MART / MARCH 2010 03/10
Serengeti Büyük Göç Başlıyor
The Great Migration Begins
İçe Bakış
2010/11 ERKEK MODASI
Van Gogh
ROYAL ACADEMY OF ARTS'DA
INTROSPECTION 2010/11 Men's Fashion VAN GOGH At The Royal Academy of Arts
MART MARCH 2010
ENTRÉE 12 Ve Nihayet Bahar
Springtime at Last
13 Gözlerden Sakının Out of Sight
16 Yıllardan Sonra After Years
18 Kendi Broşunu Çiğne
Chew Your Own Brooch
20 Victoria ve Albert: Sanat ve Aşk
Victoria and Albert: Art and Love
22 Yolların Hayaleti Ghost Rider
001-011-Onsoz.indd 2
2/23/10 12:50 AM
MART MARCH 2010
28 Sıcak Akdenizli Barselona
Red-Hot Mediterranean Barcelona
36 İçe Bakış
Introspection
42 Akan Zamanı Durdurun Stop the Passing Time
54 Van Gogh’un Gökyüzü
The Skies of Van Gogh
60 Serengeti’de Büyük Göç Başlıyor
The Great Migration Begins at Serengeti
74 Tükiye Gastro-Turizm Öncüsü Olmalı
Turkey Should Pioneer Gastro-Tourism
81 INFO
KAPAK v COVER Courtesy of | Singita Game Reserves | İzniyle
001-011-Onsoz.indd 4
2/23/10 12:50 AM
YÖNETİM MANAGEMENT Yönetim Kurulu ve İcra Komitesi Başkanı Hamdi Topçu Chairman of the Board and of the Executive Committee Türk Hava Yolları Adına Sahibi | Genel Müdür, Yönetim Kurulu ve İcra Komitesi Üyesi Doç. Dr. Temel Kotil Publisher on behalf of Turkish Airlines | CEO and Member of the Board and of the Executive Committee Kurumsal İletişim Başkanı Zeki Çukur Senior Vice President Corporate Communication Aysun Ulusu aulusu@thy.com Ahmet M. Müftüoğlu ahmetm@thy.com Gökçen Ata gokcenata@thy.com Marka İletişim Danışmanı | Brand Communications Consultant Serdar Özer Öztürk Türk Hava Yolları Genel Yönetim Binası Atatürk Hava Limanı 34149 iSTANBUL Tel: +90 212 463 63 63 / 1164
YAYIN YÖNETİM Yayın Grubu Başkanı | President Grup Koordinatörü | Coordinator Finans Koordinatörü | Finance Coordinator YAPIM Yayın Koordinatörü (Sorumlu) | Editorial Coordinator
PUBLICATION MANAGEMENT Serkan Ünal Mehmet Mücahid Demir Selim Kara PRODUCTION Serdar Turan serdar.turan@infomag.com.tr
Editörler | Editors
Kültür Sanat | Arts & Culture Tarih | History Lifestyle Gezi | Travel Redaksiyon Editörü | Copydesk Editor İngilizce Editörü | English Editor Grup Tasarım Direktörü | Group Design Director Tasarım Direktörü | Design Head Fotoğraf Editörü | Photo Editor Yardımcı Fotoğraf Editörü | Assistant Photo Editor Tasarım ve Uygulama | Design and Layout ÖZEL PROJELER
Jülide Karahan julide.karahan@infomag.com.tr Hasan Mert Kaya mert.kaya@infomag.com.tr Oktay Tutuş oktay.tutus@infomag.com.tr Melih Uslu melih.uslu@infomag.com.tr Suavi Yazgıç suavi.yazgic@infomag.com.tr Margaret Sönmez Nejat Emrah Yörük emrah.yoruk@infomag.com.tr Eray Makal eray.makal@infomag.com.tr Ahmet Bilal Arslan ahmet.bilal@infomag.com.tr Şahin Aslan sahin.aslan@infomag.com.tr Halil Öter | İbrahim Kaplan | Bertuğ Yasavullar | Zeynep Akay CUSTOM PROJECTS
Koordinatör | Coordinator
Baha Yılmaz
Müşteri Direktörü | Account Director
Çisem Kartal
Müşteri Temsilcisi | Account Executive Editör | Editor Art Direktör | Art Director REKLAM Reklam Satış Müdürü | Advertising Sales Manager Reklam Satış Yöneticisi | Advertising Sales Executive Uluslararası Reklam Satış Yöneticisi | International Ad Sales Manager Marka Müdürü | Brand Manager
Zeynep Nil Suner Aynur Şenol Altun Özkan Oral ADVERTISING Sema Teker Eğilmez sema.teker@infomag.com.tr Ömer Arıcı omer.arici@infomag.com.tr Abidin Karabulut abidin.karabulut@infomag.com.tr +352 (0) 621 51 33 21 Emin Görgün emin.gorgun@infomag.com.tr
Üretim Müdürü | Production Manager
Gökhan Gönüldaş gokhan.gonuldas@infomag.com.tr
Reklam Rezervasyon | Ad Reservation
İlknur Eruzun ilknur.eruzun@infomag.com.tr
Muhasebe | Accounting
İnfomag Yayıncılık, Bilişim,Tanıtım ve OrganizasyonHizmetleri LTD. ŞTİ. Akatlar Mahallesi, Ebulula Mardin Cad. 4. Gazeteciler Sitesi A8/1 1. Levent / İSTANBUL Tel: +90 212 324 55 15 • Faks: +90 212 324 55 05 skylife@infomag.com.tr • www.infomagyayincilik.com.tr Baskı-Cilt | Printing-Binding Promat Basım Yayın San.ve Tic. A.Ş. Tel: +90 212 622 63 63 • http://www.promat.com.tr
Veysi Güneş veysi.gunes@infomag.com.tr
Skylife Business dergisi ile ilgili öneri ve şikayetleriniz için customer@thy.com adresine mail gönderebilirsiniz. Any suggestions or complaints about Skylife Business magazine are welcomed and should be addressed to customer@thy.com. Dergimizde yayımlanan yazı ve fotoğraflardan yayıncının izni alınmadan, kaynak belirtilmeden tam veya özet alıntı yapılamaz. Neither, text nor photographs from this publication may be reproduced either in full or summary without acknowleding the source and without prior permission from the publisher. Skylife Business, THY tarafından ayda bir yayımlanır. Skylife Business is published monthly by Turkish Airlines.
6 v SKYLIFE BUSINESS v MART MARCH 2010
001-011-Onsoz.indd 6
2/23/10 12:50 AM
kevin_globally_yours_21.5x27.5 12/22/09 5:10 PM Page 1 C
Composite
M
Y
CM
MY
CY CMY
K
Merhaba, Greetings, İlk iki ayını geride bıraktığımız 2010, yepyeni bir teknoloji ve hız çağının gerektirdiği üzere oldukça hızlı bir şekilde akıyor. Bahar, bu yılın nelere gebe olduğunu anlayabilmek için birçok sinyali de beraberinde getiriyor. Biz de ardı ardına yapılan etkinliklerle 2010 yılında bizi nelerin beklediğini gördük ve sizin için takip ettik. Örneğin, önümüzdeki sonbahar ve kışın erkekler için moda adına sürprizleri var. Milano ve Paris moda haftalarının ardından Kerem Yılmaz tarafından yazılmış yazı, şimdiden gardırobunuzu gözden geçirmenizi sağlayacak. Milano ve Paris moda için vaatlerini sunarken Cenevre’de de uluslararası bir lüks saat fuarı vardı: SIHH 2010. Önümüzdeki dönemde lüks saat ve mücevher firmalarının nasıl bir strateji izleyeceklerini ve bizleri ne gibi yeni modellerle şaşırtacaklarını geniş bir dosyada görebileceksiniz. Krizin etkilerinden yavaş yavaş kurtulan lüks segment firmaların yepyeni modelleri takip eden sayfalarda yer alıyor. Sizin nereye uçtuğunuzu bilemiyoruz. Ancak bu ay biz sizi şu anda oturduğunuz yerden hiç kaldırmadan önce Barselona’ya götürüyor, sokaklarında dolaştırıyor; çok bilinenleri ve kulaktan kulağa fısıldananlarıyla sizlere bu Akdeniz başkentinin ayrıntılarını veriyoruz. Daha egzotik ve maceraperest olanlar için de Serra Gürçay bu ay Afrika, Serengeti’deki safarileri kaleme aldı. İçinizdeki iflah olmaz macera merakını doyurmanız için, üstelik hiçbir tehlikeli yolculuğa atılmadan, bu konformist safariyi okumaya buyurun. Daha önce birçok markanın profilini çizdiğimiz Icon sayfalarımızda bu ay ilk defa bir otomobil modifikasyonu firması olan Mansory’yi inceleme fırsatınız olacak. Lüks otomobilleri alarak onları birer tasarım harikasına dönüştüren şirket, bugüne kadar unutulmaz modellerin modifikasyonunu gerçekleştirdi. Yakın bir geçmişte İstanbul’a gelen dünyaca ünlü şef ve gezgin Anthony Bourdain, ünlü programı No Reservations için kentin sokaklarında gezerek, lokal rehberlerinin de desteğiyle bu koca şehrin en iyi ve geleneksel yemeklerinin tadına baktı. İstanbul’un yeme-içme kültüründen ve bu kültürün gerçek hazinelerinden çok etkilenmiş. Aksini düşünmek zaten mümkün mü? Bourdain ile söyleşimiz de sizi gastronomi sayfamızda bekliyor. Tüm bunların dışında, dünyadan haberlere, en özel otomobillere, mücevher tasarımlarına, sergilere ve sanatçılarla yapılan söyleşilere de rastlayacaksınız. Bu kadar küçük bir alanda size tüm dergiyi anlatmamız imkânsız. İyisi mi siz arkanıza yaslanın ve okumaya başlayın. Bitiremezseniz eğer yanınıza almakta da özgürsünüz. Bu bahar, size müjdeledikleriyle daha ılık gelir umarız. İyi yolculuklar.
As per the needs of an age of brand new technology and agility, the year 2010 – of which we have left two months behind us – continues at breakneck speed. Springtime arrives with a bouquet of signs as to what the rest of the year may hold. We uncovered what lies in store for 2010 as we followed a series of successive events. For instance, men will find a number of fashion-related surprises for the upcoming fall and winter. The article, written after the Milan and Paris fashion weeks by Kerem Yılmaz, will give you the opportunity to re-evaluate your wardrobe right now. As Milan and Paris presented their stylistic vows, the SIHH 2010 international luxury watch fair was held in Geneva. You will be able to see for yourself just what kind of strategic approach the luxury watch and jewelry firms will take and how they plan to amaze audiences with their freshest designs in our expansive file on the subject. The latest models being offered by the luxury segment companies, who are slowly but surely recovering from the effects of the economic crisis, are found in the pages ahead. Now, we can’t tell where you might be flying. However, without having you leave your seat, we will be taking you to Barcelona, guiding you through its streets and providing you with commonplace facts as well as insider information on the Mediterranean metropolis. For those with an interest in adventure and the exotic, Serra Gürçay has put pen to paper on her safaris in the African Serengiti this month. To whet that unquenchable appetite for adventure – without embarking on on any sort of dangerous journey, at that – just start reading this tale of conformist adventure. On our Icon pages, where we have previously profiled many different brands, you will have the opportunity to check out Mansory, an automobile modification company. The company, which takes luxury vehicles and transforms each of them into unique marvels of design, has so far produced several unforgettable examples of the art. World-renowned chef and traveler Anthony Bourdain recently visited Istanbul for No Reservations – his hit television series – wandering through the streets of the city with the help of local guides, sampling the finest foods and traditional delicacies that this great city has to offer. He was genuinely impressed by Istanbul’s culinary culture and the true treasures that it presents. It is unimaginable that one would think otherwise. Our interview with Bourdain can be found on our gastronomy page. Besides all of the above, you will also come across the most luxurious cars, various jewelry designs, exhibitions, and interviews with artists. It’s impossible to describe the entire magazine in such a short space. Just lie back and start reading. If you don’t finish, feel free to take it with you. We hope that this spring will seem a little warmer with the good news it brings. Have a pleasant trip.
SKYLIFE BUSINESS
2010 MARCH MART v SKYLIFE BUSINESS v 11
001-011-Onsoz.indd 11
2/23/10 12:50 AM
Entrée
VE NIHAYET BAHAR!
v Mücevher tasarımı konusuna ilgisi olanların
yakından tanıyacağı dünyaca ünlü tasarımcı Jean Schlumberger’in, 1987’deki ölümünden önce Tiffany için yaptığı koleksiyonda yer alan ve bahar aylarını çağrıştıran kolyesi Monarque tam da mevsiminde yeniden görücüye çıkıyor. Üzerlerine kışın son karı düşmüş pırlantalar altında sanki yeni açmış yapraklar gibi duran bu kolye, baharın devinimini müthiş bir şekilde aktarıyor. Zaten Schlumberger de “Onları tıpkı büyüdükleri zamanki gibi düzensiz ve hareket halinde göstermeye çalıştım” demiş. Birbirlerine birer altın düğümle bağlanmış bu yaprakların tam ortalarında baharın müjdecisi bir de kelebek bulunuyor. Monarque kolye Tiffany’nin ustaları tarafından Paris ve New York’ta elde yapılıyor.
Hemen havalanacakmış gibi duran bu minik kelebek müthiş parlak ve doygun sapsarı renkteki safirlerden oluşuyor.
SPRINGTIME AT LAST! v Monarque, a necklace evocative of the months of spring that was part of a collection design by Jean Schlumberger for Tiffany’s before his death in 1987, is being released just in time for the season. The necklace powerfully expresses the flux brought by spring, with diamonds glistening like the last of the winter snow over blooming leaves. Schlumberger himself said “I try to make them look as if they were growing, uneven and in motion”. A single butterfly heralding the arrival of spring is affixed near the center of the leaves, which are tied together with golden bows. The Monarque necklace is handcrafted by Tiffany’s master jewelers in Paris and New York. www.tiffany.com
The tiny monarch butterfly, made of sparkling color-saturated yellow sapphires, seems poised for flight.
12 v SKYLIFE BUSINESS v MART MARCH 2010
012-027-Entree.indd 12
2/23/10 12:57 AM
Fotoğrafta görülen Bel-Air modeli, hem zamansız bir şıklık hem de inanılmaz çeşitlilikte kişiselleştirme seçeneği sunuyor. Güvenliğin en lüks hali!
The pictured Bel-Air model offers timeless elegance and unlimited options for customization. Safety at its most luxurious!
GÖZLERDEN SAKININ!
v Öyle bir kasanız olsun ki sadece sizin
ihtiyaçlarınıza yönelik olarak düzenlenmiş ve elde yapılmış olsun. Böylece gözlerden uzak kalmasını istediğiniz her şeyi belli bir düzen ve de çok şık bir görüntü içerisinde saklayabilirsiniz. Mümkün mü? Kesinlikle, çünkü 1919’dan beri Almanya’da üretim yapan Döttling’in işi tam olarak bu. Bu çok özel kasanın dış kaplamalarına sizin karar verdiğiniz gibi tüm iç bölmelerini de ihtiyaçlarınıza göre ayarlıyorlar. Saat, doküman, değerli mücevherler için çekmeceler veya çok değerli bir sanat eseri için genişçe bir alan... Siz nasıl olmasını dilerseniz öyle.
OUT OF SIGHT! v Think of a handcrafted safe designed specifically to suit your needs. Something that will allow you to keep those things that you want out of sight in an organized fashion while maintaining a stylish appearance. Feasible? Absolutely – since 1919, this is precisely what Germanybased Döttling has been working on. The external paneling of the exclusive safe is up to your decision, while the interior partitions are adjusted to suit your requirements. Perhaps some drawers for watches, documents, and precious jewelry or a spacious area for a highly valuable work of art... However you please. www.doettling.com
2010 MARCH MART v SKYLIFE BUSINESS v 13
012-027-Entree.indd 13
2/23/10 12:57 AM
Entrée DÜNYANIN EN BÜYÜĞÜ!
v Önümüzdeki aylarda Abu Dabi’deki Yas Adası üzerinde
açılacak olan Ferrari World Abu Dhabi, temalı oyun ve eğlence parkları arasında dünyanın en büyüğü olmaya hazırlanıyor. İçerisinde dünyanın en hızlı rollercoaster’ının da bulunacağı Ferrari World, 20 farklı atraksiyonla ziyaretçileri etkilemeyi düşünüyor. Bunlar arasında yarış aracı simülatörleri, her yaştan çocuklar için eğlence, İtalyan restoranları gibi pek çok seçenek de var. Çok yakında çocuklar Disneyland yerine dünyanın en hızlı treniyle 62 metre yüksekliğe çıkarak bir F1 pilotunun nasıl hız yaptığını deneyimlemek isterlerse şaşırmayın.
012-027-Entree.indd 14
THE WORLD’S LARGEST! v Slated to open its doors within a few months on Yas Island in Abu Dhabi, Ferrari World is preparing to become the largest among the world’s theme parks. Ferrari World is sure to impress visitors with over 20 rides and attractions, including the world’s fastest roller coaster, race car simulators, entertainment for children of all ages, and Italian restaurants. Don’t be surprised if, before long, children will want to experience the exhilarating speeds of an F1 driver from a height of 62 meters on the world’s fastest train in the world instead of going to Disneyland. www.ferrariworldabudhabi.com
2/23/10 12:57 AM
Ünlü mimari şirketi Benoy tarafından tasarlanan yapının çatısı Ferrari GT’nin şasisinden esinlenilmiş. 450 bin metrekarelik bu dev kırmızı çatı önümüzdeki aylarda Yas Adası’nın yegâne simgesi olacak. Designed by renowned architectural firm Benoy, the roof of the structure is inspired by the body shell of the Ferrari GT. The giant, 450 thousand square meter red roof will become Yas Island’s foremost landmark in just a few months.
012-027-Entree.indd 15
2/23/10 12:57 AM
Entrée
YILLARDAN SONRA...
v Ünlü yüksek tasarım mücevher
evi Fabergé, 1915’ten beri ilk defa Rusya dışında bir butik açtı! Bu kadar uzun süredir hiç butik açmayan mücevher evinin yeni butiğinin tasarımını Madridli tasarım dehası Jaime Hayon üstlendi ve ortaya Cenevre’nin en ünlü caddelerinden rue Pierre Fatio, 5 numaradaki bu harika butik çıktı. Neredeyse bir asırdır sessizce bekleyen Fabergé için çok önemli olan bu yeni butik iki kattan oluşuyor. Hayon’un değerli malzemelerin bir karmasından oluşan bu yalın tasarımı, ipek drapelerin, Carrara mermerlerinin ve az bulunur ahşap kaplamalarının bolca kullanıldığı bir gövde gösterisine dönüşmüş. Mücevher evinin kurucusu ve ustası Peter Carl Fabergé’nin 1920’de İsviçre’de ölmesi, butiğin Cenevre’de açılmasının en önemli sebebi.
AFTER YEARS... v Renowned high-design jewel house Fabergé has opened a boutique beyond Russia’s borders for the first time since 1915. Madridian design prodigy Jaime Hayon took on the task of designing the jewel house’s new boutique, resulting in a fantastic shop on one of Geneva’s most famous avenues, rue Pierre Fatio no. 5. The boutique, which bears great importance to Fabergé after nearly a century of dormancy, consists of two stories. Hayon’s unadorned design is composed of a medley of valuable materials, a veritable tour de force featuring copious amounts of silk drapery, Carrara marble, and rare wood paneling. That the jewel house’s founder and master Peter Carl Fabergé died in Switzerland in 1920 is a great factor in the boutique’s location in Geneva.
Jaime Hayon İspanya’nın tasarım dünyasına armağanı olarak görülüyor ve çalışmalarını Londra’da sürdürüyor. Bugüne dek sayısız iç mekân ve obje tasarımına imza attı ve yine bir o kadar da ödül kucakladı. Jaime Hayon is viewed as Spain’s gift to the world of design. He currently operates from London. He has created countless interior environments and objects, embracing just as many awards in the process.
16 v SKYLIFE BUSINESS v MART MARCH 2010
012-027-Entree.indd 16
2/23/10 12:57 AM
2010 MARCH MART v SKYLIFE BUSINESS v 17
012-027-Entree.indd 17
2/23/10 12:58 AM
Entrée “Bir sanatçı olarak en büyük problem şu ki ne zaman iyi bir parça yaratsanız, sonrasında ondan daha iyisini yaratmak üzere lanetleniyorsunuz!” “The greatest difficulty you face as an artist is that whenever you create a good piece, later on you’re cursed with the task of coming up with something even better!”
012-027-Entree.indd 18
2/23/10 12:58 AM
“KENDI BROŞUNU ÇIĞNE!” “CHEW YOUR OWN BROOCH!” Modern mücevher tasarımcısı Ted Noten, bildiğimiz objeleri ve aksesuarları alışık olmadığımız şekillerdeki sanat eserlerine dönüştürüyor. Buna, çiğnediğiniz bir sakızın kalıbından yaptığı broşları da dâhil. v Kendisini “susturulmuş anekdotları arayan bir başkaldıran”
olarak tanıtan Hollandalı tasarımcı Ted Noten, aslında giyilmekten çok işlevi veya düşündürdükleri üzerine odaklanılması gereken işler yaratıyor. Bu ay içerisinde işlerinden bir kısmını İstanbul Teşvikiye’de sergisi münasebetiyle açılan Soda Galeri’de görmek mümkün. Açılış akşamı kendisinin de katılımıyla tasarımlarını ve onların macerasını kendi ağzından dinleme fırsatı bulabildik. Başlangıçta ne kadar kişisel gibi gözükse de aslında bu topyekün çıkılabilecek bir macera. “Tasarımlarımı gerçekleştirirken çok spontane ve dürtüsel bir yol izliyorum. İsimlendirirken de...” Akrilik içerisine hapsettiği silahlardan yaptığı çantalar, bir eskrim kılıcına benzeyen yüzük veya çiğnenmiş sakızdan yapılmış bir broş... Noten’in yaratıcılığının sınırı yok! “Bir yaratıcı olarak malzemelere dokunmayı, onlarla savaşmayı ve düşüncelerimi aktaracak bir araç olarak kullanmayı seviyorum.”
Modern jewel designer Ted Noten transforms everyday objects and accessories into works of art in highly unusual forms – such as the brooch he made from a piece of chewing gum. v Describing himself as “a rebel in search of suppressed anecdotes”, Dutch designer Ted Noten creates pieces that demand careful attention as to their function and the thoughts that they bring up. A selection of his work is on display through this month at Soda Gallery in Teşvikiye, Istanbul. We found the chance to speak to him on opening night concerning his designs and the stories surrounding them. Though this sounds rather personal, it’s an adventure for all. “When designing, I follow a very spontaneous and instinctual path. When naming them too...” Bags made of weapons encased in acrylic, a ring that resembles a fencing sword and a brooch made of chewing gum... Noten’s creativity knows no limit! “As a creator I enjoy feeling the materials, fighting with them, and using them as tools to transmit my thoughts.”
2010 MARCH MART v SKYLIFE BUSINESS v 19
012-027-Entree.indd 19
2/23/10 12:58 AM
VICTORIA VE ALBERT: SANAT VE AŞK
VICTORIA AND ALBERT: ART AND LOVE
v Londra Buckingham Sarayı’ndaki Queen’s Gallery, 1837-
v The Queen’s Gallery at Buckingham Palace in London is presenting an exhibition dedicated to Queen Victoria’s and Prince Albert’s shared enthusiasm for art dating between 1839 to 1861. The exhibition, which will be on display until 31st October 2010, covers a wide a array of works of art from paintings to photography to sculptures and from jewellery to costumes while it also aims to discover the depths of Queen Victoria’s popular image, thus portraying her as an affectionate and broad minded young lady. Art wasn’t just a part of their daily lives, but a way in which they expressed their adoration for each other. The presents they exchanged on special occasions constitute one third of the pieces in the exhibition. Among the pieces that can be viewed at the exhibition, the following are most exquisite: Queen Victoria’s Costume for the Stuart Ball of 1851 designed by Eugène Lami, Queen Victoria’s wedding brooch, a sculpture of Prince Albert by Emil Wolff, a photograph of the couple taken by Roger Fenton in 1854, a painting of Queen Victoria by Franz Xaver Winterhalter commissioned by the Queen herself in 1843 for Prince Albert’s 24th birthday and an orange blossom parure given as a present to the Queen by Prince Albert. The pieces are all uniquely significant, not just because they represent the love between Queen Victoria and Prince Albert but also because they show the royal family’s dedication to being a patron of the arts.
1901 seneleri arasında Kraliçe Victoria’nın ve Prens Albert’in sanata duydukları heyecanı aktaran bir sergi sunuyor. 31 Ekim 2010’a kadar gösterimde olacak sergi resimden fotoğrafa ve heykele, mücevherlerden kostümlere geniş çeşitlilikte eserler içeriyor. Sergi aynı zamanda Kraliçe Victoria’nın yaygın imajının derinliklerini keşfediyor, böylelikle onu tutkulu ve açık fikirli genç bir kadın olarak tanımlıyor. Sanat onlar için sadece günlük hayatın bir parçası değildi, sanat aynı zamanda birbirlerine olan aşklarını ifade etme biçimleriydi. Birbirlerine özel günlerde verdikleri hediyeler sergideki eserlerin üçte birini oluşturuyor. Sergide izlenebilecek son derece seçkin parçalar arasında şunlar yer alıyor: Kraliçe Victoria’nın 1851 senesinde Stuart Balosu’nda giymiş olduğu ve Eugène Lami tarafından tasarlanmış kostüm, Kraliçe Victoria’nın nikahında takmış olduğu broş, Prens Albert’in Emil Wollf tarafından yapılmış bir heykeli, çiftin 1854’te Roger Fenton tarafından çekilmiş fotoğrafı, Kraliçe Victoria tarafından Prens Albert’in 24. doğumgünü için Franz Xaver Winterhalter’a sipariş ettirilen portresi ve Prens Albert’in Kraliçe’ye hediye ettiği portakal çiçekleri biçiminde tasarlanmış mücevher takımı. Sergideki eserlerin bu kadar önemli olmasının sebebi sadece Kraliçe Victoria ve Prens Albert arasındaki aşkı temsil etmeleri değil, aynı zamanda kraliyet ailesinin sanatı koruma altına almaya verdiği değeri ortaya koyması.
Solda | Left: Franz Xaver Winterhalter, Queen Victoria, 1843; Sağda | Right Charles Brocky, Prince Albert, 1841
Images courtesy of | Royal Collection © 2009, Her Majesty Queen Elizabeth II | İzniyle
Entrée
20 v SKYLIFE BUSINESS v MART MARCH 2010
012-027-Entree.indd 20
2/23/10 12:58 AM
Kraliçe Victoria’nın Stuart Balosu kostümü, 1851 Queen Victoria’s Costume for the Stuart Ball, 1851
Solda | Left: Franz Xaver Winterhalter, Queen Victoria, 1843; Sağda | Right Charles Brocky, Prince Albert, 1841
Images courtesy of | Royal Collection © 2009, Her Majesty Queen Elizabeth II | İzniyle
Emil Wolff’un Prens Albert heykeli, 1849 Emil Wolff’s Prince Albert, 1849
Kraliçe Victoria ve Prens Albert Buckingham Sarayı’nda, 1854 The Queen and Prince Albert, Buckingham Palace, 1854
Kraliçe Victoria’nın düğününde taktığı broş, 1840 Queen Victoria’s Wedding Brooch, 1840
2010 MARCH MART v SKYLIFE BUSINESS v 21
012-027-Entree.indd 21
2/23/10 12:58 AM
Entrée
012-027-Entree.indd 22
Ghost’un inanılmaz sessiz 6,6 litrelik V12 motoru, onu yollarda sessizce ilerleyen bir varlığa dönüştürüyor.
The Ghost’s astonishingly quiet 6.6 liter V12 engine transforms it into a being which silently cruises the roads.
Aracın iç tasarımı yolcuları dış dünyadan tamamıyla soyutlamak üzere düşünülmüş.
The vehicle’s interior design is such that it completely detaches passengers from the world outside.
2/23/10 12:59 AM
YOLLARIN HAYALETI
v Geçtiğimiz sene Cenevre Motor Show’da 200EX ismiyle
görücüye çıkan yeni Rolls Royce, herkesi tasarımıyla etkilemiş ve ileride neye dönüşeceğine dair de merak içinde bırakmıştı. Modern mimari, mobilyalar ve yat tasarımlarından etkilenen tasarım ekibi aynı zamanda aracın karakterini 1930’lu yılların o maceracı ruhundan almış. 6,6 litrelik V12 motoruyla 563 beygir güç üretebilen, inanılmaz dinamik otomobilin ismi Ghost olarak belirlendi. Baş tasarımcı Ian Cameron’ın sözleriyle “Biniş ve sürüş deneyimini artırmak üzere her şeyi tasarlandı, mühendislerce geliştirildi ve üretildi.”
012-027-Entree.indd 23
GHOST RIDER v Appearing at last year’s Geneva Motor Show under the name 200EX, the new Rolls Royce impressed all with its design and left a great deal of wonder regarding what it might become in the future. Inspired by modern architecture, furniture, and yacht design, the design crew also drew on on the adventurous spirit of the 1930s in creating this dynamic vehicle’s personality. The vehicle, which carries a 6.6 liter V12 engine capable of 563 horsepower, has been christened “Ghost”. In the words of lead designer Ian Cameron, “everything is designed, engineered and crafted to enhance the drive and ride experience.” www.rolls-roycemotorcars.com
2/23/10 12:59 AM
Entrée PARIS
HEM PERİLİ HEM SON MODA MART Bu Mart, perili müzikal ve sergiler sizi kovalıyor olabilir ama neyse ki son moda ve gösterişli kaçış imkânları da var.
HAUNTED AND FASHIONABLE MARCH This March, ‘haunted’ operas and exhibitions might be chasing you but luckily there are also fashionable and grandiose options for escape. NEW YORK
MODASEVERLER Yves Saint Laurent Retrospektifi 11 Mart – 29 Ağustos | Petit Palais, Paris
SANATSEVERLER Haunted: Çağdaş Fotoğraf/Video/Performans 26 Mart – 6 Eylül | Guggenheim Müzesi, New York
organize edilen serginin en ilgi çekici parçaları, Jeanloup Sieff ’in ikonik fotoğraf serileri ve Catherine Deneuve’un YSL kıyafetlerinden seçmelerden oluşuyor. Saint Laurent’in, Dior’da başlayıp, 1950’lerin sonlarındaki meşhur Trapez koleksiyonuyla devam eden ve 2008’deki ölümünden hemen önce YSL markası için tasarladığı uzun gece elbiseleriyle son bulan 40 yıllık kariyeri sergide yerini buluyor.
eserler; fotoğraf serilerinden fotoğrafik unsurlar katılmış heykel ve resimlere, video ve film gösterimlerinden performans ve enstalasyonlara uzanan zengin bir çeşitliliğe sahip. Sergide eserleri yer alacak sanatçılardan bazıları Marina Abramović, Sophie Calle, Tacita Dean, Stan Douglas, Cindy Sherman, Hiroshi Sugimoto, Jeff Wall ve Andy Warhol.
v Yves Saint Laurent’in uzun süreli ortağı Pierre Bergé tarafından
FASHION LOVERS
Yves Saint Laurent Retrospective March 11 – August 29 | Petit Palais, Paris v The highlights of the exhibition, organized by Yves Saint Laurent’s long-term partner Pierre Bergé, include the iconic photo series by Jeanloup Sieff, as well as a selection of Catherine Deneuve’s YSL outfits. 40 years of Saint Laurent’s work, ranging from his beginnings at Dior and the famous Trapèze collection in the late 1950s through his late evening gowns for YSL shortly before his death in 2008, are featured at the exhibition.
v Müzenin 50. yılına ithafen düzenlenen sergide yer alan
ART LOVERS
Haunted: Contemporary Photography/Video/Performance March 26 – September 6 | Guggenheim Museum, New York v The works included in the exhibition, which is dedicated to the 50th anniversary of the museum, range from photographic series, to sculptures and paintings that incorporate photographic elements, and to videos, as well as film, performance, and on-site installations. Included in the show will be work by such artists as Marina Abramović, Sophie Calle, Tacita Dean, Stan Douglas, Cindy Sherman, Hiroshi Sugimoto, Jeff Wall, and Andy Warhol. www.guggenheim.org
www.yslretrospective.com
24 v SKYLIFE BUSINESS v MART MARCH 2010
012-027-Entree.indd 24
2/23/10 12:59 AM
NEW YORK
SANATSEVERLER William Kentridge: Beş Tema 24 Şubat – 17 Mayıs | MoMA, New York
SPORSEVERLER Yeni Zelanda Hava Safarisi 2010 23 Mart – 1 Nisan | Yeni Zelanda
sergileyerek kariyerinin geniş kapsamlı bir incelemesini sunuyor. Sergi, Kentridge’in sanatsal üretiminde yer alan beş ana tema üzerinden sanatçının kullandığı farklı boyut ve disiplinlerin birbirine bağlılığının altını çiziyor. Serginin son kısmında ise New York Metropolitan Operası’nda 5 Mart’ta ilk kez sahnelenecek olan Dmitri Shostakovich’in ‘Burun’ operası için Kentridge’in hazırladığı film projeksiyonları ve basılı işler yer alıyor.
etabını kapsayarak, Yeni Zelanda boyunca yol alıp, 1 Nisan’da Queenstown’da son buluyor. Yaklaşık 75 adet hava aracı ve 300– 320 civarında yarışmacının katıldığı etkinlik, Yeni Zelandalıların desteğinin yanı sıra Avustralya ve İngiltere’den gelecek olan pilotların da katılımıyla uluslararası bir lezzete kavuşuyor. Bu özel etkinliğin amacı, spor ve eğlence uçuşlarına daha çok kişinin ilgisini çekebilmek…
v Modern Sanatlar Müzesi, Kentridge’in 100’den fazla eserini
v 23 Mart Salı günü Ardmore’dan başlayan etkinlik 17 hava
ART LOVERS
SPORTS LOVERS
v The Museum of Modern Art presents a comprehensive survey of Kentridge’s career, featuring more than 100 works by him on display. The exhibition underscores the inter-connection of his mediums and disciplines through the presentation of five primary themes that cut across Kentridge’s artistic output. The final phase includes Kentridge’s footage and printed materials of Dmitri Shostakovich’s The Nose, which will make its debut at The Metropolitan Opera on March 5.
On Tuesday March 23, departing from Ardmore, the event weaves its way through New Zealand covering 17 airfields, and finishing on April 1 at Queenstown. Up to 75 aircraft will be taking part in this great adventure with about 300-320 participants. Pilots from Australia and England as well as great support from New Zealandets will lend an international air to the event. The purpose of this special event is to attract new people into sport and recreational flying.
www.moma.org
www.flyingnz.co.nz
William Kentridge: Five Themes February 24 – May 17 | MoMA, New York
AIR SAFARI NEW ZEALAND 2010 23 March – 01 April 2010, New Zealand
2010 MARCH MART v SKYLIFE BUSINESS v 25
012-027-Entree.indd 25
2/23/10 1:00 AM
Entrée
DUBLIN
BASEL MODASEVERLER Baselworld 2010 - Dünya Saat Ve Mücevher Fuarı 18 – 25 Mart | Basel
MÜZİKSEVERLER Rus Devlet Balesi – Kuğu Gölü 18-21 Mart | Grand Canal Tiyatrosu, Dublin
saat ve mücevher endüstrisi, 2 bini aşkın markanın yeni ürün ve trendlerini izlemek ve başarılı etkileşimler kurabilmek için buluşuyor. Uzman alıcılar, 160 bin m2’den fazla yüzölçümüne sahip fuar alanında, saat, mücevher ve yan sektörlerine ilişkin dünyada bir eşi daha olmayan geniş-tabanlı bir seçki bulabilirler.
önemli yıldızlarını bir araya gelerek Rus Devlet Balesi’nin kurulmasıyla oluşan ve Sovyet balesini tüm dünyaya sunabilecek bir turne grubu oluştu. Diğer yandan, Çaykovski’nin ilk balesi, Kuğu Gölü, tüm zamanların en muhteşem bale klasiklerinden birisidir. Böylesine eşsiz bir bale topluluğunun bu gerçek klasiği yorumlamasıyla ortaya nasıl bir şaheser çıkacağını düşünün…
v Bu yıl 38. defa kapılarını ziyaretçilere açan fuarda, global
FASHION LOVERS
Baselworld 2010 - The World Watch And Jewellery Show March 18 – 25 | Basel v The global watch and jewellery industry all meet up in this show, which is opening its doors to the visitors for the 38th time this year, to experience the new products and trends for some 2000 brands and engage in successful business transactions. Over a surface area of 160,000 m2, expert buyers can find a broad selection, unrivalled anywhere in the world, of what the watch and jewellery sectors and related fields have to offer. www.baselworld.com
v 1979’da Bolşov, Kirov ve Stanislavski topluluklarının en
MUSIC LOVERS
The Russian State Ballet - Swan Lake March 18 – 21 | Grand Canal Theatre, Dublin v The formation of The Russian State Ballet in 1979 brought stars from the famous Bolshoi, Kirov and Stanislavski ensembles together to create a touring company of the highest standard in order to bring Soviet ballet to the rest of the world. In addition, Tchaikovsky’s first ballet, Swan Lake, is considered to be one of the greatest classical ballet of all time. Just think about what kind of a masterpiece will show up when such a unique ballet ensemble interprets this true classic…
26 v SKYLIFE BUSINESS v MART MARCH 2010
012-027-Entree.indd 26
2/23/10 1:00 AM
DUBAI
LONDON MÜZİKSEVERLER ‘Love Never Dies’ Dünya Prömiyeri 9 Mart | Adelphi Tiyatrosu, Londra
SPORSEVERLER Dubai Dünya Kupasi 2010 27 Mart | Meydan Hipdromu, Dubai
yeni müzikali ‘Love Never Dies’, Paris Opera Binası’ndaki sığınağından kaçıp Atlantik’i aşarak Coney Island’a taşınıp oradaki panayır yerinde dolaşan hayalet karakter ‘The Phantom’un hikâyesini devam ettiriyor. Bu yeni şov, size tutku ve entrikalarla örülü bir lunapark tren yolculuğu heyecanı yaşatıyor ve ‘aşkın hiç ölmediğini’ gerçekten kanıtlıyor.
doları aşan) sahip etkinlik ABD, İngiltere, Fransa ve Japonya’daki en büyük ödülleri fethediyor. Tüm yarış severler, dünyanın en iyi jokeylerinin dünyanın en iyi atlarıyla, hayatlarının en önemli yarışını kazanabilmek için gösterdikleri performansı izleyebilmek için bu muhteşem günde buluşuyor.
v Andrew Lloyd Webber’in uzun zamandır beklenen
MUSIC LOVERS
World Premiere Of ‘Love Never Dies’ March 9 | Adelphi Theatre, London v Andrew Lloyd Webber’s long awaited new show “Love Never Dies” continues the story of ‘The Phantom’, who has moved from his lair in the Paris Opera House to haunt the fairgrounds of Coney Island, far across the Atlantic. This new showtakes you on a rollercoaster ride with all the obsession and intrigue... and ‘The Phantom’ sets out to prove that, indeed, “Love Never Dies”
v Dünyanın en dikkat çekici edici para ödülüne (20 milyon
SPORTS LOVERS
The Dubai World Cup 2010 March 27 | Meydan Racecourse, Dubai v Boasting an astonishing cash prize in excess of $20 million, the event attracts the greatest trophies in the USA, England, France, and Japan. All the racing crowd flocks to this spectacular meeting to watch the best horses ridden by the best jockeys do their utmost to win the race of a lifetime! www.dubaiworldcup.com
www.loveneverdies.com
2010 MARCH MART v SKYLIFE BUSINESS v 27
012-027-Entree.indd 27
2/23/10 1:00 AM
Sıcak Akdenizli
Barselona RED-HOT MEDITERRANEAN BARCELONA
Yazı • Story by Serdar Turan
Sıcakkanlılık, çeşitlilik, bohemlik, sanatsallık, şaşırtıcılık… İspanya’nın Katalonya bölgesinin incisi Barselona’yı tanımlamak için kullanabileceğimiz sıfatlardan sadece birkaçı. Akdeniz’in kucakladığı bu eşsiz şehir, eğlencenin, keyfin ve huzurun bütünleştiği bir çekim alanı… Convivial, varied, bohemian, artistic, surprising... These are just a few of the adjectives we could use to describe Barcelona, pearl of Spain’s region of Catalonia. This matchless city in the arms of the Mediterranean is a nexus where entertainment, pleasure, and relaxation converge.
028-035-Barcelona.indd 28
2/23/10 1:08 AM
028-035-Barcelona.indd 29
2/23/10 1:08 AM
B
arselona, gizli bir güzellikler bütünüdür aslında. Şehrin içinde gezerken bir anda daracık bir sokakta, üstünüze üstünüze gelen tarihi evlerin bohemliğinde kaybolabilirsiniz. Birkaç adım sonra son derece modern bir yat limanının açılır-kapanır köprüsünden geçerken dünyanın en büyük cruise gemilerinin ana limana yanaştığına tanık olabilirsiniz. Neredeyse denizin içine gömülen limanın siluetinin hemen önünden geçen teleferik çocukluğunuzun Uludağ’ına götürür sizi. Binalarda ilginç detaylar gözünüze çarpar. Örneğin şehrin su idaresinin kurşun şeklindeki binası, gece mükemmel bir aydınlatma ile ışık cennetine dönüşür. Ya da eskiden bir elektrik santralinin yerine yapılan modern binanın üzerinde santralin kırmızı tuğladan bacalarının hâlâ durduğunu görebilirsiniz.
BARSELONA BARSELONA
Aman dikkat! Barselona sadece şehir içinden ibaret değildir. Woody Allen’ın son dönemlerde oldukça popüler olan
B
arcelona is really a sum of hidden beauties. As you stumble through the city, you might suddenly find yourself lost in the bohemian splendor of a set of historic houses on one of its many narrow streets. Just a few steps beyond, as you walk along the retractable bridge towering over the state-of the-art marina, you might witness the approach of a grand cruise ship toward the city’s main port. The image of a chairlift passing over the silhouette of the bay, which seems nearly submerged in the sea, suddenly takes you back to the snowy mountaintop resorts of long-past holidays. Striking details on nearby buildings catch your eye. Consider the bullet-shaped building housing the city’s water supply company, which is transformed into a heavenly display of radiance at night with its outstanding lighting. Or take a look at the roof of the modern building erected over the site of an old power plant, where the red brick chimneys belonging to the plant still remain.
30 v SKYLIFE BUSINESS v MART MARCH 2010
028-035-Barcelona.indd 30
2/23/10 1:08 AM
Barselona Barselona (Vicky Christina Barcelona) filminin doğal dekorunu oluşturan Katalan kasabaları şehri çevreler. Her ne kadar son dönemde şehir içindeki eski binaları restore edip eve veya sanat galerisine dönüştürmek moda olsa da Barselona’nın ruhunun iki yüzünü de yaşamak isteyenler şehre makul uzaklıktaki kırsal yerleşimlerde yaşamayı tercih eder. Barselona’nın kaderindeki en büyük kırılımlardan biri 1992 yılında düzenlenen Olimpiyat Oyunları’dır. Bu büyük organizasyon, şehrin ruhunu yeniden gün ışığına çıkarmak ve başta yeme-içme ve eğlence dünyası olmak üzere farklı renklerini parlatmak için bulunmaz bir fırsat olmuş. Öyle ki Olimpiyatlarla birlikte şehirde Barceloneta olarak adlandırılan, son derece doğal görünümlü ama yapay bir bölge oluşturulmuş. Barselona’ya akın eden milyonlarca kişinin arasında üst düzey zevklere sahip olanlar da unutulmamış. Kültür ve sanatın önemi bir kez daha anlaşılmış olacak ki şehrin her yeri modern sanatın güzide örnekleri olan heykellerle donatılmış. Kısacası Barselona olimpiyatlar sayesinde derin uykusundan uyanmış.
BARCELONA, BARCELONA A word of caution: downtown is not all there is to Barcelona. The Catalan towns that comprise the natural setting for Woody Allen’s recent hit film Vicky Cristina Barcelona surround the city. Despite the trend toward restoring old buildings in the city center or turning them into art galleries, those who want to experience both sides of Barcelona’s soul prefer to live in the countryside at a modest distance from the city. The Olympic Games of 1992 were one of the biggest breaks in Barcelona’s fortune. This tremendous affair brought a rare opportunity to uncover the city’s soul in the light of day and flaunt its colorful characteristics, especially wining & dining and entertainment. In fact, a man-made area named Barcelonata – which appears entirely natural – was built up for the Olympics. Those with high-class tastes among the millions who descended upon Barcelona were not neglected. Evidently the importance of culture and art was fully recognized, as the city is dotted with statues representing the best of modern art. In essence, Barcelona was woken from its deep sleep thanks to the Olympics.
2010 MARCH MART v SKYLIFE BUSINESS v 31
028-035-Barcelona.indd 31
2/23/10 1:08 AM
32 v SKYLIFE BUSINESS v MART MARCH 2010
028-035-Barcelona.indd 32
2/23/10 1:08 AM
Yeme-içme, Katalan kültürünün önemli bir parçası. Hele ki Barselona gibi sırtını dağlara göğsünü denize dayanmış bir şehirde… Deniz mahsulleri Barselona mutfağın kalbine kadar girmiş. Ayrıca Katalanlar etlerinin İspanya’nın en lezzetli etleri olduğunu iddia ediyorlar. İster deniz mahsulü ister et olsun usta şeflerin elinden yemek ile sanatın bütünleştiği mucizeler tatmak için Barselona ideal bir yer. Sadece yemekler değil, mekânlar da mimari özellikleri ve ambiyansları ile yemek zevkinize değer katacak. Barselona’da eğlenmemek neredeyse imkânsız. Avrupa’nın önde gelen gece kulüplerinden birkaçına en sahipliği yapan Port Olimpic bölgesinde kısa bir tur, size birçok alternatif olduğunu hissettirecek. Şehrin merkezinin çevresine dağılan mekânları da göz ardı etmemek gerekiyor. Genellikle VIP bölümleri olan bu mekanlarda 2223.00’a kadar yemek yedikten sonra değişen formata ayak uydurmak gerekiyor. Özellikle Port Olimpic’de kumsala sıfır seviyede bulunan mekânlar, bahar ve yaz aylarında tam bir eğlence cennetine dönüşüyor. Birçoğunun VIP bölümleri mevcut ve önceden rezervasyonunuz yoksa hiç giriş için hiç şansınız kalmıyor. Öyle ki bazı önde gelen kulüplerin devamlı müşterilerinin derilerinin altına küçük bir çip yerleştirildiğini ve bu müşterilerin mekana bu çipi kullanarak kolaylıkla girip, harcamalarını da bu çip ile yaptıklarını düşünürseniz VIP kavramının geldiği noktayı hayal edebilirsiniz.
Wining and dining is a crucial component of Catalan culture. That Barcelona is a city which nestles against the mountains as it faces the sea has had great effect. Seafood has worked its way into the heart of Barcelona’s cuisine. In addition, the Catalans claim that their meat is the most delicious in all of Spain. Whether seafood or meat, Barcelona is an ideal location to taste the culinary marvels resulting from the marriage of food and art in the hands of its masterful chefs. Your enjoyment of the food will only be amplified by the surrounding architectural characteristics and ambiance of the area. It’s almost impossible not to have fun in Barcelona. A brief waltz through the Port Olimpic district – home to a number of Europe’s foremost nightclubs – will present you a wide array of options. Don’t neglect the venues scattered beyond the city center, either. Do know that these venues, of which the majority offer VIP sectioning, often undergo a change of format following the common dinner hours that last ntil about 10-11 pm. These venues, particularly those located along the shore at Port Olimpic, approach otherworldly levels of festivity during the spring and summer months. Many of them operate VIP sections, and unless you have a standing reservation, you stand little chance of entering. Considering that some of the most exclusive clubs have begun the practice of implanting tiny chips beneath the skins of frequent customers, allowing them to freely enter and also make payment, you can only imagine how far the idea of the VIP has gotten lately.
2010 MARCH MART v SKYLIFE BUSINESS v 33
028-035-Barcelona.indd 33
2/23/10 1:08 AM
ALIŞVERİŞİN KALBİNDE
Barselona’nın bir diğer özelliği de uzun caddeleri… Izgara sistemiyle tasarlanan şehrin ünlü caddelerinden biri olan Passeig de Gracia üzerinde ünlü tasarımcıların mağazalarını gezebilirsiniz. Rahat bir ayakkabı giymenizi tavsiye ederiz çünkü geziniz beklediğinizden uzun sürebilir. Barselona’da özel dikim işinde uzmanlaşan terziler, şıklığınıza farklı bir boyut katabilir, kendine özgü çizgilere sahip olan Katalan tasarımcıların butikleri umulmadık sürprizleri ayağınıza getirebilir. Barselona’nın tadını çıkarmak için size birkaç öneri: Yat kiralamaya ne dersiniz? Bu konuda yardımınıza koşacak birçok acente mevcut. Denize açılıp şehri farlı bir açıdan görmek, bölgenin yakınındaki farklı şehirleri, adaları ziyaret etmek cazip bir fikir. Ya da butik tasarımcıları keşfetmek için bir tur… Özellikle gelinlik tasarımı konusunda Barselona’nın terzilerinin haklı bir ünü var, evlilik planları yapanlara duyurulur. Biraz tembellik etmek isteyenler için masaj ve terapi paketleriyle SPA’lar biçilmiş kaftan. Şehrin önde gelen otelleri SPA’larının kalitesiyle övünüyor. Barselona hayatın keyfini stilinden taviz vermeden yaşamak isteyenler için sürprizlerle dolu bir şehir. Keşfetmesi size kalmış…
THE HEART OF SHOPPING Long avenues are another among Barcelona’s hallmarks... The most exclusive designer shops can be found along the Passeig de Gracia, one of the city’s most renowned streets, which is set in the pattern of a grid. We suggest you don comfortable shoes, as your excursion may take longer than you expect. Barcelona’s tailors, who specialize in custom sewing, may well add an additional dimension to your personal style; while you may discover unexpected surprises in boutiques bearing the unique stylings of Catalan designers. Now for a few tips on how to maximize your enjoyment of Barcelona. How about renting a yacht? There are an abundance of agencies who may assist you in this area. Sailing off to see the city from a different angle and visiting other cities and islands within the vicinity is an alluring idea. Or perhaps you may consider a quest to discover specialty designers. Particularly in the field of wedding gown design, the tailors of Barcelona possess a well-earned reputation – something to keep in mind if you’re planning for marriage. For those who need to unwind, massage and therapy packages offered by spas ought to do the job. The foremost hotels of the city take great pride in the quality of their spas. Barcelona is a city full of surprises for those who want to live life to the fullest and in a stylish manner. Discovering it is left as an exercise to the reader.
NEREDE KALINIR WHERE TO STAY W Barcelona Plaza de la Rosa de Los Vientos www.starwoodhotels.com Omm Hotel Rosello www.hotelomm.es Mandarin Oriental Barcelona Pesseig de Gracia www.mandarinoriental.com/barcelona
NEREDE YENİR WHERE TO EAT ABAC Avenida Tibidabo www.abacbarcelona.com Cal Pep Plaça des les Olles www.calpep.com Quimet i Quimet Calle del Poeta Cabanyes
34 v SKYLIFE BUSINESS v MART MARCH 2010
028-035-Barcelona.indd 34
2/23/10 1:08 AM
2010 MARCH MART v SKYLIFE BUSINESS v 35
028-035-Barcelona.indd 35
2/23/10 1:09 AM
HĂŠrmes
036-041-ErkekModa.indd 36
2/23/10 1:32 AM
İçe bakış!
Y
INTROSPECTION!
Y
Henüz zamanınız olduğunu düşünebilirsiniz ancak 2010/2011 sonbahar kış sezonu erkekler için çok hareketli geçecek. Şimdiden kendinize bir gardırop stratejisi belirlemeniz lehinize. You may think it somewhat early, but it’s quickly becoming apparent that men are in for a very lively 2010-2011 fall and winter season. Figuring out your wardrobe strategy now will be to your benefit. Yazı • Story by Kerem Yılmaz
Ocak ayında yapılan Milano ve ardından gelen Paris moda haftaları, çok uzağımızda olmayan sonbahar ve kış hakkında erkekler için ipuçları, öneriler ve çeşitli değişiklikler öngördü. Erkek modasının gittikçe yükseldiği hatta daha önce erkek koleksiyonu olmayan köklü moda evlerinin de erkekler için üretim yapmaya başladığı şu dönemde, zaten kıvılcımı almış olan sektör daha da hareketlendi. Milano, klasik İtalyan stilinden ödün vermezken, pek çok deneysel çalışmayla da adından söz ettirdi. Onu izleyen Paris, daha az sürpriz barındırsa da (ve bu yazıyı yazıyorken henüz Londra Moda Haftası yapılmamış olsa da) tüm sezonu şu şekilde toplamak mümkün:
The fashion week held at Milan in January, which was followed by one at Paris, hinted at a variety of changes in menswear and laid the groundwork for the upcoming fall and winter seasons. In an era that has seen a great increase in attention paid toward men’s fashion and with several venerable fashion houses which did not previously have men’s collections now producing menswear as well, the sector – which was already ablaze with activity – is even livelier than before. While Milan made no concessions of classic Italian style, it also engaged audiences with a rich variety of experimental works. The Paris fashion week which followed offered fewer surprises; but we can summarize the season, bearing in mind that London Fashion Week has yet to occur as this article is being written, as follows:
2010 MARCH MART v SKYLIFE BUSINESS v 37
036-041-ErkekModa.indd 37
2/23/10 1:32 AM
Dries Van Noten
AYAKLARI YERE BASAN BIR KIŞ
YSezonun renkleri sonbaharın pastel havasına gönderme
yapıyor. Koyu renklerin yanında her türden kahverengi, yeşil, haki, bej ve doğaya ithaf edilmiş hangi renkler varsa mevcut. Ancak ağırlığın kahverengi ve tonları ile kirli sarılar ve morlarda olduğunu söylemek mümkün. Siyah elbette vazgeçilmez ama onu da hemen arkasından gri takip ediyor. Herkesin ortak görüşü bu sene tasarımcıların Orta Çağa gömüldükleri yönünde. Metalik kumaşlar ve zırh baskıları bunun en görünür örnekleri. Kesinlikle karşı olanları ve vazgeçmeyenleriyle kürk yine çekişmelere sahne olacak gibi. PETA, anlaşılan bu sene sadece kadınları değil erkekleri de hedef alacak. Hemen her tasarımcı muhakkak kürklü bir detaya veya kürk bir palto ve cekete koleksiyonunda yer vermiş. 70’lere ağır bir gönderme taşıyan koleksiyonlarda en dikkat çeken şeyler yakalardaki ve bileklerdeki kürkler ve üstü deri kaplama düğmeler. Kruvaze kesimler sezonun anahtarı.
Emporio Armani Canali
Burberry
YEkose bir takım elbise hiç de fena olmaz. Özellikle gölge ekose olanları! YA plaid suit is not bad at all, particularly in shadow plaid.
A WELL-GROUNDED WINTER
YThe colors of the season conjure the pastel sensibility of the fall. Along with darker colors, all sorts of brown, green, olive, beige, and other natural, earthy colors are present, though shades of brown, dirty yellows and purples are particularly emphasized. Black is indispensable as always, followed closely by gray. This year, designers seem to have adopted a decidedly medieval mindset, a phenomenon most apparent in the prevalence of metallic fabrics and armor prints. Fur , with its devotees and detractors, will continue to be a divisive subject. PETA would do well to set set its sights on men as well as women this year. Most designers have made room in their collections for some kind of furry adornment, a fur coat, or a jacket. Furs around the collar and wrists and leather buttons feature prominently in the collections, which are heavily influenced by the 70s. Double-breasted cuts are key to the season.
38 v SKYLIFE BUSINESS v MART MARCH 2010
036-041-ErkekModa.indd 38
2/23/10 1:32 AM
Gianfranco Ferre
Cerruti
Z Zegna Etro
LEATHER, WOOL, FUR
YThe three words above will be on everyone’s
Roberto Cavalli
tongues this season. Wool and woolen knits are highly present in almost every collection. Be prepared to dig that woolly sweater your grandmother knit for you out from the depths of your closet. The addition of skinny cut jeans and a scarf draped around the neck will make for a stylish weekend outfit. Other essential elements include wool and leather embroidered sweaters, wool jackets and trousers, and corduroy; with Gucci, Etro, Alexander McQueen, and Salvatore Ferragamo offering the best examples.
Burberry
DERI, YÜN, KÜRK
YYukarıdaki üç kelime sezonda en çok konuşulacaklar arasında.
Öncelikle yün ve yünlü örmeler hemen her koleksiyonun içerisinde. Anneannenizin ördüğü ve hâlâ gardırobunuzun bir yerinde tıkışmış duran yün örgüsü kazağı çıkarmak için hazır olun. Altına dar kesim bir jean ve boynunuza saracağınız bir atkıyla hafta sonları nasıl şık olunacağını herkese gösterebilirsiniz. Kürk ve deri detaylı kazaklar, yün ceketler, pantolonlar ve kadifeler... Gucci, Etro, Alexander McQueen ve Salvatore Ferragamo en güzel örnekleri.
YBot kesinlikle sezonun anahtar kelimesi. Ne zaman hangi maceraya atılacağınız belli olmaz!
YBoots are key. You never know what kind of adventure lies ahead.
2010 MARCH MART v SKYLIFE BUSINESS v 39
036-041-ErkekModa.indd 39
2/23/10 1:32 AM
TAKIM ELBISELERDE KÖKLERE DÖNÜŞ
SUITS RETURN TO ROOTS
zamanlarda her ne kadar pazarlama stratejileriyle konuşulsalar ve boy gösterseler de İtalyanların terzilik konusundaki mirasları, onları önümüzdeki yüzyıl da dünya moda tasarım sahnesinde en ön sırada tutmaya yeterli. Bu sonbaharda, işte bu zengin mirasa bir saygı duruş, İtalyan stiline doğru bir içe bakış söz konusu. Enrico Coveri, Etro, Dolce&Gabbana, Gucci bu mirasa en derin saygıyı gösterdi. Yün takımlar, rahat kesimler, paçaları kıvrılmış jean’ler, ipek eşarplar, yün paltolar ve süveterler klasik olandan vazgeçmeyen ve İtalyan stilini benimseyenler için. Tüm bunlara ek olarak military havası da geçmiş değil, sadece bu sezon daha havalı ve sakin. Apoletler örneğin; daha küçükler ve detay olarak apayrı bir hava katıyorlar. Takım elbiselerde hemen her rengi bulmak mümkün. Gardırobunuzda yoksa muhakkak kahverengi veya bej tonlarında bir yün takım elbiseye yer açmalısınız!
prowess has garnered much acclaim lately, the Italians’ tailoring heritage is enough to keep them at the forefront of world fashion through the next century. This fall, they salute this rich heritage, engaging in an introspective exploration of Italian style. Enrico Coveri, Etro, Dolce & Gabbana, and Gucci pay the greatest respects to this heritage. Wool suits, comfortable cuts, hemmed jeans, silk scarfs, wool coats and sweaters will appeal to traditionalists and to fanatics of Italian style. In addition, the wave of military style is not yet over, though it has evolved into something cooler and calmer this season. Epaulets, for instance, are smaller and the detail work imparts a completely different sense of character. Suits can be found in just about any color. If your wardrobe is lacking a wool suit in shades of brown or beige, you’d better make some room!
Yİtalyanlar her şeyden önce terzilik konusunda ustalar. Son
YThe Italians are master tailors above all. Though their marketing
Paul Smith Giorgio Armani
Gianfranco Ferre
Ermenegildo Zegna
YFlanel takım elbiseler, geçen sezona damgasını vurmuş Mad Men havasını yeniden çağırıyor. Bu sefer daha farklı şekillerde de kullanmanız ve gardırobunuzdaki başka parçalarla karıştırmanız da mümkün.
YFlannel suits revive the Mad Men craze of the past season, appearing in different contexts and allowing combination with other pieces this time around.
40 v SKYLIFE BUSINESS v MART MARCH 2010
036-041-ErkekModa.indd 40
2/23/10 1:32 AM
Hérmes
Gianfranco Ferre
Emporio Armani
Louis Vuitton
YKendinize kesinlikle bir yün palto almanız gerekli! YA wool coat is absolutely necessary.
Z Zegna Dunhill
SEVGILIM BU AKŞAM EVDE YOKUM!
SWEETHEART, I’M NOT COMING HOME TONIGHT!
bu olacağa benziyor. Bomber ve pilot ceketler, sahip olunması gereken parçaların en başında geliyor. Hemen her yere giderken kullanılabilecek overnight çantalar, bütün tasarımcıların rüyasına girmiş olmalı. Bu sezon çanta yine vazgeçilmez bir aksesuar olacak. En iddialılarıysa Etro, Louis Vuitton ve Bottega Veneta modaevlerinden geldi. Onları diğer tasarımcılar da hiç de altta kalmayacak şekilde takip ediyor. Erkeklerin ellerinde kocaman çantalar görmeye alışık değiliz, uçak seyahatleri hariç! Ancak çok yakın bir gelecekte başka türlüsü satılmayacak; hazırlıklı olun. Çantası elinde maceraya atılan bir erkeğin olmazsa olmazı ayakkabıları. Sanki az sonra dereden geçecekmiş veya dağdan aşağı inecekmiş gibi duran ve pantolon paçalarını içine alan botlar da yine bu sezonun olmazsa olmazları arasında. İşçi ve asker modeli deri botlar antrasit, siyah ve toprak rengi tonlarında; uçları kalkık ve kesimleri alışılmadık.
and free-thinking man this season. Bomber and pilot jackets top the list of must-have items. Overnight bags, which always turn out to be useful in one way or another, must have appeared in dream to all designers. Bags will, again, be an indispensable accessory this season, the boldest examples coming from the Etro, Louis Vuitton and Bottega Veneta fashion houses, though other designers follow closely and competently. We’re not used to seeing men hauling large bags – except at the airport – but soon enough, these will be the only kind of bag available. So be prepared. A man about to embark on adventure, bag in hand, will not get far without a sturdy pair of shoes. Boots that accommodate the cuffs of your trousers and look ready to handle the manly tasks of fording streams or climbing down mountains are a necessity. Worker and soldier boots are available in coal, black, or earthy tones of leather, featuring upended toes and unusual cuts.
YMaceraperest, sportmen ve özgür sezon erkeğinin kilit cümlesi
YThis will likely be the key phrase of the adventuresome, athletic,
2010 MARCH MART v SKYLIFE BUSINESS v 41
036-041-ErkekModa.indd 41
2/23/10 1:32 AM
AKAN
ZAMANI
DURDURUN! STOP THE PASSING TIME!
Yazı • Story by Necla Burnaz
18–22 Ocak tarihleri arasında Cenevre’de yapılan The Salon International de la Haute Horlogerie, önümüzdeki aylarda vitrinlerde göreceğimiz lüks saatlerin nasıl olacaklarının altını çizdi.
Held from 18th to 22nd of January in Geneva, The Salon International de la Haute Horlogerie gave us a glimpse of the luxury watches we are going to see at the shops in the coming months.
Cenevre, dünyanın en iyi saat üreticilerinin ortak merkezi. Tarihi boyunca da böyle olmuş. Bugün dünya üzerindeki pek çok ünlü saat evi, bu şehrin geleneksel üretim yöntemlerinden ve uzmanlığından faydalanıyor. Tüm dünyada Fine Watchmaking denilen ve seri üretim saatlerden daha farklı, özellikli ve yüksek kaliteli saatleri temsil eden terime gönderme yapan bir etkinlik, SIHH. Geçtiğimiz yıllarda ekonomik koşullar sebebiyle eski ihtişamını yitirir gibi olduysa da, bu yıl canlanmanın her şekilde geri geldiğini gösterdi.
Geneva is the common center of the best watch producers of the world. This has been the case throughout history. Today, most of the famous watch producers make use of Geneva’s traditional production methods and expertise. SIHH is a private event, reserved exclusively for professionals in Fine Watchmaking, a term for custom produced watches with higher quality and special features. Although SIHH seemed to lose its array because of the global recession in the past few years, the glamour of the event this year witnessed the recovery that begun at the turn of the year.
42 v SKYLIFE BUSINESS v MART MARCH 2010
042-047-CenevreSaat.indd 42
2/23/10 1:35 AM
2010 MARCH MART v SKYLIFE BUSINESS v 43
042-047-CenevreSaat.indd 43
2/23/10 1:35 AM
Master Grande Tradition Grande Complication, yüksek saat tasarımında uçan tourbillon kullanılan ilk saat.
Marc Newson tasarımı Jaeger LeCoultre Atmos 566, Baccarat kristalini ikinci bir deri gibi kullanmış.
Jaeger LeCoultre’s Atmos 566 by Marc Newson transforms Baccarat crystal into a second skin.
The Master Grande Tradition Grande Complication is the only watch in high horology to use a flying tourbillon to indicate the celestial time.
IWC, her sene olduğu gibi bu sene de fuarın en ilgi çeken markalarından birisiydi. As it is every year, the IWC brand was one of the most interesting participants.
Piaget’nin Limelight saati, 120 adet pırlantanın sıralandığı 18 karat beyaz altın bir kasaya ve elips şeklinde bir sete sahip.
Piaget’s Limelight watch has 18-carat white gold case and ellipse set with 120 brilliant-cut diamonds.
44 v SKYLIFE BUSINESS v MART MARCH 2010
042-047-CenevreSaat.indd 44
2/23/10 11:33 AM
Kız kardeşimin Cenevre’de yaşıyor olması dolayısıyla bu kente bir aşinalığım var. Son birkaç senedir geldiğim Salon International de la Haute Horlogerie, hem onu ziyaret etmek hem de kendimi bu muhteşem saatler arasında kaybetmek ve sektöre yön verenlerle bir arada olarak onlardan geleceğe dair öneriler almak adına güzel bir etkinlik. Baştan aşağı güzelliklerle dolu olduğunu düşünmek benim gibi bir kadın için fazla değil. Çünkü SIHH, bir kadının kalbini fethedebilecek hemen her şeyin birleşerek top yekûn bir gösteri yaptığı yer. Bu sene yirmi yılını tamamlayan fuar, Richard Mille ve Greubel Forsey gibi bağımsız iki ünlü markanın da katılımıyla, toplam 19 markadan bir portfolyo sundu. 2009’da ekonomik krizin hemen her sektörü etkilediği gibi lüks saat sektörünü de etkilediği, geçen yılki fuara katılanların sayısının azlığından ve yapılan etkinliklerin ihtişamdan uzak ve kısıtlı olmasından belliydi. Ancak bu yıl, kelimenin tam anlamıyla hepsi, küllerini silkelemiş ve tüm parlak renkli tüyleriyle orada hazır bulunan anka kuşları gibiydiler. Fuarda en çok ilgi çeken markaların başında Cartier geliyordu. Diğer lüks saat markalarının yanında aslında biraz sönük bulmama rağmen beni oldukça şaşırttı diyebilirim. Yeni Captive koleksiyonu, hem büyüklükleri hem de üzerine işlenen taşlarıyla göz alıcıydı. Erkeklerin gözünü de Calibre isimli yeni koleksiyonu aldı. Genellikle kadınlara yönelik bir marka olarak bilinir Cartier.
Since my sister lives in Geneva, I am familiar with the town. SIHH has been a good excuse for me for the past few years, not only to visit her but also to lose myself among those stunning watch models and keep in contact with the decision makers of the industry, learning about future trends. It would not be an overstatement to tell that the event was full of wonders and beauties for me, as SIHH is a place where everything that would steal a woman’s heart comes together and parade. Celebrating its 20th edition this year, the event featured a portfolio of 19 exhibitors, including two famous independent brands, Greubel Forsey and Richard Mille that joined the ranks of the SIHH exhibitors for the first time. Last year’s exhibition, with relatively limited number of participants and simple activities has shown the negative effects of the global economic crisis on Fine Watchmaking industry. However this year, all the participating brands seemed to rise from their ashes. One of the participating brands that draw the most attention was Cartier. For me, it was a bit of surprise as I find Cartier to be modest compared to other luxury watch brands. However Cartier’s new Captive collection was really captivating with its rather large and bejeweled models. The eye-catching Caliber collection for men was also very successful and likely to change Cartier’s impression of being a predominantly women’s brand.
2010 MARCH MART v SKYLIFE BUSINESS v 45
042-047-CenevreSaat.indd 45
2/23/10 1:35 AM
İlk otomatik flyback kronograflı Parmigiani Calibre PF 335.
Ancak bu biraz değişecek gibi gözüküyor. Baume Mercier ve Jaeger Le Coultre, koleksiyonlarını yenileyen iki marka. Classima ve Riviera modelleri ağırlıkta olan Baume Mercier’i, Master Grande Tradition ile Jaeger Le Coultre izliyor. İki firmanın da modelleri göz alıcıydı. Zariflik de fuarın en gözde markalarını esir almış gibiydi: Vacheron Constantin-Patrimony, Piaget-Altiplano, Girard Perragaux gibi markalar en ince ve en zarif modellerle klasik çizgilerini koruyarak görücüye çıktılar. SIHH 2010, sadece fuarın kendisiyle değil, yapılan yan etkinlikleriyle de çok konuşuldu. Hemen her markanın kendine özel partileri, tanıtım organizasyonları ve yemekleri fuara dünyanın dört bir yanından gelmiş sektör temsilcilerini, gazetecileri ve meraklıları en az fuarın kendisi kadar yordu. Ancak bu yorgunluk büyüleyici saatler arasında kendinizi kaybetmenin verdiği hazzın ağırlığıyla kıyaslandığında hiçbir hükme sahip değil. Bir sonraki yıl için şimdiden takvimimi işaretledim. Cenevre ne kadar soğuk olsa da ışıl ışıl parlayan saatlere ve mücevherlere baktıkça kendimi nedense daha ısınmış hissediyorum. Bir kadını etkilemek bu kadar kolay olmamalı! Tüm katılımcıların acımasızlığını kınayarak İstanbul’a geri dönüyorum.
The first automatic “fly-back” chronograph, Parmigiani’s own Calibre PF 335.
Baume Mercier and Jaeger Le Coultre also introduced their new collections. Baume Mercier’s Classima and Riviera models and Jaeger Le Coultre’s Master Grande Tradition draw a lot of attention. Both collections were fascinating. The main trend that was visible in almost all of the collections was elegance: Vacheron Constantin-Patrimony, Piaget-Altiplano, Girard Perragaux featured models with the finest and most elegant interpretations of their classical forms. The organizations and activities held within SIHH 2010 were also as glamorous as the fair itself. Journalists, representatives of the industry and visitors were exhausted by exclusive parties, publicity events and dinners organized by almost every participating brand. However, the joy of losing oneself among those fascinating watch models was worthy of all the exhaustion. I marked the next year’s event dates on my calendar. Geneva was very cold but looking at those shiny, glittering watches and jewelry made me feel warm inside. It shouldn’t be that easy to fascinate a woman! While I return to İstanbul, I vigorously condemn the cruelty of all participants!
46 v SKYLIFE BUSINESS v MART MARCH 2010
042-047-CenevreSaat.indd 46
2/23/10 1:35 AM
Spor görünümlü kasalarda karbon kullanımı bu senenin en büyük trendlerinden birisi. To use carbon on faces of sport watches is the biggest trend this year.
Greubel Forsey’den Tourbillon 24 Secondes Incliné
Birbirlerine doğru hareket eden iki aşıkla saati gösteren Le Pont des Amoureux, göz alıcı bir saat tasarımı.
Greubel Forsey’s Tourbillon 24 Secondes Incliné
On a dial of contre-jour enamelling, Le Pont des Amoureux timepiece sets the scene for two lovers who mark the time with their movement.
Cartier Captive saat XL boyutlarına eşlik eden pembe altın ve pırlantalardan oluşan setiyle göz doldurdu. Captive de Cartier watch, XL size, 18 carat pink gold set with diamonds, semi-paved dial
042-047-CenevreSaat.indd 47
Piaget’nin Limelight “Secret” saati 18 karat beyaz altın ve akik taşı üzerine işlenmiş 216 pırlantadan oluşuyor.
Limelight “Secret” watch 18-carat white gold and onyx case set with 216 brilliant-cut diamonds.
2/23/10 1:35 AM
BREAK APART, DISMANTLE, ASSEMBLE 048-053-Mansory.indd 48
2/23/10 1:37 AM
Dünyaca ünlü modifikasyon şirketi Mansory, zaten çok değerli olan otomobillere yaptığı katkılarla onları birer modern zaman ikonuna dönüştürüyor. Mansory, a world renowned modification company, turns automobiles of great value into icons of the modern era with the supplements it applies to them. Yazı • Story by Oktay Tutuş
Otomobil tutkusunu anlayabilmek için bir erkek çocuğun herhalde o küçük eline aldığı minyatür spor otomobillere karşı duyduğu heyecanı yeniden yaşayabilmek gerekir. İşte o an belki de gerçek bir tutkunun doğuşuna, uyanışına tanıklık ettiğinden eşsizdir. Bugün üretilen birçok gerçeğine uygun minyatür veya tamamen oyun amaçlı otomobillerin aslında birer büyük modelden esinlendiği; hatta orijinaline sadık kalınarak üretildiği bir gerçek. O yüzden sanıyorum ki şöyle bir İngiliz deyişi var: “The only difference between men and boys is how much money
048-053-Mansory.indd 49
In order to understand the passion people feel for automobiles, one would probably have to relive the excitement of a boy handling miniature sports car models. Perhaps that moment is unique because it witnesses the birth and awakening of a real passion. It is a fact that the miniature automobiles of today or ones that are entirely produced to scale to meet play purposes have taken inspiration from the larger actual models, produced in line with the original design. I think it is for this reason that the English have the saying: “The only difference between men and boys is how much money they spend on their toys.”
2/23/10 1:37 AM
spend on their toys (Erkeklerle çocuklar arasındaki tek fark, oyuncaklarına ne kadar para harcadıklarıdır).” Kourosh Mansory adında, bu sözü tamamen sindirmiş idealist bir adamın İngiltere’de yaşadığı dönemde her gördüğünde yeniden vurulduğu lüks İngiliz otomobilleri onun tutkusuna dönüşmüş. Bu tutku zaten mükemmel olduğunu düşündüğünüz bir şeyi daha öteye taşımak, onu aynı bant veya usta ellerden çıkan kardeşlerinden ayırmak ve bambaşka bir mükemmeliyet derecesine kavuşturmak olarak özetlenebilir. İşte kurulduğu 1989 yılından beri şirketin yaptığı tam olarak bu; mükemmel otomobilleri bir süreliğine fabrikalarında misafir etmek, onları sökmek, parçalamak, yeniden yorumlamak ve birleştirmek. Bugüne dek Bentley Continental GT, Ferrari 599 GTB Fiorano, Aston Martin V8 Vantage ve Aston Martin Vanquish gibi otomobillere modifikasyon yapan Mansory; en büyük çıkışını otomobil modifikasyonu tarihindeki en başarılı örneği Cenevre Motor Show’da, 2007 yılında bir gövde gösterisiyle yaptı. Bugüne dek hiç kimse bir Rolls-Royce Phantom modifiye etmemişken onlar yaptı ve araca Conquistador (Fatih) lakabı takıldı. Rolls-Royce Phantom Conquistador o kadar başarılı oldu ki Temmuz 2007’de Modified Luxury & Exotics isimli, sadece modifiye edilmiş lüks otomobillere, onların parça ve performanslarına özel bir derginin kapağında yer aldı ve editörlerden tam notun yanında aldığı Black
An idealistic man by the name of Kourosh Mansory assimilated this saying entirely, possessing a passion for the luxurious English automobiles he fell in love with each time he saw them during the years he lived in England. This passion can be summarized as a way of transferring what you already think to be immaculate, to separate it from the prototypes produced on the same conveyor belt or by the hands of the same craftsman to convey it to a completely different level of brilliance. This is exactly what this company has been doing since its establishment in 1989, hosting brilliant automobiles in their factory for a while during which they get dismantled, broken apart, and reinterpreted. Mansory, which has modified automobiles such as Bentley Continental GT, Ferrari 599 GTB Fiorano, Aston Martin V8 Vantage and Aston Martin Vanquish, achieved its greatest success in the history of automobile modification with a show of strength at the Geneva Motor Show in 2007. Until then, no one had attempted to modify a Rolls-Royce Phantom – they did, and the vehicle was nicknamed the Conquistador. The Rolls-Royce Phantom Conquistador faced such great success that it was featured on the cover of the July 2007 issue of Modified Luxury and Exotics, a special-interest magazine that only covers modified luxury automobiles, their parts, and their performance. As well as receiving top marks from the editors of the magazine, it also got tagged with the second nickname of ‘Black Banshee’.
Stallone
048-053-Mansory.indd 50
2/23/10 1:37 AM
Mansory’de bir otomobilin her bir parçası için ayrı ayrı işlemler yapılıyor. Bilgisayar yönlendirmeli modelleri çıkarılan parçaların önce prototipleri hazırlanıyor, sonra üretiliyor. Nihai şekilleriyse elle veriliyor. Karbon bileşimli parçalar bu sayede ilk andaki şekilleri gibi oluyor ve ardından birleştirme sürecine geçiliyor. Karbon haricinde Poliüretan da kullanılan bir başka malzeme. PU, hem daha çevreci hem de ergonomik olmasıyla biliniyor. At Mansory, each part of an automobile undergoes several different processes. Production commences after prototypes for the parts are prepared from computer-generated models. They assume their final form after being crafted by hand. The carbon-based parts are then assembled. Besides carbon, polyurethane is also used. Polyurethane is known for being more environmentally friendly and ergonomic properties. 2010 MARCH MART v SKYLIFE BUSINESS v 51
048-053-Mansory.indd 51
2/23/10 1:37 AM
Le Mansory GTC
Bir otomobilin içi de en az dışı kadar önemli. Bu yüzden iç tasarıma müşterinin kendisi karar veriyor ve geniş seçenekteki ahşap ve deri malzemeleri harmanlayarak kendi aracının tasarımcısı oluyor. Karbon da aynı şekilde spor otomobiller için harika bir iç tasarım malzemesi olarak kullanılıyor. Tüm bu malzemeleri Mansory’nin kendi ekibi hazırlıyor ve birleştiriyor. Banshee (Kara Azrail) lakabını da önceki lakabı üzerine ekledi. Sadece İngiliz otomobillerine olan tutkuyla başlayan bu yolculuk şimdi ürün gamına İtalyan klasiklerini de alarak genişledi. 2007’de Swiss Rinspeed AG, Porsche-Tuning tarafından ele alınan iş, şimdi Rinspeed’in genel merkezi olan İsviçre, Zumikon’da devam ediyor. Esas işleriyse ünlü Alman otomobil markası Porsche için aksesuar ve modifikasyon yapmak. Her biri sahibinin istekleri doğrultusunda geliştirilen bu otomobillerin diğer Alman modifikasyon fabrikalarından ayrılan en büyük özellikleri kullanılan malzemeler. Almanlar modifikasyonda genellikle beygir gücüne ve motora odaklanırken Mansory, aracın tüm dış görünüşünden tutun da iç tasarımına dek çok geniş bir yelpazede yaptığı değişikliklerle ve bu değişiklikler için seçilen malzemelerle otomobilleri özelleştiriyor. Piyano siyahı vernik ve karbon aracın iç tasarımını değiştiren başlıca ögeler. Kullanılan deri ve ahşap kaplamalar da aynı şekilde. Ultra hafif alüminyum jantlar ve güçlendirilmiş motor performansı, Mansory’nin teknoloji programının temelini oluşturuyor. Bugün yetmiş kişilik uzman bir ekiple çalışan Mansory, sadece otomobil modifikasyonu ve buna yönelik parça üretimi yapmakla kalmiyor; modifikasyonda kullandığı deri ve karbon fiber gibi malzemelerden ofis mobilyaları da üretiyor. Asla bir otomobili sıfırdan yapmıyor veya otomobil satmıyor. Sadece küçükken oynadığı o havalı oyuncak otomobillerin sadece kendisine ait olmasını isteyen büyümüş ama içindeki çocuk hep saklı kalmış adamlara hizmet ediyor.
Bentley GTC Speed
52 v SKYLIFE BUSINESS v MART MARCH 2010
048-053-Mansory.indd 52
2/23/10 1:38 AM
The interior of an automobile is at least as important as its exterior. Thus, the customer decides on the interior design by synthesizing a wide selection of wood and leather materials, becoming the designer of their own vehicle. Carbon is also used in the interior design of exotic automobiles. All of these components are prepared and assembled by Mansory’s own crew. The journey, which started off with a passion for British automobiles, was prolonged by the addition of Italian classics to its product range. The project, which was started in 2007 by Swiss Rinspeed AG PorscheTuning, is now continuing its course at the headquarters of Rinspeed in Zumikon, Switzerland. Their core business is producing accessories and designing modifications for the famous German automobile brand Porsche. The greatest characteristic distinguishing these automobiles – which are developed according to the desires of their owners – from other German modification factories is the materials used. While the Germans focus heavily on horsepower and the engine, Mansory customizes the automobiles internally and externally with a wide range of choices and the materials used in these choices. Piano-black nitrocellulose lacquer and carbon are the main elements that are used to transform the internal design of the vehicles, along with well as the leather upholstery and wood paneling. The ultra-light aluminum wheel rims and reinforced engine power comprise the basis of Mansory’s technological itinerary. Currently working with a specialized team of 70 people, Mansory only deals in automobile modification and related part production. They never produce automobiles from scratch and do not deal in selling automobiles. They exclusively serve those men who always wanted the flash toy cars they played with at a young age as their own – they may have grown up, but they still hang on to that hidden inner child.
2010 MARCH MART v SKYLIFE BUSINESS v 53
048-053-Mansory.indd 53
2/23/10 1:38 AM
054-059-VanGogh.indd 54
2/23/10 1:40 AM
Image courtesy of | The Metropolitan Museum of Art | İzniyle
Van Gogh’ un Gökyüzü THE SKIES OF VAN GOGH
Image courtesy of | The Metropolitan Museum of Art | İzniyle
Yazı • Story by Hande Eagle Görseller • Images by Royal Academy of Arts
Vincent Willem Van Gogh’un gökyüzünden bizim altında yaşadığımız gökyüzüne upuzun bir seyahat.
An extensive journey from Vincent Willem Van Gogh’s sky to the skies we live beneath.
“Kalbimi ve ruhumu çalışmalarıma adadım ve bu seyirde aklımı kaybettim.” Nitekim öyleydi ve bu da dâhil olmak üzere pek çok sebepten ötürü biz bugün onu ve çalışmalarını el üstünde tutuyoruz. 1853’te Kuzey Brabant’ta Breda yakınlarındaki Groot-Zundert köyünde doğan Van Gogh altı kardeşten ilkiydi. 37 senelik hayatı sevgiye, anlayışa, çalışkanlığa ve fakirliğe boyun eğmeğe adanmıştı. Vincent Willem Van Gogh, trajedi ve gecikmiş başarı… Onun gayretli istidadını, Londra’daki Kraliyet Sanat Akademisinde 18 Nisan 2010 tarihine dek açık kalacak ‘Gerçek Van Gogh: Sanatçı ve Mektupları’ adlı sergi sayesinde tekrar kutlamaktan daha iyi bir yol olabilir mi? Sergideki 35 orijinal mektup, 65 tablo ve 30 çizim hevesli ziyaretçileri bekliyor. On sene boyunca ürettiği 800 tablo ve 1200’ü aşkın çizim çalışmalarıyla karşılaştırıldığında sergi Van Gogh’un olgunluk dönemine uzanan yolun sadece bir kısmını kapsıyor. Son 40 yıl boyunca Londra’daki ilk Van Gogh sergisi olma özelliğini taşıyan bu sergi, Van Gogh’un anlaşılması güç aklını keşfediyor.
‘I put my heart and soul into my work and have lost my mind in the process.’ So he did, and as a result of this and many other reasons we cherish him and his work today. Born in 1853 in GrootZundert, close to Breda in the province of North Brabant, Van Gogh was the first of six siblings. His 37 years of life was dedicated to love, understanding, hard work and humility for poverty. Vincent Willem Van Gogh, tragedy and belated success. And what better way is there than re-celebrating his diligent genius with an exhibition at the Royal Academy of Arts in London, titled The Real Van Gogh: The Artist and His Letters, on display until 18th April 2010. There are 35 original letters, 65 paintings and 30 drawings all waiting for eager visitors. In comparison to his 10 years of his work, in which he produced 800 paintings and over 1200 drawings the exhibition covers a fraction of Van Gogh’s path to maturity. The exhibition which is the first in the last forty years in London, discovers the complex mind of Van Gogh.
ŞEFKAT VE DEHA
Much has been written on the exhibition recently but what most articles lack is the compassion Van Gogh had for the people around him, especially for his brother Theo, his friend Gauguin and many others whom he used to address his letters and how sentimental and truthful his way of life was. His letters can be seen as the confessions of a lonely man with a great desire to create works that would arouse the feelings he felt in his time. He values light, color and air so that his existence becomes almost frivolous him, while expressing these on his
Son dönemlerde sergi üzerine çok yazı yazıldı. Ancak birçok değerlendirmede Van Gogh’un özellikle kardeşi Theo’ya, arkadaşı ve akıl hocası olan Gauguin’e ve mektup yazdığı diğer insanlara duyduğu şefkat ile hayatını yaşayış biçiminin duygusallığı ve gerçekliği eksik kaldı. Mektuplarını, yaşadığı dönemin duygularını aktarabilen eserler yaratma tutkusuna sahip, yalnız bir adamın itirafları olarak değerlendirilebiliriz. O, ışığı, rengi ve havayı o kadar
COMPASSION AND BRILLIANCE
2010 MARCH MART v SKYLIFE BUSINESS v 55
054-059-VanGogh.indd 55
2/23/10 1:40 AM
IŞIK, RÜZGAR VE RENK
Hayatı boyunca olduğu gibi Van Gogh, bugün de ‘sanatçı olma’nın varoluş halidir. Benim düşünceme göre, çok çalıştığı ve yorucu zaman birimleri süresince çalıştığı için Van Gogh’un kendi yeteneğinin farkında olduğunu söylemek oldukça güç. Ancak, bence, yarattığı eserlerin yaratması gereken eserler olduğunu biliyordu. Bu nedenle,
canvas, especially in his latter days. He discussed certain subjects regarding art in his letters, which we have started re-visiting recently. I think the best way to explain this would be to deliver a short passage from a letter he addressed to his mother during the time he spent at the hospital in Saint-Remy (20-22 October 1889) following the mutilation of his ear and the deep depression he went through: “And those high prices one hears about, paid for work of painters who are dead and who were never paid so much while they were alive, it is a kind of tulip trade, under which the living painters suffer… And it will also disappear like the tulip trade..” With regard to the continuation of artists’ life and work he states, “But one may reason that, though the tulip trade has long been gone and is forgotten, the flower growers have remained and will remain…” Reading his letters are especially important to understanding his paintings, I believe. I believe so for the reason that the way he describes and sketches his paintings in his letters to his loved ones provides an insight to Van Gogh’s vast psyche. He wasn’t just a great painter and a prolific writer but a forward thinker for picking up on the subjects of art that are still so vibrant today.
LIGHT, WIND AND COLOR Van Gogh is the personification of the idea of being an artist, just as much today as he was in his life time. In my opinion, it is difficult to say that Van Gogh was aware of his talent as he worked so hard and for strenuous lengths of time, though I think we can say that he knew
56 v SKYLIFE BUSINESS v MART MARCH 2010
054-059-VanGogh.indd 56
2/23/10 1:40 AM
Images courtesy of | Van Gogh Museum, Amsterdam | The Henry and Rose Pearlman Foundation | İzniyle
değerli görüyor ki, tüm bunları tuvaline aktarırken, özellikle son dönemlerinde, kendi varoluşu neredeyse önemsiz bir hal alıyor. Sanata dair düşüncelerini de mektuplarında işlemiş. Bunu açıklamanın en iyi yolu, kulağını sakatladıktan ve derin bir bunalım geçirdikten sonra Saint-Remy’deki hastanede kaldığı dönemde (2022 Ekim 1889) annesine yazmış olduğu bir mektuptan kısa bir bölümü sunmak: “Ressamların hayatları boyunca hiç kazanamadıkları ama öldükten sonra eserlerine ödenen o yüksek rakamlar, tıpkı lale ticareti gibi, ressamların hayatta kalmakta güçlük çekmesinin sebebi. Bu da tıpkı lale ticareti gibi gözden kaybolacak.” Sanatçıların hayatlarının ve çalışmalarının devamlılığına dair şöyle bir açıklamada bulunuyor, “ Lale ticareti şimdi tarih olsa da, çiçek üreticileri ortadan kaybolmadılar ve kaybolmayacaklar.” Onun resimlerini anlamak için mektuplarını okumanın çok önemli olduğuna inanıyorum. Çünkü sevdiklerine yazdığı mektuplarda resimlerini anlatış biçimi ve eskizleri Van Gogh’un engin ruhunu kavramamızı sağlıyor. O sadece mahir bir ressam ve üretken bir yazar değil, aynı zamanda bugün bile güncel olan sanatsal konuları ele aldığı için ilerici bir düşünür.
Images courtesy of | Van Gogh Museum, Amsterdam | The Henry and Rose Pearlman Foundation | İzniyle
Van Gogh’un ‘Güneşin Batışında Ekici’ adlı tablosunu betimleme tarzı oldukça şiirsel ve özgün: “Güneş kocaman ağaç kavunu sarısı bir göbek. Gökyüzü pembe bulutlu ve yeşilimsi sarı. Tarla menekşe rengi, ekici ve ağaç ise Prusya mavisi.”
tüm güçlüklere karşın ürettiğine inanıyor olması, mektuplarında da açığa çıktığı gibi, en karanlık günlerin üstesinden gelmesini de sağlamıştı. İrisler, ayçiçekleri, çiçek açan şeftali, armut ve badem ağaçları, selviler, Akdeniz sahilinde tekneler, güneşli buğday tarlaları, ışıldayan karanlık geceler, endişe, bunalım, açlık, ümitsizlik, tutku, empati ve neşe. Sergi, Van Gogh’un değişken tutumlarının ve düşüncelerinin kilometre taşlarının altını çiziyor ve bu da el yazısının değişken tarzında belirgin hale geliyor. Tek bir mektupta el yazısının birkaç defa değiştiğini görmek ve bu değişkenlik sayesinde onun duygularını anladığımıza kanaat getirmek mümkün. Bunun en iyi örneklerinden biri Theo’ya 25 Kasım 1888’de yazmış olduğu ve içinde ‘Güneşin Batışında Ekici’nin eskizinin de olduğu, çok sevdiği akıl hocası Gauguin’in Arles’deki Sarı Ev’de onunla birlikte kaldığı vakte denk gelen mektubudur. ‘Güneşin Batışında Ekici’ adlı tablosunu betimleme tarzı oldukça şiirsel ve özgün: “Güneş kocaman ağaç kavunu sarısı bir göbek. Gökyüzü pembe bulutlu ve yeşilimsi sarı. Tarla menekşe rengi, ekici ve ağaç ise Prusya mavisi”. Bazıları hepimizin yaşadığı bu dünyayı, renkleri, ışığı ve biçimleri delen gözlerle görüyor ve böylelikle onların bu fenomenler üzerine yaptıkları tanımlamalar da içsel özlerinin bir parçası haline geliyor.
NE PAHASINA OLURSA OLSUN…
Saint-Remy’deki hastanede geçirdiği son dönemlerde ölüm Van Gogh’un ilgi alanı haline gelmişti. Özellikle 3 Mayıs 1888’de Theo’ya
The way Van Gogh describes his painting of the Sower with Setting Sun is quite poetic and distinctive: “An immense citronyellow disc for the sun. A green-yellow sky with pink clouds. The field violet, the sower and the tree Prussian blue.”
what he produced was what he was supposed to create. Therefore, I think against all odds, he believed in what he produced which is what kept him going through his darkest times which are also revealed in his letters. Irises, sunflowers, blooming peach, pear and almond trees, cypresses, boats on the Mediterranean shore, sunny wheat fields, luminous dark nights…distress, depression, hunger, despair, passion, empathy and joy. The exhibition emphasizes the milestones of his changing attitudes and thoughts, highly evident in the changing style of his handwriting. It is possible to see his handwriting changing several times in a single letter, which convinces us to the fact that these changes helps us feel his changing emotions. One of the best examples is in his letter to Theo, along with a sketch of Sower with Setting Sun, written on 25th November 1888 during the time his beloved mentor Gauguin was staying with him at the Yellow House in Arles. The way he describes his painting of the Sower with Setting Sun is quite poetic and distinctive: “An immense citron-yellow disc for the sun. A green-yellow sky with pink clouds. The field violet, the sower and the tree Prussian blue.” Some see the world in which we all live through eyes that dig through colour, light and shape and evidently their description of these phenomena become equally pictorial and a part of their inner-self.
COME WHAT MAY... Death becomes a subject of interest to him during the last few
2010 MARCH MART v SKYLIFE BUSINESS v 57
054-059-VanGogh.indd 57
2/23/10 1:40 AM
58 v SKYLIFE BUSINESS v MART MARCH 2010
054-059-VanGogh.indd 58
2/23/10 1:40 AM
Images courtesy of | Hammer Museum, Los Angeles | Van Gogh Museum, Amsterdam | İzniyle
Images courtesy of | Hammer Museum, Los Angeles | Van Gogh Museum, Amsterdam | İzniyle
yazdığı mektupta “Eğer yaşamak ve çalışmak istiyorsak, çok duyarlı months Van Gogh spent at the hospital in Saint-Remy. In contrast olmalıyız ve kendimize bakmalıyız. Soğuk suya, temiz havaya, iyi to his joyous resigned demeanor of his earlier days in Arles when he yemeğe, doğru dürüst kıyafetlere, iyi bir yatağa ve kadınsız olmaya specifically wrote to Theo on 3rd May 1888 that “If we want to live ihtiyacımız var” diyor. Arles’te geçirdiği bu daha neşeli ve durumunu and work , we must be very sensible and look after ourselves. Cold daha kabul edilebilir bulduğu dönemlere kıyasla 5–6 Eylül 1889’da yine water, fresh air, simple good food, decent clothes, a decent bed and no Theo’ya yazmış olduğu mektupta ölümü daha da çok düşündüğünü women...”, one can see that he had started to think on the concept of görüyoruz: “Rahatsızlığımdan birkaç gün önce başladığım bir resim- death increasingly in his letter addressed to Theo on 5-6th Septemle mücadele ediyorum. Bir ‘biçerdöver’. Bu ‘biçerdöver’de sıcağın ber 1889: “I am struggling with a canvas begun some days before my ortasında başladığı işi bitirmeye uğraşan bulanık bir iblis görüyorum. illness, a ‘Reaper’... For I see in this reaper —a vague figure fighting Onda ölümün imgesini görüyorum. Sanki biçtiği buğday insanlıkmış like a devil in the midst of the heat to get to the end of his task —I see in him the image of death, in the sense that gibi. Senin de anlayacağın gibi daha evvelden humanity might be the wheat he is reaping. So resmettiğim ekicinin karşıtı. Ancak onun ölüit is —if you like —the opposite of that ‘Sower’ münde hüzün yok, güneşin her şeyi saf altından I tried to do before. But there’s nothing sad in bir ışıkla boğduğu günışığında o kendi yoluna his death, it goes its way in broad daylight with gidiyor”. Bu resmin insanlığın olduğu kadar a sun flooding everything with a light of pure kendi ölümünü simgelediğini düşünmekten gold.” I cannot help myself but think that the kendimi alıkoyamıyorum. Bedeni altın bir painting depicts his own death just as much as it buğday tarlasında, dikkatini vermeyi çok sevdiği does the reaping of humanity. It’s as if his body ve doğada yaptığı gezintilerde paletine aktardığı is lying in a golden field of wheat, under the sun o berrak güneşin altında yatıyor sanki. he so loved to focus on and deliver to his palette Eğer çalışmalarının bu kadar önemli of lucid imagery during his outings into nature. bulunduğunu bilseydi ne hissederdi? Eğer What would he have felt if he knew his work her nesilden insanın onun resimlerini became so significant? What would he say if he ona adanmış bir müzede ziyaret ettiğini knew there were people of all ages viewing his bilseydi ne derdi? Memnun mu olurdu, paintings in a museum dedicated to his work? yoksa tüm bunları görebilecek kadar uzun Would he have rejoiced or would he have felt yaşayamadığı için kendini daha da suçlu ever more guilty for not living long enough to mu hissederdi? Cevaplar gizli kapaklı. Ansee it happen? The answers remain hidden but if cak yolunuz Londra’ya düşerse gidip Van you happen to be in London, I’d strongly advise Gogh’un kıyas kabul etmez hayatını tekrar you to go and re-live Van Gogh’s incomparable yaşamanızı fazlasıyla tavsiye ediyorum. Ne life. After all, if we have anything to take into de olsa, Van Gogh’un hayatından kendi Sergi Londra Royal Academy of our lives from the life of Van Gogh, I think it hayatımıza sindirebileceğimiz bir tek şey Arts’da izlenebilir. is that when despair and joy live hand in hand varsa o da umutsuzluğu ve neşeyi el ele The exhibition can be seen at The we cannot cease to work on causes of our own yaşarken kendi seçimlerimiz üzerine çalışmayı London Royal Academy of Arts. choosing. bırakamayacağız.
2010 MARCH MART v SKYLIFE BUSINESS v 59
054-059-VanGogh.indd 59
2/23/10 1:40 AM
060-067-Serengeti.indd 60
2/23/10 1:29 AM
Serengetİ’de Büyük Göç BaşlIyor... The Great Migration Begins at
Serengeti Yazı • Story by Serra Gürçay
Hayvanlar âleminin en görkemli göçüne hazırlanan milyonlarca Afrika antilopu ve zebrası, Serengeti’nin uçsuz bucaksız ovalarında dörtnala koşarken izleyenleri unutulmaz bir görsel şölen bekliyor.
060-067-Serengeti.indd 61
While millions of zebras and antelopes prepare for the greatest migration of the animal kingdom, an unforgettable spectacle begins for those who watch them gallop across the endless plains of Serengeti.
2/23/10 1:29 AM
G
T
üneş çekilmek üzere. Safari aracı altın gibi parlayan akasya ağacının yanından geçiyor. Yağmur mevsimi olduğundan Seronera Nehri’nin kolları iyice kabarmış. Başımın üzerindeki dala bir sarıasma kuşu kondu ve flütü andıran sesiyle yavrularını çağırıyor. Uzun otların arasındaki ceylan hiç istifini bozmadı. Huzurlu bir Japon bahçesinde gibiyim. Ne büyük yanılgı. Bu sakinliğin iyiye alamet olmadığını benden başka herkes biliyor. Ağaca tünemiş etobur, heyecanlı bir bekleyiş içine girmiş bile. Avının sıcaklığını şimdiden damarlarında hissediyor. Serengeti’ye akşamın çökmesi, bazılarına av ve ziyafet zamanının geldiğini müjdeliyor.
he sun is about to set. Our Safari vehicle passes by an acacia tree shining as if it were made of gold. The branches of the Seronera River swell due to the rain season. A golden oriole lands on the branch just above my head and starts to sing like a flute, calling its nestlings. The gazelle stands still amid long grass. I feel as if I am in a serene Japanese garden. What a delusion… Everyone but me knows that such calmness is not a good omen. A carnivore perched on the tree anxiously waits, already feeling the warmth of its next victim in its veins. As the night descends on the Serengeti, the time for hunting and feasting begins.
VAHŞI HAYVAN DEPOSU
WILD ANIMAL VAULT
“Dünyanın en zengin ‘vahşi hayvan deposuna’ ayak basmak biraz ürkütücü değil mi?” diye soruyor yerli rehberim. Tanzanyalılar açık yürekli ve güvenilir özellikleriyle tanınıyor. Benim de yalan söyleyecek halim yok. İtiraf ediyorum. Serengeti Ovası, Afrika’nın doğusunda, Tanzanya sınırları içinde kalıyor ve komşusu Kenya’daki Masai Mara Milli Parkı’yla birleşiyor. Bu sayede milyonlarca hayvan iki ülke arasında sınır tanımadan özgürce yaşıyor. Bu bölge kıtanın en sıradışı topografyasına sahip. Tanzanya’da 100 farklı etnik grup yaşıyor. Tanganyika Nehri’nin geçtiği Büyük Rift Vadisi, Kenya ile paylaştığı Afrika’nın en yüksek dağı 5,892 metrelik Kilimanjaro, daha güneyde Ngorongoro Krateri ve Serengeti Ovası turistleri mıknatıs gibi kendine çekiyor. Kumsal ve tarih meraklıları ise rotalarını, taş şehri ve baharatla-
“Stepping your foot on world’s richest ‘wild animals vault’ feels a little eerie, doesn’t it?” asks my guide. Tanzanians are known to be openhearted and trustworthy people. And I cannot tell a lie. So I confess. Serengeti Plain is in Tanzanian territory, at the east of Africa, converging with Masai Mara National Park in neighboring Kenya, enabling millions of animals to live freely without any borders. The topography of the region is the most exceptional in the whole continent. Tanzania is the homeland for a hundred different ethnic groups. The country is a tourist magnet with The Great Rift Valley and Tanganyka River crossing it, Klimanjaro Mountain towering 5892 meters above the Kenyan border, the Ngorongoro Crater to the
62 v SKYLIFE BUSINESS v MART MARCH 2010
060-067-Serengeti.indd 62
2/23/10 1:29 AM
rıyla meşhur Zanzibar veya bölgenin en lüks resortlarına sahip Pemba Adası’na çeviriyor. Tanzanya’nın çekim alanına takılanlar sadece bu kadarla bitmiyor. Her sene bu coğrafyaya göç edenler arasında Namibya’nın flamingoları, Asya ve Avrupa istikametinden gelen leylekler kalabalık sürülere sahip olsa da, Afrika antilopları ve zebra sürüleri sayısal üstünlüğü elden bırakmıyor. Turistlerin aksine güneşin değil yağmurun peşinde koşan bu göçebe sürüler, Serengeti’de kuraklık başladığında (ağustos-eylül-ekim) Masai Mara Milli Parkı’nın hâlâ canlı ve leziz otlarının kokusunun peşinde kuzeye doğru maratona başlıyor. Bir milyon antilop, bir o kadar zebra ve çeşitli boynuzlular bu yolculukta ne yazık ki yalnız değiller. Her attıkları adımı aslan, çita, leopar gibi etoburların izlediği yetmezmiş gibi, bir de leş meraklısı sırtlan ve akbabalar ile mücadele etmek zorundalar. Vahşi doğanın çarkı dönüyor, herkes kendi payına düşenin peşinde. Saat yönünde ve toplam 800 kilometre yol ve çeşitli nehirler aşan sürüler, yaklaşık 15 kilometrekareye yayılan Serengeti Milli Parkı’nda devamlı hareket sağlayarak, doğal yaşamın dengesini korumayı başarıyor.
HAKUNA MATATA (KAFANA TAKMA)
Gözlerimin önünde sınırsız bir düzlük ve çok az sayıda ağaç var. Hayvanları görmek çok kolay. Afrika’nın hiçbir yanında görmediğim kadar çok antilop ve zebra, karınca sürüleri gibi etrafa yayılıyor. Ayaklarımın altından koşarak geçen vahşi hayvanların çıkardığı uğultu gök gürültüsünü andırıyor. Oysa gökyüzünde tek bir bulut bile yok. Onun ye-
south and the Serengeti Plains. Beach bums and history enthusiasts head to Zanzibar, which is famous for its Stone Town and varied spices or to Pemba Island where one can find the finest restaurants of the region. But these people are not the only ones who get carried away by the beauties of Tanzania. Thousands of Namibian flamingos and storks from Asia and Europe migrate here every year, although herds of antelopes and zebras still hold the majority. While tourists are chasing the sun, these migrating herds follow the rain and as the dry season (August, September, October) begins in Serengeti, they all head to the north, to the green and fresh pastures of Masai Mara. Millions of antelopes and zebras and other hoofed mammals are unfortunately not alone in this long journey. While they are being pursued closely by lions, cheetahs, leopards and other predators, they also have to cope with scavengers like hyenas and vultures. As the tide of the wild nature turns, every creature has to get its share. Herds travel more than 800 kilometers clockwise and cross many rivers, keeping the balance of the ecosystem over the 15 square kilometers of the Serengeti National Park.
HAKUNA MATATA (NO WORRIES) An endless plain with a few trees lies before my eyes. It is very easy to see the animals. There are more antelopes and zebras than I have ever seen anywhere in Africa; they look like an army
2010 MARCH MART v SKYLIFE BUSINESS v 63
060-067-Serengeti.indd 63
2/23/10 1:30 AM
“Atalarımız boşuna ‘sonsuzluğa uzanan topraklar’ anlamına gelen Siringit ismini vermemiş”.
rine rengârenk balonlar süzülüyor sıra sıra. Benim içinde bulunduğum iyice yükseldi. “Atalarımız boşuna ‘sonsuzluğa uzanan topraklar’ anlamına gelen Siringit ismini vermemiş” diyor rehber Mosi. Mama ise “en fazla hayvanı Seronera vadisinde görürsün ve bunun da en iyi yolu senin yaptığın gibi balonla tepeden bakmak” diye ekliyor. Parkın tam merkezindeki vadi sulak ve diz boyu çayırla dolu. Gerçekten de etrafta yüzlerce zürafa, buffalo, kuyruğu daima dik duran Afrika domuzu var. Her ne kadar uzun otlar arasında saklanıyor gibi görünseler de koruma içgüdüsüyle civarda iri bir kedi arıyorum. Yüzümdeki endişeyi fark eden rehber: “Hakuna matata, engel olamazsın mutlaka onlar da bir gün yem olacaklar” diyor ve bana kuyruklarının üzerinde M harfine benzer bir leke taşıyan Afrika antiloplarından ‘impalaları’ gösteriyor: “Bunlar vahşi hayatın McDonald’s şubeleri. Kediler onları çok sever, gerilerindeki M harfi de doğal reklam afişleri.” Anlaşıldı, benim de artık oyunu kuralına göre oynamam gerek. Serengeti gibi dünyanın sayılı vahşi hayvan rezervinin bulunduğu bölgeye gelip, balon safarisi yapma ayrıcalığına erdikten sonra duygusal davranmak gibi bir lüksüm kalmamalı. Alıyorum dürbünü elime. Sanki o sırada içimden geçenleri birileri duydu. Şimdiye kadar ağacın gölgesinde miskin miskin yatan aslan, birden bire fırlayıp ileride otlayan antilopu bir çırpıda devirdi. Mosi lafı hemen ağzıma tıkıyor: “Belli ki bu aslan aç ve bitkin. Buna rağmen avını hemen yememesinin tek nedeni arkasında sakladığı yavruları.” O sırada iki aslan parçası, otların arasından oynaşarak çıkıp akşam yemeklerinin tadına bakmaya geliyor. Anne aslan kenarda yavrularını seyrediyor. Hayvanın sarı gözlerine bakarken içimde uyanan şefkat duygusuna ben bile şaşırıyorum. Afrika’nın havasına kapılmak bu olsa gerek.
64 v SKYLIFE BUSINESS v MART MARCH 2010
060-067-Serengeti.indd 64
2/23/10 1:30 AM
of ants. The humming noise of galloping animals thunders beneath my feet. Yet there is not a single cloud in the sky. Instead, colorful balloons float in rows. The one I am riding in rose very high. “Our ancestors called these lands Siringit, meaning ‘the endless lands’ for a reason,” explains our guide Mosi; “Mama, you will see more animals at Seronera Valley and the best way to watch them is from above, just as you do.” The valley at the center of the park is marshy and the grass is knee high. There are hundreds of giraffes, buffalos and warthogs with their upright tails. Although they look safe among the grass, I check to see if there are any large cats around. Noticing the worried expression on my face, the guide says “Hakuna matata. You can’t stop it. They will be hunted sooner or later” and he shows me the impalas with M shaped spots on their tails: “These are the McDonald’s of wildlife. Big cats love them. And the M shaped spots on their backs are their natural banners.” The point is taken! I have to play by the rules. After coming to the Serengeti for a balloon safari, one of the richest wild animal reservations in the world; there is no need to be sentimental. As I pick up the binoculars, a lion that has been sleeping under a tree suddenly starts up, as if it heard me, and takes down one of the antelopes grazing up ahead. Mosi cuts in saying, “It is obvious that this lion is hungry and very tired. The reason why she doesn’t eat it right away is her babies hiding behind her.” Just then two baby lions come to taste their dinner while their mother sits aside, watching them. The compassionate feeling that emerges as I look in the animals’s hazel eyes startles me.
“Our ancestors called these lands Siringit, meaning ‘the endless lands’ for a reason.”
2010 MARCH MART v SKYLIFE BUSINESS v 65
060-067-Serengeti.indd 65
2/23/10 1:30 AM
Images courtesy of | Singita Game Reserves | İzniyle 66 v SKYLIFE BUSINESS v MART MARCH 2010
060-067-Serengeti.indd 66
2/23/10 1:30 AM
Images courtesy of | Singita Game Reserves | İzniyle
VAHŞI DOĞADA ŞIKLIK
WILD CHIC
Rüzgâr bizi daha batıya, Grumeti hayvan rezervine ve timsahlarıyla meşhur Grumeti Nehri yakınlarına savurmaya başladı. Balon safarisinde her zaman olduğu gibi karadan iki 4X4 araç bizi takip ediyor. Nehir kenarına geldiğimizde alçalmaya başladık. Rüzgârın yönüne göre ilerleyen balonun nereye gideceğini kimse önceden tayin edemiyor. Arabayla bizi takip eden destek ekibinin işi oldukça zor. İneceğimiz yer son anda belli oldu ama hazırlıklar kusursuz. Portatif masalara beyaz keten masa örtüleri, birbirinden lezzetli havyarlı kanepeler ve kurutulmuş baharatlı etlerden oluşan atıştırmalıklarımız diziliyor. Bohemya kristalinden flüt şeklinde kadehler de gelince ziyafet başlıyor. Balon yolcularının çoğu Güney Afrika’da çok tanınan ve safari otelleri arasında artık ikon haline gelmiş Singita grubunun üç ayrı mekânında konaklıyor. Mucizelerin yeri anlamına gelen Singita’nın buradaki amiral gemisi Sasakwa Lodge. Relais & Chateaux üyesi bu otel İngiliz tarzı klasik bir şıklık içinde. Aynı grubun daha yerel dokulara sahip Singita Sabora Tented Camp’ı (Lüks Çadır Kampı) antika ve sıcak renkli mobilyalarla döşenmiş. Aralarında en modern ve şaşırtıcı çizgilere sahip olan Singita Faru Faru Lodge’da Afrika tarzı Zen hava dikkati çekiyor. Burada kalan yol arkadaşım Jane: “Benim Serengeti’ye bu üçüncü gelişim, buradaki ekosistem milyonlarca senedir aynı özellikleri koruyor. Doğal yaşamın en doğal ve orjinal hali buranın dışında nerede kaldı ki?” diyor. Eşi kendisi kadar iyimser değil: “Geçmişte gergedan ve filleri rahat bırakmayan kelle avcılarını unutuyorsun, şimdi de turizm doğal hayatı tehdit ediyor” diyor homurdanarak. Aramızda tek yerli olan Mosi yorum yapmadan geçemiyor: “Turizme ihtiyacımız var, bölgeyi kalkındırıyor ve doğal hayatın korunmasına maddi destek sağlıyor.”
The wind carries us towad the west, to the Grumeti animal reservation, near the banks of Grumeti River, famous with for alligators. As is the custom in balloon safaris, two 4x4 vehicles follow us on land. Because the balloon moves with the wind, no one can foresee where it will land. The task of the ground support team is not easy. Our landing point becomes clear at the last moment but the preparations are perfect. Portable tables are covered with white tablecloths before delicious caviar and spicy beef snacks are served. The feast begins as soon as champagne flutes made of Bohemian crystal appear. Most of the balloon passengers stay at three different sites of the iconic Singita Group, a well known hotel chain in South Africa specializing in safaris. Singita means “the place for miracles” and the flagship of the group in Tanzania is Sasakwa Lodge. A Relais & Chateaux member, the hotel exhibits classical English elegance. Singita Sabora Tented Camp on the other hand looks more traditional and it is decorated with antiques and cozy furniture. Singita Faru Faru Lodge is the most surprising one among the three, with its modern, African-tinged Zen attitude. My friend Jane, who stays there tells me that this was her third time in the Serengeti: “The ecosystem here hasn’t changed a bit for millions of years. Where on earth can we find such wilderness intact?” Her husband is not as optimistic. “Don’t forget the head hunters who used to hunt rhinos and elephants in the past” he says, “now the tourists jeopardize the wildlife.” As the only local among us, Mosi can’t help but object, saying “We need tourism. It helps develope the region and creates financial resources to protect the wildlife.”
TIMSAHIN SONU
THE DEMISE OF THE ALLIGATOR
Onlar tartışadursun ben nehirdeki timsahlara bakmaya gidiyorum. Grumeti’nin ve Mara Nehri’nin timsahları kıtanın en irileri ve aynı zamanda en tehlikelileri arasında sayılıyor. Bir diş hamlesiyle insanı ikiye ayırdıkları söyleniyor. Nehirde gördüğüm birkaç yeşil kafa aksine oldukça uysal. “Henüz erken” diyor grubun timsah uzmanı: “Sen onları bir de haziran ayında gör.” Serengeti’de kurak mevsim başlamadan hemen önce Kenya’ya göç etmeye başlayan antiloplar mecburen Mara Nehri’nden geçmek zorunda. Bu nehrin mutlak hâkimi bu dev cüsseli timsahlardan başkası değil. Özellikle nehrin derin kısmı otoburlara geçit vermiyor. Timsahların dişlerinden kurtulan hayvanlar, bu sefer de doğa şartlarına yenik düşüyor. Her iki durumda da galip, ağır hareketlerle suyun üstünde duran bu soğukkanlı hayvanlar. Otelime dönerken düşünüyorum: Madem bu kadar vahşi hayatın havasına girdim, bu akşam yemekte timsah ızgara denemenin de zamanı geldi. Ne demişler, büyük balık her zaman küçük balığı yer. Kozlarımızı karada paylaşacağımıza göre avantaj bu sefer benden yana. Barbekü kokusu etrafa sinmiş bile. Biraz tuz takviyesi yapıyorum, tadı fena sayılmaz: Sıkı etli ve beyaz bir balık etini andırıyor. Yanında polenta ve Afrika kabağı iyi gitmiş. Garson bir porsiyon daha lütfen!
While they chat, I walk to the river to see the alligators. The alligators of Grumeti and Mara rivers are the biggest and the most dangerous in the whole continent. It is said that with just one bite they can cut a man in two. On the other hand, a few green heads I see in the river look very docile. “It is early” says the alligator expert of our group, “You should see them in June.” Before the dry season starts in the Serengeti, the antelopes have to cross the Mara River to migrate to Kenya. But these gigantic alligators are the absolute rulers of the river and the deeper parts of the river are particularly impassable. The ones who manage to avoid the alligators succumb to environmental factors. Either way, the winners are those calm, cold blooded animals floating on the water. As I walk back to the hotel I think “Now that I’m in line with the wildlife, it’s time to try grilled alligator for dinner.” As the saying goes, the big fish gets the little one. As we are going to settle accounts on land, I got the advantage. I can already smell the grilled meat on barbecue. With a little additional salt, it doesn’t taste bad, almost like a fish with white, stiff meat. Polenta and African squash goes well with it. Waiter! One more please….
2010 MARCH MART v SKYLIFE BUSINESS v 67
060-067-Serengeti.indd 67
2/23/10 1:30 AM
“hedefe her yıl biraz daha yaklaşıyoruz” “WE’RE GETTING CLOSER TO THE TARGET BY THE YEAR”
Zeynep Hamedi, Borusan Kültür Sanat Yönetim Kurulu Başkanı • President of Borusan Center for Culture and Arts
Röportaj • Interview by Jülide Karahan
Hedefi İstanbul’u ‘müzik başkenti’ yapmak olan Borusan Kültür Sanat’ın 2010 yılı kültür sanat bütçesi 10 milyon dolar.
The culture and art budget of Borusan Center for Culture and Arts, which aims to make Istanbul a ‘capital of music’ for 2010, is 10 million dollars.
Borusan Holding, Türkiye’nin sanata destek veren güçlü kurumlardan biri. 1997 yılında İstiklal Caddesi No: 213’te tipik bir Beyoğlu binasında Borusan Kültür Sanat’ı kuran Holding; Türkiye’ye ilk özel oda orkestrası ile ilk özel filarmoni orkestrasını kazandırdı. 2005 yılında yapısal bir değişikliğe giden Borusan Kültür Sanat, hedefi belirledi: İstanbul’u ‘müzik başkenti’ yapmak. Gerisini Asım Kocabıyık’ın kızı ve Borusan Kültür Sanat Yönetim Kurulu Başkanı Zeynep Hamedi’den dinleyelim…
Borusan Holding is one of the most powerful establishments that support art in Turkey. The holding which established Borusan Center for Culture and Arts in 1997 on Istiklal Street No: 213 in a building representative of Beyoğlu, introduced the first private chamber orchestra along with the first private philharmonic orchestra in Turkey. Borusan Center for Culture and Arts leaning towards a structural change in 2005, has set its target: making Istanbul a ‘capital of music’. Let’s listen to the rest from the daughter of Asım Kocabıyık and the CEO of Borusan Center for Culture and Arts, Zeynep Hamedi.
68 v SKYLIFE BUSINESS v MART MARCH 2010
068-073-ZeynepHamedi.indd 68
2/23/10 1:17 AM
2010 MARCH MART v SKYLIFE BUSINESS v 69
068-073-ZeynepHamedi.indd 69
2/23/10 1:17 AM
Borusan Müzik Evi◆ Akustik düzeni, yalıtımı sağlanmış prova odaları ve konser salonlarıyla çok çeşitli müzik etkinlikleri için eksiksiz bir donanım sunan Borusan Müzik Evi’nin giriş ve 1. katı sergi alanı olarak kullanılıyor. Binanın 2. ve 3. katlarında iki bölümlü konser salonları var. 2. kat özellikle konser ve provalar için kullanılırken, 4. katta altı ayrı prova salonu bulunuyor. 5. ve 6. katlar ise çok amaçlı etkinliklere ayrılmış. Borusan House Of Music•
The ground of floor and the first floor of the Borusan House of Music ( which provides a fully equipped environment for various music events with its acoustics, insulated rehearsal rooms and concert halls) is used as an exhibition area. There are duplex concert halls on the 2nd and 3rd floors of the building. While the 2nd floor is specifically used for concerts and rehearsals there are six different rehearsal halls on the 4th floor. The 5th and the 6th floors are spared for multi-purpose events. Web sitesinden itibaren sanatla iç içe bir kurumla karşı karşıyayız. Bu iç içeliğin son meyvesi Borusan Müzik Evi’nden başlayalım. Binanın hikâyesini anlatır mısınız? Borusan Müzik Evi’nin kurulması için ilk adım Beyoğlu’ndaki metruk bir binanın satın alınmasıyla atıldı. Terk edilmiş bu binayı restore ederek öncelikle orkestramızın prova yapabileceği bir mekân oluşturmak istiyorduk. Neler yapabileceğimiz konuşulurken, uluslararası standartlarda bir müzik evinin açılması fikri şekillendi. Borusan Müzik Evi binasının tarihi 1875 yılına uzanıyor. Binayı 2002’de satın aldık. 2006 yılında Anıtlar Kurulu’ndan izin alınmasının ardından, 31 Mayıs 2006’da inşaat ve restorasyon çalışmalarına başladık. Binanın restorasyonu yapılırken tarihi dokusu korundu. İç dekorasyonda ise çağdaş bir müzik ve sanat mekânının sahip olması gereken çok fonksiyonlu ve esnek bir yapı ortaya çıkarıldı. Bina ne kadara mal oldu? Borusan Müzik Evi’nin sadece bina restorasyonunu yaklaşık 3 milyon Euro bütçe ile gerçekleştirdik. Bu, Borusan Kültür Sanat’ın Beyoğlu’nda yenilediği üçüncü bina. Beyoğlu civarında ya da daha genel bir ifadeyle İstanbul’da başka bir mimari projeniz var mı? Şu anda yok.
We are face to face with an establishment deeply entwined in the arts, starting from its website. Let’s start with the final fruit of this entwined state, the Borusan House of Music. Can you tell us a bit about the history of the building? The first step taken in establishing the Borusan House of Music was buying a derelict building in Beyoğlu. What we initially wanted was to be able to restore this derelict building in order to have a venue where our orchestra could rehearse. As we were talking through what we could do, the idea of opening a house of music at international standards appeared. The history of the building, which houses the Borusan House of Music, dates back to 1875. We bought the building in 2002. After we received the approval of the Council of Monuments in 2006 we started construction and restoration on May 31, 2006. The historical texture of the building was preserved as the building was restored. A multi-functional and flexible required for a contemporary music and arts venue was achieved in the building’s interior. How much did the construction work cost? We have accomplished just the restoration of the work of the Borusan House of Music with a budget of almost 3 million Euros. This is the third building restored by Borusan Center for Culture
70 v SKYLIFE BUSINESS v MART MARCH 2010
068-073-ZeynepHamedi.indd 70
2/23/10 1:17 AM
Artcenter/İstanbul◆ Beyoğlu Ayhan Işık Sokak’taki ArtCenter/ İstanbul, Borusan Kültür Sanat çatısı altında 2008 yılında hayata geçen bir çağdaş sanat merkezi. Mekân; resim, heykel, fotoğraf, video ve yerleştirme gibi dallarda umut vaat eden 35 yaşını aşmamış profesyonel sanatçılara atölye alanları sunuyor. ArtCenter/Istanbul is a center for contemporary art which came into existence in 2008 under the management of Borusan Center for Culture and Arts, located on Ayhan Işık Street in Beyoğlu. The venue provides ateliers to promising professional artists under the age of 35 who are working in areas of painting, sculpture, photography, video and installation art.
300’ÜN ÜZERİNDE ESER
Temeli 1980’de atılan Borusan Çağdaş Sanat Koleksiyonu’nun çerçevesini nasıl çiziyorsunuz? Koleksiyon nereye doğru gidiyor? Koleksiyonu; çağdaş sanata yön vermiş ustalar, günümüzde dünya çapında önem kazanmış sanatçılar ve umut vaat eden genç isimler olarak üç farklı bölüme ayırmak mümkün. Böylece geçmiş, günümüz ve gelecek arasında bir bağ kurmuş oluyoruz. Borusan’ın köklü geçmişi, güçlü bugünü ve yenilikçi geleceği arasındaki köprüye göndermede bulunuyoruz. Fotoğrafla ilgilendiğinizi, hatta bir zamanlar fotoğrafçı olmak istediğinizi biliyoruz. Borusan Çağdaş Sanat Koleksiyonu’nun fotoğrafa yaklaşımı nasıl? Koleksiyonumuz için fotoğraf, görsel sanatların diğer tüm alanları gibi önemli bir yere sahip. Resim, video, fotoğraf, yerleştirme ya da heykel… Bizim için önemli olan, yapıtın o disiplin içerisinde estetik ve kavramsal değeriyle nerede durduğu ve yeni bir şey söyleyip söylemediği. Perili Köşk’te konumlanan koleksiyonunuzda Nuri Bilge Ceylan fotoğrafları göze çarpıyor. İlgilendiğiniz başka fotoğrafçılar da var mı? Koleksiyondaki eser sayısı 300’ün üzerinde. Eserlerin bir bölümü
and Arts in Beyoğlu. Do you have any other architectural projects in the area of Beyoğlu or elsewhere in Istanbul? Not currently.
OVER 300 WORKS OF ART How would you draw the boundaries of the Borusan Contemporary Art Collection, which was founded in 1980? Where is the collection headed? It is possible to separate the collection into three parts as masters who have influenced contemporary art, internationally renowned artists of our time and promising young artists. In this manner we are able to make a connection between the past, the current and the future. We are evoking a connection between the well-rooted past of Borusan, its powerful stance today, and its innovative future. We are aware that you are interested in photography, that in fact you wanted to be a photographer in the past. What is the Borusan Contemporary Art Collection’s approach to photography? As with all other areas of visual arts, photography holds an important place in our collection. Paintings, videos, photographs, installations or sculptures... What is significant for us is where
2010 MARCH MART v SKYLIFE BUSINESS v 71
068-073-ZeynepHamedi.indd 71
2/23/10 1:17 AM
a specific work of art stands in that discipline aesthetically or conceptually —and whether it delivers something new. In the collection at Perili Köşk photographs by Nuri Bilge Ceylan stand out. Are there any other photographers you are interested in? There are over 300 works of art in the collection. Some of the works of art are displayed in Borusan buildings, even in factories. Mr. Nuri Bilge Ceylan’s works have a special place in our collection but we are always keeping up to date with artists in Turkey and abroad.
diğer Borusan binalarında, hatta fabrikalarında sergileniyor. Nuri Bey’in koleksiyonumuzun fotoğraf bölümünde özel bir yeri var; ancak tabii ki gerek Türkiye, gerek yurtdışında başka sanatçıları da yakından izliyoruz. Bir müze ihtimali var mı? Yakın gelecekte Perili Köşk’te hafta sonları halka açık rehberli turlar yapmak istiyoruz.
SALZBURG FESTİVALİ’NE SPONSORLUK
Borusan Kültür Sanat, 2005’te yapısal bir değişikliğe giderek ağırlığı klasik müzik ve eğitime vereceğini açıkladı. Hatta hedefi, İstanbul’u ‘müzik başkenti’ yapmak olarak belirledi. Hedefe ne kadar yaklaşıldı? Hedefe her yıl bir adım daha yaklaşıyoruz. Borusan İstanbul Filarmoni Orkestrası’nın (BİFO) geçtiğimiz günlerde yayımlanan ilk uluslararası CD kaydı bu adımlardan biri. BİFO’nun ‘Respighi, Hindemith, Schmitt’ adlı albümü, Türkiye ve Avrupa’da satışa sunuldu. Böylelikle orkestramız Avrupa’ya açılma konusunda önemli bir adım attı. BİFO Sanat Yönetmeni ve Sürekli Şefi Sascha Goetzel yönetiminde gerçekleştirilen CD kaydı, üç 19. yüzyıl bestecisinin Türkiye ve Doğu esintili, nadir kaydedilmiş yapıtlarını bir araya getiriyor. Bir diğer heyecan verici proje de Salzburg Festivali. BİFO, 2010 Avrupa Kültür Başkenti İstanbul’un en başarılı orkestrası olması nedeniyle Salzburg’a davet edildi. Festivalin açılış etkinlikleri kapsamında 25 Temmuz
Is there a likelihood of opening a museum? We would like to conduct guided tours open to public on weekends at Perili Köşk in the near future.
SPONSORSHIP AT THE SALZBURG FESTIVAL In 2005, the Borusan Center for Culture and Arts announced that it would give emphasis to classical music and education increasingly by going through a structural change. In fact, it had identified its aim as making Istanbul a ‘capital of music’. How close is it to its target? We’re getting closer to the target by the year. The first international CD recording of Borusan’s Istanbul Philharmonic Orchestra (BIFO) broadcast recently is one of these steps. The BIFO album titled ‘Respighi, Hindemith, Schmitt’ has been put on the market in Turkey and in Europe. Hereby, our orchestra took a significant step towards opening to Europe. The CD recording took place under the management of the Art Director and Permanent Conductor of BIFA Sascha Goetzel, bringing together the rarely recorded masterpieces of three 19th century composers inspired by Turkey and the East. Another exciting project is the Salzburg Festival. BIFO has been invited to Salzburg due to the fact that it was the most successful orchestra in the 2010 Istanbul European Capital of Culture. As part of the inauguration events of the festival, they will be giving a concert on 25th July 2010. The soloist of the concert is one of the renowned pianists of the world, Fazıl
72 v SKYLIFE BUSINESS v MART MARCH 2010
068-073-ZeynepHamedi.indd 72
2/23/10 1:17 AM
2006’da bayrağı ağabeyi Ahmet Kocabıyık’tan devralarak Borusan Kültür Sanat’ın Yönetim Kurulu Başkanı olan Zeynep Hamedi hedefi büyüttü: “İstanbul’u müzik başkenti yapmak” Zeynep Hamedi, who took over the post of Chairman of the Borusan Center for Culture and the Arts in 2006 from her brother —Ahmet Kocabıyık— in 2006, has expanded her goals— “making Istanbul a musical nexus.”
2010’da bir konser verecek. Konserin solisti de dünyanın sayılı piyanistlerinden Fazıl Say. Borusan Holding, İstanbul ile Salzburg arasında kurulan kültür köprüsünü pekiştirmek amacıyla ayrıca festivalin proje sponsoru oldu. 2011’de başlayacak sponsorluk kapsamında Borusan, Salzburg Festivali’nde her yıl Londra Filarmoni ve New York Filarmoni gibi dünyanın önde gelen orkestralarını ağırlayacak. Akdeniz Müzik Festivali’yle ilgili gelişmeler neler? Akdeniz Müzik Festivali’ne ‘Yeni Müzik’ adı altında devam edeceğiz. Ama program ve tarih henüz belli değil. 2008’in son aylarında faaliyete geçen ArtCenter/İstanbul’dan beklenen verim alındı mı? ArtCenter/İstanbul, açıldığı günden bu yana genç atölye sanatçılarını gerek Türkiye’den, gerek yurtdışından birçok sanatçı, küratör ve galericiyle buluşturdu. Özellikle bienal döneminde ziyaretçi sayımız çok büyük bir artış gösterdi. Bu diyalog ve buluşmalar, sanatçılarımızın çeşitli sergilere ve projelere davet almasına birçok kez vesile oldu ve ArtCenter/İstanbul’u düzenli olarak ziyaret eden bir kitle oluştu. Borusan Holding’in, sponsorlukları da göz önünde bulundurursak 2010 yılı için kültür ve sanata ayırdığı bütçe ne kadar? 2010 yılı kültür ve sanat bütçemiz 10 milyon dolar.
Say. Borusan Holding has become a project sponsor of the festival in order to reinforce bridge of culture established between Istanbul and Salzburg. As part of the sponsorship, which will start in 2011, Borusan will be annualy hosting the leading orchestras of the world such as the London Philharmonic and New York Philharmonic in the Salzburg Festival annually. What are the developments with regard to the Mediterranean Festival of Music? We will be continuing the Mediterranean Festival of Music under the title of ‘New Music’. However, the programme and the dates are yet undecided. Was the expected outcome achieved from ArtCenter/Istanbul which came into being in the last few months of 2008? ArtCentre/Istanbul brought together many young atelier artists from Turkey and abroad with curators and gallery-owners from the day it was established. The number of visitors increased greatly especially during the time of the biennial. These meetings and dialogues led to the invitation of many of our artists to a variety of exhibitions and a regular stream of ArtCenter/Istanbul visitors came into existence. In light of the sponsorships, what is Borusan Holding’s budget for culture and arts in 2010? Our culture and arts budget for 2010 is 10 million dollars.
2010 MARCH MART v SKYLIFE BUSINESS v 73
068-073-ZeynepHamedi.indd 73
2/23/10 1:17 AM
74 v SKYLIFE BUSINESS v MART MARCH 2010
074-077-AnthonyBourdain.indd 74
2/23/10 1:18 AM
“Türkiye, gastro-turizm öncüsü olmalı” “Turkey should be a pioneer of gastro-tourism” Yazı • Story by Esra Yalçınalp
Yazar ve şef Anthony Bourdain, “No Reservations” adlı televizyon programının çekimleri için ilk kez İstanbul’daydı. Bourdain’e göre, Türkiye’nin geleceği yemekten geçiyor.
Chef and author Anthony Bourdain came to İstanbul for the first time for the filming of his TV show “No Reservations”. He believes the future of Turkish tourism lies in gastronomy.
Söz konusu misafir sözünü sakınmayan Anthony Bourdain, şehir de İstanbul’sa iş doğal olarak çetrefilli. Bourdain, Mısır’da Piramitleri, Paris’te ise Eyfel Kulesi’ni ziyaret etmez. Fabrika usulü yemek yenilen ya da beyaz masa örtülü mekânlardan uzak durur. Bourdain’in İstanbul listesinde de Topkapı Sarayı, Boğaz’a nazır bir balık lokantası veya geleneksel tatlarını sadece turistlerin tattığı bir ‘lezzet durağı’ yoktu. Bourdain için lüks olan gerçek yemek ve keşiftir. Rumelihisarı Kale Cafe’de kahvaltı saati. Masa örtüsü, balkaymak, peynir, zeytin, salatalık, domates ve sucuklu yumurta tabaklarından gözükmüyor. İstanbul’daki ilk öğünü karşısında Bourdain şaşkın: “Burada İngiliz, Rus, İskandinav kahvaltılarının toplamından daha fazla çeşit var!” Çayını yudumlarken ise samimi itirafı geliyor. Türk mutfağı deyince aklına sadece “şişe takılmış et parçaları” geliyormuş. Bu noktadan sonra İstanbul, Bourdain için artık dipsiz bir kuyu.
When the city in question is İstanbul and the visitor is as candid as Anthony Bourdain, nothing will be easy… Bourdain does not go to see the pyramids in Egypt nor does he visit Eiffel Tower when he is in Paris. He avoids crowded restaurants or places with white tablecloths. And his İstanbul program does not include Topkapı Palace, a fish restaurant by the Bosphorus or a “taste stop” where only tourists can enjoy its traditional flavors… For Bourdain luxury is about real food and discovery. Breakfast time at Kale Café in Rumelihisarı… The table is full with plates of honey and Turkish cream, cheese, olives, cucumber, tomatoes, and fried eggs with pepperoni. Bourdain is amazed by his first meal in İstanbul: “The variety of the food here is richer than English, Russian and Scandinavian breakfasts all together…” And while he sips his tea, a confession comes from the bottom of his heart: his knowledge of Turkish cuisine was limited to “pieces of meat on skewers”. From that moment on, İstanbul becomes an endless journey for Bourdain.
2010 MARCH MART v SKYLIFE BUSINESS v 75
074-077-AnthonyBourdain.indd 75
2/23/10 1:18 AM
Cahillik şaşırtır ◆
“İstanbul’a gelmeden önce bildiklerim ‘Geceyarısı Ekspresi’ ve ajan filmlerine dayanıyordu. Türkiye’nin sunduklarından affedilemez şekilde habersizdim. İstanbul sürprizlerle dolu. Diğer Avrupa başkentlerine nazaran şehri çok temiz buldum. Osmanlı mirasının yaşandığı yerlerle karşılaştırdığımda ise yemeklerdeki rafinelik ve çeşit sayısı beni şaşırttı.” Ignorance catches up•◆
All images courtesy of | The Travel Channel | İzniyle
“What I knew about İstanbul before I came here were clichés from spy movies and Midnight Express. I was implacably unaware of what Turkey has to offer. İstanbul is full of surprises. The city is very clean compared to other European capitals. And the refinement and diversity of Ottoman cuisine amazed me.”
76 v SKYLIFE BUSINESS v MART MARCH 2010
074-077-AnthonyBourdain.indd 76
2/23/10 1:18 AM
HİÇ YOKTAN YOĞURT SEVDASI
Bourdain, onu en çok şaşırtan şeyle “tuzlu, yağlı ve çok lezzetli” diye tanımladığı Nişantaşı Tatbak’ın lahmacunun yanında karşılaşıyor: Ayran. Her şeyin etli ve bol yağlısını tercih eden şef, rejim yemeği olduğunu düşündüğü için hayatı boyunca yoğurttan uzak durmuş. Zaten ayranı da, yoğurt olduğunu bilmeden deniyor ve olan oluyor: “Eğer ben bile seve seve yoğurt içiyorsam, bu hayatta her şey mümkün.”
All images courtesy of | The Travel Channel | İzniyle
SAKATATIN CENNETİ
Sakatatın dünya genelinde çöpü boylamasından şikâyetçi olan Bourdain, İstanbul’un sunduğu seçeneklerden memnun. Galatasaray Senin Ciğerci’deki tercihleri yürek, böbrek, işkembe ve dalak. Taze pişmiş kellenin kendisi için özel ayıklanmasına mest. Alınan malzeme, kendi dürümüyle de iddialı Dürümzade’de soğan, maydanoz ve baharatlarla pişiriliyor, ayranla yuvarlanıyor. Bourdain, gençlerin neden sakatat sevmediğini anlamıyor. Anthony Bourdain, Vefa’da boza içti, Sirkeci’de esnaf lokantasında tabldot yemek yedi. Rakısını, Boğaz’ın Karadeniz’e kavuştuğu noktada hamsi kuşuyla, Balıkpazarı’nda ise mezeyle yudumladı. Sokağın tadına midye dolmayla, Ege mutfağınınsa zeytinyağlı ev yemekleriyle vardı. Bourdain’in kitapları en çok satanlar listesinde, blogu yüz binler tarafından okunuyor. O, her adımı, yediği ve içtiği milyonlar tarafından yakın takibe alınmış bir televizyon şöhreti. Önümüzdeki günlerde İstanbul’da midye dolma sırasına girmiş Danimarkalılar, pişmiş kelle ayıklatan Ruslar veya büryan kebabını paylaşamayan Amerikalılar görürseniz şaşırmayın.
Garantili gelecek: Gastro-turizm◆ “Türkiye’nin turizm tanıtımlarının bir numaralı maddesi yemek kültürü olmalı. Çünkü bu ülkenin en güçlü mıknatısı bin bir çeşitten oluşan kendine has eşsiz bir mutfağı olması. Bu yolda ilerlerse farklı olur, ilgi çeker. Örneğin Singapur, gastro-turizmin önemini erken kavradı. Dünya seyahat haritasında kalıcı bir yere sahip olmak için tanıtımlarında mutfaklarına vurgu yapıyorlar.” The future lies in gastro-tourism•◆ “Food culture should be a top item in Turkey’s publicity campaigns. One of the main touristic attractions of this country is its unique cuisine that brings together all sorts of variety. This will make a difference, draw attention. For instance, Singapore realized the importance of gastrotourism very early on. They emphasize the richness of their cuisine in their touristic publicity campaigns in order to become an established destination on the world map.”
A NEW BORN LOVE FOR YOGURT Bourdain’s biggest surprise comes with the “salty, fatty and very delicious” lahmacun (Turkish pizza) at Nişantaşı Tatbak: Ayran (buttermilk). As he prefers his food to be fatty and with meat, the great chef used to avoid yoghurt, thinking that it was something to eat only on a diet. In fact he tries ayran not knowing that it was really yoghurt: “If I am drinking yoghurt willingly and gladly, then everything is possible in life…”
A HEAVEN OF OFFAL As he has often complained about the little attention given to offal worldwide, Bourdain is very happy with the variety offered in İstanbul. He opts for the heart, kidneys, tripe and spleen at Galatasaray Senin Ciğerci. He falls in love with the freshly baked and cleaned lamb’s head. All the ingredients are cooked with onions, parsley and various spices at Dürümzade, folded in wraps and sent down with ayran… Bourdain cannot understand why the new generation doesn’t seem to appreciate offal. Anthony Bourdain drank boza (a thick slightly fermented millet drink) at Vefa and ate a fixed menu at a greasy-spoon in Sirkeci. He drank his rakı with fried anchovy at the Black Sea end of Bosphorus and with meze (Turkish tapas) at the Fish Market. He took in the flavours of the street with a course of stuffed mussels. He discovered Aegean cuisine with home cooked vegetable dishes in olive oil. Bourdain writes bestselling books and hundreds of thousands of people read his blog. He is a famous TV personality loved and followed by millions of people around the world. So don’t be surprised if you see Danish tourists lined up to buy stuffed mussels in the near future, or Russians waiting for their freshly baked and cleaned lamb’s heads or Americans trying to share a Büryan kebab (lamb meat cooked very slowly in a well)...
2010 MARCH MART v SKYLIFE BUSINESS v 77
074-077-AnthonyBourdain.indd 77
2/23/10 1:18 AM
INFO Yeni Film: The Informant!
First Class’da İyi Uykular
Size Özel Servislerimiz İçin..
82
83
84
New Movie: The Informant!
Sweet Dreams in First Class
Our Exclusive Services for You...
Özel Lezzetlere Hazır mısınız? Ready for unique delicacies?
94
2010 MARCH MART v SKYLIFE BUSINESS v 79
079-096-INFO.indd 79
2/23/10 1:21 AM
Sizin İçin Seçtiklerimiz UPFRONT MICHAEL JACKSON’U ÖN SIRADAN İZLEMEK
MICHAEL JACKSON’IN HİT’LERİ BU AY UÇUŞLARIMIZDA THIS MONTH, MICHAEL JACKSON HITS ARE ON OUR FLIGHTS
FEATURED INT. ARTIST v MICHAEL JACKSON ABC • Ben • Got To Be There • Blame It On The Boogie • Can You Feel It • Shake Your Body (Down To The Ground) • Don’t Stop ‘Til You Get Enough • Rock With You • She’s Out Of My Life • Off The Wall • Girlfriend • Wanna Be Startin’ Somethin’ • The Girl Is Mine (with Paul McCartney) • Billie Jean • Beat It • Human Nature • P.Y.T. (Pretty Young Thing) • Thriller • Liberian Girl • Bad • I Just Can’t Stop Loving You • The Way You Make Me Feel • Man In The Mirror • Dirty Diana • Smooth Criminal • Black or White • Heal The World • Remember The Time • In The Closet • Who Is It • Will You Be There • You Are Not Alone • Earth Song • Cry • Whatever Happens (ft Carlos Santana) • Gone Too Soon
THE INFORMANT!
OYUNCULAR • Cast: Frank Welker, Matt Damon, Melanie Lynskey, Scott Bakula, Patton Oswalt YÖNETMEN • Director: Steven Soderbergh
GİŞE FİLMLERİ KANALINDA SEYREDEBİLİRSİNİZ WATCH IT ON THE BLOCKBUSTER MOVIES CHANNEL
v Albümleri, dansı, giysileri ve tavırlarıyla 80 ve 90’lara damgasını vuran Michael Jackson bir kez daha hayranlarının karşısında. Kasım başında tüm dünyada vizyona giren ‘This Is It’ isimli film; sanatçının bu yaz Londra O2 Arena’da gerçekleştireceği ve tüm biletleri satılmış konserlerinin prova ve kamera arkası görüntülerinden oluşuyor. 26 Haziran 2009’da hayatını kaybeden sanatçının yakınlarından tam destek gören film; yüz saati aşkın kamera arkası çekim, Jackson’ın birçok şarkısı ve günler süren prova görüntülerini içeriyor. High definition formatında, dijital ses kalitesi ile hazırlanan filmin bazı sahneleri üç boyutlu. Aralarında ‘Thriller’ın da bulunduğu üç yeni video klibi içeren filmin yönetmen koltuğunda ‘High School Musical’dan tanıdığımız Kenny Ortege var. ‘This Is It’; izleyiciye, Jackson’ı daha önce hiç görmedikleri bir şekilde görebilme ayrıcalığı sunuyor. Üstelik ön sıralardan…
A FRONT ROW SEAT TO MICHAEL JACKSON
v His albums, his dances, his clothes, and his attitude all shaped the 80s and 90s. Now, Michael Jackson will meet with fans once more in November release This is It, a film containing backstage and rehearsal footage from what would have been his sold-out summer concert at London’s O2 Arena. Produced with full support from Jackson’s family and friends, 100 hours of footage, tracks, and daylong rehearsal scenes celebrate the artist’s last effort before his death on June 26, 2009. Some scenes from the full HD, digital audiorecorded film are in 3D. Director Kenny Ortege of High School Musical fame also created three new music videos, including one for “Thriller”, featured in the film. This is It provides a view on Michael Jackson like never before, and from the very front row…
v ‘The Informant’, 1990’ların başında yaşanan tuhaf bir ajanlık hikâyesini gerçek hayattan sinema perdesine aktarıyor. Bir yönetici çalıştığı şirketin müşterileri dolandırdığını fark ederse ne yapmaz? FBI’a başvurmaz mesela... Ama hayat bazen film gibi olabiliyor. ‘The Informant’ın esas adamı Matt Damon, yapılmayacak olanı itinayla yapıyor. Film, Kurt Eichenwald’ın 2000 yılında yayınlanan ve çok satanlar listesine giren ‘The Informant: A True Story’ adlı romanından uyarlanmış. Yönetmen koltuğunda Steven Soderbergh’in oturduğu filmin en ilginç tarafı, suçluları ele veren esas adamın FBI tarafından ‘kahraman’ ilan edilip iyi halden 8,5 yıl hapis yemesi. Üstelik gerçek hayatta… Nedenini merak ediyorsanız hayata değil, ekrana bakın! v ‘The Informant’ is the screen version of a wacky whistleblower’s story that actually happened in the early nineties. What would a good company man do if he realized the corporation he worked for was involved in a scam? He would not, for example, go to the FBI... But sometimes life imitates cinema. The protagonist, played by Matt Damon, goes out of his way to do the unthinkable. The film is an adaptation of Kurt Eichenwald’s best-seller, ‘The Informant: A True Story’, published in 2000. The most interesting part of this Steven Soderbergh film is that the man who blows the whistle on the criminals and is hailed as a ‘hero’ by the FBI ends up getting eight and a half years for his good behavior. In real life no less! If you want to know why, take a look at life, not at the screen!
80 v SKYLIFE BUSINESS v MART MARCH 2010
079-096-INFO.indd 80
2/23/10 1:21 AM
Filmler hakkında daha detaylı bilgi için: Sayfa 88
DİJİTAL BİLGİ VE EĞLENCE
DIGITAL INFO & ENTERTAINMENT
v Eğlence sistemimizde 23 inç’lik düz ekranlardan Bose marka kulaklıklarla sizin için seçilmiş olan 250 farklı albümden oluşan müzik yayınını dinleyebilirsiniz. Klasik, vizyon, uluslararası ve çocuk filmlerinden oluşan film seçenekleri ile çeşitli dizi, belgesel ve çizgi filmlerden oluşan kısa program kanalını izleyebilirsiniz. Tüm bu hizmetlere ilave olarak bireysel ve çoklu oyunculu 17 adet interaktif oyun kanalı, küçük yolcularımız için ayrı çocuk kanalı ve sesli kitaplar da beğeninize sunuluyor. Yolculuğunuz esnasında eğlence sisteminde yer alan bilgi kanalını kullanarak saat başı güncellenen ekonomi, magazin, finans haberlerine, dört saatte bir güncellenen hava durumu haberlerine erişebilirsiniz. Ayrıca kısa mesaj ve elektronik posta gönderebilir ve yine koltuktaki ekranlarınıza mesaj ya da e-posta alabilir, ister koltuktan koltuğa, isterseniz de yerdeki yakınlarınıza telefon ile ulaşabilir, bağlantılı seferler kanalından, bağlantılı seferlerinizin bilgilerini öğrenebilirsiniz. Yolcularımız seyahatleri esnasında süitlerinde laptop ile çalışabilecektir.
v On the 23” flat screen of our entertainment system, you can select from a wide array of entertainment, including the music broadcast via Bose earphones, with 250 different albums selected for your enjoyment, the movie of your choice selected from Classical, Invision, International or Children’s movies, or follow the short program channel, which contains various series, documentaries and cartoons. In addition to all these services, there is also a games channel containing 17 different individual or multi-player video games, a separate Children’s channel for young travelers, and Audio Books, including a variety of preferences. Using the information channel in our entertainment system, you can access magazines, economic and financial news (updated hourly), and the weather forecast (updated every four hours). In addition, you can send and receive messages on your screen. Moreover, you can make seat-to-seat calls or call your relations on the ground by telephone, or find information on your connecting flights on the connecting flights channel. Soon passengers will also be able to use their laptops in their seats.
RENKLİ RÜYALAR v First Class’taki misafirlerimiz dinlenmek istediklerinde koltukları kabin ekibimiz tarafından yatak konumuna getirilecektir. Üzerine özel çarşaflı alez (kaz tüyü) serildikten sonra, iki adet yastık ve yorgan emrinize tahsis edilecektir. Ayrıca özel tasarlanmış pijamalar ve terlikler lavanta kokuları içeren özel bir çantada size takdim edilecektir.
SWEET DREAMS v When our First Class guests wish to go to sleep, their chairs are converted into a bed by the cabin staff, and an exclusive cover (filled with duck down) with a special sheet will be spread out and two pillows and a quilt will be provided. Specially designed pyjamas and slippers will also be provided in a lavenderscented special case.
For more information about movies, please refer to page 88
2010 MARCH MART v SKYLIFE BUSINESS v 81
079-096-INFO.indd 81
2/23/10 1:21 AM
BUSINESS CLASS Özel Hizmetler EXCLUSIVE SERVICES UÇUŞ ÖNCESİ HİZMETLER v Değerli Business Class yolcularımız, THY olarak size sunduğumuz ayrıcalıklı hizmetleri anlatmak bize mutluluk verecek. Business Class’tan yararlanan yolcularımız, ayrı bankoda check-in yaparken bir yandan da öncelikli yer tercihi fırsatından yararlanabilecek. Bankoda bagajınız için özel Business Class Etiketi, CIP Salonuna Giriş ve Uçağınıza Biniş Kartınız verilecektir. Özel salonumuzdaki telefon/fakstan yararlanıp, TV/Müzik yayını eşliğinde limitsiz ikramın keyfini çıkarıp, yerli-yabancı gazete ve dergilere göz atarken uçağınızı düşünmeyin. Çünkü tüm yolcular uçağa yerleştikten sonra uçağa yönlendirilecek ve bagajlar için özel tanıtıcı etiket ve ayrı yükleme hakkına sahip olacaksınız. Bu arada diğer yolculardan farklı olarak 20 değil 30 kg serbest bagaj taşıma (Parça - bagaj sistemi uygulanan Atlantik aşırı uçuşlar için iki parça serbest bagaj hakkı) ve iki parça el bagajı taşıma hakkınız olduğunu hatırlatırız. (Ülke kuralları gereği İngiltere çıkışlı yolcular sadece bir parça el bagajı taşıyabilir.) Business Class ve Elite Plus kart sahibi yolcularımız yurt dışından İstanbul’a gelmek üzere check-in işlemi yaptırdıkları esnada verilecek olan ‘fast track’ kartlarıyla İstanbul Atatürk Hava Limanı’na varışlarında geliş katındaki 29–30 numaralı pasaport kontrol bankosundan geçişlerini sağlayabilirler.
CIP (ÖZEL BEKLEME) SALONU v Sizi özel bekleme salonuna davet ediyoruz. Biniş kartınızı sizi karşılayan CIP Salon hostesimize bırakınız, uçağınızın kalkışından önce size haber verilecektir. Güzel bir müzik eşliğinde içeceğinizi hiçbir ücret ödemeden yudumlayabilir, ikramlarımızın lezzetine bakabilirsiniz. Ayrıca faks gönderilerinizi ücretsiz yapabilir, internete kablosuz erişim aracılığı ile ücretsiz bağlanabilirsiniz. Televizyon seyredip, Business Center’da işlerinizi kesintisiz sürdürebilir, günlük yerli ve yabancı gazetelere, dergilere göz atabilirsiniz. CIP’lerde yararlanacağınız hizmetler elbette bunlarla sınırlı değil. Kişiye özel banyo kiti kullanarak duş alma imkanı sunmamızın yanı sıra anne ve babalar bebek alt değiştirme pusetlerini kullanabilirler. Ayrıca bay ve bayan tuvaletlerinin yanı sıra özürlülerin ihtiyaçları da unutulmadı. Salonumuzda mescit de mevcut.
RAHATINIZ İÇİN v Günlük yerli ve yabancı gazete, çeşitli konularda dergi servisimize ilaveten, uzun dış seyahati yapan yolcularımız uçuşlarının daha konforlu olması için çorap, gözlük, el kremi gibi ürünler içeren çantalardan yararlanabilecekler.
Business Class yolcularımız 30 kg serbest bagaj taşıma (Parça-bagaj sistemi uygulanan Atlantik aşırı uçuşlar için iki parça serbest bagaj hakkı) ve iki parça el bagajı taşıma hakkına sahiptir.
82 v SKYLIFE BUSINESS v MART MARCH 2010
079-096-INFO.indd 82
2/23/10 1:21 AM
SERVICES EXCLUSIVE TO BUSINESS CLASS PASSENGERS v Dear Business Class passengers, We’d like to take this opportunity to inform you about some of our exclusive services. Instead of waiting in long queues, benefit from the Business Class counter, where exclusive Business Class luggage tags, and your CIP/VIP lounge entrance and boarding card will be issued. Relax in the exclusive lounge or take advantage of telephone, fax, TV/ Music broadcasting, limitless food and snacks, as well as local and foreign newspapers and magazines. Don’t worry about time since you have priority for seat selection, exclusive luggage tags and separate loading of the luggage while you’ll be directed to the plane once all passengers are on board. In the mean time, allow us to remind you again that your free luggage allowance is 30 kg (two pieces of free luggage on transatlantic flights where the piece-luggage system is applicable) instead of 20 kg in economy and you have two pieces of hand luggage allowance (subject to law, only one piece of hand luggage for passengers departing from the UK). Business Class and Elite Plus card holder passengers can obtain a “fast track” card during their check-in on their return to Istanbul and upon arrival at Istanbul Ataturk Airport; they can use passport control kiosks the 29-30.
CIP (EXCLUSIVE WAITING) LOUNGE v We’d like to invite you to the exclusive waiting lounge. If you wish, leave your boarding card with our CIP Lounge hostess receiving you at the CIP Lounge and you will be informed before the departure of your flight. In our lounge, enjoy the free catering service (hot and cold soft drinks, fresh squeezed orange juice, sandwiches, croissants, pastries, tarts, tartlets, sweet and salted biscuits, nuts, and hot soup until 11 am and after 8 pm). Listening to pleasant music, you can sip a drink, send a fax and connect to the internet via WLAN—all free of charge. You can also watch TV, continue your work in the Business Center, or leaf through the local and foreign daily newspapers and magazines. If you need to freshen up there are also shower facilities, so don’t forget to ask for your personal bath kit and towel at reception. For parents, a baby nappy changing trolley is also available. Men’s and women’s toilets (including disabled) are also easily accessible. For spiritual matters there’s a prayer room in the lounge.
FOR YOUR COMFORT v Local and foreign daily newspapers and magazines are available for our passengers to choose from. In addition, for the comfort of our Transoceanic Business Class Passengers, an amenity kit containing a pair of socks, hand cream and eyeglasses is available.
For our Business Class passengers, 30 kg free luggage allowance (two pieces of free luggage on transatlantic flights where the piece-luggage system is applicable) and two pieces of hand luggage allowance is provided.
2010 MARCH MART v SKYLIFE BUSINESS v 83
079-096-INFO.indd 83
2/23/10 1:21 AM
FIRST CLASS Özel Hizmetler EXCLUSIVE SERVICES İSTANBUL ATATÜRK HAVALİMANI’NDA VERİLEN HİZMETLER
KALKIŞ ESNASINDA v Değerli First Class yolcuları, İstanbul il sınırları içinde limuzin hizmetinden (Mercedes-S, Mercedes Viano VIP Design) yararlanarak buraya geldiniz. Limuzin hizmeti istemeyen yolcularımız ise talepleri halinde Atatürk Havalimanında ücretsiz vale ve yedi güne kadar otopark hizmetinden yararlanabilir. Dış Hatlar Terminali E-girişinde Prime Class personeli tarafından kapıda karşılandıktan sonra uçak kapısına kadar size refakat edeceğiz. Size özel salon hizmeti (Prime Class), checkin bankosu ve pasaport kontrol noktasından yararlanabilirsiniz.
Çıkış harç pulunu check-in aşamasında ücretsiz olarak temin edebileceğinizi unutmayınız. Bunların yanı sıra talebiniz halinde bagajlarınızı ücretsiz kaplamaktan, terminal içindeki tüm transferlerinizi özel araç ile sağlamaktan kıvanç duyacağız. Size uçuşa 30 dakika kalana kadar E- kapısından yolcu kabulü sunuyoruz.
VARIŞ ESNASINDA
KABİN İÇİ HİZMETLERİMİZ
v Değerli First Class yolcuları,
v Değerli First Class yolcuları,
Prime Class personeli tarafından uçağın kapısında karşılandınız. İstanbul il sınırları içinde limuzin hizmetinden yararlanmak için görevli personel eşliğinde limuzin ya da aracınıza kadar transfer hizmetinizi gerçekleştirebiliriz. Özel pasaport bankosundan ve fast-track’tan yararlanırken terminal içindeki tüm transferlerin özel araç ile sağlandığını hatırlatırız. Uzun menzilli uçuşlardan yararlanan transit First Class yolcularımıza ise talepleri halinde Atatürk Havalimanı Airport Hotel’de 24 saat konaklama hizmeti verebiliriz.
Uçuş kabinine hoş geldiniz. Burada günlük yerli ve yabancı gazeteler, çeşitli dergiler beğeninize sunulmakta. Konforunuz için her ayrıntıyı düşündük. Diş fırçası, diş macunu, saç fırçası, dünyaca tanınmış seçkin markalı parfüm, krem, dudak nemlendiricisi, çorap ve göz bandından oluşan “amenity kit” servisimiz mevcut. Uyumak isteyen yolcularımızın koltukları ise kabin ekibimiz tarafından yatak konumuna getirilecek. Üzerine özel çarşaflı alez (kaz tüyü) serildikten sonra, iki adet yastık ve yorgan emrinize tahsis edilecektir. Ayrıca özel tasarlanmış pijamalar ve terlikler lavanta kokuları içeren özel bir çantada size takdim edilecek. Tıraş olmak isteyen erkek yolcularımız için tuvaletlerde tıraş bıçağı ve köpüğü bulunmakta.
First Class yolcularımızın serbest bagaj taşıma hakkı 60 kg’dır.
MILES & SMILES ÜYELERİNE ÖZEL AVANTAJLAR v Değerli Miles&Smiles Classic ve Classic Plus üyelerimiz. Türk Hava Yolları ücretli First Class uçuşlarından ekonomi sınıf mil değerinin iki katı, Elite ve Elite plus üyesiyseniz de ekonomi sınıf mil değerinin üç katı mil kazanıyorsunuz. Miles&Smiles üyelerimiz de Türk Hava Yolları ödül bilet tablosunda yer alan
limitli yer kapasiteli ödül bilet ve limitli yer kapasiteli refakatçi bilet First Class mil değerleriyle Türk Hava Yolları uçuşlarında First Class ödül bilet düzenletebilirler. Ödül bilet mil değerlerine www.thy.com/smiles web sayfasından ulaşılabilirsiniz. Uzun menzilli uçuşlarda ücretli gidiş/dönüş First Class bilet ile
seyahat eden Classic ve Classic Plus üyelerimizin, mevcut kart statüsü Elite karta yükseltilir. Uzun menzilli uçuşlarda (Hong Kong, Singapur, Bangkok) ücretli gidiş/dönüş First Class bilet ile seyahat eden Elite Kart üyelerinin mevcut Elite Kart sürelerinin bitiminden itibaren iki yıl daha uzatılacağını hatırlatırız. Uzun
menzilli uçuşlarda ücretli gidiş/ dönüş First Class bilet ile seyahat eden ancak Miles&Smiles üyesi olmayan yolcularımıza üyelik açılarak Elite kart verilecektir. Ücretli biletteki yolcuya verilen tüm hizmetlerden Miles&Smiles ödül bilet ile seyahat eden yolcular da yararlanabilir.
84 v SKYLIFE BUSINESS v MART MARCH 2010
079-096-INFO.indd 84
2/23/10 1:21 AM
SERVICES OFFERED AT ISTANBUL ATATÜRK AIRPORT
ON DEPARTURE FLIGHTS v Dear First Class passengers, Within Istanbul city limits a limousine service is available (Mercedes-S, Mercedes Viano VIP Design). For passengers who do not wish to use the limousine service, there is a free valet service with up to 7 days of free parking, available on demand. After the welcome reception of our Prime Class Personnel at the E-entrance gate of the International Flights Terminal, you’ll be escorted to the plane door. Exclusive lounge service (Prime Class), exclusive check-in counter and exclusive passport control point are all waiting for you.
Please allow us to remind you that your provision of departure dues and luggage coating (if required) are provided free of charge at check-in. We’ll be pleased to facilitate your transfers within the terminal by special vehicles. Besides, you’ll have acceptance to the plane through Gate-E until 30 minutes before the flight and are permitted up to 60 kg of checked luggage.
ON ARRIVAL FLIGHTS
FIRST CLASS INCABIN SERVICES
v Dear First Class passengers,
v Dear First Class Passengers,
You will be welcomed at the plane door by Prime Class personnel. Limousine service within Istanbul city limits and transfer services under the escort of an appointed staff member to the limousine or passenger’s vehicle are all at your disposal. We’re pleased to remind you that an exclusive passport desk, fast-track service and provision within the terminal by special vehicles are also available at your convenience. For long distance travel, you may also take advantage of a 24-hour stop-over service at the Atatürk Airport Hotel, available upon request.
Welcome on board. Your choice of Turkish and foreign daily newspapers and magazines are available. It’s been our intention to bring whatever is necessary for your comfort. An amenity kit, containing a toothbrush, toothpaste, hair brush, a bottle of perfume by a well-known brand, skin cream, lip moisturizer, a pair of socks and an eye mask is available. When you’re ready to sleep, your chair can be converted into a bed by the cabin staff, with an exclusive cover (filled with duck down) with a special sheet, and two pillows and a quilt spread out by your cabin attendant. Exclusively designed pyjamas and slippers are also available for your comfort. For our male passengers who wish to shave, shaving cream and razors are provided in the toilets.
First Class passengers are allowed to carry luggage up to 60 kg.
SPECIAL ADVANTAGES FOR MILES & SMILES MEMBERS v Miles&Smiles Classic and Classic Plus members earn twice the economy class points on paid Turkish Airlines First Class Flights, and Elite and Elite Plus members earn three times the economy class miles points. Our Miles&Smiles members can have limited amounts of award tickets and limited amounts of companion
tickets issued, shown in the award ticket tables, and can have First Class award tickets issued for Turkish Airlines flights, using their mileage points as indicated in the tables. Award tickets, and miles points can be accessed via the www.thy.com/smiles web page. Classic or Classic Plus members, who travel on long-distance flights
by paid First Class return tickets, can upgrade their cards to Elite cards. Elite card holders who travel on long distance flights (Hong Kong, Singapore, Bangkok) by paid first class tickets, will have their Elite card membership extended for another two years from the expiry date of the card. For passengers who travel on
long-distance flights by a paid First Class return ticket, but who are not Miles&Smiles members, a membership is assigned and an Elite card will be issued. All Miles&Smiles award ticket holders may benefit from the services available for the paid ticket holders.
2010 MARCH MART v SKYLIFE BUSINESS v 85
079-096-INFO.indd 85
2/23/10 1:21 AM
The Informant!
Filmler MOVIES AMELIA
GİŞE FİLMLERİ BLOCKBUSTER MOVIES ALL ABOUT STEVE
Oyuncular • Cast: Bradley Cooper, Sandra Bullock, Ken Jeong, DJ Qualls, Thomas Haden Church Yönetmen • Director: Philip Traill v Gazeteler için bulmaca hazırlayan Mary,ilk randevusu sonrasında bir TV muhabirine delicesine aşık olur. Bütün ülkeyi gezerek türlü haberlerde kendini gösterecek ve ona birbirleri için yaratıldıklarını göstermeye çalışacak.
Oyuncular • Cast: Christopher Eccleston, Hilary Swank, Richard Gere, Mia Wasikowska, Ewan McGregor Yönetmen • Director: Mira Nair vAmelia kadın bir pilot olarak yaptığı cesaret abidesi uçuşlarıyla ünlü tarihi bir karakterdir.1937 yılında Pasifik üzerinde dünyayı turlamak için yola koyulan ve sonra kayıplara karışan Amelia Vidal’ ın hayatı üzerine kurulu. v Oscar® winner Hillary Swank plays the legendary aviator whose pioneering solo flights made her a celebrity. Born in Kansas, Earhart didn’t learn to fly until her twenties, yet flew solo across the Atlantic just twelve years later.
Where the Wild Things Are
v Sandra Bullock stars in
v U.S. Marshall Carrie Stetko is sent to the most unforgiving place on Earth just days before the start of the polar winter to investigate Antarctica’s mysterious first homicide -a quest that leads her to secrets buried far below the ice.
v Çarpıcı gerçek bir öyküye dayanan bu heyecanlı komedide, büyük bir şirkette çalışan manikdepresif Mark Whitacre, şirketin vergilerde dolandırıcılık yaptığını anlar ve FBI’a onlar için gönüllü muhbirlik yapmak istediğini belirtir. story, this comedic thriller recounts the tale of Mark Whitacre, a brilliant corporate man who was the highestranking executive to ever turn whistleblower in U.S. history. A hero who becomes mentally unhinged.
WHITEOUT
v Antartika’da görevli Carrie Stetko, bölgede işlenmiş bir cinayet için görevlendirilir. Antartika altı ay boyunca karanlığa gömülmeden önce bu soruşturmayı çözmek zorundadır.
Oyuncular • Cast: Frank Welker, Matt Damon, Melanie Lynskey, Scott Bakula, Patton Oswalt Yönetmen • Director: Steven Soderbergh
v Based on a fascinating true
this romantic comedy about a crossword puzzle creator who falls for a TV journalist after one blind date. Madly in love, she follows him around the country as he moves from one major breaking story to another.
Oyuncular • Cast: Kate Beckinsale, Columbus Short, Tom Skerrit, Alex O’Loughlin, Gabriel Macht Yönetmen • Director: Dominic Sena
THE INFORMANT!
WHERE THE WILD THINGS ARE
Oyuncular • Cast: Catherine Keener, Forest Whitaker, Paul Dano, Catherine O’Hara, James Gandolfini Yönetmen • Director: Spike Jonze v Maurice Sendak’ın sevilen çocuk kitabının büyük ekrana yansıtılmış şekli! Max, akıllı ama hassas ve alıngan bir çocuktur ve evdeki sıkıcı hayatından Vahşi Şeyler ile dolu gizemli bir adaya kaçış yapar – orada Kral ilan edilir! v Maurice Sendak’s beloved children’s book comes to life on the big screen! Max, a rambunctious and sensitive child, escapes the frustrations of home to an island inhabited by mysterious creatures, The Wild Things -where he is crowned King!
AMELIA Puplic Enemies Whiteout
Oyuncular • Cast: Alexis Bledel, Jane Lynch, Michael Keaton Yönetmen • Director: Mira Nair v Ryden Malby üniversiteden mezun olunca. Her biri birbirinden ilginç olan aile üyeleri ile yıllar sonra yeniden bir arada yaşamak durumunda kalır. v When recent college graduate Ryden Malby can’t nab her dream job in publishing, she is forced to move back in with her eccentric family. Torn between her best friend and her hot next-door neighbor, Ryden realises she needs a new life plan.
86 v SKYLIFE BUSINESS v MART MARCH 2010
079-096-INFO.indd 86
2/23/10 1:21 AM
Wall Street
Walk the Line
KLASİKLER CLASSIC MOVIES WALK THE LINE
The Golden Compass
v Lyra’nın kendi ve Kuzey ışıklarının ötesindeki paralel dünyaları tehdit eden bir savaşın içindedir. Müttefkleri ile Altın Pusulanın yardımıyla, Lyra tüm becerilerini ve cesaretini kullanarak onu takip eden şeytanı yenmek zorundadır...
v Johnny Cash’in Arkansas’daki zorlu geçmişinden uyuşturucu bağımlılığına ve şöhrete kadar uzanan ve biricik aşkı Amerikan folk yıldızı June Carter ile olan ilişkisini anlatan bir film. v A poignant biopic of Johnny Cash, from his hardscrabble roots in Arkansas, his struggles with drug addiction and fame, and his lifelong love for country star June Carter... Winner of three Golden Globe Awards and five Oscar® nominations.
THE PELICAN BRIEF
Oyuncular • Cast: Sam Shepard, Denzel Washington, Julia Roberts, John Heard Yönetmen • Director: Alan J. Pakula
THE GOLDEN COMPASS Oyuncular • Cast: Eva Green, Nicole Kidman, Dakota Blue Richards, Daniel Craig, Yönetmen • Director: Chris Weitz
Oyuncular • Cast: Reese Witherspoon, Robert Patrick, Shelby Lynne, Joaquin Phoenix Yönetmen • Director: James Mangold
v A great war is coming that
The Pelican Brief
threatens Lyra’s world, as well as all parallel worlds beyond the Northern lights. With her band of allies, and guided by the Golden Compass, Lyra needs all her skill and courage to elude the evil pursuing her...
WALL STREET
Oyuncular • Cast: Martin Sheen, Michael Douglas, James Spader, Daryl Hannah, Charlie Sheen Yönetmen • Director: Oliver Stone
v Hukuk öğrencisi,Darby Shaw (Julia Roberts), iki Yüksek Mahkeme yargıcının öldürülmesiyle ilgili bir dosya yazıyor. Ancak bu dosya yanlış insanların eline geçiyor ve Darby’nin peşine düşüyorlar.
v Gordon Gekko, hisse senedi uzmanı Bud Fox’u şüpheli işlemler yapmaya zorlar – ama dizginlenemeyen hırsı kısa süre içinde tüm Fox ailesini tehdit eder... Bu film Michael Douglas’a Oscar® kazandırdı.
v Law student Darby Shaw
v Corporate raider Gordon
connects the assassinations of two Supreme Court Justices and forwards her theory to her professor -- who informs the FBI. However, the clues lead all the way to the Oval Office! A brooding conspiracy thriller.
Gekko initiates fledgling stocks trader Bud Fox into the beguiling art of questionable deals – but unfettered greed soon threatens the whole Fox family... This anticapitalist classic won Michael Douglas an Oscar®.
2010 MARCH MART v SKYLIFE BUSINESS v 87
079-096-INFO.indd 87
2/23/10 1:22 AM
The Devil Wears Prada
LADY IN THE WATER
Oyuncular • Cast: Sarita Choudhury, Jeffrey Wright, Paul Giamatti, Bob Balaban, Bryce Dallas Howard Yönetmen • Director: M. Night Shyamalan
MASTER AND COMMANDER
Oyuncular • Cast: Billy Boyd, Russell Crowe, Paul Bettany, James D’Arcy Yönetmen • Director: Peter Weir
v Utangaç inşaat yöneticisi Cleveland Heep genç kadını boğulmaktan kurtardığında, başka yaratıkların evine dönmesine engel olduklarını ve sadece Cleveland’ın ona yardımcı olabileceğini söyler... Sürükleyici ve büyüleyici bir macera.
v Napolyon savaşları sırasında Captain Jack Aubrey’e Britanya savaş gemisi HMS Surprise’ ile, daha hızlı ve ağır silahlı Fransız gemisi ‘’Acheron’’u batırması görevi verilir... Sürükleyici bir deniz savaşı öyküsü.
v When reclusive building manager Cleveland Heep rescues a mysterious young woman from the pool, she claims that creatures from another world are stalking her and only Cleveland can help her return home... A riveting tale of magic and menace.
CASABLANCA
Oyuncular • Cast: Ingrid Bergman, Peter Lorre, Humphrey Bogart, Paul Henreid Yönetmen • Director: Michael Curtiz v II. Dünya Savaşı sırasında Rick’in Kasablanka’daki gazinosu, Victor ve Ilsa Laszlo gibi göçmenlerin rağbet ettiği bir yerdir. Yardım talebine Rick karşı çıkar, çünkü Ilsa’yı daha önceden tanımaktadır... Üç Oscar® sahibi bir film. v During WWII, Rick’s café in Casablanca is the hottest night spot and a popular meeting place for refugees -like Victor and Ilsa Laszlo. When asked for help, Rick hesitates, for he and Ilsa are no strangers... Winner of three Oscars®.
THE DEVIL WEARS PRADA
Oyuncular • Cast: Stanley Tucci, Anne Hathaway, Meryl Streep, Simon Baker, Gisele Bundchen Yönetmen • Director: David Frankel
MRS. DOUBTFIRE
Oyuncular • Cast: Lisa Jakub, Pierce Brosnan, Robin Williams, Sally Field, Matthew Lawrence Yönetmen • Director: Chris Columbus
v Moda editörü Miranda Priestly, inatçı bir eski muhabir olan Andy Sachs’a Runway magazinde asistan olarak görev verir. Andy başarılı olur ama vicdanı ile de karşı karşıya kalır...
v Eşi boşanma davası açtığında, baba Daniel Hillard çocuklarının velayetini kaybeder. Bunalım içine giren Daniel dadı kılılığına girer ve kendi üç çocuğuna bakmak üzere işe alınır... Williams’dan bir komedi şaheseri!
v Based on the best-seller: imperious fashion editor Miranda Priestly gives Andy Sachs, a geeky journalism major, a job as her assistant at Runway magazine. Andy blossoms into a looker but soon faces a crisis of conscience... Wicked satire!
v When his wife files for divorce, devoted father Daniel Hillard loses custody of his kids. In desperation, Daniel disguises himself as a matronly British nanny and hires on to look after his own three children...Williams’ comic triumph!
v During the Napoleonic Wars, Captain Jack Aubrey steers the British warship HMS Surprise on a seemingly hopeless mission to intercept and destroy the ‘’Acheron,’’ a faster and more heavily-armed French privateer... A rousing seafaring epic.
THE DEPARTED
Oyuncular • Cast: Matt Damon, Mark Wahlberg, Martin Sheen, Leonardo DiCaprio, Jack Nicholson Yönetmen • Director: Martin Scorcese v Boston’da geçen sürükleyici bir macera: mafya babası Frank Costello’yu alt etmek için polis çaylak polis memuru Billy Costigan’u görevlendirir. Hızlı ve hareketli bir film. v A convoluted thriller set in Boston: to take down mob boss Frank Costello, the police get rookie cop Billy Costigan to infiltrate his gang -while Costello’s protege, Colin, rises through the ranks of the police... Gritty and vibrant.
88 v SKYLIFE BUSINESS v MART MARCH 2010
079-096-INFO.indd 88
2/23/10 1:22 AM
Cloudy with a Chance of Meatballs
ULUSLARARASI FİLMLER INTERNATIONAL MOVIES ÇOCUKLAR İÇİN KIDS’ MOVIES
POKER KING (POU HARK WONG)
Oyuncular • Cast: Ching Wan Lau, Louis Koo, Stephy Tang Yönetmen • Director: Hing-Ka Chan
CLOUDY WITH A CHANCE OF MEATBALLS
v Babası ölünce Jack’e Macau’da büyük bir kumarhane miras olarak kalır. Ama kısa süre içinde babasının sert tavırlı iş ortağının başka düşünceleri olduğunu fark eder. Bu sürükleyici ama eğlenceli Çin filminde poker, para ve güç oyunları var. v When his father dies,
Oyuncular • Cast: Anna Faris, Andy Samberg, Bruce Campbell, James Caan, Bill Hader Yönetmen • Director: Chris Miller, Phil Lord v Flint, suyu yiyeceğe dönüştüren bir makine yapar – bulutlardan artık köfte yağmaktadır. Bir hayal edin, dondurmadan tepeler, krep şurubundan şelaleler veya Eyfel kulesini kürdan gibi gösteren sandviç.
Queen to Play (Joueuse)
Jack inherits a giant casino conglomerate based in Macau, but he soon learns that his father’s hard-edged business partner has other ideas, in this gripping but humorous Chinese movie about poker, money and power.
v Flint invents a machine which transforms water into food -soon the clouds are raining meatballs. Imagine ice cream dunes, maple syrup downpours, hotdog hail or a club sandwich big enough for the Eifel Tower to serve as toothpick!
QUEEN TO PLAY (JOUEUSE)
Oyuncular • Cast:�������������� Sandrine Bonnaire, Francis Renaud, Alexandra Gentil, Kevin Kline, Valérie Lagrange Yönetmen • Director: Caroline Bottaro v Korsikalı hizmetçi monoton hayatını değiştirecek bir uğraşı keşfeder. Tesadüfen karşılaştığı satranç oyununa aşık olur. Gizemli doktorun yardımıyla kendini geliştirmeye başlar ama ailesi ve köyden arkadaşlarını kızdırır. v An unassuming Corsican housemaid upturns her monotonous life when she accidentally falls in love with the game of chess. She sets out to master the game with help from a mysterious doctor, but soon alienates her family and fellow villagers. Poker King (Pou hark wong)
CHARLIE AND THE CHOCOLATE FACTORY Oyuncular • Cast: Helena Bonham Carter, Freddie Highmore, Johnny Depp, James Fox Yönetmen • Director: Tim Burton
Casablanca
v Charlie ailesi ile zor bir şekilde geçinen fakir bir çocuktur. Tüm dünya ve Charlie, çikolata fabrikasıyla zengin olmuş Willy Wonka’nın ( Johnny Depp) esrarengiz ve yıllardır kapalı olan fabrikasını merak etmektedir. v From cult director Tim Burton, a visual treat: Charlie Bucket, a poor waif living in the shadow of Willy Wonka’s chocolate factory, wins a tour of the factory -led by the eccentric chocolatier himself... Weird and wondrous!
2010 MARCH MART v SKYLIFE BUSINESS v 89
079-096-INFO.indd 89
2/23/10 1:22 AM
Filmler MOVIES MY NAME IS EARL Quit Smoking v Earl kendisi yerine haksız yere hapse giren adama itirafta bulunur. Bu arada Joy, Earl’ü öldürerek mirasına konmak ister.
KISA PROGRAMLAR SHORT FEATURES HOW I MET YOUR MOTHER Purple Giraffe
v Earl tackles two items on his karma list: making up for all the second-hand smoke he’s inflicted, and confessing to a man who served time for a crime Earl committed. Meanwhile, Joy decides to kill Earl so she can inherit his money.
THE BIG BANG THEORY The Bat Jar Conjecture
v Ted tesadüfen tanışmayı umduğu Robin’i verdiği partiye davet eder. O gelmeyince bir parti daha, daha sonra bir parti daha verir. Bu arada Lily’nin doymak bilmez iştahı Marshall’ın tezini yazmasına engel olmaktadır.
v Fizikçiler Sheldon ve Leonard yan daireye taşınan güzel bir kızla karşılaşınca, laboratuvar dışında yaşamı bilmediklerini farkederler. Bu bölümde, çaresiz kalan adamlar, Penny’den, iki kişilik Halo takımlarından birine katılmasını isterler.
v Ted throws a party and invites Robin, so he can ‘run into her’ in a casual way. When she misses the party he throws another one the next night, and the next. Meanwhile Lily’s insatiable desire for Marshall prevents him from writing a paper.
v When physicists Sheldon and Leonard meet a beautiful girl moving in next door, they realize they know nothing about life outside the lab. In this episode, in desperation, the guys ask Penny to join one of their two-person Halo teams.
ARRESTED DEVELOPMENT Top Banana
THE MENTALIST Red Tide
v Baba hapse girip aile varlıkları dondurulunca, zengin ve uzun geçmişi olan aile kenetlenir. Michael ise Bluth Frozen Banana Stand dahil, aile işlerinin başına geçmek arzusundadır.
v Santa Marta sahilinde boğulmuş bir kız cesedi bulunduğunda, diğer sörfçü arkadaşları şüpheliler arasına alınır. Soruşturmalar tıkanınca, Patrick yeteneklerini kullanarak katilin kim olduğunu bulmak ve onu yakalamak zorunda kalır.
v A wealthy, multi-generational family bonds together after the patriarch is arrested and the family assets are frozen. With his father imprisoned, Michael attempts to gain control of the business, including the Bluth Frozen Banana Stand.
v When a drowned girl’s body is found on the Santa Marta beach, many of her surfer friends are among the suspects. When the interviews lead to nothing, Patrick uses his various subtle skills to determine and catch the killer.
PUSHING DAISIES Dummy
BOSTON LEGAL The Black Widow
v Bir oto tamircisi bir araba kazasında ölünce, Ned şüphelenir. Bir aracı test etmek üzere olan bir şirkette çalıştığını öğrenir. Bu arada, Chuck nasıl olup da Ned’in kendisini hayata döndürdüğünü öğrenmek istemektedir.
v Emmy® ve Golden Globe® birincisi: Shore ve Brad zengin kocasını zehirlemekle suçlanan bir kadını savunmaktadırlar ve Tara, dilsiz bir viyolonselisti taciz etmekle suçlanan bir doktoru savunmak zorunda kaldığında, eski aşkı ile karşılaşır.
v When a car expert is found dead after a hit-and-run accident, Ned suspects foul play. He finds out the deceased worked for a company that was about to launch an experimental car. Chuck wants answers about how Ned brought her back to life.
v Emmy® and Golden Globe® winner: Shore and Brad represent a woman accused of poisoning her rich elderly husband; and Tara finds herself battling an old flame when she has to defend a doctor accused of indecently assaulting a mute cellist.
OCEAN ADVENTURE: Call Of The Killer Whale v Katil balinaların sayısı dünyada 100,000 adetten azdır ve hem kuzey hem de güney yarımkürede onların peşinden giden JeanMichel Cousteau ve takımının bu muhteşem serüvenlerini izleyebilirsiniz. v Orcas number fewer than 100,000 worldwide and learning about them is a global endeavor for Jean-Michel Cousteau and his team of explorers, who travel to both the northern and southern hemispheres to seek out these amazing killer whales. How I Met Your Mother
90 v SKYLIFE BUSINESS v MART MARCH 2010
079-096-INFO.indd 90
2/23/10 1:22 AM
ALBÜMLER ALBUMS TURKISH
AYIN SANATÇISI:
Muazzez Abacı Sevdiklerinizle • Alpay Küçük Bir Öykü... Best Of Alpay • Ben Deniz Olsun • Bengü İki Melek • Göksel Mektubumu Buldun mu? • Hadise Kahraman • Kenan Doğulu Patron • Mustafa Sandal Karizma • Nilüfer Hayal • Sezen Aksu Yürüyorum Düş Bahçelerinde • Redd 21 • Çeşitli Sanatçılar İz – Nefes • Arzu Ne Fayda • Osman Murat Tuğsuz Genç Sufi - Young Sufi • Fahir Atakoğlu Featured Turkish Artist
FEATURED ARTIST OF THE MONTH:
FAHİR ATAKOĞLU
INTERNATIONAL Black Eyed Peas The E.N.D. • Chrisette Michele Epiphany • Keri Hilson In a Perfect World • Shinedown The Sound Of Madness • Taylor Swift Fearless • Green Day 21st Century Breakdown • Simply Red Greatest Hits • Kenny G Rhythm & Romance • Fazıl Say 1001 Nights In The Harem • Various Artists Salsa Hits 2009: The #1 Series • Delerium Nuages Du Monde • Deuter Spiritual Healing • Jens Gad Le Spa Sonique • Santana The Woodstock Experience • Michael Jackson Featured International Artist
Black Eyed Peas
Müzik MUSIC
Fahir Atakoğlu
BU AYIN YENİLERİ THIS MONTH’S NEW SOUNDS
GRAMMY ADAYI BİR ALBÜM DAHA…
ANOTHER GRAMMY NOMINATED ALBUM
Olumlu eleştiriler alan ‘Istanbul In Blue’nun devamını yapmayı düşünüyor musunuz? ‘Istanbul In Blue’ gerçekten çok olumlu tepkiler aldı. Hatta Dünya müziği listelerinde tam üç kez 1 numaraya yükseldi. Caz listelerinde ilk 20’lerde yer aldı. Bütün bunlar bana yeni çalışmalar yapmam için güç veriyor aslında.
Are you thinking of continuing the concept of ‘Istanbul in Blue’ following its positive criticism? ‘Istanbul in Blue’ did indeed receive very positive feedback. In fact it reached number 1, three times in the World Music lists. It was ranked in the top 20 of the Jazz lists. Actually, all this success gives me the power to undertake new projects.
Son albümünüz ‘Faces and Places’ nasıl bir çalışma? ‘Faces and Places’ geçtiğimiz Temmuz sonunda Amerika’da yayınlanmış; bayramda ise Türkiye’de yayınlanacak son albümüm. Tüm besteleri bana ait. Yine çok önemli müzisyenlerle çalışıldı. Yıllardır, benim gibi rüyalarının peşinde, dünyanın değişik ülkelerinden Amerika’ya göç etmiş müzisyenlerle çalışıyorum. Her biri bana ilham veriyor. Basta hem solo çalışmaları, hem de Chick Corea’dan tanıdığımız John Patitucci; davulda Horacio ‘El Negro’ Hernandez; saksafonda Yellow Jackets grubundan Bob Mintzer, trompette Randy Brecker; gitarlarda Brezilyalı Romero Lubambo, İspanya’dan Flamenco gitaristi Rene Toledo, New York’tan Wayne Krantz ve perküsyonda yine Brezilyali Rogerio Boccato… Ayrıca ‘Yaylı sazlar’ grubu da bize eşlik etti. Albümün Grammy’e aday gösterilmesi söz konusu olabilir mi? Önemli müzisyenlerle çalıştım. Tüm müzisyenler kendilerine özgün renkleri bütün samimiyetleriyle müziğime taşıdılar. Hatta albümün içinde okuyacağınız üzere albümü onlara ithaf ettim. Güvendiğim bir çalışma; bu albümle de bu sene Grammy’e aday gösterileceğime inanıyorum.
What would you say about your latest album ‘Faces and Places’? ‘Faces and Places’ is my last album, which released in America last July, and will be released in Turkey after Ramadan. All the compositions belong to me. Once again, we worked with great musicians. I have been working with musicians (in pursuit of their dreams) who have emmigrated to United States from different countries, just like me, for years. Each and every one of them is a source of inspiration for me. On the bass is John Patitucci whom we know from his solo work and Chick Corea. On the drums is Horacio ‘El Negro’ Hernandez. On the saxophone we have Bob Mintzer from Yellow Jackets. Rounding up; Randy Brecker on trumpet; on the guitars is Brazilian Romera Lubambo; Flamenco guitars from Rene Toledo of Spain; New York’s Wayne Krantz on electric guitar and finally, on percussion, again from Brazil, is Rogerio Boccato... ‘Yaylı sazlar’ also accompanied us. Do you think that there is a possibility that the album will be nominated for a Grammy? I worked with important musicians. All the musicians carried colors of their own to my music with sincerity. In fact, as you will read in the album notes - I have dedicated ‘Faces and Places’ to them. It’s a project that I trust and I do believe that this album will be nominated for a Grammy this year.
2010 MARCH MART v SKYLIFE BUSINESS v 91
079-096-INFO.indd 91
2/23/10 1:22 AM
Müzik MUSIC
KLASİK MÜZİK v CLASSICAL MUSIC
ULUSLARARASI SESLER INTERNATIONAL VOICES POP HITLINE Black Eyed Peas Boom Boom Pow • Beyonce Halo • Jamie Foxx Blame It (On The Alcohol) ft. T-Pain • Jordin Sparks Battlefield • Kid Cudi Day ‘N’ Nite • Shinedown • Second Chance • Sean Kingston Fire Burning • Adam Lambert Mad World • Keri Hilson Knock You Down • Keith Urban Kiss A Girl • Black Eyed Peas • I Gotta Feeling • Kris Allen No Boundaries • Lady Gaga Love Game • Souljah Boy Kiss Me Thru The Phone • Kelly Clarkson I Do Not Hook Up • T.I ft Justin Timberlake Dead and Gone • Kristina Debarge Goodbye • David Cook Permanent • Pink Please Don’t Leave Me • Charice Note to God • Nickelback If Today Was Your Last Day • Lady Antebellum I Run To You • Taylor Swift You Belong With Me
CAZ v JAZZ Earl Klugh Sleepyhead • Herbie Hancock Solitude • Diana Krall Lets Fall In Love • Ramsey Lewis Sun Goddess • Weather Report A Remark You Made • Stanley Clarke Quiet Afternoon • The Sax Pack Fallin For You • Rick Braun Shining Star • Peter White Dreamwalk (with Phil Kenzie on Alto Sax) • Mindi Abair True Blue • Marion Meadows Suede • Byron Woods Fly Away • Brian Simpson It’s All Good • Dave Koz Faces of The Heart • Chuck Loeb Tropical • Jaheim My Place • Kenny G Silhouette • Stan Getz & João Gilberto Ft. A. Carlos Jobim Desafinado • Luis Armstrong What A Wonderful World
92 v SKYLIFE BUSINESS v MART MARCH 2010
079-096-INFO.indd 92
HAFİF MÜZİK v EASY LISTENING Berlin Take My Breath Away • Roxette Listen To Your Heart • Brian Ferry & Roxy Music Jealous Guy • Fleetwood Mac Seven Wonders • Crowded House Don’t Dream It’s Over • Duran Duran Ordinary World • Frankie Goes To Hollywood The Power Of Love • George Michael with Aretha Franklin I Knew You Were Waiting (For Me) • Phil Collins Separate Lives • Hall and Oates She’s Gone • Whitesnake Is This Love • Carly Simon & Michael McDonald You Belong To Me • Foreigner I Want To Know What Love Is • The Corrs What Can I Do • George Michael A Different Corner • Nazareth Love Hurts • Extreme More than Words • Joe Cocker & Jennifer Warnes Up Where We Belong • Sinead O’Connor Nothing Compares To You • Firehouse Love Of A Lifetime
Craig Armstrong Weather Storm • Tchaikovsky Piano Concerto No1 In B Flat Minor • Elgar Nimrod • Tschaikovsky Dance of The Reed Flutes • Alexander Borodin String Quartet No2 In D Major Notturno Andante • Ludwig Van Beethoven Piano Sonata No8 in C minor • Gabriel Faure Pavane (Arr. Craig Leon) • Samuel Barber Adagio For Strings • Johann Pachelbel Canon In D • Giuseppe Verdi La Donna E Mobile (Rigoletto) • Antonio Vivaldi Concerto ‘L’estate’, RV 315 - III- Presto • Frédéric Chopin Piano Concerto No1 In E Minor • Michael Nyman The Heart Asks Pleasure First • Johann Sebastian Bach Air ‘On The G String’ • Johannes Brahms Waltz No. 15 In A Flat • Gustav Mahler Symphony No. 5 In C Sharp Minor - IV. Adagietto • Sergei Rachmaninow Piano Concerto No. 2 In C Minor (Opening) • Wolfgang Amadeus Mozart Lacrimosa (Requiem In D Minor K626) • Johann Strauss On The Beautiful Blue Danube • Stanley Myers Cavatina • Craig Armstrong Balcony Scene • Wolfgang Amadeus Mozart Piano Concerto No21 in C • Vaughan Williams Greensleeves • Johann Sebastian Bach Goldberg Variations
Johann Sebastian Bach
NEW AGE Amethystium Arcus • Emiliana Torrini Unemployed In Summertime • Paul Schwarz Veni Redemptor Gentium • Trincha Live From Heart • Achillea Amor (Parte I) • 3rd Force Echoes of a Dream • B-Tribe Sensual Poe Haunted • Jens Gad Navajo • Blue Stone Dreamcatcher • Cantoma Essarai • Agron Love My Soul • Diane Arkenstone Under The Blue Sky • Kevin Wood Honoring Tradition • Vargo The Moment • Narsilion Faraway • Medwyn Goodall The Willow • Zero 7 Destiny
Lady Gaga
2/23/10 1:22 AM
TÜRKÇE MÜZİK SEÇKİSİ SELECTED TURKISH TUNES
Bengü
TÜRK SANAT MÜZİĞİ+HALK MÜZİĞİ TRADITIONAL + CLASSICAL TURKISH Zeki Müren İmkansız • Muazzez Ersoy Gözlerimden Yüzün • Yılmaz Morgül Köprüler Yaptırdım • Hülya Sözer Mihrabım Diyerek • Umut Akyürek Artık Yeşerecek Bir Dalım Yok • Zekai Tunca Eski Dostlar • Emel Sayın Bülbülün Çilesi • Muazzez Abacı Yaşımı Sormayın • Necmettin Yıldırım Nasıl Geçti Habersiz • Mediha Demirkıran Seninle Bir Sonbahar • Emel Sayın Duydum ki Unutmuşsun • Hüner Coşkuner Seni Ben Ellerin Olsun • Cengiz Kurtoğlu Tara Saçını Tara • Şükriye Tutkun Pencereden Kar Geliyor • Orhan Hakalmaz Aslım Paktır • Arzu Oy Sevdiğim • Kıvırcık Ali Bir Selam Sal • Elif Yıldız Kalenin Bedenleri • Onur Akın 33 Kurşun • İlkay Akkaya Ordunun Dereleri • Kubat Sen Gülersen • Şevval Sam Dertliyim Kederliyim • Aydın Öztürk Bela Çiçeğim
FEATURED TURKISH ARTIST v FEATURED TURKISH ARTIST: FAHİR ATAKOĞLU 12 • Demirkırat (Jenerik) • Deniz • Mavi • Notalar Savaşınca (Kıbrıs Belgeselinden) • Sarı Zeybek • Yeşilada (Kıbrıs Belgeseli) • Zaman İçinde • Sultan • Uzaklara • Beyoğlu • Geçiniz • As One • Hayat • Sonbahar • About Autumn • As One World Lounge Mix • Onun için • Beyza’nın Kadınları • Geze Geze • Gözyaşı • İstanbul (Sertab Erener) • İlk • Aşk • Ağır Roman Bale Suiti 2 • Istanbul In Blue
FAHİR ATAKOĞLU VE ‘ISTANBUL IN BLUE’’ ‘IF’ albümünü 2005 yılında çıkaran Fahir Atakoğlu, ‘İstanbul in Blue’ albümünü o sıralarda kurgulamaya başladı. IF’teki takıma Mike Stern, Wayne Krantz ve Bob Franceshini’yi ekleyen sanatçı, albümün kayıtlarını üç günde tamamladı. Albümdeki 10 parçanın sonuncusu ‘İstanbul in Blue’nun bestesini ailesine duyduğu özlemi anlatmak için yazan Atakoğlu’nun yeni albümü ise: Faces and Places.
FAHİR ATAKOĞLU AND ‘ISTANBUL IN BLUE’’ Fahir Atakoğlu launched his ‘IF’ album in 2005 but he had already started to work on his next album, ‘Istanbul in Blue.’ He added Mike Stern, Wayne Krantz and Bob Franceshini to his ‘IF’ team and they completed ‘Istanbul in Blue’ in three days. Atakoğlu expresses his yearning to his family in the last of these 10 songs, which has the same name as the album. His new work titled as “Faces & Places.”
Meyra
Şevval Sam
TÜRK POP MÜZİĞİ TURKISH POP Nalan Yaralıyım • Özgün Zilli • Ajda Pekkan Resim • Murat Boz Özledim • Gülben Ergen Giden Günlerim Oldu • Kenan Doğulu Beyaz Yalan • Niran Ünsal Sen Nasıl Delikanlısın • Serdar Ortaç Hadi Çal • Nazan Öncel Hatırına Sustum • Yalın Ah Be Kardeşim • Funda Arar Yak Gel • Gökhan Tepe Çok Özlüyorum • Sıla İnşallah • Batı Yakası 4 Gün Önce • Göksel Baksana Talihe • Manga Beni Benimle Bırak • Ziynet Sali Beş Çayı • Meyra Karar Bize Ait • Müslüm Gürses Tutamıyorum Zamanı • Gülben Ergen Söz • Teoman Çoban Yıldızı • Ebru Yaşar İçime Çeke Çeke
UÇAĞA GİRİŞ MÜZİĞİ BOARDING MUSIC Ferid Alnar Concerto for Kanun – I Moderato • Ferid Alnar Concerto for Kanun – III Allegro Poco Moderato • A. Akaçça, Ç. Erçağ, B. Canözer Hasret • Mercan Dede Napas • Kayahan Masal Yüzlüm • Mercan Dede Halitus • Furtuna Keyif • Ayhan Günyıl Gitti Gideli • Best of Ethnic Music Serap • Doğan Canku Sultan-ı Yegah Sirto • İncesaz & Macar Radyo Senfoni Ork. Güneş Yolu • İncesaz & Macar Radyo Senfoni Ork. Göç Yolu • İncesaz & Macar Radyo Senfoni Ork. Kral Yolu • İncesaz & Macar Radyo Senfoni Ork. Baharat Yolu • İncesaz & Macar Radyo Senfoni Ork. İpek Yolu • İncesaz & Macar Radyo Senfoni Ork. Hezarfen
2010 MARCH MART v SKYLIFE BUSINESS v 93
079-096-INFO.indd 93
2/23/10 1:22 AM
İkram CATERING BUSINESS CLASS İÇ HATLAR v İç hat seferlerinin tamamında yeni menü ve porselen malzemelerle sunulan yeni ‘Business Class’ikram konseptinde yedi günde bir değişen menü tipleri servis edilerek çeşitlilik sağlanmakta ve sık seyahat eden yolculara farklı menüler tatma fırsatı sunulmaktadır. v Saat 02:00 ile 09:59 arasında servis edilen B/C sıcak kahvaltı menülerde; tereyağı ve reçel ile birlikte peynir, zeytin çeşitleri vardır. Meyve salatası veya yoğurt çeşitlerinin yanı sıra ana yemek tabağında sıcak kahvaltı servisi mevcuttur. v Saat 10:00 ile 16:59 ve 21:00 ile 01:59 arasında servis edilen soğuk yemek menü içeriklerinde şarküteri ve zeytinyağlı ürünlerden oluşturulan tabaklar, saat 17:00 ile 20:59 arasında ise sıcak yemek servisi bulunmaktadır. Yemek saatlerinde uçuşu olan tüm seferlerde Türk ve dünya mutfaklarından seçilen nefis tatlı çeşitleri dönüşümlü olarak sunulmaktadır. Sıcak ekmek çeşitleri ile birlikte ikram edilen menüleri haricinde alkollü ve alkolsüz zengin içecek çeşitlerinin servisi devam etmektedir.
DIŞ HATLAR v Uçuş süresine göre kısa menzilli olan hatlarda genel olarak soğuk servis sunulmakta olup orta ve uzun menzilli hatlarda kalkış saatlerine göre iki seçenekli sıcak kahvaltı ya da üç seçenekli sıcak yemek alternatifiniz olacaktır: Diyet uyguluyorsanız ya da özel bir tercihiniz varsa THY Özel Menüleri yardımınıza koşacak. v Farklı damak tadı arayanlar dünyaca ünlü konyakları, likörleri ile “digestive içkileri” deneyebilir.
OKYANUS AŞIRI BUSINESS CLASS YOLCULARIMIZ v İsme özel menü kartlarımız yolcularımıza dağıtıldıktan sonra, yolcuların yapacakları seçimlere göre yemek servisi başlar. Seferlerin kalkış saatine göre ilk olarak yedi çeşit ordövr/meze ya da hafif yemek tepsisi içinde seçenekli ordövr ve mezeler ile yemek servisine geçilir. Daha sonra sıra çorbalara gelir. v Ana yemek servisi ise üç sıcak yemek seçeneğinden oluşur ve Türk Mutfağından da lezzetleri seçenekleri içerir. Sıcak yemek tabaklarının dekorasyonu konuyla ilgili eğitim almış kabin ekiplerimiz için özel olarak hazırlanan talimatlara göre yapılmaktadır. Yemek servisini takiben, peynir, meyve ve zengin tatlı çeşitleri sunulmaktadır. Sıcak ve soğuk tatlı çeşitlerimiz mevcut olup, leziz Türk tatlıları da servise sunulur. v Yemek servisinden sonra çay kahve servisi son dereceli kaliteli likor ve konyaklarımız eşliğinde yapılmaktadır.
DOMESTIC FLIGHTS v On all domestic flights, within the new “Business Class” concept, a new menu is prepared every seven days and served up on porcelain dishes; in this way variety is achieved and frequent flyers are given the opportunity to taste different menus. v On the B/C hot breakfast menu (served between 2 am and 09:59 am) cheese and olives are served alongside butter and jam. In addition to fruit salad and a variety of yoghurts, a hot breakfast will be served. v On the cold food menu (served between 10 am and 4:59 pm and 9 pm and 1:59 am), we offer a variety of delicacies and cold dishes prepared in olive oil. Hot meals are served between 5 pm and 8:59 pm. On all flights selected desserts from both Turkish and international cuisine are served at meal times, on a rotating basis. v A variety of hot breads are served with all meals, as well as a wide range of soft drinks and alcoholic beverages are served for your enjoyment.
v Tüm seferlerde alkollü ve alkolsüz içecek servisi geniş yelpazesi ile yolculara ikram edilir. Çay (adaçayı, siyah çay, ıhlamur, yeşil çay, karışık bitki çayı), kahve (instant ve filtre kahve), meyve suları, çeşitli meşrubatlar haricinde seçilip belirlenen zengin içki servisi mevcuttur. Ayrıca Hazır Türk Kahvesi, espresso, cappucino ve sıcak çikolata servisi de vardır.
INTERNATIONAL FLIGHTS
v Menü detayları ve servis tipleri operasyonel şartlar, uçulan tarih, hat ve saate göre değişebilir.
v Please feel free to sample world famous brandies, liqueurs and other digestive drinks.
v Depending on the flight duration, you will have a choice of 2 hot breakfasts on short flights and a choice of 3 hot meals on long flights. If you have special dietary needs or if you have a specific choice, THY special menus are at your disposal.
TRANSOCEANIC BUSINESS CLASS PASSENGERS v After individual menu cards are distributed to our passengers, the meals selected by the passengers are served. Depending on the departure time of the flight, the meal service will generally commences with appetizers, hors d’oeuvres or light dishes of 7 different choices. Soups are also served. v The main meal provides a choice of 3 hot dishes, which include delicious choices from Turkish cuisine. The arrangement of the hot meals is conducted by our specially trained cabin staff, according to specific instructions. v Following the meal service, cheese, fruits and a rich variety of desserts are served. A rich selection of hot and cold desserts from Turkey and around the world will be served served as well. v After the food has been served, tea and coffee, as well as high quality liqueurs and brandies will be offered. v On all flights, a wide range of drinks are available to our guests. Besides a variety of teas (sage tea, black tea, linden tea, green tea, mixed herbal tea), coffee (instant and filtered), fruit juices and various soft drinks, we also offer a wide variety of alcoholic beverages. In addition to these, we also provide Turkish coffee, espresso, cappuccino and hot chocolate. v Menu details and service types may vary according to operational conditions, flight dates, routes and the times.
94 v SKYLIFE BUSINESS v ŞUBAT FEBRUARY 2010
079-096-INFO.indd 94
2/23/10 1:22 AM
FIRST CLASS v Özel tasarımlı menü kartları dağıtılmasıyla birlikte yolcunun arzu ettiği aperatif içecek kanepe ile sunulur. Uçuş süresi boyunca istediğiniz zaman dilediğiniz yemeği yiyebilirsiniz. Servis zamanı kısıtlaması bulunmamaktadır.
v While the specially designed menu cards are distributed, an aperitif of the passenger’s choice is served with canapés. During the flight, you can eat whatever food you wish, whenever you feel like having it. There is no limit to service time.
v Yemek servisinde değişik Türk mezeleri, uluslararası mutfaklardan ordövr seçenekleri sunulmakta olup okyanus aşırı seferlerimizde ayrıca havyar servisi yapılmaktadır.
v There are different Turkish appetizers, choice of hors d’oeuvres from international cuisines. On transoceanic flights, caviar is also served.
v Dört seçenekli ana yemek menüsü (et / balık /Uzakdoğu yemeği / vejetaryen) ve çorba servisi konuklarımıza sunulmaktadır. v Çeşitli Türk ve dünya tatlılarının da yer aldığı tatlı, peynir ve meyve servisi seçenekleri bulunmaktadır. v Geleneksel Türk çayı cam bardaklarda limon eşliğinde, Türk kahvesi ise lokum eşliğinde sunulmaktadır. Cappucino ve espresso yanı sıra çeşitli “soft drink” ve bitki çayları uçağımızda bulunmaktadır. v Türk ve dünya şaraplarından seçenekler ve diğer aperatif alkol çeşitleri yer almaktadır.
v A main dish menu consisting of 4 choices (meat/fish/far eastern/ vegetarian) and a soup service is available for our passengers. v There is also a choice of sweets, including Turkish and international desserts are present, as well as an assortment of cheese and fruit. v Traditional Turkish tea is served in a glass with lemon, and Turkish coffee is served accompanied by Turkish delight. Cappuccino and espresso, as well as various soft drinks and herbal teas are also available. v Turkish and international wines, beer and various spirits and liquors are readily available throughout the flight.
2010 MARCH MART v SKYLIFE BUSINESS v 95
079-096-INFO.indd 95
2/23/10 1:22 AM
ATATÜRK HAVALİMANI | ATATÜRK AIRPORT 96 v SKYLIFE BUSINESS v MART MARCH 2010
079-096-INFO.indd 96
2/23/10 1:22 AM