Slam Dunk Dergi - Sayi 93

Page 1

SLAMDUNK HAFTALIK BASKETBOL DERGİSİ

1955 - 2015

02 - 08 Kasım 2015 / SAYI: 93

FlipSaunders Son Centilmen




SLAMDUNK YAZIŞMA ADRESİ Talatpaşa caddesi çelenk sok. no: 27/a kat:4 gültepe / KAĞITHANE / İSTANBUL Tel: +90 (212) 325 91 25 - Fax: +90 (212) 258 70 59

www.slamdunkdergi.com Genel Yayın Yönetmeni Bilgehan Aras bilgehanaras1976@slamdunkdergi.com Yazı İşleri Müdürü Faruk Çolak faruk@slamdunkdergi.com Haber Müdürü Bulut Çiftçi bulut@slamdunkdergi.com Tasarım BARAS MEDYA bilgehanaras1976@slamdunkdergi.com Fotoğraf Editörü Barış Tekin baristekin@slamdunkdergi.com Katkıda Bulunanlar Can Hasgör, Şaban Işık, Yaşar Anıl Cantepe Ali Konavic, Faruk Çolak, Alican Şengül Doğuş Arun, Gürhan Ul, Eren Tolga Onur, Buğra Uzar Can Asena, Batuhan Karcı, Furkan Sümbül, Bora Türkoğlu, Emre Çelik, Buğra Bayazıt Reklam Rezervasyon Bilgehan Aras bilgehanaras1976@slamdunkdergi.com + 90 (533) 552 07 49 Yayının Türü: Yerel Süreli Yayıncı: Baras Basım Yayın Adresi: Sanayi Mah. 1673. Sok. No: 34-34510 Esenyurt / İstanbul Tel: 0 (212) 622 63 63 Fax: 0 (212) 605 07 98 Slamdunk Haftalık Basketbol Dergisi, Baras Basım Yayın tarafından yayınlanmaktadır. Yazı ve fotoğrafların tüm hakkı Slamdunk Dergisi’ne, yayınlanan ilanların sorumluluğu ilan sahiplerine aittir. Slamdunk Dergisi Türkiye Basın Meslek İlkeleri’ne uymaya söz vermiştir.


Türkİye ve AvrupA bAskeTboluylA İlgİlİ ArAdığınız her şey

EurohoopS’ta!

yıldız oyuncu lA CEdİ oSman, r KoStaS SlouK aS ve GianniS antE toKounmpo’n un resmİ bloglAr ıy l bAskeTbolu pA A r İçİnden hİssedkenİn İn!


25,000’lik Foto

Miami Heat formasıyla oldukça başarılı bir hazırlık dönemi geçiren Gerald Green 28 sayı ve 9 ribaondile oynad 25.000 dolar para cezasına çarptırıldı.

reen’in ceza almasına neden olan harekt maçın bitimine 5 dakika kala attığı ve takımını 96-95 öne geçiren bir üçlük sonrası yaptığı silah hareketi. NBA yönetimi ceza sebebini ”Parke üzerinde ve oyun oynanırken tehtidkar el ve kol hareketi yapmak” olarak açıkladı. Green’in tepkisi ise olayın en komik tarafı… Eski smaç şampiyonu mâlum hareketin fotoğrafının altına “madem 25.000’e mâl oldu ben de yüklerim.” Diyerek instagram hesabından paylaştı.

G


FastBreak / Hazırlayan: Alican Şengül

dığı Washington Wizards maçı sonrası


Ustalara saygı kuşağı

Detroit Pistons’ın ikinci “Bad Boys” döneminde ligi kasıp kavurduğu sıralarda takımın en önemli isimlerinden o numaralarının sene sonunda emekliye ayrılacağı açıklandı. tan Van Gundy yönetiminde yeniden yapılanma yoluna giden ve Andre Drummond’ın yanına potansiyel yıldız Reggie Jackson’ı katan Pistons’ta, genç yıldızın Billups’un numarası olan 1 numarayı giymesi ile gözler Reggie’ye çevrildi. Jackson’ın yanı sıra bu sezon draft edilen Stanley Johnson da Ben Wallace’ın 3 numaralı formasını giyiyor. Genç ikili yeni numara tercihleri yapmak zorunda!

S


olan oyun kurucu Chauncey Billups ve savunmanın lider ismi Ben Wallace’ın forma

FastBreak


Pop in charge

NBA’in tartışmasız en iyi koçu hatta kimilerince bu alanda tarihin en iyisi olan San Antonio Spurs koçu Gregg Popovich bir sonraki ABD koçu oldu.

S

purs ile sözleşmesi 2020 yılında sona erecek olan Pop’un milli takımdaki görev süresi ise 2017-2020 yılları arası olacak. Görev süresi boyunca 2019 Çin Dünya Şampiyonası ve 2020 Tokyo Olimpiyat Oyunları’nda görev alacak olan 66 yaşındaki usta koç, bu görevin kendisi için büyük bir onur olduğunu ve ülkesini bu mertebede temsil etme şansı yakaladığı için de ayrıca mutlu olduğunu söyledi.


FastBreak


Acı itiraf

Ligde 20.sezonunu geçiren superstar Kobe Bryant’ın sakatlıkları ile son 2-3 sezonu büyük belirsizlikler içerisind Los Angeles Lakers yeni sezona da kötü başladı.

ynadığı 3 maçta henüz galibiyet yüzü göremeyen Lakers’ta Kobe, kendi performansı ile ilgili “Şu an ligdeki en iyi 200.oyuncu gibiyim. Rezaletim.” Özeleştrisinde bulundu. Çok kötü bir şut performansı ile oynayan Black Mamba 51 şut denemesinde sadece 16 isabet bulurken, üçlük çizgisinin gerisinden de sadece %20 ile oynuyor. Böyle gitmeyeceği aşikar fakat durum şu an için Kobe-Lakers cephesi adına olduka kötü gözüküyor.

O


de yap覺lanmayla ge癟iren

FastBreak


Cadılar bayramı

Cadılar Bayramı yaklaşırken birçok basketbolcuyu özel kostümleriyle görmeye başladık. Fakat Dirk Nowitzki v geçebilen muhtemelen olmayacak. ussell Westbrook Cadılar Bayramı için kostüm olarak takım arkadaşı Steven Adams’ın kılığına girmeyi tercih etti. Evet, yanlış duymadınız Russell kendi takım arkadaşını koca bir bıyığın yanında uzun salaş ve çirkin bir peruk ile Adams’ın formasını giyerek bir nevi trolled. Alman super yıldız ise yanına hoş iki güzel kadın alarak meşhur korku-komedi filmi The Adams Family tiplemesi yaptı. Dirk yavaş yürüyen ve yavaş konuşan birisi olarak gözükmüyor fakat Ted Cassidy rolüne kusursuz büründüğü kesin…

R


ve Russell Westbrook’u

FastBreak



Overtime Röportaj Barbaros Tapan / Los Angeles

Fenerbahçe her zaman BENİM BİR PARÇAM OLACAK NBA’de yeni sezon heyecanı başladı. Dergimizin Amerika temsilcisi Barbaros Tapan Los Angeles Lakers - Minnesota Timberwolves maçı öncesi Nemanja Bjelica ile görüştü.

Lakers’a karşı aldığınız galibiyet için kutlarız , NBA’deki ilk maçına çıktın, neler söylemek istersin? Nemanja, Bu ilk maçıma galibiyetle başlamak ve özellikle Lakers’ı kendi evinde yenmek çok güzel bir duygu. Bu galibiyeti geçtiğimiz günlerde kaybettiğimiz takımda büyük emeği olan Koç Flip Saunders’a armağan ediyoruz, bu akşam onun için oynadık ve zorlu bir mücadeleden sonra ikinci maçımız için Denver’a gidiyoruz. Gecen sene Avrupa Liginde MVP oldun , Fenerbahçe’de çok iyi iki sezon geçirdin bu tecrubelerini NBA’e nasıl taşıyacaksın ? Elimden gelenin en iyisini yapmaya çalışacağım, şimdilik faullerde biraz sorun yaşıyorum, NBA’deki oyun şekli

Avrupa’ya göre farklı, bu akşam takım arkadaşımız Rubio’nun gösterdiği üstün oyunla geriden gelip kazandık, bundan sonra maçlarda daha çok oyuncu karakterlerimizi oyuna yansıtmalıyız. Fenerbahçe taraftarları seni çok seviyorlar ve kesinlikle saat farkı olsada maçlarını takip edeceklerdir, onlara

buradan neler söylemek istersin ? Fenerbahçe’yi buradanda takip edeceğim fırsat buldukça, onlar artık benim bir parçam haline geldi, orada çok iyi iki sene geçirdim harika dostluklarım oldu . Fenerbahçe benim NBA kariyerim için çok önemli bir basamak oldu , Fenerbahçe bunda büyük rol oynadı.

“Lakers’ı kendi evinde yenmek çok güzel bir duygu. Bu galibiyeti geçtiğimiz günlerde kaybettiğimiz takımda büyük emeği olan Koç Philip Saunders’a armağan ettik”


SON CENTiLMEN


Basketbol dünyası, 25 Ekim Pazar günü aniden gelen haberle sarsıldı. Hodgkin lenfomayla savaştığı için Minnesota Timberwolves koçluğuna ara veren, kısa bir süre önce de bu sezon takım çalıştırmayacağı açıklanan Flip Saunders, kanserle olan savaşını kaybetti. SlamDunk olarak, basketbola damga vurmuş ama mutlak başarıya giden yolu hep şanssızlıklarla kesilmiş bu büyük isme bir saygı duruşunda bulunmak istedik. YA ZI: Şa ba n Işık


Son Centilmen

O

YUNCULUK YILLARI

1955 senesinde Ohio’da dünyaya gelen Saunders, çocukluğundan itibaren basketbolla iç içe büyüyen biriydi. Aslında kısa bir oyuncu olmasına rağmen, skorer bir oyuncu olması onu lisede durdurulamaz hale getirmişti. Lisedeki son sezonunu 32 sayı ortalama ile bitirdikten sonra, sıra üniversite seçimine geldiğinde, yaptığı tercih hem onun hem de bir şehrin kaderini değiştirecekti. 1973 yılında önüne gelen tüm tekliflere rağmen, Bill Musselman’ın koçluk yaptığı Minnesota Üniversitesi’ni tercih etti. Musselman savunma odaklı bir koç olsa da, bir önceki sezon 36 yıl aradan sonra Minnesota Üniversitesi’ne Big Ten konferansı şampiyonluğu kazandırmıştı. Flip Saunders dört yıl boyunca Minnesota Üniversitesi’nde point guard pozisyonunu kimseye kaptırmadı, oynadığı 103 maçın 101’inde ilk beş çıktı. Kevin McHale ve Mychal Thompson gibi daha sonra efsaneleşecek oyuncularla beraber oynayan Saunders, draftta seçilemeyince 38 yıl sürecek koçluk macerasına başlamayı tercih etti. Fakat 1975 yılında yaşanan bir gelişme Minnesota Üniversitesi’nin efsane takımına gölge düşürecekti. O yıl Minnesota Üniversitesi’nin koçluğunu bırakıp ABA takımlarından San Diego Sails ile anlaşan Bill Musselman, üniversitedeki döneminde, NCAA kurallarına aykırı olarak, oyuncuları üniversiteye kazandırmak için onların kira ve ulaşım ücretlerini cebinden ödediğini açıkladı. Bunun üzerine başlayan NCAA soruşturması sonrası, Minnesota Üniversitesi o dönem büyük bir itibar kaybetti.

FORMAYA VEDA, TAKIM ELBİSEYE MERHABA

Oyunculuğu bıraksa da Minnesota’dan ayrılmayan Saunders, şehrin Golden Valley bölgesinde bulunan Lutheran College’in başına geçti. Dört yıl boyunca takımın başında çıktığı 56 maçtan hiçbirini kaybetmeyen Saunders, 1981 senesinde “terfisini” alacaktı. Bill Musselman’dan sonra Minnesota Üniversitesi’nin başına geçen Jim Dutcher, Saunders’a yardımcı koçluk teklif etti. Bu teklifi kabul eden Saunders da yuvasına dönmüş oldu. Dutcher ve Saunders, Minnesota Üniversitesi’nin bozulan imajını düzeltecekti, Saunders’ın geldiği sezonun hemen ardından 23-6’lık derece ile Big Ten konferansını kazandılar ve March Madness’a katılmayı başardılar. March Madness’ta da son 16 takım arasına kalan Minnesota Üniversitesi, 72’den beri ilk kez bu başarıya ulaşmış oldu. Beş sezon Minnesota Üniversitesi’nde yardımcı koçluk yapan Saunders, 1986 senesinde ise JD Barnett’in koçluğunu yaptığı Tulsa Üniversitesi’nde yardımcı koçluk görevine getirildi. Tulsa’da görevde olduğu her iki sezonda da takımın March Madness’a kalmasına katkıda bulunan Saunders artık üniversitede görevinin dolduğunu ve profesyonel koçluk yapması gerektiğini düşünüyordu. Nitekim 1988 yılında da o fırsat eline geldi.

HEDEFLER BÜYÜYOR

Tulsa’dan ayrılan Saunders, Minnesota Üniversitesi’nde kendisine koçluk yapan Bill Musselman’ın bir sezon önce koçluğunu,



Musselman’ın oğlu Eric’in ise genel menajerliğini yaptığı, Amerika’daki alt liglerden biri olan CBA takımlarından Rapid City Thrillers’ın başına geçti. Bill Musselman o görevi Minnesota Timberwolves koçluğu için bırakmıştı, kader Flip Saunders için adeta o zamandan ağlarını örüyordu. Thrillers’taki tek sezonunda takımı Batı Finali’ne çıkartan Saunders, bir sonraki sezon aynı ligde yer alan La Crosse Catbirds’ün başına geçti. Beş sezon çalıştığı Catbirds’e iki şampiyonluk kazandıran Saunders, 1991-1994 arası takımın başkanlığını ve genel menajerliğini de yürüterek ilk yöneticilik tecrübesini yaşadı. Ardından bir sezon Sioux Falls Skyforce’da koçluk yapan Saunders için artık büyük kapıları açma zamanıydı.

NBA FIRSATI

1989 yılında kurulan Minnesota Timberwolves, kurulduğundan beri bir türlü belini doğrultamayan bir takım halindeydi. İlk sezonuna Saunders’ın eski koçu Bill Musselman ile başlayan ve daha sonraki sezonlarda dört kez koç değiştiren Timberwolves, bu dönemde oynadığı 512 maçın sadece 132’sini kazanmayı başarabilmişti. Bu durum takım sahipleri Marv Wolfenson ve Harvey Ratner’ı da zor durumda bırakmıştı, artık Target Center için ödeme yapamaz duruma gelmişlerdi. 1994 yılında Top Rank isimli bir yatırım grubu, Wolfenson ve Ratner’a 153 milyon dolar ödeyerek, Timberwolves’u New Orleans’a taşımak için satın aldı. Fakat NBA yönetimi Top Rank’in sunduğu maddi planı beğenmedi ve bu satışı veto etti. Hali hazırda NHL takımını Dallas’a kaybetmiş olan Minnesota şehri Timberwolves için ayaklanınca, eyalet senatörü ve iş adamı Glen Taylor takımı satın aldı ve Minnesota’da tutmaya karar verdi. Taylor’un gelişinden sonra Minnesota’da büyük bir değişim yaşanacaktı. Taylor, basketbol operasyonlarının başına Saunders’ın üniversiteden takım arkadaşı Kevin McHale’i, genel menajerliğe de Saunders’ı getirdi. 1995-1996 sezonuna Timberwolves yeni bir yönetim ile girerken, 20. maç sonra koç Bill Blair ile yollar ayrıldı. Artık görev Flip Saunders’ındı. 1995 yılı Minnesota için ayrıca bir dönüm noktası oldu. O yıl draftta beşinci sıradan seçme hakkına sahip olan Timberwolves, o hakkı Farragaut Lisesi’nden Kevin Garnett’i seçmek için kullandı. Garnett, 20 yıldan beri draftta seçilen ilk liseliydi ama McHale ve Saunders onun yeteneklerine güveniyordu. Bunu göstermek için de Christian Laetnner ve Donyell Marshall’ı takasla gönderdiler. Saunders önderliğinde takımın tek hakimi Kevin Garnett’ti. 1996-97 sezonu ise Timberwolves için dirilişin başladığı sezon oldu. Stephon Marbury draftta takıma kazandırıldı. Saunders’ın sevdiği hücum basketbolu için


Son Centilmen


Son Centilmen Marbury ideal bir isimdi. Pota altında Garnett ve Tom Gugliotta’nın da uyum yakalaması ile birlikte, Timberwolves tarihinde ilk defa playoffa kaldı. Saunders bir sezon sonra ise, Timberwolves’un tarihinde ilk defa %50’den fazla galibiyet oranıyla bir sezonu tamamlamasında başrol oynadı. Her iki sezonda da Timberwolves playoffta ilk turda elense de hava olumluydu. Bu olumlu hava, 1998 yılında bulanıklaşacaktı. Garnett’e verilen 6 yıl 126 milyon dolarlık kontrat sonrası McHale, Marbury’ye de yeni kontrat verebilmek için Gugliotta’nın takımdan gitmesine izin verdi. Fakat sezon ortasında Marbury kontratını uzatmayacağını belirterek takasını istedi ve Terrell Brandon karşılığında takas edildi. Saunders ise tüm bu karmaşa içerisinde Garnett ile elele verip takımı yeniden playoffa taşıdı fakat yine ilk turda elendiler. 1999-2000 sezonunda ise Saunders ideal beşini bulmuş gibiydi, BrandonSzczerbiak-Sealy-Garnett-Nesterovic beşini benchten Joe Smith, Anthony Peeler ve Sam Mitchell ile destekleyen Timberwolves ilk kez 50 galibiyete ulaştı. Saunders bir sonraki sezon hayalini kurduğu sağlam kadroya kavuşacağını düşünse de, milenyumda da Timberwolves’ın başı beladan kurtulmadı. 1998 yılında NBA kuralları gereği Joe Smith ile 1 yıl 1.75 milyon dolarlık bir sözleşme imzalayan McHale’ın, değerinin çok altında bir paraya sözleşme imzalayan Smith’i ikna etmek için, el altından bir sonraki sezon için yedi yıl 80 milyon dolarlık bir kontrat imzalattığı ortaya çıktı. NBA


yönetimi bu fiyaskoyu affetmedi; McHale’e bir sezon men cezası verilirken, Timberwolves’un beş yıl boyunca draft hakkları elinden alındı, ayrıca 3.5 milyon dolar da para cezası verildi. Dahası, Joe Smith’in kontratı da iptal edildi. Smith de tüm bu karmaşadan kaçmak için Detroit Pistons ile imzaladı. Aynı dönemde ise takımın önemli isimlerinden Malik Sealy bir trafik kazasında hayatını kaybetti. Saunders yine kendini bir karmaşanın içinde bulmuştu. Takım bir sonraki sezon toparlansa da yine ilk turda elenmekten kurtulamadı. Tüm bu yaşananlarda Saunders’ın hiçbir suçu olmamasına rağmen, o “ilk tur” eşiğinin aşılamamasının suçu Saunders’a yüklenmeye başlamıştı. Smith olayında alınan ceza yüzünden kimseyi draft edemeyen Timberwolves, serbest oyuncularda da aradığını bulamıyor; takım mecburen Garnett’in omuzlarına kalıyordu, onun çabaları ise takımın ilk turu geçmesine yetmiyordu. Garnett de o dönem yaptığı açıklamalarda yönetime karşı memnuniyetsizliğine dile getirmeye başlamıştı. Fakat bu döngü 2003 yılında bozulacaktı.

DUVARLARI YIKMAK

2003-2004 sezonu öncesi Minnesota yönetimi bu makus talihi değiştirmeye ant içmişti. Bunun için takasla takıma yıldız isimler Sam Cassell ve Latrell Sprewell kazandırıldı. Spurs’e giden Rasho Nesterovic yerine o dönem hala biraz adı olan Michael Olowokandi ile sözleşme imzalandı. Saunders, Szczerbiak’ın sakatlığı sonrası savunma ustası Trenton Hassell’i ilk beşe yerleştirince yenilmez formül bulunmuştu. CassellHassell-Sprewell-Garnett-Olowokandi (Earvin Johnson) beşi, benchten gelen Fred Hoiberg ve Mark Madsen gibi isimlerle desteklenerek harika bir ahenk yakaladı ve Batı Konferansı’nı tarihte ilk kez birinci sırada bitirmeyi başardı. Kevin Garnett de kariyerinde ilk kez MVP ödülü kazandı. Flip Saunders da hem All-Star’da Batı takımının koçu oldu, hem de eline iyi bir takım verildiğinde neler başarabileceğini herkese göstermiş oldu. Takımın ilk turda Denver’ı elemesi şehirde bir bayram havasında kutlandı. İkinci turda ise bir başka efsane takım olan Bibby-Christie-PejaWebber-Divac’lı Sacramento Kings ile karşılaştılar. Yedi maça giden ve her maçına destan yazılacak serinin son maçında, Target Center’da son sekiz saniyeye Timberwolves 3 sayı farkla önde girmişti. Kings hücumunda önce Doug Christie üçlüğü kaçırdı, ribaundu alan Brad Miller’ın şutun Garnett blokladı. O top üçlüğün dışında bekleyen Chris Webber’ın ellerine gelmişti. Webber’ın sağ forvetten attığı üçlük çemberi turlayarak dışarı çıktı. 46 dakika sahada kalan ve maçı 32 sayı 21 ribaunt ile tamamlayan Garnett, o şutun kaçtığını gördükten sonra sevinçten hakem masasına sıçradı. Flip Saunders artık Batı Finali’nde oynayacak bir koçtu. Sam Cassell’in sakatlığı nedeniyle çok etkisiz kaldığı Batı Finali’ni ise Lakers’a kaybettiler.

SÜRPRİZLER DEVAM EDİYOR

Timberwolves tarihinin en iyi sezonundan sonra Saunders, kadroya yapılacak eklemelerle NBA Finali,


hatta şampiyonluk hesapları yapmaya başlamışken, kaderin ona başka bir süprizi vardı. Batı Finali’ne çıkan takımın önemli parçalarından Latrell Sprewell, yapılan 3 yıl 21 milyon dolarlık kontrat uzatma teklifini “Ailemi doyurmam gerek, eğer Glen Taylor çocuklarımı aç görmek istemiyorsa biraz para çıkmalı” diyerek reddetti. Sprewell’in bu sözleri tüm eleştiri oklarının ona dönmesine neden oldu, tabii ki medya da Timberwolves’u kurcalamaya devam etti. Bir diğer yıldız Sam Cassell’in de sakatlıklardan dolayı oynayamaması nedeniyle takım 51 maçta sadece 25 galibiyet alabildi. Glen Taylor ise tüm bunların acısını Flip Saunders’ı kovarak çıkardı ve GM Kevin McHale’i “al yarattığın şeyi temizle” diyerek koçluk görevine getirdi. Dokuz yıl boyunca, yönetimin her türlü saçmalığına rağmen takımı bir arada tutmayı başarmış ve en sonunda Batı Finali ile bu başarının mükafatını alan Flip Saunders ise aniden işsiz kalmıştı. Ama bu uzun sürmeyecekti.

SAUNDERS VE “BAD BOYS”

Larry Brown ile bir şampiyonluk bir de NBA Finali yaşayan Detroit Pistons, Brown’ın Knicks’ten zebellah gibi bir kontrat teklifi almasından sonra koça yol vermişti. Akıllarında ise tek bir isim vardı: Flip Saunders. Saunders gelir gelmez sihrini gösterdi, elinin altında bir kez daha oturmuş ve sağlam bir kadro vardı. Sezonun ilk 42 maçında 37 galibiyet alan takım, Billups-Hamilton-Prince-R. Wallace-B. Wallace beşinden All-Star’a tam dört oyuncu göndermiş; Saunders da bir kez daha, bu sefer Doğu takımının koçu olmayı başarmıştı. Sezon sonunda Pistons’un galibiyet hanesinde 64 galibiyet vardı ve bu Pistons tarihinin en iyi sezonu demekti. Pistons ilk turda Bucks’ı beş maçta, ikinci turda da Lebron’lu Cavs’i yedi maçta geçmeyi başarmıştı. Buna rağmen, playoffta büyük bir ivme yakalayan, o yılın şampiyonu Miami’ye Doğu Finali’ni kaybettiler. Saunders bir kez daha konferans finali sonrası tam kadro gelecek sezon için hazırlık yaparken, kader yine ona sürprizlerini hazırlıyordu.

DUMARS’A MARUZ KALMAK

2006 yazının en gözde serbest oyuncusu Ben Wallace’tı ama neredeyse herkes onun Detroit’le yeniden imzalayacağına kesin gözüyle bakıyordu. Fakat genel menajer Joe Dumars, Wallace’a sadece 4 yıl 48 milyon dolarlık bir teklif yapınca, Wallace de doğal olarak kendisine aynı süre için 12 milyon dolar daha fazla veren Chicago’yu tercih etti. Dumars fena çuvallamıştı, Saunders’ın ise tüm oyun planlarını yenilemesi gerekiyordu. Dumars dalga geçer gibi, Wallace’ın yerine Nazr Mohammed ile anlaşmıştı, ama Mohammed’in değil Wallace’ın yerini doldurması, “şöyle bir nefesleneyim” diye oturması bile mümkün değildi. Nitekim takım da buna reaksiyon verdi, ve ilk 40 maçın 15’ini kaybettiler. Onların imdadına ise takas dönemi öncesi Sixers tarafından serbest bırakılan Chris Webber yetişti. Gerçi Mohammed’in yerine herhangi bir kalas da takıma daha fazla katkı yapardı, nitekim Webber’in dizleri artık gitmiş olsa da, oyun zekası bile


Son Centilmen


Son Centilmen Pistons’u toplamaya yetti. Webber’ın gelişinden sonra 46 maçta 32 galibiyet alarak yine Doğu’da zirveye yerleştiler fakat Doğu Finali’nde bu sefer Lebron’lu Cavs’e kaybettiler. Bir sonraki sezon ise Flip Saunders önderliğinde Pistons yeniden Doğu Finali’ne kaldı, fakat bu sefer de Big Three’yi kuran ve o sezon şampiyon olacak Boston Celtics’e kaybettiler. Saunders için Minnesota’daki ilk tur kabusu, Detroit’te Doğu Finali olarak yeniden dirilmişti. Tüm bölümleri tek tek aşıyor, ama bölüm sonu canavarını bir türlü yenemiyordu. Dumars, Boston’a elenmenin acısını takımı dağıtarak çıkardı ve Saunders’ı kovdu. (Dumars bir sezon sonra Billups-Iverson takası yapacak, ondan sonraki sezon da Ben Gordon’a 5 yıl 55 milyon, Charlie Villanueva’ya ise 5 yıl 35 milyonluk kontratlar verecekti)

BAŞKENTTE YENİ HAVA

Flip Saunders’ın emekliliği yine uzun sürmedi. 2008-09 sezonuna takımı dört sezondur playoffa taşıyan Eddie Jordan’la başlayan ama Arenas, Jamison ve Haywood’un sakatlanması sonucu sezonu sadece 19 galibiyetle tamamlayabilen Wizards, sezon daha bitmeden Saunders’la gelecek sezon için anlaşmaya vardı. Ellerinde Arenas-Butler-Jamison gibi bir çekirdek vardı ve drafttan gelecek bir ekleme gelecek yıllar için de bir ışık yakılabilirdi. Fakat Saunders bir kez daha davar bir GM’e maruz kaldı. Draft öncesi beşinci sıra hakkını Randy Foye ve Mike Miller gibi iki rol oyuncusu karşılığında gönderen Ernie Grunfeld, Saunders’ın


eline oyun stili birbirine benzeyen yığınla guard bırakıp kenara çekilmişti. Fakat Saunders için bu sadece olayların başlangıcıydı.

“İYİ, KÖTÜ, ÇİRKİN”

19 Kasım 2009 günü Phoenix’e deplasmanda mağlup olan Washington Wizards, takım uçağıyla şehre geri dönüyordu. O arada da oyuncular zaman geçirmek için kağıt oynamaya başlamıştı. Birden uçak Javaris Crittenton’un bağırışlarıyla yankılanmaya başladı. “S.ktiğimin parasını geri koy!” Bu manalı sözün muhatabı Gilbert Arenas idi. Arenas ise parayı geri koymaya niyetli değildi. “Hiçbir s.kim koymuyorum. Çok istiyorsan, gel Mike Tyson nasıl şampiyon olduysa, o şekil al” Arenas parayı cebine atar atmaz, Crittenton karşılıklı koltuklarda oturduğu Arenas’ın üzerine atladı. Uçakta resmen kavga çıkmıştı, Antawn Jamison hemen gelerek Crittenton’u koltukların arasındaki masanın üstünden almış, sakinleştirmeye çalışıyordu. O sırada Caron Butler, Arenas’ın yanına geldi ve sözü edilen paranın ne kadar olduğunu sordu. Sadece 1100 dolardı. Bir sezon önce 6 yıl 111 milyon dolarlık kontrat imzalayan, evinde köpek balığı akvaryumu olan bir adam için bu para adeta tuvalet kağıdıydı, Butler da bunu hatırlatarak Arenas’tan parayı geri vermesini istedi, ama o aynı fikirde değildi. Arenas ve Crittenton arasındaki kavga uçak indikten sonra da devam etti. “Antrenmana gelince alacağım boyunun ölçüsünü, ne yapacağımı biliyorsun” “Ne demek ne yapacağımı biliyorsun” “Ben silahlarla oynarım koçum” “Ben de silahlarla oynarım merak etme” Flip Saunders bir daha takım yolculuklarında kağıt oynanmasını yasakladı ama çok geçti, dinamitin fitili artık bir kere yanmıştı. Takım ertesi gün Verizon Center’da antrenman için toplandığında Arenas ve Crittenton herkesten önce gelmişti. Arenas soyunma odasında, daha önce Micheal Jordan tarafından kullanılan dolabın önüne dört tane silah sermişti. “A.ına koduğumun çocuğu, seç bir tane silah, g.tüne sıkacağım bu silahlarla” “Merak etme senin silahına kalmadık, biz de emanetle geziyoruz” Crittenton belinden şarjörü dolu ve tetiği çekilmiş bir tabanca çıkartmış ve Arenas’a doğrultmuştu. Oyuncular manzarayı görünce dehşete kapılıp hemen soyunma odasından kaçtılar, sadece Caron Butler içeride iki oyuncuyla birlikte kaldı. Crittenton’a yaklaşan Butler, eğer o tetiği çekerse sadece kariyerinin değil hayatının biteceğini ona anlatmaya çalıştı. Crittenton silahı yavaşça indirirken, Arenas da soyunma odasından çıkmıştı. Flip Saunders tüm bu gördükleri karşısında şoka girmiş, ne yapacağını bilemiyordu. Christmas günü olayın dedikodusu NBA’i sarmaya başlamıştı; televizyonlar ve gazeteler bu haberle çalkalanıyor, herkes soyunma odasına nasıl silah girebileceğini anlamaya çalışıyordu. Tüm bunların üzerine 5 Ocak’ta oynanan Philadelphia maçı öncesi Arenas’ın takım arkadaşlarına ateş edermiş gibi dans


ederken diğer oyuncuların da buna gülerek katılması, kimsenin olayı ciddiye almadığını gösteriyordu. NBA hariç. David Stern acil bir açıklama yaparak Gilbert Arenas ve Javaris Crittenton’a sezonun geri kalanı boyunca men cezası verdi. Flip Saunders yeni umutlarla başladığı Washinton Wizards’da üç ay içerisinde ömründe tahmin edemeyeceği bir durumla karşı karşıya kalmıştı, ne Wizards organizasyonu ne de Saunders bu olayın etkisinden kurtulabildi; sezon ortasında Butler, Stevenson ve Haywood’u Dallas’a, Jamison’u ise Cleveland’a takas ettiler. Sezon sonunda kazandıkları maç sayısı sadece 26’ydı. Bir sonraki sezon ise belki de Saunders ilk defa kendini bu kadar şanslı hissediyordu, Wizards 2010 Draftı’nda ilk sıradan seçme hakkını elde etmiş ve John Wall’u seçmişti. Arenas’ı da yollamayı başaran Wizards, o sezonu da kötü bir dereceyle bitirse de gelecek sezon umutlanmaya başlamıştı. Silah olayının izlerini tamamen silmek isteyen Wizards, renklerinde ve formalarında değişikliğe gitti. Her şey bu kadar yolunda giderken, Saunders yine kaderin kötü yüzüyle karşılaştı. 2011 Draftı’nda 6. ve 18. sıradan seçme hakkı bulunan Wizards; Klay Thompson, Kawhi Leonard, Nikola Vucevic ve Jimmy Butler gibi isimleri pas geçip, altıncı sıradan Jan Vesely, onsekizinci sıradan da Chris Singleton’u seçmişti. Bir de üstüne üstlük 2011 yazında lokavt patlak verince, Saunders yaz boyu takımdan kimseyle görüşememiş, sezona çok kısa bir hazırlık dönemiyle girmek zorunda kalmıştı. İlk 17 maçta sadece 2 galibiyet alabilen Wizards’ta tüm suç bir kez daha Saunders’ın üzerine kalmış; kariyerinde ilk defa sezon ortasında bir takımdan ayrılmak zorunda kalmıştı.

BABA OCAĞINA DÖNÜŞ

Saunders artık çok yorulmuştu, koçluğa ara vererek ESPN ile anlaştı ve basketbol yorumlamaya başladı. Wizards’da geçirdiği korkunç dönem sonrası bu iş Saunders’a çok iyi geldi, adeta yeniden basketbolla barışmıştı. Bir sene sonra ise Saunders’ın telefonları yeniden çalmaya başladı, bu sefer arayan eski bir dosttu. Saunders sonrası harcadığı tüm paralar boşa giden Glen Taylor, Saunders’tan basketbol operasyonlarının başına geçmesini istiyordu. Saunders, baba ocağından gelen bu teklife kayıtsız kalamadı; 2013 yazında Minnesota Timberwolves’un başkanı ve genel menajeri oldu. Artık takımdaki her şey ondan sorumluydu; Saunders’ın gelişi de takıma yeni bir hava getirmişti. Rick Adelman’ın koçluğunda takım, Saunders’ın son sezonundan beri ilk defa 40 galibiyet barajını aşmış, playoffu ucundan kaçırmıştı. Rick Adelman o sezon sonunda koçluğu bıraksa da, Saunders, gelecek sezon bu takıma yapılacak eklemelerle ve Kevin Love’ın liderliğiyle tekrar playoffa girebileceklerini düşünüyordu. Fakat bir kez daha kaderin başka planları vardı.

“WHAT IS LOVE? BABY DON’T HURT ME”

Kevin Love sezon sonunda takas olma isteğini Saunders’a iletti. Bu karar Saunders’ı üzmüş olsa da, Love’ın Minnesota’da oynamak istememesini de anlıyordu. 2014 yılının Ağustos ayında Kevin Love, Cleveland yolunu tutarken; 2014 NBA Draftı’nın 1 numarası Andrew Wiggins de Minnesota’ya geldi. Gorgui Dieng, Zach LaVine ve Ricky Rubio’nun yanına Wiggins’i ekleyen Saunders, potansiyeli yüksek bir genç topluluğu yakalamıştı. Bu potansiyeli en iyi değerlendirebilecek kişi ise kendisiydi. 2014-2015 sezonu için takım elbiseleri çekerek tekrar benche geldi Saunders. Takım maç kazanamasa da, gençlerin oyunu izleyenlere zevk


Son Centilmen veriyordu; özellikle Wiggins’in genç yaşında bu takıma liderlik etmesini izlemek büyük keyifti. Saunders, takasın son günü bu genç takıma tecrübe konusunda yardımcı olabilecek bir ismi takıma kazandırdı. Bu isim “manevi oğlu” Kevin Garnett’ti. Garnett yeniden Timberwolves forması giydiğinde yer yerden oynadı, bütün şehir ayağa kalktı. Saunders on senedir bir heyecana dahi muhtaç kalan şehre istediğini vermişti. Sezon sonu şans yine Saunders’ın yanındaydı, NBA Draftı’nda bu sefer ilk sıradan kendileri seçim yapacaktı, onlar da çok düşünmeden Karl Anthony Towns’ı draft ettiler. Saunders takımı gençleştirirken, bir yandan son demlerini yaşayan Andre Miller ve Tayshaun Prince’i de onlara “abilik” etmesi için takıma kazandırdı. Yıllar sonra her şey Saunders ve Timberwolves için yolunda gözüküyordu. Fakat kader en acı sürprizi sona saklamıştı.

SON SAVAŞ

11 Ağustos 2015 günü Minnesota Timberwolves’tan yapılan açıklamada, Flip Saunders’ın Hodgkin lenfomaya yakalandığı ve kanser tedavisi süresince takımın başında olmayacağı yazıyordu. Saunders’ın doktorları yaptığı ilk açıklamalarda, kanserin tamamen tedavi edilebilir bir evrede olduğunu ve Saunders’ın tedavi sonrası görevine dönebileceğini söylemişti; Saunders da elleriyle kurduğu bu takımdan uzaklaşmak istemediğini her açıklamasında belirtiyordu. Öncü tedaviden sonra Saunders tedaviye evde devam edecekti. Fakat Eylül ayında Saunders’ın durumu birden kötüye gitmeye başladı ve tekrar hastaneye kaldırıldı. Bu sefer haberler daha az sıklıkla geliyordu, öncelikle Saunders’ın görev başında değilken GM görevinin Milt Newton, koçluk görevinin ise Sam Mitchell tarafından yürütüleceği açıklandı. 24 Ekim’de ise Flip Saunders’ın bu sezon takımın başında olamayacağı belirtildi. 26 Ekim Pazar akşamı ise Flip Saunders 60 yaşında hayata gözlerini yumdu. Birlikte çalıştığı oyuncuların hepsine şan-şöhret ayırt etmeksizin aynı saygıyı gösteren, NBA’de kime sorulsa herkesin saygıyla andığı, maç başlamadan saatler önce salona giderek taraftarlarla sohbet etmeyi seven, kimseyi kırmak istemeyen, kibar bir beyefendiydi Flip Saunders. Hiçbir art niyet olmadan insanlara yaklaşabilen; başarılı olmaktan çok, beraber çalıştığı insanların mutlu olmasına önem veren, koçluk yaptığı her oyuncunun bir baba olarak gördüğü Saunders’ın vefatı, NBA’de artık böyle isimler çok kalmadığı için daha da üzücü durumda.

YAZARIN KİŞİSEL AĞITI

2000’lerin başında NBA’i takip etmeye ve yazmaya başladığımda; Minnesota’yı veya Detroit’i tutmasam bile, maçlarını keyifle takip ettiğim takımların altında hep Saunders’ın imzası vardı. 15 yaşında, sabahın dördünde Minnesota-Sacramento serisinin yedinci maçını takip ederken, annemleri uyandırmayayım diye, izlediğim basketbolun zevkiyle garip garip sesler çıkartmamaya çalışan halim gözümün önüne geldi Saunders’ın vefatını ilk duyduğum an. Eminim basketbol seven herkesin hayatına bir şekilde dokunmuştur Saunders. Keşke şu kurduğu kadronun başarılı yıllarını da görebilseydi, biz de yine aynı keyifle izleseydik.



Kelepİr mi kazık mı?

Kelepir mi kazık mı? YAZI: BATUHAN KARCI

Bu yaz NBA tarihi için önemli bir off-season yaşandı. Gelecek sezondan itibaren başlayacak büyük salary cap artışı öncesi son kontratların imzalandığı bu dönemde birçok oyuncu bu nedenden dolayı geçmişteki koşullara göre alacakları kontratlardan daha iyi koşullarda imza attılar. Bu sezon 70 milyon dolar civarında olduktan sonra gelecek sezon 90 milyona yükselecek salary cap, birçok takıma daha önce sahip olmadığı bir hamle imkanı sağlayacak ve bazı oyuncular şimdiden bunun ekmeğini yemeye başladı bile.


er oyuncu yeni bir kontrata imza attıktan sonra taraftarlar ve medya tarafından overpaid veya kelepir olarak değerlendirilir. Yeni cap’le oluşacak dünyaya göre ortalama olarak değerlendirilebilecek oyuncular yakın geçmişte yıldızların aldığı kontratlara imza atacak ve bizim buna alışmamız biraz zaman alacak. Ben de bunu göz önünde bulundurmaya çalışarak bu off-season’ın en iyi ve en kötü 5 kontratını yazdım. Bu yazıdaki ana kriterim oyuncunun imzaladığı kontratın yeteneğini ve gelecekteki katkısını ne kadar yansıttığıdır. Örnek olarak San Antonio Spurs’ün LaMarcus Aldridge transferi sezonun en iyi transferi olabilir ancak 4 yıl boyunca alabileceği maksimum parayı alacağı kontratı kesinlikle en iyi kontrat olamaz. Geçmiş takımlarından waive’lendiği için yeni takımlarıyla çok ucuza anlaşan isimler de(Deron Williams, Josh Smith gibi) bu sıralamaya dahil değiller. Kuralları koyduğumuza göre bu off-season’ın en iyi ve en kötü kontratlarına göz atalım:

En İyiler

Jeremy LIn 2 yıl/4 milyon dolar (Charlotte Hornets) Geçen sezonun Lin’in kariyerinin en iyi sezonu olduğunu söylemek zor. Byron Scott ile tam olarak anlaşamayan Tayvan asıllı oyun kurucu, sezon sonlarına doğru Jordan Clarkson’ın sahneye çıkmasıyla iyice gözden düşmüştü. Bu sezonun da etkisiyle Lin, Charlotte Hornets ile 2 yıl/4 milyon dolarlık bir anlaşma imzaladı. Takıma uyuşmamış olması ve ikilik yüzdesindeki düşüş haricinde Lin’in oyunu çok da değişmemişti oysa ki. 27 yaşındaki oyun kurucunun kendisinden çok daha kötü oyuncuların çift haneli kontratlar almasını izlerken Euroleague için bile kelepir bir anlaşmaya imza atmış olmasının bir nedeni var, o da ikinci yılın oyuncu opsiyonu olması. Kariyerini etkileyen bir sakatlık olmadığı sürece oyuncu opsiyonunu kullanarak serbest kalması kesin olan Lin’in gelecek yılki kaosu hedeflediğini söyleyebiliriz. Bu süre içinde daha düzgün işleyen bir takımda yeteneklerini göstereceğinden şüpheniz olmasın.

San AntonIo Spurs Büyüsü San Antonio Spurs bu sezon kadrosuna LaMarcus Aldridge’i katmakla beraber 3 adet mükemmel kontrat yaptı. Şampiyonluk sezonundan sonra geçen sezon Los Angeles Clippers ile müthiş bir ilk tur serisinden 4-3 yenik ayrılarak beklentileri karşılayamayan Spurs iç transferde Danny Green(4 yıl/45 milyon dolar) ve Tim Duncan(2 yıl/10 milyon dolar) ile anlaşırken David West’i de sudan ucuza(1 yıl/veteran minimumu) renklerine bağladı. Normalde bu 3 kontrat da kendi ayrı başlığını hak ediyor ancak ortak tema Spurs indirimi olduğu için tek başlıkta inceleyeceğim. Danny Green ile başlayalım. Geçen sezon kariyer zirvesi olan 11.7 sayı ortalaması ile oynayan ve %41.8 ile üçlük atan 28 yaşındaki forvet kariyerinin belki de son büyük kontratında kendisini NBA çevrelerinde saygı duyulan bir isim yapan takımı için fedakarlık yaptı. Kendisiyle benzer bir profile sahip olan DeMarre Carroll’a kıyasla toplamda 15 milyon dolar az alacak olan Green’in bu hareketi Spurs’ün LaMarcus Aldridge’i alma yolunu açan şey oldu. NBA tarihinin en iyi 4 numarası kabul edilen Tim Duncan da LMA için cap rahatlığı sağlamak yolunda fedakarlığa giden isimlerden oldu. Bu, Duncan’ın Spurs için kontratında ilk defa indirime gidişi değil. Geçen sezon bile değerinin altında olan 10 milyon dolara oynayan 39 yaşındaki uzun NBA’deki 19. sezonu için 5 milyon dolar ücret alacak. Duncan’ın kontratının ikinci yılında oyuncu opsiyonu bulunuyor. Üçlünün son ismi David West’in ise Spurs ile anlaşması tamamen sürpriz oldu. Şampiyonluk yüzüğü isteğinden dolayı Indiana Pacers ile olan 12,6 milyon dolarlık oyuncu opsiyonunu reddedip serbest kalan 35 yaşındaki forvet için Washington Wizards(5,4 milyon dolar), Cleveland Cavaliers(3,8 milyon dolar) ve San Antonio Spurs(1,4 milyon dolar) teklifte bulundu. West bu teklifleri değerlendirirken LaMarcus Aldridge’in Texas’a gitmiş olmasına fazla önem vermiş olacak ki aynı yaz içinde ikinci kez daha yüksek teklifleri reddederek imzalayabileceği minimum maaşa Spurs kadrosuna katıldı.


Kelep襤r mi kaz覺k m覺?


Ed DavIs 3 yıl/20 milyon dolar (Portland TraIl Blazers) Geçen sezonki Los Angeles Lakers karmaşasında sessiz sedasız bir şekilde kariyerinin en iyi sezonuna imza atan Ed Davis, sezon sonu beklendiği gibi oyuncu opsiyonunu kullanarak 1 milyon dolar alacağı kontratını feshetti. 2014-15 sezonunda NBA’deki en iyi sekizinci hücum ribaundu yüzdesine sahip olan 26 yaşındaki uzun Portland Trail Blazers’ın 3 yıl/20 milyon dolarlık teklifini kabul etti ve takımdan ayrılan LaMarcus Aldridge’in yerini aldı. İlk 5’te başlaması beklenen Davis’in yedeğinin genç Noah Vonleh olduğunu ve takımın pek bir hedefi olmadığını düşününce bu sezon Davis’ten maç başına birçok istatistikte kariyer zirvesi yapmasını bekleyebiliriz. Monta EllIs 4 yıl/44 milyon dolar (IndIana Pacers) Milwaukee’de geçirdiği 2 felaket sezondan sonra Texas semalarında kendini bulan ve Golden State’teki performansını insanlara tekrar gösteren Monta Ellis’in Dallas’taki son günleri pek de iyi geçmedi. Rondo takasıyla beraber düzeni bozulan takımda Ellis’in de faydası sorgulanmaya başlanmıştı ve Ellis 8,3 milyon dolarlık son sezonunu oyuncu opsiyonunu kullanarak reddetmeden önce Mavericks yönetimi kafaca kendisinden vazgeçmişti. Bu tatsız son bile Ellis’in başka bir yerde daha iyi bir kontrat bulmasını engellemedi. Paul George’un çok şanssız bir şekilde bacağını kırmasıyla beraber anlamsız bir sezon geçiren Indiana Pacers’ın 4 yıl 44 milyon dolarlık teklifini kabul eden 30 yaşındaki guard, direkt olarak ilk 5’e yerleşecek gibi gözüküyor. NBA’deki 12. sezonuna girecek oyuncunun artık sahada nasıl bir performans göstereceği az çok belli(İpucu: Savunma içermiyor). Her zaman yapmasını tercih etmeseniz de hücumu bazen tek başına taşıyacak, takım hücumda tıkanınca devreye girecek ve verimli olmasa da iyi hücum yeteneklerine sahip bir oyuncuyu kariyerinin en olgun dönemine girmesi beklenirken yılda 11 milyon dolara kapatmak iyi iş. PatrIck Beverley 4 yıl/25 milyon dolar (Houston Rockets) 3,5 sene boyunca Avrupa’da oynadıktan sonra NBA’e gelen ve adeta tırnaklarıyla kazıyarak kendisine bir yer edinen Patrick Beverley, serbest kalmadan önce kendisine bu şansı veren Houston Rockets’a karşı sadık olmayı düşündüğünü açıklamıştı. Geçen sezon ribaund(4.2) ve asist(3.4) ortalamaları bazında kariyerinin en iyi rakamlarını yakalayan 27 yaşındaki oyun kurucu daha çok istatistiklere yansımayan savunması ve rakipleri sakatlamaya varabilecek kadar kontrolsüz enerjisiyle biliniyor. James Harden’ın olduğu bir takımda oyun kurucunun daha klasik


Kelep襤r mi kaz覺k m覺?



Kelepİr mi kazık mı?

bir rol üstlenmesi yerine savunması ve dış şut tehdidi olmasını beklersiniz ve kariyeri boyunca %36 ile üçlük kullanan Beverley bu konuda fena olmayan bir isim. Özet olarak Beverley, gelecek sezonki cap’in sadece 15’te birini kaplayacak bir kontrat için fazlasıyla faydalı bir oyuncu.

En kötüler

Enes Kanter 4 yıl/70 milyon dolar (Oklahoma CIty Thunder) Teknik olarak Enes’e bu kontratı Thunder önermedi ancak Portland Trail Blazers’ın önerdiği kontratı match’leyerek Enes’i takımda tutma haklarını kullandılar. İki takımın da bu kontratın üzerinde düşünürken Enes’i kadrolarında istemek için mantıklı bir nedenleri vardı. LaMarcus Aldridge’in takımdan ayrılmasıyla hücumu sırtlayabilecek bir uzun isteyen Portland Enes’e hak ettiğinin fazlasını önerdi, gitmesine izin verecek olsa kendisinin yerine free agency’den birini alamayacağını bilen Thunder ise onu takımda tutmaya karar verdi. Enes’in Oklahoma’da kalmasının mantıklı açıklaması bu, ancak kendisinin bu kontratı hak ettiğine dair mantıklı bir açıklama yok. Skor bulma konusunda çeşitliliğe sahip olan 23 yaşındaki pivot pas vermeme isteği ve sınırlı saha görüşünden dolayı hücumun durmasına neden oluyor ve bir nevi kara delik görevi görüyor. Ribaund konusunda başarılı olduğunu söyleyebileceğimiz Enes’in ise lig çapında kötü üne sahip olduğu bilinen konu savunması. Utah’taki günlerinde yap(a) madığı savunmayı en basit şekilde kendisi takas olduktan sonra Jazz’in ligin en iyi savunmasına sahip olması gerçeği ile

anlatabiliriz. Enes’in savunması o kadar kötü ki 100 pozisyonun ortalaması alındığında kendisinin sahada olmadığı zamanlar Thunder artıda oluyor. Yani savunması hücum yeteneklerinin getirdiği her şeyi götürüyor. Bu konuda kendisinin pivot pozisyonundaki rakibi olan Steven Adams’ın tam tersi gibi Enes. Elindeki iki farklı uzunun hangisini hangi noktada kullanması gerektiğini çözmek Billy Donovan’a düşüyor ve bu şampiyonluk yolunda büyük bir anahtar olabilir. Yine de, savunmasını ortalama seviyeye çıkarmadığı sürece Enes’in aldığı paranın hak ettiğine göre fazla olacağı gerçeğini değiştirmez. ReggIe Jackson 5 yıl/80 milyon dolar (DetroIt PIstons) 2011 Draft’inde 24. Sıradan seçilen ve ilk 2 sezonunda çok fazla oynama şansı bulamayan Reggie Jackson, 2013 playoff’larında Russell Westbrook’un sakatlanmasıyla maç başına 33.5 dakika oynadı ve ismini duyurmaya başladı. Daha sonrasında Westbrook’un tekrar sakatlanmasıyla ilk 5 şansı yakalasa da bunu iyi değerlendiremedi ve takımın vazgeçilmez ismi olamadı. Çaylak kontratının son sezonuna girerken Thunder ona kendi kafasında hak ettiği parayı vermek istemeyince çareyi onu takasla yollamakta buldu. Detroit’e takas olan 25 yaşındaki oyun kurucu, Brandon Jennings’in de yokluğunda istediği özgürlüğü yakaladı ve(27 maçlığına da olsa) kariyer zirvesini gördü. Bu istatistiklerde Pistons’ın playofflara kalamamasının da faydası vardı tabi. Pistons bu yaz Jackson’ı boşuna takıma getirmediklerini kanıtlamak istercesine kendisine 5 yıl/80 milyon dolarlık bir kontrat


önerdi, Jackson da doğal olarak mutlulukla bu teklifi kabul etti. Pistons yönetiminin salak gibi görünmeme çabasını anlamakla beraber Jackson’ın bu kontratı hak ettiğini gösterecek performansa ulaşması için kendini bayağı geliştirmesi gerektiğini söyleyebiliriz. İsmi Oklahoma civarında istikrarsızlık ve huzursuzlukla anılan Jackson Detroit’teki kısa döneminde bu sorunları o kadar göstermese de koçu Stan Van Gundy’nin bile kabul ettiği savunma eksikliği ve dış şut zaafını geliştirmesi lazım. Artık o kadar genç olmadığını ve ligde üst seviye oyuncuların en çok bulunduğu pozisyonda olduğunu göz önünde bulundurarak SVG’ye soruyoruz: Bu parayı vermeye gerçekten gerek var mıydı? TrIstan Thompson 5 yıl 82 milyon dolar (Cleveland CavalIers) 2011 NBA Draft’inde Jonas Valanciunas’ın önünde seçildiğinden beri tartışılan Thompson, geçen sezon bir anda süper takım haline gelen Cavaliers’da Kevin Love’ın sakatlanmasıyla beraber playoff’larda sahneye çıktı ve 9.6 sayı, 10.8 ribaund(4.4’ü hücum ribaundu!) ve 1.2 blok ortalamaları tutturdu. Bu performans artışı Cavailers’a yetmedi ve şampiyonluğu Golden State Warriors’a kaptırdılar. Asıl ilginç kısım bundan sonra başladı. Menajeri vasıtasıyla 5 yıllık maksimum kontrat istediğini açıklayan Thompson’ın açıklaması duyanları gülmek ile korkutmak arasında bıraktı. Ribaund almak dışında hiçbir üst düzey özelliği olmayan ve Kevin Love iyileşince bench’e çekileceği kesin olan bir oyuncu hangi cüretle bu kontratı isteyebilirdi ki? Bu sorunun cevabını bulmak için Thompson’ın menajerinin kim olduğuna bakmamız gerekiyor. Hayattaki en büyük başarısı LeBron James’in yakın arkadaşı olmak olan Rich Paul, LeBron ile beraber Thompson’ın da menajeri. Thompson aynı zamanda LeBron ile de yakın arkadaş. Öyle ki Cavaliers yönetimi ile arasındaki soğuk savaş sürerken LeBron Instagram’a kendisi ile bir fotoğrafını koydu. Fotoğrafın altında “Bu işi bitirelim!!! #kardeşimiözlüyorum” yazıyordu. Arkasında bu desteği bulan Thompson istediği kontrat için tüm yaz bekledi ve sonunda maksimum olmasa da yılda ortalama 16,4 milyon dolar kazanacağı bir kontrata imza attı. Thompson’ın bu inanılmaz kontratından sonra Cavaliers’ın sahibi Dan Gilbert’ın yaklaşık 60 milyon dolarlık bir lüks vergisi ödemesi gerekecek. Bu sezon şampiyonluk gelirse her şeye değer, ama ya gelmezse? DeMarre Carroll 4 yıl/60 milyon dolar (Toronto Raptors) 2012 yılında NBA’de tutunamayacakmış gibi duran DeMarre Carroll’ın kariyeri Utah Jazz’e imza attığında değişti. Salt Lake’te geçirdiği 1,5 sezonda iyi bir takım oyuncusu olabileceğini gösteren ve savunmasıyla öne çıkan Carroll, 2013 yazında Atlanta Hawks ile 2 yıl/5 milyon dolarlık bir kontrata imza attı. Hawks’ta direkt ilk 5’e yerleşen 2,03’lük forvet Mike Budenholzer ile adım adım yükselip geçen sezon Doğu 1.si olan takımın önemli parçalarından birisi oldu. 1 Temmuz 2015 gününde DeMarre Carroll Instagram hesabından Toronto Raptors ile anlaştığını açıklayan


Kelepİr mi kazık mı? bir resim paylaştı. 4 dakika sonra tweet atan Adrian Wojnarowski anlaşmanın detaylarını veriyordu: 4 yıl/60 milyon... Geçen sezon aldığı ücreti 6’ya katlayan Carroll’ın Kyle Lowry ve Demar DeRozan ile iyi bir üçlü oluşturması bekleniyor ancak hesaba katılmayan bazı şeyler var. Bu üçlünün en çok para alan ismi olacak olan Carroll’ın basketbol zekası, azmi ve şut yeteneği muhtemelen onunla beraber Kanada’ya gelecek ancak kendisinin geçen sezonki patlamasını Atlanta’nın sistemine borçlu olduğunu unutmamak lazım. Carroll’ın geçen sezon attığı basketlerin %82’sinin asist üzerinden geldiğini ve Raptors’ın bu konuda çok iyi bir üne sahip olmadığını düşünürsek hücumdaki etkisi beklenen seviyede olmayabilir. Daha da önemlisi Carroll tipi oyuncuların en çok değer gördüğü takımlar şampiyonluğa oynayan takımlardır ve şu an kağıt üzerinde Raptors bu tanıma çok uzak. Artan cap ile beraber yeni transferlerle Carroll’ın takımdaki önemi artabilir ancak kendisi şimdilik biraz lüks duruyor. Tyson Chandler 4 yıl/52 milyon dolar (PhoenIx Suns) New York’ta geçen 3 umutsuz sezon sonrası geçen sezon eski takımı Dallas Mavericks’e takas olan Tyson Chandler, oraları da Rajon Rondo’nun dağıtmasıyla yine umduğunu bulamadı. New York’taki 3 yılından da verimli bir sezon geçiren Chandler, takım sahibi Mark Cuban’ın pek gizli olmayan DeAndre Jordan aşkının direkt sonucu olarak takımdan ayrıldı. Bunun üzerine Phoenix Suns ile anlaşan Chandler, LaMarcus Aldridge’in(Bu yazıda kaç kere kendisinden bahsettiğimi unuttum artık, adamın tek başına tüm yaza etkisini siz düşünün) aklını çelmek için bir koz olarak kullanıldı ancak bu deneme başarıyla sonuçlanmayınca tek başına Arizona yolunu tuttu. Özellikle pivot üzerinden hücum yürüten bir sisteminiz yoksa Tyson Chandler çok faydalı bir oyuncudur. Savunmayı düzenler, hücumda basit sayılar bulur ve saha içindeyken pek sorun çıkarmaz. Peki kendisi çaylak kontratında olan tek gelecek veren genç oyuncusu Alex Len olan bir takıma ne kadar uygundur? Aslında Len için iyi bir yol gösterici olabilir ancak 4 yıllık kontratıyla bu görevden ziyade Len’in önünü tıkayacak gibi duruyor. Sonuçta yılda 13 milyon dolar verdiğiniz bir adama maç başına 15 dakika süre vermezsiniz. Daha da önemlisi 33 yaşında, tecrübeli ve savunmayı organize eden bir pivot en çok şampiyonluğa oynayan takımlarda değerlidir ve Suns’ın bu yola girebilmesi için yemesi gereken çok ekmek var. Aksine takıma kattığı birkaç galibiyet lotaryadaki sıralamalarını kötüleştirip onları daha da içinden çıkılmaz bir duruma sokabilir. Özetle Tyson Chandler kendisine verilen yıllık ücretten ziyade kontratının uzunluğu ve takıma kağıt üzerinde uyumsuzluğuyla bu listede transferi en mantıksız olan isim.


TÜRKİYE’NİN İLK VE TEK HAFTALIK ONLINE BASKETBOL DERGİSİ

SLAMDUNK

TURKCELL DERGİLİK İLE TÜM iPAD, iPHONE VE ANDROID’LERDE!


Turn static files into dynamic content formats.

Create a flipbook
Issuu converts static files into: digital portfolios, online yearbooks, online catalogs, digital photo albums and more. Sign up and create your flipbook.