YENİçAG •
A. Yata: Afrikada neo-kolonializm
•
F. BiIIQux: Fransoda parlamento seçimleri
•
M. Kapluk: DemokraSi tehlikede
•
J. Schleifstein: Almanyo,.\.J yeni bir durum beliriyor
'IUVARlAK MASA KONfERANSı Gelişmiş kapitalist ülkelerin önemli sorunları DERGI M IZE MEKTUPLAR Batı Almanya'dan mektup V I YETNAM SAVAŞı Amerikan saldırısına karşı mücadelede komünistlerin birliği KOMONIST VE
ıŞÇı PART I LE R INDE
Işçi ve komünist hareketinden haberler OZEL SAYFALARıMIZ Türkiye Komünist Partisi Merkez Komitesinin BILDIRI'leri
2
(32) Şubat
1967 -
BARIŞ
VE SOSYAliZM PROBLEMLERI
Bu s a y ı d a:
Ali Yata Fas Komünist
Partisi Birinci Sekreteri
François Billoux Fra nsız Ko m ü n i st
Partisi Politbüro Oyesi
Josef Schleifstein Alma nya Ko m ü n i st Partisi Merkez Komitesi Politbüro Aday üyesi
Sekreteri ve
Bütün ülkelerin proleterleri, birleşiniz!
i Çlo
YE N
2 Şubat
1967
Kom ü n i st ve işçi partileri n i n teori ve enformasyon dergisi
Afrika: Milli ve sosyal devrim sorunları
Bütün ileri insanlık bu yıl Büyü k Oktobr Sosyal ist Devri mi'nin 50. yıldö n ü m ü n ü kutluyor. B u devri m i n zaferi küremizin hayatında bir dönüm noktası oldu. B u d evri m , kapita l i st sistemin zayıfl a ması ve proletaryanın devrimci savaşı n ı n g� l işmesi gibi objektif bir sürecin doğal bir sonucu idi.
Dünyayı kapsayan devrim süreci n i n Ma rksist teorisi, devri mci güçlerin
u l uslararası ölçüde \Le aza m i derecede birleşmes i n i n bir zoru n l u k oldu ğ u n u her za m a n belirtm iştir. Da ha geçen yüzyı l ı n orta larında Kom ü nist Manifesti 'nde ş u şim yer aldı : «Bütün ü l keleri n proleterleri, birleşiniz I .. Dünyayı sara n devrimci süreç 1 9 1 7 Ekim'i ndeki zaferiyle yeni, d a h a yüksek bir basa mağe ulaştı. Emperya list boyu n d u ru ğ u a ltındaki m i lyon l a rca insan m i l l i kurtuluş u ğ rundo ki a ktif savaşta yer aldı. Devri mci g üç lerin birl i ğ i n i n u lusla rarası özü yeni koş u l l a r içinde a n l a m ı n ı şu çağ rıyla zenginleştird i : «Bütürı ü l kelerin proleterleri ve ezilen halklar birleşin izi ..
Işçi h a reketi ile m i l li kurtuluş h a reketi n i n birl i ğ i i l k önce ça rl ığa ve Rus emperya l i zmine karş ı yürütülen savaşta kuruldu ve sonra d a Sovyetler B i rl iğ i'nin kuru l uşunela kişi l i k kaza ndı. Sovyetler B i rliği kudretli bir devlet oldu ve faşizmi yenEı rek, emperyalizmi zayıflata ra k bütün d ü nyada dev rimci güçlerin eşsiz I) lçüde gelişmesi için gerekli koşulları yaratma yete neğ i n i ortaya koydu. O zamandan beri d ü nyayı kapsayan devrimci süreç büyük zaferlerin
anıtlarıyla özel l i ğ i n i ka zanm ıştır. Bu zaferler, sosya l ist dünya siste m i n i n
d o ğ u ş u ve yüksel işi, Çin devri m i v e Asya'da söm ü rgeciliğin çöküşü, Ame rika kıt'asında sosya lizmin ilk fil izleri olan Küba'nın başarı l a rı, Afri ka'da ü l keleri n çoğ u n l uğurıun m i l l i bağı msızl ı kl a rı nı sağ l a m a l a rı gibi dönüm
nokta l a rı dır . •
81
Dünyayı kapsayan devrimci süreç bugün birlikte yürütülen ve özerk başl ıca üç a k ı m ı birl eşti rmektedir. Bu a kı m l a r, sosya l i st d ü nya
olan
sistemi ; Asya, Afrika ve Lôtin A merika h a l klarının m i l l i ku rtu luş h a reketi ve gelişmiş kapitalist ü l kelerdeki işçi h a reketidir.
Bu üç a k ı m ı n büyü k bir güçl� gelişmesi, e m perya listleri yeni yeni kilit nokta l a rı n ı bıra kmağa, hatrı saY ı l ı r tavizlere boyun eğmeye zorla m a kta
dır. Ne var ki, em peryalizmin özü değ işme m işti r ve h a lkları n devri mci gelişmesine d işiyle tırnağıyla ka rşı koyarak, kaybettiği çıkarlarını yeniden kaza n m a k için e n ufa k bir o l a ncı ktan d a yararl a n m a ktadır.
Başta d ünya n ı n jandarması A. merika Birleş i k Devletleri emperya l izmi olma k üzere gerici ve emperyal ist güçlerin a rta n saldırg a n l ı ğ ı en başta halkların kurtuluş savaşlarının s ilôh zoruyla bastı rı l masında kendini gös
termektedir. Viyetna m'daki kanlı h a rp, Santo Domingo'nun işga l i , Kongo yurtseverleri n i n vahşice kıyı m ı, Gana'daki askeri d a rbe, emperyalist ve gerici güçlerin eylemlerini a rttı rm alarını gösteren en açık örneklerdir. Emperyalist saldırı l a rı n geri pG skürtül mesi için, kurtu l u ş sü reci n i n başa rıyla geliş mesi için e n büyük Ölçüde eylem birl i ğ i n i n zoru n l u olduğunu d ü nyanın devrimci g ü çleri g ittikçe daha iyi kavra m a ktadır. Dünyayı kap
sayan devri mci sürecin başa rıyl a gelişmesi için, h a l kl a rı n dünya ölçü sündeki kurtuluş savaşında en Ö n cephede yer alan kahra m a n Viyetna m h a l kına etkili yard ı m d a b u l u n a b i l mek için , bütün devrimci güçlerin, ulus
lararası kom ü nist ve işçi h a reketinin ça bala rı n ı ahen kleştirme istekleri, çeşitli uluslararası foru m l a rda, k.o m ü n i st ve işçi partileri n i n kongrelerinde ve genel otu rumlarında g ittikçe a rtm a ktad ı r. Afrika kıt'asında gelişmekte Olo n büyük d evri m, günü müzde a nti-emper yalist cephenin en yeni bir bölüm ü oldu. Afri kalı devrimci ler, Afrika davri m i n i n bütün özel likleri yanında, edin d i kleri tarihsel tecrübelere ve genç Afrika devletleri n i n gel işmesinden çıkarılan sonuçlara daya n a ra k 9itgide şu i n a nca varmakta d ı rla r : Kıt'a n ı n başlıca soru n larının çözü m ü , a n cak Ma rks, E n g e l v e Len i n ' i n gösterd i ğ i ,
Büyük Oktobr Devri m i n i n deney�rek doğrulodığı yolda b u l u n a b i l i r. Afrika d evri m i n i n bugünkü a� a masının soru n l a rı, ftBarış ve Sosya lizm
Problemleri» dergisi i le ..AI Tal i cı» (Ka hi re) derg isinin 24 ve 29 Ekim 1 966 günleri nde B i rleşik Arap Cumhu riyeti başkentinde düzenledi kleri «Afri ka Milli ve Sosyal Devrim» Semineri nin konusu olm uştur. Derg i miz, Kahire
Semineri'nin en önemli m a teriYellerini b i ra z kısa/tılm ı ş o l a ra k bu sayı sından itibaren yayı n l a m aya baş l a m a kta d ı r.
82
Afrika devriminin genel sorunlan Afrika'da neo-kolonialiım
Ali Yata Fo s Kom ü nist Partisi Merkez Komitesi B i ri nc i Sekreteri
1. Savaşan ve kurtu luşuna u laşmakta olan Afrika kendi yolunu aramakta , yükselişi için u ğ raşmakto, a m a büyük g üçlü klerle karş ı laşmaktad ı r. Afrika, her şeyin yolunda olduğu, her şeyin kolayca ya pılabi leceğ i, hiç bir engel ve tuzakla karşılaşmadan sosya l adalete, refa ha ve m utluluğa u laşması için önünde bütün yol la rı n açık olduğu i na ncını uya ndıra n basitleşti ri l m i ş ü l kücü l ü k yüzünden, aşırı ölçüde endişeden u z a k iyi mserl i k v e bazı zararlı büyümsemeler yüzünden büyük acılar çekmiştir. Ortaya bir görüş çı ktı. Buna göre, m i l l i kurtu luş ha reketi a ncak sürekli olara k ve hızla, önüne geçi l m ez bir biçimde, d u ra klamadon ve gerileme den gelişebi l i rd i ; her zaman her yerde bir devrim durumu vardı. Bu görüşe daya n a ra k strateji alanında yanlış sonuçlar çıka rıldı ve başarı sağ l ıyamıyocok toktik doğ rultu l o r çizildi. Oyle eğilimler vordı ki, b u n l a rd a n biri n e göre tarihsel gelişme aşama 10rının kesin o l a ra k tesbitinden vaz geçmek, bu a ş a m a l a r ne sonuç verirse versin ve bunlard a n ne beklenirse bekl ensin d i kkate o l m a m a k gerekirdi. Buna daya nara k, örneğin, sosya l izmi kurmak için gerekli a raçlar ortada yokken sosya lizme geçiş öne sürüldü ve bu do Afrika kütleleri n i n gözünde sosya lizmin küçük düşürü l mesi tehl i k� s i n i d oğ u rdu. Başka bir eğilime g ö re, öyle şiarl a rı n öne sürül mesi isteniyordu ki, bun lar gerçi g üzel ve po rla ktı ; oma kütlelerde hiç b i r yankı uya ndı rmıyor, o n l a rı seferber edemedikten başka somut bir nitelik de kaza na mıyordu. Çünkü bu şiarlar Afrika ha l klarının tez istek ve i htiyaçlarına ceva p verm i yordu. Diğerleri arası nda, bileşik b i r Afrika h ükü meti kurulması şia rı için de durum böyle idi. Görüleceği gibi biz, Afrika gerçeğ i n i bütün yönleriyle ve ka rmaşıklığı i l e to m olara k i ncelemek zorundayız. B i z i m i ç i n a c ı do olsa gerçeği söyle mekten ü rkmemeli, a ş ı rı isteklerden kaçı n ma l ı ve önüm üze a ncak başa
rılabi lecek ödevler koymal ıyız. Elbette bunu yaparken, topl u m u n gelişme 83
ka n u n l a rı ve verilecek savaşlar sonucunda gerçekleşmesi g a ranti edilecek bir ayd ı nl ı k g eleceğ i n ha lkla rın gözü önüne serilmesi bakı m ı ndan etkili o l m a l ıyız. Bununla ilgili o l a ra k şunu da söyliyeli m ki, her gerçek devrimci Afrika örg ütünün en önemli özel liği gerçekçi l i k a nlayışı d ı r. Onceden b u n u belirtmekle, Afrika ' n ı n bugünkü durumunun değerlen d i ri l mesinde ve yakın gelece�� i n ta h m i n inde kötü mser olduğumuz yo lunda bir izlenim yaratma k i stemiyoruz. Ya l nızca, Afrika'daki devri m ci ve ilerici h a reketin görüşümüze göre son yıllarda ortaya çıkan en zayıf nok ta sına d i kkati çekmek i stiyoru� . Buna değ i n i rken, Ikinci Dünya Savaşından sonra Afrika'nın başlıca özel
liğinin en önemli sömürge imparatorluklarının hızla yıkı/ması süreci oldu ğunu belirtmemiz gerekir. Bu sömürge imparatorlukları hemen de bütün kıfayı kontrolleri altında tutuyorlardı. •
Bu yıkılış Afrika h a l kl a rı için beklenmedik bir olay değ i l d i . Bu, ü l kesine ve koşu l la rı n a göre az ya d a daha çok acı l ı olan ve uzun yıllar süren savaşların sonucuydu. B u kavgaya katı lanlar, çok kere ideolojik bakım dan yeteri kadar nazırıık{ı defjıllerdı ve dünyanın öteKI devrımci nareket lerini, özelli kle uluslararası işÇi h areketi ile Büyük Oktob r Sosyalist Dev rimi'ni pek az ya da h i ç tanımıyorla rd ı . Bu savaş boyunca ise kendi tec rübeleri n i zengin leştird i ler.
Bu kıt'ada anti-em perya l ist $avaşın parlak gelenekleri n i yaratan bili nen ve bilin meyen ka h ra m a n l a ra ka rşı en büyük saygıyı belirtmemiz gerekir. Bu ka h ra m a n l a r artık birçok ü l kede politik bağımsızlığın kaza nılmasına önayak olmuşlard ı r. Daha yabancı boyu nduru ğ u a ltında yaşayan Afrika ü l keleri n i n kurtu luşu için bu gelenekler beslenmeli ve geliştiri l melidir.
Ama, bu zaferler kazanlld'Y$a, bunu ancak aşm-sömürgeci/ik ve ırkçılık ideolojisinin en sivrilmiş ifadesi olan faşizmi yenen ilerici dünya güçlerinin gelişmesine borçluyuz. Bu zafer, sürekli olarak gelişen sosyalist dünya sisteminin kurulmasıyla mümkOn olmuştur. Avrupa ü l kelerinin burjuvazisi i kinci d ü nya savaşından çok zQyıflamış olara k çı kmış, Afri ka'da geleneksel
egemenliğ i n i daha fazla s ü rd ü remell) iştir. B u a rada yeni b i r rakip, Ameri ka n burjuvazisi i l e ulusl a ra rası tekeller, kapita list dünyada ekonomik Ve politik yönetimi ele geçirmiştir.
Afri ka h a l klarının a ç ı k ya da g i zli, silôhlı ya da silôhsız savaşı ile e m per yalist egemenliğ in i n bel i rli bir türüne karşı, em peryalist Avru pa'nın dolay sız söm ü rge yöneti m i n e karşı zafer sağ lanmı ştır. Ama b u zafer, ta m ve gerçek m i l l i ku rtuluş a nlamına gelemez. Afrika bugün de, halklarını rı tam bağımsızlık uğrundaki milli çabaları ile emperyalizmin egemenlik hırsı arasındaki çelişmeYi en önemli tarihsel
karakteristik olarak koruyan bir kıfadır. Etkisini sürekli olara k göste�en bu veriyi bel i rtmek gerekir. Ç ü n kü bu, Afrika halkla rının savaşının sürekl i l i ğ i n i ve d u rmazl ı ğ ı n ı doğrulamakta , 84
bütün kıt'a üzerinCıe başka başka biçimlerde yürütülmekte olan savaşları b irbiriyle bağlıyan canlı ve politik bir somut bağ o l m a ktadı r. Em perya l i z m i n klôsik biçi mdeki egemen l i ğ i n i n b i r sonucu olan görün tüler de ele a l ı n mazsa, Afrika gerçeği ha kkında ta n bir fikir edinilemez. Ayrıca, yeni söm ü rgeci l i ğ i n klôsi k sömürge ya pısına büyük etkide b u l u n d u ğ u n u v e kendi kara kteristi k çizg ilerini iletere k onu modernleştird i ğ i n i y a p ı l a n incelemeler göstermekted i r. Geleneksel e m perya l izmin yeri n i d a r ya da geniş ölçüde yeni-sömür geci l i k a l m ıştı r. . . Boş l u ğ u n dolduru l ması» a d ı n ı taşıyan Eisen hower-Dok tri n i bu a n l a m ı taşı m a ktad ı r. Bu yer değiştirme, bazı olaylarda, gerek çeşitli devletlerin e m perya l i stleri ve gerekse bir ü l ke n i n ra kip em perya l i st g u rupları a rasında şiddetl i çatışma l a r doğurmuştur. Bu emperya l i st reka betin sonuçla r ı n ı öze l l ikle Fas ve Kongo g i b i ü l keler ken d i s ı rtlarında duymuşlard ı r ve duymakta d ı ri a r. B u n u n l a beraber yeni-sömürgeciler davra n ışla rı n ı ve egemen l i kleri n i ç o k kere maskelemeyi denemişlerd i r. Fra n sız topl u l u ğ u b u n a b i r örnek olabi l i r. ate yandan yatırı m l a r soru nunda olduğu gibi silôhlı işgal lerde de Amerikan etkisi dolayı i yol l a rla ve kuklaların a racılığ ıyla yayı l m a ktadır. Bu örtü l ü eylemlerin bir sonucu, yal nızca bazı Afrika partileri, örgütleri ve h ü kümetleri n i n değ i l , hattô bir ölçüde d ü nya n ı n i lerici g üçleri n i n de yen i-sömürgec i l i ğ i küçümsemeleri olmuştur. I lerici g ü çler, klôsi k e m per yalizmin y ı k ı l ı ş ı n ı n etkisi altında duydukları coşku n l u k içinde, yeni emper yalizmin olana klarını, doğurduğu bütün taktik ve politik sonuçlarıyla b i r l i kte her a n tüm o l a ra k göz ö n ü nde tuta m a m ı ş l a rd ı r. Çok duyulan kalıplaşmış ve yalınlaşmış b i r görüşe göre, yeni-sömür geci l i k emperya l i z m i n zayıfla masının bir sonucu d u r ; ve onun bir zamanki sömürge ü l kelerle i l işkilerini geçm işte olduğu g i b i yalnızca zora dayana rak s ü rd ü rme yeteneği nden yoksun olduğunu göstermekted i r. Bize göre bu tez, em perya l i z m i n belirli b i r ölçüde küçümsen mesini yan sıtmaktad ı r. Bunun sonucu olarak örneğ i n Viyetna m'daki silô hlı saldırıya emperya l i z m i n zayıf oluşunun b i r bel i rtisi gözüyle bakı l m a kta, her şeyde e m peryalizmin bir zayıfl ı ğ ı görülmekte ve çok kere saldı rıya geçtiğ inde de bu davra n ı ş l a rı bir d i reniş olarak n i telen mektedir. Son i ki yıl içinde bizim kıt'amızda olup bitenler bunu gösteriyor. Afrika'da devrimci ve ilerici hareketleri belirli ölçüde geri leten e m perya l ist karşı-sa ldırılar, ön ceden de olduğu g i b i d ü nya ölçüsünde i leri l i k ve sosya l i zm yara rı na geli şen kuvvet dengesiyle b i r boy ölçüşme değ i ld i r. Bizim görüş ü m üze göre, yen i söm ü rgeci l i ğ i n küçümsenmesinin b i r ne deni, onun özel l i ğ i üzerinde M a rksist teoriye daya n a n dElri n incelemeleri n eksik oluşu d u r. Halbuki, kapitalizm i n emperyalist eğ i l i m i ha kkında Len i n ' i n g ü n ü müze uyg u n a ç ı k sözleri var. Daha 1 920 y ı l ı nda Len i n , " , . , Emperya l i stlerin görün üşte siyasi bakımdan bağımsız, fakat i ktisadi, m a l i ve askeri bakımdan ta m a men onla ra bağ l ı devletler yaratarak d üzen l i bi r biçi mde yürüttükleri
sa htekôrl ı kların d u rmadan
meydana
çı ka rı larak en
geniş
85
emekçi yığınlarının ve özel likle de geri kalmış ü l kelerin emekçi yığınlarının gözleri önüne serilmesi zoru n luğu» üzerinde d u rmuştu. Bu, bel i rl i ölçüde bugün için de doğrudur. Çünkü bugün Afrika halkları Amerika ' n ı n egeme n l i k h ı rs ı n ı yeteri kad a r ta n ı m a m a ktadı r ve u l u sla rarası tekeller söküle söküle bitmiyecek çok yayg ı n şebekeler kurmuşlard ı r. 2. Afrika ha l kl a rı her g ü nkü savaşlarında emperyalizmin türl ü biçimleriyle ka rşı laşmakta ve yeni söm ü rgeci liğe karşı yü rüttükleri savaş ka rş ı l a rı n a bi rkaç özgül g üçlük çıkartmaktadır. Ilk başta şunu belirtmek istiyoru z : Yeni-sömürgeciliğin temel özelliği, dolaysız sömürge yönetiminin terörüne karşılık hiç bir şekilde pasifizm
değil, fakat ülkenin ekonomisinde mali egemenlik ve klasik bir sömürge yapısıyla ya da yerli bürokratik devlet cihazı aracılığıyla dolaylı olarak etki sağlamaktır. Yen i -söm ü rge egemen l i ğ i n i n kuru l masında ve koru nma sında baş vuru l a n yöntemler, koş u l l a ra göre zora daya nabilir ya da daya n maya b i l i r. Onceleri söm ü rge d i ktatörl üğü, e m perya l i stler a ra l a rında söm ü rgeleri paylaştıktan sonra bir işgal ödevi id iyse, bugün e m perya l ist sermaye bölü mleriyle ya d a bütünüyle bir çok Afrika ü l kesinde egemenliğini yü rüt mekte ve bunu yapa rken ya çok yaygın şu bleriyle geniş bir a ğ kurmuş olan Tekellerden, ya da Amerika Birleş i k Devletleri'nin deneti m i a ltındaki u l uslara rası örgütlerden, örneğ i n Uluslara rası Ka l kı n m a ve Geliştirme Bankası ( I nternational Bank for Reconstruction and Development), Ulus l a ra rası Mal iye Orgütü (International Fina nce Corporation), Uluslara ra s ı Para F o n u ( I nternational Monetary Fund), Uluslara rası Geliştirme Aja n l ı ğ ı ' (I nternational Development Agency)-den yararla n m a ktad ı r. Klôsik söm ü rgeci l i ğ i n sald ı rı l a rı çevrede kalan bir görüntü idiyse ve b i r ü l kenin ekonom isini deneti m i a ltına alabil mek için önce bu ü l keyi a s keri ve politik bakı mdan
kendine bağ laması
gerekiyorduysa,
bugün yen i
söm ü rgeci l i k yeteri ka d a r güçlüdür v e b i r vuruşta her şeyi kapsıyon b i r m a l i deneti m i sağla maya g i rişecek ka d a r geniş a raçlara sahiptir. Afrika ü l keleri n i m a l i ve ekonomik bakımdan kendisine bağ lamak için yen i -söm ü rgeci l i ğ i n geniş ölçüde uyguladığı bir yöntem, em perya list ü lke lerden ve özel l i kle de Amerika Birleşik Devletleri ile Batı Alma nyadan yapılan ve g itg ide a rta n sermaye i h racatı d ı r. Amerikan yatırı mları n ı n bir özelliği, genel olara k i m a lôt sanayi i n e yönel t i l memesid i r. Or;rıeğ i n, 1 964 yılında toplam 1 .629 m i lyon dola rı bulan Amerikan yatırı m l a rından 830 m i lyon doları, başta libya'da o l m a k üzere petrol ve yer gazla rı n ı n çıkarı l masına ; 350 m i lyon doları öteki toprak a ltı zeng i nl i kleri n i n çıkarı l masına ; 225 m i lyon doları da i malôt sanayiine ayrı l m ış, a m a bunun da 1 92 m i lyon dola rı G ü n ey Afri ka'da ve sad ece 33 milyon doları öteki Afrika ü l keleri nde yatırı l m ıştır. Ayrıca 1 22 m i lyon 86
dolar da başka alanlara, bu a rada liberya'da ham kauçuk ü retimine yatırılmıştır.(1) Amerika ' n ı n Afrika'ya sokulmasında baş vurduğu önemli b i r a ra ç ..yar d ı m la r»dı r. Bu, daha a ğ ı r politik baskı olanağı yarattığ ı g i b i yükümü ve rizi kosu da azdı r. Resmi veri lere göre Ameri ka ' n ı n Afrikaya yaptığı ..yar dım» 1946 yılı ndan 1 965'e ka dar 3,062 m i lya r doları bul muştur. Afrika kıt'asına Avrupa'dan gelen ya rd ı m, Amerikan ..ya rd ı m ı » n ı n i ki katı ndan çoktur. Ama görülüyor ki, Batı ' n ı n Afrika'ya yaptığı bütü n ..ya r d ı m l a r» ya l n ızca fransa' n ı n m i l l i gelirinin beşte b i ri kada rd ı r. Bütün bun l a r, böylesine ezi l m i ş ve sömürülmüş kıt'anın gelişmesi ve bu kadar çok h a l k ı n geleceğ i n i n güven altına a l ı nması için duyulan i htiyaçlar karşı sında bu yard ı m ı n n e kadar s ı n ı rl ı olduğunu göstermektedir. Veni-sömürgeci lik, daha dolaysız söm ü rg e egemenliği s ü re geldiği b i r s ı rada hedeflerine soku l m a kta v e yay ı l m a ktad ı r. B u yayılma ya daha ayakta duran söm ü rgeci l i ğ i n tekelci türetmeleri, ya d a yen i a raçlar yoluyla olmaktadı r. Olkemiz fas'ta
bunun sayısız örneklerini görebi l i riz. F ransız val i liği
zamanında m i lli ekon o m i n i n ağır basa n böl ü m ü Banque de Paris et des
Pays-Bas'ın egemenliği altındaydı. Bu bankanın etkisi ülkede devam etti ve çok elverişli koşu l l a rl a b i r kaç a l a nda (enerj i-ekonomisi ve demiryol l a rı ) egemenliğ i n de n vaz geçtiyse d e h e n ü z madenciliğin b a z ı kol la rını kontrolü altında tutmakta d ı r. Eylemleri nin yeni bir yönü turizm ulaştırmasını geliş tirmesidir. Bu banka Amerikan sermayesi yard ı mıyla turizm şirketleri kur makta, yatırım kuru m larında çalışmalarını a rttı rmakta d ı r. özg ü rl üğ ü n e kavuşan ü l kelerin ekonomisinde d ı ş ticaret önem l i b i r yer a l m a ktadır. OIkelerin çoğunda bu a l a n ı şimdi de yeni söm ü rgeci l i k denet l e mektedir. Yeni sömü rgeci ler d ü nya pazarlarında fiatları tesbit etmekte, kendi tica ret fi losunu kul l a n m a kta ve pazarları yönetmektedir. Bu denetim yal nızca basit bir tica ret rekabeti ile g üven altına a l ı n m ı ş değ i l d i r. Burada bankalara çok önemli bir rol düş mektedir: Uluslara rası Kal kı n ma ve Ge l iştirme Bankas ı ' n ı n siyaseti ve şubeleri a racı l ı ğ ıyla yürütülen genel mali denetim ve süre kl i baskı ya nında, yeni sömürgeci sermayenin ticaret ban(1) Amerika B i rleşik Devletleri, Ingi ltere, Batı Almanya ve öteki devlet lerin emperya l i stleri Afri ka'da yatırd ı kları sermayeden daha çoğunu te mettü, kôr ve faiz olara k Afrika ü l kelerinden dışarı çıka rıyorlar. Birleşmiş M i l letler' i n 1 964 yılında Cenevre'de güzenlediği Ticaret ve Gelişti rme Kon feransı'nda açıklanan verilere g ö re, yatırım ya pan ü l kelerin 1950 i le 1961 a rasında Asya, Afrika ve Lôtin Amerika ü l kelerinden d ı şa rı çı kardıkları kôr 20,9 m i lya r dolar ol muş, buna karş ı l ı k ayni dönemde bu ü l kelerde ' yapılan özel yatırı m la rı n top l a m ı ya l n ızca 1 0,3 m i lyar dolar tutmuştur. böylesine dışa rı «akışı», .. Mali a raçların üçüncü d ü nya» ü l keleri n i n tümü için olduğu g i b i Afrika i l e öteki kıt'a l a r için d e karakteristiktir ve geliş mekte olan ü l kelerde e m perya l i st devletlerin sermaye yatı rı m ları n ı n yara rın ı temelinden yok etmekte d i r.
87
kaları na g itgide sokulduğunu ve ekonom i k kalkınma işleriyle görevli dev let kuru m l a rının y ı k ı l d ı ğ ı n ı görüyoruz. Bu adı geçen yöntemlere bir d e yüksek memurlarla ekonomi fonksiyonerleri n i n yiyici l i ğ i eklen mektedir. Yiyicilik öylesine i lerlemiştir ki, yeni sömürgeciliğ i n hızla zengin leşen b i r ortağı, doğrudan doğruya b i r "bürokratik» burjuva sı nıfı ortaya çıkmıştır. Yeni sömürgeci ler dolaysız işgal leri s ı rasında bir za manki yard a kçı larını, yeniden milli o l maya n b i r rol oynayan ve komprador sınıfı n ı n omurgasını yaratan orta klarını korumakta d ı ri a r. Kompradorların rolü ya l n ızca iş a l a n ı nda s ı n ı rl a n m ı ş değ i ld i r, politik alan lara kadar uza n m ıştır. Afrikada, kıasik sömürgeci l i ğ e hizmet etmiş ve şi mdi de ke ndil erini hepten yeni-sömürgeci l iğe adamış askeri guruplar olduğunu ve bunların b i rkaç gerici darbeyi başard ı kl a rı n ı gösteren pek çok örnek vardır. Yeni sömürgeciler bundan başka yabancı te knik ve kültür «ya rd ı m ı,. yo luyla, Amerikan «barış gön ü l l ü l eri» eğitmenleri, Fransız ve Hollandalı «ileri l i k öncüleri .., pek ta n ı n m ı ş «moral güçlen me» aja n l a rı v.b. aracı l ı ğ ıyla da sokulmakta d ı r. Yeni söm ü rgeciliğin başka b i r savaş siıa h ı da' d i n d i r ve yurtseveriere, ilerici m i l l iyetçi liğe karşı d i n i bir «panzehir» gibi k u l l a n m a ktadıriar. N i hayet, yeni sömürgeciliğin zorla sokuluşu sorunu incelenirken Afrika'da askeri sorun üzerinde özellikle durmak gerekir. I l k önce şunu beli rtmeliyiz ki, emperya l istler bug ü n e kadar h i ç b ir Afrika ü l kesini, Avrupa'da NATO' nun, Asya'da SEATO'nun, Yakın Doğu'da CENTO'nun benzeri b i r askeri pa kta ya da a ntlaşmaya sokm a m ışlard ı r. Bununla beraber Afrika bug ü n türlü askeri sa l d ı rga n l ı k düzenleriyle çevri l i d ir. Amerikan Filo'ları, Kanarya Adaları'nda ki, Azor' l a rda ki, Asce n si o n Ada l a rı'ndaki v.b. ü s l e r l e ısrail, ayrıca sömürge i ş g a l i za m a n ından kalma stratej i k nokta l a r bunlar a rasında sayı l a b i l i r. Bir çok köprübaşların dan çeki l m i şlerdir. Ama birkaçı sonraları da savaşa hazı r durumda kal m ı ştı r ve Amerika Birleşik Devletleri ya d a NATO bunları modernleştir mektedir. Son zama n l a rda, Birleşik Amerika'n ı n NATO içinde ciddi g ü ç lü klerle ka rşılaşması üzerine, Afri ka'da strateji k yedek mevkilerin sağ l a n m a s ı n ı ciddi olara k p ı a n l ıyorl a r v e Kıt'adaki s o n ispanyol i ş g a l bölgesi Rio d e Oro'nun yaratabi leceği olanaklarl a öze l l ikle i l g i leniyorlar. öte yandan da,
libya'daki Wheelus Field üssünün benzerlerini Afrika'n ı n
başka bölgelerinde d e kura b i l mek i ç i n ü l ke m izdeki eski atom üslerini yeniden ele geçirmek d üşüncesini b ı rakm ıyorlar. Fransa ve Ingiltere eski sömürgelerindeki üsleri e l lerinden çıkarmadılar. Bu devletler, kendi lerine genç devletlerin i ç işlerine karışma hakkını veren askeri koşu l l a rı pazarl ığa g i rişerek sa ğla mayı başa rdı l a r. Ve bu ha kkı kul l a n m a k için hiç bir fı rsatı kaçırmıyorlar. Ayrıca, Afri ka l ı subayların yeni söm ü rgeci devletlerdeki askeri a kademilerde yetiştiril mesi, i rtikôp a macıyla geniş ölçüde kul l a n ı l a n olanaklar yaratıyor. Doğurdukları askeri te hdidi, çok kere üslenen yabancı kuvvetlerin sayı 88
s ı n ı az tutarak maskeliyorlar. Çünkü modern tek n i k a raçlar, büyük üsler olmadan da ödevlerini yerine getirebiliyor. Fransız dergisi ..La Revue j u ri dique des Problemes d'Outre-mer»in belirttiği g i bi, " . . . bugün artı k askeri bir m üdahale, askeri b i rl i kleri n önceden yerinde bulun maları na mutlak olara k bağ l ı değ i l d i r. Bunun i çi n d i r ki, a nlaşmalara göre savu n ma i l e i l g i l i olarak ka bullendiğimiz yükü mlerin yerine getirilmesi i ç i n , büyü k sayıda kuvvetin hemen yerinde hazır b u l undurulmasından d a ha çok m üda haleyi yapacak kuvvetlerin elimizde b u l u n ması gerekti ğ i n i öne sürebiliriz». Bundan da açı kça görü l d ü ğ ü g i bi , gizli anlaşmaları tercih eden ister bir za ma nki sömürgeciler olsun, ister Amerika Birleşik Devletleri, emperya listlerle yap ı l a n ..savu n ma» antlaşm a l a rı n ı n (Af rika devletleri için)ne tehli keler doğ u rduğ u ortadadır. Amerika Birleşik Devletleri, Batı-Almanya ve ısrail Af rika ü l keleri ne ayni za manda askeri-teknik ya rd ı m yapmaktadır. Kongo trajedisi, sömürgeci devletlerin aya k ta k ı m ı a rası ndan ki ralanan p a ralı askerleriyle, Belçikalı i ntika mcıla rla, Amerikan aja n l a rıyla ve yeni sömü rgecilerin d u ru m u n u koruyup g ü çlend i recek biçimde davra n a n B i r leşmiş Mil letler kuvvetleriyle g i rişilen en küstahça emperyalist işgaline b i r örnektir. Askeri harekôt a lanında yen i sömürgeci güçlerin yeteri kadar yedekleri vard ı r ve yap ı l a n askeri d a rbeler bunu göstermiştir. 3. Ya kın bir geçmişte tan ı ğ ı olduğumuz Afrika'daki b i r s ı ra h ü kümet d a r besi n i n deri n l i ğ i ne i ncelenmesi ve ayırı m ı n ı n yap ı l ması gereklidir. Bazılarına göre h ü kü met darbeleri yalnızca a d ı geçen ülkenin iç etken Ieri nden doğm uştu r. Bazıları ise, ya l n ızca yeni sömürgeci kuvvetlerin etki s i n i daya n a k a l a ra k bu darbeleri açıkla maya ça lışmaktadı r. Bize göre genelleştirmelerden kaçı n m a k gerekir. Şüphesiz bu olayları n hepsi ayni tarihsel dönem içinde geçmiştir ve b u dönemi n özelliği emperya l izmin saldırganlığ ı n ı n gittikçe a rtmasıdır. Ama bu olayların her zaman i l g i l i ülken i n kendi özel koş u l l a rı içinde geçtiği de en az b u n u n k a d a r şüphe sizd i r. Ayrıca, ister G a na söz konusu olsun, ister Da homey, Yuka rı-Volta, Orta Afrika C u m h u riyeti, Kongo ya da N igerya, genelli kle kabul edilen şu b i r k a ç temel etkeni de gözden u z a k tutm a m a k gereki r : 1. H e r yerde - somut örneğ i n e göre az y a d o çok örtülü b i r biçimde g i rişilen oyunlarda yeni sömürgeci liğ i n parmağı vardır. 2. Her yerde subaylar i ktidarı ele geçirmişlerd i r. 3. Yapı lan askeri d a rbelerle hem kapitalist ol maya n gelişme yol u n u tutan ilerici rejim ier, hem de gelecekleri ni yeni sö mürgeci l i ğ i n kaderine bağlamış olan rej imler devriim iştir. 4. Darbeler kolaylıkla yapılm ış, bu ü l kelerin halkları ya ço k az bir tepki göstermiş, ya d a h i ç göstermemiştir.
89
Yeni söm ü rgecil i ğ i n - h a n g i bi çim ve ölçüde o l u rsa olsun - eylemlere geçmesi, emperya l izmin u luslara rası çapta s a l d ı rga n l ı ğ ı n ı a rttı rmas ı n ı n ka çı n ı l maz b i r sonucudur. Sa ldırganlığ ı n arttı ğ ı tartışma kaldıramaz ve Eskolasyon sözü bunun özel l i ğ i n i tam veren b i r deyimdir. Em peryalizmin
kendi özünden gelen bu saldırga n l ı ğ ı n ı n nedeni, d ü nyayı soran devri mci h a rekette zamanla görülen bel i rl i g üçlüklerden ya rarl a n m a k istemesi ve böylece kuvvet o ra n ı n ı kendinden yana değiştirmeğe, sosyalist dünya siste
m i n i n gelişm esi n i d u rd u rm ağa, n1iJlj kurtuluş h a reketleri n i kösteklemeğe
ça lışmas ı d ı r.
örneğin Gana'dakine benzer h ijkümet d a rbelerind � yeni-sömürgecilerin ödevi, ilk başta bir kapita list o l m ıya n gelişme denemesini sona erdirmek, b u n u n yayılmas ı n ı önlemek ve k a y bettikleri i ktisadi mevkilerini yeniden kaza n m a ktı. Yeni sömürgeciliğin dolaysız deneti m i altında bulunan ü l ke lerde yapılan öteki h ü kümet da rbelerinde, uysal ol makla beraber a rt ı k uymaya n politikacılarırı yerlerinden uzaklaştırılması gerekti. Çünkü bunla rı n yeteneksizliği son ucunda bu ü l keler halkları n ı n savaşları
zamana
n ı n hız kazanocağındo n ve emperyalist çıkarların teh l i keye d üşeceğinden ko rkuldu.
Bu hu'kumet darbelerının endiş� uyanaıran en Ôaai öze'((ı'ıde rınaen 'lJiir,
ha/k kütle/erinin bu darbe/ere çok ıayıf bir tepki gösterdik/eri ve gerici/erin ancak gerçek devrimci savaşçılatdan ge/en diren iş k arşısında kirli oyun /arını yürütebi/dik/eri gerçeğidir.
Bize göre b u n u n iki nedeni va r : 1. Sömürge m i rası ile bağlı oldukları için derinlerde yata n l a r diye n ite 'Ied i ğ i m i z nedenler;
2. Doğrudan doğruya devri mci hareketin eksiklik ve kusurlarıyla ilgili olon dolaysız nedenler. Barbar söm ü rge yağ masının Afrika ekonomisini zayıflotması, yığınların kü ltü r d üzeyi n i n aşırı derecede dOşüklüğü, cehalet, m iJlj kadroların eksik liği
gibi
derin lerde
yatan
nedenleri
bütü n
ayrıntıla rıyla
a n latman ı n
yeri yok.
Sanayileşme politikasını şaşmaoa n izliyen, büyük g üçlüklere rağmen ge
l işmesi düzg ü n olara k iler/iyen, ve Birleşik Arap C u m h u riyeti örneğindeki g i bi özgürl ü ğ ü n ü nisbeten daha uzun zaman önce kaza nmış olan b i r devlet zor d u rumlara düşrneğe, Gana g i b i g e n ç bir devletten şüphesiz daha az e ğ i l i m l i d i r. Yüzyı llarca süren sömürge yağması n ı n sonuçla rı n ı n ne üç-beş yılda, ne de on yılda g iderilemiyeceği de oyni derecede aydı n b i r gerçektir. Ve bu gerçeğ i n çok kere kendini beğerımişliğe ve demagojiye yol açtığını da doğru doğru söylemek gerekir. Kv rtuluşun coşku nluğu içi nde yüzen yığ ı n l a ra kısa zamanda b i r zamanki söm ü rge efendileri n i n k i g i bi bir hayat seviyesi sağlanacağ ına az çok açık bir dille söz verildiğ i nde o n lar b u na ina nıyordu. E m peryalizmin kendile rine en azından da olsa bir eğitim sağ-
90
l a d ı ğ ı kişiler kariyerizm yolunu tuttular ve darbecileri desteklemelerinde görü l d ü ğ ü g i b i kesin rol oynayan b ü rokratik a ra tabakayı d a gene bunlar yarattı ı o r. Ger ko l o n l a r, yani kurtuluş savaşında ve daha iyi bir hayatın kurulması için feda kô rlığ ı n büyü ğ ü n ü yüklenen h a l k kütleleri ya hayal kırı kl ı ğ ı n a uğra d ı l a r, ya da aIdatıImış oldukları i na ncına vardı lar. Tecrit edilmiş olan ve h a l k yığı nları n d a n etkili b i r destek görmeyen i lerici ve
devri mci yöneti m her türlü ma ceraya kapıyı açı k b ı rakmıştı. Darbeciler, devrimin kusurlarını görünce büyük kozla o rtaya çıktı la r ve hele bazı dev letlerde kabi leler a rasındaki çel işmeler şiddetlenince, a ş ı rı gerg i n l i klerden bile ka çınmadılar. Yeni rej i m i n sürd ü rd üğü sonu gel mez demagoj i n i n onlara
ya rarlı
ol
ması n ı n pek uzun sü rmiyeceği b i z i m i ç i n el bette ayd ı nd ı r. Yeni-sömürgeci yağ m a n ı n şiddetlenmesi ve yeni burjuvazinin gitgide a rtan çıkar hırsı ancak daha h ızlı b i r düşüşe yol açabi leceğ inden, çözü l memiş soru n l a r daha d a a ğ ı rl ı kla kend ini gösterecektir. Bütün bunlar, h a l k yığınlarını yeni denemelerin
Ve
daha şiddetli b i r
fa kirliğin beklediği, bunun d a kayıtsız şartsız h a l k y ı ğ ı n l a rı n ı n devri mci gücünün a rtması sonucunu doğurması gerekmediği gerçeğ ini o rtadan ka ldı rmaz. Aksine, i l erici ve devri mci parti ve örgütler bu yeni d u rumu yığınlara daha iyi a n latmayı başa ra mazlarsa, böyle bir darbenin umut suzluk ve pasifi i k yaratma tehli kesi vardır. Bu yüzden, emekçi yığınlaTIna
,
Afrika halklaTIna düşmanlarim hem kendi ülkelerinde ve hem de ülkeleri dışında tammak yeteneğini kazandırmak olağanüstü önemlidir. Politi k bağı msızl ı k uğrundaki savaşın i l k aşamasında m i l li birlik toplu m s a l çelişmelerle yükl üydü v e b u d a ka nunların b i r ge reği i d i . Ortak a maca ulaştıkta n, milli bağ ı msızlık sağ l a n d ı kta n, sonra da milli birliğin sürege leceği yolunda ortada b i r görüş vard ı . özelliğini sözümona sınıf savaşının olmayışından kaza n d ı ğ ı öne sürülen «Afrika Sosya lizminnden söz eden d ü rüst politikacılar, Afrika'da sosyal s ı nıfların bulunma d ı ğ ı tezine kendi lerini kaptırd ı l a r. Gerçekler bu hayalleri yıkıverd i . Bu gibi görüşler c i d d i zararlar doğurdu ; ç ü n k ü çok kere, ke ndilerini sosya l izmden ya naymış g i bi gösteren yeni-sömürgeci
rej i m ierin a nti
demokratik karakteri n i n saklanmasına yol açtı l a r. Bazı ilerici önderlerin bul a n ı k ideoloj i k görüşleri, devri m i n başa rılarının korun masında en kesin etken olan emekçi kütleleri n i n rol ü n ü n ister istemez küçümsenmesi ve ya nlış değerlen d i ri l mesi sonucunu doğurdu. Bu yüzden, örneğ i n geniş fa kir köylü yığ ı nl a rı yan ı nda i mtiyazlıymış g i b i görülen işçi sınıfının rolü küçültüldü, sendikal ara ka rşı g üvensizl i k gösteri ldi. Afrika'da ilerici ve devrimci ha rekete en çok zara r veren de, işte bu küçümseme ile sınıf savaşı sorunları n ı n i ncelenmesi n i n b i r kenara atı l m a s ı o l d u . Yığ ı n örgütleri n i devrimci nitelikte yöneltebi lecek v e kadroları ideo loj i k bakımdan yetiştirebilecek olan gerçek demokra tik öncü parti lerin kurulması işte bu yüzden önlendi, ya d a gel işmeleri bu yüzden gecik tiriIdi.
91
Yoksa, bili msel sosya lizm teorisi ruhunda yetiştiri i m iş, devrim davasına b a ğ l ı l ı klarını kurba n l a r vererek göstermiş olan ve geniş işçi ve köylü y ı ğ ı n larıyla s ı kı bağ l a rı bulunan savaşçı lardan kurulu ö rg üt.1ere, da rbeciler v e onların yeni -sömürgeci efend i leri diş geçiremezler. El bette, örneğ i n şahsa ta pma, bazı önderlerin tanınmış ve sevi i m i ş ol ma ları yüzünden kend ilerine karşı aşırı g üvenlikleri, otoriter yöntemlerin uygulanması, türl ü gizli kombi nasyo n l a ra baş vurulması gibi başka kusur l a r da oldu. Ve sonunda, d a rbe yapılan her yerde iktidara ordu geçti. Ordu her yerde ayni rolü oynamad ıysa da, ardu içindeki çürü me süreci çok kere birbiri n i n eşid i r. Bu ordular halk yığınlarıyla yeteri ka dar bağlı değ ildi ve üzerlerindeki devlet deneti m i zayıftı. Onceleri sömürge ordul a rında görev a l mış yerli lerden bi rçoğu bu ordulara da g i rmişti. Subayların pek çoğu emperya l iz m i n askeri o ku l l a rı nda yetiştiri i m i ş ve büyü k ölçüde Batı'lı teknik d a n ış m a n l a rı n etkisi altında kalmıştı. Emperyalizmin g izli aja nları bu subayların kişisel h ı rslarını ka mçıladılar, onları eski rej i m i n i p l i ğ i paza ra çıkmış, kara kteri şüpheli politikacıla rıyla ya da komşu ü l kelerin gericileriyle türl ü kul üplerde buluşturdula r ve böylece de tuza klarına düşürd üler. Hepsini özetlersek d iyeb i l i riz ki : Askeri darbeler yeni-sömürgeciliğe
Afrika'daki davranışlarında yeni olanaklar yaratmışt". Her bir darbeyi, Afrika'daki ilerici ve devrimci hareket için kaybediimiş bir meydan muha rebesi, bu hareket için bir gerileme saymak gerektir. Bunu iyice bilmek, ama ayni zamanda do en önemli o lo n şu gerçeği unutmamak g e rekir: Bir yandan halkların tam bağımsızltk ve sosyalizm yönünde genel hareketi ilerlemekte, öte yandan sald"ganltğınl artt"masına rağmen emperyaliz min yıkıltşı süregelmekte, ve bu da önümüze emperyalizme karşı savaşı yeni biçimleriyle kuvvetlendirmek gibi kutsal bir ödev koymaktad". Söz konusu olan, emperya l izmin maddi ve stratej i k bakımdan, ulaştırma bakı m ı ndan g üvendiği daya na klarını yıkmak, emperya lizmin bazı devletlere zorla kabul etti rd i ğ i askeri şartlara son verd irmek, Afrika ü l keleri n i n ordu l a rı n a m i l l i bir n itel i k kaza ndırm a k, kıt'a mızın olumlu tarafsızlığ ı n ı geliş tirmek ve sağ l a m l a ştırmaktır. M i lli kurtuluş savaşlarında yurtseverl i ğ i n öne m i n i çok iyi b i l en e m per yalizm, yeni kurulan ül kelere zorla kabul ettirilen ve idari kurumlar teme line daya n a n yapmacık devletler yaratmaktan kaçı n mddı. Böylece büyük m i l l etler bölündü, geometrik çizgilerle devletler ortaya çıktı, ka bileleierin ayrı l ı kları kesinleşti ve a rttı. 4. Buraya kada r, yeni-sömürgeciliğ i n tehlikesini ve onun derin afrika düş manlığı i le m i l l i ol mayan, halk düşmanı karakterini gösterrneğe ça l ı şt ı k. Afrika gerçekten teh l i keded i r. Ç ü n kü emperyalizm s a l d ı rga n l ı ktan vaz 92
geçmiyor ve görüleceği gibi çeşitli alanl a rd a entrika l a r çevirmek için pek çok olanaktan yararlanıyor. Bunu gözden uzak tutmak, en azı ndan ger çekçi l i kten uzak kalmak demektir. Bununla beraber bu tehlikeden sakınmak olabilir. Her şeyden önce, Afrika halklarinin anti-emperyalist savaşının zengin geleneklerinden yararlanmak ve kendini zararsızmış gibi gösteren yeni
sömürgeciliğin maskesini düşürmek gerektir. Bu aydınlatma işi, ancak mil let ve sınıf düşmanlarının karşısında cephe alacak afrika kütfelerinin pro letaryalaşmasıyla kolaylaşabifir. Bu ifke, Afrika'nın ilerici hareketferi ile işçi partilerinin ve sendika örgütferinin davranışlarında tutacakları yönü kararlaştım. Yeni-sömürgeci l i k geçen yıl larda her za man yeteri kadar ortaya vurul madı. Çünkü Afri ka' n ı n tarihsel tecrübeleri bu a l anda henüz yete rl i de ğ i ld i . Ama bil iyoruz ki, kütlelerin bilinci ve olgun luğu tarihsel tecrübelerle birlikte artmaktadır. Şimdi a rtık yeni-sö m ü rgeciliğe karşı savaşta bir değerlendirme yapa bilecek kada r tecrübe edinildiği gibi, ya kendi tecrübelerden gerekli sonuçları çıkara n , ya da komşu halkların tecrü belerini beni mseyen bazı halkla rın bili nçlenmesinde sözü geçer i l erlemeler sağ l a nd ı ğ ı n ı memnun lukla görmekteyiz. Bundan başka kıt'a mızın, işçi s ı n ı f ı m ızın özerkliği ve Uluslararası Sendi ka l a r Birl i ğ i n i n Afrika proletaryasına zorla kabul ettirmeğe ça lıştığı ba ğ ı m l ı l ıktan kurta rı l ması gibi önemli üstünlü kleri var. Bu da, Af rika' n ı n ideoloj i k v e devrimci gelişmesi n i n garantisidir. Bununla beraber Afrika'da se ndika b i rl iğ i, henüz kurulmuş o l m a ktan çok uzaktır. Bütün Afrika Sendika l a r Birliği, (All African Trade U n ion Fede ratian - AATUF), kurtuluş hareketin i n ve i lerici g üçlerin bazı Afrika ü l ke lerinde geliş mesi koşu l l a rı içinde doğdu ve bu gelişme ayni zamanda d a Kasa blanka-Gurubu'nu doğurdu. Ne va r k i , Kasa b l a n ka-Gurubu'nun bazı h ü kü metleri tutulan yönü değiştirince, bu ü l keleri n yeteri kad a r özerk ol mayan işçi hareketi kıvraklığa elverişli bir politika yürütemed i . Ote yandan h ristiyan sendika l a rı Afrika'da kendi d i nlerini yaymaktan başka karşı-devrim tezlerini de beslemek çabası içinded i rler. Bu örgütler, işçi sınıfının güçlerini parça l a m a k ve kısı rlaştırmak a macıyla, bir ya ndan Avrupa 'daki reformist ve gerici orta klarıyla birli kte, öte yandan sözü mona d i ni ama gerçekte yeni-sö m ü rgeci Avrupa ve Birleşik Amerika misyonları ile el birliği ederek (Afri ka'daki a merikan misyonerleri n i n sayısı 7.300'dür) ödevlerini yerine getirmektedir. Bunun sonucu olarak, sendikalar düzeyinde büyük bir çalışma gerek mektedir ve bu çabalar ancak - her bir ülkede savaş ruhunun kuvvetlen
mesi ve bütün Afrika ölçüsünde de birliğin genişletilmesi gibi bir - ikifi ödevin yerine getirilmesiyle başarıya u/aşabifir. Afri ka'daki sendika örgütleri biçimleri a rt ı k gerçekçi istemlere cevap vermemekted i r. Bu örgütler köy l ü leri yeteri ka dar saflarına a l m a m a kta ve
93
köy h a l k ı n ı n göçü yüzünden o lduğu g i b i her şeye rağ men i l erliyen sana" i leşme sonucunda da işçi sınıfı n ı n göze ça rpa r b i r gelişme geçirmesi zoru n luğunu gözden uzak tutma ktd d ı r. ıarın gösterıyor \d, K\aslK sömürgec"ıYıg'ın yaptıgı g'ı'o'ı yen·ı-sömürgec"ı',:ı'r.. de i l k başta en gerici ta baka la ra daya n m a kta d ı r ve sömürgeciler bunla ra ka bile reisliği, toprak beyliğ i, türl ü gerici yöneti c i l i k gibi b i r yüzeyde
egem e n l i k tanımışlard ı r.
Bu yüzden, yeni sömürgeciliğe karşı savaşı, imtiyazil tabakalara ve yenisömürgeciliğin ajanlaTI na karşı politik savaşla ve smlf savaşıyla tamam layıp güçlendirmek zorunludur. Bu savaşta zaferin ön şa rtı ı her ü l kenin içinde ve bütün Afri ka'da bir l i ğ i n kurulmasıdır.
Devetlerarası b i r b i rliğ i n ku rul ması a rtık d enendi, a m a istenilen sonuCU vermedi. Burada şimdi bunun nedenleri üzerinde derinleşmek istemiyo rın . Ama bunda da yen i-söm ü rgeci l i ğ i n pa rmağı vardı. Burada özellikle K a sablanka-Gu rubunun başarıs ızlıklarına, Afrika Birliği Orgütü n ü n bug ü n kü g üçlükle rine ve birçok Afrika ü l kesi n i de i lgilen d i ren A rap ligi'nin soru n l a rı na i ş a ret etmek istiyoruz.
Yeni-sömürgeciliğe karşı savaşta birliğin olmayışımn nedenleri, bi ze göre, ilerici güçlerin hükümet siyasetine etkisinin yeterli olmayışmda ve bazı hükümetlere halkm irade ve istemini yozlaştlTma olanağım veren iç demokrasideki eksiklikte yatmaktadIT. Kendi içinde emperyalizme karşı savaşı ısra rla ve kararlılı kla yürütm e-
yen hükümetin etkili bi r d ı ş s iyaset yürütebileceğ i n e hemen de h i ç i n a n m a k o l maz. B u yüzden her bir ülken i n devri mci v e ilerici g üçleri, a n tie m perya l ist b i r siyasette d i ren mesi için h ü kü metlere baskı yapmak ıonı n luğunda d ı rl a r. Bir an önce kurulması gereken a nti-em peryalist Afrika b i r l i ğ i olanakl a rı n ı böyle b i r siyaset yaratacaktır.
Afri ka'da devrimci ve i leriCi g üçlerin birliği sorunu g ü ndemde bulu n maktadır. B u birliğin düzeyi n i ş i mdiden somutlaştırmak, gerçekleştirmek , g üçlendirmek ve yükseltmek zorunludur ; Afrika'da daya n ışmayı sağla m laştı rma k için, savaş sorunları ve a raçlarının daha iyi a n laşılmasını soğ
lamak için gereklidir. Ayni za manda, ic;i�lere karı�ma olara k nitelendiri le cek ve sonunda anti-em perya list savaşla Afrika birliğine zarar verebi lece k d i kkatsiz eylemlerden de kaçı n m a k gerekir.
Afrika içi daya nışması, do laysız işga i lere karşı savaşan, ya da yen i sömürgeci l i ğ i n türlü manevra l a rıkurban düşen kardeşlerimizin etkili ola ra k desteklenmesiyle d a h a bugün den kendini gösterebilir ve göstermelidir. Portekiz söm ü rgeleri ve Gü ney-Afrika
halkları , «Ispanya »-Ginesi ve
«Fran sız»-So m a l isi h a l kları m utlaka politik ve m addi bakımdan desteklen melidir. Portekiz'e karşı, örneğ i n l i ma n l a r ı n ı n kul l a n ı l m a ması g i bi, ciddi ceı a
l a m a ted b i rleri uygu l a n m a l ı d ı r.
Güney-Afri ka'da ı rkçı beyaı azınlığ ı n boyunduruğu a ltında inliyen a fri-
94
karılar desteklenmelidir. Bu destek s ü rekli olmalı ve hayatın gerektirdiği biçimlerde gösteri l melidir. Gü ney-Afrika Cumhuriyeti hü kümeti nin tecrit edilmesine bütün a raçlarla ça ı ı ş ı ı m a l ı ve sosya l-ekono m i k bakımdan ona bağlı ü l kelere Gü ney-Afrika Cum huriyeti i le ilişkilerden kurtulabil meleri için yard ı m edilmelidir. Her şeyden önce, Amerika Birleşik Devletleri ' n i n Gü ney-Afri ka'daki rolü ve Portekiz ile Ispanya'nın söm ü rg e politikasını desteklemesi geniş ölçüde açığa vurulmalıd ı r.
Amerikan emperyalizminin eski sömürgeleri elden bITakmamak ve ırk Çt/ığı alabildiğine kızıştlTmak amacını güden siyasetinin açığa vurulması; Ldtin-Amerika'ntn iç işlerine karışması; Viyetnam'a karşı saldımı; Afrika'da yeni-sömürgeci manevralar çevirmesi; Filistin halkına ve öteki arap halk larına karşı kışklTtmalor için ısrail'i silahlandlTması; karşı-devrimci pakt far çatmaya kalkışması, bütün bunların ortaya dökülmesi uzun süreli bir ödev sayt/malr: değişmez bir şiar ve sürekli bir savaş ve uyanıklt/ık çağ rısı ofmahdlT. I kinci d ü nya savaşı bittiğinden bu yana Afri ka'da önemli değ işi kl i kler - tarihsel değişmeler ve kesin değişiklikler - ol muştur. Ama, bu kıt'ayı daha büyük değişiklikler beklemekted i r. Eğer Afri ka'nın devrimci ve i lerici güçleri uluslararası işçi hareketiyle birl i kte ve sosyalist d ü nya n ı n deste ğ iyle gerek m i l li ölçüde ve gerekse bütün Afrika ölçüsünde bileşik cepheyi kurarsa, bu değişiklikler daha çabuk gerçekleşebi l i r. Ortak d üş mana, yeni-sömürgeci l i ğ e karşı saflarımızı b i rleştirelim , yen i sömürgeci saldırganlığa göğ ü s geren Afrika'nın devrim kalelerinde topla nalım. Afri ka ' n ı n bütün devrimci ve ilerici güçleri bu kalelere gerektiği gibi dayanak o l m a l ı d ı r. Savaşara k ve b i rleşerek zafere ulaşacağız i
95
fransada parlômento seçimleri
François Billouı Seçi m ler Ma rtta yapıl ıyor. Gerçekte daha ş i mdiden
başla m ı ş olan
seçim ka mpanyası, içinde yaşad ı ğ ı m ız devrede, Fra nsanın geleceği bakı m ı n d a n en önemli i l k politik olayd ı r. Komün ist Parti sinin tutumu, seçim sonuçları n ı n demokratik hareketi iler letecek nitelikte olmasını sağlayacak şekilde olacaktır. Fransız Komün ist Partisi, eski kongreleri nin öze l l i kle 1964 y ı l ı n ı n Mayı sında to planan XVii. Kongresinin kararlarına uyg u n olarak, 1955'de ku ru lan kişisel i ktida rın yerine geçecek ces u r ve yaratıcı demokratik b i r rejim, sosyal i lerlemeye ve barışa dayanan bir Fransız politikası n ı n ya ratılması gayesiyle, bütün işçi ve demokratik kuvvetlerin bi rleştiri l mesi işine koyu i m uştur. Bu yolda e l d e edilen başarı l a r, Fransa ve d ü nyada meydana gelen değ işikl i kler gözönünde tutulara k 1967 Ocağ ı n ı n 4 ile S-i a rasında yapı lan XViii. Kong re, Kom ü nist Partisinin hedeflerini tayin ederek, şimdi kom ü n istlere ve örgütlere i ncelemek üzere verilen pol it i k kararlar proje s i ndeki ödevleri tesbit etmiştir. Kongreden hemen sonra part i n i n bütün kuvvetleri seçim kampa nya sına geçmişlerdir.
Başkanlık seçimlerinin öğrettikleri 1965 Ara l ığ ı nda ya pılan cumhurbaşka n l ı ğ ı seçi mleri n i n niteliğini şöyle çizebiliriz : Ya l n ı z işçi merkezlerinde ve önemli ölçüde köylü yığınla rında değil, şehilerdeki orta tabaka l a r a rası nda d a muha lefet büyük ölçüde gelişm iştir. Demokratik parti ve g rupların barış ve i lerleme yönünde tek bir aday anlaşmaları, kişisel i ktidar politikasıyla çatışan m i lyon l a rca Fransızın derin değ işikl ikler ya pmak isteklerine uyd u . Hedefler ve o hedef üzerinde
,
lere u laşaca k a raçlar açı kca bel i ri nce mem leketi büyük bir ümut kapladı . 5 Ara l ı k 1965'de sol a kı m ların ortak adayları S m i lyon civarında oy topladıl ar. Bu, 1962 seçi mlerinde bütün sol pa rti leri n i n a l d ı ğ ı oy topla m ı n dan fazla idi. Gerici l i ğ i n şaşırtma ve kurtarıcı olara k ileri sürd ü ğ ü aday Lecanuet yenilgiye u ğ ratılmıştı. 1955'de oyların % SO'ini alan De Gaulle % 44 oy a l a ra k i kinci tura ka l d ı . D e Gau l lenin i kinci turda ucu u c u n a seçilmesi ve demokratlar b i rl i ğ i n i n 96
birinci tura kıyasla i ki buçuk m i lyon fazla oy a l ması kişisel i ktidar idaresi rej i m i n i n zayıfla d ı ğ ı n ı gösterdiği gibi, halkın belirli bir tabakası üzerinde etkisinin devam ettiğini d e göstermektedir. 1965 Ara l ı k seçimlerinden sonra De Golcu luğun yerine geçecek demok rasi n i n meseleleri şu şekilde görünüyord u : Cumh u rbaşka n l ı ğ ı seçi mlerin den a l ı n a n dersleri iyice kıymetlend irererek işçi ve demokratik kuvvetler b i rl iğ ini kuvvetlendirmek ve genişletmek. Fransız Ko m ü n ist Partisi Merkez Komitesi 4 Ocakdaki toplantısını bu konuya ayrıdı. Toplantı sırasında Waldeck Rochet yoldaş ş u n la rı söyledi: .. Solun henüz çoğu nluğu elde edemed iğ i doğ rudur. Fakat sol bu çoğun luğu elde edeb i l i r. Hep bera ber b u n u n için ça l ışma lıyız. De Golcüleri n ve «orta .. denen sağcı partilerin etkisi a ltında olan yeni seçmenleri ve yen i tabaka l a rı demokrasi ve i lerleme dôvasına kaza n m a k için büyük gayretler göstermek gerekmektedir. Solcu partilerin ilerlemek ve çoğ u n luğu elde etmek için a n laşmaları gerekmektedir. M i l letin ve halkın isteklerine uyg u n ortak b i r h ü kü met programı temeli üzerinde evvelô a raları nda anlaşma l a rı gerekmektedir. Savaşa buradan ha reket ed ilel erek başlanocaktır... Merkez Komitesi tarafı ndan kabul e d i len karar Ara l ı k ayında işçi ve demokratik kuvvetler tarafı ndan e l d e edilen başarıdo n çıka n yeni sonuç ları şu şekilde tesbit ediyordu: .. Bütün solcu partilerin ve demokratik örgütlerin ortak bir program ka bul etmeleri, mem leketin demokratik bir yoldan yen ilenmesini isteyen Fra nsızları n a rzuları n ı karşılayaca ktır. Bu da halk ha reketi n i n yeni ve kuv vetli bir şe kilde gel işmesi için gereken şartları yaratacaktır. Demokratik parti ve g ruplar gelecek parlômento seçimleri savaşında e l birliğiyle hareket ede bildi kleri takd i rde, U.N.R.'in ve öteki gericileri yenmek ve parlô mento n u n genel oyla evvelve mahkum olmuş çoğ u n l u ğ u n u demok ratik b i r çoğ unlu kla değ iştirmek mümkün olacaktır...
Ayak direyen engeller Cum hurbaşka nlığı seçi m i ka mpanyaslnda demokratik hareketin bazı kaçı n ı / maz şartları gitti kçe daha açık bir şekilde belirmişti: Yeni, yapıcı, birl i kci, ortak bir hükü met progra mı nda iyice ve açı kca bel i rm iş ve sağcı pa rti ve g ru pl a rıyle her türlü kompromiyi hesab dışı b ı ra ka n bir politi ka n ı n kaçı n ı lmazlığ ı . Ya kın geleceği kasdeden sol a k ı m l a rı n tek adayı François MiUerrand, cumhu riyetçi partilerin «ara la rında ortak b i r hükü met progra m ı meydana getirecek kadar akıllı .. olacakları ü m i d i n i açığa vurmuştu. Sosya list Partisi S.F.I.O. merkez o rg a n ı boş yazarı Claude Fuzier 20 Ara l ı kta şunları açıklıyord u : nist Partisi ve Sol Demokrat ve Sosya list Federasyonu 20 Ara l ı k 1966'da bir anlaşma i mza ladı/ar. Bu a n laşma Fransadaki politik d u ru m u esasl ı b i r şeki lde değ iştirmekted i r. Birlik isteyen demokratların, emekçilerin ve 7
97
.. Gelecek, ka rı ş ı k kararların o l mıyacaktır. Sol fikirler ve sol kararlar etra fındaki savaş, elde edilen seçim sonuçlarının, Cumhuriyetin kesin zaferini sağ layaca k niteliktedi r.» Başka bir sosyalist gazetede Nord Matin de Jea n Lecha ntre «orta poli tikacı lar» kı l ı ğ ı na g i rm i ş olanların gericileri bir a raya getirme denemele ri n i açığa vuruyor «orta politika n ı n anlamını» «işçi birliği ümüd i n i n kesi n l i kle bir y a n a b ı rakıl ması» şeklinde niteliyor. 'ı(omünist Port'ıs' ı Merkez 'ı(om' ı tes' ı , Ocak toplantısında yeni olanakları göstermekle bera ber v a r olan ya da daha sonra kendini gösterebilecek engeller üzerine de d i kkati çekiyordu. Pol itik kararda şun l a r vc:ırdı: ..Büyü k burjuvazi n i n demokratik bir çözümü engellemek için göstereceği g ayretleri küçümsemek teh l i ke l i olaca ktı r... Genel Sekreterin ka panış nutkunda önem l i bir kısım, istisnasız bütün sol a kı m ların birliğine karşı olanların i leri sürdüğü delii lere kcırşı uya n ı k o l maya ayrı l m ıştı. Ya nlış, h i l e l i ve teh l i keli olan b u delii lere göre, Ara l ı k seçi mlerinde s o l a k ı m l a r alabilecekleri ka dar oy a i m ı ş l a r ve çoğunluğu elde edememişlerdir. D e Gaulle iktidarı, ko m ü n ist ol mayan solun orta partilerle yapaca ğ ı ittifaktan doğaca k bir çoğunlukla yen i lebi l i r. Bu delil ya nlıştı r, çünkü, komünistlerin dışı nda kalan solla, orta parti lerin a l d ı ğ ı oyların topla mı, bütün oy verenlerin üçte biri n i geçmez. Deliller h i lelidir, çünkü memleket ta rihi göstermiştir ki, ko m ü n istlere karşı o l m a k gibi bir temel üzerinde kurulan ve M.R. P. temsi lcilerini ve bağı msızları içine a l a n bir h ü kü met şaşmaz bir şekilde gericili ğ i n hizme tinde olmuş ve onun menfaatlerini korumuştur. Gericiliği ye nmek için , gerici lerle birleşmek, yağmurdan kurtul m a k için suya atı lma politikasına benzer. Delil ler teh l i ke l i d i r, çünkü işçi s ı n ıfına ve onun gerçek temsilcilerine s ı rt çevirmek, şu veya bu ölçüde sağcı l ı ğ ı n utandırıcı durumundc:ı olanla rla a n laşmak, kötü bir seçimeiliğ i n bul a n ı k suyunda Ara l ı k ayın daki heye canını boğmak demek olacaktır. Bu, eski geleneklere dön meK olacakt ı r. Bilindiği g i bi , 1 947'den 1 958'e ka dar a nti-ko m ü n izle oturtulan politika kurtuluşun ü m itleri n i boğmuş, solu gözden düşürmüş ve demokrasiyi batır m ıştır. Ko mün ist Partisi 1 966 yılı boyunca şu fikir üzerinde inatla durmuştur: Geçen yıl solun tek aday ı n ı n da işaret ettiği g i bi, sol partiler, aklın em rettiği yo l a g i rmedikleri takdirde, ya ni, Komünist Partisinin i l eri sürdüğ ü g i b i kendi ayrı tutumları ndan hareket ederek, ortak bir h ü k ü met programı meydana getirmedi kçe, Fransız politikasında derin ve deva m l ı bir deği şikliğin m ü m k ü n olduğu ina ncı açığa vurulmuş o l mayacaktır. Yüz b i n lerce ve m i lyonlarca Fransız için böyle bir vesika demokratik harekete katıl maya bir işa ret olacaktı r. Böyle bir vesika n ı n yokluğu karşısında bun l a r, De Gaulleun U . N . R.'in ve öteki gerici partilerin etkisi altı nda
kala
caklardır. 1 965 Arayı k ayındaki ü m i tverici başarıdan bir yıl sonra , Fransız Komü98
h a l k yığ ı n l a rı n ı n gayretleri n i n sonucu o l o n bu a n laşma, o n u isteyenleri sevi n d i rmektedir.
Komünistlerin teklifleri ve Sol Federasyonunun 1966'daki tutumu Pratikte ve p rensipte b i rl i k politikasına bağlı ko l o n p a rtimiz, birliğin g e rçekleşmesi için elinde o l a n bütün olana kları kullan makta d ı r. Çünkü birlik emekçilerin ve demokra s i n i n dôvası için b i r kaçı n ı l mazl ı ktır. Merkez Komitesinin to plantı s ı nda n hemen sonra, 1 1 Ocakta, Kom ünist Partisi a d ı na Waldeck Rochet yoldaş, bütün sal örgütlere b i r mektub gön dererek ortak b i r prog ra m ı n meydana getirilmesi ma ksadıyle, kon uşmala rın başla masını teklif ediyordu. Bir çok teşkilôt ve g ruplar teklifi prensip bakımından ka bul ettiler. Mek tubu ka b u l etme yoluna g itmeyen Sosya l i st Partisi ve Ra d i ka l Partisi d a h a son ra konuşmayı reddettiler. G u y Mol letye göre, (yı l l a rd a n beri i l k defa Pa rti mizin b i r mektu buna ceva b verdi) karar bundan sonra Sol Demokrat ve Sosyalist Federasyonuna aittir. Zira Federasyon safla rı nda, Sosya l ist Partisi n i, Radikal Parti s i n i değişik klüpleriyle Cumhuriyetçi Oğretmenler B i rliğ i n i toplamaktadır.
7 Ma rtta Parti mizin Genel Sekreteri , Federasyon başka n ı François Mit terran da Pa rti mizin tekliflerini yen i l iyord u : "Komün istler yakın b i r z a m a n sonra, birlikte ko nuşulara k demokratik b i r program meyd a n a getirmek m a ksadıyle b i r a n laşma n ı n g e rçekleşti ril mesini görmek istemektedirier... Federasyo n u n gelecek seçi m ler sırası nda bütü n seçim bölgelerinde aday göstereceğ i n i i1ôn ettiğini kaydetmek gerek. Kom ü n ist Partisi de aynı şeyi teklif etmektedir. Wa ldeck Rochet ş u n l a rı ilôve etmekte idi : .. Ka n ı m ızca, ikinci turda solcu partilerin, V.N.R.'in ve gericiliğin aday. l a rını yenmek için oyla n n ı e n iyi d u ru m d a olan sol aday üzerine topla m a l a rı gerekmektedir. Bu konuda bütün solcu partiler, özel l i kle Federas yona d a h i l p a rtilerle Kom ü n i st Partisi a rasında b i r a n laşma o l m a l ı d ı r. 1 936'da ortak b i r program temeli üzerinde birleşmiş o l a n H a l k Cephesi p a rtileri buna benzer bir taktikle çoğ u n lu ğ u elde ettiler. 1 936'da do seçim kanunu bugünküne benzernekte i d i . (Iki turlu bölgesel seçimler.) Mitterra nd 26 Mayıs ta ri h l i bir mektubuyle, ortak bir program hakkında konuşmaları bel i rsiz b i r tarihe atıyord u . Federasyon buna ka rşı l ı k, b i r karş ı - h ü kü met kuruyordu. Bu "hü kümet.. başl ıca sosya l ist ve rad i kal partilerin delegelerinden kuru l m uştu. B u n l a rı n seçmen yı ğ ı n ı i s e % 20'yi geçmezdi. I ngiliz i ki pa rti sistemi nden kopye ed ilmiş b i r "Gölge Hükümet", demokratik h a reketin meseleleri n i çözecek niteli kte d eğ i l d i . Aksine, s o l u n b i r parçası n ı n .. kurucu ekip" şek linde ortaya çıkması, Federasyo n u n politik yönü h a kkında kararsızlığı devam ettirecek ve uzatacak nitel i kte idi. H a l k h a reketi n i n plônlarını yok 7·
99
ettiği pol itikacılar ve işçi ve demokratik h a reketler bi rl iğ i n e düşman o l a n herkes için, komün ist olmayan s o l u n h e r tered düdü b i r cesa retlen m e fır satı idi. leca nuet'inin öncülüğünü yaptığı o rta h a reketin gericileri i l e a h l a ş m a k i ç i n enti kalarına deva m etti ler. lecanuet de Federa syon u n bazı idarecileri ile bağlar kuruyordu. Bu denemeler hakkında pa rtimizin tutu m u üzerinde her h angi bir şü phe kalması n diye, Waldeck Rochet yoldaş Halk Cephesinin 30. yıl dön ü m ü m ü nasebetiyle 8 Haziranda ş u demeci verd i :
Hayı r ! Komün ist Partisi, oylarıyle gerici l i kle b i rleşme politi ka s ı na yar d ı mcı ol maya ca ktır. Bu nun herkes ta rafı ndan b i l i n mesi gerekir. Onlara, kendilerini seçtirmek için komü nistleri n oyl arını kullanma 1 0 -
rı na, a y n ı za manda gerici sağla bi rleşerek ko m ü nistle ri yen meye kalkış malarına, ve daha sonra geri c i l i kl e h ü kümet kurmalaTi n a müsaade etme yeceğiz.» Bu ihta r Merkez Komitesinin lvryde yapı l a n to plantısında resmen doğru l a ndı. Bu i hta r, Ara l ı k ayında m i l l i ölçüde ve fiilen meydana gelen birl i ğ i y o k sayan v e demokrasi a d ı n a h a reket eden, fakat bir y a n d a n da seçim pratiğ inde hem solla, hem sağla a n laşmala r bağlama yetkisini kend i nde gören bu idarecilerin haya l lerini b i r yana bıra km a l a rı n a yaradı. Kendi gerçek
seçmenlerinden
uzaklaşmakta n
korkan
leca nuet d a h a
sonra
«demokrat» ve ..m u ha l if.. ma skesi n i atmaya zorlandı. O derece ki, Fran çois Mitterra n d ş u açıklamayı yapmak zorunda ka l d ı : .. O, (leca nuet) bu h a reketiyle bizde, kendisini baş vu ru lacak ilerici cu m h u riyetçilerden olmadığı kanısını uyandırdı ...
Zorlukların derin nedenleri Demokratik kuvvetler b i rl i ğ i n i n şu perspektifi, birl i k düşmanları n ı kar kutuyor: Deva m l ı bir şekilde gelişebilecek olan gerçek bir demokrasiyi kuracak yaratıcı enerj i n i n serbestliğe kavuşması. Va n i öyle bir d u ru m ya ratı lacak k i , işçi sınıfı, emekçi köylü yığın l a rıyle, tekeller iktidarı ndan zara r gören bütün Fransızlarla g ü nden g ü ne d a h a yakın ve d a h a veri m l i b i r ittifak kura rak kurta rıcı rol ü n ü oynayaca ktı r. Prometenin zincirlerini k ı rmasından korkuyorl a r ! B u g ü n büyük tekeller burjuvazisinin egemenl i ğ i altında o l a n burjuvazi ile, halkın kesin kuvveti n i kendinde toplayan işçi s ınıfı a rasında i m kansız bi r üçüncü yol a ra m a ktad ı rl a r. Birlik yol u n da bulunan engel ve zorl u kların değ işi kli liği ve ciddiliği h a l k ı m ı z ı n , tekellerin hizmetinde olan kişisel i ktida ra ka rşı g i riştiği savaşın niteliğ i nd e ve ş a rtla rında idi. Çalışma ş a rtlarına bağlı h a k l a rı n ı elde
etme, tek n i k ve bili msel ilerlemenin sağ l a d ı ğ ı i m kanlara uyg u n bir hayat elde etme, yu rtta şlık onuru n u ve çocukları n ı n geleceğ ini savunma zorun l uğu, Fra nsızların ezici çoğ u n l u ğ u n u her gün biraz daha fazla işçi sı nıfı n ı n etrafında b i rleşmeye zorluyor. Bu savaşın m a ntı ğ ı , bugün ekono m i k ve 1 00
politik araçları elinde tutan ve bunu kendi çıkarı na kullanan b i r azın lığın geri i leti l mesi n i ve daha so nra d a h u ku ki varl ı ğ ı na son veri l mesi n i zorlama kta d ı r. Demokratik ha reket, gerici l i ğ i n başı n ı tutandan, büyük tekeller burjuvazisi n i n elinden her ne şekilde o l u rsa olsun iktidara u laş mak ve onu kullanmak olanağını almakla gelişecektir. Bugünkü kişisel i ktidarı her ne pahasına olursa olsun ayakta tutmak isteyen ya d a onun yerine başka b i r idare geçirmek isteyen burjuvazi, ya n i bütü n geri cilik, bu hareketin kendi s ı n ı f çıkarları için taşıdığı teh l i kenin b i l i ncine sahiptirler. De Gaulle ve ta raftarları n ı n geleçek seçi m ler için devletin ve tekellerin bütün i mkônları n ı kullanmaları ya l n ı z b i r Gisca rd d'Estaing ya da b i r leca nueti n i n ma nevra ları i l e tamamlanmıyor. Bunlar de Golcu gem ide h ü kü met etmeye hazırdırlar. Va l n ı z reota n ı n Bonndaki ve Vaşingtondaki dostları n ı n isteklerine göre «kırı l masını» teklif etmek tedirler. Bundan da komünist o lmayan sol u n idareci/erine yapılan deva m l ı ve değişik baskı n ı n nedenleri a nlaşıl makta d ı r. B u n u n sebebi halkımızın bir l i kle savaşmak, demokratik hedeflerine bu yo ldan ulaşmasına engel o l maktır. B u n u n için y ı ğ ı n ha reketinin başa rılı b i r şekilde gelişmesini sağ layabilecek, emekçilerden ve demokrasiden yana partilerin devo m l ı bir anlaşmaya va rmasını da engellemek istemektedirler.
Ileriye doğru önemli bir adım Partim i z teorik ve pratik çalışmalarını, bugünkü d ü nyamızdo, memleketi mizin konkre şartlarına, s ı n ı fların gerçek i lişkilerine oturttuğu için 1 955'de tesbit edilen yolda ilerlemişti r. Bu yol, sosyal i lerleme, barış ve m i l l i bağımsızl ı k m a ksadıyle gerçek bir politika uyg u la n masına yarayacak ve kişesel i ktidar yerini o lacak gerçek b i r demokra s i n i n kurulması için işçi sın ıfı n ı n ve h a l k ı n sava ş ı n ı n birleştiri l mesid i r. Sol Federasyonu, Komü n i st Partis i n i n tekliflerini
reddettikten sonra,
parti bağ l a rı kesmedi. O m i d i n i kaybetmedi ve memlekette birlik ve b i r leşme eylemlerine devam etti. Bu deva m l ı gayretler meyvesini vermeye başl a d ı . Ha l k yığı n l a rı onu a n l ıyor ve doğruluyordu. Kans ve lens seçimleri b u n u göstermektedir. Solcu örgütler bu gerçeği göz önünde tuttu l a r. 20 Ara l ı k a n laşmasıyle değ işik solcu kuvvetler a rası nda birlik yolunda önemli bir adım atı l m ı ştır. Sosya l i st Parti s i n i n kongresi a rifesinde Waldeck Rochet yoldaş, Komü n i st Partisi a d ı na Guy Mol/ete b i r mektub yazdı ve tekliflerimizi bir daha hatırlattı. Mektu bun sonu nda, kongrenin birleşme yolunda b i r m ü zakere açabile cek şekilde çalışmalarını sonuçlandırma temennisi nden sonra, Kom ünist Pa rtisin i n bu gibi b i r m üza kereye hazı r olduğu bilidiril iyordu. Politbüro,
Sosya l ist
Parti s i n i n
olağan üstü
kongres i n i n
sonuçlo rı n ı
öğrendikten sonra şu açıkla mayı yapıyord u : 101
..Kom ünist Pa rtisinin te msi lci leri , Sol cu Demokrat ve Sosya l i st Federas yon u n u n temsilcile riyle bu luşmaya hazırd ı r. .. Kom ünist Partisinin gençlik meseleleri n i i nceleme g ü n ü ça l ı ş m a l a rı nd a n sonra Waldeck Rochet b u n d a n ewel söylediklerin i b i r daha tekra rlad ı : ..Sonuç olarak şunu söyleyebili riz : Ko m ü nistler iş birliği için deva m l ı
tekliflerde b u l u n m a ktad ı ria r. B i r iş birliği a nlaşma s ı n ı n gerçekleşeb i l mesi h e r şeyden ewel Sol Federasyonu i d a recilerine ve memlekette b i rl i k hare keti nin gelişmesine bağ l ı d ı r. işte bunun içindir ki, bütün emekçi leri ve bütü n demokratları Ko m ü n i st Pa rtisinin birlik ve b i rleşme u ğ ru ndaki gay retleri n i desteklemeye davet ediyoruz. 20 Ara l ı k 1 966 g ü n ü i mzala nan a n laşma sonunda yayı nlana n bildiri n i n i ki büyük k ı s m ı va rd ı . B i ri ncisi, p a rtide konuşm a l a r v e o rta k b i r hükü met p rog ra m ı n ı n meydana getirilmesi ve seçi m taktiği hakkında idi. Bu kısımda komün ist Partisi delegeleri nin, ortak program tekl ifinin kabul ed ilmeme sinden duyd u kl a rı acı belirtiliyordu. Kom ünist Partisi, ortak program fik rine bağ l ı ka l m a ktad ı r. Sol Federasyonu, i kinci turda solcu adayl a rı n ı n kaza nma şansı o l maya n seçim bölgelerinde, Federasyon, m erkezci adaylar yararına çekilme ihti m a l i n i hesap dışı b ı ra km ı ş değ i l d i r. Buna karş ı l ı k Kom ü n i st Partisi, bu gibi seçim bölgelerinde adayl a rı n ı n de Golcü ve öteki gerici adaylara karşı koymaya devam edeceklerini b i l d i rdi. Bu i ki nokta üzerinde, Kom ü nist Partisi ve Federasyon ta kdir ve hareket serbestl i klerini elde tutaca klard ı r. Taraflardan her biri seçi mlerin biril)ci turuna kendi öz prog ra m ı ve adayla rıyla katılacaktır. Ta rafl a r ikinci turda, seçmenlerini en iyi d u ru mda sol adaylarını desteklemeye çağ ı racaklard ı r. Bu şartların uyg u l a n ma s ı ve durumun gösterdiği özellikleri i n celemek için i l k turda n hemen son ra taraflar toplanacaklardır. B i l d i ri n i n i kinci kısmı, Komün ist Partisi ile Sol Federasyonu a rasında mevcut fikir birlikl e ri n e ve ortak hedeflere ayrı l m ı ştır. Bu kısım çok önem l i d i r, ç ü n kü kişisel i d a reye karşı ve F ransız halkına o l u m l u perspektifler açaca k nitel i kte gerçek bir demokrasi için ortak eylemin te melleri n i tesbit
etmektedi r.
Bu ka rşı laşma, yirmi yıldan fazla b i r zamanda nberi benzeri görü l me m i ş derecede ö n e m l i b i r olayd ı r. Me rkez Komitesi nin, delegeleri n i n faaliyetini doğ ru laya n kararı nda kaydettiğ i gibi : .. Bu karar, sol güçler birl i ğ i n i n gelişmesi için elverişli şartlar ya rat m ıştı r...
De Goulle idaresinin kötülükleri 1.95S'de, Ko m ü nist Partisinin De Golcu aldatmacayı açığa vura n tek a kı m olduğ u s ı rada, bizler, solcu l a rı n ve demokratların pa rça l a n masıyle savaş a raçlarından yoksun 1 02
b ı ra k ı l m ı ş emekçilerin
a ldatı l d ı kl a rına, ve
kişisel idarenin denemeleri n i görd ü kçe birl i ğ i n ve savaşın yollarını bula caklarına inan mıştık. Biz onlara bu yolu b u l m a k için e l i m izden gelen yar d ı m ı esirgemedik. 1 965 Ara l ı k seçim lerinde demokratik kuvvetlerin b i rliği
yönünde elde edilen parlak sonuçt a n sonra, mem leketi mizde ve halkı m ı zda s ı n ı rsız i m kô nları n varl ı ğ ı ndan nasıl şüpheleni riz? B u başarı, ya l nız seçimler ve i mzalanan a n laşma i l e değ i l , onu yok etmek isteyen d üş m a n ı n semeresiz saldı nlanyle doğ rul a n m ıştır. De Gaulle idaresi her zamandan daha fazla emekçi yığ ınlarının hayat seviyesi n i sermayeci tekel leri n i mtiyazla rı n a ve atomla silôhlan maya feda etmektedi r. 1 967 devlet bütçesinin ön gördüğü askeri harca m alar % 25'i , geçmektedir. Buna karşı l ı k M i l l i Eğitim, Çalışma ve Sağ l ı k Baka n l ı kları bütçeleri hep beraber a ncak % 20'yi bulmaktad ı r. Tarım Baka n l ı ğ ı n ı n bütçesi i s e % 7'dir. Zaten yetersiz o l a n barınak ya p ı m ı d a h a da kısıla caktır. öte ya ndan ev kiraları da yükse lmektedir. Tekn i k ve b i l i m sel i lerlemeler, üreti m i n ve ü reti m g ücünün iş saati oranıyle a rtmasına sebeb olm uştur. 1 957'den beri b i rincisi nde % 60, i ki n cisi nde ise % 50 a rtış kayded i l m iştir. Buna rağ men emekçiler, gündelik lerin a l ı m g ü çleri n i n, maaşların ve emekli aylıkları n ı n düşü rülmesini önle mek için sert bir savaş yürütmek zorunda ka l m ı ş l a rd ı r. Ve bugün haıa dört m i lyondan fazla g ü ndeli kçi 60.000 eski franktan daha az aylık o l mak tadırlar. Gel i r verg i s i ne tabi tutul muş olanlar a rası nda gündelikçiler çoğ u nluk tad ı r. 1 955'de 4.430.000 olan bunların sayısı 1 967'de dokuz m i lyonu geçe cektir. Bu yı' bütçesinde ön görülen gelir tah m i n i artışı 1 0 m i lyar fırankı aşmaktad ı r. 1 966 yılına kıyısla olan bu o n m i lyarın yedi m i lyarı dolaylı vergilerden sağ lanmaktad ı r. Verg i alt ta baka l a rı kuvvetle vuracaktır. Oysa va rlıkl ı l a rın, büyük gelir sahi pleri nin, kapitalist şi rketler ve a ksyon sahip leri n i n verg i leri yeniden hafifletilecektir. H ü kumet yeni yeni ekonomik, bütçe, m a l i ve idari ted b i rlerle sermayenin b i r a raya to planmasına yard ı m ederken, yığınla rı n geçim olanaklarını kısıtlamakta, seçi l m i ş mecl islerin yetki leri n i azaltmakta ve onları n yerine devlet tekelci sermayeci l i ğ i n i n a racı l a rı n ı koymakta d ı r. Bu değ i ş i k şekilde ya pılan saldırılara karşı emekçilerin karşı koyuşu da büyümekte ve genişlemekted i r. Değ i ş i k şekilde savaşlar da ke ndini göste riyor : I l k bahardaki g rev dalgasından sonra, 23 Kas ı m eylem günü, emek çilerin devam etmekte olan savaşları, işten çıkarmalara karşı eylemler, öğrenci a i leleri n i n okul için hareketleri, vergi verenlerin eylemi vs. g i b i . Fakat politika n ı n t a m v e te mel l i b i r şekilde yön değiştirmesi isteği g ü nden güne daha açık bir şekilde açığa vuru l m a ktadı r. Yılın ilk ü ç aylarında tertiplediğ imiz toplantı-münakaşa ların başa rı sından sonra Partimiz Mer kez Organı I'Hu manih�nin Eylül ayı ndaki bayramı münasebetiyle parlak b i r şekilde gösterilen g üven s ı rasında görü ldüğü g i bi. 1 965 son baharında halkın i radesi, c u m h u rbaşka n l ı ğ ı seçimlerinde, tek bir aday üzerinde solcu g üçlerin fiili birliği için gereken şartları yarattı. 1 03"
1 966 yı l ı nda da bu irade kendini göstermeye devam ettiğ i nden, Komünist Partisi ve Solcu Federasyon a rasında i mzala n a n anlaşmanın temel i n i hazırlamıştı r. Bu birliğin m u htaç o l d u ğ u ilerlemenin kayded ilebil mesi ve ortak bir progra m ı n hazırl a n ması herşeyden evvel yığın ları n işe karış m a i a rına bağ l ı d ı r.
Fransız Komünist Partisinin programı Her türlü savaşlarında emekçilerin yanında olan Parti m iz, işçi sınıfı n ı n birliği, o n u n şehir v e köy orta ta baka l a rı i l e ittifakl a r kurmasına a ra l ı ksız ça Iışaca ktı r. Partimiz seçim ka m pa nyasına 1 6 ve 1 7 Haziran ta ri hinde Merkez Komi tesi ta rafından ka bul edilen v e gerçek b i r demokrasi için hazı rla nmış b i r progra m l a katıl m aktadır. B u program 29 Hazira n d a o rtak b i r progra m ı n m ü n a kaşasına yard ı mcı o l u r sebebiyle öteki sol partilere d e ve rilmişti r. Bu p rog ra m, gerçek bir demokrasi ya ra rı n a kişisel iktid a r rej i m iyle bağ larını kesmek isteyen bütün e m ekçileri ve cumhuriyetçi leri bi rleştirebilecek nitelikted i r. Progra m ı n esas elemanları şunla rdı r : Kuru m l a r ala n ı n d a : Eldeki Anayasada
kişisel
i ktidarın
kurulmasına
yarayan bütün h ü k ü m leri kaldırmak, genel seçimle, yasa yapacak ve hükü meti denetleyecek bir meclisin kuru l ması, b u meclis bütün demokratik partilerin bir anlaşma ile meydana getirecekleri bir çoğ u n l u ğ u daya n a ra k, h a l k çoğ u n l u ğ u n u n istediği progra m ı deva m l ı b i r şekilde ve etkenlikle uyg ulayabi lecektir. Ekonomik a l anda ü ç reform teklif ediyoru z : Ekonomik gelişmeye memle ket hayatının yüksel mesine ve dolayısıyl e her kese iş sağ l a maya öncelik ta nıyan demokratik bir plô n ; ekono m i n i n a n ahtar sektörleri n i ve oradan d a onun bütün faa l iyetini kontrol eden büyük mali ve sa nayi tekelleri n i n m i l l i l eştiri l mesi v e işletmelerin demokratik bir şekilde idaresi ; kapitalist ş i rketleri ve i mtiyazlıkları verg i lendirecek şehir ve köy emekçilerine ha ksız bir şekilde yükletilen yükü hafif/eten demokratik bir bütçe ve bir bütçe refo rm u. Reform l a rı n uyg u l a n m a sı ve yıkıcı nitelikteki vurucu g üçten vazgeçi l m e s i , gerçek, sosyal i l erleme politika s ı n ı n uyg u l a n ması için gerçek a raç l a rı sağlayacaktır. Başlıca şu tedbirlerin a l ı n masına yarayacaktı r : Gün deli klerin, emekl i l ik maaşları n ı n ve aylıkların genel ve progresist bir şekilde a rttırı l ması, teknik i lerlemenin üretimi a rttırd ı ğ ı o ra n d a ça lışma süresi nin azaltı l ması, kadı nlara uyg u l a n a n şartların iyileşti ri l mesi, bunun için d e ka d ı n işçilerin haklarını g a ra ntileyen bir statünün meydana getiril mesi, aile ve sosyal ya rd ı m l a rı n ı n a rttırıl ması ; genel eğitim yaşı n ı n 1 8'e yükselti lebil mesi ma ksadiyle ya pılacak bir eğitim refo rmunu sağlaya bil mek için devlet bütçesinin dörtte birinin milli eğitime ayrı l m a s ı ; bütün
gençlere mesleki 1 04
eğitim
sağlanmas ;
eğiti m i n
her
d a l ı nda kalifiye öğ ret-
menle ri n yetişti ri l mesi ; b i l i msel a raştı rma n ı n gel işti ri l mesi ; l a i kl iğe t a m sayg ı ; y ı l d a 600.000 barı nağ ı n yapı l ması. b u n l a rı n en a z ı n d a n 300.000 sosyal barı n a k olmasının sağ l a n ması. Progra m ı m ı z bundan başka tarı m geliştiril mesi için belirli tedbirleri ön gördüğü g i bi. memleketin bazı bölgeleri nin sanayi bakı m ı n d a n az geliş m işlikleri n i gidermek için d e tedbirler ön görmekted i r.
Barışçı bir dış politika Partimiz ni hayet aktif b i r barışçı sila hsızla n m a politikası i leri sü rmekte d i r. Bu politika bazı demokratik refo rmlarla beraber yürü mektedi r : Vurucu kuvvetin terk edil mesi. o n i ki ayl ı k askerlik ödevi. atom s i l a h l a rı deneme sini yasaklayan Moskova anlaşmasının Fransa tarafı ndan i mza l o n ması. her n e şeki lde olursa olsun Bonn Almanyasının atom silahlarını elde etme sine kesin bir şeki lde karşı d u ru l m a s ı . Gerçekten d e demokratik bir rej i m i n barış v e bağı msızl ı k dış politika s ı n ı n esas ödevi. Avru padaki b u g ü nkü askeri blokl a r yerine koııektif g üvenliğinin geçirilmesi. hiç bir ayırma ve aşa ğ ı l a moya meydan ver meden u lusal bağ ı m sızlığa gösterilecek ka rş ı l ı kl ı saygı esası üzerinde bütün Avru pa devletleri a rası nda sıkı bir i ş b i rl i ğ i n i n gelişmesine ya rd ı m etmektir. Dünyadaki kuvvetler i l işkileri. bizim ön gördüğümüz a ktif barış politika s ı n ı n kaçı n ı l ma z l ı ğ ı n ı ve olanaklarını doğru l a m a ktadır. Şu son devrede. Çinli idareci leri n i n ayrılıkçı ha reketlerine rağ men. sosyal kurtuluş. u l usal k u rtu luş ve barış
kuvvetleri n i n
kaydettikleri yeni
başarı l a r karşısında
e m peryalizm. d u ru m u n u m u hafaza veya onu genişletmek o l a n a kları n ı . saldırganlığı a rttırmakta b u l muştur. B u rada her şeyden evvel Amerika n em perya l i stleri n i n Viyetna mda askeri tırmanma la rı
üzerinde durmak gerek. Devletler hukukunu çiğneyerek.
ke ndi kaderini tayin etmek isteyen bir halkı boğ m a k için tutuştu rdukları ya ngın. Gü ney-Doğ u Asya devletlerine de geçmek teh li kesi ni gösteriyor. Bu yangın d ü nyayı korkunç b i r n ü kleer harple tehdit etmekted ir. B u tehdit Amerika n ve Batı Alman emperya l iz m i n i n politik ve askeri o l a n l a rda ittifa klarını sıkıl aştı rmakla daha da büyüyor. Intikamcı Batı Alman emperya l i stleri yeniden kurd u k l a rı o rd u l a rı n ı atom siıahları i l e donatmak istiyorlar. Bu. NATO v e Varşova Paktları devletleri n i n başlıca kuvvetlerini toplad ı kl a rı Avrupa n ı n göbeğ i nde teh l i keli bir yangın yuvası ya ratıyor. B u n u n içindir ki. Jonsona 1 954 Cenevre Anlaşmaları n ı kabul ettirmek için memleketimiz barış kuvvetleri n i n g i riştikleri eyl emin daha yüksek b i r seviyeye çıkarılması için Partimiz teşebbüslerini a rttırmaktadır. Bunun içindir ki. Vaşington emperya l i stleri n i ve onların Bonnlu benzer le.ri n i izole etmek a m a cıyle gösterilen bütün gayretleri hiç itirazsız destek1 05
lemekteyiz. B u n u n içindir ki, emperya liz m i n sosyalist ve barış kuvvetlerin i n ' baskısı altında a rtan çel işrn eleri n i h e r g ü n bira z daha mükemmel bir şekilde halkımızın ve bütün h a l kların yararına kullanmaktayız. De Gaulle n i n Amerika n ı n Viyetno m sa l d ı rısı için yaptığı açı klamaları o l u m l u buldu
ğ u mu z g i b i , Fransız kuvvetl eri n i n Hatodan çekilmesi i ç i n alınan kararı, topra kl a rı m ı zd a ki Amerikan üsleri statü lerinin gözden geçiri l mesini, Fran sanın Sovyetler Birliğ i ve öteki sosyalist memleketlerle il işki leri ni n gel iştir mesini de o l u m l u bulmaktay ız.
Fransa ile Sovyetler Birliğ i n i n , ekonomik, polit i k bili msel ve kültürel a l a nlarda i l işkileri n i n gelişm esini mem n u n l u kl a kaydetmekteyiz. Komün ist Partisi, Aleksey Kosi gin yolda ş ı n Fransayı ziya reti nin, i ki mem leket a rası n d a ki i lişkilerin her a l a nd a Fransa ve d ü nya barışı yara rı na gelişmes i temennisinde b u l u n muştu r. Bu g i b i teşebbüsleri, Fra nsa ve öteki halklar yararına oldukl a rı nda n desteklemekle beraber, şunu da kaydetmek gerek ki, i ktidarı n sınıf özü, bu i lişkilere bir hudut çizmektecii r. Dış politika konusunda çağ ı m ız ı n önemli
bir meselesi, genel ve kontrollü sila hsızlanma konusunda D e Gaullen i n
o/umsur bır tutumu van;l(r.
Bu tutumun doğruduğu sonuçlar şunlardır: Bir
F ra nsız atom vurucu kuvvet i ni n kuru l ması, ya l n ı z halkımızın e konomik, sos yal ve kültü rel menfaatleri n i balta l o m a kla ka l m ı yor, atom sila hlarının dağı l masına d a yarıyor. Ba tı Alman i ntika mcılarını cesa retlendi riyor. Bu çerçeve içinde De Gaulle, Demokratik Alman C u m h u riyeti n i ta n ı ma m a kta ayak d i riyor. Ayrıca, sözüm ona «denizlı:ır ötesi Fransız toprakları ve i leri»nin durumu, geçmiş söm ü rgeci l i k düzenin ve h a l kl a rı n kendi kaderleri n i tayin etme hakkı n ı n taha m m ü l edi l m ez ka ! ı ntılardır. Oteki a l a n l a rda olduğu g i bi, dış i l i şkiler alanında do, tekelleri, kendi gayelerini u l usa doyatma i m ka n ı n ı n d o n yoksun etmeden, yığınların men faatine ve isteklerine gerçek bir şekilde uyg u n deva m l ı bir politika yü rüt
meleri i m kansızd ı r. Ya lnız g e rçek demokratik b i r rej i m , to m b i r barış ve u l usal bağ ı msızlık politikası yürütebilecekti r.
Komünist Portisi seçim kamponyosındo Parti örgütleri ve m i l ita nla rı Politbüronun çağ rı s ı na uyarak partimizin
program ve politi kası n ı «her ta rafta tanıtmak ve doğrulotmak için büyii k bir gayret göstermeye» söz vermişlerdir.
Küçü k ve büyü k halk oturu m l a rı ve toplantıları, seçim kampanyası n ı n m a s raflarını karşılamak ü ze re para ya rd ı m ı toplantıları d a teşkilôtla nd/rı l maktadır. Komün istler, Parti örgütlerinde, sendika l a rda ve savaştı kları yığın hara ketlerinde, emekçileri n ve değ i ş i k halk tabakaları n ı n g ü n l ü k ihtiyaçlarını 1 06
elde etmek için yü rüttükleri savaşı canlandırmak gayretlerini a rttırmak tad ı rl a r. Amerikan saldırganiarı n ı 1954 Cenevre a n laşma ları n ı uyg u la maya zor l a m a k maksadıyle. Fransadaki barışçı kuvvetlerin bütün g ü çlerini kullan maları için. kom ünistler gayretlerine devam ediyorlar. Şu gerçeği a n layan Fra nsızların sayısı g ünden g ü n e a rtmaktaclı r : Işçi sı nıfı ve partisi o l madan. solun gerçek bir başarı elde etmesi ve daha önemlisi. kişisel i ktidarın yerine demo kratik bir idare geçirmek i m kan sızdır. Komün ist Parti sinin va rlığı ve faa liyeti. örgütlerinin kuvvetlenmesi ve yığınlar üzerindeki etkisi n i n a rtması işçi ve bütün demo kratik kuvvetler birliğ i n i n kuvvetlenmesinin kaçınıl maz şartlandır. Partimiz bu a n layışla. yığınlara a ldatıcı vaadlerle değil. onlara kendi denemeleri ışığı a ltında ken d i menfaatlerini ve isteklerini elde etmek için kulla nacakları a raçları göstermekle. bütün gücüyle seçim kampanyasına katıl maktadır. Yurdumuzun ileriye doğru attığı her a d ı mda. demokrasinin gelişme sinde Ko münist Partisi örgütleri n i n halk a rasında yoru l m a k bil mez b i r şekilde yürüttükleri açıklama v e seferber etme gayretleri nin. Marksizm len i n iz m prensipleri n i n yaratıcı ve sonuçl a n d ı rıcı şekilde uygulamak gay retleri nin yeri vardır. 1965 d e Kom ü n ist Partisinin. sol adayları fiili birl i ğ i n i n yarıtılmasında büyük katkısı oldu. Partin i n faaliyeti ve teşebbüsleri S-le 19 Ara l ı kta ikti dara ve gerici liğe i n d i rilen darbede kararlaştırıcı bir rol oyna m ı ş l a rd ı r. B u n u n için emekçi lere ve demokratlara diyoruz ki : .. Isted iği niz birl i ğ i n başa rı labil mesi için. birl i k için savaşan Pa rtinin daha kuvvetli ve daha etkili ol ması gerekmektedir.» Seçimlerin sosyal i lerleme. barış ve demokrasi savaşı için bir aşama teşkil etti klerine göre. bu aşama. memlekette birl i k a k ı m ı n ı kuvvetlendir d i ğ i oranda önemli olacaktır. Komünist Partisi şu fikir üstünde ı s ra r ederek seçim kampanyasına katıl makta d ı r : Birinci tur sonuçları. seçi m sonucun u tayin edecek önemde olacaktır. Her p a rti n i n memleketin bütününde elde ettiği sonuçlar. her birinin ger çek etki derecesi ni tayin edecektir. Birinci turda Kom ü nist Partisi program ve adaylarına oy vermekle emek çiler ve dem okratlar. birliğin ve birleşmenin gerçekleşmesi için i radelerini açığa vuracaklardır. Çünkü Ko m ü nist Partisi birlik ve b i rleşme için yorul mak bilmez bir savaş yü rütmektedir. Ko m ü nist Partisi genel seçi m lerde ne kadar çok oy kaza n ı rsa. Mi l let Meclisinde o nisbette çok komü n i st mebus b u l u nacaktır. Bu sayı ne kadar yüksek o l u rsa. ortak hareketin gelişmesi ve kuvvetlenmesi de o nisbette kolaylaşacaktır. Gelecek Mart ayında b i ri nci turda komün istlere oy ver mek. demokratik kuvvetler birl i ğ i ne oy vermek a n l a m ı n a gelecektir. 107
Y U VA R L A K M ASA K O N F ER A N S ı
Gelişmiş kapitalist ülkelerin önemli sorunları
«Barış ve Sosyalizm Meseleleri» dergisi bugünkü dünyada tekelci devlet kapitalizmine karşı, bartş ve sosyalizm uğrunda yürütülen savaşı ; çeşitli dönüşümlerin bu savaşta oynıyacağı rölü tartışmak üzere 1966 yılı 1-3 Kasım günlerinde Prag'da bir yuvarlak masa konferansı düzenledi. Bu yuvarlak masa konferansı 16 komünist ve işçi partisinin temsilcilerini bir araya getirdi: Almanya Komünist Partisi, Avusturalya Komünist Partisi, Avusturya Komünist Partisi, Kanada Komünist Partisi, Danimarka Komünist Partisi, /s panya Komünist Partisi, Amerika Birleşik Dev/etleri Komünist Partisi, Fin/ônda Komünist Partisi, Fransa Komünist Partisi, Yunanistan Komünist Partisi, ıtalyan Komünist Partisi, Luk semburg Komünist Partisi, Norveç Komünist Partisi, Portekiz Komünist Partisi, Isveç Komünist Partisi, ısviçre Emek Partisi. Bu toplantıya katılan temsilcilerin Türk okuyucusunu yakın dan ilgilendiren konuşmalarını kısaItıImış olarak aşağıda veriyoruz. «Barış ve Sosya l iz m Meseleleri .. derg i s i n i n başyazarı G. Frantsov, sözü a la ra k konfera nsı açtı, derg i n i n yazı komitesi a d ı na, b u topla ntıya tem s ilci göndermiş olan partilerin Merkez Komitelerine, Prag'da toplanan delegelere teşekkür etti. G. Frantsov : «Bugünkü siyasi durum, kardeş par tilerin te msilcilerinin e n önemli kon u la rla i l g i l i görüşleri n i karşılaştırmak üzere top lan mala rı n ı zorunl u k ı l ı yo r. Bu top la ntılar bize d ü nya kom ü n ist hareketindeki b i rl i ğ i n d u rmadan g ü çlendiği n i, b u b i rl i ğ i n b i r zoru n l u l u k h a l ine g e l d i ğ i n i v e tarihsel gelişim şartları n ı n m a ntıklı sonucu o l d u ğ u n u göstermektedir. Birl i ğ i m izi teh l i keye düşürmek, arkasından yıkmak üzere yürütülen teşebbüsleri, b i l i nci m i zle, i rademizle d i l e gelen b u objektif m o n tığa karşı cephe a lıyor. H iç şüphesiz, kardeş partilerin temsilcileri ara sında düzenlenen toplantı l a r çok geniş perspektif/eri e karşı/a şıyor, kanaa t ı mıza göre derg i m i z i n ödevi de, i mkô n l a rı ni spetinde, bu toplantı l a ra 1 08
yardı m etmektir. Bu yolda ha rcadığı ça b a l a r sonuç veri rse. yazı komiteti miz bundan büyük bi r mutl u l u k duyacaktır. Çağ daş kapitalist d ü nya da. hiç ş ü phesiz. yepyeni bir d u ru m meydana gelmektedir. Dergimiz bu konu ile çeşitli yazı l a r yayı nladı. Ama bugünkü ş a rtl a r içinde. öze l l i kl e b i rçok ka pita list ü l kede bel i ren enflasyon : Işçi sı nıfının h akları n a karşı ka pita l ist saldırı eğ i l i mleri. tek n i k devri mden doğan değ işikli kler ka rşısında. se ndika la rı n etkilerini ve kontrol hakkını sağlamak üzere emekçilerin yürüttüğü faal iyetler. işçi sınıfının işletme içindeki hakları n ı geliştirmek. yönetime katılma hakkını sağ l a m a k üzere yürüttüğü m ücadele vb. g i b i olaylar karşısında durumu daha b ü y ü k b i r . d i kkatle incelememiz ge rekiyor. Ote yandan. em perya l iz m g ü nden güne da ha s a l d ı rg a n b i r hal a l ıyo r. d ü nya b a rışını tehdit eden teh l i keler a rtıyor. Viyetna m savaşı bu te h l i ke· lerin en büyüğünü teşkil ediyor. Dünya n ı n her tarafı nda h a l k l a r Amerikan saldı rısına son veri l m esi n i istiyor. Savaşan Viyetna m halkı i l e daya nışma ha reketi g ü nden g ü n e gelişiyor. Bütün bu unsurlar da kapitalist d ü nyanın i ç gelişimini olduğu g i bi. gerek u l usa l gerek u l uslara rası düzende çeşitli siya s i güçler a rasında kuru lan dengeyi etkil iyor. Dünyadaki bu yeni d u ru m l a i l g i l i soru n l a ra doğru çözüm yolları b u l . duğu muz ta kdirde. sol güçlerin a rtmasına. kuwetlenmesine. b i rleşmesine. kapita Hst ü l kelerdeki emekçi kitleleri a rasında Ma rksist-Leninist fi kirlerin yayı l masına yard ı m edebileceğ i m ize inanan yoldaş l a r çoktur. Barış ve Sosya l iz m Meseleleri dergisinde çıkan ve yukarıda sayd ı ğ ı m ı z soru n l a rı ele o l a n m a kalelerinde. çeşitle ka rdeş partilerine m e n s u p yol· daşlar. bazı ortak ha reket hatl a rı teklif etmişti r. B u teklifleri tekrar gözden geçirmek her halde fayda l ı olacaktır. Derg i m iz : Kapitalist top l u m u n siyasi ve iktisadi hayatında d a ha önemli bir rol oyna m a k üzere. emekçilerin gittikçe keskinleşen savaşını i nceleyen m a ka leler yayınladı. Bu eğilim. dönüşümler u ğ ru n a yürütülen savaşla da d i le gelmekted i r. Bu nca yı l önce Lenin bolşevi kleri n «proleta rya n ı n bağ ı m sızlı ğ ı n ı . bil i ncini ve mücadele kabil iyetini gerçekten geliştiren .. dönüşüm. leri destekled i klerini bel i rtmiştir. Kom ü n istlerin u ğ ru nd a savaştığı dönü şümler gerçekleştiri ldiği ta kdirde. ka pita l ist topl u m u değişti recek dönü şümler o l m a l ı d ı r ; öyle ki Lenin'in deyişi ile «Devlet müessesesinin te mel leri - birka ç u nsuru değ i l - binanın te meli - ş u veya bu katı. şu veya bu kısmı değ i l .. değişebilmelid i r. Işçi lerin sınıf menfaatleri u ğ ru n a yürüt t üğü
savaş
-
hiç şüphesiz
yavaş yavaş. ama önüne geçilmez bir güçle
-
çağdaş kapitalist to plumun temelleri n i değiştirme yolu n u tutmuştur. B u savaşta her zaman açı kça beli rmemekle beraber. yine de göz önünde tutul ması gereken b i r e ğ i l i m görülmekted i r ; bu eğilim. işçi sınıfı n ı n to plu mun siyasi. i ktisad i ve topl u m s a l soru nları n da söz sahibi olabil mesi i çi n yürüttüğü ve çok çeşitli şe killer o la bi len fa a l iyetid i r. Bazan proleta rya b u sava ş ı n gerçek n i ha i objektif a maçlarını bili nçle farkedemiyo r ; o zaman. 1 09
sosya l - reformistler işçilerin bili nce varma sürecine engel olmak için her yola başvuruyorlar. Işçi sın ıfında beliren bu eğilim, seçimlerde daha büyük faaliyet yürüt mesi ; parlô mentolara seçilen kom ünist temsilci say ı s ı n ı n a rtması, bazı ü l kelerde ko münistlerin hükümete katı lması ile dile geliyor. Fransoda ve ıtalyada
ko m ünist m i l letvekille ri grupları, eskiden
beri
ü l kenin siyasi
hayatta önemli bir rol oynamaktadır. Bugün de Finıôndalı. Isveçli. ısviçreli yolda şlarımızın son seçimlerde elde ettikleri büyük başa rıları sevinçle ka rşı l ı yoruz. Bu e ğ i l i m parlô mento d ış ı n da da beli rmektedir. Işçi s ı nıfı. işletmelerin yöneti mine katılabil mek üzere g ü nden güne şiddetlenen bir savaş yürütü yor. Sosya l - refo rmistler bu egilimi «toplu msal işbirliği» şekline sokmaya ça lışıyorlar. Kapitcilistler sendika yöneticilerini ve işçi s ı n ı f ı n ı n bazı kes i m lerini a l d a t m a k veya s a t ı n a l m a k için bu «toplu msal işbirliğ i»nden çok fayda lanıyorlar. Ama işletme komiteleri g i b i işçileri temsil eden (örneğ i n Ingi lteredeki «shop-stewa rds comm ittees» - işletme delegeleri komiteleri) çeşitli örgüt lerin hakları n ı sağ l a m a k üzere yürütülen mücadele devam ediyor ve gelişi yor. Işçi sınıfı n ı n ve bu sı nıfı temsil eden örgütlerin. eskiden işverenlerin en m u kaddes hakları sayı la n , özel m ü l kiyetin sağ ladığı hakları n temelini teşkil eden meseleiere bile m üdahale etmesi eğilimi bir süreç haline geldi. Işverenlerin bu s ü rece karşı a ma nsız mücadele y ü rütmesi çok ta bii d i r. Orneğin. Fransız Işverenleri M i l l i Konseyi 1 965 y ı l ı nda «işletmelerin yöneti m i n i
konusunda. otorite katıyen
bölü nemez» şeklinde kesin b i r
a ç ı kla mada bulund u . Batı Alma nyada v e d a ha başka kapitalist ü l kelerde işverenler buna benzer açıklamalarda bulundular. Kapitalistlerin iddia sına göre, bu mesele kapitalist top l u m u n temelini teşkil ediyor. Gerçekte de proletaryan ı n bugün yürüttüğü m ücadele. ileri sürd ü ğ ü istekler. çok geniş sosyal sonuçlara y o l açabilir. Kapitalist devletin izled i ğ i gel i rler politikacı n ı n a macı ; kapitalist p l ô n l a m a ve progra m l a r çerçevesi içinde. sanayiin bütün kollarında. ücret a rtışlarına bir s ı n ı r tespit etmektir. Kapita listlerin uygulad ı ğ ı genel h a reket hattı budur. Ama işçi s ı n ıfı. yürüt tüğü m ü cadeleyi sonuçsuz b ı ra km a k isteyen bu politi kaya cephe a l ıyor. Başka bir deyişle. işçi sı nıfı «milli pasta»yı emekçilerle kapita l i stler a ra s ı n d a böl me işinde bugüne kadar ka bul edilen nispeti ka bul etmiyor. Işçi s ı n ıfı kendisine daha büyük bir pay veri l mesi n i ; çağdaş üretici g ü çlerin gelişi miyle elde edilen gel i rler üzerindeki hakkı n ı n ta n ı n m a s ı n ı istiyor. Ama bugünkü to plu msal rej i m i le burjuva devleti bu yolda. işçi sınıfı n ı n karşısına birtakım engeller çıkarıyor. B u g ü n p roleta rya n ı n yü rüttüğ ü müca delede beliren başlıca eğili mler hiç şüphesiz bunlard ı r. Kapitalist d ü nya, ka m u işleri yöneti m i meselesini çözmek; b u rjuva yöne tim metotla rı na aynen devam edilip edilm iyeceği sorununda karar vermek zoru nda d ı r. Bazı burjuva nazariyecileri bile bu metotların m ü kemmel o l madığ ı n ı ; bazı ları n ı n bugünkü şartlara a rtık hiç uymadığ ı nı k a b u l ediyor110
l a r. öte ya ndan, işçi sı nıfında yöneti m i ele alma isteği gittikçe kuvvetlenen bir eğ i l i m haline geliyor. Bu şartlar içinde bugün ekono m i lerinde yeni yönetim metotla rı izlemeye baş/ayan sosya l ist ü l keler kapita l ist d ü nyaya büyük etkiler ya pabi l i r. Bu etkiler, yeni girişilen bu iktisadi tecrübenin başarıya u ğ rayıp u ğ ra ma masına bağ l ı olacaktır. Sosya list ü l kelerin i kti sadi ve top l u m sa l kuweti arttıkça, bu etki ler de a rtacaktır. Böylelikle ta rihin mantığı, çağ daş gelişimin iki akımı - sosya list ü l kelerin temsil ettiğ i a k ı m la, kapitalist d ünyadaki işçi sınıfının temsil ettiğ i a k ı m - b i r leştirmiş oluyor. Sömürgec i l i k boyu nduruğundan yeni k u rtu l a n genç dev letlerin ka lkı n ması sömürgeci lerin çevi rd iği entri ka l a ra karşı , yürütülen savaş ı n başarısı büyü k ölçüde bu ortak hareketin başa rısına bağ l ı d ı r.
Yeni bir durum beliriyor Josef Schleifstein Almanya Kom ü n ist Partisi Merkez Komitesi Sekreteri ve Pol it- B ü ro Aday Clyesi Batı Alma nyadaki durum bugün açı kca değ işmekted i r. Bu değ i ş i kl i k , yönetici lerin karşı laştı ğ ı g üçlüklerin artması i le d i le geliyor. Siyasi hayatta b u h ra n l a r birbiri n i izliyor. örneğ i n
bugünkü h ü kümet buhra n ı . Bütün
b u n l a r, Federal Alma nyadaki yönetici çevrelerin izlediği genel politikayı sarsan büyü k buhra n ı n bel i rtileri d i r. Bu politika onları bugün çıkmaza so k muştur a rtık. Bo n n siyaseti n i n iflôs nedenleri n i n bazı larını b u rada kısaca hatırlatmak isteri m :
1. Avru padaki güçler a rasında
meydana gelen yeni
i l işki ler,
Bonn'un Demokratik Alman C u m h u riyeti n i iktiso d ı n ı m a hvederek, yı kıcı siyasi fa aliyetlere, silôhlı provokasyonlara başvurarak, i l h a k plônla rını sonuçsuz b ı raktı. 2. Alman Federal Cu m h u riyeti n i n i ktisadi gücü, daha d a kuwetlenme istekleri, a t o m silôhla rı e l i n e geçirmek istemesi, Orta Avru padaki s ı n ı rl a ra iti raz etmesi, komşu larını, NATO' daki müttefi kleri ni kuş kulandırdı, Bon n'un ya lnız kalmasına yol a çtı ; hattô b u yüzden, Fransa, Batı-Al man emperya listl eri n i n siyasetine ve a maçlarına açıkca cephe a l d ı . 3 . B o n n ' u n bu tutu m u karşısında, Amerika, Federal Alma nya ile s ı k ı bağ larına rağ m en, Batı Alman yöneti cilerinin atom silôhları n a kavuşma iste ğ i n i yerine getirmekten çekindi. 4. Yönetici çevrelerin askeri ve siyasi öze n işleri, i ktisadi i m kô n l a rla çel işmektedir. Bu i m kô n l a r hôlô çok büyü k 111
o l m a kla beraber. bugün olu msuzlaşmaya yüz tutan konjonkt ü r. fazlasiyle yüklenen bütçe. Batı-Almanya yöneticilerinin bu i m kô n l a rı yanlış hesap etti kleri n i gösteriyor. Bütün bu etkenler siyasi buhrana yol açtı. özg ü r Demokrat Parti l i ba kanların istifası i l e sonuçlandı. Bugünkü hükü meti parlômentoda b i r azın l ı k a nca k destekliyor. Sosya l- Demokrat Partisi yöneticileri yen i. bağ ı msız b i r siyaset izlerse. Federal Alma nyada meydana gelen değişiklikler olumlu sonuçlar vere b i l i r. Ama ne yazık ki bu partinin siyasetinde henüz böyle bir d eğişiklik göremiyoruz. Sosya l - Demokrat Parti sinin bugünkü yöneticileri h ü k ü m et b u h ra n ı n ı seçim kumpa nyasında kulla nıyorl a r. a m a en önemli d ı ş siya set soru n l a rında - yani Alma nya meselesi. silôhlanma meselesi. olağa nüstü tedbirler ka n u n u meselesinde - Hristiya n - Demokrat B i rl iğ i n i n b ü t ü n görüşlerine katılıyorlar. örneğ i n. s o n Fa l lex 6 6 a skeri ma nevra l a rında. Sosya l - Demokrat Parti s i yöneticileri. Demokratik A l m a n C u m h u riye tini hedef tutan ve atom silôhları kullanan bir saldırı m a nevrasına katı l d ı l a r. hattô a nti-ato m i k b i r sığınakta. h ü kü metle beraber. harp h a l i nde yürürlüğe g i recek olağan üstü kanunla rı tespit ettiler. Bu durum karş ı s ı n da . Partimiz. emekçi h a l ka ba m başka çözüm yolları teklif etmekte.
atom s i l ô h la rı n a ve olağa nüstü tedbirler ka n u n la rına
cephe alan send i ka l a rı n mücadelesi n i bütün kuvveti i l e desteklemekte. böylece yeni bir politika isteyen unsurlara yard ı m etmekted i r. Bundes tag'daki sosyal-demokrat g ru pu n a ve Sosya l-Demokrat Partisi yönetici lerine tesir edip tutu mlarını değiştirmelerine yol açacak h a reket. gerçek ten çok güçlü o l m a l ı d ı r. I ktisadi d u ru mda meydana gelen değ işikliklerin sonucu o l a rak. emek çilerin tutu m u nda beliren değ i şmeye de d i kkatı nızı çekmek isterim. Fede ral Alma nya. uzun süre. Avrupa kapita l i st ü l keleri a rasında i ktisaden en gelişmiş mem leketlerden biri sayıldı. Federal Alma nyada işsizl i k yoktu. Ostelik 1 .2 m i lyon yabancı işçi ça lıştırıyordu. Işçilerl e memurl a r. gerek işverenlerden (ücret tutarı. i ş g ü n ü s ü resi. vb.) ve h ü kü metten (sosyal yard ı m l a r) çeşitli tavizler elde edebildi. Bu tavizlerin sadece o l u m l u kon jonktürün sonucu olduğunu s a n m a k hata o l u r. Asıl neden. Demokratik Alman Cu m h u riyeti n i n va rlığı. sosyal a l a n ı ndaki başarı l a rı. ve Batı Al ma nya send i ka la rı n ı n savaşka nlığı. etkili mücadelesid i r. Ama öte yanda n. Federal Alman Cu m h u riyeti. ka pita l i st rejimin iş sağlayabileceği. g a ranti edebileceği. topl u msal soru n l a ra çözüm yolu bulabileceği gibi haya l leri n işçi s ı n ıfında hôlô yayg ı n bulunduğu bir ü l kedir. Bu son yıllarda. Federal Almanyada. demagoj i k ve ütopik istekler de ileri s ü rüldü : örneğ i n . m ü l kiyetin işçi ve memurl a rı n elinde biri kmesini isteyen parola b u n l a rd a n birid i r. Sosyal-Demokrat Pa rti s i n i n sağ ka n a d ı n a mensup bazı u nsurlar. bazı sen d i ka yöneticileri. s o n zamanlara kadar d i kkatleri bu gibi paro l a l a ra çekmeye çalıştılar. M a ksatları. emek çileri gerçek sınıf mücadelesinden uzaklaştırtırmak. daha yüksek ücretler. d a h a kısa işgün leri uğ ru nda. otomatizasyonun olu msuz sonuçla rına karşı 1 12
gereken tedbirleri sağ l a m a k üzere savaşmalarına engel o l m a ktı. B i r nokta d a h a belirtel i m : Diğer kapitalist ü l kelere nispetle komünizm düşmanlığı Batı Alma nyada çok daha şiddetl i d i r ; hattô isteriye va ran şekiller a l ı r. Oretim s ü reci ne katı l a n iki kuşa k insan, kapitalist rejimi en o l u m l u şartlar içinde tanıdı, işsizlik çekmedi, sendika l a rı n yürüttüğü m üca delenin sonucu olarak, işçi ve memurlar, ücretleri nin a rttığı, emekçilerin eskiden b u l u n mayan sanayi m a l l a r ı n ı s a t ı n o l a bildiği b i r gelişme a ş a m a s ı n a rastla d ı . Bu yüzden d e , bu o l u m l u konjonktür dönemi içinde, birçok emekçi için, b i rçok sosyal -demokrat için, sosya lizm b i r a maç, a rzu edilecek b i r alter natif o l m a kta n çı kmışt ı r. A m a b u g ü n iktisadi d u ru m çok değişmişti r. O l u m l u şartların sona er mesi, işçi sınıfı n ı n geniş kesimlerinde b a m başka bir tutu m u n u n benimsen mesine yol açtı. Işçilerin bilincinde henüz büyü k b i r değişme yoktur. Ama işletmelerde esen havada, işçilerin duyguları nda bir başka l ı k beliriyor. Endişe, güvensiz l i k, işini kaybetme korkusu her yerde başladı. Bu yıl, iktisadi gelişme çok yavaşla d ı . Orta l a m a o l a rak, bu y ı l ı n ilk dokuz ayı nda, sanayideki artış ancak % 2'yi b u l m uştur. So n aylorda, geçen yıla nispetle, büyük bir d üşüş görül mektedir. Bu şartlar içinde, sene sonunda, y ı l l ı k a rtış % 2'yi bile bulam ıyacaktır. D u ru m u bir kat d a h a karıştıran b i r etken d e , iktisadi b u h r a n ı n yaklaştığ ı n ı h a ber veren u nsur ların belirmesid i r ; örneğin, madenIerde, ve endüstri n i n birkaç ko lunda (demir dökü mü, inşaat ve kısmen tekstilde) birçok işçi işten çı ka rı l ıyor, veya iş saatleri azaltı lıyor. Oretim a raçlarının yapım ında, özellikle m a kine i n şaatında, görülen b u d u ra kla ma, çevri msel gelişime büyük zara r veriyor. Bu da fevka lôde önemli
bir gerilemedir. iç siparişlerdeki azal m a n ı n
sonucu olan bu d u ra klama, i h racattaki a rtışa rağmen devam ediyor. B u da bize ş u n u gösteriyo r : Yoldaş Nörl u nd'un belirttiği g i b i , kapita lizmi yöneten i ktisadi kanunlar aynı kesi nlikle h ü k ü m sü rüyor, çevri msel ge lişme (başka bir şeki l a lma kla beraber) devam ediyor. Burjuva iktisat enstitülerinde ça l ı şa n uzma n l a rı n öngördüğüne göre, 1 967 yıl ı nd a ki ge l işme ora n ı , Federal Cumhuriyetin kuruluşundan bu yana en düşük oran olacaktır. öte yandan, askeri ma sraflara muazza m para l a r ayıra n , silôh a l ı m ına mi lyarla rca döviz sa rfeden federal h ü kü metin i ktisadi siyaseti, o l u m l u iktisadi şartların sona ermesini h ızlandırıyor. Için için gelişen sosyal soru n l a r, b i rden b i re b i rinci plôna çıktı. Hiç şüphesiz, bu yeni d u ru m birçok gerçeği ortaya çıka rttı, işçilerin iktisadi ve topl u msal d u ru m u ile, kapitalist sistem a rasındaki i l işkileri bel irtti, b i r çok iktisadi soru n u n , yönetici çevrelerin ü l ke içinde izlediğ i gerici siya setten, ve silôhlanma politikasından ileri geldiğini gösterdi. Eskiden büyük yankılar uya n d ı ran, m ü l kiyetin işçilerin elinde birikmesi tartışmalarının sona e rmiş olması, bugün Federal Alma nyada esen hava n ı n niteliğini açığa vurm a ktad ı r. Endüstri n i n birçok a l a n ı nda, ü l kenin b i rçok bölge sinde, özellikle Ruhr havzasında, iş g a rantisi meselesi işçileri end işeye e
113
düşüren b i r konu h a l i n e geldi. Bu değ işikl i kleri n önemini büyütmüyoruz. Ama yine de b u n l a r, yeni bir u n s u r teşkil e diyor, m u hakkak. B i r sta bil izasyon progra m ı tespit eden h ü kümetin başlıca a macı, askeri masrafları aynen devam ettirmek, konzern' leri n kazançları n ı korumaktır. Bu a maçlarını gerçekleştirebilmek için de, h ü kü met sosyal ka l kı n madan vazgeçmek, verg i leri a rttırmak, ücretlerin yüksel mesine engel 0'1 mak, sos yal ve kültürel işlerin görül mesi için eyaletlere ve belediyelere ayrı lan kredileri kısmak, eyalet ve belediye mal iyesini kontrol altında tuta b i l me k i ç i n d e , Anayasaya aykırı yetki ler elde etmek zoru ndadı r. B u ndestag'daki sosya l -demokrat
m i l letvekillerinin
oyu
i le,
Sosya l - Demokrat
Pa rti s i n i n
yöneticileri sta bi lizasyon progra m ı n ı n a maçlarını ta sdik etti. Sadece baş vuru lan yollara itiraz etti. Bu da işçiler ve bütün emekçi halk için çok endişe verici bir d u ru m yaratıyor. Hükü metin iktisadi siyaseti güvensizliği ve endişeleri arttmyor. Bu siyasetle enflasyon d u rd u ru l maz. Deflasyonist ted b i r olarak, kred i lerin kısılması d a a nca k işsiz l i ğ i a rttırır. Bütçenin
% 30'u askeri masraflara g id iyor. B u dengesizlik çok olumsuz bir rol oynuyor. Şimdiye kad a r, sendika l a r h ü kümeti n sta b i l izasyon progra m ı n ı pek des teklemediler. Son h a berlere göre, sendika l a r b i r a n önce a l ı nması gereken çeşitli ted birler teklif eden bir program tespit etmektedir. Emekçiler ve özel l i kl e gençler yeni soru n l a r üzerinde d u ruyor ; kesinlikle tanımlanmış çözüm yo l l a rı n ı n b i ra n önce tespit ed i l mesi n i istiyorlar. H ü kü metin kararlaştı rd ı ğ ı tedbirler karşısında ve b u g ü n kü şartlar içinde, Parti m iz iktisadı dengeleştirecek, iktisadi siyaseti demokratlaştıracak tek liflerde bulundu. Hareket nokta m ı z şud u r : Sosya l i st propaganda ya p m a k, tekel-aleyhtarı dönüşümler istemek h i ç şüphesiz - özel li kle bugünkü şart lar içinde - önemli ve fayd a l ı d ı r. Ama bununla yetinmek yetersizdir. Biz, öte ya ndan, h ü kü met tedbirlerine bir karşı l ı k teşkil edecek, kitlelerin kay g u larına cevap verecek, belirli, açık, i ktisadi ve siyasi tekliflerde bulun m a l ıyız. H ü kü metin a l d ı ğ ı demokrasi-a leyhtarı, toplu m-a leyhtarı tedbi rlere karşı yürütülecek savaş h a reketini kuvvetlendirecek tek yol, zaten budur.
..Ha/km yarartna dengeli ve barışçı bir ekonomi
..
başlığı altında topla
d ı ğ ı mız i ktisadi tekliflerimizde, dört sorun e l e alın mıştı r :
1 . Enflasyonu d u rdutacak, satın a l ma gücünü g a ra nti altına a lacak, şehir ve köy h a l kı n ı n iktisadi ve kültürel ihtiyaçlarını d a h a geniş çapta sağlayacak, bir a n önce a l ı n ması gereken tedbirler. 2. Demokratik i ktisadi siyaseti yönetecek başlıca i l kel e r : B u n l a r i kiye ayrı l ı r : Büyük kapita l ist konzern ' lerin g ücünü kısmak - emekçilerin ve emekçi örgütleri n i n i ktisadi hayatın bütün a l a n l a rı nda, işletmelerden baş layarak ve devlet kuru luşlarına kadar, yönetime katı l m a s ı n ı sağ lamak. 3. Demokratik i ktisadi
politika
konusunda,
askeri
m a sraflar, fiatl a r,
ücretler, vergiler, eyalet ve belediyelere ayrı lan kred iler, tica ret, yabancı sermaye yatmmı vb. i le i l g i l i konkre ted b i r olara k o n i ki teklif i leri sürü yoruz. 114
4. Iktisatta demokratik b i r dönüşüm sağlamak üzere. işçilerin ve sendi kaların yönetime katı l ması n ı ; i ktisa d ı n pla nlaştırı l ması ve demokratik bir kontrol altına soku l ması nı ; piya sadaki en önemli işletmelerin m i l l i leşti ri l m e s i n i ; demokratik b i r yönetime ta bi tutul ması nı teklif ediyoruz. Pa rtimiz kanun dışı olduğu h a l d e. bu i ktisadi teklifleri m izi se ndika yöneticileri i le. sosya l-demokrat partilileri ile tartışmayı çok isterdik. Her şeyden önce. bu tekliflerimizi işçilere bildirmek. i leri sürdüğü müz tedbirler ha kkında neler d ü şü n d ü klerini öğrenmek istiyoruz. Sendikaların Federal Alma nyada ne kadar önemli b i r rol oynadıklarmı ; siyasi hayatın ve sosyal a l a n ı n önemli bazı soru n l a rı karşısında (örneğin. o lağan üstü tedbirler ka n u n l a rına karşı. ve işçileri n işletmelerin yöneti m i ne katı lması için yürütü len mücadele konusunda) doğru b i r tutum ta kınd ı k l a rı için. çok önemli b i r m u h a lefet kuvveti h a l i n e geldi klerini defa l a rca bel i rttik. Işçileri n işletmelerin yöneti mine katı l m a i steğ i. şekli o l m a kta n çıkar da send i ka mücadelesi nin başlıca hereket noktası h a l i n e gelebil i rse. b u ha reket. toplumsal mücadelenin geleceğine fevkalade önemli etki ler yapa b i l i r.
Kashtan ve Salomaa yoldaşla rın
ko nuşmaları n d a
belirtilen
prensip meselesi üzerinde d u rmak istiyorum. Çok güç bir sorunla karşı laşıyoruz : Devrimci nitel iği mizi koru m a k. reformist eğ i l i m lere k a p ı l m a m a k zorundayız. Oysa ü l kelerimizde bu ived i l i devrimci sorunlara b i ra n önce çözüm yol l a rı bol m a l ıyız. Işçilerin
büyük bir kısmı da sosya l i st çözüm
yolunu kabul etmiş değ i l d i r. I l l egol şartlar içinde çalışan ufa k bir pa rti n i n i m ka n l a rı içinde. g ü n ü n demokratik v e sosyal zoru n l u l u kla ri i l e . tekel a leyhtarı köklü dönüşümler zorunluluğu a ra s ı n d a ki bağları koru maya ; emekçi lerin e/de ettiği yeni tecrübe/ere daya n a ra k sosyalist a maçlarımızın propagandası n ı yü rütmeye gayret ediyoruz. Emekçilerin edindiği yeni tecrübe derken. otomatizasonun u yg u l a n ması. otomatizasyondan kapita list rej i mde doğan sonuçla r ; m i l l i serveti n yıkıcı ve öldürücü a maçlara sarfed i l mesi ; emekçilerin ü retimdeki hakları n ı koru n ması ; emekçi çocuk l a rı n a eğitim görme i m ka nlarının sağ l a n m a sı ; emekçilerin. k a m u hayatının her a la n ında yönetime. veri len kararlara katı l ması g i b i sorun/arı kaste d iyoruz. Bir nokta daha
bel i rtmek isteri m : Dönüşüm lerle devrim a rasındaki
bağı ntı i l e i l g i l i geleneksel ve ta m a m iyle haklı tutu m u muza şu önermeyi ilave etmeliyiz : Bugün. dönüşümler uğru nda y ü rütülen m ücadele. işçi h a reketi ta rihinin bundan önceki dönem lerine göre. ve hiç değilse kısmen. yepyeni bir nitelik kaza n m ıştır. Tekelci kapita l iz m i n. b u kapita l i z m i temsil eden hü kümetin ma nevra yürütme yetenekleri n i . emekçilere tavizlerde b u l u n ma i m k a n l a rı n ı hiç küçümsem iyoruz. Ama bu i m kônları b i rçok ba k ı m d a n s ı n ı rl ı d ı r ; öze l l i kle. i ktisatla siyaset, dış politika ile saldırg a n n i yetler, silôhlanma i le sosyal v e ekono m i k siyaset aras ı n d a ki s ı kı bağlar b u imkanla rı d a rlaştırıyor. Bu yüzden, birçok demokratik ve sosyal istekler, tekellerin en önemli iktisadi ve siyasi çıkarl a rı ile çatışarak, sınıf müca delesi nin bugünkü dönemi nde, objektif olara k büyük bir önem kaza nıyor. 8'
115
Oysa, normal şa rtl a r içinde bu istekler bu ka d a r önem koza n maz. i ktisa d ı n demokratikleştiril mesi, emekçilerin i ktisa d ı n yöneti mine katı l ması ko n u l a rı nda sen d i ka l a rı n ileri s ü rdüğü tekliflere karşı, işveren b i rl i klerinin. h ü kümeti n ve sağcı bası n ı n gösterdiği şiddetli tepki bu yüzdendir. örne ğ i n , sanayici b i rl i ğ i n i n çıkarttığ ı bir gazeteye göre, i ktisa d ı n demokratik leştiri i mesini istemek, kışlalord a , okull a rdo, ve ceza evlerinde demokrasi istemek gibi bir şeymiş . . . Hiç şüphesiz, prensip görüşümüzü, dönüşüm lerle ilgili teklifle rimizin devrimci ve demokratik niteliğini açıkca belirtmek zorundayız. Kanaatı m ı za göre, bugün içinde bulu nduğu muz şartlar a ltında, sosya l-demokra t kitlelerle v e sen d i ka l ı işçilerle, top l u m sal, iktisadi ve siyasi dönüşümler uğru nda yürütülen ortak mücadeleye (bu m ücadeleye öncü l ü k etmezsek bile) katı l m a fı rsatlarını kaçırm a m a lıyız. Dönüşümler u ğ runda yürütülen savaşın n iteliğini nazari o l a ra k tayin etmek i m kô nsızd ı r. Bu niteliği tespit edecek tarihtir, mücadeled i r, bu mücadeleden doğaca k yeni sınıf g ü çleri i l işkileri d i r. Daha faal oldukça . sosya l-demokratlarla, diğer e m ekçileri e daha s ı kı bağ l a r kurdukça, b u soruna daha o l u m l u b i r çözüm yolu b u l u ruz. Aldanma teh l i kesi, h ü küme tin, Sosya l - Demokrat Pa rtisi n i n sağ kana d ı n ı n bu dönüşümlere b a m başka bir nite l i k vermesi teh l i kesi elbet vardır. Ama kitleleri bu teh l i keden kur ta ra bi lecek tek yol , mücadeled i r. Bize geli nce, demokratik ve sosyal dönüşümler u ğ ru n a yürütülen sava ş ı n en faa l u nsurla rı h a l i n e gelirsek. bu dönüşümlerl e sosyal i st a m a çla rı mız a rasında konkre bağıntılar kurabil i r sek, bu hayal lere karşı daha iyi savaşa b i l i riz. Bunu yapa bil mek zordur, hiç şüphesiz. Yoldaşl a rı m ız için g ü n l ü k hayatta oportünist tuza klar pek çoktur. Pa rti miz ka n u n dışı olduğu halde, e l i m izden geldiği ka d a r ka nuni yollara başvu rma k zorunda olduğumuz için, oportü nizme kayma teh l i kesi b i r kat daha a rtıyor. Sendikala rla, bütün ilerici g üçlerle birleşmek zorunda olduğumuz g i bi, bağ ı m sızl ı ğ ı m ızı koru m a k, orta k h a rekette (özel likle atom silôhlarına karşı yürütülen m ücadelede) görüşlerimizi açıklıkla belirtmek
zorundayız. Ama demokratik savaşta, bütün ortak eylem i m kô n l a rı n ı kullanmak zorundayız ; bunu bil iyoruz. Ha reket nokta mız şu temel gerçekt i r : Sosyal demokrat ve hristiya n-demokrat emekçilerle - özel l i kle send i ka l a r içinde ta m a n l a m ı i l e işbirliği yürütmeden, memleketimizdeki d u ru m da esaslı b i r değişiklik sağlana maz. Ustelik. Sosya l - Demokrat Parti s i n i n bugünkü yönetici çevreleri, kök l ü demokratik v e topl u msal dönüşüm isteklerinden pratikte vazgeçmiştir. B u mesele, bu yönetici çevrelerle se ndika l a r a rasında çatışmalara y o l açıyor. Bununla beraber, sosya l-demokrat partili ler, sosya l-demokrat sendikacı l a rı bu istekleri destekliyorlar. Bu do bugün için (ve özel likle gelecek için) yürütülecek ortak h a reketlerin te melini teşkil edecektir. Burada, bazı yoldaşların üzerinde d u rduğu bir soruna da büyük önem veriyoruz. Bu sorun şudur: Bütün fa a l iyetimiz, bugünkü kapita lizmin konkre. 1 16
bili msel b i r incelenmesine daya n m a l ı d ı r ; klişeleşmiş görüşlerden kurtul m a l ıyız; kitleler a rasında kullanacağ ı m ı z yeni ça l ı ş m a metotl a rı tespit etmeliyiz. özel b i r önem taşıyan bir sorun da şud u r : objektif şartları i ncelemek zoru nda olduğumuz gibi, bu şa rtla rı n kitlelerin - ve özel l i kle genç kuşağ ı n - d üşüncesinde, duyg u l a rında nasıl yankılar uya n d ı rdığını büyük b i r d i kkatle i ncelemeliyiz. Bu son a landa eksiklerimiz henüz pek çoktur. Objektif şartların incelenmesine geli nce, bu son y ı l l a rda bu a landa önemli sonuçla r e l d e ettik. B u n u n l a bera ber, b i l i n ç gelişmesini tetki k ; kitlelerin bilincinde, yaşama şartl a rı n ı yansıta n ideoloj i k ve psikoloj i k etkenl erin incelenmesi gibi kon u l a rda, eksiklerimiz ç o k büyüktür. Parti miz faal iyeti n i yürütürken, s ı n ı f
bilincini
geliştirmek,
Marksist
leninist görüşleri yaym a k için yeni yoı ı a r bulmaya çal ı şıyor. Bu a macımı z ı n gerçekleşmesi, bazı yoldaşların d a bel i rttiği gibi, emekçilerin çeşitli a l a n l a rdaki en hayati menfaatlerini sağlayacak, yapıcı, geniş görüşl ü teklifler i leri s ü rebjfmemize bağlıdır. Tecrübelerimiz bize ş u n u göstermiş ti r : Bi rçok e mekçi, biz ko münistleri, fazla ra dikal o l m a kla suçluyorlar, ten kitlerimizi i nsafsız b u l uyorlar. Bazı ları, o l u m l u tekliflerde b u l u n a m ıyaca ğ ı mızı s.a nıyor. Bu suçla m a l a rı göz önünde tutarak, u ğ runda savaştı ğ ı m ı z y a p ı c ı fikri, teklifleri m izin şekl inde bile açıkca bel i rtmeye gayret ediyoruz. Dergimizden, propa ga nda, basın ve edebiyat a la n l a rında, kulla n d ı ğ ı m ı z yen i eylem y o l v e yöntemler konusunda kapitalist ü l kelerin işçi v e kom ü nist partileri a rasında g e n i ş b i r tartışma d üzen lemesi n i r i c a ederiz. Bana kal ı rsa, ça l ışma yol ve metotları konusunda bazı devrimciler, çok tutucu ve da rkafa l ı davra nıyor. Şurası m u h a kkc:}k ki, b u g ü n kü fa brika l a rda işçi lerde a rta n sinir gerginliği, televizyon, 6ı ş vakitleri değerlendirme şekilleri ndeki yenili kler, büyük s ü rü m l ü gazeteler, bol res i m l i derg i ler gibi etkenler, okuyucu l a rda yeni a l ışka n l ı kl a ra yol açtı . Demek o l uyor ki, parti lerimizin propa g a nd a çalışma l a rında bu yeni şartlardan çıkarılaca k sonuç l a rı göz önünde tutmamız zoru n l u d u r - özeııikle siyasetle az i l gi l enen büyük kitleler üzerinde yapaca ğ ı m ı z etki konusu n da. H a reket metotları mızı yeni ş a rtlara uydurmak, yeni yollar, yeni a raçla r a ra m a k zorundayız, bunu bil iyoruz. B u n u n l a beraber, belirli d u r u m l a rda mitingler, gösteriler gibi, işçi h a reketinin geleneksel metotları değerleri n i korumaktadır. ör neğin bize, olağan üstü tedbirler ka n u n l a rına karşı mücadeleye, taşıt fiat l a rı n ı n a rttı rılmasına karşı d üzenlenen büyük gösterilere, siyasetle h iç ilgisi o l mayan büyük ka labalı kla r katı l d ı . (özellikle gençler a rasında.) Federal Alm anyada «yeni sollar»la sı k sık temasımız o l uyor. Daha çok ayd ı n l a r ve talebeler arasında gelişen m u h a lefet güçleri, Viyetn a m sal d ı rısına, Amerikan e m peryalistleri n i n Bonn'da ki suç orta klarına, olağa n ü stü tedbirler ka n u n l a rına karşı ve Anayasayı savu n m a k üzere y ü rütülen m ü cadeleye bizi m le beraber katılıyorlar. Bu sol u ns u rl a rd a n bazı l a rı sos yalist görüşleri benimsemeye hazırd ı r, ama a ra m ızdaki duvarı yı kmaya yanaşm ıyorlar. Bunun
nedenleri
çeşitl i d i r : Komünizme karşı
beslenen
peşi n h ü k ü m le r, Pa rti mizin illegal oluşu, ve nihayet, Sosya l - Demokrat
1 17
Partisinden i h ra ç edilmiş ta n ı n m ı ş bazı profesörlerin ta lebeler. aydı n l a r a rasında kuvvetli b i r propoganda yapmalarıd ı r. Bu s o l u nsurlardon bazı la rı. sosya l-demokratl a r ı n u ğ radığı başa rısızlığı görebi l iyorl a r. o m a kom ü n i stlerin de. işledi kleri büyük hata l a rlo. sosya lizmin iti ba rı n ı bozd u kl a rana ka naat getirerek. bu şartl a r içinde üçüncü bir yol bulma zoru n l u l u ğ u n u i l e ri s ü rüyorlar. Biz de. prati kte. tutu m u muzun nedenlerini a n latmaya ça l ı ş a rak. bu u nsurla rlo sık sık işbirliği yapıyoruz. Görüşlerine karşı. işçi h a reketinin gel işmesini ve sosya l iz m i n tarihsel gerçeğ ini doğru o l a ra k değerlend ir meye ça l ı şıyoruz. O sosya lizm ki. karşı laştı ğ ı bütü n g üçlü klere. ta şıdığı bütün çelişmelere rağ men. d ü nyayı gerçekten değiştirdi. e m perya l izme karşı büyük b i r zafer kaza ndı. i nsanlığı faşizmden ku rta rd ı . ve Alman top ra kları n ı n ü çte birinde. s a l d ı rg a n e m perya l izmin e l i nden i ktidarı a l d ı . Bu g e rçekleri anlatmak zordur. bunu b i l iyoruz. oma bundan başka çözüm yolu göremiyoruz. Mem leketi mizde bu mücadele çok önemli b i r rol oynu yor. Son yı l l a rda sosya l i st ü l kelerde gerçekleşen gelişme bize büyük yar d ı m l a r sağladı. Ta bii. b u m ücadelede çel işmeler çok oluyor. Çindeki son olaylar. Ameri ka n sa l d ı rısına karşı sosya list ü l keler a rasındaki birliğin bozul ması. savaş ımızı zorlaştırıyar. Ayd ı n l a r a rasında beliren radikal h a rekete. Ma rksizme karşı i l g i duyan bütün aydı n la ra olumlu etkiler yapa b i l mek için. kend i m ize tôyin ettiğ i mi z i l k a m a ç. nazari ça lışma larım ızı kuvvetlendirmek ; böylece b u ayd ı n l a rın. kom ünist pa rtisinin Ma rksist düşü ncede h e r türlü gelişmeye engel olan. dar görüşlü. dogmacı b i r e.a rti olmadığını. bu suçl a ma l a rı n düşman ları m ızın yayd ı ğ ı peşih-ya rg l l a � lduğunu a n l a m a l a rı n ı sağ lamaktı r. Sözlerime son verirken. kardeş partilerdeki bütü n yolda şla ra . Pa rti mizin kanunen tanınması için yü rüttü ğ ü müz savaşa sağ l a d ı k l a rı desteği. daya n ı ş ma hal lerine bütün yüreği m l e teşekkür etmek isterim.
Sol güçlerin ortışım sağlayan bir garanti Nikos Koludis Yuna nista n l ı g azeteci Eskiden beri kom ü n i st partileri için. reform l a r u ğ ru na yürütülen h a reket. toplumda devrimci dönüşümler sağ l a m a k üzere yürütülen genel savaşın ayrılmaz bir parçası o l a ra k. d i kkatle incelenecek b i r soru n d u r. Ama bu g ü n kü şartlar içinde. bu sorun yeni b i r nitelik kaza n m a kta d ı r. Komünist 118
h a reketin g ü n l ü k siya sal ve ideoloj i k savaşından elde ettiğ i fevka lôde zen g i n tecrü belere dayanan Ma rksist- Leninist d üşünce, bu soru n u n nazari form ü l ü n e yeni unsurl a r katmıştır. Ozell i kle, reforml a rı n bugün taşıyacağı nitelik, reformlarla devrim a rasındaki i l işki, bu a l a nda komü n i stlerin uygu l a d ı ğ ı devrimci taktikle sosya l -demokratların reformist hattı a ra s ı nd a ki fark vb. gibi noktala rda beliren gelişmeler, ü l kem izi de ço k ilgilendiriyar. Başka partiler için olduğu g i bi, Yuna nıstan komün ist Partisi için d e re form lar uğruna yürütülen, bugünkü d u ru mdan, i l kin, e m perya list-aleyhtarı ve demokratik b i r devri me ; a rka sından da sosya lizme geçiş genel perspek tifi n i n bir parçasını teşkil eden h a re ket, g ü n ü n en önemli soru nlarından b i ridir. Bu sorunu incelerken de, çok ta bii olarak, Yunan ıstanda bugün varola n i ktisadi, siyasi v e toplumsal şartlardan ha reket ediyoruz. Yunanıstan, Batı kapitalist ülkeleri kadar gelişmemiş bir kapitalist ü l ke d i r. Yunan ista n ı n başlıca özel l iğ i, i ktisadi, siyasi ve a s keri bakımdan yaba ncı, - özel likle Ameri kalı - emperyal istıere bağ ı m l ı oluşudur. Yunan sermaye oligarş isi yabancı em perya listlerle
işbirliği yapıyor. Milli ve
yabancı tekellere bağ ı m l ı l ı k po litikasını ü l ke mize zorla ka bul ettiren, b u aligarşidir. Yunan ıstanda gerici siyasi g ü çler kuvvetl idir, siyasi bakı mdan a z gelişmiş halk kitlelerine büyük etki ler yapar (bu gerçeği küçümsememiz hata ol ur) ve özel l i kle orduyu, devlet meka nizmasını, devletle işbirl i ğ i y a p a n bir ta kım örgütleri e l i nde tutar. Iftira, y a l a n , p o l i s baskısı metot larına başvuran gerici g ü çler, sendika l a rın, kooperatiflerin, çeşitli teşki lôtları n yönetim nokta l a rına kendi adamla rı n ı yerleşti rd i . Bu g ü çler tec rübeli d i r, siyasi m a nevra yürütmesini iyi bilir, ve - çok kısa b i r s ü re müs tesna - bu son yıll arda i ktidarda ka l mayı sağladı. \JI kemizin siyasi haya tında bir öze l l i k daha vard ı r : işçi sınıfı m ızda örgütlenmiş, bağı msız refor mist ha reket bulunmadığı g ibi, sosya l-demokrat partilerimiz de yoktur. Bununla beraber, reformist eğ i l i mler ü l kemizde oldukça kuvvetlidir. Bu eğ i l i m leri siyasi a l a nda te msil eden g üçler, klasik ti pte bir b u rjuva parti s i nde topl a n m ı ştı r : Merkez Birliği partisi. Ote yanda n, Yunanistanda, eski gelenekleri bulunan g ü çlü bir işçi h a reketi miz vardır. Sendika h a reketi böl ü n m üş olduğu h a l d e, işçi h a re keti siyasi a l a n d a birl i ğ i n i korumuştur. Yıldırma siyasetine, po lis baskı la rına rağmen, Yunanıstan komün ist Partisi, kitlelerle bağ l a rı n ı korumaya, hatta çoğaltmaya muvaffak o luyor. Yı l l a rd ı r i l legal şartlar içinde ça lışmak zorunda kaldığı ha lde, Pa rtimiz legal savaş ve siyasi örgütleme şekilleri bulabil iyor, kullanabi liyor. Diğer sol g ü çlerle ittifak kuran Yunan ıstan Kom ü n ist Partisi, özellikle birkaç yıldır, durmadan genişleyen kitle h a re ketleri n i n en önemli etkenlerinden birini teşkil ediyor. Bu şartlar içinde, Parti miz, bir yandan yaba ncı e m perya lizm, bu e m per yalizmle işbirliği yapan yerli oligarş i i le ; öte yandan, diğer toplumsal s ı n ıf ve gruplar a ra sı n daki çel işmenin, bugün Yunan toplumunun haya tında başlıca rolü oynadığ ı n ı belirtmektedir. Bu nokta d a n h a reket eden 119
reformlarla i l g i l i b i r program tespit ve teklif etti. H i ç ş üphesiz, bu program m i l l i demokratik reforml a r teklif etmiyordu, ama kısa-vadeli istekleri n ötesine geçerek, ya bancı emperya l izme bağ ı m l ı l ı ğ ı m ı z ı n olumsu z sonuç larını hafifletebilecek, tekellerin g ücünü s ı n i rla nd ı ra b i lecek, m i l l i ekono m i m izi geliştirecek, emekçileri n yaşama şa rtl arını yü kseltecek, i ktisa di, siyasi ve top l u msal hayatı m ız ı n demokratik bir nitelik kaza nm a s ı n ı kolay laştıracak refo rm l a r istiyord u . Bu reformla r uğru n a yürütülen savaşla, emekçilerin kısa-vadeli isteklerini gerçekleşti rmek üzere yürütülen eylem leri b i r a rada i lerletmeye muvaffak olduğumuz nispette, h a l k ı n menfaat leri n i n savu n u l masında, komünizm düşmanlığına karşı, tekel aleyhta rı, emperyal izm a l eyhtarı en rad i ka l parolaları benimsemiş olan demokratik güçlerin ha reket birliğini sağ lamak üzere, yürütülen savaşta çok büyü k başarılar elde ettik. Sarayın düzenlediği h ü k ü met d a rbesine karşı halkımı z ı n gösterdiği büyük d i renişle, Partimizin uyg u l adığı taktık a rasında dolay sız, sı kı bağ l a r va rd ı r. Te m m u z 1 965'den, aynı y ı l ı n Eylül ayı na kadar, 70 gün s ü ren bu d i reniş, komün istleri n i n ve bütün sol g üçlerin iti barı n ı çok yü kseltti, demokratik g üçlerin birlikte veya a y n ayrı yürüttüğü hare ketleri çok hızlandırdı. Merkez Birl i ğ i Partisi iktidardan uzaklaşmak zo ru nda kaldı kta n sonra, bu parti n i n sol g ü çlere özgü bazı parolaları - bu görüşlere gerçekten katd madığı, ve b i raz değişik bir a n l a m verd i ğ i m u h a k kak olma kla beraber - benimsemiş görünmesi i le Pa rtimizin uyguladığı taktik aras ı n d a da dolaysız b i r bağı ntı vard ı r. Bu son yı l l a r içinde, Merkez B i rliği Partisi i le h a reket birliğinde varmaya çalışan Parti miz, Merkez Birliğ i n i n teklif ettiği perspektiflerin h a l k kitlele rin i tat m i n etmiyeceğ i n i göz önünde tutarak, halk kitleleri n i n yürüttüğü savaşta, h a reket birl i ğ i n i n gerçekleşmesine ve h a l k istekleri n i n sağ l a n m a s ı n a ya rd ı m edecek kendi siyasi hattından ayrı l m ıyacağ ı n ı israrla be lirtmektedir. Demokrasi u ğ runa yürütülen savaşın b u g ü n kü döneminde, bu savaşa yard ı m eden bazı parolalar i leri sürdükleri, bazı gerçekleri kabul ettikleri ha lde, Merkez Birliği Partisi yöneti cileri, köklü sandıkları , a m a - Kennedy' nin «yeni s ı n ı rl a r" politikası g i b i - temelde, tekelci ge l iş1'iı e yol u n u sağ l a m a a macını g üden neo-kapitalist reform l a r teklif edi yorlar. M i l letlerarası a la nda ise, bu refo rmlar Yu nanısta n ı n NATO'ya karşı yüklendiği soru m l u l uklard a n Amerikan emperyalistleri destekleme politikasından vazgeçmeyi bile teklif etmiyor. Parti m i z, bir yanda n, safl a rı m ı z d ı şında savu nula n ; bütün demokratik g üçlerle hareket b i rliği ta ktiğinin E.D.A.'yi «klasik b u rjuva partisi" haline getirdiğini iddıa eden dogmacı, sekter a n layışı reddediyor. ate yandan d a Partimiz, kısa vadeli demokratik a-maçlara va rmak için, bütün demok ratik güçlerin, Merkez B i rli ğ i Partisi çerçevesi içinde veya bu pa rti n i n yöneti m i a ltı nda birleşmesini tavsiye eden, sol g ü çleri bağı msız siyasi h a reketten vazgeçmeye davet eden, ama safla rı m ıza en ufak etkiyi yapa mayan revizyonistlerin tekliflerini de kabul etmiyor. Parti d üşmanı g ru pl a rı n savu nduğu hata lı görüşlerin gerçek niteliğ i n i 121
açığa vurduk. Ama şu noktayı da bel i rtmeliyiz : bugün genelli kle doğru b i r siyaset izlemekle beraber, Parti miz yine d e bazı yetersizliklerden kendini kurtaramıyor. Merkez Birliği nin, orta k bir progra m temeli nde ha reket bir l i ğ i teklifim izi israrla reddetmesi, bu partide sı k sık bel iren ko m ü nist d ü ş manlığı, bazı yoldaşları m ızı n ma neviyatını bozuyor; yakın a m açlı istekleri u ğ ru na yürütülen savaşı, hareket birliğini sistemli bir şeki lde gel iştirme ça balarını gevşetiyorlar, hattô bugünkü şartlar içinde, o l u m l u tedbirlerin ve reform ları n gerçekleşebileceğ i nden şü phe etmeye başl ıyorlar. Bazan de, hareket birliğini geliştirmek veya koru m a k için, bazı yoldaşlar sol g üçlerin izlediği politika ve taktikle, Merkez Birl i ğ i Parti sinin taktik ve politikası a rasındaki s ı n ı rı sil iyorlar. Yukarıda belirttiğ i m i z g i bi, b u g ü n kü şartlar içinde, reformlar uğruna yürütülen savaş hem keskinleşiyor, hem kuvvetleniyor. Reform lar konu sunda «daha geniş kitleler savaşa katıl d ı kça, reforml a r yukarı doğru b i r hat izler» diyen len i n ' i n bu sözünü kendi durumumuza uygulaya bil iyoruz. Yukarıda sözünü ettiğ i m i z ve bugüne kadar geçer kalan demokratikleşme progra m l a rı nda, sol cu g üçlerin teklif ettiği reform lar bu çeşit reform lar
d ı r. Ama kitleleri aldatmak için oligarşini � de reform zorunluluğunu i l eri
sürmesi ihtimali daima vardır. Gerici g ü çlerin refo rmları kendi a m açlarını gerçekleştirmek için kullanabi leceğ i n i unutmıya l ı m . 1 962 de Kara m a n l i s h ükü meti buna teşebbüs etti b i l e : H a l k kitleleri n i n savaşarak hükü mete zorla ka b u l etti rdiği köylü emekli maaşları ka n u n u n u kendi çıkarları için k u l l a n maya kalkıştı. Kara m a n l i s h ü kü meti n i n b u oyu n u başarısızlığa uğ radı, çünkü solcu g ü çler refo rm l a rla i l g i l i bu sorunda usta l ı kla davra n m a s ı n ı bildi, b i r kitle ha reketi düzenledi, ve hü kümetin bu ka nuna gerici g üçlerin çıkarfarına hizmet edecek bir nite l i k verme niyetlerini açığa vurdu. Gerici g ü çler sözüm o n a sanayileşmeyi teşvik edecek b i r ta k ı m tedbirler de aldı. A m a b u n l a r sadeve burjuvazinin, ol igarşinin ve ya b a ncı tekellerin çıkarları na hizmet eden tedbirlerdi. H a l k istekleri n i sınırl a n d ı rmaya, m ü m kü n olduğu zaman reddetmeye ça lışan, önemsiz reformlar a nca k gerçekleştiren Merkez Birl i ğ i h ü kü me tinin i ktidarda bulunduğu süre içinde (1 963-1 965) elde edilen tecrübeleri de göz önünde tutm a l ıyız. Daha o dönemde Parti m i z ; hükü meti destekle mem izi istemiyen, bütün ça baları mızı onu düşürm e k üzere yürütülecek savaşa ayırmam ızı tavsiye eden sekter a n layışları kesinlikle reddetti. Ama öte ya ndan Partim iz, bütün u m utlarım ızı Merkez Birliği hüküme.ti ne bağ lama mızı, beklemekle yeti nmemizi, b u hükümeti rahat b ı rakmamızı, ona g üç l ü k çıkartm a m a m ızı, başka b i r deyişle kitleleri seferber etmekten, mü cadele yürütmekten vazgeçmemizi isteyenlerin tavsiyeleri n i de reddetti. Tem muz 1 965'de Sarayın tertiplediği h ü kü met darbesiyle başlayan gerici karşı-saldırı, sol g üçlerin teklif ettiği, kitlelerin istediği tedbirler vaktinde a l ı n madığı için, yürütülebiidi. Bununla bera ber, ortada i n kô r edi l m iyecek bir gerçek va r : Bugün ü l kede h ü k ü m süren gerg i n l i kten doğan bütün güçlüklere rağmen, h a l k, Parti n i n ve bütün sol g ü çlerin izlediği ha reket 1 22
hattının doğru l u ğ u n u a n l a d ı . Bu hat, reform l a r konusunda takınd ığ ı m ız tutu mu, kullandığımız taktiği kesi n l i kl e bel i rtmemize i m kôn verd i. Kanaa tı m ıza göre, istenilen nitel i g i kaza n a b i l mek için, reformlar h a l k kitlele rinin yürüttüğü düzenli savaşın sonucu o l m a l ı d ı r. Ka naatı m ı za göre, sorun u n bir başka yönü de belirt i lmelidir. Parti miz, Şubat 1 964'te, demokratik reform progra m ı n ı açıklarken, demokratik g üç lerin zaferini sağlayan, 1 963'de, Ka ra m a n l i s d i kta rej i m i n i düşürd ü kten sonra,
Merkez
Birl i ğ i
h ü kü meti n i n
i ktidara
gel mesini
temin
eden,
1 960-1963 yı l l a rı a rasında fevka lôde kuvvetlenen h a l k h a reketinin bu gelişmesi i l e, ü l kede meydana gelen yeni durumu göz önünde tutuyordu. Pa rtinin kanaatına göre bu program Parlômentodaki bütü n demokrati k g üçlerin desteğ i nden fayda lanan, demokratik b i r h ü kü m etin kuru l masını sağlayabilecek şartlar gerçekleşti ri ldikten sonra a nca k tatb i k edileb i lird i . Ama öte yandan Partimiz, bu reform ların bir a n önce gerçekleşti ri l mesi için de savaşa g i rmeyi zoru n l u buldu. Çünkü ka naatı na göre, bu reform lar, bu demokratik h ü kü metin kuru lmasını sağlaya b i lecek bir yo l d u . Başka bir deyişle görüşümüze göre, reformlar u ğ runda yürütülen savaş, demok ratik güçlerin i ktidara geçmesi n i sağlayacak, tekelleri n mutlak hôkimiye tini s ı n ı rl a n d ı rocak önemli bir etkend i r ; öte ya ndan, demokratik g üçlerin iktidarı eline a l ması, daha da köklü reformların gerçekten uyg u l a n m ası u ğ ru na yürütülen savaşı kolaylaştıracaktı. Bugünkü şartlar içinde, reformlar uğruna yürütülen savaş, tekelleri n h a ki miyetini gitgide azaıta b i l i r, temel inden sarsa b i l ir. A m a tekellerin ikti d a rı n ı yıkıp yerine, işçi sın ıfı n ı n önderl i ğ i a ltı nda birleşmiş h a l k g üçleri nin i ktidarı n ı geçirebi l mek için, şart olan devrimci dönüşümlerd i r ; yani ü l ke m i z şartları içinde, m i l l i demokratik dönüşümlerd i r. Bu noktadan h a reket ettiğ i m iz için de, g ü n l ü k siyasi ve ideoloj i k çalışma l a rı m ı zdo, bu devrimci dönüşüm lerin zoru n l u ve ya kın olduğunu kitlelere a n latmayı çok öne m l i b u l uyoruz. Karşılaştı ğ ı m ı z yeni olana klar, devrimci mücadele soru n l a rı n ı büyük b i r d i kkat v e ustal ıkla e l e o l ma m ızı ; y e n i olayların, duru md a ki gelişmenin, yeni tecrü belerin nazari i n celemesini derin leştirmemizi zoru n l u l u k h a line getiriyor. Parti n i n bütün ça lışma l a rı yüksek bir n itel i k taşı m a l ı d ı r. Işçi sınıfının Marksist-Leninist Parti sinin daha m ü ke m mel, daha geniş fa a l iyet yürütmesi, sol g ü çlerin i lerleyişini enge llemez, a ksi ne, gel iştirir ve gara nti altına a lır. öte yandan, bugünkü şartlar içinde, e n ived i l i ödevi teşkil , eden, demokrasi uğrunda savaşan bütün demokratik güçleri n siyasi bir l iğ i n i ve reformlar için yürütülen mücadeleyi amaç güden d evri mci taktiği doğru olara k uygulaya bi l me k için, Parti çalışmaları n ı n daha y ü ksek bir n itel i k kaza n ması şa rttı r. Hareketimiz, içinde gel işti ğ i şartların etkileri n i taşıyan oldukça zen g i n tecrübeler e l d e etti. Parti m i z yirmi yıldan beri k a n u n d ı ş ı tutul uyor. B u yirmi y ı l boyunca karşılaştı ğ ı m ı z çok ciddi soru n l a r, çok büyük güçlük lerden başka b i r de i I Iegal şa rtla rı n ya rattı ğ ı zorl u kl a rl a başetmek zoru nda 1 23
k a l d ı k. B u n u n l a bera ber, Pa rti m i z, sekter bi r hatta ta rafta r o l o n yönetici l e ri u z a k la ştı rd ı kto n son ra, Len i n i st b i r pol i t i ka i z l e m es i n i ka n u n i faaliyet i m kô n la rı n d a n y a ra rl a n m a s ı n ı b i l d i . Bütün komü n i stl e r, bug ü n kü ş a rt l a r i ç i nde, s o l g ü ç l e ri n b i r çeşi t koa l i sy o n u h a l i n e g e l e n E . D.A. Pa rti s i n e g i rd i . On beş y ı i ö n ce kuru l a n E.D.A. ' n ı n ha reket i m ize sağ l a d ı ğ ı ya rd ı m l a r fev k a l ô d e büyükt ü r. B u n u n la bera ber, E.D.A., Yu n a n i sta n Ko m ü n ist Pa rti s i n d e n ayrı bi r ö rg üttü r. E. D .A.' n ı n k a b u l ettiği p rog ra m , Pa rt i m i z i n a nca k asga ri siyasi p rog ra m ı i l e b i r l eşiyo r, i k i pa rti n i n tüzü kleri, ku l l a n d ı kl a rı ta kti k a ra s ı n d a büyü k fa rkl a r va rd ı r. Bu yüzden de Pa rt i m i z, b ü t ü n ka n u n i i m kô n l a r ı ku l l a nd ı ğ ı h a l d e, ke n d i ö rg ütü n ü ko ru d u , ken d i bağ ı ms ı z fa a l i yeti n e s o n vermed i . G ü n l ü k m ü ca d e l ede ortaya ç ı ka n fevka l ô d e ka rmaşı k soru n l a r k a rş ı s ı n d a ,
Pa rti m i z i n tekra r meşru
bi r pa rti
h a l i n e g e l m es i ,
kan ı m ızca, d e mo k ra ti k sol h a l k h a re k eti n i n g e l i ş m esi ne büyü k yard ı m l a r sa ğ l a r. Ko m ü n i st Pa rti s i n i n ka n u n i ş a rtl a r i ç i n d e ça l ı şa b i l mesi, E. D.A.' n ı n yü rüttüğ ü
fa a l iyeti n
ö ne m i n i
v e etki l e ri n i
a rttı rı r.
Yu n a n i sta n
ş a rtla rı
i ç i nde, Komü n i st Pa rtis i n i n ka n u n i bir pa rti h a l i n e g e l mesi o l a n a ğ ı , g e r çekıere uym aya n g e l i ş m e şeki l le r i n e ve gerici rej i me ka rş ı yü rütü l e n g e n e l savaşa doğ ru d a n d oğ ruya bağ l ı d ı r. Pa rti m i z i ka n u n d ı ş ı i l ô n e d e n ka n u n , vata n d a ş h o rb i dön e m i n d e ç ı k a rı l a n o l a ğ a n ü stü h a l ka n u n l a rı n d a n b i ri d i r. Bu
ba k ı m d a n
bu
ka n u n, An oya saya
aykı rı , a nti -demo krati k,
bug ü n ü n
ş a rtla rı na uymaya n b i r ko n u n d u r. Ko m ü n i stl erd e n başka, g e n i ş kitlel e r, b ü t ü n demokratl a r, Yu n a n i sta n ı n demo k rati k şa rt l a r i ç i n d e n o r m a l b i r h ayata dönemesi n i i steyen b ü t ü n vata n da ş l a r d o , Pa rt i m i z i n ka n u n i b i r p a rti h a l i n e gel m esi n i i stiyo rl a r. B u g e rçeğ i g öz ön ü n de tuta n Pa rti m i z , l eg a l şa rtl a ra d ö n mek, bağ ı m sız b i r örgüt ola ra k ta n ı n ma k, m eş ru fa a l iyet yü rüte b i l m e k üzere yü rütüğ ü savaşı b i ri n c i p l ô nda tutm a kta d ı r.
Artsız arasız zenginleşen bir gerçek Marksizm Erwin Zucker-Schilling Avustu rya l ı g azeteci Gel i ş m i ş kap ita l i st ü l kel e rd e u z u n s ü red i r h ü k ü m s ü re n yü ksek ko njo n k tü r, işçi s ı n ı fı n ı n b i l i nc i n e h i ç ş ü p hesiz b a z ı etki l e r y a p m ı ştı r. Yen i soru n la r m eyd a n a ç ı kt ı . To pl u m sa l hayatı n , olayl a rı n y ı l l a r boyu n ca doğ ru l o d ı ğ ı b i r ta k ı m g e rçe\6!er b u g ü n b i rço k l a r ı n a a rtı k eski m i ş , çağ ı m ı z ı n zoru n l u l u k l a rı n a uymaz g ö r ü n mekted i r. B u n u n l a bera be r, b u sonuçla r, d u r u m u n d i kkatlı v e b i l i msel i n ce l e n me s i n d e n d eğ i l , sadece b u g ü n kü s ü reçleri n bazı
1 24
d ı ş görünüşlerinden çı ka rt ı l ıyo r. Kitlelerin top l u msa l ve i ktisa d i hayat şa rt l a rı n da. büyük d eğ iş i kl i kler m eyd a n a g e l d i . B i l i msel ve tekn i k devri m ler. ücretl i sayıs ı n ı fevka lôde a rttı rd ı . a m a kitlelerin y a p ı s ı n d a m eyd a n a g e l e n fa rkla r. işçi sayı s ı n a n i spetle. mem u r sayıs ı n ı n a rtmasi i l e d i le geld i . B ü t ü n gelişmiş
ka pita l i st
ü l ke l e rd e
olduğu
g i bi. Avustu ryada
da
memur ve
- k a l i fye v e k a l i fye o l maya n - işçi sayısı yetersizd i r. E s k i s i g i b i . s ı n ıf sava ş ı n a ka rşı
kapita l i stlerin
ku l l a n a b i l eceğ i
b i r yed e k işçi o rd u s u yoktu r.
Bug ü n işçi ve m e m u rl a r ı n büyük bi r k ı s m ı nda be l i ren e n dişe. yo ksu l l u k korkusu değ i l ; kayg u l a rı. hayat pa ha l ı l ı ğ ı teh l i kesi
k a rş ı s ı n d a eski s i n e
n ispetle çok yü ksek o l a n yaşa m a d ü zeyl eri n i koru m a k ; işleri n i kaybetme m e k ; tek n i klerin h ı z l ı g e l i ş m es i y l e d u rm a d a n a rtan i htiyaçl a rı n ı sağlaya b i l m e kti r. Bu ş a rt l a r i çi n de. söz ü m o n a d a h a i n s a n i bi r n i tel i k kaza n a n kapita l iz m
ile g e rçekler a ra sı n da ; yü ksek konj o n ktürün
etki siyle
m eyd a n a g e l e n
..sermaye-e mek orta kl ı ğ ı » h aya l l e ri i l e g ü n d e n g ü n e ş i ddetlenen s ı n ı f çatış m a l a rı a rası n d a ki çel i ş m e g itti kçe a rtıyo r. Avu stu ry a d a . b u çel i ş m e siyasi hayatta büyük değjş i k l i kl ere yol a çt ı . Ka pita l i st l eri n p a rti si. Sosya l i st Par tisi i l e b u n d a n y i rm i y ı l önce k u rd u ğ u ve ü l ke m i z i n siyasi hayatına d e ri n etki l e r y a p a n koa l i syon a son verd i . B u i ş i yapa rken de. ka pita l i stlerin pa rtisi, e n önemli soru n l a ra çöz ü m yo l u b u l u n ma d ı g ı i ç i n hayal kırı kl ı ğ ı n a u ğ raya n kitlelerin hoşn utsuzl u ğ u n d a n fayd a l a n ma sı n ı b i l d i . öte y a n d a n , Sosya l i st Pa rti si n i n i çi n d e bi le, s ı n ı f m ücade l e s i n d e n vazgeçen b u pa rti n i n i zled i ğ i siyaset, büyü k b i r g üven s i z l i ğ e y o l a çtı . Sosya l i st çöz ü m yo l l a rı u ğ ru n a sava ş m a y a n , sermaye - e m e k orta kl ı ğ ı n ı gerçe kleştirmeye, stati k b i r h ü k ü met siste m i deva m etti rmeye ça l ı ş a n pa rti n i n b u ya n l ı ş politikası, s o n parlôm ento seçi m le r i n d e sosya l i stleri a ğ ı r b i r yen i l g iye u ğ ratı nca , p a rti i ç i n d e büyü k bi r b u h ra n patla k verd i . Ka p ita l istleri n p a rtisi i l e, m e m u rl a rı n v e işçi l e r i n b ü y ü k çoğ u n lu ğ u n u tem s i l eden Sosya l ist Pa rti, i ktida rı a ra la rı n d a bölüştükler i ç i n , bu d u ru m u z u n s ü re i ki pa rti n i n yönetici l eri a ra s ı n d a o l d u ğ u g i b i , çı ka rla rı ta ba n t a b a n a karş ı t b u l u n a n bu i ki top l u msa l g ru p a ra s ı n d a d a , g e rçek b i r ••
p a rtners h i p
••
(orta k l ı k) ku ru l d u ğ i s a n ı s ı uya n d ı . Oysa, Sosya l ist pa rti s i n i n
koa l i syon çerçevesi i ç i n de izlediğ i u z l a ş m a s iyaseti, kapita l i st orta k l a r ı n ı kuvvetle n d i rd i . B u n l a r a rtı k sosya l istıere ş a rt l a rı n ı d iJ<te edecek veya i kti d a rı te k baş l a rı n a a l aca k kada r g ü çlen d i kleri n i a n l a d ı l a r. Sosya l ist p a rti s i n i n çok g e n iş kesi m l e ri nde, bu u z l a ş m a siyasetiyle e l d e e d i l e n o l u msuz so n u ç l a r haya l k ı r ı kl ı ğ ı n a yol a çtı. Yı l l a rd ı r bes lenen boş haya l / e r b i re r bi re r yok o l uyor. Pa rti i ç i n d e çok a çı k, çok g en iş, çok derin bir tartışma başla d ı . Bugüne k a d a r Sosya l i st Pa rtisi nde eşi n e rastla n m a ya n b u ta rtı ş m a da, ç o k fa rkl ı. hatta ta ba n ta b a n a k a rşıt görüşler açı kl a n ı y o r v e savu n u l uyor. Aşı rı s a ğ ka na t. Ma rksizmden. Ma rks ist a m a ç l a rd a n. sosya l e leşti rmeden kes i n l i kle ayrı l m ayı. g elecekle i l g i l i sosya l i st hedef lerd e n. ve her şeyden önce bu gün için her çeş it s ı n ı f m üca deles i n d e n vazgeçmeyi tavsiye ediyor. B u sağ ka n a d ı n naza riyeci l e r i n der:ı No rbe rt
1 25
Leser, «çok pa rtili b i r top l u m çerçevesi içinde etki l i olabilmek üzere", «demokratik sosya l izmi savu n a n partilerde hôlô varolan Marksist b i l i n ç ka l ı ntılarına s o n verme zoru n l u luğu"nu ileri sü rüyor. Sosya l izmin güdeceği a maçlar, yerine getireceği ödevler, ..ya p ı l a rı nda ka rmaşık ka l m ı ş bir top luma (yani kapitalist top l u ma) sosyal kazançları g a ra nti altına a l m a k"tan başka bir şey o l m a ma l ı d ı r. Sosya l i st Partisini, komünizme şiddetle düşman, sadece komün istlere değil, Amerika n ı n Viyetnamda g i riştiği saldırg a n savaşın .. h ü r d ü nya"nın en hayati çı ka rla rı nı savu nan b i r savaş olduğunu kabul etmiyenlere bile cephe alan, b i r l i beral h a l k pa rtisi haline getirmek istiyorlar. Bu da, kapi ta list sistemi haklı göstermeye ça balayan, emperya l izmin en kıyıcı şekil
lerini bile haklı göstermek, savu n m a k a macını g üden kaba b i r komünizm
düşma n l ı ğ ı n ı n yeni b i r şekl i d i r. Şu noktayı da bel i rtmeliyiz : Sosyalist Partisi içinde, açıkca Marksizm aleyhtarı bir tutu m ta kın mayı reddetmekle beraber, hiç bir noktada komü nistlerle a n laşmak istemiyen b i r a k ı m vardır. Sosya list Partisinin bu tutu m u n a sadece Avusturyada değ il, daha başka Batı ü l kelerinde rastlanıyor. Elde edilen o l u msuz sonuçlara rağmen, bu a k ı m b i rçok sosya l ist partisinin izlediği gele neksel siya sete deva m e d i l mesini istiyor. Bu politika, işçilerin sınıf gücüne başvu ru l masına karşıd ı r, ve neticede, işçilerin diğer demokra tik ve ilerici güçlerle b i rleşme zoru n luluğunu d a kabul etmiyor. Bu bakım d a n bu görüş, sınıf kavra m ı n ı n eskidiğini iddia eden, devletin ka rmaş ı k niteliğini savu nan, «toplu msal
orta kla r»ı n sadece parlômentolarda ve
korporasyonlardo, meslek odaları n da fa al iyet yürütmesi n i isteyen
sağ
ka nadın görüşüne yaklaşıyor. M a rksizme karşı «plüra l izm"i sovu n a n naza riyeci N orbert Leser, bu yolda d a h a i leri g iderek. şu soruyu ortaya atıyo r : "Çağdaş demokrasi, siyasi ve siyasileştiri l m i ş (başka bir deyişle top l u msa l hayata bilinçle, a ktif olara k katılon) i nsan kavra m ı n a m u htaç m ı d ı r? Genel b i r nitelik e l d e eden bu «siyasileştirme.., iş böl ü m ü n ü n ve ayrı m laşma meka n izması n ı n sona var masına yol oçm ıyacak m ı d ı r a ca b a ?... Kısaca sı, siyasal bili nce varmış, siyasi faa l iyet yürüten kitlelerle, «toplumsa l orta kl ı k» kavra m ı , «plüra l i st» (kormaşık) top l u m mekanizma a rasında büyük b i r bağdaşmazl ı k va rdı r. Sosya l ist Partisi Başkanı ve Sosya l i st Enternasyona l ı n Başka nı Pitter mann, Avustu rya Ma rksizmi n i n b i r özelliğini teşkil eden, naza riye i le pratik, devrimci lôfaza n l ı kl a reformist faaliyetler orasındaki uçuru m u ka patmak isteyenlere cephe a l m a kla, bu naza riyeye ve bu lôfaza nlığa refo rmist eyleml er, sermaye-emek orta klığı kavra m ı n ı katmakla, bu çeşitli u n surl a rı a hen kleştirmeye ça lışmakla, Sosya list Partisini sorsan b u h ra n ı n asıl nede n i n i teşkil eden, işçi s ı n ıfını çıkmaza götüren bu uçurumun deva m ı n ı iste miş oluyor. Sosyalist Parti sine verilecek yeni yönelişle ilgili ta rtışmalar sırasında, y ı l l a rd a n beri i i defa olara k, sol b i r g ru p ortaya çı ktı. Bu g rup, Parti yöne ticileri n i n izlediği oportünist politikayı i ncelemekte ve yermekted i r. Baş-
1 26
I ıca kon u l a rda, bu g rupun savu nduğu görüşler, kom ünistlerin görüşleri ile bi rleşiyor. (Oze l l i kle, kapitalist rejimde barışçı yollarla devrimci dönüşüm l e r gerçekleştirmek, b u rej i m i sosya l i st rej i m haline getirmek, b u a macı göz önünde tutarak, aşama teşkil edecek hedefleri tespit etmek ve gerçek leştirmek zoru n l u l u ğ u n u kabul ediyorla r.) Sosya list Partisi içinde sağcı revizyonizmi savu n a n naza riyeci ler, kapitalizmin Ma rks' ı n ta h m i n lerine göre gelişmedi ğ i n i , aksine, leser' i n deyişiyle "içindeki çel i ş m eleri büyük b i r usta l ı kla yendiği»ni iddia ediyorlar. Sol kanadın sözcüsü, Josef H i ndels ise, ka pitalizmin büyük değ işikli klere uğradığını, ama içindeki çelişmele rin devam ettiğ ini bel i rtiyor. H i ndels' i n çok doğru olara k dediği gibi : «Objektif çatışma etkenleri çoktur. Eksik olan, propagandamızla işçi sını fını eğitmek, sosya l ist fikirleri bilinçlere ve siyasi hayata sokmaya gayret ederek, işçileri n faa l iyetini hızlandırmak üzere, bu objektif çatışma etken Ierini sosya l i st a m a çl a ra hizmet etmek üzere, kullanma teşebbüsleri d i r.» Başka bir deyişle, işçi sınıfı n ı n reformlar uğrunda yürüttüğü savaşın a m acı, kapita lizmdeki çelişmeleri hafifletmek, o rtad a n ka l d ı rm a k olamaz. Tersine,
bu
savaş kapita lizmin toplumsal yapısında gedikler açma l ı ;
bugünkü toplumsa l rejimi, sosya list rej i m h a l i n e getirmek üzere, kapitalist rej imde yapı değişi klikleri n e yol açmalıdır. Bugün gelişmiş kapitalist ü l kelerin b i rkaçında gel işen, işçilerin işletme lerde ve m i l l i ekonomide yönetime katı l m a hakkını elde etmek a macını g üden h a reket, bu savaşın b i r örneğ i d i r. Te kellerin, kartellerin, veya Avus turyada olduğu gibi, Iktisat Odaları n ı n , mutlak bir hakimiyet kurduğu ü l kelerde, başka b i r deyişle, «çağdaş sanayi top l u m u nda», i ktisa d i yöne ten, hiç bir kontrola tabi tutu lmayan çevreler, kitleler için fevka lade önemli kara rlar a l ıyor. Bu kara rl a r veri l i rken d e bu kitlelerin fikri h i ç soru l m uyor. H a l k kitleleri n i i ktisadi yönetimden u z a k tutan, kitlelere b u yönetimi kontrol hakkını ta nı mayan, siyasi kuru l uşla r çerçevesi içinde kalan, şeki lden öteye g itmeyen bu ..demokrasi..nin gerçek niteliğini farke d e rek, bu rej i m e karşı belirli bir tutum takı n m a k zorunda ka l a n h a l k kesi m l eri g ü n den güne genişliyor. Bugünkü kapitalist rej i m i n , içindeki çelişmeleri yend iğini iddia ediyorlar. Oysa bu temel çelişmelerden birinin g ü nden güne daha şiddetle bel i rd i ğ i ni ; h a l k kitleleri n i n ise bunu g ü nden g üne daha bilinçl e farkettiğ i n i görüyoruz. Sosyalist sendika yöneticilerinden başka, katoli k klissi n i n geniş çevreleri ve bazı katolik örgütler de, işçileri n ve memurların yönetime katı l m a hakkını ka b u l ediyorlar. Bu tutu m l a rı bizi çok sevi n d i riyor. Ama b u rada önemli olan, yönetime katı l m a isteğ i n i n özü ve hedefidir. Mesele, b u g ü n a rtı k tutul mayan «toplu msal ortaklı k.. kavra mına yeni bir şekil ver mek değ i l ; tersine, işçilerin bili nçle, a ktif bir şekilde, s ı n ıf olara k, iktisad ı n yönetimine katı l ma hakkını savu n m a ktır. Işçi sınıfı için, yönetime katılma hakkının b i r tek anlamı olma l ı d ı r : Sermayen i n h a k i m iyetini s ı n ı rlandırm a k, özellikle, bugün i ktisadi a l a nda mutlak b i r hakimiyet kuran tekelci ser mayenin bu g ücünü d u rd u rtmak ve indi rmek. Batı Alma nya sendika yöne-
1 27
ticilerinden Otto Bra nner bu konuda şu noktayı beli rtmekted i r : «Beli rsiz. eksik b i r kavram o l a n toplu msal orta k l ı k kavramı, işçilerin yönetime katı l m a ha kkı n ı n gerçekleşmesi ile meydano gelecek d u ru m u dile getire mez ; üstel i k bu kavram bugün genelli kle top lu msal i mtiyazları gizlemek üze re ku l l a n ı lıyor... Yönetime katı l m a h a kkı bugün kesinlikle ta n ı m l a n m a l ı d ı r. Avusturya Ko mün ist Pa rtisinin XIX-ncu Kongresindeki kara rl a r. b u isteğin niteliğini belirtmişti r : «işçileri n yönetime katı l m a h a kkı uğ runa yürütülen savaş, sınıf mücadelesinin b i r pa rça sını ve bir şekl i n i teşkil ediyor. Yönetime katı l m a hakkı ile to p l u msal orta kl ı k, bi rbirine ta ban tabana karşıt i ki kavra m d ı r. .. Sınıf iç g üd üsü ile bu gerçeği iyi kavrayan işverenler, yönetime katı l m a h a k k ı l ô f ı n a bile ta h a m m ü l edemiyorlar. Bir nokta daha b el i rtel i m : Kap ita list topl u m u n ya pısına, yeni sınıflar a rası ndaki g üçler ilişkisine dokunmıyacak olan reform l a rl a g ü nden g ü ne daha geniş çevreler ilgi leniyo r. Eski moda refarmistlerin iddiasına göre, işçi sınıfı iktisadi ve top l u msal reform progra m la rı istemekten vazgeç melidir, çünkü onlara göre, g ı d a ve giyim bakı m ı n d a n sı nıfla r a rasında fark ka l m a m ıştı r ; sosyal politika a l a n ı nda ise, aza m i sonuçlar elde edil miştir. B u iddialar bize ş u n u ispatl a m a kta d ı r : Bu reformistler d e bugün, b i rçok gelişmiş kapitalist ü l kede (hepsinde değ i l tabii) refo rmlar u ğ runda yürütülen savaşın kapitalist ya p ı n ı n te mellerini kısa b i r süre içinde ,sarsa b i leceğ i n i (sarsa b i l i r, diyoru m, m u h a kka k sarsa r, demiyorum) a n l a d ı la r. Sol g üçlerin sosya l i st h a reket içinde toplan ması ve kuvvetlenmesi mese lesi, bu açıdan ele a l ı n m a l ı d ı r - yani s ı rf ekonomik a maçlar güden savaşla siyasi savaş a rasında varolan ilişkinin bili nçle a n laşıl ması meselesi nden ' h a reket edilmelidir. B i l inç bu d ü zeye varınca da sosya list çözüm yolları i h tiyacı a rtmaktadır. Toplumsal orta kl ı k politi ka sından, karşıt toplumsal ta bakaların mücade l esini parıômento. hattô hükümet çerçevesinden d ı şa rı çıkartmıyocak kad a r d a r b i r demokrasiden vazgeçmekle, i ş ç i ha reketi içinde y e n i i l işkiler kur m a k, yani komünistlere karşı yeni, o l u m l u bir tutum ta k ı n m a k zorunlu hale geliyor. Sosya l i st Partisindeki sol g ü çler bu gerçeği iyi a n l ıyorlar. Bu sol güçlerin sözcü l ü ğ ü n ü edenler, bu gibi görüşleri yazı l a rı nda, konuş m a l a rı nda savunmaya başlamıştı r bile. Bu da ileri atılmış çok önemli b i r a d ı m teşkil ediyor. Ama bu u n surların elle tutu l u r sonuçlar sa ğlaya b i l meleri için, harekete geçmeleri ş a rttır. Kom ü n istler b u a maçla sosyalist lerle o l u m l u ta rtışma l a r yürütmek, bugün Sosya list Partisi içinde gelişen s ü rece katı l m a k istiyorlar. Partimizin içi nde de sert tartışmalar y ü rütülüyor. Avusturya işçi h a re keti nin son seçimlerde u ğ radığ ı yen i l g i n i n nedenleri araştı rı l ı yor. Sosya l i stlerin u ğ ra d ı ğ ı yen i l g i n i n nedenlerini a n l a m a k istiyoruz. Bir seçim böl gesinde tek b i r aday gösteren ka münistlerin de neden başarısızlığa u ğ ra d ı kl a rı n ı a raştırıyoruz. Bu d u r u m d a n çıkarı laca k so nuçla r h e n ü z tesbit edilmem iştir. Ama karşı mıza çı ka n sorun şud u r : Sosya listlerle m ü nasebet1 28
lerimizi
sa m i m i
olarak düzeltmek
istiyorsak,
iyi
niyetimizi
i sp atl a mo k,
kapitalistleri n ve kapital izmden yana olan parti n i n sol d ı rılarını sosyalist ler/e beraber püskürtmek, Sosya l i st Parti sinin politi kasından m e m n u n ol m a y an parti üyelerine ve taraftar/arına olumlu çözüm yolları teklif etmek
zorunda olduğumuza Parti miz kanaat getirmiş m i d i r, bu zorunluluğu iyice a n l a m ı ş m ı d ı r ? Başka bir deyişle, bir yandan, işçi h a reketinin içindeki bütün akımla r, bütün gruplar arasında birl i k ve dayanışma lüzumunu israrla bel i rtirken. öte yandan, Sosya list Partisinin izlediği, prensipten yoksun, uzlaştırıcı politikayı eleştirirken, b u el eşti rmemiz yeteri kad a r sıkı, açık ve s amimi olmuş mudur? Partimiz. yuka rıda belirttiğ i miz g ibi, Sosya l i st Partisinin içinde gelişe n süreci vaktinde farketmiş midir? Bu s ü reci doğru olarak değerlendireb i l d i k m i ? Politikam ı zda bu s ü reci göz önünde tuttuk m u ? Şimdi de bu tartı ş m a l a rda e l e a l ı n a n i ki soru nla ilgili birkaç söz söyle mek isteri m. Hiç şüphesiz. ha kikat tekeli m i zd e değ i l d i r. Bunu iddia etmek,
prensiplerimizi inkar etmek
o l u r. Haklı olduğ u m u zu ispat etmeliyiz daima.
Kitlelere ettiğimiz sözlerin doğru l uğuna herkesten önce biz kanaat getir meliyiz. Yoksa. susma m ı z daha doğru o l u r. Söz ü m üzün doğru olduğuna k a n i olmadığımız halde kitlelere seslenirsek, bizim g i b i d ü ş ü n m iyenlerle g e rçekten o l u m l u bir tartışmaya nasıl g i rişebi l i riz? Şimdi d e i kinci soruna geçel i m : Acaba bütün gerçekleri göz önünde tutuyor muyuz? Sadece söyked ikleri m izin doğru olduğunu m u düşünüyoruz acaba ? Ma rksizm. özü d u rm a da n zengin leşen b i r gerçek o l m a l ı d ı r. Bu zengin leşmeden faydaIan m a k istemiyenler hataya düşer. Bu da b i r gerçektir. Ama sosya lizm u ğ ru n a savaş yürütme zorunluluğu veya kapitalist siste min eleşti rilmesi g i b i temel prensiplerin doğru l u ğ u n u m ü na kaşa edemeyiz. Daha m ü kemmel b i r siste m i n o l a bileceği ispat edildiği takd i rd e buna razı oluruz. Oysa çok geniş çevrelerde bel i re n Ma rksizmi daha iyi ta nıma, gerçekleri göre b i l m e isteği bize şunu ispatl a m a kta d ı r : işçi sınıfının. bütün i l e rici i nsanlığ ı n yürüttüğü savaşa g e rçekci olanaklar sağ l a m a k. durumu i ncelemek üzere daha m ü ke m me l b i r gerçek. başka bir deyişle. d a h a m ü kemmel b i r sistem şimdiye kadar b u l u n m a m ı ştır. Hiç şü phesiz, «Ma rk sizm doğru olduğu için zafere ulaşaca ktı r.. g i bi bir iddiada b u l u n m a k, özg ürlük kavra m ı n ı basitleştirmek o l u r. B i r merkez kom itesinin a l d ı ğ ı h e r kara r, komün ist b i r yönetici nin söylediği her söylev. ta m a m iyle d o ğ r u ve h a k l ı ol m a l ı d ı r. Bu zoru n l u l u ğ u göz önünde tutmazsak, Lenin'in israrla bel i rttiği otokritik zoru n luluğunu hesaba katm a m ı ş oluruz. Hiç şüphesiz, kullandığ ı m ız metotların doğru olup olmadığını büyük b i r d i kkatle kontrol etmel iyiz. Ma rksist-Leninist naza riyeyi bugünkü şartlara iyi uyg ulayıp uygala madığımızı titizlikle inceleme l iyiz.
Bu zoru n lu luğu
kimse i n kô r etmiyor. Ama kanaatıma göre. kom ünist partilerinde «ya p ı değişikli kleri»nin meydana geldiğini söyle m e k y a n l ı ş v e tehlike l idir. Basın konusunda da b i r i k i söz söylemek isteri m . Ewelô yoldaş Woog bu sorunu e l e a l d ı . Yoldaş Schleifstein da mesel ey i daha geniş tutarak 9
1 29
propoganda ve ajitasyon a l a n la rına da temas etti. Aynı soru n ları ele olon yo ldaş Salomaa. kitleleri etkilemek için. bugünkü gerçekıere uymaya n. modası geçmiş metotl a ra başvurduğu muzu çok haklı olara k beli rtti. ..Kit lelerle teması kurmak ve demokrasi uğru nda savaş yürütmek üzere kulla nılacak çağdaş yol l a r» temasını i ncelem e k üzere. b u konfera n s g i b i ; hattô daha geniş bir toplantı düzenleme za m a n ı gel miştir san ıyoru m . Radyo. televizyon. resi m l i ga zete ve dergi vb. g i b i a raçların gel işmesi. demokra siye yeni bir şekil verd iği gibi. bu a raçl a r. demokrasinin özüne ve yapısına ş i mdiden etki yapıyor. Kitleler olaylarda n yeteri kad a r haber a l a mıyor. «Ellenmiş demokrasi» bugün gelişmiş kapita l i st ü l kelerde siyasi hayata deri n etkiler yapan bir etken haline geldi. Basın konusunda. i ki eği l i m görül mekted i r : Biri. res i m l i . heyecan verici h a berler veren bası n ı n sürü m ü nde görülen m u azzam a rtıştı r. Ama bu a rtışa paralel olara k. hiç şüp hesiz daha s ı n ı rl ı i ki nci bir e ğ i l i m belirmek ted i r : Halkın bir kesiminde ciddi h a berler alma i steğ i. derinlemes ine ya p ı l m ı ş açıkl a m a l a ra . siyasetin gizl i nedenleri nin. b i rb i rine bağ l ı etkenleri ni n incelenmesine karşı duyu lan ihtiyaç vb. Burjuva dünyası nda da. siyasetle faal o la ra k i l g i lenenler, doğru belgeler. ciddi h a berler sağlayan, olay ların derin neden leri n i. birbirine etkilerini a n l ata n bir gazete ihtiyacı n ı duymaktad ı r. Bazı büyük yayı nevleri b u i htiyacı - kendilerine göre - karşı la maya ça l ı şıyor. ve bu yolda büyük başarı sağlıyor. Batı Alma nyada çıkan Spiegel dergisi bu başarı n ı n bir örneğ idir. Komünist basın bu eğil i mlerden sadece biri n i göz önünde tutma m a l ı d ı r. Iki nci eğ i l i m . ya n i ciddi bir basın. doğru h a berler. u l usal ve u l uslara rası a l a nlarda. siyasal ve toplumsal hayatta meydana gelen olayların gizli nedenlerini. birbirine bağ l ı l ı ğ ı n ı bel i rten ciddi bir eleşti rmeye karşı duyu lan büyü k ihtiyacı d a hesaba katm a ı ı d ı r.
Ispanyada yeni işçi hareketi Sontiogo Alvorez Ispa nya Kom ü nist Partisi Merkez Komitesi ıcra Komitesi Oyesi Bilindiği g i bi. reform konusunda biri devrimci. diğeri refo rmist iki an layış vardır. Devri mci a n layışa göre. reform. n i h a i bir a m a ç değ i ld i r ; toplu msal sis tem olara k kapita l izme son veri l mesini sağlayaca k nitel dönüşüm lere var-
1 30
m a k üzere emekçi kitlelerini ve h a l k ı b i rleştirerek, h a reketini isteklen d i rerek, bu kitlelerin hayat şartlarını düzeltmek için başvu ru lacak bi r yoldur. Reformist anlayış ise, ka pital ist siste m i n bazı yö nlerini değişti rerek, bu sistemi kuvvetlendi rmek, sağ l a m laştı rmak a macını g üden dönüşüml eri ge rçekleşti rmek istiyor. Ispanya Komüni.st Partisi. hiç şüphesiz b i ri nci ti pte reformlara ta rafta rdır. Ama çok çeşitli yeni u nsurla r taşıya n bugünkü tarihsel dönemde. ka pita l izmi ve yeni-kapita l izmi savu n m a k. kuvvetIen d i r mek isteyen toplumsal g ü çlerin gerçekleşti rd iği bazı refo rmlar. tam karşıt bir nite l i k kazanıyor. devrimci sürecin geliş i m i n i kolayla ştı rıyor. Ama bu d u ru m u n meydana gel mesi. g üçler dengesi n i n devrimci sü rece elveri ş l i olmasına ; devrimci g ü çlerin. refo rmlard a ki ö n e m l i eksikli kleri bel i rtebil mesine ; bu eks i k l i kleri telôfi edecek devrimci ve demokratik çözüm yol l a rı gösterebilmesine. ve bu çözüm yol larını ka b u l etti rmek üzere mücadele etmesine bağ l ı d ı r. Reformlar soru n u na ; tekelci devlet kapita lizmine karşı bugün yürütülen m ücadelede bu reformla rı n oynadığı rol soru nuna doğru bir çözüm yo l u . konkre b i r cevap b u l a bi l mek için. devrimci b i r a n l ayıştan ha reket ederek. reformların uyğ u l a n m a s ı için gereken şartları yaratm a k zoru n l u d u r. Bu şa rtla r ş u n l a rdı r : Kitleler bu reformları zorla ka bul ettirmeyi istemel i d i r ; b u da kom ü n i stleri n v e bütü n devrimci güçlerin bu kitleleri yeteri kadar etkileyebi l mesi n e ; bu refor m l a rı destekleyebilecek. proletaryaya ve bütü n h a l ka etki yapabi lecek siyasal. d i nsel ve ideoloj i k a kı m l a rı n . kom!inist lerle oldukça s ı kı bir işbirl iğ i yürütmesine bağ l ı d ı r. Ko münistleri n etkisi tek başına yetersiz ka ldığı za man. bu çeşitli etkiler b i rleşe b i l i rse. reform l a r u ğ ru na yürütülen savaşa e mekçiler. s ü rü klene b i l i r. Oysa kitleleri kaza n m a k. ha rekete geçirmek için kulla n ı lacak yo l l a rd a n biri. onları i l g i lendirebi lecek. seferber edebilecek iktisadi. siyasi v e top l u msal istek ve reform l a r teklif etmektir. Bu. fevka lôde önemli bir mese led i r. Her şeyden önce. kitlelerin yü rüttüğü h a reketin sonucu olarak. Franko rej i m i a rtık askisi g i b i baskı ve y ı l d ı rma siyasetine başvu ra m ı yor. Halkın savaşarak sağladığı b i r ta kı m demokratik kaza nçlar ş i mdiden b i r içyapı niteliği elde etti ; ve a rtık siste m i n en h e yatı içya p ı l a rı n ı tehl i keye d üşürdü. Gelişmiş kapita l ist ülkelerden fa rkl ı olarak. Ispanyada. demokrasi var· d ' r dememize i m kôn verecek asgarı özg ürlüklerden h i çbiri yoktur. Bu da ü l kemizin başl ıca özel l i klerinden birini teşkil ediyor. Bu özg ü rl ü kler bulunmadığı için de. memleketimizde. özel l i kl e işçi h a re keti nde meydana gelen olaylara büyük bir önem veriyoruz. Sendika seçi m l erin i n b i rinci dönemi şimdi sona erd i . Bu seçim le rde send i ka delegeleri i l e bugünkü sendika l a rı n (<<di key» adını taşıyan sendi k a l a rı n) işletmelerdeki komiteleri seçi ldi. Ama bu seçim ler. yeni işçi h a re ketinin temelini teşkil eden b i rleşmiş işçi komisyonları n ı n gösterd i ğ i aday l a rı n zaferiyle sonuçl andı. 9'
1 31
Bu sonuçları değerlendi rirkert . bu seçiml ere işçi sınıfının b i l i n ç düzeyini dile getiren bir ölçü diye bakıyoruz. B u bakımdan. b u seçimler. yeni işçi h a reketi için. siyasi d u ru m u n geliş mesi için. Parti miz için. ve neticede
demokratik ve devrimci yapı reformları veya dönüşümler uğrun da Ispan yada bugün yürütü len ve gelecekte y ü rütülecek olon savaş için. fevko löde büyük b i r önem taşı m a ktad ı r. Seçi m lerde elde edilen zafer. ka naatı m ı za göre. b i r tesa düfte n ileri gelmediği gibi. sadece bu o nd a mevcut şa rtla rı n sonucu do değild ir. Bu zafer. mem leketi m izdeki yeni i� ç i h a reketi nin gerçekleşti rd iği büyük i l e r lemeyi d i l e getirmektedir. Işçi >ı nıfına seçi mlere katı l m a s ı n ı tavsiye eden Partimiz için. bu katıl ıŞ işçi s ı n ıfının bugünkü isteklerini gerçekleştirmek.
işçi h a reketi ne daha geniş ola n a k l a r sağ l a m a k üzere. yürüttüğü taktiğin b i r u nsurunu teşkil ediyordu. pa rt i m iz. seçim m üco delesini çeşitli m u h a lefet güçlerini bi rleştirecek bü yük b i r siyasal savaş ola ra k düzenlemek zorunluluğunu israrla bel i rtti. Artık mesele. d i key sendika lılrl içinde savaşma l üzumuna veya lüzum
suzluğuna kara r vermek değ ild i ; mesele. bu sendika l a ra kesin b i r d o rbe
ind i rmek. bu örgütlerin yerine b a m başka bir nitelik taşıyan başka kuru luşlar getirmekti. Mesele. g elecekteki sınıf send ikalarının ya ratılabilmesı için kesin b i r zafer elde etmek ; böylelikle d e Franko rej i m i nin en önemli siyasi yapıtlarındon b i rini kesinl i kle yıkmaktı. Bugün a rtık. b u savaşın zaferle sonuçlondığını söyleyebi l i riz.
Muha ceretteki M i l l i Emek Konfederasyon u n u n ve ıspa nyol Sosya l ist Pa r tisin i n l i derlerin i n propagandaıarına rağ men ; işçi komisyo n l a rı . d i key sen d i ka temsilcilerinin ve rej i m u ş akları n ı n desteğ i nden faydalanan adayla rı kesin b i r yenilg iye uğ rattı. Madenierde. d e m i r-çelik. tekstil. i nşaat. ma kine i nşaatı. kimya. kitap. gemi inşaatı endüstrilerinde. ba n k a l a rda. u l aştı rma ve posta-telefon hiz metlerinde. ve bir dereceye kada r demiryol l a rı nda. büyük ve kesin zaferler elde edildi. Bu zafer d i key sendika l a ra öldürücü b i r da rbe i nd i rd i . Bu nitel sıçrayış. bağı msız sınıf sendika l i z m i n i n yolunu açm ıştı r. Bu zafer. Franko rej i m i n e b ü y ü k b i r da rbe i n d i rd i . Bu d a r be bu rejimin yıkılışını h ızlandıra b i l i r. Daha çok genç kuşa kları n ve kad ı n l a rı n oyları i l e elde edilen bu zafer. devrimci savaş programı ve plôtformu temeli nde. ıspanyol işçi h a reketinin birliğine yol açmakto ; bu birl iğ i n gerçekleşti ri l mesini sağlayacak b i r u ns u r teşkil etmektedir.
Binlerce devrimci işçi n i n send i ka delegesi ve işletme komisyonları üyesi o l a ra k seçilmesi. bu işçi komisyonlarını lüzumsuz hale getirm iyor. a ksine. bu örgütlerin eskisinden de l üzu m l u olduğunu gösteriyor. Bu örgütleri kuvvetl endirm e k ve sağla m laştı rmak. bu onda. işçi sınıfı m ız ı n ve ono ön derlik eden ko m ü nistlerin başlıca ödevlerinden birini teşkil ediyor. Komünistler. prensip olara k, işçi sınıfının birliğini savu n urla r d a i m a . Bunun için d e . i ş ç i komisyonla rını v e bu örgütlerin savaş prog ra mını . tek 1 32
b i r sendika merkezi çerçevesi içinde, işçi sınıfı n ı n birl iğini savu n m a k isti yen - katolik, sosyalist, a n a rşist - sendikal ist, send i ka l ist, sol fa lanjist, küçük- b u rj uva m i l l iyetçisi vb. - bütün g üçler, komün istlerin desteğ i nden ve bi rleştirici işbirliğinden fayd a l a n a b i leceklerini bil melidir. Aksine, işçi sınıfını bölmeye, işçi komisyonla rı n ı n temelini yıkmaya ka l kışanlara karşı a m ansız b i r savaş yü rüteceğiz. Çünkü parti mizin ha reket noktası, bütün emekçilerde deri n kökler salmış birlik isteğ i d i r. Bu i steğ i n kuvvetini göstermek için, şu noktayı bel i rtel i m : sendika seçi m lerinde işçi düşmanı, birlik a l eyhtarı bütün a k ı m l a r, bütün eğilimler yeni l g iye uğra d ı . B i l i n d i ğ i g i bi, savaşçı, devrimci ıspanyol işçi h a reketi, doğduğu g ü nden beri devri mci ol maya n iki büyük a k ı m ı n a etkisi nde kalm ıştı r. Bu a k ı ml a r d a n b i ri, ıspanyol Sosya list Partisinin temsil ettiğ i refo rmist sosya l i st a k ı m d ı r. I kincisi ise, a n a rşist b i r n itel i k taşıya n M i l l i E m e k Konfederasyonunun temsil ettiği a n a rşist-sen dikalist a k ı m d ı r.
1 934 yılından itibaren, yani
Astorya'daki ma den işçilerinin ayakla n m asından sonra , Partimiz de işçi hareketini kuvvetle etkilemeye başladığı için, yukarıda adı geçen iki a k ı m ı n etkileri oldukça aza l d ı . Vata ndaş savaşı sona erdiği zaman, bu d u ru mda kesin b i r değişi k l i k meydana gelmem işti. Ama bugünkü seçim lerde elde edilen sonuçlardan a nlaşıldığına göre, işçi sınıfımızı g üçsüz d üşüren böl ünme dönemi sona ermiştir a rtı k ; yeni, birl i kçi ve devrimci b i r yönelim bel i rtmiştir. B u değişikliğe yol açan asıl nedenl er açıktı r : 1 936'dan b u yana Ispa nya , b i r vata ndaş savaşı geçird i ; otuz y ı l d ı r devam eden d i ktatorya rej i m i ve bu rej i m e karşı yürütülen m ücadele, işçi sınıfına çok büyü k tecrü beler kaza n d ı rdı. B u otuz yıl içinde, Parti mizin en büyük başarısı ıspa nyol işçi h a reketi ne eski gücünü sağlayabi lecek, savaşçı l ı ğ ı n ı arttıracak, bölünmelesine son verecek yol ve yöntem ler a ra ması ve bulmasıdır. Işçi sınıfının, h a l k ı n ileri sürdüğü bütün istekleri - en basitlerinden en yükseklere kadar - savun d u k. olumlu
Işçi
tecrübelerden faydala narak,
hareketleri n d e elde edilmiş bütün b u n ları
sistem
h a l i n e geti rmeye,
savaşı geliştirmek üzere kulla nmaya çal ıştık. Böylelikte de ço k yüksek b i r d üzeye vardık. Yeni işçi h a reketinin bugünkü başl ıca ödevi, elde ettiği başarı l a rı sağ l a m laştırmak, birliğ i n i kuvvetlendi rmek, bu yolda yeni a d ı m l a r atmak üzere hareketi ne devam etmektir. Başka b i r deyişle, işçi sı n ı fını teşkilôt I a n d ı rmak, demokrasi uğruna, i ktisad i istekleri uğru n a yürüttüğü sava ş ı n d üzeyini yükseltmek ü zere yen i kesin a d ı m l a r a tı l m a lı d ı r.
Seçimlerden önce Partimizce tespit edilen, sendika delegelerini n , iş
letme komiteleri üyelerinin, içlerinde çok bili nçli ve ilerici işçiler b u l u n a n yöresel (mahalli), bölgesel hattô u l u sa l birli klerdeki üyelerin de oynaya bi leceği rolle ilgili görüşün haklı olduğu a n l aşı r m ı ştı r. Bu kuruluşlar da emekçi teşki lôtları haline geleb i l i r. Işçi komisyonları i le sıkı bağ l a r kura 1 33
rak, ve bu komisyonlarHl yönetimi altında, bu kuruluşlar bazı topl u msal kesimleri, hattô belirli bir anda ve elverişli şartlar içinde, ıspanyol işçi sınıfının bütü n ü n ü seferber edecek bir sistem haline geti rilebi l i r. Seçi mlerden
hemen
sonra,
Astoryada
maden
işçileri
g reve
g i rd i :
Mad rit'te, yeni seçilen sendika delegeleri, ma den endüstrisi sendika s ı n ı n eyalet merkezinde b ü y ü k b i r toplantı düzen lediler. Bu toplantıda, seçi m lerin i kinci kısm ı ; polisin sendika hayatı na ka rı şmasına son verecek ted birlerin a l ı n ması ile i l g i l i dört temel istek ileri sürüldü. Iki g ü n sonra, 17 Ekimde, yine Mad rifte, 50 sendika delegesi hükü mete bir açık mektup yazd ı l a r. Bu mektup, eyaletlerdeki sendika temsilcileri n i n seçi m sistemi değişti ril mediğ i ; son seçi mlerde seçilen, ama veki l l i kleri iptal edilen iki işçi komisyonu soru m lusuna
hakla rı iade edil mediği ta kdirde,
Falanj
Ha reketi Bakanı Solis'in derh a l istifa etmesini istiyordu. Toplantıya katı lan delegeler, faşist koma ndoların saldırısına u ğ ra d ı l a r, ama ke ndilerini cesaretle savu ndula r. Olkenirı başlıca şeh i rlerinde de, seçi mlerden sonra, işçiler, işverenlerin çıkarların ı koruyan toplu sözleşmelerin tekra r gözden geçirilmesini istediler, isteklerini ka bul ettirmek üzere çeşitli ha reketlere g i riştiler. Ba rse lon'da, işçi komisyonlara delegeleri, Oniversitede düze n l e n e n özg ü r ta lebe b i r l i ğ i n i n top lantısına katı l d ı la r. Görüldüğü gibi, işçi sınıfı bugünkü sendika yapıla rına karşı, haklarını savu n m a k ve isteklerini kabul etti rmek üzere g i riştiği büyük saldırıyı kes kin leştiriyor. Yeni işçi ha reketi bundan sonra acaba ne yapacaktır? Ka naatım ıza göre, elde ettiğ i yeni d u ru m u kuvvetlendirmek üzere seçi mlerin i kinci ve üçüncü evresinden faydalan maya bakacaktır. Yöre, eyalet ve bölge kongre ve toplantı ları düzenleyerek, bazı hal lerde sosyal Juntes (konseyierliere daya nara k, yeni işçi h a reketi demokratik ve m i l l i sendika kongresinin toplanmasını sağla maya ça lışacaktır. Bu kong re de, bağımsız, demokratik, tek bir sendika merkezi n i n kuru l masına yol açacaktır.
Gerçek bir işçi demokrasisinin e n büyük savu nucu l a rı komün istlerd i r.
Bu sıfatla, doğrudan doğ ruya işletmelerde seçilecek temsilcilerin, buna i m kôn olmadığı ta kdirde, yen i seçilen sendika delegeleri n i n bu kongrelere katı l masını istiyoruz. Işçiler elde ettikleri kaza nçlard a n fayd a l a n a ra k, y ü rüttükleri mücadeleyi keskinleştirme l i d i r. Bunu g ü nden g ü ne daha bil inçle a n l ıyorlar. Herşeyden önce yapılacak iş, h ü kü metin tôyin ettiği yöneticilere karşı, işverenlere ve h ü kü mete bağlı olmayan sınıf sendika la rı n ı n kuru l m a s ı n ı sağlamakt ı r. Yeni işçi hareketinde çok yayg ın b i r görüşe göre, send i ka reformu n u n ..yükarıdan a ş a ğ ı » yapılmasına engel o l u n m a l ı d ı r. Yeni s ı n ı f sendikası aşağıdan, ta bandan yükarı doğru, yani fa brika l a rda, işletmelerde, ve işçi lerin isteğine göre kuru l ma l ı d ı r. Kanaatım ıza göre, tıpkı komünistler gibi, bütün devrimci işçilerde emekçiler ta rafı ndan seçi l memiş sendika yöne ticilerin yetkilerini hiç bir zaman kabul etmiyeceklerd i r. Işçiler, bugün, kendi m a l l a rı olan, demokratik b i r sınıf sendikası n ı n l ü zumuna kanaat geti rmişlerd i r ; böyle bir sendika n ı n kurul ması için ge1 34
reken bütü n şartl a r olgunlaşmıştır. Bugün 250 peseta ' l ı k asg a ri ücret uğ runda yürütülen mücadele bile emekçilerin birliğini sağladığına göre, b u demokratik sınıf send i ka s ı n ı n kurulması meselesi, yeni işçi h a reketi n i n en önemli sorunu h a l i n e gelm işti r. G rev h a k k ı n ı n k a b u l edilmesi i ç i n y ü rü tülen savaş ise, b u soruna s ı kı sı kıya b a ğ l ı d ı r. Bu son seçi mlerde sendika b ü rokrasisi nasıl davra nmıştır? Bu bürokra siye karşı nasıl bir tutu m ta kınmalıyız? Bu mekanizma n ı n içinde, işçileri n çıkarl a rı n ı ve haklarını savu n a n l a r görül meye başladı. Falanj H a reketi ne bağlı bir ta kım. Pol i s Bakana ve h ü kü mete sırt çeviriyor. Kanaatımıza göre, korporatif sisteme son verebilmek için, sendika bürokrasisi nin, yeni işçi ha reketine yard ı m etmeye hazır bu kesi minin desteğ i n i a ra m a l ıyız, ona perspektifler sağ l a m a l ıyız. Kanımı zca, çözül meye başlayan Fa lanj Ha reketi i l e hükü met, yeni işçi ha reketi nin gelişen faa l iyetine karşı gelmek üzere, baskı yo l u na başvura m a z : Hükümet bu ha reketi eski terör metotla rı n a başvurara k a nca k d u r d u rtabi l i r. Oysa buna a rtık i m ka n yoktur.
17 Ekimde M a d rit ma den işçileri sendikasında yeni send i ka delegele rine yapılan p rovokasyon yolu kulla n ı l a bi l i r. Ama işçi ha reketi bu gibi s a l d ı rı l a ra boyun eğmez, bunların gerçek m a ksadını ka m u oyuna açıklar, çeşitli kitle h a reketlerine (grev de d a h i l) başvurarak, bu p rovokasyonları sonuçsuz b ı ra kı r. Hükümetin başvuracağı baskı metotla rı n a karşı işçi hareketi, emekçi ler a rasındaki daya n ışmayı kuvvetlen dirmelidir. Son zamanlarda bu daya nışma ıspanyol işçi sınıfının bil incini e n m ü kem mel şekilde dile getirdi. Bu daya n ışma bir kat daha kuvvetlendirilmel i d i r. Işçi sınıfı için daya nışma kutsal bir prensip h a l i n e gelmelidir. Yeni işçi h a reketi gizlilik şartl a rına dönmiyeceğ ini ; kanuni şartlar içinde faa l iyet yürütmeye h a kkı olduğunu, bu h a kkı elde etmek üzere savaşaca ğ ı n ı açıkça bildirecektir, bundan hiç şü phemiz yoktur. Işçi komisyonları te meline d a ya n a n yeni işçi h a reketi n i n, sendika çer çevesini aşmayan bir çeşit işçi teşkiıatı olduğunu sanmak y a n l ı ş o l u r. Işçi komisyonlarının, işçi sı nıfında varolan çeşitli eğ i l i mleri, çeşitli siyasi a kım l a rı temsil eden bir çeşit işçi komiteleri olduğunu da sanabiliriz. Oysa, işçi komisyonları bundan çok daha önemli bir şeyd i r. Prensip o l a ra k, işçi komisyonları gene l l i kle büyük emekçi ler ta rafı ndan, demokratik yollarla seçi l mektedir. Demek oluyor ki bu komisyo n l a r. işyer lerinde. fa brika larda. işletmelerde vb. meydana gelmiş bir işçi demok rasisi şekl i d i r. Bu komisyo n l a r temeline daya n a n işçi hareketi. bir sendika h a reketi değ i l d i r sadece ; emekçilerin yürüttüğü siyasi ve sosyal bir h a re kettir. Bu ha reket bir ya ndan tek bir sınıf sendikası kurmaya çalışıyor. a m a öte ya ndan ke ndine özgü d i n a m i k gücünün etkisiyle. siyasa l ve sosyal ödevler üzerine a l ıyor. Bugünkü dönemi nde. yeni işçi ha reketi. top l u mda siyasal ve toplumsal dönüşümler gerçekleştirmek üzere demokratik 1 35
savaş p rensipleri n i içinde taşıyor. Ispanyada yen i b i r demokrasinin geli ş i m i bakımından, bu savaş prensipleri fevka lade önemli b i r rol oynaya b i l i r - bu rolü m u h a kka k oynayacaktır. Henüz filizleşen yeni işçi h a reketi n i n b u n iteliği, tespit ettiğ i progra m l a rda, platform l a rd a d i le geliyor. Çünkü bu progra m l a r doğrudan doğruya işçi sın ıfını i l g i lendiren i ktisadi soru n l a rı , istekleri vb. y i ele a l m akla yetin m iyor; toplantı ve gösteri özg ürlüğü, basın özg ürlüğü, demokratik bir sendika kurmak üzere yöresel, bölgesel ve u l usal kongreler d üzenleme özg ü rlüğü, bankaların, büyük tekelci işletmelerin m i l l ileştiri l mesi, toprağı köylü lere verecek bir toprak reformu, ta r ı m ü rü n lerinin a l ı m ı n ı ve satışını düzen leyecek demokratik örgütlerin kuru l ması, öğ reti m i n demokratikleş tiril mesi gibi çok önemli demokratik isteklerde de bulu nuyor. Gelişimin mantığı içinde, yeni olanaklar ü m i d edilebili r ; yeni işçi h a re
keti n i n e l d e ettiğ i başarıI cı r ü l keyi b ü y ü k m i l l i g reve götürecekti r. Bu g rev, siyasi b i r genel g rev şekl i n i a l a b i l i r, yahut da böyle b i r g revin sonucu
ola bil i r. Ya h u t d a bir ta k ı m eylemler, grevler, savaşlar birleşi p genel g rev h a l i n e geleb i l i r. lJlke mizde demokrasiyi gerçekleşti rmek üzere h a l kı m ı z ı n yürüttüğü savaşın bütün perspektifleri t e k b i r sonuca doğru g idiyor: m i l l i greve. Böylece, demokrasiyi barışçı yollarl a gerçekleşti rme i m k a n l a rı git g ide çoğ a l ı yo r, oluşan olaylar bunu gösteriyor. Bir kere daha israrla be I i rtel i m ki, bu barışçı yol reformist değ i l, devrimci bir yoldur. Ispanyoda demokrasi kuruld u kta n sonra, dönem için teklif etti ğ i m iz perspektifler nelerd i r? Ka naatımıza göre, bu demokrasiyi korumak, kuv vetlendirmek istiyorsak, o n u geliştirmek zorunda olacağız. Bu ise, kanaa tım ıza göre, köklü yapı reform l a rı n ı n gerçekleştirilmesine bağlı olaca ktır. Bu reform larla, bu demokrasi, siyasal ve sosyal bir demokrasi, tekelci devlet kapita l izmi i le sosya l iz m a rasında bir geçiş rej i m i h a l i n e gelecektir. M i l l i soruna geli nce : Parti m izin ka naatına göre, elde edilecek siyasal özg ü rl ü kler Katalonya'ya , Galiçya'ya, Bask O l kesi ne tonılacak m i l l i m u h tariyetle ta mamla nacaktır. Tekelci o l igarşinin merkeziyetçi v e b ü rokratik rejimi, bu ü l ke h a l kl a r ı n ı n m i l l i h a kl a rı n a d o büyük za rar/or vermiştir. öte yandan, bir Kurucu Mecli s seçil melid i r. Bir Anayasa hazırla n m a l ı d ı r. Partimiz parla mento rej i m i ile beraber, u l usal, bölgesel, yöresel m u hta riyetler sistemini tavsiye etmekted i r. Fiili o l a ra k içinde çeşitli m i l letler bulunan Ispanya devleti nin bu gerçeği de jure de ka b u l etmesini istiyoruz. lJ l kemizdeki çeşitli m i l let/erin kendi kaderleri n i d i ledi kleri gibi tayi n etme hakkına sahip o l masını istiyoruz. Bu h a k l a rı ta n ı ndığı takdirde ancak, Ispa nya h a l k l a rı n ı n birliği g a ro n � i a ltına g i recektir. Adliye mekanizmasında
köklü
b i r reformun yapılması n ı ; yargıçların
bağı msız olmasını istiyoruz. Çok partili bir sistemden yanayız. Tek Mecl isli b i r parlamento, i ktisa d i ve sosyal b i r Merkez Konseyi, u l usal, bölgesel ve yöresel i ktisa d i p l a n l a rı n hazırlanmasına ve uyg u lanmasına
katı lacak
Konseyler istiyoruz. B u Konseylerde toplu mumuzun bütün kesimleri temsil
1 36
edilecektir. işçi komisyonla rı n ı n delegeleri bu korıseylerde çok önemli b i r rol oynayacaktır. I ktisad i ve toplumsal düzeyde, en ived i l i ya pı reformu, lôtifu ndia'larl ortadan ka ldıracak, toprağı köylü lere verecek, çeşitli ti pte kişisel veya kolektif tarım işletmelerine m üsaade edecek b i r ta rı m refo r m u d u r. Banka l a rın, kred ilerin, yeraltı servetlerinin, eıektrik enerjisinin, büyü k tekel lerin m i l l i leşti ri l mesi n i teklif ediyoruz. Ama küçü k sanayiin korunma sından yanayız. H iç şü phesiz, objektif b i r ka nun teşkil eden merkezleşme ve topla n m a süreci devam edecektir, a m a bu s(,i reç ka pita list tekellerin elinde gelişmiyecektir a rt ı k. Iktisadi alanda, özel sektör ve geniş b i r kamu sektörü bulu nacaktır. ıspanyol kom ünistleri ile h a l k ı m ı z ı n geniş bir kes i m i bu sisteme siyasal ve sosyal demokrasi a d ı n ı vermektedir. Bu sistem belirli bir a nda, gelişi mine özgü d iyalektik kanununa göre, sosyal izme g idecektir. Ispanya n ı n bugünkü dönemi nde, m i lyon l a rca va tandaşı m ı z : «fra nko'dan sonra ne olaca ktır? Nereye g i d iyoruz?.. diye düşü n mektedir ş u a nda. Bu şartla r içinde, Pa rti m iz yukarıda a n lattı ğ ı m ı z, konusu ıspa nyol h a l kı n ı n geni ş b i r kesim ine şimdiden tesir eden reform p rojeleri n i n - geniş hatları i l e - tespit edilmiş o l masına büyük önem veriyor. Ama d a hası va r. Tekellerin geliş mesi ka rşısınd a , bu reform l a rı n konu
sunu açıkl a m a kla yeti nmedik, daha konkre teklifı erde b u l u n ma k, Ispa � ya için bir i ktisa d i ka l kı n m a ve demokratik gelişme p l ô n ı n ı n genel hatla rı n ı çizmek i htiyacını duyduk. Bu genel prog ramın i k i n ci ya rı sı nda, endüstrinin hangi kol l a rı nda daha çok çaba sarfedileceği, bu sanayilerin hangi bölge lerde kuru lacağ ı , a ltya pı ları gel iştirmek üzere ne g ib i konkre tedbirler a l ı n acağ ı , şu veya bu bölgede ne g i b i ürünler yetiştirileceği, hangi böl ge lerde ve ne ölçüde hayvan yetişti ri leceğ i, sula ma siste m i n i n nasıl kuru lacağı, elektri ğ i n nasıl ü retileceği ve kullanı lacağı vb. gibi nokta l a r be I i rti lebi l i r. ate yandan, konkre ve m ü m k ü n olduğıJ kad a r ayrıntı l ı demok ratik çöz ü m yol la rı n ı n tespit edilmesi, ka naatım ıza göre, bütün kapitalist ü l kelerdeki kom ünistler için fevka lôde önem l i bir sorun teşkil etmektedir. Neden acaba bu a maçları şimdiden, ya n i fran ko daha i ktidarda i ken, tespit ediyoruz? Bu soru n u n ceva b ı şud u r : ispa nyada oluşan devrimci sü reç, artık o lg u n laşma k üzeredir. Kanaatım ıza göre, Ispanya Kom ü n ist Partisi bir an önce ü l ke m ize, bütün tekelci gelişme şekilleri n i n yerine geçebilecek, açıklıkla bel i rti l m iş bir çözüm yol u te klif etmelidir. Bununla beraber, en önemli sorun, bu a m a ç l a rı gerçekleştirebilecek bütün toplumsa l g üçleri n gelişmeSi ne, birleşmesine ve toplanmasına yar d ı m etmektir, bunu b i l iyoruz. Meydana gelecek cephenin başlıca çekir deği, bu kad a r umut bağ lanan işçi hareketini doğ u racak hale gelen işçi s ı nıfı olacaktı r. Işçi sınıfının müttefikleri, köylü lerden ve o rta ta bakalar d a n sonra, tekellere düşman h a l k kesi mlerid i r. Diğer güçlerin, diğer a kı m ların değerini küçüınsemiyoruz a m a Ispan ya da, siyasi a l a nda, bütü n bu siyasi güçlerin bi rleşmesi, ittifa k kurması
1 37
için. en önemli b i rl i k. katoliklerle komün istler a rasında kurulacak birliktir. Bugün Ispa nyada yeni işçi h a reketi n i n b i rliği. bu ittifa k üzerine kuru l ma ktadır. B u n u defala rca söyledik. Bu kanaatı mız b u g ü n değ işmemiştir. Ostelik. yeni leştirici. i lerici kato l i k ha reketi nde. Klisenin yü ksek kademele rin tutu m u n a rağmen. bugünkü işçi h a reketinde. demokrasi uğrunda yürü tülen savaşta olduğu kada r. kö klü top l u msal dönüşümler gercekleştirmek. sosya l ist perspektifi yakı nlaştı rmak. yeni bir top l u m kurmak için yürütülen savaşta da. başl ıca siyasi m üttefiğimiz olabi lecek b i r kesim bulu nuyo r. Gençler. ça lışan kadınlar. işçi h a reketi mizin gelişmesinde çok önemli b i r rol oynadıla r ve oyna m a ktadırlar. Teknisyenl erin. memurl a rı n da. b i r çok yerde. işçi komisyonları lehine emekçilerle işbirliği yapmış o l m a l a rı da. u m ut verici b i r öze l l i ktir. I l k bakışta işçi a ristokrasisine mensup sanıIa bilen ba n ka memurl a rı da. su katı l m a m ı ş proleterler gibi davra n ıyorlar. Devlet hizmetlerinde ça l ışan teknokratl a rı n büyük bir kısmı da. çok o l u m l u b i r tutum ta k ı n m a ktad ı r. Bu d a mücadelemize g e n i ş ufukl a r açıyor. Işçi sınıfının yürüttüğü mücadele. muazza m güçleri h a rekete geçirdi. Ispanyada demokrasi i steğ i. topl u msal dönüşümler isteği. önüne geçi l m e z b i r kuvvet h a l i n e geldi. B u dönüşüml eri zorun l u l u k h a l i ne getiren. objektif gerçeklerdir. Bu son y ı l l a rda Ispanyada büyük değ işiklikler meydana geldi. Bir ta rım ü l kesi olma ktan çıkan memleketimiz. bugün daha çok bir sanayi ü l kesi h a l i n e geldi. Bu değişi kliğin asıl nede ni. köy h a l k ı n ı n köylerini terkedip şeh i rlere göçmesi. veya yaba ncı ü l kelerde ça l ı şmaya g itmesi d i r. Yoksa. bi rkaç kolda yükselen sanayi leşme düzeyi pek o kadar fark etmemiştir. Ası l gelişme üçüncü sektörde. yani hizmetler a l a n ı nda önemlidir. Bu ge lişmenin nedeni de turizmdir. Genel li kle. ü l ke m izin i ktisad i ve toplumsal yapısı pek fazla değişmemişti r. Tarım a la n ı nda. topraklarımız ya büyük l atifundia·lara . yahut da ufacık parsellere bölün müştür. Sanayide. tekelci gelişme ve merkezleşmeye rağ men. daha çok orta veya ufa k işletmelere rastlanıyor. Dış tica ret yapısı bakımından. mem leketi miz az gelişmiş bir ü l ke sayı l a b i l i r. Gelişen tekell er. halkın çok büyük çoğ u n l u ğ u n u n çıkarl a rı ve istekleri i l e çatışıyor. Gerek bu gerçekler. gerekse h a l k ı m ı z ı n devrimci gelen ekleri. Kom ü nist lerin işleri ni kolayla ştıyor. Geleceğe g üvenle bakabi liyoruz. Parti miz g ü nden güne kuvvetlen iyor. Tavsiye ettiği çözüm yol l a rı g ü nden g ü ne önem kazan ıyor. Bu durumu gören tekelci kapita l izmin uşa kları . Ispanyada büyük b i r komün ist partisinin kurulacağı n ı bild ikleri için. tekelci sistemin çerçevesi i çi nde. şeki lden öteye gitmeyen parlô menter b i r demok ra sinin oyunlarına katılma m ı zı istiyorla r. Demokratik reform l a r. devrimci bir demokratik gelişme uğru na mücadele ederek. bu i htimale karşı sava şıyoruz. Biz devrimci demokratik yol u n zafere u�şması. tekelci yol u n ise yenil giye u ğ ra m a s ı i çi n savaş yürütüyoruz. 1 38
Işçi smlfı mücadelesini bir kat daha şiddetlendirrnek zorundadır George Meyers B i rleşik Amerika Devletleri Komü n i st Partisi Merkez Kom itesi Uyesi Bazı genel soru n l a ra geçmezden önce, Amerikadaki yeni durumla i l g i l i b a z ı nokta l a r bel i rtmek istiyo ru m . Bugün Amerikada b a r ı ş ta rafta rları h a reketi, Viyetna m s a l d ı rg a n sava ş ı n a karşı büyük bir cesaretle mücadele ediyor, faal iyetini daha etki l i b i r h a l e getirmeye çal ışıyor. lJ l kenin her ta rafı nda, Viyetnam h a rbine karşı büyük kütle gösterileri düzenleniyor. Johnson, H u m p h rey, h a rbi destekle yen bütün politikacı l a r her yerde barışçı gösteri ve yürüyüşlerle karş ı laşıyor. Pa pazl a r, ü n iversite talebeleri, b i l i m a d a m l a rı , çeşitli ayd ı n l a r h a rbe karşı cephe alıyor.
Ozgür!ük uğruna savaşan karaderililer hareketinin
bir
çok yöneticisi d e h a rbe karşı olduklarını açıkl a d ı l a r. H i ç şüphesiz A.F.lo - c.1'0. (Amerikan sendika la rı) yöneticileri ve özel l i kle loveston' u n davra n ı ş l a rı , Johnson h ü kü meti nin h a rp politika s ı n ı des teklemekte ve kolaylaştırmakta d ı r. Ama d u ru m u n öbür cephesini de gör meliyiz. Işçiler Viyetnam savaşı için fedaka rl ı kta b u l u n mayı reddediyor l a r. Send i k a l a r büyük bir m ücadele yü rütüyor; a rta n hayat p a h a l ı l ı ğ ı karşısında ücretlerin a rttı rı l m ası i ç i n çeşitli grevler düzenliyor. Johnson'un aza m i ücret tuta rları yo lu ile, ücretlerin a rtmasına engel o l m a teşebbüs lerine cephe o l mayan tek bir sendikacı yoktur. Sendi ka la r h a rp pol itika s ı n ı n başa rıya ulaşacağı na i n a n m ı yorla r ; send i ka l a r içinde barış istiyen emekçi gru plar a rtıyor. Aşırı sağcı «okba ba"la r tırmanma politikasını desteklediği ; hatta atom siıahlarının k u l l a n masını istediği h a l d e ; Amerika n h a l k ı n ı n en etki l i çoğ u n luğu Viyetna m savaşına s o n veri l mesini istiyor. Harris Estitü sünün son g ü n lerde yaptığı «nabız yokla ması"nda elde edi len sonuçl a ra göre, fikir leri sorula n l a rı n % 62'si h a rbe bir a n önce son veri l mesi n i istemiştir. Johnson, ne pahasına o l u rsa o lsun, «nihayi zafere kad a r" h a rbe devam etme kara rı n d a n dön m iyeceğ i n i söyleyip d u ruyor, ama h a l k ı n d esteğ ini kaza nması i m kansızd ı r. Bütün d ü nyada, b a rıştan yana o l a n g ü çler, ka hra m a n Viyetna m halkına çok taraflı yard ı m a katılırso, Johnson ' u n b u kara rından vazgeçme zorunda b ı ra ka b i l i rler. Karaderililerin özg ürlük u ğ ru na yürüttüğü mücadele, i l k önce lokanta l a rda ve diğer kamu yerlerinde uyg u l a n a n ı rk a y ı rı m ı n a karşı karaderi l i
1 39
talebelerin yürüttüğü bir protesto h a reketi şekli nde başladı. Ama daha sonra bu hareket siyasi haklar - özel l i kle oy hakkı - u ğ ru na yürütülen bir mücadele şek l i n i a l d ı . Bugün bu h a reket iktisad i h a k l a r u ğ ru na sava şıyor; çalışma hakkı, beyazlarfa eşit ücret a l ma hakkı, sağlığa zara r ver m i yecek evlerde oturma hakkı, sağ l ı k hizmetlerinden fayd a l a n m a hakkı, çeşitli g ü n l ü k i htiyaçl a r ı n ı n yerine getiril mesi isteği vb. «Karaderi l i i kt i d a rı. . parolası karaderifi vata ndaşlarımızın haklı g u rununu d i l e geti riyor. Yoksa beyazl ardan ayrı l m a eğ i l i m i ni destekleyenler azd ı r. Karaderi l i hareketle işçi h a reketi a rasında şekl i b i r b i rl i k o l ma makla beraber, prati kte bu i ki büyük hareket a rasında, ha reket birliği örnekleri çok görülmektedir. Son yı l l a rda kuru l a n siyasi işbirl i ğ i devam ediyor. M a raderi l ilerin özg ürl ü k u ğ ru n a yürüttüğü ha reket, send i k a l a rı n düzen lediği bütün ka m p a nyalarda işç i h a reketi ni deste klemektedir. Bug ü n örne ğ i n gü neyde, karaderi l i işçilerle beyaz işçiler ortak bir savaş yürütüyorlar.
1 960 y ı l l a rı nda başlayan talebe h a reketi, ü l kenin okul ve ü n iversitele rinde uyg u l a n a n Macca rthy'cı metotla ra karşı cephe a l m ı ş bir «söz özgür l ü ğ ü hareketi.. i d i . Bugün ise talebel er, barış u ğ ru n a bütün vatandaşlara eşit haklar ta n ı n ması, öğretim sistem i n i n d üzeltilmesi, solcu siyasi örgüt lerin kanunen, tanınma sı için yürütülen sava ş l a ra katı l ı yo rl a r. Gus Ha l l ve d a h a başka pa rti yöneticiferi n i yüzlerce talebe önünde konuşturan Partimiz, orta sı nıfları h a bersiz bıra k m a k üzere tekellerin çevirdiği entri kaları sonuçsuz b ı ra ktı. Bugün a rtık, talebe ha reketi Amerikan e m p erya l i z m i n i n Viyetnamda oynadığı rolü çok iyi a n l ıyor. Bu ha reket içinde yen i bir ra d i ka l izm, hattô sosya lizme karşı g ü nden güne a rtan b i r i l g i bel i rtmekted i r. Ama gençl i k h a reketi, işçi sınıfının bugünkü toplumda oynadığı ro l ü daha büyük bir b i l inçle a n la m a ıı d ı r. Ostelik, ü n iversitede okuya n, ve bu ha rekete etki l i bir şeki lde katılan işçi çocu kla rı çoktur. Eskiden talebe hareketi nde müca d e l e e d i p bugün sen d i ka l a rda faal iyet yürütenlerin sayısı da yü ksektir. Son yı l l a rda kato l i k klises i n i n içinde de bazı önemli değ i şikli kler mey d a n a geldi. Pa pa Jean XXI I I ' ü n teşebbüslerini destekl iyenlerle, eskiden beri izlenen gerici pol itika tarafta rları a rasında çok deri n a n la şmazl ı kl a r bel i rdi. Kil isenin ça ğ ı m ızı n şartla rına uyma s ı n ı isteyen k lise a d a m la rı , katol i klerle Kard i na l Spe l l m a n veya Ka rd i n a l Mc Intire g i b i gericiler a ra sında çatış m a l a r, t a rtışmalar başladı. Sevi nçle karş ı l a m a m ız gereken olaylara şahit ol uyoru z : Bugün a rtık Viyetnam savaşına karşı a ktif mücadele yü rüten papazları n , kato l i klerin sayısı a rtıyor. Oysa eskiden b u unsurlar komünizm a leyhtarlığı a d ı a ltına izlenen her çeşit politikayi t a m a m iyle destekliyorl a rd ı . Kato l i k papazlar, ra h i p l e r, karaderi l i lere beya zlarl a e ş i t hakları n tanın ması için yürütülen savaşa katıl ıyorlar. Açlığa karşı yürütülen mücadeleye aktif bir şe�.ıde katı l a n papazlar pek çoktur. A.F.L.-C.1.0.'ya bağlı ta rı m işçileri sendika l a r ı n ı n kuru l masını isteyen Meksi kalı tarım emekçi leri n i n
1 40
savaşını, ve daha başka send i ka savaşlarını destekleyen papazl a r da b u l u n uyor. Ameri kad a ki diğer d i nsel teşkilôtlarda da, demokratik savaşlara katı l a nların sayısı a rtmakta d ı r. Amerika n Kom ü n i st Partisi Papa Jean XXI I I' ü n teşe bbüsü n ü
destekledi, geçm işteki
politikadan vazgeçen
p a pazlarl a
dostluk kurmak isted i ğ i n i açıkladı. Ameri kadaki katoliklerle M a rksistler a rasında, a n laşabi lecekleri n o kta l a rı olduğu g i bi a n laşmazlıkları n ı do i nceleyen bir d iyalog başlad ı . H i ç şüphesiz, Klisenin oynadığ ı rölü değerlendi ri rken eskiden va rd ı ğ ı m ı z h ü k ü m leri tekra r e l e o l m a m ız h i ç de kolay olmadı. Yoldaş Gus H a l l , eski den dine karşı takı n d ı ğ ı m ı z tutu m u n Ma rksist değ i l , «Ingersoni st» oldu ğ u nu söyledi (Robert I n g erson, d i nsel teşki lôtl a ra düşman küçük bir bur juva propagandacı idi. lJIke n i n her tarafında bu konuda konfera nsla r verirdi). Kata l i k ü n iversitelerde sosya lizme ka rşı i l g i g ü nden g ü n e a rtıyor. M a rk sist bir bası mevi n i n m üd ü rü n ü n bel i rttiğ i ne göre, en iyi m üşterileri bu ü n i versitelerde okuyan
gençlerd i r.
Pittsburg
(Pensylva nya)
Bened i kten
p a pazl a rı U n i versitesi eski pröfesörleri nden Herbert Apteker, Kom ü n i st Parti sine g i rd i . Sendika h a reketinde mücadele hızlandı v e a rttı. Çeşitli «spontane» g revler işçileri n otomatizasyon, ça lışma şa rtla rı n ı n şiddetlenmesi karşı sında duyduğu end işeleri dile getiriyor. H a rple i l g i l i end üstrilere zara r veren b u g revlerin a macı, hayat p a h a l ı l ı ğ ı karşısında, ücretlerin yü kseti l mesi n i sağ l a m a ktır. Işçiler daha a ktif b i r sen d i ka mücadelesi yürüttüğü b u s ı rada çeşitli firma l a rla send i ka l a r a rasında a kdedilmiş toplu sözleş melerin süresi sona ermektedir. Kapitalistler bu h a reketi e ngelle meye çalışıyorl a r. Başkan Joh nson, emekçi leri n a leyhi n e işleyen bugünkü k a n u n l o rd o n fayda l a n ıyor; Kon g reye g rev hakkını bir k a t daha s ı n ı rı a nd ı rocak b i r «mecburi h a kem l i k» kanunu kabul ettirmeye çalışıyor. Bazı burjuva nazariyecilerine göre, işçiler bu ka n u n u n hüküm leri ne boyun eğmeyi red dettikleri takti rde, teh l i keli bir d u ru m meydana gelebi l i r. Işçi s ı n ı f ı n ı n sen d i ka h a reketi içinde yürüttü ğ ü mücadele n i n ne kad a r a rttı ğ ı n ı gösteren d a h a b i rçok örnek veri l e b i l i r. Ucretlerin a rttı rı l m a s ı için yürütülen mücadele çoğu z a m a n g revlerle d i l e getiri l i yor. Sen d i ka üye sayısında 'uz u n süre aza l m a görüldükten sonra , bu gün bu sayı yükse l m e kted i r. Artık bugün sendika l a r, otomatizasyon g i bi teknoloj i k devri m i n çeşitli sonuçları ka rşısındaki tutu mlarını bel i rtmek ; emekçilerin ça l ış m a hakkını savu n m a k ; n o r m a l ça l ışma şartl a rı sağ l a m a k üzere savaşmak zo ru n d a d ı r. I ki pa rti l i rej i m i şartları içinde bi le, emekçi lerde g ittikçe a rta n b i r siyasi bağı msızl ı k beli rmektedir. Milli leştirme konusuna gelince ; Kashta n yoldaş, Ka nada do sanayin m i l l i leştirilmesi için yürütülen sava ş ı n karş ı l aştı ğ ı g üçlükleri a n lattı. Ka naatıma göre, bu konuda Amerikada do aynı meselelerle ka rşı laşıyoruz. Mem leketimizde, federal h ü kü met, endüstri n i n bazı kol larına - dolaylı 1 41
veya dolaysız şeki lde-para ya rd ı m ı nda b u l u n uyor. Dem i ryo l l a rı , deniz yol l a rı, ve daha başka b i rkaç endüstri a l a n ı , ya rd ı m sız yaşıya maz. Bazı tröstler (özellikle h a rp e n d üstrisi ile i l g i l i o l a n l a r) ı n başl ıca m üşterisi Devlettir. H ü kü metin teşebbüsü ile g i rişilen, Devletin m a l i ya rd ı m ı ile yürütülen çeşitli b i l i msel a raştı rmala rla e lde edilen sonuçla r özel firma l a ra bildiriliyor. Bu firm a l a r, bu konuçları endüstride uygul uyor ve bun d a n kazanç sağ l ıyor. Bu d u ru m a rağ men, emekçi ler m i l l i leştiri l m e davasını hiç beni msem iyor l a r. Bu önemli istekten prati kte vazgeçmek zorunda ka l a n Komünist Par tisi, bu görüşü sadece prensip o l a ra k savunuyor. Bu durumun, ka naatıma göre, nedenleri çeşitlidi r : M i l l i leştiri l m i ş sektör tecrübesi, bazı o l u m l u sonuçl a r verd iğ i h a lde, meml eketimizde başarıya u laşma m ıştır. Demiryol larında ve köm ü r maden Ierinde yürütülen g revleri bozma k için, h ü kümet geçici m i l l i leştirmelere kara r vermişti. Işçiler tekrar ça l ışmaya başlasın diye h ü kü met iktisa d ı n bu kol l a rında yönetimi e l i nde a ldı, a m a bu değişiklik işletme lerde herhangi bir yen i l iğe yol açmadı ; karl a r yine yı ğ ı l ı p d u rd u . Devlet işletmelerinde çalışan emekçilerin g rev ha kkı b i r t a k ı m karışık kanunlarla çok sınırlandırılmıştır. Bu şartla r içinde, işletmelerin m i l l i leş tirilmesi, emekçilerin ka naatına göre daha yüksek ücretler,
daha
iyi
çalışma şartları u ğ ru na yürütülecek mücadele ola naklarını kısmaktad ı r. Roosevelt'in kurduğu «Tenessee Va l ley Authority .. h i ç şüphesiz i ktisoda çok büyük fayda l a r sağ l a m ı ştır. Ama belediyelerin kontrolü a ltında bulu n a n kamu hizmetlerinde, çoğu zaman verim düşüktür, h ı rsı z l ı k ve rüşvet olayları çoktu r. B i rçok Ameri ka l ı n ı n kanaatına göre, Avrupa ka pita l i st ü l kelerinde, a rtık kar getirmeyen, a m a d iğer kapita l ist işletmelerin işlemesi için gereken endüstri kol l a rı a ncak m i l l ileştiril iyor. Amerikan
gazetelerinden yaba ncı .ülkelerde ya p ı l a n
m i l l i leştirilmesi
yeren, kötü gösteren çeşitli yaz ı l a r çıkar. Derg i m izde bu kon uda yürütüle cek mücadelenin işçilere sağlayabi leceği fayd a l a rı belirten b i rkaç yazı n ı n yayı nlanmasını teklif ediyoru m. Amerikada günün önemli soru n l a rı nd a n biri de, işçi sınıfı n ı n b i r kesi mini
kaza n m a k
için
ileri sürülen
«prel etarya
a ristokrasis i.. naza riyesi
meselesi d i r. Bazı sol g ru p l a rı n savunduğu bu görüşler h i ç şü p h esiz sen d i ka a leyhtarı, işçi sınıf a leyhtarı bir nite l i k taşıyor. Yo ldaş l a r b u rada bu meseleyi ele a l m a d ı l a r. Belki de d iğer partiler için böyle bir mesele yok tur. Ama varsa. dergimiz bu soru nun çözüm ü ne ça l ı ş m a l ı d ı r. kanaatime göre. N i hayet dönüşümler meselesi de va r. Dö nüşümler uğru n a yürütü len bir kitle h a reketi ka pita l izmi bazı şeylere zorlaya b i l iyor: I l ki n ka pital istler ileri sürülen istekleri kes i n l i kl e reddediyorl a r. sonra emekçileri yatıştır m a k için - çoğu za m a n geçici tavizlerde b u l u n uyaryar. Büyük ka pitalizm. u ğ radığ ı yen i l g i l eri belli etmemek için her yola baş vuruyor. Bulunduğu tavizleri işçi sı n ı fına yaptığı «hile .. «hediye..ler diye 1 42
göstermeye ça balıyor. B u n u n da serbest teşebbüs sistem i n i n bir üstü n l ü ğ ü olduğunu söylüyor. Ama öte yandan d a , emekçilerin e l d e ettiğ i h a kla rı geri a l m a k üzere çeşitli ted b i rlere başvuruyar. Amerika Birleş i k Devletleri Komünist Partisi, h a l k ı m ızın i ktisadi dönü ş ü mlerin gerçekleşti ri l mesi, demokratik hakları n genişletil mesi için y ü rüt tüğü büyük savaşı bütün kuweti i le destekliyor. Kanaatım ıza göre, bu savaş kısmi dönüşümler amaç edindiği zaman bile, köklü başka laşmalar uğ ru n a yürütül ecek bir mücadeleye yol açıyor ve emekçilerdeki m ücadele yetenekleri n i gelişti riyor. B u savaşı yürüten emekçilerin büyük bir kesimi istekleri n i to m o n l o m iyle sağ layabi lecek sosya l ist tedbirlerin l üzumunu a n l ıyor. Dönüş ümler u ğ runa y ü rütülen kitle ha reketi, mem leketimizde sos yal izm u ğ runa yürütü lecek savaşta Amerika işçi sınıfı n ı n ve d iğer demok rati k güçlerin birl iğ i n i sağlayaca k bir etkendir. Sözlerime son verirken, bir nokta daha belirtmek iste ri m . Bu konfera ns, g ü n ü n ihtiyaçl a rı n ı ve soru n l a r ı n ı dile getirmektedir. Tartış m a l a rı m ı z da barış ve sosyal i z m u ğ ru n a yürüttü ğ ü m ü z ortak savaşa büyük faydalar sağ l a m ı ştır.
1 43
D ER G I M IZ E M EKTU PLAR
Demokrasi tehlikede (Batı Almanya'dan mektup)
Geçen y ı l ı n Kasım ayında Federal Almanya' n ı n en büyük i ki partisi, ya ni H ı ristiyan Demokrat Birliği (HDB) i l e A l m a n Sosya ldemokrat Partisi (ASP) beraberce kurdukları "büyük koalisyon» hükümetinde birleştiler. Alman Sosya ldemokrat Partisi bu hükü mete katıl ma kla, daha 1 933 yı l ı nda nazi partisine g i rmiş ve sonra d a Ribentrop'un Baka n l ı ğ ı nda yar d ı m cı l ı k ödevi a l m ı ş b u l u n a n bir a d a m ı n , yani Kiesing er' i n Federal H ü kü met Başka n l ı ğ ına seçilmesi o l a n a ğ ı n ı hazırla m ı ş o l d u . Sosya ldemokrat l a rı n bu h ü kü m ete katı l ması, Fra nz Josef Ştraus'un da tekrar ka d roya a l ı n masını sağ ladı ve böylelikle, a nti-demokratik eylemleri ve saldırg a n a m açlarıyla ü n s a lmış o l a n b u politikacı n ı n bastı ğ ı taba n ı n sağlam laş masına yol açtı. H ı ristiyan Demokrat Birliği'nin hükü met politika s ı n ı n iflôsı görünen b i r şeydi. Sosyaldemokrat Partisi, k u m a n d a mevzilerinden H ı ristiyan Demokrat B i rliğini pekôlô itebilirdi. N e va r ki, politik değişikliklere yol açabi lecek olan bu fırsat kaçı rıldı. Sosya ldemokrat Partisi yöneticileri h ü kü m ete katılma kara rı n ı alır ve uygula rken, kendi teşkilôt kademeleri ve s ı ra üyeleri a rasından, hem d e görü l me m iş ölçüde kabara n protesto dalgasını u m u rsamadıla r. Kamuoyu nun, özel l i kle genç sosya ldemokratla rın b i rb i ri n i izliyen b i rçok gösterile rinin yanısıra , Federal A l manya ' n ı n son derece önemli eyaleti olan Kuzey Ren-Vestfalya'da sosyaldemokrat parlômento üyeleri n i n b u ra d a da plôn laştırı l m ı ş bulunan «geniş koalisyon»un gerçekleşti ri l mesine engel o l m a l a rı ve ancak l i beraller - H ü r Demokrat Parti(·) (HDP) i le işbirliği sağ lama l a rı olayı merkezin kara rına karşı p rotestol a rı n ne denli kuvvetli olduğunu göstermektedi r. Kuru l a n yeni h ü kümetin daha i l k resmi beya n l a rı , bu h ü kü metin izliye ceği politika n ı n ne olaca ğ ı n ı ve ne teh l i keler g izled i ğ i n i peşinen bel i rten l e r i n endişelerini haklı çıkard ı . Nete kim, B o n yöneticileri yen iden silôhlan mayı
hızland ı rma
politika s ı n ı n devam etmesini
istiyorlar. Bu
politika,
Federal Alma nyaya atom silôhında söz sahibi o l a n l a ra katı l m a h a kkı n ı n 1 44
veri l mesi isteğ iyle ve mevcut s ı n ı rl a rı d üzeitme yeltenişiyle sıkı sı kıya bağ l ı d ı r. B u konuda ısrarla istenen şey, Bon hükü meti n i n b u saçma iddiasının bütün Alma nya a d ı n a i l eri sürül mesi ve HDB ile ASr tarafı ndan hükü met düzeyinde savu n u l ma s ı d ı r. iç politikaya geli nce, bu «geniş koalisyon .. un pa rtileri, parıa mentoda lüzumlu % çoğunluğa sahip olduklarına güvenerek «olağanüst ü durum .. ka nunları n ı geçirmeyi tasarlıyorlar. Ve bu gerçek-dışı büyük devlet politi ka sını u yg u l a m a masraflarını da emekçi halkın s ı rtına yüklemek istiyorlar. Bütün b u n l a r, sosya l i st ü l keler top l u l u ğ u n u n g ücü g i b i
bir gerçeği
gözönünde tutma k istemiyen, Demokratik Alman Cumhu riyeti n i n varl ığ ı nı tanımıya n, barış içinde ya nya na yaşama gereğ ine ve Avrupa g üven l i ğ i n i sağ lama çaba l a rına s ı rt çeviren b i r yı kı m politikasına devam a n l a m ı na gel i r. Nato Genelkurmayl ı ğ ı n ı n «Faleks-66 .. ma nevra l a rı dolayısiyle, H ı ristiyan Demokratlar ile Sosyo ldemokratl a rı n kendi parıa mento üyeleri n i «olağa nüstü durum .. denemelerine beraberce sevketmeleri, zaten Bon'da b i r .. büyük h ü kü m et koalisyonu .. k u r m a yolundan yürün d ü ğ ü n ü açıkça göster mişti. Bundestag p a rtileri n i n eleba ş ı l a rı bu ma nevra l a rı n yapıldığı 1 966 Ekimi sonunda başbaşa ve sı kı-fıkı olabi lecekleri b i r top l a n m a olanağı bul muşlard ı . Onların bu fırsatla başbaşa vermeleri, menfu r b i r hatırayı, yani Hitler' i n ..Führer sığı nağ ı»ndaki son g ü n leri ö l ü mcül bir sahne h a l i nde tekrar canlandırd ı . Böylece, faşizmin ezilmesinden 21 yı l sonra, Bon ka bi nesi üyeleri i l e H DB, ASP ve H D P parıa mentocuları başbaşa verdikleri o h ü kümet sığ ı n a ğ ı nd a n b i r hafta boyunca çıkm a d ı l a r. Çözümleyici sayd ı kl a rı n e g i bi gerekçel er i leri sürmüş olurlarsa olsu n lar, uyg u l a n ı ş ı n ı s o n derece g iz l i tuttu kları «Fa leks-66» ma nevralarının sonuçları endişe vericid i r. Bu atom savaşı manevra l a rı çerçevesi içinde, «olağan üstü parl a mento» ve ..olağanüstü kabi ne»ye d a h i l kişi ler ilk defa olara k «ola ğ a n ü stü.. görevleri n i yerine getirdiler. Hatta «harp tehdidi altında b i r durum .. h i potezine daya n a ra k b i r «ola ğ a nüstü yasama or Q a nı»nın çalışma provas ı n ı d a yapttıar. B u «yas a m a organı.. öyle bir şeyd i r ki, parla mento tarafı ndan henüz ka b u l ed i l mediği şöyle dursun, gözden geçiri l m i ş veya görüşülmüş bile değ i l d i r. .. Faleks-66 .. atom savaşı ma nevra la rı s ı rasında uyg u l a n a n «olağan üstü duru m.. k a n u n l a rı , temel demokrati k ha kla rı n - daha barış zamanında i ken - kısıtlanmasını öngörmekted i r. Savaş kanunla rı n ı ta mamen yürür lüğe koymak için, «bizi dış teh l i ke tehdit ediyor.. bahanesini i leri sürmeyi yeter görme kted i rler. Böylece, i ktidar, «ola ğ a n ü stü duru m .. kanunlarını uyg u l ıyon ve seçilmiş 31 m i l letvekil i n den kurulan ölümcül «olağan üstü p a rla mento"ya devred i l mekte, söz ve basın özgürlüğ ü s ı n ı rl a n m a kta, işçi ler zoru n l u ça lışmaya ta bi tutu l m a kta, işyeri ve oturma a d resi değiştirmek yasa k l a n m a kta d ı r. Ne va r ki, g i z l i hükü met sığınağından atom d a rbeleri i n d i ri l mesi ta l i matı veri l d i ğ i , kaça n ve göçen yığ ı n l a r ta rafı ndan tıkanan stratej i k yol l a rı n 10'
1 45
.. alev m a k i rıeleriyle temizlendiği» ve «işçiler a rası nda başgösteren kar gaşa l ıklar»ı " bastırı l d ı ğ ı o g ü n l erde. Federal A l m a n Cumhu riyetinin de mokratik g iiçleri «demokrasi teh l i kede» şiarı a ltındaki ko ngreye hazır la nıyorl a rd ı _ Netekim. Mayn Fra n kfu rt' u n da yapılan bu kong reye. salonları h ı nca h ı n ç doldur a n sekiz bin kişi katı l d ı . Burada. «olağan üstü d u ru m» kanun-o larını protesto edenler kamuoyu önünde görüşl eri n i açıkl a d ı l a r. Daha sonra. ü l kerı i n dört yanından gelenlerle 24 bin kişi n i n katı l d ı ğ ı p rotesto mitingi nde
söz a l a n l a r Anayasa n ı n aktif şekilde savunulaca ğ ı n ı bel i rt
t i ler. «Demokrosi te h l i kede» ş i a rı a ltındaki bu Frankfurt kongresinin yapıl masına önOya k o l a n Komite'yi (<<Kuratorium») bağımsızlar kurmuşl a rd ı r. Bu Komite'öe ve g i rişilen a R siyonda ba şı çeken send i ka önderleri. d ünya ölçüsünde i sim ya p m ı ş H . Böıı. Ensensberger. Kestner. Va lser g i bi yaza r ve p rofesö .... lerle. aynı za manda
ki lise temsilci leriyle. gençl i k örgütleri
yöneticileriyle s ı kı bir işbirliği yapt ı l a r. Nobel Armağ a n ı kaza n m ı ş olan Prof. M a ks Born. yaptı ğ ı sel ô m l a m a konuşmasında. bu kongrenin. sendika h a reketi ile i l i m a d a m la rı a rasında politik soru n l a r üstüne eylem birliğine örnek oldu ç;j u n u ve bu h e r i k i kuwetin topl u msal çıkarl a rı kişisel kayg ı ların üstünde tuttu klarını gösterd i ğ i n i bel i rtti. V e sanayi işçi leri i l e kafa işçi lerinin. ı::> u ndan böyle de. ba rışa ve özgürlüklere kasteden her tedbire karşı beraberce d i renmeleri gerektiğini söyled i . En büyük Batı Alman sendikası
o
lan Metal Işçi leri B i rl i ğ i ' n i n Başka n ı Oto Brener de şunları
bel i rtti : «Ol ağa nüstü d u ru m ka nu n l a rı yüzünden demokrasiyi tehdit eden tehl ikeyi aç ıklama h izmetindeki bu kongre. aynı zamanda bu kanunlara karşı d i renr'"e yolu nda i l i m ve d i n a d a m l a rı ile send i k a l a rı n b i r cephe b i rl i ğ i kurdLJkları n ı n etk i l i ve önemli bir gösterisi d i r.» Alman S�ndika l a r B i rl i ğ i (ASB) yönet i m i n i n kenarda ka l mayı tercih etmiş olma s.ına rağ men. çeşitli işkollarından altı sendika. yani Metal Işçi leri Sendikosından başka. Kimya-Iş. Deri -Iş. Basın-Iş Sen d i ka l a rı. ağaç sanayii işçi l eri. ticaret a ğ ı işçi l eri ve memu rları bu ha rekete katıld ı l a r ve kon g reyi d etstekled i ler. Böylesine önemli send i ka l a rı n bu ha rekete katıl m a l a rı . d a h .a önceki kongrelerinde a l ı n a n ka ra rlarla izah edilebilir. Nete kim. A l m a n Send i ka l a r B i r l i ğ i ' n i n geçen i l kbaharda yapılan VI I . Kon g resi p a rlô mento üyelerine şu çağ rıyı yöneltmişti : «Olağanüstü pa rlômento dedi kleri yosama şekl i n i n ve zoru n l u çalışma kanunlarının yard ı miyle temel hakla rı kısıtlama a macını g üden bütü n yen i yeltenişlere karşı d i ren rnek üzere send ika l a rl a . ilim adamla riyle ve d iğer demokratik güçlerle elele verini Z:: !" Sendika l a r büyük bir teh l i ke a ltınd a d ı r. Sendika önderleri n i n işaret
ettikleri gib i. teh l i ke. işçilerin bi rleşmeleri nin ve serbestçe toplu sözleş
meler ya pm a l a r ı n ı n yasakl a n m a k ve önlen mek istenmesinded i r. Demokra s;iy i kurtarma h a reketi ve bu yoldaki çağ rı l a r bi rçok işletme tarafı ndan o l u m l u yankılarla karş ı l a n d ı . M a n haym. Köln. Essen. M ü n i h 1 46
g i b i sanayi merkezlerinden nice işletmelerin kolektifleri -demokrasi teh l i kede» kongresine güveni l i r temsilci lerini gönderdiler. B ü y ü k otomobil fab ri kala rından ve Ruhr bölgesi ma den işletmelerinden, emekçilerin demok rasiyi savu n m a i radeleri n i bel i rten yüzlerce sel malama tel g rafı a l ı n d ı . Kongre' n i n kapanışından sonra y a p ı l a n yürüyüş v e m;tingte, Meta l Işçi leri Se ndikası Yönet i m Kurulu üyelerinden Georg Benz, olağanüstü du rumu dayatma planlarının sosyal gizli sebepleri n i işçi sınıfı açısı n d a n şöyle ta h l i l etti :
1 . Ekonom i k egemen l i k g ittikçe küçülen b i r g ru p u n eli nde toplanmakta, bu grupun parlômentoda ve bakanlıklar b ü rokrasisi üzerinde politik etkisi hızla büyümektedir. 2. M i l itarizm i n ekon o m i k ve politik hayat üzerindeki etkisi, Federal AI manya n ı n g üttü ğ ü bütçe ve ekonomi politi kasındaki belirleyici rolü g i t tikçe artmaktadır.
3. Gelişen ve kapsa m ı g ittikçe genişliyen politik kontrol ve politik adli sistem, naza riyelere rasgele bağlı olmıya n yurttaşların atı l ı m ve g i ri ş i m le ri n i boğacak bir teh l i ke teşkil etmektedir. 4. Şpringer Konsem ' i başta o l m a k üzere, modern endüstri c i l i ğ i n kamuo yundaki b i l i n çlen meye kendine göre şekil vermek için g i tti kçe d a h a etk i l i olarak u yg u l a d ı ğ ı soysuzlaştırma v e a l d atmaca ça baları demokrasiyi bo ğ aca k bir teh l i ke h a l i n i a l � a ktad ı r. Kamuoyunu tekra r uyara n Benz, top l u m u muzun va rlık ve g üvenl i ğ i n i n , silahlanmaya hız vermekle d e ğ i l , olağanüstü d u r u m kanunları ç ı karmak ve başka türlü düşünen leri a foroz etmekle de değ il, a nca k insanca yaşa maya ge rçekten elverişli b i r ekono m i k ve sosyal düzen kuru l ması, bütün yurttaşların her hususta serbest ve engelsiz bilgi edinmesinin sağlan ması, onla ra mutlak surette eşit öğre n i m olanakla rı verilmesi ve otoriter ege m e n l i ğ i n bütün şekil l eri n i n o rtadan ka l d ı rı l m ası yoluyla g a ranti altına a l ı n a b i leceğ i n i n i hayet kavra m a m ı z gereğ i n e işaret etti. Frankfurt kongresine büyük sendika b i rl i kleri n i n katı l ması ve böylesine yapıcı sonuçla r a l ı n ma s ı büyük bir değer taş ı r. Hele Sosya ldemokrat Par tisi'nin Başkan Yard ı mcısı Herbert Vener g i b i önder geçi nen politikacı ların bu kongreye sırt çevi rdikleri, H ı ristiyan Demokrat B i rl i ğ i ' n i n politika sını «benimseme« yolundan yürümeğe devam etti kleri ve «Faleks-66» ma nevra l a rı s ı ra s ı nda «olağan üstü yasa ma mecJ isi»ni desteklemeğe başla d ı kları gözönünde tutulursa, kongre n i n ve a l ı n a n sonuçların değeri d a h a d a a rtar. Bundan ötürü, Sosyaldemokrat Partisine m e n s u p b i rçok politi kacı n ı n , b u parti elebaş ı l a r ı n ı n gafletine kapılmadan kong reye katılmış olma l a rı n ı sela m l a m a k da yerinde b i r h a reket o l u r. 1 966 Kası m ı sonunda, Bon'da «büyük koa l i syon» kurma görüş melerin i n sonuçl a n m a k üzere o l d u ğ u g ü nlerde, «demokrasi tehl i kede» ş i a rı altın d a ki kongre n i n yönetim komitesi de oturu m l a r ya pıyord u . 10
1 47,
Komite ş u n l a rı b i l d i rd i : Federal Hükümet Başka n ı Kissinger'in i l ô n ettiği prog ra m ı n «büyük koa l i syon» yardı m iyle gerçekleşti ril mesi, parlômento çoğ u n l uğ u n u n des teği sağ l a n m ı ş a l ma sına rağ men, demokrati k b i r kanu niyet niteliği taş ı m ı yor. Sosya ldemokrat Partisi bu h ü kü mete g i rmekle, güdüle n politika n ı n iflôsını maskelemeye yard ı m ediyor. D u ru m odur k i , ta m iflôs ilôn edi l memiş olsa d a , iflôs etmiş politikadan soru m l u o l a n g üçler y i n e destek görüyorlar. Ortada, Erhart h ü kümeti nin açıkfadı ğ ı «şekHfen miş toplum»
d üşüncesinin «büyük koa l i syon» perdesi altında uyg u l a n m a sı ve yeni Fe deral H ü kümet tarafından «olağanüstü duru m » ka n u n l a rı n ı n ka b u l edil mesiyle de Anayasa n ı n h ü kümsüz bir kôgıt p a rçasına döndürü l mesi teh l i kesi va rd ı r.
Bu gid işe, a ncak, H ı ristiyan Demokrat Birliği i le H ı ristiya n Sosyal B i r liği'nin g üttükleri çıkmaz soka k politikası n ı n a ltına ka l ı n bi r çizgi çizen demokratik a lternatifi n yard ı m iyle karşı koya b i l i riz. Komite şu istemleri i leri s ü rd ü : Olağan üstü d u ru m ka n u n l a rı n ı n , a n a kanunu değiştirmek su retiyle lega l ize edilmesi yerine, kesinlikle redded i l mesi ; federal Al ma nya'nın atom sifôh ı n da söz sahi pleri a rasına katı l m a ktan ve Avru pada s ı n ı rl a rı değiştirme i steğ i nden vazgeçmesi temeline daya n m a k üzere Doğu-Batı yaklaşmasına elverişli b i r dış politika izlemesi ve böyl elıkle Avru pada barışın sağ la mlaşmasına ve Federal Al ma nya'nın barış dôvasına d a i m i yardımda b u l u n a n b i r ü l ke o l a ra k ta nı nmasına yol a ç ı l ması ; Askeri masrafl a r bütçesi nde kesin bi r azaltma y a p ı l a ra k devlet m a l iye sinin istikrara kavuştu ru l m a s ı ; ışgücü n ü ta m ve sürekli o l a ra k angaje edecek, işçilerin, emekçilerin ve memurların sosyal kaza n ı m l a rı n ı g a rantileyecek b i r ekono mi politikası u yg u la n m a sı ;
Ana kanunun, dem okratik, sosyal b i r hukuk devleti Anay asası olara k hayata geçiril mesi v e Federal Cu m h u riyetin ancak bu s u reıtle kendi i ç h ü rriyeti ni elde edebi l eceğ i n i n , d ü nya önünde tarihi soru m l u l u ğ u n a lôyık b i r düzeye çıkabi leceğ i n i n ka bul e d i l mesi . . . «Demokrasi teh l i kede» komitesi bu b i l d i ri ve istemleriyle birlikte, bütü n demokratik güçleri, «olağanüstü d u ru m » ka n u n l a rı n a karşı p rotestoları n ı aktif v e site m l i o la ra k bel i rtmeye çağ ı rd ı. Şüphesiz ki, bu yeni h a reket, b i l g i n l e r, kilise temsi lcileri, kültür faa l i yetçi leri v e sendika l a r a rasındaki bu politik işbirliği, gerek Federal hükü metin, gerekse pa rlô mentonun görmez l i kten gelem iyecekleri önemli bir politik etkendir. Ya rınları öngören
bu
demokratik ha rek�t cidd iyetle
hesa ba katı l m a lı d ı r.
M. KAPLUK
1 48
V I Y ET N A M SAVAŞı
Amerikan saldırısına karsı mücadelede ,
komünistlerin birliği (Komünist ve işçi partileri n i n görüşlerinden özetler)
Viyetnam h a l kı n ı n em perya l i st sa l d ı rısına karşı y ü rüttüğü kurtuluş sava ş ı n ı n önemi a rt ı k Gü ney-Doğu Asya çerçevesinden çokta n çıkmış b u l u n u y o r . Bu savaş, m i l letlerarası a l a nda, ka pitalist d ü nya i l e sosyalist d ü nya a rasındaki mücadelenin b i leşi k ve gerg i n ka ra kteri n i yansıtıyor. Ve gemi azıya a l a n e m peryalist çevrelerin saldırga n l ı k p ı a n l a rı n ı suya d üşürmek için bütün devrimci ve ba rışsever güçlerin sı msıkı b i rleşmeleri ve daha a ktif davra n m a l a rı gereğ i n i en göze ça rpar şekilde belirtiyor. Bu ödevi yerine getirme d u ru m undaki güçlerin öncüsü d ü nya kom ünist leri d i r. G ü ney Viyetnam halkına ve Viyet n a m Demokratik Cumhu riyetine Amerikan saldırı s ı n ı n d a ha başlangıcından itibaren, d ü nya kom ü nist ve işçi p a rtileri, Viyetnam h a l kı n ı yürüttüğü özg ürlük ve bağ ı msızl ı k sava ş ı nda etkin biçimde desteklemek için sosyalist ü l kelerle yeryüzü n ü n bütün devrimci ve ba rışsever g ü çleri n i n eylem birl i ğ i n i n gerekli olduğunu d üşün müşl erd i r ve düşün mektedirier. Bütün ü l keler komün istleri n i n safl a r ı n ı sı klaştı rmalarını istiyen çağrı,
Sovyetler Birliği
Komünist Partisi'nin XXiii. Kongresinde en gür sesini
buldu. Oteki kardeş parti ler de, Ameri ka n sa l d ı rga n l ı ğ ı n ı geriletmek için her şeyden ewel sosya l i st ü l keleri n b i rl i ğ i n i kuwetlendirme yönünde ıs ra rlı a d ı m l a r attılar. Viyetna m'da şimdi olup bitenler, d ü nya kom ünist ve işçi ha reketinin b i r l i ğ i n i pekleştirme, ka hra m a n Viyetna m halkına yardı mda sosyalist ü l keler top l u l u ğ u n u n el b i rl i ğ i n i kuvvetlendirme gereği soru n u n u yeni bir kuwetle ortaya koymakta d ı r. Bu zoru n l u ğ u kavrayış ve a n layış, köklü b i r p roleter enternasyona lizmi ve barışın kaderinden soru m l u l u k duygusu Bulgarista n Kom ü n i st Pa rtisi' n i n ve Macar Sosya l i st Işçi Pa rtisi' n i n yakın geçm işte ya p ı l m ı ş olan kongrelerinde kom ünistler tarafından yeniden ve açıklıkla bel i rtildi.
1 49
BKP-nin iX. Kongresinde Merkez Komitesi 'nin foa l iyet ra porunu okuya n Birinci Sekreter Todor livkof şöyLe ded i : «Sovyetler Birl i ğ i ve öteki sosya l ist ü l kelerle bera ber ve d ü nya n ı n bütün ba rışsever kuvvetleriyle birl i kte Bulgaristan Kom ü n ist Partisi, B u l g a ristan halkı ve onun h ü kü meti, Kuzey ve Güney Viyetnam h a l kı ile ca ndan daya n ı şmalarını ifade ederler. Biz, Viyetnam halkına, yabancı
işga lcilerin tamamen
hezimete u ğ ratılması
için, şimdiye ka da r olduğu g i bi, bundan böyle de politik, ekono m i k, moral ve askeri yard ı mda b u l u n maya devam edeceğiz ... Macaristan Sosya l i st Işçi Partisi'nin iX. Kongresinde Merkez Komitesi'nin fa a l iyet raporunu sunan B i rinci Sekreter Yanoş Kadar şunları bel i rtti : «Biz her şeyden önce Viyetnam h a l kı n a yardım soru n u nda ve genelli kle de ortak düşmanımız emperyalizme karşı mücadelede eylem birliğine ulaş m a k istiyoruz . . . Çin yöneticileri karşı gelseler b ile, kanaatim izce, Viyet nama
elbirliği
ile
ya rd ı m ı
örgütlemek,
sosya l i st
mem leketler
olara k
uyu mlu bir faa l iyet göstermek, Amerika n s a l d ı rga nlığına karşıkoymoda eylem b i rliğ i sağla m a k söz götürmez bir zo ru rettir... Aynı kong rede, SBKP Merkez Komitesi Genel Sekreteri L. B rejnef, Sov yet ko münistleri ve Sovyet h a l kı tarafı nda n d ü nya devri mci g üçleri n i n bir l i ğ i u ğ runda gösterilen kayg ı l a rı n ve proleter enternasyo nalizminin açık bir ifadesi olan konuşmasında ş u n l a rı söyled i : «Avrupa halklarının g üven l i ğ i n i tehdit eden Batı A l m a n i ntika mcıları n ı n ca niyane plônlarına ; kendi topra ğ ı nda sosya lizmi kurma k istiyen ka hra m a n Küba halkına emperya listlerin engel olma denemelerine ; Asya, Afrika ve lôtin Ameri ka n ı n bir çok ü l kelerinde h ü rriyet ve bağı msızlıklara kasteden da rbelere ve özel l i kle B i rleşik Amerika em perya l iz m i nin Viyetna m da g i riştiği barba rl ı k h a r bine a ncak anti-emperyalist cephenin b i rleşik güçleriyle karşıkonabilir ve karşı ko n m a l ı d ı r. Bu g üçlerin özü de sosya list devletler to p l u l u ğ u ve m i l letlerarası ko mün istler ordusudur. » Bulgar ko m ü n istleri n i n kongresinde yaptığı kon uşmada Romanya Kom ü nist Partisi Genel Sekreteri N . Çavuşevsku şunları bel i rtti : «Komü n ist ve işçi p a rtileri temsilcileri n i n 1 960 d a n ış m a toplantısı n ı n B i l d i ri's inde işa ret edildiği g i bi, m i l letlerarası ko münist hareketi nde birliği d u rmadan kuv vetlendirme d üşü nce-ve ça bası her Ma rksçı-leni nci p a rti n i n enternasyonal yüksek ödevidir.» Çekoslovakya Ko m ü n ist Partisi temsilcisi A. Dubçek yoldaş, Bu lga ristan Komü nist Partisi' n i n iX. Kongresindeki ko nuşmasında özetle şunla rı söy led i : «Bizim görüşümüz odur ki, Birleşik Amerika n ı n Viyetna m'da saldırı larını genişlettiği, dünya n ı n diğer bölgelerinde de gerginliği a rttırd ı ğ ı g ü n ü m üzde, sosyalist ü l keler i l e bütün d ü nya ba rışsever v e anti-emper yal ist kuvvetleri a rası nda birlik ve eylem beraberl i ğ i sağlanması için her kom ü n i st partisi elinden geleni ya p m a l ı d ı r.,. Aynı kongrede, Polonya Birleşi k Işçi Partisi te msi lcisi R. Steşeletski yol d a ş da bu ruhta bir ko nuşma yapa ra k şöyle ded i : «Mil letlerarası ko münist hareketinde birliği ca n l a n d ı rma, sosya list memleketler a rasında m üşterek 1 50
h a reket ve bağ ı m sızlığı u ğ runda savaşan Viyetnam halkına yard ı m sorun l a rı g ü n ü n ertelen mez problemi o l ma kta devam etmekted i r.» Dünya kom ü n i st ve işçi partileri, bugün em perya lizmin Viyetna m'da y ü rüttüğü barba rl ı k harbinin gizlediği teh l i ke karşı sında eylem beraber l i ğ i ko nusundaki tutu m u i l eri l i k ve devrim idea l lerine sadakatin belileyici ölçüleri saymakta d ı ri a r. Kom ü nist ve işçi partileri bu ko nuda parçalayıcı h a reketleri kesi nli kle suçl a m a kta, bu meselenin çözümü yo l u nda g i riş i m noksa n l ı ğ ı n ı , tarafsızlığı v e elbirliği etmekten kaçınm ayı kom ünist adı ve nitel iği i l e bağdaşmaz b u l m a ktadıriar. Bu cüm leden olara k, Moğolista n H a l kçı - Devrim Partisi temsilcisi S. Luvsan yoldaş, Bulgaristan Kom ünist Parti si'nin iX. Kongresinde ya ptı ğ ı ko nuşmada ş u n l a rı bel i rtti : �Za m a n ı m ı z ' koş u l l a rı içinde, ya n i e s k i d ü nyanın bütün kuvvetleri n i n seferber olduğu g ü n ü m üzde, bütün sosyal ist ü l kelerin ve komünist parti leri n i n elbirliği i l e h a reket etmeleri n i sağ l a m a sorunu, e m peryalizme, sömürgeci l i ğ e v e yeni söm ü rgecil i ğ e karşı m ücadelede birinci plônda gelen b i r önem kaza n m a ktad ı r.» Alman Sosya l i st Birlik Partisi MK. B i ri nci Sekreteri V. U l briht, 1 966 Kası m ı nda Demokratik Alman Cumhu riyeti Halle i l i n i n pa rti a ktifi önünde yaptı ğ ı konuşmada bu konuyla ilgili olara k şöyle dedi : ..Tecrübe göster m i şti r ki, sosya lizm g ü çleri her nerede birliği koruya b i l m i ş ve ta kviye ede b i l mişlerse, orada emperya l i z m i n d a rbeleri n i geriletmiş ve ona karşı d i ren· meye geçebi l m işlerd i r. Sosya l i st ka m p ı n birl i ğ i n i n zayıflodığı ve teme l i n i n oyu lduğu yerde ise, em peryalistler sosya listler ka mpa el atmakta n çekin me mişlerd i r. Bugün Gü ney-Doğu Asyo'da olup bitenler bunun b i r örneğ i d i r... F ransız Kom ü nist Partisi'ni n XVI I I . Kongresinde ka bul edilen politik kara r ta sarısında şöyle deniyor: .Niyetna m h a l k ı n ı elbirliği i l e ve gitti kçe a rta n ölçüde desteklemek bütün d ü nya barış ve i leri l ik, g üçleri nin m üşterek öde vidir. Bu ödev yerine geti ri l d i ğ i takd i rde, B i rleşik Amerika h ü kü meti tecrit e d i lebi lecek, Viyetnam Demokratik Cumhuriyetine yaptığı hava akınıarını kesmek, Güney Viyetn a m Milli Kurtuluş Cephesi'ni görüşmelerde to m haklı taraf ve Güney Viyetna m halkının gerçek temsilcisi olara k ta nı mak, Gü ney Viyetnam halkına m i l l i birlik ve bütü n l ü k soru l'l u n u kendi başına çözüm leme ve kendi işlerini barış içinde yürütme olanağ ı n ı vermek zorunda b ı rakılabi lecektir.» Macaristan Sosya list Işçi Pa rtisi' n i n iX. Kongresinde Ispanya Ko m ü nist Pa rtisi te msi lcisi Ernike Lister yoldaş dedi ki : ..Viyetnam halkına yü rüttüğ ü kahra m a nca
savaşta
ya rd ı m
etmemiz g erektiğ i
za ma n ;
m i l letlerarası
kom ü n i st h a reketi n i n birliğ i n i koruma ve savu n m a m ız, yüze komü n i stler o rd u muzun tarihsel ödevi ni, yani emperya lizmi gömme i ş i n i başaro b i l mesi için daha elverişli m ücadele şartları yaratma m ız sözkonusu olduğu zaman artık a ra m ızda kendilerine tarafsız diyenler bulunma ması ıôzımgelir.» Portekiz Ko m ü n i st Partisi Genel Sekreteri Alva ro Kunyal yoldaş, e m per yalizme başarıyla karşı koyabilmemiz için birl i k o l m a m ı z gereğ i n i bel i rtir ken şuna do işaret etti :
<c •
•
•
eğer partiler, bir ya ndan birl i k o l maya çağ ı 151
rırken, öte yandan parçalama ça basına g i rişenleri incitmek korkusuyla birlik soru n u n u n çözümü yolu nda gerekli her g i rişimden koçınıdarsa, e m perya l izme başarıyla karşı koyma k m ü m k ü n olamaz ... Bulgaristan Komünist Partisi'n i n iX. Kong resinde ıtoıyon Komünist Par tisi'ni temsil eden Alesa ndro Nato yoldaş dedi ki : «Partimiz, d ü nya komü nist h a reketinde gerçek birl iğ i n ve her şeyden önce Viyetn a m ı destekle mekte eylem birl i ğ i n i n sağ l a n ması için, geçmişte olduğu g i bi, bugün ve bundan böyle de elinden geleni yapmayı boyun borcu saymakta d ı r ...
Ameri ka n e m perya lizminin sa l d ı rısına karşı mücadelede, ko m ü n i stlerin eylemleri nde birl i k zoru nluğu konusunda, yukarıda sayd ı kları m ızdan başka, Avusturya, Belçi ka, I n g i ltere, Alma nya, Yunan istan, Kanada, Lük semburg, Finla ndiya komün ist partileri, Kıbrıs Ileri Emekçi Halk Partisi (AKEL) ve Avrupadon, Kuzey Amerikadon diğer kom ü n i st ve işçi p a rtileri temsilcileri de ayrı ayrı görüşler ini açıklad ı l a r. Saldırg a n l a rı dizginlemek ve tecrit etmek için bütün devrimci g üçleri n
sıkı top l u l u k ve birl iğ ini sağla m a sorunu, Asya, Afrika ve Güney Amerika komün ist ve işçi p a rtileri n i n de başlıca kayg ısıdı r.
Bulgaristan Ko m ü n ist Partisi'n i n iX. Kongresinde Peru Kom ü n ist Partisi tems i lcisi de, birliğ in her şeyin üstünde olm ası gerektiğ i n i söyliyerek şöyle ded i : «Evet, her şeyden önce Viyetnamı, onun ka h rama nca yürüttüğü haklı savaşı, a n ayurdunu kurtarma savaşını desteklemek için birli k ! Küba'yı,
yani Amerika n kıta s ı n ı n ilk ve gerçekten hür parça s ı n ı desteklemek için birl i k ! Avru pada I kinci Ha rp sonrası s ı n ı rların d üzeltilmesi teranesinde direnen Batı Alman intikamcıları n ı d u rdurmak için birl i k !» Ş i l i Kom ü n i st Pa rtisi'nin 1 966 Ekiminde to planan Merkez Komitesi Ple n u m u do, Viyetnam h a l k ı n ı n savaşını a ktif olara k destekliyebilmek için, devrimci ve ilerici g ü çlerin d ü nya ölçüsünde birlik sağlamaları n ı n kesin bir za ruret olduğunu ileri sürd ü . Y i n e Bulgar kom ü nistleri n i n kongresinde I ra k Ko m ü nist Partisi a d ı n a bir konuşma yapan Nazihi D u leymi yoldaş, Viyetnamdaki em perya l ist s a l d ı rısına karşı ortak savaşın, d ü nya ko mün ist hareketini teşkil eden bütün müfrezeleri n ona ödevi olması gerekti ğ i n i belirtti. Aynı kongrede, G ü ney Afrika Kom ü n ist Partisi temsilcisi de birl i k sorun u n a d a ğ i nerek şöyle ded i : «Em i n i m ki, ş u a nda çözüm bekliyen e n önemli problem Viyetnam soru n u d u r." Viyetna m a yard ı m soru nunda eylem birl i ğ i a rt ı k d ü nya n ı n bütün ü l kele rindeki kom ü n istlerin enternasyonal soru m l u l u ğ u n u n m i henkta şı olm uştur. Bununla bağlı ola ra k da, kardeş partilerin kolektif halinde ça lışması, a ktüel soru n l a rı , yen i d u ru m u ve m i l letlerarası komün ist h a reketinin ödev lerini bera berce müza kere etmeleri i htiyacı, bu hayati i htiyaç, g ittikçe göze ça rpa r bir hal a l m a ktad ı r.
YAN PRAJKI
1 52
K O M O N I ST V E
ışçı
PARTI LER I N D E
Milletlerarası komünist ve işçi hareketinden haberler Kasım 1966 22.-24. JAPONYA. Tokyoda Japon Ko münist Partisi Merkez Komite s i n i n 2. Plen u m u top l a n d ı . Plenumda, z a m a n ı ndan ewel yapılaca k parlô mento seçi mleri n i n doğ u rduğu istek ve meseleriyle bağ l ı Pa rti n i n politika ve ödevleri görüşü ldü. Bu istek ve meseleler, g e n iş halk yığ ı n la rı n ı n, libe ra l Demokrat Partisi n i n ve bu Pa rti n i n kurduğ u h ü kü metin politika sına karşı hoşnutsuzluğ u n u gösteriyor. Bu egemen çevreler çürümüş ve demo ralize o l m u ş l a rd ı r. Japon Ko m ü n ist Partisi Merkez Komitesi şu istekleri teklif etmeyi ka ra rlaştı rd ı : liberal Demokrat Pa rti sinin gerici politikasına b i r son vermek, bütün demokratik güçlerin katı l m asıyle ve bu güçleri n kararı temeli üzerinde demokratik b i r ortak hükümet kurm a k ; Ameri ka n ı n, Viyetna m a karşı sa l d ı rısı nda J a ponya n ı n b i r üs o l a ra k ku l l a n ı l masına karşı ve J a pon-Ameri kan g üven l i k pakt ı n ı n bozu l ması temeli üzerinde, meml ekette bağı msız, b a rışçı ve tarafsız bir i d a re kurma k için savaşmak. Küçü k seçim sistemi ne, Anayasa n ı n değişti ril mesine ve m i l itarizmin tekrar canlan masına karşı d u rm a k. Demokrasiyi ve h a l k ı n hakları n ı korumak, emekçi lerin hayat şartları n ı n kötü leşmesini engell emek, ve J a pon ekono m is i n i n b a ğ ı msız ve ba rışçı bir şekilde g e l işmesini g a ra ntilernek; halkın isteğine uyg u n o l a ra k, kültür ve bilim eğiti m siste m i n i n geniş demokrati k nitelikte gelişmesi ni sağ l a m a k. Bu isteklerin gerçekleşti ri l mesi etrafında Japon Komünist Partisin seçim lerde başarı sağ l a m a k ma ksadıyle, Plenum Parti örgütlerine şöyle b i r çağrıda b u l u nd u : Seçmenler a rası nda Parti politi ka s ı n ı daha g e n i ş ölçü lerde yaymak, bu propagandayı yığınların öncel i kl e i leri sürdükleri istek leri n yerine getirilmesi savaşıyle bağ l a m a k, liberal Demokrat Pa rtisinin daha da izole edilmesini sağ l a m a k, örgütlenme ça l ış m a l a rı n ı Japon Ko m ü n i st Partisi adayları n ı n seçi l m elerini sağ l ayaca k şeki lde genişletmek. Aynı zamanda devlet memurl a rı n a b u ça l ış m a l a ra m üdahale i m kônı veri l memel i ;
Parti n i n
kuwetlendiri l mesi v e sağ l a m l a ştırı l ması
için
üçüncü
plônı ka ra rl ı b i r şeki lde gerçekleştirmek.
1 53
25.-29. HINDISTAN.
H i nd istan Kom ü nist Pa rtisi
Milli
Konseyi,
1 967
Şu batında ya pılaca k genel seçi n'l ler için b i r seçi m b i l d i risi ka bul etti ve daha b i r takı m başka kara rl a r a l d ı . Milli Konsey ayrıca şu noktayı da be l i rtti : Çin deki sözde kültür devrimi Ma rksizmden sap maktır ve dü nya a nti em peryalist cephesine b i r da rbed i r. H i nd istan Kom ü n ist Partisi ayrıca, H i ndistanda h a l k eyl emine karşı kuvvet k u l l a n ı l m a s ı n ı da suçla m ı ştı r.
26.-28. FiNLANDA. Finıanda Sosyal Demokrat Pa rtisi n i n XXV i i . Kong resi politik hattını şöyle tesbit etmişt i r : Sovyetler B i rliğ iyle iyi komşu luk iliş kileri n i n gel işti ril mesi ve Viyetna mda ba rışçı bir poltika n ı n uyg u l a n ması, Gü ney Viyetnamdan yaba ncı ask erleri n çekilmesi ve V iyetnam Demokratik
Cu m h u riyetine karşı hava s a l d ı rı l a rı n ı n d u rd u ru l m a s ı . Kongrede Nato ve öteki askeri blokl a ra karşı cephe a l ı n d ı . F i n ı a nda da işçi h a reketi n i n b i r l i ğ i kon usunda kon g rede doğru ve a ç ı k b i r karara varı l a m a d ı .
26.-27. EKVATOR. Ekvator Ko m ü n ist Partisi Merkez Kom itesi Plenu munda memleketteki politik d u ru m ele a l ı n m ı ştır. Arosemena n ı n geçici h ü kü meti n i n gerici nitel i ğ i n i göz önü nde tutan Plen u m h a l ka çağ rıda bu l u n a ra k, gerici l i ğ i n memlekete a nti-demokratik bir a nayasa dayatma niye
ti�<ie <::.�<iIJ.�IJ.�IJ. ı;:'i�<iin",i� 'le I;:.IJ.�<::' e%�l <::'lIJ.�IX\<l."�ı:\� i...t..�IX\i.'i-t..i.ç . 28.-3. 12. MACARISTAN. Budapeştede Macar Sosya l ist Işçi Parti s i n i n iX. Kong resi top landı.
29. LüBNAN. 75 b i n işçi b i r g ü n l ü k g reve katı ldı. Işçi istekleri g ü ndelik Ierin a rttı rılması ve özell ikle Sosya l Güven l i k Ka n u n u n u n bazı maddeleri n i n değ işti ril mesi i d i .
30. LIBERYA. Amerikan Goodrich ş i rketi n i n ka uçuk pla ntaj la rında ça l ı şan işçilerin g revi başladı.
Aralık 1966 1 .-7. OOR. Avustu rya Kom ü n i st Partisinden b i r delegasyon Alman Sos yal ist Birl i k Partisi Merkez Komitesi delegasyonu ile temasla rda bulundu. Tarafl a r Batı Alma nyada gerici l iğ i n ve neo-naziz m i n kuvvetlenmesi karşı s ı n da end işelerini bel irttiler. Taraflar şu noktaları da bel i rtti l e r : Avru pada güven l i ğ i n g a ra ntilenmasi için, Federal Almanya n ı n h e r ne şekilde olursa olsun atom s i l a h l a rı n a sa h i p o l m asına engel o l m a k ve Avru pada mevcut s ı n ı rl a rı ta n ı n m a k gerekmekted i r. I ki parti tem silcileri savaşa n Viyetnam halkı ile daya n ışmalarını bel i rttil e r ve d ü nya komün ist h a raketi nde birli ğin kuvvetlenmesi. gereği kaydettiler.
1 . ISPANYADA. Bil baoda 800 demir hatte işçisi, m üd ü rl ü k ta rafı ndan yasa klanan b i r p rotesto grevine katı l d ı l a r. Işçiler i lave ikra m iyelerin azal tılması konusunda konuşmaları n başl a m a s ı n ı istemektedi ler.
1 .-3. RUMANYAOA. Yugoslavya Sosya l ist Federatif Cumhu riyeti ve 1 54
Yugoslav Ko m ü nistler Birliği başka nı Josip Broz Tito başba n l ı ğ ı nd a ki b i r h eyet. R u m e n Kom ünist Partisi g e n e l sekreteri N icola e Ceauşescu v e R u ma nya Sosya l ist Cumhu riyeti Baka n l a r Kuru l u baş ka n ı lon Gheorghe M a u rer başka n l ı ğ ı n da bir heyetle i ki patiyi ve m emleketi i lg i lendiren meseleler h a kkında görüşmelerde bulu ndu. 1. FRANSADA.
Devlet televizonu sanatçı l a rı. tekr isiyenleri ve i d a re
memurları memleket ölçüsünde 24 saat s ü reli b i r ge nel g rev i l ô n ettiler. Grevciler g ü ndel iklerin yükseltilmesini ve sen d i hakla r ı n ı n genişletiIma s i n i istemekte i d i ler. 2. YUNANISTANDA. Hekimleri n 24 saat süren m i l l i g revine 1 7.000 kişi katı ldı. Grevin sebebi. gündeli klerin arttırılması konıJ sunda kara r verme durumunda o l a n l a rı n bunu geci ktirme leri d i r.
2.-6. TANIANlA. Afrika Sendikaları Birliği olağanüstü kongresi Dar-es Sa l a rnda söm ü rgeci l iğ e karşı savaş meselesi ni ele a l mıştır. Kong rede G ha n a Sendikalar Birl i ğ i n i . B i rl i kten kovmayı kara l eı ştırdı. Buna sebeb. sendika la rı n yeni idareci leri n i n Ameri ka n g izli servisi r i n h izmetine g i rmiş o l m a l a rı d ı r.
'2.. fRANSA.OA.. ho,ı.�<:ıo,ı."'<ed<:ı."-i. �o,ı.d j:\.."i.<:ı.ti.<:ı'>\ o,ı.<;.<:ı."- {<:ı.�(�lı.Il.'i!.ı:w:ı. ilı;. lı.Q.lUMIl. ça lışan 3.000 işçi g rev i 1 ô n etmi ş lerdir. Işçi ler daha yüksek gündelik ve i ş saatleri n i n kısa ltıl masını istiyorl a r. Bu. y ı l içinde Tou l ouse uçak fa brika l a rında yapı l a n ü çüncü g revd i r.
3. RE UNION. H a l k efkarı n ı n baskısı i l e. Reunion Ko münist Partisi Genel Sekreteri Pau l Vergese m e m leketi ne dönmek müsaade si veri l d i . 5. YUGOSLAWADA. Belgradda. Yugoslav Komünist Birliği başkanı Josip Broz Tito i l e Bulgar Kom ü n ist Partisi birinci se kreteri ve Baka n l a r K u r u l u başka n ı . T. J ivkof a rasında bir görüşme yap ı l d ı . Konuşma l a r i k i memleketi i l g i l endiren meseleler. barış v e sosya lizm �onuları nd a oldu.
6.-9. BULGARıSTANDA. Sofyada 60 memleketten gelen delegelerin kat ı l ması ile Dünya Send i ka l a r Federasyonunu Konseyi toplantısı yapı ldı. Top l a ntıda bütün d ü nya e mekçi ve sendika l a rına hita ben bir çağrı yayın l a n m ası ve Viyetnamda Ameri ka n sa l d ı rı s ı n ı n derhcı l d u rd u ru l ması için savaşıl ması isten di. Temel b i l d i ride Avrupa g üven l i ğ i d e ele a lı n m ış. ve bütün avrUpa devletleri n i n ka rş ı l ı kl ı i l işkileri n i n ge liştiril mesi isten miş. Avru pada mevcut s ı n ı rl a ra h ü rmet edil mesi ve atom si l a h l a rı n ı n yayıl m a s ı n ı n önlenmesi tekl if e d i l m işt i r.
6.-9. JAPONYADA. J apon Sosyalist Partisinin xxvII!. Kongresinde Sos yal ist Parti sinin g elecekteki politik yön ü kararlaştırıld ı . Kongrede Ameri kanın Viyetna mdaki geniş s a l d ı rısıyle savaşma kararı o lı n d ı . 7 . DANIMARKADA. Kophenhagda. memleket ta rihirı i n en büyük. meslek o ku l l a rı öğrencileri gösterisi yapıldı. 5.000 kişiyi bulan gösterici ler. ç ı ra k Iara yeter gündel i k veri l masini ve meslek eğiti m i için demokratik b i r sis tem i n ka b u l ü n ü i stediler.
1 55
7.-8. ISVEÇTE. Stokholmda D a n i m a rka, Norveç, F i n l a nda ve isveç Ko m ü nist Pa rti leri temsilci leri toplantısı yapıldı. Toplantıda parti leri n ken d i memleketleri ndeki i ş ç i ha reketinde karş ı l aştıkları aktüel meseleleri h a k kında f i k i r d eğiş tokuşu y a p ı l d ı .
9. ITALYADA. 1 70.000 u l a ştı rma işçisi v e kamyon şoförü daha yüksek g ü nd el i k isteğiyle 24 saatli k bir g rev ilôn ettiler. Bu, 1966 yılında Otobüs ş i rketlerinde ya p ı l a n a ltıncı g revdi r. Aynı gün gazeteci l e r de 48 saatl i k b i r g reve baş l a d ı l a r.
9.-1 1 . EKVATORDA. 500.000 üyesi o l a n Ekvator Emekçi ler Konfederas yon u n u n X. Kon g resi ş u şiarlarla ça l ı ş m a l a rı n ı tamamla d ı : Gündeli kleri n yü kselti l masi, verg i l eri n ve geniş i htiyaç maddel eri fiyatl a rı n ı n yükselti l mesin i n önlenmesi, keyfi hareketlerden soru mlu ola n l a r ı n ve askeri d i kta tura sı rası nda cinayetten suçlu o l a n l a rı n ceza la nd ı rı l m a s ı .
1 0.-1 1 . BELÇiKADA. Brükselde, Belçika Komü n i st Partisinin XVi i . Kong resi topla n d ı . Kon g rede i ç ve dış d u ru m u n tahlili yapıldı, ve gelecek devre için Partinin eylem p rogra m ı tesbit edildi. Kongre, Viyetnamda Amerika n sa l d ı rısına karşı ve Avrupa g üven liği meseles i n i n çözümü için y ü rütülen savaşların kuwetlendirilmesi için çağrıda bulundu. Kongre ayrıca, dünya Kom ü n i st ve işçi partileri n i n m i l letlerarası danışma konfera n s ı n ı n topl a n m a s ı gereği n i d e bel i rtti.
1 0.-1 1 . DANiMARKADA. Da n i m a rka Kom ü n i st Partisi Merkez Komite s i n i n Ple n u m u nda 22 Ka s ı m parlamento seçi mleri ve memleketteki iç durum kıymetlen d i riidi.
1 0. ENDONElYADA. Açı k la n dı ğ ı n a göre, Endonezya Ko m ü n ist Partisi Me rkez Komitesi Politbüro üyelerinden Sudizma n Cakartada tutsak edi l miştir.
1 ' . ITALYADA. ı ta lyan Proletarya Birliği Sosya list Partisi n i n Romoda tertip lediği
miting yap ı l d ı . Mitinge 1 0.000 kişi katı l d ı . Pa rti önderleri
h ü kü metin politi k hattı n ı eleştirdikleri g i bi, Birleşik Sosyal i st ve Sosyal Demokrat Parti s i n i d e eleştirdiler. Pa rti önderleri, em perya l izme karşı, barış, demokrasi ve sosya lizm için savaşa hazır bütü n sosyalist -g üçleri n birleşmesi ni teklif ettiler.
1 1 . NIKARAGUADA. 2.500 öğretmen ayl ı kl a rı n ı n a rttırılması i steğ iyle g reve başl a d ı l a r.
1 2. BELÇIKADA. Şarlerua da, köm ü r ve çel i k sanayiinde a rta n işsizl iğe karşı yapılan b i r p rotesto gösterisine 25 bin kişi katı l d ı .
1 2. BULGARiSTANDA. B u l g a r Kom ünist Partisi Merkez Kom itesi Ple n u mu, 1 967 h a l k ekono misi ve devlet işletmeleri için p l ô n projesini hazır ladı.
1 2. BULGARISTANDA. Açıkla n d ı ğ ı n a göre, h ü kümet kara rı gereğince, 1 Ocak 1 967 tarihinden başlayarak 850.000 sanayi ve tarı m işçisi n i n gün1 56
deli kleri yü kselecektir. E ko n o m i n i n öteki kolları nd a ki emekçilerin g ü nde l i kleri, 1 966 Ekim ayında a rttı rı l m ı ştı.
1 2.-1 3. iTALYADA. Maden işçileri, ma den sahipleri n i n g ü ndeli kler h a k kında y a p ı l a n a n l aşmala rı çiğnemelerine karşı 48 saatl ı k bir p rotesto g revi yapmışlardır.
1 2.-13. SOVYETLER BiRLlaiNDE. Sovyetler Birliği Kom ü n i st Partisi Mer kez Komitesi Plenumu şu meseleler üzerinde d u rd u : Sovyetler B i rl i ğ i n i n m i l letlerarası
politikası, Sovyetler B i r l i ğ i Kom ü n ist Partisinin
ko m ü n i st
h a reketi n i n birliği hakkındaki savaşı, 1 967 y ı l ı h a l k e konomisi pıanı ve federatif Cu m h u riyetlerin devlet ekonomisi. Plenu m Merkez Komitesi Polit B ü rosu n u n politik hattı n ı ve pratik uyg u la ma l a rı n ı ta m olara k yeri nd e buldu. Sovyetle r B i rl i ğ i n i n d ü n ya politi k a l a nındaki d u ru m u d a h a d a sağ l a m l aştığ ı n ı , ve h a rp kundakçı l a rı n ı n başka memleketlerin i ç işlerine pol i t i k bakımdan ka rışmalarına karşı b i rleşik bir şekilde ka rşı d u rmayı d a h a d a kuvvetlendi rmek gerektiğini tesbit etti. Viyetnam meselesinde Polit B ü ro n u n ve Sovyet H ü kü meti n i n tutu m u doğru l a n m ı ştır. lJzerinde d u ru l a n nokta l a rd a n b i ri d e , Dü nya sosyalist sistemi n i n b i rl i ğ i n i v e kuvvetini, işçi s ı n ı fı n ı n m i l letlerarası daya n ı şmasını daha da kuvvetlendirmenin kaç ı n ı l m a z l ı ğ ı olmuştur. Plen u m b i r daha Çin Kom ünist Partisi i l e m i l letlerarası daya n ışma meselesi üzerinde d u rd u . Bu konuda, şimdiki Çin ida reci leri n i n a nti-Lenin ist tutma l a rı n ı n v e büyük devlet şoven izmini demaske etm e n i n kaçı n ı l mazlığı, Ma rksiz m i n - Len inizmin v e 1 957 v e 1 960 Moskova d a n ı ş m a konfera nsıarında işlenen g e n e l hattın koru nması sava ş ı n ı n kuvvetl end i ril mesi gerekti ğ i üzerin ayrıca d u rd u . Plen u m ş u noktayı da bel i rmişti r : Kom ü n ist v e Işçi Partileri temsilcileri n i n yen i b i r m i l l etlerarası d a n ı şma toplantısı için şartlar elverişlidir. Böyle bir toplantı partilerin taraflı temas l a rıyla iyice hazırlanması gerekmektedir.
13. ViYETNAM DEMOKRATIK CUMHURIYET/NDE. ıtalyan Komünist Par tisinden bir delegasyonun Viyetna m Demokratik C u m h u riyetini ziya reti sona e rd i . ita ly a n Kom ü nist Partisi Polit-Büro üyelerinden Enrico Berlinge ri n başka n l ı ğ ı nda olon delegasyonun açkladı ğ ı n a göre, Viyetnam mese lesi n i n çözü m ü a ncak 1 954 Cenevre a n laşması n ı n h ü kü m lerini tam o l a ra k yerine getirmekle m ü m kü n d ü r.
1 4. ARJANTiNDE. liman işçileri n i n g revin i desteklemek ve yeni h ü kü me tin sosyal v e ekono m i k politikas ı n ı protesto etmek m a ksadıyle g e n e l daya nışma grevi iıan edildi.
1 4.-1 5. MACARiSTANDA. Budapeştedede m i l l etlerarası tica ret ve eko n o m i k i l işkilerin gel iştirilmesi konusunda b i r m i l letlerarası send i ka l a r kon feransı toplandı. Konfera nsa elli den fazla memleketten gelen send i ka temsilcileri katı l d ı .
1 5.-17. DEMOKRATiK ALMAN CUMHURIYETiNDE. Alman Sosya list B i r l i k Partisi Merkez Komitesi 14. Ple n u m u n d a Polit-Büronun raporu ve h a l k
1 57
ekonomisinin gelişme p l a n ı n ı n perspektifiyle i l g i l i bazı temel meseleler ele a l ı n d ı Ple num. bundan başka Alman Sosya list Birlik Partisi Merkez Komitesi Birinci Sekreteri Walter U l brichtin. Batı Alma nya Kiesinger hükü meti nin progra m ı n a karşı tutu m u n u da doğrula mıştı r.
1 5. ITALYADA. Basın işçileri n i n 24 sa atli k g revi o l d u . Grevin sebebi. gazete sahiplerinin. gazeteci leri n istekleri n i ka bule yanaşma m a l a rı d ı r.
1 5. ITALYADA. ıta lyan Kom ü nist Partisi Merkez Komitesi i l e Merkez Komitesi Kontrol Komisyonun ortak p l e n u m l a rı . kom ü nist basının yönetimi hakkında kara r a l d ı . Kom ü nist bası n ı n işlerini koord ine edecek bir ş u be kurulaca ktır. Bu ş u be G. Pajetta s n ı n idaresinde olacaktı r.
1 7. BELÇiKADA. Belçika Kom ü n i st Partisi Merkez Komitesi n i n plenu m u nda politi k b i r kontrol komisyonu seçi l d i . Ayrıca Şubat ayında Wa l l o nya komünistleri konfera n s ı n ı n top l a n ması kararlaştı rı ldı.
1 7. ITALYADA. Ça l ı şma şartl a r ı n ı n iyileşmesi teklifleri n i n reddedi l mesi sebebiyle 40.000 demiryolu işçisi 24 saat l ı k bir genel g rev i l a n etti ler.
1 9.-20. FRANSADA. Fransa Komü nist Partisi temsilcileriyle. Sol Demok ratik ve Sosya l i st Kuvvetler Federa syonu temsi lcileri a rasında bir buluşma toplantısı oldu. Toplantıda parla mento seçimlerinde o rta k h a reket hak kında b i r a n laşma i mza l a m a meselesi e l e a l ındı.
1 9.-20. ÇfKOSLOVAKYAOA. Çekoslovak Kom ünist Pa rtisinin b i r plenum otu ru m u nda. M erkez Komitesinin. merkez o rg a n l a rı yönetimleri ha kkında a l d ı ğ ı kara rların ne derece yerine geti ri l d i kleri gözengeçi ri rildi. Toplan tıda memleket içi ekono m i k i l işkiler ve dış tica ret işleri ele a l ındığı g ibi. m i l letlerarası Komünist h a reketi ndeki durumla ilgili bazı soru n l a r hak kı nda bazı kara rlar da alındı. Plenum Çin Kom ü n ist Partisi Merkez Komi tesi yönetici leri n i n menfi tutu m u n u suçla m ı ş. ve kardeş partiler m i l let lerarası danışma toplantısı hazırlıklarının h ızlandırı l ma s ı n ı n ka çınıl maz Iığı üzerinde d u rmuştur.
1 58
a Z E l SAY FA LARı M I Z
Türkiye Komünist Partisi Merkez Komitesi 25 Şubat 1 967 tarihli toplantısında, milletlerarası komünist ve işçi hare ketiyle ilgili meseleleri ve memleketimizin son durumunu görüşerek aşağıdaki ..Bildiri..lerin yaymlanmasma karar vermiştir.
Bildiri Memleketimiz, sosyal ve politik hayatı n ı n e n kara n l ı k ve kritik devir lerinden birini yaşıyor. Halkımızın kaderi n i bugün ellerinde tutanlar, bu d u ru m d a n çı kış yolunu onu yaratan sebepleri beslemek ve deri n l eştirmekte a rıyor, düşük Demokrat Parti n i n iç ve d ı ş politika çıkmazı n ı izlemekte ayak d i riyorlar. Ş i m d i ki devlet ve h ü kü met i d a reci le ri n i n , Menderes i kti darını Amerika n e m perya l i stleri n i n gücü ne a z g üven l i , halkın a rtan hoş nutsuzluk ve d i renme ha reketlerine karşı baskı ve terör s i l ô h ı n ı za manınd a v e gerektiği g i b i kullanmakta kararsız v e yetersiz gördükleri anlaşıl ıyor. Yakın geçmişten çıka rd ı k l a rı ders a ncak budur. 1 960 ba h a rı n ı n gerg i n havasını yen iden mem leketi mizin ufuklarına çekmekte kaygısız görünme leri n i n sebebi de b u o l m a l ı d ı r. AP başla rı, i ktidara gelmeden önceki seçim propaga ndaları nda halka vadetti kleri n i ça buk u nuttu l a r ; h a l kı mızın en hayati istek ve ihtiyaçlarına göz yumd u l a r ; fakat emperyalist tekellere, yerli sermaye ve toprak koda m a n l a rına vadettikleri n i sadakatla yerine getirmiye d i kkat ettiler : Ameri kan ve Batı Alman m i l itarist çevreleri n i n , yabancı tekel lerin g üven i n i kaza nmak i ç i n gerici i ktidarın temelleri n i sağlam laştı rmıya koyuldu l a r : Devlet v e hükümet cihaz ı n ı n kilit nokta l a rı n ı e l e geçirmek i ç i n e l lerinden geleni yaptı l a r ; gerici kuvvetleri devlet yardı m l a rıyla teşki lôtla n d ı rd ı l a r ; i lerici, demokratik ha reketleri ezmek, anti-em perya l ist güçleri dağ ıtma k i ç i n her yola başvurd u l a r ; anti-komünizm ka mpanya l a rı n ı h ı zla n d ı rd ı l a r, işçi, send i ka ve gençl i k h a reketleri n i , uya n ı k aydın çevrelere karşı türlü provokasyon tertiplerine g i rişti ler; 27 Mayıs Anayasas ı n ı sistemli bir şekilde baltaladı l a r. AP h ü kü meti, mem leketin şu d u ru m u n u pek u m u rsamamakta d ı r : Emperyalistlerin baskısıyla askeri ha rca m a l a rı n d u rmadan a rttırılması ve h a l kı m ız ı n takatı nı aşan b i r seviyeye u laşması yüzünden devlet bütçele-
1 59
rindeki a rtışla r y ı l l ı k m i l l i gelir a rtışlarıyla o rantılı o l m a ktan çıkmış bulu nuyor. Bütçe gelirleri n i n dörtte üçünden fazlası, milli gelirden en a z pay a l a n geniş emekçi yığ ı n l a rı n ı n verg i leriyle sağ lanıyor. B u yıl bütçede üç m i lyar l i ra l ı k bir a rtış oldu. Bu a rtış h a l ka yüklenen yen i verg i lerle ger çekleştirilecektir. Fiyatla r baş döndürücü bir h ızla ve h ü kü met eliyle a rttı rılmaktad ı r. H a l k y ı ğ ı n l a rı zaruri i htiyaçlarından daha da kısı ntı l a r ya p m a k zorunda b ı ra k ı l m a ktad ı r.
20 milya r l i raya ya klaşan 1 967 devlet bütçesi n i n y a rısından fazlası do lay l ı ve dolaysız askeri h a rca malara ayrı l m ıştır. Bu durum, e m ekçi h a l kı n sa dece bugünkü geçi m şartl a rı n ı zorlaştı rmakla kalm ıyor, gelecek kuşak ların refa h i m kô nlarını da kısı rlaştı rıyor, memleketi mizin gelişme yollarını tıkıyor. M i l l i sanayiin ka l kı n ması, memleketin ekono m i k bağ ı m sızl ı ğ ı ba k ı m ı n d a n önemli bir rol oynıyan ka m u sektörüne, beş y ı l l ı k plôn gereğ ince, 1 967 yılınd a yapılması ta sarlanan yatı r ı m b i r yı l önceki yatı rıma nispetle yarıya rıya
kısıl m ı ştır. Gene plôna göre,
1 967 y ı l ı nda ta rım sektörüne
ya p ı l ması gereken yatırım 850 m i lyon l i ra azaltı l m ıştır. Milli eğitim h a rca m a l a rıysa plôndaki nden 280 m i lyon l i ra eksi ktir. Ha l bu ki, NATO'cu devlet ler çıkarına y a p ı l a n silô h l a n m a h a rcamalarından başka, polis, jandarma, m i l l i e m niyet v.s. g i bi çeşitli baskı org a n l a r ı n ı n bütçeleri, her y ı l olduğu gibi, bu y ı l da bol bol a rttı rı l m ıştır. Devlet borçları 42 m i lyar l i raya u laştı. H a l k ı m ı z bu borçların y ı l l ı k fa izini bile ödiyecek durumda değ i l d i r. Memleket m a l iyesi iflôs h a l i nde bulunu yor. AP h ü kümetini m i l l i ekono m i n i n genel durumu değil, b i r avuç m i l yonerin çıkarları ilgilendiriyor. Bu, gerçeklerin bir tarafıdır. Memleketin politik ve ekono m i k hayat ı n ı n h e r a l a n ı n ı etkiliyen, h a l kı m ızı n v e ayrı ayrı her vata ndaşı n g ü n l ü k haya tında açık bel i rtileri görülen daha korkunç gerçekler va r ki, bunla r a rtık b i r s ı r o l m a kta n çıkmış, Mecliste, Senatoda, basında, fa brikada, soka kta, köyde ve her yerde g ü n ü n değişm iyen kon u l a rı hal ine gelmiştir. Açı k ve gizli a n laşmalarla memleketimiz em peryalist devletlerin palitik, ekonomik ve askeri kontrolleri a ltına g i rm işti r. Yurdumuzun her ta rafı atom üsleri, rad a r ve casusl u k merkezleriyle örülmüş, sosya list ü l kelere, m i l l i bağ ı m sızlıkl a rı i ç i n savaşan Ya k ı n ve Orta-Doğ u h a l klarına karşı Ameri k a n B i r leşik Devletleri n i n ve NATO' n u n b i r s a l d ı rı yığınağı h a l i n e getiri l m iştir. Amerikan ve Batı Alman e mperyalistleri, durmadan körü kledikleri bir atom harbinde h a ritadan s i l i n mesini tasa rladıkları i l k memleketin Tür kiye olduğunu gizlememektedirler. Bu d u ru m Türkiye'yi b i r felô ketle yüz yüze getirmiştir. H a l kı m ız bu d u ru m d a n kurtu l m a k istiyor ve bunun için savaşıyor. Son z a m a n l a rda bazı o l u m l u belirtilere şahit olduk. Büyük komşumuz Sovyetler Birliği i l e ve diğer sosyalist ü l kelerle mem leketi miz a ra s ı nd a iyi ko mşuluk ve dostluk i l işkileri n i n kurulması yolunda son ı nönü hükü meti zamanı nda atılan i l k a d ı m l a ra, A P i ktid a rı , d ü nya ve memleket d u ru m u n u n v e h a l k oyu nun etkisi a ltında ayak uydurmak zorunda ka l d ı . Dzellikle
1 60
Sovyet Başba ka n ı Kosig i n i n memleketi m iz i ziya reti ve bu ziyaretin o l u m l u sonuçları
h a l k ı mızda b ü y ü k b i r fera h l ı k doğu rmuştur. Memleketimizin
ekono m i k ve politik bağ ı msızl ı ğ ı dôvasında büyük komşumuzun rol ü n ü , len i n i n b a r ı ş i ç i n d e yanya n a yaşama ö ğ ü d ü n e bağ l ı Sovyetler B i rl i ğ i i l e dostl u ğ u n değ e ri n i Türkiye h a l k ı i y i b i l i r. Memleketi mizin m i l l i menfaat leri, d ü nya ve meml eket şartları n ı n zoru n l u kıldığı bu gelişmeyi engeli iye cek davra n ışlara meydan veri l memes i n i e m rediyor. Fakat Ameri ka n e m perya l i stleri n i n , yabancı tekellerle bağ l ı yerli koyu gerici kuvvetleri n bas kısı şi mdiden kend i n i h issetti rmektedi r. Kos i g i n i n Türkiyeyi ziya reti s ı rası nda ve bu ziya retten sonra resmi ve e n so ru m l u kişilerin koyu gerici bası n ı n d i l i n i beni msemeleri, b a r ı ş d üş m a n l a rı n ı n başlıca s i l ô h ı o l a n a nti-sovyetizme, a nti-komünizme yeniden s a r ı l m a i a rı pek tesadüfi değ i l d i r. Genelku rmay başka n ı Tura l ı n o r d u b i rl i k lerine gönderdiği, Sovyetler B i rl i ğ i n e karşı ifti ra la rla ve komünizme karşı en i ğ renç ya l a n l a rl a dolu «em i rn a mesi.. m i l l i kurtuluş savaşı vermiş Türk ordusu için
bir yüz ka ra s ı d ı r. Ameri ka n h a rp kunda kçı l a rı n ı n , Türkiye
Genelkurmayı n d a n şimdi l i k bekledikleri de buyd u . Bu e m i rn a me n i n, Cum h u rbaşkan ı ve Başbakan tarafı n d a n d a tasvip ed i l m iş olması, o n u n belli b i r a maçla hazırl a n m ı ş olduğ u n u açıkl a m a ktad ı r. Savu n m a Bakanı Topaloğlu, Senatoda savu n m a bütçesini geçirmek için ş u gerekçeyi i leri sürm üştü : «Görü nüşe bakı l ma m a l ı d ı r. Doğu Batı çatış masına heran hazır o l m a m ı z gerekir... B u ağız, bağı msız bir memleketi i d a re edenlerin ağzı değ i l d i r, NATO'ya h ü kmeden Ameri ka n em perya l ist leri n i n soğ u k ve sıcak h a rp kışkırtmalarını gözü ka p a l ı beni mseyenlerin ağzıd ı r. AP hükümeti, Mecl iste çoğ u n l u ğ u sağ lamış olmasına rağ me n , s a ğ l a m temell ere daya n ma d ı ğ ı n ı h issetmekted i r. V e sağlam t e m e l i a ç ı k ve terörcü b i r d i ktatörlü kte a ra m a ktad ı r. Bu h ü kümet, Meclise geti rd i ğ i ..temel h a k ve h ü rriyetleri koruma ka n u n u .. tasa rısıyla, ağzından h i ç düşürmediği sözüm ona «Batı demokrasisi..n i , em perya l i stleri n ve tekelci sermaye n i n çı karları n a h izmet eder a ç ı k b i r d i ktatörlüğe çevirmek çabası ndad ı r. B u suretle d e Dem i rel hü kümeti n i n ortad a n kaldı rmayı başlıca hedef b i l d i ğ i 2 7 M a y ı s Anayasası e n can alıcı yerinden vurul m uş olacakt ı r. Faşizm i n i ktidara tırma n d ı ğ ı ve yerleştiği her yerde olduğu g i b i , Dem i rel hükü meti de a nti-kom ü n iz m h i steri s i n i kızıştı rma kla işe başlam ıştır. Işçi sendikalarına, gençl i k ve öğretmen derneklerine, bütün ilerici ve demok rati k kuru luşlara saldı rması, a nti-ko m ü n ist ka n u n l a rd a n fayda l a narak sağ ı solu komü n i stl i k «umacılığıyla .. tehdit etmesi bundandır. Tura l ı n «em i rn a mesi .. bu kanun tasarısıyla sı kıca i l g i l id i r. Tural, h ükü meti n isteğ i üzerine tasarıyı destekled i ğ i n i i l ô n etmek, a ç ı k b i r d i ktatör l üğ e taraftar olduğunu açıklamakla görevlendirilm iştir. «Emi rna menin .. başlıca a macı, Mecl ise baskı y a p m a k, Mecl is i ç i nd e ve dışındaki kuvvet lere, Anayasaya bağ lı politik ve sosyal teşekküllere, ordu içindeki 27 M a yıŞ Ç ı yurtsever subay v e erlere göz dağı vermektir. 161
Fakat
diktatörl üğe
heveslenenler
u n utuyorl a r
ki,
bugünkü
Türkiye
1 950-60 yı l l a rı Türkiyesi değ i l d i r. Işçi sı nıfı sayıca çoğ o l m ış, teşkilôtça kuwetlenm işti r ; sınıf bili nci olgun laşmışt ı r ; memleketin ekonomik ve politik hayatı nda kesin b i r röl oyna mağa başla m ı ştı r. Işçi sınıfı n ı n yoşo ma şartl a rı n ı n düzeltilmesi uğru nda çetin mücodelelerle elde ettiğ i kaza nçlar, hayat pa h a l l ı l ı ğ ı n ı n biteviye artması yüzünden kay betti klerine yetişemiyor. Reel i ş ücretleri düşüyor, geçim şartları kötüleşiyor ve m ücadele sertle şiyor. Emperyalist devletlerle askeri anlaşmalerın acısını en çok çeken, em perya l ist tekellerin soyg u n u n u s ı rtında en çok deneyen işçi sın ıfıdır. Anti-em perya list mücadelenin ön safı nda yer a l m a s ı n ı n başlıca nedenle rinden biri budur. Tü rkiye nüfusunun % 75-i topraksız, fa kir ve o rta h a l l i köyl ü d ü r. Bütün Türkiyedeki büyük topra k a ğ a l a r ı n ı n sayısı ise 86'yı geçmez. Fakat bunlar, bütün ta rım geliri n i n ü çte birini elde ederler ve gelir vergisi ödemezler. AP idarecileri bu topra k a ğ a l a rı n ı n m ü l kiyetine dokunacak bir toprak reformuna karş ı d ı r. Onların istedi kleri, bu büyük topra k a ğ a l a rı n ı n top ra kları n ı n veri m i n i daha da a rtıracak bir «ta rı m reformudur... Ama sevi ndirici başka bir olay vardır. Türk kom ünistleri n i n 47 y ı l d ı r ısrarla haykırd ı kl a rı şu gerçek m i l l i burjuvazinin b a z ı çevreleri n ce, g e ç te olsa, az çok kavra n m ıya başla n m ı ştı r : Köklü b i r toprak reformu ya p ı l madan, derebeylik a rtı kla rı n ı n kökü kazı n madon m i l l i ekonomimiz gere ken hızla kol kına maz, bağı msız m i l l i bir ekonomi kurulamaz. Böyle köklü bir topra k refo rmu ise ancak emperya lizmin ve onun memleketimizde başlıca daya n a klerından biri olon büyük topra k a ğ a l a r ı n ı n eğemen l iğ i n e s o n vermekle m ü m kü n o l a b i l i r. Vergil eri n d u rmadan a rtması, fiyatların baş dönd ü rücü b i r h ı zla yük selmesi, para n ı n değeri n i kaybetmesi, dar gelirli memurların, küçük
ve
o rta h a l l i esnafı n ve çeşitli h a l k ta bakalarının d u ru m l a r ı n ı gitti kçe d a ha da kötüleştiriyor. Son z a m a n l a rda perakende satış fiyatla rı nda görülen büyük yükselmeler, toptan eşya satış l a rı n da görü l memektedir. Bu d u ru m bol kredi i m kônlarına sahip a racı tüccarlara, yaba ncı tekellere büyük kaza nçlar sağ l a m a k i m kônını vermektedir. Fakat esnafı, i m a latçıyı ve öze l l i kle küçü k ve orta halli üretici köylüyü yıkıma u ğ ratmaktadır. Hükü metin büyük a racı tüccarları ve yabancı tekelleri koruyucu fiyat politikası yüzünden tütün ü reticileri bu yıl çok acıkıı bir d u ru m a düşm üşlerd i r. Emperyalizme ve özel likle Ameri ka n emperya l izmine karşı halkımızın bağımsızlık savaşı, hiç bir ka nunun yasa klamasına bağ l ı o l m a ksızın, azal mıyan b i r şiddetle devam etmekte ve gelişmektedir. Bugün işçi sınıfı n ı n menfaatleri, tabii m üttefikleri o l a n köylü yığ ı n l a rı n ı n v e şehirli küçük esnafın menfaatleriyle olduğu g i bi , e m perya l izmin ta ha kkü m ü ne, yabancı sermayenin soyg u n u na karşı olan, onla rla m ücadele h a l i nde bulunan m i l l i burjuvazinin, bütün köylü v e şehirli tabakala rı n ı n menfaatleriyle d e b i r1 62
leşiyor. Işte Ameri ka n em peryalistleri n i ve Türkiyede daya ndıkları çev�eleri d üşündüren budur. Senatör Tunçka n a d ı n açıkladı ğ ı raporda Ameri ka n casusluk servisinin bu kaygısı önemle belirti l m iş, memleketimizdeki demok ratik güçleri n tek bir mücadele cephesinde birleşmesine meydan veri l me mesi üzerinde önemle d u ru l muştur. AP h ü kü meti bu d i rektifi yerine getir mek ça basında d ı r. Bütün baskı l a ra rağ men, memlekette anti-em peryalist mücadele geliş mektedir. M i l l i menfaatleri her şeyin üstünde tutan politik partiler, işçi sendikaları , gençl i k ve öğ retmen dernekleri, yu rtsever ordu mensupları, bütün ilerici, demokrati k kuvvetler bu m ücadelenin içindedir. Mücadele, sertleştikçe, b u kuvvetleri birbirine daha çok yaklaştırırıyor ve M i l l i b i r Cepheye doğru yöneltiyor. Ameri ka n emperya listleri ni, gerici h ü kü meti telôşe düşüren de budur. H ü kumet bu telôşla, CIA' n i n d i rektifi n i yerine getirmek için yeni terti pler hazı rla m a ktad ı r. Sözüm ona ..temel h a k ve h ü rriyetleri
koruma
kanun u»yla Anayasayı
ken a ra
itmek kara rı ndad ı r.
Böylece h a l kı m ız ı n uzun ve çetin mücadelelerle e l d e ettiği demokratik hak ve h ü rriyetler bir ç ı rpıda o rtad a n kaldırılaca ktır. Gerici çevreler. emperyalist tekellerle çıkarları birleşen sermaye ve top rak koda m a n l a rı n ı n faşist d i ktatörl ü ğ ü n ü mem leketi mizde kurm a k istiyor iar. Türk h a l k ı buna m üsade etmiyecektir. Bu teh l i keyi önlemek için güve nebileceği kuvvetler bağrı nda bol bol vardır. Bu kuvvetlerin birliği, daya nışması ve a ktif h a reketi artık geciktirilemez bir zoru n l u k olm uştur. Teh l i keyi a nca k b u ha reket birl i ğ i önliyebi l i r.
25 Şubat 1 967
TORKIYE KOMlJN IST PARTISI MERKEZ KOM ITESI
Bildiri Bütün ü l kelerin kom ü n istleri ve ilerici insa n l ı k. Çinde geçen olayları derin bir endişe i le izlemekted i r. Bu olayların dü nya gerici ve em perya list çevrelerince sevinçle, büyük bir ü m itle izlendiğini de bil iyoruz. Yazık ki. bizim endişeleri mizi azaıtacak, kom ü n izm düşmanları n ı n ü m itlerini kıraca k bir bel i rti henüz yok. Çinli idarecilerin memlekette sosya lizm kuru l uşunu engelleyici tedbirleri, Viyetnam savaşına karşı Amerikan isti lôcılarını cesaretlendirici tutu m l a rı , sosya list ü l kel ere karşı düşma nca politi ka l a rı v e Ç i n ' i sosya l ist ka mp ta n tecrit etmeleri. m i l letlerarası
komün ist ve m i l l i
kurtu l u ş h a reket
leri n i parçalayıcı ve baltalayıcı görüş ve davra n ışları. bütü n b u n l a r. Çin işçi sı nıfında, köy l ü l ü kte, ayd ı n l a r a rasında ve komünist partisi içinde. 1 63
pa rti ve h ü k ü m et i d a resine karşı, büyük b i r hoşnutsuzluk doğurdu. Bu hoşnutsuzluğa karşı Mao'nun şahs ı n ı putlaştırmada b i r panzehir a ra ndı . Mao'nun ve etrafındaki g rupun sağ d uyusu büsbütün körleşti. Sözümona «Büyük proleta rya kültür devri m i » "Teorisi.. uydu ruldu. leninci parti norm ları ve sosya l i st demokrasi kenara itii d i . işçi, köylü egemen l i ğ i n i Mao' nun
mutlak diktatörl ü ğ ü h a l i ne getirilmek için, parti prensiplerine ve ko m ü n iz m ideo l i ne bağ l ı kom ü n i stler, sendika önderleri ö n c e g ö z hapsine a l ı nd ı l a r. Yer yer fiili
h a reketler şekl i n i alan
hoşnutsuzl u kla rı, halkın
Amerikan e m p erya lizmine karşı ki n ve nefretiyle bi rleştirerek Sovyetler Birliği Komün ist Partisi, Sovyetler Birliği ve Sovyet h a l kı üzerine a ktarma taktiği daha bayağıca metotl a rl a ele a l ı n d ı . Çin basın ve radyolarında Sovyetler Birliği Kom ü n ist Partisiııe ve Sovyetler Birliğine karşı çokta n başla m ı ş olon yo l a n ve iftira kamı>a nya ları sokak saldırı ve provokasyon
l a rı ile desteklenmeğe başl a n d ı . au ka ba ve şerefsiz çı kışlara karşı dün yanın dört b i r tarafı ndan yükseleıı protesto seslerini Çin komünistleri n i n de içlerinde duydukla rı n a inan ıyoY oruz. Mao g ru p u n u n Sovyet Ko m ü n i �t Pa rtisine, Sovyetler Birliği ve bütün ko mün ist h a reketine karşı g i riştiklı:ıri mücadele bugünkü şekliye ideoloj i k bir anlaşmazlık bel i rtisi o l m a kta n a rtık çıkmışt ı r. Ç i n i n bugünkü i d a reci leri, m i l letlerarası komün ist ve m i l l i k u rtuluş h a reketl eri n i n başlıca desteği olon Sovyetl er Birliğine karşı, em ı>eryalizmin hizmetinde olarak, a ç ı k bir politik m ücadeleye g i rişmişlerd i r. Emperya lizme karşı mücadeleyi bir tarafa b ı ra ka ra k Sovyetler Birliği Kom ünist Partisine, yeryüzü n ü n i l k sos ya l ist devleti Sovyetler Birliğine sa l d ı ran, sosya list ü l kelerin Viyetna m halkına yard ı m l a rına engeller çı karmayı, üstün
m i l let nasyonalizmini,
şovenliği ka b u l eden bir ideoloji nin Ma rksizmle-len i n izmle, proletarya enternasyonalizmi ile o rta k b i r ta n:ıfı kalmış olamaz.
Mao kliğinin d ü nya kom ü nist hcı reketinde g i rişti ğ i ve hemen her yerde fiyasko veren parça l a m a h a reketi, deneb i l i r ki, en büyük .. başa rı»yı Çin Komün ist Partisi içinde ve Çinde gösterd i . Çin Kom ünist Partisinin, Ma rk sizm-leninizm prensiplerine bağ lı M ü n l ü vetera nları , en fedakôr savaşçı l a rı , yetişmiş ka d roları , en basit pcı rti normla rı çiğnenerek Mao g rupunun emriyle bir ta k ı m kaba ve kör kuvvetlerin e l lerine tes l i m edildil er, en ağır
ve insa n l ı k dışı h a ka retl ere u ğ ratıl a ra k bertaraf edildi ler. Bizler, uzun ve çetin m ücadelelerden geçmiş, bÜYü k savaşlar vermiş Çin Komün ist Parti sinin bugün içinde bulunduğu kı skacı er veya geç kıraca ğ ı n a , d ünya komün ist hareketi nde lôyık olduğu yeri a l acağ ına i n a n ı yoruz. TKP Merkez Komitesi m i l letlerartisı ko m ü nist ve Işçi partileri n i n yeni bir
danış ma toplantısı için şa rtl a rı n Olgunlaştığı ka naatinde olduğunu çeşitli vesilelerle açıkladı. 1 960 yı l ı nd a n beri m i l letlerarası d u ru mda ve ko mü
n ist h a reketi nde büyük değişmeler ve gelişmeler oldu. Bu durum komün ist ve işçi partileri n i n yeni bir danışma toplantı s ı n ı zaruri k ı l m a kta d ı r. TO RKiYE K OMUN IST PARTISI MERKEZ KOMITESI 1 64
ı Ç i N D E K I LE R
Afrika : M i l l i ve sosyal
81
devrim sorunları .
Ali Yata Afrika devriminin genel sorunlorı Afri ka'da neo-ko lonializ m
83
François Billoux
Fransoda parlamenta seçimleri .
.
.
.
96
.
Gelişmiş kapita l i st ülkelerin önemli saru n l a rı
1 08
Josef Schleifsfein
Yeni b i r d u ru m beli riyor .
111
Nikos Ka/udis
Sol g ü çlerin a rtış ı n ı sağlayan
bir g ara nti
118
.
Erwın ZucKer-Scnft)'fng
Artsız a rasız zen ginleşen bir gerçek .
1 24
Santiago Alvarez
Ispanyada yeni işçi ha reketi
.
.
.
.
.
.
.
.
.
.
.
.
.
.
1 30
George Meyers
Işçi sını fı m ü cadeles i n i b i r kat daha şiddetlendirmek zorundadır .
1 39
D E R G I M I Z E M E KTU P LA R M. Kapluk
Demokrasi te h l i kede .
.
.
1 44
(Batı A l m a nya'dan mektup) V I Y E T N A M SAVA Ş i Yan Prajki
Amerika n sa l d ı rısına karşı mücadelede kom ü n i stleti n birl i ğ i .
.
.
(Ko m ü n i st ve işçi pa rti leri n i n görüşlerinden özetler)
1 49
KO M U N I ST V E ı Ş Ç ı PARTI L E R I N D E Işç i ve ko m ü n i st ha reketinden ha berler .
1 53
O Z E L S AY F A L A R ı M I Z Tü r kiye Kom ü n i st Partisi Merkez Kom ites i n i n BILDiR I'le ri
.
.
.
.
1 59
B A R I Ş
V E
S O S Y A L I Z M
P R O B L E M L E R
Ingilizcesi: Central Books Ltd ., 37 Grays I n n Road, Lon don, W. C. 1 . (t a/yanca sı : libreria Rina scita, Via delle Botteghe, OSCure 2. Roma
Almancası: .. G lOBUS..-Vertrieb Quslöndischer Zeitschriften , Wi e n XX, Höchstödtplatz 3
Yunancası (Kıbrıs'ta) : La ikon Pra ktorion, Tdco u p i Street, 53 r., N icosia
Rusçası: Stred isko pro rozsi rova n i tisku, Praha 6, Th6 k urova 3
Fransızcası : Societe d ' Edition et d ' Enformation 9, B o ulevard des Italiens Paris (2e) Ispanyo/cası : Ediciones Pueblos U ni do s Casil/a Correo 589, Montevideo
Japonca sı : N a u ka Ltd., 2, Kana d-Zin bocho 2-chome, Chiyoda- ku, Tokyo
Isveç dilinde: Arbeta rku1tu r, Söderarmsvagen 36, J o h a n neshov 6, Stockholm
Bulgarcası: Razrıoiznos, i, Rue Tzar Assen, Sofia
Türkçesi: .. Y E N I Ç A G .. - Stredisko pro rcısirovani tisku, Praha 6, Th6ku rova 3
Fiyatı 1 l i ra