1
Yıl:1 Sayı: 2 - Kasım - Aralık 2011
İmtiyaz Sahibi Mehmet GÖKARSLAN / İzmir Çevre ve Şehircilik İl Müdür Vekili
76
Genel Yayın Yönetmeni Erkan YAŞACAN / Şehir plancısı Sorumlu Yazı İşleri Müdürü Zühre ÇAM / Dr. Şehir plancısı Dergimizde yayımlanan yazı ve fotoğraflardan yayıncının izni alınmadan, kaynak belirtilmeden tam veya özet alıntı yapılamaz.
RK Renkli Kalem Medya Yapım Turizm Reklam Paz. Ltd. Şti. Tel: +90 232 463 75 40 Faks: +90 232 421 92 24 www.renklikalem.com.tr bilgi@renklikalem.com.tr
Ajans Başkanı Özer KESTANE Yayın Koordinatörü Sibel HEKİMOĞLU Muhabir Süleyman DUMAN Ceyda ADAR Derya ŞAHİN Grafik Tasarım Yeşim AYAN Rahşan AKSOY
REKLAM Reklam Direktörü Güliz İLGEN Reklam Koordinatörü Dilem G. ŞANLI
51
Müşteri Temsilcileri İrfan IŞIK Hakan KÜL Rasim MUTLU Muhasebe / Finans Dila Emral AYDIN
Baskı Yeri: Lamineks Matbaacılık Dijital Baskı İşl. San ve Tic.Ltd.Şti Baskı Tarihi:
64
2
28
içindekiler 12 Yangın Yönetmeliği 14 İklim Değişikliği Ulusal Eylem Planı (İDEP) 16 Kırsal alanda mimari envanteri 20 Doğanın tarihle buluşma adresi FOÇA 24 Türkiye rüzgar enerjisi yatırımları için hızla büyüyen bir ekonomi’’ 28 İzmirlilerin buluşma noktası KONAK 42 Kilitli kapılar arkasında kalmamak için direniyor
64
46 Kentsel Akupunktur 51 Modern İzmir’in ortasında bir açık hava müzesi: Bayraklı 58 Sürdürülebilir Çevre ve Atıklar 64 Sanatta ve mimaride bir ifade şekli: Mozaik
24
76 Bir doğa mucizesi: Zeytin 64 İzmir’deki hanların en görkemlisi: Kızlarağası 64 Denizin ve balığın başkenti: İzmir
3
4
Modern kentleşmeye doğru Bugünün dünyasında daha çevreci, sağlıklı ve güvenli yaşam alanları, her vatandaşın temel hakkıdır. Bir kenti daha yaşanabilir kılmak için harcanacak her çaba, son derece önemlidir. Bu anlamda sorunlara doğru çözüm önerileri getirilmeli, gerekli önlemler işbirliği içinde alınmalıdır. Sağlıklı bir kent, içinde yaşayanlara teknik alt yapıdan sosyal hizmetlere, estetik ve kültürel değerlerden ekonomik hayata kadar yaşamın her alanında kolaylık ve olanakların sağlandığı yerdir. Bunun için de planlı kentleşme son derece önemlidir. Bu bağlamda İzmirimizi daha yaşanabilir hale getirmek amacıyla bütün kurumlar işbirliği içinde çalışmalarını sürdürmektedir. İzmir’de halkımızın da desteğini alarak, şehir yenileme projesi ile ekonomik ömrünü dolduran, depreme dayanıksız, fiziki koşulları uygun olmayan yapılardan şehrimizi arındırarak, modern kentleşmeye doğru adımlar atılmaktadır. Bu adımlarda, yönetim mekanizmalarının çabalarının yanında vatandaşlarımızın da yaşadıkları kente karşı aidiyet duyguları taşımaları, sahip çıkmaları ve şehrin 5
sağlıklılaştırılmasına, imarına, yönetimine katılımları çok önemlidir. Bugün İzmir, bir dünya organizasyonuna hazırlanmaktadır. 2020 EXPO adaylığında ‘’Daha İyi Bir Dünya İçin Yeni YollarHerkes İçin Sağlık’’ temasını belirleyen İzmir’in bu dünya fuarına ev sahipliği yapması, kentimizi insanlığın vitrinine çıkaracak, büyük kazanımlar sağlayacaktır. Kentimizin kazanması, vatandaşlarımızın, ülkemizin kazanması demektir. Unutulmamalıdır ki, kentler içinde yaşayanlara sunduğu imkânların yanında toplumsal gelişimin de önemli bir aynasıdır. Valiliğimizin imtiyazında iki ayda bir yayınlanmakta olan İzmir Çevre ve Şehircilik Dergimiz de, kentimize yönelik değerlerin ortaya konulmasının yanında sorunların çözüm önerilerine katkıları ile önemli yer tutmaktadır. Yayın hayatında ikinci sayısını elinizde tuttuğunuz dergimizin yaşamasında emeği geçen başta Sayın Valimiz Cahit Kıraç olmak üzere bütün kişi ve kurumlara teşekkür ediyorum. Haluk Tunçsu İzmir Vali Yardımcısı
8 Kasım Dünya Şehircilik Günü rıcalıklarını doğurmakta, planlama ve kent düzleminde “adalet” arayışı gündeme gelmektedir.
8 Kasım Dünya Şehircilik Günü kapsamında Şehir Plancıları Odası İstanbul Şubesi tarafından organize edilen olan 7. Türkiye Şehircilik Kongresi, 14-15-16 Kasım 2011 tarihlerinde İstanbul Yıldız Teknik Üniversitesinin ev sahipliğinde yapıldı. Kolokyumun ana teması, ‘’Herkes İçin Kent Herkes İçin Planlama: Akıllıca, Adaletle, Yeniden’’ olarak belirlendi. Bu temanın objektif bir bakış açısıyla tartışıldığı ortamı oluşturmayı hedefleyen kongrede, başta şehir plancıları olmak üzere, kentsel sorunlar üzerine düşünen uzmanlar bildiriler sundu. Planlamaya konu olan kentsel gelişmeler, çok farklı konuların eleştirel bir biçimde ele alınmasının da yolunu açmaktadır. Kentsel ayrışma ve dışlanmanın yeni biçimleri “kent hakkı” bağlamında ve etik düzlemde tartışılırken; kadınlar, engelliler, yaşlılar, çocuklar gibi daha savunmasız kesimlerin kentlerde karşı-
laştıkları zorluklar gündeme taşınmakta, kentlerde yaşayan bütün kesimlerin söz hakkının olabildiği, katılımcı bir planlama modeli arayışı sürmektedir. Bunun yanında, bilimin ve akılcı öngörülerin yerini giderek bürokrasinin ve siyasi aktörlerin baskın geldiği bir yapıya bırakması, kamusal alan ve hizmetlerin adil olmayan dağılımını ve kullanım ay-
Günümüz teknolojisi ve güncel üretim-uygulama tekniklerinin sağladığı kolaylıklar, dünyadaki sürdürülebilir yaşam dengelerinin bozulduğu kentlerde “akıllı” plan ve projelerin kar amaçlı yatırımlardan daha öncelikli olduğunu ortaya koymaktadır. Geçmişte çözülemeyen ve bugün üzerine yeni sorun başlıklarının eklendiği şehir planlama meslek alanına dair yeni yaklaşımlar ve çözüm önerilerini “yeniden” düşünmek gerekmektedir. Bu nedenlerle Şehir Plancıları Odasınca 7. Şehircilik Kongresinin başlığı “Herkes İçin Kent, Herkes İçin Planlama: Akıllıca, Adaletle, Yeniden” olarak belirlenmiş ve birlikte planlamanın koşullarının nasıl oluşturulacağı, planlama paradigmasındaki dönüşümün pratikte nasıl gerçekleşeceği konularının tartışılması amaçlanmıştır.
Ambalaj Atıklarının Kontrolü Yönetmeliği yenilendi Çevre ve Şehircilik Bakanlığı, amba-
sistemine bedelsiz verme yükümlü-
Müdürlükleri, ambalaj atığı aktarma
laj atıklarının kaynağında ayrı toplan-
lüğü, önceki yönetmelikteki gibi şe-
merkezlerini kayıt altına alacak ve
ması ve geri dönüşümü konularını
killendi. Geçici faaliyet belgeli veya
denetleyecek. Ayrıca il ve ilçe beledi-
düzenleyen ‘Ambalaj Atıklarının Kont-
çevre lisanslı tesislerin, kişi veya ku-
yelerine plan hazırlama yükümlülük-
rolü Yönetmeliği’ni yeniledi.
ruluşlar tarafından bu yönetmelikte
lerinin yanı sıra belde belediyelerine
tanımlanan sistem dışında toplanmış
ambalaj atığı yönetim planı hazırlama
Yeni yönetmelikte, üreticilerin amba-
olan ambalaj atıklarının ise tesislere
yükümlülüğü de getirilmiş oldu.
laj atıklarını bağlı bulundukları beledi-
alınması yasaklandı. Ambalaj ve am-
yenin ambalaj atıkları yönetim planı-
balaj atıklarına ait yıllık istatistik veri-
na uygun olarak, diğer atıklardan ayrı
lerin yayınlanmasını getiren yönetme-
biriktirmek ve belediyenin toplama
liğe göre, İl Çevre ve Şehircilik
6
5 milyar dolarlık yatırım Turcas’ın Azeri ortağı Socar ile bir-
tek noktaya yapılacak en büyük özel
likte sahip olduğu Pektim’in Aliağa
sektör yatırımı olacak. Tek bir pet-
tesislerinde Star Rafinerisi’nin te-
rol türüne bağımlı kalmadan; Ural,
meli, Başbakan Tayyip Erdoğan ile
Azeri, İran ve Kerkük petrollerini iş-
Azerbaycan Cumhurbaşkanı İlham
leyebilecek esnek üretim prosesleri-
Aliyev’in katıldığı törenle atıldı. Azer-
ne sahip olacak Star Rafinerisi’nde
baycan geleneklerine göre yapılan
üretilecek yıllık 1 milyon 660 bin ton
temel atma töreninde, devlet büyük-
Nafta, Petkim’in temel hammaddesi
lerinin gelecek kuşaklar için yazdığı
olarak kullanılacak.
mektuplar temele konuldu. Nafta’nın yanında; 5 milyon 950 bin Pektim Petrokimya Holding AŞ’den
ton ultra düşük kükürtlü motorin, 500
yapılan açıklamaya göre, yıllık 10
bin ton jet yakıtı, 500 bin ton Refor-
milyon ton petrol işleme kapasitesi-
mat, 630 bin ton petrokok, 240 bin
ne sahip olacak Socar&Turcas Ege
ton otogaz, 415 bin ton karışık ksi-
Rafinerisi (Star), yaklaşık 5 milyar
len, 75 bin ton Olefinik LPG, 145 bin
dolar yatırım bedeli ile Türkiye’nin
ton kükürt üretimi yapılacak.
2 milyon kaçak yapıya dönüşüm Çevre ve Şehircilik Bakanlığının yetkili olacağı program kapsamında 2 milyon gecekondunun yıkılması ve en az 8 milyon vatandaşın sağlıklı konutlara taşınması öngörülüyor. Hükümet, Van’da meydana gelen
liyetinin 60 milyar dolar olacağı tah-
cekondu sahiplerine, yeni yapılan
7,2 büyüklüğündeki depremde, iki
min edilen kentsel dönüşüm projele-
konutlardan verilecek. Projeler ta-
bin konut ile resmî ve ticari binanın
ri ile 9 şiddetinde depreme dayanıklı
mamlanıncaya kadar da, kira bedel-
yıkılmasıyla yeniden gündeme gelen
konutlar yapılması hedefleniyor.
leri ödenecek.
Hükümetin kentsel dönüşüm proje-
Türkiye’de halen bulunduğu tahmin
leri için tam yetki verdiği Çevre ve
edilen yaklaşık 2 milyon gecekondu-
Başbakan Recep Tayip Erdoğan’ın
Şehircilik Bakanlığı, Ağustos ayında
nun yıkılmasının, buralarda yaşayan
açıkladığı programla Türkiye’nin ye-
81 ilin valiliğine bir yazı göndererek,
en az 8 milyon vatandaşın sağlıklı
niden inşası planlanıyor. Oluşturu-
gecekondu bölgelerinin ve gece-
konutlara taşınmasının öngörüldüğü
lacak projeler ile yaklaşık 2 milyon
kondu sayılarının, kentsel dönüşüm
projelerin maliyetinin 60 milyar dolar
gecekondunun yıkılması ve bu ge-
alanlarının bildirilmesini istedi.
olacağı tahmin ediliyor. Kamu bina-
cekondularda yaşayan en az 8 mil-
Dönüşüm projelerinde deprem riski
larının yeniden gözden geçirileceği
yon vatandaşın da sağlıklı konutlara
yüksek olan illerdeki projeler önce-
projelerin 2023 yılına kadar tamam-
taşınması öngörülüyor. Yaklaşık ma-
likli olarak hayata geçirilecek. Ge-
lanması öngörülüyor.
yapılaşma sorunuyla ilgili hükümet, çalışmalara hız verdi.
7
Hazırlayan: Şükran NURLU - Çevre Mühendisi
930 yaşındaki doğa anıtı İnsanoğluna doğanın heybetini kanıtlarcasına yüzyıllardır ayakta durur Kunduracı Çınarı. Gövdesine asılmış ‘’Tabiat Anıtı’’ tabelasını gururla taşırken, Buca Kaynaklar’da tarihe tanıklığıyla ziyaretçilerini selamlar.
B
ir köye yolunuz düştü-
İşte buna en güzel örneklerden bi-
ğünde meydanını, köy-
risi İzmir’in Buca İlçesi Kaynaklar
lünün toplanıp da ahşap
Köyü’ndeki Kunduracı Çınarı’dır.
sandalyelerinde ince belli bar-
İnsanoğluna doğanın heybetini
daklarda çayı yudumladığı köy
kanıtlarcasına 930 yıldır ayakta
kahvesini bulmanız zor değildir.
durur. Gövdesine asılmış ‘’Tabiat
Çünkü o ulu ağacın olduğu yer-
Anıtı’’ tabelasını gururla taşırken,
dedir, o çınarın altında.
tarihe tanıklığıyla selamlar ziyaretçilerini. Boşalan gövdesinde
Çınar, büyük çayırlık ve mesire
yıllarca faaliyet gösteren kundu-
yerlerinde, köy meydanlarında
ra dükkânının, ona bu adı verdiği
gölge ağacı olarak dikilir. Yap-
söylenir. Bir başka rivayete göre
rakları tozdan ve gazlardan fazla
ise kunduracı örsüne benzetil-
etkilenmez. Büyük endüstri şe-
diğinden adı Kunduracı Çınarı
ÇINAR
olmuştur.Köy tüzel kişiliğine aittir
bahçelerinde boy göstermeye başlaması da bu özelliğinden-
Hani bir gün seninle Topkapı’dan
de genişliği ise 4 metreyi bulur.
hirlerinin caddelerinde, park ve
dir. Doğrudan güneş ya da hafif gölge sever. Toprak isteği bakımından çok seçici değildir. Genç yaşlarından itibaren hızlı
Kunduracı Çınarı. Boyu 30, göv-
Geliyorduk; yol üstü bir meydan Bir çınar gördük; Enli, boylu, vakur Bir ağaç; hiç eğilmemiş, mağrur
29 Nisan 1994 tarihinde anıt ağaç olarak tescil edilmiş ve 1500 m2 alanda korumaya alınmıştır. Sizi, ilimizdeki bu eşsiz değeri
bir büyüme yapar. Kütük sürgü-
Koca bir gövde, belki altı asır
nü verme özelliği vardır. Ömrü
Belki ondan da fazla dalgın, ağır
bir fidan belki bir gün Kunduracı
ise bilindiği gibi çok uzundur.
Kaygısız bir ömür sürüp gelmiş;
gibi heybetli bir tabiat anıtına dö-
Yaşlı çınarlar zamanla içleri çürüyüp boşalsa bile yaşamlarını
Öyle serpilmiş, öyle yükselmiş.
sürdürürler.
8
ziyarete çağırıyoruz. Dikeceğiniz
nüşür diyoruz ve yazımızı Tevfik Fikret’in şiiriyle noktalıyoruz.
9
Turkeybuild İzmir
Uluslararası Yapı Fuarı
Ege ve Akdeniz’in en büyük yapı fuarına ev sahipliği yapan İzmir, sergileme alanı açısından İstanbul’dan sonra ikinci büyüklükte sektör buluşmasını gerçekleştirdi.
10
B
u yıl 17’incisi düzenlenen
alındığı, sektöre büyük katkılar sağ-
numlarının gerçekleştirildiği stantta,
Uluslararası
Yapı
Fuarı/
layan Yapı Fuarı/Turkeybuild, yüzde
Çevre ve Şehircilik İl Müdürlüğünün
Turkeybuild
İzmir,
19.500
30’luk bir büyüme ile gelişmeye de-
imtiyaz sahibi olduğu İzmir Çevre ve
vam ediyor.
Şehircilik Dergisi de ziyaretçilere da-
m2 ye varan yerleşim yeri ile Ege ve Akdeniz’in en büyük yapı fuarı-
ğıtıldı.
na ev sahipliği yaptı. Bu özelliği ile
Fuarda bu yıl yaklaşık 350 katılımcı
İstanbul’dan sonra sergileme alanı
firma, hazırladıkları stantlarda yerleri-
İzmir Büyük Şehir Belediyesi Başkan
bakımından ikinci büyük sektör bu-
ni alırken, 28 binin üzerinde ziyaretçi
Danışmanı Muzaffer Tunçağ, orga-
luşmasının
fuar,
alanı gezdi. Fuarda, firmalar sektörün
nizasyonun
13-16 Ekim 2011 tarihlerinde orga-
gerçekleştirildiği
ihtiyaçlarına cevap verecek en yeni
Odasının katkılarıyla büyük ilerlemeler
nize edildi. İzmir Uluslararası Fuar
uygulama ve teknolojik aletlerinin su-
gösterdiğini, İzmir’in fuarlar ve kong-
Alanı’nda düzenlenen 17 yılın en bü-
numlarını gerçekleştirdi.
reler merkezi olma yolunda ilerlediği-
yük yapı buluşmasına, sektörün önde gelen temsilcileri yoğun ilgi gösterdi.
İZFAŞ ve İzmir Ticaret
ni, yeni fuar alanı çalışmalarında sona Yapı fuarı, turizm sezonun bitmesiyle
doğru yaklaşıldığını belirtti. Tunçağ,
beraber hareketlenen inşaat malze-
Gaziemir’de serbest bölgenin yanın-
Yapı- Endüstri Merkezi tarafından 34
meleri pazarını da canlandırdı. Ayrı-
da 300 dönümlük bir alanda modern
yılı aşkın süredir düzenlenen yapı
ca fuarın gelenekselleri arasına giren
bir fuar yapılacağını ifade etti.
malzemeleri fuarları, geçmişten gü-
ve ‘’Altın Mıknatıs’’ başlığı altında
nümüze yapı malzemeleri sektörüne
gerçekleştirilen yarışmada,
“Ama-
Yapı-Endüstri Merkezi ve YEM Fuar-
büyük katkı sağlıyor. Yapının tüm
cına En Uygun Düzenlenmiş Stant
cılık Genel Müdürü Barış Onay ise
aşamaları için kullanılan binlerce
Ödülleri’ de sahiplerini buldu.Ulus-
fuarın geçen yıllara oranla büyüme
ürün ve hizmeti tek çatı altında top-
lararası Yapı Fuarı/Turkeybuild İzmir
ivmesi yakaladığını, 17 yılın en büyük
layarak, sektördeki en yeni gelişme-
Fuar Salonu’nda, Çevre ve Şehircilik
fuarının bu yıl düzenlendiğini bildirdi
lerin sunulduğu, malzeme seçiminde
Bakanlığı da hazırlanan stantta yerini
ve katılımcılar ile destekleyenlere te-
uzman kişilerden görüş ve önerilerin
aldı. Yenilenen Bakanlığın tanıtım su-
şekkür etti.
11
Yangın Yönetmeliği İzmir Çevre ve Şehircilik İl Müdür Vekili Mehmet Gökarslan, ‘’Oluşabilecek yangın, bina daha projelendirme aşamasında iken mimarı ve mühendislerince söndürülmelidir.’’
B
inaların Yangından korun-
doğan kaynak istafını en aza düşür-
ması
mektir” dedi.
Hakkında
Yönetme-
likte Değişiklik Yapılmasına
Dair Yönetmelik’, İzmir’de düzen-
İzmir Çevre ve Şehircilik İl Müdür
lenen bir toplantıyla tanıtıldı. Çevre
Vekili Mehmet Gökarslan ise bu
ve Şehircilik Bakanlığı ile Türkiye
programın birkaç amaca hizmet et-
Yangından Korunma ve Eğitim Vak-
tiğini ifade ederek, ‘’Yönetmeliğin
fı ve Yangından Korunma Derneği
hazırlıkları ve yayımlanması süre-
(TÜYAK) tarafından organize edilen
cinde yer alan sivil toplum temsilci-
toplantı, MMO Tepekule Kongre ve
leri ve bakanlığımız uzmanlarını ve
Sergi Merkezi Anadolu Salonu’nda
sahada olan uzman kişileri bir ara-
gerçekleştirildi.
ya getirmek ve yönetmeliğin daha iyi özümsenerek uygulamada birlik
Toplantıyı bir konuşmayla açan TÜ-
sağlamak, aynı zamanda yönetme-
YAK Başkanı İsmail Turanlı; yangın
liğin ruhuna, amacına uygun olarak
yönetmeliğine dair farkındalık yara-
yapılara yansıtmak amaçlanmakta-
tılmasının amaçlandığı toplantıları
dır’’ diye konuştu.
8 ilde düzenlediklerini belirterek, ‘’Ulusal ve uluslararası alanlarda ya-
Mehmet Gökarslan
Binaların
Yangından
Korunması
pılan yenilikleri ve çalışmaları takip
Hakkındaki Yönetmeliğin, 2002 yı-
etmemiz gerekir. Mühendislik sürekli
lında Türkiye’de ilk kez bütün ülke
yenilenen ve gelişen bir meslektir.
genelinde kamu, özel kurum ve ku-
Toplantının asıl amacı, yangınla-
ruluşları ve gerçek kişilerce kullanı-
rın verdikleri zararları ve bunlardan
lan her türlü yapı, bina, tesis ve iş-
12
letmeleri kapsamına alacak şekilde yayımlandığını bildiren Gökarslan, bu yönetmeliğin yayımının ülkede yangından korunma sektöründe bir devrim niteliğinde olduğunu, çağ atlamanın başlangıcı sayılabileceğini kaydetti. Gökarslan, 2007 yılında yayımlanan yönetmelik sonrasında da, sektör temsilcileri ve uygulamacı mimar mühendislerce daha iyi özümsenmesini sağlamak amacıyla Mart 2008’de Ege Bölgesi’nin il ve ilçelerini kapsayan geniş katılımlı bir toplantıya yine müdürlüğünün ev sahipliği yaptığını, çok olumlu geri dönüşlerin alındığını ifade ederek, şunları kaydetti: ‘’Başta İzmir olmak üzere ülkemizin
Uygulama Esasları’’ toplantısı ile ül-
masını’’ örneklerle açıklarken, Çevre
pekçok bölgesinde doğalgaz kul-
kenin mühendislik uygulamalarının
ve Şehircilik Bakanlığı Yapı Malze-
lanımının yaygınlaşması, elektriksel
çağdaş, bilimsel ve güvenli olma
meleri Mevzuat Şube Müdürü Neval
yüklerin ciddi oranda artması, yapı-
çıtasını daha yukarılara çıkartarak,
Aksoy, yangın yönetmeliğinin yapı
larda kullanılan yapı malzemelerinde
yangından oluşabilecek zararları mi-
malzemeleriyle ilişkisini katılımcılara
petrol türevi hammadde kullanımının
nimize etme konusunda çok büyük
aktardı.
artması, yapılardaki yangın riskini de
katkılarının olacağını bildiren Gö-
artırmaktadır. Yapıların taşıyıcı sis-
karslan, emeği geçen kurum ve kuru-
Toplantıda, Yangın Yönetmeliği ve
temlerinin yangın durumunda, taşı-
luş ve kişilere teşekkür etti.
Uygulama Esasları başlığı altında bir
ma kapasitesinde kayıp olmamasını
çok konu ele alınırken, son bölümde
sağlamak, yangın algılama sistemle-
Konuşmaların adından İstanbul Teknik
Prof. Dr. Abdurrahman Kılıç’ın yöne-
rini tasarlamak ve yangın söndürme
Üniversitesi Makine Fakültesi Öğretim
timinde İzmir İtfaiye Daire Başkanlığı
sistemlerini projelendirmek; yapının
Üyesi Prof. Dr. Abdurrahman Kılıç, ha-
temsilcisi Suna Kotan (Çevre ve Şehir-
tasarım aşamasında yangının önlen-
zırladığı sunum ile yangının oluşumu
cilik Bakanlığı), Neval Aksoy (Çevre
mesini sağlamakta ve oluşabilecek
ve Osmanlı’dan günümüze itfaiye teş-
ve Şehircilik Bakanlığı), Sevilay Arma-
büyük felaketlerin önüne geçilmek-
kilatının yapılandırılmasını anlattı.
ğan (Çevre ve Şehircilik Bakanlığı),
tedir.’’
Hülya Usta (Çevre ve Şehircilik BaToplantının ikinci bölümünde, İsmail
kanlığı), Leyla Yenipazarlı (Çevre ve
Bu konuda mimar ve mühendislerin
Turanlı’nın başkanlığında gerçekleş-
Şehircilik Bakanlığı), Numan Bulbu-
önemine vurgu yapan Gökarslan,
tirilen oturumda, Çevre ve Şehircilik
ru (İstanbul İtfaiyesi Müdürlüğü) ve
‘’Oluşabilecek yangın daha bina
Bakanlığı Şube Müdürü Sevilay Arma-
Harun Erpolat (Çevre ve Şehircilik
projelendirme aşamasında iken mi-
ğan, ‘’İmar Mevzuatı ve Yangın Yönet-
Bakanlığı) katılımcıların sorularını ce-
marı ve mühendislerince söndürül-
meliği İlişkisi’’ konulu konuşma yaptı.
vapladı.
melidir’’ dedi. ‘’Binaların Yangından
Prof. Dr. Abdurrahman Kılıç ise ‘’Kaçış
Korunması Hakkında Yönetmeliğin
Merdiveni Hesabı ve Konumlandırıl-
13
Toplantıya yoğun ilgi gösterildi.
İklim Değişikliği
Ulusal Eylem Planı (İDEP) Çevre ve Şehircilik Bakanlığının koordinasyonunda birçok ulusal ve uluslararası kurum ve kuruluşun katkısıyla hazırlanan İDEP, enerji verimliliğine yönelik teşviklerin artırılmasından, karayolu yerine demir ve deniz yollarına ağırlık verilmesine ilişkin birçok hedef içeriyor.
Ç
evre ve Şehircilik Bakanlığı
GSYH başına eşdeğer karbondioksit
cılık ve uyum başlıkları altında iklim
Çevre Yönetimi Genel Müdür-
yoğunluğunun azaltılması, kamu bi-
değişikliği ile mücadele için alınacak
lüğünün koordinasyonunda
nalarında enerji tüketiminin yüzde 20
önlemler belirlendi. Bu kapsamda belirlenen hedeflerin bir kısmı şöyle:
ilgili bakanlıklar, kamu kurum
düşürülmesi, karayolu yerine demir
ve kuruluşları, sivil toplum örgütle-
ve deniz yollarına ağırlık verilmesi,
ri, özel sektör ve akademisyenler
su kaynaklarının bütüncül yöneti-
ile uluslararası örgütlerin katılımı ile
mi planlanması, afetler için tatbikat
hazırlanan İklim Değişikliği Ulusal
yapma düzeyine çıkılması kararları
Eylem Planı 2011-2023 (İDEP) ta-
alındı.
Enerji verimliliği teşvikleri
yüzde 100 artacak
• Yürütülen ve planlanan çalışmalar kapsamında birincil enerji yoğunlu-
mamlandı.
ğunun, 2015 yılında 2008 yılına göre Çevre Yönetimi Genel Müdürlüğün-
yüzde 10 oranında azaltılması.
Eylem Planı ile enerji verimliliğine
den yapılan açıklamaya göre, İDEP
• Enerji verimliliği uygulamaları için
yönelik teşviklerin yüzde 100 artı-
ile enerji, binalar, ulaştırma, sanayi,
verilen teşvik miktarının 2015 yılına
rılması, sanayi sektöründe üretilen
atık, tarım, arazi kullanımı ve orman-
kadar yüzde 100 artırılması.
14
• 2023 yılına kadar ülke çapında
• 2023 yılı itibariyle karayollarının
elektrik dağıtım kayıplarının yüzde
yük taşımacılığındaki (2009 yılında
8’e indirilmesi.
ton-km olarak yüzde 80,63 olan)
• 2015 yılına kadar Türkiye’de kar-
payının yüzde 60’ın altına, yolcu ta-
bon piyasasının kurulmasına yönelik
şımacılığındaki (2009 yılında yolcu-
çalışmaların yapılması.
km olarak yüzde 89,59 olan) payının
• Sanayi sektöründe enerji kullanı-
yüzde 72’ye düşürülmesi.
mından (elektrik enerjisi payı dahil) kaynaklanan sera gazı emisyonlarının sınırlandırılması.
Afetlere karşı tatbikat
Vahşi çöp depolama sahalarının tamamı kapatılacak
• 2023 yılı sonuna kadar ülke genelinde entegre katı atık bertaraf tesislerinin kurulması ve belediye atıklarının yüzde 100’ünün bu tesislerde bertaraf edilmesi. • 2023 yılına kadar vahşi depolama
• İklim değişikliğine bağlı sel, taşkın,
• 2023 yılına kadar sanayi sektörün-
sahalarının yüzde 100’ünün kapatıl-
çığ, heyelan vb. doğal afet risklerinin
de üretilen GSYH başına eşdeğer
ması.
tespit edilmesi.
karbondioksit yoğunluğunun azaltıl-
• Orman alanlarında tutulan kar-
• İklim değişikliğine bağlı doğal afet-
ması.
bon stok miktarını 2020 yılına kadar
lere müdahalede taşra teşkilat kapa-
• Kamu kuruluşlarının bina ve tesis-
2007’dekine (2007’de 14.500 Gg,
sitelerinin güçlendirilmesi ve tatbikat
lerinde, yıllık enerji tüketiminin 2015
2020’de 16.700 Gg) göre yüzde 15
yapabilme düzeyine eriştirilmesi.
yılına kadar yüzde 10 ve 2023 yılına
artırılması.
• 2005 yılı baz alınarak, düzenli de-
kadar yüzde 20 azaltılması.
• Ormansızlaşma ve orman zarar-
polama tesislerine kabul edilecek
• 2017 yılından itibaren yeni binala-
biyobozunur atık miktarının, 2015
rın yıllık enerji ihtiyacının en az yüzde
ğerlerine göre yüzde 20 azaltılması.
yılına kadar ağırlıkça yüzde 75’ine,
20’sinin yenilenebilir enerji kaynakla-
• Su kaynaklarının yönetimi, gıda
2018 yılına kadar yüzde 50’sine,
rından temin edilmesi.
güvencesinin sağlanması, biyolojik
2025 yılına kadar yüzde 35’ine in-
çeşitliliğin korunması, insan sağlı-
• 2023 yılına kadar yeni yerleşme-
dirilmesi.
ğı üzerindeki etkilerin araştırılması
larını 2020 yılına kadar 2007 yılı de-
lerde yerleşme ölçeğinde sera gazı
gibi uyum faaliyetlerine ağırlık ve-
emisyonunun (pilot olarak seçilen ve
rilmesi.
sera gazı emisyon miktarı 2015 yılına kadar belirlenen) mevcut yerleşmelere göre en az yüzde 10 azaltılması.
Karayolu yerine demir ve deniz yolları
• 2023 yılı itibariyle demiryollarının yük taşımacılığında (2009 yılında yüzde 5 olan) payının yüzde 15’e, yolcu taşımacılığında (2009 yılında yüzde 2 olan) payının yüzde 10’a çıkarılması. • 2023 yılı itibariyle denizyollarının kabotaj yük taşımacılığındaki (2009 yılında ton-km olarak yüzde 2,66 olan) payının yüzde 10’a, yolcu taşımacılığındaki (2009 yılında yolcu-km olarak yüzde 0,37 olan) payının yüzde 4’e çıkarılması. 15
Kırsal alanda mimari envanteri İzmir Yüksek Teknoloji Enstitüsü Mimarlık Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Murat Günaydın başkanlığında oluşturulan uzman kadro, İl Özel İdaresi sınırlarındaki kırsal bölgede mimarlık envanteri çıkaracak ve örnek yapı projelerinin oluşturulmasını sağlayacak.
16
İ
zmir il sınırları içinde ve İl Özel
tirdiği çalışmayla örnek yapı projele-
başlanan
İdare yetkisinde bulunan kırsal
rinin oluşturulması sağlanacak.
koordinatörlüğüne
bölgelerde 416 köyün incelen-
çalışmalarda, İYTE
projenin Mimarlık
Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Murat
mesi, yerleşim envanterinin oluştu-
İzmir İl Özel İdaresinin, “İzmir’de
Günaydın getirilirken, ekip; Doç.
rulması, ardından da 27 pilot köyde
Kırsal Alanda Yöresel Mimari Özel-
Dr. S. Sarp Tunçoku (Y. Restoratör,
yapı ölçeğinde mimari envanterin
liklerinin Belirlenmesi ve Örnek Yapı
Mimar), Yard. Doç. Dr. Adile Avar
çıkarılması amacıyla çalışma yürütü-
Projeleri’’ başlığı altındaki çalışması,
(Sosyolog) , Dr. Ülkü İnceköse (Y.
lüyor. İzmir Yüksek Teknoloji Enstitü-
uygulama
sağlanması
Mimar), Dr. Tonguç Akış (Y. Mimar),
sü (İYTE) Mimarlık Fakültesi Dekanı
amacıyla ihaleye çıkarıldı. İhaleyi,
Mehmet Ali Yalçın (Mimar) ve Nec-
Prof. Dr. Murat Günaydın başkanlı-
İYTE bünyesindeki vakıf kuruluşu
det Şenoğlu’ndan (Mimar) oluştu.
ğındaki uzman kadronun gerçekleş-
olan İZTEK AŞ. aldı. Bu kapsamda
Birinci etapta ekipte ayrıca Ahmet
olanağının
Prof. Dr. Murat Günaydın: ‘’Uygulama alanının büyüklüğünden dolayı proje, Türkiye’de tek olma özelliğine sahip.’’
17
İl Özel İdareye teslim edilecek sekiz örnek köy konutu ve bir köy konağı projesinin yer aldığı çalışmayla tasarımı yapılacak konutların bütün bölgelerde uyumlu olması üzerinde duruluyor.
Arda (Mimar) ve Dr. Zeynep D. Arsan da yer aldı. Dergimize ekibiyle birlikte projeyi anlatan Prof. Dr. Murat Günaydın, kırsal alanda mimarlık envanteri çıkarmak ve örnek yapı projelerinin oluşturulmasını sağlamak amacıyla 2010 yılı Ekim ayında çalışmalara başladıklarını bildirdi. İzmir İl Özel İdaresi’nin sorumlu olduğu alan içerisinde kalan 416 köyde araştırma ve gözlemler yapıldığını ifade eden Prof. Dr. Günaydın, bu proje ile kırsal bölgelerde varlığını sürdüren 416 köyde, ekonomik, çevreye ve köylünün sorunlarına duyarlı, yeni taleplere yönelik, modern anlayışla tasarlanmış, örnek konut projelerinin halkın kullanımına sunulmasının hedef alındığını vurguladı. Prof. Dr. Günaydın, uygulama alanının büyüklüğünden dolayı projenin Türkiye’de tek olma özelliğine işaret etti. Çalışma, 3 etap halinde planlandı ve ilk 2 etap tamamlandı. Prof. Dr. Günaydın ve ekibinin verdiği bilgiye
18
göre, projenin 1. etabı olarak tanım-
yaşamına ve bölge insanının ekono-
Krokilerin çizilmesi, haritaların ince-
lanan aşamada, kırsal alandaki 416
mik gücüne uygun olması üzerinde
lenmesi ve eski doku örneklerinin
köyün tamamını kapsayacak şekilde
titizlikle duruluyor. Projenin ikinci
belgelenmesi, pilot köylerde gerçek-
geniş bir yelpazede gözlemler yapıl-
ayağında ise araştırmaları yapılan
leştirilen çalışmalar oldu. Bilimsel alt
dı. Proje ekibi, bu köyler hakkında
416 köyün mimari karakterlerini en
yapının en sağlam temellerinin atıl-
bilgi edinmek için muhtarlar ve köy
uygun yansıtacak şekilde 27 pilot
dığı 2. Etap çalışmalarında, sadece
halkı ile görüşmeler gerçekleştirdi,
köy, proje ekibi tarafından seçile-
özgün konutlar değil, köylerdeki yeni
öneri ve istekleri dinlendikten sonra
rek alan çalışmasına geçildi. Genel
yapılar da incelemeye alındı.
sosyo-kültürel yaşantıdan en ince
çeşitliliği en iyi gösterebilecek pilot
mimari detaylara kadar incelemeler-
köyler belirlenirken, ilçe sayısı ve bu
Alan çalışması ve envanter içeriği
de bulundu.
ilçelerdeki köy sayısı oranları da göz
açısından Türkiye’de tek olma özelli-
önüne alındı.
ğine sahip projenin en önemli yanla-
Proje raporu hazırlanırken fiziksel
rından birisini, yerel ve evrensel de-
doku, sosyal yaşam, sorunlar ve ta-
Bunun ardından daha geniş araştır-
ğerleri yansıtacak konut projelerinin
lepler, öncelikli hedefler olarak sıra-
ma yapmak için 27 pilot köy tekrar
yapılması hedefi oluşturuyor.
landı. Mimari özelliklerin belirlenme-
gezilerek, birinci etap çalışmaların
sinin yanında bölgenin her yönüyle
gözden kaçan detayları, derinleme-
3. Etap çalışmalarının başlandığı
incelenmesi ve fotoğraflanması ile
sine incelendi. Proje ekibi, sadece
proje kapsamında, köylerin içerisin-
belgesel nitelik kazanan proje, gele-
mimari alt yapının incelenmesinin
de yapılacak örnek konutların mima-
cekte yapılacak olan çalışmalar için
değil, bu mekânlardaki yaşam biçi-
ri, statik, tesisat ve elektrik projeleri,
yol gösterici ve gerçeğe en yakın
mi, köyün sorunları ve taleplerinin de
İl Özel İdaresine teslim edilecek. Bu
belgeleme olma özelliğini de kazan-
üzerinde durdu. Bu şekilde kırsal-
aşamada proje ekibinin görevi sona
mış oldu.
da önemli bir göç olgusunun varlığı
erecek. Bundan sonraki süreç için
ve ekonomik etkenlerin mekânlara
projenin sürdürülebilir olması ve ge-
Proje kapsamında İl Özel İdaresi-
yansıması konuları rapora geçen
nele yayılması çalışmalarının yapıl-
ne teslim edilecek olan sekiz örnek
başlıklar altında toplandı. Sadece
ması, karşılıklı görüşmeler sonucun-
köy konutu ve bir köy konağı pro-
gözlemlerle
projeyi
da netlik kazanacak. İl Özel İdaresi
jesi bulunuyor. Tasarımı yapılacak
destekleyecek bilimsel veriler de bu
bu projeleri, ücretsiz olarak halkın
örnek konutların yer aldıkları bölge
etap içerisinde derlendi.
kullanımına sunacak.
yetinilmeyip,
19
Deniz KUTLUÖZEN - Mimar Bayram ŞAKAR-Biyolog
Doğanın tarihle buluşma adresi
FOÇA Antik dönemde adını Phokaia’dan alan ilçe; doğal, arkeolojik ve kentsel sit alanları gibi koruma statülerini bünyesinde barındırmasının yanında Türkiye’deki on beş özel çevre koruma alanından biridir.
20
K
üçüklü
koylarla
ya üzerinde sayıları 500-600 arası ol-
kaplı bir sahili olan Foça,
büyüklü
duğu bilinen ve nesli birinci derecede
İzmir şehir merkezine 70 ki-
tehlike altındaki türler arasına giren
lometre uzaktaki maviyle yeşilin iç
Akdeniz Foku’nun (Monachus mo-
içe geçtiği, ülkemizdeki ender tatil
nachus) yaşadığı habitatlara sahiptir.
bölgelerinden biridir. 3000 yıllık tari-
Siren kayalıkları mağaraları fokların
hi olan bölge, adını antik dönemde
üremesi ve yavrulaması açısından ol-
‘Phokaia‘dan alır.
dukça önemli birer değerdir.
Kentin hemen girişinde sizi tarihi yel
1991 yılında Türkiye Ulusal Fok Ko-
değirmenleri karşılar. Foça kıyıları-
mitesi tarafından Akdeniz foklarının
nı oluşturan ve üzerinde yerleşme
korunması için Foça pilot proje böl-
bulunmayan İngiliz ve Fener Burnu
gesi olarak seçilmiş ve gerçekleşti-
gibi yarımadalar, denize açılan do-
rilen projelerle foklar artık rahatsız
ğal uzantılar olarak Foça siluetini ta-
edilmeden yaşamlarını sürdürebilme
mamlarlar. Eşek, İncir, Hayırsız Orak
imkânını bulmuştur. 2007 yılında tek-
adaları ve Siren kayalıkları, Foça
rar Bakanlar Kurulu kararıyla Foça
koylarını adeta bir dantel gibi süsler.
Özel Çevre Koruma Bölgesi’nin sınırları genişletilmiş ve alan 71.38
İlçe; doğal, arkeolojik, kentsel sit
km2’ye çıkarılmıştır. Yüzde 50’si kı-
alanları gibi koruma statülerini bün-
zılçam ormanlarıyla kaplı olan ilçe-
yesinde bir arada barındırmasının
nin büyük bir bölümü I. ve II. derece
yanında, Türkiye’deki on beş Özel
doğal sit alanıdır. Bunların yanında
Çevre Koruma alanından biridir. Bu
Foça’da İyon, Pers, Roma, Bizans
kapsamda 1990 yılında Bakanlar
ve Osmanlı medeniyetlerinden kal-
Kurulu kararıyla Özel Çevre Koruma
mış tarihi ve turistik yapılar bulun-
Bölgesi olarak ilan edilen Foça, dün-
maktadır.
21
2011 yılında Foça Özel Çevre Koruma Bölgesi’nde Türkiye’nin Deniz ve Kıyı Koruma Alanları Sisteminin Güçlendirilmesi Projesi, Akdeniz Foku Koruma ve İzleme Projesi, Foça Özel Çevre Koruma Bölgesi’nde Biyolojik Çeşitliliğin Tespiti Projesi, Özel Çevre Koruma Bölgelerinde Su Kalitesinin İzlenmesi ve Özel Çevre Koruma Bölgelerinde İşletilmekte Olan Atıksu Arıtma Tesislerini İzlenmesi Projesi, Foça Osmanlı Dönemi Mezarlığı Açık Hava Müzesi Kazı Restorasyon ve Çevre Düzenlemesi Projesi, Özel Çevre Koruma Bölgeleri Sualtı Temizlik Projesi çalışmaları devam etmektedir.Bunların yanında; Akdeniz Foku ve Yaban Hayatı Araştırma, Rehabilitaston ve Bilgilendirme Merkezi Projesi, İngiliz Burnu Günübirlik Alan Tesisi ve Çevre Tanzimi Projesi, Kayalar Camii Onarım, Aydınlatma ve Çevre Tanzimi Projesi ile Foça Özel Çevre Koruma Bölgesi’nin Sınırlarının
Genişletilmesi
Projeleri
hazırlanmış olup değerlendirme sonuçları beklenmektedir. Özel Çevre Koruma Şube Müdürlüğü Sonbahar Mevsimi Bilimsel Aktiviteleri Morphology and Blood Proteins of Dice Snakes from Western Turkey Mertensiella (SCI), Vol:18: 370-382 Feeding biology of the Dice snake, Natrix tessellata (Laurenti, 1768) (Serpentes: Colubridae) in Turkey. Mertensiella (SCI), Vol:18: 365-369 Nükleer Enerji Öncesi Sinop Yarımadasının Omurgalı Biyoçeşitliliği, Çevre ve Ekoloji Kongresi, 5-7 Ekim 2011, Çanakkale 22
23
“Türkiye rüzgar enerjisi yatırımları için
hızla büyüyen bir ekonomi’’ Mustafa Serdar Ataseven, rüzgar enerjisi alanında ülkenin en güçlü sivil toplum kuruluşlarından TÜREB’in kaptanı. Ataseven’e göre, Türkiye rüzgar potansiyelinde Avrupa’nın yüzde 25-30 fazlasına sahip.
T
ürkiye rüzgar enerjisi potansiyelinin ülke ekonomisine kazandırılması
doğrultusunda
önemli çalışmalarda bulunan ve alanında ülkenin en güçlü sivil toplum kuruluşlarından olan Türkiye Rüzgar Enerjisi Birliğinin (TÜREB) başındaki isim, Mustafa Serdar Ataseven. Ülkenin rüzgar enerjisi yatırımları için hızla büyüyen bir ekonomiye sahip olduğuna işaret eden Ataseven, toplamda 5500 MW kurulu güce sahip rüzgâr projelerinin, Türkiye’nin mevcut rüzgâr potansiyelinin en kısa sürede ekonomiye katkı sağlayacak şekle dönüştürülebilmesi için lisanslama sürecinin sonuçlandırılmasının beklendiğine işaret ediyor.
Türkiye Rüzgar Enerjisi Birliği nasıl ve ne amaçla kuruldu? Birliği bize biraz tanıtır mısınız? ATASEVEN: Türkiye Rüzgar Enerjisi Birliği (TÜREB) rüzgar enerjisi ile 24
ilgili bilimsel, teknik ve uygulamalı
yıllarda da artarak devam edecek-
araştırmaları takip etmek, rüzgar
tir. Bunun en önemli nedeni de fosil
enerji kaynağının kullanımını yaygın-
yakıtlardaki rezervlerin azalmasının
laştırmak için faaliyetlerde bulunmak
yanı sıra küresel ısınma neticesinde
amacıyla 10 Şubat 1992 tarih ve
iklim değişikliğinin önüne geçmek ve
92/2752 Sayılı Bakanlar Kurulu ka-
karbon salınımını azaltmaktır. Ülkeler
rarı ile kurulmuştur. TÜREB, Elektrik
sürdürülebilir bir çevre yönetimi ile
İşleri Etüt İdaresi Genel Müdürlüğü
enerji kaynaklarında dışa bağımlılığı
(EİE) ve Enerji Bakanlığının koordi-
önlemek ve kaynak çeşitliliğini oluş-
neli çalışmalarıyla Türkiye Rüzgâr
turarak arz güvenliğini sağlamak için
Enerjisi potansiyelinin ülke ekonomi-
yenilenebilir enerjiye yönelmişlerdir.
sine kazandırılması doğrultusunda
Dünyadaki bu gelişmelere bağlı ola-
önemli çalışmalarda bulunmaktadır.
rak bakıldığında Türkiye’nin rüzgâr
Avrupa Rüzgâr Enerjisi Birliği’nin
enerjisi konusunda olağanüstü bir
resmi olarak Türkiye şubesi olan
potansiyeli
TÜREB, rüzgâr enerjisi konusunda
ye, Avrupa’daki 6’ncı büyük elektrik
Türkiye’deki en güçlü sivil toplum
pazarıdır ve dünya çapında en hızlı
kuruluşudur.
büyüyen pazarlardan biridir. Tür-
bulunmaktadır.
Türki-
kiye, rüzgâr enerjisi yatırımları için
‘’TÜREB’in hazırladığı çok önemli çalışmalardan birisi Türkiye Rüzgar Enerjisi Stratejik Yol Haritası projemizdir. Amacımız lider ve küresel bir oyuncu olarak Türkiye’de rüzgâr sanayi devrimini yapacak yol haritasını ortaya koymaktır.’’
Rüzgar enerjisi, diğer enerji türleri
gelişmekte olan bir piyasa ve hızla
ile karşılaştırıldığında öne çıkan yön-
büyüyen bir ekonomidir. Türkiye’de
leri nelerdir?
rüzgâr potansiyelinin yüksek olduğu
ATASEVEN: Ülkemiz rüzgâr potansi-
3 ana bölge vardır. Çanakkale- Ba-
Mevzuat kaynaklı sorunlar yaşıyor
yeli açısından Avrupa’nın potansiye-
lıkesir Bölgesi, İzmir-Manisa Bölgesi
musunuz? Ülkemizin ilgili mevzuatını
linden % 25-%30 daha fazlasına sa-
ve Hatay Bölgesidir. Uygulanabilir
yurtdışı mevzuatı karşılaştırdığımız-
hiptir. Ayrıca rüzgâr enerjisi temiz bir
rüzgâr enerjisi potansiyeli Elektrik
da nasıl bir tablo karşımıza çıkıyor?
enerji sağlar, çünkü rüzgâr türbinleri
İşleri Etüt İdaresi tarafından 38.000
ATASEVEN: Santrallerin kurulumu
elektrik üretirken sadece havanın
MW olarak hesaplanmaktadır ve bu-
sırasında hem teknik hem de yasal
hareket enerjisini kullanırlar. Çevre-
gün itibari ile kurulu gücümüz 1600
açıdan bazı sorunlar yaşanmaktadır.
ye zararlı emisyonlar veya herhangi
MW’dır. Ülkemiz kurulu güç büyük-
Kanun koyucu geçmiş hatalı tec-
bir atık bırakmadığından, atmosfere
lüğü olarak ilk 20 ülke içindedir ve
rübelerin telafi edilmesi için yoğun
verilen karbondioksit miktarının yıl-
Türkiye’nin 2023 yılına kadar hedefi
biçimde çalışmaya devam etmek-
da 2.000 ton kadarını azaltmış olur.
20.000 MW kurulu güç ile ilk 5 ülke
tedir. Her yıl enerjiye olan ihtiyacı-
Bunun yanı sıra rüzgâr enerjisi, sü-
içerisinde yer almaktır.
mız % 6-8 büyüyor, ancak yapılan tesisler yalnızca % 2-3 artıyor. Şu
rekli gelişen ve güvenilirliği artan bir teknolojiye sahiptir. Bu yönüyle de
Sektörün İzmir’e ilişkin yatırımları
anda Türkiye’de 38.000 MW teknik
oldukça hızlı büyüyen bir pazara sa-
ve gelecek planları nelerdir?
potansiyelimiz
hiptir.
ATASEVEN: Ortalama rüzgâr gücü
olan santraller sadece 1600 MW
varken,
işletmede
yoğunluğu ve yatırımları çekmesi
kurulu güç ile ülkemizdeki elektrik
Dünyada ve ülkemizde rüzgâr
açısından Ege Bölgesi şu anda Mar-
enerjisinin %2-3’ünü üretmektedir.
enerjisine bakış nasıl? Ülkemizin
mara Bölgesi’nden sonra ikinci sıra-
Bildiğiniz gibi 2023 yılında bu ra-
rüzgar enerjisi potansiyeli nedir?
da yer almaktadır. Ege Bölgesi’nde
kamın 20.000 MW olması hedeflen-
İzmir’in potansiyeli nedir?
santrallerin en fazla yoğun olduğu
mektedir. 2007’de dünyanın kurulu
ATASEVEN: Son yıllarda rüzgâr ener-
alanlar ise İzmir ve çevresidir.
gücü 76.000MW iken 1 Kasım 2007 müracaatlarında Türkiye’de toplam
jisi bütün dünyada en hızlı gelişen enerji kaynağı haline gelmiştir. Öyle
Santrallerin kuruluş aşamasın-
başvuru 78.500 MW olarak gerçek-
görülüyor ki, bu eğilim önümüzdeki
da yaşadığınız güçlükler nelerdir?
leşmiştir. Bu başvuruların düzenlen-
25
mesi, işleme konulması, yönetmeliklerin, kanunların çıkarılması da 4 yıllık bir süreci almıştır. Ancak bundan sonraki başvuruların, geçmiş tecrübelerden kaynaklı olarak bu kadar uzun sürelere yayılmayacağına ve 1-2 yıl içinde sonuçlanacağına inanıyoruz. Lisans alma sürecinde bazı sorunlar elbette yaşanmaktadır. 1 Kasım 2007 başvurularını 4 yıllık oldukça uzun kabul edilebilecek bir süreçte çözümlememiz, Yenilenebilir Enerji Kaynaklarının Elektrik Enerjisi Üretimi Amaçlı Kullanımına İlişkin Kanunda
Değişiklik
Yapılmasına
Dair Kanunu gecikmeli olarak çıkartmamız, yabancı yatırımcıların Türkiye algısını kötü yönde etkilemiştir. Santral kurulumu sırasında ise arazide rüzgâr bol olmalı, engebeli bölgeler istikrarlı rüzgâr rejimine engel oldukları için uygun alanlar saptanmalıdır. Santral kurmak için gerekli izinlerin alınmış olması gerekmektedir ve lisans işlemleri için EPDK’ya başvurmak gerekmektedir. Ulaşım ve taşıma maliyetlerinin yüksekliği nedeniyle santralin kurulum alanı kolay ulaşılabilir olmalı ve aynı şekilde türbinde üretilen enerjinin şebekeye iletimi kolay olmalıdır. Ayrıca en önemli konulardan biri olan, projeye başlamadan önce yapılması zorunlu ölçümlerin de yeterli zamanda ve güvenilir ölçümlerle yapılmış olması gerekmektedir. Rüzgar enerjisi santrali ekipmanla-
len dünyada 40 kadar türbin üreticisi
len aşamaya ulaşılamamıştır. Büyük
rı nereden temin ediliyor? Ülkemizin
vardır. Dünyadaki türbinlerin nere-
türbinlerin temini genellikle Avrupa
ekipman üretimi açısından durumu
deyse yarısı Danimarka, İspanya,
ülkelerindeki üretici firmalardan sağ-
nedir?
Almanya vb. üreticilerin yapımıdır.
lanmaktadır.
ATASEVEN: 1993’ten beri rüzgâr
Ülkemizde ise rüzgâr türbinlerinin
türbin pazarının büyüme oranı her
kanatları ve kulesi üretilmeye baş-
Bildiğiniz gibi Enerji ve Tabii Kay-
yıl %40 civarındadır, gelecek onlu
lanmıştır. Küçük kapasiteli türbin
naklar Bakanlığımızın AR-GE des-
yıllarda büyüme oranının %20’ler ci-
üretimi de bulunmaktadır. Ancak tür-
teği kapsamında TÜBİTAK Kamu
varında olması beklenmektedir. Ha-
bin üretimi konusunda henüz isteni-
Kurumları Araştırma ve Geliştirme
26
Projelerini
Programı
engelleyen bir yasa yoktur. Hatta
çerçevesinde Milli Rüzgâr Enerji
Destekleme
teşvik edici olması açısından kendi
Sistemleri Geliştirilmesi ve Proto-
kullanımınızın fazlası olan elektriğin
tip Türbin Üretimi (MİLRES) Projesi
de satışına imkân tanınmaktadır. Bu
başlamış bulunmaktadır. Proje yürü-
amaçla 500 KW’a kadar lisanssız
tücüsü kuruluşlar arasında Sabancı
türbin kurma imkânı sağlanmıştır.
Üniversitesi, Türk Havacılık ve Uzay
Bölgenizde en azından 15 km/s (4
Sanayi A.Ş. (TUSAŞ/TAI), İstanbul
m/s) yıllık ortalama rüzgâr hızına sa-
Ulaşım A.Ş, TÜBİTAK MAM Enerji
hip yeterli rüzgâr var ve eviniz veya
Enstitüsü, İstanbul Teknik Üniver-
işyeriniz böyle bir türbini kurmaya
sitesi yer almaktadır. Birinci aşama
müsait ve de temiz güç elde etmek
olarak görülen 500 KW’lık sistem
istiyorsanız, rüzgâr türbinleri ile evi-
için 2013 yılı, ikinci aşama olan 2,5
nizin veya iş yerinizin enerji ihtiyacı-
MW üretim yapacak türbinler için
nı karşılayabilirsiniz. Ancak, hukuki
2015 yılı hedef konmuştur. Böylece
olarak mevzuatlar henüz uygula-
ülkemizde üretilen türbinler de sant-
maya konulmadığından bugün için
rallerde yerlerini kısa zaman içeri-
bu tür sistemlerin ulusal şebekeye
sinde alabileceklerdir.
bağlanmadan kullanımı her geçen gün yaygınlaşmaktadır.
Ülkemiz rüzgâr potansiyeli açısından Avrupa’nın potansiyelinden % 25-%30 daha fazlasına sahiptir. Ayrıca rüzgâr enerjisi temiz bir enerji sağlar.
Yenilenebilir enerji kaynağı olarak çevreci bir enerji temin yöntemi
Ve son olarak sektörün geleceği
olsa da bir rüzgar enerjisi santrali-
ile ilgili önerileriniz nelerdir?
nin özellikle kuruluş aşamasında
ATASEVEN: Bilindiği üzere 1 Ka-
bazı çevresel etkiler oluşacaktır. Bu
sım 2007 tarihinde rüzgâr enerjisi
etkilerin giderilmesi için yapılması
için 751 proje başvurusu yapılmıştı.
gerekenler nelerdir?
Bunların değerlendirmeleri yapıla-
ATASEVEN: Ülkemizde enerji üreti-
rak, bugün gelinen nokta itibariy-
minde kullanılan kaynakların çoğu
le 1500 MW civarında tekli kalan
sektör katılımcılarının da katkısı ile
çevre açısından CO2 emisyonuna
projelerin lisanslandırma çalışma-
daha da geliştireceğiz.
neden olan kaynaklardır. Bu ne-
ları EPDK tarafından yürütülmekte
amaç geçmişte rüzgâr sektöründe
denle yenilenebilir, çevre dostu ve
olup, TEİAŞ tarafından yapılan 13
neredeydik, şu anda neredeyiz ve
ülkemizde potansiyeli olan enerji
grup yarışma sonucunda lisans al-
ileride nerede olacağız. Sanayi-
kaynakları ve teknolojileri konuların-
maya hak kazanan toplamda 5500
cilerimiz, üniversitelerimiz, kamu
da çalışmalar önem kazanmaktadır.
MW kurulu güce sahip rüzgâr pro-
kuruluşları, yatırımcılar, mühendis-
Bunların en başında rüzgâr enerjisi
jelerinin, Türkiye’nin mevcut rüzgâr
lik hizmeti veren kuruluşlar, bütün
gelmektedir. Bunun yanı sıra türbin
potansiyelinin en kısa sürede eko-
sektör paydaşları, rüzgâr sektörü
için geniş alanlar gerekmektedir.
nomiye katkı sağlayacak şekle
ile ilgili önünde bir yol haritası gör-
Türbinlerin kapladığı alan bunun
dönüştürülebilmesi için lisanslama
mek istiyor. Çalışmanın amacı, öz-
%1-1,2’si kadar olduğundan bu
sürecinin sonuçlandırılması beklen-
gün ve rekabetçi teknoloji üreten
alanlar yine de tarım amaçlı kullanı-
mektedir.
ve enerji sepetinde rüzgâr enerjisi-
Buradaki
nin ağırlığını artıracak yerli sanayi-
labilir. hazırlamakta
yi oluşturmak için işbirliğini ve eş-
temler olduğunu görüyoruz. Bunlara
olduğu çok önemli çalışmaları-
güdümü sağlamak, markalaşmış,
dair bilgi verir misiniz?
mızdan bir tanesi Türkiye Rüzgâr
lider ve küresel bir oyuncu olarak
ATASEVEN: Ülkemizde kendi evi-
Enerjisi Stratejik Yol Haritası pro-
Türkiye’de rüzgâr sanayi devrimini
nin ya da işyerinin önüne rüzgâr
jemizdir. Bunların taban çalışma-
gerçekleştirecek yol haritasını orta-
türbini koyarak elektrik elde etmeyi
larını tamamladık büyük ölçüde
ya koyabilmektir.
Konut veya işyerleri için küçük sis-
Ayrıca
TÜREB’in
27
İzmirlilerin buluşma noktası
KONAK
Sadece bir semt adı değildir Konak. İzmir’in yönetsel, sanatsal, kültürel ve ticari merkezidir, kısaca kalbidir. Meydan ve çevresini oluşturan alanın en önemli yapıları da Hükümet Konağı ve kentin sembolü Saat Kulesi’dir.
28
İ
zmir için bir mahalle veya semt
ye Sarayı, Vapur İskelesi, Yalı Cami
harap hale gelen yapı yıktırılarak,
adı değildir Konak. Son iki asırdır
gibi eserler ve daha bunun gibi bir-
1872 yılı sonlarında İzmir Hükümet
kentin merkezidir. Yerli, yabancı
çokları oluşturur. Tarihi Kemeraltı
Konağı’nın yapımına başlanır ve
herkesin bir şekilde uğrak yeri, bu-
Çarşısı, Sahil Yolu, hemen her gün
yeni konak 1872 yılında tamamlanır.
luşma noktasıdır. Konak, yönetsel,
İzmirlilerle dolar, taşar.
Birinci ve İkinci Meşrutiyet dönemle-
sanatsal, kültürel ve ticari anlamda
Kuzeyinde İzmir Körfezi ve Bay-
rini, işgali ve Cumhuriyetin kuruluş
merkez oluşunun yanında 9 bine
raklı, doğusunda Bornova, güne-
heyecanını yaşayan bu yapının ana
yaklaşan kent tarihinin tanığı, kısaca
yinde Karabağlar, batısında ise
binası, 40 yıl önce geçirdiği yangın-
kalbidir. Konak Meydanı ve çevresi-
Balçova ilçeler bulunan Konak
dan sonra aslına sadık kalınarak,
ni oluşturan alanın en önemli yapı-
Meydanı’nın güneybatı yönünde-
yeniden yapılır.
larını ise 9 Eylül 1922’de göndere
ki bir noktadan başlayan liman,
çekilen bayrak ile sadece İzmir’in
geniş bir kavis çizerek Hisar Ca-
Saat Kulesi
değil, ülkenin kurtuluşunun simgele-
misi yakınlarındaki bir noktada
Şehrin hemen herkes tarafından
rinden birisi olan Hükümet Konağı,
son bulur ve kıyı şeridi Bornova
simgesi kabul edilen Saat Kulesi,
kentin sembolü Saat Kulesi, Beledi-
Körfezi’ne doğru uzar gider.
Konak Meydanı’nın denge noktası-
Antik Çağ’ın, Osmanlı devrinin an-
dır. İzmir’de fotoğrafı en çok çekilen
cak en fazla Cumhuriyet dönemi
ve önünde en çok fotoğraf çektirilen
eserlerinin hâkim olduğu Konak’ta
yapıdır. Sultan II. Abdülhamid’in tah-
akla gelenler saymakla bitmez. Bun-
ta çıkışının 25. yılında armağan ola-
ların belli başlılarını şöyle sıraladık:
rak 1901’de inşa edilen kulenin mimarı M. Raymond Pere’dir. Kulede
TARİHİ YERLER
kullanılan yeşil ve pembe renkli mer-
Hükümet Konağı:
mer sütunlar, Marsilya’dan getirtilir.
İzmir’in yönetim merkezi olan, günü-
Sekizgen şekilde inşa edilen ve dört
müzdeki Hükümet Konağı yerinde
bölümden oluşan kule tabanının dar
bulunan ve Katipzade Konağı ola-
kenarlarında yer alan ve dörder kü-
rak bilinen ahşap yapı, vali konağı
çük sütun üzerine oturan, at nalı ke-
olarak kullanılmaya başlanır. Bölge-
merli sebillerin üçer çeşme kurnası
nin “Konak” adıyla anılması, işte bu
ve ortalarında fıskiyeleri vardır. Plat-
eski konak nedeniyledir. Zamanla
form beyaz mermerden, diğer bö-
29
lümler ise Denizli yakınlarından ge-
Ekim 1933’de Cumhuriyet’in 10.Yıl
Pasaport Rıhtımı, 1876’da Fransız
tirtilen kesme taşlardan yapılmıştır.
Şenlikleri’nde hizmete açılan Neo-
Guiffray Şirketi tarafından ve İngiliz
Üst bölümde, dış yüzlerde bulunan
Klasik tarzdaki yapının köşelerdeki
mühendislerin projelerine göre bi-
dört adet saat, Alman İmparato-
ikiz Osmanlı taç kapılarında, iki renk
tirilmiştir. Günümüzde Pasaport İs-
ru II. Wilhelm tarafından armağan
taştan yapılan at nalı, kemer, ikili ve
kelesi, örneklerine Cumhuriyet’in ilk
edilmiştir. 22 adet dişli çarktan sa-
üçlü gruplar oluşturan pencerede
yıllarında rastladığımız, Osmanlı ve
atin mekanizması üzerinde 1901
sivri kemerler kullanılmıştır.
Selçuklu mimarlığından esinlenen 1.
tarihi bulunur ve her biri beşer ki-
Milli Mimari stilindedir.
logramdan fazla ve çelik halatlarla
Elhamra Sineması
bağlı iki ağırlığın haftada bir yukarı
Yıllarca Milli Kütüphane’ye bağlı
Alsancak Garı
çekilmesinin sağladığı güç ile ça-
olarak çalışan ek bina, Elhamra Si-
1857’de Vali Mustafa Paşa döne-
lışır. 1974 yılı depreminde yıkılan
neması olarak İzmirlilerin belleğine
minde temeli atılan demiryolunun
kulenin en üstteki bölümü, 1976
yerleşmiş, 1980’den sonra İzmir
başlangıcında yer alan Alsancak (o
yılında onarım görmüştür. O tarihe
Devlet Opera ve Balesi’ne verilmiş-
günkü adıyla Punta) Garı, 1858’de
kadar çalan çanı ise artık çalışma-
tir. İzmir Kütüphane Cemiyeti tara-
hizmete açılmıştır.
maktadır.
fından yaptırılan ve 840 kişi alacak büyüklükte olan sinema, 120 metre-
Asansör
Milli Kütüphane
karelik sahnesiyle dönemin en kon-
Karataş
23 Haziran 1912 tarihinde Beyler
forlu ve en büyük sinemasıdır.
Caddesi’nden
Sokağı’nda Salepçizade Konağı’nın
Semti’nde, yaklaşık
Mithatpaşa 40
met-
re yükseklikteki Halil Rıfat Paşa
selamlık bölümünde hizmete giren
Pasaport İskelesi
Caddesi’ne çıkan Asansör, 1907
kütüphanenin
binasına
1867’de başlayan İzmir Limanı in-
yılında Nessim Levi tarafından yap-
taşınması, uzun yıllar almıştır. 29
şaatının bir bölümünü oluşturan
tırılmıştır.
bugünkü
30
Dönertaş Sebili
İlk Kurşun Anıtı
mıştır. Alt katta kahve ve dükkan-
Tek kubbeli kare planlı bir 19. yüz-
Yunan Ordusu’nun İzmir’i işgali
lar, üst katta ise el yapımı ürünler
yıl başı yapısı olan Dönertaş Sebili,
sırasında, denizden karaya çıkan
ve hediyelik eşyaların satıldığı
Osmanzade Yokuşu ve Anafar-
düşman askerlerine karşı ilk kur-
dükkanlar bulunur.
talar Caddesi’ne bakan cephele-
şunu sıkarak, Türk direnişinin ilk
rinde yer alan Barok tarzı mermer
örnek davranışını gösteren ve ar-
süslemeleri ile ünlüdür. Sebilin iki
dından şehit olan Gazeteci Hasan
18. yüzyılda Osmanlı Dönemi
cephesinin birleştiği köşede süslü
Tahsin adına 1974 yılında dikilen
eserlerinden biri olan Çakaloğlu
başlıklı yuvarlak bir sütun gibi gö-
ve onu ilk kurşunu sıkarken göste-
Hanı, İzmir’in önemli tarihi eserleri
rünen taşın aslında döner olması,
ren heykel-anıt, bugün Konak Mey-
arasında yer alır. Han, uzun dik-
yani bir türlü terazi oluşu nedeni ile
danı’ndadır.
dörtgen planlıdır ve üstü tonozlu
Çakaloğlu Hanı
kapalı bir çarşı şeklindedir.
bu sebil, “Dönertaş Sebili” olarak
HANLAR
anılmıştır.
HAMAMLAR
Kızlarağası Han
ANITLAR
Kızlarağası
Atatürk Anıtı
Han,
Kemeraltı’nda
Lüks Hamam
Çarşısı’ndan
Kadı Hamamı da denen hamam, ilk
Mustafa
Hisarönü’ne giden yol üzerinde,
Osmanlı eserleri arasında sayılır.
Kemal Atatürk’ün ‘’Ordular! İlk he-
arka duvarı Hisar Cami avlusuna,
İnşa tarihi 16. yüzyıl olduğu sanılan
definiz Akdeniz’dir, ileri’’ komutu-
bir yanı ise Bakır Bedesteni’ne bi-
yapı, çift hamamdır.
nu taşıyan anıt, 1933 yılında Pitro
tişik konumdadır. Kapı üzerindeki
Canumica tarafından yapılmıştır.
kitabeye göre 1157 (1744) yılında
Basmane Hamamı
Atatürk’ü üniforma ile ve bir at üze-
I. Mahmut zamanında Kızlar Ağası
17. yüzyıl Osmanlı Dönemi eseridir,
rinde tüm heybeti ile gösterir.
Hacı Beşir Ağa tarafından yapıl-
bakımlı ve işler durumdadır.
Cumhuriyet
Halim Alanı’nda
Ağa
31
Yeşildere Hamamı
olup, tek bir kubbe bütün cami sat-
güçlükle oturttuklarından söz eder.
Halen Yeşildere Çarşısı adı ile bili-
hını örter.
Çelebi’ye göre, 1667 (veya 1663) yılında yapılan cami, kare bir mekan
nen çarşı içinde bulunan hamam, 17. yüzyıl eseridir ve yine klasik
Salepçioğlu Camisi
üzerine büyük bir kubbeyle etrafın-
Osmanlı mimari tarzında tipik bir ör-
Son derece zarif bir yapı tarzına sa-
da dört kubbeden oluşur.
nektir.
hip olan bu cami, Kemeraltı 850 ve 917 sokaklarda bulunur. 1906 yılın-
CAMİLER
Şadırvan Camisi
da Salepçizade Hacı Ahmet Efendi
Cihannüma’ya göre İzmir’in Ulu Ca-
Konak (Yalı) Camisi
tarafından tek büyük kubbeli olarak
mii olan “Nıflızade Cami” bu olma-
Yalı Camisi’nin hangi tarihte kim ta-
yaptırılan cami, ince yapılı, zarif bir
lıdır. Anafartalar Caddesi ile 912
rafından yapıldığına dair kesin bir
minareye sahiptir.
Sokak köşesinde olup, ismini altında ve yanında bulunan şadırvanlardan
bilgi bulunmamakla birlikte Yurt Ansiklopedisi ‘’İzmir’’ maddesinde yer
Başdurak Camisi
alır. Evliya Çelebi caminin yapılışı
alan 1774 yılında Katipzade Meh-
İzmir Kemeraltı çarşı camilerinin bir
için 1636 (1637 de olabilir) tarihini
met Paşa’nın karısı Ayşe Hanım ta-
örneği olan Başdurak Cami, avlu
verir. Evliya Çelebi’nin “Bir beyaz
rafından inşa ettirildiği görüşü, İzmir
kapısının söve ve kemer üzengi taşı
inciye” benzettiği bu caminin altında
Tarihi yazarı H. Gültekin’in bir kay-
süslemelerinden oluşan bir çerçeve
o zamanlar aktar dükkanları vardır.
nak göstermeden verdiği bilgilere
içinde yer alır. 1652 yılında yapıldı-
dayanıyor.
ğına dair kitabesi vardır.
Kemeraltı Camisi
Kestanepazarı Camisi
lunan cami, 1597 yılında Yakup Bey
İzmir’in belli camilerinin sıralandığı
Anafartalar Caddesi etrafında yo-
tarafından yaptırılmıştır. Ortada bir
Anafartalar Caddesi kenarında, eski
ğunlaşan iş merkezlerinde 872 ve
büyük kubbe sekiz fil ayak üzerinde
iç liman kıyısındadır. 1690 tarihinde
882 sokaklarda bulunan cami ye-
durur, yanlarda üçer büyük, geride
inşa edilmiştir. Etrafında medrese,
rinin, doldurulan iç liman olması
üç küçük ve son cemaat yerinde
kütüphane ve sebili vardır. Zeminde
nedeniyle Evliya Çelebi, minareyi
yedi küçük kubbesi vardır.
Hisar Camisi İş merkezi Hisarönü mevkisinde bu-
32
33
Faikpaşa Camisi
Saint Polycarpe (Polikarp) Kilisesi
Alsancak Anglikan Kilisesi
Daha 16. yüzyılın başlarında İzmir’in
İsa’nın Şehidi, “Episkopos Poly-
7 Nisan 1902’de hizmete giren ve
bir mahallesine adını veren cami,
Carpe” anısına inşa edilmiş eski ve
İncil yazarı Sen Jan’a adanmış olan
965 ve 967 sokaklardadır.
ünlü bir kilisedir. Kilisenin yapımı
kilise, halen bir İngiliz din adamının
1625 yılına kadar uzanır. Osmanlı
yönetiminde çalışıyor.
Han-Bey (Pazaryeri) Camisi
İmparatoru Sultan Süleyman’ın mü-
Tarihi 15. yüzyıl belki de daha es-
saadesi ve Fransa Kralı 13. Lui’nin
Bu kiliseler dışında Konak sınırların-
kiye çıkabilen bir camidir. Bugün-
iradesi ile inşa edilmiş ve Kapu-
da Domeniken Kilisesi, Notre Dame
kü yapısı da yeni olmalıdır. 948
sin rahiplerine verilmiştir. 1898’de
de Lourdes ve Felemenk Protestan
Sokak’ta olup, eskiden yanında bir
genişletilen ve dekore edilen ki-
Kilisesi de bulunur.
zaviyesi vardı.
lisenin duvarlarında ve tavanında Polycarpe’in yaşamını ve şehit
SİNAGOGLAR
Çorakkapı (Taşrakapı) Camisi
edilişini anlatan freskler, 19. yüz-
Beth İsrael Sinagogu
Basmane’deki caminin Bostanizâde
yılın sonlarında İzmir’de yaşamış
Sultan ll. Abdülhamit’in İzmir Valisi
Mehmed Efendi adında bir hayırse-
olan ressam ve mimar “Ray Mond
eski Sadrazam Kamil Paşa’ya hita-
ver tarafından 17. yüzyıldan önce
Pere”nin eseridir.
ben yazmış olduğu bir ferman uyarınca, Karataş semtinde oturan Muse-
yaptırıldığı tahmin ediliyor. Zarif minaresi ve kubbesi ile İzmir’in güzel
Santa Mana Katolik Kilisesi
vilerin dini ibadetlerini yapabilmeleri
camileri arasındadır.
1667’de inşa edilen kilisede Fran-
için inşa edildi. 1200 altın liraya mal
sisken rahipleri görev yapar. Ayinler
olan bu sinagog, İzmir’in en büyük ve
İtalyanca’dır.
seçkin havrasıdır. Dini nikâhlar, gü-
KİLİSELER Saint John Kilisesi
nümüzde bu havrada kıyılır.
Şehit Nevres Bulvarı’nda bulunan
Santissimo Rosano
bu kilise, Evangelist Katolik kilisesi-
Katolik Kilisesi
Sinyora veya Giveret Sinagogu
dir. 1874 yılında hizmete girmiş olan
Eski Alsancak Vapur İskelesi’nin
Bu sinagog ismine bakıldığında,
kilise, Papa 9. Pio’nun armağanıdır.
arka sokağında, 1904 yılında inşa
Dona Gracia Mendes’e mal edildiği
Halen hem Katolik hem Protestan
edilen kilisede, Domenikan Rahip-
tahin edilir. 1841 yangınından sonra
Amerikan cemaatler tarafından on-
leri görev yapar. Ayinler, Fransızca,
Yeruşalmi Ailesi tarafından yeni baş-
ların dini hizmetleri için kullanılır.
İtalyanca ve Türkçe yapılır.
tan onarılmıştır.
34
Hevra (Talmut Tora) Sina-
Bilkur Holim Sinagogu
gogu
Bu sinagog 1724 tarihinde
Çok eski bir sinagog olup,
Salamon de Claves isminde
1838 yılında Hacez kardeşler
Hollanda asıllı bir İzmirli tara-
tarafından onarılmıştır. Daha
fından inşa ettirildi. 1772 yan-
sonra muhtelif tarihlerde ye-
gınında yanan ve yine aynı
niden restore ettirilmiştir.
aileden Manuel de Claves tarafından 1800 yılında yeniden
Salom Sinagogu
inşa ettirilen sinagog, İzmir’in
1610 yılında İzmir’de bu-
bu alandaki en güzel yapıla-
lunan 6 havradan biridir.
rından biridir.
Bu yüzden 1500’lü yıllarda inşa edildiği tahmin edilir.
Ros Aar Sinagogu
İzmir’de “Aydınlılar Sinago-
İzmir’in yukarı Karataş sem-
gu” olarak da bilinen bu si-
tinde bulunan ve 155 yıllık
nagogun başından ilginç bir
geçmişi olan bir yapıdır.
olay geçmiştir. 1841 yılında İzmir’de baş gösteren büyük
Konak’ta bu sinagoglar dışın-
yangında, tüm semt ateşler
da Saar Aşamayım Sinagogu
içinde kalmasına karşın, yan-
ve Bet İllel Sinagogu da bu-
gın tam bu sinagogun kapı-
lunur.
sında sönmüştür. 35
MÜZELER ve ÖREN YERLERİ Kadifekale Tepekule’deki eski İzmir (Smyrna) dışında, kentin Pagos’ta (Kadife Dağı) yeniden kurulduğu alandır. İ.Ö. 4. yüzyılda kurulan kentten bugüne değin varlıklarını sürdüren Hellen, Roma, Bizans ve Osmanlı dönemlerine ait kalıntılar görülmeye değer arkeolojik öneme sahip eserlerdir. Agora ören yeri İzmir agorası, M.Ö. 4. yüzyılda antik Smyrna Kenti’nin taşındığı Pagos’un (Kadifekale) kuzey yamacında kuruludur. Dönemin önemli kamu binalarıyla çevrilmiş olan bu yapı, kentin devlet agorasıdır. Hellenistik Dönem’de kurulmuş olan agorada günümüze gelebilmiş kalıntıların çoğu, M.S. 178 depreminden sonra İmparator Marcus Aurelius’un desteğiyle yeniden inşa edilen Roma Dönemi agorasına aittir.
36
İzmir Arkeoloji Müzesi
yaptırılmıştır. 9 Eylül 1922’de sahibi
günümüzde Etnografya Müzesi ola-
Ege Bölgesi’nde yürütülen arkeo-
tarafından terk edilmiş ve hazinenin
rak kullanılıyor.
lojik kazı çalışmalarında bulunmuş
mülkiyetine geçirilmiş, İzmir’e giren
olan pek çok esere İzmir Arkeoloji
Türk Ordusu burasını karargah ola-
İzmir Resim ve Heykel Müzesi
Müzesi ev sahipliği yapar. 1924’te
rak kullanmıştır.
İzmir Devlet Resim ve Heykel Müzesi, 9 Eylül 1952 yılında Kültürpark
Basmane Kapılar Semti’nde kurulan müze, 1927’de halka açılmış, şu an
Etnografya Müzesi
içerisinde galeri olarak açıldı. Daha
hizmetteki müze binası 1984 yılında
Arkeoloji Müzesi’nin alanı içerisin-
sonra Atatürk Bulvarı’ndaki yerine
Konak Bahribaba Parkı içerisinde
de; 19. yüzyılda Neo-Klasik tarzda
taşınan galeri, plastik sanatlar ala-
kurulmuştur.
meyilli bir teras üzerine inşa edilen,
nında devletin İzmir’e yaptığı ilk hiz-
1831 yılında ilkin hastane olarak (St
metlerden biridir.
Atatürk Müzesi
Roch Hastanesi) kullanılan, 1845
Atatürk Müzesi olarak kullanılmakta
yılında Fransızlar tarafından onarı-
İzmir Tarih ve Sanat Müzesi
olan bina, 1875 -1880 yıllarında halı
larak fakir Hıristiyan aileleri için bir
2004 yılında hizmete açılan Tarih ve
tüccarı Takfor tarafından ev olarak
bakımevine dönüştürülen taş bina,
Sanat Müzesi, üç binadan oluşuyor. Girişte sağda taş eserler, ortadaki binada seramik eserler, soldaki binada ise kıymetli eserler sergileniyor. Demiryolları Müze ve Sanat Galerisi Müze
binası,
1800’lü
yıllarda
Alsancak’ta bir koloni halinde yaşayan İngiliz tüccarlar tarafından ticari emtia deposu olarak yaptırılmıştır. Demiryollarının millileştirilmesinden sonra, binanın hemen bitişiğinde yer alan ve aynı mimari özellikleri taşıyan büyüklü küçüklü toplam 5 adet yapıyla birlikte uzun yıllar lojman olarak kullanılmıştır. Gördüğü depremlere ve yangınlara direnen bina, 1990 yılında Müze ve Sanat Galerisi olarak düzenlenmiştir. Ahmet Piriştina Kent Arşivi ve Müzesi (APİKAM) İzmir Kent Arşivi ve Müzesi’nin, bilimsel kriterlere göre yapılandırma projesi 2000 yılında başlatıldı. Mekan olarak 1932 yılında inşa edilen İzmir İtfaiyesi Merkez Binası seçildi. 1932’den 2001 yılı sonuna kadar aralıksız yetmiş yıl itfaiye merkezi olarak hizmet veren bina, şimdi kentin hafızası anlamına arşiv ve Ayşegelen Hatun Cami 37
görsel tarihi olan müzeye ev sahipliği yapıyor. Ümran Baradan Oyun ve Oyuncak Müzesi İzmir Konak Belediyesi Ümran Baradan Oyun ve Oyuncak Müzesi’nde, dünyaca ünlü değerli seramik sanatçısı Ümran Baradan’ın dünyanın çeşitli ülkelerinden edindiği oyuncakların ve düzenlediği yarışmalarda derece kazanan yetenekli çocukların yaptığı eserler sergileniyor.
GEZİLECEK YERLER Kemeraltı Mezarlıkbaşı
semtinden
Konak
Meydanı’na kadar uzanan bölgeyi içine alan tarihi bir çarşıdır. Çarşının bugün ana caddesini oluşturan Anafartalar Caddesi, geniş bir kavis çizer. Bu kavis, caddenin geçen yüzyıllarda var olan iç limanın
etrafını dolaşmış olmasından kay-
kısmen tonozlu, kiremit örtülü, yan
naklanır. Liman, zamanla ağzına
sokakları ve arastalarıyla bir kapalı
doğru dolmaya başladığından, yeni
çarşı görünümündeydi. Yakın yıl-
yerleşim ve ticaret sahaları açılmış
lara kadar, Şadırvanaltı Cami’nden
ve buraları yeni binalarla değerlen-
Havra Sokağı’na kadar devam eden
dirilmiştir. İlk yapıldığı yıllarda çarşı,
sokakların üstü örtülü idi. Kemeraltı
38
Kısa süre içinde başarılı çalışmalara imza atan ve dünyadaki belli başlı fuarlar arasına giren İEF, Türk ekonomisindeki gelişmelere paralel olarak kabuk değiştirdi. Kordonboyu Şiirlere, şarkılara konu olan İzmir’in ünlü Kordon’u, günün her saatinde cıvıl cıvıl, capcanlı bir mekan. Büyükşehir Belediyesinin gerçekleştirdiği rekreasyon düzenlemesi, yürürlüğe koyduğu “Kordon Yönetmeliği” ile bu ünlü mekan İzmir’in en önemli prestij alanı haline geldi. Alsancak
adını bu bölümünün üstünün kapa-
Kültürpark
lı olması özelliğinden alan çarşının
Türkiye’nin
içinde pek çok han yer alıyor. Es-
Birliği’ne (UFI) üye tek genel ticari
kiden olduğu gibi günümüzde de
fuarı olan İzmir Enternasyonal Fuarı,
Kemeraltı Çarşısı, İzmir’in en önemli
1936 yılında bugünkü mevcut 421
alış-veriş merkezidir.
bin metrekarelik alanda kurulmuştur.
Uluslararası
39
Fuarlar
Eski adı Punta olan Alsancak, yıllar boyu İzmir’in simgesi olarak dünyaca ünlü birçok seyyah ve yazarın şiir ve eserlerinde yer aldı. Victor Hugo 1829 yılında yayınlanan “Les Orientales” isimli kitabındaki “La Captive”
adlı şiirinde ünü batıya yayılan İzmir’i
gösterileri, konserler ve sergilere ev
bir prensese benzetir. Alsancak’ta
sahipliği yapıyor.
Levantenler Rumlar, Ermeniler, zengin diğer batılı kesimler oturur. Kıb-
İsmet İnönü Sanat Merkezi
rıs Şehitleri Caddesi’nin iki tarafında
İzmir Büyükşehir Belediyesi Kültür ve
uzanan bu dönemlerden kalma ya-
Spor Daire Başkanlığı Kültür ve Sa-
pılar değişik ve özgün mimarileriyle
nat Şube Müdürlüğüne bağlı İsmet
halen bir inci gibi dizilir.
İnönü Sanat Merkezi’nde konser, seminer, konferans ve tiyatro gösterile-
KÜLTÜR SANAT
rinin yanı sıra ulusal ve uluslararası
Ahmed Adnan Saygun
organizasyonlar gerçekleştiriliyor.
Sanat Merkezi (AASSM) İsmini ilk devlet sanatçısı unvanına sahip İzmir’li besteci Ahmed Adnan Saygun’dan alan sanat merkezi, teknik altyapısı ve konser salonlarıyla Türkiye’nin en nitelikli sanat
Tarihi Havagazı Fabrikası inşa edilen Alsancak’taki tarihi Ha-
merkezidir. İzmir Sanat
kültür sanat mekanı haline geldi.
Fuar Kültürpark 26 Ağustos Kapısı ca söyleşi, seminer, tiyatro ve film
İzmir Devlet Tiyatrosu İzmir Devlet Tiyatrosu 14 Nisan 1957 tarihinde Konak’ta Halk Eğitim Merkezi binasında kurulmuş, perdelerini “Yağmurcu” adlı oyunla açmıştır. Mimarı Necmettin Emre’dir.
Fransızlar tarafından 150 yıl önce vagazı Fabrikası, İzmir Büyükşehir Belediyesi tarafından gerçekleştirilen restorasyon ve çevre düzenleme çalışmalarının ardından yepyeni bir
yakınındaki İzmir Sanat, yıl boyun-
sıra İzmir Valiliği ve Dokuz Eylül Üniversitesi Rektörlüğünün işbirliğiyle üniversitenin tahsis ettiği arsa üzerinde inşa edilen Sabancı Kültür Sarayı, 5 bin metrekare kapalı alanda iki ana bölüm içeren tek bir blok halinde inşa edilmiştir.
D.E.Ü. Sabancı Kültür Sarayı Sabancı Vakfı’nın katkılarının yanı
40
İzmir Devlet Senfoni Orkestrası İzmir Devlet Senfoni Orkestrası, dönemin Kültür Bakanı Nermin Nefçi’nin onayı ile 1975 tarihinde bir oda müziği topluluğu niteliğinde kurulmuş olmasına rağmen; çok kısa süre içerisinde olağanüstü büyüme ve gelişme göstererek, senfonik bir orkestra hacmine kavuşmuştur.
İzmir Devlet Opera ve Balesi Türkiye Cumhuriyeti Kültür ve Turizm Bakanlığı Devlet Opera ve Balesi Genel Müdürlüğüne bağlı olarak 1982 yılında İzmir’de kuruldu. Eski Elhamra Sineması binasının Kültür ve Turizm Bakanlığı tarafından kiralanarak restore edilmesiyle şimdiki binasında hizmet vermeye başlayan İzmir Devlet Opera ve Balesi, 21 Ekim 1982 tarihinde Kurucu Müdürü Rejisör H. Necdet Aydın yönetiminde Çeşmebaşı Balesi ve Meddah Opera ile kapılarını sanatseverlere açtı. Ne alınır? Konak’ın tarihi Kemeraltı Çarşısı, İzmir’e özgü el sanatlarından hediyelik eşyalara kadar geniş bir yelpaze sunar. Çarşıdaki mağazalar ve Kızlarağası Hanı’ndaki dükkanlardan her zevke uygun seçenekler bulmak mümkün. Ne yenir? Kemeraltı Çarşısı’nın büyülü atmosferinde Ege’ye özgü lezzetleri tercih edebileceğiniz gibi, Kordonboyu’nda sıralanmış restoranlarda İzmir mutfağının yöresel lezzetlerinin yanı sıra balık keyfini ilk alternatifler arasına alabilirsiniz. Bir kahve molası için ise en uygun mekan, Kızlarağası Hanı’dır şüphesiz. Zira fincanda pişirilen ve yanında lokum ile servis edilen Türk kahvesinin lezzeti unutamayacağınız türden. Yapmadan dönmeyin! Kemeraltı Çarşısı’nı gezmeden, Saat Kulesi’nin önünde fotoğraf çekilmeden, Konak’ın tarihi camilerini görmeden, Agora ve Kadifekale’de İzmir’in tarihini yaşamadan, Kordon’da balık yemeden, Kızlarağası Hanı’nda Türk kahvesi içmeden, dönmeyin. Kaynak: Yaşar Ürük Yazar Konak Belediyesi
41
Kilitli kapılar arkasında
kalmamak için
direniyor
İzmir’in şirin ilçesi Tire, geleneksel birçok mesleğin hala yaşatılmaya çalışıldığı ender yerlerden. Burada sanki zaman durmuşçasına sanatlarının son temsilcileri ayakta kalma savaşını sürdürüyor. Kalaycı ustası Mehmet Dönmez de bunlardan sadece bir isim…
42
G
eleneksel meslekleri halen
kilitli kapıları arkasında kalmamak
ustaların dükkânları önünde oluşan
bünyesinde barındıran na-
için son kozlarını oynuyor. Geçmişi
sıralar, yerini derin bir sessizliğe bı-
dir yerlerden birisi İzmir’in
bir hayli eskiye dayanır kalaycılığın.
rakmış.
şirin ilçesi Tire’dir. Eskiden çarşı
Parlak dönemlerinde günlük ihti-
esnafının büyük bir bölümünü oluş-
yaçların karşılanmasında büyük rol
turan meslek grupları, sanki zaman
oynamış. Bakırdan araç gereçlerin,
durmuşçasına sanatlarını icra ede-
özellikle mutfak eşyalarının yaygın-
ması, temizlenmesi, kalaylanması
bilmenin savaşı içindedir. Zamanın
laşmasıyla kalaycılık da gelişme
sırası izlenir. Daha önce kalaylan-
getirdiği hızlı tüketim maddeleri ve
göstermiş.
Bakır eşyaların hem
mış olan kaplar, ateş üzerinde körük
alternatif ürünler içerisinde, mes-
sağlıklı olmasını hem de ömrünün
yardımıyla yakılarak, tortusu ve kul-
leğin son temsilcileri direnişlerini
artmasını sağlamak için kalay, en
lanımdan kaynaklanan atıklar temiz-
sürdürür Tire’de. Urgancıdan keçe-
sık başvurulan kaplama tekniği ol-
lenir, buna tavlama denir. Tavlanan
ciye, demirciden nalbant ustasına,
muş. Kazanlar, tencereler, tavalar,
metaller, tuz ruhu ve ince kum yar-
kalaycısına kadar birçok meslek
siniler, tepsiler, leğenler, sürahiler
dımı ile silinir. Bu aşama temizleme
erbabı, kepenklerini sonsuza kadar
gibi mutfakların vazgeçilmezleri,
aşamasıdır. Bükülmüş veya düzgün
kapatmadan önce sanatlarının son
her ay mutlaka kalaylanması gere-
olmayan yerler çekiç ile düzeltilir.
eserlerini sergileme imkânı sunar
ken eşyaların arasına girmiş. Ancak
Kalaylama aşamasında ise körük
meraklılarına.
günümüzde bu eşyalar vitrinlerde
yardımı ile tekrar ısıtılan kabın üze-
süs eşyalarına dönüşünce, bay-
rine nişadır ve pamuk kullanarak,
İşte bu meslek gruplarından olan
ram, şenlik ve özel günlerde bir ge-
kalayın düzenli olarak dağıtılması
kalaycılık, diğerleri gibi zamanın
lenek haline gelen kalaylama için
ile işlem gerçekleşmiş olur.
43
Usta işçilik gerektiriyor
Kalayın yapılma sürecinde tavlan-
Tire’de kalaycılık mesleğinin son temsilcilerinden olan Mehmet Dönmez (73), Bayındır’da usta yanında öğrenmiş sanatını. Sonrasında Tire’ye gelerek, kendi yerini açmış. Yarım asırdır sürdürdüğü mesleğinin devamını sağlamak için çırak bulamamaktan şikâyetçi: “Kimse bu mesleği yapmak istemiyor’’ diyor. Yeni endüstriyel ürünlerin yaygınlaşması ve hızlı tüketilebilen malzemelerin çıkması, Mehmet Usta’nın işlerini de düşürmüş. “Bu zamanlar tam bayram öncesi sıra olurdu, şimdi kimse yok. Yetiştiremeyeceğim için iş almazdım. O zamanlar şimdiki gibi üç kişi de yoktu, ondan fazla kalaycı vardı” sözleriyle sitemini dile getiriyor.
Rodos’tan çağırdılar Mehmet
Usta’nın
başından
ge-
çen ilginç bir de serüven var. Yunanistan’ın Rodos Adası’nda kalaycı ustası sıkıntısı baş gösterince İzmir’den yardım istenir. İzmir Esnaf ve Sanatkarlar Odası da araştırır ve Mehmet Dönmez’i bulup, görevlendirir. Rodos Adası’nda 4 gün kalan Mehmet Usta, burada Osmanlı kazanlarını kalaylar. Yunanistan’da çok iyi karşılandığını, yaptığı işin büyük ilgi gördüğünü belirten Mehmet Dönmez, Yunan yetkililer tarafından ilgiyle izlendiğini söylüyor. Rodos’ta Fethi Paşa Vakfı’na ait olan “Hafız Ahmet Ağa Kütüphanesi” bahçesinde yer alan büyük boy aşure kazanlarını ve bunlara ait kap, kepçe türü parçaları kalayladığını ifade eden Dönmez, tekrar davet edilirse memnuniyetle gidebileceğini belirtiyor. Usta kalaycı, çalışması karşılığı Yunanistan Başkonsolosu tarafından teşekkür belgesi ile ödüllendirilmiş. 44
45
Yrd. Doç. Dr. Koray Velibeyoğlu İzmir Yüksek Teknoloji Enstitüsü, Şehir ve Bölge Planlama Bölümü Öğretim Üyesi
Kentsel Dönüşüme Yerel Bir Alternatif:
Kentsel Akupunktur Basit iğne dokunuşları gibi, kent yapısı içinde saklı bulunan mevcut değerlerin küçük ölçekli müdahalelerle ortaya çıkarılıp büyük etkiler yaratmasını sağlama düşüncesidir kentsel akupunktur.
K
entsel
farklı
lukla da kaçınamayacağımız doğal
bulunmasının mümkün olup olma-
kültürel birikimlerin, ya-
mekânlar,
afet ve olaylar üzerinden gündelik
dığını sorgulamak istiyorum. Böyle-
şam
sos-
yaşamlarımızın önüne geçerek, bizi
sine bir arayışın çıkış noktası, kent-
politik
dönüşmeye, etrafımızı da dönüş-
sel problemlerin yaratıcı çözümlerle
oluşumların, ekonomik güçlerin bir
türülmeye zorlar. Büyük aktörler
ele alınması konusunda yerel halk,
karalama defteri gibidir. Bu sürek-
kentlere sürekli birşeyler ekledikçe,
kültür, miras ve değerler, toplumsal
li yazma bozma eyleminde kentsel
o yerde yaşayanlar da yapılanları
varlık, eşitlik konuları, soyut dina-
dönüşüm talebi de her zaman meşru
kendilerine tabi kılmaya çalışmakta
mikler gibi kavramları ele almayı ve
bir zemin bulabilmiştir kendine.
ve yaşayarak dönüştürmektedirler.
neticesinde yerelden merkeze doğ-
Sosyolog Richard Sennett’e göre,
ru bakmayı gerektiriyor. Dolayısıyla
Kentsel sorunların çözümü çoğu
bir kentsel mekân ancak tasarlan-
“Kentsel problemlerle baş etme ko-
zaman
hınzır
dığından farklı bir amaçla kullanıl-
nusunda yerel dinamiklerin değer-
problemlerdir bunlar. Bu karmaşık
maya başladığında yaşamaya baş-
lendirilmesine öncelik veren yaratıcı
yapı içindeki problemlerin çözümü
lar. Kısacası Winston Churchill’den
bir çözüm arayışı nasıl üretilebilir?”
önemli oranlarda zaman, para ve
aktarılan sözde olduğu gibi “Önce
sorusu tam da bu yazının temelinde
enerji
biz mekânları yaparız ve sonra da
duruyor. Söz konusu meseleyi İzmir
mekânlar bizi yapar”.
Yüksek Teknoloji Enstitüsü Kentsel
yal
biçimlerinin, ihtiyaçların,
imkânsız
görünür,
gerektirdiğinden
genellikle
yerel aktörlerle uzlaşıya dayanmayan tepeden inmeci projeler olarak
Tasarım Yüksek Lisans Programı
karşımıza çıkıverirler. Kimi zaman bir
Bu noktada, değişimin başlangıcını
çerçevesinde 2009-10 Bahar Döne-
‘vizyon projesi’nde kimi zaman kü-
oluşturacak belirgin ve uyarıcı etki-
minde “Kentsel Akupunktur” kavra-
resel ‘marka’ olma talebiyle çoğun-
lerin yaratılabileceği yerel bir yolun
mının idealleri ve prensipleri üzerine
46
Curitiba
kurulan bir tasarım atölyesi çalışmasında tartışmıştık. Bu yazı, belirtilen çalışma sonrasında gelişen fikir ve uygulamaların bir yansımasıdır.
Kentsel Akupunktur Nedir, Nasıl Başladı? Kentsel
akupunktur
yaklaşımının
mantıksal temeli, geleneksel uzakdoğu meditasyon ve iyileştirme tekniği olan akupunktur ile yapılan bir
Brezilya’nın
başlangıcı için, zaman içinde ya-
Curitiba kenti,
‘başlangıç noktaları’nın yaratılmasını
bu konu ile ilgili
yılması ve büyümesi umulan küçük hedefler. (Uçak, 2010)
belki de en çok
Kentsel Akupunktur, Curitiba eski
tanınan uygulama
Belediye Başkanı ve Uluslararası
örneğidir. Kentsel
Jamie Lerner tarafından uygula-
akupunktur
uluslararası yarışma (Ör: UIA Ya-
Mimarlar Birliği (UIA) eski Başkanı maya sokulmuş, akademik alanda,
yaklaşımıyla
şasın Kentler Yarışması) (Altun ve
ması ideallerinden hareketle, “Kent-
Curitiba açlık,
yıllarda öne çıkmaya başlamış bir
sel Akupunktur”, kent yapısı içinde
eşitsizlik, işsizlik
analojiden gelir. Akupunktur pratiğinin, varolan enerjinin açığa çıkarıl-
saklı bulunan mevcut değerlerin küçük ölçekli müdahalelerle - basit iğne dokunuşları gibi- ortaya çıkarılıp büyük etkiler yaratmasını sağlama düşüncesidir. Kentsel Akupunk-
sorunlarıyla başa
Uzun, 2004) ve uygulamalarda son kavram. Bu konu ile ilgili belki de en çok tanınan uygulama örneği, Curitiba’da
bulunmakta.
Curitiba
çıkabilen bir kent
kenti, Brezilya’nın Parana Eyaleti’nin
haline gelmiştir.
ğu Brezilya’nın en büyük nüfusu ve
tur yaklaşımı, temelde, değişimin
47
başkenti olarak geçiyor. Güneydoekonomisine sahip olan kentte 2.4
mevcut varlık, beceri ve kaynakların hazır veya ulaşılabilir olmasıdır. Kişinin kendi mülkiyeti çerçevesinde kamusal alana yapabileceği katkılardan (Ör: Balkona konulan petunya saksısı, dış cephelerin boyanması) mikro kamusal alanların (mikro-parklar, oturma yerleri, dar sokaklar, küçük nişler, cepler) üretimine kadar yaygınlaştırılabilir. Hızlılık: Bu ilke yapılacak uygulamaların kısa zamanda hayata geçirilebilir olmasını temsil eder. Özellikle kent mekânı üzerinde gerçekleşen etkinlikler, geçici, kısa-vadeli eylemler olarak yeni fikirleri test etmek ve başarıldığında insanlara güven duy-
milyon kişi yaşıyor. Neredeyse tüm
sorumluluk girişimlerine kadar pek
gelişmekte olan ülke kentlerinde ol-
çok uygulama gerçekleşmiş.
gusu kazandırmak için idealdir. Hız-
Kentsel Akupunktur İlkeleri Nelerdir?
bürokrasi ve kurumsal uzlaşmazlık-
duğu gibi Curitiba’nın da en önemli sorunları kısıtlı ekonomik kaynaklar, kontrolsüz nüfus artışı, işsizlik ve göç olmuş. Kentsel akupunktur yak-
Kentsel akupunktur mevcut yerel
laşımıyla Curitiba açlık, eşitsizlik, iş-
varlıkların tehdit altında olduğu alan-
sizlik sorunlarıyla başa çıkabilen bir
larda, burada yaşayanları ve kentsel
kent haline gelmiş.
kullanışları rahatsız etmeden, çok sayıda küçük ölçekli müdahalelerle
Curitiba’nın kentsel akupunktur ma-
bulunduğu alanı iyileştirme ve top-
cerası kontrolsüz nüfus artışı ve hızla
lamda belirlenen vizyona yönelik po-
artan özel araç kullanımının getirdiği
zitif bir etki yaratma sanatıdır.
problemlere çözüm getirme arayış-
lılık ile kast edilen diğer bir konu da lar nedeniyle kısa sürede aşılamayacak gibi görünen ve kemikleşmiş sorunların nasıl çözümlenebileceğine yönelik bir açılım fırsatı yaratmasıdır. Düşük Maliyetlilik: Kamu kaynaklarının kısıtlandığı ve sınırlı olduğu bu dönemde kentsel akupunktur gibi noktasal yaklaşımlar, kent sakinlerine ucuz ve demokratik bir yaşam çevresi oluşturma olanağı sağlıyor.
larıyla başlamış. Curitiba’daki yerel
Bu yaklaşımın
yönetim planlama sürecinin ana
temel ilkeleri şöyle özetlenebilir:
ilkelerini basitlik, hız ve düşük mali-
Basitlik: Bu ilke yapılan müdahale-
yetli çözümler üzerine kurmuş, pla-
nin ölçeği ile ilişkilidir. Kentsel aku-
nın ana unsurlarını ise insan ölçeği,
punktur, kentten büyük ölçekli hiç
peyzaj, yaşam, bellek ve süreklilik
birşeyin alınmadığı ve kente büyük
olarak belirlemiş. Bu kapsamda ti-
ölçekli hiç birşeyin eklenmediği mü-
cari merkezin yaya odaklı olarak ye-
dahale olarak düşünülebilir. Dolayı-
niden tasarlanmasından, bütünleşik
sıyla, basitlikten kişinin bulunduğu
ve sürdürülebilir kamu taşımacılığı-
çevreyi kavrayabileceği büyüklükte
nın teşvik edilmesine, eski bir çöp
ve değiştirebilirim düşüncesine sa-
depolama alanında geri dönüşüm
hip olabileceği oranda küçük ölçekli
malzemesinden ‘açık çevre üniver-
olması anlaşılmalıdır. Basit olmasının
sitesi’ kurulmasından, çeşitli sosyal
verdiği diğer bir duygu da eldeki 48
Eğer çevremizdeki yerel potansiyel ve varlıkları temel girdi alan bir yaklaşımı benimsersek, düşük bütçeli müdahaleler hiç de zor değil. Bunun için şüphesiz çabaların koordine olması herkesin işin ucundan tutması gerekiyor. Köyün ortak işlerinin beraberce yapıldığı imece gibi bir gelenek belki de bunun en güzel örneği. Çok Katmanlılık: Bir şey hem mevcut halini koruyup hem de yeni bir
şey daha ekleyebilir mi kendine?
uygulama sonuçları alındıkça alanın
ve geçici bir uygulama tarzı olarak
İşte bu sorunun cevabı çok katman-
pozitif değişimine yönelik inancı pe-
görülüp küçümsenmemeli.
lılık. Sürekli bir gelişme hali yani. İki
kiştiren, hata yapıldığında ve proje
farklı hali var. Biri işlevlerin mevcudu
beklenen sonuçları alamadığında
Kentsel akupunktur projelerinin ha-
yerinden etmeden aynı mekân için-
bile geri dönülebilir, maliyeti düşük
yata geçirilmesinde en önemli unsur,
de yer alabilmesi. Örneğin bir mey-
denemeler olarak görülebilen yerel
itici gücün içeriden gelmesi (Bkz.
ve bahçeniz varken ve meyvecilik
bir alternatiftir.
Susam, 2010). Yerel yönetimler ve
yaparken aynı zamanda bahçeniz-
diğer kuruluşları hareket geçirecek,
de bir restoran da işletiyor olmanız
Kentsel akupunktur ilkelerinin uygu-
teknik teorik zeminin üniversiteler-
gibi. Ya da doğudan gelen egzotik
lamayı kolaylaştıran yapısı özellikle
den sağlandığı, değişimin sınırlarını
ürünlerin satıldığı bir dükkanın aynı
bürokratik engeller, bütçe sıkıntı-
çizebilen yerel gruplara şiddetle ih-
zamanda gurme işi pasta ve kekler
ları, sivil girişim eksikliği ve kentsel
tiyaç var. Sorulduğunda bu tür sivil
yapıyor olması. Hepsi mevcut nite-
yaşam canlılığı açısından sorun
platformların pek çok uygulanabi-
likle yarışmadan ona uyumlu yeni bir
yaşayan kentler ve özellikle önemli
lir fikre sahip olduğunu gözlemek
şey eklemekle ilgili. Bu kişiler için de
değerleri olan, ancak mali kaynak
mümkün, eksik olan şey güven duy-
geçerli tabi. Onu zenginleştiren, ha-
sıkıntısı çeken küçük yerleşimler için
gusu, eyleme geçme yetisi. Kentsel
yat boyu öğrenmeyi teşvik eden bir
de oldukça yararlı ipuçları taşıyor.
akupunkturun öğütlediği basit, hızlı,
yanı da var. Diğer boyutu ise farklı
düşük maliyetli, çok katmanlı ve ge-
zamansal katmanların bir arada
Hep büyük alanlarda ve büyük
riye dönüşlü müdahaleler bireyler ve
olabilmesi ve birlikte yaşayabilmesi
parçalar olarak düşünülen kentsel
topluluklar için yaşadığı yer ve niha-
olarak düşünülebiliriz bunu. Birbirini
dönüşüm projelerinin aksine alanın
yetinde kent hakkında söz söyleye-
yok etmeden, zenginliklerinin farkına
daha uzun zaman diliminde birbirine
bilme ve değiştirebilirim/yapabilirim
vararak.
eklenen parçalar olarak gelişmesine
diyebilmek için elverişli bir ortam
imkân tanıması ile de farklılaşmak-
sunuyor. Ancak yol uzun ve dikenli.
Esneklik ve Geriye Dönüşlülük:
tadır bu yaklaşım. Kentsel akupunk-
Yerel yönetim ve devlet tarafından
Bu ilke belki de kentsel akupunktur
tur ‘başlangıç projeleri’ ile harekete
kurtarılmayı bekleyen pasif birey ve
yaklaşımının en güçlü yönü. Yapılan
geçer, ancak sonuçta elde etmek
topluluktan, kendi kaderine sahip çı-
müdahale başarısız olduğu durum-
istediği büyük etkiyi veya iyileşmeyi
kan bir topluma dönüşmek gibi uzun
da bile öncekini yok etmeden, büyük
tanımladığı bir vizyonu da vardır. Bu
bir zihniyet değişimi gerektirecek bir
kayıplar yaratmadan, kimseyi yerin-
vizyon doğrultusunda küçük ölçekli
süreç tam da önümüzde duruyor.
den etmeden devam edebilmekten
ve birbirini izleyen adımlar ile hedefi-
bahsediyorum. Eğer bu mütevazı
ne ulaşmaya çalışır. Bunu yaparken
denemeler başarılı olmuşsa ne ala.
seçilen alanlar, mevcut yapısı anla-
Artık herkesin sahiplenebileceği ve
mıyla belirli bir kentsel karakter taşı-
karşımızda ‘ben başardım’, ‘biz ba-
yan, akupunkturun temel prensibin-
şardık’ diyebileceği, değişimin kim-
de olduğu gibi, iyileştirmeye uygun
senin dayatması olmadan gönüllü
olmalıdır.
bir şekilde gerçekleştiği bir öykü var demektir.
Kentsel Akupunktur yerel bir alternatif olabilir mi?
Sanattan bir analoji ile özetlenirse, bir resim tuvali üzerinde birkaç fırça darbesinden oluşan bir eser yerine, pek çok küçük nokta ve darbenin
Evet, kentsel akupunktur yaklaşımı
toplamda oluşturduğu bir sanat ese-
mevcut değerleri koruyarak gelişti-
ri olarak da düşünülebilir. Dolayısıyla
ren, küçük ölçekli, basit başlangıç
her bir noktanın doğru seçilmesine
projeleri sayesinde yerel halkın katı-
ve büyük resim içinde ele alınması-
lımı ve girişiminde gelişen ve başarılı
na ihtiyaç var. Bu nedenle parçacı 49
Kaynakça Altun, D. ve Uzun, İ. (2004). Kentsel Akupunktur için Bir ilk Adım: Kadifekent, Ege Mimarlık, 2004/3 – 51. Kutlukaya, G. (2010) Söyleşi: Kentsel Akupunktur, İzmir Life Dergisi, Eylül 2010. Sennett, R. (1992) Gözün Vicdanı: kentin tasarımı ve toplumsal yaşam, Ayrıntı Yayınları, İstanbul. Sipahi, D. (2011) Kentleri akupunkturla tedavi etmek, Hürriyet Gazetesi, 13 Ağustos 2011. Susam, A.G. (2010) Akupunkt-URLA, Milliyet Gazetesi, 12 Temmuz 2010. Uçak, E. (2010) “Cultural Transformation with small touches: an urban acupuncture proposal for Urla”, Uluslararası 21. Kentsel Tasarım ve Uygulamalar Sempozyumu’na sunulan bildiri, Mimar Sinan Güzel Sanatlar Üniversitesi, İstanbul.
Fotoğraflar Ceyda ADAR - Bayraklı Belediyesi Arşivi
50
Modern İzmir’in ortasında bir açık hava müzesi:
Bayraklı
İzmir tarihinin önemli kavşaklarından birisidir Bayraklı Höyüğü’ndeki kazı çalışmaları... 63 yıl önce Ord. Prof. Dr. Ekrem Akurgal’ın başlattığı çalışmalar, höyük üzerindeki Smyrna’nın, MÖ 7. yüzyıldan sonra 3 yüzyıl boyunca siyasi ve ticari faaliyetlerin toplandığı bir merkez olduğunu kanıtlamıştır.
G
ünümüzde İzmir Büyükşe-
yüz dönüm olan höyük, bir düzlük
nan en eski Helen tapınağı olmasının
hir Belediyesine bağlı met-
üzerinde kurulu küçük bir tepeciktir.
keşfidir. 1966 yılında Smyrna kazı-
ropol ilçelerden birisi olan
Smyrna kenti, bu tepecik üzerinden
larına tekrar başlayan Ord. Prof. Dr.
Bayraklı, batısında Karşıyaka, doğu-
ovaya doğru geniş bir alana yayılır.
Ekrem Akurgal, 1992’ye kadar yaptı-
sunda Bornova, güneyinde de Ko-
Strabon (MÖ 1. yüzyıl), Eski İzmir’in
ğı çalışmalarla Bayraklı Höyüğü’nde
nak ilçeleriyle çevrilidir. Smyrna’sı,
kendi zamanındaki Smyrna’dan ‘’20
Geometrik, Arkaik ve Klasik dönem-
Amazon’u, denizi ve insanı ile bir
stadion uzaklıkta ve körfezin en do-
lere ait yerleşme katlarını gün ışığıyla
mozaik
tarihi,
ğusunda’’, Aristeides de (MS 2. yüz-
buluşturdu. Akurgal’ın, M. Ö. 11. - 4.
İzmir’in tarihinde önemli bir dönüm
yıl) ‘’ikinci kentin kendi zamanındaki
yüzyıl arasına tarihlediği kesintisiz
noktasıdır. Yeşilova Höyüğü’ndeki
Smyrna ve Sipylos Tepesi arasında’’
on yerleşme katının verdiği sonuç-
çalışmalarda kentin yaşının 9 bin
yer aldığından söz eder.
larla, Smyrna’nın M. Ö. 7. yüzyıldan
oluşturan
ilçenin
500 yıla dayandırılmasına karşın,
başlamak üzere 3 yüzyıl boyunca
Bayraklı’daki kazılar da MÖ 3 binde
Bayraklı Höyüğü’ndeki ilk bilimsel
ticari ve siyasi faaliyetin toplandığı
Tunç Çağı’nı yaşayan halkın burada
çalışmalar, Ord. Prof. Dr. Ekrem
bir merkez olduğu ortaya konuldu.
bulunduğunu kanıtladı.
Akurgal ve Prof. Dr. John M. Cook
Bu çalışmalarla Smyrna’nın M.Ö.
tarafından İngiliz ve Türk üyelerden
7. yüzyıl sonundan itibaren M.Ö. 4.
Bir Aiol şehri olarak MÖ 11. yüzyılda
oluşan bir heyet ile 1948-1951 ara-
yüzyıl da dahil olmak üzere kullanı-
kurulan ve Batı Anadolu’da Arka-
sında gerçekleştirilmiştir. 4 sezon
lan, Athena Tapınağı önünden baş-
ik Dönem için ideal bir kent örneği
süren bu ortak kazı, çok önemli bilim-
layıp, batıda, limanda son bulan ana
oluşturan Bayraklı Höyüğü üzerin-
sel sonuçlar ortaya koymuştur. Bu-
caddesi ve ana caddeye dik olarak
deki Smyrna, antik dönemde batısı
nun en başta geleni, Helen göçünün
ulaşan birbirlerine paralel sokakları
ve güneyi denizle çevrili küçük bir
1050 tarihlerinde gerçekleşmesi ve
günışığına çıkarıldı. Bu geometrik
yarımadacıktır. Yüzölçümü yaklaşık
kentteki tapınağın, Anadolu’da bulu-
dokunun, Hippodamus’un kent pla-
51
Bugün İzmir Büyükşehir Belediyesine bağlı metropol ilçelerden birisi olan Bayraklı’da Kentsel Dönüşüm Projesi çalışmaları sürdürülmektedir.
nının ilk aşaması olduğuna dikkat
sonucuna ulaşıldı.
Buna göre tüf
polygonal taş örgülü Erken Arkaik
çeken de, M.Ö. 4. yüzyıla ait yerleş-
taşı Aiol düzeni sütunlardan alınan
Dönem kent duvarı (1. duvar), Ar-
me kalıntılarını höyüğün en üstünde
kalıplarla 8.5 metre yükseklikte 7
kaik çeşmenin kuzeybatı çaprazın-
küçük bir alanda bulan da yine Ord.
adet orijinal ölçülerdeki mulaj, tapı-
dan itibaren batıya doğru 75 metre
Prof. Dr. Akurgal oldu.
naktaki olası yerlerine dikildi. Çifte
uzunlukta kesintisiz olarak günışığı-
Megaron’un batısından başlayarak
na çıkarıldı. Bu çalışmalarla M.Ö. 7.
Athena Caddesi’nde son bulan,
yüzyılın ilk yarısından 6. yüzyılın or-
M.Ö. 7. yüzyılın 2. yarısının başına
talarına kadar Smyrna Kenti’nin çok
1993’ten itibaren Prof. Dr. Meral
tarihlenen İon dünyasının en eski taş
sağlam bir kent duvarı ile korunduğu
Akurgal başkanlığında sürdürülen
döşeli yolu bütünüyle restore edildi.
saptandı.
olmak üzere iki alanda yoğunlaştı.
Kazılara son on yıldır höyüğün doğu
Höyüğün
Çalışmalarda, Athena Kutsal Alanı
ve güney eteklerinde devam edil-
kentin ana girişi saptanarak çalışma-
ile ilgili yeni tüf taşı mimarlık eleman-
mektedir. Höyüğün doğu eteklerinde
lar burada da yoğunlaştırıldı. Ana
ları gün ışığına çıkarılırken, bunlar-
daha önceki kazılarda ortaya çıkarı-
karadan içeri doğru iki adet kapının
dan bazıları daha önce ele geçen tüf
lan 2.5 metre uzunlukta, 1.40 metre
yer aldığı kent girişi, şimdilik ele ge-
taşı sütun kaide, tambur ve volütlü
yükseklikte iki taş sırasından oluşan
çen verilere göre, MÖ 7. yüzyılın ilk
başlık parçaları ile yeniden değer-
kent duvarı kalıntısı takip edilerek,
yarısından itibaren, MÖ 6. yüzyıl orta-
lendirildi. Bu veriler ve yeni öneriler
Erken Arkaik sur bütünüyle açıldı.
sına kadar kullanılmıştır. Söz konusu
ışığında bütünü ile tüf taşından bir
Açılan duvarın yüksekliği maksi-
tarihten sonra ise bu giriş bütünüyle
tapınak yeniden kurularak, tapınağın
mum 4.40 metre, toplam uzunluğu
dolgu ile kapatılmıştır. Kapatıldığı
6x10 sütunlu bir peripteros olduğu
140 metredir . Höyüğün güneyinde
dönemden günümüze değin in situ
Prof. Dr. Meral Akurgal dönemi
çalışmalar ise kent içi ve kent surları
52
kuzeydoğu
köşesinde,
olarak gelen dolgunun kaldırılması,
Roma Dönemi’nde de kutsal bir kim-
çekleştirdiğini ortaya koymaktadır.
çalışmalarla sonlandırılmıştır. Kaldı-
liğe sahip olduğunu göstermiştir.
Gyges’in tahta çıkışından (M.Ö. 680)
rılan dolgudan yuvarlak dere taşları,
2009 yılı kazı sezonunda kent giri-
sonraki ve özellikle Alyattes zama-
az miktarda pişmiş toprak künk kırık-
şindeki dolgu toprak kaldırılırken,
nındaki Lidya saldırıları (M.Ö. 600),
ları ve Athena Tapınağı’na ait tüf taşı
büyük bir bölümü iki sıra taş duvarla
Lidyalıların Smyrna için her zaman
mimarlık parçaları gelmiştir.
oluşturulmuş bir koridor içinde koru-
tehlike oluşturduklarını gösterse de
nan, pişmiş toprak künklerden oluş-
Smyrna, en parlak dönemini bu sü-
turulmuş bir kanal sistemi bulunmuş,
reçlerde yaşamıştır. Kenti çevrele-
Smyrna Kenti girişinde Erken Arka-
kanal, 39.92 metre uzunlukta ortaya
yen suru, çok odalı, banyolu evleri,
ik sura ilişkin tek kanatlı ve dıştaki
çıkarılmıştır. Kanal 2010 yılı verile-
kutsal yapısı, kamu hizmeti veren
2. sura ait iki kanatlı birer kapı yer
rine göre, şimdilik MÖ 7. yüzyılın
çeşmesi ve geometrik dokulu kent
almaktadır. Ayrıca içeriye doğru, ta-
ikinci yarısına tarihlenmiştir. Ayrıca
planı ile Smyrna, Batı Anadolu’da
pınağın yan girişine dayalı bir kapı
kent girişinin kuzeyinde, hemen ona
Arkaik Dönem için ideal bir kent ör-
daha çıkarılmış, böylece kentin üç
bitişik tüf taşı bir yapının varlığı da
neğidir.
adet kapısının varlığı ortaya konmuş-
ortaya konmuştur.
Kutsal kimlik
tur. Kentin ana girişi önünde Klasik Dönem’e ait taştan bir sunak, bunun kuzeyinde de Roma Dönemi’ne ait
Mimarlık alanında büyük atılım
Batı ve güneyden denize açık, kuzeyde dağlarla, doğuda ova ile çevrili Smyrna, Batı Anadolu’da şimdilik
Bayraklı’da 1948 den itibaren yapı-
savunma sistemi en iyi ortaya çıkarıl-
larındaki paye ortaya çıkarılmıştır.
lan çalışmalar Smyrna’nın, özellikle
mış kenttir. Ancak kenti çevreleyen
Burada bulunan yüzlerce kandil ve
M.Ö. 700-550 tarihleri arasında, mi-
M.Ö. 9. yüzyıl erken kerpiç surun ve
iki adet “tabula ansata”, burasının
marlık alanında büyük bir atılım ger-
7. yüzyıl başı Erken Arkaik Dönem
stucko’lu iki yapı kalıntısı ile ara-
Bayraklı Höyüğü’nde 1948’den bugüne yapılan kazılar, MÖ 11. yüzyılda bir Aiol şehri olarak kurulan Smyrna’nın özellikle MÖ 770-550 tarihleri arasında mimarlık alanında büyük bir atılım gerçekleştirdiğini ortaya koydu.
53
taş surunun batıda, yani deniz tarafında ortaya çıkarılması, buralardaki modern yapılaşma yüzünden şimdilik olanaksızdır. Kentin içindeki doğu batı doğrultudaki Athena Caddesi, batıda bir liman ile son bulmaktadır. Söz konusu kalıntılar, bugün höyüğün hemen batı eteklerinde yer alan evlerin altında kalmaktadır. Bu alanın kodu deniz seviyesinden yaklaşık 3 metredir. Böylece Smyrna Kenti’nin Arkaik Limanı, şimdilik buralardaki evlerin altında korunmaktadır. Smyrna, modern kentin tarihi kimliğini sergileyen bir açık hava müzesidir. Yurdumuzdaki eski eserler hem ulusal kültür varlığımız hem de bütün insanlığın ortak mirasıdır. Bu nedenle modern İzmir’in tam ortasında yer alan ve bir açık hava müzesi niteliği taşıyan Bayraklı Höyüğü üzerindeki kültür varlığımızın ziyarete açılması,
önümüzdeki yıllarda büyük ticaret
Yapılan analiz ve değerlendirme ça-
büyük önem taşımaktadır. Aynı za-
ve alışveriş merkezlerinin, sosyal
lışmaları sonucunda alanın ana ula-
manda arkeoloji ve tarih bilincinin
tesislerin, eğlence merkezlerinin yer
şım bağlantılarının ve sosyo-teknik
ziyaretçilere kazandırılması düşün-
alacağı İzmir’in yeni bir yüzü olacağı
altyapının oluşturulabilmesi için F.
cesiyle höyük eteklerinde sergileme
değerlendirilmektedir.
Edip Baksı, Cengizhan ve Alpars-
alanları ve bir gezi parkuru projesi hazırlanmaktadır.
Kentsel Dönüşüm
lan mahalleleri sınırları içerisinde 60 hektarlık bir alan tespit edildi. 01
Kent Yenileme çalışmaları kapsa-
Mart 2010 tarihinde Kentsel Dönü-
Bugünü
mında F. Edip Baksı Mahallesi’nde
şüm ve Gelişim Alanı Sınırı, Bayraklı
Bayraklı Höyüğü’ndeki çalışmalarla
belirlenen pilot alan (11 ha) içerisin-
Belediye Meclisinde kabul edildi.
kentin geçmişi, her geçen gün bi-
de arazi kullanım, mülkiyet durumu,
İzmir Büyükşehir Belediye Meclisin-
raz daha açığa çıkmaktadır. İzmir’in
kat adetleri, yapı kaliteleri gibi analiz
ce onanmak üzere iletilen Kentsel
tarihine yön veren de Cumhuriyet
çalışmaları yapılarak, alana ilişkin
Dönüşüm Sınırı, 10.05.2010 tarihli
tarihinde gerçekleştirilen ve halen
veriler toplandı. Diğer taraftan İller
bu toplantıda onaylandı. Onaylanan
sürdürülen arkeolojik çalışmalardır.
Bankası aracılığı ile belirlenen pilot
sınır içerisinde kalan ada ve parsel-
Cumhuriyetin başlarında 475 nüfus-
alanı da içine alan 40 hektarlık ala-
lerde, imar ve uygulama faaliyetleri
lu bir mahalle haline gelen Bayraklı,
nın, jeolojik etütleri hazırlatıldı. Ala-
durduruldu.
bu dönemde bir sayfiye yeri niteli-
nın sosyo-ekonomik ve demografik
ği taşımıştır. Daha sonraları birçok
durumunu belirlemek ve proje hak-
Bu
sanayi tesisisin faaliyet gösterdiği
kında halkın beklentilerini saptamak
düzenleme çalışmalarına da baş-
ilçede, günümüzde bu işletmelerin
amacıyla alanda, Ege Üniversitesin-
lanacak.
kapanmaları ya da nakilleri sonucu
den sosyologlarla anket çalışmasına
Kavşağı’nın Altınyol’a çekilerek, ilçeye
söz konusu bölgelerin imar planın-
gidilerek, alanda yaşayanların kent-
girişlerin rahatlatılacağı ve Bayraklı’nın
da
sel dönüşümle ilgili talep ve görüşle-
Altınyol’a bağlanacağı bir proje üze-
ri elde edildi.
rinde de çalışmalar sürdürülüyor.
düzenlemelere
gidilmektedir.
Bu planlar kapsamında bölgenin
54
arada
Bayraklı
Ayrıca
Çarşısı’ndaki
Adnan
Kahveci
Akurgal Yaşam Parkı
Türk korsanlarla ilgilidir. O dönem-
verilen isim, yörenin adının daha
Bu arada Bayraklı, büyük bir ya-
de Akdeniz’e hâkim olan denizci-
sonra Bayraklı olarak kalmasına
şam
İzmir
ler her yıl İzmir’e gelip, bayraklar
yol açar. Bayraklı adıyla ilgili söy-
Büyükşehir Belediyesi tarafından
açarak levent toplarlar. “Soluma-
lentiler bu şekilde devam eder.
temeli atılan ve 2014 yılında biti-
dan can vermek, terlemeden mal
Bornova - Bayraklı - Karşıyaka yo-
rilmesi planlanan yaşam alanının
kazanmak
bayrağımız
luna 1885 yılında kavuşan Bayrak-
içinde çok amaçlı salon, spor sa-
altına gelsin” sözleriyle gönüllü
lı, tarih içinde şifalı havasıyla da ün
haları, çocuk oyun ve kondisyon
çekmeye çalışılır. Bayraklar, gü-
salar.
alanları, kafeterya, seyir terasları,
nümüzdeki Bayraklı’nın bulundu-
piknik alanı ve otopark ile yürüyüş
ğu yerde açılmakta ve gönüllüler
yolları yer alacak. Alana, arkeoloji-
orada yazılmakta olduğu için yöre-
de ‘’Hocaların hocası’’ olarak anı-
nin adı yıllar içinde Bayraklı olarak
lerden Bayraklı; İzmir kent merke-
lan ve Bayraklı (eski Smyrna) antik
kalır.
zinde, İzmir Körfezi’nin kuzeydoğu
parkına
kavuşuyor.
isteyen
Coğrafi konumu
İzmir metropolünü oluşturan ilçe-
köşesinde İzmir-Çanakkale asfaltı
kentini ortaya çıkaran Ord. Prof. Dr. Ekrem Akurgal’ın adı verilecek.
XIX. yüzyılda yöreden geçen tüc-
üzerinde yer alır. Yamanlar Dağ
4 milyon liraya mal olacak tesis,
car kervanlarını soyan ama kim-
Grubu’nun güney yamaçlarını da
Cengizhan Mahallesi’ndeki 90 dö-
senin canını yakmadan yalnızca
içine alan Bayraklı’nın yüzölçümü,
nümlük alanda oluşturulacak.
işlerine yarayacak malı alan soy-
yaklaşık 3700 hektardır.
guncuların, her soygundan sonra
Bayraklı ismi
Tantalos’un mezarının bulunduğu
Bayraklı adıyla ilgili söylentilerden
tepeciğe bayrak asmaları ise ikin-
ilki, Batı Anadolu kıyılarını kendi-
ci söylentiyi oluşturur. Soygunları
lerine insan kaynağı olarak seçen
yapanlara “Bayraklı Eşkıya” olarak
55
KAYNAKLAR: Prof. Dr. Meral Akurgal Bayraklı Kazı Başkanı Bayraklı Milli Eğitim İlçe Müdürlüğü Bayraklı Belediyesi
Şükran NURLU Çevre Mühendisi
İzmir’de Hava Kalitesi ve Koruma Uygulamaları Vatandaşların parasının sokağa atılmamasının yanı sıra yandığında hepimizin sağlığını etkileyen hava kirliliği oluşumunun engellenmesi amacıyla alt ısıl değeri, kül içeriği, nemi, kükürt içeriği belirli sınırlar dahilinde olan yakıtların kullanımı gerekmektedir.
Hava kirliliği modern hayatın ge-
alınmaktadır. Öncelikle kullanıla-
Bununla beraber vatandaşlarımız
tirdiği en önemli çevre problemle-
cak yakıt özellikleri belirlenmekte
izinli olduğu halde aldıkları kömür-
rinden birisidir. Isınma ihtiyacının
ve bu özellikleri sağladığı yapılan
den herhangi bir memnuniyetsizlik
karşılanması, trafik, sanayide kont-
analizler sonucu saptanmış olan
yaşarlarsa (ısınamama, fazla kül
rolsüz üretim, hızlı nüfus artışı, plan-
yakıtlara, uygunluk belgeleri dü-
kalması, fazla tozlu olması, taşlı ol-
sız yapılaşma ve atmosferik taşınım
zenlenmektedir. İzmir İl Müdürlü-
ması vb.) yakıt kontrolleri konusun-
gibi nedenlerle şehirlerimizde hava
ğümüzün web sitesinden, il sınırla-
da mücavir alan sınırlarında yetki
kirliliği sorununu yaşamaktayız.
rında kullanım izni olan yakıtlar ve
devri yapılmış olan İzmir Büyükşehir
izinli satıcıları ilan edilmektedir.
Belediyesine, mücavir alan dışında
Bu yazıda, ısınmadan kaynakla-
Çevre ve Şehircilik İl Müdürlüğüne
nan hava kirliliğini önlemek ama-
Vatandaşların parasının sokağa
ihbarda bulunabilirler. Sağlıklı yan-
cıyla İzmir ilinde yapılmakta olan
atılmamasının yanı sıra yandığında
manın bir diğer unsuru, baca – ka-
uygulamalar anlatılacaktır.
hepimizin sağlığını etkileyen hava
zan bakım ve temizliğidir. Kazan
kirliliği oluşumunun engellenmesi
temizlikleri ilgili görevli tarafından
Her yıl kış mevsimi ile birlikte ısın-
amacıyla alt ısıl değeri, kül içeriği,
haftada bir kez düzenli olarak yapıl-
mak amacıyla binalarımızda yanan
nemi, kükürt içeriği belirli sınırlar
malıdır. Baca temizliği ise bu konu-
kazanlar, kullanılan yakıtlar şehir
dahilinde olan bu yakıtların kullanı-
da yetki almış firmalarca yılda en az
hava kalitesi değerlerini oldukça
mı gerekmektedir. Yine izinli olan
bir kez gerçekleştirilmelidir.
etkilemektedir. Bu konuda Çevre
kömürlerin ambalajlarının üzerin-
ve Şehircilik Bakanlığınca düzen-
de İzmir Valiliğince düzenlenmiş
Kazanı yakacak ve yakıt besleme-
lemeler yapılmakta ve her yıl İl Ma-
olan uygunluk belgesine dair, tarih
sini yapacak olan kişinin de ateşçi
halli Çevre Kurulunca bu düzenle-
ve numara bilgilerinin yer alması
belgesinin olması gerekmektedir.
meler ışığında uygulama kararları
önemlidir.
Bu belgeyi almak üzere düzen-
56
lenen eğitimlerde, kazan bakımı,
ve Gaziemir‘deki bu istasyonlar-
bilmesi için ülke genelinde 8 adet
yakıt besleme zamanı ve yöntemi
da ölçümler 24 saat sürekli olarak
“Bölgesel Temiz Hava Merkezleri”
gibi bilgiler uzmanlarca görevlilere
yapılmakta ve belirtilen sisteme
kurulması çalışması yapılmaktadır.
aktarılmaktadır.
aktarılmaktadır. Bugün Çevre ve
İzmir Manisa, Aydın, Uşak, Denizli,
Şehircilik Bakanlığınca hava kirlili-
Muğla illerini içeren bölgenin mer-
ği ile mücadelenin daha aktif ola-
kezi, ilimiz olacaktır.
Çevre ve Şehircilik Bakanlığı tarafından oluşturulmuş olan hava kalitesi ölçüm sistemi ile tüm ülke genelinde şehir merkezlerine ait hava kalitesi değerleri, isteyen herkes tarafından www.havaizleme.gov.tr adresinden takip edilebilmektedir. Ekim-2011 itibariyle 81 ilde 122 noktada PM (partikül madde) ve SO2 (Kükürtdioksit) parametrelerini içeren hava kalitesi ölçümü yapılmaktadır İzmir ilinde bu sisteme bağlanmış olan İzmir Büyükşehir Belediyesi ve Bakanlığımıza ait toplam 8 adet istasyon bulunmaktadır. Alsancak, Güzelyalı, Buca, Karşıyaka, Çiğli, Bayraklı, Bornova
57
Sürdürülebilir Çevre
ve Atıklar
Çevreye atılan veya bırakılan her türlü madde, atık olarak tanımlanmaktadır. Atık oluşumunda endüstriyel faaliyetlerden sonra tüketim faaliyetleri gelmekte, hepimizin günlük yaşamını sürdürebilmesi için gerçekleştirdiği tüketimler atık oluşumunda önemli rol oynamaktadır.
58
Ç
evre; insanların ve diğer
canlıların ortak varlığı olan çevrenin,
da sıkça karşılaştığı atıklar hakkında
canlıların yaşamları boyun-
sürdürülebilir çevre ve sürdürülebi-
genel bilgileri paylaşmak istedik.
ca ilişkilerini sürdürdükleri
lir kalkınma ilkeleri doğrultusunda
Atıklar başlıca, tehlikeli atıklar, teh-
ve karşılıklı olarak etkileşim içinde
korunmasını sağlamaktır.
Çevre
likesiz atıklar, katı atıklar, ambalaj
bulundukları fiziki, biyolojik, sosyal,
Kanunu’nda herhangi bir faaliyet
atıkları, atık piller ve akümülatörler,
ekonomik ve kültürel ortamdır. Bir
sonucunda oluşan, çevreye atılan
tıbbi atıklar, atık yağlar, atık bitkisel
başka ifade ile çevre, bir organizma-
veya bırakılan her türlü madde, atık
yağlar, elektrikli ve elektronik atıklar,
nın var olduğu ortam ya da şartlardır
olarak tanımlanmaktadır. Bu nok-
ömrünü tamamlamış lastikler, ömrü-
ve çevre kavramı ilk canlı ile birlikte
tadan hareketle, İl Müdürlüğümüz
nü tamamlamış araçlar olarak sırala-
yeryüzünde var olmaya başlamıştır.
İzmir Çevre ve Şehircilik Dergisi’nin
nabilir.
Sağlıklı bir yaşamın sürdürülmesi,
bu ilk çevre konulu makalesinde,
ancak sağlıklı bir çevre ile mümkün-
çevre kirliliği açısından büyük önem
dür. Bir ilişkiler sistemi olan çevrenin
taşıyan ve hepimizin günlük hayatın-
Ambalaj Atıkları
Ambalaj, içerisinde yer alan ürünü,
bozulması ve çevre sorunla-
ürünün yapısına ve şekline göre
rının ortaya çıkması, genel-
en iyi şekilde koruyan, temiz
likle insan kaynaklı etkenlerin
kalmasını sağlayan, taşınmasını
doğal dengeleri bozmasıyla
kolaylaştıran ve aynı zamanda
başlamıştır.
yaşamı
ürünün tanıtımını yapan işlevsel
çeşitli dengeler üzerine ku-
ve görsel olarak değerli bir mal-
rulmuştur. İnsanın çevresiyle
zeme olarak tanımlanabilir. Am-
oluşturduğu doğal denge-
balaj kullanımı, yaşamış olduğu
yi meydana getiren zincirin
değişimlerin ardından günümüz-
halkalarında meydana gelen
deki halini almıştır. Ambalajlar
kopmalar, zincirin tümünü
ilk başlarda tahta fıçı, sandık,
etkileyip, bu dengenin bo-
toprak kaplar, deri tulumlar ve
zulmasına sebep olmakta ve
çuvallardan oluşmaktaydı. Gü-
çevre sorunlarını oluşturmak-
nümüzde ise daha uygun ve
tadır
ekonomik hale gelerek, çoğun-
İnsan
lukla kağıt/ karton, plastik, cam 11.08.1983 tarih ve 18132
ve metal malzemelerden meyda-
Sayılı
Gazete’de
na gelmektedir. Önceleri sadece
yürürlüğe
ürünü muhafaza etme ve taşıma
Resmi
yayımlanarak giren
2872
Kanunu’nun
Sayılı
Çevre
görevini üstlenmiş olan ambalaj-
amacı,
bütün
lar, günümüzde içindeki ürünü
Marketler ile semt pazarlarında yoğun kullanımlarına rastladığımız naylon alışveriş poşetlerinin, minimum miktarda kullanımına azami özeni göstermeli, poşetlerin doğada tamamen yok olması için bin yıl gerektiğini unutmamalıyız. 59
temiz bir biçimde saklayabilmenin
mi, ambalaj atıklarının oluşumunun
ambalajlı ürünü bir başkası için üre-
yanında ürünü tanıtan ve müşteri-
önlenmesi, önlenemeyen ambalaj
tenler ve/veya kullanıcılara ambalaj
yi etkileyerek satış gücünü arttıran
atıklarının tekrar kullanım, geri dö-
temin eden tedarikçiler, yetkilendi-
bir araç halini almıştır. Yiyecekten,
nüşüm ve geri kazanım yolu ile ber-
rilmiş kuruluşlar, satış noktaları (sü-
kozmetiğe, çiçekten mobilyaya ka-
taraf edilecek miktarının azaltılması,
permarket, hipermarket ve AVM’ler),
dar birçok ürünü ambalajıyla satın
ambalaj atıklarının çevreye zarar
ambalaj atığı üreticileri, çevre lisanslı
almaktayız
görevini
verecek şekilde doğrudan ve dolaylı
işletmeler (toplama ayırma tesisleri,
tamamladığında da ortaya önemli
olarak alıcı ortama verilmesinin ön-
geri kazanım tesisleri) uygulamada
miktarda atık çıkarmaktayız. Amba-
lenmesi ve ambalaj atıklarının belirli
önemli görevler üstlenmektedir.
laj atıklarının geri kazanılabilirliği açı-
bir yönetim sistemi içinde kaynağın-
sından ambalaj malzemesinin üre-
da ayrı toplanması ayrıştırılması ve
Bakanlığımız,
timi de önem taşımaktadır. İşte bu
geri kazanılması amaçlanmaktadır.
kaynağından itibaren ayrı toplanma-
nedenle 24.08.2011 tarih ve 28035
Yönetmelik, atık yönetiminde taraf
sı, ayrılması, geri kazanımı ve berta-
Sayılı Resmi Gazete’de yayımlana-
sayısının en fazla olduğu yönetmelik
rafı konusunda strateji ve politikaları
rak yürürlüğe giren Ambalaj Atıkları-
olup, Bakanlığımız, İl Müdürlükleri,
belirlemekte, İl Müdürlüğümüz ise
nın Kontrolü Yönetmeliği ile çevresel
Büyükşehir Belediyeleri, İlçe Beledi-
ambalaj atıklarının yönetimi için be-
açıdan belirli ölçütlere, temel şart ve
yeleri, ambalaj üreticileri, ürünlerini
lediyeler, ekonomik işletmeler, yetki-
özelliklere sahip ambalajların üreti-
ambalajlı olarak piyasaya sürenler,
lendirilmiş kuruluşlar, çevre lisanslı
ve
ambalaj,
ambalaj
atıklarının
işletmeler ve ambalaj atığı üreticileri arasında koordinasyonu sağlamaktadır. Ambalaj atıklarının kaynağında ayrı toplanması konusunda önemli rol üstlenmiş olan büyükşehir belediyeleri,
ekonomiye
yeniden
kazandırılmaları amacıyla bu atıkların düzenli depolama sahalarına gönderilmemeleri için gerekli tedbirleri almakla, ilçe belediyeleri ise ambalaj atıklarını kaynağında ayrı toplamak veya toplattırmakla, bu iş için toplama ayırma tesisi kurmak/ kurdurmak, işletmek/işlettirmekle ve kurduğu tesislere çevre lisansı/geçici faaliyet belgesi almak/aldırmakla yükümlüdürler. Yönetmelikte piyasaya süren olarak tanımlı olan işletmeler, bir yıl içerisinde piyasaya sürdükleri ambalajlı ürünlerin her yıl için Bakanlığımızca belirlenen oranda geri kazanımını sağlamak ve bunu gerçekleştirmek üzere uygun sistemi kurmak (depozitolu ürün uygulaması, belediye ile işbirliği yapmak, yetkilendirilmiş kuruluş ile anlaşmak) mecburiyetindedir. 60
Ambalaj atığı üreticileri ise
ambalaj atığının meydana geldiği
fı). Piyasaya süren konumundaki
kaynak türüne bağlı oluşan ambalaj
bir işletme, yönetmelikçe tanımlı
atıklarını belediyenin sistemine veya
yükümlülüklerini yerine getirebilmek
lisanslı bir toplama ayırma tesisi-
için birden fazla yetkilendirilmiş ku-
ne bedelli/bedelsiz olarak vermek
ruluşa üye olabilmektedir.
durumundadırlar. Yönetmelik gereğince apartman, site yönetimleri,
Ambalaj atığı üreticisi olarak bizler
okullar, üniversiteler, kamu kurum
ise evlerimizde, okullarımızda, iş
ve kuruluşları, hastaneler, oteller,
yerlerimizde,
lokantalar, büfeler, şehirlerarası oto-
market ve AVM türü satış noktala-
büs terminalleri, demiryolu istasyon-
rında kullanımlarımız sonrası oluşan
ları, limanlar, sağlık kuruluşları, spor
ambalaj atıklarını, diğer atıklardan
kompleksleri, marketler, satış nokta-
ayrı olarak toplama yönünde beledi-
ları, iş ve alışveriş merkezleri, stad-
yelerin öncülüğünde kurulmuş/kuru-
yumlar gibi ambalaj atığının oluştu-
lacak olan kaynağında ayrı toplama
ğu benzeri yerler, ambalaj atıklarını,
sistemine gönüllü olarak dahil olma-
oluştuğu noktada belediyenin top-
lı, ekonomiye yeniden kazandırılabi-
lama sistemine bedelsiz vermekle
lecek olan kağıt/karton, plastik,cam
yükümlüdür.
ve metal ambalaj atıklarının evsel
süpermarket, hiper-
çöpler ile birlikte depolama alanlarıYetkilendirilmiş kuruluş; piyasaya
na gönderilmelerine engel olmalıyız.
sürenlerin yönetmelikte belirtilen yü-
Yönetmelik gereğince ambalaj atığı
kümlülüklerini yerine getirmek üzere
statüsünde olmamakla birlikte, mar-
oluşturdukları ve Bakanlık tarafın-
ketler ile semt pazarlarında yoğun
dan yetkilendirilen tüzel kişiliği haiz
kullanımlarına rastladığımız naylon
kuruluşlar olup, halihazırda iki adet
alışveriş poşetlerinin de minimum
yetkilendirilmiş kuruluş mevcuttur:
miktarda kullanımına azami özeni
ÇEVKO ( Çevre Koruma ve Amba-
göstermeli, istatistiklere göre orta-
laj Atıkları Değerlendirme Vakfı) ve
lama kullanım süresi 15 dakika olan
TÜKÇEV (Tüketici ve
naylon poşetlerin doğada tamamen
Çevre Eğitim
yok olması için bin yıl gerektiğini
Vak-
unutmamalıyız.
lerinden bir diğeri de tıbbi atıklardır. • Enfeksiyon yapıcı etkenleri taşıdığı bilinen veya taşıması muhtemel başta kan ve kan ürünleri olmak üzere her türlü vücut sıvıları ile insan dokuları, organları, anatomik parçalar, otopsi materyali, plasenta, fetus ve diğer patolojik materyal; • Bu tür materyal ile bulaşmış eldiven, örtü, çarşaf, bandaj, flaster, tamponlar ve benzeri atıklar; •Hemodiyaliz ünitesi ve karantina altındaki hastaların vücut çıkartıları; • Bakteri ve virüs tutucu hava filtreleri; •Enfeksiyöz ajanların laboratuvar kültürleri ve kültür stokları; • Araştırma amacı ile kullanılan enfekte deney hayvanlarının leşleri ile enfekte hayvanlara ve çıkartılarına temas etmiş her türlü malzeme, ve-
Tıbbi Atıklar
Günlük yaşantımızda hepimizin sıklıkla karşılaşabildiği atık tür-
terinerlik hizmetlerinden kaynaklanan atıklar, • Cerrahi girişim, otopsi veya anatomi çalışması sonucu ortaya çıkan dokular, organlar, vücut parçaları, insan fetusu ve hayvan cesetleri, • Şırınga, enjektör ve diğer tüm deri altı girişim iğneleri, lanset, bisturi, bıçak, serum seti iğnesi, cerrahi sütur iğneleri, biyopsi iğneleri, intraket, kırık cam, ampul, lam-lamel, kırılmış cam tüp ve petri kapları gibi batma, delme, sıyrık ve yaralanmalara
61
neden olabilecek atıkların tamamı,
torbasına konularak depolanmalıdır.
tıbbi atık olarak kabul edilmektedir.
Tıbbi atıklar sağlık kuruluşunun büyüklüğüne bağlı olarak konteyner-
Tıbbi atıklar uygun yönetilmediği
lerde veya geçici depolama alan-
ve bertaraf edilmediği taktirde bun-
larında depolanmalı ve daha sonra
lardaki virüs ve enfeksiyon ajanları,
Çevre ve Şehircilik İl Müdürlüklerin-
taşıyıcı hayvanlar yoluyla yayılır ve
den lisans almış taşıma araçları ile
insanlara bulaşır. Bu sebeple tıbbi
sağlık kuruluşlarından alınarak, ber-
atıkların sağlık kuruluşlarında usu-
tarafa gönderilmelidir. Tıbbi atıkların
lüne uygun geçici depolanması, ge-
sterilizasyon işlemine tabi tutularak
çici depolardan alınması, taşınması
zararsız hale getirilmesi, yakılması
ve bertarafı insan ve çevre sağlığı
veya depolanması suretiyle bertaraf
açısından hayati önem taşımaktadır.
edilmeleri mümkün olup, bertaraf işlemlerinden büyükşehirlerde büyük-
Bu nedenle tıbbi atıkların üretimin-
şehir belediyeleri, olmayan yerlerde
den bertarafına kadar çevreye ve
ise belediyeler veya yetkilerini dev-
insan sağlığına zarar verecek şe-
rettiği kişi ve kuruluşlar müteselsilen
kilde doğrudan veya dolaylı bir bi-
sorumludurlar.
çimde alıcı ortama verilmesinin önlenmesi, çevreye ve insan sağlığına
Tıbbi atıklar için en çok arzu edilen
zarar vermeden kaynağında ayrı
bertaraf yöntemi sterilizasyon yönte-
olarak toplanması, sağlık kuruluşu
muayenelerimiz esnasında dahi tıb-
mi olup, bu yöntemle enfekte özelli-
içinde ve dışında taşınması, geçici
bi atık oluşumuna tanıklık etmekte-
ğini kaybederek steril hale getirilen
depolanması ve bertaraf edilmesine
yiz. Bir sağlık kuruluşundaki kan alı-
tıbbi atıkların evsel atık depolama
yönelik prensip, politika ve prog-
mı esnasında kullanılan enjektör ve
alanlarında depolanması mümkün
ramlar ile hukuki, idari ve teknik
kanlı pamuk, tıbbi atıklara verilecek
olmaktadır. Bu amaçla Çevre ve Şe-
esasların belirlenerek uygulamaya
en basit örnektir. Tıbbi atıklar, başta
hircilik Bakanlığı tarafından yayım-
yönelik usul ve esasları düzenlemek
doktor, hemşire, ebe, veteriner, diş
lanan bir talimatname ile büyükşe-
amacıyla Çevre ve Orman Bakanlığı
hekimi, laboratuar teknik elemanı
hirlerde büyükşehir belediyelerinin,
tarafından çıkarılan Tıbbi Atıkların
olmak üzere ilgili sağlık personeli ta-
olmayan yerlerde ise belediyelerin
Kontrolü Yönetmeliği, 22.07.2005
rafından oluşumları sırasında kayna-
tıbbi atık sterilizasyon tesislerini en
tarihinde Resmi Gazete’de yayımla-
ğında diğer atıklar ile karıştırılmadan
geç 2012 yılı başına kadar kurmaları
narak yürürlüğe girmiştir.
ayrı olarak biriktirilmelidir. Toplama
ve işletmeye almaları gerektiği hu-
ekipmanı, atığın niteliğine uygun ve
susu yazılı olarak bildirilmiştir.
Yönetmelik ile eczaneler ve doktor
atığın oluştuğu kaynağa en yakın
muayenehaneleri gibi küçük miktar-
noktada bulunmalı ve tıbbi atıklar
Böylece halihazırda en çok uygu-
da atık üreten sağlık kuruşlarından
hiçbir suretle evsel atıklar, ambalaj
lanan bertaraf yöntemi olan, üzerini
başlayarak orta miktarda atık üreten
atıkları ve tehlikeli atıklar ile karıştı-
kireç ile örtmek suretiyle düzenli de-
diyaliz merkezleri, hayvan hastane-
rılmamalıdır. Tıbbi atıklar kriterleri
polama alanında depolama yöntemi
leri ile büyük miktarda atık üreten
yönetmelik ile tanımlı kırmızı renkli
yerini, teknolojik anlamda atığı evsel
üniversite hastanelerine kadar tüm
torbalarda toplanmakta olup tıbbi
atık niteliğine getirerek depolamaya
sağlık kuruluşlarında tıbbi atıkların
atık sınıfında olan kesici delici atıklar
bırakacak, bu da üzerleri açık olan
yönetimi hedeflenmiştir.
nitelikleri nedeniyle çok fazla kaza
depolama alanlarında kuşlar veya
riski taşımalarından ötürü öncelikle
küçük canlılar nedeniyle oluşabile-
Birçoğumuz, belirtilen sağlık kuru-
sert malzemeden yapılmış kaplarda
cek enfeksiyon riskini tamamen or-
luşlarında ayakta yapılan tedavi ve
biriktirilmeli ve daha sonra tıbbi atık
tadan kaldıracaktır.
62
63
Yrd. Doç. Dr. Nimet Öztank
Mimar / DEÜ Torbalı Meslek Yüksekokulu
Sanatta ve mimaride bir ifade şekli:
Mozaik
Bilinen en eski dekoratif sanatlardan olan mozaik, mimari dekorasyon bağlamında ilk kez Sümerler tarafından MÖ 3 binden itibaren uygulandı. 20. yüzyıldan sonra modern sanatlarda mimari ile birlikte yeniden gündeme geldi.
Ç
eşitli renklerde küçük taş,
Mimari
seramik, cam ve keramik
mozaik ilk defa Sümerler tarafından
plana çıkmaktadır.
parçalarının yan yana ge-
M.Ö. 3.binden itibaren uygulanmış-
ve kaldırımlarında, saray ve varlıklı
tirilmesiyle yapılan duvar, döşeme,
tır. Eski Mısır’da tapınak ve mezar-
kişilerin konutlarında kullanılan mo-
tavan kaplaması şeklinde resim ve
ların farklı renklerde taş tabletlerle
zaiklerde, 1 santimetreden daha kü-
bezeme işine, mozaik denir. Mozaik,
kaplandığı mozaik örnekleri görül-
çük taş, seramik ve cam malzemeler
tasvir şeklinde veya geometrik dü-
mektedir. Ancak mozaik denilince
kullanılmıştır. Mozaik kullanımı Roma
zende olabilir.
daha çok antik Yunan ve Roma im-
İmparatorluğu ile tüm Akdeniz’e, Ku-
dekorasyon
bağlamında
64
paratorluğu dönemindeki eserler ön Şehir meydan
Günümüzde mozaik
zey Afrika’ya ve Avrupa’ya yayıl-
muş, yer mozaikleri duvar mozaikle-
mıştır. Roma İmparatorluğu’nun en
rine dönüşmeye başlamıştır. Bizans
usta mozaikçileri geleneksel Roma
İmparatorluğu zengin ve gösterişli
dern sanatlarda mimari ile birlikte
stilini yerel renk ve desenlerle birleş-
duvar mozaiklerinde renkli cam, altın
yeniden gündeme gelmiştir. Uzun
tirmeyi başarmış, sembol ve desen-
ve gümüşü seramik ve taşın yanında
bir süre ikincil bir sanat dalı olarak
ler çok zenginleşmiştir. Bu dönem-
kullanmıştır. Doğu Bizans İmpara-
görülen mozaik ve kullanımı her ge-
ler, çok tanrılı inancın hâkim olduğu
torluğuna Başkent olan İstanbul’da
çen gün yaygınlaşmaktadır. İç ve dış
devirler olduğundan mozaiklerde
mozaik okulları açılmış, mozaikçiler
mimaride, objeler üzerinde, kentsel
de daha çok tanrılarla ilgili konu-
vergiden muaf tutulmuştur. Ayasof-
tasarımlarda, parklarda, meydanlar-
lar tasvir edilmiştir. Tanrılarla çeşitli
ya bu dönemin en önemli mozaik-
da ve bahçelerde kalıcı ve dekoratif
hayvanların veya yaratıkların savaşı,
lerini içersinde bulunduran tarihi bir
mozaik uygulamaları göze çarpmak-
tanrılara sunulan ikramlar, tanrıların
anıttır.
tadır.
yaşantıları vb. Bunun dışında popüler desen; yunus, denizde yaşam ve su ile ilgili mitolojik öyküler, spor, avcılık gibi konular evleri, hamamları, sarayları ve dükkânların döşeme ve duvarlarını süslemiştir. Ayrıca Efes Antik Kenti’nde olduğu gibi kaldırım kaplamaları da mozaikten yapılmıştır.
Çakıl mozaiği
Doğuda ve Akdeniz kıyılarında bulunan en eski mozaiklerde döşeme ve kaldırım kaplamasında çakıl taşı kullanılmıştır. Çakıl mozaiği Mezopotamya, Frigya ve Persler’de kullanılmış doğu kaynaklı bir tekniktir. Kaplamada estetikten çok fonksiyonel amaçlı tercih edilen çakıl mozaik, ilerleyen tarihlerde kamu binalarında, tapınaklarda ve galerilerde dekoratif etki için ve genellikle geometrik desenlerle kullanılmıştır. M.Ö. 5. yüzyılda çakıl mozaik tekniği son derece gelişmiş ve takip eden yüzyılda teknik kullanım açısından en yüksek noktaya ulaşmış bir sanat dalı olma özelliği yakalamıştır. Çok tanrılı dönemden Hıristiyanlığa geçişle birlikte Antik Döneme ait pek çok desen ve sembol, yeni anlamlar yüklenerek kiliselerde kullanılmaya başlanmıştır. Mozaik bu dönemde de yerini ve vazgeçilmezliğini koru65
20. yüzyıldan itibaren mozaik mo-
Fotoğraf: Meral OĞUZ
66
Günümüzde mozaik sanatının ha-
ülkelerde yol kavşaklarında, istinat
yatın içersine tekrar girmesiyle ül-
duvarlarında, otobüs duraklarında
kemizdeki pek çok doğal taş firması
mozaik kullanılarak, dikkat çekici
klasik ve endüstriyel tarzda mozaik
hale getirilmektedir. Günümüz mo-
üretimine girmiştir. Mozaik tasarım
zaiklerinde Antik dönemlerde oldu-
ve imalatı genel olarak “sanatsal
ğu gibi tasvir, geometrik motifler ve
mozaik” ve ‘’sanayi mozaiği” iki şe-
soyut desenlere çokça rastlanılmak-
kilde yapılmaktadır. Sanatsal mozaik
tadır. Özel konut ve işyerleri, oteller,
uygulamalarında bir tasarım ile de-
alışveriş merkezleri, önemli kamu
aralarının su ile doldurularak, gece
sen ortaya çıkarken, sanayi mozaiği
yapılarının iç ve dış kaplamalarında
boyu serinlik elde edilmesidir. Çakıl
uygulamalarında standart desenler
mozaik uygulamaları görülmektedir.
mozaiklerin bir başka özelliği ise,
taşların kalıplara dizilmesiyle ger-
İç mekânlarda ahşap, seramik veya
üzerinde çıplak ayak ile yüründüğü
çekleşir. Kullanım amacına ve isteğe
doğal taş kaplama arasına “pano
zaman masaj etkisi yapmasıdır.
bağlı olarak her iki mozaik cinsi ayrı
veya madalyon”, koridor veya holde
ayrı olabileceği gibi beraberce de
“halı deseni”, duvarlara bordür de-
Çok eski bir tarihin, derin bir kültü-
kullanılmaktadır.
seni tercih edilmektedir.
rün ve çok farklı yorumların sonucu
Bugün mozaik antik dönemde olduğu gibi duvar ve döşeme kaplamalarında yaygın olarak kullanılmaktadır.
Masaj etkisi yapıyor
günümüze ulaşmış özel bir sanattır mozaik. Önceleri sadece sanat ola-
Mozaik dış mekân döşeme kapla-
rak yapılan mozaikler, bugün baş-
Bunun dışında merdiven kaplama-
malarında geometrik veya organik
ta doğal taş olmak üzere pek çok
sında, tavan kaplamasında, mut-
formlar kullanılmaktadır. Son zaman-
sektörün önemli bir parçası haline
fak ve banyo bankolarında, masa
larda çakıltaşı mozaiğinin dış mekân
gelmiştir. Teknolojik gelişmelerden
– sehpa ve sandalye gibi dekoratif
döşeme
kullanımı
yararlanma ve seri üretimle lüks ol-
elemanların yapımında, kent mo-
yaygınlaşmıştır. “Çakıl taşı” moza-
maktan çıkan mozaikler, herkesin
bilyalarında yaygındır. Ülkemizde
iklerin bir uygulama amacı da sıcak
kullanabileceği bir dekorasyon mal-
çok yaygın olmamakla birlikte bazı
iklimlerde akşam saatlerinde çakıl
zemesi haline gelmiştir.
kaplamasında
67
Kaçınılmaz gerçek,
DEPREM
Prof. Dr. Zafer Akçığ, bir deprem uzmanı. “Artık depremi üç olaya bağlıyoruz; erken uyarı, erken hasar tahmini ve kentsel dönüşüm” diyen Akçığ’a göre, İzmir eksikleri olsa da diğer kentlere oranla daha hazır sayılır.
Röportaj Süleyman DUMAN
68
1949 yılında İzmir’de doğan Prof.
fayı dediğimiz tür ise bloğun birinin
Dr. Zafer Akçığ, 1972 yılında İstan-
diğerinin üzerine çıkması olayıdır.
bul Üniversitesi Jeofizik ve Jeoloji
Ülkemizde gerçekleşen en son Van
bölümlerinden çift ana dal alarak
depremi, bindirme fay türüne bir ör-
mezun oldu. Akademik unvanlarını
nektir. Bu üç tür fayın özelliklerine
Dokuz Eylül Üniversitesinden (DEÜ)
göre depremler oluşur. Fayların bü-
aldı. Akçığ halen bu üniversitenin
yüklüklerine göre küçük veya büyük
Deprem Araştırma ve Uygulama
depremler oluşur. Mesela Van dep-
Merkezi Müdürlüğünü yürütüyor.
reminde, 57 km’lik bir yırtılma meydana geldi.
Prof. Dr. Akçığ’a, Türkiye’de meyKuzey Anadolu Fay Hattının özel-
dana gelen depremler ile olası bir depremin öncesinde ve sonrasında
liklerinden söz eder misiniz?
neler yapılması gerektiğine ilişkin
AKÇIĞ: Kuzey Anadolu Fay Hattı, bir
sorular yönelttik.
levha sınırıdır. Bir ucu Erzincan’da üçlü kavşaktan başlar ve orda üç
Depremin oluş nedenleri ve türleri
fay kesişir. Bu fayın türü de doğrultu
hakkında bilgi verir misiniz?
atımlı yani yanal hareket yapan fay
AKÇIĞ: Depremin türü, fayın da tü-
sistemidir. Bu fay sisteminin özelliği
rüne bağlı olarak değişir. Tüm Tür-
ise bir taraftan başladığı zaman ha-
kiye olarak duymaya alıştığımız fay
reketini tamamlayarak, enerji boşal-
hatları, tür olarak birbirinden ayrı-
masını gerçekleştirir. 1939 Erzincan
lır. Deprem genellikle bu faylarda
depremi ile başladı ve o zaman zar-
enerji birikmesi sonucunda açığa
fında oluşan depremlerle ile bütün o
çıkar. Örnek vermemiz gerekirse, düdüklü tencere, içerisinde kaynayan yemeğin buharını belirli bir basınca ulaştığında dışarıya atma ihtiyacı duyuyorsa, deprem anında enerji boşalması olarak tabir ettiğimiz bu olay da enerji levhalarının hareketleri ile birleşiyor ve enerjisini dışarı atıyor. Faylarda ve levhalarda sürekli bir hareketlilikten bahsedebiliriz. Örneğin söz konusu levhala-
“Tarihsel olarak bakıldığında İzmir’de oluşan depremlerin ortalaması 6,5 büyüklüğünde meydana gelmiştir. Ancak İzmir’de binalar eski’’
arayı kırmış oldu. En son Gölcük ve Düzce depremi ile kırıp, sismik boşluk dediğimiz deprem olup olmama boşluğunu kapattı. Kuzey Anadolu Fay Hattı, körfeze girdikten sonra iki kola ayrılıyor, ayrılan bu hatların kırılması da beklenen bir durum. Bu yüzden İstanbul’da, Bursa’da, Mamara’da deprem olma ihtimalini bekliyoruz. Çünkü bu fay sistemi bu şekilde ilerliyor.
rın hareketi sonucu Kuzey Anadolu Fay Hattı boyunca Anadolu levhası
Deprem anında neler yapılmalı?
yılda 2 - 2,5 cm. Batı ve Güney Batı
AKÇIĞ: Deprem bilinci için birçok
yönünde kayıyor. Şöyle ki, 100 km.
Üç tür fay hattından bahsedebiliriz.
konferans ve seminerler verdik. Şu
kalınlığındaki bir kütle bu sürtünme-
Bunlardan birincisi doğrultu atımlı,
anda deprem bilinci için yapmamız
den kaynaklı kuvvetle bir enerji birik-
yani yanal hareket eden fay hattı,
gereken birkaç şey var. Deprem
tiriyor. Bu enerji birikimi ise örneğini
ülkemizde bulunan Kuzey Anadolu
eğitimi son derece önemli bizim için.
verdiğimiz düdüklü tencere gibi, bir
Fay Hattı bu türe örnek olarak gös-
Son depremde eğitimin önemi gö-
noktaya geldiğinde kabına sığmaya-
terilebilir. İkincisi bir bloğun aşağı
rüldü. Deprem anında gündüz ayrı
cak ve oluşmuş enerjiyi dışarı ata-
düşüp, diğer bloğun yukarda kaldı-
gece ayrı yapmamız gerekenler var.
cak. Depremin en basit açıklamasını
ğı normal atımlı fay türü olarak söy-
Eskiden kiriş altına girin deniyordu,
bu şekilde özetleyebiliriz.
lenebilir. Üçüncü olarak bindirme
şimdi kendinize bir boşluk yaratın
69
deniyor. Deprem anındaki panik,
bebiyet verir. Araç kullanımı trafiğin
yor. Bir binanın depreme dayanıklılık
istemediğimiz durumlara yol aça-
kilitlenmesine ve yardım ekiplerinin
testi ve gerekiyorsa güçlendirmenin
biliyor. Deprem esnasında hareket
bölgeye ulaşamamasına yol açar.
maliyeti, metre kare fiyatına 10 TL
etmek, dünyanın en tehlikeli olayı.
civarındadır ve bu depremin tahri-
Yerde sürünerek, hareket edilmesi
Deprem sonrasında alınacak ön-
batı düşünüldüğünde az bir rakama
gerekir. Aksi takdirde kendinizi ya-
lemler nelerdir? Deprem sonrası için
karşılık gelmektedir. Düzce ve Göl-
ralayabilir hatta olumsuz durumlara
hazırlıklı mıyız?
cük depremleri, hazırlıksız yakalan-
yol açabilirsiniz. Bu durumda yapı-
AKÇIĞ: Yakın zamana kadar hep
dığımız depremlerdi. Ondan sonraki
lacak pek bir şey yok, tek şansınız
depremi
verme
depremlerde daha hazırlıklıydık. En
binanızın yıkılmaması. Deprem anın-
konusu üzerinde çalışılıyordu. Bu
son Van depreminde de bilinçli ve
da birinci katlarda yaşayan insanlar
çalışmalar devam ediyor. Fakat ne
hazırlıklı olduğumuzu gördüm. Dep-
bir ihtimal kendilerini dışarıya atabi-
Türkiye’de ne de dünyada çok yol
rem sonrası için ülkemizde arama
lir. Deprem anında üst katlarda bu-
alınabildi. Belirli bir yol alabildik fa-
kurtarma ekipleri ve ekipmanlarımız
lunanların böyle bir şansı yok, üst
kat kesin, net şeyler söylenemiyor.
var. AKUT ile başlayan devlet, asker
katlardakilerin asla asansörü kullan-
Sadece depremin şuradaki veya
ve sivil savunma ile devam eden,
maması ve çıkmak için merdivenlere
buradaki faylarda olacağını söyle-
alanlarında uzman bir kadromuz var.
gidilmemesi önemli. Uygun bir yer-
yebiliyoruz, neresinde ne zaman
Artık depremi üç olaya bağlıyoruz.
de depremin geçmesini beklemeli-
olacağını söyleyemiyoruz. Deprem
Erken uyarı, erken hasar tahmin ve
yiz. Hareket geçtikten sonra binayı
olması beklenen bölgeler, birinci de-
kentsel dönüşüm. Erken uyarı hep
terk edip en yakın boşluğa çıkmamız
rece risk bölgeleri. Depremi önce-
karıştırılan bir durum, bunun altını
gerekiyor. Yaşadığımız binalara gü-
den bilemediğimize göre, tek yapa-
çizmek istiyorum. Erken uyarı dedi-
veniyorsak depremden daha az etki-
bileceğimiz şey, binaları yıkılmaktan
ğimiz şey, depremi önceden haber
leniriz. Binadan çıktıktan sonra asla
kurtarmak. Depremden korunmanın
vermek değil. Erken uyarı ilk gelen
telefon ve araç kullanılmaması ge-
en etkili yolu, deprem olmadan ön-
“p” dalgası ile ikinci “s” dalgası ara-
rekiyor. Çünkü iletişim şebekesinin
lemlerin alınmasıdır. Binaların daya-
sında olayın boyutlarını, büyüklüğü-
çökmesi yardım ekiplerinin enkaz al-
naklılık testleri üniversite veya özel
nü saptayıp, elektriği, gazı kesen
tına ulaşamamasına ve ola ki enkaz
kuruluşlara başvurularak yapılabilir.
bir sistem modeli. Modern uygula-
altında telefonla yardım bekleyen ki-
Bayraklı ve Bornova belediyelerinde
malarda kapalı kalmış kapıları oto-
şilerle bağlantı kurulamamasına se-
depreme dayanıklılık testleri yapılı-
matik olarak açan, turnikeleri döner
önceden
haber
70
hale getiren bir sistem oluşturulması durumudur. Bu sistemi oluşturacak aletsel kısım İzmir’de 21 istasyonda var. Fakat ilaveleri gerekiyor, alt yapı ile beraber kente uygulanması gerekiyor. Erken hasar tahmini dediğimiz bu sistemler, depremden 5 veya 10 dakika sonra ekipleri en büyük hasar nerede ise oraya yönlendiren sistemdir. Kentsel dönüşüm ise ülkemizde belirli yerlerde yeni yapılar mevcut iken, bazı yerlerde 30 yaşını aşmış binalar var. Özellikle İzmir ve İstanbul’da yenilenmesi gereken çok sayıda bina var. İzmir’in deprem riski nedir? AKÇIĞ: Bir bölgede fay hattı varsa deprem bekleyeceksiniz. Bir deprem bekleniyorsa hazırlıkları ona göre ya-
depremlerin ortalaması 6,5 büyüklü-
maları var. Afet yerleri belirlenmiş, o
pacaksınız. İzmir’de iki türlü fay hattı
ğünde meydana gelmiştir. İzmir’de
yönde hazırlıklar var. Civar ekiplerle
var. Birincisini doğrultu atımlı fay ola-
binalar eski olduğu için 6,5 şiddeti-
temaslar kuruluyor. Deprem meyda-
rak gösterebiliriz. Torbalı depremini
ne hazırlıklı olmayabilir. 2007-2009
na geldiğinde İzmir’de toplanılacak
yapan fayın ismi, “Tuzla Fayı’’ olarak
yılları arasında Ege Bölgesi’nde
yerler valilikçe belirlendi. Hastane-
bilinir. 1928, 2003 ve 2005 deprem-
meydana gelmiş dört şiddetine ka-
lerin hazır olduğunu biliyorum. Dep-
lerini yaratan Güllübahçe veya Se-
dar kayıt edilen deprem sayısı 16
remin olmamasını temenni ediyoruz.
ferihisar fayıdır. Bu faylar doğrultu
bin civarındadır. 2009 yılının Ocak
Bu konu ile alakalı yüksek katlı yapı-
atımlı fay sistemidir. Bu faylarda sü-
ayından 2009 Ekim ayına kadar olan
lar yönetmeliğini ilk çıkaran İzmir’dir.
rekli bir aktivite mevcudiyetini koru-
süre zarfında 8 bin adet 4 şiddetini
Bu durum ilk örnek olabilir. Sadece
maktadır. Güllübahçe’den başlayıp
geçmeyen deprem kayıt altına alın-
İzmir’de değil, Türkiye olarak dep-
bütün İzmir’i dolaşan ve Turgutlu’ya
mıştır. Bu da birçok fayın hareketli
rem konusunda seferberlik yapmak
kadar uzanan fay ise düşey atımlı
olduğunu, canlı olduğunu gösterir.
lazım, bu durum için devletin el at-
fay olarak bilinir.
İnsanlar genellikle yakınlığına ve
ması şart, zaten devlet de konu ile
uzaklığına bağlı olarak 4 üzeri şid-
alakalı açıklamalarda bulundu.
Tarihten bu güne kadar İzmir’de
detteki depremleri hissederler. Batı
depremleri oluşturan düşey atımlı
Anadolu’nun deprem kuşağında ol-
Aynı zemin üzerinde bulunan evler-
fay sistemidir. En belirgin örneği de
duğunu hiçbir zaman unutmamamız
den biri yıkılırken, diğeri ufak zararla
tarihi asansör bölgesinde görülebilir.
gerekir.
ayakta kalabiliyor. Kısa mesafede zemin koşulları kolay değişmez.
Sokak tarafındaki kanadın düştüğünü ve diğer taraftakinin yukarda
İzmir şehir olarak depreme hazır
Sorun yıkılan binaların kendisinde.
kaldığını gözlemleyebilirsiniz. İzmir
mı?
Usulüne uygun olmayan binalar,
fayının atımına örnektir. İzmir fayının
AKÇIĞ: Özellikle İzmir deprem ko-
aynı zemin koşulu değişse dahi yıkı-
yüzeyde gözlendiği yerdir. İzmir fa-
nusunda iyi bir yol aldı diyebilirim.
lırlar. Yapıların inşa edilecekleri yerin
yının ürettiği en etkili deprem 1688
Diğer şehirlere göre hazır sayılır ama
ayrıntılı zemin etütlerinin yapılması,
de olmuştur. O günden bu güne
halen eksiklikleri var. Bu konuda İz-
uzman kişiler tarafından mimariye
tam etkili deprem üretmedi. Tarihsel
mir epey bir yol aldı. İzmir Valiliğine
uygun haline getirilmesi son derece
olarak bakıldığında İzmir’de oluşan
bağlı afet merkezinin önemli çalış-
etkili bir önlemdir.
71
Fotoğraf: Süleyman Duman
İzmir
fotoğraflarla buluştu İzmir Fotoğraf Sanatı Derneğinin, DEÜ Güzel Sanatlar Fakültesi Fotoğraf Bölümü ile birlikte organize ettiği Uluslararası İzmir Fotoğraf Günleri, 20-31 Ekim 2011 tarihlerinde düzenlendi. Organizasyon, 43 etkinliğe sahne oldu..
İ
zmir
Derneği
Günleri düzenlendi. Yerli ve yabancı
İFOD, 25. yıl kutlamalarına hazırla-
(İFOD) ve DEÜ Güzel Sanatlar
Fotoğraf
Sanatı
fotoğraf sanatçılarının ağırlandığı or-
nırken, hedefini de İzmir’de ulus-
Fakültesi Fotoğraf Bölümünün iş-
ganizasyon kapsamında konferans,
lararası bir fotoğraf organizasyonu
birliğiyle 20-31 Ekim 2011 tarihleri
panel, söyleşi ve fotoğraf gösterile-
gerçekleştirmek
arasında Uluslararası İzmir Fotoğraf
rinden oluşan 43 ayrı etkinlik yapıldı.
Bu amaçla çalışmalara başlandı ve
72
olarak
belirledi.
’Uluslararası İzmir Fotoğraf Günleri’
ji” konulu konferansıyla organizas-
rahim Demirel’in “İFOD Grafik Renk
organize edildi.
yon sürdü.
Biçim Atölyesi”, Hasan Yelken’in
‘’Çağdaş Fotoğraf Deyince” konulu
“Kendirciler” Yunanistan’dan Stratis
İFOD Yönetim Kurulu Başkanı Yrd.
panelin de yer aldığı etkinlikler kap-
Tsoulelis’in “Ege’den”, GAFSAD’ın
Doç.Dr. Beyhan Özdemir,
İFOD
samında Rusya’dan Elena Martynuk
“Fırat”, Mersin Olba Fotoğraf Der-
Yönetim Kurulu üyeleri Yetkin Saatli,
“Bulgakov House”, KKTC’nden Öğr.
neğinin “Anadolu’da Kadın” başlıklı
Seda Şengök, Birol Üzmez, Mehmet
Gör. Gazi Yüksel “Karanlıktan Ay-
fotoğraf gösterileri yapıldı. Bu gös-
Yasa ve DEÜ GSF Fotoğraf Bölümü
dınlığa”, FOTOGEN Şinasi Barutçu
terilere FEM Midilli Fotoğraf Derneği
Öğretim Üyesi Yrd. Doç. Dr. Sadık
Kupası Fotoğrafları, Alman Sual-
Üyeleri “Karma”, İspanya’dan Gab-
Tumay’dan oluşan organizasyon ko-
tı Fotoğrafçısı Rico Besserdich’in
riel Brau “Lights of Africa” Yusuf
mitesi, yoğun çalışmaların ardından
“Sualtı Fotoğrafları” ve İngiltere’den
Tuvi ve Birol Üzmez “Basmane” ve
uluslararası bir etkinliğe imza attı. Bu
Jonathan Anthony Stigner’in “Tiyek”
İzzet Keribar “Küba İzlenimlerim”
kapsamda 20 Ekim 2011 Perşembe
isimli fotoğraf gösterileri ve söyleşi-
başlıklı fotoğraflarıyla katıldı. Ayrıca
günü Karşıyaka Belediyesi Hamza
leri, etkinliklerin devamını oluşturdu.
“Günümüz Türk Fotoğrafında Uslüp”
Rüstem Fotoğraf Evi’nde ‘’Karşıya-
konulu panel gerçekleştirildi.
ka’’ konulu fotoğraf sergisi eşliğinde
Aynı akşam İFOD üye ve aday üye-
Fotoğraf Günleri özel açılışı başladı.
lerinin katılımıyla gerçekleştirilen 9
23 Ekim Pazar günü DEÜ GSF Fo-
21 Ekim Cuma günü DEÜ Sabancı
adet Atölye Grubunun ortak çalış-
toğraf Bölümü öğrencileri ve ko-
Kültür Sarayı’nda Otoportre Ser-
maları ve Fotoğraf Günleri katılım-
nukların da katılımıyla yapılan Sel-
gi açılışının ardından İFOD Üyeleri
cılarının fotoğraf sergileri, Kültür ve
çuk- Şirince-Efes fotoğraf gezisi ile
Karma Fotoğraf gösterisiyle başla-
Turizm Bakanlığı Devlet Resim Hey-
Coşkun Aral’ın söyleşisinin ardından
yan etkinlikler, “Fotoğraf ve Etik” ko-
kel Müzesi’ndeki kokteyl ile fotoğraf
fotoğraf günlerinin sözel bölümü
nulu panelle devam etti. İtalya’dan
severlerle buluştu.
sona ermiş oldu.
Maramures”, AFAD Altın Kamera
22 Ekim Cumartesi Günü TFSF
Etkinlik kapsamında açılan tüm ser-
Fotoğrafları, Reha Bilir “Fotoğrafta
Başkanı Turgay Bilge’nin de katı-
giler, 31 Ekim 2011 gününe kadar
Çizgiler” konulu gösterilerin yanı sıra
lımıyla
fotoğraf severlerin beğenisine su-
Murat Yaykın’ın “Fotoğraf ve İdeolo-
KUFSAD’ın “İnsan ve Yaşam”, İb-
Virgilio Bardossi, “The World of
gerçekleştirilen
73
etkinlikte,
nuldu.
Dr. Şerafettin ÖZDOĞAN Fiziksel Tıp ve Rehabilitasyon Uzmanı
Çalışma ortamında konfor için ergonomi İşyerinde ergonomik düzenlemeler yapmak, psikolojik ve fizyolojik olarak bedeni zinde tutmak, bazı sağlık sorunlarının sıklığını oldukça azaltabilmektedir.
E
A- İş ile ilgili risk faktörleri Fiziksel risk faktörleri
Psikolojik risk faktörleri
1. Tekrarlı hareketler
2. İş monotonluğu
şekli sağlık sorunlarının oluşmasına
2. Statik (sabit) duruş
3 Yetersiz iş arkadaşı desteği
ve kronikleşmesine sebep olmakta-
3. Aşırı yüklenmeler
4. Ağır iş yükü ve baskısı
dır. Çalışma ortamında ergonomik
4. Titreşim
5. Yetersiz iş organizasyonu
düzenlemeler
5. Sıkışma
rgonomi, işin sağlıkla yapılabilmesidir. Birçok uğraşıda işin kendisinden çok yapılış
yapmak,
psikolojik
ve fizyolojik olarak bedeni zinde
6. Yetersiz iyileşme
B- Kişisel risk faktörleri
Ergonomik risk faktörleri
2. Eğitim
2. Masa – Sandalye yeri
Spor, Beslenme, Sigara
1. Yaş, Cinsiyet, Kilo
tutmak, bu tip sorunların sıklığını oldukça azaltabilmektedir. Çalışma ortamlarında alışkanlıklarda küçük değişiklikler yapmak, kişilerin daha rahat çalışmalarını ve verimlerini artı-
1. İş memnuniyetsizliği
1. İş ortamının dizaynı
3. Ekran - Klavye – Mouse dizaynı
3. Kişisel alışkanlıklar;
törlerini aşağıdaki şekilde gruplan-
Ofis ortamının ergonomik hale getirilmesi aşamasında ilk düzenlemeler, aydınlatma, ısı ve havalandırma şartlarının düzeltilmesiyle başlar. Işık, iş ortamını yeterince aydınlatacak, aynı zamanda göze parlamalar ve yansımalar yapmayacak şekilde
dırabiliriz.
yerleştirilmelidir.
racaktır. Ergonomide amaç sakatlanma risklerini en aza indirerek, vücudun hareket kapasitesinden en fazla verimi almak olarak da tariflenebilir. Ofis çalışanlarını etkileyen risk fak-
4. Aydınlatma 5. Isı 6. Nem 7. Gürültü
74
Ofisler topluca ve uzun süreli bulu-
Ofislerde pencere bulunmasının ve
ya sebep olurlar. Böyle bir durum
nulan yerler olduğundan temiz ve
pencerelerin açık tutulmasının per-
söz konusu ise, aydınlatma azaltıl-
bakımlı olmasına azami özen göste-
sonelin motivasyonu üzerinde olum-
malı ve mat eşyalar tercih edilme-
rilmelidir.
lu etkisi olacaktır.
lidir. Tavan aydınlatmaları çalışma yüzeyi ile 45 o açı yapmalı, direk ça-
Sürekli başvurulan tablo, grafik, vb.
Ofisler sık sık havalandırılmalı, or-
iş yardımcıları, okunaklı, açık ve ko-
tamdaki hava kalitesinin düşmesi
lay algılanabilir olmalı, personelin
önlenmeli, her personele minimum
Fotoğraf, bitki, tablo gibi kişiliğe
normal görüş açısı ±15o içerisine
10 m3 hava düşecek şekilde düzen-
hitap eden öğeler kullanılması, psi-
yerleştirilmeli, personelin görüş me-
leme yapılmalıdır. Toz, polen gibi
kolojik olarak çalışma ortamına bağ-
safesinde engelleyici cisimler bulun-
uçuşan partiküller için portatif hava
lılığı
mamalıdır.
temizleyicilerin kullanılması faydalı
sürekli olarak koyu- açık renk ortalar
olacaktır.
arasında göz hareketi yapmasını ge-
Statik (durağan) hareketler minimu-
lışma noktasına vurmamalıdır.
güçlendirecektir.
rektirecek işlerden kaçınılmalıdır.
ma indirilmeli, dinamik hareketler
Genel aydınlatmada ışık kaynakla-
Ofis çalışmaları yük-
hedeflenmelidir. Bu amaçla ofisler
rı mümkün olduğu kadar yükseğe
sek dikkat ge-
personelin rahatça hareket edeceği,
yerleştirilmelidir. Alçak ışık kaynak-
rektirdiğinden
her personele minimum 2 m hare-
ları yansımayı ve kamaşmayı artırır.
dolayı,
2
ket olanağı sağlanacak şekilde
sü-
Hassas ve göz yorucu işlerde
rekli gürültü
düzenlen-
lokal aydınlatmaya başvurul-
önlenmeli,
melidir. Tüm
malı, gözler sık sık kapatılarak
yüksek
açma – ka-
ve uzak objelere bakmak su-
çıkaran
retiyle dinlendirilmelidir. Açık
hazlar
patma
düğ-
melerinin ha-
renkli
demirbaş
eşyalar,
reket yönünün
camlar ve parlak yüzeyler,
aynı olmasına
ışığı yansıttığı için görüşte
dikkat
edilme-
Personelin
rahatsızlığa ve kamaşma-
lidir. Isının yaz, kış ortalama 2426 C derece olması ideal kabul edilmektedir. 75
ses ciizole
edilmelidir.
Bir doğa mucizesi:
Zeytin
Şükran NURLU-Çevre Mühendisi İzmir Çevre ve Şehircilik Müdürlüğü
Barışın, kutsallığın, adaletin, sağlığın, bolluğun sembolüdür zeytin. Akdeniz efsanelerinde ‘ölmez’ denilen ağacı, antik yazar Columella’nın kaleminden ‘’Bütün Ağaçların Prensesi’’ olarak adlandırılır
Z
eytin, doğanın bir mucizesi,
gösterir.
Anayurdunun tam neresi
cın tepesi, yaklaşık olarak artan boy
yeryüzüne
bir
olduğu konusunda ise netlik yoktur.
kadar her sene genişler. Verimli top-
kutsallı-
Bazı uzmanlara göre Anadolu, Su-
raklarda yetişen zeytin ağacında taç
sağlığın, bolluğun, adaletin,
riye, İran, bazılarına göre de Girit,
açık ve asimetrik, verimsiz topraklar-
Yunanistan ya da Kuzey Afrika’dır.
da ise daha yoğun ve yuvarlaktır.
Ağaç” ya da “Hayat Ağacı.” Çünkü
Peki bu mucize meyveyi yetiştiren,
Mızraksı, çok kısa saplı, deri gibi sert
zeytin ağacı, yüzyıllarca yaşayabilen
tarihten de eski olduğu iddia edilen
yaprakları sürgünlere karşılıklı çiftler
bir canlı. Antik ziraat yazarı Columel-
zeytin ağacı, nasıl bir ağaçtır? Boylu
halinde dizilmiştir. Yaprakları basit,
la tarafından da “Bütün Ağaçların
bir çalı veya 10 metreye kadar boy-
tam kenarlı ve kenarlar alt yüze doğ-
Prensesi” olarak adlandırılır. Söylen-
lanabilen, sık dallı, yayvan tepeli,
ru hafif kıvrıktır. Yaprakların ucun-
celere göre, o aynı zamanda Tanrıça
herdem yeşil yapraklıdır. Geniş, kıv-
da sivri bir çıkıntı bulunur. Üst yüzü
Athena’nın da kutsal ağacıdır. Ka-
rımlı, yamru yumru bir gövdeye sa-
koyu gri-yeşil ve tüysüz, alt yüzü
zılardan çıkan sonuçlar, zeytin tarı-
hiptir. Yaşlandıkça düzgün gri renkli
mavimsi gümüşi renkte ve beyaz sık
mının en az beş bin yıllık olduğunu
gövde kabuğu giderek çatlar. Ağa-
ipeksi tüylerle kaplıdır.
armağan.
ğın,
gönderilmiş Barışın,
gururun, zaferin, bilgeliğin sembolü. Akdeniz efsanelerindeki adı “Ölmez
76
Baharın
sonlarına
doğru
seyrek
ardından 4’ncü, alan açısından da
Ege, % 9.3’ü Marmara, %14’ü Ak-
salkımlar halinde, küçük beyazım-
6’ncı sırada yer alır. Böylece dünya
deniz ve %1,7’si Güneydoğu Ana-
sı-sarı renkli, kokulu çiçekleri açar.
zeytinyağı üretimine % 8 oranında
dolu Bölgesi’nde bulunmaktadır.
Rüzgârların taşıdığı çiçek tozlarıyla
katkıda bulunur, sofralık zeytin üreti-
döllenen çiçekler, etli ve yağlı mey-
minde de İspanya’dan sonra 2’nci sı-
İstanbul Ticaret Odasının hazırladığı
ve verir. Meyve önce yeşil, olgun-
rada yer alır. Zeytin ağacı varlığımız
bir rapora göre, 2004/2005 sezo-
laştıktan sonra da parlak siyah bir
2000 yılında 90 milyon iken, bugün
nunda ülkemizden, toplam 74 ülke-
renk alır. Etli meyvenin içinde sert bir
170 milyona ulaşmıştır. Yeni dikilen
ye zeytinyağı ihracatı yapılmıştır. Bu
çekirdek vardır. İşte zeytinyağı mey-
ağaçların 3 yıl sonra ürün vermeye
ülkeler arasında % 41’lik payla İtalya
venin bu etli kısmından ve çekirde-
başlayacağı düşünülürse, halen 150
zeytinyağı ihracatımızda en üst sıra-
ğinden elde edilir.
bin ton olan yıllık zeytinyağı üretimi-
da yer almaktadır. Ardından sırasıyla
mizin 400 bin tonun üzerine çıkacağı
İspanya (%22), ABD (%18) ve Ka-
öngörülmektedir.
nada (%5) gelmektedir. 2004/2005
Dünya zeytin üretici ülkeleri arasında; ağaç varlığı açısından ülkemiz, İspanya, İtalya ve Yunanistan’ın
sezonunda Türkiye, Avrupa kıtasına Ülkemizde zeytin ağaçlarının % 75’i 77
% 66, Amerika kıtasına % 24, Uzak-
Ağaç varlığı açısından ülkemiz, İspanya, İtalya ve Yunanistan’ın ardından 4’ncü, alan açısından da 6’ncı sırada yer alır. Böylece dünya zeytinyağı üretimine % 8 oranında katkıda bulunur
miş ve yaygınlaştırmıştır. Bu modern sistemde paslanmaz çelikten yapılma silindirlerce zeytinler ezilmekte ve hamur haline getirilmektedir. Bu zeytin hamuru daha sonra yoğrulma işlemine tabi tutulur. Hamur 20 ila 40 dakika yoğrulur. İşlem daha uzun sürerse daha az yağ çıkar ve zeytin hamurundan başka tatların yağa karışması riski doğar. Ayrıca hava ile daha fazla temas edeceğinden, yağın kalitesini etkileyebilecek serbest radikaller de açığa çıkar. doğu, Avustralya ve Okyanusya’ya
Hasatta toplanan zeytinler önce te-
Daha sonra kendi suyu (karasu) ile
% 5, Ortadoğu, Yakındoğu ve Türk
mizlenir, içindeki yapraklar, kabuklar
yağın ayrılması işlemi vardır. Yoğun-
Cumhuriyetlerine % 3, Afrika’ya % 2
ayıklanır, yıkanır ve sıkılmaya hazır
luğu daha düşük olduğu için üste
zeytinyağı ihracatı yapmıştır.
hale getirilir. Eski zamanlarda sıkma
çıkan zeytinyağını, maşrapa ile al-
işlemi için taş ya da granit tekerlek-
mak gibi çok basit yöntemler kulla-
Zeytinyağı üretimi
ler kullanılırdı. Günümüzde ise bu
nılabileceği gibi, santrifüj makinele-
Zeytinyağı, bundan 6000 yıl öncenin
yöntem eski sistem olarak halen de-
riyle de yapılabilir. Elde edilen yağ
yöntemleriyle üretilir; sadece imalat
vam etmekte ve hatta bazı damaklar
dinlendirilir, süzülür, kalitesi ölçülür
teknikleri gelişmiştir. Bu doğal ürün,
tarafından özellikle tercih edilse de
ve uygunsa doğal (naturel) olarak,
bir bakıma geçen yüzyıllara teknolo-
teknoloji yeni, hızlı, modern zeytin-
değilse rafine edilerek tüketilir. Bu
jiye kafa tutar.
yağı hazırlama sistemlerini geliştir-
üretim hattının sonunda iki atık orta-
78
ya çıkar. Yağ ayrıldıktan sonra kalan posa prina, kalan su ise karasudur.
Prina: Atık değil, yakıt
Günümüz dünyasının artan enerji ihtiyacını yine dünyaya herhangi bir zarar yaratmadan üreterek karşılamak ve sürdürülebilirliğini sağlamak noktasında, yenilenebilir bir enerji kaynağı olan biyokütle kullanımı
miktar daha alınır, buradan elde edi-
Zeytinyağı üretim hattının sonunda iki atık ortaya çıkar. Yağ ayrıldıktan sonra kalan posa prina, kalan su ise karasudur.
önem kazanmaktadır. Ülkemiz için oldukça büyük bir sektör olan zeytinyağı üretiminde senelerce atık madde olarak, diğer atıklar gibi uygun ve kabul edilebilir bir kullanım olmaması halinde problemler yaratmış olan prinanın atık olarak görülmeyip, yakacak olarak enerji alanına kazandırılması, mucize bitki zeytine yeni bir boyut katmıştır. Diğer yakıtlarla karşılaştırıldığında oldukça düşük maliyet gücü, yüksek ısıl değeri ve yenilenebilir oluşu nedeniyle prina yakılmasının endüstriye getireceği yararlar oldukça fazladır. Elde edilecek prinanın miktarı her ne kadar zeytinin yetiştirme tekniğine, zeytin çeşidine ve yağın işleme vb durumlara bağlı ise de, ortalama olarak 100 kilogram zeytinden 1522 kilogram zeytinyağı ve 35-45 kilogram prina elde edilebilmektedir. Modern sürekli sistemlerden elde edilen prina, klasik sistemlerden gelen prinaya oranla daha çok nem ve daha az yağ içerdiği için daha düşük ticari değer taşımaktadır. Yağlı prinayı teşkil eden temel bileşenlerin su, yağ ve katı maddeler (kabuk, meyve eti, çekirdek parçaları) olduğu, 100 kilogram zeytinden 40 kilograma kadar yağlı prina elde edildiği bilinmektedir. Zeytinden yağ çıkarıldıktan sonra elde edilen prinada kalan yağ daha sonra yeniden çözgen ekstraksiyonu yolu ile bir 79
len yağa “prina yağı”, kalan prinaya da “yağsız prina” denilmektedir. 100 kilogram prinadan ortalama 60-70 kilogram yağsız kuru prina elde edilebilmektedir. Türkiye’de prina üretiminin zeytin üretimine bağlı olarak yıldan yıla değişmesine rağmen bu değerin orta-
lama 200-250 bin ton/yıl olduğu bilinmektedir. Halen Türkiye’de zeytin üretim bölgelerine ve prina fabrikalarına yakın bazı sanayi kuruluşlarında da yağsız kuru prina, 2800 kCal/ kg alt ısıl değeri ve fiyatının odun ve petrol ürünleri fiyatlarının çok altında bulunması ile yakıt olarak kullanımının ülke ekonomisine getireceği faydalar açıktır. Ancak
dikkat
edilmesi
gereken
önemli bir nokta, prinanın yüksek oranda uçucu maddeye sahip olması ve bu uçucu maddenin deneme çalışmalarında orta sıcaklıkta (350-500°C) yanma tamamlanmadan baca gazına karıştığının tespit edildiği, tam yanma sağlanmadığı için karbon monoksit emisyonu ile
özelliklerini analiz sertifikası ile bel-
şir. Biyolojik olarak parçalanması zor
birlikte eksik yanma ürünü olan PAH
gelemek zorundadır
polifenoller gibi aromatik bileşikler
emisyonlarının da oluştuğu ve klasik yakma sistemlerinin bu yakıtın yanmasına uygun olmadığıdır. Prinanın
Zeytin üretiminin diğer yüzü: Karasu
içerdiği için kirliliğini gidermek üzere klasik biyolojik arıtma metotları yeterli olmamaktadır. Karasu, evsel
ülkemizde klasikleşmiş eski teknoloji
Bu mucize bitkiden o şifalı yağın
atık sulara göre yaklaşık 230 kat
ürünü kazanlarda yakılmasına izin
elde edilmesi aşamasında ortaya,
daha kirli sudur.
verilmesi durumunda hem önem-
çevre için oldukça sakıncalı olan
li miktarda enerji kaybı olacak hem
ve su kaynaklarına, toprağa ciddi
Zeytin kara suyunun Kimyasal Ok-
de nitelikleri çok iyi bilinmeyen eksik
zararlar veren bir atık çıkmaktadır:
sijen İhtiyacı değeri KOI, yaklaşık
yanma ürünü kirleticiler atmosfere
Karasu.
140.000 mg/lt. (200.000 mg/lt kadar çıkmakta) olup, yine ilgili mevzuat
verilecektir. Bu nedenle ilgili mevzuat uyarınca da prinanın yakıt olarak
Zeytinyağı üretiminde, üretim pro-
uyarınca 250 mg/lt’ye kadar düşü-
kullanılmasına, ileri teknolojili (ön ısıt-
sesine göre oluşan “karasu” miktarı
rüldükten sonra alıcı ortama deşarj
ma/gazlaştırma; mekanik besleme
iki fazlı sistemde 0,5-0,8 m3/ton zey-
edilmelidir. Karasu eğer ayrı bir arı-
vb) yüksek yakma bölgesi sıcaklığı-
tin iken üç fazlı sistemde bu miktar
tıma tabi tutulmadan kanalizasyon
na ve bu sıcaklıkta yeterli bekleme
1,18-1.68 m3/ton zeytindir. Çevre
sistemine verilirse sistemin devamın-
süresine sahip, art yakıcılı ve etkili
korumanın ilk aşamasını atık azaltımı
daki atıksu arıtma tesisini çalışamaz
toz filtreleri olan tesislerde izin veril-
oluşturduğu için ilgili çevre mevzua-
hale getirir.
mektedir.
tınca sadece 2 fazlı sistemlerin kurulmasına izin verilmektedir. Ülkemizde
Yakıt olarak kullanılacak pirinanın
her yıl yaklaşık olarak 1.500.000 m3
içeriğindeki nem oranı max %15,
zeytin karasuyu oluşmaktadır.
yağ oranı (kuru bazda) max %1,5 ve kalorifik değeri (min) 3700 Kcal/kg,
Zeytin karasuyunun rengi kırmızı si-
Sodyum (Na) 1000 ppm, kül %4’ü
yahtan siyaha doğru, içerdiği poli-
geçemez. Pirinayı yakıt olarak kul-
fenollere, atık suyun yaşına ve yağ
lanan işletmeler, kullanılan pirinanın
üretim metoduna bağlı olarak deği80
Kaynak: www.akdenizbirlik.org.tr www.wıkıpedi.com.tr www.zmo. org.tr www.turkcebilgi.com http://www.egeliihracatcilar.com, Ege İhracatçı Birlikleri Ege Zeytin ve Zeytinyağı İhracatçıları Birliği 2005/2006 Çalışma Raporu Meclis Çevre Araştırma Komisyonu Karasu Raporu – Prof. Dr. Mustafa ÖZTÜRK
81
Cihat Kemal PEHLİVANOĞLU Mimar
İzmir’deki hanların en görkemlisi:
Kızlarağası Kentteki nadir Osmanlı eserlerindendir Kızlarağası Hanı. Mimari özelliği ise onu Osmanlı hanları arasında tek örnek kılar. Hacı Beşir Ağa’nın İzmir geçişi sırasında yapımına karar verdiği Kızlarağası, 270 yıllık yaşamında kentin ticari hayatında önemini korur. 82
O
smanlı döneminde tüccarlar, hizmetkârları ve yüklü develerinin kaldığı Kızlara-
ğası Hanı, İzmir’in en önemli yapılarından birisi oldu. Kentteki nadir Osmanlı eserlerinden olan han, mimari özelliği ile bu dönemin tek örneği olarak yerini korudu. 16. yüzyılın sonuna kadar Asya ülkelerinin ipek, halı, kumaş gibi değerli ihraç ürünleri, “İpek Yolu” üzerinden Akdeniz limanlarına, Anadolu ürünleriyse kervan yollarının elverdiği nispette Efes (Ayasuluk), Kuşadası, Alanya iskelelerine ulaştırılarak, buralardan pazarlanıp ihraç ediliyordu. Sakız’ın Osmanlı egemenliğine geçmesinden ve Osmanlı-İran savaşlarının durdurulup, “Kasr-ı Şirin Antlaşması”na dönülmesinden sonra İpek Yolu’nun Anadolu bölümünün tekrar ulaşım ağına girmesi, İzmir’de limanın önemini artırdı. Doğudan İzmir’e gelen kervanların taşıdığı malların depolaması, pazarlaması ve tüccarlar ile kervanları barındırmak için yeni hana ihtiyaç bulunmaktaydı. Hacı Beşir Ağa’nın İzmir’den geçişi sırasında bu gereksinim kendisine aktarılmış olmalı ki, 1744’te daha sonraları Kızlarağası Han olarak anılacak Hacı Beşir Ağa Han ismiyle inşa ettirdiği yapı, uzun yıllar İzmir’de önemini korumuştur. O dönemde 60-70 bin kişinin yaşadığı İzmir’de, 1655 yılında Thevenot’un gezi notlarında limanı koruyan kalenin de bulunduğu belirtilmişti. Han, kalenin mimarisine uygun taş bir yapı olarak yükselmiştir. Hacı Beşir Ağa, III. Ahmet padişahlığında haznedarlık yapmış, Kıbrıs ve Mısır sürgününden sonra Medine’de Şeyhülharem rütbesini giymiş ve
83
“hacı” mertebesine yükselmiştir. Bir
1157 (1744) yılında I. Mahmud’un
yılda inşası tamamlanan hanın bitiri-
Kızlar Ağası Hacı Beşir Ağa tarafın-
lişini, Hacı Beşir Ağa görememiştir.
dan yaptırıldığı belirtilmektedir. Bazı
Eser, Hacı Beşir Ağa’nın hayır eserlerini yaşatmak için vakfettiği binalardan biridir.
Kızlarağası
yazarlar, kitabedeki açık ifadeye
Hanı, uzun
rak kaydetmektedir. Hacı Beşir Ağa
karşın hanın inşa tarihini 1779 ola1746’da ölmüş olduğu için 1779 yılı
İzmir’deki eski hanların ayakta kalmış
mesafe hanıdır,
en önemli örneği, en büyüğü ve gör-
bu sebeple de
nın onarılma tarihi olabilir.
iki katlı olarak
İki katlı ve dört kapılı han, kare form-
kemlisi olan Kızlarağası Han, anıtsal bir özelliğe sahip olduğu gibi, mimari özelliği onu Osmanlı hanları arasında tek kılar. İzmir’deki nadir Osmanlı eserlerindendir. Kemeraltı’nda Halim Ağa Çarşısı’ndan Hisarönü’ne giden
ancak 1778 depreminden sonra ha-
inşa edilmiştir.
da oluşturulmuştur ve dikdörtgen
İzmir’deki eski
olarak 530 metrekare olan avlunun
geniş bir avluya sahiptir. Yaklaşık
hanların ayakta
orta kısmında, geleneksel olarak
de İzmir’in en büyük camisi olan Hi-
kalmış en önemli
günümüzde bulunmamaktadır. Av-
sar Cami avlusuna, bir yanı ise Bakır
örneğidir.
yol üzerinde, arka duvarı günümüz-
Bedesteni’ne bitişik yer almaktadır. Üzerindeki kitabede, hanın Hicri
olması gereken mescit ve şadırvan lunun çeperlerinde odalar sıralanmıştır. Kızlarağası Han, uzun mesafe hanı olması sebebiyle iki katlı olarak
84
85
inşa edilmiştir. Alt kat develer, yükler ve alım satım yapan tacirlerin, komisyoncuların buluşma noktası; üst kat ise konaklama olarak kullanılmaktaydı. Alt ve üst katta yer alan odalar, beşik tonoz bir koridora açılmaktaydı. Ön ve arka cephelerdeki pencerelerin hepsi düşey dikdörtgen formda ve düz atkılıydı. Taş sövelerin içinde kafes tarzı demir parmaklıklar bulunmaktaydı ve koruma bu şekilde sağlanıyordu. Taş söveli ve kemerli cümle kapısı beşik tonozlu bir koridora ve oradan da avluya açılmaktadır. Koridorun solunda üst kata çıkılan taş merdivenler yer almaktadır. Limanın giderek dolması, hanın kıyıdan arka planda kalmasına sebep olmuş, o dönemde yapının ön kısmında da bir kayma meydana gelmiş ve onarımı kısa zamanda yapılmıştı. 1778 yılında depremde yapı hasar görmüş, ancak yangından etkilenmemiştir. Uzun mesafe hanı olarak yıllarca hizmet veren Kızlarağası, dökümcüler, tornacılar tarafından da bir dönem kullanılmıştır. O dönemde artık kervanların malları hana gelmiyor, sadece haberleri geliyor ve mallar görülemeden komisyoncular tarafından pazarlanıyordu. 1989 yılında restorasyon amacıyla yeniden inşa edilmek için kullanım dışı bırakılan han, bugün restore edilmiş haliyle hizmet vermektedir. Geniş bir alana yayılan hanın alt katının güneyinde bir, bugünkü adıyla Cevahir Bedesteni kuzeyinde iki (Bakır Bedesteni ile Çuha Bedesteni), doğusunda ise bir koridor uzanır. 86
Kemeraltı’nda Halim Ağa Çarşısı’ndan Hisarönü’ne giden yol üzerinde, arka duvarı Hisar Cami avlusuna, bir yanı ise Bakır Bedesteni’ne bitişik yer alan han, günümüzde restore edilmiş haliyle hizmet vermektedir.
Üst katta avluya bakan, beş sütun-
ğer kapısı ile Halimağa Çarşısı kar-
lu, altı sıra kemerli, yegâne revakı
şısına açılan ve günümüze, hanın
ve cephesindeki bindirme konsollar
diğer kısımlarına göre en sağlam ve
üzerindeki çıkma cumbalı şahnişin-
orijinal şekliyle ulaşan bedestendir.
leri sebebiyle Osmanlı han mimarisi
İlk yıllarda bedestene kofracı (ha-
arasında sayılmaktadır.
sırcı) esnafı hâkimdi. Daha sonraları hanın üst katındaki çuhacı esnafının
Dükkânları
Çankırılı
aşağıya inmesiyle Çuha Bedesteni
Sokağı’na bakan, tek katlı bir ek bö-
eski
ismiyle
ismini almış ve yapının en önemli
lümü daha vardır. Bu bölüm 1745’te
bedesteni durumuna gelmiştir. Ba-
“Saçmahane” olarak inşa edilmiştir.
kır Bedesteni ile tam orta yerlerin-
Güney koridoruna ait dış duvara
deki bir kapı ve geçit ile birbirlerine
yaslanan ve han çatısı altında bu-
bağlanmaktadırlar. Restorasyondan
lunan bu sıra mağazaların, hanın
önce; revak sıra kemerleri ile birlik-
inşasından hemen sonra 1745 yı-
te batı galerisini örten beşik tonoz-
lında Saçmahane olarak hana ilâve
lar tamamıyla yıkılmış bulunuyordu.
edildiğini
izliyoruz.
Sütunlar, onları birbirine ve binaya
(Bugünkü 906. Sokak) Kuzeydeki bi-
bağlayan gergi demirleri sayesinde
rinci koridor (Bakır Bedesteni) 902.
restorasyon öncesine kadar ayakta
sokak, bugün lokantaların bulundu-
kalabilmişlerdir. Restorasyon sonra-
ğu sokaktır, 1746 yılında hanın ön
sı özgünlüğü tartışmalı olan yapının,
cephesinin restorasyonu esnasında
İzmir ticaret hayatında önemi büyük-
inşa edilerek eklenmiştir.
tür.
Bakır bedestenine bitişik ve paralel
Anılarla yaşayan eserlerimizden Kız-
olan, kuzeydeki ikinci koridor ise bir
larağası Hanı, Kemeraltı bölgesinin
kapısı ile Hisar Camisi avlusuna, di-
varış noktasıdır.
vakfiyesinden
87
Denizin ve balığın
başkenti
İzmir…
Ege Denizi 50’den fazla balık çeşidini barındırır. Kıyısında inci gibi duran İzmir’e de bonkörce sunar ürünlerini. Buradan da evlere, restoranlara gelen balıkların mis gibi yayılır kokusu sokaklara.
88
E
ge kıyılarının incisi İzmir, de-
Balık ve deniz ürünleri deyince
Barbunya:
nizinden çıkıp gelen ürünlere
İzmir’de müthiş bir mönü çıkar kar-
Akdeniz’de bulunur. Yerli bir balık
mutfak kültüründe geniş yer
şınıza. Tuzda lagos, balık köftesi,
türü olan barbunyanın en makbu-
verir. Elliden fazla balık çeşidini ba-
asma yaprağında barbunya, ahtapot
lü kaya barbunyasıdır. Tekir ile çok
rındıran Ege Denizi, bonkörce sunar
sote, fesleğenli balık kavurma, mid-
karıştırılan bu balığın en lezzetli za-
nimetlerini İzmirliye. Bundandır ki,
ye kızartma veya pilaki, sardalye bu-
manı temmuz ile ekim ayları arasıdır.
evlerden, restoranlardan sokaklara
ğulama veya dolma, karides güveç,
Bu süre zarfında tavası, ızgarası ve
yayılır mis gibi balık kokuları. Sade-
sütlü balık, kalamar tava, karides
kâğıtta kebabı çok güzel olur.
ce balık değil, deniz ürünleri de sof-
ızgara sayılabilecek çeşitlerin önde
raların vazgeçilmezidir kentte. Izga-
gelenlerinden. Pişirme yöntemlerin-
Çipura: Ege’nin meşhur yerli balığı
ra çipura, midye dolma sokaklarda
de ise tava ve ızgara başı çeker.
olan ve küçük sürüler halinde gezen
sıkça rastlanan ürünlerin başındadır.
Genellikle
Ege
ve
çipura, son yıllarda çiftliklerde de
İzmirli bunlardan birini yemeden haf-
İşin sağlık yönünü de unutmamak
üretilmektedir. Her mevsimde zevkle
ta geçirmez.
lazım. Kalp damar hastalıklarının ön-
yenebilen bu balığın ızgarası, buğu-
lenmesi, kolesterolün düşürülmesi
laması, çorbası ve fırını çok güzel
Kent mutfağında barbunya, çipura,
için haftada en az iki kez balık tü-
olur. Izgara için ideal büyüklük 250
levrek, lagos önde gelen ve en çok
ketimi gerekiyor. Yağ oranının azlığı
ila 350 gramdır.
tüketilen balık çeşitleri arasında yer
ve iyot açısından zenginliği sağlıklı
alır. Sonbaharın konuğu ise dil ba-
ve dengeli beslenmenin anahtarını
Dil Balığı: Dil balığı da yerli balıkları-
lığıdır. Ahtapot, kalamar ve karides
sunuyor. Ege Denizi’nden İzmir mut-
mızdandır. Ege ve Akdeniz’de bolca
ise sofraların önde gelen deniz ürün-
fağına gelen balıkların başlıcalarının
yakalanır. Her mevsimde yenebilir.
lerindendir.
özellikleri şöyle:
En lezzetli zamanı, kasım ve şubat 89
ayları arasıdır. Tavası çok güzel olur.
bölümleri gümüşi, alt yüzgeçi ise sa-
kullanılan bir isimdir. Lagos ve orfoz-
İrilerinden fileto çıkarılıp, şiş veya
rımsıdır. En irileri 1 metreyi geçebilir.
la büyük benzerlik gösterse de ayrı
salçalı fileto yapılabilir.
Bayağı levrek ve benekli levrek ol-
familyalara mensuptur.
mak üzere iki tipi mevcuttur. Benekli Kolyos: Uskumruya çok benzeyen
levrek, Güney Ege ve Akdeniz’de
Kılıç: Akdeniz ve Ege de yıl boyun-
bu balık, uskumruyla beraber sürü-
görülür. Yıl boyunca yenen levreğin
ca görülür. Her mevsimde yenebilen
ler halinde göç eder. Marmara ve
çok lezzetli eti vardır. En güzel mev-
bu balığın en lezzetli zamanı eylül-
Ege Denizi’nde yerli türleri bulunur.
simi kış ayları ve ilkbaharın başıdır.
şubat ayları arasıdır. Defne yapraklı
Genelde tavası yapılır. Tuzlaması
Her türlü yemeği yapılan levreğin
şişi nefis olur.
çok güzel olur.
buğulaması, fırında kağıt kebabı nefis olur.
İzmir mutfak kültürüne özel birer ba-
Levrek: Pulları oldukça iri olan levreklerin yanları genelde beyaz, alt
lık ve deniz ürünü tarifine de sayfaTrança: Genelde sinaritlerin irisi için
mızda yer verdik.
Kalamar Tava Malzemeler: - Yarım kg. kalamar - Yarım çay bardağı bira - 2 limon suyu - 2 tatlı kaşığı cep sodası - Tuz - Çok az toz şeker Yapılışı: Kalamarlar kesilir, yıkanır. Tuz, şeker, bira, limon suyu ve cep sodası ile harmanlanır. Soslanan kalamarlar en az bir gün buzdolabında dinlendirilir. Kalamarlar pişirileceği zaman bolca unlanır. Küçük ve derin bir tavada, bol, kızgın yağda 2-3 dakika kızartılır. Pembeleşen kalamarlar tabağa alınır, limon veya yoğurtlu sosla servis edilir.
90
Sütlü Balık:
Başamel sos hazırlanışı;
kılçıklarından arındırılır. Daha önce-
Margarin ve zeytinyağı karıştırılarak
den hazırlanmış olan başamel sosu,
Malzemeler:
eritilir. İçine un ilave edilerek kavru-
güveç veya krom bir tabağa yayılır.
-150 gr un
lur. Süt ve bir miktar tuz ilave edile-
Sosun üzerine balık
-250 gr süt
rek, sürekli karıştırılıp lapa kıvamına
edilir. Kalan sos ile balık filatolarının
-800 gr balık fileto
gelene kadar pişirilir.
üzeri kapatılır. Rendelenmiş kaşar
filetolar ilave
peyniri başamel sosun üzerine ser-
-100 gr yağ (margarin ve zeytinyağı karışımı)
Yapılışı:
pilir. Sonrasında kesilmiş domates
-100 gr kaşar peyniri
Yapılışında genelde levrek tercih
ve biberler ilave edilir. Bu aşamada
-40 gr tereyağı
edilen sütlü balığın tarifi şöyle;
isteğe göre mantar parçacıkları veya
-1 adet domates
Balık temizlendikten sonra 15 da-
kapari çiçeği ilave edilerek, 5 veya
-1 adet biber
kika kadar suda haşlanır. Haşlama
6 dakika pişirilmek üzere fırına veri-
işlemi bittikten sonra soğuk suyun
lir. Pişirildikten sonra sütlü balığımız
içinde bekletilerek, derisinden ve
servise hazır.
91
ACİL TELEFONLAR İtfaiye 110
Pasaport
484 22 56
Göztepe
224 20 22
Üçkuyular
259 40 13
AKS 110 Hızır Acil
112
Polis İmdat
155
Cenaze Hizmetleri
188
Arıza 121
Sahil Güvenlik
158
Bilinmeyen Numara
Orman Yangınları
177
Danışma 161
Hava Ambulans
463 33 22
Uyandırma 135
TÜRK TELEKOM
Fono Tel
11811
141
HASTANELER TİYATROLAR
Üniversite Hastaneleri Ege Üniversitesi Tıp Fakültesi Hastanesi
343 43 43
9 Eylül Üniversitesi Tıp Fakültesi Hastanesi
412 22 22
Devlet Tiyatroları
Dokuz Eylül. Ü. İlaç ve Zehir Danışma
412 39 39
Bornova Sahnesi
343 04 33
Dokuz Eylül Üniversitesi Karşıyaka Polikliniği
369 30 40
Karşıyaka Sahnesi
369 64 87
Konak Sahnesi
483 50 35
Doğumevleri Ege Doğumevi
449 49 49
Özel Tiyatrolar
Ege Ü. Kadın Doğum
388 19 63
Ege Sanat Merkezi
381 64 06
Hamle Tiyatrosu
446 70 18
Kan Merkezleri
Konak Belediye Tiyatrosu246 63 93
Türk Kızılayı
421 47 89
Pınar Çocuk Tiyatrosu
463 15 15
Çocuk Has. Kan Bankası
483 61 33
Tansaş Çocuk Tiyatrosu
483 48 28
Ege Ü. Has. Kan Bankas
388 28 61
Tepecik
433 38 74
ULAŞIM
SANAT GALERİLERİ Adnan Franko Sanat Galerisi
464 41 86
Akbank Sanat Galerisi
484 16 66
Denizyolları
464 88 64
Aphrodite Sanat Galerisi
482 33 02
THY Rezervasyon
444 08 49
Çetin Emeç Sanat Galerisi
293 35 22
Basmane Rezervasyon
484 86 38
GF Sanat Galerisi
421 29 95
TCDD Santral
464 31 31
İzmir Resim Heykel Müzesi
441 41 92
Alsancak Gar
464 77 95
İzmir Sanat Merkezi
483 63 34
Otogar
472 10 10
İZFAŞ Sanat Galerisi
482 12 70
İzmir Türk Amerikan Derneği Sergi Salonu İskeleler
Kedi Kültür Sanat Merkezi
464 99 35
Konak
484 98 56
Leonardo Sanat Galerisi
422 13 95
Karşıyaka
368 00 42
Rotary Sanat Galerisi
421 56 61
Alsancak
464 78 31
Selçuk Yaşar Sanat Galerisi
422 65 32
Bostanlı
330 50 71
TCDD Sanat Galerisi
433 58 97
Bayraklı
345 77 53
Turkish American Association Art Gallery
464 20 95
92
Vakıfbank Sanat Galerisi Yapı Kredi Sanat Galerisi
441 59 00
Belarus
482 31 82
463 56 28
Belçika
463 47 69
Fransız Kültür Merkezi
463 61 42
Bosna Hersek
328 18 90
İngiliz Kültür Merkezi
446 01 31
Brezilya / Brazil
463 86 07
İtalyan Kültür Merkezi
421 52 42
Çek Cumhuriyeti
422 10 80
İZFAŞ Sanat Galerisi Kültürpark
482 12 70
Danimarka
489 54 01
İzmir Türk Amerikan Derneği
464 20 95Kıbrıs
Estonya
469 79 69
Türk Kültür Derneği
421 13 40
Etiyopya
388 25 57
Sabancı Kültür Merkezi
441 90 09
Fas
421 23 32
Fildişi Sahili Cumhuriyeti
479 07 09
Filipinler
472 13 75
Finlandiya
877 02 35
TURİZM BÜROLARI İl Kültür ve Turizm Müdürlüğü
483 62 16
Fransa
421 42 34
Turizm Danışma
445 73 90
Gürcistan
425 93 53
Adnan Menderes Havalimanı Turizm Dan.
274 22 14
Hırvatistan
446 28 70
Bergama Turizm Danışma
633 18 62
Hollanda
464 02 01
Çeşme Turizm Danışma
712 66 53
İspanya
441 66 99
Foça Turizm Danışma
812 12 22
İsveç
422 01 38
Selçuk Turizm Danışma
892 63 28
İsviçre
421 42 39
Tire Turizm İrtibat Bürosu
512 66 14
İzlanda
BAŞKONSOLOSLAR
Kazakistan
482 22 11
Kore
479 04 04
Litvanya
371 51 50
Almanya
488 88 88
Lüksemburg
421 48 82
Romanya
465 04 63
Macaristan
421 28 61
Yunanistan
421 69 92
Malta
422 31 38
Meksika
327 32 63
Moğolistan
478 50 15
Moldova
472 18 13
FAHRİ BAŞKONSOLOSLAR Bangladeş
421 23 32
Norveç
421 92 80
Endonezya
421 81 77
Pakistan
459 16 16
Güney Afrika
376 84 45
Portekiz
483 80 31
Hindistan
461 46 60
Rusya Federasyonu
461 51 86
Makedonya
421 41 92
Sırbistan
441 91 81
Malezya
445 05 46
Slovakya
486 11 75
Slovenya
425 99 83
Şili
446 93 01
KONSOLOSLAR
Türkmenistan
484 77 75
İngiltere
463 51 51
Ukrayna
421 21 41
İtalya
463 66 76
Ürdün
482 24 45
Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti
489 77 89
ABD
464 87 55
Arnavutluk
483 33 76
Avusturya
347 66 76 93
ATAYOL ENBA ÇEVRE TEKNOLOJİLERİ 1456 Sok. No:83 D:302 Alsancak-İZMİR Tel: +90 232 421 50 12 Faks: +90 232 465 09 25 www.enbacevre.com info@enbacevre.com
EGE GÜBRE 25. Cad. No: 2 Çakmaklı-Aliağa-İZMİR Tel: +90 232 625 12 50 Faks: +90 232 425 12 45
ATAYOL YAPI DENETİM Çağdaş Cad. No:2/1 Termal Sitesi A Blok Balçova-İzmir Tel: +90 232 277 33 60 Faks: +90 232 278 80 23
İZMİR’DE HAVA DURUMU Akdeniz iklim kuşağında kalan İzmir’de yazları sıcak ve kurak kışları ılık ve yağışlı geçmektedir. Dağların denize dik uzanması ve ovaların İç Batı Anadolu eşiğine kadar sokulması, denizel etkilerin iç kesimlere kadar yayılmasına olanak vermektedir. Ancak, İl bütününde yükseklik, batı ve kıyıdan uzaklık gibi fiziksel coğrafya farklılıkları, yağış, sıcaklık ve güneş açısından önemli sayılabilecek iklim farklılıklarına da yol açmaktadır. Yıllık ortalama sıcaklık, kıyı kesimlerde 14-18 ºC arasında değişmektedir. En sıcak aylar Temmuz (27.3 ºC ) ve Ağustos (27.6 ºC ), en soğuk aylar ise Ocak (8.6 ºC) ve Şubat (9.6 ºC)’tır. Yazın kıyı kesiminde sıcaklık, deniz melteminin (İmbat) etkisiyle iç kesimlere göre 1-2 ºC daha düşük olmaktadır. Kış mevsiminde ortalama 7 ºC olan sıcaklık zaman zaman kuzey ve kuzeybatıdan sokulan denizel hava kütlesi nedeniyle düşmektedir. İzmir’de yağışın aylara ve mevsimlere göre dağılımında önemli farklar vardır. İzmir’de yıllık ortalama yağış miktarı 700 mm. olup yıllık yağışın yüzde 50’den fazlası kış mevsiminde yüzde 40- 45’i ilkbahar ve sonbaharda, yüzde 2-4’ü ise yaz aylarında düşmektedir. Kar yağışlı günler sayısı, alçak kesimlerde yok denecek kadar azdır. Yüksek kesimlerde gerek kar yağışlı günler sayısı, gerekse karın yerde kalma süresi artmaktadır.
94
İZMİR DEMİR ÇELİK Şair Eşref Bul. No:23 Çankaya-İZMİR Tel: +90 232 441 50 50 Faks: +90 232 441 56 66 info@izdemir.com.tr
Gezdik, gördük, anlattık...
İZMİR VALİLİĞİ KÜLTÜR ve TURİZM DERGİSİ
KÜLTÜR ve TURİZM DERGİSİ
KÜLTÜR ve TURİZM DERGİSİ
KÜLTÜR ve TURİZM DERGİSİ
Gıda, Tarım ve Hayvancılık İl Müdürlüğü Dergisi Gıda, Tarım ve Hayvancılık İl Müdürlüğü Dergisi
95
KÜLTÜR ve TURİZM DERGİSİ
KÜLTÜR ve TURİZM DERGİSİ
96