2 16 mart 2010 sayı 171

Page 1

fientafl flirketinin ilk katliam› de¤il

Yeralt› ve yerüstü kaynaklar›yla bir nevi zenginlikler cenneti olarak tan›mlanan Türkiye-Kuzey Kürdistan ayn› zamanda da bir katliamlar cenneti. Yeri, zaman›, mekan› de¤iflse de de¤iflmeyen bir fley var ki oda katliamlar›n hedefinde olanlar›n ezilenler; katledenlerin ise a¤alar, patronlar ve bunlar›n sitemleri oldu¤u gerçe¤i. Bizi katledenler bunun ad›na ‘kader’ diyerek r›za göstermemizi istiyorlar. Oysa biz bunun kaderden öte sistemin gerçekli¤i oldu¤unu, yerin 7 kat alt›nda 17’fler, 14’er ölerek ö¤reniyoruz.

H a l k

i ç i n

Bal›kesir'in Dursunbey ‹lçesi'ne ba¤l› Odaköy yak›nlar›ndaki fientafl flirketine ait kömür madeninde 23 fiubat'ta meydana gelen grizu patlamas›nda 14 maden emekçisi hayat›n› kaybetti, 18 iflçi de yaraland›. Patlaman›n ard›ndan patron ve devlet yetkililerinin yapt›¤› aç›klamalar “can›m›z sa¤olsun” ifadesinin ötesine geçmedi. Ayn› maden oca¤› daha önce de 17 maden iflçisine mezar olmufltu. Uzmanlar›n fientafl flirketinin güvenlik bak›m›ndan riskli oldu¤unu söylemelerine ra¤men devletin göz yummas› ve patronun da gerekli önlemleri almamas› yaflanan›n kaza de¤il aç›k katliam oldu¤unu göstermektedir. SAYFA 6

devrimci Demokrasi 1 5 GÜNLÜK S‹YAS‹ GAZETE

2-16 MART 2010 171. Say› Fiyat› 1 TL e-posta:devrimcidemokras@ttmail.com

DEMOKRAS‹ DEVR‹MLE GELECEK

www.devrimcidemokrasi.net

Bafllad›¤› günden bu yana kararl› bir flekilde devam eden TEKEL direnifli Dan›fltay’›n karar›yla yeni bir aflamaya ulaflt›. Dan›fltay’›n karar›n› bir “kazan›m” olarak ilan eden sendika patronlar› bu karar› bir nevi direnifli bitirme f›rsat›na dönüfltürerek direnifl çad›rlar›n› kald›r›p, direnifle mola verdiklerini duyurdular. Direniflteki iflçilerden ziyade, her f›rsatta direnifli bitirme taraftar› olan sendika a¤alar›n›n belirleyici oldu¤u bu karara iflçiler karfl› ç›karak tepki gösterdi

Direniflte kritik aflama Üçüncü ay›na yaklaflan TEKEL iflçi direnifli Dan›fltay’›n 4C’ye geçifl süreciyle ilgili yürütmeyi durdurma karar›yla birlikte yeni bir aflamaya ulaflt›. Direniflteki bu farkl›l›k Dan›fltay’›n ilgili karar›ndan öte sendika bürokrasisinin bu karara dayanarak direnifli pasifize ederek bitirme tutumundan ileri gelmekte. Bafl›ndan beri iktidar› karfl›s›na almaktan ›srarla kaç›narak, direnifli bir flekilde bitirme e¤iliminde olan sendika a¤alar› bugüne kadar diriniflin kararl›l›¤› karfl›s›nda bu bitirme tutumlar›n› aç›ktan ortaya koyamam›fllard›. Ne var ki hükümetin direnifle müdahale etmek için verdi¤i sürenin bitim aflamas›nda Dan›fltay’›n karar› sendika bürokrasi aç›s›ndan can simidi ifllevi gördü. Bu f›rsat› kaç›rmayan sendika a¤alar› Dan›fltay’›n karar›n› “zafer” olarak ilan edip, direnifl çad›rlar›n› kald›rmakta ve direnifle

PERSPEKT‹F

ara verdiklerini duyurmakta gecikmediler. fiube baflkanlar›n›n haz›r bulundu¤u Türk-‹fl Genel Merkezi’nde yap›lan toplant› sonucunda al›nan kararlara baz› flube baflkanlar› karfl› ç›ksa da durum de¤iflmedi. Al›nan kararlar› d›flar›daki iflçilere aç›klayan Türkel’e aç›klama s›ras›nda baz› iflçilerden çad›rlar›n toplat›lmas› ve alan›n boflalt›lmas› ile ilgili tepki yükseldi. “Çad›rlar kalacak direnifl sürecek”, “fiehide ihanet etmeyece¤iz”, “Dayatma de¤il görüflme istiyoruz”, “Çad›rlar onurdur onuruna sahip ç›k”, “‹haneti kabul etmeyece¤iz” fleklinde sloganlar at›ld›. Türkel, tepkiler dolay›s›yla “Bundan sonra Tek G›da-‹fl Sendikas› d›fl›ndaki hiçbir karar ve irade dikkate al›nmayacakt›r. Kalmak isteyen ve farkl› eylemler sergileyecek olanlar varsa vars›n kals›nlar, sendika olarak d›fllanacaklard›r” dedi.

GÜNDEM

Devletin sald›r›lar›na, sendikal ihanet ve çetin hava koflullar›na karfl›n kararl›l›¤›ndan taviz vermeyen TEKEL iflçilerinin direnifli, s›n›f mücadelesindeki yeri ve yaratt›¤› etkiyle siyasal olarak kazanm›flt›r. fiimdi görev devletin sald›r› ve sendikal ihanete karfl›n siyasal kazan›mlar› somut kazan›mlarla taçland›rmakt›r. Bu görev tek bafl›na TEKEL iflçilerine havale edilmeden bütün kesimlerin ortak ve kararl› mücadeleylesiyle yerine getirilmeyi beklemektedir.

Tasfiyeci sürecin handikab› ve yasalc› reformist politikan›n iflas› HKP(M)’nin 2009 analizi

Hindistan’da Birleflik Parti alt›nc› y›l›na girerken, Hindistan Komünist Partisi (Maoist) (HKPM) Politbürosu taraf›ndan 2009’un de¤erlendirilmesi yap›ld›. Maoist parti taraf›ndan yap›lan de¤erlendirme, 1 Eylül 2008'den beri elde edilen kazan›mlar› özetliyor. sayfa 10

Marmaray iflçileri kararl› Patronun, maafllar›na yapt›¤› 1 TL’lik zamm› kabul etmeyen ve kölelik koflullar›na karfl› direnifl bafllatan Marmaray Projesi'nde çal›flan iflçiler, ücretlerinin düzenli ödenmemesi ve sosyal haklar›n›n gasp edilmesi nedeniyle 16 Ocak’ta bafllatm›fl olduklar› direnifle devam ediyor. sayfa 13

Komprador klikler aras›nda yaflanan çat›flmada son raunda do¤ru

SAYFA 8

“Suçlu” katliamlar› dile getiren de¤il, katliamlar› iflleyendir TCK 301. madde kapsam›nda “Türklü¤e Hakaret” davas›ndan yarg›lanan, Agos Gazetesi Yay›n Yönetmeni Hrant Dink’in 19 Ocak 2007 y›l›nda katledilmesinden bu yana ortaya saç›lan resmi belge ve olgulara ra¤men, yarg›lanan Hrant Dink ve Hrant Dink’e sahip ç›kan düflünceye özgürlük savunucular› oluyor. Temel Demirer, Ankara’da düzen-

lenen Hrant Dink’in katledilmesi protesto gösterisinde yapt›¤› konuflmada; “Hrant’›n katili devlettir” dedi¤i için bir y›l› aflk›n süredir yarg›lanmaktad›r. Kamuoyunda büyük tepkiler alan TCK 301. maddeden “suç ve suçluyu övmek” iddias›yla Demirer’in 2005’de Mercan Vadisi’nde katledilen 17 devrimci-komünistten biri olan Ökkefl Kara-

o¤lu ile ilgili konuflmas›na da dava aç›lm›flt›. 17 Mart 2010 tarihinde saat 09:30’da Ankara 2. Asliye Ceza Mahkemesi’nde Demirer bir kez daha yarg›ç karfl›s›na ç›kacak. Ankara Düflünceye Özgürlük Giriflimi, Temel Demirer’in yan›nda olacaklar›n› ifade ederek, uluslararas› imza kampanyas› bafllat›ld›¤›n› duyurdu.

Hasta tutsak ve çocuklara özgürlük Hapishanelerde ciddi sa¤l›k sorunu ile karfl› karfl›ya kalan siyasi tutsaklar›n serbest b›rak›lmalar› için yap›lan eylemler sürüyor. ‹lerici, devrimci-demokratik kurumlar›n yapt›¤› eylemde sa¤l›k sorunu yaflayan tutsaklara ve çocuklara verilen keyfi cezalara dikkat çekilerek, "Hasta ve çocuk tutsaklara özgürlük!" istendi. ‹stanbul’da gerçeklefltirilen eylemlerin 31. haftas›nda kurumlar, Abdullah Akçay için yürüdü. Akçay’›n ailesinin de kat›ld›¤› eylemde kurum üyeleri, Taksim Tramvay Dura¤›’nda bir araya gelerek, buradan ‹stiklal Caddesi boyunca “Hasta tutsaklar serbest b›rak›ls›n” pankart› arkas›nda yürüdü. SAYFA 4

Kad›nlar 8 Mart’a haz›rlan›yor Yaklaflan 8 Mart çal›flmalar›na bafllayan Demokratik Kad›n Hareketi bir çok ilde gerçeklefltirdi¤i çal›flmalarla kad›nlar› 8 Mart’ta alanlara ça¤›rd›. 11’de

Uzun bir süredir devam etmekte olan komprador klikler aras›ndaki çat›flmada öyle görünüyor ki, son raunda do¤ru ad›m at›l›yor. “Balyoz Darbe Plan›” soruflturmas› kapsam›nda gerçeklefltirilen operasyonla, emeklisinden muvazzaf›na kadar toplam 49 ordu mensubunun gözalt›na al›n›p sorgulanmas› ve baz›lar›n›n tutuklanmalar›, flimdiye kadarki operasyonlardan en büyük olmas›n›n yan› s›ra, kapsam› itibariyle de önemli bir yerde durmaktad›r. Komprador klikler aras›ndaki çat›flman›n tezahürü olarak yaflanan bu hamleye vesile edilen “Balyoz Darbe Plan›” olsa da, iflin iç yüzünde, bafl›ndan beri “geleneksel laikçi Kemalistler” ile “siyasal ‹slamc› AKP” iktidar klikleri aras›nda sahnelenerek süregelen iktidar mücadelesinin oldu¤u aflikârd›r. SAYFA 3

Darbeler dönemi kapand› m›? ANAL‹Z Deflifre edilen komplolar ve darbe eylem planlar› veya darbe günlükleri, birer “söylence” de¤ildir. ‹flbirlikçi-uflak flöhrete sahip olan hakim s›n›flar›n soyad› kadar gerçektir hepsi. Siyasal gündem tart›flmalar›nda eksilmeyen darbe ve komplo iddialar›, geçmiflte kalm›fl fleyler de¤ildir. Bunlar halen güncelliklerini korumaktad›rlar. Fakat iflin bir taraf›nda temafla var elbet. Darbelerin gündemlefltirilmesi, bir taraftan darbeleri kan›ksamay› haz›rlamakta; öte yandan has›mlara mesaj vererek flantaj silah› olarak kullan›lmaktad›r. Ne var ki hepsi bu de¤il. ‹flin ikinci yan› ise, darbenin yap›lmak istenmesi hakikatidir. Komplo ve dolaplar›n çevrildi¤i her bak›mdan alenidir. SAYFA 15


2

GÜNCEL

2-16 MART 2010

DEVRiMCi

DEMOKRASi

Engin Çeber’i katleden polisler akland› ‹STANBUL- Gördü¤ü iflkence sonucu hayat›n› kaybeden Yürüyüfl dergisi aktivisti Engin Çeber’in ölümüne iliflkin soruflturmada iflkenceci polisler suçsuz bulundu. ‹stanbul Emniyet Müdürlü¤ü, Çeber’i öldüren 13 polis ile ilgili 'cezaya gerek olmad›¤›'na karar verdi. 28 Eylül 2008’de Sar›yer’de Yürüyüfl dergisi da¤›t›rken polisler taraf›ndan, arkadafllar› ile birlikte gözalt›na al›narak ‹stinye fiehit Muhsin Bodur Polis Merkezi’ne götürü-

len Engin Çeber burada iflkence gördü. Tutuklanmak üzere gönderildi¤i Metris Hapishanesi’nde de hapishane görevlilerinin iflkencesine maruz kalan Çeber, gözalt›ndan ölümüne kadar geçen 10 günlük süre içerisinde gördü¤ü iflkence sonucunda beyin kanamas› geçirdi. Ard›ndan Çeber, 10 Ekim'de yo¤un bak›mda oldu¤u fiiflli Etfal Hastanesi'nde hayat›n› kaybetti. Çeber’in ölümünün ard›ndan karakol ve hapishanede görev yapan 60 san›k hakk›nda

Bak›rköy 14. A¤›r Ceza Mahkemesi’nde dava aç›ld›. San›klardan 13’ünün polis oldu¤u davada, polis Abdulmuttalip B. hakk›nda ‘a¤›rlaflt›r›lm›fl müebbet’, ikisi hakk›nda ‘eziyet’ suçunu iki kez iflledikleri gerekçesi ile 10’ar, di¤erleri hakk›nda da befler y›la kadar hapis cezas› istendi. ‹l Emniyet Müdürlü¤ü de ‘eziyet’ suçlamas›yla bir y›l sonra polisler hakk›nda idari soruflturma açt›. Tabii müdürlük katillerini aklamay› bildi!

‹l Emniyet Müdürlü¤ü idari soruflturman›n ard›ndan aralar›nda ‘a¤›rlaflt›r›lm›fl müebbet’ hapsi istenen Abdulmuttalip B.’nin de bulundu¤u 13 polisle ilgili ‘ceza tayinine mahal olmad›¤›’ karar›na vard›. Müdürlü¤ün idari soruflturma sonuçlar›nda polisler suçsuz bulunurken, haklar›nda; “gözalt›ndakilere fiziki müdahaleler, kelepçe takma ve ç›karma, sakinlefltirme, öfke kontrolü konusunda e¤itim verilmesi” karar› al›nd›.

DB ve IMF protestosuna 36 y›la kadar hapis talebi

‹STANBUL- Dünya Bankas› ve IMF toplant›lar›n› protesto gösterilerinde polis helikopterine havai fiflek ile “sald›rd›¤›” iddia edilen Demokratik Haklar Federasyonu (DHF) üyesi Ali Haydar Ben hakk›nda 36 y›la kadar hapis istendi. Yine ayn› gösterilere kat›ld›klar› iddia edilen di¤er 7 kifli hakk›nda da 7 y›ldan 33 y›la kadar de¤iflen hapis talebinde bulunuldu. Haz›rlanan iddianamede Ben’in patlatt›¤› ileri sürülen havai fiflek ise rokete benzetildi. ‹stanbul Cumhuriyet Savc›s› Hikmet Usta'n›n haz›rlad›¤› iddianamede hakk›nda 36 y›la kadar hapsi istenen Ben ve di¤er 7 kiflinin Maoist Komünist Partisi (MKP) ile ba¤lant›l› olduklar› iddias› da yer ald›. ‹ddianamede Ali Haydar Ben’in 6-7 Ekim 2009'da IMF ve Dünya Bankas›'n› protesto için Beyo¤lu ve fiiflli'de toplanan gruplar içinde oldu¤u ve

eylemler s›ras›nda yüzünü maske ile kapatarak polis helikopterine havai fiflek sald›r›s›nda bulundu¤u iddia edildi.

Ben, iddialar› kabul etmedi Polisin demokratik haklar›n› kullanmak amac› ile eylem yapmak isteyen kiflilere terör ya¤d›rd›¤› 6-7 Ekim’den sonra evine düzenlenen bask›nla gözalt›na al›nan Ben ise sald›r› düzenledi¤i iddialar›n› kabul etmedi. IMF protestolar›nda polis helikopterine at›lan havai fiflekle ilgili sona eren soruflturman›n iddianamesinde Ben hakk›nda “silahl› örgüt üyesi olmak, patlay›c› madde kullanmak, genel güvenli¤ini kasten tehlikeye sokmak, örgüt propagandas› yapmak” iddialar›yla 12 y›ldan 36 y›la kadar hapis, di¤er 7 kifli hakk›nda ise “örgüt üyesi olmak, örgüt

propagandas› yapmak ve patlay›c› madde bulundurmak” iddialar›yla 7 y›ldan 33 y›la kadar de¤iflen y›llarda hapis talep edildi. Öte yandan Demokratik Haklar Federasyonu (DHF) Ali Haydar Ben ile ilgili haz›rlanan iddianame hakk›nda yapt›¤› aç›klamada, Ben’in 6-7 Ekim 2009 tarihlerinde, ‹stanbul’da gerçeklefltirilen IMF-DB toplant›lar›n› protesto etmek için Taksim’de toplanan binlerce iflçi, memur, kad›n ve gençten birisi oldu¤unu ve burjuva medyada ifade edildi¤i gibi, “yasad›fl›” bir gösteriye kat›lmad›¤›n› vurgulad›.

‘Ben, meflru-demokratik bir hak alma mücadelesi içerisinde yer ald›’ Ben’in, DHF saflar›nda, meflru-demokratik bir hak alma mücadelesi içerisinde

yer ald›¤›n›n belirtildi¤i aç›klamada, devrimci-demokratik güçleri “yasad›fl›” ilan edenlerin ve onlar›n kitlelerle buluflan devrimci eylemlerini “ömür boyu hapis” istemiyle yarg›lamaya çal›flanlar›n halka düflman olan gerçek yüzlerini bir kez daha a盤a ç›kard›klar› ifade edildi. “Hakim s›n›flar, Ali Haydar Ben’i ve tutuklu bulunan di¤er taraftarlar›m›z›, Maoist Komünist Partisi (MKP) ile iliflkilendirmeye çal›flarak onlar› MKP üyesi olarak göstermektedir. Bu ifadeler yalan ve düzmece bilgi olman›n ötesinde bir anlam tafl›mamaktad›r. Ali Haydar Ben, DHF yöneticilerinden birisi olarak Taksim ve fiiflli’deki eylemlere kat›lm›flt›r.” denilen aç›klamada Ali Haydar Ben flahs›nda aç›lan davan›n, ezilen milyonlar›n meflru-demokratik hak alma mücadelelerine dönük aç›lm›fl bir dava oldu¤u dile getirildi. “Emperyalistler ve yerli uflaklar› bir taraftan ‘demokratik aç›l›m’ aldatmacas› eflli¤inde ezilen milyonlara dönük kapsaml› sald›r›lar hayata geçirmekte di¤er taraftan ise bu sald›r›lara karfl› direnenleri zorla ve bask›yla engellemeye çal›flmaktad›r.” denilen aç›klamada son olarak flunlar söylendi: “Bu ve benzeri sald›r›lar demokratik haklar mücadelemizi engelleyemez! Federasyonumuz, halk›m›z›n demokratik haklar› ve özgürlükleri için sürdürdü¤ü mücadeleyi, di¤er devrimci-demokratik güçlerle birlikte hayat›n her alan›na yaymaya devam edecektir! Hiçbir gerici sald›r› Federasyonumuzu, insanca bir yaflam ve gerçekten demokratik bir düzen yaratma kavgas›ndan al›koyamaz! Bu ba¤lamda DHF olarak, bütün ilerici, demokratik, devrimci kurum ve kiflileri bu davan›n müdahili olmaya ve meflru-demokratik eylemlerimizi sahiplenmeye ça¤›r›yoruz.”

DEVR‹MC‹ DEMOKRAS‹’DEN Ülkenin siyasi gündeminde yine iflçi katliamlar› ve hakim s›n›flar›n birbiriyle olan ç›kar dalafllar› var. Ve bu ç›kar dalafllar› içerisinde ‘kim kimin dostu’, ‘kim kimin ç›karlar› için mücadele ediyor” sorusu yine halk taraf›ndan etrafl›ca soruluyor. Bu noktada halk içerisinde yarat›lan kafa kar›fl›kl›¤›n› gidermek tabi ki devrimci hareketin ve özelikle Maoist komünistlerin önünde bir görev olarak duruyor. Öncelikle baz› muvazzaf ve emekli üst düzey askeri kadrolara yap›lan son gözalt› operasyonu ülke gündeminde bafl yere oturdu. Son operasyon ile devletin yeniden biçimlendirilmesi plan›nda halen istenilen ortakl›¤›n tam anlam›yla sa¤lanamad›¤› ve ordu içerisinde halen, “›l›ml› islam modeli” etraf›nda flekillenen ve emperyalizmin yeni konseptine uygun hareket eden AKP kli¤ine karfl›, siyasal iktidar mücadelesi vermeye devam eden unsurlar›n varl›¤›n› korudu¤u gerçekli¤i ortaya ç›k›yor. Ordunun ise son tutuklama operasyonuna s›cak bakmad›¤› aflikar. Bu ve bundan önceki emekli ve muvazzaf askerleri hedef alan Ergenekon iliflkili operasyonlarla

ordunun birçok kirli çamafl›r› ortaya serildi ve “en çok güvenilen kurum” oldu¤u propaganda edilen TSK’nin “imaj›” zedelendi. AKP kli¤inin elinde orduya iliflkin bol miktarda benzer malzeme oldu¤u düflünülürse önümüzdeki süreçte de ihtiyaç duyuldukça benzer operasyonlara baflvurulabilece¤i aflikar. Burada hemen belirtelim ki deflifre edilen komplolar ve darbe eylem planlar› veya darbe günlükleri beli bir gruba ya da devlet içerisindeki “derin güçlere” ya da tekbafl›na orduya ait de¤ildir. Bu gelenek bizat devletin gelene¤idir. Bugün darbe planlar›n›n hakim s›n›f klikleri aras›ndaki dalafl›n bir unsuru olarak gündeme gelmesine ve genel kamouyunun bilincinde üstte yaflanan bir durum gibi gözükmesine ra¤men, bu hareketli¤in en büyük ma¤duru yine halk olacakt›r. Çünkü, iktidar›n paylafl›m› mücadelesinde birbirlerine karfl› konumlanan farkl› hakim s›n›f kliklerinin bu hareketlilikte ortaklaflt›¤› tek nokta; yaflanan geliflmelerin faturas›n›n halka ödetilmesi, geliflen toplumsal muhalefete, iflçi ve emekçilerin hak arama mücadelesine ve ezilen Kürt ulusu-

nun devrimci prati¤ine sald›rmak ve bask› alt›nda tutumak oluflturuyor. Bu hareketlilike braber devlet taraf›ndan son zamanlarda “demokratik aç›l›m”larla halk›n yaflad›¤› ekonomik, siyasal ve kültürel sorunlara çözüm getirece¤i safsatalar› öne ç›kart›lsa da, bu sürecin her alanda flekere bulanm›fl zehrin halk›n farkl› kesimlerine, farkl› toplumsal muhalefet dinamiklerine yedirilmeye çal›fl›ld›¤› tüm ç›plakl›¤›yla ortaya ç›km›flt›r. Dünya Bankas› ve IMF toplant›lar›n› protesto gösterilerinde polis helikopterine havai fiflek ile “sald›rd›¤›” iddia edilen DHF üyesi Ali Haydar Ben hakk›nda 36 y›la kadar hapis istenmesi, meflru ve demokratik tüm hak arama giriflimlerinin suç olarak gösterilerek bast›r›lmak istenmesi, yine yüzlerce Kürt çocu¤umuzun hapishanelerde tutulmas› ve iflkenceden geçirilmesi, hapishanedeki tecrit koflullar›ndan dolay› ciddi sa¤l›k sorunlar›yla karfl› karfl›ya kalan siyasi tutsaklar›n ölüme itilmesi, hakk›n› arayan iflçi, köylü ve ö¤rencilerin eylemlerinin “suç” say›lmas›, kolluk güçleri taraf›ndan sald›r›ya u¤ramas›, demokratikleflme tantanalar› aras›nda devletin fa-

flist niteli¤ini gözler önüne seren güncel veriler sunuyor bizlere. Evet, devletin yeniden biçimlendirilmesi plan› çerçevesinde hakim s›n›flar birbiriyle ç›kar dalafl› içerisine girerken olan yine emekçi halk›m›za oluyor. Devletin yeni “demokrasi ata¤›” içerisinde polis taraf›ndan yakalan›p, yarg› taraf›ndan tutuklan›p hapishaneye konulan Kürt çocu¤umuz Berivan tutuklu bulundu¤u hapishaneden, katledilen 14 maden iflçisi için, özellefltirmelerden dolay› emekleri çal›n›p yoksullu¤un dipsiz kuyusuna at›lan TEKEL iflçileri için ve yine devletin çefliti sald›r›lar›na maruz kalan insanlar›m›z için hepimize sesleniyor ve bizleri halk›m›z›n daha iyi koflullarda yaflamas› için devimci mücadeleye daha s›k› sar›lmaya ça¤›r›yor. Evet Berivan diyor ki, “Ben daha 15 yafl›nday›m, buray› hak etmedim”. Devletin yaratt›¤› y›k›m› hiçbirimiz hak etmetik ve faturas›n› ödemeyede mecbur de¤iliz. Bu yüzden; devlet taraf›ndan gasp edilen haklar›m›z için, devlet taraf›ndan halklar›m›za yaflat›lan her türden ac›lar› yok etmek için, tek çözüm olan siyasal iktidar mücadelemizi daha da ileriye tafl›mal›y›z.

Devrimci Karargah davas›nda 10 tahliye Devrimci Karargah örgütü ile iliflkileri oldu¤u iddias›yla 17 kiflinin yarg›land›¤› davada 10 kifli tahliye edildi. 27 Nisan 2009’da Bostanc›’da meydana gelen çat›flmada hayat›n› kaybeden, Devrimci Karargah örgütü üyesi oldu¤u belirtilen Orhan Y›lmazkaya ve Devrimci Karargah ile iliflkileri oldu¤u öne sürülerek 16’s› tutuklu olmak üzere 17 kiflinin yarg›land›¤› davan›n ilk duruflmas› görüldü. ‹stanbul 9. A¤›r Ceza Mahkemesi’nde görülen ve 11 saat süren duruflma sonucunda Devrimci Hareket dergisi çal›flan› Mehmet Yefliltepe ve Vatan internet sitesi yay›n yönetmeni Aylin Duruo¤lu’nun da aralar›nda bulundu¤u 10 kifli serbest b›rak›ld›. Duruflmada, Yefliltepe ve Duruo¤lu d›fl›nda, tutuklu bulunduklar› süre göz önüne al›nan ‹brahim fiimflek, Abdulselam Sultan, Muhammet Çetin, Süleyman Gürkan An›l, Nail Ar›kan, Sevim Öztürk, Ceren Sütlafl ve Metin Akdemirin için tahliye karar› ç›kt›. Mahkeme heyeti, Cemal Bozkurt, Özgür Dinçer, Ergin Öncü, Fatih Ayd›n, Melek Seven ve Necdet Öztürk'ün tutukluluk halinin devam›na karar vererek dosyadaki eksikliklerin tamamlanmas› talebiyle davay› 29 Haziran 2010’a erteledi.

BES üyesine iflbirli¤i ve ajanl›k teklifi ANKARA- Büro Emekçileri Sendikas› (BES) 1 No’lu fiube üyesi Nazan Bozkurt, tedavi için gitti¤i Hacettepe Üniversitesi Hastanesi’nde, tan›mad›¤› bir flah›s taraf›ndan kendisine muhbirlik teklif edildi¤ini ve tehdit edildi¤ini söyledi. Savc›l›¤a suç duyurusunda bulunmak için Adalet Saray› önünde bir araya gelen BES üyeleri, bas›n aç›klamas› düzenledi. Üyeler ad›na aç›klamay› yapan BES Genel Baflkan› Osman Biçer, üyelerine yönelik böyle bir tehdit ve uygulaman›n kabul edilemeyece¤ini, konunun ayd›nlat›l›p sorumlular›n tespit edilmesi ve yarg› önüne ç›kar›lmas› için sonuna kadar mücadele edeceklerini belirtti. Aç›klaman›n ard›ndan savc›l›¤a suç duyurusu için toplu flekilde dilekçe verildi. Aç›klamada haz›r bulunan KESK Genel Sekreteri Emirali fiimflek, konuyla ilgili yapt›¤› konuflmada, bütün anti-demokratik uygulamalar›n bir baflkald›r›y› getirdi¤ini ve bu baflkald›r› yükseldikçe de baz› kiflilerin hukuk d›fl› her türlü uygulamay› kendilerine mubah gördü¤ünü dile getirdi. fiimflek, “Bu pervas›z giriflim karfl›s›nda ‹çiflleri Bakan›’n›, valiyi, emniyet müdürünü bu konuda derhal bir tutum almaya davet ediyorum. Bu tutum al›nmazsa onlar›n da bu iflte parma¤› var demektir. Bu olay› sonuç alana kadar teflhir edece¤iz, hiç kimse sendika üye ve çal›flanlar›na böyle teklif ve ithamlarda bulunamaz” dedi.

devrimci demokrasi senin sesindir

OOLKUT

KU BUL

ABONE

ABONE

ABONEL‹K SÜRES‹ 6 AYLIK 1 YILLIK

Yurtiçi 12 YTL 24 YTL

Yurtd›fl› 35 EURO 70 EURO

HESAP NUMARALARI Ertafl ÖZTÜRK ad›na

‹fl Bankas› ‹st. Aksaray fiubesi: (TL) 1002 30000 1153314 ‹fl Bankas› ‹st. Aksaray fiubesi: (Euro) 1002 301000 1107308


GÜNDEM

DEMOKRASi

K

Son raunda do¤ru

or-or-tüm… Amiral, general rütbesinden Özel Hareket Daire Baflkanl›¤› ve ordu komutanlar›na, oradan astsubay rütbesine kadar uzanan ordunun hemen tüm rütbelerden erat tak›m›, “Balyoz Darbe Plan›” soruflturmas› “kapsam›nda” gerçeklefltirilen operasyonla toplan›p sorguya al›nd›. Emeklisinden muvazzaf›na kadar toplam 49 ordu mensubunun gözalt›na al›n›p sorgulanmas› (ve baz›lar›n›n tutuklanmalar›), flimdiye kadarki operasyonlardan en bol rütbelisini ve orduya yönelik en büyük operasyonu ifade etmektedir. “Kemalist ordu”ya yönelik yürütülen bu hareketin kapsam› itibar›yla bir “ilk olma” unvan›na sahip oldu¤unu söylemek yanl›fl olmayacakt›r. Komprador klikler aras›ndaki çat›flman›n tezahürü olarak yaflanan bu hamleye vesile edilen “Balyoz Darbe Plan›” olsa da, iflin iç yüzünde, bafl›ndan beri “geleneksel laikçi Kemalistler” ile “siyasi ‹slamc› AKP” iktidar klikleri aras›nda sahnelenerek süregelen iktidar mücadelesinin oldu¤u aflikârd›r. S›rt›n› ABD’ye dayam›fl olan AKP iktidar›, devlet erkinde güç sahibi olan Kemalist kli¤i “aforoz” etmek üzere, ordu camias›na dönük “Ergenekon” türevi kapsaml› bir tutuklama dalgas›n› bafllatm›fl bulunmaktad›r. Bu dalgan›n de¤iflik kanaldan ikinci “Ergenekon” operasyonu oldu¤unu söylemek

isabetlidir. Ki, tutuklamalar›n ve benzerlerinin devam edece¤i de beklenmelidir. Devletin “yeniden yap›land›r›lmas›” (reorganizasyonu) projesinin yürümesi, bu ad›mlar›/hamleleri zorunlu k›lmaktad›r. ABD’nin, “Kemalist ordu”ya dönük bu harekete deste¤ini gecikmeden aç›klamas› da dikkate de¤erdir. (“Kemalist ordu” tan›mlamas›n› t›rna¤a almam›z bilinçlidir/gereklidir. Çünkü “Kemalist ordu” niteli¤i terbiye edilse de ve ordudaki bir kesimi de dahil olmak üzere Kemalistlerin bir bölümü tasfiye (“aforoz”) edilse de, Kemalistlerin, özellikle ordu içindeki Kemalist kesimin bir bölümü, devletin “yeniden yap›land›r›lmas›” sürecine onay vererek dahil olmufltur. Dolay›s›yla da bu kesim tasfiye d›fl›nda olup, bir anlamda “tasfiye” plan›/hareketiyle ortaklaflm›flt›r.)

Darbe veya tasfiye... Öyle görünüyor ki, komprador klikler aras›ndaki kap›flman›n son raunduna do¤ru ad›m at›lm›flt›r. Ordunun dizayn› flahs›nda somutlanan hakim s›n›f klikleri aras›ndaki çat›flmada, bu “sona do¤ru” hamle, en kritik noktay› oluflturmaktad›r. Ya bir darbe gerçekleflecektir (Tabii baflarabilirlerse! Ama baflaramad›klar› ortaya ç›kan planlar›ndan gözüküyor!!) ya da hedeflenen tasfiyeler gerçekleflecektir. Kesin olan iki fley var ki, Kemalistler ve tasfiye edilenler darbe amac›ndan, AKP kli¤i de tasfiyeden vazgeçmeyeceklerdir.

‹ki kli¤in iktidar h›rs›nda belirginleflen s›n›fsal klik menfaatleri, onlar›n davran›fllar›n› da belirlemektedir, belirleyecektir. Not edelim ki, e¤er bir darbe yaflan›rsa, bunun çat›flmal›/kanl› geçece¤i muhakkakt›r. Klikler aras› güçler dengesi ve iktidar erkinin kimin egemenli¤inde olaca¤› sorunu ile karakterize olan çat›flma zemini, ciddi ve kanl› bir çat›flmay› koflullamaktad›r. fiayet, yarat›lan bask›lanmalarla bir erken seçim ufukta görülmezse veya özellikle de seçimlerde AKP’nin yeniden tek bafl›na hükümet olmas›n›n engellenemedi¤i görülürse, darbe güçlü olas›l›klardan biridir. Belki umulandan erken ve zorunlu bir tercihle gündeme gelebilir. Yaln›z, seçim mizanseni darbeyi tek çare olmaktan ç›karan olas›l›kt›r. Ki, AKP’nin mevcut gücü/potansiyeli ve genel konjonktürel durum göz önüne al›nd›¤›nda, darbe, kolayca baflarabilecekleri ya da göze alabilecekleri bir tercih de de¤ildir. AKP’ye kapatma davas›n›n aç›lmas›, erken seçime gitmenin sa¤lam bir gerekçesi olarak mevcuttur. Dolay›s›yla darbenin tüm zorluklar› da göz önüne al›nd›¤›nda, darbe de¤il, öncelikli olarak seçimlerde belli sonuçlar›n elde edilmesi yoluna gidilecektir. Erken seçimlerle kurgulanan hesap ise bir koalisyon hükümeti ç›karmakt›r ki; bu konsept yap›lanma sürecinin yürütülmesinde, en az›ndan flimdilik tek flans olarak görülmektedir. Muhtemelen seçimlere gidilip koalisyon hükümeti oluflturularak asgari düzeyde bir mutabakat sa¤lan›p “yap›lanma süreci” böyle iflletilecektir. Yap›lanma sürecinin bir kli¤in egemenli¤inde iflletilemeyece¤i a盤a ç›km›flt›r. Ne var ki, bu süreç derinlefltirilip Kemalistlerin beli tam k›r›larak tasfiyeleri sa¤lanabilirse ya da mevcut muhalefet çeflitli biçimlerde etkisizlefltirilip bir biçimiyle sürece yedeklenebilirse, koalisyon biçimi tercih edilmeden tek parti iktidar› egemenli¤inde sürece devam edilebilir. Ama bugünkü dengeler durumunda yap›lanma sürecinin kolayca yürütülemeyece¤i aç›kt›r. Hakim s›n›flar aras›nda önemli oranda bir mutabakat›n sa¤lanmas› zorunludur. Bunun için ya seçimlerde yeniden koalisyon hükümeti ç›karma biçiminde sürece devam edilecektir ya da darbe yap›larak tek parti diktatörlü¤ü “güçlü” olarak tahkim edilip devam edilecektir.

2-16 MART 2010

Daha önce de dedi¤imiz gibi, bu ikinci olas›l›k devreye sokulursa, sürecin ciddi çat›flmal› ve kanl› geçece¤i bellidir ki; bu kan devrimci halk kitlelerine de s›çrayacakt›r.

Klik dalafl›nda kirli çamafl›rlar ortaya saç›l›yor “Ümraniye bombalar›” ile hukuksal zemine oturtulan “Ergenekon” operasyonu tutuklamalar› ve devam ederek bugün ordudan kimi rütbelilerin sorgulan›p tutuklanmas›yla süren geliflmeler toplam›, elbette ki devletin yap›land›r›lmas› ihtiyac›ndan ileri gelmektedir. Ayr›ca tüm bu süreç, baz› gerçekleri daha da belirgin hale getirmektedir. Devletin kokuflmufllu¤u, hukuk d›fl›l›¤› ve “göz bebe¤i” denilen ordunun ne kadar büyük bir suç mekanizmas› oldu¤u da önemli oranda a盤a vurulmufl durumdad›r. Kimin terörist oldu¤u, ifllenen suçlar, provakatif eylem ve faflist katliamlarla birlikte devlet mahkemelerince tutanaklar alt›na al›narak ispat ve itiraf edilmifltir. Devletin de ordunun da niteli¤i anadan üryan ortaya saç›lm›flt›r. Gündeme “sars›c›” bir biçimde giren apoletlilerin sorguya al›nmas› meselesinde, bir uzlafl›n›n söz konusu oldu¤unu söylemek yanl›fl olmayacakt›r. Bu uzlaflma, operasyon sonras› kliklerin duruflundan, aç›klamalar›ndan anlafl›labilir. ‹flte bu uz-

laflma durumu göstermektedir ki, “Kemalist ordu”daki bir kesim Kemalist tasfiye edilmemekte; ötesi, AKP eliyle yürütülen ABD projesine ortak edilmektedir. Ordunun süreçteki yönelim ›fl›¤›nda, ABD projelerine uygun biçimde “re-organize” edilmesi, bu uzlafl›yla birlikte düflünüldü¤ünde, yeni operasyonlara ve tutuklamalara gebedir. Ayn› zamanda bu realite, olas› bir darbenin ordunun genelini kapsamayaca¤›n›; fakat ayr›ca, önemli güçlerle karfl› karfl›ya olup zorlanaca¤›n› da aç›klamaktad›r. Ancak belirtmek gerekir ki, devletin yap›land›r›lmas› projesine ortak olan ordu içindeki Kemalist kesim, darbe plan› d›fl›nda de¤ildir. Bir taraftan AKP ile yürüyen sürece ortak olurken, di¤er taraftan bir darbenin gerçeklefltirilmesinin mümkün oldu¤u durumda darbe ile hareket edip AKP’yi ekarte ederek iktidar egemenli¤ini tekeline geçirerek inisiyatif kurmay› tasarlamaktad›rlar. K›sacas›, hem kendi damar›yla, hem de yap›lanma süreciyle kol kolad›rlar. Dengelere göre bukalemun gibi renk de¤ifltireceklerdir. Ana muhalefetin de¤erlendirmesi “bu bir siyasi hesaplaflmad›r.” cümlesinde somutlanabilir. AKP iktidar›n›n görüflü de ayn› yöndedir. Onlar da, “Bu bir iktidar mücadelesidir” demektedirler. “Demokratikleflme”, “çözüm/aç›l›m” yalanlar› miad›n› doldurdu. Art›k aç›ktan hesaplaflma kaç›n›lmaz hale gelmifltir, daha fazla saklanmas› olas› de¤ildir. ‹ki “dövüfl horozu” misali, Erdo¤an ile Baykal’›n her gün medya maymunu gibi ekranlar› iflgal ederek salvolarda bulunmalar› bofluna de¤ildir. Ama AKP, iktidar ve hükümet etmenin yan› s›ra, ABD deste¤i avantaj›yla da hemen her gün yeni bombalar patlat›p Kemalistleri s›k›flt›rmakta, süreci önde götürmektedir. Son derece hesapl› ve planl› olarak her s›k›flma an›nda yeni operasyonlar devreye sokarak ters geliflmeleri alt etmektedir. Ki, operasyonlar yapmas›n› gerektirecek yeteri kadar suç malzemesi, AKP’nin elinde avantaj olarak bulunmaktad›r. Orduya dönük gerçeklefltirilen görece kapsaml› (görece kapsaml› diyoruz, çünkü gerçek ve as›l suçlulara asl›nda dokunulmamaktad›r) bu operasyon ne anlama gelir? Bir: Ordunun dizayn edilmesi ya da düzenlenmeye boyun e¤mesi ve tabi

3

ki en önemlisi de, Kemalistlerin belli oranda tasfiye edilmesi; iki: AKP’nin inisiyatifi büyük oranda elde tutmas› ve elbette yeniden iktidarlaflm›fl olmas›, bununla birlikte süreci sürükleme gerçekli¤inin devam etmesi; üç: Orduda dengelerin AKP lehine dönüfltürülmesi ad›mlar›nda mesafe kaydedilmesi… Orduda Fethullah ve AKP otoritesi tesis edilirse, AKP’nin rahvan yürüyüflünü dörtnala çevirece¤i ve önünün kesilemeyece¤i aç›kt›r.

Karfl› devrim cephesinde ayr›flma keskin! Fakat her fley bu kadar de¤ildir. Kemalist ordunun kolayca mendil atmayaca¤›, “çuval meselesi” ve iç kirliliklerinin deflifre olmas›yla ald›¤› “onursal” yaralar›n ac›s›yla, yaban›l bir hayvan gibi sald›rmas› muhtemeldir. Nitekim operasyondan hemen sonra, TSK’da görevli bulunan tüm orgeneral ve oramiraller ile birlikte bir “zirve toplant›s›” gerçeklefltirildi. Genelkurmay’dan yap›lan k›sa aç›klamayla böyle bir toplant›n›n yap›laca¤› kamuoyuna duyurulurken, operasyonun “ciddi sorun” olarak de¤erlendirilmesi son derece anlaml›d›r. Üst kademesinin “toplu istifa” tehdidini içeren “isyan”›yla hükümete iletilen ordu kurumunun tavr›nda, operasyon ve tutuklamalara “dur” denilmifl ve elbette erken seçim mecburiyeti hükümete dayat›lm›flt›r. Bu, resmen bir

ayaklanma tutumudur. Bu da yetmedi! Genelkurmay baflta birinci ve ikinci baflkanlar›, jandarma komutanlar›, kuvvet komutanlar› olmak üzere hemen tüm generalleriyle ordu, en üst düzeyde bir “zirve” yapt›. Ve yeniden “toplu istifa” söylentileri yayd›r›larak gerekli mesajlar verildi. Bunun ad› “isyan”d›! Evet, iflte aynen böyle: Karfl›-devrim cephesinde ayr›flma keskin ve iktidar meselesi nettir. Asl›nda birkaç gün önce “silah yasas›”nda yap›lan düzenlemelerle de ordu belli bir taviz kopar›r gibi olmufltu. Ancak al›nacak silahlar›n al›m› ‹çiflleri Bakanl›¤›’n›n imzas›/iznine ba¤l› k›l›narak, yine ordunun ipi iktidar›n siyasi sözcülü¤ünün ya da hükümetin eline verilmiflti. Yani, ordunun dizayn› buraya yans›t›lm›flt›. Meselenin önemli di¤er yan›, yap›lan bu düzenlemede ordu ile polis (somut anlam›yla Kemalist ordu ile AKP-Gülen egemenli¤indeki polis) aras›nda bir çat›flman›n oldu¤u yans›t›lm›flt›. Yani, ordunun ayr› bir kli¤in taraf› oldu¤u ve devletin di¤er bir kolluk gücü olan polisin ise ayr› bir kli¤in taraf› oldu¤u; ikisi aras›nda bir irade çat›flmas› oldu¤u a盤a vurulmufltu. Bu düzenleme elbette anlaml›yd›. Bir taraftan ordunun duygu veya istemleri karfl›lanm›fl; ama alttan alta da ordunun inisiyatifi sivil otoriteye ba¤lanarak ordudaki yap›lanman›n bir yasal düzenlemesi yap›lm›flt›. Yap›lan düzenlemede büyük silahlar›n al›m hakk› polisten geri al›nm›fl ve sadece orduya devredilmiflti. Ne var ki, son izin ise ‹çiflleri Bakanl›¤›’na b›rak›lm›flt›. Sonuç olarak “son raund”a do¤ru yaklafl›l›yor. Ya ikili iktidar resmen savunularak z›mnen veya fiilen uygulanacak ve darbeye ç›k›lacak; ya da erken seçimler üzerinde anlaflmaya var›larak k›l›çlar bilenip hesaplaflma seçimlere b›rak›lacakt›r. Seçimlerin yolu ise büyük olas›l›kla koalisyon hükümetine ç›kar›lacakt›r. Ama meflhur “orgenaral-oramiraller zirvesi”nin bir eylem do¤urma ihtimali de unutulmamal›. Daha dün Erzincan’da yap›ld›¤› gibi, sokaklarda tanklar›n yürüdü¤ü bir sabaha gözlerimizi açarsak hiç flaflmamal›y›z. Olur ya, “Balyoz” gibi bir “tatbikat” tatbik edilebilir! Buras› TC ve bu da TC’nin Kemalist ordusu! Bunlar dünü ve bugünü belli olan Kemalistler!

SINIF TAVRI

Devrimci Demokrasi’yi güçlendirmek...

DEVRiMCi

Demokrasinin bir devrim sorunu oldu¤u Türkiye-Kuzey Kürdistan flartlar›nda, herkesin kendine göre ‘demokrasi’ yorumunda bulundu¤u mevcut konjonktürde, ‘’kim için demokrasi’’ sorusuna; Halk için, ‘’nas›l bir demokrasi’’ sorusuna ise; Devrimci cevab›yla demokrasinin niteli¤ine vurgu yaparak, bunu kendi ismiyle ifade eden Halk ‹çin Devrimci Demokrasi Gazetesi öncellerinin devam› olarak bafllam›flt› yay›n hayat›na. S›n›flara bölünmüfl dünya ve TürkiyeKuzey Kürdistan gerçekli¤inde yay›nc›l›¤›n, gazetecili¤in tarafs›zl›¤› yönündeki burjuva safsatalara itibar etmeyerek tereddütsüz bir beyanla s›n›f mücadelesinin hakl› taraf›n› temsil eden proletarya, ezilen ulus ve emekçi halklardan yana taraf oldu¤unu deklare ederek, bunlar›n mücadelelerinin sesi olma misyonunu üstlendi. Üstlenmifl oldu¤u bu misyonu devrimci kayg› ve Maoist ele al›flla bu güne kadar ilerletme gayretinde oldu. On y›l› aflk›n bir süredir yay›n hayat›n› sürdüren gazetemiz hiç tereddüt yok ki bulundu¤u alanda önemli bir bofllu¤u doldurarak s›n›f mücadelesine bulundu¤u mevzide katk› sunmaya çal›flt›. Gazetemiz Devrimci Demokrasi, bugün itibariyle de üstlendi¤i bu misyonu daha ileri tafl›ma kararl›l›¤›nda oldu¤unu ifade etti. Geçti¤imiz y›l bir kampanya fleklinde ele ald›¤›m›z bu süreç daha genifl bir yaz›yla okur kitlemize ve komuoyuna duyurulmufltu. Ancak ne var ki gazetemizin bu süreci halen istenildi¤i gibi önüne koymufl oldu¤u hedefleri karfl›layabilecek bir destek gücünü yakalam›fl de¤ildir. Devrimci ve komünist hareketin içerisinde bulundu¤u durumun da etkisiyle gazetemizin ‘daha nitelikli devrimci bir kitle gazetesi haline getirilmesinden yay›n periyodunun k›salt›lmas›na, daha genifl ve yayg›n da¤›t›mdan, teknik ihtiyaçlar›n ve mali sorunlar›n çözümüne’ kadar önüne koymufl oldu¤u hedefler, lokal s›n›r ve ele al›fllar› afl›p, okur kitlemizden biz köfle yazarlar›na, dostlar›m›zdan genifl bileflenlerine kadar olan ilgililerce, kolektifkitlesel bir sahiplenifl ve ayn› sorumlulukla sahiplenilip yürütülememektedir. Kuflkusuz burada as›l ‘sorumlu’ gazetemizin mutfa¤›nda bulunan emekçiler, yoldafllar›m›z olsa da, çal›flanlar›ndan yazarlar›na, da¤›t›mc›lar›ndan okurlar›na toplamda hepimizin sorumlu oldu¤u muhakkakt›r... Gazetemizin önüne koymufl oldu¤u hedefler ulafl›lmaz ve gücümüzü fazlas›yla aflan bir gerçekli¤e sahip de¤illerdir. Yeter ki kolektif ele al›flla sorumluluklar›m›za sahip ç›karak kitlesel bir seferberlik yaratal›m. Çal›flma tarz›m›zdan gazetemizle iliflkilenmedeki anlay›fl›m›za kadar kendimizi sorgulayarak yapabileceklerimizi daha sorumlu bir tutumla kolektiflefltirme ›srar›nda olal›m. Belli boyutlar›yla subjektif olsa da gazetemizin yazar› olarak hem ‘içeriden’ hem de ‘d›flar›dan’ bir gözlemle bir anlamda çal›flma tarz› ve gazetemizle iliflkilenmedeki öne ç›kan baz› eksikliklere bu vesiliyle de¤inmenin faydal› olaca¤› inanc›nday›m. Evet, Devrimci Demokrasi hepimize ‘çok iyi’ dedirten hedeflerini ilan edip kampanya bafllatt›¤›n› duyurdu¤unda heyecanla kar›fl›k bir sevinç yaflad›k. Lakin bir ço¤umuz bu kampanya ve çal›flmay› esasta kendimizden ba¤›ms›z sadece bir avuç gazete çal›flan›n›n görevi olarak ele ald›k. Kavray›fl›m›z bu olmasa dahi pratikteki tutumumuz bunun ilerisine geçmedi. Bu de¤erlendirmeyi güçlendirecek kimi örnekler vererek sorumlulu¤umuzu, yapmam›z gerekenleri ya da tersinden yapmamam›z gerekenleri daha çarp›c› olarak görmeye çal›flal›m. Örneklere yine iflin mutfa¤›ndan bafllayarak devam edelim... Her bir süreç ve bu süreçlerde öne ç›kart›larak ilan edilen hedeflerin kazan›ma dönüflebilmesi için özel yo¤unlaflma ve önceki durumdan daha aktif hareket etmek gereklidir. Ve yine ortak bir kabuldür ki her bir çal›flmada iflin mutfa¤›nda olan özneler sürecin as›l tafl›y›c›s›d›rlar. fiimdi gazetemizin ilan etti¤i kampanya ekseninde kendimizi de¤erlendirdi¤imizde hedeflerimizle yeterince birleflemedi¤imizi, buna uygun bir yo¤unlaflma içerisine gireremedi¤imizi görmek mümkün. Bunun birtak›m objektif nedenleri olsa da daha planl› bir çal›flmayla özel hedeflere yo¤unlaflmak ve bu konuda daha fazla ›srarc› olmak gerekti¤i de kendisini göstermektedir. Gazetemizin önemli bir gücü durumundaki özellikle ideolojik-siyasi konulardaki tafl›y›c›lar›... T›pk› iflin mutfa¤›ndakiler gibi biz köfle yazarlar› da yeni sürece uygun bir yo¤unlaflma içerisinde olmad›¤›m›z, gazetemizin ilan etti¤i hedeflerle yeterince birleflmede, her birimiz köflelerimizde kampanyam›z›, kampanyam›z›n hedeflerini gündemde tutup canl› tart›flmalar›n konusu haline getirerek kampanyam›z› kitlelerle daha fazla buluflturma konusunda eksik kald›k. Hatta bunun da ötesinde 1 y›ll›k süre geride kalm›fl olmas›na karfl›n kampanyam›z› maka-

‹SMA‹L UÇAR

lelerimizin konusu dahi yapmad›k. 15 günlük yay›n periyoduna sahip olan gazetemize düzenli makalelerimizi dahi yazma sorumlulu¤unu yerine getiremedik. Yazm›fl oldu¤umuz makalelere bakt›¤›m›zda Devrimci Demokrasi’nin önemine ve proletarya ile ezilen ulus ve halklar›n önemli bir mevzisi, sesi, silah› oldu¤una dair ifadeler buluyoruz. Ancak bu mevziyle-silahla, flartlar›n gerektirdi¤i gibi birleflmeme, teti¤i çekme sorumlulu¤undan imtina etme tutumumuzu görmezlikten geliyoruz... Gazetemizin da¤›t›mc›lar›... De¤iflik bölge ve bürolar›n bulundu¤u alanlarda farkl› farkl› özgünlükler olmakla birlikte kampanya sürecinde yeterince aktif bir da¤›t›m çal›flmas› içerisinde olunmad›¤› görülmektedir. Oysa ki gazetemizle okur kitlesi aras›ndaki ba¤› do¤rudan kuran ve bire bir muhatap olan gazete da¤›t›mc›lar›m›z kampanya sürecinde daha faal ve kampanyam›z›n hedeflerini kitlelere do¤rudan tafl›mada önemli bir iflleve sahiptirler. Ne yaz›k ki bu yoldafllar›m›z bu ifllevi yeterince yerine getirememifl, hatta gazetemizin da¤›t›m›n› geniflletmek bir tarafa, baz› bölgeler gazete ç›kt›ktan günlerce sonra gelip gazete alarak gecikmeli bir da¤›t›m yapmaktad›rlar... Hiç da¤›tmayan ve gazeteleri istif eden istisnalar› da saymayal›m. Okurlar›m›z... Gazetemizin okur kitlesini yek pare olarak görmemekte ve okur kitlemizin gazetemizle olan iliflkisini ayn› derecede görmemekteyiz.. Burada daha çok okur kitlemiz içerisinde öne ç›kan hem gazetemizin bürolar›yla hem de di¤er kurumlar›m›zla daha yak›n iliflki içerisinde olan kesimi örnek alaca¤›z. Bu kesimin önemli bir bölümü de ayn› zamanda yeni demokrasi mücadelesinin aktif veya pasif faaliyetçileri durumundad›rlar. Genel olarak okur kitlemiz ve özel olarak bu kesim gazetemizi di¤er kurumlar içerisinde daha farkl› bir yere koyup gazetemizi daha fazla önemseyen kesim olmas›na karfl›n kampanya sürecinde gazetemizle olan önceki iliflkilenme tarz›n› aflamayarak kampanyam›z ve kampanyam›z›n hedefleriyle birleflme noktas›nda aktif hareket edememifltir. Toplamda gazete kolektifinin de bu durumda pay› olmakla birlikte gazetemizin ihtiyaçlar›n›n karfl›lanmas› noktas›nda gerekli özveride bulunma noktas›nda tutuk davranm›flt›r... Esnaflar›m›z... Gazetemizin okurlar› içerisinde önemli say›da esnaf olmas›na karfl›n bu kesim komünist ve devrimci hareketin dönem dönem yanl›fl yaklafl›mlar›ndan kaynakl› genelde devrimci faaliyetlerle aralar›na koyduklar› mesafeyi böylesi özel süreçlerde, kampanyalarda da devam ettirmekte ve mesafeli durmay› tercih etmektedir. Biraz da böylesi yanl›fl yaklafl›mlar›n etkisiyle bu kesim katk›s›n› 1 gazete almakla s›n›rlamakta, sorumlulu¤unu bundan ibaret görmektedir. Gerek okurlar›m›z içerisindeki bu kesimin ifade etti¤imiz genel tutumu gerekse bizlerin kampanyam›za bu okurlar›m›z› yetirince katamay›fl›m›z›n sonucu olarak asl›nda gazetemizin önemli bir tak›m sorunlar›na çözüm olabilecek bu kesim gazetemizin güçlendirilmesi sürecine yeterince kat›lamam›flt›r. Yurt d›fl›ndaki yak›n okur kitlemiz... Yurt d›fl›ndaki yak›n okur kitlemiz gazetemizin önüne koymufl oldu¤u hedeflerle birleflememifltir. Buradaki okurlar›m›z ülkedeki olumlu geliflmelerden do¤rudan etkilenip büyük bir heyecan yaflamalar›na karfl›n kampanyam›z özgülünde bu heyecan somut bir deste¤e dönüflememifltir. Örne¤in Diyarbak›r’da büromuzun olmas›na çok sevinen yurt d›fl›ndaki yoldafllar›m›z bürolar›m›z› yaflatma konusunda kampanyam›zla yeterince buluflamam›flt›r. Yine gazetemizin teknik ihtiyaçlar› oldu¤u kampanya dahilinde belirtilmifl olmas›na karfl›n ellerinde bulunan, hatta baz› okurlar›m›zda ihtiyaç fazlas› olan teknik malzemenin kampanyam›za sunulmas› noktas›nda dahi tutuk davran›lm›flt›r. Bugün gazetemizin bir çok bürosunda foto¤raf makinesi, bilgisayar vb gibi temel teknik malzeme ya yoktur ya da ihtiyac› karfl›layacak durumda de¤ildir. Oysa birçok okurumuzun elinde gazetemizde olmayan teknik malzeme bulunmaktad›r... Sonuç olarak, gazetemizin çal›flanlar›ndan, yazarlar›na, da¤›t›mc›lar›ndan okurlar›na toplam›m›z›n sahiplenmesiyle Devrimci Demokrasi daha fazla güçlenecektir. Bu görev sadece az say›daki gazete çal›flan›n›n sorumlulu¤u olarak görülmemelidir. Yaz›m›z içerisinde öne ç›kan örnekler üzerine düflünülerek inan›yoruz ki her bir muhatap kendisi aç›s›ndan eksikliklerini görerek önümüzdeki süreçte sorumluluklar›n› yerine getirme gayreti içerisinde olacakt›r. Evet, Devrimci Demokrasi önemli bir mevzidir. Bu mevziiyi büyütüp flimdikinden daha fazla güçlendirmek bizim görev ve sorumlulu¤umuzdur....


4

GÜNCEL

2-16 MART 2010

DEVRiMCi

DEMOKRASi

Orduda flüpheli ölümlere bir yenisi daha “‹ntihar” ya da “kaza” aç›klamalar›yla geçifltirilen ordu içerisindeki halk çoçuklar›n›n ölüm olaylar› gün geçtikçe art›yor. Halk taraf›ndan flüpheyle bak›lan intihar olaylar›na bir yenisi daha eklendi. Zorla askere götürülen halk çocuklar›n›n flüpheli ölümlerinin sonu gelmiyor. Son olarak askere gitmeden önce Ezilenlerin Sosyalist Partisi (ESP) çal›flmalar›nda yer alan Serhat Y›ld›z, zorunlu olarak yapt›¤› askerlik s›ras›nda intahar etti¤i öne sürülerek ‘öldü’ ya da ‘öldürüldü’. Antep 5. Z›rhl› Tugay Komutanl›¤›’nda alt›

ayd›r askerlik yapan Serhat Y›ld›z’›n 20 fiubat tarihinde saat 22.00 sular›nda intihar etti¤i iddia edildi. ‹stanbul Gülsuyu Mahallesi’nde oturan ve intihar etti¤i ileri sürülen Y›ld›z’›n ESP’nin semtte sürdürülen faaliyetlerinde yer ald›¤› ve yaflama ba¤l› kiflili¤i ile öne ç›kt›¤› ö¤renildi. Y›ld›z’›n askerlikten önceki ruh halinin bu yönde olmas› ve sisteme muhalif tavr› ile yaflam›n› sürdürmesi, askerlik yaparken ölümüne iliflkin ordunun “intihar” fleklindeki aç›klamas›n› hayli flüpheli hale getiriyor. Yine ailenin Antep’e gelmesini engelleyen ordunun bu tavr›n›n, Y›l-

d›z’›n intihar etmedi¤ine yönelik flüpheleri iyice art›rd›.

vas’a gitmeye zorlad›.

‘Serhat’›n intihar etti¤ine inanm›yorum’ Ailenin Antep’e gitmesine izin verilmedi Gülensu Gülsuyu Mahalleleri Güzellefltirme ve Yard›mlaflma Derne¤i’nin baflkanl›¤›n› yapan baba Ali R›za Y›ld›z, askeri yetkililer taraf›ndan ulaflt›r›lan o¤lunun ölüm haberi üzerine y›k›ld›. Olay›n gerçekleflti¤i Antep’e gitmek isteyen aile, askerler taraf›ndan engellendi. Serhat Y›ld›z’›n cenazesinin topra¤a verilmek üzere memleketi Sivas’a götürülece¤ini belirten askerler, aileyi de Si-

Ölüm haberini aileye ulaflt›ran askeri yetkililerin yan›nda bulunan Mahalle Muhtar› Sabri fiakar, askerlerin çeliflkili ifadelerde bulunduklar›n› söyledi. Girdi¤i bunal›m sonucu bafl›na dayad›¤› tüfe¤i ateflleyerek intihar etti¤i iddia edilen Y›ld›z ile ilgili aç›klamaya baban›n da amcas›n›n da inanmayarak tepki gösterdi¤ini kaydeden fiakar, “Ben aileyi y›llard›r tan›yorum. Serhat’›n intihar etti¤ine inanm›yorum” diye konufltu.

Evren: ‘Do¤ramac› ölümsüzdür!’ Yüksek Ö¤retim Kurumu, nam-› de¤er YÖK ve onun ilk baflkan› ‹hsan Do¤ramac› 25 fiubat günü öldü. Kenan Evren’in ‘‹hsan Do¤ramac› ölümsüzdür’ dedi¤ini duyar gibiyiz. 12 Eylül askeri faflist cuntas›n›n üniversiteler üzerindeki postal› olan YÖK, 6 Kas›m 1981 y›l›nda kuruldu ve ilk baflkan› “Atatürk'ün devrimlerinden sonra e¤itimdeki en önemli ve tek devrim YÖK'tür” diyen ‹hsan Do¤ramac› oldu. Osmanl›’dan Türk devletine kalan herfley gibi ‹hsan Do¤ramac› da Osmanl›’dan kalan ve Türk devletinin ifline fazlas›yla yarayan zatlardan. 3 Nisan 1915’te, o zaman Osmanl› himayesinde olan Erbil’de dünyaya gelen Do¤ramac›, V. Murad zaman›nda yaflam›fl olan Do¤ramac›zade Kara Mehmed'in soyundan gelen Do¤ramac›zade Ali Pafla'n›n en büyük çocu¤udur. ‹lk ö¤renimini Erbil ‹btidaiyyesi'nde, orta ö¤renimini Beyrut’ta Beyrut Amerikan Üniversitesi'ne ba¤l› International College'de (1932) tamamlayan Do¤ramac›, 12 Eylül askeri darbesinden sonra 6 Kas›m 1981 y›l›nda kurulan YÖK’ün ilk baflkanl›¤›na getirildi. YÖK'ün kuruluflu, "üniversite reformu" olarak lanse edilirken 1981'de ç›kar›lan 2547 say›l› Yüksekö¤retim Kanunu ile 1980 öncesi hepsi ayr› ayr› olan kurumlar YÖK çat›s› alt›nda topland›. Akademiler üniversitelere, e¤itim enstitüleri e¤itim fakültelerine dönüfltürüldü ve konservatuvarlar ile meslek yüksekokullar› üniversitelere ba¤land›. Böylece, YÖK, darbe anayasas›ndan da ald›¤› güçle tüm yüksekö¤retimden sorumlu tek kurulufl oldu. YÖK kurulufluyla bafllayan tart›flmalar ve elefltiriler, ‹hsan Do¤ramac›'n›n baflkan olmas›yla bir kat daha artt›. Do¤ramac›, YÖK için "Atatürk'ün devrimlerinden sonra e¤itimdeki en önemli ve tek devrim YÖK'tür" dedi ve bilimsel düflünceyi savunan ö¤retmen ve ö¤rencileri üniversitelerden uzaklaflt›r›p, bask› alt›nda tutarak, üniversitelerde resmi ideolojinin kurumsallaflmas› için ola¤anüstü çaba sarf etti.

Do¤ramac›’n›n ‘devrimleri’ Do¤ramac›'n›n YÖK’ün baflkanl›¤›na getirilmesiyle beraber ilk ifli üniversitelerin demokrat, ilerici yönetim kurullar›n› tasfiye etmek ve yerlerine cuntan›n atad›¤›, faflizmin savunucusu rektörleri getirmek oldu. 1983 y›l›nda, 1971'de ç›kar›lan 1402 say›l› yasan›n 2. maddesi, s›k›yönetim komutanl›¤›nca de¤ifltirilerek, akademik personelden devlet memuruna kadar kamuda çal›flan birçok kiflinin görevine son verildi. Tarihe 1402'likler olarak geçen olaya imza atan Do¤ramac›, Haluk Gerger, Korkut Boratav, Yücel Sayman, Gençay Gürsoy, Mete Tunçay, ‹dris Küçükömer, Bülent Tanör, Taner Timur, Murat Belge, Faruk Sönmezo¤lu gibi isimlerinde yer ald›¤› dönemin muhalif birçok ismini üniversitelerdeki görevlerinden uzaklaflt›rd›. Yine üniversitelerin ticarethaneye dönüfltürülmesindeki en önemli ad›mlardan biri olan ‘Har(a)ç uygulamas›’n›n ad›mlar› Do¤ramac›’yla birlikte at›ld› ve ’84-85 e¤itim y›l›nda uygulamaya baflland›. Yine 1982 Anayasas›'na vak›f üniversitesi kurdurabilmek için gerekli iki maddenin konmas›n› öneren Do¤ramac›, vak›f üniversiteleriyle de yetinmedi ve 1984 y›l›nda ülkenin ilk özel üniversitesi olan Bilkent Üniversitesi’ni açt›rd›. (Bilkent Üniversitesi’nin rektörlü¤ünü hala Do¤ramac›’n›n o¤lu Ali Do¤ramac› yap›yor.) Üniversiteler yerleflkelerini polis ve jandarma üsleriyle dolduran Do¤ramac›, ODTÜ ormanl›¤›n›n bir k›sm›n›n Ankuva Al›flverifl Merkezi, Meteksan Holding Yerleflkesi ve Bilkent Konutlar›'n› infla etmek üzere tahsis edilmesi gibi pek çok icraatlara imza att›. 12 Eylül askeri faflist cuntas› taraf›ndan YÖK baflkanl›¤› görevine getirilen ve bu kadar baflar›l› icraatlara imza atan ‹hsan Do¤ramac›’n›n ölümünün ard›ndan, cunta generali Kenan Evren’in ne kadar üzüldü¤ünü tahmin ediyoruz. Evren’in Do¤ramac›’n›n ard›ndan flunlar› dedi¤ini duyumsuyoruz: “‹hsan Do¤ramac› ölümsüzdür.”

Çocuklu¤umu dört duvar aras›nda nas›l geçirece¤im? ELAZI⁄- Batman’da polislere tafl att›¤› iddias›yla 7 y›l 9 ay hapis cezas›na çarpt›r›lan Berivan S., ‹HD Elaz›¤ fiube Baflkan› Nafiz Koç'a mektup göndererek “Ben böyle bir yeri hiç hayal etmemifltim. Çocuklu¤umu dört duvar aras›nda nas›l geçirece¤im?” diye sordu. Batman’da DTP’nin kapat›lmas›ndan sonra düzenlenen yürüyüfle kat›ld›¤› ve polise tafl att›¤› iddias›yla yarg›land›¤› Diyarbak›r Özel Yetkili A¤›r Ceza Mahkemesi’nde ilk duruflmada 7 y›l 9 ay hapis cezas›na çarpt›r›lan 15 yafl›ndaki Berinvan’›n Nafiz Koç’a gönderdi¤i mektupta, gözalt›na al›nd›¤›nda polisin yüzünü pufli ile kapatt›¤›n›, foto¤raf çektirdi¤ini ve gözalt›nda iflkence gördü¤ünü aç›klad›. Berivan mektubunda, “Beni yakalad›klar›nda çok dövdüler. Bana niye böyle davrand›lar anlam›yorum. Burada çok

üzülüyorum, can›m yan›yor burada. Ben buray› hak etmedim” dedi.

Berivan, polisin, yüzünü pufli ile kapat›p foto¤raf›n› çekti¤ini söyledi Tutuklu bulundu¤u Diyarbak›r E Tipi'nden gönderdi¤i mektupta hiçbir suçu olmamas›na ra¤men kendisine verilen cezay› anlamad›¤›n› belirten Berivan, ayr›ca polisin yüzünü pufli ile kapatt›¤›n› ve foto¤raf çekti¤ini ifade ederek flunlar› kaydetti: “Hiç bir suçum olmad›¤› halde bana bu kadar ceza vermelerini anlam›yorum. Polisleri anlam›yorum ne istediler benden. Ben ne yapt›m onlara? Ben okuyacakt›m, okula gidecektim. Polisler niye yüzümü kapat›p resim çektiler?” “Beni buraya atanlar inan›n ki kendi çocuklar› olsayd› bana yapt›klar›n›n ayn›s›n› onlara yapmazlard›. Ben burada aile-

mi o kadar özlüyorum ki, anlatamam. Ben böyle bir yeri hiç hayal etmemifltim. Çocuklu¤umu dört duvar aras›nda nas›l geçirece¤im?” diye soran Berivan, “Buras› o kadar zor ki size ne kadar anlatsam da anlatamam ki. Hep burada kalaca¤›ma çok korkuyorum. D›flar›da arkadafllar›mla koflup oynamak istiyorum. Burada her kap› aç›ld›¤›nda ya mektup bekliyorum ya da buradan ç›kmay› bekliyorum.”

‘Ben daha 15 yafl›nday›m, buray› hak etmedim’ Gözalt›nda polisin kendisine iflkence yapt›¤›n› ve iflkence izlerinin görülmemesi için vücuduna ilaçlar sürüldü¤ünü belirten Berivan, “Niye bana fliddet gösterdiler? Bacaklar›m hala morluklar içinde. Kimse vücudumdaki morluklar› görmesin diye ilaç sürdüler. Beni yakalad›klar›nda çok dövdüler. Bana niye böyle

davrand›lar anlam›yorum. Ben daha 15 yafl›nday›m, buray› hak etmedim. Hiç kimse buray› hak etmiyor. Burada çok üzülüyorum, can›m yan›yor burada. ‹nflallah cezam› kabul etmezler, özgürlü¤üme kavuflurum” dedi. Berivan’›n mektubunu alan Nafiz Koç, çocuklara yafllar›ndan büyük cezalar verildi¤ini ve ‹nsan Haklar› Çocuk Sözleflmesi'nin 34., 36. ve 37. maddelerine göre çocuklar›n bedensel ve ruhsal yönden zarar görebilecek her fleyden korunmas› gerekti¤ini belirtti. Koç, ülkemizde bunlar›n tersi bir durum yafland›¤›n› ve çocuklar›n hapishanelere at›larak, ruhsal ve bedensel yönden yok edilmeye çal›fl›ld›¤›n› ifade ederek, “Buradan herkese sesleniyorum. Gelin bu çocuklar için bir fleyler yapal›m. Onlar bizim gelece¤imizdir. Susarak gelece¤imizi yok etmeyelim” dedi.

Hasta tutsaklara ve çocuklara özgürlük Hapishanelerde ciddi sa¤l›k sorunu ile karfl› karfl›ya kalan siyasi tutsaklar›n serbest b›rak›lmalar› için yap›lan eylemler sürüyor. ADANA- ‹lerici, devrimci-demokratik kurumlar›n yapt›¤› eylemde sa¤l›k sorunu yaflayan tutsaklara ve çocuklara verilen keyfi cezalara dikkat çekilerek, "Hasta ve çocuk tutsaklara özgürlük!" istendi. Demokratik Haklar Federasyonu (DHF)’nun da aralar›nda bulundu¤u kurumlar, ‹nönü Park›’nda bir araya gelerek bas›n aç›klamas› düzenledi. Aç›klama s›ras›nda, “Çocuklara keyfi cezalara son/Hasta tutsaklara özgürlük” pankart› tafl›n›rken, ayr›ca, s›k s›k “Devrimci tutsaklar onurumuzdur”, “Hasta tutsaklara özgürlük”, “Tecriti kald›r›n, ölümleri durdurun” sloganlar› at›ld›.

Adana’n›n sicili kabar›k Kurumlar ad›na yap›lan aç›klamada sa¤l›k sorunu yaflayan tutsaklara ve yafl›ndan büyük cezalara çarpt›r›lan çocuklara de¤inilerek, "Adana, çocuklara yönelik uygulanan polis terörüyle ve devam›nda da çocuk tutuklularla ilgili sab›kal›. Çocuk fiube Müdürlü¤ü'nün verilerine göre, Adana'da, 2009 y›l›nda, yafllar› 13 ile 18 aras›nda de¤iflen 3155 çocuk gözalt›na al›nm›flt›r. Gözalt›na al›nan 122 çocuk toplumsal olaylar nedeniyle gözalt›na al›nm›flt›r. Yine tutuklanan 54 çocuk toplumsal olaylar nedeniyle tutuklanm›flt›r. Çocuklarla ilgili 2 bin 306 vaka ya-

flanm›flt›r." denildi. Aç›klamada Maltepe Hapishanesi'nde ölüm s›n›r›nda olan kanser hastas› 17 yafl›ndaki Abdullah Akçay’›n hapishanede yaflad›¤› sorunlar›n ciddi boyutlarda oldu¤u aktar›larak hasta ve çocuk tutsaklara özgürlük istendi. Aç›klaman›n ard›ndan oturma eylemi yap›ld›. ‹STANBUL- Ciddi sa¤l›k sorunlar› yaflayan tutsaklar›n serbest b›rak›lmas› için gerçeklefltirilen eylemlerin 31. haftas›nda kurumlar, Abdullah Akçay için yürüdü. Akçay’›n ailesinin de kat›ld›¤› eylemde kurum üyeleri, Taksim Tramvay dura¤›nda bir araya gelerek, buradan ‹stiklal Caddesi boyunca “Hasta tutsaklar serbest b›rak›ls›n” pankart› arkas›nda yürüdü. Kortejin en önünde Abdullah Akçay’›n yak›n› çocuklar yer alarak Akçay’›n foto¤raf›n› tafl›d›. Mephisto Kitabevi önünde oturma eylemi gerçeklefltiren kitle daha sonra Galatasaray Lisesi önüne gelerek burada bas›n aç›klamas› düzenledi. Kurumlar ad›na aç›klamay› yapan Ercan Ayd›n 31 hafta boyunca, hasta tutsaklar listesine yeni isimlerin eklendi¤ini ve tutsaklar›n 31 hafta önceki sa¤l›k durumlar› ile flimdiki sa¤l›k durumlar› aras›nda, telafisi imkans›z derecede olumsuzluklar oldu¤unu dile getirdi. Ayd›n konuflmas›n›n devam›nda flunlar› söyledi: “Siyasi iktidar›n yok sayma politikas› bu flekilde devam ettikçe, hasta tutsaklar›n da ço¤alaca¤›ndan kuflku duyulmamas› gerekir. Tedavilerinin yap›lmas› için tutsaklar› serbest b›rakmayan siyasi iktidar, meydana gelebilecek ölümlerden birinci dereceden sorumludur.” Ayd›n, son olarak, tutsaklar›n hastal›klar›n›n ço¤unun kayna¤›n›n, uygulanan tecrit politikas› oldu¤u bilinci ile verilen mücadelenin ayn› zamanda tecrite karfl› da oldu¤unu ifade etti.


DEVRiMCi

GÜNCEL

DEMOKRASi

Vurulan Kürt vuran eski asker olunca savc› da jandarma da görmezden geldi Jandarma sald›ran› bir hafta nöbet tutarak korumufl

Eskiflehir’de eskiden uzman çavufl oldu¤u iddia edilen bir kifli bölgeye göç eden Kürt bir iflçiyi vurdu. Sonra m›? Önce jandarma karakolundan elini kolunu sallayarak ç›kt›, ard›ndan jandarma evinin önünde nöbet tutarak 1 hafta korudu. Savc› ise hiçbir yasal ifllem bafllatmadan olay› yaflanmam›fl kabul etti. Eskiflehir’de eski bir uzman çavufl oldu¤unu iddia eden fienol Gündo¤du, Amed’den Mersin’e göç eden ve Eskiflehir’de mangal kömürü üretimi yapan ‹brahim A¤batay’›, “ya¤mac›s›n›z” diyerek silahla atefl edip a¤›r yaralad›. 9 fiubat günü yaflanan olayda A¤batay ölüm tehlikesi atlat›rken, Eskiflehir savc›s› ise Gündo¤du hakk›nda hiç bir ifllem yapmad›. Savc› ve jandarman›n olayla ilgili hiçbir ifllem yapmamas›na tepki gösteren A¤abatay ailesi, Kürt olduklar› için vuran›n serbest b›rak›ld›¤›n› belirttiler. Eskiflehir’de yaflanan bu olay, Mersin’de

DHF faaliyetçilerinin bölgedeki çal›flmalar›nda ortaya ç›kt›. DHF faliyetçilerinin mahallelerde yapt›k›lar› çal›flmalar s›ras›nda, DHF faliyetçileriyle tan›flan ve ard›ndan bafl›ndan geçenleri ve u¤rad›¤› haks›zl›¤› anlatan A¤batay ailesinin yaflad›¤› ma¤duriyet, DHF’nin kamuoyuna tafl›mas›yla a盤a ç›kt›. fiubat ay› bafllar›nda yaflanan jandarma ve savc›l›¤›n k›l›n› k›p›rtdatmad›¤› ve bas›n›n ise görmezden geldi¤i bu olay, Mersin’in yoksul bir mahallesi olan Çilek Mahallesi’nde DHF faaliyetçilerinin mahallede yapt›klar› çal›flmalar esnas›nda ortaya ç›kt›. Ekonomik ve siyasi nedenlerle Amed’den Mersin’e göç eden A¤batay Ailesi uzunca bir süredir Eskiflehir’de odun kömürü üretimi yaparak geçimini sa¤l›yor. Her y›l ülkenin baflka bir ilinde ve kendi deyimleriyle ‘nerede ekmek varsa orada’ olan aile, Kürt olduklar› için sald›r›ya u¤rad›klar›n› ve ma¤dur edildiklerini belirtiyor. Sald›r›dan kurtulan ‹brahim A¤batay gazetemize konuflarak yaklafl›k bir y›ld›r Eskiflehir ilinde Akkaya Köyü ormanl›k alan›nda resmi makamlardan ald›klar› izinle odun kömürü ifli yapt›klar›n› belirtti. Gerekli tüm baflvurular› yapt›klar›n› ve ç›kan izinlerle bölgede çal›flt›klar›n› belirten A¤batay, ancak eskiden uzman cavufl oldu¤unu iddia eden fienol Gündo¤du taraf›ndan sürekli ihbar edildiklerini belirtti. A¤batay sonras›n›

ise flu flekilde anlatt›: “fienol Gündo¤du adl› kifli bizim ormanlara zarar verdi¤imizi, yasad›fl› çal›flt›¤›m›z› iddia ederek resmi kurumlara ihbar ediyor. Bu ihbar sonucu görevliler incelemeye geldi ve iddia edildi¤i gibi bir durumun olmad›¤›n› kay›t alt›na ald›lar. Bugüne kadar bu kifli ile bir sorunumuz yoktu. Gelir çay›n› içer, yeme¤ini yer ve sohbetler eder giderdi. Demek bu insan iyi niyetle gelmiyormufl yan›m›za ki bize kurflun s›kt›. Bu kifli sohbetlerimizde bize hep eski bir uzman çavufl oldu¤unu anlat›r ve hala askeriye ile ba¤lant›lar› oldu¤unu belirtirdi. Bu görevinden bir iki y›l kadar önce ayr›lm›fl (duydu¤umuza göre at›lm›fl) ve burada (Eskiflehir’de) biraz hayvan alm›fl hayvanc›l›k yap›yor” dedi. Olay günü kendisine ‘bizi haks›z yere ihbar etmiflsin, neden böyle yap›yorsun’ diye sordu¤umuzda bize, ‘buralara geldiniz ormanlar›m›z› kesip bitiriyorsunuz-ya¤mal›yorsunuz. Buna izin vermeyece¤im, buradan gideceksiniz, sizi öldürürüm’ dedi ve silah›n› ç›kar›p ateflledi. Beni gö¤sümden vurdu, kurflun ci¤erime girmifl, sa¤ koltuk alt›mdan ç›km›fl ve kolumu da delip ç›km›flt›r. Bu arada silah› çekti¤inde havaya birkaç kez atefl ederek jandarmay› telefonla aram›fl ve ‘duyuyor musunuz çat›flma var, buradakiler bana sald›r›yor. Hayvanlar›m› çalacaklar yetiflin’ diyerek kendini hakl› ç›karmaya çal›flm›fl.

Sald›r›y› gerçeklefltirdikten sonra jandarma taraf›ndan fienol Gündo¤du’nun hemen serbest b›rak›lmas›na anlam veremeyen A¤batay, “bu nas›l adalettir, jandarma ve savc› bu kifliyi hangi nedenle ve hangi yasaya dayanarak serbest b›rakt›” diyerek tepkisini dile getiriyor ve ekliyor: “Olaydan sonra jandarma bir hafta fienol Gündo¤du’nun evini koruma alt›na ald›. Sald›r›dan sonra bir hafta yo¤un bak›mda kald›m ve hala tedavim sürüyor. Biz Kürdüz ve bu tür sald›r›larla çok karfl›lafl›yoruz, tarihimizde hep kan vard›r, birileri gelip bizi s›rf Kürt oldu¤umuz için öldürüyor ve bu birileri nedense hep ‘birileri’ taraf›ndan korunuyor” dedi. A¤batay ma¤dur edilmelerinin Kürt olmalar›yla bir iliflkisinin oldu¤unu belirterek, ma¤dur edilmelerinden sorumlu kifli ve kurumlar›n hesap vermesini istedi.

Avukat Halit Saldan: Peflini b›rakmayaca¤›z A¤batay’›n avukat› Halit Saldan ile yapt›¤›m›z görüflmede, A¤batay’› vuran kifli hakk›nda herhangi bir hukuksal sürecin iflletilmedi¤ini belirtti. Saldan, “Savc›l›k ve mahkeme her hangi bir ifllem yapmam›fl. Buna itiraz ettik ve gerekli ifllemleri yap›p dava açt›k ama mahkeme davay› reddetti. Buna karfl›n biz gerekli ifllemleri yapmaya devam edece¤iz, peflini b›rakmayaca¤›z ve gerekirse ilgili mahkeme hakk›nda suç duyurusu yapaca¤›z” fleklinde konufltu.

‹HD’de bas›n toplant›s› Olay› kamuoyuna tafl›mak ve gerekli giriflimleri yapmak üzere sald›r›da yaralanan ‹brahim A¤batay’› Mersin ‹HD’ye götüren DHF faaliyetçileri, olay› ‹HD flube baflkan›na aktararak gereken ifllemleri yapmas› yönünde giriflimde bulundu. Ayn› gün A¤batay’›n baflvurusunu kabul edip yerel gazete ve televizyonlara ça¤r› yaparak bir bas›n toplant›s› düzenleyen ‹HD, olay›n takipçisi olacaklar›n› belirtti.

Özel yetkili mahkemeler ve eskiyi tekrar eden uygulamalar› Erzurum Cumhuriyet Savc›s› Osman fianal’a göre her demokratik eylem ve etkinlik suç. fianal’›n yorumuna göre 1 May›s’a kat›lmak, YÖK’ü protesto etmek ve Kad›nlar için etkinlik düzenlemek devleti ciddi derecede rahats›z eden bölücü faliyetlermifl. Yine devletin mevcut yasalar› çerçevesinde kurulan Umut Yay›mc›l›k bünyesinde ç›kan dergiler fianal’›n yorumuna göre yasa d›fl› örgüt yay›nlar› çal›flanlar› ise örgüt üyesi olarak lanse edildi.

‹nsana dair her fley suç say›lm›fl Ergenekon’un özel yetkili savc›lar›ndan Osman fianal’a göre fliir okumak da, maça gitmekte, dergi okumakta suç. DGM’lerin kural tan›maz ak›llara zarar uygulamalar›, DGM’lerin yeni versiyonu olan ‘özel yetkili’ mahkemeler taraf›ndan tüm h›z›yla sürdürülüyor. Fakat flimdi eskiye göre bir bir farkla; art›k demokratikleflme maskesi alt›nda bu ifli yap›yorlar. Türk hakim güçlerinin ibretlik hukuk uygulamalar›n›n bir örne¤i de Erzincan’da yafland›. Erzurum özel yetkili Cumhuriyet Savc›s› Osman fianal taraf›ndan yürütülen soruflturma sonucu geçti¤imiz y›l Erzincan’da Türkiye Komünist Partisi-Marksist Leninist (TKP-ML) örgütünün legal alan çal›flmas›nda yer almakla itham edilen Umut Yay›nc›l›k büro temsilcisi ve çal›flanlar› Cengiz K›l›ç efli Derya Gökmen K›l›ç, ve gazete okurlar› Ali Soylu, Çetin Kirsiz, Hüseyin Düz ve Hakan Çak›r tutuklanm›flt›. Erdo¤an Kartal ve Ah-

met Öztürk de tutuksuz yarg›lanmak üzere serbest b›rak›lm›flt›.

fianal’›n ‹ddianamesinde suç unsuru say›lan deliller fianal’›n 15 Ocak 2010’da haz›rlad›¤› iddianamede “Sözüm ona demokratik hak kullan›m› ad› alt›nda örgütün amaç ve eylemleri do¤rultusunda yap›l›yor” sözleri ile aç›klad›¤› suç unsurunun olufltu¤una dair eylemler flunlar: 1 May›s’a kat›lmak, ‹srail sald›r›s›n› k›namak ve YÖK’ü protesto etmek, ‘Kad›na fiiddet’ konulu aç›klamaya gitmek. fianal’›n suçun olufltu¤una dair gösterdi¤i kan›tlar ise flöyle: 1 May›s’ta alk›fllarken çekilmifl foto¤raf, isimdeki ‘Ç’nin orak gibi çizilmesi ve bir fliir. fianal’a göre ayr›ca ‹flçi-Köylü gazetesi, Partizan Dergisi ve Yeni Demokrat Gençlik (YDG) Dergisi’de TKP/ML-Konferans adl› örgütün birimleri. fianal’›n, yasalar› arkas›na al›p devletin verdi¤i yetkiyle estirdi¤i hukuk teröründe suç olarak gösterilen 1 May›s kutlamas›na kat›lmak, Kelkit Meslek Yüksekokulu’nda YÖK’ü protesto etmek, 8 Mart Dünya Emekçi Kad›nlar Günü’nde aç›klama yapmak, Newroz ile ilgili aç›klama yapmak, E¤itim-Sen ve SES taraf›ndan yap›lan ‘Kad›na fliddet’ konulu aç›klamaya kat›lmak, ‘‹fl ve Çal›flma fiartlar›n›’ k›namak, ‹brahim Kaypakkaya’y› anmak, ‹srail’in Gazze sald›r›s›n› ve Halepçe Katliam›’n› protesto etmek vb. eylemler ülkede binlerce insan›n

kat›ld›¤› eylem ve etkinlikler. Zorlama tespitlerle haz›rlanan ‹ddianamede, Erzincan’daki YDG bürosunun ‹stanbul’daki YDG merkezine örgütsel flekilde ba¤l› oldu¤u, ‹stanbul’dan Erzincan’a talimat gönderildi¤i savunuluyor. O ‘talimatlar’ ise bak›n neler: “E¤itimin ticarileflmesine iliflkin panel ve etkinlik yap›lmas›, dergi sat›fl bedellerinin gönderilmesi, dergiden kaçar adet istenildi¤i, ‘E¤itim sat›l›k de¤il’ eylemleri yap›lmas›, derginin yeni say›s› için resim ve yaz› gönderilmesi...”

‹ddialar›n›n ard› arkas› kesilmiyor Tutuklu san›k Çetin Kirsiz için, ‘EdebiyatÖSS’ yaz›l› kitab›n üzerine kendi ad›n› yazmas›, ismindeki ‘Ç’ harfini orak-çekiç fleklinde, ‘‹’ harfini de silah fleklinde dizayn etti¤i vurgulan›yor. Tutuklu Hüseyin Düz’ün biyoloji defterinin yan› s›ra, ‘Baflkan yar›n 2’de maç var, seni de ald›k, yar›n gel’ yaz›l› mesaj›na yer verilerek örgütsel ba¤ olarak gösteriliyor. Özelikle ‘K⤛ttan bir gemidir devrim, kim bilir kaç yunus görmüfl, kaç Deniz Gezmifl’ yaz›l› mesaj ise örgütsel yaz›flmaya kan›t olarak gösteriliyor Yine ‹flçi-Köylü gazetesi bürosundaki aramalarda; çerçeveli halleriyle duvara as›lm›fl Marks, Lenin, Mao, Stalin ve Darvin portreleri de suç unsuru say›larak el konuldu. YDG’nin Haziran 2005’teki say›s›nda yay›mlanan ‘Köy çal›flmas›n› ö¤renmek ve ö¤retmek bafll›kl› yaz› da iddianameye konuldu. ‘iflsiz gençler için fon oluflturulmas›, bu fo-

na üye olanlara yard›m edilmesi, uygulaman›n imece usulüyle yayg›nlaflt›r›lmas›; hasta, sakat ve yafll›lar›n günlük ihtiyaçlar›n›n karfl›lanmas›, vas›fs›z gençlere meslek edindirmek, ‹ngilizce ö¤retmek’ sosyal dayan›flma perspektifine sahip olan bu yaz› da savc› fianal’a taraf›ndan suç unsuru olarak gösteriliyor. K›sacas› Türk hakim güçlerinin sömürü çark›na ters düflen, her davran›fl, fianal’a göre suç. Hakim s›n›flar kendini savunmayan, haks›zl›¤a itiraz etmeyen, itaatkar bir topluluk istiyorlar. Bu kriterlere uymayanlar›n katli vaciptir. Savc› fianal’›n yapt›klar› asl›nda sözcüsü oldu¤u siyasi iktidar›n genel kriterlerinin ötesinde bir durum de¤il. Dolay›s›yla savc› fianal flahs›nda gündeme gelen Türk hakim güçlerinin suç kriterlerine göre her fley suç, herkes suçlu. Çünkü bugün bakt›¤›m›zda çevresinde yaflananlara duyarl› herkesin savc›n›n suç kriterlerinden en az›ndan birinden mutlak suretle muzdarip oldu¤unu görürüz. Erzurum 2. A¤›r Ceza Mahkemesi’nce kabul edilen iddianamede; Cengiz K›l›ç, Derya Gökmen K›l›ç, Hüseyin Düz ve Hakan Çak›r için ‘silahl› örgüt yöneticili¤i’ suçlamas›yla 15 y›la kadar, Erdo¤an Kartal, Ali Soylu ve Ahmet Öztürk için de ‘silahl› örgüt üyeli¤i’nden 10 y›la kadar hapis cezas› isteniyor. Yaklafl›k dokuz ayd›r tutuklu bulunan 6 kifli ve yine tutuksuz yarg›lanan 2 kifli bu ak›l almaz suçlamalar nedeniyle 18 Mart’ta hâkim karfl›s›na ç›kacak.

2-16 MART 2010

5

P›nar Sa¤ ve Mehmet Özcan için imza kampanyas› Enternasyonal Yazarlar ve Sanatç›lar Birli¤i (IWAA), sahneden yapt›klar› konuflmalarda ‹brahim Kaypakkaya’n›n ismini telafuz etmeleri nedeniyle haklar›nda dava aç›lan P›nar Sa¤ ve Mehmet Özcan için imza kampanyas› bafllatt›. IWAA taraf›ndan ‘P›nar Sa¤ ve Mehmet Özcan’›n özgürlü¤ü bizim özgürlü¤ümüzdür’ bafll›¤›yla kaleme al›nan imza metninde devrimci sanata ve sanatç›ya, bilim ve bilim insanlar›na karfl› devletin tahammülsüzlü¤ünün sürdü¤ü belirtildi. Yoz emperyalist kültür kuflatmas› karfl›s›nda halk›n devrimci-ilerici kültürünü, sanat›n› sahiplenmeye çal›flan ayd›nlar›n ve sanatç›lar›n susturulmaya ve y›ld›r›lmaya çal›fl›ld›¤› belirtilen metinde, 29 Mart yerel seçimleri öncesi Dersim Ba¤›ms›z Belediye Baflkan aday› Murat Kur’un seçim mitinginde ‘‹brahim Kaypakkaya’y› övdükleri’ gerekçesiyle P›nar Sa¤ ve Mehmet Özcan hakk›nda 2 y›l hapis cezas› istemiyle dava aç›lmas›n›n, sanatç›lar›n özgürlük haklar›n›n ellerinden al›nmak istenmesinden kaynakl› oldu¤u dile getirildi. Devletin bütün bu çabalar›n›n nafile oldu¤u ve bunlar›n ne ilk ne de son olaca¤›n›n kaydedildi¤i metinde, “Devlet kendi bekas› için bask› ve zülmünü devam ettirecektir, bizler de Pirsultan’lar, Bedreddin’ler, Naz›m’lar ve Nesin’ler gibi bayrak bayrak dalgalanmaya devam edece¤iz. Kimi ne için övece¤imizi, kime kol-kanat gerece¤imizi ve kimi tarihin çöplü¤ünde görmek istedi¤imizi hiç kimse bize ö¤retmeye kalk›flmas›n. Ülkemizin ba¤›ms›zl›¤›, halk›m›z›n özgürlü¤ü için, hak ve adalet için cay›r cay›r yak›lanlar›, dara¤açlar›nda boyunlar›na ya¤l› ilmek geçirilenleri ve iflkence tezgahlar›nda katledilenleri ‘suçlu’ ilan etmemizi kimse bizden beklemesin.” denildi. Metinde son olarak flu ifadelerle yer verildi: “Enternasyonal Yazarlar Ve Sanatç›lar Birli¤i olarak bu sanatç› dostlar›m›zla omuz omuza olaca¤›m›z›, onlar›n özgürlü¤ünü kendi özgürlü¤ümüz olarak alg›l›yaca¤›m›z› aç›kça ifade ediyoruz.”

Dersim’de “güvenlik bölgesi” yasa¤› Genelkurmay, Dersim’de 5 bölgeyi “geçici güvenlik bölgesi” ilan ederek bu bölgelere girifl ç›k›fllar› yasaklad›. Tunceli 4. Komando Tugay Komutanl›¤› özel e¤itimli birlikleri Dersim’de hava destekli sald›r›lar bafllatt›. Dersim’de çok say›da kolluk kuvvetinin yan› s›ra J‹TEM elemanlar›n›n da merkeze ba¤l› köylerde, gerillaya dönük askeri harekata kat›ld›klar› ö¤renildi. Köylünün yaflam hakk›n› k›s›tlayan OHAL uygulamalar› Dersim’de “geçici güvenlik bölgesi” ad› alt›nda yeniden uygulamaya konuldu. 5 bölgeye köylülerin girifl ç›k›fl› yasakland›. Genelkurmay Baflkanl›¤›'n›n internet sitesinde yer alan 23.02.2010 tarihli ve 18 No'lu ‘bilgi notu’na göre Dersim'de yer alan 5 bölge, 25 fiubat-25 May›s 2010 tarihleri aras›nda "geçici güvenlik bölgesi" olarak ilan edildi. Serbest dolafl›m hakk›n› ihlal eden OHAL kapsam›ndaki “geçici güvenlik bölgesi” uygulamas›, 2009 y›l›nda Dersim bölgesinde 3 kez ilan edilmiflti. Genelkurmay taraf›ndan “geçici güvenlik bölgesi” ilan edilen 5 bölgenin koordinatlar› ise flöyle: 1'inci Bölge: Pülümür ilçesi s›n›rlar› içinde yer alan Efea¤al›, Alt›nhüseyin, K›z›lmesçit ve Bingöl'ün K›¤i s›n›r boyunu oluflturan da¤l›k ve ormanl›k alan. 2'inci Bölge: Nazimiye ve Pülümür ilçeleri aras›nda yer alan Dokuzkaya vadisi ve çevresi içinde yer alan

da¤l›k ve ormanl›k alanlar. 3'üncü Bölge: Çemiflgezek-Hozat ve Ovac›k ilçesi aras›nda yer alan ve Erzincan’›n Kemaliye ilçesi s›n›rlar›na kadar uzanan Alibo¤az› vadisinin de içinde yer ald›¤› da¤l›k, ormanl›k alanlar. 4'üncü Bölge: Pülümür ilçesi ile Ovac›k ilçesi aras›nda yer alan Kocatepe köyü, Çambulak, Büyerbaba, Yalmanlar ile Ahpanos vadisi ve civar› içinde yer alan da¤l›k ve ormanl›k alanlar. 5'inci Bölge: Ovac›k ve Pülümür ilçeleri aras›nda yer alan ve k›smen Erzincan ili s›n›rlar› içinde yer alan Munzur da¤lar› ile Mercan da¤lar›n›n büyük bölümü.

J‹TEMC‹’ler Tedafl görevlisi k›l›¤›nda J‹TEM elemanlar›n›n, Dersim Merkez Aktuluk Köyü-Dinar mevkii, Çiçekli ve Hozat aras›ndaki köylere giderek Tedafl iflçisi olduklar›n› bildirip köylülerin evlerine girerek gerila izi arad›klar› ö¤renildi. Tedafl görevlisi k›l›¤›nda köylülerin evlerine girip sözde tesisatlar› kontrol eden J‹TEM elamanlar›, durumu fark eden köylülerin tesisatlar›n› bozarak, “biz karakoldan geliyoruz bir fleye ihtiyac›n›z olursa bizi aray›n” sözleriyle köylülere ajanl›k teklifinde bulundular. Dersim köylüleri ise J‹TEM’in bu hareketlerine yabanc› de¤il. Daha önce de farkl› flekillerde J‹TEMC‹’ler köylülerin evlerine giderek bölgedeki MKP/HKO, PKK ve T‹KKO gerillalar› hakk›nda bilgi edinmeye çal›fl›yor ve iz ar›yorlard›.


6

EMEK

2-16 MART 2010

DEVRiMCi

Maden ocaklar› ölüm yuvas› Yaflamlar›n› yerin yüzlerce metre alt›ndan ç›karan maden iflçilerinin, günefle hasret geçen ekmek mücadeleleri, patronca asgari ücretle taçland›r›l›r! Ekmeklerini, kazmalarla ak›tt›klar› kömürlü al›n terleri ile yo¤uran maden emekçilerinin tabutlar›ndan dahi isli isli kömür kokular› gelir. Yerin yüzlerce metre alt›nda kavrulan bedenleri, kömüre dönen gözleri patronun 'allah günahlar›n› affetsin' sözleri ile birkez daha ölü verir. Ülkemiz emekçilerinin, patronlar›n kasalar›na ak›tt›klar› paralar›n bedelleri sadece al›n terleri de¤il ço¤u zaman yaflamlar›d›r. Bunun son örne¤i Bal›kesir madenlerinde yaflanan ve 14 iflçinin yaflam›na mal olan olay. Bal›kesir'in Dursunbey ‹lçesi'ne ba¤l› Odaköy yak›nlar›ndaki fientafl flirketine ait kömür madeninde 23 fiubat'ta meydana gelen grizu patlamas›nda 14 maden emekçisi hayat›n› kaybetti, 18 iflçi de yaraland›. Patlaman›n ard›ndan patron ve devlet yetkililerinin yapt›¤› aç›klamalar›n ana fikri “can›m›z sa¤olsun”du...

Hem patron hem piflkin Madenin sahibi Erhan Ortaköylü madendeki patlaman›n ard›ndan yapt›¤› aç›klamada, “Yanman›n meydana geldi¤i bölgede kap›ya yak›n olan iflçiler ocaktan ç›kt›. Metan gaz› yanmas›ndan söz ediliyor. Küçük bir kaza de¤il. Allah kimsenin bafl›na vermesin ama biz madenciler bununla yaflamak zorunday›z.” diyerek büyük bir piflkinlik gösterisi sergiledi. Al›nmas› gereken güvenlik önlemlerine ve madeninin 'riskli' raporuna de¤inmeyen Ortaköylü, bunun bir kader oldu¤unu, bundan dolay› da çok üzgün oldu¤unu belirtti.

Maden çal›flmalar› yapan iflçiler yerin 500 metre alt›nda ve giriflin 250'nci metresindeki 4'üncü galeride çal›fl›rken, saat 18.00 s›ralar›nda grizu patlamas› meydana geldi. Maden cehenneme dönerken ç›k›fla yak›n olan iflçilerden baz›lar› kendini zar zor d›flar›ya att›. Patlamadan a¤›r yaralarla kurtar›lan iflçilerden 5'i kald›r›ld›klar› Dursunbey ve Bal›kesir devlet hastanelerinde yaflam›n› yitirdi. Patlaman›n ard›ndan ocakta mahsur kalan 12 kiflinin kurtar›lmas› için çal›flmalar bafllad›. Gaz ve duman›n tahliyesinin ard›ndan saat 22.45'de içeride kalan iflçilere ulafl›ld›. Çal›flmalar›n sonunda aç›klanan rakamlarda 13 iflçinin yaflam›n› yitirdi¤i duyuruldu. 1 iflçi ise kald›r›ld›¤› hastanede 4 gün sürdürdü¤ü yaflam mücadelesinin ard›ndan hayat›n› kaybetti.

fientafl flirketinin ilk katliam› de¤il

4 kifli tutukland› 14 kiflinin ölümüne kadar bekleyen yetkililer cinayetin ard›ndan “müdahale”de bulundular! Aralar›nda maden oca¤› patronunun da bulundu¤u 4 kifli tutukland›. Dursunbey Adliye-

MKP: Yazg›m›z› elimize alal›m! Maoist Komünist Partisi (MKP), Bal›kesir’in Dursunbey ‹lçesi’ndeki maden oca¤›nda yaflam›n› yitiren iflçilerin ölümünden dünya halklar›n›n kan›n› emen emperyalizmi ve ona hizmet eden ülkemiz uflaklar›n› sorumlu olarak gösterdi. Maoist parti, kana dayal› sömürü üzerine bina edilmifl sisteme karfl› ülkemiz halklar›n› devrim mücadelesine daha fazla kat›lmaya ça¤›rd›.

Kara maden çilekefl çal›flanlar›n›n bafl› sa¤ olsun!

Yerin 500 metre alt›nda iflçiler atefl topunun içinde kald›

14 iflçinin hayat›n› kaybetti¤i fientafl madenin bu ilk iflçi katliam› de¤il. 1 Haziran 2006'da da ayn› maden oca¤›nda meydana gelen grizu patlamas›nda 17 iflçi hayat›n› kaybetmiflti. fientafl maden oca¤›na iliflkin 2009 y›l› aral›k ay›nda haz›rlanan Madenlerde Arama Kurtarma Risk Haritas› Raporu'nda da maden 'çok riskli' bulunmufl. Bal›kesir Ticaret Odas› Baflkan› Erhan Ortaköylü'ye ait maden oca¤› riskli bulunmufl fakat buna ra¤men çal›flmalar›n devam etmesine yetkililer taraf›ndan göz yumulmufl. Dört y›lda iki patlaman›n yafland›¤› ve 31 iflçinin hayat›n› kaybetti¤i maden oca¤›n›n 'çok riskli' bulunmas›na karfl›n hala çal›flt›r›l›yor olmas› durumuna ra¤men yaflanan son olayda Çal›flma ve Sosyal Güvenlik Bakan› Ömer Dinçer'in, “grizu facias›nda ihmal oldu¤unu söylemek erken” demesi akla soru iflaretleri getiriyor. Maden oca¤›n›n bu kadar riskli olarak tespit edilmesine ra¤men hala çal›flt›r›l›yor olmas› bafll› bafl›na bir risk de¤il mi diye Dinçer'e sormak gerekir do¤rusu!

DEMOKRASi

si'nde ifade veren maden sahibi Ortaköylü, orta¤› Emre Temizer ile mühendisler Bar›fl Deler ve Halil Karak›l›ç sevk edildikleri mahkeme taraf›ndan tutuklanarak hapishaneye gönderildiler. 2006'da yaflanan patlamada ise maden sahibi ve mühendisleri 17 iflçinin hayat›n› kaybetti¤i olayda para cezalar› alarak kurtulmufllard›. Mahkemenin, haklar›nda tutukluluk istenen maden sahibini ve mühendislerini para cezas› ile sal› vermesinin ard›ndan maden sahibi 17 iflçinin ailesine para vermifl ve dava tamamen kapanm›flt›.

‘Babalar gibi’ satarsan›z ifl yerlerinden daha çok tabut ç›kar Bal›kesir'de yaflanan maden facias› ülkemizde ne ilk ne de son olacak. Son dönemlerde iyice artan maden kazalar›n›n nedeni devletin elbetteki 'babalar gibi' satar›z anlay›fl›n›n sonucu. Özel sektöre devredilen maden ocaklar›nda arama ve iflletme yetkisinin ehli-

EME⁄‹N KÜRSÜSÜ Genifl devrimci kitleler ve kamuoyu deste¤ine hakl› olarak nail olan TEKEL iflçilerinin direnifli kritik bir viraja, iki özellik bar›nd›ran bir döneme girmifl bulunuyor. Birinci özellik, iflçi direniflinin sendika simsarlar›nca sat›lmas›n›n belirginleflmesi durumudur. ‹kinci özellik, iflçi direniflinin kahredici gücünün tesirini sürdürerek gerici kaleleri sarsmas›d›r. Bu ikili dönemeçte, direniflin keskin ç›k›flla devrimci rotada yükselmesi mümkünken; sendika a¤alar›n›n, iflçi düflman› iktidar›n oyunlar›-sald›r›lar›yla birleflen “içten” ihanet ortakl›¤›yla baltalanmas› olas›l›¤›d›r. Sebep her ne olursa olsun ve isterse kirli bir oyun olsun; geçti¤imiz günlerde Tek G›da-‹fl Baflkan› ve Türk-‹fl Genel Sekreteri Mustafa Türker’in istifas› iflçi direniflinin bir tokad›d›r. Tokat, sar› sendikalar›n sar› yüzünde vurulmufl k›z›l bir flamard›r. Bu flamar, sar› sendika patronlar› flahs›nda hakim s›n›f iktidar›na vurulmufl darbedir de. ‹flçi direniflinin gerici-faflist iktidarla birlikte, onun iflçi s›n›f› içindeki uzant›s› durumundaki iflçi simsar› sendika a¤alar›na da net olarak yönelmifltir. Bu, pozitif bir s›n›f tavr›, s›n›f bilincidir. ‹stifa; direniflte kay›p de¤il, direniflin pratik bir kazan›m›d›r! Alt›nda sinsi bir

yetsiz ellere devredilmesi maden emekçilerinin hayat›na mal oluyor. Tek amaçlar› daha fazla kar elde etmek olan iflletme sahiplerinin yaflamlar›n› hiçe sayarak çal›flt›rd›¤› iflçilere verdi¤i ücret ise, açl›k s›n›r›n›n alt›nda. Özellefltirmelerle iflçinin yaflam›n› tamam› ile patronun eline b›rakan devlet, buralar› denetlerken de kendi kurumlar›n›n haz›rlad›¤› raporlara dahi gözünü yumuyor ve patronlara hizmet için var olan devlet rolünü oynuyor. AKP hükümeti ile h›z kazand›r›lan özellefltirmelerin sonunun gelmemesi, durdurulmamas› durumunda ülkemizde iflyerlerine yaflanan bu katliamlar›n ard› arkas› kesilmeyecektir. Her ifl cinayetinin ard›ndan yetkililerce dökülen timsah gözyafllar›n›n ard›ndan yeni iflçi ölümlerine kadar sesizlik kendini muhafaza edecektir.

Kaza de¤il cinayet Meydana gelen iflçi katliam›na iliflkin sendikalar ve meslek odalar› yapt›klar› aç›klama-

DURSUN BAfiTU⁄ oyun olmas›na karfl›n, yine de iflçi direniflinin kazan›m› ve direkt sonucudur. Nitekim Türker, Türk‹fl’in kabul etmesi durumunda istifas›n› geri alabilece¤ini aç›klamakta geç kalmad›. Mesaj verilmifl; iflçilerin moralleri bozularak “ileri gitmeyin” denmiflti ne de olsa… “Söz dinlemezseniz, yaln›z kal›rs›n›z, satar›z” denmiflti… Sendika konfederasyonlar› yapt›klar› toplant›da ald›klar› kararlarla, iktidar karfl›s›ndaki acizliklerini ortaya koyarak, iflçilerin kahraman direnifliyle alay ettiklerini aç›klam›fllard›r. ‹ki ay› aflk›n bir süredir devam eden direnifl iktidar› s›k›flm›flken; konfederasyonlar üç ay sonras›na may›s ay›nda ve yaln›zca bir günlük olmak üzere ifl b›rakma karar› alm›fl bulunmaktad›rlar. Bu aç›k bir ihanet, iflçi onuru ve direnifliyle aç›ktan alay etmekten baflka bir fley de¤ildir. ‹flçilerin onurlu direnifli, yuhalamalar eflli¤inde Türk-‹fl’in kalelerine sert bir dalga olarak çarpm›fl, konfederasyonlar›n yüzü a盤a ç›km›flt›r. Belli ki, sar› sendika konfederasyonlar› kendilerini iktidar ve hükümete pazarlam›fl, iflçi direniflini k›rmaya yemin etmifltirler. AKP iktidar›n›n sald›r›lar›na paralel olarak konfederasyonlar›n ald›¤› bu alayc›

larda ihmallere ve bunun bir cinayet oldu¤una dikkat çektiler. Enerji Sanayi ve Maden Kamu Emekçileri Sendikas› Genel Merkezi (ESM) ölümlerin kader olmad›¤›n› ifade etti. ESM taraf›ndan yap›lan aç›klamada ifl kazalar›nda ülkemizin ilk s›ralarda yer ald›¤› ifade edilerek, bu nedenle 14 madencinin yaflam›n› kaybetti¤i grizu patlamas› yetkililerin, kader ve mukadderat gibi manevi dinsel savunular›yla örtbas edilmeye çal›fl›ld›¤› ifade edildi. Ölümlerin kader olmad›¤›na dikkat çekilen aç›klamada, ‘yaflanan ifl cinayetlerinin sorumlusu siyasal iktidard›r’ denildi. 14 maden iflçisinin yaflam›n› yitirdi¤i olay; Denizli, Bal›kesir ve Ankara'da TEKEL emekçileri ve devrimci-demokratik kitle örgütleri taraf›ndan protesto edildi. Denizli'de DHF'nin de aralar›nda bulundu¤u çeflitli il örgütü ve sendika üyeleri bir araya gelerek Cando¤an Park›’ndan sloganlarla Belediye Meydan›’na yürüdü. Burada yap›lan bas›n aç›klamas›nda iflçi ölümlerinin kaza de¤il cinayet oldu¤u vurguland›.

Maden patlamas›nda hayat›n› kaybeden iflçilerle ilgili yap›lan aç›klamada “Yer alt› dünyas›n›n; kara maden çilekefl çal›flanlar›n›n bafl› sa¤ olsun” denilerek flu ifadelere yer verildi: “14 iflçi kardeflimizi daha kara madenin kara topra¤›na u¤urlad›k! 14 kardeflimiz daha komprador sömürücülerin kar h›rs›na; ‘tafleronlaflt›rma’ ve ‘özellefltirme’ politikalar›yla ‘vahfli kapitalizme’ ve patronlar›na kurban edildi! ‘Sessiz ço¤unluk’ bugün derin ama anlaml› bir suskunluk içinde... Hüzünlü ve öfkeli!…” ‹flçilerin birleflmesinin öneminin alt›n›n çizildi¤i MKP aç›klamas›nda, “Kölelik kaderimiz de¤il! Direnin yaflam›n›z ve çocuklar›n›z›n yaflam› ad›na; yaflam hakk›n›z için; özgür ve kardeflçe bir dünya u¤runa; direnin, ayaklan›n! Dün Zonguldak’ta, Bursa’da 17, Bal›kesir’de 17 ve bugün yine Bal›kesir’de 14, yar›n nerede ve kaç kifli? Kim için, neden ve ne zaman; nas›l ve ne kadar ölece¤iz daha? Bu kaç›nc› grizu patlamas›, bu kaç›nc› iflçi cinayeti, kaç›nc› toplu katliam?... Onlarcam›z yaral›, onlarcam›z ölü… Öbek öbek; ‘17’fler sürülmekteyiz kara madenin kara ölüm yataklar›na. Bu zulüm, bu k›y›m nereye kadar? Yaflam›m›z› zenginlere hasretmeyelim, yazg›m›z› elimize alal›m!” denilerek mücadele ça¤r›s›nda bulunuldu.

‹flçilerin ölümü, cinayet ve toplu katliamd›r Maden ocaklar›ndaki iflçilerin ölümünün basit bir “ihmal” ya da “kaza” olmad›¤›n›n vurguland›¤› aç›klamada, patlamalara kurban edilen iflçilerin ölümünün, cinayet ve toplu katliam oldu¤u belirtildi. Madencilerin ölümünün, patronlar›n karlar›na verilmifl ‘adak’, oldu¤u belirtilen aç›klamada, ölümlerin sebebinin sömürü düzeni ve iflbirlikçi komprador s›n›flar›n vahfli sisteminden kaynakland›¤› kaydedildi.

NATO güçleri, Afganistan’dan kanl› ellerinizi çekin! Öte yandan MKP, NATO güçlerinin Afganistan’da yapt›¤› iflgal ve katliamlara iliflkin yapt›¤› aç›klamada “Afganistan’daki iflgal ve katliam operasyonlar›na devrimci proletaryan›n enternasyonalist bayra¤›yla karfl› ç›kal›m.” diyerek flu ifadelere yer verdi: “Afganistan, y›llard›r emperyalist sald›rganl›k ve iflgal alt›nda kan a¤lamakta, adeta NATO askerlerince çi¤nenmektedir. Ba¤›ms›zl›k ayaklar alt›na al›narak ulusal onuru incitilip rencide edilmektedir. Afganistan sahipsiz bir co¤rafya-ülkeymifl gibi, NATO güçlerini mangas›na alan ABD, bu co¤rafya üzerinde barbarca at koflturmakta, diledi¤i gibi hareket etmektedir. Y›llard›r uygulad›¤› sald›rganl›k ve terörle sonuç alamayan (ve alamayacak olan) ABD, NATO kuvvetlerinden oluflan ‘15 bin askerle’ iflgal alt›nda bir savafl sald›r›s›yla devasa bir operasyon düzenliyor. Her iflgal-ilhak gibi, ABD ve onun vurucu gücünden baflka bir fley olmayan NATO’nun Afganistan’daki iflgali, uluslararas› hukukta asla tarif edilemez bir barbarl›kt›r. Hiçbir iflgal, paçavra safsatalarla gerekçelendirilip hakl› gösterilemez. Emperyalist iflgalci güçler derhal Afganistan’dan ç›kmal›d›rlar.”

TEKEL ve Afganistan iflgalinin özü ayn› Aç›klamada ayr›ca TC devletinin de NATO içerisinde yer ald›¤›, Afganistan’da asker bulundurdu¤u hat›rlat›larak “TC devleti, askerini derhal bölgeden çekmelidir” denildi. Aç›klama, “Afganistan’daki iflgalin temel gerekçesi ne ise, TEKEL iflçilerinin özlük haklar›ndan mahrum edilerek iflsiz b›rak›lmalar›n›n alt›ndaki sebepler özünde ayn›d›r. fiüphesiz ki gerici dünyan›n devrimci dünya üzerindeki bask› ve zulmünün her niteli¤i, Maoist Komünist Partileri önderli¤inde devrimci halklar›n her parçada emperyalizm, feodalizm ve faflizme karfl› politik devrimci savafl› yükseltmesi ve siyasi iktidar› ele geçirmesiyle ortadan kald›r›labilir.” ifadeleri ile son buldu.

TEKEL direniflinde kritik viraj ve ikili dönemeçte kazan›m kararlar, direniflin içten de kuflat›lmak istendi¤ini kan›tlanmaktad›r. Nihayetinde dan›fltay›n karar› sonras› direnifl çad›rlar›n›n kald›r›lmas› ve sendikac›lar taraf›ndan direnifle 10-15 günlük bir “mola” verildi¤inin aç›klanm›fl olmas› iflçilerin yan›nda görülen sendika bürokrasisinin el alt›ndan hükümetle anlaflt›¤›n› ve sürece yayarak direnifli bitirmeyi amaçlad›¤›n› göstermektedir. ‹flte direniflin bu aflamas›nda kritik viraj, iflçi direniflinin ihanete u¤rayarak moral bozuklu¤una sürüklenip parçalanmas›yla k›r›lmas› tehlikesine de iflaret etmektedir. AKP iktidar›n›n iflçi direnifline azg›nca sald›r›s›na ramak kala konfederasyonlar›n bu oyunu-ihaneti asla af edilmeyecektir. Tam da bu sald›r› aflamas›nda direniflin kenetlenmesi ve sahiplenilmesi gerekirken, aç›ktan renk vererek kimin yan›nda olduklar›n› netlefltiren konfederasyonlar, direniflin yan›nda olmad›klar›n› ispat etmifl bulunmaktad›rlar. ‹ktidar›n direnifle sald›r› konseptini geniflletti¤i gözükmektedir. ‹flçi direniflini gündemden düflürüp arkaya atmak istemektedir. En az›ndan bir k›sm› olmak kayd›yla medyada daha az yer almaya bafllama e¤ilimi sezilmektedir. Konfederasyonlar›n

son tutumu da göz önüne al›nd›¤›nda, iktidar›n ilgili kesimlerin kula¤›n› büktü¤ü ve direnifli zorlayacak bir kuflatma örüldü¤ü anlafl›lmaktad›r. AKP iktidar› ve hükümetinin direnifli daha fazla kald›ramayaca¤› aç›kt›. Dolay›s›yla dan›fltay›n ilgili karar› sendika konfederasyonlar›n›n tavr›yla birlefltirildi¤inde direnifli bitirmeye yönelik bir tavr›n gelifltirildi¤i ortadad›r. Sendika bürokrasisinin dan›fltay›n karar›n› bir “zafer” olarak göstermesi esasta kendi tutumlar›n› örtmeye yönelik kullan›lmaktad›r. Yönelimlerinin her haliyle direnifli pasiflefltirerek zamana yay›p bitirmek oldu¤u ortadad›r. Bu geliflmeler karfl›s›nda devrimci ve komünistler direniflin kazan›mlar›n› da görerek hakim s›n›flar›n ve onlarla uzlaflan konfederasyonlar›n tutumunu teflhir ederek gerçekleri iflçilere anlatmalar›, direniflin siyasal kazan›mlar›n› somut kazan›mlarla birlefltirmek için oynanan oyunu bofla ç›kratmalar› görevdir. Bu anlamda iflçilerin gerçek ve kararl› dostlar› her flartta iflçilerin yan›nda olmal›d›rlar. De¤iflmez bir kanundur ki, direnifl her zaman kendi özünde gerçek direnifl öznelerinin omuzlar›nda yükselmifltir. Direnifl her zaman ana kuvvetleriyle

yol alm›fl, keskin bir ayraç olarak herkesi özüne itmifltir. Direniflin sahte dostlar› gerçek yüzlerini daha fazla saklayamayarak direniflin karfl›s›na dikilmifllerdir. Bugün de olan budur. Geçici yol arkadafllar›n›n yolun sonuna kadar yürüdü¤ü görülmemifltir. Yaz›k ki, s›n›f bilincine tam ulaflamam›fl olan s›n›f›n genifl tabakalar›nda büyük kitlelerin önemli bir k›sm› iflçi s›n›f› içindeki “burjuva ajanlar›” taraf›ndan aldat›larak kendi davalar›ndan kopar›l›p karfl›s›na dikilmektedir. O halde iflçilerin birli¤i ve dayan›flmas›n› büyütmek temel bir meseledir. Direniflin do¤as› zorluktur. ‹flçilerin zorluklar› bilerek direnmesi en do¤rusudur ki, iflçiler aylard›r bu s›nav› baflar›yla vermektedir. ‹flçilerin kolay zafer beklentisine sokmak hatal› yaklafl›m olacakt›r. Tüm gerçe¤in aç›klanarak direniflin üstünlükleriyle motive edilmesi ve s›n›f bak›fl aç›s›na sa¤lam oturtulmas› en do¤rusudur. ‹flçileri bilimsel gerçe¤e ba¤l› olarak, kazanma zeminlerinin güçlü oldu¤unu göstererek, bu u¤urda iflçileri daha büyük zorluklara haz›rlamak ve gerekti¤inde daha fazla bedel ödeyerek direnifllerini sürdürmelerini sa¤lamak önemli görevdir.


DEVRiMCi

EMEK

DEMOKRASi

2-16 MART 2010

7

DHF: TEKEL ‹flçileri “Dan›fltay Kararlar›yla” De¤il, Örgütlü Mücadeleleriyle Kazanacakt›r!

TEKEL iflçileri çad›r kenti boflalt›yor Dan›fltay’›n 4-C’ye geçifl süresiyle ilgili yürütmeyi durdurma karar› sonucunda Tek G›da-‹fl, direnifl çad›rlar›n›n kald›r›lmas›na karar verdi. Konuyla ilgili aç›klama yapan Türkel, 4-C’nin asla kabul edilmeyece¤ini söyleyerek, sendikan›n alm›fl oldu¤u kararlar do¤rultusunda çad›rlar›n toplanarak eyleme 1 ay süreyle ara verilece¤ini belirtti. Türk-‹fl Genel Merkezi Toplant› Salonu’nda, Tek G›da-‹fl Sendikas›’n›n yapt›¤› toplant›da bütün flube baflkanlar› haz›r bulundu. Toplant› kararlar›n› Mustafa Türkel aç›klad›. Türkel, direniflçi iflçilere seslenerek, “AKP hariç bize destek veren bütün siyasi partilere, kitle örgütlerine, esnafa, derneklere teflekkürler ediyoruz. 78 günlük direniflte özellikle ö¤renciler, iflçilere çorbalar›n› da¤›tarak, sobalar›n› yakarak ve çaylar›n› da¤›tarak büyük bir destek verdi, gerçek kahramanlar gençlerdir” dedi. Dan›fltay’›n vermifl oldu¤u kararla 4-C’yi hukuksal olarak mahkûm etti¤ini belirten Türkel, yarg› ve hukuka karar›ndan dolay› teflekkür etti. Türkel, hükümetin türlü yalanlar›na karfl› 78 gün boyunca baflar›l› bir mücadele yürüttüklerini ve hükümetin direniflin ilk gününde iflçileri tank ve barikatlarla adeta karfl›s›nda bir düflman varm›fl gibi karfl›lad›¤›n›, iflçilerin her türlü kirli sald›r›ya karfl› dimdik direniflini sürdürdü¤ünü anlatt›. ‹stifas› konusunda aç›k ifadeler kullanmayan Türkel, “E¤er esnaf ve halk›n deste¤i olmasayd› biz baz› problemlerle ve anlay›fllarla bafl edemezdik ve direnifl sürmezdi” diyerek istifa etmesinin Türk-‹fl içerisindeki baz› tart›flmalardan ve bundan duydu¤u s›k›nt›dan kaynakland›¤›n› iflaret etti. Türkel, Türk-‹fl binas›n› iflçinin evi olarak gördüklerini, Abdi ‹pekçi’deki sald›r› sonras› Türk-‹fl önünde toplan›lmas›na Türk-‹fl’e ba¤l› baz› sendikalar›n bafl›ndan beri karfl› ç›kt›¤›n› belirtti. 4 fiubat eylemine katk› sunmay›p baltalamaya çal›flan konfederasyonlar›n tarih önünde hesap verece¤ini, Türk-‹fl içerisinde de bu tavra ortak baz› sendikalar›n oldu¤unu ifade eden Türkel, “Bu sendikalar kendine çekidüzen vermelidir öyle olmazsa ilerleyen zamanda bu sendikalar› kamuoyu önünde teflhir edece¤iz” dedi. 4 fiubat dayan›flma eylemini baflar›l› buldu¤unu aç›klayan Türkel, iflçilerin baflka iflçilerin haklar› için soka¤a dökülmesi, sendikalar›n kendi iflçisinin ç›karlar› d›fl›nda gücünü zorlamas› anlam›nda bu eylemin bir ilk oldu¤u ve dayan›flma ruhunu güçlendirdi¤ini söyledi. Kendi konfederasyonlar›na ba¤l› birkaç sendika ve yönetici hariç Türk-‹fl’in bu eylemde s›n›fta kald›¤›n› söyledi. Tek G›da-‹fl Sendikas›’n›n bir süredir iflçiler aras›nda yapt›¤› görüflmeler sonucunda afla¤› yukar› afla¤›daki kararlar›n ç›kaca¤›n›n sinyallerini verirken baz› flubeler karara karfl› ç›kt›. Mustafa Türkel’in yapt›¤› aç›klamaya göre: Sakarya esnaf›na tek tek ziyaretler düzenlenerek karanfiller da¤›t›larak sendika ve iflçiler ad›na teflekkür edilecek. Çad›rlar toplanacak. Eyleme 1 ay süre ile ara verilecek. Bütün üyeler ve flubeler kendi plan ve program›n› yaparak 1 Nisan’da kitlesel bir flekilde Ankara’ya dönecek. 1 Nisan’da Ankara’da bir gün kal›narak yeni eylem planlar› aç›klanacak. 1 Nisan’dan itibaren her yer eylem alan›na çevrilecek. Türkel, 4-C’ye baflvuran 3 bin 100 kiflinin büyük ço¤unlu¤unun dilekçelerini geri alabileceklerini, birço¤unun dilekçelerinin henüz iflleme koyulmad›¤›n› da bildirdi. Hükümetin ise bu bir ayl›k süreyi iyi kullanmas› gerekti¤ini, bir ay süresinde hükümetle görüflmeye aç›k olduklar›n› belirtti.

‹flçiler tepki gösterdi Toplant›n›n ard›ndan al›nan kararlar› d›flar›daki iflçilere aç›klayan Türkel’e aç›klama s›ras›nda baz› iflçilerden çad›rlar›n toplat›lmas› ve alan›n boflalt›lmas› ile ilgili tepki yükseldi. “Çad›rlar kalacak direnifl sürecek” “fiehide ihanet etmeyece¤iz”, “Dayatma de¤il görüflme istiyoruz”, “Çad›rlar onurdur

onuruna sahip ç›k”, “‹haneti kabul etmeyece¤iz” fleklinde sloganlar at›ld›. Türkel, tepkiler dolay›s›yla “Bundan sonra Tek G›da-‹fl Sendikas› d›fl›ndaki hiçbir karar ve irade dikkate al›nmayacakt›r. Kalmak isteyen ve farkl› eylemler sergileyecek olanlar varsa vars›n kals›nlar, sendika olarak d›fllanacaklard›r” dedi. Aç›klaman›n ard›ndan çad›rlar›n büyük k›sm› toplan›rken, ‹stanbul, ‹zmir ve Diyarbak›r çad›rlar› haz›rl›klar›n› yapmad›. Sendika ile görüflme talep ettiklerini belirten 3 il Ankara’da temsili düzeyde Türk-‹fl önünde belirlenecek bir yerde yeni bir çad›r kurularak bekleyiflin devam etmesi yönündeki talepleri oldu¤unu aç›klad›lar.

‘Nöbet sürdürülmeli’ Kenan Güncü (‹stanbul TEKEL iflçisi): Kararlar iflçinin iradesi d›fl›nda al›nd›. Çad›rlar›n kald›r›l›p alan›n tamamen boflalt›lmas› buradaki direnifli bofla düflürecektir. Kald›r›lsa bile alternatif bir fley sunulmal›, maalesef bu eksik. Bu karar iflçiyi kendi aras›nda bölmeye sebep olacakt›r. Buradaki direnifl devam etmeli, d›flar›daki iflçiler ça¤r›lmak yerine buradakiler tamamen gönderiliyor. Türk-‹fl’in önünde yaklafl›k 500 kiflinin kalabilecegi flekilde bir çad›r kurup nöbet sürdürülmeli diye düflünüyorum. fiehmuz U¤ur (Amed TEKEL iflçisi): Zaten Dan›fltay karar›ndan sonra sökmeyi düflü-

nüyorduk. Çad›rlar fonksiyonunu yitirmiflti, bizleri pasifize etmeye, hantallaflt›rmaya bafllam›flt›. Direnifl bir ay boyunca farkl› eylem biçimleriyle devam edecektir. Belki her ilde bir çad›r kurulabilir, Dan›fltay karar›yla birlikte her iflçiyi eyleme katmak daha kolay olacak, eylem bir üst düzeye ç›km›flt›r. Zeki K›l›ç (Amed TEKEL iflçisi): Çad›rlar›n tamamen boflalt›lmas›n›n do¤ru bir karar olmad›¤›n› düflünüyorum. Bu karara büyük ço¤unlu¤un uymas›n›, karar› Tek G›da-‹fl’in almas›na ba¤l›yorum. Temsili düzeyde de olsa bir çad›r kalmal›d›r, çünkü kazand›¤›m›z bir hakk›, alan› terk ediyormufluz gibime geliyor. Bir daha böyle bir hava yakalanamayabilir.

Dan›fltay’›n 4-C karar›n›n ard›ndan Tek G›da-‹fl Sendikas›’n›n direnifl çad›rlar›n› kald›rmas› ve yeni eylemlikler örece¤ini kamuoyuyla paylaflmas›n›n ard›ndan bir aç›klama yapan Demokratik Haklar Federasyonu (DHF), “TEKEL iflçileri haklar›n› ‘Dan›fltay kararlar›yla’ de¤il, örgütlü mücadeleleriyle kazanacakt›r” dedi. DHF taraf›ndan yap›lan aç›klamada, Dan›fltay’›n ald›¤› karar›n “sol, demokratik” kesimler ve sendikalar taraf›ndan coflkuyla karfl›lanmas›n›n, TEKEL direniflini ve halk›n hak alma mücadelesini manüple etti¤ini ve siyasi iktidar›n ifline yarayan bir yönelime sahip oldu¤unu ifade etti. DHF, çad›rlar› kald›r›p direnifli pasif bir sürece evrilten bu karar›n sadece Türk-‹fl taraf›ndan al›nmad›¤›n›, di¤er sendika ve konfederasyonlar›n da bu karar›n alt›na imza att›klar›n› kaydetti. Dan›fltay’›n ald›¤› kararla birlikte Türk-‹fl’in, TEKEL iflçilerinin kendilerine yönelen tepkilerini önemli oranda k›rd›¤›n› belirten DHF, “Direnifl alan›nda adeta 'zafer' kazan›lm›flças›na bir hava estirmifl ve nihayetinde bugün çad›rlar› kald›rarak 'direnifli sürece yay›p bitirme' karar›n› bir kez daha aç›klam›flt›r.” dedi. Dan›fltay’›n karar›n› ‘zafer' olarak karfl›layanlar›n s›n›flar mücadelesinden anlamayanlar oldu¤unun ifade edildi¤i aç›klamada, “Sendikalar ve reformist, revizyonist kesimler Dan›fltay’› bir anda 'iflçi dostu' ilan etmifllerdir. Bu kesimler s›n›f karakterlerini bu aç›klamalar›yla bir kez daha göstermifllerdir. S›n›flar mücadelesinin devam etti¤i günümüz dünyas›nda 'ba¤›ms›z yarg›dan' söz edilemez.” denildi. TEKEL kazan›m›n›n örgütlü güçle yakalanabilece¤inin alt›n›n çizildi¤i aç›klamada, direniflin henüz bafllad›¤› vurgulanarak flu ifadelere yer verildi: “fiimdi TEKEL direniflini, hakim s›n›flar›n sald›r›lar›na maruz kalan ve kalacak olan, bütün kesimlerin direniflleriyle birlefltirme ve alanlar› kitlesel eylemlerle doldurma zaman›d›r. Demokratik haklar›m›z› ancak ve ancak kendi gücümüzle, örgütlü mücadelemizle kazanabilece¤imizi daha yüksek sesle hayk›rman›n zaman›d›r. (...) 78 günlük büyük direniflten ö¤renelim, yanl›fllardan ar›nal›m ve emek hareketleriyle birleflerek örgütlü mücadeleyi yükseltelim! Yoksa kazanan s›n›f düflmanlar›m›z olacakt›r!”

TEKEL iflçileriyle dayan›flma eylemleri Ülkemizde ve dünyada TEKEL direnifline destek vermek ve dayan›flmay› büyütmek için bir süredir yap›lan eylemler artarak devam ediyor. ÇANAKKALE- TEKEL iflçisine ve yükselen iflçi direnifllerine destek amaçl› gençlik örgütleri taraf›ndan Çanakkale'de yürüyüfl düzenlendi. Sendikalar›n herhangi bir yürüyüfl veya gösteri yap›lmayaca¤›n› ifade eden tutumuna karfl›l›k aralar›nda Demokratik Gençlik Hareketi’nin de bulundu¤u gençlik örgütleri, ‘Her yer TEKEL, her yer direnifl’ slogan›yla yürüyüfl düzenledi. Kolluk güçlerinin “trafi¤i engelliyorsunuz, müdahale edece¤iz” söylemlerine karfl›l›k, yürüyüfl uzat›larak eylem daha da geniflletildi.

Kent A.fi. iflçilerini iflten atan CHP alanda istenmedi

TEKEL süreci ve iflçinin iradesi Yaratt›¤› enerjiyle ülkede bir harekete neden olan ve kamuoyunun gündemine giren TEKEL direnifli, iflçilerin kazanmak ad›na çizdikleri kararl› tablo içerisinde sendikalar›n hükümetle ortak yürüttü¤ü politikalar ile afl›nd›r›lma sürecine sokuluyor. Bugüne kadar olan sürece bir göz atmak gerekirse, 4 fiubat sonras› bir araya gelen 4 konfederasyon (D‹SK, KESK, Türk- ‹fl, Kamu- Sen) düzenledikleri toplant› sonras› bir aç›klama yapm›flt›. Yeni eylem takviminin aç›kland›¤› bu süreçte, iflçiler oluflturdu¤u iflçi komitesi ile temel beklentilerini içeren kararlar›n› Türk-‹fl'e ve konfederasyonlara sunmufllard›. ‹çinde süreci daha da ileri tafl›mak için çeflitli öneri ve özellikle direniflteki iflçilerin görüfllerinin yer ald›¤› bu tasla¤a karfl› Mustafa Türkel komiteyi hedef alan aç›klamalarda bulundu. Direniflin bafl›ndan bu yana iflçilerin yan›nda olan devrimci demokratik kurumlar› hedef alan kimi söylemlerde bulundu.

Takvimsel eylemler direnifli pasifize etti TEKEL direniflinde, direniflin olumlu sonucunu belirleyecek bir eylemsel yönelim içerisinde olunmamas›, Türk‹fl'in AKP ile olan yak›n ba¤› ve direnifle yönelik tutuk ad›mlar› iflçileri bir boflluk içine düflürdü. Dan›fltay’a 4C’ye geçifl konusunda tan›nan sürenin uzat›lmas› yönünde yap›lan baflvurunun ak›beti konusunda da net bir aç›klaman›n olmamas› iflçileri kayg›land›r›yordu. Gerilen sinirlerin ve geçen zaman›n vermifl oldu¤u

yorgunlu¤a ra¤men, iflçiler yine azimliydi ve kararl›yd›. Bu nedenle konfederasyonlar art›k oyalama takti¤iyle iflin götürülemeyece¤ini anlay›nca, 22 fiubat günü bir toplant› daha gerçeklefltirdiler. Bu toplant›da da TEKEL iflçilerine k›sa vadede bir hareket ve eylem çizgisi sunmayan bir yaklafl›m ortaya ç›kt›. Ve 26 May›s 2010 tarihine ertelenen bir eylem aç›klamas› geldi. Bunun d›fl›nda ise sadece meflaleli yürüyüfller ve irili ufakl› destek eylemlerinin örgütlenmesi kararlaflt›r›ld›.

Türkel kaçak dövüfltü Sendikalar›n aç›klamalar›n›n ard›ndan s›k s›k Mustafa Kumlu’yu istifaya ça¤›ran ve Kumlu ile Türk-‹fl’in iktidarla olan göbek ba¤›na vurgu yapan sloganlar›n direnifl alan›nda daha gür ç›kmas› sendika yetkililerini gerdi. Bu gerginlik ortam›nda Türkel’in ç›k›p öfkeli iflçileri sakinlefltirmeye çal›flmas› sonuçsuz kald›. Türkel burada iflçilere sert ç›k›fllar yaparak, “Burada bas›n›n önünde aç›klanamayacak fleyler vard›r” fleklinde konufltu. ‹flçilerin kendi aralar›nda da tart›flt›¤› bu ortamda Türkel, “Be¤enmiyorsan›z çekip gidersiniz, kimse sözünden caymad›” ifadelerinin ard›ndan iflçiye k›zarak direnifle dönük niyetini a盤a vursa da yine politik bir kurnazl›k yap›p üzerindeki iflçi bask›s›n› azaltmak için Türk- ‹fl Genel Sekreterli¤i görevinden istifa mektubunu baflkanl›¤a iletti. Böylece Türkel, Türk‹fl'in genel tutumunu elefltirdi¤i görüntüsü çizip, iflçilere 'bak›n sizin ya-

n›n›zday›m' oyunu oynad›.

Direniflin Dan›fltay maceras› 4-C’ye geçifl için verilen sürenin sonuna gelindikçe; aylarca evinden, ailesinden uzak kalm›fl iflçilerin tamamen iflsiz kalma korkusu, bir taraftan da AKP’nin iflçiler ve aileleri üzerinde yürüttü¤ü binbir oyunlar, ev ev dolaflarak ikna etme temelindeki giriflimleri iç içe geçmifl durumdayd›. Bu noktada sendikan›n direnifli pasiflefltirmek için altan alta ördü¤ü karamsarl›k süreci ile direniflteki iflçilerde iflsiz kalma korkusu had safhaya ç›kt›. Sendika hükümet eli ile örülen bu ortamda Dan›flt›y 4-C’ye geçifl sürecini durdurma karar› ald›. Ve ilk elden Ankara’daki direnifl çad›rlar› kald›r›ld›. Direnifl çevresinde örülen pasifize etme eyleminin ilk önemli aya¤›n›n gerçeklefltirildi¤i bu hamlede dan›fltay karar› Türkel baflta olmak üzere sendika yetkililerince coflkuyla karfl›land›. TEKEL direnifli, Marmaray iflçilerinin greviyle, Çemen Tekstil iflçilerinin insanca bir ücret, sa¤l›kta tafleronlaflt›rmalara karfl› sa¤l›k emekçilerinin verdi¤i mücadele ile ayn› talepleri içerisinde bar›nd›r›yor. Öz gücüne güvenin ifadesi olan AKP Genel Merkezi’ne kadar ulafl›p bina balkonundan direnifl flehidi Hamdullah Uysal an›s›na pankart asan irade, eylemlerin pasifize edilmek istenmesinden tutal›m da tüm sald›r›lara karfl›, sendikal bürokrasiyi defederse ve sendikay› amac›na ve ifllevine göre ele al›rsa kendi elleriyle daha güçlü eylemler örgütleyip taleplerini kazanabilir.

BURSA- TEKEL direnifli ile dayan›flmak amac›yla yap›lan eylem yo¤un kat›l›mla gerçekleflti. Eyleme konuflmac› olarak kat›lan CHP’li Onur Öymen yuhalanarak protesto edildi. Eylemde ilk olarak Türk-‹fl 8. Bölge Temsilci Yard›mc›s› Sabri Özdemir, TEKEL iflçilerinin vermifl olduklar› mücadeleyle 4/C baflta olmak üzere güvencesiz çal›flma biçimlerinin de a盤a ç›kt›¤›n› ve ülke gündemine oturdu¤unu belirtti. ‹zmir’de CHP’li Karfl›yaka Belediyesi’nin 'ifl daralmas›’ bahanesiyle Kent A.fi. iflçilerini iflten atmas› sonras›nda CHP’nin TEKEL iflçilerine sahip ç›k›yor gibi görünmesi kitlenin tepkisine neden oldu. Konuflmac› olarak kürsüye CHP’li Onur Öymen'in ç›kmas› devrimci-demokratik kitle örgütlerince ve baz› siyasi partilerce yuhalanarak protesto edildi.

DGH, TEKEL direniflini üniversitelere tafl›yor ANKARA- Demokratik Gençlik Hareketi (DGH) aktivistleri TEKEL direniflini üniversitelere tafl›yor, ö¤rencilere direnifli anlat›yor. Ankara Üniversitesi Dil ve Tarih-Co¤rafya Fakültesi (DTCF) ve Cebeci Fakültesi’nde yemekhane ve kantinleri dolaflarak TEKEL direniflini kampüslere tafl›yan DGH’liler ayr›ca açt›klar› stant ve da¤›tt›klar› bildiriler ile TEKEL direnifle omuz veriyor, ö¤rencileri TEKEL direnifline sahip ç›kmaya ça¤›r›yor. DGH’liler, ‘TEKEL iflçisi kazan›rsa biz de kazanaca¤›z’ fliar›n›n bu direniflte vücut bulaca¤›n› ifade etti. Yap›lan sohbetlerde gençli¤in de TEKEL iflçileriyle ayn› kaderi paylaflt›¤›n›, bugün verilen bu mücadelenin bir gelecek mücadelesi oldu¤u, TEKEL iflçisinin verdi¤i mücadelenin geleceksizlefltirmeye, onursuzlu¤a, paral› e¤itime karfl› verilen bir mücadele oldu¤u belirttildi. ALMANYA- Almanya Demokratik Haklar Federasyonu (ADHF)’nun da bilefleni oldu¤u DEKÖP-Hamburg taraf›ndan ‘TEKEL iflçileriyle dayan›flmay› büyütelim! Maddi destek sunal›m’ fliar›yla ortak bir etkinlik düzenlendi. TEKEL iflçilerinin sürdürdükleri direniflin, ifline, eme¤ine, ekme¤ine ve onuruna sahip ç›kma direnifli oldu¤unu belirten DEKÖP, TEKEL iflçilerinin meflru direniflinin yan›nda olduklar›n› belirtti. Etkinlikte TEKEL iflçileriyle canl› telefon ba¤lant›s› yap›larak Ankara’daki K›z›lay Meydan›’ndaki çad›rlardan direnifl süreci anlat›ld›. Trafik kazas›nda hayat›n› yitiren TEKEL iflçisi Hamdullah Uysal için kurulan taziye çad›r›yla da ba¤lant› kurularak bafl sa¤l›¤› dileklerinde bulunuldu. Son olarak, etkinlikten ve daha önce yap›lan ba¤›fllardan elde edilen gelirlerin önümüzdeki günlerde TEKEL iflçilerine gönderilece¤i beyan edildi.


8

PERSPEKT‹F

2-16 MART 2010

DEVRiMCi

DEMOKRASi

Tasfiyeci sürecin handikab›... Hakim s›n›flar›n “aç›l›m” ad› alt›nda gelifltirdikleri süreç; baflta Kürt ulusal hareketi olmak üzere, Türkiye-Kuzey Kürdistan komünist ve devrimci hareketini tasfiye etmenin plan›yd›. Bugün süreç geçici olarak ertelenmifl olsa da bu tehlike, özellikle Kürt ulusal hareketi aç›s›ndan ortadan kalkm›fl de¤ildir. Tasfiye sürecinin bir biçimiyle ve kapsaml› olarak gündeme sokulmas› masada durmaktad›r. Tasfiyeci sürecin handikab› ve yasalc› reformist politikan›n iflas› Ateflli tasfiye günlerinin moda laf› olan “tarihi f›rsat”, ulusal hareket ile kimi devrimci hareketleri yan›ltarak peflinden sürükleme gücünü erken kaybetti, geride kalarak söndü. Çünkü içi bofl bir yalandan ibaretti ve ancak “yats›ya kadar yanmas›” mümkündü. Lakin bu yan›lg›, yan›lg› sahiplerince ne kadar kavrand› emin de¤iliz. Fakat o günlerin büyük heves ve heyecan› ayn› dirilikte kalmad›, diyebiliriz. “Tarihi f›rsat”›n külliyen yalan ve avutmaya dönük “bofl bir f›ç›” oldu¤u, yaflanan geliflmelerle birlikte ortaya ç›kt›; bundan eminiz. “Demokratikleflme-çözümaç›l›m” gibi kapsaml› karfl›-devrimci emperyalist tasfiye sald›r›s› oldu¤u, kuflkuya kap›lmaya zerrece yer b›rakmayacak kadar net olarak ortaya ç›kt›. “Bar›fl”, “savafl karfl›tl›¤›”, “kan dökülmesin, analar›n göz yafl› akmas›n”, “demokratikleflme”, “ulusal sorunun çözümü”, “aç›l›m(lar)” fleklindeki s›ralanan kavramlar›n hengamesinin alt›nda, plan›n ABD ve emperyalist tekellerin menfaatlerine uygun olarak devletin yeniden yap›land›r›l-

mas› plan› oldu¤u; bu demagojik argümanlar›n emperyalist stratejinin daha kolay uygulanmas› amac›yla devrimci-demokrat ve komünist güçlerin tasfiye edilmesini hedefleyen kirli silahlar olduklar›; iflletilen sürecin bütünüyle bu muhtevaya sahip oldu¤u,dünden bilinen bir gerçek iken; bugün de münakafla kabul etmeyecek kesinlikte somut delillerle kan›tlanm›flt›r.

Maoistler bafltan beri net: “Aç›l›m denilen tasfiyedir!” Maoistler bu gerçe¤i bafl›ndan beri aç›klad›lar. Hatta dostlar›na anlatmak için adeta k›vrand›lar; dostlar›n›n kavrayamamas›n›n sanc›lar›n› yaflad›lar. Hatta küçümsenerek alaya al›nd›lar. Tasfiyeci süreç; “tarihi f›rsat”, “bar›fl-kardefllik”, “demokratikleflme-çözüm” gibi iç g›d›klay›c› demagojik safsatalarla derinlere nakflediliyor; maalesef ki, baflta ulusal hareket olmak üzere, kimi devrimci yap›lar ve genifl devrimci kesimler bu pasl› silahlarla cezbedilip gerici sürecin içine çekiliyordu. Maoistler, sürecin tüm tehlikelerini MLM ilke ve bak›fl aç›s›yla aç›klaman›n ötesinde, sürecin karfl›-devrimci sald›r›lara gebe oldu¤una

ve bunlar›n gecikmeksizin devreye girece¤ine de dikkat çekiyorlard›. Nitekim fazla zaman geçmeden, Maoistler do¤ruland› ve sürecin özü-niteli¤i bir kusmuk gibi ortal›¤a saç›larak; faflist hakim s›n›flara bel ba¤lanamayaca¤›n›, onlardan beklentilere girmenin ne kadar ahmakça bir ifl oldu¤unu gösterdi. “Politik mücadele” ad›na yaflanan falsolar, faflist salvolardan gerekli dersi ald›. Emperyalistlerden komut alan hakim s›n›flar›n tüm temaflas› ve gerici gayesi, en ç›plak biçimde, pratik uygulamalar›yla görmek istemeyen gözlerin önüne dikildi. Tüm bunlara ra¤men ders almayanlara gösterece¤imiz somut kan›t ve veriler oldukça fazlad›r. Bunlardan ö¤renmesini beceremeyenlere ise, ö¤renmek istemeyip, gerçe¤e kapal› olduklar›n› söylemek durumunday›z. Geliflmeleri tecrübe ederek ö¤renmek genel olarak mümkündür. Burada takip edilmesi gereken ip, pratik süreçtir. K›saca özetleyelim: En baflta, bugünkü tart›flmalara bakmak yeterlidir. Hat›rlay›n o günleri… “Bar›fl”, “çözüm”, “demokratikleflme”, “tarihi f›rsat” gibi tart›flmalar g›rla gidiyordu. Umutlananlar, rüya görenler, alk›fllayanlar az de¤ildi. Bugün ise bunlar›n esamesi okunmuyor. Peki o

günden bugüne ne oldu? Yalanlar›n piyasas› neden dibe vurdu; borsas› kapand›? Yoksa “tarihi f›rsat” kaçt› m›? Kaçmasayd› “demokratikleflme”, “bar›fl” ve “özgürlükler” mi gelecekti; yoksa tasfiye rüzgar› ezip geçecek miydi? fiimdiki durum göz önüne al›nd›¤›nda verilecek yan›t nedir acaba? Maoistlerin yan›t› nettir! O günün atmosferi devam etseydi, baflta Kürt ulusal hareketi olmak üzere, tüm Türkiye-Kuzey Kürdistan devrimci hareketi, koyu bir karanl›¤a sürüklenecekti. Ve bugün süreç geçici olarak ertelenmifl olsa da, bu tehlike, özellikle Kürt ulusal hareketi aç›s›ndan ortadan kalkm›fl de¤ildir. Tasfiye sürecinin bir biçimiyle ve kapsaml› olarak gündeme sokulmas› masada durmaktad›r. Belli çabalar devrededir. Ancak kuflkusuz ki, bunda, ulusal hareketin politik e¤ilimi belirleyicidir. Tabii ki, komprador klikler aras›ndaki çat›flman›n nas›l seyredip nereye evirilece¤i meselesi de bunda etkileyici olacakt›r. Buradaki mevcut e¤ilimin, devletin yap›land›r›lmas› projesi kapsam›nda, önemli engellerle karfl› karfl›ya oldu¤unu da eklemeliyiz.

Kitlelerden ö¤renmek, süreci anlaman›n önkofluludur Dünün yan›lg›l› atmosferi, pek tabii olarak bugün sönmüfltür. Sönmüfltür, çünkü estirilen hava da, havada uçuflan sözler de gerçe¤e ayk›r›d›r; ayaklar› yere basmamaktad›r! Hakim s›n›flar›n gericifaflist karakterleri ve s›n›fsal ç›kar ve amaçlar›, “demokratikleflme, çözüm, bar›fl” gibi koflullar›n yaflanmas›na asla izin vermeyecektir. Niyet meselesi de¤il, nesnel bir kanundur bu. Faflist hakim s›n›flar, asla demokrat olamazlar; asla ulusal hak ve özgürlüklerden yana olamazlar; onlar›n sorunlar›n› gerçek anlamda çözemezler ve gerçek bar›fltan yana olamazlar. S›n›f do¤alar› ve ç›karlar›n›n d›fl›nda davranamaz; imtiyazlar›ndan vazgeçemez; ezilen-sömürülenler yarar›na hareket edemezler. Tam da burada ihmal edilemez bir parantez açal›m: Tasfiyeci süreç hakk›nda yaflad›¤›m›z tart›flmalardan ö¤reniyoruz ki, bazen, devrimci örgüt ve hatta öncü olduklar›n› iddia eden devrimci partilere gerçe¤i anlatmak; o “geri” diye burjuva ayd›n kibriyle “küçümsedi¤imiz” halk kitlelerine anlatmaktan çok daha zordur. Bunun genel bir do¤ru oldu¤unu rahatl›kla iddia edebiliriz. “Kitlelerden kitlelere” biçiminde formüle etti¤imiz Maoist kitle çizgisi siyasetimiz, halk kitlelerinin gerçek bir ö¤retmen ve derya oldu¤u kavray›fl›m›zdan ileri gelir. Onlar›n “önce ö¤rencisi, sonra ö¤retmeni” olmay› benimsememiz, bilimsel zemindeki çizgimizin göstergesi ve besleyenidir.

Kitleleri küçümseyerek hor gören kibirli ayd›n tavr› ise, kitleleri “güdülecek koyun sürüsü” olarak görür; böylelikle onlardan ö¤renmekten yoksun kal›r. Bu “kibirli ayd›nlar”, konuflmufl olmak için konuflmaktan ileri gitmeyen, “ayd›n cehaleti”nden muzdarip elitler durumundad›rlar. Onlar, üzerlerine yap›flan “bilmifller toplulu¤u” flöhretini sahiplenir; ö¤renmeye kapal› dururlar. Önlerine kal›n kibir ve ön yarg› duvarlar› çekip, devrimci prati¤in gerisinden laf etmekle meflguldürler. Halbuki Maoistler, teori-pratik birli¤i prensibi ve somut koflullar›n somut tahlili ilkesi ›fl›¤›nda, devrimci kitlelerden ö¤renerek, devrimci ilkelerinin ve teorik temellerinin verdi¤i yönergelerle ilerlemektedirler. Tutarl› çizgi ve istikrarl› politik mücadele, Maoist ideoloji ve ilkelerin k›lavuz al›nmas›yla mümkündür. K›sacas›, dün süreci anlamayan yan›lg› sahipleri, bugünkü durumdan sonuçlar ç›kararak prati¤in verdi¤i dersi iyi okumak zorundad›rlar. Aksi halde dün ile bugün aras›nda y›lan e¤risi çizmekten asla kurtulamazlar. Bu elefltiri ve de¤erlendirme hakk›m›z› kulland›ktan sonra, konumuza dönerek, dünün yan›lg›s›n› a盤a ç›kararak ve bugünün ö¤rettiklerini özetleyerek örneklemeye devam edelim.

“Aç›l›m”›n somut ç›kt›lar›: Gaz, cop, gözalt›, tutuklama!

Tasfiyeci sürecin safsatalar›na tav olarak beklentilere giren yan›lg›l› siyasi hatt›n tahlil etmesi gereken bir durum da, kendili¤inden gelme devrimci hareket ya da daha somut bir ifadeyle “kendili¤inden iflçi direnifli”nin geliflmesi gerçekli¤idir. fiayet “demokratikleflme”, “çözüm-aç›l›m” yan›ltmacalar›; “tarihi f›rsat” safsatas› ve buna duyulan heves; “bar›fl-kardefllik” türküleri do¤ru zeminde ve gerçekçi olsayd›, iflçi ve emekçilerin bu denli a¤›r uygulanan faflist bask› ve sömürü yasalar›n›n zulmü alt›nda açl›¤a-iflsizli¤e terk edilmesi veya faflist sald›r›lara maruz kalmas› söz konusu olamazd›. Faflist sald›r›n›n t›rman›fl gösterdi¤i, bask›lar›n daha da artt›¤›, linçlerin yayg›nlaflarak yafland›¤›na tan›k olmaktay›z. Sormak gerekir; TEKEL emekçilerine hunharca sald›r›lmas› “demokratik aç›l›m”›n neresinde durmaktad›r? Gazl›coplu müdahaleler, neyin “aç›l›m”›n› ifade etmektedir? TEKEL iflçilerinin direnifl çad›rlar›na müdahale haz›rl›¤› kapsam›nda Ankara Emniyeti’nin karakol bahçesine çad›rlar kurarak yapt›¤› “tatbikat”, hangi “aç›l›m”›n haz›rl›¤›d›r acaba? TEKEL iflçilerinin direnifli, “demokratikleflmenin” mahareti olamaz. Tersini savunmak, hakim s›n›f iktidar›n›n a¤z›ndan konuflmak, iflçi direniflinin “demokratikleflme” karfl›t› gerici bir hareket oldu¤unu söylemek anlam›na gelecektir. Bu ise ancak, iflah olmaz burjuvalar›n s›n›f tutumu ve davran›fl› olur. Ülke çap›nda geliflen iflçi direniflleri

“demokratikleflme”den kaynakl› de¤il; bilakis faflist bask› ve sömürünün ürünüdürler. Devrimci-demokratik kurumlara yönelik sald›r›, tutuklama ve bilumum bask›lar “demokratikleflme”nin içeri¤ini anlatmaktad›r. Sadece son birkaç ayda, yani tam da “demokratikleflti¤imiz” dönemde, 1500 Kürt siyasetçinin tutuklanmas›, sürecin gerçekli¤ini yeterince a盤a ç›kar›yor. Yaln›zca bu veri bile, mevcut sürecin hakim s›n›flar›n inisiyatifinde ve politik yönelimi ekseninde geliflti¤ini görmeye yetecek; “tarihi f›rsat” denilen tarihsel sald›r›y› sahiplenme yaklafl›m›n›n çürüklü¤ünü ortaya koyacakt›r. E¤er “ulusal sorunda çözüm” zerrece samimiyet ve gerçeklik tafl›sa idi, DTP’nin kapat›lmas›, Kürt ulusu ve seçilmifl milletvekillerinin linçe tabi tutulmas›, milletvekillerinin vekilliklerinin düflürülmesi ve yarg›lanmas›, parti üyeleri ve belediye baflkanlar›n›n tutuklanmas› ya da kelepçelenerek kuyru¤a dizilip teflhir edilmesi, Ahmet Türk flahs›nda uygulanan onur k›r›c› ›rkç› sald›r› ve küçük düflürme onursuzlu¤u, çocuklar›n hapse at›lmas› ve katledilmesi gibi olaylarla uzay›p giden milli zulüm uygulamalar›, “demokratikleflme” ve “aç›l›m-çözüm” ad›na yap›lamazd›. Tüm bunlar “demokratikleflme” ve “çözüm”ün gerçekte ne oldu¤unu göstermekle birlikte, yutturulmaya çal›fl›lan tasfiyeci amac›n s›r›tan kan›tlar› olmaktan baflka bir anlam ifade etmezler.

Hakim s›n›flar›n “f›rsatç›l›¤›na” kan›lmamal›d›r Ulusal hareketin tasfiyesine yönelik yeniden ve yeniden oluflturulan faflist fler konseptleri ve binlere ulaflm›fl olup devam eden Kürt siyasetçi ve insan›n›n tutuklanmas› furyas›yla devam eden imha-inkar sald›r›lar›, “tarihi f›rsat”›n kimler için f›rsat oldu¤unu yeterince izah etti¤i gibi; “çözüm” ve “aç›l›m›n” da esasta ne oldu¤unu ve tasfiyeden baflka bir gaye tafl›mad›¤›n› aç›klamaya fazlas›yla yetmektedir. “Demokratikleflme” ve “çözüm”ün özü de, amac› da, saklanamayacak ve çarp›t›lamayacak kadar berrak bir biçimde, deflifre olmufltur. Öte yandan hakim s›n›flar›n bugün, “demokratikleflme” ve “çözüm” ad› alt›ndaki sahtekarl›klar›ndan, adeta “ellerini y›karcas›na” vazgeçmeleri ve gelinen noktada, “tasfiye süreci devam edecektir” gibi aç›k beyanlar›, sürecin muhtevas›n› özetlemektedir. Hakim s›n›flar, kendi a¤›zlar›ndan, “demokratikleflme, aç›l›m, çözüm” hikayesinin arka plan›ndaki derinli¤i iffla etmifllerdir. Bugün onlar da, bu aç›k beyanlar›yla, “demokratikleflme”nin k›l›f, “çözüm-aç›l›m”›n ise “yem” oldu¤unu; devletin yeniden yap›lanmas› projesi ve bu kapsamdaki tasfiye operasyonunu yumuflatarak gizleme unsurlar› olarak kullan›ld›klar›n› teyit etmektedir. ‹flbirlikçi komprador s›n›f›n iktidar partisi durumundaki AKP kli¤i ile di¤er komprador klikler aras›ndaki çat›flman›n niteli¤i; çat›flman›n üzerinde biçimlendi¤i temeller; vard›¤› boyut ve kullan›lan argümanlar, sürecin hiç de ilk aflamas›nda f›rt›nalar kopar›larak yans›t›ld›¤› gibi “demokratikleflme” veya “ulusal sorunun demokratik çözümü” ile ilgili olmad›¤›n›; esasta “çözüm”ün tasfiye gerçe¤ini saklama, “demokratikleflme”nin de devletin yap›land›r›lmas›n›n yumuflat›lmas› formülleri oldu¤unu ispatlamaktad›r. Hükümet ve iktidar a¤›rl›¤›n›n (TÜS‹AD’›n, MÜS‹AD’›n ve benzerlerinin, devletin yap›lanmas› sürecinde AKP’nin yan›nda olup destekledi¤ini vurgulamakta fayda vard›r) yarg› ile aç›k çat›flmas› ve yürütme olarak yarg›ya müdahale uygulamalar›, yarg›n›n yürütmenin bu usulsüzlüklerine karfl› tav›r alarak bofla ç›karmas›, “yarg›da savafl, yarg›da darbe-deprem” bafll›klar›n›n yükselmesi, asker ve baflsavc›lar›n “Ergenekon terör örgütü” üyeli¤inden ve darbe-komplo eylem planlar›ndan tutuklanmas›, anayasa tart›flmalar›, sivil faflizm tart›flmalar›, darbe ça¤r›lar›, “sabr›m›z taflt›” tehditleri, “bu düzen böyle gitmez, de¤ifltirilmeli” söylemleri, “intiharlar”, gensorular›n verilmesi, hatta Yarg›tay Cumhuriyet Baflsavc›s›’n›n “Habur-Erzincan-Erzurum” uygulamalar›n› incelemeye alarak AKP hakk›nda muhtemel yeni bir kapatma davas›na haz›rlanmas› izlenimi, bu usulle AKP’nin erken seçime zorlanmas›, darbenin teorik ve pratik bak›mdan olas› tehdit olmas› ve tan›k oldu¤umuz daha y›¤›nca ciddi geliflme ile geliflmelerin sertleflme e¤ilimi, derin gerçe¤i gün yüzüne vurmufltur. Hakim s›n›flar›n iktidar çat›flmas›nda ortaya ç›kan gerçek, handikaplar›n› göstermektedir. Tüm bu özetlemelerden de anlafl›l›r ki, hakim s›n›flardan beklentilere giren, reel politikada tasfiyeci sürece kucak açan, dolay›s›yla da “demokratikleflme” ve çözüm” aldatmacalar›na prim veren hatal› görüfl sahibi örgüt ve partilerin yan›ld›¤› kesinleflmifltir. Süreçteki geliflmeler bu dersi vermifltir. Devrimci hareketlerin ç›karmas› gereken tecrübe, yasalc› reformist politika ve e¤ilimlerinin görülerek gözden geçirilmesi ihtiyac›d›r. Özcesi; “demokratikleflme” denen fleyin, emperyalist menfaatler temelinde devletin reorganizasyonu oldu¤u; hatta devletin, askeri niteli¤i tahkim edilmifl ordusuyla, ABD ad›na bir bölge jandarmas› haline getirilmesi ve bu plana uygun olarak iktidar de¤iflimini öngören, yine ABD ad›na AB’ye Truva at› olarak sokulmas›n› da ihtiva eden kapsaml› projenin k›l›flanmas› oldu¤u aç›kt›r. “Çözüm-aç›l›m” yaygaras›n›n Kürt ulusal hareketini tasfiye edip teslimiyet flartlar›na sürme projesi oldu¤u; ayn› zamanda di¤er az›nl›k ve farkl› inanç gruplar›n›n düzene yedeklenmesi plan› oldu¤u netlik kazanm›flt›r.


DEVRiMCi

GENÇL‹K

DEMOKRASi

2-16 MART 2010

9

Zamlara karfl› ö¤rencilerin mücadelesi büyüyor ADANA- Çukurova Üniversitesi ö¤rencileri yemekhane ve ulafl›ma yap›lan zamlar›n geri çekilmesi talebiyle eylem bafllatt›. Üniversite yönetiminin zamlarda geri ad›m atmayaca¤›n› belirtmesi üzerine ise ö¤renciler mücadelelerini büyüteceklerini belirttiler. Çukurova Üniversitesi’nde yemekhane ve ulafl›ma zam yap›lmas› üzerine, zamlar›n geri

al›nmas› talebiyle ö¤renciler taraf›ndan kampanya bafllat›ld›. Zamlara karfl› imza toplayan, bildiri da¤›tan, simit-ayran yeme protestosu yapan ö¤renciler, ‘Zamlara Karfl› Ö¤renci Platformu’nu oluflturdu. Platform üyeleri taraf›ndan yap›lan çal›flmalar 24 fiubat tarihinde toplad›klar› imzalar› üniversite yönetimine vermek için Karadeniz Cafe önünde toplanarak,

rektörlük binas›na yürüdüler. Toplad›klar› imzalar› rektörlü¤e teslim eden ö¤renciler daha sonra bir aç›klama yapt›. Platform üyeleri ad›na yap›lan aç›klamada, “Bütün g›da maddelerine, elektri¤e, suya, giyim-kuflama her geçen gün yeni zamlar geliyor. fiimdi de ulafl›m ve yemekhane ücretlerine zam geldi. Ço¤umuz iflçi ve emekçi ailelerin çocuklar›y›z. Aileleri-

mizin ald›klar› ücret açl›k s›n›r›n›n alt›nda. Tüketim maddelerine yap›lan bunca zamlar›n karfl›s›nda ailelerimizin anne ve babam›z›n maafllar›na yap›lan zam komik rakamlar oldu. Biz üniversite ö¤rencileri; yemekhane ve ulafl›m zamlar›n›n geri çekilmesini istiyoruz. ‹çinde at ve eflek eti olmayan sa¤l›kl› ve ucuz yemek istiyoruz. Okul ve yurt aras› ulafl›m ücret-

siz olsun. Anadilde paras›z ve bilimsel e¤itim hakk›m›z›n engellenmemesini istiyoruz.” denildi. Aç›klaman›n ard›ndan rektörle görüflen ö¤renciler, rektörlü¤ün, zamlar› geri çekmeyece¤ini ve bu noktada yapabilece¤i bir fley olmad›¤›n› belirtti¤ini bildirdiler. Bunun üzerine ö¤renciler, mücadelelerini büyüterek sürdüreceklerini belirttiler.

Faflistler sald›rd›; idare, e¤itim haklar›n› ald›

Lise ö¤rencilerine polis sald›r›s› ‹STANBUL- Sar›gazi Mehmetçik Lisesi ö¤rencilerinin TEKEL iflçilerine destek vermek amac›yla oluflturduklar› platformun, 25 fiubat günü okul içerisinde yapt›¤› eyleme okul idaresi sald›rd›. Ö¤rencilerin okul içerisinde yapt›klar› eyleme tahammül edemeyen okul idaresi, 27 ö¤renciye soruflturma açt› ve ö¤rencileri okuldan atmakla tehdit etti. 26 fiubat’ta Mehmetçik Lisesi ö¤rencilerinin “Zafer direnen emekçinin olacak” yaz›l› pankart açarak yapt›¤› eyleme ise polis sald›rd›. Polisin sald›r›s› sonras›nda DHF

aktivisti Serdar Yap›flkan’›n da aralar›nda bulundu¤u 5 kifli gözalt›na al›nd›. Ayn› günün akflam› devrimci, demokratik kurumlar ö¤rencilere aç›lan soruflturmalar› ve gözalt›lar› protesto etti. Yap›lan aç›klamada, okul idaresinin keyfiyetçi ve bask›c› tutumuna dikkat çekilerek, gözalt›na al›nanlar›n serbest b›rak›lmas› istendi. Yap›lan aç›klaman›n ard›ndan da¤›lan kitleye ise polis tekrar sald›rd›. Gözalt› terörünü devam ettiren polis 2 kifliyi daha gözalt›na ald›. Gözalt›na al›nanlar daha sonra serbest b›rak›ld›.

‘Polis defol, liseler bizimdir’:

Sar›gazi Mehmetçik Lisesi ö¤rencileri, liselerdeki okul polisi uygulamas›n› protesto etti, okul polisi uygulamas›na karfl› duyarl›l›k ça¤r›s› yapt›. Demokratik Gençlik Hareketi (DGH) ve Yeni Demokrat Gençlik (YDG) aktivistleri taraf›ndan düzenlenen eylemde, ö¤renciler Mehmetçik Lisesi önünde toplanarak Demokrasi Caddesi üzerindeki polis noktas›n›n önüne kadar yürüdü. “Katil polis, liselerden defol!” yaz›l› pankart açan liseliler, “Polis defol, liseler bizimdir”, “Mehmetçik Lisesi direniflin simgesi”, “Bask›lar

bizi y›ld›ramaz” sloganlar› att›. Burada yapt›klar› konuflmalarda okul polisi uygulamas›n›n ö¤renciler üzerindeki bask› ve sindirmeyi artt›rmak için yap›ld›¤›n› belirten liseliler, “Bizler, okulumuzda polis ve kameralar›n konumland›r›lmas› yerine daha bilimsel bir e¤itim için çaba sarfedilmesini istiyoruz” dediler. Ayr›ca, konuflmalarda katliamc› yüzü her alanda teflhir olmufl polisin liselerde devrimci ve muhalif ö¤rencileri sindirmek ve susturmaktan baflka bir amaç tafl›mad›¤› vurgulan›rken, ö¤renciler liselerdeki polis uygulamas›na karfl› tepki göstermesi için halka ça¤r›da bulundular.

Ö¤rencilere ‘yasad›fl›’ bas›n aç›klamas›ndan soruflturma MERS‹N- Amed’de 6 Aral›k günü ç›kan olaylarda polis kurflunuyla katledilen Ayd›n Erdem için okullar›nda anma yapan 36 ö¤renciye Mersin Cumhuriyet Baflsavc›l›¤› taraf›ndan soruflturma aç›ld›. Soruflturma gerek-

GENÇ YORUM Yaflad›¤›m›z yüzy›l yeni geliflmelere tan›kl›k ediyor. 2008 yaz› itibariyle iflas bayra¤›n› çeken emperyalist-kapitalist dünya sistemi, ekonomik buhran›n› “mali krizi” olarak beyan etse de, yap›sal oldu¤unu gizleyemedi. ‹kinci y›l›na yaklaflt›¤›m›z uzun dönem krizinin bilançosu gün geçtikçe büyüyor. Lakin egemenleri en çok telafla düflüren sermayenin tavan yapmamas›ndan ziyade, sosyal durumun taban yapma ihtimalidir. ‹flte bu özgülde, özel mülkiyet dünyas›n›n en sistemli, en geliflmifl boyutu burjuva üretim iliflkileri, ç›k›n›ndaki çeliflkileri ulu orta savuflturmaktan geri kalmad›. Ve o eski “bar›fl” masal›n› yinelemeye bafllad›: ‘Ekonomik istikrars›zl›k sosyal bunal›ma sebebiyet verebilir. Ülke bar›fl› tehlikeye girebilir.’ Geçti¤imiz günlerde Tel Aviv’de 10’nuncusu gerçekleflen, "Herzliya Konferans›’nda", bu sözleri dile getiren IMF baflkan› Kahn, sosyal patlamalar›n günümüz dünyas›nda birinci tehtit oldu¤una iflaret ederek, sosyal tansiyonun, bir ülkenin iç güvenli¤ini sarst›¤›n› üzerine basa basa vurgulad›. Vermek istedi¤i mesaj çok aç›kt›. Kriz derinleflecek, yoksullaflma alabildi¤ince yayg›nlaflacak, açl›k s›n›r›na on milyonlarca ve yüz milyonlarcas› sürüklenecek. Ezilen y›¤›nlar›n öfke selinin, bu yoksullu¤u yaratan emperyalist-kapi-

çesi ise izinsiz bas›n aç›klamas› yapmak ve slogan atmak olarak gösterildi. Soruflturma terörünün baflka boyutu ise ö¤rencilerin ailelerine gönderilen yalan yanl›fl, sapt›r›lm›fl belgeler. Bu belgelerde yasad›fl› eylemlere ka-

t›lmak gibi ifadeler göze çarparken, buradaki amaç ise ö¤rencileri ve aileleri karfl› karfl›ya getirmek, devrimci, demokrat ve yurtsever ö¤rencileri yaln›zlaflt›rmak ve mücadelenin d›fl›na itmek.

lere açt›¤› soruflturmalardan baz›lar› sonuçland›. Osmangazi Üniversitesi Rektörlü¤ü taraf›ndan aç›lan soruflturmada; 9 ö¤renciden ikisine birer y›l uzaklaflt›rma, bir ö¤renciye ise YÖK’ten men cezas› verildi. Anadolu Üniversitesi'ndeki soruflturmalar belirsizli¤ini korurken, demokrasi havarisi kesilen üniversite yönetiminin maskesi bir kez daha düfltü. Devrimci, demokrat ve yurtsever ö¤renciler ise yap›lanlar›n kendilerini y›ld›ramayaca¤›n› ve mücadelelerini geriletemeyece¤ini belirttiler.

Soruflturma protestosuna ÖGB sald›rd› KOCAEL‹- Kocaeli Üniversitesi'nde bas›n aç›klamas› yapmak isteyen ö¤rencilere Özel Güvenlik Birimi (ÖGB) görevlileri sald›rd›. Kocaeli Üniversitesi’nde geçen dönem demokratik haklar›n› kullanarak eylem yapan 68 ö¤renciye okul yönetimi taraf›ndan soruflturmalar aç›lm›flt›. Soruflturman›n geri çekilmesi talebiyle devrimci, demokrat ö¤renciler taraf›ndan oluflturulan Soruflturma Karfl›t› Platformu rektörlük binas› önünde aç›klama yapmak istedi. Ö¤rencilerin, rektörlük önüne gitmelerine engel olmak isteyen ÖGB, ö¤rencilerin kararl› duruflu sonras›nda ö¤rencilere sald›rd›. Sald›r›n›n ard›ndan rektörlük binas› önüne yürüme ›srar›n› sürdüren ö¤renciler, ÖGB barikat›n› aflt›, rektörlük binas› önünde aç›klamalar›n› yapt›.

Platform taraf›ndan yap›lan aç›klamada hükümetin d›flar›da TEKEL, Marmaray, Esenyurt Belediyesi, ‹tfaiye, Mu¤la Yata¤an Termik Santrali iflçilerine karfl› yürüttü¤ü sald›r›lar›n›n üniversitede de YÖK taraf›ndan yürütüldü¤ü dile getirildi. Üniversitelerinde Ayd›n Erdem’i anma yürüyüflüne kat›ld›klar›, TOBB (Türkiye Odalar ve Borsalar Birli¤i) baflkan› R›fat Hisarc›o¤lu’nu protesto ettikleri gerekçesiyle 68 ö¤renci ve Hacettepe Üniversitesi’nde TEKEL iflçilerinin direniflini sahiplenen 96 ö¤renci hakk›nda aç›lan soruflturmalar›n hiçbir hukuki dayana¤›n›n olmad›¤› belirtildi. Aç›klaman›n sonunda “Buradan Kocaeli Üniversitesi Rektörlü¤ü’ne, dekanl›klara sesleniyoruz: Dayatt›¤›n›z disiplin yönetmelikleri ve soruflturmalarla bizleri susturamazs›n›z. Susmayaca¤›z.” ifadelerine yer verildi.

“Herzilya Konferans›” ve s›n›fsal haz›rl›k

S‹NAN ÇAKIRO⁄LU

talist dünya sistemine yönelme ihtimali artacakt›r. Her bir halkada öncüsüyle buluflmas› durumunda, ezilen s›n›flar›n örgütlü mücadelesi, dünya gericili¤ini darbeleme ihtimali yükselecektir. O yüzden tüm haz›rl›klar›n “tansiyona” göre yap›lmas› gerekir. “Yeni” denilerek temcit pilav› olarak piyasaya sürülen ise iç çat›flmalar› önlemek için IMF kredileridir. 1999 Asya krizi sonras› da benzer kredi fonlar› gündeme gelmiflti. O dönemde krizden en çok etkilenen ülkelerin bafl›nda gelen Brezilya, “sosyal refah” projeli kredi fonlar›n› silahlanmaya ve polis gücünü art›rmaya kullanm›flt›. Ayn› durum yine ülkemizde ve di¤er yar›-sömürge ülkelerde de yaflanm›flt›. Uluslararas› sermaye izledi¤i bu yöntemle hem devrimin f›rt›na merkezi olan ülkelerde, burjuva üretim iliflkilerinin temellü¤ünü garanti alt›na alm›fl, hem de verdi¤i kredilerle bu ülkeleri bir dizi “reform" eflli¤inde emperyalist-kapitalist dünya sistemine daha da ba¤›ml› k›lm›flt›. Kahn’›n konferans boyunca dillendirdi¤i “politik istikrar” burjuva aymazl›¤›n bayra¤› olarak dalgaland›. S›n›f ç›kar› gere¤i, ‘kriz de olsa kendime pay biçerim’ türküsünü okudu. Uzun dönem krizinin ikinci evresinde ortaya ç›kacak bahsi geçen yeni yönelim yar›-sömürge ülkelerde bir dizi sald›r›larla

ESK‹fiEH‹R- Devrimci, demokrat ve yurtsever ö¤renciler üzerindeki polis, üniversite idaresi ve sivil faflistlerin ortaklafla yürüttükleri sald›r›n›n son örne¤i Eskiflehir’de yafland›. Geçti¤imiz y›l YÖK’ün kurulufl y›ldönümünü protesto etmek için bildiri da¤›tan ö¤rencilere önce sivil faflistler, ard›ndan da ÖGB ve polisler sard›rm›flt›. Faflist sald›r›lara maruz kalan ö¤rencilere bir de okuduklar› üniversite taraf›ndan dava aç›lm›flt›. Osmangazi ve Anadolu Üniversitesi rektörlüklerinin devrimci, demokrat ve yurtsever ö¤renci-

gerçekleflecektir. Bu sald›r›lar›n birinci aya¤›n› sosyal ve ulusal kurtulufl mücadelelerini veren devrimci örgütlerin tasfiyesi olarak öngörülmektedir. Ülkemizdeki “aç›l›m”, “demokratikleflme” bu mercekten görülmelidir. Sald›r›lar›n ikinci aya¤›n›, IMF kredi fonlar›n›n yar›-sömürge ülkelere akmas›yla birlikte, ülke ekonomisinin emperyalist-kapitalist dünya sitemine daha fazla entegresi için uygulanacak olan y›k›m paketleriyele gerçekleflecektir. Zira flu anda 4-C flahs›nda emekçilerin yürüttü¤ü kavga, bu sürecin ›s›nma haz›rl›klar› olarak görülebilir. Sald›r›n›n üçüncü aya¤›n› ise, yukar›da s›ralad›¤›m›z iki aflaman›n sonucunda, yoksullar ordusunun ve bu orduyla efl de¤erde öfkelerinin büyümesi sonucunda, ezilenlerin taleplerini bast›rmak için, TC’nin s›n›f karakteri gere¤i, tüm halk üzerinde faflizm sopas› eksik edilmemeye çal›fl›lacakt›r. Uluslararas› sermayenin yeni yönelimi, “bar›fl”, “politik istikrar”, “yaflam standartlar›n›n iyilefltirilmesi” safsatalar› alt›nda bir tane gerçekli¤e iflaret etmektedir. Burjuva üretim iliflkilerinin tekrardan organizsayonu için tüm mavralar caiz durumundad›r. Bizimkisi gibi yar›-sömürge/yar›-feodal ülkelerin, emperyalist burjuvazinin istikrarlar›n›n kilit halkas›n› oluflturduklar›n› söylersek abartm›fl olma-

y›z. Zira IMF bir yandan ekonomik arenada tüm dünya pazar› üzerinde yeni sömürü iliflkileri konseptleri haz›rlarken, dünya gericili¤inin bafl aktörü ABD emperyalizmi ise bölgesel savafllar› güçlendirmek için (ki bu bölgesel savafllarda yar›-sömürgelerde gerçeklefltirilecektir) 700 küsür milyar dolarl›k bir savafl bütçesini deklare etti. Uluslararas› camiadaki son yaflan›lan bu geliflmeler, aç›kça göstermektedir ki dünya gericili¤i, içerisinde bulundu¤u batakl›ktan kurtulup, kendi erkini sa¤lamlaflt›rabilmek için, dünya halklar›na her türlü katliam ve sald›r› siyasetini izlemekten çekinmeyecektir. Uluslararas› geliflmelerin ülkemiz versiyonuna bakt›¤›m›zda, BOP’un efl baflkan› Erdo¤an’›n görev bilinciyle nas›l hareket ettti¤ini görürüz. IMF sald›r› politikalar›n›n adeta bir laboratuvar› durumunda olan Türkiye-Kuzey Kürdistan, 4-C ile gündemini korumaktad›r. TEKEL iflçilerinin direnifli karfl›l›¤›nda, egemen s›n›flar›n “yan gelip yatma dönemi bitti” tehtitleri, gerçekleri a盤a ç›karmaktad›r. Emperyalizmin tafleronu durumundaki gerici s›n›flar›n dönem temsilcisi AKP’nin sald›rgan bir tav›ra girmesi, basit bir emir komuta zincirinin son halkas› konumunda oldu¤unu göstermektedir. Evet! Bu kavga, ne sadece AKP hükümetine, ne de

yerli gerici s›n›flar›n baflka bir siyasal temsilcisine karfl› verilmektedir. Kapitalizmin yap›sal buhran›n›n ikinci aflama yap›land›rmas›n›n ülkemiz s›n›rlar›na düflen politik maddileflmesidir. Binlerce emekçinin Ankara’n›n ayaz›na ra¤men demokratik taleplerinin hayat hakk› bulmas› için içerisinde bulunduklar› eylem, niyetten ba¤›ms›z demokratik taleplerin d›fl›na ç›km›fl, emperyalizmin yerli markas› 4-C’ye ve de onun sald›r› konseptine karfl› durufl sergilemifltir. Eylemin içeri¤i demokratiktir, emekçilerin yükledi¤i misyon budur. Ama karfl› direnifle geçtikleri salt bir burjuva yasas› de¤il, dünya gericili¤inin taktiksel yönelimidir. Bu anlamda, direniflin zafere ulaflmas› bizler aç›s›ndan de¤iflik bir anlam kazanmaktad›r. Demokratik Halk Gençli¤i’ne düflen görev, süreci tüm yanlar›yla ezilen emekçilere anlatarak, sistemin bütünlüklü teflhiri gerçeklefltirmek ve mutlak suretle içerisinde bulundu¤u an› Yeni Demokratik Devrim’in parças› haline dönüfltürmektir. Unutulmamal›d›r ki, bizleri ekonomist, sendikalist, reformist çal›flma gruplar›ndan ay›racak olan, bayraklar›m›z de¤il, bilinçli eylem yönelimimizdir. Proleterya önderli¤inde ezilen s›n›flar›n haz›rl›¤› bu bilimsel do¤ruya iflaret etmelidir.


10

DÜNYA

2-16 MART 2010

DEVRiMCi

HKP (Maoist)’in 2009 de¤erlendirmesi Birleflik Parti alt›nc› y›l›na girerken, HKP (Maoist) Politbürosu bir y›ll›k, yani 1 Eylül 2008'den beri elde edilen kazan›mlar› özetledi. Afla¤›da yaz›lanlar, 2009 Eylül'ünün bafl›nda HKP (Maoist) Politbürosu taraf›ndan yay›mlanan bir Parti Belgesine dayanmaktad›r

Maoistler polis kamp›n› bast› H‹ND‹STAN- Hindistan Komünist Partisi (Maoist)’ne ba¤l› gerilla güçleri taraf›ndan düzenlenen sald›r›da 24 polis öldü. Hindistan’›n Bat› Bengal Bölgesi’nde Maoist gerillalar polis kamp›n› çembere alarak bir bask›n gerçeklefltirdi. Bask›n s›ras›nda kampta bulunan 51 polisten 24’ü öldürüldü. Kalküta’n›n 150 kilometre kadar güneybat›s›nda bulunan Silda köyündeki polis kamp›n› basan Maoist gerillalar›n kay›p vermeden geri çekildi¤i ö¤renildi.

Hindistan’da Birleflik Parti alt›nc› y›l›na girerken, Hindistan Komünist Partisi (Maoist) Politbürosu taraf›ndan 2009’un de¤erlendirilmesi yap›ld›. Maoist parti taraf›ndan yap›lan de¤erlendirmeyi siz okuyucular›m›zla paylafl›yoruz:

Son bir y›ldaki geliflmeler 2009 de¤erlendirmesini Özellikle; gerilla savafl›n› hareketli savafla ve HGKO’yu HKO'ya dönüfltürerek, Parti'nin ‘Üs Alanlar› ‹nfla Etme Bafl Görevi'ne karfl›l›k olarak, savafl cephesinde düflman kuvvetleri taraf›ndan devrimci mücadeleleri ezmek için yap›lan giriflimleri bofla ç›karan önemli geliflmeler yaflanm›flt›r. Önceki y›l tarihi Nayagarh bask›n› ve Andra Pradesh s›n›r› yak›nlar›nda Chitrakonda (Ballimela) Baraj›'ndaki 18 ifl arac›n›n imha edilmesinden sonra, içinde bulundu¤umuz y›l düflman kuvvetlerine sald›r› konusunda önemli bir at›l›m y›l› olmufltur. Son bir y›lda 300 civar›nda güvenlik eleman› imha edilmifl ve özellikle Dandakaranya'da yeni halk iktidar› daha da sa¤lamlaflt›r›lm›flt›r. Salwa Judum ve devletin gerici kuvvetleri taraf›ndan yap›lan fliddetli sald›r›lara ra¤men Janathana Sarkars* fleklinde yeni ortaya ç›kan demokratik iktidar ülke çap›nda büyük ilham kayna¤› olmufltur.

Geçmifl bir y›la bakarsak, befl temel kazan›m saptayabiliriz: (I) Birincisi ve en önemlisi; bir tak›m büyük gerilla eylemleri ve çok say›da küçük eylemlerden oluflan, bu y›l daha baflar›l› uygulanan TCOC (Taktiksel Karfl› Sald›r›) olmufltur. Bölgelerimizin ço¤unda eylem ve düflmana verdirilen kay›p say›s›nda önemli bir art›fl olmufltur. Geçti¤imiz bir y›l içinde, cesur HGKO'muz, halk milis kuvvetleri ve devrimci kitleler 300'den fazla polis, komando ve merkezi kuvveti imha etmifltir. Çok daha büyük say›da düflman kuvveti ise sald›r›lar›m›z s›ras›nda yaralanm›flt›r. Bu halk savafl›n›n genel gelifliminde önemli bir ilerleme olmufltur. Direniflimiz, özellikle 15. Lok Sabha* seçimleri zaman›ndan bu yana belirleyici olmufltur. 150'nin üzerinde düflman personeli bu dört ay esnas›nda imha edildi. Düflman kuvvetlerine yönelik bu pusular, bask›nlar ve sald›r›lar esnas›nda, kuvvetlerimiz taraf›ndan büyük cesaret gösterildi. Yoldafl Ashutosh'un yakalanmas›na, Yoldafl Vikas'›n yarg›s›z infaz›na karfl› ve Lalgarh hareketine destek için yap›lan bandh* ça¤r›lar› esnas›nda kitlesel protestolar gerçeklefltirildi. Örne¤in; 2009'da Nisan'dan Haziran ay›na kadarki sadece üç ayl›k zaman diliminde, B-J bölgesinde [Bihar-Jharkhand] 50'nin üzerinde düflman kuvveti öldürüldü ve bir o kadar› da yaraland›. DK'de [Dandakaranya-- orta ve do¤u Hindistan'da befl eyalet üzerine yay›lan ormanl›k alan] düflman kuvvetlerini bezdiren ve saflar›nda panik yaratan düzenli bir temelde eylemler sürüyor. Son alt› ayda düflman›n kay›plar›na flahit olmad›¤›m›z bir hafta geçmemifltir. Bu, Maoist alanlarda faaliyet yürüten dehflete kap›lm›fl düflman kuvvetlerinin morali üzerinde muazzam bir etki b›rakm›flt›r. (II) ‹kincisi; geçen y›lda, Dandakaranya'daki halk›n siyasi iktidar› Janathana Sarkars'›m›z›n organlar›nda büyüme ve sa¤lamlaflma görülmüfltür. Halk iktidar› organlar›m›z yüzlerce yeni köye yay›lm›fl ve tümen düzeyinde güçlenmifltir. Halk iktidar› organlar›n›n geniflleyen fonksiyonlar›n› yans›tan bir geliflme de; Janathana Sarkars alt›ndaki mevcut sekiz departmana bir tanesi daha, ticaret ve sanayi departman› eklenmesi olmufltur. Halk yönetimlerimizi temsilen yay›nlanan Lokur Adhikar ad›ndaki Gondi dilinde ç›kan bir dergi de May›s 2009'da yay›n hayat›na bafllam›flt›r. Halk yönetimlerimizin güçlenmesi ve genifllemesi; her yerdeki ezilen insanlara bir ilham olurken, iflleyen bir demokrasiye dayal› bu yeni alternatif iktidar modellerini ve halk›n ihtiyaçlar›na ve yerel kaynaklara dayanan kalk›nma modellerini ezmek için can atan emperyalistler ve Hindistan'›n gerici hakim s›n›flar› için de bir kabus olmufltur. (III) Üçüncüsü; yabanc› merkezli endüstriyel projeler için köylülerin topraklar›na el koyma planlar›ndan vazgeçmesi için CPM'yi [Hindistan Komünist Partisi-Marksist, Bat› Bengal'i yöneten parti] zorlayan Nandigram halk›n›n silahl› kitlesel mücadelelerine tan›k olduk. Bunu, Lalgarh ve çevre bölgelerindeki sosyal-faflist CPM yönetimine ve devlete karfl› tarihi baflkald›r› izledi. Silahl› kitlesel ayaklanma, devleti ve polis kuvvetlerini hedef alan bütünüyle politik bir eylemdi. Kitleler geleneksel silahlar›yla donanm›fl binler halinde ortaya ç›km›fl ve eyalet yönetiminin yedi aydan fazla bir zaman boyunca alanlar›na girmesini engellemifllerdi. Benimsenen mücadele flekilleri

flunlard›: Polise yiyecek ve su vermeyerek gerçeklefltirilen sosyal boykot, bölgedeki polis merkezleri ve kamplar›na yönelik gherao*, polis sald›r›lar›na karfl› fiziki direnifl ve onlar› bölge d›fl›na atma, barikatlar kurma. Bu mücadelelerin tarihi önemi; sadece binlerce insan›n silahlarla kat›ld›¤› yeni bir tür kitle direniflini öne ç›karmas›nda de¤il, ayr›ca otuz y›ldan uzun bir süredir Bat› Bengal halk›na hükmeden CPM sosyal faflistlerini teflhir etmede de önemli rol oynamas›nda yat›yor. Yan› s›ra bölge insanlar› shramdan*a dayal› kalk›nma ifllerini - yol yap›m›, sulama projeleri, sa¤l›k merkezleri ve kabile çocuklar› için e¤itim gibi, geçen 30 y›l boyunca yoz CPM fleflerinin ihmal etti¤i ifller - üstlendiler. Singur, Nandigram ve özellikle de Lalgarh, otuz y›ldan fazla bir süre boyunca sosyal faflistlerin kat› idaresi alt›nda kalm›fl Bat› Bengal yönetiminin çehresini de¤ifltirmifllerdir. Büyük flirketlere 10 milyon kadar dönüm devretmesi beklenen projeler yüzünden gerçekleflen kitlesel zorunlu göç politikalar›na karfl›, Parti önderli¤i alt›nda di¤er ilerici güçlerle birlikte yayg›n kitle harekeleri de olmufltur. Andra Pradesh Vishaka'da boksit madencili¤ine ve Posco'da ve Orissa'n›n baflka yerlerindeki madencilik projelerine karfl› büyük mücadeleler verilmifltir; Chhattisgarh'ta uyanan kitleler sadece Lohandiguda'daki Tata iflletmesinin faaliyetini de¤il, Kuzey Bastar'da gerçeklefltirilmesi planlanan devasa projeleri de engellemifllerdir; keza Jharkhand'daki dev madencilik projelerine karfl› da direnilmifltir. Bunlara paralel olarak; topraklar›m›z›n, zenginli¤imizin ve kaynaklar›m›z›n [Uttar Pradesh'de Ganga Express Highway, SEZ*ler vs. örnekleri gibi komprador bürokrat burjuvaziye ve emperyalistlere peflkefl çekilmesine ve zorunlu göçlere karfl› ülke çap›nda pek çok hareket de olmufltur. Tüm bu hareketlerde partimiz yeni deneyimler kazanarak önemli bir rol oynam›flt›r. (IV) Dördüncüsü; devrimci kitlelerin aktif yard›m›n› da alan HGKO kuvvetlerimiz, Bihar - Lakkisarai'›n çevre kasabas›nda gündüz vakti cüretkar ve iyi planlanm›fl bir bask›nla sevilen liderimiz Yoldafl Sunirmal'› - politbüro üyesi - düflman elinden kurtarm›flt›r. Önder yoldafllar›m›z›n süregiden kay›plar› aç›s›ndan bu destans› eylem büyük bir etki yaratm›fl ve Chidambaram kli¤inin yüzüne bir flaplak indirmifltir. Bu, hapishanelerde destans› mücadelelere önderlik eden yüzlerce tutsak için bir umut yaratm›fl, düflman saflar›nda pani¤e neden olmufl ve Partinin tüm kademelerinde ve kitleler aras›nda güveni art›rm›flt›r. (V) Ülke yönetimindeki bir di¤er önemli bir etki ise Lok Sabha seçimleri s›ras›nda Parti taraf›ndan bafllat›lan ülke çap›nda yayg›n boykot idi. Maoist etki alt›ndaki bölgelerde üç haftadan uzun bir süredir merkezi ve eyalet polis kuvvetlerinin büyük birliklerinin varl›¤›na ra¤men; Partimiz, HGKO, halk iktidar›n›n devrimci organlar› ve kitle örgütleri halk› umutsuzca oy kullanmaya zorlayan silahl› düflman kuvvetlerine karfl› bir tak›m taktiksel karfl› sald›r›lar yapman›n yan› s›ra kitleye yönelik politik propaganda kampanyas› da gerçek-

lefltirmifllerdir. Bizim propagandam›z o kadar etkiliydi ki; Dandakaranya, Bihar ve Jharkhand'›n pek çok k›sm›, Bat› Midnapore, Bankura ve Purlia bölgelerinde politik partiler taraf›ndan neredeyse seçim çal›flmas› yap›lamam›fl; Bat› Bengal'in Lalgarh bölgesinde, Malkangiri, Koraput, Gajapati, Ganjam, Rayagada'›n k›s›mlar›nda ve Orissa'n›n di¤er bölgelerinde ve baflka yerlerde neredeyse topyekun bir boykot gerçekleflmifltir. Yan› s›ra; hakim s›n›flar›n ülkeyi ve insanlar› talan etmelerine meflruiyet kazand›ran pahal› bir çal›flmadan baflka bir fley olmayan demokratik sürecin sahte do¤as›na maruz kalan ülkenin farkl› bölgelerinde ciddi e¤itim kampanyalar› yap›lm›flt›r. (VI) Özellikle az›nl›klara ve ülkenin dalit*lerine çokça umut veren bir di¤er önemli hadise, Orissa - Kandhamal'da VHP faflisti Swami Laxmanananda'n›n infaz› idi. RSS*, VHP*, Bajrang Dal* vs.'nin faflist çeteleri; Gujarat'ta ve baflka yerlerdeki Müslümanlara karfl› soyk›r›m› sürdürmenin, Orissa'da H›ristiyanlara tantanayla sald›rman›n, dalitlere sald›r›y› ve ayr›mc›l›¤› k›flk›rtman›n do¤rudan olsun dolayl› olsun devlet iflbirli¤iylearac› olmufllard›r. Laxmanananda ve di¤er RSSVHP liderlerine yönelik eylemin büyük politik etkisi; Maoistlerin, kendilerine yönelik sald›r›lara ve ayr›mc›l›¤a karfl› az›nl›k ve dalitlerin yan›nda durarak her zaman en önde olaca¤› umudunu uyand›rm›flt›r. Bu önemli geliflmelere ra¤men, son bir y›lda ciddi kay›plar›m›z da oldu. Son bir kaç y›lda karfl›laflt›¤›m›z önder yoldafllar›n kay›plar›, bu y›l içerisinde de Partiyi ve hareketi ciddi bir biçimde etkileyerek devam etti. Sevilen yoldafl›m›z ve merkez komite üyemiz Yoldafl Vikas'› kaybettik ve Yoldafl Ashutosh - merkez komite üyesi - gibi önemli bir tutsak verdik. Geçen bir y›lda ülkede Maoist hareketin geliflimindeki bu önemli geliflmelerin kitlelerde büyük bir umut uyand›rmas›na ra¤men, ülkenin büyüklü¤üne ve büyük kentsel ve düzlük alanlardaki yetersiz etkimize bak›l›rsa, Partinin Bafl Görevini gerçeklefltirme perspektifiyle silahl› mücadeleyi ülke çap›nda yayg›nlaflt›rmaya yap›lan vurguyla birlikte, Parti, hareketi yeni yeni alanlara yayma konusunda ciddi zorluklarla karfl› karfl›ya kal›yor.

Zorluklar ve Görevler Yukar›da aç›klanan durum, beraberinde Partinin önüne afla¤›daki zorluk ve görevleri koyuyor: 1) Partiyi tamamen Bolfleviklefltirmek için ciddi ad›mlar at: (a) Tüm proleter olmayan e¤ilimlerden kurtul (b) Maoist bir çal›flma ve önderlik tarz›n› benimse; Partinin kitlelerle, önderli¤in kadrolarla tam bir entegrasyonuyla, komitelerin her düzeyde görevini yerine getirdi¤inden emin ol (c) Bütün faaliyetlerimizde do¤ru bir s›n›f çizgisi ve kitle çizgisi benimse. 2) Partiye daha fazla kat›l›m sa¤layarak kendi kuvvetlerimizi infla etmek ve tüm parti güçlerini ideolojik ve politik olarak gelifltirmek için büyüyen kriz durumundan faydalan. Proleter olmayan e¤ilimlerin somut tezahürlerini somut bir flekilde saptayarak etkili bir flekilde düzeltme kampanyas› bafllat.

3) Silahl› mücadele alanlar›nda halk savafl›n› yo¤unlaflt›rmak için ve savafl› ve devrimci hareketi ülkenin yeni yeni alanlar›na yayma hedefiyle, baflka bölgelerde partiyi kitlelerin derinliklerinde infla etmek için mevcut kriz içindeki durumdan faydalan. 4) Hakim s›n›flar›n büyüyen çok yönlü faflist sald›r›s›n› gö¤üsleyebilmek için Partiyi, HGKO'yu ve kitleleri haz›rla. LIC belgemizin derinlikli bir flekilde çal›fl›lmas› yoluyla ve özellikle kendi faaliyet alanlar›m›zdaki düflman taraf›ndan at›lan somut ad›mlar› inceleyerek düflman›n yöntemlerini tamam›yla ö¤renmeye yönelik özel giriflimlerde bulun. 5) Belirli sorunlar›n kayna¤›na inerek tüm düzeylerdeki önder yoldafllar›n sürekli kayb›n› engellemek için ciddi ad›mlar at, yan› s›ra devrimci hareketi gelifltirme esnas›nda yeni önderlik oluflturmak için süreli planlar gelifltir. 6) Düflman›n bizi yaln›zlaflt›rma giriflimlerini gö¤üsle ve gerici güçlere karfl› tüm ilerici güçlerle ve özellikle de milliyet güçleriyle genifl birleflik cepheler infla et. 7) Partinin gizli yap›lar›n› infla etmeye ve güçlendirmeye özel bir önem ver ve devrimci kitle prati¤i yoluyla güçlü, sa¤lam, politik ve örgütlü bir kitle temeli olufltur. 8) Dünyada büyüyen kriz durumundan ve onun ülkemizdeki etkisinden faydalanmak için krizin kendi faaliyet alanlar›m›zdaki somut d›flavurumlar›n›n etkili taktiklere dönüfltürülecek somut tahlili yoluyla inisiyatif al. Kapitalist sistemdeki efli benzeri görülmemifl krizin ›fl›¤›nda büyük halk ayaklanmalar› ihtimalini görerek, kitleleri sadece talepleri üzerinden uyarmak için de¤il, ayn› zamanda onlar› politik mücadelelere ve mevcut adaletsiz sisteme karfl› mücadeleye çekmek için de zaman›nda ve etkili müdahaleler yap. 9) Günün tüm meselelerine karfl› etkili politik müdahalelerde bulunarak Partiyi ülkenin yönetiminde önemli bir politik kurulufl olarak kan›tla. Politik müdahale; genifl kitleleri sorunlar üzerine çekecek kitle propagandas›na, ajitasyona ve seçici askeri eylemlere yol açmal›d›r. ÇEV‹R‹ NOTLARI* HGKO: Halk Gerilla Kurtulufl Ordusu Janathana Sarkars: Halk Yönetimi Lok Sabha: Hindistan Parlamentosu Bandh: Hint dilinde 'kapal›' anlam›na geliyor. Güney Asya'da tipik bir protesto flekli. Bir tür genel grev ve sivil itaatsizlik. Gherao: Bengal dilinde 'etraf›n› çevirme' anlam›na geliyor. Güney Asya'da bir di¤er tipik protesto flekli. ‹nsanlar talepleri karfl›lana kadar bir politikac›y› ya da devlet binas›n› çevrelerler. Shramdan: Gönüllü iflçilik SEZ: Special Economic Zones, "Özel ‹ktisadi Bölgeler" Dalit: Hindistan'da kast sisteminde en alt tabaka insanlar› VHP: ViÊvaa Hind Pariad, "Dünya Hintli Konseyi" RSS: Rashtriya Swayamsevak Sangh, "Milli Gönüllüler Teflkilat›" Bajrang Da: VHP gençlik teflkilat› Bu aç›klama, 7 Ekim 2009 tarihinde, HKP(Maoist) resmi yay›n organ› olan Maoist Enformasyon Bülteni’nde yay›nlanm›flt›r. Çeviri: Solun Do¤usu

DEMOKRASi

Y›k›m politikalar›na karfl› iflçi grevleri yay›l›yor Eme¤e yönelik sald›r›lar›n ülkemizde oldu¤u gibi di¤er ülkelerde de var olmas› emekçileri greve götürüyor. Yunanistan ve ‹spanya'da emekçiler hükümetlerin ekonomik reform ad› alt›nda ekonomik krizin bedelinin kendilerine ödetilmeye çal›fl›lmas›n› protesto ettiler. Yunanistan- Hükümetin ‘ekonomik reform paketini’ protesto eden kamu ve özel sektör çal›flanlar›, 24 saatlik grev bafllatarak ülkede yaflam› durdurdu. Çal›flanlar›n primlerinde kesinti, sosyal güvenlik sisteminde de¤ifliklik ve maafllar›n dondurulmas› vb. konularda hükümetin düzenlemelerine karfl›, Yunanistan Kamu Çal›flanlar› Konfederasyonu (ADEDY) ve Yunanistan ‹flçi Sendikalar› Konfederasyonu (GESEE)'nun ça¤r›s›yla yap›lan greve, gazeteciler, vergi daireleri, gümrük, sigorta, belediye, valilik, adliye, arkeolojik alan, müze, hava, deniz ve karayolu tafl›mac›l›¤› çal›flanlar›, doktorlar ile ö¤retmenler kat›ld›. Grev nedeniyle devlet dairelerinde ve di¤er hizmetlerde; okullarda dersler yap›lmad›, hastanelerde yaln›zca acil durum ve güvenlik personeli görev yaparken, müzelerle arkeolojik alanlar da aç›lmad›. Havaalan› kontrol kulesi çal›flanlar›, deniz yolu çal›flan-

lar›, demiryolu çal›flanlar›n›n da grev yapmas› çok yönlü ulafl›m› da durdu.

Bas›n emekçileri de grevdeydi Bas›n yay›n çal›flanlar›n›n da greve kat›lmas› nedeniyle televizyon ve radyolarda haber bültenleri yay›mlanmazken, haber ajanslar› ile internet siteleri sayfalar›n› yenilemedi. Bas›n toplant›lar› iptal edilirken, yaz›l› bas›n çal›flanlar›n›n da grev yapmas› sebebiyle bir günlü¤üne gazete bayilerinin raflar› bofl kald›. Baflkent Atina'da kent merkezinde gösteriler ve yürüyüfller yap›ld›. Baflkentin Sindagma Meydan›’ndaki mitingler nedeniyle kent merkezi uzun süre ulafl›ma kapat›ld›. Öte yandan göstericiler ile güvenlik kordonu oluflturan polis kuvvetleri aras›nda yer yer çat›flmalar yafland›.

‹spanya’da da genel grev ‹spanya'n›n bir çok kentinde binlerce iflçi, küresel ekonomik krizle büyüyen iflsizlik ve bütçe a盤›n› kontrol alt›na almak amac›yla, hükümetin kamu harcamalar›nda yapmay› planlad›¤› kesintileri protesto amac›yla düzenlenen gösterilere kat›ld›. Sendikalar, ‹spanya Baflbakan› Jose Luis Rodriguez Zapatero'nun emeklilik yafl›n› yükseltme ve ifl güvenli¤ini azaltmaya yönelik önerilerini reddediyor.

ABD ve Çin aras›nda Tayvan gerilimi ABD’nin birçok silahtan oluflturdu¤u savunma paketini Çin ile s›n›r komflusu olan Tayvan’a satmas›, iki emperyalist güç aras›ndaki gerilimi artt›rd›. Çin’in ABD’ye sert yan›t verdi¤i geliflmelerde, ABD'nin Tayvan'a silah satma karar›n›n Çin'in ulusal güvenli¤ine ve temel ç›karlar›na büyük zarar verdi¤i aç›kland›. Çin Savunma Bakanl›¤› Sözcüsü K›demli Albay Huang Xueping, bu tür davran›fllar›n iki ülke ordular› aras›ndaki iliflkileri baltalad›¤› gibi, hem iki ülke aras›ndaki iflbirli¤ine, hem de Tayvan Bo¤az›'ndaki bar›fl ve istikrara tehdit oluflturdu¤unu ifade etti. ABD’nin Çin’in burnunun dibindeki ada ülkesi Tayvan’a satt›¤› silahlar konusunda “Amerika Tayvan’a gerçekte ne sat›yor?” sorular› ak›llara gelirken, bu durum iki emperyalist güç aras›ndaki dalafl›n art›¤›n› gösteriyor. ABD’nin Rusya s›n›r›na yerlefltirdi¤i füze sistemi tart›flmalar› hala devam ederken, bu sefer de Çin üzerinde bask› kurmay› amaçlayarak Tayvan’a satt›¤› silahlar, ABD’nin Çin’e de ayn› takti¤i uygulayaca¤› düflünülüyor. ABD ve Çin aras›ndaki Tayvan gerilimi olarak ortaya ç›kan gerilim, iki emperyalist güç aras›ndaki ç›kar da-

laflan›n ifadesi. Zira Tayvan’›n kendisini savunaca¤› pek fazla düflman› yok. Tek bir tane var ve o da esasen Tayvan üzerinde egemenlik iddias›nda bulunan ve resmi ba¤›ms›zl›k ilan etti¤i takdirde aday› sürekli olarak iflgalle tehdit eden Çin. Tayvan’›n savunma ihtiyaçlar› için haz›rlanan 6.4 milyar dolarl›k pakette; 114 adet PAC-3 patriot füzesi, 60 adet UH-60M Black Hawk helikopter, iki adet Osprey s›n›f› may›n tarama gemisi, 12 adet ATM-84L ve RTM-84L Block II tip Harpoon füzesi, 35 adet çok fonksiyonlu bilgi da¤›t›m sistemi alçak ses terminali (MIDS/LVT 1) ve 25 adet gemi konufllu MIDS terminal var. Tam da bu noktada ABD, dünya üzerindeki hakimiyetini tek bafl›na sürmek istemesi nedeniyle, rakipleri konumundaki Rusya ve Çin’i s›n›r boylar›ndaki uflak devletlerle tehdit ediyor. Tayvan’a silah sat›fl›yla birlikte ilerleyen dönemlerde Tayvan’›n ABD’nin istemiyle resmi olarak ba¤›ms›zl›k ilan etmesi muhtemel. Ve böyle bir olas› durumda Çin’in Tayvan› vurmas›, ve ABD ordusunun ‘güvenli¤i’ sa¤lamak için Tayvan bo¤azlar›na yerleflmesi ve Çin ile burun buruna gelmesi kaç›n›lmaz.


DEVRiMCi

KADIN

DEMOKRASi

Yaklaflan 8 Mart çal›flmalar›na bafllayan Demokratik Kad›n Hareketi bir çok ilde gerçeklefltirdi¤i çal›flmalarla kad›nlar› 8 Mart’ta alanlara ça¤›rd›.

2-16 MART 2010

11

fian olsun Dünya Emekçi Kad›nlar Günü 8 Mart’a!

Kad›nlar 8 Mart’a haz›rlan›yor Dersim- DKH "TEKEL iflçilerinin direnifliyle 8 Mart’a bin selam’’ fliar› ile 8 Mart çal›flmalar›n› Dersim'in tüm mahallelerine yay›yor. Bu vesile ile bir bildiri kaleme alan DKH çal›flanlar› mahallelerde yayg›n bildiri da¤›t›m› yaparak, kad›nlar›n sorunlar› üzerinden sohbetler gerçeklefltiriyor. Sohbetlerde kad›nlar›n u¤rad›¤› bask›lar, sistemin kad›na bak›fl›, kad›n› sindirme politikas› ve bunun karfl›s›nda emekleri ve gelecekleri için mücadele eden TEKEL iflçisi kad›nlar›n ö¤rettikleri anlat›l›yor. Birleflik ve güçlü bir 8 Mart’› hedefleyen DKH "Kapitalizme karfl› eme¤ine sahip ç›kan Newyork’lu kad›nlar›n bize b›rakt›¤› mücadele bayra¤›n› TEKEL iflçilerinin mücadelesiyle birlefltirerek, alanlar› kuflatal›m” vurgusu ile çal›flmalar›n› sürdürece¤ini belirtti. Bu süreçte bir eylem takvimi de oluflturan DKH üyeleri 8 Mart’a kadar bu kapsamda; stant, mahalle toplant›lar›, bildiri da¤›t›m› gibi çal›flmalar gerçeklefltirecek.

Kad›nlar stant açarak mitinge ça¤r› yapt› ‹stanbul- DKH faaliyetçileri 8 Mart kapsam›nda Avc›lar’da stant açarak kad›nlarla sohbetler etti. Sohbetlerde, 8 Mart’›n önemi ve emekçi kad›nlar›n mücadeleyi daha güçlü sahiplenmesi gerekti¤i vurgulanarak, 7 Mart günü Kad›köy'de buluflma ça¤r›s› yap›ld›. Stand çal›flmas› süresince yap›lan sohbetlerde kad›nlar›n yaflad›¤› sorunlara de¤inilerek kad›nlar›n hakl› mücadelelerini sahiplenmesi; kendi talepleri etraf›nda bir araya gelerek örgütlenmeleri gerekti¤i vurgulanarak, direniflte olan iflçi kad›nlar›n talepleri aktar›ld›. Ayr›ca çal›flma s›ras›nda aç›lan deftere kad›nlar; yaflad›¤› sorunlar, kad›na yönelik fliddet gibi konular üzerine düflüncelerini paylaflt›lar.

Kad›nlardan 8 Mart etkinlikleri Mersin- Güney Kent Dü¤ün Salonu’nda ‘Yeni Kad›n› ve Özgür Dünyay› Yaratma Yolunda Gücümüzü Büyütelim, Örgütleyelim, Örgütlenelim’ fliar›yla bir etkinlik gerçeklefltiren DKH, örgütlenmenin önemine dikkat çekti. Etkinlikte konuflma yapan DKH temsilcisi, “Dünden bugüne ne kadar çok ezilen sömürülen kad›nlar›m›z varm›fl ki, suskunluklar›n› yüreklerine hapsetmifller. Bizler ezilen cins olmaktan kaynakl› yaflad›¤›m›z namus ve töre cinayetlerine, aile içi fliddete, taciz ve tecavüze, eme¤imizin de¤ersizlefltirilerek evde, iflte, tarlada, kay›t d›fl› sektörlerde ve yaflam›n her alan›nda görünmez k›l›narak sömürülmemize, k›sacas› dünyan›n tüm yüküyle birlikte ek olarak s›rt›m›zda kad›nl›¤›m›z› da tafl›mam›za karfl› mücadelenin ad› ve öznesi biz kad›nlar olabilmeliyiz.” dedi. Etkinlikte, kad›n ve TEKEL iflçilerini anlatan sinevizyon gösterimi, ‘Makine’ adl› tiyatro oyunu sunumu, Kardelen Müzik Grubu’nun vermifl oldu¤u dinleti ile halkoyunlar› gösterisi sergilendi. Adana- BDSP, Devrimci Proletarya, Emek ve Özgürlük Cephesi, Halk Cephesi, Mücadele Birli¤i ile birlikte fiakirpafla semt pazar›nda ortak etkinlik düzenleyen DKH, etkinli¤in ard›ndan, Demokratik Haklar Derne¤i’nde bir etkinlik gerçeklefltirdi. Etkinlikte yap›lan konuflmalarda 8 Mart gününün birlik ve mücadelenin yükseltilmesi günü oldu¤una, kad›nlar›n kurtuluflunun ancak kad›n ve erkek el ele vererek kazan›laca¤›na ve kad›n sorununun sistemden kaynakland›¤›na de¤inildi. Tüm kad›nlar›n örgütlü mücadeleye kat›lmas› için ça¤r› yap›lan etkinlikte, TEKEL kad›n iflçileri selamland›.

Yap›lan fliir dinletisinden sonra etkinlik, iflçi bir kad›n›n ifl yaflam›nda karfl›laflt›¤› sorunlar› dile getirdi¤i konuflmas› ile devam etti. Etkinlik, müzik gurubunun söyledi¤i ezgiler ve çekilen halaylarla son buldu. Elaz›¤- DKH faaliyetçileri Elaz›¤’da, 8 Mart kapsam›nda haz›rlanan kad›n bültenlerini, bildirileri ve Devrimci Demokrasi gazetesinin, gecekondu mahallelerinde da¤›t›m›n› yapt›. Halk›n ilgisinin yo¤un oldu¤u da¤›t›m esnas›nda DKH faaliyetçileri taraf›ndan 8 Mart’›n vurgusu yap›ld› ve bugünün önemi üzerinden kad›nlarla sohbetler edildi.

YÇKM ve DKH panel düzenledi Britanya’da Yüz Çiçek Açs›n Kültür Merkezi ve Demokratik Kad›n Hareketi 'Korkusuz bir gelecek için ev içi fliddete hay›r' bafll›¤› alt›nda ortak bir panel düzenledi. Panel, dünyan›n her taraf›nda kad›na yönelik fliddetin istatistiklerle sunuldu¤u bir slayt gösterimi ile bafllad›. ‹lk konuflmay› yapan yüksek mahkeme avukat›, kad›na yönelik fliddetin tarihsel sürecinden bahsederek flunlar› dile getirdi: “Kad›na yönelik fliddet ataerkil egemen anlay›fl›n ve özel mülkiyetin tarih sahnesine girmesiyle bafllam›flt›r ve her ülkede o ülkenin de¤er yarg›lar›na göre gerçeklefltirilmifltir. Kad›na uygulanan fliddet her ülkede farkl› olsa da örne¤in ‹ran’da kad›n tafllan›rken modern ülkelerde de dövülmüfltür. Yani özü ayn›d›r.” DKH Britanya temsilcisi ise yapt›¤› konuflmada fliddetin ne oldu¤u, nas›l ortaya ç›kt›¤›, bunu tetikleyen faktörlerin ne oldu¤u ve kad›n›n ruh sa¤l›¤› üzerindeki etkilerine de¤inerek, öncelikle fliddetin gerçek anlamda kavranmas›n›n önemine

dikkat çekti.

fiiddete dur demek zorunday›z fiiddet gören kad›n›n, durumu ay›p olarak görmesinden kaynakl› genellikle bu durumu aile içinde gizledi¤ini söyleyen DKH temsilcisi, konuflmas›n›n devam›nda flunlar› söyledi: “Ne yaz›k ki bu anlay›fl›n bedelini de ço¤u zaman kendi hayat›yla öder. fiiddetin fark›na varmam›z gerekiyor; çünkü ön kabullenifller, fliddetle mücadelenin önünü t›k›yor. fiiddeti sadece fiziksel dayakla s›n›rlay›p 'benim eflim beni dövmüyor' cümlesiyle fliddet görmedi¤imizi iddia etmek, bizleri yarat›lan fliddetin bir parças› olmaya götürür. Bize dayat›lan kabullenifllerin, de¤er yarg›lar›n›n, namus anlay›fllar›n›n önüne geçmek ve fliddete dur demek zorunday›z.”

ADKH, 8 Mart Dünya Emekçi Kad›nlar Günü’nü selamlad› Avrupa Demokratik Kad›n Hareketi (ADKH), yay›nlad›¤› yaz›l› aç›klamayla 8 Mart Dünya Emekçi Kad›nlar Günü’nü selamlad›. Kad›n mücadelesinin tarihsel sürecine de¤inilen aç›klamada, kad›nlar›n toplumsal yaflamda d›flland›klar› tüm alanlarda ön saflarda yer ald›¤› ve kad›n›n özgürlük mücadelesinin devam etti¤i belirtilerek “Binlerce y›ld›r tüm toplumsal sistemlerin ortak noktas›, kad›n› ezilen, bask› gören, cinsel kölelikten ücretli köleli¤e kadar götüren bir yaflama mahkum etmesidir. Kad›nla erkek cinsi aras›nda eflitlik iliflkisini sa¤lama mücadelesi her toplumun sosyal, kültürel, ekonomik yap›s›na göre de¤iflse de, sorunun erkek egemen kapitalist sistemin sonucu oldu¤unu unutmamak gerekir” ifadelerine yer verildi.

8 Mart’ta alanlara 8 Mart'› devrimci, demokratik kad›n örgütleri ile birlikte kutlayacak olan Demokratik Kad›n Hareketi (DKH), ‹stanbul’daki eylemin 7 Mart'ta Kad›köy'de olaca¤›n› duyurdu. Tüm kad›nlar› emekleri ve haklar› için alanlara ça¤›ran DKH, kad›nlara flöyle seslendi: “8 Mart 1857 y›l›nda büyüyen bu kor, Novamed'de alevlendi tekrar. Novamed'de iki y›l boyunca direnen kad›nlarla kazand›k, kazan›lm›fl haklar›m›z› geri ald›k! Desa'da Emine Aslan'›n bir y›la yak›n direniflini büyüterek kazand›k! MEHA Tekstil'de Emine Aslan'›n direniflinden feyz alan Saliha Gümüfller, Ünzileler kazand›! Entes'de tek bafl›na direnen Gülistan Kobatan flahs›nda kazand›k!

TEKEL iflçisi kad›nlar›n yan›nda yer alarak onlardan ö¤rendik, onlar›n kendi direnifllerinde geliflerek güçlenmelerine tan›k olduk! Umutsuzlu¤a düflülen her süreçte en direngen durufllar sergileyenlerin onlar oldu¤unu gördük! fiimdi bu direnifllerini k›rmaya çal›flan düzene ve o düzenin savunucular› sendika a¤alar›na karfl› durman›n ne kadar önemli oldu¤unu da ac› deneyimlerle ö¤rendiler... Bilinçlendikçe, örgütlenmenin, kendi sendikal haklar›na kendileri sahip ç›kman›n önemini gördükçe süreç nas›l geliflirse geliflsin, onlar kazanacak, onlar›n deneyimleri milyonlarca emekçi kad›na ›fl›k tutacak! Kim demifl kad›nlar güçsüzdür diye? Ezilmeye karfl› direndikçe, bize bunu reva görenlerin e¤ilmesi gereken

bafllar› yerine e¤di¤imiz bafllar›m›z› gururla kald›rd›k ve gerçeklerle korkusuzca yüzleflerek güçsüz olmad›¤›m›z› ö¤rendik/gösteriyoruz! ‹flte 8 Mart Dünya Emekçi Kad›nlar Günü'ne bu dirençle ve hiç kimsenin hediyesi olmayan, kendi mücadelemizle edindi¤imiz ve kimsenin bizden alamayaca¤› gerçek gücümüzle ad›m at›yoruz! Alanlarda, sokaklarda, direnifl çad›rlar›nda karfl›layaca¤›z yüz y›ll›k direnifl tarihimizi ve bizi ezen erkek egemen sömürü düzenine karfl› bizimle beraber olanlarla birlikte hayk›raca¤›z! Kahrolsun Emperyalistler ve Onlar›n Erkek Egemen Düzeni!” DKH üyeleri 7 Mart'ta saat 11'de Kad›köy Tepe Nautilus önünde toplanacaklar.

Toplumlar tarihinin ça¤›m›z›n “modern” toplumlar›na kadar ilerlemesi s›n›flar mücadelesi sayesinde oldu. Ezilip sömürülen devrimci halk kitleleri emekçi s›n›flar olarak örgütlenip, yönetici durumdaki sömürgen ve zulümkar s›n›flara meydan okumam›fl olsalard›, yani s›n›f devrimi metoduna baflvurmam›fl ve bu devrimleri gerçeklefltirmemifl olsalard›; toplumsal statü ve dolay›s›yla insanl›k bugünden çok daha geri-karanl›k bir dönemde bulunuyor olacakt›. Tiranlar, Sultanlar, ‹mparatorlar, beyler-beylikler ve despotik tüm imparatorluklar s›n›flar mücadelesi yoluyla y›k›l›p tarihin karanl›¤›na gömülebildiler. ‹lkelinden “Modern” barbal›¤a kadar özü ayn› olan bütün “köleci sistemler” bu ak›bete u¤rad›, bundan böyle de büyük özgürlük ütopyas›n›n gadrinden kurtulamayacakt›r. S›n›flar mücadelesi tarihi veya yasas›, devasa devrimler 盤›r›yla zifiri karanl›¤› yar›p, gerici çarklar› paramparça eden derin destans› serüveniyle insanl›¤›n ayd›nl›¤a do¤ru yürüyüflüne yol açt›-tan›kl›k etti. Bundan sonraki ileri toplumsal formatlara ve nihai hedefe de s›n›f savafl›mlar› motoruyla gidilecektir. S›n›flar mücadelesi tarihi ve s›n›f mücadelesi yasas› geçerlili¤ini koruyarak tarihin tekerle¤ini özgür gelece¤e do¤ru döndürmeye devam ediyor. Bu, çeliflkigeliflim diyalekti¤i ve siyasi bak›mdan s›n›flar mücadelesi yasas›n›n kaç›n›lmazd›r-önlenemez-engellenemez-karart›lamaz bir kanunudur. Gerici olan er ya da geç yerini ilerici olana b›rakacakt›r. S›n›flar mücadelesi tarihi; onmaz ac›lar, büyük yara ve dramlarla dolu oldu¤u kadar, anlaml› bedellerle örülü bir tarihtir de. ‹leriyi temsil eden s›n›flar›n amans›z kalk›flmas› kahredici hükmünü kurarak, her defas›nda gerici s›n›flar› alafla¤› ederek insanl›¤›n gelece¤e uyanan yolunu açm›flt›r. Bu tarihin her kesiti kahramanca mücadelelerle infla edildi¤i gibi; köhnemifl s›n›flar›n ac›mas›z katliam ve vahfli k›y›mlar›n›n kabar›k dosyas› da kara bir leke olarak eksik kalmadan düflmüfltür tarih sayfalar›na. Ama gerici s›n›flar›n kudurgan iktidar menfaatlerinden peydahlanan zulüm semeresi ve katliam siciline karfl›n, tarihsel-toplumsal ilerleyifl; devrimci halk kitlelerinin baflkald›r› gelene¤iyle yaratt›¤› de¤er ve devrimci miras birikimiyle yoksul dünyan›n omuzlar›nda yükselmifltir. S›n›flar mücadelesi tarihinin flanl› kesitlerini alt›n harflerle iflleyen soylu direnifl miraslar›ndan biri de hiç kuflkusuz ki, 8 Mart Dünya Emekçi Kad›nlar Günü olarak s›n›flar mücadelesine kal›c› bir mevzi b›rakan New York’lu tekstil iflçisi kad›nlar›n tereddütsüz ve bir o kadar da kahramanca mücadelesidir. Bu tarihsel direnifl, devrimci dünyan›n büyük bir kazan›m› ve tarihsel mücadele mevzisi olarak s›n›flar mücadelesine güç katan önemli ve anlaml› bir kesiti oluflturmaktad›r. Bundan tam 153 y›l önce, ABD’nin New York kentinde iplik fabrikas›nda çal›flan kad›n iflçiler, 1857 senesi 8 Mart günü greve giderek muazzam bir direnifl gerçeklefltirdiler. Ve maalesef bu ihtiflaml› direnifl kan emici asalak burjuvazi taraf›ndan kad›n iflçilerin fabrikaya kilitlenip yak›lmas› suretiyle caniyane biçimde kana bo¤uldu. 129 kad›n iflçi fabrika içinde yanarak can verdi. New York’lu Cotton tekstil fabrikas›-dokuma iflçisi kad›nlar›n, 1850’li y›llarda 12 ile 14 saat aras›nda de¤iflen ifl günü süresine karfl› ç›karak; 8 saatlik ifl günü, seçimlerde oy kullanma hakk› ve daha iyi yaflam koflullar› talepleriyle bafllatt›klar› grev, k›sa sürede New York d›fl›ndaki kentlere de s›çrayarak 40.000 iflçinin kat›ld›¤› devasa direnifle dönüfltü. Dalga dalga ülke sath›na yay›lan grev karfl›s›nda acze düflen ABD hükümeti ve patronlar çareyi vahfli katliamda buldular. Direniflin merkezi olan iplik fabrikas›nda grevlerini sürdüren kad›n iflçiler, iktidar ve patronlar›n ortaklafla cani eylemiyle fabrikayla birlikte yak›ld›lar. Tam 129 kad›n iflçi kilitli kap›lar ard›nda fabrika içinde yanarak can verdi; zalimce, canavarca ve hunharca katledildi. 8 Mart 1857 tarihinde gerçekleflen kad›n iflçilerin sars›c› grevi, kudurgan burjuva patronlar›n kundakç› ve azg›n sald›r› müdahalesiyle 129 emekçi-direniflçi kad›n›n kan›na buland›. ‹flte 8 Mart’›n tarihçesi, ölümsüz 129 asil

kad›n›n unutulmaz an›s›na ve grevci kad›n iflçilerin burjuvazi taraf›ndan k›y›m›na sahne olan 153 y›l öncesine, amans›z s›n›f çat›flmas›na dayan›r. Bu tarih, iflçi s›n›f› mücadelesinde son derece özgün ve ender bir yer tutmaktad›r. Bunun gibi, emekçi kad›nlar›n görkemli önderli¤ini, mücadeleci özelli¤ini, yi¤itli¤ini ve devrimci rolünü de simgelemektedir. Kad›n›n s›n›f mücadelesindeki yeri ve kad›n mücadelesi ile s›n›fsal niteli¤i aras›ndaki orant›, bu tarihsel tecrübeyle sabitlenmifltir. Bu onurlu mücadele, iflçi s›n›f› mücadele tarihi belle¤ine kaz›nan yeni bir sayfa olarak parlad›¤› gibi, karanl›¤›n sahibi köhnemifl s›n›flar›n kurals›z canavarl›kla gerçeklefltirdi¤i katliam da sorulacak hesap olarak s›n›f savafl›m› dosyas›na not edildi. Tarih 1910’a geldi¤inde, I.Enternasyonalin Danimarka’n›n Kopenhag kentinde toplanan II.Kad›n Kurultay›, Kad›n Enternasyonalinin (kurultay›n›n) baflkan› olan Roza Lüksemburg’un önerisiyle 8 Mart’› Dünya Emekçi Kad›nlar Günü olarak kararlaflt›rd›. Bundan sonra, 8 Mart, Dünya Emekçi Kad›nlar Günü olarak s›n›f niteli¤ine uygun biçimde kutlana geldi. Günümüzde de tüm dünya ölçe¤inde kutlanmaktad›r. 8 Mart gösteri, kutlama ve etkinliklerinin daha düne kadar yasak olup, hakim s›n›f iktidarlar›n›n faflist sald›r›lar›na maruz kald›¤›n› da ekleyelim. Tarihi günlerin bir anlam› da, onlar›n komünist ve devrimcilerin elinde bir mücadele mevzisi de¤erinde etkili birer silah olmalar›nda yatar. ‹flte hakim s›n›flar›n, azg›n sald›r›lar› ve o gün olmasa da, bugün moda haline getirildi¤i gibi, daha sinsi sald›r› biçimi olan bu devrimci de¤erlerin “sahiplenilerek” s›n›f niteli¤inden ar›nd›r›lmas› ve anlams›zlaflt›r›lmalar› amaçl› sald›r›y› devreye sokmalar›, bu tarihi günlerin s›n›f mücadelesinin köfle tafllar› olarak ifllev görmesinden ileri gelmektedir. Nitekim, emperyalist burjuvazi, di¤er tarihsel gün veya devrimci de¤erlerde oldu¤u gibi, dünya proletaryas› ve halklar›n›n s›n›f mücadelesinin bir mücadele mevzisi olarak kulland›¤› 8 Mart’›n s›n›f niteli¤ini gizlemek ve içini boflaltarak yozlaflt›rmak üzere, kollar› s›vamakta gecikmedi. Birleflmifl Milletler Genel Kurulu 1977 y›l›nda 8 Mart’›n Dünya Kad›nlar Günü olarak resmi kutlanmas›n› kararlaflt›rarak “kabul etti.” Bilumum gerici s›n›f iktidarlar› ayn› kulvarda ilerleyerek, 8 Mart’› “Kad›nlar Günü” olarak yasallaflt›r›p salon e¤lencelerine dönüfltürerek, iflçi s›n›f› ve kad›n emekçilerin elinden bu silah› almaya, yozlaflt›rmaya çal›flt›-çal›fl›yor. Bundand›r ki, hiçbir tereddüt, kafa kar›fl›kl›¤› ve mu¤lakl›¤a düflmeden devrimci s›n›f tavr›na uygun olarak bu tarihi gün ve de¤erlerimizi, s›n›f niteliklerini öne ç›kararak ve bu niteli¤e ba¤l› kalarak sahiplenmeyi keskin olarak temsil etmeliyiz. Neo-liberal sald›r› ve yalanlar ile sa¤ liberal tasfiyeci savrulufllar›, devrimci tutumla püskürtmeli, de¤erlerimizin i¤difl edilmesine müsaade etmemeliyiz. Emperyalist burjuvazi ve onun liderli¤indeki bütün gerici hakim s›n›flar gelifltirdikleri sinsi taktikle, devrimci dünyan›n elinde tam bir silah olan devrimci argüman, fliar, kavram ve de¤erlere sahtekarca ve yozlaflt›rarak “sahip” ç›kmaktad›r. Bu realite devrimci cephede kafa kar›fl›kl›klar›na, bocalamalara, sars›nt›lara ve belirsizliklere yol açmaktad›r. “Dünya Emekçi Kad›nlar Günü”nü, “Dünya Kad›nlar Günü” olarak ilan edilmesinin alt›ndaki gerçeklik, gerici hakim s›n›flar›n bu sald›r›s›n›n bir parças›yken, devrimci cephede buna tav olan geri-liberal yaklafl›m da bu burjuva sinsi sald›r›n›n etkisini tan›tlamaktad›r. O halde, 8 Mart’a, s›n›f niteli¤i vurgusuna ba¤l› olarak “Dünya Emekçi Kad›nlar Günü” olarak daha kitlesel, daha coflkulu ve daha militan gösterilerle “Yaflas›n 8 Mart Dünya Emekçi Kad›nlar Günü”, “fian Olsun K›z›l 8 Mart’a”, “fian Olsun ‹flçi S›n›f› ve Kad›n Emekçilere” fliarlar›yla, 8 Mart 1857 ruhunu günümüz kutlamalar› ve mücadele alanlar›na tafl›yal›m.


12

KÜLTÜR-SANAT

2-16 MART 2010

DEVRiMCi

DEMOKRASi

12. Y›lmaz Güney KültürSanat Festivali sonuçland› Kutsiye Bozoklar’a atfedilen 12. Y›lmaz Güney Kültür-Sanat Festivali, Avrupa Demokratik Gençlik Hareketi (ADGH) taraf›ndan Almanya’n›n Frankfurt kentinde düzenlenen, Avrupa’n›n çeflitli flehirlerinden gelen gençlerin coflkulu ve kitlesel kat›l›m›yla sonuçland›r›ld›. Festival, yaklafl›k bir y›l önce yaflam›n› yitiren yazar, fikir insan› Kutsiye Bozoklar’a atfen gerçeklefltirildi. Sayg› duruflu ve aç›l›fl konuflmas›n›n ard›ndan, Y›lmaz Güney’den Kutsiye Bozoklar’a uzanan devrimci sanat›n toplumdaki yeri ve önemine dikkat çekilen, genç nesillerin gelecek kavgas›ndaki yerlerinin nereden feyiz almas› gerekti¤ine vurgu yap›lan sinevizyon gösterimi yap›ld›. Yo¤un ilgi gören sinevizyonda, Y›lmaz Güney ve Kustiye Bozoklar’dan anlat›mlar aktar›ld›. ‹lerleyen saatlerde, ADGH 17. Merkezi Komisyonu ad›na konuflma yap›ld›. Konuflmada, devrimci kültür-sanat cephesinin önemi vurgula-

n›rken, bu mücadelenin tek yanl› olmad›¤›, bütünlüklü bir yönelim oldu¤u, bundan dolay› da ancak devrimci mücadelenin yükseltilerek, kültürel alandaki gerici sald›r›lara gö¤üs gerilebilece¤i vurguland›. Konuflmada, Avrupa’n›n özel durumuna de¤inilerek, ezilen tüm halk gençli¤i, ADGH saflar›nda, emperyalist-kapitalist dünya gericili¤ine karfl› mücadeleye ça¤r›ld›. Ayr›ca, ADHK, ADKH, YDG, AG‹F Gençli¤i ve Yunanistan’dan bir delegasyon, mesajlar›n› ileterek sürecin getirdi¤i devrimci zorunluluklara dair birlik ça¤r›lar›nda bulundu. Festivalin bu seneki kültürel edinimi,

yar›flma format›ndan ç›kar›larak, amatör sanatç›lar›n profesyonel sanatç›larla iç içe geçti¤i müzik dinletilerinin, fliirlerin, tiyatro gösterimlerinin ve halk oyunlar›n›n harmanland›¤› bir konsepte dönüfltürüldü. Bu flekliyle, yerel anlamda, amatörce sanat çal›flmalar›n› yürütmekte olan gençlerin, profesyonel sanatç›larla buluflturularak, profesyonelleflmeye do¤ru bir ad›m daha öne ç›kmalar› sa¤lan›ld›. Festivalde müzik alan›nda; Grup ‹syan, Gönül, Alev, Sinan fianl›, Emekçi, Hasan Yükselir, Grup Hayk›r›fl, Aleksandros Piskioulis ve Grup Munzur, fliir alan›nda; Murat Sezgin, Deniz, Engin Çelik, Ayfer Dersim, tiyatro al-

“Kod Ad› Kongo” bir “az geliflmifllik” komedisi! Geliflmifllik k›yaslamalar›n›n, bugün emperyalist devletlerin “alt›n” ça¤›nda, onlar›n kriter ve tan›mlamalar›na göre yap›l›yor olmas› gibi detaylar› atlayarak tarif edece¤iz Kongo ülkesini ve öyle anlataca¤›z “Kod Ad› Kongo”yu. Bu k›staslar içerisinde k›yasland›¤›nda dünya genelinde bir çok ekonomik-sosyal, kültürel “gerilikleri” nedeni ile “3. dünya ülkesi” olarak tarif edilen bir ülke Kongo. Mürsel Yaylal›’n›n yazd›¤› Erkan Tafldö¤en’in yönetti¤i komedi türündeki oyun ‹stanbul Devlet Tiyatrolar›’nda gösteriliyor.

Kod Ad› Kongo, Avrupa Birli¤i’ne kat›lma haz›rl›klar› içerisinde olan bir “3. dünya ülkesi”nde geçenleri anlat›yor. AB’ye girebilmek için Kongo devleti h›zla haz›rl›klar yaparken; ortaya ç›kan sap›k bir suçlu, y›k›lan erkeklik gururu ve ülkeye yönelik büyük bir komlo, bu haz›rl›k aflamas›nda olaylar› biraz kar›flt›r›yor. Kod Ad› Kongo ülkemizde yaflanan kimi olaylara baflka bir ülke, kifliler ve olaylar üzerinden bakabilmek aç›s›nda güzel bir yöntem izliyor. AB haz›rl›klar›, bu sürede geliflen ilginç bir olay ve bunun ülkenin en “önemli de¤erlerini” zedeleyecek flekilde bir komploya dönüflmesi bir karakol üzerinden anlat›l›yor. AB’ye girmek için, bir çok noktada her fleyi yapmak için

hevesle çal›flmalar sürdüren Kongo devleti iflkenceye de karfl› olmay› ö¤renmeye çabalar. Karakoldaki polisler de bu kapsamda yöntemler de¤ifltirirler tabii. Karakolda flubat›n güzel ve AB için heyecanl› bir gününde bir telefon gelir. Yakalanan, büyük ihtimallede komünist ya da anarflist olan bir “suçlunun” karakola getirilece¤i söylenir. Komiser ilk baflta yaral› olan bu suçluyu istemez karakolunda ölebilece¤i ihtimali üzerine. Malum AB haz›rl›k süreci, hassas bir dönem ve komünist de olsa bir “suçlu”nun karakolunda ölmesini istemez. Sonunda karakola gelir suçlu. Fakat sorgu yöntemlerinin de AB üyeli¤i nedeni ile de¤iflmesi gerekir. ‹flkence olamamal› tabii, komiser yap›lmas›ndan yana ama milli görev önemli: AB iflkence “sevmez” sonuçta! Mumlar›n oldu¤u, bir kadeh flarab›n dahi bulunduruldu¤u bir akflam yeme¤i ile karfl›lanan suçlu, ertesi gün de pastalarla ve hofl sözcüklerle sorgulan›r! Ve hayli zeki olan bay suçlu niyeti anlar ama buna ra¤men suçunu itiraf eder. Zaten gizlemek gibi bir derdi de pek yok. Ve suçunu itiraf eder “Evet suçluyum. 3 kifliye tecavüz ettim” der. Komünist oldu¤unu söylemese de en az›ndan bir suç itiraf etmesinin mutlulu¤u ile komiser amirine “Suçunu itiraf etti üç kad›na tecavüz etmifl” der. Fakat suçlu hemen itiraz ediverir: “Ben üç kad›na tecavüz etmedim!”

‹flte bu noktadan itibaren olay art›k çok daha karmafl›klafl›r. 'Komünistim deyip kurtulsayd›' dedirtecek kadar hem de! Tecavüz ettiklerinin üç erkek oldu¤unu söyler. Üç b›y›kl› erkek! Tecavüz ettikten sonra da b›y›klar›n› kesti¤ini belirtir. Tüm erkeklik onur ve flerefine küfredercesine. Erkekli¤in herfleyin önünde oldu¤u, erke¤in b›y›¤›n›n ise onun ne kadar güçlü, ne kadar erkek oldu¤unun simgesi oldu¤u bir memlekette tecavüz etmek ve bir de b›y›klar›n› kesmek!.. Ve bu olay önce b›y›kl› komiserin ve onun kendi gibi b›y›kl› olan amirinin ve alt›n›n da “namus” sorunudur art›k. Oyunun bu noktadan sonra ilerleyen diyaloglar› toplumdaki erkek ve kad›n ayr›m›ndaki keskin yanlar üzerine kifliyi düflünmeye zorlayacak biçimde ilerliyor. Tecavüz edilen üç erkek, hem de b›y›kl›... Suçluya bu suçu neden iflledi¤i sorulur ve o da “onlar› arzulad›m” diyerek yan›t verir. Komiser ve biri erkek di¤eri kad›n iki yard›mc›s› ile yapt›¤› sorgulama s›ras›nda sorulan sorular karfl›s›nda suçlunun ›srarla istedim ve yapt›m yan›t› “normali” sorgulat›yor. “Normal”de bir adam üç kad›na tecavüz etse “olabilir” bir durumdur, ama bir adam›n üç adama tecavüz etmesi?... Suçlunun tecavüz etti¤i isimlerin yapt›klar› ifllerin netleflmesi ile ise art›k bu suçun sadece sapk›nca bir suç oldu¤u söylenemez bu art›k ideolojik bir sapk›nl›kt›r!

Tecavüz edilenlerden birisi ülkenin en zengin fabrikatörü, birisi kad›n “ticareti” yapan bir mafya, di¤eri ise devletin üst düzey yetkililerinden. Erkek olan ve devletin hizmet etti¤i bu önemli kiflilerin tecavüze u¤ramas› sadece onlar›n tecavüze u¤rad›¤› anlam›na gelmiyor! Erkek egemen anlay›fl içerisinde bu anlay›fl›n temsilcileri üç erke¤e tecavüz etmek ülke “de¤erleri”ne do¤rudan sald›r›: Sermaye temsilcisine, mafyas›na ve siyaset adam›na tecavüz ise devletin ta kendisine sald›r›, bölücülük de¤il de nedir? Mesele art›k tamam› ile ideolojiktir! Tecavüze u¤rayan zengin fabrikatör karakola geldi¤inde komiserin erkek yard›mc›s› ile aralar›nda geçen diyaloglar çok çarp›c›. Yard›mc› zengin fabrikatöre yasalardan yak›n›yor. ‘Yasalar çok dar, yanl›fl’ diyerek ‘bir erke¤e yap›lan tecavüzle bir kad›na yap›lan tecavüzü ayn› oranda de¤erlendiriyor yasalar. fiimdi bu adam 3-5 y›l ceza al›r ç›karsa ne olacak? fiimdi mini ete¤ini giyip ortal›klarda dolanan tecavüce u¤rayan bir kad›nla, erke¤in tecavüzü nas›l ayn› de¤erlendirilir’ gibi sözlerle yasalar› elefltiriyor. Tüm bu olaylar örgüsü içerisinden bat›l›l›k hayranl›¤›n›, kad›n›n toplum içerisinde yasalar-devlet gözünde de¤erlendiriliflini ve sistemlerini koruyan erkek egemen zihniyete nas›l da sar›ld›klar›n› tarif ediyor “Kod Ad› Kongo.” Ve devletin komplo, d›fl mihraklar paronayas›n› tiye al›yor. Güldürerek düflündüren keyifli bir oyun...

n›nda; Kopuk Uçurtma, Gummersbach Tiyatro Ekibi, Toroslara Yolculuk Tiyatro Ekibi, Tiyatro Atölye ve Kenan Taflkesen, halk oyunlar› alan›nda; Acotf Halk Oyunlar› Ekibi, Toroslara Yolculuk Halko Oyunlar› Ekibi, Ekin Halk Oyunlar› Ekibi s›ras›yla yer ald›. Grup Hayk›r›fl’›n sahne almas›yla devrimci birlikteli¤in coflkulu anlar› yaflan›rken, Yunanistan’dan gelen Aleksandros Piskioulis’un birbirinden güzel Türkçe ve Yunanca ezgileriyle, halklar›n kardeflli¤inin güçlü vurgular› yap›ld›. Kavga ve özgürlük türküleri söyleyen Grup Munzur’un ard›ndan festival sonland›r›ld›.

Çaresi olmayan bir yaflam Bingöl da¤lar›n›n çevreledi¤i sulu yeflil vadinin mefle ve uzun kavak a¤açlar›n›n bolca dikildi¤i flirin ve güzel bir köyde yoksul bir ailenin çocu¤u olarak dünyaya gelmiflti Cihat. Bölge insan› geçimini tar›m ve hayvanc›l›kla sa¤l›yordu. Uzun ve so¤uk k›fl aylar›n›n ard›ndan karlar›n erimesiyle canlanan do¤a, yeflillenen da¤lar köylülerin bir k›sm›n›n çad›rlar›n› ve hayvanlar›n› alarak Bingöl'ün verimli yaylalar›na, p›narlar›n yerden f›flk›rd›¤› yüksekliklerine gitmesine vesile oluyordu. O muhteflem ve harika yaylalarda geceleri çoban atefli yanard›. Cihat'›n talihsizli¤i daha küçük yaflta babas›n› kaybetmesiyle bafllam›flt›. Babas› o y›l kanserden vefat edince yaylalara ç›kamam›fllard›. Annesi ise birkaç y›l sonra onu b›rakarak baflka bir köyden birisiyle evlendi. Cihat art›k yaln›z kalm›flt›. Amcas› onu yan›na alm›flt› bu yüzden. 15 yafl›ndayd›, güz vakti gelip çatm›flt›. O da tüm köylüler gibi amcas›n›n o¤luyla birlikte ot biçme malzemelerini at arabalar›na yükleyip güneflte sararan otlar› biçeceklerdi. Onlar›n görevi t›rpandan geçen otlar› t›rm›kla bir noktada yumak yumak toplamakt›, yorucu ve zor bir iflti. Her y›l hayvanlar›n ot ihtiyac› böyle karfl›lan›rd›. Köylüler imece usulü bir yard›mlaflma içindeydiler. Kendi ifllerinde onlara yard›m eden köylülere onlar da yard›m eder hep beraber çal›fl›rlard› ö¤lenleri. Gölgeliklerde yemeklerini yer, belli bir süre dinlendikten sonra tekrardan ifllerine bafllard›. Akflam ise yorgunluklar›n› köyün alt taraf›ndaki gölete girerek giderirlerdi. Bu onlar›n de¤iflmez al›flkanl›klar›yd›. Cihat'›n art›k ilk günlerdeki acemili¤i sona ermiflti, iflini tam bir ustal›kla yap›yordu. Aradan birkaç y›l geçmifl, Cihat buyümüfl, ya¤›z, kocaman bir delikanl› oluvermiflti. Amcas› ona komflu köyden bir k›z istemifl ve evlendirmiflti onu. Cihat evlendi¤i k›z› daha önce görmüfl ve sevmiflti. Art›k onunda bir yuvas› vard› fakat kötü talihi bir türlü peflini b›rakm›yordu. Evlili¤inin üçüncü ay›n› doldurmufltu ve sonbahar›n ilk ya¤murlar› genifl ovan›n topraklar›na düflüyordu. Dere sular› ya¤murdan dolay› bulan›klaflm›flt›. Köylüler hummal› bir biçimde k›fl haz›rl›klar›na girmifl, bir an evvel haz›rl›klar›n› tamamlamaya çal›fl›yorlard›. Serin bir sonbahar akflam›nda köye yak›n ilçede a¤›r silah sesleri gelmeye bafllam›flt›. Sesler gittikçe fazlalafl›yor, arada bir top sesleri de iflitiliyordu. Köylüler korkuyla evlerinden d›flar› ç›km›fl olan›, biteni anlamaya çal›fl›yorlard›. Sabah›n ilk ›fl›klar›yla birlikte askeri konvoylar a¤›r a¤›r köye do¤ru ilerliyordu, köylüler birazdan olacaklar› düflününce korkuyla evlerine kapand›lar. K›sa bir zaman sonra köyün her taraf›nda askerler dolaflmaya bafllam›flt›. Küfürler eflli¤inde insanlar› evlerinden yaka paça ç›karmaya çal›fl›yorlard›. Askerler kendilerine sald›ranlar›n bu köyden geçtiklerini, köylülerin onlara yard›m ettiklerini söylüyorlard›. Bunun üzerine hakaret edip köylüleri s›ra daya¤›ndan geçiriyorlard›. Askerler kalabal›¤›n aras›ndan Cihat ve iki köylüsünü seçerek zorla askeri araca bindirdiler. On befl gün karakolda iflkence yap›ld›ktan sonra tutuklanarak hapishaneyene konuldu. Hapishanedeyken bir o¤lu dünyaya gelmifl, az da olsa mutlu olmufltu. Arkadafllar› o¤luna Mahsun ad›n› vermifllerdi. O¤lunu ilkin demir parmakl›klar arkas›nda gördü, uzun uzun öpüp koklad›. Aradan alt› y›l geçince mahkeme taraf›ndan suçsuz görülmüfl ve serbest b›rak›lm›flt›. Bu y›llar içinde çok ac› çekmifl iflkencelere, hakaretlere maruz kalm›flt› ama bafl›n› hep dik tutmufl, onuru için mücadele etmifl, y›lmam›fl, korkmam›flt›. Uzun süren hapislik onu yormufl ve hasta düflürmüfltü. Amcas› hiç zaman kaybetmeden Ankara'ya götürmüfltü. Bir dizi tahlilden sonra doktorlar ac› gerçe¤i söylemifllerdi. Cihat kanserdi ve kurtulmas› imkans›zd›. K›sa sürede hayat›n› kaybetti. Sevinç ve mutluluk onu erken yafllarda terk etmiflti. Eflini ve dünya tatl›s› o¤lunu geride b›rakm›flt› Cihat. Belkide kimse tan›maz bilmez. O yaflama gözlerini ac›yla aç›p ac›yla kapatm›fl insanlar›m›zdan sadece biriydi. Ezgiler onun ve onlar için isyand›r. Gözleri sert ve tabiat› kabad›r çünkü yaflam onlara laik görülmüyordu. Ölüm al›n yaz›s› gibi halk›m›za musallat olmufltu. Cihat'›n cenazesine ailesi, yak›nlar› ve dostlar›n›n yan› s›ra kalabal›k bir grup kat›ld›. Onu sonsuzlu¤a u¤urlad›lar. Mehdi BOZ- Bolu F Tipi Hapishanesi


EMEK

DEMOKRASi

2-16 MART2010

13

Patronun, maafllar›na yapt›¤› 1 TL’lik zamm› kabul etmeyen ve kölelik koflullar›na karfl› direnifl bafllatan Marmaray iflçiler, 2. kez haklar›n›n verilmesi için Ankara’dayd›.

Marmaray iflçileri kazan›mlarla ilerliyor Marmaray Projesi'nde çal›flan iflçiler, ücretlerinin düzenli ödenmemesi ve sosyal haklar›n›n gasp edilmesi nedeniyle 16 Ocak’ta bafllatm›fl olduklar› direnifle devam ediyor. Maafllar›na yap›lan 1 TL’lik zamm› kabul etmeyerek direnifle geçen iflçiler, haklar› için 2. kez Ankara’dayd›. Ulaflt›rma Bakanl›¤› ve DLH (Demiryollar, Limanlar ve Hava Meydanlar› ‹nflaat›) Genel Müdürlü¤ü ile görüflmeye giden iflçiler polisin keyfi engellemelerine ra¤men eylemlerini gerçeklefltirdi. “‹flimiz ve Haklar›m›z ‹çin Direniyoruz” imzal› pankart tafl›yan iflçiler, bakanl›¤›n önünde bas›n aç›klamas› düzenledi. Aç›klamaya, Demokratik Haklar Federasyonu (DHF)’nu da destek verdi. Daha önce de defalarca Ulaflt›rma Bakanl›¤›’yla görüflme talebinde bulunan iflçiler bu gidifllerinde de bakan›n yurt d›fl›nda oldu¤u ve bu yüzden görüflmenin gerçekleflemeyece¤i söylemi ile karfl›laflt›. Fakat iflçiler, herhangi bir yetkiliyle görüflmeyinceye dek bakanl›¤›n önünden ayr›lmayacaklar›n› ifade etti.

‘Ad›m at›lmad›¤› tardirde mücadele sürecek’ Bu kararl›l›klar› sonucunda görüflme talepleri kabul edilen iflçileri temsilen aralar›nda Tekstil-Sen yetkililerinin ve iki iflçinin bulundu¤u dört kiflilik bir grup bakanl›k yetkilileriyle görüflmeye gitti. Görüflmede Polat Deniz ‹nflaat Mühendislik Limited fiirketi’nin üç y›ld›r iflçileri çal›flma güvenli¤i olmayan bir ortamda çal›flt›rd›¤›n›, maafllar›n›n eksik ödendi¤ini, sigorta primlerinin eksik yat›r›ld›¤›n› dile getiren Tekstil-Sen Genel Sekreteri Beycan Taflk›-

ran’›n hukuki anlamda sürecin bafllat›lmas›, düzenlemelerin ve denetimin yap›lmas› talebinde bulunmas› karfl›l›¤›nda; bakanl›k yetkililerinin bu süreci de¤erlendirece¤i ve gerekenin yap›lmas› noktas›nda söz verdi¤ini ifade etti. Taflk›ran, bakanl›¤›n, iflçilerin sorunlar› karfl›s›nda pratik ad›m atmad›¤› takdirde hak arama mücadelelerini sonuna kadar devam ettireceklerini belirtti. Ard›ndan iflçiler, Marmaray Projesi’nin üst iflveren sorumlular›ndan biri olan Gama Holding’e do¤ru harekete geçti. Gama Holding önüne gelen iflçiler burada da polis engeliyle karfl›laflt›. Gama Holding önünde pankartlar›n› açarak sloganlar›n› atan iflçiler, Gama yetkilileriyle de görüflme talebinde bulundu. ‹flçileri temsilen Ulaflt›rma Bakanl›¤›’yla görüflen grup, Gama Holding Hukuk Bürosu Baflkan› Do¤an Ya¤›z’la görüflme alarak, iflçilerin taleplerini flu flekilde s›ralad›: ‹flten at›lan tüm iflçilerin geri al›nmas›. Üç y›ld›r zam yap›lmayan ücretlerin 27.5 TL’den 35 TL’ye yükseltilmesi. Geriye dönük eksik yat›r›lan SGK primleri tespit edilerek yat›r›lmas›. ‹flçi sa¤l›¤› ve ifl güvenli¤i önlemlerinin al›nmas›. Sa¤l›k taramas›n›n alt› ayda bir yap›lmas›. Yemek ve yemekhanenin sa¤l›kl› hale getirilmesi. Soyunma odalar›n›n oluflturulmas› ve ifl elbiselerinin sa¤lanmas›. Ücret ve asgari geçim indirimlerinin zaman›nda ve kesintisiz ödenmesi. Ücretlerin banka arac›l›¤›yla ödenmesi ve SGK primlerinin al›nan ücret üzerinden ödenmesi. Bu talepler ekseninde yap›lan görüflmeden sonra Ya¤›z’›n, bu sürecin ve taleplerin muhatab› olmad›klar›n› dile getiren aç›klamalarda

bulundu¤u ifade edildi. Ayr›ca, grubun net tavr› karfl›s›nda geri ad›m atan Ya¤›z’›n ifle geri alma ve ücrete yap›lacak zam konusunda bir fley yapamayaca¤›n›, ancak di¤er maddeler ile ilgili DLH Genel Müdürlü¤ü’yle görüflece¤ini ve iflin as›l söz sahiplerinin onlar oldu¤u aç›klamas›nda bulundu¤u ifade edildi.

‘‹flçiler oyalan›yor’ Yap›lan görüflmeler sonunda Tekstil-Sen Genel Sekreteri Taflk›ran, iflçilerin ücretleri ve SGK primlerinin yat›r›lmas› noktas›nda as›l muhatab›n Gama Holding oldu¤unu fakat iflçilerin sorunlar› hakk›nda ilgili kurumlar›n birbirlerine topu att›klar›n› söyleyerek, kendilerini oyalad›klar› ifadesinde bulundu. ‹flçiler bu durum karfl›s›nda onlar› oyalayan tafleron firma, Gama Holding ve Ulaflt›rma Bakanl›¤›’n›n oyunlar›na gelmeyeceklerini ifade ederken haklar›n› alana dek bu direnifli sürdüreceklerini aç›klad›.

Kazan›mlar bafllad› Ankara’da yapt›klar› eylem ve görüflmelerin ard›ndan iflçiler, patrona geri ad›m att›rd›. Direniflleri iki aya yaklaflan ve haklar›n› geri almak için sorumlular›n kap›s›na dayanan iflçiler, k›smi kazan›mlar elde etti. Üç y›ld›r günlük 27,5 TL yevmiye alan iflçilere 30 TL ödenmeye baflland›. Ayr›ca iflçilerin yemek ve yemekhane koflullar›n›n düzeltildi¤i, yeni ifl elbisesi ve yeni çizmelerin da¤›t›ld›¤› ö¤renildi. ‹flçiler, k›smi kazan›mlara aldanmayarak tüm talepleri karfl›lan›ncaya kadar direnifllerinden vazgeçmeyeceklerini belirtti.

ATV-Sabah emekçileri greve dönüyor

Direnen Çemen Tekstil iflçilerine polis sald›rd› ANTEP- Antep Organize Sanayi Bölgesi’nde bulunan Çemen Tekstil Fabrikas›’nda yaklafl›k iki ayd›r direnen Çemen iflçileri tüm sald›r›lara ra¤men kararl› durufl sergiliyor. Direnifli k›rmak için yeni iflçiler alan patron iflçilerin taleplerini duymuyor. Patronun yeni iflçi al›m›na tepki gösteren grevdeki iflçilere ise polis sald›rd›. Çemen Tekstil iflçileri, ‘usulsüz grev’ iddias›yla haklar›nda aç›lan davay› kazanmalar›na ra¤men, patron yasalara ayk›r› flekilde iflçi al›m›na devam ediyor. Bu geliflmelere ra¤-

men Toplu ‹fl Sözleflmesi’ni (T‹S) kazanan ve 12 Ocak’tan beri direniflte olan Çemen Tekstil iflçileri patronun yeni iflçi almas›na tepki gösterdi¤i için polisin sald›r›s›na u¤rad›. ‹flçi al›m›na tepki gösteren iflçiler, vardiya de¤iflimi s›ras›nda yeni iflçi getiren servisi tafllayarak servisin giriflini engellemeye çal›flt›. Bunun üzerine polis, direniflteki iflçilere sald›rd›. Sald›r›da 2’si a¤›r çok say›da iflçi yaraland›. Polisin sald›r›s› sonucu ç›kan arbededen sonra iflçiler ile polis aras›ndaki gergin bekleyifl sürüyor.

‹STANBUL- Grevleri mahkeme karar› ile bitirilen ATV-Sabah emekçileri grevi yeniden bafllat›yor. Toplu ifl sözleflmesi haklar› için 13 fiubat 2009'da greve bafllayan fakat mahkeme karar› ile grevleri 17 Temmuz'da sona erdirilen ATV-Sabah bas›n emekçileri yeniden greve bafllayacak. ‹stanbul 2. ‹fl Mahkemesi, Yarg›tay’›n bozma karar›na uyarak, Turkuvaz Medya grubundaki grevin durdurulmas› yönündeki karar›n “hukuken yok hükmünde oldu¤una" karar verdi. ATV-Sabah grevi 4 Mart'ta yeniden bafllayacak. 13 fiubat'ta greve ç›kan bas›n emekçilerinin grevi 154. gününde ‹stanbul 2. ‹fl Mahkemesi, Turkuvaz grubunun ifl yerinde sendika say›s›nda 3/4 oran›nda azalma oldu¤u iddis›nda bulunmas›n›n ard›ndan mahkeme grevin sona erdirilmesine karar vermiflti. Sirkeci’deki ‹stanbul 2. ‹fl Mahkemesi’nde görülen davada, ayn› mahkeme taraf›ndan 17 Temmuz 2009 tarihinde verilen "grevin durdurulmas›" yönündeki karara iliflkin Yarg›tay 9. Hukuk Dairesi bozma ilam› okundu. Sendika avukat›n›n, Yarg›tay’›n bozma ilam›na uyulmas›n› ve grevin durdurulmas› yönündeki karar›n kald›r›lmas›n› istedi¤i duruflmada, iflveren vekilleri ise Yarg›tay karar›n› hukuka uygun de¤erlendirmediklerini ve ihtiyati tedbir karar›n›n devam›n› talep etti. Mahkeme baflkan› talebi kabul etmedi.

UFUK Ç‹ZG‹S‹

TEKEL iflçi direnifli tarih yaz›yor, ö¤reterek görev veriyor!

DEVRiMCi

TEKEL iflçilerinin onurlu devrimci direnifli e¤itiyor, ö¤retiyor, gelifltiriyor. Devrimci iflçi hareketini tetikleyerek yay›yor, birlefliyor, birlefltiriyor. TEKEL iflçi direnifli ifl kolu s›n›rlar›n› aflarak ülke haklar›n›n, emekçilerinin ve tüm ilerici güçlerin ortak direnifli merhalesine ulaflarak, ortak dava haline dönüflmüfltür. Dan›fltay karar›n› f›rsat görerek sendika bürokrasisinin direnifli zamana yayarak pasif eylemlerle bitirme yönündeki tutumuna karfl›n, bafllad›¤› günden bu güne kadar gerek iflçilerin kararl› duruflu gerekse direniflin yaratt›¤› siyasal etki TEKEL direniflinin politik mücadelenin merdiveni yürüdü¤ü, ileri kavgalara do¤ru yükseldi¤i gerçe¤ini de¤ifltirmemektedir. Bu, ayn› zamanda ekonomik mücadelenin politik mücadeleye ba¤lanmas›n›n da kaç›n›lmaz oldu¤unu göstermektedir. En önemlisi de TEKEL iflçi direnifli, ulusal ölçekten ç›km›fl, s›n›r ötesi ölçekte hakl›l›k ve devrimci meflruiyetini ispat ederek enternasyonal bir muhtevaya dönüflmüfltür. TEKEL iflçilerinin onurlu direnifli dünya çap›nda yank› yaratan güç olmufltur. Uluslararas› iflçi s›n›f›n›n dikkatini hak eden TEKEL iflçisi dünya emekçilerinin dayan›flmas›n› yaratm›flt›r. Bu nokta bafll› bafl›na bir zafer iken, her biri farkl› millet ve uluslardan olan halklar›n, enternasyonal kardeflli¤ini de taraf ediyor. TEKEL direnifli, önünde durulamaz bir kuvvet olarak ülkemiz devrimci hareketinin mücadele tarihine not düflmüfl, TEKEL iflçilerinin bükülmez iradelerinin eseri olarak, iflçi hareketi tarihine mal olmufltur. Hakim s›n›flar›n “demokratikleflmeçözüm-aç›l›m” yalan› ve darbe, komplo eylem planlar› furyalar›yla f›rt›nalar kopard›¤›; manipülasyon ve demagojinin g›rla gitti¤i bir süreçte gündeme oturan TEKEL iflçi direniflinden kesinlikle ö¤renilmesi gerekir. Komünist ve devrimci öncü, önder güçlerin zaaf› hiçbir demagojik lafa yer b›rakmayacak kadar net biçimde a盤a ç›km›flt›r. ‹flçi s›n›f›n›n en devrimci s›n›f mertebesinde oldu¤u yeniden kan›tlanm›flt›r. Bu, proletaryan›n devrimde ideolojik, politik ve örgütsel bak›mlardan olmak üzere, her anlamda önderli¤inin zorunlulu¤unu mütevaz› örnek olarak yeniden ispatlayarak do¤rulam›flt›r. ‹flçi s›n›f›na s›rt dönen ve önderli¤ini reddeden ‘halk›n devleti-halk›n partisi’ bask› ve fliddetle üzerine ölü topra¤› serpilmifl yoksul halklar›n aya¤a kalkma çabalar›na karfl› direnmektedir. S›n›f çeliflkilerinin baflat olmad›¤›, s›n›flar mücadelesinin tarihe kar›flt›¤›n› ileri süren, neo-liberal tüm sa¤ z›rvalar tarihin çöplü¤üne at›lm›flt›r. S›n›f çeliflkileri ve s›n›flar mücadelesinin geçerli olup derinleflti¤inin mütevaz› örne¤i olan TEKEL iflçi direnifli bir kez daha gül dikeni gibi gözlere batm›flt›r. Devrimlere ancak iflçi s›n›f› ideolojisiyle donanm›fl proletarya partilerinin önderlik yapabilece¤i ve önderli¤in mutlak rolü ile stratejik önemi yinelenerek somut pratik tecrübeyle gözler önüne dikilmifltir. Her kesime, örgütlü ve bilinçli proleter mücadelenin zorunlu oldu¤u dersi verilmifl, devrimci s›n›flar›n birlik ve dayan›flmas› ihtiyac› son haddine kadar kendisini hissettirmifltir. Karfl› devrimin bütün taktik üstünlü¤üne karfl›n, TEKEL iflçi direnifli flahs›nda da insan›n bilinçli dinamik rolünün, belirleyicili¤i ve stratejik üstünlü¤ü kan›tlanm›flt›r. Karfl› devrimin tüm ‘kararl›l›k’ gösterisi ve iradesine karfl›, iflçi s›n›f›n›n irade ve kararl›l›¤›n›n üstün oldu¤u do¤rusu somut eylemle gösterilmifltir. Kimin daha kararl› oldu¤u yan›tlanarak TEKEL iflçilerince çözülmüfltür. Devrimci s›n›flar›n m› yoksa gerici ve faflist s›n›flar›n m› daha kararl› oldu¤u somut eylem flahs›nda izah edilmekle birlikte, örgütlü devrimci s›n›f hareketinin nihai olarak yenilemez oldu¤unun parlak iflaretleri de verilmifltir. Hiçbir gerici gücün devrimci irade ve eylem karfl›s›nda çare olamayaca¤› TEKEL iflçi direnifliyle yeniden ortaya konulmufltur. TEKEL iflçi direnifli, hakim s›n›flar›n iftira, tehdit, flantaj, rüflvet, manipülasyon ve karalamalar› ile tüm kirli yön-

BAKIfi CAN

tem ve faflist bask›lar›n› gö¤üsleyerek, “ölmek var dönmek yok” fliar›yla yan›t vermifl, onurlu davalar›n› büyük fedakarl›klarla yükseltmifllerdir. Komprador hakim s›n›flar›n çirkin senaryolar› ters tepmifl, iflçilerin onurlu direnifli ülke ve dünya kamuoyuna mal olarak, AKP iktidar› flahs›nda egemen s›n›flar rüsva edilmifltir. Hakim s›n›flar›n tarihleri boyunca ender görülenbir gündem yo¤unlu¤uyla ortal›¤› toz dumana bo¤up ‘f›rt›nalar’ kopard›¤› gerici flartlar›n egemenli¤inde, TEKEL iflçileri halk s›n›f katmanlar›n›n gerçek gündemini yaratarak ön plana ç›km›flt›r. Hakim s›n›flar›n çirkef yüzü, riyakarl›k ve iki yüzlülüklerinin üstündeki peçeyi çekip alm›fl, faflist karakterlerini itiraf ettirmifltir. Siyasal zaferini ilan etmifl, TEKEL iflçi direnifli kararl›l›¤›n› nifaks›z olarak ortaya koymufl ve mücadelenin çetinli¤i ile alaca¤›-almas› gereken biçimi a盤a ç›kar›lm›flt›r. Direniflin bundan sonraki safhalar›nda, iktidar yeni sald›r›lar›yla yönelecektir. ‹ktidar›n, direniflin taleplerini köklü olarak karfl›lamas› mümkün de¤ildir. Zira uygulanan ekonomik ve yap›sal politikalar emperyalist efendisinin direktifleri oldu¤u için, yerli iflbirlikçi faflist iktidar› aflmaktad›r. Geri taleplerde uzlaflma olas›l›¤›, sendika patronlar›n›n iktidarla flört etme gerçekli¤inden ötürü mümkündür. Direniflin bu baflar›l› düzeyinde geri taleplerle yap›lacak uzlaflma büyük bir talihsizlik olacakt›r. Ama bunun mimarlar› direniflçi iflçiler de¤il, direniflin reel önderli¤i durumundaki sar› sendika a¤alar›n›n s›n›f tavr› olacakt›r. Buna karfl›n iflçi direnifline boyun e¤en sendika patronlar›, aç›ktan iflçi direniflini satmay› göze alamamaktad›r. Daha çok iflçilerin yan›nda görünerek içten içe direnifli zay›flatma ve sürece yayarak bitirme e¤ilimindedirler. Son dan›fltay karar›n› bir “zafer” olarak ilan edip apar topar direnifl çad›rlar›n›, iflçilerin en az›ndan bir k›sm›n›n karfl› ç›kmas›na karfl›n, toplamalar› sendika a¤alar›n›n bu tutumlar›n› göstermektedir . Gelinen aflamada direnifl çad›rkent boyutuyla sonlanm›flt›r. Sonlanmasayd› dahi olas› sald›r›lara komünist ve devrimcilerin kay›ts›z kalmalar› düflünülemezdi, direniflle birleflme ve direniflin öne sürdü¤ü görevleri en fedakar ölçülerde omuzlamalar› kaç›n›lmazd›. Direnifle karfl› görev, ne bir defaya mahsus eylem yapmakla, ne salt tav›r alm›fl olmak için, ne sembolik eylemler ne de lafazanl›k boyutunda kalan sahiplenmeyle kotar›labilecek bir ifl de¤ildir. Çad›rlar toplan›lsa da, iflçiler cephesinden direnifl devam edecektir. Direnifle önderlik yapmay› bir kenara b›rakal›m, onunla dayan›flma tutumunun içeri¤i, sürekli bir eylem çizgisiyle her an iflçilerle birlikte dayan›flma, destekleme ile biçimlenmek durumundad›r. Olanaklar›m›z› fazlas›yla zorlayarak iflçi direnifline karfl› görev ve sorumluluklar›m›z› bundan sonra da yerine getirmek, ertelenemez bir görevdir. Somut ad›m ve geliflmelerin sa¤lanmas›na dönük bir eylem çizgisi benimsenmeli, en az iflçilerinki kadar kararl› bir irade ve eylem biçimi benimsenmelidir. ‹flçilerin eylem biçimleriyle birleflmek do¤ru oland›r. Basit kayg›lar› bir kenara iterek, iflçi direniflini eylemlilik merkezimize koymal›, direnifle karfl› sorumluluk kayg›s›n› önde tutmal›y›z. Dahas› eylemimizi sokaklara yaymay› ihmal etmemeli, hiçbir fedakarl›k ve özveriden sak›nmamal›y›z. Sürekli eylem perspektifiyle hareket etmeli, komünist ve devrimciler olarak ortak çal›flmalar› daha etkili k›lmal› güçlü bir sahiplenme prati¤i yaratmal›y›z. Eylemlerimize yön veren bilinç, direnifli desteklemeden ziyade, direniflin öznesi olarak hareket etmek olmal›d›r. Reel olarak destekçi, dayan›flmac› durumda olsak da pratik davran›fl›m›z direnifli omuzlama, sahiplenme olarak vücut bulmal›d›r. Direnifl d›fl›m›zda geliflmifl olsa bile, kendimizi ondan ba¤›ms›z göremeyiz. Devrimci kazan›mlar› büyütmek ve devrimci hareketi aya¤a kald›rmak üzere, görevlerimize daha s›k› sar›lal›m. Zafer direnen iflçilerin ve halk›m›z›n olacakt›r.


14

GÜNCEL

2-16 MART 2010

DEVRiMCi

“Kim faflist kim de¤il”

düellosunda

k›demli faflist-k›demsiz faflist tart›flmas› yaflan›yor Erdo¤an ile Bahçeli aras›nda bir garip laf düellosu yaflan›yor. Bahçeli, Erdo¤an’›n faflizmi bilmedi¤ini söylüyor. Kuflkusuz ki Bahçeli, faflistlikteki k›demine dayanarak ve faflistli¤inden duydu¤u övgüyle bunu söylüyor. Burada ünlü oldu¤u inkar edilemez. Fakat Bahçeli’nin sözleri Erdo¤an’›n zoruna gidiyor. O da hakl›. Erdo¤an hakl› olarak geriliyor Bahçeli’nin bu iftiras› karfl›s›nda! Ve Bahçeli’ye seslenerek, hem Bahçeli’nin hakk›n› teslim ediyor; hem de “Bahçeli kadar olmasa bile” kendisinin de bu iflin erbaplar›ndan oldu¤unu hayk›r›yor. “Evet say›n Bahçeli, biz faflizmi sizin kadar iyi bilmeyiz” diyerek, faflizmi bildi¤ini yani faflist oldu¤unu aç›kça beyan ediyor. Bahçeli’ye yönelik, “siz bu iflin hem teorisyeni hem de pratisyenisiniz” derken de do¤ru söylüyor Erdo¤an. Ama Bahçeli’ye faflist oldu¤unu söylerken do¤ru söyledi¤i kadar; kendisinin faflist oldu¤unu inkar ederken “Bahçeli kadar olmasa da” ifadeleriyle asl›nda faflist oldu¤unu itiraf edifli de do¤rudur! Özcesi, Erdo¤an bu sözle-

rinde, bugüne kadar hiç yaflanmam›fl ve belki de bir daha hiç yaflanmayacak kadar dürüst ve aç›k sözlü davrand›. Faflistler k›dem yar›fl›ndalar! Bizler iki tarafa da puan veriyoruz. MHP ve Bahçeli’nin faflistlik ünlerinde oldu¤u gibi, AKP ve Erdo¤an’›n faflistlik ünü hakk›nda da kuflkuya düflülemez. MHP hiçbir zaman saklanmadan özünü de biçimini de ortaya koyarak gelmifltir. Bu konu üzerinde az›c›k münakaflaya dahi gerek yok. AKP üzerinde de münakaflaya yer yoktur; fakat sahneye ç›k›fl itibariyle k›demi MHP kadar de¤il. Dahas›, AKP “demokrasi” lafz›n› kullanmay› tercih ederek, faflist niteli¤ini gizlemeye çal›fl›yor. O halde MHP’yi yerinde b›rakarak, AKP’nin faflist niteli¤ini yerine oturtmak gerekir. Fakat biz burada genifl bir AKP tahlili yapmayaca¤›z. Zira bu ayr› bir yaz› konusudur. Ancak, AKP ve Erdo¤an’›n son dönemde bas›na yans›yarak s›r›tan kimi tav›rlar›na de¤inmeyi gerekli görüyoruz. Bu arada, CHP’ye haks›zl›k olmas›n, faflizmde en k›demlisi odur! Ülkemizdeki faflizm tarihinin esas olarak Kemalist CHP’nin tek partili iktidar dönemiyle, TC’nin kurulufluyla birlikte oturdu¤unu söylemek do¤ru olur. Daha dün, Onur Öymen’in aç›ktan sahiplendi¤i faflist ulusal katliam ve k›y›mlar›, CHP’nin de oldu¤u gibi savunup temel ald›¤›n› hat›rlamak yeterlidir. Kemalist TC’nin kurulufl y›llar›ndaki CHP’nin faflist karakteri, bugünkü CHP taraf›ndan tam tekmil savunulmaktad›r. Yaz›m›z›n konusu genel bir de¤erlendirme olmad›¤›ndan ve sadece MHP ile AKP’nin, dolay›s›yla Bahçeli ile Er-

TEKEL iflçilerinin direnifli karfl›s›nda acze düflerek fluursuzlaflan AKP ve Erdo¤an, y›lan›n deri atmas› gibi, “demokrasi” lafz›n› b›rak›p gerçek rengini diliyle ifade

¤›yla ilgilenmektedir. Söylemeliyiz ki, PKK veya bir baflka devrimci örgütün k›flk›rtmas› olsa bile, bu kötü de¤il, iyidir. Eylemin niteli¤ine zarar de¤il, olumlu içerik verir. Hakl› olunduktan sonra, hakl› olan›n PKK olmas›, ancak kafatasç› faflist zihniyet için rahats›z edici olabilir; iflçiler için de¤il… Kim yaparsa yaps›n, ileri sürülen talepler hakl› ve do¤rudur. Bu bak›mdan kimin k›flk›rtt›¤›ndan önce, kimin hakl› oldu¤u önemlidir. AKP’nin kaçt›¤› ve karartmak istedi¤i gerçek de budur. K›sacas›, AKP’nin tüm “demokratikleflme”, “aç›l›m-çözüm” pozlar›na karfl›n, özünde nas›l bir iflçi ve halk düflman›, ayn› zamanda Kürt düflman› oldu¤u, bütün bu çirkef sald›r›lar›nda a盤a ç›kmaktad›r. Dahas›, AKP’nin yaflad›¤› oy kayb›n› fark ederek, kendisine karfl› her türlü muhalefete tahammülsüzleflip, kudurganca sald›rd›¤› a盤a ç›kmaktad›r.

etmekte gecikmedi. TEKEL iflçilerine iftira etmekte, çeflitli suçlamalarla itham edip zan alt›na almakta, hakaret ve tehdit etmekte hiçbir çekince duymad›. En kötüsü de, tüm bunlar› yaparken az›c›k bile olsun k›zarmad›. Halk kitlelerinin ve TEKEL iflçilerinin gözünün içine baka baka yalan söyleyip, hakaret etti. ‹flçilere ne gözle bakt›¤›n› ve dolay›s›yla karakterini ortaya koymufl oldu, bu küçük s›navda. “Bize nas›l iflçi düflman› diyebilirsiniz” diye feryat edip, iflçi dostu ve demokrat oldu¤unu söyleyen Erdo¤an, iflçilere aç›ktan düflmanl›k yaparak, s›cak suya girmifl kalitesiz çamafl›r gibi renk verdi. Yapt›¤› sald›r›lar hiçbir fleymifl gibi, bir ay sonra terör estirece¤inin beyan›yla faflist difllerini gösterdi. Erdo¤an’›n TEKEL iflçileri flahs›nda d›fla vuran emek ve halk düflman› tutumu, temelde s›n›fsal özüne ba¤l› tabii davran›fl› olsa da, onu bu kadar pervas›zlaflt›ran özel sebep yüzünün eskiyerek u¤rad›¤› oy kayb›d›r. Kamuoyu yoklamalar› da bu gerçe¤i göstermektedir. AKP’li devlet bakan› Hayati Yaz›c›’n›n, Baflbakan Erdo¤an’›n sald›r›lar›n› takip ederek, TEKEL iflçilerinin eylemine “PKK k›flk›rtmas›” yaftas›n› yap›flt›rmas›; hakl› eylemi teflhir edip, sa¤lad›¤› kamuoyu deste¤inden yoksun b›rakma çabas›, AKP’nin iflçi düflman› faflist çirkefli¤ini gözler önüne sermektedir. Eylemin hakl›l›¤› ve yaratt›¤› etki karfl›s›nda acze düflen AKP, çareyi karalama ve iftiralara baflvurmakta, azg›nca sald›rmakta aramaktad›r. Eylemin hakl›l›¤› karfl›s›nda çaresiz kalan AKP, eylemin hakl›l›¤›-haks›zl›¤›yla de¤il, PKK’nin k›flk›rt›p k›flk›rtmad›-

Parlamentoda kendisine yap›lan peygamber benzetmesi üzerine MHP’lilerle sokak kavgas›na giren AKP, s›ra TEKEL iflçilerinin elinden al›nan özlük haklar›na gelince, duyarl› olmay› bofl verin, parlamentoda MHP’lilerle birlikte yapt›klar› kavgan›n beteri bir sald›r›yla iflçi direnifline sald›rmaktad›r. Kendi “haklar›” için kavga eden bu “milletvekilleri”, bu milletin partileri, bu “demokrasici ve iflçi dostu” oldu¤unu söyleyen partinin mensuplar› ve liderleri, birbirlerine hakl› olarak faflist s›fat›n› yap›flt›r›rken; iflçilerin haklar› ve direnifli söz konusu oldu¤unda kavga etmeyi b›rakal›m, tersine, faflistliklerini bir kez daha a盤a vurarak ortaklafla sald›rmay› ihmal etmemektedirler. AKP bunlar› yaparken, CHP de ayn› sahtekarl›¤› sergilemektedir. CHP’li milletvekili ve meclis baflkan yard›mc›s›n›n odas›na girilmesini milli mesele haline getirirlerken, ayn› hassasiyeti iflçi direnifli karfl›s›nda sergilememektedirler. Sahtekarca ve sadece iktidar emeline ba¤l› olarak, AKP’ye karfl› koz olarak kullanmak üzere TEKEL iflçilerinin direniflini “sahiplenirken”, ‹zmir’deki iflçi direniflini görmezden gelmektedirler. Hat›rlayal›m, ‹zmir’de CHP’li Karfl›yaka Belediyesi’ne ba¤l› Kent A.fi. tafleronunun iflçileri, türlü hak gasplar›na u¤ram›fl ve buna karfl› direnifle geçmiflti. CHP’li belediye ve parti yönetimi ise, “iflçi dostu” pozlarla hiç u¤raflmam›fl, aç›ktan Kent A.fi. iflçilerini düflman ilan etmiflti. ‹flçiler, son derece hakl› olarak ve gerçe¤i görerek, “parlamentoda kavga edenler, bizim haklar›m›z için neden kavga

do¤an’›n güncel polemi¤i ve kimi tutumlar› oldu¤undan, esasta bu konulara de¤inmekle yetinece¤iz. Zaten CHP’nin faflist karakteri, öteden beri bilinmektedir. Bu konuda ek bir tahlile, art›k, gerek bile kalmam›flt›r. Parlamentoda MHP ile AKP aras›nda yaflanan kavga ile gündeme gelen Erdo¤an ve Bahçeli’nin faflistlik tart›flmas›ndaki Erdo¤an’›n itiraf›na vurgu yap›p, son günlerde, özellikle TEKEL iflçilerinin direnifli olmak üzere, protesto eylemlerine karfl› sergiledi¤i faflist tutumuna ve benzerlerine de¤inece¤iz.

Faflist niteliklerini kendi a¤›zlar›ndan a盤a vuruyorlar

Hasan Faruk Ürem 1958 Sarayköy DEN‹ZL‹’de do¤du

etmiyorlar” demektedirler. ‹zmir’deki Kent A.fi. iflçileri, “CHP TEKEL iflçilerinin direniflini sahiplenir görünürken, neden bizim direniflimize sahip ç›km›yor?” demektedirler. Hiç kuflkusuz ki iflçiler ç›plak gerçe¤i çok iyi görüp de¤erlendirmektedirler. Sahtekarl›klar› ve kimlerin gerçekten iflçi dostu oldu¤unu iyi bilmektedirler. Çünkü onlar, burjuva politikan›n d›fl›nda, kendi yaflamlar›nda yal›n gerçe¤e uygun felsefeyi-politikay› ö¤renmekte, devrimci s›n›f bak›fl aç›s›n› temsil etmektedirler. Bu iflçilerin ulaflt›¤› biliflsel seviye, direnifl alanlar›n›n “okul” oldu¤u yorumumuzu kuvvetlendirmektedir.

AKP, pervas›z sald›r›lar›yla kendi sonunu haz›rl›yor “Demokrasi” havarisi kesilen Erdo¤an, yaln›zca TEKEL iflçilerinin direnifli karfl›s›nda de¤il, di¤er insani demokratik tepkiler karfl›s›nda da pervas›zlafl›p sald›rganlaflmaktad›r. Parlamentoda nükleer santrallerin kurulmas›na karfl› ç›kan çevrecilerin “nükleer santral istemiyoruz” yaz›l› dövizler açmas›na kudurganca sald›rmaktan, hakaret etmekten geri durmamaktad›r. Dahas› bas›n mensuplar›n›n eylemi çekmesine bile tahammül edemeyerek, ayn› kaba üslubunu bas›n mensuplar›na karfl› kullanmaktan da çekinmemektedir. Erdo¤an’›n pervas›zlaflan bir sald›rganl›k ve anlafl›l›r olan panik içinde oldu¤u her bak›mdan aç›k. Direnifller büyümekte, her taraftan demokratik devrimci tepkiler yükselerek Erdo¤an’›n yüzüne çarpmakta ve mevcut süreç; “demokratikleflme”, “aç›l›m” sahtekârl›¤›n› gün yüzüne ç›kararak, zorlu bir direnifl sürecinin iflaretlerini vermektedir. Tüm bunlar, Erdo¤an ve AKP’nin yürüttü¤ü tasfiyeci sürecin önüne dikilerek, iflini zorlaflt›rmaktad›r. ‹flte Erdo¤an’›n büyüyen tahammülsüzlü¤ü ve faflist sald›rganl›¤›, direnifller karfl›s›nda yaflad›¤› bu s›k›nt›lardan ileri gelmektedir. Öyle ki, iflçi-halk düflmanl›¤›n› gizleme ve “demokrasi” maskesini kullanma gere¤i duymayacak kadar aç›ktan sald›rmaktad›r. Erdo¤an, aya¤›na vurdu¤u baltan›n verdi¤i ac›y› hissederek, bu ac›yla iyice fluursuzlaflmaktad›r. ‹flçileri küçümseyen AKP, iflçi düflmanl›¤›nda s›n›r tan›mayan pervas›z sald›r›lar›yla ve yapaca¤› sald›r›larla, ancak kendi sonunu yak›nlaflt›rabilir. Yapt›¤› da budur. ‹flçi dostlar›yla düflmanlar› bu tart›flmalar çerçevesinde ayr›flarak ve daha da berraklaflarak gözler önüne serilmifltir. Kendi bencil gerici ç›karlar› için kavga eden ama iflçilerin haklar› karfl›s›nda sahtekarl›¤› ve sald›r›y› benimseyenler, asla iflçi dostu olamazlar. Ancak iflçilerin h›flm›na maruz kalan halk düflmanlar› olabilirler. Ah›rlar›nda yalaklar›ndaki yem üzerinde tepinen hakim s›n›f büyükbafllar›, kendilerinin yedikleri yala ba¤l› hassasiyetlerini Hrant Dink’in katledilmesinden sonraki süreçte bir tarafa b›rakmaktad›rlar. Katliamdaki sorumluluklar› bir yana; katillerin yarg›land›¤› mahkemede yaflanan skandallara dahi adeta gözlerini kapay›p, ölüm sessizli¤i sergilemektedirler. ‹flçiler AKP’nin de, di¤er komprador s›n›f partilerinin de niteli¤ini esasta görmüfl durumdad›r. Devrimci ve kararl› bir direnifl gelifltirmektedirler. ‹flçi direnifli geliflerek yayg›nlaflmakta, ciddi bir dinamik ortaya ç›kmaktad›r. S›ra komünist ve devrimcilerin iflçi direnifli karfl›s›ndaki görevlerini yerine getirmesine gelmifltir. Mesele komünist ve devrimcilerin bu dinami¤i politik iktidar mücadeleleriyle birlefltirip de¤erlendirmelerinde dü¤ümlenmektedir. ‹flçi düflmanlar› ve katillere karfl› gelifltirilen her türlü eylem meflru ve yerinde olacakt›r.

Anadolu Halklar› Gefira Kültür Derne¤i kurucular›ndan devrimci arkadafl›m›z Hasan Faruk Ürem’i 18.02.2010 günü kalp krizi sonucu kaybettik. Ac›m›z büyüktür. Ailesine ve dostlar›na baflsa¤l›¤› dileriz.

ANADOLU HALKLARI GEF‹RA KÜLTÜR MERKEZ‹ Atina-YUNAN‹STAN

DEMOKRASi

K›z›l hayalet dolaflmaya devam ediyor Veysel KAPLAN-Kand›ra 2 No’lu F Tipi Hapishanesi 19. yüzy›l›n birinci yar›s›nda yani tam 162 y›l önce Marx ve Engels taraf›ndan yaz›lan Komünist Parti Manifestosu ilan edildi. "Avrupa'da bir hayalet dolafl›yor, Komünizm Hayaleti" sözleriyle bafllayan Komünist Manifesto, ustalar› yafl›yorken bile ünü Avrupa'n›n d›fl›na taflm›flt›. fiimdi denilebilir ki burjuvazinin sevinç naralar›yla "komünizm öldü" ideolojik sald›r›s› alt›nda k›z›l hayalet tüm dünyay› dolaflmaya devam ediyor. Bu dünyal› olgu, sömürü ve bask› sistemini ortadan kald›rma mücadelesinde eylem k›lavuzu rolünü oynayan k›z›l hayaletin ta kendisidir. Marx ve Engels hayatta iken, geliflen s›n›f savafl›m›, Paris Komünü gibi tarihi deneyimler Avrupa'n›n d›fl›ndaki s›n›f savafl›m›n›n belirginleflmesiyle kendileri Manifesto'nun ta o zamanda eskiyen -eksik yanlar›na- iflaret ettiler, ama bu Manifesto'nun tarihi öneminden birfley eksiltmedi ve tarihe malolmufl bu belgeye dokunulmad›. Komünist Birlik (28 Kas›m- 8 Aral›k 1847), II. Kongresi'nde Marx ve Engels'e Manifesto'nun haz›rlanmas› görevini verir. Bu karardan sonra bu eflsiz yap›t k›sa sürede tamamlan›r. fiubat Devrimi (Fransa) öncesi yani flubat›n birinci haftas›nda Londra'da bas›l›r. Proletaryan›n enternasyonel savafl›m›n› ve niteli¤ini ilan eden bu belge bir daha geri dönülemez kesinlik ve berrakl›kla gelece¤in k›z›l fliar›n› ortaya ç›karm›flt›r. Militan proletaryan›n bayra¤›nda "Bütün ülkelerin iflçileri birleflin" fliar› yaz›lmaya devam ediyor. Manifesto dört bafll›k alt›nda ele al›nm›flt›r. 1- Burjuvalar ve proleterler 2- Proleterler ve komünistler 3- Sosyalist ve komünist yaz›n 4- Komünistlerin çeflitli muhalefet partileri karfl›s›ndaki konumlar› Bu bafll›klar› kendi içinde ayr›ca özetlemek, tarihi bir belgeyi ve onun önemini hat›rlatma amaçl› k›sa yaz›da ele almak yarars›zd›r. Ama bu tarihi belgeyi dikkatle incelemenin ve önemini özümsemenin say›s›z yarar› vard›r. Manifestoyu yaz›ld›¤› tarihi dönemin koflullar› içerisinde de¤erlendirmeliyiz. S›n›f savafl›m›n›n diyalektik geliflimini felsefi materyalizmle ele alan, kapitalizmin özünü aç›klayan ve y›k›lmas› zorunlulu¤unu proletarya diktatörlü¤üne vard›ran ve oradan da s›n›fs›z topluma var›laca¤›n› ilan eden eflsiz bir tarihi belgedir. Komünist bilgi teorisinde, Manifesto bir kilometre tafl›d›r. Yoktan var olmam›flt›r. Kendisinden önceki toplumsal bilgi ve s›n›f savafl›m› prati¤inin o tarihi koflullarda bilimsel temeller üzerinde teori ve prati¤e dökülmesidir. Frans›z Devrimi'nde "Saraylara savafl, kulübelere bar›fl" slogan› Fransa'da kalmad›; evrenselleflti. 1789'da burjuvazi mutlakiyetçili¤e, feodal soylulu¤a karfl› halkla birlikte savaflt›. Burjuva mülkiyetçili¤in feodal mülkiyet üzerindeki zaferi, yeni bir toplumsal düzenin tarihsel geliflimini, s›n›flar›n bu toplumsal düzen içindeki karfl›l›kl› uzlaflmaz iliflkileri, ayaklanmalar ve savafllarla geçen on y›llar ve ilk olarak Avrupa'da iflçi s›n›f›n›n kendisi için bir s›n›f olarak burjuvazinin karfl›s›na ç›kmas› ve 1848 Avrupa devrimleri... Bu tarihi koflullarda proletaryan›n iktidar naras› Marx ve Engels taraf›ndan tarih sahnesine ç›kar›lm›flt›r. Komünizm art›k ütopyadan s›yr›l›p bilim alan›na bir programla girmiflti. ‹flçi s›n›f› zafer yolunda yeni bir teoriye sahipti. Bu teori, proletaryan›n kalbinde yefleriyordu. Rafine edilmifl komünist düflüncenin dahiyane ifadesi olan Manifesto; iflçi s›n›f›n›n devrimci özünü ve savafl›m›n› proletarya diktatörlü¤üne vard›r›r. Bugün s›n›f bilinçli proletarya ilke olarak, proletarya diktatörlü¤ünü esas al›r, tüm di¤er politikas›n› bu bak›fl aç›s› temel yönelimi etraf›nda örer. Bu nedenle Manifesto'nun tarihsel önemi asla unutulmaz. ‹ktidar bilincinden yoksun olanlar, burjuva s›n›r çizgilerini aflamayan tüm oportünist ve revizyonist sahtekarlar bu en büyük tarihi dersi anlayamazlar. Ama Manifesto'nun bu temel ilkesini ne unutturabilirler ne de ondan kurtulabilirler. Dün oldu¤u gibi proletaryan›n kurtulufl fliar› apaç›kt›, bugün de öyledir. Komünist Manifesto'nun ilan ediliflinden bugüne enternasyonal proletarya büyük devrimler gerçeklefltirdi. Büyük deneyimler kazand›, yenilgiler ve büyük dönüflümler gerçekleflti ama Manifesto'nun ilkesel bak›fl aç›s› öneminden ve tarihsel naras›ndan hiçbirfley yitirmedi. Bugün burjuva anayasalc›l›kla kafa buland›ran, bunlara alk›fl çalmakla avuç içlerini patlatanlar, devrimci bir savafl›m›n devrinin bitti¤ini ilan edenler, Manifesto'nun ruhu ve devrimci öneminin yan›na yaklaflamazlar bile. T›pk› o koflullarda oldu¤u gibi bugün de küçük burjuva ideolojisi reformist ve ek olarak revizyonist ak›mlar bolca kardefllik ve eflitlikten bahsetmeye devam ediyor. Ama egemenlerin iktidar›n› y›kmadan eflitli¤in ve kardeflli¤in olanaks›z oldu¤unu her koflulda gizleyerek bunu yapmaktad›rlar. Demek ki bu ak›mlar burjuvaziye hizmet etmeye devam etmektedirler. "Manifesto'nun kendisine ait bir yaflam öyküsü vard›r" diyen Engels'in sözünü do¤ru anlamal›y›z. Enternasyonel proletaryan›n iktidar u¤runa mücadelesiyle ayr›lmaz flekilde bütünleflen bir öyküdür bu. Büyük deneyimler ve zaferlere esin ve eylem kayna¤› olan yolda ileriye do¤ru at›lan dev ad›mlarda hayat bulan bir öyküdür. Lenin, Stalin ve Mao'nun dilinde ifade edilen devrim mücadelesinin ilerlemifl tarihsel öyküsüdür. ‹lerlemeye de devam edecektir. Manifesto'nun yaflayan canl› ruhu bugün s›n›f bilinçli proletaryan›n öncülü¤ünde sürdürülen mücadelenin her alan›nda, grevde, barikatta, isyanda ve halk savafl›n›n par›ld›yan namlular›nda yaflanmaktad›r. Sömürü, kan, gözyafllar›n›n son bulmas› ve emperyalist barbarl›¤›n y›k›m› devrimlerle olanakl›d›r. Egemenler bugün de devrim korkular›n› içinde tafl›maktad›rlar. Dün oldu¤u gibi bugün de komünizm bilinci ve ruhu gelece¤i için dö¤üflmeye devam edecek. Manifesto'nun bitifl cümlesiyle söylersek "Proleterlerin zincirlerinden baflka kaybedecek bir fleyleri yok. Kazanacaklar› bir dünya var. Bütün ülkelerin iflçileri birleflin!" fiiarlar›n emretti¤i güncel görev, iktidar u¤runa mücadele bayra¤›n› yükseltmektir.


DEVRiMCi

ANAL‹Z

DEMOKRASi

2-16 MART 2010

15

Darbeler dönemi kapand› m›? Deflifre edilen komplolar ve darbe eylem planlar› veya darbe günlükleri, birer “söylence” de¤ildir. ‹flbirlikçi-uflak flöhrete sahip olan hakim s›n›flar›n soy ad› kadar gerçektir hepsi. Siyasal gündem tart›flmalar›nda eksilmeyen darbe ve komplo iddialar›, geçmiflte kalm›fl fleyler de¤ildir. Bunlar halen güncelliklerini korumaktad›rlar. Fakat iflin bir taraf›nda temafla var elbet. Darbelerin gündemlefltirilmesi, bir taraftan darbeleri kan›ksamay› haz›rlamakta; öte yandan has›mlara mesaj vererek flantaj silah› olarak kullan›lmaktad›r. Ne var ki hepsi bu de¤il. ‹flin ikinci yan› ise, darbenin yap›lmak istenmesi hakikatidir.

Kimin borusu ötecek Komplo ve dolaplar›n çevrildi¤i her bak›mdan alenidir. “Kim egemen olacak” sorusu, hakim s›n›f kliklerince henüz karara ba¤lanm›fl de¤ildir. Bütün “gürültü” ve çat›flman›n temelinde “egemenlik kimde olacak” meselesi yatmaktad›r. Sömürünün aslan pay›n› kim alacak, kim halk kitlelerini ayaklar› alt›nda ezecek, kim efendisinin ç›karlar›n› daha iyi temsil edecek, yani sömürü cennetinde kimin borusu ötecek? Bu mülahazan›n taraflar› aras›ndaki çat›flma, iktidar›n ele geçirilmesi veya elde tutulmas› meselesidir. Taraflar›n iktidar ifltah› kabar›k olup, egemenlik ›srarlar› güçlüdür. ‹ktidarda dengeler de¤iflmifltir; ama bu de¤iflim kabul ettirilebilmifl de¤ildir. Dolay›s›yla darbe olas›l›¤› genel olarak vard›r. Darbe olas›l›¤›na karfl›n (denenmifl olan baflar›s›z tüm giriflimleri saymazsak), bu olas›l›¤› flimdilik erteleyerek geriye iten iki esas sebep var. Birincisi, AKP’nin seçimlerde yenilgiye u¤rat›lmas› ihtimalidir. Bu ihtimal çok zay›f de¤il ve mevcut flartlarda görece tercih edilen biçimdir. ‹kinci olarak, darbenin yap›lamamas›nda, ABD emperyalizminin tutumuna ba¤l› olarak klikler aras› güç dengesinin durumu, hat›r› say›l›r bir rol oynamaktad›r ki; AKP’nin iktidarlaflm›fl olmas› karfl›t kli¤in darbe yapmas›n› önleyebilen bir di¤er sebeptir. Zira darbe esasta komprador klikler aras›ndaki iktidar paylafl›m› için kurgulanmaktad›r. A盤a ç›kan “say›s›z” darbe-komplo plan› ve bunlar›n a盤a ç›kar›lmas› gerçe¤i, hem darbenin güncel oldu¤unu ve hem de darbeyi engelleyen kuvvetlerin mevcut oldu¤unu göstermektedir. Darbe ihtimali ve tercihi keyfi sebepler ya da tesadüflerle aç›klanacak bir durum de¤ildir. Darbe yap›lmas›n›n gerici ç›karlar aç›s›ndan sa¤lam gerekçeleri, nesnel zemini mevcuttur. Kemalistlerin en az›ndan bir kesimi tasfiyeye tabi tutulmufltur; Kemalistler önemli oranda iktidarda daralt›larak geriletilmifl durumdad›r. AKP ise, iktidara oturmufl durumdad›r. Devletin temel kurumlar›nda, art›k gizlenmesine bile gerek duyulmadan, aç›ktan dillendirilerek ve feryat-figan edilerek yaflanan çat›flma; flantaj, tehdit, komplo, darbe giriflim ve eylemleri... Ters taraftan tutuklamalar, yarg›lamalar, dinlemeler, yarg›ya müdahaleler, askerin “isyan›na” yol açan ad›mlar, anayasa tart›flmalar›, karfl›l›kl› yak›nmalar… Hepsi geliflmenin ciddiyetini aç›klamaya yetti¤i gibi, sorunun devlet iktidar› oldu¤unu göstermektedir. “Ergenekon” yarg›lamalar› bile, bafll› bafl›na bir ölçüdür; kap›flman›n boyutu için önemli bir göstergedir. Ordunun kirli ve kanl› yüzüyle ipe serildi¤ine, daha önce hiç böyle tan›k olmad›k. “Kozmik oda” aramas›, subaylar›n karargahtan al›n›p tutuklanmas›, s›radan geliflmeler de¤ildir. Bunlar önemsiz ve anlams›z iflaretler de¤ildir. Devletin temel kurumlar› aras›ndaki aç›k çat›fl-

ma ve bu çat›flman›n yans›t›lmas›, kontrolün kaybedildi¤i bir çat›flman›n yafland›¤›n› tarif etmektedir. Tabi ki, TÜS‹AD’›n yap›lanma sürecini destekleyen aç›klamas› ve özellikle ordunun siyasi iradeye ba¤l› olmas› gerekti¤ine yapt›¤› vurgu ile ordunun -siyasete müdahale etmesinin aç›k kan›t› olan- aç›klamalar›n› elefltirmesi dikkat çekicidir. Cumhurbaflkan›’n›n kurumlar aras› çat›flmay› ima ederek, çok bafll›l›k ya da çoklu güç odaklar›n›n olmas›n›n devlet için en kötü fley oldu¤unu söylemesi, durumun ciddiyetinin en resmi a¤›zdan itiraf edilmesiydi.

Darbe ihtimal dahilindedir AKP, iktidar›n› sa¤lamlaflt›rmak peflindedir. Bunun için de çat›flma kaç›n›lmazd›r. Tasfiyeye maruz kalan Kemalist kesimin iktidar hakk›ndan kolayca vazgeçece¤ini düflünmek, en hafifiyle hakim s›n›flar› anlamamak olur. ‹ktidar pastas›ndan pay kaybeden Kemalist cephenin daha fazla geriletilmemek için darbeyi tercihler aras›nda gördü¤ü son derece aç›kt›r. Bu durum, s›n›f ç›karlar› aç›s›ndan da normaldir. O halde darbenin yap›lmas› ihtimali gerçek d›fl› de¤ildir. Darbeler dönemi kapand› laf›, salt laft›r. Biçimi de¤iflse de darbeler hala geçerlidir. Darbe ve komplo eylem planlar› ve suikast giriflimleriyle a盤a ç›kanlar da bunu kan›tlamaktad›r. Kald› ki mesele, yerli hakim s›n›flar› aflan çehreye sahiptir. Yerli hakim s›n›f kliklerini bizzat yönlendiren ve yönetsel politikalar›ndan devletsel eylemlerine kadar dikte eden emperyalist komutad›r. Yani co¤rafyam›zda hüküm süren tüm bu geliflmeler, ABD’nin dünya projesinin co¤rafyam›z parças›nda devletin yap›land›r›lmas› plan›yla yürütülmesi zemininde yaflanmaktad›r. Rusya ve AB’li bir k›s›m emperyalist gücün yerel hizmetçi memurlar› durumundaki klikler de bu emperyalist güçlerin ç›karlar› (ve elbette iflbirlikçilik hisseleri) gere¤i, ABD güdümündeki yap›land›rma sürecine karfl› ç›kmaktad›rlar. Aç›kças›, ülkemiz hakim s›n›f klikleri aras›ndaki çat›flma, emperyalist güçlerin çat›flmas›n›n iz düflümüdür. Bundan ba¤›ms›z olmayan mevcuttaki yerli iflbirlikçi s›n›flar›n iktidar h›rs›yla yürüttü¤ü dalafl, devletin re-organizasyonuyla anlam kazanan bir bak›ma geçifl flartlar›n› bar›nd›rmaktad›r. Yan›lg› veya mübala¤aya yol açmamak için, geçifl flartlar›n›n nitel bir de¤iflim ya da sistemsel de¤iflim olmad›¤›n› söylemekte fayda vard›r. Söz konusu olan; emperyalizmin yeni ihtiyaçlar›na ba¤l› olarak TC devletinin askeri bir karakol biçiminde yeniden düzenlenmesidir; geçifl flartlar› dedi¤imiz bunun ta kendisidir. 24 Ocak kararlar› veya “serbest piyasa ekonomisine geçifl” dönemi hat›rlan›rsa ve en önemlisi de sonras›nda geliflen Askeri Faflist Cunta hat›rlan›rsa, geçifl döneminin ne anlam ifade etti¤i her bak›mdan a盤a ç›km›fl olacakt›r. Ve elbette bu sürecin genellikle darbe gibi kanl›-keskin biçimlerle mümkün oldu¤u da… Bugün de ayn› fley geçerli; seçimlerde iktidar›n el de¤ifliminin ya da dengeleri tam oturmam›fl iktidarda dengelerin oturtulmas›n›n yolu esasta aç›labilir. Fakat bu olas›l›k kesin de¤il, flartlara ba¤l› olarak de¤iflkendir. Mesele seçimlerde de esasta haledilemeyebilir ve zorunlu olarak daha farkl› yöntemler kaç›n›lmaz olur. Kaç›n›lmazd›r çünkü, hiçbir klik iktidar›n› kolay kolay kapt›rmak istemezkapt›rmaz. ‹ktidar egemenli¤i için, 1960’larda Menderes-Polatkan-Zorlu’nun as›ld›¤›n› bilmeyen yoktur. O halde darbe ihtimali yad›rganamaz. Darbenin neo-liberal z›rvaya uygun olarak “post-modern” ya da baflka türlü isimlendirmesi ise, özünde hiçbir fleyi de¤ifltirmez.

Baflbu¤’un isyan› ve Baykal’›n ‘bu düzen böyle gitmez’ serzenifli Genelkurmay baflkan› Baflbu¤’un “sabr›m›z taflt›” fleklindeki aç›k mesaj›, Baykal’›n askerin isyan›n› sahiplenerek, “bu düzen böyle gitmez, de¤ifltirilmelidir” yönlü aç›klamalar›, ayn› çevrelerin “sivil faflizm-diktatörlük” tart›flmalar› ve karfl› tarafta AKP iktidar›n›n “Ergenekon”, “kaz›lar” , “kozmik oda aramas›” ve son olarak Erzincan Cumhuriyet Baflsavc›s›’n›n makam adas› ve lojman›n›n mahkeme karar›yla aran›p “Ergenekon” terör örgütüne üyelik nedeni ile ifadesi al›nmak üzere mahkemeye götürülmesine kadar uzanan ve ard› arkas› gelmeyen asker tutuklamalar› (polise yönelik baz› tutuklamalarla askeri hizaya getirme tutumlar›n› gizlemeye çal›flsa da askeri kontrolüne al›p terbiye etme amac›n› saklayamaz), yine yarg›n›n, yürütmenin yarg›ya müdahalesini aç›ktan dillendirmesi ve Erdo¤an’›n, “yarg› ci¤erimizi yak›yor” fleklinde kamuoyuna aç›k ça¤r›lar› tüm vaziyeti izah etmeye yeterlidir. Bu tablodan ç›kan bir sonuç, çat›flman›n vard›¤› boyut iken, ikinci sonuç da AKP’nin ordu ile yarg›da hakimiyet kuramad›¤›d›r. Yani, çat›flma içinde olan Kemalistler ile “›l›ml› ‹slamc›” AKP’nin belli bir güç dengesinde bulunduklar› a盤a ç›kmaktad›r. Muhalefetteki Kemalistlerin mevcut gücü, AKP’nin iflinin zor olaca¤›n› aç›klar. Ama Kemalistlerin de ifli zor. Zira AKP iktidarda olup küçümsenemez bir güce sahip olup, devlet kurumlar›nda ciddi oranda kurumsallaflm›fl bulunmaktad›r. Bu güç dengesinde yaflanan iktidar çat›flmas›n›n darbeye uzanmas› olas›d›r. Yak›n olan seçimler, Kemalistlere umut vererek darbeye baflvurmadan seçimlerle sorunu haletme tercihine itiyor flimdilik. Seçimlerin ortaya ç›karaca¤› sonuç, darbe seçene¤inin kaderini de belirleyecektir. Özcesi, darbe olas›l›¤›, sübjektif görüfllerle yok yere ortaya ç›kan önyarg› de¤il, arka plan› sa¤lam olan bir zemine dayanmakla birlikte, öngörülü bir tespittir. Hakim s›n›flar›n karakteri, çat›flman›n muhtevas› ve emperyalizme ba¤l› iflleyen sürecin kapsam› ya da ciddiyeti do¤ru idrak edildi¤inde bu olas›l›¤› tamamen ötelemek mümkün de¤ildir. Neticede ya bir emperyalist oda¤›n borusu ötecektir, ya da di¤erinin. Emperyalizmin pazar› elde tutmak ya da pazardaki imtiyazlar›n› koruyarak ona tamamen hakim olmak için halklar› bir birine düflürerek k›y›mlar gerçeklefltirdi¤ini günümüzde canl› olarak yaflamakta-izlemekteyiz. Hele hele ifltah kabartan bir pazar olarak ve tüm konumu itibar›yla, özellikle bölgede olmak üzere emperyalist dengeleri lehte-aleyhte etkileyebilen avantajlara sahip olan co¤rafyam›z›n bu özellikleri göz önüne al›nd›¤›nda, buradaki devlet iktidar› üzerine yürütülen kap›flman›n emperyalist güçler için vazgeçilmez oldu¤unu görmek gerekir.

Devrimci alternatif Dalafl›n komprador s›n›flar aras›nda yaflan›yor olmas› ona kay›ts›z kalmam›z› gerektirmez-olamay›z da. Bilakis hakim s›n›f klikleri aras›ndaki çeliflkiden devrim ad›na yararlanmay› devrimci politika olarak benimser, yürütürüz. Devletin gerçek yüzünün devrimci halk kitlelerine gösterilmesi gibi, geliflen devrimci tepkinin siyasi iktidar mücadelesi perspektifiyle devrimci rotaya çekilerek gelifltirilmesi sa¤lanmal›d›r. Düzene dair siyasal teflhiri, ortaya ç›kan skandallarla daha somut olgularla ortaya koyup halk kitlelerinin bilinçlendirilmesi ve düzen d›fl› aray›fllara çekilerek devrimci örgütlenmeleri gelifltir-

mek için kullan›lmas› gerelidir. Bunu etkili bir biçimde yapmak her zamankinden daha fazla olanakl›d›r. Bu zemin iyi de¤erlendirerek buna göre haz›rl›k yapmak ve devrimci alternatifin yükseltilmesini görev olarak bilince ç›karmak önemlidir. Meselenin karfl›-devrimci cephe içinde cereyan ediyor olmas›, bunun halk kitlelerini veya devrimci hareketi ilgilendirmeyen bir geliflme oldu¤u fleklinde yorumlanamaz, böyle alg›lanamaz. Darbeye de komploya da onun karfl›s›ndaki iktidar ve planlar›na da devrimci aç›dan s›n›f tutumuyla karfl› ç›k›p, devrimci alternatifi gelifltirmek görevlerimiz aras›ndad›r. Dalafl›n taraf› durumundaki her iki klik de halk düflman› faflist niteliktedir. Tavr›m›z devrimci aç›dan ve devrimci nitelikte özünü bulur. Darbenin esasta komprador klikler aras› iktidar paylafl›m›na dayanmas›, devrimci halk kitlelerine dokunmayaca¤› anlam›na gelmez. Bilakis, en a¤›r sald›r›lar devrimci ve komünist harekete yönelecektir. Bizlerin darbe karfl›tl›¤›, darbenin faflist niteli¤ine ba¤l›d›r, yoksa AKP iktidar›n›n “ilericili¤i-demokratl›¤›ndan” ve benzeri de¤ildir. Dolay›s›yla darbe karfl›tl›¤›m›z, komprador kliklerden her hangi birinin pefline tak›lmam›z ve bunlardan birini ilerici görmemiz anlam›na gelmez. Darbe peflinde olan güçler de, darbeyi savuflturma peflinde olan güçler de komprador nitelikte hakim s›n›f klikleridir. Hakim s›n›f kliklerinin çat›flmas›nda bilinçli olarak öne ç›kar›lan yan›lt›c› baz› görüngü ve spekülatif argümanlara-manipülasyonlara tak›larak, söz konusu çat›flma içinde demokratik ve desteklenir nüanslar tespit edip gerici çat›flma taraflar›n›n yede¤ine düflemeyece¤imiz gibi, devrimci s›n›f tavr›n›n korunmas›nda da hassas olup kafa aç›kl›¤›yla net tavra sahip olunmak durumundad›r.

Çat›flma komprador klikler aras›ndad›r Komprador büyük bafllar›n kap›flmas›nda mümkündür ki, milli burjuvaziden küçük burjuvaziye kadar baz› unsurlar bu çat›flma sürecine dahil olmufl, yedeklenmifl ve dolay›s›yla da hedeflenmifl olabilirler. Fakat bu realite, çat›flman›n bu kesimlerle komprador kesim aras›nda yafland›¤›n› tan›tlamaz; çat›flman›n komprador klikler aras›nda geçti¤ini gölgeleyip unutturamaz. Söz konusu (milli burjuva ya da küçük burjuva) kesimler komprador kliklerin pefline tak›lm›fl ya da komprador kliklerce sat›n al›n›p kullan›lm›fl olabilirler. Dolay›s›yla da onlar›n birer parças› ve kuklas› durumuna dönüflmüfllerdir. Bu bak›mdan, yaflanan çat›flma niteli¤ini milli ya da küçük burjuva kesimlerle kompradorlar aras› çat›flma biçiminde tan›mlamak veya çat›flman›n genel olarak bu kesimler aras›nda yaflan›p-komprador olmayan kesimlere yöneldi¤ini söylemek hatal›d›r. Elbette ki, tüm devrimci ve komünist kesimler de kompradorlar›n hedefindedir ve sald›r›lar›na maruz kalacakt›r. Yani, komprador klikler çat›fl›rken devrimci güçlere de sald›r›p yönelirler. Hatta klik menfaatleri gere¤i ve aralar›ndaki çat›flmada üstün gelebilmek için sol-devrimci kesimleri yedeklemeye de çal›fl›rlar. Tüm bunlar karfl›devrimin karakteri ve taktikleridir. Ancak, bu zemine karfl›n, mevcut çat›flman›n ve çat›flan taraflar›n niteli¤i de¤iflmez-de¤iflmemektedir. Karfl›-devrim aras›nda çat›flma yaflarken devrimci ve komünistlere sald›rmay› ihmal edece¤ini bekleyemeyiz. Çat›flma tek de¤ildir. Biri hakim s›n›f klikleri aras›ndaki çat›flmad›r. “Ergenekon” ve benzeri ekseninde cereyan eden çat›flman›n niteli¤i bu çerçevededir ve di¤erinden

ayr›d›r. Di¤eri ise, faflist iktidar ve hakim s›n›flar düzeninin komünist ve devrimci güçlere karfl› yürüttü¤ü çat›flmad›r ki, bu birincisinden ayr› bir niteli¤e ve do¤aya sahiptir.

Objektif durum ve baz› olas›l›klar Mevcut çat›flma devletin yeniden yap›land›r›lmas› ve devlet iktidar› üzerinde kilitlenmektedir. Ve bu sorun somut olarak hakim s›n›f klikleri aras›nda sürüp gitmektedir. AKP’nin seçimleri kaybetmesine yol açacak geliflmelerde belirleyici olan bafll›ca etkenler, iflçi direniflleriyle geliflen devrimci hareketin kabarmas› ve “çözüm-aç›l›m-demokratikleflme” argümanlar›yla yürütülen devletin yeniden yap›land›r›lmas› sürecidir. Bu süreci baflar›l› olarak yürütürse (ki, bu muhalefetten çok da ba¤›ms›z de¤il), seçimleri kazanmas› esas ihtimaldir. Ama flimdiki durumda AKP’nin oy kaybedip görece eridi¤ini söylemek mümkün. Kemalistleri “rahatlatan” ve seçimler kozuyla kozlar› paylaflmaya sevk eden de bu reel durumdur. AKP bu reel durumu yeni ad›mlarla tersyüz ederse, Kemalistlerin e¤iliminin yeniden de¤iflece¤i objektif bir durumdur. Kemalistlerin geçici oy art›fl› ve AKP’nin geçici oy kayb›yla tecelli eden mevcut uygun f›rsat Kemalistlerce kaç›r›lmak istenmemektedir. AKP’nin erimesini derinlefltirmek için daha keskin elefltiri ve aç›k tehditler devreye sokulmufl, süreç Kemalistler taraf›ndan yönetilerek daha etkili-avantajl› flartlara tafl›nmak istenmektedir. Ve Kemalistler bu uygun f›rsat› kaybetmemek için seçim tart›flmalar›n› da gündemlefltirmektedirler. ABD emperyalizminin deste¤ini arkas›na alm›fl olan AKP iktidar›n›n nüfuzu mevcut darbe giriflimlerini engelleyerek gerçekleflmesini önleyebilir görünmektedir. Sürecin güçlü muhalefet, komplo, flantaj ve tehditlerle de yürütülerek, AKP’nin erimesi sa¤lanabilir ve en az›ndan tek bafl›na hükümet edecek durum d›fl›na itilebilir. ‹ktidar a¤›rl›¤› zay›flat›larak geriletilebilir… Böylece seçimlerde dengeler de¤iflerek darbe ihtiyac› gündemden çekilebilir. Fakat sürecin ikili yan› var. Söz konusu varsay›mlar tersten de geliflebilir. Yani AKP yap›lanma sürecini baflar›l› yürütmekle birlikte, di¤er dezavantaj ve oyunlar› da etkisizlefltirip durumu lehine gelifltirebilir. Bu durumda Kemalistlerin geleneksel al›flkanl›¤› darbe (tabi yapma yetene¤i kald›ysa ve AKP göz açt›r›rsa…) zuhur edecektir. K›sacas›, olas›l›k da olsa darbe uzak de¤il yak›n tehdittir. Gündemde darbe olas›l›¤› (seçimlere endeksli olma kayd›yla) yak›n tehlike olarak var iken, komünist ve devrimci hareketin muhtemel geliflmelere göre haz›rl›klar yapmas› ve görevler yürütmesi zorunludur. Darbe ‘muhtemeldir’ deyip önlem al›p haz›rl›k yapmamak ak›l ifli olamaz. “Darbe komprador klikler aras›nda-bir birilerine karfl› yap›lmaktad›r” diye düflünüp, komünist ve devrimci harekete yönelmeyece¤ini tasavvur etmek devletin niteli¤ini anlamamakt›r. Devrimci ve komünist hareketin darbe sald›r›s› tehdidine karfl› güçlerini koruyarak sa¤lama almalar› bu süreçte esas görevdir. Hakim s›n›f kliklerinin yede¤ine düflmeden devrimci aç›dan darbeye karfl› mücadele yöntemlerini gelifltirmek ve devrimci güçler aras›nda gerekli çal›flmalar› ele almak zorunludur. Tehlike tehdit noktas›na varm›flt›r. Bu tehdidin canl› prati¤e geçmesini beklemek sürece haz›rl›ks›z yakalanmak olacakt›r. Darbe ihtimali gerçek prati¤e dönüflmese bile, önlem almak ye¤dir.


G

Teknik Haz›rl›k: Kardelen Yay›mc›l›k Adres:

devrimci Demokrasi

Mahmut fievket Pafla Mah. Sivas Sok. No:2 Kat:3 Okmeydan›/‹STANBUL Tel-Fax: (0212) 238 37 96 Bask›: SM. Matbaac›l›k

KARDELEN BASIM-YAYIM REKLAM GÖSTER‹ ORGAN‹ZASYON L‹M‹TED fi‹RKET‹

Adres: Çobançeflme Mah. Sanayi Cad. Altay Sokak NO:10 A

Sahibi ve Yaz› ‹flleri Müdürü: Ferda Bafl Yay›n Türü: Yayg›n Süreli

Blok Yenibosna Bahçelievler-‹ST. Tel ( 0212) 654 94 18

‹ZM‹R: fiehit Fethi Bey Cadde No: 13 Eski Eshot ‹flhan› Kat:4 Konak/‹zmir Tel-Fax: : (0232) 482 01 63 G KARTAL: ‹stasyon Cad. P›nar ‹flhan› Kat:2 Daire:38 KARTAL Tel-Fax: (0216) 389 65 63 G MERS‹N: Hastane Cad. 5111 Sok. Ekrem Örkün ‹flhan› No:71/8 Kat:3 G AMED: ‹skender Pafla Mah. ‹nönü Cad. MA-GÜL ‹flhan› Kat:4 No:10 Da¤kap›/Amed G AT‹NA: Spiro trikoupi 21 10683 eksarxia GREECE/Yunanistan e-mail: devrimcidemokrasi_yunanistan@yahoo.com.tr G YD TEMS‹LC‹L‹⁄‹: Kaiser-Wilhelm Str. 275 47169 Duisburg/DEUTSCHLAND e-mail: d.demokrasi@googlemail.com

MU⁄LALI KÖYLÜLER: Biz suyumuzla, topra¤›m›zla, köyümüzde özgürce yaflamak istiyoruz Mu¤la köylüleri Yuvarlakçay üzerinde Baraj ve HES yap›m›na karfl› nöbet tutmaya devam ediyor. Köylüler, “fiirket bize ifl verecekmifl. Biz flirketin verdi¤i ifli, paray› istemiyoruz. Biz suyumuzu, topra¤›m›z›, köyümüzde özgürce yaflamay› istiyoruz” diyorlar. MU⁄LA- Mu¤la'n›n Köyce¤iz ilçesine ba¤l› Beyobas› beldesinden geçen Yuvarlakçay Irma¤›'na kurulacak hidroelektrik santraline (HES) karfl› bölge köylülerinin bafllatt›klar› direnifl kararl›l›kla devam ediyor. Ülke topraklar›n›n ve sular›n›n peflkefl çekilmesine karfl› kendi sular›na sahip ç›kan halk, çocuklar›n›n gelece¤i için sular›n› sonuna kadar savunacaklar›n› ›srarla vurgulayarak, hergün baraj›n yap›laca¤› yerde dönüflümlü olarak nöbet tutuyorlar. Köyce¤iz ‹lçesi Beyobas› beldesi P›nar Köy s›n›rlar› içinde yer alan Yuvarlak Çay'da kurulmak istenen HES karfl› 2 ay› geride b›rakan eylemlerine devam ediyor. Yuvarlak Çay Koruma Platformu üyeleri, Demokratik Gençlik Hareketi, Tema Vakf› Bölge Temsilcili¤i baflkan› ve üyeleri, E¤itim Sen Mu¤la Baflkanl›¤› ve ilçe temsilcilikleri, Mu¤la Üniversitesi ö¤rencileri ile birçok demokratik kitle örgütü köylülere destek verdi. Demokratik Gençlik Hareketi (DGH) üyeleri köylülerle birlikte nöbet tutarak çal›flmalar›na kat›ld›. Halk›n sorunlar›n› dinleyen DGH üyeleri köylülerle birlikte sohbetler ederek direnifle ortak oldular. Yine Mu¤la Üniversitesi taraf›ndan do¤açlama olarak haz›rlanan Yuvarlak Çay› konu alan tiyatro eseri oynand›ktan sonra ö¤renciler köylülerle birlikte sazl› sözlü türküler söyledi. Mahalli sanatç›lar taraf›ndan kurulan orkestra eflli¤inde köylüler, oyunlar oynayarak ö¤rencilerle birlikte direnifllerini kutlad›lar.

Köylüler üzerinde bask› kurulmak isteniyor P›narköyü sakinleri, Mu¤la Köyce¤iz'e ba¤l› Beyobas› beldesindeki Yuvarlakçay Irma¤›’na kurulacak HES için a¤aç kesimine bafllanmas›n›n ard›ndan, a¤aç kesiminin ve santralin yap›laca¤› yerde çad›r kurdu, çevre nöbetine bafllad›. 2 ay› geride b›rakan köylüler, çad›rlarda kad›n›yla genç yafll›s› s›yla birlikte nöbet tutarak, baraj yap›m› çal›flmalar›n› engelliyorlar. Köylüler tüm bask›, soruflturma ve olumsuz do¤a koflullar›na ra¤men eylemlerine ara vermedi. Köylüler bask›lar hakk›nda bilgi vererek, Yuvarlak Çay üzerinde kurulmas› planlanan HES’e karfl› geldikleri gerekçesiyle Köyce¤iz Orman ‹flletme Müdürlü¤ü taraf›ndan alelacele tutanak tutularak haklar›nda soruflturmalar aç›ld›¤›n› ifade ettiler. Orman ‹flletme Müdürlü¤ü, santral sahas› içinde ›srarla ve Topgözü mevkiindeki a¤açlar› almak için son iki ay içerisinde s›k s›k bölgeye geldi¤ini belirten köylüler, “Her seferinde a¤açlar› neden vermek istemedi¤imizi Orman ‹flletme Müdürlü¤ü görevlilerine Köyce¤iz Kaymakam› ve Jandarma Komutanlar›na defalarca anlatt›k. Köyce¤iz Orman ‹flletme Müdürlü¤ü tutanak tutmaya bafllad›. P›nar Köyü’nden HES'e karfl› ç›kan köylülere karfl› adeta savafl açt›. Önce 6 fiubattaki gelifllerinde 'iflimizi engellediler, ormanl›k alanda çad›r kurdular’ gerekçeleriyle 13 kifli hakk›nda tutanak tutulmas›n› sa¤lad›lar. Savc›l›k ise bunu geniflletti ve her gün civar köy, belde ve ilçelerden Topgözüne gelen binlerce kifli aras›nda sadece bu ki-

fliler hakk›nda toplant› ve yürüyüfl kanununa muhalefetten soruflturma açt›" dedi. Arkadafllar›na aç›lan soruflturma karfl›s›nda y›lmayacaklar›n› belirten köylüler, soruflturman›n 13 kifliye aç›lmas›n›n kendileri için birfley ifade etmedi¤ini çünkü HES’e karfl› 14 bin insan›n direndi¤ini hat›rlatt›lar. Yine gönderilen ihbar› hemen de¤erlendiren Köyce¤iz Orman ‹flletme Müdürlü¤ü'nün de, P›nar Köyü’nde yaflayan, eylemlerde önderlik yapan 8 köylünün orman arazisindeki evleri ve ah›rlar› için tutanak tuttu¤unu anlatan köylüler, "Memurlar›n hakk›nda tutanak tutacak köylüler listesini geniflletecekleri yönünde duyum al›yoruz. Bu bildiriyi okudu¤umuz andan itibaren de yeni tutanaklar›n haz›rlanaca¤›na inan›yoruz. HES'e karfl› eylemlerin bafllad›¤› tarih olan 12 Aral›k 2009'dan 10-15 y›l önce yap›lm›fl olan binalar sanki bugün fark›na var›lm›fl gibi ifllemlere konu edilmektedir" dediler. Orman iflletmesi ve kolluk kuvvetleri ile hiçbir flekilde karfl› karfl›ya gelmek istemediklerini dile getiren köylüler; amaçlar›n›n do¤ay› ve sular›n› korumak oldu¤unu söyledi.

‘Davalarla bizleri y›ld›ramazlar; Direnece¤iz, direnece¤iz, direnece¤iz’ Mu¤la’da do¤ay› korumak ve baraj yap›m›na karfl› bafllat›lan halk nöbeti günden güne halk›n bütün katmanlar›n›, renklerini içine katarak büyüyor. Çevreci gençler ve köylülerle bafllat›lan direnifl, gün geçtikçe daha genifl kat›l›mlarla kitlesellefliyor. Son

olarak Demokratik Gençlik Hareketi HES’e karfl› köylülerle birlikte nöbet tuturak, devletin bölge halk›na uygulad›¤› bask›ya karfl› devrmici, ilerici bütün kuvvetleri köylülerin bafllatt›¤› mücadeleye destek vermeye ça¤›rd›. Direnifli k›rmak için 13 kifliye dava aç›lmas› ise köylünün gözünü korkutmad›. Direnifl alan›na giderek halk›n sorunlar›n› dinleyen DGH faaliyetçileri onlara aç›lan bu davan›n psikolojik bir savafl takti¤i oldu¤unu, birlik olmalar› ve direniflten asla vazgeçmemeleri gerekti¤ini söyledi. Köylüler HES’lere iliflkin düflüncelerini flu sözleri ile aç›klad›lar: Emekli maden iflçisi (P›narköy): Hidroelektrik santrali yapmak için köylüye dan›flmadan gasp ederek al›nm›flt›r. Gasp›n sebebi suyun debisi (Bir akarsuyun herhangi bir kesiminden saniyede geçen suyun hacmi, ak›m) 5 bin gösterilip 5 binde düflük olmas›na ra¤men ileride düflüfl gösterecek ve suyun as›l ak›fl› olan ortalama 3000 debi suyun tamam›n› kendini kontrolüne almak için 5 bin göstererek halk› aldatmaya çal›fl›yorlar. As›l suyun debisi 3000 ile 2500 aras›ndad›r. Geçici olan sel sular› bazen görüldü¤ünden halk› aldatmaya çal›flarak 5000 olarak sel sular›n› göstermifllerdir. Düflüflleri de katarak masa üstünde kendilerince belgelemek istemifllerdir. Tam tersi 2-3 bin debi olan su alt› köyün ihtiyac›n› karfl›lamak için kullan›lmaktad›r. Bu projeyle de halk›n suyu çal›nmak istenmektedir. Bu su 14 bin

köylünün ekmek fabrikas›d›r. Bu baraj kurulunca bu insanlar nereye sürülecektir. Bizim u¤rafl›m›z bu ekolojik dengenin bozulmamas›, köylünün aç kalmamas› içindir. P›nar köyünden bir kad›n: HES’ler için bizim görüflümüz al›nmad›. Ama ‘al›nd›’ diye yalan rapor ç›kar›lm›flt›r. Santral hakk›nda bilgi bile verilmedi bize. Bu su bizim için çok önemli. Tar›mda, hayvanlar› beslerken, içme kayna¤› olarak kullan›yoruz. Santral yap›l›rsa suyun geri gitme ihtimali varm›fl. Sadece para kazanmak için bütün köylerin ekme¤iyle, gelece¤iyle oynuyorlar. 14 bin kifliyi düflünmüyorlar. Seçim zaman› gelince “köylü milletin efendisidir” diyorlar, seçim bitince köylüyü “köle” yap›yorlar. fiirket bize ifl verecekmifl. Biz flirketin verdi¤i ifli, paray› istemiyoruz. Biz suyumuzu, topra¤›m›z›, köyümüzde özgürce yaflamay› istiyoruz. Bizim ekme¤imizle, çocuklar›m›z›n gelece¤i ile oynamas›nlar. E¤er devlet gerçekten bizi, halk› “efendisi” olarak görüyorsa baraj yapan flirketi çeksin. Halk kim, devlet kim, halk olmadan devlet olur mu? Direnifl devam edecek. Geri çekilmeyece¤iz. Biz buradayken Akfen flirketi burada çal›flamaz. Bizi y›ld›rmaya çal›fl›yorlar. Biz y›lmayaca¤›z. Biz 13 kifli de¤il 14 bin kifliyiz. P›nar köyden bir köylü: ‹lk çal›flmalar 20003’te bafllam›flt›r. Her yere dilekçe verdik ama ifller hep tepen yap›l›yor. Halka dan›flma, halk› bilgilendirme yok, projenin tan›t›m› yok. Köyümüze 450 lt su vermifller bunu da yedi aya bölmüfller. Çal›flma süresi boyunca su verilmeyecektir. Mu¤lal›n›n sorunuyla ilgilenmesi için Mu¤la valisini ça¤›rd›k ama gelmedi. Bu süreç flu anda yarg›ya intikal etmifltir. Köylü olarak flirketi istemiyoruz. Biz bu sudan ekme¤imizi karfl›l›yoruz. Bu flirketin bu köyde kimseye faydas› olmaz. Burada daha önce su tesisi kurulmak istendi fakat izin verilmedi. Biz bu çay› köy ad›na kiralamak istedik fakat bize 49 y›l kiralama iflleri kalkt› dediler. Daha sonra Afken denilen flirket, A¤ustos ay›nda izin alarak buray› kiralad›. Bunlar›n amac› tek bafl›na santral kurmak de¤il. Bunlar bizi suyumuzdan, ekme¤imizden, topra¤›m›zdan atmak istiyorlar. Ama biz sonuna kadar direnece¤iz. P›nar köy eski muhtar›: Suyun gözünün kapanmas›na 6 köy, 1 belediye olarak karfl›y›z. Sebebi; su kaynaklar› yeralt›ndan geldi¤i için önüne beton yap›l›nca, kaynaklar›n üzerine ince kum gelince su kaybolur. Bu su sadece P›nar köyü de¤il Beyobas›, Köyce¤iz, Kavakaras›, Zeytin alan› ve Toparlar› beslemektedir. Biz suyumuzun gözlerinin kapanmamas› için bekçilik yap›p, mücadele ediyoruz. Buradaki mevcut bekçilik köylüler aras›nda s›rayla yap›lmaktad›r. Halk kendi iste¤iyle kat›lmaktad›r. Bunun yan›nda Köyce¤iz Kaymakaml›¤›’ndan ve valili¤inden destek bekliyoruz. Bu köyler bu suyu kullan›p çiftçilikle geçinmektedir. Bu Yuvarlakçay suyu kaybedilirse geçim biter.

Validen halka ‘Can›n›z yanar’ tehditi ERZURUM- Erzurum’un Karadeniz bölgesine yak›n kesimlerinde dereler üzerine yapt›r›lacak 100 hidroelektrik santrali (HES) için DS‹’nin Tortum’da düzenledi¤i toplant›ya kat›lan Vali Sebahattin Öztürk, TEMA Erzurum Temsilcisi Ifl›l Bedirhano¤lu ile tart›flt›. Belediye baflkanlar›, muhtarlar ve halk›n kat›ld›¤› toplant›da baraj yap›m›na yönelik elefltiriler karfl›s›nda sinirlenen Vali Öztürk, “Yeter art›k” diyerek Bedirhano¤lu’nun elinden mikrofonu al›p köylüleri “can›n›z yanar” sözleriyle tehdit etti. Gölü ve ça¤layan› ile ünlü Tortum’un dereleri üzerine HES’lerle ilgili olarak bilgilendirme toplant›s› düzenlendi. Toplant›ya AKP Erzurum Milletvekili Muzaffer Gülyurt, Vali Sebahattin Öztürk, Tortum Kaymakam› Fatih Ürkmezer, belediye baflkanlar›, muhtarlar›n›n yan› s›ra 200 kadar köylü kat›ld›. Toplant›da DS‹ Bölge Müdürü Mustafa Bahad›r, geri dönüflü mümkün olamayan bir do¤a katliam›na sebep olacak Erzurum’un dere ve çaylar›n›n üzerine yap›lacak 100 HES’in yörede yaflayanlara olumlu etkilerinin olaca¤›n›, kayg›lar›n yersiz oldu¤unu belirtirken, toplant›ya kat›lan köylüler ise Bahad›r’›n tam aksine akarsular üzerine konulacak HES’ler yüzünden topraklar›n›n sular alt›nda kalaca¤›n›, iklim de¤iflimine yol açaca¤›n›, nadir bulunan bir tür olan k›rm›z› benekli do¤al alabal›klarla birlikte tüm canl›lar›n yok olaca¤›n› belirttiler.

‘Su önce buradakilere ait’ Toplant›da söz alan TEMA ‹l Temsilcisi Ifl›l Bedirhano¤lu, flimdiye kadar 30 kadar HES yap›ld›¤›na dikkati çekerek flunlar› söyledi: “Yapt›klar›n›z yapacaklar›n›z›n teminat›ysa çok tehlikeli bir durum. Su kaynaklar› vatandafl›n haberi

Munzur özgür akacak

G

BÜROLAR

G

olmadan sat›ld›. Biz kendimize çevreci bir firma bulmak zorunda de¤iliz. Bu su öncelikle burada yaflayanlara ait. Sonra bizlere ve kentlerdekine ait. Elbette enerji üretilmeli. Ancak, 1980 y›l›ndaki su verileriyle harita üzerinde yap›lm›fl Çevresel Etki De¤erlendirmesi (ÇED) raporlar›yla çevreye zarar veriyorsunuz. ‹nsanlar›n göç etmesine neden oluyorsunuz. ÇED raporlar›n›n masa bafl›nda yap›ld›¤›n› iddia ediyoruz. Vatandafla ‘Yar›n sizi ma¤dur etmeyece¤iz’ diyorlar. Ama sözleflmelerde böyle bir fley yok. Kimse milyon dolarlardan vazgeçip köylüyü düflünecek de¤il.” Bu sözler üzerine Vali Öztürk oturdu¤u yerden “Yeter art›k” diye müdahale etti. Mikrofonu Bedirhano¤lu'nun elinden alan Vali Öztürk, “Han›mefendi sizi dinledik. De¤erli arkadafllar biz buraya sizi bilgilendirmek için geldik. Ancak fazla vaktimiz yok” dedi.

‘Yard›mc› olun yoksa can›n›z yanar’ Bedirhano¤lu’nun “Say›n valim, Herkesin vakti çok k›ymetli, 200 kifliyi de dinlemek zorundas›n›z” demesi üzerine bu kez Vali Öztürk, “Yapmay›n yahu. ‹flimi sizden mi ö¤renece¤im” diye karfl›l›k verdi. Konuflmas›na devam eden Vali Öztürk'ün, “HES’lerle ilgili olarak buraya gelenlere yard›mc› olunuz. Yoksa can›n›z yanar” diyerek tehdit savurdu. Bunun üzerine vatandafllar, “Tehdit mi ediyorsunuz?” diyerek Vali Öztürk’e tepki gösterdi. Vali Öztürk de, “Ben kimseyi tehdit etmiyorum. Sadece yasalar› hat›rlat›yorum” diyerek, tehditinin gücünü yasalardan ald›¤›n› aç›kça ifade etmifl oldu. Köylüler ise valinin bu tutumuna karfl› seslerini daha da yükselterek cevap vereceklerini aç›klad›lar.

DERS‹M- Topraklar›na sahip ç›kan Dersim halk› oluflturduklar› Dersim Çevre Giriflimi'ni kitlesel bir bas›n aç›klamas›yla deklare etti. Bir çok siyasi parti, demokratik kitle örgütleri, muhtarlar, il ve ilçe belediye baflkanlar›, belediye meclis üyeleri ve il meclis üyelerinin oluflturdurdu¤u DÇG, yapt›¤› aç›klamada kurulufl nedeni ve hedeflerini aç›klad›. Yeralt› çarfl›s› üzerinde bir araya gelen Dersim halk›, burada halaylar çekip sloganlar atarak taleplerini hayk›rd›. Ard›ndan DÇG deklarasyon aç›klamas›n› okudu. Aç›klamada, DÇG’nin hangi sorunlar›n ürünü olarak ortaya ç›kt›¤› ve hangi talepler do¤rultusunda hareket edece¤i kamuoyuna aç›kland›. DÇG ad›na yap›lan aç›klamada, DÇG olarak Dersim halk›n›n topraklar›nda baraj istemedi¤i ve barajlar› durdurmak için her fleyin yap›laca¤› vurguland›. DÇG, taleplerini ise flöyle s›ralad›: Dersim’de yap›m› düflünülen bütün baraj projelerinin iptal edilmesi, Uzunçay›r Baraj›’n›n kodunun düflürülmesi ve kapaklar›n aç›larak baraj havzas›n›n temizlenmesi, ar›tma tesisinin yap›lmas›, ibadet yerlerine dokunulmamas›.


Turn static files into dynamic content formats.

Create a flipbook
Issuu converts static files into: digital portfolios, online yearbooks, online catalogs, digital photo albums and more. Sign up and create your flipbook.