YENİçAG •
A. Efimof-V. Rutgayzer: Sovyetler Birliği'nde iktisadi reform
•
B. Kis ler-K. Gutyar: Demokratik Almanya'da köy ekonomisinin gelişmesinde yeni aşama
•
V. Şopof: Bulgaristan'ın köy ekonomisinde bilimin rolü
•
J. Batal-R. Amjad-M. Harmel: Arap milli kurtuluş hareketinin bugünkü dönemde en önemli ödevleri
•
A. Soydan: Türkiye Komünist Partisi serbest çalışma şartlarına kavuşmalıdır
•
G. o.: lenin'in yüzüncü doğum yıldönümüne doğru
•
Sabiha Zekeriya Sertel
•
H. R.: Komünistler kahramanlıklariyle örnek oluyorlar
9(51) Eylül
1968
B A RIŞ
VE
S O S Y A LIZ M
P R O B L E M L E RI
YENi ÇAG
Bülün ülkelerin proleter/eri, birleşiniz!
9 (51) Eylül
1968
Kom ü nist ve işçi partilerin i n teori ve enformasyon d e rgisi
((Barış ve Sosyalizm Problemleri" dergisi on yaşında Komünist ve işçi Partilerinin teori ve enformasyon yaYlnlaf/ndan «Baf/ş ve Sosyalizm Problemleri" dergisi bu sayısiyle onuncu yılını doldurmuş bulunuyor. Komünist ve işçi Partileri temsilcilerinin 1957 Moskova Danışma Toplan tısında yayınlanması kararlaştlfllan ve 1958 yılı Eylül ayında çıkmaya baş layan bu dergi, on ylf içinde, Marksizm-Leninizm teorisinin propaganda sında ve çağımız uluslararası gelişme sürecinin en önemli yönlerinin genel leştirilmesinde bu teoriye değerli katkılarda bulunm uştur. «Baf/ş ve Sosyalizm Problemleri" dergisi, Marksist-Leninist partilerin çağımlZln temel sorunlariyle ilgili görüşlerini yaymakta, komünist hareke tin strateji ve taktiği ile ilgili sorunlan aydınlatmakta, komünist ve işçi Partilerinin harbe, emperyalizme ve burjuva ideolojilerinin çeşitli belir tilerine karşı, baf/ş, demokrasi ve sosyalizm uğrunda yürütlükleri savaşta elde ettikleri tecrübeleri anlatmaktadır. Dergi, komünist partilerinin ve dünyamızın dörtbir bucağındaki ilerici örgütlerin hayat ve eylemlerinin çeşitli olgulaf/na dair yazılar yaYlnla makta, bunlar arasında haberleşmenin genişlemesine ve karşılikiı tecrübe teatisine yardım etmekte, uluslararası komünist hareketinin birliği dôva sına ve Partilerin genel sorunlarda ortak görüşler hazulamalanna hizmette bulunmaktadır. V. i. Lenin'in «Her basın organlnda çalişan bilinçli işçiler için en önemli ve e n başta gelen mesele, onlaf/n prensip sahibi olmalaf/du" sözünü gözönünde bulunduran dergimiz redaksiyonu, bülün çalişmalannda Mark sizm-Leninizmin temel prensiplerine sadık kalmaktadır. Dünya Komünist hareketinin benimsediği, Marksizm-Leninizme sarsılmaz bağlılık, işçi sını fının ve bütün emekçilerin proleter enternasyonalizmi fikirleriyle eğitilmesi ve burjuva ideolojisine karşı amansızca mücadele, sosyalizmin mevzilerini kuvvetlendirme ve emperyalizmin m anevrolanna karşı koyma alanında elde edilen başanlaf/n teminatıdır. 41
525
Dünya sosyalist sisteminin gelişmesiyle ilgili aktüel sorunları, sosyalizm kuruculuğu genel prensipleriyle her ülkenin milli özelliklerini bağdaştlfma çabalaflnt, sosyalist mem/� ketlerin ekonomik ve sosyal sistemlerini geliş tirme metotlaflnt, «Barış ve Sosyalizm Problemleri» dergisi, bu açıdan ele almaktadır. Kapitalist ülkelerdeki işçi sıntfının savaşlnt, milli kurtuluş hare ketinin gelişmesini ve bütün antiemperyalist güc/erin birleşme sürecini de ayni pozisyondan incelemektedir. Dergi, on yıl içinde bütün dünyada geniş ölçüde yayılmıştır. ilk sayıları 19 dilde basılan «Barış ve Sosyalizm Problemleri» dergisi, bugün 26 dilde çıkmakta ve yüzden fazla memlekette - hatta bunların bazılarında gizlilik şartları içinde - dağıtılıp okunmaktadır. çağımızın aktüel sorunlarInt kolektif olarak incelemek ve komünist hare ketin birlik ve dayantşmasını kuvvetlendirmek için alınan tedbir/erin başa riyle gerçekleştirilmesine yardım etmek, dergimizin başlıca ödevleri ara sındadır. Derginin yazı kurulu, önemli sosyal-ekonomik sorunlar üzerinde sistemli teorik fikir teatisi toplantıları örgütlemektedir. Dergimizin son yıllarda teş ki/ôtlandırdığı uluslararası teorik konferansıarın bellibaşlılafı şunlardır: Komintern'in Yedinci kongresinin 30'uncu yıldönümü dolayisiyle (Ekim 1965'te) yapılan toplantı, «Afrikada milli ve sosyal devrim» konulu teorik seminer (Ekim 1966), "Büyük Oktobr Sosyalist Devriminin tarihsel önemi» konulu uluslararası teorik konferans (Haziran 1967), Karl Marks'tn «Kapi tal" adlı eserinin birinci cildinin 100·üncü yayım yıldönümü ve V. I. Lenin'in «Kapitalizmin son aşaması : Emperyalizm» adlı eserinin 50'inci yayım yıl dönümü dolayısiyle yapılan fikir teatisi toplantıları (Ekim 1967), Kapitalist ülkelerde gençlik hareketi sorunları ile ilgili konferans. Ozellikle bu top lantılar, geniş yankılar uyandırmıştır. Uluslararası komünist hareketinin ünlü faaliyetçileriyle ilerici kamuoyu temsilcilerinin ve Marksist bilginlerin katıldıklafı bu teori konferansıarına ait dokümanlar hem dergimizde yayınlanmış, hem de çeşitli dillerde kitap h alinde basılmıştır. Uluslararası komünist hareketinin teori ve pratiği ile ilgili karmaşık sorunların kolektif olarak incelenmesi alanındaki çalışmalarına, dergimiz, bundan sonra da büyük önem verecektir. Yazı kurulumuz, kardeş partilerden devamlı yazı gönderen aktivist/ere, parti faaliyetçilerine ve toplum adamlarına, bilginlere ve yazar/ara, gös terdikleri destekten ve yaptıkları yardımdan dolayı, dergimizin onuncu yıldönümü vesilesiyle candan teşekkür/erini sunar. "Barış ve Sosyalizm Problemleri" dergisin muhtevası hakkında bizden tenkit ve teklif/erini esirgemeyen bütün okuyucularımıza daima minnattar kalacağız. Yazı kurulumuz, komünist hareketinin ve antiemperyalist güc lerin baflş ve sosyalizm savaşında birleşmeleri dôvasına daha etkile hiz mette bulunmaya, bundan sonra da, bütün gayret/eriyle devam edecektir.
«BARIŞ VE SOSYAliZM PROBLEMLERI" DERGiSI YAZı KURULU 526
V.I. Lenin'in yüzüncü doğum yıldönümüne doğru
1970 yılının Nisan ayında lenin'in doğumunun yüzüncü yılı tamamlana coktır. Komünist Partisi, tüm Sovyetler B i rliği halk ı , bütün kıtaların emekçileri bu önemli tarihi, büyük b i r enternasyonal bayram olarak kutlıyacaklardır. Sovyetler Birliği Komünist Partisi Merkez Komitesi ..vladimir Hiç lenin' i n doğumunun lDO-üncü yıl dönümüne hazırlık» kara rnamesini kabul etmiştir. Bu kararname, Sovyet vatandaşları ve i lerici dü nya ka muoyu tarafından büyük b i r i l g i ve tasviple k a rşılanmıştır. leninizm fik i rleri n i n d ü nya gelişi m i n i n bütün gidişi üzerine yaptığı olağanüstü deri n etk i , bu k a ra rna mede parlak bir şek i lde açıklanmıştır. Lenin, proletarya devriminin ve toplumun sosyalist temeller üzerinde yeni baştan kuruluşunun dahi bir teorisyeni olarak tarihe geçmiştir.
Marksist teoriyi mükemmel bil mesi, yen i ta ri hsel tecrübeyi ta hlil etmesi sayesinde lenin, M a rks' ı n öğ retisini yaratıcı bir biçimde g eliştirip zengi n leştirmiştir. len i nizm, yen i tarihsel devrin, Proletarya devrimleri v e emper yalizm döneminin, insanlığ ı n kapitalizmden sosya lizme g eçiş ve komünist toplumu k u rma devri n i n M a rksizmidir. leninizm, yaratıcı, devrimci düşün ceni n ve devrim ha reketi n i n ilelebet ca nlı bir kaynağıdır. Kapitalizmin son aşaması olan emperyalizm, yen i tip parti ve sosyalist devrim, Proleta rya diktatörlüğü ve onun çeşitli şek illeri, sosyal ist demok rasi, işçi sınıfı n ı n köylüler ve bütün emekçilerle ittifakı, milli mesele ve toprak reformu meselesi, sosyalist toplumun k u ruluş yolları hakkındaki leninizm öğ retisi, lenin'in ya rattığ ı bu fikirler hazinesi, komünist part isinin, d ünya devrimci kurtuluş hareketin i n güclü bir silôhıdır. Teoriyi bir dog ma olarak değil, b i r ha reket k ılavuzu ola rak ele a l a n lenin, M a rksizmi n temizliği n i a ralıksız savu nuyor, devrim teorisi n i n h e r türlü ta h rifine karşı uzlaşmaz bir şek i lde savaşıyordu. Bugün devrim teorisi, Sovyetler Birl i ğ i Komünist Partisiyle k a rdeş pa rti lerin teorik ça lışma l a rı v� dünya komünist hareketin i n kollektif ça baları sayesinde d u rmadan zenginleşiyor. Lenin, proletarya devriminin en büyük önderi ve işçi sıntfmın öncüsü, yeni tip parti, sosyalist devrim ve proletarya diktatörlüğü partisi, sosyolizm ve komünizm kurucusu parti, sosyal-politik örgütün yüce şekli olan Bol şevik Partisinin kurucusu ve yöneticisi olarak tarihe geçmiştir.
len i n ' i n hayatı ve faa liyeti ni, işçi sınıfı ve komünist pa rtisinin savaşın dan ayırmak m ümkü n değildir. Ancak i l erici teoriyi kendine k ı l avuz edinen partinin, savaşçı öncü rol ü n ü yerine getirerek, doğru b i r politik yönetim 4"
527
sağlıya bileceğine d a i r Lenin'in fikrini, toplu msal pratik ta mamen doğru lamıştı r ve doğ rula m a ktadı r. Büyük O ktobr Sosyalist Devrimi, sosya lizmin d ünya ça pında ta rihsel kaza n ı m la rı, Leninizmi n strateji ve taktiğinin en büyük zaferidir. Lenin öğ retir ki, Komünist Portisi nin yönetici rolü, ya l n ız emekçilerin iktidari elegeçirmeleri için değil , aynı zamanda sosyalizm ve komünizm kuruculuğu zamanı için de zorunludur. Lenin, pa rtinin görüşleriyle eylemleri a rasın d a ki birliği sağlayan, Parti safları nda bilinçli disi plini ve birliği kuvvet lend i ren, Pa rti içi demokrasiyi ve pa rti üyeferinin yaratıcı a ktifliğ ini geliş tiren demokratik santra lizme son dereçede büyük bir önem veriyord u . Pa rti hayatının Leninist norm ve prensipleri, Sovyetler Birliği Kom ü nist Partisinin XXi i i . Kongresinin belgelerinde ifadesini bul muştur. Lenin, dünyada ilk sosyalist devletin, işçiler ve köylüler devletinin kuru cusu ve yöneticisi olarak tarihe geçmiştir.
Sovyetler (konseyler) Cu mhuri yeti n i n Kurucusu Lenin, devletle i lgili M a rksist öğ retiyi zengi nleşti rdi , h e r türlü pa rla menter burjuva cumhuriyetlerinden ölçüsüz derecede yü ksek ve demokratik, yeni tip bir devlet olara k tarihsel önemini açıkladı. Lenin, bilim ve tekniğin en yeni buluşla rına uyg u n olarak kurulmuş büyü k sanayiin, sosya lizmin tek maddi temeli ola bileceğ ini belirtiyor ve ancak, büyük bir genel plana göre yapılan, ekonomik ve tarımsal değerlerin d üzenli olarak kullanı l ması hedefini g üden kurucu luğa, sosya list k u rucu luk a d ı verilebilir diyord u . Sosyalizmin yarım yüzyı l l ı k tecrübesi, Lenin' i n, büyük sosya list endüstri kurma ve köy ekonomisini sosya list temeller üze rinde yeni baştan geliştirme politikasının doğru l uğunu ortaya koymuştur. Lenin der ki, emekçiler yeni h ayatı kendileri kurduklan ve sosyalist organizasyonun en güç sorunlannt kendi tecrübeleriyle çözümledikleri zaman, sosyalizm halktn canlı eseri olur.
Sosya lizm, milyonlarca işçi ve köylünün, toplumsal işleri n yönetimine katılmaları için geniş olanaklar yaratır, emekçi lerin hak ve özgürlü kleri için maddi ve siyasi garanti ler sağlar. Komü nizmin kuru luşu süreci nde sosya l ist devlet d üzen i ve demok rasi daha fazla gelişir. Bu a rada, işçi sınıfı n ı n ve halk yığınlarının çıka rla rını gerçekleştiren Kom ünist Partisinin yöneticiliği, sosyalist demokrasin i n güçlenip gelişmesi i ç i n en önemli politik şa rttır. Emekçilerin kurtuluşu, her şeyden önce sömürüden, sosya l, politik ve u lusal baskıdan, cehalet ve gerilikten ku rtu lmaları ile sağla n ı r. Lenin, bize kurtuluş (özg ü rl ü k) sorununu konkre olara k incelememizi öğ retiyord u : Ki min için k u rtuluş, ha ngi sınıfın kurtul uşu? Nederden kurtuluş? Hangi olanlarda kurtu luş? Sosya lizmin menfoatleri, halkın menfaatleri, sosyalist demokrasisinin kaza n ı m ları n ı emperyalizmin, a nti-sosya l, a nti-sosyalist u nsurların sal d ı rı hareketlerinden savu nulmasını zoru n l u kılar. Sosyalist demokrasinin, kişi özgürlüğünün daha ileriye doğru gelişmesi, toplumun bütün üyelerinin sosyalist yaşantı nın prensip ve kura llarını bo zucu her türlü h a rekete karşı amansızca savaşma' l arınl gerektirir. 528
Kültürel devrim soru nlarının hazırlanmasında, milli meselenin teorik ve pratik bakımdan çözümünde Lenin'in hizmetleri hiçbir şeyle ölçülemez. Lenin, proletarya devri minin askeri programını, sosya list Vata n ı savunma öğretisini bili msel temeller üzerine kurmuştur. Onun vasiyetlerini gerçekleştirmekte ola n Sovyetler Birliği Komünist Par tisi, Sovyet halkı, sömürücü sınıflar kalıntı larının kurduzca karşıkoyma ha reketleri dahil, muazzam g üçlü kleri yenmiş ve en kısa tarihsel süreler içinde Sovyetler Birliğini güçlü bir sosyalist devlet haline getirmişlerdir. Büyük Vatan Harbinde Sovyet halkının zaferi, faşizmin ta m bozgu na uğratıl ması, Sovyet devletinin sarsılmazlığının, çok milletli Sovyet halkının Ma rksizim-Leninizm fikirlerine sadakatı nın şüphe götürmez delil leri d i r. Sovyetler Birliğinde sosya lizmin ta m ve kesin zaferi ve komünizm kuru culuğuna geçiş, Leninist idelerin gerçekleşmesi ve Komünist Partisi politi kasının büyük başa rısıdır. Lenin, dünya proletaryasının, uluslararası komünist hareketinin önderi olarak tarihe geçmiştir.
Komünist hareketi nin strateji ve taktiğ inin hazır lanmasına, proleta rya nın enternasyonal birliğinin g üçlenmesine çok büyük katkıda bulunan Lenin d iyordu ki : «Kapital, uluslara rası bir kuvvettir. Venilmesi için, işçilerin uluslara rası birliği, uluslara rası kadreşliği gerekli d i r. Biz, ulusa l düşmanlığa, ul usal iç kavgalara ve bir u lusun diğeri ni erit mesine karşıyız. Biz beynelmi lelciyiz, enternasyonal istiz.» Lenin'in teşeb büsü ile kurulmuş olan Komü nist Enternasyonali devri mci güçleri n birl i k h a l i n e getiri lmesi nde büyük bir rol oyna mıştı r. Lenin, ulusla ra rası işçi hare keti içinde oportünizme, avantürizme ve milliyetci liğe karşı şiddetli bir savaş yürütm üştür. U luslararası işçi sınıfının, d ü nya sosya list sisteminin, çağdaş devri n merkezinde yer a l ması, ulusal kurtuluş devri mlerinin başa rıları, Marksizm Leninizmin d ünya ça pında tarihsel zaferleridir. Emperyalist burjuvazi kin ve gazapla ne kadar kudu rursa kudursun, yeni toplumsal düzenin, sosya lizmi n mutlaka üstün geleceğine doir leninin öngörüleri gerçekleşmekte d i r. Bugün sosya list ideoloji ile burjuva ideolojisi arasında son derecede çetin bir mücadele yürütül mektedir. «Adevimiz, kapita listlerin bütü n karşı koymasını ezmektir, yalnız askeri ve politik değil, aynı zamanda en derin ve en güçlü niteli kteki ideoloj i k karşıkoymasını da kı rma ktır» d iyen Len in'in bu sözleri şimdi her zamankinden daha a ktüeldi r. Emperyalist burjuvazi, başlıca, miliyetçi, revizyonist ve aşırı solcu unsurla ra belbağlıyor, sosya list ü l keler h a l kları n ı n sı nıfsa l bilincini körleştirmeye, ideoloj i k ve politik bir liğ ini zayıflatmaya, emekçilerin birlik ve bütünlüğünü parçalamaya çaba l ıyor. Bu savaşta tarafsızlık ve tôviz yoktur ve olamaz da. Ma rksçı-Leni n d lerin devrimci ödevi, burjuva ideolojisinin halk düşmanı, sömü rücü nite liğini açıklamaktır. Bunu yapmadan, barış, demokrasi ve sosya lizm dôva s ı n ı savunmak v e gel iştirmek mümkün değildir. Lenin, emekçi/erin hararetli bir özgürlük ve mutluluk savaşçısı olarak tarihe geçmiştir.
529
Sovyet vatandaşları, Sovyetler Birliği Komünist Partisi Merkez Komite sinin kararnamesinde ifade edilen, "Leninin yolunda yürümekten, bütün
hayatın ı vakfettiğ i dava için fedakorea savaşma m ızdan daha yüce ve daha asil bir ödev yoktur.. görüşünü ta mamen destekliyorlar. Sovyetler B i rliğinde Leni n'in doğumunun 1 00-üncü yıldönümünü gerek tiği gibi karş ı la ma işi, Partinin ve tüm halkın genel davası a l a ra k ele a l ı nıyor. Bu şanlı yı ldönümünü, komünizm kuruculuğu planları n ı gerçekleştirme savaşında yeni başarı l a rla karşılamala rı için Komünist Partisinin yaptığ ı çağrıya, işçiler, köylüler v e ayd ı n l a r emek başa rı larıyla cevap veriyorrar. Moskovada, Leni ngrotta ve ü l kenin d iğer şehirlerindeki işletmelerde ça l ı ş a n emekçiler, beş yıllık plan ödevlerini süresi nden önce, yani 7 Kosı ma kadar, ekonom i k olanakları n m üsaade ettiği yerlerde ise Len i n' i n doğum günü olan 22 N isan 1970 tarihine kad a r yerine getirmeyi vadediyorlar. Bu yarışma, daha şi mdiden, plan üstü olara k binlerce ton meta l , yeni makineler, konut bina l a rı, oku l l a r g i bi somut sonuçl a r veriyor. Sovyetler Birliği Komünist Partisi Merkez Komitesinin kararnamesinde beli rti ldiği gibi, bu büyük ta rihi kutlama hazı rlığı i l e i lgili en önemli ödev, komünizmi n zaferi uğrundaki savaşta Komünist Partisinin güçlü ideolojik silahı olan Marksizm-Len inizm teorisini daha i l'e riye yaratıcı olara k ça lışmaktır. Bu a maçla, bilim adamları, ça bal a rı nı, komü nizm kuru luşunun ekonomik problemleri, sosya list demokrasinin gelişme ve kuvvetlenmesi, komünist eğitimi, devrimci kurtuluş hareketi nin ve bütün d ü nya gelişmesinin süreç leri n i n teori k genel leştirilmesi gibi Ma rksist-Leni nist teorinin a ktüel sorunları üzerinde yoğu n laştı rıyorlar. Leninin eserleri nin yeni baskı ları ve aynı za manda lenine d a i r yeni eserler ve hatırala r hazırlanıyor. Edebiyat ve sanat adam ları bu jübile hazırlığı s ı rasında büyük ölçüde ça lışıyor. Lenin konulu yeni eserler hazırlıyorlar. Len inin yüce vesiyetini gerçekleştirme alanında Parti nin ve bütün Sovyet halkının yürüttüğü savaşı bütün yönleriyle ortaya koymak, devrimci değ i ş i m Ierde Marksizm-Leninizmin önemi n i bütün deri n l iğ i ile bel i rtmek, büyük düşünür, büyük devri mci, komünist Partisinin ve d ü nyada ilk işçi -köy l ü sosya list devletinin kurucusu, uluslara rası komünist v e işçi ha reketi nin önderi len i n' i n tarihi rolünü açıklamak, memlekette sosyalizm ve kom ü n izm kurucul uğunda, d ü nya sosya list sisteminin v e d ü nya devrim ha reke tinin kuvvetlenmesinde Marksist-leninist öğreti nin önenimi izah etmek, Sovyetler Birliğindeki bütün halk taba kaları arasında şanlı Lenin jübilesi d olayisiyle yaygın birhal a l a n çalışmaların özün ü teşkil etmektedir. G. O.
530
Sovyetler Birliğinde iktisadi reform: Ilk sonuçlar ve perspektifler
Anatoliy Elimov, Valeriy Rutgayzer Sovyet ekonomisinin bugünkü d u rumu ya kın geçm işteki durumu ile karş ı laştırı ldığı zaman, Sovyetler Birl i ğ i Komünist Partisi Merkez Komitesinin Eylül (1965) plenumu kararlarının Sovyetler Birliğinin toplumsal hayatında ve her şeyden önce i ktisadi i lişkiler alanında ne muazzam değişikliklere yol açtığı açıkça görülür. Eyl ü l 1965 toplantısı nda, i ktisadi meka n izmada, pla n l a ma, yönetim ve maddi isteklendi rme sisteminde gerçekleştirilecek değ işi kli klerin izliyecekleri genel doğrultu belirtilmişti. Dikeni n i ktisadi hayatında uzun vôdeli i lerici dönüşüm lere yol açacak çözüm yol l a rı tespit eden Eylül toplantısı, bütün toplumumuz için özel bir önem taşımaktadır. Yeni ted birler, eskiden s ı k s ı k görüldüğü g i bi, bi rbirine bağ l ı o lmayan, kısm i değ işimle r değil, biribirine bağ l ı , « i ktisadi reform» adı altında top lanan ve bir bütün teşkil eden tedbirlerdir. Sovyetler Birliği'nde i ktisadi reformu başarı lı olara k gerçekleşti rebi l mek için, devletin, i ktisa d i gelişme a lanında uyguladığı komple yönetim metotlarını a ra l ı ksız olara k m ü kem melleştirmesi şa rttır. Bu ted bi rlerin özelliği de budur. Reformun başlıca a macı, toplumsal üret i m i n verimli liğini a rtırm a kt ı r. En öne m l i toplu msal olayların hemen hemen hepsi nin (hiç şüphesiz, reform bu bakımdan bir i stisna teşkil edemez) hem olumlu, hem olu msuz yönleri bulunabi l i r. Ama bir olay, onun doğurduğu olumlu ve ol umsuz değişiklik lerin bilônçosuna bakara k değerlendiri lemez. Her şeyden önce belirtilen a maçların nasıl gerçekleştiri ldiğini tayi n etmek ıôzımdır. Sovyetler Bir liği'nde yapılan reformdan elde e d i len tecrü be şunu a çıkça ve belirgin olara k göstermişt i r : sanayideki ça lışmaların, yeni planlama ve i ktisadi isteklend i rme sistemi prensiplerine uygun şekilde düzenlen mesi, i ktisad i faaliyet sonuçla rı nın büyük ölçüde iyi leşmesi ne yardım etmektedir.
Ilk sonuçlar Sovyetler Birliğinde 1968 yılının Mayıs ayında bir i ktisadi konfera ns top lanmış ve uyg u lanan i ktisadi reformun i l k sonuçl a rı ortaya konmuştur. Memleketimizde bu reforma i k i buçuk y ı l önce g i rişiImiştir. Bu süre, h i ç şüphesiz, yeni i ktisadi mekanizma n ı n üstünlükleri hakkında h e r y ö n l ü bir 531
değerlendirme ya pabilmek için yeterli değildir. Bununla beraber m u ha kkak olan şudur: a l ı nan ted birler iktisadi kayna klardan daha semereli bir şekilde yara rlanı l ması, iktisadi gelişme hızının artı rı l ması için elverişli şa rtla r ya ratma ktad i r. Bu yıl ı n i l kbaharında, genel mamul hacminin hemen hemen yarısını ü reten ve sanayide elde edi len kôrla rın ü çte i kisini sağlayan on bir bin kada r fa bri ka yeni iktisadi çal ışma şartla rını uyg u la maya başlamıştır. Bun lardan başka, Sovyetler B i rliği cu m h u riyetlerinde onsekiz demiryolu ve iki bin kada r ota taşıt işletmesi yeni usul lere göre ça lışmaktayd ı . Onaltı deniz taşıt işletmesi, birçok nehir taşıt işletmesi, sivil havacı l ı işletmesi, Sovyetler Bi rliği Ulaştı rma Baka n lığına bağ l ı çeşitli bölge işletmeleri , aynı d u ru mdaydı. Yeni sistem köy ekonom isi ü retiminde de uygulan maktad ı r. Reformu n uyg u landığı i l k iki yıl içinde (1966-1967) Sovyet ekonomisinin gel işme hızı a rttı ve toplumsal ü reti m i n verimlilik oranı yü kseldi. Köy ekonomisinin gelişmesi de hızlandı, maddi temeli daha g üclend i . Halk ekonomisindeki nispetsizli klerde d üzelmeler oldu, sanayi ile köy ekonomisi a rasındaki nispet daha o l u m l u bir şekilde gelişmeye başladı. Tüketim mal l a rı üreten sanayi dalları böylelikle gelişmelerini hızlandıracak daha sağ lam bir temel kazand ı la r. i ktisadi i lerleyişin genel ölçüsü olan m i l li gelir deki yı l l ı k ortalama artışlar, 1961-1965 beş y ı l l ı k dönemdeki yıllık a rtışlara n ispetle yaklaşık ola ra k % 25'i bu l d u . 1966- 1967 yılında emekçilerin reel geli rleri % 12,5 a rttı, yirmi m i lyondan fazla insa n ı n mesken şartları iyileşti. iki yıldan beri Sovyetler Birliğinin elde ettiği i ktisadi i lerleme, iktisadi gelişmede önceleri de mevcut olan normal faktörleri n sonucu değ i l d i r sadece. Aynı zamanda, yeni planlama ve maddi isteklendirme sisteminin doğurduğu yeni fa ktörlerin sonucudur. Ya bancı gözlemciler de, reformun ü l kemizin iktisadi hayatına yaptığı a ktif etkileri kabu l etmektedirler. Mart 1 968'de Cenevre'de toplanan Bir lişmiş M i l letler Teşkilôtının Avrupa i ktisadi Komisyonu, «1967 yılında Av ru panın i ktisadi durumu .. ile i lgili y ı l l ı k raporunu yayı nladı. Bu belgede, son y ı l l a rda Sovyetler Birliğinin «iktisadi gelişmesinde meydana gelen hızlanma nın, öze l l i kle i ktisadi reformu n olumlu etkisinin bir sonucu.. olduğu bel irti l mektedir.
Reform pek çok şey değiştirmiştir Her şeyden önce, ü reti m planının hazı rlanması ka rşısında işletmelerin tutu m u değ işti. Eskiden işletme ler, plan göstergelerindekinden daha fazla ü retim yapma k için çaba lıyorlard ı . Çünkü bu fazla l ı k onla ra prim getiri yordu. Bu sonuca varmanın en emin yol u ise, fa brika n ı n ü retim i m kôn532
larındon daha düşük göstergeli bir plôna sah i p olmaktı. Oretim i mkôn ve kaynakları nı olduğu g i bi açıklamamak, bunla rı to momiyle kullanma m a k yakıno gelinceye kadar norma l hallerdendi . Eskiden, yüklü plan hazı rlayan işletmeler pek azd ı . Bugün ise b u ta ma m iyle normal bir iştir. Yen i sisteme göre çalışan işletmeler, önceden tastik edilen ü retim planlarını, 1 966 yı l ı nda 305 m i lyon rublelik (ya n i planda tes pit edi len tutardon % 1 ,6 fazla) ; kôrlarında i se 3 1 3 mi lyon ru blelik (% 3,6) b i r a rtış sağlaya rak gerçekleştirdiler. 1 967'de işletmeler, ken d i hazırlad ı k ları planlarda tespit edi len ödevleri daha do çok aştı l a r : 1 .1 1 7 m i lyon rubl�lik (plônda tespit edi len tutardon % 1 .8'lik) ve kô r a l a n ı nda 555 m i l yon ru bIelik ( % 6.4) bir a rtışla mamul ü rettiler. Daha yüklü planların kabul edilmesi, şimdi hem devletin, hem i şletme nin, hem de o işletmede ça lışan her işçi nin çıka rına uygun geliyor. Çünkü, kôrdaki a rtışın en büyük kesi mi maddi isteklendi rme fonuno ve özellikle emekçileri maddi i steklendirme fonuna ayrılıyor. Bu fonda n yıl sonunda ödenen primler, her emekçi n i n ça lışmasına göre tespit ediliyor ve ü cret/ere önemli b i r katkı oluyor. Yeni sistemde çalışan işletmelerin çoğunda, bütün işçi leri n beşte dördü, on beş g ü n l ü k ücret tuta rına eşit pri mler a lıyor. Bazı i ş letmelerde bu m i ktar daha do fazladır. Yıl l ı k primler, bizde çok karmaşık iktisadi ve toplumsal bir soru n teşkil eden işçi leri n sık sık işyeri değiştir meleri meselesin i n çözü m ü n ü kolaylaştı rıyor. Çünkü yıl sonunda dağıtılan primlerin tespitinde her işçi veya memurun ya ptı ğ ı i ş kadar, belirli bir fabrikada ça lışma süresi de göz önünde tutuluyor. Bundan önceki beş yıllık pla n döneminde, Sovyetler Birl i ğ i n i n endüstri sinde, sanayi ü retim i fonlarında bir ruble değer karşılığı mamullerle karak terize edi len döner fonlarda tehlikeli bir iniş eğilimi belirmişti. Yeni i kti sadi şartlarda çalışmaya geçi ldikten sonra, bu göstergeler y ükselmeye yüz tuttu. Şimdi yen i sistemde ça l ışa n her işletme, sağladığı kôrda n dev lete öded iği beli rli fonlardon faydalanma düzeyinin, kendi emeğ i n i n sonuçlarına n a s ı l etki yaptı ğ ı n ı açıkça görebiliyor. Bu iktisadi etkiyi h i sse den bir çok işletme, l üzu msuz ma lzemeden, fazla makinelerden kurtuldu. Oretim stokları do bir hayli azaldı. Sovyetler B i rliğ i Baka nlar Kurulu Başkan ı A. N . Kosigi n 1968 Şubatında söylediği nutukları ndan b i ri nde, yeni iktisadi reformun uygulanışı üzerinde d u rdu ve yeni sistem hakkında şu genel hükmü verdi : «Genelolarak reform doğrudur, i ktisadi bakımdan faydalıdır ve çok iyi sonuçlar vermektedir.»
Yüklü plônlar sorunu Işletmeler yeni sistemde çalışmaya başlayınca, planlar daha yüklü b i r n itelik kazanıyor. Bu bir gerçek. Fakat plônlardaki b u gerg i nlik, henüz, reform prensiplerine to mo miyle uygun değ i ld i r. Çünkü işletmeler, plan 533
göstergeleri n i yükseltmelerine rağ men, yine de ü retim yedekleri n i azaltma a lışkanlığından kurtulamıyorlar. Açıkçası, ü retimde ça lışan işçi ler, bütün yedeklerin i tamamiyle açığa vurmaktan çekiniyorl a r. B i rçok soru m lu, opti mal plan hazırlarken, psikolojik bir bariyerin etkisinden kend i n i kurta ra mıyor. Bir örnek vereli m : aşağıda ki veriler, 1 966'dan bu yana yeni sisteme göre ça l ışan 580 işletmede ya pılan i ncelemelerin sonuçlarıd ı r. (yüzde olarak verilmiştir) : 1 966 Artış Plan Mamul lerin sürümü Kôr Emek veri m l i l i ğ i
1967
Gerçek duru m
Plana göre gerçek durum
Plan
Gerçek durum
Plana göre gerçek duru m
6,3
9,9
1 57
6,1
9,9
1 62
1 6, 1
21,7
1 35
1 3,2
2 1 ,9
1 66
4,1
8,9
217
2,7
7,7
285
Görüldüğü g i bi, incelenen her üç göstergede de gerçek a rtış öngörülen artıştan daha yüksek olmuştur. Bu durum neyi gösteriyor? Birinci, işlet melerin elinde, plan hazı rlan ı rken yeteri kadar açıklan mayan önemli yedeklerin ,bulunduğunu, ve, i ki n ci , isteklendirme meka nizması nın, bu yedeklerin iktisa d i dolaşımda eksiksiz olarak kullanılmasını henüz sağ layamadığını ortaya koyuyor. Yen i i ktisadi mekan i zma, planlamanın daha büyük bir belirl i l i kle yapıl ması n ı kolaylaştıyor. Böylel i kle bu mekanizma, pla n ı n hem yerine getiri l meyişini, hem d e aşılması nı «ceza landırmış» oluyor. Planın aşılmasından, orantısız bir şeki lde fazlası ile gerçekleştiri lmesi kastedil iyor ta bii. Plan tamamlanmadığı zaman isteklendirme fonuna düşen kar nispetindeki aza lış, plan aynı ölçüler içi nde aşıldığı zaman işletmeye düşen kô r n ispetin den çok daha fazladır. Ustelik, plan (objektif nedenler ve yüzdeni n bir k ısmı yüzünden dahi) tamamlana mazsa, fabrika n ı n yöneticileri ve uzman ları pri m hakları n ı kaybediyor. Bu da, hiç şüphesiz, her zaman ôdil ol muyor. Şu durumu da belirteli m : reform uygulanmaya başlandığı zaman, plan fazlası ü reti m için ayrı lan isteklend irme fonu oldukça düşük normatiflere göre tespit edil iyordu. Bu da, çoğu zaman, yüklü plônlar ka bulü için yeteri kada r bir isteklendi rme yaratmıyordu. Plôn fazlası ü reti m ıçın ayrı l a n isteklendirme fon ları pla n ı n olduğu g i bi gerçekleşti ri l mesi için ayrı lan paradan oldukça yüksek oluyordu. 534
Bu şartlar içinde, güç ödevii bir planın yerine, «hafif» bir planı büyük ölçüde aşmak, çok daha kôrlı oluyordu. Bugün Sovyet i ktisatçıları bu çelişmeye bir çözüm yolu bul maya ça lışıyor. Çeşitli teklifler ileri sürülüyor. Anlaşıldığına göre, en akıllıca yol, plan fazlası üretimin kôrlarından mey dana getirilecek isteklendirm e fonları için kesin normatifler tespit etmek tir. Plan fazlası üretim i n kôrlarından meydana geti rilen isteklendirme fon ları na, plan kôrlarından çok daha az pa ra ayırmak ıôzı mdır. Bugün bu teklifi destekleyenler çoktur. Ayrıca, kolektif isteklendi rme sistemi, planın önemsiz derecedeki (yüzde 1-3 a rasında) noksan gerçekleşti rilmesi hal lerini «cezalandıracak» yönde geliştirilmemelidir. Işletmeleri «yedeklerini gizlemeye» sevkeden i kinci önemli neden de, iktisadi isteklendi rme fonlarının teşkili sistemindeki bazı kusurlard ı r. Bu sistem, bir önceki yıla nispetle, ya kôrdaki, ya hutta mamullerin sürümün deki a rtış yüzdesi n e dayanmaktadır. Ama bugünkü ü retim şartları dün künden çok fa rklı olabi lir. Diyelim ki, işletme, geçen yıl bütün yedeklerini veya hemen hemen hepsini hesaba katarak, mamu llerinin sürümünde % 9 bir artış olacağını kabul etmiştir. Ama ertesi yıl, ü retici lerin deyişiyle, kendilerine bağlı olmayan nedenler (örneğ i n mal çeşid inin değişmesi) yüzünden, mamul sürümü hacmi sadece % 6 a rtarsa, isteklendirme fon l a rı bir hayli aza l m ış olur. Bunu önlemek ve i lerisi için yedek bulundurm a k a macı i le, i l k yılda gerçekleştirilecek ü retim a rtışı % 9 ola ra k değ i l, % 5 olara k tespit edi l mektedir. Sovyetler Birliği Iktisat Konfera nsında birçok delege, iktisadi faa liyet sonuçlarının iniş çıkışlarına bağ lı olan maddi isteklendirme meka nizma sındaki yetersizlikleri ortaya koydu. Bu gibi iniş-çı kışları n önüne geçmek i m kônsızdır. Orneğ in, Lvov'daki Ki noskop fabrikasında m a m u l sürümünde öngörülen a rtış" 1 966 planına göre % 32,6'yı, 1967 planına göre ise sadece % 2,Tyi bulaca ktı. Bu fa rkı n nedeni, fabrikanın daha kötü çalışması değ i l (böyle bir hüküm i çi n hiçbir sebep yoktur), üretim yapısının, yeni toplumsal i htiyaçlara göre değ işmiş olmasıdır. Fa kat, bu yüzden de, isteklendirme fonlarının azaltı lması m ı gerekir? El bette ki hayır. Bugün genel kô r tutarına bağ l ı bir maddi isteklendirme fonl a rı siste minin tecrübe edil mesi ka ra rlaştı rılmış bulunmaktadır. Bu sistemde, kôr larda ve mamul sürümündeki a rtış temposu, i ktisadi isteklendirme fonla rına fazla etki yapmıyacaktır. Yedekleri g izleme eğ ilimini doğu ra n neden de ortadan ka lkmış olaca k tır. Çünkü bu şartlar içinde, mutlak kôr hacmini a rtı rma başlıca hedef halini alacaktı r. Yedeklerden daha eksiksiz bir şekilde yararla nı lmasına engel olan başka sebepler de var. Bunlardan bi ri, işletme planlamala rının, uzun vôdefi planlara yeteri nce daya nma masıdı r. Uzun vôdeli planlar (perspek tif plan ları) henüz her işletmeye u laştırılamamaktadı r. Bu durumda, uzun vôdeli normatifler tespit etmek de i m kônsızdı r. Uzun vôdefi normatifler o lmayınca da, bu dönem içindeki isteklendirme fonları n ı n tutarını, primler 535
bakı mından kolektifin sa h i p olduğu i mkan ları n ı öngörmek zor olur. I stek lendi rme fon larında yukarıdan yapılan haksız azaltmaları n nadeni de işte budur. leningrat'taki Sverdlov Makine yapı m Işletmeleri Birliği Genel Direktörü G. Kulakin Sovyetler Birliği Iktisat Konferansında şöyle demiştir: «Uzun vadeli normatifleri n yokluğu ve fonları n keyfi olarak kısıtlanması, u laşılmış temele göre plan ya pma pratiğine dönülmesine yol açmaktadı r... Yüklü pla n la r sorunu, a ncak, maddi isteklendi rme metotl a rı nda deği şi kli klerı ve planlamada merkez yönet i m i n kuwetlendi rilmesin i öngören komple tedbirler sistemiyle çözülebil i r. Işletmelerin uzun vadeli planları, genel halk ekonomisi planına uygun oldukları takd i rde işletmelerin ikti sadi faa liyeti n i düzenlemek üzere, yılla r boyunca değeri n i koruyacak, istikrarlı normatifler tespit etmek i mkanına kavuşaca klard ı r. Reformun aksaklıkları n ı yok etmek a macını güden bütü n bu tedbirler, şi mdiden uygu lanmaya başlan m ıştı r. Burada bunlardan birkaçı n ı izah ett i k. Şun u d a beli rtelim: Sovyetler Birliği Komünist Partisi Merkez Komitesi i l e Sovyetler Birliği Baka nlar Kurulu geçenlerde, 1 971-1 975 yılları için yeni b i r beş yıllık plan hazırla nmasını kararlaştırmışlardır. Bu planın hazı rlaması ve işletmelerin bu plandaki ödevleri öğrenmeleri için önümüzde b.ı vakit var. Bu da, beş yılfık dönem boyunca değerin i koruyacak normatillerin, plan daki d i rektiflere göre tespit işini kolaylaştıracaktır.
Iktisadi isteklendirme fonları I ktisadi i steklendi rme fonl a rı n ı n kullanıl ması ile ilgili ola ra k da birçok sorunlar ortaya çıkıyor. I l k önce, bu maddi isteklend i rme fonunun bölüş türül mesi kon usunu kısaca aydı nlatma lıyım. Bu fon, her işletme tarafın dan tespit e d i l e n şartla ra göre, ü retime katılanlar a rasında dağıtı l ı r. Bu prensip, şüphesiz ki, doğ rudur. Uretimde hangi sektörün isteklend irmeye m u htaç olduğunu ve hangi emekçi nin şu veya bu ölçüde isteklendirmeyi hak ettiğini herkesten iyi bilen, işletmede ça lışan işçi lerdir. Ama prim leri n tespitinde i radelerin i kullan a n işletmeler, bu primleri n dağıtımı ile ilgili çeşitli sistemler a rası nda da bir seçme yapa bilmelidirler. Bu sistemler, elbette ki, reformun uygulanışından önce tespit edile mezdi. Ama her fabrikada p ri mler tespit edi l i rken, binlerce işletmenin edindiği tecrübeleri genelleşti rmenin zamanı gelmiştir artık. Iktisadi faal i yetin sonucu ile pri m a rasındaki b a ğ , mümkü n o l d u ğ u k a d a r beli rg i n ve açık olmalı, primlerin etkinliği en yüksek noktaya çıkarı lmalıdır. Maddi isteklendirmenin etkili oluşunun iki nci önemli şa rtı da, prim siste m i n i n basit olmasıdır. Sovyet sendi kaları n ı n bu y ı l toplanan XIV'üncü Kongre sinde belirti ldiği g i bi , emek ödeme sistemi mümkün olduğu kadar basit leştiril meli, bütün emekçilerin onlayabileceği bir açıklığa kavuşturulm a ııdır. Ne yazık ki, şimd iki sistem hiç de açık değildir. Çeşitli ölçülere göre 536
tespit edilen primlerle ilgili yönetmelikler, şu veya bu göstergeler, her kesin anlayabileceği ku ra lla rdan meydana gelmiş bir sistemden çok, bi li msel bir incelemeye benzemektedi r. Yeni i ktisadi faa liyet şartlarında işletmelerdeki büyük yatı rım kaynakları genişlemektedi r. işletmenin sağladığı ka rla rdan ve a mortisma n l a rdan meydana gelen ü reti mi gel iştirme fonu, bu a la nda önemli bir rol oyna maktad ı r. Bununla bera ber, bu fondan şimdilik gerektiğ i kadar faydala nılamıyor. Birçok işletmede elde edilen tecrübeler göstermiştir ki, ü reti m i n gelişi m i n i v e m ü kemmelleşti ri lmesin i sağ lamak i ç i n bu işletmelere ayrılan m a l i kayna kla r henüz yeterli değildir. Çünkü gereken donatı mı ve i nşaat ma lzemesini bu para ile satı n .alamayan fabrika lar çoktur. Sosyalkültürel fonların ve mesken. yap ı m ı na ayrı l a n fonu n kullan ı l masında da aynı g üç lüklerle karşı laşılma ktad ı r. Bugün ü reti m i geliştirme fonunu, işletmelerin ekonomik gelişmelerinde ve eskimiş üretim fonla rı n ı n daha veri mli fon larla bir an önce değiştiri l mesinde gerçek b i r kaynak haline getirmek a macı i l e devlet tarafından özel tedbirler alınmaktad ı r. Bugünkü şartlar içinde bu ödev fevka lade büyük bir önem kaza nmıştır. Sovyetler Birliği' nde, önümüzdeki beş yıllık plan dönemi n i n başlıca özel liği, herhalde, ü retim meka nizmasın ı n büyük çapta modernleşti rilmesi olacaktır. Uretimi geliştirme fonu , her şeyden önce, bu a macın gerçekleştiril mesine kullan ı l malıdır.
Uretim araçları toptan ticareti Yu karıda verdiğimiz izahattan da anlaşılacağı üzere, ü reti m a raçları toptan ticaretini genişletecek tedbirler özel bir önem kazanmaktadır. Bu ticaretin gelişmesi, her işletmedeki ü retim i geliştirme fonunun .etkili bir i ktisadi sürece g i rmesi ni sağ layaca k şartlardan biridi r. Ama toptan ticaret sorununun daha başka önemli yönleri de va rd ı r. Son zamanlara kada r işletmeler, yeni i ktisadi faa l iyet şartlarını, dona tım sistemlerinde bir değişikli k yapmadan uygulamaya başlıyarlardı. Bu sistem, merkezleşti rilmiş bir sistemdir. işletmeler, donatı m ı , ham madde leri v.s.'yi üst kuruluşla rı n tespit ettiği dağıtım listelerine göre a l maktadır. Bu d u rum, ü reti mde büyük zorluklara yol açmaktadı r. Toptan ticaretin genişleti lmesi, reformun gelişmesinde çok önemli bir rol oynayacak bir ödevdir. Bu soruna çözüm yolu bulunduğu ta kdirde muazza m yedekler iktisadi sü rece soku labi lecektir. Bu alanda yapılan bir kaç tecrübe bunu göstermektedi r. örneğin, Voronej bölgesindeki «Neft dağıtım» üssü nde benzi nin satışı, her yerde olduğu gi bi, sıkı bir normatife tabi idi. Bu da tü keticileri n işini zorlaştırıyordu. Satış tahditlerin i n kaldırıl ması, üsse, a ka rya kıt stokların ı azaltmak ve iktisadi faa liyeti bir hayli kolaylaştı rmak i m ka n ı n ı verdi. Tüketicilerin de benzin stokları yapmalarına 537
lüzum kalmadı. Çünkü, a rtık istedi kleri onda i stedi ğ i kleri kadar benzin olabilmektedirler. Uretim a raçları ticareti, i ktisadi dolaşım içi ndeki mevz i i n i g ittikçe kuv vetlendi rmekted i r. Bi rçok şehirde, donatım, ôlet-edevat mağazaları açıl mıştır. Donatım, madeni maddeler, ham madde alanları nda topta n tica retin giderek gen işlemesi ve işletmelerin yeni i htiyaçları n ı n halk ekono misi pla nında daha iyi göz önünde bulundurulmasını sağ l ıyan diğer ted birler, fon ların i şletmelerde daha etkili şekilde kullanıl ması n ı kolaylaştıran şartları yaratmakta d ı r. Toptan satış yapan müessese ile alıcı a rasında, a racı olmadan, dolaysız bağla r kurma sorunu do, toptan ticaretin genişlemesine sıkı sı kıya bağ l ı bir sorundur. B i rinci, bu sistem faydalıdır. (Aracı daireler için ya pılan lüzumsuz m asrafları ortadan kaldırmaktadı r.) ikinci, a lıcı üretici üzerinde dolaysız i ktisa d i baskıda bulu nma i mkônına kavuşmakta d ı r. Uçüncü, üre tici, tüketicinin i htiyaçla rını daha iyi anlamak, talebi daha iyi i ncelemek olanağ ı n ı elde etmektedi r. Onceleri, bir maden fabrikası, mamullerin i bin lerce dağ ıtı m listesine göre dağıtıyordu. Yeni sisteme geçtikten sonra, bütün dağ ıtı m kanallarını sistemleştiren bu fabrika, ü rettiği meta l i n % 70' i n i satı n alan 1 50 ta ne deva mlı müşteriyle i ş yapmaya başlamıştır. Ve her tüketici i stekleri n i bild i rmektedi r. Dolaysız bağlar sayesinde bu i steklerin karşılanması daha do kolaylaşmıştır. Çünkü fa brika, bütün al ıcı ları nı, denebil i r ki, «şahsen .. tanımaktadır. Dolaysız bağ lar, halk ekonomisi pla nla rın ı n hazırlanması sistemine de yepyeni bir nitelik kazandırmıştır. Sovyetler Birliği Iktisat Konferansında Sovyetler B i rliği Devlet Planlama Komisyonu Başka nı N . K. Baybakov'un beli rtti ğ i g i bi : «Şi mdilik üretim dolaşım ı n ı n küçük bir kesiminde uygulanan dolaysız bağ ları n genişletilmesi, üretici ile tüketici arasındaki i ktisa d i · bağları istikrarlı h a le getirecek şartları yaratmalıdır. Artık, son derecede karmaşık b i r sistem olan bütün i ktisadi bağları n denetlenmesi gerekmiye cektir...
Yönetimin ve planlamanın daha mükemmel bir hale getirilmesi Iktisadi reform, iki prensip a rasında, yani devletin pla nlı yöneti m i pren sibi i le, i şletmelerin i ktisadi teşebbüsü prensibi a rasında sağduyuya uygu n v e doğru bir dengeni n kurulmasını gerektirmekted i r. B u prensiplerden bi rinin rolünü şişirmek, sosya list toplumun i ktisadi hayatında ciddi bozuk luklara yol açabilir. Işletmen i n teşebbüsü ile merkezi leştirme a rasındaki «optimal .. denge, devletin planlı yöneti m i n i n kuvvetlend i ri l mesini zorunlu hale getirir (çağdaş üretim şa rtları do tomomiyle buna doğ ru yönelmiştir) . A m a merkezileştirme sistem i , a ncak, i ktisadi planlama orga nla rının, ü re tim kolektiflerin i n çıka rlarına ustalıkla ve yerine göre tes i r etme sanatı n ı 538
öğ renmeleri. ve önüne geçilmez i ktisadi g ü çlerin de baskısı ile onları . ü re timde ku llanılan kayna kları n etki n liğini d u rmadan yü kseltmeye sevketme leri sayesinde kuvvetlenebi l i r. Bu şartlar içi nde. yönetim sistemine i ktisadi hesobın uygulanması fev kalôde büyü k b i r önem kazanıyor. Burada söz konusu olan mesele. her şeyden önce. sanayi dal l a rı a rasında. i ktisadi hesa p temeline daya n a n sonayi g rupları sistemi örgütlemektir. i ktisadi reform i l k aşamasında. işlet meleri n planlama ve i ktisadi isteklendirme sistem i nde kökl ü değişikliklere yol açmıştır. Bu değ işi klik. sosya list i ktisadi faal iyet metotları n ı n m ü kem mel leştiri lmesi için çok önemli b i r şarttır. Ama i ktisadi hesap. hen üz. yöne timin orta halklarına hemen hemen hiç gi rmemiştir. Sadece reformun uygulanmaya başla ndığı dönemde varolan işletmelerde yer a l mıştır. Ne yazı k ki i ki yıldan bu yana bu işletme birli kleri n i n sayısı a rtmış değil d i r. işletmelerin yöneti mini merkezileştirme süreci ndeki geci kme. i ktisadi hesa p metotlarının gelişmesi i le i l g i l i önemli ted bi rlerin uygulanmasını engelliyor. Küçük ve orta işletmeleri yeni planlama ve i ktisadi isteklen d i rme sistemine d a h i l etme süreci de böylece kösteklenmiş o luyor. Küçük işletmeler. elde ettikler'ı kôrlarla. kend'ıler' ı ne daha üstün stan dart seviyesinde tekn i k sağ layaca k ü retimi geliştirme fonu k u ra mıyorla r. Bu gibi işletmeler. toplumun mamul i htiyaçla rını deri n lemesine inceleye m iyorlar. Bu n l a rı n yığ ınsa l ü retim yapan çağdaş işletmeler h a l i ne gelebil meleri için. birlikler i çi nde topla nmaları gerekmektedir. O l kemiz i n i ktisadi gel işmesi n i n bug ü n k ü aşaması nda. i ktisad i metotlar ve i ktisadi otonomiyi pla nlama a raçları . planlı yönetim metotları siste minde üstün bir yer o l maktadı rlar. işletmelerin faoliyetini i ktisadi a raç larla idare etmek hiç şüphesiz zor bir işti r. Bu metotla rın iyice ben imsen mesi için. toplumun i htiyaçları. paza r konj u ktürü i nceden inceye a raş tı rı l m a l ı. meselenin tica ri yönü deri n lemesi ne bilin melidi r. Iktisadi ka ldıra çların kulla n ı l ması. sosya list i ktisat ka nunlarından yarar lanma esasına daya nan planlı yöneti m i n özel bir şekli d i r. I ktisadi plôn la ma. ekono m i k gelişmenin objektif eğ i l i m lerini ve deva m l ı ka rşılıklı etki leri ni göz ö n ü nde bulundurur. Sovyetler Birliği i ktisat Konferansında belir tildiği gi bi. doğru olan her tedbi ri n bu ka l d ı raçların yardımı i le gerçek leştiri lmesi. her işletme için i ktisad i bir zorunluluk haline gelmelidir. Ba kan l ı k ların işletmeler üzerindeki kısa görüşlü vesayeti ne. çağrılarla değil. ancal< bu suretle son veri lebi l i r. i ktisadi kaldıraçlar. merkezi planlama i le işletmeler a rası nda b i r çeşit birleştirici halka ödevini görü rler. H a l k ekonomisin i n bir ô leti oldukları için de. öte yandan. sosya l ist pazar mekanizmasına dahildirier. O retim kolektifleri n i n ve her işçi n i n maddi i l g ilenmesi temeline dolaysız veya dolaylı şeki lde dayanan maddi isteklend i rme kaldıroçla rı ü retim ve ticaret soru nları nın çözümünde. işletmenin geniş otonomisi n i zoru n l u hale ge ti ri rler. 539
I ktisadi kaldı raçların etkinliği, bi rçak bakımdan, kullanılmaları n ı n kam ple ve birbiri a rdınca örgütlenme şekillerine bağ lıdır. Reformla elde edilen tecrübeler bunu göstermiştir. örneğ i n kalitenin iyi leştiri lmesi, işlet melerin rantabilitesine ve dolayisiyle, isteklendirme fon u n u n hacmine doğrudan, dolaysız şekilde etki yapar. öte yandan, kalite için artırılacak primler, üretim masrafını azaltmak üzere h a rcanan ça balara göre tespit edi l melid i r. l Iôve primler, ü retimde kalitenin yü kselti lmesine etkili şekilde yard ı m edenlere veril melidir. i ktisadi ka ldıra çların kulla n ı l ması i çi n ge rekli olan bütün bu şartlara riayet edil mezse ve bu tedbirler zinciri n i n bir tek ha lkası koparsa, ne ra ntabi litenin a rtışı, ne de pri mlerin yüksekliği, i ktisadi faaliyetin sonuçları üzerinde etkide buluna maz. Fiyatlar, bütün iktisad i ka ldı raçlar sisteminin belkemiği durumundadır. Fiyat tespitinde köklü bir reform ya pılmasaydı, SBK Partisi Merkez Komi tesi nin Eylü l (1965) topla ntısında alınan ka ra rla r gerçekleştirilemezdi. SBKP MK-nin geçen yılın orta larında yaptığı toplantıda alınan ka ra r gere ğince, yapılan reform, 1965'te yürürlüğe giren toptan fiyatlar sistemi ndeki başlıca eksiklikleri d üzeltti, ve planlamanın en önemli sorunları n ı n yepyeni şekilde ele a lı n mçısına yolaçtı. Bugün a rtık, fiyatlar, toplum için zorunlu olan üretim masraflarını eski sine kıyasla daha iyi a ksettiriyor. Memleketimizde a rtık za ra rı n a işleyen sanayi kolları yoktur. Çeşitli malları n ü retim rantabilitesi düzeyleri a ra sındaki n ispetsizli klerin çoğu ortadan kaldırılmıştı r. I y i ka liteli m a lların fiyatlarına iıaveler yapılmasına başlan mıştır. Fiyatlarda yapılan reform, planın birbirinden ayrılmaz iki yön ü - değer yönü ile m alzeme yönü - a rası ndaki birliği kuvvetlendi rmiştir. Yakına ge linceye kadar halk ekonomisinin bu i ki yönü birbirinden ayrı olarak hazır lan ıyordu. Işletmelerin halk ekonomisine gerçekten lüzu mlu mamuller üre teceği ne, kal iteleri n i iyi leştireceğ ine (eski fiyat sistemi kalitelerin iyi leşti rilmesine yol açmıyordu) kesin l i kle güvenilemediği i çin, pıanın genişletil mesine önem veriliyordu. B ıı «ayrıntılı» planlamanın kötü yönleri herkesçe bilinmektedi r. Fiyat reformu, natü rel ü retim progra m ı ile onun mali sonuçları a rasında daha sıkı bağ lar kurul ması için şartl a r ya rattı. Şimdi, daha yüksek bir ranta biliteye ulaşma isteği, işletmeleri, daha fazla a ranan, daha yüksek kalitel i m a mu ller ü retmeye zorluyor. Yeni fiyatlar da onları buna yönel tiyor. Dstün ka liteli ve aynı zamanda en çok a ranan mallar, uyg u n fiyat la rla, ü reticilere daha büyük karlar sağ lamalıdır. Ne yazık ki, bunun her za man böyle olmadığ ı n ı görüyoruz. Yeni fiyat �istemi nde de eksiklikler var. Sovyetler Birliği Iktisat Konferansında fiyat sistemini daha mükemmel bir hale getirme zorunluluğu israrla belirtilmiştir. Volgograd'taki «Krasniy Oktabr» Metalurji Fabrikası n ı n baş ekonomisti Karpov'un konuşması bu bakımdan ilginçtir. Karpov şöyle demişti r : ..Yeni fiyatl a r genellikle iyidir . . . Ama eksiklikleri de pek çoktur .. . Bazı hallerde, devlete lüzumlu olan bir 540
mamulün üretim i işletmeye yararlı olmuyor. buna karşılık. rantabilitesi yüksek bazı malları n üretim inden vazgeçiliyor.» Hiç şüphesiz. büyük sayıda çeşitli malları n fiyatlarında bir a nd a değ i ş i k l i k y a p m a k v e bu değişi klik vasıtası i le. gerek toplumsal i htiyaçlarda. gerekse üretim masraflarında meydana gelen çok önemli değişiklikler ü zerine etkide bulunmak imkônsızdır. Fiyatlarda. teknik i lerleyişi kolay laştırmak, ka l iteyi yükseltmek. a rzla talep a rasındaki ilişkiyi doğru a l a ra k göz önü nde bulundura bilmek için. i htiyaçlarda uyg u n şeki lde değ işikli kler yapılmalıdır. Fiyatları düzenleme ödevi. fiyat dinamiğinin uzun vôdeli planlanması sorunu ile sıkı sıkıya bağ lıdır. Bugün. toptan fiyatla rındaki değişikliklerle , bu fiyatlar a rasındaki ora ntıla rla ilgili ödevlerin halk ekonomisi planında gösterilmesi için gereken bütün i mkônlar mevcuttur. 1 971-1975 beş yıllık plan hazırlanırken bu olanakların gerçekleştirilmesi mümkün olaca ktır. Başlıca malların toptan fiyatla rı ndaki değişiklikle ilgili ödevlerin bu pla nda ilk defa tastik edileceği belirti lmekted ir. Bunlar. halk ekonomisi planının ya lnız ödevler ve göstergeler sisteminde değil. aynı zamanda fiyat tespiti metotlarında da prensipiyal yeni değişiklikler olacaktır.
Yapı politikası ve temel kuruculuk işleri Merkezi planlamanın en önemli ödevi. toplumsal ü reti m i n yapısını, bilimsel ve teknik yenili klerin isteklerine ve emekçilerin yaşayış seviyesini yükseltme a macına uygun hale getirmektir. Bütünün. yani toplumsal üreti min çeşitli u nsurlarının gelişme ora n ı n ı beli rleyen y a p ı politikası, halk ekonomisi çapında özel bir ö n e m kazan maktadır. iktisadi sürece katılan her unsurun, g elişimin sonucuna sağla d ı ğ ı katkı, bütün halk ekonomisinin çerçevesi içinde bu politikanın doğ ru luğu nispetinde çoğalabilir. Ya pı politikas,ı, bütün ekonom i nin, bütün kollarınının ve her işletmenin gelişiminde bir çeşit katal izatör görevini yapmaktad ı r. Temel kuruculuklar. halk ekonomisinde yapı politikasını gerçekleştirme a racıdır. Fakat, temel kuruculuk cephesi ala nında. devletin yo rd ı m iyle m ü m kü n olduğu kadar çok sayıda kurucu l u k işleri yapmak suretiyle bu politikanın g üttüğü a maçların gerçekleşeceğini sanmak hata olur. Mer kezden her şeyi idare etmek maddeten imkônsızdır. Memleket çapında büyük yatı rı mları n planlanmasında. bütün ekono mide ve halk ekonomisinin bellibaşlı kolları a rasındaki orantıda ilerici yapısa l değişikli kler sağlayacak yatırı mldra önem veril melidir. Aynı za manda genel devlet pla n ı sadece çeşitli kuru luşları kapsamakla yeti nme meli, belirl i üretim ve ü reti mdışı işletme kompleksIeri kurulma sını ve çeşitli 42
541
işletmelerin hizmete a çrlmasının iç plana bağlanmasın ı öngören büyük kuruluş prog ra mları sistemi haline gelmelidir. Temel kurucu luklar için komple programlar hazırlama teklifin i n (Sovyetler Birliği Iktisat Konferansı bu teklifi bütün gücü ile desteklemiştir) yen i bir şey olduğu n u söyleyemeyiz. Bu g i bi programlar bizde daha önceleri ger çekleşti rilmiştir. tecrü belerim i z vardır. Orneğ in. atom endüstrisi n i n geliş tiri lmesinde ve Kuzeydeki muazza m servetlerin işlenmesinde uygulanan bu çeşit progra m l a r çok olumlu sonuçlar vermiştir. Demek oluyor ki. bu tec rübeleri deri nlemesine i nceledikten sonra. halk ekonomisinin son derecede önemli meseleleri n i çözmek için kompleks işletmeler kuruculuğu progra m ı n ı n uygula nmasına geniş ölçüde başla mak ıôzı mdır. Toplu msal üreti m i n bütün ora ntıları sistemi ndeki değişikliğ i n gerçekleşti ri lmesi de b u n a bağ l ı d ı r. i ktisadi reform. plôn yöneticileri n i n bu g i bi kurucu luk programları n ı ger çekleştirme ça lışmalarına son derecede elverişli şa rtlar yaratmaktadır. Gerçekten de. işletmelerde üretim cıhazını kuvvetlendirip genişletmek. onları n ca ndan ilgi lendi kleri meseleler halini a l mıştır. Bu a maçla. üreti m i geliştirme fonlarını v e uzun vôdeli kredileri a rtı rmak i çi n gereken kay naklar ya ratılmaktad ı r. Ote yandan. sanayi kolları n ı n gelişti rilmesiyle ilgili en önemli meselelerin. temel kuruculuk yoliyle çözümü işleri. birl i k lere. genel müdürlüklere ve baka n lıklara veri lmekte ve bu ödevler kendi ,kaynalariyle. aynı zamanda kred i lerle gerçekleştirilmekted i r. Çeşitli sanayi kol ları a rasındaki ve devlete ait temel kurucu luk işleri ne gelince. bun larla. merkez plônlama idaresi meşg ul olmakta ve bu ödevleri geniş komple progra mları n yard ı m ı ile çözmektedi r.
Iktisadi gelişimin öng.örülmesi Yeni i ktisadi planlama ve ekonom i k isteklendirme sisteminde. i ktisadi gelişim perspektifleri n i n b i l i n mesi. özel ve pratik bir a nlam. belirli bir önem kaza nmaktad ı r. Bu bilgi ler. bütün ça baların. i ktisadi gelişim i n baş lıca yönleri üzerinde ve ta m za manında topla nmasına imkôn veriyor. Bu şartlar içi nde. iktisadi-bilimsel-teknik öngörüşleri n oynadığı ral artı yor. Bu öngörülere daya n ı l a ra k. durmadan i lerleyen bili msel ve teknik dev ri min etkisi altında bulunan i ktisadi gelişi mdeki uzun vôdeli perspektifler tespit edilebiliyor. On plônlamada olduğu g i bi. öngörüleri n de ödevi. gelişi min konkre ka nun ve eğ i l i mleri n i i ncelemek. yeni ve ilerici olan bütün u n surları önceden haber vermek. ayrıca çı kmazları. dar boğazları beli rt mektir. Bu öngörüler. uzun vôdeli planlamaya. beli m sel ve teknik devri mle. bu devri m i n i ktisadi gelişmeye yaptığı etkilerle. üretici g üçlerin dağıtı m iyle. halkın ve işgücü nün bölgeler a rasındaki hareketleriyle. halk ekona542
m isinin ham m adde üssünü n genişlemesiyle vb. ile ilgili sağlam varsayım l a r sağlamalıdır. B i l i msel öngörülerle ilgili çal ışmalar ü l kemizde birkaç yıldan beri geliş mekted i r. Bu çalışmaların sonuçla rı ndan. pek yakında. halk ekonomisinin 1971 -1975 döneminde başlıca hangi yönlerd e gelişeceğ i n i n tespitinde faydalanı lacaktır.
* Reformun bize en önemli görünen bazı meselelerini inceledik. Bu i nce lemenin sonuçlarını generreştirirken. bugüne kada r reformun. daha çok. işletmelerde yapıldığını belirtmeliyiz. Zaten reformun uygulan masında i l k - v e en önemli - aşamada budur. Bu aşama atlayıp geçilemezdi . Parti. reform için gereken şartlar yaratıldıktan sonra. reformu aşamalı ve düzgü n b i r sıra i l e gerçekleşti rme yolu nu kabul etmişti. Uygulama. b u yolun n e kadar doğru ve hayata uygun olduğunu ortaya koymuştur. Bununla beraber. reformu sadece işletmeler çerçevesi içinde bırakmak büyük bir hata olur. Reform. bütün halk ekonomisi ni. onun gelişmesini yöneten bütün idare halkaları ve sistemini de kapsa mahdı r. lJlkemizdeki i ktisadi yönetim metotlarının baştan aşağı değiştirilmesini hedef tutan reformun ilk aşa ması nda ki özellik işte budur. Sosyalist ekonomi. a ncak. i ktisadi meka nizmanın git gide daha m ü kemmel bir hale geti rilmesi. sos yalist iktisat kanunları n ı n kullanıl masında bütün eksikl i klerin ortadan kal d ı rı l ması sayesinde i leri gidebi l i r.
42'
5-43
Demokratik Almanya Cumhuriyeti köy ekonomisinin gelişmesinde yeni aşama: kooperatifler
Bruno Kisler. Korl·Alfred Gutyor Almanya Birleşi k Sosyalist Pa rtisinin köy ekonomisi politikasında daya n dığı temel prensipler şunlardır: Demokratik Alma nya Cumhuriyeti gibi sanayileşmiş bir ü l kede, işçi sınıfı ile köylüler arasındaki ittifak, sosyalist devletin gelişmesinde sonuç belirleyici bir rol oyna maktadır, entenzif sos yal ist köy ekonomisi bütün halk ekonomisinin etken liğini a rtırma kta ve böylelikle de halkın yaşayış düzeyi ni yükseltmektedir. Bunun için Almanya Birleşik Sosya list Partisi Merkez Komitesi, siyasi ve i ktisadi hayatın bilim sel metotlarla yöneti lmesine büyük önem vermektedir. Çün kü, bili msel yönetim metotları, sosyalist toplum kuruculuğunun her aşamasında, köy ekonomisi işçileri n i n ve köylülerin kişisel çıkarlariyle toplumsal i htiyaçlar a rasında bir ô henk sağlanması ve sosyalist ü reti min itici g üçlerinden tama miyle faydala n ıl ması için i mkônlar yaratma ktadır.
t.
Genel Bilônço
1960 yılında Demokratik Almanya Cumhuriyetinde köylülerin üretim kooperatiflerinde gönüllü olara k birleşme süreci tamamlanınca , sosyal ist ülkelerin çoğunda olduğu g i bi, sanayi m etotlariyle örgütlenen fevka lôde veri m l i bir köy ekonomisinin ve gıda maddeleri ü reti minin yaratıl ması için gereken yeni toplumsal şartlar belirdi. Bu suretle, sosyalist üretim ilişkileri bütü n halk ekonomisinde zafere ulaşmış oldu. Artı k sosya lizm kendi top lumsal temelleri üzerinde gelişebilirdi. Sosyalist ekonomi kanunlarından bütü n halk ekonomisinde yararlanmak olanakları ortada idi. Kooperatif Ierde birleşen yeni köylü sınıfının güçlenmesi sonucunda, toplumun yöne tici gücünü teşkil eden işçi sı nıfı i le ittifakı da kuvvetlendi. Yeni i ktisadi, toplumsal, bilimsel ve tekni k sorunların çözümünde işçilerle köylü ler, bi l i m ada m ları, yönetici parti v e devlet organları a rasında sosyalist işbirliği bu suretle daha da genişledi. Bugün Demokratik Alma nya Cumhuriyetinde çeşitli tipte 1 3.073 köy ekonomisi üretim kooperatifi (LPG) vardır.(l) Bunlarda 970.000 kooperatör
(1) Oç tip köy ekonomisi üretim kooperatifi va rdır. Bunlar, üretim araç larını bi rleştirme seviyeleri bakı m ı ndan birbi rlerinden farklıdıriar. 544
köylü, 5 mi lyon 400 b i n hektorlık bir a raziyi, yani, köy ekonomisinin i hti yaçlarına elveriş l i toprakları n yüzde 86'sını işlemektedi r. Köy ekonomi sine elverişli toprakların % 7'ini işleyen çoğ unlukl a kal iteli tohumluk veya cins hayvan yetiştiren 548 halk çiftliğ i köy ekonomisindeki devlet sektörü n ü meydana getirmektedir. Partimizin politikası, köy ekonomisi sosyalist temeller üzerinde kurulur ken , ü retim i n sistemli şekilde artmasını sağladı. Demokratik Almanya Cumhuriyetinde, nüfus başına düşen işlemeye elverişli toprak tutarı, 0,37 hektard ı r (diğer bütün sosyalist ülkelerdekinden daha az). B u yüzden, halka yiyecek maddeleri sağ lama işlerini a ra l ı ksız alara k iyileştirmek için, kendi üretim payımızı artırmamız ıazımdır. Bu da a ncak, köy ekonom isi üre timini entanzifleştirmek için büyük ça balar harcamak, topra ğ ı n ve hay vancıl ı ğ ı n verimliliğini a rtı rm a k için gereken bütün tedbirleri almak sure tiyle mümkün olacaktır. Köy ekonomi m iz i n son yıl lardaki gelişmesin i şu delillerle kara kterize edebiliri z : 1952-1956 yılları a rasındaki ortalama köy ekonomisi ü reti m i n i 1 00 olarak ka bul edersek, 1 960'taki ora n ı n 1 19'0, 1966'da 1 31 'e, 1 967'de 1 38'e yükseldiğini görürüz. 1961-1966 yılları a rası nda köy ekonomisinde brüt mamullerin yıl l ı k orta lama a rtış temposu % 3,6'yı bulmuştur. Yıllardan beri memlekette buğday veri m orta laması hektar başı na 30 kenta l i aşmak tadır. Hayvan yetiştirme alanında fevka ıade önemli başarıl a r elde edi l m iştir. 1950-1967 yılları a rasında i ri baş hayvan sayısı 1 .4 k a t artmış, bugün 5 mi lyonu geçmiştir. 1955 yılında Demokratik Almanya Cumhuriyetinde adam başına düşen et ü reti m i 50, 1 kilo idi, 1966'da 66,8 kiloya yüksel miştir. Bu muazza m artış elde edi l i rken, köy ekonom is i nde ça l ışanlar yak laşık olara k yarı yarıya azalmıştı r.
2.
Köy ekonomisinin gelişmesinde en önemli etken : kooperatifler
Birleşik Sosyalist Partisi Merkez Komitesinin, Demokratik Alma nya Cum h uriyeti hükümetinin, Milli Cephe Milli Konseyinin, Alma nya Demokratik Köylü Partisinin ve Köy Yardı mlaşm a Birl i ğ i n i n ortak çağ rısı üzerine, Al m a n köylüleri n i n X uncu Kongresi 1968 Hazira nı nda, ıa ipzig'te toplandı. Köy ekonomisi üretim kooperatifleri temsilcileri n i n bölge konfera nsıarı, halk çiftlikleri, gıda endüstrisi işletmeleri, tica ret ve bilim teşekkülleri, parti, devlet ve i ktisat organları tarafından demokratik şeki lde seçilen 2.276 delege bu Kongreye katıldı. Kongre n i n açılışından on hafta önce yayınlanan karar tasarısı, bölgesel köy konferansıarında 72.000 köylü tara fından incelendi. Kongreye yaklışak olara k 1 1 .000 teklif, karar ve vaat gönderildi. Geniş ölçüdeki demokrat i k i ncelemel er sırasında biçi mlenip kabul edilen kararlar, Kongre tarafından, bu kararlara uyg u n tedbirlerin a l ın ması i çi n DAC Bakanlar Kuruluna gönderild i . 545
Alman Köylüleri X. Kongresinin başlıca amacı, Pa rtinin Vii. Kongresi kararlarına daya nılara k, gıda maddeleri ü reti mini, köy ekonomisi de dahil, sosya list ekonomi sistemi çerçevesi içi nde, i ktisadi sistemin sanayi usul ü ile örgütlenmiş rasyonal bi r üssü haline geti rmeni n yollarını tespit etmekti. Kongrede incelenen başlıca sorunlar şunlard ı : daha yü ksek b i r bilimsel tekn ik seviye, sosyal i st demokrasi, bir bütün olara k iktisa d i sistem, köyde ve şehirde çağdaş kültür hayatı vb. Köy ekonomisini sosya list temeller üzeri nde kurma ça lışmalarının üçüncü aşamasında izlenecek demokratik yol, Kongrede açık seçik tayin ve tespit edildi. Sosyalist kooperatifçi liğ i geniş ölçüde gelişti rme konusu, Kongrenin meşgul olduğu başl ıca meseleydi. Çünkü köy ekonomisi anca k kooperatif leşme yolu ile sanayileşebilird i . Dahası va r : asıl mesele, gıda maddel eri ü reti m i ne ait üreti m a raçları yapımından g ıda maddesi çeşitleri ü reti mine kadar bütün ü retim süreci ni halk ekonomisinin kompleks bir kolu haline getirmekti. Kong rede alınan kararlar, Marks, Engels ve lenin'in, gelişmiş sanayili ü l kelerdeki kooperatifçilikle i l g i l i fikirlerinin, Demokratik Almanya Cumhuriyetinde köy ekonomisinde ve gıda maddeleri ü reti minde pratik şekilde nası l gerçekleştiğ i n i ortaya koymuştur. Köy ekonomisinin ve g ıda maddeleri üretiminin g eliştirilmesi nde, biz, toplu msal ve bili msel-tekni k gelişme ile ilgili öngörülerden fayda lanmak tayız. Bu öngörüler, bili msel-teknik devri min bu a landa da büyük n i tel değişikl iklere yol açtığını göstermektedi r. Köy ekonomisinde sanayi metot la riyle üretime geçilmekte, butü n gıda maddeleri sanayii, g i t gide daha fazla kompleks-sanayi m etotlarına göre örg ütlenip yönetilmektedir. Bu geçişin başlıca özelliği, üretim güçlerinde görülen hızlı a rtıştır. En etkili ve kısmen otomatikleştirilmiş komple ma kineler kullanılıyor. Bu kolun çeşitli alanlarında, fabrika tip inde modern ü retim işletmeleri kuruluyor. B i l i m belli başlı ü retici güCıerden biri haline geliyor. Köy ekonomisi bili m i v e biyoloji alanları ndaki a rdştırma larda elde edilen sonuçla r, pratikte g ünden güne daha çok uygulanıyor. Yepyeni bir toplumsal üreti m örg ütü meydana geliyor, iş bölümü, ü retimde i htisaslaşma ve yoğun laşma h ııla gelişiyor. Bu süreç, köy ekonomisinin bellibaşlı kollarında, g ıda madde leri ü retimi nde en yüksek bilimsel ve teknik seviyeye. en rasyonel tekno lojiye doğru yönelmiştir. Bu değişmeler sonucunda, gayet ta bii olara k, köy ekonomisi işletmeleri, gıda maddeleri endüstrisi ve tüketim malları tica reti a rasındaki bağ lar g i rişik b i r hal a lıyor. Bu g i rişik d u ru m , gıda maddeleri ü reti mi alanında b i rleşi k bir tekrar-üretim s ü reci meydana getiriyor. Emek verimliliğinde gereken a rtışın sağlanması ve gıda maddeleri ü reti minin milli gelire yap tığı katkı nın çoğal ması için, bu objektif süreçleri n komple planla nması ve komple yönetimi yolu ile kontrol a ltına a l ı n ması şarttır. Pla nlı ve o ra n l ı gelişme ka nunu ile sosya lizmin temel ekonomi kanunundan halk ekono misinin bu alanında faydalanı lması bu suretle tem i nat a ltına alınmış olur. Bunun için de Partimiz, daha, Alman Birleşik Sosyalist Partisinin (1963 546
yı lı ndaki} Vi. Kong resinde, köy ekonomis in i dah a fazla entanzifleştirme ve köy ekonomisi üretim kolektifleriyle halk çiftli kleri nin sanayi metotla riyle ü retime geçmele ri meselesini sosya lizmi ku rma prog ramında gün deme almıştır. Partimiz, daha, Alman KöyTülerin i n VIII . Kong resi hazırlıklarının yapıl dığı 1 964 y ı l ı nda ve bu Kongrede a l ın a n kara rlar uygulanmaya başlandığı sıralarda, köy ekon omisi ü reti m kooperatifleri n i n kuruluşunda meydana gelen yeni olayları büyük bir titizlikle i n celemişti. En gelişmiş kooperatif ler, birkaç yıldan b eri, bazı köy ekonomisi işlerinde, tesisler kurma, hay va ncı lık, a m ba r/a ma, taşıt işlerini örgütleme ve benzeri a la n la rda çeşitli şekillerde işbirliği yapma ktadırlar. Alman köylülerinin Vııı. Kongresinden sonra, bazı kooperatiflerle bazı halk çiftlikleri, çeşitli üreti m kolları a ra sında büyük ça pta koope ratif işbirliğine koyuldular. Bu işbirliği n i n özel liklerine ve mahalli şartlara göre üreti min giderek yoğun laştı rılıp i hti saslaşmasına, temel üretim koll a rı n ı n gelişmesine ve topla nan para ların en önemli problemlerin çözümunde kullanılmasına i mkôn verecek üretim bölgelerinde işletmelerin i htiyaçlarına uyg u n olara k kontratla kooperatif bağ ları kuruluyordu . Çeşitli üretimlerarası kooperatif bağ larını bu şekilde geliştirmek sure tiyle, sosya list köy ekonomisi üreti minde yoğunlaşma ve i htisaslaşma kanunlarından faydalanma yolu bulu ndu. Birleşik Sosya list Partisinin VII -nci Kongresinde Va lter Ul briht bu mü nasebette şunla rı belirtmişti r : «Tecrübelerden anladık ki, köy ekonomisi üreti m kooperatiflerinde ve halk çiftliklerindeki üretici g üçler, a nca k çok yönlü kooperatiflerde alabildiğine gelişebili rler. Bunun içindir ki, gelişmemizin bundan sonraki aşamısında en önemli halka, gittikçe çoğal a n kooperatiflerdir. Bu sonuca varan koope ratif üyesi erkek ve kadın köylülerin sayısı g ü nden güne a rtmaktadır. Sosyalist ekonomi sistemi nin, köy ekonomisinde ve köy ekonomisi gıda maddelerinin üreti mi alanı nda ki gelişmesinde kooperatifleri n önemi son derecede büyüktür.» Açıkça görüldüğü g i bi, köy ekonomisinin ve gıda maddeleri üreti minin yönetimi alanında parti mizi n bütün faaliyeti, ekonomi k, ideoloj i k ve poli tik araçların da ya rd ı m ı ile, üretimarası kooperotifleştirmeyi geliştirme a macına yönelmiştir. Bu işte hareket nokta mız şudu r : kooperatifleri, a ncak, köy ekonomisi üretim kooperatifleri, halk çiftlikleri ve gıda maddeleri üreten işletmeler g eliştirebilir. Bunun için de, a raları nda kooperatif bağ lantıları kura n işletmeleri n bu işbirliğine gönüllü olarak katı l ma la rı ve hukuki bağımsızlıklarını korumaları şarttır. Kooperatif üyesi köylüler, halk çiftli klerinin ve işletmelerin yönetici orga nları, ilçe ve i llerdeki ü reti min planlı şeki lde a rtma sını sağlayacak kararları almakta, bölgesel şartlara göre ekonominin hangi alan ı nda ve kimlerle işbirliği yapaca kları n ı ken di leri tayin etmekted i rler. Bugün köy ekonomisi ü retim kooperatifleriyle halk çiftlikleri, en fazla, ta rım alanında çok yönlü yatay kooperatifleşme şeklinde, köy ekonomisi 547
işletmeleri, gıda moddeleri sanayii ve toptan tüketim malları ticareti ala n ı nda ise sanayi kolları a rası dikey kooperatifleşme şeklinde işbirliğini gelişti rmektedi rler. Köy ekonomisi alanındaki kooperatifleşme bağ la rı türlü biçimler almak tadı r. Tarı mda ve köy ekonomisinin bütün kollarında gereken büyük dona tımların kurulması için ya pılan orta k sermaye yatırı m la rı nda, köy ekono misi üretim kooperatifleriyle h a l k çiftlikleri a rasındaki işbirliği, gitgide, kooperatiflerin ekonomik temeli halini almaktadı r. B i rçok işletme, mahsul kaldırma ile ilgili en önemli kesi m lerde ve a ğ ı r tarım işlerirıde kompleks teknik kullanmaya başla mışlard ı r. Bu kooperatifleşme biçi m leri sayesinde, hatta nispeten küçük köy ekonomisi üretim kooperatiflerinin önünde bile tarım işlerinde kompleks teknik kullanma i mkanları açılmaktadır. Kooperatör köylü ler ve halk çiftliklerinde ça l ışan köy ekonomisi işçileri, ediniikIeri kişisel tecrübelerden şu sonuca varmışlard ı r : Bu m etotlarla ü retim fonları ndan daha iyi yara rla n ı labilir, köy ekonomisi işleri daha kısa zamanda bitiri lebilir, üretim masrafları azaltı l ı r, tarı m işleri daha kaliteli olur ve daha iyi sonuçlar elde edilir. Köy ekonomisi ürünlerinin sanayi metotlariyle kolektif üretimine geçtik leri takdirde daha büyük ekonomik sonuçlar elde edecekleri ne kendi tec rübeleriyle kanaat getiren köy ekonomisi ü retim kooperatiflerinin ve halk çiftli klerini sayısı gittikçe a rtmaktadır. Bu a maçla onlar, sağlanan kôrları üyeler a rasında - herkesin yaptığı işe göre - dağıtan kooperatif birlik leri kurmaktad ı rl a r. Hayvancılık ve ona bağlı kollar, köy ekonomisi ü retim kooperatiflerinin ve halk çiftl i klerinin yöneti minde kalmaktadı r. Köy ekonomisi ürünleri ü retme kooperatif birli kleri, köy ekonomisi üreti m kolektifleriyle halk çift liklerine a it bütün toprakları hep birlikte işlemeye doğru aşama aşama g itmektedirler. Çok geniş topra klarda, tek münavebeli ekim sistemi uygu lanmaktad ı r. Kooperatör köylüle r ve köy ekonomisi işçileri, ortak ta rım ekipleri lbrigadaları) meydana getı riyorlar. Ellerindekı teknık a raçlardan fayda lana ra k komple ma kine sistemleri kuruyor, bu işlerde ortak serma yeden de faydalanıyorlar. Geniş topra kların sulanması işin i de komple makine sistemiyle yapıyorlar. Bu kooperatifleşme ile g üdülen a maç, büyük a razileri şekli olara k birleştirmek değildir. Bazı yerlerde. sadece birkaç yüz hektarlık toprağı olan üç dört köy ekonomisi ü retim ko operatifi bir leşiyorlar. Bazı yerlerde ise 8-1 0 ü retim kooperatifi ile bazı halk çiftlik leri birkaç bin hekta rlık toprağı birlikte iştiyorlar. Kooperatör köylülerle halk çiftliklerinde çalışa n ta rım işçi lerinin bu işbirliği ile güttükleri temel a maç, toprağın verimlil iğ ini artırmak, fonlardan daha etki li bir şekilde yararlan mak, ü reti m i fazlalaştırmak, emek prodüktivitesini yükseltmek ve m asrafları azaltmaktır. Köy ekonomisi üreti m kooperatifleriyle halk çiftliklerinin kooperatif bir l i kleri çerçevesi içinde yaptıkları işbirliği, onları n daha birçok faaliyet alanlarını da kapsam a ktad ı r. B i rçok birlik, kontrol ve mu hasebe işleri için 548
yeni kolektif örgütler kuruyor, kooperatif üyeleri nin ve ta rım işçi leri nin ka lifikasyonunu yükseltecek, köylerde kültür hayatı nı daha m ü kemmel hale getirecek ortak ted birler a l ıyor. Köy ekonom i si üreti m kooperatifleriyle halk çiftl i klerinden çoğu, orta k yatırımlarla üretim işletmeleri kuruyorlar. Orneğ in, tarı m-kimya istasyonları, inşaat işletmel eri, sulama tesisleri, kom bine yem ü retimi fabrikaları, domuz ve i ribaş hayvan yetiştiri l mesi nde, yumurta ü reti m i nde sanayi metotları kulla naca k şekilde donatı lmış büyük çiftl i kler vb. işletmeler meydana getiriyorlar. Aynı köy ekonomisi ü reti m kooperatifi, bir ya ndan komşu kooperatiflerle t a r ı m işleri nde, bir yandan daha büyük b i r kooperatif g rubu ile bir ta rım-ki mya istasyonu kurulma sında, bi r yandan da başka ü reti m kooperatifi h a l k çiftl iği grubu i le, sözgelişi, sanayi metotlari yı o domuz yetiştirecek fermaların meydana ge tiri lmesinde işbirliği yapabi lmektedir. Bugün bu her yön lü kooperatifleşme biçi mi, ü reti m kooperatifleriyle h a l k çiftliklerinin anca k bir kısmını ka psa maktadır. Fakat bu s ü recin de başı boş b ı rakı l maması gerekir. Bazı köy ekonomisi ü retim kooperatifle rinin yönetici leriyle halk çiftli kleri yönetim organlarının, işletmelerini ge l iştirmek üzere, öngörülere değil, çeşitli ürü n yetişti ren eski köy tipi kişisel ta rım işletmelerine dayanarak çözüm yolla rı bulmak için çaba harcad ı kları görül mektedi r. Bazı köy ekonomisi ü reti m kooperatifleri, özelli kle, varl ı k l ı ortahalli köyl ülerle köy ağalarının b u l u n d u ğ u basit ti pteki kooperatiflerde, ulaşılan seviye ile yetinmek ve ü reti m i a rtırma yolu nda para birikti rmemek g i bi geçici eğili mler beli rmekted ir. Bazı hal lerde de, kötü ka lite ve sana yiin yeteri kadar çeşitli makine sağlamaması, i leri ha reketin başarı l ı olma sını g üçleştirmektedi r. Bu şartlar içinde, kooperatif gelişme, işletmelerde meseleleri ayd ı n latma kampa nyası yü rütü l mesi ni ve i ktisadi faa l iyetin her alanındaki çalışmaların sistemli olarak iyileşti rilmesini gerektirmekted i r. Gıda maddeleri üretimi yapan sanayi dal ları a rasındaki işbirliği bütün a lanlarda gelişmektedir. Köy ekonomisi işletmeleri , gıda maddeleri en d ü strisi ve tü ketim malları toptan tica reti arasında yürütülen d i key koope ratifleşmen i n a macı, hazır mamuller ü retmektir, başka b i r deyişle, tarım sal i ptidai maddeler alanında gıda maddeleri çeşitleri ni genişletmek ve en rasyonal bir şekilde üretimini sağlamaktır. Kooperatif b i rliği, di key kooperatifleşmeni n ba şlıca şeklidir. Orneğin mezba halar, kasa p l ı k domuz eti ü reti mi için domuz yetiştiren komşu ü re tim kooperatifleri ve halk çift l i kleriyle b i rli kler ku rmaktadırlar. Bu birIik Iere, hazı r mal ü reticisi olan mezbahalarda n başka, a laf ve yem ü reten çiftli k ler, veteriner l i k hizmetleri vs. de katı lma kta d ı r. öte yandan hazır mal üreticisi işletmeler, gıda maddeleri ticaretiyle meşgu l olan örgütlerle daha s ı kı bağ lar kurmaktad ı r. Halka, üstün kaliteli ve aynı zamanla ôza m i kôr geti ren m a l l a r ı ara l ı ksız olara k sağ lamak, kooperatif birli klerine üye olan bütü n işletmelerin başlıca a macı haline gel mektedir. Onlar, çalış malarını ve ileride domuz eti ü reti mini komple m etotlarla gelişti rmeyi kontratla rla a henkleştiriyorlar. Bu da domuz ü reti minin azami b i r etkin549
l i kle deva m l ı bir süreç halinde gelişmesine i mkanlar sağ lamaktad ı r. Kuru lan ilk kooperatif b i rl i kleri n i n çalışmalarındon elde edilen tecrübeler, ü retimde uygulanan bu yen i örgüt şeki lleriyle, ekonomide büyü k i lerle meler sağ la nacağı nı ortaya koymuştur. Bütün bellibaşlı köy ekonomisi mamullerinin ü reti m i nde bunlara benzer kooperatif birlikleri kurulmasına başlanmıştır. H a l ka daha üstün kaliteli ü rünler sağlamak için, özelli kle patates, sebze, meyva, şeker ü retiminde de bu tip birli klerin i n kuru l ması gerekiyor. Çü nkü bu olanlarda yen i işbir liği şekillerine oldukça kısa sürelerde geçilebilir. Bununla beraber yakın gelecekte kooperatif birli kler, hayvan yetiştirme alanında daha büyük bir önem kazanacaktır. Otomatik veya yarı-otomati k komple makineleri n kul lanı lması, hayvan ba kımının etkili bili msel temeller üzeri nde örgütlenmesi ve yem ü retiminde modern metotla rın uygulanması, i leride, domuz, kü mes hayvan la rı ve i ri baş hayvan ma mulleri n i n ü reti m i , i şlen mesi ve satışı ile ilgili her a şamanın yüksek dereceli b i r işbirliğ i i çinde yoğ u nlaştı rılmasın ı v e b u işbirliğinin girişik b i r ha l almasını gerekti recektir. Hayvan yetiştirme a l a n ı nda ya pılan yatı rımları n azami ölçüde etk i l i olabi l mesi için işletmeler, sanayi usuJJeriyle çalışan yeni yapı lan kolektif yatınmlarla kurmak, h a zır mamul ü reteniere, g ittikçe a rta n ekonomik etki lerde bulunmak, kooperatif b i rl i klerin i n bütün üyeleri kendi a ra l a rı nda çok sıkı b i r işbirliği sağ lamak zoru ndadırlar. Bugünkü şartl a r içinde köy ekonomisi işletmeleriyle gıda endüstrisi ve tüketim malları toptan ticareti a rasında dolaysız m a l il işkileri kurulması, kooperatif b i rl ikleri içi n son derecede önemlidi r. Bu ilişkiler sayesinde, komple planların gerçekleştiri lmesi nde ve bütün ü reti m süreci nin yöne t i m inde mezbahaları n, mand raların, sebze konserveleri işletmeleri nin vs.'n i n soru m l u l u kları a rtmaktadı r. Dolaşı m sürecinde rantabilitesi olma yan ve artık l üzumsuz hale gelmiş bulunan mal tedariki ve mal dağ ıtı m ı işleriyle görevli a racı idare orga nları g itg ide kaldırı lacaktır. işletmeler a rası nda «mal-pa ra» tipindeki dolaysız i lişki ler, d a ha rasyonal ve daha eksiksiz bir i�birliği sağlanacaktır. Gıda maddeleri ü reti m i ya pa n bütün sanayi kollarındaki işletmeleri bir leştiren bell i başlı iki kooperatifleşme doğrultusu, ya n i köy ekonomisindeki kooperatif b i rli kleri n i n geliştirilmesiyle kooperatif birlikleri kurulması doğ rultusu, birbirine sıkı sıkıya bağ l ı d ı r. G ıda maddeleri sanayii işletmeleri ve tüketi m malları ticaretiyle meşgu l işletmeler, kendi a lanları nda, yatay kooperatifleşme v e birleşme şeki lle rini uygulamaya başlamışlardır. Bugün köy ekonomisi ü reti m kooperatifleri nde ve halk çiftli klerinde, ü re timi bilimin en yen i veri lerine göre örgütlemeye büyü k bir önem veriyoruz. Bu durumu, bir yandan h a l k ekonomisinin planlama ve yönetim sistemi içinde bu işletmelerin gü nden g ü ne a rta n önemi gerektirmektedi r. Ote yandan da, ü retimin kooperatifleşti ril mesiyle örg ütlenmesi a rasındaki bağ 550
lar g ittikçe kuvvetlenmektedir. Herhang i bir işletmede yen i planlama ve yönetim sisteminin temel prensiplerinin uygulan ması, işletme kolektifi n i n i ktisadi faal iyeti nden d a h a iyi sonuçla r elde etme isteğini artırmaktadır. Fakat, ancak kooperatifleştirmeyi g itgide geliştirmek suretiyle üretim geniş ölçüde etkili bir örgüte kavuşturulobil ir. Kooperatif birli kleri içinde işbirliğ i yapan gelişmiş köy ekonomisi üretim kooperatiflerinin, ü reti m i örgütleme bakımından özellikleri şunla rdır : On l a rda, bilimsel yönetim, aşağıdan yukarı planlama, maddi isteklendirme, sorum luluk, manevi isteklendirme ve kooperatif içi demokrasisinin geniş ölçüde gelişmesi birbirine sıkı sı kıya bağlıdır. Böyle üretim kooperatif leri n i n önlerinde, beli rli bir gelişme planı vardı r. Oyeleri, yıllık pla n ı hazır l a rken gerek işçi kolektifleriyle kooperatifi n yönetim kurulu arasında, gerekse işçi kolektifleri a rasında yapılan iktisa d i kontratları gözönünde bulundururlar. Oreti m kolları a rasında a kted i lmiş kontratla ra dayanara k v e i ktisa d i hesapıere titizli kle riayet ederek çeşitli sosyalist mal üreticileri a rasındaki «ma l-para» ilişki leri ne tomomiyle uyg un iktisadi bağlar kurar lar. Köy ekonomisi bitki leri yetiştiren kooperatif bir l i kleri bu prensi pleri büyük bir istekle uygulamaktadı rlar. Bunlar, giderek, iktisadi hesaba geçer ler, işçi kolektifleriyle i ktisadi kontrat ilişkileri kurarlar ve bu i lişki lerden kooperatif kuru lmasında faydalanırl a r. Köy ekonom isi bitkileri yetiştiren kooperatif birli kleriyle köy ekonomisi ü reti m kooperatifler i n i n ve birliğe katılan halk çiftlikler i n i n hayva ncı lık fermaları i le bu kooperatiflere (tip 1 ve 2) üye olon kişisel işletmeci köylüler a rasında bütün bitki ü rünleri n i n ko operatif içi fiyatla rının yardı m ı ile «mal-pa ra» ilişki leri kurulmaktadır. Böy lelikle toprakların her kesimi nde, basit ve geniş tekrar-üretim için gerekli şartlar sağlanmış olmaktad ı r. I ktisadi kontrat sistemi, gerek sosya list ü reti m örgütünün ileri doğru ge liştir ilmesinde, gerekse kooperatif kurulmasında g itti kçe artan bir rol oyna makta, işletmelerin yöneticilerine ve üyelerine, planlı örg ütleme ve sanayi metotlariyle yönetimde, tekra r-üreti m sürecinin çeşitli i htiyaçların ı g özönünde bulundurma i mkônını vermektedi r. B i l i msel-teknik devri m şart ları içinde gittikçe daha gi rişik bir hal alan işletmeler a rasındaki karmaş ı k ilişki leri yöneticiler v e bütün emekçiler a ç ı k seçik görmekte, tom a m iyle kontrolleri a ltına olmaktadırlar. Tecrübelerden a n laşıldığı gibi, çeşitli üretim kolları a rasındaki koope ratifleşmenin sistemli bir şeki lde geliştirilmesi, gerek köy ekonomisinde, gerekse gıda maddeleri üreten kollarda sanayi metotlariyle üretim i n uyg u la nmasına v e b u a m a ç i ç i n gerekli olan örgüt v e yönetim biçi m leri n i n yaratı l masına i mkônlar hazırlamaktad ı r. Oretimin yoğunlaştırılması (kon santrasyonu) ve i htisaslaştırı lması a nca k bu yoldan gerçekleşti rilebilir. Bunu yaparken de, her işletmede, her a razi kesiminde bilimsel-teknik dev ri m i n istekleri ve tekra r-üretim sürecinin özel şartları tomamiyle gözönünde bulundurulmak gerekir. Kooperatif kurmakla güdülen a maç, üretimi ayrı ayrı kollar halinde örgütlemek, bu üretim kollarında i htisaslaşmış büyük 551
i şletmeler meydana getirmektir. Işletmeler, kooperatifleşme sürecinde ni spi bi r isti kra ra kavuşur ve bi rbirleriyle sıkı bir bağlantı kurarlar. Orgütler sanayi metodu i le gerçekleşti rilen ü reti min şartlarına uyg un olur. Bu a rada, her köy ekonomisi ü retim kooperatifine, büyü k lüğü, tipi ve gelişme d üzeyi ne olursa olsun, hukuki bağ ı msızlığ ı n ı tama miyle koru m a k için gerekli tedbirleri a l ma imkô nları nı sağla manın büyük önemi vard ı r. Ote yandan, kooperatif birliği kurulurken, köy ekonomisi üretim koope ratifleri nin ekonom i k gelişme düzeyleri a rasındaki farklar ve üyelerinin bilinçl i l i k durumu bütün yönleriyle göz önü nde bulunduru l m a l ı d ı r. Kooperatif arta klıkları ve birli klerinin kurulması sosyalist demokraside yeni bir gel işi me, yeni bir deri n leşmeye yol açmaktad ı r. Bu orta k l ı k ve bir li kler, kendi yönetim kuru llarını seçerler, ine k ve koyun fermalarında, mez ba halarda, şeker fabri ka larında ü retim yönetim kuru l l a rı kuru lur. Köy ekonomisi ü retim kooperatiflerinin ve h a l k çiftli klerinin delegeleri tara fından seçilen yönetim kuru l u üyeleri, belirli döneml erde bu delegelere hesap vermek zorundadırlar. Çeşitli faal iyet alan larında, bu kurullar, bir çok emekçi nin katıldığı komisyon l a r ve a ktivistler seçerler. Kooperatif bağ larının kurulması ve deva m ı i le ilgili en önemli kararlar, kooperatif üyeleri meclisi veya kooperatif ortağı işletmelerin yönetici organları ta rafından a l ı n ı r. Böylel ikle, işletmelerde sosya list demokrasinin gel işmesine daha büyük imkônlar sağ lanmış o l u r. işletmeler a rası nda kooperatif bağ l a rı n gitgide gelişmesi nin en önemli üstü n l ü klerinden biri şudur: ü reti min maddi şartları nda gerçekleşen derin dönüşümlerle birl i kte köylü lerin sosya list bilinci de yü ksel i r. Köylülerin kend ilerine a it sosya list işletmeye, buna bağ l ı olara k da genel likle sosya list m ülkiyete karşı yeni tutumları, şekli kalmış bir arta k l ıkta meydana çıkacak iniş-çı kışlara uğramadan, engellerl e karşılaşmadan, ara l ı ksız ge l işir. Köylü lerin hayatında ve bilinci nde gerçekleşen dönüşüm, hepsi nin yaşayış ve bilincini kapsar. Bu ise, sanoyi metotlarının ta rım ü reti minde uygulanmaya başla ndığı karmaşı k geçiş dönemi nde, ü reticilerin köy eko nomisi ü reti mini entanzifleştirmek ve özelli kle topra kların verimini d u r madan a rtı rma k için bütün çaba la riyle ça lışmalarının en iyi teminatı d ı r. Demokrati k yolla rla yöneti len kooperatifi n gelişme sürecinde, kooperatör köylü sınıfı, hem yönetmeyi, hem de sanayi metotlarını üretime uygula mayı öğrenir. Ve ü retici güçlerle üretim ilişki leri gelişti kçe, köylü sınıfında da köklü değ işiklikler meydana gel i r. Alman Bi rleşik Sasya l ist Partisi, köylerde demokratik şartlar yaratıp, hayatı sosya list temel ler üzerinde ku ra rken, bu yolda atılan her yeni adı mın, daima köylü lerle a n laşarak ve bel i rli özel şartlara uyulara k gerçek leştirmenin olumlu sonuçlar vereceği görüşüne dayanmıştı r. Çeşitli ü retim kolları a rası nda kurulan kooperatifler, yi rmi yılda hazırlanan bu bili msel yönetim stilinden gelişmiş bir sosya list toplum sisteminin k u ruluş döne mi nde d e yararlanılması için olanaklar sağ lamaktadır. 552
Bilimsel yönetimin önemli bir unsuru : kooperatifleşmenin geliştirilmesi
3.
Köy ekonomisinde ve gıda m addeleri ü retiminde kooperatifleşmeyi sis tem l i olara k geliştirebi lmek için, planlama ve yönetimde ekonomik sistemi m ü kemmel leştirmek ıôzı mdır. Bu iş, bugün, Parti n i n ve sosya list devletin b i l i msel yöneti mi ndeki başl ıca ödevleri a rasında yer almıştır. Parti, son yıl larda, bili msel yönetim, planlama metotları ve ekonomi k ka ldıraçla r sistemi a rasında sıkı bağ l a r kura ra k, bunlara yeni bir şekil vermeye ça l ışıyor. Köy ekonomisi yönetim kuru l larının(1) ve bunlar tara fından seçilen i lçe, i i yü rütme kurulları ile Genel Merkez yürütme kuru l u n u n yü rüttükleri faaliyetler, köy ekonomisi a la n ı nda yeni, bili msel bi r yönetim aşamasına yol açtı . Köy ekonomisi kooperatifleri n i n en faa l üye leri, b i l i m adamları, köy ekonomisi malzemesi ü reten işletmeleri n, köy ekonomisi malzemesi dağıtım dairelerinin temsilcileri, ü retim daireleri n i n yöneticileri bu yöneti m kuru l l a rı nda görev a l ı rl a r. Son iki yı lda köy eko nomisi yönetim kurul ları, hem köy ekonomisi n i n yöneti mi nde, hem de g ıda maddeleri ü retimi nde aşama aşama komple planlama usu l ü n ü uygu lamaya koyu ldular. Bi rleşik Sosya list Partisinin VII.-i nci Kongresinden sonra, gıda maddeleri endüstrisi ve toptan gıda malları ticareti işletme leri temsilcileri de köy ekonomisi yönetim kurul larına üye ola ra k katılmaya başladılar. Böylece köy ekonomisi yönetim kurulları, köy ekonomisi ü reti m i v e g ıda maddeleri endüstrisi yönetim kurulları n iteliğini kaza ndıla r. Al ma nya Köylü leri X-u ncu Kongresi n i n hazırl ı kları sı rada, bütün i lçelerde demokrati k yoll a rla köy ekonomisi ü reti mi ve gıda endüstrisi ilçe yönetim kurulları kuruldu. Almanya Köylüler X Kongresinde, Demokratik Almanya Cumhuriyeti Köy Ekonomisi lJ reti mi ve Gıda End üstrisi Konseyi gizli oyla seçildi. Bu konseyin 1 69 üyesi va rdır. Planlama sisteminde uzun vôdel i planlamanın etkisi a rtıyor ve iki yıllık plan la maya geçme eğ ilimi beliriyor. lJ retim planına alınmak üzere devlet o rganları n ı n tespit ettiğ i gösterge sayısı asga riye indirilmiştir. Çünkü kooperatör köylü ler plan tasa rı l a rını kendi başları n a hazırlamak ve ilçe ü reti m kurulla riyle bu hususta a n laşmak im kôn larına kavuşmuşlard ı r. Köy ekonomisi yönetim kurulları, her ü retim kooperatifi n i n şartlarını göz önünde tutarak, kendi bölgelerinde ü reti mde gereken i ktisadi a rtışı tespit edip sağ layabi liyor. lJreticilerle köy ekonomisi işletmeleri a rası nda dolay sız kontratlar imzalayan ilçe ve il yönetim kurulları , böylelikle planların bölgelera rası a heng ini sağlamış oluyorlar. Iktisadi ka ld ıraçlar sisteminin gelişimine büyük önem veri lmekted i r. Daha mükemmel bir hale geti ri len fiyat sistemi, ü retim a rtışı na ödenen ( 1) Bunlar, köylülerin i lçe ve i i konfera nsıarında, memleket çapındaki Almanya köyl ü leri kongresinde seçtikleri demokratik organlard ı r. 553
primler. d eğişik kredi şartları. kooperatif üyelerin i n maddi ilgilerini a rtırı yor ve onla rı üretimi gelişti rmeye. kôr sağla maya sevkediyor. Gerek kredi sistemi. gerekse köy ekonomisine verilen üretim aracı sayısının g ünden günde a rtırılması. ü retim kooperatiflerinde sermaya biriktirme istekleri n i kuvvetlendiriyor. Yeni ekonomi sisteminin temel prensipleri köy ekonomisinde aşamalı şekilde uygulandıkça. devlet planlanması ile sosyalist mal ü reti mi kolek tifleri nin kendi başlarına ekonomik faa liyetleri a rasında daha etki l i bağ lar kurulmaktad ı r. Yüz binlerce kooperatör köylü. tecrü belerine dayanara k. topluma yararlı her ekonomik faaliyeti n. hem i şletmelerine. hem de her kooperotöre fayda sağlayacağı ka nısına va rmış bulunuyor. Böylelikle. emekçilerin kişisel çıkarları ile toplumun çıkarları a rasındaki uyarlı k git tikçe a rtıyor. Deva m l ı ideoloj i k ça lışmala ra bağ lı olara k yürütülen bu etkili ekonomik yöneti m şekil leri. köylüleri n sosyalist bilinçlerin i n yüksel mesine. onlarda. sosya list mülkiyete. sosyalist işletmelere karşı yeni ilişkilerin şeki llen mesine ya rdı m ediyor. Yeni ekonomik sistemin aşama aşama uygu lanması sayesinde. sosya list ü reti m i n maddi ve ma nevi itici güçleri gitgide d a ha fazla gelişiyor. Ekonomik sistem b i r bütün ola ra k örgütlenirken beli ren yeni yeni sorun lar. ül kemizin bazı bölgelerinde ya pılmakta olan ekonomik tecrübeler sürecinde devlet o rganlariyle kooperatör köylüler. halk çiftliklerinde çalı şan emekçi ler ve bilim adamla rı a rası nda yürütülen geniş bir sosyalist işbirliği temeli üzerinde deva m l ı şeki lde i ncelenip tecrübe ediliyor. Ote yandan. Alma nya köylüleri X Kongresinde kabul edilen bütü n tedbirler teorik olara k işleniyor. pratikte de denen meleri yapılıyor. Böylelikle. Bir leşik Sosya list Partisi Vii Kongresi nde hazırlanan. köy ekonomisinin ve gıda maddeleri üretiminin gelişmesiyle ilgili temel doğrultu. pratikte sis teml i şeki lde uygulanıyor. Bugünkü aşamada. gelişme süreciyle ilgili daimi öngörüler bili msel yönetimin önemli u nsurlarından biri haline gel mektedi r. Köy ekonomisi ve g ıda maddeleri ü reti mi alanlarında. uzun vôdeli gelişim i n temel çizg i leri belirti lmiştir. Buna daya n ılara k. en önemli kesi m lerde. makine kompleks Ieri kurmak. bi limsel a raştırmaları yoğu nlaştı rmak ve a raştı rma sonuç l a rı n ı n üretimde uyg u l anmasını. deneme işleri n i n planlama ve örg ütlen mesi n i iyi leştirmek için ça lışmalara başlan mıştır. I leride. modern makine kompleksieri kuru l ması nda ve bunları n daimi şekilde mükemmel leşti ri lme sinde. köy ekonomisi biliminin her dal ı ndaki bili msel i nceleme çalışmala rı için gerekli yedeklerin sağlanmasında sosya list ülkeler arasındaki iş bölü münün ve işbirliğ i n i n önemi gitgide a rtacaktır. Köy ekonomisi ü retimi ve gıda maddeleri endüstrisi yöneti m kurullariyle öğretim müesseseleri ve bili msel a raştırma merkezleri. bili msel öngörü lerle elde edilen yeni başarı l a rı gıda ü reti minde çalışan bütün emekçilere öğretmek için geniş faa liyet göstermektedirier. B u a la nd a önemli bir rolü olan yıllık köy ekonomisi serg i leri. bu başarı la rı kankre olara k tanıtmakta. 554
uzun vadeli planlama ve prati k tedbirler üzerinde geniş görüş teatisi yapıl masına yard ı m etmektedir. Yeni ödevlerin çözümü için en önemli şartlardan biri de, öğretim çalış maları n ı n örgütlenmesidir. Bu alanda da koaperatif üyeleri ve halk çiftlik leri nde çalışan emekçiler kooperatif yoluna başvuruyorlar. Çünkü birleşen birkaç işletme, öğrenci lere daha mükemmel öğretim olanakları , yetiş meleri için daha yüksek b i l i msel seviye sağlaya b i l m ekted i r. Ote yandan, yönetici kadrolar yetiştirme sistemi de mükemmelleştiriliyor. Bu d a yüksek i htisas okullarını yeni ödevlerle karşı karşıya getirmektedi r. Ekonomi sisteminin bir bütü n halinde gelişmesi sayesinde, devlet plan la ması, gıda maddeleri ü reten bütün işletmeleri n kendi başlarına faaliyeti ve ülke çapındaki planlama ve yönetim faa liyetleri a rasında daha etki li karşılıkl ı bağlar kurulmaktad ı r. Merkez devlet orga nları, bili msel öngö rülere, uzun vadeli ve yıllık plan lara veri lecek esas yönleri n tespitine ve yönetimde i ktisadi isteklendirmeden faydalanma işleri n i n kanun yolu ile d üzenlenmesine do ha büyük ilgi göstereceklerdi r. Kooperatif birl i k ve ortaklıkla rı günden g ü n e daha çok önem kazanıyor. Gerek planlama, ge rekse i ktisadi kaldıraçlardan yara rlanma işleri, hazır mamul ü reticisin i n çıkarına, üretim v e dağıtımın en rasyonel b i r şekilde örgütlenmesi yara rına gelişecektir. Ote yandan, piyasa durumunun ve piyasa yöneti m i işle ri n i n devam l ı i ncelenişi, planlı tekra r-üretim süreci n i n g ünden güne daha etki l i bir u nsuru haline geliyor. B u i nceleme; i ktisadi kara rlar a l ı n ı rken objektif kanunları n ve üreti m şartları ndaki değişmelerin her yönden göz önünde bulunduru l ması i m ka n ı n ı sağlıyor. Bütün bunla r, Pa rti nin taban örgütlerinde daha titiz bir çalışmayı ge rektiriyor. Parti ka ra rla rı n ı n gerçekleştirilmesin de, i leride, bu örgütlerin soru m l ulukları a rtıl malıdır. Bu durum, işletmelerdeki yönetici kadroların sosya list eğiti m leri a lanı nda Parti örgütleri nin gayretleri ni artı rmalarını ve i deoloj i k çalışmaların seviyes i n i yükseltmeleri n i zorunlu hale getiriyor. Zira yüksek seviyedeki ideolojik çalışmalar, ışletmedeki bütün kolektifin düşüncesi ni sosya list a ma çlara ulaşma i stikametine yöneltiyor, işletmede sosyalist demokrasinin mükemmelleşmesi ne, sosya list a hlakın kuvvetlen mesi ne yard ı m ediyor.
4.
Kooperatifleşme ve gelişmiş sosyalist toplum sistemi
Sosya lizm kuruculuğu alanında elde edi len tecrübelerin g österdiği g ibi, bilimsel ve tekn i k devri m, yalnız ü retici güçlerin gelişmesini büyük ölçüde h ızlandırma kla kalmıyor, aynı zamanda üreti m i lişkileri n i n de son derece d i n a m i k şekilde gelişmesine yol açıyor. Bu durum, bugün, özelli kle köy ekonomisi alanında görül mektedir. Kooperatif birlikleriyle ortaklıklarının kurulması bizi şunu gösteriyor: sosyalist ekonominin gelişmesiyle birlikte 555
sosya list mülkiyet de deva m l ı olara k gelişiyor ve sosyalist mal ü reticileri arasındaki i lişki lerde köklü bir değişiklik meydana geliyor. Kooperatif mülkiyet daha yüksek b i r sosyalizasyon seviyesine u laşıyor ve çoğu zaman devlet mülkiyeti içinde eriyor. Kooperatifleşme s ü recinde işçiler, kooperatör köylüler ve bilim adam ları, g ittikçe a rta n bir sosya list işbirliğ i içinde bi rleşiyorl a r. Gıda madde leri ü retimini komple bir sistem haline getirmek için bi rleşen işçilere köy lüler, işçi sınıfı ile kooperatör köylüler a rasındaki ittifak ı kuvvetlendi ri yorlar. Bu durum, sosyal i st topl u m umuzu n ayrılmaz şeki lde birbirine bağlı bu i ki sınıfı a rasında sistem l i b i r ya kınlaşmaya yol açıyor. Dretimin kooperatifleşti ri l mesi sayesinde kooperatifleşen işletmenin işçi leriyle kooperatif üyesi köylüler hep birl i kte okullar kuruyor, kolektif kül türel ve toplumsal müesseseler meydana getiriyor. işletmeler a rasındaki yeni işbirliği şekilleri, belediye ve köy meCıisleri ni, köy hizmetleri nin geli şi m iyle ilg ili sorunlara ortak çözüm yolları b u l maya sevkediyor. Bazı kooperatif orta kl ı kl a rı, köylerin i , kooperatif birli klerinin merkezi modern şehirler haline getirme yolları n ı a ramaya başla mışla rd ı r. Çünkü, ileride konutla r, sosya l ve kültürel hayatla i lg i l i binalar bura la rda topla nacaktır. Bu kuruluşlara para lel olara k, kooperatiflerin yard ı mı ile köy emekçi le rinin yaşa ma ve · ça lışma şartları baştan aşağı değ işecektir. Dretimin çeşitli kolları a rasında ku rulan kooperatifler, görüldüğü gibi, i nsa nlarda, köy hayatı nın sosyal ve kültürel şartl a rı n ı değişti rme isteğ ini yaratıyor. Valter U lbriht yoldaşın belirttiği g ibi, kooperatif ilişkileri, yalnız ekono mik gelişme için değ i l, aynı zamanda köylerde toplu msa l gelişmenin bütün yönleri ve sanayi ile köy ekonomisi a ra sı ndaki bağlar bakı mından da son derecede önemlidir. Kooperotör köylülerin düşünce ve faaliyetini özel işletme çerçevesini aşan bilinçli bir işbi rliğine ve artok a maca yöneiten, halk ekonomisini beni m semeye sevkeden koaperatif bağları, bir ya ndan da, önemli bir ideoloj i k ödev görmekte ve bilincin gelişmesine yard ı m etmektedir. Halk çiftli kleriyle kooperatif işletmelerindeki bütün sosya list m a l ü reti cisi kolektifler a rasında kooperatif bağları n ı n sistemli şekilde gelişmesi, gelişmiş bir sosya list toplum sisteminin yaratı lması bakımından fevkalôde önem lidir. Mal ü reticileri a rasında, sağduyuya uygun olarak planlı b i r şeki lde kurulan kooperatifler, artık, kapita list ü retim i l işkilerinden üstün lüğünü her a la nda göstermiş olan sosya list ü retim ilişki lerinde etkili b i r rol oynamakta d ı r. Demokratik Alma nya Cumhu riyeti nde köy ekonomisinin ve gıda maddeleri ü retiminin gelişmesi üzerinde yapılan incelemeler şunu açıkça ortaya koymuştu r : daha yüksek bir topl u m d ü zeni alan sosyalizm, ancak, yeni toplumsal sistemin bütün olanaklarını ve bütün u nsurlarını onların a henkli b i rliği içinde yarattığı, gerek maddi, gerekse ma nevi bakımdan bütün d ünya emekçilerinin önüne geçi lmez çekici bir kuvveti haline geldiği zaman, s ü rekli savaşında ta m zafere ulaşa b i l i r.
556
Bulgaristan köy ekonomisinde bilimin rolü
.Volkan $opov Tol bu hin i l inde köy ekonomisinin bel l i başlı göstergelerinde, yani genel ve safi m a m u l hacmi nde, ortalama gelirler ve orta veri ml i l i kte, kooperatif işletmesinin ve kooperatörlerin gel irlerinde son üç yılda çok iyi sonuçlar elde edildi. Aşoğıdaki tabloda, bazı bitkilerden deka r başına a l ı na n orta lama gelirler ki logra m olarak gösteri l mişti r :
Bitki ler
1965 yılında
1966 yı l ı nda
1967 yılında
Buğday Mısır Ayçiçeği Bezelye
385 361 1 88 209
358 433 211 246
463 453 225 270
Hayvancıl ı k a la n ı nda do i lerlemeler olmuştur. Bir inekten sağ lanan ortalama süt tutarı 1965 yılında 2.464 l itre iken, 1967'de 3.223 litreye, bir koyundan kırkıfon yün 3,2 kilodon 4,6 kiloya ; bir tavukton sağlanan yu m u rta sayısı do 1 50'den 1 80'e yüksel miştir. 1967 yı lında buğday ü reti minde elde edi len yüksek gelir ortalamasını özel l i kle belirteli m : deko r başına 463 kg. Bu başarı l a rı sayesinde Tolbuhin i l i Bulgaristan'da bi rinci yeri a l mış, Hollanda, Da nimarka, ısviçre ve Ingil tere gibi buğ day ü retiminde n a m salmış gelişmiş ta rı m ü l kelerin i de geç miştir. Bulga ristan Komünist Partisi Politbürosu bu başarı larından dolayı ilimize takdirlerini bildirmiştir. Tolbuhin i l i, Bulgaristanın kuzey-doğusundadır, G ü ney-Dobruca nın bü yük bir kesimini kaplamaktad ı r. Yüzölçümü 4.687 kilometre koredir. Nüfusu 240.000 d i r. Işlen meye elverişli topra kları 3,400,000 dekor tutmaktad ı r. Bu topraklar, 41 tarı m kooperatifine, 6 devlet ta rım işletmesine ve Dobruca Tarım Bi l imsel Araştırma Enstitüsüne a ittir. Her emek-kooperatif ta rı m işletmesinin veya her devlet ta rım işletmesinin ortalama yetmiş bin dekarlı k toprağı bulunuyor. Işletmelerden sekiz i yüzer bin dekardan fazla toprağa maliktir. Yukarıda belirttiği miz sonuçl a ra nasıl varı l mıştır? Bu soru yersiz değ i ld i r. 1965 yı lına kada r, aynı toprağı hemen hemen aynı a raçlarla işleyen aynı insanlar, çok m ütevazi sonuçlar elde ediyor43
557
lardı. Bu son üç yılın sonuçları nı 1 962-1965 yıllarındaki orta lama gelirle mu kayese edersek, veri m i n bu son dönemde iki kattan fazla artmış oldu ğunu görü rüz. Bu başarılar, sosya list iktisat sisteminin sahip olduğu i m kônlardan ya rarlanmanın, Partinin köy ekonomisi a lanında izlediği doğru politika n ı n ve bu politikayı ilimizde konkre olara k uygu lamanın bir sonucudur. Bilindiği gibi, Bulgaristan Komünist Partisi Merkez Komitesi, 1 956 N isan Topla ntısında, köy ekonomisinin yöneti mi ndeki sübjektif metotların orta dan kaldırılmasına, köy ekonomisinin ka rmaş ı k temel sorunları n ı n çözü münde bi l i msel metotla rı n geniş ölçüde uygula nmasına ka rar veri l mişti. O tarihten bu yana, iktisadi orga nların girişimlerini köstekleyen eski plan lama usulünde esaslı değişiklikler yapıldı ; ü retim örgütü ve emek ödeme sistemi iyileştirildi. özellikle köy ekonomisi m a mu lleri için ka bul edilen yeni fiyat sistemi, işletmelerin yöneti mi üzerinde çok olumlu etkiler yaptı.
Tarımsal üretimde dünya rekoru seviyesine varıldı Parti ii Komitesi Bürosu, plan göstergeleri nin tespitinde en doğru yolu ve sonuçların değerlendirilmesinde kullanı lacak ölçüyü bulmak i çi n titiz likle ça lıştı. Zira bu, sadece ü reti mle ilgili bir ekonomi sorun u değ i ldi. Kadroları n ve köy ekonomisi emekçilerinin eğiti mi a l a n ı nda da son dere cede büyük önemi olan bir problemdi. 1 965 yılına kadar, plan göstergeleri, önceki yı llarda elde edilen sonuç lara göre tespit edil iyordu. Genel bilônço da aynı şeki lde hazırlanıyordu. Bu metodun olumlu yönleri va rdı, ama olumsuz yanları da pek çoktu. Sonuçların değerlendiril mesinde uygulanan d a r çerçeveli mukayese me todu, avunma la ra, gönül rahatlığına, hatta başarı sarhoşluğu na yol açı yordu. Yüzyı lla rı n gerika l m ışlığı içinde olan tarı m ı m ızın geçmişteki durumla mukayesesine temel oluyordu. Planlama sırasında genellikle % 8- % 1 0'Iuk bir artış tespit edil iyordu. Bu a rtış ora n ı ise kolayl ı kla elde edi l iyordu. Bu suretle de ü reti mi yükseltmek üzere a rdsız a rasız ça lışma i steği öldürülmüş ol uyordu. N i hayet yeni bir mu kayese temeli n i n gerekli olduğu sonucuna vardık. Hedef ola rak, buğday ü reti m inde en yüksek d ünya göstergeleri kabul edi ldi. Yeri gelmişken belirtelim ki, Hazira n 1 966'da , i l i mizin Parti ve işletme aktivistleriyle görüşen BKP Merkez Komitesi B i ri nci Sekreteri ve Bakanlar Kurulu Başkanı Todor Jivkov yoldaş, Tolbuhin ilinin köy ekono misi emekçilerinden, önü müzdeki birkaç yıl içinde, bellibaşlı göstergelerde en yüksek dünya rekorla rı n a ulaşmalarını ve aşmalarını istemişti. I l i n bütün köylerinde ve d iğer meskün yerleri nde, bu a maca yöneltilen geniş bir siyasi ka mpa nya açıldı. Bu kampanya n ı n a macı, öne kon a n ödevi, h e r şeyden önce bütün komünistlere v e onlar vasıtası i le de bütün 558
tarım emekçi lerine beni msetmekti. Parti komite ve örgütlerin i n toplantıla rında. meka n izatörlerle. hayvan yetiştirenlerle. ta rım emekçileriyle tertip lenen toplantı ve konfera nsıarda tespit edi len yen i hedefi n gerçekleşti ri l mesini sağlayacak konkre tedbirler ortaya kondu. Herkes i lg i n ç teklif Ierde bulundu. büyük a ktifli k gösterdi ve böylece. hedefi m iz. herkesin hedefi haline geldi. ödevimizi başarı ile çözmek üzere. bilime dayanan i ktisadi ve siyasi tedbirleri içine alan. çok-yön lü bir progra m hazırladık. örneğ i n . Parti i i Komitesinin kanaatına göre. bilimsel ve teknik metotla ra başvu rulmadan buğdayın ve diğer bitkileri n verim i n i büyük ölçüde artırmak i m kônsızd ı . Bu yüzden. ili mizde «Buğday yasası .. adı veri len bili msel v e teknoloj i k b i r program hazı rlandı. Bu belgede buğday ü reti m indeki başlıca şartlar ve istekler şöyle belirti l iyordu : Iyi cins toh u mluk. önceki tohumluklar. ekim öncesi sürümü. gü breleme. ta rladaki ü rünün sıklığı v.s. B i l i m ve p ratik bize şunu gösterd i : Dobruca bölgesinde. «Bezostaya I .. adı ndaki Sovyet buğday cinsi i l e en yüksek verim sağlanmaktad ı r. Dünya çapında önemi olan bu buğday tipi. kısa zamanda. yerli buğdayları mızın. Amerika n cinslerin i n ve d iğer tohumları n yerini a l m ış bulunmaktad ı r. 1 964 güzünde. Tolbu h i n ilinde buğdaya ayrılan toprakların % 97'sinde «Bezos I bugdayı ekilriıişti . Ayrıca. Dobruca B i li msel Araştırma Enstitüsü taya yerli şartlara en uygun buğday cinsleri üzerinde i n celemeler yapmaktad ı r. Bir örnek daha vereli m : çağ ı m ızda g ü b resiz tarım yapıla maz. Gü bre i htiyacımızı geniş ölçüde karşılamak için çalışıyoruz. Toprağa karıştırdığı mız m i neral gübre tutarı her yıl a rtmakta. bugün hekta r başına 1 .000 kiloyu bulmaktad ı r. Uzma n l a r bu önemli sorun'un bütün bellibaşlı yönlerin i . yani fosfatlı g übrelerle azotlu gübreler a rasında opti ma sorununu. g ü b releme zamanını ve usulünü. köy ekonomisi uçakların ı n kulla n ı l masını vs. yi açık lığa kavuşturdul a r. «Buğday yasasırının .. bellibaşlı özelli kleri işte bunlardır. Bu "yasa .. b i r tavsiye n iteliğindedi r. Her işletmenin şartlarına göre titizli kle uygulanması gerekir. Zira yasa llı n uyg ul anışı mükemmel sonuçl a r vermiştir. -
-
..
Uzmanların rolü Uzma nlardan gerektiği g i bi ya ra rl a n ı lmazsa. köy ekonomisinin gelişme s i n i bili msel temellere oturtmak i mkôn sızdır. Bu p rensibi tartış ;lmaz bir gerçek olarak ka bul eden Parti i i Komitesi, uzmanların çalışma ve yaşa ma şartlarına iyi leşti rmek için yakın b i r ilgi göstermektedi r. Tolbuhin ilinde 500 kadar yüksek tarım m ü hendisi, yüksek zooteknisyen. veteriner. ekonomist ve m ühendis çalışmaktadır. B i rkaç yıl öncesine kad a r bu kad rola r. daha çok g ü n l ü k işlerle u ğ raşıyor. i htisasları i le hiçbir i lgisi bulunmayın ödevlerde kulla n ı lıyorlardı. Bu yüzden de, ihtisasl a rından fay43"
559
dalanıla mıyard u . Bir çoğu gelişem iyor. i htisasları nı kaybediyord u . Parti örgütleriyle işletme yöneticileri. uzmanları n üreti mi doğrudan yönetebile cekleri şartları yaratmaya başladıkta n sonra. çok geçmeden d u rum değ işti. Bugün uzmanlar çok daha önem l i bir rol oyna maktadır. çünkü Parti i i Ko mitesiyle ii Halk Konseyi Yürütme Komitesi onla ra güvenmekte. meslekle rinde i lerlemeleri ne yard ı m etmektedir. Buğday ve Ayçiçeği Enstitüsü her kış. kısa süreli kursla r. düzenliyo r : bu kurslarda uzmanlar. en yen i bilimsel bu luşlar hakkında bilgi a l ıyorlar. Enstitünün bili m a raştı rmacıları işletmelere s ı k sık uğruyor. pratik yardımlarda bulu nuyor ve pratik dersler veriyorlar. Enstitü nün düzen led iği teorik ve pratik kurslordon başka. i i uzmanları danışma toplantı ları yaparak belirli sorunları inceliyorlar. Bu orada. ta l i mat vermek için yapılan toplantıların sayısı azal ıyor. tartış malara ve görüş değ iştokuşlarına ise gittikçe daha fazla za man ayrılıyor. Bun la rla güdülen a maç. uzmanları . yalnız verilen ta li mati prati kte uyg u layan i nsanlar ola ra k bıra kmamok. biri ken tecrü beleri genel leştiren. emeğin bilimsel örgütlenmesine ve üretim teknolojisini mükemmelleştirmeye kat kıda bulunan yaratıcılar haline getirmektir. Bu uzmanlardan biri : «Nihayet. gerçekten yüksek tarım m ü hendisi olabildik» demiştir. Onun bu sözu, ne kadar büyük bir başarıya u laştığımızı. uzmanları n itibarı nı ne kada r yük selttiği mizi göstermektedi r. Dabruca Köy Ekonomisi Bilimsel Araştırma Enstitüsü. Tolbuhin i linin tarımsal gelişmesine büyük h izmetlerde bulundu. Parti ve işletme organ larımız. orada ça lışan bilim araştırmacı loriyle deva m l ı temas halindedir. Bu karşılıklı temasıa ra örgütlü bir nitelik kazandırmak için çalışıyoruz. Bazı sonuçları genelleşti rmiş bulunuyoruz. Diyebiliriz ki. Enstitüdeki bilim a raştı rmacıları. kooperatiflerde ve devlet tarım işletmelerinde çal ışan uzmanlar. ön saflarda olmasaydılar. köy ekonomisi alanında d ü nya rekor larına ulaşmak için bu hamleyi yapamazdık.
Yeni tip işletmeci � kooperotör Parti ii Komitesi. a ralıksız olarak. üreticilerin, yani kooperatörlerin emek a ktifli klerini a rtı raca k etkili yollar ara m a ktad ır. Tolbuhin ili. halk ekono m isi yen i yönetim sisteminin geniş ölçüde uyg u la n maya başla ndığı i l k bölgelerden biri d i r. Parti Komiteleri v e Parti ta ban örgütleri. yeni sistemin üstü nlük ierini aydınlatmak a macı ile geniş bir siyasi ça lışma kampanyası yürüttü. O zamana kadar kooperotörler. mümkün olduğu kadar fazla emek günü yapma k(l) için çaba sa rfediyor. fakat i ktisadi faaliyetin i n
(1) Tarım a l a n ı n d a bi r i ş g ü n ü içinde belirli normdaki emeğe «emek günü» denir. Işinin ustası olon üretici b i r işgününde i k i emek günü karşılığı iş de çıka rabilir. (Redaktör) 560
nihai sonucu (semeresi) ile o kadar i /gi len miyorlardı. Yeni sistem uygu l a n maya başladıkta n sonra b u durumda h ı z l ı bir değ işme o l d u . Bugün kooperotörler, sadece veri len işi ya pma kla yetinmiyorlar, aynı zamanda emeğ i n daha iyi örgütlenmesine a ktif olara k katı / ıyorla r. Emeği ödeme sisteminin m ü ke mmelleşti rilmesi, mesleki yetişme şartla rın ı n iyileşti rilmesi ve öncü tecrü benin yayg ı n hale geti rilmesiyle ilgili ted birler de kooperatörlerin a ktifli kleri n i a rtırma larında önemli derecede rol oynamaktad ı r. Ta rım emekçileri, yaptıkları işin n iceli k ve niteliğine göre ücret a l maktad ı r. Bu, sosya lizmin temel prensibidir. Ama genel pren sibin kon kre uygu lanışına geli nceye kad a r, uzun ve ka rmaşık bir yol u n geçilmesi gerekir. Bunun i ç i n d e , b u prensibin en doğru uygulanma şeki l leri a ralı ksız olara k a ranmakta, özellikle bizde, şimdi, işletme içi hesa plar çok iyi uygulanmaktadır. Ekonomik ödevlerin gerçekleştirilmesinde, maddi isteklendirme prensibi, büyük bir itici güc haline gelmiştir. Bizde, gerek kooperatif/er a rasında, gerekse her kooperatif içinde uyg u lanan sosya l ist ya rışmalar büyük ölçüde gelişmektedir. Emek-kooperatif tarım işletmeleri a rası nda, başlıca beş bitki üreti minde ortalama veri mler ve maliyet göstergelerinde yarışma\ar yapılmaktadır. işletmeler, ikl i m ve toprak şartlarına göre üç g ruba ayrıl mıştır. Bu yarışmaları kaza nanlara çeşitli a rmağa n l a r veri l mektedi r. Armağa nlar, SO ieva ile bir «Bulgar-Reno� a ra bası a rasında değişiyor. işletmelerarası yarışmalar da, benzeri usul/erde düzenlenmiştir. Arma ğ anlar, brigada ve ferma yöneticilerine verildiği gibi, ferdi yarışma birin ci/erine d e veriliyor. Orneğ in, toprağı e n iyi süren traktöreüye, bi rçer döveri hiç toh u m ziya n etmeden yönetip ekim işleri n i en iyi ya pana verilir. Sosyal ist yarışmaları örgütleme usulü, yöneticiden işyürütene kadar bütün emekçilerin, aza m i çaba ile ça lışmalarını sağlıyor. Bizde yürürlükte bulunan sosyalist yarışmaları n maddi isteklendi rme sistemi sayesinde, birçok yönetici ve üretici birhayli yüklüce munza m gelir elde ediyor. Fakat bu m u nzam gelir, onların toplumsa l servete yaptıkları katkının sadece küçük bir kısmıdır. Bu yüzden, emek a lan ı nda biri nci olanları n bol gelir elde etmeleri bizi asla tedi rg i n etmiyor. Bunu b i l inçli olarak yapıyoruz. Herkesin daha iyi çalışmasını, daha fazla gelir sağ lamasını istiyoruz. Çünkü bundan hem kişi, hem kooperatif, hem de bütün toplum kazanıyor. Kooperatif/erde ve devlet tarı m işletmelerinde ça lışanların üretime usta lı klarını yükseltmek a macı ile mekanizatörler, hayvan yetiştiricileri ve ta rı m işçileri için kurslar düzenlen iyor. Yılda 70-80 saatlik bir programı ka p sayan bu kurslar ge n e l l i k le kışın yapı lıyor. Birkaç yıldan beri , kooperatör lere, kursla rda geçirdikleri za man i çin de ücret ödenmektedir. Bu da köy emekçilerinin mesleki hazırlıklarını yükseltmeye karşı ilgi/eri ni artırmak tad ı r. ili mizde, öncü tecrübenin yayı lmasına büyük bir önem veriliyor. Bu tec rübeyi öğretmek a macı ile üretim danışma toplantıları, tecrübe örnek 561
çalışma la rı, yarışmalar, sergiler, öncü kolektifleri ziyaret vb. gibi çeşitli öğretim şeki lleri uygulanıyor. Gerekiyorsa ve faydalı görülüyorsa, tecrübe teatisi danışma topla ntılarına, Bulgar ve yabancı ünlü öncüler de dôvet ediliyor. /( ve ilçe danışma topla ntılarında hayvan yetiştiricilerle mekan izatörlere köy ekonomisi pratiğinin en yeni başa rıları ta nıtılıyor. Bu uygulamalı ta nıtmal a r" ü retici lerin, toprak sürümünün bellibaşlı özellikleri, ekim öncesi sürümü, çeşitli bitkilerin ekimi, makinelerle g ü breleme, biçer-döverlerle g ruplar halinda ü rünün ka ldırıl ması vs. gibi bazı spesifik soru nları konkre olara k öğ renmelerine ya rd ı m ediyor. Bu suretle öncü tecrübe yığ ı n la rı n m a l ı o luyor. Bazı önemli i ş alanları nda çeşitli yarışmalar d üzenleniyor, toprağı en iyi süren, otları en iyi biçen, biçer-döven ma kinesini en iyi kullananlar bi rinci seçiliyor. Ilçelerde ve i llerde düzenlenen yarışmal a rı kazananlar, bu sefer ü l ke ça pında düzenlenen yarışmalara katıl ıyorlar. B u yarışm a l a r, mekanizatörlerin mesleki i lerlemelerinde çok faydalı b i r yoldur. B u yüzden, emek-kooperatif tarım işletmeleri yöneti m kurulları, Parti komiteleri ve Parti örgütleri, bu yarışmaları n daha iyi şeki lde d üzen len mesine büyük önem veriyorlar. Başlıca hayvan yetiştirme a la n ı nda ö rgütlenmekte olan sergiler öncü tecrübenin yayg ı n laştı rılmasını sağlayan en etkil i şekillerden biridir. Bun larda, uzmanların ve yetiştirici leri n emek sonuçları toplum tarafı ndan değerlendiriliyor. Köy ekonomisi emekçi lerinin yaratıcı aktifliklerinin yaygın bir hal a l ması için, ii, şeh i r ve ilçe parti komiteleri, çabalarını daha çok bu yönlerde yoğunlaştırıyorlar. Fakat, bu alanlard a d a henüz kulla n ı lmamış birhayli rezerv va rdı r ki, onla rı da bulup kullanmak için ça lışıyoruz. Bulga rista n Komünist Partisinin köy ekonomisi a lanında uyguladığı doğru politika, kooperatör köylülerin hayatında derin değişikliklere yol açtı. Ilimizdeki duru m şöyledi r : Emekçi köylüleri miz, modern mobilya l ı evlerde oturuyor, iyi besleniyor, güzel giyiniyor, geçim zorluğu çekmiyor, çocu klarını mükemmel yetiştirebiliyor. Çalışma gücü ola n bir emekçi, yılda orta lama 800-1 .500 leva kazanıyor. Bazı ailelerin yıllık geliri 7-8.000 levayı buluyor. Köylülerin yaşayışı yal nız kişisel geli rleriyle değil, aynı zamanda top l u msal harcamalar için ayrıl a n fonları n a rtışı sayesinde de iyi leşiyor. Ekonomik durumları sağ lamlaşan kooperatifler, sosyal ve kültürel yardım lara yılda 8-1 0 milyon leva ayırabil iyorlar. azel fon, çocuk yuva larının, kreşlerin kuru lmasına ve bakımına, okul v e ponsiyon yapımına, yüksek okul ve teknikum öğ rencilerine verilen burslara, emekli kooperatörlere tahsis edi liyor. Sosyal ve kültürel işler fonunun en büyük kesimi hastaların ya rdımına ayrıl ıyor. Bulgaristanda tıbbi yard ı m ve hastane bakımı yıllardan beri ücretsizdir. Ama kooperatif işletmeleri bu alanda daha da ileri bir adım 562
attıl a r : evlerinde tedavi gören bütün hastalara i lôçlar parasız veriliyor. Çocu klara özel bir i lgi gösteriliyor. Devlet planında öngörülenlerden ayrı olarak, kooperatifleri çocuk yuva la rı, çocuk bahçeleri, yaz l ı k çocuk kamp ları ku ruyor. Ayrıca, bütün ilimizdeki kooperatif işletmeleri, ponsiyonlarda yatı p kalkan ilk-orta- lise öğrençilerinin yiyeceği n i de ücretsiz ola ra k sağ l ıyor. ilimizin bütün köylerinde uzman i htiyacı karşıla nmıştır. Bunda kooperatif işletmelerinin hizmeti büyüktür. Çünkü yüksek ta rı m mühendislerinin (agro nomları n), veteriner doktorların, yüksek zooteknisyen ve ekonomistlerin büyük bi r kısmı, yüksek tahsi llerini kooperatifleri n ödediği burslarla yap m ışlard ı r. Kooperatif işletmeleri, kendi köylerinden okul ve üniversite öğ rencilerinin hemen hemen hepsi ne burs vermektedi rier. Bu yolda bir a d ı m daha atıldı : ya lnız kooperatiflerin i htiyaçları için gerekli olan m üs takbel uzmanlara değil, aynı zama nda, kendi seçtikleri yüksek okul larda okuyan öğrenci lere d e bursla r veriliyor. 1 967 yılında, ilimizdeki kooperatif ler, 400'den fazla kız ve erkek öğrenciye burs veriyordu. Bu bursla r öğrenci a ilesi nin maddi d u ru m u n u iyi leştirdiği gibi, öğrenciler üzerine de teşvik edici etki ler yapıyor. Çünkü burslar, öğrenci nin başarı derecesi gözönünde bulunduru lmadan veri lmektedi r. Köylerin hepsinde okuma evlerinin kurulması ve bakımına önemli fonlar ayrıl m ı ştır. (Bu okuma evleri, Milli Kurtu luş Savaşı döneminde gelişen, köylü lere kültür ve bilgi sağlayan özel kuru luşla rdı. Bugün, okuma salon la rı, kütüphaneleri, tiyatro sahneleri, amatör san'atçıl a r i çi n özel yerleri bulunan bir çeşit kulüplerdir.) I l imizde yüzden fazla okuma evi kurulmuş tur. Amatör sanatçı lığı, beden eğitimini ve sporu geliştirmek için d e tahsi sat ayrı l m a ktad ı r. Birçok köylerde çocuk müzik okulları, nefesli saz ve caz orkestra la rı, gençl i k kulüpleri açılmıştır. Köylülerin kültür seviyesini yü kseltmek, köy lerle şehi rler a rası ndaki bell i başlı farkları ortadan kaldı rmak için, geniş bir cephede ça lışıldığını hiç de mübalôğa etmeden söyliyebiliriz. i l deki Pa rti örgütleri, nüfuzları n ı kullanara k, en kabil iyetli köylüleri, kooperatif işletmelerine ve bu işletmelerin çeşitli kolla rı n a yönetici olara k yükseltiyor. Hark ekonomisi yeni yönetim sisteminin ilimizde uygulan maya başlandığı tarihten bu yana, i ktisadi hesap daha geniş ölçüde kullanılıyor, kooperatörler bütün işlerin yöneti mine daha faa l şekilde katı lıyor. Koope rotörler, i ktisadi faal iyetin sonuçları ile daha fazla ilgi lendi kleri gibi, köy ekonomisi işlerinin kalitesini ve ta m zamanı nda yapılmasını kontrol ediyor, maddi ve mali vasıtalarda masrafın asgariye indiril mesinde di retiyor, her a la nda her işi toplumsal kontrol altı nda bulunduruyor. Hayvan yetişti ri cilere brigadir ve yönetmen, kooperatif işletmesine başkan seçiminde kooperatörler, kendi ka naatleri ni ısra rla ortaya atıyorlar. Sözün kısası, kooperatiflerdeki i ç demokrasi m ü kemmelleşiyor. Bu da ü retim örgütünün ve yöneti min daha düzenli olması üzerine, i ktisadi faaliyetlerin sonuçla rına çok olumlu etkiler yapıyor. 563
Başlıca itici güc : Parti örgülü ii Pa rti Ko m i tesi, i l çe ko m iteleri ve ta ba n ö rg ütleri , i l i m i zde başl ıca itici g ü çl e rd i r. I I K o m i tes i n i n ve i i Pa rti örgütü n ü n yü rütt ü ğ ü bütü n fa a l i yetleri b u ra d a a n l atma m ı z i m kô n sızdı r. B uc yüzden fa a l i yeti m i z i n en ö ne m l i yö ne l e ri üzeri n d e d u ra ca ğ ı z. Köy ekon o m i s i soru n la rı n ı b i l i m e daya n a ra k çöz meye ça l ı ş ı yoruz. Ça l ı ş m a l a rı m ız ı n e n bel i rg i n k a ra kte ri sti k yö n ü b u d u r. B i l i m l e p ra t i k a ra s ı n d a ba ğ l a ntı
k u rm a ya ,
en
yeni
b i l i msel
b u l u ş l a rı
za ma n ı n d a
uyg u l a maya
b ü y ü k ö n e m veri yoru z . B u n l a rı , özel l i kl e Do b ruca B i l i m se l Ara ştı rma l a r E n stitüsü i le s ı kı b i r i ş b i rl i ğ i yü rüte re k v e köy e ko n o m i s i uz m a n l a rı n ı n i t i ba rı n ı yü ksel terek g e rçek l eştiriyoruz. Komite m i z, köy ekon o m i si n i n te m e l soru n l a rı üze ri n d e titi z l i k l e d u ruyor. Den e b i l i r k i , bu da ça l ı ş m a l a rı m ı zı n ka ra kterist i k b i r yön ü n ü teş k i l ed iyor. B u ra d a , örnek o l a ra k, Pa rti ö rg ü t l e ri n i n , h a l k i kti d a rı o rg a n l a rı n ı n ve kooperati f l e ri n
üzerl e ri n d e titi z l e k l e d u rd u k l a rı
e n ö ne m l i
soru n l a rd a n
b i rkaçı n ı saya l ı m : E m e k son u ç l a rı n ı n değerlend i ri l mesi n d e v e g e l ecekte k i ödevle ri n tes p i t i n d e veri m a l a n ı n d a d ü nya re koru seviyesi n i n ö l çü o l a ra k kab u l e d i l m es i ; buğday ü reti m i n de b i l i m s e l tek n o l oj i n i n u yg u la n ma s ı ; s i ste m l i g ü b re l e m e : m ı z ı r otl a ra ka rşı m ü cadelede bi l i me d a ya n ı l ma sı : h a yva ncı l ı kta s e l e ksiyon u su l ü n ü n i y i leşti ri l m esi : h ayva n l a rı n e n d i v i d ü e l bes l e n m e s i ste m i : h ayva n cı l ı kta ra nta b i l i te : köy ekono m i s i n d e tekn i k i ler l e m e l e r soru n u ; te m e l ü reti m fon l a rı n ı n e n etk i l i şeki l d e k u l l a n ı l ma s ı ve i l i m izdeki köy ekon o m i s i ü reti m i n i n daha fazla konsentra syo n u ve i htisas l a ştı rı l m a s ı vb. Bütü n b u soru n l a r ya Pa rti i l Ko m i tesi B ü rosu n d a , ya Ko m i ten i n g e n i ş to p l a ntı l a rı n d a , ya h u t d a Pa rti v e iş letme a ktivist l e ri n i n d a n ı ş m a top l a ntı l a rı nd a i n celen m i şti r. Te m e l soru n l a rı d a i m a b i l i msel metot l a rl a i n ce l e m eye ö n e m verd i k. P a rti i şl e ri nde i se, ödev l e ri n g e rçekleşt i r i l m es i nde ö n ce l i k l e Po l iti k a ra ç l a rd a n fayd a l a n d ı k. Al ı n a n ka ra rl a rı bütü n köy e m e kçi l eri n e i za h edere k be n i m set rn e k, d a i m a titizl i kl e d i kkat etti ğ i m i z b i r mesel ed i r. Pa rti i l Kom ite s i , i l çe kom ite l eri ve oca k ö rg ütleri, s iy a s i ve o rg a n iza syon ça l ı ş m a l a rı n ı n son de recede etki l i o l m a s ı i ç i n ça ba h a rca rl a r. B u gayret bütü n ko m ü n i stl e rde d i n a mi z m ru h u ya ratma kta d ı r. Köy ekono m i s i a l a n ı nd a ki başa rı l a rı m ı z, i y i ka d ro seç i p yetişti rme m i ze b ü yü k ö l çü d e bağ l ı d ı r. Son za m a n l a rd a , Pa rti a ktivistleri eğ i ti m i n e b ü yü k b i r q n e m verd i k. Bu a m a çla üç g ru p se m i ne r ku rd u k : bi ri n c i s i , Pa rti i i Ko m itesi mensu p l a riyle i l çe kom ite leri sekreter/erine, i k i nc i s i oca k ö rg ü t l e ri sekreterleri n e , ü ç ü n cüsü d e şeh i r ve i l çe p a rti a ktivi stl eri ne m a h su stu r. Oca k ö rg üt l e ri sekrete rleri ne m a h s u s sem i n e rl e rde koo p e ratif ve d evlet ta rı m i ş l etm e l e ri sekrete rleri ayrı, s a n a y i i ş l etm eleri sekreterleri ayrı, oku l sekrete r/eri ve d i ğ e r/eri ayrı kon u l a rı i n celerler. i l çe Pa rti a ktivistleri ne m a hsu s se m i n e rler d e ayn ı ş e k i l d e ö rg ütlen i r. Pa rti a ktivistleri n i eğ itmek-
564
ten
m a ksad ı m ız, Pa rti ça l ı ş m a l a rı n ı ve topl u m sa l fa a l iyeti d a h a fazla
b i l i m sel tem e l l e re otu rtm a ktı r. Son i ki - ü ç y ı l içi nde, k a n a ati m i zce b u ça l ı ş m a l a rda b i r h a y ı r i le rl e m e l e r o l d u . Pa rti ça l ı ş m a l a rı n ı n i y i l eşti r i l mesiyl e, i kt i sa d i son u çla rı n y ü ksel i ş i a ra s ı n d a s ı kı b i r bağ l a ntı b u l u n d u ğ u n a i n a n ı yo ruz. Pa rti I I ö rg ütü, oca k p a rti ö rg üt l e ri n i n ö n c ü rol ü n ü yü kse ltmek için a ra l ı k sız o l a ra k ça l ı şıyor. En iyi işçi l e r ve u z m a n l a r b a şta o l m a k ü zere, Pa rtiye yeni üyeler a l ı n m a s ı n a ö n e m ve r i l iyo r. Pa rti içi d e m o k ra s i y i g e n i ş l et m e k i ç i n ça l ı ş ı yoruz. Tecrü be teat i s i , ça l ı ş m a l a rı m ızda b ü yü k b i r ye r tutuyo r Ko m i te e n strü k törleri n i n Pa rti ö rg ütçü l ü ğ ü ça l ı ş m a l a rı a la n ı n d a tecrü be tea t i s i nde b u l u n m a l a rı i ç i n , i k i yı l ö n ce m e rkezl e r k u rd u k. i l Kom i tesi sekrete rleri, B ü ro üyeleri ve serv i s şef i e r i , p a rti i l çe k o m i tele ri üye l e ri ve i l çe Pa rti a ktivist leri a ra s ı n d a b el i rl i ta ri h l e rd e to p la nt ı l ıyor ya p ı l ıyor. B u to p l a ntı l a r, çeş i tl i şeh i r ve köy l e re a it soru n la rı n d a h a iyi öğ ren i l mesi n e kon k re ya rd ı m la rı n sağ la n ma s ı n a , i ş leri n ko ntro l ü n e ya rdı m e diyor. K o m i te m i z etk i l i kontro l s i ste m i k u r m u şt u r. Kad ro l a rı m ız ı n yü ksek s iy a s i v e top l u m sa l b i l i n ce s a h i p o l d u k l a rı n ı b i l i yo ruz. B u n a rağ me n , h e r i ş i n , h e r g ö rev i n i y i ve za m a n ı n d a yer i n e g eti ri l mesi ö n e m l i d i r. B u y ü z d e n , Pa rti i l çe kom i te leriyle oca k ö rg ü tl e ri n i deva m l ı ve etk i l i bir ko ntrol s a ğ l a m ayı öğ reti yoruz. K o m i te m i z , I I Ha l k Konsey i n i n , Vata n Cephesi i l Kom i tesi n i n ve Sen d i k a l a r i l Konsey i n i n ça l ı ş m a la rı n a b üy ü k ö n e m ve rmekted i r. Bu ö rg üt l e rd e Pa rti n i n yön eti c i g ö rev i n i , b u n l a rd a ça l ı ş a n yönet m e n k o mü n i stle r g e rçe k leşti rmektedi r.
O n l a rı n fa a l i yeti n i
za m a n za m a n denetliyor ve değer
l e n d i riyo ruz. ii Ko m i tesi B ü ro s u n u n yönetici ka d ro l a ra gösterd i ğ i g üven i n v e i ş leri n i i y i ya p m a l a rı n ı i ste m e n i n , başa rı l a rı m ızda ö n e m l i b i r etken o l d u ğ u n u söyleyebi l i riz. Gençleri n p o l i t i k - kü l t ü re l fa a l i yetl e ri n e maddi bir te mel ya ratm a k üzere, i l i m izde g e n i ş b i r h a re ket başla m ıştı r. i ki yüzden fa z l a g e n ç l i k k u l ü b ü a ç ı l m ı ş , 1 2 s p o r s a l o n u , 2 yüzme h a vu z u v b . ya p ı l m ı ştı r. B u n l a ra p a ra l e l o l a ra k, p a rti k o m i tel eri g e n çler a ra s ı n d a çeş i t l i şeki l l e rde s i ya s i ça l ı ş m a l a rd a bu l u n m a kta d ı r. B u l g a ri sta n Çi ftçi H a l k B i rl i ğ i n i n i l örg ütü de fayd a l ı i ş l e r b a şa rm a kt a d ı r. I l i m izde, köy ekono m i s i a l a n ı n da e l d e ed i l en ve bize kıva nç veren bütün i ş ler, ko m ü n i stlerle Çiftçi Ha l k B i r l i ğ i üyeleri a ra s ı nd a ki ca n d a n dost l u ğ u n v e s ı kı i ş b i rl iğ i n i n so n u çla rı d ı r. Köy ekono m i s i n i n en zo r i ş l e ri n i n b a ş ı n d a Çiftçi H a l k B i rl i ğ i üyeleri b u l u n m a kta d ı r. Eskiyen, tutucu o l a n ş eye k a rş ı , yen i l i kl eri n h ı z l a be n i msen mesi , köy ekon o m i s i b i l i m i n i n g e r e k m e m l ekette, g e re kse d ü nyada e l d e ettiğ i b a şa rı l a rd a n y a ra rl a n ı l ma s ı u ğ ru n d a yü rütü l e n m ü cade l e n i n i l k safl a rı nd a on l a r sava ş m a kta d ı r. Pa rti i l Kom ites i , köy e m ekçi l e ri n i n d i k kati n i , köy ekon o m i s i kol l a rı n ı n ta m a m iy l e m a ki neleşt i r i l mesi , m a ki ne l e rd e n d a h a i y i fayd a l a n ı l m ası üze rine
yoğ u n la ştı rma kta d ı r.
O'dev i m iz,
b u ğ day,
m ı s ı r,
ayçiçeğ i ,
bezelye,
565
yonca, şeker pancarı vb. gibi bitkilerin, tarım mühendisleri, aynı zamanda biçer-döver yöneticisi olan traktöristler ve şaförler tarafından yetiştiril mesi n i sağ lamaktır. Bu yıl yürürlüğe g i ren ve tarafımızdan gerçekleşti ri l mekte olan plana göre, geçen yıl 36.000 kişi nin işlediği 220.000 hektarl ı k toprağ ı, bu yıl 4.500 kişi işleyecektir. öte ya ndan, dekar başına daha yüksek bir veri m öngörül mektedir. Gerçekleştirmeye çağ rıldığımız bu ödev zor, fakat ge reklidir. Parti ça lışmaları nda ku llanılan biçi m ve a raçla rın genel hatları işte bunlard ı r. Bütün amaçları mıza ulaştı ğ ı m ızı iddia edecek değiliz elbette. Bulga ristan Komünist Partisi n i n iX Kongresi, bizi, büyük işleri gerçekleş tirmekle görevlendirm iştir. Bu ödevler, politik ve örgütleme çalışmaları m ızı durmadan iyi leşti rmemizi, yeni yol lar, yeni a raçlar bulmamızı kardeş komünist partilerinin öncü tecrübeleri ni öğ reni p uygulamamızı gerektir mekted i r. Görevi miz, sosya l i st düzeni n sağ ladığı, emek kooperatif işlet melerimizle devlet torım işletmelerinde bulunan muazzam olanaklard a n fayda lan maktır.
566
Arap milli kurtuluş hareketinin bugünkü dönemde en önemli ödevleri
lor; Batal, Reşat Amjad, Muhammed Harmel M i l l i k u rtuluş devri mleri öğ retisi, M a rksizm-leni n izmin en öneml i kesim lerinden birid i r. çağ ı m ı zda hayatın her a lanında köklü devrim ler derece sinde m uazzam değ işikri kler olma kta, sömü rgeci l i kten kurtul m u ş halklar, i leri ha reketleri n i n yönünü bel i rleme zorunluluğu i l e karşı karşıya bulun makta, i ktisadi ve siyasi bağ ı msızlık şartları içi nde kuraca kları yeni haya tın yolla rını a ra m a ktadırlar. Işte bu koşullard a m i l l i kurtuluş devrimleri öğretisi özel bir önem kazanmış bulunmaktadır. M i l l i kalkınma uğrunda yürütülen bu savaş şartları içi nde, genç m i l l i devletlerin önünde, milli bağı msızlığa ve sosyal ilerlemeye doğru uzanan, zorluklarla dolu yol u aydınlatan bilimsel sosya lizm gitti kçe daha fazla ı ş ı k saçmaktadır. Dünya komünist ha reketi n i n müfrezeleri olan Arap ü l kelerindeki komü nist ve işçi parti leri, milli kurtuluş h a reketin e faal bir şekilde katılmakta ve Ma rksizm-leninizm teorisini Arap dünyasının hayat şa rtla rına geniş ölçüde u yg u lama ktadırfa r. Arap komünist partiferinin temsifcileri, Mark sizm-leninizm teorisine daya n a ra k, «Emperya l i st ısrail saldırısının sonuç la rını ortadan kaldırmak için Arap m i l l i ku rtu luş h a reketi nin gerçekleştir mek zoru nda olduğu ödevler» ha kkında bir bildiri yayınlamışlard ı r. Bu bil idiri , Haziran 1 967'de meydana gelen isra i l saldırısından bir yıl sonra Arap ü lkeleri nde oluşan genel duru m hakkında görüş teatisinde bulun mak üzere Temmuz 1 968'de yapılan toplantı sonunda yayınlanmıştır. Arap ülkelerin i n komün ist parti ferin i b i r a raya getiren toplantı ve bu toplantıda hazırlanan belge, h i ç şü phesiz, büyük önem taşımaktadı r. Arap ü l keleri ndeki komünist ve işçi partilerinin temsilcileri, emperya lizminin desteği nden faydalanan ısrail'in saldırısından b i r yıl sonra ki durumu derin b i r tah l i lden geçi rerek, Ara p m i l l i kurtuluş ha reketi nin çözmek zorunda bulunduğu ödevleri bel i rlem işlerd i r. Hareketi n yenilgi ve başarı l a rı n ı n nedenleri n i bütün ayrıntı lariyfe v e büyük b i r d i kkatle inceled i kten sonra, bu partiler, Arap memleketleri halklarının önünde bel i ren en önemli soru l a ra çözüm yolları bulmuşlard ı r. Hiç şüphesiz, bu belge, Arap halkları n ı n yürüttüğü savaşa, emperya list-a leyhtarı ve ilerici bütün g üçlerin birfeşme sürecine olumlu etki ler yapaca ktır. 567
Saldırı devam ediyor ısra i l saldı rısı nda n bir yıl sonra Arap d ü nyasında oluşan d u ru m u değer lendiren Arap komünist pa rti leri, bu saldırının devam ettiğine kanaat geti rmişlerd i r. Bu konuda, bild iride şöyle denil mekted i r : «Bu yıl israil, komşusu Ara p ülkelerine - özellikle Ordün'e - sa ldırılarını devam ettir miştir. ısrail'in siyonist yöneticileri, işgal a ltında bulundurdukları bölge lerde yaşayan Araplara karşı davra n ışla rında sık sık barba rlık ve faşist metotlarına başvurma kta, bu halkı vata n ıa rından koğ mak, Araplara ait topra klara M usevi göçmenleri yerleştirmek amaciyle önceden hazırladık l a rı politikayı uygulamaktad ı rlar. isra i l yöneticilerinin yayılma ve toprak gaspetme istekleri gitgide a rtma kta , bütün davra nışla riyle, Birleşmiş M i l letlerce ve Güven lik Konseyince a l ı na n ka ra rlara, dü nya kamuoyuna ve devletlerarası hukuk prensi plerine meydan oku m a ktad ı riar.» israil sa ldırısı, dünya barışı, d ü nya güvenliği için büyük bir teh like teşkil etmektedi r. Bu d u rum, bu teh l i kenin bir a n önce ortadan kaldı rılmasını zorunlu hale getirmektidir. Bu konu ile ilgili olara k, Arap ülkelerinin komü nist v e işçi partilerinin temsilci leri şunu beli rtmişlerd i r : «ısrail, Bi rleşik Amerikadan destek görmesiydi , bu suçları işleyemezd i. Bu davranışlar, Ara p milli kurtu luş h a reketi için, bu bölgede ve bütün dünyada barış için büyük b i r tehlike teşkil ediyor.» çağ ımızın karakteristik özelli klerinden bi ri, milli ku rtu luş hareketi nin sosyal özünde oluşan deri nleşmedir. Bu özellik, Arap ü l keleri n i n komünist ve işçi pa rti lerin in bild irisinde yeni değerlendi rmelerle şöyle belirti lmiş bulunmaktadı r. «Ara p milli kurtuluş h a reketinin elde ettiğ i ve özelli kle Arap dünyasında ilerici rej imierin kurulması ile dile gelen zaferler, bu h a reketin sosyal özünün derinleştiğini, milli ve siyasi ödevleriyle, anti ka pi talist ve anti emperyalist niteli kteki iktisadi ve sosyal ödevleri a rasında gi rişik bağ lan tıla r meydana geldiğini kesin bir şeki lde o rtaya koymaktadır. Bu zaferler, kapitalizmden sosya lizme geçiş dönemi olan çağı mızın özellikleri, d ünya sosya list sisteminin kurulmuş olması ve güçlenmesi, bu sistemin bütün emekçi ta baka la rı için çekici ve cesa ret verici bir örnek teşkil etmesi sayesinde kazanıl mıştır. Bu zaferler, işçi sınıfının, kom ü nist ve işçi parti lerin in yü rüttüğ ü savaşlar sayesinde elde edilmiştir. ate yandan, bu zaferler, ka pitalist sistemin, gelişme yoluna g i ren ülkelerin ka rşı laştığı sorunlara çözüm yolları bulma yeteneğ inden yoksun oluşunun sonucudu r. Bu zaferlerin, barış içinde yanya na yaşa ma o rta m ı i çi nde elde edildiğini de belirtmeliyiz. Mısırda, Su riyede ve diğer Arap ülkeleri nde kurulan ve geliş mekte alan i lerici reji mier, sosyalist ülkeleri n ve özellikle Sovyetler Birliğinin doğal müttefikleri haline gelmiştir. Ma nevi i l işki ler çerçevesini şimd iden aşan bu ittifa kın başlıca özelliği, siyasi, i ktisadi, askeri, teknik ve kültürel i liş568
ki lerin kuvvetlenmesi ve gelişmesidir. Bu d u rum, Arap m i l li kurtuluş hare ketine daha geniş ve daha önemli yardım l a r sağlamakta , dü nya milli kurtu luş ha reketi nin bir parçası olarak, dünya devrim süreci içi nde oyna dığı rolü güclendirmekte, onu, sömürgeciliğe ve emperyalizme karşı, barış uğrunda yürütülen ortak savaşın daha etki li bir unsuru haline getirmekte ; çağdaş dünya mızdaki başlıca çelişmenin - kapita l izmle sosya lizm a ra sındaki çelişmenin - sosya lizmin yararına çözüm lenmesine katkısını art ı r maktad ı r. özgü rl ü kten, i lerleyişten ve sosya lizmden yana bütün güçlerin destek lediği bu zaferler, genellikle dü nya emperya lizmini, özellikle Amerikan emperya l izmini, Arap ü l kelerine karşı sa ldırısı nda ısrail'e yardım etmeye sevkeden başlıca neden ve etkenlerden biridir... Saldırının yapıldığı şa rtları, niteliğini ve itici güclerini inceleyen bildiride şunlar do belirti lmekted i r : «5 Hazi randa Arap ü l kelerine karşı g i rişilen saldırı, ne tesadüfi, ne de mü nferit bir olayd ı . Bu sa ldırının ya pıldığı dönem içi nde, em peryalistler ya dolaylı ya dolaysız şekilde, Asyada, Afri kada, ve Latin Amerikada birçok ü lkenin özgü rl ü k ve bağ ı msızlığ ı na sal dı rıyordu. Bu saldırı, Yuna nistandaki faşist h ükü met da rbesi nden sonra yapı l m ıştı. Yine o sırada, sosya l ist sistem içindeki ü lkelere karşı yıkıcı faa liyetler şiddetlend i ri l iyordu. ısra i l'li saldırganlar ve emperyalist efendi leri, emperya list taraftarı gerici Arap güçleri ile sıkı işbirliği kura ra k, bazı Arap ü l kelerinde iç çatışma l a ra ve çarpışmalara yol açarak, yarattıkları kendileri için elverişli d u rumdan do faydalandılar. örneğin, Yemen'de, Cumhu riyet rejimini devirmek, kı ra l l ı ğ ı yeniden kurmak isteyenleri destek leyi p silahlandırdılar. I ra kto, Kürt sorununun çözümünü zorlaştırmak, milli hakları uğrunda, I ra k Cu mhu riyeti çerçevesi içinde otonomiye u laşmak için savaşan Kürt halkına karşı uygulanan baskı politikasını deva m ettir rnek için ellerinden geleni ya ptı l a r. «Islam Poktı.. projesi yolu ile ilerici g üçleri hem kışkırtmoya, hem de sindi rmeye çalıştı l a r, bu g üçlere karşı çeşitli entrikalar tertiplediler, a raları nda suni a nlaşmazlıklar yarattı/or. Arap ü l keleri nin, özelli kle i lerici güclerin hata l a rından faydalanmasını bildi ler. Sa ldırıyı kamuoyuna haklı göstermeye çalışan emperya listler ve ısrai l'li yöneticiler, bazı milliyetçi teşekkü l lerin Filistin sorununda izlediği gerçek lere uymayan politikasından, Arap ü l keleri yöneticileri nden bazı larının ve bir kısım basının ya ptığı mübalağalı ve soru m l u l u kta n yoksun çığ ı rtkanca demeç ve yazı la rından yararla ndılar. Arap ülkelerine ya pılan em peryalist saldırıyı, ısrail'in kendisine yönel tilen tehlikeyi ortadan kaldırmak için gi rişmek zorunda kaldığı bir ha reket olarak göstermek için, emperyalist ve siyonist propegandaları muazza m çabalar sarfediyor. Ama Arap milli kurtu l uş h a reketini hedef tutan bu saldırının önceden hazı rla ndığ ı n ı deliller açı kça ortaya koymaktadır. Sa l d ı rı, Batı A l m a n v e I ngiliz emperya lizminin de iştirakiyle, Amerikan emper yalizmi tarafından hazı rlanıp körü klen miştir. ısra i l ise maşa vazifesini gör569
müştür. Arap hareketin i n i lerici gelişmesi n i yı kmaya, Arap halklarının kur tuluş savaşını durd u rmaya çalışan emperyalist politikasında, bu saldırı, emperya lizmin genel politik zincirinin yen i ve teh l i keli bir halkası idi. On cel i kle Amerikan e mperya lizm i n i n günden güne daha saldırgan hale geldiğini gösteren Hazira n harbi, Amerika n emperya lizminin son yıl la rda dolayı i ve dolaysız müdaha lelere başvurarak uyguladığı genel stratej i k doğrultunun b i r parçasıdır. Orta Doğu olayları, gerçekte, Arap milli ku rtuluş ha reketine yıkıcı bir da rbe indirmeye ça lışan emperyalist güçleri i l e ; varl ı klarını savunan, bağ ımsızlık, demokrasi ve ilerleme uğrunda mücadele eden, halklarının i leri hareketini geliştirmek, emperyalistlerin Arap ülkelerindeki mevzilerini ortadan ka ldırmak ve bu ülkelerden zorla alınan servet kaynaklarına tekrar kavuşmak için savaşan Arap güçleri a rasında bir çatışmadır.» Baskı ve komplo politikası nın iflasa uğradığını gören emperyalizm, bu sefer silaha başvurmuştur. Sömürgecilerin entri ka larına rağ men, Arap halkl a rı önemli zaferler elde etmiştir. B i r yandan, Arap ülkelerinin ço ğunda, emperyalistlerin dolaysız hakimiyetine son veri lmiştir. Diğer Arap ülkelerindeki halklar ise, bu amaca varmak i çi n savaşa devam etmektedi r. Ote ya ndan, Mısır ve Su riye g i bi yeni bir gelişme yoluna g i rmiş bulunan Arap ü l keleri, derebey l i k kalıntılarına, büyük sermayeye şiddetli d arbeler i ndirmiş, i ktisadi ve toplumsal ala nlard a köklü dönüşümler gerçekleştir mişlerdi r.» Bildiride, saldırının başlıca a maçları şöyle bel i rtil mektedi r : «Birleşik Arap Cumhu riyeti nde ve Suriyede ilerici rej i mieri yıkmak. Çünkü bu rej i m Ieri n gelişmesi v e g üçlenmesi, d i ğ e r Arap ü l kelerindeki gerici reji m ierin va rlığını ve emperya listlerin durumunu teh l ikeye düşürmektedi r. Arap m i l l i kurtuluş hareketini boğ mak. Bu bölgede, emperyalistleri n hakimiyeti ni tek rar kurmak ve petrol tekel leri n i n geleceğ ini garanti a ltına a l ma k.» Ote yandan, saldırganlar, eskiden olduğu g i b i bugün de Arap m i l l i kurtul u ş ha reketinin başlıca gelişme faktörü olon Arap-Sovyet dostluğuna da b i r da rbe indirmek istemişlerdir. Sömürgecilerin, siyonizmle emperyalizm a rasındaki örgensel ve tarihsel bağlara dayanan, Arap milli demokratik kurtuluş hareketi n i boğma planı, israil'in yayılma, komşu Arap ülkelerinin zara rına olarak ..Büyük Isra i).. devletini kurma, Filistin sorun'nun Filistin halkının ve diğer Arap halkla rının menfaatlerine aykırı olara k, ısra i l yara rına çözme n iyetleri n e uygun düşmektedir. ısrai l'in Hazira n 1 967 saldırısı ve o g ünden bu yana izlediği pol itika, bu ülkenin, tarih i boyunca, emperya lizmin a letinden başka bir şey olmadığını bir kere daha ispat etmiştir.» Sa ldırı n ı n sonuçlarını gözden geçiren bildiride belirtildiği g i b i , Arap ülkeleri n i n büyü k maddi ve ma nevi kayı plarına rağ men, Sovyetler Birli ğinin ve d iğer sosyal i st ü l kelerin oynadığı önemli rol ve i lerici rejimieri korumak için geniş halk yığınlarının emperyalizme ve siyonizme karşı yürüttüğü h a reketler sayesinde sa l dırganlar hedeflerine va ramamıştı r. 570
Bütün bunlar, özellikle Birleşi k Arap Cumhuriyetinde, gerici g üçlerin yolunu kapa mıştır. Bildiride bundan sonra, yenilgini n , askeri a landa bir ta kı m yetersizlik leri meydana çıkardığı bel i rtilmektedi r. I lerici rej i m i i Arap ülkeleri n i n ordu ları nda modern silôhlar va rdı. A m a bunlar becedi ksizce ku llanılı yordu, askeri yöneti m i n seviyesi düşüktü ; orduda hain ler, şüpheli unsurlar vardı, ord uların harekôtı a rasında hiçbir koordinasyon kurulmamıştı. Isra i lin ordusu, mükemmel örgütlermiş bir duru mdaydı. Arap devletleri, ısra i l i n olana klarını küçümsemişti. Bu da saldırga n ı n i ş i n e yaramıştı. Yeni l g i, Suriye ve Birleşi k Arap Cu mhuriyetindeki i lerici reji mierin ça lış malarındaki boşluk ve yetersizlikleri de meydana çıkardı, diğer Arap ülke leri n i n hükümetlerince izlenen politikanın, güçlerin seferber edilmesine, savaşta bütün i m kônlarda n fayda lanı l masına engel olduğunu ortaya koydu. Bildiride, 1 967 Hazira n olaylarının sonuçları üzerinde etki ya pan başka yetersizlik ve hataları n tahli l i ya pılmaktadı r. Daha çok i lerici rej imii Arap ülkeleri n i n yetersizl i k ve hata ları üzerinde durulmuştur. Bu ülkelerde : «a) sosya l-ekonomik alanla rda uygulanan tedbirler ve köklü dönüşüm ler bunla ra uygun politik tedbirlerle desteklenmemişti r ; bu da, siyasi yönetime ve üretim i n kontrolü n e a ktif olarak katı lması gereken ve bu işlerle en yakından ilgili olan yığınların, en boşta işçi sınıfının uzaklaş tırılması sonucunu doğ u rmuştur; b) demokratik özg ürlüklerin kısıtlan ması, milli i lerici siyasi teşki lôtları n ve her şeyden önce komünist parti s i n i n serbest faaliyetten menedi l m iş bulu nması, bütün bu güçlerin, politik ve sosyal a landa duruma uygun biçi mlerde işbirliği ya pmalarını güçleşti rmiştir ; c ) geçmişten olduğu g i bi alınan devlet mekanizması, aşırı gerici lerle satı lmışlardan, derebeyi sınıfının ve büyük kapitalistlerin temsi lcileri n den yeterince tem izlenmemiştir. Bu da, bir yandan, bir çok tedbirin uygulan masını zorlaştı rıyor, hatta i m kônsızlaştırıyor, bürokrasi ve rüşvetçiliğin kuvvetlenmesine ya rdı m ediyor, aemokrasi ve halk aleyhtarı akım ları geliş ti riyordu. Bu durumun ordu içindeki etkileri d e büyüktü. özellikle, Bi rleşi k Arap Cumhuriyeti ordusunda e n yüksek mevk i lerde i l erici yöneti me düş man fesatçı unsurlar bulunuyordu. Bu u nsurlar askeri bürokrasinin geniş lemesine önaya k oldula r. Hazira n savaşlarında utanç verici b i r rol oynayan bu bürokrasinin bazı unsurlarının güçsüz ve yetersiz oldukları ortaya çıktı, bazıları i h anet yoluna saptı, yenilgiden sonra d a mevcut rejime karşı gerici ka m ploları örgütlend i ; d ) «Ara p l a rı n e n içten, e n sadık dostları olan, m i l l i kurtuluş savaşımızı destekleyen Sovyetler B i rl i ği ne ve d iğer sosya list ülkelere karşı g üvensizl i k devam ediyordu. I ktisat, kültür, siyaset v e askerli k alanları nda, bu ü l kelerle geniş ve sağl a m i lişkilerin kurulması söz konusu olu nca, tereddütler bel i riyordu.» 571
Bildiride diğer Arap ül keleri hakkında şunlar beli rti l mekted i r : «a) Suudi Arabistan g i bi gerici rej i mle yönetilen Arap ü lkelerinin pali ti kası ile emperyalist devletlerin politi kası arasında eskiden beri devam eden işbi rli ğ i , i lerici rej i m i ere karşı ardsız a rasız terti plenen komplolar, başka Arap ü lkelerini emperyalist ittifa klara ve planlara sakmak üzere bu ü l ke lerin iç işleri ne yapılan müdaha leler, hatta (Yemen meselesinde görüldüğü g i bi) m i l l i kurtuluş h a reketi ne yapılan silôhlı müdaheleler, bütün bu davranışlar, bu gerici ü l keleri, sa ldırıya ve yenilg iye yard ı m eden birer ô m i l ha line getirmiştir ; b) doğrudan poğruya emperya lizmin boyund u ruğu a ltında bulunmayan Arap ü l keleri ise, yöneticilerince i zlenen emperyalist taraftarı siyaset, i lerici m i l l i güçlere, özel l i kle komünistlere karşı uygulana n terör veya baskı politi kası yüzünden, ortak savaşta kendi lerine d üşen ödevi yerine getire bilmek için, bütün g üclerini seferber edememişlerd i r ; c ) Em perya listlerin i lerici rej i m iere v e genel l i kle Arap m i l l i kurtuluş hareketine besled i ğ i düşma n l ı k, gerici rej i m i i bi rçok Arap ü lkesinin yöneti cileri ne yapa bild i kleri etki, d ünya siyonizmi n i n entri kaları, bütün bunlar, Arap ül keleri a rasında artan saldırılara ve sa ldırganiara karşı, Arap halk ları a rasındaki dayanışma bağ larının güçlenmesine engel olon anlaşmaz l ı kların asıl nedenlerid i r.»
Bir yılın bilançosu; israil tecrid edilmiş durumda. Araplar ise dayanıyor Bildiride bel i rti l d i ğ i g i b i : «isra i l ' l i yöneticilerle emperyalist efendileri, bu askeri zaferin diğer o l a nlarda da zaferlere yol açacağını u m muşlardı, o m a b u u mutları pek çabuk suya d üşmüştür. . . . işgal edi len topra klarda, ısra i l yöneticilerinin, 1 948'de olduğu g i bi, Arap vata ndaşlarını göçmek zorunda bırakma ve kitleler a rasında uzlaşma (kampromi) i steği n i yayma teşebbüsleri başarısızlığa u ğ ra mıştır. Gasp ve işgale karşı halk d i renişinin kuvvetlen mesini ö n lemek için başvurdukları bütün şiddet ve baskı metotları da başarısızl ığa u ğ ra ma kta d ı r. . . . Sistemli saldırılara hedef tutu lan Ordün'de büyük kitlelerin göster d i ğ i metanet ve g ittikçe g üclenen d i renişme ruhu, bu ü lkeyi emperya lizm ve siyonizmin plônlarına boyun eğdi rmeye çalışan saldırg a n la rı n o maçla rını gerçekleşti rmelerine engel olmaktad ı r. Arap d ü nyası nın diğer bölgelerinde halklar, yeni bir yeni lgiye meydan vermemek ve saldırının son uçlarını ortadan kaldırmak için d i reniyor ve d i renme azimle rini kuvvetle belirtiyorlar. Bu halklar a maçlarının şu yolda ge rçekleşeceği ne inanıyo rl a r : ilerici m i l l i güçler, ha reket içinde bi rleşmeli, g eçirdikleri tecrübelerden dersler çıkarmalı, sinsice yürütülen soldırı sonu 572
cu nda meydana çıkan yetersizlik ve boşluklar bertaraf edilmeli ve sald ı rı nın sonuçlarını ortadan kaldırmak için gereken bütün şartları yaratı l malıdır.» Bu yolda bazı ted birler şimdiden a l ı nmış bulunuyor. Ama özellikle Arap ü l kelerinin iç hayatının çeşitli alanında, öncelikle i lerici rej i mIeri bulunan ü l kelerden yapı lacak daha pek çok iş va rdır. Bu son yı l içinde, israil büsbütün yalnız kalm ıştır. Dünyanın her yerinde birçok ü l ke, Orta Doğ u buna l ı m ı na karşı tutu mları n ı değişti rmekte, Arap halklarının savaşını gitgide daha çok desteklemektedi r. i şgal a ltında bu lunan bölgelerdeki h a l ka barbarca davranan, yayı l ma n iyetlerini açığa vuran, Bi rleşmiş M i l letterin ve Güven l i k konseyinin ka ra rlarına kulak asma yan, m i l letlerarası hukuk prensiplerini ayaklar altında alan israil, bu hareketleri yüzünden m i l letlerarası a landa gü nden güne daha ya lnız kalıyor. Sovyetler Birliğinin ve d iğer sosya list ü l kelerin, isra i l Komünist Pa rtisi dahil, bütün kom ünist partileri başta olmak üzere ilerici ve sosya list güc lerin tutu mu, aynı zamanda B i rleşik Arap Cumhuriyeti nin izlemeye baş ladığı esnek ve gerçekçi politika, israil'in saldırga nlık niteliğini açığa vurmuştur. Sa ldırının başlangıcından bu ya na meydana gelen olayları inceleyen bildiride bel irti ldiği g i bi , bu olaylar Arap ü l kelerindeki sı nıfla ra ve sosyal tabaka l a r dair ve gerek bun ların, gerekse çeşitli siyasi teşkilôtla rın rolleri hakkındaki objektif bili msel görüşün doğ ruluğ unu ispat etmiştir. Aynı olaylardan açı kça a nlaşılmıştı r ki, genel likle Arap dünyasında, özel olara k d a Arap ül keleri nin her biri nde, işçi sınıfının ve b u sınıfın pa rti lerinin oyna makla yükümlü olduğu rol büyüyü p kuvvetlenmektedir. Bu konuda be l i rti ldiği g i bi, işçi sınıfının ve pa rti lerinin yürüttüğü savaşın, Arap milli kurtuluş ha reketi nin yeni bir sosyal m u hteva kazanmasında önemli rolü olm uştur. Bildiride şu nokta l a r öze l likle belirtilmektedi r : «Birçok Arap ü lkesinde meydana gelen veya oluşmakta olan iktisadi ve toplu msal dönüşümler ve ulaşılan başarı lar, bütün dünyada meydana ge lmiş veya gelmekte olan olayla r, sosyal ve i lerici dönüşüm lerin derinleşti rilmesi, Arap ü lkeleri nin sosya l izme doğru i leri adımlar atması g i bi Arap d ü nyasında çözüm bek leyen ödevlerin gerçekleşti ri lmesinde işçi sı nıfı na, bu sınıfın Ma rksist Leninist pa rti lerine ve diğer teşki lôtla rına daha büyük bir rol oynama i m kônını sağ l ıyor. Bu da, d iğer i lerici tabaka l a ra düşen rolü a rtırıp ku v vetlendirecektir.»
Tehlikeli iki eğilim Arap ü l keleri komün ist ve işçi pa rti lerinin bildirisinde, Arap mi lli kur tuluş hareketinde bel iren teh likeli i ki eğ i l i m i n üzerinde d u rulmaktad ı r. 44
573
Bildiride önemle beli rtildiği g i bi, «askeri yenilgi ve bu yenilginin sonuç ları, Arap d ünyasında aluşan siyasal ve sosyal ayrılışma sürecinin yeni ve önemli fa ktörlerid i r. Bu süreç içinde, i lerici Arap ha reketi için teh l i keli iki eğ i l i m belirmektedi r. Bu eğ i l i m lerden birinin veya ötekin i n başarısı, yığ ı n hareketini mu htevadan yoksun edebi l i r, milli ve toplu msal ödevlerini yeri ne getirmesine engel olabilir. ..
Bu eğili mlerd en bi rincisi «küçük-bu rj uvaziden gelmiş i lerici milli yurt sever unsurların savunduğu, sadece d uygulara dayanan, macera yol u d u r. Askeri yenilgi karşısında dehşete d üşen ve bu yüzden de geleceği açık seçik görmek yeteneğ ini kaybeden bu u nsurlar, toplumsal gelişi m konu sunda bilimsel b i r teoriden yoksun bulundukları için, siyasi teşk ilôtları dağı lmış, yığınla rı n g ücüne, devrimci faaliyetine güvenleri kalma mıştır. Bu d u ru m ka rşısında bunlar. ö rg ütlü yığı nsal mücadelenin önemi ni inkôr eden, geniş s iyasa l ha rekete, çeşitli savaş şekil ve metotları kullanma zorunluğuna a lternatif ola ra k bir tek metotla yeti nmeyi tavsiye eden şiar la rla ortaya çıkmaya başla mışla rdır. Bazı aşırı gerici ve g üvensizl i k uyan d ı rıcı çevreler, yığ ı n h a reketini sağla m temeller üzeri nde gelişme olanak larından yoksun bırakmak umudu ile, bu maceracı eği li m i manen ve mad deten desteklemekted i rler. Tarafta rlarından çok büyü k bir çoğunluğun vatansever d uygula rla hare ket ettiğ i kabul edi lse bile, bu eği l i m, emperya lizm ve ısra i l i n Arap halk larına karşı yü rüttüğü savaşın gerçek niteli ğ i n i gerektiğ i ölçüde göz önü nde bulundurmama ktad ı r. Ta rafta rla rı, Filistin meselesi nin bu savaşın çerçevesi i çinde işgal ettiğ i önemli yeri a nlamalarına rağmen, savaşın bütün ü hakkında yanlış h ü kümler vermektedi rier. Bunun için de, ne Arap d ünyasında gelişen milli ve devrimci hareketin genel çıkarları bakımından, ne de Fi listin sorununun çıkarları ba kımından, bu mac� racı eği l i m taraf tarlarının, Filistin meselesinin Arap milli kurtuluş hareketinden ayrı lması hakkı ndaki çağ rıları doğru değ i ld i r. F i listin ha reketi nin «bağ ı msız.. yürütül mesi ve Filistinli lere "hô m i l i k.. te bulunu lmaması baha neSiyle, bu savaşın sadece Filistin Arapları tarafı ndan yürütül mesi ni isteyen çağ rıları da ta ma miyle yanl ıştır. H i ç şüphesiz, Fi l istin soru n u herkesten önce Filistin Arap larını ilgilendiri r. Ama Ara pların emperya lizm ve siyonizme karşı yürüttük leri savaşın bir pa rçasını teşkil eden Fi listin sorunu, bütün Arap halklarını da ilgi lendi ri r. Ote yandan b i r tek savaş şekli, bir tek savaş yolu kabul eden, d iğer bütün savaş şeki l ve yollarını reddeden, bugünkü şartlar içinde, özellikle yenilgiden sonra meydana gelen ortamı ve güçler dengesini hesaba kat mayan bu eğ i l i m, em perya listlere, ısra i l yönetici lerine ve emperyal izmden yana gerici g üçlere, i lerici rej i m ieri baltalamak, bütün Arap m i lli kurtuluş hareketine d a rbeler indirmek i m kônını vermektedir. Oysa yığınların bilinci ve mücadelesi, d ünyadaki bütün i lerici güçleri n orta k ça baları, Sovyetler Birliğinin ve diğer sosya list ü l kelerin maddi ve siyasi destekleri sayesinde 574
Arap m i l l i kurtuluş hareketi dayan ma g ücünü beli rtmiştir. Haziran 1 967'den bu yana geçi ri len tecrübeler bize şunu göstermişti r : Siyasi savaş şekil ve metotla rı bütün imkônlarını yitirmek şöyle d u rsun, bu şek i l ve metotlar, gerek i lerici rej i m iere i ktisadi ve askeri yard ı m sağ lanması, h a l k g üçleri n i n seferber edi l mesi, m i l letlerarası a l a n d a ısra i l'in v e koruyucul a rının tecrid edilmes i yoll a rı i le, gerekse dü nya demokratik kamuoyu nun en geni ş kesimleri ta rafından Ara pları n haklı savaşının desteklen mesi yolu i le, Ara p m i l l i kurtu luş hareketine çok büyük fayda l a r sağla mıştır ve daha da sağ laya b i l i r. «Bu teh l i keli eği l i m lerin iki ncisi ise, «milli varlığın .. korunması zorun l u l u ğ u n u i leri sürerek, i lerici sosyal teşebbüslerden vazgeçi l mesini isteyen, uzlaşma taraftarı sağcı akımdır. Bu g i bi iddialar, gerçekte, bu i lerici teşeb büslerden zarar görmüş veya, B i rleş i k Arap Cu mhuriyeti i le Suriye seçti k leri yolda i lerlemeye devam ettikleri ta kdi rde i leride zara r görecek olan sosyal ta bakal a rı n sınıf çıka rla rını g izleyen pa rava ndan başka b i r şey değ i l d i r. Bu sağcı akım tarafta rla rının gizlemeye ça lıştıkları gerçek şudu r : sal d ı rı n ın sonuçlarını yok etme ödevi d a h i l, bütün m i l l i ödevlerle Arap , m i l l i kurtu luş h a reketi nin bugünkü sosyal ödevleri, aynı devri mci sürecin i k i yönünü teşkil etmekted i r. Bunlardan herhang i . birin ait ödevleri ger çekleştirmekten vazgeçme teşebbüsleri, genel devrim sürecine büyük b i r d arbe indirilmesi sonucun u doğurur. Bu sağcı eği l i m tarafta rları, Orta Doğu buna lımının çözüm yolunun Ameri ka nın elinde olduğunu i leri sürerek, Ameri kan emperyalistleriyle anlaşmayı ve uzlaşmayı tavsiye ediyorlar. ısra i l'e maddi, siyasi ve askeri yardımda bulunan Amerika, Batı Almanya ve ingiltere gibi devletlerin Ara p ü l kelerine karşı izledi kleri saldırı politikasın ı haklı gösterme ça baları da bu eği limde beli rmekted i r. Bazı sağcı unsurlar, tekellerin çıkarlarını temsil eden Fransız yönetici çevreleri nin O rta Doğu buna l ı m ı karşısında takındığı tutu mun önemini , olduğundan fazla göstermeye, bu tutu mun, emperya list devletler a rasında gitti kçe şiddetlenen çel işmelerin ıŞığı a ltında doğru şekilde anlaşıl masına engel olmaya ça lışma ktadıri a r. Oysa, Arap kurtuluş ha reketi bu çel iş melerden yararlanabi l i r ve yara rlanması da ıôzı mdır. Bu sağcı unsurlar, Fransa i le işbirliği yapma eğ i l i m i n i Ara p ü l keleri ile Sovyetler B i rliği ve diğer sosya l ist ü l keler a rasındaki i l işkilerin kuvvetlen mesini engelleyecek bir a ra ç olara k kullanmak için çaba ha rca maktadı rla r. Bazı i l erici Arap çevreleri bu siyasi entrikaya aldanıp kapılmaktadı rl a r... B i l d i ri bu d u rumu şöylece özetl iyo r : «Ayrı ayrı noktalardan hareket ettik leri halde her i ki eği l i m de, - Ara pları maceraya sürü klemek i steyen i de, uzlaşmayı tavsiye eden i de, - Arap ü l kelerindeki m i l l i kurtuluş h a reketine ve sosyal kalkınmaya muazza m zara rla r vermektedir...
44'
575
Birliğe ve ortak harekete çağrı Toplantıya katı lanlar, en önemli sorun u - saldırının sonuçların ı ortadan ka ldırma sorununu - inceledikten sonra, Arap m i l l i demokratik devri m i n biri nci soru n u n u v e sosyalizme doğ ru gelişme perspektiflerine s ı k ı sıkıya bağ lı d iğer sorunla rı gözden geçi rd i ler. Çözümü, yen i ve önemli başarı l a ra yol açabi lecek ödevleri açık seçik ve kon kre şeki lde bel i rledi ler. Oy birliği ile kobul edilen bi ldiri , bütün i lerici güçleri, tespit edilen ödevleri ger çekleştirmek üzere ortak ha rekete çağ ırmaktadı r. Arap ülkeleri komü nist ve işçi partileri temsi lci leri, sa ldırının sonuçlarını ortadan ka ldırmak için, Arap milli ku rtu luş hareketine katı lanla rı n gerek dü nya çapında, gerekse Arap memleketleri içinde büyük çaba harca ma ları gerektiği kanısındad ı rl a r. Onlara göre dünya çapında yapilacak işler şunlardı r : «Siyaset ve ekonominin her alanında em perya l izm ve siyonizme karşı mücadeleyi şiddetlendi rmek, yani em perya lizmin ekonomik, pol iti k ve stratej i k mevzi lerini ve bu a rada askeri üslerin i ortadan kaldı rmak, Altıncı Ameri kan Fi losu nun Akdenizden çekil mesini sağ lamak için çetin bi r mücadele yürütmek, neokoloniyalizmin plônlarının ve kurduğu ittifak l a rın iç yüzü nü açıklamak, bu plônlara ve ittifaklara karşı savaşmak. koloniyalizm (sömürgeci l i k) ve em perya lizme, onların dolaylı ve dolaysız saldırı la rına karşı savaş yürüten bütün haklarla Arap m i l l i ku rtu luş hare keti a rasındaki dayanışma bağ larını kuvvetlendirmek üzere yürütü len faa liyetleri güçlendirmek. Ameri kalı sa ldırganlara, onların müttefiklerine ve suç orta klarına karşı gelerek, milli bağı msızlığını ve topra k bütünlüğünü savunan ka hraman Viyetnam halkı ile daha sıkı daya nışma bağları kur m a k ve Amerikayı Viyetnam h a l kına karşı yürüttüğü sa ldırı harbine son vermeye zorlam a k için mücadele etmek. Orta Doğu a n laşmazl ığının çözü müne ve Fi listin Ara plarının, Filistin mü ltecilerinin ha klarını sağlayacak ôdil bir barışa doğru atılmış önemli bir adım olan 22 Kasım 1 967 günlü Güven l i k konseyi kararının uygulan ması için savaşmak. israil' in, Amerikan em perya l izminin teşvikiyle, işgal altında bulundur duğu topra klarda ki sivil halka karşı işlediği suçla rı ve yayı lma politika larını Arap devletleri zararına devam etti rmek üzere siyonist hükü metlerin hazırladığı saldırı projelerini açığa vurmak ; dünya demokratik kamuo yunu, Arap halkları ile dayanışma h a reketini kuvvetlendi rmeye, ısrail'i ve em perya list efendilerini, 5 Haziran sa ldırısında işgal edi len topraklar dan ısrailli askerleri n çek i lmesini öngören Bi rleşmiş M i l letlera kararına uymak ve gerilemek zoru nda bıra kmaya çağ ı rmak. i lerici Arap ül keleri nin bütü n kayı plarını telôfi etmek suretiyle, bu mem leketlerin askeri gücünü tekra r kuran Sovyetler Birliği ile i ktisadi, siyasi ve kültü rel i l işki leri aza mi derecede a rtı rmak. Her türlü şartlar içinde, özel likle felô ket günlerinde. Arap hal klarını bütün varlıklariyle destekleyen 576
diğer sosya l ist devletlerle de dostlu k bağ ları n ı kuvvetlendirmek ; Arap l a rı n haklı davasını destekleyen, Avrupada ve bütü n d ünyada g üvenl i ğ i n ve deva m l ı barışın sağ lan ması u ğ runda v e Nazi teh l i kesi n i n tekra r ortaya çıkmasına karşı yürütülen savaşta önemli b i r rol oynaya n dost Demokratik Almanya Cumhu riyeti n i ta n ı m a k ; d ü nyadaki demokrasiden ve barıştan yana bütü n güçlerle ve en başta, enternasyona l ist tutu m l a rı sayesinde, d ünya kamuoyu n u n Arapların haklı davasını desteklemeye seferber edi l mesinde önem l i bir rol oynaya n komü n ist parti leriyle bağ l a rı kuvvetlen d i rmek. Gazete, radyo, televizyon g i bi basın ve yayın a raçları nı, çeşitli kültür teşki lôtlarını kullanarak, i lerici rej i m ieri, i lerici m i l l i güçleri Iekelemeye, onları n g üttüğü politikayı ta h rif etmeye ve ken d i leri n i gözden düşü rmeye , Arap halkları n ı n ta ri h i n i , kültürü n ü ve ma nevi m i rasını ta h ri f etmeye, h a l k a rasında u m utsuzluk, tesl i m iyetçilik ve tevekkül eğ i l i m leri ni yaymaya ça lışan yen i - sömürgeciliğin ve müttefi kleri olan gerici güçleri n ideoloji k sa ldırılarına karşı koymak. Emperya l ist kültür teşkilôtla rı n ı n yasa klanması, öğ reti m sisteminin, bası n ve yayının, Ara pların milli kurtu luş dôvasının h i zmeti ne veril mesi için m ü cadele yürütmek. Arap ü lkeleri komünist ve işçi pa rtileri, b i r ta rafta n emperya lizmin ideoloji a l a n ındaki sa ldırı l a rına karşı çetin bir mücadele yürütmekte, öte yandan a n a rşist, troçkist görüşler yaya n, Ma rksist-Lenin ist naza riyeyi ta h ri f eden, d ünya komün ist h a reketi ne ve Arap ü l keleri ndeki kom ü n ist pa rti leri ne iftira lar yağdıran «solcu .. mace raperestlere ve sağcı oportü nistlere karşı da savaşmaktadı rla r. «Bir tarafta n, bütün ko münist ve işçi partileri i le, d ünyadaki bütün ilerici g üçlerle sıkı işbirliği yapara k, bili msel mevzi lerden ayrı l madan, siyonizmin gerçek yüzünü açığa vu rma k ve ona karşı savaşma k ; öte yandan da emperyal i zme ve sömürgeci liğe karşı m ü cadele etmek geciktirilmemesi gereken önem l i b i r ödevd i r. isra i l ' i n si nsice em perya l ist sa ldırısı, eskiden beri özgürlük ôşıkı ve i lerleme savunucusu kılığına g i ren, ta l i h i n sillesi n i yemiş bed ba htla r g i bi davra nan, b i r a htapod gibi bin lerce kolu bulunan bu teh l i kenin olanca vahametini b i r kere daha göstermiştir. Bütün tari h i n d e n de açı kca a n laştığı gi bi, ırkçı l ı k v e şovinizm ideoloj i s i ne daya n a n siyonizm, bu y ö n ü i le nasyonal sosya l i stleri n ı rkçı v e m i l l i ayırımlarla i lg i l i görüşlerine yaklaşma ktad ı r. Bu ha reket, öteden beri işçi ha reketi n i böl meye, M usevi işçi ve emekçileri diğer m i l let ve m i l l iyetlerden ayırmaya çalışmaktad ı r. Emperyal i z m i n ayrılmaz bir parçası olan siyonizm bugün, genel olara k d ünya emperya lizm i ni n, özel olara k da Amerika n emperyaliz m i n i n bir maşası d ı r. Ameri kan em perya l istleri, isra i l ile ku rmuş oldu kları bağ lardan faydalanara k, siyonizmi, d ü nya ve Arap m i l l i kurtu luş hareke tine karşı yöneltmekte, bu ideoloj iyi, d ü nya işçi h a reketi ni bölmek, bütün sosya list ü l kelerde yı kıcı faa liyetlerde, provokasyonlar ve casuslukta kul l a n m a ktad ı r... Toplantıya katı lanlar, gerek bütün Arap ü l keleri ça pı nda, gerekse Arap ü l keleri n i n her b i ri nde şu işleri n yapılması gerektiğ i n i bel i rtmektedi rier : 577
•
"Halk yığ ı n l a rına, özellikle işçi lere, bu savaşta kendilerine d üşen ödevi yerine getirme olanaklarını sağ lamak, halk yığı n la rı nı n demokratik ve sen d i ka örg ütlerini köstekleyen bütün sınırlayıcı tedbirleri k aldırmak, kitleleri seferber etmek ve saldırının sonuçlarını ortadan kaldı rma k mücadele sinde onları yönetmeleri için, hiçbir ayırım yapmada n bütün m i l l i ve ilerici g üçlere siyasi ve örgüt kurma faaliyetinde bulunma i m ka n ı vermek . . . Bununla ilgili olarak, sadece komünistlerin değ i l , bütün m i lli ve i lerici g ü çlerin ilk ödevi, Arap milli kurtuluş ha reketi nin en başta gelen e n çetin m üfrezesi ni gözden d üşürmek ve Iekelernek için her çeşit yola başvuran emperyalistlerin, komün ist-aleyhtarı siyasetine karşı koyma ktır. I ra k'ta, Cezayir'de, Tunus'ta, Suudu Arabistan'da ve daha başka Arap ülkelerinde, komü nistlere, d iğer milli ve i lerici güdere karşı uygulanan baskı ve tutuklama siyasetine son verdirmek için çetin bir mücadele yürüt mek ; kom ü nistler dahil, bütün i lerici, yurtsever siya si tutukluların serbest bırakılması n ı isternek ve bu suretle bu g üçleri n, emperya l izme, ısrail'e ve günden güne a rta n gerici liğe ka rşı yü rütülen savaşa halkları ile birl i kte katı lma larına i m ka n vermek.» Toplantıya katılanlar, bu konuda şunları belirttiler: Komünist Parti lerine faa liyet serbestliği veri l meli d i r. Bu, hem a nti emperyalist ve antisiyonist h a reketin kuwetlenmesi için m i l l i bir zorunluk tur, hem de i lerleme yolunda Arap m i l l i ku rtu l u ş ha reketinin karşısına çıkan engelleri n ka ldırılması için bir teminattır. Bu d u ru m, i leri rej i m i i Arap ü lkelerinde de, kamünistlere ve i lerici g ü ç lere karşı izlenen g üvensizl i k ve düşmanlık politikasına, komünistlerin ve i lerici güçleri n m i l l i cephelere ve siyasi faa liyetlere katılmalarını yasak lama politikasına, anları polis takibatı ve ideoloj i k ka rantina altında bulundurma politikasına son veri lmesini gerektirmektedir. Böylelikle, Arap ü lkelerinin her birinde ve Arap dünyası n ı n bütününde, milli bağ ı msızlı ğ ı ve sosyal kal kı n mayı sağ l a m a k isteyen bütün toplumsa l u nsurları seferber etmek üzere, bütün milli ve i lerici g üçler a rasında düzenl i bir işbi rliği kurulabilmesi için en elverişli şartlar yaratıl m ı ş ola caktır. M i l l i ve i l erici g üçleri meydana getirin sınıfı n ve sosya l ta bakaları n menfaatleri a rasında bir uygunluk, bir a henk kuru lma lıdır. Milli ve i lerici güçler arası ndaki ittifa kın objektif temeli olon bu a henk, milli demokratik devri min ödevleri n i gerçekleştirmekle, yani temel reformları ve özellikle toprak reformunu yapmakla yaratılabilir. Toprak reformu, köylü yığınları n ı n - yoksul ve orta halli köylülerin - çıka rl� rına uygun olara k, onların yard ı m ı ve iştiraki ile gerçekleştirilmelidi r.» Toplantıya katı la nlar şu ödevleri n yapılması için çağrıda bulundular: «Birleşik Arap Cumhuriyetinde ve Suriyede devlet meka nizmasında bu lunan gerici ve tefessün etmiş unsurla rı tem izlemek üzere alınan bütün tedbirleri desteklemek, bu süreci hızlandırmak ve derinleştirmek, gerek bu iki ülkede, gerekse Cezayir'de millileştiri lmiş işletmelerde ve devlet sek578
töründe yönetici mevkilerde bulunan gerici sın ıfları tesm i l eden unsurları, balta layıcı ve rüşvetçileri işten uzaklaştırmak, yerlerine de, bu işletmeleri geliştirmek ve m i l l i ekonomin i n gelişmesine gerçek katkılarda bulunacak hale getirmek içi n ça lışacak i lerici milli kadrola r tayin etmek için müca dele yürütülmel i d i r. Bütün bunlar, işçi send i ka örgütlerine, bu işletmeleri kontrol etmek hakkı n ı n ta nınmasını gerektirmektedi r. Aynı amaç için kanun la rı n. da yen ileştidlip m ü kem melleştiril mesi mutla k bir zoru n l u ktur. Milli ve i lerici güclerin serbestçe gelişmesine, siyasi, i ktisad i ve toplumsa l kalkınmaya engel olan bütün h ü kümler yürürlükten kaldırılmalıdır.» ate yandan, Suriye Arap Cu mhuriyeti nin m i l l i gelişmesine mutlaka yar dım etmek, bu gelişmeyi hızlandırmak, gerici ve bozguncu bütün faa liyet lere karşı harekete geçmek lazı mdır. Iktidarda buluna n Suriye Baas Par tisi i le Suriye Komünist Partisi a rasındaki işbirliğini bütün alanlard a ve her düzeyde güçlendirip genişletmek şarttır. M i l l i g üçleri n, m i l l i g rup ve u nsurların, geniş bir i l erici ve m i l l i cephe çerçevesi i çi nde işbirl i ğ i yapmaları son derecede önem l i d i r. Zira, hayattaki tecrübeler de göstermiştir ki, sömürgeci liğe, emperyalizme ve siyonizme karşı yürütülen savaşta, m i lletçe, halkça elde edilen bütün kazanımları n korunmasında v e sosyal ilerleme h a reketinin devam etti ri l mesinde böyle b i r işbirliği en elverişli bir şekildir. Bildiride şöyle deniliyo r : «Politikalarında ve prati k faa l iyetlerinde, ü lkeleri n i n yüksek menfaat leri n i daima kı lavuz tutan Arap kom ü n ist ve işçi partileri, halklarımızın gerçekleşti rmekle yükümlü olduğu en önemli ödevlerde görüş birl i ğ i ne va rmak a macı i le diğer siyasi, milli ve ilerici g üçler ve örgütlerle ikili veya çok taraflı toplantı lar düzenlemek için dayan ışma, işbi rliği ru hu içinde daha etki l i bır faa liyet göstereceklerdir.» Komünist ve işçi partilerinin temsilci leri : «Ilerici rej i mIerin i ktisadi kal kın mayı sağ lamak üzere g i rişmiş olduğu teşebbüsleri d u rdurmak ve bu rej i m ierin elde ettiği ekonom i k ve sosyal kazanımları yok etmek amacını güden bütü n tutucu ve gerici eğ i l i mlere karşı» savaşmayı ödev saymak taeırlar. «Kuruculuk sürecinin deva m ı , ilerici reji mierin mevzilerini zayıflat m ıyor, tersine kuvvetlendiriyor, bu reji mierin siyasi, iktisadi ve askeri g ücünü artırıyor, dünya emperyalizminin ve ısra i l' i n isteklerine karş ı koymalarını sağlıyor. Bu temel sorunun çözümü, çıkarları devri m e bağ l ı bütün sınıf güçlerine, bu a rada en başta işçi sınıfına, köylü kitlelerine ve devrimci aydınlara s ı kı sıkıya dayanmanın gerekli olduğunu bir kere daha ıspat lamış oluyor.» Arap komünist ve işçi partileri temsilcileri, «Birleşik Arap Cum h u riyeti ile Suriye a rasında, siyasi, i ktisa d i ve askeri alanlarda ta m bir ahenk kurmak, saldırının sonuçlarını yoketmek üzere yürütülen mücadelede bütün Arap ü lkeleri n i n sahip oldukları i m kan l a rd a n a labildiğine yararlanmak amacı ile Araplar a rasında dayanışmayı kuvvetlendi rmek i çi n» ça lışmak gerek tiğ i n i beli rtmektedirler. 579
Bildiride « . . . i lerici rej i m i i Arap ü lkelerin i n orduları n ı gerici, şüpheli, bozg u ncu bütün unsurlardon, büyü k sermaye n i n ve derebeyi sınıfının tem silci lerinden temizlemek, ordu kadroları n ı n askeri maharetleri n i ve bilgi seviyeleri n i yü kseltmek, ordu mensu plarıno, emperya lizm ve gericiliğe karşı nefret, vata na feda kôrca h izmet, h a l k ı n m i l l i ve sosya l kazanı mlarını savu nma d uyguları aşı layıcı siyasi eğ itim vermek» için ça lışma n ı n zoru n l u olduğu kaydedi l mekted i r. B i l d i ride şunlar do bel i rtiliyor : «Ord ü n , coğrafi durumu yüzünden ve topraklarının önemli bir kesi mi korkunç işgal şartları a ltında bulunduğu, Filistin soru n u i l e özel b i r bağ lantısı olduğu, tes l i m olması için a ra l ı ksız sa l d ı rı l a ra hedef tutu lduğu, Ara pların sa l d ı rıya karşı yü rüttüğü savaşta önemli bir rol oynadığı ve sa ldırı n ı n sonuçları n ı yok etmek üzere yürütülen savaşa etk i l i şeki lde katı ldığı için, bugün fevkalôde büyü k bir önem kaza n mıştı r. Bu d u rum, orada bir m i l l i b i r l i k hü kümeti n i n kurulması n ı zoru n l u h a l e getirmektedir. Demokratik özg ü rl ü k ler vermek, Sovyetler Birl i ğ i n i n yard ı m ı i le silô h l a n mak, işgale, em perya l izme v e siyonizme karşı yü rütü len savaşta bütün Arap h a l kl a rı ile daya nışmayı kuvvetlendirmek bu hüküme tin en boşta gelen ödevleri olacaktır. Böyle bir hükü met, kuru luşu ve poli tikası i le, işgal a ltında bulunan topraklardaki halkın yü rüttüğü savaşa yeni b i r güc kota b i l i r.» Bildiride daha sonra şöyle denil iyo r : «Gerek I ra k'ta ki m i l l i gelişi m i n , gerekse bütü n Arap m i l l i kurtu l u ş hare keti n i n menfaatleri n i göz önünde tuta n Arap komü n ist ve işçi partileri, Kürt halkına uyg u l a n a n m i l l i baskı siyaseti ne son veri lmesi n i ve bu hal kın I ra k Cumhuriyeti çerçevesi içinde otonomi esaslarına dayanan bütün m i l l i hakları n ı n ta n ı n masını isteyen I ra k Kom ü n ist Partis i n i n görüşleri n i esas hatla riyle desteklemekted i r. Arap komü n ist ve işçi parti leri , Arap d ü nya sının bütü n m i l l i ve i lerici güçleri n i , bu hattı desteklemeye, kardeş I ra k hal k ı n ı n , sa ldırı n ı n sonuçlarını yok etme savaşına kendi katkısı n ı to mamiyl e verebil mesi için, I ra k'ta m i l l i demokratik, a ntiemperya list, a ntisiyonist g üclerin bi rleştiğ i cepheyi kuvvetlend i rmeye çağ ı rmaktadırlar.» Danışma topla ntısı n a katı l a n la r, «Arap d ü nyası ndaki bütün gerici rej i m Iere, bütü n d i ktatorya lara karşı, emperya l izm, gerici l i k v e siyonizm aleyh tarı, m i l l i ve demokrati k yönetim şeki lleri n i n kurulması için» yü rütü len m ücadeleyi devam ettirmeye ve kuvvetlend i rmeye davet etmektedi r. Arap ü l keleri n i n halkları a rasında, Ma rksist-Lenin ist pa rti lere umut bağ layan l a rı n sayısı gitg ide a rtmaktadır. Çünkü onlar, bu partilerin, işçi sını fının ve bütün emekçi yığ ı n ları n ı n çıkarları n ı n gerçek savunucusu oldu ğunu kendi tecrü beleriyle a n lamaktad ı rlar. B i n lerce ve bin lerce i nsan, m ücadele yolunu yalnız ayd ı n latmakla kal maya n, aynı zamanda kurtuluşa giden savaş yol unu gösteren tek öğretinin b i l i msel sosya lizm öğretisi oldu ğunu g ittikçe d a ha iyi a n l a m a ktad ı r. Ta rih ve çağ ı m ız, bu öğ reti n i n ya şa ma gücüne sa h i p olduğ u n u ıspat etmiştir.
580
Komünistler kahramanllklariyle halka örnek oluyorlar
Salvador halkının politik. ekonomik ve sosyal mücadelesi. bir buçuk y ı l önce yen i bir k a l k ı n m a dönemine g irmişti r. Ekonomi k buna l ı m ı n şiddet len mesi. Amerikan sermayesi n i n memlekete sokulmaya deva m etmesi ve m i l l i ekonomi üzerinde yaptığı yıkıcı etki l er. gaddar a s keri rej i m i n g üttüğü h a l k a leyhtarı politika. bütün bu faktörler. işçi sınıfında ve bütün h a l kta. kendi hayat şartlarını iyileştirici ekonom i k. politik ve sosyal haklar uğ runda mücadele etmenin gerekli olduğu inancını kuvvetlendirm iştir. Bu mücadelenin ateşleri içinde demokrati k örgütler g üçlenmekte. halk yığınlarının politik bilinçlenme seviyesi yükseltmekte ve onlar. örgütlen meni n önemini. devrimin a maçlarını da ha iyi kavra makta. memleketin muhtaç olduğu derin ve köklü devrim ler için savaşa atılmakta n başka çare kalmadığı sonucuna varm a kta d ı rlar. Demokratik ve devrimci taba kala r kuvvet toplama süreci içindedirler. Bunlar. cunta nın zulüm rej i m i ne. mahalli oligarşiye ve Ameri kan emperyalizmine karşı yü rütülecek çetin savaşa hazırlanr.ı.:ıktad ı r. Yen i l i k Hareketi Partisi (YHP). 1 967 seçi m lerinde - seçime katılan bütün pa rtiler a rası nda en ilerici olanıdır - 70 bi nden fazla oy kazanmıştı r. işçi merkezlerinden en fazla oy toplayan bu partidi r. 1 967 yılında. sanayi proleta ryasının kendi istekleri uğ runda yürüttü ğ ü savaş a ksiyonlarında da yeni b i r k a l k ı n m a dönem i başla mıştı r. Işçi hakla rını kısıtlayıcı ka nunları n yarattığı engelleri aşan emekçi ler. bütü n yıl büyük g rev savaşları vermişlerdir. Salvadorda. son on yıl içinde bu dere cede geniş g rev ha reketleri görülmüş değildi. Şoförlerin. tekstil işçileri nin. çöpçülerin ve meta lurj i işçi leri nin g revleri. Nisan ayındaki genel g rev. fırın işçi leri nin g revi ve diğer a ksiyonlar proleta rya nın önemli zaferleriyle sonuçlanmış ve ona değerli savaş tecrübeleri kazandırmıştır. 1 967'de üniversite öğrencileri h a reketinde d e bütün gelişmeler olmuştur. Geçen yılın sonlarında. teh l i keye düşen ü niversite özerkl iğinin korunması için büyük ve çetin a ksiyonla r yapılmıştı r. Albay Sançes Ernandes h ü kü meti. ü niversite bölgelerinde saldırı h a reketlerinde bulunan milli m u hafız teşkilôtını geri çekmek zorunda kalmıştır. 1 968 yılının ilk ü ç ayı i çi nde yığın ha reketleri yoğu n bir hal almış bulu nuyordu. Ilk okul öğ retmenleri nin g revi Oca k ayından M a rt ayına kadar deva m etti. Bu g rev a ksiyonları sırasında g reveilerle daya nışma h a reketi. o zamana kadar görülmemiş bir ölçüyü buldu. Şeh i rlerde. her g ün. onbin581
lerce insa n ı n katıldığı miting ve gösteriler yapı l d ı . Sadece, 23 Şubat günü d üzen lenen "Büyük halk yürüyüşü .. ne 1 25 bi nden fazla vatandaş katı l d ı . Grev savaşı sırasında öğ retmenler, başkentin büyük meyda n la rı ndan birini işgal etti ler ve bir ay müddetle oradan ayrı lmadılar. Eğitim Bakan lığı binasını kuşatarak, hükü metten, öğretmenlerin örgütlenme hakkına sayg ı göstermesini istedi ler. Hükümetin anti-demokratik politi kasına karşı yürütüten mücadelenin merkezi haline gelen başkentin bu meyda nına her gün bin lerce işçi, üniversite öğrencisi, halkın çeşitli ta bakalarının temsil cileri, kadınlar, gençler akın akın giderek grevci öğretmenlerin savaşına yard ı m etti ler. Oğretmen hareketini ezmek için d i renen hükümetin bu davranışına cevap olarak, Milli Oniversite ve bi rçok orta öğretim müessesesi tarafından büyük bir g rev ha reketi düzenlendi. Bağ ı msız sendika la r, ilk önce 24 saat l i k, daha sonra da sanayi işçileri genel grev ilôn ettiler. Hükü met, bu son g revi kuvvet zoru ile sonuçsuz bıra kmaya çalıştı. Bi nden fazla işçi, öğretmen, ün iversite öğrencisi ve kadı n dayaktan geçirilerek tutu klandı. Bütün bunlara rağ men öğretmen grevi deva m etti ve 1 6 Martta, en önemli istekleri kabul edil mek suretiyle, zaferle sona erdi. M i l li Mu hafız birli kleri, 26 Şubatta, fabrika ların önlerinde nöbet tutan grev gözcülerine yaptı kla rı baskın sırasında, Balmore Saku adında bir üniversite öğrencisini öldürd üler. Aynı gün, sendika yöneticileri nden do kuma işçisi Saul Santiyago Kontreras'ı, g rev gözcülüğü yaptığı sırada a lıp götürdüler. Ertesi gün, yine send ika faa liyetçi leri nden, inşaat işçisi Oska r H i l berto Martines Karansa'yı tevkif ettiler. Salvador proletaryasının sevip sayd ı ğ ı her iki işçi ha reketi yönetmeni de, vahşice dövü ldükten sonra, Bi rleşik Amerika Merkez istihbarat teşki lôtı n ı n Salvodordaki baş ajanı Hose Al berto Medra no' nun komutasındaki Muhafız Birliği tarafı ndan öldürüldü. Yoldaşlarımız ca navarca işkence a ltında tanın mıyocak h a le gelmişlerdi. Albay Sançes Ernandes'in başka n l ı ğ ı ndaki hükü metin işlediği bu cinayet, emekçi yığınlarını gazaba getirmiş ve yoldaşlarımızın cenaze töreni büyük bir gösteri halini a l m ıştı . Emekçi yığ ınlarının hiddeti, bu yılın 1 0 Mart günü yapılan �eçi m lerde de etkisini gösterd i. Bunun sonucu ola ra k, (solcu parti ler seçimlere iştirak ettiri l medi kleri için), H ristiyan Demokrat Partisi önemli sayıda oy kazandı. Salvador işçi sınıfının dôvası uğrunda can veren Saul Santiyago Kontre ras ve Oska r Hil berto Martines, Salvador Kom ünist Partisi'nin a ktif üyele riydiler. Akıtılan ka n la rı , öğretmenlerle sanayi işçi leri a rasındaki sağ l a m bağ ları d a h a da kuvvetlendirdi. 1 932 yılından beri ikti d a rda bulunan askeri cunta ların güttükleri vahşet politikası yüzünden, o zamandan beri i l/egal (gizli) çalışmak zorunda o la n . Salvador Komünist Partisi, hak ve istekleri uğrunda savaşan h a l k yığ ı n l a - I rın ı n mücadelelerine öncü lük etmekted i r. 582
Sa/vador Komünist Partisinin Beşinci Kongresi halka giden yolu göster Ş bulunmaktad ı r. Kongrenin çizdi ğ i bu doğ rultudan ayrı l mayan Parti, ;i sı nıfı başta olmak üzere, halka yaklaşma yolunda bugüne kada r ıemli başa rıl a r kazanmıştır. Halkın savaşı, gittikçe genişlemektedir. i le :i sendi ka hareketi, Amerika ncı ve h ü kü metçi send ika akımına karşı rüttüğü mücadele sürecinde d u rmadan gelişip büyümektedir. Oniversite j rencileri hareketi de, gençli ğ i n haklarını savunma mücadelesinde, ıkümetin a nti-demokratik politikasına ve emperyalizmin milli egemenliğe ıdırısına karşı yürüttüğü savaşlarda gitgide kuwetlenmektedir. Genç 'i n, kadı nları n ve diğer h a l k tabaka la rının örgütleri büyümektedir. işte bu koşullar içi nde, emperyalist taraftarı gericiler, faşist komandoları ikilôtlandıra ra k, bunla rı, Komünist Partisi üyelerini, diğer yurtsever ve vrimcileri öldürmekle görevlendiriyor/ar. Komandolar, Amerikan emper I i z m i n i n baş ajanı a lbay Hose Alberto Medrano'nun emri a ltında faal i t gösteriyorlar. Demokrat görüşlü vatandaşları n evlerini ma kineli tüfek eşine tutuyor, ilerici örgütlerin binalarına ve üyelerinin evlerine bom ılar atıyor, halkın en fedakôr evlôtlarını öldürüyor ve bütün cinayetleri zasız kal ıyor. Orneğin, «Beyaz el .. koma ndosu cônileri geçenlerde, Son nato şehrinde doktor Alberto Vaskes Kareamo'yu g ü pegündüz öldür işlerdir. Ekonom i k ve politik mücadelenin merkezinde yer olan Salvador Komü i t Partisi, halka cesaret vermekte, yol-yön göstermektedi r. Kom ünistlerin, cü m üfreze savaşçı larının akıttıkları kanlar, bütün halkta, h a l k men Jtleri nin en sa m i m i , en vefa l ı savu nucuları n ı n komünistler olduğu i nan lı kökleşti rmiştir. Sa lvador işçi sınıfının yiğit evlôtları Saul Santiyag o Intreras'la Oska r Hil berto Martines. h a l k ı n kalbi nde d a i m a yoşıyacoktır. ıları n kah ramanlı kla rı, Sa lvador işçi sınıfının savaş yolunu ayd ı n lat ı ktad ı r. H. R.
583
O Z E l S AY F A l A R I M I Z
Türkiye Komünist Partisinin bildirisi Altı Komünist ve Işçi Partisi ve sosyalist devlet temsi lcisin i n Bratislava Bildirisi, Türkiye Komünist Partisi Merkez Komitesi ta rafından ve bütün Türk komünistlerince büyük bir memnunluk ve ü mitle karşılanmıştı. Bratis lava toplantısı nın sonuçl a rı n ı özetliyen bu belge, sosyal ist ü l keler h al k ları n ı n a rzu ve i radelerin i dile getirdiği kada r, m i lletlerarası komünist ve işçi hareketi n i n önünde d u ra n ödevlere ve partimizin görüşlerine, tutu muna ta ma miyle uygundu. Bu belge, yıkıcı faa liyetleri sosya list Çekoslo vakyada ciddi ve tehli keli bir hal alan e m peryalizme ve yerli ajan la rına açık bir ihtardı. Fakat emperya listlerin ta h ri k ve teşvi kleri, meml�ket içinde teşkilôtlan d ı rd ı kları, besledikleri ka rşı -devri mci g üçleri n anti-sosyalist faa liyetleri durmadı, tersine daha da hızlandı ve sertleşti. Bu durum, Çekoslovakya halkının kahra ma nca gayret ve emekleri paha sına elde etti ğ i sosyalizm kaza n ı m la rının desteklen mesi ve savu nulmasının bütün sosyalist ü l kelerin ortak enternasyon a l ödevi olduğunu Bratislava Bildirisinde de beli rterek teyit eden ka rdeş partileri vazifeye çağ ı rıyordu. Çekoslovakyada sosya lizmin teh l i keye düşmesi ne, sosyalist ü l keler toplu luğunun dağ ı lmasına, d ünya komünist ve işçi hareketin i n zayıf d üşürül mesine, Avrupa ba rışı n ı n teh l ikeye sokulmasına müsaade edi lemeıdi ve edi l med i . Çekoslovakya parti ve devlet ileri gelenleri n i n isteği üıerine, kardeş sosya list ü l kelerin - Sovyetler Birliğinin, Alman Demokratik Cum h u riyetinin, Polonya Halk Cum h u riyeti nin, Macaristan Halk Cu mhuriye tinin, Bulga ristan H a l k Cu m h u riyeti nin - dost ve müttefik kuvvetleri Çeko slova kya halkının ya rd ı m ı na koştu lar. Em peryalizm ve ajanları bu olayı kaçı n ı l ması i m kô nsız bir hale getirmişlerdi. Sosya list Çekoslovakya, sosya lizm düşmanlarının ve em perya lizmin pen çesine düşmekten kurtuldu. Çekoslovakya halkı, sosya lizm yolunda g üven l i adı mlarla ilerlemeye deva m etmek, sosya list ü l keler topluluğ u nun ayrılmaz bir parçası, em peryalizmin barışmaz düşmanı, bağ ı msızlık uğru nda, barış ve sosya lizm uğrunda ve emperya lizme karşı savaşa n halkl a rın dostu, yardımcısı ve desteği olara k ka l m a k i mkônını sağ ladı. Bu olayı olumlu karşılayan biz Türk komü nistleri, Çekoslovakya halkının yard ı m ı na koşma kla, proletarya enternasyonalizminin yüklediği şerefli bi r vazifeyi, her şeye rağ men, yerine getirmekte tereddüt etmeyen Sovyetler Birliği Komünist Partisine, Alman Sosya list Birlik Pa rtisine, Polonya Bir leşik işçi Partisine, Maca ristan Sosya list Işçi Pa rtisine, Bulgaristan Komü nist Partisine teşekkür etmeyi enternasyon a l bir borç biliriz. 22. 8. 1 968
584
nJRKIYE KOMlJN iST PARTISI M ERKEZ KOMITESI
Türkiye Komünist Partisi serbest çalışma şartlanna kavuşmalıdır Ahmet Soydan Türkiyede ekonom i k, politik ve askeri a lanla rd a emperyalist hegemon ya nın kuvvetlenmesi, bir yandan da işbirlikçi zümrenin aşırı sömü rüye dayanan baskı programı, halk yığ ınları a rasında yavaş, fakat deva mlı bir şeki lde süregelen bir uyanışa yol açmakta, azılı gerici kuvvetler halk yığın l a rı a rasında g ü n geçtikçe daha açık bir şeki lde demaske olmaktad ı r. Fakat, bu uyanış düz bir doğ rultuda gelişmemekte, bir takım zikzaklar çiz mektedi r. Meselô demokrati k ve sosya list akımlar a rasında, «şovinist>. "küçük burjuva» eği l i mleri kuvvetlenirken, bir yandan da d i n i i rtica politik bir tehlike olara k ufukta belirmektedir. Görünen ikinci m anzara, i ktidarı elinde tutan, yaba ncı tekellere bağ lı zümrenin, askeri, ekonomik, politik yönlerden emperyalizmle bağlarını daha da kuvvetlendirmek i çi n çaba harcamasıdır. Meseld san yıllard a imza lanan ikjfi a nlaşmalarfa Amerikan tekelci devlet i ktidarına, uygun gördüğü zaman ve istediği bölgelere asker çıka rma yetkisi veri l miştir. Türkiyede a nti-emperyalist hareketin gelişmesi, Vaşington'u «kilit üzerine kilit vurmaya» zorla mıştır. Bu politikanın Yuna n istan'da «Orta sol» bir hükümetin işbaşına gelme i htimaline karşı faşist bir askeri darbe şekli nde belirdiği de bilinmektedir. Amerikan emperyalizminin Türkiye ve Yunanistan g i bi ü l kelerde hege monyasını deva m etti rmek üzere aldığı bu dolaysız tedbirler yanında bir de dolaylıları vardır. Emperyalizmin a ldığ ı dolaylı tedbirler a rasında, dini i rticaı Türkiye'ye has bir vurucu kuvvet, bir komandocu hareket haline getirmek önemli bir yer tutuyor. Dini i rtica, Konyada olduğu g i bi, yer yer ya kıp yıkma şeklinde beliren saldırı la ra geçmekte, Istanbul, Ankara, ızmir, Adana g i bi a nti-emperyalist, demokratik ha reketin yoğ u n olduğu yerlerde, emperyalizme karşı çıkanlardan açık açık «kan ve kelle» istemeye kalkış maktad ı r. Eli nde, Atatürkçü, 27 Mayısçı ilkelere daya nan ve dini i rticaı yasaklıyan bir Anayasa buluna n emperya list maşası h ü kümet, bu çıkışlara seyirci ka lmakta, hatta onu el a ltından besleyip kışkırtmakta d ı r. Dini irtica, anti-komünizmle, anti-Sovyetizmle kol kola yürüyor. «Komünizmle müca dele dernekleri»ni n d i ni i rticaı körükliyen kesif bir propaganda faal iyetine g i rişmeleri, irtica kökleri n i n Vaşington ve Bonn'a kadar uza ndığı görüşünü kuvvetlendirmektedir. Çalışma Bakanı Ali Naili Erdemin verdiği resmi rakamlara göre, g izli, açık işsizleri yedi m i lyonu aşan, toprak ürünlerinden toprak a ltı zengin l ikleri ne kadar başlıca kaynakları emperyalist tekeUerin elinde bulu nan, 585
sefaleti n, işsizli ğ i n , umutsuzluğ un a rttığı, ta rım ü l kesi olduğu halde ekmekli k buğdayı nın dört yüz bin tonunu Ameri kadan almak zorunda bırakılan, o ku m a yazma bil miyen ıeri nin ora nı yüzde 60 civa rında bul�nan bir mem lekette, dini i rtica i n bir kısı m halkı kolayca sarabi leceği ve emper yalizmin elinde demokratik güçlere karşı vurucu bir güç haline gelebi le ceği meydanda d ı r. Azı l ı gerici güçlerin Türkiyede d i n i i rticaı körüklemekle erişmek istedik leri hedeflerden biri de, işçi ve gençl i k hareketi n i «kelleci komando»la rı n deva m l ı tehdidi altında tutmak, onları, temel prensipleri n i terke ve küçük burjuva şovinizmine doğru geri lemeye zorlamaktı r. Gerçekten de, demokratik akımları yönetenlerden bazıları , deva m l ı terör tehdidi altında, küçük burj uva şovinizmine doğru kolayca gerilemişlerd i r. Bunlar, m i l li ku rtu luş hareketi mizin en ta bii müttefik ve yard ı mcısı olan Sovyetler Birliği ne, dü nya sosya l ist sistemine, dü nya işçi hareketine, bilim sel sosyalizmin temel prensiplerine sa ldırmaya başla mışlard ı r. Böylece onlar, NATO, SENTO g i bi paktlarla m i lletlerarası politik ve askeri teşki lôtla ra dayanan em peryalizm ve onunla işbirliği yapa nların, bir yandan Türkiyedeki m i l l i kurtuluş hareketi n i içerden parçalamak, devrimci hedef leri nden uza klaştırmak, oportünizmin çıkmazlarına sürüklemek, bir yan dan d a milletlerarası dayanışmadan yoksun bırakara k hareketi zayıfIat mak için uyguladığı takti ğ i n tuzağına düşmektedi rler. Bu şartla r a ltında TKP g i bi emperya lizme, derebeyliğ i a rtıklarına, ka pi talist sömürüye karşı, geniş halk yığınla rının menfaatlerin i ve ulusa l ba ğ ımsızlığı korumak için mücadele eden ve bu mücadelesinde hiçbi r zaman tôviz vermeyen bir pa rti n i n milli hayatta yerin i a l ması, biri nci milli kurtu luş savaşına katı ldığı gibi, i ki nci milli kurtuluş hareketinde de legal ça lış ması bir kat daha önem kazan ıyor, kaçı nılmaz politik bi r zorunluk oluyor.
TPK'nin kuruluş prensipleri Bu zorunluğu daha iyi a nlıyabilmek için TKP'nin kuruluş prensiplerine bir göz atmak gerekmektedir. TKP'nin kuruluş prensipleri 1 0 Eylül 1 920 de yapı lan Birinci Kongresinde progra m laştı rılmış, mem leket ve d ü nya ka muoyuna ilôn edil miştir. TKP Biri nci Kongresinde ka bul edilen 25 maddelik «Umu m i N i zam na me»n i n ikinci maddesinde «Ka pitalizm ve emperyalizm tagallübünden bütün mazlum milletlerin ve sınıfların kurtarılması için TKP'nın bütün kuv vetiyle mücadele» edeceğ i, dördüncü maddesinde Türkiye komünistlerinin köy, nahiye, kaza, sancak ve merkez şuraları vasıtasıyle cemiyet hayatı nda hakiki bir halk hükü met-i cu mhuriyesini vücuda» getireceği ve «sosya lizmi yerleşti ri nceye kada r fukara - i kôsibeden müteşekki l olan şura la rı n ida resini vaz» edeceğ i, dokuzuncu ve onu ncu maddelerinde ise «arazi, ban ka lar, fabrika lar, büyük ticarethaneler, mebani, demiryolları, va purlar vel586
hasıl bütün servet ve sanayi menba ları»nın, «ha rici tica ret ve m ü badele»nin ta mamiyl e milli leştirileceği bel i rtil mektedir. Prog ra m ı n öteki maddelirnde de bir ta kım ıslahat ve reforml a r yer al makta d ı r. Meselô i ki nci maddesinde .. bi lvasıta verg i ler mülga» olacak, gelir vergisi geometrik d iziyle müterakki olarak a l ı nacak, gerekirse büyük burjuvaziye «tazmi nal>. namı altında yeni bir vergi konocaktır. Askerl ik, ada let, eğitim a la nlarında çok rad ikal refo rml a r yapılmasını istiyen TKP lai kliğe ta rafta rdı r, «servet-i umumiyeden seyya nen müstefit.. olunmasını ister. «Türkiye komünistleri, ya lnız elinin veya fikrinin emeği ile yaşıyan köylü, rençber, amele, memur ve hademe gibi beşeriyetin haki ki fuka ra-i kô si besi ni partinin en sağ lam taraftar ve a nasırı, olara k tanır... (Madde 22)(*) TKP Biri nci Kongresi, Türkiyenin emperyalist işgôli altına d üştüğü dev reye raslar. Kongrenin toplandığ ı günlerde cephelerde çete savaşları çok tan başla mış, komün ist çeteleri de öteki yurtseverlerle beraber düşmana karşı dövüşmeye koyul muşlard ı . Bu bakımdan Birinci Kong renin baş ko nusu, emperyalizme karşı yürütülen Milli Kurtuluş Savaşıydı. Bu durumu, TKP' n i n kurucusu Mustafa Suphi Birinci Kongrede şu şekilde özetler : «TKP'nin en ya kın görevi ve ödevi harkın kendi kaderini kendi erine a lması için gereken d u ru mu, zemini, yolları hazırlamaktır. Emperyalistleri, ya bancı kuvvetleri memleketten kovmaktır. Amacımız halkı n sırtından geçinen hazır yiyicileri o rtadan kaldı rmaktır... (<<28-29 Oca k ı 92ı'de Karadeniz kıyılarında parçalanan yoldaşların i ki nci yıldönümü» kita bı, Sayfa 54) Mustafa Suphi Birinci Kongreyi açış nutkunda, Büyük Oktobr Sosyalist Devri minin tarihsel önemini bel i rtmiş, Doğu h a l kları n ı n ku rtuluşları için bu devri min tükenmez bir kuvvet kaynağı alduğunu söylemişti. Doğu h a l k larının ezeli düşmanı olan em perya lizme, sömürgeci liğe karşı Sovyet halk larının yü rüttükleri kahrama nca savaşların b i r dökü münü ya pmıştı.
Sosyal kurtuluşa giden yol Biri nci Kong renin ödevleri nden biri de parti progra m ı n ı ve tüzüğ ünü kaleme a l maktı. Kongre gündemi nde bu ödevin d ışında daha başka sorun lar da va rdı. Bunları şöyre sıra l ıyo biliriz : ı . Geçici Merkez Komitesi n i n ça lışma raporu, 2. m i l li kurtuluş ve söm ürge meseleleri, 3. köylü meselesi, 4. kooperatif konusu, 5. i l lerin d u rumu, 6. kadın ların durumu v.s. Kongrede, milli kurtuluş savaşı ve somurge meselesi üstüne okunan raporda, emperyalist sömürüye karşı savaşan milli kuvvetleri, milli bur(') Mete Tunçay, «Türkiyede Sol Akı mlar.., Bilg i Yayınevi, Sayfa 92-93. 587
juvaziyi tutmak gerektiği belirtiliyordu. Bu ..tutmak» sözü. elbette ki. m i l l i burjuvazinin kuyruğuna takılmak. o n a yedek kuvvet o l m a k a n l a m ı n a gel m iyordu. Milli burjuvaziyi emperyalizme. sömürgeci l i k sistemine. bunları n yurt içinde dayanağı olan derebeylik-toprak ağalığı rejimine karşı savaşa zorla mak demekti. Birinci Kongreye köylü meselesi hakkında da bir rapor sunuldu. Raporda. özetle şöyle deniyord u : Milli Kurtuluş Savaşı. demokratik toprak refor muyle. demokratik devrimle. devrim yoluyle toprak davasını çözmek ve büyük toprak ağalığını yıkmak savaşıyle sıkı sı kıya bağ lıdır. Geniş köylü yığ ınları n ı savaşa çekmeden. bu savaşa hazırlamadan. teşkilôtla ndırma dan demokratik - sosyal devrim başa rıla maz. işçi- köyle birliğini. bu iki ana kuvvetin savaş birliğini kurmadan. ne köklü demokratik devrime. ne gara ntili milli bagı msızlığa u laşılabili r. (TKP Birinci Kongresi. Sayfa 50. 96. 1 3).
Birinci Kongrede Anadolunun konkre durumu göz önüne alınara k. der hal yerine getirilmesi gereken istekler sistemleşti ri lmişti. Köklü bir toprak reformu bu isteklerin başında geliyordu. Anadol unun acıklı durumunu yansıtan delegeler. geniş köylü yığ ınla rı nı n, derebeyi -ağa sömürüsünden kurtul ma k. toprağa. refa ha ve aydınlığa kavuşm a k istedi klerini belirttiler. Derebeylik a rtığı ilişki lerin. mara bacılığın. yarıcılığın. derebeyi t9prak mülkiyetinin. bu a ma nsız sömürme sisteminin kökünden kaldırı l masını istediler. Derebeyi-ağa topra klarının bedelsiz alınıp. köylüye. en başta topraksız ve az topraklı köylüye dağıtılmasını i leri sürdüler. Memlekete dolan yaba ncı l a ra karşı girişilen kurtuluş savaşının başarı ile. demokratik devri mle sonuçla nabil mesi için bu topra kların köylülere mutlaka veri l mesi gerekirdi. Kurtuluş Savaşına düşman olanları n toprak larına. mallarına h ükümet hemen el koyma lıydı. Köylü borçları. tefecilik. vergi borçları. köylüyü ezen verg i ler kaldırılma lıydı. Gelire göre a rtan ada letli bir vergi sistemi kuru l m alıydı. Emekçi köyl üler. i mece yoluyle kooperatiflerde birleşti rilmeli. emekleri. malla rı ağalara karşı korunmalı. köylüye tarlasını işleyebilmesi için tohum. ta rım ô letferi ve ucuz kredi sağ lanmalıydı. (Birinci Kongre. sayfa 84). Birinci Kongrede kadı n meseleleri üzerinde de önemle duruldu. Kad ın ları sosyal ve politik hayata çekmek. bağ ı m l ı. esir durumdan kurtarmak. kara n l ı kta n ışığa çıkarmak. okutmak. uya rmak gereği belirti ldi. Kadı nları n erkeklerle eşit h a k l ı olması. onlara seçmek v e seçi l mek h a kkının tanın ması. işçi kadına özel hakları n sağlanması için Kongrede kararlar a lındı. B i rinci Kong re. «Türkiye işçilerine» hitaben özel bir çağ rı yayı nladı. Çağrıda. emperyalistle rin saldırısına karşı bütün a ntiemperya list kuvvet lerin bir işbirliği cephesi kurmaları teklif edi l iyordu. Bunun yanında şu politik ve sosyal istekler de vardı : 1 . Sendikalara tam bağı msızlık. serbestlik ve doku nulmazlı k sağ lamak. etkisiz toplantı. g rev. yürüyüş. basın ve kişi doku nul mazlığı hürriyetlerinin teminat altına alınması. 588
2. tek dereceli, genel, eşit, serbest ve g izli seçi m sistemi n i n kabulü, 3. jandarma yerine halk tarafından seçilen milis teşkilôtı n ı n kuru l ması,
4. yürürl ü kteki bütün verg i lerin kaldırı l ması ve yerine kazanç ora n ı i le artan vergi sisteminin konması, 5. parasız genel eğitim, 6. topra ksız ve az toprakıı köylülere bedava ta rı m a leti dağ ıtılması, 7. padişa hlığın yıkılması, cu mhuriyetin kuru lması, va li lerin , kaymakam ların h a l k tarafı ndan seçi lmesi , 8 . topra k reformunun gerektiğ i g i bi yürütülmesi için köylü komiteleri n i n kurulması, tarı m işçi/erine serbest sendika kurm a hakkının tan ınması, 9. Ku rtu luş Savaşına d üşman ola nların, sa rayın, padişahın., toprak bey leri n i n mal ve m ü l kleri ne hemen el konması, 1 0. Düyunu Umumiyenin, yabancı kumpa nya ların, ka pitüıasyonları n kal d ı rı l ması, padişahları n yabancı lardan a ld ıkları «Osmanlı borçları»nın ta n ı n ma ması. Bu isteklerin yanında, işçi sınıfı için 8 saatl i k işgünü, eksiksiz, serbest grev h a kkı, toplu sözleşme, işçilere mesken, 14 yaşı ndan küçük çocukl a rı n çalıştı rı lm a ması, gebe işçi kad ı n la ra doğ u m d a n önce v e sonra iki a y ücretli izi n veril mesi, işçilere i htiyarlı kta emekli l i k, işsizlik sigortası ve sosyal sigorta sağ lanması g i bi sosyal istekler vardı.
TKP'nin programı ve burjuva TKP Biri nci Kongresinin özetle verd i ğ i m i z kara r ve istekleri nden bir kısmı gerçekleşmiştir. Fakat ta m bağı msız, h a l kçı ve demokratik b i r cum h uriyet kurmak, köklü topra k reformu yapma k, büyük ü retim ve servet kaynakları n ı, d ı ş ticareti devletleşti rmek, ya bancı sermayenin k u rduğu sömürü işletmelerin i h a l ka mal etmek g i bi ana prensipler, bugün haıô ulaşıl ması gereken hedeflerd i r. Tarihsel olayların gelişmesi ni, doğ a n yeni şartları her zaman göz önünde tuta rak, her dönemi ve her aşamayı Ma rk sizm-leninizm prensipleri n i n b i l i msel menşurundan geçirerek tah l i l edip sonuçlar çı kara n TKP, kuru luşundaki bu temel prensiplere her zaman bağlı ka l mış, en a ğ ı r şartlar altında bile onla rdan herhangi bir tôviz vermeye yanaşmamıştı r. TKP' n i n bu program ve prensipleri gerçekten de hal kçı ve demokratiktir ve emperyal izme karşı yürütülen m i l l i kurtuluş savaşını sos yal devrime haline getirmekten titizlikle sa kınan, Osma n l ı la rdan kalma sosyal yapıyı olduğu g i bi koruyan, ya lnız sultanfığı, hi lafeti kaldırmak ve Cum h u riyeti ilôn etmekle yeti nen burj uvaziyi ürkütecek kadar h a l kçı ve demokratikti. Bir yandan TKP progra m ı nı n bu gerçek demokrati k niteli ğ i , bir yandan da komünistlerin bu prensiplerden taviz vermeye yanaşmayan kara rlı tutu mları karşısında burjuvazi, daha M i l li Kurtuluş Savaşı sona er meden TKP'ye karşı terör tedbirlerine başvurdu. Mustafa Suphi ve arka daşl a rı n ı n Karadenizde boğduru l ması, Yunan kuvvetlerine karşı yiğitçe 45
589
çarpışan komünist çeteleri n i n a rkad a n vuru l ması ve daha sonra 1 923 yı lında TKP'nin gerici Rauf Orbay hükü meti ta rafından kapatı l ması, esa sında, M i ll i Kurtu luş hareketi n i n daya ndığı temel leri torpillemekten, m i l l i bağı msızl ı k hareketini sağlam laştı raca k önemli bir politik kuvvetten mem Ieketi yoksun bırakma ktan başka birşey değ i l d i . M i l l i Kurtu luş Savaşına katı lan, hatta onun öncü l ü ğ ü n ü alan burjuva zinin, Komü nist Partisi n i i l legol çalışmaya zorlan ması yüzünden, m i l l i men faatlere daha kolay iha net etme imkanını elde etti ğ i ni ve Anadolu toprak larından a ğ ı r fedakarl ıklar pahasına kovu lan em perya listlere, daha sonra l a rı , hiçbir d i renme ile ka rş ı laşmadan ka pıyı içerden kolayca açtığ ı n ı Cum huriyetin iıanından bu yana geçen yıllar açı kça ortaya koymuştur.
TKP ile:halk arasına çekilen duvar Emperyalist ordularının kovu l masından, hi ıafetin, padişa hlığın ilgasın dan, Cumhuriyetin iıanı ndan, şapka ve ıatin harfleri nin kabu l ünden öteye geçen bir perspektifi o l mayan bu rjuvazi, TKP'nin h a l kçı ve demokrati k progra m ı n ı n geniş emekçi yığı nla rına mal ed i l mesinden korkuyord u . Bun dan ötürü TKP'yi karşı mücadelesin i n baş hedefleri nden biri, TKP prog ra mı ile halk yığ ı n l a rı a rasına bir duva r çekmekti. Bu duvarın n itelikleri değ işikti. Ka n l ı terör, cinayet, zından, baskı, likidatörleri, g izli polis ajan ları n ı pa rti saflarına sokmak, partiyi içerden vurmak gibi derece derece değişen tedbirlerdi. Korkunç ve i ğ renç fantazilere dayanan yalan ve ifti raydı bu duva rın n iteli kleri nden biri de. Ostelik yalan ve iftira kampanya sına karşı TKP için bütün legal savunma yolları kapa n mış, yasa klanmıştı.
TKP'nin din. aile ve mülkiyet konularında tutumu Burjuvazi, TKP'ye, komünistlere ve komü nizme karşı propagandasını, hal kımızın en hassas olduğ u şu ü ç noktada toplamasını bilmişti : Din, aile, mül kiyet. Burjuvazi el indeki bütün propaga nda i m ka n larını ku llanara k TKP'yi, d i ne, Allaha ka rşı alan, halkımızın i na ndığı her tü rlü mukaddesatı redde den bir akım d iye göstermeye uğraşmıştır. Bu propaganda bugü n lerde bile emperya l izm-işbirli kçi ajanları n ı n elinde işler bir siıah, geçer akçed i r. Bu aja n l a rın, halk yığ ı nl a rını, haıa «Allahsız komünistleri ezmek", «Al laha sövenleri n hadd ini bildirmek" sözleri i le kışkırttı kları görül mektedir. Oysa TKP'nin d i n ve mukaddesat konusunda görüşleri açık ve berraktır. TKP Biri nci Kongresinde de belirti ldiği gibi, parti, bu konuda laiklik pren sipleri ne bağlıdır, dinle devlet işleri n i n bi rbi ri nden ayrılmasını öngörür. H a l kı n , e mekçi yığ ı n ları n ı n sa m i m i d i n i duygularına sayg ı besler. Kimsenin vicdan, din ve ibadet hürriyetine karışmayı aklından geçirmez. 590
Ama emperyalizm ajanlarının, işbirlikçilerin, halkımızın dini i na nçla rı n ı sömü rmelerine, halk d üşma n ı soyg u n v e sömürü düzen in; ' derebeylik i l i ş ki leri ni, topra k köleliğini, em perya lizme uyduluğunu aya kta tutmak i ç i n d i n m üessesesini kulla n m o la rına karşıdır. Komü n ist pa rtilerin i ktidarda oldu kla rı sosya list memleketleri gören burjuva gazeteci ve yazarları bile bu ü lkelerde tom bir vicdan ve i badet hürriyetinin varlığını itiraf etmek zorunda kalmaktadırlar.
•
Aile konusunda gerici çevrelerin tutu mu daha do çelişmelid i r. Emper yalizmin, özellikle Amerikan emperyalizm i n i n egemen olduğu az gelişmiş ül kelerde, bu orada Türkiyede söm ürü ve soygun d üzeni mekanizması n ı n dişleri a i l e mora l i n i gittikçe kemirmekte, evlenme, a i l e kurma gittikçe daha çok menfoat ve para temeline doğru kayma kta d ı r. Sefalet içi nde olan emekçi yığ ı n la rı a i le kurmakta aşılmaz zorluklarla karşılaşı rken, vurgu ncu, soyguncu takımı, topra k ağala rı, çiftlik beyleri pol iga miye kada r gidebi l mekte, çoğu zaman da halkın a l ı nterinden sağladı kları soygunlarını fuhuş yuva l a rında h a rca m a kta, öte yandan fuhuş, beyaz kadın, uyuşturucu madde ticareti kapital ist toplumun temel leri n i sarsacak kadar genişleyip gelişmektedir. Yarattı kları toplum d üzeni ile aile moralini bu derecelere kada r düşü renleri n, komü nistleri «a ile ta n ı ma m a k», «ka d ı n ı orta malı h a l i ne getir mek»le suçlamaya kalkışmalan, işin i çinde mora l değil, fakat politik bir gaye bulu nması yüzündendir. O politik gaye de, em peryal izme, toprak ağalığına, yaba ncılara bağlı sermayeci liğe karşı, m i l l i bağımsızlık, demok rasi ve sosyal adalet için yü rütü len savaşın bayra ğ ı nı herşeye rağ men elinden düşü rmeyen bir partiyi, TKP'yi gerçek dostlarından, h a l k yığınla rından ayırı p, soygun d üzenini daha rahatça devam ettirmekten başka birşey değ ildir. Bu konuda da bugün gerçek verilere dayanarak konuşm a k m ü m kü n d ü r. Komün ist ve Marksçı-leni nci işçi partileri n i n i ktidarda bulunduğu sosya list ü l kelerde sömü rü d üzenine son verildiği nden, sefalet, işsizli k gibi a i l e mora l i ni de sarsan top l u m hasta l ı kl a rı y o k olmuştur. Sosyal ist top l u mda kapitalist d üzeni kem i ren ve kapita list toplumun soysuzlaştığ ı n ı gösteren delillerden biri olan fuhuş, beyaz kadın ticareti gibi hasta l ıklara rastlan maz. Kadın, hayatın ı kaza nma i m kô nl a rına, bütün diğer haklara sahip ol duğundan, ailenin temelidir, ai le, kapitalist toplu m l a rd a olduğu gibi men faate değ il, sevgi ve saygıya daya n ı r. Bu bakımdan gerçek ve sağ lam a i le mora l i sosya list ü l kelerde kuru labiimiş, kad ın, bir zevk a racı ve mal niteliğinde olmaktan sosyalist memleketlerde kurtulmuş, bütün kabiliyet lerin i her yönden geliştirme i mkônlarına kavuşmuştur. Bu gerçeği, sosya list ü l keleri dolaşan burjuva gazeteci ve yazarları da tesbit etmektedirler. TKP, progra mında da beli rti ldiği gibi, kad ı n l a erkeğ i n h u kuki eşitliğine taraftardır. Kad ı n ı n, a n a l ı k g i bi ayrı bir niteliği bulunduğunu, bunun da 45*
591
kadına bazı i /ave sosyal haklar ta nı mayı gerektirdiğ i ni kabul etmektedi r. Kad ı n ı n toplum hayatında, fabrikada, tarlada, büroda, evde aşağılan masına, i nsa nlık onur ve hakları n ı n çiğnenmesine karşıdır. M ü lkiyet meselesine gelince, hemen hemen bütün az gelişmiş memle ketlerde olduğu gibi Türkiyede de mül kiyet aşırı bir biriki me ta bi olmuş tur. En az ve en çok gel i r a rasında 23 bi r misli farkı n bulunduğu, derebey l i k a rtığı i lişki/erin hala devam ettiği b i r memlekette duru m u n başka türlü olması na da i m kan yoktur. Ça lışma Bakanı Erdemin 7 mi lyon, Devlet Pıan lama Teşkilatın ı n 9 m i lyon olarak tesbit ettiğ i g izli ve açık işsizin, «ipinden ve çulundan» başka herhangi bir mülkü yoktur. Bunlardan çoğu köy emekçileridir. M a ra bacılar, yarıcılar, toprak ve mevsim işçi lerid i r. Bunlara bir de yarı a ç, yarı tok d u ru mdaki büyük şehi rlerin a ltproleta ryasını katmak gerek. Sanayi işçisi ise dededen, babadan kalma b i r eve, bir gecekonduya sahipse ne aıa. Çoğ u n lukl a bunların d a ça lışmagücünden başka herhangi bir «mülk»ü yoktur. Bu hesapla Türkiye nüfusunun üçte biri mül kiyetten yoksundur. Geride kalanın yine üçte birinin de «mülkü» yani tarlası, hay vanı, meskeni yeterli ve a i lesini besliyecek, barındıracak kadar değ i ld i r. öte yandan derebeyi ve çiftli k beylerinin � linde biriken topraklar çok geniştir. Bu zümrelerin «mülkiyet h a kkı», su birikintileri, göl, nehir, orman gibi alanları bile kapsar. Ayrıca banka l a r, büyük ithalat, i h racat ve nak liye şirketleri, madenierin bir kısmı, yerli ve yabancı şi rketlerin elinde toplanmıştır. Halk yığınları n ı çırıl çıplak bıra kanların, toprak ağalarının, «mülkiyet hakkını» göller, nehirler, sa hiller ve ormanlarla genişletenlerin ve bu ta biat nimetlerinden bile halk yığınları n ı mahrum edenlerin, komünistleri «mül kiyet düşmanı» ilan etmeleri, Türkiyede sınıf savaşının, komprador - em perya list hegemonyası tarafından nasıl gaddarca yürütüldüğünün çıplak bir örneğidir. TKP mülkiyet hakkından nasibi olmıyan köy ve şehir emekçi yığ ınları n ı kişesel mülk s a h i b i yapmakta n yanadır. Bunun i ç i n , toprak beylerinin, ağa, şeyh ve aşiret reisierinin tasarruflarındaki toprak, hayvan ve araçlorın bedelsiz ola ra k a l ı n ı p köy emekçi/erine bedava dağıtılmasını ve faizsiz kredi veril mesini öngörür. Bu anlamda ve bu gaye u ğ ru nda geniş ve köklü bir toprak reformu i çin TKP, kurulduğu g ünden beri savaşmaktan geri durmamıştır. Bundan başka, madenierin, bankaların, yaba ncı larla ortaklaşa ku rulan şirketlerin, yabancı sermaye yatırı mlarının, ithalat, i h racat ve nakliye şir ketlerin i n devletleşti ri lmesine, mi lletin mülkiyetine veri lmesine taraftardı r. Burjuvazinin TKP progra mı ndan korkusu ve teıaşı öylesine büyüktür ki, komünistlerin ya rg ı lanması bile 1 929'dan bu ya na sıkı bir gizlilik içinde yapılmıştır. Bugün d e b u kaide değişmiş değildir.
592
4s
yıllık gizli faaliyet
TKP 48 yıllık varlığının 45 yılını a ma nsız bir terör ve gizlilik şartları içinde geçirmiştir. 45 yıllık g izli faa liyeti sırasında TKP, politik platform unu halk yığınlarına duyurup ben imsetmek, halkı m ızı gerçekten bağı msız ve demok ratik bir Türkiye uğrunda teşki lôtla ndırmak için ça lıştı. Sesini geniş emekçi yığ ınlarına u laştırabi ldiği ve ulaştırmadığı zamanlar oldu. Amonsız terörün ve gizliliğin TKP'yi büyük zorluklarla karşılaştırdığı bir gerçektir. TKP 48 yıllık va rl ığı ve 45 yıllık gizli faaliyeti sırasında, yakın tarihimizin bütün büyük dönemeçlerinde, bütün kara r anlarında sesini yükseltmiş, halkçı, demokratik programının prensipleri n e bağlı bir politika yü rüt müştür. iki nci Dünya Harbinin sonunda halkı mızın ka rşı laştığı büyük karar a n la rının başında, Türkiye, Marşal Planı ve Tru man Doktrini yolları ile Ameri kan emperyalizmine bağ lanmış, 1 951 yılında do NATO'ya katılmıştı r. Her iki tarihsel onda TKP'nin tutu mu kesi ndir. Marşa l planı öncüleri Türkiyeye geldiği sıralarda, TKP'nin yayınladığı gizli bildiriyi, daha sonra Truman doktrininin uygulanmaya başlanacağı sıralarda partinin yayın/arını şöy lece özetleyebi l i riz : Truman doktri nini ka bul etmek, Türkiyenin Amerikan emperyalizmine bağ la nmasından ve Türkiye g i bi a z gelişmiş bir memleke tin sömürge d u rumuna düşürül mesinden başka bir sonuç vermiyecektir. Ağ ı r feda kô rlıklarla kazanıl mış bağı msızlığımızın kaybı, Türk halkına pek paha lıya m a l olacak, m i l l i sanayi i n i kurmak, m i l li kalkınmasını sağ la mak, demokrati k bir Türkiye kurmak g i bi hedeflerin daha da uzaklaşmasıno sebep olaca ktı r. TKP, 1 951 'de de Türkiyenin NATO'ya katı lmasına bütün g ücüyle karşı d u rmuş, Ortadoğudaki komşu la rı m ıza, Ortadoğu halklarının m illi kurtuluş hareketlerine karşı olan, aynı zamanda, emperyalistlerin petrol ve strateji k çıkarlarını koru mak a macını d e g üden b u poktın Türkiye'ye harpçı bir poli tika yükliyeceği , yıkım ve sefalet geti receği, emperyalizmin Türkiyedeki hegemonyasını kuvvetlendi rmekten başka bir sonuç vermiyeceği fikrini savun muştur. Gerek 1 946'da, gerekse 1 951 'de Ameri ka n emperyalizmine bağlı idareci çevreler, TKP'nin bu yurtsever uzak görürlüğünü a ğ ı r terörle ceva plan d ırdılar. Ama yüzlerce kom ünistlerin zındanlara atılması, işkenceye tôbi tutul ması, sürülmesi, olayların kaçınıl maz akıbetierine doğru gelişmesini önlemek şöyle d u rsun, bu yurtsever sesi n terörle boğ ulması, kaçı n ı l maz ô ki beti, olayla rın d iyalekti k gelişmesini daha do h ızlandırd ı , Türkiye Ame ri kan uydusu bir devlet haline geldi, sömürg eleşti, sanayi leşmek şöyle d u rsun, eskiden buğday i h raç eden memleketler a rası ndayken, ekmekl i k buğdayı n ı n bi r k ı s m ı n ı Ameri ka n em perya listleri nden d i lenen, işsizi, sefa leti o rta n, enflasyonu derinleşen az gelişmiş bir ta rım mem leketi olmakta n kurtulamayan bi r ü l ke d u ruma düştü. 593
TKP'nin kuruluşundan beri ağır fedo kôrl ı klar pahasına toplum hayatına attığı, milli bağ ı msızlık, halkçı reformlar, sosyal adalet, sanayileşmiş Tür kiye fikirleri tohumlarının şu son yıllarda komünist olmıyan sol ve bütün öteki yurtsever akımlar ta rafı ndan benimsenmesi ve bunla rı n geniş b i r ka muoyuna mal olması, TKP'nin özbeöz u lusal v e öncü bir parti olduğunu bir daha i�pat etmiştir. Genera l Gürsel'i n cumhurbaşka n ı i ken, Suat Hayri U rgüplü'ün başba kanken, li beral basın ı n da zaman zaman, Rauf Orbay hükümeti zamanında TKP'ye konan yasağ ın ka ldırılmasını istemeleri, par ti n i n ulusal ve öncü niteliğ inin onlar üzerinde objektif bir rol oynadığ ı n ı açı kça göstermekted i r.
Milli bağımsızlık ve enternasyonalist dayanışma TKP' nin Biri nci (ya n i Kuruluş) Kong resinin beni msediği önemli prensip üzeri nde de d u rm a k gerekiyor: Bu prensip bağı msızl ı k ve devrim hareket lerinin u lusal niteli ğ i ile proleta rya enternasyonalizmi a rasında ki bağ d ı r. Bazı çevreler tarafı ndan, birbi ri ne ta ban ta bana zıtmış ve bi rbiriyle katiyen bağdaşmazmış gibi gösteri len bu iki ana prensip, birbirini ta ma m layan, bütünleyen iki hareket noktasıdır. Milli bağı msızl ı k savaşı ve bu savaşla para lel yürütülecek sosyal - politi k devrim hareketi, ulusal güçleri mücadele bili nci ne ulaşması ile olgun laşı r. Son yı llarda Türkiye'de emperya lizme, derebeyliğe ve işbirlikçi ida reye karşı ulusal ölçülerde devrimci bir h a reket gelişmekte, hatta h ızla gelişmektedir. Ameri kan Altıncı fi losu nun istanbul ve ızm i r limanlarını ziyareti sırasında halk yığ ınları n ı n ve yu rtsever gençliğin, milli bağ ı msızlık ve devrim uğrunda kan dökecek, şehit verecek, zındanları göze alacak derecede bilinçlendiği görülmektedir. Bu gelişme içinde, topra kl a rı m ızdaki Ameri kan üslerine yürüme fikrinin de mayalandığını görmek m ü m kündür. Ulusa l devrim orta m ı n ı n daha da gelişmesi, a nti-emperyalist, demok rati k akımlar a rasında bir dayanışma ve güçbirliği orta m ı n ı n yaratı lma sına sıkı sı kıya bağlıdır. Anca k gelişmesi n i n bu aşa maya varması ile u lusal devrimci orta m ı n gereken kıva mı bulacağını söylemek yanlış ol maz. Objek tif şa rtların mevcudiyetine rağ men bu gibi bir gelişmenin gecikmesi, anti emperya list, demokrati k güçlerin ayrı ayrı savaş ı r d u rumda kalmaları bugüne kada r i ktidarın ve emperya l izmin «ayır, buyur.. prensi bini uyg ulaya bildiğini gösteriyor. O gerici kuvvetler, bu hedefe, baza n terör, bazan bu kuvvetleri bi rbirlerine karşı çıkaraca k ma nevralar, baza n i rtica ı n «kanlı kelle» tehditleri, baza n da oportü nizmi teşvik, l i kidatör ve provokatörleri kullanma yoluyle ulaşabi l iyorlar. Tabii Senatör Tunçkanadın açıkladığı rapor bu noktaya bir hayli ışık tutmuştur. Ameri kanın Türkiye'deki yerli ca susla rı ndan birine hazırlattığı bu raporda, Türkiyede a nti-emperyalist, de mokrati k kuvvetleri pa rça lıyacak bir takti ğ i n yürütülmesi ısrarla isteniyordu. 594
Bugünkü politik aşamada emperyalizmle işbirlikçileri n bu taktiği yürüte bildikleri görülüyor. Buna karşılık, emperyalizmin d ü nya ölçüsünde gerilemekte olduğu da bir gerçektir. M i l letlerarası sınıf savaşı nın kaza ndığı nitelik, d ü nya sosya list sisteminin kuru lması ve deva m l ı kuvvetlenmesi, milli kurtuluş hareke ti nin d u rmadan gelişmesi, d ünya işçi ha reketi nin yeni yeni hamleler yap ması, emperya lizmin gerileme süreci ni hızlandırmıştı r. Fakat em peryal iz min, bu aşa mada içinde bulunduğu çelişmeleri, yer yer silah zoru i le, yer yer faşist darbeler, yer yer kompradorlaşmış bir zümreyi iktidara getir mekle çözmeye kalkıştığ ı nı görüyoruz. Emperya l i zm, özel likl e Ameri kan emperya lizmi şimdiki dönemde u lusal bağ ı msızlığına yeni kavuşmuş ve az gelişmiş memleketlere karşı-devrim i h racını daha da kuvvetle deniyor. Emperyalizmin bu sa ldırga nlığı d ü nya barışını temelinden sarsıyor, insan lığı bir atom h a rbiyle tehdit ediyor. Bundan ötürü de dünya devri m g üç lerine, insanlığı emperya lizmin meydan verebileceği bir atom harbinden koru mak g i b i zor ve soru m l u bir ödev de düşüyor. Em peryalizmin geri lemekte olmasına rağ men, haıa kuvvetli dayanaklara sahip olduğu, «kağıttan kaplan» d u rumunda bulunmadığ ı da bir gerçektir. lJretim ve tüketim süreci nde dünya pazarları n ı n önemli bir kes i m i n i sömü ren Ameri kan tekelleri, devlet organlarına el atmış, Ameri kan toplumunun endüstriyal, ekonomik ve askeri güçlerini kendi tekelci hedefleri için kullanmak i mkanlarını elde etmişlerdir. Ma rks'la Engels 1 848 y ı l ı nda, yani kapitalizmin daha gelişme çağ ında yayınladıkları «Komünist Partisi Man ifesti»nde şunları yazmışlard ı : «lJre ti m ve tü keti m süreci nd� d ünya pazarını sömürmeye koyu lan burjuvazi kozmopolit bir nitelik kaza n mıştı r.»(*) Lenin «Kapita l izmin en yüksek aşamsa ı : em perya lizm» adlı eserinde şunları bel i rtiyo r : «kapita l i st rejimde iç pazar kaçı nılmaz ola ra k dış pazara bağ l ı d ı r. Kapita lizm d ünya pazarı nı çoktan yaratmıştır. Sermaye i h ra ç ettiğ i d ı ş ü lkeler v e söm ü rgelerle, a y n ı zamanda e n b ü y ü k tekellerin «etki bölge» leri i le i l işkileri genişled iği nispette «tabii olara k» bu tekeller dü nya ölçüsünde a n laşma lara, m i l letlerarası kartellerin kuru lmasına doğru ge lişme kaydediyorla r.»(**) Milletlerarası karteller dış ü l kelere ve söm ü rgelere g i rerken pol itik etki leri ni de beraber götürüyor. Bu politik etki, bazan işbirl i kçi komprador idareleri n i n kuru l ması, bazan askeri faşist darbeler, yer yer de, Viyetnamda görüldü ğ ü g i bi , napa l m bomba ları ile d i rekt sa ldırı şeklinde beli riyor. Ve sık sık da m i l letlerarası ka rtel lerin ham madde ve sürü m pazarlarını pay laşmaları ve ya hut paylaşa mama ları dünya ölçüsü nde çatışma l a ra, d ü nya harpleri nde sebep oluyor. Pol itik, askeri etki bölgeleri, askeri blokları, (*) K. M a rks-F. Engels, «Manifest der kommu nistische partei«, s. 7. (" ) V. i . Lenin «L'i mperia l i zme, stade supreme d u kapital izme» s. 365. 595
milletlerarası kartellerin karşılıklı etki bölgeleri yaratma politikalarından kalma bir durumdur. Fakat Sovyetler Birliği n i n ve dünya sosya list siste m i n i n ku rul masından sonra m i l letlerarası kartelleri n , kendi oraları nda, sos yalist sisteme karşı askeri bloklar kurdukları veya mevcut b lokları onlara karşı yönelttikleri görülüyor. i ki nci Dünya Ha rbi nden evvel Amerikan, i n giliz v e Fra nsız tekelleri n i n perde a rkası ndan teşvik ettikleri v e Alman, italyan, J a po n tekelleri n i n kurduğu «artikomintern paktı.., «Berlin-Roma Tokyo mi hveri .. gibi, Sovyetler Birliği ne, d ü nya işçi h a reketine karşı kurul muş askeri-politi k paktlar, yerleri ni, çağ ı mızda NATO, SEATO ve SENTO g i bi askeri-politik bloklara terketmiş bulunuyor. Milletlerarası tekellerin bu askeri-pol iti k paktları kurmakta n ma ksatları, d ü nya sosya l i st sistemini pa rça layıp yıkmak, milli kurtuluş ha reketi n i bastırmak, genç bağ ı msız dev letlere ve az gelişmiş ü l kelere karşı-devrim i h ra ç etmek, d ünya demokratik h a reketiyle işçi ve komünist hareketi n i terör tedbi rleriyle ezmektir.
Emperyalizmle savaşta Proletarya enternasyonalizminin rolü Milletlerarası tekelleri n bu askeri -politik teşkilôtları karşısında en kuv vetli demokrati k ve a nti-em perya list güc, proleta rya enternasyonalizm id i r. Dünyadaki bütün sömürülen insanlar a rasındaki dayanışma, kapitalizmin gelişmesi ve emperyalizm aşamasına u laşması ile daha büyük bir anlam kaza nmıştı r. Ma rks ve Engels «Komünist Partisi Manifesti>,nde insa n l ı k tari h i nde çe şitli m i lletlere mensup egemen sınıfların sömürüyü sürdürmek için kendi a ra la rında kurdukları milletlerarası dayan ışmaya karşı, proletaryanın da m i l l etlerarası dayanışmasının kaçı n ı l mazlığını önemle beli rtiyorlardı. Bi rinci Enternasyona lin yaratı lması da aynı hedefe yönelti imiş bir teşebbüstü. Hedef, sermayenin m i l letlerarası dayanışmasına ve bu kaynakta n sağla dığı politik, ekonomik ve askeri gücüne karşı proleta rya n ı n m i lletlerarası dayanışma g üçünü çıkarmak, ezilen i nsanların haklarını savunmak ve bu hakla rı genişletme i m kô n la rı içi n elverişli şartlar ya ratmaktı. Fakat bu dayanışma, çağ ı n şartları icabı olarak, gerici zümrelere karşı h a l kların yürüttüğü savaşta etki l i bir maddi kuvvet niteliğini kaza namıyo rdu. Bun d a n ötü rüdür ki sömü rgeciler, bir yandan Afrika, Asya, G ü ney Amerika h a l klarını ve topra kl a rını, a ra l a rında sırtlanlar gibi boğuşa boğuşa pay laşır ve zaman za man d ü nyayı ka na boyarken, bir yanda n da demokratik ha kla rı için savaşan Avrupa halkları n ı n ve özellikle işçi sınıfı n ı n kuvvet lenen mukavemeti n i ba rut, kan ve terörle bastırıyorlardı. Yeryüzü n ü n i l k sosya l i st devleti Sovyetler Birliğinin kurulmasiyle prole ta rya enternasyonalizmi yen i bir anlam kazandı, bir yandan da büyük bir hamle yaparak halkların demokrati k savaşını ezmeye yeltenen ve dünya ba rışını tehdit eden em perya listleri, gerici çevreleri titreten bi r kuvvet h a l i ne geldi. Emperya l ist devletler bu alanda i l k konkre dersi Anadolu 596
yaylalarında aldıla r. Genç Sovyet devleti milli ku rtuluşu için ayaklanan Türkiye ha l kına, politik, askeri, ekonom i k ve mali a lo nlarda hayati sayı laca k ya rd ı mlarda bulundu, tarihte ilk defa olara k da proletarya enter n asyonalizmi mora l ve hissi nitelikten çıkarak, Türk halkının kurtuluşu ve emperya lizmin geri leti l mesi savaşında maddi kuvvet, yani top, tüfek, m erm i, para ve uzman n iteliğini kaza ndı. Kurtuluş h a reketi önderi M ustafa Kema lin, proletarya Enternasyonaliz minin bu şekilde uygulanması karşı sındaki tutum u ve politikası gerçekten i l g i çekici ve üzeri nde d u rmaya değer bir olayd ı r. M u stafa Kemal, kuwetli emperya list devletlere karşı Türk halkının M i l l i Kurtu l uş Savaşını yönetir ken, m i l letlerarası demokratik, anti-emperya l i st akımların, özell i kle genç Sovyet devleti nin mora l ve materyal yard ı m l a rı ndan mahru m olduğu tak d i rde büyük zorlukla rla karşı laşacağ ını anlamış ve bu kuvvetlerin yard ı m ı n ı sağlıyaca k bir pol itika beni msemişti . Bu politik taktiği v e savaş stratejisini ya kından ta kip edebi lenler, bugün yeni sömürgeci l i k yollarından Türkiyede yerleşmiş olan emperya l izmle savaşa girişen a nti-emperya list akımı tecrit d u ru m una d üşü rmenin, bu savaşı sayıflatacağını anla ma kta zorlu k çek mezler. Türkiyenin, Türkiye g i bi az gelişmiş bütü n ü l kelerin, hatta Fransa gibi orta h a l l i büyük devletlerin bile kaderi ve yarını dünya ölçüsünde devrimci şartları n gelişmesi ne sıkı sıkıya bağ l ı d ı r. Kısaca söylemek icap ederse, dünya ölçüsünde devrimci şa rtla rın gelişmesi, em peryalizmin ve ta bii en başta Amerikan emperya l izminin karşı-devri m i h raç etmesi, halkların m i l l i kurtu luş savaşını ezmesi, d ünya işçi hareketi ni dolayı i v e dolaysız yollar dan kontrol altına a lması olanaklarının azaltmasını, hatta tamamen orta dan ka l kmasını sağ layacaktır. Em perya l izmin, dü nya ölçüsündeki ekono mik ve politik hegemonya sından elde ettiğ i büyük olanaklar göz önünde tutu lacak o l u rsa, kuvveti nin «kağ ıttan ka plan .. niteliğinde olmadığı derhal anlaşılı r. Bu kuweti zayıflatıp etkisiz hale getirmek için her memleketteki anti-emperya l i st demokratik u lusal akımlar, emperyalizmin güclerini iyice değerlendirerek, d ü nya devrimi süreci ne katılmak ve katkıda bulunmak zoru ndadırl a r. Dünya devrim süreci bu sayede daha da kuwetlenecek ve emperyal izmi iyice gem l iyecek derecede gelişerek gerçek ödevi ni tama men başaracak d u ruma gelecektir. Şüphe yok ki, d ü nya devrim sü reci daha Büyük Oktobr Devri minin başa rısı ile yaratılmıştır. Fakat bugün söz konusu olan, onu, emperya lizmi etkisiz b ı ra kacak derecede geliştirmektir. çağ ı m ızda, her u l usal demokratik anti-em perya list akım, a nca k d ünyaki a nti-emperyalist güçler a rasındaki dayanışmayı kuvvetlendirecek bir tak tik izlediği ta kdirde m i l l i sınırlar i çinde gelişen m i l l i bağımsızlık ve ku r tuluş hareketlerine yard ı m edebilir. Bunun a ksi, m i l l i bağ ı msızl ı k ha reket lerine dolaylı, dolaysız engellemeden, baltalamadan başka bir sonuç vermez. Demokratik Viyetnam Cu m h u riyeti'nin Emek Partisi, Küba Komü nist Partisi, bütün Gü ney Amerika komünist ve işçi part i leri, Ameri kan Komünist Partisi, yani Amerikan em perya l izmi ile ön safla rda savaşan 597
bütün ü lkelerin Ma rksist- Leni nist komünist ve işçi partileri, bu a rada TKP, sosyalist memleketlerin sosya list Çekoslovakya'ya askeri yardımını dünya sosya list h a reketini kuvvetlendi rme, barışı savu nma, emperyal izmi geri letme olara k değerlendird i ler ve bu a n l a mda se ıômladıla r. Bu parti leri n Çekoslovak o laylarındaki bu doğru tutumu, d ünya a nti-em perya list gücleri a rasındaki dayanışmanın parlak bir örneğ i d ir. Çekoslovakya'da proletarya enternasyonalizminin zor şartlar a ltında da olsa uyg u l a n ması söz konusuyd u. Ve gerçekten de Çekoslovakya'da sos yalist d üzen i n gerici sa ldırılard a n koru n ması nda proletarya enternasyona lizmi muazza m bir rol oynadı. Çekoslovakyada sosya list d üzen i likide etmek, böylece sosya l i st kampın içine doğru bir a d ı m atmak, milli kur tuluş h a reketleri ni ezmede yen i yeni olanakları elde etmek fırsatı n ı kaçıran e mperya listleri n, proletarya enternasyonalizmine en bayağı ifti rarala sa ldırmaları, sosya l demokrasiyi, küçük burj uva şovenizmini ona karşı kullanma la rı hiç de rasgele değ i l d i r. Bu, emperyalizmin, kurtuluşları için savaşan h a l kların, sömürüye karşı d u ra n emekçilerin daya nışmasını pa rça la maya büyük bir önem verd i ğ i n i n kesi n bir delilid i r. Bu özellik bile pro letarya enternasyonalizm i n i n emperya lizme ve kapita lizme karşı savaşta vazgeçilmez bir unsur olduğu n u gösterir. Sonuç ola ra k d iyebi l i ri z ki, bugün Türkiyede M i l l i Kurtuluş hareketi n i n v e o n u n l a pa ralel gel işen devrim savaşının gerçek u l usal n iteliğini, emper yal izme karşı savaşın milletlerarası yönü n ü a n layabilen ve bu verilere göre m i l l i bağ ı msızlık savaşının stratej i ve taktiğ i n i objektif 'şartlara ve sübjektif fa ktörlere u ygun bir şeki lde çizebilen, h a reketin bütün u l usal demokratik güçleri ilgi lendirdiğini kavrayan ve bir u l usal demokrati k cephe prog ram ı ile bütün demokratik güçleri emperya lizme v e işbi rl i kçi lere karşı seferber etmeyi memleket şartla rı n ı n bir zoru n lu ğ u olarak gören, bunu d u rmadan telkin eden tek akım, Türkiye Komünist Partisid i r. Bu partinin faşist ka n u n hükümleriyle yasa klanması yurd u n bugün içi nde bu lunduğu şartlarda kim lerin çıka rına yarıyor? H a l kımızın en azı l ı düş m a n la rına, emperyal izme ve ona bağlı yerli sömürücü çevrelere . . . Mem leketi mizin gerçek bağ ı msızlığı için m ücadele eden bütün a nti em peryalist demokratik güçler, bu 45 yıl l ı k yasağ ı n ka l d ı rı l ması için savaş maiıdıri a r. Z i ra Türkiyeni n ta rihi gelişme yolunda bugün ulaşlığı aşama, Türkiye Komünist Partisinin legal çalışmasını zorunlu bir hale geti rmiş bul u n maktad ı r.
598
Sabiha Zekeriya Senel
Türkiye Komünist Partisi Merkez Komitesi Birinci Sekreteri Yakub Demir yoldaşın Sertel ailesine başsağlığı telgrafı Sabiha yoldaşın ölüm haberini derin bir feessürle aldım. Türk komünistlerinin, Türk emekçilerinin, devrimci Türk aydın larının kalbinde daima yaşıyacak olan O'nun aziz hatırası önünde saygı ile eğiliriz. Büyük acınızı paylaŞIr, Türkiye Komünist Partisi Merkez Komitesi adına ve kendi adıma sizlere başsağlığı dilerim. 3. iX. 1968
Yakub Demir
Sabiha Zekeriya Sertel, yetmiş yaşında, fakat her zamanki gibi dimdik ayakta ve ya rım asırl ı k kalemi elde, kendi g u rbette, fakat vata n ı ve ger çek kurtuluşa yönelmiş halkı yüce ka l binde, 2 Eylül 1 968 g ü nü, Bakü'de, çok sevdiği hayattan ayrıldı. «Resi mli Ay" ı n aydınl ıkçı Sabiha Zekeriya'sı, «Ta n" ve «Görüşler"in yıl maz ve yiğit Sabiha Sertel ' i, gerek Türk basın tarihinde, gerekse Türkiye halkın ı n sosyal-ekonomik kurtuluş savaşı ta rihi nde, hiç şüphe yok ki, en ışıklı sayfalarda daha şimdiden yer a lmış bulunuyor. Hayatın ı n hemen hemen elli yılını basında, Türk halkı n ı n hizmetinde geçirmiş olan bu seçkin Türk kadını, 1 898 yılında Selônikte doğdu. Küçük bir g ümrük memuru n u n kızı d ı r. Beş kardeşin en küçüğ ü idi. Babası, sinirli, hayata küskün bir adamdı. Bir kızg ı nl ı k ô n ı nda ka rısını boşadı. Beş parasız sokağa atılan kadın, gündüzleri ça maşıra giderek, geceleri oya yapa ra k b u beş çocuğu besledi, okuttu, yetiştirdi. Sabiha Sertel, hayatın çekilmez çileleri n i n kurbanı olan a ilesinin durumunu, anasının hayatla boğ uşma sını görüyar, kalbi, o toplumun yapısındaki haksızlık ve ada letsizliklere karşı ısyanla doluyordu. Bu şartlar ve artam i çi nde, ilk ve orta tahsilini Selôn i kte yaptı. Balkan Harbi'nden sonra a i lesiyle birlikte ısto nbula göç ettiler. Birinci Dünya Ha rbi yıllarında hastanelerde fahri hasta bakıcı lık yaptı. Bir taraftan da, edebiyata merak sarmıştı, boş vakit buldukça kitaplara 599
sarılıyordu. En büyük isteği ta hsiline devam etmekti. Fakat, içinde bulun duğu şartla r ono bu i m kô n ı vermiyord u . Horbin sonuna doğru Zekeriya sertel'le evlend i . Iki y ı l sonra, genç ka rı -koca, önlerine çıkan bir fırsatton faydalanarak, ta hsilieri ni ta mam lamak üzere Amerika'ya g itti ler. Orada sosyal bili mler oku l undo okudu l a r. Sa biha Sertel, bir ya ndan do Ma rksist eserler okuyor, toplumdaki haksız l ı k Il e ada letsizl iklerin nedenleri n i öğreniyordu. Memlekete döndükleri zaman, M illi Kurtul uş Savaşı henüz so na ermlşti. Yeni bir Türkiye doğuyordu. Genç Sa biha Sertel, bu yen i Türkiyenin sosyal ekonomi k ada letsizli kler ülkesi ol masını istemiyordu. Osma nlı imprator luğunun toplumsal çelişki leri yeni Türkiyede ortadan ka ldırılma lıydı. Genç karı - koca, ..Resim l i Ay» dergisini çıkarmaya başladı. Sabiha Se rtel, mem leketin sosyal problemlerini deşen yazı l a r yazıyor, halkın acılarını d i ndie cek tedbirler öne sürüyordu. Fakat, bu mücadelenin örgütsüz ya pılamıya cağ ı n ı anladı. Ve en ilerici siyasi örgüte katı larak, Nazım Hi kmet boşta olmak üzere ilerici ayd ı n l a rl o birl i kte ça l ışmaya koyu ldu. Böylece, ..Resi m l i Ay» dergisi, öneml i bir mücadele kürsüsü haline a l d ı . Fakat Türk burj uva zisi, bu uya rıcı ve uyand ı rıcı derg iyi çok geçmeden kapattı. ıtalya'daki faşizm, Türkiyede de ı rkçı l ı k ve Po ntü rkizm akımları n ı depreş tirm işti . A l ma nya'da H itler i ktidarı ele geçi rd i kten sonra, bizdeki ı rkçı lar örgütlendiler ve saldırıya geçtiler. Sa biha Sertel cesaretle bunların karş ı sına dikildi. Faşist sürü lerine v e onla rı besleyip kışkırto n sosya l düzene karşı çetin bir mücadele yürüttü. Onun "To n» gazetesi ndeki yazıla rı, o kara n l ı k gün lerde yurtseveriere ümit ve cesaret veriyordu. Sabiha Sertel. faşizme, gerici liğe, i rticaa amansızca saldı rıyor, yiğ itçe savaşıyord u . Bu, emekçi yığ ı n l a rının sınıf savaşına büyük bir katkı idi Faşsitlerin, gerici lerin şahsında, sömü rücü ve soyg uncu temellere dayanan sosya l düıen şiddetli hücumlara uğ ruyordu. Faşistler, i lerici lere ağır bir darbe indi rmek niyetiyle Tevfi k Fikret'i ken d"tler'ı ne hedef yaptılar. Ve bu defa da karşılarında Sabiha Senen buldu l a r. Ve gerici lerle, faşist ve ı rkçı l a rı n i lerici lere indirmek istedi kleri da rbe, Sa biha Sertel'in a ma nsız kalemiyle geri tepti, bu meseleyi ortaya ata n l a rı perişan etti. sabiha Sertel, bu a la nd a ki mücadelesinde gazete m a ka le le riyle de yeti nmedi, "Tevfi k Fikret'i n Felsefe ve ideolojisi» a d l ı bir kitap hazırlayarak yayınladı. (Sonradan, gu rbetteyken bu kitabı yeni baştan işleyen ve geniş leten yazar, Türk fikir hayatı na .. I lericil ik-Gericilik Kavgasında Tevfik Fikret» adiyle değerli bir eser kazandırmıştır.) Sabiha Sertel, g ü n l ü k maka leleri d ışı nda, sosya l izmle i lgili bazı çevi ri lerde yapm ıştır. Bunları n en çok okunanı ve sık s ı k bası lanı, Avgu st Bebel'in "Kadın ve Sosya lizm» a d l ı eseri d i r. Ayrıca, a nti-emperya l i st yön lü ..Çiltra Royla babası» adlı b i r de roman yazm ışt ı r. Gerek "Ton » gazetesindeki devrimci, anti -emperyalist, a nti-faşist eğilimli ateşli mücadele yazı ları , gerekse kita pları, o zamanki i ktidar çevrelerini 600
çi leden çıkarıyord u . Hele «Görüşler» derg isi de çıkmaya başlayınca, bu çevreler, Sabiha Sertel'i susturmak için «Tan» bası m ve yayınevi ni faşist sürüleri ne ve sivil giydirdikleri polislere yıktırmaktan başka çare bulall)a dı l a r. Ve 4 Aro l ı k 1 945 sabahı, bu sürüleri, balyozlarıo «Ta n» gazetesinin ve «Görüşler» dergisinin matbaasına saldırttı lar. Makineleri pa rça lattı l a r, kôğıt bobi n leri n i den ize attırdılar. Sa biha Sertel ' i de kırmızı m ü rekkeple boyayarak soka klarda dolaştıroca klardı. Fakat, ele geçiremed i ler. O za manki faşist idarenin savcı ları, suçluları ya kalayacak yerde, Sabiha Sertel ' i yaka lotarak ha pse attırd ı . Sabiha Sertel'i b u suretle sustu roca kları n ı sa nanlar, bunda da aIdandı lar. Ateşl i yaza r memleket dışında da mücadelesine devam etti, çok sev diği halkına gerçekleri a nlatarak, onları ayd ınlatmak, uyarmak, ta m ba ğ ı msız, sosya l ada letl i Türkiye için mücadeleye çağ ı rmak i m kô nını buldu. Bir ta raftan da hatıra larını «Roman Gi bi» adlı bir kitapta topladı. Bu kitap, ya kında yayı nlanacaktır. * Aşağıda, Sabiha Sertel'in, yurt dışınlayken yazd ığı makaleleri n i n bazı la rı ndon a l ı ntılar veriyoruz : 23 Ekim 1 958 de yazd ığı «Halkımız Amerikan boyunduruğu a ltında ya şamıyacaktı r !>. başlıklı yazısında şöyle d iyordu : «Memleketimizde Amerikan düşmanliğı artmıştır.
Ve daha da artacaktır.
Türk halkı boyunduruk altında yaşamıyacaktır. Amerikalılar «Yardım» dedi ler, milletimizi aldattı/ar. Bu yardım adı altında bizi boğazımıla kadar borca soktular. Şimdi yıllar boyunca bunların faizini, faizinin faizini ödiye ceğiz. Amerikan silah fabrikatörleri, ellerinde modası geçmiş, çürük-çarık ne varsa bize s ürdüler. Biz onlar için bir sürüm pazarı olduk. Generalleri mizi, subaylarımızı bir emir eri gibi kullanıyorlar. Bayrağımm yırtıyorlar. Milli bağımsızliğımızı, haysiyet ve şerefimizi yok ettiler. Bunun karşısında Türk halkı elbette ki Amerikaliyı dost değil, düşman görür. Petrollerimizin, madenlerimizin imtiyazlarını aldılar. Memleketfe bulduk ları yerli ortaklarla beraber servet kaynaklarımıza el koydular. "Yabancı Sermayeyi Koruma Kanununu» çıkarttılar. Milyonlarla karlarını kendi mem leketlerine aktarıyorlar. Biz, kendi servet kaynaklarımızın üstünde açlıktan kırıliyoruz. Petrol kuyularında, maden ocaklarında çalişan işçilerimiz Hint fakirleri gibi yaşıyor. Bizi sağmal inek gibi söm ürüyorlar. Bir ahtapot gibi milletin kanını emiyorlar. Atom üsleri, atom rampaları kurdular, köylülerimizi topraklarından attı lar. Hava alanlarımıza, fimanlarımıza oturdular. "Adana üssünden bir daha çıkmıyacağız» diyorlar. Mem/eketimizde kendilerine el veren hainler buldular. Hep beraber "Sovyet tehlikesi» palavralariyla halkımızı aldattı lar . Memlekette bir harp havası körüklüyorlar. Bizi uçurumun kenarına g etirdiler.
601
Şimdi halkımız, bütün bunlardan hükümeti ve Amerikalilan sorumlu görüyor. Baş düşmanlmız Amerikalifarla beraber bütün yurt hainlerini de başından atacaktır. ..
* ..Topraklarımız işgal altındadı r !.. başlıklı yazısından : ..Memleketimiz batılı emperyalistlerin han kapısı oldu. Bir harp filosu gider ötekisi gelir. Komutanlann, heyet/erin biri gelir, ötekisi gider. Nato deniz kuvvetlerinin ziyareti biter bitmez, NATO'nun Güney Avrupa bölgesi Sildhll Kuvvetleri Başkomutanı geldi. Türk sildhll kuvvetleri komutanlan ile görüştü. Türk Genelkurmayı ile görüşmeler yaptı, ordumuzu teftiş etti. Daha geçenlerde Altıncı Amerikan Filosu gelmişti. Bu fifo daha Boğazdan çıkar çıkmaz, yeni bir Amerikan fitosunun geleceği bildirildi. Her Amerikan fifosunun gelişinde 15-20 bin deniz eri sokaklanmıza dökülüyor, yapma dıklan rezaleti bırakmıyorlar. Memleketimizde 14 bin Amerikalı er ve subay var. Ne oluyoruz? Memleketimiz işgal altında mıdır? Bütün bunlar bir harp hamıiğinin pişirilip kotarilması içindir. Yurdumuz sömürgeci devlet/erin talim meydanı, Amerikalllann atom harmanı oldu. Istanbul, ızmir, ıskenderun limanlafı onlafln işgali altında. ıncirlik, Cumaovası, Esenboğa hava alanlan onlafln işgali altında. Büyük şehirlerimiz onlafln işgali altında. Sanki 19 19-22 yıllarındayız. O zaman aynı düşmanlar topraklaflmızı işgal etmek, buradan Sovyet/ere saldırmak amacı ile gelmişlerdi. Bu düşmanlafı kovmak için bir Istikldl Savaşı ver dik. Bağıms/zllğımlZl kurtardık. Bugün aynı düşmanlar, «dost.. sıfatı ile geldiler. Idareci çevrelerin hiya neti yüzünden, bütün limanlaflmıza, hava alanlaflmıza, ordumuza, her şeyi mize el koydular. Bunları bir avuç dolarla elde ettiler. Şimdi işgal altında tuttukları bu topraklardan, tekrar Sovyetlere karşı bir harp hazITllyorlar. Gericiler, işbirlikçiler, bu saldırganlık harbine el veriyorlar. Yalnız iki şeyi unutuyorlar : Birincisi, halkımızın bağımsızlığını ne pahasına olursa olsun feda etmiyeceği, bu işgalden kurtulmak için sonuna kadar savaşacağıdır. Ikincisi, Sovyetler Birliği Birinci Dünya Harbinin sonunda yeni kurulan, kurulur kurulmaz emperyalist/erin hücumuna uğrayan' Sovyetler Birliği değildir. O artık kendisine gelecek hücumlafl püskürtecek ve düşmanlannl haritadan silecek kadar kuvvetlidir. Emperyalistler hesabına böyle bir harp macerasına ati/mak, topraklaflmızı NATO devletlerinin manevra sahası, atom harmanı, harp alanı yapmak, bu memlekete, bu halka karşı işlenen bir cinayet ve hiyanetten başka birşey değildir. Bize yabancı fifolafı, harp hamllğı manevralafı değil, barış Idzım. Kom sulaflmızla dost olmak, iyi münasebetler kurmak, barış içinde gelişmemizi sağlamak Idzım. Halkımızın isteği budur. Bu isteğe karşı gelenler, mem/e keti üçüncü bir dünya harbine sürükliyenler, Birinci Dünya Harbinin sonunu hatı rlama/idırlar.»
* 602
Natoya g irişimizin onuncu yılı müna �,betiyle yazdığı yazıda şöyle di
yo rdu :
"Yurdumuz Ikinci Dünya Harbine girmedi. Yakllıp yıkılmadı. Böy/eyken bizde yıkıftş, Amerikan kredisine el uzatmakla, saldırgan NATO blokuna bağlanmakla başlar. Truman doktrini ile, dış politikamız sömürgecilerin harp politikasına bağlandı.
Marşal
plant
kabul edilmekle
Türkiyenin
sömürgeleşmesi şartlart haZırlandı. 1951 de yurdumuzu NATO'ya sokan gerici çevreler bu anlaşmalarla topraklanmlZln sömürgeciler hesabına bir atlama tahtası olmasını kabul ettiler. Dolara sattılar bağımsızftğımızı. Yardım ve kredi maskesi altında memleket kapılan nt sömürgecilere, başta Amerikaya açtllar. NATO'ya girmekten bugün elde ettiğimiz sonuç, mem leketin ekonomik yıkımı olmuştur. NATO'ya bağltltk politikası yann Anka rayı daha tehlikeli maceralara sürükliyecektir. Batı blokuna
bağlanmakla neler kaybettik? Rakamlar, olaylar açık
konuşuyor. 1947 den bugüne Amerikaya 36 milyar lira borç. Yurdumuzun Amerikaltlara, NATO'lu devletlere bir sürüm pazan olması. Geri bir Zıraat . memleketi halinde kalması. Yan sömürge haline gelmesi. Yabancı ser mayeyi teşvik, yabancı sermayelere üstün haklar tanınması ve bu yüzden milli sanayimizin yıkılması. Yabancı tekellerin, Batı Alman sermayedar Iannın, Türk işçisinin ucuz işgücünden faydalanmalan için Türk işçilerinin yabancı ülkelere aktarılması. NATO pazarlanna bağlanmak yüzünden yurdumuzun doğu ve orta Avrupadaki piyasalannt kaybetmesi. Sosyalist memleketlerle ticaretin menedilmesi, küçük tüccarlartn sıkıntılı duruma düşmesi. Bütün bunların üstünde, NATO'nun harp h aZlrftğl plôntnt yerine getirmek için, Amerikadan ve diğer NATO devletlerinden alınan borçlann Amerikanın çürük çank, modası geçmiş harp malzemesine yatmlması, bu yüzden ekonomik alanlara kısır yatmm yapılması. Yabancı sermaye ile işbirliği yapan bir kısım büyük sermayecinin, tüccartn, kompradorun mil yoner olmasına karşılık, halkın büyük bir açltk ve sefalete sürüklenmesi. Sınıflar arasındaki tezatlann artması. Harp hazlrltğı yükünün fakir halkın sırtına yüklenmesi. Bütçenin askeri masraflara ayırdığı milyarlann dışında stratejik yollann, hava alanlartnin, limanlann yapılması için bütçenin diğer faslılanndan aktarmalar yapılması, Halkın sağltğı, eğitimi, sanayileşme, zlfaatln kalkınması işlerine az yatmmlar yapılması. Sömürgecilere bağ lanma yüzünden yanm milyonluk bir ordunun ayakta tutulması, NATO'ye her memleketten fazla, 22 tümen verilmesi, ordumuzun Amerikan general lerinin kumandasında bir lejyoner ordusu haline gelmesi. Sözün kısası, milli
bağımsızltğımızı
kaybetmemiz ve
bugünkü
müflis
duruma
düş
memiz . . . Amerika bu borçlart bizi kalkındırmak amacı ile vermedi. Bizi korumak için NATO'ya sokmadı. Maksadı topraklanmıza yerleşmektir. Hô/ô bu müflis halimizde hükümete para vermesinin sebebi, yurdumuzu bir saldır ganltk
harbine
atlama
tahtası
yapmaktır.
Işte Amerikan
yardımının,
NATO'ya bağlılığının genel hatlariyle bilançosu: Görülmemiş bir yıkım.
603
iktidafl elinde tutan gerici çevreler hô/ô bu borç politikasına, NATO'ya bağıllık politikasına devam ediyor/ar. Memleketi her gün biraz daha batı flyorlar. Bu politikadan Amerika ile işbirliği yapan büyük s ermayedarlar, toprak ağalafı, Amerikan mühimmat tekelleri, komisyoncu tüccarlar, gerici generaller faldalamyor. Gerici sınıflara dayanan hükümetler, partiler de bu NATO politikasım yürütmek için, sahte bir vatanseverlik maskesi al tinda halkın dış politika üzerinde konuşmasım tabu sayıyorlar. Emperyaliz min satl/ık uşaklafı, yurdumuzu bir atom harbine haz"IIyorlar. Son gün lerde bu hawllk hızlandmlmışt". Bu durum karşısında işçi, köylü, genç, . ilerici subay, aydın, esnaf, bütün halk, uyamk olmalıyız. NATO'dan, SENTO'dan, Amerika ile bağlanan ikili Askeri anlaşmalardan kurtulma dıkça milli bağımsızllğımıza kavuşamaz, bir sald"ganlık harbinin felôket lerinden kurtulomayız. Yabancı sermayeler karşısında yıkilıştan, kapitü lôsyonlardan kurtulmamızın, egemen, tarafsız, baflşçı, demokratik bir Türkiye olarak yaşamamızin tek çaresi, yurdumuzda ağallk süren Amerika IIlafl kovmak, ölüm rampalaflm topraklaflmızdan defetmektir...
* Bu yazı lar, sanki bugün yazı l m ış. O kadar a ktüeldir ve gerçekleri uzak görüşlül ükle yansıtmakta d ı r. Sabiha Sertel, işte bu derecede sağ lam bir d ü nya görüşüne ve bu derecede derin bir ta h l i l kuvvetine sahipti. Ve üstelik. coşkun bir yu rtsever, atılgan, yiğ it bir savaşçı idi. Türkiye Komünist Partisi, Türk emekçi leri. butun Türkiye halkı, son nefesine kadar kalemini elinden bırakmamış olan bu yılmaz savaşçı kıziyle daima övünecektir.
604
ı Ç i N D E K I LER
.. Barış ve Sosya lizm Problemleri.. dergisi on yaşında .
525
G. O. V. ı .
Leni n ' i n yüzüncü doğum yıldönümüne doğru .
527
A. Efimof-V. Rutgayzer
Sovyetler Birliği 'nde i ktisadi reform : I l k sonuçlar ve perspektifler .
531
B. Kis/e r-K. A. Gutyar
Demokratik Almanya Cu mhu riyeti köy ekonom i si n i n g el i ş mes i nde yeni aşama : kooperatifler •
•
•
.
.
.
.
.
•
•
Bulga ristan köy ekonomisinde bilimin rolü .
•
•
•
•
•
•
•
•
V.
•
.
544
Şopof 557
J. Bata/-R. Amjad-M. Harme/
Arap milli kurtu luş ha reketi n i n bugünkü dönemde en önemli ödevleri
567
H. R.
Komünistler kah ramanlıklariyle h a l ka örnek oluyorlar
581
Türkiye Komünist Partisinin b i l d i risi .
584
A. Saydan
Türkiye Komünist Partisi s e rbe st çalışma şartlarına kavuşma lıdır Sabiha Zekeriya Sertel
.
.
.
.
•
•
•
.
•
.
•
•
•
•
585
•
•
•
599
B A R I Ş
V E
S O S Y A L I Z M
P R O B L E M L E R I
Ingilizcesi:
Central Books Ltd., 37 G rays Inn Road, london, W. C. 1 . /talyancası :
libreria Rinascita, Via delle Botteghe, Oscure 2. Roma Almancası :
«GlOBUS»-Vertrieb a uslöndischer Zeitschriften, Wien XX, Höchstödtplatz 3 Yunancası (Kıbm'la):
lai kon Pra kto rion, Tricoupi Street, 53 r., N i cosia Ruşcası :
Stredisko pro rozsi rova ni tisku, Pra ha 6, Thokurova 3 Fransızcası :
Societe d'Ed ition et d' Enformation 9, Bouleva rd des Ita l iens Paris (2e) Ispanyolcası :
Ediciones Pueblos U nidos Casilla Correo 589, Montevideo Japoncası :
N a u ka Ltd ., 2, Kanad-Zinbocho 2-chome, Chiyod a - ku , Tokyo Isveç dilinde:
Arbetarkultur, Söderarmsvagen 36, Johan neshov 6, Stockhol m Bulgarcası :
Raznoiznos, i, Rue Tza r Assen, Sofia Türkçesi:
«Y E N i çAG Thokurova 3
Fiyatı 1 l i ra
»
-
Stredisko pro rozsi rova n i tisku, Pra ha 6,