SLAMDUNK HAFTALIK BASKETBOL DERGİSİ
22 - 28 Aralık 2014 SAYI: 61
OVERTIME HABERLER
NETS VE KINGS MASAYA OTURDU ATLANTA HAWKS TUTULMUYOR COUSINS’IN 27 SAYISI NASIL ÇÖPE GİTTİ?
NBA’IN KARAKUTUSU
ADRIAN WOJNAROWSKI
TÜM ZAMANLARIN EN ÇOK SAYI YAPAN
10
OYUNCUSU ...VE KOBE, JORDAN’I GEÇER!
TARiH YAZICI
SLAMDUNK YAZIŞMA ADRESİ TALATPAŞA CADDESI ÇELENK SOK. NO: 27/A KAT:4 GÜLTEPE / KAĞITHANE / İSTANBUL TEL: +90 (212) 325 91 25 - FAX: +90 (212) 258 70 59
www.slamdunkdergi.com Genel Yayın Yönetmeni Bilgahan Aras bilgehanaras1976@slamdunkdergi.com Yazı İşleri Müdürü Burçin Yalçın burcin@slamdunkdergi.com Haber Müdürü Bulut Çiftçi bulut@slamdunkdergi.com Görsel Yönetmen BARAS MEDIA baras76@slamdunkdergi.com Fotoğraf Editörü Utku Ulutaş utku@slamdunkdergi.com NBA Editörü Mutlu Nazlı mutlunazli@slamdunkdergi.com Katkıda Bulunanlar Bora Eriş, Berk İybar, Jeffy Ancel, Zeynep Demiralp, Yasin Bakır, Emre Gürel, Berk Sarıoğlu, Yavuz Öziçer, Harun Özdemir Reklam Rezervasyon Bilgehan Aras bilgehanaras1976@slamdunkdergi.com + 90 (533) 552 07 49 Yayının Türü: Yerel Süreli Yayıncı: Baras Basım Yayın Adresi: Sanayi Mah. 1673. Sok. No: 34-34510 Esenyurt / İstanbul Tel: 0 (212) 622 63 63 Fax: 0 (212) 605 07 98 Slamdunk Haftalık Basketbol Dergisi, Baras Basım Yayın tarafından yayınlanmaktadır. Yazı ve fotoğrafların tüm hakkı Slamdunk Dergisi’ne, yayınlanan ilanların sorumluluğu ilan sahiplerine aittir. Slamdunk Dergisi Türkiye Basın Meslek İlkeleri’ne uymaya söz vermiştir.
Nets ve Kings masaya oturdu
Sacramento Kings yönetimi Mason Plumlee ve Deron Williams ikilisini istiyor. rooklyn Nets yönetimine sunulan teklfte Plumlee ve Williams’a karşılık Darren Collison, Derrick Williams ve Jason Thompson üçlüsü önerildi. Sacramento Kings’in bu teklifini Mason Plumlee’siz bir şekilde revize etmek isteyen Brooklyn Nets yönetimi, Deron Williams’ı vermeye hazır olsa da Mason Plumlee’nin kesinlikle gelecek planları arasında yer aldığını belirtti. Deron Williams’ın Brooklyn Net’ten 2 yıl için 43 milyon dolar alacağı bulunuyor.
B
Overtime
Atlanta Hawks tutulmuyor
Atlanta Hawks son 13 maçtan 12 galibiyet çıkarmayı başardı. Toyota Center’da Houston Rockets’ın konuğu olan mücadeleyi 104-97 skorla kazandı ve galibiyet sayısını 19’a taşıdı. ’de 4 isabetle üçlük atan Kyle Korver, 22 sayıyla takımının en skoreri oldu. Al Horford ve Paul Millsap ikilisi 14’er sayıyla destek verirken, DeMarre Carroll 13 sayıyla eşlik etti. Yeni sezonda 19 maç kazanan Houston Rockets, bu gece 7. kez kaybetti. James Harden 18 sayı, 14 asist ve 6 ribauntla sahne alırken, Dwight Howard 19 sayı ve 11 ribauntla, Patrick Beverley ve Jason Terry 14’er sayıyla, Trevor Ariza 13 sayıyla galibiyet için yetersiz kalan isimler arasında yer aldı.
8
n 7 maÄ&#x;lubiyetli Atlanta Hawks,
Overtime
27 sayı çöpe gitti!
Sacramento Kings, Milwaukee Bucks’ı ağırladığı maçta sahanın en skorer ismi Cousins’in son atışı kaçırmasıyla yenilgiye razı oldu. BA’de gecenin en çekişmeli mücadelesinde Milwaukee Bucks, deplasmanda Sacramento Kings’i 108-107 yenerek 14. galibiyetine uzandı. Son saniyelerine 107-107 girilen mücadelede Bucks, Zaza Pachulia’nın bitime 6.8 saniye kala serbest atıştan bulduğu sayıyla 108-107 öne geçti. Kings’de ise maçın en skorer ismi olan Cousins, son atıştan yararlanamadı ve Milwaukee Bucks karşılaşmayı kazanmayı başardı. Milli basketbolcu Ersan İlyasova’dan yoksun kadrosuyla mücadele eden Bucks’da Brandon Knight 20, O.J. Mayo ve Jared Dudley 19, Jerryd Bayless ise 17 sayıyla takımına galibiyeti getirdi. Kings’de DeMarcus Cousins 27 sayı, 11 ribaunt ve 5 asistle, Ben McLemore 22 sayıyla, Rudy Gay 20 sayı, 9 ribaunt ve 6 asistle mücadele etse de takımının bu sezonki 15. mağlubiyetini almasını engelleyemedi.
N
Overtime
NBA’IN KARAKUTUSU
ADRIAN
WOJNAROWSKI New Republic Yazarı Kevin Draper, NBA’de olup biten her şeyi önceden haber vermesiyle adı kahine çıkan Yahoo Sports Muhabiri Adrian Wojnarowski’nin başarısının altındaki sırları deşifre eden çalışmasıyla yankı uyandırdı. Makalede Woj’un kariyerinin perde arkası ve ESPN’e açtığı savaş etraflıca ele alınıyor.
Yazı: Kevin Draper, New Republic Çeviri: Ahmet Melik Subaşı
NBA’in karakutusu
“Wojnarowski, 2006’da Yahoo’ya başladığında site, spor haberciliği konusunda çok da iyi bir üne sahip değildi. Woj, duruma el atarak bu grafiği bütünüyle değiştirdi.”
2
2011’in Haziran ayı geldiğinde NBA hayranları, televizyonun karşısına kurulmuş, 2011 NBA Draftı’nda hangi takımın kaçıncı sıradan hangi oyuncuyu seçeceğini izlemeye hazırlanıyordu. O dönem NBA’in patronluğunu yürüten David Stern, ‘’Cleveland Cavaliers, 2011 NBA Draftı’nın birinci sırasında Duke Üniversitesi’nden Kyrie Irving’i seçiyor’’ dediğinde hemen herkesin televizyon ya da monitöründe ESPN logosu görülebiliyordu. Ancak birkaç dakika sonra ilginç bir şey oldu. Yahoo Muhabiri Adrian Wojnarowski, şöyle bir tweet attı: ‘’Minnesota Timberwolves, Derrick Williams’ta karar kıldı. 2’inci sırada onu seçecekler.’’ İki dakika sonra Stern, yeniden kürsüye çıkıp aynı şeyi söyledi. Basketbol severler bunun şaşkınlığını atlatamamıştı ki Woj, ikinci kez Twitter timeline’ına düştü: ‘’Cleveland Cavaliers, dördüncü sırada Tristan Thompson’ı seçiyor.’’ Birkaç dakika sonra bu tweet’teki olay resmileşti. Wojnarowski, gece boyunca ilk 30 seçimin yarısını önceden Twitter’a ateşlemişti. O ana dek Woj’un Twitter hesabında yaklaşık 90 bin takipçisi vardı. Şu an o rakam, 810 bine dayanmış durumda. Sports Business adına çalışan gazeteci John Ourand, 2011 NBA Draftı’nda yaşanan bu gelişmeyi ‘’Twitter’ın spor gazeteciliğindeki gücünü gösteren önemli bir dönüm noktası’’ olarak tanımlayacaktı. Wojnarowski hala NBA’e ilişkin haberlerini Twitter’da her gün -retweetlerle birlikte- milyonlarca kişiye ulaştırıyor. Öyle ki bu tweetler #WojBombs etiketiyle çoktan marka oldu bile. Taraftarlar şöyle dursun, NBA’deki bazı yöneticiler bile ‘Woj’un Bombaları’ karşısında şaşkınlığını gizleyemiyor. İsmi gizli tutulan bir yönetici, Wojnarowski ile ilgili şöyle diyor: ‘’Bir oyuncu ile anlaştım. Kendi ekibimdeki adamlarım bile oyuncuyu aldığımızı bilmiyordu. Dışarıdaki taraftarların, o oyuncunun ismiyle tezahürat yaptıklarını duydum. Woj tweet atmış. Ben oyuncunun menajeriyle hala telefonda konuşurken oldu bu. Biz anlaşmanın detaylarını konuşurken, Woj işi bitirmişti.’’ Peki kimdi bu esrarengiz adam? Bu noktaya nasıl ulaşmıştı? Wojnarowski, 2006’da Yahoo’ya başladığında site, spor haberciliği konusunda çok da iyi bir üne sahip değildi. Woj, duruma el atarak bu grafiği bütünüyle değiştirdi. Halen ESPN’de yazan Brian Windhorst, ‘’Yahoo onu Woj yapmadı, Woj Yahoo’yu Yahoo yaptı’’ sözleriyle bu durumu ifade ediyor. New York Daily News’in New York Knicks Muhabiri Frank Isola ise Wojnarowski’yi ‘’O herşeyiyle çılgın bir canavar. Basitçe ifade etmek gerekirse Adrian, stereoidle güçlendirilmiş bir muhabir’’ sözleriyle tanımlıyor. Adrian, NBA’deki en iyi kaynaklara ulaşmak için güçlü bir çalışma etiği ve zorlu bir çabadan çok daha fazlasına ihtiyaç duyuyordu. Yazdığı makaleleri okursanız veya onu NBA’deki dostlarınıza sorarsanız; Woj’un kendi düşünce ve yorumlarını, nahoş yollarla elde ettiği verilerle birleştirdiğini keşfedeceksiniz. Kendisine bilgi sağlayan kaynakları güzelce yıkayıp yağladığı gibi işbirliğinden kaçınanları da acımasızca cezalandıran biri olduğunu, kaynaklarını adeta kendisine bilgi vermeye zorladığını göreceksiniz. Zaten kapalı kapılar ardındaki kulislerde de NBA muhabirleri, Wojnarowski’nin metodlarından sıkça şikayet ederler. Şüphesiz bunların bir kısmı, kıskançlıklarından böyle konuşuyorlar. Ancak gösterdikleri tepkilere bakılırsa haklı oldukları taraflar da yok değil. Polonya kökenli Wojnarowski,
Connecticut’ta doğdu. St. Bonaventure Üniversitesi için doğduğu yerden ayrıldı. Küçük çapta bir gazetenin muhabirliğini yapan Woj, Freso State ile ilgili, kapak olmaya aday bir röportajının ardından Fresno Bee’ye kapağı attığında 25 yaşındaydı. Gazete ona işi vermemişti (işi alan isim, halen ESPN’de yazan Andy Katz olmuştu) ancak kendisi için bir köşe ayırmıştı. Woj, burada iki yıl boyunca yazdı. Takvimler 1997’yi vurduğunda Woj, New Jersey’deki The Record in Bergen County ile KuzeyDoğu’ya geri döndü. Bu yayın organı, o dönemde New York’taki takımlar ile ilgili yaptığı başarılı işlerle çeşitli ödüllere layık görülen, prestijli bir kurumdu. Woj’un buradaki grafiği de hiç fena değildi; ortalama bir yazardan çok daha iyi çalışıyordu. Ancak materyal olarak farklı bir konu ya da üslup bulabilmiş değildi. Ayrıca o dönemde ESPN’e karşı çetin bir mücadeleye girmediği gibi onlara yakın dahi duruyordu. Record’daki kariyeri boyunca, 1999-2006 yılları arasında ESPN için birçoğu NBA ile alakalı 100’den fazla makale yazmıştı. Woj, ESPN’in 1999’da 20’inci yılını kutladığı dönemde bu marka ile olan ilişkisini içeren ‘ESPN ile büyümek’ adlı bir yazı yazdı ve ESPN’e duyduğu hayranlığı dile getirdi. Wojnarowski’nin hayranlık duyduğu ESPN’den kopuşu, Yahoo ile el sıkıştığı 2006 dönemine denk geliyor. Woj, bu transferi spor haberciliğinin kabuk değiştirdiği bir dönemde gerçekleştirdi. Kablolu yayın anlaşmaları sayesinde tüm maçları ve özet görüntüleri internet üzerinden vermeye başlayan ESPN, pastanın büyük bir bölümünü almış ve editöryal açıdan spor yazarlığı ile habercilik arasında büyük bir parçalanmanın yolunu açmıştı. Artık basketbol severler, ertesi güne uyandıklarında NBA ile ilgili bir haber almak istediklerinde ESPN kaynaklı görüntüleri izlemeyi, gazeteleri okumaya tercih etmeye başlamıştı. Bu rutin dışındaki özel haberler için ise cingöz muhabirlerden gelecek fısıltılara kulak vermişlerdi. Bu döneme Grantland’den Bryan Curtis, ‘Takas Söylentisi Dönemi’ diyor. Dönemin en tipik özelliği ise içinde ‘’Lig içinden bir kaynağa göre’’ tümcesi yer alan haberler. İşte Woj, bu dönemde yıldızını parlattı. Yeni dönemin şartlarına göre pozisyon alması gerektiğinin farkına vardı vitrinini bu yönde dizayn etti. Yahoo’daki ilk yılında Wojnarowski, #WojBombs dediğimiz bombaları patlatabilecek kadar sağlam kaynaklar elde edemedi ve çalışmaları, The Record’dakilerle benzerlik gösterdi. Ancak NBA kaynaklarını geliştiriyordu ve sızıntılar da yavaş yavaş görünmeye başlamıştı. 2008’in ölü sezonunda Woj, tamamen ‘flaş’ dediğimiz haberlere yoğunlaştı ve bir aydan daha kısa bir süre içinde tam 14 haberinde ‘kaynaklar’ kelimesine yer verdi. Bunların çoğu, takas döneminin sona erdiği günün etrafında şekillenmişti. Woj, bu haberleri ilk olarak Twitter’dan veriyor, hemen ardından bir sonraki bültene koyuyordu. Dikkatlice bakarsanız, Wojnarowski’nin yazdıkları ile tweet’leri arasındaki çizgiyi görür ve nasıl çalıştığını anlayabilirsiniz. 2 Haziran günü, saatler 22:31’i gösterirken Wojnarowski, Los Angeles Clippers’ın yıldızı Jamal Crawford’un kontratını uzatma konusundaki istekliliğini dile getirmişti. Bu haberde Crawford’un menajeri Andy Miller’dan alıntılar vardı ve Miller, açık açık, utanmadan medya yoluyla yeni bir kontrat için kulüple pazarlık yapıyordu. Bunun üzerinden 30 dakika geçmemişti ki Woj, Kyle Lowry’nin (Miller’ın bir diğer oyuncusu) Toronto
“Woj’un Pistons ile ilgili yazdıklarının isabetli olduğu söylenebilir. Ancak diğer konularda yazdığı haberler genelde yanıltıcıydı ve zaman zaman hırçın yaklaşımlar içeriyordu.”
Raptors ile yeniden anlaşacağını duyurdu. Hatta Lowry’den yeni anlaşma ile ilgili bir demeç bile almıştı ki bu, aradan geçen iki dakikanın bile bir haberi anlamsız kıldığı, rekabetçi bir flaş habercilik işinde neredeyse hiç olmayan bir şeydi. Bundan 9 gün sonra, Miller’ın bir diğer müşterisi yeni bir sözleşme imzaladı ve Wojnarowski, ‘’Büyük başarı hikayesi, Andy Miller’dan büyük kontrat işi’’ diye tweet attı. Klasik bir Wojnarowski işiydi: Değeri belirsiz, şüpheli bir haber, gerçek değere sahip bir haberle peş peşe patlatılıyor, olayın her iki tarafındaki kişiler de eşsiz iltifatlarla övülüyordu. Woj, daha sonradan bu olayla ilgili yorum yapmayı reddetti. Yahoo’dan biri, şöyle bir açıklamaya yer verdi: ‘’Adrian’ın Yahoo Sports adına son 8 yılda yaptığı NBA işlerinin derinliği ve kalitesi eşsizdir. Onu kadromuzda bulundurduğumuz için şanslıyız.’’ Wojnarowski’nin ve kaynaklarının nasıl işlediğini anlatmak için 2000-2014 yılları arasında Detroit Pistons’ta Genel Menajerlik ve Basketbol Operasyonlarından Sorumlu Başkanlık görevini yürüten Joe Dumars ile olan ilişkisinden daha iyi bir yol olamaz. Eski bir NBA yıldızı olan Dumars, yöneticilik kariyerinin ilk yarısında hayli başarılıydı. 2004’te şampiyonluğa ulaşan Detroit Pistons, üst üste 6 yıl Doğu Konferansı’nda final oynama başarısını göstermişti. Her ne kadar Detroit’teki son 6 yılında çok kötü bir dönem geçirip kovulmak yerine istifa etmeyi seçmiş olan Dumars, birbirinden beter birçok karara imza atmıştı. Onu yalnızca Woj’un yazdığı Detroit Pistons köşesinden okuyan birinin bu berbat kararlardan haberi bile olmayabilirdi. Detroit, lig sıralamasında hızla alt sıralara doğru
düşerken Woj, yarım deste yıllık süreç boyunca önemli -ve önemsiz- birçok haber yazdı. Allen Iverson takası, Amir Johnson takası, Austin Daye’in Draft edilmesi, Ben Gordon ve Charlie Villenuva transferleri, Koç John Kuester’in göreve getirilmesi, Brandon Knight’ın Draft edilmesi, Lawrence Frank’in koçluğa getirilmesi, Tayshaun Prince ile yapılan sözleşme yenilemesi, Rodney Stuckey ile yeniden anlaşılması, Ben Gordon’un takas edilmesi, Josh Smith’le sözleşme imzalanması, Chauncey Billups, Brandon Jennings ve Josh Harrellson ile yapılan sözleşmeler, Koç Mo Cheeks’in kovulması... Wojnarowski bunları yazmakla meşgulken gözden kaçırdığı analizler vardı. 2008 ile 2012 arasında Wojnarowski, Dumars’ın Pistons’u hakkında tek bir negatif tenkit yazmamıştı. Üstelik takım tepeye oynayan bir takım hüviyetinden Play-Off çerçevesinin dışına doğru çakılmışken... Bu durum şöyle dursun, Wojnarowski Dumars’ı sempatik gösteren birçok şey yazmıştı. Bunlar arasında kolejde tutturduğu not ortalamasından tutun da 1980’lerde oyunculuk döneminde gösterdiği defansif yeteneklerine kadar birçok yazı vardı. Wojnarowski’nin direnişi 2012’ye kadar sürdü. Pistons’ın dibe vuruşunu kaleme alan Woj, ‘Pistons’ın yeniden yapılanmaya gittiğine dair’ bir yazı yayınladı. Yazıda Dumars’ın süreçte aktif rol aldığı belirtildi ve ‘’Dumars ağır ve emin adımlarla Pistons’ı yeniden oluşturuyor’’ denildi. Pistons, o sezon 29-53’lük derecesiyle Play-Off çerçevesinin 9 galibiyet gerisinde kaldı. Joe Dumars’ın Koç Lawrence Frank ile olan güçlü ilişkisine vurgu yapılmış ve bu ilişkinin, soyunma odasındaki iletişimi güçlendirdiği
NBA’in karakutusu
söylenmişti. Dumars, Frank’i 6 ay sonra kovdu. 2010’da NBA Yönetimi, Joe Dumars’ı ‘lige ait gizli bilgileri medyaya sızdırmak’ suçundan 500 bin dolar para cezasına çarptırdı. Bu rakam, NBA tarihinde bir yöneticiye verilen aleni cezalar içerisinde en büyük üçüncü ceza olarak yer aldı. Ancak NBA Yönetimi işin peşini bırakmadı. Ligin birçok sırrının medyaya sızdırıldığını tespit eden yönetim, aylar süren bir operasyonun düğmesine bastı. Bu operasyon kapsamında bazı bilgiler veya rakamlar, takımlara farklı olarak sunuldu ve medyada yer alış süreçlerine paralel olarak köstebekler tespit edilmeye başlandı. Bu yaklaşımın Dumars ile birlikte başka bir kulübün yöneticisini, Draft odaklı bir internet sitesine bilgi sızdırmak suçuyla 12 bin 500 dolarlık bir cezayla baş başa bıraktı. Dumars, Pistons ve NBA, olayı gizli tutmak maksadıyla herhangi bir açıklama yapmadı. Aslında Woj’un Pistons ile ilgili yazdıklarının isabetli olduğu söylenebilir. Ancak diğer konularda yazdığı haberler genelde yanıltıcıydı ve zaman zaman hırçın yaklaşımlar içeriyordu. Genelde New York Knicks yönetimini, John Calipar’yi, Larry Brown’u, Kolej basketbolu antrenörlerini, Eski Oyuncular Birliği Direktörü Billy Hunter’ı, Menajetr David Falk’u ve Boston Celtics Genel Menajeri Danny Ainge’i eleştiriyordu. Ancak Woj, en ölümcül cephanesini yeryüzündeki en iyi oyuncu için saklamıştı: LeBron James. Woj’un LeBron’la olan derdinin sonu yoktu. ‘Topu takım arkadaşlarına atıp kritik anlarda sınıfta kalıyor’ dedi, 2004 Olimpiyat Oyunları’nda ‘Önce ben diyen bir oyunu benimsiyor’ dedi, ‘Topu yeterince istemiyor ve çok yumuşak’ dedi, ‘Yalaka lise arkadaşlarıyla fazla
takılıyor’ dedi, dedi de dedi... 2008 ve 2010 arasında James’in serbest kalışına ilişkin 10 yazı yazdı. Neredeyse ligdeki takımların dörtte birini potansiyel istikamet olarak gösterdi, hatta bir ara James’in, Dumars’ın Pistons’una katılacağını ifade eden absürt bir şey bile yazmıştı. LeBron’un ESPN’de canlı yayınlanan bir şova dönüştürdüğü ‘The Decision’ yayınına bir aydan az bir süre kala Miami’yi de potansiyel takım olarak gösteren Wojnarowski, bu yazısından sonra başka takımların adlarını anmaya da devam etmişti. Wojnarowski, temas halinde olduğu kaynaklarının, LeBron’un belirli bir takımla imzalayacağı ya da imzalamayacağı ile alakalı söylediklerine bütünüyle güveniyordu. Ancak esas problem de burada başlıyor. Woj’un haberleri bolca şahsi fikir, tahmin ve spekülasyon içeriyordu ve tam olarak neyi işaret ettiğini söylemek neredeyse imkansızdı. Woj, ‘’Chicago halen en tepede, Cleveland ikinci sırada ve New Jersey de sürpriz bir kart oynamaya hazırlanıyor’’ dediğinde LeBron’un Miami’yi seçmesine bir hafta vardı ve Wojnarowski’nin söylediklerinin herhangi bir kaynağa dayandırılmış bir bilgi, tahmin ya da iki kişi arasında bir şey olduğuna dair herhangi bir işaret yoktu. Bir yazar, Wojnarowski ve diğerleri hakkında şöyle diyecekti: ‘’Bu adamların çoğu, USA Today’den Sam (Amick), Yahoo’dan Marc (Spears) ve ESPN’deki Marc (Stein), düz haberler yazıyorlar. Kendi fikirleri olan bu haberler insanı çok da şaşırtmıyor.’’ James’in Miami’yi seçmesinin üzerinden bir hafta geçmişti ki Woj, LeBron’un nasıl Miami’yi seçme aşamasına geldiğini ifade eden, kibir dolu, ağdalı, dört bin vuruşluk bir yazı yazdı. LeBron ile ilgili haberleri
NBA’in karakutusu
“Wojnarowski, ESPN’deki geçmişinin aksine (belki de bu yüzden) spor medyasında büyük bir nefretle anılıyor.”
kötü kaynaklandırılmış, berbat haberlerdi, buna rağmen Woj kendi haberlerinin isabetli olduğunu ifade edecek küstahlığı göstermişti. Yalnızca iki anonim kaynaktan yapılmış alıntı ve James hakkındaki yanılgıları içeren bu yazının güvenilir bir tarafı yoktu. NBA Yazarı Ethan Sherwood Strauss, bunu çok iyi özetlemişti: ‘’Wojnarowski birçok şeyi ıskaladı ve şu an geriye dönük her şeyi bilen adam olduğunu mu iddia ediyor? Muhabirler durumları birçok kesin kaynağa dayandırabilmeli. Bir sapma payı her zaman vardır, ancak Adrian bu defa büyük bir patlak verdi.’’ 4 yıl sonra, Wojnarowski yeniden patlak verdi. Geçen Şubat ayında ‘Cleveland nasıl yolunu kaybetti ve nasıl LeBron’u geri döndürme şansını yitirdi’ diye bir yazı yazdı, 5 ay sonra da LeBron, Cleveland’a geri döndü. Bir takım yetkilisi, Woj’un LeBron’a yaklaşma çabasını ‘’LeBron’un tüm ekibi ya da kendisi Wojnarowski’ye set mi çekmişti bilemiyorum ama Woj, LeBron’a ulaşmakta güçlük çekiyordu’’ sözleriyle özetliyordu. LeBron James ve Adrian Wojnarowski arasındaki ilişkiye yakın bir başka kaynak, ‘’Adrian, LeBron ve ekibinden hiç kimseyle konuşmuyor. LeBron James ve etrafındakilerle ilgili bir haber yaptığı da yok’’ diyecekti. Her iki isim de Wojnarowski’nin kişisel kariyerlerini mahvedeceği endişesiyle adlarını gizli tutmak şartıyla konuşmuşlardı. Birçok medya kuruluşu, ismi belirtilmemiş kaynakların nasıl kullanılacaklarına dair titiz bir yol haritasını izler. Buna rağmen bu tip demeçler, NBA haberciliğinin başına iş açmayı sürdürüyor. ESPN, bu yüzden adsız bir kaynaktan alıntı yaparken ‘burada kullanılan bilgiler her zaman müstakildir’ şartı koşuyor ve ekliyor :’Bu, elbette subjektif bir kesinliktir.’ Adı açıklanmayan NBA yöneticilerinin LeBron James’e ‘riyakar’ dedikleri yazıların ESPN’de yayınlandığını hatırlatıyorlar. Bu çalışma boyunca isimleri belirtilmeyen kişilerin röportajlarda söylediklerini kullanmamak adına çaba sarf ettim, ancak bunun neredeyse imkansız bir şey olduğunu gördüm. NBA’deki medya kültürü, isim gizliliğini, makul mazeretlerle olağan bir şey gibi görüyor. Wojnarowski’yi diğer muhabirlerden farklı kılan ve onlardna daha fazla tepki çekmesini sağlayan şey, diğerlerinden farklı bir yazım şeklini benimsemiş olması. Onun en büyük rakibi konumundaki Marc Stein’in kaynakları da Stein’in büyük haberler patlatmalarına sıkça izin veriyor. İki muhabir arasındaki en büyük fark, Wojnarowski’nin ligin ve lig etrafındaki insanların sezgileri üzerindeki patlayıcı yetileri. Stein’in arşivi genelde haberlerden oluşur. Zira haberlere kendi görüşlerini nadiren katar. Woj’un Dumars’ı övmesi ya da LeBron James’i eleştirmesi gibi kişisel görüş ağırlıklı bir haber metninden ziyade, alınan istihbaratın uzun bir yazı ile kimden, nerede, nasıl alındığını ifade eden bir dizi sıkıcı yazı okursunuz. Wojnarowski, ESPN’deki geçmişinin aksine (belki de bu yüzden) spor medyasında büyük bir nefretle anılıyor. Bleacher Report’tan (aynı zamanda eski bir ESPN yazarı olan) Ric Bucher, ‘’Bazı menajerler ve yöneticiler, Woj’un ESPN’e karşı savaş açtığını söylüyor. ESPN’i yıkmak gibi, ‘Cihad’ olarak anılan bir misyonu var’’ diyor. Woj da köşesinde ESPN’den sıkça alaycı ifadelerle söz ederek bu söylentiyi haklı çıkarıyor. Wojnarowski’nin ESPN’le ilgili art niyeti, 2013’te
utanç verici bir seviyeye ulaştı. Memphis Grizzlies, Rudy Gay’i Toronto Raptors’a takas ettiğinde Woj, Grizzlies yönetimini ‘Çömezlerle dolu’ diyerek eleştirecekti. Ancak gerçek cephanesini, Grizzlies Basketbol Operasyonları Sorumlusu (ve bir ESPN yazarı) John Hollinger için saklamıştı. Woj, Hollinger’la ‘’Bir yayıncı kuruluşta istatistikçi olarak çalışıyordu’’ sözleriyle alay edecekti. Basketbol medyasının geneli ise Gay’in etkisiz bir oyuncu olduğunu ve onu takaslamanın klasik bir ihraç manevrası olduğunu düşünüyordu. Haklı da çıktılar. Memphis, takasın ardından en iyi sezonunu geçirdi. Gay ise 51 maça çıktıktan sonra Toronto’dan Sacramento’ya takas edildi. Konuştuğum herkes, Wojnarowski’nin ESPN ile olan diyalogunu farklı benzetmelerle tanımladı. Kimisi Nike ile Adidas gibiler dedi, kimisi ise Hatfields ve McCoys ya da David ve Goliath gibi benzetmeler yaptı. Sports Illustrated’den Richard Deitsch, Woj’un haksızlığa uğramış biri gibi davrandığını belirterek ‘’Woj’a göre ESPN’de 25 kişi var ve ‘Ben yalnızca Yahoo’dan bir kişiyim ve onları alt etmenin bir yolunu bulmalıyım’ diye düşünüyor’’ ifadelerini kullandı. 2011 NBA Finali devam ederken tüm basketbol medyası, seriyi takip etmek için Dallas’taydı. Maçlardan birinden sonra Hollinger, kiralık aracıyla otoparktan ayrılıyordu. Wojnarowski’ye yaklaştığında Hollinger camı açtı ve Woj’un da bulunduğu Yahoo ekibine doğru ‘’Az daha tüm Yahoo operasyonunu eziyordum’’diye takıldı. Woj da cevap olarak ‘’Biz de mezardan bile seni tekmeliyor olurduk’’ dedi. Bir başka ESPN yazarı, Woj’un aynı dönemde ESPN ile ilgili ‘’Sizin 75 kişilik kadronuz var. Her haberi patlatıyor olmanız gerekir. Ben şahsen benden çok buna odaklanırdım’’ dediğini söyleyecekti. Yahoo, 2012’de Wojnarowski’nin sözleşmesini yenilemek konusunda bir hata yaptı ve Woj kendini bir anda serbest kalmış bir yazar olarak buldu. Aynı dönemde ESPN’den Chris Sheridan ve Ric Bucher da ayrılmıştı. Bu süreçte ESPN’in Şef Editörü Rob King, Woj’u aradı ve taraflar 45 dakikalık bir görüşme gerçekleştirdi. Yüz yüze hiç görüşmeyen bu ikilinin görüşmesi, bununla sınırlı kaldı ve öteye geçemedi. King, daha sonra bu görüşme ile ilgili ‘’Standart iş operasyonları uygulaması olarak, Adrian ile sözleşmesi bittiğinde bir transfer görüşmesi gerçekleştirdik. Ancak biz işin arkasını takip edemeden menajeri bize Yahoo’da kaldığını söyledi. Yuvaya dönüş gibi bir ihtimali değerlendirmemişti’’ diyecekti. Bir diğer muhabir ise Woj’u şöyle anlatıyor: Önemli bir Play-Off maçı bitmişti. Bir bira içmek için otelin karşısındaki bara gittim ve Woj’u gördüm. Saat gece 1-1.30 gibi bir şeydi. Onu selamladım ve birlikte içeri yürüdük. Telefonunu kurcalayıp maçla ilgili farklı bir şeyler kovalamaya başladı. Henüz maçla ilgili bir şey yazmamıştı. Birçok yazar, maçla ilgili yazıyı göndermiş ve çoktan uyumuştu. Ancak Woj, gecenin o saatinde hala kendi haberini en iyi yapacak detayı arıyordu. Röportajlarında da sıkça söylediği bir şey vardı: ‘’Büyük yazarlığın sırrı, büyük muhabirliktir.’’ Ancak yine de haber sızdırmak için objektifliğinizden feragat etmek, büyük muhabirlik değildir. Kilit bir konuya acımasızca saldırmak ve bunun hakkında doğruluk payı olmayan haberler yapmak büyük gazetecilik değil. Rakibinizden nefret etmek de keza. Ancak Wojnarowski, böyle düşünmüyor. Ve yanılıyor.
Kobe, Jordan’ı geçti!
...VE KOBE, JORDAN’I GEÇER! KOBE BRYANT, MICHAEL JORDAN’I GERİDE BIRAKARAK NBA TARİHİNİN EN FAZLA SAYI ATAN 3’ÜNCÜ OYUNCUSU OLDU
Kobe, Jordan’ı geçti!
K
obe Bryant, Michael Jordan’ı geride bırakarak NBA tarihinin en fazla sayı atan 3’üncü oyuncusu oldu. Lakers’ın Minnesota Timberwolves karşısında 100-94 kazandığı maçta 26 sayı atan Bryant, kariyerinde 32 bin 310 sayıya ulaşarak Chicago Bulls efsanesi Michael Jordan’ı geçmeyi başardı. Maçın ikinci çeyreğinde serbest atış çizgisinden bulduğu isabetle Jordan’ı geride bırakan Bryant’ı, takım arkadaşları, teknik heyet ve rakip oyuncular saha ortasında tebrik etti. Bryant, tüm zamanların en skorer oyuncuları sıralamasında Kareem Abdul-Jabbar ve Karl Malone’un ardından 3’üncü sıraya yerleşirken, 32 bin 292 sayıya sahip Jordan, 4’üncülüğe geriledi. İşte bu yaşayan efsanenin kariyer hikayesi. Kobe Bean Bryant, 23 Ağustos 1978’de Philadelphia, Pennsylvania’da eski Philadelphia 76ers oyuncusu olan Joe ‘Jellybean’ Bryant ve Pam Bryant’ın en küçük ve tek erkek çocuğu olarak (iki kız kardeşinin isimleri Shaya ve Sharia’dır) dünyaya geldi.[1] Anne tarafından eski Nba oyuncusu John “Chubby” Cox’un yeğenidir. Ailesi ismini, Japonya’nın Kobe şehrinde bir restoran menüsünde gördükleri meşhur biftekten etkilenerek koydu. Bryant 6 yaşındayken, babasının İtalya’daki bir takımda oynamaya başlaması üzerine, oraya yerleştiler. Akıcı bir şekilde İtalyanca ve İspanyolca konuşmayı
öğrenmişti. Daha 3 yaşındayken Basketbol oynamaya başladı. Buradayken AC Milan takımına ilgi duyan ve futbol oynamaya başlayan Bryant ve ailesi, 1991’de Philadelphia’ya geri döndüler. Bir keresinde ‘İtalya’da kalsaydım, futbol a devam edip profosyonel olurdum’ açıklamasını yapan 1.98 m. boyundaki Bryant, Philadelphia’daki Lower Merion Lisesi’nde basketbolda müthiş bir başarı yakaladı ve ulusal boyutta ün kazandı. Kobe Bryant, 17 yaşındayken girdiği SAT sınavından 1080 aldı ve iyi bir koleje girmesine olanak varken, seçimini ABD Profesyonel Basketbol Ligi (NBA) dan yana kullandı. LAKERS’TAKI İLK YILLARI Bryant, 1996 NBA draftlarında Charlotte Hornets tarafından 13. sırada seçildi. Oyuncu seçimleri öncesinde yapılan hazırlık çalışmalarında, Bryant’ın potansiyelini fark eden ve ‘Bryant’ın çalışması bugüne kadar gördüklerim arasında en iyilerden biriydi’ diyen Lakers genel menejeri Jerry West, Vlade Divac ile Bryant’ı takas etti. Kobe, 18 yıl, 2 ay ve 11 gün ile NBA ligi tarihinde en küçük yaşta forma giyen oyuncu oldu. (Daha sonra o yıllarda Portland forması giyen Boston Celtics oyuncusu Jermaine O’Neal bu rekoru daha aşağılara çekti). Ligde ki ilk maçında sadece 6 dakika oynayan ve 1 şut girişiminde bulunan Kobe; 1 ribaund, 1 top kaybı ve 1 faul ile tamamladı.
Ligdeki ilk sayısını bir sonraki maçta New York Knicks’a karşı faul atışından bulan Kobe, ligdeki 4. maçında Toronto Raptors karşısında bu sefer 17 dakika sahada kaldı ve kariyerinde ilk çift haneli rakama ulaşarak maçı 10 sayı ile tamamladı. 28 Ocak’ta Dallas Mavericks maçında (12 sayı üretti) sahaya ilk 5’te çıkan Kobe, 18 yıl, 5 ay ve 5 gün ile NBA tarihinin en küçük yaşta ilk 5’te sahaya çıkan oyuncusu oldu. İlk sezonunda 25 maçta 10 sayı, 4 maçta 20 sayı barajını geçerken, 8 Nisan’da Golden State Warriors karşısında 25 dakikada 8/7 ikilik, 3/2 üçlük ve 7/4 faul atışı ile 24 sayı üreterek kariyerinin en yüksek skoruna ulaştı. Ama asıl başarısını çaylaklar All-Star maçında doğu takımına attığı 31 sayı ile yakaladı. Aynı organizasyonda Slam Dunk şampiyonluğuna ulaşan en genç oyuncuda oldu. İlk sezonunu 71 maçta (6 kere ilk 5’te çıktı) 15.5 dakika oyunda kalarak 7.6 sayı ortalaması ile tamamlayan Kobe, ligin en iyi ikinci çaylak 5’ine de seçilmeyi başardı. İlk playoff maçına Portland Trail Blazers karşısında çıkan Kobe, bu ilk maçında sadece 2 sayı üretebildi. Serinin 3. karşılaşmasında 27 dakikada 22 sayı atarken 4 maçlık seriyi 7.5 sayı ortalaması ile tamamladı. Fakat 2. turda işler hiç iyi gitmedi. Oysa 3. maçta 19 dakikada 19 sayı üretmiş ve Lakers’ın serideki ilk galibiyeti almasını sağlayan oyunculardan olmuştu. Ama 5. maçta normal sürenin bitimine 11 saniye kala skor 87-87 berabere iken son şutu kaçıran Kobe, uzatmada da 2 kritik şut kaçırarak Lakers’ın maçı ve seriyi kaybetmesine yol açmıştı Kobe, 1997 yazını ağırlık ve şut idmanları ile geçirdi. Ayrıca birkaç kilo aldı. 2. sezonun başında 17 Aralıkta Michael Jordan’lı Chicago Bulls karşısında kariyerinin en başarılı oyunlarından birini çıkardı ve 33 sayı üretti. New York’taki All-Star maçında Batı takımında 19 yaşında ilk 5’te başlayarak en küçük yaşta ilk 5’te başlayan oyuncu oldu. Bununla da kalmayarak 18 sayı ve 6 ribaund ile takımının en yüksek rakamlarına ulaştı. İlk sezonundaki 15.5 olan oyunda kalma süresini, 2. sezonunda 26 dakikaya çıkaran Kobe, sayı ortalamasını da 15.4’e yükseltti. Artık 19 yaşındaki Kobe’yi tüm dünya tanıyordu. 3. sezonunda Lakers’ın ilk 5’ine yerleşen Kobe, lokavt nedeni ile sadece 50 maç olarak gerçekleştirilen normal sezona fırtına gibi girdi. İlk 5 maçta üst üste double-double yaptı ve 21.0 sayı, 10.4 ribaund, 2.8 asist ortalamalarını tutturdu. Normal sezonda 50 maçın 11’inde takımının en skorer oyuncusu olan Kobe, 19.9 ortalama ile lig genelinde sayı krallığında 15. sırayı aldı. 21 Mart’taki Orlando Magic maçında 33’ü ikinci yarıda olmak üzere 38 sayı ile kariyerinin en yüksek skoruna ulaştı. Evet Kobe,
3. NBA sezonunda ligin en iyi 3. beşine seçiliyordu. Fakat takım içinde bazı huzursuzluklarda adı geçmeye başlamıştı. Playoff’larda ilk tur ilk maçında Houston Rockets karşısında son 5.3 saniye kala 2 kritik faul atışında başarılı olarak 101-100’lük galibiyeti getirdi. 4. ve son maçta da 24 sayı ile sahanın en skorer oyuncusu oldu. Seride Lakers 3-1 üstünlük sağlarken Kobe, 18.3 sayı, 7.3 ribaund, 5.8 asist ortalamalarını tutturdu. Fakat 2. turda San Antonio Spurs karşısında 21.3 sayı ortalaması 4-0’lık hezimet karşısında unutuldu. İLK ŞAMPIYONLUK (1999-2000) Bryant Lakers formasıyla (2000). 2000 sezonunun başı ile Kobe, maçlarda gerektiği kadar top alamadığından ve tüm topları Shaq ‘ın harcadığından yakınmaya başladı. Aslında bunu 2001 sezonunda yapacağı gibi basının karşısında dobra dobra söylemiyordu ama birçok konuşmasında bu konuya da üstü kapalı değiniyordu. Daha fazla top kullanabileceği daha fazla sorumluluk alabileceği bir takımda oynamak istediğine dair ilk sözleri de bu dönemde ortaya çıktı.Kobe, ligdeki bu 4. sezonunda savunması ile de kendini gösterdi. Sezonun en iyi savunma beşine seçilirken, ligin en iyi 2. beşinin de elemanı oluyordu. 10-16 Nisan tarihleri arasında 29.7 sayı, 7.0 asist, 6.0 ribaund ortalamaları ile haftanın oyuncusu seçilen Kobe, 12 Mart ‘ta da Sacramento karşısında 40 sayı ile kariyer rekorunu kırdı. Fakat tüm bu başarıların yanında sağ elinden sakatlanan genç oyuncu 16 maç kaçırdı. Sezonu 22.5 sayı (lig 12.si), 6.3 ribaund ve 4.8 asist ortalamaları ile tamamlayan Kobe, playoff’larda da çok başarılı maçlar çıkardı. İlk turda Sacramento Kings karşısında 2. ve 4. maçlarda 32, 3. maçta 35 sayı attı. Batı finalinde Portland Trail Blazers karşısında 5. maçta 33 sayı üretirken 6. maçta 25 sayı, 11 ribaund, 7 asist, 4 blok ile tüm bu kategorilerde sahanın en iyisi olarak Lakers’ı 9 yıl sonra NBA Finaline taşıdı. Final serisinde rakip Indiana Pacers tı. ve ilk maçta 104-87’lik farklı skorda Kobe’nin 14 sayılık bir katkısı oldu. Ama 2. maçın 9. dakikasında sakatlandı ve bir daha oyuna dönemedi. 3. maçta da yer alamayan Kobe, deplasmandaki 4. maçta 8’i uzatma bölümünde 28 sayı üretirken, 36 sayı, 21 ribaund ile oynayan O’Neal ile birlikte bu kritik maçın kazanılmasında (120-118) başroldeydi. Fakat 4. maçta uzatma bölümünde bulduğu 8 sayıyı, 5. maçta 20/4 şut yüzdesi ile tüm maç boyunca atabilince seri 6. maça uzadı. 6. maçın son periyoduna Lakers 85-79 geride girdi. 4’ü son 13 saniyede olmak üzere bu son periyotta 8 sayı üreten Kobe maçı da 26 sayı, 10 ribaund ve 4
Kobe, Jordan’ı geçti!
asist ile tamamlayarak kariyerindeki ilk NBA şampiyonluğuna 22 yaşında ulaştı. İKİNCİ ŞAMPİYONLUK (2000-2001) 2001 sezonu ile Kobe ile Shaq arasındaki gerginlik giderek arttı. Kobe, basına Shaq ile maç içinde top bölüşmekten bıktığını maç boyunca topların ona indirilmesinden sıkıldığını söylüyordu. Shaq’ta daha fazla sessiz kalamadı ve Kobe’nin elinde olsa maç boyunca tüm topları kullanacağını, onun maçı kazanmak gibi bir düşüncesi olmadığını tek amacının sayı ortalamasını yükselterek herkesten üstün olduğunu göstermeye çalışan, egosu altında ezilen ve sevilmeyen zengin bir züppe olduğunu söyledi. Tüm bu atışmalar sezon boyunca devam etti. Ama bu tartışmaların yanında, Aralık ‘ta 16 maçta 32.3 sayı ortalaması ile ayın oyuncusu seçildi. Sezon boyunca 24 defa 30, 6 defa 40 sayı barajını geçti. 2 kere triple-double, 8 kere doubledouble gerçekleştirdi. 6 Aralık ta Golden State Warriors maçında 51 sayı ile kariyer rekorunu kırdı. 8-18 Kasım tarihleri arasında oynanan 5 maç ard arda 30 sayı barajını geçerken, 68 maçta 28.5 ortalama ile sayı krallığında lig genelinde 4. sırayı aldı. Sol eli ve sağ ayak bileği sakatlıkları sebebi ile 14 maçta oynamazken, 20 Aralık ta ki Los Angeles Clippers maçında 2 teknik faulden dolayı ilk defa oyundan atıldı. Play-off’larda fırtına gibi esen Lakers takımı NBA Finaline kadar Portland Trail Blazers , Sacramento Kings ve San Antonio Spurs
serilerini yenilgisiz geçti. Kobe özellikle Batı Finalinde San Antonio Spurs karşısında çok başarılı maçlar çıkardı. İlk maçta 35/19 şut yüzdesi ile 45 sayı atarak kariyer Playoff rekorunu kırarken, seriyi de 4 maçta 33.3 sayı, 7.0 ribaund ve 7.0 asist ortalamaları ile tamamladı. NBA Finalinde yeni rakip Philadelphia 76ers dı.Ve herkes Lakers’dan yenilgisiz bir süpürme daha bekliyordu. 11 playoff maçını ard arda kazanarak bir NBA rekorunu egale eden Lakers bir galibiyet daha aldığı taktirde rekoru geliştirecekti. Ama San Antonio serisinin yıldızı Kobe uzatmaya giden ilk maçta kendi seyircisinin önünde 52 dakika oyunda kalıp, 22/7 şut yüzdesi ile sadece 15 sayı üretebilirken, 6 da top kaybı yapınca Shaq’ın 44 sayı, 20 ribaund’luk performansına rağmen gülen taraf 107-101’lik skorla Sixers oldu. Ligin bir başka genç süper starı Iverson ilk raundu kazanan taraf olmuştu. Bu şok yenilginin ardından 2. maçta 31, 3. maçta 32 sayı ile oynayan Kobe seride durumu 2-1’e getirdi. 4. maçta düşük şut yüzdesine rağmen 19 sayı, 10 ribaund ve 9 asistlik performansının ardından, 5. maçta 26 sayı, 12 ribaund ve 6 asist ile oynayarak ilk maçtaki düşük performansını unutturuyor ve ard arda 2. defa şampiyonluk kupasını kaldırıyordu. Ama seride yine MVP ödülünü alan Shaq olmuştu.
Kobe, Jordan’ı geçti!
Kobe, Jordan’ı geçti!
ÜÇÜNCÜ ŞAMPİYONLUK (2001-2002) Ölü sezonda herkes Shaq ve Kobe ikilisinin arasındaki soğuk savaşın büyüyeceğini ve belki de bu 2 oyuncudan birinin takımdan ayrılacağını düşünüyordu. Ama böyle olmadı.İki oyuncu birbirlerini öven ve yücelten demeçler vermeye başladı. Buna en çok sevinen coach Jackson oldu. Çünkü yeni sezonda bu süper ikilinin çok iyi anlaşmaları Lakers’a yeni rekorlar getirebilirdi. Yaz boyunca Shaq, yeni sezonda Kobe’nin MVP ödülüne ulaşacağını umduğunu söylerken, Kobe’de Shaq’ın vazgeçilemez ve durdurulamaz bir oyuncu olduğunu söylüyordu. Ve hatta bir makinenin dişlileri gibi olduklarını ikisinin de görevlerinin farklı olduğunu ve kazanmak için ne
gerekiyorsa onu yapacaklarını söylüyordu. Kobe Bryant, 2001-2002 sezonun da 80 maç ta 25.2 sayı 5.5 riband e 5.5 asist ortalamalarıyla oynadı.Ve kariyerinin en yükseği olan yüzde 46.9 ile şut attı.Kariyerin de ilk defa en iyi ilk beş’e seçildi. Ayrıca All-Star takımına ve All NBA Yılın Savunma takımına seçildi.Lakers 58 galibyet alarak Pasifik Grubu’nu ikinci sırada bitirdi.İlk turda Portland Trail Blazers ı 3-0 la geçerken yarı finalde San Antonio Spurs u 4-1 ile geçti. Batı Konferansı finalinde Sacramento Kings si çok zor geçen seride 4-3 kazanarak finale kaldı. Finalde New Jersey Nets si süpürerek üst üste 3. şampiyonluğuna ulaşıyordu.Kobe finallerde 26.8 sayı ve yüzde 51.4 isabet oranıyla oynadı.Ve 24 yaşındayken 3.şampiyonluğuna ulaşmış oluyordu.Ama finallerin mvp si yine Shaq oluyordu. 2002-2004 DÖNEMLERİ Bryant, 2002-2003 sezonunun Şubat ayında 40.6 sayı ve tüm sezonda maç başına 30 sayı ortalamayla oynadı. Ayrıca maç başına 6.9 ribaund, 5.9 asist ve 2.2 top çalmayla kariyer rekorlarını kırdı.Bryant All-NBA ve All Defansif birinci takımına seçildi.MVP oylamasında üçüncü sıra da yer aldı. 50 galibiyet ve 32 yenilgiyle Pasifik Grubu’nu ikinci tamamladığı MAYIS 2011/ TOPGEAR.COM.TR / 77
bu sezonun sonunda Lakers, Batı Konferansı yarı finallerinde, 6 maçla o yılın NBA şampiyonu olan San Antonio Spurs ’e elendi. 2003-2004 sezonunda Utah Jazz’ın efsanevi power forveti Karl Malone ve Seattle Supersonics’in süper oyun kurucusu Gary Payton ile anlaşarak kadrosunu güçlendiren Lakers, bu kadrosuyla şampiyonluğu kazanmayı umuyordu.Tecavüz skandalıyla zor günler geçiren Kobe Bryant, 65 maç oynadı.24.0 sayı 5.5 ribaund 5.1 asist ortalamalarıyla sezonu tamamladı. Lakers; 56 galibiyet 26 mağlubiyet ile Pasifik Grubu’nu birinci, Batı Konferansı’nı Minnesota Timberwolves’un ardından ikinici sırada tamamladı. Fakat NBA finaline kadar yükseldikleri bu seride, Bryant’ın 22.6 sayı ve 4.4 asist ortalaması Lakers’a yetmedi. Detroit Pistons seriyi 5 maçta bitirdi ve şampiyon oldu. Şampiyon olunamamasının takımı karıştırması sonucunda ise O’Neal ve koç Phil Jackson takımdan ayrıldılar.Phil Jackson takımdan ayrılıken yerine Houston Rockets ile özdeşleşen Rudy Tomjanovich geldi.Ve Shaquille O’neal, Lamar Odom, Caron Butler, ve Brian Grant karşılığında Miami Heat’e takas edildi. 2004-2007 DÖNEMLERIİ Golden State Warriors oyun kurucusu Baron Davis Kobe Bryant’ı savunurken Shaquille O’neal’ın ayrılışından sonra 20042005 sezonunda takımın tek lideri haline gelen Bryant için, bu sezon çok önemliydi. Kendisine yöneltilen iddilar nedeniyle imajı bozulduğundan, kötü oynaması halinde eleştirilerin artacağının farkındaydı.Lakers’ın 2003-2004 sezonunun da kritik edildiği The Last Season: A Team in Search of It’s Soul adlı kitapta, Phil Jackson’ın Kobe hakkında ‘koçluk yapılamayan bir oyuncu’ şeklinde bir açıklaması yer aldı.Jackson’ın takımdan ayrılmasından sonra yerine getirilen Rudy Tomjanovich ’in de sağlık problemleri yaşaması takımın asistan koç Frank Hamblen’e emanet edilmesine neden oldu. Kobe 27.6 sayı ortalamasıyla ligin 2. skorer oyuncusu oldu fakat buna rağmen Lakers ilk kez playofflara kalamadı.Kobe sadece All NBA defansif üçüncü takımına seçildi. 2005-2006 sezonu, Bryant’ın kariyeri için bir dönüm noktası oldu. Kobe ile yaşadığı geçmiş sorunlara rağmen koç Phil Jackson takıma geri döndü ve takım NBA playofflarına kalmayı başardı. Fakat playoffların ilk turunda Phoenix Suns ’a 7 maçlık seri sonunda elenmelerinin yanı sıra Kobe Bryant dizinden sakatlandı ve 2006 Fiba Dünya Basketbol Şampiyonası’na da katılamadı 2005-2006 sezonunda 20 aralık taki Dallas Mavericks maçı’nda sadece 3 çeyrekte 62 sayı kaydetti. Maçın 4. çeyreğine girilirken skor Kobe:
62 - Dallas: 61 şeklindeydi. Şut süresinin 24 saniyeye indirilmesinden bu yana ilk defa böyle bir başarı geldi. Bryant, 22 ocakta oynanan Toronto Raptors karşısındaki 122-104’lük zaferle biten karşılaşmada ise 81 sayı atarak, Lakers tarihinin bir maçta 71 sayıyla, en çok sayı atan oyuncusu olan Elgin Baylor’un rekorunu geçti. Bunun yanı sıra NBA tarihine bir maçta 100 sayı atan Wilt Chamberlain’den sonra ikinci en fazla sayı atan oyuncu olarak geçti. Ocak ayında Kobe 4 maç üst üste 50 sayının üzerinde sayı atarak 1964’ten beri bunu gerçekleştiren tek oyuncu oldu. Aynı ocak ayında, ortalama 43.4 sayı ile oynayan Bryant, NBA tarihinin, bir ayda ulaşılan en yüksek sayı ortalamaları listesinde 8. oldu.Bu Chamberlain’den sonraki en yüksek ortalamadır.) Sezon boyunca, oynadığı maçların 27’sinde 40 sayıyı geçen ve bir sezonda toplamda kaydettiği 2832 sayıyla Lakers tarihine adını yazdıran Bryant, sezon sonunda 35.4 sayı ortalaması ile NBA liginin sayı kralı oldu. (Bu Michael Jordan’ın 1986-87 sezonunda yaptığı 37.1 sayılık ortalamadan sonra en iyi NBA ortalaması.) 2006’da NBA’in En Değerli Oyuncusu Ödülü (NBA Most Valuable Player Award) oylamasında 4. seçildi. Steve Nash ’in 1. seçildiği oylamada, Bryant 22 birincilik oyu aldı. (Bu 22 oy Bryant’ın kariyerindeki en yüksek birincilik oyu.) 27 yaşında, 16.000 sayıya ulaşan en genç oyuncu ünvanını alan Bryant, 16 Ocak 2006’da oynanan Miami Heat - Los Angeles Lakers karşılaşması öncesinde O’Neal ile el sıkıştı ve aralarındaki soğukluğu giderdiler. Önce Adidas ’la yüksek bir fiyata 4 yıllık bir reklam anlaşması imzalayan Bryant, daha sonra da Nike ile 45 milyon dolarlık bir anlaşma imzaladı ve Nike reklam filmlerinde oynadı. Nintendo 64 ve Playstation NBA Live oyunlarında yer alan Bryant, Chi Sah adlı Rap grubunun da üyesi.8 olan forma numarası, Adidas ABCD kamp numarası olan 143’ün 1+4+3=8 şeklinde toplanmasıyla oluşan Bryant, 2006-2007 sezonu öncesi TNT kanalına yaptığı açıklamada forma numarasını, kariyerinin ikinci yarısına başlarken daha önce lise forma numarası da olan 24 ile değiştireceğini açıkladı. 2007 yılında All-Star maçında 31 sayı 6 ribaund 6 asist ile oynayarak kariyerinin ikinci MVP ödülünü aldı.16 Mart’ta Los Angeles’de Portland Trail Blazers’a 65 sayı attı ve bu 11 yıllık kariyerinde ikinci en yüksek sayı performansıydı.Ve 7 maçlık yenilgi serisini bitiriyordu.Hemen ardından Minnesota Timberwolves’a karşı 50 sayı ile rekor kırdı.Arkasından Memphis Grizzlies’e attığı 60 sayı ile üst üste 3 maç 50 sayı barajını aşan Elgin Baylor ve Michael Jordan’ı da geride bıraktı.Ve bir sonra ki New Orleans Hornets maçında da
Kobe, Jordan’ı geçti!
Kobe, Jordan’ı geçti!
50 sayı atarak NBA tarihin de 4 maçta üst üste 50 sayı barajını geçen ikinci oyuncu oldu.(Birinci sıra da 1961-1962 sezonun da üst üste 7 kez 50 sayı barajını aşan Wilt Chamberlain rekoru elinde bulunduruyor.) Los Angeles Lakers normal sezonunu 42 galibiyet 40 mağlubiyet ile Pasifik Grubu’nu ikinci sırada ve Batı Konferansı’nı yedinci sırada tamamlayabildi.İlk turda geçen sene playoff ilk turun’da karşılaştıkları ve 4-3 kaybettikleri Phoenix Suns’tı.Ancak bu sefer geçen sene ki gibi kıran kırana mücadele olmadı ve Suns seriyi 4-1 ile geçti.Kobe, bu serie 32.8 sayı 5.2 ribaund ve 4.4 asist ortalamalarıyla mücadele etti. EN DEĞERLİ OYUNCU VE HAYAL KIRIKLIĞI (2007-2008) 2007-2008 sezonu takas dönemi biterken kadrosuna Pau Gasol’u katan Lakers pota altında güçlenmişti.Ve Kobe sezon boyunca fırtına gibi esiyor ligi 28.3 sayı 6.3 ribaund 5.4 asist ve 1.8 top çalma ortalamalarıyla oynuyordu. Kobe 23 aralık 2007’de Madison Square Garden’da New York Knicks’le oynanan maçta 20.000 sayı barajını geçen en genç oyuncu oldu (29 yıl 122 gün). 6 mayıs 2008 de Yılın en değerli oyuncusu olduğu resmi olarak duyuruldu. Kariyerin de ilk defa MVP seçildi.Lakers tarihinde bu ödül daha önce Shaquille O’Neal Kareem Abdul-Jabbar ve Magic Johnson’a da verilmişti. Yaptığı açıklama da: Bugün benim için güzel özel bir gün. Burada bulunmaktan ötürü son derece onur duyuyorum. Bu sadece bana değil aynı zamanda takımıma verilmiş bir ödül. Bunu ekip olarak hak ettik. Takım arkadaşlarıma ne kadar teşekkür etsem azdır. dedi. Aynı zamanda 3
kez üst üste All NBA 1.takmına seçildi.Ve 3 kez üst üste All defansif 1.takımına seçildi. Lakers Batı konferansını 57 galibiyet 25 mağlubiyet ile birinci sırada bitirdi.Denver Nuggets Play-off’lar da ki ilk rakipleriydi.Birinci maçta 32 sayı üretirken 18 sayısını son 8 dakika da attı. Nuggets’ı 4-0 ile süpürürken yarı finalde ki rakibi Utah Jazz’ı 4-2 ile geçerek Batı konferansı finalin’de karşısına son şampiyon San Antonio Spurs çıktı.Lakers, Spurs’u 4-1’le eleyerek 6 yıl sonra ilk defa Nba Finalleri’ne kaldı.Ve Kobe, Shaquille O’Neal’sız ilk defa Nba finallerine çıkmış oldu.Final’de rakipleri Kevin Garnett ve Ray Allen gibi iki superstarı kadrosuna katmış; Paul Pierce ile yeni bir “big three” oluşturan sezonu 66 galibiyet 16 mağlubiyet ile birinci sırada tamamlayan tüm zamanların en çok şampiyon olan takımı Boston Celtics’di.Boston seriye tümüyle hakim oldu ve 4-2 ile kazanarak 22 yıl sonra şampiyonluğa ulaşmış oluyordu. Kobe Play-offlar’da 30.1 sayı 5.7 ribaund 5.6 asist ortalamalarıyla oynadı.Finaller’de 25,6 sayı 4,6 ribaund 5.0 asist ortalamalarıyla oynadı. Böylece MVP olduğu sene finallerde kaybederek hayal kırıklığı yaşamış oldu. 2009 VE 2010 HANEDANLIĞI 2008-2009 sezonu açılmasıyla birlikte Lakers üst üste 7 maç kazandı.Kobe sezona 17-2 ile başlayarak Franchise rekoru kırmış oldu.Lakers Aralık ayı ortasını 21-3 ile geçirdi.Bryant sayesinde birkaç önemli maçları da kazanmıştı. Bunlardan en önemlisi Noel günü Boston’a karşı 92-83 kazandıkları maçtı.Diğeri Ocak 2009 da 105-88 kazandıkları sezonu mükemmel geçiren 66-16 ile kulüp rekoru kıran Cleveland Cavaliers’dı.Deplasmanda altıncı maçlarını kazanan Lakers batı konferansı’nda birinci sırada bulunmaktaydı. Bryant tüm sezon boyunca ezici oyununu sürdürdü.Ardından All-Star maçında iyi bir performans sergileyerek eski takım arkadaşı Shaquille O’neal ile MVP ödülünü paylaştı.Bu onun kariyerinde üçüncü All-Star MVP’liği ödülüydü. Kobe Aralık ve ocak ayında Batı konferansının en iyi oyuncusu ve üç kez de haftanın oyuncusu seçildi.Ocak ayında Bryant 2 triple double yaparken bu onun kariyerin’de onaltıncı triple-double’lıydı.Ve 2005’ten beri ilk defa 2 kez triple-double yapmış oldu.2009 AllStar maçı’nda 27 sayı 4 asist 4 ribaund 4 top çalma istatiskleriyle oynadı.Batı takımı doğu MAYIS 2011/ TOPGEAR.COM.TR / 77
takımını 27 sayı farkla 146-119 yendi. Kobe Bryant, 2008-2009 sezonu’nda başka bir rekora daha imza attı.Bryant 2 şubat’ta Los Angeles Lakers’ın deplasmanda karşılaştığı ve 126-117 yendiği New York Knicks’e karşı 61 sayı atarak (%61 şut isabeti) tarihi Madison Square Garden salonu’nda bu rekorun daha önce ki sahibi Bernard King’i geçmiş oldu.(King: 1984 yılında New Jersey Nets’e karşı 60 sayı atmıştı. Deplasman takımlarından 55 sayı ile en çok sayı atan Michael Jordan’dı.) Lakers 65 galibiyet 17 mağlubiyet ile Batı konferansını birinici sırada tamamladı.MVP ödülü sıralaması’nda Bryant Lig de kariyerinin en mükemmel sezonunu geçiren Lebron James’in ardından ikinci sırada yer aldı.Kariyerinde 7. kez All NBA 1.takımı ve All Defansif 1.takımına seçilmiş oldu. Lakers Utah Jazz ile eşleşerek 19 Nisan 2009 da play-off’lara başladı.Seriyi 4-1 le geçti ve ikinci turda Houston Rockets ile karşılaştı. Rockets’ın dev pivotu Yao Ming’in sakatlanmasıyla herkes Lakers’ın turu rahat geçeceğini düşünürken Rockets seriyi son maça kadar taşımayı bildi ama son maçta Lakers kendi evinde kazanarak Batı konferansı finallerine kaldı.Karşısı’nda 24 yıl sonra ilk defa konferans finaline yükselmiş sezonu çok iyi geçiren Denver Nuggets’dı.Lakers tecrübesiyle seriyi 4-2 ile kazarak geçen sene ki gibi bu sezonda da finale yükselmişti.Böylece Kobe kariyerinde 6.kez NBA finali görmüş oluyordu.Final de play-off’u çok iyi geçiren Orlando Magic’i 4-1 le eleyerek 7 yıl sonra şampiyonluğa ulaşıyordu.Kobe Finallerin MVP’si olurken Shaquille O’neal’sız ilk şampiyonluğuna erişti. Lakers, 2009-10 sezonu içinde 6 maçı Bryant’ın son saniye basketlerlyle kazandı.4 aralık 2009 günü Miami Heat maçının galibiyeti bunun başlangıcıydı.Sene içerisinde sık sık sağ el işaret paramağı sakatlıklarıyla uğraşan Kobe, bir hafta sonra Minnesota Timberwolves’a karşı oynanan maçta da son basketi atarak takımına maçı kazandırdı.Parmağında ki sorun nedeniyle ara sıra dinlendirilen KB24, bu kez de uzatmalarda Milwaukee Bucks’a karşı attığı basketle sahadan galibiyetle ayrıldı.Kobe, 31 yaş 151 gün itibariyle 25.000. sayısına ulaşarak bunu başaran en genç oyuncu oldu.Daha önce bu rekor efsane pivot Wilt Chamberlain aitti.Olağan üstü oyununu Sacramento Kings’e attığı son saniye üçlüğüylede sürdürdü. Ezeli rakipleri Boston Celtics’e karşı attığı basketlede takımına galibiyeti getiren Bryant,daha sonra ki günlerde attığı basketlerle Los Angeles Lakers tarihinin en çok sayı atan oyuncusu efsane oyuncu Jerry West’i de geçmiş oldu.Sakatlıklarından sıkıntı çekmesine rağmen Memphis Grizzlies’i de atmış olduğu basketle yendi.2 hafta sonra bu yıkıcı
performanstan darbe alan Toronto Raptors oldu. 2 Nisan 2010 günü Bryant, takımıyla 3 yıllığına 87 milyon dolarlık anlaşma imzaladı. Sezonun son beş maçında oynamayarak 2009-10 normal sezonunu noktaladı.Sezon içinde birçok sakatlık sebebiyle 9 maç kaçırdı.Buna rağmen Lakers Batı konferansını birinci sırada bitirmeyi bildi.Playofflarda saha avantajına sahip olan LA Lakers,ilk turda genç, atletik Oklahoma City Thunder’ı 6 maç sonunda elemeyi başardı.Yarı finalde Utah Jazz’ı 4-0 ile süpüren Lakers, ezeli rakipleri Phoenix Suns’la batı finalinde karşı karşıya geldi.Kobe, serinin ikinci maçında yapmış olduğu 13 asistle ile kendi playoff kariyer rekorunu kırdı ve aynı zamanda 1996 playofflarında 13 asist yapan Lakers oyuncusu Magic Johnson ile bu rekoru paylaştı.4-2 ile Suns’ı da geçerek NBA finallerine kalan Lakers,2008 finalinde karşılaştığı Boston Celtics ile eşleşti.Baştan sona kadar sert ve çekişmeli geçen seriyi 4-3 ile Los Angeles Lakers kazandı. İlk defa Lakers 7 maç sonunda Celtics’i yenip şampiyon oldu.Bryant, geçen sene ki gibi bu senenin de “finallerin en değerli oyuncusu” seçildi.Ve böylece Kobe Bryant kariyerinde ki beşinci şampiyonluğa ulaşmış oldu.
Kobe, Jordan’ı geçti!
NBA TARİHİNİN EN ÇOK SAYI ATAN OYUNCULARI!
10
HAKEEM OLAJUWON (26.946)
NBA TARİHİNİN EN ÇOK SAYI ATAN OYUNCULARI!
9
DIRK NOWITZKI (27.223)
8
ELVIN HAYES (27.313)
NBA TARİHİNİN EN ÇOK SAYI ATAN OYUNCULARI!
7
MOSES MALONE (27.409)
6
SHAQUILLE O’NEAL (28.596)
5
WILT CHAMBERLAIN (31.419)
4
NBA TARİHİNİN EN ÇOK SAYI ATAN OYUNCULARI!
MICHAEL JORDAN (32.292)
NBA TARİHİNİN EN ÇOK SAYI ATAN OYUNCULARI!
3
KOBE BRYANT (32.310)
NBA TARİHİNİN EN ÇOK SAYI ATAN OYUNCULARI!
2
KARL MALONE (36.928)
NBA TARİHİNİN EN ÇOK SAYI ATAN OYUNCULARI!
1
KAREEM ABDULJABBAR (38.387)