ALABİLİRSİNİZ
EYLÜL- EKİM 2011
1
Yıl:1 Sayı: 1 - Eylül-Ekim 2011
İmtiyaz sahibi Mehmet GÖKARSLAN / İzmir Çevre ve Şehircilik İl Müdürü Genel Yayın Yönetmeni
68
Erkan YAŞACAN / Şehir Plancısı Sorumlu Yazı İşleri Müdürü Zühre ÇAM / Dr. Şehir plancısı Dergimizde yayımlanan yazı ve fotoğraflardan yayıncının izni alınmadan, kaynak belirtilmeden tam veya özet alıntı yapılamaz.
Ajans Başkanı Özer KESTANE Yayın Koordinatörü Sibel HEKİMOĞLU Muhabir Süleyman DUMAN Ceyda ADAR Derya ŞAHİN Ferzan YAPKUÖZ Grafik Tasarım Yeşim AYAN Rahşan AKSOY Sırma AYDIN
REKLAM Reklam Direktörü Güliz İLGEN Reklam Koordinatörü Dilem G. ŞANLI Müşteri Temsilcileri İrfan IŞIK Hakan KÜL Rasim MUTLU Finans Dila Emral AYDIN
60
E-dergi Uygulaması Gökhan AKSAKAL
RK Renkli Kalem Medya Yapım Turizm Reklam Paz. Ltd. Şti.
1480 Sok. No: 7 Alsancak / İZMİR Tel: +90 232 463 75 40 Faks: +90 232 421 92 24 www.renklikalem.com.tr bilgi@renklikalem.com.tr Baskı Yeri: Lamineks Matbaacılık Dijital Baskı İşl. San ve Tic.Ltd.Şti Tel: 0232 433 33 55 Baskı Tarihi:
10
2
18
içindekiler 10 Kemeraltı eski günlerine göz kırpıyor 16 Yatçıların Ege’deki buluşma noktası: Çeşme Marina 18 İzmir’in anayasası yapılsın “ Necip Nasır ” 26 Alaçatı’nın tarihi dokusu: Taş evler 32 Mavi gözler Nazarköy’de hayat buluyor 38 Geçmişten bugüne İzmir Şehir Planı “ Çınar Atay”
32
42 Ege’nin ışıldayan elması: Mordoğan 52 Kemeraltı’nda dünya birincisi taş işlemecisi 56 İzmir Enternasyonal Fuarı, çevre temasıyla açıldı 60 İzmir’in Kültür ve Sanat Hafızasında Bir Gezinti 68 Denizlere “Yelken” açmak…
26
72 İzmir mutfağının vazgeçilmezi: Ot yemekleri
3
4
Kentler, toplumsal gelişmenin önemli bir göstergesidir Kentler; çevresel, sosyal, ekonomik, kültürel ve mekânsal bileşenleri olan karmaşık bir organizmadır. Kent ve insan arasında var oluştan itibaren bir etkileşim vardır, nasıl insanlar şehri şekillendiriyorsa, şehirler de zamanla insanları şekillendirir. Bazı yönleriyle de şehirleri, insan vücuduna benzetebiliriz; hücreleri insan, damarları yollar ve altyapılar, ciğerleri yeşil alanlar, kemikleri binalar gibidir. Kent gelişimine etkisi olan, yön veren ve karar mercileri konumundaki kamu kurumları, yerel yönetimler ve sivil toplum örgütleri gibi kurum ve kuruluşları da, şehirlerimizin beyni yerine işlevlendirebiliriz. Bu anlamda Çevre ve Şehircilik Müdürlüğü olarak İzmirimizi daha yaşanılır hale getirmek için kurumumuz bünyesinde yer alan İmar, Yapı Denetim, Kooperatif, İskan, Yapı Malzemeleri, Proje, Yapım, Çevre Denetimi, Çevre Yönetimi, Çevre İzinleri, Çevresel Etki Değerlendirme ve Özel Çevre Koruma birimlerimiz ile elbirliğiyle çalışmak üzere görev yapacağız. Kentler, toplumsal gelişmenin önemli bir göstergesidir. Toplumların kültürel ve ekonomik değişimlerinden etkilenmektedir. Kentlerin görüntüsü hızlı bir değişiklik geçirmektedir ve ciddi sorunlarla karşı karşıyadır. Bu nedenle ortak görüşlerin ve eylemlerin geliştirilebilmesi için, yıllar itibariyle kentleşme, kentlileşme, kent kültürü, kentlilik ve çevre bilinci, çok kültürlülük gibi kente yönelik çok yönlü değerlerin ortaya konulduğu yayınların, önemli bir işleve sahip olduğu düşüncesi ile dergimiz, yayın hayatına adım atmıştır. İzmir Çevre ve Şehir Dergimizin yayın hayatına geçmesinde desteğini esirgemeyen başta Sayın Valimiz Mustafa Cahit Kıraç olmak üzere tüm kuruluşlara teşekkür ederim.
Mehmet GÖKARSLAN Çevre ve Şehircilik İl Müdürü
5
Somali’ye katı atık toplama aracı Çevre ve Şehircilik Bakanı Bayraktar: ‘’Değişik il ve ilçelerdeki belediyelere hibe edilen 53 katı atık toplama aracından 4’ü Başbakanımızın talimatıyla Somali’ye gönderilecek’’ Çevre ve Şehircilik Bakanı Erdoğan Bayraktar, bakanlığı tarafından değişik il ve ilçelerdeki belediyelere hibe edilen 53 katı atık toplama aracından 4’ünün, Başbakan Recep Tayip Erdoğan’ın talimatıyla Somali’ye gönderileceğini bildirdi. İstanbul Avrupa Yakası Posta İşleme Merkezinin açılışı ile Çevre ve Şehircilik Bakanlığınca belediyelere hibe edilen çöp toplama araçlarının anahtar teslim töreninde konuşan Bayraktar,
49 belediyeye modern
çöp toplama araçlarının teslim edileceğini belirterek, bugüne kadar bu
“AB kıstaslarına uymaya devam edeceğiz’’
çevreciliğe dikkat etmektedir. Ancak
Bakan Bayraktar, ‘’Teslimi yapılacak
Bakanlıklarının, daha önce Bayın-
konusuna en çok dikkat etmesi gere-
araçların adedi 53’tü. Bunların 4 ta-
dırlık ve İskân Bakanlığı ile Çevre ve
ken Hindistan, bizim dikkat ettiğimiz
nesini
talimatıyla
Orman Bakanlığının çevre kanadı
gibi çevreciliğe dikkat etmemektedir.
Somali’ye gönderiyoruz. Eksik kalan
olarak başta İstanbul olmak Türkiye
Biz hem sanayileşmeyi, hem kalkın-
araçlarımızı da en kısa sürede teslim
genelinde büyük hizmetler yaptığını
mayı, hem de istihdamı artırmak sure-
edeceğiz. Parti ayrımı gözetmeksi-
dile getiren Bayraktar, sözlerini şöyle
tiyle çevreciliğe de dikkat ederek bu
zin tüm siyasi partilerin belediyele-
sürdürdü: ‘’Dünyada gelişen çevreci-
hususları geliştirmeye, AB kıstaslarına
rine bu araçları veriyoruz” dedi.Tür-
lik anlayışının Avrupa standartlarında
uymaya gayret edeceğiz.’’
kiye’deki şehirlerin nüfusunun yüzde
ülkemizde
noktasın-
Bakan Bayraktar, çevrecilik ve şehir-
80’den fazlasında çöp toplama, katı
da çok titiz bir gayret içerisindeyiz.
leşme konusunda, şehirlerin marka
atık tesisleri ile arıtma tesislerinin bü-
1930-1940’lardan itibaren sanayileş-
değerlerini artırmak ve kentsel dö-
yük bir bölümünün tamamlandığını
mesini ve gelişmesini tamamlayan
nüşümlerini sağlamak, tüm katı atık-
aktaran Bakan Bayraktar, ‘‘’Ustalık
ülkelerin hoyrat bir şekilde çevreyi kir-
ların modern bir şekilde bertarafını
kabinesinde de hem kalan katı atık
leterek medeni ülke, model ülke, kal-
yapmak, şehirlerin meydan ve çevre
tesislerimizi, hem de arıtma tesis-
kınmış ülke konumuna geldikten sonra
düzenlemelerini artırmak için hükü-
lerimizi modernize edeceğiz ve ta-
çevreciliğe bu kadar titiz bir yaklaşım
metin kararlı olduğunu ifade ederek,
mamlayacağız. Katı atık toplama te-
gösterdikleri 1970’li yıllardan sonra
‘’İstanbul’da 2 önemli büyük yeni şehir
sislerimizden enerji üretme ve rafine
Türkiye’de sanki kalkınmasını, geliş-
ve kanal yapılacak. Ulaştırma Bakan-
ederek gübre üretme, bunları sera-
mesini tamamlamış, gelir seviyesini
lığımız bu kanalı açacak, çevresinde-
larda kullanma şeklinde çalışmaları-
30 bin doların üzerine çıkarmış ülke-
ki şehirleşmede bizim de katkılarımız
mız devam ediyor’’ diye konuştu.
lerin uyguladığı kıstasları uygulayarak
olacak.
şekilde 2 binin üzerinde aracın tesliminin gerçekleştirildiğini kaydetti.
Başbakanımızın
uygulanması
6
bugün gerek ABD, gerekse Çin, çevre
ADVERTORIAL
Petkim’den
çevre yatırımlarına kaynak Son 10 yılda çevre ve enerji yatırımlarına 210 milyon dolar kaynak aktaran Petkim, bütün yatırımlarında dünyanın en çevreci teknolojilerini Türkiye ile tanıştırmayı sürdürecek. Çevre duyarlılığında Türkiye’nin örnek
devreye almayı planladıklarını kay-
şirketlerinin başında yer alan Petkim,
deden Öztürk, “Petkim bugün yaptığı
çevre ve enerji tasarrufu yatırımlarına
ve gelecekte yapmayı planladığı tüm
son 10 yılda 210 milyon dolar kaynak
yatırımlarında dünyanın en çevreci
aktararak, bu duyarlılığı bir maliyet un-
teknolojilerini Türkiye ile tanıştırmayı
suru olarak görmediğini kanıtladı.
sürdürmeyi amaçlıyor” dedi.
2011
yılında çevre ve enerji verimliği projePetkim Genel Müdürü Hayati Öztürk,
lerine toplam 17 milyon dolar yatırım
Çevre ve Şehircilik Dergisi’ne yaptığı
yapılacağını anımsatan Genel Müdür
açıklamada,
“çevre” hassasiyetini,
Öztürk, Aliağa Kompleksi’ndeki ısıl
“sürdürülebilir rekabetçi üretim anla-
gücü yüksek 11 bacada “7 gün 24
yışın” vazgeçilmez unsuru olarak gör-
saat emisyon ölçümü yapıldığını”, bu
düklerini belirtti. Öztürk, “Global bir
sayede şeffaf bir izleme sistemi kur-
oyuncu olmayı hedefleyen şirketimiz,
duklarını ifade etti. Bu arada Petkim’in
çevresel sürdürülebilirlik yaklaşımının
Ege Orman Vakfı ile el ele vererek,
gereği olarak 2010 yılında Uluslarara-
Çağdaş
sı Karbon Saydamlık Projesi’ne (Car-
ve merhum Cumhurbaşkanı Haydar
bon Disclosure Project-CDP) gönüllü
Azerbaycan’ın
kurucusu
Aliyev’in adına oluşturduğu “Dostluk
olarak katılımla yeni bir ivme kazandı.
MW gücündeki RES’in yatırımına bu
ve Hatıra Ormanı”na iki yılda toplam
Sera gazı emisyon hesabını ve yöneti-
yıl içinde başlamayı ve bir yıl içinde
22 bin 300 fidan dikildi.
mini, çevresel sürdürülebilirlik için geliştirilen politikaların önemli bir parçası olarak görüyor ve benimsiyoruz’’ dedi. Petkim’in üretim proseslerinin her aşamasında çevre duyarlılığını samimi çabalarıyla ortaya koyduğuna dikkat çeken Öztürk, bu noktada enerji kaynaklarının çeşitlendirilmesi ve yenilenebilir enerji kaynaklarına yatırıma büyük önem verdiklerini anımsattı. Aliağa Kompleksi’nde kurulacak Rüzgar Enerji Santrali için bu yılın ocak ayında otoprodüktör lisansını aldıklarını, 25 7
“Çevre konusu her millet için
bir vatan savunmasıdır’’ İzmir Valisi Cahit Kıraç, çevresel bazda önemli sorunların bulunduğunu, ancak konuyu bir bütünlük içinde ele alarak, öncelikli olarak kirlilik önleme, ikincil olarak da atık ve emisyon kontrolü yaklaşımlarının esas alınması gerektiğini belirtiyor.
D
oğayı tahrip etmeden, kirlet-
her şehir, her bölge veya ülke, dün-
potansiyelinin değerlendirilebilmesi
meden ondan yararlanmanın
yada hızlı gelişen, hızlı büyüyen sek-
ile ancak mümkün olabilecektir.Bu-
en kolay yolunun çevrenin
törlerin başında yer alan ve büyük
nun için kamu kesimi olarak, meslek
muhafaza edilmesinden geçtiğini
bir ekonomik güç teşkil eden turizm
örgütleri olarak, sektör temsilcileri
belirten İzmir Valisi Cahit Kıraç’a
pastasından ve dolayısıyla dünya
olarak artılarımızı ve eksilerimizi göz
göre, politikalardan öte çevre konu-
refahından pay alabilmek için büyük
önünde bulundurarak, çeşitli faali-
su, her millet için bir vatan savun-
bir gayret ve yarış içine girmiş bu-
yetlerde bulunuyoruz. Kültürel varlık-
ması, bir insanlık görevi haline geldi.
lunmaktadır.
larımızın korunmasına büyük önem
Vali Kıraç, çevresel bazda önemli
veriyoruz. Tanıtıma ağırlık veriyoruz.
sorunların bulunduğunu, ancak ko-
Bu nedenle ülke olarak, Cumhuriye-
Yatırımcıların ilimizde yatırım yapma-
nuyu bir bütünlük içinde alarak, ön-
tin 100. yılı olan 2023 yılında en çok
larına yönelik gayret sarf ediyoruz.
celikli olarak kirlilik önleme, ikincil
turist çeken ve en fazla turizm geliri
Bunu yaparken de çevrenin korun-
olarak da atık ve emisyon kontrolü
elde eden 5 ülkeden biri olma hede-
ması, sürdürülebilirliğinin sağlanma-
yaklaşımlarının esas alınması gerek-
fini ortaya koyduk. Türkiye’ye gele-
sı konularına büyük önem veriyoruz.
tiğini ifade ediyor.
cek turist sayısının en az 50 milyon,
İzmir’in ekonomisi tarım, sanayi, ti-
turizm gelirinin ise 50 milyar dolar
caret ve turizme dayanmaktadır.
İzmir Çevre ve Şehircilik Dergisi’nin
olmasına yönelik planlamalar ve ça-
Bu sektörlerin gelişmesini çevresel
sorularını yanıtlayan Cahit Kıraç,
lışmalar yürütüyoruz.
sürdürülebilirlik ilkeleri kapsamında
kenti genel anlamda değerlendirir-
değerlendiriyoruz.
ken, sorunlara ve bunların çözüm
Biz de, İzmir olarak Türkiye’nin bu
yollarına ışık tuttu.
hedefine paralel olarak turizm pas-
Kent insanın çevreye karşı duyar-
tasından daha fazla pay almak is-
lılığını yeterli buluyor musunuz? Bu
Çevre düzenlemelerinin turizm
tiyoruz. Biliyoruz ki, Türkiye’nin tu-
konuda yürütülen çalışmalar var mı?
sektörüne katkılarını yeterli düzeyde
rizmde 2023 yılı için ortaya koyduğu
KIRAÇ: Bildiğiniz gibi dünyada hızla
buluyor musunuz?
hedeflerine ulaşabilmesi, İzmir ve
artan insan nüfusu, üretim ve tüke-
KIRAÇ: Bildiğiniz gibi, günümüzde
hinterlandındaki bölgenin mevcut
tim hızı, tükenebilir kaynakların sı-
8
nırsızca kullanımı, teknolojideki hızlı
gindir. Bu potansiyel bölgemizin ve
gelişim, bunun paralelinde artan sa-
ilimizin çevresel sürdürülebilirliğinin
nayileşme ve bunların sonucu ola-
önemini artırmaktadır. Dolayısıyla,
rak doğal dengenin tahrip edilmesi,
çevre konusunu, çevrenin korunma-
çevre ve çevrenin korunmasını gün-
sı konusunu bir nimet olarak görüyo-
deme getirmiştir.
ruz.
Tehdit boyutu arttıkça, insan sağlı-
Doğayı tahrip etmeden, çevreyi kir-
ğı ve yaşamını olumsuz etkilemeye
letmeden ondan yararlanmanın en
başladıkça bu konuda alınması ge-
kolay yolu, çevrenin muhafaza edil-
reken önlemlerin bir takım ortak po-
mesidir. Bu nedenle, bir yandan ili-
litikalara dönüştürülmesi gerekliliği
mizin ve ülkemizin sosyo-ekonomik
ortaya çıkmıştır.
kalkınmasını sağlarken diğer yandan da ekonomik faaliyetleri aksatmadan
‘’İzmir’in ekonomisi tarım, sanayi, ticaret ve turizme dayanmaktadır. Bu sektörlerin gelişmesini, çevresel sürdürülebilirlik ilkeleri kapsamında değerlendiriyoruz.’’
İyileşmenin önünü açacak
Bununla birlikte arıtma, atık ve teh-
Politikalardan öte çevre konusu,
çevrenin korunmasına ve yaşadığı-
likeli atık bertarafı, geri dönüşüm,
her millet için bir vatan savunması,
mız çevrenin sürdürülebilirliğine bü-
temiz üretim ve benzeri çevresel
bir insanlık görevi haline gelmiştir.
yük önem veriyoruz. Çevresel bazda
yatırımların desteklenmesine yöne-
Ülkemiz ve özellikle bölgemiz, dün-
önemli sorunlarımızın olduğunu he-
lik girişimlerin oluşması, bu konu-
yanın en nadide bölgesidir. Doğal
pimiz biliyoruz. Konuyu bir bütünlük
daki iyileşmelerin önünü açacağına
kaynaklar, yenilenebilir enerji kay-
içerisinde ele alarak, öncelikli olarak
inanıyorum.Bu bağlamda İzmir’de,
nakları, biyolojik çeşitlilik, toprak
kirlilik önleme, ikincil olarak atık ve
özellikle son yıllarda çevre ile ilgili
verimliliği, su kaynakları ve mineral
emisyon kontrolü yaklaşımlarını esas
bilincin ve hassasiyetin tüm kesim-
kaynaklar açısından oldukça zen-
almamız gerekmektedir.
lerde giderek arttığını, memnuniyet-
9
‘’EXPO için duyulan heyecan, İzmir’i diğer adayların önüne geçirmektedir.’’
alarak ve İzmir’in jeolojik ve sismik durumunu ve trafik altyapısını da hesaba katarak, vatandaşlarımızın daha sağlıklı, güvenli, kaliteli ve modern bir yaşam sürdürmelerine olanak sağlayacak çözümleri mutlaka önceliklerimiz arasına almamız gerekmektedir. İzmir’in EXPO sürecini ve hazırlıklarını değerlendirebilir misiniz? KIRAÇ: İzmir, uluslararası organizasyonları düzenleme konusundaki engin tecrübesini ve sahip olduğu pek çok özelliğini de dikkate alarak, EXPO 2020 gibi çok önemli bir organizasyona aday olmuştur. Hem ülke hem de bölgemizin kalkınması için büyük bir fırsat olan EXPO orgale müşahede ediyoruz. Bu bilinç ve
konuttan kalan 1456 adet konutun,
nizasyonu, İzmir’in tarihinde dönüm
hassasiyetin çevrenin korunması ile
İzmir Büyükşehir Belediyesine tes-
noktası oluşturacak, onu bir dünya
ilgili iyileştirmelerin daha da artması-
lim işlemleri de devam etmektedir.
kenti haline getirecektir. EXPO 2015
nı sağlayacağına inanıyorum.
Devam etmekte olan projeler kap-
sürecinde elde ettiğimiz tecrübe ve
samındaki 1.080 konut ile sosyal do-
birikim, İzmir olarak bizi avantajlı
Kentsel dönüşüm projeleriyle bir-
natı inşaatında da çalışmalar devam
kılmakta, kentimizin tüm kişi, kurum
likte İzmir’de yaşanan değişimler
etmektedir.
Tabii ki, bunlar yeterli
ve kuruluşlarıyla EXPO için duyduğu
nelerdir?
olmamaktadır. Zira bugün geldiği-
heyecan, onu diğer adayların önüne
KIRAÇ: TOKİ tarafından ilimizde 26
miz nokta, İzmir olarak en önemli so-
geçirmektedir. EXPO Takip Kurulu
ayrı alanda yürütülmekte olan ve
runlarımızdan birinin, kentin plansız
tarafından oluşturulan Teknik Komi-
ihale bedelleri 520 milyon TL olan
yapılaşması ve bu plansız yapılaşma
te ile şu ana kadar birçok istişare
toplam 10.090 konut ile çok sayıda
ve kentleşmenin sonucu yaşanan
ve süreç değerlendirme toplantıları
muhtelif sosyal donatı alanlarının ya-
ulaşım, trafik, otopark gibi sorunlar
gerçekleştirildi.
pımına başlanmıştır. Bunlardan; Ör-
olduğu bilinmektedir. Bunun dışın-
nekköy, Asarlık 1. ve 2. etap, Aliağa,
da, belki de en önemlisi, ülkemizin
Mayıs ayı başında Sayın Başbaka-
Tire, Torbalı, Buca 1. ve 2. etap, Çiğ-
büyük bölümü gibi İzmir de birinci
nımız tarafından İzmir’in EXPO 2020
li, Urla, Seferihisar ve Uzundere’de
derecede deprem kuşağında yer
adaylığı için Uluslararası Sergiler
toplam 7302 konutun teslim işlemleri
almaktadır. İzmir olarak mutlaka bu
Bürosu’na (BIE) Niyet Mektubu gön-
tamamlanmıştır. Uzundere’de 3.080
sorunu tüm aktörleriyle birlikte ele
derildi.
10
Ardından, 17-19 Mayıs 2011 tarih-
verilerine göre, kültür turizmi, toplam
lam kültür ziyareti sayıları, kentin
leri arasında benim başkanlığımda
dünya turizminin % 37’sini oluştur-
kültürel miras zenginliği ile hiçbir
Paris’e giden İzmir heyeti, BIE Baş-
makta ve bu oran da her yıl %15 nis-
şekilde oranlı değildir.
kanı Vicente Gonzales Loscertales’le
petinde artmaktadır. Özellikle Avrupa’nın benzer nitelik-
görüşmelerde bulundu. EXPO 2020 için İzmir’in Niyet Mektubu’nu bir kez
Dünya Turizm Örgütü’nün 2020 viz-
teki kentleri ile karşılaştırıldığında,
de elden ilettik.
yonu, bu artışın önümüzdeki dönem-
bu oranlar oldukça düşük değerler
de de devam edeceğini, özellikle
olarak seyretmektedir. Bu eşsiz kül-
Son olarak yine benim başkanlığım-
Avrupa, Ortadoğu ve Asya bölgele-
türel zenginliklere sahip topraklarda
daki İzmir heyeti, Uluslararası Sergi-
rinde bu alanda kayda değer bir bü-
yaşamak, her birimiz için hem gurur
ler Bürosu’nun (BIE) 14 Haziran’da
yüme yaşanacağını öngörmektedir.
kaynağı, hem de sorumluluk anlamı
düzenlenen 149. Genel Kurul top-
Türkiye’de turizmin çeşitlendirilmesi
taşımaktadır.
lantısına katılarak, İzmir’in EXPO
konusunda yapılan çalışmalar içinde
sahip çıkmak, onu ortaya çıkarmak,
2020 adaylığını tanıttı.
Kültür Turizmi en önemli turizm çe-
korumak, gelecek kuşaklara aktar-
şitlerinden biridir.
mak yalnızca kurumların değil, birey
Bildiğiniz gibi, EXPO 2020 İzmir icra
Kültürel mirasımıza
olarak hepimizin görevidir.
organı resmen kuruluncaya kadar
Bu yapı içerisinde ilimiz; tarih bo-
sekretarya çalışmaları, İzmir Kalkın-
yunca gelmiş geçmiş, birbirleriyle
Kültürel miras alanında üreteceği-
ma Ajansı tarafından yürütülmekte-
ve yaşadıkları çevreyle etkileşim
miz kaliteli projeler, yalnızca kültürel
dir. Bu hizmetler kapsamında 19 Şu-
içerisinde bir hayat sürmüş, bu top-
mirasımızın korunması ve gelecek
bat 2011 tarihinde yayına başlayan
raklardan etkilenmiş, bu topraklara
kuşaklara aktarılmasını sağlamakla
EXPO 2020 İzmir internet sitesinde,
anlam kazandırmış sayısız medeni-
kalmayacak, bölgemizin ve sahip
EXPO ile ilgili gelişmeler sürekli ta-
yet izleriyle doludur. Tepekule, Ka-
olduğumuz zenginliklerin ulusal ve
kip edilerek Türkçe, İngilizce ve
difekale, Efes, Bergama (Asklepion,
uluslararası ölçekteki tanıtımına kat-
Fransızca dillerinde güncellemeler
Akrepol, Kızılavlu), Phokaia (Foça),
kı sağlayarak, bölgesel kalkınmaya
yapılmaktadır.
Kyme (Aliağa) Klazomenai (Urla),
destek olacaktır. İzmir’in, kültür tu-
Teos (Sığacık), Erythrai (Çeşme),
rizmi canlandırılarak, geliştirilerek
Yerli ve yabancı turistlere kentin
Claros ve Notion (Ahmetbeyli) ve
bir marka kültür kenti haline getiril-
sahip olduğu kültürel değerler, yete-
devam edip giden birçok ören yeri,
mesini ve kültür turizmi açısından
rince gösterilebiliyor mu?
tarihi zenginlik ilimizin sınırları dahi-
bir çekim merkezi olmasını arzu
KIRAÇ: Dünya Turizm Örgütü’nün
lindedir. İzmir’de gerçekleşen top-
etmekteyiz.
11
Yazı :Süleyman Duman Fotoğraflar :İzmir Büyükşehir Belediyesi Arşivi
Kemeraltı eski günlerine
göz kırpıyor Beş etaplık cephe düzenleme projesi ile Kemeraltı Çarşısı’nın tarihi dokusu, yenilenen yüzüyle nostaljik görünümüne kavuşuyor.
B
irçok tarihi mekanı bünyesin-
Kuruluşu 1650-1670 yıllarına uzanan
İpek Yolu’nu takip eden deve ker-
de barındıran baharat kokan
Tarihi Kemeraltı Çarşısı da İzmir’in
vanlarıyla İzmir’e getirilen mallar, bu
sokakları, zamana meydan
belleğidir. Anafartalar Caddesi ve
hanlara indirilir, Cenevizli tüccarlar
okuyan hanları, asma altı bedes-
Mezarlıkbaşı semtinden başlar, de-
aracılığıyla limandan gemilere yükle-
tenleri,
nerek, ihraç edilirdi.
şadırvanları, farklı din ve
nizin kıyısını da içine alır ve Konak
mezheplerin buluşma noktası olan
Meydanı’na kadar ulaşır. Çarşıdaki
camileri, havraları ile ticaret ve iba-
ticarethanelerin başında 1744 yılın-
İzmir ticaret hayatının uzun yıllar can
detin merkezi konumundadır tarihi
da yapılan Kızlarağası Hanı gelir,
damarı olan Kemeraltı, ilk yapıldığı
çarşılar. Bir kentin belleğidir aynı
daha sonra bunu diğerleri izler. Bir
yıllarda üzeri tonoz ve kiremit örtülü,
zamanda.
de bedestenler…
sokakları kapsayan bir kapalı çarşı
12
Yenilenen yüzü
görünümündeydi. Bu özelliğini de
Demirciler, baharatçılar, saman pa-
20. yüzyıl sonlarına kadar korudu.
zarı gibi ticarethaneleri kapsayan ve
Daha çok dar gelirliler ve yerli halkın
her bir ticarethanenin gruplar halin-
ve kentin belleğini canlandırmak
ihtiyaçlarını karşılayan çarşı, bugün
de ayrı bölümleri oluşturduğu tarihi
amacıyla bir süredir proje çalışma-
İzmir’in önemli bir alışveriş merkezi
çarşıda bugün, el sanatları örnekle-
ları yürütülüyor.
haline geldi. Tonoz ve kubbeli bazı
rini yansıtan seramiklere, ağaç ve
dükkanlar özelliklerini korudu ama
madeni eserlere, dokuma eşyaları-
Bu kapsamda İzmir Büyükşehir
modern iş merkezleri, kafeterya ve
nın satışlarının yapıldığı dükkanlara
Belediyesi tarafından hazırlanan
sinemalar bile yine burada toplandı.
da rastlamak mümkün.
ve İzmir 1 Numaralı Kültür ve Ta-
13
Çarşının tarihi dokusunu yenilemek
biat Varlıkları Koruma Bölge Kuru-
tarafından karşılandı. Proje ile çok
manla yıpranmış veya yok olmuş
lu tarafından onaylanan 4 etaplık
sayıda işletme ve yapıların cephe-
parçaları, benzer malzemeler kul-
‘’Kemeraltı
Caddesi
leri, aslına uygun restorasyon ça-
lanılarak değiştirildi. Cephelerinde
Cephe Düzenleme Projesi’’ adı al-
Anafartalar
lışmaları, tarihsel dokunun belirgin
görüntü kirliliği yapan tabela ve
tında yürütülen çalışmalar tamam-
hale getirilmesi ve cephe düzen-
ışıklı panolar kaldırılarak, yönet-
landı.
Projenin yüzde 60 bedeli,
lemeleri olarak hayata geçirildi.
meliğe uygun reklam panolarının
“Taşınmaz Kültür Varlıklarının Ko-
Cumba, kepenk ve doğrama gibi
asılması sağlandı. Bu çalışmalarla
runmasına Ait Katkı Payı” kapsa-
ahşap yüzeyler onarıldı, yapıların
beraber yapıların özgün hale geti-
mında İzmir Valiliği İl Özel İdaresi
orijinal hallerinde olan ama za-
rilmesi hedeflendi.
14
“Kemeraltı
Anafartalar
Caddesi
Cephe Düzenlemesi Projesi”
kap-
samında tamamlanan 4. etap çalışmalarının ardından 5. etaba geçilmek üzere gün sayılıyor. Bunun
rinde yer alan 88 parselin yeniden
bulunan 93 parselde çalışma ger-
düzenlenmesi hedefleniyor.
çekleştirildi. Bununla beraber Milli Kütüphane Caddesi’ndeki Güzel İz-
Neler yapıldı?
mir Hanı ile 853 Sokak’ta yer alan 4
Eylül 2007’de başlayan projenin ilk
yapının cepheleri de düzenlendi.
için Sit Kurulu’ndan onay alınacak,
etabında, Kemeraltı’nın
ardından ihaleye çıkılacak. Bu etap-
rişinden itibaren 215 metrekarelik
3. etap kapsamında ise 875 sokak
ta Şadırvanaltı Cami ile Eşrefpaşa
mesafede toplam 49 parsel ve 72
ile 919 Sokak köşesinden Havra
Caddesi’ni bağlayan 912 sokak üze-
işletmenin Anafartalar Caddesi’ne
Sokağı’na kadar olan 190 metre
bakan cepheleri ile köşe parselle-
uzunluğunda ve 101 parselden olu-
ri ele alındı. 2. etapta ise Kemeraltı
şan bölüm yenilendi. 4. etap çalışma-
Cami’nin kenarındaki sebilin bulun-
larına gelindiğinde, Havra Sokak’tan
duğu 853 Sokak’tan başlayıp, Baş-
kuzeyde Şadırvanaltı Cami’ne kadar
durak Cami’nden bir sonraki adayı
olan yaklaşık 165 metre uzunluğun-
içine alarak, 250 metrelik mesafede
da bir bölüm düzenlenmiş oldu.
15
Konak gi-
Yatçıların Ege’deki buluşma noktası
Çeşme Marina Yemekten giyime, teknoloji marketten yelken okuluna, kültür ve eğlenceden konaklamaya kadar ihtiyaç duyulabilecek her şeye sahip Çeşme Marina, ayrıcalıklarıyla konuklarını bekliyor.
16
İ
zmir Yarımadası’nın batı ucunda,
metre uzunluğuna kadar olan tekne-
özelliklerini oluşturuyor. Kuzey gü-
tarihi Çeşme Kalesi’nin hemen
lere hizmet verebiliyor. Konukları ev
ney yönünde seyir yapan tekneler
önünde yer alan Çeşme Marina,
konforunda ağırlayacak donanıma
için önemli bir uğrak noktası konu-
yat sahiplerinin bütün ihtiyaçlarını
sahip marinada, ihtiyaç duyulabi-
mundaki marina, hem bir su sporları
karşılayabilecek donanımıyla Ege
lecek bütün hizmetler, uluslar arası
merkezi, hem de doğal liman.
Denizi’ndeki buluşma noktasıdır.
kalitede sağlanıyor.
Yap-İşlet-Devret modeliyle 25 yıl-
Minimum 3 metre derinliğe sahip
alanı 34.500 metrekare. Marina
lığına kiralanan Çeşme Marina,
doğal bir liman içerisine konumlan-
hizmetleri ve ticari alanlarla bir-
yatçıların ve gündelik konuklarının
mış Çeşme Marina, limanı çevrele-
likte 7.500 metrekarelik bir yapı-
gereksinimlerini karşılamanın yanın-
yen kara parçası ve kuzeybatısın-
laşma mevcut. Çevresini saran
da, Çeşme ve çevresinin sosyal ve
daki dalgakıran ile çok iyi bir şekilde
dükkan ve restoranlar, İzmir mima-
ticari hayatına da canlılık getirmeyi
korunuyor. Önemli avantajları ara-
risine göre tasarlanmış. Yemekten
amaçlıyor.
sında şehir içi marina olması çok
giyime, teknoloji marketten yelken
Çeşme Marina’nın toplam kara
önem taşıyor. Bunun yanında İzmir
okuluna, kültür ve eğlenceden
Doğu Akdeniz’in en önemli yat li-
Adnan Menderes Havalimanı’na 45
konaklamaya kadar ihtiyaç duyu-
manlarından biri olmayı hedefleyen
dakika uzaklıkta bulunması, önemli
labilecek her şeye sahip Çeşme
Çeşme Marina, denizde 400, kara-
bir giriş çıkış limanı olması, Türk ve
Marina, ayrıcalıklarıyla konuklarını
da ise 100 tekne kapasitesi ile 60
Yunan adalarına yakınlığı, önemli
bekliyor.
Hizmetler: • 6m’den 60m’ye kadar olan 400 tekneye bağlama hizmeti, • 24 saat denizci ile palamar hizmeti • 24 saat güvenlik ve kapalı devre güvenlik sistemi • Tüm marinayı kapsayan Wi-Fi • Teknik servisler • Çekek hizmetleri • 100 tekne kapasiteli çekek alanı • 80 ton travel lift, 20 ton boat mover • Sintine ve atık su arıtma istasyonu • Atık alım istasyonu • 16 Amp’den 400 Amp’e kadar elektrik çıkışı • Her elektrik kutusunda 42 kanallı TV çıkışı • Yat kulübü • Duşlar ve tuvaletler • Çamaşırhane ve bulaşıkhane • Rent a car ofisi • Akaryakıt • Temiz su • Otopark • Yüzme havuzu • Yat market ve süpermarket • Golf arabaları ve bagaj taşıyıcılar
17
İzmir’in anayasası yapılsın Kentin 50 yıllık master planının çıkarılması gerektiğini vurgulayan İzmir Ticaret Odası Meclis Üyesi Necip Nasır, kente özel yasa hazırlanması konusunda ısrarcı olacaklarını dile getirdi.
İ
nşaat sektörünün temsilcilerinden İzmir Ticaret Odası Meclis Üyesi ve İnşaat Sektörü Kurul Başkanı
Necip Nasır’a göre, ülkenin 3. büyük kenti İzmir’in 50 yıllık master planı hazırlanmalı ve kente özel yasa çıkarılmalı. Müteahhitlerin tek çatı altında toplanması için girişimlerinin son aşamaya geldiğini de belirten Nasır, inşaat sektörünün hak ettiği yere gelebilmesi için çabalarının sürdüğünü dile getiriyor. İnşaat Mühendisi Necip Nasır’la meslek yaşamını, sektörü ve İzmir’in bir dünya kenti olması için yapılması gerekenleri konuştuk. Sektörle nasıl tanıştınız?
NASIR: Çekirdekten, temelde şantiye şefliği ile başlayan bir geçmişim var. Teknikerlik dönemlerimde inşaatın belirli alanlarında çalıştım. Röportaj: Ferzan Yapkuöz Fotoğraflar: Süleyman Duman
İşin mutfağından yani çekirdeğin-
18
Biz İzmir’i 5 yılda, 10 yılda dünya şehirleri arasına sokarız. Sadece devletin yapacağı bir planlama, fakat reel bir planlama istiyoruz.
den geliyorum. Daha önceki süreçte
iç tüzüğü çalışmaları tamamlandı,
esnaflık kimliğimiz de var. Okurken
resmi
değişik sektörlerde çalıştım. İzmir’in
ğız. Müteahhitler Federasyonunu
her noktasında değişik iş alanların-
oluşturmamızdaki düşünce ise in-
da faaliyet gösterdim. 1992 yılında
şaat sektörünün, Türkiye’deki sos-
fiili olarak şirketlerimizi kurarak, ça-
yo- ekonomik yapısı içerisinde en
lışma hayatına başladım. Nasır Gru-
önemli sektörlerden biri olması. An-
bu olarak inşaat sektörünün bütün
cak bugüne kadar örgütsüz yapısı
alanlarında
gösteriyoruz.
nedeniyle hak ettiği ilgiyi göreme-
Geçtiğimiz dönemlerde, 2004-2009
miş bir sektör. İnşaat sektörünün bu
yılları arasında İzmir Ticaret Odası
örgütsüz yapısına karşın, sektörün
İnşaat Sektörü Meclis Üyesi ve aynı
gelişmesi ve ülkeye katkı anlamın-
anlamda
zamanda İzmir Ticaret Odası Meclis
da artık globalleşmenin yaşandığı
Odasının yasal değişiminin yapıla-
Başkan Vekilliği yaptım. 2009’dan
bir süreçte, rüştünü ispatlamış Türk
rak oluşumunun sağlanmasına, böy-
bu yana geçen süreç içerisinde de
müteahhitlerin bir araya gelmesi ge-
le bir kitlesel örgüt ya da yapı oluş-
İzmir Ticaret Odası İnşaat Sektörü
rekiyor. 2009 yılında dünyada Türk
turmaya çalışıyoruz. Federasyonun
Kurul Başkanlığı görevinde bulun-
müteahhitler, Çin’den sonra dünya-
oluşmasındaki en büyük ana temel
dum. Ayrıca İzmir’de 8 tane müte-
da ikinci oldu. Dünya krizle boğuşur-
bu. Türkiye Müteahhitler Odasının
ahhit ve iş adamları derneğinin olu-
ken, 23.6 milyar döviz girdisi sağladı
kurulması ile ilgili kamuoyunu oluş-
şumuna önderlik ettim.
bu sektör. Bu da demektir ki, örgütlü
turmaya çalışıyoruz. Bundan sonra
bir yapıya kavuşturulduğu takdirde
Çevre ve Şehircilik Bakanımız Sayın
Şu anda 10 sektör derneği ile fe-
hem içteki dinamikleri hem dıştaki
Erdoğan Bayraktar’dan da talebimiz
derasyon çalışmalarımız var, Müte-
dinamikleri kazanımlarıyla ülkeye
olacak bu konunun içinde. Sektö-
ahhitler Federasyonunu oluşturma
büyük katma değer getirecektir. Bu
rün içinden gelen biri olarak konuya
faaliyet
müracaatlarımızı
19
yapaca-
Türkiye’de
Müteahhitler
İzmir’in yolunun açılabilmesi için günümüz koşullarına uymayan imar kanunlarının değişmesi gerekiyor.
olumlu ve ılımlı yaklaşacağını düşünüyorum. Bu bizim için çok önemli.
İzmir’in makro ve mikro sorunları
de mikro düzeydeki problemler ne-
özel bir kanun çıkarılmalı imar ile il-
deniyle Türkiye genelindeki illerden
gili. Yani İzmir’e özel kanun. Bakan
çok daha geride kalan bir yapıya
Binali Yıldırım Bey, seçim çalışma-
sahip. Makro düzeydeki problem,
larında bu konuya olumlu baktığını
1985 yılında çıkan 3194 Sayılı İmar
ifade etti.
Kanunu, mikro düzeyde ise bürokratik problemlerin aşırı olması ve bu
İzmir’in yolunun açılabilmesi için
anlamda yatırımcının İzmir’den kaç-
3194 Sayılı 1985 yılında çıkan ve
ması ve tercih etmemesinden kay-
günümüz koşullarına uymayan imar
naklanıyor. Yine bunun yanında ya-
kanununun çok hızlı bir şekilde de-
tırımcının İzmir’de arsa bulamaması
ğişmesi ve yeni bir düzenlemeye
nedeniyle yeni proje üretememesi
gidilmesi gerekiyor. Üçüncü tale-
de en büyük problemlerden biri. Bu
bimiz, inşaat sektörünün organize
da yatırımcının İzmir’e gelmeme-
olarak örgütlenerek hem yurtiçinde-
sine veya İzmir’deki yatırımcıların
ki hem yurtdışındaki katma değerin
dahi dışarı gitmesine neden oluyor.
artması için, müteahhitler odasının
Türkiye’de
Bu anlamda bizim sektör temsilci-
kurulması anlamında bir yasa deği-
olduğu gibi İzmir’de de sektörün
leri olarak önerilerimiz oldu, sürekli
şikliğinin yapılması. İzmir için özel
sorununun
noktasında,
buradaki önerimiz, İzmir bürokratik
bir kanun çıkarılması, bu özel ka-
problemlerin aşılmasını pek sağ-
anlamda zor bir şehir, İzmir’in hızlı,
nunda İzmir’de 50 yıllık bir master
layamadı. İzmir bulunduğu konum
arzu edilen şekilde kazanması, hak
planı yapılması gerekir. Bu master
itibariyle bir makro düzeydeki, bir
ettiği yere gelebilmesi için kente
plan, Ödemiş’ten Aliağa’ya kadar
Örgütsüz
yapılanma çözümü
20
yaratılarak
dönüşümün
durum ortada. Biz diyoruz ki, şeh-
şehir merkezinden başlatılması.
kentsel
rin anayasası yapılsın, yani 50 yıllık
İzmir önümüzdeki on yılda inşaat
plan yapılsın, 50 yılı düşünülsün ve
sektöründe altın çağını yaşaya-
bir hedef belirlensin. ‘İzmir Dubai
caktır. Bakanımızın söylediği 35
olsun’ denilsin, büyük hedefler ko-
projenin başlatılmasıyla birlikte bir
nulsun. İzmir’i bu şekilde planlayın
canlılık olacaktır diye düşünüyo-
ve bir daha da para harcamayın.
ruz. Biz çok umutluyuz. Bu süreç
İzmir de dinamizm var, İzmir de ya-
içerisinde İzmirli müteahhitler arsa
tırımcı var, dışarıdan gelecek olan
bulamadıkları, yeni proje üreteme-
yatırımcılar var. Biz İzmir’i 5 yılda,
dikleri için yurt dışına gitmeyi dü-
10 yılda dünya şehirleri arasına so-
şünüyorlardı. Ancak bu son geliş-
karız. Sadece devletin yapacağı bir
meler bizleri umutlandırdı. İzmir’de
planlama, fakat reel bir planlama is-
istatistiklere
İzmir
tiyoruz. Vatandaşı mağdur etmeden
gerilerde kaldı. Hiçbir yeni proje
ne yapılması gerekiyorsa yaparız.
öneremedi. Üretilen projeler de yıl-
En basit örnek İzmir Fuarı’nın yakı-
lardır hayata geçirilemedi. Boyuna
nındaki yerlere bakın, 4 katlı,5 katlı
mahkeme süreçleri, bürokratik en-
imarlı yerlere orada ada bazında bir
geller, yatırım yeri sıkıntıları. Bunlar
çalışma yapılsın, 5 bin metrekare-
yatırımcının hem İzmir’e güvenini
lik 10 bin metrekarelik imar adaları
kaybettiriyor hem de şehrin gelişi-
oluşturulsun. Tabandan kısın 1000
mini etkiliyor. Ondan dolayı İzmir’e
metrekare verin, yüksekliği serbest
özel kanun çıkarılması gerekiyor.
bırakın Manhatton gibi yapın. Hem
bakarsanız
arsa sahibi, hem müteahhit mutvizyonu ve misyonu olan bütün sivil toplum örgütleriyle, kurum ve kuruluşlarıyla bir konsensüs oluşturarak ki, konsensüsün sağlanması zor İzmir de, o yüzden özel bir kanundan bahsediyoruz İzmir’de inşaat sektörünün başlıca sorunlarından bahseder misiniz? NASIR: İzmir’deki en büyük sorun, bürokrasinin hantal ve ağır işlemesi ve arsa yetersizliği. Üçüncüsü ise bugüne kadar yapılması gereken alt yapı yatırımlarının İzmir’e yapılmaması. Bunun çözümü ise çok hızlı bir şekilde projelerin harekete geçirilmesidir. O zaman İzmir bir şantiyeye dönecektir ve hareketlenecektir. İkincisi, İzmir için özel bir kanun çıkartılarak, bu imar ile ilgili özel sit alanları belirlenerek, kentin master planının yapılması, arsa
Özel kanundan kastınız nedir?
lu olsun. Bir anayasa belirlenirse,
NASIR: İzmir’de sahada gerçek
oradaki plan alışveriş merkezi ise
anlamda bir çalışma yapılması ge-
alışveriş merkezi olacaktır. Sağlık
rekiyor. İzmir’in tarihsel dokusu,
tesisi ise, sağlık tesisi alanında ola-
sit alanları, mevcut yapılar ortaya
cak. Sanayi aynı şekilde. 50 yıllık
çıkarılarak, hangi alanların sanayi,
planları çıkarılırsa çok daha kolay
hangi alanların konut, hangi alan-
bir planlama yapılır. Müteahhitlerin
ların tarım alanları olarak ayrılacağı
imkanları ve mali güçleri bunları ya-
belirlenecek. Teknik ekibin çalışa-
pabilecek durumda, yeter ki önleri
rak planlaması gerekir. Kamuoyu-
açılsın, planlar yapılsın ve İzmir’e
nun, sivil toplum örgütlerinin, kent
özel anayasa çıksın.
konseyinin ve belediyelerin görüşleri alınarak, bu planın alt yapısı
Belediyelerin oluşturduğu bir şehir
oluşturulacak. Bu alt yapı 50 yıllık
planı yok mu?
bir projeksiyon içinde oluşturu-
NASIR: Belediyelerin kendilerine
lacak ve tartışmaya açılacak. Bu
göre çalışmaları var. Taleplerin de-
süreç 1 - 1.5 yıl sürer. Bu güne
ğişmesi için imar kanununun net ve
kadar yapılan planlar, programlar
yoruma açık olmaması gerekiyor.
uzun vade için yapılmamış, artı si-
İmar kanununu çıkardıktan sonra
yasi kaygı ile siyasi rant nedeniyle
yetkiyi ilgili belediyelerin yorumu-
yıllarca her gelenin kendine göre
na bırakırsanız, onların yönetmelik
dizayn ettiği, plan tadilatlarıyla de-
çıkarması ve yorumu doğrultusun-
ğiştirilen
da herkes kendine göre yapar ve
uygulamalarla 21
gelinen
bunda da şehircilik anlamında bir
sıkıntıları nispeten iyileştirdik. Ama
onayladı, Başbakan Sayın Tayip
sonuca varılmaz. Bir örnek vermek
bu birinci raunduydu, ikinci raunda
Erdoğan’ın önündeydi, Torba Ya-
gerekirse, dünyanın her yerinde
devam edeceğiz. Sığınak, Avrupa
sası ile birlikte çıkacaktı, çıkmadı
son katın üzerini, yani çatı katını da
ve gelişmiş ülkelerde, savaşın ol-
kaldı. Yeniden gündeme gelmesi
kullanılır hale getirebiliyorsunuz.
madığı normal durumlarda yeraltla-
gerekiyor. Hızlı bir şekilde hayata
Aynı şey Paris’te de var, Londra’da
rı otopark ve sosyal aktivite alanları
geçirilmesini isteyeceğiz.
da var. Aynı uygulama İzmir’de
olarak kullanılırken, bizde binaların
Rahmetli Ahmet Piriştina dönemin-
altına getirip hiçbir işe yaramayan,
de kaldırıldı. Belediyenin inisiyati-
statik anlamda deprem bölgesin-
diğiniz bir mesaj var mı?
fine bırakıldı. Yani çatı yapılıyor, o
deki ülkede sakıncalar yaratan
NASIR: İnşaat sektörü Türkiye’nin
çatının yüzde 50’sini kullanarak bir
olumsuz yapılar haline dönüştü.
sosyo ekonomik yapısı içerisinde
alt katla ilişkilendirdiğinizde dublex
Nispeten
bundan
en önemli sektörlerden biridir. Bu
gibi kullanabiliyorsunuz. İzmir’de
sonraki süreçte görüşlerimizi dile
sektör sadece ekonomik anlamda
yapamıyorsunuz. Bu neden kay-
getirip, taleplerimizi söyleyeceğiz.
değil, sosyal anlamda da ülkeye
naklanıyor, imar kanununda bu bü-
Amacımız gelişmiş ülkelerde oldu-
katkıları olan bir sektör. Bu aşa-
yükşehir belediyelerine bırakılıyor.
ğu gibi sığınakların genel alanla-
mada vasıfsız, hiçbir iş tecrübesi
Bu kanunun değişmesi gerekiyor.
rın altında yapılması olacak. İmar
olmayan insanların ilk başvurduğu
Kanunu ile ilgili Milletvekili Hami
yerler inşaatlardır. Biz bu insan-
Sığınak yönetmeliği ile ilgili çalış-
iyileştirebildik,
Son olarak buradan vermek iste-
Duman Bey’in başlattığı bir çalış-
ları amele olarak inşaatlara alırız.
malarınız var?
ma vardı. Fakat Torba Kanunu çık-
Eğitiriz çırak, usta, kalfa olur, bu
NASIR: Sığınakla ilgili 3194 Sayılı
madan önce tamamlandı. Devrim
anlamda sosyal olarak da bir reha-
İmar Kanununa bağlı yönetmelik-
niteliğinde bir taslaktı, büyük bir
bilitasyon ve eğitim okuludur inşaat
lerden birinin getirdiği bir takım
değişiklik içeriyordu. Bakan Bey
sektörü. Çok önemli bir yeri vardır.
22
İnşaat sektörünün örgütlü bir yapı-
kemize katacağı katma değerin de
çalışma sistemiyle ilgili İzmir Çevre
ya kavuşması için hükümetin, ba-
büyük rakamlara ulaşacağına ina-
ve Şehircilik Müdürü Mehmet Gö-
kanlarımızın teveccüh göstermesini
nıyorum bu büyük örgütlü yapının.
karslan Bey’in oluşturduğu sertifi-
istiyoruz. Türkiye Müteahhitler Oda-
Bir de bu arada inşaat sektörünün
kasyon eğitiminden dolayı sektör
sının kurulmasını talep ediyoruz. Ül-
2012 yılında çıkacak olan sertifikalı
adına teşekkür ediyoruz.
23
Dalyan’daki tekneler
çevre dostu olacak Mazot kirliliğine neden olan tekneler, geliştirilen projeyle çevre dostu teknelere dönüştürülüyor.
24
Ç
evre ve Şehircilik Bakanlığı tarafından yürütülen “Yenilenebilir Kaynaklı Elektrik Motorlu
Tekne Sistemi Projesi’’ kapsa-
mında, Dalyan Kanalları üzerinde içten yanmalı, yüksek emisyon oranlı, fosil yakıtla çalıştırılan gezi teknelerinin motorları, çevre dostu elektrikli motorlu sisteme dönüştürülüyor. Eşsiz güzellikteki bölgenin ziyaretçilerinin çoğunluğu, kanallarda seyreden ve yöre halkının da önemli bir gelir kaynağı olan gezi teknelerini kullanıyor. Teknelerin bölgenin hassas ekolojik dengesine ve doğal güzelliğine zarar vermemesi için gerçekleştirilen çalışmalarda, öncelik çıkma motorlara alternatif oluşturulmasına verildi. Turistlerin bölgede yapacağı gezilerin sessiz teknelerle gerçekleştirilebilmesi için özel bir akü firması tarafından proje geliştirildi ve aküyle çalışan yeni bir tekne imalatı gündeme geldi. Tetkikler sonucunda göl ve kanal sisteminde; 359’u ticari, 34’ü balıkçı ve 98’i ise özel olmak üzere toplam 491 kayıtlı tekne bulunduğu belirlendi. Yaşanan
olumsuzluğun giderilmesi ve etkileri-
uyum içinde olması için “Dalyan Koru-
nin azaltılması amacıyla Çevre ve Şe-
ma Alanı Sıfır Salınımlı Ulaşımı’’ proje-
hircilik Bakanlığınca; tekne turlarının,
sinin hayata geçirilmesi için çalışmalar
sürdürülebilir bir turizm perspektifiyle
başlatıldı. “Köyceğiz-Dalyan Özel Çevre Koruma Bölgesi” sınırları içerisinde yer alan Köyceğiz Gölü ve Dalyan Kanalları; zengin biyolojik çeşitliliği ve hassas ekosisteme sahip kanal ve lagünlerle, doğal olarak denizle buluşan ve dünyada ender rastlanan 7 gölden biri olarak biliniyor. Söz konusu alan, İngiliz The Times Dergisi tarafından 2008 yılında İztuzu Kumsalı, Kaya Mezarları ve Kaunos Antik Kenti ile birlikte “Avrupa’nın En İyi Korunan Açık Alanı” olarak tescil edildi. Geçen yıl 800 bin turisti ağırlayan bölgeyi, bu yıl 1 milyon kişinin ziyaret etmesi bekleniyor.
25
Alaçatı’nın tarihi dokusu:
Taş evler
Picasso gibi resim yapamazsınız. Onun kendine özgü bir dili vardır, anlatım şekli vardır, resimleri özgündür. Mimarinin de takliti olmaz, Alaçatı evlerinde olduğu gibi.
Yazı: Salih Seymen / Yüksek Mimar Fotoğraflar: Süleyman Duman
26
E
rythrai Antik Kenti’nin tarihi ile düşünülebilir Alaçatı’nın tarihçesi. Kendine özgü gü-
neye bakan bir limanı olduğu için tarihte büyük önem kazanmıştır. Alaçatı Limanı, Çeşme Yarımadası’nın güneydeki en güvenli limanlardan biridir. Tarihi M.Ö. 3000’lere kadar uzanır. Ama Alaçatı’nın bugünkü dokusuna sahip olması, 1800 yılların başına rastlar. Bunun nedeni ise 1800’lü yılların başında Alaçatı’da ekonomik gelişmenin hız kazanmasıdır. Peki bu gelişme nasıl başlamıştır? 1800’lü yılların başında Avrupa’da üzüm bağlarında görülen filoksera (üzüm bağlarının kökünde görülen kurtçuk) hastalığının, bütün üzüm bağlarını verimsiz hale getirmesi ile beraber, Avrupa’nın üzüm ve şarap ihtiyacına cevap veren bütün limanlar değerlendirilir. Bu limanlardan bir tanesi de, Alaçatı Limanı’dır. 1830’lardan sonra bölgenin verimli topraklarında yetişen hastalıksız, kaliteli üzüm ve şaraplar,
önemli etken, bağcılık, buna bağlı
olarak limanı dolayısıyla da ağırlıklı
Alaçatı Limanı’ndan dünyaya açılır.
olarak şarap üretimi, aynı zaman-
ticaret, Alaçatı’nın ekonomik geliş-
Sonuç olarak o dönemde Alaçatı’nın
da zeytincilik ve zeytin yağı üretimi
mesine katkı getirir.
ekonomisinin
gösterilebilir. Bu etkenlerle paralel
gelişmesindeki
en
Alaçatı’daki artı değerlerin oluşması, binaların güzelleşmesini, mobilyaların kaliteleşmesini sağlar. 18781881 senesinde Alaçatı’da iki büyük deprem yaşanır. Çeşme ve Alaçatı
Akdeniz mimarisinin özgün bir üyesidir Alaçatı evleri. Yarımadanın etkili rüzgarları da yapıları biçimlendirmiştir.
evleri yüzde 80-90 hasar görür. Şimdi Alaçatı’da gördüğümüz mevcut olan evlerin yapımı, bu deprem sonrası döneme tekabül eder. Deprem sonrası evler restore edilir, yeni sokaklar açılır, kent tümüyle imar görür.
Mübadele, üretim şeklini değiştirdi
Geçmişte Alaçatı’daki baskın nüfusu Rumlar oluşturuyordu. 1800’lerin sonuna kadar çok az olan Türkle27
rin nüfusu, 1922’den sonra müba-
belirtmemiz gerekiyor. Alaçatı’daki
tır. Taşın bir diğer özelliği ise, nem
dele ile ağırlık kazandı. 1920’lere
dokunun oluşumu tamamen üretim
ayarlayıcı ve ısıyı tutma özelliğine
kadar olan üretim şekli ağırlıklı ola-
şeklinin kent yaşamına aktarılma-
sahip olmasıdır. Bir nevi havadaki
rak üzüm ve buna bağlı olarak şa-
sıyla oluşmuştur. Alaçatı’da ana
nemin ayarını yapabilen taş, faz-
rapken, İslamiyet’ten dolayı Türkler
caddeler üzerinde evler, o evlerin
la olduğu zamanlarda nemi tutar,
tarafından şarap üretimi benimsen-
arkasında büyük bahçeler ve avlular
kuru havalarda ise dışarıya salar.
medi. Bağlar bozulup, üretim ima-
bulunmaktadır. Onların arkasında
50 veya 60 santimetre kalınlığında-
lathaneleri kapatıldı. Ekonominin,
ise tarlalar vardır. Evlerin ön cephesi
ki bir taş duvar, ciddi bir ısı yalıtımı
üretim şeklinin mekana yansımasını
sokağa ve kente, arka tarafı bahçe-
yapar. Bu tür taş yapılar kış ayla-
bu tarihlerde açıkça gözlemleyebili-
lere ve tarlalara dönüktür.
rında soğuk havayı içeri almazken,
yoruz. Mübadeleden sonra az sayı-
yaz aylarında ise mekan içini serin
da Türk’ün kasabaya yerleşmesinin
Alaçatı
bölgesinde
ardından 1970’lere kadar
ocaklarından
bulunan
tutar. Bu nedenle taşın verdiği doku,
bölgeye
bölgenin geneline hakimdir. Sonraki
çok belirgin yapısal değişiklikleri
dokusunu veren taşlar Alaçatı’nın
zamanlarda varlıklı ailelerin evlerinin
getirmedi.
kendi yöresel taşıdır. Kolaylıkla elde
dışında sıva görülür. Genelde çatı
edilmesi ve nakliyesinin ucuz olması
üstleri alaturka kiremitle örtülmüştür.
nedeniyle Alaçatı’da ev ve mekan
Pencere ve kapı etraflarına söveler
yapımlarında bu taşlar kullanılmış-
yapılmıştır. Az da olsa tavan ve du-
Alaçatı evlerini tarif ederken önce-
tır. Hem volkanik hem de tortulu ve
var süslemeleri görülür. Alçatı evle-
likle yaşam şeklinin, yapı içerisine,
gözenekli bir yapıya sahip olan taş,
rinin taşıyıcı sistemlerinde kestane,
mekana nasıl yansıdığını ve yapı
kolay işlenebilir özelliğinden dola-
mazı ve selvi ağaçları tercih edilmiş-
malzemelerinin nasıl kullanıldığını
yı yapı işlerinde sıkça kullanılmış-
tir. Pencere ve kapı doğramaların-
mimari
Evlerin önü kente, arkası tarlaya bakar
çıkartılan,
taş
28
Bölgedeki taş ocaklarından çıkarılan ve kolay işlenilebilir özelliği nedeniyle yapı işlerinde sıkça kullanılan taşlar, nem ayarlayıcı ve ısıyı tutma özelliğine sahiptir.
29
da ve kaplamalarında çam kereste
şında düşünülen tuvaletler, terasta
nacak önlemler ve detaylar görülür.
kullanılmıştır. Bunların içerisinde çok
veya bahçelerde bulunur. Türklerin
Yani lodos cephesi korunması gere-
detaylı işlemeler olduğu gibi; sade,
Alaçatı’ya yerleşmesiyle beraber tu-
ken bir cephedir. Yazın ise imbat de-
yalın ve gösterişli olmayan işlemeler
valetler tadilat yapılarak, mekan içe-
diğimiz kuzeybatıdan esen meltem
de kullanılmıştır. Alaçatı evlerini Ak-
risine alınmıştır. Mutfak işliğinde ise
rüzgarına yönelik bir yerleşme şekli
deniz mimarisinin özgün bir birimi
küçük teraslara sıkça rastlanmakta-
vardır. Yaz aylarında ise mekanlar,
olarak değerlendirebiliriz.
dır. Alaçatı evlerinin giriş bölümün-
imbat rüzgarının serinliğini alması
de bulunan büyük kemerli kapılar, at
açısından
arabalarının ve hayvanların kolaylık-
lenmiştir. Aynı zamanda sokaklarda
la bahçeye girmesini sağlar. Hemen
da bu rüzgara karşı düzenlemeye
Alaçatı’da gölge sağlama ve güven-
çoğu binanın giriş duvarlarında bu
gidilmiştir. Bu tür yapılarda coğrafik,
lik endişesi nedeniyle yapılmış dar
kemerleri görebiliriz. Alaçatı evlerin-
topoğrafik iklim şartları çok önem-
sokaklar, Arnavut kaldırımı dediği-
deki cumbalar, karakteristik Akde-
lidir ve yönlendiricidir. İnsanlar bu
miz taş kaplamalıdır. Daha sonraki
niz mimarisinde görmeye alıştığımız
şartlara göre yapılarını inşa ederler.
dönemlerde
yağmur
cumbalardır. Binaların üzerindeki
Bu durumu da Alaçatı’da net olarak
suyu çözümlemeleri yapılmıştır. So-
taş tablet üzerine yazılmış yazılar, o
görmekteyiz.
kaklarda yönlendirmelerden ziyade
binanın hangi tarihte ve kim tarafın-
yerleşim mahalleleri arasındaki iliş-
dan yapıldığını gösterir.
Dar sokaklar gölge sağlar
sokaklarda
kilere göre düzenlemelere gidilmiştir. İyi komşuluk ilişkileri özellikle dış mekanlarda hissedilir.
bu doğrultuda düzen-
Özgünlük bölgeseldir
Son zamanlarda, özellikle 2000
Rüzgar yapıları biçimlendirmiş
senesinden sonra Alaçatı’ya olağanüstü bir rağbet başladı. Bu rüzgar
durumla beraber turizm çerçevesi
önemli bir etken olmuştur. Yapılar
içerisinde yapılaşma ihtiyacı doğdu.
Evlerin zemin katında tarımsal üre-
da bu doğrultuda şekillenmiştir. Kı-
Alaçatı’nın dış mahallelerinde Ala-
timin de getirdiği etkenlerle geniş
şın etkin olan lodosa karşı yapıların
çatı evlerinden öykünerek yapılmış,
avlular, depolar ve hayvan damları
mimarileri değişiklikler göstermiştir.
Alaçatı dokusu ve mimarisi ile çok
bulunur. Birinci katlarında ise baş
Lodos sert esen ve yağmur getiren
fazla örtüşmeyen yapılar inşa edildi.
oda, yani misafir ağırlama odası
bir rüzgar olduğu için lodos cephe-
Mimarinin de sanat yapıtındaki gibi
ve yatak odaları vardır. Mekan dı-
sinde açıklıklar, yağmura karşı alı-
taklidi olmaz. Picasso gibi resim ya-
Cumbalar Akdenizlidir
Yarımadanın
bütününde
30
pamazsınız. Picasso’nun kendine özgü bir dili vardır, anlatım şekli vardır, resimleri kendine özgüdür. Alaçatı evi, kendine özgüdür. Özgünlük bölgeseldir. Her çağın, her yaşam şeklinin, her üretim ilişkisinin mekana yansıması, malzemesiyle, teknolojisiyle, estetiği ile farklı olması gerekir. Öykünme ve taklitçilik olumsuz durumlara sebebiyet verir.
Eskinin şirin köyü, gözde turizm merkezi oldu
Eskinin şirin Ege köyü, bugün elit turizm mekanına dönüştü. Bu dönüşüm beraberinde hem olumlu hem olumsuz etkileri getirdi. Bu gelişmelerin olmasının faydalı yanı, beraberinde bir çok yenileme, restorasyon, düzenleme gibi çalışmalara neden oldu. Turizmle beraber yapılan yenilenmeler, mekanların doğru kullanıldığı taktirde gelecek nesillere aktarılmasını sağlayacaktır. Yerel halkın kentin içinde kalması, bulunduğu yerde yaşaması çok önemli bir olgudur. Yerel halk orada yaşadığı sürece doğal yapı ve Alçatı kültürü de canlı kalmaya devam edecektir. Alaçatı’yı bugüne getiren üretim ilişkilerinin, bundan sonra da turizm ağırlıklı üretim şekli ile yeni bir noktaya ulaştırması kaçınılmaz bir gerçektir. Önemli olan bu duru-
nomik açıdan pozitif kılınmazsa
kiyor. Alaçatı’yı tarif eden bir yapı
mu olumlu bir hale dönüştürmektir.
kent üzerinde kontrol mekanizma-
olan Pazaryeri Cami restorasyonu
Mevcut turizm yaz sezonundan 12
ları azalır. Yerel yönetimler, meslek
projesi, son dönemlerde çalıştığımız
aya yayıldığında, bu durum mekana
adamları olarak Alaçatı halkı ve Ala-
önemli projelerden bir tanesi olmuş-
da yansıyacaktır. İşletmelerin tiyatro
çatı sevenler olarak hepimizin emek
tur. Yine Alçatı içerisinde restorasyon
dekoru gibi geçici mimari eleman-
vermesi gerekiyor.Bütün olarak bak-
çalışmalarını gerçekleştirdiğimiz ev,
larla dokuya girmesi başka, 365 gün
tığımızda diğer tatil yörelerimize na-
pansiyon ve butik oteller mevcuttur.
sürekli yaşayan mimari detaylarla
zaran Alaçatı’nın dokusunun, doğal
Bu sorumluluk altında Alaçatı’nın öz-
kalıcı olması başkadır.
yapısının çok fazla tahribata uğra-
gün dokusuna ve orijinal halinin de-
madan kaldığını söyleyebiliriz. Bura-
vamına dikkat ediyoruz. Mümkün ol-
da tabii ki, yerel yönetimlerin, yerel
duğu kadar orijinal hali ile koruyarak,
halkın ve meslektaşlarımızın duyar-
önümüzdeki günlere taşınmasında
lılığını da göz ardı etmemek gere-
kendimizi sorumlu hissediyoruz.
Özgün dokuya dikkat ediyoruz
Değişim mekansal, sosyal ve eko-
31
Mavi gözler Nazarköy’de hayat buluyor Nif dağının eteklerinde kurulu Kurudere’ye zamanın birinde Mısır’dan bir boncuk ustası göç etmiş. Kızılçam ağaçlarının ışık kattığı boncuk üretimi de köyde böyle başlamış ve adı, Nazarköy olmuş.
Yazı ve Fotoğraflar: Süleyman Duman
32
İ
zmir’in Kemalpaşa ilçesine 6 ki-
Her yıl mayıs ayının ilk haftasında
yetişen kızılçam ağaçları. Çünkü
lometre mesafedeki Nazarköy’e
yapılan Nazarköy Boncuk Şenliği de
boncuk ocağında kullanılan bu ağa-
girdiğiniz andan itibaren sizi izle-
yörenin tanınırlığına katkı getirir. Köy
cın bıraktığı is, boncukların daha iyi
yen masmavi boncuk gözler, masal
meydanının iki yanına kurulu stant-
parlamasını sağlıyor. 2000 yılından
diyarına girdiğiniz hissini uyandırır.
larda nazar boncuğunun her türlü-
sonra Kemalpaşa Kaymakamlığı ta-
Nif Dağı eteklerindeki bu şirin ve
sünü bulmanız mümkün. Burada ye-
rafından köyde takı tasarım kursları
mütevazı köy, yaklaşık 70 yıl önce-
tiştirilen organik bitkiler ile Nif Dağı
da açıldı. Üretimi yapılan boncuklar,
sine kadar Kurudere adıyla bilinir.
eteklerinden toplanan şifalı otlar da
süs eşyalarına dönüştürülerek kö-
Günün birinde Mısır’dan bir boncuk
aynı stantlarda yerlerini alır.
yün içerisinde bulunan tezgahlarda
ustasının gelip yerleşmesine, kızıl-
satışa sunulmaya başlandı. Bu du-
çam ağaçlarının da katkısı eklenir
Nazarköy Muhtarı Mehmet Yiğit,
rum hem köy ekonomisine hem de
ve yeni adıyla Nazarköy, bir boncuk
Mısır’dan İzmir’e göç eden boncuk
kültür ve turizmine katkıda bulundu”
üretim merkezi haline gelir.
ustasının, 1942 yılında bu köye yer-
Yer
gök
nazar
boncuğudur
leşmesiyle boncuk üretiminin başla-
Tanıtımının artmasıyla köyün daha
dığını belirterek, şunları söylüyor:
iyi yerlere gelebileceğini ve bu kül-
Nazarköy’de. Ağaç dalından duvar
türün, sanatın sürdürülebileceğini
süslemesine hemen her yerde kar-
“Köyün tarihi 200 yıla kadar uzanı-
dile getiren Yiğit, 125 hanenin bu-
şınıza çıkar. Köy halkı, ziyaretçilerini
yor ve nüfusun çoğunluğunu Yörük-
lunduğu köyün, kendine has sakin-
sıcak bir ilgiyle karşılar ve meraklı-
ler oluşturuyor. Boncuk üretimi için
liği ve doğal atmosferi ile gezilmeye
larına nazar boncuğu imalatıyla ilgili
o dönemlerde buranın tercih edil-
ve görülmeye değer olduğunun da
her türlü bilgilendirmeyi de sağlar.
mesinin en büyük sebebi, bölgede
altını çiziyor.
33
Bin yıllık geçmişi var
farklı dekoratif motifler şeklinde gün-
lerine nazaran daha ağır olması ve
Bugün hala popülerliğini koruyan bir
lük yaşantımızda sıkça görülen bir
parlaklığının öneminin altını çiziyor.
kültürün ürünü olan nazar boncuğu-
obje haline gelmiş. Türk kültürünün
nun bin yıllık bir geçmişi bulunuyor.
bir motifi olan nazar boncuğu, he-
Kökü, İslamiyet öncesi Türk kültü-
men her turistik hatıra dükkanlarının
rüne kadar gidiyor. Kötü gözlerden
da vazgeçilmezleri arasında yerini
korunmak amacıyla canlı veya can-
almış.
Meydan okuyor
Git gide yok olmaya başlayan bu mesleğin sürdürülebilmesi için insan faktörü de önemli. Çünkü usta-
sız varlıkların üzerinde görmeye alı-
lar, yetiştirecek eleman bulamıyor.
şık olduğumuz nazar boncuğu, ha-
Ancak üretimde ciddi bir azalma
İlgisizliğin en büyük nedenleri ara-
len yaygın olarak kullanılıyor.
var. Eskiden Nazarköy’de 13- 14
sında sosyal güvencenin olmayı-
adet boncuk ocağı bulunurken, son
şı, imalatın eskisi kadar hak ettiği
Nazar boncuğu, ilk üretim dönem-
zamanlarda bu sayı 4’e inmiş. 2005
değeri bulamayışı, yöre halkının
lerinde hayvanlara takılan bir eşya
yılına kadar iyi giden nazar boncuğu
ve boncuk ustalarının dış pazara
olarak kullanılıyormuş. Zamanla bu-
üretimi, Çin’den ithalatın başlama-
açılmasında yaşadığı sıkıntılar yer
nun yerini göz boncuklarının alması
sıyla sekteye uğramış. Çin’den ge-
alıyor. Kısacası Nazarköy’e, nazar
ve günümüzde süs eşyası olarak
len boncukların plastikten yapıldığı
değiyor. Bütün bunlara rağmen bin-
kullanılması, dünyada da tanınma-
için sağlıksız olduğunu belirten bon-
lerce yıllık geçmişi ile Nazarköy’de
sına yol açmış. Hem inanış gereği
cuk ustaları, gerçeğinin ise cam-
halen yaşatılmakta olan bu sanat,
hem süs eşyası olarak kullanılan
dan yapılması, kimyasal hiçbir katkı
yok oluşa meydan okumaya devam
nazar boncuğu, hayvan figürleri ve
maddesinin bulunmaması, sahte-
ediyor.
34
35
“ Boncuk kolay üretilmiyor. Mevsim yazsa sıcağa, ocağın 1200 derecelik ısısı ekleniyor. Yüksek sıcakta erimiş camlar, ustaların ellerinde oyun hamurundan farksız şekilleniyor.”
Boncuk üretimi, imalathanenin ortasında, kubbe şeklinde kerpiç sıvadan oluşan, 1200 dereceye kadar çıkabilen ocaklarda gerçekleştiriliyor. Özel bir örme disiplinine göre dizayn edilen ocaklar, ana iki bölmeden oluşuyor. Kristal camın eridiği bölmede sıcaklık çok yüksek iken, soğutma denilen ikinci bölmede ise 300 dereceye kadar düşüyor. Bunun sebebi ise boncukların yavaş yavaş soğutulması. Üretiminin bir hayli zahmetli olduğu nazar boncuğu, opak karışımı olan yumuşatıcı oranı yüksek kristal cam kullanılarak yapılıyor. Cam bir saat süre ile yüksek sıcaklıktaki fırına konuyor, ardından renkli erimiş camlar ekleniyor. Yumuşak hamur kıvamına gelen cam, kalın demir çubuklarla karıştırılıyor. Sonraki aşamada bir taraftan cam şekillendirilirken, aynı zamanda kullanılacak olan renkler de ilave ediliyor. Mevsim yazsa sıcakların yanına 1200 derecelik ocak ısısı eklenince, ustalar bir hayli zorlanıyor. Buna rağmen yüksek sıcaklıkta erimiş camlar, ustaların ellerinde oyun hamurlarından farksız bir hale geliyor. Nazar boncukları geleneksel Türk motiflerinden hayvan figürlerine, anahtarlıktan süs eşyasına kadar geniş bir yelpazede usta ellerde şekil buluyor.
UNESCO listesine giriyor
NESCO Somut Olmayan Kültürel Miras çalışmalarında, İnsanlığın Somut Olmayan Kültürel Mirasının Temsil ve Listesi için önerilen gelenekler arasında İzmir’in nazar boncuğu da yer alıyor. UNESCO’nun ilgili komitesinin 2011 Kasım ayında Endonezya’da yapacağı toplantıda, Türkiye’nin başvurusunun değerlendirilmesi bekleniyor. 36
37
Röportaj: Ferzan Yapkuöz Fotoğraflar: Süleyman Duman
Geçmişten bugüne
İzmir Şehir Planı Modern kentleşmede ilk adımlarını 1670’li yıllarda atan İzmir, büyük ölçekteki planların uygulamaya konulmasında zorluk yaşıyor.
E
ge’nin parlayan yıldızı, in-
reci, bir uzman ağızdan dinlemek
ilk o zamanlar başlıyor. Bir takım yeni
cisidir İzmir. Coğrafi konu-
istedik ve şehir plancısı Prof. Dr.
yolların açılması isteniyor, fakat bun-
munun güzelliğinin yanında,
Çınar Atayla, kapsamlı bir sohbet
lar pek gerçekleşemiyor. Bunların
yaptık.
arasında ilk gerçekleşme eğilimi olan
tarihiyle kültürüyle göz kamaştırır. Kentleşmeye bakıldığında ise ilk güncel planlamaların 1600’lü yılla-
bugünkü Fevzi Paşa Bulvarı dediğiTarihte İzmir’in şehir planı nasıl ge-
miz yol oluyor. 1880’li yıllarda o yolu
rın sonlarında yapılmaya başlandığı
lişme göstermiştir?
açmayı planlıyorlar, ancak bu yolun
İzmir, büyük ölçekli planların uygu-
ATAY: İzmir’in ilk güncel planlama-
açılması 1940 yıllarına tekabül edi-
lanmasında karşılaşılan zorluklarla
larının başlaması İzmir Rıhtımı’nın
yor. Yani böyle uzun bir süreç geçi-
dikkat çeker. İzmir’in geçmişinden
yapılmasıyla oluyor. 1670 yılları di-
yor. Daha sonra İzmir çeşitli badire-
bugüne kentleşmede geçirdiği sü-
yebiliriz. Modern şehirleşme İzmir’de
ler atlatıyor. Ekonomik krizler, dünya
“Büyük ölçekte planlar yapılsın diye gerçekleştirilen çalışmalar, uygulamaya geçmede güçlüklerle karşılaşıyor. Maliyeti artırdığı için büyük, geniş caddeler yerine daha dar ve küçük olanları yapılıyor. Bu zihniyet İzmir’de bugüne kadar devam edip duruyor. ‘’ 38
savaşları derken Cumhuriyetin ilanı ile birlikte bir yenileme dönemine geçiliyor. Yeni bir imar planı yapılmaya çalışıyorlar. Şehrin bir kısmı da yandığı için baştan bir imar planı yapmak gerekiyor. İmar planı, yaklaşık 40 sene önce düşünülen yeni yolların açılması şeklinde oluyor. Bugünkü Talatpaşa Bulvarı, Cumhuriyet Bulvarı, Gazi Bulvarı, Fevzi Paşa Bulvarı
“ İzmir’in bir özelliği de, yapılan planlara dava açılması. Müthiş bir süreç kaybı oluşuyor. Türkiye’nin üçüncü büyük kenti, Ege’nin yıldızı olan kentte viyadükler, 10 yıldır orada duruyor.’’
dar ve küçük olanları yapılıyor, çünkü büyük caddeler maliyeti artırıyor. Bu zihniyet İzmir’de bu güne kadar devam edip duruyor. İzmir’in
bugünkü
şehir
planına
baktığımızda, Kadifekale etekleri, Kemeraltı, Alsancak olarak ele alacak olursak, 1955 yılında yapılan plandan bugüne kadar pek bir şey
gibi bu geniş caddeler bu planda yer
yapıldığını göremezsiniz, hala 1955
alıyor. Yani 1925 civarında. 1930’lu
yılı civarında yapılan planlar devam
yıllara baktığımızda, bugün hala his-
etmekte. Gelişmeden bahsedecek
sedilen ekonomik kriz ve biraz da beceriksizlikle 1925 yılında yapılan bu plan yarım yamalak uygulanıyor. Bulvarlar daraltılıyor, bazı yollar iptal ediliyor ve 2. Dünya Savaşı’na böyle giriliyor. Savaştan sonra yeni bir plan yapılması düşünülüyor. 1950’li yıllarda uluslararası yarışmalar düzenleniyor. Yarışmayı kazanan bir Türk vatandaşın planını, dış ülkelerden de danışmanlar getirilerek uygulamaya
çalışıyorlar. Onda da tam bir başarı
olursak, iki katlı binalar 8 kata çı-
sağlanamıyor, yarım kalıyor.
kıyor, yeni alanlar imara açılıyor,
İzmir’de gerçekçi bir planlama an-
şiyor; Buca, Bornova birleşiyor ama
layışı ortaya çıkamıyor. Daha sonra metropolleşme sürecine giriyor İzmir. Metropolitan Nazım Plan Bürosu kuruluyor. Büyük ölçekte planlar yapılsın diye gerçekleştirilen bu bütün planlar, uygulamaya geçmede büyük zorluklarla karşılaşıyor. Biraz ekonomik güçlükler çekiliyor. Büyük, geniş caddeler yerine daha 39
Karşıyaka genişliyor, Narlıdere gelibu birleşmeler bütüncülden ziyade parçacı yaklaşımla oluyor. Bunun nedenini anlatır mısınız? ATAY: İzmir’de yapılan planlama, aldığı nüfus ve teknolojinin gelişmesiyle, birbiriyle paralel gidemiyor. İzmir’in gelişmesi, aldığı nüfus ve gelişen teknolojinin hep arkasında
kalıyor. Öngörüsüz bir planlama an-
Arka kesimi farklı bir gelişim içinde
pıp satıyor. Satılan bu parseller bu-
layışıyla ilerleniyor. Plan yok değil.
oluyor. Şimdi limanı Çandarlı’ya ta-
gün hala yaşıyor. Bunun sonucun-
Planlar var, güzel çalışmalar var, fa-
şıyalım diyoruz. Limanın Çandarlı’ya
da sıkışık şehir ortaya çıkıyor.
kat hayata geçiremiyorsunuz ve ha-
taşınması için ilk fikirler 1975 yılında
yata geçirirken çok gecikiyorsunuz.
ortaya atılmış. 2011 yılındayız, hala
Planların gerçekleşmesi açısın-
Sizin planladığınız projeler, attığınız
duruyor. Planlamadaki sorunlar, sı-
dan bundan sonrasını nasıl görü-
adımlar dünyadaki ya da Türkiye’deki
kıntılar bunlar, böylelikle bu sıkıntılar
yorsunuz?
gelişimlerle aynı tempoda gidemiyor.
şehrin üstüne biniyor.
ATAY: Bundan sonrasını ben bulanık görüyorum. Çok net görmüyorum.
Aynı tempoda gidemeyince sıkışıklık, kaos, karmaşa ortaya çıkıyor. Bunun
Bu tür planlamaların dışında so-
en güzel örneği İzmir Limanı’dır. İz-
mut olarak İzmir’de verebileceğiniz
düğümüz
mir Limanı, 1880’li yıllarda bitiyor.
başka örnekler var mı?
yönelik planların yapılması geç ka-
Şimdiki Konak Pier’in olduğu yerde.
ATAY: Fevzi Paşa Bulvarı’nın açılışı
lıyor. İzmir’in bir diğer bir özelliği de
1925’te İzmir Limanı’nı yapan kişiler
var. 40-50 senede açılıyor.1920’li
var. İş yaptırmama özelliği, yapılan
diyorlar ki, şehir artık büyüdü ve bu
yılların ikinci yarısında İzmir derli
planlara dava açılıyor. Dava açılan
liman burada olmaz, buradan kal-
toplu bir şehirdi. Büyük yangın so-
planlar da durduruluyor. Dolayısıy-
dıralım, Alsancak’a taşıyalım. 1925
nucunda nüfus 300 binlerden 150
la müthiş bir süreç kaybı oluşuyor.
yılında düşünüyorlar, fakat Alsan-
binlere inmiş, ortamda daha rahat
Gelişim yönünden de geç kalıyorsu-
cak Limanı’nın taşınması, işletme-
planlar yapılabiliyordu. O rahatlık
nuz. Bence en büyük sıkıntılardan
ye açılması 1955 senesini buluyor.
içinde plan yapılıyor ama 1930’lu
birisi de budur. Viyadükler planla-
1925 yılında planı yapılan Alsancak
yıllara
Kadifekale
nıyor, sonra yapımına başlanılıyor,
Limanı’nın çevresi ve arkası da bu
sırtları görülüyor, imara açılıyor, ge-
ardından durduruluyor. Türkiye’nin
alana destek verecek şekilde planla-
niş caddeler, geniş bahçeli evler
üçüncü büyük kenti, Ege’nin parla-
nıyor. 40 sene sonra siz limanı yapar-
düşünülüyor. Dönemin belediyesi
yan yıldızı olan kentte viyadükler, 10
sanız tabii uyumsuz oluyor sonuçta.
300-500 metrekarelik parseller ya-
yıldır orada duruyor.
geldiğimizde,
40
Farklı ölçekli planlar yapılıyor. Görkadarıyla,
uygulamaya
‘’Kentsel dönüşümü, sadece kentin çalışmayan, eski gecekondu bölümünü alıp yenilemek değil, burayı canlandırmak olarak görmek lazım.’’
fakat bu görüşle, bu zihniyetle ol-
mesela, bir tane işlev konuluyor,
İzmir’de neler yapılabilir?
maz. Cephe yenilemesi eski bir
kendi kendine düzenleniyor bölge.
ATAY: Kentsel dönüşüm son zaman-
ayakkabıya cila sürmek gibidir. 3
Bir de şehirlerde kontrol, disiplin
ların modası. (Ankara Altındağ örne-
gün sonra tekrar dökülür. İşlevler
ve denetimin çok sıkı olması lazım.
ği) Kentsel dönüşüm denildiğinde
aynı, işlev içinde yapılan iş aynı, içi
Ben İzmir’de denetim göremiyorum.
bu sadece kentin çalışmayan, eski
delik deşik, fakat dışı boyalı. Öyle
Bir kere tolerans tanıdığınızda, ne
gecekondu bölümünü alıp yenile-
bir şey getirilmeli ki, kendi kendini
kaldırımında ne sokağında yürüye-
mek değildir. Kentsel dönüşümü,
temizlemeli. Bazı gereksiz işlevler
bilirsiniz. İnsan, her yerde insan.
çalışmayan bölümü alıp, canlandır-
oradan gitmeli. Kemeraltı bitik bir
Avrupa’da da insan, Türkiye’de de
mak olarak görmek lazım. Kentsel
hale doğru gidiyor. Kızlar Ağası
insan. Bugün gidin İzmir ayarında
yenilemede, yenilediğiniz yeri ca-
Hanı’nda yapıldı, o da kendi kendi-
bir yerlere, Avrupa’da balkonlarda
zipleştirecek unsurlar getirmek la-
ne bir şeyler olmaya başladı, ama
asılmış çamaşır yok mesela.
zım, fakat bunu enjekte etmeyecek-
cılız kaldı tek başına. Kentsel dönü-
siniz. Öyle bir unsur koyacaksınız ki
şüm, bina yıkıp, yeni bina yapılması
oraya, o unsur işlev görevi görüp, o
değildir. Paris’te var
Kentsel
dönüşüm
konusunda
yöreyi kendi kendine yenileyecek, temizleyecek.
Parklar,
bahçeler
yapalım, orayı yıkalım, yol yapalım değil, öyle bir unsur getirilmeli ki, o unsur o bölgeyi kendi kendine filtrelemeli. İzmir’de bu anlamda kentsel dönüşümün yakışacağı yer neresi? ATAY: Ben Kemeraltı’nı görüyorum, 41
Yazı :Süleyman Duman Fotoğraflar: Süleyman Duman, Mordoğan Belediyesi arşivi
Ege’nin ışıldayan elması:
Mordoğan Yılın her günü eksik olmayan rüzgarını, denizin ve nergis çiçeklerinin büyüleyici kokusuyla harmanlar Mordoğan, bir de tarih öncesinden Narcissus ve Echo’dan aşkın kokusunu getirir. 42
K
araburun Yarımadası’nın ku-
simgesi çiçekler, Mordoğan’da bir
rak maki-funda ve çam ağaçları bu-
zey-güney yönünde uzanan
başka güzel açar. Bu şirin belde,
lunur. Bölgenin iklimi, aromalı bir ya-
dağların eteklerinden kıvrı-
Mordoğan adını güneşin ilk ışıkla-
pıya sahip olan defne yaprağı, kekik
larak giden yol, eşsiz bir manzara
rıyla birlikte dağlarındaki kır çiçek-
gibi bitkilerin yetişmesine de olanak
ziyafetiyle çıkarır sizi gizli cennet
lerine, sümbüllerine ve nergislerine
verir. Kuzey ve batı yönünde uzanan
Mordoğan’a. Denizin tüm tonların-
sinen morluktan alır.
kıyıları ve göz alıcı koy manzaralarıy-
dan, yeşilin huzur veren renkleri-
la izlemeye değer bir görsellik keyfi
ne kadar bütün cömertliğini sunar
Karaburun ilçesine bağlı Mordoğan
doğa bu topraklarda. Yılın her günü
beldesi, İzmir il sınırları içinde İzmir-
eksik olmayan rüzgarını, denizin ve
Karaburun yolu üzerinde İzmir’e 80
nergis çiçeklerinin büyüleyici koku-
kilometre mesafede yer alır. Doğu-
suyla harmanlayıp, tarih öncesin-
da Ege Denizi ile sınırlı, kuzey ve
Mordoğan’ın tarihi, Prehistorik dö-
den Narcissus ve Echo’dan gelen
batıda Karaburun, güneyde Balıko-
neme kadar uzanır. Bölgede yapılan
aşkın kokusunu getirir. Sırtını funda,
va ile komşudur. Akdeniz ikliminin
çalışmalarda M.Ö 4 bin (Kalkolitik
çam ve zeytin ağaçlarına yaslamış,
etkisi altındadır. Yaz aylarının sıca-
dönem) yıllarına ait olduğu sapta-
önünü ise Ege Denizi’nin göz alıcı
ğını Ege’den esen imbat rüzgarları
nan bir takım buluntular gün yüzü-
maviliğine dönmüş bu şirin belde,
biraz olsun serinletir. Eğimli ve düz
ne çıkarılmıştır. En bilinen yönüyle
ziyaretçilerine unutulmaz bir anı bı-
alanlarda zeytinlikler, ovalarında ise
asıl yerleşim M.Ö 12. ve 11. yüzyıl-
rakır. Kış ayından çıkarken, ilkbaha-
nergis bahçeleri ile tarım alanları yer
larda, Anadolu’da Hitit uygarlığının
rın müjdecisi güzelliğin ve saflığın
tutar. Toprak özelliklerine bağlı ola-
sona ermesinin ardından Aka göç-
43
yaşatır.
“Tarihte Mordoğan” Karaburun
Yarımadası’nın
ve
leri “Aiolya” ve “Ionia” bölgelerinin
Mordoğan M.Ö 4. yüzyılda, “Mimas”
sızlığına
kurulması ile daha da belirginleş-
ismi ile kurulmuştur. İdari bakımdan
Krallığı’nın Roma İmparatorluğu’na
mektedir. Bu dönem içerisinde çok
Erythrai Krallığı’na bağlı olan Mimas,
bağlanmasının ardından Erythrai’de
önemli 12 Ion kenti kurulmuştur. Ege
ticari ilişkileri bakımından Klazome-
Roma topraklarına katılmış, daha
Denizi’nde bulunan Sakız (Khios) ve
nai Kenti ile alışveriş içerisinde ol-
sonrada Doğu Roma kenti olmuştur.
Sisam (Samos) adaları ile Miletos,
muştur. M.Ö 5. yüzyılın sonlarına
Mimas ismi, eski haritalarda Romalı
Myus, Priene, Efes, Kolophon, Teos,
doğru Erythrai, Pers İmparatorlu-
şair Ovidişun’nun Truva Savaşlarını
Lebodos, Erythrai (Ildırlı), Klazome-
ğunun egemenliği altına girmiş ve
anlatan dizelerinde geçmektedir.
nai, Phokaia (Foça), bu dönem için-
M.Ö. 334 yılında Büyük İskender’in
O dönemlerde Erythrai Krallığı’nda
de kurulan kentlerdir.
Pers’leri yenmesiyle tekrar bağım-
ölüme mahkum edilen tutuklular
44
kavuşmuştur.
Bergama
son zamanlarını geçirmeleri için
kurulan Bizans yönetimine geçmiş,
sanların saldırılarına zaman zaman
Mimas’a (Karaburun Yarımadası)
1086-1095 yılları arasındaki sürede
maruz kalan Mordoğan, yerleşim
gönderilirmiş. Akdağ civarında 4.
Çaka Bey tarafından Türklerin yöne-
yerlerini denizden görülemeyecek
yüzyıldan kalma, siyah granitten
timine alınmış, sonra tekrar Bizans
kadar iç bölgelere yapmaya zorlan-
yapılmış Mimaslılara ait bir ma-
yönetimine girmiştir.
mıştır. Bugün dahi denizden bakıldı-
bet bulunmaktadır. Mimas halkı bu
ğında yarımada bölgesindeki çoğu
mabette toplanır, ayinler düzenler,
Bu bölgenin tamamen Türklerin eli-
köy görülememektedir. Mordoğan,
bereket tanrısından yağmur ve bol
ne geçmesi 14. ve 15. yüzyıllarda
Cenevizliler, Selçuklular, Aydınoğul-
ürün vermesi için dua ederlermiş.
Aydınoğlu Mehmet Bey’in bölgeyi
ları hakimiyetlerinin ardından, 1426
Yarımada, Doğu Roma’dan sonra
almasıyla başlamıştır. Cenevizli kor-
yılında Osmanlı topraklarına katılmıştır. Birinci Dünya Savaşı zamanında Karaburun Yarımadası işgalci güçlerin eline geçmiş ve işgal, Büyük Zafer sonrasında 1922 tarihinde sona ermiştir.
Mitolojide Mordoğan
Mordoğan ve Karaburun, Yunan mitolojisinde sıkça yer alır. Kendisi de bu topraklarda doğan Homeros’un ünlü eseri Oddysea’da Rüzgarlı Mimas Dağı, bugün Bozdağ olarak adlandırılan dağdır. Mitolojik tanrılarla savaşan ve Tanrı Zeus’u çok zorlayan Mimas isimli devin, üzerine erimiş demir, çelik ve bakır dökerek öldürüldüğü ve bir daha uyanmamak üzere dağın altına gömüldüğü hikayesi anlatılır. Hera’nın, çapkınlığı ile bilinen kocası Zeus’u izlemesi için İris’i (tanrıların habercisi olan tanrıça) yüksek tepelere yerleştirdiği ve buradan izlettiği de efsaneler arasında yer alır. Belki de Mordoğan’a özgü en güzel mitolojik öykülerden birisi, Narcissus efsanesidir. Efsaneye göre, 78 çeşit mor çiçek bulunan, mitolojide Çiçek Tanrıçası Flora’nın bahçesinin de içinde olduğu yerde, Irmak Perisi Nana, pınarda yıkanıp, ağaçların gölgesinde yatarmış. Her zaman güzel bir oğlan çocuğu olmasını isteyen bakire Nana’nın bu isteği, bir gün tanrılar tarafından kabul edilir ve dünyalar güzeli bir erkek doğu45
“Hem zihinsel hem bedensel açıdan dinlendirici, uygularken eğlendirici, bir o kadar da faydalı bir spor dalı olan olta balıkçılığının keyfi, Mordoğan’da tarif edilemez olur.”
rur. Adını, Narcissus koyar. Zaman
kaçıp gider. Bir gün yüreğinden ya-
şet Öztekin’in uğraşları ile Narkisos
geçer, Narcissus büyür, yakışıklı
raladığı kızlardan biri Narcissus’u
pınarının gün yüzüne çıkartılması,
bir delikanlı olur. O zamanlar Echo
tanrılara şikayet eder ve cezalandı-
bölgeye tarihi ve kültürel bir değer
adında dünyalar güzeli orman perisi
rılmasını ister. Tanrıların, ‘’Başkala-
olarak kazandırılması çalışmaları
vardır. O kadar güzeldir ki, görenler
rını sevmeyen, kendini sevsin’’ diye
da sürdürülmektedir.
dönüp bir daha bakar. Bu sırada
cezalandırdığı Narcissus, bir gün
Zeus’un kendisini bir orman peri-
bir pınarın yansımasında gördüğü
siyle aldattığını öğrenen Hera, çok
siluetine aşık olur. ‘’Kendime olan
öfkelenir ve hışımla orman perileri-
sevgimle yanıyorum, yalnız ölüm
Mordoğan’ın artık yerli ve yabancı
nin yaşadığı koruluğa gider. Bunu
kurtarır beni der”, pınarın başında
turistler tarafından giderek tercih
gören periler korkudan kaçarlar ve
sürekli kendini seyrederek eriyip
edilmesiyle turizm sektörünün ge-
sadece zavallı Echo kalır. Hera bu
gider ve sonunda ölür. Echo ise pı-
lişmesine de neden oldu. Konak-
güzel periyi görürü görmez, haksız
narın kenarına geldiğinde anlar ki,
lama tesislerinin sayı ve kalitesinin
bir şekilde cezalandırır ve Echo,
Narcisus ölmüştür ve onun yerinde
artması bundan kaynaklanır. Belde-
derdini anlatamaz olur. Sadece
güzeller güzeli bir çiçek kalmıştır.
deki iki büyük pansiyonun yanında,
kendisinden önce kim konuştuysa,
Echo, en son çiçeğin başında ağ-
onlarca irili ufaklı pansiyon, konuk-
son sözlerini tekrarlayacaktır. Bir
larken görülür. Acısını alıp mağara-
larına kaliteli, temiz ve huzurlu bir
gün ormanda gezinirken, yakışık-
lara gizlenen Echo, efsane bu ya,
ortam sağlamaktadır. Bölge tarihi
lı Narcissus’u görür ve aşık olur.
belki hala oradadır ve kim yüksek
doku olarak da zengin bir yapıya
Onunla konuşmak ister ama üzerin-
sesle bir şey söylese tekrarlamak-
sahiptir. Narkisos Pınarı, Ayşe Ha-
deki lanet nedeniyle yapamaz. Bir
tadır. Mordoğan’ın kırlarında nergis
tun Camisi, Rum köyleri, çeşmeleri
gün eline bir fırsat geçer. Echo’yu
olarak yaşayan Narcissus, tıp bi-
ve yel değirmenleri, Mordoğan’ın
gören Narcissus, “Kimse var mı
liminde kendini beğenmişlik has-
artı değerleridir. Bölgeye has “hur-
burada?” diye seslenir. Echo’da
talığı olarak adlandırılan narsizme
ma zeytin”, ”sümbül”, “nergis”, “en-
“Burada, burada” diye tekrarlar.
de ismini vermiştir. Mordoğan’da
ginar” mevsimlerine göre yetiştiril-
Narcissus, çok şaşırarak, ormana
doğup yetişmiş gazeteci yazar Ne-
mekte, ticareti yapılmaktadır.
46
Zengin tarihi doku Tarihi
ve
doğal
güzellikleri,
47
“ Suyun altından yeni bir pencere açan arkeopark, sualtı tutkunlarını, batıkların gizemini çözmeye bekliyor. ”
Alternatif turizm olanaklarını bünyesinde barındıran sahilleri, yürüyüş parkurları ve kırları, olta balıkçılığı, av turizmi, arkeoparkı ile geleceğin sağlık ve doğa turizminde Ege Bölgesi’nin ışıldayan elması olmaya adaydır Mordoğan ve bir turizm merkezi olmak üzere
kararlı adım-
larla ilerlemektedir.
Olta Balıkçılığı
Zihinsel ve bedensel açıdan dinlendirici,
uygularken
eğlendiri-
ci, bir o kadar da faydalı bir spor dalı olan olta balıkçılığının keyfi, Mordoğan’da tarif edilemez olur. Olta balıkçılığına talebin artması, yörede ayrı bir geçim kaynağını oluşturmuş. Su ürünleri kooperatifinden veya şahıslar tarafından kiralanan teknelerle, balık avına çıkabilmekte, beldenin temiz sularında avcılığın keyfi sürdürülebilmektedir. Oltanıza takılan isparoz, mercan, çipura ya da bir kalamar olabilmektedir. Av dönüşünüzde sahildeki restoranlarda tuttuğunuz balıkları pişirtebilir ve yöresel lezzetler eşliğinde taze balık keyfini yaşayabilirsiniz.
48
“Su altı tutkunlarının yeni dünyası Arkeopark” Mordoğan Belediyesi, Ankara Üniversitesi Arkeoloji Anabilim Dalı Sualtı Arkeolojisi Kürsüsü, İzmir Sualtı Derneği (İZSAD) ve 360 Derece Tarih Araştırmaları Derneği tarafından projelendirilen ve uygulamaya sokulan Sualtı Arkeopark Projesi, Mordoğan’da önemli atılımlardan birisidir. Arkeopark’ta, M.Ö 600 yıllarına ait bir kargo gemisinin replikası, bir savaş gemisinin burun kısmı ve Kıbrıs Barış Harekatına katılan
tirildi. Projenin amaçları arasında,
Ayşe Hatun Camisi, inşa edildiği 15.
deniz tarihi ve sualtı arkeolojisi üze-
yüzyıldan günümüze ulaşmış, bir ör-
rine ulusal ve uluslararası çapta dü-
neği daha olmayan, mütevazi ölçek-
zenlenmesi düşünülen sempozyum
te olan bir camidir. Restorasyonu
ve atölye çalışmalarının organize
yapılan cami, ibadete açıktır. Köyde
edilmesi, bölgenin bu anlamda bir
yaşayan ve genç yaşta ölen Ayşe
bilim merkezi haline getirilmesi, ayrı-
Hatun’un vasiyeti üzerine annesi
ca sualtında oluşturulan yapay batık
tarafından çeyiz parası ile yaptırıl-
kazı alanında sualtı kazı eğitimlerinin
mış olan camiyi özel kılan ise, Ayşe
yapılmasını sağlamak bulunmakta-
Hatun’un
dır. Sportif amaçlı sualtı dalışlarında
kubbeye tek tek işlenmiş olmasıdır.
görsel zenginlik oluşturarak, dalış
Dönemin usta ressamının doğal ot
alanında Mordoğan’ı dünya merkez-
boyalar kullanarak yaptığı işlemeler,
leri arasında yerleştirmek de hedef-
500 yılı aşkın bir süre bile güzelliğini
çeyizindeki
motiflerin,
ler arasında yer almaktadır. Suyun
korumaktadır. Ayşe Hatun’un çeyi-
C47 Dakota uçağı, su altına batırıl-
altında yeni bir pencere açan arke-
zini işlerken kullandığı Mordoğan’a
mış olarak bulunmaktadır. Bunlarla
opark, sualtı tutkunlarını batıkların
özgü zeytin, nergis, karanfil, meyve,
beraber Ege’de kullanılan ve Kla-
gizemini çözmeye beklemektedir.
gül, sümbül ve lale motiflerinin aynı-
zomenia kazı alanından çıkartılan amforaların
benzerleri
tekrardan
üretilerek, batık gemi ile kazı alanlarının karolajlarının içerisine yerleş-
Ayşe Hatun (Ayşe Kadın) Camisi
Eski Mordoğan köyünde bulunan 49
sını camide de görebilirsiniz.
Plajlar
Mordoğan’da bir tanesi şehir merke-
zinde olmak üzere Kocakum, Ardıç ve Ayıbalığı plajları bulunmaktadır. Ayrıca bölge içerisinde beş adet küçük ölçekte plaj, halkın kullanımına sunulmuştur. Ayıbalığı Plajı, Akdeniz foklarının üreme alanı olduğundan doğal sit alanı ilan edilmiştir. Gelen ziyaretçilerin mutlaka burada denize girmeleri ve doğal oluşum kayalıklarda güneşlenmeleri tavsiye edilir. Mordoğan Belediyesi tarafından sosyal ve kültürel etkinlikleri artırmak amacıyla yılın her mevsimine yayılmış festivaller ve şenlikler düzenlenmektedir. Mayıs ayında yapılan “Denizle Buluşma Şenlikleri” sonrasında gece konserleri, kitap okuma, sokak tiyatroları, paneller, kongreler, sinema gösterimleri gibi bir çok aktivite organize edilmektedir. Kış aylarına denk gelen dönemlerde levrek avı turnuvaları düzenlenmektedir.
Ne yenir?
Mordoğan ve çevresinin balıkçı kasabası olması nedeniyle hemen her mevsim, her çeşit balığın bulunduğu restoranlarda balık keyfini yaşayabilirsiniz. Ege mutfağından zeytinyağlıların tadına bakabilir, mevsiminde gittiğinizde sadece Mordoğan’da yetişen hurma zeytini dalından koparıldığı gibi yiyebilirsiniz. Bunların yanında Ege’ye özgü ot yemekleri ve salataları, enginar gibi lezzetleri tadabilirsiniz.
Nasıl gidilir?
İzmir’e 80 kilometre mesafede bulunan Mordoğan’a, İzmir-Çeşme otoyolunun 45. kilometresinde Karaburun yol ayrımından sapılarak ulaşılmaktadır. İzmir Üçkuyular semt garajından minibüs seferleri düzenlenmektedir. Yarımadaya
girdiğinizden
itibaren
size, mavi ve yeşilin kucaklaştığı doğa ve birbirinden güzel koy manzaraları eşlik edecektir. 50
AyĹ&#x;e Hatun Cami 51
Kemeraltı’nda dünya birincisi
taş işlemecisi Kızlarağası Hanı’nda küçük bir atölyede, taşları mücevhere dönüştürerek dünya birinciliğine uzanan Gülay Atıcı Ertan, doğal taşlarla bir tür satranç oynuyor…
Yazı ve fotoğraflar: Ceyda Adar
52
“Bu bir oyun, satranç… Bir hamleyi o yapıyor, bir hamleyi siz yapıyorsunuz. Sonuçta bitmek isteyen bir taş bitiyor.”
K
emeraltı Çarşısı’nda Kızla-
2000 yılında hobi olarak başladığı
bu iş için tasarlanmış en iyi makineyi
rağası Hanı içinde müte-
taşlara olan merakı mesleğe dönüş-
alarak çalışmaya başladım.”
vazi bir atölyede doğal taş
müş. Keyif alarak yaptığı mesleğin
işlemeciliği yapan Gülay Atıcı Ertan,
yolculuğunu şöyle anlatıyor:
Atölyesinde “Meet point faceting”
internetten öğrendiği sanatında, dünya
tekniği ile uniqe ve butik taşlar ke-
birinciliğine uzanmış. 2006 Nisan ayın-
“Taşlarla 2000 yılında hobi olarak
sen Gülay Atıcı Ertan, Türkiye’de bu
da açtığı Nehir Taş Takı Atolyesi’nde
ilgilenmeye başladım. O dönemler-
teknik ile taş kesen ilk kişi olma un-
Türkiye’de ilk ve tek olarak kendisinin
de mineral koleksiyonu yapıyordum.
vanını taşıyor. Uniqe ve butik, kesi-
uyguladığı “Meet point faceting” tekni-
Daha sonra bu taşların mücevhere
ğini kullanan Ertan, doğal taşlarla bir
len taşın tek olması ve başka
nasıl dönüştüğünü, nasıl kesildikle-
tür satranç oynuyor.
hiçbir yerde bulunmaması anlamına
rini araştırmaya başladım. Ne yazık
geliyor. “Çünkü piyasada var olan
ki, bu konuyla ilgili Türkçe kaynak Selçuk Üniversitesi Rus Dili ve
mücevher taşlarındaki kesim tekniği
bulmak zor. Bu nedenle araştırma-
Edebiyatı bölümünden mezun olan
maksimum ağırlığı elde etmek üzere
larımı internet üzerindeki yabancı
kesilmiş taşlardır. Dolayısıyla yüzey-
kaynaklardan yürüttüm. İler-
leri rastgele yüzeylerdir. O yüzden
Ertan’ın,
leyen
dönemlerde
de desenler standarttır. Desenin
de dünyanın en iyi
ötesine çıkmazlar” diyor Gülay Er-
kesimcileriyle ya-
tan. Tekniği de kısaca “Desendeki
zışmaya başla-
her bir noktanın üstündeki, altındaki,
dım. Onlar, bu
sağındaki, solundaki ile nokta olarak
işin nasıl yapı-
kavuşması esası” olarak tanımlıyor.
lacağını
bana
öğrettiler. En son
Ertan, işçiliğin önemine şöyle dikkat çekiyor:
aşamada da 2002 yılında Amerika’dan 53
“ Meet point faceting tekniği, taşta
nokta birleştirerek yüzey oluşturmak
elmasın sertliği. Ayrıca her bir ta-
Taşla oynadığımız satranç. Bir ham-
demek. Dolayısıyla uzun bir işçilik
şın farklı kesim tekniği var. Yumu-
leyi o yapıyor, bir hamleyi siz yapı-
gerektirir. Hammadde kaybını göze
şak taşlar bazen daha zor kesilir.
yorsunuz. Sonuçta bitmek isteyen
almanız gerekir. Ayrıca taşların her
Ama benim işleme kriterlerimde en
bir taş bitiyor. Ben kabataslak üç
birinin kritik açıları var. Bu taşların
önemlisi, şeffaf olmasıdır. Çünkü
tane yüzeyi oluşturup, yüzeye otu-
her birinin kritik açısına uygun açı-
maksimum
sağlamak
rur da diyebilirim. Ve böylece seri
larla kesilmesi gerekir. Dolayısıyla
benim kesimdeki hedefim, amacım.
de çalışmış olurum en azından. En
matematiksel bir işlem de gerektirir
Dolayısıyla sadece şeffaf taş çalışı-
basit ihtimalle saatte bir taş kesebili-
aynı zamanda.”
rım. Ben elmas kesmiyorum ama 9
rim. Ama ben onu yapmıyorum. Ben
sertliğe kadar renkli taş kesiyorum.
en iyisini yapmaya çalışıyorum ve en
Elmas kesimciliği başka bir iştir.”
iyisini yapıyorum.”
tediğini görebiliyorsunuz. Her taşın
Her bir taşı, sabırla işliyor Ertan. En
ayrı bir sertlik derecesi olduğundan
basit bir taşın en az sekiz saatte çık-
Sabırlı olmak şart
söz ediyor Güler Ertan ve ekliyor:
tığını, bu işlemin taşına göre bir aya
duğunuzda ve baktığınızda her bir
da uzayabileceğini belirtiyor. Gülay
taştaki ince işçiliğe ne kadar sabır
“Taşların mücevhere dönüşebilme-
Ertan’a göre aslında taşlarla oyna-
gerektiğini hissetmemek elde değil.
leri için sertlik dereceleri önemlidir.
nan bir oyun bu:
Yine de sormak gerekiyor; “Herkes
En sert taş, elmastır örneğin. 10’dur
“Yani ben öyle bir oyun oynuyorum.
yapabilir mi bu işi?” diye. Gülay Ha-
Ertan’ın anlattıklarından, yaptığı işin
yansımayı
her aşamasının ciddi bir emek is-
“ Taş işlemenin inceliklerini internet üzerinden dünyanın en iyi kesimcileriyle yazışarak öğrendim. “
54
Bu sevimli atölyenin havasını solu-
nım tüm samimiyetiyle “İsteyen herkes yapabilir” diyor, sabırlı olmanın önemine vurgu yaparak: “Bu isteyen herkesin yapabileceği bir iş, eğer kendilerinde çok sabır olduğunu hissediyorlarsa. Mesela 15 gün bir taş için uğraşıp onu sonuçlandıramama riskini de göze alıyorlarsa bu yapılabilir bir şey elbette. Yani her aşamada taşı kaybetme riskiniz var. Taşı kaybettiğinizde de hammaddeniz, dolayısıyla ona ayırdığınız ekstra bir bütçe kayboluyor. Kestiğiniz ham taşın size bir maliyeti var. Kaybettiğiniz zaman maliyetiniz de kayboluyor.” Sabır ve emeğin ortaya çıkardığı sonucun en önemli göstergesi Gülay Ertan’ın yaratıları… Her bir taşı işledikten sonra duyduğu mutluluğu sözcüklere dökerek anlatmaya çalışıyor. Aldığı hazla işlediği taşların ona hediyesi de yurtdışında üyesi olduğu United States Faceters Guild’den (Amerikan Taş Kesimciler Derneği) aldığı ödüller olmuş. Alanında Türkiye’de tek olsa da bu işi başkalarına da öğretmek istiyor: hevesli biri olursa seve seve öğre-
olan bu güzel memleketimizde var
“Çünkü bilginin paylaşılması gereki-
tirim. İstemeyen biri için tam bir Çin
olan potansiyeli her tür lapideri tekni-
yor. Sonuçta ben birileri bana öğret-
işkencesi olur onu buraya oturtmak.
ği ile değerlendirmek, ulusal ve ulus-
tiği için buradayım. Çok isteyen ve
Amacım doğal değerli taş cenneti
lararası piyasaya kabul ettirmek.”
United States Faceters Guild
Harmony Akademi ve İzmir
USFG 2007 Tek Taş Faset
(USFG) 2008 Tek Taş Faset
Kuyumcular Odası’nın ortakla-
Kesim Yarışması Novice Katego-
Yarışması Pre-Master Kategori-
şa düzenlediği ve Dokuz Eylül
risinde Dünya Altıncılığı
sinde Dünya Birinciliği
Üniversitesi’nin bilimsel destek verdiği Renkli Taş Uzmanlığı Sertifika Programı 2007 yılı Birinciliği
55
İzmir Enternasyonal Fuarı,
ÇEVRE temasıyla açıldı Bu yıl 80. kez düzenlenen fuar, sürdürülebilir bir yaşam ve çevre için kentleri en az düzeyde kirletmenin yollarının arandığı, geri dönüşüm stratejilerinin ve politikalarının tartışıldığı ‘İEF Çevre Zirvesi’ne ev sahipliği yaptı.
56
T
ürkiye’nin en eski fuar orga-
Sanayi ve Teknoloji Bakanı Nihat
nizasyonlarından olan İzmir
Ergün, Ulaştırma Bakanı Binali
Enternasyonal Fuarı, 80.
Yıldırım, Kültür ve Turizm Baka-
yılında da kapılarını dünyaya açtı.
nı Ertuğrul Günay ile CHP Genel
Çevre ve Çevre Teknolojileri ana
Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu ve
temasıyla gerçekleştirilen fuarda,
TOBB Başkanı Rifat Hisarcıklıoğlu
partner ülke Avusturya, onur konu-
da katıldı. Törende konuşan İzmir
ğu il ise Denizli oldu. 8- 18 Eylül
Valisi Cahit Kıraç, küreselleşmenin
2011 tarihleri arasında düzenle-
ve sonucunda uluslararası ilişki-
nen fuara, bu yıl 50’den fazla ülke
lerin arttığı günümüzde fuarların,
ile 827’si yerli, 1083 firma katıldı.
en iyi promosyon ve pazarlama
Bilim Sanayi ve Teknoloji Bakanlı-
araçları olarak görüldüğünü, ayrı-
ğı himayesinde düzenlenen fuarı,
ca sosyal, kültürel, ticari ve politik
yaklaşık 1.5 milyon kişinin ziyaret
ilişkilerin gelişmesinde de önemli
etmesi bekleniyor.
rol oynadığını kaydetti. Fuarın ana teması olan çevre konusunda ise,
Kültürpark Açık Hava Tiyatrosu’nda
özellikle son yıllarda çevre ile ilgi-
düzenlenen açılış törenine, Bilim,
li bilincin ve hassasiyetin giderek 57
Vali Yardımcısı Haluk Tunçsu
arttığını belirten Kıraç, ‘’Çevresel bazda bugün karşı karşıya kaldı-
İEF Çevre Zirvesi
Bu yıl “Çevre ve Çevre Teknoloji-
ğımız durum, insan olarak hiç bi-
leri” ana temasıyla gerçekleştirilen
rimizin çevre sorunlarına duyarsız
80. İzmir Enternasyonal Fuarı, sür-
kalmamamız
ortaya
dürülebilir bir yaşam ve çevre için
koymaktadır. Çevre konusu artık
kentleri en az düzeyde kirletmenin
her millet için bir vatan savun-
yollarının arandığı, geri dönüşüm
ması, bir insanlık görevi haline
stratejilerinin ve politikalarının tar-
gelmiştir, ‘Çevre ve Çevre Tekno-
tışıldığı ‘İEF Çevre Zirvesi’ne ev
lojileri’ olarak belirlenen fuarın te-
sahipliği yaptı.
gerektiğini
masına da yansıyan bu bilinç ve hassasiyetin, çevrenin korunması
İsmet İnönü Sanat Merkezi’nde
ile ilgili düzenlemelerin daha da
15-17 Eylül 2011 tarihleri arasın-
artırılmasını sağlayacağına inanı-
da gerçekleştirilen zirvenin açı-
yorum’’ dedi.
lışında konuşan İzmir Vali Yardımcısı Haluk Tunçsu, Türkiye
Afire Sever
Ana tema kapsamında katılımcı
Cumhuriyeti’nin imza atarak dâhil
olarak 50’nin üzerinde firma, fua-
olduğu
rın içerisindeki yerlerini aldı. Çevre
dünyanın gelişmiş ülkeleri tarafın-
ve Çevre Teknolojileri sektörüne
dan hala imzalanmamasının kaygı
ait geri dönüşüm, iklimlendirme
verici olduğunu belirtti. Tunçsu,
ısıtma ve soğutma, güneş enerjisi
İEF Çevre Zirvesi’nin çevresel
firmaları 2 No’lu hol ve açık alanda
problemlere dikkat çekmesi açı-
tanıtımlarını gerçekleştirdi.
sından iyi bir seçim olduğunu,
58
KYOTO
sözleşmesinin,
çevresel bir yaşantıyı hedef alan
lamaya sokulan kapalı alan içeri-
panellerde, balıkçılıktan limanlara,
İzmir’de, bu konuya hep birlik-
sine alınmış ve toz tutucu filtrelerle
ekoverimlilikten alternatif su kay-
te sahip çıkılmasının son derece
donatılmış kırma ve eleme tesisle-
naklarına kadar bir çok konuda
önemi bulunduğunu kaydetti.
rinin faaliyete geçtiğini, Çevre ve
çevreyi ilgilendiren sorunlar, sek-
İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı
Şehircilik İl Müdürlüğünün de bu
tör temsilcileri, konularında uzman
Aziz Kocaoğlu ise sanayileşmenin
konuyu desteklediğini kaydetti.
kişiler ve akademisyenler tarafın-
mutlaka gerekli olduğunun, ancak
dan tartışıldı. Çevre ve Şehircilik
karı artırmak çabası ile çevresel
“İEF Çevre Zirvesi”nin ikinci otu-
İl Müdürlüğünden Şehir Plancısı
değerlerin hiçe sayılamayacağı-
rumunda, “Gelecekte Neredeyiz”
Erkan Yaşacan da, “Kıyı Yapıları”
nın vurgusunu yaptı. Büyükşehir
ana başlığı altında, İzmir Büyük-
konusunda sunum gerçekleştirdi.
Belediyesi olarak yeşil alan faali-
şehir Belediyesi Çevre Koruma
yetlerinin çoğaltılması ve devam-
Kontrol Daire Başkanı Yıldız Sez-
İzmir Büyükşehir Belediyesi, Do-
lılığının sürdürülmesinden, evsel
gin ile Çevre ve Şehircilik Bakanlı-
kuz Eylül Üniversitesi Çevre Mü-
atıkların çözümlenmesine kadar
ğı Çevre Yönetimi Genel Müdürlü-
hendisliği
her alanda çalıştıklarını ifade eden
ğü Deniz ve Kıyı Yönetimi Dairesi
TÜBİTAK-MAM, Çevre ve Şehir-
Kocaoğlu, yüzülebilir körfez proje-
Başkanı Afire Sever, birer sunum
cilik Bakanlığı İzmir İl Müdürlüğü,
sinde günde 600 ton atık çamurun
yaptı.
Orman ve Su İşleri Bakanlığı İl Mü-
çürütme ve kurutulmasının yapıla-
Bölümü,
ÇEVMER,
dürlüğü, ÇEVKO, İZ-SU, TMMOB,
rak, geri dönüşüme kazandırılma-
3 gün süren zirvede, yerel yöne-
Çevre Mühendisleri Odası, Ege
sı konusunda tesislerin çalıştığını
timler ve çevre, su yönetimi, kıyı
Orman Vakfı, İZTO, Tema Vakfı,
belirtti. Evsel atıkların ise son sis-
yönetimi, atık ve kaynak, kardeş
Doğa Derneği ve İZKA’nın panel
tem ayrıştırma tekniği ile geri dö-
deltalar Gediz- Camargue (Fran-
ve sunumlarıyla gerçekleştirilen
nüşüme kazandırıldığını bildiren
sa), organik tarım ve doğa kültürü
İEF Çevre Zirvesi, 17 Eylül Cumar-
Kocaoğlu, taş ocaklarında uygu-
başlıkları altında gerçekleştirilen
tesi günü sona erdi.
59
n i ’ r i İzm
Kültür ve Sanat Hafızasında Bir Gezinti Türkiye’nin “batıya açılan penceresidir” İzmir. Eski çağlardan beri etkin bir liman kenti olması nedeniyle, ülkeler ve kıtalar arasındaki kültürel diyaloga destek veren bir sosyal yapıyı barındırır.
Yazı: Ayşegül Kurtel Fotoğraflar: Süleyman Duman K2 Güncel Sanatlar Arşivi
60
İ
zmir’de yakın tarih tanımlanmasına ilişkin belge/bellek konusundaki yetersizlik, esasen batılı tavırla
karşılaştırdığımızda Türkiye’ye, ya da genel anlamda doğuya özgün bir tavrın uzantısıdır. Bu bağlamda İzmir’de gerçekleşmiş sanat hareketlerine ilişkin bir yazı yazmam istendiğinde,
nereden
başlayıp
nelerden söz etmem gerektiği konusunda, herhangi bir kaynaktan yararlanmak yerine doğrudan kendi deneyimlerimi ve gözlemlerimi
Agora kazılarında tespit edilen duvar resimleri ve yazılar tarihin ilk grafitisi olarak kayda geçmiştir. Özgür sanatın simgesi olan grafiti belki de İzmir’in kendine özgü bir özgürlük ve çağdaşlık anlayışının da simgesi sayılabilir.
düzenlemek, bir anlamda mütevazı
diyaloga destek olan bir sosyal yapısı vardır. Çokuluslu sosyal yapısının yanı sıra İzmir, Türkiye’de Levanten nüfusunun en yoğun olduğu kenttir. Bu, çok önemli bir kültürel zenginliktir. Yaşamı renklendiren bu özellik, İzmir’de adeta gelenekselleşmiş bir hoşgörü ortamı yaratır. İstanbul’dan sonra üzerinde en fazla konuşulan ve özellikle kendine özgü sosyo-politik duruşu ile ekonomik ve kültürel potansiyeline karşın atıl durumu ile de oldukça dikkati çeken bir kenttir İzmir.
bir doküman oluşturmak ve belki de İzmir güncel sanatı hakkında yakın tarihin bir panoramasını oluşturmak uygun olur diye düşündüm. Ben bu yazıda, İzmir’in kültür ve sanat alanında, yakın zamana ilişkin gerçekleşen faaliyetlerden söz ederken,
kişisel
gözlemlerimden
hareketle küçük hatırlatmalar yaparak, bu alandaki hafızayı tazelemeye çalışacağım. Bugün 4 milyon kişi-
ye ulaşan nüfusuyla Türkiye’nin en büyük kentlerinden biri olan İzmir, coğrafi konumunun da etkisiyle sadece fiziksel değil, zihinsel olarak da batıyla ilişki noktasıdır.
Adeta
Türkiye’nin “batıya açılan penceresi” olan İzmir’in, eski çağlardan beri etkin bir liman kenti olması nedeniyle ülkeler ve kıtalar arasındaki kültürel
61
Halen sürmekte olan arkeolojik kazılar ve yapılan araştırmalarla bu bölgede 10.000 yıl öncesine ilişkin yerleşime,
dolayısıyla
izlerine ulaşılmıştır.
medeniyet
Bir yerleşimin
geçmişine ilişkin izleri, bugünün göstergesi olabileceği gibi potansiyeline de işaret edebilir. Örneğin Agora kazılarında tespit edilen duvar resimleri ve yazılar, tarihin ilk
‘’Bence İzmir için en önemli proje, burada yetişen genç sanatçıların İzmir’de kalıp çalışmalarını sürdürebilecekleri ve üretimlerini gerçekleştirerek ilgili bağlantıları doğrudan yapabilecekleri ortamların yaratılmasıdır.’’
eğitimi konusunda giderek güçlenen ve sayısı artan eğitim kurumlarıdır. Halen sanat alanında farklı disiplinlerde eğitim veren vakıf ve devlet kurumları, son yıllarda İzmir’i genç nüfus açısından bir çekim alanına dönüştürmüş ve çok sayıda gencin üniversite yaşına geldiğinde İzmir’den uzaklaşmasına da engel olmuştur. Böylece, ne yazık ki uzun vadede yurtdışına ya da İstanbul’a yönelmeleri kaçınılmaz olsa da, genç sanatçıların bir süre için İzmir’de kalıp, sanat üretmek konusunda çeşitli grafitisi olarak kayda geçmiştir. 20.
bunca güçlü medeniyetlerin yeşer-
seçenekler yaratmaya çalışmaları
yüzyılın sonlarında bir akım olarak
diğinden
zaman içinde İzmir’de bazı dinamik-
tanımlanan ve özgür sanatın simgesi
yaşanan durgunluğun ancak önemli
lerin gelişmesinde etkili olacaktır.
olan grafiti, belki de İzmir’in kendine
bir potansiyele işaret edebileceğini
Özellikle, zengin ve güçlü eğitim
özgü bir özgürlük ve çağdaşlık anla-
düşünüyorum. Bu yüzden İzmir’de
kadrosu ve yetenekli öğrenci po-
yışının da simgesi sayılabilir.
öncü bir hareketin her an gelişebile-
tansiyeli ile Dokuz Eylül Üniversite-
ceğinin beklentisi içindeyim. Nitekim
si Güzel Sanatlar Fakültesi’nin, son
Ancak İzmir’in bugün içinde bu-
son dönemde çeşitli disiplinlerde,
dönemde uluslararası güncel sanat
lunduğu, farklı yorumlara yol açan
Türkiye’yi uluslararası ortamda temsil
ortamında Türkiye’nin güncel sa-
ve anlamlandırılmaya çalışılan dur-
eden birçok sanatçı İzmir kökenlidir.
nat potansiyelinden söz edilir hale
gunluğu, işaret edilen zengin tarihi,
hareketle,
günümüzde
gelmesinde çok önemli bir payı olmuştur.
malar yapılırken ben kişisel olarak,
İzmir çıkışlı sanatçıların başarısı
İzmir çıkışlı sanatçıların başarısında-
leri yetiştirmekle kalmamış, İzmir’de-
üzerinde yaşadığımız topraklarda
ki en önemli etkenlerden biri, sanat
ki sanatsal zenginliğe çok önemli
geçmişle uyumlu görünmemektedir. Bu konuda birçok bilimsel çalış-
62
Aynı üniversitenin Eğitim
Fakültesi ise sadece sanat eğitmen-
katkılar sağlamıştır. Özel bir statüde
görünür kılan, sanat mekanları ve
neğin İzmir Büyük Şehir Belediyesi
eğitim veren vakıf üniversiteleri ara-
üretilen projelerdir. Devlet kuruluş-
tarafından düzenlenmiş olan İzmir
sında ise kısa zamanda oluşturduğu
larının ve yerel yönetimlerin sanat/
Sanat Çalıştayı gerçekten de son
zengin kadrosuyla özellikle tasarım
kültür politikaları çerçevesinde oluş-
derece iyi niyetle projelendirilmiş
ve medya iletişimi alanında oldukça
turdukları projelerin yanı sıra, sosyal
ve İzmir sanat-kültür politikaları ko-
etkin bir eğitim veren İzmir Ekonomi
sorumluluk bilinciyle, çeşitli bankalar
nusunda yapıcı çözümler üretmeyi
Üniversitesi ile Yaşar Üniversitesinin
ve özel şirketler, diğer büyük kent-
hedeflemişti.
de bu gelişmede payı büyüktür.
lerde olduğu gibi İzmir’de de sanata destek olacak projeler gerçekleştir-
Yakın döneme ilişkin çalışmaları
Ege Üniversitesi ise, İzmir’in en eski
mişlerdir. Bütün bunların yanı sıra,
gözden
üniversitesidir ve özellikle Edebiyat,
belki de daha önemlisi İzmir’in kendi
devlet kurumlarının temsil edildiği
ve İletişim fakülteleri ile Sanat Tarihi,
dinamiklerinden gelişen, sanatçıla-
mekanlardan söz edecek olursak,
Felsefe ve Arkeoloji bölümleri, kendi
rın ya da sanatseverlerin çabalarıy-
kentin merkezinde yer alan ve Ege
alanlarında çok değerli sanatçı, aka-
la gerçekleşmiş bazı faaliyetlerden
Üniversitesinin yönetiminde faaliyet-
demisyen ve düşünce insanlarının
söz edilebilir. Bunların bazıları çok
lerini sürdüren Atatürk Kültür Mer-
yetişmesini sağlamış, böylece ilgi-
kısa soluklu olmasına karşın uzun
kezi ile Dokuz Eylül Üniversitesine
li alanlarda sadece İzmir’de değil,
süren ve etkili olan bazı çalışmalar
bağlı Sabancı Kültür Merkezi ile İz-
uluslararası ortamda da etkili olan
olmuştur.
mir Devlet Resim Heykel Müzesi’ni
gelişmelere olanak sağlamıştır.
geçirdiğimizde
öncelikle
de içine alan bölge, merkezi konuİzmir kültür-sanat alanındaki üretim-
mu ve gösterişli binaları ile görünüş-
Diğer yandan bir kentin sanat dina-
tüketim sorunları üzerinde sürekli
te kentin kültür / sanat yaşamının en
miklerini oluşturan, bir anlamda da
tartışılıyor ve düşünce üretiliyor. Ör-
belirleyici faaliyetlerine ev sahipliği
63
bilir. Bu mekanlar gerek konumları gerekse nitelikleri açısından, ortak projeler geliştirildiğinde sadece yerel gereksinimleri karşılamak yerine İzmir’in kültür politikalarını olumlu yönde geliştirebilecek belirleyici unsurlara dönüştürülebilirler. Sanat mekanı oluşturma konusunda bireysel çalışmalardan söz edecek olursak, İzmir’in öncü sanat galerisi, benim bildiğim kadarıyla belki de ilk profesyonel Sanat Galerisi olan Füzen, 80’li yıllarda sanatçıların ve sanatseverlerin buluşma yeri olmuştu. 90’lı yıllarda ise Mask Sanat Galerisi ile Tuval Sanat Galerisi, kısa süreli de yaptığı düşünülebilir. Oysa maddi
olsa önemli örneklerdir. Genel ola-
olanaksızlıklarla, özverili kurumsal
rak yaşamını İstanbul’da sürdüren
çalışmaların ötesinde, bu nitelikli
sanatçılar ile İzmir’de üreten belli
mekanlarda uzman profesyoneller
başlı sanatçıların çalışmalarından
tarafından, cömert bütçelerle des-
oluşan sergilerle İzmir’li resim/hey-
teklenen uzun soluklu programlar
kel alıcılarına çok önemli bir olanak
uygulanmalıdır.
Bu tür politikalar
sağlamışlar ancak ne yazık ki, ticari
uzun vadede İzmir’li izleyicinin hem
anlamda tatmin edici bir süreklilik
nitelik hem nicelik açısından zengin-
olmadığından kapanmak zorunda
leşmesini sağlayacaktır.
kalmışlardır. İzmir’de profesyonel sanat galerisi olarak uzun süre ça-
Son dönemde İzmir’de yerel yöne-
lışmaklarını sürdürmüş ve iz bırak-
tim nitelikli sanat mekanları oluştur-
mış olan Leonardo Sanat Galerisi
ma konusunda çok önemli çalışma-
ise bu alanda önemli örneklerden-
lar yapmıştır. 2010 yılında faaliyete
en prestijli konser salonları arasında
dir ancak ne yazık ki, 2000’li yılların
geçen Ahmed Adnan Saygun Sanat
yerini almıştır.
başlarında çalışmalarını İstanbul’a
Merkezi ve Tarihi Havagazı Fab-
taşımıştır.
rikası İzmir Büyükşehir Belediyesi
Diğer yandan, İzmir’in çeşitli ilçele-
tarafından büyük bütçelerle gerçek-
rinde kurulan ve yerel yönetimlerin
Şantiye Sanat Galerisi ise 1995-96
leştirilmiş, büyük özlemle beklenen
yönetiminde olan çok amaçlı kül-
yılları arasında faaliyet göstermiş ve
mekanlarıdır ve ne yazık ki program-
tür merkezleri, kurumsal yapıları ile
kentin güncel sanat alanında alter-
ları önceden belirlenmemiş olduğun-
yapıcı ve yönlendirici olmak yerine
natif kurumsal bir yapıyı işaret et-
dan, aradan geçen zamana karşın
mevcut durumun ihtiyaçlarını yanıt-
miştir. Bu alanda öncü kabul edebi-
henüz beklentiyi karşılayamamakta-
lamak üzerine biçimlendirilmişler-
leceğimiz bu proje, geçici olmasının
dır. Oysa her iki mekan da dünya-
dir. Bu tür mekanlar arasında İzmir
gerçekliğinde çok yüksek bütçeli
daki benzerleriyle boy ölçüşebilecek
Büyükşehir Belediyesi Çetin Emeç
olmayan kişisel sergiler yaptı ve so-
niteliktedir ve özellikle Ahmet Adnan
Sanat Galerisi, Konak Belediyesi’ne
nucunda da özel tasarımlı bir kitap
Saygun Sanat Merkezi başta akustik
ait Güzelyalı Sanat Merkezi, Türkan
ile kayda geçti.
olmak üzere, teknik özellikleri ile he-
Saylan Sanat Merkezi ve Dr. Sela-
bellek oluş(ma)masına ilişkin alış-
men başlangıçtan itibaren dünyanın
hattin Akçiçek Kültür Merkezi sayıla-
kanlıkta da bir değişiklik yarattı.
64
Böylece İzmir’de
Bugünlere geldiğimizde ne yazık ki, çok az sayıda galeri halen çalışmalarını sürdürebilmektedir. İrili ufaklı birkaç sanat galerisinin dışında Art Shop ve Adnan Franco Sanat Galerileri İzmir’de halen faaliyetlerini sürdüren ve en uzun soluklu galerilerdendirler.
2002 yılında kurulan
Akademist Sanat Galerisi ise 2010 yılında A Sanat Galerisi’ne dönüşerek çalışmalarına devam etmektedir. Farklı alanlarda sanatın üretildiği ve izleyiciyle buluştuğu Soyer Kültür ve Sanat Fabrikası ile Kedi Sanat Merkezi ile Çizgeli Kedi ise İzmir’de sürdürülen özverili çalışmalardandır. İzmir gibi büyük bir kentte bu kadar az sayıda sanat galerisinin ancak faaliyetini sürdürebiliyor olması ne yazık ki, sanat tüketiminin çok minimal düzeyde olduğunun göstergesidir. Son senelerde, doğrudan sanatçıların girişimleri ve yerel yönetimlerin de desteğiyle Karaburun, Seferihisar, Urla, Foça, Alaçatı gibi çevre ilçelerde gerçekleşen uluslararası nitelikli sempozyumlar ve sanat etkinlikleri, mütevazı ancak son derece etkili çalışmalardır. Söz konusu etkinlikler arasında en dikkati çeken çalışmalardan biri Urla’da sürdürülmekte.
Büyük bir özenle yapılmış
tival havasında gerçekleşen Fuar,
ilgi odağında olmuştur.
restorasyonu ile ödül almış olan eski
İzmir’in dinamik yüzünü simgelemiş
re açık niteliği ile her yıl heyecanla
bir taş evde konuklarını ağırlayan
ve çok farklı kesimlerden birçok kişi-
beklenen ve birçok konuda ilklerin
UMA (Urla Müzik Akademisi) 2009
ye ve kuruluşa ev sahipliği yapmış-
yaşandığı fuar gerçekten de birçok
yılında başlayan çalışmalarında bel-
tır. Günümüzde artık süresi kısalmış
konuda öncü olmuştur.
li bir program çerçevesinde kendi
ve ağırlıklı olarak sanayi ürünlerinin
alanında ünlü bir müzisyenle ustalık
sergilendiği bir tanıtım fuarı niteliği-
Örneğin Türkiye’nin ilk film festivalle-
sınıfı düzenliyor.
ne dönüşmüş olsa da 70’li 80’li yıl-
rinden olan 1. Sanat Festivali, İzmir
lardaki “gazino sahneleri” ile halk tipi
Enternasyonal
eğlence kültürünün simgesi haline
1961’de İzmir’de yapılmıştır. Daha
gelmiştir.
sonra Dokuz Eylül Üniversitesi ve
Fuar, İzmir’in dinamik yüzü
İzmir’in kültür /sanat belleğinden söz
Fuarı
Yenilikle-
kapsamında
Güzel Sanatlar Eğitim Kültür Vakfı
ederken, bu yıl 80. kez açılan İzmir
İzmir’in merkezinde, kolay ulaşılabi-
(GÜSEV) tarafından önce “Sinema
Enternasyonal Fuarı’na değinmeden
len konumuyla uzun yıllar İzmirlinin
Günleri” olarak düzenlenen, daha
geçemeyiz elbette. Yıllarca bir fes-
ve İzmir dışından gelen ziyaretçilerin
sonra 1992’de Uluslararası İzmir
65
Film Festivali’ne dönüşerek İzmir’e
Uluslararası İzmir Müzik Festivali,
Buluşması” ise İzmir’de güncel sa-
çok yakışan bir festivalin tohumları
Türkiye’nin en önemli sanat etkinlik-
natlara ilişkin çok önemli bir etkinlik
da böylece atılmıştır.
leri arasındadır. Son derece nitelikli
olmasına karşın gerçekten zor şart-
programlarıyla İzmirli izleyicinin bek-
larda yapıldığından ve yeterli des-
Büyük özverilerle 2001 yılına kadar
lentilerini karşılaması beklenirken,
teği göremediğinden ne yazık ki,
devam eden Film Festivali, ne yazık
bunca özverili çabalara karşın fes-
sürekliliği olamadı. Diğer yandan ilki
ki başka birçok alanda olduğu gibi
tival henüz hak ettiği izleyici potan-
2010 yılında gerçekleştirilen “Bienal
sürdürülmesi mümkün olamamıştır.
siyeline ulaşamamıştır. Bu olgu da
İzmir” ise ticari niteliği ile daha çok
Neyse ki, 2012 yılında bu kez Dokuz
ne yazık ki, İzmir’de yüksek ölçekli
bir fuar niteliğinde bulunmasına ve
Eylül Güzel Sanatlar Fakültesi Sine-
projeler üretmek konusunda caydırı-
sürekliliği kesinleşmiş olmamasına
ma Bölümü’nün öncülüğünde yeni-
cı unsurlardandır.
karşın İzmir Bienali olarak anılma-
den hayata geçirilmesi planlanıyor.
sından kaynaklanan tartışmalara yol
Bu sevindirici gelişme, İzmir’de uzun
İzmir’de çeşitli kurumlar hem ken-
zamandır eksikliğini hissettiğimiz sa-
di bünyelerinde hem de İzmir’de
natsal hareketliliğe, hiç kuşkusuz
önemli sanatsal etkinlikler gerçek-
K2 Güncel Sanat Merkezi ile Fran-
önemli bir katkı getirecektir.
leştiriyorlar. Örneğin Ege Üniversi-
sız Kültür Merkezi’nin düzenlediği,
açmıştır.
tesinde iki yılda bir olmak üzere üç
ilki 2007 yılında, ikincisi 2010 yılın-
Nitelikli etkinliklerin gerçekleşmesi
kez tekrarlanan ve bu yıl dördün-
da gerçekleşmiş olan PORTİZMİR
uzun süreli ve düzenli çalışma, do-
cüsü planlanan “EgeArt” sanat et-
projesi ise plastik sanatlar alanında
layısıyla kurumsallaşma gerektiriyor.
kinliği de giderek kalıcı bir nitelik
farklı yaklaşımların hedeflendiği bir
Örneğin İzmir Kültür Sanat Eğitim
kazanmaktadır. Diğer yandan, Buca
projedir. Güncel sanatların yaşamın
Vakfı İKSEV’in çalışmaları artık tar-
Eğitim Fakültesi’nin gerçekleştirdiği
içine girmesi düşüncesinden hare-
tışmasız büyük bir başarıyı simge-
ve 2005 ile 2007 yıllarında iki kez
ketle gelişen bu uluslararası projenin
ler. Bu yıl 25’incisi gerçekleştirilen
tekrarlanmış olan “Görsel Sanatlar
ilkinde davet edilen sanatçılardan,
66
eserlerini kentin çeşitli yerlerinde uy-
sız Kültür Merkezi bir yandan kendi
FKM’nin desteğiyle 360 Derece Ta-
gulamaları istenmiş, böylece izleyi-
ülkelerinin kültürünü tanıtmaya çalı-
rih Vakfı’nın Foça-Marsilya arasında
cinin güncel sanatla buluşması farklı
şırken destekledikleri ortak projeler-
gerçekleştirdiği “Mare Nostrum - İz-
platformlarda gerçekleşmiştir. 2010
le kültürlerarası diyalogun gelişme-
mir-Foça-Marsilya Doğu’dan Batı’ya
yılında ikinci kez gerçekleşmiş olma-
sine de önemli katkılarda bulunurlar.
Tarihe Yolculuk Projesi” de dikkati
sı, projenin sürekliliğine işaret etmesi
Özellikle Fransız Kültür Merkezi,
çeken projelerdendir.
açısından çok önemlidir. Bu kez ana
2006-2011 yılları arasında özellikle
da ilk kez dünyanın en önemli sa-
mekan olarak uzun zamandır kulla-
mekanlarının yenilenmesi ve başta
nat kurumlarından olan Pompidou
nılmayan eski bir tütün deposunun
Louvre Müzesi ile ortak sergiler ol-
Müzesi’nin video koleksiyonun ser-
seçilmesinde, İzmir’in atıl duruşuna
mak üzere yüksek bütçeli çok önemli
gilenmesi, İzmir’de kent belleğinde
dikkati çekmek hedeflenmiştir. Pro-
projeler ile iz bırakmıştır. 2009 yılın-
yerini almış çok önemli etkinliklerdir.
jenin yan etkinlikleri ise bu kez İzmir-
da Fransa’da Türk Mevsimi çerçeve-
İzmir’de sürdürülen çalışmaların kısa
liyi, izleyici rolünden katılımcı rolüne
sinde geniş bütçeli önemli etkinlikler
zamanda çok önemli dönüşümler
taşımıştır.
gerçekleştirmiştir.
yaratacağına inanıyorum. İleriye dö-
2013 yılında üçüncüsü
Bunlar arasında
2010 yılın-
hedeflenen bu projenin sürekliliği
nük uzun vadeli ve bilinçli projelerle
de İzmir’in uluslararası güncel sanat
İzmir çok kısa zamanda bir kültür
ortamı ile iletişim içinde olabilmesi açısından gereklidir. İzmir’de kültür ve sanat ortamına önemli bir katkı da bazı ülkelerin İzmir’de faaliyet gösteren kültür merkezleridir.
Örneğin Türk Amerikan
Derneği, İtalyan Kültür Merkezi, İzmir Goethe Enstitüsü ve İzmir Fran-
“Son dönemde çeşitli disiplinlerde, Türkiye’yi uluslar arası ortamda temsil eden birçok sanatçı İzmir kökenlidir.’’
67
ve sanat metropolü haline gelebilir. Bence İzmir için en önemli proje, burada yetişen genç sanatçıların İzmir’de kalıp çalışmalarını sürdürebilecekleri ve üretimlerini gerçekleştirerek ilgili bağlantıları doğrudan gerçekleştirebilecekleri yaratılmasıdır.
ortamların
Denizlere
“Yelken” açmak… Sabrın, gücün ve sevginin birleşiminden aldığı güçle dalgalara karşı yol alır bembeyaz yelkenler. Deniz ve rüzgarın amansız mücadelesine karşı, tarifi imkansız bir duygu haline gelir masmavi sularda ilerlemek. İşte bu duyguyu yaşayabileceğiniz nadir yerlerden biridir İzmir…
Yazı: Süleyman Duman Fotoğraflar: Karşıyaka Yelken Kulübü arşivi, Ebru Duygu ve Süleyman Duman
68
A
drenalin, güç, akıl ve bilgi ile yoğrulmuş bir spor dalıdır yelkencilik. Denizlere açı-
lırken, sabır, güç ve mutlaka sevgi gerektirir. Masmavi sularda rüzgarın kimi zaman amansız mücadelesine karşı yol almak, tarifi zor ama mükemmel bir duygudur.
Ege Denizi’nin sularında yıllardır yelken açan bir kulüp var, Türkiye’nin en köklü ve eskilerinden. Karşıyaka Spor Kulübü’nden söz ediyoruz. Kuruluşu, 1936 yılına uzanıyor. Yelken, Kürek ve Yüzme Deniz Şubesi olarak kurulan kulüp, sonraki yıllarda Yelken Şubesi olarak yoluna devam etmiş. Faaliyet hayatında sayısız başarılar ve ödüller kazanmış olan kulüp, kurulduğu günden bu güne yetiştirdiği milli sporcularla, Türkiye’yi dünyada temsilini sürdürüyor. Bu nedenledir ki,
Karşıyaka Yelken Kulübü’nün yöneti-
nına da sahip. Bununla birlikte 2008
Türkiye’de yelken sporuna kattığı
minde yer alan Hüsnü Levent, İzmir’in
yılında Uluslararası Yelken Federas-
hizmetler, yetiştirdiği sporcular, sa-
yetiştirdiği deneyimli sporculardan.
yonu tarafından dünya yelken spo-
yısız başarılar sağlayan Karşıyaka
72 yaşında olan Levent, 58 senedir
runa yapmış olduğu hizmetlerinden
Yelken Kulübü, kendi branşında artık
hem yelken sporunun içinde hem de
dolayı gümüş madalya ödülüne de
en üst sıralarda. İlk günlerden günü-
hiç bırakamadığı Karşıyaka Yelken
layık görülmüş. Deneyimli yelken-
müze aynı güç ve özveriyle masmavi
Kulübü’nün yönetiminde. Sporculuk,
ci Hüsnü Levent, Türkiye’de yelken
İzmir Körfezi’ni bembeyaz tekneleriy-
hakemlik, antrenörlük yapan Levent,
sporunu ve İzmir’in bu spordaki ye-
le süsleyerek…
26 senedir uluslararası hakem unva-
rini şöyle anlatıyor:
“Günümüzde hızlı bir şekilde yayılan ve popüler bir spor haline gelen yelkencilik; adrenalin, güç, akıl ve bilgi ile yoğrulmuş spor dalı olarak İzmir’de rağbet görmeye devam ediyor.”
69
Dünya Şampiyonası’nı Çeşme’de gerçekleştirdik. Bu arada “470 sınıf tipi” teknelerin ithalatı, İzmir ve İstanbul’da büyük patlamaya sebep oldu. 1981’de Macit Bulut’un Türkiye Yelken Federasyonu olduğu dönemde ben de yönetimdeydim.1981 yılından sonra Türkiye’de yelkencilikte büyük bir atılım oldu.1983 yılına gelindiğinde “Optimist Laser” ve “Laser Radial” sınıfında 137 adet tekne ithalatı yaptık. Yine aynı şekilde tüm Türkiye’ye dağıtıldı.” Türkiye’de tesis bakımından iki güçlü kuruluşun İstanbul ve Karşıyaka Yelken kulüpleri olduğunu belirten Hüsnü Levent; İzmir’in ve Ege’nin, bu sporu yapmak için bulunmaz değer taşıdığını ifade ediyor. Yatçılığın bir ekip çalışması olduğunun altını çizen Hüsnü Levent; “Bir yatta 6 ila 10 kişi olabiliyor. Dolayısıyla her kişinin farklı görevleri var. Bu durum beraberinde grup motivasyonunun ve ekip çalışmasını beraberinde getiriyor” diyor. Hüsnü Levent’in, bu spora başlamak isteyenlere ve yeni başlayanlara telkinleri ise şöyle: “Yelken sporunda en önemli şey, bireyin kendi kendine karar vermesidir. Bir kişinin bu sporu yapabilmesi için denizi, rüzgarı ve yelkeni sevmesi lazım. Sevmediğiniz zaman kimse bu işi size yaptıramaz. Hem denizin hem yelkenin kendi kuralları “1968 yılında Ulvi Yenal’ın Gençlik
bu tekneler yurt geneline dağıtıldı.
var. Yarışlara katılabilmek için önce
ve Spor Genel Müdürlüğü zamanın-
1974 senesine gelindiğinde eskiyen
güç, zeka ve bilgi etaplarını geç-
da 500 adet kontrplak malzemeden
teknelerin yerine yenilerinin yapılma-
meleri gerekiyor Mesela denizde
optimist tekne yapıldı. Bu optimist-
sı gerekiyordu. O tarihte şimdi için-
bir çocuk kendi benliğini kazanıyor,
ler, Türkiye’nin çeşitli yerlerindeki
de bulunduğumuz Karşıyaka Yelken
karar verebilme mekanizması geli-
kulüplere dağıtıldı. 1969’da ise Okul
Kulübü tesislerinde kendi kurdu-
şiyor, düşünce gücü artıyor. Aileler
İçi Spor Faaliyetleri Genel Müdür-
ğumuz atölyede iki kişilik “Cadet”
bu durumdan çok memnun, tabii ki
lüğü 500 adet daha yaptırdı. Yine
tipi tekneler yaptık. 1980’de Cadet
bizde memnunuz”
70
“Yelken sporunda en önemli şey, bireyin kendi kendine karar vermesidir.”
Karşıyaka Yelken Kulübü’nde, okul-
gerekiyor. Kulübün yetişkinlere yö-
nör denetiminde çalışıyor. Bunların
lar kapandıktan sonra 7 ila 12 yaş
nelik eğitimleri ise yaz dönemlerin-
yanında şirketler ve kurumlardan
arası çocuklara yönelik kurslar baş-
de Çeşme’de, kış dönemlerinde ise
gelen gruplara da yatçılık eğitimle-
lıyor. Çocuklar için eğitim haftada
Karşıyaka Yelken Kulübü tesislerin-
ri veriliyor. Tesis bakımından güçlü
beş gün ve dokuz hafta boyunca sü-
de devam ediyor. Yetişkinlere top-
bir alt yapıya sahip olan Karşıyaka
rüyor. Okullar açıldıktan sonra hafta
lamda 18 saatlik bir eğitim veriliyor.
Yelken Kulübü tesisleri; tekne parkı,
sonları da devam ediyor. Kulüp bu
Bu eğitimler belirli bir günde olmu-
yarış ofisi, 2,5 tonluk vinç, iki adet
dönemde 40 kişilik çocuk grubu ile
yor. Katılımcının boş zamanlarına
beton kızak, soyunma odaları, eği-
eğitimlerini sürdürüyor. Bu spora
göre kulüpte eğitim saatleri düzen-
tim salonu, antrenör odası, bakım
yeni başlayan bir çocuğun yarışla-
leniyor. Kulübün toplamda yarışa
onarım atölyesi, depo ve 420 met-
ra katılabilmesi için en az 3 yıllık bir
giren 137 sporcusu var. Sporcular,
rekare sundurma ile toplamda 3.300
hazırlık dönemini geride bırakması
iki antrenör ve üç yardımcı antre-
metrekarelik bir alanı kapsıyor. Sosyal lokali de içinde bulunduran kulüp binasının içinde toplantı salonu, yönetim odaları ve kantin mevcut. Günümüzde hızlı bir şekilde yayılan ve popüler bir spor haline gelen yelkencilik; adrenalin, güç, akıl ve bilgi ile yoğrulmuş spor dalı olarak İzmir’de rağbet görmeye devam ediyor.
İletişim: Adres: Cemal Gürsel Cad. No: 396/C Karşıyaka, İzmir Telefon: (0232) 368 14 72 karsiyakayelken@hotmail.com 71
İzmir mutfağının vazgeçilmezi
Ot yemekleri
İklimi ve toprağının kattığı lezzetle yetişen otlar, vitamin ve minaral deposu yeşilliğini doğadan binbir zenginlikle sunar İzmir mutfağına. Ve yabani otlar, bu kentte 2500 yıldır kullanılan zeytinyağı ile buluşur.
72
S
ağlıklı ve doğru beslenme-
yaban enginarı, arapsaçı, İzmir ve
nin adresinin, Akdeniz ve
Ege kıyılarının en çok tüketilen ot-
Ege mutfağı olduğu, dünya
larından bir kısmını oluşturur. Otlar
çapında yapılan birçok araştırmayla
çok fazla haşlanmaz, böyle olunca
tescilli. Topraklarının kattığı lezzete
yeşil rengini korur. Bir de zeytinya-
ikliminin de katkısıyla Ege’de yeti-
ğı ve limon, lezzetin sırrını oluşturur.
şen yabani otlar, vitamin ve mineral
İzmir sofralarından eksilmeyen ot
deposu yeşilliğini, birbir zenginlik-
çeşitleri, yemeğin yanında salata
te İzmir mutfağına sunar. Bu kent,
olarak da tüketilir.
topraklarının armağanı yabani otları, kullanımı 2500 yıl öncesine daya-
Ot yemeklerinde, baharat ve katkı
nan zeytinyağı ile harmanlar ve or-
maddesi kullanılmaz. Saf ve doğal
taya lezzetinin yanında binbir derde
halleriyle pişirilir. Kabak çiçeği dol-
deva yemek tarifleri çıkar.
ması, ocı ot kavurması, ısırgan salatası, enginar, domatesli börülce,
Sarmaşık, ebegümeci, ısırgan, ci-
sütlü ebegümeci, silkme, kuzu etli
bez, turpotu, ısırgan, hendibağ, şev-
şevket-i bostan, zeytinyağlı turp otu
keti bostan, radika, deniz börülcesi,
Ege’nin öncelikli lezzetleri arasında
hardal otu, eşek dikeni, kenger,
yerini alır. Her birinin sağlığa fayda-
kuzu kulağı, enginar, kuşkonmaz,
ları ise anlatmakla bitmez. Bunun
73
içindir ki, en sağlıklı ve doğru beslenmenin Akdeniz ve Ege kıyıları ile Girit’te olduğu, Dünya Gıda Örgütü ve Dünya Sağlık Örgütü verileriyle de saptanmış. Otlarla beslenmede radika, hindibağı, hardal otu gibi özellikle antioksidan değeri taşıyanların sağlık anlamında büyük önem taşıdığı belirtiliyor. Bunun yanında vücutta ürik asit toplanmasını engelleyen otlar da var. Eşek helvası, yabani kuşkonmaz bu tür otlara örnek. Özellikle enginar va bakla beraber tüketildiğinde tam bir karaciğer dostu oluyor. Kapari iştah açıcı ve kuvvet verici özelliğe sahipken, ebe gümeci idrar söktürüyor ve kanı temizliyor. Yani Ege’de yetişen otların faydaları saymakla bitmiyor. Vitamin ve mineral deposu otlar, yeşil yapraklarını cömertce doğadan İzmir mutfağına sunuyor. Doğanın sunduğu bu nimetleri değerlendirmekse İzmir’li maharetli ellere düşüyor. Aslında topraklarında çeşitli medeniyet ve kültürlerin de katkısıyla zenginleşen ot yemekleri, bugün artık bu coğrafyayla da sınırlı kalmıyor, dünya mutfağını renklendiriyor. Bu kültüre Türklerin yanı sıra Girit ve Rumelili göçmenlerin de katkılarını unutmamak gerekiyor.
74
Doğadan sofraya şifa niyetine
ği yapılan bu bitki yurdumuzun
ğinden iyot eksikliğine bağlı guatr
değişik yörelerinde yetişir. Kol ve
hastalığına iyi gelir. İdrar artırıcı ve
bacak çürüklerinde, ciltteki şişlik
kuvvet vericidir. Çiğ tüketildiğinde
Karahindiba (Radika): Karaciğer
ve çıbanlara losyon şeklinde tatbik
mutlaka sirke kullanmak gerekir.
ve safra kesesi hastalıklarına iyi
edilen bitkinin yaprakları kaynatılıp
gelir.
içildiğinde sinirleri kuvvetlendirir.
Arapsaçı: Yapraklarında bulunan
Turp Otu: Haşlanıp salata olarak
ve uçucu bir yağ olan rezene sayesinde anasona benzer etkili ve güçlü bir kokuya sahiptir. Gaz söktürücü ve süt artırıcı etkileri vardır. Kökü idrar artırıcı olarak kullanılır. Soğuk algınlığına iyi gelir. Acı Soğan: Yaban sümbülünün soğanıdır. İzmir Alaçatı civarında yetişir. Acı olduğu için iki kere haşlanır; üzerine zeytinyağı ve limon
yenildiği gibi kavrulup üzerine yumurta kırılarak da tüketilir. İçerdiği uçucu yağlardan dolayı canlandırıcı, sinirleri teskin edici, ağrı dindirici özellikleri vardır.
Şevket-i bostan: Süt dikeni olarak da bilinir. Kuzu etiyle yemeği yapıldığı gibi haşlanıp salata olarak da yenir. Haşlama suyu sabahları aç karnına içildiğinde böbrek taşı ve kumu için iyi gelir. Yaşlanmayı geciktirici etkisi vardır. Cibez: Türklerin ‘cücük’ dedikleri
Denizbörülcesi: Deniz kıyılarında suyun gel git yaptığı yerlerde sular çekildikten sonra yetişen bu bitki, tuzlu, ekşi ama çok lezzetlidir. Daha çok ilkbaharda tüketilir; çünkü son-
yabani lahanadır. Yumuşak ve lezzetli olan bu bitki haşlandıktan sonra zeytinyağı ve limonla tatlandırılır. Kuşkonmaz: Karaciğer için yararlı
dökülerek yenir.
bahara doğru deniz tuzunu iyice
olup A, C, B1 ve B2 vitaminleri
içine çeker. Haşlanarak salatası
bulunur, böbrekleri çalıştırıcı özelliği
Ebegümeci: Zeytinyağlı yeme-
yapılır. İyotlu topraklarda yetişti-
vardır.
75
Çevre ve Şehircilik Bakanlığı logosunu buldu Yeni oluşturulan Çevre ve Şehircilik
Bakanlığının Anka kuşunu andıran
Bakanlığının vizyonunu yansıtacak
logosu, 3 renkli 3 objeden oluşu-
yeni logo belli oldu. Bakanlığın aç-
yor. Logodaki turuncu renk şehirle-
tığı ödüllü logo yarışmasına, Türki-
ri, yeşil renk çevreyi, mavi renk ise
ye genelinden 859 başvuru geldi.
gökyüzünü ve denizi temsil ediyor.
Rize’nin Ardeşen ilçesinde Teknolo-
Bu arada bakanlığa bağlı dört genel
ji-Tasarım öğretmenliği yapan Mus-
müdürlüğün logoları da belli olurken,
tafa Topaloğlu’nun tasarladığı logo,
diğer üç genel müdürlük için ödüle
birinci seçildi. Çevre ve Şehircilik
layık bir eser bulunamadı.
Koruma alanlarına yeni sistem 17 Ağustos 2011 Salı günü yayımlanan Kanun Hükmünde Kararname ile Özel Çevre Koruma Kurumu kapatıldı, görevleri Çevre ve Şehircilik Bakanlığı bünyesinde kurulan Tabiat Varlıklarını Koruma Genel Müdürlüğüne devredildi. Değişiklikle milli parklar, tabiat koruma alanları, tabiat anıtları, tabiat varlıkları, doğal sitler, sulak alanlar ve özel çevre koruma bölgelerinin tespit, tescil ve ilanının tek elden yürütülmesinin önü açıldı. Buna göre, bir alanda mevcut birden çok statü olsa da tek idareye yetki verilecek, planları tek elden yapılacak ve onaylanacak. Ayrıca doğal sitler, tabiat varlıkları ve özel
Varlıklarını Koruma Merkez Komis-
çeşitlilik ve peyzaj değerleri açısından
çevre koruma bölgelerinin tek elden
yonu, Kültür ve Tabiat Varlıkları Bölge
envanteri oluşturulacak. Bu amaçla
etkin yönetilmesi sağlanacak. Daha
Kurullarına karşılık da Tabiat Varlıkları-
ülke genelindeki doğal sitlere yönelik
önce Kültür ve Turizm Bakanlığının
nı Koruma Bölge Komisyonları görev
temel araştırmalar yapılacak. Bunun
sorumluluğunda olan tabiat varlıkları
yapacak.
için kapatılan Özel Çevre Koruma Ku-
ve doğal sitler, 6 ay içerisinde Çevre
rumunun alt yapısı ve koruma metodo-
ve Şehircilik Bakanlığına devredi-
Doğal sitlerin korunması ile ilgili olarak
lojisi esas alınacak. Özel çevre koru-
lecek. Çevre ve Şehircilik Bakanlığı
2863 Sayılı Kültür ve Tabiat Varlıklarını
ma bölgelerinde, BM biyolojik çeşitlilik
bünyesinde Kültür ve Tabiat Varlık-
Koruma Yasası geçerli olacak. Bakan-
sözleşmesinin ön gördüğü gibi etkin
ları Yüksek Kuruluna karşılık Tabiat
lıkça ilk olarak doğal sitlerin biyolojik
koruma sistemleri uygulanıyor.
76
ACİL TELEFONLAR İtfaiye 110
Pasaport
484 22 56
Göztepe
224 20 22
Üçkuyular
259 40 13
AKS 110 Hızır Acil
112
Polis İmdat
155
Cenaze Hizmetleri
188
Arıza 121
Sahil Güvenlik
158
Bilinmeyen Numara
Orman Yangınları
177
Danışma 161
Hava Ambulans
463 33 22
Uyandırma 135
TÜRK TELEKOM
Fono Tel
11811
141
HASTANELER TİYATROLAR
Üniversite Hastaneleri Ege Üniversitesi Tıp Fakültesi Hastanesi
343 43 43
9 Eylül Üniversitesi Tıp Fakültesi Hastanesi
412 22 22
Devlet Tiyatroları
Dokuz Eylül. Ü. İlaç ve Zehir Danışma
412 39 39
Bornova Sahnesi
343 04 33
Dokuz Eylül Üniversitesi Karşıyaka Polikliniği
369 30 40
Karşıyaka Sahnesi
369 64 87
Konak Sahnesi
483 50 35
Doğumevleri Ege Doğumevi
449 49 49
Özel Tiyatrolar
Ege Ü. Kadın Doğum
388 19 63
Ege Sanat Merkezi
381 64 06
Hamle Tiyatrosu
446 70 18
Kan Merkezleri
Konak Belediye Tiyatrosu246 63 93
Türk Kızılayı
421 47 89
Pınar Çocuk Tiyatrosu
463 15 15
Çocuk Has. Kan Bankası
483 61 33
Tansaş Çocuk Tiyatrosu
483 48 28
Ege Ü. Has. Kan Bankas
388 28 61
Tepecik
433 38 74
SANAT GALERİLERİ
ULAŞIM
Adnan Franko Sanat Galerisi
464 41 86
Akbank Sanat Galerisi
484 16 66
Denizyolları
464 88 64
Aphrodite Sanat Galerisi
482 33 02
THY Rezervasyon
444 08 49
Çetin Emeç Sanat Galerisi
293 35 22
Basmane Rezervasyon
484 86 38
GF Sanat Galerisi
421 29 95
TCDD Santral
464 31 31
İzmir Resim Heykel Müzesi
441 41 92
Alsancak Gar
464 77 95
İzmir Sanat Merkezi
483 63 34
Otogar
472 10 10
İZFAŞ Sanat Galerisi
482 12 70
İzmir Türk Amerikan Derneği Sergi Salonu İskeleler
Kedi Kültür Sanat Merkezi
464 99 35
Konak
484 98 56
Leonardo Sanat Galerisi
422 13 95
Karşıyaka
368 00 42
Rotary Sanat Galerisi
421 56 61
Alsancak
464 78 31
Selçuk Yaşar Sanat Galerisi
422 65 32
Bostanlı
330 50 71
TCDD Sanat Galerisi
433 58 97
Bayraklı
345 77 53
Turkish American Association Art Gallery
464 20 95
77
Vakıfbank Sanat Galerisi Yapı Kredi Sanat Galerisi
441 59 00
Belarus
482 31 82
463 56 28
Belçika
463 47 69
Fransız Kültür Merkezi
463 61 42
Bosna Hersek
328 18 90
İngiliz Kültür Merkezi
446 01 31
Brezilya / Brazil
463 86 07
İtalyan Kültür Merkezi
421 52 42
Çek Cumhuriyeti
422 10 80
İZFAŞ Sanat Galerisi Kültürpark
482 12 70
Danimarka
489 54 01
İzmir Türk Amerikan Derneği
464 20 95Kıbrıs
Estonya
469 79 69
Türk Kültür Derneği
421 13 40
Etiyopya
388 25 57
Sabancı Kültür Merkezi
441 90 09
Fas
421 23 32
Fildişi Sahili Cumhuriyeti
479 07 09
Filipinler
472 13 75
Finlandiya
877 02 35
TURİZM BÜROLARI İl Kültür ve Turizm Müdürlüğü
483 62 16
Fransa
421 42 34
Turizm Danışma
445 73 90
Gürcistan
425 93 53
Adnan Menderes Havalimanı Turizm Dan.
274 22 14
Hırvatistan
446 28 70
Bergama Turizm Danışma
633 18 62
Hollanda
464 02 01
Çeşme Turizm Danışma
712 66 53
İspanya
441 66 99
Foça Turizm Danışma
812 12 22
İsveç
422 01 38
Selçuk Turizm Danışma
892 63 28
İsviçre
421 42 39
Tire Turizm İrtibat Bürosu
512 66 14
İzlanda
BAŞKONSOLOSLAR
Kazakistan
482 22 11
Kore
479 04 04
Litvanya
371 51 50
Almanya
488 88 88
Lüksemburg
421 48 82
Romanya
465 04 63
Macaristan
421 28 61
Yunanistan
421 69 92
Malta
422 31 38
Meksika
327 32 63
Moğolistan
478 50 15
Moldova
472 18 13
FAHRİ BAŞKONSOLOSLAR Bangladeş
421 23 32
Norveç
421 92 80
Endonezya
421 81 77
Pakistan
459 16 16
Güney Afrika
376 84 45
Portekiz
483 80 31
Hindistan
461 46 60
Rusya Federasyonu
461 51 86
Makedonya
421 41 92
Sırbistan
441 91 81
Malezya
445 05 46
Slovakya
486 11 75
Slovenya
425 99 83
Şili
446 93 01
KONSOLOSLAR
Türkmenistan
484 77 75
İngiltere
463 51 51
Ukrayna
421 21 41
İtalya
463 66 76
Ürdün
482 24 45
Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti
489 77 89
ABD
464 87 55
Arnavutluk
483 33 76
Avusturya
347 66 76 78
ATAYOL ENBA ÇEVRE TEKNOLOJİLERİ 1456 Sok. No:83 D:302 Alsancak-İZMİR Tel: +90 232 421 50 12 Faks: +90 232 465 09 25 www.enbacevre.com info@enbacevre.com
EGE GÜBRE 25. Cad. No: 2 Çakmaklı-Aliağa-İZMİR Tel: +90 232 625 12 50 Faks: +90 232 425 12 45
ATAYOL YAPI DENETİM Çağdaş Cad. No:2/1 Termal Sitesi A Blok Balçova-İzmir Tel: +90 232 277 33 60 Faks: +90 232 278 80 23
İZMİR’DE HAVA DURUMU Akdeniz iklim kuşağında kalan İzmir’de yazları sıcak ve kurak kışları ılık ve yağışlı geçmektedir. Dağların denize dik uzanması ve ovaların İç Batı Anadolu eşiğine kadar sokulması, denizel etkilerin iç kesimlere kadar yayılmasına olanak vermektedir. Ancak, İl bütününde yükseklik, batı ve kıyıdan uzaklık gibi fiziksel coğrafya farklılıkları, yağış, sıcaklık ve güneş açısından önemli sayılabilecek iklim farklılıklarına da yol açmaktadır. Yıllık ortalama sıcaklık, kıyı kesimlerde 14-18 ºC arasında değişmektedir. En sıcak aylar Temmuz (27.3 ºC ) ve Ağustos (27.6 ºC ), en soğuk aylar ise Ocak (8.6 ºC) ve Şubat (9.6 ºC)’tır. Yazın kıyı kesiminde sıcaklık, deniz melteminin (İmbat) etkisiyle iç kesimlere göre 1-2 ºC daha düşük olmaktadır. Kış mevsiminde ortalama 7 ºC olan sıcaklık zaman zaman kuzey ve kuzeybatıdan sokulan denizel hava kütlesi nedeniyle düşmektedir. İzmir’de yağışın aylara ve mevsimlere göre dağılımında önemli farklar vardır. İzmir’de yıllık ortalama yağış miktarı 700 mm. olup yıllık yağışın yüzde 50’den fazlası kış mevsiminde yüzde 40- 45’i ilkbahar ve sonbaharda, yüzde 2-4’ü ise yaz aylarında düşmektedir. Kar yağışlı günler sayısı, alçak kesimlerde yok denecek kadar azdır. Yüksek kesimlerde gerek kar yağışlı günler sayısı, gerekse karın yerde kalma süresi artmaktadır.
79
İZMİR DEMİR ÇELİK Şair Eşref Bul. No:23 Çankaya-İZMİR Tel: +90 232 441 50 50 Faks: +90 232 441 56 66 info@izdemir.com.tr
Bulmacanın çözümü 79. sayfada
80