Manisa Tarım ve Gıda
Ocak - Şubat - Mart 2011
1
2
Manisa Tarım ve Gıda
Ocak - Şubat - Mart 2011
Manisa Tarım ve Gıda
Ocak - Şubat - Mart 2011
3
4
Manisa Tarım ve Gıda
Ocak - Şubat - Mart 2011
Manisa Tarım ve Gıda
Ocak - Şubat - Mart 2011
5
İl Tarım Müdürlüğü Dergisi
OCAK – ŞUBAT- MART 2011 Yıl:1 Sayı:1 İmtiyaz Sahibi: Tarım ve Köy İşleri Bakanlığı Manisa İl Müdürlüğü Adına; Ömer ÇELİK Yazı İşleri Müdürü: Mehmet AYDIN Çiftçi Eğt. ve Yay. Şb. Müd. Yayın Koordinatörü: Nedim ZURNACI Enformasyon: Levent TEKDEMİR Rıfat AYDIN Niyazi SOYKAN
Danışma Kurulu Prof. Dr. Ali ÜNAL Prof. Dr. Ahmet ALTINDİŞLİ Prof. Dr. Rıza AVCIOĞLU Prof. Dr. Ferit TURHANLI
Ömer Çelik:
Yayın Kurulu: Şener UYSAL Mustafa ÇELİK Engin KURT Salim ARI Osman KALPAK Halil AYKIR Erkan MUTLU Yazışma Adresi : II. Anafartalar Mh. 1513 Sk. No:16 MANİSA Tel: 0 236 231 46 05 Fax:0 236 231 46 42 www.manisatarim.gov.tr manisatarim@gmail.com
Ajans Başkanı Özer KESTANE Yayın Koordinatörü Sabriye MERCAN BOLULU Muhabir Ceyda ADAR Çiğdem ASKERİ COŞKUN Ferzan YAPKUÖZ Grafik Tasarım Yeşim AYAN Rahşan AKSOY Sırma AYDIN Reklam Direktörü Güliz İLGEN Reklam Koordinatörü Rasim MUTLU Abone Sorumlusu Melda HİÇDURMAZ RK Renkli Kalem Medya Yapım Turizm Reklam Paz. Ltd. Şti. 1480 Sok. No: 7 Alsancak / İZMİR Tel: +90 232 463 75 40 Faks: +90 232 421 92 24 www.renklikalem.com.tr bilgi@renklikalem.com.tr
Yayın Türü: Yerel, Baskı Yeri: Neşa Ofset Amb. San. Tic. A.Ş. Baskı Tarihi:
6
Manisa Tarım ve Gıda
30 Tütüncülükten seracılığa bir başarı öyküsü…
70
12
Tarım şehri: MANİSA
Tarım Bakanı Mehdi Eker:
22 24 32 34 36 38 40 42 44 48 52
Ocak - Şubat - Mart 2011
Çiftçimize hizmet bizim için onurdur
Tarımsal sanayi yatırımlarına %50 sizden, %50 bizden Manisa’ya Tarımsal Sanayi Tesisi kuruldu Web Tarım TV yayın hayatına başladı Ürünlerinizi sigortalatın! Tarımsal Analiz Laboratuarı hizmete girdi Tarım Fuarı’nda dördüncü buluşma Büyükbelen’de Zeytin Festivali coşkusu 2010 yılı yatırımları Zeytin ağaçlarının gölgesinde:AKHİSAR Akhisar zeytini marka olacak Akhisar’da 23 projeye destek
İÇİNDEKİLER Üzümün geleceği
66
80 Domates yetiştiriciliği 56 58 60 64 68 72 76 78 82 85 86 88 90 92 95 96 98
Bereketli ve kutsal zeytin ağacı Zeytin yetiştiriciliği İspanyol Usulü Yeşil Zeytin Zeytinliova’da Tar-Gel başarısı Bağlarda budama Bağcılıkta Entegre Mücadele Ve Kontrollü Ürün Yetiştirme Çalışmaları Tütüncülükten seracılığa bir başarı öyküsü... Meyve bahçelerinde kış mücadelesi Mısır tarımı Yaprak bükenler Traktör kışlık bakımı Sanal çiftliğimizi ziyaret etmeden işe başlamayın Organik tavukçuluk Arıcılıkta koloni yönetimi ilkbahar bakım ve beslenmesi Brusellozise dikkat! Tarımsal Yayım ve danışmanlık Pamuk üretimi Manisa Tarım ve Gıda
Ocak - Şubat - Mart 2011
7
BAKSAN
R
Zeytin İşleme Teknolojisi
Palper makinesi Zeytin Kırma makinesi
Zeytin ezmesi pastörize ve dolum makinesi
Zeytin ayıklama bantı
Yüklemeli zeytin çizme makinesi
Zeytin kalibre makinesi
Zeytin çekirdek çıkarma makinesi
Punkerli hız kontrollü simetrik zeytin çizme makinesi
BAKSAN
R
Süt ve Yağ Teknolojisi
Süt soğutma tankı
Zeytinyağı stoklama tankı
Zeytinyağı stoklama tankı
BAK-BAK LTD. ŞTİ. Gölmarmara yolu üzeri Karaosmanoğlu Sanayi Sitesi No: 175 Akhisar Tel./ Fax: 0 236 413 17 64 GSM: 0 533 664 29 51
www.baksangidamakina.com serkan@baksangidamakina.com 9
Celalettin GÜVENÇ Manisa Valisi
Manisa’da Tarım ve Gıda Dergisi Tarımıyla adını duyuran İlimizde Tarım ve Gıda Dergisi’nin çıkarılması büyük bir mutluluktur. Teknik gelişmelerin, bilimsel çalışmaların üreticiye aktarılacağı, tarımsal üretimde verimi, kaliteyi yükselteceği inancını taşıdığım bu dergiye emek veren herkesi kutluyorum.
siz kuru üzüm üretimi yıllık 200 bin tondan fazla olup Ülkemiz üretiminin yüzde 93’ünü, sofralık çekirdeksiz üzüm üretimi 331 bin tonla yüzde 58’ini, sofralık zeytin 164 bin tonla yüzde 35’ini, tütün üretimi 25,518 tonla yüzde 31’ini karşılar.
İnsanların beslenmesinde bitkisel ve hayvansal gıdalar, hayati önem taşır. Sağlıklı ve güvenilir gıdaya ulaşmak her bireyin en doğal hakkıdır diye düşünüyorum. Tarımsal ürünlerde verim artışı önemli olsa da artık özellikleri ve ürünün nitelikleri de aranır olmuştur. Diğer bir deyişle çiftçimizin bundan böyle çok üretmesi, ürünün niceliği yetmiyor, bunun yanında kaliteli, izlenebilir ürün yetiştirilmesi gerekiyor. Dolayısıyla tarımsal üretimin her aşamasında teknik gelişmelerden faydalanmak zorundayız. Bilimsel araştırmaların sonuçlarına, önerilerine uymamız bunları uygulamamız lazım. Manisa tarımı bu dönüşümün dışında kalmamış aksine birçok yeni uygulamanın, öncü çalışmaların merkezi olmuştur.
İlimizde tarımla uğraşan kayıtlı işletme sayısı 70 bin civarındadır. Son yıllarda tarımsal sulama sistemlerinin modernizasyonu, yeni teknik ve araştırmaların sahaya aktarılmasıyla üretimde, verimde olumlu gelişmelerimiz vardır. Örneğin; son yedi yılda bağ alanlarımız yüzde 5 artarken üretim yüzde 44 artmış, toplu zeytin alanlarımız yüzde 60 artarken üretim yüzde 100 artmıştır. Beyaz et üretimimiz yüzde 93, yumurta üretimimiz yüzde 29 artarken mısır üretimimizde %154 oranlarında artış söz konusudur. Tarımsal ürünler ihracatımız 500 bin tonun üzerine çıkmıştır.
Türkiye tarımında yaşanan olumlu değişim ve gelişmeleri Manisa’da da görmek mümkündür. Örnek vermek gerekirse; ilimizin toplam tarımsal üretim değeri 4,18 milyar TL’dir. Türkiye tarımsal üretim değerinin yüzde 3,40’ını karşılayan Manisa, toplam tarımsal üretim değeri bakımından altıncı sırada yerini almıştır. Meyvecilikte ve hayvancılıkta özellikle kanatlı yetiştiriciliğinde son yıllarda artan yatırımları görmek mümkündür. İlimizin meyve ve hayvansal ürünler üretim değerleri 1,1 milyar TL üzerindedir. Meyve üretim değeri ilk üçüncü sırada, hayvansal ürünler üretim değeri bakımından ise beşinci sırada yer alan ilimiz, ülkemizin meyve ve hayvansal ürünler üretim değerinin yüzde 4,5 civarında bir oranını karşılar. Bazı tarımsal ürünlerimizin ilimiz üretimleri ve Türkiye üretimindeki yüzdeleri şöyledir; ilimiz çekirdek10
Manisa Tarım ve Gıda
Ocak - Şubat - Mart 2011
Tarımsal üretimin artık ekonomik bir uğraş olduğu, sadece üretimin yetmediği, üretimle beraber planlamanın, pazarlamanın da düşünülmesi gerektiği açıktır. Üretilen tarımsal ürünlerin farklılığının ayrıcalığının olması da zorunlu hale gelmiştir. Üretilen ürünlerin coğrafi işaret tescili olması, üretim kayıtlarının tutulması artı değer sağlamaktadır. Bölgemizde son yıllarda hızla gelişen sözleşmeli tarım modelleri, iyi tarım uygulamaları, organik üretim tarzı, izlenebilirliği sağlayan diğer üretim sistemleri yaygınlaşmalıdır. Tarımsal sanayi yatırımlarının artışı da tarımın gelişmesinde önemli bir lokomotif görevi görecektir. Yeter ki örgütlü yöneticilerimiz, sanayicilerimiz, tarımsal sivil toplum kuruluşlarının birlik ve odaların başkanları, kısaca tarımın tüm paydaşları hepimiz kaynaklarımızın farkına varalım, gücümüze inanalım, çalışalım. Tarımda üreten, çalışan ve emek harcayan herkese selamlarımı sunuyor, başarılar diliyorum.
Manisa Tarım ve Gıda
Ocak - Şubat - Mart 2011
11
RÖPORTAJ
Tarım şehri:
MANİSA Manisa’nın çekirdeksiz kuru üzüm, tütün, sofralık zeytin ve kiraz üretiminde ülke birincisi olduğunu belirten Manisa İl Tarım Müdürü Ömer Çelik, Manisa’nın ülke tarımında önemli bir yere sahip olduğunu vurguluyor. 12
Manisa Tarım ve Gıda
Ocak - Şubat - Mart 2011
CEYDA ADAR Verimli toprakları ile ülkemizin önde gelen tarım kentlerinden biri olan Manisa, gün geçtikçe artan üretim miktarıyla sadece ulusal değil, uluslararası arenada da önemli bir oyuncu haline geldi. Devlet İstatistik Enstitüsü verilerine göre toplam bitkisel ve hayvansal üretimde Türkiye’de altıncı sırada yer alan Manisa’nın çekirdeksiz kuru üzüm, tütün, sofralık zeytin ve kiraz üretiminde ülke birincisi olduğunu belirten Manisa İl Tarım Müdürü Ömer Çelik, Manisa’nın ülke tarımında önemli bir yere sahip olduğunu söylüyor. Yaş ve işlenmiş halde meyve ve sebze ihracatının yoğun olarak yapıldığını da sözlerine ekleyen Çelik, üretilen ürünlerin başta Avrupa Birliği ülkeleri, Rusya ve Ortadoğu olmak üzere dünyanın her bölgesine ihraç edildiğini ifade ediyor. Sektörün Manisa için önemine de değinen Ömer Çelik, tarımda istihdam edilen kişi sayısının ülke ortalaması yüzde 27 iken bu oranın Manisa’da yaklaşık olarak yüzde 40 civarında olduğunu belirtiyor. “Çiftçilerimizin eğitimi birinci önceliğimiz. Manisa çiftçisine hizmet etmekten onur duyuyoruz.” diyen Çelik, yayın hayatına başlayan Manisa Tarım ve Gıda Dergisi’nin de bu amaca hizmet edeceğini sözlerine ekliyor. Manisa’ya bir tarım dergisi kazandırdınız. Dergiyi çıkarmaya nasıl karar verdiniz? ÇELİK: Bakanlığımızın asıl amacı tarımda yeni teknolojileri, uygulamaları, tarımsal üretimle ilgili tüm bilgileri çiftçimize doğru ve etkin bir biçimde aktarmaktır. Bu bağlamda yapmış olduğumuz çalışmaları, uyguladığımız projeleri çiftçilerimize daha etkin ve görsel bir biçimde anlatabilmek amacıyla bu dergiyi çıkarmaya karar verdik. Manisa Tarım ve Gıda Dergisi tanıtım anlamında eksiğimizi giderecek. Aynı zamanda tarımda lider konumda bir il olduğumuz gerçeğinden yola çıkarak diğer illerimize de örnek olmayı amaçladık. Çünkü biz de diğer illerimizin örnek çalışmalarından faydalanıyoruz. Ayrıca dergimizde konunun uzmanları tarafından hazırlanacak olan yazılar ile çiftçilerimizin eğitimine katkıda bulunmayı, yer alacak güncel haberler ile de çiftçilerimizi gelişmelerden haberdar etmeyi amaçlıyoruz. l
“Manisa’ya çok güzel bir tarım sitesi kazandırdık” l Müdürlük binasının fiziki şartlarında da bir iyileşme yapıldı, değil mi? ÇELİK: Daha önce birbirinden uzak iki ayrı binada hizmet vermeye çalışan Müdürlüğümüz 2006 yılından itibaren yeni binasında hizmet vermeye başladı. Manisa’ya çok güzel bir tarım sitesi kazandırdık. Sizin de gördüğünüz gibi uzun ve ciddi uğraş sonucu yeni hizmet binaları ve lojmanların restorasyonunu tamamladık ve İlimize, Müdürlüğümüze yakışan bir hizmet binası haline getirdik. Kampusumuz içerisinde sadece hizmet binaları değil futbol ve basketbol sahası ile yürüyüş parkuru da bulunuyor. Ayrı bir binada Tarımsal Analiz Laboratuarımız da mevcut. Bu laboratuarımıza yaklaşık 2 milyon TL maliyetle yeni
“Manisa Tarım ve Gıda Dergisi tanıtım anlamında eksiğimizi giderecek.” analiz aletleri ilave ettik. Böylece yapılan yaprak, toprak, su analizlerinin yanına gıda ve kalıntı analizlerini de ekleyerek Manisa çiftçimizin ve ihracatçımızın hizmetine sunduk. Hizmet binamızda tüm odalarımızda internet bağlantısı bulunuyor. Bilgi işlem birimimize direk fiber optik kabloyla metroethernet bağlantısı ile internet sağlıyoruz. Yeni internet dağıtım cihazları ve güvenlik cihazları ile teknolojiyi kullanıyoruz. Bu yıl getirdiğimiz bir yenilik ile evrak takip, doküman yönetim ve arşiv sistemi sayesinde tüm yazışmalarımızı dijital ortama taşıyıp yazışma sürecinde kaybolan zamanı en aza indirdik. Ayrıca tüm ilçe müdürlüklerimizin hizmet binalarını da tadilattan geçirdik.
Verimli topraklar
Manisa tarımsal üretimi ile Türkiye’nin önemli şehirleri arasında yer alıyor. Manisa’nın tarım sektöründeki yerini siz nasıl değerlendiriyorsunuz? ÇELİK: İlimiz gerek sanayi gerekse bitkisel ve hayvansal üretim bakımından ülkemiz tarımında önemli bir yere sahip. Devlet İstatistik Enstitüsü verilerine göre ilimiz toplam bitkisel ve hayvansal üretimde Türkiye’de altıncı sırada yer alıyor. Manisa verimli toprakları, iklim ve sulama avantajı ile ülkemiz tarım sektöründe çok önemli pozisyonda. Manisa İli’nin en önemli bitkisel ürünleri kuru ve yaş üzüm, zeytin, kiraz, tütün, kurutmalık ve yaş domates, mısır, kavun ve karpuzdur. İlimiz bu ürünler içerisinde özellikle çekirdeksiz kuru üzüm, tütün, sofralık zeytin ve kiraz üretiminde ülke birincisi durumundadır. Genel olarak meyve üretiminde ülke üçüncüsü, son yıllarda hızla artan hayvansal üretim bakımından ise ülke beşincisidir. l
l
Tarım sektörünün Manisa için önemi ne-
dir? ÇELİK: 15. Adrese Dayalı Sistem Nüfus
sayımı sonuçlarına göre; Manisa’nın nüfusu 1 milyon 300 bindir. Nüfusumuzun yüzde 36’sı ise köylerde yaşamaktadır. İlimizde çiftçi Kayıt Sistemi’ne kayıtlı 72 bin 500 çiftçi ailesi bulunmaktadır. Tarımda istihdam edilen kişi sayısının ülke ortalaması yüzde 27 iken bu oran Manisa’da yaklaşık olarak yüzde 40 civarındadır. Bu da tarım sektörünün Manisa için ne kadar önemli olduğunu açıkça göstermektedir. 2010 yılı sonu itibarıyla ilimizde 2 bin 100 adet gıda sicili olan işletme vardır. Bu rakamlar göz önüne alındığında Manisa bir tarım şehridir diyebiliriz. Üretilen tarımsal ve hayvansal ürünlerin katma değerinin yüksek olduğunu da unutmamamız gerekir. l Sektörde yaşanan başlıca sorunlar neler? ÇELİK: İlimizin tarımsal sorunları, ülkemizdeki tüm illerin tarımsal sorunları ile hemen hemen aynıdır. İlimizde tarımsal işletmelerin arazi yapıları çok parçalı ve işletme ölçekleri küçüktür. Hisseli satışlar, miras hukuku, sanayileşme ve kentleşme nedeni ile tarım alanları tehdit altındadır. Sulama sistemleri eskimekte (açık sistem) ve ürünlerin üretim maliyetleri yükselmektedir. Bitkisel üretimde aşırı gübre, ilaç ve bitki gelişim düzenleyici materyallerin kontrolsüz kullanımı olabilmektedir. Bu sorunları Bakanlığımızın uyguladığı destekleme modelleri ve eğitim programları ile aşmaya çalışmaktayız.
Dünyanın her yerine tarımsal ürün ihracatı l Manisa’da tarım ürünlerinin ihracatı ile ilgili durum nedir? ÇELİK: İlimizde ihracata yönelik üretim yapılmakta ve üretilen ürünlerin önemli bir bölümü ihraç edilmektedir. İlimizden yaş ve işlenmiş halde meyve ve sebze ihracatı yoğun olarak yapılı-
Manisa Tarım ve Gıda
Ocak - Şubat - Mart 2011
13
“İlimizden başta Avrupa Birliği ülkeleri, Rusya ve Ortadoğu olmak üzere dünyanın her bölgesine tarımsal ürün ihracı gerçekleştiriyoruz.” kooperatifçiliğe ve kooperatif desteklemelerine ayrı bir önem veriyor. Bireysel desteklemenin yanı sıra örgütlü üreticiye farklı desteklemeler de uygulanıyor. Bununla da örgütlü üretici sayısının arttırılması hedefleniyor. 1999 – 2002 yılları arasında ilimizde iki kooperatifimiz 600 bin TL desteklemeden faydalanmışken, 2002 – 2010 yılları arasında 76 kooperatifimize 39 milyon TL destekleme ödemesi yapıldı. Bu desteklemelerden kooperatif üyesi 4 bin 900 çiftçi ailesi faydalandı. l Hayvancılık sektöründe Manisa’yı nerede görüyorsunuz? ÇELİK: İlimiz hayvansal üretimde de bitkisel üretimde olduğu gibi söz sahibi il konumunda. Son yıllarda özellikle kooperatif desteklemeleri ve uygulanan Sosyal Yardımlaşma ve Dayanışma Fonu kaynaklı projeler ile ilimiz hayvancılığı önemli bir yol aldı. Büyükbaş hayvan sayımız 2002 yılına göre yüzde 62 oranında artarak 176 bin 500’e ulaştı. Ayrıca ilimizde büyük hayvancılık işletmelerinin sayısında da önemli artışlar gerçekleşti. 100 baş ve üzeri büyükbaş hayvancılık işletmelerinin sayısı 2002 yılına göre yüzde 80 oranında artış gösterdi. Kanatlı sektörü de ilimizde önemli bir yere sahip. Üretilen kanatlı etinin yüzde 10’luk bir kısmı ise ihraç ediliyor.
yor. İlimizde yetişen tarımsal ihraç ürünlerimizin başında çekirdeksiz kuru üzüm, sofralık üzüm, kiraz, şeftali, çilek, domates, yaş sebze-meyve ile piliç eti geliyor. Alaşehir İlçemizde gümrükleme işlemlerinin yapılıyor olması ihraç işlerimizi kolaylaştırmaktadır. Ayrıca 2010 yılı içerisinde Müdürlüğümüz bünyesinde kurulu olan Tarımsal Analiz Laboratuarımızda ihracata yönelik gıda ve kalıntı analizi de yapılmaya başlandı. 2002 yılında 300 bin ton olan tarım ürünü ihracatımız 2010 yılı sonu itibarı ile 530 bin tona yükselmiştir. İlimizden başta Avrupa Birliği ülkeleri, Rusya ve Ortadoğu olmak üzere dünyanın her bölgesine tarımsal ürün ihracı gerçekleştiriyoruz.
l Hayvancılıkla ilgili yürütülen çalışmalardan bahsedebilir misiniz? ÇELİK: Manisa Sosyal Yardımlaşma ve Dayanışma Vakfı kaynakları ile çeşitli hayvancılık projeleri uygulamaya koyduk. Son sekiz yılda uygulanan projeler neticesinde ilimizin çeşitli ilçelerinde 789 çiftçimize bin 248 adet damızlık özellikte gebe düve dağıtımı gerçekleştirildi. Ta-
Son sekiz yılda 39 milyon TL destek l Manisa’da tarımsal kooperatifçiliğin yaygınlaşması adına çalışmalar yürütüyorsunuz. Sizce sektör için kooperatiflerin önemi nedir? ÇELİK: Örgütlü üretim modeli her sektörde olduğu gibi tarım sektöründe de üreticiye bir güç vermektedir. Bunun bilinci ile çiftçilerimize kooperatifçiliğin önemini vurgulayan eğitim çalışmaları yapıyoruz. Aynı zamanda Bakanlığımızın uyguladığı kooperatif desteklemelerini uyguluyoruz. İlimiz örgütlü üretici varlığı bakımından ülkemiz ortalamasından daha iyi bir yerde. İlimizde tarımsal amaçlı 247 kooperatif ve bu kooperatiflere üye 26 bin üreticimiz bulunuyor. Ayrıca ilimizde çeşitli konularda kurulmuş 20 üretici birliği ve bu birliklere üye 5 bin 400 üreticimiz mevcut. Son yıllarda Bakanlığımız ve Müdürlüğümüz
14
Manisa Tarım ve Gıda
Ocak - Şubat - Mart 2011
rım ve Köyişleri Bakanlığı kaynakları kullanılarak ilimizin çeşitli ilçelerinde kurulu bulunan 45 adet Tarımsal Kalkınma Kooperatifimize üye 2 bin 662 çiftçimize son sekiz yılda hayvanların barınacağı modern ahırlar yapıldı ve toplam 6 bin 124 adet damızlık özellikte gebe düve dağıtımı gerçekleştirildi. Aynı zamanda bu kooperatiflerimizin işletme binaları ile süt toplama merkezlerinin inşaatları da tamamlandı. Son sekiz yılda ilimize kazandırılan damızlık özellikte gebe düve sayısı toplamda 7 bin 372 adet. 2002 – 2010 yılları arasında Sosyal Yardımlaşma ve Dayanışma Vakfı kaynakları ve İl Özel İdaresi kaynaklarından da ilimize toplam 9 bin 352 adet küçükbaş hayvan kazandırılmıştır.
12 milyon meyve fidanı l Manisa’da uygulanan meyvecilik çalışmalarında durum nedir? ÇELİK: İlimizde 2002–2010 yılları arasında İl Özel İdaresi ile Sosyal Yardımlaşma ve Dayanışma Vakfı kaynaklarından ve Bakanlığımızın Sertifikalı Fidan Desteklemeleri ile 10 milyon 100 bin adet meyve fidanının dağıtımı yapılarak dikimi sağlandı. İlçe Müdürlüklerimiz, Ziraat Odaları ve sivil toplum kuruluşlarının organizasyonları ile gerek ücretli gerekse hibe olarak yaklaşık 2 milyon meyve fidanı ile birlikte toplamda 12 milyondan fazla meyve fidanının dikimi sağlanmıştır. l Bu meyve fidanı dikimlerinin sektöre yansıması nasıl oldu? ÇELİK: Manisa tarımsal ürün çeşitliliğinde son yıllarda değişimler söz konusu oldu. Özellikle kiraz, çilek, mısır, domates gibi bitkisel ürün-
ler ile kanatlı hayvan ve süt sığırcılığı yetiştiriciliği yaygınlaştı. Örnek olarak kiraz üretimimiz 2002 yılında 18 bin 415 ton iken yüzde 133 artarak 2010 yılında 43 bin tona yükseldi. Bunun hemen hemen tamamı yani 40 bin tonu ise ihraç edildi. Yine zeytin üretimimiz 138 bin 786 tondan 301 bin tona, beyaz et üretimimiz 64 bin 248 tondan 124 bin 500 tona yükseldi.
“Kırsal Kalkınma Yatırımlarını Destekleme Programı çerçevesinde Manisa’da tarımsal sanayinin gelişimine büyük katkılar sağlandı.” yapan veteriner hekim ve ziraat mühendislerinden oluşan 113 tarım danışmanı bulunuyor. Her tarım danışmanının çevresindeki dört köye de hizmet verdiği düşünüldüğünde ilimizin mevcut 778 köyünün yaklaşık yüzde 75’inde tarım hizmetleri yerinde veriliyor.
l Tütüne alternatif ürün çalışmalarınız ne durumda? ÇELİK: Özellikle tütün üretimine uygulanan kota sebebiyle ilimizde tütün üretiminin yoğun olarak yapıldığı yerlerde tütüne alternatif ürün l Kırsal Kalkınma Yatırımlarını Destekleme üretimi yaygınlaştırılması çalışmalarını başlattık ve Projesi kapsamında Manisa’da yapılan çalışmalar bu konuda oldukça iyi sonuçlar aldık. Köprübaşı neler? ilçemiz ve merkez ilçe Yunt Dağı’nda uyguladıÇELİK: En önemli amacı uluslararası kaynakğımız çilek üretimini geliştirme projeleri ile çilek ların kullanımı için kapasite oluşturmak ve proje üretimimiz 2002 yılında 226 tondan 3 bin tona sunulmasını sağlamak olan Kırsal Kalkınma Yatıyükseldi. Üretilen çileklerin önemli bir kısmı ise rımlarının Desteklenmesi Programı, tamamen ihraç ediliyor. Tarım ve Köyişleri Bakanlığı bütçesi kaynaklı olarak yürütülüyor. İlimiz, 2006 yılında başlayan l Tarımsal Yayımı Geliştirme Projesi (TARGEL) bu projeyi ülkemizde en çok uygulayan illerden kapsamında yürütülen çalışmalardan bahsedebibirisi oldu. Kırsal Kalkınma Yatırımlarını Desteklir misiniz? ÇELİK: 2007 yılında uygulamaya koyulan leme Programı çerçevesinde Manisa’da tarımTarımsal Yayımı Geliştirme Projesi (TARGEL) sal sanayinin gelişimine büyük katkılar sağlandı. çiftçilerimizin bulunduğu yerde onlara hizmet Başlangıcından bugüne kadar ilimizde 95 adet vermeyi ve ihtiyaç duyduğu tarımsal konular- proje tamamlandı ve ilimize 95 adet tarımsal daki tüm danışmanlık hizmetlerini istihdam edi- sanayi tesisi kazandırıldı. Bu projelere yüzde 50 len personel ile karşılamayı amaçlıyor. TARGEL hibe karşılığı 17 milyar 245 bin 982 TL ödenpersonellerimiz KPSS sonucuyla atanıyor, gerek di. Tamamlanan projeler ile 902 kişiye istihdam duyduğu bilgileri de aldığı eğitim ve kurslarla ta- sağlandı. Makine – ekipman desteklemeleri ile mamlıyorlar. Müdürlüğümüz bünyesinde ilimiz de 1 bin 182 makine ve ekipman için toplamda köyleri ve beldelerinde ikamet edip çalışmalar 7,2 milyon TL hibe desteği verildi. Ayrıca ilimizin
proje kapsamında başarılı illerden birisi olması sebebi ile 21 Ocak’ta gerçekleştirilen törenle Devlet Bakanı ve Başbakan Yardımcısı Sayın Bülent Arınç ve Sayın Bakanımız Mehmet Mehdi Eker tarafından bu 95 tesisin toplu açılış töreni düzenlendi ve 2011 – 2015 dönemi Kırsal Kalkınma Yatırımlarının Desteklenmesi Programı’nın tanıtımı ilimizde yapıldı.
“Çiftçilerimizin eğitimi birinci önceliğimiz” l Çiftçilere yönelik düzenlediğiniz eğitim programları var mı? ÇELİK: Tarımsal çalışmanın düşük olduğu özellikle kış aylarında eğitim programlarımıza hız vermekle birlikte bütün yıl içerisinde eğitim ve yayım programlarımız devam ediyor. Çünkü çiftçilerimizin eğitimi birinci önceliğimiz. Manisa çiftçisine hizmet etmekten onur duyuyoruz. Tarımsal üretimde yeni teknolojiler ve uygulamalar, bağcılık ve budama, meyvecilik, zeytin yetiştiriciliği, hayvancılık gibi konularda açılan kurslarda çiftçilerimize aktarıldı. 2002 – 2010 yılları arasında ilimizde çeşitli tarımsal konularda beş gün ve daha uzun süreli düzenlenen 334 çiftçi kursuna 12 bin 944 çiftçimiz katıldı ve kursu başarı ile bitirerek sertifika almaya hak kazandı. Ayrıca eğitim çalışmalarımız televizyon ve radyo programları ile de destekleniyor.
Manisa Tarım ve Gıda
Ocak - Şubat - Mart 2011
15
KISALAR
Çiftçilere meyve fidanı dağıtıldı Manisa’nın merkez Bağyolu Köyü’nde Devlet Bakanı ve Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç ve Manisa Valisi Celalettin Güvenç’in katıldığı törende üreticilere zeytin fidanı başta olmak üzere meyve fidanları dağıtıldı. Çok sayıda çiftçinin katıldığı törenle ilgili olarak Manisa Tarım İl Müdürü Ömer Çelik, “Bakanlığımızın Genel Bütçesi ve İl Özel İdaresi kaynaklı olmak üzere bu yıl da zeytin başta olmak üzere badem, ceviz, kiraz çöğürü, sofralık bağ ve antepfıstığı fidanlarını üreticilerimize dağıttık. Meyve fidanı tesisi, tekniğine uygun dikim, toprak analizine göre uygun çeşit seçimi gibi teknik konularda bugüne kadar olduğu gibi bugünden sonra da çiftçilerimize düzenleyeceğimiz kurslarla modern tarımsal yetiştiricilik yöntemleri konusunda bilgilendirmemiz ve eğitimlerimiz devam edecektir.” dedi. Manisa Valisi Celalettin Güvenç de, yaptığı konuşmada “Yuntdağı bölgesi tarihsel dönüşüm ve gelişime şahit oldu ve modern tarımla tanıştı. 2010 yılında İl Özel İdaresi desteği ile 642 bin 110 adet, Tarım ve Köyişleri Bakanlığı desteği ile 570 bin adet olmak üzere toplam 1 milyon 212 bin 110 adet zeytin, badem, ceviz, kiraz çöğürü, sofralık bağ ve antepfıstığı fidanları köylüyle ve toprakla buluştu. Bu çalışmanın toplam değeri 1 milyon 518 bin 50 TL’dir.” diye konuştu. Devlet Bakanı ve Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç ise “2010 yılında 1,2 milyon, son sekiz yılda ise 12,5 milyon meyve fidanını Manisa topraklarıyla buluşturan Tarım İl Müdürlüğümüze, çiftçilere yönelik yürüttüğü bu güzel çalışmalarından dolayı teşekkür ediyorum, kendilerini kutluyorum, dağıtılan bu meyve fidanları çiftçilerimize hayırlı, uğurlu olsun.” dedi.
2010 yılı bayi eğitim toplantılarının ikincisi yapıldı
Bitki Koruma Ürünlerinin Toptan ve Perakende Satılması ile Depolanması Hakkındaki Yönetmelik gereği yılda iki kez yapılması gereken zirai mücadele ilaç bayileri eğitim toplantılarının 2010 yılına ait ikinci toplantısı yapıldı. Eğitim toplantıları 21 Aralık’ta Akhisar Ziraat Odası’nda, 22 Aralık’ta Manisa İl Müdürlüğü toplantı salonunda, 23 Aralık’ta ise Salihli Ticaret ve Sanayi Odası’nda yapıldı. Bitki Koruma Şube Müdürü Halil Aykır’ın açılış konuşmasını yaparak genel değerlendirmelerde bulunduğu toplantılarda zirai ilaç bayilerine 13 Aralık tarihinde yürürlüğe giren 5996 sayılı Veteriner Hizmetleri, Bitki Sağlığı, Gıda ve Yem Kanunu, Domates Güvesi (Tuta Absoluta) tanıtımı ve mücadelesi, Bitkisel Üretimde Kullanılan Kimyasalların Kayıt Altına Alınması, İzlenebilirlik ve Kalıntı konusunda da bilgi verildi. Salihli’de yapılan eğitim toplantısına Ege Üniversitesi Ziraat Fakültesi Bahçe Bitkileri Bölümü’nden Prof. Ahmet Altındişli de katıldı. Altındişli, katılımcılara çekirdeksiz kuru üzüm ihracatı hakkında genel değerlendirmelerde bulundu. Akhisar, Manisa ve Salihli’de yapılan eğitim toplantılarına 262 zirai mücadele ilaç bayisi katıldı.
16
Manisa Tarım ve Gıda
Ocak - Şubat - Mart 2011
Manisa Tarım ve Gıda
Ocak - Şubat - Mart 2011
17
Büyükbaş hayvanları küpeleme yetkisi Birlik’te
Gündüz çalışıyor gece eğitim alıyorlar Manisa Tarım İl Müdürlüğü, merkeze bağlı köy ve kasabalarda, düzenlediği gece eğitim programlarıyla çiftçilerini hem eğitiyor, hem de tarımsal konularda bilgi ve becerilerini artırıyor. Manisa tarımının polikültür tarıma sahip olduğunu, bu sebeple üreticilerin gündüzleri çoğunlukla tarlalarında, bağ ve bahçelerinde veya işletmelerinde çalışmalarından dolayı çiftçi eğitim ve yayım çalışmalarını geceleri düzenlediklerini belirten İl Müdürü Ömer Çelik, “Müdürlüğümüz bünyesinde ‘Çiftçi Eğitim ve Yayım Şubesi’ adı altında çiftçilere yönelik eğitim faaliyetleri yürütülmektedir. İlimiz çoğunlukla polikültür tarımın uygulandığı topraklara sahiptir. Çiftçilerimizin gün boyunca tarlada, bağ ve bahçesinde veya hayvancılıkla ilgili işlerde çalışmaları hasebiyle eğitim çalışmalarımızı daha çok geceleri düzenliyoruz. Bu şekilde bir taraftan çiftçilerimizin katılımı daha yüksek gerçekleşirken, diğer taraftan eğitimler daha verimli geçiyor.” dedi.
Manisa’da büyükbaş hayvanlarda küpeleme çalışmalarının yetki devri, protokol töreniyle gerçekleşti. Tarım İl Müdürlüğü toplantı salonunda gerçekleştirilen protokol imza töreninde Tarım ve Köyişleri Bakanlığı adına Manisa Tarım İl Müdürü Ömer Çelik ile Türkiye Damızlık Sığır Yetiştiricileri Merkez Birliği adına Manisa Damızlık Sığır Yetiştiricileri Birliği Başkanı Ahmet Kırlıoğlu protokolü imzaladılar. Yapılan protokol ile ilgili bilgi veren Tarım İl Müdürü Ömer Çelik, “İmzaladığımız bu protokol ile Manisa’da bulunan tüm büyükbaş hayvanların önsoy kütüğü ve soy kütüğü veri tabanlarına kayıtları ve küpeleme çalışmalarının yetkisi Manisa Damızlık Sığır Yetiştiricileri Birliği’ne devredilmiştir. Bakanlığımız bu uygulama ile Merkez Birliğine üye Damızlık Sığır Yetiştirici Birliklerinin kurulu olduğu illerde sığır türü hayvanların tanımlanması (küpeleme, çip uygulaması vb.) ve veri tabanlarına kaydedilmesini amaçlamaktadır. Bugüne kadar Manisa’da Tarım İl Müdürlüğümüzün yürüttüğü bu çalışmaları imzalanan bu protokolle bundan sonra Manisa Damızlık Sığır Yetiştiricileri Birliğinin aynı ciddiyet ve titizlikle yürüteceğinden eminiz ve kendilerine güveniyoruz. Kendilerine ve tüm büyükbaş hayvan üreticilerimize hayırlı uğurlu olmasını diliyorum.” dedi.
Manisa Tarım İl Müdürlüğü’nün 2010 yılında verdiği gece eğitimleri hakkında kısa bilgiler veren Çelik, “Merkez köy ve beldelerimizden Pelitalan, Sarma, Halıtlı, Aşağıçobanisa, Karaağaçlı, Osmancalı, Karaahmetli, Ortaköy, Hamzabeyli ve Şamar’da zeytin yetiştiriciliği, toprak işleme, toprak analizine göre gübreleme, meyvecilik, seracılık, çilek yetiştiriciliği, zeytin, meyve ve çilek bahçelerinde sulama yöntemleri, bağ ve meyve bahçelerinde donla mücadele yöntemleri konularında toplam 332 çiftçiye eğitim verilmiştir.” dedi. Bu eğitimlerle Manisa çiftçisinin, gerek bitkisel gerekse hayvansal konularda bilgi ve becerilerini artırmayı, modern tarım ile ilgili yeni teknikleri öğretmeyi ve benimsetmeyi, yöreye uygun yeni ve alternatif ürün çeşitlerini çiftçilere tanıtmayı hedeflediklerini ifade eden Ömer Çelik, “Biz Tarım İl Müdürlüğü olarak Manisa çiftçisine hizmet etmekten onur duyuyoruz. 2010 yılında olduğu gibi 2011 yılında da gündüz yapılan eğitim çalışmalarının yanında gece eğitimlerine de devam edilecektir. Çiftçilerimizden bu eğitimlere daha çok ilgi göstermelerini, bu konuda talepte bulunmalarını bekliyoruz. Hafta sonu dahil müsait oldukları her gün ve gece kendilerine hangi tarımsal konuda olursa olsun eğitim vermeye hazırız.” dedi.
Manisa Damızlık Sığır Yetiştiricileri Birliği Başkanı Ahmet Kırlıoğlu da, bu protokolün imzalanmasıyla büyükbaş hayvanların önsoy kütüğü ve soy kütüğü veri tabanlarına kayıtları ve küpeleme çalışmalarının yetki devrinin Manisa Damızlık Sığır Yetiştiricileri Birliği’ne yapıldığını, bu görevi en iyi şekilde yürüterek büyükbaş hayvan üreticilerine en iyi hizmeti vermeye devam edeceklerini ifade etti.
Güres Group’tan yeni yatırım Türkiye’nin tek çatı altında toplanmış en büyük entegre yumurta tesisi olan Güres Group sürdürdüğü sürekli iyileştirme faaliyetleri ve yeni yatırımlarıyla büyümeye devam ederek sektördeki liderliğini sürdürüyor. 2010 yılında gerçekleştirilen sürekli iyileştirme faaliyetleri kapsamında Ağustos ayında üretime geçen yeni yem fabrikası, 25 bin ton hammadde depolama alanı ile saatte 50 ton, yıllık ise ortalama 70 bin ton üretim kapasitesine sahip. 2009 yılında yapımına başlanan
18
Manisa Tarım ve Gıda
yeni damızlık tesisi, 2010 yılında faaliyete geçerek 60 bin damızlık kapasitesine ulaştı. Yine Ağustos ayında kuluçka tesisine Amerika’dan getirilen lazer yöntemiyle gaga kesme ve aşılama makinesi ile tavukçuluk sektöründe bir ilk gerçekleştirilerek, minumum işçilikle maksimum verim ve hız sağlandı. Yeni yumurta paketleme ve tasnif ünitesi için, saatte 120 bin yumurta kapasiteli tasnif makinesi Hollanda’dan ithal edildi. 2011 yılında da yatırımların devam edeceğini belirten Güres
Ocak - Şubat - Mart 2011
Group Yönetim Kurulu Başkanı Mehmet Mustafa Güres, “Güres Group olarak yaptığımız yatırımlarla üretim ve hizmet kalitemizi arttırarak, tüm müşterilerimizin ve sektörün ihtiyaçlarını sağlamayı, bunun yanında ülke ekonomisine de kaktı ve istihdam yaratmayı hedefliyoruz. Her geçen gün yenilenmek ve her adımda en iyiye ulaşmak çabasıyla sürdürdüğümüz faaliyetlerimiz, ilerleyen günlerdeki yeni projelerimiz için ilham kaynağı olmaya devam ediyor.” dedi.
Manisa Tarım ve Gıda
Ocak - Şubat - Mart 2011
19
Sofralık üzümde rekor ihracat; 175 bin ton hazırlanmıştır. Merkez ve bağ alanı olan tüm ilçelerdeki üreticilere bu program duyurulmuştur. Yapılan etkin mücadele ile hastalık ve zararlılar nedeniyle yaşanacak zarar yaklaşık olarak yüzde 10-15 oranını geçmemiş olup, ayrıca, kalite açısından herhangi bir olumsuzluk yaşanmamıştır. Son iki yılın kalitesi de yüksektir ve üzüm fiyatlarının da artması ile üreticimizin yüzü gülmüştür.” dedi.
Türkiye’de üzüm denildiğinde ilk akla gelen şehrimizin 2010 yılı üretim sezonunu değerlendiren Tarım İl Müdürü Ömer Çelik, verimli bir yıl olan geçen yıl sofralık üzüm ihracatının 175 bin tonu geçtiğini söyledi. 2010 yılında Mart ayının ilk haftasında İlimizde bağların uyanmaya başladığını belirten Ömer Çelik, “Mart ayında yaşanan don zararında bazı bağ alanlarımızda soğuk zararı yaşanmıştır. Bu yıl bağ üretim sezonu, hastalık ve zararlılar açısından son derece uygun iklimsel koşullar altında geçmiştir. Yağışlı hava şartlarının çok sık yaşanması ve Haziran ayının da yağışlı geçmesi sonucu üretim alanlarımızda yıllardır görülmeyen ve ciddi sorun yaratmayan Bağ Mildiyösü (Pronos) sorun haline gelmiştir. Arazi kontrolleri ve meteorolojik verilerin değerlendirilmesi sonucu hastalık ve zararlılara karşı üreticilerimiz Erken Uyarı ve Tahmin Projemiz kapsamında uyarılmış, bu uyarılar 27 bin üreticiye hızlı bir şekilde ulaşmıştır. Bağlarda çiçek öncesi ve çiçek sonrası ilaçlama programı
2010 yılında sofralık üzüm üretiminin de arttığını belirten İl Müdürü Ömer Çelik, “Ülkemizin en önemli tarımsal ihraç ürünlerinden biri olan kuru üzümün yanı sıra, Sarıgöl ve Alaşehir ilçelerimizde sofralık amaçlı taze üzüm üretimi ve ihracatı yapılmaktadır. Bu ilçelerimizde irili ufaklı yaklaşık 100 firma, başta Rusya ve AB ülkeleri olmak üzere birçok ülkeye sofralık üzüm ihracatı yapmaktadır. 2009 yılında sofralık üzüm ihracatımız 83 bin ton olup, 2010 yılı sonu itibari ile sofralık üzüm ihracatımız 175 bin tonu geçmiştir. Bu yıl sofralık üzüm ihracatımızda yaklaşık yüzde 36’lık artış bulunmaktadır. Önceki yıllarda yapılan ilimiz genelindeki demonstrasyon çalışmaları ile sofralık üzüm üretimimiz önemli oranda artmıştır. “ diye konuştu. Depolama konusunda uyarılarda bulunan İl Müdürü Ömer Çelik, “Üretim sezonu sonunda hasat edilen üzümler kurutulduktan sonra harmanlanarak depolama aşaması için hazırlanmaktadır. Kuru üzümler serin ve kuru ortamlarda, depolarda paletler üzerinde 10-15’lik guruplar halinde çuvallar ya da plastik kasalarda depolanmalıdır. Çuvallarda, beş sıradan fazla üst üste istifleme yapılmamalı, depolama yerinin sıcaklığı 5-10 ºC ve yüzde 65 nem koşullarını içermelidir. “ dedi.
Keskinoğlu’ndan yeni marka: “Tavvuk Restaurant” 1963 yılında kurulan ve beyaz et sektörünün lider firmalarından olan Keskinoğlu, yumurta, piliç eti, zeytinyağı, sağlık ve lojistik sektöründen sonra yeni bir sektöre daha adım attı. Keskinoğlu, Manisa Akhisar’da 15 dönümlük arazi üzerine inşa edilen, 200 kişilik kapalı ve 300 kişilik açık salonu olan ilk “Tavvuk Restaurant” için 2,5 milyon dolar yatırım yaptı. Menüsünde tavuk ve tavuk ürünlerinin daha yoğun olduğu ve tüketiciye 130 farklı lezzet sunan “Tavvuk”, freeflow (sıcak, soğuk, zeytinyağlı, kızartma, salata, tatlı, vb. ürünlerden oluşan açık büfe) konseptiyle Türkiye’de bir ilk olma özelliği taşıyor. Keskinoğlu, 48 yıllık tecrübesi, gıda sektöründeki uzmanlığı ve Türkiye’deki yaygın dağıtım ağının getirdiği tecrübeyle “Tavvuk”u beş sene içerisinde Türkiye’nin 200 noktasına taşıyacak. İstanbul, İzmir, Ankara, Antalya, Manisa, Trabzon, Bursa, Eski-
20
Manisa Tarım ve Gıda
Ocak - Şubat - Mart 2011
şehir, Antep ve Edirne illerinde öncelikli yapılanma hedefleyen Keskinoğlu, 2011 yılında 25 tane, 2012 yılında ise 50 tane yeni restoran kuracak. Keskinoğlu Şirketler Grubu Yönetim Kurulu Üyesi ve Pazarlama Grup Başkanı Keskin Keskinoğlu “Bugüne kadar biz ürettik, tüketicilerimiz pişirdi. Şimdi pişirme sırası bizde, Keskinoğlu lezzetleri artık Keskinoğlu yorumuyla da tüketiciye ulaşacak.” dedi. “Tavvuk”ta, Tavvukmahcun, Lades Lokma, Tavvuk Bursa Kebabı, 20 günlük piliç çevirme, Tavuklu Baklava gibi yepyeni lezzetlerin yanı sıra yöresel tatlar da unutulmadı. Restaurantta ayrıca Ege Bölgesi’nin son derece zengin olan zeytinyağlı lezzetlerini de tatmak mümkün olacak. Bebek bakım odası, çocuk oyun parkı, doğal gölet, mini hayvanat bahçesi vb. özel alanların yer aldığı “Tavvuk Restaurant” misafirlerini 07:00-23:00 saatleri arasında ağırlayacak.
TU
MANAGEMENT SERVICE
ISO 9001
K Ü ZE L Ý N R Ö GÜ ST A P E TAZ
t ü S
ÜRETÝCÝ GIDA Tarým Hayvancýlýk Süt Ürünleri Ýþletmeleri San. Tic. Ltd. Þti. Ýmalat : Eroðlu Köyü Akhisar / MANÝSA 0 236 438 22 22 (PBX) Faks : 0 236 438 20 58 Satýþ : Hürriyet Mh. 151. Sk. No 19. Akhisar / MANÝSA Tel : 0 236 412 42 77 www.uretici.com.tr / e-posta:uretici@uretici.com.tr
Ayran Saðlýklý
Doðal
Manisa Tarım ve Gıda
Ocak - Şubat - Mart 2011
21
HABER
Tarım Bakanı Mehdi Eker:
Tarımsal sanayi yatırımlarına
%50 sizden, %50 bizden Tarım ve Köyişleri Bakanı Mehdi Eker, Beş Yıllık Kırsal Kalkınma Programı kapsamında 1,5 milyar lira hibe destek vermeyi ve Türkiye’ye üç bin tarıma dayalı tesis daha kazandırmayı hedeflediklerini söyledi.
Bülent Arınç
Mehdi Eker
Devlet Bakanı ve Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç ve Tarım ve Köyişleri Bakanı Mehdi Eker Tarım ve Köyişleri Bakanlığı tarafından hazırlanan 2011 – 2015 yıllarını kapsayan Yeni Dönem Kırsal Kalkınma Yatırımlarının Desteklenmesi tanıtım toplantısına katılmak amacıyla Manisa’ya geldi. Anemon Otel’de düzenlenen toplantıya Manisa Valisi Celalettin Güvenç, İzmir Valisi Cahit Kıraç, Manisa Milletvekilleri Hüseyin Tanrıverdi, Mehmet Çerçi, Recai Berber ve İsmail Bilen, Manisa Belediye Başkanı Cengiz Ergün, Celal Bayar Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Mehmet Pakdemirli ile çok sayıda davetli katıldı. Toplantının açılışında konuşan Manisa Valisi Celalettin Güvenç, Manisa’nın tarımsal dönüşümden payına düşeni aldığını, 2002’de 981 bin ton olan üzüm üretiminin bugün 1 milyon 318 tona, 64 bin ton olan beyaz et üretiminin 124 bin tona, 867 bin adet olan yumurta üretiminin 1
22
Manisa Tarım ve Gıda
milyon 119 bine ulaştığını söyledi. Vali Güvenç, KÖYDES’ten Manisa köylerine 70 milyon liralık kaynak aktarıldığını da ifade etti.
1.5 milyarlık hibe hedefi Tarım ve Köyişleri Bakanı Mehdi Eker ise, Kırsal Kalkınma Yatırımlarının Desteklenmesi Programı kapsamında 2006 yılından bu yana 1 milyar liralık tesis ve makine-ekipman hibe desteği verdiklerini, bu desteklerle üç bin beş tesisin kurulduğunu ve 30 bin kişiye istihdam sağlandığını belirtti. 2011 - 2015 yıllarını kapsayan Yeni Dönem Kırsal Kalkınma Yatırımlarının Desteklenmesi ile ilgili sevindirici açıklamalar da yapan Eker, “Yeni programla hedefimiz beş yıl içinde toplam 1,5 milyar destek vermek ve yeni dönemde Türkiye’ye tarıma dayalı üç bin tesis daha kazandırmak. 1,5 milyar da proje sahiplerinin yatırma-
Ocak - Şubat - Mart 2011
Celalettin Güvenç
sıyla toplam üç milyar liralık yatırım yapılacak. Tarımsal sanayi hızla gelişecek. Program kapsamında çiftçinin bitkisel ve hayvansal üretimde kullandığı 30 çeşit makine ve ekipman için 100 bin projeye daha destek vereceğiz.” dedi. 2002 - 2010 yılları arasında desteklenen tarımsal kalkınma kooperatifi sayısının bin 800’e ulaştığını, verilen destek miktarının ise 1,5 milyar lira olduğunu kaydeden Bakan Eker, Manisa’da da 1999 - 2002 döneminde iki kooperatife 647 bin lira destek verilirken, 2003 - 2009 döneminde 52 kooperatife 40 milyon 500 bin lira destek verildiğini belirtti. Eker, Türkiye’de toplam beş bin köye tayin ettikleri veteriner hekim ve ziraat mühendisi danışman sayısını da 2011 yılı içinde iki bin 500 daha artırarak, yedi bin 500 kişiye ulaştıracaklarını söyledi Hükümetin Türk tarım sektörünü değiştir-
mek ve dönüştürmek maksadıyla bir dizi reform çalışması yaptığını, 16 yeni kanun çıkardığını, tarım ülkesi olmasına rağmen bir Tarım Kanunu olmayan ülkenin, bu dönemde yasal eksiklerinin giderildiğini belirten Bakan Eker, “Tarımsal üretim faaliyeti içinde bulunan beş milyon 200 bin civarı üreticinin desteklenmesi çalışmaları kapsamında, 2002’den 2010’a kadar 36 milyar 200 milyon lira destekleme ödemesi yaptık. Yapılan bu desteklemelerle Türk çiftçisinin cebine nakit destek koyduk. Bu desteklemenin içinde sübvansiyonlar, fiyat desteklemeleri ve altyapı yatırımları yoktur.” diye konuştu. Bu sene de yine Bakanlığın destekleme bütçesinden 6 milyar lira ödeme yapacaklarını söyleyen Bakan Eker, artık çiftçilere her ay hangi desteğin ödeneceğini açıkladıklarını, 2011 yılında da 2010’daki gibi yılın ilk 6 ayında, toplam desteğin yüzde 90’ının ödenmiş olacağını ifade etti.
“Dünya sıralamasında 11’inciyiz” Türkiye’nin Dünya Bankası raporlarına göre, 8 yılda 23 milyar dolar tarımsal hasılayla dünyanın 11. büyük tarımsal gücü olduğuna da değinen Bakan Eker, “Yeni topraklar kazanmadan, daha az sayıda insanla 2008 yılında 56 milyar dolarlık üretimle sekizinci büyük tarımsal güç haline geldik. Biz ticari maksatlarla ithalatlar yapıyoruz, yapacağız. Dünyada da bunu yapmayan yok. En gelişmiş Avrupa ülkeleri, tarımda gelişmiş zengin ülkeler, onlar da ithalat yapıyor. Hammadde olarak alıyor, bunu kullanıyor. Ama özü şu, Türkiye’nin dünyaya sattığı tarım ürünü, aldığı tarım ürününden daha fazladır. 2009’da Türkiye, İstatistik Kurumu rakamlarına göre, 11 milyar 200 milyon dolarlık tarım ürünü ihraç eden bir ülke. 73 milyon vatandaşın karnını doyuruyor, 30 milyon turist geliyor, onlar da doyuyor. 100 milyon insanın karnını doyurduktan sonra 11 milyar da satıyor. Türkiye üretim bakımından önemli bir ülke olarak tarımını her gün biraz daha ileri noktaya götürüyor.” dedi. Toplantıda konuşan Devlet Bakanı ve Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç ise, Tarım ve Köyişleri Bakanlığı’nın çok başarılı işler yaptığını, tarımda gelinen güzel noktayı vatandaşa daha iyi anlatmanın gerekli olduğunu dile getirdi. Bakan Arınç, “Manisa bir tarım kenti. Son yıllarda bu profil değişti, sanayi ağırlık kazanmaya başladı. Tarım halen önemini devam ettiriyor. Ziraat odalarımız, çiftçi kuruluşlarımız, müteşebbislerimiz var. Her şeyin iyiye gittiğini söyleyenler de var, bir siyasetçi olarak bizi eleştiren de var. Tarım kesiminin sorunlarını dinliyoruz, anlattıklarını kendi içimizde çözümlemeye çalışıyoruz. Tarım kesiminin desteklenmesi, Türkiye’nin topyekun desteklenmesi demektir. Biz çiftçimizin, ister gıda, ister ürün olsun, para kazansın istiyoruz, mahsulünün karşılığının olmasını istiyoruz. Tarım kesiminde çalışan insanımızın refah düzeyini, gelir düzeyini artırmak istiyoruz. KÖYDES projesi Cumhuriyet döneminin en başarılı projesidir. KÖYDES ile köylerimizi yaşanır hale getirmeye çalıştık. Yolusuyu olmayan köy, kalmamıştır.” dedi. Tanıtım toplantısının ardından Turgutlu Or-
ganize Sanayi Bölgesi’nde Kırsal Kalkınma Yatırımlarının Desteklenmesi Programı kapsamında desteklenen bir sirke üretim tesisinde yine aynı program dahilinde desteklenen 95 işletmenin temsili açılış töreni gerçekleştirildi.
Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç ve Bakan Eker, Belediye binasında Tarım ve Köyişleri Bakanlığı Yayın Dairesi tarafından ikincisi düzenlenen “Tarım ve İnsan” konulu fotoğraf sergisini de gezdi.
Manisa Tarım ve Gıda
Ocak - Şubat - Mart 2011
23
DESTEKLEME
95
Manisa’ya Tarımsal Sanayi Tesisi kuruldu
En önemli amacı uluslararası kaynakların kullanımı için kapasite oluşturmak ve proje sunulmasını sağlamak olan Kırsal Kalkınma Yatırımlarının Desteklenmesi Programı tamamen Tarım ve Köyişleri Bakanlığı bütçesi kaynaklı olarak yürütülüyor.
Kırsal Kalkınma Yatırımlarının Desteklenmesi Programı (2006 – 2010) Tarım ve Köyişleri Bakanlığı, kırsal kalkınma plan ve programları ile 2006 - 2010 Ulusal Tarım Stratejisi çerçevesinde, doğal kaynaklar ve çevrenin korunmasını dikkate alarak, kırsal alanda gelir düzeyinin yükseltilmesi, tarımsal üretim ve tarımsal sanayi entegrasyonunun sağlanması, tarımsal pazarlama altyapısının geliştirilmesi, 24
Manisa Tarım ve Gıda
gıda güvenliğinin güçlendirilmesi, kırsal alanda alternatif gelir kaynaklarının oluşturulması, basınçlı sulama sistemlerinin geliştirilmesi, yürütülmekte olan kırsal kalkınma çalışmalarının etkinliklerinin artırılması ve kırsal toplumda belirli bir kapasitenin oluşturulması amacıyla Kırsal Kalkınma Yatırımlarının Desteklenmesi
Ocak - Şubat - Mart 2011
Programı’nı uygulamaya koymuştur. Kırsal Kalkınma Yatırımlarının Desteklenmesi Programı kapsamında yürütülecek olan “Tarıma Dayalı Yatırımların Desteklenmesi Programı” uygulamaları için 81 il kapsamında kırsal alanda ekonomik ve sosyal gelişmeyi sağlamak için gerçek ve tüzel kişilerin
ekonomik yatırımlar ve mevcut tarımsal sulama tesislerinin rehabilitasyonu yatırımlarına yönelik olarak bu rehberde belirtilen usul ve esaslar doğrultusunda hazırlayacakları hibe başvurularının il ve Bakanlık düzeyinde değerlendirilmeleri sonucunda uygun bulunanlar programa alınmakta ve hibeye esas proje tutarlarının, ekonomik yatırımlara yönelik olanlarında yüzde 50’si, toplu basınçlı sulama sistemine yönelik olanlarında ise yüzde 75’i hibe desteği olarak program bütçesinden karşılanmıştır. İlimizde ekonomik yatırımlar ve makine ekipman alımları kapsamında toplam bin 277 yatırımcıya 24 milyon 488 bin 103 TL hibe ödemesi gerçekleştirilmiştir. Gerçekleştirilen yatırımların konu ve ilçelere göre detayları aşağıdaki tablolarda verilmiştir.
Ekonomik yatırımlar Toplam başvuran proje Programa alınan proje Hibe sözleşmesi imzalanmayan proje Hibe sözleşmesi imzalanan proje Fesih edilen sözleşme
384 125 16 109 14
KKYDP ekonomik yatırımlar kapsamında 2010 yılı sonu itibarı ile 95 adet proje tamamlanmıştır. 2006 yılında 2007 yılında 2008 yılında 2009 yılında
I. Etap II. Etap III. Etap IV. Etap V. Etap
13 proje programa alınmış, 12 proje tamamlanmıştır. 26 proje programa alınmış, 22 proje tamamlanmıştır. 46 proje programa alınmış, 32 proje tamamlanmıştır. 22 proje programa alınmış, 15 proje tamamlanmıştır. 18 proje programa alınmış, 14 proje tamamlanmıştır.
Gerçekleşen hibeye esas yatırım tutarı: 33.215.532,00 TL Gerçekleşen hibe ödemesi: 17.245.982,00 TL
2010 Yılı Sonu İtibari İle Tamamlanan 95 Tesisin İlçe Bazlı Dağılımı İLÇE
TAMAMLANAN TESİS SAYISI
YATIRIM TUTARI (TL)
HİBE ÖDEMESİ TUTARI (TL)
AKHİSAR
23
7.812.492,00
4.383.479,24
ALAŞEHİR
11
4.663.800,00
2.522.990,00
DEMİRCİ
1
498.922,00
249.461,00
KIRKAĞAÇ
6
2.064.590,00
1.032.295,00
KÖPRÜBAŞI
1
342.004,00
171.002,00
KULA
2
531.688,00
265.844,00
MERKEZ
7
1.762.656,00
959.237,90
SALİHLİ
17
5.942.454,00
2.971.227,32
SARIGÖL
3
892.610,00
446.305,00
SARUHANLI
10
2.960.297,00
1.480.148,54
SOMA
2
813.080,00
406.540,00
TURGUTLU
12
4.714.904,00
2.357.452,00
TOPLAM
95
33.215.532,00
17.245.982,00
Manisa Tarım ve Gıda
Ocak - Şubat - Mart 2011
25
2010 Yılı Sonu İtibari İle Tamamlanan 95 Tesisin Konu Bazlı Dağılımı ÜRÜN GRUBU
TESİS SAYISI
YATIRIM TUTARI(TL)
HİBE ÖDEMESİ TUTARI (TL)
BAL PAKETLEME
1
488.150,00
244.075,00
HUBUBAT İŞLEME
3
1.169.698,00
584.849,00
KİRAZ BOYLAMA PAKETLEME
3
1.331.000,00
665.625,00
MISIR KURUTMA VE DEPOLAMA
2
693.967,72
346.983,86
SEBZE İŞLEME
6
1.707.983,00
853.991,50
SOĞUK HAVA DEPOSU
8
3.157.848,00
1.578.924,00
SUSAM İŞLEME
2
714.700,00
357.050,00
SÜT İŞLEME
6
2.460.462,00
1.230.231,00
TIBBİ AROMATİK BİTKİ İŞLEME
2
661.652,00
330.826,00
TOPLU BASINÇLI SULAMA SİSTEMİ
13
3.334.481,45
2.413.472,82
ÜZÜM İŞLEME
10
3.977.860,00
1.988.930,00
YAPRAK SALAMURA VE TURŞU
4
1.306.881,64
653.440,82
ZEYTİN İŞLEME
14
4.134.200,00
2.067.100,00
ZEYTİNYAĞI
21
7.860.966,00
3.930.483,00
TOPLAM
95
33.215.532,00
17.245.982,00
Makine ekipman alımları Toplam makine ekipman başvurusu Programa alınan makine ekipman Sözleşme imzalamayan/ fesih edilen
3.590 1.271 89
Makine Ekipman Alımları kapsamında toplam 1182 adet makine teslim edilmiştir. 2007 yılında 74 makine-ekipman programa alınmış, 60 makine ödemesi yapılmıştır. 2008 yılında 161 makine-ekipman programa alınmış, 148 makine ödemesi yapılmıştır. 2009 yılında 311 makine-ekipman programa alınmış, 286 makine ödemesi yapılmıştır. 2010 yılında 724 makine-ekipman programa alınmış 688 makine ödemesi yapılmıştır. Hibeye esas proje tutarı Ödenen hibe tutarı
26
Manisa Tarım ve Gıda
: 15.060.739,00 TL : 7.242.121,00 TL
Ocak - Şubat - Mart 2011
2010 Yılı Sonu İtibarı İle Makine Ekipmanların Ekipman Bazlı Dağılımı MAKİNE EKİPMAN ADI
HİBE ÖDEMESİNDEN FAYDALANAN ÜRETİCİ SAYISI
ÖDENEN HİBE TUTARI (TL)
PÜLVERİZATÖR
555
1.848.749,19
EL TRAKTÖRÜ
172
289.922,55
DİSKARO-GOBLE
81
175.689,00
BASINÇLI SULAMA SİSTEMİ
69
1.843.973,15
MİBZER
59
308.350,50
BALYA MAKİNESİ
47
793.517,00
SAP PARÇALAMA MAKİNESİ
29
59.846,70
SÜT SAĞIM ÜNİTESİ VE SOĞUTMA TANKI
26
606.758,00
SİLAJ MAKİNESİ
23
155.055,00
YEM HAZIRLAMA MAKİNESİ
24
318.310,00
ÇAYIR BİÇME MAKİNESİ
17
24.351,00
ZEYTİN HASAT MAKİNESİ
16
22.610,00
SOĞUK HAVA TESİSATLI TAŞIMA ARACI
11
478.857,69
TOPRAK FREZESİ
10
46.034,50
BİÇERBAĞLAR
10
37.610,00
GÜBRE DAĞITMA MAKİNESİ
8
32.557,22
MOTORLU TIRPAN
6
2.791,00
LAZERLİ TESVİYE ALETİ
6
80.712,00
HUBUBAT HARMAN MAKİNESİ
4
16.842,50
ANIZA DİREKT EKİM MAKİNESİ
2
24.875,00
ARICILIK MAKİNE VE EKİPMANI
2
875,00
PATATES SÖKÜM MAKİNESİ
2
4.650,00
TAŞ TOPLAMA MAKİNESİ
2
19.610,50
FİLE SİSTEM KURULMASI
1
49.573,50
TOPLAM
1182
7.242.121,00
Manisa Tarım ve Gıda
Ocak - Şubat - Mart 2011
27
2010 Yılı Sonu İtibari İle Makine Ekipmanlarının İlçe Bazlı Dağılımı İLÇESİ
HİBE ÖDEMESİNDEN FAYDALANAN ÖDENEN HİBE ÜRETİCİ SAYISI TUTARI (TL)
AHMETLİ
24
100.277,50
AKHİSAR
126
716.062,17
ALAŞEHİR
82
612.700,19
DEMİRCİ
64
209.452,50
GÖLMARMARA
21
240.449,79
GÖRDES
110
175.335,50
KIRKAĞAÇ
20
100.133,94
KÖPRÜBAŞI
24
509.107,79
KULA
28
404.798,00
MERKEZ
178
1.044.249,21
SALİHLİ
194
1.367.798,37
SARIGÖL
32
190.795,47
SARUHANLI
148
726.882,32
SELENDİ
22
172.403,50
SOMA
35
183.352,50
TURGUTLU
74
488.322,25
TOPLAM
1182
7.242.121,00
28
Manisa Tarım ve Gıda
Ocak - Şubat - Mart 2011
"Güvenle tüketin diye sizin için KONTROL ediyoruz" A LG A B O L G P Pest
isi
t le
BR
C-
C
um iy
FO
OD
20
K a dm
iva
Kurşun
Ni t r i
t
C 22000 FSS
IFS
r
O/ IS
rat t i N
Arsenik
P A S
2
Intertek Test Hizmetleri A.ª. Merkez: Merkez Mah. Sanayi Cd. No.23 Altındağ Plaza • Yenibosna 34197 İST. / TURKEY Tel: +90 212 496 46 46 • Fax: +90 212 452 80 55 E-mail : intertekcg.turkiye@intertek.com • Web Site : www.intertek-cg-tur.com • www.intertek.com Alaºehir ªube: Kurtuluº Mah. Osman Akça Tüc. Sit. Alaºehir Ticaret Borsası Hizmet Binası No.2/2 • Alaºehir - MANİSA intertek.gida@intertek.com Tel: +90 236 654 15 08 • Fax: +90 236 654 15 77 • E-mail :Manisa Ocak - Şubat - Mart 2011 Tarım ve Gıda
29
HABER
Ömer Çelik:
Çiftçimize hizmet bizim için onurdur Tarım İl Müdürü Ömer Çelik, İl Müdürü Yardımcıları, yedi Şube Müdürü ve 15 Tarım İlçe Müdürünün katılımıyla, Tarım İl Müdürlüğü toplantı salonunda, 2010 yılının değerlendirildiği, 2011 yılının ise planlamasının yapıldığı “Yıllık Değerlendirme ve Planlama Toplantısı” yaptı. 2010 yılında tarımsal konularda yapılan çalışmalar ile karşılaşılan problemlerin tartışıldığı toplantıda İl Müdürü Ömer Çelik, “Birim alandan daha çok ve daha kaliteli tarımsal ürünlerin alınabilmesi için ilimiz çiftçilerinin bilinçli tarım uygulamaları yapması gerekmektedir” dedi. Bu konuda Tarım İl ve İlçe Müdürlüklerine büyük görevler düştüğünü belirten Çelik, tarımda modern tekniklerin kullanılması ve tarımsal tekniklerin çiftçilere öğretilmesi amacıyla çiftçi eğitim çalışmalarına devam edileceğini bildirdi.
üretimde maliyetlere dikkat etmesi ve üretimlerinde maliyet hesaplaması yapması gerektiğini belirten İl Müdürü Ömer Çelik, “Bilinçsiz gübreleme yapılarak hem topraklarımız zarar görmekte hem de üretim maliyetleri artmaktadır. Bu durumda çiftçilerimizin toprak tahlillerini İl Müdürlüğümüz bünyesinde bulunan Tarımsal Analiz Laboratuarı’nda yaptırarak, tahlil sonucuna göre bilinçli gübreleme yapmaları gerekmektedir. Ayrıca gereksiz ve aşırı zirai mücadele ilaçlamaların-
2010 yılında karşılaşılan sorunların da masaya yatırıldığı toplantıda, bu sorunların çözümüne yönelik önlemlerin alınması konularına da yer verildi. Özellikle çiftçilerimizin tarımsal 30
Manisa Tarım ve Gıda
Ocak - Şubat - Mart 2011
dan da kaçınarak, bu konuda da tekniğine uygun mücadele ile hem kalıntısız ürün elde edilmiş, hem de maliyeti arttırıcı yanlış uygulamaların önüne geçilmiş olacaktır.” dedi. Sertifikalı tohum kullanımı ve sertifikalı meyve fidanıyla bahçe tesisinin önemine dikkat çeken Ömer Çelik, “Sertifikalı tohum ve meyve fidanı kullanımıyla, birim alandan daha yüksek ve daha kaliteli ürünler alınmaktadır.” dedi. 2011 yılının planlamasının da yapıldığı toplantıda, 2011’de uygulanacak tarımsal uygulamalar ile İlimizin sosyo-ekonomik durumu da göz önünde bulundurularak tarımsal üretimi desteklemeye yönelik çalışmalar görüşüldü. “Yıllık Değerlendirme ve Planlama Toplantısı”nın sonunda 15 Tarım İlçe Müdürüyle bugüne kadar olduğu gibi bugünden sonra da çiftçilere en üstün nitelikte hizmet verileceğini belirten Ömer Çelik, “Üreticilerimize hizmet vermekten onur duyuyoruz” dedi.
Manisa Tarım ve Gıda
Ocak - Şubat - Mart 2011
31
HABER
Web Tarım TV
yayın hayatına başladı
Tarım ve Köyişleri Bakanlığı tarafından yayınlanan Web Tarım TV, Ekim ayında Tarım ve Köyişleri Bakanı Mehdi Eker’in açılış konuşmasıyla canlı yayın hayatına başladı. Tarım İl Müdürlüğü toplantı salonunda İl Müdürü Ömer Çelik’in, Şube Müdürlerinin, İl Müdürlüğü personelinin, köylerde görevli ziraat mühendislerinin ve çiftçilerin katılımıyla Web Tarım TV canlı yayını internet üzerinden sinevizyon gösterimiyle izlendi. Tarım İl Müdürü Ömer Çelik, “Web Tarım
32
Manisa Tarım ve Gıda
TV’yle, Bakanlık merkez ve taşra birimlerinin faaliyet, politika ve uygulamalarının daha etkin biçimde duyurulması, Bakanlığımızın hazırladığı çiftçi eğitim filmlerine internet üzerinden de erişimin sağlanarak tarımsal yayımdan beklenen sonuçların etkinliğinin artırılması, üretici ve tüketici açısından önem taşıyan güncel konularla ilgili doğru ve yeterli bilgilendirme yapılması amaçlanmaktadır. Çiftçilerimiz için bugünden itibaren, gerek bitkisel üretim gerekse hayvansal üretimle ilgili tüm tarımsal konularda bilgi almak artık bir tuşa dokunmak
Ocak - Şubat - Mart 2011
kadar kolay. Bakanlığımızın bu güzel hizmetinin tüm çiftçilerimize hayırlı olmasını diliyorum.” dedi. Üreticilerin Web Tarım TV’yi izleyebilmeleri için web adresi ve uydu frekansları ile ilgili bilgiler de veren Ömer Çelik, üreticilerin Web Tarım TV yayınlarını, internet üzerinden www.tarimtv.gov. tr adresinden, ayrıca Türksat 3A uydusu üzerinden 11172 frekans, 2960 sembol, 55.6 Fcc Yatay H değerleri girilmek suretiyle televizyondan da izleyebileceklerini ifade etti.
Manisa Tarım ve Gıda
Ocak - Şubat - Mart 2011
33
HABER
Ürünlerinizi
sigortalatın! Tarım Sigortaları Havuzu (TARSİM), 2011 yılında daha fazla tarım ürününü sigorta kapsamına alarak, sigorta kapsamını genişletti. çarpması, kar ve dolu ağırlığı ile sel ve su baskını ek riskleri paket halinde, soy kütüğü, önsoy kütüğü ve Hayvan Kayıt Sistemi’ne (TÜRKVET) kayıtlı süt ve erkek besi sığırlarında ölüm riski teminatı, Kapalı sistemde üretim yapan, bio-güvenlik ve hijyen tedbirlerini almış tesislerde yetiştirilen kümes hayvanlarında ölüm riski teminatı, Denizlerde ve iç sularda yetiştirilen su ürünlerine (Her türlü hastalık, zehirlenme kaza ve bazı doğal afetler) ölüm riski teminatı, İlgili genel şartlar, teknik şartlar, tarife ve talimatlar çerçevesinde Tarım Sigortaları Havuzu (TARSİM) tarafından teminat kapsamına alınmıştır.”
Tarım İl Müdürü Ömer Çelik, konu ile ilgili olarak üreticileri bilgilendirmeye yönelik yaptığı açıklamada, “Tarım Sigortaları Havuzu (TARSİM) tarafından kapsama alınacak ürünler, riskler, bölgeler ve işletme ölçekleri itibariyle Devlet tarafından sağlanacak prim desteği miktarı, her yıl Bakanlığımızın teklifi üzerine Bakanlar Kurulu tarafından belirlenmektedir. Bu itibarla 2011 yılı uygulamalarına yönelik olarak Tarım Sigortaları Havuzu tarafından kapsama alınacak riskler, ürünler, bölgeler ve prim desteği oranlarına ilişkin 2011/1244 sayılı Bakanlar Kurulu Kararı, 13 Ocak 2011 tarih ve 27814 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe girmiştir.” dedi. Çelik, alınan karar doğrultusunda getirilen yenilikleri şöyle anlattı: “Bu karar doğrultusunda; 2011 yılında tüm 34
Manisa Tarım ve Gıda
risklere yüzde 50 prim desteği verilmesi, ayrıca çiçeklenme evresinin don riski kapsamına alınması, risk maliyetindeki artışlar ve çiftçinin ödeyeceği prim de dikkate alınarak, sadece don riski priminin 1/3’ü oranında çiftçi tarafından, 2/3’ü oranında ise devlet prim desteği olarak karşılanacaktır. Bitkisel ürünler için dolu riski ana teminatı ile birlikte; fırtına, hortum, yangın, heyelan, deprem, sel, ve su baskını ek riskleri paket halinde ve ayrıca, açık alanda yetiştirilen meyveler için isteğe bağlı don riski teminatı (Çiçeklenme evresi dahil), Seralar için dolu riski ana teminatı ile birlikte; fırtına, hortum, yangın, heyelan, deprem, taşıt
Ocak - Şubat - Mart 2011
2011 yılında, 2010 yılındaki uygulamalara ilave olarak uygulanacak yenilikler konusunda da bilgiler veren Ömer Çelik, “Süt sığırlarına ilave olarak, erkek besi sığırları sigorta kapsamına alınmıştır. Açıkta yetiştirilen meyvelerde çiçeklenme evresi teminat kapsamına alınmıştır. Bölgemizde yetiştiriciliği yapılan erik, kayısı, kiraz, badem, ayva vb. gibi meyve yetiştiriciliği bakımından önemlidir. Tüm risklerde yüzde 50 oranında uygulanan devlet prim desteği, sadece don riskinde 1/3 oranında çiftçi tarafından, 2/3 oranında devlet prim desteği olarak karşılanacaktır.” dedi. Mağduriyet yaşamamaları için üreticileri bir kez daha uyaran Tarım İl Müdürü Ömer Çelik, “Tarım Sigortaları Havuzu TARSİM’in 2011 yılında sigorta kapsamını genişletmesiyle üreticilerimizin tarım ürünlerini sigorta yaptırmaları daha da kolaylaşmıştır. Tüm üreticilerimizden konuya hassasiyet göstermelerini ve tarım ürünlerini sigorta yaptırmalarını bekliyoruz.” dedi.
Manisa Tarım ve Gıda
Ocak - Şubat - Mart 2011
35
HABER
Tarımsal Analiz Laboratuarı
hizmete girdi Bülent Arınç Manisa Tarım İl Müdürlüğü Tarımsal Analiz Laboratuarı, Devlet Bakanı ve Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç’ın katıldığı törenle hizmete girdi. Törende ayrıca Kırsal Kalkınma projelerinden yüzde 50 hibe destekli alet ve ekipmanların sertifikaları verilerek çiftçilere dağıtımı yapıldı. Törene Devlet Bakanı ve Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç, AK Parti Manisa Milletvekili Mehmet Çerçi, Manisa Valisi Celalettin Güvenç, Emniyet Müdürü Adem Aydemir, İl Genel Meclisi Başkanı Dursun Ali Yıldız, Celal Bayar Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Semra Öncü, Organize Sanayi Bölgesi Yönetim Kurulu Başkanı Sait Cemal Türek, AK Parti Manisa İl Başkanı Abdurrahim Arslan, AK Parti Merkez İlçe Başkanı İsmail Önal, kurum amirleri, Tarım İl Müdürlüğü çalışanları ve çok sayıda çiftçi katıldı. Açılış konuşmasını yapan Tarım İl Müdürü Ömer Çelik, laboratuar hakkında şu bilgileri verdi: “Bugün açılışını yapacağımız Tarımsal Analiz Laboratuarı iki bölümden oluşmaktadır. Birinci bölüm, eski hizmet binamızda da faaliyette olan ancak bugün gerek mekan gerekse kulla-
36
Manisa Tarım ve Gıda
nılan cihazlar bakımından geliştirilerek daha modern hale getirilen ‘Toprak, Yaprak ve Su Analiz Laboratuarı’dır. Yine bu laboratuarımıza TSE, EN ve İSO gibi ulusal ve uluslararası kalite yeterlilik belgeleri de alınarak, hizmet kalitesi ve standardı daha anlamlı hale getirilmiştir. Burada yılda sekiz bin civarında toprak, yaprak ve su analizleri yapılarak; modern tarım tekniklerinin temeli olan; çevreye duyarlı, yeterli ve dengeli bir şekilde, gübre, su, zirai ilaç kullanımına çalışılmaktadır. Laboratuarımızın ikinci kısmı olan ‘Gıda Analiz Laboratuarı’ ise yeni hizmete girmiş; ulusal ve uluslararası yeterlilik belgeleri alınarak başta Avrupa Birliği ve Rusya olmak üzere bütün ülkelere yapılacak gıda ihracatlarında analiz konusunda yetkilendirilmiştir. Burada yaş meyve sebze başta olmak üzere gıda maddelerinde içerik tayini, gıdalarda zirai ilaç kalıntısı ve ağır metal tayini yapılabilmektedir. Gerek ihracata, gerekse yurtiçi tüketime sunulan gıda maddelerinin analizi, ihracatçımıza olduğu kadar çiftçimize de fayda sağlayacaktır. Kaliteli ve kalıntısız ürünlerin tespiti ve belgelendirilmesi sayesinde pazarlama imkânları daha da artacaktır. Laboratuarımıza gıda bölümünün ku-
Ocak - Şubat - Mart 2011
rulması için 175 bin TL inşaat, 1 milyon 440 bin TL demirbaş cihaz alımı olmak üzere toplam 1 milyon 615 bin TL harcama yapılmıştır. Yapılan harcamaların 590 bin TL’si İl Özel İdaresince, 1 milyon 25 bin TL’si ise Tarım İl Müdürlüğümüz Döner Sermayesince karşılanmıştır. Tamamen yerel kaynaklar kullanılarak ve burada çalışan personelimizin mesai mefhumu gözetmeksizin özverili çalışmalarıyla bugünkü haline kavuşan Laboratuarımız bundan sonra ihracatçımız ve çiftçimizin hizmetinde olacaktır.” Müdür Ömer Çelik, Kırsal Kalkınma projelerinden destekleri hakkında da, şöyle konuştu: “Bugünkü törenimizin bir başka konusu tarım alet ve makineleridir. Bunların kalitesi ve modernizasyonu; ürün kalitesini ve verimini doğrudan etkileyen tarımsal üretimin vazgeçilmez unsurlarıdır. Çiftçimizin bu alet ve ekipmanlara sahip olması için Bakanlığımızca “Kırsal Kalkınma Projeleri” uygulanmaktadır. Bu projeler kapsamında 2007, 2008 ve 2009 yıllarında 9 milyon 80 bin TL değerinde 507 adet makine ekipman 4 milyon 540 bin TL karşılıksız hibe desteği ödenerek çitçimize kazandırılmıştır. 2010 yılında da 674 adet makine ekipman yüzde 50 hibeyle çiftçi-
mizin hizmetine sunulmaktadır. Piyasa değeri 5 milyon 440 bin TL olan bedelin yarısı yani 2 milyon 720 bin TL hibe olarak çiftçimize ödenmektedir. Uygulanan projelere üreticilerimizin oldukça fazla talebi ve bu tür çalışmalara olan duyarlılığı bizleri fazlasıyla memnun etmektedir.” Manisa Valisi Celalettin Güvenç de, yaptığı konuşmada, laboratuarlar sayesinde çiftçinin ürününün Avrupa ve Rusya kapılarından dönmeyeceğini, Alaşehir’in ardından Manisa’nın bu laboratuara kavuşmasının ihracat açısından çok önemli olduğunu, üreticiye dağıtılan makine ve ekipmanların da üretim, kalite ve verimi ve çiftçinin rekabet gücünü artıracağını ifade etti. Devlet Bakanı ve Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç ise, Türkiye’nin sekiz yılda tarımda, sanayide ve ekonomide önemli bir yol aldığına dikkat çekti. Arınç, hükümetin aldığı önlemlerle siyesi istikrarın sağlandığını belirterek, siyasi ve ekonomik istikrarın olmaması durumunda Türkiye’nin 2001 krizi ile karşı karşıya kalabileceğinin altını önemle çizdi. Manisa’nın tarımsal ağırlıklı bir şehir olduğunu ve bununla birlikte sanayileşmede de hızlı bir ilerlemenin yaşandığına işaret eden Arınç, “Tarımsal yönümüz gelişirken, sanayimiz de gelişiyor. Manisa Organize Sanayi Bölgesi bugün dört kısmındaki sanayi tesisleri ile Manisa ve ülke ekonomisine önemli katkı sunmaktadır.”dedi. Hükümetin, tarım konusunda ürün çeşitliliği ve üretim planlaması konularında önemli çalışmalarda bulunduğunu vurgulayan ARINÇ, bu çalışmalarla tarım ürünlerinin pazarlanması ve satışı konusunda üreticinin sorun yaşamadığını ifade etti. Arınç, Hükümetin çiftçiye yaptığı desteklerin tarım sektörüne ivme kazandırdığına da işaret ederek, şöyle konuştu:
“Hükümetimizin yaptığı ürün çeşitliliği ve üretim planlaması sayesinde üretici, hangi ürünü ne kadar ekeceğini bilerek ve arz talep dengesini sağlayarak yetiştirdiği ürünün satışında ve pazarlamasında sorun yaşamamıştır. Havza sorunu çözülmüş, üretim planlaması yapılmış, 674 çiftçimize üç trilyon liraya yakın hibe desteği verilmiştir. Üreticimiz geleneksel tarım tekniklerini bir kenara bırakarak artık bilinçli tarım yapmakta, ürettiği ürünü ihraç etmekte ve para kazanmaktadır. Türkiye’nin Güneydoğusu, Doğu Anadolu’su gördüğümüz kadarıyla Irak’ın mutfağı haline gelmiştir. Gaziantep’ten, Muş’a, Bitlis’e kadar her türlü ürünü dışarı satmak mümkün. Suriye-Ürdün-Türkiye arasında imzalanan Serbest Ticaret Anlaşması ile bu ülkelere giderek ürün satmak mümkün. Çok üretip, çok satıp, çok kazanacağız.” Arınç, 2010 yılında üreticiyi desteklemenin 70 milyon TL’yi bulduğuna dikkat çekerek, bu desteklemelerin her sene tekrarlandığını ve ürünün her kademesinin desteklendiğini ifade etti. Enflasyonun ülkemizde sekiz yıldır tek haneli olduğunu, sanayici ve KOBİ’nin ürettiğini satarak para kazandığını belirten Arınç, “Bazı ürün fiyatları 10 yıl önceki fiyatlarla satılmaktadır. 10 sene önce böyle değildi. Günde üç defa fiyat değişirdi. Yüksek maliyet, yüksek enflasyon, yüksek fiyat vardı. Bugün 10 sene önceki fiyatla aynı ürünü alabilirsiniz.” dedi. Törene katılan Devlet Bakanı ve Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç, Manisa Valisi Celalettin Güvenç, Manisa Milletvekili Mehmet Çerçi, Tarım İl Müdürü Ömer Çelik, Tarımsal Analiz Laboratuarı’nın açılışını birlikte yaptılar. Açılışın ardından İl Müdürü Ömer Çelik, laboratuardaki cihazlar hakkında Devlet Bakanı ve Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç’a ve diğer katılımcılara bilgiler verdi.
Modern laboratuarlarımız çiftçimizin hizmetinde 1997 yılında YSE Meydanı’nda şimdiki İl Özel İdaresi’ne ait binada faaliyetlerine başlayan laboratuarımız gelişen zamanda çok büyük mesafeler kat etmiştir. 1997 yılındaki kuruluş amacı Manisa çiftçisine toprak, yaprak ve su analizleri yönünde hizmet etmek olan laboratuarımız ilk başladığı yıllarda mütevazı sayılabilecek analiz sayılarına ulaşmaktaydı. Gelişen süreçte 2000 yılından sonra hızlı bir ivme ile faaliyetlerine devam eden laboratuarımız günümüze gelindiğinde yıllık 10 bin adede yakın toprak analizi yapar bir konuma ulaşmıştır. Yıllar içerisinde personelini ve cihaz alet ekipman varlığını da güçlendiren laboratuarımız şu andaki konumu ile bölgesinin hatta Avrupa’nın sayılı verimlilik analizi yapan ve çiftçilere bu konular ile ilgili danışmanlık hizmeti sunan bir kurum hüviyetini kazanmıştır. Manisa Tarım İl Müdürlüğü kampusu içerisinde faaliyetlerini Tarımsal Analiz Laboratuarı adı altında yeni binasında yürütmekte olan laboratuarımız Manisa ve bölge çiftçisinin değişen ve gelişen ihtiyaçlarına uzmanlaşmış kadrosu ile hizmet vermeye gayret etmektedir. Bölgemizde özellikle 2008 yılından sonra Alaşehir ve Sarıgöl bölgesinde yetiştirilmekte olan ve Rusya Federasyonu’na ihraç olan yaş meyve ve sebze ürünlerinde ağır metal, nitrat-nitrit ve 100’ün üzerindeki pestisit etkili maddesinin analizine ihtiyaç duyulmuştur. Bu noktada mevcut sorunlu durumda kendine görev çıkartan kurumumuz ve laboratuarımız hızla çalışmalarını tamamlayarak 2009 sonu itibarı ile alt yapısını geliştirerek son derece gelişmiş laboratuar cihazları ile donatılmış bir yaş meyve ve sebze analiz laboratuarını Tarımsal Analiz Laboratuarı bünyesinde organize etmiş ve Manisa İl Özel İdaresi Özel Gıda Kontrol Laboratuarı adı altında ikinci bir laboratuar kurarak ülkemizde bu anlamda bir ilki kısa sürede başarmıştır. Binin üzerinde analiz yapan laboratuarımız bölge çiftçisine ve ihracatçısına hizmet etmiştir ve etmeye devam edecektir. Manisa Tarım İl Müdürlüğü bünyesinde Tarımsal Analiz Laboratuarı ve Manisa İl Özel İdaresi Özel Gıda Kontrol Laboratuarı isimleri altında faaliyetlerini sürdürmekte olan laboratuarlarımız Taşeron Laboratuar Yeterlilik belgesine sahip olan (TS EN ISO/IEC 17025) ve 2011 yılı içerisinde TÜRKAK akreditasyonunu tamamlayacak olan uluslararası standartlara göre çalışmalarını yürüten her yıl dönem dönem AB-VDLUFA ve AB-FAPAS testlerine katılmak suretiyle analiz doğruluğu ve kalitesini en yüksek düzeyde tutmaya çalışan bir kurum olarak çalışmalarını yapmaktadır. Hem tarımsal verimlilik hem de kontrol kuruluşu niteliğinde her iki hizmeti yerine getirmeye çalışan laboratuarımız faaliyet alanını ilgilendiren konularda hiç bitmeyen bir istekle üreticilerin, çiftçilerin ve ihracatçıların ihtiyaçlarını karşılamaya ilk günkü istek ve arzu ile çalışmalarını sürdürmektedir. Hizmet politikamız yüzde 100 memnuniyet üzerine kurulmuş durumdadır. İrtibat Ve İletişim Bilgilerimiz Adres: II. Anafartalar Mah. 1513 Sok. No: 16 Manisa Tel-Faks: 0-236-231 46 41 e-mail: tarimsalanaliz@mynet.com
Manisa Tarım ve Gıda
Ocak - Şubat - Mart 2011
37
HABER
Tarım Fuarı’nda
dördüncü buluşma Bu yıl dördüncüsü düzenlenen Manisa Tarım ve Hayvancılık Fuarı çiftçilerle firmaları buluşturdu.
Manisa’da bu yıl 3 - 7 Kasım 2010 tarihleri arasında, Manisa Tarım İl Müdürlüğü ile SNS Fuarcılık’ın birlikte organize ettikleri, 4. Tarım ve Hayvancılık Fuarı, protokol üyeleri ve sektör temsilcilerinin katıldığı törenle açıldı. Manisa Valiliği ve Tarım İl Müdürlüğü başta olmak üzere çeşitli kuruluşların destek verdiği fuarda, 102 firma ürünlerini tanıtmak amacıyla yer aldı. Yapılan açılış törenine Manisa Valisi Celalettin Güvenç, Belediye Başkanı Cengiz Ergün, İl Genel Meclis Başkanı Dursun Ali Yıldız, TARSİM Genel Müdürü Bülent Bora, Tarım İl Müdürü Ömer Çelik, Ziraat Odası Başkanı Nuri Sorman, Manisa Esnaf ve Sanatkarlar Odaları Birliği Başkanı Hasan Geriter, Damızlık Sığır Yetiştiricileri
38
Manisa Tarım ve Gıda
Birliği Başkanı Ahmet Kırlıoğlu, oda başkanları, siyasiler ve sektör temsilcileri katıldı. SNS Fuarcılık adına açılış konuşmasını yapan Naime Simsaroğlu, fuarla ilgili genel bilgiler verdi. Bu yıl fuarın dördüncü kez organize edildiğini hatırlatan Simsaroğlu, “Yoğun ilgi memnuniyet verici. Fuarımızı Tarım İl Müdürlüğü ile birlikte organize ettik. Manisa Valiliği, Manisa Belediyesi, MTSO, Ziraat Odası, Veteriner Hekimler Odası, Manisa İli Damızlık Sığır Yetiştiricileri Birliği de destek verdiler. Emeği geçen herkese teşekkür ederiz.” dedi. Ziraat Odası Başkanı Nuri Sorman ise tarım ürünlerinin artık enerji sektöründe kullanıldığına
Ocak - Şubat - Mart 2011
dikkat çekerek, “İstihdamda tarımın payı yüzde 29’dur. Bu nedenle desteklerin artırılması şarttır.” dedi. Tarım İl Müdürü Ömer Çelik de, Manisa’nın tarım sektöründeki yeriyle ilgili rakamlar vererek, “Manisa ülkemizde kuru üzümün yüzde 92’sini, tütünün yüzde 28’ini, beyaz etin yüzde 10’unu, domatesin ise yüzde 9’unu üretmektedir. Bu nedenle İlimiz tarımsal alanda ve tarım organizasyonlarında önemli bir ildir.” diye konuştu. Manisa Valisi Celalettin Güvenç, Türkiye’de fuarların öneminin yeni yeni kavrandığını vurguladı. Fuarlarda pazar oluştuğunu ifade eden Vali Güvenç, “Manisa bu bakımdan çok önemli bir
fuara ev sahipliği yapıyor. Çünkü Manisa bir tarım kenti. En verimli ovalardan birisine sahibiz. Modern tarıma geçmek zorundayız. Damla sulama sistemini daha geniş tarım alanlarında yaygınlaştırmalıyız. Tarım sigortası olmazsa olmazdır. Çünkü bunun yüz 50’sini zaten devlet ödüyor. “diye konuştu. Vali Güvenç organizasyona katkıda bulunan herkese teşekkür etti. Konuşmaların ardından tarım sigortası yaptıran ve zarara uğrayan beş üreticiye hasar tazminat çekleri Manisa Valisi Celalettin Güvenç ve TARSİM Genel Müdürü Bülent Bora tarafından verildi. Fuarın açılış kurdelesi Vali Celalettin Güvenç, Belediye Başkanı Cengiz Ergün, Tarım İl Müdürü Ömer Çelik ve davetliler tarafından kesildi. Vali ve beraberindekiler Manisa Tarım İl Müdürlüğünün standından başlayarak fuarı gezdiler. Fuarda yeni ürünlerini sergileyen firma temsilcileri davetlilere bilgiler verdiler.
Damızlık İnek Yarışması Manisa Tarım ve Hayvancılık Fuarı kapsamında, 6 Kasım 2010 Cumartesi günü Manisa Damızlık Sığır Yetiştiricileri Birliği’nin üçüncü kez
düzenlediği Damızlık İnek Yarışması’nda 28 adet Holstain ırkı inek, “Laktasyon” ve “Meme” kategorilerinde yarıştı. Başta Ziraat Bankası olmak üzere çeşitli kurum ve kuruluşların katkı sağladığı Damızlık İnek Yarışması ilginç görüntülere sahne oldu. Fuar merkezi yanındaki dev çadırda yapılan yarışmayı Tarım ve Köyişleri Bakanlığı Müsteşar Yardımcısı Ramazan Kadak, Vali Yardımcısı Baha Başçelik, Ziraat Bankası Genel Müdür Yardımcısı Hüsamettin Gülhan, Manisa Tarım İl Müdürü Ömer Çelik, Damızlık Sığır Yetiştiricileri Merkez Birliği Başkanı Halil Tokoğlu, OSB Başkanı Sait Türek, Manisa Ticaret Borsası Başkanı Arif Koşar, çevre illerden birlik başkanları ve çok sayıda davetli izledi. Sunuculuğunu yerel sanatçı Hüsamettin Edebali’nin yaptığı yarışmanın açılış konuşmasını Manisa Damızlık Sığır Yetiştiricileri Birliği Başkanı Ahmet Kırlıoğlu yaptı. Damızlık Sığır Yetiştiricileri Merkez Birliği Başkanı Halil Tokoğlu da konuşmasında hayvancılık sektörünün sorunlarına dikkat çekti. Konuşmaların ardından sigorta kapsamında TARSİM’den tazminat kazanan üreticilere çekleri verildi. Başkan Ahmet Kırlıoğlu da davetli protokol
üyelerine inek maketi hediye ederek plaket verdi. Yarışma öncesinde farklı ırklardan çeşitli inekler ve 1200 kilo ağırlığındaki boğa izleyicilere gösterildi. Yarışmada Türk ırkı olan Anadolu Alacası da büyük ilgi gördü. Birinci doğumunu gerçekleştirmiş inekler 1. Laktasyon Kategorisi’nde podyuma çıktı. İzleyicilerin büyük ilgiyle izlediği inekler kalabalık nedeniyle zaman zaman sahiplerine zor anlar yaşattı. Yapılan değerlendirmede 1. Laktasyon’da yarışan 14 inek arasında Alaşehir’den İbrahim Ulutaş’a ait “Nehir” isimli inek birinci oldu. Semih Aktarer’in “Eda” isimli ineği ikinci, Gördes’ten İsmail Peker’in “Zara” isimli ineği de 3. oldu. İkinci doğumunu yapmış ineklerin yer aldığı 2. Laktasyon Kategorisi’nde ise Kula’dan Talha Aydın’ın “Balkız” isimli ineği birinci, Gördes’ten Musa Zeybek’in ineği “Şule” ikinci, Saruhanlı’dan Mustafa Köksaldı’ya ait “Beril 169” isimli inek de üçüncü oldu. Yarışmada ayrıca 1. Laktasyon’un birincisi “Nehir” isimli inek aynı zamanda Meme Şampiyonu oldu. Yarışmada dereceye giren ineklerin sahiplerine kupaları ve hediyeler protokol üyeleri tarafında verildi. Yarışma sonunda gösteri yapan buzağılar da büyük ilgi gördü.
Manisa Tarım ve Gıda
Ocak - Şubat - Mart 2011
39
HABER
Büyükbelen’de Zeytin Festivali coşkusu Büyükbelen Kültür ve Zeytin Festivali’nin sekizincisi 6 Kasım 2009 tarihinde, Devlet Bakanı ve Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç’ın da katılımıyla Manisa’nın Saruhanlı İlçesi’nin Büyükbelen Kasabası’nda düzenlendi. Festivale Devlet Bakanı ve Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç’ın yanı sıra Manisa Valisi Celalettin Güvenç, AK Parti Manisa Milletvekili Mehmet Çerçi, Saruhanlı Kaymakamı Kadir Sertel Otçu, Tarım İl Müdürü Ömer Çelik, Saruhanlı Belediye Başkanı Hüseyin Yaralı, Belde Belediye Başkanı Mehmet Keyik, diğer ilçe belediye başkanları, kaymakamlar, kurum amirleri ve çiftçiler katıldı.
40
Manisa Tarım ve Gıda
Belde girişinde halkın yoğun ilgisi ile karşılaşan Bakan Bülent Arınç, tekerlekli sandalye ile kendisini karşılayan Behiye Gezdi (22) ile bir süre sohbet etti. ARINÇ daha sonra protokolde Belenli 88 yaşındaki Hasan Hüseyin Küçüközer ile oturdu ve kucağına Büyükbelenli Betül Ceylin Solak’ı (4) alarak festivalin açılışında sergilenen gösterileri ilgiyle izledi. Büyükbelen Beldesi Kapalı Pazaryeri’nde yapılan festivalde açılış konuşmasını beldenin AK Partili Belediye Başkanı Mehmet Keyik yaptı. Büyükbelen’in bir yılda yaşadığı değişimi anlatan Keyik, “Beldemizde ilk kez seracılığa teşvik anlamında 1600 metrekare alana sera yaptık,
Ocak - Şubat - Mart 2011
domates ve diğer ürünleri ekiyoruz. Çilekçilik konusunda belediyeye ait tarlalarda 100 dekar alanı bir üreticiye verdik ve çilek üretimi yapmasını teşvik ettik. Beldemizin 50 yıllık su alt yapı sorunu projelendirildi ve yedi ay içinde bu sorunu ortadan kaldırıyoruz. Bunların yanı sıra Belen zeytininin yurtdışına ihracatına başladık. Belediye olarak zeytin alım merkezi kurduk. 750 dekarlık bir ağaçlandırma sahası plandık ve badem ekimine başlayacağız. Büyükbelen her alanda çığır atlıyor.” dedi. Manisa Valisi Celalettin Güvenç de festivalin hayırlı olmasını, ürüne ve üreticiye bereket getirmesini diledi. Güvenç, “Manisa artık zeytinde
de iddialı. Türkiye’nin önemli zeytin bölgelerinden birisi haline geldi. Bugün Manisa’da 21 milyon adet zeytin ağacımız var. Sekiz yıl önce bu rakam sekiz milyon adetti. Tarım ve Köyişleri Bakanlığı, Özel İdare ve Sosyal Yardımlaşma ve Dayanışma Vakfı’nın katkıları ile diktik. Bu anlamda Manisa, bugün Türkiye zeytininin yüzde 11’ini üretiyor.” dedi.”Vatandaş, belediye ve devlet işbirliği”ne dikkat çeken Güvenç, “Artık daha kaliteli üretim yapıyoruz. Her yıl don ve sel dolayısıyla ürünlerimiz ciddi şekilde zarar görüyordu. Bunu Büyükbelen de yaşadı. Bunun için tarım sigortası yaptırın. Sigorta priminin yüzde 50’sini Tarım Bakanlığı karşılıyor. Lütfen bunu yaptırın. Yağmur ve don olaylarından sonra üzülmek istemiyorsanız bunu yaptırın.” çağrısı yaptı. Devlet Bakanı ve Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç ise, vatandaşın festivale olan ilgisinden söz ederek, “Ben özellikle Büyükbelen Festivali’ni seviyor ve önemsiyorum. Özellikle halkın katılımı çok iyi olur. Herkes birbiri ile birlikte oluyor. Samimi bir hava ve güzel bir katılım var. Bazı yerlerde festival adı ile yapılan kutlamalar çok soluk olur. Biz de bunlara gidiyoruz ve üzülüyoruz. Ama Büyükbelen Zeytin Festivali bizi her zaman mutlu ediyor.” dedi. Siyaçetçi olarak halka hizmet etmekle görevli olduklarını vurgulayan Arınç, “Bizim işimiz halkın içinde olmaktır. Hizmet etmektir. Geleceğimizin için çalışmaktır. Bazen Hakkari’de, bazen Şırnak’ta bazen de Moğalistan’da oluyoruz. Bizim işimiz bu. Biz milletin efendisi değil, hizmetkarıyız. Başbakanımız bunun en güzel örneğidir. Kosova’dan Diyarbakır’a gelir. İşi gücü oradan oraya koşmaktır. Günde iki saat uyur mu bilmem, ama çok çalışmaktadır. Koşarsanız, hizmet ederseniz milletin de duasını alır ve başarılı olursunuz.”
diye konuştu. Arınç, şöyle devam etti: “Büyükbelen güzel insanların yeri. İşlerini iyi yapıyorlar ve başarılı oluyorlar. Zeytincilikte gelinen nokta çok iyi bir noktadır. Geçmişte atılan temeller, iş adamlarının yatırımları bugün karşılığını veriyor. Büyükbelen’in Manisa’da ayrı ve güzel bir yeri vardır. Ben de Belen’in sorunlarını yakından takip ediyorum. Beldenin alt yapı sorunu ile ilgili çalışmaları biliyorum. Ben de bu konuda İller Bankası ile görüştüm. En kısa süre içinde beldenin su altyapı sorunu çözülecektir. Bunun en güzel örneği Saruhanlı Belediye Başkanı Hüseyin Yaralı’dır. Yıllardır ellenmeyen su alt yapısını ele aldı ve tamamıyla değiştiriyor. Artık Saruhanlı daha güzel ve temiz su içecektir. Belen’in tarımsal sulama ile ilgili 15 km enerji hattının projesinin hazırlandığını biliyorum. Bu projeler TEDAŞ İl Müdürlüğü tarafından 2011 yılı içinde tamamlanacak. Bu konunun da üzerinde titizlikle çalışıyoruz. Bu yıl zeytin fiyatları da çok iyi. Rekolte biraz azalmış olabilir. Ancak her şey yolunda gidiyor. Allah bereket versin. Büyükbelen’in zeytinini ve yağını Türkiye’ye marka yapacağız. Türkiye’nin ve dünyanın her yerine Büyükbelen markasını duyuracağız.” Konuşmaların ardından festivale katılan üreticiler arasında her yıl yapılan zeytin yarışmasının sonuçları açıklandı. Festivalde Edremit cinsinde birinciliği Mehmet Sert, Çelebi cinsinde Hüseyin Akça, Trilye cinsinde Hüseyin Sayar ve Domat cinsinde Hüseyin Sarı kazandı. Büyükbelen’de TARGEL personeli olarak görev yapan Ziraat Mühendisi Duygu Koşar’a plaket veren Devlet Bakanı ve Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç, yarışmada birinci olan üreticilerin de ödüllerini verdi. Manisa Tarım ve Gıda
Ocak - Şubat - Mart 2011
41
YATIRIM
2010 yılı yatırımları Manisa Tarım İl Müdürlüğü’nün geçen yıl uygulamaya koyduğu 22 projeye Özel İdare’den 2.771.479,40 TL kaynak aktarıldı.
Özel İdare ve Genel Bütçe’den 125 adet damızlık koç, 30 adet Saanen teke alınarak 155 yetiştiriciye teslim edilmiştir.
fidenin kontrolü yapılmış, 151 adet fide - fidanlık ise ruhsatlandırılmıştır.
kapsamında 2010 yılında 106 dekar bağda uygulanmaya başlanmıştır.
Hayvan hastalık ve zararlıları ile mücadele İlimiz genelinde 24 adet fabrikada karma 350 bin adet zeytin fidanı, 25 bin adet ba- projesi kapsamında şap, veba, kuduz, brusella yem üretimi yapılmakta olup 490 adet ruhsatlı dem fidanı, 30 bin adet ceviz fidanı,120 bin adet hastalıklarına karşı 1 milyon 202 bin 880 adet yem depolama ve satış yeri bulunmaktadır. 2010 idris, 20 bin adet kuş kirazı, 20 bin adet badem hayvan aşılanmış toplam 22 milyon 394 bin 89 yılı genelinde bin 60 denetim yapılmış olup 176 çöğürü, 76 bin 925 adet bağ fidanı, 110 adet adet hayvan sağlık taramasından geçirilmiştir. numune alınmıştır. Manisa ilinde 9 bin 723 adet antepfıstığı fidanı, toplam 642 bin 35 adet fidan gıda üretim, satış ve toplu tüketim yeri bulunile 160 torba hibrit mısır tohumu Özel İdare Organik tarımın yaygınlaştırılması projesi maktadır. 2010 yılı genelinde 3 bin 340 adet debütçesinden alınıp dağıtımı yanetim yapılmıştır. pılmıştır. 2010 yılında Genel Bütçe ve Özel İdare kaynaklı olarak ilimizde 22 adet proje 2010 yılında 7 bin 477 ihuygulanmış olup toplam 2.771.479,40 TL harcama yapılmıştır. Projelerin konuları: İlimizde hayvancılığı geracat sertifikası, bin 469 gıda liştirmek amacıyla 4342 sayılı üretim izni, 76 adet su ürünleri Bitkisel Üretimi Geliştirme Projesi 30.512 Mera Kanunu gereği 15 köyavcı belgesi, 94 adet gemi bel Hayvancılığı Geliştirme Projesi 60.806 de toplam 11.352,455 dekar gesi, 608 adet amatör balıkçı mera ıslah çalışması devam belgesi düzenlenerek verilmiş Su Ürünleri Üretimini Geliştirme Projesi 11.000 etmektedir. Yem bitkileri ekim tir. Organik Tarımın yaygınlaştırılması Projesi 56.172 alanlarını geliştirmek amacıy Bitki Sağlığı ve Uygulamaları Kont. Projesi 117.962 la mera özel ödeneğinden üç İlimizde 2010 yılı itibariyle Hayvan Hast.ve Zar. İle Mücadele Projesi 159.330 bin kg korunga tohumu alınıp toplam 247 adet tarımsal koyaklaşık 300 dekar alanda kooperatif, 10 adet üretici birliği Kontrol Hizmetlerinin Geliştirilmesi Projesi 5.000 runga ekim demonstrasyonu mevcuttur. Bu kooperatiflere Kadın Çiftçiler T.Yayım Projesi 54.197 yapılmıştır. üye olan 600 çiftçi kooperatif Tarımsal Yayım Hizmetlerinin Dest. Projesi 44.201 çilik açısından eğitilmiştir. 2010 Tarımsal Kapasitenin Geliştirilmesi Projesi 4.000 2009 üretim sezonu yılında genel bütçeyle 3 milyon ürünleri için 2010 yılında 779 bin 571 TL harcanarak, Tarımsal Kooperatiflerin Dest. Projesi 18.500 86.973.670,77 TL. karşılıksız 70 ailede 540 baş damızlık Gıda Hizmetleri Cari 59.603 destekleme ödemesi yapılmış sığır yetiştiriciliği projesi uygu İl Müdürlüğü Cari Giderleri 952.048 olup destekleme primlerine lanmıştır. Mera Hizmetleri 139.722 başvurular devam etmektedir. SYDV ile 7.505.598,18 TL Zeytin Üretimini Geliştirme Projesi 491.720 Devlet yardım mücadelesi harcanarak 657 ailede 1340 Badem üretimini Geliştirme Projes 126.250 olarak 2010 yılında dokuz ilçebaş damızlık sığır yetiştiriciliği Ceviz üretimini Geliştirme Projesi 113.473,5 de 30 köyde 4 bin 405 dekar projesi uygulanmıştır. Çöğür Fidanı Alımı 40.000 alanda çekirge mücadelesi ve teknik elamanlarımızın denetiBitkisel üremi geliştirme Hibrit Mısır Tohumu Alımı 23.270,40 minde süne zararlısının tespit projesi kapsamında 30 adet Damızlık Koç Teke Alımı 88.000 edildiği üç ilçede 4 bin 25 dekimyevi gübrede analiz çalış Sofralık Bağ Projesi 174.612,50 karda kimyasal ilaçlı mücadele ması ile kimyevi gübre satış Antepfıstığı Üretimini Geliştirme Projesi 1.100 yapılmıştır. Ayrıca üç milyon bayilerinde 500 adet denetim adet fidan ve sekiz milyon adet yapılmıştır. TOPLAM 2.771.479,40.
42
Manisa Tarım ve Gıda
Ocak - Şubat - Mart 2011
Manisa Tarım ve Gıda
Ocak - Şubat - Mart 2011
43
İLÇELERİMİZ
Zeytin ağaçlarının gölgesinde:
AKHİSAR
Manisa’nın dört bir yanı zeytin ağaçlarıyla süslü ilçesi Akhisar, Türkiye’nin yeşil zeytin üretiminin yüzde 70’ini gerçekleştiren tarıma dayalı ekonomisiyle önemli bir yere sahiptir.
44
Manisa Tarım ve Gıda
Ocak - Şubat - Mart 2011
Akhisar, 827 bin 635 dekarlık tarım arazisi varlığı ile Manisa il merkezi dahil, Manisa’nın en fazla tarım arazisine sahip ilçesidir. Ege Bölgesi’nin en büyük tütün üretim merkezi iken, son yıllarda zeytin ilçede en önemli ürün haline gelmiştir. Buğday, mısır, kavun, domates, biber ve çekirdeksiz kuru üzüm üretimi de ekonomik öneme sahiptir. Bu ürünlerden zeytinin büyük bir bölümü ilçede işlenir. Bu maksatla kurulmuş zeytin işleme tesisleri ve zeytinyağı fabrikaları mevcuttur.
Sanayi ve ekonomi
Akhisar; İzmir-İstanbul karayolu üzerinde, ilçenin adını taşıyan ovanın ortasında yer alır. Manisa ilinin en büyük, Türkiye’nin ise sekizinci büyük ilçesidir. Manisa’ya 52, İzmir’e 90 ve Balıkesir’e 86 kilometre uzaklıktadır. Doğusunda Gördes, güneyinde Gölmarmara, batısında Saruhanlı ve İzmir’in Kınık ilçesi, kuzeyinde Kırkağaç, Soma ve Balıkesir’in Sındırgı İlçesi ile çevrili olup, bin 750 kilometre yüzölçümüne sahiptir. Akhisar önemli yollar üzerinde bulunmaktadır. İzmir-İstanbul karayolu, İzmir-Ankara ve İzmir-Bandırma demiryolları Akhisar’dan geçer. Çevre ilçeler olan Gölmarmara, Kırkağaç ve Gördes’e karayolu ile bağlanmıştır. Akhisar’ın önemli yollar üzerinde bulunması, hareketli bir ticaret merkezi durumuna gelmesini sağlamıştır. İlçe merkezi deniz seviyesinden 106 metre yüksekliktedir. Akhisar ilçe sınırları içindeki en yüksek dağ kuzeydoğuda yer alan bin 224 metre rakımlı Sıdan Dağı’dır. Ayrıca kuzeydoğuda Görenez Dağı bin 173, güneydoğuda Gölcük Dağı 807, güneyde Karahöyük Dağı 525 metredir ve kuzeybatıda Koru Dağı vardır. İlçenin en alçak noktası; 60 metre rakımlı Kum Çayı boğazının tabanıdır. Akhisar Ovası’nın toprak yapısı alüvyonsaldır.
Akdeniz iklim özellikleri görüldüğü için doğal bitki örtüsü maki bitki topluluğudur. Makiler 600 metre yüksekliğe kadar görülmektedir. Daha yükseklerde ise çam ormanlarının en yaygın olduğu kesim, ilçenin kuzey kesimi ile güney ve batısında yer yer fundalar görülür. Akhisar Ovası’nın aslı bir çöküntü alanıdır. Ovanın kuzeyinden güneye kuş uçuşu 30 kilometre olup, doğu-batı yönünden genişliği 9-40 kilometre arasındadır. Yaklaşık olarak iki milyon yıl öncesinden günümüze kadar çevredeki dağlardan inen Kum Çayı, Gürdük Çayı ve kollarının getirmiş olduğu alüvyonlarla örtülmüş ve bugünkü görünümü almıştır. Akhisar depremlerin çok olduğu tektonik çukurlar ve kırıklar üzerinde bulunmaktadır. Bu nedenle yıkıcı sarsıntıların olduğu birinci derece deprem bölgelerindendir. Akhisar’ın demiryolu ve karayolu ile yakın il ve ilçelere bağlı oluşu ekonomik yönden ilçeyi güçlü duruma getirmiştir. Toprakları verimlidir.
Akhisar ekonomisini tarım ve tarıma dayalı sanayi sektörü oluşturmaktadır. Son yıllarda tütünün yerini zeytin almasıyla birlikte, ilçede üretilen zeytinlerin işlenmesi maksadıyla çok sayıda zeytin işleme tesisi ve zeytinyağı fabrikası kurulmuştur. Ayrıca Organize Sanayi Bölgesi ile ilçe merkezi, kasaba ve köylerde kurulu bulunan muhtelif sektörlerde faaliyet gösteren irili ufaklı yüzden fazla sayıda fabrika ve tesis mevcuttur. Ülkemizin tavukçuluk sektörünün önde gelen firmalarından Keskinoğlu AŞ’nin tavuk, yumurta, yem ve gübre üretimi yapılan entegre tesisleri de ilçe ekonomisine önemli girdi sağlamaktadır. Akhisar Ticaret ve Sanayi Odası’nda bin 900, Akhisar Ticaret Borsası’nda 344, Esnaf ve Sanatkarlar Odası’nda 5 bin 632 adet olmak üzere, toplam 7 bin 876 adet ticari işletme kayıtlıdır. İlçeye bağlı Dağdere Beldesi ile Hamit ve Çıtak köylerinde bulunan kömür ocakları özel şirketler tarafından işletilmektedir. Harmandalı Köyü’nde bulunan mermer ocağı ve mozaik tesislerinden başka, Akselendi Beldesi ve Doğankaya Köyü’nde birer taş ocağı mevcuttur. Ayrıca Ballıca Beldesi ile Bekirler Köyü’nde rüzgar enerjisi ile ilgili çalışmalara başlanmıştır.
İlçe sınırları içinde akarsu yoktur. Güneyde Kum Çayı ve batıda Gürdük Çayı bulunur. Toplam 152 kilometre uzunluğundaki Kum Çayı Türkmen Dağları’ndan doğar, Gürdük Çayı ile birleşerek suları çoğalır. Yağışların kış mevsiminde fazla düşmesi nedeniyle debileri artar. Yaz mevsiminde sıcaklığın yüksek ve buharlaşmanın fazla olması nedeniyle bazı kollar tamamen kurur. Batıdaki Yunt Dağları nedeni ile deniz etkilerine kapalı olduğundan, karasallaşmış Akdeniz iklimi özellikleri görülür. Yazları sıcak ve kurak, kışları ılık ve yağışlıdır. Karasallık özelliği doğudaki dağlık kesiminde daha belirgindir.
Manisa Tarım ve Gıda
Ocak - Şubat - Mart 2011
45
İlçe ekonomisinin yüzde 70’i tarıma dayalıdır. Ziraat Odası kayıtlarında 33 bin 339 çiftçi vardır. İlçede tarım sektörünün en gelişmiş dalı zeytin yetiştiriciliğidir. Akhisar, 827 bin 635 dekarlık tarım arazisi varlığı ile Manisa il merkezi dahil, Manisa’nın en fazla tarım arazisine sahip ilçesidir. Bunun 337 bin 805 dekarlık ( yüzde 41) kısmında sulu tarım yapılmaktadır. Ekonomik olarak zeytin, tütün, buğday, mısır, bağ, domates, biber ve kavun üretimi yapılmaktadır. Akhisar, 10 milyon 318 bin zeytin ağacı varlığı ile zeytincilik için bir merkez konumundadır.
Tarihçe M.Ö. 14. yüzyılda İskitlerle birlikte akınlar yapmakta olan bir Amazon kolunun Lidya’ya kadar uzandığı ve kraliçeleri “Myrine” tarafından Akhisar’la Dikili arasında kurulan kasabalar içinde Akhisar’ın bir amazon karargahı halinde küçük bir kasaba olarak kurulduğu belirtilmektedir. Aradan bin 300 yıl geçtikten sonra, M.Ö. 24 yılında bir deprem sonunda yıkılan bu kasaba, bir amazon komutanı olan “Thyateira”nın adını taşımaktaydı. “Tyatir”in kuruluşundan sonra, Helen Rumları tarafından Polonia, Ohipko, Semiramis gibi başka isimlerle anıldı.
Türklerinin yönetimine geçti. 1923 yılına kadar Saruhan Sancağı’nın kazası olarak yönetildi. 1923 yılında Saruhan Sancağı, vilayet olduğunda; ona bağlı bir kaza olarak kaldı. 1927 yılında Saruhan Vilayeti’nin adı Bakanlar Kurulunca Manisa Vilayeti olarak değiştirildi. Akhisar da Manisa Vilayeti’nin kazası oldu. Birinci Dünya Savaşı’ndan önce nüfusu 12 bin kadar olup, yüzde 75’inden fazlasını Türkler, geri kalanını ise Rum ve Ermeniler oluşturuyordu. 1919-1922 yılları arasında Yunan işgali altında kaldı. 6 Eylül 1922 tarihinde düşman işgalinden kurtuldu. Şehri terk eden Rum ve Ermenilerin yerine iskan edilen, Rumeli Türkleri ile Yugoslavya’dan gelen Türk göçmenleri nüfusu hızla arttırarak 1927’de Akhisar’ın nüfusunun 18 bine ulaşmasını sağladı.
Akhisar tarih boyunca Hititler, Akadlar, Lidyalılar, Romalılar, Bizanslılar, Saruhanlılar ve Osmanlılar yönetiminde kalmıştır. Lidyalılar zamanında senatosuyla, kalabalık nüfusuyla ve zenginliğiyle önemli bir şehir olmuştur. Bizans imparatoru “Konstantin” tarafından Gölmarmara’ya sürülen Tyeder, şimdiki istasyonla eski hastane arasına beyaz bir kale yaptırması neticesinde, Tyatir (Thyateira veya Thyatira) adı “Aspro-Kastro” oldu. Aspro; ak, kastro; hisar demektir. 1307 yılında Türklerin yönetimine geçince, “Aspro-Kastro” adı Türkçeleştirilerek “Akhisar” oldu. 1390 yılında Akhisar, Osmanlı 46
Manisa Tarım ve Gıda
Ocak - Şubat - Mart 2011
İdari durum ve nüfus Akhisar, ilçe merkezi haricinde dokuz belde ve 86 köyden oluşmaktadır. İlçe merkezinde 14, beldelerde ise 36 mahalle muhtarlığı mevcuttur. Köylerimizde genellikle toplu yerleşim düzeni vardır.
Akhisar, 10 milyon 318 bin zeytin ağacı varlığı ile zeytincilik için bir merkez konumundadır.
Turizm ve kültür İlçemizde turizm sektörünün çok canlı olduğu söylenemez. Bazen günübirlik gelen yabancı turistler dışında çok fazla hareketlilik görülmez. İlçede dört yıldızlı ve 110 yatak kapasiteli Palm City Otel ve 3 yıldızlı 89 yatak kapasiteli Tütün Otel olmak üzere, turizm belgeli iki otel vardır. Ayrıca belediye ruhsatlı, toplam 219 yatak kapasiteli yedi otel ile birlikte ilçedeki tüm otellerin yatak kapasitesi 418 olmaktadır. Hıristiyanlığın ilk dönemlerinde Thyateira’in önemli bir dini merkez olduğu, Hıristiyanlığın ilk yedi kilisesinden birisinin Akhisar’da bulunduğu bilinmektedir. Başta “Tepe Mezarı” olmak üzere; Ulu Cami, Paşa Camisi ve Hamamı gibi görülmeye değer tarihi mekanlar mevcuttur. Her yıl mayıs ayında yapılan Çağlak Festivali, içerdiği sosyal ve kültürel etkinliklerle ilçede hareketlilik yaşanmasına yol açar. İlçemizde, Belediye’ye ait 500 kişi kapasite-
li sinema salonu ile 450 kişilik Bülent Ciğeroğlu Kültür Merkezi mevcuttur. Her gün film gösterimi yapılmakta olup, muhtelif zamanlarda tiyatro oyunu, konferans, seminer gibi kültürel etkinlikler düzenlenmektedir. Akhisar Musiki Derneği yılda üç dört kez konser düzenlemekte, sanat ve kültüre yönelik dernek ve vakıflar da değişik kültür ve sanat etkinliklerinde bulunmaktadırlar. 2009 yılında hizmete açılan Gölet Tesisleri de sosyal ve kültürel açıdan önemli bir fonksiyon üstlenmektedir.
İlçedeki kültürel yapı homojen olmamakla birlikte, yörenin özelliklerini yansıtır. İlçe merkezi ile birkaç kasaba ve köyde Balkanların kültürel havası eserken, dağlık ve ormanlık alanlarda Yörük kültürü yaşatılmaktadır. Keçecilik ve dekoratif amaçlı minyatür at arabası, fayton ve kağnı üretimi de kültürel bir öğe olarak devam ettirilmektedir. Belediyenin ve okulların kurduğu ekipler ile yöreye özgü halk oyunları yaşatılmaktadır.
İlçe merkezinde bulunan Zeynelzade Halk Kütüphanesi’nden başka; Akselendi, Beyoba, Mecidiye ve Süleymanlı kasabalarında belediye bünyesinde yer alan kütüphaneler mevcut olup, bu kütüphanelerimizde toplam 50 bin 129 adet kitap vardır. İlçemizde yerel televizyon kanalı bulunmamasına karşın, iki adet yerel radyo kanalı yayın yapmakta olup, ayrıca günlük basılan üç adet yerel gazete bulunmaktadır.
Hıristiyanlığın ilk dönemlerinde Thyateira’in önemli bir dini merkez olduğu, Hıristiyanlığın ilk yedi kilisesinden birisinin Akhisar’da bulunduğu biliniyor. Manisa Tarım ve Gıda
Ocak - Şubat - Mart 2011
47
RÖPORTAJ
Akhisar zeytini
marka olacak Akhisar, kayıtlı 11 milyon ağaç varlığıyla Türkiye’nin sofralık zeytin ihtiyacının yüzde 70’ini karşılıyor. Akhisar Ticaret Borsası’nın hedefi ise Akhisar’ı zeytinde marka yapmak…
CEYDA ADAR CEYDA ADAR Bundan 20 yıl öncesine kadar tütün bölgesi olarak anılan Akhisar, hızla artan ağaç varlığıyla zeytinciliğin merkezi haline geldi. Kayıtlı zeytin ağacı sayısı 11 milyonu bulan Akhisar’da üretilen sofralık zeytin miktarı Türkiye ihtiyacının yüzde 70’ini karşılarken, zeytin sektörünün hızlı yükselişi bölge istihdamı ve ekonomisine de önemli katkılar sağlıyor. Zeytinin ekonomik açıdan şehre önemli bir girdi yarattığını belirten Akhisar Ticaret Borsası Meclis Başkanı Fettah Gürmen 150’nin üzerinde kayıtlı işletmede devamlı istihdamın üç bin kişiyi geçtiğini söylüyor. Hammad48
Manisa Tarım ve Gıda
de eksikliği ve kayıt dışılığın sektörü ciddi şekilde etkilediğine dikkat çeken Gürmen, bu noktada üretici birliklerinin kurulması gerektiğine vurgu yapıyor. Akhisar zeytininin hak ettiği yerde olmadığını dile getiren Fettah Gürmen, Ticaret Borsası olarak hedeflerinin Akhisar’ı zeytinde marka yapmak olduğunu söylüyor ve ekliyor: “Zeytinde bir kişisel firmayı değil, bu şehri marka yapmak istiyoruz.” l Akhisar son yıllarda zeytincilik sektöründe hızla yükseliyor. Sektörü genel olarak nasıl de-
Ocak - Şubat - Mart 2011
ğerlendiriyorsunuz? GÜRMEN: Zeytin bütün Akdeniz Bölgesi’nde ve ikliminde yetişen bir ürün. Bugün Türkiye’de sofralık zeytinde Manisa ve bunun içerisinde de en büyük ölçekte olan Akhisar bir numara. Resmi kayıtlara bakıldığında, Akhisar’da kayıtlı zeytin ağacımız 11 milyondur. Bunun dışında kaydı olmayan, yani destekleme primlerinden önce ekilen ve şu an tarla olarak görülen ama zeytinlik olan çok ciddi bir alanımız da var. Bunun haricinde de bozuk orman alanlarında yıllardan beri yetişmiş, tapusu olmayan, bizim
hesabımıza göre 1 milyonun üzerinde ağaç var. Dolayısıyla bunlar, il ve ilçe tarımı kayıtlarına girmiyor. Onları da eklediğinizde Akhisar’daki ağaç varlığı sayısı 13 milyonu geçmektedir. Marmara Bölgesi’nde İznik, Orhangazi, Mudanya, Gemlik olmak üzere dört ilçe var zeytin üretimi yapan. Bunların toplam ürettiği ürün, ağaç sayısı resmi kayıtlarda 9.5 milyon. Yani Marmara’daki tüm zeytin üretilen ilçeleri üst üste koyduğunuz zaman Akhisar’daki ağaç bandına ulaşmıyor. Daha önceki yıllarda bölgemizde dar alanlarda zeytin üretimi yapılmaktaydı. Son 15-20 yıldır bölgemizde zeytincilik çok hızlı bir şekilde arttı. Özellikle tütün devlet politikası olmaktan çıkarılınca, zeytinlik alanlarımız çok hızlı bir şekilde büyüdü. Bizim bölgemizdeki zeytin üretimimiz ağırlıklı olarak sofralık zeytine yönelik, yani katma değeri ciddi anlamda yüksek olan bir ürün. Böylelikle bölgedeki bütün zeytin ticaretiyle uğraşan, bu işin sanayisini yapanların hammadde merkezi Akhisar oldu. Kaldı ki burada 20-25 kilometrelik bir daire çizdiğimizde, kuzeybatımızdaki Kırkağaç ve Soma, güneyimizdeki Saruhanlı ve doğu istikametimizdeki Gördes ve Gölmarmara’yı buraya eklediğimiz zaman Akhisar bu işin merkezi haline geldi ve bir pazar oluştu. l Akhisar’daki zeytininin özellikleri neler? GÜRMEN: Her yörenin kendine has bir zeytini var. Akhisar, bölgesinde çeşitliliği en fazla olan yer. Mesela Akhisar’ın uslu zeytini var. Türkiye’de bir tek bu bölgede yetişiyor. Domat zeytini zaten Zeytinliova’nın ırkıdır. Yani Osmanlı Dönemi’ndeki yerli Rumların burada zeytin ta-
rımı yaptığı dönemden olan ırklar Uslu ve Domat. Artı Edremit zeytini veya Ayvalık denilen çeşit de yine bölgemizde olan bir zeytindir. Akhisar’da hem domat zeytini hem Edremit zeytini hem uslu zeytin hem de Gemlik zeytini var. l Zeytin sektörünün gelişmesinin istihdama ve ilçe ekonomisine katkısı nasıl oldu? GÜRMEN: Burada kayıtlı işletme sayısı şu anda 150’nin üzerinde. Bu işte devamlı olarak istihdam, üç bin kişiyi geçmektedir. Sadece zeytinin işlenmesiyle ilgili olan istihdamdan bahsediyorum. Artı fason işçilikle evlerde doldurulan biberli zeytini de buna katarsak, Akhisar’da her gün 7-8 bin kişi zeytin işiyle uğraşıyor. Bu, hazır toplanmış zeytinin üretimiyle ve sofralara hazırlanmasıyla ilgili olan bölüm. Geçen yıl Akhisar’da 220 bin tonluk tarihi bir rekolte oldu. Bu sene de geçen seneki fazlalıktan dolayı resmi rakamlarla 70 bin ton civarında bir zeytin üretimi oldu. Daha önce de belirttiğim gibi bizim bölgemizde yağlık zeytinden ziyade sofralık zeytin var ve sırıkla toplama asla yapılmıyor. Çünkü filizlerin kırılmasıyla gelecek yılda ürün alma şansınızı yarı yarıya yok etmiş oluyorsunuz. Bu nedenle bölgemizde elle sıyırma yapılmakta ve geçen sene toplamaya giden yevmiye 2,5 milyon, bu seneki rakamlarla da 1 milyon lira yevmiyedir. Bu da bölgede çok ciddi bir istihdam yarattı. Bunun sadece toplaması değil, bölgemizdeki İl ve İlçe Tarım Müdürlüklerimizin açtığı zeytin budama kurslarıyla burada binlerce insanımız budamayla ilgili sertifikada aldı. Sadece Akhisar bölgesindeki
Ticaret Borsası Meclis Başkanı Fettah GÜRMEN
değil, kendi çanağımızdaki diğer ilçelerimize de özellikle zeytin ağacı olmayan fakir köylerimiz, yetiştirdiği budama ustalarıyla bütün bölgenin zeytinini budar hale geldi. Şu an Akhisar’da tahmin ediyorum binlerce insan zeytin budamaya başladı. Bu da ağaçların çiçeklenmesine yani mayıs ayına kadar devam edecek. Dolayısıyla bizim şehrimize zeytinin ekonomik açıdan çok ciddi manada bir girdisi oldu. Bu sadece işin istihdam boyutu. Onun haricinde bölgemiz sofralık zeytinden dolayı ciddi bir katma değer üretmekte. 150’nin üzerindeki resmi kayıtlı işletmemizde yılda binlerce ton zeytin üretimi olmakta. Şu an tahmin ediyorum, 40 ülkenin üzerinde dünya ülkesine de zeytin ve zeytinyağı ihracatı yapılmaktadır. l İç pazarda Akhisar’ın konumu nasıl? GÜRMEN: Önümüzdeki yıl eğer bir afet veya doğal sebepten dolayı problem yaşamazsak, 3,5-4 milyon yeni yetişen ağacımızla beraber Akhisar’da 300 bin ton zeytin üretimi olmasını planlıyoruz. Biz bu zamana kadar Akhisar ve Manisa olarak zeytinyağında çok büyük bir oyuncu değildik. Fakat bu kadar zeytin Türkiye’de hiçbir yerde üretilmese bile, sadece Manisa ölçeğinde üretilen zeytinin Türkiye iç pazarında yenerek tüketilmesi mümkün değil. Şu ana kadar yağda en büyük üretim bölgesi Aydın bölgesidir. Resmi kayıtlara baktığımız zaman Aydın bölgesinde 22-23 milyon zeytin ağacı vardır. Fakat özellikle Aydın Bölgesi’nin zeytin üretimi yoğunluk olarak yağlık, arazileri çok dik olduğu, budama işlemleri çok fazla olmadığı, sırıkla toplama ve geç hasat olduğu için var yılı ile yok yılı arasında korkunç bir uçurum vardır. Yani bir sene iyi bir ürün varken, diğer senesinde hiç yoktur. Ama bizim Manisa bölgemizi zeytin üretiminde var yılı ile yok yılını Avrupa normlarında, yani İspanya ve İtalya’nın üzerine çıkardık. Çok ciddi budama ve bakım ile var yılı ile yok yılı arasındaki farkı çok aza indirmemiz, bölgede yıllara göre gelir değişikliğini de en aza indirdi.
Manisa Tarım ve Gıda
Ocak - Şubat - Mart 2011
49
Zeytin ve Zeytinyağı İhtisas Organize Sanayi Bölgesi kuruluyor
EMİN DEMİRCİ Akhisar Ticaret Borsası Yönetim Kurulu Başkanı
Akhisar’daki zeytincilik eskidir. 1980’li yıllarda 1 milyon 800 bin civarında zeytin ağacı vardı. Tütünde kazancın azalması, zeytinin iyi geçmesi, sofralık zeytinde de katma değerin iyi olması ve aile ekonomisine katkıda bulunması dolayısıyla yavaş yavaş tütünden zeytine dönenler oldu. Artı sonraki yıllarda tütünün kotaya girmesi, devlet alımlarının azalması gibi şeylerle zeytinde de özellikle Gemlik zeytininin iyi para kazandırdığını gören çiftçi, o zeytini dikmeye başladı. Domat zeytinde de Türkiye’de merkez burasıdır, o da iyi para kazandırınca Akhisar hızla zeytincilik merkezi haline geldi. Zeytinin istihdama çok büyük katkısı vardır. Sadece geçen sene hasat zamanında tarlada çalışan işçi sayısı iki milyon kişidir. Akhisar’da bugün mahsul veren, mahsul vermeyen 10 milyon ağaç var. 10 milyon ağacın budanması var. Yarısını bir yıl, yarısını diğer yıl olarak kabul edersek, her yıl beş milyon ağaç budanıyor. Budama işçiliği için 500 bin kişiye ihtiyaç oluyor. Gübreleme ve diğer faaliyetleri de koyarsanız 550 bin kişi. Tabii bu da ocaktan nisana kadar olan devredir. Şu anda Akhisar’da zeytin olmayan veya az olan bölgelerde, Tarım İlçe Müdürlüğü’nün yaptığı budama kursları ile elemanlar yetiştiriliyor, zeytinliklerin bir kısmını onlar buduyorlar ve istihdama çok katkısı oluyor. Ortalama üç bin kişi de işletmelerde çalışıyor. Zeytincilik işletmeleri için Süleymanlı Kasabası’nda bir arazide Akhisar Zeytin ve Zeytinyağı İhtisas Organize Sanayi Bölgesi kurulması planlanıyor. Bununla ilgili Bakanlık nezdinde çalışmalar devam ediyor. Bölgenin kurulmasıyla birlikte öncelikle atık su problemi olmayacak. İkincisi küçük işletmelerimiz var bizim. Yani kabuğu dar geliyor, genişleyemiyorlar. Onlar rahatlayacak, Akhisar’a dışarıdan yatırımlar gelecek.
50
Manisa Tarım ve Gıda
l Akhisar zeytini sizce hak ettiği yerde mi? GÜRMEN: Hak ettiği yerde tabii ki değil. Ama bunun cevabını çok farklı analiz ederek vermek lazım. Yoksa işin en kolay tarafı hak ettiği yerde değil demek. Globalleşen dünyada görülen şu: Siz en güzel balı yapsanız ve bunu en güzel şekilde işleseniz de eğer siz en iyi şekilde dünya ve iç pazarlara pazarlama organizasyonunu kuramadıysanız, üretici, işletmeci, sanayici ve şehrin bu manadaki tüm katmanlarına etki eden şehrin gelir düzeyini yeteri kadar hak ettiği yere getirmemiş olursunuz. l Pazarlamada eksikler olduğunu mu düşünüyorsunuz? GÜRMEN: Pazarlamada çok ciddi eksiklik var. Bu konu çok irdelenmesi, masaya yatırılması gereken bir konu. Hammadde eksikliğinden, yetersizliğinden ve ani fiyat artışlarından dolayı bu işi yapan sanayici ve bu işi nihai noktaya ulaştıran pazarlamacı, market veya toptancı arasında ciddi bir zincirde kopukluk oluştu. Ayrıca bu işin özellikle stokçuluğunu yapan sektör dışı insanların sektörde ciddi manada oyuncu olduğunu görüyoruz. Bununla birlikte sektörde hala kayıt dışı devam ediyor. Tabii bunlar pazarlamayı ve hak edilen noktayı ciddi manada etkiliyor.
Üretici birlikleri kurulmalı l Zeytincilik sektörünü geliştirmek adına çalışmalarınız var mı? GÜRMEN: Biz Akhisar Ticaret Borsası olarak bu işi kendimize görev edindik. Çünkü biz bu işten ekmek yiyen, yıllardan beri bu işin hem çiftçiliğini hem sanayiciliğini yapan hem de üreticisi olan, tabiri caizse gönüllü amelesiyiz. Biz bu işi severek yapıyoruz. Çocuklarımızın karnını bu kazançlarla doyuruyoruz, okutuyoruz. Bu bizim gelir kaynağımız. Dolayısıyla biz üzerimize düşen görevi en iyi şekilde yerine getirme
Ocak - Şubat - Mart 2011
adına Akhisar Ticaret Borsası olarak, geçen sene 25 Eylül’de Hasat Şenliği yaptık. Buradaki hedefimiz, Akhisar’ı zeytinde marka yapmak. Nasıl ki bir Marmaris deyince insanın aklına tatil, bir Gemlik deyince zeytin geliyorsa biz de Akhisar deyince insanların aklına zeytin, zeytinyağı gelsin istiyoruz. Bu sebeple Hasat Şenliği yaptık. Hem Akhisar Ticaret Borsası olarak hem de şahsımızda zeytinde bir kişisel firmayı değil, bu şehri marka yapmak istiyoruz. Zaten eğer bu şehri biz marka yapabilirsek zeytin ve zeytinyağında ondan sonra kişisel firmaların markaları kendiliğinden değer kazanacak. l Size
destek veren başka kurumlar var mı? GÜRMEN: Kurumsal olarak Akhisar Belediyesi de zeytinin markalaşması için çok ciddi manada destek veriyor. Ama onun haricinde biz hem Ziraat Odası’yla hem Ticaret ve Sanayi Odası’yla yani şehirdeki tüm sivil toplum örgütleriyle bu şehri ve zeytini hak ettiği yere getirmek ve şehri zeytinde bir marka yapmak isteriz. Belediye bu konuda bize bu sene çok ciddi destek verdi. Aynı desteği diğer kurumlardan da görmek isteriz. l Manisa’nın zeytinyağı üretimini gelecek yıllar için nasıl değerlendiriyorsunuz? GÜRMEN: Manisa’nın, Türkiye’de en büyük yağ üreticisi olan Aydın İli’ni bir iki yıl içerisinde geçeceğine inanıyorum. Gelecek yıl Manisa’da zeytinyağı üretiminin 50 bin ton olacağını düşünüyorum. Dolayısıyla Manisa zeytinyağında Türkiye’nin en büyük oyuncusu olacak, hem kalitesiyle hem aromasıyla hem nefasetiyle hem de tesisleriyle. Çünkü burada kırsal kalkınma destekleri ile çok güzel zeytinyağı sıkım tesisleri yapıldı. Manisa ve Akhisar Bölgesi, zeytinyağında da inşallah 1-2 yıl içerisinde büyük bir patlama yapacak.
Manisa Tarım ve Gıda
Ocak - Şubat - Mart 2011
51
23
DESTEKLEME
Akhisar’da projeye destek Kırsal Kalkınma Yatırımlarının Desteklenmesi Programı kapsamında geçen yıl Akhisar’da 23 projeye yaklaşık 4.5 milyon liralık destek verildi.
KKYDP ekonomik yatırımlar kapsamında Akhisar İlçemizde 2010 yılı sonu itibarı ile 23 adet proje tamamlanmıştır. 2006 yılında 2007 yılında 2008 yılında 2009 yılında
I. Etap 2 proje tamamlanmıştır. II. Etap 7 proje tamamlanmıştır. III. Etap 7 proje tamamlanmıştır. IV. Etap 2 proje tamamlanmıştır. V. Etap 5 proje tamamlanmıştır.
Akhisar İlçesi Ekonomik Yatırımlar Konu Bazlı Dağılım
52
ÜRÜN GRUP
Toplam
Yatırım Tutarı
Hibe Tutarı
SULAMA
5
2.115.175,91
1.558.137,18
SUSAM
2
717.400,00
358.700,00
SÜT
2
845.702,00
422.851,00
ZEYTİN
8
2.179.608,00
1.089.804,00
ZEYTİNYAĞI
6
2.166.533,60
1.083.266,80
Gerçekleşen yatırım tutarı : 8.024.419,51 TL
Genel Toplam
23
8.024.419,51
4.512.758,98
Gerçekleşen hibe ödemesi : 4.512.758,98 TL
Manisa Tarım ve Gıda
Ocak - Şubat - Mart 2011
Proje
Proje Başlama Başlama Tarihi Etap Tarihi 1.ETAP 01.09.2006 1.ETAP 1.ETAP 21.08.2006 2.ETAP 27.11.2006 2.ETAP 27.11.2006 2.ETAP 20.11.2006 2.ETAP 27.11.2006 2.ETAP 28.11.2006 2.ETAP 29.11.2006 2.ETAP 28.11.2006 2.ETAP
3.ETAP 24.08.2007 3.ETAP 3.ETAP 31.08.2007 3.ETAP 3.ETAP 3.ETAP 30.08.2007 3.ETAP 3.ETAP 29.08.2007 3.ETAP 01.09.2007
Proje
Proje Bitiş bitiş Tarihi Proje Adı Adı (*) (*) Proje Tarihi 24.11.2007 SOFRALIK ZEYTİN İŞLEME VE PAKETLEME 20.11.2007 ZEYTİN İŞLEME PAKETLEME TESİSİ 02.12.2007 BASINÇLI SULAMA SİSTEMİ 02.09.2007 BASINÇLI SULAMA SİSTEMİ 31.08.2007 SUSAM İŞLME VE SUSAM ÜRÜNLERİNİN ÜRETİMİ PAKETLEMESİ 28.02.2008 ZEYTİN PAKETLEME VE PAZARLAMA TESİSİ 30.04.2007 ZEYTİN ÜRETİM DEPOLAMA PAZARLAMA 06.10.2008 ZEYTİN SIKMA 30.11.2007 ZEYTİN YAĞI ÜRETİM DEPOLAMA PAZARLAMA 24.11.2008 SÜT İŞLETME TESİSİ 01.11.2008 SOFRALIK ZEYTİN İŞLEME TESİSİ 30.11.2008 SOFRALIK ZEYTİN ÜRETİM KAPASİTE ARTIRIMI 18.12.2008 ZEYTİN İŞLEME DEP.AMB.PAK.TESİSİ 27.11.2008 ZEYTİN YAĞI TESİSİ
3.ETAP 01.12.2007 01.01.2008 ZEYTİNYAĞI ÜRETİM 3.ETAP 3.ETAP 29.08.2007 28.11.2008 ZEYTİNYAĞI ÜRETİM TESİSİ 4.ETAP 24.03.2009 03.11.2010 Toplu Damla Sulama 4.ETAP 01.04.2009 01.10.2010 Zeytin İşleme II.KISIM DAMLA SULAMA 5.ETAP 26.04.2010 01.12.2010 PROJESİ TOPLU BASINÇLI (DAMLA) 5.ETAP 19.04.2010 01.12.2010 SULAMA Susam İşleme ve Susam Ürünleri Üretim Depolama 5.ETAP 22.04.2010 01.12.2010 ve Paketleme 5.ETAP 19.03.2010 01.12.2010 Süt İşleme Kapasite Artırımı 5.ETAP 01.04.2010 01.12.2010 Zeytin Yağı Üretimi
Toplam
Toplam Proje Proje Tutarı Tutarı 346.065,00
Taleb Edilen Edilen hibe hibe Yatırım Türü Türü TutarıTutarı Yatırım 173.033,00 YENİ TESİS
348.600,00 174.300,00 YENİ TESİS 338.118,00 253.470,00
Sulama
372.955,00 279.715,00
Sulama
289.400,00 144.700,00 YENİ TESİS
128.300,00 64.150,00
YENİ TESİS
346.600,00 173.300,00 YENİ TESİS 285.000,00 142.500,00 YENİ TESİS 349.400,00 174.700,00 YENİ TESİS 346.000,00 173.000,00 TEKNOLOJİK YENİLEME 303.157,00 151.578,00 KISMEN YAPILMIŞ(TAMAMLAMA) 344.500,00 172.250,00 TEKNOLOJİK YENİLEME 119.786,00 59.893,00
TEKNOLOJİK YENİLEME
348.000,00 174.000,00 KISMEN YAPILMIŞ(TAMAMLAMA) 339.900,00 169.950,00 KISMEN YAPILMIŞ(TAMAMLAMA) 344.250,00 172.125,00 YENİ TESİS YENİ TESİS 472.518,37 326.263,77 242.600,00 121.300,00 TEKNOLOJİK YENİLEME 500.000,00 375.000,00 YENİ TESİS 431.584,54 323.688,41 YENİ TESİS
428.000,00 214.000,00 YENİ TESİS 499.702,00 249.851,00 TEKNOLOJİK YENİLEME 499.983,60 249.991,80 TEKNOLOJİK YENİLEME
Manisa Tarım ve Gıda
Ocak - Şubat - Mart 2011
53
Akhisar İlçemizdeMakine Ekipman Alımları kapsamında toplam 126 adet makine teslim edilmiştir. 2007 yılında 9 makine ödemesi yapılmıştır. 2008 yılında 11 makine ödemesi yapılmıştır. 2009 yılında 30 makine ödemesi yapılmıştır. 2010 yılında 76 makine ödemesi yapılmıştır. Hibeye esas proje tutarı Ödenen hibe tutarı
: 1.564.133,44 TL : 716.062,17 TL
Makine Ekipman Dağılımı
Yıl
Yatırım konusu
2007
2008
2009
2010
Balyalama
7
1
8
Çayır Biçme Makinesi
1
2
3
DAMLA SULAMA
2
1
2
1
6
Diskaro-Goble
27
27
El traktörü
1
4
5
Gübre dağıtma makinesi
1
1
LAZERLİ TESVİYE ALETİ
1
1
Mibzer
2
2
Mibzer
2
2
Pulverizatör
6
20
34
60
Sap Parçalama Makinesi
1
2
3
SILAJ MAKİNESİ
1
1
Soğuk Hava Tesisatlı Taşıma Aracı
1
1
2
Süt Sağım Ünitesi ve Soğutma tankı
1
1
2
YEM HAZIRLAMA ARAÇLARI
1
1
2
Zeytin hasat makinesi
1
1
Genel Toplam
9
11
30
76
126
54
Manisa Tarım ve Gıda
Ocak - Şubat - Mart 2011
Genel Toplam
Manisa Tarım ve Gıda
Ocak - Şubat - Mart 2011
55
PROJE VE İSTATİSTİK
Bereketli ve kutsal
zeytin ağacı Kutsal kitaplarda adı geçen zeytin ağacı, Anadolu’nun bereketli topraklarında da kök salıyor. Mevut potansiyeli değerlendirebilirsek ülkemiz zeytinde dünya liderliği koltuğuna oturabilir.
OSMAN KALPAK Proje ve İstatistik Şube Müdürü Bütün kutsal dinlerde (İslamiyet, Hıristiyanlık ve Musevilik) zeytin ağacından bahsedilmektedir. Ağaçların ilki olduğu öne sürülmektedir. Kuran-ı Kerim’de “İncir ve zeytine andolsun” diye ayet vardır. İncir gerçek ağacı, zeytin hayat ağacı olarak bilinir. İncir erkekliği, zeytin dişiliği temsil eder. Tarih boyunca da barışın simgesi olmuştur. Bir ağaç, kutsal kitaplar dahil, bütün insanlık yaşam tarihinde yer almışsa gerçekten çok önemli bir bitkidir. Daha iyisi yağdır, zeytinyağı sıkılınca direk tüketime sunulmaktadır. Diğer yağlar da muhakkak işlem yapmak gerekmektedir. Dünyada yaklaşık 7,5 milyon hektar alanda 800 milyon civarında zeytin ağacı bulunmaktadır. Yaklaşık 150 milyon civarı ağaç Ülkemizde bulunmaktadır. Bu üretimle dünyada 4. sırada yer almaktayız. Zeytin yetiştiriciliğinde birinciliği İspanya, ikinciliği İtalya ve üçüncülüğü Yunanistan almaktadır. Zeytinyağı üretimimiz 200 bin ton, zeytin üretimimiz de 1,5 milyon ton civarındadır. Ülkemizde 1988 yılında 85 milyon ağaç varken, 2003 yılına geldiğin-
Manisa Tarım ve Gıda
Ülkemizde yetiştirilen zeytinin çoğu yağ ve sofralık zeytin olarak ihraç edilmektedir. Fakat yetiştirdiğimiz ve ürettiğimiz zeytin ve zeytinyağı tüketimi, zeytin yetiştiriciliğinde söz sahibi ülkelerin yanında çok düşük kalmaktadır. Bu bir eksikliktir. Bu konu üzerinde çalışmamız gerekmektedir. Bulunduğumuz konum olarak kıyılarımızın büyük çoğunluğu Akdeniz kuşağında kalmaktadır. Potansiyelimizi daha tam olarak kullanamamaktayız. İthal kalemimiz içinde enerji harcamalarından sonra ikinci sırada ham yağ gelmektedir. Bu da zeytin yetiştiriciliğinin önemini bir kat daha arttırmaktadır. Dünya liderliğini alabilecek potansiyelimiz bulunmaktadır.
Türkiye Zeytin Üretim Alanları Değişimi. (103 ha) (TUİK, 2008)
Dünya dane zeytin üretim miktarı (ton) (FAO, 2009)
56
de 102 milyon ağaca çıkmıştır. 2009 yılına gelindiğinde ise bu rakam 153 milyon ağaca çıkmıştır. 15 yılda 17 milyon artış gösteren zeytin ağacı sayısı altı yılda 50 milyon artmıştır. Bunun nedeni gerek hükümet gerekse yerel kaynaklarca zeytin dikiminin teşvik edilmesidir. İlimizde zeytin ağacı dikimi daha yüksek performans sergileyerek 7,5 milyon ağaçtan 19,5 milyon ağaca çıkmıştır. Manisa ili ülke genelinde Aydın’dan sonra ikinci sıraya yükselmiştir. Bunun yaklaşık 10 milyon ağacı Akhisar İlçemizde bulunmaktadır. Akhisar’daki üretimin tamamına yakını da sofralık olarak değerlendirilmektedir.
Ocak - Şubat - Mart 2011
Manisa Tarım ve Gıda
Ocak - Şubat - Mart 2011
57
ÇİFTÇİ EĞİTİM
Zeytin yetiştiriciliği Zeytin ağaçlarınıza daha fidanken uygulamaya başlayacağınız bakımla çok daha yüksek verim ve kalite elde edebilirsiniz.
BEDRİ TÜRK Ziraat Mühendisi Zeytin yetiştiriciliği yaparken bazı noktalara dikkat edilirse çok daha verimli sonuçlar alınabilir. Bu önemli noktaları şöyle sıralayabiliriz:
k Zeytinlik tesis etmeden önce arazi 1 metre aralıkla dipkazan (subsoiler) ile 90 cm derinlikten patlatılmalıdır.
k Ağır, killi, taban suyu yüksek ve kışın su biriken topraklar (taban arazilerde) zeytin yetiştiriciliği için uygun değildir. Ağır ve nemli topraklarda, kökler yüzlek olacağından toprak işleme sırasında zarar görürler. Uygun bir kök gelişimi için toprak katmanlarında geçirimsiz bir tabakanın bulunmaması gerekir. Böyle arazilerde zeytin dikilmesi durumunda mutlaka drenaj ile ilgili tedbirlerin alınması gerekmektedir.
k Zeytin fidan çukurlarını yeterli büyüklükte açarak kök sisteminin derine sağlıklı gelişmesi sağlanmalıdır.
58
Manisa Tarım ve Gıda
k Temel gübreleme, toprak analiz sonuçlarına göre mutlaka yapılmalıdır. k Zeytin fidanına şekil vermek için 3-4 yıl beklenmemeli, birinci yılın sonundan itibaren
Ocak - Şubat - Mart 2011
özellikle iki gövde oluşumunu engelleyici müdahaleler yapılmalıdır. k Zeytin fidanı sert budanarak değil, kademeli budanarak meyveye yatırılmalıdır. k Zeytin fidanı tam meyveye yatmadan alt dalları atılmamalıdır. k Sofralık zeytin elde edilmek isteniyorsa her yıl dengeli budama yapılmalıdır. k Zeytinde sert budamadan kaçınılmalıdır.
k Zeytinin budanmasında yaprak/odun oranına dikkat edilmelidir. Ağaca bakıldığında ilk dikkati çeken odun değil, yaprak yoğunluğu olmalıdır. k Zeytin meyve bağladıktan sonra normal budama değil, sadece meyve seyreltilmesine yönelik budama işlemi yapılmalıdır. k Yapılan budama ile güneş ışınlarının direkt ağacın içine girmesi engellenmelidir. k Yapılan budama ile yeşil aksamın olabildiğince fazla kısmının güneşlenmesi sağlanmalıdır. k Her bahçeye, hatta her ağaçta uygulanacak budama şiddeti farklı olmalıdır. k Bir önceki yıl fazla meyve veren ağaçta çok hafif, az meyve veren ağaçta oluşan sürgün miktarı ve amaca göre daha şiddetli budama yapılmalıdır. (Maalesef üreticilerimizin çoğu, fazla ürün aldıktan sonra sert budama yapma alışkanlığından vazgeçememektedir.) (Yapmış olduğumuz gözlemlerde 2009 yılında fazla ürün veren bahçelerde, 2010 yılında budamanın çok hafif olarak yapıldığı alanlarda ağaçların yeterli meyve bağladığı, budamanın sert yapıldığı ağaçlarda hemen hemen hiç dane bağlamadığı görülmüştür.
derilmeli, drenaj yapılarak arazideki fazla suyun arazi dışına ve kök seviyelerinin altına taşınmalıdır. k Verticillium Hastalığına karşı ara konukçu görevini yapan, pamuk, patlıcan, domates, biber ve çilek gibi bitkilerin ekiminin yapıldığı yerlerde zeytinlik tesis edilmek isteniyorsa 2-3 yıl hububat ekimi yapıldıktan sonra zeytin dikilmelidir. k- Antraknoz hastalığının zeytinde yaptığı zararlar konusunda dikkatli olunmalıdır. k İlaçlamalarda zeytin ağacının taç iz düşümünün iki katı kadar ilaçlı mahlül kullanılmalıdır. k Zeytin hastalık ve zararlıları ile mücadelede kurumların uyarıları dikkate alınarak mücadelenin herkes tarafından aynı anlarda yapılması mücadeleden beklenen faydanın artmasına yol açacaktır.
k Toprak işleme derinliği çiçeklenme devresine kadar azaltılmalı, meyve bağlama devresinden sonra amaç yabancı ot kontrolü ve toprağın çatlamasını önlemek olmalıdır.(8-10 cm)
k Taban sertliği oluşan zeytinliklerde tekli dipkazan(subsoiler) çekilmelidir. k Zeytin dal kanseri ile bulaşık bahçelerde, başarılı olmak için bir yılda dört kez bordo bulamacı uygulaması yapılmalı, budama temmuz ağustos aylarında yapılmalıdır. k Zeytin Halkalı Leke Hastalığına karşı, ağaçlar sürgün faaliyetine başlamadan ve çiçeklenme öncesi ilaçlama yapılmalıdır.(Ege Bölgesi) k Zeytinlerin, Verticillium hastalığına yakalanmaması için ara ziraatı ve derin toprak işleme yapılmamalı, dipkazan çekerek taban sertliği gi-
k Damlama sulama sistemi uygulanan alanlarda memelerin debisi toprak yapısına uygun seçilmelidir. (Ağır topraklarda düşük debili gibi) k Gübreleme toprak analizlerine göre her yıl yapılmalıdır. Zeytinde, gübreleme yetersiz ve dengesiz, hatta birçok üretici hiç yapmamaktadır. k Zeytine asırlardan beri su ve besin maddelerinin zeytinin isteğine göre dengeli verilmediğinden kaynaklanan periyosite (bir yıl verim, bir yıl güç toplama (su ve besin maddesi) de asgariye indirilerek, zeytin her yıl verim verir hale gelecektir. k Sızma zeytinyağı elde etmek için, zeytin hastalık ve zararlıları ile mücadele ve hasattan sonra zeytinin bekletilmeden sıkılması yeterli olacaktır.
k Zeytinde sürgün faaliyeti başlamadan budama tamamlanmalıdır.
k Derin toprak işlemeden kaçınılmalı, ana köklere zarar verilmemeli, zeytinin aktif büyümesinin olmadığı yani dinlenme döneminde en derin toprak işleme ana köklere zarar verilmeden yapılmalıdır.
çiçek vermesine rağmen çok az tane tutması ve tane dökülmesinin en büyük nedeni topraktaki suyun o dönemde yetersiz olmasıdır. Kış ve bahar yağışlarının yetersiz olduğu yıllarda sulama yapılması, dane tutumunun artmasına ve dökülmelerin önüne geçecektir.
k Üreticilerin dikecekleri zeytin çeşitlerinin seçiminde bölgesine adaptasyon sağlamış çeşitleri seçmesi, yıllarının boşa gitmemesi açısından önemlidir. k Zeytin, sağlıklı gelişebilmesi için metrekareye 650-700 kilogram suya ihtiyaç duymaktadır. k Yıl içindeki yağışların 650-700 kilogramın altında kalması durumunda eksik kalan kısım sulama ile tamamlanmalıdır. k Zeytin, suya en çok çiçeklenme-dane tutma dönemi(Mayıs-Haziran) ile çekirdeğin sertleşmeye başladığı dönem(Temmuz-Ağustos)’ de ihtiyaç duyar. Bu zamanlarda toprakta yeterli suyun bulunması hem dane tutumunu arttırır, hem de tanenin irileşmesini sağlar. Zeytinin bol
k Zeytinde şekil bozukluklarının nedenleri ve toprak etmenli fungusların ağacın bünyesine geçmesi; Zeytinde şekil bozukluğuna neden olan etmenlerden biri de, arazide yapmış olduğum gözlemler neticesinde karşılaştıklarım, beni literatür taraması yapmaya yöneltti. Literatür taraması neticesinde Eriophyid Akar türlerinin zeytinde yaptığı zararlar konusunda araştırmalar yapıldığını ve yaşadığımız şekil bozuklukları ile örtüştüğünü, söz konusu zararlının nisan - mayıs ve haziran aylarında en yoğun olarak faaliyet gösterdiklerini, yaprak, sürgün, çiçek tomurcukları, çiçeklerde ve danelerde beslendiğini, danelerdeki emgi yerlerinde şekil bozukluğu oluşturduklarını, ayrıca çiçeklenme devresinde yoğun olduklarında şiddetli çiçek dökümüne neden olduklarını, kalite ve kantite kayıplarına sebep oldukları, ayrıca yapraklarda çalıştıklarında yapraklarda emgi yerlerinde sararmalara ve şekil bozukluklarına neden olduğunu gördüm. Bu konu son yıllarda iklimlerde yaşanan değişkenlikler ve bazı grup ilaçların üst üste birden fazla kullanılmasından dolayı doğal dengenin bozulmasından kaynaklanabilir. Ayrıca bitki besin maddesi noksanlıklarından kaynaklanan şekil bozukluklarına da rastlanmaktadır.Şunu bilmemiz gerekir: Topraklarımızda verticillium mantarı var. Bu mantarda bitkinin kökünde açılan yaradan bitkinin bünyesine girmektedir. O zaman yapacağımız iş, bitkimizin kökünde yara açmayarak, hastalığın bitki bünyesine geçmesini engellemektir.
Manisa Tarım ve Gıda
Ocak - Şubat - Mart 2011
59
İŞLEME TEKNİĞİ
İspanyol Usulü
Yeşil Zeytin Uluslararası bir yöntem olan İspanyol usulü yeşil zeytin hazırlanması ülkemizde de yaygın olarak kullanılmaktadır. Şahnur IRMAK Gıda Yüksek Mühendisi Yeşil zeytinlerin, İspanyol usulü yeşil zeytin, kırma veya çizme tipi yeşil zeytin olmak üzere işlenmesi yapılmaktadır. İspanyol usulü yeşil zeytin hazırlanması uluslararası bir yöntemdir. Ülkemizde de yaygın olarak uygulanmaktadır. Bu yöntem şu kademeleri içerir: Hasat, Nakliye, Boyama – Sınıflama, Seçme - Ayıklama, Kostik uygulaması, Yıkama, Tuzlu suya koyma, Fermantasyon, Seçme-Sınıflama, Ambalajlama, İstenirse Pastörizasyon, Piyasaya arz
Hasat Zeytin rengi yeşilden saman sarısına döndüğü zaman elle toplama yapılır. Hasat zamanını pratik olarak anlamak için; zeytin danesi enlemesine ortadan bıçakla çepeçevre çekirdeğe kadar kesilir. Daneyi iki elimizin parmakları arasına alarak kesme yerinden her iki tarafa ters istikamette döndürürüz. Kolayca kopuyorsa hasat zamanı gelmiş demektir. Zeytinin yeterli olgunluğa ulaştığını anlamanın diğer bir pratik şekli de, parmaklar arasında orta kuvvetle sıkılan zeytin danesinin sap kısmından karakteristik beyaz suyunu vermesidir. Yalnız bu pratik olgunluk tespitleri tüm çeşitler için geçerli olmayabilir. Hasat edilen meyveler hemen suyunu kaybetmeye başlar. Sıcak güneşli havalarda hasat yapıldığında, zeytinler taşımadan önce gölgede tutulmalıdır. Gölgede bekletilmemiş zeytinlerde güneş yanığı ol60
Manisa Tarım ve Gıda
maktadır. Lekeli bir yapı kazanan zeytinin sofralık olarak işlenme sonrasında yanık lekeleri daha da belirginleşir ve zeytinin piyasa değerini düşürür.
Taşıma Nakliye Hasat edilen zeytinler işletmeye derin olmayan (20-25 kg zeytin alabilen) zeytine zarar vermeyen plastik kasalarda taşınmalıdır.
Seçme ve sınıflama Salamurahaneye gelen zeytinler boylama makinesinde iriliklerine göre sınıflandırılır. Yeşil zeytinde boylama kostiğin zeytin etine eşit nispette işlemesi ve sofralık olarak işlenemeyecek küçük danelerin uzaklaştırılması açısından yapılır. Daha sonra zeytinler bant konveryörlerden geçirilerek veya kerevetlere yayılarak bir seçime tabi tutulur. Burada yaralı, bereli, ezik, çürük daneler ve saplar sağlıklı olanlardan ayrılır.
Kostik uygulaması
İspanyol usulü yeşil zeytin işlenmesinde öneli safhalardan biri kostik uygulamasıdır. Kostik halk arasında sabuncu sodası olarak bilinen sodyum hidroksittir. (NaOH) Kostik, zeytinin çeşidine, olgunluğuna, havanın sıcaklığına bağlı olarak yüzde 1.5-2 arasında hazırlanır. Zeytin kostikle muameleye sokulmadan önce kostikli su hazırlanır ve oda sıcaklığına gelmesi beklenir. Kostik sıcaklığı 15-18 derece olmalıdır. Fermantasyon veya
Ocak - Şubat - Mart 2011
kostik tankına konmuş olan zeytinlerin üzeri delikli bir kapak ile kapatılır. Üstten kostikli su verilir ve kapağı 10-15 santimetreyi geçinceye kadar tank doldurulur. Kostik zeytin etine 2\3 nispetinde işleyinceye kadar zeytin kostikli su içinde kalır. Bu işleme oranına, havanın sıcaklığına, kostikli suyun sıcaklığına, zeytinin olgunluğuna ve çeşide bağlı olarak 8-10 saat arasında ulaşır. Havanın soğuk olması durumunda kostiğin zeytin etine işlemesi uzayabilir. Bu durumda kontrolleri sıklaştırmak suretiyle kostik konsantrasyonu yüzde 2.5-3’e çıkarılabilir. Kontrol için zeytin kostikli su içine konduktan yaklaşık 4-5 saat sonra işleme oranına bakılır. 2\3 nispetine yakınlaştıkça kontroller sıklaştırılır. Kontrol şu şekilde yapılır; Elimizin kostikli sudan zarar görmemesi için bu işlemi plastik eldiven giyerek yaparız. Havuzun üstüne yakın olmayan yerlerinden bir avuç zeytin alınır, boylamasına kesilir işleyen kısım havanın oksijeni ile okside olarak kararır, işlememiş olan kısım ise et rengini muhafaza eder. Kostik işlemi acılık maddesi oleuropeinin atılmasına yardımcı olduğu gibi polisakkaritlerin lastik asit bakterilerinin kolayca istifade edeceği monosakkarite dönüştürülmesi açısından da önemlidir. Kostiğin zeytine işleme safhası çok önemlidir. Eğer kostik zeytin etine az işletilirse bu taktirde zeytinin tadı acı olur, kalite düşer, fermantasyon süresi uzar. Eğer çok işletilirse o zaman da fermantasyon için gerekli olan şekeri harcamış oluruz. Neticede istenilen fermantasyon
sağlanamaz. Kostiğin uzaklaştırılması için uzun süreli yıkama yapılması neticesinde de zeytinin dokusu yumuşak olur.
Yıkama Kostik işlemi bitmiş olan zeytinler yıkama işlemine tabi tutulurlar, bu esnada zeytinin hava ile temas ettirilmemesi gerekir. Aksi halde zeytinler kararabilir. Yıkama kostiğin ortamdan atılması için yapılır. Yıkama süresi 15-24 saat arasında değişir. Yıkamayı aşağıdaki sırayı takip ederek yapabilirsiniz: • Kostikli su tümden havuzdan boşaltılır. Alt vana kapanır. Üstten temiz su verilir havuz dolduktan sonra alt vana açılır üstten temiz su verilir bu şekilde zeytinler yarım saat yıkanır. • Alt vana kapatılır su dolu havuzda zeytinler 2 saat tutulur. • Su değiştirilir zeytinler 9 saat su içinde bırakılır. • Suyu değiştirilir, 12 saat daha suda bırakıldıktan sonra zeytinlerin suyu berrak akıncaya kadar • 15’er dakika ara ile yıkamaya devam edilir. Bu yıkama işlemi sonunda zeytinler fermantasyona bırakılır. Son zamanlarda kısa süreli yıkamalar yapılarak zeytindeki kostiğin dışarı atılması sağlanmaktadır. Bu durum su kullanımını azalttığı gibi atık su miktarında da azalma meydana getirmiştir. Özellikle gece yapılan kostik muamele-
Yıkama işleminde dikkat edilecek hususlar Zeytinin fazla yıkanması fermantasyon için gerekli olan şekerin kostik ile birlikte atılmasına neden olur ve eksik fermantasyon sebebiyle gerekli laktik asit oluşmaz. Eğer az yıkanırsa zeytinde kalan kostik fermantasyon başlangıcında meydana gelen asitliği nötralize ederek pH’ı yükseltir buda bozulma yapan mikroorganizma gelişmesini sağlar.
Fermantasyon
Yıkama 24 saat
Kostik boşaltılır
Üstten su verilir
1/2 saat yıkama
2 saat bekleme
9 saat bekleme
12 saat bekleme
% 5-7 Tuz % 0,2 Laktik Asit
15 dakika bekleme
lerinde kostik yüzdesi çeşit, olgunluk ve sıcaklığa bağlı olarak yüzde 1.4 – 1.8 arasında değişir. Ertesi gün kostiğin zeytine istenilen seviyede işlediği görüldükten sonra kostikli su boşaltılır. 2-3 saat zeytinler suda bırakılır. Bu suya yüzde 1 tuz katılabilir. Bu su boşaltıldıktan sonra zeytinler yüzde 0.1’lik hidroklorik asitte (HCL) 2-3 saat tutulur. Sonra bu asitli su boşaltılarak 4-6 bomelik tuz ve yüzde 0.2 laktik asit içeren salamura içerisinde zeytinler fermantasyona bırakılır. Diğer bir kısa yıkama metodunda kostik işleminden sonra kostikli su boşaltılır. Su ile zeytin bir kere yıkanır. (tanka su bir kere doldurulup boşaltılır). Sonra 6-8 bomeli tuzlu suda (zeytin çeşidine göre değişebilir) 16-18 saat tutulur. Bu süre sonunda yükselen suyun pH’ı HCL asitle 5.5’e getirilir. Bu suda 16-18 saat daha tutulur suyun yükselen pH’ı yeni HCL ile 5.5’e getirilir ve bu asitli salamura içinde zeytin fermantasyona bırakılır.
15 dakika bekleme
Fermantasyon
Yıkama işlemi biten zeytinler yüzde 0.1 – 0.2 laktik veya sitrik asitli 4-6 bomeli tuzlu suda fermantasyona bırakılır. Salamuranın başlangıçtaki tuz miktarı 4-6 bome arasında değişir. Ancak bu tuz derecesine hassas olan çeşitlerin başlangıçtaki tuz bomeleri 2-3 arasında olmalıdır. Zeytin ile salamura arasında bir ozmoz olayı meydana gelir. Zeytin, salamuradan tuzu alıp bünyesindeki suda eriyebilir maddeleri salamuraya verir. Tuz miktarı ilk günlerde hemen düşer, düşen tuzu ilave etmek gerekir. Düşük tuz bozulmalara yol açarken yüksek tuz buruşukluklara neden olur. Bu nedenle çeşide uygun tuz derecesi ile çalışılmalıdır. Fermantasyon başlangıcında olabilecek bozulmaları önlemek ve laktik asit bakterilerinin ortama hakim olması için, tuzlu suya düşük miktarda yüzde 0.1-0,2’lik laktik veya sitrik asit katılarak ortam pH’ı 5.5 civarında getirilmelidir. Eğer asit katılmaz ise pH’da yükselme olacak ve neticesinde zeytini bozan mikroorganizmalar gelişecektir. Yüksek asit katılması durumunda ise laktik asidin gelişmesi önlenir ve istenilen fermantasyon oluşmaz. Fermantasyon esnasında tuz ilaveleri ile tuz bomesi optimum 7 sevilerinde tutulmalı ve ortam sıcaklığı laktik asit bakterilerinin gelişimini sağlayacak derecede olmalıdır (22-26 derece). Bu sıcaklıklar sağlanamadığında fermantasyon süresi uzayacaktır. Fermantasyon sırasında tuz ölçümü yanında asit ve pH da ölçülmelidir. pH, pH kağıdı ile kolaylıkla ölçülebilir. pH kağıdından bir parça kopartılır salamura suyuna batırılır. Aldığı renk pH ka-
Manisa Tarım ve Gıda
Ocak - Şubat - Mart 2011
61
ğıdı üzerindeki renkler ile karşılaştırılır ve hangi rengi karşılıyorsa pH kağıdı üzerindeki değer salamuranın pH değerini gösterir. Zeytin fermantasyonunda sıcaklığı yanında diğer faktör şekerdir. Hem zeytinde yüzde 2 – 6 arasında şeker vardır. Zeytinde şekerler arasında hakim olan glikozdur. Onu fruktoz izler, az miktarda sakaroz ve mannitol da vardır. Şekerler laktik asit fermantasyonuna uğrarlar. Buna neden olan mikroorganizmalar laktobasillerdir. Homo fermantatif laktik asit bakterileri, özellikle laktobacillius plantarum, şekerin tamamını laktik aside dönüştürür. Heterofermantatif laktik asit bakteriler ise laktik asit yanında CO2 ve etil alkol de meydana getirir. Onun için ortamda şekeri tümüyle laktik asite çeviren homofermantatif laktik asit bakterilerinin hakim olması istenir. Aksi halde şekerin bir kısmı CO2 ve etil alkole dönüşebilir.
Fermantasyonu izleyebiliriz:
şu
devrelerde
Zeytinler salamuraya konduğu anda zeytinin bünyesinde kalan kostiğin salamuraya geçmesi (kostik kusması) neticesinde ortamın pH’sı yükselir. Ortamda gr (-) bakteriler görülür. Bu süre kısa olup 48 saatte ikinci devre başlar, pH yavaş yavaş 6’ya düşer ve ortamda laktik asit gelişmeye başlar. İkinci devre 20 gün sürer. Bu süre sonunda pH 4.5 civarına inmiştir. Bu esnada gr (-) bakterilerin sayısı azalır, laktik asit bakterileri ortama tümden hakimdir. Bu süreç ortam koşullarına bağlı olarak 30-60 gün sürer, sonuçta pH=3.8-4’e düşer.
tip zeytindeki ısıl işlem, ısıtılarak (50-60 derece) ambalaja konmuş zeytinin üzerine, 90 derecede ısıtılmış ambalaj salamurasının konulmasıyla yapılabilir. Yüksek asitli salamura suyunun soğuması esnasında, 70-75 derecede yaklaşık 10 dakika kaldığında, ortamın mikrobiyal yükü azalır. Fakat burada gerçekleştirilen ısıl işlem tam bir pastörizasyon değildir. Ayrıca, eksoz tünelinden geçirilerek ısıl işleme tabi tutulan ve tünel çıkışında kapakları hermetik olarak katılmayan ürünlerde de mikrobiyal yükteki azalmaya rağmen, bu işlemde tam bir pastörizasyon sayılmaz. Bu şekilde yapılan ısıl işlemlerde genellikle sorun çıkmamakla birlikte, ısıl işlem aslında şu şekilde olmalıdır. Zeytin, teneke veya kavanoza konur, önce sıcak salamura dolum hattına, sonra eksoz tüneline girer. Çıkışta tenekeler veya kavanozlar hermetik olarak kapıtılır ve sonra tünel pastörizatöre veya otoklava sokularak pastörize işlemi yapılır. Pastörizasyon sıcaklığı 75-85 derece arasında olup ambalajlanmış zeytinin tünel pastörizatörde veya otoklavda kalma süresi ve sıcaklığı; ambalaj kabının büyüklüğüne, ürünün asit ve tuz derecesine göre 4-20 dakika arasında değişir. Bu şekilde ısıl işlemden geçirilen zeytinlerin raf ömrü daha uzun olmaktadır. Ambalaj materyali olarak; cam kavanoz, naylon torba, kase ambalaj, laklı teneke kutu kullanılır. Can kavanoz daha ziyade yeşil çekirdekli ve dolgulu zeytinlerin ambalajlanmasında kullanılır. Dolgulu zeytinde, dolgulu kısım dışa gelecek şekilde zeytinlerin kavanoza yerleştirilmesi tüketici tercihini arttırır.
Fermantasyonun seyri sırasında pH 6’ya yükselir ilk günlerde düşmezse bu takdirde bozulmalara sebep olan bakterilerin gelişmesini önlemek amacıyla yüzde 0.1’lik laktik veya sitrik asit ile ortam asitlendirilir. Fermantasyon sonunda ortamdaki tüm şekerin harcanmış olması lazımdır. Paketleme anında şeker yüzdesi sıfır ya da sıfıra yakın olmalıdır. Aksi halde uygun koşullar oluştuğunda zeytin ambalaj kabı içinde fermantasyona başlayabilir. Yeşil zeytinde fermantasyon sonunda pH, 4,0 – 3,8, asitlik ise yüzde 0.9 – 1.2 arasında olmalıdır.
Ambalajlama Fermantasyonu biten zeytinler ambalajlamadan evvel bir yıkama ve seçim işlemine tabi tutulurlar. Daha sonra ambalajlama işlemi yapılır. Yeni ambalaj salamurası olarak tuz bomesi 2-6 olan tuzlu su hazırlanır. İçerisine yüzde 0.5 – 1.5 arasında sitrik veya laktik asit ayrı ayrı katılabileceği gibi karışım halinde de beraberce katılabilir. İstenirse ambalaj salamurasına yüzde 0,02’lik askorbik asit de ilave edilebilir. İyi bir ambalalemada ürünün homojen olması istenir. Ülkemizde ambalaj kabı olarak, hermetik kapların yanı sıra halk arasında bon-bon kapaklı denilen tenekeler de kullanılmaktadır. Bon-bon kapaklı tenekelere otoklavda ısıl işlem uygulanamamaktadır. Bu
62
Manisa Tarım ve Gıda
Ocak - Şubat - Mart 2011
Son zamanlarda siyah zeytinlerin salamurasız olarak cam kavanozlarda ambalajlanması da yapılmaktadır. Naylon torbanın yeşil zeytinde ambalajlama açısından kullanılması sakıncalıdır. Üst üste konduğu zaman yırtılabilir, havayı geçirdiği için zeytinde kararmaya neden olabilir. Oksidatif mikroorganizmalar gelişerek ortamdaki asitliği tüketir ve zeytinde bozulma meydana getirirler. Tek üstünlüğü ucuz olmasıdır. Hava geçirmeyen poliamid-polietilen torbalar yeşil zeytin ambalajlanmasında uygundur. Yalnız üst üste konduğunda yırtılma ve zeytinlerin ezilmesi bir sorun olarak ortaya çıkmaktadır. En uygun plastik torbalar “doypac” torbalardır. Ayrıca ayaklı olup kavanoz gibi kullanılabilirler. Son zamanlarda havayı geçirmeyen kase tip ambalajlarda zeytinin sulu ve kuru olarak piyasaya sunulmasına başlanmıştır. Tüketici açısından tercih edilen bu tip ambalajlar gün geçtikçe artmaktadır. Teneke kutular, sağlam, emin, taşımada kolaylık sağlaması ve zeytinin uzun süre saklanması açısından en uygun ambalaj maddesidir. Teneke kutular laklı olmalıdır. Tek dezavantajı içine konun zeytini göstermemesidir. Etiket ile bu dezavantaj kaldırılabilir.
Manisa Tarım ve Gıda
Ocak - Şubat - Mart 2011
63
RÖPORTAJ
Zeytinliova’da
Tar-Gel başarısı Tar-Gel çalışmalarını Akhisar’ın Zeytinliova Kasabası’nda başarıyla yürüten Tarım Danışmanı Hüseyin Tabakçı, ilçedeki İyi Tarım Uygulamaları’nın ilk uygulandığı kasabanın gelişiminden oldukça memnun.
CEYDA ADAR Ülkemizde tarımsal yayım faaliyetlerini etkinleştirmek ve bilginin doğrudan çiftçiye zaman ve mekan sınırı olmaksızın ulaşabilmesini sağlamak amacıyla uygulamaya konan “Tarımsal Yayımı Geliştirme Projesi (Tar-Gel)”nin etkin bir şekilde uygulandığı kentlerden biri Manisa. TarGel’in Aksihar’ın Zeytinliova Kasabası’nda hizmet veren personeli Ziraat Mühendisi Hüseyin Tabakçı da Manisa’daki 113 tarım danışmanından biri olarak 2007 Şubat ayından beri çalışmalarını başarıyla yürütüyor. Proje ile birlikte bölgedeki değişimden duyduğu memnuniyeti ifade eden Tabakçı, bilinçli ilaçlama yapan üretici sayısının
64
Manisa Tarım ve Gıda
yüzde 10’lardan yüzde 85’lere ulaştığını belirtiyor. Bilinçli gübreleme konusunda da çok önemli artışlar sağlandığını dile getiren Hüseyin Tabakçı, Akhisar’daki İyi Tarım Uygulamaları’nın da ilk kez Zeytinliova’da başladığını gururla sözlerine ekliyor. l Tar-Gel Projesi’nin gelişim sürecinden bahseder misiniz? TABAKÇI: Ülkemizde tarımsal yayım çalışmaları ile ilgili olarak mevcut problemleri gidermek üzere değişik dönemlerde uygulamaya konan kırsal kalkınma projeleri ve Tarımsal Yayım
Ocak - Şubat - Mart 2011
Hüseyin Tabakçı
l Çalışmalarınızdan aldığınız sonuçlar neler? TABAKÇI: 2007 yılından bu yana bölgede rastgele yapılan ilaçlamaların önüne geçildi, SMB yoluyla ve anonslarla ilaçlama zamanları üreticilerimize duyuruldu ve reçete ile ilaç alımları noktasında gerekli tüm faaliyetler yerine getirildi. 2007 yılı başında bilinçli ilaçlama yapan üretici sayımız yüzde 10’larda iken bugün yüzde 85’lere ulaştı. Yine gübreleme hususunda yapılan hataların önüne geçmek adına, analize dayalı gübreleme konusunda çiftçilerimizin katılımı ve bilinçli gübreleme konusunda çok önemli artışlar sağlandı. Akhisar Bölgesi’nde İyi Tarım Uygulamaları hususundaki ilk çalışmalar yine bölgemizde başlatıldı ve 2009 yılında iki üreticimizin 300 dekar-
ve Uygulamalı Araştırma Projesi (TYUAP), Köy Grup Ziraat Teknisyenliği ile Eğitim ve Ziyaret Yaklaşımı tecrübe edildi. Bu konuda Bakanlığımız tarafından uygulamaya konulan projelerden birisi de üç yıl süreli pilot bir uygulama olan Köy Merkezli Tarımsal Üretime Destek ya da kamuoyunda bilinen adıyla “1000 Köye 1000 Tarım Gönüllüsü”dür. Projenin esası, çiftçiye hizmetin yerinde verilmesi, çiftçinin yerinde bilgilendirilmesi ve böylece çiftçinin gelir düzeyinin yükseltilmesi amacı ile ziraat mühendisi ve veteriner hekimlerden danışmanlık hizmeti satın alınmasına dayanıyor. Ancak üç yıl süreli pilot bir proje olan Köy-Mer 31 Aralık 2006 tarihinde sona erdi. Köy Merkezli Tarımsal Üretime Destek Projesi’nden elde edilen deneyimler ışığında yayım hizmetlerinin daha aktif ve verimli bir şekilde köy ve beldelerde yürütülmesini sağlamak amacıyla 1 Ocak 2007 tarihi itibariyle “Tarımsal Yayımı Geliştirme Projesi (Tar-Gel)” uygulamaya konuldu. Tarımsal Yayımı Geliştirme Projesi kapsamında Türkiye genelinde tarımsal yayım faaliyetlerini etkinleştirmek ve bilginin doğrudan çiftçiye zaman ve mekan sınırı olmaksızın ulaşabilmesini sağlamak amacıyla 2 bin 500 adet “ Çalışma Bölgeleri” oluşturuldu. Manisa’da şu an itibariyle 113 tarım danışmanı görev yapıyor, 550 köy ve beldeye hizmet veriyor.
“2007 yılı başında bilinçli ilaçlama yapan üretici sayımız yüzde 10’larda iken bugün yüzde 85’lere ulaştı.”
nün bir kolu olarak görev yapıyorum. Yapmış olduğum başlıca faaliyetler; çiftçi toplantıları, çiftçi kursları, çiftçi ziyaretleri, ÇKS-MGD ile ilgili iş ve işlemler, reçete yazımı, üretici kayıt defteri ile ilgili işler, zirai mücadele çalışmaları, çiftçi gezileri, tarla günleri, demonstrasyonlar, faaliyet raporları, organizasyonlar, çiftçi örgütlenmesi faaliyetleri, tabii afetlerle ilgili işlemler, kırsal kalkınma yatırımlarının desteklenmesi (yüzde 50 hibe), bitkisel üretim ile ilgili işler ve desteklemeler, sertifikalı tohum ve fidan dağıtımları gibi işlemler. Bunun yanında ilçe tarım müdürlüğümüzün vereceği diğer görevleri de aynı sorumlulukla yerine getiriyorum.
lık alanda, 2010 yılında ise yine iki üreticimiz ile 400 dekarlık alanda ürünlerine İTU sertifikası ve bağlı olarak destek almaları sağlandı. Zeytinliova tarım merkezi ve bağlı köy gruplarında toplam beş adet bitki koruma ürünü uygulama toplantısı düzenlendi, toplantıya katılan 170 üreticiye belgeleri teslim edildi. Üretimde kullanılan kimyasalların kayıt altına alınması ve izlenmesi kapsamında da üreticilerimize Üretici Kayıt Defterleri’nin dağıtımı yapıldı.
l Görev kapsamında sorumlu olduğunuz bölgeler nereler? TABAKÇI: Zeytinliova Kasabası tarım merkezi dışında, Üçavlu Köyü, Bünyaniosmaniye Köyü, Evkafteke Köyü de sorumluluğum dahilindeki köylerimdir. Son olarak Yatağan Köyü’nün de dahil olmasıyla beraber toplam bir kasaba ve beş köy sorumluluğumda. Bu belde ve köylerin toplam tarım arazisi 60 bin dekar olup, çiftçi kayıt sistemine kayıtlı toplam 700 üretici mevcut. Sorumluluğumdaki beş köyde toplam 900 bin zeytin ağacı ve ortalama dekardan 500 kilo zeytin alınıyor. Zeytinliova Kasabası’nda 15 bin ton civarında zeytin üretimi yapılıyor. Kasabada 50 zeytin salamura işletmesi ve üç adet de zeytinyağı fabrikası bulunuyor. l Tar-Gel kapsamında bölgede ne gibi çalışmalar yürütüyorsunuz? TABAKÇI: Bölgede İlçe Tarım Müdürlüğü-
Manisa Tarım ve Gıda
Ocak - Şubat - Mart 2011
65
BAĞCILIK
Üzümün geleceği Üretim ve kuru üzüm ihracatı bakımından dünyada lider konumunda yer alan Manisa, ne yazık ki dünya üzüm fiyatlarının belirlenmesinde etkili olamıyor. Dr. HAYRİ SAĞLAM Bağcılık Araştırma Enstitüsü Müdürü Manisa dünya üzerinde üzümün en çok üretildiği il olma özelliğini taşıyor. Yuvarlak rakamlar ile Manisa’da 700 bin dekar bağ alanı var ve bu alanda yıllara göre değişmekle birlikte ortalama 1 milyon 800 bin ton yaş üzüm üretiliyor. Üretilen üzümün büyük bir kısmı kurutulan Manisa’nın ortalama kuru üzüm üretimi 220 – 250 bin ton arasında değişiyor. Manisa bu konuda da dünya lideri. Dünya kuru üzüm ihracatının yarısından fazlası Manisa kaynaklı diyebiliriz. Son yıllarda sofralık üzüm ihracatında önemli artışlar oldu. Yıllık 180 – 200 bin ton yaş (sofralık) üzüm ihraç ediyoruz. Bu rakam ilk bakışta büyük bir rakam gibi görünse de potansiyelimiz dikkate alındığında oldukça yetersiz kalıyor. Bundan 10 yıl önce 200 bin ton sofralık üzüm ihraç edebiliriz diyenlere “Hadi canım sen de, rüya görmekten vazgeç artık, uyan da gerçekleri gör” diyenler çoktu. Şimdi “Aslında bizim sofralık üzüm ihracat potansiyelimiz bir milyon tondur” diye yazınca aynı şeyi duyar gibiyim. 66
Manisa Tarım ve Gıda
İyi ama alan, üretim ve kuru üzüm ihracatı bakımından dünyada lider konumunda yer alan Manisa, dünya üzüm fiyatlarının belirlenmesinde nerede diye sorarsak, büyük ölçüde dışında maalesef. Diğer birçok tarım ürününde olduğu gibi üreten biz oluruz ama fiyatı başkaları belirler.
Neden? 1- Tüketicinin değil de üreticinin istediği ürünü üretiyoruz. Konuyu temel olarak ikiye ayırmak mümkün: a) Çeşit seçimi: Son yıllara kadar bölgemizde ve ilimizde tek çeşit yetiştirildiğini söylemek mümkün; tabiî ki Sultani Çekirdeksiz çeşidi. “Efendim sofralık üzüm?” Tabii Sultani Çekirdeksiz, “ya kurutacaksam?” e yine Sultani Çekirdeksiz, “Şarap?” herhalde Sultani Çekirdeksiz, “Peki pekmez, pestil vs”. Tabii ki Sultani Çekirdeksiz. Sonuç mu, davul bizde tokmak başkalarında. Neyse ki son yıllarda bölgemizde yeni çeşitler
Ocak - Şubat - Mart 2011
üretilmeye başlandı! Neye göre? Yine üreticinin üretmeyi tercih ettiği yeni çeşitler, tüketici talebi fazlaca dikkate alınmaksızın seçiliyor. Aslında konu ile ilgili birçok çalışma yapılıyor… b) Kültürel uygulamalar: Hakim çeşit Sultani Çekirdeksiz olunca onun üzerinden konuşmak daha kolay. Bu çeşit gerçekten de birçok amaca uygun bir çeşit. Öncelikle dünya üzerinde en çok tüketilen kuru üzüm bu çeşitten elde ediliyor. Yine sofralık tüketime uygun oluşu nedeniyle sofralık pazarda da oldukça önemli. Diğer yandan şeker içeriğinin yüksek olması sebebi ile yıllarda alkol üretiminde oldukça önemli bir yer teşkil etmiş, hala da ediyor. Peki, o zaman sorun ne? “Abi ben orta karar bi üzüm üretcem”, iyi ama niye “Abi bilmiyon mu biz üzümü aslında kurutuyoz da işte bir kısmını sofralık satabilim mi bi denicem, zaten satamazsam kurutcem”. “Ben üzümümü sofralık yapıyorum ama satamama riskine karşı da kurutabileyim diyorum, nasıl olsa en kötü ihtimalle sumaya
veririm”. Sonuç? Ne deve ne de kuş, devekuşu! Artık bu yaklaşımlardan vazgeçmeli. Sofralık amaçlı Sultani Çekirdeksiz nasıl üretilir, kurutmalık nasıl olur bu gün için reçeteleri ile ortaya konmuş durumda. Üreticiye düşen ise bunlardan birisini tercih etmek. 2- Beklentiler ve vazgeçilemeyen alışkanlıklar: Aslında temel olarak birinci ve üçüncü maddeleri ölümcül derecede etkiliyor. Müsaade ederseniz bir anımı aktarmak istiyorum. 2009 yılı Eylül ayı idi. Sarıgöl ilçesinden bir üretici gelmiş ve bizden (Manisa Bağcılık Araştırma Enstitüsü) yardım istiyordu. Sıkıntısı ürününü pazarlayamamak ve istediği fiyatı alamamak, hatta zarar etmekti. Üreticimiz emekli bir öğretmen, yani oldukça bilinçli birisi olmalı idi. Ben sadece konuşulanlara kulak misafiri oldum. Konu uzmanı arkadaşımız sorular soruyor, üreticimiz cevap veriyordu. Arkadaşımız üreticimizin gerekli kültürel uygulamaları yapmadığı yorumunu yapıp, “Siz sofralık üzüm üretiyorsunuz, kültürel uygulamaları tam yapmadığınız için kalite düşüyor” dedi. Üretici ise “Ama ben salkım seyreltme ve salkım çıkarma dışında tüm uygulamaları yapıyorum” diye cevap verdi. Tüm kültürel uygulamaları yapıyor, ama salkıma dokunmuyordu, bunun sonucu olarak da takoz diye tabir ettiğimiz çok sıkı salkımlar oluyordu. Tabii ayrıca seyreltme ve salkım çıkarma yapılmadığından taneler de küçük kalıyordu. Sonuç: pazarlama sorunu. Arkadaşımız salkım çıkarma ve seyreltmeyi önerince üreticimiz şiddetle karşı çıktı. Arkadaşımız da elde ettiği ürün miktarı ile sattığı fiyatı sordu ve “Eğer benim dediğimi yapıp da salkım ve çilkim çıkarsaydın tahmini ürün ne olurdu” diye sorunca aldığı cevap dekardan 4 ton ürün aldığı, 40 kuruştan sattığı oldu. Tahminin ise arkadaşımın önerileri sonucu 2500 kilo üzüm almak olduğunu ifade etti. O durumdaki ürün fiyatını sorduğumuzda aldığımız cevap ise “Halihazırda 80 kuruştan satılıyor” oldu. Biz de “İyi ya işte 2 bin 500 kilo 80 kuruştan 2000 TL yapar, sen 4000 kilodan 1600 TL almışsın, bu da önerilerimizin doğru olduğunu göstermez mi?” diye sorunca aldığımız cevap beni şok etti. Cevap aynen şöyleydi: “Ben Sultani Çekirdeksizden 4 tondan az ürün alacaksam üretmem daha iyi!” ve bunu söyleyen de bir emekli öğretmendi. İşte alışkanlık ve beklenti derken anlatılmak istenen budur. 3- Pazarlamada yapılan stratejik hatalar: Hep verdiğim bir örnek var; çikolata vb. genelde 20-40 gramlık ambalajlarda satılır. Eğer tek parça halinde 1 kilogram ağırlığında ambalajlayıp satmaya kalkarsanız hüsrana
uğrarsınız. Acı ama gerçek, biz üzümde aynen bunu yapıyoruz. Artık vazgeçmeliyiz. Artık tüketicinin talep ettiği üzümü üretmek zorundayız! Hem tüketicinin talep etmediği ürünü üretmeye devam ediyoruz ve hem de hala onu pazarlamaya çalışıyoruz.
Pazarlamada yapılan stratejik hatalar Türkiye’de üretimi yapılan kurutulmuş ürünler var. Bunlar incir, kayısı ve üzüm. Üzüm Manisa’nın temel tarımsal geçim kaynaklarından en önemlisi konumunda. İncir Aydın için aynı derecede önemli. Kayısı ise Malatya’nın simgesi ve vazgeçilmezi. Her üç üründe önemli ölçüde ihraç ediliyor. Üzümün yıllık üretimi 220.000 - 315.000 ton, kayısının üretimi 70.000 - 110.000 ton incir ise bildiğim kadarı ile 50.000 - 70.000 ton arasında üretiliyor. Kayısıyı ele alacak olursak, ürünün büyük bir kısmı ihraç ediliyor. Buna rağmen ülke içindeki tüketime yönelik yoğun çalışmalar var. Nedir bunlar? Kayısıdan değişik ürünler elde ediliyor. Kayısı döneri, kayısı kebabı, kayısı çikolatası, kayısı pestili, kayısı reçeli… Bu örnekleri sayarsak 35-40 ürün olduğunu görürüz. Peki, üzümü ne yapıyoruz? Daha ne yapalım, üretip satıyoruz ya! Tabii sadece kuru üzüm olarak pazarlıyoruz. Bundan 20-25 yıl önce hemen her evde rahatlıkla görebileceğiniz üzüm pestili nerede? Ya üzüm pekmezi? Peki, üzüm hoşafına ne dersiniz? Hep merak etmişimdir, Manisa’da lokanta-
larda üzüm hoşafı neden yoktur diye. Hala çözemedim. Çözebileceğimi de hiç sanmıyorum. Aklıma hep Çanakkale Savaşları geliyor. Bu savaşlarda uzun bir süre askerimizin tek tayını bir parça ekmek ve bir tas üzüm hoşafı olmuş. Neden üzüm hoşafı, çünkü kuru üzüm bir insanın günlük beslenme ihtiyacını önemli ölçüde karşılıyor da ondan. Eğer ürettiğiniz ürünü kendiniz tüketmiyorsanız pazarlama sorunu yaşamanız doğaldır. Pestili yeme, hoşafa bakma, pekmez mi o da ne dersek, biz tüketmediğimiz ürün için başkasına ne diyebiliriz ki?
Güzel gelişmeler oluyor Geçtiğimiz yıl bildiğim kadarı ile Manisa Valiliği, Ticaret Borsası, Ticaret ve Sanayi Odası, tüccarlar ve bazı diğer sivil toplum kuruluşlarının da katkıları ile ilköğretim okullarında kuru üzüm dağıtıldı. Ancak bence eksik olan nokta dağıtım noktasıydı. Bu dağıtım kuru üzümü belki de hiç görmemiş çocuklarımızı da hedeflemeliydi. Yani? Doğu Anadolu, Güneydoğu Anadolu, Karadeniz, İç Anadolu bölgelerinde her yıl bir veya birkaç il pilot seçilerek kuru üzüm bu illerdeki okullarda dağıtılırsa önümüzdeki yıllar için o bölgelerde kuru üzüm aranır hale gelebilirdi diye düşünüyorum. Önümüzdeki yıllarda benzer projelerin devam etmesi ve tüm yurt çapına yayılmasının yararlı olacağı kanısındayım.
Ambalaj Bir ürünü pazarlarken en önemli unsurlardan birisi de ambalajıdır. Genelde çikolata, bisküvi, çerez ve benzeri ürünler 40-50 gramlık ambalajlarda pazarlanır. Çünkü bir tüketicinin tüketeceği en ideal miktar olarak belirlenmiştir. Yıllardır kendime hep sorarım neden 40-50 gramlık ambalajlar halinde kuru üzüm bakkallarda, marketlerde ve kuru yemişçilerde satılmaz diye. Ambalaj ne kadar küçük olursa pazarlama şansının o kadar yüksek olacağı kanaatindeyim. Okul kantinlerinde 25-40 gramlık ambalajlarda kuru üzüm satışı yapılsa ve öğretmenlerimiz aracılığı ile çocuklarımızın bu üzümü almaları ve tüketmeleri sağlansa ne iyi olurdu. Kaldı ki üzüm küçük ambalaja girdiğinde tüm tüketicilerin tüketim alışkanlığının gelişeceği gerçeğini unutmamak lazım.
Üzüm suyu Manisa üzümün başkenti diyoruz. Dünya üzerinde bir il sınırları içerisinde Manisa ölçeğinde üzüm üreten başka bir yer olmadığını ifade ediyoruz. Üzümle ilgili “yan sanayi”nin gelişmediğinin en önemli göstergelerinden birisi de üzüm suyu üretimimiz yok. Aslında piyasada sayılan üzüm sularının doğal üzüm suyu olmadığını söylemek çok zor değil. Manisa kendi markasını taşıyan bir üzüm suyunu üretmeli ve bir an önce piyasaya sunmalı diyor
Manisa Tarım ve Gıda
Ocak - Şubat - Mart 2011
67
ÇİFTÇİ EĞİTİM
Bağlarda budama Ülkemizin önde gelen bağcılık merkezlerinden olan Manisa’da her yıl bağ budama kursları açılıyor. Kurslarda bağların amacına ve zamanına göre uygun budama yöntemleri anlatılıyor.
OSMAN SARI Ziraat Yüksek Mühendisi Tarım ve Köyişleri Bakanlığı’nın yürütmekte olduğu en önemli görevlerden birisi tarımsal yayım faaliyetleridir. Tarımsal yayım kısaca; tarımdaki yeni gelişmelerin, doğru uygulamaların çiftçiye aktarılması, ulaştırılmasıdır. Üreticiye ulaşım Tarım İl ve İlçe Müdürlükleri kanalıyla olmaktadır. Manisa Tarım İl Müdürlüğü ve 15 İlçe Müdürlüğü tarafından da, çiftçilerin talepleri doğrultusunda, ihtiyaç duyulan konular belirlenmekte ve eğitici kurslar açılmaktadır. İlin bir bağ memleketi olması nedeniyle her yıl bağ budama kursları açılmaktadır. Bu kurslar çiftçilerin bireysel başvurularının birleştirilmesi suretiyle tek merkezde açılabildiği gibi, muhtarlıklardan gelen talepler değerlendirilerek köy bazında da yapılabilmektedir. Eğitimler İlimizde budamanın yapıldığı dönemler olan aralık - mart döneminde planlanmakta, teorik ve pratik olarak iki kısımdan oluşmaktadır. Çiftçilere, çeşitlere ve yetiştirme amacına uygun doğru budama yöntemleri hakkında bilgi verilmektedir. Tarım İl Müdürlüğü 68
Manisa Tarım ve Gıda
Ocak - Şubat - Mart 2011
tarafından 2010 yılında dört kez bağ budama kursu açılmış ve 100’den fazla üretici bu eğitimlerden yararlanmıştır.
Budamanın Tanımı ve Genel Amaçları Budama; asma gelişmesinin değişik dönemlerinde sürgünlerin, çubukların, yaprakların ve diğer yeşil organların tamamının veya bir kısmının çıkarılması işlemidir. Genel amaçları ise; • Asmaya uygun şekil vermek ve bu şeklin asmanın ekonomik yaşam süresince korunmasını sağlamak, • Asmada ürün dengesini düzenlemek ve bu dengenin uzun yıllar korunmasın sağlamak, • Yeşil budamalar ile özellikle sofralık yetiştiricilikte ürün kalitesini yükseltmek, • Toprak işleme, sulama, ilaçlama ve hasat gibi kültürel işlemleri kolaylaştırmak ve etkinleştirmektir.
Bağda Budama Yöntemleri Budama amacına ve zamanına göre farklı yöntemler uygulanmaktadır.
Amaca Göre Budama Yöntemleri: Şekil Budaması: Dikim yılından itibaren, oluşturulacak terbiye sistemine göre, yaz ve kış içerisinde şekil oluşturmak için yapılan budamadır. Ürün Budaması: Asmanın gelişme ve ürün dengesini oluşturmak için yapılan budamadır.
Yapıldığı Zamana Göre Budama Yöntemi: Kış Budaması: Kış budaması asmanın dinlenme devresinde yapılan budamadır. Bu devrede asma yaprağını dökmüş ve asmalarda su alışverişi durmuştur. Yaz (Yeşil) Budaması: Asmada gözlerin uyanmasından hasada kadar olan gelişme döneminde, ürünün miktar ve kalitesini yükseltmek, güneşlenme, havalanma ve ilaç etkinliğini artırmak amacı ile yapılan sürgün çıkarma, uç alma, tepe
alma, koltuk çıkarma, yaprak alma, sürgün bağlama, salkım seyreltme, dane seyreltme, bilezik alma gibi işlemlerdir.
Budama Seviyesine Göre Budama Yöntemi: Kısa Budama: Dip gözleri verimli olan ve kordon veya goble terbiye sistemi oluşturulmuş çeşitlerin 2-4 göz üzerinden budanması yöntemidir. Kısa budamada dikkat edilecek nokta ön-
ceki yıl 2-4 göz üzerinden ürün budaması yapılan dalda sürgün oluşturup, pişkinleşmiş, gövdeye, kordon koluna en yakın olan bir yaşlı dal 2-4 göz üzerinden budanır. Diğer dallar dipten çıkarılır. Ana gövdeye yakın dalın gelişimi veya konumu (aşağıya bakması) ürün çubuğu olmaya uygun değilse ikinci veya üçüncü dal ürün dalı olarak budanır. Cardinal, Alphonse Lavalleé, Kara Erik, Çavuş, Hafızali, Amasya, Müşküle, Pek, Tarsus Beyazı, Yalova İncisi, Emir, Red Globe, Royal çeşitleri kısa budamaya uygun olan çeşitlerdendir. Yarı Uzun Budama: Dip gözleri az verimli veya verimli gözleri 4-8. boğumlar arasında olan üzüm çeşitlerinde uygulanır. Genelde 5-8 göz üzerinden budama yapılır. Goble ve bazı telli terbiye sistemlerine uygundur. Hasandede, Papaz Karası, Bağdat Siyahı, Kalecik Karası, Öküzgözü, Boğazkere, Pinot Blanc yarı uzun budamaya uygun olan çeşitlerdendir. Uzun Budama: Dip gözleri genelde verimsiz veya 8. gözden sonra göz verimliliği devam eden kuvvetli çeşitlerle küçük dane yapan şaraplık çeşitlerde uygulanır. Budama 8-15 veya daha fazla gözlü olarak yapılır. Sultani Çekirdeksiz, Yuvarlak Çekirdeksiz, Pembe Çekirdeksiz, Yapıncak, Gabarnet Sauvignon, Riesling gibi çeşitlerde verimli gözler 5. gözden başlar, 15. gözde en yüksek verimliliğe ulaşır, sonra göz verimliliği tekrar azalmaya başlar.
Manisa Tarım ve Gıda
Ocak - Şubat - Mart 2011
69
Karışık Budama: Hem uzun hem de kısa budamanın birlikte uygulandığı budamadır. Uzun ürün çubukları (bayrak) 5-15 göz, kısa çubuklar (ırgat, yedek) 2-4 göz üzerinden budanır. Ürün çubukları bir önceki yıl bırakılan 2-4 gözlü yedek çubuklar üzerinden seçilir. Yedek çubuklar hem sonraki yılın ürün çubuklarını oluşturur, hem de asmanın şeklinin korunmasını sağlar. Irgat ana gövdeye ürün çubuğundan daha yakın olmalıdır. Sultani Çekirdeksiz, Yuvarlak Çekirdeksiz, Pembe Çekirdeksiz, Gabarnet Sauvignon, Riesling gibi çeşitler karışık budanır.
Budama Zamanı Kış budaması asmanın yaprağını döküp dinlenmeye girdiği dönem ile uyanmaya başladığı dönem arasında yapılır. Bu dönemde organlar arası madde alışverişi durur. Ancak soğukların başlaması ile çubuklarda depo edilen nişasta şekere dönüşerek, soğuklara karşı dayanıklılığı artırır. Budama zamanı asmanın uyanmasını da etkileyen bir faktördür. Geç budanan asmalar erken budananlara göre daha geç uyanırlar. Geç budamanın uyanmada 10-15 günlük bir gecikmeye neden olduğu gözlenmiştir. İlkbahar geç donlarının etkili olduğu bölgelerde uyanmayı geciktirmek için geç budama yapmakta yarar vardır. İşgücünü değerlendirmek amacı ile kış döneminde aralama budama, uyanmaya yakın dönemde ise uygun göz üzerinden budama yapılabilir. İlkbaharda toprak sıcaklığının 10 oC ye çıkması ile köklerde faaliyet başlar Bu dönemde yapılan budamalarda kesim yerlerinde, bağcıların “ağlama” tabir ettiği sıvı halde su kaybı meydana gelir. Akan bu sıvının asmanın kış gözleri üzerinde birikmesi gözlerin sürmesini geciktirir veya engelleyebilir. Yaz (yeşil) budamaları ise asmanın uyanmaya başladığı dönem ile hasada kadar olan dönem arasında yapılmaktadır. Her bir uygulamanın
farklı zamanı vardır ve buna riayet etmek çok önemlidir.
Kış Budaması Kış budaması asmanın dinlenme devresinde yapılan budamadır. Kış budamasında genel prensip asmanın gelişme durumu ile ürün dengesini kurmaktır. Bir önceki yıl bu denge kurularak budama yapılan asmalarda çubuklar iyi pişkinleşip çeşide has rengi alır ve boğum arası uzunlukları normal ölçülerde olur. Göz verimlilikleri yüksek olduğundan bu gibi çubuklar budamada ürün çubuğu olarak bırakılmalıdır. İyi güneşlenmemiş, yeterince besin maddesi depo etmemiş, hastalıklı çubuklar budamada ürün çubuğu veya yedek olarak bırakılmamalıdır. Asmada uygun gelişme
ve verim dengesini sağlamak için yıllık odunlaşmış çubukların yaklaşık yüzde 85‘i budama ile çıkarılır. Budamada bırakılacak çubuk ve göz sayısının ayarlanmasında en iyi yöntem bir önceki yıl bırakılan sürgün ve göz sayısının esas alınmasıdır. Gelişme normal, çubuklar iyi pişkinleşmişse bir önceki yıl dengeli budama yapılmıştır. Aynı oranda budama yeterlidir. Gelişme çok fazla, sürgünler normalden kalın ve uzun ise bir önceki yıl göz sayısı eksik bırakılmıştır. Budamada bırakılacak göz sayısı artırılmalıdır.
Kış budamasında genel prensip asmanın gelişme durumu ile ürün dengesini kurmaktır. Çubuklar ince, zayıf ve iyi odunlaşmamış ise asma kapasitesinin üzerine çıkılmıştır. Bırakılacak göz sayısı azaltılmalıdır. Çekirdeksiz üzümde bağın aralık ve mesafesine göre metrekareye 15 adet göz bırakılır. 3x2 m aralıkla dikilen bağda, 1 omcaya 15 gözlü 6 adet ürün çubuğu bırakılır. Gediz Havzası’nda kurutmalık amaçlı yetiştirilen çekirdeksiz üzümlerde, standart ölçülü uygun terbiye sisteminde (büyük T, V sistemi) ortalama 80-120 göz bırakılabilir. Aynı çeşitlerin sofralık amaçlı yetiştiriciliğinde çubuk sayısı 4-5, göz sayısı 50-60 olmalıdır. Diğer sofralık ve şaraplık çeşitlerde çeşit özelliğine uygun gelişme ve ürün dengesini oluşturacak yöntem tercih edilmelidir.
70
Manisa Tarım ve Gıda
Ocak - Şubat - Mart 2011
Manisa Tarım ve Gıda
Ocak - Şubat - Mart 2011
71
BİTKİ KORUMA
Bağcılıkta Entegre Mücadele Ve Kontrollü Ürün Yetiştirme Çalışmaları
ÖMER ÇELİK Tarım İl Müdürü Entegre mücadele hastalık ve zararlılara karşı tüm savaşım yöntemlerinin uyum içerisinde bir arada kullanılmasıdır. Entegre mücadelede kimyasal savaşım son çaredir. Asıl olan sağlıklı bitkiyi doğru iklimde doğru çeşit seçimiyle belirlemek ve tesisi tekniğine uygun kurmaktır. Bitkisel üretimde hastalık ve zararlılarla mü72
Manisa Tarım ve Gıda
cadelede doğal düşmanların korunması ve kimyasallar yerine bioteknik yöntemlerin tercihi Entegre Mücadelenin Temel amaçlarındandır. Entegre Mücadele ve Kontrollü Ürün Yetiştirme Projesinin bir diğer amacı günümüzün tüketicilerinin haklı isteği olan izlenebilirliğin sağlanmasıdır. Üretim aşamasında ürüne hangi kim-
Ocak - Şubat - Mart 2011
yasalların kullanıldığının beyanı gelecek tarımın olmazsa olmazıdır. 2010 yılında bağ alanlarında uygulamaya konulan Entegre Mücadele ve Kontrollü Ürün Yetiştirme çalışmaları önümüzdeki yıllarda diğer ürünlerde de uygulanacaktır. İl Müdürlüğümüz tarafından, proje bu yıl bağ alanlarında uygula-
Bağda Entegre Mücadele Projesi kapsamında düzenlenen tarla günümüz.
maya konulmuştur. Bilindiği üzere, üzüm ilimiz tarımında üretim alanı, değeri ve ihracattaki payı bakımında öncelik arz etmektedir. Müdürlüğümüz 1980 yılından bu yana bağda Tahmin ve Erken Uyarı Projesi uygulamaktadır. Proje çalışmaları 9 ilçede yürütülmektedir. Proje kapsamında bulunan Mildiyö hastalığı ve Salkım Güvesi zararlısının yanı sıra diğer etken ve etmenlerle ilgili uyarılarda Müdürlüğümüzce yapılmaktadır. Bitkisel üretimde kullanılan kimyasalların kayıt altına alınması ve izlenmesi yönetmeliği gereğince İl Müdürlüğümüzce tüm ürünlerde 17.562 kayıt defteri dağıtılmıştır. 2.387 adet defter onaylanmıştır. Bağda erken uyarı ve tahmin çalışmalarının üreticimize duyurulması amacıyla, 2005 yılında 3000 çiftçi ile başlanan SMS sistemi bugün diğer ürünleri ve ilçelerimizde kapsayacak şekilde 2010 yılında 27.000 üreticiye ulaşmıştır. 2010 yılı Entegre Mücadele Projesi kapsamında Merkez, Ahmetli, Akhisar, Alaşehir, Gölmarmara, Salihli, Sarıgöl, Saruhanlı ve Turgutlu ilçelerimizdeki toplam 38 köy ve beldede yürütülmüştür. Entegre Mücadele projesinde 2010 yılında 15.647 dekar alanda toplam 529 üretici ile çalışılmıştır. Projedeki çalışmalar, il ve ilçe sorumlusu 9 ilçe müdürümüz ile ilçe ve köylerimizdeki 61 teknik elemanımız ile birlikte yürütülmüştür. Yaz sezonu içerisinde 131 teknik elemanımıza proje kapsamında Bağda Entegre Mücadele konusunda eğitim verilmiştir. Projenin yürütüldüğü bağlar teknik elemanlarımızca denetlenerek Arazi Denetleme Formları hazırlanmıştır. Entegre ve Kontrollü Ürün Yönetimi Projesi kapsamında, 529 üreticimize ait bağlarda hasat sırasında yaklaşık olarak 1kg’lık numuneler alınarak Kontrol Şube Müdürlüğümüz ve Bitki Koruma Şube Mü-
dürlüğümüzün işbirliği ile ilimize en yakın uzaklıktaki projede görevli İzmir İl Kontrol Laboratuarı Müdürlüğü’nde analize gönderilmiştir. Yapılan analiz sonucu uygun olan üreticilere Entegre ve kontrollü ürün sertifikası düzenlenmiştir ve entegre ürün logosu dağıtılmıştır. Entegre ve kontrollü ürün sertifikası alan üzümlerin tüketici ve ihracatçı tarafından tercih edilmesi nedeniyle çiftçimizin ürününü pazarlamada da kolaylık sağlayabilecektir. Ayrıca, bu üretim sistemi ile tarımsal ürünlerin izlenebilirliği, kalıntının önlenmesi ve üretim girdilerimizin kayıt altına alınması söz konusudur.
2. Bağcılık ve Dünyadaki Yerimiz Dünya geneline ait istatistikî veriler, son yıllarda bağ sahalarında büyük değişikler meydana geldiğini göstermektedir. Günümüzde 10 milyon hektar civarında olan bağ sahasından 60–70 milyon ton kadar üzüm elde edildiği bilinmektedir. Dünyadaki üzüm üretiminin % 83- 85’i şarap yapımında, %10–12’si sofralık olarak, %5 kadarı da kurutularak değerlendirilmektedir. Kıtaları bağcılık bakımından inceleyecek olursak; bağ sahalarının % 69’luk bölümünün Avrupa kıtasında, %13’ünün Asya’ da, %8’inin Amerika’ da, %4’ünün Afrika’ da ve %6 kadarının da Avustralya’ da yer aldığı görülmektedir. Bağ yetiştiriciliği açısından dünyada önde gelen 10 ülkeyi İspanya, İtalya, Fransa, Rusya, Türkiye, Portekiz, Arjantin, Romanya, ABD ve Yugoslavya olarak sıralayabiliriz. Bağcılık konusunda dünya da önde gelen ülkelerden birisi olan Türkiye’ de; Türkiye İstatistik Kurumu 2009 yılı verilerine göre 405.310 hektar bağ sahası bulunduğu ve 3.788.828 ton üzüm üretildiği kaydedilmiştir. Dünyada bağcılığın yapılabileceği en uygun enlem dereceleri arasında yer alan ülkemizde yalnız Ağrı ilimizde bağcılık yapılmadığı, diğer bütün illerimizde bağ sahasına ve üzüm üretimine rastlandığı bilinmektedir. Anadolu’ da üretilen üzümün yaklaşık % 45’i kurutularak, %38’i sofralık olarak, %7’si şarap yapımında ve % 10’u ise çeşitli gıda ürünlerini elde etmek amacıyla değerlendirilmektedir.
3. Anadolu Tarihinde Bağcılık Küçük Asya olarak da adlandırılan topraklarımızın yabani asmanın anavatanı olduğu ve ülkemizin kültür bağcılığıyla, şarapçılığın yapıldığı bir orjin ülke olduğu tarihçiler tarafından kabul edilmektedir. Yapılan araştırmalar sonucunda, bağcılık ve şarapçılık kültürünün Avrupa ülkelerine Anadolu’dan yayıldığı ortaya çıkmıştır. Anadolu’ nun her yanında yapılan kazılarda, asma ve üzüm salkımlarına ait kalıntılara ve bağcılıkta kullanılan çeşitli aletlere ulaşılmıştır. Bunların yanı sıra, Akdeniz ve Ege kıyılarında birçok şaraphane kalıntısı bulunmakta, denizlerimizden çıkarılan eserler arasında şarapların nakledildiği amforalara sıklıkla rastlanmaktadır. Orta Anadolu’ da ise özellikle Hititlerden kalma eserler ve Hitit yasa metinlerinde yer alan üzüme ilişkin maddeler, bağcılığın Anadolu tarihindeki ve kültüründeki önemli yerini gözler önüne sermektedir. Ege Bölgesi’nde kendiliğinden yetişen Sultani Çekirdeksiz üzümü, zaman içerisinde farklı yollarla dünyanın diğer bölgelerine götürülmüştür. Günümüzde Sultani Çekirdeksiz üzümü götürüldüğü ülkelerde farklı isimlerle anılmaktadır. Örneğin; ABD’ ye bu üzümü ilk getiren kişinin adına atfen Thompson Seedless, Yakındoğu’da Sultana, Sultanina ve Rusya’da Akkişmiş olarak isimlendirilmektedir. Ege Bölgesi’nde Pembe Çekirdeksiz ve Siyah Çekirdeksiz çeşitleri de yetiştirilmektedir. Ticari olarak taşıdığı değerin yanı sıra, üzüm çok besleyici bir meyvedir. Bir kilogram üzümün verdiği kalori miktarı, 1.150 g süt, 390 g ekmek veya 1.200 g patatesin kalorisine eşittir. Taze üzümlerin sıkılmasıyla elde edilen şırada ise; %70–80 oranında su, %15–25 oranında karbonhidratlar, %0,3–1,5 oranında organik asitler, %0,01–0,10 oranında tanenler, %0,03–0,17 oranında azotlu bileşikler, %0,3–0,6 oranında mineral bileşikler bulunmaktadır. Ayrıca üzümün B grubu vitaminlerince zengin olduğu, C ve A vitamini içerdiği bilinmektedir.
Manisa Tarım ve Gıda
Ocak - Şubat - Mart 2011
73
Türkiye Çekirdeksiz Kuru Üzüm İhracat Miktarları Türkiye Çekirdeksiz Kuru Üzüm İhracat Miktarları (Ton) Türkiye
2001/02
2002/03
2003/04
2004/05
2005/06
2006/07
2007/08
2008/09
2009/10
Üretim
210.000
250.000
200.000
250.000
220.000
256.000
254.000
285.800
275.500
İhracat
205.497
206.168
193.093
239.414
203.000
266.001
195.218
274.287
207.602
Bağla ilgili atasözlerimizde bulunmaktadır.
Bakarsan bağ olur, bakmazsan dağ olur. Üzümün olur akı karası, bağı olanın çoktur parası. Çekirdeksiz üzüm, odur benim gözüm. Bağları çok dikte, pekmezleri ibrikte. Derede bağ, güneşte yağ bulundurma. İradım var bağ gibi, güvencim var dağ gibi. 4. Bağın Can Bulduğu İl; Manisa Bağcılık ilimizde başta merkez ilçe Alaşehir, Sarıgöl, Salihli, Ahmetli, Turgutlu, Saruhanlı, Akhisar, Gölmaramara ilçelerimiz olmak üzere ekonomik anlamda gelir kaynağıdır. İlimizde yaklaşık olarak 40.000 çiftçi ailesi yaklaşık 704.000 dekar alanda üzüm üreticiliği yapılmaktadır. Üretilen kuru üzüm ilimizdeki 15 adet fabrikada işlenerek %90’ dan fazlası ihraç edilmektedir. Fabrikalarda çalışanlara ödenen ücretler ilimiz ekonomisi için ayrıca artı bir değerdir. Ülkemizin kuru üzüm ihracatının yıllara göre durumu Şekil 1.’de gösterildiği gibidir. Kuru üzümün yanı sıra, özellikle Sarıgöl ve Alaşehir ilçelerimizde
sofralık amaçlı taze üzüm üretimi yapılmaktadır. Bu ilçelerimizde irili ufaklı yaklaşık 100 firma başta Rusya ve AB ülkeleri olmak üzere birçok ülkeye sofralık üzüm ihracatıyla uğraşmaktadır. Ayrıca bu firmalardan bazıları Alaşehir ilçemizde soğuk hava depoları ve üzüm işleme üniteleri kurmaktadırlar. Önceki yıllarda ilimiz genelinde demonstrasyon yapılan sofralık üzüm amaçlı yayla bağcılığı projeleri Merkez Türkmen köyünde ve Gördes ilçemizde ses getirmiştir. Bu merkezlerde yayla bağcılığı yayılma eğilimindedir. Şaraplık üzüme yönelim ülkemiz genelinde olduğu gibi ilimizde de artmaktadır. Özellikle Kavaklıdere Şarap firmasının Alaşehir ilçemiz Kemaliye Kasabasında yaklaşık 2000 dekar sahada şaraplık bağ tesisleri kurmasıyla yeni bir ivme kazanmıştır. Saruhanlı, Turgutlu, Akhisar ve Kula ilçelerimizde Özel sektörün yatırımları artarak sürmektedir. Şaraplık üzüm üretimi; şirketlerin kendi üretim alanlarını tesis etmesiyle aile ziraatından uzaklaşmaktadır. Sonuç olarak, gelecekte ilimiz bağcılığı, kalitesini, üretim ve ticaret hacmini artırarak tüm dünyada daha fazla tanınmaya başlayacaktır.
Entegre ve kontrollü ürün yönetimi projesinde yer alan bir bağ
Entegre ürün logosu
Tahmin ve Erken Uyarı Projesi kapsamında bağda hastalık ve zararlı kontrollü
74
Manisa Tarım ve Gıda
Ocak - Şubat - Mart 2011
Manisa Tarım ve Gıda
Ocak - Şubat - Mart 2011
75
SERACILIK
Tütüncülükten seracılığa
bir başarı öyküsü… Eski yıllarda tütün tarlalarının yeşerdiği Çamönü artık seralarla süslü. “Azmin zaferi” cümlesini fazlasıyla hak eden Çamönülüler de bir başarı öyküsünün başrol kahramanları…
CEYDA ADAR Akhisar merkeze 6 kilometre uzaklıkta olan eski adıyla Karasonya, şimdiki adıyla Çamönü, 1400 nüfusu ve 420 hanesiyle tütünden zeytine ve ardından seracılığa uzanan serüveninde gelinen son noktada herkese örnek oluyor. Eski yıllarda Manisa genelinde olduğu gibi Çamönü Köyü’nün geçim kaynağı da tütüncülükmüş. Köy Muhtarı Muhsin Çelik tütüncülükten seracılığa geçiş sürecini şöyle anlatıyor: “Babamın zamanında köyde tütün yetiştiriliyordu. Zeytin çok az vardı. 1994 yılında seracılığa bir merak sardı. Daha fazla gelir elde etmeyi amaçladığımız için bu yola başvurduk. İlk serayı 76
Manisa Tarım ve Gıda
ben ve amcaoğullarım kurduk. 1800 metrekare alanda salatalık ve domates üretimiyle başladık. Ertesi yıl, bir gün çıkan lodosta bizim sera yerle bir oldu. Ama biz bir yılda iki ekim yaptık ve iki ekimde seranın masrafını kurtardık. Ondan sonra herkes kalıcı önlemler aldı. Üç yıl daha bu şekilde devam ettik. Üç yıl sonunda iki arkadaşımız daha aramıza katıldı, sonra üç kişi daha… İki yılda 6-7 kişi olduk. İki yıl sonra tütün kötüye gitti ve köylüler seraya yöneldi. Şu an köyün toplam tarım arazisi 15 bin dönüm civarında ve bunun 350 dönümünde sera var.”
Kooperatifle gelen destek Ekonomisi tarıma dayalı Çamönü Köyü, 16
Ocak - Şubat - Mart 2011
bin 230 dekar tarım arazisine sahip. 124 çiftçi, üç bin 127 dekar arazisiyle Çiftçi Kayıt Sistemi’ne kayıtlı olan köyün geçim kaynağı geçmişte tütün ve zeytin iken 1995 yılından itibaren alternatif geçim kaynakları aranmaya başlanmış. Çamönü Köyü çiftçilerinde tütüne alternatif olarak seracılık fikri oluşmaya başlayınca Ege Üniversitesi Ziraat Fakültesi Bahçe Bitkileri Bölümü ile irtibata geçilmiş. Seracılık hakkında eğitimler alan köyde ilk seracılık çalışmaları 1995 yılında başlanmış ve yıl geçtikçe seraların sayısı hızla artmış. Ancak seracılığın hızla yayıldığı köyde üretilen ürünlerin satışında sıkıntılar yaşanınca 2006 yılında Çamönü Tarımsal Kalkınma Kooperatifi kurulmuş ve 2007 yılında köydeki seralarda üretilen ürünler koope-
ratif aracılığı ile halk pazarlarına ve İzmir ilindeki büyük marketlere pazarlanmaya başlanmış. Çamönü Tarımsal Kalkınma Kooperatifi Başkanı Hasan Hüseyin Deniz, seracılık yapmak isteyen ama ekonomik durumu olmayan çiftçilere de destek verdiklerini belirtiyor ve ekliyor: “Köyde turfanda üretimi yaygınlaştırmak amacıyla yüksek tünel yetiştiricilik yapmak isteyip de ekonomik durumu müsait olmayan çiftçilerimize kişi başına 500 metrekare olacak şekilde İlçe Tarım Müdürlüğü’nün hazırladığı projelerle Akhisar Kaymakamlığı Sosyal Dayanışma ve Kalkınma Fonu’ndan 2007 yılında dokuz çiftçiye 45 bin TL, 2008 yılında 15 çiftçiye 75 bin TL ekonomik destek sağlandı.” Köydeki mevcut yüksek sistem tünellerde genellikle salatalık, domates ve marul ürünleri yetiştirilerek turfanda olarak pazara sunulduğunu belirten Hasan Hüseyin Demirci, 2010 yılı itibarıyla 123 olan kooperatif ortak sayısının 2011 yılında 150 ortak, kapalı yüksek tünel alanının ise yıl içerisinde 350 dekar olmasını beklediklerini söylüyor. Kooperatif üyesi çiftçiler yılda üç ürün yetiştiriyorlar. Kasım-Şubat ayları arasında marul, Mart -Haziran ayları arasında salatalık ve domates, Temmuz-Eylül ayları arasında domates, patlıcan ve biber yetiştirdiklerini anlatan Demirci,
sözlerine şöyle devam ediyor: “Kooperatif, üyelerinden aldığı sebzeleri yüzde 7 kooperatif karı koyarak satıyor. Bu dönemde seralarda yetiştirilen marullar kooperatif markası olan Karasonya baskılı karton kutulara
ambalajlanarak hallerdeki alıcılara satılıyor.” “Birlikte kalkınmanın adresi kooperatifçiliktir” diyerek, birlik ve beraberliğin getirdiği başarılarıyla herkese örnek olan Çamönü halkı, kooperatifleşme ile birlikte markalaşma yolunda da yeni bir sayfa açarak geleceğe umutla bakıyor.
Kooperatif üyesi çiftçiler, kasım-şubat ayları arasında marul, mart - haziran ayları arasında salatalık ve domates, temmuz eylül ayları arasında domates, patlıcan ve biber yetiştiriyorlar.
Manisa Tarım ve Gıda
Ocak - Şubat - Mart 2011
77
BİTKİ KORUMA
Meyve bahçelerinde
kış mücadelesi ÖNER DEMİR Ziraat Mühendisi Kış ilaçlaması, meyve bahçelerimize zarar veren bazı zararlılara ve hastalıklara karşı kış aylarında kışlık yağlar ve bordo bulamacı ile yapılan bir ilaçlamadır. Meyve bahçelerimize zarar veren meyve zararlılarının birçoğu kışı ağaç gövde, dal ve sürgünleri ile yere dökülen bitki artıkları arasında geçirirler. Havaların ısınması ile birlikte kışladıkları yerlerden çıkarlar ve bitkiye zarar vermeye başlarlar. Kış ilaçlaması, kışı ağaçlar üzerinde geçiren; sanjose kabuklu biti, virgül kabuklu biti, erik koşnili, kahverengi örümcek, yaprak bitleri, ağ kurdu, yaprak büken, armut yaprak uyuzu gibi zararlılara karşı ve yaprak delen, ateş yanıklığı, bakteriyel kanser, yaprak kıvırcıklığı (glok) gibi hastalıklara karşı yapılmaktadır. Kış ilaçlamasında zararlılara karşı kışlık yağlar kullanılır. İnce bir yağ tabakası ile ağacın gövde, dal ve sürgünleri kaplandığında altında kalan zararlıların yumurtası, ergini, havasız bırakılmakta, çıkışı engellenmekte ve zamanla ölmesine neden olunmaktadır. Kış ilaçlaması ile ağacımıza zarar veren bu zararlıları yok ettiğimiz gibi, ağaç üzerinde yaşamını sürdüren faydalı canlıların da ölümüne sebep olabilmekteyiz. Kış ilaçlamasında hastalıklara karşı genelde bordo bulamacı ile mücadele yapılmaktadır. İlaçlamanın zamanı ve bulamacın uygulama oranı bitki ve hastalığa göre farklılık arz etmektedir. Bordo bulamacı tekniğine uygun olarak hazırlanmalıdır. İlaçlama yapılmadan önce kültürel önlemler olarak yere dökülen hastalıklı yapraklar toplanmalı ve hastalıklı dallar sağlam yerden itibaren kesilip bahçeden uzaklaştırılarak imha edilmelidir. Ağacın tüm yüzeyi ilaçla kaplanmalıdır. Bu nedenle zararlılara karşı kışlık yağ ile yapılan kış ilaçlaması doğal dengenin korunması bakımından her yıl yapılmamalıdır. Kış ilaçlamasının yapılıp yapılmayacağına bahçede iyi bir incelemeden sonra karar verilmelidir. Kabuklu bitler hariç diğer zararlılar da mutlaka birkaçının bah-
78
Manisa Tarım ve Gıda
Yaprak biti
çede mevcut olması durumunda kış ilaçlaması 3-4 yılda bir yapılmalıdır.
re karşı her yıl kış ilaçlaması yapılmaz, 3-4 yılda bir yapılır.
Bahçede yapılan incelemede; sanjose kabuklu biti mevcutsa kesafetine bakılmaksızın kış ilaçlaması zararlı kontrol altına alınıncaya kadar her yıl yapılmalıdır.
Yaprak bitleri, ağ kurdu, yaprak bükenler, tomurcuk tırtılları ve armut yaprak uyuzu zararlıları için ise bir önceki yıl yüksek düzeyde bir yoğunluk görülmüş ve bunlara karşı yapılması gereken yaz ilaçlaması yapılmamış ise ve kışın yapılan kontrolde bahçede mevcutsa kış ilaçlaması yapılır. Bu zararlılardan sadece birisi için kış ilaçlaması ekonomik olmaz.
Virgül kabuklu biti için yapılan kontrolde 5 cm uzunluğundaki bir dalda altında yumurta bulunan en az 5 adet ana kabuğun görülmesi halinde o bahçenin ilaçlanması gerekir. Kahverengi koşnil ve erik koşnili için yapılan kontrolde dallar üzerinde sıvama bulaşık koşnil mevcutsa kış ilaçlaması yapılmalıdır. Avrupa kırmızı örümceği ile kahverengi örümcekler kışı yumurta halinde geçirirler. Yapılan kontrolde kışlayan yumurtalar dallar üzerinde sıvama durumunda ise bu zararlılara karşı kış ilaçlaması yapılabilir. Yassı akarlar kışı ergin halde dallar üzerinde geçirirler. Dallarda yoğun olarak yassı akar ergini mevcutsa kış ilaçlaması yapılabilir. Kırmızı örümcekle-
Ocak - Şubat - Mart 2011
Kış ilaçlamasında kullanılan ilaçlar: • Petrol yağı + DNOC yumuşak çekirdekli meyve ağaçlarında 95 lt. su + 5 lt. ilaç, sert çekirdekli meyve ağaçlarında ise 9,5 lt su + 4,5 lt. ilaç karıştırılarak atılır. • DNOC Ammonium grubu ilaçlar (Gebutox, A.B.C) 100 lt. suya 400 ml. dozunda kullanılır. • Bordo bulamacı
İlaçlama zamanı İlaçlamaya başlamadan önce, bahçedeki
kurumuş, yere dökülmüş dal, sürgün gibi bitki artıkları toplanıp imha edilmelidir. Kış ilaçlaması ağaçların durgun olduğu devrede, yumuşak çekirdekli meyve ağaçlarında (elma, armut vb.) gözler uyanmadan 2 hafta önce, sert çekirdekli meyve ağaçlarında (şeftali, kiraz, kayısı vb.) gözler uyanmadan 4 hafta önce yapılmalıdır. Şubat sonları mart başları mücadele için en uygun zamandır. DNOC Ammonium kullanılacak ise yumuşak çekirdekli meyve ağaçlarında gözler kabardıktan sonra pembe çiçek tomurcuğu dönemine kadar yapılabilir. Kış ilaçlaması yapılacak ise geciktirilmemelidir. Geciktirildiği takdirde bitkiye fitotoksit (yakıcı) etkisi söz konusudur. Sıcaklık 5 derecenin üzerinde, rüzgarsız ve yağışsız günlerde yapılmalıdır. San jose kubuklu biti ergini
Yüksek tazyikli motorlu pülverizatörlerle gövde, dal ve sürgünler ilaçlanmalıdır. Kullanılan ilaçlar insan sağlığına tehlikelidir. İlaçlama yapılırken gözlük, maske ve eldiven takılmalı, 20 gün bahçeye hayvan sokulmamalıdır. Kış mevsimi, meyve bahçelerinde mücadele uygulamalarının minimum seviyede olduğu bir dönemdir. Ancak bu dönemde özellikle bazı zararlılara karşı yapılacak kimyasal mücadele ve bazı hastalıkların zararlarını azaltabilmek için uygulanacak olan kültürel işlemlerden olan budama önemli bir mücadele yöntemidir. Bunlara örnek aşağıdaki gibidir. Elma Karalekesi Hastalığı için; Hastalığın sürgünler üzerinde oluşturduğu, yuvarlak veya oval şeklindeki kabarcıkların birleşmesiyle oluşan, “uyuz veya sıracalı “ dallar budanıp bahçeden uzaklaştırılmalıdır.
Bakteriyel kanser
San jose kubuklu bitinin meyvedeki zararı
Elma Küllemesi Hastalığı-Şeftali Küllemesi Hastalığı için; Küllemeden zarar görmüş sürgünler kış budamasıyla hastalıklı kısmın 15-20 cm altından kesilip bahçeden uzaklaştırılmalıdır. Sert Çekirdekli Meyve Ağaçlarında Monilya Hastalığı için; Hastalığın görüldüğü bahçelerde ağaçlar üzerindeki tüm kuru dallar budanıp yakılmalı, mumyalaşarak ağaç üzerinde kalmış ve yere düşmüş meyveler toplanarak imha edilmelidir. Şeftalide Yaprakdelen Hastalığı için; Hastalıklı tomurcuk ve kanser yarası bulunan dal ve sürgünler, budanarak bahçeden uzaklaştırılmalıdır. Yumuşak Çekirdekli Meyve Ağaçlarında Ateş Yanıklığı Hastalığı için; Hastalıklı sürgün ve dallar enfeksiyon noktasının 30-40 cm altından kesilip çıkarılmalıdır. Büyük dallar kesildiğinde budama yerlerine % 10’luk NaOCl (Sodyum Hipoklorit, çamaşır suyu) sürülmeli ve aşı macunu ile kapatılmalıdır. Budamada kullanılan bıçak, testere, makas, vb. aletler % 3’lük lizol eriyiği veya % 10’luk sodyum hipoklorit çözeltisine daldırılarak dezenfekte edilmelidir.
Bordo bulamacı ile ilaçlanmış elma ağacı
Manisa Tarım ve Gıda
Ocak - Şubat - Mart 2011
79
TARLA BİTKİLERİ
Domates Yetiştiriciliği Domates üretiminde dünya üçüncüsü olan ülkemizde Manisa 797 bin 717 ton üretim miktarıyla ekonomiye katkı sağladı. Uygun yetiştirme yöntemleri sayesinde üretim ve kaliteyi daha da artırabilirsiniz.
MUSTAFA ÇARAMIK Ziraat Mühendisi Türkiye’de ortalama 40 milyon ton yaş meyve sebze üretilmekte ve domates üretimi tek başına yaş meyve sebze üretiminin yaklaşık dörtte birini oluşturmaktadır. Türkiye domates üretiminde Dünya’da üçüncü, ihracatta miktar olarak altıncı ve değer olarak onuncu sırada yer alan önemli ülkelerin başında gelmektedir (FAO 2009, TUİK 2008). Salçalık domates üretiminin yoğunlaştığı Bursa, Manisa, İzmir, Balıkesir ve Çanakkale illerindeki üretim ise 2008 yılında sanayi domatesi üretiminin yüzde 82’sini oluşturmaktadır. Aynı illerde sofralık üretimin payı yüzde 1 ile yüzde 6 arasında değişmekte ve Türkiye’nin sofralık üretiminin yüzde 18’i bu illerden sağlanmaktadır. Manisa ili 2009 yılı itibari ile domates ekiliş alanı 13.130,4 hektar ve 797 bin 717 ton üretim miktarı ile ülke ekonomisine katma değer sağlamıştır. Türkiye’de üretilen domatesin yaklaşık yüzde 20-30’u gıda sanayinde işlenmekte, kalan miktar taze tüketime gitmektedir. İşlenen toplam miktarın yüzde 80’i salça, yüzde 15’i konserve domates üretimi için, kalan kısım ise ketçap, domates suyu vb. domates ürünlerinin imalatı için kullanılmaktadır.
Yetiştirme İstekleri
İklim istekleri: Domates sıcak ve ılık iklimler-
80
Manisa Tarım ve Gıda
den hoşlanır. Yetiştirme devrelerinde ısı -2, -3 ºC ye düştüğünde bitki tamamen ölür. Fidelerin dikiminde ilkbahar geç donlarının bitmesi gerekir. Domates yetiştiriciliğinde genellikle gece ve gündüz arasında 6 – 8 ºC’lik bir farkın bulunması istenir. Gündüz sıcaklığı 15-28 ºC, gece sıcaklığı 13-17 ºC olduğunda gelişim iyi olur. Domates yetiştiriciliğinde döllenme sıcaklık ile çok yakın bir ilişkisi vardır. Domates çiçek tozları 10 ºC ve daha yukarı derecelerde istenilen şekilde çimlenerek döllenme yapılabilmekte ve sıcaklık 16 ºC’nin altına düştüğünde meyve bağlama yüzdesi azalmaktadır. Düşük sıcaklıkta polen tozu üretimi çok az oluşur, kısmi döllenen şekilsiz meyveler meydana gelir. 40 ºC’nin üzerinde ise çiçek tozları ölür ve meyve teşekkülü olmaz. Domates tohumlarının çimlenmesi için minimum 10 ºC, optimum 20-28 ºC, maksimum 35 ºC toprak sıcaklığı olması gerekir. Toprak istekleri: Domates derin, geçirgen, humus ve organik maddece zengin, su tutma kabiliyeti iyi, tınlı topraklardan hoşlanır. Kumlu-tınlı topraklarda erkencilik gösterir. Killi ağır topraklarda bitki gelişmesi daha yavaş ancak bitki sürekli olarak gelişip yeni sürgünler meydana getirdiğinden verim daha yüksek olur. Domates pH 5.5-7 olan topraklarda daha iyi yetişir. pH 5,5’ten aşağı düştüğü ortamlarda dekara 200-400 kg kireç uygulaması yapmak gerekir. pH 7’nin üzerinde
Ocak - Şubat - Mart 2011
ise dekara 30-50 kg kükürt verilmelidir.
Yetiştirme Şekli Toprak hazırlığı: Domates bitkisi derin köklü bir bitki olduğu için, toprağın derin sürülerek dikkatle hazırlanması gerekir. Tarla tabanının 50 cm altında pulluk tabanı denilen geçirgen olmayan bir tabaka varsa bu tabaka sonbahar başlarında özel soklu pulluklarla kırılmalıdır. Domates yetiştiriciliğine önce toprak hazırlığı ile başlanır. Sonbaharda hayvan gübresi toprağa verildikten sonra derin toprak işlemesi yapılır. Toprak ilkbaharda tekrar sürülür. Daha sonra diskaro geçirilerek dikime hazır hale getirilir. Domates bitkisinin fideleri sıcak yastıklarda yetiştirilir. Ancak domates yetiştiriciliğinde tarlaya doğrudan tohum ekimi de yapmak mümkündür. Ağır killi topraklarda doğrudan tohum ekiminden kaçınılmalıdır. Domates tohumları uygun koşullarda 4-5 yıl çimlenme gücünü muhafaza eder. Gübreleme: Sonbaharda dekara 3-4 ton iyi yanmış hayvan gübresi atılarak derince sürülmesi gerekir. İlkbaharda karık hazırlığından önce taban gübresi verilmelidir. Fosforlu gübrenin hepsi, diğerlerinin üçte biri taban gübresi olarak verilir. Geri kalan gübreler bitkiler üzerinde meyveler görülmeye başladığında verilmelidir. Dekardan 10 ton verim alabilmek için saf olarak 24 kg N, 20 kg P2O5, 40 kg K2O verilmelidir. Meyveler
fındık büyüklüğünü alınca 10-15 gün arayla 2-3 kez yapılacak magnezyum nitrat uygulamaları ve yaprak gübrelemesi meyve kalitesini olumlu yönde etkiler. Üst gübrelemeler kaç kez sulama yapılacaksa bölünerek her sulamadan sonra, toprak tava gelince toprağa serpilerek karıştırılmalıdır. Fide dikimi: Fidelik olarak sıcak yastıklar hazırlanır. Tohum ekimi Şubat-Mart aylarında yapılır. Tohumlar sıra arası 13-15 cm, sıra üzeri 1-1,5 cm olacak şekilde, 1-2 cm derinliğe ekilir ve metrekareye 2-3 gr tohum olacak şekilde hesaplanır. Dikimde can suyu yeteri kadar verilmeli, can suyu ile birlikte, kök ve kök boğazı hastalıklarına karşı gereken ilaçlamalar yapılmalıdır. Fideler, 3-4 gerçek yapraklı olduğunda seyreltilirler. Çevre koşullarının tarla hazırlığına imkan verdiği döneme kadar fidelerin fazla boylanmadan kalmasını sağlamak amacıyla havalandırma ve sulama faktörlerine çok özen göstermek gerekir. Dikim için en uygun fide büyüklüğü, fidelerin 15-20 cm uzunluk ve kurşun kalem kalınlığını aldığı zamandır. Normal koşullarda tohum ekiminden 40-45 gün sonra pişkin ve kaliteli fideler elde edilir. Bir metrekare yastık alanından ortalama 500-750 adet sağlıklı fide meydana gelir. Yapılacak fide dikim şekline göre fideler bir gün önceden sulanarak sökülürler. Sökülen fidelere kök ilaçlaması yapılmalıdır. Domates yetiştiriciliğinde sıra arası ve üzeri aralıkları, çeşidin sırık veya yer çeşidi olmasına göre değişir. Sırık çeşitlerde sıra arası 60-80 cm, sıra üzeri 50-60 cm, yer çeşitlerinde sıra arası 120 cm, sıra üzeri 4050 cm olmalıdır. Tarlaya dikim elle veya makineli olarak yapılabilir fidelerin yerlerine dikimi, donlar geçtikten sonra yapılmalı, toprağın tavlı olmasına
dikkat edilmeli, yetiştiriciler fideleri doğu-batı yönünde hazırlanan masuraların güney kısımlarına, kuzey-güney yönünde hazırlanan masuraların doğu taraflarına ve masuraların boyun noktalarına dikmelidir. Dikim sabahın erken saatlerinde veya akşam serinliğinde yapılmalıdır. Sıcak saatlerde dikim yapılmamalıdır. Dikimde fidelerin ilk yapraklarının toprak üstünde kalmasına dikkat edilir, kök boğazı 1-1,5 cm toprakla bastırılmalı ve hemen can suyu verilmelidir. Çapalama: Fideler yerlerinde gelişmeye başladığı andan itibaren yaklaşık 2 hafta sonra bir çapa yapılır. Derin çapa yapmaktan kaçınılmalıdır. Çapalama derinliği 5-10 cm’yi geçmemelidir. Bitki kök boğazına 10 cm’den fazla yaklaşılmamalıdır. Birinci çapadan 2-3 hafta sonra ikinci çapa yapılır; bu çapalamalar esnasında boğaz doldurma işlemi de yapılır. İkinci çapadan sonra yabani otlar ayıklanır, kaymak tabakası kırılır, toprak havalandırılır ve topraktaki nem korunur. Genellikle sulamadan sonra kaymak tabasını kırmak, yabancı ot mücadelesi yapmak ve toprağın havalandırılmasını sağlamak amacıyla domates bitkisinin yaprakları toprak yüzeyini kapatana kadar 1-2 çapa daha yapılmalıdır. Sulama: Domates nemi sever. Su noksanlığında üst yapraklar kıvrılır. Çok nemli, ağır topraklarda ise bitkiler hastalanır. Sulama karık veya damla sulama yöntemi ile yapılabilir. Tesis masrafının yüksek olmasına rağmen; avantajlarından ötürü damla sulama yöntemi tercih edilmelidir. Domates yetiştiriciliğinde sulamaya çok dikkat etmek gerekir. Yağışlı bölgelerde 3-4, kurak bölgelerde 5-6 kez sulama yapılmalıdır. Açık tarlada, çiçeklenme dönemi içerisinde su eksikliği, küçük meyvelerde aşırı dökülmelere neden olur. Şaşırtma yapıldıktan sonra fide gelişme dönemi boyunca sulamadan kaçınmak gerekir. Bu dönemde yapılacak sulama bitkinin daha çok boya kaçmasına sebep olur ve bitki mahsule geç yatar. Bu dönemde çapalama ile mevcut suyun kullanılmasına çalışılmalıdır. Havaların çok sıcak ve kurak gitme durumunda sulama yapılabilir. İlk meyve görüldükten sonra sulama önem kazanır. Sulama toprak neminin en iyi seviyede tutulmasını sağla-
yacak şekilde; iklim şartlarına ve toprak yapısına göre 5-10 günde bir yapılabilir. Hasat zamanı çok sık sulama yavaş olgunlaşmaya neden olur. Sulama sabah ve akşam saatlerinde yapılmalı ve suyun bitkinin yapraklarına değmemesine özen gösterilmelidir. Sulama suyunda tuzluluk önem arz eder. EC 750 ppm’e kadar olursa iyidir. Hasat: Fide dikiminden hasada kadar 6080 günlük bir zaman vardır. Sofralık domatesler gönderilecek pazarın uzaklığına göre değişik olgunluk devrelerinde ve farklı dönemlerde hasat edilmektedir. Küçük aile işletmelerinde yapılan sofralık domates yetiştiriciliğinde hasat sayısı artırılarak verimin artması sağlandığı gibi pazarın kalite istekleri de dikkate alınmalıdır. Olgunlaşan meyveleri üzerinden alınan bitki yeni sürgünler ve çiçekler meydana getirerek verime devam etmektedir. Buna karşılık sanayi domatesi üretiminde ise hasadın mümkün olduğu kadar az sayıda yapılması amaçlanır. Böylece hasat maliyeti düşer eğer makineli hasat yapılacaksa hasat bir defada yapılır. Hasat sırasında çiçek ve meyvelerin dökülmemesine özen göstermek gerekir. Kaliteli meyvenin, yuvarlak ve düzgün şekilli, uygun büyüklükte olması meyve kabuğunun yola dayanmaya elverişli kalınlık ve elastikiyette olması, meyvelerin çatlamaması, dolgun ve bol etlilik, olgun domateste de sap çukurunun etrafında yeşil rengin olmaması gerekir.
Sanayi domatesi üretiminde hasadın mümkün olduğu kadar az sayıda yapılması amaçlanır. Hasat erkenci çeşitlerde iki, orta ve geççi çeşitlerde ise 3-4 defada yapılır. Erkenci çeşitlerde bitki üzerindeki meyvelerin en az yüzde 65-75’ i olgunlaşınca hasada başlanır. Kalan domatesin yüzde 25-35’i ikinci hasatta tamamen toplanacak hale gelince yapılmalıdır. İyi bir çeşit ve uygun koşullarda açıkta yapılan yetiştiricilikte dekara 4-12 ton ürün alınabilmektedir.
Manisa Tarım ve Gıda
Ocak - Şubat - Mart 2011
81
TARLA BİTKİLERİ
Mısır Tarımı Ülke üretiminin yaklaşık yüzde 10’unun karşılandığı Manisa’da mısır, kolay üretilebilmesi nedeniyle sulu ve birinci sınıf arazilerde pamuğun yerini almaya başladı.
MEHMET YURTSEVEN Ziraat Mühendisi İlimizde yıllara göre değişmekle beraber ortalama 350 bin dekar danelik mısır ve 80 bin dekar silajlık mısır ekimi yapılmaktadır. Dane üretimi yaklaşık 450 bin ton/yıl’dır. Bu miktar ülkesel üretimin yaklaşık yüzde 10’u demektir. Yine silaj üretimi birinci ve ikinci ekim toplam üretimi 350 bin tondur. Buradan da anlaşılacağı üzere mısır bitkisi Manisa’da tarla bitkileri açısından çok önemli bir yere sahip olmuştur. Sulu ve birinci sınıf arazilerde pamuğun yerini almıştır. Mısır bitkisinin pamuğun yerini almasının birinci nedeni pamuğun 2010 yılına gelinceye kadar yeterli kazanç sağlamamasıdır. Ayrıca mısırın tamamen mekanizasyon kullanılarak daha kolay bir üretim tekniği ile üretilebilmesi mısıra geçişi kolaylaştırmıştır. Mısır, güneş enerjisini en iyi şekilde kullanan ve birim alandan en fazla kuru madde üreten bir tahıldır. Ülkemizde tahıllar grubu içerisinde buğday ve arpadan sonra en geniş ekim alanı ve üretime sahip olan mısır Türkiye tarımında önemli bir yere sahiptir. Üretilen mısır insan gıdası, hayvan yemi ve endüstride çok sayıda üretimin hammaddesini oluşturmaktadır.
İklim İsteği Mısır sıcaklığın gündüz 19 °C’yi geçtiği, gece 13 °C olduğu yerlerde yetişir. Optimum bitki büyüme sıcaklığı 24-30 °C, minimum gelişme sıcaklığı ise 10 °C dir. Eğer toprakta yeterli nem var ise bitki 27-32 °C’de hızla büyür.
Su İsteği Gelişmenin herhangi bir döneminde bitkinin su stresine girmesi verimi olumsuz yönde etkiler. En yüksek verim kaybı bitkinin generatif gelişme dönemi veya tane doldurma döneminde olur. 82
Manisa Tarım ve Gıda
Ocak - Şubat - Mart 2011
Toprak İsteği Mısır her ne kadar tarıma elverişli her türlü toprakta yetişirse de, verimli drenajı iyi, derin ve su tutma kapasitesi yüksek olan topraklarda en iyi yetişir. Yetişebildiği toprak Ph sınırı (5,5-8,0) oldukça geniş olup, optimum Ph (6,0-6,5) hafif asit veya nötr sınırlarında olmalıdır. Mısır tohumu her ne kadar çimlenme döneminde tuzluluğa karşı oldukça dayanıklı ise de, mısır tuza ve tuzlu sulama suyuna hassas bitkiler grubundadır. Topraktaki tuz miktarının 5mµ/cm’den fazla olmaması gerekir.
Toprak Hazırlığı Mısır tanesi, ılık, yeteri kadar tavlı, iyi havalandırılmış, tane ile temas edecek kadar ufalanmış topraklarda kolay çimlenir. Bu şartları sağlamak için; ana ürün mısır tarımında toprak hazırlığına sonbaharda ön bitkinin hasadından sonra başlanır. Ana sürümde toprak 15- 20 cm derinlikte işlenir. İlk sürümü takiben sonbahar yağışları sebebiyle tarlada otlanma olur ise toprak yüzeysel olarak tekrar işlenip, otların toprağa karıştırılması gerekir.
Anızın kuru sürülüp, işlenmesi: Anız gölge tavında sürülür, sulanır, toprak tava geldiğinde diskaro çekilir, bastırılır. Anızı ekip, sulama, anız mibzeri ile hasat edilen yere ekim yapılır, ekimi müteakip sulama yapılır. Anızı sulayıp, ekim yapma: Anız sulanır, toprak tava geldiğinde anız veya normal mibzerle ekim yapılır. Uygun alet ve ekipman alt yapısı varsa anıza direkt ekim yapılıp sonra sulama işlemi yapılır. Böylece 15 günlük bir süre kazanılmış olur. Ancak burada sulama için tarlanın tesviyeli olması gereklidir yada yağmurlama veya pivot sulama yapılmalıdır. Yani mısır ekimi sonrası tarlada su göllenmesi olmamalıdır. Azaltılmış toprak işleme: Anız, diskaro-kazayağı ve tırmık gibi aletlerle yüzeysel işlenir, sonra ekim yapılır.
İkinci sürüm ilkbaharda toprak tava geldiğinde yapılır. Toprak diskaro ile işlenip, tohum yatağının iyice ufalanması sağlanır. Yabancı ot ve toprak zararlıları için ilaçlama gerekiyorsa uygulanır. Uygulanan ilaç ekim derinliğinde toprağa karıştırılır. Daha sonra sürgü çekilerek toprak bastırılır. İkinci ürün yetiştirme periyodu kısa olduğu için ana üründen sonra toprağın mümkün olduğunca kısa sürede hazırlanması gerekmektedir. Bunun için toprak işlemenin ya çok hızlı ya da çok az yapılması gerekir.
İkinci ürün mısır tarımında toprak işlemede uygulanan yöntemler: Anızın sulanıp, işlenmesi: Hasat sonrası anız sulanır, toprak tava geldiğinde sürülüp, diskaro çekilir, bastırılır. Olgunlaşma gün sayısı FAO olum grubu 70 100 75 80 200 85 90 300 95 100 400 105 110 500 115 120 600 125 130 700 135 140 800
Ekim Zamanı Genel doğru olarak, toprak sıcaklığı 10 °C’yi geçtiğinde ekim yapılabilir. Toprak sıcaklığı 10 °C veya altında olduğunda tohum çimlenmez. Hatta 13 °C’de bile çimlenme yavaştır. Toprak sıcaklığı 15.5 °C’yi bulduğunda normal çimlenme gerçekleşir ve tohumlar ekimden 7-10 gün sonra çimlenirler. Bölgemizde bu dönem uzun yıllar iklim ortalamalarına göre nisan ayının ilk yarısıdır.
Ekim Derinliği Normal ekimlerde ana üründe 5 cm, ikinci üründe 8 cm derinliğe ekilmelidir.
Erken Ekimin Faydaları
• Bitki vegetatif gelişmesini havanın rutubetli ve serin olduğu dönemlerde (Mayıs ve haziran aylarında) tamamlar, böylece tane bağlamaya kalan süre uzar.
•Döllenme periyodunun kurak ve sıcak dönemlerle örtüşmesine olanak sağlamaz. •Bitki sağlıklı bir kök sistemi oluşturur.
Çeşit Seçimi Çeşit seçimi üretim hedefine göre yapılmalıdır. Danelik veya silajlık üretim çeşit seçiminde etkili olacaktır. Yine ekim zamanı da çeşit seçiminde etkili bir kriterdir. Birinci ekimlerde olgunlaşma gün sayısı uzun FAO 700 grubumdan seçilirken ikinci ekimlerde de kısa olgunlaşma gün sayısına sahip çeşitler seçilmelidir. Yine danelik veya silajlık olması çeşit seçiminde dikkat edilmesi gereken önemli bir kriterdir. Seçeceğimiz çeşidin danelik mi yoksa silajlık mı olduğuna dikkat etmeliyiz. Çiftçiler sık sık şunu sorarlar, hangi çeşidi
Manisa Tarım ve Gıda
Ocak - Şubat - Mart 2011
83
ekelim: Bizim tavsiyemiz şu; izleyin, az alanlarda deneyin, sonra geniş alanlarda ekim yapın. Çeşitlerin performansını gözleyin. Siz ekmeseniz de eken diğer çiftçilerde izleyin. Bunu yapan çiftçiler çeşit seçiminde daha doğru karar vereceklerdir.
melidir. Ancak en doğru gübreleme toprak tahlili sonucu yapılandır. Bu konuda ülkemizin en gelişmiş toprak tahlil laboratuarı Manisa İl Müdürlüğü bünyesinde bulunması çiftçilerimiz için önemli bir şanstır.
Bitki Sıklığı
Hastalıklar
Hibrit çeşitlerin bitki sıklığına olan tepkileri birbirinden farklıdır. Bu nedenle tohum temin edilen kurum veya sektör tarafından önerilen bitki sıklığına uyulması gerekir. Genel olarak danelik çeşitler 6000-8000 adet/da, silajlık çeşitler 9000-11000 adet/da olarak ekilirler. Ancak bu kalıcı bir kural değildir. Çeşidin kendi ekim öneri kataloğuna mutlaka uyulmalıdır. Gereğinden sık ekimlerde dane verimi azalır. Çok seyrek ekimlerde ise silajlıklarda selüloz oranı artar ki bu istenmeyen bir özelliktir. Danelik çeşitlerde gereğinden daha seyrek ekimlerde dekara bitki sayısı azalacağından verimi azaltır.
• Mısır Rastığı (Ustilago maydis (DC). Corda.) • Tohum, Kök, Kökboğazı ve Sap Çürüklükleri • Maydis Yaprak Yanıklığı ( Helminthosporium maydis Nisik) • Turcicum Yaprak Yanıklığı (Helminthosporium turcicum Pass.)
Ekim Mibzeri Genel olarak Havalı tabir edilen pnomatik ekim mibzeri kullanılır. Tohum+gübre ve tohum+gübre+yabancı ot ilacı atabilen kombine mibzerler mevcuttur.
Ekim Yönü Bu konuda fazla bir araştırma bulgusu yoktur. Ancak, kuzey-güney yönü daha iyi güneşlenme açısından tercih edilmelidir.
Bakım Bitki 10-15 cm boylandığında seyreltme yapılır. Seyreltmede amaç ekimde çeşitli riskler göz önüne alınarak fazla tohum atıldığından normal bitki sıklığını sağlamaktır. Seyreltme ile birlikte ilk çapa yapılır. İkinci çapa, bitki 40-50 cm boya ulaştığında boğaz doldurma ve azotlu gübre verme döneminde yapılır.
Gübreleme 20-25 kg saf azot 8-10 kg saf fosfor verilmelidir. Azotlu gübrenin yarısı ekimle beraber, diğer yarısı ise bitkiler 40 cm boylandığında veril-
84
Manisa Tarım ve Gıda
Zararlılar • Mısır Koçan Kurdu (Sesamia nonagrioides Lef., S. Cretica Led., Lep.:Noctuidae) • Mısır Kurdu (Ostrinia nubilalis Hbn., Lep.: Pyralidae) • Bozkurt (Agrotis ipsilon Hufn., A.segetum D.-S., Lep.:Noctuidae) • Telkurtları (Agriotes spp., Col.: Elateridae) • Mısır maymuncuğu (Tanymecus dilaticollis Gyll.,Col.:Curculionidae) • Çizgili Yaprakkurdu (Spodoptera exigua Hbn., Lep.: Noctuidae) Hastalık ve zararlılar ile mücadelede en yakın tarım danışmanına veya İl ve İlçe Müdürlüklerine müracaat edilmelidir. Reçetesiz ve bilinçsiz ilaç kullanılmamalıdır. Mısır üretiminin yoğun yapıldığı yörelerimizde reçetelerinizi yazdırabileceğiniz ve her konuyu danışabileceğiniz tarım danışmanlarının olduğunu unutmayınız.
Hasat Hasat mısırı yetiştirme amacımıza göre farklılık arz eder. Danelik hasat koçan kavuzları kuruyup danelerin sertleştiği ve normal rengini aldığı zaman yapılabilir. Silajlık hasat ise daneler süt olum döneminden hamur oluma geçtiği zamanda yapılır. Danelik hasat zamanının pratik olarak belirlenmesi; mısır danesinin sömeğe bağlandığı noktada siyah bir nokta şeklindeki oluşumun gö-
Ocak - Şubat - Mart 2011
rülmesi ile belirlenir. Makineli hasatta biçerdöver kaybının en az olacağı dane nemi yüzde 2226’dır. Mısırın uzun süre muhafazası için dane nemi yüzde 13-15’i geçmemelidir. Silajlık hasat zamanı ise daneye yandan bakıldığında görülen süt çizgisinin yarıya yakın olduğu ve daneyi tırnağımızla ezdiğimizde çıkan sıvının hafif koyu kıvamda ve sarımsı-krem renkte olduğu hamur olum zamanıdır. Bu dönemde bitki nemi yüzde 65-70 oranındadır.
BİTKİ KORUMA
Yaprak bükenler ÖNER DEMİR Ziraat Mühendisi
Kışı yumurta halinde geçirirler. Her yumurta kümesinde ortalama 55-60 adet yumurta bulunur. Yumurtalar paket halinde olup iğne ile kaldırılmak istendiğinde, ağ kurdunun yumurta paketinin aksine olarak kalkmaz yumurta paketi bozulur. Larvalara dokunulduğunda zikzaklar yaparak kendilerini geriye doğru atıp salgıladığı iplikçik yardımı ile yere doğru sarkarlar. Olgun larvalar 20-22 mm uzunluğundadır. Yumurtaların açılması tomurcukların patlama dönemine rastlar. Yaprak ve çiçeklere ağ örerek veya kıvırarak zarar verdikleri gibi, tomurcuk, çiçek ve yaprakları yemek suretiyle, meyveleri kemirerek ürün ve kalite kaybına sebep olurlar. Polifag bir zararlıdır. Özellikle elma, armut, kiraz, ayva, kayısı, nar, erik, badem, ceviz, fındık, yenidünya, turunçgil, çınar, frenküzümü, böğürtlen, ahududu, gül, tespih çalısı önemli konukçularıdır. Mücadelesi: Mekanik mücadele önemlidir.
Özellikle kış aylarında budama yapılırken çoğunlukla gövde ve kalın dallar üzerinde bulunan yumurta paketleri ezilerek yok edilmelidir. İlimizde yapılan gözlemlerde sadece merkez ilçemizde bulunan meyve bahçelerinde mücadeleyi gerektirecek yoğunluk tespit edilmiştir. Bioteknik mücadele yöntemi de bu zararlıya karşı kullanılmaktadır. Ağaç başına 5-6 adet yumurta paketi bulunan bahçelerde , besi tuzakları ile kitlesel yakalama şeklinde mücadele yapılmalıdır. Besi tuzakları ilk yaprak büken pupaları görüldüğü zaman erginleri yakalamak için her bahçeye en az 20 metre aralıklar ile 2 adet besi tuzağı asılır.
Besi tuzağı örneği
1 litre için; 900 ml su + 100 ml şarap + 25 gr şeker + 25 ml sirke kullanarak hazırlayacağınız besi cezbedicisini 2,5 litrelik plastik kavanozlara 1 litre konulur ve ana dalların çıktığı 1-1,5 metrelik yüksekliğe gövdeye yakın kısma asılır.
Yaprak büken meyvede zararı
Yaprak Büken yumurta paketi
Yaprak büken pupası
Yaprak Büken yapraktaki zararı
Kitlesel yakalama için ilk ergin çıkışı tesbit edildikten sonra bu tuzaklar her ağaca bir adet asılır. Yakalanan kelebekler tuzak kapları dolmadan alınmalı, yemleri eksildikçe ilave edilmeli ve 1015 günde bir yenilenmelidir. Bu tuzaklar erginleri yakaladığı için nisan döneminde yumurtadan çıkan larvaya karşı bir sefer mücadele yapılabilir. İlaçlama Zamanı: Kış mevsiminde yapılan kontrollerde ağaç başına ortalama olarak, elmada 5 adet yumurta paketi, kirazda 7 adet yumurta paketi saptanan bahçelerde ; erken ilkbaharda yaprak ve henüz açılmamış çiçek buketlerinde larva ile bulaşma oranı kirazda %6’yı geçince ilaçlama yapılır. Bu bahçelerde fenolojik olarak ilk ilaçlama, elmada pembe tomurcuk dönemi , kiraz ağaçlarında ise Salihli ve sapı kısa kirazında tam çiçeklenme, Napolyon çeşidinde ise çiçek taç yapraklarının %20-40’ı döküldüğünde yapılır.
Yaprak büken kelebeği erginleri
Manisa Tarım ve Gıda
Ocak - Şubat - Mart 2011
85
TARIMSAL MEKANİZASYON
Traktörlerin kışlık bakımı Traktörlerin kullanılmadığı kış döneminde yapılacak bakım yoğun kullanım döneminde daha verimli ve emniyetli sonuç almanızı sağlar.
MUSTAFA ŞAHİN Ziraat Mühendisi Traktörlerde yapılacak kışlık bakımlar esas olarak traktörün kış boyunca kullanılıp kullanılmayacağına göre farklılıklar gösterir. Eğer traktör uzun süre (Bir aydan fazla veya son motor yağı değişiminden 100 saatten fazla zaman geçmişse) kullanılmayacaksa aşağıdaki işlemler önerilebilir: 86
Manisa Tarım ve Gıda
Yakıt pompası yıldız / rotatif veya distribütör tip olanlarda pompanın iç parçaları traktör stop edilmeden önce depodaki yakıta yüzde 10 oranında koruyucu yağ eklenerek motor 10 dakika çalıştırılarak yağlanır. Bu şekilde mazot içerisindeki suyun yakıt pompası ve diğer temas ettiği yerlere zarar vermesi önlenmiş olur. Dinlendirme şişeli yakıt filtrelerinde birikmiş olan su ve pislik-
Ocak - Şubat - Mart 2011
ler boşaltma tapası açılarak boşaltılmalıdır. • Motor sıcakken motor yağı boşaltılır, karter oksitlenmeyi, korozyonu önleyen 10 w/30 veya 20 w/40 yağı ile doldurup, gaza basmadan kısmi gaz keserek birkaç dakika çalıştırılır. Hava filtresi dış elemanı çıkartılıp traktörün kullanma bakım kitabında belirtildiği şekilde temizlenir. Periyodik
bakımlarda soğutma sistemi önceden temizlenmişse, motor soğutma suyu boşaltılmaz. Antifriz ilave ederek antifrizli suyun gücü yöreye göre doğru olarak ayarlanır. Suyun antifriz ile karıştığından emin olmak için motor kısa bir süre çalıştırılır. • Traktör iyice temizlenip, kapalı, tozdan arındırılmış, kuru ve havalandırması olan bir hangarda muhafaza edilir. Temizlikte düşük basınçlı su ve az deterjan tercih edilmelidir. Basınçlı su kullanırken alternatör ve marş motoru gibi yerler naylonla kaplanmalı ve öyle temizlenmelidir. • Yakıt deposu en üst düzeye kadar doldurulmalıdır. • Bütün kumandaların kapalı olmasına dikkat edilmelidir. • Tüm gresörlükler yağlanmalıdır. • Kızdırma bujisi ayrı anahtarlı ise bu çıkarılmalı veya nötr duruma alınmalıdır. • Hidrolik direksiyonlu, hidrolik kaldırıcılı traktörlerde piston kollarının tam geri çekilmiş olması sağlanmalı, açıkta kalan kısımlar da gres tabakası ile yağlanmalıdır. Klima düzenli traktörler için kullanma bakım kitabında belirtilenleri uygulayınız. • Akü çıkarılır, kutup başları temizlenir, tutucuları paslanmaya karşı koruyucu ile kaplanır; güneş ışığından uzak, sıcaklığın 10 °C’nin altına düşmediği bir yerde depolanır. Ayda bir kez kontrol edilerek gerekiyorsa şarj edilir. • Traktör hidrolik sistemi “Pozisyon Kontrol”de kullanılarak kaldırma bağlantısı yükseltilir ve kaldırma kolları kalkmış olarak tam açık konumda desteklenir. • Traktörün tekerlekler üzerindeki ağırlığını almak için dingiller askıya alınıp lastiklerin havası indirilir. Bu yapılmak istenmezse lastik basınçları düzenli aralıklarla kontrol edilir. Arka lastiklere çekiyi artırmak için su doldurulmuş ise bu da boşaltılmalıdır. • Egzoz borusu çıkışı kapatılır ve traktör bir örtü ile örtülür.
Traktör kışın kullanılacaksa • Çok soğuk havalarda fren balataları kampanaya yapışıp donabilir. Bu nedenle traktör el freni çekili halde bırakılmamalı, tekerleklere takoz konularak bırakılmalıdır. • Motoru çalıştırırken mutlaka kavrama pedalına basılarak marş motorunun yükü azaltılmalıdır (Bu şekil çalıştırma aslında emniyet açısından yaz/ kış önerilir.). • Kızdırma bujileri ile 1 dakika kadar ön ısıtma yapılmalı ve marşa 10-15 saniye kadar basılmalıdır. Motor çalışmazsa bir müddet beklenip aynı işlem tekrar edilmelidir.
Traktör kullanımında dikkat edilecekler ve emniyet kuralları • Traktör yalnız sürücü belgeli (F) ve eğitim görmüş sürücü tarafından kullanılmalıdır. •Traktör kullanılmadan önce bakım kullanma kitapçığı mutlaka çok dikkati okunmalıdır. • Traktör üretim amacı dışında kullanılmamalıdır. • Traktörde bol giysilerle çalışılmamalıdır,
hareketli parçalara yakalanılabilir. • Kuyruk milinden hareket alan alet-ekipmanlarla çalışırken, şaft muhafazası ve muhafaza zinciri mutlaka takılı olmalıdır. Şaftın takılma yönüne dikkat etmelidir. • Traktöre inip binerken basamaklar kullanılmalıdır. • Sürücü koltuğuna oturmadan traktör çalıştırılmaya veya manevra yapmaya kalkışılmamalıdır. •İş dönüşü traktörün arkasında takılı ekipmanların yanından ayrılmadan önce, yere tamamen indirilmiş olduğundan emin olunmalıdır. • Egzoz gazı zehirlidir. Bu nedenle traktör elverişsiz ve kapalı yerlerde çalıştırılmamalıdır. • Traktör arkasına ekipman bağlanırken, traktörle ekipman arasında kesinlikle durulmamalıdır. • Çalışırken ayak sürekli debriyaj pedalı üzerinde tutulmamalıdır. Debriyaj pedalı ayak tutacak yeri değildir.
• Debriyaj yumuşak kavratılarak traktöre hareket verilmelidir. Ani ve sert kalkışlar özellikle yokuş yukarı giderken veya yük çekerken tehlikeli fırlama ve şahlanmalara neden olabilir. • Yokuş aşağı inerken vites boşa alınmamalı veya debriyaj pedalı basılı tutulmamalıdır. • Hareket halindeki traktöre asla binilip inilmemelidir. • Karayoluna çıkarken fren pedallarının birbirine bağlı (fren mandalının takılı) olduğundan emin olunmalıdır. Aksi takdirde frenleme esnasında traktör tehlikeli biçimde savrulur.
Güvenlik çerçevesi ve kabini olmayan traktör
Güvenlik çerçevesi ve kabini olan traktör
• Traktör hareket halindeyken kullanan kişi dışında, bir veya birkaç yolcu traktör oturma yeri donatılmadıkça taşınmamalıdır. • Traktöre ekipman takılacağı zaman gerektiği hallerde traktör ön veya arka ağırlıkları takılmalı veya lastiklere su doldurulmalıdır. • Traktör daima üzerine takılmış kendi güvenlik çerçevesiyle kullanılmalıdır. Güvenlik çerçevesinin zaman zaman kontrolü yapılarak bağlantılarının tam, çatlak veya bozulma olmadığından emin olunmalıdır.
• Ağır yük çekerken yavaş ve dikkatli davranılmalı, çeki işleminde sadece çeki kancası kullanılmalıdır. Uygun bir bağlama düzeni yoksa hidrolik kaldırıcı, orta askı ve yan çeki kollarını kullanarak çekme işlemi uygulamaya kalkışılmamalıdır. Aksi halde şahlanmaya neden olabilir. • Kuyruk mili ve kasnaktan hareket alan bir ekipmanı, üzerinde veya yanında hiç kimsenin olmadığından emin olmadıkça çalıştırılmamalıdır. Aynı zamanda, bütün hareketli parçaların koruyucu kapaklarının yerli yerinde olduğundan emin olunmalıdır. • Traktöre önden yükleyici bir alet takıldığı zaman arka tekerlere ağırlık takılmalıdır. Sürücü koltuğunu terk etmeden önce vites boşa alınmalı, kuyruk mili ve kasnak kumanda kolu ayrılmalı, el freni çekilmeli ve motor durdurulmalıdır. Ayrıca, eğer traktör bir yerde geçici bir zaman için bırakılacak olsa bile kontak anahtarı üzerinden alınmalıdır. • Park edileceği zaman eğer mümkünse traktör düz bir yere park edilmeli ve bu durumda viteslerden birine alınıp el freni çekilmeli. Eğer eğimli bir arazide park edilecekse, yokuş yukarı birinci vitese, yokuş aşağı geri vitese takılmalı ve her iki durumda da el freni çekilmeli. Özellikle, eğer römork bağlı ise daha güveni olması için tekerleklere takoz konulmalıdır. • Çok sıcak havalarda güneş altında çalışırken yakıt deposu tam olarak doldurulmamalıdır. Sıcaklıkla hacmi genişleyen yakıt taşabilir. Meydana gelen her sızıntı hemen silinmeli ve temizlenmelidir. • Traktör yakıtı tehlikeli olabilir. Traktör hareketli, motor sıcak, yakında açık bir ateş veya kıvılcım varken ve sigara içerken asla yakıt ikmali yapılmamalıdır. Kolayca erişebileceğiniz bir yerde mutlaka bir yangın söndürücü bulundurulmalı. • Hidrolik boruları sökmeden önce, devrenin basınç altında olmadığından tamamen emin olunmalıdır. • Basınç altındaki bir yağ kaçağı tehlikeli olabilir. Ciddi yaralanmalara engel olmak için, kaçakları ararken siper, koruma gözlüğü ve eldiven kullanılmalıdır. Kaynak: Tarım ve Köyişleri Bakanlığı Teşkilatlanma ve Destekleme Genel Müdürlüğü
Manisa Tarım ve Gıda
Ocak - Şubat - Mart 2011
87
HAYVANCILIK
Sanal çiftliğimizi ziyaret etmeden işe başlamayın Sanal ortamda doğru planlanmış bir çiftlik oluşturan İl Müdürlüğümüz, hayvan yetiştiriciliği yapmak isteyen girişimcilerin işini kolaylaştırıp, daha yolun başındayken doğru kararlar alıp karlı bir yatırım yapmasını sağlıyor.
DURSUN ÖVELEK Ziraat Mühendisi Türkiye hayvancılık sektöründe atağa geçmiş ve son yılın en istikrarlı büyüyen sektörü hayvancılık olmuştur. Bu sektör için verilen destekler, yapılan yatırımlarla birleşince önemli gelişmeler yaşanmıştır. Bu istikrarlı büyüme süreci devam ederse, yakın gelecekte Türkiye tarım ve hayvancılıkta dünyanın sayılı ülkelerinden birisi haline gelecektir. Daha önce hayvancılıkla ilgisi olmayan, sektörle ilk kez tanışan girişimciler büyük işletmeler kurdu. Islah çalışmaları, yem bitkilerinin üretimi, suni tohumlama vb. birçok konuda olumlu gelişmeler kaydedildi. Organik et ve süt üretimi de bu dönemde başladı. Organik Yumurta Tavukçuluğu ve Organik küçükbaş hayvancılığı konusunda da önemli adımlar atıldı. Tüm bu unsurlara bağlı olarak, binlerce hayvanı bir araya getiren et ve süt çiftlikleri, “100 büyükbaş üstü çiftlikler” yaygınlaşıyor. Organize hayvancılıkta her geçen gün yeni yatırımlar yapılıyor. Olumlu gelişmeler, et ve süt üretimini daha endüstriyel ve daha sağlıklı hale getiriyor. İl Tarım Müdürlüğü Çiftçi Eğitim ve Yayım Şube Müdürlüğü olarak bize başvuran ve iş fikri hayvancılık olan müteşebbis ve çiftçilerimize verdiğimiz bilgilerin yeterli olmadığını ve bazı 88
Manisa Tarım ve Gıda
Ocak - Şubat - Mart 2011
eksiklerimizin olduğunu gördük. Yaptığımız saha çalışmalarında ve işletme ziyaretlerinde gerekli izahatları ve açıklamaları yapmamıza rağmen çiftçilerimizin beyninde doğruları canlandırmakta zorluklar çekiyorduk. Hayvancılık İl Konu Uzmanlığı olarak bunu sanal ortamda doğru planlanmış bir çiftliğin içinde gezdirerek göstermekte fayda olacağını ve bunun çiftçilerin bakış açısında bir gelişmeye yol açacağını düşündük. Hayvancılık yapma fikri ile gelen çiftçilerimizin ne tür bir hayvancılık ve hangi kapasitede yapacakları konusunda birebir eğitime alıyoruz. İş fikrinin oluşumunda arazi varlıkları, bu arazinin hayvancılığa uygunluğu, elektrik, yol, su durumu ve iklim verilerini değerlendirip bunlarla birlikte ele aldığımız kaba yem ve kesif yemle ilgili tecrübelerimizle sabit olan şahsi üretim miktarlarının çok önemli olduğu vurgusunu yapıyoruz. Hayvancılık yapmak isteyen ve iş fikirleri oluşanların işe nerden ve nasıl başlayacakları konusunda gerekli bilgileri veriyoruz. Yapmayı düşündükleri işletmenin projeksiyonu ve rantabilitesinden bahsedip sürdürülebilirlilik açısından neler yapmasının gerektiğini anlatıyoruz. Ucuza mal ettikleri yem rasyonun karlılığı direk etkilediğini ve alternatiflerini daha ucuza mal etmeleri gerektiğini ve çok sık yem değişikliği yapmamalarını tavsiye edip örnek yem rasyonlar veriyoruz. Barınak planlama aşamasında yapılan bir hatanın geri dönüşünün maddi boyutunu sanal ortamda gösterip hayvan refahı ve mutluluğu için iç mimarinin ne kadar önemli olduğunu gösteriyoruz. İnşaat aşamasında yapılan bir hatanın geri dönüşü olmayan sorunlara yol açtığını ve sanal ortamda masrafsız olarak düzeltebildiğimiz bir yanlışın uygulamada daha büyük maliyetler gerektirdiğini göstererek öğretiyoruz. Uygulamaya geçen çiftliklere eğitim gezileri düzenliyoruz. Çiftçilerimize verdiğimiz bu çıktılarla kendilerini anlattıkları ve uygulama aşamasında faydalandıklarını sahadaki uygulamalardan görmekteyiz. Çiftçilerimizden süt sığırcılığı, besi sığırcılığı, koyun ve keçi yetiştiriciliği ile organik yumurta tavukçuluğu yapmak isteyen çiftçilerimize yönelik yapmış olduğumuz çalışmalardan örnekler göstermekteyiz. Bu tür bir eğitim faaliyeti hayvancılık konusunda bir ilktir. Hayvancılık yapmak isteyen bir müteşebbis, iş fikrinin oluşturulmasında ve uygulama aşamasında İl Müdürlüğümüz gerekli birimlerinden gerekli ve doğru bilgilere ulaşabilmektedir. Hayvancılık başlaması kolay ve zevkli olan fakat sürdürülmesi zor olan bir iş koludur. İşletmenin geleceği başlangıçta alacağınız radikal kararlara bağlı olup bu uygun bir sabit yatırım kaliteli damızlık ve mutlaka elinizde olması gereken işletme sermayesi ile mümkün olacaktır.
Manisa Tarım ve Gıda
Ocak - Şubat - Mart 2011
89
HAYVANCILIK
Türkiye’de
Organik Tavukçuluk Ekolojik hayvancılık bakımından önemli bir potansiyeli olan ülkemizde organik hayvansal üretim, bitkisel üretime göre küçük paya sahip olmakla birlikte, son yıllarda gelişmeye başladı. MAKBULE GÖZTEPE Ziraat Mühendisi Türkiye’de Tarım ve Köyişleri Bakanlığı 2009 yılı organik hayvansal üretim verilerine göre, Manisa, İzmir, Bolu, Bursa, Elazığ, Samsun, Kırklareli ve Konya’da iki işletme olmak üzere toplam dokuz işletme tarafından organik tavukçuluk yapılmaktadır.
sahiptir. Hayvancılık daha çok ekstansif olarak yapılmakta, bu nedenle birçok hayvancılık dalında düşük girdi kullanılmaktadır. Bu yüzden verim ve yetiştiricinin gelir düzeyi düşüktür. Ancak ekolojik hayvansal ürünler daha pahalı ve tüketici tarafından talep ve ihracat şansı daha yüksektir.
Türkiye’de organik hayvansal üretim bitkisel üretime göre küçük paya sahip olmakla birlikte, son yıllarda gelişmeye başlamıştır. Organik hayvansal üretim uzun yıllar sadece arıcılık ve bal üretimi olarak gerçekleşmiştir. Ancak ülkemiz ekolojik hayvancılık bakımından önemli bir potansiyele
Tarım ve Köyişleri Bakanlığı tarafından 2004 yılında yapılan II. Tarım Şurası, Hayvan, Su Ürünleri Yetiştiriciliği ve Sağlığı Komisyonu raporunda, organik yumurta ve kanatlı eti üretiminin yetiştiriciler için önemli bir avantaj olabileceği, tarımsal üretimle birlikte organik kanatlı yetiştiriciliğinin
90
Manisa Tarım ve Gıda
Ocak - Şubat - Mart 2011
ihracata yönelik olarak düşünüldüğünde, kanatlı hayvan yetiştiricileri için önemli bir gelir kapısı olacağı bildirilmiştir. Aynı raporda bu konuda yapılacak çalışmalara ve üretim yapan ve bu üretimi denetleyen örnek işletmelere ihtiyaç olduğu da belirtilmiştir. Başlangıçtan günümüze kadar ekolojik hayvansal ürünlerin miktarında meydana gelen artış ülkemizde tüketicilerin artık bu tür ürünlere ilgi duyduğunu göstermektedir. Pek çok ülkede hayvan refahına önem veren, çevreyle dost sürdürülebilir sistemlerde üretilmiş kanatlı eti ve yumurtası giderek artan düzeyde ilgi görmekte-
dir. Günümüzde organik tavukçuluğun 2009 yılı organik sertifikalı üretici ve hayvan sayıları, üretim değerleri Çizelge 1’de sunulmuştur. Organik kanatlı üretimi Türkiye’de toplam dokuz ilde yapılmaktadır. 69 bin 600 adet tavuk ile Samsun’da bir üretici 11,4 ton organik piliç eti ve 3 milyon 164 bin 100 adet yumurta üreterek ilk sırayı almaktadır. Samsun’daki üretici gibi hem organik et hem de organik yumurta üreten diğer bir üretici ise Bolu’dadır. Bolu’da 13 bin 610 adet tavuk ile yılda 23,1 ton organik et, 600 bin adet organik yumurta üretilmektedir. Çizelgeye göre en az organik yumurta üretimi 345 bin 800 adet ile İzmir’de gerçekleşmektedir. Türkiye’de 2009 verilerine göre organik kanatlı üretimi dokuz üretici tarafından gerçekleştirilmekte, 42 bin 610 adet tavuk ile toplam 11 milyon 767 bin 400 adet organik yumurta ve 69 bin 150 adet organik etlik piliç ile toplam 34,5 ton organik piliç eti üretilmektedir. Şu anda faaliyet gösteren bazı organik tavukçuluk işletmeleri mevcut hayvan sayılarını artırmış ve bu işletmeler şu anda Tarım ve Köyişleri Bakanlığı sayfasında ilan edilen 2009 yılı Organik Hayvansal Üretim Verileri’nde belirtilen rakamlardan daha fazla hayvan sayısına sahiptirler. Bu durum organik ürünlere olan taleplerin her geçen gün arttığını göstermektedir. Organik tavukçuluk yapan işletmeler, gerek özel gerekse resmi hiçbir kurumdan destek almadan organik tavukçuluğa başlamıştır. Ancak organik üretim yapmak isteyen yeni girişimciler ihtiyaç gördükleri takdirde devlet tarafından organik hayvancılığa verilen desteklemelerden yararlanabilmektedir.
Çizelge 1. Ülkemizde 2009 yılı organik hayvansal üretim verileri Hayvan Çiftçi Hayvan Et(ton) İller Türü sayısı Sayısı Toplamı
Yumurta (adet)
Bolu Etlik piliç Yumurta tavukları
1 0
11550 2060
23,1
1
13610
23,1
1
2550
732000
1
2550
732000
1
8700
0
2737500
1
8700
0
2737500
1
2992
0
345800
1
2992
0
345800
1
2900
0
840000
2
5378
0
1548000
2
5378
0
1548000
1
6030
1800000
1
6030
1800000
0 1
57600 12000
11,4 0
0 3164100
Toplam Samsun
1
69600
11,4
3164100
Genel Toplam Kaynak: Tarım Bakanlığı, 2010
9
111760
5
Toplam Bolu
600000 600000
Bursa Yumurta tavukları Toplam Bursa Elazığ Yumurta tavukları Toplam Elazığ İzmir Yumurta tavukları Toplam İzmir Kırklareli Yumurta tavukları Toplam Kırklareli
2900
840000
Konya Yumurta tavukları Toplam Konya Manisa Yumurta tavukları Toplam Manisa Samsun Etlik piliç Yumurta tavukları
Ülkemizde organik kanatlı ürünleri üretiminde, ihracattaki engeller nedeniyle pazarın öncelikle yurtiçi olacağı göz ardı edilmemelidir. Ancak ihracatın önündeki bu engelleri yavaş yavaş aşmaya başlayan organik tavukçuluk işletmeleri vardır. İhracattaki bu engeller tamamen aşıldığında özellikle Almanya başta olmak üzere AB ülkelerine, Uzakdoğu ve Arap ülkelerine organik tavuk ürünleri ihracatı yapılabilecektir. Türkiye organik tarım mevzuatını genel olarak Avrupa Birliği mevzuatı ile büyük ölçüde uyumlu hale getirmesine rağmen, kurumsal düzenlemeleri ve yapısal reformları geciktirmeksizin tamamlaması gerekmektedir. Bunun yanında, organik ürünlerimiz için potansiyel ihracat pazarlarımızın mevzuatlarına uyum sağlanması için gerekli çalışmaların yapılması gerekmektedir.
Güneydoğu Anadolu bölgelerinde yapılmaktadır. Zaten genellikle ekstansif hayvancılığın yapıldığı bölgede çeşitli desteklemeler ve bilgilendirmeler yapılırsa organik hayvancılıkta da önemli bir konuma gelecektir. Organik hayvansal üretimimizin ileri seviyelere gitmesi için gerekli olan temel faktörlerden birisi de organik yem bitkileri üretimidir. Ekolojik hayvancılık potansiyelimizin iyi değerlendirilmesi halinde hayvansal üretimdeki dezavantajımızın ekolojik hayvancılık ile avantaja dönüştürülme şansı bulunmaktadır.
Organik hayvancılık özellikle kırsal kalkınma açısından son derece önemli bir üretim koludur. Bu bağlamda gelişmiş ülkelerde kırsal kalkınmayı artırıcı çeşitli politikalar geliştirilmektedir. Ülkemizde de kırsal alanın geliştirilmesi ve desteklenmesi amacıyla gerekli politikaların tespit edilmesi için 5488 sayılı Tarım Kanunu (26149 sayılı Resmi Gazete) çıkarılmış ve bu konunda ekolojik üretim desteği tarımsal desteklemeler arasına alınmıştır. Ülkemiz hayvancılığının büyük bölümü Doğu ve
Türkiye’de organik üretim yapan bazı işletmeler, organik ürünlerin üretiminde “sözleşmeli çiftçi” uygulaması yapmaktadır. Bu uygulamada çiftçilerle üretici firmalar üretim aşamasında girdilerin temini ve hasat aşamasında ürünlerin alımı konularında, mahkemeye başvurma hakkı saklı kalmak koşuluyla, bir sözleşme yaparlar. Sözleşmeli tarım, üreticilere pazar, fiyat, satış ve prim garantisi getirerek avantaj sağlamaktadır. Sözleşmeli çiftçiler, bahçelerinde ve tarlalarında hiçbir
34, 11767400
şekilde kimyasal ilaç, hormon ve gübre kullanmamayı imzaladıkları sözleşmelerle taahhüt ederler. Bu şartlara uygun olarak üretimi yapılan organik ürünlerin her birine, Tarım ve Köyişleri Bakanlığı tarafından denetleme yetkisi verilen uluslararası bağımsız denetleme firmaları, ürünlerin organik ürün olarak kontrollü yetiştirildiğini belgeleyen, “Organik Ürün Sertifikası” verirler. Endüstriyel etlik piliç ve yemeklik yumurta üretiminde girdilerin çok sınırlı, üretim tekniklerinin çok standart hale gelmesi nedeni ile rekabet olanakları çok daralmıştır. İşletmelerin yetiştirme ve manejman koşullarındaki farklılıklar, yem hammaddelerinin çeşitliliği, besin madde içerikleri ve fiyatlardaki değişkenlikler organik piliç ve yumurtacı tavuk yetiştiriciliğinde rekabet ve çeşitliliği ortaya çıkaracağı gibi yerel ve yöresel girdilerin temininde de çeşitlilik yaratacaktır. Özellikle AB ülkelerinde küçük işletmeler tarafından yapılan organik tavukçuluk ülkemizde de kırsal kalkınmada kullanılabilecek alternatif bir yetiştiricilik şekli olabilir.
Manisa Tarım ve Gıda
Ocak - Şubat - Mart 2011
91
ÇİFTÇİ EĞİTİM
Arıcılıkta koloni yönetimi ilkbahar bakım ve beslenmesi Çevre koşullarına göre farklı davranışlar gösteren arı kolonilerine doğru müdahale yöntemleriyle bakım yapılmazsa arıcılıkta başarı şansı düşer.
BAYRAM ALİ GÜLEŞ Ziraat Mühendisi Arıcılıkta başarılı olmanın altın kuralı; arılı kovanlarda çok iyi gözlem yapılması, gerekli müdahalelerin nasıl ne şekilde yapılacağının bilinmesi ve yapılması gerekenlerin de zamanında, yeterli düzeyde yapılmasına bağlıdır. Arı kolonileri, çevre koşullarına göre farklı davranışlar gösterir. 92
Manisa Tarım ve Gıda
Arılıktaki iki koloni bile birbirinden farklı davranış gösterdiği için müdahale yöntemleri de farklı olmaktadır. Herhangi bir dönemde yapılacak bir yanlış diğer tüm dönemlerde üretimi olumsuz yönde
Ocak - Şubat - Mart 2011
etkiler. Arıcılıkta üretim sezonunun başlangıcı bir önceki sezondaki bal üretim sezonu sonudur. Bu dönemde arılar kışlatmaya sokulmadan önce yapılan bütün olumlu veya olumsuzluklar diğer dönemlerdeki tüm üretimi olumlu veya olumsuz yönde etkileyecektir. Kazanılan bilgi ve tecrübe
ışığında çok iyi gözlem yapılmalı, yapılması gerekenler zamanında yapılmalı, uygulama doğru belirlenmelidir. Kısacası “Arının bal, balın ise para” olduğu unutulmamalıdır. Hava sıcaklığının sıfırın altında olduğu bölgelerde arılar kapalı ortamlarda veya dış ortamda, sundurmanın altında kışlatılabilir. Ege ve Akdeniz bölgeleri ve sahil kesimlerde dış ortamda ya da sundurma altında kışlatılabilir. Genel bir uygulama ile iç ortamda kışlatılan arı kolonileri dış ortama söğüt ağaçları ilk yaprağını açtığında çıkartılır. Kovanlarda ilk bakım bu dönemde yapılır. Dış ortamda kışlatılan arılarda ilk bakım erikler çiçek açtığında yapılır. Hava sıcaklığı 17 °C’nin üzerindeki sıcaklıkta öğle üzeri saat 11-14 arası güneşli, rüzgarsız bir günde yapılmalıdır. İlk önce arılıktaki tüm kovanlar dikkatlice incelenir. Arıların uçuş aktivesi, polen taşıyıp taşımadıkları, kovan önünde ölmüş arıların olup olmadığı, kovanın giriş deliği ve uçuş tahtası üzerinde mum kırıntısı olup olmadığına bakılır. Tespit edilen kovanlar işaretlenir. İlk bakım işaretlenen kovanlarda yapılır. Arılıktaki diğer kovanların da ilk kontrolleri mutlaka yapılmalıdır. Arılıkta çalışırken arıcıların fazla üzerinde durmadığı, fazla önemsemediği öğelerin en önemlisi kovan kapağının açılıp kapanması ve körüğün kullanma yöntemidir. Körük çok iyi yakılmalı malzeme olarak selüloz içerikli odunsu malzemeler kullanılmalıdır. Kovan kapağı açılırken sakin olunmalı, kovana arkadan yaklaşılmalı, kovanı sarsmadan, arıları öldürmeden kovan kapağı açılıp kapanmalıdır. Çünkü ölen arılar feromen salgılar; salgılanan feromonlar arıların insanları düşman zannederek saldırmasına neden olur. Gereğinden fazla kovan açılmamalı, arılı ve arısız çerçeveler sağa sola atılmamalıdır. Balla bulaşık çerçevelerin sağa sola atılması arılarda yağmacılığa sebebiyet verir. Koku sürülmemeli açık renk elbise giyilmelidir.
İlkbahar bakım ve beslenmesi Kovan açılırken önemli hususlardan biri hava durumudur. Hava sıcaklığının 170 °C‘nin üzerinde iken, yağışsız, rüzgârsız, havanın açık güneşli olduğu günlerde yapılır. 10 °C’nin altındaki sıcaklıklarda çok zorunlu olmadıkça kovanlar açılmamalıdır. Yüksek düzeyde bal üretmek için iyi bir arılık yeri, verimli ırka ait üretken bir ana ve yeterince içerisinde kabartılmış çerçeve olan ballık olmalıdır. Kış Ölümleri: Ananın yaşlı ve verimsiz olmasından dolayı yeterince kalabalık ve genç nüfusun kışa girilmemesi, yeterli besin stoku olmamasından dolayı arıların aç kalması, kovan içerisinde rutubetin çok olması, hatalı bakım ve beslenme gibi nedenlerden dolayı arılarda kış ölümleri olmaktadır. Kovan içerisinde sırlı balın üzerini genç arılar açamaz. Tarlacı arı konumundaki işçi arılar açabilir. Hava sıcaklığı 14 °C’nin altına indiğinde arıların kas sistemi yavaşlar.
10°C’nin altındaki sıcaklıklarda hareket edemez. Kovan içinde rutubet fazla ise, kek yerine şurup verilmişse arılar kovan içerisini ısıtamazlar. Biyoenerji üretebilmeleri için beslenmeleri gerekir. Sıcaklık 10°C’de arılar kış salkımı oluşturmuşlardır. Kış salkımının bozulmaması gerekir. Salkımdan ayrılan arılar salkıma bir daha tutunamazlar. Kovan tabanına düşen arı orada kalır. Kalkamaz. Dış ortama ya da kovan önüne çıkan arı bir daha kovan içine giremez.
hasının üşümesinden dolayı arı ölümleri ve koloni sönmeleri meydana gelmektedir. Ana arı, çevresinde birkaç yüz işçi arı ile kalabilir. Kışa yaşlı ve verimsiz ana arı ile girildiğinde ana kayıpları da olabilir. İlkbahardaki arı kayıpları büyük ölçüde arı üreticisinin koloni yönetimini yeterli ölçüde bilmemesinden, besin yetersizliğinden, eksik ve hatalı beslenmeden dolayı açlıktan kovanlar tamamen sönebilir.
İlkbaharda kovanın iç kısmının kontrolü
İlkbahar Ölümleri: Arı kolonisi kışa kalabalık ve genç nüfusla girmediğinden, ömürlerini tamamlayan arıların ölmesi, kovan içerisindeki arı mevcudunun aniden düşmesinden ve kuluçka sa-
1- İlk Bakım Yapılacak Kovanların Belirlenmesi: Ege Bölgesi ve sahil kesimlerde erik ağaçları çiçeklerini açtığında arı kolonilerinde ilk kontrol yapılmalıdır. Hava sıcaklığı 17°C nin üzerinde
Manisa Tarım ve Gıda
Ocak - Şubat - Mart 2011
93
iken sat 11-14 arası güneşli, rüzgarsız bir günde arılıktaki tüm kovanlar dış ortam itibariyle çok iyi gözlem yapılarak incelenir. İyi bir uçuş aktivesinin olup olmadığı, arıların polen taşıyıp taşımadığına bakılır. Polenin taşınması sağlıklı koloni için ilk belirtidir. Kovanın uçuş tahtası üzerinde mum kırıntısı ve ölü larva, ergin arı olup olmadığına bakılır. Petek kırıntısı, ölü larva ve ergin arı olup olmadığına bakılır. Kovan giriş deliğinin ve uçuş tahtası üzerinin temiz cilalanmış gibi olması koloninin sağlıklı olmasının belirtisidir. Sorunlu olan kovanlar tespit edilerek işaretlenir. İlk kontrol bu kovanlarda yapılır. 2- Sorunlu Kovanlarda İlk Bakımın Yapılması: a) Kovan Dip Tahtası Kontrolü: Körük yakılır. Maske ve eldiven giyilir. Kovan giriş deliğinden 2-3 kez duman verilir. Bir dakika kadar beklenir. Kovana arkadan yaklaşılarak sarsmadan, ses yapmadan kovan kapağı açılmalıdır. Kovan içi sıcaklığının düşmemesi ve kuluçka sahasının üşümemesi için yapılması gerekenler kısa sürede yapılmalıdır. Dip tahtası incelenir. Üzerinde nem ve su birikintisi bulunan ıslak olan dip tahtası hava sıcaklığı yeterli ve ayrı bir parça ise değiştirilmelidir. Dip tahtası ayrı değilse 16-20 °C civarında iken güneşli bir günde kovan değiştirilmeli veya dip tahtası üzerindeki ıslaklık kurutulmalıdır. Arılar en büyük zararı açlıktan ve rutubetten görürler. Rutubet peteklerin küflenmesine, kovan içerisinin
94
Manisa Tarım ve Gıda
daha soğuk olmasına, yavru sahsının üşümesine ana arının, kuluçka üretiminin durmasına ve kireç hastalığının oluşmasına sebep olur. b) Çerçeve Kontrolü: Küflü, yarım, kırık, aşırı esmer ve fazla petekler kovandan uzaklaştırılır. Bunların yerine önceki yıllardan kalan kabartılmış çok eski olmayan petekler kullanılır. Polenli ve ballı petekler öncelikle verilmelidir. Temel petekli çerçeve en sona konur. Esmer ve küflü peteklere ana arı yumurta atmakta isteksiz davranır. Kovan sıkıştırılarak daraltılır. Kuluçka bölgesindeki sıcaklık 35 °C olduğundan kuluçka üşütülmemeli, yapılması gerekenler kısa sürede yapılmalı ve kovan kapağı örtülmelidir. c) Ana Arı Kontrolü: Ana arı görülmeli, ana arı görülmez ise günlük yumurtaya bakılmalıdır. Günlük yumurta ve ana arı görülmezse, bu kovan 1-2 gün sonra tekrar kontrol edilmelidir. Ana arı yok veya genç ana arı var ise, genç ana arı öldürüldükten sonra ana verilmeli, ana yoksa yumurta üretimi olan analı kovanla birleştirilmelidir. d) Besin Muayenesi Kontrolü: Bal ve polen kontrolü yapılır. Besin stoku yetersiz ise bu dönemde kovan içi mevcuduna göre koyu şurupla besleme yapılmalıdır. Koyu şurup ½ kg’dan fazla verilmemelidir. Hava sıcaklığı meteorolojiden kontrol edilerek 2-3 gün 17 °C’nin üzerinde olduğunda besleme yapılmalıdır. Bu dönemde
Ocak - Şubat - Mart 2011
yavru geliştirme ve kuluçka üretimi çok yoğun olduğundan açlıktan dolayı koloni sönmeleri olabilir. Buna dikkat edilmelidir. Kekle birlikte bir miktar koyu şurup da verilebilir. Havaların ısınmaya başladığı ve kuluçka üretiminin çok yoğun olduğu bu dönemde kovan içinde rutubetli bir ortamın oluşmasını sağlayacak uygulamalardan kaçınılmalıdır. e) Hastalık ve Parazit Kontrolü: Parazit ve Nosema, Avrupa ve Amerikan yavru çürüklüğü, kireç hastalığı, varroa zararlısı görüldüğünde mutlaka bir uzmana danışılmalı ve veteriner hekimlerin vereceği ilaçlar, Arı Sağlık Belgesi’ne yazdırıldıktan sonra kullanılmalıdır. İlkbaharda popülasyonun ve kuluçkanın en az olduğu dönemde, hava sıcaklığının 15-20 °C olduğu günlerde arılarımız varroa zararlısına karşı mutlaka ilaçlanmalıdır. İlaçlamada geç kalınmamalıdır. Varroa zararlısına karşı ilaçlanmayan ve zamanında, uygun ilaçla uygun dozda mücadele edilmeyen arılardan verim alınamaz. Yeterli miktarda bal üretimi gerçekleştirilemez. Varroa zararlısı görülmüyor diye ilaçlama yapılmayan, mücadele edilmeyen arılarda erkek arılar kovan dışına atıldıktan sonra varroalar görülmeye başlar. Kanatsız arılar görülür. Bu tip kovanlarda ağustos ve eylül aylarında varroa tahribatının en yoğun görüldüğü aylardır. Bu kovanlardan verim alınamaz. Kışa güçlü olarak da sokulamaz, kış ve ilkbahar kayıpları yoğun olarak görülür.
HAYVAN SAĞLIĞI
Brusellozise dikkat! Ekonomik kayıplarının yanı sıra insan sağlığını da etkileyen Brusellozis hem dünya ülkeleri hem de ülkemizde, salgın hayvan hastalıkları ile mücadelede ilk sıralarda yer alır. Mehmet HASPOLAT Veteriner Hekim Brusellozis hastalığı birçok dünya ülkesinde olduğu gibi ülkemiz hayvancılığı açısından da önemli zoonotik hastalıklardan biridir. Ekonomik kayıplarının yanı sıra insan sağlığını da etkilemesi nedeniyle hem dünya ülkeleri hem de ülkemizde, salgın hayvan hastalıkları ile mücadelede ilk sıralarda yer almaktadır. Hayvanlarda bu hastalık yavru atma, süt veriminde azalma, damızlık değerinin kaybolması, kısırlık gibi hem yetiştirici hem de ülke ekonomisi açısından ciddi kayıplara yol açmaktadır. Brusella grubu bakterilerin oluşturduğu, bulaşıcı, enfeksiyöz bir hastalıktır. Özellikle sığır, koyun, keçi ve domuz gibi evcil hayvanlarda yavru atmaya neden olan ve aynı zamanda hayvanlardan insanlara da bulaşan (zoonozis), ekonomik yönden zarar verici ve halk sağlığı yönünden önem taşıyan bir hastalıktır. Evcil hayvanlarda bulaşıcı yavru atma hastalığı olarak bilinen hastalık, insanlarda dalgalı humma, Bang hastalığı, Malta humması ve Akdeniz humması olarak da bilinmektedir. Hastalığın çabuk yayılması, kontrol ve mücadelesinin güçlüğü, uzun süre alması ve masraflı olması dikkati çekmektedir. Hayvansal protein kaynaklarına olan olumsuz etkisi, hayvan ve hayvansal ürünlerin ticaretine engel teşkil etmesi ve çoğunluğu kırsal kesimde bulunan kısıtlı imkanlara sahip hayvan yetiştiricilerinin sosyo-ekonomik gelişmesini engellemesi gibi zararlarının olması bir başka faktördür. Ayrıca insan sağlığı açısından taşıdığı risk hastalığın önemini daha da artırmaktadır. İnsanlarda uzun süren bir hastalığa neden olan Brusellozis fizik yetersizliği ve iş gücü kaybına neden olurken, tedavi ve hastane giderleri de önemli bir ekonomik kayba neden olmaktadır.
Hastalık kontrol programları ile hayvanlarda hastalık oranının azaltılamadığı gelişmekte olan ülkelerde insanlarda Brusellozis oldukça yaygın görülmektedir. Sütlere ısıtma işleminin (pastörizasyon vb.) uygulanmadığı, çiğ süt ve süt ürünlerini tüketme gibi beslenme alışkanlıkları ve kötü hijyenik şartlar insanlarda enfeksiyon riskini artırmaktadır. Endüstrileşmiş bazı ülkelerde hastalık, hayvanlarda kontrol altına alındığı halde, dışarıya seyahat eden veya güvenli olmayan hayvan ürünlerini tüketen bireyler ve mesleki olarak maruz kalan gruplarda (çiftçiler, veteriner hekimler, laboratuar ve mezbaha çalışanlarında) tek tük vakalar halinde görülmektedir.
maruz kalmış hayvanların sürüye sokulmaları ile görülür.
Brusellozis ülkemizde hem hayvanlarda hem de insanlarda ihbarı mecburi bir hastalıktır.
Sığırlarda dişi hayvanlarda başlıca belirti yavru atmadır. Yavru atma genellikle gebeliğin 5-7’nci aylarında görülür. Gebelik süresini tamamlayarak doğan yavrularda da doğum sonrası hemen ölüm görülebilir.
Altı türü bulunan Brucella grubu mikroorganizmalardan Brucella melitensis, Brucella abortus ve Brucella suis halk sağlığı yönünden büyük önem taşır. Brucella mikroorganizmaları direkt güneş ışığı, dezenfektanlar, pastörizasyon ve kuru şartlara duyarlıdır. Güneş ışığında 1-12 saatte, 60 ºC’de 10 dakikada, 100 ºC’de hemen ölürler. Çeşme suyunda 4-8 ºC’de birkaç ay, 0 ºC’de 2.5 yıl, dondurulmuş dokularda birkaç yıl, nemli toprakta 60 gün ve 20 ºC’de yüzde 40 nemli ortamda 144 gün canlı kalabilirler. Çiğ sütten yapılan tuzsuz krema yağında buzdolabında 142 gün, yüzde 10 tuz içeren salamura peynirde 45 gün, yüzde 17 tuz içerende ise bir ay canlı kalır. Etin normal dinlendirilmesi süresince oluşan pH değişikliği (asitlik) ette bulunabilecek Brusella mikroorganizmalarını öldürmeye yeterlidir. Brusellozis, duyarlı hayvanlara genellikle enfekte hayvanlarla doğrudan temas yoluyla veya enfekte hayvanların akıntılarıyla bulaşık çevreden geçer. Genel kural olarak Brusellozis bir sürüden diğer bir sürüye enfekte veya enfeksiyöz etkene
Mikrobun kuluçka süresi mikroorganizmanın enfeksiyöz dozuna maruz kalınması ile hastalık belirtilerinin görülmesi arasında geçen süredir. Hayvanlarda Brusellozisin kuluçka süresi iki hafta ile bir yıl, hatta bazı durumlarda daha uzun olmak üzere oldukça değişiklik gösterir. Görülen ilk belirti yavru atma olduğunda, minimum kuluçka süresi yaklaşık 30 gündür. Enfeksiyona duyarlılık ve hastalığın belirtileri yaş, cinsiyet, ırk, gebelik durumu, hayvanın bağışıklık durumu, alınan bakterinin miktarı, türü ve virülensine göre değişiklik gösterir.
Koyun ve keçilerde başlıca belirti yavru atmadır. Yavru atma genellikle gebeliğin son iki ayında görülür. Canlı fakat zayıf kuzu doğumu görülebilir Enfekte hayvanları görünümlerine göre tespit eden etkili bir yol yoktur. Hastalığın teşhisi ancak laboratuar testleri ile olur. Yapılan denemelerde tedavide çok başarılı sonuçlar alınamamıştır. Brucella mikroorganizmalarının vücuttan yok edilmesi uzun süreli ve kombine antibiyotik tedavisini gerektirir ve bu her zaman başarılı olmaz. Hayvanlarda tedavi önerilmez. Ancak korunma ve koruyucu aşılama tedbirleri ile hastalıkla mücadele edilir. Sürüye veya işletmeye yeni hayvan satın alındığında test yaptırılmalı ve hayvan satın alınacağında Brusellozis bulunmayan sürüler tercih edilmelidir. Ayrıca hastalığın yayılmasını önlemek için Brusellozis tespit edilen hayvanlar satılmamalıdır.
Manisa Tarım ve Gıda
Ocak - Şubat - Mart 2011
95
ÇİFTÇİ EĞİTİMİ
Tarımsal Yayım ve Danışmanlık Hizmetleri Tarımsal Yayım ve Danışmanlık Hizmetleri Uygulaması ile çiftçi ve işletmelerimizin işletme planlamasından, elde etmiş bulundukları tarımsal ürünlerin pazarlanmasına kadar olan sürecin tamamını kapsayan bir şekilde bilinçli tarım yapılması amaçlanmaktadır. ‘Tarımsal Yayım ve Danışmanlık Hizmetleri’ konusunda İlimizde çalışmalarımız devam etmektedir.
MEHMET BATMAN Ziraat Yüksek Mühendisi Ülkemizde ‘Tarımsal Yayım ve Danışmanlık Hizmetleri’ halen büyük ölçüde kamu tarafından yürütülmektedir. Girdi satışına esas olarak özel sektör tarafından gerçekleştirilen danışmanlık hizmetleri de ülkemizde oldukça yaygındır. Tarımsal açıdan gelişmiş olan ülkelerde danışmanlık hizmetlerinin hem kamu hem de özel sektör aracılığı ile gerçekleştirildiği görülmekle birlikte ağırlıklı olarak özel sektör tarafından yapıldığı görülmektedir. Gelişmiş ülkelerde “Üretici Örgütleri” bu anlamda çok önemli görevler üstlenmektedirler. Ülkemizde 5488 Sayılı Tarım Kanunu ile 08.09.2006 tarih ve 26283 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe giren Tarımsal Yayım ve Danışmanlık Hizmetlerinin Düzenlenmesine Dair Yönetmeliğe dayanılarak Bakanlığımızca hazırlanan “Tarımsal Yayım ve Danışmanlık Yönetmeliği” ülkemizde bu konudaki boşluğu dolduracak nispeten yeni bir uygulamadır. Bu uygulama ile “Tarımsal Yayım ve Danışmanlık Hizmetleri” vermek üzere “Üretici Örgütleri”, Şirketler, Dernekler ve Vakıflar ile Serbest Tarım Danışmanları gerekli şartları sağladığı takdirde Bakanlığımızca yetkilendirilmekte ve Tarımsal Yayım faaliyetlerini yürütebilmektedirler. Böylece Bakanlığımızın yönlendirme ve kontrolleri doğrultusunda ülkemizdeki tarımsal yayım ve danışmanlık faaliyetlerinin önemli bir kısmının özel sektör tarafından gerçekleştirilmesi sağlanacaktır. İleriki yıllarda halen il Müdürlüklerimizce yürütülmekte olan bir kısım faaliyetlerinde bu kurumlara devri söz konusu olabilecektir.
96
Manisa Tarım ve Gıda
Böylece hem daha yakından ve daha etkin tarımsal yayım gerçekleştirilecek hem de İl Müdürlüklerimizin bir kısım çalışmaları da Bakanlığımız talimatlarıyla yetkilendirilmiş kişi ve kurumlara devredilecektir. . Tarımsal Yayım ve Danışmanlık Hizmetleri Uygulaması ile çiftçi ve işletmelerimizin işletme
Ocak - Şubat - Mart 2011
planlamasından, elde etmiş bulundukları tarımsal ürünlerin pazarlanmasına kadar olan sürecin tamamını kapsayan bir şekilde bilinçli tarım yapılması amaçlanmaktadır. ‘Tarımsal Yayım ve Danışmanlık Hizmetleri’ konusunda İlimizde çalışmalarımız devam etmektedir. Tarımsal Yayım ve Danışmanlık Hiz-
metlerini yerine getirmek üzere öncelikle ilimizde sertifika sahibi Tarım Danışmanı sayısını yeterli sayıya ulaştırmak üzere “Eğitim Hizmetleri”ne ağırlık verilmiştir. Bu amaçla İlimizden gerekli alt yapıyı oluşturduktan sonra “Eğitim Yetki Belgesi” talebinde bulunan TMMOB Ziraat Mühendisleri Odası Manisa Şube Başkanlığı, Türkiye Ziraatçılar Derneği Manisa Şubesi ve Manisa Veteriner Hekimleri Odası’nın girişimleri desteklenmiş ve “Tarımsal Danışmanlık Eğitim Yetki Belgesi” bu kurumlara verilmiştir. Bu kurumlarca açılmış olan “Tarımsal Yayım ve Danışmanlık Kursları”nda başarı gösteren 300 kişiye “Tarım Danışmanlığı Sertifikası” verilmiştir. “Eğitim Yetki Belgesi” iptal kararının ardından Bakanlık Makamı’nın 28.06.2010 tarih ve 4606 sayılı Olur’ları ile ve “Merkezi Sınav Sistemi”ne dönülmüştür. Bakanlığımızca 24 Ekim 2010 tarihinde Utem/Ankara’da yapılan ‘Tarımsal Yayım ve Danışmanlık Sınavı’na ilimizden müracaat eden 63 adayın veri girişleri yapılmış ve sınava katılımları sağlanmıştır. Kurum personelimizin eğitimleri ise Bakanlığımızın ilimize vermiş bulunduğu kontenjanın tamamı doldurulmak üzere devam etmiştir. Uygulamasının ilimizde daha hızlı ve daha etkili uygulanabilmesi amacıyla çiftçilerimizin hali hazırda halen üyesi bulunduğu ve bünyesinde “Tarım Danışmanı” istihdam eden “Üretici Örgütleri” nezdinde çalışmalara ağırlık verilmiştir. Bu amaçla “Tarımsal Kalkınma Kooperatifleri” ve “Üretici Birlikleri” öncelikle ziyaret ve yazışmalar suretiyle konudan haberdar edilmiş ve “Yetki Belgesi” almaları yönünde girişimlerde bulunulmuştur. Bu çalışmalar neticesinde İlimizde 16 adet kişi / kurum yetkilendirilmiştir. 27 Mayıs 2010 tarihli Resmi Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe giren 2010 Yılı Tarımsal Yayım ve Danışmanlık Destekleme Tebliği’nin yayınlanmasını müteakiben ilimizde beş ilçeden gelen talepler değerlendirmeye alınmış ve 235 çiftimize toplam 117 bin 500 TL destekleme ödemesi yapılmıştır. 2011 yılında ilimizde “Tarımsal Danışmanlık Yetki Belgesi” talebinde ve buna bağlı olarak da danışmanlık hizmeti alan çiftçi/işletme sayısında önemli ölçüde artış olacağı düşünülmektedir. Bu amaçla Müdürlüğümüzce kişi / kurumlar nezdinde birebir bilgilendirme ziyaretleri yapılmakta ve İlçelerimiz bazında toplantılar gerçekleştirilmek-
tedir. 2011 yılı içerisinde İlçe toplantılarına ağırlık verilecektir. İlimizde konuyla ilgili TV Programı da dahil olmak üzere her zeminde yayım ça-
lışmaları da yapılmakta olup Bakanlığımız ve “İl Teknik Komitesi”nin kararları doğrultusunda çalışmalarımız devam etmektedir.
Manisa Tarım ve Gıda
Ocak - Şubat - Mart 2011
97
TARLA BİTKİLERİ
Pamuk ülkesi olmak… Pamuk, ülke ekonomisine sağladığı istihdam ve yarattığı katma değer nedeniyle önemli ve stratejik bir üründür. Dünyada GDO’suz pamuk üretimi yapan ülkeler arasında en verimli pamuk üretimini Türkiye yapmaktadır. HALİM ŞİVECAN Pamuk Eksperi Dünya nüfusunun hızla artması, diğer yandan sanayileşen ve kalkınan toplumlarda yaşam standardının yükselmesi, pamuk tüketim ve gereksinimini artırmıştır. Pamuk, ülke ekonomisine sağ98
Manisa Tarım ve Gıda
ladığı istihdam ve yarattığı katma değer nedeniyle önemli ve stratejik bir üründür. Değişik kullanım alanlarıyla tarım sektöründe, sanayi sektöründe ve ticaretinde önemli bir konuma sahiptir.
Ocak - Şubat - Mart 2011
Pamuk işlenmesi açısından çırçır sektörünün, lifi ile tekstil sektörünün, çekirdeği ile yağ ve yem sektörünün, linteri ile de kâğıt sektörünün hammaddesi durumundadır.
Pamuk lifini, diğer bitkisel ve sentetik elyaflardan üstün kılan ve beşeri ihtiyaçları karşılamada yapılan tercihte ilk sırayı almasını sağlayan özellikler; pamuk lifinin doğal oluşu, teri içine emerek hapsetme (absorbe) özelliği, ısıtılıp kaynatıldığında diğer liflere göre sağlam kalması, statik elektriği daha az iletmesi, hava geçirgenliği ve sağlığa uygun olma (hijyenik) sayılabiliriz.
ŞEKİL 1
alanda pamuk ekimi yapılmış ve bu ekimden 24 milyon ton lif pamuk elde edilmiştir. (2005-2010 arası beş yıllık dönemde) Dünyada pamuk üretim alanı olarak en büyük ekim Hindistan’da yapılmaktadır. Ardından büyüklük sırasıyla Çin, ABD, Pakistan, Özbekistan ve Brezilya gelmektedir. (Tablo 1)
Dünyada pamuk üretimi 70’e yakın ülkede yapılmasına rağmen pamuk üretiminin yüzde 80’ine yakını Türkiye’nin de içinde bulunduğu az sayıda ülke tarafından üretilmektedir. Dünyada yıllık ortalama 32,5 milyon hektar
Şekil 1
Tablo 1
Dünya Pamuk Üretim alanları
Ülkeler
2003/04
2004/05
2005/06
2006/07
2007/08
2008/09*
2009/10** 2010/11**
Hindistan
7.830
8.786
8.677
9.144
9.439
9.373
10.120
10.575
Çin
5.423
6.261
5.698
6.199
6.317
6.317
5.419
5.527
ABD
4.858
5.284
5.586
5.152
4.245
3.063
3.112
3.863
Pakistan
2.989
3.229
3.100
3.075
1 3.055
2.850
3.110
3.265
Özbekistan
1.394
1.419
1.432
1.432
1.450
1.391
1.317
1.330
Brezilya
1.100
1.179
856
1.097
1.077
840
836
961
Türkmenistan
550
550
600
600
642
674
607
667
Burkina Faso
459
566
646
716
407
466
420
462
Arjantin
255
375
305
400
304
285
430
452
Zimbabve
330
320
320
400
308
375
340
391
Tanzanya
459
471
245
409
450
400
348
366
Türkiye
725
698
600
630
500
365
280
364
Myanmar
270
290
284
310
310
310
310
310
Diğer
5.772
6.370
5.988
5.126
4.332
3.947
3.644
4.147
DÜNYA
32.414
35.798
34.337
34.690
32.836
30.656
30.293
32.680
Manisa Tarım ve Gıda
Ocak - Şubat - Mart 2011
99
Dünya Pamuk Üretimi (1000 Ton-Lif) ÜLKELER
2006/07
2007/08
2008/09
2009/10
2010/11(*)
ÇİN
7,729
8,056
7,991
7,076
7,185
HİNDİSTAN
4,746
5,225
4,921
5,117
5,443
ABD
4,700
4,182
2,790
2,654
3,636
PAKİSTAN
2,155
1,938
1,960
2,155
2,286
BREZİLYA
1,524
1,602
1,193
1,252
1,481
ÖZBEKİSTAN
1,165
1,165
1,002
871
1,002
TÜRKİYE
849
675
457
380
488
DİĞER
3,705
3,295
3,086
2,898
3,370
TOPLAM
26,573
26,138
23,400
22,403
24,891
TABLO 2
Dünyada en çok pamuk üreten ilk yedi ülke sırasıyla Çin, Hindistan, ABD, Pakistan, Brezilya, Özbekistan ve Türkiye’dir.
Dünya Pamuk Tüketimi (1000 Ton-Lif) ÜLKELER
2006/07
2007/08
2008/09
2009/10
2010/11(*)
ÇİN
10,886
11,104
9,580
10,342
10,669
HİNDİSTAN
3,941
4,050
3,865
4,246
4,442
PAKİSTAN
2,613
2,613
2,449
2,504
2,547
TÜRKİYE
1,589
1,350
1,110
1,219
1,197
BREZİLYA
996
1,002
914
958
1,002
BANGLADEŞ
697
762
816
871
925
ABD
1,074
998
781
740
718
TABLO 3
DİĞER
5,157
4,976
4,421
4,469
4,516
TOPLAM
26,953
26,854
23,937
25,349
26,017
Tüketimde ise; ilk üç sırayı Çin, Hindistan ve Pakistan almakta ve onları sırasıyla Türkiye, ABD ve Brezilya izlemektedir.
100
Manisa Tarım ve Gıda
Ocak - Şubat - Mart 2011
Dünya Pamuk İthalatı (1000 Ton-Lif) ÜLKELER
2003/04 2004/05 2005/06 2006/07 2007/08 2008/09 2009/10(*)
ÇİN
1929
1364
4200
2306
2511
1520
1660
TÜRKİYE
516
743
744
873
711
635
800
BANGLADEŞ
335
403
480
540
610
625
652
ENDONEZYA
415
502
426
490
495
430
458
TAYLAND
365
497
412
415
420
360
384
7320
9610
8142
8136
6474
6753
DÜNYA TOPLAM 7242
TABLO 4
Son beş yılın ortalamasına göre Dünyada en çok pamuk ithalatı yapan yedi ülke Çin, Türkiye, Bangladeş, Endonezya, Pakistan, Tayland ve Vietnam’dır.
Dünya Pamuk İhracatı (1000 Ton-Lif) ÜLKELER
2003/04
2004/05
2005/06
2006/07
2007/08
2008/09
2009/10*
ABD
2995
3143
3281
2833
2973
2896
2221
HİNDİSTAN
119
136
751
960
1530
425
1406
ÖZBEKİSTAN
659
850
1020
980
887
560
788
BREZİLYA
210
339
429
283
486
600
610
AVUSTRALYA
470
435
628
465
265
230
348
BURKİNA FASO
197
198
290
320
188
161
168
TABLO 5
YUNANİSTAN
247
321
356
269
234
220
161
SURİYE
110
114
177
70
55
45
49
DÜNYA TOPLAM
7242
7749
9732
8101
8356
6456
6753
En çok ihracat yapan ilk yedi ülke sırasıyla ABD, Hindistan, Özbekistan, Brezilya, Avustralya, Yunanistan ve Türkmenistan’dır.
Türkiye’nin konumu kısaca şöyle özetleyebiliriz; pamuk ekim alanı açısından Dünyada sekizinci sırada, birim alandan elde edilen lif pamuk verimi yönünden üçüncü sırada, pamuk üretim miktarı yönünden yedinci sırada, pamuk tüketimi yönünden dördüncü sırada, pamuk ithalatı yönünden ikinci sıra ülke konumundadır. GDO’suz pamuk üretimi yapan ülkeler arasında en verimli pamuk üretimini Türkiye yapmaktadır. Türkiye’de pa-
muk üretimi genelde Ege Bölgesi, Güneydoğu Anadolu Bölgesi, Çukurova ve Antalya yörelerinde yapılamaktadır. Türkiye’deki lif pamuk üretimimizin yüzde 50’si Güneydoğu Anadolu Bölgesi, yüzde 28’i Ege Bölgesi, yüzde 21’i Çukurova ve yüzde 1’i Antalya yöresinde yapılmaktadır. Türkiye’de 2006/07 dönemi tüketim ve üre-
tim miktarları baz alınarak yapılan incelemede 2009/10 dönemi de dahil ciddi miktarda düşüş izlenmektedir. 2008 ve 2009 yıllarında küresel ekonomik krizin olumsuz etkileriyle pamuğun özellikle üretimi olmak üzere, tüketim ve ticareti sadece Türkiye’de değil tüm dünyada azalmıştır. Fakat Türkiye’ de pamuk üretimi; üretim maliyetlerinin fazla olması, destekleme primlerinin rakip ülkelere göre düşük olması, ABD gibi pamuk üretiminde söz sahibi ülkelerin uyguladığı politikalar sonucu, Dünya fiyatlarıyla rekabet edilememesi, pamuk ekim alanlarında başka ürünlerin tercih edilmesi gibi faktörlerin etkisiyle diğer pamuk üretimi yapan ülkelere göre daha çok azalmıştır.
Manisa Tarım ve Gıda
Ocak - Şubat - Mart 2011
101
Türkiye Pamuk Ekim Alanı, Kütlü Pamuk Üretim Miktarı ve Verimi YILLAR
EKİM ALANI( ha)
ÜRETİM (ton) Kütlü Lif Çiğit
VERİM (kg/ha) Kütlü Lif
Çiğit
2002
721.077
2.541.832
988.120
1.457.122
3.530
1370
2020
2003
637.329
2.345.734
919.531
1.337.065
3.680
1440
2100
2004
640.045
2.455.071
935.928
1.425.850
3.840
1460
2230
2005
546.880
2.240.000
863.700
1.291.180
4.100
1580
2360
2006
590.700
2.550.000
976.540
1.476.556
4.320
1666
2500
2007
530.253
2.275.000
867.716
1.320.831
4.290
1640
2490
2008
495.000
1.820.000
673.400
1.077.440
3.680
1360
2180
2009
420.000
1.725.000
638.250
1.021.200
4.110
1520
2430
TABLO 8
TÜİK verilerine göre, Türkiye’nin 2002 2007 yılları ortalama lif pamuk üretimi 925 bin tondur. 2008 - 2009 yılları ortalama lif pamuk üretimi 655 bin ton seviyelerine diğer bir bakış acısıyla son iki dönemde pamuk üretimindeki azalma yaklaşık yüzde 30 dolaylarında gerçekleşmiştir.
102
Manisa Tarım ve Gıda
Yaşanan küresel ekonomik kriz, (2008/09) Dünya pamuk üretiminde de ciddi bir azalma yaratmıştır. 2009/10 sezonunda krizin etkilerinin azalmaya başlaması pamuk tüketiminin ve ticaretinin tekrar hareketlenmesini sağlamış ve bu dönemlerde yeterli üretim yapılamadığı için, tüketim mevcut stoklardan karşılanmaya başlamış-
Ocak - Şubat - Mart 2011
tır. Son dönemde dünya pamuk stok miktarında azalma eğilimi pamuk fiyatlarında yukarı doğru bir hareketlenmeyi beraberinde getirmiştir. Ülkemizde pamuk üreticisine uygulanan destekleme politikalarının yardımıyla, Türkiye’nin bir pamuk ülkesi olması gerçeği kaçınılmazdır.
Manisa Tarım ve Gıda
Ocak - Şubat - Mart 2011
103
REHBER
ACAR
R
TA R I M Zirai İlaç Tohum Gübre
ACAR TARIM İsmail Acar Hashoca Mh. 132 Sk. No: 17/A Akhisar / Manisa Tel: 0 236 413 98 25 GSM: 0 533 611 95 73
MANİSA VETERİNER HEKİMLER ODASI 2. Anafartalar Mahallesi 1513 Sokak No:14/1 (Manisa Tarım İl Müdürlüğü Yanı) / Manisa Tel-Faks: 0 236 231 05 60 bilgi@manisa-vho.org manisavho@hotmail.com
BAK-BAK LTD. ŞTİ. Gölmarmara yolu üzeri Karaosmanoğlu Sanayi Sitesi No: 175 Akhisar Tel-Faks: 0 236 413 17 64 GSM: 0 533 664 29 51 www.baksangidamakina.com serkan@baksangidamakina.com
AKHİSAR TİCARET BORSASI Hürriyet Mh. 450 Sk. No: 103 Akhisar / Manisa Tel: 0 236 414 18 32 Faks: 0 236 412 55 42 www.akhisartb.org.tr akhisartb@tobb.org.tr
GRAPPA GIDA SANAYİ Salihli - Ankara Asfaltı 7. km Tel: 0 236 716 30 00 Faks: 0 236 716 37 65 www.grappafoods.com info@grappafoods.com
MANİSA TARIM VE GIDA DERGİSİ’NE SİZ DE ABONE OLUN !
Manisa Valiliği Tarım İl Müdürlüğü tarafından 3 ayda bir yayınlanan Manisa Tarım ve Gıda Dergisi’nin abonelik ayrıcalığını siz de yaşayın.
1 YILLIK ABONELİK 50 TL
ADIMA FATURA EDİNİZ ŞİRKET ADINA FATURA EDİNİZ
Tarih:
/
/ 20..........
ABONELİK ADETİ .......................
ADI SOYADI
KURUMU
GÖREVİ
ADRESİ
ÜLKE
ŞEHİR
POSTA KODU
TELEFON
VERGİ DAİRESİ
FAX
VERGİ NO
Yıllık ............abonelik bedeli olan ................................ TL yi Halk Bankası Alsancak Şb. Kod.731 10260253 nolu RK Renkli Kalem Medya Yapım Ltd. Şti. hesabına havale ettim. Not: Lütfen havale dekontunuzu, doldurduğunuz Abone Formu ile birlikte fax veya e-mail yoluyla gönderiniz. Abonelikle ilgili ayrıntılı bilgi için arayabilirsiniz. ABONE TELEFON
104
(0232) 463 75 40
Manisa Tarım ve Gıda
ABONE FAX
(0232) 421 92 24
Ocak - Şubat - Mart 2011
bilgi@renklikalem.com.tr