SlamDunk Dergi - Sayı 96

Page 1

SLAMDUNK HAFTALIK BASKETBOL DERGİSİ

07 - 13 Mart 2016 / SAYI: 96

FASTBREAK

EuroLeague ’DE TAKIMLARIMIZIN SON DURUMU

Carmelo Anthony Prince & Golden State Baron Davis STEVE KERR Isaiah Thomas

Euroleague’İn En İyİ Genç Takımı

Kobe Bryant

SON DEM

JR.NBA BAŞLIYOR! Glen Rice

Şehrin Kaderini Değiştiren Çaylak

Karl Anthony Towns

ŞAMPiYON TüRKiYE’DE




SLAMDUNK YAZIŞMA ADRESİ Talatpaşa caddesi çelenk sok. no: 27/a kat:4 gültepe / KAĞITHANE / İSTANBUL Tel: +90 (212) 325 91 25 - Fax: +90 (212) 258 70 59

www.slamdunkdergi.com Genel Yayın Yönetmeni Bilgehan Aras bilgehanaras1976@slamdunkdergi.com Yazı İşleri Müdürü Faruk Çolak faruk@slamdunkdergi.com Haber Müdürü Bulut Çiftçi bulut@slamdunkdergi.com Tasarım BARAS MEDYA bilgehanaras1976@slamdunkdergi.com Fotoğraf Editörü Barış Tekin baristekin@slamdunkdergi.com Katkıda Bulunanlar Buğra Uzar, Can Hasgör, Doğuş Arun, Faruk Çolak, Semih Tuna, Şaban Işık Reklam Rezervasyon Bilgehan Aras bilgehanaras1976@slamdunkdergi.com + 90 (533) 552 07 49 Yayının Türü: Yerel Süreli Yayıncı: Baras Basım Yayın Adresi: Sanayi Mah. 1673. Sok. No: 34-34510 Esenyurt / İstanbul Tel: 0 (212) 622 63 63 Fax: 0 (212) 605 07 98 Slamdunk Haftalık Basketbol Dergisi, Baras Basım Yayın tarafından yayınlanmaktadır. Yazı ve fotoğrafların tüm hakkı Slamdunk Dergisi’ne, yayınlanan ilanların sorumluluğu ilan sahiplerine aittir. Slamdunk Dergisi Türkiye Basın Meslek İlkeleri’ne uymaya söz vermiştir.


Türkİye ve AvrupA bAskeTboluylA İlgİlİ ArAdığınız her şey

EurohoopS’ta!

yıldız oyuncu lA CEdİ oSman, r KoStaS SlouK aS ve GianniS antE toKounmpo’n un resmİ bloglAr ıy l bAskeTbolu pA A r İçİnden hİssedkenİn İn!


Gürültünün goygoyun su gibi aktığı yegane NBA organizasyonu New York Knicks, bu haftayı da boş geçmedi.

nicks’in evinde 104-85 kaybettiği Blazers maçının son anlarında, benchte huşu içinde maçın bitmesini bekleyen Carmelo Anthony, seyircilerden birinin kendisine sataşmasına daha fazla dayanamayarak cevap verdi. Anthony’ye isim vererek bağırıp “Leş gibi oynuyorsunuz” diyen taraftara karşı ayağa kalkan Melo, parmağıyla Dolan’ı göstererek “Beğenmiyorsan başkanın yanına git,

K

paranı al, yeter kardeşim” diyerek sert bir cevap verdi. Tartışma taraftarın “Bir daha buraya maça gelmem, yazıklar olsun” diyerek salondan ayrılmasıyla sona erdi. Maç sonunda ise Melo, Knicks’in resmi Twitter hesabından bir özür yayınlayarak “Yenilginin etkisiyle böyle bir cevap verdim, yapmamam gerekirdi” sözlerini söylese de, “Bu özrü yayınlamamı Başkan Dolan istedi” diyerek, çok da gönülden bir özür olmadığını göstermiş oldu.


FastBreak / Hazırlayan: Şaban Işık

“MÜDÜR BU, BUNA KONUŞ!”


Golden State’in bu sezon oynadığı basketbol göz kamaştırıcı olsa da, her zaman daha göz kamaştırıcı bir şeyler vardır.

Mart’ta Oracle Arena’da vereceği konser için erkenden San Francisco’ya gelen efsane şarkıcı Prince, Golden State’in Oklahoma City Thunder’la oynadığı maçı onurlandırmaya karar verdiğinde, bu sezon Oracle Arena’da ilk kez insanların gözü Warriors oyuncularından başka birine kilitlendi. Salona girdiği

4

andan itibaren, eski Alman prenslerinin kullandığına yakın ihtişamda asası, parlak gece mavisi kıyafetleri ve klas gözlükleriyle herkese “Nasıl efsane kalınır?” sorusunun cevabını veriyordu. Warriors da duruma uyanmış olacak ki, Prince maça geldiğinde 9 sayı geride olan Warriors, maçı 121-106 kazanmayı başardı. Üstadın uğruna siz de bir “Purple Rain” açın.


FastBreak

PARKELERİN PRENSİ


B-DIDDY GERİ DÖNDÜ!

SlamDunk’ın dönüşü tüm bünyelere ilham vermiş olacak ki, üç sene önce basketbol hayatını bitirdiğini açıklay Baron Davis, geçtiğimiz hafta basketbola geri döndü!

içbir maddi beklenti olmadan, sadece oynamayı çok özlediği için basketbola geri dönen efsane oyun kurucu, D-League oyuncu havuzuna kaydını yaptırdı ve anında Philadelphia 76’ers’ın pilot takımı olan Delaware 87’ers tarafından kadroya dahil edildi. Çıktığı ilk maçta mabadı göbeği biraz saldığı ortaya çıkmış olsa da, vurduğu smaç ve attığı üçlüklerle kendisine “Bir-iki idman yapsa buraları estirir” dedirtti. Neyse ki idmanı çok seven bir abimiz değil.

H


yan

FastBreak


STEVE KERR TEMKİNLİ! 60 maçta 55 galibiyet alarak, NBA tarihinin en iyi sezon başlangıcını yapan Golden State Warriors’ta koç Kerr, rekorlarla çok ilgilenmediğini belirtti.

nemli olan yine sezon sonunda kupayı kaldırmak” diyen Kerr, takımın sezon sonunda 73 galibiyet almasıyla değil, oyuncuların playoff’a en diri şekilde girmesiyle kafasını meşgul ettiğini söyledi. “Oyuncularım elbette rekoru kırmak isterler ama dinlenmeleri daha önemli” diyerek haklı bir bakış açısı ortaya koyan Kerr’e, Gregg Popovich’in manevi oğlu kontenjanında başarılar diliyoruz.

“Ö


FastBreak


UFAK TEFEK BİR ADAM Isaiah Thomas, geçtiğimiz hafta bir ara önemli olanın işlevi olduğunu unuttu.

oston Celtics’in cep herkülü (Naim’e selamlar) Isaiah Thomas, geçtiğimiz sezonun ortasında geldiği Celtics’te bu sezon oyununu birkaç seviye yukarıya taşıyarak All-Star olmayı başardı. Fakat All-Star da olsanız, bazı şeyler insanın içinde yer ediyor demek ki. 1.75’lik boyuyla NBA’in en kısa ama en yürekli oyuncularından biri olan Thomas, geçtiğimiz günlerde bir yıllık uzay görevini tamamlayarak dünyaya geri dönen Astronot Scott Kelly hakkında bir bilgiyi Twitter’dan takipçileriyle paylaştı. Scott Kelly, uzaydaki 1 yıllık görevinde tam 5 santim uzamıştı, bunu gören Thomas da “Acilen uzaya gitmem gerekiyor LOL” şeklinde bir tvit attı. Thomas’ın yakın bir zamanda yer yüzünden ayrılamayacağını düşünürsek, birkaç santim için ona Aksaray alt çarşıdan alınma bir yumurta topuk ayakkabı önerebiliriz.

B


FastBreak


JR. NBA BA Türkİye Basketbol Federasyonu ve NBA arasında yapılan anlaşma İle hayata geçİrİlen ve 11-12 yaş grubu okul takımlarında oynayan genç sporcula yönelİk Banvİt’İn sponsorluğu İle düzenlenen JR. NBA TBF Lİgİ, 6 Mart günü yapılan draft İle resmİ olarak başladı!


JR. NBA

AŞLIYOR!


JR. NBA

stanbul içerisindeki 30 okulun 11-12 yaş takımlarının katıldığı JR. NBA’de, Avrupa Yakasında bulunan 15 okul NBA Batı Konferansı takımlarının adıyla, Anadolu Yakasında bulunan 15 okul da NBA Doğu Konferansı takımlarının adıyla lige dahil edildi. Hangi okulun hangi takımın adını alacağını belirlemek için gerçekleştirilen draft ise büyük bir şölen havasında gerçekleştirildi. FMV Işık Okulları Ayazağa Kampüsünde gerçekleştirilen drafta NBA’in efsane isimlerinden Glen Rice’ın yanı sıra TBF Başkan Vekili Akın Süel, TBF Asbaşkanı Kemal Akar, NBA Avrupa Basketbol Operasyonları Direktörü Neal Mayr, NBA Avrupa Başkan Yardımcısı ve Türkiye Direktörü Naci Cansun, TBF Yönetim Kurulu Üyesi Yusuf Güven ve Altyapılar Sorumlusu Necati Güler ve Fevziye Mektepleri Vakfı Yönetim Kurulu Üyesi Ahmet Burak katıldı. Neal Mayr ve Naci Cansun, TBF’ye bu projeye verdiği destekten dolayı teşekkür ederken, draftta okullarını temsil eden genç sporculara da başarılar dilediler. Draftta ise her okuldan antrenörler ve genç sporcular, kendi

okullarının hangi NBA takımının adı ile mücadele edeceğini belirledi. Draft sonucu takımlar şu şekilde oluştu: DOĞU KONFERANSI ATLANTİK GRUBU İTÜ GVO OZEL BEYLERBEYİ ORTAOKULU - BROOKLYN NETS ÜSKÜDAR SEV ORTAOKULU - PHILADELPHIA 76ERS BİLFEN ÇAMLICA ORTAOKULU - NEW YORK KNICKS ATACAN OKULLARI KOZYATAĞI ORTAOKULU BOSTON CELTICS TORONTO RAPTORS - DAHA SONRA BELİRLENECEKTİR MERKEZ GRUBU FMV IŞIK OKULLARI ERENKÖY ORTAOKULU - INDIANA PACERS OĞUZKAAN KOLEJİ MALTEPE ORTAOKULU - DETROIT PISTONS IRMAK OKULLARI - MILWAUKEE BUCKS İSTEK OKULLARI BELDE KAMPÜSÜ - CLEVELAND CAVALIERS BİLFEN YENİŞEHİR ORTAOKULU - CHICAGO BULLS


GÜNEYDOĞU GRUBU ERA KOLEJİ PENDİK KAMPÜSÜ - ATLANTA HAWKS AVRUPA KOLEJİ ÇEKMEKÖY ORTAOKULU WASHINGTON WIZARDS FİNAL İSTANBUL ÇEKMEKÖY ORTAOKULU - ORLANDO MAGIC ANABİLİM EĞİTİM KURUMLARI SANCAKTEPE ORTAOKULU CHARLOTTE HORNETS MIAMI HEAT - DAHA SONRA BELİRLENECEKTİR BATI KONFERANSI PASİFİK GRUBU ATABEK KOLEJİ ORTAOKULU - LOS ANGELES CLIPPERS TARHAN EĞİTİM KURUMLARI - LOS ANGELES LAKERS MEF OKULLARI ULUS ORTAOKULU GOLDEN STATE WARRIORS AVRUPA KOLEJİ KAZLIÇEŞME ORTAOKULU SACRAMENTO KINGS CİHANGİR KOLEJİ ATAKENT ORTAOKULU - PHOENIX SUNS

KUZEYBATI GRUBU FMV AYAZAĞA IŞIK ORTAOKULU - DENVER NUGGETS İTÜ DR NATUK BİRKAN ORTAOKULU PORTLAND TRAIL BLAZERS İSTEK OKULLARI KEMAL ATATÜRK ORTAOKULU OKLAHOMA CITY THUNDER ERA KOLEJLERİ GAZİOSMANPAŞA ORTAOKULU MINNESOTA TIMBERWOLVES UTAH JAZZ - DAHA SONRA BELİRLENECEKTİR GÜNEYBATI GRUBU BORUSAN OTO ZEHRA N. KOCABIYIK ORTAOKUKLU MEMPHIS GRIZZLIES CİHANGİR KOLEJİ BÜYÜKÇEKMECE ORTAOKULU HOUSTON ROCKETS ÇINAR KOLEJİ BEYLİKDÜZÜ ORTAOKULU SAN ANTONIO SPURS KAVRAM KOLEJİ - NEW ORLEANS PELICANS FMV IŞIK OKULLARI ISPARTAKULE ORTAOKULU DALLAS MAVERICKS


JR. NBA


14 Mart haftasındaki ilk maçlarla birlikte başlayacak olan JR. NBA’de normal sezon 16 Mayıs’a kadar devam edecek. Her gruptaki beş takım, normal sezonda bir içeride bir dışarıda olmak üzere toplam 8 maç oynayacak. Bu maçların sonucuna göre, her konferanstaki en iyi 8 takım playoff’a kalacak. Tek maç üzerinden gerçekleşecek playoff sonucunda da kazanan takımlar JR. NBA TBF Ligi Final organizasyonuna katılmaya hak kazanacak. 2004-2005 doğumlu sporcuların katılımı ile kurulacak ve 14 kişiden oluşacak takımlar, maç kadrosunda 10 oyuncu bulundurabilecek. Maçlar 8’er dakikalık 4 çeyrek üzerinden oynanacak. 14 Mart haftasında gerçekleşecek ilk hafta maçları ise şu şekilde: DOĞU KONFERANSI ATLANTİK GRUBU PHILADELPHIA 76ers - BOSTON CELTICS TORONTO RAPTORS - BROOKLYN NETS MERKEZ GRUBU CHICAGO BULLS - INDIANA PACERS CLEVELAND CAVALIERS - DETROIT PISTONS GÜNEYDOĞU GRUBU ATLANTA HAWKS - ORLANDO MAGIC MIAMI HEAT - WASHINGTON WIZARDS BATI KONFERANSI PASİFİK GRUBU SACRAMENTO KINGS - PHOENIX SUNS GOLDEN STATE WARRIORS LOS ANGELES CLIPPERS KUZEYBATI GRUBU MINNESOTA TIMBERWOLVES - UTAH JAZZ PORTLAND TRAIL BLAZERS OKLAHOMA CITY THUNDER GÜNEYBATI GRUBU NEW ORLEANS PELICANS SAN ANTONIO SPURS HOUSTON ROCKETS - DALLAS MAVERICKS JR. NBA NEDİR? JR. NBA, NBA’in resmi genç oyuncu geliştirme programıdır. Amerika’daki okullarla ve Dünya genelinde 33 ülkeden federasyonlarla işbirliği içerisinde yürütülen bu programla, 6.5 milyondan fazla gencin basketbola küçük yaşlardan itibaren teşvik edilmesi sağlanmıştır. Geçtiğimiz sezon Avrupa’da İngilitere, İtalya, İsveç, İspanya ve Litvanya; Asya’da Çin, Hindistan, Endonezya, Malezya, Filipinler, Tayland ve Vietnam; Afrika’da Güney Afrika ve Uganda; Kuzey Amerika’da Meksika ve Kanada’da gerçekleştirilen JR. NBA, bu sezon aralarında Türkiye’nin de dahil olduğu yeni ülkelerle toplam 33 ülkeye ulaşmıştır.



Overtime

“CURRY’Yİ TUZAĞA DÜŞÜRÜRDÜM” NBA’in efsane isimlerinden, 1997 All-Star MVP’si, 2000’de Lakers’la NBA şampiyonluğu yaşayan Glen Rice, bu hafta Slamdunk’ın konuğu oldu. Rice, Stephen Curry’yi durdurmanın formülünden, birlikte oynadığı en iyi oyunculara kadar her şeyi Slamdunk’a anlattı. Röportaj: Buğra Uzar

N

BA’i kasıp kavuran Golden State Warriors ve Stephen Curry fırtınası hakkındaki görüşleriniz neler? Muhteşem bir iş çıkartıyorlar. İzlemesi gerçekten çok keyifli bir basketbol oynuyorlar. Özellikle Curry’nin bireysel olarak ortaya koyduğu performans inanılmaz. Fiziksel olarak ne kadar büyük olduğunuzun bir önemi olmadan çok çalışarak her şeyin mümkün olduğunu bizlere gösteriyor. Peki siz Stephen Curry’i nasıl savu-

nurdunuz? Ben kariyerim boyunca kimseyi savunmadım ki! Şaka bir yana topu aldırmamaya çalışırdım ve aldığında da yar-

“Kazanmayı ve takım oyuncusu olmayı seviyorum. Tüm kariyerim boyunca bir takım oyuncusu olmaya çalıştım” dım çağırır, onu tuzağa düşürmeye çalışırdım ama bu gerçekten çok zor. Durdurulamaz bir performans ortaya koyuyor. Sizi birçok farklı

takımda ve birçok farklı rolde gördük. Kendinizi bu rollere nasıl adapte ettiniz ve nasıl motive oldunuz? Benim için kolaydı. Kazanmayı ve takım oyuncusu olmayı seviyorum. Tüm kariyerim boyunca bir takım oyuncusu olmaya çalıştım. Hangi takımda ve

hangi oyuncularla ya da hangi oyunculara karşı oynarsam oynayayım kendimi olabilecek en iyi şekilde hazırlamaya çalıştım. Basketbol yetenekleri açısından birlikte oynadığınız en iyi üç takım arkadaşınız kimler?


Overtime

“Bir basketbol oyuncusu olarak ilk baştaki hayaliniz NBA’e girmek oluyor. Sonraki hayaliniz ise tabii ki şampiyonluk”

Kesinlikle Shaquille O’Neal. Kobe Bryant’ı da listeye eklerim ve son olarak da Larry Johnson. Bir NBA şampiyonu olmak nasıl bir

duygu? Los Angeles Lakers formasıyla Indiana Pacers’ı yenip şampiyon olduğunuzda neler hissettiniz? Muhteşem bir histi. Bir basketbol oyuncusu olarak ilk baştaki hayaliniz NBA’e girmek oluyor. Bu gerçekleştiğinde ise sonraki hayaliniz ise tabii ki NBA şampiyonu olmak oluyor. Bu his ise dünyadaki en güzel hislerden birisi. Muhteşem.

Gary Payton, NBA’de son zamanlarda oynanan basketbolun temasa fazla izin verilmeyen bir basketbol olduğu hakkında bir tweet atmıştı. Sizin bu konudaki görüşünüz nedir? Tabii ki farklı bir dönemdeyiz. Bizim oynadığımız dönemde, oyun daha yavaş oynanıyordu, temasa daha çok izin vardı. Şimdi lig genelinde bir çok takım yüksek tem-


poyla oynamaya çalışıyor. Özellikle hücumuyla öne çıkan oyuncular için bu dönemde basketbol oynamak oldukça kolay, çünkü savunmada elle kontrole ve temasa izin verilmiyor. Gary Payton’ın dediği anlamda düşünürsek, oyunun biraz daha yumuşadığını söyleyebiliriz. Fakat yine de, bugün oynayan basketbolcuların oyuna kattıklarını da takdir etmemiz gerekiyor.

Gelmiş geçmiş en iyi beşinizi kurmanızı istesek, bu isimler kimler olurdu? İlk olarak tabii ki Michael Jordan, onsuz bir “en iyi beş” olamaz. Arkasından doğal olarak Scottie Pippen’ı da eklemeliyim, bence Jordan ve o, gelmiş geçmiş en iyi ikili. Hem hücumda hem de savunmada herkese üstünlük kurdular. Pivot pozisyonunda Shaq olurdu.

Bir oyun kurucuya da ihtiyacımız var sanki. Aslında Shaq’la oynadığımızı düşünürsek, Jordan ve Pippen da varken topu yönlendiren bir oyun kurucuya “Michael da pek ihtiyacımız Jordan, onsuz yok. Bu beşte bir bir “en iyi şutör ihtiyacımız var. beş” olamaz. Arkasından Benim tercihim doğal olarak Larry Bird olurdu. Scottie Son olarak da Magic Pippen’ı da Johnson’ı koyardım. eklemeliyim, Bence bu takım bence Jordan yenilmesi son dereve o, gelmiş ce zor bir takım geçmiş olurdu. en iyi ikili.”



Overtime

“Bİzİm görevİmİz sporun eğlencelİ yüzü olmak.” İstanbul Büyükşehir Belediyesi Spor A.Ş, spor kültürünün yaygınlaştırılması adına NBA ile işbirliğine giderek çocuklara yönelik İBB Spor A.Ş. NBA Yetenek Yarışması’nın startını yapılan lansman ile verdi. NBA Türkiye Direktörü Naci Cansun, lansman sırasında SlamDunk editörlerinden Buğra Uzar’ın sorularını yanıtladı.

ncelikle bu başarılı proje ve organizasyondan dolayı sizi tebrik ederiz. Bu tip projeleriniz devam edecek mi? Tabii ki devam edecek. Hatta hız kesmeden devam edecek diyebilirim. NBA olarak baktığımızda yaptığımız çalışmaların bir ayağını basketbolu sevdirmek için çocuklar üzerinde yoğunlaştığımız projeler oluşturuyor. Ancak basketbol sadece çocuklara odaklandığımız bir alan değil. Daha farklı yaş gruplarına sporu daha farklı şekillerde sevdirebilmek için

Ö

sürekli olarak çalışmalar yapıyoruz. NBA’in Türkiye’deki görevi oynanan basketbolun kalitesini yükseltmek değil. Bu görevi zaten Türkiye Basketbol Federasyonu başarıyla yerine getiriyor. Bizim görevimiz sporun eğlenceli yüzü olmak. Onun için de birçok proje hazırlıyoruz zaten.

bir kaseti bekliyorduk ve tabii ki bu kasetin 3-5 elde gezerken parçalanmadan gelmesi gerekiyordu. Şimdi ise sosyal medya bütün olayı değiştirdi. Artık maç saatleriyle kısıtlı değilsiniz. NBA, sosyal medya’yı dünyada en iyi kullanan spor organizasyonu ve kendisini sosyal medyaya adapte etmeyi sürdürüyor.

vardı, sürpriz bir sonuçla sona erdi. Bu süreçte dönen Tweet’lerin, Facebook paylaşımlarının, Instagram paylaşımlarının, Vine’ların sayısına bakabilirsiniz. NBA de özellikle uğraşıp, bunu Avrupa’nın “prime time’ına” koymaya çalışıyor ki daha fazla ilgi görebilsin. Yani olay tek taraflı değil. Peki Türkiye’nin Türkiye’de çok güzel NBA’e olan ilgisini Türkiye’deki NBA bir ilgi var, Dünya’da nasıl görüyorsusever kitle hakkın- basketbola artan bir nuz? daki düşünceleriniz ilgi var, NBA de Oldukça iyi seviyede neler? Buradaki bunun farkında ve görüyorum. Bizim hedefleriniz neler? kendisini buna adapjenerasyonumuzda, Geçtiğimiz akşam te edip basketbol 80’li yıllarda olay çok saat 22.30’da Golden severlere maksimudaha farklıydı. State Warriors ve Los munu vermeye Amerika’dan gelecek Angeles Lakers maçı çalışıyor.



SON DEM 20 yıllık efsane bir kariyerin son günlerine yaklaşıyoruz. NBA’in en büyük oyuncularından Kobe Bryant emeklilik günlerine adım adım yaklaşırken veda turnesinin önemli günlerini sizin için derledik. YA ZI: CA N H ASGÖR


Kobe Bryant

9

Mart 2016 - Taze Anılar “Neden bu şampiyonluk diğer üçünden farklıydı?” Bu soru sorulduğunda takvimler 14 Haziran 2009’u gösteriyordu. Mikrofonun bir tarafında yakalandığı kanser nedeniyle 2015 yılında hayata gözlerini yuman Stuart Scott diğer tarafında ise ilk defa finaller MVP’si olan Kobe Bryant... “Bu sadece rekabetle ilgili. Çok zordu... Her şeye yeniden başladık. Şimdi bir kez daha buradayız. Rüyadaymış gibi hissettiriyor. Bu gerçekten inanılmaz...” Kobe Bryant, belki de en çok benimsediği yüzüğü kazanırken karşısında Orlando Magic vardı. İşte 9 Mart’ta Kobe Bryant son kez Magic’le karşılaşacak. Kim bilir belki de rakip takım anons edilirken Orlando Magic’te tüm yüzlerin değiştiğini görünce 7 yılın ne kadar hızlı geçtiğini anlayacak. Tıpkı bizim de anlayacağımız gibi... 10 Mart 2016 Kral, Staples’a Geliyor ‘’Her zaman Michael Jordan’dan ilham aldığımı söyledim. Ama hep Jordan’ın bu Dünya’dan olmadığını ve oraya ulaşamayacağımı düşündüm. Kobe ise her zaman onun gibi olmak, onun gibi oynamak

isteyeceğim birisiydi. Rekabet etmenin asla pes etmemenin ne kadar önemli olduğunu onun sayesinde anladım.’’ Bu sözlerin sahibi LeBron James, 10 Mart’ta Staples Center’a gelecek ve son kez Kobe Bryant’la karşılaşacak. Son bir şölen için iki ayrı jenerasyonun iki büyük oyuncusu parkeye çıkacak. “Kobe Bryant nedeniyle daha iyi olmak zorundaydım. Çünkü ben dinlenirsem onun çalışacağını biliyordum.” LeBron James Hava atışı yapıldıktan sonra Kobe muhtemelen LeBron’u maç özelinde daha iyi olması için son bir kaç kez daha zorlayacak. Tüm o düellolar ve kim daha iyi soruları belki de son birkaç kez daha konuşulup rafa kaldırılacak. Her şey normal giderse maç bittiğinde birbirlerine sarılıp sadece kendilerinin bileceği bir kaç kelime söyleyecekler. Ve muhtemelen bu kelimelerin yolu hep saygıya çıkacak. Tüm bunlar yaşanırken Charlotte’da



görkemli şatosunda oturan bir adam maçı izledikten ve son kareyi gördükten sonra televizyonu kapatacak... Evet, son bölüm benim kurgum ama finali de böyle yapsak ne güzel olmaz mıydı? 13 Mart 2016 Zen Master’la Son Dans Takvimler 17 Haziran 2010’u gösteriyor, yer Staples Center. Arka arkaya ikinci kez şampiyon olmuş ve elinde finaller MVP’si ödülünü tutan adamın sesi bir şampiyonluk için daha salonda yankılanıyor “Hadi tekrar yapalım, hadi tekrar yapalım!” Kobe Bryant bu sözleri takımın koçu olan ve sezon sonunda emekliye ayrılacağını söyleyen hemen yakınındaki Phil Jackson’a söylüyor. Denediler, çok da yaklaştılar ama olmadı. Fakat denediler. Onların arasındaki ilişki profesyonellikten bir adım daha öteydi. Sanki hep fırsatta birbirine ters giden ama zamanı geldiğinde de birbirini kollayan baba oğul gibiydiler. Ya da Breaking Bad’deki Walter White ve Jesse Pinkman gibi... Kobe Bryant bırakırken de sıra bu sefer Phil Jackson’daydı. Zen Master’ın “Kobe’nin son yılı olacağını düşünmüyorum sadece Lakers’taki son yılı olacak’’ açıklamasına Kobe Bryant “Ben bir Laker’ım. Bunu kaç kere söylemem gerekiyor? İyi ya da kötü farketmez ben bir Laker’ım” diye cevap verdi. Zaten o formayı Kobe’nin üzerinden Phil Jackson bile çıkartamazdı. Tarih 13 Mart’ı gösterdiğinde Kobe Bryant ve Phil Jacskon ayrı takımlarda olsa da Staples Center’da son kez buluşacaklar. Göz göze geldikleri anda ise her ikisinin de aklından neler geçeceğini hepimiz biliyoruz.


Kobe Bryant


Kobe Bryant 15 Mart 2016 – Derin Hatıralar 2000-2003 yılları arasında Los Angeles Lakers arka arkaya üç şampiyonluk aldığı dönemi düşünün. İlk anlarda akla Sacramento Kings maçları gelir. Los Angeles Lakers’ı durdurmak için her şeyi denemişlerdi. Ama sorun şu ki belki de tarihin en iyi ikisine çarpmışlardı. Hatta o ikilinin dışında Robert Horry’den gelen mucize üçlüğe. O kadar çok hikaye var ki dergiler yetmez. Öyle bir rekabet ki arasının açık olduğunu bildiğimiz Kobe Bryant’a gecenin 02:30’unda Shaq’i aratıp “Adamım yarın sana ihtiyacım var. Hadi tarih yazalım” dedirtecek kadar büyük... Anlatmakla bitirmek hem derginin hem de bu yazının formatına uygun değil. Sadece hatırlatmak en iyisi. Şimdi tüm o rekabetten geriye kalan tek adam var, Kobe Bryant... Ve o rekabetin parkedeki son temsilcisi son kez Sacremonto


Kings’le karşılaşacak. Muhtemelen de Staples Center’da bir yerlerde Kings’in GM’i Vlade Divac da maçı izleyecek. Eski günleri anmak için 15 Mart tarihini bekleyin. O güne kadar bu rekabet üzerine yazılmış en iyi yazıyı okumak isterseniz, Google’a ‘’All the Kings’ Men - Grantland’’ yazın ve okuyun. Kobe Bryant’ın son kez yer alacağı bir Los Angeles Lakers - Sacramento Kings maçının öyle alalede bir karşılaşma olmadığını anlayacaksınız. 18 Mart 2016 – Teksas Ziyareti Tarih: 30 Nisan 2006, Yer: Staples Center, Batı Konferansı İlk Tur 4. Maçı. Bitime 6.1 saniye kala 99-98 Phoenix Suns önde. Steve Nash topu yarı sahaya taşırken karşısına Lamar Odom ve Luke Walton çıkıyor. Karar: Hava atışı! Luke Walton ve Steve Nash hava atışına çıkıyor. İlkinde olmasa da ikinci denemede topa Luke Walton dokunuyor. Topu çıkmadan yakalayan adam Kobe

Bryant. Üzerinde Raja Bell var nam-ı diğer Kobe Stopper 5.2 saniye, Kobe topla beraber yarı sahayı geçiyor 4.1 saniye, Vujacic sağ forvete doğru gidiyor, Nash de onu kovalayınca alan açılıyor, Kobe Üçlük çizgisini geçiyor 3.2 saniye, Sol forvette Luke Walton, sağ dipte Sasha Vujacic boş ama Kobe iki kişi üzerinden şutu gönderiyor. 1.3 saniye, Yukardan giden top fileyle buluştuğunda süre bitiyor ve zil çalıyor. Kazanan Lakers! Seride durum 3-1 oluyor! 0 saniye Ben odamda çekmeyen antenin nasıl olduysa koridorda çektiğini keşfediyorum. Kobe’nin şut girdikten sonra attığım çığlık sabaha karşı herkesi uyandırdığım için fırça yiyorum. Olsun, evden o anda kaçıp basketbol oynamak için de iyi bahane oluyor. Ama sabahın bir saati bana potaya şut attıran o maç ve Kobe Bryant oluyor. İşte o Kobe Bryant, 18 Mart’ta Phoenix Suns’ı son kez Staples Center’da ağırlayacak. Sizi bilmem ama eski günlerin hatrına ben de ekranın karşısında olacağım! 3 Nisan 2016 NBA’in En Büyük Rekabeti Magic Johnson, Larry Bird, Kareem Abdul Jabbar, Shaquille O’Neal, Danny Ainge... Toplamda 12 NBA Finalleri eşleşmesi ve geride kalan yüzlerce efsanevi maç. Bu maçlarda oynayan onlarca efsanevi basketbolcu... İşte onlardan bir tanesi 3 Nisan tarihinde son kez bu rekabette formasını sırtına geçirecek. Boston Celtics’e karşı şampiyonluk kazanma onuruna erişen Kobe Bryant en büyük rakibini arkadaşlarıyla birlikte Staples Center’da ağırlayacak. Geçmişe dönüp özel bir hikayeyi ortaya çıkarmaya gerek yok fakat 1996 yılına dönelim. O yıl yapılan draftta Boston Celtics, Antonie Walker’ın yerine Kobe Bryant’ı seçmeye çok yaklaşmıştı. Ancak M.L. Carr’ın son kararı A. Walker olmuştu. Bu hikayeyi daha ayrıntılı okumak için Baxter Holmes’un ESPN’deki yazısı hala


yerinde duruyor. Ama biz konumuza dönelim. Konsollardaki 2K Sports serisindeki ‘’What if’’ bölümünü bilen bilir, takımlar draftlardaki seçimleri yeniden yapsa tarih nasıl olurdu? Mesela Portland Michael Jordan’ı seçseydi ya da Kevin Durant’i... Peki Boston Celtics, Kob Bryant’ı tercih etseydi neler olurdu? Kobe rekabetin diğer tarafında mı bu başarılara ulaşırdı yoksa yolu başka mı olurdu bilinmez. Fakat biraz eğrisi doğrusuna uymuş, biraz da kader diyelim. Neyse ki Kobe kendi kariyeri adına doğru yere bir şekilde gelmiş. Sonuçlar bunu gösteriyor. Sonuç olarak 3 Nisan’da Lakers - Celtics rekabetinden bir büyük yıldız daha eksilecek. Belki de en büyüğü... 13 Nisan 2016 – Veda Vakti Geldi Takvimler 13 Nisan’ı gösterdiğinde zaman zaman fantastik, zaman zaman da oldukça hayatın içinden olayların yaşandığı bir kitabın son sayfasını okuyacağız. Kobe Bryant 13 Nisan’da son kez Staples Center’a giriş yapacak, son kez soyunma odasında hazırlanacak ve son kez kendisine en çok yakışan giysisini, Lakers formasını giyip parkeye çıkacak. Rakip Utah Jazz ama kiminle oynadıklarının hiç bir önemi yok. Çünkü o maç artık Kobe Bryant’ı izlemiş olan herkes için özel olacak. Sadece Kobe Bryant’ın değil... 81 sayı, 5 şampiyonluk, 35 sayı ortalamasıyla oynadığı sezon ve daha yüzlerce unutulmaz an... Herkes uyurken Kobe Bryant’ın yaptıklarına şahit olduğun için mutlu olmak, izlediklerini arkadaşlarınla paylaşmak için ertesi güne kadar beklemek, hiç olmazsa “Abi akşam Kobe’nin maçı var” sözleri son bulacak... Buraya kadar diyeceğiz ve bir tarih sonsuza dek kapanacak... Çok klasik olacak ama basketbol artık bazıları için aynı kalmayacak.


Kobe Bryant


SehrIn KaderInI DeGIStIren Caylak 2015 Draft’ının İlk sıra seçİmİ Karl Anthony Towns, yıllardır lİgİn dİbİne demİr atan Minnesota Timberwolves İçİn bİr umut ışığı oldu. Bİz de bu yeteneklİ uzunun merkezİnde Batı Yakası’nın şİmdİlİk sakİn bekleyen kurtlarını masaya yatırdık. YAZI: DOĞUŞ ARUN


Karl Anthony Towns


Karl Anthony Towns

2015

Draft’ında Minnesota Timberwolves tarafından ilk sırada seçilen ve henüz ilk sezonunda ortaya koyduğu performansla dikkatleri üzerine çeken Karl Anthony Towns, Kevin Garnett’in basketbolu bırakmasıyla muhtemelen kariyerinin tamamını spot ışıklarının altında geçirecek. Timberwolves forması ile NBA’deki ilk sezonuna adım atan oyuncu, sezon başladıktan kısa bir süre sonra GQ’ya yazdığı yazıda “Kentucky’de oynarken NBA’de oynuyormuş gibiydim, bu yüzden kolej basketbolu NBA geçişine hazırdım” ifadelerini kullandı. Buna rağmen, başta ikili oyunların oynanış tarzının farklılığı olmak üzere Towns’un NBA’den yeni şeyler öğrendiği yadsınamaz bir gerçek. Towns, oynadığı takımın en büyük efsanelerinden biri olan Kevin Garnett’in kanatlarının altında çaylak sezonunu geçiriyor. Babası da, oğlunun şansının farkında ve “Kevin Garnett, Towns’un başına gelen en güzel şeylerden biri” ifadesiyle bu durumdan memnuniyetini ortaya koyuyor. Takım olarak beklentilerin altında kaldıkları sezon, Yılın Çaylağı ödülünün en büyük adayı Towns’un geleceği hakkında hangi ipuçlarını veriyor, beklenilen kadar önemli bir oyuncu olabilecek mi, takımını bu noktadan ileriye taşıyabilir mi sorularının cevaplarıyla ligin en önemli potansiyellerinden biri olan Karl Anthony Towns’ın geleceğine ışık tutmaya çalıştık.

Bir Çaylaktan Daha Fazlası

NBA basketbolu 2000’li yıllara kıyasla bir değişim geçiriyor, spacing’e dayalı oynanan/oynanması gereken basketbol, artık yıldızlardan da oyunun birden fazla alanına katkı yapmasını bekliyor. Stephen Curry, Kyle Lowry, Russell Westbrook, Kawhi Leonard, Draymond Green, Marc Gasol, Paul George gibi yeni dönemin öne çıkan isimleri oyunun farklı alanlarına katkı yapmanın yanı sıra, katkı yaptıkları alanların dışında da defo yaratmayan oyuncular. Örneklemek gerekirse, sakatlığı nedeniyle sahalardan sezon sonuna kadar uzak kalacak Marc Gasol, iyi bir alçak post tehditi, harika bir pasör ve savunmada da pozisyon bilgisiyle ligin en özel savunmacılarından. Benzer bir şekilde



Draymond Green de dış şut tehditi olan, pick-androll’ün ardından pas istasyonu olabilen, ligin en değerli savunmacılarından biri. Karl Anthony Towns da yukarıda saydığım isimler gibi modern basketbolun gerekliliklerini yerine getirebilecek, sahada birden fazla alana katkı yapabilecek potansiyele sahip. 2015 Draft’ında 1. sıradan seçilen ve daha parlak kariyere sahip olacağını düşündüğüm Karl Anthony Towns ile 3. sırada seçilen Jahlil Okafor’un arasındaki –potansiyel- farkı yaratan/ yaratacak olan da bu çok yönlülük. All-Star Hafta Sonu’nda yapılmış herhangi bir yarışmaya olması gerekenden fazla anlam yüklemek niyetinde değilim fakat Towns’un yetenek yarışmasında yer almasının sebepleri var ve o sebepleri Minnesota maçını her izlediğinizde görebiliyorsunuz. 1995 doğumlu ve 2.11 boyundaki Karl Anthony Towns’un, kendi deyimiyle “Allah vergisi” bir fiziği var. Cüssesinin oranla harika bir atletizme ve hepsini daha da özel kılan hareketliliğe –mobilite- sahip. Bu sayede pick-and-roll’ün her geçen gün daha da önem kazandığı basketbolda, ikili oyunların hem savunmasında hem de hücumunda özel bir silah. Bunun yanında çok iyi bir ribaund sezgisi ve bir o kadar iyi bir pota altı savunucusu. (Çaylak yılında 30 dakikada 10.2 ribaund 1.8 blok istatistikleri hiç fena sayılmaz) Hücumda ise alçak post oyununa kariyerinin ilk yılında istikrar sağlayamamış olmasına rağmen –henüz güvenilir bir alçak post tehdidi olduğunu söylemek zor- , iyi bir orta mesafe şutörü ve şut menzili 3 sayı çizgisinin gerisine kadar uzanıyor. Kariyerinin ilk yılını henüz tamamlamamış 20 yaşında bir pivot için, 3 sayı çizgisinin gerisine kadar uzanan şut menzili, pota altında mücadeleden kaçmak istediğinde hücumunu sadece orta mesafe şutuna indirgeyen uzunlar düşünüldüğünde, kariyerinin gelecek yılları için bir soru işareti olabilirdi ancak Towns’un henüz kariyerinin ilk yılında ortaya koyduğu olgunluk, bunun gerçek bir tehdit olduğunun garantisi gibi.

Minnesota Şehrinde Bir Şeyler Değişiyor Karl Anthony Towns sezonun ilk 2 ayının ardından Timberwolwes’un sezon sonu hedefini %50 galibiyet olarak belirlemişti ancak normal sezonun sonlarına yaklaştığımız bu günlerde takım yüzde %30 galibiyet civarında. Başarısız geçen sezonda en önemli paylardan biri şüphesiz geçtiğimiz yaz hayatını


Karl Anthony Towns


kaybeden Flip Saunders’ın yerine gelen geçici koç Sam Mitchell’a ait. Mitchell, potansiyelli Timberwolves kadrosunu son yılların en zayıf Batı Konferans’ında playoff yarışına sokamadı ve takım geçtiğimiz sezonun ardından bu sezon da lotaryada şansının yaver gitmesini bekleyecek. –Burada başka bir yazının konusu olabilecek, yöneticilerin Lakers ve Timberwolves örneğinde olduğu gibi başarısız koçlara, rebuilding döneminde göz yumduğu dipnotunu/komplo teorisini not düşeyim- Ocak ayının sonunda oyuncuların da –geçici- koç Mitchell’den rahatsız olduğu ve Timberwolves’un Tom Thibodeau ile ilgilendiği dedikoduları basına yansıdı. Sam Mitchell’ın gelecek sezon takımın başında olmayacağını ön görebiliriz ancak kadro yapılanması ve eldeki potansiyel –ki bu potansiyel oldukça yüksek- itibariyle Minnesota yönetmesi en kolay takımlardan biri değil. Rubio-LaVine-Wiggins-Towns çekirdeği, yetenek olarak pek çok şey vaat ediyor olabilir ancak bu oyuncu grubunun birbirini tamamladığını söylemek oldukça zor. Rubio, olağanüstü saha görüşüne rağmen istikrarsız bir şutör, Wiggins skor potansiyeline rağmen yazının başında anlatmaya çalıştığım “çok yönlü” yıldızlardan biri değil ve LaVine atletizmine rağmen saha içinde her zaman doğru kararı vermesiyle bilinen bir oyuncu değil. Rubio-Wiggins-Towns aynı anda sahada olduğunda Minnesota’nın verimli hücum edebilmesi oldukça zor, bu üçlü sahada olduğunda spacing’i iyi yapabilmek için şut tehdidi yaratacak birden fazla Ray Allen’a ihtiyaç var. Minnesota için ideal senaryo, ilk etapta Rubio’nun takas edilmesi –ki All-star arasında bu tip dedikodular çıktı- veya LaVine ile birlikte benchten gelmesi olacaktır. Bu sezon ilk 5’te yer alan Tayshaun Prince ve Kevin Garnett’in Minnesota’nın uzun vadeli planları arasında yer almadığı da düşünüldüğünde, Minnesota’nın gelecek yıl playoff yarışında olabilmek için 1, 2 ve 4 numaralı pozisyonlar için ilk 5 oyuncusuna ihtiyacı var. Minnesota’nın gelecek sezondan itibaren playoff’larda yer alan bir takım olup olamayacağını koç tercihiyle birlikte, Wiggins ve Towns’u da tamamlayabilecek –örneğin 4 numarada Bjelica, gelecek sezonla itibaren rolü artacak oyunculardan biri olabilir- oyunculardan oluşacak bir çekirdeğin inşa edilip edilemeyeceği belirleyecek.



Fenerbahçe - Kızılyıldız

OBRA-SİLİN! Fenerbahçe, Euroleague’de bu sezon en kötü performansı gösterdiği, bir ara 10 sayı geriye düştüğü bir ilk yarının ardından, ikinci yarıdaki kusursuz oyunu ile Kızılyıldız’ı evinde 72-65 mağlup etmeyi başardı.

Yazı: Şaban Işık



Fenerbahçe - Kızılyıldız

“Hücumdaki pas akışını bir türlü sağlayamayan Fenerbahçeli oyuncular, Dixon ve Vesely’nin birebirlerine dayalı hücumlara kaldılar. Bununla birlikte ağrıları hala devam eden Udoh’da savunmaya istenen katkıyı veremedi”


B

u sezon Euroleague’de evinde maç kaybetmeyen Fenerbahçe için, aslında bu maç da karşısına kolayca galibiyet yazılabilecek bir maçtı. Geçtiğimiz hafta OAKA’da alınan yenilgi sonrası Ataşehir’de Galatasaray Odeabank’ı yenip moral buldular. Üstüne üstlük, bu sezon Kızılyıldız’la oynadıkları 3 maçı da rahatça kazanmışlardı. Fakat maç Fenerbahçe’nin istediği gibi başlamadı, hücumdaki pas akışını bir türlü sağlayamayan Fenerbahçeli oyuncular, Dixon ve Vesely’nin birebirlerine dayalı hücumlara kaldılar. Bununla birlikte ağrıları hala devam eden Udoh’un da savunmaya istenen katkıyı verememesi sonucu, Kızılyıldız’ın süper ikilisi Miller-Zirbes, sırayla Fenerbahçe potasını zorlamaya başladı. Özellikle Miller ikinci faulü aldıktan sonra topu bir türlü pota altına indiremeyen Fenerbahçe, sıklıkla zorlama atışlar kullanmak zorunda kaldı. İkinci çeyreğin ilk dakikalarında, Datome ve Bogdanovic’in girmesiyle birlikte hücumda biraz daha derli toplu gözüken

Fenerbahçe, bu etkinliğini savunmaya yansıtmakta yine zorlandı. Sloukas ve Antic’in sakatlıkları sonrası, Dixon ve Vesely’nin yaklaşık 13-14 dakika aralıksız oynamış olması da savunmayı zayıflatan etkenlerden biriydi. Bu noktada iki uzundan vazgeçip dörtte Kalinic’i deneyen Obradovic, bu çözümden de verim alamayınca Fenerbahçe bir ara 10 sayı geriye düştüğü ikinci çeyreği 34-25 geride kapattı. Obra Kırmızısı: AKTİF

Devre bittiğinde yüzü sinirden klasik Obra kırmızısına bürünmüş olan Obradovic, soyunma odasınde ne yaptıysa, Fenerbahçe ikinci yarıya adeta enerji barı yemiş bir bisikletçi gibi sahaya çıktı. Devrenin başında Miller’a hemen üçüncü faulünü aldıran Fenerbahçe, Datome ve Bogdanovic üzerinden yardım savunmasını da devreye sokarak Udoh ve Vesely’nin yükünü azaltmayı başardı. Özellikle Datome, hücumu yönlendirmenin yanında savunmada olması gereken anda yardıma gelerek, ilk yarıda oralarda cirit atan Miller-Zirbes’i etkisiz elemana çevirmeyi başardı. Devrenin


Fenerbahçe - Kızılyıldız

“Maça çok etkili başlayan ve ilk yarıda 18 sayı 10 ribaund üreten MillerZirbes ikilisi, Fenerbahçe’nin etkili savunması sonucu ikinci yarıda sadece 1 sayı ve 3 ribaund üretebildi”


başına Vesely’nin faulü ile 26-36 geride olan Fenerbahçe, o andan itibaren Bogdanovic’in liderliğinde 14-0’lık seri yaparak dört dakika kala 40-36 öne geçmeyi başardı. Tüm bu sürede ise Kızılyıldız’a sadece 2 sayı izni verdiler. Yakaladığı bu tempoyu son çeyreğe de taşıyan Fenerbahçe, Datome’nin kusursuz oyunu ile son beş dakikaya 10 sayı farkla önde girmeyi başardı. Özellikle Udoh’un dördüncü faulünden sonra savunmada ufak bir dağılma yaşayan SarıLacivertliler, Datome ve Bogdanovic’in etkili hücumu ile farkın kapanmasına izin vermedi ve maçtan 72-65 galip ayrılarak, evindeki yenilmezlik serisini devam ettirdi. MAÇTAN ÖNEMLİ NOKTALAR

n Maç başlamadan herkesin en çok dikkat ettiği şey, doğal olarak Ömer Faruk Yurtseven’in takıma dönmesiydi. Malaga galibiyetinden sonra Zeljko Obradovic’in ağır bir şekilde eleştirdiği genç oyuncu, bu hafta yeniden sarı-lacivertli formayı sırtına geçirdi. Çok ateşli başlayan bu tartışmanın sonunda genç oyuncunun

yeniden basketbol topunu eline alması güzel bir gelişme. n “Obrasilin” başlığı atarken, tabii ki iki yarı arasındaki rakamlara değinmekte fayda var. İlk yarı sadece 25 sayı atıp, bu sezon Euroleague’deki en kötü ilk yarı performansını sergileyen Fenerbahçe, ikinci yarıya ise tam 47 sayı sığdırmayı başardı. n Oyuncular için de durum aynı şekilde geçerli. İlk yarı sadece 5 sayı atan Bogdanovic, hafif sakatlığına rağmen ikinci yarıda 11 sayı atmayı başardı. Fakat daha etkileyici olan performans ise İtalyan yıldız Datome’ye aitti. İlk yarı Bogdanovic gibi 5 sayı atabilen Datome, ikinci yarı tam 22 sayı atarken; 27 sayısının yanına 5 ribaund 3 asist ve 3 blok ekleyerek haftanın MVP’si olmayı başardı. n İki yarı arasındaki fark sadece hücum alanında değildi tabii ki. Maça çok etkili başlayan ve ilk yarıda 18 sayı 10 ribaund üreten MillerZirbes ikilisi, Fenerbahçe’nin etkili savunması sonucu ikinci yarıda sadece 1 sayı ve 3 ribaund üretebildi. Özellikle son çeyrekte Zirbes’in yüzünde “Ne yapsak olmuyor kardeş” ifadesini görmek paha biçilmez oldu.


Anadolu Efes - Lokomotiv Kuban

YOLUN SONU PARLAK DEĞiL!

Euroleague’de, hatta Dünya Basketbolu’nda yer alan her takım için yolun sonunda bir tünel var. Ancak evinde Lokomotiv Kuban’a 76-61 kaybeden Anadolu Efes’inki parlak gözükmüyor. Yazı: Semih Tuna



Anadolu Efes - Lokomotiv Kuban


A

nadolu Efes, kadrosu çok iyi oyuncularla kurulu kötü bir takım. Lokomotiv gibi bir disiplin ürünü ekipler ise, özellikle işin hücum kısmını iyi oynamalarına gerek kalmadan Anadolu Efes gibi takımları mağlup edebiliyor. Ortada sahip çıkılan bir sistem ve bunun gerekliliklerini yerine getiren oyuncular var. Rus ekibi, 4 ve 5 numaralarında hem high hem de low post oynayabilecek isimlere sahip. Ayak çabuklukları ve kuvvet avantajları ile Avrupa’nın en çok ters eşleşme yaratan takımlarından. Savunmada ise rakip kısayı 4 numara ile tepede karşılayıp oyun kurucunun saha görüşünü kısıtlıyorlar. Modern basketbolda toplu tarafa ekstra 1 adam daha koyma ritüelini tek kelimeyle muazzam şekilde uygulayan Kuban, her topu switch edip, kısanın uzunla eşleşmesinde dahi ikili-üçlü sıkıştırmalarla miss-match’e müsamaha göstermiyor. Sezonun En Kötü Performansı 2 kez Euroleague Şampiyonu

olmuş koça, rakip takıma çalışmamış demek belki ağır bir itham olacak ancak Lokomotiv Kuban, Avrupa’nın en az sayıya izin veren takımı olarak bu savunmayı sene başından itibaren yapıyor. Efes’in de elinde bu savunmanın yaratacağı boşlukları değerlendirebilecek tutkalları var. Jon Diebler, hem 2 senedir Karşıyaka’da artan performansı hem de sezon başında Anadolu Efes’in oyunun 2 tarafını da aynı konsantrasyonla oynayabilecek tutkal olduğunu göstermişti. Ne zaman sezon ilerledi ve pas trafiği durdu, o zaman Diebler’dan alınan verim de düştü. Perşembe günkü takım ise dibe vurdu. Bundan önce “Bu yıl bir Euroleague karşılaşmasında atılan en düşük skor” 73 iken, Anadolu Efes 61’i zor gördü. 12 asist ve 17 top kaybı sezonun en kötü sayıları. Konsantrasyon vurgusunu bir üst paragrafta yaptık. Golden State Warriors’un 2 dakika içinde nasıl korkunç sekanslar yapıp bir anda 10 sayı öne fırladığı herkesin malumu. Anadolu Efes bazen yakalandığı


Anadolu Efes - Lokomotiv Kuban

“Rus ekibi, hem high hem de low post oynayabilecek isimlere sahip. Ayak çabuklukları ve kuvvet avantajları ile Avrupa’nın en çok ters eşleşme yaratan takımlarından”


Anadolu Efes - Lokomotiv Kuban

konsantrasyon problemiyle 2 dakika içinde rakibine 10 sayılık bir avantaj verebilecek düzeye iniyor. İkinci çeyrek bunun bir örneği. Periyodun ortasında eşitlenen skor sonrası mola alan koç Bartzokas, mola dönüşü Malcolm Delaney’e gelen ikili sıkıştırmalar için Zubkov özelinde tüm oyuncuları zeminde doğru yere yerleştirdi ve Krasnodar takımından rahat bir 10-0 geldi.

oyuncusuna verdiği özgürlüğü Delaney de suiistimal etmeyince ortaya 9 hafta sonunda 7 galibiyet almış bir takım çıkıyor. Amerikalı maç sonu yaptığı açıklamada “Bütün hafta bu maça hazırlanırken kazanacağımızı biliyorduk” demeciyle, Anadolu Efes’in rakipler özelinde nasıl bir görüntüye sahip olduğunu gözler önüne serdi. Bu özgürlüğe Anadolu Efes’te de sahip olan bir isim Tutunma Maçıydı, var: Thomas Heurtel. 20 Kötü Bitti sezon önce Naumoski’nin Avrupa Basketbolu parkeleri topu 15 saniye elinde tutup üzerinde Stephen Curry yaptığı 1’e 5 hücumlar, özgürlüğüne sahip ve bunun yetenek ve zeka toplamının da hakkını en çok veren isim diğer oyunculardan fazla Malcolm Delaney. Şunu ifade olması sebebiyle işe yarıyordu. etmek gerek. Malcolm Artık yaramıyor. Artık topu Delaney bir deli. Sosyal 15 saniye elinde tutmanın ve medya hesaplarını biraz 9 saniyeyi pick and roll’le incelerseniz bu adamın oynamanın kimseye faydası normal olmadığını yok. Çünkü pick and roll, görürsünüz. Twitter modern basketbolda 2 kişiyle üzerinden Fenerbahçe taraftarı oynanan bir hücum seti değil. ile 2 gün boyunca kavga etmiş Bu bir tutunma, bir mesaj bir deli hem de. Ancak maçıydı. Ancak verilen Kuban’ın kurduğu homojen mesajın içeriği, “iyi oyun kadroyu olduğundan daha iyi planına sahip her takım beni gösteren Bartzokas’ın, yenebilir” şeklinde oldu.


Cedevita Zagreb - Darüşşafaka Doğuş

Ben De Varım!

Geçtiğimiz hafta Unicaja Malaga karşısında kritik bir galibiyet alan Darüşşafaka Doğuş, Cedevita Zagreb deplasmanında da kritik bir galibiyet aldı ve playoff umutlarını arttırdı.

Yazı: Buğra Uzar



Cedevita Zagreb - Darüşşafaka Doğuş

“Darüşşafaka Doğuş’un iyi gidişatı bu maçta da devam etti. Takımın oyuncuları birbirlerine daha çok yardımcı olurken topu da oldukça iyi paylaşmaya devam ettiler.”


Ö

zellikle son bir buçuk aydır performansını oldukça yükselten Darüşşafaka Doğuş, takım olarak bir araya gelmiş bir görüntü çiziyordu. Bu sezon Türk takımlarına karşı oldukça başarılı sonuçlar alan Cedevita Zagreb’le oynanan mücadeleye de topu iyi paylaşarak başlayan yeşil siyahlı ekip, önce dış atışlarla etkili oldu daha sonra da Semih Erden’le pota altından basketler bularak maçın başından itibaren önde olmayı başardı. Savunmasını sertleştiren ve son haftaların en formda isimlerinden Manuchar Markoishvili’nin devreye girmesiyle kontrolü iyice eline alan Darüşşafaka Doğuş, çeyreğin kalan bölümünde Jacob Pullen’a engel olamadı ve devreye sadece 3 sayı önde girdi. Yıldızlar Sorumluluk Aldı Cedevita Zagreb, iki takım arasında Top16’nın ilk turunda oynanan maçta da oldukça başarılı bir performans gösteren Jacob Pullen’ın sorumluluk almasıyla kontrolü eline aldı ve son çeyreğe 2 sayı önde girmeyi başardı. Son çeyreğe savunmada oldukça konsantre başlayan Darüşşafaka Doğuş, rakibine kolay sayı imkanı tanımadı ve tekrar öne geçti ancak Cedevita Zagreb pes etmedi. Maçın son bölümlerine de büyük bir çekişme içerisinde girilse de önce Marcus Slaughter’ın oyunun her iki alanında da gösterdiği başarılı performans, daha sonra

da Scottie Wilbekin’in art arda kritik şutlarda isabet bulması yeşil siyahlı ekibin 77-83’lük skorla çok kritik bir galibiyet almasını sağladı. Takım Olmaya Devam Darüşşafaka Doğuş’un iyi gidişatı bu maçta da devam etti. Takımın oyuncuları birbirlerine daha çok yardımcı olurken topu da oldukça iyi paylaşmaya devam ettiler. Nitekim Oktay Mahmuti’nin öğrencilerinin yaptıkları tam 23 asist de topun çok iyi paylaşıldığının bir göstergesi. Keza Cedevita’nın yıldızı Miro Bilan’a önce Semih Erden’in daha sonra da Marcus Slaughter’ın yaptığı etkili savunma da galibiyetin en kritik noktalarından biri oldu. Yeşil siyahlı ekibin son dönemdeki en formda oyuncusu olan Manuchar Markoishvili, bu maçta da güvenilebilecek bir el olduğunu kanıtladı ve hücumun tıkandığı anlarda takımı adına çok kritik basketler buldu. Ufukta Playoff mu Var? Top 16’ya kabus gibi bir başlangıç yapan ancak ardından toparlayıp son 4 maçta 3 galibiyet alan Darüşşafaka Doğuş, gruptaki sonuçların da etkisiyle bir anda kendisini playoff hayalleri kurarken buldu. Kalan 5 maçının 3’ünü Volkswagen Arena’da oynayacak olan yeşil siyahlı ekip, özellikle Anadolu Efes ve Crvena Zvezda maçlarından galip ayrılabilirse büyük bir şans yakalamış olacak.


N E N İ ’ E U G A E L O E UR

ç oyu n e g “ a d n u n o y s a ganİz r o k ü y ü b n e n u öster ’n g u ı l o ın b s t a e l k k s İ a h B a d a p a u s Avr rsız ol a r ik t İs r s a l u s y n u a c m n r u o y f o r 5 e p n e a v r a r yı baş a Sürele m t a l r a p İ n dİ n e lda k Bİz de bu zorlu yo


I M I K A T Ç N E G İYİ

. İl ğ e d y a l o k k a m l a yer a d n o y s a t o r İk l İşİ k r. uncu” sıfatıyla 12 buraya aİt olduklarını sergİlİyo eden n , r a l u c n u y o n e r k. YA ZI: SEMİH TUNA sİzİn İçİn İnceledİ


LUKA DONCIC 16 – Real Madrid

Euroleague istatistikleri: 3.2 sayı 2.2 ribaunt 2.2 asist Bu sezonki en iyi karşılaşması: vs. CSKA Moskova (12 sayı 5 ribaunt) 16 yaşında olup Avrupa Basketbol tarihinde bu kadar sansasyon yaratan tarihte başka bir oyuncu yok. Korkunç bir potansiyel ve hem ACB’de hem de Euroleague’de ciddi dakikalar almaya bu sezon itibariyle başladı. Zaten onun gibi bir yeteneği 16 yaşında dahi olsa kenarda oturtmak, basketbol tanrılarına yapılmış bir haksızlık olurdu. Yerel ligde Bilbao, Avrupa’da ise Fenerbahçe maçları direkt olarak etki ettiği karşılaşmalar. Sezona “eski şampiyon” etiketinin çok altında performansla başlayan Real Madrid, kış aylarında iki oyun kurucusu Sergio Rodriguez ve Llull’u de sakatlığa kurban verince beklenenden daha fazla süre aldı, hakkını da verdi. Normal sezonda dahi Euroleague’in dışında kalması tehlikeye giren İspanyollar, TOP 16’ya yükselmenin eşik maçlarından birinde Fenerbahçe’ye karşı 16-24 geride iken sahaya Doncic’i attı. Momentumu direk etkileyen Doncic, sadece 6 dakikalık bölümde tüm gidişatı değiştirdi ve takımını 8 sayı geriden getirip 4 sayı öne geçirdi. 6 dakikada +12’lik bir sekans. Başrol. 16 yaş. Madrid-Fenerbahçe. Euroleague. Bu kelimeleri yan yana koyunca pek mantıklı gelmiyor. Gelmemesi de lazım. Çünkü böyle bir etki daha önce görülmedi. Etki bununla sınırlı değil elbette. CSKA Moskova, Real Madrid’i TOP 16 ilk karşılaşmasında yendi ve bunun şaşırılacak bir tarafı yok. Şaşırılacak taraf, henüz ilk yarıda Madrid 12 sayı geride ve iş kötü yerlere gidiyorken bu çocuğun üst üste 3 üçlük + asist ile takımının maçtan kopmamasını sağlaması. Doncic’in bu yaşına göre inanılmaz bir vücut kontrolü, saha görüşü ve savunmada ayaklarının hızlı olmamasına karşın pozisyon bilgisi var. Şut mekaniği günden güne daha oturuyor. Andrea Bargniani’den sonra Avrupa’dan yetişip NBA draftlarında ilk sıradan seçilecek ilk oyuncu olması çok muhtemel. Onu daha yakından takip etmek için 2 senemiz daha var.



FURKAN KORKMAZ 18 – Anadolu Efes

Euroleague istatistikleri: 2.9 sayı 1 ribaunt Bu sezonki en iyi karşılaşması: vs. Kızılyıldız: 7 sayı 3 ribaunt 2 asist Geçen sezon 17 yaşındayken gösterdiği oyunun devamı bu sezon ne yazık ki gelmedi. Bunda Anadolu Efes’in takım yapısı, rollerin dağılımı konusundaki uyuşmazlıklar büyük etken. Hücum portfolyosunun kabarıklığı ve doğuştan skorer olması, 2 sezondur NBA scout ve menajerlerinin ağzını sulandırıyor. Bu sezonki en dikkat çekici karşılaşmasını Türkiye Ligi’nde Türk Telekom’a karşı 25 sayıyla çıkaran Furkan Korkmaz, Euroleague’de parkede bulunduğu hiçbir dakika sırıtmadı. Atlet, pozisyonu için uzun, dribbling üzeri ve sabit şutlarda yüzdesi dramatik değişimlere uğramayan Furkan, altyapı Milli takımlarında turnuvaları tam 3 senedir domine ediyor ve bireysel ödülleri artık vitrine sığmayacak duruma geldi. Genç oyuncuların zayıflıkları arasında en başta zikredilen “güç” klişesi, maalesef onun için de geçerli. Kendi yaşıtları arasında takımının her zaman 1 numaralı hücum gücü olan ve kulüp seviyesinde henüz gösteremediği penetre sonrası miss-match’leri bulma yeteneğini sahaya daha fazla yansıtması gerek. Ancak takımının karmaşık durumundan dolayı Furkan’ın aldığı sürelerde bu sorumluluğu üstlenme fırsatı olmadı.



MARKO ARAPOVIC 19 – Cedevita Zagreb

Euroleague istatistikleri: 6.8 sayı 4.1 ribaunt 1 asist Bu sezonki en iyi karşılaşması: vs. Anadolu Efes: 16 sayı 5 ribaunt 1 asist

Hırvat Basketbolu, bunu madalyaya taşıyamasa da, 94-97 arasında Avrupa Basketbolu’nun alt yapılarda en dikkat çeken isimlerini yetiştirdi. Saric, Hezonja, Bender, Zizic, Zubac… Bunların 96 yılındaki temsilcisi de Marko Arapovic. Alt yapılarda 5 numara oynayıp ortalığı domine eden Arapovic, A takımlar seviyesinde bu pozisyonda etkili olamayacağını düşünerek oyununu 4 numara pozisyonuna göre değiştirdi. Oyunu herkesten daha iyi hissedip, alçak posttan pas kanallarını derslik derecede okuyan Arapovic’in fiziksel yetileri onun –yüksek ihtimalle- NBA’de iyi bir kariyeri olmasını engelleyecek. Euroleague’de bu sezon 2 kez 16 sayıya ulaşan Hırvat oyuncu, maç başına 20 dakikaya yakın süre alıyor ve koç Veljko Mrsic’in güvenini boşa çıkarmadı.



DRAGAN BENDER 18 – Maccabi Tel Aviv

Euroleague istatistikleri: 2.1 sayı 1.4 ribaunt Bu sezonki en iyi karşılaşması: vs. CSKA Moskova: 7 sayı 1 asist 1 top çalma Gidip gelenlerin belli olmadığı, çorbaya dönmüş Maccabi uzun rotasyonunda süre almakta zorlanan Bender, sahip olduğu yetenekle, çok oynamamasına rağmen 2016 NBA draft tahminlerde 3. sırada gösteriliyor. 2.15’lik Hırvat, daha önceki yıllarda sahip olduğu kötü şut mekaniğini sıkı çalışarak düzeltiyor. Boyuna göre inanılmaz bir hıza sahip Bender, ince fiziğine rağmen pota altında dövüşmekten de geri adım atmadı. Genç Milli Takımlarda istatistik kağıdının her bölmesini dolduran Bender, bunu kulüp seviyesine taşıyamasa da Furkan’ın yaşadığı sıkıntıların çok daha fazlasıyla İsrail ekibinde yüzleşiyor. Hayalinin NBA’de oynamak olduğunu ilk günden itibaren söyleyen Bender, Avrupa’daki muhtemel son sezonunda, istediği form grafiğini yakalayamadı ama bu durum onun Amerika’daki şöhretini azaltmadı.



DZANAN MUSA 16 – Cedevita Zagreb

Euroleague istatistikleri: 2.3 sayı 1 ribaunt Bu sezonki en iyi karşılaşması: vs. Lokomotiv Kuban: 6 sayı 2 ribaunt 1 asist ’99 jenerasyonunun Doncic ile birlikte en iyi oyuncusu olan Dzanan Musa, Cedevita Zagreb’in ilk karşılaşmasında 5 başlamış ve kısa sürede 4 sayı 2 ribaunt üretmişti. NBA scoutlarında ortaya çıktığı ilk günden bu yana kalıcı bir iz bırakmayı başaran Musa, geçtiğimiz yaz Bosna U-16 takımını Avrupa Şampiyonu yapmış ve ülkede milli kahraman sıfatını almıştı. Sahada her şeyi yapabilen ender yeteneklerden ve doğuştan lider olan oyunculardan Musa, Cedevita Zagreb’in kalabalık kısa rotasyonunda şans bulmakta zorlandı. Doncic’in gireceği draftlarda onun da ilk 5’ten seçilmesi şaşırtıcı olmaz. Gelecek sezon onu tam olarak değerlendirme fırsatı bulabileceğiz.



BSL Panorama

Kartlar YenIden DaGıtılmaya Devam EdIyor YAZI: BUĞRA UZAR



BSL Panorama

S

por Toto Basketbol Ligi’nde 20.hafta bir kez daha büyük bir heyecana sahne oldu. Bu hafta özellikle takımların hücum performansları ön plana çıkarken, Fenerbahçe’nin kaybetmesiyle Anadolu Efes ligin zirvesinde yalnız kaldı. 7 takım 90 sayı barajını aşarken Anadolu Efes de 89 sayı kaydetti. Playoff ve kümede kalma mücadelelerinde heyecan giderek artarken sıralamalar bu hafta da çokça değişti. İşte bu haftanın panoraması...

Haftanın En İyi Beşi: Doron PerkIns: Sıkıntılı günler yaşayan ve düşme potasına doğru yavaş yavaş düşen Akın Çorap Yeşilgiresun, evinde son haftaların formda takımı Darüşşafaka Doğuş’a karşı önemli bir galibiyet alırken, Amerikalı oyun kurucu 35 dakika sahada kalarak 20 sayı, 7 ribaunt ve 6 asistle yine oyunun birçok alanına etki etti ve takımını galibiyete taşıdı.

Jaka Klobucar: İstanbul BBSK’nin Türk Telekom’la giriştiği muhteşem düellodan galip ayrılmasını sağlayan oyuncuların başında geliyordu. Marcus Denmon’dan yoksun İstanbul ekibi adına 32

dakika sahada kalan Klobucar, 9/12 şut isabetiyle 29 sayı attı, 5 asist yaptı, 3 top çaldı ve 2 de ribaunt alarak takımının üst üste 2.galibiyetini almasında ve düşme potasından kurtulmasında büyük pay sahibi oldu.

Cedi Osman: Haftanın en önemli maçında Pınar Karşıyaka’ya konuk olan Anadolu Efes, rakibi karşısında çok kritik bir galibiyet alarak son dönemdeki kara bulutları biraz olsun dağıtırken lacivert beyazlıların genç yıldızı Cedi Osman iş başındaydı. 34 dakika sahada kalan Cedi, 12/16 şut isabetiyle (4/8 üç sayı) tam 27 sayı üretti ve karşılaşmanın en skoreri olarak takımını galibiyete taşıdı. 20 yaşındaki forvet bu rakamlarla kariyer rekorunu da geliştirmiş oldu.

Jawad WIllIams: Royal Halı Gaziantep, ligin sürpriz ekiplerinden Demir İnşaat Büyükçekmece deplasmanında playoff için çok kritik bir galibiyet alırken, sarı morlu ekibin Amerikalı forveti Jawad Williams iş başındaydı. 32 dakika sahada kalan tecrübeli oyuncu, 9/14 şut isabetiyle (4/8 üçlük) 26 sayı üretti, 7 ribaunt aldı ve kritik basketleriyle takımının galip gelmesinde başrol oynadı.



BSL Panorama DerrIck Brown: Anadolu Efes, Pınar Karşıyaka gibi zorlu bir deplasmandan kritik bir galibiyet alarak liderliğini sürdürürken, Amerikalı oyuncu da muhteşem bir performans sergiledi. 34 dakika sahada kalan Brown, 9/12 saha içi isabetiyle (2/3 üçlük) 22 sayı kaydetti, 6 ribaunt aldı ve 5 de asist yaparak Karşıyaka’nın canını en çok sıkan oyuncu oldu.

Haftanın Koçu: Selçuk Ernak: Ligin en çok galibiyet alan 2 takımından biri olan ve Avrupa’da fırtınalar estiren Fenerbahçe, Bandırma’daki maça da fırtına gibi başlayıp ilk çeyrekte 31 sayı kaydetmişti. Ancak daha sonra takımını toparlayan tecrübeli koç, eşleşmeli alan savunması tercihiyle rakibinin ritmini bozdu ve değişken bir savunma taktikleriyle sarı lacivertli ekibin kalan 30 dakikalık süreçte sadece 44 sayı atmasını sağladı. Tabii ki Fenerbahçe’nin eksikleri ve yorgunluğu mevcuttu ancak Banvit oldukça iyi bir performans göstererek önemli bir galibiyet aldı ve Selçuk Ernak da bu galibiyetin baş mimarlarından biriydi.

Haftanın Takımı: Akın Çorap Yeşilgiresun Belediyesi: Son haftalarda üst üste aldığı kötü sonuçlarla düşme korkusunu hissetmeye başlayan Giresun ekibi, son haftaların en formda takımı Darüşşafaka Doğuş’a karşı altın değerinde bir galibiyet aldı ve kötü gidişe son verdi. Yeşilgiresun karşılaşmanın büyük bir bölümünde kontrolü elinde bulundurup üstün olan taraftı. Darüşşafaka Doğuş maçın sonlarına doğru geri dönmeyi başarsa da ev sahibi ekip kontrolü kayvetmedi ve çok kritik bir galibiyet almayı başardı.

Haftanın Kaybeden Performansı: Colton Iverson: Pınar Karşıyaka haftanın en kritik maçında Anadolu Efes’e evinde mağlup olurken, İzmir ekibinin Amerikalı pivotu Colton Iverson adeta tek başına direndi. Anadolu Efes’in maça yaptığı muhteşem başlangıcın ardından takımının oyunda kalmasını sağlayan Iverson, aynı zamanda Efes pota altına büyük üstünlük kurdu, 35 dakika sahada kaldı, 9/12 şut isabetiyle 24 sayı attı, 10 ribaunt alarak double double yaptı ama yine de takımını galibiyete taşıyamadı. Iverson’ın performansındaki tek kusur ise serbest atışlarda 6/15 ile oynamasıydı.



TÜRKİYE’NİN İLK VE TEK HAFTALIK ONLINE BASKETBOL DERGİSİ

SLAMDUNK

TURKCELL DERGİLİK İLE TÜM iPAD, iPHONE VE ANDROID’LERDE!


Turn static files into dynamic content formats.

Create a flipbook
Issuu converts static files into: digital portfolios, online yearbooks, online catalogs, digital photo albums and more. Sign up and create your flipbook.