Yıl / Year: 2 Sayı / Issue:11
Toroslar’dan Akdeniz’e soylu davetiye
AKSEKİ
A noble invitation from Taurus Mountains to Mediterranean
Düden: denizden ayrı bir güzel Düden is even more beautiful from the sea Aspendos’ta festival zamanı Festival time at Aspendos
Nisan - Mayıs / April - May 2012
ISSN 977-1309-890X
ALABİLİRSİNİZ YOUR COMPLIMENTARY COPY
KÜLTÜR ve TURİZM DERGİSİ / CULTURE & TOURISM MAGAZINE
ANTALYA
Ĺžubat / February - Mart / March 2012
1
İÇİNDEKİLER / CONTENTS
ANTALYA KÜLTÜR VE TURİZM DERGİSİ ANTALYA CULTURE & TOURISM MAGAZINE
Antalya Valiliği İl Kültür ve Turizm Müdürlüğü adına İmtiyaz Sahibi / Genel Yayın Yönetmeni Publisher / Executive Editor
İbrahim ACAR İl Kültür ve Turizm Müdürü Provincial Director of culture and Tourism
Yayın Editörü ve Yayın Kurulu Başkanı
Publication Editor and Chairman of Editorial Board
Serdal KURT İl Kültür ve Turizm Müdür Yardımcısı Assistant Director of Culture and Tourism
Sorumlu Yazı İşleri Müdürü / Managing Editor Birsen ÇEÇEN İl Kültür ve Turizm Şube Müdürü Departmental Director of Provincial Culture and Tourism Directorate
DANIŞMA KURULU / CONSULTATIVE BOARD İlknur SELÇUK KÖKER İl Kültür ve Turizm Müdür Yardımcısı Assistant Director of Culture and Tourism
34
Prof.Dr.Burhan VARKIVANÇ Akdeniz Üniversitesi Güzel Sanatlar Fakültesi Dekanı Akdeniz University, Faculty of Fine Arts, Dean
Prof.Dr.Nevzat ÇEVİK Akdeniz Üniversitesi Arkeoloji Bölümü Öğretim Üyesi
Dinozorlar geliyor
Akdeniz University, Faculty of Archeology
Yrd. Doç. Cemali SARI Akdeniz Üniversitesi Eğitim Fakültesi Öğretim Üyesi
Dinosaurs are coming
Akdeniz University, Faculty of Education
Sururi ÇORABATIR AKTOB Başkanı Chairman of AKTOB
Osman AYIK TÜROFED Başkanı Chairman of Türofed
Hüseyin ÇİMRİN Kent Tarihçisi, Araştırmacı ve Yazar Urban Historian, Researcher and Author
YAYIN KURULU / EDITORIAL BOARD Melike GÜL Kültür Varlıklarını Koruma Bölge Kurulu Müdürü Director of Regional Committee of Cultural
Emine TUĞRUL İl Kültür ve Turizm Şube Müdürü Departmental Director of Provincial Culture and Tourism Directorate
Mesut ÖZEN İl Kültür ve Turizm Şube Müdürü Departmental Director of Provincial Culture and Tourism Directorate
Aysun ÇOBANOĞLU İl Kültür ve Turizm Şube Müdürü Departmental Director of Provincial Culture and Tourism Directorate
Mustafa DEMİREL Antalya Müzesi Müdür V. Deputy Director of Antalya Museum
Selvihan KÖLEOĞLU Kültür ve Turizm Uzm./Mimar-(Ant.Rölöve ve Anıtlar Müdürlüğü) Culture and Tourism Spe./ Architect-(Mon.Rel. and Monuments Dir.)
S.Hakan SEVEN İl Kültür ve Turizm Müdürlüğü Enformasyon Memuru
YAPIM / PRODUCTION Ajans Başkanı / Chairman Özer KESTANE
Renkli Kalem Medya Grubu Antalya Temsilciliği
Yayın Koordinatörü / Editorial Coordinator Sibel HEKİMOĞLU
Elmalı Mahallesi Hükümet Caddesi Sıdıka İş Merkezi Kat:2 No:18 Muratpaşa / ANTALYA 0242.242 03 05 www.renklikalem.com.tr e-posta:bilgi@renklikalem.com.tr
Grafik Tasarım / Graphic Design Yeşim AYAN - Rahşan AKSOY Neslihan EDİZ Haber Merkezi / Interviewer Özgür ÖNDER - Derya ŞAHİN Süleyman DUMAN
Inf. Officer of Provincial Culture and Tourism Directorate
Çeviri / Translation Roxanne Yurchak
Serel ALPAY İl Kültür ve Turizm Müdürlüğü Mütercimi
Finans / Finance Dila Emral AYDIN
Translator of Provincial Culture and Tourism Directorate
ISSN: 977-1309-890X
2
ANTALYA
Şubat / February - Mart / March 2012
REKLAM / ADVERTISING Reklam Direktörü / Advertising Director Güliz İLGEN Reklam Koordinatörü Advertising Coordinator Derya ÇOLAK Müşteri Temsilcileri Customer Represantatives İrfan IŞIK - Hakan KÜL Dilem ŞANLI Abone Sorumlusu Melda HİÇDURMAZ
Yayın Türü: Süreli Yerel Baskı Yeri / Printing : Lamineks Matbaacılık Dijital Baskı İşl. San. Tic. Ltd. Şti. Baskı Tarihi / Printing Date:
Düden: denizden ayrı bir güzel
Düden is even more beautiful from the sea
88
94
ne gökyüzü
en Denizd sea to the sky e th rom F
Aspendos’da festival zamanı Festival time at Aspendos
122
18
Türk turizminin lokomotifi dünya fuarında
26 30
Tiyatronun doğduğu topraklarda festival
38
Otellere ruh veriyorlar
44 50
Her köşesinde tarihin izleri var
54
Toroslardan Akdeniz’e soylu davetiye
68
Turizmde yeni rota Kaya tırmanışı
74
Yüzyıllardır önemini yitirmeyen kent: Olympos
82 106 114 118 128
The locomotive of Turkish tourism at a world fair A festival on lands where theatre was born
Muhteşem doğa eşliğinde bisiklet turu
A bicycle tour accompanied by a magnificent panorama Breathing life into hotels
Traces of history in all its corners
Kara kalem Antalya
Charcoal drawing Antalya A noble invitation from Taurus Mountains to Mediterranean The new route in tourism Rock climbing
The city thatnever fades away
Otellerimiz çok yeni ve güzel
Our hotels are grand new and beautiful
Yivli Minare Alaeddin Cami Yivli Minare-Alaeddin Mosque
Geçmiş müzede yaşıyor
Lives the past in the museum
Kentin içinde ama kentten uzakta Inside the citybut far from it
Arap Kadayıfı Arabic Kadayıf
ANTALYA
Şubat / February - Mart / March 2012
3
EDITORIAL
At the turquoise colour waters Tourism season is opened, air traffic has fastened , and guests who has chosen Antalya as the vacation destination begin to swim in the turquoise waters of Mediterranean. Snow that still lie on the peak of great Taurus mountains is in the resistance with sun as if it is reluctant to the Turquoise waters.Lakes above the mountains , colourful flowers that surrounded the lakes, inns where the ice cold waters flow from. And all these beauties become one in Akseki. Our magazine which presents Antalya’s districts at each issue , gave the 11th issue to Akseki where history meets the nature in Taurus. We traced caravans that went from Konya to Alanya on the trade road with a 250 years past. We tried to discover the secret of the magnificent buttoned housesas they still remain after the 250 years. We shared the snowdrops’ grief as they bind their heads over the shining sun in the fading snow. We displayed the thousand ways of the beauties at the inns, lakes of Akseki. Antalya’s district Akseki where you can breathe the best air of all said “Count Me” for the alternative tourism. The deluxe 5 star hotels of Antalya fascinates the guests with their views and
4
ANTALYA
Şubat / February - Mart / March 2012
quality service as well as with their inner architecture. We talked with Hakan Külahçı, ARTMİM management Board President the hotel’s inner architecture that lie parallel along the mediterranean. Külahçı told us to what extend has the interior design reached , and shared his thoughts about how interior designers put their signature in great projects abroad. We talked about Antalya’s tourism in our pleasing conversation with Ufuk Cömertoğlu, Delfin Hotels Management Board President . We lost ourselves in the beauty of the challenge between the rocks and the waves at our boat tour to Düden Waterfalls. At the point when we were dreaming in our boat, we come to ourselves with the voice of the Düden Waterfalls. We witnessed the cooking of the dessert Arap Kadayıfı and shared this taste with you. In our 11th issue we lived the excitement of Antalya’s values and beauties along with the excitement of our coming issues. As the Antalya Culture & Tourism magazine while presenting our city’s culture & tourism potential to world, we will continue to support the leaders who wants to take Antalya in the lead in tourism. We thank to the ones who gave their support & assistance.
EDİTÖRDEN
Turkuvaz mavisi sularda Turizm sezonu açıldı, hava trafiği hızlandı ve tatil tercihini Antalya’dan yana kullanan misafirler Akdeniz’in Turkuvaz mavisi sularında yüzmenin keyfini yaşamaya başladı. Akdeniz’in tam karşısında tüm heybetiyle yükselen Toroslar’ın zirvesindeki karlar ise Turkuvaz mavisi sulara nazire yaparcasına hala güneşe direniyor. Zirvedeki göller, gölleri çevreleyen rengarenk çiçekler, içerisinden buz gibi suların aktığı mağaralar. Ve bu güzellikler Akseki’de de vücut buluyor. Her sayısında Antalya’nın bir ilçesini tanıtan dergimiz, on birinci sayısında sayfalarını Toroslar’da tarih ile doğanın buluştuğu Akseki’ye ayırdı. Bu sayıda Akseki’nin Selçuklulardan kalma yüzlerce yıllık ticaret yolunda Konya’dan Alanya’ya giden kervanların izini sürdük. Geride kalan 250 yıla rağmen hala tüm ihtişamı ile ayakta duran düğmeli evlerin ahşap işçiliğinin sırrını çözmeye çalıştık. Güneşin kendini hissettirmeye başladığı bu günlerde hala zirvelerinde karların bulunduğu dağlarda boynu bükük kardelenlerin hüznüne ortak olduk. Mağaralarında, yaylalarında, kar sularının oluşturduğu göllerinde doğanın bin bir güzelliğini sizler için görüntüledik. Doğayla tarihin kucaklaştığı, Antalya’nın en serin havalı ilçesi Akseki, alternatif turizmde ‘Ben de varım’ diyor.
Antalya’nın birbirinden lüks 5 yıldızlı otelleri, manzarası ve kaliteli hizmetinin yanı sıra iç mimarisi ile de misafirleri büyülüyor. ARTMİM Yönetim Kurulu Başkanı Hakan Külahçı ile Akdeniz’e paralel uzanan otellerin iç mimarisini konuştuk. Külahçı, turizmin Antalya’da iç mimariyi hangi noktayı getirdiğini aktarıp, Antalyalı iç mimarların artık yurt dışında da büyük projelere nasıl imza attığını anlattı. Delfin Otelleri Yönetim Kurulu Başkanı Ufuk Cömertoğlu ile keyifli sohbetimizde Antalya turizmini konuştuk. Düden Şelalesi’ne yaptığımız tekne turunda dalgalarla falezlerin bitmeyen mücadelesi sonucunda oluşan yapının büyüsüne kapıldık. Usulca ilerleyen teknemizde hayallere daldığımız anda Düden Şelalesi’nin gürüldeyen suyu ile kendimize geldik. Antalya mutfağının vazgeçilmez tatlılarından olan Arap Kadayıfı’nın yapımına şahit olduk ve bu lezzeti sizlerle paylaştık. On birinci sayımızda Antalya’nın birçok değerini ve güzelliğini sizlerle paylaşmanın gururu ve gelecek sayılarımızın heyecanını yaşadık. Antalya Kültür ve Turizm Dergisi olarak şehrimizin kültür ve turizm potansiyelini dünya kamuoyuna tanıtırken, kentlilik bilinci oluşturma yönünde sayfalarımızı Antalya kanaat önderlerine açmaya devam edeceğiz. Katkı ve destek verenlere teşekkür ediyoruz.
ANTALYA
Şubat / February - Mart / March 2012
5
Antalya temalı posta pulları PTT işyerlerinde Antalya themed stamps are at all PTT offices PTT Antalya Başmüdürü Ali Yazıcıoğlu, ülke ve il turizmine katkı sağlanması amacıyla PTT Başmüdürlüğü ile İl Kültür ve Turizm Müdürlüğü tarafından ortaklaşa çalışma sonucu yapılan Antalya ve ilçelerine ait kartpostal ve posta pullarının PTT iş yerlerinde hizmete sunulduğunu bildirdi. Yazıcıoğlu, Antalya Valisi Dr. Ahmet Altıparmak’ı ziyaretinde, Antalya temalı 26 farklı ücretsiz kartpostal ile özellikle yurtdışı mektup ve posta kartlarının ücretlendirilmesinde kullanılmak üzere hazırlanan 2 TL’lik posta pulları ile ilgili bilgi verdi. Posta pullarında yat limanı ile Aspendos yer alıyor.
General Director of Antalya PTT, Ali Yazıcıoğlu announced that postcards and stamps of Antalya and its districts, that are made with the contribution of provincial directorate of tourism, culture and PTT General Directory as to supplement tourism of the country and of the province are put into service at all PTT offices. Yazıcıoğlu, while visiting the governor of Antalya Dr. Ahmet Altıparmak, gave a briefing about the 2 TL stamp fees of the 26 different Antalya themed free postcards which are especially will be used for the abroad letters and postcards . Aspendos and yacht harbour are taking place on the stamps.
Antalya 2016 Dünya Koro Olimpiyatına aday
Antalya is a candidate to host the 2016 World Choir Olympics Antalya Tanıtım AŞ yönetimi, dünyadan ezgilerinin yarışacağı 2016 Dünya Koro Olimpiyatları’nı kente çekmek için çalışıyor. Antalya Tanıtım AŞ Yönetim Kurulu Başkanı Çetin Osman Budak, AKTOB Başkanı Sururi Çorabatır ve Antalya Tanıtım AŞ Genel Müdürü Dr. Yusuf Örnek, Dünya Koro Olimpiyatları’nı organize eden Interkultur’un Genel Sekreteri Stefan Buhlenden’le ITB Berlin Fuarı’nda görüştü. Heyet, söz konusu etkinliğin ev sahipliğine aday olunduğunu belirtti. Bu or-
The management of Antalya Advertising SA is trying to secure the bid to host the 2016 World Choir Olympics in Antalya. Antalya Advertising SA Chairman Çetin Osman Budak, AKTOB President Sururi Çorabatır and Antalya Advertising SA General Manager Dr. Yusuf Örnek met with the general secretary of Interkultur Stefan Buhlenden, the organization that organizes the Choir Olympics, at the ITB Berlin Fair. The group said that they were applying to host the event. Çetin 6
ANTALYA
Şubat / February - Mart / March 2012
ganizasyonun Antalya bölgesine büyük saygınlık ve tanınırlık kazandıracağını bildiren Çetin Osman Budak, adaylık sürecinin 2013 yılında alınacak kararla son bulacağını kaydetti. Budak, olimpiyatın ev sahibi kent olarak seçilmeleri halinde müzik etkinliklerini Kemer, Belek, Side gibi tatil merkezlerine yayabileceklerini bildirdi. 50’yi aşkın ülkenin 400’ü aşkın korosunun katıldığı, etkinliklerin 10 gün sürdüğü olimpiyatlar için sadece yarışmacı olarak 20 bini aşkın kişinin geldiği belirtildi.
Osman Budak, who stated that this organization would bring a lot of recognition and respect for Antalya, said that the city to host the event would be announced in 2013. Budak added that they were planning to host the competitions in resort town such as Kemer, Belek and Side if they won the bid. The Olympics last for 10 days and is attended by over 400 choirs from 50 different countries, bringing over 20 thousand competitors to the organization.
ANTALYA
Ĺžubat / February - Mart / March 2012
7
Güncel / Actual
İsveç’in Ankara Büyükelçisi’nden Vali Altıparmak’a ziyaret
A visit to Governor Altıparmak from Sweeden’s Ankara embassador Antalya Valiliği desteğiyle düzenlenen 5. İskandinav Ülkeleri Semineri ‘Nordic Consular Seminer 2012’ye katılmak üzere Antalya’da bulunan İsveç’in Ankara Büyükelçisi Hâkan Âkesson, Vali Dr. Ahmet Altıparmak’a nezaket ziyaretinde bulundu. Ziyaretten duyduğu memnuniyeti ifade eden Vali Altıparmak, 2011 yılında yaklaşık 370 bin İsveçli turist ağırladıklarını ifade ederek, İsveçli turistlerden çok memnun olduklarını, problem yaşamadıklarını söyledi. SemiHakan Akessos, Sweeden’s Ankara embassy made a courtesy visit to Governor Dr. Ahmet Altıparmak during the fifth Scandinavian Nordic Consular Seminer 2012 in Antalya by the support of Antalya Governor. Governor Altıparmak was very pleased from the visit, and told that they hosted 370,000
ner hakkında Vali Altıparmak’a bilgi veren Büyükelçi Âkesson da, ev sahipliğini yaptıkları seminere Norveç, Danimarka ve Finlandiya’dan konsolos, konsolos yardımcıları ve bu ülkelerle turizm bağlantısı bulunan seyahat şirketleri ile tur rehberlerinin katıldığını söyledi. Âkesson seminerde, 2012 turizm sezonunda İskandinav ülkelerinden Antalya’ya gelen turistlerin karşılaşacağı sorunların en aza indirilmesi için yapılabileceklerin tartışıldığını ifade etti. tourists in the year 2011. He also added that they are very happy with the sweedish tourits and had no problem with them. Akesson told that they will decrease the problems that sweedish tourists will face to minumum in the coming season of 2012 in the seminar.
Düden Park’ta ikinci etap
Second stage at Duden Park
Antalya Büyükşehir Belediyesi, Düden Çayı’nın denizle buluştuğu Düden Park’ı yenileyerek hizmete açtı. Yerli ve yabancı turistler tarafından sık ziyaret edilen Düden Park, peyzajı, aydınlatması, yürüyüş yolları, artırılan yeşil alanlarıyla bambaşka bir çehreye büründü. Küçük bir çay bahçesi dışında ticari alan bulunmayan ve diğer falez parkları ile bütünleşen Düden Park, uçakların iniş güzergâhında olması nedeniyle havayoluyla Antalya’ya gelen misafirlere de muhteşem bir manzara sunuyor. 110 bin metrekarelik alanı kapsayan bu projeyle doğal bir alan da yaratılmış oldu. Parktaki pergolalar, kır kahvesi, köprü, seyir terasları gibi alanlarda doğayla uyumlu ahşap malzeme kullanıldı. Mevcut bitkiler korunurken, yeşil alanlar artırıldı.
Antalya metropolitan municipality , opened Düden Park where Düden stream meets the sea to public. Düden Park where too many local & foreign tourists visit often, had a different style with its lightening, walking paths, increased green areas, landscape. There is no commercial place except than a small cafe in the park that unites with the other cliff parks and as to be on the route of plane’s landing area, it reveals a great scene for those who come via air to Antalya. A natural area has been created with this 110000 square meter area. Natural wood is used at the building of the bridge, cafe, pergolas, watching terraces. While the present plants were protected, the green areas are increased.
8
ANTALYA
Şubat / February - Mart / March 2012
ANTALYA
Ĺžubat / February - Mart / March 2012
9
Antalya Online Paket Tur Pazarının Lideri Oldu Alman Seyahat Birliği’nin (DRV) 2011 verilerine göre, Almanya’da online paket tur satışlarında ilk sırayı yüzde 20 ile Antalya aldı. Listede Mayorka ikinci, Hurghada ise üçüncü oldu. DRV’nin verilerini değerlendiren Antalya Tanıtım AŞ. Genel Müdürü Dr. Yusuf Örnek, Alman çevrimiçi (online) pazarından daha fazla pay alabileceklerine inandıklarını söyledi. Almanya’da olduğu gibi, Türkiye’deki tüketicilerin de seyahatlerini elektronik ortamda satın alma alışkanlığının giderek yaygınlaştığına dikkat çeken Dr. Örnek, ‘’Sanal ortamdaki alışverişlerin hızlanmasında bankaların kredi kartlarındaki gü-
venlik sistemlerini artırmaları ciddi rol oynadı. İnternet bankacılığını kullanan kişi sayısı son 5 yılda yüzde 100 oranında yükseldi. Sanal sistem giderek daha güvenli hale gelirken, çevrimiçi alışveriş tüketicilere bol seçeneğe kolayca ulaşma imkânı sunuyor’’ dedi.
Anfaş: Sektörlerin uluslararası buluşma noktası Son 6 ayda 240 bin sektör profesyonelinin ziyaret ettiği Antalya EXPO Center, sektörlerin uluslararası buluşma noktası haline geldi. Anfaş Fuarcılık Yönetim Kurulu Başkanı Mustafa Çalık, Antalya Expo Center’ın, sektörlerin öncü ve artık gelenekselleşmiş fuarlarına ev sahipliği yapmasından büyük memnuniyet duyduklarını söyledi. Çalık, Antalya Expo Center’ın hizmete açıldığı günden beri uluslararası fuar organizasyonlarının yanı sıra Avrupa Erkekler
Basketbol Şampiyonası, Dünya Eskrim Şampiyonası, Dünya Halter Şampiyonası gibi dev spor organizasyonlarına da ev sahipliği yaptığını kaydetti. Anfaş Hotel Equipment ve Anfaş Food Product gibi sektöre yön veren uluslararası fuarların her birisinin sektöre ve ekonomiye ortalama 2 milyar dolarlık katkı sağladığını ifade eden Çalık, Anfaş City Expo’nun ise kent ve belediyelerin yeni teknoloji ve alt yapı yatırımlarında çok büyük bir ticari hacim yarattığını kaydetti.
Antalya became the market leader in online package tours According to the 2011 data of the German Travel Association (DRV), Antalya became the market leader in online package tours with a 20% share. Mallorca was second in the list, followed by Hurghada. The general manager of Antalya
Advertising SA Dr. Yusuf Örnek, who commented on the data acquired from DRV, said that they believed that they could receive more share from the German online market Dr. Örnek, who pointed out that Turkish consumers were also increasing their interest in online purchases just like the Germans, said, ‘’The security measures taken by banks regarding credit cards increased online shopping. The number of people who use internet banking increased by 100% in the last five years. While online shopping becomes more secure, online shopping provides easy access to more alternatives.’’
Anfaş : International meeting point of the sectors Antalya EXPO Center has became the international meeting point of sectors as 240000 sector professionals visited it on the last 6 months. Anfaş Fair Chairman of the Board Mustafa Çalık, told how pleased they are to see Antalya Expo Center to host sector’s best fairs. Çalık also added that since th day Antalya Expo Center opened to public, it also hosted huge organizations like European Men Basketball Championship
, World Fence Championship, World Weightlifting Championship in addition to international fair organizations. Çalık told that , International fairs that lead the sector as Anfaş Hotel Equipment and Anfaş Food Product supply averagely 2 billion dollars to economy , and added Anfaş City Expo has created a big commercial volume for the city’s and its municipalities’ investments on new technology and infrastructure.
Güneşin lezzetini işliyorlar
They process the deliciousness of the sun
10
ANTALYA
Şubat / February - Mart / March 2012
‘’Güneşin kenti Antalya’da güneşin lezzetini işliyoruz’’sloganı ile yarım asra yakın zamandır faaliyette bulunan Antalya Yağ Sanayi, artan kapasitesi, yeni kurulan rafine tesisi ve sözleşmeli tarım uygulamalarıyla bölgeye ve ülkeye hizmet vermeye devam ediyor. Antalya’nın ilk sanayi tesislerinden olan kuruluş, 40 bin metrekare
kapalı alanda ayçiçeği, soya ve yağlı tohumları işleyerek, OECD ve EEC standartlarında ham yağ, nötr yağ, rafine ve vinterize yağ üretiyor. Antalya Yağ Sanayi ve Gençer Grubu Yönetim Kurulu Başkanı Orhan Gençer, 2012 yılında 30 bin dekarın üzerinde alanda ayçiçeği yetiştirilmesini sağladıklarını söyledi.
Antalya olive oil industry which continue to work for near 50 years, has the slogan “We process the deliciousness of the sun in the city of the sun, Antalya” and continue to serve this country with its increasing capacity, with the newly built refinery facility, and with contracted agriculture works. It is one of the first industry facilities of Antalya, processing sunflower, soy,
and greasy seeds in a 40,000 square meter closed section, products unrefined oil, refined and winterized oil in the OECD and EEC standards. The chairman of the board of Gençer Group and Antalya Olive oil Industry, Orhan Gençer told that they achieved to produce sunflowers over 30000 dekar (land measurement of a thousand square meters) land.
ANTALYA 11
Ĺžubat / February - Mart / March 2012
Antalya Belek’e “En İyi Golf Destinasyonu” ödülü Antalya Belek receives the “Best Golf Destination” Award
A
ntalya’nın golf sahalarıyla ünlü Belek bölgesi, Avrupa’nın saygın iki golf dergisinden ‘’En İyi Golf Destinasyonu’’ ödülünü aldı. Antalya Tanıtım AŞ Genel Müdürü Dr. Yusuf Örnek, ödül töreninin Hamburg’ta gerçekleştiğini, ödülü Antalya Tanıtım AŞ ortaklarından BETUYAB adına Uluslararası Golf Tur Operatörleri Birliği (IAGTO) Türkiye Temsilcisi Kurtuluş Gülşen’in aldığını 12
ANTALYA
Şubat / February - Mart / March 2012
söyledi. Dr. Örnek, ödülü veren Golf Magazin ve Golf Journal’in Avrupa’nın en yüksek tirajlı ve en saygın yayınlarından olduğunu kaydederek, ‘’Antalya otellerinden Gloria Golf Resort, Kempinski The Dome ve National Golf Club da ödüle layık görüldü. Hepsini kutluyoruz’’ dedi. Kurtuluş Gülşen ise Belek otellerinin ödüle layık görülmesinin tesadüf olmadığını belirtti.
A
ntalya’s Belek region, famous for its golf courses, was named the best golf destination by two of Europe’s most prominent golf magazines. Antalya Advertising SA General Manager Dr. Yusuf Örnek stated that the award ceremony took place in Hamburg and the award was received by IAGTO Turkish representative Kurtuluş Gülşen in behalf of BEYUTAB, a partner of Advertising SA.
Dr. Örnek, who pointed out that the awards were given by Golf Magazine and Golf Journal, two of the most important golf magazines in Europe, said, “Gloria Golf Resort, Kempinski the Dome and National Golf Club in Antalya also received awards. We congratulate them all.” Kurtuluş Gülşen added that it wasn’t a coincidence that the hotels in Belek received these awards.
ANTALYA 13
Ĺžubat / February - Mart / March 2012
EXPO 2016
Antalya filmi tanıtımı EXPO 2016, Demonstration video of Antalya
T
eması çocuk ve çiçek olan EXPO 2016’nın 120 bin Avro’luk filminin, tanıtım toplantısı yapıldı. Antalya Valisi Dr. Ahmet Altıparmak, filmin Antalya’nın ön tanıtım filmi olarak her yerde yayınlatılması ve her aktivitede gösterilmesi için elinden gelen gayreti göstereceğini ifade etti. Altıparmak, filmin son derece olumlu katkı sağlayacağına inancını dile getirdi. Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanlığı Müsteşar Yardımcısı Erdal Celal Sumaytaoğlu da, filmi çok beğendiğini, yerel ve ulusal televizyonlarda yayınlanacağını ifade ederek, Expo
Yasası’nın Haziran ayında çıkmasını beklediklerini bildirdi. Sumaytaoğlu, görüş ve düşüncelerle ortak akılda doğru yolu bulmaya çalıştıklarını belirterek, tüm sivil toplum kuruluşlarıyla Antalya’nın katılımıyla, bakanlığın ve diğer kamu kurum ve kuruluşların tecrübeleriyle bir yapı oluşturmaya çalıştıklarını söyledi. Büyükşehir Belediye Başkanı Mustafa Akaydın ise, Expo 2016 için hızlı hareket etmek gerektiğini bildirerek, ‘’Elimizden gelen her konuda destek olmayı taahhüt ediyorum’’ dedi.
T
he presentation meeting of EXPO 2016’s video which has costed 120 thousand Euro and themed children and flowers has been made. Dr. Ahmet Altınparmak, Antalya’s governor, told that he would do his best to publish this video of Antalya’s pre-presentation at everywhere, at every activity. Altınparmak also mentioned that he believed this video will make a positive effect and contribution. Deputy secretary of Food, agriculture and livestock ministery , Erdal Celal Sumaytaoğlu also told that he liked the video
very much and continued as it is going to be broadcasted at local and national TV programs, then he added that they believe law of Expo should be out in the month of June. Sumaytaoğlu continued as they are trying to find the correct path with the help of correct mind of ideas and opinions , together they are trying to build a base with all the non-governmental organizations and Antalya’s participation and also with the ministery and other public organizations’ experiences. Mustafa Akaydın, mayor of the metropolitan municipality, told that they need to act fast for Expo 2016 ans added , “I promise to be supportive at all cases with the best we can do”.
14
ANTALYA
Şubat / February - Mart / March 2012
ANTALYA 15
Ĺžubat / February - Mart / March 2012
“Çok gördüm diyenlerin bile görmediği yerlerimiz var’’ “We have places that even the ones who say, I have seen a lot, are not explored yet”
G
A
ntalya Valisi Dr. Ahmet Altıparmak, Kültür ve Turizm Bakanlığı ile Türkiye Otelciler Federasyonu (TÜROFED) tarafından Kemer’de düzenlenen Alman Seyahat Acenteleri Birliği toplantısının ardından organize edilen gala yemeğine katıldı. Yemekte, AvrupaTürkiye Turizm İş Konseyi Başkanı Türkiye Temsilcisi Hüseyin Baraner, Alman Seyahat Acenteleri Birliği Başkanı Willi Müller’in yanı sıra protokol üyeleri ile Türk ve Alman turizmciler hazır bulundu. Antalya’nın turizm potansiyeline dikkati çeken Vali Dr. Ahmet Altıparmak, ‘’Hâlâ çok gezdim çok gör16
ANTALYA
Şubat / February - Mart / March 2012
düm diyenlerin bile görmediği, gezmediği çok güzel yerlerimiz var’’ dedi.
overnor of Antalya Dr. Ahmet Altıparmak has attended the gala dinner which held after the meeting organized by Culture & Tourism Ministry and Federation of Turkish Hotels for the German Travel Agencies Union in Kemer. At the dinner, Hüseyin Baraner, Turkiye representative of the president European-Turkiye council of Tourism business,
and President of the German Travel Agencies Union Willi Müller were present with the members of the protocol and Turkish, German travel agencies.Governor Dr. Ahmet Altıparmak while pointing out the tourism potential of Antalya told that “We have still so many beautiful places that even the ones who say, I have seen a lot, are not explored yet”.
Fotoğraf / Photograph : Antalya Emniyet Müdürlüğü
ANTALYA 17
Ĺžubat / February - Mart / March 2012
Fotoğraflar / Photographs : Antalya Valiliği - Ferit Kesen (Yeni Alanya Gazetesi)
Türk turizminin lokomotifi
dünya fuarında
Antalya, dünyanın en önemli turizm fuarlarından olan ITB Berlin’e deyim yerindeyse tam kadro katıldı. Fuarda güneş, deniz, kum üçlemesinin yanında kültür turizmine yönelik vurgu da yapıldı.
The locomotive of Turkish tourism at a world fair Antalya attended ITB Berlin, one of the world’s most important tourism fairs, with full complement. Culture tourism was highlighted at the fair besides sea, sun and sand tourism.
D
ünyanın en önemli turizm fuarlarından birisi olarak gösterilen ITB Berlin, bu yıl 46. kez kapılarını turizm profesyonellerine açtı. Türk turizminin lokomotifi Antalya’nın deyim yerindeyse tam kadro katıldığı fuarda, kamu kurum ve kuruluşlarının yanı sıra TÜROFED, AKTOB, ALTİD, KETOB, BETUYAB, ATSO, ALTSO gibi oda ve birlikler, basın kuruluşları, ATAV, Antalya Kongre Bürosu, Antalya Tanıtım A.Ş, Antalya Gazeteciler Cemiyeti gibi sivil toplum kuruluşları ve sektörün profesyonelleri hazır bulundu. Antalya Valisi Dr. 18
ANTALYA
Şubat / February - Mart / March 2012
Ahmet Altıparmak liderliğindeki ekipte, Büyükşehir Belediye Başkanı Mustafa Akaydın’ın yanı sıra BAKA Genel Sekreteri Tuncay Engin ve Antalya Yatırım Destek Ofisi Koordinatörü Alaattin Özyürek de yer aldı. Kültür ve Turizm Bakanlığınca organize edilen 3 bin 79 metrekarelik Türkiye standının büyük bir bölümünü Antalya’dan gelen katılımcılar oluşturdu. Kültür ve Turizm Bakanı Ertuğrul Günay, Türk stantlarını gezerken yaptığı açıklamada, Almanya pazarında yaşanan
I
TB Berlin, which is considered to be one of the most important tourism fairs in the world, was organized for the 46th time this year. Public authorities, chambers and associations such as TÜROFED, AKTOB, ALTİD, KETOB, BETUYAB, ATSO, ALTSO, ATAV, The Antalya Congress Bureau, Antalya Advertising SA, Antalya Journalists Association and sector professionals attended the fair where Antalya was represented with full complement. Chief Magistrate Mustafa Akaydın, BAKA General Secretary Tuncay Ergin and Antalya Investment Support Office Coordinator
Alaattin Özyürek were also present at the fair. A huge part of the 3 thousand 79 square meter Turkish stand was allocated to Antalya during the fair. The Minister of Culture and Tourism Ertuğrul Günay, who spoke during his visit to the stand, pointed out that the improvement in the German market was record breaking with %4. 8, and said ‘’we have brought our warmest regards from Turkey. Our country has a great tourism season last year. We have come here to fully cooperate with tour operators.’’
gelişmenin 4.8 oranıyla rekor düzeyde olduğunu belirterek, ‘’Türkiye’den en sıcak ve samimi duygularımızı getirdik. Bu yıl Türkiye yine iyi bir turizm yılı yaşadı. Buradaki tur operatörleri ile her türlü işbirliği yapma konusunda kararlı geldik’’ dedi.
yonellerine Batı Akdeniz’in turistik tanıtımının yanı sıra, bölgenin yatırım imkânlarını anlattı. Ayrıca bu kuruluş tarafından hazırlanan turizm ve yatırım CD’leri, Batı Akdeniz’in yatırım broşürleri, 3 boyutlu turizm tanıtım kitleri ile Antalya Kültür ve
Minister Günay, who visited the stand of the Western Mediterranean Development Agency (BAKA) at the fair, asked for a report about the agency’s works in the tourism sector. Günay, who pointed out that development agencies were crucial
to the economies of countries and tourism, said that they wanted to determine the contributions of agencies to the tourism sector with this report. In the meantime, BAKA advertised Western Medi-
Berlin’deki Messe Fuar Alanı’nda Batı Akdeniz Kalkınma Ajansı’nın (BAKA) standını da ziyaret eden Bakan Günay, ajansın turizm alanında yaptığı çalışmalar ve verdiği destekleri içeren bir rapor sunmasını istedi. Günay, kalkınma ajanslarının ülke ekonomisi ve turizm sektörü için çok önemli olduklarını ifade ederek, bu raporla kalkınma ajanslarının sektöre katkılarını belirlemek istediklerini söyledi. Bu arada BAKA, fuara Almanya ve dünyanın dört yanından gelen turizm profes-
ANTALYA 19
Şubat / February - Mart / March 2012
Turizm Dergisi’nin elektronik kopyası, stantta dağıtıldı ve büyük beğeni topladı. Fuara katılan Kültür ve Turizm Bakanlığı Müsteşarı Özgür Özaslan ise ‘’Biz bütün büyük tur operatörleri ile aylar öncesinden görüşmelerimizi yaptık. 2012 için çalışma planlarımızı hazırladık ve ortak reklam, pazarlama çalışmamızı uygulamaya koyduk. Almanya’daki bazı tur operatörlerinin Türkiye’ye daha çok ilgi göstermeye başladıklarını görüyoruz’’ dedi. Vali Dr. Ahmet Altıparmak da, fuarın genel olarak başarılı geçtiğini kaydetti.
Antalya-The Destination
Fuarda, Antalya’nın tüm destinasyonları Tanıtım AŞ tarafından ‘’Antalya-The Destination teması altında tasarlandı. Antalya Tanıtım AŞ ve ATSO Yönetim Kurulu Başkanı Çetin Osman Budak, yaptığı açıklamada, 20
ANTALYA
Şubat / February - Mart / March 2012
Antalya’nın vali ve belediye başkanlarından, en küçük oteline kadar bir takım oyunu içerisinde çalışmasının, kentin turizm pastasından aldığı payı artırması yönünde umut ve güç verdiğini kaydetti. Budak, fuardaki tüm görüşmeleri turizmi çeşitlendirme odaklı yürüttüklerini, yılın 6 ayında yoğun yaşanan turizmi 12 aya yayacak yoğun çalışmalarda bulunduklarını, İngiliz fuar şirketlerinden ITE Group ve Reed Exhibitions yöneticileriyle bir araya geldiklerini kaydetti. Budak, ilk etapta Antalya destinasyonundaki hastane, sağlık merkezi, otel ile taşımacı gibi hizmet sağlayıcılarla çeşitli ülkelerin tur operatörleri ve acentelerini toplantılarla buluşturacaklarını bildirdi. İngiliz şirketlerle düzenlenmesi planlanan çalıştaylardan ilkinin 2013 ilkbaharında gerçekleştirileceği açıklandı.
terranean and told tourism professionals about the investment options in the region. Tourism and investment CDs prepared by the agency, Western Mediterranean investment brochures, 3D advertising kits and electronic copies of the Antalya Culture and Tourism Magazine were handed out to visitors. The Undersecretary of the Ministry of Culture and Tourism Özgür Özaslan, who also attended the fair, said ‘’we spoke to all big tour operators months ago and prepared our plans for 2012 and put our joint advertising campaign into effect. We see that some tour operators in Germany are showing more interest in Turkey’’ Governor Dr. Ahmet Altıparmak added that the fair was generally successful.
Antalya-The Destination All the destinations in Antalya were advertised under the Antalya-The
Destination theme at the fair. Antalya Advertising SA and ATSO Chairman Çetin Osman Budak, said that working as a team was increasing the chances of Antalya in increasing its share from the tourism market. Budak added that they had conducted meetings at the fair to extend tourism in Antalya to 12 months and had met with the executives of British tour operators ITE Group and Reed Exhibitions. Budak said that firstly they were planning to set up meetings between tour operators and service providers such as hospitals, health centers, hotels and transportation companies in Antalya. It was announced that the first of these meetings would begin in the spring of 2013.
An agreement with TUI
In the meantime, the Minister of Culture and Tourism Ertuğrul Günay signed a strategic partnership deal
Türkiye ile Rusya Federasyonu arasında ‘’Ortak Eylem Planı’’ imzalandı. A joint action plan was signed between Turkey and the Russian Federation.
TUI ile anlaşma
Bu arada Kültür ve Turizm Bakanı Ertuğrul Günay, Berlin’de, Çin Halk Cumhuriyeti vatandaşlarının Türkiye’ye taşınması konusunda, Almanya’nın en büyük seyahat acentesi TUI ile ‘Stratejik Ortaklık Anlaşması’ imzaladı. İmza töreninde konuşan Bakan Günay, ‘’Türkiye, dünyanın en önemli turizm ülkelerinden biri. Bunda yurt dışındaki tur operatörleriyle yaptığımız ortaklığın büyük katkısı var. Bu operatörlerden belki ilki de TUI. TUI ile birlikte uzak pazarlara dönük yeni bir çalışma başlatmak istiyoruz’’ dedi. Anlaşma ile Türkiye ve Almanya’nın 55 milyar dolarlık Çin turizm pastasından pay alması hedefleniyor.
Fuardan notlar
Fuara 7 bin gazeteci, 187 ülkeden 10 bin 500 turizmci ve 59 bini Berlin’den olmak üzere toplam 113 bin ziyaretçi katıldı. Bu yılki toplam işlem hacminin 6 milyar doların üzerinde olması beklenen fuarda, toplantı
Germany receiving a share from the 55 billion dollar Chinese market.
Notes from the fair
7 thousand journalists, 10, 500 tourism professionals from 187 countries and a total of 113 thousand people attended the fair. Over 17 thousand people attended the seminars and meetings at the fair where the total trading volume is expected to be more than 6 billion dollars.
ve seminerlere katılanların sayısı 17 bine ulaştı.
Moskova Intermarketing Fuarı
17-20 Mart tarihleri arasında Moskova’da gerçekleştirilen İntermarketing Fuarına Kültür ve Turizm Bakanı Ertuğrul Günay, Müsteşar Özgür Özaslan, Bakan Danışmanı ile Antalya ve İzmir İl Kültür ve Turizm Müdürleri katıldı. Daha
with TUI, Germany’s biggest travel agency, concerning the transportation of Chinese citizens to Turkey in Berlin. Minister Günay, who spoke at the signing ceremony, said, ‘’Turkey is one of the most important touristic countries and this is mainly because of the deals we establish with international tour operators. One of these operators is TUI. We want to start a new project with TUI involving far away markets.’’ The deal targets Turkey and
Moscow
The Intermarketing Fair that took place on March 17-20 in Moscow was attended by the Minister of Culture and Tourism Ertuğrul Günay, Undersecretary Özgür Özaslan, advisor to the minister and the city culture and tourism directors of Izmir and Antalya. Later on, a joint action plan was signed between Turkey and the Russian Federation. The minister of Culture ANTALYA 21
Şubat / February - Mart / March 2012
MITT Moskova Fuarı’na Turizm Bakan Yardımcısı Abdurrahman Arıcı ‘nın yanısıra Müsteşar Özgür Özaslan, Antalya Valisi Dr. Ahmet Altıparmak ile Turizm Bakanlığı Tanıtma Genel Müdürü Cumhur Güven Taşbaşı da katıldı.
sonra Türkiye ile Rusya Federasyonu arasında ‘’Ortak Eylem Planı’’ imzalandı. Törene katılan Bakan Günay, Türkiye’nin dünya turizminde hızla gelişen ülkelerden birisi olduğunu, turist sayısı ve turizm geliri itibariyle ilk 10 ülkesi arasında yer aldığını bildirdi. Ayrıca Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin, Bakan Günay’ı telefonla arayıp, “Hoşgeldiniz” dedi. Putin, Başbakan Erdoğan’a da selam göndererek, Türkiye’ye verdiği önemi dile getirdi.
Moskova MITT Fuarı
Dünyanın 7. büyük turizm fuarı olan MITT 2012 Moskova Turizm Fuarı da 21-24 Mart günlerinde 19. kez kapılarını ziyaretçilere açtı. Türkiye’nin ikinci büyük pazarı olan Rusya’da 189 ülkeden 3 bini aşkın firmanın katıldığı fuarda, Kültür ve Turizm Bakanlığı bin 254 metrekarelik alanla temsil edildi. Moskova’nın EXPO Center Fuarcılık Merkezi’nde düzenlenen fuarda, Türkiye bu yıl Berlin’de olduğu gibi destinasyon odaklı çalıştı. Antalya, İzmir, İstanbul ve 22
ANTALYA
Şubat / February - Mart / March 2012
Anadolu ayrı ayrı planlandı. Sadece deniz, kum, güneş değil, kültür ve termal turizmine dikkat çekmeye yönelik çalışmalarda bulunuldu. Fuarda kültürel içerikli görsellerle her destinasyonun yanında o destinasyonu tanımlayan bir obje kullanıldı.
Antalya fuarda
2012 yılı turizm sezonu öncesi tanıtım atağına kalkan Alanya, Berlin’den sonra Moskova’ya da çıkarma yaptı. Bu sene Rus Pazarında çok daha etkin rol oynamak isteyen Alanya, ALTAV, ALTSO ve ALTİD güçbirliği ile Kültür ve Turizm Bakanlığı standı dışında 60 metrekarelik standı ile göz doldurdu. Fuara katılan Antalya Valisi Dr. Ahmet Altıparmak, bu yıl MITT Moskova’daki Türkiye ve turistik destinasyon stantlarının fevkalade güzel olduğuna dikkat çekerek, “Alanya standının önünde çok uzun bir kuyruk var. Hem bilgi almak, hem eşantiyonlardan almak için Ruslar sıraya girmiş. Diğer stantlarımız da güzel. Geçen sene yakaladığımız rakamların üzerine çıkmayı ümit ediyorum’’ dedi.
and Tourism Günay, who attended the signing, said that Turkey was one of the fastest growing countries in the tourism sector and that it was one of the top ten countries in terms of tourist numbers and revenues. Russian President Vladimir Putin called Minister Günay and welcomed him to his country in Turkish. He also sent his regards to the Turkish Prime Minister. The world’s 7th largest tourism fair MITT 2012 Moscow welcomed its guests for the 19th time on March 21, 2012. During the fair in Russia, which is Turkey’s second biggest market in the tourism sector, the Ministry of Culture and Tourism was represented at a 1254 square meter stand. Over 3000 companies from 189 countries attended the fair. Turkey, just like in Berlin, worked on highlighting destinations at MITT Moscow, which was organized at the EXPO Center.Antalya, İzmir, İstanbul and Anatolia were s eparately planned. Works were conducted to highlight the culture and health tourism along with sea, sand and sun tourism. During the
fair, an object that symbolizes each destination was used along with cultural visuals.
At the Antalya Fair
Before the tourism season of 2012 Alanya fastened its presentation and After the Berlin fair they landed their forces to Moscow. This year as Alanya wants to play a more effected role in the Russian market - it looked suprisingly good with its 60 meters stand as well as with the stand of Culture and Tourism ministry included the co-operation of ALTAVALTSO- and ALTID Antalya Governor Dr. Ahmet Altıparmak attended the fair and mentioned that the stands of Türkiye and other touristic destinations’ stands were astonishing at the MITT at Moscow and added “There is a very long que in front of the Alanya desk. Russians stand in the que either get information and get from the souvenirs. Our other stands are also very nice. I hope to hear that we are going to be above the numbers we had last year”
ANTALYA 23
Ĺžubat / February - Mart / March 2012
Antalya’nın turizmdeki ilkleri Antalya’nın ilk oteli, ilk seyahat acentesi hangisi? Her şey dahil sistemini ilk olarak hangi tesis başlattı? Almanlar Antalya adını ilk kez nasıl duydu? Antalya Tanıtım AŞ, bu soruların yanıtını Hüseyin Çimrin’in iki ciltlik “Bir Zamanlar Antalya” kitabından derledi.
Antalya’s firsts in tourism Which is Antalya’s first hotel or travel agency? Which facilities first introduced the all included system? How did Germans first hear about Antalya? Antalya Advertising SA compiled the answers to these questions from Hüseyin Çimrin’s two volume book “Once Upon a Time Antalya”
T
urizmin başkenti Antalya’da bu alandaki ilkler pek bilinmiyor. Kentin ilk oteli, ilk seyahat acentesi, her şey dahil sisteminin ilk uygulanması ve daha pek çok sorunun artık karşılığı var. Antalya Ticaret ve Sanayi Odası (ATSO), kentin ilk Almanca rehberi Hüseyin Çimrin’in, yılların birikimini iki ciltte topladığı “Bir Zamanlar Antalya” kitaplarını bastı. ATSO ve Antalya Tanıtım AŞ Yönetim Kurulu Başkanı Çetin Osman Budak, kitapların yoğun ilgi gördüğünü ifade ederek. ‘’Bu kitaplar toplamda 1.200 sayfaya ulaşıyor. Antalya Tanıtım AŞ olarak, kitapta yer alan kentin turizmdeki ilklerini derledik” diyor. Budak, söz konusu kitaplardan derledikleri ilkleri şöyle özetliyor: “Antalya’da ilk tarihi eser 1919’da toplandı, ilk müze Süleyman Sabri Erten tarafından 1922’de 24
ANTALYA
Şubat / February - Mart / March 2012
ATSO and Antalya Advertising SA Chairman Çetin Osman Budak, who pointed out that the books were widely popular, said ‘’These books have a total of 1200 pages. As Antalya Advertising SA, we compiled the firsts of the city in the tourism field.”
kuruldu. Antalya’nın ilk oteli Trak Otel 1939’da, ilk turistik oteli Teras Otel ise 1956’da hizmete girdi. Antalya’nın ilk tanıtım kitabı olan “Pictures of Antalya” 1956’da yayınlandı. Almanlar, Antalya’yı ilk kez Bunte dergisinde çıkan ‘Türk Rivierasındaki bedava bu obalar Almanları bekliyor’ başlıklı haberle tanıdı. Her şey dahil sistemini Marco Polo başlattı.
T
he firsts of tourism in Antalya, the capital city of tourism, are not well known but now the answers to questions such as the first hotel, the first travel agency and many more can be found. The Antalya Chamber of Commerce and Industry (ATSO) published a two volume book called “Once Upon a Time Antalya” by Hüseyin Çimrin, a tour guide in the city that serves German tourists.
Here is how Budak summarizes the data in the books: “the first antiquity in Antalya was unearthed in 1919; the first museum was established by Süleyman Sabri Erten in 1922. Antalya’s first hotel was Trak Hotel, built in 1939 and the first touristic hotel was the Terrace Hotel, opened in 1956. “Pictures of Antalya”, the first advertorial book for Antalya, was published in 1956. Germans first heard of Antalya through an article published in Bunte magazine. The all included system was first applied by Marco Polo.
ANTALYA 25
Ĺžubat / February - Mart / March 2012
Tiyatronun doğduğu topraklarda festival Devlet Tiyatroları tarafında bu yıl üçüncüsü düzenlenecek olan ‘Devlet Tiyatroları Antalya Uluslararası Tiyatro Festivali’ 14 Mayıs’ta başlıyor. Festival, konuklarını görsel bir şölene çağırıyor.
Fotoğraflar / Photographs : Antalya Devlet Tiyatroları
26
ANTALYA
Şubat / February - Mart / March 2012
A festival on lands where theatre was born The Antalya International Theatre Festival, organized for the third time this year, will begin on May 14. The festival invites its guests to a visual festivity.
T
B
urası Antalya, yani tiyatronun doğduğu topraklar üzerinde yükselen kent. Xantos’tan Side’ye, Patara’dan Perge’ye, Aspendostan Myra’ya, Radiapolis’ten Termessos’a bu coğrafyadaki antik tiyatrolar, ustalığını sergileyen oyuncuların izleriyle dolu. Binlerce yıllık kültüre sahip Antalya, bugünlerde tiyatroyu doğduğu topraklarda yeniden canlandırıyor. Devlet Tiyatroları tarafından bu yıl üçüncüsü düzenlenecek ‘’Antalya Uluslararası Tiyatro Festivali’’ 14 Mayıs’ta kapılarını sanatseverlere açacak. Festivale yurt dışından 7, Türkiye’den 3 tiyatro katılacak. Cumhuriyet Meydanı’nda görkemli bir açılışla başlayacak olan festival, 25 Mayıs’ta sona erecek. Festivale yurt dışından İsviçre Markus Zohner Tiyatrosu, Çin Sokak Tiyatrosu, Hollanda Ro Tiyatrosu, Rusya Vakhtangov Tiyatrosu, Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti
his is Antalya, the city that rises on lands where the theatre was born. Antique theatres in the region, all the way from Xantos to Side, from Patara to Perge, from Aspendos to Myra, from Radiapolis to Termessos, are filled with traces of actors who have performed here. Antalya, which has thousands years of culture, is reinventing theatre on the lands that gave birth to the craft of acting. The Antalya International Theatre Festival, organized for the third time this year, will begin on May 14. 7 international and 3 local theatre troops will take part in the festival this year. The festival, which will begin with a glorious ceremony at Cumhuriyet Square, will end on May 25.
Jüpiter
The festival will include the Markus Zohner Theatre from Switzerland, the Chinese ANTALYA 27
Şubat / February - Mart / March 2012
Children not forgotten
Lefkoşa Belediye Tiyatrosu, Romanya Deva’s Art Tiyatrosu ve İtalya Studio Festi katılacak. Ankara Devlet Tiyatrosu, İstanbul Devlet Tiyatrosu ve Trabzon Devlet Tiyatrosu, festivalde sanatseverlerle buluşacak. Festivalin açılışı ve kapanışı görsel şölene dönüşecek. Pekin Olimpiyatları’nın açılışında gösteri yapan İtalyan grup Studio Festi, ‘Gezegenler’ adlı oyunuyla festivalin açılışında Antalya halkı ve turistlerle buluşacak. Gösteri Cumhuriyet Meydanı’nda açık havada gerçekleşecek ve bunun için meydana dev bir sahne ile platform kurulacak. Festivalin açılışı da kapanışı gibi Çin Sokak Tiyatrosu’nun ‘Ejderha ve Aslan’ adlı oyunuyla yine sokakta olacak.
Çocuklar unutulmadı
Bu yıl üçüncüsü düzenlenecek festivalde çocuklar unutulmadı. Ankara Devlet Tiyatrosu, ‘Pal Sokağı Çocukları’ adlı oyun ile küçüklere keyifli dakikalar yaşatacak. Devlet Tiyatroları, özellikle yabancı grupların oyunlarını takip etmek isteyen, ancak yabancı dil bilmediği için ne yapacağını düşünen seyircilerini de unutmadı. Bu çerçevede Rusya Vakhtangov Tiyatrosu’nun sahneleyeceği ‘Vanya Dayı’ adlı oyun, alt yazılı olarak izleyici ile buluşacak. Hollanda Ro Tiyatrosu’nun seyircinin de katılımıyla sahneleyeceği ‘Anneler’ adlı oyununda ise simültane tercüme yapılacak. İtalyan grup Studio Festi’nin ‘Gezegenler’, Çin Sokak Tiyatrosu’nun ‘Ejderha ve Aslan’, Romanya Deva’s Art Tiyatrosunun ‘Frida’ adlı oyunlarında ise söz bulunmuyor. Festivalin ilki Devlet Ti28
ANTALYA
Şubat / February - Mart / March 2012
There are also plays for children during the festival which is being organized for the third time this year. The Ankara State Theatre will be performing “The Children of Pal Street”. The State Theatres didn’t forget those who want to follow foreign plays but don’t know any foreign languages. The play “Uncle Vanya” performed by Russia’s Vakhtangov Theatre will be with subtitles. Simultaneous translation will be provided during Ro Theatre’s interactive play called Mothers. Studio Festi’s Planets, Chinese Street Theater’s The Dragon and the Lion and Deva’s Art Theatre’s Frida are non verbal plays.
Selim Gürata
yatroları tarafından 2010 yılında düzenlendi. Seyircinin büyük ilgisini gördü ve oyunları 20 bin kişi izledi. Bu sayının her geçen yıl artması bekleniyor. Oyunlar; Haşim İşçan Kültür Merkezi, Cumhuriyet Meydanı, Kaleiçi Anfi Tiyatro’da ve Konyaaltı Caddesi’nde sahnelenecek.
Street Theatre, Ro Theatre from Holland, the Russian Vakhtangov Theatre, the Nicosia Municipality Theatre, Deva’s Art Theatre from Romania and Studio Festi from Italy. The Ankara, Istanbul and Trabzon State Theatre will also be present at the festival.
Antalya Devlet Tiyatrosu Görsel Sanat Yönetmeni Selim Gürata, ‘’Bu coğrafyada onlarca antik tiyatro olduğunu biliyoruz. Hedefimiz antik tiyatroları sadece ören yeri olarak kullanmak değil, birer kültür sanat dinamiğine kavuşturmaktır. Önümüzdeki yıllarda bu görkemli tiyatro binalarında tiyatro oyunları sahneleyerek, yapıları işlevlerine kavuşturmayı amaçlıyoruz’’ dedi. Gürata, festivale Antalya halkını ve tatil yapan konukları davet etti.
The opening and closing ceremonies of the festival will be a sight to see. Studio Festi, the group that performed at the opening of the Beijing Olympics will perform the opening number called Planets. The performance will take place on Cumhuriyet Square and a giant stage will be constructed for the occasion. The Chinese Theatre will be performing ‘The Dragon and the Lion” on the same stage.
The first festival organized by the State Theatres took place in 2010. The festival was very popular and over 20 thousand people watched the plays. This number is expected to increase with each passing year. The plays will be performed at the Haşim İşcan Cultural Center, Cumhuriyet Square, Kaleiçi Amphitheatre and Konyaaltı Avenue. Antalya State Theater Visual Arts Director Selim Gürata says, ‘’we know that there are many antique theatres in this geography. Our main goal is to use these areas not just as excursion sites but as dynamics for arts and culture. In upcoming years, we are aiming to turn these structures into grand theatres where plays are performed.’’ Gürata invited locals and tourists to the festival.
ANTALYA 29
Ĺžubat / February - Mart / March 2012
Fotoğraflar / Photographs: Türkiye Bisiklet Federasyonu
Muhteşem doğa eşliğinde
bisiklet turu 48. Cumhurbaşkanlığı Türkiye Bisiklet Turu, 25 takımdan 200 sporcunun katılımıyla yapıldı. Geçmiş yılların aksine yarışın finişi yerine startı Alanya’dan verildi. Alanya’da deniz kıyısında mücadeleye başlayan bisikletçiler 3. gün kendilerini 1850 metre yükseklikte buldu.
A bicycle tour accompanied by a magnificent panorama The 48th Presidential Turkish Bicycle Tour took place with the attendance of 200 sportsmen from 25 teams. As opposed to previous years, the race did not end in Alanya but started there. Cyclists, who started that race at the shore, found themselves at 1850 meters on the third day.
30
ANTALYA
Şubat / February - Mart / March 2012
B
u yıl 48.’si düzenlenen Cumhurbaşkanlığı Türkiye Bisiklet Turu, 22 Nisan’da Alanya’dan başladı ve bisikletçilerin 8 etapta bin 174 kilometreyi geçmesiyle 29 Nisan’da İstanbul’da sona erdi. Cumhurbaşkanlığı makamı himayesinde Türkiye Bisiklet Federasyonu tarafından düzenlenen yarış, geçmiş yılların aksine bu kez İstanbul’dan değil, Alanya’dan başladı. Akdeniz ve Ege kıyılarını boyunca devam eden yarış, baharın gelişiyle rengârenk bir görünüm kazanan doğada görsel şölene dönüştü. Cumhurbaşkanlığı Tür-
kiye Bisiklet Turu’na 9’u profesyonel takım, 14’ü profesyonel kıta takımı, 2’si uluslararası kıta takımı olmak üzere toplam 25 takım 200 bisikletçiyle katıldı. Turun ilk etabı Alanya-Alanya oldu ve 135 kilometrelik etapta bisikletçiler birincilik için mücadele etti. Bu sırada Alanya’nın tüm güzellikleri
farklı açılardan yapılan çekimlerle gözler önüne serildi. İlk etabı 3 saat 5 dakika 55 saniyede tamamlayan Rabobank takımından Tho Bos kazandı.
Alanya’dan Antalya’ya
Yarışın ikinci gününde bisikletçiler 153 kilometrelik Alanya-Antalya etabında mücadele etti. Alanya’da Kızılkule önünden başlayan yarış, Antalya’da sona erdi. Yarış boyunca belde belediyeleri sporculara açtıkları pankartlarla destek verdi. Serik ve Aksu hariç parkurda dikliğin olmadığı yarışta, bisikletçilerin ulaştıkları hız izleyicileri şaşkına çevirdi. Etabı Lotto Belisol
takımından Andre Greipel, 3 saat 16 dakika 4 saniyelik süresiyle kazandı. Antalya’nın tüm güzelliklerinin gözler önüne serildiği yarışın üçüncü günü Antalya-Elmalı etabı geçildi. Yarışın İstanbul yerine Alanya’dan başlaması gibi, Antalya-Elmalı etabı da bu yılın ilklerin-
T
he 48th Presidential Turkish Bicycle Tour started in Alanya on April 22 and ended in Istanbul on April 29 after cyclists completed 1174 kilometers in 8 stages. The race, which was organized by the Turkish Cycling Federation, started from Alanya, not Istanbul, this year. The race which continued through the shores of the Mediterranean and the Aegean turned into a visual festival with the colors of spring. A total of 200 cyclists from 25 teams competed during the race. The first stage of the tour took place in Alanya and cyclists tried to secure first place during the 135 kilometer lap, where all the
scenic beauties of Alanya were laid out. Tho Bos from team Robobank finished the stage in first place with 3 hours 5 minutes and 55 seconds.
From Alanya to Antalya
On the second day of the race, cyclists competed on the 135 kilometer AlanyaAntalya stage. The race,
which started at Kızılkule, Alanya ended in Antalya. The locals supported the cyclists with banners along the way. During the race, which didn’t include any steep hills except Serik and Aksu, the races stunned viewers with their speed. Andre Greipel from team Lotto Belisol won the stage with 3 hours, 16 minutes and 4 seconds. On the third day of the race, the Antalya- Elmalı stage was passed. This stage was a first in the competition. While cyclists raced parallel to the sea in Antalya and Alanya, they passed through mountains in Elmalı. After passing Elmalı, they climbed Güğü Beli. Cyclists, who
climbed 1850 meters above sea level, suddenly found themselves among snow covered roads.
Just like Alpduhez stage at Tour de France During the stage that resembled the Alpduhez stage at Tour De France, cyclists passed through forests filled with pine trees. The snow
ANTALYA 31
Şubat / February - Mart / March 2012
den birisi oldu. Sporcular, Antalya ve Alanya’da denize paralel mücadele ederken, Elmalı güzergâhında dağları geçti. Yarışın en zor parkurları arasında gösterilen etapta bisikletçiler Elmalı’yı geçtikten sonra Güğü Beli’ne tırmandı. Deniz seviyesinden 1850 metre yüksekliğe tırmanan bisikletçiler, kendilerini bir anda karlı yolların içinde buldu.
Elmalı’da da bisikletçiler büyük coşkuyla karşılandı. Yarış tarihi boyunca ilk kez ilçelerinde bisikletçileri ağırlayan Elmalı halkı, sporculara gösterdikleri ilgi ve verdikleri destek ile dikkat çekti. Dik yokuşların inişinde bisikletçilerin 110 kilometre hıza ulaştığı açıklandı. Etabı Konya Torku Şekerspor takımından Ivalio Gabroski, 4 saat 21 dakika 9 saniye süre ile kazandı.
Tour de France Alpduhez etabından farksız
Eurosport, TRT gibi kanallar tarafından canlı yayınlanan yarış, Türkiye’nin yanı sıra dünyanın bir çok ülkesinde de izlendi. Sporcular, 3. etabın sonunda Antalya’dan ayrıldı. FethiyeMarmaris, Marmaris-Turgutreis, Bodrum Kuşadası, Kuşadası-İzmir ve İstanbul-İstanbul etabı ile 48. Cumhurbaşkanlığı Bisiklet Turu sona erdi.
Fransa’da gerçekleşen Tour De France’nın Alpduhez etabından farksız gösterilen etapta bisikletçiler, ormanların içinden çam ağaçlarının arasından geçti. Güzergâh üzerindeki karlı tepeler harika görünümü ile yarışı izleyenlerin nefeslerini kesti. Alanya’nın beldelerinde olduğu gibi 32
ANTALYA
Şubat / February - Mart / March 2012
covered mountains took everyone’s breath away. Competitors were received with utter excitement in Elmalı, just like in Alanya. The people of Elmalı, who hosted cyclists for the first time, supported and cheered on the sportsmen. It was announced that the cyclists has recorded a 110 kilometer speed while coming down the slope. Ivalio Gabroski from team Konya Torku Şekerspor finished the stage in first place with 4
hours, 21 minutes and 9 seconds. The race, which was televised live by many channels including Eurosport and TRT, was watched in many countries around the world. Cyclists left Antalya after the end of stage 3. The race ended with the Fethiye-Marmaris, Marmaris-Turgutreis, Bodrum Kuşadası, and Kuşadası-İzmir and İstanbulİstanbul stage.
ANTALYA 33
Ĺžubat / February - Mart / March 2012
Dinosaurs are coming Turkey’s first dinosaur theme park, which will add another alternative to tourism in Antalya, is opening in Göynük on May 15th.
A
ntalya’nın gözde turizm merkezi Göynük’te bugünlerde hummalı bir çalışma gerçekleşiyor. Günümüzden 60-70 milyon yıl önce yaşayan dinozorlar, çam ağaçlarının altında yeniden hayat buluyor. Çünkü Göynük’te Antalya-Kemer Karayolu üzerinde 30 bin metrekarelik alana Dinopark kuruluyor. Dinopark, adından da anlaşılacağı gibi dinozor temalı bir park olacak. Yaklaşık 5 milyon doları bulacak Dinopark, Antalya turizmine farklı bir boyut kazandırma ve alternatif yaratma anlamında bu alanda ülkedeki ilk park özelliğine de sahip olacak. Ve Dinopark, 15 Mayıs Salı 34
ANTALYA
Şubat / February - Mart / March 2012
T
hese days, there is a febrile effort going on in Antalya’s favorite touristic center Göynük. Dinosaurs, which lived on earth 60-70 million years before our time, are coming alive under pine trees, thanks to the Dinopark that is being built on a 30 thousand square meter area on the AntalyaKemer Highway. Dinopark, as the name suggests, will be dinosaur theme park. The park, which will cost 5 million dollars, will create a new alternative in tourism in Antalya. The Dinopark will open on May 15, 2012. 28 different species of dinosaurs will be featured at the 30 thousand square meter park with special effects. The park
Dinozorlar geliyor Antalya turizmine farklı bir boyut kazandırıp, alternatif yaratacak Türkiye’nin ilk dinozor temalı parkı, 15 Mayıs’ta Göynük’te açılıyor.
günü kapılarını ziyaretçilerine açacak. Çam ağaçları ile kaplı 30 bin metrekarelik dinozor temalı parkta; hareketli, sesli, canlı dokuya sahip etçil, otçul, uçan ve denizde yaşayan 28 farklı dinozor, özel efekt teknikleriyle yer alacak. Gerçeği aratmayacak olan dinozorların yanı sıra parkta yapılacak 6 bin metre yürüyüş yolu ve şelale, ziyaretçilerine doğayla baş başa kalma olanağı sağlayacak. Türkiye’nin bu anlamda ilk ve en büyük temalı parkı olacak olan Dinopark, özellikle çocuklara farklı alternatifler sunacak.
ziyaretçilerimizi 65 milyon yıl önce dinozorlar çağından, uzay çağına götürecek olan 3D filmlerin izlenebileceği bir de planetaryum olacak. Burada uzay yolculuğuna hazırlanan astronotların yer çekimsiz ortamdaki provalarını yapmak mümkün olacak” diyor. Çam ağaçlarının arasındaki 7D sinemada dinozorların tarihçesinin anlatılacağını kaydeden Dursun, çocuklar için fosil havuzunun da dü-
will also include a 6000 meter hiking trail and waterfall which will enable visitors to spend quality time in nature among dinosaurs that look almost real. Dinopark, which will be Turkey’s first and biggest theme park, will provide children with different alternatives.
From dinosaurs to the space age
Dinopark General Manager Barış Dursun says, “We are building the biggest dinosaur theme park in the world in
Göynük. Hundreds of animated dinosaurs with actual sizes will be featured at the park. There will also be a planetarium at the park where 3D movies that will take our guests from the age of the dinosaurs to the space age. There will also be a non gravitational chamber where astronauts prepare before their space travels.” Dursun, who adds that the history of the dinosaurs will be featured at the 7D cinema within pine trees, says that a
Dinozorlardan uzay çağına
Dinopark Genel Müdürü Barış Dursun, “Tüm dünyada ziyaretçi akınına uğrayan, milyonları kendine çeken dinoparklardan en büyüğünü Göynük’e yapıyoruz. Onlarca animatronik dinozor; sesleriyle, bakışlarıyla, nefesleriyle, dokunma mesafesinde ve gerçek boyutlarında olacak. Dinopark’ta ANTALYA 35
Şubat / February - Mart / March 2012
şünüldüğünü söylüyor. Çocukların burada pedagoglar eşliğinde aktivitelere katılacağını ifade eden Dursun, “Havuzdaki kumların içinde dinozor iskeleti olacak. Çocuklar fosil içinde kazı yaparak eğlenecek. Onlar pedagog eşliğinde oynarken, aileler çam ağaçlarının altında farklı aktivitelere katılabilecek” diyor. Sabah 09.00’da açılacak olan Dinopark, gece 00.00’a kadar hizmet verecek.
ücreti alacak. Dinopark’ta hafta sonları ziyaretçilere açık büfe kahvaltı hizmeti de verilecek. Çevreye karşı son derece duyarlı olunan tesiste hizmet üniteleri ve dinozorların montajı sırasında hiç ağaç kesilmediğini eklemek gerekiyor.
fossil pool is in the works for children. Dursun, who points out that children will participate in activities accompanied by pedagogues in this area, says, “There will be a dinosaur skeleton inside the sands in the pool and children will have fun while digging inside the fossil.
250 bin ziyaretçi bekliyor Kemer bölgesine yıl içinde gelen turistlerin yüzde 10’unun tura çıktığını hesaplayan park yönetimi, yılda 250 bin ziyaretçi bekliyor. İlk yılın tanıtım yılı olması nedeniyle yerli ve yabancı turistler ile Antalya halkına özel bir fiyat sunuluyor. Dinopark, ilk yılında turistlerden kişi başı 11 Avro veya 25 TL giriş
36
ANTALYA
Şubat / February - Mart / March 2012
Barış Dursun Dinopark Genel Müdürü
While they are occupied with this interesting activity, their parents can enjoy their day under pine trees and engage in other activities.” The park will be open at 09.00 and close at midnight.
250 thousand visitors expected
The park management which calculates that 10% of the tourists who come to the Kemer region go on local tours is expecting 250 thousand visitors per year. A special price has been set for the locals and tourists to advertise the opening of the park. Dinopark will ask for 11 Euros or 25 TL in the first year as the entrance fee. An open buffet breakfast will also be available at Dinopark during the weekends. The facility puts great importance on protecting the environment and no trees were cut down during the construction of the facility.
ANTALYA 37
Ĺžubat / February - Mart / March 2012
Otellere ruh veriyorlar Antalya’da turizmin canlandırdığı sektörlerden biri de iç mimari. Çünkü onlar 5 yıldızlı otellere hayat veriyorlar. Sektörün temsilcilerinden Hakan Külahçı, bölgede hızla gelişen yatırımlardan kısa zamanda edindikleri tecrübenin, dünyada bile çok az firmaya nasip olduğunu söylüyor.
A
ntalya’da son 30 yılda hızlı bir gelişim sergileyen turizm, beraberinde çok sayıda sektöre de canlılık kazandırıyor. Bu sektörlerden bir tanesi var ki, sınırları bırakın Antalya’yı Türkiye’ye bile dar geliyor. Otellere ruh katan, hayat veren iç mimariden bahsediyoruz. Antalya’nın birbirinden lüks 5 yıldızlı otellerinde tatil yapan yatırımcılar, kaldıkları tesislerin iç mimarisine hayran kalıyor. Ülkelerinde yatırım yapmaya karar verdiklerinde de akıllarına Antalya ve Antalya’nın iç mimarideki başarısı geliyor. Artık Antalya’daki otellerin işlerinin tamamına yakınını kentteki iç mimari firmaları yapıyor. Bununla da sınırlı kalmıyor, yurt dışında önemli projelere imza atıyorlar. Antalya’nın ilk İç Mimarı ve İç Mimarlar Odası Başkanı Hakan Külahçı ile bu alanda keyifli bir söyleşi yaptık. Külahçı, bize turizm sektörünün iç mimariyi nasıl geliştirdiğini ve Antalya’nın bu anlamda nasıl Türkiye’nin en iyisi olduğunu anlattı. 38
ANTALYA
Şubat / February - Mart / March 2012
T
ourism, which has developed rapidly in the last 30 years in Antalya, revitalizes many sectors. One of them is interior design, an application that breathes life and soul into hotels. Investors who vacation at 5 start hotels in Antalya are in awe of the interior decoration of the facilities they stay at and when they decide to invest in their own countries they think of Antalya and how successful it is in interior design. The majority of the interior designs for hotels in Antalya are established by local firms. They also oversee important international projects. We spoke to the president of the Antalya Chamber of Interior Design and Interior Designers Hakan Külahçı about the sector. Külahçı told us about how tourism developed interior design and how Antalya became the best in interior design in Turkey. Who did the first interior design works for the hotels in Antalya? KÜLAHÇI: We need to go
Breathing life into hotels Interior design is one of the sectors revitalized by tourism in Antalya because they give life to 5 star hotels. Hakan Külahçı, one of the representatives of the sector, says that the experience they have gained in such a short time from fast growing investments can fall to so few companies in the world.
Antalya’nın ilk otellerinin iç mimari işlerini kimler yaptı? KÜLAHÇI: Bunun için bayağı bir geriye gitmek gerekiyor. Antalya’nın ilk otellerinden birisi Talya Oteli. İlk tasarımı İstanbul’dan bir mimar tarafından, renovasyonu yabancı mimar tarafından yapıldı. Genelde otellerin iç mimari işleri İstanbul ve yabancılar tarafından yapıldı. Tatil köyleri de öyle başladı. Çünkü bölgedeki mimarlarda bu bilgi birikim yoktu. Hep yabancılar oldu. Zaman içinde bizim gibi bir kaç firma bu işleri yapmaya başladı. Otel sayısındaki hızlı artışın sektöre katkısı oldu mu? KÜLAHÇI: Hem de çok oldu. Bölgedeki yatırımlardan dolayı o kadar çok iş yaptık ki. Kısa zamanda büyük tecrübe edindik. Bu tecrübe bırakın Türkiye’yi, dünyada bile çok az firmaya nasip oldu. Şimdi Antalya’nın yanı sıra Türkiye’nin farklı illerinde ve yurt dışında, özellikle İstanbul’da çok sayıda
otel yapıyoruz. Antalya’da turizmin hızlı gelişmesi bize böyle bir şans getirdi. Antalya turizminin bu işlerdeki etkisi nedir? KÜLAHÇI: Antalya’da tatil yapan turistler, kaldıkları
way back to answer that question. Talya Hotel is one of the first hotels in Antalya. Its first design was created by an architect from Istanbul and renovations were done by a foreign architect. In the past, interior designs of
hotels would be done by architects from Istanbul or abroad. That’s how resort villages did it as well because the architects in the city didn’t have enough experience. It was mostly foreigners.
Hakan Külahçı
ANTALYA 39
Şubat / February - Mart / March 2012
otellerdeki tasarımı çok beğeniyorlar. Ülkesinde bu tarz yatırımı olanlar ya da yatırım yapacak olanlar, tasarımı kimin yaptığını merak ediyor ve öğrenip bizimle tanışmaya geliyor. Antalya’daki oteller, vitrinimiz oldu. Özellikle Rusya ve o bölgedeki ülkelerde çok tanınıyoruz. İç mimarlarımız hangi aşamada? KÜLAHÇI: Türk tasarımcılar özellikle son yıllarda büyük ivme kazandı. Tasarım konusunda dünyanın birçok yerinden daha iyiyiz. İmalatta ise acayip hızlıyız. Dünyada tasarımı imalata dönüştürme hızında bizden daha iyisi yok. İmalatta İtalyanlardan farkımız kalmadı. Çok dinamik bir yapımız olduğu
40
ANTALYA
Şubat / February - Mart / March 2012
için kısa zamanda iyi işler yapıyoruz. Yabancı firma 1 senede tasarım yaparken, biz 8 ayda tasarım ve imalatı bitiriyoruz. Koskoca oteli 1.5 ayda tasarlayıp 8 ayda tamamlıyoruz. Yurtdışında hangi ülkelerde faaliyet gösteriyorsunuz? KÜLAHÇI: Azerbaycan, Kazakistan, Ukrayna, Rusya, Cezayir, Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti, İngiltere ve Avusturya’da oteller yaptık ve yapıyoruz. Otellerin yanı sıra evlerin işlerini de yaptık. Şimdi Azerbaycan’da tiyatro, kültür merkezi, içerisinde alışveriş merkezi, küçük bir otel, restoranlar olan aquapark yapıyoruz.
In time, some companies like us started doing it. Did the rapid increase in hotels contribute to the sector? KÜLAHÇI: Very much so. We did a lot of work thanks to the investments in the region. We gained a lot of experience in a short time. Now, we are doing interior designs for hotels in various cities in Turkey and around the world; mainly in Istanbul. This is all because tourism rapidly grew in Antalya. What is the effect of tourism in Antalya in terms of this development? KÜLAHÇI: Tourists who vacation in Antalya love the de-
signs at their hotels. Those who are looking to invest in their countries seek out the designer firm and meet with us. The hotels in Antalya have been our showrooms. We are very well known in Russia and the countries in that region. What about your interior designers? KÜLAHÇI: Turkish designers have become very popular in recent years. We are well ahead of many countries in terms of design. We are even faster in production. We are the fastest bunch to turn design into production in the world. In production, we are as good as the Italians. We achieve a lot in a short time because
İç mimari otelin popülerliğini nasıl etkiliyor? KÜLAHÇI: Özellikle bizim yaptığımız otelleri gezmeye gelen o kadar çok kişi var ki, mesela Mardan Palace. Yurt içi ve yurt dışından çok sayıda kişi oteli gezmeye geldi. Kısa süre önce mesleğimizle ilgili bir fuara katılmak için Milano’ya gitmiştim. Fuarda sohbet ettiğim kişi Antalya’dan geldiğimi öğrenince Mardan Palace’yi anlatmaya, iç mimarisini övmeye başladı. Otelin iç mimari tasarımını ve imalatını benim hazırladığımı söyleyince farklı davranmaya başladı. İç mimari tasarımından dolayı bilinen oteller var mı? KÜLAHÇI: Geçen sene Belek’te açılan Max Royal,
Kempinski, bu oteller iç mimarisinden dolayı biliniyor. Bu otelleri sırf iç mimarisinden dolayı gezmeye gelenler var. Çünkü çok farklılar. Oteli çok beğendiği için yeniden tatile gelenlerin de olduğunu biliyoruz. Antalya’da iç mimarlığın son durumu nedir? KÜLAHÇI: Ben Antalya’ya geldiğimde kentin ilk iç mimarı olduğum söyleniyordu. Aynı zamanda İç Mimarlar Odası’nın başkanıyım, odamıza kayıtlı 107 iç mimar arkadaşım var. Mimar olup da içmimarlık yapan o kadar çok ki. Antalya’da binin üzerinde firma bu işi yapıyor. Bu da sektörün ne kadar doyurucu olduğunu gösteriyor. Bu kadar insan ekmek
we are very dynamic. While a foreign company makes a design in one year, we finish design and production in 8 months. We design a whole hotel in 1, 5 months and finish it in 8 months. In which foreign countries do you operate? KÜLAHÇI: We have done hotels in Azerbaijan, Kazakhstan, Ukraine, Russia, Algeria, the Turkish Republic of Northern Cyprus, England and Austria. We did houses besides hotels. Now, we are doing an aqua park in Azerbaijan that includes a theatre, cultural hall, mall, a small hotel and restaurants. How does the interior design affect the popularity of the hotel? KÜLAHÇI: There are so many people that come to visit the hotels we did; like Mardan Palace. Many people from all around the world have come to see the hotel. A while ago, I was in Milan to attend a sector fair. I met someone and when he found out that I was from Antalya, he started talking about Mardan Palace and how he admired the interior decoration. He began to treat me differently when I told him that I was the one who designed the hotel. Are there any hotels that are famous for their interior design? KÜLAHÇI: Max Royal that opened in Belek last year and Kempinski are known because of their interior designs. There are people who come to the hotel just to see the interior because they are quite different. We know that there are people who return to stay at the hotel just because they like the design. What is the current situ-
ation in Antalya concerning the sector? KÜLAHÇI: When I came to Antalya, I was told that I was the first interior designer in the city. I am also the president of the chamber of Interior Design and we have 107 registered members. Over 1000 companies in Antalya do interior design and this shows how fulfilling this sector is. This shows that there is enough work for everyone. Antalya has given a real push to interior design in Turkey. What is the situation of the first hotels of Antalya? KÜLAHÇI: Renovations have begun at some hotels that are over 10 years old. Facilities like Sirena Golf Hotel and Melas Hotel have been renovated. Hotels in Istanbul and Bodrum are also going through renovations. Old hotels need renewal. Some hotels have spent 10 million dollars for renovations. We only did 3 renovations. Renewals and renovations contribute greatly to tourism and interior decoration. Your works abroad could be considered some kind of export… KÜLAHÇI: Of course. We sell ideas and acquire production materials from Antalya. We use a serious amount of marble. We buy all the marble from Antalya and the region. And we also provide jobs. How do you see the future of interior design in Antalya? KÜLAHÇI: The important thing is to make a start. After you start working and producing quality things, the rest follows. ANTALYA 41
Şubat / February - Mart / March 2012
yiyorsa pasta büyük demektir. Türkiye’de iç mimariye gerçek ivmeyi Antalya vermiştir. Antalya’nın ilk otelleri ne durumda? KÜLAHÇI: Antalya’nın ilk otellerinde hatta 10 senenin üzerindeki bazı otellerde yenileme çalışmaları başladı. Mesela Sirena Golf Otel, Melas Otel gibi tesisler yenilendi. Antalya’nın yanı sıra İstanbul ve Bodrum’da ki oteller de yenilenmeye başladı. Eski otellerde yenileme gerekli. 10 milyon doları bulan yenileme yaptıran oteller oldu. Bölgede ciddi yenileme çalışmaları var. Sadece 3 otelin yenilemesini biz yaptık. Yenileme turizm sektörüne ve iç mimarlığa inanılmaz katkı sağlıyor. Yurt dışındaki işlerinizde işlerde bir nevi ihracat yapıyorsunuz. KÜLAHÇI: Tabii ki. Hem fikir satıyoruz hem de mermer, mobilya işlerini Antalya’da yaptırıyoruz. Ciddi miktarda mermer kullanıyoruz. Mermerlerin tümünü Antalya ve bölgeden alıyoruz. Aynı zamanda istihdam sağlıyoruz. Antalya’da mesleğinizin geleceğini nasıl görüyorsunuz? KÜLAHÇI: Önemli olan işe başlamaktır. Çalıştıktan sonra güzel işler yaptıktan sonra doğru, dürüst ve düzgün çalıştıktan sonra gerisi geliyor. Sadece otellerin iç mimarisini mi yapıyorsunuz? KÜLAHÇI: Çok önemli kişilerin evlerini de yaptık. Ancak isimlerinin verilmesini istemedikleri için bu konuda bilgi vermeyeceğim. Yurt dışında, Türkiye’de villalarda tasarım ve imalat yaptık. Bunun yanı sıra çok fazla değil ama 30 metrenin üzerinde teknelere tasarım yaptık. Şimdi 32 metrelik bir tekne projesi üzerinde çalışıyoruz. Yaz sonuna doğru bir tane tekneyi tamamlayıp denize 42
ANTALYA
Şubat / February - Mart / March 2012
indireceğiz. Beğenilirse tekne tasarımına ve imalatına da başlayacağız. Ayrıca herkesin sahip olabileceği şekilde seri tekne imalatına da başlayacağız. Son dönemde iç mimariye bakış nasıl? KÜLAHÇI: Oteller yapılıyor ve büyük paralar harcanıyor. İlk zamanlarda plansız yapılıyordu. Bu yönde fazla para harcamak istemedikleri için ‘İç mimari projeyi kendimizde yaparız’ diye düşünüyorlardı. Zaman içinde bunun böyle olmadığı ortaya çıktı. İç mimarların tasarladığı otellerle diğerleri arasındaki fark sadece görsel açıdan değil, beğeni ve fonksiyonel açıdan da ortaya çıktı. Amatörle profesyonel arasındaki fark net olarak görüldü. Bu yatırımcıyı çok bilinçlendirdi. Artık iç mimariye de kaynak aktarılıyor ve bu iş profesyonellere teslim ediliyor. Bu durum mesleğim ve meslektaşlarım açısından çok sevindirici gelişme. Bir otelin iç mimari işi kaç paraya mal oluyor? KÜLAHÇI: Metrekare maliyeti bin dolar. Bundan sonra yatırımcının isteğine göre birim fiyat değişiyor. Genelde iyi işler istendiği için rakam bin doların üzerine de çıkıyor.
Do you only do the interior decorations of hotels? KÜLAHÇI: We have also worked on the homes of very important people but they want to remain anonymous so I won’t mention any names here. We did designs and productions for villas here in Turkey and abroad. We also did designs for yachts bigger than 30 meters. We are working on a new yacht now. We will finish it by the end of this summer. If people like it, we will begin designing and building yachts. We will also begin mass yacht production with reasonable prices. What is the general opinion about interior design these days? KÜLAHÇI: Hotels are being constructed and a lot of money is being spent. In the beginning, there was no planning. People wanted to spend
less money on interior design and thought that they could handle it themselves. That proves to be wrong. The difference between hotels that used interior designers and those that didn’t became quite clear, not only in terms of visuals but aesthetics and functionality. This created awareness in investors. Now, they allocate funds for interior design and leave the job to the professionals. This is of course a very happy development for me and my colleagues. How much does the interior design of a hotel cost? KÜLAHÇI: One square meter cost is 1000 dollars and unit price varies according to the needs of the investor after that. The price is usually more than 1000 dollars because everyone wants something special.
ANTALYA 43
Ĺžubat / February - Mart / March 2012
Yazı ve Fotoğraflar Article & Photographs: Özgür ÖNDER
44
ANTALYA
Şubat / February - Mart / March 2012
Her köşesinde tarihin izleri var
Birinci Dünya Savaşı yıllarında yapıldı Hükümet Konağı ve bir asra yakın Antalyalı çocukları geleceğe hazırlayan okul olarak hizmet verdi. Günümüzde aslına uygun olarak restore edilen bina, her köşesinde taşıdığı tarihinin izleriyle Hükümet Konağı’na dönüştü.
Traces of history in all its corners The Administration Hall was built during WW1 and served as a school for almost a century. The building, which was restored to its original, became the Administration Hall with the traces of history it carries in all its corners.
A
ntalya’da köklü geçmişiyle her taşının altında tarihin izlerini taşıyan Hükümet Konağı, dışı kadar içinin de estetiği ile görenlerin gözlerini kamaştırır. İbradalı bir ailenin bağışladığı arsa üzerinde bina yapımına karar verildiğinde, zaman Birinci Dünya Savaşı’nın hüküm sürdüğü zor yıllardır. Antalya Mutasarrıfı Sabur Sami Paşa tarafından 19151916 yıllarında yaptırılan bina, dönemin izlerinden esinlenir. Erken Cumhuriyet döneminin, Osmanlı’nın, Selçukluların mimarisinden esintiler taşır.
işgali altındadır. Okulun batı kısmı İtalyanlar tarafından kışla ve cephanelik olarak kullanılır. Bir süre sonra da tamamı işgal edilir ve askeri birlik kışlasına istemeden ev sahipliği yapar. Öğrenciler ve okul idaresi bugünün Askerlik Şubesi karşısındaki ‘Debboy’ (Kışla) adı verilen binaya taşınır. İki yıl sonra İtalyanlar Antalya’dan çekildiğinde eski binaya taşınılır ve adı ‘’İttihat ve Terakki Numune Mektebi’’ olur.
T
he Administration Hall in Antalya is a sight to see with its glorious interior and exterior. The building, which was constructed on land donated by a family from İbrada, was build during the difficult years of WW1. The building which was commissioned by Sabur Sami Paşa in 1915-1916, was inspired by Ottoman and Seljuk architecture.
On the epigraph placed on the eastern wall of the building, which started serving as a school after construction, it says ‘İttihat ve Terakki Mektebi 1331’. But when the war ends, Antalya is partly under Italian occupation and the western part of the school is used by Italian troops as barracks and ammunition depot. After a while, the city is completely occupied and the school unwillingly serves as barracks for the army.
Yapım işleri bittikten sonra ‘İttihat ve Terakki Mektebi’ adıyla okul olarak hizmet vermeye başlayan binanın doğu kısmındaki duvara konulan kitabede, ‘İttihat ve Terakki Mektebi 1331’ yazar. Ancak savaş bittiğinde Antalya, İtalyan ANTALYA 45
Şubat / February - Mart / March 2012
Koruma altında
Cumhuriyetin ilanından sonra sadece 4. ve 5. sınıfları bulunan ve erkek öğrencileri kabul eden okulun ‘Gazi Erkek Mektebi’ olan adı, 1925 yılında kız öğrencileri de almaya başlamasıyla ‘Gazi Mustafa Kemal’ olarak değiştirilir. Bina, Hükümet Konağı olarak restore edilinceye kadar 2 kez onarım görür, 1974 yılında üç derslik daha eklenir. 1988’in kış şartlarının hüküm sürdüğü şubat ayın46
ANTALYA
Şubat / February - Mart / March 2012
da çıkan yangında çatının bir bölümü harap olunca yapı, eski haline uygun kalarak onarılır. 9 yıl sonra Kültür ve Tabiat Varlıklarını Koruma Kurulu kararıyla koruma altına alınan tarihi binayla ilgili restorasyon kararını, dönemin Antalya Valisi Alaaddin Yüksel gündeme getirir. Mimarlar Odası Başkanı Osman Aydın’ın önerisi ile rölövesi hazırlanır. Yıllarca okul olarak hizmet veren bina, tadilatın ardından aslı-
The students and the school administration move to the building across the Recruiting Office. They move back after two years after the Italians leave Antalya and the school is renamed ‘’İttihat ve Terakki Numune Mektebi’’
Under protection
After the announcement of the Republic, the school only accepts boys that attend the 4th and 5th grades
but in 1925 that changes and the school starts accepting girls and the name of the school changes to ‘Gazi Mustafa Kemal’. The building goes under two renovations before it’s restored to become the Administration Hall. 3 more classrooms are added in 1974. When a fire breaks out in 1988 and the roof is partially destroyed, the building is restored to its
Yıllarca okul olarak hizmet veren bina, tadilatın ardından aslına uygun olarak restore edilir ve artık Hükümet Konağı’na dönüşür. The building, which has served as a school for nearly a century, is restored and becomes the Administration Hall.
na uygun olarak restore edilir ve artık Hükümet Konağı’na dönüşür. Alt kısımda bulunan Vilayet Binası ise Cumhuriyet Meydanı ile bütünleştirme projesi çerçevesinde yıkılır. Moloz taşlarla yığma tekniği kullanılarak yapılan bina, biri bodrum olmak üzere 3 katlıdır. Yapının güney cephesindeki ana giriş kapısı ve bodrum pencereleri basık, zemin kat pencereleri sivri, üst kat pencereleri ise düz
kemerli, taş sövelidir. Tavan ve döşemeleri ise ahşap kaplamadır. Çatı Marsilya tipi kiremit ile örtülüdür ve geniş saçakları düz pasa işlemelidir. Kiremitlerin altında Marsilya damgasını görmek mümkündür. Tadilat sırasında duvarın yanına temel ve perdeler ilave edilerek, bina depreme karşı güçlendirilmiştir. Tadilat sonrasında niteliğini yitirmiş döşeme kirişleri kaldırılmış, yerine çelik ve ahşap kirişleme ile döşemeler yeniden düzenlenmiştir.
Osmanlı ve Selçuklu izleri
Binanın iç düzenlemeleri Osmanlı ve Selçuklu geleneksel mimarî tarzına göre tasarlanmıştır. Bina genel bütünlüğü içinde, Antalya’dan geçen birçok medeniyetin
original. The building is put under protection 9 years later by the Cultural and Historical Assets Preservation Board and the governor at that time decides the building needs renovations. Surveys are conducted with the suggestion of Osman Aydin, the president of the Chamber of Architects. The building, which has served as a school for nearly a century, is restored and becomes the Administration Hall. The Governor’s Hall down the street is torn down. The building, which was constructed with rubble stone, has three floors, including the basement. The main entrance at the southern exterior and the
basement windows are low, the ground floor windows are conic and the windows on the upper floor are flat arched and have stone fames. The ceiling and floors are wooden. The roof is covered with Marseille style tiles. You can see the Marseille seal under the tiles. During the renovations, the building was strengthened for earthquakes. The old floor beams were replaced with steel and wood beams and the upholstery was renewed.
Ottoman and Seljuk influences
The interior of the building was designed in accordance with Ottoman and Seljuk traditional architecANTALYA 47
Şubat / February - Mart / March 2012
izlerini taşır. Antalya’nın turizm potansiyeli, Hükümet Konağı’nın temsil niteliği ve yurt dışından çok sayıda konuğa ev sahipliği yapması nedeniyle görsel açıdan zengin ve ihtişamlı bir mekân haline getirilir. Geleneksel Türk detayları, basitlikten uzak, geçmişinden gelen değerleri hissettirecek biçimde ince ince işlenmiştir. Yapının dört bir köşesine sabit mobilyalar, binanın yapıldığı dönemin detaylarına uygun olarak tasarlanmıştır.
Tarihi kimlik bozulmadı
Selçuklu ve Osmanlı tarzı birleştirilerek çizilen kapı desenleri, ustalıkla uygulanmıştır. Duvarda ahşap desenli, ipek duvar kâğıdı kullanılmıştır. Tavanda Selçuklu motifleri ve altın varaklı hat çizimleri bulunmaktadır. Meşe kaplama beyaz patine48
ANTALYA
Şubat / February - Mart / March 2012
li tavan uygulamasında, desenlerin göbek oluşturan kısımları, altın varak ve venge kaplama ile süslenmiştir. Karton piyerlerde yine göz alıcı, Osmanlı tarzı kalem işi yer almaktadır. Taban tahtasında Selçuklu ve Osmanlı karışımı bir motif bulunmaktadır. Çiçek desenli, seramik kapı kolları ve meşe kaplama sabit mobilyalar, binanın zarafetini daha da ön plâna çıkarmıştır. Üst kat koridordaki söveli ve pencereli nişlere dokunulmamış, içerisine yerleştirilmiş el yapımı Kütahya çinisi vazolarla süslenmiştir. Zeminde ve tavanda orijinal ahşap kullanılmış olup, döşeme kısmen değiştirilmiştir. Yapım tekniği ve tüm uygulamalar, yapının tarihî kimliğini bozmadan gerçekleştirilmiş, yeni Hükümet Konağı, tarihi yerinde ihtişamıyla ortaya çıkarılmıştır.
tural styles. The building hosts the traces of the many civilizations that have passed through Antalya. It is a visually glorious building which has hosted many tourists and foreign guests. Traditional Turkish details have been added to the building in a subtle manner. Fixed furniture in the building reflect the architectural style of the period.
Historical identity remains
Door engravings, established by merging Seljuk and Ottoman styles, were applied masterfully. Silk wall paper with wood designs was used on the walls. There are Seljuk style motifs and gold sheet engravings on the ceiling. The central designs on the ceiling are decorated with gold sheet
coverings. There are Ottoman style pencil decorations on plaster moldings. There is a Seljuk and Ottoman mixed style motif on the floor. Ceramic door handles with flower designs and oak furniture further highlight the elegance of the building. The niches on the upper floor have not been touched and handmade vases have been inserted into the niches. Original wood was used on the ground and ceiling and the platform was partially renewed. All the renovations were done without interfering with the historical identity of the building and the Administration Hall was resurrected at its original place with all its magnificence.
ANTALYA 49
Ĺžubat / February - Mart / March 2012
Röportaj / Interview: Özgür ÖNDER
50
ANTALYA
Şubat / February - Mart / March 2012
Kara kalem Antalya Selanik’ten Mısır’a kadar Büyük İskender’in yolundan binlerce kilometre yürüyen Mikail Duggan’ın seyyah yaşamı, bir daha kopamadığı Antalya’da son bulmuş. Burada antik kentlerin kara kalem resimlerini çizen Duggan, yurt dışında açtığı sergilerle kentin gönüllü tanıtım elçisi olmuş.
Charcoal drawing Antalya The travelling life of Mikail Duggan, who walked thousands of miles from Thessaloniki to Egypt following the route of Alexander the Great, ended at Antalya. Duggan, who makes charcoal drawings of antique cities in Antalya, has been the voluntary publicist of the city through the art shows he opened in foreign cities.
M
M
Yolculuğu sırasında aynı yıl Antalya’ya gelen ve birkaç gün kaldıktan sonra yürüyüşüne devam eden Duggan, 1989 yılında Mısır’a vardı. Güzergahında birbirinden güzel kentler, köyler gördü. Ama aklı, mavi ile yeşilin kucaklaştığı denizi, birbirinden güzel koyları ve heybetli dağlarıyla binlerce yıllık tarihin izlerini bulduğu Antalya’da kaldı. Duggan, yeniden Antalya’ya kavuşmayı, yaşamın tüm renklerine şahit olduğu Kalekapısı’na
Duggan, who came to Antalya during that year and continued on his journey after spending a couple of days in the city, arrived in Egypt in 1989. He saw many beautiful cities and villages along the way but his mind was fixed on Antalya, a city where the blue and the green embraced; a place with beautiful bays, grand mountains and a rich history. Duggan wanted to reconnect with Antalya, visit the colorful
ikail Duggan, İrlandalı bir jeoloji mühendisinin oğlu. 1955 yılında İngiltere’de dünyaya gelen Duggan, Manchester Üniversitesi’nde sanat tarihi eğitimi alırken gözünü Büyük İskender’in yoluna çevirmiş. Eğitimini tamamladıktan sonra Selanik’ten yorucu, bilinmez ve sürprizlerle dolu yolculuğuna başladığında takvimler 1988 yılını gösteriyordu. O, Mısır’da sona erecek 5 bin 500 kilometrelik yolda, Büyük İskender’in izini sürecekti.
ikail Duggan is the son of an Irish geology engineer. Duggan, who was born in Britain in 1955, has set his sights on traveling along the route of Alexander the Great while he was studying art history in Manchester University. After graduation, he started his wondrous journey from Thessaloniki in 1988. He was going to trace the footsteps of Alexander the Great on a 5500 kilometer road that would end in Egypt.
ANTALYA 51
Şubat / February - Mart / March 2012
gitmeyi, Kaleiçi’nde, Perge’de, Aspendos’ta tarihe yolculuk yapmayı, İskender’in bile alamadığı Termessos’ta kartalların yuva yaptığı tepelere yeniden çıkmayı istiyordu. Ve Antalya’nın çağrısına daha fazla karşı koyamadı. 1990 yılında kente geri döndü. Bir daha da buradan ayrılmadı. Sanat tarihi uzmanlığının yanında ressam olan Duggan, Antalya’nın dört bir yanındaki antik kentlerin ölümsüzlüğünü karakalem resimlerine yansıttı. Xantos’tan Myra’ya, Perge’den Aspendos’a Antalya’nın dört bir diyarını gezen Duggan, yüzlerce resim yaptı. İrlanda kökenli İngiliz Duggan’a ‘’Neden 22 yıldır Antalya?’’ diye sorduk. Yanıtı netti: ‘’Dünyanın en güzel manzarası, dünyanın en güzel meyveleri, sebzeleri ve çiçekleri Antalya’da.’’ Karaalioğlu Parkı’ndan körfeze, dağlara bakmanın inanılmaz güzel olduğunu ifade eden Duggan, bu eşsiz manzaranın dünyanın en güzel manzarası olduğunu söylüyor.Antalya’nın antik kentlerinde çizdiği yüzlerce resmi
52
ANTALYA
Şubat / February - Mart / March 2012
ne yaptığını sorduğumuzda ise sergiler açtığını öğrendik. Sadece Türkiye’de sergilememiş eserlerini, dünyanın dört bir yanında Antalya’yı tanıtmış. Bir anlamda kentin gönüllü elçisi olmuş. İngiltere, Malta, Fransa ve Tayland’da açtığı sergilerde büyük ilgi gören Duggan, Antalya’yı farklı bir gözle tanıtmış dünyaya. Yıldız Sarayı’nda, Konya’da, Balıkesir’de, Alanya’da, Fethiye’de, Antalya Müzesi’nde ve Karaalioğlu Parkı’nda da sergiler açmış. Antalya’ya ilk geldiğinde Kalekapısı’nda semerci, çarıkçı, kalaycı, yorgancı gibi zanaatkârların olduğunu kaydeden Duggan, bugün Antalya’da en çok özlediğinin o sanatçılar ve sobacılar çarşısı olduğunu söylüyor. Diyor ki, ‘’Yaşamımın geri kalan kısmını da Antalya resim çizerek geçireceğim.’’ Bu arada 2003 yılından beri Akdeniz Üniversitesi ile Kültür ve Turizm Bakanlığı adına yüzey araştırması yapan Duggan, aynı zamanda antik kentlerde gerçekleşen kazı çalışmalarını da kara kalemle resmediyor.
area of Kalekapısı, travel back in time at Kaleiçi, Perge and Aspendos and climb the hills at Termessos, the only place Alexander couldn’t conquer. He could no longer resist the urge and returned to Antalya in 1990. And the never left… Duggan, who is a painter and art history expert, reflected the immortality of the antique cities all around Antalya on his charcoal drawings. Duggan, who traveled from Xantos to Myra, from Perge to Aspendos, drew hundreds of paintings. We asked Duggan, a British citizen of Irish descent, why he had chosen to live in Antalya for the past 22 years. His answer was clear: “The world’s best view, best fruits, vegetables and flowers are in Antalya.’’ Duggan, who says that watching the bay and the mountains form Karaalioğlu Park was amazing, adds that this is the best view in the world. When we asked him what he had done with the hundreds of paintings he had
done, we found out that he had opened many art shows. He not only exhibited his work in Turkey, but all around the world and advertised Antalya to the globe. Duggan, who has attracted a lot of attention during his exhibitions in Britain, Malta, France and Britain, has advertised another side of Antalya to the world. He also opened exhibitions at the Yıldız Palace, in Konya, Balıkesir, Alanya, Fethiye, the Antalya Museum and Karaalioğlu Park. Duggan, who points out that there were traditional handicraft artists in Antalya when he first came to the city, says that they are the first thing he misses today. And he says that he intends to carry out the rest of his life painting in Antalya. Duggan, who has also been conducting surface researches since 2003 on behalf of the Mediterranean University and the Ministry of Culture and Tourism, makes charcoal drawings of the excavations at antique cities.
ANTALYA 53
Ĺžubat / February - Mart / March 2012
Toroslar’dan Akdeniz’e soylu davetiye
Akseki Çam ve sedir ormanlarıyla kaplı coğrafyasında değişik medeniyetlerin ilgi odağı olan Akseki, kar kalkmadan açan kardelen çiçeklerinin de anavatanıdır. Taş ve ahşap işçiliğinde zirve yapan ilçe, tarih ve kültür mirası kadar doğal güzellikleri ile de ziyaretçilerini büyüler.
Fotoğraflar / Photographs: Tugay ÇATLI
54
ANTALYA
Şubat / February - Mart / March 2012
A noble invitation from Taurus Mountains to Mediterranean Akseki was the centre of attention of different civilizations, covered with pine and cedar trees and it is also the homeland of the flower snowdrop. It is famous for the artwork of stone and wood, also fascinates people by its history and culture as well as with its natural beauty.
T
oros Dağları’nın Antalya Körfezi’ne bakan dik yamaçları, bin bir güzelliği gizler. Bazen bir mağara, bazen de derinliği bilinmeyen bir göl. Akdeniz’e paralel uzanan antik kentler kadar Toroslar’ın dik yamaçlarının arasında da yazılmıştır tarih. Romalılardan kavimler göçüne, Selçuklulardan Osmanlılara… Burada sırtını Toroslar’a yaslayıp, yüzüne Akdeniz’e dönen bir cennet vardır, ormanların arasında. Yüzlerce yıldır ticaret yollarının üzerinde olan, kültürü kadar doğasıyla ‘Turizmde ben de varım’ diyen Akseki. Düğmeli evleri, mağaraları, gölleri, yaylalarıyla. Akseki, Batı Torosların eteğinde bin 50 metre yükseklikte çam ve sedir ormanlarıyla kaplıdır. Tarihi Etiler’e kadar uzanır, Helenistik ve Roma çağlarında yaşantısını Side ve Alanya ile aynı paralelde sürdürür. İlk çağdan kalma burçları, köprü ayakları ve antik şehir kalıntıları, Akseki’nin değişik milletler tarafından ilgi odağı olduğunu gösterir. Bunda en büyük etkenlerden biri de değerli ormanlık alanlarına sahip olmasıdır. M.Ö. 395 yılına kadar Roma İmparatorluğunun egemenliğinde kalan Akseki, M.Ö.
323-312 seneleri arasında Perslerin, daha sonra Makedonyalıların eline geçer. 13. yüzyıl başlarında Selçuklu hâkimiyetini yaşayan Akseki, 1471 senesinde Osmanlı topraklarına katılır. Akseki’nin dağlık ve ormanlık bir arazi üzerinde kurulmuş olması, ilçede taş ve ahşap ustalığının zirveye ulaşmasında etkilidir. Bunu, taş ve ahşaptan yapılma ‘Düğmeli Ev’lerde görmek mümkündür. Antalya’nın açık hava müzesi konumundaki bu şirin ilçesi, günümüzde ülke çapında önemli projelere imza atan işadamları ile de tanınır. Aksekilinin ticari tecrübesinde, Selçuklu döneminde KonyaAntalya arasındaki ticaret yolunun üzerinde bulunması da etkendir.
Kervanların yolunu bugün turistler izliyor
Selçuklular döneminde Konya ile Antalya arasındaki ticaretin sağlanması için açılan yolun 800 yıllık bir tarihe sahip olduğu ifade edilir. Konya, Karaman, Seydişehir üzerinden Akseki’ye ulaşan yol, Belenalan, Bucakalan ve Sarıhacılar köylerinden geçer. Bir kolu Alanya ve Manavgat’a uzanan tarihi İpek Yolu’nun Akseki ile
T
he steepest hillsides of Taurus mountains looking towards Antalya Bay ,hide too many beauty. Sometimes it is an inn, sometimes it is a lake which its deepness is not known. The history was also written between the hillsides of the Taurus mountains as well as it is written at the ancient cities along Mediterranean. From Romans to hordes migration , from Seljuks to Ottomans......there lies a heaven which turns its face towards Mediterranean and gives its back to Taurus mountains, between the forests. It is located on the merchants ways for centuries, and shouts out that “I am also in tourism” with its buttoned houses, inns, lakes, plateaus. Akseki is surrounded by pine and cedar trees located 50 meters ahead of the west Taurus mountain’s hillside. Its history goes back to Eti civilization. Continues its life parallel to Side and Alanya in the periods Helenistic and Roman. We can say that too many different nations have given attention from its bridge foots, remains of the ancient city. Forests are mainly the factor as to be imporANTALYA 55
Şubat / February - Mart / March 2012
Akseki is located on a area surrounded by mountains and forests , so we understand why it is so famous with its stone and wood works. We can see it at the “Buttoned Houses” which are made of stone and wood. This district of Antalya is an open museum, also known with its businessmen who signed very important projects countrywide.
Today tourists follow the caravan route Sarıhacılar Tarihi İpek Yolu
Düğmeli Ev
Akseki’ye bağlı Sarıhacılar Köyü arasından kalan yaklaşık 5 kilometrelik bölümü, günümüzde yüzde 90 oranında korunmuş haldedir. Asırlar önce kervanların yürüdüğü yoldan bugün doğa turuna çıkan turistler geçer. Çam ağaçlarının arasından geçen taşlarla kaplı yol, güzergâhı boyunca doğanın
56
ANTALYA
Şubat / February - Mart / March 2012
bin bir rengini içinde barındırır. Son dönemde tatilini Antalya’da geçiren ve doğa turuna çıkan misafirlerin uğrak yeri olan İpek Yolu, gelecek nesillere daha iyi aktarılabilmesi için Antalya Kültür ve Tabiat Varlıklarını Koruma Bölge Kurulu tarafından koruma altına alınmıştır.
tant. Akseki remained under the dominance of Roman Empire until BC 395 , then Persians , and later Macedonians take over between the years BC 323-312. Akseki lived the dominance of Seljuks at the beginning of the 13th century, and then joins to Ottoman land in the year 1471.
The road which was opened for the trade between Konya and Antalya in the Seljuks period , said to have a 800 years past history. The road comes via Konya, Karaman, Seydisehir to Akseki, and passes through Belenalan, Bucakalan and Sarıhacılar villages. Historicak Silk Road’s one end lies till Alanya and manavgat , and the 5 kms end between Akseki and its village Sarıhacılar preserved %90. On this road where once caravans walked, now passes tourists who are hiking. The stoned road passes between the pine trees, keeps all the colours of nature inside. Silk Road is now under the protection of Antalya Culture and Nature Protection Region board as to pass this historical beauty safe to the next generations.
Buttoned Houses
Akseki’s structure made of forests and mountains bring its unique architecture that nowhere in Anatolia you can find. Time after time people of Akseki reaches the peak point of stone and wood expert and buttoned houses come up. Buttoned houses have a history of 200-300 years, and they are made
Bucakalan Ömer Duruk Evleri
Düğmeli Evler
Akseki’nin ormanlık ve dağlık yapısı, Anadolu’da sadece bölgeye özgü bir mimariyi meydana getirir. Aksekili zamanla taş ve ahşap ustalığında üst noktaya ulaşır ve düğmeli evler ortaya çıkar. Yaklaşık 200-300 yıllık bir tarihe sahip olan düğmeli evler, 2 katlı ve taş duvardan oluşur. Taş duvar asıl taşıyıcı gibi görünse de evi, ahşap iskeleti sırtlar. Evdeki taş duvarda dikine atılan ve dışa taşan bu kısa parçaları, yöre halkı düğme olarak adlandırır. Düğmeler andız ağacından yapılır. Akseki’nin bütün köylerinde tarihi düğmeli evleri görmek mümkündür. Özellikle
Bucakalan, Sarıhacılar ve Büyükalan köylerindeki düğmeli evler, turistik ziyarete açıktır. Mimari yapısı nedeniyle depreme dayanıklı olan düğmeli evlerden ilçe genelinde 800 civarında olduğu ifade edilir. Düğmeli evler, Birleşmiş Milletler Eğitim, Bilim ve Kültür Örgütü (UNESCO) tarafından da dünya mirası olarak kabul edilmiştir. Ayrıca bu bölge Kültür ve Tabiat Varlıklarını Koruma Kurulunca sit alanı olarak ilan edilmiştir.
Katran ağacından nar
Akseki’nin her yerinde görülen düğmeli evler, Bucakalan köyünde alternatif turizme hizmet etmektedir. Ömer Duruk Evi, 2005 yılında vefat
of stone walls , two floors. You can see the stones are holding the house but in real it is the wood which hold it. On the stone walls, there are wood parts which are called as buttons by the public. Buttons are made of Andız tree. It is possible to see the buttoned houses in every village of Akseki. Especially the buttoned houses in Bucakalan, Sarıhacılar and Büyükalan are opened for touristic visits. They can stand to earthquakes because of its architecture, and it is said that there are 800 of them in the region. UNESCO has announced them as world’s inheritance. Also this area announced as a protected area by Culture & Nature Protection Board.
Pomagranate from the tree tar
The buttoned houses that are seen everywhere in Akseki serve to the alternative tourism in the village Bucakalan. Ömer Duruk House was bought by
businessman Ömer Duruk who passed away in 2005 and got restored ,and given to Akseki’s tourism. Greek craftsmen built the buttoned house, has a history of 250 years. The house was built by one of the Akseki’s merchants Rich Mustafa in that period. The house has an area of 400 square meters, and designed for 3 families to live in. Daily sightseeing groups come to visit this house, holds a light to present from the past. All the ceilings of the each room in the house are made of wood and in the middle of the room there stays a pomegranate that symbolizes the fertility made of tar tree. Additionally house’s saloons’ ceilings are dyed with root paint. All the rooms have wood wardrobes. You can still see the copper kitchen stuff, agriculture tools, weaving loom that were used by Rich Mustafa and the other people stayed after in the hisrorical building. House do not host the guests but has a unique meat menu for the daily visitors.
Sarıhacılar Village Mosque
Buttoned houses that are spreaded all over city effected all the other buildings in the region. The best example fort his, is the mosque in Sarıhacılar Village. Sarıhacılar Mosque was built in the Seljuks period survived over centuries and stil has a significant place in Akseki’s cultural inheritance. Building date of the mosque is not known as the documents belonged to that period are ruined. Thus, it is thought to have over 700 years past. Sarıhacılar mosque is the last building belonged to Seljuks period. Built with dried Stones in the ANTALYA 57
Şubat / February - Mart / March 2012
Tavan Süsslemeleri
style of buttoned houses. Mosque’s shrine and ceiling are made with cedar tree with the original style of wood kundekari. Its columns are wood. Shrine is dyed with root colouring and has the colours of light green and brick. One of the The original parts in the mosque is the oil lamp. It is made by the pulley system so where you put it , it stays there. This system also makes the smoke diffuse all over the place equally. Fort he acustic they have put cracks into the walls that built from the pile Stones. Its wood minaret has collapsed in the year 1950, and renewed in the year 1907 by the order of the Ottoman Empire Sultan Abdulhamit Han.
Ali Pasa Mansion
Sarıhacılar Camii
58
ANTALYA
Şubat / February - Mart / March 2012
Ali Pasa mansion that is located in Emiraşıklar village is over100 meters above the sea level and very convenient for ones who would like tos tay alone in nature, also ideal for walking through the gardens and fields.Although it is a Hotel, it was built as
a mansion with buttoned house technique, and just in the walking distance of Altınbeşik Inn, one of the most beautiful inns of Türkiye. There is a lama farm next to the Ali Pasa mansion. Who wishes to visit the meteor dip can go there riding a lama. In the farm there are also alpacas along with the lamas. Serenders that were built with unique east Blacksea technique give a different light to the farm.
Natural Beauties Deepless Lake
Akseki fascinates people with its cultural and historical inheritance as well as with its natural beauties. Places that should be seen are not limited by the buttoned houses and the silk road. One of these beauties of Akseki is the deepless lake where is just 32 kms away from the disreict. It is called deepless because its depth cannot be measured. Deepless lake is located 2000
eden hayırsever işadamı Ömer Duruk tarafından satın alınmış ve restore ettirilerek, Akseki turizminin hizmetine sunulmuştur. Rum inşaat ustaları tarafından yapılan düğmeli ev, 250 yıllık bir tarihe sahiptir. Evi o dönemde Akseki’nin tüccarlarından Zengin Mustafa adlı bir kişi yaptırmıştır. 400 metrekarelik alana sahip ev, 3 ailenin yaşamasına olanak sağlayacak şekilde tasarlanmıştır. Bugün günübirlik turların uğrak noktaları arasında yer alan ev, geçmişten günümüze ışık tutmaktadır. Evin her odasının tavanları ahşap işlemedir ve odanın ortasına denk gelecek noktada bereketi simgeleyen katran ağacından yapılma nar bulunmaktadır. Ayrıca evin salonlarının tavanı kök boya ile boyalıdır. Evin bütün odalarında işlemeli ahşap dolaplar bulunur. Zengin Mustafa ve ilerleyen dönemlerde evde yaşayanların kullandığı dokuma tezgâhı, bakır mutfak eşyaları, küpler, tarım aletleri bugün hala tarihi yapıda görülebilir. Ev, misafirlerine konakla-
ma hizmeti sunmaz ama günübirlik ziyaretçileri için et yemekleri ile unutulmayacak bir menüsü vardır.
Sarıhacılar Köyü Cami
Anadolu’da sadece Akseki’ye özgü olan düğmeli ev tekniği, bölgedeki diğer bütün yapılarda etkisini gösterir. Buna en güzel örnek, Sarıhacılar Köyü’ndeki tarihi camidir. Selçuklu döneminde yaptırılan Sarıhacılar Cami, yüzyıllardır ayakta kalmayı başardığı gibi bugün Akseki’nin kültürel mirası içerisinde önemli bir yer tutar. Caminin yapıldığı tarih o döneme ait belge ve belgelerin yıpranması nedeniyle tam olarak bilinmemektedir. Ancak 700 yılın üzerinde bir geçmişe sahip olduğu düşünülür. Sarıhacılar Cami, Akseki’deki Selçuklu dönemine ait son yapıdır. Kuru yığma taşlarla düğmeli ev tekniği ile inşa edilmiştir. Caminin mihrabı ve tavanı orijinal ahşap kündekari tekniğiyle sedir ağacından yapılmıştır. Sütunları da ahşaptır. Mihrap, kök boya ile boyanmıştır ve
Sarıhacılar Camii
ANTALYA 59
Şubat / February - Mart / March 2012
Göktepe Yaylası İlvat Gölü
açık yeşil ile kiremit rengi hâkimdir. Caminin içindeki orijinal parçalardan bir tanesi de gaz lambasıdır. Makara sistemi ile yapılan gaz lambası, nerede bırakılırsa orada durur. Bu sistem aynı zamanda gaz lambasından çıkan dumanın eşit olarak mekâna dağılmasını sağlar. Yığma taştan oluşan caminin ses akustiği için duvarların arasına Anadolu’da küp olarak adlandırılan çömlekler yerleştirilmiştir. Ahşap minaresi 1950 yılında yıkılan cami, 1907 tarihinde Osmanlı İmparatoru Sultan Abdülhamit Han’ın talimatıyla tadilattan geçmiştir.
bahçe ve tarlaların arasında yürüyüş yapmak isteyenler için ideal bir tesistir. Otel olmasına rağmen konak tarzında düğmeli ev tekniği ile yapılan tesis, Türkiye’nin en güzel mağaraları arasında gösterilen Altınbeşik Mağarası’na yürüyüş mesafesindedir. Ali Paşa Konağı’nın yanında Lama çiftliği de bulunmaktadır. Dileyen köyde bulunan meteor çukuruna lamalarla keyifli bir yolculuk yapabilir. Çiftlikte lamanın yanı sıra alpaca da bulunur. Doğu Karadeniz’in geleneksel mimarisine özgü serenderler çiftliğe ayrı bir renk katar.
meters above the Göktepe plateau. It is covered with 4-5 meters snow in winter time but when the summer comes it is fulled with visitors. For centuries deepless lake is a place that Yörüks spent their summer at, and they continue this tradition still. Yörüks live in Alanya, Manavgat, Seydisehir and Bozkır come the area of deppless lake in the months of May and June. In the middle of the summer snow stil cover the hills and if you want to get cold in the hottest month August you may sleep without the blanket.
Ali Paşa Konağı
Doğal Güzellikler
Ilvat Lake
Emiraşıklar köyünde bulunan Ali Paşa Konağı ise denizden bin 100 metre yükseklikte doğayla baş başa kalıp, ormanlık alanda, 60
ANTALYA
Şubat / February - Mart / March 2012
Dipsiz Göl
Akseki, tarih ve kültür mirası kadar doğal güzellikleri ile de ziyaretçilerini büyüler.
Another lake is Ilvat which lies in Göktepe Plateau at the peak point of Taurus Mountains. The lake is 30 kms away from Akseki and
receives its name from the neighbouring village . Ilvat Lake which is produced from snow waters located at the height of 2200 meters and 10 dekar area. It is full with waters all 12 months. Outer surface of the lake is covered with ice in winter and surrounders with snow. Nature’s beauty reflects here and when spring comes all colourful flowers blossom. various endemic plant choices belonged to Akseki can be seen around the lake and in the plateau. Also Yörüks spent their summers around Ilvat Lake as they do at Deepless Lake.
Pişer Plateau
Pişer Plateau locates at the peak point of Taurus mountains is virgin among the others. It is covered with
Dipsiz Göl
Görülmesi gereken değerler, sadece İpek Yolu ve düğmeli evleri ile sınırlı değildir. Akseki’nin Anadolu ile Akdeniz arasında tüm heybetiyle yükselen dağlarının bahşettiği sayısız güzelliklerden birisi ilçeye 32 kilometre uzaklıkta bulunan Dipsiz Göl’dür. Göktepe Yaylası’nda bulunan göle dipsiz denmesinin nedeni derinliğinin ölçülememesindendir. Dipsiz Göl, Göktepe Yaylası’nda 2 bin metre yükseklikte bulunur. Kış aylarında 4-5 metre karla kaplanan Dipsiz Göl, yazın gelmesiyle birlikte ziyaretçi akınına uğ-
rar. Asırlardır Yörüklerin yaz mevsimini geçirdiği Dipsiz Göl, bugün de aynı geleneği yaşatan Yörüklerin vazgeçilmez adresidir. Manavgat, Alanya, Seydişehir ve Bozkır’da yaşayan Yörükler, Mayıs ve Haziran aylarında Dipsiz Göl’ün bulunduğu alana gelir ve yaz aylarını eşsiz güzelliğin yanı sıra temiz bir havanın bulunduğu yaylada geçirir. Yaz ortasında dahi tepelerde karın eksik olmadığı Dipsiz Göl’de havaların en sıcak olduğu Ağustos ayında yorgansız yatmak, üşümeyi göze almak demektir.
yayla, köknar, pine trees and country flowers. There are no lines for electricity and telephone but you can camp here. In this way, you can spend a silent, natural vacation. You can g oto plateau Pişer from the highway Antalya-Konya , enter Akseki way and then turn west after the 9th kms . Akşahap village which is next to the plateau is a great place for nature lovers.
Kuzugöbeği (lamb’s belly) Mushroom
You can see Kuzugöbeği mantarı in Akseki at the 1600 meters of the Taurus Mountains, and they are grown under the trees of cedar and köknar. Its nutrition value is very high. It is one of the most endemic richness, and is a good source of income.
Snowdrops
Taurus Mountains that Akseki is given his back to, exhibits her beauty at every February and March. Winters pass very hard, so the plants cannot even blossom. Just snowdrops don’t car efor the zero below temperature, and blossom with its beauty in winter. We sometimes see them under a tree, or between the rocks. As it is under danger of vanishing, it is protected.
Inns
There are Altınbeşik, Gürleyik, Bucakalan , Oruçdüden and Kocadüden Inns in Akseki. These Inns’ common specaility is that they have water inside. ANTALYA 61
Şubat / February - Mart / March 2012
İlvat Gölü
Toros Dağları’nın zirvesindeki Göktepe Yaylası’nda bulunan Akseki’nin bir diğer gölü ise İlvat’tır. Akseki’ye 30 kilometre uzaklıkta bulunan göl, ismini yakınındaki köyden alır. Kar sularının oluşturduğu İlvat Gölü, 2 bin 200 metre yükseklikte bulunur ve 10 dekarlık yüzölçümüne sahiptir. İlvat Gölü’nde 12 ay boyunca su bulunur. Gölün yüzeyi kış aylarında buz tutar ve çevresi karla kaplanır. Baharın gelmesiyle birlikte rengarenk çiçekler açar ve doğanın tüm güzellikleri buraya yansır. Akseki’nin bin 24 çeşit endemik bitki türünün büyük bölümü göl kenarında ve yaylada görülebilir. İlvat Gölü, Dipsiz Göl’de olduğu gibi Yörük aşiretlerinin yaz aylarını geçirdiği bir yayladır.
Geyran Yaylası
Pişer Yaylası
Toroslar’ın zirvesinde yer alan Pişer Yaylası, Antalya’daki diğer yaylaların aksine bakirdir. Geniş tabanlı bir vadide konumlanan yayla, köknar ve çam ağaçları, kır çiçekleri ve dağ çayırları ile kaplıdır. Elektrik ve telefon hattının bulunmadığı yaylada kamp kurularak konaklanabilir. Bu sayede sessiz, sakin, doğa ile baş başa bir tatil geçirilebilir. Pişer Yaylası’na Antalya-Konya karayolunun Akseki’den sonraki 9. kilometresinden batıya dönülerek 3 kilometre stabilize bir yolla ulaşılır. Yaylanın yanında bulunan Akşahap Köyü, doğal yaşamı özleyenler için ziyaret mekânıdır.
Kuzugöbeği Mantarı
Toros Dağları’nda bin 600 metre ve üzeri yükseklikteki sedir ile köknar ağaçlarının altında yetişen kuzugö62
ANTALYA
Şubat / February - Mart / March 2012
Göktepe Yaylasıı
a very humid weather. This great system take all the water from Kızılova, Kambos, Söbüce, ends under Oruç Düdeni Inn. It is one of the longest karst systems. Great rock blocks take all the attraction. This exit and walls are covered with white colured travertines.
Gürleyik Inn
Kuzugöbeği
beği mantarı, Akseki’de sıkça görülür. Besin değeri yüksek olan kuzugöbeği mantarı karlar erimeye başladıktan sonra ağaçların altındaki nemli bölgelerde yetişir. Akseki’nin endemik zenginliklerinden birisi olan kuzugöbeği mantarı, aynı zamanda dağ köylerinde yaşayan halkın önemli bir geçim kaynağıdır
Altınbeşik Inn
Altınbeşik Inn is at the east side of Akseki’s Ürünlü village, and situated at the hillside of the Manavgat valley. Altınbeşik Inn’s length is 2500 meters, and its peak point is 101 meters. As its surface and middle levels are active small lakes are found in Altınbeşik. It has
Gürleyik Inn locates near Eynir Polye at northwest and it is far away from Ibradi 12 kms. Gürleyik a typical inn of the region contains water all the time. In order to enter the inn you need to use a 25 meters ladder. You need to be careful in spring while entering the inn because of the sharp edges.
Great Düden Inn
It is located at the side of Akseki Polye. The road passes near the inn. It is has mostly straight lines but also have horizontal lines. Its depth goes as steps till 155 meters. There are too many lakes in Great Düden.
Kardelenler
Akseki’nin sırtını yasladığı Toros Dağları, her yıl Şubat ve Mart aylarında eşsiz bir güzelliği gözler önüne serer. Kışın sert geçtiği 2 bin metre rakımı olan dağlarda hiçbir bitki hava sıcaklığının sıfırın altına düştüğü bir ortamda yeşermeye bile cesaret edemez. Ancak anavatanı Akseki olan kardelenler, karla kaplı dağlara ve sıfırın altına düşen hava sıcaklığına aldırmaz ve isminin hakkını verir. Bazen bir ağacın altında, bazen kayalıkların arasında görürüz kardelenleri. Soğanı ihraç edilen kardelenlerin neslinin tehlike altına girmesi nedeniyle sökümü kontrol altına alınmıştır.
Kardelenler
Mağaralar
Akseki’de Altınbeşik, Gürleyik, Bucakalan, Oruçdüden ve Kocadüden mağaraları bulunur. Bu mağaraların ortak özelliği içerisinde suyun olmasıdır.
Altınbeşik Mağarası
Altınbeşik Mağarası, Akseki’nin Ürünlü Köyü’nün doğusunda, derin ve sarp Manavgat Vadisi’nin batı yamacında bulunur. Altınbeşik Mağarası’nın uzunluğu 2 bin 500, en yüksek noktası 101 metredir. Mağaranın alt ve orta seviyesinin aktif olması nedeniyle kurak mevsimlerde dahi Altınbeşik’te büyük ölçüde göletler oluşur. Üst seviyesi kuru olan mağaranın ortalama ısısı 16-18 derece civarındadır. Türkiye’nin en güzel mağaralarından birisi olan Altınbeşik’in havası çok rutubetlidir. Çevrenin karstik yapısı ve çam ormanları, ziyaretçilere eşiz bir manzara sunar. Mağara çok uzun ve büyük bir yeraltı su sisteminin çıkış ucunda bulunmaktadır. Kızılova, Kambos ve
Bucakalan Mağarası
Söbüce suyunu çeken bu büyük sistem, Oruç Düdeni Mağarası altında Altınbeşik - Düdensuyu Mağarası’nda son bulur. Böylece bu büyük yeraltı su sistemi, kuş uçuşu 100 kilometreden fazla uzunluğu ile dünyadaki en uzun ve büyük karst sistemlerinden biridir. Mağarada büyük kaya blokları ile sarkıt ve dikitler dikkat çeker.
Oruç Düdeni Inn
Oruç Düden Inn is on the way of the waters that come from Altınbeşik-Düdensuyu Inn. Its length is 52 meters. Because of the operation of the underwaters it is nearly collapsed.
Bucakalan Inn
It gets its name from the village it is located. Inn has
a perpendicular structure , and you can enter inside after a step 350 meters way. Inn is known by the villagers for long years but it bcome famous recently. As in the other inns it has water inside. Akseki Kaymakamlığı, Akseki Education Institute and Anatolian Speology Group are working together to open this inn to tourism. ANTALYA 63
Şubat / February - Mart / March 2012
Sağlığını, keyfini düşünenleri davet ediyoruz sında yer alan bir ilçedir. Turizmi geliştirme açısından çok ciddi çalışmalar yapılmaktadır.
Mekan Çeviren Akseki Kaymakamı The District Governer of Akseki
Geçmişin köklü izlerini taşıyan Akseki, Toroslar’da Akdeniz bölgesinin kültürel zenginliğini dokularında barındırır. Akdeniz Bölgesi ile İç Anadolu arasında karayolu bağlantısının yanı sıra bölgeler ve kültürler arası bağı da sağlar. Akseki, Unesco’nun dünya mirası kabul ettiği 7 Kent 7 Bölge kapsamında tarihi kentler birliğinin kurucu üyeleri ara-
köklü, bir o kadar hacimli ilçe kütüphanesi, ilçenin eski ileri gelenlerine ait heybetli evler ziyaretçilerin ilgisini çekecek türdedir.
Zengin bir bitki florasının bulunduğu yörede 1024 endemik bitki türüne rastlanmaktadır. Fazla sayıda bitkinin anavatanı niteliğindedir. Bu durum organik ürünlerle sağlık arayışı olanlara ve bu alandaki araştırmacılara doğal bir laboratuar zemini sağlamaktadır. İlçe nüfusunun temelini yaşlılar oluşturmaktadır. Ortalama yaş oldukça yüksektir ve bu durum ömrüne ömür katmak isteyenler için bir mesajdır.
Toros Dağları’nda rakımı 1050 metre olan Akseki’ye çeşitli güzergâhlarla bağlı birçok yayla vardır. Ülkemizin bu alanda birincil yeri olan yaban keçisi avlağı Akseki sınırları içersinde yer alır. Milli park statüsündeki Gidengelmez dağları başta olmak üzere ilçenin diğer yerleşim yerlerinde yaban keçisi av mevsiminde yerli ve yabancı turistlere hizmet vermektedir.
Tarihi Roma dönemine kadar dayanan eski yerleşim birimlerinin bulunduğu yerlerde düğmeli evler, kullanılan eşyaları, ilçenin köy ve beldelerindeki mimari, eski ulaşım güzergâhları, geçmiş ile günümüz arasında köprü kurar. Tarihi merkez cami, el yazması eserlerin yer aldığı
İlçenin belde ve köylerinde yüzde yüze yakın oranla doğal çevrenin korunmasına yönelik tedbirler alınmıştır. Bu nedenle toplu yaşam alanları temiz ve sıhhidir. Çok yağış alan bölgenin sürekli temizlenmesinin adeta antibakteriyel bir özelliğe sahip olduğunu
söylemek abartı olmaz. Doğanın cömert davrandığı ilçe alternatif turizmin önemli güzergâhları arasında yer almakta ve gittikçe de bu konudaki önemini artırmaktadır. Sağlığını, keyfini, zamanının değerini bilenleri Akseki’ye davet etmek, onlara önemli bir katkı sağlamaktır. Antalya’nın en köklü kültürel ve tarihsel mirasına sahip mimarisi, coğrafi, bitki örtüsü bakımından dokusu bozulmamış ilçemiz, yoğun şehir hayatı ve stresten uzak yerler arayışı içerisinde sağlığını düşünen insanların adresi olmaya namzettir. İlçemiz, kar suyu akan yaylaları, her mevsim çağlayan akarsuları, zengin bitki florası, lezzetli yemekleri, şirin, bir o kadar da otantik mimari dokusunun yanı sıra geçmişe uzanan bir köprü niteliğindeki derinliği ile meraklıları ve ziyaretçilerini bekler.
We invite all the people who think of theit health & entertaintment Akseki has mediterranean touch and cultural richness. It unites the highway between mediterranean region and Central Anatolia. Akseki is the founder members of UNESCO’s world inheritance places. There are serious Works as to improve tourism. We can come across 1024 endemic plant species. And it is the homeland of many plants. This situation makes the area to be used as a labaratuar. Old people maket he population more. Avarage lenghth of living is very high here, so it is knd of a message to the ones
64
ANTALYA
who live longer. Buttoned houses, the architecture that is used at the villages, old transportation areas bulid a bridge between old & present. There are too many plateaus in Akseki where the sea level reaches to 1050 meters. Wild goats are also Akseki’s nature. Hunting of the wild goats is very famous. Protection areas are established all over the region. Rain never stops, so we can esaliy say that the region has a antibacterial speciality. Alternative tourism drew his attention to here.
Şubat / February - Mart / March 2012
Gidengelmez dağları ve yaban keçileri
Girişten itibaren ilk 200 metrelik alan, mağaranın alt seviyesini oluşturur ve devamlı su altındadır. Alt seviyenin bitiminde 40 metrelik dik bir çıkışı vardır. Bu çıkış ve bitişik duvarlar beyaz renkli kalın travertenlerle kaplıdır.
Gürleyik Mağarası
Gürleyik Mağarası, İbradı’ya 12 kilometre kuzeybatıda bulunan Eynir Polyesi kenarında yer alır. Bölgedeki mağaraların tipik bir benzeri olan Gürleyik’te de su bulunur. Mağaraya girmek için 25 metrelik bir ağızdan merdivenle inmek gerekir. Özellikle ilkbaharda mağarada bir hayli su bulunması nedeniyle yüzeyinde oluşan çok keskin ve sivri kalker uçlarına dikkat etmek gerekir.
Koca Düden Mağarası
Akseki Polyesi’nin güneybatı kenarında yer alır. AksekiBucakkışla yolunun 4. kilometresinden ayrılan patika yol, mağaranın kenarından
geçer. Yer yer yatay olmakla birlikte çoğunlukla dikey olarak gelişen mağara, basamaklar halinde 155 metreye iner. İçinde çok sayıda göl bulunan Koca Düden, kapalı bir sifonla sona erer.
Oruç Düdeni Mağarası
Oruç Düden Mağarası, Altınbeşik-Düdensuyu Mağarası’nın yer altından gelen sularının yolu üzerindedir. Toplam uzunluğu 52 metredir. Mağaranın alt bölümden geçen yeraltı deresinin yaratmış olduğu operasyon nedeniyle çökmeye yüz tutmuştur.
Bucakalan Mağarası
Adını bulunduğu köyden alır. Dikey bir yapıya sahip olan mağaraya 350 metreyi bulan dik bir inişten sonra girilir. Mağara köylüler tarafından uzun yıllardır bilinmesine rağmen son yıllarda önem kazanmıştır. Diğer mağaralarda olduğu gibi içerisinde su bulunur.
Akseki Kaymakamlığı, Akseki Eğitim Hayratı Derneği ve Anadolu Speleoloji Grubu ile birlikte mağarayı turizme kazandırmak için çalışma başlatıldı. Speleoloji grubu üyelerinin bu yaz mağarada yapacağı çalışmaların ardından doğal güzelliğin turizme kazandırılmasında önemli adımlar atılması bekleniyor.
Gidengelmez dağları ve yaban keçileri
Akseki’nin Gidengelmez dağları, endemik bitki türlerinin yanı sıra canlı türleri açısından da zengin-
Gidengelmez mountains (Ones who go do not return mountains) and wild goats
Akseki’s Gidengelmez Mountains is famous with the endemic plant species whereas with the live kinds. Wild goats who live in these mountains are hunter’s dream. It is permitted to hunt them each year with a certain limit. Hunters all over the world come here. Hunter go hunting in the leadership of the guides. Sometimes they chase the traces of the wild goats for ANTALYA 65
Şubat / February - Mart / March 2012
Bir yapım sistemi yaratıldı kurucu üyesi bir ilçedir. Akseki insanı yüzyıllardır süre gelen bir alışkanlıkla çevresinde en kolay bulabildiği taş ve ahşapla yapılarını inşa ederken, özünde bugün depreme dayanıklılığı tartışılmaz bir yapım sitemi yaratmıştır. Bunu yaparken de ahşap işçiliğinin zirvesine ulaşmıştır. Yöre halkının geçim kaynakları ormancılık, ticaret ve hayvancılık olup, bağcılık ve badem yetiştiriciliği de fazladır. Oldukça taşlı olan bölgede sulanabilen arazilerde meyvecilik ve sebzecilik de yapılmaktadır.
Mehmet Gölcü Akseki Belediye Başkanı Akseki’s Mayor
Akseki Unesco’nun dünya mirası kabul ettiği 7 Kent 7 Bölge kapsamında yer alan Tarihi Kentler Birliği’nin
Akseki’nin dağlık yapısı tarım için elverişli değildir. Bununla beraber üzüm ve
incir önemli geçim kaynağıdır. Ayrıca Akseki’de el sanatları çok gelişmiştir, özellikle dokumacılık yaygındır. Son yıllarda ana vatanı Akseki olan kardelen soğanı çalışmaları bölgeye kazanç sağlamakla birlikte, bilinçsiz söküm nedeniyle kardelen neslini tehdit etmektedir. Sökülen kardelen soğanları ilaç sanayinde kullanılması için ihraç edilmektedir. Kültür mantarı tesisi revize edilmektedir. Kültür mantarının yanı sıra özellikle bahar aylarında doğada kendiliğinden yetişen kuzugöbeği mantarı da önemli bir kazanç kaynağıdır. Bölgenin en önemli gelir kaynaklarından birisi de arıcılıktır.
Süleymaniye kasabasından başlayıp Susuzşahap köyüne uzanan Gidengelmez dağlarında dağ keçisi avcılığı av turizmine hizmet vermektedir. Kunduracılık, bakırcılık, seramikçilik ve ağaç oymacılığı uğraşların başında gelir. Türkiye’nin her yerinde Konya kasığı diye satılan kaşıklar, Bademli kasabasında üretilir. Her şeye rağmen Akseki’de göç durmamıştır. Yabancı ülkelerde çalışan işçi sayısı da fazladır. Aksekililerin büyük bölümü bu ülkelerde işçiliğin ardından kendi işlerini kurmuşlardır. Akseki, ünlü ticaret adamlarının yanı sıra bürokrat, paşa ve bilim insanları ile de adını duyurmuştur.
We invite all the people who think of theit health & entertaintment Akseki is approved as a world’s inherited places by Unesco among the 7 countries. Its architecture is quite famous worldwide. We
have great wood merchants. Agriculture is very good also. Snowdrops are very famous, and their seeds are sent abroad. Kuzugö-
dir. Bu dağlarda yaşayan yaban keçileri, avcıların da rüyalarını süsler. Kuyucak ve Üzümdere av sahalarında her yıl belirli sayıda ve belirtilen kriterlerde yaban keçisinin avlanmasına izin verilir.
si popülâsyonunun azalmaması ve Gidengelmez dağlarının gerçek sahibinin neslinin yok olmaması için avlanacak keçi sayısı her yıl sınırlı tutulur. Ağustos ayında başlayan av sezonu, bir sonraki yılın mart ayına kadar devam eder.
Sedir ve çam ağaçları ile kaplı ormanların bazen geçit vermez kayalara, derin uçurumlara dönüştüğü dağlar, av sezonunda dünyanın birçok bölgesinden avcı çeker. Bölgeyi avucunun içi gibi bilen rehberler eşliğinde ava çıkan avcılar, bazen günlerce dağ keçisinin izini sürer. Dağlardaki dağ keçi-
Ticaretin ustaları da Aksekili
66
ANTALYA
Akseki’nin dağlık yapısının tarıma elverişli olmamasına karşın, yüzyıllar boyunca ticaret yollarının üzerinde bulunması, yöre halkının iş dünyasındaki başarısının somut bir göstergesidir. Akseki’den tarih boyunca ünlü işadamları, bilim insan-
Şubat / February - Mart / March 2012
beği mushrooms are very good incomes fort he local people. Wild goats are the region’s treasure. Although Akseki has too much of all, it
ları ve bürokratlar çıkmıştır. Ticari alanda önemli yere sahip olan Aksekili isimlerin arasında Zeki Triko’nun sahibi Zeki Başeskioğlu, Atlas Jet ve ETS Tur’un sahibi Murat ve Mehmet Ersoy kardeşler, Aroma gazozlarının sahibi Ömer Duruk gösterilebilir. İşadamlarının yanı sıra önemli siyasetçi ve bilim insanı da yetiştirmiştir Akseki. TBMM’nin kuruluşunda Antalya milletvekili olarak görev yapan Rasih Kaplan, ünlü astronom Fatin Gökmen ve Diyanet İşleri Başkanlarından Ahmet Hamdi Akseki bu isimler arasında yer alır.
couldn’t stopped the imigration. There are many workers that are abroad from Akseki. Akseki is also known with its burocrats, science people.
days. Hunting season that starts in August lasts until next march.
Merchant Expers are also from Akseki
Along the history Akseki gave our many famous businessmen, science people, and burocrats. We can count Zeki Triko’s owner Zeki Başeskioğlu, owner of Atlas Jet and ETS tour Murat & Mehmet Ersoy brothers, owner of Aroma sodas Ömer Duruk. Also burocrats and politicians such as Rasih Kaplan , famous astronom Fatin Gökmen and Ahmet Hamdi Akseki.
ÖMER DURUK TESİSLERİ
ÖMER D URUK TE SI SLE RI Tarihi Köy Evleri Restaurant
Market Kasap
Yörük Çadırı Trabzon Ekmek Fırını
WC Gezi Alanı ve Çocuk Parkı ANTALYA 67
Şubat /11 February Mart / March 2012 Antalya Konya Karayolu Üzeri Büyükalan Köyü Mevkii Tel: 0 242 682 10 13 - 14 Fax: 0 242 682 81 -Akseki / ANTALYA
Turizmde yeni rota
Kaya tırmanışı Antalya’da turizmin alternatifler zincirine bir halka daha ekleniyor. Kaya tırmanışında 1500’e yakın rotanın olduğu kente, yılda 10 bine yakın turist, eşsiz manzarayı farklı açıdan izlemek için geliyor. Hem de ölü sezonda, daha çok harcamayla…
Fotoğraflar / Photographs: Yılmaz SEVGİ
68
ANTALYA
Şubat / February - Mart / March 2012
The new route in tourism
Rock climbing Another chain is being added to alternative tourism in Antalya. Over 10 thousand tourists a year come to the city where there are over 1500 routes for rock climbing to watch the magnificent view from different angles. And these people come to the city during the slow season and spend more money.
K
aş’tan Gazipaşa’ya kadar 640 kilometre boyunca uzanan ve birbirinden güzel koylara, plajlara sahip sahilin hemen ardından yükselir Toros Dağları. Dağların denizle buluşması Antalya’ya ayrı bir güzellik katar. Çam ormanlarının arasından yükselen dik kayalıklar ise son yıllarda ayrı bir hareketliliğin habercisidir. Macera tutkunu sporcuların çabaları ve 11 yıldır düzenlenen şenlikler, burada alternatif bir turizm hareketini hızla geliştiriyor. Antalya; denizi, güneşi, kumu, antik kentleri, müzeleri, yaylaları, mağaraları ve şelalelerinden sonra turizm çeşitleri arasına kaya tırmanışını da ekliyor. Türkiye dağlarının büyük bölümüne tırmanan, arama-kurtarma alanında sayısız operasyona katılan, Everest’in zirvesine çıkanlar listesine adını yazdıran Akdeniz Üniversitesi Beden
T
he Taurus Mountains rise right behind a 640 kilometer shoreline that harbors the most beautiful beaches. The meeting of the mountains with the sea makes Antalya even more beautiful. The steep cliffs that rise among pine forests are the harbinger of another activity. The festivities that have been going on for the past 11 years with the efforts of extreme sports enthusiasts quickly develop an alternative tourism in the area. Antalya has added rock climbing to its touristic roster after sea, sun, sand, antique cities, museums, plateaus, caves and waterfalls. Academic Yılmaz Sevgül from the Mediterranean University, a person who has climbed to the top of Everest and participated in hundreds of search and rescue operations, is the one who has discovered these steep ANTALYA 69
Şubat / February - Mart / March 2012
Eğitimi Spor Yüksekokulu Öğretim Görevlisi Yılmaz Sevgül, keşfetti bu dik kayalıkları. 1994 yılında geldiği Antalya’da, şehre bu kadar yakın dik kayalıkları görünce kentin yakın gelecekte kaya tırmanışı alanında dünyanın önemli bir merkezi olacağı öngörüsüyle çalışmalara başladı. Sevgül’e aynı spora gönül veren arkadaşları da destek çıktı. Sonunda Türkiye sevdalısı bir grubun dağlarda yürüttüğü çalışmalar meyvesini verdi, tırmanışın yapılacağı alanlar bir bir belirlendi.
Ulusaldan uluslararasına Takvimler 1997’yi gösterdiğinde Akdeniz Üniversitesi Beden Eğitimi Spor Yüksekokulu ve Akdeniz 70
ANTALYA
Şubat / February - Mart / March 2012
Üniversitesi Kültür Spor Daire Başkanlığı Kaya Tırmanışı Topluluğu tarafından ‘Kaya Tırmanışı Şenliği’ de düzenlendi. Geride kalan 15 yıl boyunca sürekli hale getirilen şenlik, ulusaldan uluslararası boyuta ulaştı ve yurt dışından da çok sayıda kaya tırmanışçısı Antalya’ya geldi. İlk yıllarında parmakla sayılabilecek kadar kaya tırmanışı rotasına sahip Antalya’da, bugün sportif kaya tırmanışı için uluslararası standartlarda 1200 rota var. Ayrıca geleneksel dalda ise 150 rota bulunuyor ve bu rotaların sayısı her geçen gün artıyor. Kaya tırmanışı rotaları başlangıç seviyesinden, uluslararası boyuttaki sporcuların geçebileceği zorluğa kadar kademe kademe değişiyor.
rocky cliffs. He started working towards his goal to make the city a prime destination for rock climbing when he first came to Antalya in 1994 and saw that there were such cliffs so near to the city. He soon started receiving support from fellow rock climbers. Soon enough, their efforts paid off and the areas where the climb would take place was determined.
From national to international
In 1997, the first Rock Climbing Festival was organized by the Mediterranean University’s Rock Climbing Society. The festival, which continued without a glitch for the past 15 years, became an international
event and many foreign rock climbers came to Antalya. Today, there are 1200 routes with international standards in Antalya for rock climbing. In addition, there are 150 traditional routes and the number is increasing with each passing day. The routes range from beginners to experts.
10 thousand tourists come to climb
There are around 700 routes at Geyikbayırı and over 300 at Olympos. There are also climbing areas at Akyarlar and Karataş but rock climbers mainly prefer Geyikbayırı and Olympos. Yılmaz Sevgül, who points out to the growing potential
ANTALYA 71
Ĺžubat / February - Mart / March 2012
10 bin turist tırmanmaya geliyor
Antalya’nın yanı başında bulunan Geyikbayırı’nda 700 civarında, Olimpos’ta ise 300’ün üzerinde rota bulunuyor. Akyarlar ve Karataş’ta da tırmanış bölgeleri yer alıyor. Kaya tırmanışçıları en çok Geyikbayırı ve Olimpos’u tercih ediyor. Yılmaz Sevgül, kaya tırmanışçılarının oluşturduğu rotalar ve üniversitenin düzenlediği şenlik ile Antalya’daki bu potansiyelinin her geçen gün arttığını belirterek, turizmcilerin ölü sezon olarak tabir ettiği kış aylarında Antalya’ya kaya tırmanışı yapmak için 10 bine yakın sporcunun geldiğini söylüyor. Kaya tırmanışçılarının hedef odaklı olarak direkt dağlara geldiğini kaydeden Yılmaz Sevgül, yeni rotalar oluşturulması ve bu sporun tanıtılması için kaynağa ihtiyaçlarının olduğunu belirtiyor. 72
ANTALYA
Şubat / February - Mart / March 2012
Turizmcilerin bu alana kaynak aktarması halinde Antalya’ya gelecek olan kaya tırmanışçısı sayısının her geçen yıl artacağını bildiren Yılmaz Sevgül, kaya tırmanışı için gelen turistlerin bazılarının bir aya yakın kentte kaldığını ve diğer turistlerden daha çok para harcadığını ifade ediyor.
Şenlik Ekim’de yapılacak
Üniversite tarafından düzenlenen ‘Kaya Tırmanışı Şenliği’nin 12.’si bu yıl Ekim ayında yapılacak. Sportif kaya tırmanışı dalındaki şenlik, Geyikbayırı ve Olimpos’taki rotalarda gerçekleşiyor. Üniversitelerin ve sivil kuruluşların dağcılık kulüplerinin katıldığı şenlik, 2-3 gün sürüyor. Antalya’nın kaya tırmanışı potansiyelinin tüm dünyaya duyurulması için bu yıl düzenlenecek olan şenliğe uluslararası arenada tanınan dünyaca ünlü kaya tırmanışçıları da davet edilecek.
of Antalya in this area thanks to the routes established by climbers and the festival, says that nearly 10 thousand rock climbers come to Antalya during the winter. Yılmaz Sevgül, who adds that professionals always head for the mountains, says that funding is needed to establish new routes and advertise the sport. Yılmaz Sevgül, who states that the number of rock climbers that come to Antalya if funding is allocated by tourism professionals, says that the people who come to the city for rock climbing stay for almost a month and spend more money than other tourists.
The festival is in October
The 12th Rock Climbing Festival organized by the university will take place in October. The festival takes place at the routes on Geyikbayırı and Olympos. The festival, which is attended by mountaineering clubs of universities and private institutions, lasts 2-3 days. World famous rock climbers will be invited to this year’s festival to advertise the city’s potential to the entire world.
ВСЕ, ЧТО КАСАЕТСЯ ОТДЫХА – ПЕГАС ТУРИСТИК!
TУРЦИЯ ЕГИПЕТ ИНДИЯ ТАИЛАНД ТУНИС ИНДОНЕЗИЯ КИТАЙ ИСПАНИЯ ГРЕЦИЯ АНДОРРА ДОМИНИКАНА ИТАЛИЯ ВЬЕТНАМ КЕНИЯ МЕКСИКА ОАЭ ИЗРАИЛЬ КИПР
ANTALYA 73
www.pegast.com
Şubat / February - Mart / March 2012
Yazı ve Fotoğraflar Photographs & Article: Prof. Dr. Yelda Uçkan/ Kazı Başkanı / Excavation Manager
Yüzyıllardır önemini yitirmeyen kent:
Olympos
Roma Dönemi’nin tanınmış yerleşimi, Likya Birliği’nin 3 oy hakkına sahip 6 kentinden birisi olan Olympos, doğal güzellikleri ve antik kenti ile ihtişamını koruyor
The city that never fades away: Olympos Oylmpos is the known settlement area of the Roman period , and ithadthe 3 votes in itshand among 6 cities that can vote, still preserves its magnificence with its natural beauty and its ancient city.
74
ANTALYA
Şubat / February - Mart / March 2012
A
nadolu’nun güneybatısında antik adıyla ‘Likya Bölgesi’nde yer alan Olympos, tarihi süreç içindeki önemli konumunu günümüzde de sürdüren bir antik kenttir. Erken dönemlerde Likya adını taşıyan bölgede konumlanan kent, Bizans döneminde ‘Kibyration Teması’ sınırları içinde yer alır. Günümüzde Antalya’ya 80 kilometre uzaklıktaki kent, derin bir vadi içinde konumlanır. Kent ortasından geçen Olympos Çayı (Göksu) ile ikiye ayrılır. Güneyinde Sepet ve Musa Dağı, kuzeyinde Omurga Dağı ile çevrelenen kent, doğusundan Akdeniz’e açılır. Bugüne ulaşan veriler, Olympos’un Roma Döneminde tanınmış bir yerleşim olarak Likya
Birliği’nin üç oy hakkına sahip altı kenti arasında yer aldığını gösterir. Olympos’un, M.Ö. 130’lardan itibaren, yakın bir yerleşim olan Phaselis ile birlikte Likya Birliği adına gümüş sikkeler bastırması, bölgedeki önemini vurgular. M.Ö.100 tarihinden sonra korsan-
lık faaliyetleri nedeniyle Phaselis ile beraber Likya Birliğinden ayrılır. Olympos, bulunduğu bölgenin coğrafi yapısı kaynaklı olarak dağların arasındaki vadiye yayılan, bir tarafı ile de denize açılan korunaklı doğal liman içermesi nedeniyle M.Ö.2. yüzyılın başlarından itibaren korsanlık için önemli bir merkez haline gelmiştir. Olympos’la ilişkisi bilinen korsan Zeniketes’in Kilikyalı bir demirci olduğu ve korsanların arasında lider konumuna çıktığı veya yerel bir bey ya da haydut topluluğunun lideri olduğu düşünülmektedir. Bununla birlikte Zeniketes’in Kilikyalı değil de Olympos’lu olma ihtimali ve topraklarını Roma yö-
netimine karşı savunma amacıyla mevcut düzene karşı durduğu savı daha güçlüdür.
Asıl merkez Musa Dağı’nda
Zeniketes’in Olympos’daki hâkimiyetinden rahatsız olan
O
lympos while situated at the southwest of Anatolia, once called as “Likya Area”, still has its importance which comes throughout the history. The city was located in Likya area in the early ancient times, later the name of the location has changed to “Kibyration Theme” in Byzantine period. The city is located in a deep valley which is 80 kms away from Antalya. It is separated into two by the stream called Göksu (Olympos stream) . It is opened to Mediterrenean from east, and has Sepet & Musa mountains on its south, while Omurga mountain lies at north.
According to the news that come until today, we see that Oympos with its importance had the right for 3 votes among 6 cities of the Likya Union in the Roman period. We can see
its importance from the silver coins that they had coined with another settled area called Phaselis beginning from 130 BC. After 100 BC it departs from the Likya Union with Phaselis because of the pirates’ facilities. This place was very popular among pirates as it was located in a deep valley surrounded by mountains and has an end that opens to the sea. Pirate Zeniketes who was in relation with Olympos thought to be a Kilikian blacksmith and became the leader of the Pirates or the leader of a gang group. The other strong thought is Zeniketes was not a Kilikian but a man from Olympos as he defended his lands (Olympos) under period’s circumstances.
Main center is at the Mountailn Musa
In 79 BC, Roman Empire Servilius Isauricus Vatia was ailed & unhappy of Zeniketes’ rule over Oympos so directed his army towards the city and defeated all ANTALYA 75
Şubat / February - Mart / March 2012
Koruma Çalışmaları
Roma İmparatorluğu M.Ö. 79’da Servilius İsauricus Vatia kumandasındaki ordusunu kente yönlendirmiş ve Zeniketes’e ait tüm kuvvetleri ortadan kaldırmıştır. Bu müdahale sonrası Ager Publicus (kamu toprağı) ilan edilen bu alanda gerçekleşen savaş, antik yazarlar tarafından aktarılmıştır. Bu tasvirlerde Vatia’nın ele geçirdiği ve Zeniketes’e ait olan yerleşimin, yüksek bir tepe üzerinde yer alan kale olduğu anlatılmaktadır. Buna dayalı olarak günümüzde de var olan, Musa Dağı üzerindeki korunaklı bir başka yerleşime işaret eden kalıntıların, Olympos’un asıl merkezi olduğu düşünülür. Olympos’un cezası, Roma İmparatorluk çağında sona erer ve kent tekrar Likya Birliği’nin seçkin üyeleri arasına katılır. Günümüzde kentin kuzeyinde yer alan 76
ANTALYA
Şubat / February - Mart / March 2012
ve M.S.2. yüzyılın sonları - M.S.3. yüzyılın başlarına tarihlenen Lykiarkh Mezarı’ndaki yazıttan Markus Aurelius Arkhepolis’in, Likya Birliği’nde Lykiarkh (Birlik Başkanı) görevinde bulunduğu anlaşılmıştır. Alanda yapılan kazı çalışmaları sırasında bulunan bir diğer yazıttan da aynı kişinin Lykiarkh görevinin yanı sıra Grammateus ve başrahip olduğu ortaya çıkmıştır. Bununla birlikte Olympos’un bu dönemde önemli bir kent olduğunu vurgulayan diğer olay da Likya Birliği’nin aldığı kararı İmparatora iletilmesi için bir Olympos vatandaşının seçilmesidir. Günümüzdeki veriler, Hıristiyanlığın kente erken ulaştığını gösterir. Olympos’un ve Lykia Bölgesi’nin ilk piskoposu olan Methodios, Ortodoks geleneğe göre Olympos ve ardından da Patara kentlerinin piskopo-
the force that belonged to Zeniketes. It is told by the ancient writers that after this invasion this area was called Ager Publicus (land of public) as the war was held here.In those descriptions the location which belonged to Zeniketes was a castle on a high hill. In the light of this, Musa mountain is thought to be the center of Olympos. Olympos’ punishment ends during the Roman Empire era and the city again became one of the elite members of the Likya Union. We understand from the tablets over the Lykiarkh Cemetery dated as BC 2nd centuryBC 3rd century situated at the north of the city that Markus Aurelius Arkhepolis was one of the presidents of the Likya Union. He was also the Grammateus and the archbishop. Meanwhile
another significance of the city shown in when a decision was made by the Likya Union, it was delivered by a citizen of Olympos to the Emperor. According to the data we have today, Christianity came early to the city. Methodios who was the first bishop of Olympos and Lykia Area became also the bishop of Olympos and Patara cities according to the traditions of the Orthodox religion. At the period of Dioclectianus (BC 284-305) , he was executed by a court in Patara while also Maksiminus Daia was watching. From the sources, Aristokritos who has attended to Ephesus council in AD 451 , and Istanbul council in AD 451 was once a bishop of Olympos together with Anatolius who represented Olympos in the Konstantin-
su olmuştur. Dioclectianus döneminde (M.S.284-305) Patara’da, kenti ziyaret eden Maksiminus Daia’nın da katıldığı bir mahkeme tarafından idam edilmiştir. Kaynaklardan, M.S.431 yılında Efes, M.S.451 yılında İstanbul konsillerine katılan Aristokritos, M.S.457- 458 Konstantinopolis konsilinde Olympos’u temsil eden Anatolius ve M.S.536’daki Konstantinopolis Synodu’na katılmış olan Ioannes’in de Olympos piskoposları olduğu öğrenilmektedir. M.S.6.yüzyıl sonrası, özellikle M.S.7.yüzyılda Akdeniz’de etkili olan Arap akınları nedeniyle kent hakkındaki bilgilerimiz sınırlıdır. Arap saldırılarının Akdeniz kıyısındaki kentlerde yol açtığı sorunlar, M.S.692 yılında toplanan Trullo Konsili’nde ele alınmış, Arapların istilâları nedeniyle din adamlarının rahat seyahat edemedikleri ve yılda iki kez yapılan synodların yılda bir kez yapılması karara bağlanmıştır.
Deprem ve tsunami zararı
Bölgede M.S.6.yüzyıldan itibaren etkisini gösteren doğal afet ve salgın hastalıklar kent hakkında bilgi sahibi olmamızı engelleyen bir diğer unsurdur. Antalya Körfezi’nde halen aktif olarak nitelenen fay hatları, Olympos ve çevresini günümüze kadar etki altında bırakmıştır. Buna bağlı olarak yakın çevrelerde gerçekleşen tsunami felâketlerinin etkin olduğu bilinmektedir. Tarihsel verilere dayanarak Antalya ve Antalya Körfezindeki yerleşimlerin, hem depremler hem de veba salgınları nedeniyle sürekli nüfus kaybına uğradığı söylenebilir. Bu durum Olympos’un da içinde yer
Vaftizhane, Vaftiz Havuzu
aldığı birçok kıyı kentinde, gerek ölüm gerekse göç nedeniyle önemli nüfus kayıpları yaşanmasına neden olmuştur. Haçlı seferleri sırasında Venedik, Cenova ve Rodos şövalyeleri tarafından istila edilen kentte kuzey ve güney yamaçtaki savunma amaçlı yapılaşmalar ile kent içerisindeki bazı yapılarda yerleşmeler olduğu muhtemeldir. 15.yüzyılda Osmanlı egemenliği altına giren kentte, yerleşim olmayışı dikkati çeken bir unsurdur. 18. ve 19. yüzyıllar ile 20. yüzyıl başlarında Yörükler tarafından kışlak olarak kullanılan Olympos’da, Türk dönemi izini taşıyan tek unsur 1850’li yıllarda Kıbrıslı Hacı Hasan isimli bir kişi tarafından Güney Liman Caddesi üzerine inşa edilen su değirmenidir.
Bilimsel çalışmalar 20 yıldır sürüyor
Olympos antik kentinde ilk bilimsel çalışmalar 1991 ve 1992 yıllarında Antalya Mü-
opolis council in AD 457458 and with Ionnes who attended to Konstantinopolis Synod in AD 536. Our knowledge of the city is limited after 6th century AD and especially during 7th century AD because of the Arabic invasions. The problems which Arabs made were held in the Trullo Council in 692 AD and had the decision to make the synods once a year, not twice because of Arabs’ invasions.
Damage of the eathquake and Tsunami
Another factor that limits our knowledge of the city after the 6th century AD is that natural disaters and contagious diseases . The fault lines which are still active in Antalya Bay effected Oympos and its surroundings till today. Accordingly the tsunami diseases were related also. Depending on the historical data the settlements in Antalya and around Antalya Bay lost too many people because
of the plague and earthquakes. This situation made the population more less of Olympos and the other cities on the shores. The city was invaded by the knights of Venice, Genova and Rhodes during the crusades. In the 15th century the city was under the rule of Ottomans, and it was not a settlement area then. It is used as a shelter place by Yörüks in 18th and 19th centuries, also at the beginning of the 20th century, the only thing which has the Turkish mark is a water mill which was built by Haci Hasan from Cyprus on the street at the south harbour.
Scientific research continues for 20 years now First scientific research was held at the ancient city Olympos in the years 1991 and 1992 under the authority of Antalya Museum Management along with the rescue excavations. The research which was started by Anatolian University in the
ANTALYA 77
Şubat / February - Mart / March 2012
Olympos Genel
zesi Başkanlığında kurtarma kazısı çerçevesinde gerçekleştirilmiştir. 2000 yılında Anadolu Üniversitesi’nden bilimsel bir ekibin katılımıyla başlatılan yüzey araştırması, antik kentin günümüzdeki konumunu ve mevcut arkeolojik kalıntılarını belgelemeye yönelik olarak sürdürülmüştür. Bu çalışmalar ileride yapılacak projelere temel oluşturacak şekilde sayısal kent planı üzerinde yoğunlaşmıştır. Çalışmalar, bilimsel ekip üyelerine harita mühendisi ve topografların katılımıyla, eş zamanlı olarak, kent içinde birden fazla noktada yürütülmüştür. Alanda gerçekleştirilen ön çalışma sonrası, alanın mevcut haliyle topografik kent planı hazırlanmıştır. Bundan sonraki aşamada, topografik plandaki yapılardan bazıları program dâhilinde yoğun bitki örtüsünden temizlenmiş, rölöve ölçümleri ile topografik çalışmalar birlikte sürdürülmüştür.
78
ANTALYA
Şubat / February - Mart / March 2012
Bu çalışmaların sonucunda alanın tümünde var olan yapı bakiyeleri kent planı oluşturacak şekilde bilgisayar ortamına sayısal olarak aktarılmıştır. Alanda gerçekleştirilen topografik çalışmalar, 2005 yılında Olympos antik kentinin topografik kent planı ile tamamlanmıştır. 2006 yılından itibaren başlatılan kazı çalışmaları halen sürdürülmektedir. Mevcut durumuna bakılarak kentin yapı türlerini ve dönemlerini gösterecek şekilde kent planı tamamlanmıştır. Bu çalışmalar sonucunda, kent planı sahip olduğu bütün yapı stoku ile topografik plana ve uydu fotoğrafı üzerine aktarılmış, böylece kentin günümüzdeki durumu bütünüyle saptanarak belgelenmiştir.
Nehir kenti ikiye bölüyordu
Olympos’un kent dokusunun dikkat çeken unsuru, ortasından bir nehirle bölünmesidir. Buna dayanarak
year 2000 still continues to mark the ancient city’s archaeological remains. These work will be the light for future researches. Works are held at different parts of the city at the same time by topographers and project engineers . After the pre-work on the area, they made the topographic city plan that matches with today. After this step, they cleared out the plants from the topographic plan within the program. As a result of these works , all the building structures are downloaded to computers in numerical system. The topographic works that are held in the area were ended wth the topographic city plan of Olympos in the year 2005. The excavations which are started after 2006 still continues. According to the present situation city’s plan is completed. Finally,
all this plans are sent to the satellite program, so the city’s present situation was found and marked.
The river was dividing the city in two
Another factor that drew attention to the city’s structure is that the river was dividing it into half. Depending on this, it is possible to divide the city as north & south. City’s north part begins with the Ortacag Castle situated on a 50 meters high above the sea level according to topographic plan. In the first issues it was told as Acropol, there lie the Harbour Cemeteries on the beginning of the Harbour street. Middle age’s effects are seen in the north part, we can only see captain Eudemos’ grave in the cemetery as an art remained from the Romans. It is a unique sample with its poem and the ship figure on it.
kenti kuzey ve güney olmak üzere iki bölüme ayırmak mümkündür. Kentin kuzey bölümü, deniz kenarında yer alan ve topografik olarak deniz seviyesinden yaklaşık 50 metre yükseklikteki Ortaçağ Kalesi ile başlar. İlk yayınlarda Akropol olarak isimlendirilen bu tepenin alt seviyesinde, Liman Caddesi’nin başında, Liman Anıtsal Mezarları yer alır. Ortaçağ dokusunun ağırlıklı olduğu kuzey kentte görülen ender Roma eserleri kapsamında değerlendirebileceğimiz mezarlardan en ilginç olanı kaptan Eudemos’a ait lahittir. Üzerindeki gemi kabartması ve şiiri ile dikkat çeken özgün bir örnektir. Ortaçağ kalesinin yer aldığı kayalık tepenin hemen batısında ve eteğinde Ortaçağ hamamı tespit edilmiştir. Hamam kalıntısının kuzeyinde, günümüzde Liman Caddesi üzerinde görülebilen ve 19.yüzyılda değirmen olarak düzenlenmiş kısım yer alır. Bu bölüme ulaşan su kanalı değirmen yapımı sırasında inşa edilmiştir. Kuzeydoğuya doğru kanalı takip ederek devam edildiğinde Lykiarkh’ın mezarı ile karşılaşılır. Geniş oda mezar olarak düzenlenmiş mezarın içinde yerden yaklaşık iki metre yükseklikteki seki üzerine yerleştirilmiş üç lahit yer alır. Lykiarkh’ın mezarından doğuya doğru kanalı takip ederek devam ettiğimizde ‘Mozaikli Yapı’ ya ulaşılır. Yapının zemininde çok iyi işçilik yansıtan taban mozaikleri saptanmıştır. Bu yapının Olympos’ta varlığını bildiğimiz piskoposların konutu olması muhtemeldir. Olympos’a ilişkin ilk yayınlarda tapınak olarak tanımlanmış alan, Ortaçağ’da yapıldığı anlaşılan ve ağırlıklı olarak dini işleve
Mozaikli Yapı
sahip yapılar içerir. Anıtsal kapının, Ortaçağ’da yapılan dini kompleksi bir anlamda koruma amacıyla çevreleyen duvarın içine alınarak yine kapı işleviyle değerlendirildiği izlenir. Alanın içinde Transeptli Bazilika, Vaftizhane, Rölik Şapeli, Kabul-Davet Salonu, Avlu, Şifa Havuzu ve bu yapıların etrafında sıralanmış çok sayıda mekân yer alır.
Dönemin prestijli yapıları
Antik Kentin güney bölümü ağırlıklı olarak Roma dönemi yapılarını barındırmaktadır. Mimari üslupları ve boyutlarıyla dikkati çeken Tiyatro, Hamam, Liman Bazilikası gibi yapılar, dönemlerinin önemli prestij yapıları olarak saptanabilir. Söz konusu yapılar zaman içinde doğal yollarla ve insan eliyle hasar görmelerine rağmen anıtsallıklarını yitirmemiştir.
Gemiler nehirden giriyordu
Kuzey ve güney kentin
On the west side of the hill where Ortacag castle is situated we notice the a middle aged bath. On the northside of the bath remains, we can see a mill designed in the 19th century. The water canal that comes here was built while the mill was building. If you continue the canal towards northeast then you come accross with the Lykiarkh’s grave. It is designed a very large grave. After the grave we see “the building with mosaics” There are very good mosaics underneath of this building. This building is strongly believed to be the home of the bishops. It includes religious structures. In the area we have Transptlic Basilica, baptistery, rolic chapel, meeting room, yard, healing pool and a lot of buildings surrounded it.
Period’s prestigious buildings
South part of the ancient city keeps mainly Roman period buildings. Buildings like Theatre, bath, harbour basilica that drew attraction with their dimensions and architectures, are the prestigious buildings of the period. They did not lose their uniqueness although they were damaged by human beings and nature.
Ships were coming in from the river
North and south parts are united with a two eyed bridge. The walls that lie all the way north & south are interesting. It continues until where the river meets the sea and has the Helenistic style. When the city was firstly built it is strongly believed that the ships were loading/downloading from here. Iis then pretty much ANTALYA 79
Şubat / February - Mart / March 2012
orijinalde iki gözlü bir köprüyle bağlandığı tespit edilebilir. Nehrin kuzey ve güneyi boyunca devam eden liman duvarı ilginç bir kuruluş olarak karşımıza çıkar. Günümüze ulaşan izlerden temelinin Helenistik dönemde atıldığı anlaşılan liman duvarı, nehrin denizle buluştuğu yere kadar devam eder. Kentin ilk kuruluşunda gemilerin denizden nehre girerek buradaki liman depolarında yükleme-boşaltma işlemi yaptıkları düşüncesi kuvvetle muhtemeldir. Günümüze ulaştığı şekliyle değerlendirildiğinde bu kısımdaki yapıların Ortaçağ’da kısmen değiştirildikleri izlenir. Kentin güney yakasındaki tepenin yamaçlarında ve kuzeyinde yer alan Nekropoldeki mezarların büyük bölümü beşik tonozlu oda mezar biçimindedir, ayrıca tekli lahitler ve içlerinde ikili ya da üçlü olarak yerleştirilmiş lahitlerin bulunduğu anıtsal mezar binaları da yer alır.
Restore edilen binaların müze olması hedefleniyor
Antik kentte devam eden kazı çalışmaları ile paralel alana ilişkin yeni düzenlemeler yapılmakta ve yapılması planlanmaktadır. Alanı kapsayan Koruma ve Çevre Düzeni Plan ilkeleri gereği, restorasyonu yapılan binaların müzeye dönüştürülmesi, düzenlenmesi, ziyaretçilere açılması, beraberinde eğitim programlarını da içeren ve antik kentin tanıtılmasına da hizmet edecek tanıtım birimlerinin oluşturulması hedeflenmektedir. 2006 yılından itibaren sürdürülen kazı çalışmaları, kentin aynı zamanda bir ören yeri ve halkın kullanımına açık plaj içermesi 80
ANTALYA
Şubat / February - Mart / March 2012
nedeniyle koruma ve kullanma dengeleri gözetilerek gerçekleştirilmektedir. Bu kapsamda Alan Yönetimi çalışmaları da sürdürülmektedir. Tarihi değerlerinin yanı sıra doğal yapısıyla da dünyanın eşsiz güzelliklerini barındıran Olympos’ta son yıllarda gelişen alternatif turizm, bölgeye olan talebi de artırmıştır. Olympos’ta sürdürülen kazı çalışmalarının bölgedeki turizm potansiyelini de göz önüne alarak bütüncül bir yaklaşımla alanı korumak adına 2009 yılında Alan Yönetimi çalışmaları başlatılmıştır. Bu kapsamda, alanı bütün olarak tanımlamayı amaçlayan hali hazır haritalar, 2010 yılında GATAB’ın (Güney Antalya Altyapı Birliği) desteği ile hazırlanmıştır. Ayrıca yaz aylarında artan nüfus da göz önüne alınarak alanın güvenlik sorunun çözümlenmesi amacıyla Kumluca Kaymakamlığı ve Kumluca Jandarma Komutanlığı’nın koordinasyonunda, kazı ekibinden Dr.Erkan Uçkan tarafından Jandarma Asayiş Karakolu’nun projesi hazırlanmış ve söz konusu proje Antalya Kültür ve Tabiat Varlıklarını Koruma Bölge Kurulu tarafından onaylanarak Yazır Muhtarı Halil Karataş ve işletme sahiplerinin desteği ile hayata geçirilmiş ve Antalya Valisi Dr. Ahmet Altıparmak tarafından açılışı gerçekleştirilmiştir. Kamu, yerel ve sivil birlikteliği ile ortaya çıkan bu proje, alanın öncelikli bir sorununun giderilmesi açısından dikkate değerdir. İlkesel olarak alanın korunması ve sürdürülebilirliğini amaçlayan Alan Yönetimi hem kültür mirası hem de kültür turizminin bir arada olduğu bir örnek oluşturmayı hedeflemektedir.
Güney Kent Liman Duvarları
changed during the middle age according to the data we have. The graves in Nekropol are in the shape of cradles.
The buildings that are restored targeted to be museums
There are new setouts that are made and will be made parallel to the excavations continued in the ancient city. The aim is that the restored buildings will be converted to museums that the people can visit, can be educated with the ancient city’s data within the rules of environmental protection. The excavations that are still continuing from the year 2006 are handled with great care as the area is also an open public beach and a sightseeing. Also Area management works are still continue. The alternative tourism increased the demand to Olympos where you can see unique beauty of all. In the year2009 area management works are held.
Accordingly, maps as to present the area were made by GATAB (South Antalya Utility Union) in 2010. Taken into consideration the increasing population in summer days, in order to solve the security problem with the coordination of Kumluca Kaymakamlığı and Kumluca Rural Police Headquarters the police station for rural policemen has been built (the project belons to Dr. Erkan Uçkan, from the excavation team) by the help of Yazır Muhtarı Halil Karataş and firm owners with the approval of Antalya Culture and Protection of Nature Local Area Board . The opening was made by the Antalya Governor Dr. Ahmet Altıparmak. This project was risen with the co-operation of civilians, local and public parts and is very important for the security. Area Management aims to protect the cultural inheritance as well as the cultural tourism.
Salda Gölü
ANTALYA 81
Şubat / February - Mart / March 2012
Otellerimiz çok yeni ve çok güzel Lara Turizm Yatırımcıları Birliği Başkanı Ufuk Cömertoğlu Antalya Otellerinin çok yeni ve çok güzel olduğunu belirterek temalı bir eğlence parkı yapılmasını istedi.
D
ergimizin bu sayısında Lara Turizm Yatırımcıları Birliği Başkanı ve Delfin Otelleri Yönetim Kurulu Başkanı Ufuk Cömertoğlu ile söyleştik. Cömertoğlu, sektörün sıkıntılarından, doluluğun daha da artması için gerekli yatırımlara kadar bir dizi konuya değindi, her şey dahil sisteminin eleştirilmesine rağmen sistemin her kesime kazanç sağladığını ifade etti.
82
ANTALYA
Şubat / February - Mart / March 2012
Lara Turizm Bölgesi’nin gelişimini anlatır mısınız? CÖMERTOĞLU: Lara’da ilk otel 2002 yılında yapıldı. Önce Lares, sonra Titanic, Kervansaray Otel yapıldı. Ardından diğer oteller geldi. Bugün Lara’da 18 otel ve 20 bin yatak bulunuyor. Hepsi 5 yıldızlı oteller. İlk zamanlar bölge olarak bayağı sıkıntı çektik. Lara Turizm Yatırımcıları Birliği (LATUYAB)
I
n this issue of our magazine, we spoke to the president of Lara Tourism Investors Association and the owner of Delfin hotels Ufuk Cömertoğlu. Cömertoğlu spoke about many issues from the problems of the sector to the new investments needed and said that the all included system was a plus for everyone despite criticisms.
Can you tell us about the development of the Lara Tourism Region? CÖMERTOĞLU: The first hotel in Lara was built in 2002. First Lares was built and that was followed by Titanic and Kervansaray Hotel. Then others were built. Today, there are 18 hotels and 20 thousand beds in Lara. They are all 5 star hotels. It was quite difficult for us in
Our hotels are grand new and beautiful According to the president of Lara Tourism Investors Association Ufuk Cömertoğlu, the region is completely full during preseason and high season but almost empty in January and February. Cömertoğlu, who says that their only capital is the sun, wants theme parks like Disneyland to be built.
olarak çevreye önem verdik ve kaldırımları, aydınlatmayı, yolların peyzajını yaptık. Otellerin güzelliği, denizin güzelliği, kumsalın güzelliği ve sahilin uzunluğu nedeniyle şimdi Lara gözde bir turizm merkezi oldu. Bölgeyi güzelleştirmek için başka neler yapacaksınız? CÖMERTOĞLU: Misafirlerimizin otel dışında da zaman geçirmesi için bisiklet ve yürüyüş yolları yaptık. Şimdi kıyı bandında da çalışmalar yapacağız. Vali Bey’in önderliğinde yürüyüş yolu yapacağız. Bu yol sahil boyunca olacak. İmar planı ile ilgili çalışma bekleniyor. Planlama aşaması tamamlanınca sahile paralel yürüyüş yolu yapılacak. Turistlerin ilgisi nasıl? CÖMERTOĞLU: Bölge ön ve arka sezonda çok dolu. Sadece Ocak ve Şubat aylarında zayıfız. Onun da nedeni havaların soğuk olması. Şu an tek sermayemiz güneş. Güneşin dışında eğlence parkları olmalı. Disneyland gibi, fantezi park gibi. Bunlar olsa daha iyi olur. Bu tarz yatırımlar neden yapılamadı? CÖMERTOĞLU: Otellerin arkasındaki arsalarda büyük parseller yok. Bu tarz yatırımlar için büyük arazilere ihtiyaç var. Ama böyle bir arazi yok. Arazi bulunamadığı için arıtma
Ufuk Cömertoğlu
ANTALYA 83
Şubat / February - Mart / March 2012
that our visitors could spend some time outside their hotels. Now, we are going to renovate the shore. We will build a walking trail with the support of our governor. This road will be as long as the shore. We will begin after the plan is approved by the related authorities.
tesisini bile buraya yaptık. Ama aslında yer var. Lara sahilinde 7 milyon metrekare arazi var. Yapılsın da nereye yapılırsa yapılsın. Kepezüstü olsun, Antalya’nın başka bir yeri olsun fark etmez. Yapılsın da. Temalı bir eğlence parkı Antalya’nın ihtiyacı. Fransa’yı görüyorsunuz, eksilere inen soğuk havaya rağmen insanlar Disneyland’a gidiyor. Bizde olsa bize de gelirler. Her ülkeden gelen turist olur. Bu tesisler otellerin satışını da 84
ANTALYA
Şubat / February - Mart / March 2012
kolaylaştırır. Oteller daha kolay satıldığı gibi fiyatlar da artar. Lara sahilinde yeni otel yatırımları olur mu? CÖMERTOĞLU: Lara’da otel yapacak yer kalmadı diyebiliriz. Bir tane yer kaldı. Onun da tahsis çalışmaları sürüyor. Bölgeyi canlı tutmak için başka ne tarz yatırımlar olmalı? CÖMERTOĞLU: Kışın
the beginning. As the Lara Tourism Investors Association we put great importance on the environment; we illuminated the sidewalks and undertook the landscaping of the roads. Lara has become a popular touristic destination thanks to the beautiful hotels, beaches and sea. What else are you planning to do to make the region even more beautiful? CÖMERTOĞLU: We built hiking and biking trails so
How many tourists do you attract? CÖMERTOĞLU: The region full during preseason and high season. We aren’t doing that well in January and February and that is because of the cold weather. Our only capital right now is the sun. We must have theme parks like Disneyland. That would attract more attention. Why weren’t these kinds of investments initiated? CÖMERTOĞLU: There aren’t big parcels on lads behind the hotels. You need big lands for these kinds of theme parks. We even built the refinement facility here because there was no available land. Actually, there is a 7 million square meter land at the shore of Lara. We definitely need to build a theme park; it doesn’t matter where. This is what Antalya needs. You see this in France; people go to Disneyland even if the weather is cold. They would come here if we had a similar park. Tourists from all over the world would come and these kinds of parks would increase the marketability of the hotels. And when the hotels are sold out, the prices would go up. Are you expecting more hotel investments at the sea front? CÖMERTOĞLU: We can safely say that there aren’t any lands to build hotels in Lara. There is only one and
bölgeyi canlı tutmak için bir de 15-20 bin kişi kapasiteli kongre merkezine ihtiyaç duyuyoruz. Büyük bir kongre merkezi otellere katkı sağlar. Lara’ya olabilir, ANFAŞ’ın yanına olabilir. Kış aylarında seminerler, kongreler düzenleniyor. Ön ve arka sezonda kongre turizmi otellere çok faydalı oluyor. Bunu daha da geliştirmek için 15-20 bin kişilik kongre salonuna ihtiyaç duyuyoruz.
evi. Onları ne kadar mutlu edersek o kadar iyidir. En iyi reklam, misafirlerimizin memnuniyetidir. Memnun edemedikten sonra her gün televizyonlara reklam versek, ‘Ben iyiyim’ desek de olmaz. Bunu da sağlıyoruz. Alanya’dan Kaş’a kadar nasıl yatırımlar olmalı? CÖMERTOĞLU: Ulaşım
allocation works for that one still continues. What other investments are needed to keep the region alive? CÖMERTOĞLU: We need a 15-20 thousand capacity congress center to keep the region alive during the winter. A big congress center will greatly help the hotels. It
Biraz da grubunuzdan bahseder misiniz? CÖMERTOĞLU: 30 yıldır turizm sektörünün içindeyiz. 1982 yılına kadar sakız ürettik ve tekstil sektöründe faaliyet gösterdik. 1980’de kamping, motel yaptık. Böylece turizm sektörüne girmiş olduk. İlk otelimizi Alanya’da açtık. Botanik Otel ilk tesisimizdi. Antalya’da turizmin hızla gelişmesiyle Botanik’in yanına De Luxe Otel’i açtık. Daha sonra Lara’daki Delfin Palace’yi, ardından Delfin Diva’yı açtık. Grubumuzun son oteli olan Delfin Emperyal’ı da 24 Nisan’da hizmete açtık.
our first facility. Then we opened De Luxe Hotel next to Botanic. Then we opened Delfin Palace and Delfin Diva in Lara. We opened Delfin Imperial, our latest hotel, on April 24. What is the most important problem for hotel owners? CÖMERTOĞLU: The exchange rate never goes up but main expenses always do. Labor costs increase by %7 to 10 each year. The cost of energy increases and alcohol is another problem. The exchange rate hasn’t gone up in the past 10 years. The dollar was 1, 750 Liras 8 years ago and it is still the same. What are your expectations for this season? CÖMERTOĞLU: We are expecting a successful season and a %5 increase compared to last year. Our hotels are fully booked in July and August. They are our guests’ homes away from home. Our primary goal is customer satisfaction. That is the best advertisement. If they are not satisfied, even the best commercial won’t do the trick.
Otelcilerin en büyük sıkıntısı nedir? CÖMERTOĞLU: Sıkıntı var, kur hiç artmıyor. Ama ana giderler hep artıyor. İşçilik her sene yüzde 7 ila 10 oranında artıyor. Enerjinin maliyeti artıyor, alkol başlı başına problem. Son 10 yılda kur hiç artmamış. 8 sene önce dolar 1.750 liraydı. Bugün hala aynı.
kolaylığı sağlanmalı. Ulaşım çok zor oluyor taşıtla. Trafiği artık karayolu taşımıyor. Alternatif olarak demir yolu, deniz yolu taşımacılığı olmalı. Tekirova’dan Alanya’ya kadar otoban olmalı. Yollar yetersiz hale geldi.
Bu sene nasıl bir sezon bekliyorsunuz? CÖMERTOĞLU: İyi bir sezon bekliyoruz. Geçen seneye oranla yüzde 5 oranında bir artış yaşanır. Şuan bizim otellerimiz Temmuz ve Ağustos aylarına kadar doldu. Burası misafirlerimizin
Antalya’yı yurt dışındaki rakiplerle karşılaştırır mısınız? CÖMERTOĞLU: İspanya ve Yunanistan’daki oteller çok eski. Oteller çok eski olduğu gibi hizmeti de iyi değil. Antalya otelleri ise hem çok yeni hem çok güzel
could be built in Lara or next to ANFAŞ. Seminars and congresses are scheduled during the winter and they contribute to hotels. Can you tell us about your company? CÖMERTOĞLU: we have been in the tourism sector for the past 30 years. We produced gum and worked in the textile sector until 1982. We constructed motels in 1980 and that is how we started in the sector. We opened our first hotel in Alanya. Botanic Hotel was
What kind of investments must be done from Alanya to Kaş? CÖMERTOĞLU: Easy transportation must be provided. Traveling by car is not easy because there is a lot of traffic now. We need alternative transport. We need a highway from Tekirova to Alanya. The roads are not enough. Can you compare Antalya with its rivals abroad? CÖMERTOĞLU: The hotels in Spain and Greece are very ANTALYA 85
Şubat / February - Mart / March 2012
hem de çok kaliteli hizmet veriyor. Ayrıca her şey dahil sisteminden dolayı misafirlerimize her şeyi sunuyoruz. Ama daha çok vermeliyiz. Çünkü onların gözünde imajımız kötü. Avrupa’nın en iyi tesisleri ve kaliteli hizmeti bizde olmasına rağmen, bizi Mısır ile kıyaslıyorlar.
Do you think there are tourists that leave Antalya unsatisfied? CÖMERTOĞLU: I doubt it; maybe only a few. If there were many, Antalya wouldn’t be receiving more and more tourists each year. If a customer isn’t satisfied, he won’t come back. If we satisfy our customers both the city and the country wins.
Peki gerçek öyle mi? CÖMERTOĞLU: Kesinlikle öyle değil. Mısır’da tesis ve hizmet yok. Mısır’daki bungalov ile Antalya’nın 5 yıldızlı lüks otelini aynı kefeye koyuyorlar. Sonra fiyatta kıyaslıyorlar. İspanya ile mukayese etseler çok daha ilerleriz. Burada bir imaj sorunu var, onu çözmemiz gerekiyor. Antalya’dan memnun kalmadan ayrılan turist var mıdır? CÖMERTOĞLU: Sanmıyorum ama varsa da çok azdır. Gelen turistin yüzde 5’ini bulmaz Antalya’dan memnun kalmadan ayrılan sayısı. Memnun kalmayan sayısı fazla olsa zaten her sene bu kadar artış sağlanmaz. Çok fazla memnun olmayan olsa kaybımız çok büyük olurdu. Mutsuz kalan bir daha gelmez. Misafirlerimizi memnun ettik mi hem turizmci kazanır hem kent kazanır hem de Türkiye kazanır. Her şey dahil sistemi ile ilgili düşünceleriniz nelerdir? CÖMERTOĞLU: Her şey dahilde tesis yıpranıyor, personel çok yoruluyor. Ama her şey dahilin en güzel yanı ülke çok para kazanıyor. Ülkemiz tüketimin artmasından dolayı daha çok kazanıyor. Tonlarca ürün tüketiliyor, yüz binlerce istihdam sağlanıyor. Herkes çamur atıyor ama sürekli bir tüketim var. Bir nevi ihracat yapılıyor burada. Ve bu 86
ANTALYA
Şubat / February - Mart / March 2012
ihracatın KDV’si Türkiye’de kalıyor. Buradan herkes kazanıyor. Her şey dahilden memnun olmayan kesim, otellerin arka kısmında iş yeri olanlar. Onların önce kendilerine çeki düzen vermeleri gerekiyor. Bir nevi ihracat yapıyorsunuz CÖMERTOĞLU: Otellerde çılgın bir tüketim var. Örneğin tonlarca domates tüketiliyor. Domates 50 sentten ihraç ediliyor ve ihracatçı KDV iadesi alıyor. Biz ise aynı domatesi 3 Avro’dan satıyoruz. Ve KDV devletin kasasına giriyor. Her şey içeride kalıyor. Her şey dahil olmasa bu kadar köpüklü şarap, kola içilir mi? Her şey dahil kalksın bakalım tüketim ne kadar düşüyor.
old and the service quality is poor. The hotels in Antalya are brand new and they provide great service. We give our guests everything because of the all included system. But we need to give them more because our image is not that great. Even though we have Europe’s best facilities and the service quality, they compare us with Egypt. But is that the reality? CÖMERTOĞLU: Absolutely not. There are no facilities and services in Egypt. They treat the bungalows in Egypt the same as the 5 star hotels in Antalya. Then they compare the prices. We would improve more if they compared us to Spain. There is an image problem we have to solve.
What are your thoughts on the all included system? CÖMERTOĞLU: The facility wears out and personnel gets tired during the all included system but the most beautiful part of the system is that the country makes a lot of money. Tons of products are consumed and millions of jobs are created. Everybody criticizes the system but there is constant consumption here. You have to see it as a type of export where the value added tax stays in Turkey. Everybody wins. The ones that criticize the system are the ones that have shops behind the hotels. They need to reinvent themselves. So you provide some kind of export… CÖMERTOĞLU: There is a wild consumption at the hotels. For example, tons of tomatoes are being consumed. Tomato is exported at 50 cents apiece and the exporter collects its value added tax from the government. We sell the same tomato at 3 Euros and the value added tax goes to the government. No one would drink this much wine or coke if there wasn’t the all included system. You would see how drastically consumption would decrease if the all included system was upended.
ANTALYA 87
Ĺžubat / February - Mart / March 2012
Denizden gökyüzüne Motosikletleri ile ormanları, dereleri, vadileri, kayalıkları aşarak zirveye ulaşan ve Antalya’nın eşsiz manzarasına şahit olan endurocular, bu güzelliğe kendilerinin yanı sıra dünyayı tanık ediyor.
Fotoğraflar / Photographs: Kemer Enduru Kulüp
88
ANTALYA
Şubat / February - Mart / March 2012
From the sea to the sky The members of the Enduro club, who reach the top by passing through forests, streams, canyons and cliffs with their motorcycles and witness the unique panorama of Antalya, also make the world a witness to this magnificence.
T
urkuvaz mavisi suların dağların yeşiline uzandığı Antalya, sayısız güzellikleri içinde saklar. Kanyonlar, dereler, şelaleler, kayalık keçi patikaları ve vadilerin sonunda zirveye ulaşıldığında doğanın cömertliği farklı açıdan büyüler insanı.
Enduronun kalbi Kemer’de atıyor
Semih Özdemir’in başkanlığında 2006 yılında Kemer Enduro Kulübü’nü kuran doğa ve motosiklet tutkunları, Türkiye’nin gözde turizm merkezinde şampiyonalar düzenlemeye başladılar.
A
ntalya, where crystal clear water merges with the green on mountains, harbors numerous beauties. The generosity of nature enchants each individual in a different way when the top of the mountain is reached after canyons, streams, wa-
terfalls and valleys. Nature lovers and motorcyclists who live in Kemer, Antalya’s world famous touristic center, could no longer ignore the call of the mountain that beckoned while swimming in crystal clear waters. They hopped on
Antalya’nın dünyaca ünlü turizm merkezi Kemer’de yaşayan doğa ve motosiklet tutkunları da, turkuvaz mavisi sularda yüzerken hemen karşıda yükselen dağların sesine daha fazla kayıtsız kalamadılar. Motosikletlerine atlayıp, asfalt yolların son bulduğu yerde patikalardan, patikanın olmadığı yerlerde derelerden ve kayalıklardan geçip gökyüzüne yaklaştılar. Zirvede Kemer’in, Antalya’nın eşsiz manzarasını en yukarıdan izlediler. Şahit oldukları eşsiz manzara karşısında büyülenen doğa ve motosiklet tutkunları, her yıl ilçelerine tatil için gelen milyonlarca turistin de bu güzelliklere şahit olması için harekete geçtiler. ANTALYA 89
Şubat / February - Mart / March 2012
Kemerli gençlerin buluşma noktası da olan kulüp, kısa sürede büyük işler başardı ve yetiştirdiği sporcular, Türkiye Enduro Şampiyonu unvanına sahip oldu. Bununla yetinmediler ve ilçelerini dünyaya tanıtmak üzere harekete geçtiler. 2007 yılından itibaren her sene Kemer’de Türkiye ve Akdeniz Enduro Şampiyonaları organize ederek, Türkiye’nin en iyi yarışçılarını ilçelerine getirdiler. Bir de doğa, adrenalin ve motosiklet tutkunlarını… Kemerli endurocular düzenledikleri başarılı şampiyonalarda kazandıkları deneyimin ardından uluslararası organizasyonlara yöneldiler. Kemer’in adını 5 yıldızlı otellerin, eşsiz güzellikteki plajların yanı sıra bu alanda da dünyaya duyurmanın hayalinin peşine düştüler.
Kemer’in doğal yapısının bu spor için ideal olduğunun farkında olan enduro kulübü üyeleri, Tahtalı Dağı’nın zirvesine motosikletle çıkmak için harekete geçtiler. 30 Ağustos 2009 tarihinde iki motosikletli ve 10 yardımcı ile Çukuryayla Mevkisii’nden Tahtalı Dağı’nın batı yamaçlarına doğru tırmanmaya başlayan sporcular, yaklaşık 4 saat süren zorlu yolculuk sonrasında zirveye çıkmayı başardılar ve uluslararası boyutta düzenlenecek yeni bir şampiyonanın da ilk adımını atmış oldular. İmkânsız olarak bakılan bir işi başarmanın gururuyla çalışmalara başlayan Kemer Enduro Kulübü üyeleri, uzun uğraşlar sonucunda yarışın formatını da belirlediler.
their bikes, crossed roads, pathways, streams and cliffs and reached the sky. They watched the unique view of Kemer and Antalya from way up high. These people, who were fascinated by this view, took action so that millions of tourists could experience the same thrill.
The heart of Enduro beats in Kemer
Nature and motorcycle lovers, who established the Kemer Enduro Club in 2006 under the presidency of Semih Özdemir, started organizing championships at Kemer. The club, which is also the meeting place of youngsters in Kemer, achieved great success and the sportsmen from the club won the Turkish Enduro Championship. But this wasn’t enough; they set out to introduce their borough to the world. They organized championships in Kemer as of 2007 and brought Turkey’s best motorcyclists to their borough… After gaining enough experience from organizing national championships, they went on to host international
90
ANTALYA
Şubat / February - Mart / March 2012
Kemer
Yarış Kemer’in eşsiz sahillerinde başlayacak ve Tahtalı Dağı’nın zirvesinde sona erecekti. Bu yarışa Sea To Sky (Denizden Gökyüzüne) adı verildi.
Plajdan zirveye
Kemer Kaymakamı Bayramali Köse, Kemer Belediye Başkanı Mustafa Gül, kamu kurum ve kuruluşları ile derneklerin desteği ile 17 Ekim 2010 tarihinde ilk Sea To Sky organizasyonu düzenlendi. Organizasyonun bitiminden sonra motosiklet otoriteleri, denizden başlayıp zirvede sona eren yarışı konuşmaya başladı. 2011 yılına gelindiğinde dünyanın en büyük içecek markalarından Red Bull yarışa sponsor oldu. 7-8-9 Ekim 2011 tarihinde yapılan yarışa Kemer Enduro Motosiklet Kulübü ve Red Bull
Türkiye ekibi, dünyanın en iyi yarışçılarını Sea To Sky’a davet etti. Yarışa 35 yabancı ve 70 Türk sporcu katıldı ve şampiyona plaj yarışı ile start aldı. Antalya’nın eşsiz sahillerinde yazdan kalma bir günde kıyasıya bir mücadeleye gerçekleşti. Ardından aynı gün 40 kilometrelik orman etabı geçildi. Sahil ve orman etabının ardından Çamyuva sahilinden toplu bir şekilde start alan motosikletliler, 40 kilometrelik zorlu patikaları aşarak Olympos Dağı’na ulaştılar. Sıra en zor etaba geldi. Tahtalı Dağı’na ulaşmak için 100 sporcu dere yatakları, ormanlar ve kayalık keçi patikalarından oluşan parkuru geçerek, Tahtalı Dağı’na ulaşmaya çalıştı ancak sadece 11 sporcu bunu başardı.
events. Their target was to advertise the name of Kemer in this area besides the beautiful hotels and beaches in the borough. The members of the club, who knew that the natural structure of Kemer was ideal for this sport, acted to reach the top of Mount Tahtalı with motorcycles. On August 30, 2009, the motorcyclists who started climbing towards the western slopes of the mountain from Çukuryayla, succeeded in reaching the peak after four hours and took the first step in organizing an international championship. The members of the Kemer Enduro club, who started their works with the pride of having achieved something that was deemed impossible, established the format of the race after careful planning. The race would start at the glorious beaches
of Kemer and end at the peak of Mount Tahtalı. They called the race Sea To Sky.
From the beach to the peak
The first race was organized on October 17, 2010 with the support of the kaimakam of Kemer Bayramali Köse, Kemer Chief Magistrate Mustafa Gül, public and private institutions and clubs. After the race was finished, motorcycle authorities started taking notice of the event. In 2011, the world’s most popular energy drink brand Red Bull started sponsoring the race. The club and Red Bull Turkey invited the world’s best motorcycle racers to the race that took place on October 7-8-9, 2011. 35 foreign and 70 Turkish motorcyclists participated in the race that started at the beach. A fierce ANTALYA 91
Şubat / February - Mart / March 2012
Kemerli motosiklet ve doğa tutkunları, ilçenin sahilinden başlayıp Tahtalı zirvesinde sona eren yarış düzenleyerek, eşsiz manzarayı dünyanın gözleri önüne sererken, ilçenin tanıtımını da yaptılar. While the nature lovers and motorcyclists of Kemer showed the world a magnificent view through a race they organized between the shore of the borough and the peak of Mount Tahtalı, they also advertised Kemer.
Yeni yarış için geriye sayım
Yarışı İngiliz sporcu Graham Jarvis birinci olarak bitirirken, ikinciliği yine İngiliz Sporcu Jonny Walker aldı. Yeni Zelandalı Chris Birch’ün üçüncülüğü elde ettiği yarışta, zirveye ulaşan tek Türk sporcu Kemer Enduro Kulübü’nden İsmail Özgül oldu. Dünyanın en iyilerinin kıyasıya mücadelesine sahne olan organizasyon, otoritelerden tam not aldı ve gelecekte şampiyonanın büyük ses getireceği ve her yıl büyüyerek devam edeceği kaydedildi. Yarış sonrasında dünya ve ulusal televizyonlarda 3 ay içerisinde 850 saat yayınlanan görüntülerin yanında dergi ve gazetelerde çıkan sayısız haberler, şampiyonaya işaret etti. Bu veriler ve yarışa yönelik beğeni en çok ilçelerini sporları ile dünyaya tanıtmak için 92
ANTALYA
harekete geçen Kemer Enduro Kulübü üyelerini mutlu etti. Başarılı bir organizasyonla Kemer’in adını duyurmayı başaran sporcular, yeni yarışın hazırlıklarına da ara vermeden başladı. Bu yıl 19-20-21 Ekim tarihlerinde düzenlenecek yarışların sporcu kayıtları başladı. Dayanıklılık anlamına gelen enduro yarışları, zorlu doğa şartlarına karşı yapılıyor. Sporcular, doğa koşullarının yanı sıra birbirlerine karşı da mücadele edip, parkuru en önce tamamlamaya çalışıyor. Sea To Sky ile Türkiye’nin, Antalya ve Kemer’in tanıtımı yapılırken, aynı zaman bölgenin doğa sporlarına uygunluğu da tüm dünyaya gösteriliyor. Sea to Sky yarışının ardından yıl içerisinde yurt dışından enduro turları için Kemer’e gelmek isteyen sporcu sayısında artış gözleniyor.
Şubat / February - Mart / March 2012
competition took place on the beaches of Antalya on a warm day. The same day, racers crossed the 40 kilometer forest trail. Motorcyclists, who started all together from the Çamyuva area after the first two trails, reached Mount Olympos after passing through rough pathways. Then the hardest part of the race began. 100 motorcyclists tried to cross through streams, forests and cliffs to reach the peak of Mount Tahtalı but only 11 of them made it.
improve and attract a lot of attention in the upcoming years. The race was extensively featured on national and international televisions, newspapers and sector magazines. This feedback made the members of the club very happy. The sportsmen, who succeeded in advertising Kemer to the world with a successful organization, started preparing for the new race. Entries have begun for this year’s race which will take place on October 19-20-21.
Countdown to a new race
Enduro, which comes from the word endurance, is a race that involves tough natural conditions. Sportsmen are both competing against each other and natural conditions. Kemer and Turkey is advertised through Sea To Sky and it also helps show the world that the region is ideal for nature sports. After the success of Sea to Sky races, more and more sportsmen have shown interest in coming to Kemer for enduro tours.
British motorcyclist Graham Jarvis finished the race in first place while another British sportsman Jonny Walker came in second. The only Turkish motorcyclist to reach the top was İsmail Özgül from the Kemer Enduro Club while New Zealander Chris Birch finished third. The event which brought together the world’s best motorcyclists was a big hit with the authorities and it was noted that the race would continue to
ANTALYA 93
Ĺžubat / February - Mart / March 2012
DÜDEN denizden ayrı bir güzel
Kaleiçi’nden başlayan tekne turumuzda falezlerin olağanüstü yapısında hayallere dalarken, Fener burnunu döndükten sonra Düden Şelalesi’nin tüm güzelliği ile çağladığını görüyoruz. Yani Antalya’nın her karışında ayrı bir güzellik yattığına yine tanık oluyoruz.
Fotoğraflar / Photographs: Özgür ÖNDER
94
ANTALYA
Şubat / February - Mart / March 2012
Düden is even more beautiful from the sea We see the Düden waterfall flow with all its glory after turning from Fenerpoint as we start daydreaming during our boat trip that started at Kaleiçi. We witness that the waterfall provides every inch of Antalya with a different beauty.
G
ökyüzünün mavi dekorunun önünde yükselen Toros Dağları, diğer yanda turkuvaz suların eşlik ettiği kilometrelerce uzunluğundaki Konyaaltı sahili. Dağların muhteşem manzarasına eşlik eden Akdeniz mavisini, yani bu eşsiz coğrafyayı göreceğiniz en iyi yer ise falezler. Kısaca Antalya’nın büyülü manzarasını falezler üzerinden, falezleri ise denizden izlemek bir başka güzel. İşte bu güzelliği doyasıya yaşamak için sabahın erken saatlerinde düşüyoruz yola. Tarihi Kaleiçi’nin dar sokaklarını süsleyen evlerin arasından geçerek yat limanına ulaşıyoruz. Sabah saat 09.30’da başlayacak ve yaklaşık 2 saat sürecek eşsiz doğa manzaralı toplam 16 deniz mili yolculuk için son hazırlıklar yapılıyor. Teknemizin demir alması ve yavaşça ilerlemeye başlamasıyla birlikte tarihi
Kaleiçi’nin surları ve hemen arkasındaki tarihi evler yaşanacak güzelliklerin müjdecisi oluyor. Tarihi Kaleiçi Yat Limanı’ndan usulca çıkan kaptanımız rotasını doğuya, yaklaşık 30 metre yükseklikten Akdeniz’e dökülen Düden Şelalesi’ne çeviriyor. Kıyıya paralel seyrederken, karşımızda yükselen falezlerin karstik yapısı, görsel bir şova dönüşüyor. Bu arada teknenin üst katındaki misafirler, fotoğraf makineleri ve kameraları ile bu güzelliği kayıt atına almak için birbiriyle yarışıyor. Dalgaların falezlerle binlerce yıllık mücadelesi kimi zaman denizden yükselen dik bir kaya, kimi zaman mağara olarak karşımıza çıkıyor. Limandan ayrıldıktan hemen sonra karşılaştığımız denizden yaklaşık 20 metre yükseklikteki kayanın üst noktasında odayı andıran
T
he shoreline of Konyaaltı; the Taurus Mountains on one side and crystal clear waters on the other side… The cliffs are the best places where you can see the unique merging of the mountains and the blue of the Mediterranean. It is a unique experience to see the magnificent view of Antalya from the cliffs and the cliffs from the sea. We set out very early in the morning to enjoy this experience to the fullest. We reach the marina through houses that adorn the narrow streets of Kaleiçi. The 2 hour boat journey is about to start. As the boat leaves the marina, the historical walls and houses that we leave behind are the harbinger of a magnificent journey. Our captain sets course towards Düden waterfall, which flows to the MediANTALYA 95
Şubat / February - Mart / March 2012
yapı, şaşkınlığımızı bir kat daha artırıyor. İlerlemeye devam ediyoruz. Diğer teknelerdeki misafirlere biz de el sallayarak karşılık veriyoruz. Doğanın eşsiz bir manzarasının karşısında olmanın mutluluğunu biz de yaşıyoruz.
terranean from 30 meters. As we sail parallel to the shore, the structure of the cliffs turns into a visual show. In the meantime, the guests on the upper part of the boat are racing to take pictures and record this magnificent view.
Her karışı ayrı güzel
The struggle of the waves with the cliffs presents themselves as steep rocks or caves. The room like structure that we see on top a rock 20 meters above sea level surprises us. We keep on going. We wave to the guests on other boats. We are happy to be enjoying the wonderful gifts of nature.
Yolculuğumuz ilerlerken falezlerin her karışında farklı bir yapı ile karşılaşıyoruz. Eşsiz güzelliği izlerken, dağların muhteşem manzarasını da kaçırmamaya çalışıyoruz. Zirvede karların artık yok olmaya yüz tuttuğunu görüyoruz. Tekrar falezlere baktığımızda bu manzaranın tersine kıyıda yüzenler gözümüze takılıyor. Antalya’da her mevsim denize girilebildiğini görmek ayrı bir mutluluk kaynağı oluyor bize. Düden 96
ANTALYA
Şubat / February - Mart / March 2012
Every inch is more beautiful
As we continue our journey, we see different kinds of
ANTALYA 97
Ĺžubat / February - Mart / March 2012
Şelalesi’ne yaklaştıkça heyecanımız artıyor. Misafirlerin yanı sıra bu eşsiz manzaraya defalarca şahit olan teknenin kaptanı ve yardımcılarını bile heyecan kaplıyor. Denizcilik üzerine üniversite eğitimi almaya hazırlanan kaptanın yardımcısı sesleniyor, ‘Burnu dönünce Düden’deyiz.’’ İşte o sırada şelalenin denize çarpmasıyla oluşan su zerreciklerini hissediyoruz. Fener burnunu döndüğümüzde tüm güzelliğiyle karşımıza çıkıyor Düden Şelalesi. Muhteşem manzara ile başbaşayız. Şelalenin Akdeniz ile buluştuğu noktada oluşan su zerrecikleri görüntüye ayrı bir güzellik kazandırıyor. O su zerrecik98
ANTALYA
Şubat / February - Mart / March 2012
lerinin birazdan teknedeki misafirlerin ve kaptanın neşe kaynağı olacağından habersiz, şelaleyi izliyoruz sessizce. Tekne manevra yapıyor ve usulca yaklaşmaya başlıyor. Düden Şelalesi’nin büyüsünden üzerimize gelen su zerrecikleri ile uyanıyoruz. Kahkahalar eşliğinde atılan sevinç çığlıkları ile yeniden Düden Şelalesi’ni izlemeye koyuluyoruz. Havaların sıcak olmasına rağmen mevsim koşulları nedeniyle Düden Şelalesi’ne karşı bu kez Akdeniz’in turkuvaz mavisi sularında yüzme imkânı bulamıyoruz. Bir sonraki buluşma için Düden’e söz verip, yat limanının yolunu tutuyoruz.
structures on the cliffs. As we watch the magnificent view, we are trying not to miss the glorious panorama of the mountains. We see that the snow is about to melt on the top. As we turn to look at the cliffs, we see that there are people who are swimming. It is a joy to see that one can swim in Antalya all year round. We are getting more excited as we near Düden waterfall. Even the captain and his crew are excited. The second captain, who is getting ready to go to Maritime College, shouts out “We will reach Düden after this turn.’’ Right then, we feel the water bubbles
that form as the waterfall meets the sea. And here is Düden waterfall! We are alone with a magnificent view. Water bubbles that form at the place where the waterfall meets the Mediterranean makes the view even more beautiful. We watch the waterfall in silence. The boat slowly starts closing in on the waterfall. We are awakened by the bubbles from the waterfall. We continue watching the waterfall amongst laughs and cheers. Even though the weather is warm, we can’t swim because it’s too early in the season but we take a rain check and return to the marina.
ANTALYA 99
Ĺžubat / February - Mart / March 2012
Karaalioğlu Parkı’nın simgesi
Yeşil Papağanlar Tropikal Asya ve Afrika’da yayılış gösteren yeşil papağanlar, Antalya’ya kadar gelip Karaalioğlu Parkı’nı nasıl mesken seçtiler bilinmez. Ancak bilinen tek gerçek parka renk kattıkları, görenlere neşe kaynağı oldukları.
Fotoğraflar / Photographs: Gökhan GÜLER
100
ANTALYA
Şubat / February - Mart / March 2012
The symbol of Karaalioğlu Park:
Green Parrots We don’t know how green parrots, which are mainly found in the tropics, Asia and Africa, found their way and settled in Karaalioğlu Park but what we do know is that add color to the park and bring joy to everyone.
T
arihi Kaleiçi ve yanı başındaki Karaalioğlu Parkı, uzun yıllardır kader arkadaşıdır. Kaleiçi halkı yazın bunaltıcı sıcaklarında, kışın yazı aratmayan günlerinde pakın bulunduğu alanı mesire yeri olarak kullanır, kentin en güzel manzarasında günün keyfini çıkarır. Bu durum Kaleiçi’nin ziyaretçileri için de geçerlidir. Dar sokaklardaki gezinin yorgunluğu Karaalioğlu Parkı’nda atılır. Karaalioğlu Parkı Antalya’nın en güzel manzarasına sahip olmanın yanında çok sayıda kuş türüne de ev sahipliği yapar. Sabah sporuna parkta başlayanlar, günün yorgunluğunu parkın dağ ve deniz manzarası eşliğinde atanlar, kuş sesleriyle de huzur bulur. Kuş gözlemcilerinin de dikkatini çeken parkta yapılan çalışmalar, 9 takım 26 familyaya ait 54 kuş türünün yaşadığını
belirledi. Ebabilden akkarınlı saksağana, yalı çapkınından arı kuşuna 54 tür parkı kendine mesken tuttu. Bu kuş türlerinden bir tanesi vardır ki, görenleri büyülediği gibi parkın da simgesi haline geldi; Yeşil Papağan. Karaalioğlu Parkı’nda grup olarak 10-15 arası yeşil papağan yaşar. Tropikal Asya ve Afrika’ya ait olan yeşil papağanların Karaalioğlu Parkı’na nasıl geldiği bilinmez. Halk arasında anlatılan hikayeler, varlıklarını daha da ilginç kılar. Antalyalıların ifadelerine göre yeşil papağanlar, 50 yıla yakın zamandır parkta yaşar. En çok iki varsayım üzerinde durulur. Bunlardan birincisi ticareti yasak olan ve gümrükte yakalanan yeşil papağanların doğaya salınması sonucu parkta yaşamaya başlamasıdır. İkinci varsayım ise kafeslerden kaçan yeşil papağanların
T
he historical Kaleiçi district and Karaalioğlu Park next to it have been friends for years. The locals of Kaleiçi use the cool park as a recreational area during the summer and enjoy their day looking at the city’s best panorama. This is also true for the guests that come to Kaleiçi. The park is a great rest stop after a long day of walking. Karaalioğlu Park, besides having the best view in Antalya, is also home to many types of birds. Those who start the morning by jogging in the park and those who end the day in serenity find peace with the sounds of these birds. Works at the park, which also attracts attention from bird watchers, have determined 54 types of birds from 26 families in the park. But there is one
type that has become the symbol of the park: the green parrot. There are between 10-15 green parrots that live in groups at Karaalioğlu Park. We don’t know how these parrots, which usually live in the tropics, Asia and Africa have ended up at the park but the stories told by locals makes the mystery all the more interesting. According to locals, the parrots have been living in Antalya for nearly 50 years. There are two plausible theories: the first one suggests that the green parrots found their way to the park after they were released at the customs, since trading green parrots is illegal. The second theory suggests that they had escaped from their cages and became a settled community. Even though we don’t know ANTALYA 101
Şubat / February - Mart / March 2012
parkta yerleşik bir topluluk haline gelmesidir. Sonuçta parkı nasıl mesken seçtikleri bilinmese de, onlar Karaalioğlu’na renk katar, görenlere neşe kaynağı olur. Yeşil papağanları Karaalioğlu Parkı’nda görmek isteyenlerin yapması gereken tek şey, bir palmiye ağacının karşısına oturmaktır. Özellikle sabah saatlerinde yeşil papağanlar palmiye ağaçları arasında uçuşurken ya da kuluçka dönemi sonrasında yavrusunu beslerken ziyaretçilerine göz kırpar.
Nesli tehlike altında
İstanbul, Ankara ve İzmir’de de görülen yeşil papağan, Antalya’da uzun yıllardır yaşadığı parkın simgesi haline geldi. Karaalioğlu’nda yapılan gözlem sonucu görülen yeşil papağanlar 38 ila 42 santimetre boyundadır. Yeşil papağanların kanat açıklı102
ANTALYA
Şubat / February - Mart / March 2012
ğı ise 42 ila 48 santimetre arasındadır. Yeşil papağan, adından da anlaşılacağı gibi yeşil renklidir. Uzun bir kuyruğa sahip olan yeşil papağan, kırmızı gagalıdır. Erkeklerin boynunda siyah halka bulunur ve uçarken çıkardıkları ses çığlığa benzer.
how they got here, we know that they bring joy to the park. The only thing you have to do if you want to see a green parrot at the park is to sit across a palm tree. They are mostly visible during the morning or while their feeding their offspring.
Parktaki ağaçların oyuklarında yuvalanan yeşil papağanlar 2 ila 5 arasında yumurta bırakır ve kuluçkaya yatar. Nesli tehlike altında olan yeşil papağanların yok olmaması için korunması gerekiyor.
Threat of extinction
The green parrot, which can also be seen in İstanbul, Ankara and İzmir, has become the symbol of the park. After observations, it was determined
that the parrots living in the park are between 38 and 42 centimeters in height. The width of their wings is between 42 and 28 centimeters. The green parrot has a long tail and a red beak. The males have a dark circle around their necks and their voice resembles a scream when they flu. The parrots, which live in niches in trees, lay between 2 and 5 eggs. These parrots need to be placed under protection because this species is facing extinction.
ANTALYA 103
Ĺžubat / February - Mart / March 2012
Havlunun kitabını yazdı Yirmi yılı aşkın süredir turizm ve otelcilik yapan Emir Hepoğlu, ‘’Sevimli Havlular’’ kitabıyla farklı havlu katlama tekniklerini otel odalarından çıkarıp ev hanımlarına sunacak.
Has written the book of towels Emir Hepoğlu who is in tourism business over 20 years has written “Cute Towels” book and revealed different kind of towel wrapping.
H
avlu katlama sanatı, dünya genelinde ‘’Towel Origami’’ ya da kısa adı ile ‘’ ’’ olarak anılır. 1970’li yılların sonundan bu yana özellikle Karayipler’de seyreden seyahat gemilerinde misafir kamaralarına oda temizlik hizmetlileri tarafından sempatik bir dekor oluşturmak amacı ile konulmaya başlanan bu sanatla ilgili değişik teoriler de bulunur. 1920’li yıllarda ‘’Titanik’’ ve benzeri seyahat gemilerinde, alt kamaralarda ucuz yolculuk yapmak zorunda kalan düşük gelir grubuna mensup yolcuların, akşam oda servisini alamamaları nedeni ile başlattıkları bir protesto biçimi olarak da havlu katlama sanatının ortaya çıktığı söylenir. Artık gelenekselleşen bu sanatın uygulamalarını, dünyadaki tüm kruvaziyerlerde görmek mümkün.
Ülkemizde ise uzun yıllardır başta konaklama tesisleri olmak üzere misafir odalarında kullanılan ’Towelgami’, turizm sektörünün renkli ismi Emir Hepoğlu’nun kaleminden 104
ANTALYA
Şubat / February - Mart / March 2012
bir başka hayat buldu. Yirmi yılı aşkın süredir sektörde olan Hepoğlu, İngilizce ve Türkçe yayınlanacak ‘’Sevimli Havlular’’ (Cute Towels) adlı kitabıyla turizm haricinde hobi severlere de ulaşmaya çalışacak. İlginç ve farklı havlu katlama tekniklerini ev hanımlarına sunmayı hedefleyen Hepoğlu’nun kitabı, başkanlığını yaptığı IEHA Türkiye Uluslararası Housekeeper’lar Birliğinin ilk yayını olma özelliğini de taşıyacak.
T
owel wrapping art is known as “Towel Origami” worldwide and in short “Towelgami”. Especially it is used by the housekeeping in the big ships at the end of 1970s. Today it is traditional and you can see it at every cruise ship.
“Towelgami” is used at the accommodation facilities at the guest rooms
and find another way of life with the book by Emir Hepoglu. Hepoglu will publish the book in English & Turkish and “Cute Towels” wilb be reachable by tourism & hobby lovers. Hepoğlu also wants to introduce his book to house wifes. He is also the president of IEHA , and this book will be their first publishment.
ANTALYA 105
Ĺžubat / February - Mart / March 2012
Yivli Minare Alaeddin Cami Kaleiçi’nde günümüzden 639 yıl önce yapılan Yivli Minare-Alaeddin Cami, çok kubbeli cami tipinin Anadolu’daki en erken örneklerindendir.
Yivli Minare-Alaeddin Mosque Yivli Minare-Alaeddin Mosque, which was built in Kaleiçi 639 years before our time, is one of the earliest examples of multi domed mosques in Anatolia.
Yazı ve Fotoğraflar Article & Photographs: Özgür ÖNDER
106
ANTALYA
Şubat / February - Mart / March 2012
Yivli Minare-Alaeddin Mosque Yivli Minare-Alaeddin Mosque, which was built in Kaleiçi 639 years before our time, is one of the earliest examples of multi domed mosques in Anatolia.
A
ntalya’nın incisi Kaleiçi’nin dar sokakları, yüzlerce yıllık tarihin izlerini taşır. Bugünkü Antalya’nın çekirdeğini oluşturan Kaleiçi’nde Roma Döneminden Selçuklulara çok sayıda yapı, hala zamana meydan okur. Bazen bir su yolu, bazen bir kule, bazen de bir cami, dar sokağın köşesinde karşınıza çıkıverir. Yüzlerce yıllık tarihe sahip bu yapılardan bir tanesi de Yivli Minare-Alaeddin Camisi’dir. İskele caddesi üzerinde Tabakhane sokakta bulunan, çok kubbeli cami tipinin Anadolu’daki erken örneklerinden birisi olan Yivli Minare-Alaeddin Cami, günümüzden 639 sene önce 1373 yılında yapılmıştır. Mimarı Balaban Tavaşi olan camiyi, Hamitoğlu Mehmet Bey inşa ettirmiştir. Yivli Minare Külliyesi içerisinde, minarenin yanında bulunan cami, Selçuklu mimarisinin izlerini taşır. Enine dikdörtgen bir yapıda olan caminin üzeri 6 kubbe ile örtülüdür. Bu kubbeler ikiz kemerlere istinat ettirilmiştir. Cami içindeki sütun ve başlıklar tamamen devşirme ve antik unsurlardır. Başlıkların çoğu korint tarzıdır.
T
he narrow streets of Kaleiçi, the pearl of Antalya, carry the traces of hundreds of years of history. Many structures from the Roman era all the way to the Seljuk period still stand in the area, which is the core of Antalya. Sometimes a canal, a tower and sometimes a mosque suddenly appears on the corner of a narrow street. One of these century old structures is the de Yivli Minare-Alaeddin Mosque. The mosque, located in Tabakhane Street on İskele Avenue, is one of the earliest examples of multi domed mosque types in Anatolia, was built in 1373. The mosque’s architect was Balaban Tavaşi and it was commissioned by Hamitoğlu Mehmet Bey. The mosque, which is located within the Yivli Minare Complex, carries the traces of Seljuk architecture. The mosque, which is rectangular at width, is covered by six domes. These domes are based upon twin arches. The columns and head pieces in the mosque are all antique. Most of the head pieces are ANTALYA 107
Şubat / February - Mart / March 2012
Dört başlık, antik sütun kaidelerinin ters çevrilerek sütunun üzerine konması ile başlık halini almıştır. Caminin içinde aynı kalınlık ve yükseklikte 12 adet sütun vardır. Tek sütunlar boyuna, sağ ve soldakiler enine ikişer sivri kemere istinat eder. Üçlü grupların ortalarına düşen sütunlar, sivri kemerleri taşır. Yivli Minare-Alaeddin Cami’ne drenaj kanalı yapmak amacıyla gerçekleştirilen kazıda, kuzeydeki kapının altından harime giren bir su tesisine ait izler ortaya çıkmıştır. Harimin ortasına kadar giden su kanalının muhtemelen bir havuz ya da selsebile su sağladığı anlaşılmıştır. Camini içindeki su kanalının takibi sırasında kademeli bir duvar sisteminin olduğu görülmüş ve doğu tarafta bulunan kapı eşiği altından 108
ANTALYA
Şubat / February - Mart / March 2012
suyun çıkışının sağlandığı tahmin edilen ikinci bir künk sistemi daha bulunmuştur. Caminin doğu tarafındaki kapının üzerinde bir de kitabe yer alır. Kitabede, ‘’Esirgeyen ve bağışlayan Yüce Allah’ın adıyla. Allah’ın ihsanı ve güzel lütuflarından sonra, Yüce Allah’ın isteği ve yine O’nun yardımı ile hasıl olunca Antalya şehri feth olundu ve bu mübarek cami bina edildi ve yenilendi.Allah’ın hediyesine şükran. Büyük Emir, Sahiller Sultanı, Devletin ve Dinin Cengaveri Yunus Oğlu Mahmud oğlu MuhammedAllah mülkünü kalıcı kılsın. 21 Zilkade sene 774 (21 Mayıs 1373) mimar Balaban elTevaşi’’yazısı vardır.Vakıflar Bölge Müdürlüğü tarafından restore edilen cami, bugün hem ibadete hem de turistlerin ziyaretine açıktır.
Corinth style. Four head pieces were formed by reversing the antique column bases and placing the head pieces on top. There are 12 columns in the mosque with identical thickness and height. The single columns support vertical twin arches and the ones on the right and left support vertical twin arches. The columns in the middle of the three grouped columns carry sharp arches. During the excavations at the mosque to establish a drainage canal, traces of a water facility were unearthed that began at the bottom of the northern entrance all the way to the harim, which is thought to have been a water conduit to a pool or a fountain. A
graded wall system was also found during the dig and a second pipe system was found that is thought to have been the exit route of the water. There is an epigraph above the door on the northern side of the mosque which reads, ‘’with the name of God that forgives. Antalya was conquered with the help of God and this mosque was built with the grace of God and renewed. We give thanks to the gift of God. May God protect the building owned by Muhammed-Allah. May 21, 1373. Architect Balaban el-Tevaşi’. The mosque, which was renovated by the Foundations Regional Directorate, is open for religious services and tourist groups.
KUNDU TURİZM YATIRIMCILARI BİRLİĞİ
KUNDU TOURISM INVESTORS ASSOCIATION
Green Palace
KUYAB Kundu Turizm Yatırımcıları Birliği Yalıçam Mevkii Kundu Köyü Lara Posta Dağıtım Müdürlüğü Pk.5 Aksu/Antalya Tel:0242 431 24 24 - 431 24 71 Faks:0242 431 24 74
www.kuyab.com
Yrd. Doç. Dr. Cemali SARI/Akdeniz Üniversitesi Eğitim Fakültesi Öğretim Üyesi Assistant Docent/ Mediterranean University
Körfezin batısında yükselen yaylaların merkezi:
Feslikan Antalya ve çevresinin en bilinen yaylasıdır Feslikan. Yayla yerleşmelerini birbirine bağlayan yolların geçiş güzergâhında olması önemini artırır. En çok da yaylacılık faaliyetine katılanların dinlenme ve serinleme mekânı, şenliklerin adresidir.
The center of the plateaus that rise from the west of the bay: Feslikan Feslikan is the most well known plateau in and around Antalya. The fact that it’s on the route of the roads that connect the other plateau settlements makes it even more important. It is the address of festivals and a rest stop from those who participate in various plateau activities.
110
ANTALYA
Şubat / February - Mart / March 2012
F
eslikan, Antalya ve çevresinin en bilinen yaylasıdır. Yayla, Eren Dağı, Bereket Dağı ve Karadağ arasında uzanan ve yükseltisi 1800-2000 metre arasında değişen plato sahasının güney doğusunda konumlanır. Antalya körfezinin batı kıyılarında yükselen bütün yaylaların merkezi durumundadır. Kuzeyinde Eren Dağı’nın yer aldığı yayla yerleşmesinin doğusunda Sakarpınarı ve Narpızlı, batısında Karçukuru, güneybatısında ise Tufa Yaylası bulunur. Yayla yerleşmelerini birbirini bağlayan yolların geçiş güzergâhında yer alması, Feslikan’a özel bir önem kazandırır. Yayla, Antalya ili Konyaaltı ilçesi idari alanı sınırları içinde yer alır. Yayla ile Antalya şehir merkezi arasındaki mesafe yaklaşık 44 kilometredir. Ancak, Antalya Körfezi ile Beydağları arasında kısa mesafede oluşan büyük yükselti farkı nedeniyle bu yol yaklaşık 1 saatlik sürede kat edilebilir. Söz konusu yol tamamen asfaltla kaplıdır. Bugün Feslikan Yaylası’na özel otomobillerle çıkılabildiği gibi, Temmuz ve Ağustos aylarında her gün düzenli olarak minibüsler ile de ulaşmak mümkündür. Feslikan Yaylası günümüzde tipik bir kırsal rekreasyon yaylasıdır. Yaylacılık faaliyetine katılan nüfusun hemen tamamı dinlenme ve serinleme amacıyla burada bulunur. Yayla Çakırlar, Bahtılı ve Hurma köylerinden çıkan yaylacılar tarafından kullanılır. Son yıllarda Antalya’dan da yoğun bir yaylacı talebi söz konusudur. Feslikan Yaylası, 500’e yaklaşan konut sayısı ile Beydağları’nın en kalabalık yayla yerleşmelerinden birisidir.
Yayla şenlikleri adı altında etkinlikler, ülkemiz yaylalarının birçoğunda yıllardır sürdürülmektedir. Bu organizasyonlarla yaylaların, yayla ürünlerinin tanıtımı yapılır, pek çok farklı yerleşmeden gelen insanlar kaynaşır, kurulan pazardan alış-verişler yapılır ve böy-
F
eslikan is the most well known plateau in and around Antalya. The plateau is located to the southeast of the plateau land between Mount Eren, Mount Bereket and Mount Karadağ. It is the center of the plateaus that rise from the west of the bay. To the north of the plateau is
Mount Eren; to its east are Sakarpınarı and Narpızlı, to its west lies Karçukuru and to its southwest is the Tufa plateau. The fact that it’s on the route of the roads that connect the other plateau settlements makes it even more important. The plateau is situated within the jurisdiction of Konyaaltı borough. The plateau is 44 kilometers from the city center of Antalya but because of the elevation difference between the bay of Antalya and Beydağları Mountains, the journey from the center to the plateau takes about an hour. The road is asphalt. Today, you can drive to the plateau or take a minibus, which runs daily during July and August. The Feslikan Plateau is a typical rural recreation plateau. Almost all people who come to the plateau are there to rest and cool down. The plateau is mainly used by the locals who come from ANTALYA 111
Şubat / February - Mart / March 2012
are invited to Feslikan, traditional oil wrestling competitions and collective circumcisions are organized. Nearly 5000 guests come to these festivals from and around Antalya which are organized every first week of August.
lece kültürümüzün bir parçası olan yaylacılık faaliyetleri farklı amaçlarla da olsa sürdürülür. Feslikan da bu yaylalardan biridir. Özellikle Antalya’da yayla şenlikleri ve festivalleri denilince ilk olarak akla Feslikan Yaylası gelir. 2005 yılından bu yana düzenlenen geleneksel Feslikan Yayla Şenlikleri, Beydağları’na ve yaylalarına yönelik ilgiyi artırmış ve bu yaylaların tanıtımında önemli rol oynamıştır. Feslikan’a şenlikler boyunca ulusal düzeyde ünlü sanatçılar ve davetliler çağrılmakta, geleneksel yağlı pehlivan güreşleri sürdürülmekte ve toplu sünnet törenleri yapılmaktadır. Her yıl Ağustos ayının ilk haftasının Cuma, Cumartesi ve Pazar günlerini içine alan dönemde yapılan şenliklere, Antalya şehri ve yakın çevresinden 5000 dolayında ziyaretçi gelmektedir. Feslikan yaylasının ana fonksiyonu, dinlenme ve serinlemeye yönelik rekreasyonel faaliyetlere dayanır. Bu yüzden yaylaya çıkış ve iniş tarihleri sıcaklığın yıl içindeki seyri ile yakından ilgilidir. Ancak bu doğal etmen 112
ANTALYA
Şubat / February - Mart / March 2012
tek başına belirleyici değildir. Okulların açılış kapanış tarihleri, yıllık izinlerin kullanılma dönemleri, tarımsal faaliyetler gibi daha birçok etmen yayla takvimini yakından ilgilendirir. Feslikan Yaylası’na çıkan nüfus miktarının artması bazı sorunların da ortaya çıkmasına neden olmuştur. Bu sorunlar temelde doğal kaynakların artan talepleri karşılayamayışından kaynaklanır. Bunların en belirgini ise su sorunudur. Bu sorun yeni su depolarının yapımı ya da Sakarpınarı’ndan getirilecek su ile çözülebilir. Feslikan Yaylası, Temmuz ve Ağustos aylarında 2000’i aşan nüfusuyla büyük bir köy görünümü kazanır. Bakkallar, kasaplar bu dönemde 3-4 aylık süreyle çalışırlar. (Bu işletmelerin sahipleri çoğunlukla köylerinde de aynı işi yapmaktadırlar). Kasaplar yakın çevresindeki yaylalardan satın aldıkları hayvanları günlük olarak satmaktadırlar. Dolayısıyla ziyaretçiler temel ihtiyaç malzemelerini tamamını yayladan karşılayabilirler.
villages like Çakırlar, Bahtılı and Hurma. Lately, a lot of people have been coming to the plateaus and with almost 500 houses; Feslikan is one of the most crowded plateaus in the region.
Mainly, people come to Feslikan plateau to rest and cool down and that is why going to the plateau depends on the weather. But also, the school year, agricultural activities and yearly vacation dates affect the number of people that go to the plateau.
Activities which are being organized under the plateau festivals name have been going around for many years. The products of the plateau are advertised during these events, people from other plateaus meet and shop and plateau activities, which are a part of our culture, are kept alive. Feslikan is one of those plateaus. When plateau festival and activities are concerned, the events at Feslikan are very popular. The Feslikan Plateau Festivals, which are being organized since 2005, has increased interest in Beydağları and the plateaus and this has been a great advertisement for the region. During the festivities, famous artists
The increase of the number of people that go to Feslikan has caused some problems and that is because natural resources cannot keep up with the growing demand. The main problem is water shortage and this could be dealt with by building water depots or bringing water from Sakarpınarı. The Feslikan plateau resembles a big village during July and August with a population over 2000. The markets work for 3-4 months during this period. Butchers provide daily meat at the plateau with the animals they buy from other plateaus. In short, guests can get their basic daily needs at the plateau.
‘Alışverişte Kalite ve de Güven’
Dayanıklı Tüketim Malları Pazarlama Tekel Ür. Kuyumculuk Tur. İth. İhr. San. Ltd. Şti. İLETİŞİM
KUYUMCULUK
OTEL
-R
L
Kuyumculuk
OTE
GÜNDOĞDU
T
RUK DU AN
BEYAZ EŞYA
E S TA U
R
AKSEKİ - ANTALYA
GÜNDOĞDU DTM PAZ.TEKEL ÜRÜNLERİ KUYUMCULUK TUR.TİC ve SAN. LTD. ŞTİ Demirciler Mah.Rasih Kaplan Cd.No:44/B Akseki/ANTALYA ANTALYA 113 Tel: 0 242 678 11 13 - 678 20 34 Faks: 0 242 678 13 94 Şubat / February - Mart / March 2012 gundogdutic@biri.com.tr www.gundogduticaret.com
Geçmiş müzede yaşıyor Kereste tüccarı M. Tevfik Azakoğlu tarafından yaptırılan ve 1935 yılında Atatürk’ü ağırlayan konak, bugün müze olarak yerli ve yabancı misafirlere hizmet veriyor. Müzede Atatürk’ün kişisel eşyaları ile Alanya kültürünü yansıtan eşyalar bulunuyor.
Lives the past in the museum The mansion that was built by the lumber merchant M. Tevfik Azakoglu, hosted Atatürk in the year of 1935 and serves as a museum to local & foreign guests. There are Atatürk’s personal goods and things that remembered Alanya culture in the museum.
H
er karışında tarihin derin izlerini taşıyan Antalya, doğal güzellikleri kadar arkeolojik zenginliğiyle de biliniyor. Binlerce yıllık
tarihe sahip arkeolojik eserler, kentin dört bir yanındaki müzelerde ziyaretçileriyle buluşuyor. Antalya’da arkeolojik eserlerin sergilendiği
A
ntalya where known with its archeological richness as well as its natural beauty carries deep traces of history at every
inch of it. Archaeological arts with thousand years past meet with the visitors at the museums located all around Antalya. The houses where
Yazı ve Fotoğraflar Article & Photographs: Özgür ÖNDER
114
ANTALYA
Şubat / February - Mart / March 2012
bu yapılar kadar, Türkiye Cumhuriyeti’nin kurucusu Ulu Önder Atatürk’ün Anadolu turları sırasında dinlendiği evler de birer müzeye dönüştürülüyor. O müzelerden bir tanesi de Antalya’nın turistik Alanya ilçesinde bulunan Alanya Atatürk Evi Müzesi. Şekerhane Mahallesi Azaklar Sokak’ta bulunan Alanya Atatürk Evi Müzesi, 19. yüzyılın sonlarında kereste tüccarı M. Tevfik Azakoğlu tarafından inşa ettirildi. Toplam 826 metrekarelik alana yaptırılan 235 metrekarelik kapalı alana sahip 3 katlı konak tipindeki yapının, karnıyarık şeklinde planı bulunur. Kagir olarak yapılan evin zemin ve birinci katı moloz taş ahşap hatıllıdır. İkinci kat ise ahşap çatkılı bağdadi tarzındadır. İçi ve dışı sıvalı badanalı olan ev, geniş saçaklı piramidal tarzda çatıya sahiptir. Evin üzeri alaturka kiremit ile örtülmüştür.
Kale ve tersane manzaralı
Eve güney cephesinden bahçedeki 2 katlı demir kapı ile girilir. Kare döşemeli bir zeminden taş basamaklı merdiven ile birinci
kata çıkılır. Zemin katın tabanı ilk yapımında topraktır ve o dönemde depo olarak kullanılır. Evin 1. ve 2. katının planları aynı olup, 2 kattaki salonda güneye bakan bir de balkonu vardır. Yapının her katında 5’er oda ve odalarda sandık deposu bulunur. Odaların üçü doğuda, ikisi batıdadır ve ikinci kat düz tavanlı olup, yükseklik 5 metreye yakındır. Ev, Alanya’nın ikli-
Grand Leader Atatürk, founder of the Türkiye Republic has rested during his Anatolian visits are converting to museums, as well as the buildings which archaeological arts were exhibited. One of those museum is the Alanya Atatürk House Museum in Alanya, Antalya’s touristic district. Alanya Atatürk House Museum located at Şekerhane
Mahallesi Azaklar Sokak, was built by the lumber merchant M.Tevfik Azakoğlu at the end of the 19th century. It was built over a 826 square meter area and has 235 square meter closed area with 3 floors in mansion style, and has a plan like a karnıyarık (an eggplant dish). It was built as a stone house, its basement and first floor are made of debris and wood. Second floor was made of Baghdad wood style. House’s inner and outer walls are plastered, has a pyramid style wide eaves roof. Rooftop was covered with Turkish style bricks.
It has a view of the castle and the shipyard.
You can enter to the house from south side passing through a double storied iron door. You can get to the first floor after passing a stone stepped ladder over a square paving base. When it was first built the basement’s floor was made of soil and used as a warehouse in that period. House’s first and second floors’ plans have the same plan, there is also a balcony of the saloon at the second floor looking towards south. ANTALYA 115
Şubat / February - Mart / March 2012
mine göre rahat bir yaşam sürülmesini sağlayacak şekilde tasarlanır. Zamanında tersane ve kale net olarak görülebiliyordu.
Yeğeni bağışladı
M. Tevfik Azakoğlu’nun yaşamını yitirmesinin ardından ev, mirasçısı olan yeğeni Rıfat Azakoğlu’na kaldı. Rıfat Azakoğlu’da evin tapusunu 9 Haziran 1981 yılında Hazine’ye bağışladı. Daha sonra yapı, Kültür ve Turizm Bakanlığı tarafından müzeye çevrildi. Alanya’ya özgü bir mimari ile yapılan evi önemli kılan özelliği, Atatürk’ü ağırlamış olmasıdır. Atatürk, 18 Şubat 1935 tarihinde çıktığı yurt gezisi sırasında Alanya’yı da ziyaret eder. Buraya deniz yoluyla gelen Ulu Önder, birkaç saat dinlendiği evde yorgunluğunu atıp, yeni yolculuğuna hazırlanır. Atatürk, evden ayrılmadan önce binanın güneyinde bir de hatıra fotoğrafı çektirir.
Atatürk’ün kişisel eşyaları sergileniyor
Alanya Atatürk Evi Müzesi, günümüzde yerli ve yabancı turistlerin ziyaretine ücretsiz olarak açıktır. Müzede Alanya kültürü her yönüyle yansıtılırken, Atatürk’ün kişisel eşyaları da sergilenmektedir. Binanın ilk katındaki odada bulunan Atatürk’ün kişisel eşyaları arasında ayakkabısı, gömleği, havlusu, tabakası, bıçağı, çatalı, cepkeni, pijaması ve bornozu yer almaktadır. Atatürk’ün Alanya ziyareti ve konakta geçirdiği saatler sırasında gönderdiği telgraf da hala odada sergilenmektedir. Müzenin diğer odalarında ise Alanya kültürüne yönelik eşyalar ve yöresel kıyafetler bulunmaktadır. 116
ANTALYA
Şubat / February - Mart / March 2012
At each floor there are 5 rooms and there are case rooms at each room. Three of the rooms are located east, two are at the west and second floor has a straight ceiling with a height of 5 meters. House was designed as to live a comfortable life considering Alanya’s weather. At the period you could see the shipyard and the castle clearly.
His nephew donated it
After M. Tevfik Azakoğlu passed away, the house was inherited by his nephew Rıfat Azakoğlu. Rıfat Azakoğlu donated house’s land registry to treasury on 9 Jun 1981. Later, the house is converted into a museum by Culture & Tourism ministery. House’s importance is that it hosted Atatürk. Atatürk visits Alanya on 18 February 1935 while he was touring the country. Grand leader comes here with sea voyage, prepares himself with a rest to his new journey. Atatürk’s photo is taken before leaving the house at the south of the building.
Atatürk’s personal belongings are exhibited
Alanya Atatürk House Museum is open to local and foreign tourists visits free. You can see Alanya’s culture in every way in the museum, and also Atatürk’s personal belongings. Among Atatürk’s personal belongings there are his shoes, his shirt, his towel, his tobacco case, his fork, his pyjamas exhibited in a room at the first floor. The telegraph which Atatürk has sent during the resting hours he spent in the house, still remains in the same room. In the other rooms of the museum, things that belong to Alanya’s culture and traditional clothes are exhibited.
ANTALYA 117
Ĺžubat / February - Mart / March 2012
Kentin içinde ama kentten uzakta Pazar günleri doğayla baş başa kahvaltı yapmak isteyen Antalyalılar, Çakırlar’a gider. Sebze ve meyvelerin dalından koparıldığı gibi satışa sunulduğu yer de burasıdır. 118
ANTALYA
Şubat / February - Mart / March 2012
Inside the citybut far from it The people of Antalya, who want to have breakfast on Sundays in nature, go to Çakırlar. This is also the place where fresh fruit and vegetables are sold.
A
ntalya’nın dünyaca ünlü Konyaaltı sahilinin hemen arkasında bulunan Çakırlar, Toros Dağlarının eteğinde yer alır. Portakal bahçeleri, bahçeler ve çam ağaçları ile kaplı Çakırlar, kentin içinde ama kentten uzaktır. İşte bu yüzden Çakırlar, hafta sonunu doğayla baş başa geçirmek isteyen Antalyalıların uğrak yeridir. Zamanla Antalyalıların ihtiyaçlarını karşılama doğrultusunda bir de pazar kurulan Çakırlar’da, ilk başlarda bölgede yetişen sebze ve meyveler satışa sunulur. Daha sonra köy kahvaltısı veren iş yerleri oluşmaya başlar. Çam ve portakal ağaçlarının arasındaki bu iş yerlerinin en özel yiyeceği ise bazlama, gözleme ve yufka ekmeği ile köylülerin ürettiği peynir, tereyağı, bal ve zeytindir.
uğruyor. Çakırlarlı kadınların yaptığı bazlama ve gözleme iştah açarken, yörede yetişen sebze ve meyveler dalından kopartıldığı gibi satışa sunuluyor.
Tarladan sofraya
Çakırlar Pazarı, özellikle Pazar günleri 3 binin üzerinde ziyaretçiyi ağırlıyor. Pazar, cumartesi günleri de açılıyor. Sabah erken saatlerde Çakırlar Pazarı’na giden Antalyalılar, doğal bir ortamda
Ç
akırlar, which is located behind Konyaaltı beach, is situated on the slopes of the Taurus Mountains. The town, which is surrounded by orange groves, gardens and pine trees, is inside the city but far away from it. That is why locals frequent Çakırlar during the weekends. First, a market was set up in Çakırlar where fruits and vegetables grown in the town are sold. Afterwards, cafes that serve breakfast
were established. The cafes serve excellent breakfast that includes cheese, butter, honey, olives and various baked goods under pine and orange trees. The Çakırlar Market, which is 18 kilometers from the city center of Antalya, is filled with people who first enjoy an excellent breakfast and then buy fruits and vegetables. Baked goods cooked by local women are also favorites at the market.
Antalya kent merkezine 18 kilometre uzaklıkta bulunan Çakırlar Pazarı, Pazar günleri doğayla baş başa bir ortamda kahvaltı yapıp ardından evinin sebze ve meyve ihtiyacını karşılamak isteyen Antalyalıların akınına ANTALYA 119
Şubat / February - Mart / March 2012
önce kahvaltılarını yapıyor, ardından pazar yerine geçiyor. Ziyaretçiler, köylülerin tezgâhlarından ihtiyacı olan sebze ve meyveleri alıyor. Bu sebze meyveler, bölgedeki bahçe, tarla ve seralardan aynı günün sabahında toplanıyor. Satışa sunulan sebze ve meyvelerin tazeliği, Çakırlar Pazarı’na olan ilgiyi artırdığı gibi, sürekli kılıyor. Her türlü sebze ve meyvenin bulunduğu pazara toptancı halinden ürün getirilmemesi en büyük özelliklerinden birini oluşturuyor. Çakırlar Pazarı’nda hizmet veren işletmelerin çoğunu bölge halkı oluşturuyor. Doyranlı Şeri Akkaya da 8 yıldır serasında ve tarlasında yetişen ürünleri pazarda Antalyalıların ve turistlerin beğenisine sunan isimlerden birisi. Pazar günü sabah erken saatlerde topladığı ürünleri pazara getirdiğini kaydeden Şeri Akkaya, “Tezgâhımızdaki ürünlerin hiç birisini toptancı halinden almıyoruz. Hepsi kendi yetiştirdiğimiz taze sebze ve meyveler. Zaten 120
ANTALYA
Şubat / February - Mart / March 2012
toptancı halinden sebze meyve getirirsek ziyaretçilerimiz bir bakışta anlıyor ve almadan dönüyor. Yaz aylarında ise Feslikan Yaylası’ndaki bahçemizde yetiştirdiğimiz sebzeleri satıyoruz’’ diyor. Yaklaşık 12 yıldır her Pazar günü açılan Çakırlar Pazarı, Antalyalıların yanı sıra turistleri de ağırlıyor.
Doğada yürüyüş
Kahvaltısını yapıp, evinin sebze ve meyve ihtiyacını karşılayanlar için bölge farklı alternatifler de sunuyor. Çakırlar’ın birkaç kilometre yukarısında dağların zirvesinden kıvrılarak Akdeniz’e inen Çandır Çayı ziyaretçilerini eşsiz güzelliği ile karşılıyor. Çayın kenarındaki ağaçların arasında bulunan ahşap köşkler, sabah kahvaltısının yanı sıra günün geri kalan kısmını doğayla baş başa geçirmek isteyenlere huzurlu saatler sunuyor. Burada da kahvaltı yapabilen ziyaretçiler, daha sonra Çandır Çayı’na inerek, dere boyunca çam ağaçlarının altında doğayla baş başa kalmanın keyfini sürüyor.
From the field to the table The Çakırlar Market serves over 3000 people on Sundays. It is open during the entire weekend. The people of Antalya, who go to the town early in the morning, first enjoy a big breakfast and then head over to the local market. Guests buy the freshly harvested fruits and vegetables. The freshness of the products increases the popularity of the market. No products are brought from wholesalers. Most of the stands are operated by locals at the market. Şeri Akkaya from Doyranlı has been selling her fresh fruits and vegetables at the market for the past 8 years. Şeri Akkaya, who brings her produce to the market early on Sundays, says “We never buy anything from wholesal-
ers. These are fresh fruits and vegetables that we grow in our fields. During the summer, we sell the vegetables that we grow in our garden at Feslikan plateau.’’ The market, which has been open for almost 12 years, also attracts attention from tourists.
Nature walks
The region also provides alternatives for those who have finished their breakfasts and shopping trips. Çandır Stream, which curves down to the Mediterranean from the mountains above Çakırlar, greets its visitors with a magnificent beauty. The wooden sheds near the stream provide peaceful hours for those who want to spend time in nature. Guests, who can also enjoy breakfast at the location, enjoy their day under pine trees.
ANTALYA 121
Ĺžubat / February - Mart / March 2012
Fotoğraflar / Photographs: Devlet Opera ve Bale Müdürlüğü
Aspendos’ta
festival zamanı Uluslararası Aspendos Opera ve Bale Festivali, dünyada eşine az rastlanır akustiği ile bu yıl kapılarını 19. kez açacak. Yurt dışından toplulukların katılacağı festival, 14 Haziran’da başlayacak ve daha geniş bir zaman dilimine yayılacak.
Kuğu Gölü Balesi
122
ANTALYA
Şubat / February - Mart / March 2012
Festival time at Aspendos The International Aspendos Opera and Ballet Festival will open its doors for the 19th time this year. The festival, which will also be attended by international artists will start on June 14th and last longer this year.
A
nadolu’nun yanı sıra Avrupa ve Kuzey Afrika’nın en iyi korunmuş, olağanüstü akustiğe sahip Roma dönemi antik tiyatrosu Aspendos, bu yıl yine uluslararası festival için konuklarını bekliyor. ‘Uluslararası Aspendos Opera ve Bale Festivali’, 14 Haziran Perşembe günü 19. kez düzenlenecek. Estonya, Rusya, Güney Kore ve Çin’den de toplulukların katılacağı festival, bu yıl daha geniş bir zaman dilimine yayılacak. Böylece Antalya’ya tatile gelen turistlerin en azından bir temsili izlemesi sağlanacak. Roma döneminden kalma 2 bin yıllık Aspendos Antik Tiyatrosu’nda 1994 yılından bu yana düzenlenen ‘Uluslararası Aspendos Opera ve Bale Festivali’ için geri sayım başladı. Devlet Opera ve Balesi Genel Müdürlüğü tarafından bu yıl 19.’su düzenlenecek olan festival, 14-30 Haziran, 4 Temmuz ve 3-15 Eylül 2012 tarihleri arasında yapılacak. Festivale; Antalya, İzmir, Ankara, Mersin ve Samsun Devlet
Opera ve Balelerinin yanı sıra Estonya Ulusal Operası, Ekaterinburg Devlet Akademik Opera ve Balesi, Güney
A
spendos, which is Europe and North Africa’s best preserved Roman era antique theatre with an
Trandot
amazing acoustic, is waiting for its guests that will attend the International Aspendos Opera and Ballet Festival. The festival, which is being organized for the 19th time this year, will begin on June 14 and will also be attended by ensembles from Estonia, Russia, South Korea and China. The festival will last longer this year so that tourists who visit Antalya this summer will at least see one performance. ‘ Countdown to the festival which will take place at the 2000 year old Roman era theatre has begun. The International Opera and Ballet Festival, organized by the State Opera and ballet General Directorate for 19th time will take place on 14-30 June and July 4- September 3-15, 201. The State Opera and Ballet troops from Antalya, İzmir, Ankara, Mersin and Samsun will perform at the festival along with the Estonian National Opera, Yekaterinburg State Academic Opera and Ballet, the Daegu Opera ANTALYA 123
Şubat / February - Mart / March 2012
Kore Daegu Operası ve Pekin Operası katılacak.
Puccini’nin Turandot’u ile başlangıç
Dünyaca ünlü muhteşem eserlerin sahneleneceği ve ünlü sanatçıların konuk edileceği festivalde, 18 yıldır olduğu gibi yine hafızalardan kolay silinmeyecek temsiller gerçekleşecek. Uluslararası Aspendos Opera ve Bale Festivali, İzmir Devlet Opera Balesi’nin sahneleyeceği Puccini’nin
124
ANTALYA
Şubat / February - Mart / March 2012
son eseri olan Turandot operası ile başlayacak. Festival 20 Haziran’da Estonya Ulusal Operası’nın sahneleyeceği Giuseppe Verdi’nin ‘Rigoletto’ operası ile devam edecek. Köklü bir geleneğe sahip olan dünyaca ünlü Ekaterinburg Devlet Akademik Opera ve Balesi, 25 Haziran’da Alexander Porfiryeviç Borodin’in en iyi Rus tarihsel operaları arasında gösterilen ‘Prens İgor’ operasını sahneleyecek.
from South Korea and the Beijing Opera.
The festival begins with Puccini’s Turandot
Memorable performances await the guests at the festival where world famous operas and ballets are staged each year. The festival will begin with Puccini’s Turandot, performed by the Izmir State Opera and Ballet. The festival will continue
on June 20 with Verdi’s Rigoletto opera, performed by the Estonian National Opera. On June 25, the Yekaterinburg State Academic Opera and Ballet will perform Alexander Porfiryeviç Borodin’s Prince Igor, one of the best Russian historical operas. The Yekaterinburg State Academic Opera and Ballet will return to the stage on June 27 to perform Azerbaijani artist Polad Bülbüloğlu’s
Ekaterinburg Devlet Akademik Opera ve Balesi, Azerbaycanlı müzik adamı Polad Bülbüloğlu’nun bestelediği ‘Aşk ve Ölüm’ balesi ile 27 Haziran’da yeniden sanatseverlerin karşısında olacak. Festivale Güney Kore’den katılan dünyaca ünlü Daegu Operası, 30 Haziran’da Giuseppe Verdi’nin bestelediği, Francesco Maria Piave’nin librettosunu yazdığı, Alexandre Dumas’ın
Kamelyalı Kadın romanını temel alan, 3 perdelik ‘La Traviata’ operasını sahneleyecek. Temmuz ayında tek temsilin gerçekleşeceği festivalde sahneye Mersin ve Samsun Devlet Opera Bale toplulukları çıkacak. Ortak prodüksiyonda öyküsünü Nikos Kazancakis’in aynı adlı romanından alan, Mikis Theodorakis’in bestesi ile yorumlanan ünlü ‘Zorba’ balesi 4 Temmuz’da sahnelenecek.
Love and Death ballet. The Daegu Opera from South Korea will be on stage to perform Verdi’s La Traviata, a 3 act opera based on the novel by Alexandre Dumas. There will be only one performance in July and the Mersin and Samsun State Opera and Ballet will take the stage. The ensemble will perform the Zorba ballet in July 4, a piece based on the novel of Nikos Kazancakis and composed by Mikis Theodorakis.
Special guests from Beijing during the Chinese Year There will be no performances in August during the festival. The ChineseBeijing Opera and Ballet, which will be in Turkey after 2012 was named Chinese Year in our country, will perform Puccini’s famous Madame Butterfly opera in September 3. Towards the end of the festival, the Antalya State Opera and Ballet will perform G. Donizetti’s ‘Lucia di Lammermoor’ opera. The Turkish State Opera
Turandot
ANTALYA 125
Şubat / February - Mart / March 2012
Çin yılında Pekin’den özel konuklar
Festivalde Ağustos ayında temsil gerçekleşmeyecek. Bu yılın ülkemizde Çin Yılı olarak ilan edilmesi çerçevesinde gelişleri ayrı bir öneme sahip olan Çin-Pekin Opera ve Balesi, 3 Eylül’de dünyaca ünlü besteci G. Puccini’nin ‘Madama Butterfly’ operası ile sanatseverlerin karşısında olacak. Festivalin sonuna doğru yaklaşılırken ev sahibi konumundaki Antalya Devlet Opera ve Balesi, 6 Eylül’de aşkı için mücadele eden bir kadın kahramanın konu edildiği G. Donizetti’nin ‘Lucia di Lammermoor’ operasını sahneleyecek. Türk Devlet Opera ve Bale Toplulukları, 10 Eylül’de Çaykovski’nin ölümsüz eseri ‘Kuğu Gölü’ balesi ile sahnede olacak. Festivalin son temsili 15 Eylül’de gerçekleşecek. Ankara Devlet Opera ve Balesi, R.Wagner’in ‘Tannhäuser’ operası ile festivale son noktayı koyacak.
vali, Almanya’da yayımlanan ve dünyadaki tüm festivalleri mercek altına alan Festspiele Magazin tarafından, 2005 yılının en iyi festivalleri arasında yine ilk 10 festival arasında değerlendirildi. Kalitesini bu şekilde kanıtlayan Uluslararası Aspendos Festivali, bu yıl daha geniş bir takvime yayıldı. Böylece Antalya’ya gelen turistlerin en az bir temsili izlemesi amaçlandı.
and Ballet troops will perform Tchaikovsky’s Swan Lake on September 10. The final performance of the festival will take place on September 15 and the Ankara State Opera and Ballet will perform Wagner’s ‘Tannhauser’ opera.
Proven quality
The fact that operas and ballets are performed at an antique theatre such
as Aspendos makes the festival even more unique. The festival, which is being attended by mostly foreign tourists since its debut 18 years ago, has turned into a visual festivity that united people and artists from different nations. The festival, which began in 1994 and continued to be a national event until 1998, became an international event later on. The festival, which became a member of EFA in 2003, was named one of the 10 best international festivals in the world by The Independent. The festival was also named one of the 10 best international by German magazine Festspiele in 2005. The International Aspendos Festival, which has proved its quality with acknowledgments like this, is spread to a wider time frame this year so that tourists who come to Antalya can see at least one performance.
Lucia Di Lammermoor
Kalitesini kanıtladı
Opera ve bale sanatının Aspendos gibi antik bir tiyatroda yapılıyor olması, festivale ayrı bir anlam kazandırıyor. İlk yıllardan itibaren seyircisinin yüzde 80’i yabancı turistlerden oluşan festival, her yıl artan izleyicileri ile tarihin ve müziğin pek çok ulustan insanın bir araya geldiği görsel bir şölene dönüştü. 1994 yılında başlayan ve 1998 yılına kadar ulusal boyutta gerçekleşen festival, daha sonra uluslararası bir boyuta taşındı. 2003 yılında Avrupa Festivaller Birliği (EFA) üyesi olan festival, 2004 yılında İngiltere’de yayınlanan The Independent Gazetesi tarafından dünyanın en iyi 10 festivali arasında 5. sırada gösterildi. Uluslararası Aspendos Opera ve Bale Festi126
ANTALYA
Şubat / February - Mart / March 2012
Prince Igor
ANTALYA 127
Ĺžubat / February - Mart / March 2012
Yazı/Article-Fotoğraflar/Photographs: Özgür Önder
Arap Kadayıfı Antalya mutfağında yerini alan Arap Kadayıfı, kentlerin, bölgelerin hatta ülkelerin kültürel etkileşiminin bir örneğidir.
Arabic Kadayıf The Arabic Kadayıf, a delicacy from Antalya, is an example of the cultural interaction between regions and even countries.
128
ANTALYA
Şubat / February - Mart / March 2012
K
entler, bölgeler ve ülkeler arası kültürel etkileşim, tarihin her döneminde yaşanır. Bu etkileşim bazen halk oyunlarına, bazen kıyafetlere, bazen de mutfağa yansır. Antalya kent mutfağında önemli yere sahip Arap Kadayıfı’nı buna örnek gösterebiliriz. Tatlının püf noktası hamurunun hazırlanmasında yatar. Bunu da işinin ehli ustalar bilir. Evlerde, restoranlarda ve pastanelerde tatlının hamuruna içi koyulur ve şerbet ilave edilir. Arap Kadayıfı, sadece bir yüzünün pişirilmesi ve o yüzünün koyu renk alması nedeniyle bu isimle anılır. Antalya’da Arap Kadayıfı deyince akla Yaylalı Mehmet gelir. 1954 yılından bu yana Arap Kadayıfı tadını kentlilerle buluşturan Yaylalı Mehmet’in yerini, ölümünden sonra torunları almış. O ustalardan biri olan Ahmet Afacan, tatlının yapımını bizlerle paylaştı.
Malzemeler:
İrmikli un Maya Sıcak Su Az dövülmüş ceviz Şerbet için şeker
Hazırlanışı:
Arap Kadayıfı’nın hamuru sıcak su, un ve maya karışımından elde edilir. Ancak hamurun katı değil, cıvık olması gerekir. Arap Kadayıfı’nın hamuru, üzeri döküm demir olan kuzinede pişirilir. Alev tavlandıktan sonra cıvık hamur bir kap yardımı ile kuzinenin üzerindeki döküm demire dökülür. Bir müddet beklendikten sonra sadece bir tarafı pişirilen Arap Kadayıfı, buradan alınır ve soğuması için bez üzerine konulur. Sıcaklığı nedeniyle nem almaması ve yapışmaması için üzerine başka Arap Kadayıfı konulmaz. Soğuyan kadayıfın içine az dövülmüş ceviz konulup kapatılır. Ardından önceden hazırlanmış ılık şerbet, içine ceviz konulmuş Arap Kadayıfı’nın üzerine dökülür. Bir miktar bekletildikten sonra servis yapılır. Arap Kadayıfı’nın hamurunun lezzetli olabilmesi için tüp ateşi yerine odun ateşinde pişirilmesi önerilir. Afiyet olsun.
C
ultural interaction between cities, regions and countries occurs in every part of history. This interaction sometimes reflects on traditional dances, clothes and sometimes on cuisines. The Arabic Kadayıf, an essential part of Antalya’s cuisine, is a good example of this interaction.
The secret of this sweet pastry is in the making of the dough and only culinary masters know how to get it right. At homes, restaurants and bakeries, the fillings are put inside the dough and syrup is added. The Arabic Arap Kadayıf is cooked only on one side and turns dark and that’s where it gets its name from. In Antalya, the dessert is synonymous with Yaylalı Mehmet. The master chef, who has been serving this dessert to the people of Antalya since 1954, is now preceded by his grandchildren. Ahmet Afacan, one of these master chefs, has shared the recipe with us.
Ingredients:
Semolina flour Yeast Hot water Slightly beaten walnuts Sugar for the syrup
Recipe:
The dough of the dessert is prepared with a mixture of hot water, flour and yeast but the dough needs to be soft, not hard. The dough is cooked in cast iron pan. After the pan is really hot, the runny dough is added. After only one side is cooked, the dough is taken out and left to cool with a cloth over it. Another layer is not added on top so that it doesn’t get humid and the two don’t stick. Walnuts are added to the cooled dough and the dough is closed. Later on, the warm syrup is drizzled over the dough. Serve after the dessert has completely cooled. For better results, cook the dough on a wood fire. Bon a petit! ANTALYA 129
Şubat / February - Mart / March 2012
INFO İtfaiye / Fire Department Acil Servis / Medical Emergency Service Trafik / Traffic Polis İmdat / Police Department Jandarma / Gendarmerie Orman Yangını / Forest Fires ANTALYA MERKEZ / CENTER Valilik / Governorship Turizmden Sorumlu Vali Yardımcısı / Deputy Governor for Tourism İl Kültür ve Turizm Müdürlüğü / Provincial Culture & Tourism Directorate Antalya Büyükşehir Belediyesi / Antalya Metropolitan Municipality İl Emniyet Müdürlüğü / Provincial Security Directorate İl Emniyet Müdürlüğü Pasaport Şubesi / Provincial Security Directorate Passport Department Antalya Eğitim ve Araştırma Hastanesi / Antalya Training And Research Hospital Akdeniz Turistik Otelciler Birliği (AKTOB) / Mediterranean Association of Touristic Hoteliers DHMİ Santral / Central AKSEKİ Kaymakamlık / District Governorship Belediye / Municipality İlçe Emniyet / District Security Directorate İlçe Jandarma / District Gendarmerie Devlet Hastanesi / State Hospital
110 112 154 155 156 177
(242) 243 97 91 (242) 243 97 98
(242) 249 50 00 (242) 345 41 00
(242) 227 96 00 (242) 249 44 00
(242) 321 59 26 (242) 330 30 30
(242) 678 10 21 (242) 678 10 08 (242) 678 22 28 (242) 678 10 25 (242) 678 10 29
(242) 426 30 52 (242) 426 30 49 (242) 426 26 77 (242) 426 30 32
ALANYA Kaymakamlık / District Governorship Belediye / Municipality İlçe Emniyet / District Security Directorate İlçe Jandarma / District Gendarmerie Devlet Hastanesi / State Hospital
(242) 512 57 17 (242) 513 21 11 (242) 511 23 12 (242) 513 10 09 (242) 513 48 41
ANTALYA
Şubat / February - Mart / March 2012
(242) 513 12 40 (242) 511 94 98 (242) 514 34 74
DEMRE Kaymakamlık / District Governorship Jandarma / Gendarmerie Sahil Güvenlik / Coast Guard Emniyet Amirliği / Security Chief Office Belediye / Municipality Devlet Hastanesi / State Hospital
(242) 871 53 53 (242) 871 51 89 (242) 874 42 28 (242) 871 42 21 (242) 871 50 51 (242) 872 16 10
DÖŞEMEALTI Kaymakamlık / District Governorship Belediye / Municipality İlçe Emniyet / District Security Directorate İlçe Jandarma / District Gendarmerie
(242) 421 44 41 (242) 421 30 55 (242) 421 27 56 (242) 421 30 07
ELMALI Kaymakamlık / District Governorship Belediye / Municipality İlçe Emniyet / District Security Directorate İlçe Jandarma / District Gendarmerie Devlet Hastanesi / State Hospital
(242) 618 10 08 (242) 618 67 01 (242) 618 62 51 (242) 618 63 01 (242) 618 83 00
FİNİKE Kaymakamlık / District Governorship Belediye / Municipality İlçe Emniyet / District Security Directorate İlçe Jandarma / District Gendarmerie Devlet Hastanesi / State Hospital
(242) 855 10 05 (242) 855 13 92 (242) 855 10 21 (242) 855 10 07 (242) 855 20 00
GAZİPAŞA Kaymakamlık / District Governorship Belediye / Municipality İlçe Emniyet / District Security Directorate İlçe Jandarma / District Gendarmerie Devlet Hastanesi / State Hospital
(242) 572 28 84 (242) 572 10 13 (242) 572 50 14 (242) 572 10 15 (242) 572 15 62
GÜNDOĞMUŞ Kaymakamlık / District Governorship Belediye / Municipality İlçe Emniyet / District Security Directorate İlçe Jandarma / District Gendarmerie
(242) 781 20 06 (242) 781 20 11 (242) 781 21 88 (242) 781 20 14
(242) 247 76 60
AKSU Kaymakamlık / District Governorship Belediye / Municipality İlçe Emniyet / District Security Directorate İlçe Jandarma / District Gendarmerie
130
Turizm Danışma / Tourism Information Liman Başkanlığı / Port Authority Alanya Turistik İşletmeciler Derneği ALTİD / Alanya Touristic Hoteliers Association
AKSEKİ
Tellioğlu
®
Akseki Tahin, Pekmez, Bal Üretimi, Coca-Cola, Yörükoglu Süt Ürünleri Duru Bulgur Bayiligi, Marketçilik, Yemcilik ve Toplu Yemek Organizasyonu ile Akseki ve Köylerimizin Hizmetindeyiz. ®
ANTALYA 131
Şubat / February - Mart / March 2012
Merkez. Akseki Tel: 0 242 678 10 44 Fax: 0242 678 21 50 e-mail: telliogluakseki@hotmail.com
İBRADI Kaymakamlık / District Governorship Belediye / Municipality İlçe Emniyet / District Security Directorate İlçe Jandarma / District Gendarmerie KAŞ Kaymakamlık / District Governorship Belediye / Municipality İlçe Emniyet / District Security Directorate İlçe Jandarma / District Gendarmerie Devlet Hastanesi / State Hospital
(242) 691 22 94 (242) 691 20 04 (242) 691 23 01 (242) 691 20 15
(242) 836 10 04 (242) 836 10 99 (242) 836 10 24 (242) 871 51 89 (242) 836 32 15
KEMER Kaymakamlık / District Governorship Belediye / Municipality İlçe Emniyet / District Security Directorate İlçe Jandarma / District Gendarmerie Devlet Hastanesi / State Hospital Liman Başkanlığı / Port Authority Turizm Danışma / Tourism Information
(242) 814 44 81 (242) 814 15 03 (242) 814 15 46 (242) 814 10 16 (242) 814 15 50 (242) 814 52 62 (242) 814 11 12
KEPEZ Kaymakamlık / District Governorship Belediye / Municipality İlçe Emniyet / District Security Directorate İlçe Jandarma / District Gendarmerie
(242) 335 41 11 (242) 310 58 58 (242) 344 44 75 (242) 221 28 02
KONYAALTI Kaymakamlık / District Governorship Belediye / Municipality İlçe Emniyet / District Security Directorate İlçe Jandarma / District Gendarmerie
(242) 229 94 90 (242) 259 09 26 (242) 229 63 81 (242) 238 22 07
KORKUTELİ Kaymakamlık / District Governorship Belediye / Municipality İlçe Emniyet / District Security Directorate İlçe Jandarma / District Gendarmerie Devlet Hastanesi / State Hospital
(242) 643 60 01 (242) 643 60 11 (242) 643 22 38 (242) 643 62 60 (242) 643 64 44
KUMLUCA Kaymakamlık / District Governorship Belediye / Municipality İlçe Emniyet / District Security Directorate İlçe Jandarma / District Gendarmerie Devlet Hastanesi / State Hospital
(242) 887 10 01 (242) 887 27 00 (242) 887 73 00 (242) 887 10 05 (242) 887 14 80
MANAVGAT Kaymakamlık / District Governorship Belediye / Municipality İlçe Emniyet / District Security Directorate İlçe Jandarma / District Gendarmerie Devlet Hastanesi / State Hospital Turizm Danışma / Tourism Information
(242) 746 10 04 (242) 746 10 82 (242) 746 30 44 (242) 746 10 06 (242) 746 44 80 (242) 753 12 65
132
ANTALYA
Şubat / February - Mart / March 2012
MURATPAŞA Kaymakamlık / District Governorship Belediye / Municipality İlçe Emniyet / District Security Directorate
(242) 244 75 50 (242) 324 46 46 (242) 243 90 68
SERİK Kaymakamlık / District Governorship Belediye / Municipality İlçe Emniyet / District Security Directorate İlçe Jandarma / District Gendarmerie Devlet Hastanesi / State Hospital
(242) 722 10 04 (242) 722 19 70 (242) 722 10 88 (242) 722 10 08 (242) 722 13 40
SANAT GALERİLERİ / ART GALLERIES Devlet Güzel Sanatlar Galerisi / State Fine Arts Gallery (242) 248 70 76 Büyükşehir Belediyesi Atatürk Kültür ve Sanat Evi – Kütüphane / Metropolitan Municipality Atatürk Culture and Art House– Library (242) 243 15 43 Muratpaşa Belediyesi Aydın Kanza Sanat Galerisi / Muratpaşa Municipality Aydın Kanza Art Gallery (242) 248 48 93 AKM Sanat Galerisi / AKM Art Gallery (242) 238 54 44 Büyükşehir Belediyesi Karikatür Sokağı - Sanat Galerisi / Metropolitan Municipality Comics Street - Art Gallery (242) 249 54 00 Olbia Sanat Galerisi / Olbia Art Gallery (242) 310 21 92 ANSAN Sanat Galerisi / ANSAN Art Gallery (242) 248 00 08 Orkun - Ozan Sanat Galerisi / Orkun - Ozan Art Gallery (242) 248 38 52 (242) 313 19 13 Salih Yön Sanat Galerisi / Salih Yön Art Gallery 2000 Plaza Sanat Galerisi/2000 Plaza Art Gallery (242) 312 48 69 Haşim İşcan Kültür Merkezi Sergi Salonu / Haşim İşcan Cultural Centre Exhibition Hall (242) 247 87 27 Büyükşehir Belediyesi Yenimahalle Semt Evi Sergi Salonu / Metropolitan Municipality Yenimahalle District House Exhibition Hall (242) 325 91 31 Antalya Müzesi Sergi Salonu / Antalya Museum Exhibition Hall (242) 238 56 88 AHK Sanat Galerisi / AHK Art Gallery (242) 316 53 00 Desti Sanat Galerisi / Desti Art Gallery (242) 311 40 82 Sezen Sanat Merkezi / Sezen Art Center (242) 322 77 23 Mimarlar Odası Sanat Galerisi / Chamber of Architects Art Gallery (242) 237 86 94 (242) 247 62 37 Fırçakeş Sanat Evi / Fırçakeş Art House Lara Sanatevi / Lara Art House (242) 248 87 70 Fuat Ali Koç Atölyesi / Fuat Ali Koç Workshop (242) 244 37 26 Tömer Sanat Galerisi / Tömer Art Gallery (242) 312 50 14 Bohem Sanat Galerisi / Bohemia Art Gallery (242) 243 84 77 MÜZELER VE ÖNERİLEN DİĞER GEZİ MEKANLARI Antalya Müzesi / Antalya Museum (242) 238 56 88 Alanya Müzesi / Alanya Museum (242) 513 12 28 Side Müzesi / Side Museum (242) 753 10 06 Atatürk Evi Müzesi / Museum of Atatürk’s House (242) 241 15 27 Suna İnan Kıraç Kaleiçi Müzesi / Suna Inan Kıraç Kaleiçi Museum ( 242) 243 42 74 Minicity (242) 230 46 30 Kaleiçi Karatay Medresesi Güzel Anadolu Sergisi / Kaleiçi Karatay Medresesi Beautiful Anatolia Exhibition Kum Heykeller (Mayıs - Ekim Dönemi) / Sand Sculptures (May - October)
ANTALYA 133
Ĺžubat / February - Mart / March 2012
ANTALYA GUIDE
KEMER RESORT HOTEL Atatürk Bulvarı Kemer - ANTALYA Tel: +90 242 814 31 00 Faks: +90 242 814 55 30 info@kemerresort.com www.kemerresort.com
BEST WESTERN KHAN HOTEL Elmalı Mah. Kazım Özalp Cad. No: 55 ANTALYA Tel: +90 242 248 38 70 Faks: +90 242 248 42 97 info@khanhotel.com www.khanhotel.com
MIRACLE RESORT HOTEL Güzeloba Mevkii Tesisler Cad. No:174 Lara / ANTALYA Tel:+90 242 352 21 21 Faks:+90 242 352 21 11 info@miracleotel.com www.miracleotel.com
KAYI ŞİRKETLER GRUBU Kayı Plaza Güzeloba Mah. Ay-1 Sok.No: 1 Lara / ANTALYA Tel: +90 0242 310 88 00 Fax: +90 0242 310 88 24 info@kayıgroup.com.tr www.kayıgroup.com.tr
TÜRKİZ KEMER Yalı Cd. No:3 Kemer - ANTALYA Tel:+90 242 814 41 00 Faks:+ 90 242 814 28 33 info@turkiz.com.tr www.turkiz.com.tr
Bulmacanın Çözümü
ANTALYA ORGANİZE SANAYİ BÖLGESİ Antalya-Burdur Karayolu 26. Km Tel: +90 242 258 11 00 Pbx Faks: +90 242 258 11 04 akorsan@antalyaosb.org.tr www.antalyaosb.org.tr
SEVGİ HASTANESİ Antalta Cd. Eski Side Kavşağı Manavgat - ANTALYA Tel: +90 242 746 55 99 Fax: +90 242 742 83 53 info@sevgihospital.com www.sevgihospital.com
ÖZDİLEK ALIŞVERİŞ MERKEZİ Fabrikalar Mah. Fikri Erten Cd.No:2 Kepez - ANTALYA Tel : +90 242 334 33 99 Fax : +90 242 34 33 60 www.ozdilekpark.com
OLYMPOS TELEFERİK Fajos A.Ş. Tahtalı 2365 m. Pk.96 Tekirova - Kemer 07995 ANTALYA Tel: +90 242 242 22 52 www.olymposteleferik.com
ÖZEL MEMORIAL HASTANESİ Zafer Mahallesi Beyazıt Cd. No.91 Kepez / ANTALYA Tel: +90 242 444 7 888 www.memorial.com.tr
ADOPEN
Organize Sanayi Bölgesi 2. Etap ANTALYA Tel: 444 24 24 Fab. Tel: +90 242 258 18 00 www.adopen.com
ANTALYA KÜLTÜR VE TURİZM DERGİSİ’NE SİZ DE ABONE OLUN !
1 YILLIK ABONELİK 60 TL YURTDIŞI ABONELİK 180 TL
Tarih:
/
/ 20..........
AD,I SOYADI
ADIMA FATURA EDİNİZ ŞİRKET ADINA FATURA EDİNİZ
KURUMU
GÖREVİ
ADRESİ ŞEHİR
ÜLKE
POSTA KODU
TELEFON
VERGİ DAİRESİ
FAX VERGİ NO
.........Yıllık abonelik bedeli olan............................TL yi Halk Bankası Alsancak Şb. Kod. 0731 Hesap No.10260253 RK Renkli Kalem Medya Yapım Turizm Reklam Paz. Tic. Ltd. Şti. hesabına havale ettim. Not : Lütfen havale dekontunuzu doldurduğunuz abone formu ile birlikte aşağıdaki faks numarasına gönderiniz.
ABONE TELEFON
134
ANTALYA
(0232) 463 75 40
Şubat / February - Mart / March 2012
ABONE FAX
(0232) 421 92 24
bilgi@renklikalem.com.tr
ANTALYA 135
Ĺžubat / February - Mart / March 2012
Fulya OMAÇ / e-mail: medyapuzzle@yahoo.com
136
ANTALYA
Şubat / February - Mart / March 2012