or three sides. You can observe their most distinct characteristics in 4-5 mansions such as “Ak Ev” and “Boyalı Ev”.

Akseki evlerinde; eski dokuda kullanılan malzeme taştır. Eski evlerin her iki katında da ahşap hatıllı taş duvar, 50-60 santimetre aralıklarla karşılıklı yerleştirilen ahşap hatıllardan oluşan kazıklı duvar tekniği kullanılmıştır. Eski yapılarda dış duvarlar 60-70 santimetre

The most important characteristic of Akseki houses is the wood workmanship in the living quarters. You can see the impeccable workmanship in storages, bathrooms, shelves and ceilings in these traditional houses. There are especial-

ly stunning details in ceiling workmanship. Stone is used in the construction of Akseki houses. There is a stone wall with planks in both floors of old houses which was built with a technique that involves placing wooden planks into stone walls with 50-60 centimeter intervals. Outer walls are 60-70 centimeter in width in old structures. The inner surfaces of the walls are plastered with muddy white soil mixed with hay. The outer surfaces are usually not plastered. Some that are plastered have been covered with sand and lime. For the planks that are on the outside of the stone walls, pine and cedar and on the corners, juniper is preferred, making the building stronger. The wooden that is used in the buildings is usually obtained from cedar. Although wood is abundantly used in-

Geleneksel Türk evlerinde görülen odanın sokağa ya da avluya doğru olan üç yanı çıkıntılı, cumba şeklindeki şahnişinin en güzel örnekleri, Akseki evlerinin konaklarında karşımıza çıkmaktadır. Haç şeklindeki plan şemasında, orta sofanın iki tarafta odalarla birleştiği şahnişin kısmı, orta sofadan yaklaşık 30-40 santimetre yüksekliğindeki bir kotla ayrıldığı ahşap dikmelerin taşıdığı küçük kemerlerle tavanla birleşir. Orta sofaya bağlanan şahnişin iki veya üç cephede uygulanmıştır. Bunların en belirgin özelANTALYA 81

Şubat / February - Mart / March 2012


genişliğindedir. Duvarların iç yüzeyleri içine saman katılmış çamurlu beyaz toprakla sıvanır. Dış yüzeyler genellikle sıvasızdır. Dış yüzeyi sıvanan bir kısım ev ise kum ve kireçle sıvanmıştır. Taş duvarlarda dışa gelen hatıllarda çam ve katran, düğmelerde andız, ardıç seçilir.Böylelikle yapılara dayanıklılık kazandırılmış olur. Halk arasında taş duvarlara 50-60 santimetre arayla dikine konularak yapılan taş duvar tekniğine “Düğmeli Ev” denilmektedir. Yapılarda kullanılan ahşaplar genellikle yöresel olarak katran olarak tanımlanan sedir ağacından elde edilmiştir. Ahşabın evlerin iç mekanında yoğun bir şekilde kullanılmış olmasına rağmen cephe kaplama malzemesi olarak tercih edildiği örnekler azınlıktadır. Özellikle konaklarda ahşap pencere ve kepenkle ahşap kapı ve ahşap işlemeli saçak alınlıkları dışında bu yapılarda dış cephe tamamen sıvalıdır. Akseki evlerinde tavan, taban ve servis mekânları, dolaşım, yaşam odaları vb. bütün mekân ve mimari elemanlarda yapı düzeyi gözetilmeksizin ahşap kullanılmıştır. Akseki evlerinin manzaraya hakim ön cepheleri (güney cepheleri) genelleme yapmayı sağlayacak özellikler içerir. Ön cepheyi, zemin katın orta sofasıyla yaşam katındaki orta sofanın dış duvarları belirler. Zemin katın fonksiyonundan dolayı dışa açılan pencere kısmı azdır. Yaşam katının orta sofayla ve ön cephede cumbayla birleştiği bölümün boşluk oranı (pencere oranı) fazladır. Ön cephedeki cumbanın, üçgen bir alınlıkla çatı örtüsüne bağlandığı örnekler de vardır. 82

ANTALYA

Şubat / February - Mart / March 2012

Günümüzde ön cephedeki cumbaların balkon şeklinde yenilendiği de görülmektedir. Bahçe duvarlarıyla çevrili bulunan evlere giriş, genellikle batı cephesinden sağlanmış ve yine bu cephede de zemin katta giriş kapısıyla üst katında da minimum oranda boşluk oluşturulmuştur. Güney cephesinde yaşam katındaki pencere oranını, doğu ve batı ceplerinde görmek mümkün değildir. Akseki evlerinin cephe düzeninde (büyük konaklar hariç) etkin unsur, ahşaplarla oluşturulan düğmeli taş duvar örgüsü, yaşam katının ise cumbayla birleştiği bölümdeki artan pencere sayısı ve ahşap kaplamalı duvar yüzeyleriyle farklı bir biçimlenme sunulur. 50-60 santimetre saçak çıkması bulunan bu evlerde saçak alınlıklarında yörenin ahşap işçiliğini görmek mümkündür. Ancak Akseki evlerinde iç donanımdaki nitelik ve estetik, mimari detaylardaki ustalık, cephe biçimlenmesinde sade ve yalın, bezemesiz bir düzen şeklindedir. Kaynak: Antalya Kültür Envanteri

side the house, it is seldom used as paving material for the exterior. Especially in mansions, wooden windows, doors, blinds and wooden embroidered facades are used but the exterior is always plastered. Wood is used in the ceiling, base and service areas, living quarters and all architectural elements in old Akseki houses. The front (southern) exteriors of Akseki houses that overlook the panorama have similar characteristics. The middle hall of the ground floor and the outer wall of the hall in the upper floor determine the front exterior. Because of the function of the ground floor, there are not many windows that open to the exterior. The window ratio of the space where the living quarters merge with the middle floor and the bay in at the front exterior is acute. There are examples where the bay at the front exterior is connected to the roof

structure with a triangular façade. Today, we see that these bays are restructured as balconies. These houses, which are surrounded by garden walls, are usually accessed through the southern exterior and there isn’t much space between the door and the upper floor. There are more windows on the south compared to the eastern and western fronts. Except the big mansion, the active element in the front structuring of Akseki houses is the buttoned stone wall braiding made with wood and a different style is implemented with more windows and wood covered walls on the upper floor where the living quarters merge with the bay. You can see the wooden workmanship of the region on the facades of these houses that have a 50-60 centimeter fringe portico. The quality and aesthetics and the expertise in architectural detail in the inner decorations of Akseki houses doesn’t continue to the exterior- the exterior is simple and undecorated.


ANTALYA 83

Ĺžubat / February - Mart / March 2012


Yazı ve Fotoğraflar/Article and Photographs: Antalya Müze Müdürlüğü

Attaleia Nekropolü’nün Konumlandığı Yer

Doğu Garajı Eski Doğu Garaji-Halk Pazarı mevkisindeki hafriyat çalışması sırasında ortaya çıkan buluntular, Attaleia Antik Kenti’nin nekropolünü gün yüzüyle buluşturdu. Toplam 840 adet mezar, MÖ 3 ile MS 4. Yüzyıl arasına tarihlendi.

A

ntalya şehir merkezinde, Eski Doğu Garajı ve Halk Pazarı mevkisinde Büyükşehir Belediyesinin iş merkezi inşaatı projesi kapsamında temel hafriyatı yapan yüklenici firma, bazı tarihi buluntulara rastladı. Bunun üzerine Antalya Müze Müdürlüğü tarafından 6 Mart 2008 tarihinde kurtarma kazılarına başlandı ve çalışmalar, 2010 yılı sonuna kadar kesintisiz olarak devam etti. Kurtarma kazısı yapılan 12672 ada 1 ve 2 parsellerde rastlanan mezarların, Attelia Antik Kenti nekropolünün önemli bir bölümünü oluşturduğu anlaşıldı. Antalya kentinin üzerinde yer aldığı Attaleia Antik Kenti’ne ait günümüze ulaşmış bilinen çok fazla kalıntı bulunmamaktadır. Bunlar arasında Kaleiçi’nde bulu84

ANTALYA

Şubat / February - Mart / March 2012

T

h e company which undertook excavation works at the Old East Garage- Public Market area in the city center of Antalya during the construction of a plaza found some historical relics. In the light of these findings, rescue excavations undertaken by the Antalya Museum Directorate began on March 6, 2008 and works continued nonstop until 2010. It was understood that the tombs that were found made up a large part of the necropolis of Attaleia antique city. There aren’t many findings that have survived to this date from the Attaleia antique city on which Antalya was built. The findings that have actually survived include the Hadrian Door in Kaleiçi, Hıdırlık Tower and ruins of Kesik Minaret.


The place where the Attaleia Necropolis is positioned

The East Garage Findings that were unearthed during the excavations at the Old East Garage- Public Market region have revealed the necropolis of Attaleia antique city. 840 tombs were dated back to 3rd and 4th centuries B.C.

nan Hadrian Kapısı, Hıdırlık Kulesi ve Kesik Minare’deki kalıntılar yer almaktadır. Nekropolü çevreleyen geniş alanda 1980’li ve 90’lı yıllarda apartmanların temel inşaatı sırasında mezarlara rastlanıldığı bilinmektedir. Bu nedenle bu geniş alanda Attaleia Nekropolü’nün konumlandığı anlaşılmaktadır. Parselin kurtarma kazısı yapılan bölümü, yaklaşık olarak 8 bin 450 metrekaredir. Mezarlar, alanın batısındaki Cebesoy Caddesi’nin bulunduğu asfalt yol kotundan ortalama 5 metre derindedir. Kazı çalışmaları sonunda toplam 840 adet mezar ortaya çıkarılmıştır. Bunlardan 746 adedi basit sandık tipi, 51 adedi khamosorion tipi, 28 adedi dromoslu oda, 7 adedi pişmiş toprak plakalarla yapılmış, 2 adedi de iki mekânlı oda mezarlardır. Ayrıca bu bölüm 1 adet lahit

podyumu ve kapağı, 5 adet kaya boşluklarına direkt olarak yapılan gömüler ve bir kısmı anakayaya konumlanmış kremasyon kaplarından da oluşmaktadır. Nekropolde yer alan farklı dönemlere tarihlenen farklı tiplerdeki mezarların tamamına yakını anakayaya oyularak yapılmıştır. Nekropol oldukça uzun bir zaman dilimi boyunca çok yoğun bir biçimde kullanılmıştır. Mezarlar içerisinde ele geçen buluntular, genel olarak M.Ö. 3. yüzyıldan başlayarak, M.S. 4. yüzyıl arasına tarihlenebilmektedir. Açma alanlarında ise toprak tabakaları içerisinde M.S. 6. yüzyıla tarihlenen sikkelerle, Osmanlı dönemine ait az sayıda seramik parçalarına rastlanmıştır. Nekropoldeki mezarlar, herhangi bir yerleşim düzeni veya yön kaygısı

We know that tombs were found in the large area surrounding the necropolis during the constructions in the 80’s and 90’s so we can safely say that the necropolis of the city had been positioned in this region. The excavated area of the parcel is approximately 8450 square meters. The tombs are 5 meters below the elevation level of the asphalt road on Cebesoy Street which is to the west of the parcel. 840 tombs have been unearthed during the digs. 746 of them are simple wooden caskets, 51 one are khamosorion type, 28 are tombs with small passageways, 7 of them have been made with terracotta plaques and 2 of them are burial chambers with two halls. This part also includes one sarcophagus podium

and cover, 5 burial places carved into stones and cremations doors inside the main rock. Almost all of the tombs were carved into the main rock, albeit their different dates and shapes. The necropolis was widely used for a long period of time. The relics that were found in the tombs are dated back from the 3rd century to the 4th. Coins from 6th century B.C. and ceramic pieces from the Ottoman period were also found in the opening spaces. The tombs in the necropolis were positioned without the worry of a particular order or direction. Some tombs were built on top of each other or within each other. This is caused by the geological structure of the area and the multi use of the tombs. ANTALYA 85

Şubat / February - Mart / March 2012


tombs. On one of the narrow sides of the tombs there are cavities that enable entrance or crooked or straight stairs. Many stacked skeletons were covered inside the tombs. The relics that were found in these types of tombs have been dated back to the Roman era.

Bugüne kadar bu mevkide yapılan çalışmalarla nekropole ait büyük bir bölüm ortaya çıkarılabilmiş; mezar tipolojisi, ölü gömme biçimleri ışığında ve ortaya çıkarılan bulgularla Attaleia’nın sosyal, kültürel, ekonomik yapısı hakkında çok önemli ipuçlarına ulaşılmıştır. A huge part of the necropolis has been unearthed through digs in the region and important details of the social, cultural and economic structure of Attaleia have been reached through tomb typology and burial rituals.

olmaksızın konumlanmıştır. Öyle ki, bazı mezarlar birbiri üzerine, kesişen nitelikte veya iç içe yapılmışlardır. Bunun sebebi de alanın topografik ve karstik nitelikteki jeolojik dokusundan ve mezarların defalarca kullanılmasından kaynaklanmaktadır.

olarak bırakılmış çok sayıda pişmiş toprak ve cam unguentariumlar, megarakaseler, lagynoslar, alabastronlar, biberonlar, amphoralar, testiler, az sayıda figürin, kaseler, boncuklar, kemik iğneler, kemik objeler, çok sayıda sikkeler gibi yüzlerce buluntu ele geçmiştir.

Doğu Garajı-Halk Pazarı Mevkii, Antik Attaleia Kenti Nekropol Alanı’nda Mart 2008 ile Aralık 2010 arasında gerçekleştirilen kazılarda, mezarlara ölü hediyesi

Sandık mezarlar,anakayaya dikdörtgen ya da yaklaşık dörtgen formu verilerek oyulmuştur. Bu mezarlarda ele geçen buluntular, Helenistik, Roma ve Geç Roma

86

ANTALYA

Şubat / February - Mart / March 2012

Many terracotta and glass jars, bowls, bottles, amphorae, jugs, figurines, beads, needles made from bone, bone objects and coins were found at the excavations in the area. Chest tombs were carved into the main rock with a rectangular shape. The relics found in these tombs have been dated back to the Hellenistic, Roman and Byzantine era. Many terracotta and glass jars were found in these tombs. Khamosorion tombs are the second most common tombs in the necropolis after chest tombs. They were carved into the main rock with a rectangular shape. These tombs are rectangular on the upper level with a decorated death bed after a certain depth. These death beds were carved either at the two long sides of the tomb or as U shaped on the long sides and narrow side. There are one or more niches on some of the

The tombs that have a small entrance and passageway are also carved into the main rock and have a rectangular plan. Entry to these tombs is through a small rectangular passageway with stairs. The doors of the tombs are usually closed off with a large single block. The surfaces of the tomb chambers are carefully smoothed and the skeletons are laid on the floor. The skeletons are usually positioned parallel to the wall and next to each other. The gifts for the dead are laid on the empty spaces between the head and foot of the skeleton. In addition, urns were found on the empty spaces around the remains. The relics found in these types of tombs have been dated back to the Hellenistic or early Roman era. So, they were initially used in the first quarter of 3rd century B.C., in the 2nd and 1st centuries. From that, we can include that these types of tombs were preferred and used for a long period of time. Two main antique routes and side roads that connect to them were uncovered on the east-west axis of the parcel besides the tombs. These roads present themselves as deep tire tracks on the surface of the main rock. Two limestone wells and wall fragments were found


dönemine tarihlenmektedir. Sayıca çoğunluğu oluşturan sandık mezarlarda buluntu olarak daha çok pişmiş toprak ve cam unguanteriumlar tespit edilmiştir. Khamosorion mezarlar nekropol alanında sandık mezarlardan sonra en çok görülen mezar tipidir. Bu mezarlar, anakayaya geniş dikdörtgen formda oyularak yapılmıştır. Bu mezarlarda genel olarak görülen özellik, üst seviyede düzgün dikdörtgen biçiminde, belirli bir derinlikten sonra şekillendirilmiş ölü yataklarına sahip olmalarıdır. Ölü yatakları, mezarın iki uzun yanında veya “U” biçiminde iki uzun yan ve bir dar yanında olacak şekilde yanlara doğru oyularak oluşturulmuştur. Mezarların hepsinde olmasa da bazılarında bir ya da birkaç adet niş yapıldığı görülmüştür. Münferit birkaç örnek ise düz dikdörtgen formda yapılmışlardır. Mezarların dar kenardaki duvarlarından birinde, girişi sağlayan ayak koyma oyukları veya kabaca şekillendirilmiş bir çıkıntı ya da düzgün basamaklar yapılmıştır. Mezarlar içerisinde hem ölü yataklarında hem de merkezdeki çukur içerisinde olmak üzere çok sayıda üst üste konulmuş iskeletler ortaya çıkarılmıştır. Khamosorion tipi mezarların içerisinden ele geçen buluntular, genel olarak belirlenen bulgular ışığında, Roma Dönemi’ne (M.S. 2. ve 3. yüzyıl) tarihlenmektedir. Böylece bu tip mezarların Roma Dönemi’nde tercih edildiği anlaşılmıştır. Dromosluoda mezarlar, anakayaya oyularak yapılmış, dikdörtgen planlı oda mezarlardır. Bu mezarlara

giriş, yaklaşık dikdörtgen formlu, kapıya doğru hafifçe genişleyen, basamaklı dromosla sağlanmaktadır. Mezarların kapısı genellikle büyük ebatlı, kabaca düzeltilmiş bir monoblokla kapatılmıştır. Mezar odalarında taban düzgün bir biçimde tıraşlanmış ve iskeletler bu taban üzerine yatırılmış olarak ortaya çıkarılmıştır. İskeletler genel olarak mezarın duvarlarına paralel doğrultuda yan yana konumlanmıştır.Ölü hediyelerinin kapının iki yanındaki köşelere yoğun biçimde konulduğu, iskeletlerin baş ve ayakucu hizasındaki boşluklara da bırakıldığı görülmüştür. Ayrıca mezarların birçoğunun içerisinde iskeletlerin çevresindeki boş alanlara yerleştirilmiş, çoğunlukla kapaklı kremasyon kapları bulunmuştur. Dromoslu oda mezarların içerisinde ele geçen buluntular, genel olarak belirlenen bulgular ışığında, Helenistik ve Erken Roma dönemine tarihlenmektedir. Yani, M.Ö. 3. yüzyıl ilk çeyreğinden başlayarak, 2. yüzyılda, M.Ö. 1. yüzyıl ve M.S. 1. yüzyılda kullanılmışlardır. Böylece bu tip mezarların çok uzun bir zaman dilimi boyunca tercih edilen bir tip olduğu ve kullanıldığı görülmektedir. Nekropolün bulunduğu parselde mezarların yanı sıra doğu-batı doğrultusunda iki ana antik yol güzergâhı ve bu yollara bağlanan tali yollar ortaya çıkarılmıştır. Bu yollar, ana kaya zemin üzerindeki derin tekerlek izleri biçiminde görülmektedir. Kazı çalışmaları sırasında 2 adet kireç kuyusu ve parselin güneydoğusunda ve merkezinde duvar kalıntıları da bulunmuştur.

Bugüne kadar bu mevkide yapılan çalışmalar sayesinde nekropole ait büyük bir bölüm ortaya çıkarılabilmiş; mezar tipolojisi, ölü gömme biçimleri ışığında ve ortaya çıkarılan bulgularla Attaleia’nın sosyal, kültürel, ekonomik yapısı hakkında çok önemli ipuçları elde edilmiştir.

during the excavations. A huge part of the necropolis has been unearthed through digs in the region and important details of the social, cultural and economic structure of Attaleia have been reached through tomb typology and burial rituals. ANTALYA 87

Şubat / February - Mart / March 2012


Yazı ve Fotoğraflar/Article and Photographs: Hamit Seçil

Gümüşe Ney’i ile şekil veriyor

Sanata edebiyata çocukluğundan beri ilgili olmuş Güner Gük, bir de gümüşçülüğün atölye kısmıyla ilgilenmiş. Çünkü ona göre atölyecilik, yaratıcılık isteyen bir iş.

Shapes silver with his reed flute Güner Gük has been interested in art and literature ever since he was a child; and also he was keen on silver workmanship, which he says is a creative process. 88

ANTALYA

Şubat / February - Mart / March 2012


İ

ki farklı üniversitenin birbirinden apayrı bölümlerinden mezun olduktan sonra hayatını öğrenciyken para kazandığı kuyumculuk üzerine kurar. Uzun yıllar tezgâhtarlık yapsa da, gözü hep işin yaratıcılık aşamasında kalmıştır. Hiçbir ustadan eğitim almadan gecesini gündüzüne katarak, içindeki sanata olan tutkusunu gümüşe aktaran Güner Gük, Konya Musiki Cemiyeti’nde uzun yıllar ney üflemiş. “Anlayacağınız sanat, sanatın yanında yer alıyor” diyen Gük, gümüş plakaya şekil verirken, ney üflemeye devam ediyor.

Siz kuyumculuğun neresindesiniz? GÜK: Kuyumculuk alanında farklı meslekler icra edilir. Bu durum halk tarafından bilinmese de kuyumculuk sektöründe farklı uzmanlık alanları vardır. Herkes her işi yapamaz. Ben modelcilik ve sadekarlık yapıyorum. Modelcilik günümüzdeki kullanımıyla tasarımcı, sadekarlık ise ustanın madeni alet ve edevatla doğrudan işlemesidir. Kuyumculukta cilacılık, mıhlamacılık, kalıpçılık gibi farklı kollar da var. Neden kuyumculuk çeşitli uzmanlık alanları gerektiriyor? GÜK: Her bir meslek kendi içinde ayrı bir incelik gerektirdiği için bir kişinin bu işlemlerin hepsini birden yapması zor olur. Örneğin mıhlamacılar takıya sadece taş takarlar. Ne kadar süredir bu mesleğin içindesiniz? GÜK: 1993 yılından bu yana meslekteyim. Ben kendi isteğimle bu sektöre girdim. Yıldız Teknik Üniversitesi’nde Elektrik Mühendisliği, Selçuk

Üniversitesinde ise Doğu Dilleri eğitimi aldım. Sanata dair hayatımın her döneminde ilgili olmuşumdur. Konya’da öğrenci iken boş zamanlarımda gümüşçü dükkânlarında Almanca ve İngilizcem olduğu için tezgâhtar olarak çalıştım. Mesleği öğrenciliğimde tanıdım, mezun olduktan sonra tamamen bu işe yöneldim. Hiçbir ustanın yanında yetişmeden gümüş işlemeciliğini kendi başıma öğrendim. Deneme, yanılma yöntemi denilebilir benim öğrenme metoduma. Neden tezgâhtarlıktan atölyeciliğe geçtiniz? GÜK: Tezgâhtarlıktan atölyeciliğe geçiş karakter itibariyle çok rastlanır bir durum değildir. Bu iki insan tipi farklılık arz eder. Atölyecilerin geneli çocukluğundan yetişir, başka şansı olmamıştır birçoğunun. Tezgâhtarlık ise girişken ol-

A

fter graduating from two different branches of two different universities, he builds his life around jewelry, a profession in which he made his living while he was a student. Even though he works as a salesman behind the counter, his real passion is creating the pieces. Güner Gük, who reflected his love of art on silver without getting help from anyone, played the reed flute for many years at the Konya Turkish Music Foundation. Gük, who says that his art stays with art, keeps on playing his flute while shaping silver. Where do you consider yourself in terms of jewelry production? GÜK: There are different professions and specialties within this business even though the public doesn’t realize it. Not everyone can do everything. I am a designer and embroider. There are

also other branches as nailing and molding. Why does jewelry production involve various types of expertise? GÜK: Because each profession has intricate details and one person can’t do all the work. For example, people who do the nailing only put the stones in jewelry. How long have you been doing this? GÜK: I have been doing this since 1993. It was my chosen profession. I studied Electrical Engineering in Yıldız Teknik University and Eastern Languages in Selçuk University. I have always been interested in art. When I was a student in Konya, I worked as a salesman at silver shops because I knew German and English. I got educated in my profession when I was a student and was completely immersed in it after graduaANTALYA 89

Şubat / February - Mart / March 2012


mayı gerektirir. Ben sanatla, edebiyatla çocukluğumdan bu yana ilgili olduğum için, gümüşçülüğün atölye kısmı bana hep cazip gelmiştir. Çünkü yaratıcılık isteyen bir iştir atölyecilik. Yaptığımız iş Avrupalı gözünde “sanatçı” olarak algılanırken, bizim memleketimiz insanı gözünde “usta” olarak algılanıyor. Bir dönem sadece yaptığım tasarımları sektörde satarak hayatımı idame ettirmek istesem de, bu işi Türkiye şartlarında yapmamın çok zor olduğunun farkına vardım. Çünkü işin estetik kaygısı ikinci plandaydı. Tasarımları satabileceğim yerler bulamayınca kendim yapacağım dedim ve atölyeciliğe soyundum. Şuanda kendi yaptığım tasarımları Türkiye’de birçok kuyumcu vitrininde görüyorum. Tasarımlarınızı neye göre oluşturuyorsunuz? GÜK: Yarısını müşteri beklentisi oluştururken, 90

ANTALYA

Şubat / February - Mart / March 2012

diğer yarısı benim düşüncelerim. Çünkü ben bu ürettiklerimi satmak zorundayım. Yani müşterimin zevkini de göz önünde bulunduruyorum. Geri kalan yarısında ne şekil veriyor tasarımlarınıza? GÜK: İlki insanın kendi hayatında öğrendiği şeyler. Ben Divan Şiiri’ni çok severim. Aynı zamanda iyi derecede ney üflerim. Konya Musiki Cemiyeti’nde uzun yıllar ney üfledim. Anlayacağınız sanat, sanatın yanında yer alıyor. 2000 yılında semazen figürlü bir yüzük yaptım. Stilize bir tasarımdı. Semazen gerçeğindeki gibi dönüyordu. 4 yıl sonra bir Alman turistin parmağında gördüm. Benim işim olmadığının farkına vardığımda nereden aldığını sordum ve bana Almanya’dan bir tasarımcıdan aldığını söyledi.

tion. I never learned anything from other masters. You could say I learned it through trial and error.

production. Now I can see many of my designs on the windows of jewelers around the country.

Why did you go into production? GÜK: Not a lot of people go into production after working behind the counter. Those who go into production usually do because they have been doing it since childhood. On the other hand, working behind the counter requires aggressiveness. As I was into art and literature since I was a child, the production part was always interesting for me. Production requires creativity. In Europe, what we do is called artistic but here we are referred to as craftsmen. Although I tried to earn a living by selling my designs for a while, I realized it was going to be hard doing that in Turkey because not a lot of people cared about the aesthetics. When I couldn’t find places to sell my designs I started

How do you formulate your designs? GÜK: Half of them are based on the needs of the client and the other half are based on my vision. I have to be able to sell my productions so I have to take into account the desires of the client. What are you inspirations? GÜK: First of all, I am inspired by my own experiences. I like Ottoman poetry very much. And also, I am a good flute player. So I’d say my art accompanies art. In 2000, I designed a ring that depicted a whirling dervish, which twirled like a real dervish. 4 years later, I saw it on a German tourist. When I realized that I hadn’t made it, I asked him where he got it from and he said he had gotten it from a German designer.


ANTALYA 91

Ĺžubat / February - Mart / March 2012


Fotoğraflar/Photographs: Hamit Seçil

Köşkten müzeye Antalya’yı ziyaretlerinde Atatürk’e tahsis edilen köşk, onun anılarını yaşatmak üzere 1986 yılından beri müze olarak hizmet veriyor.

From a mansion to a museum The mansion, which was allocated to Atatürk on his visit to Antalya, has been serving as a museum since 1986 to keep his memory alive. 92

ANTALYA

Şubat / February - Mart / March 2012


1930 yılı Mart ayı başıydı, Atatürk İzmir’deydi. Havalar soğuk gidiyordu. Antalya’nın ılık ikliminde bir hafta dinlenmeyi düşündü. 4 Mart 1930 günü İzmir’den Aydın treni ile hareket etti, 5 Mart 1930’da Aydın’a geldi. Aynı gün akşam Denizli’ye hareket eden Büyük Önder, Isparta ve Burdur’un ardından 6 Mart 1930 günü öğleden sonra saat16.00’da Antalya’ya ulaştı.

It was March 1930. Atatürk was in Izmir. It was cold. He thought about taking a vacation in warm Antalya for a week. He set out for Antalya in March 4, 1930 by train and arrived in Aydin the next day. He set out for Denizli the same night and came to Antalya on March 6, 1930 at 16.00.

The arrival of Atatürk caused quite a stir in Antalya. The streets were illuminated and cleaned and the whole city was decorated. Crowds gathered all the way from Kepez to the city and they greeted him in utter excitement. This is how Antalya greeted the founder of the country. Ataturk visited

the city again on February 8, 1931 and February 16, 1935. It was during these visits that the mansion belonging to the Mayor was allocated to him. The mansion was given to the Ministry of Culture and Tourism in 1984 to be turned into a museum

Atatürk’ün geleceği haberi, kentte büyük sevinç yarattı. Sokaklar aydınlatıldı, temizlendi, birçok yere zafer takları kuruldu. Kepez’den şehre kadar halk, yolun iki yanını doldurdu, büyük sevinç gösterileri oldu. Antalya, ülkenin kurucusunu böyle karşıladı. Büyük Önder, kenti, 8 Şubat 1931 ve 16 Şubat 1935 tarihlerinde de ziyaret etti. İşte bu ziyaretler sırasında Valiliğe ait olan köşk, Atatürk’e tahsis edildi. Bu köşk, Atatürk Müzesi yapılmak ve onun anılarını yaşatmak amacıyla 1984 yılında Kültür ve Turizm Bakanlığına verildi. Şehrin yeni imar planı uygulaması sırasında caddede kaldığı için yıkılan binanın aynısı, Kepez Elektrik Şirketi tarafından biraz geri çekilerek, yeniden yaptırıldı.

ANTALYA 93

Şubat / February - Mart / March 2012


Bina, 1986 yılından bu yana Atatürk Evi ve Müzesi olarak hizmet vermektedir. Dikdörtgen planlı, iki katlı, iki cepheli, üzeri kiremit örtülü kırma çatılı taş-tuğla duvarlı olan müze binasının alt katında, Atatürk’ün Antalya’ya gelişleri ile ilgili gazete kupürleri ve resimlerin yer aldığı resim sergisi bulunmaktadır. Bu katta ayrıca, Atatürk ve Antalya isimli,Büyük Önder’in Antalya’yı ziyaretlerini konu alan belgeselin izlenebileceği barkovizyon odası, büro ile girişteki holde yemek odası yer almaktadır. Üst katta ise; yatak odası, iki adet çalışma odası ile Türkiye Cumhuriyeti’nin kuruluşundan günümüze kadar basılan madeni ve kağıt paralar ile pullar ve hatıra paraların sergilendiği ayrı bir bölüm daha bulunmaktadır.

and keep his memories alive. The same building, which was torn down during new construction was rebuilt. This building has been in service as the Ataturk House and Museum since 1986. In the ground floor of the rectangular planned, twostorey building that has brick-stone walls and a tile covered roof, there is an exhibition that includes photos and newspaper clippings from the arrival of Ataturk in the city. There is also a video room where you can watch documentaries on his arrivals in the city, an office and a dining room in the hall. On the second floor there is a bedroom, two studies and an area where coins that were minted during the Turkish Republic period, banknotes, stamps and commemorative coins are on display.

Anıtkabir Komutanlığından getirilen Atatürk’ün şahsi eşyalarının sergilendiği Müze Odası, müzenin en önemli bölümlerindendir. Bugün ücretsiz olarak ziyarete açık olan Antalya Atatürk Evi ve Müzesi’ni 2011 yılında İl Kültür ve Turizm Müdürlüğü istatistiklerine göre, 68 bin 13 kişi ziyaret etmiştir.

The Museum Room, which exhibits Atatürk’s personal belongings, is the most important part of the museum. Entrance to the museum is free and according to numbers received from the City Culture and Tourism Directorate, 68 thousand 13 people have visited the museum in 2011.

94

ANTALYA

Şubat / February - Mart / March 2012


ANTALYA 95

Ĺžubat / February - Mart / March 2012


Adrasan

huzuru vaat ediyor Doğa ile baş başa kalıp sakinliğin sesini dinlemek isteyenlerin adresidir Adrasan. Deniz, orman ve meyve ağaçlarının arasında omuzlardaki yükleri, biriktirilmiş sorunları geçici bir süreliğine bırakıp daha güçlü bir dönüş yapmak ve mutlu olmak için biçilmiş kaftandır. Yazı/Article-Fotoğraflar/Photographs: Özgür Önder

Adrasan promises serenity Adrasan is the address of those who want to be alone with nature and listen to the sound of serenity. It is an ideal place to leave all your troubles behind and make a fresh start. 96

ANTALYA

Şubat / February - Mart / March 2012


A

ntalya’dan başlayan Adrasan yolculuğumuz, Tekirova’ya kadar turistleri otellerine taşıyan otobüslerle sürdü. Tekirova’yı geçtikten sonra otobüsler görünmez oldu ve biz etrafı çam ağaçlarıyla çevrili yolda ilerlemeye devam ettik. Kıvrılarak giden yol, Toros Dağlarının eşsiz manzarası eşliğinde daha da keyifli hale gelmişti. Bir saate yakın yolculuğun sonunda Adrasan tabelasını gördük. Yine çam ağaçlarıyla çevrili yoldan ilerleyerek kat ettiğimiz 90 kilometrenin sonunda Adrasan’a ulaştık. Belde girişine doğru sola Adrasan Deresi paralelinde denize yaklaşırken, başka bir dünyayla karşılaştık. Adrasan Deresi içine kurulmuş özel loca ve teraslar ile çevresinde yüzen ördek ve kazların sergilediği güzellik, görmeğe değer. Özel hava akımı, dere boyunca esintisiyle nemi dağıtıyor. Bu aylarda yağışların da etkisiyle su seviyesi yükseliyor. Adrasan koyu, belki de yüryüzünün bu alandaki en güzeli. Mevsimlerden ilkbahar, aylardan Mart olması nedeniyle Adrasan halen en sessiz dönemini yaşıyor. Sahile vuran dalgalarla, portakal ağaçlarında öten kuşların dışında hiçbir ses duyulmuyor. Birde sahilde oynayan çocuklar. Çam ağaçlarıyla örtülü iki tepe, kuş bakışı Adrasan koyunun eşsiz güzelliğini izliyor. Koyun karşısındaki Musa Dağı’na bağlı Eliğ tepesi, çökmüş bir deveyi andıran silueti ile ilgi çekiyor. Bir de

O

ur journey to Adrasan started in Antalya and continued with tourist buses that carried the visitors to their hotels in Tekirova. After passing Tekirova, we could no longer see the buses and continued along the road surrounded by pine trees. The winding road became more enjoyable when accompanied by the magnificent view of The Taurus Mountains. After an hour long drive, we saw the sign for Adrasan. After travelling for another 90 kilometers on a road surrounded by pine trees, we came to Adrasan. As we drew nearer to the sea which is parallel to Adrasan Stream to the left of the entrance of the town, we were in another world. It is amazing to see the geese and ducks swimming in and around the stream. The special air current disperses the humidity with its breeze along the stream. The water level rises during these months because of rainfall. Adrasan Bay is probably the most beautiful of its kind on earth. Because it is springtime, March to be exact, Adrasan is very quiet. You can hear nothing but the sound of waves pounding in the shore and the birds singing on orange trees. And of course, the children playing on the beach…Two hills, covered with pine trees, are watching the magnificent view of Adrasan Bay. Eliğ Hill, which is connected to Mount Musa across the bay, ANTALYA 97

Şubat / February - Mart / March 2012


Adrasan

Markız tepesi var. Adrasan koyunun her iki tarafından çıkılan orman içi yükseklikler, koyun ne kadar estetik olduğu konusunda fikir verecek güzellikler sergiliyor. İki tepenin arasındaki sahilin arka kısmındaki alan ise portakal, mandarin ve nar ağaçlarıyla kaplı. Meyve ağaçları, Adrasan’ın güzelliğine güzellik katıyor. Sahilde bir müddet yürüdükten sonra denizin hemen ardından başlayan çam ağaçlarının arasına dalıyoruz. Deniz ile ormanın arasındaki toprak yolda ilerledikçe Adrasan’ın eşsiz manzarası daha da belirginleşiyor. Çam ağaçlarının arasındaki küçük koyda balıkçı tekneleri demirlemiş, ıssızlığın tadını çıkarıyor. Adrasan, doğa ile baş başa kalıp unutulmaz bir tatil ge98

ANTALYA

Şubat / February - Mart / March 2012

çirmek isteyenler için huzuru vaat ediyor. Antalya’nın Kumluca ilçesine bağlı beldenin adı, Rumca’dan geliyor. Belde, yeni adıyla Çavuşköy olarak da tanınıyor. Ahşap evler ve butik oteller 2 kilometrelik sahile paralel bir şekilde sıralanmış durumda. Konaklama tesislerinin penceresinden dışarı baktığınızda gördüğünüz tek şey meyve ağaçları, deniz ve orman. Adrasan, tatilcilerine denize her yerden girilebilen sahilinde güneşlenmek, masmavi sularında yüzmenin yanında birçok alternatifi de sunuyor. Dileyen, sahilin doğusundaki ve batısındaki çam ağaçlarıyla örtülü tepelere doğa yürüyüşü yapabilir, isteyen 30 metre derinlikte bile görüşün pırıl pırıl olduğu deniz dibinde unutulmayacak bir dalış tecrübesi yaşayabilir;

attracts attention with its silhouette that resembles a kneeling camel. Then there is Markız Hill. Hills inside the forests that can be reached from both sides of the bay exhibit beauties that give you an idea how aesthetic the bay is. The back area of the shore behind the two hills is covered with orange, tangerine and pomegranate tress. Fruit trees make Adrasan even more beautiful. After walking along the shore for a while, we step inside the pine trees. The magnificent view of Adrasan becomes even more visible as we walk along the dirt road between the sea and the forest. Fishing boats that are docked in the small bay inside the pine trees are enjoying the silence. Adrasan promises serenity

for those who want to be alone with nature and spend an unforgettable vacation. The name of the town, which is affiliated with the borough of Kumluca, comes from Greek. The town is also known as Çavuşköy. Wooden houses and boutique hotels are aligned parallel to the 2 kilometer shoreline. The only things you see when you look out these hotels are fruit trees, the sea and the forest. Adrasan is also an ideal place for swimming, sunbathing and alternative activities. You can take hike through the pine tree covered forests or go diving in crystal clear blue waters. There are boat rides to Sulu Ada, Sazak and Ceneviz bays. The richness of the sea and the clarity of the underwater provide unforgettable photo options.


ANTALYA 99

Ĺžubat / February - Mart / March 2012


Burada rüzgar denize terstir. Tarihçiler, geçmişte yelkenlilerin koya girememesi nedeniyle Olympos’ta, Phasalis’te kurulan medeniyetlerin Adrasan’a uğramadığını belirtir. Sulu Ada, Sazak ve Ceneviz Koyu’na tekne turu yapabilir. Su altının berraklığı ve denizin zenginliği, başka mavi sularda yakalanamayacak fotoğraf kareleri oluşturur.

leri sahillerine yüzyıllar önce korsanların geldiğini iddia eder. İnanışa göre, sahilin hemen ardından yükselen dağda korsanların hazinesi de gömülüdür.

Dalgıçlara ve sualtı fotoğrafçılarına cömertliğini balıkçılardan da esirgemez Adrasan. Boyu bir metreyi, ağırlığı 20 kiloyu bulan kuzu balıklarını yakalamak için de bölge doğru bir seçenektir.

Olimpos Antik Kenti, mitolojik dağdaki Yanartaş, Adrasan’a en yakın gezi yerleridir. Çıralı, Kaş, Demre, Myra, Patara, Xantos, Phaselis ve Antalya diğer gezi mekanları olabilir.

Rüzgarlar denize ters eser

Kısaca Adrasan; betondan, gürültüden, binalardan, güneşi görememekten bıkanları, denize karşı kuş sesleri içinde doğayla baş başa kalmak isteyenleri bekliyor. Omuzlardaki tüm yükleri, biriktirilmiş sorunları geçici bir süreliğine bırakıp, daha güçlü bir dönüş yapmak ve mutlu olmak istiyorsanız seçiminiz Adrasan olsun.

Adrasan, eşsiz doğal güzelliklerinin yanı sıra ilginç özelliklere de sahip. Burada rüzgar denize terstir. Tarihçiler, geçmişte yelkenlilerin koya girememesi nedeniyle Olympos’ta, Phasalis’te kurulan medeniyetlerin Adrasan’a uğramadığını belirtir. Adrasanlılar ise ‘Korsan Koyu’ adını verdik100

ANTALYA

Şubat / February - Mart / March 2012

Adrasan is also generous to fishermen. It is also ideal spot for catching leer fish that can be up to 1 meter long and 20 kilograms.

The winds blow opposite to the sea

In addition to unmatched beauties, Adrasan has unique characteristics. The wind blows opposite to the sea. This is why historians say that the civilizations established in Phaselis and Olympus couldn’t enter Adrasan. The people of Adrasan on the other hand, call their shore the Pirate Bay and claim that pirates used to frequent their shores. According to one legend, a treasure is buried on the mountain right across the shore. The antique city of Olympos and Yanartaş Mountain in

The wind blows opposite to the sea. This is why historians say that the civilizations established in Phaselis and Olympus couldn’t enter Adrasan.

mythology are attraction points near Adrasan. Çıralı, Kaş, Demre, Myra, Patara, Xantos, Phaselis and Antalya are also close by destinations. In short, Adrasan awaits those who want to spend time in nature away from the hustle and bustle of the city. If you want to leave all your troubles behind and make a fresh start, come to Adrasan.


ANTALYA 101

Ĺžubat / February - Mart / March 2012


Kent merkezindeki görkemli ibadethane

Muratpaşa Cami Antalya’nın en merkezi ve eski camilerinden olan Murat Paşa Cami, 1570 yılında Sadrazam Kuyucu Murat Paşa tarafından yaptırılmıştır.

O

M

smanlı Dönemi ibadethanelerinin en büyüklerinden birisidir Muratpaşa Cami. Aynı zamanda en merkezi ve en eski camilerindendir. Antalya’nın merkezinde yüzyıllardır bütün görkemiyle semaya yükselir. Adını verdiği Murat Paşa Mahallesi’nde Çarşı içindeki meydanda yer alan Muratpaşa Cami, Sadrazam Kuyucu Murat Paşa tarafından 1570 yılında yaptırılmıştır.

uratpaşa Mosque is one of the biggest Ottoman period mosques. It is also one of the oldest and most central mosques that reach the skies with all its glory in Antalya. The mosque, which is located in Murat Paşa Quarter on the square within the market, was commissioned by Grand Vizier Kuyucu Murat Paşa in 1570.

Kuzey-güney yönünde kare planlı tek kubbe ile örtülmüş olan caminin önünde üç kubbeli bir son cemaat yeri bulunur. Son cemaat yerindeki dört sütun ve bunların üzerindeki ikisi stalâktitli, ikisi de devşirme sütun başlıklarını birbirlerine bağlayan sivri kemerlerde renkli taşlar kullanılmıştır. Buradan bir kapı ile ibadet mekânına girilmektedir. Kapının her iki yanında birer dikdörtgen pencere, biri stalâktitli diğeri de sade iki mihrabiye bulunmaktadır. Antalya’nın iki şerefeli minareye sahip ender camilerindendir. Kesme taştan yapılmış olan 102

ANTALYA

Şubat / February - Mart / March 2012

Fotoğraflar/Photographs: Özgür Önder

In front of the square planned mosque covered with a single dome, there is a three domes last congregation area. Colored stones were used on the steep arches that connect the four columns and column heads in the last congregation room. From this point, the prayer room accessed via a door. There is a single rectangular window on each side of the door and two altars; one with stalactite and one undecorated. It is one of the rare mosques in Antalya that has two call for prayer rooms in its minaret. The prayer room of the mosque which was made from cut stones is covered


A magnificent place of worship in the city center Muratpaşa Mosque Muratpaşa Mosque, which is one of the oldest and most central mosques in Antalya, was commissioned by Grand Vizier Kuyucu Murat Paşa in 1570.

caminin ibadet mekânı, on kenarlı kasnağın taşıdığı bir kubbe ile örtülüdür. İbadet mekânının duvarları boydan boya kalem işleri ve bir kitabe frizi ile bezenmiştir. Ayrıca kubbe trompları da bitkisel motifleri ile süslenmiştir. Kıble duvarının ortasındaki mihrap, son derece sadedir. Buna karşılık minber beyaz

mermerdendir ve görenleri etkileyen taş işçiliğine sahiptir. Caminin batı köşesindeki silindirik taş gövdeli minare, 17. yüzyıl üslubunu yansıtmaktır.

with a dome that is carried by a ten sided rim. The walls of the room are entirely decorated with pencil drawings and an epigraph frieze.

17 ve 18. yüzyıllarda onarım geçiren Murat Paşa Camisi, son olarak Vakıflar Genel Müdürlüğünce 1960 yılında restore edilmiştir.

The altar in the middle of the southern wall is very simple. On the other hand, the pulpit is made from white marble and it has amazing stone

workmanship. The cylindrical stone minaret located in the western corner of the mosque reflects 17th century architectural style. The mosque which was renovated in the 17th and 18th centuries was renovated in 1960 for the last time by the Foundations General Directorate. ANTALYA 103

Şubat / February - Mart / March 2012


Yazı/Article-Fotoğraflar/Photographs: Özgür Önder

Motiflere

yeniden can veriyor Dokuma ustasının tezgâhında büyük emekler harcayarak dokuduğu halı ve kilimler, sahiplerinin evlerinde zamanla eskiyor. O zaman devreye sanatını konuşturan tamir ustaları giriyor. Niğdeli Recep Tüzen, işte o ustalardan.

Breathes life into motifs Carpets and rugs that are weaved with great effort at the workbenches of weaving masters grow old in time in houses. That’s when the repairing masters come into the picture. Recep Tüzen from Niğde is one of these masters. 104

ANTALYA

Şubat / February - Mart / March 2012


E

l yapımı halı ve kilimler, yıllar geçtikçe değerlerini artırır. Direnemediği şey ise yine zamanla yıpranmalarıdır. Ustasının tezgâhında büyük emekler harcayarak dokuduğu halı ve kilimler, sahiplerinin evlerinde zamanla eskir. Bu kez devreye dokuma ustası gibi, büyük emekler vererek sanatını konuşturan tamir ustaları girer. Niğdeli 41 yaşındaki Recep Tüzen, o ustalardan. Makinelerin üretimin her alanına girmesiyle yüzyıllardan bu yana gelen mesleklerden yok olmaya yüz tutanlardan birinin temsilcisi. Bugün Türkiye’de 4 bine yakın halı kilim tamir ustası arasında yer alan Recep Tüzen, Antalya’da ise son 3 usta arasında. 100 yıllık Yörük kilimini tamir etmeye çalışırken bulduğumuz Recep Usta, mesleğe girişi ve 30 yıla ulaşan tecrübesini dergimizle paylaştı. Recep Tüzen, Niğde’nin Altunhisar kasasında dünyaya geldi. Yaşı 11 olduğunda Konya’da halı ve kilim tamiri yapan Mustafa ve Mehmet Böge kardeşlerin yanında çırak olarak mesleğine ilk adımını attı. İlk yıllarında eski halı ve kilimlerden ip ayıklayan Recep Usta, mesleğinin inceliklerini öğrendikçe küçük tamirler yaptı. Kenar dolgusu, renk değiştirme, solmuş rengin arasına renk atma derken yıllar ilerledi, tecrübesi arttı ve usta oldu.

Konya’dan Antalya’ya

Uzun yıllar Konya’da mesleğini sürdüren Recep Tüzen, iş yerinin kapanması üzerine turizm sektörü nedeniyle iş potansiyelinin yüksekliği ve Döşemealtı’nda dokumacılığın gelişmiş olması yüzünden Antalya’ya taşındı. Kaleiçi’ndeki küçük dükkânda işe başlayan Recep Usta, yerli halkın ve turistlere yönelik

since machines came into the production process. Recep Tüzen, who is one of the 4000 carpet repairing masters in Turkey, is one of the last 3 in Antalya. The master, who we found while he was repairing a 100 year old Yörük carpet, shared his 30 year expertise with our magazine. Recep Tüzen was born in the Altunhisar borough of Niğde. He started his career at the age of 11 in Konya as an apprentice. He started with picking the threads from old rugs and slowly started repairing. He worked on color changing, replacing old colors with new ones and after many years, he became a master.

From Konya to Antalya

Recep Tüzen, who worked in Konya for many years, moved to Antalya because of the current job potential and because weaving was highly advanced in Döşemealtı. The master, who started with a small shop in Kaleiçi, started repairing the carpets for shops that mainly sold to local and foreign tourists. When handmade carpets were mainly replaced by factory made carpets, he started losing customers.

satış yapan iş yerlerinin halı ve kilimlerini tamir etmeye başladı. Özellikle dokuma halı ve kilimlerinin yerini fabrikalarda üretilen halı ve kilimler alınca Recep Tüzen’in işlerinin eski yoğunluğu da kalmadı. Kaleiçi’ndeki iş yerinde görüştüğümüz Recep Usta, Türkiye’de halı kilim tamircilerinin tamamına yakınının kendisi gibi Niğdeli olduğunu belirterek söze başladı ve şöyle devam etti:

H

andmade carpets and rugs become more valuable as years pass. The one thing they can’t resist is wearing down. Carpets and rugs that are weaved with great effort at the workbenches of weaving masters grow old in time in houses. That’s when the repairing masters come into the picture. Recep Tüzen from Niğde is one of these masters. He is one of the representatives of a century long dying art ever

Recep Tüzen, who we met at his shop in Kaleiçi, stated that most of the carpet repairers in Turkey were from Niğde just like him and added: “There are probably 3-4 thousand people in Turkey who do this job. There are only 3 people in Antalya that work actively. The reason that there are so few masters is that hand weaving is almost nonexistent. You can only fix a handmade carpet. That is why there aren’t any new comers. I believe we will be the last ones.” ANTALYA 105

Şubat / February - Mart / March 2012


“Türkiye’de bu işi yapan 3-4 bin kişi vardır. Antalya’da ise 7-8 usta var ama aktif olarak çalışan, halı kilim tamiri yapan 3 kişiyiz. Usta sayısının azlığının nedeni el dokumasının bitme noktasına gelmesi. Sadece el dokuması halı ve kilim tamir edilebilir. Fabrika üretimi halı ve kilimler naylon malzeme olduğu ve çift mekik sistemi ile dokunduğu için tamiri yapılamıyor. Bu nedenle artık halı kilim tamircisi de yetişmiyor. Bizden sonra bu işi yapan kalmaz.”

Emeklerinin karşılığını alamıyorlar

Mesleğinin sırrını beceri ve özveri olarak açıklayan Recep Usta, tamiratını yaptığı ürünlerin ise el dokuma halı ile cicim tekniğiyle dokunmuş kilim olduğunu belirtiyor. 7 sene önce haftada 10-15 halı ve kilimin tamir için dükkâna geldiğini ifade eden Recep Usta, şimdi bu rakamın ayda 3’e düştüğünü söylüyor. Döşemealtı’nda dokumacılığın bittiğini kaydeden Recep Usta, bunun nedeninin de maddi olduğunu belirtiyor. Döşemealtı’nda 2 kişinin 1 ayda dokuduğu halı ya da kilimin piyasada 150 ila 300 lira arasında alıcı bulduğunu bildiren Recep Tüzen, “O paraya kimse halı kilim dokumak istemiyor. El emeği değerini bulmuyor. Dokunan ürünün fiyatı ez az 700 lira olmalı. Ama o fiyata da kimse almıyor. Bu nedenle dokumacılık da tamircilik de bitme noktasına geldi” diyor.

‘’Hereke’nin taklidini yaptılar’’

En güzel halıların Hereke’de dokunduğunu kaydeden Recep Usta, Çin’in bu işe de el attığını, bu ülkeden Türkiye’ye Hereke Halısı 106

ANTALYA

Şubat / February - Mart / March 2012

geldiğini söylüyor ve ekliyor: “Hereke’de dokunan halı Çin’den gelene göre fiyatının yüksek olması nedeniyle artık rağbet görmüyor. Hereke Halısı’nın özelliği ipek olmasıdır. Şu an bir Hereke Halı’sı dokutturmak isteseniz size 30 bin dolara mal olur. Ama Çin’den gelen taklit Hereke Halıları 3-4 bin dolara satılıyor. Haliyle Hereke Halısı’da bitti.”

100 yıllık kilim elinde hayat bulacak

Tamiratını yaptığı kilimle ilgili de bilgi veren Recep Tüzen, “Bu, zili tekniğiyle dokunmuş 100 yıllık bir Korkuteli Yörük kilimi. Piyasa değeri 7 bin lira. Tamiratından 3 bin lira alacağım. Motif atma tekniği ile kilimin bozulan motiflerini yeniliyorum. Bu kilimin tamiri 3 ayda anca tamamlanır. Koleksiyoncular ve eskiye meraklı zenginler sayesinde işimiz devam ediyor” diyor. Bu güne kadar 4-5 bin halı ve kilim tamir ettiğini belirten Recep Usta, tamiratın zincir çekme, motif atma, hasır, düğüm ve tel atma teknikleri ile yapıldığını ifade ediyor.

A lot of effort, not enough rewards

Recep Tüzen, who defines the secret of his trade as skill and sacrifice, says that he repairs hand woven carpets and rugs. He says that while he used to have 10-15 carpets a week for repairs 7 years ago, adds that this number has dropped to 3 today. He also says that weaving has finished in Döşemealtı because of financial reasons. Recep Tüzen, who points out that the price of a hand woven carpet – woven by two people in a month- goes for something between 150 – 300 Turkish Liras, says “No one wants to go through all that trouble for such a low price. Handicrafts are underrated. A product like that should cost at least 700 Liras but no one wants to buy at that price. So, hand weaving is about to end.”

‘’They did the imitation of the Hereke Carpet”

Recep Tüzen, who states that the most beautiful carpets are woven in Hereke, says that the Chinese have imitated

the carpet and that we could now find Hereke carpets important from Chine in Turkey. He says: “Because the real Hereke carpet is expensive, the ones that come from China are more popular. The Hereke carpet is woven from silk. If you wanted someone to make a Hereke carpet for you, that would cost 30 thousand dollars. But the ones that come from China are sold at 3-4 thousand dollars. So the Hereke carpet is now dead.”

The 100 year old carpet will come to life

Recep Tüzen, who also talked about the carpet he was working on, said, “This is a 100 year old Korkuteli Yörük carpet made with the zili technique. It is worth 7000 Liras. I will be getting 3000 Liras for the repair. I am renewing the motifs which were tainted. The repairs can only be finished in 3 months. Thanks to collectors and wealthy people who like old things, we can continue our work.” Recep Tüzen has repaired 4-5 thousand carpets so far.


ANTALYA 107

Ĺžubat / February - Mart / March 2012


Bir bando klasiği

Antalya Büyükşehir Belediye Bandosu Kentin gelişimini hızlı sürdürdüğü 1960’lı yılların başında resmi bayramlar ve törenlerin icrası için kurulan Antalya Büyükşehir Bandosu, konserlerde, havalimanında turist karşılamalarında görevini özenle sürdürdü

Yazı/Article-Fotoğraflar/Photographs: Özgür Önder

108

ANTALYA

Şubat / February - Mart / March 2012


A band classic: Antalya Metropolitan Municipality Band Antalya Metropolitan Municipality Band, which was put together for the celebration of official holidays and parades at the start of the 1960’s, keeps on performing at concerts and greeting tourists at the airport.

A

D

ntalya’nın gelişimini hızla sürdürdüğü yıllarda resmi bayramlar, bayrak töreni ve törenlerin icrası için bir bandoya ihtiyaç duyuldu ve Antalya’nın ilk bandosu, 1963 yılında Türk Silahlı Kuvvetlerinden emekli Necdet Büyüktunca şefliğinde kurularak, 28 kişilik kadrosuyla çalışmalarına başladı.

uring the years when Antalya started to develop rapidly, a band was needed to perform at official ceremonies and parades and Antalya’s first band was put together in 1963 under the conductorship of retired officer Necdet Büyüktunca and the band started their works with 28 people.

Hafta sonları bayrak töreninde, resmi bayramlarda, törenlerin icrasındagörev alan bando, kentte turizmin gelişmesiyle birlikte faaliyetlerini de genişletti. Havalimanında turist karşılama törenlerine katılan bando, o dönemde enstrüman icra eden eğitim kurumlarının azlığı nedeniyle yerel imkanlardan faydalandı. Özellikle askerliğini bandoda yapmış müzisyenlerle, mahalli çalgıcılar belediye bandosunu oluşturdu.

The band, which worked at flag ceremonies, official holidays and parades, widened its scope with the development of tourism in the city. The band, which started greeting tourists at the airport, recruited locals because the lack of educated musicians. The band mainly consisted of musicians who had served in bands during their military service and local troubadours.

Necdet Büyüktunca’nın 1980 yılında yaşamını yitirmesinin ardından 1993 yılına kadar Ahmet Ballı, ardından İsmail Güngör ve Hüseyin Bıdık bando şefliği yaptı. Bu dönemde bando, kent meydanında bayrak töreni, resmi bayram kutlamaları, şenlikler

After Necdet Büyüktunca died in 1980, Ahmet Ballı resumed his position until 1993 and then the band was taken over by İsmail Güngör and then Hüseyin Bıdık. During this period, the band worked at flag ceremonies at the center of the city, official holiday celebrations, festivals and activities organized by the municipality. Because the members ANTALYA 109

Şubat / February - Mart / March 2012


ve belediyenin etkinliklerinde görev aldı. Bando personelinin nota okuma bilgisinin olmaması nedeniyle eserler hep ezberden icra edildi. Antalya Büyükşehir Belediye Bandosu, 1993 yılına gelindiğinde kapsamlı bir değişikliğe uğradı. Bando Astsubayı Atilla Doğan’ın şefliğe gelmesi ve emekli olan personelin yerine yenilerinin katılmasıyla personel değişimi yaşandı. Bu dönemde bandoya repertuar da kazandırıldı. Atilla Doğan’ın 2006 yılında kendi isteğiyle görevinden ayrılmasıyla TSK bandolarında görev yapmış Emekli Bando Astsubayı Faruk Yetik, 22 kişilik kadrosuyla şefliğe getirildi. Bu dönemde kent merkezinde gerçekleşen resmi törenlerde de 3. Piyade Eğitim Tugayı Akdeniz Bando Komutanlığı görev almaya başladı. Antalya Büyükşehir Belediye Bandosu ise il merkezine yakın ilçelerdeki bayram kutlamaları, kortejler, fuar açılışları, resmi kurum ve kuruluşların etkinlikleri ile belediyelerin organizasyonlarında görev yapmaya başladı.Antalya’nın dünyaca ünlü bir turizm kenti olması nedeniyle şehir merkezinde düzenlenen konserlerde de bando sıkça görev aldı. Antalya’nın küçük bir balıkçı köyünden metropole dönüşmesi, turizm kenti olması, ulusal ve uluslararası etkinliklerin artması, müzik kalitesi yüksek bir kent bandosuna olan ihtiyacı da artırdı. Bu çerçevede Antalya Büyükşehir Belediyesi, bandosunun 110

ANTALYA

Şubat / February - Mart / March 2012

yeteneğini yükseltmek amacıyla yeniden yapılanma çalışması başlattı. Mevcut personel eğitim ile daha da geliştirilirken, konservatuar mezunu bay ve bayan enstrüman icra sanatçıları kadroya dahil edildi. Yeni bir tarza ve icra yeteneğine sahip olacak olan Antalya Büyükşehir Belediye Bandosu, bu haliyle yaz aylarında sıkça halkın ve turistlerin karşısına çıkacak. Resmi bayramlar ve bayrak törenlerinde çalan bando, yeni haliyle Rus Kızıl Ordu Korosu gibi konserler de düzenleyecek. Antalya’nın 5 yıldızlı lüks otellerine de gidecek olan bando, seslendireceği eserler ile turistlerin tatillerine renk katacak. Yeniden yapılanma çalışmaları çerçevesinde Antalya Büyükşehir Belediye Bandosu bünyesinde bir çocuk bir de genç bandosu oluşturulacak.

didn’t know how to read musical notes, songs were always performed from memory. In 1993, the band underwent an extensive restructuring. Petty Officer Atilla Doğan became the conductor and new personnel were recruited instead of those who retired. During this period, the band also established a repertoire. When Atilla Doğan resigned in 2006, retired petty officer resumed his duties with a 22 people staff. During this time, the military band started performing at official ceremonies organized at the city center and the Antalya Metropolitan Municipality Band started performing at festivals in boroughs, fair openings and activities organized by public authorities and the municipality.

The transformation of Antalya from a small fishing town into a metropolis, a tourism heaven and the increase in national and international organizations gave way to the need of a high quality music band to represent the city. Within this context, the municipality started restructuring the band. While existing personnel was educated through musical training, conservatory graduates were included in the cast. The newly improved Antalya Metropolitan Municipality Band will often be seen in the streets of Antalya this summer. The band, in addition to its usual duties, will also organize concerts like the Russian Red Army Choir. The band will also visit 5-star hotels and add joy to the vacations of tourists. A children and youth band will also be established with regards to the restructuring process.


ANTALYA 111

Ĺžubat / February - Mart / March 2012


Yazı/Article-Fotoğraflar/Photographs: Hamit Seçil

Manavgat Pazarı dünyayı ağırlıyor Haftada ortalama 100 bin kişinin ziyaret ettiği Manavgat Pazarı,farklı kültürleri bir araya getiriyor, sanki dünya milletleri burada kaynaşıyor.

The Manavgat Market hosts the world The Manavgat Market, which is visited by an average of 100 thousand people each week, brings together different cultures and bonds various nations from all around the world. 112

ANTALYA

Şubat / February - Mart / March 2012


M

anavgat’da kurulan Antalya’nın en büyük pazarını, haftada ortalama 100 bin kişi ziyaret ediyor. Şehrin iki yakasında Pazartesi ve Perşembe günleri kurulan Manavgat Pazarı’nda tekstil ürünlerinden hediyelik eşyaya, takıdan el yapımı ürünlere kadar birçok ürün satılıyor.

larda ürünlerini sergileyen Şükrü Sarı (57) ise Manavgat Pazarı’nın bölgenin en büyük ve en yoğun pazarı olduğunu dile getirirken, burada turizme hitap eden her şeyi bulabilmenin mümkün olduğunu söylüyor. Sarı, pazaryerinde farklı kültürlerin birbirini tanıdığını ifade ediyor.

Manavgat Belediye Başkanı Şükrü Sözen, Manavgat Pazarı’nın bölge ekonomisine büyük katkıları olduğunu söylüyor. Her hafta yerli ve yabancı turistlerin akınına uğrayan pazarda, ortalama 2 bin 500 esnafın tezgâh açtığını ifade eden Sözen, pazarı tatil için civar ilçelerde bulunan turistlerinde ziyaret ettiğini belirtiyor. İlçede turizmin başlamasıyla birlikte ilçe pazarının da her geçen yıl gelişerek büyüdüğünü anlatan Sözen, “Pazarda ekonomik bir ilişkinin yanı sıra özelikle yabancı turistler kültürümüzü de tanıma fırsatı buluyor. Bu tür pazaryerleri farklı kültürleri bir araya getirmesi bakımından çok önemlidir” diyor.

Sabah erken saatlerde kurulan Manavgat Pazarı, öğleden sonra kapanıyor.

El yapımı ürünlere yoğun ilgi

Manavgat Pazarı’nda 15 yıldır el emeği ürünlerini satan Ayşe Tarakçı (50) ise her geçen gün pazara olan talebin arttığının altını çizerek, “Pazara başta Alman ve Rus turistler ilgi gösteriyor. Bunun yanı sıra Manavgat’a tatile gelen her millet, pazarımıza uğruyor” diyor. İşini yapabilecek kadar Almanca bildiğini ifade eden Tarakçı, el işi ürünleri özellikle Alman ve İngiliz turistlerin satın aldığını ekliyor.

Kültürleri kaynaştırıyor

Antalya Bölgesi’nde 1978 yılından buyana çeşitli pazar-

A

ntalya’s biggest market which is set up in Manavgat is visited by an average of 100 thousand people every week. Many products, from textiles to souvenirs, from jewelry to handcrafted materials are sold at the bazaar which is set up every Monday and Thursdays at both the shores of the city. Manavgat Chief Magistrate Şükrü Sözen says that the market greatly contributes to the economy of the

region. Sözen, who points out that there are approximately 2500 vendors at the market which is swarmed by thousands of local and foreign tourists, adds that tourists who are vacationing in neighboring boroughs also frequent the bazaar. Sözen, who says that the market continues to grow with the start of tourism in the borough, adds “Tourists get to know our culture besides bringing economic liveliness. These types of markets are important because they bring different cultures together”

Handcrafted products take center stage

Ayşe Tarakçı (50), who has been selling her handcrafted materials at the Manavgat Market for the past 15 years points out to the growing interest for the bazaar and adds, “The market is mostly frequented by German and Russian tourists. In addition, people from every nation who come to vacation in Manavgat visit our market”. Tarakçı, who says she knows enough German to conduct her business, adds that her handcrafted products are mainly bought by German and British tourists.

Brings cultures together

Şükrü Sarı (57), who has been exhibiting his products in markets in the Antalya region since 1978, says that the Manavgat Market is the region’s largest and most popular shopping place and adds that tourists can find all kinds of souvenirs here. Sarı also says that the market help bring different cultures together. The market which is open early in the morning closes in the afternoon. ANTALYA 113

Şubat / February - Mart / March 2012


Yazı/Article-Fotoğraflar/Photographs: Özgür Önder

Bir Antalya lezzeti

Serpme Börek Antalya mutfağına özgü serpme böreği diğer böreklerden ayıran, havada elle defalarca çevrilerek, yani oklava kullanmadan açılmasıdır.

A delicacy from Antalya What separates this dish from the others is that it is rolled out by flipping it in the air for many times, rather than using a rolling pin.

B

örek, Anadolu’nun dört bir yanındaki mutfakların vazgeçilmezidir. Her yörenin de kendine has böreği vardır. Serpme börek ise Antalya mutfağına özgüdür. Peynirli ve kıymalı olarak hazırlanan bu böreği diğerlerinden ayıran

114

ANTALYA

Şubat / February - Mart / March 2012

özelliği ise hamurunun açılışıdır. Bu böreğin özelliği, adından da anlaşılacağı gibi hamurunun serpilerek açılmasıdır. Antalya’nın serpme börek ustaları, hamuru açmak için oklava kullanmaz. Böreğin hamuru mesleğin püf noktası olarak

B

örek (a kind of stuffed thin pie) is an essential dish in entire Anatolia. , every region has its own version. Serpme börek is a delicacy of the Antalya cuisine. What separates this dish from the others is that it is rolled out

by flipping it in the air for many times, rather than using a rolling pin. The masters of this dish don’t use rolling pins when rolling out the dough. In this issue, we are introducing this delicacy to you through an expert; Tevfik Ekizoğlu who has been making this dish for 52 years. Not only is he famous in Antalya, but all around the country for the dishes he creates in his shop at the entrance of the business plaza behind Karakaş Mosque. The master, who has served famous people such as Mehmet Ali Şahin, Ertuğrul Günay, Deniz Baykal, Aziz Yıldırım and Erdal Tosun, says that the secret lies in rolling the dough. He says that the dough needs to be extremely thin.


gösterilen şekilde elle havada serpilerek açılır. Bu sayımızda Antalya’da 12 yaşından beri 52 yıldır serpme börek yapan ve Börekçi Tevfik olarak tanınan Tevfik Ekizoğlu aracılığıyla sizleri serpme börek ile buluşturuyoruz. Karakaş Camisi’nin arkasındaki iş hanının giriş katında 30 metrekare büyüklüğünde bir dükkânda lezzet dağıtan Tevfik Ekizoğlu’nun ünü, mahallesinin yanı sıra Antalya sınırlarınında dışına taşmış durumda. Mehmet Ali Şahin, Ertuğrul Günay, Deniz Baykal, Aziz Yıldırım, Erdal Tosun gibi tanınmış isimlerin tadına baktığı serpme böreğin hazırlanışını anlatan Tevfik Usta, işin sırrının hamurun açılışında olduğunu söylüyor. Kendi deyimiyle hamurun çok ince açılması gerektiğini vurgulayan Tevfik Ekizoğlu, “Baktığın zaman arkasındaki karınca duası okunacak” diyor.

Malzemeler: Un Tuz Tereyağı Ayçiçeği yağı Lor peyniri Kıyma Soğan Maydanoz Karabiber

Yapılışı Kaliteli undan yoğrulan hamur, 120 gram ağırlığında parçalara ayrıldıktan sonra 1 gün dinlenmeye bırakılır. Dinlenen hamur, eritilmiş tereyağı ve çiçek yağı damlatılmış mermer tezgâh üzerinde önce parmaklar aracılığıyla esnetilir. Ardında ele alınan hamur havada defalarda çevrilerek incelinceye kadar açılır. Kâğıt kadar incelen hamur tezgâhın üzerine koyulur. İsteğe göre açılan hamurun içine peynir yada kıyma koyulur ve katlanarak kapatılır. Ardından tepsi içinde önceden ısıtılmış fırına konulan hamur, 6-7 dakika pişirilir. Ustasının tabiriyle kiraz gibi kızaran börek, fırından alındıktan sonra kesilerek servise hazır hale getirilir.

Ingredients: Flour Salt Butter Sunflower oil Lor cheese Minced meat Onion Parsley Black pepper

Recipe The dough which is made from high quality flour is separated into 120 gram pieces and left to rest for one day. The dough which has rested is stretched with fingers on a marble surface covered with melted butter and sunflower oil. Then the

dough is thinned by flopping it in the air for a number of times. The very thin dough is laid on a surface, filled with cheese or minced meat and rolled. It is then cooked in a preheated oven for 6-7 minutes. When the upper part of the börek turns a cherry color it is taken out and served.

Note: If you want to taste Tevfik’s serpme börek, you need to wait for at least half an hour because he only makes them upon orders and there are only 3 tables in his small shop. He doesn’t bake them beforehand not to ruin the taste.

Önemli not: Börekçi Tevfik’in serpme böreğini yemek için yarım saate yakın sıra beklemeyi göze almanız gerekiyor. Çünkü mesleğinin son ustalarından olan Börekçi Tevfik, sipariş üzerine börek yapıyor ve küçücük dükkânında sadece 3 masa bulunuyor. Börekçi Tevfik, böreğin lezizliği bozulmasın diye önceden böreklerini pişirip, tezgâhına koymuyor. ANTALYA 115

Şubat / February - Mart / March 2012


INFO İtfaiye / Fire Department Acil Servis / Medical Emergency Service Trafik / Traffic Polis İmdat / Police Department Jandarma / Gendarmerie Orman Yangını / Forest Fires ANTALYA MERKEZ / CENTER Valilik / Governorship Turizmden Sorumlu Vali Yardımcısı / Deputy Governor for Tourism İl Kültür ve Turizm Müdürlüğü / Provincial Culture & Tourism Directorate Antalya Büyükşehir Belediyesi / Antalya Metropolitan Municipality İl Emniyet Müdürlüğü / Provincial Security Directorate İl Emniyet Müdürlüğü Pasaport Şubesi / Provincial Security Directorate Passport Department Antalya Eğitim ve Araştırma Hastanesi / Antalya Training And Research Hospital Akdeniz Turistik Otelciler Birliği (AKTOB) / Mediterranean Association of Touristic Hoteliers DHMİ Santral / Central AKSEKİ Kaymakamlık / District Governorship Belediye / Municipality İlçe Emniyet / District Security Directorate İlçe Jandarma / District Gendarmerie Devlet Hastanesi / State Hospital

110 112 154 155 156 177

(242) 243 97 91 (242) 243 97 98

(242) 249 50 00 (242) 345 41 00

(242) 227 96 00 (242) 249 44 00

(242) 321 59 26 (242) 330 30 30

(242) 678 10 21 (242) 678 10 08 (242) 678 22 28 (242) 678 10 25 (242) 678 10 29

(242) 426 30 52 (242) 426 30 49 (242) 426 26 77 (242) 426 30 32

ALANYA Kaymakamlık / District Governorship Belediye / Municipality İlçe Emniyet / District Security Directorate İlçe Jandarma / District Gendarmerie Devlet Hastanesi / State Hospital

(242) 512 57 17 (242) 513 21 11 (242) 511 23 12 (242) 513 10 09 (242) 513 48 41

ANTALYA

Şubat / February - Mart / March 2012

(242) 513 12 40 (242) 511 94 98 (242) 514 34 74

DEMRE Kaymakamlık / District Governorship Jandarma / Gendarmerie Sahil Güvenlik / Coast Guard Emniyet Amirliği / Security Chief Office Belediye / Municipality Devlet Hastanesi / State Hospital

(242) 871 53 53 (242) 871 51 89 (242) 874 42 28 (242) 871 42 21 (242) 871 50 51 (242) 872 16 10

DÖŞEMEALTI Kaymakamlık / District Governorship Belediye / Municipality İlçe Emniyet / District Security Directorate İlçe Jandarma / District Gendarmerie

(242) 421 44 41 (242) 421 30 55 (242) 421 27 56 (242) 421 30 07

ELMALI Kaymakamlık / District Governorship Belediye / Municipality İlçe Emniyet / District Security Directorate İlçe Jandarma / District Gendarmerie Devlet Hastanesi / State Hospital

(242) 618 10 08 (242) 618 67 01 (242) 618 62 51 (242) 618 63 01 (242) 618 83 00

FİNİKE Kaymakamlık / District Governorship Belediye / Municipality İlçe Emniyet / District Security Directorate İlçe Jandarma / District Gendarmerie Devlet Hastanesi / State Hospital

(242) 855 10 05 (242) 855 13 92 (242) 855 10 21 (242) 855 10 07 (242) 855 20 00

GAZİPAŞA Kaymakamlık / District Governorship Belediye / Municipality İlçe Emniyet / District Security Directorate İlçe Jandarma / District Gendarmerie Devlet Hastanesi / State Hospital

(242) 572 28 84 (242) 572 10 13 (242) 572 50 14 (242) 572 10 15 (242) 572 15 62

GÜNDOĞMUŞ Kaymakamlık / District Governorship Belediye / Municipality İlçe Emniyet / District Security Directorate İlçe Jandarma / District Gendarmerie

(242) 781 20 06 (242) 781 20 11 (242) 781 21 88 (242) 781 20 14

(242) 247 76 60

AKSU Kaymakamlık / District Governorship Belediye / Municipality İlçe Emniyet / District Security Directorate İlçe Jandarma / District Gendarmerie

116

Turizm Danışma / Tourism Information Liman Başkanlığı / Port Authority Alanya Turistik İşletmeciler Derneği ALTİD / Alanya Touristic Hoteliers Association


İBRADI Kaymakamlık / District Governorship Belediye / Municipality İlçe Emniyet / District Security Directorate İlçe Jandarma / District Gendarmerie KAŞ Kaymakamlık / District Governorship Belediye / Municipality İlçe Emniyet / District Security Directorate İlçe Jandarma / District Gendarmerie Devlet Hastanesi / State Hospital

(242) 691 22 94 (242) 691 20 04 (242) 691 23 01 (242) 691 20 15

(242) 836 10 04 (242) 836 10 99 (242) 836 10 24 (242) 871 51 89 (242) 836 32 15

KEMER Kaymakamlık / District Governorship Belediye / Municipality İlçe Emniyet / District Security Directorate İlçe Jandarma / District Gendarmerie Devlet Hastanesi / State Hospital Liman Başkanlığı / Port Authority Turizm Danışma / Tourism Information

(242) 814 44 81 (242) 814 15 03 (242) 814 15 46 (242) 814 10 16 (242) 814 15 50 (242) 814 52 62 (242) 814 11 12

KEPEZ Kaymakamlık / District Governorship Belediye / Municipality İlçe Emniyet / District Security Directorate İlçe Jandarma / District Gendarmerie

(242) 335 41 11 (242) 310 58 58 (242) 344 44 75 (242) 221 28 02

KONYAALTI Kaymakamlık / District Governorship Belediye / Municipality İlçe Emniyet / District Security Directorate İlçe Jandarma / District Gendarmerie

(242) 229 94 90 (242) 259 09 26 (242) 229 63 81 (242) 238 22 07

KORKUTELİ Kaymakamlık / District Governorship Belediye / Municipality İlçe Emniyet / District Security Directorate İlçe Jandarma / District Gendarmerie Devlet Hastanesi / State Hospital

(242) 643 60 01 (242) 643 60 11 (242) 643 22 38 (242) 643 62 60 (242) 643 64 44

KUMLUCA Kaymakamlık / District Governorship Belediye / Municipality İlçe Emniyet / District Security Directorate İlçe Jandarma / District Gendarmerie Devlet Hastanesi / State Hospital

(242) 887 10 01 (242) 887 27 00 (242) 887 73 00 (242) 887 10 05 (242) 887 14 80

MANAVGAT Kaymakamlık / District Governorship Belediye / Municipality İlçe Emniyet / District Security Directorate İlçe Jandarma / District Gendarmerie Devlet Hastanesi / State Hospital Turizm Danışma / Tourism Information

(242) 746 10 04 (242) 746 10 82 (242) 746 30 44 (242) 746 10 06 (242) 746 44 80 (242) 753 12 65

MURATPAŞA Kaymakamlık / District Governorship Belediye / Municipality İlçe Emniyet / District Security Directorate

(242) 244 75 50 (242) 324 46 46 (242) 243 90 68

SERİK Kaymakamlık / District Governorship Belediye / Municipality İlçe Emniyet / District Security Directorate İlçe Jandarma / District Gendarmerie Devlet Hastanesi / State Hospital

(242) 722 10 04 (242) 722 19 70 (242) 722 10 88 (242) 722 10 08 (242) 722 13 40

SANAT GALERİLERİ / ART GALLERIES Devlet Güzel Sanatlar Galerisi / State Fine Arts Gallery (242) 248 70 76 Büyükşehir Belediyesi Atatürk Kültür ve Sanat Evi – Kütüphane / Metropolitan Municipality Atatürk Culture and Art House– Library (242) 243 15 43 Muratpaşa Belediyesi Aydın Kanza Sanat Galerisi / Muratpaşa Municipality Aydın Kanza Art Gallery (242) 248 48 93 AKM Sanat Galerisi / AKM Art Gallery (242) 238 54 44 Büyükşehir Belediyesi Karikatür Sokağı - Sanat Galerisi / Metropolitan Municipality Comics Street - Art Gallery (242) 249 54 00 Olbia Sanat Galerisi / Olbia Art Gallery (242) 310 21 92 ANSAN Sanat Galerisi / ANSAN Art Gallery (242) 248 00 08 Orkun - Ozan Sanat Galerisi / Orkun - Ozan Art Gallery (242) 248 38 52 (242) 313 19 13 Salih Yön Sanat Galerisi / Salih Yön Art Gallery 2000 Plaza Sanat Galerisi/2000 Plaza Art Gallery (242) 312 48 69 Haşim İşcan Kültür Merkezi Sergi Salonu / Haşim İşcan Cultural Centre Exhibition Hall (242) 247 87 27 Büyükşehir Belediyesi Yenimahalle Semt Evi Sergi Salonu / Metropolitan Municipality Yenimahalle District House Exhibition Hall (242) 325 91 31 Antalya Müzesi Sergi Salonu / Antalya Museum Exhibition Hall (242) 238 56 88 AHK Sanat Galerisi / AHK Art Gallery (242) 316 53 00 Desti Sanat Galerisi / Desti Art Gallery (242) 311 40 82 Sezen Sanat Merkezi / Sezen Art Center (242) 322 77 23 Mimarlar Odası Sanat Galerisi / Chamber of Architects Art Gallery (242) 237 86 94 (242) 247 62 37 Fırçakeş Sanat Evi / Fırçakeş Art House Lara Sanatevi / Lara Art House (242) 248 87 70 Fuat Ali Koç Atölyesi / Fuat Ali Koç Workshop (242) 244 37 26 Tömer Sanat Galerisi / Tömer Art Gallery (242) 312 50 14 Bohem Sanat Galerisi / Bohemia Art Gallery (242) 243 84 77 MÜZELER VE ÖNERİLEN DİĞER GEZİ MEKANLARI Antalya Müzesi / Antalya Museum (242) 238 56 88 Alanya Müzesi / Alanya Museum (242) 513 12 28 Side Müzesi / Side Museum (242) 753 10 06 Atatürk Evi Müzesi / Museum of Atatürk’s House (242) 241 15 27 Suna İnan Kıraç Kaleiçi Müzesi / Suna Inan Kıraç Kaleiçi Museum ( 242) 243 42 74 Minicity (242) 230 46 30 Kaleiçi Karatay Medresesi Güzel Anadolu Sergisi / Kaleiçi Karatay Medresesi Beautiful Anatolia Exhibition Kum Heykeller (Mayıs - Ekim Dönemi) / Sand Sculptures (May - October) ANTALYA 117

Şubat / February - Mart / March 2012


ANTALYA GUIDE

BEST WESTERN KHAN HOTEL Elmalı Mah. Kazım Özalp Cad. No: 55 ANTALYA Tel: +90 242 248 38 70 Faks: +90 242 248 42 97 info@khanhotel.com www.khanhotel.com

KEMER RESORT HOTEL Atatürk Bulvarı Kemer - ANTALYA Tel: +90 242 814 31 00 Faks: +90 242 814 55 30 info@kemerresort.com www.kemerresort.com

MIRACLE RESORT HOTEL Güzeloba Mevkii Tesisler Cad. No:174 Lara / ANTALYA Tel:+90 242 352 21 21 Faks:+90 242 352 21 11 info@miracleotel.com www.miracleotel.com

KAYI ŞİRKETLER GRUBU Kayı Plaza Güzeloba Mah. Ay-1 Sok. No: 1 Lara / ANTALYA Tel: +90 0242 310 88 00 Fax: +90 0242 310 88 24 info@kayıgroup.com.tr www.kayıgroup.com.tr

TÜRKİZ KEMER Yalı Cd. No:3 Kemer - ANTALYA Tel:+90 242 814 41 00 Faks:+ 90 242 814 28 33 info@turkiz.com.tr www.turkiz.com.tr

Bulmacanın Çözümü

ANTALYA ORGANİZE SANAYİ BÖLGESİ Antalya-Burdur Karayolu 26. Km Tel: +90 242 258 11 00 Pbx Faks: +90 242 258 11 04 akorsan@antalyaosb.org.tr www.antalyaosb.org.tr

SEVGİ HASTANESİ Antalta Cd. Eski Side Kavşağı Manavgat - ANTALYA Tel: +90 242 746 55 99 Fax: +90 242 742 83 53 info@sevgihospital.com www.sevgihospital.com

ÖZDİLEK ALIŞVERİŞ MERKEZİ Fabrikalar Mah. Fikri Erten Cd.No:2 Kepez - ANTALYA Tel : +90 242 334 33 99 Fax : +90 242 34 33 60 www.ozdilekpark.com

OLYMPOS TELEFERİK Fajos A.Ş. Tahtalı 2365 m. Pk.96 Tekirova - Kemer 07995 ANTALYA Tel: +90 242 242 22 52 www.olymposteleferik.com

ÖZEL MEMORIAL HASTANESİ Zafer Mahallesi Beyazıt Cd. No.91 Kepez / ANTALYA Tel: +90 242 444 7 888 www.memorial.com.tr

ADOPEN

Organize Sanayi Bölgesi 2. Etap ANTALYA Tel: 444 24 24 Fab. Tel: +90 242 258 18 00 www.adopen.com

ANTALYA KÜLTÜR VE TURİZM DERGİSİ’NE SİZ DE ABONE OLUN !

1 YILLIK ABONELİK 60 TL YURTDIŞI ABONELİK 180 TL

Tarih:

/

/ 20..........

AD,I SOYADI

ADIMA FATURA EDİNİZ ŞİRKET ADINA FATURA EDİNİZ

KURUMU

GÖREVİ

ADRESİ ŞEHİR

ÜLKE

E-MAIL

POSTA KODU

TELEFON

VERGİ DAİRESİ

FAX VERGİ NO

.........Yıllık abonelik bedeli olan............................TL yi Halk Bankası Alsancak Şb. Kod. 0731 Hesap No.10260253 RK Renkli Kalem Medya Yapım Turizm Reklam Paz. Tic. Ltd. Şti. hesabına havale ettim. Not : Lütfen havale dekontunuzu doldurduğunuz abone formu ile birlikte aşağıdaki faks numarasına gönderiniz.

ABONE TELEFON

118

ANTALYA

(0232) 463 75 40

Şubat / February - Mart / March 2012

ABONE FAX

(0232) 421 92 24

E-MAİL

bilgi@renklikalem.com.tr


ANTALYA 119

Ĺžubat / February - Mart / March 2012


Fulya OMAÇ / e-mail: medyapuzzle@yahoo.com

120

ANTALYA

Şubat / February - Mart / March 2012




Turn static files into dynamic content formats.

Create a flipbook
Issuu converts static files into: digital portfolios, online yearbooks, online catalogs, digital photo albums and more. Sign up and create your flipbook.