V
e
YENI�AG i
xx: I�sanların, ulasların ve devletin belgesel öyküsü
i
Güs Hol: Sınıf açısından ekolojik bunalım Georgi Traykof: Bulgaristan Halk Çiftçi Birliği ve tarih
ten bazı ibret derslerı Klod Popren: Işçi sınıfının sömürülmesi sisteminde
yenilik Uluslararası bilimsel-teorik konferans Ara Haçadur: Petrol tekellerine darbe Doıores ibaruri: Dün ve bügün
Ozel s a y f a l a r
Ahmet Saydan
Temmuz ayı olayları
L
Ağustos ayı olayları
J
Yorumlar
----- -
r'
------
"'\
8(98) Ağustos
1972
BA�
.-
SOSYALIZM
PROBLEMLERI
Bu sayıdaki imza/ardan bazJlaflnln kim/ik/eri:
Güs Ho/ ABD Komü nist Pa rti si Genel Sekreteri
D% res Ibaruri Ispanya Komü nist Partisi Başkanı
Georgi Traykof BHC Devlet Konseyi Başka n yardımcısı ve Bulgaristan Halk Çifçi Birliği Sekreteri
K/od Popren Fransız Komünist Partisi Politbüro aday üyesi ve Merkez Komitesi Sekreteri
Ara Haçadur irak Komünist Partisi Merkez Komitesi üyesi
•
YENI V
ÇAO
Bütün ülkelerin proleterleri, bir/eşiniz
8(98) Auğustos
1972
Komünist ve işçi partilerinin teori ve enformasyon dergisi
SSC Birliği'nin 50. kuruluş yıldönümü münasebetıyle i N SANLAR ı N , ULUSLARıN VE D EVLET i N BELG ESEL OVKOSO Bu belgesel öyküyü meydana getiren kom ü ni st ve işçi partileri temsil cileri : Fili p Bart (ABD), Jorj Batal (Lübnan), La rbi Bu hali (Cezayir), Amat Dansoko (Senegol), Ba rbu Zaharesku (Romanya), idris Koks (ingi ltere), Felipe Malaya (Filipi nler), Laslo Nagi (Maca rista n), Pol Kurtiyo (Fransa), Mahcub Osman (Sudan), Kostan Palitis (Kı brıs), Ha mid Safari ( i ran), Horhe Teksier (Şili), J orj Tubi (i sra il) , Hayme Fuçs (Arjanti n), M ohamed Harmel (Tunus), Ara Haçadur (Ira k) , Lars Vü ntila (Finıôndiya). SSCB 1 922 KURULUŞU : TOPRAK : 22 422 bin km. kare 246 259 bin NOFUS : D EVLET DOZEN i : Sovyet c u m h u riyetleri n i n sosya l i st birliği VON ETiCi POLITIK GOç : SBKP Bizler, yani « Barış ve Sosyolizm Problemleri" dergisinde görevli 18 ko m ü n i st ve işçi parti s i n i n temsilcileri , SBKP M K'nin dôvetlisi olarak m i safi r bulu nduğ u m uz Sovyetler Birli ğ i n i gezip görd ü k. Grupla r halinde, Mos kova, Kiyef ve Tiflis'i, Taşkent ve Kişi nefi , Talin ve Kazan'ı ve diğer birçok şehri ziya ret etti k. Sosyalist cumhu riyetlerdeki hayatı inceled i k . SBKP M K Politbüro aday üyesi v e M K Sekreteri B. N . Ponomarol yoldaş tarafı ndan ka bul edilerek, kendisiyle toplu bir görüşme ya ptı k. Biz SSCB'ni yakı nda kutla nacak olan 50. kuruluş yıldön ü m ü dolayısiyle ziya ret etti k. Bütün gezimiz ve temasla r ı m ı z boyu nca, ulusal politi ka n ı n n a s ı l gerçekleşti rildiğini. sosyalist federasyon prensi pleri n i n nasıl hayata geçirild i ğ i n i görüp anlamaya; ba rış. demokrasi ve sosyalizm ideallerine 567
değer verenlerce şimdi yap ı l makta olan sosya l izm k u ruculuğu bilônçosu hakkında fi kir edinmeye ça1lştı k. Biz gezi notlarım ızın ve yaptığ ı m ı z konuşmaların ta m ve etraflı bir a raş tı rma olduğu iddiasında değil iz ; bunlar sadece izleni m lerim izin bir par ças ı d ı r. Derg i m i z aynı konuda bir özel teorik konferans terti plemektedir. Ve bizim bu materya l i miz hazı rlanı rken, a rtık birçok mem leketten bu temsilciler, foruma katılacak konuklar yazı kurulumuza gelmeye başlamış lard ı r. Bu forumda bizler de söz alıp konuşmayı d üşünüyoruz. Bir yandan kendi pa rti lerim izin basınında da bu gezi mizi anlatacağ ı m ı z yazı lar ya yınla mak istiyoruz. Oykümüze belgesel diyoruz, çünkü bunu anlatı rken, esas materyal ola rak ra kka m l a ra , kanıtlara ve yaşları, meslekleri, sosya l d u ru m ları ve öğ renim düzeyleri başka başka Sovyet yurttaşlariyle yaptığımız konuşmala rın stenografi notl a rı na dayanıyoruz. Onlar, konuşmaları m ızda yalnız başa rı la rdan değ i l , yetersizliklerden de söz etti ler. Evsa hi pleri m iz başarısızl ı k ları da g izlemediler. Ama bu yetersizlik ve başarısızlıklardan söz ederkeıı, daima kendi evlerini daha iyi k u rmak ve dayayıp döşemek istiyen evsa hip lerinin özeniyle konuştular. Sosyal ve tekni k i lerlemenin böylesine atı l ı m i ı bir gelişme gösterdiği günüm üzde, birçok şey a rtık bir emel olmaktan çıka rak, bir gerçek haline . gel iyor. Fakat insan zekôsının ulaşım ları ne kadar büyük ve cüretkôr o l ursa olsun, biz henüz insanl ı ğ ın üçte bi rinden fazlasının hôlô okuma yazma bil mediği ve her saniyede bir kişinin açl ı ktan ölüp gittiğ i b i r d ün yada yaşıyoruz. Insanl ığ ın emelinin en cesur ve en yüce timsali sosya list ü lkelerde ger çekleşti ri l mekte elan sesyol eşitl i ktir. Dünyayı devri mci yeldan yeni leme ha reketinin dôhi önderi Lenin, bun dan sadece elli yıl önceki Rusya'nın ta blesunu şöyle çizer: «Kuzeyde Velegda'dan g üney-doğuda Restof-Den'a ve Sa ratof'a ; gü neyde Orenburg ve Omsk'tan kuzeyde Tomsk'a kadar, nice büyük k ü l türel devletlerin sığabi lecekleri uçsuz bucaksız topraklar uzanı r. V e bura larda baştanbaşa pederşa hil ik, yarı yabani l i k ve gerçek yabani l i k hüküm s ü re r.» (i) Bugün bu mem leket sanayi üreti mi bak ı m ından Avru pada bi rinci, d ün yad a i kinci yeri a l m a ktad ı r. Sosyalist iktisat nispi payı bu memlekette a rtık yüzde yüzü bulmuş ve halkın sınıfsal terki bi cedvelinde «burjuvazi», « pomeşçi kler» , « tüccarla r » v e "ku lak'lar» g i bi kategori haneleri a rtık çoktan v e ebedi ola ra k çizi lmiş bulunmakta d ı r. Bugün hal k!n yüzde yüz oku r-yaza rlığa u laştırıldığı bu memlekette
(I) 5Q8
\lo i.
Lenin; Bütün eserleri, c. 43, s. 22a,
zorunlu genel o rta ö ğ re n i me geçiş uyg ulan ma'kta d ı r ve yeryüzünde her dört bili m adamından b i ri Sovyetler Birliği yu rttaşıdır. Sovyetler Birliği nde bundan 40 küsur yıl önce son ışsızın kayd ı sili n m iştir. işçi leri n v e hizmetli lerin reel geli rleri, 1 913 yılına kıyasla 8 defa dan fazla, köylüleri n geliri hemen hemen 12 defa a rtm ı ştır. Halk a ra s ı nda ortala ma ö m ü r de 32 yıldan 7 0 yıla çıkmıştır. Biz, L. i. Brejnef yolda şın SBKP XXiV. Kongresi kürsüsü nde, Sovyet hal kının ya ratıcı dehôsının, fedakarlığ ı nın, kendi 'kom ü n i st pa rtisi etrafı ndaki sıkı bi rlik ve topluluğ unun, SSCB'ndeki bütün başarıların g a ra ntisi 010geldiği, bugün de gara ntisi olduğu ve bundan böyle de g a ra ntisi ola cağı hakkında söyledi ğ i sözleri hiç hatı rımızdan çıkarmıyaruz. Çok uluslu Sovyetler ülkesini işte hep bu ansımayla gezd ik. Şimdi sizlere görd ü kleri mizi anlatıyoruz. EM EKÇiLER ıÇiN EMEKÇiLER DEVLETI Salonun törensel sessizliğ i içinde şu sözler yankılanıyor : " Ukrayna Sov yet Sosya l ist Cumhuriyeti Yü ksek Sovyeti Oçüncü Toplantı Dönemi n i n seki zinci oturu m u n u açıyorum . .. K ü rsüde b u sözlerle otu rumu açan, USSC Yü ksek Sovyeti Başkan Yard ı mcısı, sosya l i st emek ka h ramanı M i hail Va hula'd ı r. Gerçi biz, şu veya bu yasama mecli s i n i n toplantı dönem i n i n açılışına d a ha önce de tanık olmuş bulunuyoruz. A m a a ra m ızdan bi rçok ları, b i r cumhuriyeti n en yüksek devlet egemenliğ i o rganının, böyle bi r işçi ta rafından açılan oturu munda ilk d efa hazır bulunuyorlar. Evet, M i h a i l Va hula, Lvov şehri otokar fabrikasında tornacıdır. USSC Yü ksek Sovyeti topla ntı salon unda, yeni ta nısmış olduklarımız dan bi rçoğ u n u tekrar görüyoruz. Birinci sıranın sol başında, Harkof yöresi Çug uevski bölgesi n i n " Ma rtovski .. sovhozu tra ktöreü lerinden Mariya Bukir yer alm ı ş bulun uyor. Ma riya Bukir, U k rayna n ı n emektar unva n ı n ı kaza n m ı ş meka nizatörleri nden biridir. Onun bi rkaç g ü n önceki kabul g ün ü nde biz de hazır bulunduk. Seçmenleri, m i lletvekili sıfatiyle kendisine başvu r maya geliyor, kimi b i r uzak iletim hattı n ı n eyleme geçi rilmesini engelliyen bazı işlem karışı klı kları n ı n giderilmesine yard ı m ı n ı rica ediyor, kimi bir çocuk bahçesi ek i nşaatı g i rişi m i n i desteklemesini, k i m i de yeni b i r ev yapmasına yardımda bulunmasını istiyord u. Devletsel önem taşıya n prob lemlerle tamamen kişisel sorunla rı n bi rbi rini izlemesi, bütün topl u m u n işleriyle kendi kişisel işleri n i ayrı lmaz bir b ütü n saya n Sovyet i n sanla r ı n ı n hayatı n ı n karakteristik bir çizgisi, hayatı ola nca çeşitliliği v e boyutlariyle ka psaya n Sovyet demokrasisinin bir özelli ğ i d i r. Salonda b i rçok resi mleri nden ta n ı d ığ ı mız bir s i mayı da görüyoruz. Bu ilk Ukrayna uzay uçmanı Pavel Popoviç'tir. Kendisiyle daha sonra, Kiyef Moskova treni n i n bir kompartı m a n ı nda konuştuk. Soh beti miz gecenin geç va kitleri ne kadar sürd ü . Bir köylünün oğlu ola n ve bugün bütün d ünyaca ,56 9
b i linen Pavel Popoviç de U k rayna Yüksek Sovyeti'nde kendi Iıemşeri leri n i n m i l l etveki l i d i r. Biz Ukrayna Yüksek Sovyeti' n i n bu oturumuna, Sovyet sosya l ist demok rasisi s istem i n i , işçilerin ve köy l ü lerin devlet yöneti m i ne katı lmala rı prati ğ i n i i yice i nceley i p öğ rendi kten sonra g i riyorduk. Bir cumlıuriyet içinde ya ptı ğ ı m ı z gözlem leri, ricamız üzerine bize veri len ve bütün Sovyetler Birliğinde m i l yonlarca i nsa n ı n devlet yöneti mine nasıl katı ldı kları n ı gös teren b i l g i lerle korşıloştırmoya çalışıyorduk. YERSEL SOVYETLER (Mil letvekilleri 1 00'den fazla m i l l i yetten seç i l m işler) M i LLETVEKILLERi TOPLAM ı : iŞÇiLER: KOLHOZCULAR : KOM U N i STLE R : PARTiSiZLER :
2 166 004 % 36,5 % 28,8 0/o 44,5 % 55,5
KiYEF YORESi N i N VASi LKOVSKI BOLG ESi USTIM O F KOY SOVYETl icra Komitesi Başkanı Vasiliy MARTiNENKO konuşuyor: SSCB'nde köy sovyetleri en yığ ı nsal egeme n l i k organları d ı r. Size ne g i bi işlerle uğ raştığ ı m ı z Iıa kkında şu bilg iyi verebi lirim : Seçmenlerimizin d i lek ve s i pa rişleri, kol lıoıun eylemi nden tutun dp, ortaokul, çocuk bah çesi , dükanlar ve yemekhanelerle i lg i li i şlere ve b i r kültü r evi kurul ma sına kadar, pratik olara k hayatın bütün ala nlarına değ g i n sorun larla i lg i l i d i r. Sovyeti miz, i cra kom itesi ve m i l letvekilleri, seçmenleri mizin d i lek lerini elden geldiği kadar eksiksiz yeri ne getirmeye ve köylüleri m izin i stek. leri n i iyice kavramaya ça l ı şı rla r. HARKOF ŞEHiR SOVYETLERi Devlet ödülü almış, sosyalist emek Iwhramanı ve UKP MK üyesi olan milletvekili Konstantin KiSLYAKOF'a soru: - M i l letveki l leri kendi seçmenleriyle nasıl i l i şki kuruyorlar? Cevap: Sizinle ta n ı şm a m ı zda sı rayla a n ı lan şu unva n l a rıma, bir de esas unva n ı m ı , işçi olduğ um u katmak isterim. Evet, ben boru fa brikasında karo sel torna ustasıyım. En çok da bu unva n ı m la övünüyorum. Sorunuza ceva p olara k şunları söyliyeb i l i ri m : Biz m i l letvekil leri, seçmenleri mizin, beraberce çal ı ştı ğ ı mız insanların çıka rları n ı savunuyor ve bunu için yaşıyoruz. Orne ğ i n , yoldaşlarım bana daima başvuruyor, yard ı m ve nasihat i stiyorla r. Oğle paydosunda g e l i p başvura n l a r da olur, evi me g iderken yoluma çıka nlar da ol ur. Hepi mizin ayrıca kabul g ü n leri miz de var. Sovyetleri n 570
her kademesinden m illetvekil lerin i n meyda na geti rdikleri m i lletvek i l i grup ları büyük işler yapıyor ve başa rılı ol uyorlar. Bu gruplar doğ rudan doğ ruya i şletmelere bağ l ı olara k meydana getiri l iyor. Ha rkof'ta böylece 8 9 g r u p eylem göstermektedi r. B i RLi K C U M H U RiYETLERi Y U KS E K SOVY ETLERI ( M i l letvekil leri 66 m i l liyetten seçilmişler) M i LLETVEKi LLERi TOPLAM ı : iŞÇi LER : KOL HOZCULAR: KOM U N i STLER : PARTiSiZL ER :
5 879 % 29,6 % 20 ,8 °,'0 67,6 % 32,4
U krayna SSC Yü ksek Sovyet i Prezidyu mu'nda bir grup m i l letvekil iyle görüştük ve kendi lerine bazı soru lar sord uk. Aldığ ımız ceva pları özetli yoruz. Kiyef ayakkabı fabrikasında saya biçki Lıstası Olga ANUFRiEVA: - Ben a rtık üçüncü defadır m i l l etvekili seçiliyorum. Harp sonrası yılla rında - b i l d i ğ i n i z g i bi , şehri miz büyük ölçüde yı'kıma uğra m ı ştı - konut soru nu bütü n diğer sorunlardan daha önemliyd i . Yeni konut ya p ı ları kur duk. Çocuk yuva ları ve bahçeleri de gerekl iydi. Onla rı da yaptı k . . . Şimdi, çoğ u seçmenler, soka kla r ı n ıslahı, mağazalar ve çeşitli üstbaş, temizlik, tami r işjjl k leri ni bir çatı a ltında toplayan kombi nala r açı l ması dilek ve teklifleriyle ba na başvuruyorlar. Ça lıştı ğ ı m fabrika, a rkadaşlar, a l d ı ğ ı m ı z ha mmadden i n ka l itesi soru nuyla da i l g i lenmemi istiyorlar. U re tim problem leri n i i şletme yöneti m i ve sendika örg ütümüzün a ktif görev l i leriyle bi rli kte çözüyaruz. Kiyef «Leninskaya Kumitsa" fabrikası frezecileri brigadiri (kolbaşısı), USSC Yüksek Sovyeti Prezidyumu üyesi ivan RADZiEVSKi: - Problemleri miz çok. Bunları çeşitli biçi mlerde çözüyoruz. Orneğ i n, seçmenler, bölgemizin ağaçland ı rı l ma s ı n ı teklif etti ler. Bu soru nu bölge yönetim komites i n i n oturu munda i leri sü rmeye karar verd i m . Komite beni destekledi. Bir cumartesi i meceliği terti p ledik. 30 bin kadar fidan d i k t i k . . . B i r başka problem b i z i d a h a ç o k uğ raştırdl. Bi rçok yeni konut ya p ı la rı kurm uştuk. Fakat a pa rtman daireleri ne pek az sayıd a telefon veri l m i şti. Bu sorunu Cumhu riyet Yü ksek Sovyeti dönem toplantısında bir konuşma yapamk sözkonusu etti m. USSC Ha berleşme Ba ka nlığ ı ted bi rler aldı. Ve d u ru m bir hayli d üzeldi. Besteci Georgi MAYBORODA: - Ben Cumhuriyet Y ü ksek Sovyeti Kültür Komisyonu'na başka n l ı k edi-
571
yorum. Biz, radyo-televizyon komitesi n i n eylemi n i , tiyatroların ça l ı ş mala rı n ı , poligrafi sanayii işletmelerinde yeni teknik v e teknoloj i n i n ben i msenip yerleşmesi sorun/arını müzakere e diyoruz. Ha/en komisyo n u m uzun üye/eri, c u m h u riyeti mizde müzik kültürünün geniş ölçüde geliştiril mesi prespektif leri n i i nceliyorlar. KON UŞMA SON U N DA i KI TAMAMLAMA SORUSU UKP fvIK Sekreteri Fyodor OVÇARENKO'ya soru: - Parti ve devlet o rg a n l a rı n ı n ça lışma/arında eylem birliği nasıl gerçek leştiril iyor? Cevap: SSCB Anayasası'nda, Sovyet/er Birliği Komünist Partisinin, emek çi leri n gerek toplumsal, gerekse devletsel bütün örg ütleri n i n yönetici çekirdeği olduğu yazı l ı d ı r. Ukraynada yersel sovyetleri n bütün kadrosu n u n % 47'si nden fazlası, y a n i yarısı ndan a z ı , kom ü n i st m i l l etveki l lerinden oluşmakta d ı r (oysa, burj uva basını, bütün m i l l etveki l leri nin m utlaka kom ü nist o/ma/arı istendiğini iddia eder) Fakat i ş sayıda değildir. Parti yığın larla sı msıkı bağ l ı d ı r ve onların ta m desteğ i n i kaza n m ı ştı r. Bundan ötü rü, genel halk devleti organları i le Sovyet halkı n ı n öncüsü olan parti a rasında çeli şki yoktur ve ola maz. Pa rti n i n, devleti n ve halkı n organik birliğ i , sos yalist top l u m u n politik sistem i n i n temeli d i r. USSC Yüksek Sovyeti Prezidyumu Başkanı A/eksandlf LYAŞKO'ya ( I) soru: - Biz, Sovyet egemenlik organlarında i şçi lerin ve köyl ü lerin ne kadar gen i ş ölçüde temsil edi ldikleri ne kendi gözlemleri mizle ka n i o l m uş bulu nuyoruz. Bununla i lg i l i olarak, işçi-köylü yığ ı n ları nın memleket yöneti m i ne daha büyük ölçüde celbed i lmeleri hattı n ı n ne g i b i perspektifleri olduğ unu da söyler misiniz? Cevap: Işçi ve köyl ü m i ı ı etveki l leri, sizin de ka n i olduğu nuz gibi, emek çi lerin tam yetkili temsi lcileri d i rier; m i ı ı etveki ııi ğ i görevleri ni yeri ne geti r mekle, onların i htiyaç ve çıkarlarını ta m ola rak yansıtırlar. Bi l i nd . i ğ parti mizin progra m hedeflerinden biri de, genel halk devletinden kom ü n i st toplumsal özyöneti me geçmektir. Bu maksatla, bütün h a lkı n şu veya bu biçimde yönetim öğ ren i m i g örmesi, yeteri kad a r yönetme bilgisi edi n mesi gereklidir. SBKP XXiV. Kongresi ka rarında, kom ü nizmi kurma m üca deles i n i n, sosya list demokrasiyi her bakımdan gelişti rme, Sovyet devletini g üçlend irme dôvasiyle ayrı lmaz biçimde bağ l ı olduğu beli rti lmektedir. işte işçi ve köylü y ı ğ ı n la r ı nın devlet i şleri ne deva m l ı olarak ve g itgide daha geniş ölçüde cel bed i l mesi hattı da bu ödeve uyg u n l ukla gerçek leştiri i meye çalış ı lmaktadır.
(1) A. P. Lyaşko, halen USSC Baka n l a r Kuru l u Başka n ı d ı r. 572
\:
111
SSCB YO KSEK SOVY ETI ( M i l letveki l leri 62 m i l liyetten seçi l m i ş ler) MILLETVEKi LLERi TOPLAMı: iŞÇiLER: KOLHOlCULAR : KOMON ISTLER: PARTiSilLER :
1 51 7 31 ,7 1 8,6 72,3 22,7
% % % 'Din
Sovyet top l u m u n u n devletsel örgütü üzerindeki dolaysız i ncelemelerimiz, çok uluslu Sovyet ha l k ı n ı n egemen l i ğ i n i ya nsıta n ve memlekette devlet egemenliğinin en yüksek organı olan SSCB Yüksek Sovyeti 'yle sona eri yord u. Burada ed i nd i ğ i m iz izlenim leri de şöyle özetliyebi l i riz : Bi ri ncisi, biz, sosya lizmin, memleket halk y ı ğ ı n ları n ı n hayatı nda, onların devlet işlerine katı l ı şlarında i l kesel ba kımdan yeni b i r rol g erektirdiğ ini, SBKP' n i n sosya l ist demokrasiyi geliştirme ça l ı şmalarının buna göre ger çekleştir i l d i ğ i n i tıçı kça görmüş bulunuyoruz. i k i ncisi, kes i n l ikle beli rtmeliyiz ki, bir politik sistem i n demokratizmi, her şeyden önce, onun emekçi i nsana reel olarak ne verdiği i le ö l ç ü l ü r. Ve üçüncüsü, a rtık ulaşı i m ı ş olana nokta koyup gevşemek yoktur. Sov yet yoldaşlar, bugün, bütü n dikkatleriyle sosyalist demokrasiyi yetkin leş tirme perspektifleri üzeri nde d u rma kta, zira m i lyo n l u k yığ ı n ların yaratıcı g i ri ş i m i n i d u rmadan gelişti rmenin ca n l ı s ü reci n i bu demokraside görmek ted i rler. EKONOMiK BiRliK M OSKOVA'DA OCREN D iCi M il Bi R PROBLEM . . . SORULARI MIZA CEVAP VEREN LER: SSCB Devlet Pl ônlama Komisyonu başkan yardımcısı Nikolay LiBE DiNSKi. Soru: Memleketi nizde devlet b i r l i ğ i n i n ekonomik birliğe uyg un olduğu söyleniyor. Bu birliğin nasıl d i le geti ri ldiği hakkında bilgi veri r misiniz? Cevap: Bu birliği, doğal olarak, her şeyden önce, Anayasada da beli r ti l d i ğ i üzere, devleti mizin ekon o m i k temel i n i meydana getiren sosya l i st i ktisat sistem i ve ü reti m a raçları üzeri ndeki sosya l i st mülkiyet yansıtır. Bizim halk ekonomimiz bi rleşi k bir devlet plônına göre geliştiri l i r. Burjuva d üzeni koşu l la rında çok ulu slu devlet kuru l uşları n ı n niçin tutu na mayı p d üştü kleri n i bir düşünelim. Bunlar tutuna mayı p d üşerler, çünkü sömürü ve ezgi sistemi üzeri nde kurulan i lişki ler, tüm üyle nice bölgelerin ve ülkelerin gerika l m ı ş l ı ğ ı n ı sürd ü rmekle ka l maz, aynı zamanda bunları ekonom i k u l usa l ayrı lığa da mahkum eder. Metropoller i l e sömürgeler 573
a rasındaki i lişki ler yeri nde ka l makla beraber, emperya li st som u rge sis temi niçin çökt ü ? çünl<ü kendi tabiatı iti bariyle zaten sağ l a m ol mıyan bu i lişki l er, metropol lerle söm ürgelerin gelişme d üzeyleri a rası ndaki temelli ayrı mları ve çıkarlarının bağdaşmazlı ğ ı n ı giderek daha çok a rttı rıyord u. Sosya l izm, hak eşitliği ve g ön ü l l ü işbirliği prensi pleri temeli üzeri nde kuru lan yen i tip u l uslararası ilişkiler meydana getirdi. B u her şeyden önce ekonomi alan ında cumhuriyetlerin gelişme d üzeyleri n i n plônlı biçi mde eşitlenmesinde ken d i n i gösterdi . Ornek ola rak Ozbekista n ı e l e a l a l ı m. Bu memleketin Sovyet egemen liği kuru ld uktan sonra halkın h izmetine verilen doğal zen g i n l ikleri ara sında muazzam tabii gaz ve neft yatakları da va rdı r. fakat Ozbekistan her şeyden önce memleketin en büyük pa m uk ü reti m bölgesid i r. Bu vak tiyle d e böyleymiş, fakat devri mden önceki y ı ll a rd a çiğitlenmemiş pamuk Ozbekistandan Orta Rusya bölgeleri ne sevked i l i rmiş. Bugü nse, gayet doğal ve normal sayı lması gereken gelişme sağ la n m ı ş, Ozbekistan a rtık pa muğunu ta mamiyle kendi s i işledikten başka, i plik ü retebi lecek, kumaş dokuya bi lecek hale gelm iş, pamuk yetişti rilen a raziyi i şlen;ıek üzere gerekli makineleri ve suni g übreleri de üretebilen bir memleket olm uştur. Böylece, c u m h u riyetlerim izin her birinde, halk ekonomisi komple eylemi, yani kolonyol sömürücülüğe özgü monokültür ( I) biçimi değ i l , komple ü reti mei lik sağlan makta d ı r. Soru: Cum h u riyetlerin ekonomik gelişme d üzeylerini bir hizaya getirme s ü reci artık tam a m l a n m ı ş m ı d ı r ? Cevap: Yeni beşy ı l l ık ( 1 97 1 - 1 975) h a l k ekonomisini geliştirme p l ô n ı da, bazı cumhu riyetlerde, diğerlerine kıyasla, daha büyük bir sanayi ü reti mi a rtışı öngörüyor. Rusya federasyonu'nda bu a rtış d iyel i m ki o,'() 47'yi, Belo rusya'da % 58'i , fakat Ermenistan ve Türkmen ista n 'da °,'0 64'ü bulacaktır. fakat şimdi en önemli olan bu değ i l d i r. Şimdi bütün cumhuriyetleri miz yüksek gelişmeli b i r endüstriyel -ta rımsal halk ekonomisine sa h i p bulunu yorlar, Bu sosya l i st ekono m i n i n olgunluğ u n u n b i r göstergesi d i r. Parti mizin XXiV. Kong resi, halk ekonomisini daha do yeğ i nleştirme, bütün kaynak ları daha iyi ku l la n ma ve emek ve.r i m l i l i ğ i a rtı şını hızlandırma yol u n u çiz m i ştir. Bütün bunlar, yeni beşy ı l l ı ğ ı n öngörd ü ğ ü ana ödevin, yani Sovyet ha lkı n ı n maddi ve 'kültürel hayat d üzeyini hissed i l i r derecede yükseltme ödevi n i n başarıyla yerine getiri l mesine i mkô n verecekti r. Birlik Cum h u riyetleri n i n ödevleri de hep bu ana ödeve göre beli rlen mekted i r. Memleketi n teknik i lerlemesi, Ukrayna tü rbi nleri ve jeneratör lerinin, Belarusya y a p ı m ı hesap makineleri n i n, Letonya fabrika larında üre tilen m a l ların, Ermenistan kimya sanayi i n i n, Ozbekistan ' ı n pa muk toplama ve sulama makinelerinin, G ürcistan'ın manganezi nin ve d izel lokomotif leri n i n bütü n ü d ü r. Her cumhuriyet kendi katkısını ortaya koymakta d ı r.
(i) Mono-kültür : Ayn ı toprak kesi minde hep aynı cins ürün yetiştirme 574
Uretim Güçleri Topraksal Dağılım Konseyi Başkanı akademisyen Niko lay NEKRASOF. Soru: SSCB'nin ekonom i k birliğ inin gelişme perspektifleri nelerd i r ? Cevap: O l kenin ekonomik ha ritasına bir bakınız. Her yöne uzanan ve yoğ un bir örg ü meydana getiren demiryolu hatlarını, binlerce kilometre lik boru hatları halkala rını, enerji s i stem leri ağını göreceksiniz. Şimdi bunlar çeşitli sanayi bölgelerini birbi rine bağ layı p bütünıüyorlar. i leride daha hızlı bir gelişme göstereceklerd i r. Dünyanın en büyük s u-elektrik santra l lerinden meydana gelen şimdiki kompleks, daha da büyük su kavşa kları ve tesi sleriyle tamam lanacaktı r. SSCB Avrupa kes i m i nde a rtık eyleme geçi ri l m i ş bulunan ve toplam gücü 1 00 m i lyon ki lovatı aşan Bi r leşik Enerji Sistemi (ki bunun d ünyada eşi yoktur), Sibirya, Kaza histan ve Orta Asya enerji sistemlerine katı laca ktı r. O l kenin petrol ve gaz i htiyaçla rını giderme alanında bütün b i r sistem yaratma ça lışmaları da devam etmektedir. Sadece bu yeni beşyı l l ı k p lan döneminde en az 30 bin km. magi stral gaz boru hattı döşenece- k tir. Bu saydıklarımız, ya lnızca, büyük ekonom i k ve sosyal sorunun, yani muazza m b i r memleketin yüzeyinde b i l i msel olara k temellend i ri lm i ş bir iktisat örgütü yaratma sorununun çözümüne i lişkin bazı unsurla rd ı r. Ha len SSCB 1 971-80 yıl ları üreti m g üçleri topra ksal d a ğ ı l ı m ı genel tasarısı (ana hatlariyle) hazırlanmış bulunuyor. Bu tasarı, Bi rlik Cumhuriyetlerinin ve ekonomik bölgelerin şema larını ve ayni zamanda büyük h a l k ekonomisi komp l eksieri kurma şemalarını kapsamoktadır. Bi lginlerden, proje uzman la rından, plan ve i ktisat örgütleri görevlilerinden oluşmuş büyü k bir kol lektifin ça lışma lariyle meydana getiri len bu genel tasarıda, Bi rlik Cum huriyetlerinin gelişmesine i li şkin her türden bütün ekonomik ve sosya l etkenler gözönüne a l ınmıştır. . . . VE PROBLEMiN B i R CU MHU RiYETTE GORDOCOMOZ ÇOZO M O Gelişme düzeylerini hizaya geti rme sürecini h e r Sovyet cumhuriyetinde izlemek m ü m künd ü r. Biz bunu G ü rcistan'da görmek fı rsatını bulduk. Bu mem lekette, Sovyet egemenliğinin kurulmasından önce, sadece bir kaç dokuma ve g ı da maddeleri fabrikası, manganez yata kları ve kömür madenieri vard ı . O zamandan beri G ü rcistan'da 1 000 kadar büyük işletme kuruldu. Bun lar a ra sında ka lburüstü gelenler, Rustavi'deki demi r-çel i k i şletmesi , Zes tafoni'deki ferasp lav (I) fa brikaları, Kutansi'deki otomobil fa b ri ka s ı , Ba tum'daki petrol rafineri leri, Gori'deki pamuklu dokuma kombinası, ma kine ya p ı m ı ve hava c ı l ı k i şletmeleri, elektri kli IO'komotifler fa brikasıdır. Kolhoz d üzeni bu memlekette ta rım a lanında köklü değ işim ler sağ lan-
(ı) Çel i k ü reti mind e ve eritil mesinde k u l l a n ı lan, s i l i si, manganezi, fosforu ve kromu bol b i r özel dök me dem i r.
575
masına i m kan verd i . Eski Kolhida bataklı kları kurutu ldu ve Alazan vadi sinin verimli topra'kiarı sulandı. Çay eki m i beni msendi ve yaygı n laştı. Ve elbette bağ c ı i ı ı sa l kı m ı n ı n da yer a l ması rastgele değ i ld ir. Bug ü n G ü rcista n a na hat elektrik lokomotifieri ve büyük s ü ratli uçaklar, kamyon lar, hesap makineleri ve metal işliyen torna tezg a h la rı, da 1 k ik ler ve elektrik motorları, ku le-vi nçler ve a rteziyen pompa la rı, ya pı mater yal ıeri ve plastik eşya ü retiyor. Şimdi yalnız G ü rcista nda, va'ktiyle bütün Çarlık Rusya s ı n ı n üretti ğ i n i n b i rkaç misli ma 1 k ine Poti gem i yapımcı ları, bize zarfı N üyork'ta damgalanmış bir mektup gösterdiler. Bi r Amerikan firması temsilcisi olan Rnerts şunla rı yazıyo r : " Ka rayip denizinde uçar g i b i giden i l ık ti m. Sizin bu Dizel geminiz üstün bir ha reket ve ma nevra kabiliyeti ne sah i p, çok da elveri şli. ,Komet' a rt ı k 25 b i nden fazla yolcu taş ı m ı ş bulunuyor.» Gürcistan SSC Ticaret Odası Başkanı Rafai/ ELiGULAŞViLi bu mektubu şöyle yorum/adı: G ü rcista nda 1 1 6 işletme hep yabancı fi rma ların s i pa rişleriyle ü reti m yapıyorlar. Ya lnız Batum petrol rafinerisi, çıkard ı ğ ı ü rü n leri, ingi ltere, Bre zilya, Kanada, i sveç, Japonya, italya, Uruguvay da dahil olmak üzere 35 memlekete gönderiyor. Bu raka mlar ve kanıtlar, bu bir za manki Çar lık Rusyası kenar bucağ ı n ı n bugün ekonomi ba kımından d ü nya d üzeyi ne u laştığ ı n ı göstermektedir. "Komet» tipi sua ltı ka natlı botlara geli nce, bu g em i leri m i z a rtık bi rçok denizlerde ve nehi rlerde sefer yapıyorlar. G ü rcistan " Komet»i konforlu, kolayca yönetilen ve yü ksek s ü rat yapan bir yolcu gemisidir. Ya bancı m ü şteri ler tarafından büyük rağ bet.görmesi n i n nedeni bud u r. G ü rcista n ı n ekonomisi, örneğ i n , sanayice gelişmiş sayılan b i r orta Av rupa memleketi n i n i ktisadi kompleksinden hiçbi r ba kı mdan geri kal maz. Burada yolcu uçakları da ya p ı l m a ktad ı r, ki böyle uçak ya pı mcılığı ölçü leri ba kımından G ü rcista n la kıyasla na b i l mek her devleti n harc ı değ i ldir. G ü rcistan Devlet Planlama Komisyonu'nda şu soruyu sord uk: Bütün Sov yetl er Birliğ i ça p ı n daki işbö l ü m ü , G ü rci stan Cum h uriyeti için ne g i bi olanaklar a çmakta d ı r ? Gürcistan SSC Dev/et P/ ônlama Komisyonu Başkan Yardımcısı, akade misyen irakli MiKELADZE'nin cevabı: Bütün Bi rlik çapındaki işbölümü, cumhuriyeti mizde halk ekonomisi geliş mes i n i n ana doğrultularını bel i rlemen i n en önemli ölçütüd ü r. Bizim plan larımızda, bütün Birliğin m u htaç olduğu ü rü n tü rleri ü reti m i n i n a rttı rılması öngörü ıüyor. Bununla beraber, hammadde değ i l , hazı r mamul ler i h raç etmeyi, manganez değ i l, ferosplav' l a r ; metal değ i l , boru lar, makineler ve donatımlar satmayı ödev ed i n iyoruz. i h racat için ço lışan sanayi kollarını, 576
memleket içinde mu htaç olduğ u m uz enerjiyi, yapı gereçleri n i v. s. sağ l ı y a n sanayi kol la riyle uyu m l u ola rak bağdaştı rıyoruz. Peki, c u m huriyetimizin ve bütü n mem leketi n ekonomik çıkarları a rası nda çelişki o l m uyor m u ? El bette böyle çel işki ler bel i rd i ğ i de o luyor. Fakat biz daima eninde-sonunda heps i n i n ya ra rına olan opti mal çöz ü m ü bulabi l i yoruz. Drneğ in, SSCB Demi r-Çelik Sanayii Baka n l ı ğ ı , Rustavi'deki i şlet meleri m izde ü reti len koks gaz ı n ı yakıt olarak kullanmam ııı öneriyordu. Fakat G ü rcista n Cumhuriyeti h ükümeti, bu gazı n madeni g ü breler ü reti minde kulla n ıl m a s ı n ı daha uyg un g ö rd ü. Böylesi bütün ü lken i n yararı nayd ı . Neteki m, bizi m tekl ifimiz ka bul ed i ld i . Ote yandan, bütü n Bi rliği ilgi len d i ren soru n l a r ı n çözümünde de, cum hu riyetleri n özg ürl ükleri gözönü nde tutu lur. SBKP XXiV. Kongresi d i rek tifleri n i n bir cümlesini a l a l ı m : « G ü rcistan SSC' nde sanayi ma l l a rı ü reti mi hacmi, maki ne ya pımcılığı ve ki mya sanayi i n i n metal yutmıyan kolları n ı n daha büyük tem polarla geliştiri l mesi suretiyle, % 39-42 ora nı nda a rttı rıl m a l ı d ı r. » Neden ötü rü « metal yutmıya n » diye bel i rtiliyor acaba ? Nedeni şu ki, biz, dökme dem i r ve çelik yarı-fabrikatları ü retim i için güçlü bir temele sa h i p değiliz. Ama aynı zamanda, asgari ölçüde metal harcıya rak, çay, üzüm, tütün ve narenciye üretimini a rttırmaya yarıyacak makineler ya pabi lecek d urumdayız. Bu da bili msel -teknik i lerlemenin, cumhuriyeti m izde i htisaslaşma n ı n ve memleket halk ekonomisinin ödevlerine uyg u n d üşmektedir. Gürcistan SSC Bakanlar Kurulu Başkanı Givi CAVAHiŞViLi sözü şöyle bağladı : Bütün diğer cumhuriyetler gibi, biz de, SSCB'nin 50. kuruluş yıldönü münü lôyıkiyle kutlamaya hazırlanıyoruz. Geçi len elli yıl içindeki ulaşım Ianmız, SBKP' n i n Leninci u l usal pol itika s ı n ı n doğruluğunu ortaya koyan en inandırıcı 'ka n ı ttır. Kardeşçe bi rliğ in mem leketimiz halklarına sağ la d ı ğ ı kaza n ı mların birçoğ u n u gözleri nizle görebi l d i ğ i nizi sa n ı yorum. Şu d a va r ki, sanayi ka lkınması ve tarı msal yüksel iş, a macı kendine dönük bir şey değ il , a ncak sosya lizmin özü ve ca n ı demek olan ana hedefe u laşma nın, yani i n sanların yaşa ma koşullarını biteviye iyi leştirmeyi, maddi ve kültürel i htiyaçlarını daha tam ölçüde g i dermeyi sağ la m a n ı n a ra c ı d ı r. Içinde bulunduğumuz beşyı l l ı ğ ı n esas ekonomik ödevi d e böyle form ü l e edil mekted i r. Şi m d i bütün Sovyet ha lkı, partimizin' program hedefi olan bu esas ödevi yerine g eti rmeye g i rişmiş bulun makta d ı r. Bili M : YO KSELiŞ YOLU Yol umuz Ozbekista n'a u ğ ra d ı . Vaktiyle Ara p mem leketleri nde, H i n d i stan'da veya Uzak-Doğ uda, b i r kimsenin Taşkent'li o l d u ğ u n u i şittikleri z a m a n , bu şehrin nerelerde oldu577
ğ un u birden pek kestiremezlermiş. Taşkent' i n a d ı a n cak Bu hara ve Samar kand'la birli'kte a n ı l d ı kça bi l i n i rmiş. Bugü nse sadece Taşkent den i l mesi yetiyor. Taşkent d oğ a n ı n hiçbir şeyi esirgemedığ i b i r bölgen i n merkezid i r. Taşkent s ü ratle gelişen b i r end üstri merkez i d i r ve cumhuriyetin köY ekonomis ine birinci sınıf makine ve a raçlar sağ Ianması nda ana depo yerini tutmakta d ı r . Taşkent u l uslara rası bir merkezd i r. Yazadar v e b i l g i n ler, d ü nya n ı n her tarafından uzma nlar, sık sık buraya gelir ve çeşitli problemleri görüştü k leri toplantılar yaparlar. Yalnız geçen yıl içinde Ozbekistan SSC'ni 65 memleketten 532 heyet ziya ret etti. Biz Asya ve Afrika ü l keleri n i n « ba rış, sosyal i leri l i k ve halkların h ü rriyeti » devizi a ltında d üzenlenen I' lara rası Sinema Festiva l i ' n i n 'ka p a n d ı ğ ı gün Taşkent'e ulaştı k. Taşkent Ozbek ha lkı nin b i l i msel d üşünce, kültür ve sanat merkezid i r. Ozbekistan SSC Bilimler Akademisi Başkan! Abid SADIKOF'a iki soru sordu/{. Birinci soru: Burjuva ideologları n ı n s ı k s ı k o rtaya attıkları iddialard a n b i ri de « Sovyet söm ü rgeci l i ğ i »di r. B u i d d i a hakkında fikrinizi söyler m i s i niz ? Cevap: i d d i a temelsiz v e saçmad ı r. Kanıtlar bunu ya lanlamaktad ı r. Hem d e yüzlerce kan ıt. Ben ya l n ı z i k i ta nes i n i saya cağ ı m . Bizi m koşul ları mızda toprağı veri mli yapan sud ur, susuz topra k hiçbi r .şeye yaramaz. 1 91 8 y ı l ı nda V. i. Leni n Tü rkistan sula ma i şleriyle i lg i l i buyru ltuyu i mzaladl. Sovyet hükü meti b u i şlerin örgütlenmesi içi n 5 0 m i l yon ruble ödeneı k ayırd ı . Devri mden önce Ozbekista nda ya l n ı z bir büyük sulama sistemi. va rd ı. B ugü nse bunların sayısı 900'ü bu luyor. Ayrıca, Ozbek m ühendi sleri ve proje uzmanları, Afga n i sta nda, Ceza y i rde sulama sistem leri kurma ça lışmalarına yard ı m ediyorlar. B i r de ya k ı n geçmişte b i r olay, Taşkent'i n 1 966 depremi nden sonra yeniden kurul ması olayı var. Sovyet Cumhu riyetleri, hemen kend i i şçi leri ve ödenekleriyle i mdada yetişereık, Taşkent'te yepyeni konut mahal leleri kurd u la r. Böylece yeni den doğan Taşkent, SSCB halklarının dostluk, yar d ı mlaşma ve daya n ışması n ı n sembo l ü d ü r. Bu kanıtlar yeterl i d i r sanırım. Sovyet gerçekli ğ i ne gölge d ü ş ü rmek isti yenıer, hele kendi ü l keler i n i n tari hi nde böyle « sö m ü rgecilik» örnekleri b ulsunlar da göreli m . . . Ozbekista nda N orbutabekof a d ı n ı d uyduk. O n l ü bir adammış. Devri m d e n önce, Ozbekista nda bu hukukçu Norbutabekof'tan başka y üksek öğren i m l i ki mse yokmuş. Şimdiyse. Ozbekistan, SSC halk ekonomisinde yüksek ve o rta özel öğ ren i m l i 570 bin kişi, yan i vaktiyle Çarlı' k Rusyasının 578
sa h i p olduğu öğren i m l i kad ronun üç m i s l i nden fazla uzman ça l ışmakta d ı r. Oktobr zaferi nden önce, Ozbekista n 'da nüfusun yalnız ii() 2'si okuma yazma b i l i rmiş. Oku ma -yazma bilip de i mza s ı n ı ata b i len b i r kad ı n ı bütün b i r bölgede parmakla gösteri rlermiş. Şimdiyse Taşkentte b i r N ükleer Fizik Enstitüsü va r. Bu enstitünün nükleer reaktör yöneti m i sa hanlığ ı nda her biri b i l i mler adayı olan Ozbek kad ı n l a rı görd ük. C u m h u riyeti n b i l i m pedagojj görevli leri a rası nda 9 binden fazla kad ı n va r. Bu nlardan S'i akadmi syen ve OSSC Bi l i m ler Akademisi m u ha bi r üyesi , 39'u profesör, 63'ü doktor ve 1 727'si b i l i mler adayıdırlar. Ikinci soru: Ozbekista nda b i l i m, teknik ve sanat ayd ı n ları nasıl yetiş tiler? Cevap: V . i . Leni n 1 920 y ı l ı nda Taşkentte Devlet O n iversitesi kurulması buyrultusunu imza l a d ı . Ayn ı y ı l ı n Şubatında Moskova 'dan Taşkent'e olağ anüstü hi r katar hare ket etti . Bu trende Moskova ve Petrograd Oniversiteleri nden yola çıkarı l m ı ş profesörler ve diğer öğ renim üyeleri va rd ı. U laştırma bozukl ukları yüzünden, bu bilim adam ları Taşkent'e a ncak iki ayda gelebi ldi ler. Daha sonra Taşkent'e böylece dört tren daha u laştı. Ça l ı k Rusya s ı n ı n bu eski söm ü rgesinde yeni bir b i l i m ve yüksek öğre n i m ocağı yaratmak üzere, mem leketin en büyük b i l i m merkezleri ni ter kederek Taşkent'e gelen bilgi n leri n uyg a r davra n ışları n ı n ü n i versiteler ta ri hinde ebed i bir yeri vard ı r. Ozbek halkına bu y urtseverler, enternas yonalistler bilgi ı ş ı ğ ı getirmişlerdir. Ben b u ü n iversitede 1 920 y ı l ları nda oku d u m . Bizim ilk u l usa l grupumuz da 33 kişiydik. O za manlar daha fazla Ozbek genci bulup ü niversiteye yanaştırmak ola naksızd ı . Profesörler' ve öğ reti m üyeleri bizleri yetişti re bilmek için büyük b i r sabır gösterd i le r ve hiçbir çabayı esi rgemedi ler. Başlangıçta d i l g üçlüğ ü n ü a şa m ı yacağ ı m ızı sanıyorduk. Onlar bize yar d ı m edebi l mek içi n elleri n den geleni yapıyor, ders saatleri nden sonra da bizimle meşgul o luyor, barı n d ı ğ ı m ız yurtla ra da geliyorlard ı . H a len M o l davya SSC Bili mler Akademisi Başkan Yard ı mcısı olan p rof. G . V . Lazu revs'ki olağanüstü bir çabayla Ozbekçeyi öğ renmişti ve a ğ ı r dersleri bize kendi d i l i mizle açıklamaya ça l ı şıyordu. Organik kimyada .. M o rkovnikof kura l ı .. d iye bir terim va rd ır. Lazurevski ne kadar uğ raştıysa do, bu terime b i r türlü d i l i m i z d ö n m üyordu, kusursuz söyl iyebi lenimiz azdı . Profesör, baktı ki o l m ı yacak, .. Peki öyleyse .., dedi, .. Morkof Ozbekçe Sabza'd ı r mo dem, biz de b u n a ,Sabzief kura l ı ' deyivere l i m! .. Dedik de netekim, bir daha do u n utmadık. Bu nadir bir olayd ı r el bette. Fakat ben b u n u n l,a, bili msel termi noloji yaratma n ı n cidden zor bir i ş olduğunu b e l i rtmek i stiyorum. O n iversite mizin Dil v,e Edebiyat Enstitüsü şimdi bir çağdaş Ozbek d i l i yoru m l u söz l ü ğ ü yayı mlamaya hazırlanıyor. Altmış b i n sözcüğ ü n yoru m u n u n yer 579
o lacağı bu iki ci ltlik sözlük, 6 b i n sayfayı bulacak b i r temel eser olacak tır. Bir yandan 15 ci ltlik bir « Ozbek-Sovyet Ansiklopedisi » yayı mla makta yız. Cumhuriyeti mizde çağdaş b i l i m i n hemen hemen bütün kollariyle i l g i l i kurumlar ve enstitüler vardır. Ozbek a raştırma merkezleri birçok yönlerde Sovyetler Birliği ölçüsünde bir öncülük rol ü oynamakta d ı r. Bütün gezi miz boyu nca, biz her g ü n ve her yerde, kafa lariyle ça l ı şa n la rla, Sovyet ayd ı n ları temsilci leriyle temaslarda bulu nduk. Bu insanlar ta m bir yaratıcı l ık hayatı sü rüyor, çok şey biliyor ve çok d üşün üyorlar. Onların bu yanı ve i lg ileri, geniş l iği ve daima a maca yönelik n itel iğiyle i nsanı hayran ediyor. Bütün bilgi ve enerj i lerini işlerine döken bu insan lar, yarattıkları değerin önem i n i kavrıyor, top l u m ka rşı s ı ndaki soru m l u luk larını ve toplum içinde kendi lerine d ü şen rol ü gayet iyi a n lıyorlar. Bur j uva sosyologları, Sovyet Cumhuriyetleri nde bir u l usal ayd ı n lar zümresi doğup geliştiğini i nkôr edemezler. fakat kend i lerinden pay biçerek d ü şün meyi ku ra l edi n m i ş o l a n bu sosyol og l a r, b i r i ng i l iz yaza r ı n ı n d ey i miyle, ayd ı n l a rın, vicdan l a rı n ı n emri i le ekmeklerin i kazanma zorun luğu nun men genesinde 'k ıvrandıkları kapitalizm koşu l l a rına özgü i lletleri hep Sovyet Cumhu riyetleri u lusal ayd ı n larına da ya mayıp yakıştırmaya ça l ışmakta dırIar. Sosya list a yd ı n la r zümresi yeni bir toplu msa l olgudur; burjuva ö lçü ve sta ndartları bu z ü m reye uyg u la na maz. Bu zümre halkın bağrından doğar, a maçları da onun amaçlarıdır. Sosya l ist ayd ı n l a r komü nizm kurucul uğuna aktif biçimde katı l makta d ı rlar. B i R CUMHURiYETi N VE BUTON BiRliK'iN K O LTORU Estonya SSC Baka nlar Kurulu Ba şka nı Valter KLAUSON şöyle kon u şuyor: - Estonya ekonomisi n i n temeli ağı r endüstri d i r. Buna yüksek veri m l i çağdaş 'k öy ekonomisini de kattı n ı z m ı , bizi m kendi cumhuriyeti mizi niçin ekonomik bakımdan gelişmiş sayd ığımızı a n la rsınız. Bug ü n bizi m sanayi imiz ha rpten önceki n i n otuz misli daha çok mal çıkarmaktad ı r. Elle tutu l u r, g özle görü l ü r başarı ları m ı z ortadadır. Buna rağmen bur juva propagandası, Estonya halkı n ı n hayat ı n ı kara n l ık görmek ve göster m ek için çeşitli vesi leler bulmayı iş edinmiştir. 15 Birlik Cumhuriyeti arasında, Estonya SSc. 45 bin km. kore yüzölçümü ve 1,5 m ilyon kad a r n üfusuyle, en küçüğ ü d ü r. Uzun yı l la r s ü ren b i r kes i n tiden sonra, emekçi lerin a n cak 1 940 yı l ı nda egemenlikleri n i tekra r ku ra bildikleri üç Ba ltık Cumh uriyeti içi nde, b i l hassa Estonya, « sovyetolog lar» ı n d ikkatini çekmektedir. Bunlar Estonya halkının çıkarlarına ayk ı rı gidil diği iddiası ndad ı rlar. Gerekçe olarak, bu ü lken i n daha önce de yeteri kad a r gel işkin olduğunu ve Sovyetler Birliği kadrosuna g i rmenin Estonya kültürüne ö l ü mcül etkiler yaptığ ı n ı ileri sü rüyorlar.
580
Şimdi gerçekıere ve kanıtlara da bir göz ata l ı m . Burjuva Estonya'sında orta oku lların sayısı g iderek aza l m ıştı r ; öğrenci ler topla m ı içinde emekçi çocu kla rı n ı n ora n ı % 8 i aşmamıştır. Yoksul çocukları n ı n % 40'1 ortaokul lara devam o/ana ğı n ı hiçbir za m a n bula m a m ış/ardır. Geçmişteki d u ru mun özeti b u d u r. '
Bugün, bütün mem lekette oldu ğ u gibi, Estonya SSC'nde de, genel orta öğreni me geçi ş uyg u l a ması vard ı r. lJniversitelere ve enstitülere 22 b i n genç devam etmektedi r. Estonya kend i Bi l i m ler Akademisi'ne kavuşmuş, 70 b i l i m kurumu eyleme geçiri l miştir. Yü ksek öğ renim a l a n ında çalışanlar harpten öncek i n i n hemen hemen on m i s l i d i r. Burjuva Estonya'sında on yıllık k itap yayı m ı toplam tiraji 550 bin ka dardı. Şi mdiyse b u rada y ı l n ı zca bir yılda 1 3 m i lyon n üsha (1 1 m ilyonu Estonca) kitap yay ı m l a nıyor. C u m h u riyetin halk kütüpha nelerinde 9 m i l y o n c i l t kita p va rdı r. Sözü geçen « sovyeto l og l a r» bir de Estonya'da yüzy ı l lardan süregelen u l usal kültür gelenekleri n i n ölüp gitti ğ i n i söyl üyorlar. Fa'kat Estonyayı ziya ret edenler, b u rada her şeyden önce, başta n başa halkçı bir kültü rün ulusal özelli klerinin göze çarptığ ı n ı , Estonyalıların ulusal müzi'k ve tiyatro hayra n l ı ğ ı n ı n derhal d i kkati çektiğ i n i bi l i rler. Bura d a her a ltı k i şi den b i ri m utlaka b i r koro üyesidir. Yüzyıldan fazla ömürlü bir gelenek olan halk türkü ve şarkıları bayra m ları, eskiden olduğu g i bi, bug ü n de ya p ı l ma kta, amma şimdi onbinlerce kişi n i n katı l d ı ğ ı bu bay ramları yüzbinlerce kişi izlemektedir. Cumhuriyette 9 profesyonel tiyatro var. Bunlardan başka, profesyonel rejisörlerin yönetiminde çalışan 12 a matör tiyatro topluluğu eylemdedir. Tiyatro derneklerine temaşa sanatı heveslisi 5 bin kadar genç deva m etmektedi r. Estonya yaza rları her yıl 20-30 nuvel ve roman yayı mlamaktad ı rlar. Bir o kadar da şiir kitabı basıl ma ktadır. Bu kita plar büyük tiraj larla çıkmak tad ı r. U l u sa l tiyatrolar b i r sezon boyunca 1 5-20 yerl'i piyes sah neleyip oynamakta d ır. Estonya yaza r ve d ra maturgları n ı n eserleri bi rçok d i le çev rilmekte olup, Sovyetler Birliğ ind e ve yabancı ü l kelerde büyük bir ilgiyle karşıl a n makta d ı r. işte burj uva propaganda s ı n ı n iddialarını çü rüten gerçekler ve ka nıtlar bunlard ı r. Yeni Estonyada bütü n kökleriyle u l usal kültür sosya lizm idea l leri;ıe hizmet etmektedir. Esasen, bugü n bu kültürün "düşüş»ünden söz edenlerin hoşuna g itm iyen de budur. Fakat kültürde fikri yönelim p rob lemini yan gözlemciler değiL. halkın kendisi çözer. Genç Estonya ressamı Enu Poldros bize şöyle dedi: « Sosya list gerçek.. çmk, bizim sanatçımızın yurtta ş l ı k tutu mudur, sanatı mızın da fi kri m uhte vas ı d ı r.» Estonyada ve diğer cumhuriyetlerde yazarla r ı n, besteci lerin ve m i mar581
ların da böyle konuştuklarına ta nık olduk. Her biri, Sovyet yurttaşının d ü ş ü n ü ş v e davra n ı ş tarzı n ı n, ya sal ola rak sosya l i st gerçekçi liğe götürd ü ğ ü n ü v e b u n u n da u l usal sanat v e kültürün halkçı gelenekleriyle eylemde hiç b i r suretle çelişmed i ğ i n i söyledi. Bu kon uşmalara M oskova'da, SSCB Kültür Baka nl ı ğ ı nda devam ettik. SSCB Kültür Bakanı Eka/erine FURTSEVA şunlart söyledi: - Sosya l i st kültür, komün izm kurucusu olan yeni i n sa n ı n eğ iti l mesi nde, o n u n zeng i n mô nevi d ü nyası n ı n o l u şması nda çözüm leyici b i r rol oyna makla yüküm l ü d ü r. Biz, Sovyet devletinin bütün tarihi boyunca, kültürü ve sanatı halka yaklaştırmak, ha lkı da kültür ve sanata yaklaştırmak g ibi çifte bir soru n u n çözüm ü yolunda ı srarla ça lışmışızdır. Ve i lk problemimiz de öğrenim o l muştur. Oktobr Devri m i 'n i n zaferin den önce, bazı hesa pla r ı n şu sonuçları verdiği bi l i nmektedi r: Çarlık d ev rinde bütün vata ndaşla rı okur-yaza r hale geti reb i l mek için Rusya ' n ı n 200 yıla, Orta Asya n ı n i se 4 600 yıla i htiyacı va rdır. Oysa b i z bütün mem leketi ka psaya n ü m m i l i k ve ca h i l l iğ e yirmi küsür y ı l içinde ta mamiyle son verm iş bulu nuyoruz. Sovyetler Birliği, herkesin alabileceğ i ucuz ,kita p yayı m ları v e bunların toplam ti rajı bakı m ı ndan d ünyada birincidir. Ya bancı kon ukları m ı z memleketi mizde her şeyden önce kitap satı nalmakta d ı riar. Soru: Ucuz kita p yayı mları ticari açıdan masrafı ka rşı layabil iyor m u ? Cevap: Biz kültür soru n larına hiçbir zaman ticari ölçü lerle yanaşmayız. Sanat eserleri, toplumsal -siyasal kita p l a r sözkonusu olduğu zaman, açık ka pama ödeneğ i vermekten çekin m iyoruz. Kaldı ki, edebi eser yayımları bu kayı pları tamamen g idermektedir. Soru: Sovyetler Birliğ inde Botı edebiyat ve sanatına karşı tutum ned i r ? Cevap: Biz, yeni kültürün b i r boşlukta d eğ i l , bütün insa n l ığ ı n mônevi ulaşımlarından yararlanma temeli üzerinde kuru l masını öngören Len i nci tezden yanayız. Diyebi l i ri m ki, d ü nya edebiyatı 'klôsikleri ikinci vatanıa rını Sovyetler Bi rliği nde bul muşlard ı r. Orneğ in, Mark Tven"in eserleri bizde 18 m i lyon ti raj la, Cek London i se 29 m i lyon tirajla bası lmıştır. Bu kadar yüksek tiraj adı geçen yaza rla rı n y u rtlarında b i r haya l d i r. Amerikan yazar larının mem leketi mizde basılan kita p l a r ı n ı n topl a m ti rajı 1 50 m ilyon u bulmakta d ı r. Plôstik sanatlara halkımızın büyük bir i lgisi va rdır. Moskova 'da Fransız empresyon i stleri n i n serg i si a ç ı l d ı ğ ı zaman, bi rçok i n san, sergi salonuna g i rebil mek için, soğ uğa a l d ı rış etmeden, saatlerce kuyrukta bekled i . Tak d i r edersiniz ki, 'insa n ı n bunu yapabi l mesi için sanatı sevmesi ve sanattan a nlaması gerekir. Gelecek y ı l , ita lya n « La Skala» Operası temsi l ler vermek üzere yine Sovyetler Birliğine g e lecek. Bu opera n ı n memleketi mizdeki i lk turnesinde, 582
kayıtlara göre 2 m i lyon bilet isteklisi olduğu a n laşıld ı . Oysa bi letler 600 binden fazla değildi. SSCB' n i n 1 20 ü l keyle kültür i l işki leri vard ı r. Sovyet profesyonel sanat ve halk sanatı topl u lukları, g itti kleri her yerde i l g i ve ta kdirle ka rşı lanmakta d ı r. Bütün bunlar, halklar -arasınd a dostl uğun ve karş ı l ı k l ı a n layışın güç lenmesine yard ı m etmekted i r. Soru: Sovyetler Birl i ğ i n i n çeşitli halkları n ı n kü ltü rleri a rasında eylem birliği hakkında bize neler söyliyebi l i rsiniz? Cevap: Ço-k u l us l u bir kültür ya ratmış olmam ız, bizi m en önem l i başa rı mı zd ı r. Ulusal kü ltürlerin -karş ı l ı k l ı biçimde zengin leşmesi Sovyetler Bi r l i ğ i nde kültürü n genel gelişmesine yard ı m ediyor. Bu süreç üzeri nde birçok şey hayırlı ve olu m lu bir etki yapıyor. Orneğ i n bütün SSCB halk ları n ı n d i l lerinde eserler yayı m l a n ması b u n la rdan b i ri d i r. K ı rkbeş d i lde temsiller veren tiyatrolarda, diğer u l usal c u m h u riyetler d ramaturg la r ı n ı n piyesleri sah nelen iyor. B u yıl ya l n ızca Ukrayna'da böylece 1 00 piyes sah neye kon u l m uştur. Moskova'da Bi rlik Cu m h u riyetleri edebiyat ve sanat bayramları, cumhuriyetlerde sanat gösterileri, tiyatro turneleri, sanat ser gi leri, sinema festiva lieri d üzenlenmesi a rtı'k bir gelenek o l muştur. Mill iyetler a rasında bir temas a racı haline gelen Rus d i l i n i n , ulusal kü ltürlerin daha büyük b i r h ızla gel i şmeleri ve karş ı l ı k l ı olara k zeng i n leş mel-eri, çeşitli m i l l iyetıere mensup i nsanları n mcınen yü ksel meleri ba k ı m ı n dan b ü y ü k ö n e m i va rd ı r. Rus d i l i hiç kimseye dayatı l mıyor, onu öğrenme hefes ve çabası insanların kendi leri nden gel iyor. Sovyet insanları n ı n çoğu Rus d i l i n i b i liyorlar, a ma bu, hiç de halkların mônevi değerlerinin u l usal özelli klerini yitirdiği a n l a m ı na gel mez. SSCB'nde bütün hal - k lar edebiyatı a rı, sanatları gelişmekte, bunlar daha zengi n , daha parlak, daha renkli bir nitel i k kaza n ma ktad ı rlar. Soru: Pa rti n i n ve devleti n çağdaş k ü ltür a l a nında izled i kleri politi ka nın i l kesel temel leri nelerd i r ? Cevap: Orneğin, SBKP XXiV. Kong resi d i rektiflerine bir g ö z atın ız. Biz bu d i rektifler gereğ ince, kültür hizmetlerinden şehrin ve -köyün yararlan ma ları a rasındaki a yrı m l a rı gidermeye, ya ratılan eserlerin sanat ve fikir değeri ni yükseltmeye çalışıyoruz. Kültürün maddi temeli n i geliştirme ve yetkinleştirme ça balarımıza da devam ediyoruz. Bizim için çok ağ ı r bir sınav o l a n Vatandaş Harbi yı l larında ve ikinci Dü nya H a rbi s ı rasında bu alanda neler yapı l d ı ğ ı n ı da bazı örneklerle hatırlatmak i steri m. Ba na öyle gel iyor ki, vereceğ i m bu örnekler, parti n i n ve devletin pol itikasını iyice beli rtmeye yetecekti r: Ya l n ız 1 9 1 9 yılı nda Petrograd'da 1 9 müzik okulu a ç ı l m ı ştı r. i k i nci Dü nya Ha rbi bütün şid detiyle devam ederken, Taşkent'te opera -bale tiyatrosu kurulmuştur. Fa şistlerin Moskova'ya yaklaştı kları s ı ra la rda, h ü kü met, ressomların ve mü zisyenlerin m uvazzav ord u i ç i n silôh a ltına a l ı nma larından vazgeçilmesi n i 583
kara rlaştırmıştır . . . Demem o ki, biz birçok şeyden yoksun o l m uşuz ve buna katl a n m ı şızd ı r. fakat ö ğ renim ve kü ltürde h i çbir zaman emeğe ve ödeneğe acıma mışızd ı r. Sosya l i st kişi liğ i n oluşmasına ve yetkin leşmesine yardım eden kü ltür gelişmesi, bugün çok daha önemli bir ödev haline gel mektedir. EŞIT HAKlıLAR Bi RllGI Moldavya'dayız . . . Burada yerlilerden başka, k ı rk çeşit m i l l iyetten i n sa nlar, Rusla r v e Ukrayna l ı la r, Bulgarlar v e Gagavuzlar, Ya hudiler ve Ermeniler, Çingeneler, Rumlar yaşıyorla r . . . Bizi burada her şeyden önce m i l liyetler a rası i l işki leri n karakteri soru nu ilgi len d i riyordu. Şehirler ve köyler gezdik. Bi rçok insanla karşılaşbk ve konuştuk On lara, m i l liyetler a rası i lişkilerin özgü l l ü l ü ğ ü n ü anlamak üzere, kendi mize göre « çeti n » soru lar sordul k . Kah, tarafla rın a yrı m i l l iyetlerden olduğu evlenmelerde a n a - babaların engeller çıka rmala rına örnekler vermeleri ni i sted ik ; kah ulusal onurun i nciti l m esi ve u l usa l ayı rı m işlemi g i bi ka n u n i hlal leri olup o l m a d ı ğ ı n ı sordu k. Ve, sözün doğ rusu, çok defa hayli zor d u ru m l a ra d üştük. Bizim bu gibi sorula rı m ı z hayret uya n d ı rı yor, bazan da adeta usanç veriyordu. Moldavy a ' daki gezim iz, ço,k u l uslu h a l k ı n ı n yaşayışı ha,kkında edindiği miz bilgiler ve ya ptı ğ ı mız sayısız konuşma lar, bize, Sovyet Cumhu riyetleri a rası ndaki i l i şkilerde yadsıma o l m a d ı ğ ı gibi, böyle bir şeyin Moldavya Cu m h u riyeti yu rttaşları n ı n i l işkilerinde de b u l u n madığ ı n ı en inand ı rıcı biçimde gösterdi . Moldavya'da, d ed i ğ i m i z g i bi, b i rçok insanla görüştük ve yaptığ ı m ız m ü l8katla rda n ya l n ı z üç ta nesini yayı m l ıyoruz. Çözülmüş bir problem üstüne üç yorum Kişinet Traktör Fabrikası tesviyecilerinden, SSCB Yüksek Sovyeti millet vekili Stepan MINDRYANU konuşuyor: - Atelyemizde Moldavya l ı l a rdan başka 26 m i l l iyetten işçiler ça l ı ş ıyor lar. Orneğ in, tornacı Agapof Rus, montaj ustası I l yaşenko U k raynal ı , doğ ramacı Ladutko Belorusya l ı , montaj atelyesi ustası Papya n Ermeni, matri s ustası M a ri n ova Gagavuz, tornacı Peçerski Yahudi, m ü hendis Ryabof Karelya l ı , termik ustası Şa m g u lof Tata rdır . . . Biz, i nsa n ı n , u l usal mensubi yetine bakı lara k değil, rkabi liyeti ne ve emeğ iyle ne gibi bir katkıda bulund uğuna bakılarak değerlendirildiği tutkun bir ailenin bi reyleri ola rak kardeşçe geçiniyoruz. Size biraz kendi mden bahsedeyim. Len i n ci u lusal politik a n ı n sonuçları, yüzbinlerce Moldavya l ı n ı n hayatına ya nsıdığı g i bi, ben i m yazgıma d o 584
ya n s ı m ı ş ve hayat yalu m u beli rlemişti r. Ben, 1 944 yı lında, c u m h u riyetimiz faşist işgalci lerden 'kurtu l u r kurtulmaz başl ıya n Maldavya sanayi i n i ca n landırma ham leleri içinde ça l ı şmaya koyu ldum. Kadro 'i htiyacı büyüktü. Vasıflı i şçi bulmak zord u . Ben de tesviyec i l i k öğ renmeye g i riştim. Ilk öğ ret menim, Rus u stası Stepan Petroviç Novogitsi n oldu. Kendisi bir baba özeniyle bana yard ı m etti ve beni yü ksek va sıflı bir i şçi olarak yetişti rdi. Artık altıncı ,kategoriye çıktı m. Bana bir hayli ka rmaşı k i şler veriliyor. Odevi m i yüzakıyla başa rıyorum. Bi r yandan, ken d i m de vasıflı tesviye ciler yetiştiriyor ve onlar üzeri nde, usta m ı n bana gösterd iği özenle ça lışı yoru m. Bu ya lnız kişisel bir örnek. Ama böyle örnekler pek çok. Bütün Moldavya sanayi i n i n, Rus h a l k ı n ı n ve diğer Sovyetler Bi rliği halkları n ı n yard ı m l a riyle kurulabi ldiği, işçi s ı n ı f ı m ı z ı n bu ya rd ı m la rla gelişip g üçlen diği ve bütün hayatı m ızın değ i şti ğ i bir gerçektir. "A/bota" sovhoıu çoban/a"ndan Dimitriy KRYANGE konuşuyor: - Halim izden ya kınamam. Va rlıkl ı, s ı kıntısız b i r hayat sü rüyoruz. iyi ça l ı ştı ğ ı m ı z g i bi , ,iyi eğlen meyi ve iyi d i n lenmeyi de bil iyoruz. Sovhozu muzda 14 m i l l iyetten insanlar var. Bi rlik de bizde, d i r l i k de. iyi geçi n i yaruz. Zaten topra k hepimizin oldukta n, m i l l i ezg i de çoktan u n utulduktan sonra, 'a ra m ızda neden h ı r-g ü r ç ı ks ı n ? Vaktiyle m i lliyetler a rası nda ne ömür törpüsü sürtüşmeler olduğ u n u a ncak ben i m g i bi yaşl ı la r b i l i rler. Arada n geçen zaman, şöyle bir baka rsan az, a mma değ i şen şey ne kadar çok! Bir zamanki ayrı l ı k l a rdan, eski düşma n l ı ğ ı n doğ u rd u ğ u nefret ve çatışmalardan a rtık hiçbi r şey kalmadı. Topra ğ ı m ı za barış, dostl u k, kar deşl i k ve bahtiya rl ı k geldi. Mo/davya Komünist Partisi MK Birinci Sekreteri ivan BODOL konuşuyor: Moldavya SSC'n i n Sovyetler Bi rliği kadrosu içinde egemen u l usa l devletsel gelişmesi, halkım ızın b i l i nçlen mesi üzeri nde m uazzam o l u m l u etki ler y'a ptı v e o n u n s ı m s ı k ı bi rleşmesine yard ı m etti. -
Bu soru n u n bir yanı da şu ki, diğer Sovyet Cumhuriyetlerine o l d u ğ u g i bi , Moldavyaya da erkin lik v e h e r şeyden ö n c e de ekonomik gelişme soru nları nda e rk i n l i k ta n ı n m ı ş olması sayesinde, biz ekonomi mizin u lu sa l özel l i ğ i n i koruyabil miş, Moldavya n ı n doğ a l - i kli msel olanaklarından etki n biçimde yararlanabilmiş ve şöyle i k i ony ı l içinde ydksul l u k ç ı k mazından kurtula ra k bütün halka g üven veren bir yaşam düzüne çıkabi l m i ş bulun maktayız. Ya l n ı z başı m ı z,a, diğer Sovyet halkları n ı n ka rdeşçe ve karş ı lık gözetmez yard ı m larından yoksun kalsaydı k, böyle bir geli şmeyi hayal bile edemezd ik. Bundan ötü rü, m i l l iyeti ne olursa olsun, her Moldavya yurt taşı nın, Rus, U krayna ve öteki Sovyet hal klarına karşı s ı n ı rsız bir saygı beslemesi ve şükra n d uygula riyle d o l u p taşması d oğ a l d ı r. Moldavyada m i lliyetler a ra s ı nda dostça i l işki lerin gel iştiri l mesi, sosya lizm kuru c u l u ğ u n u n en önemli problem lerinden biriydi. Bu problemi n çö zümünde g üçlüklerle de karşı laşıldı. Orneğ i n , Çingenelerin d a i m i b i r 585
yerde 'konumunu örgütlemek kolay değildi. Onlar yüzyıllar boyunca b i r yerden diğerine göçerek çerge hayatı yaşa m a k zorunda kalmışla rd ı v e b u a l ı şkanl ı k bilinçlerini v e psi koloji le rini ona göre etk i lemişti. Böyle insan ların bütün yaşa m ta rzını baştanbaşa değ iştirmek a la bild i ğ ine zor işti ; üste l i k bu a landa baskı ve buyrukçuluk, zara r vermekten başka b i r şeye yara m ıyord u. işin bütün bu karmaşı k kara kterini iyice kavrıyor ve u l usal sorunu, geçerli dey i m i yle, idari yoldan çözme yelteni şlerinden d a i ma sa kınıyorduk. Biz şu veya bu halk grupunun a rzula rını, h attô bunlar pek te tuta rlı şey ler olmasa bi le, her zaman saygı ile ka rşıla mışızd ı r. Bundan b i r s ü re önce, Moldavyada sayı l a rı 100 bini geçmiyen Gaga vuzlar, bir di lekçeyle c u m h u riyet h ü kü metine başvurarak, daha çok kendi çocukla rının d evam ettikleri okullarda Gagavuzca öğ reni m yapılmasını i stediler. Biz, bunun, Moldavya ve Rus d i l leriyle öğ renim yapılan orta ve yüksek okullara bu çocukların da ha sonraki deva mı problemini zorlaş tıracağ ını d ü şünd ük. Ama buna rağ men, a rzula rını yerine geti rd i k. Genel i l kokulda Gagavuzca öğ renime geçildi. Fakat kısa bir uyg u lamadan sonra, hayat, bunun i htiyaca en uygun ve i sa betli karar o l madığ ını Gaga vuzlara gösterd i . Çok geçmeden, bu pratikten vazgeçil mesini yine ken di leri i stedi le r. SSCB'nde bütün u l u sla rın ve halk g ru pla rının eşit haklı gel i şmesi yalnız devletsel özerk l i kle sağ lanmıyor, bu gelişme aynı zamanda pratik haya tın ve milliyetler a ra sında her g ünkü temasların yoklamasından geçen daha b i rçok bi·ç imde kendini gösteriyor. Bu biçi mler, h a l k yığınlarının kendi özg ü r ya ratı cılığ ının, her ba k ı m dan oluşması için mem leketimiz Kom ünist Pa rtisinin en elverişli koşu l l a rı sağla maya çalıştığ ı yaratıcılı ğ ı n sonuçla rıdır. B ETON LAŞMAKTA OLAN G O Ç RSFSC kadrosuna dahil 1 6 özerk cumhuriyetten b i ri olan Tataristan Sov yet Sosyalist Dzerk Cumhuriyeti'nde, Sovy'et ülkesinin diğer cumhu riyet lerine ve yörelerine özg ü olan şeylerin çoğunu göreb i l dik. Bi rçok h a lkın kader b i rliğ i , ortak bir hedefe doğru a rdıcıl o l a ra k beraberce i lerleme leri, bizi m i lyonların çaba larını bir a raya geti ren öncü g ücü d ü şünmeye sevkediyor. Bu g ü ç Sovyetler Birliği Komünist Partisi'd i r. SBKP Tatar Yöre Komitesi Birinci Sekreteri Fikryat TABEEF konuşuyor: Bildiğ iniz g i b i , u l usal sorun pol iUkada en karmaşı k sorunla rdan biri d i r. Pa rti mizin, çok büyük, g izled i ğ i g ü ç l ü kler ve hacmi bakı m ından m uaz za m b i r problemi çözmesi gerekiyordu. Bunun çözümü d e anca k ardıcıl b i r b i l i msel teori ve topl u m sal gelişme kanunla rına iyice vukuf temeli üzerinde m ü m kün olabilird i . Büyük Oktabr, Lenin'in u l usal sorun prog-
586
ra m ı n ı n gerçekleştiril mesi için gerekli politik koşu l la rı yarattı. Bütü n halk ları n tam hak eşitliğ ine ulaşı l masını ve u l usal ezg i n i n yoked i l mesi n i ön gören bu progra m, el bette sadece buyru ltula rla yeri ne geti ri lemezd i . len inci u l usal politikayı gerçekleştirmede parti n i n bertaraf etmek üzere boğ uştuğ u g üç l üklere Tata rista n'da bazı spesifik zorluklar da katıldı. Dyle ki, devri mden önce Tatar halkı b i r devlet 'ku b i r c u m h u riyet yarataca ğ ı topraklarda ha lkın çoğ u n l u ğ u n u teşkil etm i yordu. Tata ristan Dzerk SSC' n i n ku rulması için gerekli koşul ların yaratı labil mesi için b üyük b i r hazı rlık ça l ı şması ya p ı d i ı . O kadar ki, RKP (b) M K Pol i tbürosu nda b u soru n u n görüşülmesi 1 91 8 Mayısından 1 920 Hazira n ı na -kadar 1 1 oturum deva m etti. V. i. len in'in ba şka n l ık ettiğ i bu ortu rum larda, Tata rların kendi kaderleri ne buyruk olmaları soru nları bütün ayrın tılariyle ele a lı ndı. Dzerk c u m h u riyetin yaratı lmasından sonra, mevcut ekonom i k ve kültürel geri l i ğ i yenmek üzere h u m m a l ı bir ça l ı şma başladı. Bug ü n Tataristan a ğ ı r endüstri s i n i n brüt ü reti m hacmi, 1 9 1 3 y ı l ı na kıyasla, 337 defa d a h a bü yüktür. Konuşmayı bir a ra keserek, b u nicel göstergenin nitel anlamını beli rt m eye ça l ı şa l ı m . Oktobr Devri m i'nden bi rkaç y ı l önce Kaza n'da bir Rusya Genel Endüs tri Serg isi tertiplenmişti. Kaza n ili bu serg ide sabun, çeşitli deri ler, depo kilitleri ve m u m la rla temsil edi l m i şti. Şimdi Tatarista n sentetik 'k auçuk üretmekte, u ça k yapmakta ve yılda 1 00 mi lyon ton neft çl'ka rmakta d ı r. F. Tabeef şöyle devam etti : Bu başa r ı l a r, u l usal kad ro l a r soru n u çözü m len meden el bette elde edi lemezdi. Dzerk Cumhuriyetin daha i lk g ü n ü n d e n i t i ba ren Müslüman Komi serliğ i b u soru n u çözmeye koyulm uştu. Ve daha 1 920 yılı içinde Tataristanda b i r M ü s l ü m a n Dğretmen Enstitüsü, bir kaç tekn ik-sanat oku l u ve diğer bazı oku llar açılm ıştı . Burada Ikonuşma mızı bir daha kesel i m . Tataristanda bugünkü hayatı bi rkaç çizg iyle b e l i rtmeden geçmek ol maz. Biz Al metievsk petrol yatak ları dolayında yaratı lan genç şeh ri, kıymetli deri l i hayvanlar yetişti rmekte i htisas yap m ı ş «Birü l i nski " sovhozu nu, « Ku ybişef" k i mya i şletmesini ve diğer bazı fabrika ları gezdik. Nijnekamski petro-ki mya kom bi nası nda, işçi leri n · büyük çoğ u n l uğ u n u n (hepsi 8 700 kişi) genel orta veya özel öğ ren i m l i olduklarını i şitmek bize hoşnutluk verdi . Kombi naya bağ l ı akşa m teknik oku l ları ve genel oku l l a r var. işçileri n ki mya teknolojisi öğ renebil meleri için b i r de akşa m ensti tüsü ça l ı ş ıyor. Buraya binden fazla işçi devam ediyor. Kazan şehri nde 1 22 n u mara l ı ortaokulu ziyaret ettik. Burada bir öğ 587
renci kızın m ükemmel bir Ing i l i zceyle ve hiçbi r hata yapmadan Şekspir'den bir sone oku ması ka rşı sında hayran olmamak elde değ i l d i . Kend i s i ne m i l l i yetini sorduk. «Ben Sovyet öğrencisiyi m » ceva bını verd i . Biz onun Ing i l izce bildiğ ine tanık olduğ u m uz halde, sorumuzu 'Ruşça olarak tekra r ladık. Bunun üzerine b i raz sıkı l d ı ve bize bu sorun üzerinde pek d üşün mediğ ini, annesinin Rus, babasının Tatar olduklarını, evlerinde Rusça ve Tatarca konuşulduğ unu söyledi . . . Parti Sekreteri şöyle d iyord u : Pa rti mizin u l usal politikasının en sevin d i rici sonucu, enterna syonal ruh ve görg üye sa h i p yeni insanın yeti şmiş olmasıdı r. Biz her işde, bütün canl ı l ı ğ iyle akan g ünlük hayat içinde, partinin sağ lam elini daima omuzum uzda h issediyoruz. Onun pol itikası m uazza m per spektifler açmakta d ı r. Bugün bu perspektifler SBKP XXiV. Kongresi ta ra fından belirlenmiş bul unuyor. içinde bulunduğ umuz dokuzuncu beşyıllıkta, Tataristan ekonom isine 3 m i lyar ruble yatırım ya p ı lacak. Bu mikta r hemen hemen cumhuriyeti mizin i lk k ı rk y ı l ındaki yatı rı m l a r toplam ına eşittir. Yeni i şletmelerin (Ka ma d olayında otomobil fa brikaları, organik sentez fabri ka sı vb.) hizmete gi rmesinden sonra, cumhuriyetin sanayi gücü b i r hayli a rtacak, Sovyet hal·k ının u l usal zeng inliğ ine katkısı daha büyük olacaktır. Parti bu i şyerlerini u l usal ya pılar olarak i lôn etmi şti r. Bu da bizden ona göre bi r d ikkat ve ça l ı şma i stemekted i r. Parti bize herşeyi vermiştir. Bizden de, pa rlak semerelerinden bütün büyük Sovyet top l u l u ğ u halklarının yararlandıkları Leninci u l usa l politi kayı deva m l ı olarak uyg u l a ma m ı z ı istemektedi r. Sovyetler Birl i ğ i gezi mizi ta mamladık Temsilcileriyle görüşebi l d i ğ i m i z h e r halkın kendi ayrı tari hi, kendi ôdet v e gelenekleri, kendine özg ü b i r u l usa l ık ültürü, tek sözle kendi hayat tarzı olduğ unu görd ük. Ne va r ki, bu u l usa l özg ürlüğün, hiçbir yerde afişe edi ldiğ ini, diğerlerine karşı konul duğunu, u l usal b i r kibir doğ u rd uğ unu görmedik. Bu özg ü rl ük, kom ünizm dôvasına sadakat gibi, sosya l i st yurtseverlik ve enternasyona lizm tutkusu, yüksek b i r çalışma ve top lu msal - politik eylem şevki, m i l l iyetçi ve ı rkçı körinançlara ta hammü lsüzlük g i bi genel sovyetik vasıflarla uyu m l u biçimde bağda şmaktad ı r. Sovyet devlet sını rları içinde, bir zamanki mil liyetler ve halk g rupları arası d üşmanlıkların a rtık ta rihe ka rışmış ve sözde d eğ i l, eylemde yeni tip u l usal i l işkilerin, özü dostluk, işbirliği, ka rşıl ıklı yard ı m , saygı ve hak eşitliğ inden i ba ret i l işki lerin yarat ı l m ı ş olduğ unu bu sayfa la rdan herkese d uyururuz. Uluslar a ra sında bu gerçekten sosya l ist tipi i l işki ler yeni ta rih sel insan top l u l u ğ unun karakteristik çizgisidir. Bizi m Sovyetler Bi rliği gezim iz, yeni ta rihsel top l u l u ğ un, yani Sovyet ha lkının doğuşu hakkındaki M a rksist-Leninist teori hükm ünün ne büyük bir pratik anlam ve önem taş ı d ığ ını doğrula ? ! . Sovyet halkının her temsil588
cisi - milliyeti ne olursa olsun - bizi mle. bütü n Sovyetler ülkes i n i kapsa yan b i r kıvanç h i ssiyle konuşuyor. yü rekten i na nmış ve b i l inçli bir sos yal,izm tarafta rı olduğ u n u gösteriyord u. Sovyet ha l'kı n ı n temsi lci leriyle çoğ u defa gayrı resmi temaslarda bulun duk; daha ta nışır ta nışmaz. ta bii ve d ostça b i r kon uşmaya g i rişeb i l d ik. Bunu burada böylece beli rtmek i stiyoruz. çü nkü burzuva propagandası. bugüne bugün. böyle kon uşmaları « n otaya g ö re oynanan oyunlar» eti keti taka rak şüphe a ltına a l maya ça lışmaktad ı r. Biz bunun tersine ka n i olduk. Sovyet insanının hiçbir « g izli teşvi'k»e i htiyacı yoktu r ; hayatın ken disi. sosya l i st gerçe'k lik. onu bir yu rtsever. g erçek enternasyonalist. yeni d üzeni n i na nmış taraftarı ve propagandacısı. g eniş ve ya ratıcı d üş ü ne bi len. toplumsal p ratiğ i n en önemli sorunları üzeri n de fik i r yürütebi len insan olara ' k Sözümüze. a ramızda n b i r a rkadaşımızın. bir dağ başı sovhozunda şere fimize verilen ziyafette i lk kadehi k a l d ı rırken ya ptığ ı ,k ısa konuşmayla son vermek i stiyoruz : « Her insan devrim yol u n u ayrı ayrı biçimlerde bulur. Bana bu yolu ağa beyim gösterd i . Ilk M a rksist eserleri oku rnama ve Leni ni st fiki rleri öğ ren merne de o önaya'k oldu. Ben de onun ve a rkadaşları n ı n peşi nden yürü d üm. Ve mi lyonla rca kardeş. sınıf ka rdeşi. komün izm dôvası kardeşi ed i n dim. Ben. bugün burada. Sovyet ha lkları bi rleşik a i lesi nde elele vermiş bulunan. bütün hayatları. ola nca varlık ve enerj i leriyle yeryüzü i nsan la rı a rasında yüce kard eşliğ i n i lk örneğ i n i ya ratmakta olan siz kardeşlerimi bütün kalbi rn le. hayra n lık duyg u l a riyle seıômlryorum. »
589
Sınıf açısından ekolojik(l) bunalım Güs HaL 1 . Doğ a l çevre buna l ı m ı nitel bakı mdan yeni b i r p roblemd i r. Gezegen i mizin hayatı cid d i b i r teh like n i n teh d i d i a ltındadır. insanlık, y a Dünya ' n ı n ca n l ı v e gelişmekte alan m a d d e gezegeni ola rak koru nması, ya da Ay ve diğer sayısız gök cisim leri g i b i ö l ü ve insansız bir gezegen h a l i ne gelmesi şıklarından birini seçme d u rumuyla karşı ka rşıya d ı r. Eğer şimdiye kadarki g i d i ş bundan böyle de devam ederse, i n sa n topl umunun kaderi gittikçe a rta n bir şüphe altına gi recekti r. Bazı bölgelerde ekolojik felô kete doğ ru süratli bir g i d iş göze çarpmaktad ı r. Buna l ı m ı derin leştiren s ü reçler boyuna gelişme'ktedi r. Doğrudan doğ ruya hayatı n temelleri ne doku nan bu s ü reçler a rtık bugünden ö l ü m getirmekted i r. Ve daha bugünden doğada gezegeni m izi ö l ü m l e tehdit eden değ işim ler ol makta d ı r. lJ n l ü Ameri'ka n b i l g i n i Ra if Lep şunları yazıyor : « Zama n ı m ı z ı n hattô en seçkin b i l g i n lerinden h i çbiri, bugün b i l i m i n bizi nereye götü rmekte oldu ğunu tam olarak söyliyebi lecek d u ru mda değ i ld i r. Biz üzerinde nereye yol verdikleri b i l i n mez sayısız makasların bulunduğu raylarda sürati g it tikçe a rtarak i lerliyen bir trende seya hat eder g ibiyiz. Lokomotif ka bi ne sinde bir tek bilgin bile yoktur ve makasla rı da iblislfM'in değ işti rmekte olması pekôlô m ü mkü n d ü r. En gerideki vagonda, gözleri geçmişe çevri l i olarak seya hat etmekte olan 'i nsanlığ ı n çoğ u n l uğudur. » Lep böylece ka pi talizm treni nden söz etmektedi r. Kapita l d ü nyası nda doğa l çevrenin ko runması politik bir problem olm uştur. lJ n l ü bilgin m i l yonlarca insanı baş l ı ca toplumsal problem leri düşün meye yöneltmektedir. Bu anti-monopolist m ücadelenin yen i ödevid i r. Artık kapita l izm le i l g i l i yen i bir sorun ortaya atı l makta, insanlar endişeyle sormakta d ı r ia r : Uretimin ve hayattn kapita listçe örgütlenmesi sürüp gittiği takdirde, insanli/< ekolojik çıkmazdan kurtulmaya muvaffak olabilecek midir? insanlık şimdiye değ i n doğayı hiçbir felôkete sebep ol maksızın sömürü yordu . Doğa i n sa n ı n karmakarışık etkisine karşı koyabiliyor ve denge ( I) Ekoloji: Ca n l ı va rlıkl a rla çevreleri a rasında ka rş ı l ık l ı i l i şkHeri a raştı ra n biyoloji kolu. Redaktörün notu: «Barış ve Sosya lizm Problem leri » derg isi yazı kuru l u nda, Mart ayı sonunda « Ma rksizm-Leninizm ve çevre ,korunması prob lemleri » kon u l u u l uslara rası bir sempozyum ya p ı l d ı . Bu sem pozyu m u n çalışmalarına 3 6 memleketin 'komü n i st v e i ş ç i parti leri temsilci leri v e b i l g i n leri katıld ı la r. Ça lışmalar s ı ra s ı nda ortaya atı lan sorunla rla i l g i l i fiki r değ i ş-tokuşunu devam ettirmeye ça l ı şa n yazı ku ru l u m uz, bu defa, ABD Kom ü n i st Partisi Genel Sekreteri G ü s Hol yoldaşın derg i m iz için hazı rla dığı yazıyı yayı mla makta d ı r. Yazı Güs Hol yoldaş tarafından yazı kurul u m uza Mayıs ayı başında gönderi l miştir. 590
bozuklarını giderebiliyordu. Kaynaklar s ı n ı rsız görün üyordu. Kaynaklar bir yerde tüketi l d i kten sonra. o kurutulmuş bölgeyi yüzüstü bıra k ı p geçmek ve başka yerde yeni :kaynakları h i !mete koşmaya başlamak mümkündü. Maden bölgeleri nde büyük çukurl a r. deli k-deşik edi l mi ş dağlar. ya k ı n zamana kada r m ükemmel orma nlarlo ·kaplıyken. kası rga gelip geçmiş ç esine k ı raçlaşan topraklar. kapital ist korporasyonların uygulad ı kları stra tej i n i n geride bıraktığı hazin izlerdir. Vaktiyle Birleş i k Amerikada orman l a r 900 mi lyon a k ra a raziyi ka plıyordu. bug ü nse bütün orma n ıarın top lamı 40 milyon akra kada rd ı r. Insan ile doğa a rası nda böyle adeta ebedi karşı l ı k l ı etkileme a rtık d o ğ a l sayı lamaz. B u devi r s o n a ermekted i r. Doğaya karşı p lônsız v e b i l ime ayk ı rı davranış onu boğ a r. Doğ a n ı n ki rlenmesi ve zehirlenmesi gayet teh l i keli ölçüler a l ma kta d ı r. Tekniğ i n hızla i lerlemesi. bi rbiri a rd ı nca h izmete giren fabrikaları n kapladıkları alanların yıldan yıla genişlemesi bizi gide rek daha çok eokoloj i k bunalıma sürüklemektedi r. Bir yandan işlenmeye elveriş l i topraklar aza l ma ktad ı r. Doğ a l çevre buna lımı . özel tekel lerin sorumsuz tutumla rı n ı ve büyük suçları n ı açl'kça görmemize i mkôn ver mekted i r. Ç ı l g ı n kôr h ı rsla r ı n ı n esi ri olan bu tekeller. insanı düşünmekten ve toplumun kaderiyle i l g i lenmekten uza ktı rlar. Çevre n i n ki rleti lmesi. yaln ızca geleceğe değ g i n ciddi bir sosya l p roblem olmakla kalmıyo r ; insanların sağ l ı ğ ı ve hayatı üzeri nde de ö l ümcül et ki ler yapa n bu ıkirlenme aynı zama nda bütün gezegenimizin hayatı nı teh d i t ediyor. Yaşamaya elverişli ortamın korunması aynı zama nda s ı n ı fsal bir p rob lemdi r. Çevre ki rlenmesine fa brika lar. işletmeler sebep olma kta d ı r. Bu fabrika ve işletmelerde de işçiler ça l ı şmakta d ı riar. Kirlenmenin i l k kur banları. emekç i ler. ı rksal ve endüstriyel geto'larda yaşamak zorunda olon insanlar. yoksul lar ve ezi lenlerdir. Kapita l izmin en büyük ü retkenliğe ulaş tığ ı yerlerde. deyiş b i raz miza h ı a n d ı rsa do. çevre 'ki rlenmesi n i n de en büyük ölçülere va rd ı ğ ı bir gerçektir. Çevre kirlenmesin i n dolaysız suçlu ları - yönetici kapital ist korporasyonlar - merkezlerden uzak konum yer lerinde yaşamakta d ı rlar. Bunl a r şimdi yönetim bü rolarını da daha az ki rlenen yerlere a ktarıyorl a r. Irkso l ve endüstriyel geto'la rın sakinleri i se. zehirlenen şehi rlerin esirleri olara k ka l ıyorlar. Çevre kirlenmes i n i n b i l imsel-teknik devrimle de i l g i l i olduğu şüphesizdir. Fakat bunal ımın nedeni b i l i m ve tekniğin ulaşı mlarında değ i l d i r. Ray makaslarını değiştiren « i b li sler»in bilgi nler olduğu söylenemez. Buna l ı m ı g iderme ça resi de bilim i n d i zg i n lenmesinde a ranamaz. Ka l d ı ki. çevrenin ki rlenmesi bizim zama nı mızda başlamış do değ i ld i r. Sanayi dö'k üntüleri n i n derelere ve göllere atılması. sanayi i n i n kendisi kadar eski bir olayd ı r. Fakat şimd i ufukta yepyeni bir şey beli riyor. Süreç en son haddine varıyar. Bilim ve tekn i ğ i n yeni köprüba şları elde etme 591
yönündeki gözka maştı rıcı atı l ı m ları a rttıkça, g u n u m uze kada rki kirlenme sonucu ola ra,k zaten teh likeli ma ddelerle yığ ışık olan çevren i n ta h r i p edi l mesi de o n i spette a rtmakta d ı r, Sanayi uzun y ı l l a rdan beri derelere ve göl lere civa i htiva eden d ökün tüler atagel miştir. Fakat b i rikim etkisi ancak şimdi balıkların zehirlen mesinde ve yenmez hale gelmes i nde d ı şa vu rmakta d ı r. Civa l ı kirlenme yüzü nden insan ö l ü m leri de başla mış ol masayd ı, bu işin farkına varı la cak değ i l d i . Bu ki rlenme ki m b i l i r ne kadar za mandan beri hasta l ıkla ra ve dolayısiyle d e ölüm lere sebep ol maktad ı r. Civa l ı ki rlenmenin bugün ta ma m iyle önlenebi leceğ i n i b i r an için kabul etsek bi le, bugüne değ i n sebep olduğ u zehirlenme ve sonuçla rı ya lnız devam etmekle ka l m ıyacak, uzun yıllar boyunca belki daha da şiddetlenecekti r. Bug ü n ı rmakla rı n ve göl lerin d i pleri ndeki civayı nasıl çeki p çıka rabi leceğ i mize dair bir tasarı henüz yoktur. Bi riken civa yıldan yıla daha çok ba l ı ğı zeh irlemekted i r. Bundan iki y ı l önce, bilgin ler, sanayi i n döküntü o la rak attığ ı civa n ı n ı rmak ve göllerin d i plerine çökeceğ i n i ve hiçbi r zarar verm iyeceğ i n i düşünüyor lardı. Süreç insan gözünden saklı geliştiğ i için, bu civa n ı n maddelere sızarak tedavül yoluyle i nsa nlara geçeceğ i nden ve ö l ü m lere sebep ola cağ ı ndan şüphe etm i yorla rdı. Civa n ı n toprak, bitki ler, hayva nlar ve insan üzeri nde ne g i bi bir etki yapacağ ı n ı bil m iyorl a rd ı . i n s a n i ç i n ö l ü m c ü l maddeler y ı ğ ı ş ı m ı meydana g etiren e n tehlikeli süreçler, göze görün miyen s ü reçlerd i r. Bu nların çoğu da henüz i ncelenmiş d eğ i l d i r. Yönetici korporasyonlar ve devlet memurları, bunları, ölümcül oldukla rını bile bi le, ka muoyundan kasten gizlemekle büyük b i r suç i şle mekted i rler. Radyasyon (ışıma) buna l ı m ı da giderek olgunlaşıyor. Şi mdiki ve gelecek kuşakların sağ l ı ğ ı ve hayatı bakı m ı ndan bugün b i l i nen bütün teh l ikelerin en büyüğ ü radyasyond u r. Bu çok ciddi bir tehliked i r, çünkü görünmeden ol uşmakta d ı r. Radyasyon etkis i n i n sonuçları da fa rkı na va rılmadan yığ ı ş ı r. E n sonunda bel i rl i v e görü n ü r h a l e gelince, çoğu a hva lde, a rtık her türlü tedb i r hemen hemen boşuna olur. Bug ü n ka nser ve lösemi (kan kanseri) hasta lıkları n ı n ° 0 Tsinin doğal radyasyondan i leri geldiği hesap ed i l mektedi r. Bu, yılda 29 bin hasta l ık olayı demektir. Ama genetik sonuç lar da gözö n ü ne a l ı ri ı rsa, radyasyonun sebep olduğu ö l ü m ler yılda 50 bini bul makta d ı r. Doğ a l ra dyasyonun biriki m l i etkisi işte bu kad a r büyüktür. Radyasyonu a rtıran atom denemeleri 1 963 y ı l ı nda yasaklandı. Fakat bugün, ABD h ükümeti, atom enerj i s i n i n barışçı amaçlarla kulla n ı l ması nda da, yasaklamadan önceki nükleer denemeler sonucunda bir Amerika l ı ya d üşen orta lama mikta rın 20 misli ka dar radyasyona yol açmakta d ı r. Yani tehlikesizliği bili msel yoldan kanıtla n m ı ş olmadığ ı halde, nor:ıı a rttı rı l m ı ş tır. Böylece, radyasyon u n gizli genetik zara rı, 1 5-2:) yıl sonra, ö l ü :ıı e veya iğrenç yozlaş:ııo loro sebep o l o n yığı nsal bir ko nser, lösemi ve diğer has592
ta lıklar hali nde patlak verebi l i r. B u n u n tersi ıka n ıtla n m ı ş değ i l d i r. Ustelik, bunun ciddi bir teh like olduğunu gösteren ka nıtlar a rtmaktad ı r. Kirlenme durmodon o rtmokto, ner süreçte potlomeye gebe bir etki
b i riki m i oluşmakta d ı r. Okyanusla ra atom sanayi i döküntüleri atı lmasının a rd ı-arası kes i l m i ş d eğ i l d i r. Atom Enerjisi Aja nsı'nın verilerine göre, ya l n ı z 1 968 y ı l ı nda, i n g i ltere, Belçika, Batı Alma nya, Fransa v e Hollônda, Atlas Okya nusuna pek de e m i n o l m ıyan konteynerler (i) iıç inde 1 1 bin ton radyoaktif döküntü atmışla rd ır. Hanford'da atom rea1ktörleri n i soğutma terti batı n ı n radyoaktivite l i s u ları Kolum biya ı rmağ ı na karışorak Büyük Ok yanusa akmaktadır. Ingi lterenin atom tesisleri ı rlanda Denizi'ne zehi rli döküntüler atmakta, F ransız Plüton reaktörleriyse, Roma ı rmağ ı n ı n taş ı d ı ğ ı döküntülerle Akdenizde ba l ı k bölgeleri n i zehi rlemektedi r. Böylel ikle, bütün denizler ve okyanuslar tehlikeded i r. Radyoaktif döküntülerden kur tuluş yoktur. Dünya n ı n oksijen i htiyac ı n ı n ve b u n u n sağ la n ma s ı n ı n bağ l ı olduğu süreçler va rdır. Ama b u hususta bir buna l ı m tehlikes i n i n oluşup oluşmadı ğını bilen yoktur. Çünkü b u sorun ciddiyetle ele alınıp i ncelen miş değ i ld i r. Sanayice geltişmiş bazı mem leketler, topmkla rında1ki bitki lerin a tmosfere verebi leceğ i nden daha fazla oksijen tüketmekted i rler. Bunlar a ncak henüz o kad a r büyük bir endüstri yarata m a m ı ş olan ülkeleri n bitki leri nce üre tilen oksijenden yararlandıkları için şi mdiye kadar zor d u ruma d üşmemiş lerd i r. B u d a sömürge halkları n ı n emperya l i st devletler tarafından asa lakça sömürül m es i n i n ayrı b i r biçim i d i r. Fakat atmosfer s ı n ı rsız d eğ i ld i r, ve oksijen tüketi m i g i derek büyüyen b i r h ızla a rtmakta d ı r. Eldeki veriler, hava kirlenmes i n i n , a'kçiğer emfizemi ve süregen bronşit de d a h i l o l mak üzere, solunum orga n la rında, ABD'de g ittikçe a rtan mik tarda ölümle sonuçlıa nan birçok hasta l ı ğ a sebep olduğ u n u doğrula makta d ı r. Havada mevcut kimyasal maddelerin doğ uşta n kusu rla r üzerindeki etkisi a ncaık şimdi i ncelenmeye başlan ıyor. Alınan i l k sonuçla r bile ciddi endişeler uya n d ı rmaıkta d ı r. insa n ı n geneHk meka n i zmi ndeki değ işi m ler üzerinde ki myasal etki radyoaktiviten i n etkisiyle kıyaslanamıyacak 'kadar küçük olsa da, bazı 'ki myasal meddeleri n aynı derecede, hattô daha ciddi bir tehlike teşkil edebi leceğ i n i ka b u l etmek yanlış o l maz. Pota nsiyel bakı m ı ndan teh likeli maddeler l istesi d u rmadan ka barıyor. Beri lyum, bakır, a ntiman, a rsen ik ve aynı zamanda kurşun, krom, kadmiyum, baryum, kobalt ve n ikel b u l isteye g i rmektedi r. i n sa n ı n k i rlenmiş havadan 'k açı p kurtulması ola naksızdır. Olsa olsa, hava n ı n daha az ki rlendi ğ i bölgelere g i d i lebi l i r. Bütün dünyada yükselen protestolara rağ men, B i rleşik Amerika 1 970 Ağ u stosunda Atlas Okya nusuna 4 1 8 konteyner dolusu s i n i r felci gazı g ö m d ü. B i r y ı l , on yıl son ra bu konteynerlerin ne olaca ğ ı n ı v e nelere yol ( I) Radyoaktif maddeleri koymaya ve taşımaya yarar terti bat. 593
açabileceğ i n i bugün hiçbir b i l i m otoritesi söyl iyebi lecek d uru mda değ i l d i r. Eğ er konteynerler parça l a n ı r da g a z yayı l ı rsa, Florida'dan Avrupa'ya kad a r bütün Atla ntik Okya n u su suları zehirlenecektir. Daha 'kötüsü, kon teynerler G o lfstrim akı ntısı bölgesi n de batı rı l d ı ğ ı ndan, parça landıkları takdirde, zehirli maddeler Atlantik Okyanusundan çok daha uzaklara s ü rüklenip yayı labilecekti r. Doğ a l çevre her yerde tehd it altında d ı r. Dü nya okya n u sl a rında yeni yeni kirlen me bölgeleri bel i riyor. I rmaklar a rtık, şehirleri n, fabrika ların ve fermaların süprüntü ve döküntülerin i, zehirli ki myasal maddeleri, çeşitli asitleri , metal h u rda ve 'kı rı ntı larını okya n u slara akıtan büyük kanalları a n d ı rıyor. Dü nya okya n uslarına, her y ı l , üretilen bütün çeliğ i n ya rısını ü retmek için gerekli o l d u ğ u kad a r demir, 6 m i lyon tondan fazla fosfor, 2 m i lyon tondan fazla kurşun fı rlatı l ı p atıl ıyor. Okya nuslar hem sudan, hem havadan zehirlen iyor. «Olen» ya l n ı z Eri gölü d eğ i l d i r. Okyanusların sanayi merkezleri boyunca u zanan kıyı s u la rı «ölü deniz»ler haline geliyor. Bura la rda, deniz hayva nları ve bitki leri için gerekli doğal çevre bozu l u yor. Bazı kimyasa l maddeler, bozu l'a n v e oksijen yutan su kitlesini a rtıra rak deniz organizm leri n i derhal öldü rüyor, bazı ları ek oksijen i htiyacı yara tarak onların büyü meleri n i teşvik ediyor, n i hayet diğer bazı 'ki myasal mad deler ve petrol ürünleri de suyun oksijeni n i kendileri a l ı yorlar. M . Harvud d iyor ki : « Ba l ık boğ u l up g i diyor, i stakozlarda, çağa n ozlarda ve diğer deniz hayva n l a rındaysa kanser beli rti leri ve çevre ıkirlenmesinden i leri gelen daha başka hasta l ıklar görül üyor. Okya n u sların kirlenmesi, doğa tarafı ndan kurulan ve korunan d engeyi tehdit eden s ü reçleri yaratıp ta h r i k ediyor. B u « saatli bomba » a rtık b u g i d i ş i n hiçbir dönüşü ka l m a d ıktan sonra patlıya b i l i r. Insan l ı ğ ı n , denizleri ölü bir gezegende yaşamaya de va m edebi leceğ i ş ü phel idir. » Bi l i m doğal çevreyi koruyabi lecek güçted i r. Fakat bütün sorun, sana yice gelişmiş bi rçok memlekette tekelci ka pita lizm egemen olduğu sürece, b u n u n m ü mkün o l u p o l mayacağ ı d ı r. Hayata elveri şli orta m ı koru ma prob lem i n i n böylesine çetin oluşu da, kapitalizmin bir taplumsal s'istem olarak i nsa nlık yararına hiç b i r şey yapmad ığ ı n ı n bir başka 'ka n ıtıd ı r. Bu da Bi r leşik Amerika halkı n ı n ve bütün d ü nya ha lkla r ı n ı n, bu genel tehlikenin g ideri lmesine i mkan verecek topl umsal 'd üzenin k u ru l ması için m ücadele yürütmelerine temel olan yeni ve g üçlü bir gerekçe hali nde ortaya çık makta d ı r. Çevre buna l ı m ı n ı n 'kökleri de, diğer bunalı mları ., kökleri gibi, ka pita lizmin karakteristik özellikleri ndendi r. Kapitalist kar h ı rsı , sömürünün, ı rk çılığ ı n , emperya l i st sa ldı rı harpleri n i n ve memleket içinde zorba lıkların ayrılmaz b i r parçasıd ı r ; bu h ı rs aynı za manda doğal zengi n l iklere karşı a l a bi l d i ğ i ne savruk, düşüncesiz ve i hmal'ka r bir tutu m u n ve dolayısiyle doğ a l çevreyi 'k irletmenin d e kaynağıdır. ii.
594
Çevre problemi, ka pita l i z m i n eski ve en menfur suçu üzerinde, yani
yüzy ı l l a rdan beri fa rbikalarda ve maden ierde uyg u layageldiğ i yığı nsal kıyım üzeri nde d i k katleri n topla nmasına yol açtı. Bu kıyım yüzünden m i l yonla rca i n s a n c a n verd i . Bu cinayet öteden beri uta nçsız bir ya lanla, korporasyo n l a r tarafından satı nci l ı nm ı ş sağ l ı k yetki lileri n i n imza ladıkları « ö l ü m tuta n ı k ları »yle gizlenmekted i r. Bu yığ ı nsa l insan kırımı ü reti m s ü reci içinde olduğu için, kapita li st top l u m u tarafından daima gerekli ve normal kabul ed i l m iştir. Tekeller hiçbir za m a n işçilerin hayatı n ı esi rgememişler d i r. Birleşik Amerikada üreti m alanı ndaki i ş kaza ları nda her gün 60 kişi ölüp g i d iyor. Binlerce kişi de yara l a n ıyor ve çoğ u sakat kal ıyorla r. Patron lar bunu i n kô r edemiyorlar. Fakat sayısız 'kanıtıara rağ men, maden köm ürü k u m pa nyaları, a kciğer o ntrokozun u n , (I) yani Birleş i k Ameri kada genel l i kle « a kciğer ko ra s ı » adı verilen ve bin lerce madenci n i n hayatına malo lan hasta l ı ğ ı n kötü ve zar a r l ı ça lışma koşulları ndan i leri geld i ğ i gerçeğ i n i hôlô gizlemeye ça lışıyorla r. D i ğ e r sanayi kollarındaki kapita l i stlerin tutu m l a rı da bundan fa rkl ı değ i ld i r. Kôrın sözkonusu olduğu yerde, insan haya tına metelik veren ol maz. Çevre ki rlenmesi n i n i n sa n l ı k için ne büyük teh l i ke olduğ u n u n b i l i ncine va rılması, diğer buna l ı m ve teh l i keleri n de daha iyi a n laşılmasına yol açıyor. Viyetnam'da M i lôy köyü a ha l i s i n i n yoked i lmesi emri, gerçekte Amerikan h a rp politikasının bütün Çin-Hindi'nde g üttü ğ ü amaçlara aykırı değ i l d i r. B'i nlerce 'i nsa n na polm ııteşleriyle d i ri d i ri ya k ı l m ıştır. Hava bom bardıma n la rında hiçbi r zaman askeri ve sivil hedef ayırımı yap ı lmamakta d ı r. Sivil halktan yüzbi n lerce kişi öldürülm üştür. işte « her ca n l ıyı öldür. büyüyen her şeyi yokeb. politika s ı n ı n son uçla rı b u n l a rdır. ABD'n i n Viyetnam'da ve Ç i n - H indi'nde sebep olduğu kayıplar ve yıkım. çevre ki rlenme s i n i n d ünyayı tehdit ettiğ i n i göstermektedir. « 225-T .. kim yasal maddesi Birleşi k Ameri kada zararlı otların yoked i l mesinde kullanı l ı yor. N evada'da koyu n v e keçi sürü leri zehi rlend i ğ i zaman, kuzuların i i l i 60'1 sakat veya ölü d oğdular. diğerleri de çok geçmeden öldüler. Aynı böl gede 1 968 y ı l ı nda ord u n u n dened i ğ i s i n i r felci gazından zeh i rlenme son u c u nda 6 400 koyu n telef o l d u . Ş i m d i G üney Viyetnam topraklarının 11, '0 45 kad a rı, işte bu « 225-T» maddesi. hem de yoğ u n l u'k ve etki ba k ı m ı ndan Ameri kadakinin 13 kat daha güçlüsü püskürt ü lerek zehirlenmişti r. Bu mad denin 'kansere sebep olduğu, etkisi n i n de b i rkaç kuşa k boyunca sürebiIe ceğ i i spat ed i l miş b u l u n uyor. O halde ta ri hte bundan daha büyük bir cinayet olabilir mi ? Demek 'ki. daha henüz doğ m a m ı ş kuşa klar bile b u yeni krematoryumların ateşinden ya n ı p kül olacaklard ı r. Bütün bunla r, H i roşi ma ve Nagazaki'nin atom l'a bomba l a nması g i bi , bilinçli v e kasıtlı olarak ya p ı l maktad ı r. V e bu, H itler fa şizm i n i n ö l ü m ka mpları ndan aşağ ı ka l m ıyan bir ci nayetti r. H i roşima, Buhenva ld, Mi lôy,
(I) Uzun süre kömür tozu dolu havayı sol u ma n ı n sebep olduğ u a kciğer hasta l ığı.
595
aynı ci nayet zi nciri n i n halka l a rı alarak, doğruda n doğ ruya kapita l iz m i n cibil l i yeti nden doğan a h ı aık ucubeleri d i r. Çevre ta hribatına son veri l mesi m ücadelesinde, halkların aynı zamanda bu a h ıaka karşı ve bu slnlHa da çarpı şması gerekmekted i r. Burada s ı nıfsal değerler çatışması sözkonusudur. Ve soru n şudur : Onemli olan hangisi, b i r avuç m i lya rderin kaza nçları m ı , yoksa gezegen i m izde hayatın deva m ı için gerekli çevre m i d i r ? Tekel lerin eylemini v e a h ı a k ı n ı beli rliyen temel p rensip toplumsal sorum l u l uk d iye b i r şey ta nı maz. Kazanç ıkanununu i hıale cüret eden her ka p i ta l ist, bunun kendisi için i nti ha r d e m e k olduğ u n u b i l i r. Ay'a kta ka labil mek için, sistemi n koydu ğ u k u ru l lara göre ha reket etmesi gerektiğ i n i hatırdan ç ı ka rmaz. O halde p roblem i n kökü ayrı ayrı kişilerin kötücül i radelerinde değ i l di r. Kapita li st korporasyon l a r çevreyi ki rletli klerinden ötü rü soru m l u l u k taşı mayı reddediyor ve her şeye başvura ra k suçla rı nı g i zlemeye ça l ı şıyorlar. Onlar, çevre yararına bir şey ya pmaya, böyle bir şey kaza nçla rına ket vurmadığı takdi rde, yanaşmaya razı d ı rlar. Soru m l u l u k sözkonusu olduğu zaman, kam uoyu şehri n işletmeler tarafı ndan ki rleti l mesi n i protesto etti ğ i zaman, tekel leri n ta k ı n d ı kları tavır, gerçek çehreleri n i o l d u ğ u g i b i gös teriyor. Verdi k l eri cevap şudur : « K i rlel}lTIeyi d u rd u rmak için bizi para harcamak zorunda bıra k ı rsa nız, fabrika mızı şehi rden ka l d ı rırız." Yani kısa cası, « ya temiz havayı, temiz suyu, a m ma aynı zamanda işsiz ka l mayı ; ya d a pis havayı ve pis suyu, daha ,kı sa ömrü, a m ma daima i ş bulma ola na ğ ı n ı yeğ tutm a l ı s ı n ı z " demek i sterler. Orneğ i n , « Bethlehem Stee l " işlet meleri N üyork'un Bukfa l o semti n i en çok ,kirleti r. Bukfalo'da ve d olay larında otu ra n l a r, hava nın, ırmakların ve göllerin temiz l i ğ i n i savunma ha reketine g i rişmişlerd i r. Bunun üzerine « Bethlehem Stee l " yönetici leri hemen bir bası n toplantısı d üzen lemiş ve herkes i n yüzüne Ikarşı şu küs tahça isteklerde bulunmuşlard ı r : Çevren i n ki rlenmemesi i steniyorsa, kum panya n ı n verg i leri azaltı ımalı, i şletmelerde ça lışanlar emek veri m l i l i ğ i n i a rttı rma l ı v e çevrenin temizlen mesi i ç i n k u m pa nyaya « bask ı " ya p maktan vazgeçi lmelidir. Gerçekte bu çel i k ağaları n ı n ded i k leri şu ka pıya çıkmak tad ı r : « Ya sizler, B u kfa lo saki n leri, bizim koşu llarımızı kabul edeceksiniz, ya da biz B u kfa lo'daki çel i k döküm i ş letmeleri mizi kapatacağ ız." Ayn ı insan düşmanı a hı a k daha başka soru nlarda da kendini gösteri yor. Tekel ler bütün devlet kurumları nda fii len egemen durumda d ı riar. Şimdi bu egemenlikleri d oğ a l çevre üzeri nde kontrol a l a n ı na kadar d a uzan ıyor. Orneğ i n , Kolorado ı rmağ ı n ı n kirlenmesi sorununun görüşü l d ü ğ ü topla ntıya, ı rmağ ı bizzat zehi rliyen işletmenin, y a n i bira fabrikalarının çevre kirlenmesini sözümona kontrolle görevli d i rektörü başka n l ı k etmiş tir. Eya letierin çoğ unda doğal çevre sorunlariyle uğra ş ı r görünen komis yonlar va rd ı r. Fakat 50 eya letin en az 35'i nde, bu k o mi syon lar, doğal 5 96
çevre ki rlen mesi n i n başlıca suçluları olan korporasyon ların temsilcilerin den oluşmakta, ya n i ciğer kediye ema net edil mektedir. Netekim, Los Ancelos l i m a n ı n ı n ki rlenmes i n i ön leme soru nları komisyonunun en n üfuzlu üyesi, l i ma n ı en çok ki rleten petrol kumpanya s ı n ı n yöneticisi,d i r. Atom Enerjisi Komisyonu, geçen lerde, kam uoyu nun bas'kısı altında, bazı yeni a raştı rmoların fina nse ed i l mesini ka rarlaştı rd ı . Bu a raştırmaların amacı, atom enerj i s i n i n askeri maksatlar d ı ş ı kulla n ı l ma s ı nda radyasyon teh l i kesi d u rumunun ne o lacağ ı n ı tespit etmektir. Ciddi i n celemelerden sonra, bi r g ru p ü n l ü atom bilgini, şimdi radyasyonun bir za manlar res men öngörüleni n 20 m i s l i olduğunu beli rled i rier. Bunu saptayan rapor hemen hasıra ltı edi ld i . Grup. dağıtı l d ı . Oniki b i l g i n i n onbi ri sessizce görev lerinden uzaklaştı rıldı. Araştırmalara son veri l d i . Cinayete e ş i t bu k o m p l o ya l n ızca korporasyonlarla s ı n ı rlı kalm ıyor, mer kez hükümet organları n ı da sa rmış bulu nuyor. H ükü met kurumları nca i şlenen cinayet, ekoloji ü stüne demagojik demeçlerle ve « d oğ a temizliği günü» tertipleme çağ r ı l a riyle gizlenmek i steniyor. Ekoloji k demagojiye herkesten önce Başka n N i kson ve yard ı mcısı başvurd u l a r. Her i kisi de, temiz hava ve temiz su ü stüne boş demeçler vermekle gençli ğ i a n la m s ız bir ha rekete çekebilecekleri n i ü m it etti ler. Fa kat bu strateji tam tersi son uçlar verdi . Konserve kutuları ve şişe toplamaya yönelti len gençler, bu işin pek faydasız olmama kla beraber, p roblemin kök nedenlerine dokun madığını çok geçmeden a nl'ad ı l a r. Buradan, yığınların, sonuçlardan ötürü d uydukları öfkeden sebepleri açıkla maya s ü ratle geçebilecekleri g i b i önem l i bir sonuç çıkarılabi l i r. Biz bu olayda, barış ha reketi nde de görd ü ğ ü m üz g i bi, aynen böyle bi r öz eğ itim s ü recine ta n ı k olma ktayız. i i i . Gerekli ted bi rleri n tespiti için i l könce en önemli sorun u n çözülmesi lôzı m d ı r : insa n l l'k , b i l i msel-teknik i lerlemenin n imetlerinden bundan böyle de yara rlanabi lecek ve aynı zamanda onun zararlı sonuçlarını ö n liyebi le cek m i d i r ? B i rleşi k Amerikada çevre buna l ı m ı ka pita list sistem iyle i lg i l i d i r. O halde ABD halkla r ı n ı n çözmeleri gereken ana sorun, kapita lizm b i r sosya l-ekonomik sistem olara k varold uğu s ü rece, b i l i m sel-teknik devrimin olumsuz sonuçla r ı n ı n kontrol altına a l ı n ı p a l ı nmayacağı soru nudur. Dreti m i n çağdaş gelişme d üzeyi konusunda, « bi r şeyi n ne kada r kôr geti rdi ğ i »n i ve « kaç pa ra etti ğ i »n i başlıca sorun edinen b i r toplumda uygarlığ ı n daha fazla i lerlemes i n i n mümkün olup o l ma d ı ğ ı gibi bir p rob lem ortaya çıkmakta d ı r. Faka t uygarlık a rtık, hiç şü phesiz, « bi r şeyin hal kın ve topl u m u n ç ı ka rl a rına h izmet ed i p etmed i ğ i »nin ve « i n sa n l ı ğ ı i leri l i k yol unda daha ötelere g ötürüp götürmed i ğ i »nin başlıca sorun edi n i l mesi gerektiğ i d üzeylere ulaşmış bulunmakta d ı r. Esasen değerler sistemi işte bu sezgiyi o l uştu rma l ı d ı r. Sosya lizm kapita lizmin esas i l l etleri n i n kök ü n ü kazı r ; i n sa n l ı k topl u m u 597
önünde yeni bir yol açar. Sosya lizmde ü reti m araçları - fabrikalar, işlet meler, madenler - halkın m ü l kiyeti h a l i ne getiri l i r. B u n la r a rtık sadece insanların i htiyaçlarının g i deril mesi için ça lışır ve ü retirler. Yeni değer sistemi işte b u temel lere daya n ı r. Bütün soru n la r ı n çözüm tarzını beli rli yen prensip d e b u temele göred i r. Eğer b i r s ü reç herkes i n yararına hizmet etmiyorsa, önü derhal a l ı n ı r. Doğ a n ı n korunması ve temizliği de genel yararın sözkonusu o l d u ğ u b i r soru n d u r ve bundan ötü rü herkes tarafı ndan i lgiyle karşılanmaktad ı r. Kapita l izmde ka r hırsı ve çabası i le doğa çevres i n i n k i rden arınması işi a rasında çelişki vardı r. Sosya lizm böyle bir çeli şkiden azattır. Bu d ü zende doğal çevrenin ·korunması topl umsal bir zoru n l u k o lu r. Kapita l izmde ü reti m i n esas itkeni özel azami -kôrdır. Bu kôra yönelik çaba doğ a l çev reyi feda eder. Sosya lizmdeyse bu esas itken orta d a n ka l d ı rı l m ı ş ve o n u n yerini, b ü t ü n top l u m u n yüksek 'ç ı ka rlarına uyg u n olanın yapılması kayg ısı a l m ı ştır. Bu, gezegeni m izde hayatı n deva m ı n ı tehdit eden her türl ü s ü rece karşı sağ lam b i r g üvenced i r. Sosya list ü lkelerin boğ uştu kları çel işki, en yü ksek bili msel-teknik d üzeyde çağdaş bi r sanayi temeli yaratma hayati zoru n l u ğ u ile, aynı zamanda yaşa mak için gerekli doğal çevrenin koru n masına g üç ve ödenek ayırma zoru n l u ğ u a rasındaki çel'i ş ki d i r. Zira doğal çevreyi koruma ted birleri va kit ve maddi harcama istemekted ir. Fa-kat soya lizmde, top l u m , daha doğ a da a rtık d üzelti lmesi ola na-ksız değişmeler olmadan önce, b u n u n la i lg i l i problemleri çözebilecek g üce ve a raçlara sa h i pt i r. Sosya l i st ü lkeler b u problemi başariyle çözüyorlar. Çevre kirlenmesi nde d üzeltil � esi olana ksız süreçlerin önlenmesi, a ncak sosya lizmde m ü m k ü n etraflı bir plônlama gerektiriyor. Sosyalizm, itken g ücü b i r bütün olara k topl uma h izmetten ibaret olan değerler sistemi, i n sa n ı n ç o k ya n l ı eylem i n i n b i r parçası olara k doğal çevre korunmasını da kapsı yor. Değerlerin sosya listçe ta kdiri, doğal çevre korunmasına i lişkin kanun la rda açı kça i fade edi l mekted ir. Ve bu ka n u nlar titizlikle uyg ulan makta d ı r. Doğa l çevreyi kurta rma m ücadelesi, gen i ş y ı ğ ı nların ç ı ka rl a rı n ı i l g i len d i ren b i r sorun h a l i ne gelmiştir. B u soru n u n çözü m ü ertelenmeye gelmez. Her devri m i n eni-sonu çözü m l eyid g ücü olan y ı ğ ı n la r, neyi seçi p karar laştı racakları nı genel l i kle a kademik a raştı rma lar yoluyle ortaya koymaz lar. Onlar tecrü beye dayanara k, ça lışma süreci içinde ka rarlar a l ı rlar. Yürütülen m ü cadele eski top l u m u değiştirip yeniden kurma m ücadeles i d i r. B i rçok Ameri ka lı, doğ a l çevreyi koruma m ücadelesine katı l a n Ameri ka l ı la r, eski sistemi n d üzelti lebi leceğ i ne hôlô daha i n a n ma m a ktad ı rlar. Fakat bu konuda yeni ve önemli olan şey,. d oğ a l çevre ki rlenmesi süre cinin a rtı k geri dönül mez bir kerteye varması teh l i kesi karşısında, müca delenin hiç savsaklanmadan y ü rütül mesi gereğ i d i r. Yığı nlar beklemek ve o l u p bitenlere seyirci ka lmak n iyeti nde değ i l le rd i r. 598
Gerçekte kapitalizmin ıslah ed i lemez olduğunu bilen kişi, henüz bu son uca va ramamış olan halkla beraber ve halk için ça l ı şma l ı d ı r. Biz b u hareketin örgütçüleri ve yöneticileri olmalı, daha derin ve doğru anlayışımızı müca deleye ma letmel iyiz. M ücadelemiz, ABD'de b u konuda federal kan u n la r çı1karılmasını doğ rudan doğ ruya hedef ed i n me l i d i r. Ama b u ka n u n la r N i kson'u n i leri sür d ü ğ ü yozlaştırma kayıtla rından a rı na ra k çıkmal ı d ı r. ( i) Bizim i sted iği miz ve istiyeceğ i miz, prati kte halkın, işçilerin, geto' l a r saki n leri n i n , send i ka üyeleri n i n u yg u lamaları gereken ka n u n l a rd ı r. Doğ a l çevre korunması ka nunlarını hiçe saya n işletmeleri n devletleşti ri l mesini i stemek de hakk ı m ı z olma l ı d ı r. Biz, çevre kirlenmesiyle m ücadele ted bi rlerine i l işkin bütün har ca moların -korparasyanların kaz-a nçlariyle karşı lanmasını öngören ka n u n lara m u htacız. Çevre d u ru m u n u bizzat halk kontrol etme l i d i r. Devri mci dönüşümleri n sosya l g üçleri tarihsel a l a na hiçbir zaman gökten zem bille i nmezler. B u g üçler hiçbir zaman camekô n l ı ser'lerde de yetiş tiri l mezler. Bun lar, dolaysız ve g ü n l ük çıkarla r için yürütülen m ü cadelede ta ri hsel ödevleri n i n ve kol lektif g üçleri n i n b i l i ncine va rır ve olgunla şırlar. Çevre kirlen mesine ka rşı m ücadele eden m i lyon la rca i nsan, bu p roblemi sosya lizm için m ücadele yoluyle çözmeye henüz hazı r değ i l d i rler. Buna ancak m ücadelenin somut tecrü besiyle u l aşaca klard ı r. Fa-kat bu da ken d i l i ğ i nden-gelme bir s ü reç değ i l d i r. M ücadele tecrübesi, i d ra kleri, fikir ve teorileri ben i m semeye hazırlar. Marksizm-Leni nizm top l u m sa l b i l i m d i r, devr i m b i l i m i d i r. Bu b i l i m , i n sa n l ı ğ ı n b i ri ktird i ğ i bütün devrimci tecrübe n i n özl ü ğ ü n ü , b i l g i l i ğ i n i ve gücünü kişi leştirmektedir. Ma rksizm -Leni nizm ta rihsel dönüşümleri n teori s i d i r. G ü n l ü k i h tiyaç ve çı karlar uğrundaki m ü cadelede ed i n i len, sosya l ekonomik siste m i n karakteri n i v e s ı n ı fsa l g üçlerini g itgide da ha iyi kavra makla bağ d aştı rılan tecrübe, reform savaşçı larını devri m yoluyle sosya l izme g eçmen i n savaşçıları h a l i ne getirecektir. Kısacası, devr-i mci dönü şüm leri başaracak güçler, günlük i h tiyaçlar için yürütülen mücadelede olgunlaşıp biçimleni rler. B u süreç, b i l i m i n yard ı m iyle, Ma rksist-Leninist f i ki rlerin yığı nların bilincine maledilmesiyle bir hayli hızlan d ı rı labilir. Bilim ve tekniğin i lerlemesi, tarih lokomotifi n i n kaza n larında buha rı daima a rtırır. Bu i lerleme her zaman m ücadele a raçla rı n ı da verir. Kaza n la rda b u h a r basıncı a rtmakta d ı r. B i l i m v e teknik nitel bir sıçrayış ya pmış, yeni teknoloj i n i n doğuşuyle nitel bakımdan yeni yıkım a raçları d a ortaya ç ı k m ı ştır. I nsan lık bir kavşakta d ı r. Artık ya herkes için bol l u k yaratabi l i r, ya da ca n l ı olara k ne varsa hepsi n i yokedebi l i r. Ve bugün, mevcut bütü n ca n l ı la rı yoketmek için gerekli olanı yüzlerce defa aşan m iktarda n ü kleer, kimyasal ve ba kteryoloj i k silôh yığ ı i m ıştır. i nsa n l ı k i l k olara k çok zor bir problemi çözme zorun l uğ uyle ka rşı karş ı ya d ı r. Ve bu, sosyal i lerlemen i n,
( i) N i kson yöneti m i n i n i leri sürdüğü çevre korunması ka nun tasa rı larında, bu :koruma i ş i «olana kl-ar nispeti nde» kay d ı na bağ lanmaktad ı r.
599
daha yü ksek sosyal d üzene geçişi nin, bi r n Ü'kleer felô kete yol vermeksizin, nasıl sağlanacağ ı p roblem i d i r. Bir nükleer harp i h ti m a l i ne karşı mücadele elbette genel a n la miyle ele a l ı n m a l ıdır. insan l ık, söm ü rü ve özel kapita l ist kaza n cı temeline dayanan değerler sistemi ve emperya list ezgi statüko sunu yaşama tarzı ola ra k ka bul edemez. Sosyal i lerleme m ü cadelesi devam edecektir. Yeni sosya l -ekonomik d ü zene geç i l mesi kaçı n ı l mazd ı r. Şimdi bu m ücadelenin bir n ü kleer ha rbe karşı m ü ca deleyle bi rleşti ril mesi gereklidir. B ütün bunlar bugünkü bunalıma ancak yen i bir atılım ve nitel öze l l i kler kaza n d ı rmakta d ı r. Sosyal nedenleri aynı olan nükleer ve ekoloj i k felôkete karşı m ücadele birbi rine sıkı s ı kıya bağ l ı d ı r. Birinde ve ötekinde sı nıfsa l ve politik g üçleri ayıra n çizg i aynıdı r. N ükleer ve ekoloj i k felôket, topl umsal dönüşüm ler çağdaş aşaması için karakteristi'k olan çeti n problemlerd i r. Y ı ğ ı nsal m ücadele, kapita l izmin, gerek n ü kleer harple, gerekse doğa l çevreyi yozlaştı rmakla uygarl ı ğ ı tamamen yoketmesine engel olabi l i r. fakat kapitalizmin canavar karakterinden t;türü, bu teh l i'ke hep g ü ndemde ka l maktadı r. Ve b u tehl i ke, a ncak kapita l i st düzen i n i n sa n l ı k d üşmanı i deo loj isiyle birlikte ortadan k a l d ı rı lmasiyle, b u n u n yeri ne de i tici gücü top l u msal yararı gözetmekten ibaret olan sosya l si stemi n geti ri l mesiyle ber taraf edi lebilir. Ekolojik buna l ı m genel plônda sürüp g i d i yor, çünkü gezegenim izde ha yatı devam ettiren çevre ki rleti lmekte ve bozulma ktad ı r. Göğ ü m üzü siyah bulutlar kaplarnakta, yapraklar sol m a kta, ı rmakım ve göller b u l a n ı p karar makta d ı r. Bunlar, şi m d i l i k, hangi biçimde ol u rsa olsun, hayatım ıza kıyacak tehlikeyi ha ber veren sinyallerdir. Tek sözle saat terti batlı bir ekoloj i k bomba hazırla n ı yor. K ö r kuvvetler i rsiyete y ö n veren mekanizmleri yen i d e n p rogra m l ıyorlar. Radyasyon v e k i rlen me, gelecek k uşaklarda ucu be lerin ve soys uzlaşmaları n büyük ölçüde artma sına yol açabi l i r. Buna l ı m ı n nedeni, ABD'nde ve diğer kapita l ist mem leketleri nde, çevre problemin i n, insanlığa nelere malolacağ ı n a bakmahızın sadece özel aza m i kôrı a maçlayan s ı nıfın h ü k ü m s ü rdüğ ü köhnemiş sosya l-ekonomik sistem i n çerçevesi içi nde çöz ü l mek isten mesi nded i r. B u na l ı m ı n nedeni, tekelci sermayen i n Viyetna m'da uyg u l a d ı ğ ı ve M i lôy köyünde işled i ğ i tüy ler ü rpertici ci nayetlere ,kadar va rd ı rd ı ğ ı politika n ı n doğa l çevreye de u yg u lanmak istenmesinded i r. B u n a l ı m ı n nedeni, insan ı n i h tiyaç ve a rzu larına ka p ita lizmin sağ ı r olmasındadır. Şüphe yak ki, yeryüzünde hayat bütün biçi mleriyle ne bu y ı l ve gelecek y ı l , ne de hattô önümüzdeki onyıl içinde tükeniverecek değ i ld i r. fakat bu gerçek, m u htaç olduğ umuz çözüm ü n gecikmeye taha m m ü l ü olmadığ ı n ı n iyice anlaşıl masına engel ol mama l ı d ı r. Halen yürürlükte o l a n süreçler d üzelti l mesi o l o na'ksız sonuçla r doğ u ra b i l i r. Problem i n bir an önce çözü l mesi ıôzı m dı r. Doğ a l çevrenin ki rlenmesi daha bugünden birçok hasta l ı ğ a 600
·
yol açıyo r ; sebep olduğu ö l ü mler g ü nden g ü ne a rtıyor. Insan topl umunun, diğer ca n l ı organizm lerin ya rdı m ve desteği olmadan, ayrı olara k va rlı ğ ı nı s ü rd ürme d u ru m u na ulaşması m ü m k ü n d ü r. Fakat, bilim ve tekni k henüz bunu sağ lıyacak bir d üzeye çıkmadan önce, hayatı s ü rd ü ren çevre ve bu a rada bizzat i n sa n ı n hayatı soysuzlaştı rıldığı takdirde, bu olanak da suya d üşer. Çevre buna l ı mı, herkesi, b i l d i ğ i ve inandığı değerleri yen iden değer lendi rmeye, ödevleri ' ve sürekli hedefleri s ı raya koymaya sevkediyor. Bu buna l ı m , bütün diğer sosya l -ekonomik buna l ı mlarla örü len yeni b i r sosya l politik problem olara k karşım ıza çıkmış b u l u n uyor. Bu problem de top l u m u n ya pısiyle i l işkisi iyice i n celen meden doğru bir çözüme bağlana maz. Kapita l izm ma hva mahkum bir sistem d i r. Ve kendi mahvına doğ ru da gitmekted i r. Kapita l izm geçmişte de toplumsal soru m l u l u k d uygusund a n yoksundu. Gel işmesi n i n son, emperyalist aşaması ndaysa, a rtık göstermelik b i r top lumsal sorumluluk d uygusuna d a yanaşmaz olm uştur. Boşluk hep i şçi s ı n ı fı tarafından doldurulmaktadır. Bug ü n de sosya l , toplumsa l çıka r ları savun mayı y ü klenen yine işçi sınıfıd ı r, Top l u m u n kaderine i l işkin soru m l u l u ğ u n b i r sınıfta n d iğerine geçmesi, onların g ü n ü m üz ve yarı n ı m ı z konusundaki tutu m la rında kend i n i göstermekted i r. Kapita l i zm, ô deta i n sa n l ı ğ ı n kaderi bu çürümeye v e ö l ü p g itmeye y ü z tutmuş sisteme bağ lıy m ı ş g i b i ha reket etmekted i r. Ve bugün sadece aza m i çıkarı n ı düşünmek ted i r. işçi sınıfı kendi ya rınını ve i n sa n l ığ ı n g eleceğ ini, batı p g itmekte olan kapitalizmin kaderiyle bağ lam ıyor. O, kapitalizmin yerine, sağ la m ve ayd ı n geleceğe sahip olan sistem i getirmekle ödevii kuvvettir. Bundan ötürü, insanlı ğ ı n g eleceğiyle i lg i l i süreçler ve problem ler 'konusunda işçi s ı n ı f ı n ı n tutu mu ba m ba şka d ı r. Bu sın ıf, hayata elveriş l i çevreyi k ô rumak ve bu o rta mda ô d i l toplumsal sistemi ku rma k istemekted i r. Ekoloji sı nıfsal bir p roblem d i r.
601
Komünistlerle birlik
ve
ittifak
BULGARiSTAN HALK ÇiFTÇi BiRlidi V E TARiHTEN BAZI iBRET DERSLERi Georgi Tra ykof Bulgari sta nda sosya list top l u m u n kurulmasına Bulga ristan Komünist Partisi ile beraber Bulga ristan Halk Çiftçi Birliği (BHÇB) ' n i n de katı lması sosya li st demokrasinin bir ka rakter çizgisidir. BHÇB'nin geçenlerde toplanan XXX i i . Kong resi, Birliğin, Bulgaristan Halk C u m h u riyetinin yeni gelişme aşamasındaki eylemiyle i lg i l i problem leri yaratıcı olarak işleyip bel i rled i . BHÇB bu kongrede, Kom ü nist Parti s i n i n Bulgaristanda gelişmiş sosya l i st top l u m u kurmak olan dolaysız hede fini aynen kendi ödevi olara k beni m sedi. Kongre, BHÇB'nin, Bulga ristan Komü nist Parti s i n i n sad ı k m ü ttefiki olduğ u n u ve daima m üttefi ki olara k kalaca ğı n ı ; Bulgar-Sovyet dostluğ u n u n sağ l a m laşmasını, halkları n barış ve g üven l i ğ i n i n koru n ma s ı n ı ve g üçlendiri l mesi ni, değişik toplumsal sis temlere sahip mem leketlerin barış içinde yanyana yaşa maları politika sının yerleşmesi n i dôva edinen azimli bir savaşçı olduğ u n u bir kere daha doğ ruladı. Bulgaristan Hal'k Çiftçi Birl i ğ i iki nci i ktidar pa rtisi sıfatiyle, yü ksek ege men l i k organları n ı n çalışmalarına aktif olara k katı l m a kta, bütün sosya l yönetim sistemi içinde rol a l ma ktad ı r. B H C Hal1k Meclisi nde BHÇB 1 00 m i l l etveki liyle, Devlet Konsey i ' nde b i rinci başkan yard ı mc ı l ı ğ ı ve dört kon sey üyeliğ iyle, Baka nlar Kurulu'nda do b i rinci başkan yard ı mc ı l ı ğ ı ve dört bakanlıkla tem s i l edi l mektedi r. H a l k sovetlerinde, Vatan Cephesi ' nde, Emek Kooperatif Tarım işletmelerinde ve diğer ekonomik ve toplu msal örgütlerde Birlik'in 30 bin a ktivisti çalışmakta d ı r ve bunların 863'ü sonca k (il), 83s0'si belediye (köy v e buca k) sovetleri üyesi di rler. Birliği miz, sos ya l i st demokrasinin gelişti ri lmesi ve yetki n leşti ri lmesi için, memleket yöne ti m i ne ve halk ekonomi sine emekçi lerin geniş ölçüde katı l malarının sağ lanması için büyük çabalar harca makta d ı r. H a l k sovetleri nin her şeyden önce, ekonomi, eğ itim -öğ retim, ka mu hizmetleri ve köyleri n bayındırılması alanları nda y ü k ü m l ü oldu kları en önemli ödevlerin çözü m ü ne onbi nlerce BHÇB aktivisti de katkıda b u l u nmaktadırlar. Birliğimiz Bulga rista n Halk C u m h u riyetinin dış politika s ı n ı n gerçekleş ti ri l mesine de etraflı yardımlarda b u l u nuyor. Biz sO'den fazla demokratik köylü partisiyle, merkezci parti ler ve özüyle ya k ı n ı m ı z olon partilerle i lişki ve temaslar ku ruyor ve gel i şti riyoruz. B i zi m u l uslara rası eylemimiz, Bulga602
rista n ı n sosyo lizm k u rucul u ğ u ndaki başarıları n ı n ta nıtılmasl,na, köylü lerin barış ve sosya l i leri l i k m ücadelesinde bi rleşti ri l mesine, bütün d ünyada çiftçi leri ya'kından i l g i lendiren spesifi k soru n la r ı n çözüm lenmesine yard ı m ediyor. Birl i ğ i m i z i n bugünkü bütün eylemini bu yazıda her yönüyle göstermek g i bi bir çabaya düşmeden, b u raya kadar sayd ı ğ ı m ı z kanıtların, sosya l i st Bulgarista n ı n politik hayatı na ve demokratiık sistemine örgütü müzün tam b i r erki n l i k ve hak eşitliğ iyle nasıl katılma kta olduğuna yeterli b i r açıklı kla ta n ı k i ıık etti ğ i n i sanma ktayız. Gerçe'k durum, BHÇB'n'i n Komünist Partisine ne kadar çok yaklaşı rsa, önem ve itiba rı n ı o kadar çok kaybedeceği yolu ndaki kehanetleri yalan l a m ı ştır. Hayat ve bütün sosya lizm k u rucu l u ğ u p rati ğ i , bunun ta m tersi n i , BKP'yle n e kadar çok ya kı nlaşırsak, politik eylem birliğ i m izin o kada r çok a rttığ ı n ı , BHÇB ola raık etki ve iti barımızın da o kadar çok g üçlendiğ i n i gösterm iştir. işte, Bulgari stan Kom ü n i st Pa rtisinin, müttefi ki o l a n B u l g a ris tan Ha lık Çiftçi Bi rliğ i i l e ilgili D mitrofçu politik hattı budu r. B K P MK'nin Nisan (1 956) Plen umundan sonra bu politik hat parla k b i r başarıya ulaş m ıştır. Avrupa köylü hareketi tari h i n i n en eski örgütlerinden b i ri o l a ra k Bul ga ristan H a l k Çiftçi Birliğ i n i n 70 yıllık geçmişine b i r göz atacak o l u rsak, onun şimdiye kadar sın ıfsal terkibi ve hedefleri ba k ı m ı ndan hiçbir za man bugünkü g ibi türd eş olmadığ ı n ı , h a l k ı mızın kutsal idealleri n i n gerçek leştirilmesine hiçbir zama n böylesine önemli bir katkıda b u l u n ma d ığ ı n ı görürüz. B H Ç B a ruk kuruluşu sırasında beli rlenen hedefleri çokta n aşmış tır. Birl i ğ i m iz, bazı Batı Avrupa mem leketleri n i n zamanla gerici b i r m a h i yet alara'k politik sa hneden çek i l mek zoru nda kalan köylü pa rti leri n i n ö k ı beti ne u ğ ramaktan titizlikle sa'k ı n mış, a rd ı c ı l v e demohati k bir örgüt haline gelmiştir. BHÇB'nin b u politik hattı n ı n bel i rlenmesinde Komü nist Partisi ile yaptığı işbirl i ğ i çöz ü mleyici bir rol oynamıştır. 9 Eyl ü l 1 944'ten sonra, çiftçi ler i l e komünistler a rasında birlik sağ l a m bir politi k temele oturtu la ra k gerçekleştirilmeye başla ndı. Fakııt i'ki kardeş parti a ra s ı nda bu yararlı ve semerelli birlik ve ittifak yaratı lmadan önce, BHÇB' n i n çetin m ücadeleler ve sı navlarla dolu büyü k bir yol geçmesi, işçi s ı n ı fı n ı n ve onun öncüsü Komü nist Pa rtisinin yönetmen l i k rol ü n ü kabul etmek olan birici k doğru çözü m ü arıya ra k bütü n hata lardan arınması gerekiyordu. Hayatı n ve m ücadelenin mantı ğ ı n ı n bizi bu sonuca nasıl vard ı rd ı ğ ı n ı göstermek üzere, burada BHÇB'nin tari h i ne de kısaca temas etmenin yara rlı olacağ ı n ı sanıyoruz. H er şeyden önce, BHÇB'nin ve B K P' n i n eylem leri n i n' birbirine yaklaş masına yard ı m eden objektif ta ri hsel koşulları beli rtmemiz yerinde o l u r. Diğer bi rçok Avrupa memleketi nden farklı olarak, Bulgari standa 9 Eyl ü l 1 944'e kadarki köyl ü ha reketi , a n ti - feodal b i r hareket veya feoda lizm 603
ka l ı ntiları n ı n yoked i l mesi ha reketi olarak değ i l, esas kara kter çizgisi köyde kapita H st sömürüsüne k a rşı, büyük sermayenin gerici kuwetlerine, kra l lığa v e emperya l ist bağ ı m l ı lığa karşı m ü cadelede beli ren b i r hareket ola ra k gel işiyord u. Bu özel l i k, ü l kenin daha ziyade küçük ve orta ta rım ü reti ci leri n i safla rında bi rleştiren Bulgari sta n Halk Çiftçi Birl i ğ i n i n eyle m i ne de ya nsıdı. Büyük Georgi D i m itrof şunla rı bel i rtiyord u : " Çiftçi Birliği, burjuvaziyle ve burjuva partileriyle m ü cadelede doğdu ve gelişti. Bu b i r l i k, i deoloj isi ve politikasiyle katkısıı bi r sosya l ta baka örgütü, köyl ü ör g ütü, anti-kapita l ist örgüttü . (1) Bundan ötürü, BHÇB'nin, büyük soyguncu sermaye pa rtilerine k a rşı d u ra n b i r politik örgüt olara k kuru l u p biçi mien mesi, Bulgar işçi ve köyl ü hareketleri a ra s ı nda ka ra'kter ve s ı n ıfsal m ü ca dele yönel i m i ba k ı m ı ndan ya k ı n l ı k bul unması hiç d e rastgele değ i ld i , yasal b i r olaydı. ..
Tefecilere ve m u htekirlere ka rşı köy l ü leri n ken d i l i ğ i nden-gelme müca deleleri n i n g üçlen mekte olduğu 1 899 y ı l ı nda kurulan BHÇB, hızla gelişerek yığınsal bir politik ö rgüt haline geldi. Va rlığ ı n ı n i l k on y ı l ı , sosya l çel iş ki lerin çaprazında bunalan memleketin eko"nomik d u ru m u n un alabi ldiğ i ne kötüleştiği zamanlard ı . Bizi m ö rgütümüzde, seçki n demokrat-cumhuriyetçi Aleksa n d ı r Sta m boliyski'nin başında bulunduğu savaşka n g üçler sayesi rı.de, BHÇB'n i n gel işmesi n i büyük ölçüde bel irliyen i lerici nitel çizg i ler işte o yıllarda bel i rd i ve oluştu. B u n l a r, ka pita l i st sömü rüsüne, büyük burjuva ziye ve burjuva partilerine karşı, demokratik reformlar ve kooperatif dôva s ı n ı n gelişmesi için m ücadel e ; halkım ıza bunca fel ô ketler getiren kra l l ığ a karş ı , halk egemen liği v e cumhuriyet i ç i n m ücadele ; Bulgari sta n ı n ö l ü mcü l harplere sürü klen mesine karş ı , barış v e hal kla r a rası nda karş ı l ıU a nlayış için m ücadele çizg i leriydi . B i z bugün, sosya l i st devri m i n üst ü n gelmesi nden son ra Birliğ i m iz i n ça l ı şmalarında meydana gelen köklü değ iş i m leri a nsıyoruz. Ayn ı zamanda ö rgütü müzün tari h i n i ta kdi rle d üş ü nüyor, onun u ğ runda en iyi tems i l ci leri n i n savaştıkla rı v e c a n verd i k leri a maçları n ı ca n l ı gerçekler haline geti rerek, i lerici gelenekleri n i sürdürmeye ça l ı ş ı yoruz. BHÇB'nin halkı n çıkarlarını savunması, Bulga rista n ı n B i rinci Dü nya Ha rbinden çıkması için yürütülen m ü cadelede bil hassa parlak bir biçimde ken d i n i göste rd i . B i rl i ğ i m izin bi n lerce a ktivisti, kom ü n istlerle birlikte gizli asker komitelerine katı lıyor, a s kerleri ha rbe k a rşı i sya na teşvik ediyor ve bu s u retle BHÇB'nin sa m i m i b i r barış ve demokrasi savu nucusu olduğ u n u gösteriyoriardı. Ve 1 91 8 yılı nda askeri i syan patlak verd i ğ i zaman, B i r l i ğ i mizin yönetici leri hiç i ki rc i m göstermeden ön safla rda y e r a larak Rado mir Cumhuri yeti'ni i lô n etti ler; çürümüş eski rejimle i l i şkiyi keserek sosyal i leri l i k yol una koyul mak üzere ciddi bir tecrübe yaptıla �.
(1) G. Dimitrof : Toplu eserleri, 604
c.
8, 5. 1 39.
Bu f ı rtı nalı politi'k olaylara kat ı l ması, BHÇB'ni halk a rasında büyük n üfuz sa h i bi bir örgüt a lorak sağla m laştırd ı . Sosyal ta baka i deolojisine dayanan baş l ı başına köylü iktidarı eğ i l i m i g i bi yanlış görüşlere rağ men, Birliğ i n saflarına yabancı u n su rların sızma ve onu gerici liğ i n hizmeti ne koşma deneylerine rağ men, BHÇB geniş köylü yığ ınları n ı n ç ı ka rla rını savu nmaya devam ediyord u . B H Ç B idaresi yıllarında (1 920-23). Aleksa n d ı r Stambol'iyski h ü kü meti bi rçok demokratik dönüşümler gerçekleştirdi. B u n l a rı n en başında toprak reform u n u, m i l l i eğiti m ve adalet ci hazı n ı n demokratlaştırı l masını, koope ratif dôvasının teşvik edilmesini saya b i l i riz. BHÇB'nin b u sosya l -ekonomik politika s ı , halkı söm ü ren lere, büyük sermayenin çı karla rına h issedi i i r b i r k e t vurdu. Bu pol iti ka , yöneti m i demokratlaştırmaya yönelik isteklerin i çten l i ğ i n i gösteriyordu . Memleketin d ı ş politikasında da bazı değ i şikli'kler oldu. Bulgari stan ' emperya l i st bloklara Imtıl maktan vazgeçti ; Balkan halHarı a rasında iyi komşu l u k i l işki leri ve ka rş ı l ı klı anlayış sağlanması, genç Sovyet C u m huri yeti'yle i li ş'ki leri n iyi leşti rilmesi yol u n u tuttu. Bulgar kom ü n i stleri n i n giri şimiyle Sovyet Rusya için erzÇık ve para toplama kam panya s ı na başla n d ı ğ ı za man, çiftçi h ü k ü meti n i n, b u rj uvazi tarafı ndan ya p ı l a n hücu mlara a ld ı rış etmeksizin, toplanılan yard ı m ı n vergi konmadan ve g ü m rü ksüz ola raık gönderi l m esine izin vermesi d i kkate değer b i r olayd ı r. Bütün bu ilerici a d ı m la r, BHÇB ve BKP' n i n çaba ları n ı n iyice bi rleş tirilmesine i m kô n veriyord u. Fa kat b u dönemde B i rl i k yöneticileri ç i ftçi hükü meti içi n ölümcül sonuçlar veren b i rçok hata da işledi ler. Bunlar a rasında en a ğ ı rı , başlıbaşına köylü i ktidarı haya li ni n bir dogma haline get i ri l mesiyd i . B u hata bi rleşik çiftçileri tecrit etti ve işçilerin ka rşı sına geçi rd i . Bunun i'ç in, b i rkaç o rtak a ksiyona beraberce gıiriştikleri halde, kom ü n i stlerle çiftçiler a rası nda sağ lam bir işbirl i ğ i sağ lanama d ı . Böyle l i kle, gökte a ra d ıklarını yerde buluveren gerici kuvvetler, Batılı emper yalistleri n politik akıı hoca l ı ğ ı na dayanarak, 9 Hazira n 1 923 karşı -devri mci askeri da rbes i n i ö rg ütleme olanağ ı n ı da buldu lar. Bir gecede Aleksa ndır Sta m boliyski hükü meti devi ri i d i ve Sta m boliysıki de canava rca öld ü rüldü. 1 923 yılının traj i k ka n l ı olayları ndan bi rleşik çiftçilerin çıkaracakları b i rçok i b ret dersi va rdı. Birlik içi nde ü yelerin g ittikçe daha çoğu , başlı başına köyl ü i kti darını prensip ed i n menin ne kada r hata lı olduğunu, ger çek ve sağ la m b i r halk i ktidarı n ı n a ncak işçilerle köy l ü lerin, ıko m ü n istlerle çiftçileri n elbirliğiyle yü rütecekleri m ü ca deleyle kuru labi leceğ i n i ve savu n u labi leceğ i n i a n la maya başlıyorla rdı . G. D i m itrof o zaman şunları yazı yord u : b i r işçi- köylü hükü meti n i n kmulması, halk yığı nlarını tatmi n edebi l i r ve memleketi huzura kavuştura b i l i r . » (1) « '
"
9 Haziran olaylarından Bulgaristan Komü nist Partisi de doğ ru sonuçla r (I) G. D i m itrof : Toplu eserleri,
c.
7, s. 275. 605
ç ıkardı. Gerçek durumu çıkış noktası yapan Komünist Partisi, B ulgaris ta nda işçi s ı n ıfı partis i n i n ya n ı sı ra, yoks u l lar, küçük ve orta ha l l i köyl ü ler a rasında büyük politi'k nüfuz sa h i bi olan yığ ı nsa l bir köyl ü örgütü de bulunduğunu gözö n ü ne alarak, başlıca çabasını demokratik ve yu rtsever güçleri H a lk Çiftçi Birfiğ i 'yle eylembirfiği nden ya na bi rfeştirme amacına yöneltti . Ve pari, tekcephe bayrağ ı n ı yü kseltmekle, işçilerle köy l ü lerin bi rfeştiril mes i ni gerçekleşti rmeye, kra lcı-faşist d i ktatörlüğe karşı kom ü n i st lerin, çiftçi lerin, bütün emekçi g üçleri n ittifa k ı n ı yaratmaya yol açmış oldu. BKP' n i n i leri s ü rd ü ğ ü işçi - köylü h ü kü meti fi k ri , 1 923 y ı l ı Eyl ü l Aya k Ianmas ı n ı n politik şiarı h a l i ne geldi. Bu şiarı BHÇB de ben i msedi. Ve bunu gerçekleşti rme a maciyle i ki ka rdeş parti n i n tekcephesi meydana getiri l d i . BKP' n i n BHÇB i le dostluk ve birliğe yönel i k politikası ve eylemi, memleketi mizde doğ ruda n doğ ruya 9 Eyl ü l 1 944'e götüren g ü n lerde olu şan devri mci süreci n kendine özg ü çizgi lerinden birini yansıtıyordu. BHÇB' n i n H a lk Cepehsi' ne, daha sonra Vatan Cephesi'ne katı lması ö rgütümüzün daha sonraki gelişmesi bokı m ı ndan, mem leketimizin top l u m sa l hayatında, emekçi halkın m ücadelesi ndeki yeri nin ve karakteri n i n beli rlenmesi ba k ı m ı ndan çözü m leyici bir öQem taşıyord u . Faşizme karşı savaşlarda 'k om ü nistlerle örgütlü çiftçi ler a rası ndaki b i rl i k en önemli pol i t i k etkendi. Bu etkeni n , devri mci a nti -faşist hareketin gel işmesi bakı m ı n d a n , yurd u m uz u n Bulgar faşizm i n i n v e H itlerci işgalci lerin z u l m ü nden kur tarılması Bulgar halk ı n ı n bütün ta r i h i n i n en büyük başa rısı olan sosya li st devrim i n zafere u laştı rılması ba k ı mından çözü m leyici b i r önemi va rdı . Emekçi köylü y ı ğ ı n la riyle birli'k v e ittifakı gerçekleştirmede, işçi s ı n ıfı, ka pita l izme ve faşizme 'karşı g i rişi len devri mci m ücadelenin itici g ücüydü. Devri m, mem leketi m izde bütün gerçek demokrati k, i lerici ve yu rtsever g üçleri n bi rleşti dımesi nde ta ri hsel b i r hizmeti olan Bulga ristan Komü nist Partis i n i n yönetimi a ltında başarıldı. Bulgar işçi sın ıfı n ı n ve emekçi y ı ğ ı n ları n ı n kapita l izme ka rşı yü rüttükleri devrimci m ü cadele, Komünist Par ti sinin çabaları sayesi nde, bütün halkın faşizme ve em perya l izme karşı, sosya l ve u l usal kurtuluş u ğ ru nda yürüttüğ ü m ü cadeleyle bi rleşti. Ve Bul g a ristanda faşiz m i n ô k ı beti n i beli rleyen etken de bu oldu. N i hayet, Alman faşizmi n i n Sovyet Ordusu tarafı ndan hezi mete uğ ratı lması, memlektimizde i şçi sınıfı n ı n , emekçi köylülerin, bütü n i le rici, demokrati<k ve yu rtsever top l u msal g üçleri n özlem ve emellerini gerçekleştiren sosyal i st devri m i n zafe rini gara ntiled i . Devri m, ö rg ütlü çiftçi lerin cumhuriyet ve halk egemenliği emelleri n i , yurdun i lerici ve demokrati k gelişmesi, hal'kl a r a rasında barış ve dostl u k emel leri n i hayata geç i rd i . Devrimin zaferi nden sonra, BHÇB'n i n d e Bulga ri stan Komünist Parti s i n i n m üttefi ki sıfatiyle mem leket yöneti m i n e katı lması tamamiyle doğ a l v e yasal b i r olaydı. Bulgari stan Hal k Çiftçi Birliği 1 946 yılı nda ya p ı l a n tari h se l Yüksek Şura toplantısında, hata l ı ve zararlı olan ta baka prensibine bağ l ı l ı ğ ı ebe606
d iyen terkederek, sınıf prensi pleri n i ve Komünist Parti s i n i n ta rihsel olara k gerekli yönetme n l i k rol ü n ü ka bul etti ğ i n i v e Bulgari standa sosya lizmin k u ru l masından yana o l d u ğ u n u i l ô n etti. Böylel i kle, Bulgarista nda baş l ı ba s ı na ,köylü i ktidarı olanakları soru nu, ta ri hsel tecrü beye daya n ı l a rak çözü l m ü ş oldu. G . Dimitrof'u n deyimiyle, bu sorun a rt ı k « tarih a rşivine ,ka ld ı rı l d ı ». Memleketimizde kôğ ı t üzeri nde sık sık ta rtışı l d ı ğ ı halde prati kte hiçbir zaman ya lanlanamıyan gerçek, yani sosya lizm kurucu luğu nda işçi s ı n ı f ı n ı n yönetme n l i k rolüne olan objek tif i htiyaç bir kere daha doğ rula n d ı . Sosya l i z m i n kurulması y ı l larında Bulga rista n Komünist Pa rti si, Halk Çiftçi Birliğ i 'yle Len i nci işbirliği ve eylembirliği politi kası nı sistemli biçimde s ü rd ü rd ü ve derinleşti rdi. Böylece, BHÇ'nin 'kendi spesifik çehresi ve köy emekçi lerine yanaşı m ta rziyle bel i rg i n b i r politik pa rti olarak g üçlen mesine yard ı m etti. Bu suretle de komüni st pa rtisi, BHÇB ile yaptığı pol i tik işbirl i ğ i n i n geçici ta ktik düşü ncelere daya nmad ı ğ ı n ı , i ş ç i s ı n ı fı n ı n sos yalizm k u ruculuğ u nda diğer g üçlerle ittifaık politika s ı n ı n en önem li kısmı olduğ u n u ve b u n u n sağ l a m b i r bilimsel temel üzeri nde gerçekleştirildiğini bir kere daha i spatladl. Org ütümüzün ed indiği yeni nitel çizgi ler, BKP i le daha yakın işbirliği olanakları n ı , sosya li st toplum kurucu luğuna a ktif biçimde katı lma ve eylemleri m izle memleketin gelişmesine ve köylü lerin hayati çıkarlarına uygun b i r yön a l m a koşul larını yarattı. Birl i ğ i m iz i n d üş ü nsel - politik evri mi, kesi nli kle köyl ü lerin a rd ı c ı l demokratik, i lerici örgütü haline, i şçi sın ıfı pa rtisiyle yeni toplum k u rucu l u ğ u na angaje örg ü t haline gelme müca deles i n i n mant ı ki sonucud u r. BHÇB'nin tari hine i lişk'i n bu k ısa ansı mayı bitiri rken, sosya list devri m i zafere u laştırma m ücadelesinde ko münistlerle çiftçi lerin birlik v e itti fa'k ı n ı n ku rucusu, sosya lizm k u rucu luğ undaki eylem birliğimiıin yaratıcısı sıfatiyle G . D i mitrof'u n oynadığ ı büyük rol ü öze l l i k le bel i rtmek isteriz. D i mitrof, BHÇB içi nde g i tti kçe g üçlenen i lerici eğ i l i m leri büyük bir d i k katle izliyor, kend i ö rg ütlerin i n gelişmesi ve eylemi için birleşik çiftçilerin yeni yol l a r a rama çaba ları na bütün deri n l i ğ iyle n üfuz ediyord u . Ve o, BHÇB'ndeki i lerici eğ i l i m leri « bu örg ütte hayati, yen i ve sağ la m unsur»un ifadesi olara k nitelendi riyord u . B H Ç B ' n i n , memleket yöneti mine v e sosya lizm ku rucu luğuna katı lması, ya l nızca geçmişteki h izmetlerinden ve köy emekçileri geniş yığ i n la rı üze rindeki geleneksel etkisi nden i leri gelmiyor. O rg üt ü m üz, yönetime, mem leket ekonomi ve k ü ltü rünü gelişti rme ça lışmaları na, Bulgar köyü nün sos ya list kalkınmasında işçi 'sı n ıfı , ile köy l ü ler arasındaki ittifa k ı n g üçlen mesine reel ve a ktif biçimde katkıda bulunduğu için, halkımızın d üşünsel politik birl'i ğ i ne hizmet ettiğ i için 'ka t ı l ıyor ; kutsal belled i ğ i m i z Bulgar Sovyet dostl u ğ u n u n her bakı mdan gelişmesi uğrunda, sosya l i st toplu607
luğunun diğer ü l keleriyle işbirl i ğ i n i n g üçlendiri lmesi ve genişleti l mesi uğ runda m ücadele ediyor. Bulga ristan Hal'k Cumhuriyeti a rt ı k hemen hemen otuz y ı ldır sosya lizm yolunda g üvenle ilerliyor. Bu zaman içi nde, halkı mız hayatın her ala nı nda tarihsel başa rı lara ulaştı ve anayu rd u m uzda köklü değ i şi mlerle büyük bir ka lkınma sağ ladı. Bu olağ a n ü stü başa r ı l a rda BHÇB' n i n azım sa n a m ı yacak bir payı va rd ı r. O rgütlü çiftçi lerin, sosyalizmin maddi -teknik temeli n i n k u ru l masına ve her şeyden önce kooperatif d üzeni n i g üçlen dirip gel iştirme çalışmalarına a ktif biçimde katı ldı kları ya l n ı z mem leketi mizde değ i l , memleket dışı nda da gayet iyi b i l i n mekted i r. Mem leketi mizde yeni top l u msal i l i şki leri yaratma ve sağ lamlaştı rma, sosya li st demokrasiyi gel iştirme, Bulgarista n emekçileri n i n en y ı ğ ı nsal topl umsal - politi k ö rg ü tü olarak Vatan Cephesi'ni g üçlendi rme, halk egemenliği ve toplumsal yöne ti m yersel org a n l a rı olan halk savetleri n i n rol ü n ü ve itiba rı nı a rttı rma yolunda BHÇB'nin büyük hizmetleri vard ı r. Bulga ristanda gelişmiş sosya l i st topl u m kurucu luğunu Bulga rista n Ko m ünist Partisi yönetmektedir. B K P, tarihsel X. Kongresinde, memleketin bi rkaç onyı i l ı k i leri gel işmesi ni bel irl iyen b i r b i l i msel program ka bul etti. Parti, gelişmiş sosya lizm ku rucu luğunu BHÇB i le sıkı bir işbirliği hali nde yürütmekted ir. Cumhuriyeti mizin, geçen Mayıs ayı nda ya p ı l a n bir referan d u m la halk tarafı ndan onaylanan yeni Anayasasında, bu p rensip a nayasal bir norm, bir kura l alara k tespit ed i l miştir. D ı kemizin yeni gelişme aşa mas ı nda BHÇB'nin rol ü ve yeri, BKP' n i n yeni progra m ı nda da beli rlen miş bulun ma ktad ı r. Biz, bunda, Komünist Pa rtisi n i n sad ı k m üttefi ki o l a n örg ü tüm üze ka rşı Len i nci tutu munu doğ rulaya n yeni b i r beli rti görmekteyiz. BKP M K B i rinci Sekreteri T. J i vkof yoldaş X. Kongre k ü rsüsünden şun ları söyled i : " Pa rti m i z, şi mdiye kadar olduğu gibi, bundan böyle de, sad ı k m üttefi kimiz o l a n ve_kendini halkın mutl uluğu için savaşa a d a m ı ş bulunan Bu lga ristan Halk Çiftçi Birliği i le omuz om uza ça l ı şacaktır. Parti mizin yeni progra m tasa rısında da belirti l d i ğ i üzere, bu 'kardeş ö rg üt, sosya l i st top l u m u n gelişmes i nde, işç-i - köylü ittifa k ı n ı n , Bulgari stan halkının sosya l pol itik v e fi kri birl i ğ i n i n g üçlenmesinde b ü y ü k b i r rol oynam ı ştır v e oyna maya devam edecektir. Sosya l izm k u ruculuğu yol unda bundan sonra ki çaba lar, B K P i le BHÇB a rasında daha s ı k ı ve sağ la m i l işki ler kurulma sını, her -ik i örgütün birlikte eylem leri n i n zengi n leşmesi n i ve deri nleşme s i n i, ortak amaçlar uğ runda, ortak idea l i n zaferi için birlikte y ü rütülen m ü cadelede ve ça l ı şmalarda tedricen bi rbirlerine yakla şma larını sağ l ı yacaktır.» Tecrübemiz, bizi, başa rılı sosyalizm kurucu luğunun, halk egemen l i ğ i sistemine g i ren v e yeni top l u m u n yaratı lması için -içten li kle m ücadele eden diğer demokrati k partilerin a ktif katı l ı şiyle g üvence altına a l ı nabi leceğ i k a n ı s ı na vardı rmaktadır. B K P ve BHÇB, ortak m ü cadeleleri boyunca, 608
a ra l a rı nda, tam güven ve karş ı l ı,klı a n layış temel i ne daya nan yeni u l us l a ra rası sosya list i l i şkiler yaratmışlard ır. Oyeleri miz, hali hazırda, Bulgari sta n halkının önünde d u ra n büyük ödev lerin başarıyla yeri ne geti ri lmesi için bütün bilgi ve g üçleri n i harcıya ra k ça l ı şmaktadı ria r. Politik ve örgütsel eylem i mizin en önem l i alanlarından b i ri , bundan böyle de, köy ekonomisi olacaktır. Orgütlü çiftçiler, köy eko nomisi üreti minde yoğ u n laşma ve ihtisaslaşmaya, endüstriyel metotlar ve teknoloi'i ler uyg ula maya, ta rım-sanayi komp leksieri meydana geti rip g üç lend i rm eye i lişkin problemleri n başarıyla çözü l mesi m ücadelesinde a ktif bir güç ol makla ödevlidirler. BHÇB, gelişmiş sosya li st topl � m u yaratma yolunda BKP ile omuz om uza ça lışı rken, ü l kemizin iç ve d ı ş politika s ı n ı n beli rlenmesine ve pratik alanda hayata geçi ri lmesi ne, Bu lga ristan Halk Cumh u riyeti nin daimi maddi ve m ô nevi ka lkı nması m ü cadelesine aktif olara k katılacak ve bu s u retle de halkım ıza ve yurdu muza karşı yü ksek yurtseverlik ödevini yeri ne geti rmiş ol'a caktır.
609
·
I,çi sınıfınan sömürülmesi sisteminde yenilik K/ad P opren Devlet-te,kel kapita l izmini n gelişmesiyle sermaye yoğ un laşması muaz za m ölçü lere u laştı. T�kel leri n kaza nçları nı a rtı rma k ma ksadiyle büyük ça pta ü ret i m i n devlet tarafından fina nse ed i l mesi buna çok yard ı m etti . Sonuç olara k sömürü şiddetlendi ve g i derek h a l k ı n yeni yeni tabakalarını kapsa d ı . Biz bu yazıda, i ş ç i sın ıfına baskı tedbirleri kompleksini, bu sınıfın yaşa ma d üzeyine, çal ışma koşullarına yönelik sistematik hücumları, emekçile rin hayatı n ı n bütün a l a n larını hedef tutan baskıları ,konu edi neceğ iz. Söm ü rü n ü n yeğ i n ve yayg ı n biçi mde şiddetlenmes i n i n doğ urduğu en kara kteristik sonuçlar nelerd i r ? Y ı ğ ı nların satı nalma g üc ü n ü n s ı n ı rl ı oluşu, i ş ücretlerinin fiyat a rtışla rından geride kalması ve gündelikleri n don d u ru l ması denemeleri Fransız işçi s ı n ı f ı n ı n şimdiki d u ru m u n u beli rliyen da'i m i etkenlerd i r. Bunun ya nısıra işsiz l i k a rtma kta, meslekler ve sanoyi kolları çerçevesi nde, i l ler ve memleket ölçüsünde koskoca bir deklôse ucuz işgücü yedeğ i meydana gel mektedir. Bir yandan, şimdiki Fransız i şçi s ı n ı f ı n ı n dörtte birini teşk i l eden göçmen işçi ler a,k ı n ı da şiddetlen mekted i r. Tam işgünü çal ışa m ı yo n emekçi leri n sayısı d u rmadan a rtma kta d ı r. Bu d u ru m özelli kle kad ı n l a r a rası nda yayg ı n d ı r ve onları a i leleri n i n i htiyaçla rını 'karşı laya bi l mek üzere bir ek geç i m y o l u a r a m a k zoru nda bıra k ma'ktad ı r. Tekeller, bu emek yedekleri ni, bütün i şçi s ı n ı f ı n ı n yaşam ve ça lışma koşu lları üzerinde baskı a racı olara k kulla nıyor ve böylel i k le bu sınıfın bir kat daha çok söm ürülmesini sağla maya ça l ı şıyorlar. Bu a rada i ş el leri a ngaje eden ve bunları bir süre çal ıştırı lma'k üzere fa bri katörlere teklif eden bazı özel firmalar türeyi p palazla n ı yor. Böyle a racı örgütler topl u sözleşme ya pmıyor, hiçbir emek huıkuku ta n ı m ıyorlar. Bun lar ôdeta köle tica reti şi rketleri n i n modern biçimi h a l i nde ça l ı şıyorl a r. Köy ekonomis'i ü reti m i nde yoğ unlaşma 'küçük ve orta çiftçi lerden büyük 20 y ı l i ç i n d e orta lama 1 50 bin köylü her yıl topraklarındon çıkarılagelmişti r. Bu g i dişle, 1 985 y ı l ı nd a Fra n s a n ı n ahif ta rım n ü f u s u n u n 700 bin kişiye düşmesi beklen mekted i r. Gençler aile çerçevesi ndeki çiftç i l i ğ i b ı rakı p gitmek ve hiçbir m eslek hazı r l ı k l a rı ölmadan şehirlerin emek o rdusuna katı l ma k zorunda kal maktadı ria r. Güçlü ticaret merkezleri sayısı n ı n gittikçe a rttı ğ ı şeh i r lerde, g en i ş zanaatçı ve kü ç ü k tüccar y ı ğ ı n l a rı n ı n s ö m ü r ü l m e ve proleter ' leş me süreci göze çarpa r bir hal a l mıştır. Bu suretle, çağdaş kapita l i z m i n g el i ş m esi , K. M a rk s 'ın sapta m ı ş olduğu yasa l l ı ğ ı , yeni « ba g ı m s ı z n e meğ i n ücretl i emeğe dönüşmesi yasa l l ı ğ ı n ı doğ ru la maktad ı r. bir k ı s m ı n ı n y ı k ı m a uğ ra m a l a rı n a yol a ç ı yor. S o n
610
ücretli emek ordusuna yeni katılanlar ve göçmen işçi ler, büyük işlet melerde i htisas edinmiş işçi ler (Il yetersiz vasıfl ı la r ana kad rosunu doldur makta d ı rlar. Bunlar, s ı n ı f m ü cadelesi tecrübe ve geleneğ inden yoksun oldu kları için, e n gadda r sömü rüye ta bi tutu lmaktad ı rl a r. ü reti mde rasyonaliza syon, ça l ı şma hızı n ı n a rttı rı lmasına yol açıyor, emekte i htisaslaşmayı, yeni işi en basit ve monoton bir sürü işlem lere bölüp, bir işçiye sadece bu işlem lerden biri n i yaptırmayı son haddine va rd ı rıyor. Emek s ü reci n i n şiddetlendiri l mesi çoğ u defa fizyolojik olanak ları da ıorlıyan ölçü lere varıyor. ü reti mde sayısı gitti'kçe a rtan ve sık sık ölümle sonuçla nan kaza lar ve sinir-ruh yı pra n ması hasta l ıklorı bunu gös teriyor. Kapitalist, üreti mde rasyona lizasyondan, işçi n i n va sıfl ı l ı k d üzeyiııi i n d i rmek için, daha karmaşık emeğ e, daha az karmaşık emeğ i n fiyatını ödemek için ya ra rlanıyor. Kapita l i st rasyonaliıasyon metod l a rı evrı m ı nın, emeg ı ödemede yeni biçi m ve sistemlere başvurulmakla ya'k ı n i lişkisi vard ı r. Fabri'katörler bu rasyonalizasyonu aza mi ayrımlaşmayla gerçekleştirmeye ça l ı şıyorlar. Fra n sada bu ayrı m laşma metotlarından biri « i şyeri tasnifi » dedikleri usuld ü r. B u u s u l e göre, bir yanda, her biri için bel i rl i bir iş ücreti ödenen çeşitli i şyerleri ; bir ya nda da azami veri m l i l iğe u laşmaya i mkan veren mesleki bilgi ve pratik a lışkanlıkla ra s a h i p işçiler va rdı r. Böyle bir vasıflı işçi n i n önce bütü n « suyunu s ı kan » patron, sonra onu d a h a az va sıf gerektiren bir işe g eçiriyor. Böylelikle o n u n ücreti ni de makaslıyor. Ocret tarifeleri ma nveraları ndan da u sta lıkla yara rlanan patron, güttü ğ ü başka bir amaca, işçi leri parça lama ve birbiri n e karşıkoyma amacına ulaşmakta da g üçlük çekm iyor. Teknik i lerlemenin şimdiki aşa ma s ı na uyg un d üşen ka pita list rasyona lizasyon, y a l n ı z büyük bir fizi ksel gerg i n l i k doğ u rmakla ka l m ı yor, aynı zamanda sinir ve ruh yı pratıcı m uazza m bir gerilim ya ratıyor. G ü n ü m üzde, emeğ i n entansifleşti ril mesi ve aynı za manda ça l ı şma süresi n i n doğrudan doğ ruya uzatı l ması, sömürünün şiddetlendirilmesini belirl iyen etkenler haline gelmiş b u l u nuyor. O reti mde kapita l i st rasyonal izasyonun sebep olduğ u işçi ç ı ka rmal ö rı, geri ka l a n işçi le ri n yükü n ü o nispette a rttırıyor. OsteHk, işyeri nde gereken tekni kten yoks u n l u k, yetersiz g üven l i k ve sağ l ı'k koşulları, görevde terfi soru nları nda idarenin keyfi davran ışları, mesleki onur duygusunun haya sızca sömürül mesi bel büküyor. Büyük işletmelerde zat i şleri ş u beleri n i n , bu tür emek örg ü tü metotları uyg u l a m a n ı n e m ekçilerde işe karşı bir ilgisizlik uyand ı rd ı ğ ı n ı farketmeme leri imkansızd ı r. i şte bundan ötürü, patronlar, emeğ i n i nceden i nceye i htisaslaşması ka ra'kterini korumakla beraber, emekçilerde ü reti me karşı
( l) Bunların sayısı 1 954-68 yıl ları nda 850 bini buldu. Bugün hepsi işçi s ı n ı f ı n ı n üçte birini teşkil etmektedir.
61 1
i l g i uya n d ı ra b i l mek 'için çeşitli denemeler yapmakta d ı rl a r. Bu c ü m leden olarak, işçi lere ü retimde bir işlem değ i l , b i rkaç işlem gördürmek i steyen patronların, bu su retle veri m i a rttı rmaya çal ıştı'ki a rı göze çarpmakta d ı r. Patronlar bir yandan da, işletmede « ödevleri n tespiti" ça l ı şmaları »na ve bu ödevlerin yerine getirilmesi metotları n ı n beli rlenmesine sözümona « katı l m a »ya em�kçi leri d e celbetme yolunda denemeler yapmaktad ı rl a r. Bu suretle sömürü öyle b i r i ncel iğe u laşmakta d ı r ki, buna adet bizzat sömürü lenler de katı l m ı ş olmaktad ı rlar. Patronlar söm ü rü n ü n yeni ve daha maskeli bir a racından başka bir şey olm ıyan paternalizmin ( I ) çeşitli biçi m ieri ne de başvu rmakta d ı rlar. Da ha çok i htisaslara göre kategori lere ayrı l m ı ş yetersiz vasıflı işçHeri ka psaya n emek i lgisizliği ve şevksizlik tedricen diğer vasıflı i şçi leri de sarma kta d ı r. U reti m s ü reci n i n ayrımlaşmasına, bi rbi ri n i n tekrarı bir sürü küçük işleme bölünmesi ne, kendilerinden g itg ide daha yeğ i n çalışma iste nen vasıflı işçi ler de kurban edi l iyorlar. Hatta bazı m ü hendi s-teknisyen kad roları ve yönetim görevlHeri de bundan za rar görüyorlar. Kafa emeğ i ayırımı metotları uyg u laya n s'e rmaye, m ü hendisin 'kafa g ü cü n ü de i şçi n i n k o l g üc ü n ü söm ü rd ü ğ ü g i b i söm ü rüyor. Bütün bunla r, elebaşı l a rı haris çı karları için üretim g ü ç/eri enternasyona/izsyonunun meyvalarını da sö m ü ren çok u l uslu karma tekellerin i şletmeleri nde g i tti kçe daha geni ş ölçüde uygulanıyor. Bili msel -tekni k i lerleme, işçi sınıfının genel mes l ek ve tek n i k bilgi d üze yinin yükselmesine ve onun maddi ve ma nevi i htiyaçla rı n ı n çoğ a l masına yol açıyor, fakat öte yandan, sermayenin gi derek yetki nleşti rdiğ i «yü rüyen şerit » si stemi i şgücü üzeri nde yı pratıcı bir etki yapıyor ve bu gücün geliş mesini engelliyor. Tekel ler emekçileri i leri l i ğ i n n i metlerinden yoksun edi yor, bilim ve tek n i k alan ı ndaki bulguları hep kendi zengin leşmeleri yo lunda kul lan ıyorlar. B i l i msel -tek n i k devri m aynı zamanda ü reti m a raçları üzeri nde kapita list m ü lkiyetin doğurduğu s ı n ı rla malarla da karşılaşıyor. Fra nsada b i l i msel a raştı rma harca m a l a rı genel m i l l i hasılanın % 2,28' i n i geçm iyor. Ureti mde ezgiyi arttı ra nlar bir ya ndan da sendikal hak ve hürriyetlere karşı sa l d ı rıya geçiyorla r. Egemen s ı n ı f, emekçi yığ ı nlarını kend i leri n i savu nma v e söm ü rüyü d u rd u rma a raçlarından yoksun etmeye ça l ı şıyor. B u yöndeki s ü rekli çaba l a r, bu sınıfın sosyal -ekonom i k politikas ı n ı n ka rakteris ti k b i r çizgisid i r.
i
Devlet-tekel kapita l izmi, sın ıfsal ezgi uyg u laması ve finans o ligarşisinin pençes i ndeki işçi sınıfı n ı n ve bütün halk ta bakalarının sömü rül mesi içi n tek bir mekanizm meydana getiriyor. Bu önem l i sömürü süreçlerini ve topyekun i şg ücü n ü n tekelci sermaye çıkarına yeniden ü reti m i n i aya rlama (1) Paternalizm : Kapita li st ü l kelerde bazı i şletmelerde işçi leri sınıf sava şından vazgeçirmek a macıyla uyg ulanan göstermelik kaygı politika s ı . 612
fonksiyon unu kolektif kapita l ist sıfatiyle devlet ü stleniyor. Bu yasa l l ı k zama n ı m ı z ı n koşu llarında sömürünün kendisine yeni çizgi ler 'kaza n d ı rarak alabild iğ'i ne gelişme gösteriyor. Devlet bunun g üçlen mesi ne, örneğ i n , vergi v e kredi politikası, fiyat politikası, ü c retlerde çeşitli kes i ntiler vb. gibi a raçla rla yard ı m ediyor. Fransoda ekonom i n i n tekelci ya pısı n ı n sağ l a m iaşmasına yard ı m eden devlet, eli a ltı ndaki bütün a raçları kapitali st b i ri k i m i n h izmetine koşarak, t�kellerin g üc ü n ü d a ha da yetkinleştiriyor ve ta m a m l ı yor. Kapita l i st plônlamasının, « g e l i rler politi ka s I Hn ı n ve diğer dev let i ktisat s istemi özellikleri n i n esası, u l us a l gelirin bunlar vasıtasiyle bü yük sermaye yararına dağ ı l ı m ı ndan ve bu ma ksatla da halk y ı ğ ı n l a rı n ı n gelirleri n i n ve i htiyaç l a rı n ı n budanmasından i ba rettir. Devlet, top l u m sa l yeni den ü reti m s ü recine, emek i le sermaye a ra s ı n d a k i i l i şki lere doğrudan doğ ruya ekonom i k aya rlama a raçla riyle ka rışıyor, Bundan m a'ksat, işçi sınıfının sömü rülmesine hız vermek, ücretlerin arttı rıl masına engel olmak, haddi nden fazla uzun i ş haftasını böylece s ü rd ü r m ek, sosya l m üesseseler kurulmasını ve topl u m ca yara rlanı laca k kurum lar meydana geti ri l m esini s ı n ı rlamakt ı r. Verg i lerin a rttı r ı l ması da sömürü n ü n şiddetlen d i ri l mesi üzeri nde önem l i bi r etki yapmakta d ı r. i şçi n i n öde diği dolaysız verg i lerin y ı l l ı k toplamı çoğ u defa onun b i r aylık kaza ncını aşmaktad ı r. Bütçenin geli rler kısm ı n ı n 11, 0 70' i dolaylı vergi lerden sağ lan maktad ı r. Belediye kuru llarının i,craatı n ı n fi nansmanına devletin katı l m a p a y ı g iderek aza l m akta d ı r. Tekelci burj uvazi, sosya l s i gorta ve devlet yard ı m fonları üzeri nde dolay sız bi r kontrole sahi p ol maya ça l ı şıyor. Onun maksa d ı , her şeyden önce sermaye biriki m i çıka rla rını gözeterek, sosyal ödemelerin ölçüsünü belir lemekte söz sa h i b i olmakt ı r. Bu p roble m i n bir başka yanı d a vard ı r. Çı karcı d üşüncelerle hareket eden finans oligarşisi, aile ödenti leri ni, emek borsa s ı n ı n öneml i bir yedeği olan kadınların istihdamı d üzeyini etki lemek ma,ksad iyle, a rttı rma kta veya azaltmakta d ı r. Tek sözle, egemen sınıfın sosya l-ekonomi k politikası, işgücü değeri ödenti leri harca malarını, sadece bu g üc ü n içinde bulunduğ u m uz aşamadaki en zoru n l u yeniden ü reti me i htiyaçlarını g iderecek biçi mde ayarlamakta d ı r. B i l i n d i ğ i gibi, i ş ücreti n i n m i'kta rı, baş l ı başına, kapita l i st söm ü rüsünün derecesi n i ya nsıtmaz, Kapita l ist söm ü rüsü, a rtık-değer normunda, ya ni artık emeğ i n gerekli emekle bağ ı ntısında ifadesini b u l u r. Bundan ötürü, ü creti n değ i ş mediği s ü rece, i şg ü n ü n ü n uzunluğunu ve ça lışmanın yeğ i n l iğ i n i gözönünde bulundurman ı n önemi vard ı r. Hattô emekçi lerin ücretleri a rtsa bi le, sadece bu husus, onların d u r u m u hakkında fi'k i r vermeye yetmez. G ü n ü m üzde emekçi lerin i htiyaçları çerçevesi genişlemektedi r, işgücü değeri n i n normal ölçüde öden mesi ve bir işçi a i lesi nin yeni i htiyaçla rının g i deri lebi l mesi için,' önce konut ve taşıt p roblem i n i n çöz ü l mesi, mili eğ i 613
tim sistemi n i n gen işleti l mesi, sağ l ı k ve diğer çeşitli hizmet ve yard ı m l a r ı n iyi leşti r i l mesi, sporun, kültürün geliştiril mesi gerektir. Kısacası, işgücünün yeniden ü reti m i bütün top l u m u n katı lışını gerektirmekted i r. Bu fonksiyoıı ları n bir k ı s m ı n ı devlet ü stlenmekted i r. Fakat bu a maçlara i lişkin dev let harca malarının azaltıl ması veya s ı n ı rla n d ı r ı l ması, söm ürünün şiddet lendirilmesiyle bi rd i r. Sosyal hizmetler ve yard ı m a l a n ı n ı n gelişmesi için küçük bir ödenek a yıran devlet, bu a l a nda da tekel ler yararına söm ü r ü n ü n kollektif örg ütçüsü rol ü n ü oyna ma kta d ı r. Şu da u n utulmamal ı d ı r ki, devlet, sosyal sigorta , konut yapımı, eğiti m öğ ren i m v b . ha rca malarında a rtışı azaltmak veya s ı n ı rlamakla, emekçileri gelirleri n i n bi razı n ı « ka ra g ü n » için ayı rmak zoru nda b ı ra k ma ktad ı r. Kred i finans kuru m l a rı n ı n eli a ltına g i ren bu bi ri'kti rmeler d e sermaye bi ri'ki m i i ç i n , y a n i söm ü rü i l işkileri n i n yeniden v e daha geniş ölçüde üretimi ve d u rmadan yen i lenmeleri için k u l l a n ı l ma'kta d ı r. i şçi s ı n ı f ı n ı n d u r u m u n u başka etkenler de etki lemekted i r. Orneğ i n , konut veya taşıt problem i n i · ele a la l ı m . Emekçiler ya yü ksek ki ra lara katla n m a k veya ç o k paha l ıya d a gelse bi r k o n u t edinmek zoru nda d ı rl a r. Taşıt harca maları da a rtmakta d ı r. H ü kü meti n « hafif hasta l ı klar» ödenti leri n i buda ması, a i l e bütçelerine o l u msuz bir etki ya p m ı ştır. Fransada em�kçi lerin g iderek a rta n hoşnutsuzl u ğ u n u n objektif temeli bud u r. 1 968 Mayıs - Hazira n olayları, emekçilerin eskisi g i bi yaşa mak i ste medikleri n i göstermişti r. Fakat devletten destek gören tekelci sermaye, i şçi s ı n ı fı n ı n yaşam d üzeyine karşı saldırısına devam etmekte, çeti n- müca deleler son ucunda elde ed i l miş kaza n ı m ları geri a l maya çal ışma'ktad ı r. Fiyatlar a rtma kta, vergi yükü giderek a ğ ı rlaşmaktadır. Halk yığ ı n l a rı n ı n çıkarları n ı n başa riyle savu n u lması, emekçi lerin gel i r kaynağ ı o l a n her şey için, ayrı ayrı v e dağ ı n ı k değ i l , birli kte ve kenetli bir m ücadele, sırf ekonomik, « n iceı » i stekleri hayat şartla r ı n ı n iyi leşti riI mesi n i a maçlayan genel i steklere karşı koymaksız ı n m ücadele yürütül mesi a n l a m ına gel mekted i r. Yoksa, b u rjuvazi n i n elleri, emek geli rleri n i n ayrı ayrı böl ü m leri üzeri nde çeşitli ma nevralar çevirebi l mesi için, serbest bıra k ı l m ı ş ol ur. Komünist Pa rtisi, h a yat şartları n ı n kötüleşmeS'i ile i ktidarın politikası a rasındaki sıkı bağ l antıyı yığınlara açıkl a maya çal ı şmakta d ı r. Komünist ler, i şletmeni n kendi çerçevesi içi nde, kapita l i st sömürünün s ı n ı rlandırı l masını v e bu söm ü r ü n ü n sonuçla rı n ı n yumuşatı lmasını a maçlayan bütün sosya l -ekonomik isteklerin gerçekleşti ril mesi için m ücadele ediyorlar. Bu alandaki kaza n ı m la r, d a i m i bir tehdit altında olsa da, işçi sınıfının bi raz d u rum u n u d üzeltmesine i m kan veriyor ve patronların keyfi hareketleri ne karşı daha sonraki mücadele için bir basa mak yaratıyor. FKP bir yandan genel u l usa l problem lerin çözü m ü için savaşıyor. Bunlar iş ücretleri n i n a rttı rılması ( b u u ğ u rdaki kampanya «ayda 1 000 fra nktan az o l m ı y a n b i r 614
ücret» şiarı a ltında yürütül üyor) ; normal 'konut koşulları yaratı lması ; b i l hassa gençler için, b i r meslek e d i n m e v e mesleki-teknik vasıfla rı nı geliş tirme hakk ı n ı n ta nı nması ; taşıt örg üsünde ve sağ l ı k sistem inde h izmet ve ça lışmaların iyileşti ri lmesi ; söz hakkı n ı n g üvence altıno a l ı nması (özel l i k le, televizyon ve radyoda yönetimin demokratlaştırı lması) ; vurucu atom g üçleri yaratma ve n ü kleer silôhlanma politi ka s ı na son veri l mesi prob lemleri d i r. Bu genel u l usal isteklerin gerçekleşti ri lmesi 'ka m pa nyası, memlekette, top l u d i lekçeler sunma, toplantı l a r, yığınsal gösteri ler terti pleme ve iş bırakımı g i bi değ işik biçimler a l ıyor. Bu m ücadele süreci içinde işçi s ı n ıfı sosyal i lerlemen i n es'O S i tici gücü o l ma rol ü n ü kabul ettiriyor. Genel u lusa l istekler u ğ rundaki m ücadelen i n başa rısı, işçi s ı nıfına, kapita list d üzen çerçevesi içinde ıkendi sosya l-ekonom i k d u r u m u n u do i yi leştirme olanağı verecektir. Fakat bu başarı a ncak günü g ü n ü ne m ü cadeleyle elde edile bilir. Eğer sorun başka biçi mde i leri sürülürse, bu, işçi sınıfı n ı n, d a i m i su rette söm ü r ü n ü n « meka n i k baskı »sı a ltı nda bul unduğu, bu ba9kıyı tekel ler/e devletin ortak çabala rla eyleme geçird i kleri koşullar içinde s ilôhsız b ı rakılması a nl a m ı na gelir. Yaşa ma ve ça l ı şma koşu l la rı n ı n iyi leştirilmes i n i a maçlayan g ü n l ü k m ü cadele, emekçilerin politik savaşa geç i l mesi gerekl i l i ğ i ni daha b i l i nçli olara k kavramalorına yard ım edecektir. Işçi sınıfı n ı n devri mcilik b i l i ncinin oluşması, kom ü n i st partisinin, her şeyden önce i şletmelerde, politik ve i deolojiık yönetmenl'i ğ i d a i mi su rette ele o l masını gerektiriyor. işçi, ka pita l ist söm ü rü n ü n ezgisini başka yerde değ i l, çalıştı ğ ı işletmede doğ rudan doğ ruya s ı rtında h issediyor. Bundan ötü rü, FKP'nin 1 971 Kası m ı nda ya p ı lan U l usal Konferansı, işletmelerdeki kom ü n i stlerin ça lışmala rı konusuna hasred i l miştir. Bizim i deolojik ve politik ça l ı şmalonmız el bette şehrin mahal lelerinde, işçi s ı n ı fı n ı n y ı ğ ı ş ı k b u l u n d u ğ u kon u m yerlerinde, vasıfsız işçiler, çok çocuklu a i leler ve bireylerinden sadece birinin çalışabildiği aileler, k i m sesiz analar ve işsiz gençler g'i b i en çok haksızlığa uğ rayan insanlar a rası nda da enine-boyuna gelişti ri lmelidir. FKP bir « ha l k birliği demokratik h ü kü meti progra m ı » hazı rlam ıştır. Parti, bu prog ra mda, tekel ler i ktida rı n ı n yeri ne, sosya l izme yol açacak bir i lerici demokrasi getiril mesi hususunda açık perspektifler göstermektedir. Şi mdi kom ü n i stler b u progra m ı her şeyden önce işçi sı nıfı ve bütün emekçi ta ba kaları a rasında yaymak için büyük bir kampa nya yü rütmektedirler. Artık bu programdan 800 bin nüsho kadar çoğ a ltı l ı p dağ ıtı lmış, bi n lerce top lantı terti plenm iş, bu d oküma n ı n içeri ğ i ve « politik hattı n ı n değ i ştiril mesi » çağ rısı n ı n özü komünistler tarafı ndan izah edi l m iştir. Biz, işçi s ı n ı fına, gençliğe ve halk yığ ı n larına, Fransız Komün ist Pa rtisi n i n i leri sürd ü ğ ü tek l iflerin hepsinin hayati i h tiyaçla rına ve memleketin çıkarlarına uygu n olduğ u n u göstermeye çalışıyoruz. Bütün çaba m ızı, fikirleri mizin m i lyo n 615
la rca Fransız yu rttaşına ulaşmasını, p ro g ra m ı m ızın y ı ğ ı nların isteği h a l i ne gel mesi n i sağ lama hedefi ne yöneltmiş bulu nuyoruz. Halk ittifakı şiarı, Fransanın politika s ı n ı n kökten değ işmesi uğrunda m ücadele için, partimizin işçi s ı n ıfı etrafında bir k uvvetler birliği yaratma emel i n i yansıtma kta d ı r. Bu savaşta çöz ü m l ey i ci rol ü adı geçen ittifa k oyna m a ı ı d ı r. işte bunun i çin, işletmele�de, hele demokratik m i l l i leştirme i stekleri ni n kuvvetle i leri sürü l d üğ ü işyerleri nde çalışan pa rti ocakları n ı n bil hassa a ktif davra n maları gerekmektedir. i şçi sınıfının a ktifl i ğ i n i a rttı rma'k, politik b i lıincini yükseltmek, aynı za manda sınıf mevzi lerinde yer a l a n ve yığ ı n ha reketi n i n gel işmesi nden ya na olan send i ka ların rol ü n ü n g üçlenmesi ne, eylem ala nları n ı n geniş lemesine yol açmakta d ı r. Sendi1ka örgütlerinin, bu örg ü tlerd e çalışan ve bütün emekçilerle birliıkte patronların ezg i s i ne ve ıkeyfi ha reketlerine ka rşı savaşan kom ü n istleri n ödevi, m ücadeleyi daha yüksek bir d üzeye çı1kartmaktır. B i rçok i stek, çeşitli kategori lerden i şçi lerin veya ayni işlet menin, ayn ı sanayi kol u n u n bütü n emekçi leri n i n ya da bütün işçi sınıfının çııkarları nı yansıtmaktadır. Bu istekleri gerçekleşti rme m ü cadelesi geniş bir cephe üzeri nde yü rütü lmelıid i r. Bu da, mücadelen i n şu veya bu aşa masiyle i l g i l i olara k i leri sürü lecek şiarların demokratik yolda n tespiti ni, bir başka deyişle, bunların form ü l e edi lmesine ve i lepi s ü rü lmesine bizzat emekçilerin katı l malarını, başarıya u laşabi lmesi için en uyg u n s ı n ıf savaşı biçim lerinin a ra n ı p bulunması n ı gerektirmektedir. Bu s u retle, sen d i ka la r, partinin yönetmenlik rol ü n ü bir değ işmeye uğratmadan, i şçi sınıfı n ı n ve bütün emekçilerin emellerine ve çıka rlarına cevap veren fikirler ve bu niteli kte bir toplum için m ücadeleye katkıda bulun makta d ı rl a r. Bu kat kıyı, sendika ha reketi n i n gelişme gelenek ve özelli kler'i, onun s ı nıfsal tutu m u ve yığı nsal karakteri bel i rlemekted i r. Tekelci sermayen i n çıkarları ve şimdiki rejim i n önemsiz bir a zı n l ı k yara rına izled i ğ i politik hat i le halkı n ezici çoğ u n l u ğ u n u n ç ı ka rl a rı a rasın daki çeli ş.kHer daha çok deri n leşm i ş ve keski nleşmiş bulunuyor. Politi k değişimler soru nu a rtık g ü ndem konusudur. Pa rtimizin bütün eylemi bu zorunluğun kavra nmasına yard ı m etmektedir.
616
Ulusal kurtuluş hareketi U LUSLARARASI Bili MSEL-TEORiK KON FERANS 27-29 Haziran 1 972 g ü n leri, Prag'da, « Barış ve Sosya lizm Problemleri » derg isi tarafından örgütlenen ve « Asya ve Afrika ü lkeler'i ulusal kurtuluş hareketi n de yeni aşama ve a nti-em perya list g üçlerin birliği problem leri » konusuna hasred i len bir b i l i m sel-teori k konfera ns ya p ı l d ı . Konfera nsa, Ameri ka Birleşik Devletleri, A l m a n Demokratik Cumhuri yeti, Arja nti n, Bolivya, Brezilya, Bul'garistan, Cezayir, Çekoslovakya, En donezya, Fi l i pi n ler, Finlôndiya , Fra nsa, G ü ney Afrika Cumhuriyeti, H i ndis ta n , I rak, ingi ltere, i ra n , italya, Japonya, Kanada, Kı brıs, Kol u m biya, Lüb nan, Maca ristan, Moğolistan, Pa rag uay, Polonya, Potekiz, Romanya, Senegol, Sovyetler Birliği, Sudan, Suriye, Tunus, Türkiye, Urdün, Yunanis ta n kom ü n ist ve i şçi partileri temsi lci leri ; Asya ve Afrika 'i lerici parti leri ve u l usal kurtuluş hareketleri, yani Angola Halk K u rtuluş Hareketi, Arap Sosya l ist Birliği (Mısır Ara p C u m h u riyeti), Ara p Sosya list Uya n ı ş (Baas) Partisi ( I ra k), Kü rdistan Demarkati k Partisi ( I ra k), Arap Sosya l i st Uya n ı ş (Baas) Partisi (Suriye), G ü ney-Batı Afrika M i l l iyetçi Orgütü (Na m biya) temsilcileri ve aynı za manda Somali Demokratik Cumhu riyeti Yü ksek Dev rim Konseyi ' n i n bir üyesi katı l d ı l a r, Konferansta, g ü n.ü m üzün koşu llarında ul usal-demokratik devri m i n itici g ü çleri, bu devri m i n çeşitli memleketlerde, özelliıkle i lerici rejim lerle yöne tilen ü l kelerdeki gelişmes i n i n ayırdedici çizgileri, Asya ve Afrika ülkele rinde top l u m u n sosyal ve devletsel ya pısı, anti-em perya list ve i lerici g üç lerin Tekcephesi g i bi soru nlar ve aynı zamanda sosya l i leri l i'k ve barışa karşı m ücadelede a nti - komü nizmden ve anti-sQvyetizmden yararlanmak istiyen emperya l izmi n , söm ü rgeci l i ğ i n ve iç geri c i l i ğ i n entri ka l a riyle i l g i l i problemler e l e a l ındı. Dostça ve yaratıcı bir ta rtışma havası içinde geçen bu 'konfera ns, kom ü n ist ve d i ğ e r sol v e i lerici parti ler v e g üçler temsi lci leri a rasında toplantı lar, sosyal döş ü n ü m leri ve u l uslara rası a nti-emperya list cepheyi daha da güçlendi rmeyi a maçlayan mücadelede tecrübe değ i ştokuşuna i mkôn veren böyle topla ntı lar terti plemenin ne ,kadar faydalı olduğ u n u doğ ruladı. Bu konfera nsla i l g i l i materyal ler derg i mizin bundan sonra'ki sayı larında yayı m ıanacakt ı r.
617
Olaylar, yankılar, düşünceler PETROL TEKELLERi N E DARBE Ara Haça d u r Yakı n v e O rta - Doğ u ha lkları n ı n k u rtuluş savaşı petrol sorunuyle sıkı sıkıya bağ l ı d ı r. Bu bölgedeki petrol ç ı ka rı m ı (yılda bır milyar ton kad a r) u l uslara rası dev tekel lerin. el leri nde toplanmıştır. Bunları n muazza m ka zançlar elde etmeleri, daha ziyade, bu bölge ü l keleri n i n emperya list dev letlerin sömürge veya yarı -sö m ü rgeleri oldu'kları devirden kalma i mtiyaz koş u l larından i leri gel mektedir. Son y ı l l a rda bölgede petrol tekel leri ne karşı mücadele şiddetlendi, m ücadele biçi mleri daha çeşitli ve semerli ol maya başlad ı . Bundan bir kaç ay önce, hakları n ı el birliğiyle savu nmak üzere Petrol i hraç Eden O l ke ler Org ütü'nde (OPEK) birleşen devletler, kendi topra kları nda petrol çıka rmakta olan kumpa nya lara ll/O 20 ora n ı nda katı lma hakkı istedi ler. Kaza nçları her ölçüyü aşa n işletmeciler, bunu « pren s i p ba kı m ı ndan .. kabul etmek zorunda ka l d ı la r. Fakat iş pratik ted bi rler a l ı n masına geli nce, bu hakkı gerçekleştirme sorunu sonu gel mez tartı şma lar içinde boğ u l u p g itti. Tekel leri n mevzi lerine ,karşı kesin bir hücuma ge'çi l mesi g e rekliliği g ü n d en g üne d a h a şiddetle h i ssed i l iyor. Bu yönde Cezayir, M ı s ı r v e Libya ö nemli a d ı m la r attıla r. Ve işte 1 Haziran 1 972 g ü n ü de « I ra k Petroleum K ı mpani'nin (I PC) m i l l i leşti ri ldiği d ü nyada duyuldu. Bu kum panya I rak'ta uzun y ı l la rda n beri Ya kın-Doğ u n u n en zengin petrol yataklarından birini işletiyordı,ı. Hisse senetlerin i n sahipleri ingi ltere, Hollônda ve Birleşi k Ameri ka n ı n en büyük tekelleri olan « Britiş Petroleum .., « Roya l Datç-Şel .., «Sta ndart Oyl of Nyü Cersey .. ve « Mobil Oyl .. kumpanyaları ve aynı zamanda « Kompanı Fransez de petrol .. k u m pa nyasıyd ı . I ra k ' ı n b u davra nışiyle dayan ışma ifadesi olarak, Suriye hükü meti d e I PC'ye aH petrol boru hatla r ı n ı m i l l i leşti rd i. I ra k'ta petrol emperya lizmine ilk da rbe, 1 961 y ı l ı nda, I PC' n ı n i mtiya zında olup da i şleti lmiyen toprakların 0/o 99,5 kadarı n ı n geri a l ı nmasına i lişkin kan u n u n ka bul edi l mesiyle indirilm işti. Fa kat Irak o zaman başl ı başına petrol çıkarımı i ş i n i örg ütliyebi lecek d u ru mda değ i ld i v e bu a n a ü reti m kolu (bütçe geli rleri n i n yüzde 50'si, sermaye yatırımları fon u n u n yüzde 80'i) yine evvelki gibi yabancıların ellerinde ka l ı yord u . I ra k Komü nist Pa rtisi, i ktida rda b u l u n a n kuvvetleri değerlendi rmede, daima onların petrol soru n uyla i lg i l i tutumlarını temel ölçüt kabul ed i yo rd u . Parti n i n kurucusu Fahid yoldaş, ingiliz em perya lizminin I ra k'ta Ha'ba niya ve Aş Ş u baybi'deki askeri üsleri nden ziyade, petrol k u m pa n yaloriyle tutu n d u ğ u n u söylüyordu. Parti, ekonomik bağ ımsızlı'k olmadan ta m politik bağ ımsızlığ ı n da mümkün o l m ıyaca ğ ı ka n ı s ı ndayd ı . Ekonomik 61 8
bağ ı msızlığa götüren yol da, mevcut i mtiyazlara son veri l mesi ve yeni i mtiyazlar vermekten Ikaçı nı lması suretiyle petrol üzeri ndeki hakların em perya list tekellerden g e ri a l ı n masından geçiyord u . N e va r k i , Ya kın-Doğuda v e t ü m d ünyada zaman ların değ işmiş oldu ğ u n u kabul etmek i stemiyen I PC, 1 961 yıl ında, petrol ka rteline (1) karşı g i rişilen a ksiyonu « ceza l a n d ı rma .. ted biri olarak Ira k' ı n çı'ka rları nı açıktan açığa s ı n ı rla maya başladı. Kumpa nya sermaye yatı rı mlarını !kesi nlikle azalttı. Bu yüzden, petrol çıkarımı, bölgenin öteki ü l'keri ndekine kıyasla, ü ç kat daha yavaş a rtıyord u. Bazı zoru n l u kesi nti ve vergileri ödemekten de vazgeçen kum panya, h ü kü mete 343 m i lyon dolar kadar borçlandı. I ra k hükümeti a n laşma yolu bul mayı denedi . Fa'kat başvurulan görüş meler bu yı l ı n ŞUbat ayında kesi ldi, z i ra « Le Monde .. gazetesi n i n de beli rttiğ i g i bi , «'kartel, bir anlaşmaya varma ktan ziyade, kend i yararına b i r kara ra varılmasını hedef tutuyordu . ( 1) Bu ma ksatla sa botaja devam eden I PC, Kerkük'teki en büyük petrol yata klarında çıkarı m ı hemen hemen i ki defa azalttı . i ktisatç ı l a rı n hesa plarına göre, bu d u rum, memleketi yıl sonuna kadar 300 m i lyon dola rlık bir za ra rla tehdit ediyord u . ..
Bağdat Radyosu, 1 Haziranda Cum hu rbaşkanı B a k r tarafı ndan i mza lanara k açıklanan I PC'yi m i l l i leşti rme buyrultusunu « petrol em perya li z m i n i n sonu geld i " d i yerek b i l d i rd i . Bu k u m panya n ı n m i l l i l eştiri l mesiyle i lg i l i olamk Londra'da ya p ı l a n ta rtışma l a r s ı ra s ı nda, i n g i l iz m uhafazakôr larından b i ri n i n, Başba kana hitab ederek, « Başra'ya n iye savaş gemi leri göndermiyeli m ? .. d i ye sorması gayet a n l a m l ı d ı r. Bu soru Avam Kama rası 'nda sadece gülüşmelerle ka rşı lanmıştı r. Şüphe yok ki, mu hafaza kôrla rın da sezd i k leri g i bi , a rtıık savaş gemi le rinin zamanı geçmişti r. Fakat I ra k h ükü meti n i n bu kesin işlemi n i n Batı çevrelerinde çok kötücül bir tepkiyle karşı landığı söz götürmez. B u çev reler, I PK'nin mi l l i leşti ril mesi ni, «The New York Times .. in deyimiyle, Bağ dat radikal rej i m i n i n son derece teh l i keli b i r g i rişimi olara k nitelemişler d i r. (�) I ra k h ü kü meti bu m i l l i leştirmeyi birdenbire kara rlaştı rmış değ i ld i r. Bu, koşulları iyice olgunlaşmış ve eni ne- boyuna d ü ş ü n ü l m üş bir a ksiyondur. Fa kat bunun ş i m d i , I PC ile on yıldan fazla süren bir anlaşmazl ı ktan sonra başarı lmasının sebebi ned i r ? Bunun sebebi v e daya nağ ı , h e r şeyden önce, I rak'ta 1 958 yı l ı ndan beri i lk defa ola ra'k, ülkenin bütün i lerici g üçleri n i n ulusal birlik ve toplulu ğ un u n sağ la n ması için gerçekten ciddi adı mlar atı l m ı ş olmasıd ır. I ra k devri m i çeti n b i r yol geçti . Demokrasiye aykırı davra n ı şlar, em per-
( 1) I PK'ye, k urucu 'kumpanyalardan başka, " Sta n d a rt Oyl of Kaliforniya », « Galf Oyl .. ve « Esso .. da d a h i l d i rler.
(I) « Le Monde . , 14. 6. 1 972. (2) "The New York Ti mes , 8. 6. 1 972. .
..
619
ya l i st çevrelerin desteğ ine daya n a n gerici liğe, u l usal hareketteki ikincil çelişkileri söm ü rme ve bunları ciddi a n laşmazlı klara doğru körü kleme olanağı verd i . Bu d u rum sosya l i lerlemeyi yavaşlattı, halk yığınlarını devri m i n gelişmesine a'ktif biçimde katı l m a kta n fiilen a l a koyd u, Ard ı c ı l yu rtseverler olan kom ü n i stlere karşı k a n l ı ba �kı ve kovuştu rma l a r, K ü rt halkına karşı g i ri şi len ka rdeş k ı rı m ı h a rbi, bi rbi rinin yeri n i a la n rej i m ieri zayıflatıyor, u l uslara rası tekellerin baskısına daya n a bi lmeleri için kend i le rine a rka o l a bi lecek a nti-emperya l ist g üçler birliği içinde yerleri ni bulma larına engel oluyordu. I ra k'ta yu rtseverler hareketi ve bu ha reketin kom ü nist öncüsü, k u rtuluş dôva s ı na , Ara p ların sosya l ve ekonomi k ka l k ı n ma s ı büyük za rarlar veren h a l k a leyhtarı politikaya 'karşı azimli b i r yü rütüyorla rd ı . Artık bu a l a nda kayda değer başa r ı l a r elde memnun iyetle söyliyebi l i riz.
tüm Ara p dôvasına m ücadele ed i l d i ğ i n i
Geçen yıl K ü rt problem i n i n çözü müne i l işkin bir a n la şmaya varı l d ı . Bu a n laşma, geçmişte büyük ezg i lere u ğ ra m ı ş ve u l usa l hakl'a rından yoksun ed i lm i ş bir h a l k ı n a rtık barış hayatı na geçmesi önkoşu l la r ı n ı ya ratmakta d ı r. Bugün esas mesele, bu a n laşma n ı n a rd ı c ı l olara k hayata geçiril me si nde, ta m ve eksiksiz uygula nmasındad ı r. Anlaşma, ancak bu takd i rde, Irak h a l k ı n ı n bi rliğ i n i n sağ lanması, memlekette i lerici g üçleri n sağ lamIaş ması dôvasına gerçek bir katki olabilecektir. Bu yolda olağa n ü stü önem l i i kinci a d ı m , i ktid a rdaki Ara p Sosya l i st Uya n ı ş (Baas) Parti s,i tarafından önerilen ve Komünist Partisi ile Kürd ista n Demokrat Partisi de d a h i l ol m a k üzere bütün i l erici ve devri mci g üçleri n tekcephes i n i n k u rulmasını öngören u l usal hartadır. B u yıl içi nde, I ra k Komünist Partisi M K üyesi olan i ki kom ü n i st de h ükü mete g i rm işlerdi r. Biz memleketi mizin doğ ru bi r yol üzre gelişti ğ i 'ka nısı ndayız. Bu eylem leri d i ğ erleri n i n izliyeceğ i n i , i lerici g üçleri n etki l i bi r b i rl i k ve i şbir liği sağ l ı yaca klarını, pol iti k ve ekono m i k kaza n ı mların savu n u l ma s ı na halk yığınlarının gerçekten katı l m a larına elveren koşu lların yaratı lacağ ı n ı ü m i t ediyoruz. Alınan ted birler, söm ü rüden azat ve em perya l izmin entri·ka larına d i rene bi lecek kadar g üçlü bir I ra k yaratı lması için hayati bir i htiyaçtı r. Bu ger çek, I PK'n ı n m i l l i leşti rilmesi s ı rasında derhal kendini göstermi ştir. Memlekette h a l k tekvücut olarak hükü meti desteklemektedir. I rak Kom ü n i st Partisi M K Politbürosunun C u m h u rbaşka n ı Ahmet Hasa n EI Ba k r'a gönderdiği mesajda I PC'nin m i l l i leştiri l mesi kara rı n ı n , kend i petrol zen g i n l i klerini em perya l i st tekel lerin kontrolünden kurta rmak i stiyen h a l k ı n i ra desini d i le geti rd i ğ i bel i rti l iyordu. Petrol karte l i n i n meyda n okumasını memleketin metanetle k a rşılamasına i m kôn veren bir diğer ola ğ a nüstü gelişme de, onun a rtı'k yeraltı ulusal 620
zeng inliklerini kendi tecrübesi ve kadrola riyle başl ı başına işl iyebi lecek hale gelmiş olmasıdır. Geçenlerde, Irak Ulusa l Petrol K u m panyası'nın büyük kapasiteli i l k petrol yata kları özel b i r törenle eyleme g eçi rildi. Vaktiyle, I rak, I PCnin i sti mlôk ettiğ i topraklarda petrol çıkarı m ı n ı örgütlemek üzere kendisine yard ı m e d i l mesi ricasiyle Batı memleketleri ne başvu rduğu zaman red ceva biyle karş ı laştı. Yard ı m Sovyetler Birliği nden geldi. Sovyetler Birli ğinin ekonomik yard ı m ve desteğ iyle, Kuzey Ru meyla bölgesinde meydana çıkarı lan yataklar k ı sa zamanda hazı rla ndı ve işleti l meye başla n d ı . Daha önem lisi, yine Sovyet uzmanları n ı n yard ı m iyle, u lusal ıkad rolar yetişti rildi. B u n la r, ü reti m i n yöneti m i n i 'k ısa zamanda ellerine a l a bi ld i ler. Böylece, mem leketi n ya bancılara bağ ı m l ı l ı kta n ta mamen ıkurta rı l ması işi sağ lam b i r temel üzeri nde başa r ı l m ı ş o l d u . Petrol çıkarı m ı nda Sovyetler B i r l i ğ i n i n ya rd ı m ı , iıki memleket a rası i l iş ki lerde rastgele b i r böl ü m değ i ldir. Mem leketleri miz a rasında 'kurulan i lişkiler, 9 Nisan 1 972 günü Bağdat'ta i mza lanan dostl u k ve 'i şbirliği a nt laşmasiyle g üçlen d i r i l miştir. Bu a ntlaşma politi'k, ekonom i'k, tek n i k, eğiti m s e l ve k ü l tü rel bütün alan larda, egemenliğe ve topraık bütü n l üğ üne karşı l ıklı saygı ve içişlere karışmama prensipi temeli üzeri nde geniş perspek tifler açmakta d ı r. I ra k ' ı n baş l ı başına ve hızla geli şmesi için gerekli önko şulları ya ratan dostluk ve işbirliği a ntlaşması, em peryalizmin komploları sonucunda ortaya çı'kan g ü ç l ü klerin g ideri l mesine i mkôn vermekte, u lusal g üçleri n s ı kı b i r top l u l u k halinde kenetlenmelerine ya rdım etmektedir. Antlaşma Yakın ve Orta- Doğ u halklarını esinlemekte, bazı çevrelerin em perya lizm ka mpı He sosya lizm d ü nyasını bir ta htaya 'koyma yelteniş leri n i n içyüzü n ü açığa vu rmakta d ı r. SSCB ile i mzalanan a ntlaşma, I ra k emekçileri n i n ve devri mci hareke ti n i n başa rısı, bütün halkın kaza n ı m ı d ı r. Arap Sosya l ist Uya n ı ş Pa rti si, bu antlaşmayı i mzalamakla, halkımızın esas ekonom i k ve sosyal çı karla r ı n ı d i le getirmiş oldu. işte b u n d a n ötürü, Baas Pa rti sinin bu ces u r a d ı m ı n ı h e r s u retle desteklemek, memleketi mizin b ü t ü n ilerici v e devri mci g üç lerinin ödevid i r. Sovyet- I ra k Antlaşması da, d a ha önce i mzalanan Sovyet- M ı s ı r AntIaş ması g i bi, Ya k ı n - Doğuda sosya l i st topluluğun ve u lusal k u rtuluş hareke tiniiı prati'k temel i n i teşkil etmektedir. H a l k ı m ıza göre, bu a ntlaşm a n ı n i mzalanması, devri mci emellerin , bu uğ u rda sava şl a rı birleştiren safla rı n daha da s ı klaşmasına, a nlaşmaz l ı k ları n g iderilmesine y o l açtığ ına v e bunun kaçı nı l mazl ı ğ ı na bir kez daha ta n ı k l ı k etmekted i r. Sovyetler Birliği, Arap hal'kları n ı n , em perya l i stleri hiç de hoşnut etmiyen haklı dôvasından yana d ı r. Ne var ki, Arap ü l kelerinde şu veya bu kimseleri n, Sovyet-Irak Antlaşması a leyh i ndeki iftira ka mpan ya s ı n ı desteklemeleri ve böylelikle objektif olara k k u rtuluş ha reketi düş621
ma n larının değ i rmenine su taş ı m a l a rı cidden esef vericidir. Bu g i b i ler, kendi oportünizm lerini « devletler- ü st ü » tutum tarafta r l ı ğ ı lôkı rdı la riyle giılemeye ça l ı şıyorlar. Fakat olayların akışı, anti -emperya l i st savaştaki reel görüş ve tutu m la r, k i m lerin devri mci ha reketi gelişti rme yön ünde eylem gösterip onu destekledi kleri n i , k i m leri n buna engel olduklarını ve p o rça la m a l a ra yol açtıklarını göstermektedi r. Son yı llar, tekellerin entrika larına rağ men, Ara p mem leketleri ve petrol i h racatçısı diğ er devletler a rası nda işbi rliğ i n i n g üçlendiğini inandırıcı biçi mde gözler önüne seriyor. Bu da, petrol ü reti cisi mem leketlerin kendi petrol kaynakları üzeri nde u lusal kontrol sağ lamalarına i m kôn veren ve olağanüstü önem taşıyan bir etken d i r. Irak ve Su riye h ü k ü metleri n i n ka rarlarından hemen sonra bi rçok destek leme ve daya n ı şma ha reketi birbiri n i izled i . Bu cüm leden olarak, Haziran ayı nda Cezayir'de ya p ı l a n ve petrol sorunlarını ele alan Arap O l keleri Sekizinci Konfera nsı, Arapların ·kendi doğal servetleri n i savu nma hakla rına tecavüz eden tekellere karşı güçbirliği ya pılması çağ rısı nda bulunan bi r ka ra r ka bul etti . Bundan sonra, Beyrut'ta, Petrol i h raç Eden Mem leket ler Orgütü ' n ü n (buna Ara p mem leketleri nden başka, Iran, Endonezya, Venezüellô ve N ijerya de g i rmekted i rier) ve Petrol i h raç Eden Ara p Ol ke leri Org ütü'nün olağa n ü stü dönem toplantıları ya p ı l d ı . Bu toplantıların i kisinde de I PCnin m i l l i leşti ri l m esi onaylandı ve I rak'a yardım h u susunda a l ı nabi lecek somut tedbi rler tespit ed i ld i . Cezayi r, Kuveyt ve diğer bazı memleketler, Ira k ve Suriye' n i n g i ri ş i m i n i destekliyen b i l d i ri ler yayı nladı lar. Ayrıca bu iki memlekete 1 60 m i lyon dolarlık bir pa ra yardı m ı yap ı l ması kara rlaştı rı ldı. Bu daya n ı şma çabucak etkisini gösterdi : Wc. I rak'la yakında m i l l i leşti rme ödentileri konusunda yapılacak görüşmelerde tôviz lere ya naşa bi leceğ i n i açıklômak zorunda k a l d ı . Böyleli kle, e m perya l istlerin I ra k'a v e petrol ü reten d i ğ e r m em leketlere kendi i radeleri n i dayatma ü mitleri suya düşürüldü. Ama petrol tekelleri karteli bu ıkad a rla el bette çökerti l m i ş olmuyor. Kapita lizm d ü nyasında (Bi rleş i k Amerika d ı şında), petrol ç ı karı m ı n ı n 0 '11 76'5�, petrol tasfiyes i n i n li fO 59'u, petrol paza r ı n ı n d a 0 10 54'ü hôlô bu kartelin kontro l ü altında d ı r. B u böyle olsa da, yedi ğ i ağ ı r da rbeyle, kartelin daha önceki ta m egemen liği sa rsı l m ı ştır. Petrol savaşı şimdi, Ya k ı n - Doğ u ü l keleri n i n dış ve i ç poli ti kada izled i k leri i lerici çizgiyle daha yakından örül mekted i r. B u da, sava şın, mutlaka petrol servetleri n i n gerçek sa h i pleri yararına sonuçlanacağı ümit ve g üven i n i a rtı rmakta d ı r.
622
DON VE BUGON
Tarithen sayfalar ve za manımız D% res ibaruri Uzayan bir sürg ü n hayatı n ı n kederli ve acı g ü n lerinden b i r o n için geç m i şe dön mek, ha l k ı n ka h ramanl ıklarla dolu savaşından bazı sahneleri tekrar " yaşamab" emeller ve 'i yimserlikler limanı nda ruhan tozelenmeye, kayg ı rlardan ve s ü rü p giden bekleyişten kurtulmaya ya rdım eder g i b i d i r. Fa kat bizleri ne ka n l ı yen i l g i ler, ne de acı hayal kırıklı kları durdura bi l i r ; b i z yolum uzda sadece ya ralarım ızı sormak üzere mola vermiş d u rumdayız. Bu ya ra l a r onmuş olsa do, b i l i ncimizin deri n l i k lerinde, bir da ha geri gel memek üzere geçen zamana, hôlô uzak ve varı lmaz olon özyurda i l işkin acı bir tortu ve di nmez bir hüzün bıra kıyor. Şimdi zihnen, mutlu d i yemesem bi le, môsum ve tem i z çocukluğ u m u n geçtiği yerlere doğ ru uzan ıyoru m. B i l i ncimde, eski tasarı m l a rı yı karak ve hôrikulôde g ün ü n birinde bütün safiyane i dealleri m i çökerterek, henüz a n l a m ı n ı bulamamış bir eretik isya n ı n doğ maya başlad ı ğ ı gençl i k y ı l ları mın geçtiğ i yerleri anımsıyorum. Dindar olmaya ça l ışıyord u m, a l laha inancımı yiti riverd i m ; okulda çocuk ları okutmak istiyord u m , bir devri m propaga ndacısı oldum ; ba htiya rlığı düşlüyord u m , hayat ağ ı r 'd a rbesi ni en heyaca n l ı ya n ı ma i n d i rd i , beni canevi mden vurd u . . . Ostün geleceğ i m ize i n a nı yord u m , ve halkımla beraber, m ücadelemizi n môkul ve ha k l ı olduğ u na inancımı b i r an bile yitirmeden, korkunç savaş lar yaşadı m , acı yeni lgilere katla n d ı m . V e h e r türlü ka h ra ma n l ı k l a r yaratma yeteneğ ine sahip bir halIkın yen i l g i si n i hazırlıyon n edenlere bağ ışlamasız b i r yanaşımla eğ i l di ğ i m iz zaman, bütün koşu lların ve özürleri n üstünde, cumhuriyet savaşçı ları n ı n ka hra m a n l ı ğ ı na v e lşpa nya'da özg ü rlük rej i m i i ç i n çarpışmaya hazı r en namuslu demokrati k grupların m ücadele ozi m lerine rağ men, c u m huriyeti n devirH mesi nedenine i l işkin bütün açıklamaların üstünde, h e r şeyi n üstünde ka n l ı bir gerçeklik boylu boyunca doğ ruluyor. B u gerçeklik, burj uva ve a ristokrati k kuvvetlerin u l usa l d uyg u yoksu n l uklarındon i ba rettir. Bu yok sunlukla rı yüzündendir ki, hiçbir i ki rc i m göstermeden, yaba ncı devletlerin silôh g ücüne s ı ğ ı n mışlar ve onlardan a i d ı,kiarı s'i lôhları, kendi öz halk larına karşı, i spanyoda demokratik yoldan k u rul muş bulunan cumhuriyet kurumlarına karşı gözleri ni k ı rpmadan kullanmışlo rd ı r. 1 931 yıl ında, ispanyo do, bir iç harpsiz ve her ha ngi b i r zora başvuru l madan, c u m h u riyet kuru l m uştu. Kroıcı hükü metin 8 y ı l süren b i r askeri 623
di ktatörl ü kten sonra ka ra rlaştı rd ı ğ ı 1 2 çoğ u n l u k demokratik güçlere oy verd i . ve bütün a i lesiyle birli kte memleketi s ı n da yayg ı n deyimiyle, Ispa nya kra lcı olara k u ya n mı ştı.
N i sa n beled iye seçi mlerinde büyük Ertesi gün, kra l ı n tahtı ndan i n mesi terketmesi gerekiyord u. H a l k a ra olara k uykuya yatm ış, c u m h u riyetçi
I ktidar, kralcı rej i m i n d evrilmesi için küçük parmağ ı n ı bile k ı rp ı rdatma m ı ş olan c u m h u riyetçı -sosya l i st g üçler yığ ı ş ı m ı n ı n eline geçti. B u n la r, i ktidara ne kadar kolaylıkla geldi lerse, kra l l ı kta tecessüm eden kişisel egemenl i k a laşağ ı ed i l m i ş olsa bi le, kra l l ı k rej i m i sosya l - politi k ve ekono mik temel leri n i n yerli yeri nde ka l d ı ğ ı n ı , o kadar kolaylıkla u n uttu lar. Sosya l ist Parti, küçük burjuvaziden gelen cumhuriyetçi temsilci lerle bir l i kte memleket yöneti m i ne katılıyordu , fakat bu henüz I spanya ' n ı n sosya l ekonomik ya pısı nda k&kl ü dönüşümleri gara ntilemekten çok uzaktı. Pa rla mento toplanıp da, a nayasa görüşmeler'i başlayınca, sosy a l istler, Ispan ya'nın « bütün s ı nıflardan emekçi lerin c u m h u riyeti » a d ı nı a l masını teklif ettiler. Onları n görüşlerine göre, büyük burjuvazi ve a ristokratlar, kilise hiyera rşi si ve büyük çiftli kler de bu kavra m ı n kapsa m ı na g i riyorla rdı. Yeri gelmişken hemen b.el i rteli m ki, o. za man, a s ı l oligarşinin temsi lci leri, yani i mtiyazla rına hiçbir zarar gel mem i ş ola n la r, c u m h u riyeti n pol itikasına yön veriyorlardı. Cu � h u riyetin, ilk y ı l lardaki çözü m leyici rol oynaya n eylemini eleştirel açıdan ta hlil eden ü n l ü ta rihçi Ra mos Oliveyra, Anayasa n ı n ba şlığı nda boy gösteren « bütün s ı n ı fla rdan emekçi leri n c u m h u riyeti » i ba resi yeri ne, ta rım-top ra k oligarşi s i n i n tehdit ettiği « Feilahlar c u m h u riyeti ispa nya » den i l mesi n i n daha uyg u n olacağ ı n ı bel i rtmekted i r. Demokratik g üçlerin seç i m zaferi sonucunda kurulan cumhuriyetçi -sos yal ist hükümet, memleketi n gerika l m ışll'k ve yoksu l l u ğ u n u n şuçlusu olan bu oliga rşiyi, ekonomik g ü çten yoksun ettiği halde, silôhsızlandı rmaya önem vermiyord u . H ü k ü meti n başlıca kaygısı, sağ -sa l i m kal mak, i ktidarda tutu nmak ve « korkusuz ve kusursuz şöva lyeler» olara k i s pa nya tari h i ne geçmekti. H ü k ümete, bu h ususta, ne yazık ki Albay Kasado i ha net cun tas ı n ı n peşinden giden H u l ian Besteyro'nun önderl i k ettiği sosya l ist azın lık ton veriyordu. H ü kümeti n ilk kararlarından biri, köklü bir toprak reform u buyrultusu ç ı ka rmak olabi l i rd i . Böyle bir reformla toprak ve i ktidar tarı m ol.i garşisinin eli nden a l ı n a bi l i rd i . N e var ki, h ukuk danışman ları ıkomisyon u na, bu ödev d eğ i l , Anayasa tasarısını hazırlama ödevi veri l d i . Tasarı hazı rlandı ve ana k o n u n u n «en sivri » köşelerin i n o ligarşi yararına törpülen mesinden başka sonuç vermiyen uzun tartışmalardan sonra, 9 Ara l ı k 1 931 'de i lôn edi l d i . Tarihçi Ramos Oliveyra b u hususta şöyle der : « Demokrasi çok değerli ve bir daha ele geçmez aylar kaybetti. Tam dokuz ay boyunca, oligarşi 624
h i ndisine ,hang'i yağ d a kıza rtı l ma'k isters'i n ?' d iye soru ldu. Ve elb ette oli g arşide genemkle kızartıl ma ktan yakayı kurtarabildi . .. Bu s ı rada memlekette a rtık iç harp başlamış bulun uyordu . Karşı-devri m ci ler yer yer başka l d ı rıyorlard ı . Sosya li st v e cu m h u riyetçi yöneticilerse bunun fa rkında d eğ i l lerd i . Ucuz bir zaferin sa rhoşl uğundan henüz ayı la m a m ı ş olan bu yöneticiler h ô lô balayı havası içinde yaşıyor, işçilerin ve köy l ü yığ ı n la r ı n hoşnutsuzluğ una hayret etmekten başka bir şey yapa m ı yorlard ı . Oysa, işçi ler v e köylü yığ ı nları, gerek « ba ka n » yoldaşla r ı n, gerekse bütü n h ükü meti n gazabından korkuları n ı aşarak ve olası teh l i ke leri de göze a larak, bir toprak reformu ya p ı l ması nda ı srar etmekte hak Iıydı l a r. 1 932 i l kbaharında Sevil'de i spanya Kom ü n i st Parti s i ' n i n LV. Kong resi ya pıldı. Bu, parti nin politika s ı nda ve yöneti m inde kesin değ işiklikler kon g residir. General Pri mo de Rivera d i ktatörlüğ ü yıl ları nda,ki g i z l i l i k koşu l la,rı, I spanya 'kom ü n i stleri n i kend i kabukları i ç'ine çeki l mek v e bi rçok par ti lerde görüldüğü üzere sekter b i r politik hat izlemek zorunda bıra k m ı şt!. Bu yüzden, bizler büyük i şçi örg ütlerinin, küçük burjuvazi n i n demokrati k g üçleri n i n uzağ ı nda ve kenarında kalmış, onların politi'ka ve m ü cadele leri n i etkiliyemez d u ruma düşmüştük. Biz bu hale b i r son vermeli, « felce uğ ratan dogmatizm » den iyice s i l k i n i p kurtu l m a l ı , pa rti nin gerçekliğe yönel mesi n i sağ la m a l ıyd ık. Komünist fi k i rler yığ ı n lar a rasına anca'k bu s u retle soku labilir, işçi s ı n ı f ı n ı n g üvenini ve desteğ i n i kaza nmamız, demokrasi ve sosya lizm m ü cadelesi ne baş olma mız ancak böylelikle m ü mk ü n olabi l i rd i . Parti politikasını değ i ştirmek, d u rum v e koşu l l a ra uyg u n b i r politika uygulamak ertelenmez bir ödev olm uştu. işte bundan ötürü, ne kadar acı o lu rsa olsun, güçlüklerle dolu Pri mo de Rivera d iktatörl üğ ü y ı l larında i KP'ni ayakta tutabi len, fakat zamana göre adım atam ıyan bazı yoldaş ları yönetimden uza klaştı rmak gerekiyordu. Bu d eğ işiklik yap ı l d ı . Sevi l Kongresinde i K P Genel Sekreterl iğine seçi len yoldaşı m ı z Hose Dias yeni politika m ı z ı n ruhu oldu. *
Toprak Reformu Enstitüsü'nün verilerine göre, cumhuriyetin i l a nından b i rbuçuk yıl sonra , a ncak 1 2 bin 260 köylüye topra k dağıtılm ıştı, ve 2,5 m i l yon ı rgat h a l a s ı ra bekliyord u. Cumhu ri yete bağ lanan ü mitler çabucak sön ü p gid iyord u, Bu a rada, geri c i l i ğ i n bize ka rşı eylemleri yeni biçi m ler a lıyord u , Kôh asılsız söylenti ler yayıyorlar, kah koz elde etmek üzere köy l üleri yersiz çıkışlara kış'kırtıyorlardı. Cumhuriyet, kendisine düşman olan iki büyük kuvvetin, yani topra k o l ig a rşisinin ve büyük burj uvazi nin, dem ok625
rasiye k ı y m a k için her şeye hazır olan bu unsurların a ksiyonlarını d u rdu rabilecek veya hiç deği lse zayıflata bi lecek d u rumda değ i ldi. C u m h u riyetçi -sosya l i st h ü k ü met kurduğu haya llerle d ü nya ların en ıyı sinde bulu nuyordu. Memleketi, mevcut ekonomik temellere el sü rmeden yönetiyordu. Ona göre, g ücü ve sağ l a m l ı ğ ı , kendisi için dört m i lyon yeni çiftçiden oluşa n bir sosyal temel ya rata bil miş, bir cumhuriyet ordusu ve burj uva devleti kura b i l m i ş olmasından i leri gelen Fransız Burj uva Devri m i örneği de a deta mevcut değ i l d i . Sovyet tecrübesine geli n ce, hükü met bunu da « pek devri mci » bularak redded iyordu. C u m h u riyet ispanya s ı nda, ha l i yet ordusu ve sivil muhafızla r evvelce olduğu g i b i varlıklarını sürd ürüyorla rdı ; i l i klerine kadar h a l k d üşmanı olma kla ta n ı n a n silahlı kuvvetleri n ya l n ı z dış g ö rü nüşlerinde bazı çizg i l e r değ işmişti. Tarı m bölgelerinde açlık gerçek b i r afet halini a l m ı şken, büyük m ü l k sahi p lerinin el lerindeki uçsuz bucaksız topra klar i ş len med i k bıra k ı l ıyord u. Bu durum Estrema d u ra ve Endül üs'te köyl ü 'isya n la rı na yol açtı. isya n l a r canava rca bastı rı ldı. Köy l ü lerin kurşu na dizil meleri - 'ki bu cumhu riyetçi g üçlerin cinayetiydi - memlekette b i r öfke ve ka rgaşa ya rattı. Bundan fayda lanan Sevi l garnizonu 'komuta n ı genera l Sa nhu rho, 1 0 Ağustos 1 932'd e cumhuriyete karşı ayaklandı ve End ü l ü s başkenti nde yöneti mi a skerleri n ele a ld ı ğ ı n ı i l a n etti . Sa n h u rho'nun ayaklanması rastgele de ğ i ld i . Genera l , c u m h u riyeti haklama za m a n ı n ı n geldiğine hükmeden, fa kat hesaplarında ya n ı i m ı ş olan oligarş i k çevreleri n bir a meti ola rak hareket ediyord u. Fa'kat bu a skeri ayaklanmayı bastıra n cumhuriyet hükü meti, sadece general Sa n h u rho'yu zindana a tmakla yeti ndi. Oligarş i k ve pl ütokratik gerici l ik ise, h ü k ü metin umu rsuzl uğundan ya ra l a n a ra k bu genera l i kahra m a nlaştırdı v e kendisinden hiçbir hayı rha n l ığ ı esi rgemedi . Cumhu riyeti n k a n ı na susa m ı ş o l a n i spanya gerici l i ğ i , o za mandan iti baren, cumhu riyeti haklama yolunda bütün 'üm itleri n i Sanhu rho'ya bağ lamaya başla'd ı . B i rkaç yıl hapis cezasına çarptı rı l m ı ş olan, fakat çok g eçmeden serbest b ı ra k ı l a n genera l, mem l eketten 'kaça ra k Portekiz'e s ı ğ ı n d ı ve orada faşist aya klanma hazı r l ı ğ ı na koyu ldu. Daha sonra, 1 936 Tem muzunda, ka rşı -devri m i n yöneti m i n i ele a l m a k üzere ispa nya'ya ha reket eden genera l, yolda - rastgele veya tasarlanmış bir uçak kaza sına u ğ ra d ı . Böyleli kle, cumhu riyete ve ha lıka ka rşı gerici l i k tarafından ö rgütlenen cinayetin « ka h ra m a n »ı o l m a k 'kendisine nasip olmadı . Çok geçmeden, Fra nko'ya yol açan general Mola da benzeri bir a k ı bete (ras gele?) u ğ radı. Bu a rada politi'k d u ru m da b i r ya ndan değ işiyord u. 1 933'e doğru, cum huriyetçiler ve sosya l i stler, ortak yönetimleri sonucunda, evvel ce kra l l ı ğ ı n devri l mesiyle elde etm i ş oldukları itibarı epeyce kaybetmişlerd i . Ayn ı y ı l 626
içinde ya pılan seçi m lerde, bunlar ciddi bir yeni l g iye uğ ra d ı la r ve geri ciHk g ü rü ltüsünden geçi l miyen bir zafer kaza ndı. Endülüs büyük çiftlik çilerinden clan ve c u m h u riyetç i lere scsya l i stler sayesinde cumh uriyeti n en yü ksek katı na tı rman m ı ş bulunan Cumhurbaşka n ı Alkala Sa mcra, gerici kuvvetlerin önderi- ve " i spanya özerk sağcı lar kcnfederasya n u » nun baş ka n ı Hcse Ma riya Rcbles'i, demckrati k ncrmları gözeterek yeni hü kü meti kurmakla görevlendirdi. Uzun bir g i z l i l i k döneminden scnra bu seçi m lere açıkça katı labi len parti, doktcr Bcl iva r'ı n Malaga'dan m i l letvekili seç i l mesini sağ l ıyabi l m i şti . Gerici parlômentcda işçi s ı n ı fı n ı n ve köylülerin ç ı ka rları n ı bu m i l letvek i l i savu nuycrdu. 1 933 seçi m leri nde u ğ ra d ı kları yenilgi, parlô mentcdaki yer leri n i n önemli bir k ı s m ı n ı kaybetmeleri scsya listler için a ğ ı r bir d a rbe cldu. Art ı k pclitikalarına bir çeki-d üzen vermeyi düşün meleri gerkiycrd u. Fakat i ş i n
bu
yönünü d a h a sonra anJatacağım.
*
1 933'te Mcskova 'da Kom ü n i st Enternasycnali icra Komitesi'nin X i i i . Ple numu ya p ı l d ı . Almanya'da H itler' i n iktidara gel mesiyle m i l letlera rası d u r u m ağ ı rlaşıycr, bu clay karşısı nda bütün demckratik g üçleri n yeni koş u l lara uyg u n b i r pclitika tespit etmeleri gerekiycrd u. Bu plenuma iKP temsilcisi clara k ben de katı l d ı m . Parti yöneti m kuru lunun Mcskcva'ya beni göndermeyi kararlaştırması üzeri ne içimden geçen d uyguları zor a n lata bilirim. Bir Mekke ziyareti Araplar için nasıl bahti ya rlı ksa, böyle bir yclcu l u k da her kcmünist için öylece d üşleri n s ı n ı rıydı ; ancak şu fmkla ki, Moskova devrimci savaş tecrübesi n i n ca n l ı hazinesi, Mekke ise ana çizgi leri itaat ve tevekkül clan geçm işin bir a n ı sıydl. Mcskova'da Enternasycna l ' i n yöneticileriyle, en nüfuzlu ,kcm ü n i st par ti leri n i n tems i lcileriyle tanıştı m. Avru pa'da ve d ü nyadaki olaylardan geri 'kal maya başlayan kom ünist parti leri n i n ta kti k ve strateji leri nde değ işiklik gereği sorunu, bu plenum cturu mları nda dcğ rudan dcğ ruya söz konusu ol muycrd u, fakat değ işi k l i ğ i n b i r zcru n l u k clduğ u nu atmosferin kendisi h issettiriycrd u . Ka ldı ki, demok rasi ve scsya lizm mücadelesi üzeri nde çözü m l eyici bir etki yapamamış, gerçekten devri mci clma mış, dünya n ı n pclitik u�kunda beli rmeye başl ıyan sınıf çarpı şmalarına baş clmamış bulunan partilerin o l u msuz tecrübesi de bu zoru nluğu dcğrula m a ktayd ı. Scvyetler Birliğ i nde 1 933 Kasım ayından 1 934 Mayısına kadar ka l d ı m Birçck şehi rleri v e bölgeleri gördüm. Scsyalizmin başarı larına tanık o l d u m . V e b i r yandan bütün gördükleri m i mem leketimde a n latmaya hazırla n d ı m . 1 934'te H itlerci lerin zinda n ı n d a n kurtu l d u kta n scnra Scvyet baş,kenti ne gelen Lô psig dôvası ka h ramanı ve daha scn ra Kcmi ntern icra Komitesi Genel Sekreteri Gecrgi Dimitrof'la tanışmak ben i m için büyük b i r şeref 627
oldu. D i m itrof ya lnız kend i yurd u Bulgari stan'da değ i l , aynı zamanda faşist Alma nya'daki uzun devri mci ça l ışma l a riyle ed i n d i ğ i değerli bir tecrü beye sahipti ve Enternasyon a l ' i n eyleminde bu tecrübeden gerektiğ i g i bi yara rlan ıyord u . Sovyetler Birliği Kom ü n i st Partisi'nin desteğ iyle, D i m it rof, Komi ntern ıCra Komitesi'nde ve daha sonra 1 935'te ya pılan V i i . Kong rede, u l uslara rası kom ü nist ha reket i n i n politika, ta'ktik ve stratejisi nde, gelişmeyi kötekl iyen sekter ve dog matik görüş ve tutu m la rdan silkin meyi sağ lıyacak bir d eğ işiklik ya pılması gereği soru n u n u i leri sürd ü . B i z i m tecrübemiz geleneğin i şçi hareketi ne nasıl etki yaptı ğ ı n ı göster mişti. ispany'a Komünist Pa rtisi, bilindiği g i bi , Pri mo d e Rivera d i kta sına karşı mücadele ediyor ve a mansıı 'k ovuşturma lara uğ ruyord u . Sosya listler ise, bu a rada Cıiktatörlükle işbirliğ i yapıyorlard ı . Ama buna rağ men, görü n ü şte ka n u n egemen l i ğ i n i n sağ la n ması ndan sonra, Sosya l ist Partisi mem leketin yine işçi ve demokratik ta baka lar 'Üzeri nde büyük etki sa h i bi politik gücü olarak ortaya çı'kıyor, Komünist Partisi i se, yine evvelki g i b i , i ş ç i s ı n ı f ı n ı n esas yığ ı n larından k o p u k bazı kahraman g ru plmı n topla m ı olara k ka lıyordu. Bizim poNtika m ı zda, dağ ru olmayan, bizi işçi sınıfı n da n, .köyıü lerden, demokratik g üçlerden ayıran bir şey va rd ı . Bu şey, bizi, kra l l ığ ı n bu kadar kolay devri l mesinden son ra haya l ci l i kten haıa kurtu lama m ı ş, yığ ı n la rdan koparan devrimci i nfa nti l izmde g izleniyord u. Biz a şırı l ı k b a tağ ı na sa pIa narak, sosya l ist yönetici leri sosya l - faşistlerle kıyasl ıyor ve bu yüzden de, reformizmlerine bakmaksızın, o n l a rla a n l'a şmaya varma ola nağ ı n ı göre m iyord uk. Reform ist sen d i kalarla birlikte bir sen d i ka m u halefeti için g rup l a r örgütlemeyi denedi k. Bu gruplar açıklama eylemi yü rütüyor, sosya l ist lerin g üttükleri politika n ı n zayıflıkları nı, burj uvaziye ve cunıhu riyetçi m üt tefi,klerine verd i kleri tavizleri açığa vuruyorla rdı. fakat daha sonra, Sen d i ka Birli'kleri Kızı l Enternasyonali ispanya Kolu'nun örgütlenmes i n i ta k i ben, kom üni stleri n sendi ka lard o n geri a l ı nmaları, m u ha lefet g ruplarından vazgeçmesi, yen i b i r örgüt meydana geti ri lmesi kararlaştı rı l d ı . Bunun sonucu olarak, biz komüni stler, ne i şçi ha reketi üzeri nde, ne de emek çileri n m ü cadelesi üzeri nde çözümleyici bir etki miz olmadan, yine kendi yağ ı m ızia 'kovru lmaya deva m etti k. Bunun böyle olduğunu ve sa kıncala rı nı her b i ri m i z şu veya bu ölçüde görüp hissed iyord U'k ; fa kat k i m i si kafa sını yormaya gelmediği, k i misi de kötü disi p l i n anlayışının cemeresin i çektiğ i i'ç in, her şeyi açı kça konuşacak ki mse bulunmuyo rdu. Bazı send ika önderleri mizin sekter d a r görüşl ü l ü kleri i n ka r edi l mez b i r gerçekti. V e ben, b u n u n bili nmesi v e d üzeltil mesi i steğ iyle, doğ u rabile ceğ i bütün sonuçları do göze o l a rak, Rubikon'u (i) geçmeye kara r verd i m . Oysa bono bu soru n l a rı M oskova'da ortaya atma ödevi veri l m i ş değ i l d i .
(I) Rubikon : Kuzey ıtalya'da U z o ı rmağ ı n ı n eski a d ı . Seza r'ın bu ı rmağ ı
geçmesiyle Roma'da iç ho rbin başlamasına telmi hen, « g eri a l ı n maz, kesi n a d ı m ı atma .. a n la mı nd a .
628
Fakat Sovyet başkenti nden ayrı l ı ş ı m ı n a rifesinde, kend i siyle veda laştığ ı m D. Z. M a n u i l ski yoldaş çözülmemiş bir problem i m iz olup olmadığ ı n ı so runca, ben sendikalar konusunda g üttüğü müz politiıka hakkındaki şüphe lerimi a nlatmaktan 'kendimi alamadım ve bu politika n ı n ya n l ı ş olduğ u n u, çünkü p a rtiyi sendika ha reketinden ve ulusal hareketten tecrit etti g i ni söyled i m . Yeni b i r şey söylemed iğ i mi n fa rkında ol madığ ı m i'ç in, ortaya attığ ı m fik rin, Komi ntern'de a rtık olgunlaşmış bulunan ıkarara uyg u n d üştüğ ü n ü de kesti rememişti m. Sendi ka l a rda izlenecek politi kada değ işiklik yapıl ması soru nu a rhk g ü ndem konusuydu. D. Z. Manui lski, beni di nled i kten sonra, bel ki hemen ertesi gün hareket etmem gerekm iyeceğ i n i söyleyince, ga l iba biraz korktu m, ama biraz d ü şünd ükten sonra, memleketimde geçerli d eyi miyle " Peki Ta nrı' n ı n d i ledi ğ i g i bi o l s u n » ded i m . V e g a l i ba o zaman, bu sorunun görüşü l mesi için Sen dika Birli kleri Kızıl Enternasyona l i a rasında, ya bancı mem leketlerden bazı sendi'ka delegeleri nin ve Komi ntern yönetici leri n i n katı l m a l o riyle bir top la ntı ya p ı l ması Ta nrı'nın da, Komi ntern' i n de uyarına gel mişti. I l k sözü, toplantıya başka n l ı k eden Pyatnitski yoldaş a l d ı . Kendisi ben i m görüşüm l e pek oydaş değ i ld i . Fa kat daha sonra 'konuşanların çoğu beni destekledi ler. En sonunda, sorunun, Sendiıka Birli kleri Kızıl Enternasyonali ve Komi ntern yöneti m kuru l la rına hava le edi l mesi, bu i ki Enternasyonal tarafından u l usa l seksiyon la riyle birl ikte ele a l ı na ra k kesin bir sonuca bağ lanması ka ra rlaştı rı l d ı . Moskova'dan i ç i m fera hl ıyora k ayrı l d ı m . Ama y i n e d e , partide bana böyle bir ödev vermem i ş olan yönetici yoldaşların ne g i b i bir tepki gös terecekleri n i d ü ş ünerek end işe duyuyordum. Madrid'e varınca, her şeyi i l k önce Hose Dias'a an lattı m. Kend ine özg ü sadel iğ iyle şöyle ded i : " Bu soru nu ortaya atmakla iyi etm işsin. Bu bizi de teıôşland ırıyord u. Mos kova'ya bir heyet göndeririz. Her şey görüş ü ı ü r. Daha sonra gereğ i n i d ü şünürüz. » Oyle de yaptık. Sendika palitika mızı ç o k geçmeden değ i şti rd i k. Şimdi tekrar 1 933 olaylarına gele l i m . Geri c i l i k, seçi m lerde sosya l i stleri yenilgiye uğ rattıkta n ve h ü kü metten uzaklaştı rd ı kto n sonra, g ittikçe da ha fazla azıttı ve hal'kın demokratik kaza n ı m la r ı na ka rşı sa l d ı rıya geçti. Yen i durum b i r karşı-devri m teh l i kesiyle doluyd u. Bu nedenle, Sosya li st ve Komünist Pa rti leri a rasındaki i l işki lerde b i r iyi leşme görü l d ü . Ama bu iyi leşme de, aynı i d eolojiye bağ l ı , velev ki bu ideol ojiyi a n layışla rı başka başka, iki parti n i n kcirş ı l ı k l ı i lişki lerinde ma ntığ ı n gerekti rdiği niteliğe erebi l m i ş değ i l d i . 1 934 y ı l ı Sosya li st Partis i n i n eyleminde bir d ö n ü m y ı l ı oldu. Parti, cum hu riyetçi burjuvaziyle işbirliğ i nden, silôhlı m ü ca dele ve a ya klanma taraf ta rlığına geçti. Daha d ü ne kadar cumhuriyetçi hükü meti n baskı pol itika s ı n ı n desteğ i olan Sosya l ist Parti sinin bu a rd ı c ı l l ı kta n yoksun tutu m u n u 629
a k ı llıca d eğerlendiren komünistler, buna rağ men , sosya l i stlerin başladık ları devrimci aya'klanma hazı rlığ ı ndan uzak kalmamayı, serüvenci l i ğ i ve m ücadelen i n anarşiye dökülmesini el lerinden geldiği kada r ön lemeye ça l ı şa rak, bu ayaklan maya a ktif biçimde katı l mayı kararlaştırd ı lar. Silôhlı ayaklanma Asturya'da başlamış ve diğer b i rçok yerden uç ver mişti. Kom ünistler i,ki hafta boyunca sosya l i stlerle birlikte çarpıştılar, bütün vuruşmalarda yanyana düştüler ve ayaklanma n ı n bastı rı l ması ndan sonra a l ı p yürüyen ka n l ı bas'k ı lara bera berce katla n d ı l a r. Ortak d üşmana karşı elbirl iğ'iyle savaş, sosya l i stlerle kom ü n i stlerin a rasında önceıki d ü ş m a n l ı ğ ı epeyce aza lttı : bize bunu ta mamen un uttura m a m ı ş olsa b i le, a ra m ızda bel i rl i bir ya k ı nlaşma olmasına yard ı m etti. 1 934 yılı Asturya Ayak l a n masına katı l a n l a r (başlıca g ücü maden i şçi leri teşkil ediyordu) ağ ı r kovuşturmalara u ğ ra d ı l a r. faıkat ya l n ı z i spanya'da değ i l, yurt d ışında d a geni ş ölçüler alan bir dayan ışmayla ayaklananların desteklenmesi, hükü meti n bunla rla uğraşma kta i leri g itmesine engel oldu. Ayaklanmaya 'katı lanlardan bi rçoğ unun başlarında ö l ü m ceza ;ı na çarp tırılma teh l i kesi dolaşıyordu ve bunlar Asturya'dan çıkarı l m a k i steniyordu. Çok g eçmeden büyük b i r g rup, yol u n u bulara k Sovyetler Birliğ i ne hareket etti. Bu grupta ki sosya l i stler ve komün istler, ispa nya 'da olayların gelişmesi tekrar yurda dönmelerine i m kô n veri nceye ,kadar orada 'ka ldı lar, öğren i m yaptılar v e ça lıştı lar. 1 934 y ı lındaki ka h rama nca mücadele, bazı zayıflı klarına rağ men, mem leketi m iıde komünistler, sosya l i stler, b ütün demok rati k g üçler bi rIeşebi l d i k l e r i takd i rde, demokra siyi geliştirme olanakla r ı n ı n n e k a d a r büyük oldu ğ u nu gösterd i . Ve bu da, daha 1 933'te ve 1 934 y ı l ı orta l a rı nda, faşist tehl i keye ka rşı s'a vaşta her memleketin i lerici güçleriyle 'ka rş ı l ı k l ı an layış sağlanması gereğ ine, bunun için de Len i n ' i n pek haklı olara k eleşti rdiği dogmatizm i n ve sekterl i ğ i n tasfiye ed i l mesi zoru nluğ una işa ret eden Ko m i ntern' i n görüşleri ndeki doğ ruluğun yen i bir kanıtıydı. fransa'da kom ü n i stler ile sosya l i stler a rasında karşılıklı a n l ayış sağ l a n m a s ı n a ya rdı m eden Halk Cephesi politikası, i şçi lerin v e demokratik g üçlerin 1 936 Ş u batında ya pılan kortes (yasama mecl isi) seçi m lerinde değerli b i r başarı sağ la m a larına, daha sonra da askeri-faşist i sya n ı n a karşı bütün h a l k ı n ka h rama nca d i ren işini örgütlemelerine i m kô n verd i . Bu politika bütün komüni st pa rti leri n i n tecrübesinden doğdu. Komi ntern ' i n V i i . Kong resini hazırlamakla görevli kom i syonu n daha i l k oturumunda, D. Z . Manuilski, proletarya d i ktatörlüğü için doğrudan doğ ruya ve tezei den m ücadelenin birçok kapita l i st memleketi nde meydana gelen 'koşullara uymad ı ğ ı , yığ ı n ları sosya lizm için m ücadeleye hazırlayıp seferber edecek somut b i r progra m ı n tespiti gerektiği fikrini ortaya attı. Komisyonun aynı toplantı döneminde G . D i mitrof'un ya ptığ ı konuşma (2 Temmuz 1 934) Kom i ntern'i n yen i doğ ru ltusunda büyük bir ad ı m teşkil ediyordu. D i mitrof, durumdaki d eğ işme dolayısiyle a rtık eski m i ş bulunan 630
taktiğin k'e si nlikle gözden geçi ri l mesi gerektiğ i n i söylüyor, sosya l-demok rasinin fa şizmle bi r tutu lmasına ka rşı gel iyor, sol sosy'a l i st g rupların baş lıca teh l i ke olduğ una işa ret ediyordu. «Tekcephe»nin ya l n ı z aşağ ıdan yukarı doğ ru k u ru l a bi leceğ i tezini eleştiren Dimitrof, komüni stleri n sosya l demokrat önderlere, reformist sendikalara 'karşı tutumları nda değ i şiklik ya pılması n ı , onları n da faşizme karşı savaşa çeki l meleri ne, yekpôre bir birlik sağ la nmasına g ayret edil mesini t'e klif etti. B u cümleden ola rak, D i mitrof, eylem birliği konusunda "bütün işçilerin kabu/ edebi/ecek/eri basit bir koşul, yani bu ey/em birliğinin faşizme karşı, kapitalin sa/dlfl sma karşı, harp tehlikesine karşı, smlf düşmanına karşı yöne/ti/miş o/ması koşu/u müstesna o/mak üzere, başkaca hiçbir koşu/un » öne sürü l mesi gerekti ğ i n i de önemle beli rtiyordu. Di mitrof, bazı defa gerçekliğ i n Ma rk sist görüşle ta h l i l i ni n yeri n i a l'a n , kom ünist parti leri nin anti -faşist müca dele n i n gerçek örgütçüleri ve önderleri olmalarını engel l i yen «kutsa l reçe teler» in a rtık b i r kenara atı lmasında ısrar ediyord u. Demokra s i n i n Avru pada korkunç biçimde yay ı l ma kta olan faşizme karşı savunul ması, D i m it rof'a göre, a ncak komüni st parti leri nin diğer örgütlerle, ya l n ı z sosya l i st değ i l , ayn ı zamanda küçük ,burjuva -demokratik örgütleriyle ittifak kurma l a rı s u retiyle mümkün olabilirdi. 1 934 yıl ı ndaki a nti -faşist silôhlı savaşta, i K P bu birlik ve ittifa k ı pra tikte he�kesten önce teklif etti ve bu tecrübe Komi ntern'nin V i i . Kongresi kararları n ı n oluşmasında küçümsenemiyecek bir rol oyna d ı . Ve eğer bu savaş diğer parti ler için önem l i bir örnek olmuşsa, Halk Cephesi tecrübe s i n i n , ispa nya h a l k ı n ı n faşist i syana karşı 1 936'da başl ıyora k hemen hemen üç yıl s ü ren ve iki nci Dünya Harbi n i n ha bercisi olan s i l ô h l ı d i renişi n i n m i l letlerarası çapta ç o k d a h a pa rlak b i r örnek olduğ u n u g üvenle söyliye b i l i riz. *
Geçmişe dönüşte, ş'i mdiki zamandan kaçma, hali hazırı unutma tehli kesi yoktur. Bu her şeyden önce, bizim sava ş ı m ızın, başarıları ve başa rısız l ı k l a riyle, yeng i leri ve acı yen i l g i l eriyle varolmuş nedeninin, ôdil nitel i ğ i n i n b i r daha doğrula nmasıdır. Bu ôdeta hayat kita b ı n ı n yıpra n m ı ş sayfa larını tekrar ve yeni bir tutkuyla oku mayı andırır. Bizim burada ya ptığım ız, olması ve olmaması gereken şeyleri kısaca a n ı msa maktan iba retti r. i spanyadaki savaş tecrübesi , özel l'i kleri n i gözönüne a l a rak söylemek gerekirse, bir başka memlekette tekrarlanma malıd ı r ; fakat katoliklerden komünistlere kada r bütün demokratik g üçleri bi rleşti rme tecrübesi, h ürri yet, demokra s i ve u l us'al bağ ı msızl ı k u ğ runda savaşma kta olanlar için bir kanıt ve ö rnek olabilir. Böyle b i r birleşmeyi oluşturan olana kları n, a rada katla n ı lması gereken güçlü klere rağ men, ne kadar büyük olduğ unu şimdi Şili'de görmekteyiz. 631
Pol itikası ndan şaşmıyan i KP. işlediği affedi l mez hata lar bir yana. d ü n olduğu . g ibi. b u g ü n de. i spanya n ı n demokrasi mücadelesi nde temel soru nun mütteHkler problemi olduğu kanısındad ı r. Ya rı-feodal bir ta rı m ü l kesi olan ispanyaıda. b i r zaman lar. somut objek tif 'koşu l l a rı n zoruyla. köylüler. demokrasi ve sosya lizm mücadelesinde işçi s ı n ıfının esas müttefi kiydi ler. Aradan yıl lar geçti. d u ru m bi raz değ işti. köylü lerin ve ta rı m işçileri ni n a ğ ı r l ı ğ ı oldu kça aza ldı. Son yirmi yıl içinde. 6 m i lyon kişi. memleketin ta rım bölgeleri ni terkederek büyük şehi rlere ve şehi rler dolayındaki köylere a k ı n etti ler veya yabancı ü l kelere göçtüler. Ve bundan e l l i yıl önce. demokratik devri mde işçilerle köyl ü lerin ittifa kı doğru bir formül iken. doğ ru l u ğ u n u k o ruma kla beraber. a rlı'k mevcut kuv vetler oranı ortamında « bi ri ci k ,. ve «ologanüstü ,. formü l olmaktan çıktı. Ispa nya koşulları nda. canava rca sömürülen 'köyl üler ve ta rı m işçi leri. bizi m kanı m ızca. evvelce olduğu gibi. Frankist di'ktatörlüğe ve ona da yanan büyük mülk sahi plerine karşı'k oyan potansiyel devri mci gücü teşkil ediyorlar. Fa kat politik alana a ktif olara k g i ren diğer g üçler de hesaba katı l m a l ı d ı r. Franko diktasına karşı mücadele bütün memleket yeryüzünde yürütül m ekte ve buna - Frankizmin karşısı nda en ardıcıl savaşı olan işçi sınıfından. a yd ı n l a r ve savaşkan üniversite gençl iği taba'kaları da dahil o l m a k üzere. kato l i k 'ki li sesi temsilcileri ne kadar - en çeşitli g üçler katı l ma'kta d ı rlar. Bu 'koşu l la r a ltında. i KP. başl ı ca anti -faşist g üçleri. d ü n e kadar hangi ha rekette oldukları n ı v e n e d üşündü klerini sormaksızın. demokratik. bağ ımsız ve egemen i spanya uğrundaki m ücadelede toplayı p bi rleştirmeye çabalamaktad ı r. Memlekette daha düne kada r faşist rej i m i destekleyen leri n bile uya n maları. yani sosya l - politi k v e demokratik değ i ş i m lere elverişli 'koşu l la rı yaratan bu evri m. yeni bir iç harp olmadan nasıl mü mkün o l m uştu r? Bu değişi mlerde. u l usal ve u l uslara rası etkenleri n ya nısıra (ki bunların baş l ı ca l a rı sosya l ist d ü n ya n ı n var oluşu ve em perya lizmin zayıflaması d ı r) . i K P ' n i n k a hrama nca yü rüttüğü sürekli mücadele, onun b u g ü n e b u g ü n oportün'istçe s a p m a v e sekterce tutu l ma la rdan azot ola ra'k uyg u l a d ı ğ ı d o ğ r u v e deri n i ne enternasyonal'ist politikası büyük ölçüde rol oyna m ıştır. Ve faşist d iktatörl üğün otuz uzun yıl sürdüğü bugünkü ispanya'da, demokratik ve hattô sosya list değ işim lerden yana olan g ü çler, rej i m i n b u g ü n k ü haliyle koru nmasından ya na olanları g ü nden g ü n e d a h a fazla aşmakta. böylelikle 1 936 yılı gerici isya n ı n ı n ta ri he aykırı l ığını ispat et mekted i r. işte, i K P'nin, Fra nko d i ktatörl üğ ünü devirmek ve bir demokrati k reji m k u rmak üzere bütün i lerici g üçleri n birleşti ril mesine yönel i'k politikası b u koşu llardan süzü l ü p çıkarıl mıştır. B i z ispa nya komün i stleri, M a rksizm Leni nizme bağ l ı l ıkla ça l ı şa rak, Fran kizme karşı her protesto ve m u halefet hareketini, her demokratik hareketi, g i rişmin ki mden geld i ğ i ne bakmak632
sızın ve aynı zamanda kendi kom ü n i st görüşleri mizi ve sosyal a maçları mızı da g izlemeksizi n, sistemli biçi mde desteklemekteyiz. Biz komünistiz. Ve kom ü n i st olmak, heppim i ze, halkım ızı, işçi sınıfı m ızı, Ispanya n ı n bütün i lerici g üçlerin i ilgilendiren sorun lardan uluslCırarasl kom ünist ve a nti-emperyal i st ha reketi sorunlarına kadar herşeyi kapsayan bi rçok ödevler yüklemektedi r. Bizler, komüni st olarak, kayıtsız-şartsız en ternasyonalizmimizi, bütün ü lkeler i şçi sınıfı ile ve h ü rriyet uğ runda sava şan bütün hal klarla daya n ı şmamızı dosta -d üşmana 'karşı i lô n ediyoruz. Bütün sosya list ü l kelerle, özellikle I<;omünist Partisoi n i n, Lenin'in ve ta-k ı m y ı ldızlar g i bi devri mci leri n y'ö netimi a ltında, sermayenin egemenliğ i ne edebiyen son verilerek, bütün h a l'kl a r için sosya l i z m yol u n u n a ç ı l d ı ğ ı Sovyetler Birliği ile ca ndan v e sa m i m i dostlu ğ u m uzu bir daha açıklıyoruz. Biz, demokrasi ve sosya lizm mücadeles i n i n herhangi bir mem leketi yüzyüze geti rdi ğ i şu veya bu p roble m i n görüş ü l mesi nde değişik ve çeşitli kan ı lara sahip olma olanağ ı n ı d a kapsayan bir dostluktan yana olduğu muzu herkese temi n ederiz. i KP'nin, memleketimi z için, uğrunda en iyi evlôtl a rı n ı n sava ştıkları ve ca nlarını d a esirgemed i kleri, demokrasi ve sos ya lizme doğru yol açmayı a maçlaya n politikası ve tutumu budur.
633
özel sayfa lar
A. Saydan
Temmuz ayı olayları Y U RTTA
• Anka ra Sıkıyöneti m Mahkemesi avukat Niyazi Ağ ırnaslı'yı, sendi kacı ısma i l Başbuğ ve i smet Dem i ru luç'u a ltışor a y h a pse mahkum etti . Ağ ı rnasıı ve a rkadaşları üç y ı l kadar ewel izmir'e gelen Amerikan Ak deniz 6. Filosuna ka rşı «Altıncı Filo defo l ! » başl ı k l ı bir bildiri yay ı n l a m ı ş lardı. Ankara Sıkıyöneti m M a h kemesi yurtseverleri bu bildi riden ötürü mahkum etti .
• M i l l i Güven li'k Kuru lu 20 Tem m uz g ü n ü ista n bu lda top l a n d ı . Topl a n t ı d a Sıkıyöneti m i n i k i ay daha uzatılması kararlaştırı l d ı . Bu karard a n b i r g ü n sonra toplanan B ü y ü k M i l let Meclisinin çoğ u n l u ğ u M i l l i Güvenlik Kuru l u n u n k a rarı nı onayla d ı . Sosyal i st senatör Fatma i şmen, bağımsız m i l l evek i l leri nden Ka rg ı l ı ve Ayba r Sıkıyöneti me karşı oy k u l l a n d ı l a r. C H P m i lletvek i l l eri nden çoğu protesto maks a d ıyle oyla ma s ı ra s ı nda salonu te�k etti ler. • Cumhuriyet gazetesin i n verdiği b i r h abere göre yılda 37 milyar lirayı bulan kred i lerin % 94,S'i özel sektöre veri l me·ktedi r. Anca'k i� (i S,S'i kamu sektörüne ayrı l ma ktad ı r. üzel sektörden kasded ilen küçük ve o rta 'i şletmeler değ i ldir. Yerli ya bancı büyük şirketler, firma lar ve i ş letmelerd i r. • Ha ber- iş Sendikası, PTT Genel Müd ürlüğ üne bağ l ı bütün iş yerle rinde g rev kara rı a ld ı . G rev kara rı bütün i l lerde kademeli bi r şeki lde uyg u lanacaktır. Fa kat gerek S ı kıyönetim 'komuta n l ı kları gerekse bizzat h ü k ü met bu g reve ka rşı cephe a l m ışla rd ı r. Ista nbul PTT idaresi bu durum d a n faydalanarak işçi l ere karşı lokavt 'kararı a l mı ştır. An'k ara Sı'kıyönetim Komutanlığı i se H a ber-iş Sendika s ı n ı n Ankara'daki g revin i yasa kl a m ı ştır. • Çimse-iş'in 1 1 kiremit fabri kasında 27 Hazi randa a ld ı ğ ı g rev kara rının uyg ulanmasına deva m edi lmiştir. Çimse-iş Ba şka nı Hasan Tü rkay işçi i stekleri n i n ka bul üne kadar g revin devam edeceğ i n i , işçileri n sosya l h a k l a rd a n yoksu n b ı ra kı l d ıkları nı ve ta m bir birl i k içinde hakları için sa vaştıklarını belirtmiştir. • Türk Deniz Ulaş-iş Federasyonu ile T ü rk Taşıt işverenler Sendikası arasında topl u sözleşme konuşmaları Ankara'da başladı. Konuşma lar 1 5 bin gemi a d a m ı n ı ve b ü ro personelini i lg i lendi rmektedir. B u görüş634
melerden ayrı ola rak ya kında Türk Deniz Ulaş-iş Federasyonu i le Türk Gemi Sa hipleri ve Donata n ları a rasında topl u sözleşme görüşmeleri baş layacaktı r. Bu kon uşmalarda özel sektöre ait gemi lerde ça lışanları n duru mu ele a l ı nacakt ı r.
. 53 bin işçiyi örg ü tleyen Yol - i ş Sen di kası memleket ölçüsünde ve 830 iş yerinde g rev kararı a l mıştır. Grevi n sebebi hayat paha l ı l ı ğ ı n ı n hızla a rtması ve para n ı n satı n a l ma g ücünün hızla azalması d ı r. Sendika baş kanı Refet Altın verdiği demeçte son bir yıl içinde fiyatların % 38 a rttı ğ ı n ı , buna karş ı l ı k i şçi g ü ndel ikleri n i n ya l n ı z % 1 4 a rttığ ı n ı söylemiştir. '
işçi g ü ndeli klerinde kayded i len a rtış sa nayi sektöründedir. Ta rım 'i şçi leri, köy emekçi leri hatta örgütsüz olan küçük işletmelerdeki işçilerin bu gibi b i r i m kôndan bile yoksun oldukları b i l i n mektedir.
• Kayseride g ü ndelikleri n i n a rttı rı lması için g rev i l ô n eden temizlik i şçi leri gericilerin sa l d ı rı s ı na u ğ radı lar. Kayseri valisi n i n 'k ı�kı rtmaları ile ya pilan bu sa l d ı rı halkın g revci işçilere gösterdi ğ i daya nışma sayesinde boşa çıkarı l m ı ştır. Çalışma Ba kan ı Ali Riza Uzuner yaptığ ı bir açıklamada Türkiyede ta m işsizler sayı s ı n ı n 3 m i lyona yüksel d i ğ i n i söylemişt i r. Ça lışma Baka n ı n ı n bu sözleri n i yoru m layan izmir'deki sekiz send i ka temsi lcisinden kurulan Bölgesel Ça l ı şma Komitesinin bildiri si nde, « 3 m i l yon i şsizin va rlığı 1 5 m i lyon i n sa n ı n açlığa mahk u m o l d u ğ u a n la m ı na gelmektedi r » denil mektedir.
• Başbakan Ferit Melen izmi r'deki basın toplantısında fiyat a rtışları bu hızla devam ettiği ta kdirde yeni bir deva lüasyona g i d i leceğ i n i söyle miştir. • CHP delegeni n seçim lerini Kuru l u n u n
21. Kuru ltayı ça lışmaları n ı biti rdi . Bü lent Ecevit mevcut 1 085 1 032 oyu i le genel başka nlığa seçi l d i . 40 üye l i k Parti Meclisi d e Ecevit tarafta rları 'kaza n d ı . Ayrıca Kuruıtayda Parti Yönetim teklif ettiğ i tüzük değ işikli kleri de kabul edi ld i . B u d eğ i ş i k l i k lerle parti genel başkanının yetkileri azalmakta, Meclis ve Senato g rup l a rı n ı n pol iti k tutum ve 'ka ra rl a rı Parti yöneti m o rganlarının kontro l ü ne a l ı n ma kta d ı r. Bu sonuçlar, i nönü'nün destekledi ğ i Satı r-Oöğ üş g rubu için t a m b i r yen i l g i sayılma'ktad ı r.
i. Emekliye ayrı l ı p kontenjan senatörlüğüne tayin edi leceği haberi üzeri ne ista n bu l 'dan a lelacele Ankara'ya dönen Genel Kurmay Ba şka n ı Tağmaç terti plediğ i basın topla ntısında, genel ku rmay başka n ı olara k ka l mak isted iği ni, bu ödevden ayrı l m a k n iyeti nde olmad ığ ı n ı söyled i . i. Askeri Ya rg ı tay Daireler Kurulu, Askeri Yargıtay Dördüncü D a i re s i n i n verd i ğ i kararı ka.ldıra rak, Çaya n G rubundan Ziya Yılmaz hakkında istanbul 3. N u m u ra l ı Sıkıyöneti m Mahkemesi nin verd i ğ i idam ceza s ı n ı onayladı. 635
• Sovyetler Birl i ğ i n i n yard ı m ıyle k u ru la n Ba n d ı rma Asit Sü lfrik Fabri kası törenle ü reti me a ç ı l d ı . Törende bir konuşma ya pan Sovyetler Birli ğinin Ankara Büyükelçisi G ru byakov. i ki ülke a rası ndaki ekonom i k ve poli tik i lişkilerin daha d a g eHşmesi nin tarafların ya ra rına olacağ ı n ı belirtti. D ONYADA
• Ingi lterede g rev gözcü lüğü ya pan beş ışçı n ı n tutucu H i i s hüküme tinin çıkarttığı gerici bir ka n u n gereğ i n ce tutuklanması, bütün sendika ların bi rlikte genel g rev i lônı ile sonuçlandı. Hükümet genel g rev ka rş ı s ı n d a gerileyerek i şçileri serbest bırakmak zorunda k a l d ı .
• ıtalyada b ü t ü n sendi'ka l a r hayat paha l ı lığına karşı har�kete geçme kararı verdi ler. B u kara r gereğince ü lke ölçüsünde büyük işçi gösterileri başladı.
636
Ağustos ayı oıayları YURTTA
• Tek G ı d a - i ş Sendikasıyle Tekel Genel Müdürl ü ğ ü a rasındaki topl u sözleşme konuşmaları sırası nda, müd ü rlüğ ün, send i k a n ı n i stekleri n i kabul etmemesi sonucunda anlaşmazl ı k çıkmış ve sendika g rev kararı a l m ıştı r. 70 b i n iş'ç iyi kapsıyon tekel iş yerlerindeki g rev kararı yakında uygulana ca ktır. Tek Gıda-iş Sendikası Başka n ı ibra h i m Denizciler g reve hazır olma ları için bütün şu belere çağrıda bulunm uştur. G rev, Tekel Genel M üd ü rlüğüne bağ l ı şarap, bira, l i kör, tütü n, sigara, çay fabri ka larında, Tekel Başmüdü rlüğ ü binalarında, nakliyat ve malzeme a l ı m ı yerleri nde uyg ulanacaktır.
• Yol-Su ve Elektri k Genel Müdürlüğü, Dem i ryol ları i nşaat Dai resi ve Kara Yolları Genel Müdürlüğü i le Yol-iş Federasyonu a rası nda topl u iş sözleşmesi i mza l a n m ı şt ı r. Anlaşma 5 2 bin işçiyi ka psa m ı na a l m a ktad ı r. Anlaşmaya göre işçi ücretleri ne günde 1 0 l i ra 25 kuruş ile 1 3 l i ra 50 kuruş a rasında zam ya p ı laca ktır. '. izmit Ya rı mcadaki Anadolu Pi k Döküm Fabrikası nda çalışan 230 işçi bir müddet önce i mzalanan toplu sözleşmeye itiraz etmiş ve greve devam etm işlerd i r. Işçiler i ki yıl için saat ücretleri ne ya pı lan 200 kuruşluk za m m ı çok az bul muşlard ı r. Patron g reve devam eden işçi lere karşı sı kıyönetim komuta n l ı ğ ı na baş vurmuş ve ya rd ı m istem i şti r. i stanbul Sıkıyönetim Komuta n l ı ğ ı bir komando birliğ i göndererek i şçi lere zorla işbaşı yaptı rm ı ştı r. Bu olayda da patronla Sıkıyöneti m komuta n l ı ğ ı n ı n ve 'i1ktidarın i şçi lere ka rşı ta m bir işbirliği halinde o l d U'kiarı bir daha görülm üştür.
• Adana-Hatay Sı kıyöneti m Komuta n l ı ğ ı son yayı nladığ ı b i l d i riyle böl g ede bulunan send i ka ve işçi temsilcileri n i n , Sı'kıyöneti m komuta n l ı ğ ından izin a l madan bildiri yayı nlamalarını ve topla ntı ya pmalarını yasa kla m ı ştır. • Türkiye Enerj i , Su, Gaz işçileri Federasyonu TES-iş genel g rev ka rarı a l mıştır. Federasyon 17 bin i şçiyi örg ütlemektedir. Federasyon başkanı Orhan Erçelik verd i ğ i bir demeçte enfrastrüktür sayı lan sanayi kollarına yap ı lan yatı rı mlarda bir aza l m a olduğ u n u söylemiş, bunun sanayi i n daha az bir 'k apasite i le çalışmasına sebep olacağ ı n ı , Sıkıyöneti m lerin işçi hak larını çiğ nemek içi n kullanıldığ ı n ı bel i rtmişti r.
re On dokuz işçi sendikaları federasyonu Ada na'da işçi haklarını sa vunma miti ngf tertiplemeyi ıkararlaştı rmışlardır. Türk-iş'e bağ l ı o n dokuz federasyon şunlard ı r : Tek Gıda-iş, Tarı m -iş, Genel-iş, Oley-Iş, Tes-Iş, Büro- iş, Maden-iş, Çi mse-iş, Ges-Iş, Teksif, Tüm- iş, Tarım işçileri Sendi637
kası, YSE iş, Meta l - i ş , Ha rb- Iş, Seyhan Dem i r Yol u işçi leri Sendikası, Tek sif Karşıyaka Şubesi, Türk-iş 4. Bölge Temsi lci l i ğ i . T ü rk i yede s ı n ı f savaşı g i tti kçe yoğ u n laşıyor. Send i kaların g rev v e m iting gibi kara rl a rı b i rbirini izl iyor. Ve bu izleme süreci g i ttikçe hızlan ıyor. Işçi sı nıfı b u g revler, ortak m iting ler ve öteki d i renme ha reketleri sırasında send i ka l ve politi k a la n l a rda birliğ i n i g üçlendi rmek, bütün lemek yolunda emin ve sağ lam adı mlar atıyor. Bu gelişme s ü reci içinde sarı sendikacılar bile işçi sı nıfından gelen bu baskı karşısında, i leri b i r d u ru m ta k ı n mak, işçi sınıfına ayak uydurmak zoru nda ka l ıyorla r. Bu gelişme sosya l ist a'kım içindeki oportünistleri n, Mao'cuların, MDD ve PD'cilerin işçi ha reketi içinde tecrit s ü recini de hızland ı rıyor. Bu gelişme bir ya � dan da büyük sermaye g ru pları n ı n , e m perya l izmin, işbirl ikçi lerin, derebey l i'k ka l ı nt ı l a rı n ı aya kta tutma,k isteye n leri n, yü ksek askeri büro k rasi i le elele yü rüttü kleri faşist baskı ve talan d üzenine 'k arşı işçi sınıfı n ı n başlı ca d i renme gücü olduğu gerçeği n i b i r ,d aha doğruluyor.
• 1 6 Ağ ustos tari h l i « H ü rriyet» gazetesinde Sosyal Sigortalara borç l u olan b ü y ü k firmaların l istesi açıkla n d ı . Li stede 6 5 fi rma n ı n adı vard ı r. Ayrıca dosyası 'içra memurl u ğ u hda alan 36 fi rma n ı n da adları yayı n landı. Listede açıklandığ ı na göre T ü rk-Iş yöneticil e ri n i n de Sosyal Sigorta l a ra 1 m i lyon lüa borcu vard ı r. « H ü rriyet» gazetesi nde yayı n lanan l iste eksiktir. Ça lışma Baka n l ı ğ ı n ı n , başta i stanbul Belediyes'i olmak üzere bi rçok bele d iyen i n adları l isteye a l ı n ma mıştır. Bilindiği g i bi Ça l ışma Baka n l ı ğ ı ve b irçok belediye Sosyal Sigorta l a ra borç l u d u r. Bu borçlar ı n gerçek m i ktar ları hiç bir zaman açıkJ,a nmam ıştı r. Aşağı yukarı 26 m i lyar l i ra sermayesi olan Sosyal Sigorta l a r iflası n eşiğ i nd ed i r. Sigortaların 26. Genel Kurulunda bu gerçek açıklan m ı ş ve çare a ra n m ı ştır. i ktidar, ,işçi lerin verd i ğ i primleri a rt ı ra rak, veya işç'i n i n emekli lik yaşını erkeklerde 55'den 60'0, kad ı n larda i s e 50'den 55'e çıka r makta b u l m u ş ve bu g i bi bir tekl ifle ortaya çıkm ıştır. Fa,kat i şçi s ı nıfından gelen sert tepki karşısı nda Çalışma Bakanı Uzuner emek l i l i k haklarına dokunulmaya'çağ ı n ı açıklamak zorunda ka l mıştır. Sendika çevreleri nde beli rtti ldiğine göre, Sosyal Sigorta l a rı kurtarmanın tek yolu işçi s ı n ıfı n ı n ö z m a l ı o l a n Sigorta l a r yöneti m i n i , büyük patronların v e hükü metlerin elinden kurta rma'k, ta ma men işçi ve send i ka temsilcilerine tesl i m etmek ted i r.
• i ş ve i şçi B u l ma Kuru m u Genel M ü d ü rü lşmail Hakkı Ayd ı noğ l u , verd i ğ i bir demeçte « Batı Alma nyada b u l u n a n ve sayı s ı 5 0 b i n kadar olan turist işçi leri n i n sorunu çözümlenmiştir»ded i . B u konuda Batı Alma nya hükü metiyle bir anlaşmaya varı l m ıştı r. Varı lan an laşmaya göre tu rist işçi lere bir defaya mahsus olarak çalışma <izni verilecektir. Ve bundan sonra m üsaadesi o l madan Batı Alma nyaya ça l ı şmaya giden işçi lere a ğ ı r cezo lara çarptırı lacaklard ı r. Anlaşma gereğ i nce, tu rist işçiler evvela Tü rkiyeye 638
dönecek ve orada ça l ı ştı kları fi rma n ı n davetiyesi n i bekliyecekler, a ncak davet ed i l d i kten sonra eski i şlerine dönebi leceklerd i r. Kaçak old ukla rından u cuza ve bütün sosya l haklardan yoksun olarak çal ıştı rılan bu i şçi leri n firmaları tarafı ndan davet edi leceklerine dair elde herhangi bir g a ra nti yoktur. Batı Alma nya res m i maka m ları bu g i bi b i r a n laşma imza la m ı ş olsa l a r bi le, bu maka mlar hiç b i r firmayı turist işçi lere davetname göndererek onları res m i i şçi olara k kabule zorlaya maz. Bu ba kımdan i lôn edilen a n · laşma turi st işçi ler i ç i n teh l i kelerle d o l u d ur.
• Başbakan Melen Ankarada gazetec i lere verd i ğ i demeçte fiyat a rtış ları n ı n bu tempo ile devam ettiğ i ta kdirde ya,kında bir deva l ü asyona daha g i d i leceğ i n i tekra rla mışt ı r. B i l i ndiğ,i g i bi geçen ay içinde de Melen izmir' deki bas ı n toplantısında deva lüasyona g i d i l eceğ i n i söylemi ştir. Ateya ndan Devlet i statistik Enstitüsü başka n l ığ ı n ı n açıkla d ı ğ ı na g öre son ü ç buçuk y ı l içinde fiyatlar, Türkiyen i n i şçi ve emekçi yata ğ ı sayı lan başlıca merkez lerinde % 42 i le 62 a rası nda a rtmıştır. Artış her zaman olduğu g i b i en çok yığı nsal tüketim mallarındadır. • Tü rkiye Tek n i k Elema n l a r Derneği b i r bi l d i ri yayı n layarak, teknik ele ma nlardan ancak % 45' i n i n ya n ödem lerden fayda land ı ğ ı n ı açıkla m ı ştır. Yan ödeme mi'ktarı da a rtan hayat pa h a l ı l ı ğ ı karşısı nda bi rşey ifade etme mektedi r. B i l d i ride « 1 958 y ı l ı ndan bu yana hayat paha l ı l ı ğ ı yüzde 343 oran ında a rtış göstermiştir. Bu hayat paha l ı l ı ğ ı karşısında yüksek eğ iti m görm ü ş bir teknik alema n ı n 1 958 y ı l ı ndaki yaşama d üzeyi n i sağ laya bil mesi için 3 bin 200 l i ra aylık geliri olması gerek. Oysa bugün bir tekn i k elema n ı n maaşı 1 700 l i rayı geçmemekted i r » denmekted i r. • M a raş M i l letveki l i i bra h i m Ozg ür Başbakana yazd ığ ı b i r mektupta hayat paha l ı l ı ğ ı n ı n daya n ı l maz ölçülere u laştı ğ ı n ı bildi rmiş, h ü k ümetten gereken ted birleri n a l ı nmasını istemişti r. Genel kanıya g öre, hükümeti n o l maya hazı rla ndığ ı tek ted bir deva l üasyond u r. iki oy içi nde Başbakan Melen bunu i,ki defa teıkra rlam ıştı r. Deva lüasyonsa hayat paha l ı l ı ğ ı n ı önlemek şöyle d ursu n , onu d a h a d a kamçılamak demektir. • Profesör H a l u k C i l lov 9 Ağ u stos tari h l i « Mi ll i yet» gazetesinde yayın ladığı ra ka m l a ra göre, Tü rkiyenin 1 971 yılı içinde diş ticaret açığ ı 494 mil yon dolardır. Türkiye geçen y ı l içinde 91 m i lyon dolar d ı ş borç ve 47 mil yon dola r da fa iz ödemişti r. Yabancı sermayenin yine geçen y ı l içindeki kôr transferi 36 m i l yon dolard ı r. Proje ve hizmet karşı lığı olara k Türkiye yabancı şi rketlere 32 mi lyon dolar ödemi ştir. Demek ol uyor ki, Tü rkiye geçen yıl içinde ya bancı tekellere, em perya l i st devletlere 700 m i l yon dola r, yani yaklaşı k 1 0 m i lyar l i ra kad a r para öde miştir. Bu on m i lyar l i ra devlet bütçes i n i n beşte biri, yatırım progra m ı n ı n yarısı kadardır. Bu hesaba h a r p masrafları, NATO ü l kelerinden, Bi rleş i k Ameri'kadan a l ı nacak silô hlar, Fantom uça kları i ç i n ödenen pa ra la r d a h i l değ i l d i r. Ya l n ı z Fantomlar i ç i n 4 5 mi lya r lira ödenecektir. Bu y ı l , bütçenin 639
y'a rısı kadarı harp masraflarına ayrı lmış. Ayrıca NATO ü l keleri nden on y ı l içinde on m i lyar liralık yeni silah a l ı nacaktır. • Türkiye M i ma r ve M ühendisler Odaları B i rliğ i ne bağ l ı Elektrik, Gemi, i n şaat, Ha rita ve Kadastro, Maden, Metereoloji, Mimar, Şehir Plancı ları ve Ziraat Odaları temsi lci leri 20 Ağ ustos Pazar günü Ankarada terti p ledi,kleri bası n toplantısında sanayileşme sorunları üzeri nde durdular. Yurt sever uzma n la r, i ktidarları n 'bugüne kadar izledikleri ve a d ı na ka lkı nma dediıkleri polihka n ı n mem leket gerçeklerine uymadığ ı n ı söyled i ler. Yurt sever uzma n l a ra göre, tüketime dönük sanayi leşme gayretleri ne son vermek, ü reti m a raçları a ğ ı r sanayi i n h ızla kurulmasına ıkoyulmak, ka l k ı n ma planlarını da buna göre ayarlamak gerek. Yine uzman ların belirttiğ i ne göre, enerji a l a n ı nda bile mem leketin h i d ro l i k ve l i nyit i mka nlarından pek az i stifade edi l mektedi r. Enerji kaynağı olara k i t h a l m a l ı olan s ı v ı enerjiye başvu ru l makta d ı r. Ada m başına düşen enerji m iktarı ba k ı m ı nd a n Türkiye Avru pada sonuncu gelmekte d i r. N üfusun % 62'si dku r-yazar d eğ i l d i r. Türk tekn i k elema nlarına yılda 237 m i lyon l i ra, yabancı tekn i k elema nlara i se 1 m i lyar 343 l i ra öden mekted ir. Bin lerce T ü rk tek n i k eleman libya'ya göç etmek üzeredi r. T�knoloj i deki geri l i k ta rım ala nında da kendini göstermekted i r. Türki yede dekar başına 1 25 k i lo, Yunanistanda 1 95 k i lo, Bulgarista nda ise 400 k i l o buğday a l ı n makta d ı r. Gelişmiş b i r sanayie sa h i p ü l kelerde bir i nekten yılda 4-5 bin litre süt a l ı n ma kta, Türkiyede i se ya l n ız 560 kilo. ' Türkiyenin üretim a raçları ü reten ağ ı r sanayi i n i k u rma sorunu, em per ya lizmin ve işbirlikçi burj uvazi n i n hakim iyetine son vermek, ulusal, demok raNık, a nti -em perya l i st bir i ktid a rı işba şına getirmek sorununun ayrı lmaz b i r pa rça s ı d ı r.
i. Eskişehi r ve Ege Bölgeleri Sanayi Odaları , bu i ki bölg ed e bulunan sanayi kuru l uşları n ı n ve işletmeleri n i n düşük bir kapasite i le çalı ştı kları n ı , hammade yetersizliği v e pazar darlığı sı kıntısı i ç i n d e b u l u n d u klarını açık lamışlard ı r. Açıkla maya göre, Esık işe h i r ve Ege bölgeleri ndeki küçük ve o rta işletmeler ü retimi hemen hemen d u �d u rm uşlard ı r. Bu bölgelerde iş letmeler % 24 k a pa site ile çalışmakta d ırlar. Bilindiği g i bi bundan bir müddet evvel i stanbul Sanayi Odas ı yaptı ğ ı b i r açııklamada bu bölgedeki sanayi kuru l uşları n ı n ha m madde, yedek parça ve paz'a r d a rl ı ğ ı yüzünden % 22 kapasite i le çal ıştıklarını b i ld i rm işti . • 1 9 Ağustos tari h l i " Cu m h u riyet., gazetesi n i n verd i ğ i bir haberde Keban Barajı i nşaatı ndaki yolsuzluıklar açığa vuru l m a ktad ı r. Gazetenin verd iği bi lgiye göre, baraj i nşaatı n ı n jeoloj i k i n celemeleri ni yapan ve pla nları hazırlayan Amerikan E BASKO şi rketi n i n hesa p la rı yanlıştır. Mü teahhit firma o l a n Fransız-ita lyan şi rketi planla ra göre i nşaata başlad ı ktan sonra bu ya n l ı ş l ı kl a r anlaşı l m ış, barajın temel leri n i n atı lacağ ı yer değ iş tiri l m iştir. Bunun için Fra nsız-ita lyan ş i rketi bir 'kere 400 m i lyon l i ra iıık ek tazmi nat i stem i ştir. Bu tazm i nat ta m olara k veri l m eden firma 300 m i lyon 640
lira l ı k i k i nci bir ek tazm inat daha i stemiştir. firma, bu tazminat kısa bi ı zam a n içinde veri l m ed i ğ i ta kdird e i nşaatı bıra k ı p g i deceğ i n i de açıkla m ıştır. Keban barajının 1 974 yılının Tem m uz a yında hizmete g irmesi bek leni rken, şimdi a rt ı k i nşaatın ne za m a n biteceğ i kestiri lmeme'kted i r. Çünkü baraj gölünün sul'arı n ı n topla nacağ ı yerlerde çatla,kl a r ve topra k a ltında moğora ların va rlığı do fark ed i lm i ştir. 1 962'den beri devam eden i nşaat içi n 3 m i l ya r l i ra harca n m ı ştır. iki m i lyar l i ra kadar bir ek m asraf d a h a öngörül mekted i r. Oysa baraj i nşaatı n ı n 1 ,5-2 m i lyar civarı nda olacağ ı hesaplanmıştı. Anlaş ı l d ığ ı no göre Ameri kan EBASKO firması n ı n hesapları i ktidarlar ta rafından kontrol ed i l memiş veya edi lemem i ştir. Ameri ka n fir ması do herhangi bir sömü rgedeymiş g i bi sorumsuz ha reket etmek i mkôn larını bulm uştur. H i ç bir hükümet sebep olduğ u zararları EBASKO fir'm a s ı n a ödetmek yoluna g itmek cesareti n i gösterememiştir. Basında bel i rti l d i ğ i ne göre, Sovyetler Birliğinin ya rd ı mıyle ya p ı l a n ve dünya n ı n en büyükleri nden b i ri olon Assuan Baraj ı n ı n i n şa atı a ltı y ı l sür m üştür. Çölde ve k u m üzeri ndeki i nşaat çok daha zor şartla r a ltında ya p ı l d ı ğ ı ha lde, Assu a n Barajı hem k ı sa zamanda, hem de herhangi bir , bOlU'kluğa uğramadan i şletmeye a çı l m ı ştır.
• Enerji ve Ta b i i Kayna klar Bcika n ı N u ri Kod a mo noğ l u 15 Ağ u stos g ü n ü yaptı ğ ı bir açi'klamada devleti n m a l ı olon i PRAŞ Rafi nerisinin Ame rikan Ko lteks petrol tekeli nden a l ı n a n h a m petrolü rofine edeceğ i n i söyle m i ştir. Bu 'konuda TPAO i le Kolteks şi rketi a rasında bir a n laşma imzalan m ı ştır. Bu a n laşma TPAO Genel M ü d ü rü Ayhan Açı ka l ı n işinden atı l d ık ta n sonra imzalonm ıştır. Bu do gösteriyor ki, ipraş ' ı n Ameri'kan tekelinden a l ı n a n petrolü i ş lemesi ne Açı ko l'ı n Ikarşı koymuştur. Bu yeni a n laşma Ame rikan petrol tekellerine veri len yeni bir i mtiyaz soyı lmakta d ı r. Çünkü bugüne kada r i praş ya l n ı z memlekette ü reti len h a m petrolü i ş lemekteydi . Böylece, a n laş ı l d ı ğ ı no göre, yerli h a m petrol ucuz fiyata Ameri kan tekel lerine satı lacak, bu tekel lerden daha pa hal ıya a l ı na n ha m petrol do i praş'ta işlenecek ve daha pa h a l ı bir fiyatla yerli pazara sürülecektir. • Ankara Sıkıyöneti m M a h kemesi nde 26 Ağustos g ü n ü TaS soru m l u l a r ı n ı n d u ruşmasına devam edildi. Askeri savcı e s a s h a k,k ında müta l a a s ı n d a TaS Başka n ı yazar F a k i r Boykurt ile yard ı mcısı Akça m ' ı n yirmişer y ı l ağ ı r hapisle ceza landırılmalarını i sted i . Bilindiği g i bi gerek Fakir Bay kurt gerekse TaS soru m l u la rı n ı n önem li b i r kısmı Köy Enstitüleri mezu n u d u r. fa kir Boykurt b i r öğ retmen olma kla ka l m a m ı ş d ü nya ölçüsünde b i r yazar seviyesine de ulaşmıştır. Romanları hemen hemen bütün medeni d i l lere çevri l m i şti r. Bu ba kımdan a ğ ı r bir teröre ta bi tutulması gerek mem leket, gerekse d ü nya k a m uoyu ta rafından yurtseveriere karşı ıka n l ı terörün yeni b i r bel i rtisi ve Köy Enstitü lerine karşı azı l ı gerici liğin yen'i b i r i nti ka m ı say ı l ma ktad ı r. • Sıkıyönetim komuta n l ı kl a r ı n ı n yasak kitaplar listesine d a h i l 1 36 kitap ta n herhangi birini evinde b u l u nduranlar zi nci rleme bir şekilde Sıkıyöne641
ti m komutanlı kla rı tarafı ndan tutsak edilmektedir. Böylece i ktidar bu faşist yöntemle hal'kı n ayd ı nlanmasını ve sağlam bir şekilde m u hakeme etme s i n i engel lemek, ha l,k yığ ı n larını hatta ayd ı nları bile 'karanlık içinde tuta ra k em perya lizmin, toprak beyleri ile işbirl i kçi burj uvazi n i n hakimiyeti ni a yakta tutm a k i stemektedir.
• Paris'te yayı n l a n a n ve genellikle gerici çevrelerin görüşlerini yansı tan « Fi garo» gazetesi bile Ankara yöneticileri n i n kita p ve d üşünce düş manlığ ı n ı yermekte, Y ı l maz G üney gibi b i r yaza r ve bütün d ünya s i nema eleştirici leri tarafı ndan za manımızın en büyük si nema s'a natçıla rından b i ri n i n z ı ndanda tutu lmasını barbarlıkla nitelemektedir. '. Gemi M ü hend isleri Odası Yönetim Kuru l u n u n 26 Ağ ustos ta ri h inde yayı rila nan bildirisi nde Haliç ve Çam a ltı tersa nelerinde i nşa ed i l m i ş gibi gösterilen iki feribotu n gerçekte dışa rda i nşa ettirilmiş olduğu açıklanı yordu. Feribotları i şletmeye koyma törenine Cumhu rbaş'ka nı ve baka nlar katı l mış, feri botlar yerli tezgahlarda i nşa ed i l m i ş g i b i gösteri lerek nutuk lar atı l m ıştı. Gemi i nşaatı Mühendisleri yaptı kları bu açıklama i le i ktidarın ve egemen çevrelerin sahteka rlıklarından birini daha kamuoyuna s u n m uş o l uyorlar.
• Ankara'da ya pılan b i r açıkla maya göre merkezi Ankara'da olon SENTO AS'keri Pla n l a ma Karağô h ı n ı n başına Josef Ma kdonal a d ı nda bir Amerika l ı general getiri l miştir. B i n l i n d i ğ i g i bi Birleşi k Ameri ka SENTO'ya resmen üye değ i l d i r. SENTO, i n g i l tere, Türkiye, i ra n ve Pa kistan a rasında kurulu b i r paktı r. Maksa d ı da Ortadoğ uda,ki u l usal kurt u l u ş hareketlerine karşı balta l a ma ve provakasyon hareketlerine g i rişmek, a nti-komünizmi ve a n ti -sovyetizmi körüklemektir. Ameri kan em peryalizmi Arap halklarına ve bu a rada halkı mızı daha fazla kaygı landırmam a k için pa kta resmen üye olmamış, fa kat pa ktı n dizg i n lerini her zaman elinde tutm uştur. Anti kom ünizmi körüklemek, ha lkların sosya l ve u l usa l a nti-emperya l ist kurtu l uş hareketleri ni bolta l a ma k işleri n i SENTO a d ı na Ameri kan CiA teşki lôtı örgütlemekte ve fina nse etmektedir. • NATO'nun Brü ksel'deki genel kararga hı ndan açıklandığ ı na göre 1 4- 1 8 Eylü l ta ri h leri a rası nda " Ştrong Ekspres» adı a ltı nda büyük NATO ma nevra ları yapı laca ktır. Atıantik Okya n u s u n u n Kuzeyi nde başlayaca'k ve Akdenizde bitecek olan b u ma nevra l a ra NATO üyesi devletlerden çoğ u n u n deniz v e hava kuvvetleri 'katılaca ktı r. Ma nevralarda büyük sayıda harp g emisi, uça k ve 70 bin kadar as,ker yer a lacaktır. Manevra l a r sırasında Türkiye'deki NATO ve Ameri kan üsleri de geniş ölçüde k u l l a n ı lacaktır. Genel ka n ı ya göre bu ma nevraların maksadı hem sosya l i st ü lkelere, hem Arap hal'klarına gözdağı vermek, hem de Avrupa Barış Konfera nsı fikri n i balta l a ma ktır. • Mersi n'in Erdemli ilçesine bağ l ı Limonlu köyünde, köyl ü ler orma n l ı a raziyi a ra la rı nd a payl'a şmak üzere ha rekete geçtiler. Köyl ü ler « hü kü meti n 642
yapmak i stemedi ğ i toprak reform unu kend i miz yapacağ ı z » diyerek kend i ölçülerine göre toprak reformu yapmaya koyuldula r. Köylülere o civarda bulunan memurlar da katı ldı. Köylü ve a yd ı n la r Dem i rel, Eri m v e Melen i ktidarı n ı n topra k reformu yapmayaca klarını a n ladıkları ndan ha rekete geçmi ş lerdir. D O N YADA
• Batı Almanya ' n ı n M ü n i h şehri nde 20. Oli m piyat oyunları 26 Ağustos g ü n ü törenle açı ldı. Olim piyatlara bütün dü nyadan 1 20 ülke katı ldı. Tür k i ye'den 47 atlet 43 idareci o l i m piyatta yer a l d ı l a r. Türk takımı böylece oyunlar ta m başlamadan sporcu başına d üşen idareci bakımından i lk d ünya rekorunu kırmış ol uyord u. • Ameri kan Cumhuriyetçi Parti s i n i n kongresi 23 Ağustos g ü n ü sona erd i . Kongre Cumhurbaşka nı N i k so n u Kas ı m ayında ya p ı lacak olan cum h urbaşka n l ı ğ ı seçi m lerine aday gösterd i . N i kson kapa n ı ş nutkunda, Viyet nam'da'ki saldırı n ı n şiddetle devam edeceğ ini, kukla Tiyö h ükümetin i bun dan böyle d e destekleyeceğ i n i açı klad ı . Kongren i n ya p ı l d ı ğ ı g ü n lerde Birleşik Ameri ka n ı n değişik bölgelerinden gelen barış tarafta rları N i kson hükü meti n i n Viyetna m sa l d ı rı s ı na karşı yığınsal gösteriler tertiplediler. Polis gösteri ya panlara saldırd ı . Bi nden fazla barış tarafla rını tutsa k etti .
• Kapita l i st ü l'kelerde enflasyon ve işsizl i k a rtmaktadır. Yayı nlanan ra'ka m lara göre paha l ı l ı k ora n ı Batı Almanya'da % 1 0,8, Hollanda'da u /o 7,7, Norveç'te % 6,8, isveç'te % 6,3, Ingi ltere'de °, 0 6, 1 , Japonya'da 0 '0 5,4, Belçika'da % 4,7, Kanada ve Birleşik Ameri ka'da % 4,5 ti r. Birleşik Amerika'da 4,8 m i lyon, ingi ltere'de 1 ,2 m i lyon, Fransa'da 800 bin işsiz bulunmaktad ı r.
643
,
30 Ağustosun 50. yıldönümü Ayın Yorum/arı Haziran ayında emekliye ayrı l m a yacağ ı n ı , kontenjan senatörlüğünü de ka b u l etmeyeceğ i n i, Genel K u rmay Başka n ı olara k ka lacağ ı n ı i lôn eden Tağ maç « kendi isteğ i » ile emekliye ayrıldı. Yerine Kara Kuvvetleri Komu ta nı G ü rler geti rildi. Donanma Komuta n ı Eyiceoğ l u da emekliye ayrı l d ı . B u d u ru m cuntacı komutanlar a rasında b i r boğ uşma n ı n s ü r ü p gitti ğ i n i gösteriyor. Bu boğ uşma n ı n gerçek nedenleri açıklanmış d eğ i l d i r. Fakat b u boğ uşmanın OYAK tekelinin, i ktidarın sağ la d ı ğ ı büyük v u rg u n v e çıka r ların, Genel Ku'rmaYIl'kta, Savunma Baka n l ı ğ ı nda res m i silôh tica reti n i n sağ la d ı ğ ı menfaatlar etrafı nda yoğ u n laştı ğ ı na şüphe etmemek gerek. 30 Ağ u stosun 50. yıldönümü vesilesiyle C u m h u rbaşkan ı Sunay, Başba kan Melen ve yeni Genel K u rmay Başka nı G ü rler mesaj lar yayı nladıla r. Bu mesajların hiç biri nde 30 Ağ ustosun kim lere, ha ngi güçlere, yani hangi d üşmana karşı kazanııdığının en küçük bir i şareti bi l e yoktur. B u mesaj la rda 30 Ağ ustosla 12 Mart birbirine bağ lanmak yani em perya l izme karşı kaza n ı l m ı ş bir zafer a nti-em perya l ist a k ı m l a ra ka rşı yürütülen Sı'klyöneti m terörü, ka n l ı faşist yöntemlerle bağ lanmak i stenmekte d i r. i ktidarı elde tutan sivil asker i şbirlikçi lerin 30 Ağ ustosu yeni kuşa klara ya n l ı ş ve ta m a men emperya lizmle işbirlikçi l i ğ i n hedefleri ne uyg u n bir şeki lde öğ retmek i sted ikleri meydanda d ı r. Oysa 30 Ağustos bugün işbir , l i kçi ler sayesinde mem leketi m izde NATO kararg ô h ı nda, Ameri ka n ı n ve NATO'nun 1 0 1 a skeri üssünde dalgalanan bayrakları temsil eden emper yal i st devletlerle, Birleşi k Ameri ka, i ng i ltere, Fransa, italya n, Yunan e m perya lizmine k a rş ı kaza n ı l m ıştır. M i l l i K u rtuluş H a rbini örgütleyen g üçler a rası nda Türkiye Komün ist Partisi şerefli bir yer tutmakta d ı r. i şti lô ord u l a r ı n a karşı halk m u kavemeti n i i l k örgütleyen komünistler olm uştur. Bu ta rih sel gerçeği G a r p Cephesi Komutanları ndan v e Atatürkün 'Iakın arkadaş larından general Ali Fuat Cebesoy hat ı ra larında açı kça bel i rtmekted i r. Fa kat gerici genera l ler ve i ktidar sayesinde bugün Türk ord us'u u l usa l k u rtuluş sava ş ı n ı örgütleyen yu rtsever a k ı m la ra, karşı çevri l m i şti r. Yu rtsever s u baylar tutuklanmakta, mahkum ed i l mekte veya emekliye ayrı lmaktad ı r. Bu d urum ord un u n savaş gücünü hiçe yü kseltmiyor. Fakat Vaşington ve o n u n yerli orta kları için Türk o rdusunun savunma gücü d iye b i r şey mevcut d eğ i ld i r. Amerikan em perya l i stleri verdikleri Fantom uça1kl a rı gibi s i la h ların kend i leri için emin ellerde b u l u n masını i stemektedi rier. Va şington için Türk ordusunun esas görevi, u l usa l ve u luslara rası alanlarda top l u m pol i s l i ğ i d i r. O rd u nun, sa l d ı rısından memleketi savunması gereken d ü ş m a n , y a n i , emperya lizm içeri girmişti r. N e var k i , bu durum o r d u i ç i n d e d e s ü rekli b i r d i renme i le karşı lanıyor. Yurtsever ve devri m ci subaylar dev rimci güçlerle bütün leşmenin kaçı n ı l mazlığını, u l usal, a nti-em perya l i st bir 644
ii
ord uya dön mek için, u l usal anti-em perya l i st, demokrati k g üçlerin bi rleş mesi gerektiği gerçeğ i n i g ü n geçtikçe daha iyi a n l ı yorlar. Yine a n l ıyorlar ki, .30 Ağ ustos gerçek anlamını tekrar a ncak o zaman kazanabi l ece·k tir. ÇiN YON ETICi LERi N i N ULUSAL K U RTU LUŞLARı iÇiN SAVAŞAN HALKlARA YENj BjR IHANETl Ba ngladeş h ü kü meti memleketin u l usal bağ ı msızl ı ğ ı n ı güçlendirmek, devleti n u l uslara rası otorites i n i kuvvetlendi rmek maksad ıyla Birleşmiş M i l letler Teşk i latına ü y e o l m a k üzere b u örgüte başvurd u . Mao Tıe t u n g ru b u n u n B i rleşmiş M i l letler G üven li k Konseyi ndeki temsilcisi Bangla'deş h ükü meti ni n bu işteğ ine karşı veto hakkı kullandı. Bangladeş' i n B i rleşmiş M i l letlere üye olmasını engel ledi. Pek i n idarecileri böylece Bangladeş halkının u lusal kurtuluş mücadelesini bir daha a rkadan hançerledi ler. Bang ladeş'in bütün şehi rlerinde Mao Tze tun grubuna ka rşı yığ ı nsa l gös teri ler ya p ı l d ı . M a o v e grubu d ü nya ba rışı n ı n g üçlenmesini engellemek, h a l k l a r ı n u l u sa l kurtuluş ha reketlerini hançerlemek i ç i n em peryalizmin d ü men suyuna g i rm işlerdi r. Geçenlerde Peki n'de Ç i n yönetici leri i le görüşen Amerikan saylavla rından Hel Bogs ve Jera ld Ford Amerikaya dön üşlerinde verdi kleri demeçlerde Çin yöneticilerinin, Amerikan s i l ô h l ı kuvvetleri n i n Pasifik böl gesinden çek i lmelerini istemedi klerin i söylemişlerd i r. Bu haber d ü nya basını nda geniş ya n k ı l a r uyand ı rm ı ş o l masına rağ men Peki n yöneticileri tarafından yalanlanmam ı ştır.
645
··Yeni çağ·· dan Okuyuculara Sayın Okuyucular, Derg i m ize ,ka rşı i stekler g ü nden g ü ne a rtıyor. Ve biz, bunları elimizden geldiği kadar karş ı l a maya ça l ışıyoruz. Okuyucuları m ı zdan, adresleri açık ve doğ ru olara k yazma larını, özellikle şehi r ve mahalle n u ma ra la rı n ı titizlikle beli rtmelerini rica ederiz. Çünkü bu n u ma ra la rda, genellikle ad reste küçük bir hata , derg i n i n e l i nize geçmesi n i engellemektedir. Sonra, adres değ i şti rince, yeni adresi nizi bize derhal bildirmeniz gerekir. Dergiyi a rkadaşlarınız a rası nda da ta n ıtmak ve okutmakla u l usal ve sosya l kurtu luş d ôva m ızın saflarına yeni savaşç ı l a r kaza ndırm ı ş ol u rsunuz. Dergiye henüz a bone o l mıyan l a r, a rzu etti kleri ta kdirde, adres i m ize bir mektup yazara k i steklerini bildirebi l i der. Bundan başka aşağ ı daki kita pları edinmek i stiyenler de bu d i lek lerini bir mektupla adresim ize yaza bi l i rler. 1 . DAVA V E M ODAFAA (1 951 levkiflerinde Türkiye Kom ünist Partisi yöneti m i n i n başında bulunan Zeki Baş tı mar' ı n Askeri Mah hem e ön ünde yaptı ğ ı m üdafaa), 2. SOVYETLER BiRllGi KOMON iST PARTiSiNi'N PROGRAM I , 3. NAZ ı M H I K M ET, B O T O N ESERLERi (Şi mdiye ıkadar 7 cilt ç ı k mıştır), 4. B i li MSEL KOM O N IZ M, 5. LEN i N (biyografisi), 6. S. Ostüngel'i n Sovyetler B i rliğ i'ni a n latan a d l ı eseri,
..
G O N EŞLi DO NYA"
7. Ahmet Saydan'm, Alman ulusunun soyaHst devletini bütün yön leriyle ta nıtan ALMAN DEMOKRATiK CUMHU RIYETi " , ad l ı eseri, ..
8. BOYOK OKTOBR 50 YAŞıNDA.
Adres i m iz : Yeni çağ Stred i sko pro rozsirova n i tisku, Pra ha 6, Tha kurova 3, Czechoslovakia -
646
ı Ç i N DEKILER Sayfa I n sanların. ulusların ve devletin belgesel öyküsü .
.
.
.
.
.
•
567
Güs Hal S ı n ı f açısından ekolojik bu na l ı m
590
.
Geargi Traykof Bulgaristan Halk Çiftçi Birliği ve tarihten baıı ibaret dersleri
.
.
602
K/ad Popren Işçi s ı n ıfı n ı n sö m ü r ü l m esi sistem i n d e yeni l i k .
610
.
617
U l u s la ra rası b i limsel -teorik konfera n s .
.
Olaylar. yankılar. düşünce/er Ara Haçadur 618
Petrol tekellerine da rbe
Tarihten sayfa/ar ve zamamm/z D% res Ibaruri D ü n ve bug ü n
623
özel sayfa l a r
Ahmet Saydan Temmuz ayı olayları
634
Ağustos ayı olayları
637
Yoru m l a r
644
.
.
.
.
« Ba rı ş ve Sosya lizm Problem leri » dergisi 32 d i l de ç ı kıyor ve d ü nya n ı n her tarafında okun uyor. Fiyatı 1 l i ra