ik40

Page 1

ya işçi - yoksul köylü hükümeti, ya kıyamet!

İSCİ KARDESLİĞİ . . .

Sayı 40 • Ekim 2009 • 1 YTL

İşçi Kardeşliği Partisi merkezi gazetesidir

mazluma dini, milliyeti sorulmaz!

İşçiye, çiftçiye, yoksul halka düşman Kürt’e dost mu olacakmış?

HADİ CANIM SEN DE!

İKP Merkez Yürütme Kurulu

T

ürkiye’de gelmiş geçmiş bütün hükümetler büyük patronların dostu, buna karşılık işçinin, çiftçinin, memurun kısacası fakir fukaranın düşmanı oldular. Ama bu memlekette açıkça “ben zenginleri severim” diyen Özal’ınki dahil hiçbir hükümet, fakir fukaraya Tayyip Erdoğan’ın AKP hükümetinin yaptığı ATV-Sabah ve Halkalı zulmü yapmadı. Kamu mallarının yerliKağıt grevleri yabancı büyük patron şirketlerine bu kadar pişkinlikle peşkeş çekilmesine, milyonlarca işçinin işten atılmasına, köylünün ürününün bu kadar değersizleştirilmesine, emeklilerin üç kuruşa muhtaç hale gelmesine, açlığın ve sefaletin bu kadar ayyuka çıkmasına hiçbir patron hükümeti bu hükümet kadar sebep olmadı. İşçi Kardeşliği Partisi (İKP) olarak başından beri söylüyoruz: “bizim için demokrasi her şeyden önce işçinin, köylünün, çalışanın hakları demektir”. Oysa bu hükümet ilk kurulduğu günden beri yerli-yabancı büyük patron şirketleri ne isterlerse onu yapıyor. İMF, Avrupa Birliği, ABD ne isterse onu yapıyor. İşçile- Ordu Fındık Mitingi rin sendikalarını yok etmek için çalışıyor, sosyal güvenlik sistemini yok etmek için çalışıyor. Bütün işçilerin taşeron şirketlerde sendikasız, kıdem tazminatı ve yasal izin haklarını kullanamaz koşullarda olduğu bir yeni çalışma düzeni kurmaya çalışıyor. Memurlara Toplu İş Sözleşmesi ve grev hakkı vermemeye çalışıyor. Bütün bunlar yetmezmiş gibi, bir de işçilerden yapılan kesintilerle oluşan işsizlik fonunda biriken paraları büyük patronlara ikram ediyor. Kürt vatandaşların ezici çoğunluğu fakir fukara insanlar, hayatlarını büyük şehirlerde en pis işleri üç beş kuruşa yaparak geçiriyorlar. Şimdi sormak lazım: Nasıl oluyor da bu kadar işçi düşmanı bir hükümet, birdenbire ezici çoğunluğu fakir fukaradan oluşan Kürtlerin dostu olabiliyor? Bunda hiç inandırırcı bir yan var mı? İşte bu haklı soruyu sorduğumuzda da bize, “aman siz de öküz altında buzağı aramayın, yapılan iyi işte ne var bunda? ”diyorlar. Biz İKP olarak en başından beri akan kanın durması için mücadele ettik, memlekette Türk ile Kürt düşmanlığı olmaması gerektiği gibi Alevi ile Sünni düşmanlığı da olmaması gerektiğini belirttik. Türk ve Kürt halkının diğer halklarla beraber

ortak bir Türkiye Cumhuriyeti Milleti meydana getirdiklerini söyledik. Kurulduğu günden beri işçi-çiftçi düşmanlığı yapan AKP, bugün eğer Kürt dostluğu yapmaya çalıyorsa bunun altında ne yattığını bilmek zorundayız. Evet, öküz altında buzağı aramıyoruz ama tabii ki bu plan AKP’nin planı değil, tabii ki ABD’nin ve AB’nin planı. “Ama olsun, akan kanı durduracaksa ona da razı oluruz” diyebiliriz. “Yeter ki gencecik fidanlar ölmesin.” diyebiliriz, ama yeter ki sebebini bilelim. AB ile ABD Türklerle Kürtlerin kara kaşlarına ve kara gözlerine mi hayranlar yoksa başka planları mı var? Bunları bilmek zorundayız. 25 yılda kırk bin canımızı kaybettik derken, acaba 5 yılda yeni yüz binlercesini kaybetmeye mi hazırlanıyoruz sorusunu sormak zorundayız kendimize. Kürtlerle Türkleri barıştırıp onları hep birlikte İran’ın üzerine saldırtalım hesabı mı yapılıyor yoksa? Öyle bile olsa öncesinde akan kanın durması iyidir denebilir. Ama biz İKP olarak her şeyden önce şunu söylüyoruz: Kürtlerle Türkleri sonuna kadar kardeşleştirecek olan, kimin hesabına yapıldığı bilinmeyen yukarıda yürütülen pazarlıklar olamaz. KardeşleşDTP Urfa Viranşehir Mitingi me tabanda olmalıdır ki kalıcı olabilsin. Yoksa günün birinde çeşitli provokatörlerin yakacağı tek bir kıvılcımla her şeyin şimdi var olandan bile daha kötü hale gelebileceği bir yangın yerine dönmemenin güvenini içimizde hissedebilelim. İKP olarak, tabanda kardeşleşmenin mümkün tek yolunun bir Kurucu Meclis olduğunu hep söyledik, şimdi de söylüyoruz. Mevcut seçim sisteminin değiştirildiği, barajların kalktığı, herkesin aldığı oy oranında temsil edildiği, parti genel başkanlarının sultasının kalktığı, her partinin eşit imkânlara sahip olarak propaganda imkânlarına sahip olacağı bir genel oyla oluşacak bir Kurucu Meclis. Washington’dan ve Brüksel’den emir almadan faaliyet gösterecek egemen bir Kurucu Meclis. İşte bu Kurucu Meclis’in yapacağı bir anayasa, Türklerle Kürtlerin eşit Türkiye Cumhuriyeti vatandaşları olabileceklerini güvence altına alabilir, barışı sağlayabilir, mevcut Türkiye hükümetinin emperyalist odakların hizmetinde Ortadoğu’da ve dünyada maceralara atılmasını engelleyebilir. Ülkede ve bölgede barışın başka bir yolu mümkün değildir.


Turn static files into dynamic content formats.

Create a flipbook
Issuu converts static files into: digital portfolios, online yearbooks, online catalogs, digital photo albums and more. Sign up and create your flipbook.