Slam Dunk Dergi - Sayi 88

SLAMDUNK HAFTALIK BASKETBOL DERGİSİ

TONI KUKOC HIRVAT EFSANEYE SAYGI DURUŞU

30 Haziran - 02 Temmuz 2015 / SAYI: 88 FASTBREAK

ALDRIDGE’İN YENİ TAKIMI YILDIZLARIN PS4 İSRAFI TRANSFER DEDİKODULARI

LOS ANGELES LAKERS GEÇMİŞE SÜNGER ÇEKME ZAMANI ARTIK GELDİ!

HUZURLARINIZDA NBA’İN YENİ YILDIZ ADAYLARI

DRAFT 2015

SLAMDUNK YAZIŞMA ADRESİ Talatpaşa caddesi çelenk sok. no: 27/a kat:4 gültepe / KAĞITHANE / İSTANBUL Tel: +90 (212) 325 91 25 - Fax: +90 (212) 258 70 59

www.slamdunkdergi.com Genel Yayın Yönetmeni Bilgehan Aras bilgehanaras1976@slamdunkdergi.com Yazı İşleri Müdürü Recep Özerin recep@slamdunkdergi.com Haber Müdürü Bulut Çiftçi bulut@slamdunkdergi.com Tasarım BARAS MEDYA bilgehanaras1976@slamdunkdergi.com Fotoğraf Editörü Utku Ulutaş utku@slamdunkdergi.com Katkıda Bulunanlar Can Hasgör, Şaban Işık, Yaşar Anıl Cantepe Ali Konavic, Faruk Çolak, Alican Şengül Doğuş Arun, Gürhan Ul, Eren Tolga Onur, Buğra Uzar Can Asena, Batuhan Karcı, Furkan Sümbül, Yunus Aydın Bora Türkoğlu, Emre Çelik, Rıdvan Yağımlı, Buğra Bayazıt Reklam Rezervasyon Bilgehan Aras bilgehanaras1976@slamdunkdergi.com + 90 (533) 552 07 49 Yayının Türü: Yerel Süreli Yayıncı: Baras Basım Yayın Adresi: Sanayi Mah. 1673. Sok. No: 34-34510 Esenyurt / İstanbul Tel: 0 (212) 622 63 63 Fax: 0 (212) 605 07 98 Slamdunk Haftalık Basketbol Dergisi, Baras Basım Yayın tarafından yayınlanmaktadır.

Yazı ve fotoğrafların tüm hakkı Slamdunk Dergisi’ne, yayınlanan ilanların sorumluluğu ilan sahiplerine aittir. Slamdunk Dergisi Türkiye Basın Meslek İlkeleri’ne uymaya söz vermiştir.

YENİ SEZONUN HEYECANI BAŞLADI! 25 ÇOK ÖZEL KART! BU ÖZEL KARTLARI KAÇIRMA!

İMZALI KARTLAR, SEZONUN EN İYİLERİ, ÜMİT VAAT EDEN YILDIZLAR, UNUTULMAZ ANLAR, ŞEREF LİSTESİ, VE MUHTEŞEM İKİLİLER! SINIRLI ÜRETİM KARTLARA DİKKAT:

KOBE BRYANT, KEVIN DURANT, BLAKE GRIFFIN, YAO MING, LeBRON JAMES 50 farklı

,her pakette bir tane.

QR kodunu tara, oyunu indir, Benefits menüsüne gir ve anahtarını etkinleştir.

Ekstralar: NBA My Dream Player Kartları, değeri 588 PUAN NBA My Dream Super Gift Kartları, değeri 388 PUAN NBA My Dream Gift Kartları, değeri 88 PUAN Kodlar 31 Ekim 2015 tarihine kadar geçerlidir.

www.paninigroup.com

ŞİMDİ TÜM BAYİLERDE!

© 2014 NBA Properties, Inc. All Rights Reserved.

Geri Dönüş Yok!

Blazers’ın yıldız oyuncusu ve NBA’in en iyi 4 numarası kabul edilen LaMarcus Aldridge, takımdan ayrılacağını açıkladı eçtiğimiz sene “gelmiş geçmiş en iyi blazer” olacağını söyledikten sonra yaz başında takımı Portland Trail Blazers’tan ayrılma sinyalleri veren LaMarcus Aldridge, takıma dönmeyeceğini yönetime bildirdi. Daha önceleri bu köşede Teksas çıkışlı oyuncunun yine Teksas takımları Dallas ve sonrasında San Antonio takımlarının radarında olduğunu yazmıştık. Hatta emeklilik arifesindeki Tim Duncan’ın halefi ve Spurs’ün yeni projesinin başrolü olacağını belirtmiştik fakat draft gecesi, işlerin konuşulandan biraz daha farklı olduğunu gösterdi. İkinci sıra seçim hakkına sahip Lakers, pota altı oyuncusu Jahlil Okafor’u seçmesine kesin gözle bakılırken büyük bir sürprize imza atarak guard D’Angelo Russell’a yöneldi. Lakers’ın bu hamlesinin kulislerdeki yansıması ise Aldridge ile anlaştıkları ve söz aldıkları için draft’ta uzundan vazgeçip, kısaya yönelmeleri oldu. LaMarcus ve yeni takımını heyecanla bekleyip göreceğiz.

G

FastBreak / Hazırlayan: Alican Şengül

New York’ta Bir Trol!

NBA draft’ına girmiş ve Utah Jazz tarafından seçilmiş bir oyuncu gibi yaparsanız neler olur? Cevabı burada! ünyanın her açıdan tartışmasız en büyük trolü Remi Gaillard’ı birçoğunuz biliyordur.

Kendisinin Fransa’da trollemediği kamu dairesi ve ortak yaşam alanı kalmamış. En büyük eylemlerinden birisi de 2002 Fransa Kupası finalinde futbolcu gibi sahaya girip, seremoniye katılmasıydı. Bu kez Barclays Center’da, esasında bir basketbol bloggerı olan Conner Tool, oldukça uzun boyu ve şık takımı ile birçok kişiyi draft’a yeni girmiş bir oyuncu olarak trolledi. Gecenin sonunda kafasında Utah Jazz şapkası ile Utah ekibi tarafından draft edilmiş gibi davranarak etrafındaki herkesi kandıran Toole, New York sokaklarında ve barlarında sınırsız içki ve ilginin adresi oldu. Göğüslerini açan kızlar, sayısız selfie, numarasını veren kadınlar ve hatta işin suyunu çıkarıp direkt öpüşme yoluna gidenler… Adamsın Conner!

D

FastBreak

Bunlar Hep Siyasi

Thunder forması giyen Enes Kanter, Avrupa Şampiyonası kadrosuna alınmamasını politik gerekçelere bağladı BA uzunca bir tatile girdi belki ama Avrupalı oyuncular için tatil diğerlerine nazaran daha kısa çünkü önümüzde bir Avrupa Şampiyonası var. Geçtiğimiz dönemlerde türlü tartışmalar doğrultusunda milli takımdan ayrı kalan Oklahoma City Thunder’daki temsilcimiz Enes Kanter, bu kez kendisi de iştirak etmek istemesine karşın milli takımın aday kadrosuna çağrılmadı. Görünen o ki milli basketbolcu bu duruma fazlasıyla içerlemiş. Enes, Twitter’dan yaptığı açıklamada durumun sportif değil, tamamen siyasi sebeplerden olduğunu söyledi. Son dönemde Fethullah Gülen cemaati ile bir yakınlaşma içerisine giren yıldız oyuncu, mevcut hükümet ile Gülen cemaati arasındaki sürtüşmenin aday kadroya çağrılmamasının yegane sebebi olduğuna inanıyor. Milli takım koçu Ergin Ataman, yaptığı açıklama ile bu iddiaları inkar ederek siyasi bir durumun olmadığını söyledi. “Enes’le yakın bir ilişki kurmak için çaba gösterdim fakat kendisi buna yanaşmadı. Önceden yaşananlar için özür dilemeliydi” diyen Ataman, olaylara yeni bir boyut getirdi. Bakalım Enes ve milli takımın akıbeti ne olacak…

N

FastBreak

NBA Yıldızlarının İsraf

Bucks’ın Yunan yıldızı Giannis Antetokounmpo, takım arkadaşlarının har vurup harman savurmayı çok sevdiğini açıkladı BA oyuncularının eğlence hayatına düşkünlükleri, ne denli para savurdukları yıllardır fazlasıyla konuşulan ve bizim de oldukça aşina olduğumuz bir konu. Yine bu köşede Matt Barnes’ın Allen Iverson özelinde NBA oyuncularının gece kulüplerinde para saçtıkları ve büyük bir israf dünyasında yaşadıklarını anlatan ufak bir röportajına da tanık olmuştuk. Konumuz aynı ama bu sefer konuğumuz “Greek Freak” lakaplı Giannis Antetokounmpo.

Genç oyuncu, geçtiğimiz günlerde verdiği bir demeçte “Bazı takım arkadaşlarım her deplasman maçı öncesi PlayStation4 alıp sadece bir gece oynadıktan sonra otelde bırakıp gidiyor” diyerek NBA oyuncularının ekonomik açıdan ne denli hovarda olduğunu bir başka örnekle gözler önüne sermiş oldu. Öte yandan, SlamDunk ekibi yoğun bir çalışma yaptı ama geride bırakılan PS4’lerin durumu konusunda herhangi bir bilgiye ulaşamadı!

N

FastBreak

Transfer Pazarı (Doğu) Yeni sezon öncesi takımlar transfer çalışmasına başladı bile. İşte Doğu Konferansı’nda haftanın dedikoduları… ezon biteli çok olmadı ama serbest oyuncu piyasası ve takas söylentileri ortalığı kasıp kavurmuş durumda. Cleveland ile bir sene daha oynayacağını belirtmesine karşın opsiyonu iptal ederek serbest kalan Kevin Love ve J.R. Smith bu haftaki gelişmelerde başrol oynayan isimler. Yine Doğu’nun güçlü ekiplerinden Indiana Pacers cephesi, iyice gözden düşen ve kontratının son senesine girecek olan Roy Hibbert için bütün takas tekliflerine açık olduklarını belirtti. Orlando’nun yükselen yıldızı Tobias Harris, kontrat iyileştirmesi talebini Magic yönetimine iletti fakat Magic henüz bir yanıt vermedi. Sınırlı serbest konumundaki oyuncu için Detroit’in büyük bir ilgisi var ve Harris’in, koç Van Gundy’nin sistemi için biçilmiş kaftan olduğu konuşuluyor.

S

FastBreak

Transfer Pazarı (Batı)

Batı’da da bu yaz takım değiştirmesi beklenen birçok oyuncu var. İşte haftanın gündeminde öne çıkanlar… obe Bryant’ın önümüzdeki sezon son kez parke üzerinde olacağını açıklamasının ardından harekete geçen Lakers yönetimi, draft’ta Russell’ı seçerek zaten bir uzun oyuncuyla anlaştıkları sinyalini verdi. En çok konuşulan isimler ise LaMarcus Aldridge ve Marc Gasol. Serbest oyuncu piyasasının en önemli isimlerinden bir diğeri de geçtiğimiz sezonun final MVP’si Kawhi Leonard. Maksimum kontratı hak ettiği herkesin ortak görüşü. Spurs yönetimi de onu kaybetmemek adına önümüzdeki sezon Duncan ve Ginobili ile daha düşük maaş konusunda anlaşmış durumda. Grizzlies’in 30 yaşındaki İspanyol pivotu Marc Gasol da serbest oyuncu piyasasının en gözde isimlerinden. Üniversite yıllarından beri yuvası haline gelen Memphis’te mi kalacak, yoksa artık bir şampiyonluk yüzüğü kovalamak için yeni bir takıma mı gidecek?

K

FastBreak

Draft Şov!

NBA sevdalılarının belki de en büyük tutkularından biri, geçtiğimiz hafta Barclays Center’de gerçekleştirildi.

Biz de o geceden konu başlıklarını sizler için derledik…

Yazı Batuhan Karcı

Draft 2015

LK BEŞ SIRA Karl-Anthony Towns aslında tüm sezon boyunca 1. sıradan seçilecek gibi görülmüyordu. Her ne kadar Kentucky koçu John Calipari’nin dakika yönetiminden dolayı olsa da maç başına 10.3 sayı, 6.7 ribaund, 1.1 asist ve 2.4 blok istatistikleri; ilk sıra için rakibi Duke’lu Jahlil Okafor’un 17.3 sayı, 8.5 ribaund, 1.3 asist ve 1.4 blok ortalamasının yanında sönük kalıyordu. Ayrıca Okafor’un üst düzey alçak post oyunu, kendisini çok özel yetenekler arasına sokmuştu bile. Ne olduysa NCAA turnuvası sırası ve sonrasında oldu. Towns’ın değeri bir anda yükselişe geçti ve draft öncesi workout’lardan sonra takımlar bir anda onun şu an yaptıklarından ziyade gelecekte yapabileceklerine odaklanmaya başladı. NCAA’de beş maçta bir denediği üçlükleri antrenmanlarda potansiyel bir gelişim imkanı olarak sundu. Lise zamanında takımının en çok üçlük isabeti kaydeden oyuncusu olması da bu savı destekliyordu. Maç başına 3.4 kez gittiği serbest atış çizgisinden %81’lik bir isabet oranına sahipti; yani bileğinde bir sorun yoktu.

Zaten babasıyla yaptığı bir anlaşma sonucu kaçırdığı her serbest atış için 10 şınav çekmesi gereken Towns’ın bu konuda gerileyeceğini düşünmüyoruz!

Savunması zaten Okafor’dan çok daha iyiydi ve hücum konusunda da bir Kwame Brown sayılmazdı!

Okafor’dan daha iyi bir alçak post hücumuna sahip olması zor görünüyordu ancak şimdiden çok daha fazla şeyi yapabiliyor ve henüz mükemmelleştiremediği özelliklerine odaklanma ve onları geliştirme ihtimali onu ideal bir yıldız adayı kılıyor. Bunların üzerine saha dışında çok düzgün olan karakteri de eklenince Towns tam da taraftarların takımlarına istediği damat adayı haline geliyordu. Koç Flip Saunders da bu taraftarlara eklendi ve Okafor yerine Towns’ı ilk sıra seçimiyle Minnesota Timberwolves’a kattı. Towns’ın gelişimi için Minnesota ve Saunders kesinlikle Lakers-Scott ikilisinden daha doğru olacak. Geçen sezon Andrew Wiggins’in yaptığı gibi genç bir kadro ile beraber hatalarıyla gelişecek olan Towns birkaç yıl içinde yeni bir Anthony Davis etkisi yaratabilir mi bilinmez ancak kendisinin bu çabasını izlemek kesinlikle çok eğlenceli olacak.

2. sıradan kimin seçileceği merak konusuydu. Los Angeles Lakers, Towns müthiş bir çıkış yapmadan önce herkesin 1. sıradan seçileceğini düşündüğü Jahlil Okafor ile mükemmel bir kolej sezonu geçiren guard D’Angelo Russell arasında bir seçim yapacaktı.

Draft 2015

Draft’tan birkaç gün öncesine kadar Okafor’u seçecek gibi gözüken Lakers belki de uzun ihtiyacını serbest oyuncu piyasasından gidermeye karar verdi, tercihini Russell’dan yana kullandı ve 3. sıradaki Philadelphia 76ers’ı çok zor bir durumda bıraktı. Geçen 2 draft’ta toplam üç uzun seçen (biri henüz NBA’e gelmeyen Dario Saric) Sixers belki biraz da Joel Embiid’in sağlık durumunu düşünerek kumar oynamamaya karar verdi ve Okafor’u seçti.

4. sırada ise yine şanssız olan Knicks vardı. Tüm sezonu en yukarıdan seçebilmek için oynayan ancak son maçlarında aldığı birkaç anlamsız galibiyet sonrasında draft lotaryasında da Lakers’ın yerini aldığı Knicks, seçimlerin en garantili üç adamını kaçırmıştı. Kısa forvet pozisyonu hariç her pozisyonda kalite eksiği olan New Yorklular potansiyele yatırım yaptı ve Letonyalı uzun Kristaps Porzingis’i seçti. NBA başkanı Adam Silver, Porzingis’in ismini duyurunca çoğu Knicks taraftarıyla dolu olan Barclays Center’dan orta şiddette bir yuhalama yükseldi. Bu artık bir draft geleneği olmuştu ancak genç bir Knicks taraftarının ağlayarak verdiği histerik tepki görülmeye değerdi!

Porzingis ise bu tepkiden etkilenmemiş gibiydi; seçildikten sonra verdiği ilk röportajda gayet düzgün bir İngilizceyle “Birçok taraftarın beni seçtikleri için mutlu olmadığının farkındayım ancak yuhalama seslerini alkış seslerine çevirmek için elimden gelen her şeyi yapacağım” diyordu.

5. Sıradan seçen Orlando Magic de potansiyele yatırım yapıp 20 yaşındaki Mario Hezonja’yı tercih etti. 2005 yılından bu yana draft’tan uluslararası oyuncu seçmeyen Magic’in son seçimi Fran Vazquez, NBA’e gelmeyi reddetmişti. Neyse ki Hezonja’da böyle bir sorunun oluşmayacağını söyleyebiliriz.

Kendine güveni çok üst seviyede olan Hırvat oyuncunun Orlando’da ilk beşteki yeri henüz garanti olmasa da kendisini gösterebilmek için çok fırsatı olacak. Şaşırtan Seçimler 4 ve 5. sıradan Avrupalı oyuncular seçilirken, çok orijinal bir karar alarak geçtiğimiz sezonu Çin’de geçiren Emmanuel Mudiay hâlâ kürsüye çıkamamıştı. DeMarcus Cousins’ın takas olabileceği dedikodularıyla sallanan Sacramento Kings, çok iyi bir oyun kurucu rotasyonuna sahip olmamasına rağmen Mudiay’i es geçip pivot Willie Cauley-Stein’ı seçerek akıllara “DMC gerçekten yolcu mu?” sorusunu kısa bir süreliğine soksa bile bu seçim birazcık incelendiğinde böyle bir şeyin söz konusu olmadığı görülebilir. WCS’in hem 4, hem de 5 numarayı savunabilecek bir uzun olması ve

Draft 2015

hücumunun fazlasıyla vasat seviyede kalması, kendisini Cousins’ın yerine alınacak bir parçadan ziyade onu tamamlayacak bir isim yapıyor.

7. sıradan seçen Denver Nuggets ise sonunda Adam Silver’a Mudiay’in ismini okutuyor ve onu çilesinden kurtarıyordu. Ty Lawson ile mutlu olmadığı açıkça bilinen Nuggets’ın ipleri Mudiay’e ne kadar çabuk vereceği ve onun Çin’deki basketboldan NBA’e ne kadar çabuk uyum sağlayacağı (Çin’de 18 sayı, 6.2 ribaund ve 5.9 asist ortalamalarıyla oynamıştı) merak konusu. Bu arda Lawson’ın draft’ı canlı olarak izlerken Mudiay seçiminden sonra “Demiştim sana, Sacramento’ya gidiyorum” dediği bir video da internete düştü ancak bunun kendisinin takımdan gidiş sürecine etkisi henüz bilinmiyor.

8. sıradaki Detroit Pistons, Stanley Johnson’ı kadrosuna katarken Mudiay ile beraber henüz seçilemediğine herkesin şaşırdığı Justise Winslow hâlâ oturuyordu. Kadrosunda Michael Kidd Gilchrist’i bulunduran Charlotte, 2012 draft’ının 2. sıra seçimine fazlasıyla güveniyor olmalıydı ki Winslow’u düşünmediler bile. Onların adamı, Wisconsin’i finale çıkaran ve büyük sahnede kendini gösteren uzun Frank Kaminsky idi. Onu o kadar istiyorlardı ki, Celtics’in Winslow’u alabilmek için pick’lerine karşılık önerdiği 6’lı paketi reddettiler. Bu sayede 10. sıradaki Miami Heat için gün doğdu. 2003 yılında 5. sıraya kalan Dwyane Wade’i alan Pat Riley’e yine çok iyi bir potansiyel kalmıştı. Heat fazla düşünmeden Winslow’u seçti ve oyuncu opsiyonunu kullanıp serbest kalma imkanı olan Luol Deng’in yerini ucuza doldurmuş oldular.

Draft 2015

Draft 2015

Draft Günü Takasları DeMarcus Cousins’ın durumunun belirsizliği, Utah Jazz’in Trey Burke’ten mutsuz olması gibi dedikodular draft günü büyük bir takas görme konusunda NBA izleyicilerini umutlandırmıştı ancak böyle bir şey gerçekleşmedi. Gecenin en büyük takasında Atlanta Hawks önce draft ettiği Kelly Oubre Jr’ı 19. sıra seçimi Jerian Grant ve iki adet ikinci tur hakkı karşılığında Washington’a yolladı, sonra da Jerian Grant’i Tim Hardaway Jr karşılığında New York Knicks ile takas etti. New York’un diğer takımı Brooklyn Nets ise Mason Plumlee ve 41. sıra seçimi Pat Connaughton’ı Portland’a göndererek Steve Blake ve 23. sıra seçimi Rondae HollisJefferson’ı kadrosuna kattı. Gecenin rotasyon oyunlarını içeren son takasında Toronto Raptors, Greivis Vasquez’i Milwaukee’ye göndererek 46. sıra seçimi Norman Powell’a ve 2017 ilk tur seçim hakkına (korumalı) sahip oldu.

DİĞER ÖNE ÇIKANLAR Los Angeles Lakers’ın 27. sıra seçimi forvet Larry Nance Jr’ın 2012 yılında Kobe Bryant’a “tecavüzcü” olarak hitap ettiği bir tweet ortaya çıktı. Nance geç de olsa bu tweet’i sildi ama hasar çoktan gerçekleşmişti. Konuyla ilgili gazetecilerin sorularını yanıtlayan Bryant, “Çocuk hatasının farkında ve çok güzel bir şekilde özür diledi. Aramızda bir sıkıntı yok” açıklamasında bulundu.

Kristaps Porzingis’in sıradan bir Avrupalı oyuncuya göre İngilizcesinin fazlasıyla iyi olduğunu söyleyebiliriz. Sevilla’daki takım arkadaşlarından birine göre Porzingis her gün ünlü bir rap sitesi olan WorldStarHiphop.com’a giriyormuş. Kültüre ve dile bu kadar yatkın olmasının sebebi bu olabilir…

Anadolu Efes’in genç yıldızı Cedi Osman, Minnesota Timberwolves tarafından 31. sıradan seçildi ancak Rakeem Christmas ve Tyus Jones karşılığında Cleveland yolunu tuttu. Cedi’yi en yakın zamanda dünyanın en görkemli basketbol vitrininde görmek dileğiyle…

52. sırada Dallas Mavericks tarafından seçilen Satnam Singh Bhamara, Hindistan basketbol tarihinde draft edilen ilk oyuncu oldu. 2.18’lik pivotun kendisinden 8 santimetre daha uzun olan vatandaşı Sim Bhullar’dan (Kanada doğumlu olduğunu belirtelim) daha iyi bir kariyere sahip olmasını ümit ederiz.

Avrupal

istilas Draft’ta kendine yer bulan oyuncular arasında birçok Avrupalı da var. İşte temsilcimiz Cedi Osman’ın da aralarında yer aldığı Avrupalı genç yıldız adayları...

Yazı Furkan Sümbül

l覺

s覺

Draft 2015

KrIstaps PorzIngIs New York KnIcks Bazı seçimler vardır, dönüp arkaya bakıldığı zaman pişmanlık verir. Aslında oyuncunun potansiyeli vardır ama birkaç sıra erken seçildiği için baskıyı kaldıramaz, hele bir de kendisinden önce seçilen oyuncular All-Star seviyesine yükseldiyse tüm camiada “balon” muamelesi görür.

Porzingis kendisini Avrupa’da ispatladı, NBA’e de hazır ama hikayenin devamı, küçük New York taraftarının verdiği ağlamaklı tepki ile paralel mi devam edecek?

Henüz 20 yaşına bile girmemiş bir Avrupalı için acımasız bir giriş oldu belki de ama Letonyalı uzunun 4. sıradan seçilmesi epey şaşırtıcıydı. Yeniden yapılanma sürecine giren Knicks’in daha dominant bir seçime ihtiyacı vardı sanki. Üçgen hücumda Carmelo’yu ön plana çıkaracak şekilde bir alan paylaşımı ve hareketlenme düzeni kurulması muhtemel. Peki Porzingis bunun için ideal takviye mi, yeterli pas becerisine sahip mi?

Phil Jackson bir şeyleri uygun gördü ki onu seçti ancak çok fazla soru işaretini beraberinde barındıran bir seçim olduğu aşikâr. Oyuncu özelliklerine detaylı bir bakış attığımız zaman, 2.15’lik boyuna rağmen 4 numara pozisyonunu doldurması kuvvetle muhtemel. 5 numarada kullanılırsa da şaşırtıcı olmaz. İçinde bulunduğumuz pozisyon karmaşası bile oyuncunun riskini bir tık artırıyor.

Gelelim artılarına… Boyuna göre inanılmaz çabuk, sahayı çok iyi koşan, iyi bir şut mekaniğine sahip olan, pick and pop’larla pozisyonları dışarıdan bitirmeyi seven ve hücum ribaundu sezgisi çok üst düzeyde olan bir isim.

Ancak tüm bunların yanında savunma konsantrasyonu bir o kadar düşük. Sadece 103 kilo olması, 5 numara savunmasında ciddi sıkıntılar yaşamasını öngörmek için yeterli. 4 numara savunması hususunda da yeterli ayak çabukluğuna sahip değil. Ayrıca NBA’de Zach Randolph kıvamındaki “insan yiyen” uzunları da göz önünde bulundurduğumuz zaman işin vahameti ortaya çıkıyor! Üçgen hücumda diplerden güvenilir bir şutu tehdidi oluşturabilen uzunlar son derece kıymetli olsa da sadece bununla yetinmesi durumunda yeni bir Darko Milicic vakası yaşanabilir. Üst vücuduna eklemesi gereken kas kütlesi, onu pek sevmediği itiş kakışlarda ve box-out’larda ortalama bir seviyeye getirebilir. Pas yetenekleri de gelişime açık gözükse de şu anki seviyesi yeterli değil.

Kısacası gelişime açık ama son derece riskli bir seçim. Yanılma payımız yüksek, post oyunlarını geliştirip yeni bir Mehmet Okur izletebilirse ne ala!

MarIo Hezonja Orlando Magic Orlando, Oladipo’dan sonra bir akıllı seçim daha yaptı gibi. Vucevic, Gordon ve Harris gibi potansiyelli oyunculardan oluşan uzun rotasyonunun yanına; PaytonOladipo ikilisini tamamlayacak meziyetlere sahip bir 3 numara eklediler. Ondan sonra seçilen oyuncuların kısa vadede verebilecekleri belli olsa da, Hırvat yeteneğin çıkabileceği üst nokta bir hayli yüksek.

Scott Skiles’in savunmayı seven ve gençlere şans veren bir koç olduğunu hepimiz biliyoruz. Bu bağlamda Hezonja seçimi onlar adına son derece mantıklı. Topla oynama delisi olmayan ama topu eline aldığı zaman birden fazla tehdide sahip Hezonja, alan paylaşımı konusunda son derece faydalı olacak. Payton ve Oladipo’nun şutunun çok güvenilir seviyede olmadığını düşünürsek, bunun önemi bir kat daha artıyor.

Müthiş bir atlet olan Hezonja, geri adım atmayan yapısıyla dikkat çekiyor. Öyle ki, Kobe’yi bire birde yenebileceğini iddia edecek kadar da alçak gönüllü!

Draft 2015

Pozisyonuna göre son derece iyi bir fiziğe sahip ve barındırdığı çeşitlilik sayesinde her durumun içerisinden bir şekilde çıkıyor. Son dönemde post oyunlarını da birkaç kademe yukarıya çektiğini belirtelim. “Pull up jumper” dediğimiz dripling üstü şutlarında da ciddi gelişme kaydeden genç yıldız, 16 yaş altı Avrupa Şampiyonası’nda 20 sayı, 8.2 ribaund, 2.7 asist ve 2.2 top çalma rakamlarıyla dikkat çekmişti.

Hücumda ritmini bulduğu zaman o gazla savunma yakıtını da dolduruyor ve karşısındakini sahadan silmeye odaklanıyor. Uzun kolları ve çabuk ayakları sayesinde 1-4 arası tüm oyuncuları savunabilecek kapasiteye geldi.

Eğilmesi gereken hususlar mental olgunluğa erişmek, İngilizlerin “sloopy” dediği gevşek hareketlerini bir kenara bırakmak ve agresifliğini sadece oyununa kanalize etmek.

Bunu yapabilirse NBA tarihinin en iyi Avrupalılarından biri olmaya aday. Orlando takdire şayan bir iş yaptı.

NIkola MIlutInov San Antonio Spurs Spurs yine ince ince işledi. Tim Duncan’ın bir sene daha kalması muhtemel, bu sebeple Milutinov’u da bir sene daha Avrupa’da izleyeceğiz. 26. sıradan olabilecek en iyi seçimlerden birini yaptıkları söylenebilir.

Partizan pota altında önemli tecrübeler edinen Milutinov, Pekovic’i anımsatan özelliklere sahip. Ona oranla daha ince ama haliyle daha atlet bir uzun ve Pekovic kadar olmasa da çok güçlü bir pota altı bitiricisi. İkili oyunlarda ve post oyunlarında çok etkili, üst vücudunun güçlü olması sayesinde ribaund departmanında da son derece aktif. Savunması ve oyun vizyonunu da geliştirdiği takdirde, Spurs organizasyonunda yedek uzun rolünde uzun yıllar izleyebiliriz.

Cedi Osman M.TImberwolves (Cleveland CavalIers) Bizim çocuk! 40-50 arası seçilmesi beklenen Cedi, draft yaklaştıkça ismini öğretti ve ikinci turun ilk seçimi oldu.

Minnesota tarafından seçilen Cedi, anlaşma gereği Cavs’e takaslandı. O pozisyonda LeBron’un olduğunu biliyoruz ama onun da durumu belirsiz. Zaten Cedi de hemen NBA yolunu tutmayacak.

Açık sahadaki etkinliği, set hücumundaki arzusu ve çok yönlü yapısı ile NBA’deki tamamlayıcı rol için ideal isimlerden biri. Özellikle son dönemlerde iyice geliştirdiği, basketbola başladığı dönemde oyun kurucu olmasının da verdiği etkiyle üst seviyede olan pas kabiliyeti, LeBron’u yedeklemek için bilinçli bir seçim olup olmadığı sorusunu akıllara getiriyor.

David Blatt’in Anadolu Efes organizasyonu ile olan ilişkisini de düşündüğümüz zaman, kendisi ve potansiyeli hakkında yeterli bilgiye sahip olduğunu düşünmemiz mantıklı. Özellikle top elindeyken karar verme yetisi üst düzeyde olan Cedi, sahada yer aldığı her bölümde “X-Factor” olmayı başardı. Avrupa’da tecrübesini artırıp NBA’e hazır olduğu anda, doğru yapı içerisinde yer aldığı takdirde son derece elit bir oyuncuya dönüşebilir. Şutu çok eleştirildi ancak gelişimini göz ardı etmek mümkün değil.

TBL play-off’unda yayın gerisinden %40 seviyesine ulaştı ve bu da şu aşamada yeterli gözüküyor. Yolun açık olsun Cedi, güç seninle olsun!

GuIllermo Hernangomez PhIladelphIa 76ers (New York KnIcks) 4. sıradan seçilen Porzingis’in takımı Cajasol, listeye iki

Draft 2015

isim daha ekleyerek büyük sükse yaptı. Bunlardan biri de Hernangomez... Knicks onu alabilmek için iki adet ikinci tur hakkını feda etti. Porzingis’in gelişimi adına bir arada yer almaları, tıpkı geride bıraktıkları ACB sezonundaki gibi karşılıklı bir etkiye yol açabilir. Çok önemli bir pota altı bitiricisi olan Hernangomez, tıpkı Milutinov’da bahsettiğimiz gibi üst vücudunun kalınlığı sayesinde iyi bir hücum ribaundçusu haline geldi.

Ancak onun da pas becerileri ve savunma kabiliyeti son derece yetersiz. Özellikle pozisyonuna göre konsantrasyonu çok düşük ve yardımlarda, dolayısıyla ikili oyunlara çok zayıf. Bu da blok istatistiklerinde bir hayli geride kalmasına yol açıyor.

New York organizasyonunun elinde hücum anlamında çok becerikli ancak savunmada bir o kadar eksik iki cevher var.

Bunları işleyebildikleri takdirde uzun yıllar pota altında sorun yaşamayacakları aşikar. Hernangomez’in daha alt sıralardan seçilmesi ondan beklentileri düşürme adına, kendisi için önemli bir avantaj teşkil edecek.

Arturas GudaItIs PhIladelphIa 76ers Philadelphia anladığımız kadarıyla uzun çiftliği işine girdi.

Yıllardır bu kadar uzunu bir arada draft etmenin başka mantıklı bir açıklaması olamaz! 47. sıradan seçilen Gudaitis, geride kalan sezonu Zalgiris’te Euroleague tecrübesi yaşayarak geçirdi. 22 yaşındaki pivot, süre aldığı dönemlerde önemli bir skor opsiyonu oluşturabileceğini kanıtladı. Eski tip pivotlardan olan genç Litvanyalı, pota altında post oyunları ve yakın mesafeli atışlarda son derece başarılı.

Ribaund pozisyonlarında da itiş kakışı seven bir yapıya sahip. Ancak pozisyonuna göre undersize bir oyuncu olması, NBA kariyerini olumsuz etkileyecek, hatta belki de o sayfayı hiç açmadan kapamasına yol açacaktır. NBA normlarına göre 4-5 numara arasında sıkışmış durumda. 5 numarada yer alması daha olası ancak NBA’in “büyük” uzunlarına karşı tutunabilmesi imkansıza yakın. Avrupa’da bile çok ciddi faul problemleri yaşadığına dönem dönem tanıklık ettik.

Kariyerine Avrupa’da devam ederse elit bir pota altı bitiricisi olarak kendisine yer bulması çok daha olası gözüküyor.

NBA’de işi zor...

Marcus ErIksson Atlanta Hawks Barcelona bünyesinde bulunan Eriksson çok özel bir şutör.

YouTube’da üst üste 52, toplamda 80’de 78 attığı üçlük performansına erişebilirsiniz. 2 numara için iyi bir fiziğe sahip olsa da ince bir yapıya sahip ama savunmadaki agresifliği ile bu açığı kapatıyor.

Tepede topu aldığı zaman birden fazla silahı olan Eriksson, iyi bir ilk adıma sahip ve bu sayede Navarro’dan kaptığı gözyaşı damlalarını imza atışı haline getirmiş durumda. Ortalama üzeri bir savunmacı ve çok keskin bir şutör.

Atlanta organizasyonunun top paylaşımı ve ceza atışları hususlarına ne kadar eğildiğini iyi biliyoruz. Bu departmanlarda, süre bulduğu anlarda çok ciddi katkı yapabilir. Draft’ın sürprizlere gebe seçimlerden biri. Doğru yer, doğru adam!

DanI DIez Utah Jazz (Portland TraIl Blazers) Dani Diez, bir anlamda Real Madrid’in Cedi Osman’ı.

Sezonu Gipuzkoa’da kiralık geçiren Diez, karanlığın içinden gün gibi doğdu ve seviyesi düşük bu takımda bulduğu şansı çok iyi değerlendirdi.

Tıpkı Cedi gibi son derece atlet, agresif bir oyuncu olan Diez, pas yetileri milli yıldızımızın gerisinde olsa da daha

Draft 2015

dominant bir skorer. Batum’un takaslandığı Portland’da 3 numara pozisyonundaki belirsizlik, takıma katılacak oyuncunun kalitesine göre, onun çok önemli bir rotasyon oyuncusuna dönüşmesine yol açabilir.

Sergio Rodriguez ve Rudy Fernandez’in tutunamadığı Portland, İspanyollara karşı ciddi bir önyargıya sahip olsa da, Diez enerjisiyle bunu aşmayı başarabilir. Potansiyeli üst düzey, iyi seçim.

NIkola RadIcevIc Denver Nuggets Listedeki bir diğer Cajasol çıkışlı oyuncu. Sezonu Porzingis ve Hernangomez’in oyun kuruculuğunu yaparak geçiren Radicevic, onlarla birlikte parlamayı ve draft’ta yer alarak birçoklarını şaşırtmayı başardı.

Avrupa özelinde setleri okuma ve oyuna akıl koyma noktasında önemli bir potansiyele sahip olan Radicevic’in fiziksel yetileri NBA için çok geride. Keskin bir şutör olsa tutunma ihtimali biraz daha üst düzey olurdu ancak şu aşamada işi zor.

Ty Lawson’ı elden çıkarmayı düşünen Denver, tırım tırım oyun kurucu arıyor. Sergio Rodriguez’e bile teklif yaptıkları konuşuluyor. Radicevic, müthiş bir pasör ancak bahsettiğimiz gibi Avrupa’da kariyerine devam etmesi onun adına çok daha mantıklı bir seçim olacak. Çok kararlı bir oyuncu, şansını zorlayacak ancak şu aşamada epey bir yol kat etmesi gerekiyor.

DImItrIos AgravanIs Atlanta Hawks 20 yaşındaki Agravanis, Atlanta organizasyonunun bir diğer seçimi oldu. Olympiakos formasıyla Avrupa topraklarında çıkışını ve potansiyelini gösteren genç uzun, Atlanta’nın draft’a iyi hazırlandığının önemli bir kanıtı.

2.09 boyundaki Agravanis, 4 numaradan çok önemli şut tehdidi oluşturuyor. Atlanta’nın hücum yapısına uygun, mental anlamda son derece gelişmiş bir isim olsa da, işin savunma ve “size” kısımlarında geride kaldığını söyleyebiliriz.

Yakın zamanda NBA’e gelmesi kolay gözükmese de scout’ların gözü onda olacaktır. Printezis gibi bir oyuncunun arkasında kalması önemli bir dezavantaj ama süreleri zamanla artacak. Mantıklı bir seçim ancak kısa vadede meyve vermesini beklemek hayalcilik.

Luka MitrovIc PhIladelphIa 76ers Mitrovic, Euroleague normal sezonunun en dikkat çeken oyuncularından biriydi ve Philadelphia tarafından son sıradan draft edildi. Açıkçası taraftarları pek memnun etmeyen bu seçimin kendince haklı sebepleri var.

Mitrovic, Avrupa standartlarında boy dezavantajına rağmen çok önemli bir 4 numara olabilir. Şut kabiliyetinin yanı sıra, yumuşak parmakları ve Sırp tedrisatının vermiş olduğu fundamental ile komple bir oyuncuya dönüşme yolunda ilerliyor. Ancak 2.05’lik boyu, pozisyonuna göre işini bir hayli zorlaştırıyor. Herkesten bir Chuck Hayes ya da Reggie Evans olmasını beklemek de mümkün değil.

Kızılyıldız’da dev pivot Boban Marjanovic ile birlikte oynaması, savunma zaaflarını karşılıklı olarak bir nebze örtmelerine yol açsa da, bire bir savunmada ciddi defoları olduğunu gözlemlemek mümkün.

Avrupa’da kalırsa çok önemli bir silah olabilir. NBA için ise 3-4 arasında sıkışmış durumda ve bunun çözümü, şut ve çabukluk takviyeleri ile 3 numaraya geçiş olabilir. O zaman NBA’de kendisine yer bulma ihtimali artacak.

Draft 2015

YENIDEN

DOGUS Son yıllarda felaket sezonlar geçİren Los Angeles Lakers’ın kısmetİ bu sezon dönebİlİr.

Neden mi? Gelİn bİrlİkte bakalım…

Yazı Buğra Uzar

S

Yeniden Doğuş

N

BA tarihinin en başarılı takımı olarak kabul edilen Los Angeles Lakers, kabus gibi geçen ve şanssızlıkların birbiriyle yarıştığı sezonların ardından, nihayet tünelin ucundaki ışığı görmüş olabilir. Lakers hem kötü gidişe son verme, hem de Kobe Bryant sonrası dönemin takımını kurma yolunda emin adımlarla ilerliyor.

Son üç sezon Lakers için faciadan da öte geçti. Takım sahibi Jerry Buss’ın ölmesi, takımın süper yıldızı Kobe’nin üç ciddi sakatlık yaşaması, Pau Gasol ve Dwight Howard gibi yıldızların “Melekler Şehri”nden ayrılmaları, takımın başına gelen olumsuzluklardan sadece birkaçı… Şampiyonluklara alışkın Lakers taraftarları, tüm bunların yanında son iki sezon takımlarının playoff’un çok uzağında kalışını izlemek, Lakers yönetimi de oldukça zorlu bir yeniden yapılanma sürecini başlatmak zorunda kaldı. Bu yeniden yapılanma süreci diğer takımların yaşadıklarına göre daha sancılı. Lakers’ın görkemli tarihi ve takımın dünya çapındaki popülerliği, bu süreçteki en büyük engellerden birisi konumundaydı çünkü Lakers’ın yaptığı her hamle ve aldığı her başarısız sonuç, fazlasıyla ön planda oluyor. Bu da yeniden yapılanma için hayati önem taşıyan sabırlı ve doğru kararlar almayı güç hale getiriyor. Lakers yönetimi bu süreci oldukça doğru yönetti diyebiliriz çünkü artık ellerinde yetenekli genç oyunculardan

oluşan bir çekirdek ve bu yaz için bir süper yıldızı kadroya katabilecek kadar salary cap boşluğu var.

RANDLE GİTTİ, CLARKSON GELDİ Aslında Lakers, geleceğin takımını kurmak için ilk hamlelerini geçtiğimiz yıl yapmaya başladı. Kobe’nin sakatlığı ve Howard’ın takımdan ayrılışıyla başlayan bu süreçte Lakers’ın ilk hamlesi, kısa süreli sözleşmelerle potansiyeline bir türlü ulaşamamış oyuncuları kadrosunda toplamak oldu. Bu kurulan takım, sezona görece iyi başlasa da daha sonra sakatlıkların da etkisiyle serbest düşüşe geçti ve play-off’un çok uzağında kaldı. Bu noktada Kobe’nin aşil tendonu sakatlığından döndüğü altıncı maçta dizinden sakatlanıp tekrar sezonu kapatması her şeyin üzerine tuz biber ekti. Tüm bu kötü gidişin getirisi ise 2014 NBA draft’ından elde edilen yedinci sıra seçim hakkı oldu. Lakers bu seçim hakkıyla Kentucky’nin yetenekli forveti Julius Randle’ı kadrosuna kattı. Lakers’ın draft’taki hamleleri bununla da bitmedi ve 46’ncı sırada Washington Wizards tarafından seçilen Jordan Clarkson, yapılan takasla kadroya dahil edildi.

Oldukça yetenekli ve draft’a girecek isimler arasında NBA’e en hazır oyunculardan biri olan Randle’ın Lakers’a kadar düşmesini ise kolejde geçirdiği sakatlık sağladı diyebiliriz. Üst sıralardan seçen takımlar bu sakatlık nedeniyle genç 4 numaraya şüpheyle yaklaştılar ama yedinci sıradan seçim yapan Lakers bu şansı tepmedi ve

tercihini Randle’dan yana kullandı.

Lakers’ın çaylakları Yaz Ligi’nde oldukça iyi performanslar sergiledi. Özellikle Randle’ın performansı Lakers taraftarlarını heyecanlandırmaya yetti fakat kara talih bir kez daha yüzünü gösterdi. Randle, yıllarca hayalini kurduğu Lakers formasıyla ve idolü Kobe’yle yan yana çıktığı ilk maçta bir pozisyon sonucunda yerde kaldı. Genç oyuncunun yaşadığı acı gözlerinden okunuyordu, takım arkadaşları başında toplandı ancak durum iyi gözükmüyordu. Yapılan kontrollerden sonra ayağını kırdığı ve sezonu kapattığı açıklandı.

Lakers için hayal kırıklıklarının ardı arkası kesilmedi. Sezon içerisinde ufak tefek sakatlıklarla boğuşan Kobe, Pelicans’a karşı omzundaki tendonları koparttı ve bir kez daha sezonu kapatmak zorunda kaldı. Lakers için gelecek bir kez daha karanlıklara gömülmüştü. Takımın tek hedefi, 2015 draft’ında olabildiğince yukarıdan seçim yapmaktı. Ancak bu noktada beklenmedik bir şey oldu. Draft gecesi yapılan takasla kadroya katılan Jordan Clarkson sakatlıkların da etkisiyle ilk beş çıkmaya başladı ve adeta döktürdü!

Clarkson’ın beklenmedik derecede iyi oyunu Lakers taraftarlarını bir hayli heyecanlandırmıştı. İlk beşe geçtikten sonra adeta bambaşka bir oyuncuya dönüşen Clarkson; sezonu 11.9 sayı, 3.2 ribaunt ve 3.9 asist ortalamalarıyla tamamlayarak en iyi çaylak beşine seçildi.

Clarkson’ın bir diğer artısıysa yaşına göre oldukça olgun bir performans sergilemesi. Lakers’ın hemen hemen her maç dağılan kadrosunda ayakta kalan tek isim oldu ve zaman zaman tek başına direndi.

KOBE ETKİSİ Lakers sondan dördüncü bitirdiği 2014-15 sezonunun ardından draft kurasına oldukça gergin girdi. Bu draft’ta üst sıradan oyuncu seçmek, kötü gidişe son vermek isteyen Lakers için büyük önem taşıyordu. Ayrıca Lakers ilk beş sıradan seçme hakkı elde edemezse, yapılan anlaşma gereği draft hakkı Philadelphia 76ers’a geçiyordu. Fakat talih kuşu bu kez Lakers’a güldü ve koç Byron Scott’ın da katıldığı kurada ikinci sıradan seçme hakkını elde ettiler.

Draft gününe kadar Lakers’ın ikinci sıradan Duke’un pivotu Jahlil Okafor’u seçeceği konuşuldu. Ancak ne olduysa takımın yaptığı ikinci bireysel antrenmanlardan sonra oldu.

Lakers yetkilileri D’Angelo Russell’ın gösterdiği performansa hayran kaldı ve draft yaklaşırken Lakers’ın Ohio State’in guardını seçeceğine dair haberler çıkmaya başladı. Draft saati yaklaşırken de bu haberler gittikçe kuvvetlendi ve sonuçta beklenen oldu. Lakers ikinci sıradan koç Scott’ın açıklamalarına göre “süper yıldız olma

Yeniden Doğuş

potansiyeline sahip” Russell’ı seçti. Bu seçimle birlikte Lakers’ın çekirdeği de tamamlanmış oldu.

Russell draft’ın en büyük potansiyelleri arasında yer alıyordu, hatta ona göre ilk sırada seçilmeyecek olmasının tek nedeni boyunun 2.10 olmayışıydı! Çok iyi bir skorer, saha görüşü oldukça iyi ve boyuna göre harika bir ribaundçu.

Ayrıca müthiş bir çabukluğu var fakat henüz bu çabukluğunu dengeli bitirişlerle birleştirebilmiş değil. Yine de bunu yapması için oldukça fazla zamanı var ve işi en iyisinden öğrenecek. Bu arada Lakers’ın ikinci turdan seçtiği Anthony Brown’ın ismini de bir kenara yazmakta fayda var. Standford’un forveti, draft’ın steal’leri arasında gösteriliyor.

Lakers’ın artık üç tane potansiyelli genç oyuncusu var. Bu üç oyuncudan da beklentiler oldukça yüksek. Özellikle bu sene seçilen Russell’ın ilerleyen yıllarda takıma liderlik etmesi bekleniyor. 1.96 boyundaki genç yıldız, kolejde 19.3 sayı, 5.7 ribaund ve 5 asist ortalamalarıyla oynarken, %41.1’lik üç sayı yüzdesiyle de dikkat çekti. Russell’ın özgüveni oldukça yüksek.

Nitekim kendisine göre draft’ın en iyi oyuncusu o. Oldukça iyi bir yıl geçiren Clarkson’la birlikte iyi bir guard ikilisi olabilirler. Clarkson biraz daha oyun kurucu rolüne yatkınken, Russell ise müthiş bir skorer olma potansiyeline sahip.

Ayrıca her iki guard da oldukça çabuk ve bu da rakiplerinin başlarını ciddi biçimde ağrıtacak.

Lakers’ın genç guard ikilisinin en büyük avantajı ise yaşayan efsane Kobe’yle oynayacak, antrenman yapacak ve zaman geçirecek olmaları.

Kobe son anda kararını değiştirmezse kariyerinin son sezonunu oynayacak ve bu sezon içerisinde de genç Lakers kadrosuna tecrübelerini aktarmaya çalışacak.

Kobe kariyerinin büyük bir kısmında sorunlu bir takım arkadaşı oldu. Ancak bunun en büyük sebebi, kazanmayı her şeyden çok önemsemesi ve kendini limitlerine kadar zorlarken takım arkadaşlarının da onun kadar çalışmalarını istemesi. Nitekim bu konuyla ilgili “Arkadaşlıklar gelip geçicidir, şampiyonluklar kalıcı. Beni sevmemelerini anlayabiliyorum çünkü onları hep en iyilerini vermeye zorladım” şeklinde bir açıklamada da bulundu. Ancak 2008 yılından itibaren geçirdiği mental değişim sayesinde hem daha iyi bir takım arkadaşı, hem de iyi bir lider oldu ve şimdi görkemli kariyerinin son sezonunda güzel bir veda etmeye ve genç oyuncuları daha iyi bir noktaya getirmeye çalışacak.

Kobe oyunun inceliklerini gayet iyi bilen bir oyuncu. Jordan’ın gelişimine oldukça benzer bir şekilde atletik bir oyuncudan komple bir oyuncuya dönüştü ve çalışmayı hiçbir zaman bırakmadı. Genç oyuncular da nasıl bir fırsata sahip olduklarının farkında çünkü bu geçirecekleri yılın kariyerlerine etkisi çok büyük olacak.

Yeniden Doğuş

Yeniden Doğuş

Kobe sahip olduğu müthiş post oyunu sayesinde kısa oyuncuların yanı sıra Randle’a da yardımcı olabilir. Ayrıca Kobe’nin sakatlığı süresince Randle’la yakından ilgilendiği ve ona psikolojik olarak bir hayli yardımcı olduğu söyleniyor. Her iki oyuncu da rehabilitasyon süresince birlikte eski maçları izleyerek zaman geçirmiş. Kobe’nin oyun detaylarına ne kadar önem veren bir oyuncu olduğunu düşünürsek bu özelliğini genç Randle’a aşılamaya çalışması çok önemli.

Sakatlandıktan sonra zaman zaman Staples Center’a gelen Kobe, bench’te oturduğu zamanlarda Clarkson’la yakından ilgilendi.

Hemen her fırsatta genç oyuncuyla konuşan Black Mamba, ona gördüğü eksikleri ve neler yapması gerektiğini uzun uzun anlattı. Tüm bunlar Kobe’nin öğretmenlik rolünü üstleneceği yeni sezonun adeta birer fragmanı olarak görülebilir.

HEDEF SERBEST OYUNCU PİYASASI Lakers’ın draft’tan Russell’ı seçmesi, takımın serbest oyuncu piyasasındaki hamlelerini de doğrudan etkiliyor. Mesela ellerinde iki yetenekli genç guard olduğundan, artık serbest oyuncu piyasasından oyun kurucu aramıyorlar. Lakers, Okafor’u seçip pota altı ikilisi oluşturmak yerine bu açığı boştaki oyunculardan biriyle doldurmaya karar verdi. Her ne kadar draft öncesi DeMarcus Cousins’ı takas edecekleri haberleri çıksa da Kings’in istediği son teklife göre (Russell+Clarkson+Randle+draft hakkı) Lakers’ın bu takası yapması için kafayı peynir ekmekle yemiş olması lazım! Bu yüzden serbest kalan uzunlara yönelmeleri bekleniyor.

Lakers’ın adı şimdiden LaMarcus Aldridge, Marc Gasol, Kevin Love, DeAndre Jordan ve Greg Monroe ile anılmaya başladı. Bana göre bu isimler arasında Lakers’ın şu anki düzenine en uygun isimler ise Gasol ve Aldridge. Son gelen haberlere göre öne çıkan isimse Aldridge. Bu sezon Portland’dan ayrılması beklenen All-Star forvetin yaz döneminde Lakers’a gideceğine dair haberler çıktı. Nitekim Lakers draft’tan Okafor yerine Russell’ı seçince bu iddialar daha da güçlendi, hatta Lakers’ın onunla konuşup garanti aldıktan sonra seçimini Russell’dan yana kullandığı söylendi. Lakers’ın Aldridge’e dört yıl için 80 milyon dolarlık bir teklif yapması bekleniyor. Bu transferdeki en büyük soru işaretleri ise Randle’la nasıl bir ikili olacakları ve oynamak istemediği 5 numara pozisyonunda nasıl katkı vereceği… Yine de Aldridge, ligin en iyi uzunlarından birisi ve Lakers’a gelmesi halinde takıma seviye atlatacağı kesin. Üstelik gelecek dönemlerde de Lakers’ı şampiyonluğa taşıyabilecek bir isim.

Randle konusunda da Lakers cephesini heyecanlandıran gelişmeler mevcut. Genç oyuncunun tamamen sağlığına kavuştuğu ve Yaz MAYIS 2011/ TopGear.com.TR / 77

Ligi’nde forma giyebileceği konuşuluyor. Randle sakatlığı süresince oldukça fazla çalıştı. Draft edildiği güne kıyasla çok daha hızlı ve çok daha iyi şut atabilen bir oyuncu haline geldiği konuşuluyor. Randle’ın müthiş bir ribaund sezgisi ve yaşına göre oldukça iyi bir post oyunu vardı. Ayrıca ilk adımı da karşılaştığı birçok uzuna göre oldukça hızlıydı ancak biraz geriden savunulduğunda ya da yardım getirildiğinde etkinliği oldukça azalıyordu. Bu yüzden şutunu geliştirmesi kritik önem taşıyor. Ayrıca günümüz basketbolunda 4 numara pozisyonunun bir değişim içerisinde olduğu düşünüldüğünde, saha içinde arkadaşlarına alan açması çok önemli.

Lakers yönetimi şu ana kadar çalışmalarından ve gösterdiği gelişimden fazlasıyla memnun. Hatta Lakers GM’i Mitch Kupchak onu eski Lakers’lı Lamar Odom’a benzettiğini bile söyledi. Randle, konuşulduğu kadar kendini geliştirebildiyse ve üstüne Aldridge gibi üst düzey bir oyuncu kadroya dahil edilirse, guard’lardan sonra uzun rotasyonu da uzun bir süre için garanti altına alınmış olacak.

GÜZEL GÜNLER YAKIN! Her ne kadar son iki yıldır draft’tan gelen oyuncularla yapılanma başlatılmış olsa da Lakers her zaman serbest oyuncu piyasasından ya da takaslarla aldığı yıldızlarla zirveye çıktı. Ancak bu konuda son iki senedir pek de başarılı oldukları söylenemez. Önce Howard’ı takımda kalmaya ikna edemediler, daha sonra da başta Carmelo Anthony olmak üzere birçok yıldız isimle görüşülmesine rağmen kadroya hiçbir yıldız oyuncuyu katamadılar. Ancak bu kez geçtiğimiz senelere kıyasla büyük bir avantajları var. Lakers yöneticileri bu süreçte serbest oyuncularla yaptığı görüşmelerde Los Angeles şehrinde yaşamanın avantajlarını ve Lakers’ın başarılarla dolu tarihini ön plana çıkartmış fakat somut bir proje sunmak konusunda yetersiz kalmıştı. Bu kez durum farklı… Sahip oldukları genç çekirdek, ellerini kuvvetlendiriyor çünkü görüştükleri oyuncu, boş ve hedefsiz bir kadrodan ziyade potansiyelli ve gelecekte şampiyonluğa oynayabilecek bir kadroya gelecek. Gelecek sene de hem Kobe’nin biten 25 milyon dolarlık kontratı, hem de artacak salary cap’le birlikte bir süper yıldız daha alıp (Kevin Durant gibi) eksikleri de gidererek tekrar şampiyonluk seviyesine çıkabilirler.

Kısacası Lakers yeniden yapılanmanın sancılı kısmını artık geride bıraktı diyebiliriz. Genç bir çekirdeğe ve bu oyuncuları şampiyonluğa taşıyacak süper yıldızları almak için gerekli salary cap boşluğuna sahipler. Çok yoğun ve önemli iki yaz onları bekliyor… Bakalım Lakers’ta Kobe sonrası dönem nasıl olacak?

Yeniden Doğuş

Hırvatların

Gururu Basketbol tarihinin en büyük oyuncularından Toni Kukoc, NBA’de tutunmayı başaran ilk Avrupalılardandı ve onun açtığı kapıdan onlarca oyuncu geçmeyi başardı…

Yazı Emincan Oğuz

Toni Kukoc

H

Hani derler ya “Zaman çok çabuk geçiyor” diye… Gerçekten de çok doğru bir söz çünkü bir dönem büyük hayranlıkla izlediğiniz kişiler, bir anda 45-50 küsur yaşlarına geliveriyor. Bu isimlerden biri de Toni Kukoc. Hırvat yıldız çok yaşlandı ama yaptıkları hâlâ unutulmuyor. Hırvatistan’ın çıkardığı ilk NBA oyuncularından biri olması, onu başlı başına bir efsane yapıyor.

Belki çok hızlı değildi ama oyun zekası onu hep birkaç kademe üste çıkardı. Kukoc, Avrupa’nın sayılı efsanelerinden biri ve öyle olmaya da devam ediyor…

Tabii ki her oyuncu gibi bir gün yuvadan uçması gerekiyordu. O zamanların en iyi takımlarından biri olan Benetton Treviso ile anlaştı. Burada Yugoslav koç Petar Skansi ile çok iyi dönemler geçirdi. Özellikle Yugoslav ekolüyle kurulu bir takım olmasından dolayı buraya uyum sağlaması çok uzun sürmedi ve kısa sürede çok işler başardı. Takımın en büyük oyuncusu ve hatta kaptanı olmakla kalmadı, Avrupa’nın En İyi Oyuncusu ödülünü bile aldı. Artık NBA kapısı açılmıştı ve valizlerini toplamaya başladı.

Avrupa’dan sesler geliyor Henüz 17 yaşında bir delikanlıyken başladı kariyeri. Babasının bir kaleci olmasından dolayı önce futbola yönelse de basketbolun gerçek tadına vardı ve kendini bu güzel oyuna verdi. Yetenekleri sayesinde ilk yıllarında birçok takımın canını yaktı.

Başladığı yeri hiçbir zaman unutmuyordu çünkü kendi semtinin takımı Yugoplastika Split’de basketbola başlamıştı. Yugoslav altyapı sistemiyle bir süre pişip yeteneklerini geliştirdi. Birçok şampiyonluk yaşadı ve üç yıl üst üste Avrupa şampiyonu oldu. İki sene MVP olma başarısı gösteren Kukoc, tecrübeli oyunculardan sürekli bir şeyler aldı. Avrupa’da MVP olma başarısı gösteren nadir oyunculardı ve altı yılın sonunda Avrupa’nın en iyi oyuncuları arasında yerini aldı.

Amerika’da bir Hırvat Artık basketbolun zirvesinde olma sırası gelmişti ve Chicago Bulls’un o tarz bir oyuncuya ihtiyacı vardı. NBA’in Avrupalılara bugünkü kadar sıcak bakmadığı bir dönemde, 1990 yılında 2. tur 29. sıradan seçildi ama üç yıl daha Avrupa’da oynamayı tercih etti ve Kasım 1993’te NBA’e ilk adımını attı. Çoğu çaylak oyuncu gibi onun da kariyeri bench’te başladı. Rotasyonda Horace Grant ve Scottie Pippen’ın ardında geliyordu ve bu durumdan hoşlanmayan Phil Jackson, onu 2 ve 4 numarada denemeye karar verdi. 2 numarada çok verimli olamadı ancak 4 numarada daha iyi bir oyuncu olduğunu gösterdi. Avrupalı oyun tarzı ile Bulls’un eksik yönü kapanmış gibiydi ancak Michael Jordan’ın vedası onları bir hayli

“Avrupa’da MVP olm başarısı gösteren nadir oyunculardı ve altı yılın sonunda Avrupa’nın en iyi oyuncuları arasınd yerini aldı”

ma

a

da

Toni Kukoc

“Chicago’nun 72 galibiyet ve 10 yenilgi ile rekor kırdığı sezon Kukoc En İyi Altıncı Adam ödülünü aldı”

Toni Kukoc

kötü etkiledi. Jordan’sız da play-off’a kalmayı başaran Bulls, 1994 playoff’unda konferans yarı finaline kadar yükseldi. Yarı finalde rakip New York Knicks’ti. İlk iki maçı kaybetmesine rağmen üçüncü maç Chicago’daydı. Çekişmeli geçen karşılaşmanın bitimine 1.8 saniye kala skor 102102’ydi. Son topu çaylak ve bench’ten gelen Kukoc’un kullanmasını isteyen Phil Jackson, oyuna onu sokup Pippen’ı çıkarınca tecrübeli oyuncu adeta çıldırdı. Oyundan alınınca önce soyunma odasına gitti, daha sonra bench’e geri geldi. Hırvat oyuncu ise kendisine güvenen koçunu yanıltmayarak, attığı üçlükle karşılaşmayı takımına getirdi. Yedinci maça kadar uzanan serinin galibi Knick oluyordu ama Kukoc artık kendini ispat etmeye başlamıştı.

Bir sonraki sezon Horace Grant’in Orlando Magic’e gitmesiyle süreleri arttı ve ilk beşte yer alır hale geldi.

Kukoc o kadar iyi oynuyordu ki takımın en skorer ikinci oyuncusu olmuştu. Ancak takım olarak sezonu o kadar da iyi geçirdikleri söylenemezdi; All-Star haftasına kadar 23 galibiyet, 25 yenilgi ile gidiyorlardı. All-Star’dan sonra Michael Jordan’ın takıma dönmesiyle biraz toparlandılar ve Doğu Konferansı’nı beşinci sırada tamamladılar. İlk turda Charlotte Hornets’i 3-1 yenerek yarı finalde

Orlando Magic’in rakibi oldular ancak Orlando’ya karşı güçleri yetmeyince bu seriyi 4-2 kaybettiler.

Bir sonraki sezon yine bir umut vardı ancak Dennis Rodman’ın takıma katılmasıyla bench’ten altıncı adam olarak gelmeye başladı. Yine de takımın en skorer üçüncü oyuncusu olmuştu.

Harika oynuyor, takımına ciddi fayda sağlıyordu. Bunun en büyük kanıtı ise sezon sonunda olacaktı. Chicago, sezonu rekor kırarak 72 galibiyet ve 10 yenilgi ile tamamlamıştı ve Kukoc o sezon En İyi Altıncı Adam ödülünü aldı. Play-off’a ise çok büyük avantajla başladılar. İlk turda Miami’ye maç vermediler ve yarı finalde New York Knicks’le eşleştiler. Bu seriyi de 4-1 kazanan Bulls, konferans finaline yükseldi. Kukoc’un NBA tarihindeki ilk konferans finallerini görmesi tam üç yılı bulmuştu. Rakip, bir önceki sezon elendikleri Orlando’ydu. Bu kez senaryo farklıydı çünkü Jordan ritmini bulmuştu. Bunun sonucunda da rakibi adeta sahadan silerek seriyi 4-0 kazandılar. Kukoc için tarihi bir andı çünkü basketbol tarihinde ilk kez NBA finallerine çıkıyordu. Rakip; Gary Payton, Shawn Kemp, Sam Perkins,

“1999’daki lokavttan etkilenen Avrupalı oyuncular, soluğu Avrupa’da almıştı ancak Ton bu süreçte hiçbir takımda oynamak istemedi”

120 / TopGear.com / MayIS 2011

ni

Toni Kukoc

Detlef Schrempf gibi önemli yıldızlara sahip Seattle Supersonics’ti. İlk maçta sahadan galip ayrılan Chicago’da Kukoc attığı 18 sayı ile takımına büyük bir katkı sağlarken, seriyi 4-2 kazanan Chicago şampiyon oluyordu.

Kukoc artık şampiyon bir oyuncuydu.

Sonraki iki sezonda da şampiyonluk yaşayarak toplamda üç yüzüğün sahibi oldu. Ne var ki ilerleyen dönemde bu seviyede kalamayacaktı.

ChIcago’dan sonraki Kukoc 1999’daki lokavttan etkilenen Avrupalı oyuncular, soluğu Avrupa’da almıştı ancak Toni bu süreçte hiçbir takımda oynamak istemedi ve çalışmalarını Amerika’da sürdürdü. Ancak o, Kukoc’un Chicago Bulls’taki son sezonu olacaktı. Öncelikle play-off’a kalamadılar; ardından Michael Jordan ve Scottie Pippen gibi oyuncular takımdan ayrıldı. Böyle olunca Chicago Bulls yönetimi de yeni bir yapılanmaya gitti ve Kukoc’u Philadelphia 76ers’a takasladı.

Philadelphia’daki kısa süren macerasının ardından Kukoc’un yeni durağı Atlanta Hawks oldu. Takımın en tecrübeli oyuncusu olmasına

rağmen burada sadece dokuz maça ilk beş başladı. Böyle olunca da bu sefer kendi ayrılmak istedi ve ona sahip çıkan Milwaukee Bucks ile anlaştı.

Bucks’ta emekli olana kadar oynadı.

Artık tam tamına bir “role player” olmuştu. Gerektiği yerlerde tecrübesiyle sahneye çıkıyor, gerektiği yerlerde takımını ateşliyor, gerektiği yerde de takımın kaptanlığını yapıyordu.

Buradaki son sezonunda play-off gördü ancak Bulls’taki başarılarını ne yazık ki tekrarlayamadı.

“Her başlangıcın bir bitişi olur” derler.

Her oyuncu gibi Kukoc da aktif spor kariyerini bir gün bitirecekti ve bunun için 2006-07 sezonunu bekledi.

Chicago ve Milwaukee’den teklif gelmesine rağmen basketbolu bırakmayı tercih etti. Ondan sonra kendini golfe verdi ve birkaç önemli turnuvaya katıldı.

Tabii hiçbir şey ona basketbol kadar keyif vermiyordu, zaten vermesi de beklenemezdi çünkü o bir basketbol efsanesiydi. Yaşı ne olursa olsun, bizim için daima öyle kalacak…

TÜRKİYE’NİN İLK VE TEK HAFTALIK ONLINE BASKETBOL DERGİSİ

SLAMDUNK

TURKCELL DERGİLİK İLE TÜM iPAD, iPHONE VE ANDROID’LERDE!