Slam Dunk Dergi - Sayi 70

Page 1

SLAMDUNK HAFTALIK BASKETBOL DERGİSİ

FASTBREAK

BİZDEN BİRİ: WALL HILL’E EŞEK ŞAKASI MOZART GÖRÜNÜMLÜ KOBE

23 Şubat - 01 Mart 2015 / SAYI: 70

BEŞİKTAŞ IF

YENİ KOÇU BEKLEYEN TEMEL SORUNLAR

ÖZEL DOSYA

TAKAS DöNEMi KAPANDI BİRÇOK OYUNCU YENİ UFUKLARA YELKEN AÇTI




SLAMDUNK YAZIŞMA ADRESİ Talatpaşa caddesi çelenk sok. no: 27/a kat:4 gültepe / KAĞITHANE / İSTANBUL Tel: +90 (212) 325 91 25 - Fax: +90 (212) 258 70 59

www.slamdunkdergi.com Genel Yayın Yönetmeni Bilgehan Aras bilgehanaras1976@slamdunkdergi.com Yazı İşleri Müdürü Recep Özerin recep@slamdunkdergi.com Haber Müdürü Bulut Çiftçi bulut@slamdunkdergi.com Görsel Yönetmen BARAS TEAMWORK baras76@slamdunkdergi.com Fotoğraf Editörü Utku Ulutaş utku@slamdunkdergi.com Katkıda Bulunanlar Can Hasgör, Şaban Işık, Anıl Cantepe Ali Konavic, Faruk Çolak, Murat Eyüboğlu Alican Şengül, Can Asena, Doğuş Arun, Gürhan Ul, Rıdvan Yağımlı Reklam Rezervasyon Bilgehan Aras bilgehanaras1976@slamdunkdergi.com + 90 (533) 552 07 49 Yayının Türü: Yerel Süreli Yayıncı: Baras Basım Yayın Adresi: Sanayi Mah. 1673. Sok. No: 34-34510 Esenyurt / İstanbul Tel: 0 (212) 622 63 63 Fax: 0 (212) 605 07 98 Slamdunk Haftalık Basketbol Dergisi, Baras Basım Yayın tarafından yayınlanmaktadır. Yazı ve fotoğrafların tüm hakkı Slamdunk Dergisi’ne, yayınlanan ilanların sorumluluğu ilan sahiplerine aittir. Slamdunk Dergisi Türkiye Basın Meslek İlkeleri’ne uymaya söz vermiştir.



Bizden Biri: John Wall

All-Star Guard son açıklamasıyla bizden biri olduğunu kanıtladı

eğendiğim, sevgili olmak istediğim bazı kadınlar oldu ancak şu birilerine sadık kalmam, buna hazır değilim. Kadınlara karşı dürüst olacağım ve kimsenin kalbini kırmak istemem” diyor John Wall. Parkedeki en hızlı oyuncu olmasının yanında dışarıda da oldukça hızlı olduğunu anladık bu açıklamasıyla zaten. Deplasmanlar, uzun yolculuklar, oteller… Oyuncuların “içeride” zaman zaman çok da masum olmadıklarını biliyoruz. Wall, dürüst açıklamasının yanında “Abi hazır değilim” klişesine girmesiyle bizden biri olduğunu kanıtladı. Artık yapması gerekenler: 4 senelik bir fakülteden mezun olmak, 6 Ay kısa dönem askerlik ve 1.500 TL maaş ile bir işe başlamak. Dümdüz bir adam oldun sen John Wall. Kardeşimsin John Wall.

“B


FastBreak / Hazırlayan: Murat Eyüboğlu


Jordan Hill’e “Kara Haber” Şakası

Lakers teknik heyetinden Jordan Hill’e son saniye basketi on günü yine oldukça hareketli geçen bir takas dönemini daha kapattık. Saat farkı nedeniyle geceyi uyuyarak geçirenler, yeni güne bambaşka bir tablo ile uyandı. Eve dönüş hikayeleri, takım stratejilerinin netleşmesi, oyuncuların yaşadığı stres derken sezonun amaçsız takımlarından Lakers bu işi de geyiğe vurdu. Daha önce basın aracılığıyla takas edilmek istemediğini açıklayan Jordan Hill’e, takasın son gününde “Kupchak seni görmek istiyor” diye haber salmış Lakers görevlileri. Muhtemelen “o an” başından aşağı kaynar sular dökülmüştür. Olay açıklığa kavuşunca gülüp geçmişler tabii. Açıktan verilen “istemiyorum/istiyorum” demeçlerine dikkat etmek lazım. Böyle hoplatırlar adamı.

S


FastBreak


Mozart Bir, Ben İki

Kobe, GQ dergisinde yayınlanan söyleşisinde net konuştu ekiz yaşından beri çok şut kullanıyorum ancak bu bir bakış açısı meselesi. İnsanlar Mozart için de bestelerinde çok nota kullanıyor derlerdi. Şöyle diyelim: Çok şut kullandığımı söyleyen insanları da eğlendiriyorum. Mozart’a dönersek, o da çok nota kullanmasıyla ilgili eleştirilere az veya çok nota yoktur, gerektiği kadar vardır diye cevap verirdi.” Mozart’lı benzetme başta kulağa garip gelse de ana fikir açısından oldukça tatmin edici. Kobe için de “az veya çok şut yoktur, gerektiği kadar vardır” tam oturuyor. Röportajın devamında Shaq ve Phil Jackson’lı günleri de anlatmış. Son NBA lokavtına dair “Lakers’ı bitirmek için yaptılar!” çıkışı da ilginç, “benimle birlikte oynamak o kadar zevkli değildir” de. GQ’nun internet sitesinde röportajdan daha uzun kesitler var. Açıp okuyun derim.

“S


FastBreak


FastBreak

Orada, Bir Cenk Var Uzakta! Şüphesiz ki takasın son gününde en büyük sürprizi Cenk Akyol ile yaşadık Son gün takaslarından bir de Türk çıktı... Hayır hayır bahsettiğimiz isim Enes değil! Sene 2004, Atlanta Hawks, San Antonio Spurs’e ikinci tur draft hakkı ve bir miktar para karşılığında Viktor Sanikidze’nin haklarını veriyor. 2005 Draft’ında Atlanta, 59. Sıradan Cenk Akyol’u seçiyor. Sene 2015, takas döneminin son günü. Cenk’in hakları Philadelphia’a geçmiş onca sene sonra. Neden, ne ara kimse hatırlamıyor bile. İşin ilginci, Cenk’in de dahil olduğu bu takas sayesinde sayesinde bir adet birinci tur draft hakkı aldı Philadelphia(ve bir de McGee). Bir çikolata falan yapıp gönderseler adama bari. Resmen kıymetli bir parça oldu adım bile atmadığı ligde. 76ers’ın önümüzdeki draftını bu gözle izleyeceğim. Bakalım Cenk lige adım atmadan neleri değiştirmiş olacak.


ONLINE HAFTALIK BASKETBOL DERGİSİ

SLAMDUNKDERGI.COM APPLE STORE’DA

SLAMDUNK DERGİ app store’da . Kendi aplikasyonuyl a da yayında . IPad ve IPhone’unuzl a Türkiye’nin tek onlIne haftalık Basketbol dergisini istediğiniz zaman, istediğiniz her yerde okuyabilirsiniz. Tek yapmanız gereken app store’dan “Sl amDunk’ı ücretsiz indirip, keyifle okumaya başl amak ...


a T a T a T Ta e Ya şa r An ıl Ca nt ep / k Işı n ba Şa / YA ZI LA R Ca n Ha sg ör


! v o Ş T akas mların kı Ta ı! d ır şt rı ka rı za a p ı ıy nü yine çarş gü li ce n le ğ e en e d altına aldı! i ki is el b tk e n e d i iz b k ili el d NBA’de sezonu an ay saat kala başl 4 e n si saygı e m ye i’ it b sk ın w n ro kı a ak jn h o a W m p n a ya ri s d A ka ta yaşatmak ve ar kr te ı m şa ak o arını, ze yl si k ta e ra d ın ar sl ka ta m SlamDunk ola tü ve lları sıvadık ko in iç ak m n lu u b a d n şu ttik. duru e it sp te i n ri le en d e yb ka ı, kazananların


Denver - Portland

Barton + Claver + Robinson + 1. tur (2016-2017 lotarya korumalı, 2017’den sonra iki tane ikinci tura dönüşüyor)

Afflalo + Gee

Cenk Akyol’un hakları

McGee + Chu Chu Maduabum hakları + 1. tur (OKC picki, 2015’te ilk 18, 2016 ve 2017’de ilk 15 korumalı)

Sessions

Miller


MInnesota - Brooklyn

Garnett

Young

Prince

Jerebko + Datome

Goran + Zoran (Dragic)

Granger + Salmons + Miami’nin 2017 1. tur hakkı (İlk 7 korumalı) + 2021 1. tur hakkı (korumasız)

Cole + Shawne Williams + Justin Hamilton


Oklahoma CIty - DetroIt - Uta

Enes + DJ Augustin + Singler + Novak

h

Jackson

Perkins + Jerrett + Tibor Pleiss hakları + OKC’den 1. tur + Detroit’ten 2017 2.tur

MIlwaukee - PhoenIx - PhIladelp

Carter-Williams + Miles Plumlee + Tyler Ennis

Brandon Knight

Lakers’ın 1. tur hakkı (2015’te ilk 5, 2016’da ilk 3 korumalı)

hIa


New York - Houston

Shved’in üstüne “Shved + 2 tane 2. tur

Prigioni

Boston - PhoenIx

Isaiah Thomas

Marcus Thornton + Cleveland’ın 1. tur hakkı

PhIladelphIa - Houston

Isaiah Canaan + 2. tur

KJ McDaniels


RI T WITTER ANKET SONUngÇi LA takımın avantajlı çıktığını sorduk

Twitter takipçilerimize takaslardan ha



TAKASLAR 2 0 1 5

Miami Phoenix New Orleans

Hangİ takım kİmİ aldı: Miami > Goran + Zoran (Dragic) / Phoenix > Granger + Salmons + Miami’nin 2017 1. tur hakkı (İlk 7 korumalı) + 2021 1. tur hakkı (korumasız) / New Orleans > Cole + Shawne Williams + Justin Hamilton Miami

Takasın merkezindeki isim hiç şüphesiz Goran Dragic ve yancısı olarak kardeşi Zoran, Miami Heat’in yolunu tuttu. Muhtemelen de Phoenix Suns’ın Zoran’ı almasının en büyük nedenlerinden biri de Goran’ın takımda olmasıydı. Takasta bildiğiniz üzere, her zaman iyi olan oyuncuyu almak, ‘’bozuklukları bütünlemek’’ iyidir. Miami Heat de bunu yaparak önemli bir iş gerçekleştirdi. Miami Heat’in LeBron James ayrıldıktan sonra kurduğu kadroya, alan açan, kendi skorunu yaratan bir isme daha ihtiyacı olduğu açıktı. Evet, guard pozisyonunda oynayan Mario Chalmers geçtiğimiz yıllarda bir üçlük tehdidi olduğunu kanıtladı. Fakat malumunuz o takımla bu takım arasında küçük bir fark var; LeBron James… LeBron, Bosh ve Wade’li takımda savunmanın Mario Chalmers’a konsantre olması başka, LeBron’suz versiyonda ise bambaşka oluyor. Rakamlarla anlatacak olursak; Mario Chalmers üçlük çizgisinden; 2011-12 sezonunda % 38, 2012-13 sezonunda %40, 201314 sezonunda ise %38’le üçlük attı. Çok iyi olmasa da Heat için bu rakam yeterliydi… Bu sezon ise şu ana kadar %28’le üçlük atıyor. Saha içi isabetine baktığımızda; 2011-12 sezonu %44, 2012-13 sezonu %42, 2013-2014 sezonu %45. Yine bu sezona baktığımızda bu rakam %39’a kadar düşmüş durumda. Kısacası LeBron’lu Chalmers ile LeBron’suz Chalmers arasındaki

fark bu kadarken, Miami Heat’in Goran Dragic gibi, kendini şutunu yaratabilen, potaya penetre eden, oyunu yönlendiren ve üçlük çizgisinin gerisinden şut tehdidi olan bir oyuncuya ihtiyacı vardı, nitekim aldılar da… Dragic’in Miami Heat’e nasıl bir etkisi olur konusuna gelirsek, bu takas yazısını gerçekleştiği gece yazsaydım, Miami Heat’in Doğu’da final adaylarından biri olduğunu söyleyebilirdim. Ancak şu anda bunları söyleyemiyorum çünkü

Chris Bosh’ın ortaya çıkan sağlık problemi gerçekten de can sıkıcı. Bunun can sıkıcı olmasının nedeni takımın kötü gideceği açısından değil direkt Chris Bosh’la ilgili ve önemli bir sağlık sıkıntısı yaşaması. Yıldız oyuncunun akciğerinden kan pıhtısı oluştuğu ve sezonun geri kalanında yer alamayacağı söyleniyor. Neyse ki önemli olan haberi de Heat’in koçu Eric Spoelstra verdi ve Bosh’un hayati tehlikesinin olmadığını söyledi. Umarım kısa sürede ayağa


kalkarak yeniden eski sağlığına kavuşur. Takasla ilgili Miami Heat açısından bakarsak, evet Dragic önemli bir hamle ama Bosh olmadan önleri çok da açık değil.

PhoenIx

Phoenix Suns tarafına geçersek. Girişte de söylediğim gibi Suns gibi gerçekten de güzel bir hikaye yazan takımın bozulmasına üzüldüm. Ama yapacak bir şey yok bu sonuçta bir iş. Hem sezonun

Chris Bosh’ın o r taya çı k a n sağlık problemİ gerçekten de c a n s ı k ıcı

bitmesine çok az bir süre kala (yani Dragic’in kontratının bitmesine) oldukça önemli parçalar almayı başardılar. Öncelikle Danny Granger’la başlayalım. Suns’ın zaten bir kanat oyuncusuna ihtiyacı vardı. Granger’ı sezon içerisinde önemli bir şekilde kullanabilirler. Ve Granger da yeniden bir yükselişe çıkabilir. Neden diye sorarsanız Phoenix Suns’ın geçtiğimiz sezondan beri parlatıp, yükselişe çıkardığı adamlara bakın derim; Gerald Green, Channing Frye, Mason Plumlee, PJ Tucker, hatta Eric Bledsoe ve Goran Dragic de dahil… Bunların tamamı da Suns’a geldikten sonra çok acayip bir yükseliş yaşadılar. Granger da onlardan biri olabilir. Üstüne iki tane de ilk tur biri korumalı draft hakkı aldılar ki ikisi de oldukça önemli iş yapabilir. Tabii 2017 ve 2021’de Miami Heat’in nasıl bir takım olacağını kestiremiyoruz. Ancak sezon sonu kontratı bitecek bir oyuncu karşılığında iki ilk tur iyi iş diyebilirim.

New Orleans

Bildiğiniz üzere bu takas üçlüydü ve New Orleans Pelicans da kadrosuna Norris Cole, Shawne Williams, Justin Hamilton’ı kattı. Burada da önemli olan isim Norris Cole. New Orleans Pelicans’ın Jrue


Holiday’in arkasına güvenebileceği bir guard alması gerekiyordu. Zaten Cole da geçtiğimiz sezonlarda kenardan gelerek ne kadar iyi iş yaptığını göstermişti. Evet, Mario Chalmers konusunda olduğu gibi Miami Heat’te oynamasının avantajı elbet vardır, ancak Norris Cole’un enerji getirme, topla penetre etme gibi farklı dinamikleri de mevcut. Bu getirecekleri de New Orleans Pelicans’a iyi katkı sağlayacaktır. Miami: 4/5 Phoenix: 3/5 New Orleans: 3/5

Denver – PhIl adelphIa

Hangi takım kimi aldı: Denver > Cenk Akyol’un hakları / Philadelphia > McGee + Chu Chu Maduabum hakları + 1. tur (OKC picki, 2015’te ilk 18, 2016 ve 2017’de ilk 15 korumalı) Takas döneminin son gününde çıldıran Philadelphia 76’ers arada Denver Nuggets’la da takasa girdi. Bu takasın kısa vadede saha içine yansıyacak bir durumu yok. Tamamen gelecek planlarıyla ilgili. Denver Nuggets’ın amacı JaVale McGee’den kurtulmaktı onu başardı. Philadelphia’nın ise önünde yeniden

yapılanmak için birkaç sezonu olduğu için McGee’nin 2015-2016’da bitecek 12 milyon dolarlık kontratıyla Salary cap’te yer açmak. Ve tabii aradan bir tane de draft hakkı koparmayı başardılar. Philadelphia 76’ers şu anda tam olarak 17 tane draft hakkı var. Evet yanlış okumadınız tam 17 tane. Sizin de varsa bir draft hakkınız Philadelphia almış olabilir. Ve bu haklarla önemli takaslar yapıp aralarından iyi oyuncu da bulabilirler. Çünkü 17 tane! Sen, ben seçsek 17 tane oyuncu üç-dört

tane yıldız oyuncu buluruz. Kısacası Philadephia şu anda topluyor ve bunları ileride kullanarak yeniden rekabetçi bir takım oluşturmak isteyecektir. Denver Nuggets’ın ise tek amacı yeni bir başlangıç için fazlalıklardan kurtulmaktı ilk olarak JaVale McGee’yi yolladılar. Bu arada bizi ilgilendiren kısım da Cenk Akyol bir kez daha takas oldu. Denver: 2/5 Philadelphia: 3/5


TAKASLAR 2 0 1 5


TAKASLAR 2 0 1 5

Denver - Portland

Hangİ takım kİmİ aldı: Denver > Barton + Claver + Robinson + 1. tur (2016-2017 lotarya korumalı, 2017’den sonra iki tane ikinci tura dönüşüyor) / Portland > Afflalo + Gee Portl and

Portland’ın bu takas döneminde bir hamle yapmasını herkes bekliyordu, çünkü takım sezona kendi çapında bomba gibi girse de; özellikle bench yoksunluğu yüzünden ciddi süreler almak zorunda kalan ilk beşin yorgunlukları ortaya çıkmaya başlayınca, özellikle Aralık ayı ile birlikte takımda bir düşüş başlamıştı. Benchte belki de işe yarar tek adam olan Kaman’ın da Lopez’in sakatlığı sonrası ilk beşe yerleşmesi, Portland benchini haybeye koltuk ısıtan adamlar topluluğuna dönüştürdü. Tam bu noktada Afflalo’nun alınması muazzam bir hamle oldu. Geçen sezon Orlando’da neredeyse All-Star ayarında oynayan Afflalo, bu sene de yine belirli bir seviyenin üzerinde katkı vermeyi başardı. İyi bir savunmacı ve iyi bir şutör; bu özellikleriyle Wes Matthews’ı andırsa da, 2-3 numaraları yedekleyebilmesi ve benchten gelmeyi sorun etmeyen uyumlu yapısıyla, Portland’a önemli katkı sağlayacaktır. Tabi koç Terry Stotts için de Batum’un 4, Aldridge’in 5 numara oynayacağı tempolu bir kısa beşe dönme fırsatını da sağlayacak. Portland için bu takasın bir diğer iyi tarafı da neredeyse 1. Tur hakkı dışında kayda değer bir şey vermeden Afflalo’yu alabilmiş olmak. Bu noktada gelecek vadeden CJ McCollum’un tutulması çok değerli bir hamle. Sezon sonunda Aldridge, Matthews ve Lopez’in kontratları sona erecek, dolayı-

sıyla Portland için hedef yine en az Batı Yarıfinali olmak zorunda. Çünkü yedinci San Antonio ile aralarında sadece 2.5 maç galibiyet farkı varken, normal sezonda da takımın rahatlamak için şansı olmayacak, dolayısıyla ilk turdan çizik almadan çıkmak çok önemli.

Denver

“Bu sezonun en dağınık takımı kim?” diye sorsalar kesin Denver derim. Brian Shaw’ı getirip bir sistem değişikliği yapmaya çalıştılar beceremediler. Bu seneye yine playoff amacıyla başladılar, beceremediler,


bir NBA takımının kalmak isteyeceği son yer olan “Ne playoff ne lotarya” alanına sıkışıp kaldılar. Bu takas döneminde Chandler, Gallinar, Faried dahil herkesi gönderip tamamen lotaryaya odaklanmaları bekleniyordu, sadece Afflalo’yu gönderebildiler. Onu da karşılığında neredey-

se sadece 1. Tur hakkı alarak. Aldıkları üç oyuncu da Denver’ın şu halinde takımda iyi kötü yer bulabilirler ama gelecek sezon kadroda kalmaları için hiçbir sebep yok. Tabi insan Thomas Robinson için üzülüyor; büyük umutlarla beşinci sırada seçildiği ligde üç sezonda dört takım de-

ğiştirdi. Denver sonrası yapacağı kontrat NBA kariyeri için son şansı olabilir, çünkü hakikatten acımıyorlar artık. Portland: 4/5 Denver: 2/5


TAKASLAR 2 0 1 5

Minnesota Brooklyn

Hangİ takım kİmİ aldı: Minnesota > Garnett / Brooklyn > Young MInnesota

Takası değerlendirmeden önce şunu bir söylemek lazım, NBA’e 2000’lerin başında başlayan nesil için Garnett’i bir daha Minnesota formasıyla izleyecek olmak muazzam bir olay. 2003-2006 arası Spurs forması giyen bir Duncan’la, Minnesota forması giyen bir Garnett’i birbirilerini savunurken izlemek, genç uzun oyuncular için televizyondan açık öğretim dersi izlemek gibiydi. Şimdi 2015 senesinde elbette mücadele olarak aynı tadı vermeyecek ama bu iki ismi o formalarla tekrar karşı karşıya izlemek bile şimdiden insanı heyecanlandırıyor. Sportif açıdan değerlendirirsek tabi ki takasın Minnesota için pek mantıklı bir tarafı yok. Thad Young gibi, iyi bir takımda iyi bir tamamlayıcı olabilecek bir oyuncuyu Garnett nostaljisi için verdiler. Yine de Flip Saunders’ın bu seneyi ve muhtemelen bir sonraki seneyi hedeflemediğini biliyoruz, muhtemelen bu iki sene Wiggins’in iyice pişmesini bekleyip, ufak hamlelerle takımı onun etrafında kuracaklar. Bence Minnesota için asıl kritik isim Atlanta’dan gelen Adreian Payne olacak, dış şutu olan, ilginç bir 4 numara. Bu sezon muhtemelen Garnett’le dakikaları paylaşacaklar, iki-üç bir şey öğrenirse ileride gayet faydalı olabilir.

Brooklyn

Nets belki de dört aydan beri Brook Lopez takası söylentileri ile çalkalanırken, ilginç bir şekilde takas döneminden karlı çıkmayı başardı. Minnesota’nın birden kabaran Garnett sevgisi karşısında, Thad Young’ı kapmayı başararak, yaralı olan bir bölgeye

çok iyi bir müdahele yapmayı başardılar. Young hem Lopez’le hem de Plumlee ile uyumlu oynayabilecek bir isim; özellikle Teletovic’in talihsiz rahatsızlığı sonucu dış şut atan uzun eksikliğine de ilaç gibi gelecektir. Brooklyn için asıl problem tabi hala

Deron Williams. Çünkü Young eklemesi ile kadro olarak Charlotte’tan bir adım öne geçtiler ve playoff için avantajlı bir konuma geldiler ama Williams tam o gerekn katkıyı sağlayabilecek mi, bu çok kritik. Doğu’nun leş gibi olduğu bu sezonda, ellerine böyle bir playoff şansı geçmişken,


sonuna kadar kullanmalılar. Ayrıca, Brook Lopez’in “Ben hiçbir zaman takasımı istemedim” açıklaması da kulüp ve taraftarlar tarafından da övgüyle karşılandı, dolayısıyla orada da sular durulacaktır. Minnesota: 1/5. (Nostalji 5/5) Brooklyn: 4/5


TAKASLAR 2 0 1 5

Detroit - Boston

Hangİ takım kİmİ aldı: Detroit > Prince / Boston > Jerebko + Datome DetroIt

Bir nostalji hareketi de Detroit’ten geldi. 6 yıl üst üste Doğu Finali’ne kalan ve şampiyonluk gören ekibin en önemli parçalarından Tayshaun Prince, karşılığında neredeyse hiçbir şey verilmeden Detroit’e geri geldi. Tabi Stan Van Gundy’nin Prince’le ne yapacağı meçhul, yaşını başını almış bir oyuncu ve her maç katkı vermesi tabii ki mümkün değil. Bir yandan 3 numaradaki diğer seçeneğin Caron Butler olması da insanı düşündürüyor. Çünkü ikisinin yaş toplamları 68 ediyor ve Reggie Jackson hamlesinden anladığım kadarıyla Stan Van Gundy’nin düşündüğü tempoya pek uyacak isimler değiller. Yine de Prince’in biten kontratı, diğer iki oyuncunun biten kontratlarından biraz daha fazla olduğu için, Monroe’nun kontratını uzatacakları zaman ellerini biraz daha rahatlatan bir hamle oldu.

Boston

Yani, şimdi Boston açısından şu takası konuşmak yerine Tostçu Mehmet’in sucukyumurta-kaşarlı tostunu konuşmak daha mantıklı. Biten bir kontrat verip, biten iki tane kontrat aldılar. Ainge, “Hem Jerebko, hem de Datome’nin neler yapacağını görmek istiyoruz” dese de, muhtemelen sezon sonu ikisi de Avrupa’ya döner gibi duruyor. Yine de Jerebko dış şutu olan bir uzun olarak, Sullinger-Zeller-Olynyk arkasında dördüncü uzun olarak yer bulabilir. Fakat maaş toplamının 1 milyon azalması dışında çok önemli bir takas olmadı. Detroit: 3/5 Boston: 2/5



TAKASLAR 2 0 1 5

Milwaukee Phoenix Philadelphia

Hangİ takım kİmİ aldı: Milwaukee > Carter-Williams + Miles Plumlee + Tyler Ennis / Phoenix > Brandon Knight + Kendall Marshall / Philadelphia > Lakers’ın 1. tur hakkı (2015’te ilk 5, 2016’da ilk 3 korumalı) MIlwaukee

Perşembe gününü şenlendiren en önemli haberlerden biri Knight’ın takas edilmesi oldu. Jennings karşılığında takas edildikten sonra bu sene kariyer sezonunu geçiren ve neredeyse herkes tarafından All-Star seviyesinde görülen Knight, ilginç bir şekilde Phoenix’in yolunu tuttu. Aslında Knight’ın gittiği bir takası Milwaukee için olumlu bulmak zordu ama gelen isim bence Milwaukee için çok mantıklı bir isim oldu. Yine çoğu kişinin anlayamadığı şekilde Carter-Williams Milwaukee’nin yolunu tuttu. Şimdi iki oyuncuyu karşılaştırırsak, Knight kesinlikle daha iyi şutör ve skorer ama Carter-Williams kesinlikle daha iyi bir dağıtıcı. Ben Kidd’in CarterWilliams’ı özellikle bu yüzden istediğini düşünmekteyim. Seneye Jabari Parker’ın da döneceği ve kadroda ona da daha sağlam bir yer açılacağı düşünülürse, Knight gibi topu kullandıkça etkili olan bir isim yerine Carter-Williams gibi topu paylaştıkça etkili olan bir ismin kadroda olması daha mantıklı. Bir de Kidd’in bir başka fetişi olan uzun kollu oyuncular listesine bir isim daha eklenmiş oldu Milwaukee’de. Takasın son artısı da Knight ve CarterWilliams aynı yaşta olmalarına rağmen,

Carter-Williams’ın çaylak kontratının bitmesine henüz iki sene var ve özellikle iki sene sonra ilk beşin üç ismi; CarterWilliams, Antetokoumpo ve Parker henüz çaylak kontratındayken iki free agent’a maksimum kontrat verecek konuma gelecekler. İnce ama zarif bir hamle.

PhoenIx

Phoenix’in sezon başı çok büyük tantanayla, çok büyük bir buluşmuş gibi anlattığı 3 PG’li sistem daha sezonun yarısına

gelmeden iflas etti. Geçen sezonun en çok gelişme gösteren oyuncusu Goran Dragic bir anda bidona dönüşürken, Bledsoe iyi kötü bir şeyler yapmaya çalışarak takımı taşırken, Isaiah Thomas da ne yapacağını bilmiyormuş gibi duruyordu. Phoenix yol yakınken yeniden 2 PG’li sisteme geçmeyi tercih etti ve küskün Dragic’in yerine Brandon Knight’ı almayı başardılar. Aslında benzer performanslara sahip iki oyuncudan bahsediyoruz ama Dragic’in geçtiğimiz sezon takımı nasıl sırtına aldı-


ğını herkes hatırlıyor, Knight’tan öyle bir performans beklemek şu anda hayalcilik olur biraz. Yine de Dragic’in kalmayacağı netleştikten sonra alabilecekleri en iyi ismi aldılar. Ayrıca Knight’ın beş yaş daha genç olması da önemli bir nokta. Yine de bir anda çok fazla oyuncu gönderip, çok fazla oyuncu aldılar ve bu oyuncuların sisteme uyup uyamayacağı hala muamma. Hornacek’in şu anda yapması gereken, OKC de takımı güçlendirmişken sırtını Knight-Bledsoe ikilisine bağlayıp takımı

bir şekilde playoff’a sokmak olmalı

PhIl adelphIa

Birinin çok acil Sam Hinkie’yi durdurması lazım. Camına taş mı atılır, lise çıkışı sopa mı çekilir ne yapılır bilmiyorum ama adam elinde ne varsa pick göndermeye çalışıyor ve artık iş şakasını yapılacak kıvamı da geçti. Tamam, Philly’nin aldığı pick çok değerli ama ya zaten CarterWilliams’ı seçeli 2 sene olmamış, takımda neredeyse herkes çaylak kontratında, daha

hala pick kovalama uğraşında Hinkie. Napacaksın kundaktaki bebeyi mi alacaksın takıma? Bilmiyorum ama bence Hinkie tamamen kendini kaybetmiş durumda, muhtemelen de sezon sonu postalanır gibi geliyor. Milwaukee: 4/5 Phoenix: 2/5 Philadelphia: 1/5


TAKASLAR 2 0 1 5

Philadelphia Houston

Hangİ takım kİmİ aldı: Philadelphia > Isaiah Canaan + 2. tur / Houston > KJ McDaniels PhIl adelphIa

Bir takas önce yazdıklarımın üstüne bu takas iyi denk geldi. Hinkie’nin denyoluğu aynen devam etti burada da. Ya kardeşim, KJ McDaniels senin belki de bu sene en çok heyecan veren oyuncun, belki bir sene daha elinde tutsan seneye 1. Tur veren bile çıkacak, yok ikinci tur veren çıkınca şuuru gitti Hinkie’nin. Canaan tamam süre aldığı zaman iyi işler yaptı, muhtemelen Philly’de de sırıtmayacak ama KJ McDaniels gibi bir potansiyeli göndermeye değer miydi yani?

Houston

Morey çok şahane bir hamle yaptı diyebiliriz. Çok ucuza, benchten takıma hareket ve enerji getirebilecek, uzun vadede de düşünülebilecek genç bir oyuncuyu aldılar. Prigioni-Terry-Brewer gibi kaşar isimlerin kısa yedeği olduğu Houston da, McDaniels Philly’de oynadığı oyunun yarısını bile oynasa ciddi fark yaratacaktır. Philadelphia: 1/5 Houston: 5/5



TAKASLAR 2 0 1 5

New York Houston

Hangİ takım kİmİ aldı: New York > Shved + 2 tane 2. tur / Houston > Prigioni New York

Deadline’ın en sıkıcı takası buydu kesinlikle. Knicks taraftarları biraz daha ses getiren bir hamle bekliyordu ama P-Jax zaten yeterince karışık olan Knicks ortamını daha çok karıştırmamak için böyle sade bir hamle yapmayı tercih etti. Yine de Prigioni’ye karşılık iki tane ikinci tur almak başarılı bir hamle. Shved de New York’un bu leş kadrosunda sezon sonunda kadar kendine yer bulabilir.

Houston

Morey açısından ilginç bir hamle oldu. Prigioni artık inzivaya çekilip eşek avlaması gereken yaşlara gelse de, playoff’ta tecrübesi ve sakinliği ile katkı sağlayabilir. En kötü Shved’den her türlü fazla katkı sağlar yani. New York: 2/5 Houston: 2/5



TAKASLAR 2 0 1 5

Boston - Phoenix

Hangİ takım kİmİ aldı: Boston > Isaiah Thomas / Phoenix > Marcus Thornton + Cleveland’ın 1. tur hakkı Boston

Boston açısından güzel bir takas olduğu kesin. Marcus Thornton gibi vasat bir oyuncuyla, muhtemelen 20-25 arasına düşecek bir pick’i verip, Isaiah Thomas gibi boyu yüzünden her zaman hak ettiği değeri bulamamış iyi bir oyuncuyu almayı başardılar. Bu hamleyi yorumlarken aslında iki yönlü bakmak lazım. Özellikle Rondo takası sonrası, takımın dümeninin Marcus Smart’a verileceği düşünürken, Stevens henüz Smart’ın o seviyede olmadığına karar verdi. Thomas’ın 26 yaşında olduğunu da düşünürsek, Boston sanki seneye playoff’u zorlayacak bir takım oluşturmak peşinde diye düşünebiliriz. Çünkü seneye bir max kontrat verecek kadar boşlukları ve Thomas-Bradley-SullingerOlynyk gibi bir çekirdekleri olacak. Buraya yapılacak iyi bir 3 numara eklemesi, leş bir Doğu konferansında takımı gerçekten playoff seviyesine taşıyabilir.

PhoenIx

“Biz bu işi beceremedik” diyip Thomas’ı göndermeleri tamam ama karşılığında neredeyse anlamlı hiçbir şey almadan gönderdiler. Thornton şu anda New Orleans’ta vaat ettiği oyuncu olmaktan çok uzak bir konumda ve Phoenix’te de önünde Gerald Green olacak. Yani güvenilir bir el olmaktan uzak. Keza aldıkları pick de Cleveland pick’i olduğu için, takıma hemen katkı verecek bir oyuncu almaları daha düşük ihtimalde. Zaten bu takasın asıl ederini belirleyen de o pick’ten nasıl bir oyuncu çıkacağı. Boston: 4/5 Phoenix: 2/5



TAKASLAR 2 0 1 5

Oklahoma CitY Detroit - Utah

Hangİ takım kİmİ aldı: Oklahoma City > Enes Kanter + DJ Augustin + Kyle Singler + Steve Novak / Detroit Pistons > Reggie Jackson / Utah > Kendrick Perkins + Grant Jerrett + Tibor Pleiss hakları + OKC’den 1. tur + Detroit’ten 2017 2.tur DetroIt

Detroit için karlı bir takas olduğunu söylemek mümkün. Reggie Jackson gibi potansiyelli bir oyuncuyu kadrolarına kattılar. Jennings’in sezonu kapatmasının ardından bu bölge onların kanayan yarasıydı. Her ne kadar DJ Augustin ile kısa süreli bir pansuman etkisi yaşasalar da; Playoff yarışında o bölge için ideal bir isim gibi durmuyordu Augustin. Reggie Jackson, sorumluluk aldıkça ve buna bağlı olarak fazla şut kullanabileceği serbest bir ortamda başarılı olma vaadinde bulunan bir oyuncu. Thunder geçmişi buna delalet ediyor zaten. Reggie Jackson mükemmel bir bench oyuncusu değildi Thunder’da. Çünkü bench oyuncusu olmak demek, bazı sınırlandırmalara tabii tutulmak demekti. Ancak fırsat eline ne zaman geçse çok iyi bir ilk 5 oyuncusu olabilme potansiyeline sahip olduğunu gösterdi. Russell Westbrook’un sakatlık dönemlerinde kendinden beklenilenin üzerine çıkan ve onu aratmayacak derecede bir hücum performansı ortaya koyan Reggie Jackson herkesi heyecanlandırmıştı bu dönemlerde. Bu sezon başında Russell Westbrook’un sakatlığına ek olarak Kevin Durant’in de sakatlanmasıyla takımın tüm hücum yükü onun omuzlarına yüklendi ve bu ağırlığın altından bireysel olarak çok iyi kalktı. Westbrook ve Durant olmadan sezonun ilk 13 maçında 20.2 sayı ve 7.8 asist üretmeyi başarmıştı Reggie Jackson. Her ne kadar Detroit bu takas

için Kyle Singler gibi ilk beşlerinin önemli bir ismini gözden çıkarsa da bu Reggie Jackson gibi maximum kontrat alma potansiyeli olan bir oyuncu için gözden çıkarılabilecek bir bedel. Singler’ın boşluğunu da Tayshaun Prince’ı alarak kağıt üstünde doldurdukları düşünülürse(!) bu konuda da bir sıkıntı yaşamayacaklarını düşünüyor olabilirler. Takasın kazananı kesinlikle Detroit Pistons. Her şeyden önce en çok ihtiyaç duydukları parçayı belki de piyasada bulabileceklerinin en iyisiyle doldurdular. Reggie Jackson üçlük yüzdesinde geçen seneye benzer bir tırmanış yakalayabilirse şu sistem içerisinde yerini konsolide edip maximuma yakın veya maximum bir kontrat alabilir. Kısa vadede bu hamle onları Playoff’a taşıyacaktır. Uzun vadede ise geleceklerini teminat altına aldıklarını söyleyebiliriz.

Utah

Utah Jazz, Enes Kanter’e büyük umutlar bağlamıştı. Enes’in bu beklentileri hücum anlamında karşıladığına şüphe yok. Bu sene iyicene geliştirmek için uğraş verdiği şutu onu hücum anlamında bir seviye daha atlamasına yardımcı olacaktır. Ancak aynı şeyleri işin savunma tarafında söylemek mümkün mü? Tabii ki hayır.

Enes, ligin en kötü pota altı savunmacılarından biri haline geldi son dönemde. Özellikle karşısındaki uzun biraz hareketliyse tamamen savunması ‘’berbatlaşıyor’’. Bu savunma problemi Utah’ı Enes’in dakikalarını kısmaya itti ve defansif açıdan Enes’in vaadettiği her şeyin çok çok daha iyisini vaadeden Rudy Gobert şovu Enes’ten çaldı. Gerisi de malumunuz zaten, takasını isteyip Pensilvanya’ya gitti. İlk başlarda Utah’ın Enes karşılığında gelecek vaadeden genç bir oyuncu istemesi bu takasa ilgi duyan takımların elini kolunu bağlamıştı. Bu şartla tok satıcıyı oynama isteği belli olan Jazz yönetimi aradığı teklifi ise Thunder’da buldu. Tibor Pleiss’ın draft haklarını alan Utah Jazz, potansiyel olarak Enes’ten daha komple bir oyuncu olan bir genç oyuncuya kavuşmuş oldu(?). Gerçi Pleiss ne zaman NBA’e gelecek orası soru işareti, bu da bu yatırımın vadesini biraz daha uzatan bir etken olarak karşımıza çıkıyor. Takasın Jazz için diğer bir artısı ise Steve Novak’in gelecek sezon da devam edecek olan kontratından kurtulunması, bu salary cap açısından rahatlama yaratacak. Son dönemlerde yürümek için bastona; basketbol oynamak içinse yeni bir beyine ihtiyaç duyan Thunder’ın ruhani lideri Kendrick Perkins’in kontratı muhteme-


len buyout edilip serbest bırakılacak. Bu açıdan sportif anlamda Utah’a katkısını tartışmak gereksiz.

Okl ahoma

Oklahoma City’nin bağnazlık derecesindeki muhafazakar yapısı Thunder’a da sirayet eden bir olgu, hem de her anlamda! Bu denli muhafazar bir kentin, ‘’bu denli’’ basketbol anlamında muhafazakar kararlar veren takımının ‘’bu denli’’ takas piyasasında etkin olması bir bakıma ‘’ironik’’. Oklahoma City Thunder an itibariyle kendi çıkardığı fırtınada boğulmama mücadelesi veriyor. Playoff sıralamasına bakan her insanın gördüğü bu durum GM Sam Presti dahilinde tüm takımı etkilemiş durumda. Her ne kadar Reggie Jackson, takasını kendisi istese de Presti’nin agresif olarak bir anlaşma arayışı ve oportünist yaklaşımı kulübün geneline yayılmış olan paniğin bir göstergesi. Aldıkları oyunculardan en çok ön plana çıkan oyuncu hiç kuşkusuz Enes Kanter. Üstte belirttiğimiz gibi defoları mevcut ve bunları iyileştirme konusunda lige girdiği andan itibaren pek bir gelişme kaydetmedi. İşin kötüsü, gelişme kaydetmeyi istediği bile şüpheli. En azından siyasal alandaki agresifliğinin yarısını savunma konusunda gösterse bugün Enes Kanter’in

ne kadar mükemmel bir oyuncu olduğunu konuşuyor olacaktık. Her neyse, şans onun yüzüne gülmüş olabilir. Oyuncu gelişimi açısından belki de ligin en kalifiye takımlarından birine geldi. Personal trainerlık ve abilik meziyetleri dışında bir artısı olmayan Scott Brooks’un onu, gelişimi konusunda motive edebileceğini söylemek yanlış olmaz. Savunma defoları haricinde, hücumsal anlamda Thunder’a yıllar sonra o bölgede bir etkinlik kazandıracaktır Enes. 2012’de finali kaybetmelerinin sebebi olan pota altından skor üretememe hastalığının ilacı o olabilir. DJ Augustin konusu ise biraz karışık. Kariyerinin hiçbir döneminde hiçbir şekilde bench oyuncusu olmakla ilgilenmemiş, ne zaman bench rolü üstlense yüzüne gözüne bulaştırmış bir oyuncu DJ Augustin. Geçen sene Derrick Rose’un sakatlığı sonrası Chicago’nun ona teklif götürmesi ‘’denize düşen yılana sarılır’’ hamlesi olarak göze çarpsa da iyi sonuç vermişti. DJ Augustin NBA’de kalmak için son şansını iyi değerlendirip Detroit’ten kontratı almıştı. Jennings’in yokluğunda da iyi işler çıkarıyordu ama kaderin cilvesi, yerinin en sağlam gözüktüğü anda takas oldu. DJ Augustin bench oyuncusu olmayı hazmedebilirse Thunder’da başarılı olacaktır. Ancak hala o mental

olarak düştüğü araf’ta ise bu hikayenin sonu onun için hüzünlü biter. Steve Novak kısmı ise daha da karışık! Her şeyden önce mükemmel bir şutör. Ancak... Şut atmak dışında iyi yapmayı becerebildiği hiçbir şey yok. Scott Brooks’un bu tipteki yan parça olamayacak kalitedeki yan parçalara verdiği ehemmiyeti bilmesem(Andre Roberson, Derek Fisher) kenarda havlu sallamaktan başka bir iş yapmayacağını söyleyebilirdim Novak’ın. Ama muhtemelen Brooks ondan faydalanmaya çalışıp takımın Playoff şansının anasını ağlatmaya devam edecektir. Thunder’ı da Detroit kadar olmasa da kazançlı olarak değerlendirmek mümkün, güzel bir bench derinliği yakaladılar. Örneğin, kendisinden pek bahsetmediğimiz Kyle Singler, Andre Roberson gibi basketbol özürlü birisinden sonra o bölge için Michael Jordan etkisi yaratacaktır. Şutör, iyi savunmacı. İlk beşe yerleşmemesi için bir sebep yok. Enes Kanter, pota altında hücum kısmında önemli bir silah vs vs. Ancak koçunuz Scott Brooks ise bu tarz kazançlı göründüğünüz işlerin altında ezilmeniz pek ala mümkün. Detroit: 5/5 Utah: 2/5 (Pleiss lige geldiği andan itibaren 4/5) Oklahoma: 3.5/5


TAKASLAR 2 0 1 5

Washington Sacramento

Hangİ takım kİmİ aldı: Washington > Ramon Sessions / Sacramento > Andre Miller Wa shIngton

Hakkında yorum yapılması zor olan takaslardan birisi. Şöyle ki; Ramon Sessions’ın Andre Miller’ın arkası dönük post oyunlarından başka bir şey katamadığı Washington sistemine daha fazla uygun olduğunu söylemek mümkün. Nedir peki Sessions’ı bu sisteme uygun kılan? Öncelikle Ramon Sessions ligin en delici oyun kurucularından birisi, bu da ligin belki de en delici point guardı John Wall’ı yedekleme anlamında Andre Miller’ın bir adım önüne koyuyor onu. Peki nedir Sessions’ın durumunu bu kadar karmaşık hale getiren? Söyleyelim, rezalet bir şutör ve 27 yaşına gelmesine rağmen bir türlü o ‘’iyi oyuncu’’ mental eşiğini aşamamış olması. Rezalet şut atması, zaten halihazırda ikinci beş için spacing açısından sıkıntılı anlar yaşayan Wizards’ın problemini kompanse edemeyecek hatta daha da büyütecek. En azından bu noktada, Andre Miller’ın sırtı dönük oyununun her ne kadar Wizards oyununu durağanlaştırsa da ekstradan bir silah olarak spacing kitlenmelerinde yardımcı olabiliyordu. Ancak onun da yaşının kemale ermesi(39 yaşında) yeteneklerinin erozyona uğramasına sebebiyet verdi. Her ne kadar, aksayan bir parça olarak gözükse de takıma abilik etme noktasında önemli bir görev üstleniyordu tıpkı takımın diğer veteranları(Pierce, Nene) gibi.

Sacr amento

Sacramento Kings cephesinde ise, belki de NBA’de en çok Andre Miller’la çalışmış koç olan George Karl’ın bu takası istemiş olma ihtimali yüksek. Her şeyden önce Andre Miller’la birbirlerini çok iyi tanıyan

Koç Karl’ın bu noktada, özellikle takım abiliği kontenjanının boş olması sebebiyle Miller’a başvurmuş olması pek sürpriz değil. Miller’a başvurmayacaktı da kime başvuracaktı hem? Uğur Boral’a mı? Miller’ın sportif açıdan katacağı etkiden çok; Cousins, McLemore gibi oyunculara mentörlük yapması daha önemli. Sessions’ın

bu sezon, Collison’ın arkasında pek bir varlık gösterememesi ve Kings’in de başarısızlıklarla dolu son dönemleri göz önüne alındığında back-up PG’den beklentileri pek fazla değil. Bu da Miller’ın işini kolaylaştıran etkenlerden bir tanesi. Bu takas belki de iki taraf açısından da iyi oldu. Washington her gece en azından


20 dakika da olsa oynayabilecek bir oyun kurucu aldı, Sacramento ise takıma abilik edebilecek; Cousins azıttığında ona dur diyebilecek bir isme sahip oldu. Washington Wizards 3/5 Sacramento Kings 2.5/5


Kapalı kutu: Beşİktaş

Sezona beklenENden daha İyİ başlamasına rağmen 2 ayda dİbİ görmeyİ başaran Beşİktaş İntegral Forex’te neler oluyor? Şubenİn başlıca


Kapalı kutu Beşiktaş sorunu ne? Çözüm İçİn hangİ adımlar gerekİyor? Adeta kapalı bİr kutu olan Sİyah-Beyazlılar’ı sİzİn İçİn İnceledİk. YAZI: alİ konavİc


Kapalı kutu: Beşİktaş

eşiktaş, Türkiye’nin en büyük 3 spor kulübünden biri. Ancak son 20 yılda özellikle amatör şubelerde yaşadığı istikrar problemi Beşiktaş’ı taraftarının beklediği çizgiden uzakta tutuyor. Bu amatör şubelerin başında ise hiç şüphesiz basketbol geliyor. Beşiktaş basketbol şubesi Türk basketbolunun en büyük yapbozlarından biri. Öyle ki bu yapı Beşiktaş ne kadar başarılı olursa olsun hiç değişmiyor. Beşiktaş’ın geçtiğimiz yıllarda Ergin Ataman idaresinde kazandığı şampiyonluk

oldukça dikkat çekici olsa da kulüp yaşadığı maddi sorunlardan ötürü bu başarılı yapıyı destekleyemedi. Beşiktaş’ın “feda” adı altında şampiyon takımı dağıtması ve takip eden sezonda Erman Kunter’den beklediği katkıyı alamaması şubeyi yeni bir kaosa sürükledi. Beşiktaş için kaos demek camianın çocuklarının işbaşı yapması demektir. Ben her ne kadar bunu desteklesem de Beşiktaş’ta bu denklem hiç değişmemiştir. Velhasıl kelam kaos içindeki şube “en azından idare eder” mantığıyla Ahmet Kandemir’e teslim edilmişti. Fakat problemler henüz

imzayla başlamıştı. Bazılarına göre Ahmet Kandemir Beşiktaş profilindeki bir takımı çalıştıracak kapasitede değildi zaten Beşiktaş kariyeri boyunca peşini bırakmayan sorun bu olmuştu. Bana kalırsa Kandemir dönemi şubenin yaşadığı diğer zorlu dönemlerle kıyaslandığında çok da kötü sayılmazdı ancak bahsetmiş olduğum karizma problemi Kandemir’i hep zorladı. Taraftarın zihninde kredisinin oldukça düşük olmasına sebep oldu. Bu durum zamanla Ahmet Kandemir’i taraftara karşı kışkırttı. En ufak başarısızlık ortamı yeni bir kaosu beraberinde getirdi. Özetle Kandemir’in Beşiktaş’ta



Kapalı kutu: Beşİktaş


kalıcı olması için sürekli bir başarı ortamına ihtiyacı vardı. Ancak bu elbette ütopik bir durumdu. Kendisinden önceki koç Kunter’e yönelik yaptığı bir takım eleştiriler de peşini bırakmıyordu. Kunter’in transfer politikasını eleştiren Kandemir, Lofton, Bajramovic, Buckman gibi tartışmaya açık isimlerle bir yapılanma düşününce yeni sezon başlamadan eleştiri oklarını üstüne çekmişti ancak bence bu şartlar altında yapılabilecek en iyi işlerden birini yaptı ve zorlu bir Playoff maçında Galatasaray’a karşı sürpriz bir deplasman galibiyeti aldı. Eğer Akatlar’da Galatasaray’ı eleseydi belki de Beşiktaş finale kadar yürüyecek ve Kandemir’in BJK kariyeri farklı şekillenecekti. Zira İpekçi deplasmanında oynattığı çok akıllı transation oyunu hala hak ettiği övgüyü alamayan bir coaching başarısıydı. Ancak bu Beşiktaş’ın şampiyonluğa oynaması mümkün değildi. İşte bu noktada Kandemir ile taraftar arasındaki ilişki bir miktar daha gerildi. Eurocup sezonu da iyi başlamasına rağmen hayal kırıklığıyla noktalanınca Kandemir ilk sezonunda sınıfı geçemedi. Fakat şartlar itibariyle yeni bir koça yönelmek mantıklı değildi ve Kandemir takımın başında kaldı. Yönetim ikinci sezon için bu duruma kendince mantıklı bir çözüm getirdi. Camianın güvendiği isimlerden Yiğiter Uluğ şubenin birinci adamı haline getirildi. Fakat taraftar bir hayal kırıklığını da ondan yana yaşayacaktı. Yiğiter Uluğ göreve gelirken Beşiktaş’ın büyüklüğünden ve makul hedeflerden bahsetti. Ancak sezonun ilerleyen kısmında gelen mağlubiyetler onun söylemlerini değiştirdi, büyük bir takım için kabul edilemez bir söylem olan “anca bu kadar” mantığı dillendirmeye başlandı. Ancak Uluğ’nun kredisi Kandemir’e oranla elbette daha yüksekti. Doğrusu takımın içinde bulunduğu durumda Kandemir’in payı daha büyüktü. Ve en nihayetinde bileti kesilen Kandemir oldu. Bu gecikmiş ve yerinde bir hamleydi. Daha evvel söylediğim gibi Kandemir’i itibarsızlaştırmak ve haddinden fazla eleştirmek doğru bir yaklaşım olmaz. Ancak son 2-3 aylık süreçte Kandemir bunu kendi kendine yaptı zaten. Büyük camialarda istifa her zaman cepte tutulması gereken bir opsiyondur. Kandemir bu opsiyonu unuttu. Hatta yönetimin de ilgisizliğinden faydalanarak işi lüzumsuz bir inada bindirdi. 3 ay önce istifa etmesi gerekirken “3 aydır paramı alamıyorum” diyerek yanlış bir çıkış


Kapalı kutu: Beşİktaş

yaptı. “Hem koçluğu hem de kulüp üyeliğini bırakacağım” çıkışı da hatalıydı. Uluğ’nun vizyonsuz söylemi de tuz biber oldu. Bu ikili 2 aylık krizi ciddi manada başarısız bir şekilde yönetti. Bunu net bir biçimde ifade etmek lazım. Ancak Kandemir’i göndermek sorunları çözdü mü? Hayır. Aksine biriken sorunlar, sorunu çözmesini beklediğimiz yeni koç adaylarının gözünü korkutmaya devam ediyor.

Sorunlar sarmalı 1- Maddiyat

Beşiktaş’ın maddi problemleri Demirören döneminden itibaren çözümsüzlük boyutuna ulaştı. Kulübün kalbi futbol olduğundan asıl kesintiler amatör şubelerden yapıldı. Futbol şubesinde durum düzelmeye başladı ancak basketbol şubesi hala bir darboğaz içinde. Her ne kadar Integral Forex ile yapılan sponsorluk anlaşması BJK’nin elini bir miktar güçlendirse de Beşiktaş’ın hala Efes, Fener hatta Daçka ile yarışabilecek bir bütçesi yok. Ve en azından kısa vadede bu tarz bir kaynak sağlanabilecek gibi gözükmüyor. Yeni gelecek koçun elini kolunu bağlayacak temel unsur bu. Beşiktaş’ın iddialı bir duruma gelmek için birkaç oyuncuyu gönderip bazı yeni isimleri alması gerekiyor fakat bu öyle kolay olacak gibi görünmüyor. Milangaz tarzı önemli bir sponsor bulunmadıkça 10-15 milyon bütçeli bir takım kurmak imkansız gibi. Ve bu şartlar altında da Bartzokas gibi koçlara “gel, çalıştır” demek zor. Nitekim çalışmazlar da.

2- Vizyon

Beşiktaş basketbol şubesinin en temel problemlerinden biri vizyon. Taraftarın şampiyonluk hevesiyle yönetimlerin şubeye bakış açısı genelde uyuşmuyor. Yönetim kendi perspektifine uygun bir koç getiriyor ve şubeyi “idare eder” konumda tutmaya çalışıyor. Bu da genelde taraftarla takım arasında bir kopukluk yaratıyor. Son yıllarda bunu sadece Ergin Ataman’ın liderliğiyle aşabildi Beşiktaş. Onun taraftarla uyuşan “büyük takım” vizyonu ile Sinan Erdem’de seyirci rekoru kırıldı. İlgi tavan yaptı. Takım 3 kupayla muhteşem bir sezon geçirdi. Ancak o yaz yönetimin vizyonu devreye girdi. Bu aslında 1. maddeyle de çokça alakalı fakat yine de basketbol tamamen bütçeyle alakalı bir şey değil. Ve eğer bütçeden şikayet ediyorsanız o


lambo Huracán

ufak parayı Tunçeri’ye, Bajramovic’e değil yeni bir Broekhoff’a yatırmalısınız. İşte o zaman başarısız olursanız sebep olarak maddiyatı gösterebilirsiniz. Aksi takdirde size “vizyonsuz” demekten geri kalmaz taraftar. Yönetim de, idareci de, Ataman sonrası koçlar da ne yazık ki bu nitelemeyi hak ediyor.

3- Rekabet

-SHuracan akıllı ve medeni bir otomobil. Teknik yetenekleri ise sektörü eskisinden daha iyi tanımlıyor. Artık karakterini bulma vakti. 600 bg’lik, ortadan motorlu bir İtalyan süper otomobili aklınızı 100 metre öteden alması gerekir. Bu biraz saçma gelebilir ama bu otomobil ancak onu zorladığınızda canlanıyor. Muhteşem bir gündoğumu fotoğrafı çekmek için otoyolda gazlarken, ömrünüzde bulamayacağınız güzellikte bir yola denk geliyorum. Meğer Huracan sınırsız bir yeteneğe, motor, şanzıman ve şasiden oluşan kutsal üçlüye sahipmiş. Barajın kapaklarını açtığınızda 5.2 lt’lik V10 artık çamaşır makinesi sesi çıkarmıyor. Artık ses telleri sonuna kadar açık. Bu otomobil de atmosferik olduğu için gaz tepkileri çok güzel. Araç özgürce ileri atılıyor. Bu motor tam anlamıyla bir güç ünitesi hissi veriyor. İleriye doğru karşı konulmaz bir momentum hissi var. Motor en saf anlamıyla bir güç ünitesi gibi hissettiriyor. Sanki endüstriyel bir makineymiş de, dövülmüş pistonları, bağlantı kolları ve alüminyum-silikon krank milinden nasılsa büyülü bir müzik yayılıyormuş gibi. İkili enjeksiyon sistemi (birisi düşük gaz seviyesinde çalışıyor, diğeri yüksek besleme anlarında devreye giriyor) ve ahlaksız kanatları olan yeni iki kanallı egzoz ise insanı sesin sınırlarının üzerine çıkarıyor. 4000 ile 8500 devirler arasında otomobil Game of Thrones’taki savaş sahnelerinden daha öfkeli. Huracan’ın kesinlikle bir karakteri var. Onun karakteri daha dolambaçlı olması. Onu anlamak sandığımdan daha uzun zaman alıyor. Lambo’nun karakterini, direksiyondaki Anima (İtalyancada ‘ruh’ demek) adını verdikleri bir düğmeden değiştirebiliyorsunuz. Bu düğme gaz tepkisini, denge kontrol sistemini, amortisörleri, şanzımanı, tork akışını (standart halde 30/70 ön/arka dağılıma sahip ama yüzde 100’ünü arkaya aktarabiliyor) Strada, Sport ve Corsa seçenekleri arasındaki dinamik repertuarda değiştirebiliyor. Kalibrasyonu da çok iyi yapılmış. Üstelik Huracan, Aventador’dan daha azimli bir otomobil. Granada dikiz aynamızda kaybolurken, Sport modunda ilerliyoruz. Veleta’ya doğru 40 km yokuş iniyoruz. Dört tekerlekli araç trafiği fazla yok ama

Beşiktaş’ı ayakta tutan şey rekabet kültürü. Beşiktaş taraftarı mutlaka şampiyonluğa oynamak istiyor. Ancak maddiyat ve vizyonsuzluğun birleştiği nokta buna fırsat vermiyor. Bu da az önce bahsettiğimiz kopukluğu yaratıyor. Bu kopukluk da Beşiktaş’ın rekabet şansını tamamen yok ediyor ki bu takımın en iyi oyuncusu genelde taraftarı olmuştur. Bu sezon taraftarın büyük ilgi, alakasına rağmen Beşiktaş’ın rekabet edememesi ise takımın kalitesizliğini net biçimde ortaya koyuyor. Doğrusu kendimi Beşiktaş koçu olarak düşünüyorum da yola sadece Engin, Broekhoff ve JaJuan’la devam ederim. Eğer hedefim şampiyonluk ve Euroleague ise en az 7-8 transfer isterim. Fakat yönetim rekabet edebileceğim bu şartları sağlar mı? Bartzokas’ı inandıramadık. Hatta onun ötesinde Orhun Ene bile bu sorunlar sarmalının içine girmek istemedi. Sorunlar sarmalının yanı sıra Beşiktaş’ın hedefi nedir? Bunu sanırım kimse tam olarak bilmiyor. Taraftar Euroleague diyor ancak bu kadro Eurocup için bile yetersiz ki bu net biçimde gözüktü. Daha gerçekçi bir hedef koyup, Karşıyaka gibi adım adım gitmek direksiyon ve frenler arasındaki iletişim)daha o kadar burası bisikletçilerin gözde mekanlarından biri. mantıklı olabilir. Hatta Beşiktaş basketbol etkileyici ki, aracın sınırlarına (en azından kuru Dünyanın en zor tırmanış yolları listesinde 16’ncı dağ geçidinde) ulaşmak mümkün değil. Klişe sırada, Himalaya’nın hemen arkasında yer alıyor. şubesini bir silkeleyip kendine getirebilecek olsun ya da olmasın, Huracan fazla iyi olabilir. Çok keskin ikinci vites virajları var ama bunun yegane isim Ufuk Sarıca’dır desem abartmış Fotoğraf için yaptığım beş-altı depardan sonra ardından yüksek hızlı, akıcı kıvrımlar karşınıza olmam. Karşıyaka’nın izlediği yolu BJK için onu daha özgür bırakabilmek istedim. Onu daha çıkabiliyor. Bu kıvrımların görüş açıları da çok rasyonel buluyorum. Bu işi daha evvel da hareketlendirebilmek istedim. açık. Bu sayede mazoşist bisikletçi DahaBeşiktaşlı sonra bu otomobilin bana arkadaşlarımızla birlikte seyredebiliyoruz. başarmış olan Sarıca’yı daneyi koçluğa hatırlattığını anladım. Bu bir 458 ya 650S Huracan virajdan viraja öyle hızlı akıyor ki, yakıştırıyorum. Onun Karşıyaka’sı budasezon değil. Bu bir Bugatti Veyron. Bu, Nissan GT-R’ın sanki zaman kavramını yeniden oluşturuyor. oldukça başarılı ve bence Eurocup’ın sürpriz daha dünyevi hali. Bu otomobillerin ikisi de Bunun anahtarı Lamborghini Doppia Frizione adlı potansiyeli en yüksek takımlarından. mühendisliğin mihenk taşlarıdır. Sıra dışı yedi ileri, çift kavramalı şanzıman. Bu şanzıman, yeteneğe ve ilhama sahip Gallardo’nun son derece kaba olan e-gear Ayrılmakkaliteye, ister mi? Bilemiyorum. Ama biri ikna otomobillerdir. Ama sonuçta onlar da makinedir. sisteminden çok daha akıcı ama yine de size edilecekse o Sarıca olmalı. İnsanlar gibi muhteşem makineler de kinetik kuvvet hissini veriyor. Karbon seramik Bu sezon Beşiktaş için kayıp bir sezon. yapabildikleriyle değil, eksik oldukları şeylerle frenler de muhteşem. Hem fren hissi, hem de Taraftarın muhteşem ve emeğisatış dışında anılırlar. 50 yıldırilgisi Lamborghini’nin yavaşlama çok iyi. Bunu başarmak her yiğidin üzülecek bir şey bunun göremiyorum. Yönetim ve politikası üzerine kurulu. Huracan’ın harcı değil. Son zamanlarda Ferrari, McLaren ve ardından başka türevlerin geleceğini de Porsche kuralları yeniden koymaya başladı ama bu şube bile bile lades dedi. Sezonu Beşok unutmamak gerekiyor. Bu bağlamda, otomobilden daha fazlasına ihtiyaç duymak, hatta yönetiminde geçirmek mantıklı olacaktır. Superleggera kesinlikle aklımızı başımızdan ondan fazlasını istemek çok gereksiz. Yazın “lider” karakterli birLamborghini’nin koç önderliğinde alacaktır. Şu anda bu, ürettiği Huracan’ın şasisinin elektronik asistanlarında, -bence Sarıcayeniden bir yapılanmaya tartışmasız en iyi otomobil. Ama en iyi havacılıkta kullanılan ivmeölçerler ve jiroskoplar Lamborghini olduğundan emin değilim. kullanılıyor. Aracın dengesi (süspansiyon, gidilmeli.



Turn static files into dynamic content formats.

Create a flipbook
Issuu converts static files into: digital portfolios, online yearbooks, online catalogs, digital photo albums and more. Sign up and create your flipbook.