Bütün ülkelerin proleterleri, birleşiniz! •
YENI v'
ÇAO
7(133) Temmuz 1975
Komünist ve işçi partilerinin teori ve enformasyon dergisi
Viyetnam halkının utkusu ve bunun uluslararası önemi Viyet n a m halkı tarihsel bir utku kaza ndı. Uzun yoksulluk, c a n ve k a n kaybı yılları a rtık g e ride kaldı; ö n ce Fran sız e mperya l izmine, sonra da Ameri ka n e mperya lizmine ve yerli uşaklarına karşı 30 yıl s ü ren savaş tarihe geçti. Kahra ma n G ü n ey Viyetna m y u rtseverlerinin ve tü m Viyetnam halkı n ı n kaza n d ı ğ ı şanlı utk u n u n sevincini bütün d ü nya komüni stleri, a nti-em per yalist i lerici g üçleri paylaşıyorl a r. B u n u sosyal i zm i n utkusu o la ra k, u l u sa l bağımsızl ı ğ ı n , d e mokrasi ve barışın utkusu olarak seiCImlıyor v e ben i m siyorla r. Uluslara rası komü n ist ve işçi h a reketi, Viyet n a m sava şçılarına ya rd ı m ı d a i m a kendi c a n d ôvası say d ı . K o m ü ni st ve işçi partilerini n 1969 y ı l ı Uluslara rası Danışma Top l a ntısı'nı n b ü t ü n komüni stlere, bütün a nti e mperya l ist g üçlere h itabeden Viyetnamla ilgili çağ rısında şöyle d e n i l i yordu: « Eylem birliği n i n birinci hedefi kahraman Viyetnam halkını her bakımdan desteklemektir.» (1) Danışma Toplantısı, o za m a n , G ü ney Vi yetnam Ulusal K u rtuluş Komitesi M K'nin i leri s ü rd ü ğ ü G ü ney Viyetn a m Proble m i n i n Çözü m ü Progra m ı ' n ı tamamiyle destekledi ve « Viyetna m a bağ ı msızlık, özg ü rl ü k v e barı ş ! » çağ rısı nı kabul etti. Ka rdeş p a rtiler, Vi y etnam y u rtseverlerin i n kesin bir utkuya u laşacaklarını ö n görüyor ve bu utk u n u n « e m perya l ist d ikta ve zorba l ı k politikasına karşı savaş a n halkları n mevzi/erinin sağ l a mlaşması bakı m ı nd a n i lkesel önemi » n i bel i rtiyor/ardı. (2) Hayat, kardeş p a rtilerin, Viyet n a m olayları ve Viyet n a m h a l k ı n ı n y ürüt tüğ ü savaşın perspektifleri üzeri ndeki derin ta h l i l i n i n doğ ru olduğ u n u gösterdi . B u değer/emeni n d ı şında kes i n l i k l e söylenebilecek o l a n ş ud u r : (1) « Ko m ü n ist v e I şçi Parti leri n i n Ulusla rarası Danışma Topl a ntısı.» Mos kova, 1969, s. 33. (2) Yine orada, s. 34.
565
Viyetnamda 1 975 y ı l ı i lkbaharı nda olup bitenler tarihsel bakımdan mantıki bir sonuçtu. Ya bancı süngülere ve politik teröre daya nan, Pa ris Anlaş maları'nı kabaca çiğ niyen halk düşmanı ihanet rejiminin çürüyüp gitmesi kaçı n ı l mazdı. Fakat elde edilen utku bununla da ölçülemiyecek kadar büyük bir önem taşıyordu . Viyetnam iki d ünya a rasındaki topyekun savaş ta em perya list sistemin u ğ radığı tari hsel yenilgiler zincirinin bi r halkası n ı oluşturuyord u . Viyetnam, u l usal kurtuluş hareketine karşı yöneltilen yeni sömürgeci lik stratejisinin kaçı nı lmaz tarihsel başarısızl ı kları zincirinin bir ha lkasıydı. Em perya l izm, silôhlı müdahale yoluyle, Asyado sosya l izmin köprü baş ları nd a n birini artadan ka l d ı rmaya, Viyetnam halkının, bütün Çin-Hindi halkları n ı n barış, özgürlük ve ilerilik yol u n u kesmeye, u l usal kurtul uşa yönel ik devrimci ha reketi vu rmaya yeltendi; sosya list ülkelerin ve bütün a nti-emperya l ist g üçlerin dayanışması n ı n ne derece daya n ı klı olduğ u n u yoklamak istedi. Son y ı l larda, ABD'nin sa ldırga n l ı ğ ı n ı n ekonomik gerekçeleri de gitg ide su yüzüne çıktı. G üney Viyetnamda eyl em leri n i artıran Amerikan tekelleri bu memleketi yeni-sömürgecilik yöntemli bir sömürü kaynağına döndür mek istiyorlard ı . Ve Amerikan tekelleri bu ça balarında Viyetnam kıyı ların d a n petrol çıkarma, ü lkeni n büyük sayıda ve ucuz işg ücü nden ya rarlanma düşü ncelerine dayanıyorla rdı. Bütün bu plônlar sahiplerinin başında para landı. Gerek Viyetnam top ra klarında eski egemen liğini canla ndırmak istiyen Fra nsız sömürgecil i ğ i n i n sürekli savaşı, gerek ABD'nin v e çeşitli memleketlerden devşirme · yardakçı ları nın dolaysız silôhlı müdahalesi, gerekse savaşı <<Viyetna m laştı rma » dedikleri k u rnazlık, y a n i Asya l ı la rı Asya l ı lara ka rşı kışkırtma ı rksal stratejisi emperyal izmi başarıya u l aştıra madı. Ameri kan em perya lizmi harp maki nesinin ola nca gücüyle Viyetnama çul/an d ı . Amerikan resm i verilerine göre, ABD'nin Viyetnam savaşında yal nız dolaysız harca maları 1 4 1 mi lya r doları geçti. Amerikan hava kuv vetleri Viyetna m , Laos ve Ka m boçya'ya 7 m i lyon tonda n fazla bomba (Batı l ı bağ laşıkları n i kinci Dü nya Savaşı'nda bütün cephelerde kullan d ı kları n ı n 3,5 misli), 1 00 bin tondan fazla da defolian ve diğer zehirli m addeler attıl a r. 1 968 yılı sonunda Birleşik Amerikanın Viyetnamdaki as keri birlikleri sayıca 585 bin kişiyi bul uyord u. Bütün Viyetnam savaş ı boyunca Amerikan sa l d ı rganları 5 6 bin ölü, 300 bin yara l ı verdiler, 8 bin den fazla da uçak ve helikopter kaybettiler. Viyetnamın utkusu, her şeyden önce büyük evlôdı Ha Şi Min'in ideal lerinden esinlenip güç a larak, üç cephede, askersel, politik ve diplomatik cephelerde savaşı ustalıkla bağdaştı ran Viyetnam halkının gösterdiği özveri ve yiğ itl iğ i n utkusudur, desta nsal ka h ra ma n l ığ ı n utkusudu r. Bugün 566
Marksizm l e her hangi bir 'ilişiği olmıyanlar bile, şu gerçeği ka bul ediyor l a r: Viyetnam devri mcileri, yığınlar tarafı ndan en geniş ölçüde destek len meseierd i , uğrunda savaştı kları dôva kendi yurttaşlarının kafal a rı nda yüce bir u l usa l irade olara k simgeleşmeseydi, sadece silôhlı savaşla ut kuya u laşamazlardı. Gü ney Viyetn a m ı n kesin kurtuluşunu, k urtu luş ord usu i leri hareketinin kukla Tiyö rej i m i ne ve Amerikalı efendilerine karşı Gü ney Viyetnam a h a l isinin ayaklan masiyle bağdaştı rıl ması olayı ça buklaştı rdı . Dünya tari hi nde eşsiz bir olay a l a ra k Gü ney Viyetnam C u m huriyeti Geçici Devri mci Hükü meti'nin daha utkun u n elde edilmesinden önce en az kırk devlet tarafı ndan ta nı nması u l uslara rası a renada yurtseverl eri n dôva s ı n ı n başarısiyle bütü nleşiyord u. Geçici Devri mci Hükü metin v e Viyetn a m De mokratik C u m h u riyeti hükü metinin diğer birçok biçimde yü rüttükleri d ip lomatik eylem de bu başarı n ı n oluşmasına yard ı m etti. Utk u n u n elde edil mesinde Kuzey i l e G ü ney a rasındaki sağ l a m birlik çok büyük bir rol oynadı. Güney Viyetna m y u rtseverleri nin, kurtu l u ş savaşı içinde Kuzey'e, sosya l ist Viyetna m devletine dayandıkları bir gerçekti. Bütün Demokratik Viyetnam Cumh uriyeti halkının dövizi, Kuzey'de sos yalizmin kurulması ve Güney y urtseverlerine her bakımdan yard ı m ed i l mesiyd i. " Her şey G ü ney'e, her ş e y u t k u içi n ! » belgisi, bu çağ rı , Demok ratik Viyetna m ' ı n her yu rttaşını esin l iyor, kanatl a n d ı rıyord u . Bunun ne büyük bir geri l i m gerektirdiği herkesçe bili niyor. Fakat şa n l ı Viyetnam Emekçiler Partisi'nin yönettiği VDC halkı, insanüstü bir direnç gücü gerek tiren bu gerilime dayandı ve sosyal ist düzen bu utkuya temel oldu. Bütün bunlar ş u büyük gerçeği doğ ruluyo r : G ü n ü müzde tarihsel akış üzerinde kesin ve beli rleyici etkiyi emperya l izm değ i l , sosya l izm yapmak tadı r; em perya l izm ve gericilik güçlerin i n halklarca yü rütülen ulusal k ur tuluş ve sosyal i leri l i k hareketini ezme denemeleri son çözü mde başarı sızl ığa hükümıüdür. Viyetnam'da elde edilen utku, sosya l ist ü l kelerin gösterd i kleri eylemsel, savaşkan daya nışmanın da utkusudur. Savaşan Viyetnam halkının bu ü l kelerden ve öncelikle Sovyetler Birl iğ i nden güçlü bir destek ve yard ı m gördüğü herkesçe bilin mekte, takdirle karşı lan makta d ı r v e halklar bunu hiç bir zaman u n utmıyacaklard ı r. H itler faşizmi üzerinde kazanılan ut k u n u n 30. yıldönümü münasebetiyle, VDC ve VEP yöneticileri ile G ü ney Viyetnam Ulusal Kurtul u ş Cephesi ve Geçici Devrimci Hükü meti yöneti cileri ni n Savyet devlet ve parti yöneticilerine g önderdikleri kutla m a mesa jında bel i rtildiği üzere, Viyetna m halkı, Viyetnam devri minin u laştığ ı ut k u n u n, Sovyetler Birliği, d iğer kardeş sosya l ist ü l keler ve bütün ilerici insanlık tarafı ndan gösteri len büyük, etki n ve etraflı yard ı m ve d estekle bütü nleştiğ i n i ta m bir bilinçle kavra maktad ı r. Viyetnam halkı ve yöneti cileri, bu çok değerl i yardı m ve d esteğe şü kran d uyg u l a rı n ı bel i rtiyar ve bunu daha iyi bir gelecek için savaşta yurtseverleri kanatlandıra n bir 567
sı nıfsa l dayanışma ifadesi alara k ka bul ediyorlar. Viyetnam halkının bü yük önderi Ho Şi Min, Viyetnam halkının elde ettiğ i bütün utku ve başarı ların kaynağ ı n ı n Büyük Oktobr Sosyalist Devri m i old u ğ u n u , Sovyet hal kının i ki nci Dü nya Savaşı yılları nda kazandığı utku olduğ u n u her fı rsatta bel i rtiyord u . Ve Ho Şi M i n, Alman faşizmi ile Japon m i l itarizm i n i n yeni I m e s i son ucu nda oluşup gelişebilen dü nya sosya l ist sisteminin rolüne b ü yük bir değer veriyord u . Viyetnamda e l d e edilen utku, bütün dü nya ilerici ka muoy u n u n savaşa n Viyetnam halkıyla dayanışmasının gücünü, etkinliğini ve büyük mora l politik önemini doğ ruladı. Fransız halkı n ı n Viyetnamdaki « yüzkızartıcı harp "e karşı gösterdi ğ i d irenişin simgesi haline gelen Raymonda Dien ve Anri Marten g i b i adlar belleklerden silinmiş değ il d i r ve daima hatı r lanacaktı r. Birleşik Amerika içinde gelişen harp a leyhtarı hareketin atı l ı m ı da u n utulmaz izler bıra ktı ve bu mem leket yönetici çevreleri n i n b i r bölü mliyle daha gerçekçi görüş mevzilerine geçmesine b i r yere kadar yard ı m etti. Stokholm, Berl i n ve Paris'te ya pılan d ü nya ça pında Viyet namla dayanışma toplantı l a rı , Viyetna m yu rtseverleri ni desteklemeyi ve onlara yard ı m ı a maçlıyan birçok somut a ksiyon pa rlak sayfa lar olarak tahrihe geçti. Viyetnam halkı n ı n desta nsal savaşını destekleme hareketi za manımızın en yığınsal ha reketi haline gelerek, yeryüzünün bütün ül ke lerini kapladı ve politik yaşa m ı n önemli bir etkeni old u . Kardeş partilerin 1 969 yılı D a n ı ş m a Toplantısı'nın çağ rısı işte böylece somut eylemlere dönüştürüldü. Bu eylemlerin canı ve ka nı, bu örgütsel ça lışmanın dev i n i m g ücü her yerde kom ünistlerd i . Ve bugün d ü nyada esi nini ilerilik ve barış ideallerinden alan hiç bir toplu msal hareketin komün istleri n d ı şı nda veya komünistlere karşı oluşa m ıyocağı bir kez daha ispatlandı. Danışma Toplantısı bunu şöyle belirtti: «Komünist ve işçi pa rtileri halkları n hü rriyetini sav u n ma bayrağını ne kadar azimle yü kselti yor v e em peryal ist saldırı politikasına karşı savaşın öncü gücü ol uyor l a rsa, halk yığınları n ı n a nti-emperya list h a reketi de o kadar daha geniş ölçüde ve etkinlikle gelişiyor. ,, (3) Viyetnam halkının yü rüttüğü silôhlı savaşın başarıyla sona ermesi, dün ya güçler ora n ı nda sosya l izm, demokrasi, u l usal k u rtuluş ve sosyal i ler leme yararı na oluşan köklü değ işimleri ya nsıtıyor ve ol uşan yeni denge aynı yönde daha ileri değişmelere y a rd ı m ediyor. Ve Viyetna m y u rtsever leri n i n elde ettikleri utku n u n u l uslara rası önemini de her şeyden çok b u o l a y bel irl iyor. Bu utku n u n d ü nyaya neler kaza ndırdığı sorusuna şöyle cevap vere b i l i riz : Dünya devrim sürecinin gel işmesi, halkların kendi yazgıları na (3) « Komünist ve işçi Parti leri n i n Uluslara rası Danışma Toplantısı . .. Mos· kova, 1 969, s. 50. 568
buyruk olma hakkına, komünistlerin öteden beri dört elle tutup savu n du kları bu hakka sa hip olma azimlerini bir kez daha ortaya koyuyor. B u istem, yüzden fazla Asya, Afrika v e Lôtin Amerika devleti nin em perya lizme karşı yürütegeldikleri çokya n l ı ve d i rençli savaşın özü ne nasıl sinm işse, Viyetnam halkının, Laos ve Ka m boçya halkları n ı n savaşı n ı n temeli nçe de öylece yer etmişti. Viyetnam yurtsever/erinin üstün gel mesi, d ü nyan ı n en güçlü em perya list d evleti nin g i riştiği silôhlı müdahalenin başarısızlığa uğ ratı lması, ul usların kendi yazg ı la rı n ı kend ileri belirleme Leninci prensi pi nin simgeleştiği sözkonusu hakkın tan ı nması ve pekişmesi dôvasına büyük bir pratik katk ı d ı r. Viyetnamın tama m iyle kurtu luşuna kavuşması, ulusal kurtuluş kesimi ü lkeleri nde ve öncelikle G üney-Doğu Asyada sosyal iler/eme dôvası ba kı mından olağanüstü büyük bir önem taşıyor. Son otuz yıl içinde, Viyet n a m ı n sahne olduğ u kanlı savaşın a kışı boyunca, bu ü l ke yöneticilerin i n defa larca bel i rttikleri g ibi, devrimci sü reçler a ra l ı ksız olarak devam etti, iki devrim yanyana (Kuzey'de u l usal kurtul uşçu sosya list, G ü ney'de u l usal kurtuluşçu demokratik devri m) y ü rütüldü ve geliştiriidi. Viyetnam yurt sever/eri nin savaşının gerçekten halkçı ve yığınsal karakterini bel i rl iyen de buydu. işte, Güney Viyetnamda ya pay olara k ka pita list i l işki leri ege men k ı l ma ça bası na g i rişen ve ü l kede «Amerikan yaşa m ta rzı »na özenen ta mamen h a l kta n kopuk bir asalaklar zümresi ya ratmak istiyen ABD em perya lizmi strateji uzman l a rı bunu da öngörememiş ve a n lı yamam ış l a rd ı . Viyetnamdaki ça rpışmaların sonucu, ul usal kurtuluş ha reketi nin b u g ü n yeni bir safhaya girişini, u l u s a l k u rtuluşta n sosyalizme geçişini beli rliyen süreçlere önemli bir katkıdır. N i hayet, Viyetnam halkının kesin utkusun u n , u luslarara sı gergi nliğin aza ltı lması koşu lları nda elde edil miş, Sovyetler B i rliğ inin ve d iğer sosya l ist toplu l u k ü l kelerinin barış taarruzu başa rılariyle sımsıkı bağ lı olarak sağ lanmış olması da en az bu saydıkl a rı m ız kadar önem l i d i r. B u utku, barış, içinde ya nyana yaşama prensi plerine dayanılara k yaratı lan top l u msa l - politik hava n ı n, halkları n ba rışı a maçlıyan birleşik ve yığı nsal ha reketlerinin kendi yazg ı larını belirlemede serbest olmak istiyen ü l keleri n ulusal oluşmasına yard ı m ettiğini ortaya koymakta d ı r. Bir yandan, Çin-Hindi'nde bir harp ocağı n ı n ortadan kaldırılması da, uluslara rası hava n ı n daha öteye doğ ru iyileştirilmesi için elverişli koşullar yaratıyor. Saygon'un k u rtarı lması, barış içinde yanyana yaşa ma politika sın ın üstün gelmesi ni, buna ka rşı d ura nların yen ilg iye uğratı lmasını be l irl iyor; uluslararası gerg i nli kte yumuşama ve barış için savaşanları n g ü cünü daha da a rtı rıyor. Çin-Hindi'nde, tüm Asya kıtası ölçüsünde g üven liğin sağlam laştı rılmasına elverişli yeni önkoşullar yaratan tarihsel değ i şikli kler'bu savaşa büyük bir katkı ol uyor. 569
Askersel baskıya dayalı emperyalist politikayı yenilgiye u ğ ratma olana ğ ı Viyetnam için önemli bir derstir. Dü nya halkları bunu iyi a n l ıyorl a r. Bu tür emperya list politika n ı n yenilg iye u ğ ratılabileceğ i ni, a rtık (politik hesa p larında hôlô askersel g üce daya nmak istiyen « değ işmez, adam olmaz» tipler kalmakla beraber) emperya list memleketlerin yönetici çevreleri de bir yere kada r anla maya başl ıyarlo r. « Değişmez, adam olmaz» dediğimiz ti pler, Viyetnamdoki a skersel müdahalenin «yetersiz» old uğ u teranesi ni tutturuyor ve el lerine en küçük b i r fı rsat geçer geçmez, hem aynı bölgede, hem de yeryüzü n ü n d iğ er kesi mleri nde yeniden kuvvet politikası uyg u l a malarına girişmekten geri d u rmıyaca klarını g izlemiyorlar. B u n l a r ı n k u ru sıkı tehdit olmadığ ı n ı , b u ti plerin her a n ha rekete geçmeye hazı r bulun d uklarını, hü rriyeti ne kavuşan Kam boçya'ya karşı ABD'nin 1 975 Mayısı ortası nda gi riştiğ i silôhlı a ksiyon a paçık g österd i . N e v a r k i , u l u slara rası i l işkilerde gerçekçiliğin ağı r ağ ı r, fakat g üvenle üste çıkmaya başladığı görülüyor. Çin- H indj'nde meydana gelen yeni d u ru m buna da büyük ölçüde yardım edecektir. Viyetnam yu rtseverleri ne bu utku çok pahalıya maloldu. Viyetnam halkı iki milyondan fazla öl üden, milyonlarca da yara l ı , sakat, göçmen ve ök süzden o l uşan büyük bir can kaybına u ğ radı ve maddi kay ı p olarak da geride yanmış yıkıl mış kentleri ve köyleriyle, çora klaşa n ova ları ve orman ı a riyle korkunç bir yıkıma u ğ rayan y u rt toprakları kaldı. Viyetnam halkının metaneti, ka h ramanlığı ve kesin utkuya ola n sarsı l maz g üven i, emper yalizme karşı, barışın koru n ması için, halkları n sömürü ve ezgiden k u rta rılması için y ü rütülen savaşta daima parlak bir örnek olacaktı r. Bugün Viyetnam halkını n hayatı nda yeni bir sayfa açı lmış bulun uyor. 1 5 Mayıs g ü n ü H anoy'da ve Saygon'da (şimdi H o Şi M i n adını taşıyan başkentte) memleketin kesin kurtu luşu münasebetiyle ya pılan mitinglerde VDC ve Güney Viyetn a m Cumhuriyeti Geçici Devrimci H ü kümeti yöneti cilerinin belirtti kleri gibi, şimdi, Viyetnam halkı, yine kaza n ı la n dôva ka d a r büyük, fakat a rtık barış koşuııarı içinde çözülecek n ice sorunlarl a karşı karşıyadır. Ha noy mitinginde V E P M K Politbüro üyesi v e V D C Baş bakanı Fam Van Dong ş unları beli rtti: "Şimdi, yeni d urum ve yeni sorun l a r, Kuzey'de sosya lizm k u ru l uşuna değerli bir katkıda bulunmak, VDC' n i h e r a l a nda g üçlendirmek, kahraman G ü ney Viyetnam halkına karşı kutsal borcu m uzu yerine geti rmeye devam etmek ve tüm memleketin devrimci temeli olma ü n ü n ü tamamen hak edebilmek üzere, bizim b u l u nd uğ umuz memleket kesiminin büyük bir h ızla geliştirilmesini gerektiriyor. Mayıs ayı nda «Hür Sayg o n » gazetesinin yazd ı ğ ı g i bi , Geçici Devrimci, H ü k ü met'i n politikası, halkçı niteliğine ya raşık, h a l k a hizmet edecek bir ege menlik kurulmasını ve bu egemenliğin sağlamlaştı rılmasını, ü l kede yeni hayatın kurulmasını amaçlıyor. Ve Başkan H o Şi M i n ' i n yüce emelini, yani barışçı, birleşik, bağ ımsız, demokratik ve boyuna serpilip gelişen 570
Viyetnam'ın kurulması ideali n i gerçekleştirmek için gerekl i koşu l l a rı yarat mak üzere pratik çalışmalar yapıl ıyor. » Komünist ve işçi pa rtileri ve d ü nya nın bütün i lerici g üçleri Viyet n a m hal kına bu yolda başarılar dilemektedir/er. "Barış v e Sosya l izm Problem leri » dergisi yazı kuru l u üyeleri olan Avrupa ve Amerika , Asya ve Afrika komü nist ve işçi partileri 'temsilci leri de bu dileklere candan katılıyor/ar. Viyetnam halkının haklı dôvası n ı n üstün gelmesi bizim ka lplerimizi d e kıva nç v e gönençle dolduruyor. Bizler, Gü ney Viyetnam yurtsever/eri n i n. memleketi yeni, demokratik temeller üzerinde ka l kındırı tıada başarılı ol malarını d i liyoruz. Bütün Viyetnam ha lkının ulusal birlik, barış ve sosya! i lerleme yol unda başarılı adımlar atmasını diliyoruz. Ve evvelce, savaş yıllarında olduğu g i bi, şimdi, ba rış çağında da, Viyetnam halkının, sas yal ist ü lkeler tarafından, u l us lararası komünist ve işçi h a reketi, u l u sa l: kurtu luş h a reketi ve yeryüzü n ü n bütün a nti-em peryal ist, i l e rici g üçleri tarafından kendisine g österilen ve gösterilecek olan kesin destek ve ey lemsel yardıma g üvenebileceğ inden emin bulunuyoruz.
571
Yüzyıllarca geri kalmışlıktan gelişmiş sosyal izme doğru Dinmuhamed Kunaev SBKP Merkez Komitesi Politbüro üyesi
ve Kazahistan Komünist Partisi MK Birinci Sekreteri Büyük Oktobr d ü nya ta rihinde yeni bir çağ ı n başla ngıcı oldu. Bu dev insa n l ı k uyg a rl ı ğ ı n ı n yazgısında sosyal izme doğru tümel ve kalımlı bir dönüm yarattı, memleketimizde eski d ü nyan ı n kalıtımını k es i n l i kl e ortadan kaldırd ı , komü n izm prensipleri temeli üzerinde topl umu yeniden kurmoda ilk kesi n adımı attı. rim
Orta Asya ve Kazo h i sta n, h a l kl a rı n ı n büyü k bir mutluluğu olarak, bu dönüşümün dışında kalmadı. Tersine, tarih getirdi ki, bu h a lkları n büyük Rus h a lkıyla elele vererek gayet parlak ve eşsiz bir gelişme yoluna koyul d u k l a rına bütün d ünya ta n ı k oldu. Bu yolda geçil en sayı l ı yıllar, b i rkaç toplumsal gelişme devrin i içerdi ğ i için, sosyal -politik anlam ve önemi bakı m ı ndan sözün tom o n l o miyle yüzyıllara eşittir. Ça rlı k Rusyasının eski kena r bölgeleri emekçi leri n i n tuttukları bu devrim yolu, onlara, bir kuşa ğın yaşamından daha kısa bir s ü re içinde, feodalizmin geri l i k ve bilg isiz l i k kara n l ı ğ ı nd o n çıka ra k gelişmiş sosyal ist topluma doğ ru geçme olanağı verd i . Çetin savaşla geçen devrim yılları, çözümü Sovyetler Birl i ğ i n i n doğ u bölgeleri halkları n ı n yazg ı sı n ı beli rliyecek önemde birçok karma şık soru n ortaya çıka rdı. Bu bölgeler emekçileri, Rus proleta rya siyle mi, yoksa sırt l a rını her boydan ve soydan Avrupalı ve Asyal ı gericil ere daya mış olon «kendi" feodal leriyle mi elele yü rüyeceklerd i ? Anti-feoda l demokrati k dev rim ödevleri yeri ne geti rildikten sonra, kapitalist gelişme safhası atlana rak, sosya list devrim soru n larının çözümüne geçi l mesi olanağı var mıydı ? Hangi sosyalist gelişme yolu, tek ve ayrı bir devlet çerçevesinde mi, yoksa sosya l ist c u m h u riyetlerin devletsel birliği birleşimi içinde bir gelişme mi bu h a l kların menfaatlerine en uyg u n olabilirdi? Bu soru n l a rd a n başka, daha sonra, bir d e sosyal izm kuruluşunun özel l i k l eri ve çokuluslu ü l kede komünizmin maddi -tek n i k temel i n i yaratmaya geçiş soru n u ortaya çıktı. Sömürge ezgisinden kurtulan ve sosyal ilerleme yoluna koyulan halklar bütü n bu soru n l a rla veya bunların bir böl ü m üyle karşı karşıya .gelmişler dir ve daha d o geleceklerd i r. Dü nyada a rtık vaktiyle geri b ı rakı l m ış ü l ke lerin gelişme problemlerinin çöz ü m ü nde başarı l a rı n ve hata l a rı n ürünü halinde oluşan öneml i bir deney birikimi vardı r. Sovyetler Birliğinin doğu sn
bölgel eri h a l kları, d ü nya tari hinde ilk olara k en sürekli ve bizce en ba şa rılı deneyi gerçekleştirdiler. Biz artık, gelişme halindeki ü lkeleri n gerek i l k ağızda, gerekse sonradan çözmeleri gereken problemlerin neler oldu ğ u n u kendi pratiğimizden biliyoruz. Ve partimiz, her tarihsel safha n ı n özel liklerini dikkate a lara k ha reket ettiğ i için, Kazahistan örneğ i ni, yani i l k çokuluslu sosyal ist devlet çerçevesi içinde bütün bu karmaşı k prob lem lerin nası l çözü ldüğünü geçilen ta rihsel yol u izliyerek anlatm a n ı n ilgi uya n dı rocağı kanısı ndayız. 1. Yeni koş u l l a rda hemen ortaya çıkan e n büyük sorun, devrim Rusyası' yla (daha sonro d a diğer Sovyet cumhuriyetleriyle) ilişki sorun uydu. Bilin diği üzere, Rus i m paratorl uğu çoku luslu ü l keydi. Ezgi a ltına a l dı ğ ı halklar genel nüfusun yarı sını aşkındı. Kenar bölgelerinder Orta Asya ve Kaza hista n'da, kıyasıya bir u l usal ve koloniyol ezgi hüküm sürüyordu. Ça rl ık, step (bozkır) kesiminin (Kaza hista n vaktiyle bu adla a n ı l ıyordu) asıl hal kını kendi öz adı ndan bile yoksun etmişti. Rus emperyalizmi Doğ u bölge lerinde ataerkil-feodal ilişkileri elden gelen bütün tedbirlerle koruyord u. Göçebe ve yarı-göçebe hayva ncı l ı kta , az gelişmiş tarımda gayet il kel araçlar k u l l a n ı l ıyord u. Orneğ i n , Kazahista n'da (Rus köyleri de içinde) köy ekonomisi « maddi temel »i, 3 1 8 bin saban, 229 bin at koşu m l u p u l l u k ve 271 bin ağaç tırmıktan oluşuyord u. Mem leketin şurasına burasına serpil miş d u rumdaki hafif endüstri küçük zanaatçı l ı k ve yarı -za naatçı l ı k kuru l uşları nda n iba retti. Ağ ır endüstrinin geliş mesi yapay olara k engelleni yord u . V. i . Lenin'in dediği gibi : « Ya ba ncı h a l k la rı ezme ve sayma olana ğı ekonomik durgunluğu yoğ u nlaştırıyor, çü n kü ü retim g üçlerinin geliştiril mesi yerine, çoğu kez, ,başka soydan olanla r'ın yarı-feodal yöntemlerle sömürül mesi başlıca gelir kaynağı ol uyor. »,(l) Kazahistan'da sayıca küçük işçi sınıfı n ı n d u rumu çok ağırd ı . Işg ü n ü 1 4-1 6 saat sü rüyord u. Gündelikler düzensiz ödeniyord u . Orneğin, Kara ganda maden köm ü rü ocakları nda iki -üç ayda bir para veriliyordu. Kaza h işçiler en düşük ücretle ça l ıştı rı lıyordu. Kaza h proletaryası ekonom i k ve politik haklard a n büsbütün yoksu ndu. Kazahistan ve Orta Asya emekçileri, bir yandan, bu kenar bölgelerinde oluşan Rus işçi sı nıfı n ı n da « kend i » b u rjuvazileri tarafı ndan, tıpkı yerli köyl ü lerin « kend i » feoda l leri tarafından sömürüldüğü gibi sömürüld ükle rini görüyorlard ı . Ezilen halklar kurtuluş savaşına gi riştikleri za man, çar Iıkla Rus halkını el bette bir tutmuyorlardı. Rusya n ı n en iyi evlôtları da, ezilen halkları n hakları n ı daima savunuyor, ça rl ı ğ ı n sömürgeci politika sını çiddetle yeriyarlard ı . Büyük Rus devrimci-demokratları ndan A. i. Hert sen, Rusya ile h ü kü meti ni birbirine karıştı rma n ı n hata olacağ ı n ı , Kış l ı k (1) V. i . Leni n . Bütün eserleri, c . 26,
s.
3 1 8. 573
Saray'ın tüm Rusya, hattô tüm Petersburg sayı l a m ıyaca ğ ı n ı yazıyor ve ezilen halklara şöyle d iyord u : "Oteki Rusya sizleri kardeş olara k selômlı yar, sizlere el veriyor . . . (2) »
Kaza histan emekçileri Rus devri mcilerinin çağ rısına karş ı l ı k verdiler. Oyle ki, Rusyada öneml ice diyebiieceğ imiz her devrimci olay, ulusal kenar bölgeler üzeri nde de dolaysız bir etki yapıyordu . Orta Asyada ve Kaza hista n'da devri me kada rki güçlü ulusal kurtuluş h a reketlerinden biri olan ve Kaza h halkının Amongeldi I m a nav, Alibi Ca ngildin, Tokaş Bokin ve diğerleri gibi şanlı oğ ullarının önderliğinde patlak veren 191 6 anti-feodal aya k l a n ması, gerçekte, Rusyada Şubat Devrimi ve Büyük Oktobr Sosya list Devri mi'yle birleşti. D ünya ta rihinde ilk defa olara k ortaya konulan soru n, yani a nti-feodal demokratik devri mden derhal sosya l ist devrime geçme sorun u da pratik ba kımdan daha az karma şık değ i ldi. Tek tek halkları n kapita lizmi atlıya rak sosya lizme geçmeleri olanağı fikrini ilk kez K. Ma rks ve F. Engels i leri s ü rm üşlerdi. Bu düşü nceyi Len i n düzg ü n bi r teori haline getirdi ve gerika l m ı ş bölgeler halkları n ı n sosya l ist dönüşümler yolu boyunca i ler lemeleri olanağ ı n ı n birçok önkoşuldan i leri geldiğ ini bel irtti. Birincisi, emekçi delegeleri sovyetleri fikri, hôlô feod a l ve yarı -feoda l bağ ı m l ı l ı k koşulları a ltındaki köylüler için çok uygun, a k l a yakın ve tama men erişilebi l i r olup, bu köyl ü ler ta rafı ndan gerektiği g i bi de değer lendi rilebil ir. V. i. Lenin, onların bu fikri iyice beni msiyeceklerini beli rtir· ve .. bunu hayata da g eçirebilirler» der. (3) ikincisi, Rusya nın vaktiyle geri bıra k ı l m ı ş ulusal kenar bölgeleri halk ları, eğer daha gelişkin ulus l a rı n zafere ulaşan devrimci proleta ryası, Sov yet h ü k ü meti kendilerine elden geldiği nce pol itik, ekonomi k ve kü ltürel yardımda bul unacak ol ursa , kapita l ist gelişme safhası nı geçmekten ala konabilirler. lJçü ncüsü, -bu halkların, sosyal izme görtüren yol boyunca birkaç a ra aşamadan geçmeleri gereklidir. Bu aşamaları n içeriğini ve karakterin i de ş u veya bu halkın sosya list gelişme düzeyi beli rler. Onları n özel l ikleri n i d ikkate a l m a n ı n , sosyal dönüşümler genel prensipleri ni u l u s a l ken a r böl g elerin somut koş u l l a rı na usta l ı kla uyg ulamanın büyük önemi de bundan i leri gelmektedir. Len i n , Tü rkestan ve benzerleri g i bi gerika l m ı ş bölgelerde komü n ist tak tiğ i n i n nasıl uyg ula nacağı sorununu pratiğ in a rtık ortaya koymuş oldu ğunu beli rtiyordu. Bura larda, örneğ in aulo (Orta Asya köyü) ve kışIak I a rd a (aba), işçi ve asker delegeleri sovyetleri'nin ya nısıra köy l ü ve deh şan sovyetleri, tek tük de soy sovyetleri kurulduğ u görü l d ü . (2) A . i . Hertsen. Eserler, c. 7 , M., 1958, s. 358. (3) V. i. Lenin. Bütün eserleri, c. 41 , s. 244.
574
Kaza hista n'ın ve Orta Asyan ı n kapitalist olmıyan yoldan gelişmesinde, memleketimizin öncü ulusları işçi sınıfı n ı n yard ı mı en büyük rol ü oynadı. Bu yard ı m kenar bölgeler halkları n ı n devrime katı lmalarını hızl a n d ı rd ı . Sovyet halkları n ı n ve her şeyden önce b ü y ü k R u s halkının kardeşçe yar d ı m la riyle, Ozbekler, Kaza h lar, Türkmenler, Tacikler, Kırgızlar ve Ka rakal paklar, kısa b i r tarihsel süre içinde sosya list ul us1a r olara k sağ l a mlaştı l a r, ekonomi ve kültürde eşi g örülmedik b i r kalkınma sağ l a d ı l a r. gelişmiş çağdaş u l uslar düzeyine u l a ştılar. L. Brejnev, « Sovyet Sosya l i st Cumh u ri yetleri Birl iğ i'nin 50. yıldön ü m ü » kon u l u raporunda, eski dünya n ı n yıkıl ması, sömürücü d üzeni n çök mesi, proletarya d iktatörlüğünün kuru l ması ve üretim a raçları üzerinde toplumsal mülkiyetin yerleşmesinin, sonunda i ç savaşa d ökülen çetin bir sınıf savaşıyla beraber yü rüdüğünü bel i rtti. (4) Bu savaşı , büyük bir maddi üstünlüğe sa h i p bulunan sömürücüler ve d ü n y a b u rjuvazisi dayatmışlard ı . Fakat Rusya emekçileri karşı-devri m i n bir leşik kuvvetlerine Oktobr'dan sonra daha da sağ lamlaşan proletarya d a ya n ışması n ı n b ü y ü k g ücüyle karşıkoydular. Sovyet egemenl iğ inin h a l k yığı nları tarafı ndan desteklen mesi, Kaza his ta n ve Orta Asyada savaşın sonucu bakı mından beli rleyici bir rol oynadı. Buna. sahteci «tek Türk u l u s u » slog a n ı bayrağı a ltında topla narak Doğ u ha l kl a rı n ı Rusya Sovyet Sosyalist Federasyonu'ndan koparmaya çalışan m i l l iyetçi lerin baltalama eyleml eri engel olamadı. Peki, bütün engellere karşın, proleta rya enternasyonal izmi fikirleri n i n bu geri bırakı l m ı ş kenar kesiminde g üvenl e kendine yol aça bi l mesinin sebebi ne ola bil i rd i ? Bunun sebebi, her şeyden önce Rusya işçi s ı n ıfı n ı n, Bolşevik Partisi nin doğru ve i sa betli palitikasıyd ı . Rusya işçi sı nıfı ve Bolşevik Partisi, memleketi miz halkları a rasında gerçek hak eşitl iğine dayan a n i l işkiler kuru l masına, özellikle eskiden ezgi g ören u l usal kena r kesimleri halkları n ı n hak eşitl i ğ i n i n sağlanmasına ça l ışıyorl a rd ı . V. i . Leni n ' i n g i rişimiyle ka bul edilen « Rusya Halklarının Hakları Dekli'trasyonu (1 5 Kası m 191 7), « Bütün Rusya ve Doğ u Müslüman Emekçil eri ne» çağ rı sı (3 Ara l ı k 191 7). « Sömürülen Emekçi Halkın Hakları Dekli'trasyon u » (25 Oca k 1 9 1 8) ve Sovyet iktidarı nın diğer belgeleri bütün ha lkları n eşitli k ve egemenliğ ini, ayrı lmak da dahil olmak üzere kendi yazg ı larına buyru k l u k hakkını tanıyor, bunla rı eylemde g a ra nti ediyor, her türlü u l usal ve dinsel ayrıca l ı k veya sınırla malara son veriyordu. V . i . Lenin'in 1919 Kası m ı nda Tü rkistan komünistlerine yazd ığı mektup, partinin Doğ u'daki ödevleri ni bel i rl iyen bir prog ra m belgesidir. Len i n bu mektubunda şunları beli rtiyordu : «Türkista n halklariyle doğru ve d üzg ü n i l işki ler kurul ması nın, abartmasız d iyebil i riz k i , çok büyük b i r evrensel tari h i önemi va rd ır. Tüm Asya için ve d ü nya n ı n bütün sömürgeleri içi n , m i lyonlarca insan için, Sovyet işçi- Köylü Cumhuriyeti'n in şimdiye d e k ez-
(") Ba k : L. i. Brejnev. Lenin'in yolunda, c. 4, M. 1 974, s. 42-43. 575
giden göz açamamış ve geri bırakılmış halklarla o l a n i l işkisinin pratik bir önemi olacaktır. » (5) Ve Lenin'in bu sözleri bugün de g ü ncel liğini ko rumaktadır. Sovyet i ktidarı n ı n .. Bütün Rusya ve Doğ u Müslüman Emekçileri ne,. çağ rısında, özlü k ba k ı mından derin bir enternasyona lizmi içeren bu belgede şöyle deniliyordu: .. Bundan böyle, sizin inanış ve ôdetleri n izin, u l usal ve kü ltürel kurumlarınızın serbestlik ve dokunul mazl ığı ta n ı n ma ktadır. Ulusal hayatınızı serbestçe ve engelsiz olara k düzenleyiniz. Sizin buna hakkınız va rd ı r. Sizin haklarınızın da, bütün Rusya hal kları nın hakları gibi, devri m i n v e devrim orga nları n ı n, işçi, asker v e köyl ü delegeleri sovyetlerinin ola nca gücüyle korunup savunulduğunu biliniz!» (6) Savaşın bitiminden sonraki barışçıl k u ru l uşta atı l a n i l k a d ı m lar, ekono mik, k ü ltürel ve sosyal soru nları n , tek devlet birliği çerçevesi içinde, tek tek ve izole cumhuriyetlerde olduğundan çok daha başariyle çözü lebile ceğ i n i gösterd i . Bu d urum, cumh uriyetlerin gönüllü olara k birleşmeye ka rar vermelerine yol açtı . 1 922 y ı l ı nda Sovyet Sosyalist Cu m h uriyetleri Bir liği'nin kurul ması, proleta rya enternasyonalizminin büyük utkusu olarak, SBKP'nin politik bilgeliğinin parlak bel irtisi olarak, bütün kardeş cum huri yetierin ekonom i k ve kültürel kalkınmasına güçlü bir atı l ı m kaza ndırdı, dü nya n ı n ilk işçi-köylü devletin i n iç d üzeninin ve u l uslararası tutunma yerlerinin sağ l a mlaşmasına yol açtı . Kaza hista n ve Orta Asya'da Oktobr Devrimi'ni izl iyen i l k y ı l l a rdaki olay l a rı n a n a l izi, dolayısiyle birçok ü l ke için bugün de g ü ncel olan sonuçlar çıkarı l masına ola n a k veriyor. B u sonuçların en önemlisi, prol eter olmıyan emekçi yığınlarının devrimci işçi sı nıfıyle (aynı zamanda diğer u l usların işçil eriyle) bağ laşması n ı n ulusal kurtuluş savaşı ve sosyalist devrimin yaz gısı bakımından önem l i bir rol oynadığıdır. Rusya işçi sınıfıyle bağlaşma, Orta Asya ve Kaza histan halklarına, devri min burj uva-demokratik aşaması ile sosya l ist aşa masının a rasını bir a n önce kapatma olanağı verdi. Bu aşa manın birincisinden ikincisine geçiş bir hayli çabu klaştı. Bu da, kend i başı na, sosyalist devri m i n Rusyadaki başa rısı n ı n pekişme v e gelişmesine yard ı m etti. 2. Sosyalist devrim i n utkusu ve SSCB'nin kurulmasiyle, ulusal sorunun çö zül)1ü işi pratik bir ödev oldu. O zamana kadar d ü nya ta rihinde çokuluslu devletler k u ru l ması olayları görül memiş değ ildi. Ama bunlar, u l usları n eşitsizliğinden, bağ ı m l ı d urumda b ı rakı l a n kimi halkları n ezi l i p sömürü l mesinden doğ a n çelişki ler yüzünden ergeç batı p gidiyord u. Ulusal soru nun gerçek çözü mü, eşit haklı ul usları n politik, ekonom i k ve kültürel ba(5) V. i . Len in. Bütün eserleri, c. 39, s. 304. (6) Pravda » gazetesi, 5 Ara l ı k (22 Kası m) 1 9 1 7. ..
576
kımlardan etraflı gelişmesini gerektiriyord u. işte Komü nist Partisi ve Sovyet devleti, SSCB'nin k u ru l masından sonra da bu gel işmeyi hııla n d ı rma so runu üzerinde çaba larını yoğ u n laştırd ı . Orta Asya halkları, başlangıçta, SSCB bileşim ine, bi rleşik Türkista n Cu mhu riyeti olara k g i riyorla rd ı . Bu Türkista n Cumhuriyeti, Ozbek, Tacik, Türk men, Kı rg ı z halklarını ve Kazo h halkı n ı n bir böl ü mü n ü kapsıyor ve birleşti riyord u. Bu halkları n yalnız d i l leri ve u l usal görenekleri değ i l , sos yal-ekonom ik gelişme d üzeyleri de birbirinden çok ayrıydı . Sosya l izm kuruluşu boyunca, bu halkları n her biri, genel soru n l a rdan başka, kendi özel soru n l a riyle de karşı l aşıyorlardı. Tarihte i l k defa olarak, bu Orta Asya halk grupları konglomeratında n birçok eşit haklı Sovyet cumhu riyeti ol uştu. Böylece, Ozbekista n , Tü rme nista n, Tacikista n, Kı rgızistan cumhuriyetleri doğdu. Ayrıca do bir Kaza h istan Cumh uriyeti kuruldu. B u , uçsuz bucaksız yörelerde ulusal soru nun pratik çözü m ü n ü n inandı rıcı bir kanıtı, Kom ünist Partisinin u l uslara kendi yazg ı l a rı na buyruk olma hakkı tanıyan program prensipinde ne kadar ardıcıl olduğ u n u gösteren başarı l ı uygulamalard o n bi riyd i. N e var ki, halklar a rası nda dostl u k ve işbirliği i lişki leri n i n yerleşip sağ l a m laşması için, önce onların eylemde ekonomik ve kü ltürel eşitsizl iğinin g ideril mesi gerekiyordu. V. i . Lenin bu sorunun tom çözüm yolu n u şöyle işaretliyordu: " Baskı a ltında tutan veya geçerli deyi miyle " büyük" u l u su n enternasyona l izmi, yalnız u l usların biçimsel eşitl iğ ini gözetmekten ibaret olmama l ı , aynı za manda hayatın içinde eylemde oluşan eşitsizliğ in, baskı yapan u l us tarafı ndan, büyük ulus tarafı ndan gideril mesini de kapsa maıı dır. " (7) işte, geri bırakılmış bölgeler halklarının, kapitalizmi atlıyarak sosya lizme geçmeleri dönemi nde partimizin bütün eylemi Lenin'in bu fikrin den güç a lıyord u . Parti her şeyden önce halk ekonomisinde geçmişin ekonomik eşitsizliğinin g ideri l mesine olanak veren ve bir yandan da SSCB halklarının ortak menfaatlerine uygun olan büyük ted birler alı n ması gereğ inden hareket ediyordu. Sovyet d üzeni, ça rlıkton yalnız son derece gerika l m ı ş bir ekonomi değil, aynı zamanda en sağ l ı ksız ve bozuk biçimde bir ü retim güçleri dağ ı l ı m ı devra l d ı . 1 9 1 3 yılı nda sanayi ü reti minin % 75'i Orta Rusya'nın ya lnız dört bölgesinde ü reti liyo rd u . Bunun yanısıra, Orta Asya ve Kaza histanda ya pım sanayi i n i n göreceli payı a ncak % l,S'i buluyordu . Partimiz sosyal ilişkileri devrimci temeller üzeri nde yeniden k u ra rken, sanayi leşme ve köy ekonomisini kolektifleştirme döneminde yeni toplum düzen inin madd i-teknik temel i n i yaratırken, tüm Sovyet ü l kesinde kültür devri mini örg ütlerken, öncelikle eskiden geri bıra k ı l m ı ş u l usal ken a r böl(i) V. i. Lenin. Bütün eserleri, c. 45, s . 359.
577
geleri nin geliştiril mesini öngören bir siya set hattı nı sistemli ve sapmasız bir çabayla uyg ul uyor, b u ra l a rdaki ekonom ik ve kültürel kalkınma tempo sunun memleket ölçüsü ndeki kalkınma ortala ması ndan daha yü ksek alma sına d ikkat ediyord u. Bu tutu m , Parti nin XV. Kongresi (1 927) ta rafından onayla nan birinci beşyıllık plônı hazırlama d i rektiflerinde, daha sonraki beşy ı l l ı klarla ilgili pa rti kara rla rında daha somut olara k dile getiri l iyord u . Orta Asya ve Kazahistan cumhuriyetlerinde sanayileşme, köy ekono misini kolektifleştirme ve kültür devri mi dôva l a rı başa rıyle gerçekleştiri l i yord u. Bunlar d a ha ha rpten önceki dönemde birer sa nayi-ta rım ü l kesi haline gelmişlerdi. Hayat, V. i. Len i n ' i n şu fikri n i doğ ru ladı : Sosya l ist ü re tim öyle bir temeld ir ki, bunun üzeri nde, devlet demokratik örgütüyle bağdaştı rı l ma k suretiyle, «en küçük u l usa l s ü rtüşmeleri, en küçük u l usal g üvensizlikleri pratikte kesinlikle g iderme tedbirleri de gelişecek, ulusların daha çabuk yakınlaşma ve birleşmeleri olanağı ya ratılacaktır.» (8)
Kaza hista n h a l k ekonomisinde sanayiin göreceli payı, 1 920 yı l ı nd a % 6 ,3'ten 1 940 y ı l ı nd a % 60'0 çıktı. B u eskiden baskı ve ezgi a ltına a l ı na n halkların eylemsel eşitsizliğine son verme sorununun Kaza histan için a rtık genel hatl a riyle çözüme kavuşturulduğu a n l a m ı na geliyord u. Kaza hista n'ın çokuluslu mem leketim izin bütü n h a l k l a rından, öncelikle büyük Rus halkından görd ü ğ ü yard ı m , endüstriyel gelişmesinde çok bü yük bir rol oynadı. Bu cümleden olarak, Moskova ve Leningra d emek çileri Kaza histan üzeri nde onursal şefl iği, ya n i ona a rkadaşça ya rd ı m yükü m ü n ü üstleniyorla rd ı . Donbas madenci leri Karaganda havzasının ya ratı lmasına, Baku ve G rozni petrol işçileri de Ura l - Emben petrol kaynak l a rı n ı n işletilmesine yard ı m ediyorl a rd ı . Kaza h i sta n'daki sayısız yeni inşaat yerleri ve kuru l uş l a r için memleketin her yanından a raç, gereç ve> dona tım ya rd ı m ı gel iyord u . Kaza histan Cumhuriyetinin endüstriyel gelişmesi boyunca emekçileri mizin ü retime geniş ölçüde katı l ı m ı sağ lanıyor, işçi sı nıfı ulusal kadroları ve bilimsel-teknik ayd ı n l a r kadrosu yetişti ril iyordu . Moskova, Leningrad, Ha rkof. Donbas, Ba kO, Sverdlovsk ve d iğer büyük sanayi şehirleri işçi, mühendis ve teknisyen leri, Kaza h i stan Cumhuriyetin i n endüstriyel geliş mesine teknik deney ve bilgileriyle katkıda bulunuyorla rd ı . Birçok Kaza h işçisi doğ ruda n doğ ruya Rusya Federa syonu, Ukrayna ve diğer Sovyet cumhuriyetleri sanayi kuruluşları nd a ihtisas ya pıyor ve vasıflarını yü ksel tiyorlardı. Kaza hista n'da ulusal işçi sınıfının oluşma ve gelişmesi sosya lizm kuruculuğ unun en önemli sonucuydu . Orta Asya v e Kaza h i stan cumhu riyetleri nin köy ekonomilerinde çok bü yük değ işmeler oldu. Devri mden sonra m ilyonlarca yoksul köylü ilk defa (8) V. ı. Lenin. Bütün eserleri, c. 30, s. 22. 578
olara k toprağa kavuştu. Bunun özellikle Ozbekista n ve Kı rgızista n için ya l n ı z ekonomik ba kımdan değ i l , oynı zamanda politik ba kımdan büyük bir önemi vardı. Daha öteye, Lenin Kooperatif Plônı gereğince ve yerel özell i k lere göre ta rihsel iki para lel soru n çözüme kavuştu ru ldu, ya ni ferdi özel çiftçi ocakları kolektifleştiriidi ve göçebelikten yığınla kon u m l u ya şama geçiş gerçekleşti rildi. Köy ekonomisinin sosya list temel ler üzerinde yeniden kuru l masında, hızlı sanayi kalkınması, devletin sürek l i parasal yard ı m ları, sovhozların, ma kine kira la ma , maki ne-traktör ve ot biçme maki neleri istasyon l a rı n ı n yaratı l ması, her türden kooperatiflerin gel iştiri l mesi büyük bir rol oynadı. Komü nistler, ı rgatları ve yoksul köyl ü leri örgütlemede, orta köy l üleri de onları n etrafında kümeleştirmede, ağaları -beyleri izole etmede ve d a ha sonra do to m kooperatifleştirme temeli üzerinde bunların bir sınıf olara k varl ı ğ ı na son ,vermede kesin bir rol oynadılar. 'Orneğin, Kaza h iston emekçi köylü leri arasında, 20,5 bin köyl ü komün ist, 30 bini aşkın komsomol (Ko m ü n ist Gençler Birl i ğ i üyesi) örgütleyici ve politik ça lışmalar ya ptı l a r. Parti Merkez Komitesi çok deneyli parti işçilerin i ve sanayi kuru l uşları n dan n ice deneyli komünistleri b u n lara yard ı mcı olara k gönderdi . Sosyalist dönüşümlerin gerçekleştirilmesi boy u nca, işçi sı nıfı ile kolhoz köy l üleri n i n bağ l a ş ı m ı daha çok sağ l a m laştı . Cumhuriyetimizde 1 m i lyon dan fazla özel çiftçi oca ğ ı kolhozla rd a birleşti ve sosya lizm yol una ko yuldu. Kol hoz d üzeninin köyde yeni ü retim ilişkileri n i hayata geçiren ut kusu, tüm yaşam ta rzını kökten değiştirdi. insanın i nsanı sömürmesini doğ ura n sosya l nedenler kesi nli kle ortad a n kaldırıldı. Tarihsel deney, en önemli a maçlarından biri sosyal ist kü ltürü yaratmak ve ol uşturmak o l a n kültür devri m i n i n sosya l izm ve kom ü n izm kuru l uşu için genel yasa l l ı k olduğunu doğru l a d ı . Sovyet egemenliğ inin i l k y ı l l a rında g e n i ş v e etki l i tedbirlerle okuma yazma bil mezl iği g i derme ça lışma l arına g i rişiidi; 1 930 yıllarına doğru d a Orta Asya cumhuriyetlerinde v e Kaza histan'da genel zoru n l u i l k öğ renim uyg u l a masına geçildi. Bunun ya n ı sıra birçok ü niversite ve teknik okul açı l d ı . Yavaş yavaş, Marksizm -Leni n izm ve proleta rya enternasyonalizmi fikirleriyle eğitilen bir Sovyet u l usal a yd ı n ları zümresi oluşmaya başladı. Biçim bak ı m ı nd a n ulusal özce sosyal ist Kazah, 'Ozbek, Tacik, Kırgız, Tü rk-' men vb. halkları k ü ltürü serpi l i p gelişti. Sosyalizm emekçi yığınlarının önü nde yalnız mô nevi değerlere geniş ölçüde erişme olana kları açmakla kalmadı, aynı zamanda o n ları dolaysız kültür y a ratıcıları h a l i ne getird i. L. i . Brejnev yoldaş, V. i. Len i n ' i n 1 00. doğ u m yıldönümü konulu rapo runda şunları belirtti : Len i n ' i n sosya l izm kuruluşu plônı, evrensel-tari h i, önemde sorunların çözümüne b i l i msell i kle, komple biçimde ve gerçekçi olara k yaklaşı m örneği d i r. Bu plôn sosyal ya pının bütün katla rını, yani hem ü reti m g üçleri n i n geliştiri lmesini, hem topl u msal i l işkilerde dönüşüm 579'
yapıl ması n ı , hem de i n sa nların mô nevi d ü nyasının yeniden kuru l masını ka psıyord u . » (9) Bu plônın etki nliği ve sonuçları n ı n sağla ml ı ğ ı , Sovyet yu rttaşları n ı n , bü tün ulus ve h a l k g rupları n ı n , topyekun sosya list yurt savunmasına, özg ü r l ü k ve bağı msızl ı ğ ı savunma ya gi rişti kleri ve faşizm üzeri nde ta rihsel ut kunun kaza n ı l masına çözüm leyici bir katkıda bulundukları Büyük Anayurt H a rbi y ı l l a rında ola nca açıklığiyle kendini gösterdi. Harp yıl/arı içinde Kazahista n d a cepheye yüzbin l erce asker gönderdi; cumhuriyetim izin Komü nist Partisi ve Komsomol bileşi minin üçte i kisi Sovyet O rdusu safl a rı nda görev a ld ı l a r. Kaza hista nda meyda n a getiril en askersel birlikler bütün kesin çarpış m a l a ra katıldıla r. Bunlar a rasında i . V. Pa nfi lov'un komutası a ltında Mos kovo çevresi savoşl a rı na katı l a n ve büyük yarar/ı klar gösteren 3 1 6. Avcı Tümeni (8. mu hafız tümeni) vard ı . Bu tü menden 28 kişinin ölü msüz kahra m a n l ı k l a rı Sovyet h a l k ı n ı n şanlı savaş tarihi sayfa l a rı n a geçti. Beşyüzden fazla Kaı:a h « Sovyetler Birliği Ka h ra manı » old u . Tek sözle, Kaı:a histan, diğer cumhuriyetlerle beraber, cephegeri sinde de ödevini ya para k , düşman üzerinde utku n u n kaza n ıımasına önem l i bir katkıda bulundu. Sovyet halkının Hitler faşizmi üzerindeki utkusu, Sovyet yu rttaşları n ı n mora l - politik birliğ inin, Sovyet y u rtseverliğ inin v e proleta rya enternas yonalizminin en parlak belirtisi, SSCB halkları a rasındaki sarsı lmaz dost l u ğ u n ifadesidir. Emperyalizmin vurucu g ücü sıfatiyle faşizmin sosyal ist ul uslar arasına kama sokma çaba l a rında başarısızlığa uğ ratı l mı ş olması, u l usal soru n u n sosya listçe çözü münün il kesel sağ l a m bi r temele daya ndı ğ ı nı , Leninci u l usa l politikanın doğ ru l uğ u nu, çokuluslu Sovyet devleti nin dayanıkl ı l ı ğ ı n ı bir kez daha ortaya koydu. 3. Memleketimizin bütün halkları, tekvücut bir birlik meyda n a getirmele ri n i n ne büyük sonuçlar verdiği ne, ya rı n l a ra doğru ne geniş olanaklar a çtığ ı na uzun yıl/a rı n yaşamsal deneyiyle iyice inanmış bulunuyor/ar. Uygulama, sosya list u l usal ilişkilerde gelişmeni n, tüm sosya l i st toplumsal gelişmede olduğu g i bi, çeşitli aşamalard a n geçtiğini g österdi . Sosya liz m i n temel/erin i n kuru l masını nasıl gelişmiş sosyalist top l u m u n yaratı lması izliyorsa, ulusal soru n u n sosyal istçe çözü m ü nden, ulusların h a k eşitsiz liğinin gideril mesinden sonra da, temel/i sosyal ist ulusal il işikilerin geliş tiril mesi, ulusların d a h a fazla yakınlaşma l a rı gel iyor. Sosya l izmin d a h a önceki a şa m asına özgü olan ü retim i lişkileri ve ob jektif ekonomik kanunlar gelişmiş sosyal iz m aşamasında da aynı kara k (9) L . i. Brejnev. Leni n'in yol unda, c. 2, M . 1 970, s. 565.
580
terde deva m eder. fakat bir yandan, SBKP XXiV. Kongresine sunulan , M K eylem ra poru n da d a beli rtildiğ i üzere, bug ü n SSCB ekonomide, sos yal ist toplumsal i l işki lerde, kültürde ve geniş h a l k yığınları n ı n bil inçlen mesi nde eşi görül medik bir düzeye ulaşmış bulunmaktadır. Birincisi, bütün Sovyetler B i rliği ekonomisi şimdi yüksek bir düzeydedir. Bugün buna karş ı l ı k l ı olara k birbirine bağ l ı bir h a l k ekonomisi kompleksi gerçekleştiri lerek u l a ş ı l ıyor. Bu kompleks içi nde, cumhuriyetlerin halk eko nomileri bir genel plan gereği nce tüm ülkenin ve ayrı ayrı her cumhuri yetin menfaatine olara k geliştiril iyor. i ktisadi i l işki lerin gelişmesi ulusların d a ha fazla ya k ı n laşmaları için olağ a nüstü ö nemli bir etken haline geliyor. ikincisi, sınıfsal ve ulusal uzlaşmaz zıtlık gideri l miş bulunuyor. Bütü nüyle topl um, her ulus ve her halk g rupu tek tipten b i r sosyal bü nyeye sa hiptir. Bu sosyal bü nye, işçi sı nıfı, kolhozcu köylüler ve emekçi aydın lardan oluşuyor.
Uçüncüsü, Sovyetler Birliği devletsel örgütü ile cumhu riyetlerin u lusal devlet örgütü n ü n demokratik sa ntra lizm, sosyal ist federa lizm ve Sovyet sosya l i st demokrasisi i l keleri temeli üzerinde sarsı lmaz bir birlik h a l i nde etrafı i biçimde gelişmesi güven a ltına a l ınmış bulunuyor. Şu veya bu Bir lik Cu mh uriyetinde her hangi bir soru nun politik-hu kusa l çözü m ü n ü n ken dine özgü oluşu ulusları n tekvücut bir topl u l u k meyda n a getirmelerine engel olmak şöyle d u rsun, buna ya rd ı m ediyor. Dördü ncüsü, bilimi, tekniği ve kü ltürü geliştirme ça lışmalarına bütün u l uslardan emekçilerin a ktif olara k katı l ma l a rı nı sağ la ma k üzere gerekli koş u l l a r yaratı l mı ş bulunuyor. Sosya list ulusları n ve h a l k grupl a r ı n ı n kül türlerinin yükselmesi, yakınlaşması ve k a rşı lıklı olara k zengi nleşmesi ma nevi hayatı mızın ayırıcı vasfı n ı oluştu ruyor. Beşincisi, gelişmiş sosya lizmin kurul masiyle, Marksizm-leninizm, sosya list enternasyonalizm ve halklar a rasında dostluk ideolojisi yerleşip peki şiyor; maddi ve ma nevi değerler değ i ştokuşu, kadro değ i ştokuşu süreç leri hızla gel işiyo r ; etkileşme, halkları n hedefleri nde, yaşa m tarzla rı nda enternasyona/leşme değişik biçimle rde a rtıyor ve g üçlen iyor. Bugün her cumh uriyetin emekçileri çokuluslu bir topl u l u k oluştu ruyor ve bu toplu l u kta u l usal özel l ikler bir bütün halinde Sovyet sosya list çizg i ve gelenek. lerle organik biçimde bağdaştırılıyor. Sosya lizmin önceki a ş a m a l a rı na kıyasla büyük nitel ve nicel değişim ler, gelişmiş sosyal ist topl umu geliştirme ve yetkin leşti rmenin ayırrcı vas fını oluşturur. B u n u nla birlikte, çokuluslu ü l kede b u s ü recin kendi özel l ikleri vard ı r. Uretim g üçlerinin coşkun gel işmesi temel i üzeri nde üretim i l işkileri de 581
daha fazla gelişti. Bu gelişme, sosyalist m ü lkiyetin her iki biçiminde ü re timi toplumsallaştı rma d üzeyin i n hissed i l i r derecede yükselişinde, bu bi çim lerin yavaş yavaş birbirine yaklaşmasında kendini gösteriyor. B u n u n ya nısı ra, SSCB h a l k ı n ı n sınıfsa l bileşiminde ilerici değişimler oluşuyor. Bugün genel nüfus içinde işçi ve h izmetlileri n payı, 1 939'da % 50,2'den 1 970 y ı l ı nda % 79,5'e yükselmiş bulunuyor. Burada bel irtmemiz gereken önem l i bir sosyal süreç de şudu r : Köyden kente, aynı za manda yeni açı lan bölgelere ve yeni inşaat yerlerine yönel i k nüfus hareketi, c u m h u riyet Ierin ekonomik g el işme d ü zeyleri nin eşitlenmesi g i bi hususlar, cumhuri yetler a rasında geniş ölçüde kadro değ iştokuşuna yol açtı. Bunun sonucu olarak, her bir cumhu riyetin halkı çoku luslu bir nitelik a l d ı . Kazahista nda bu oluşum büyük bir açı k l ı kla kend ini gösterdi. Işçi s ınıfı sosya l ist ilişkiler sisteminde başlıca ü reti m gücüdür ve yönet men lik rol ü oynamaktadır. Bili msel -teknik i l erleme temeli üzeri nde ve iki sosya list m ü lkiyet biçi m i n i n yakınlaşmasiyle, sı nıfsız komünist topluma geçişi n önemli koş u l u olara k işçi sınıfı da kol hozcu köylüler ve aydı nlarl a yakın laşıyor. Sosya l i st demokrasi h e r bakımdan gelişiyor. Halkın geçim i d u rmadan iyileşiyor v e gönenci a rtıyor. 1 973 y ı l ı nda h a l k ı n reel gelirleri 1 940 y ı l ı ndakine kıyasla 4,5 defa a rtmış b u l unuyor. Dikenin bütün başa rı ları , tümü yle, büyük birliğimizi ol uştura n çokuluslu kolektifin birleşik irade ve artak çabaları n ı n sonucud u r. Her Sovyet cum hu riyetinin ekonomik hayatı, bütün devlet ça pında tek plônla maya, ya n i yerel koşulların özelliklerini v e t ü m top l u m u n menfaatleri n i di kkate alan merkezsel plô nlamaya bağ l ı d ı r. Her c u m h u riyetin ekonomisi, birleşik bü t ü n ü n orga nik bir pa rça sı olarak, tüm Sovyetler Birliği ekonomisiyle sım sıkı bağ l ı olmadan, eylembirliği ve etkileşme olmada n normal bir gelişme g österemez. Bir cumhuriyette emekçiler tarafından yaratı l a n maddi değerler, bütün kardeş cumhuriyetlerin, tüm Sovyet halkının ed inimi ol uyor. Bunun için dir ki, her cumh uriyet, diğer kardeş c u m h u riyetlerin başarı l ı ekonomik gelişmesiyle candan i l g i leniyor. Bunu, örneğ i n , 20 küsur yıl önce başlıyan yoz toprakları uya n d ı rma ve Kazahistandaki çorak a raziyi işlenir hale getirme ha reketi boyunca tanık olduğumuz sarg ı n ça lışmalar yeterl i b i r açı k l ı kla ortaya koyuyor. Dnlü Kaza h yazarı M uhtar Auezov, yoz toprak lara yerleşmiş olanları n , buraya, daha önceki göçmenler g i bi , sayısız gereksemeler içinde kıvranarak, topraksızlığ ı n ve ça rlı k Rusyasına özgü diğer yoksunlukları n çilesini çekmek için gelmediklerini yazıyor. Ve bu rada onları karşılıyan artık eski söm ü rge d iyarı değ ildir. Uçsuz bucaksız yoz topta k l ık lara gelenler, en yen i teknikle donatı l m ı ş sosya list ekonomi k u rucu l a rı d ı r ; Sovyet ü l kesin i n yüksek bil i nçli oğ u l l a rı ve kızları d ı r. O n l a r yoz topra kları uya n d ı rmak, veri mli hale getirmek i ç i n el lerinden geleni yaptı l a r. Desta nsal ça lışmalarla uyandırılan yoz topraklar, böylece, dü nya 582
tarım tarihine eşsiz b i r olay olara k geçti. Şaşılacak kadar kısa bir süre içinde, 42 milyon hekta r dolayında yoz top raklığa (25 m i lyon hektarı Kaza histanda) hayat verildi. Kaza histan emekçileri, c u m h u riyeti mizin pa rti örgütü n ü n başında L. Brejnev yoldaşın bulunduğu, tü m ekonomi ve kültü rün çoşkun bir gelişme gösterdiği o za manları u nutmuyorlar ve un utmıya caklard ı r. Yoz topraklığın uyandırı l ması sadece ekonomik önem taşımakla ka l m ı yord u. Bu desta nsal başarı, işçi sı nıfı ile kol hozcu köylüler a rası ndaki sa rsı l maz bağlaşma n ı n büyük gücünü, SSCB ka rdeş halkları a rasındaki büyük dostluk ve ya rd ı mlaşma n ı n gücünü de bir kez daha gösterdi. Yoz topraklıkla rı uya n d ı rma g irişimi, gerçek bir emek ve enternasyonal izm eğitimi oku l u oldu. L. i . Brejnev yoldaş, 1 5 Ağ ustos 1 973'te Alma Ata'da yaptığı konuşmada bunu şöyle beli rtti : « Yoz topra kl a rı n uya n d ı rı l ması, işlenir hale getiri l mesi, Sovyet h a l k ı n ı n kayda değer ve ka h ramanlığa eşit bir emek başarı s ı d ı r.» (10) Gelişmiş sosya lizmi kurma döneminde, yoz toprakları n uya n d ı rı l ması, ya lnız Kaza histan emekçileri için d eğ i l, aynı za manda tüm Sovyet halkı için, sosya list u l usları n ortak bir hedefe va rmak üzere elele verip h a rika l a r yaratmal a rı n ı n en parlak örnekleri nden biri oldu. 4. Komünizmin maddi -tekn i k temelini yaratma sorunu, b u dev boyutlu sorun u n çözü m ü , ulusol i l işkilerin aynı i lerici nitelikte doho öteye doğru gel iştirilmesi ni g e rektiriyor. Bütün i n sa n l ı ğ ı n deneyi, geçmişte olduğu g i bi, bugün de, u l uslor o rasındaki ekonomik boğ l o rı n karakteri n i n onların i liş kilerine nasıl kesinlikle damgosını vurduğunu bir kez daha g österiyor. Dünyada, yirminci yüzyı lda, Orta Asya ve Kaza hista n ı n vaktiyle çöz d ü kleri sosya l-ekonomik soru nları n (sö m ü rge ezg is i nden henüz kurtulan bir gerika l m ı ş ü l kenin ekonomi ve kültürünü hızla gelişti rme sorunları) hemen hemen aynısı olan p roblemleri çözme zorunluğ uyle karşı karşıya gelen epey ü l ke va rd ı r. Bu ü l kelerin birçoğ u, aynı za manda Sovyetler Bir liğinin Doğ u cumhuriyetleri, zeng i n doğal kayna klara sa hiptirler. Fakat bu onları n problemlerini kolaylaştı rmıyor, tersine daha da karmaşık hale geti riyord u. Zira em perya list tekel/erin bu ü lkeleri el a ltında tutma çı rpı nışiarı artıyordu. B u ü l kelerin a ncak son yıl/arda kendi doğ a l servetleri ni yabancı bağ ı m l ı l ı ktan kurtarmaya m uvaffak oldukla rı görül üyor. Ama her biri, bugün de, gerika l m ış l ı ğ ı gidermek g i bi, doğal servetlerine kend i halkları n ı n yararına gerçekten (ya l n ı z politi k-hukuksal bakımdan değ i l , aynı za manda ekonomik bakımdan) sa h i p o l m a k gi bi, gayet karmaşık ve zor bir sorun u n çözü müyle karşı karşıya bulunuyorlar. Gerek azgelişmiş (10) L. i . Brejnev. SSCB'nin ta rı msal politika sorun la rı ve Kaza histanda yoz topraklı kları n uya n d ı rı l ması. M., 1 974, s. 333.
583
ü lkeleri n nice uzma n l a rı n ı n gelişmiş kapita l ist devletlerce ayartı lması, gerek bu ü lkelerin ithal etti kleri donatı m ı n ve tüketim malla rı fiyatl a rı n ı n haddinden fazla a rtırı l ması, gerekse d iğer bi rçok em perya l ist baskı a raç ları bu sorunun çöz ü m ü ne engel ol uyor. B u engellemeye, çaşdaş tekniğin gelişmesinin büyük ölçülerde üretim ve uluslara rası entegrasyon gerektir mesiyle ilgili bazı objektif problemler de eklen iyor. Sovyet Orta Asyası ve Kaza h i stan halkları, bütün bu problemlerin çö züm çaresini, d iğer Sovyet cumhuriyetleri n i n işçi s ı n ıfiyle bağ laşmayı ve sosyal i st uluslar a rasındaki birliği g üçlend i rme yolundan yürü mekte bul d ular. Kazahista n ı n çağdaş gelişmesi bu yoldan yürüme n i n ne kadar ya ra rl ı ve veri mli olduğ u n u ka n ıtl ıyor. Eskiden büsbütün çorak olan nice boz topraklar bug ü n gayet veri m l i ekonomik bölgelere döndürülmüş, ala bildiğine zen g i n toprak ürünleri ve yera ltı servetleri tamamiyle halkın hiz metine veri l m iş bulun uyor. Şimdi bi rçok kollara sa hip olan Kaza hista n sanayii, memlekette 1 91 3 yı lı nda ü reti lenden 1 96 kat fazla ; ha rpten önce 1 940 yılına kadar ü retileni n de 25 misli kadar mal ü retiyor. Bugünkü Kazahistanda, 30 g ü nden az bir süre içinde, 1 950'de bütü n yıl boyunca üreti lenden fazla sanayi malı çıkarılıyor. Ya l n ız sekizinci beşyıllık d öne minde (1 966-1 970) , Kaza h istanda, n ice büyük fa brika ve işletmeleriyle, çeşitli maden oca kları, kanalları ve ulaştırma örg ü süyle 1 5 yeni modern şehir kuruldu. Kaza h ista n , hiç de ü l kenin diğer bölgelerine hammadde sağ lama ro l üyle s ı n ı rl ı ka lmadan, topl u msal işböl ü m ünde ya raşık bir yer al ıyor. Ka zahistanda yü ksek vasıflar gerektiren ya p ı m sanayii kolları hızla gelişiyor. Cumh uriyeti mizin makine ya p ı m ı sanayiinde, içinde bulunduğumuz beş yıllıkta orta lama yıllık ü reti m a rtış h ızı % 1 6'yl buldu. Elektrik enerjisi ü re tim artışı, 1 970 y ı l ı ndakine kıyasla, 1 974'te % 48'e çıktı. Ki mya sanayii de y üksek tempolarla gelişiyor. B u beşyı l l ı k plôn dönem i n i n dört yılında madeni g ü breler ü retim i 2,7 defa a rttı . Kaza h ista n sanay i i n i n bu dev a d ı m ı n a koşut olarak, sanay i i n yapısında da kökl ü n itel değişimler gerçekleştirildi ve üretim teknolojisi yetkinleş tiriidi. O reti m fonlarını yenileme tempoları bakı mından, cumhuriyetimiz, ülke içinde önde gelen ler a rası ndad ı r. Bütün sanayi fon ları n ı n üçte i kisinden fazlası 1 965 yılından sonra sağ lanmış b u l u n uyor. Halk iktisad iyatı nda tek nik ilerlemeyi bel i rl iyen kollarda temel fonlar en hızlı tempolarla yenileni yor. Kaza h ista n , SBKP XXiV. Kong resinin bütün kararl a rı n ı başarıyla ye rine g etirerek, her şeyden önce enerji ü retim i n i , ren k l i madenler endüs trisi ni, demir-çel i k sanayiini, yakıt, ki mya, makine ya pımı sanayiini, hafif endüstriyi ve besi n sanayii n i hızlı tempola rla geliştiriyor. B ug ü n Kazahis ta n ma rka l ı mallar ve ürünler d ü nya n ı n 70 ü l kesinde, özellikle EVK üyesi ü lkelerde bilin iyor, rağ bet g örüyor. 584
Teknik i lerleme cumhuriyetimizi n köy ekonomisine g itg ide a rtan bir g üven le giriyor. Köy ekonomisi ndeki başarıl a rı m ı z, özell ikle, bütün mem leket köy ekonomisi için yeni gelişme aşaması n ı n başlangıcı olan SBKP M K Mart (1 965) Plenumu'ndan sonra, h issed i l i r derecede a rttı. Mart Ple n u m u ' n u n, Parti XX i i i . ve XXiV. Kongreleri ka rarl a r ı n ı n yerine getiri l mesi, SBKP MK Politbü rosu ve şahsan L. i . Brejnev yoldaş tarafı ndan cumhuri yetimize her alanda gösterilen paha biçilmez s ü rekli destek ve pratik yard ı mlar, Kaza histanı memleketi n Doğ u kesi m i n i n büyü k hububat a m barı ve yü ksek gel işimli hayva ncı l ı k bölgesi haline getirdi, cumhuriyet ekonomisin i n, bilim ve kü ltürü n ü n her bakı mdan ka l k ı n masına yard ı m etti. Cu m h u riyeti mizin y ı l l ı k orta lama h u bubat ü reti m i 1 96 1 -1 965 yı lla rında 1 4,5 m i lyon tondan , 1 97 1 - 1 973 y ı l larında (SBKP XXiV. Kongresi d irektifleri nde öngörülen d üzeyi de aşarak) 25,9 m i lyon tona yükseldi. Kaza histanda d iğer birçok köy ekonomisi kolları n da da buna benzer bü yük başarı l a r e'ld e edildi. SBKP XXiV. Kongresi tarafı nda n beli rlenen ödevlerin yerine getiril mesindeki söz götürmez başarı lar, yal n ı z yü ksek gelişimli maddi-teknik temelin varl ı ğ iyle değ il , aynı zamanda cumhuriyeti mizin bütün ekonomi kolları nda yeteri kadar yüksek vasıflı uzmana (973 bin) ve büyük sayıda bir bilg i n ler ord usuna (30 bin) sahip ol masiyle açıklanabil i r. Kaza hista n Bili mler Akademisi ve yüzlerce bilimsel araştırma enstitüsü tarafı ndan başariyle yürütül mekte olan a raştırmalar, mikro-org a n izmad a n uzaya ka dar, alabildiğ i ne geniş bir d iyapazon gösteriyor. Oretim gelişmesi ve bili msel -teknik i lerleme bak ı m ı n d a n Kaza hista n için bu söyled ikleri miz, Ozbekista n , Kırg ı zista n , Türkmenista n ve Tacikistan gibi Orta Asya cumhuriyetleri için d e tam amiyle geçerlidir. Orneğ in , Ozbekis tan bugün 1 00'ü aşkı n kollariyle i ri l i - ufa klı 1 .200 fabrika ve işletmeden oluşan gayet güçlü bir endüstriye, ekonomileri yıldan yıla g üçlenen yük sek derecede makineleşmiş büyük kolhaz ve sovhazıara sahip bir cum huriyet haline gelmiş bulunmaktad ı r. Sosya list ekonom i n i n rolü, Sovyet ulusları n ı n karş ı l ı klı i l işki leri n i n daha da sağ l a rn laşması, eylembirliği ve etki leşmeleri n i n a rtması sayesinde, ka rakterleri ndeki orta k komü n ist çizgi lerin iyice beli rlenmesi sayesinde çok daha fazla artacaktır. Bu ola n a k, ü reti m i tüm mem leket ça pı nda toplum sa l laştırmayı g itg ide daha yüksek d üzeye çıka ra n çağdaş ekonom ik geliş meden ileri gel mektedi r. Ulusal sosyalist kü ltürlerin daha öteye geliştiril mesi, yakı nlaştırılması ve karşılıklı olara k zeng i n l eştiri l mesi, bunların enternasyonal temel i n i n sağ lam laştırıl ması şimdiki aşamada toplumsal gelişmemizin çok önem l i bir özelliğidir. H alkları m ızı n gitgide daha çok zeng i n l eşen ve çeşitlenen kar deş kü ltürleri a rasında değ işik biçim l i karşı l ı klı yaratıcı i l işkiler buna hiz met etmektedir. Kaza h okuyucuları d iğ er Sovyet yazarları n ı n ya pıtları n ı 585
tanıyor, memleketin ü n l ü yaza rları n ı n en iyi ya pıtları nı kendi dilleri nçle okuyabiliyorlar. B i r yandan Kaza h yazar ve şairleri n i n birçok yapıtı da SSCB halkları n ı n d i l lerine çevril iyor. Emekçilerin sınıfsa l ve ulusal ezg iden kurtuluşu, tek sosya l ist ekonomi ve kü ltürün ya ratı l ması savaşında, u luslar a rasında temas ve işbirliği için bir ortak d i l objektif gereksi n i m i doğ d u ve g iderek arttı. Memleketimizin bütün ulusları ve halk grupları bu gereksinme için gönüllü olara k Rus d i l i n i seçtiler. Rusça, böylece, Sovyet ha lkları n ı n karşı lıklı temas ve tek vücut birleşme a racı, a nayurt ve d ü nya kültürü n ü n en iyi başarılarına u laşma aracı oldu. Mem leketimiz emekçileri nin sosya lizm ve komünizmi ku rma yol undaki ortak savaşının başlıca sonuçları ndan biri, yen i tari hsel insan topluluğu olara k Sovyet halkının meydana gelmes idir. Tek, birleşik Sovyet halkı, ü reti m a raçlarına ul usça sahip olma, eko nomik, sosya l-politik ve kültürel hayatta birlik, Ma rksist-Leninist ideo lojide, işçi sınıfı n ı n menfaatleri ve komünist ideal lerinde birlik temeli üzeri nde oluştu. Sovyet halkı, SSCB halkları n ı n hepsine ve tek tek her biri n e özgü olan bütü n ü n simgesid i r. Enternasyonal olanla ulusal olan a rasındaki organik karş ı l ıklı i l işki bunda ifadesini bulmakta d ı r. Sovyet halkları n ı n hayatında enternasyonalleşme s ü reci, Sovyet topl u m u n u n ekonomik ve sosyal birlik ve bütünlüğü temeli üzerinde g ü nden g ü ne daha çok gelişmekte, bütü n Sovyetıere özgü enternasyonal çizgiler oluşmakta d ı r. Sovyet i nsanları, m i l liyetçilikten, ş.ovinizmden, başka hal klara karşı ı rksal nefret ve düşmanlıktan tamamen uzak ve u l usal üstü nlük, ulusal kapanıklık ve sınırlılık g i bi sağ lıksız ve kötücül d uygu ve tutumlardan büsbütün azattırlar. Komünizm dôvasına bağ lılık, sosya l ist yurtseverli k ve enternasyonalizm, yü ksek emekseverl i k ve toplumsal - politi k aktifl ik, sömürü ve ezgiye, ulusal ve ı rksal kör inanç ve ön ya rgılara katl a n masızlık, bütün ü l kelerin emek çileriyle sı nıfsal dayanışma Sovyet insanına özg ü karakter çizg ilerid ir. Yukarıda sözünü ettiğ i m iz tarihsel deney, ya lnız teorik değerin i değ il, dolaysız pratik değerin i de koru ma kta olan birçok ibret dersini içeriyor. Ne de olsa, bunların hepsine kaynak ola n bir ana ibret dersi vardır. Bu da, u l usal soru n u n, a ncak sosya l izmi kurma n ı n temel toplumsa l sorun olduğu ve bunun işçi sınıfı partisinin yönetmenliği a ltında çözü l mekte ol duğu koşullarda çözüme kavuştu rulabi leceğ i gerçeğ idir. Marksizm-Leni · nizm i n bu en önemli yargısı, bugün yüzmilyonlarca i nsa n ı n pratiğ iyle doğru lonmaktad ı r. Ul usal sorunun çözü m ü ne ilişkin Leninci prensi plerin tümel bir önemi 586
vardır. Sosy a list kuruluş ve i lerleme yolunu tutmuş olan ü l kelerin öncü g ü çleri, b u prensipleri k ılavuz edinmektedirler. 1 969 y ı l ı nd a Al ma Ata'da yapılan ve V. i. lenin'in 1 00. doğ u m yı ldönü müne hasredilen Uluslara rası Sempozyum'a katılan birçok Asya v e Afrika ü l keleri delegeleri, söy levierinde, bu fikirlerin olağ a n ü stü sosyal- politik içeriğinin değerini, g ü n cel l iğ i n i v e ka l ı mi ı önemini özellikle bel irtmişlerdir. 1 976 Şubatında SBKP' n i n olağa n XXV. Kongresi yapılacaktır. B u kong re, komünizmin maddi-teknik temeli n i n bundan sonraki kuruluşuna i l işkin soru nları ve memleketimizde topl u msal gelişmenin bütün yanlarını ve yönl erini bel irl iyecektir. Kongre ça lışmalarına, partimizin sosyal ist ulus ları daha öteye doğru gelişti rmeye, birbirlerine daha çok yaklaştı rmayo yönelik daimi politik hattı da yansıyaca ktı r. Ardıcıl olarak gelişen bu objektif sü reç, SSCB'de u lusal i l işki lerin esas gelişme çizgisidir. SBKP, u l usal i l işkileri geliştirmenin bütün sorunları nı, proletarya enter nasyona l izmi, sosya list enternasyonalizm görüşlerinden h a reket ederek çözmeye çalışıyor. Orta Asya ve Kaza h istan halkları n ı n yüzyı l l a r yı l ı geri kalmışlıktan çıkarak e n ilerici ve adil top l u m doruklarına yönelme bakı mından olağ a n ü stü zeng in deneyi b u na en parlak biçimde ta n ı k l ı k edi yor. Tarih, topl umu muzun komünizm yönündeki i leri ha reketi boyunca parti tarafı ndan beli rlenmiş olan bütün hedeflerin pratik bakımdan ulaşı l a b i l i r hedefler olduğunu inandırıcı biçimde ortaya koymuş bulunuyor.
587
Sosyalist toplumda ordunun sınıfsal rolü Orgeneral Voytseh YARUZELSKi PBiP MK Politbüro üyesi ve Polonya Halk Cumhuriyeti Milli Savunma Bakanı
Uluslara rası i l işkilerde ha rbi a rad a n çıkarma i stek ve emel i , i l k dev letsel belgesi Sovyet iktida rı n ı n Barış Buyrultusu olan sosya lizmin sınıfsal özlüğünden il eri gel iyor. Bütü n d ı ş politika (i l könce dünya n ı n i l k ve biricik sosya list devletinin, sonra da k a rdeş sosyalist ül keler topl uluğunun dış politika sı), değ i şmeksizin ve sa pmaksızı n hep bu amacı güd üyor. Fakat bu a maca ulaşmak, yeryüzü n ü n n ice geniş kesimlerinde ka pita lizmin egemen olduğu koşullard a , özel likle bunun en sa l d ı rgan (em peryal i st) biçi m i n i n egemen olduğu koşullard a , hiç de kolay iş değ i ldir. V. i. leni n , sosya l ist devri m i n önce ayrı bir veya birkaç memlekette üstün gelmesi olanağını temellendirirken, bu utku n u n k a rşı-devrim iç g üçleri n i n açacağı bir vatandaş harbi teh l i kesi ve aynı zamanda « diğer memleketler bur juvazisinde sosyalist devletin utkusal proleta ryasını bozg u na uğ ratma açık isteğ i »n i doğ u ra bileceğ i n i öngörüyordu. (t) Ta rihin akışı , bi lindiği gibi, lenin'in bu öngörü lerin i n isa betini, aynı zamanda devrimin kaza nı mlarını savunma ve devrim i n silôhlı birliği ola ra k yeni , sosya l ist tipten ordu n u n yaratı l ması gereğ i n i tama miyle doğru l a d ı . Sovyetler Birliğ i lenin'in bu vasiyetleri ni a rdıcıl biçimde yerine ge t i rerek, Vata ndaş H a rbi'nde karşı-devrimi ve yabancı silôhlı müdahale sini yenilgiye uğ ra ttı, em peryal i st, faşist saldırı l a rı püskürttü, başa rısızlığa u ğ rattı. Sosya l ist toplu l u k kardeş ü lkeleri n i n ve bütün d ü nya i lerici güçlerinin g eçenlerde 30. yı ldön ü m ü n ü büyük törenlerle kutla d ı kları 1 945 y ı l ı utkusu, Avrupada ve tüm d ü nyada yeni g üçler oranının temeli oldu. B u aynı za manda, emperya l iz m i n mora l-politik yen i lg isiyd i ; onun ilk sosyal ist dev lete karşı yı l la r y ı l ı uyguladığı strateji tamamen başarısızlığa uğradı. Fa şizmi n ezil mesi, Sovyet Ordusu'nun kesin rol ü oynadığı bu utku, SSCB'n i n sonrası! olara k izole durumdan çıkmasına yol açtı. Avru p a n ı n v e diğer kıtal a rı n birçok ü lkesinde devrimsel dönüşümler i ç i n elverişli koşullar meyda n a geldi. Kapita lizmin egemen lik a l a n ı d a raldı. Sasyalist devletler topl uluğu ' yaratı l d ı . Böylece, barış içinde yanyana yaşama pol i tikası n ı n maddi temeli sağ lamlaştı. Kaza nılan utk u n u n üzerinden geçen otuz yıl, sosya l i st devletlerin barış m ücadele yılları d ı r. H a rpten sonra , emperyal izm, birçok memlekette
için
(1) V. i. leni n . Bütün eserleri, c. 30, s. 1 33.
588
ilerici toplumsal süreçleri d u rd u rmaya ça lışa rak, yeni bir taa rruza g i rişti. Komünizmi « püskürtme» doktrinini kı lavuz edi nerek « soğ u k ha rp»e baş ladı. « Soğ u k harp» atom şantaj ı nı da içeriyor, dünyayı harp uçuru m u kenarına getiren krizler yaratıyor, bazı sosya list ülkelere v e aynı zama nda u l usal k u rtu luş hareketlerine ve sosyal h a reketlere karşı çeşitli m üd a ha le lere kal kışıyordu . Bu koşullarda barış mücadelesi büyük ça balar gerek tiriyord u . Bu çaba lara Sovyetler Birliğ i ve d iğer sosya list ülkeler koşu l d u lar. D u r u m v e koşullar, bu ül keleri n savu n u gücünü ayakta tutmak için daimi bir di kkat gerektiriyor, bu cümleden olarak bir Avrupa sosya l ist devletleri a skersel-politik bağlaşması yaratı lmasını zoru n l u kılıyord u . Bu bağlaşma sosya list ülkeleri n barışçı politikası n ı n oluşmasına ve a rdıcıllı kla uygulanmasına temel olmalıydı. (2) Bugün, bu politikanın gerçekten eylemsel ve etkili olduğ u n u sapta ma olanağına sa h i p bulun uyoruz. Sosya lizm, u l uslararası işçi sı nıfı n ı n ve bü tün ilerici güçlerin desteğ iyle, i nsa nlara (yal nız sosya list ülkelerde d eğ il, tüm Avrupada) en değerli şeyi verdi, yani barışı sağladı. Kıtamızda otuz yı ldır toplar susuyor. Başlıyo n ve iyi ümitler veren süreçler başariyle de vam ediyor. Gerg i nliğin aza l masının sürekli ve dönüşsüz bir süreç halini a l ması olanağ ı a rtıyor. Ama bütün bunlar otomati kman ol uvermiyor. Sü rekl i ve ô d i l bir barış k u rm a yolu g üçlüklerle doludur. Birçok koş u l u n varl ığ ı ndan başka, sosya list top l u l u k ülkeleri n i n savu n u g ücünün de a rtı rılması gerekiyor. Ha rpten sonraki otuz yıl boyunca tanık old u ğ u muz çeti n ve bazan dramatik olayla r bu gerekliğ i doğruluyor. Demek oluyor ki, sosya l ist ülkelerin barışsever pol ikitası ile sav u n u politi kaları a rasında s ı k ı bir b a ğ va rd ı r. Savunu politikası kompleks k a rakterl idir. B u n u n özlüğü, savu n u yetisinin temelleri ni geliştirme v e g üç lendirmedi r. B u temeller de, halkın politik-toplu msal bilinci, ekonomik pota nsiyel, devlet egemenliği ve her şeyden önce i htisas gerektiren öneml i bir savu nu halkası olara k sosyalist silôhlı g üçler g i b i öğelerden oluşur. Sosya list silôhlı güçler özlük ve ödevleri bakı m ı ndan sömürücü devletler ord u la rı ndan büsbütün ayrıdır, zira sosya list devlet il kesel ba kımdan sömürücü devletten ayrı l m a ktadır. Tarihte emekçi yığ ı nları n ı n menfaatlerine hizmet eden i l k ordu, kurtu luşları na kavuşan işçi ve köyl ülerin o rd usu, Sovyet Ordusu'yd u . Bu ord u bugün d e b u niteliğini koruyor. Daha sonra kurulan bütün yeni t i p ord u lar, h e p o n u n yard ı mından yararl a n mış, o n u n savaş deneyinden, o n u n (2) Bu iş y irmi y ı l önce, 1 4 Mayıs 1 955'te yapıldı. Avrupa devletlerin i n kıtada barış ve güvenliği sağlama kon u l u toplantısında Varşova Ant la şma sı Orgütü meydana getirildi. Bu örgütün kurul ması kaçı n ı l maz bir zoru nluktu, çünkü başlıca ka pitalist memleketler 1 949'da saldırg a n NATO askersel-politik bloku n u meydana geti rmişler v e b u n a d a h a sonra FAC'de canlandırı l a n Al man m i l ita rizmi de katı l m ı ştı. 589
büyük doktriner-öğ reti msel, örgütsel-tekn i k ve düşünsel-eğ itsel başarı larındon esin a l mışlard ı r ve o l makta d ı rl a r. Genel yasa l l ı kl a rı n gözeti lmesine dayan a n bu başarı l a r, Avrupada Sov yet silôhlı g üçleri nden sonra yen i tipten i l k d üzenl i ord u l a rdan biri olon Polonya Halk Ordusu'nun kurulmasında örnek h izmeti görd ü . Polonya komünistleri, başta n boşa Sovyet deneyinden yararlanarak, bu deneyi kendi somut koşulları mıza uyguladılar. Diğer sosya list ord u l a rı n kurul ması nda do bu böyle oldu. Polonya Ord usu meydana g etiri l i rken temelde başlıca ü ç etken rol oynadı . Bunlar bu ord u n u n bütü n daha sonraki gelişmesini de beli rled i. B i rinci etken, ateşli yurtseverlik, kökl ü h ürriyetsever ve i lerici gelenek lerd i . Polonya ul usal silôhlı g üçleri, büyük kayı plara uğraya n, fakat ba ğ ı msızlık uğrundaki savaşına hiç bir za man ara vermiyen halkın ordusu olara k örgütlendi. Bu halk, dalga l a nd ı rdığı savaş boyrakıarı n a yurtsever ve enternasyonal ist " özg ü rl üğ ü nüz ve özg ü rl ü ğ ü m ü z için» şiarı nı çoktan yazm ıştı . Onun k u rtuluşçu coşku ve emellerini Marks ve Engels yüksek bir takdirle kaydetmişlerd i ; Len i n de Polonya n ı n böl üşül mesi a ntlaşma ları n ı yırtıp atan Sovyet i ktidarı n ı n i l k burultularından biriyle bu coşku v e emel leri hara retle desteklemişti. Yurtseverli k ve i lericilik gelenekleri, halk ordusu erine d üşen iki ya n l ı ( u l u s a l kurtul uşçu v e devrimci) ödevin, ya ni bağ laşığı olon Sovyet eriyle omuz omuza savaşarak faşistleri yenme, memleketi kurtarma, Berlin'i ele geçirme savaşına katı lma, aynı zamanda yeni halk egemen l i ğ i n i n daya nağı olma, eski toplum d üzen i kaleleri n i n yerle bir ed ilmesine a ktif olara k katı l ma, yeni, sosya l ist Polonya n ı n o l uşması için sınıf savaşı yü rütme öde vinin yerine getiri l mesine yard ı m etti. i k i ncisi, Polonya Halk Ordusunun komün istler tarafı ndan kurul muş, on ların ideolojik ve örgütsel ça lışmalariyle meydana getiri l m iş olmasıyd ı . D u ru m u n Ma rksist-Leninist analizi temeli üzerinde, parti, memleketin k u rtarı lmasını ve yeni d üzenin kurulmasını öngören bir somut program hazı rladı, iç ve d ı ş pol itikası nda u l usa l -k u rtul uşçu etkeni sı nıfsa l -enter nasyonali st etkenle bi rleştird i . lJçüncüsü. Polonya H a l k Ordusunun kuruluş v e gelişmesi nin, bağ laşık Sovyet devletinin ideoloji k ve örgütsel yard ı m ı na, kadro ya rd ı m ı na, maddi yard ı m l a rı na bağ l ı olara k gerçekleştirilmesiyd i. Netekim, Sovyet kom uta.n l a rı Polonya tümenleri n i n ve ordularının kurulmasında önemli bir rol oy nadı l a r. Polonya komutanlariyle birlikte bu tümen ve ord u ları savaşlara götü rd ü ler, beraberce kon döktü ler ve beraberce can verd i l er. Sovyet sos ya l ist sanayii bu birliklere de silôh ve donatı m sağlıyord u . Ni hayet, silôhlı g üçleri mizin yeni tipten bir ordu ola ra k oluşması üzerinde, Sovyet Or590
dusu'ndaki d u ru m , Sovyet komünistleri n i n deneyi ve kişisel örnekleri etki yapıyord u . Polonya v e Sovyet a skerleri n i n savaş ateşlerinden geçen s i l ô h a rkadaş l ı ğ ı , Polonya -Sovyet dostluğ u n u n derin anlamını d a yansıtan yüksek b i r enternasyonalizm biçimidir. Ma rksist-Leni n i st ideolojiye dayanan, i k i l i v e çokya nlı çeşitli işbirliği biçim leri içinde d urmad a n pekiştirilen b u a rka daşlık ve kardeşlik, silôhlı g üçleri mizin ve tüm halkımızın ta rihsel bak ı m d a n çok ö n e m l i bir u laşı m ı d ı r. Biz, bundan doğ a n deneyi, diğer bağ laşık ord u la rla dostluk ve işbirli ğ i mizi g üçlendi rme yol u nda da başariyle kul lan ıyoruz. Sosya l ist devletin bir organı olarak halk ord s u n u n sanıfsa l özlüğü, ye rine getirmekte olduğ u işlevlerde kendi n i gösteriyor. Bu işlevleri, hem M a rksizm- Leninizm bili msel prensi pleri, hem de topl u msal -ta rihsel ger çekl ik, yani u luslara rası i l işki lerin somu t ol u ş u m u ve sosyal i st devletlerin iç gelişme ka n u nları belirl iyor. Sosya l ist ord u n u n işlevleri sosya l ist devle tin işlevlerin i özel bir su rette yansıtıyor. Başlıca iki işlev va rd ı r ; Birincisi, u l uslara rası ilişki lerin d u ru m undan doğ a n dış işlev ; i k i ncisi sosya l ist top l u m u n hayatı nda kendi n i g österen çağdaş a n l a m l ı iç işlev. Bunları n her biri kompleks karakterl idir. Dış işlev, öncelikle, sosyal ist düzenin ve emekçilerin devrimci kaza nı m ları n ı n dış s ı n ı f düşma n ı na karşı savun ulmasını kapsar. V . i . L e n i n i l k sosyal i st devletin yaratı ldığı tari hsel anlarda işte b u işlevin önemini özel likle bel i rtiyor, örgütlü ve g üçlü bir ord u olmadan devri m i n savunulamı yaca ğ ı n ı ve devri min tam utkusu için ord u n u n gerekli olduğ u n u ispat ediyordu. Sosya l i st ord u n u n d ı ş işlevi n i n bir d iğ er öğesi de yurt bağ ı msızl ı ğ ı n ı n savun u l masıdır. Bu ödev biri ncisiyle birleşir, zira emekçilerin u l usal ve sı nıfsal hedefleri ayrı lmaz biçimde birbirine bağlıd ır. Bundan ötürü, mem Iekete karşı g i rişilen her hücum, aynı za manda onun sosya list düzenine karşı sa ldırıdır ve bunun tersi de doğ rud u r. Ulusal ve devrimsel hedeflerin bu birl iği, her sosya l ist ülken i n kendi gelişme progra m ı n ı sosya lizmin genel gelişme progra m iyle, kendi g üvenliğini tüm sosya l ist dünya n ı n g ü venliğiyle özdeşleştirmesi olayı ndan i leri gel iyor. Ve bu u lu sal ve devri m sel enternasyonal ist hedef birliği temeli üzerinde sosya l ist yurd u savu nma teori ve pratiğ i oluşuyor, halkın silôhlı gücü olara k sosyal ist ord u n u n rolü belirleniyor. Sosya list ülkeler, kendi özlükleri gereğ i olarak, sa l d ı r g a n lığa ve başka halkların egemen l iğ i n i zedelemeye yönelik hertürlü ni yete yabancıdıriar. Bu ülkeler daima barış istiyerek, barış için ça lışarak, silô h l ı g üçlerin i koruyor, ord u la rı n ı sırf kendi sınırlarını ve sosyalist düzeni savu nmak için eğitiyor ve donatıyorlar. Sosya list ord u n u n dış işlevi n i n üçüncü öğesi genel barı şın güv:en altına alı n masıdır. Ta ri hsel olara k gelişen ve g ünümüzde iyice belirg i n ola n bu 591
ogenin bütün dünyo i nsanları için önemi vardır. Sosyal ist orduları n ve özellikle Sovyet Ordusu'nun g ücü, e mperyal ist çevrelerin soldı rga n n iyet lerine başarıyla set çekiyor. Sosya l ist devletleri n ortak d ı ş politika eyle m i n i n, uluslara rası a l a ndaki barışçı g i rişimleri n i n ya nısıra, bu a skersel g üç, d ü nya barışı n ı n koru n ması ba k ı m ı ndan en öneml i etkenlerden biri d i r. i kinci Dü nya Savaşı sırasında, sosya l ist ord u n u n dış işlevinin bu genel ka psa mlı karakteri, Sovyet Ordusu' n u n yüce k u rtarıcı misyonunda, birçok Avrupa halkını ve bu a rada Polonya halkını faşizmin boyunduruğundan, d ü nyayı ölümcül bir tehl ikeden kurta rmasında özellikle kend ini gösterd i. O za man Polonya H a l k Ordusu da k u rtarı c ı l ı k ödevi n i yeri ne geti rmeye ça l ışıyord u. Yeni, halkçı Polonya silô h l ı güçi eri n i n H itlercilere karş ı veri len ölüm - ka l ı m savaşına katı lması, ya l n ı z memleketimizin kurtarı l masına yard ı mcı olmakla kalmadı, aynı zamanda kardeş Çekoslovakya n ı n kurta rılmasına ve Alman halkının faşizmin boyunduruğundan azotlanmasına da enternasyonal bir katkı oldu. Bizler, g ü ney Polonyanın bazı kesi m leri nde Çekoslovak silôhlı birlikleri n i n savaşını, çesitli u l uslardan komünist ve a nt i-f9şistlerin Polonya d i reniş hareketi ne katı l ı m ı n ı daima şükra n l a a nıyoruz. Bugün sosya l ist devletler ord uları, ortak hedefler ve bağ laşık silôh a rkadaşlığıyle bağ l ı d ı ş işlevleri ni yerine getiriyorl a r. ' Va rşova Paktı bu hedef ortak l ı ğ ı n ı n politik ve örgütsel biçimidir. B u pakt, borışın ve Avrupa güven liğinin sağ lamlaştırı l ması nda yoran olan, bunu istiyen, bu uğ urda ça lışan her ülkeye açı ktır. Polonya Halk Ordusu er ve subaylarr n ı n barış ve h ürriyet dôvasına hiz met eden birçok soru m l u enternasyonal ödevleri yerine getirmeleri sos ya l ist ord u n u n d ı ş işlevinin yeni bir beli rtisi oldu. Polonya H a l k Ordusu erleri, uzun yıl la r, Kore'de barışın g özeti miyle görevl i Tarafsız a lkeler Komisyonu'na katı l d ı l a r, Çin-H indi'nde de uzun süre böyle bir ödevi yerine getirdiler. Bug ü n Ya kın-Doğuda görev a l a n BM silôhlr g üçlerine Polonya Halk O rdusu'ndan da d üzen l i bir birl i k katı l ıyor. Askerleri miz dış ü l kelerde sosya list ordu adına saygı kaza nıyor ve d ünya kam uoyunda o l u m l u izlenimler uyandı rıyorla r. Sosyal ist ord u n u n öteki işlevi, iç işlevi özel bir kara kter taşır. Bunun da birçok yön leri vard ı r ve hepsi de ta rihsel bir değişime uğramaktadı r. Ilk dönemde bu i şlev temelde halk egemen l iğ i n i n i ç sı nıfsal düşmana karşı savu n u l masından i baretti. Yeni d üzenin sağ l a m laşması, sosya l i st toplu m u n o l uşması ve politik, ideolojik- mora l entegra syonuyle bu ödev yavaş yavaş kaybolu p g itti . Kaldı ki, bu entegrasyona, aynı zamanda i şçi-köylü bağ laşı m ı n ı n g üçlenmesine ordu da esaslı bir etken olara k yard ı m edi yor, zira ord u n u n halkla i l işkisi, toplumsal -eğitsel eylemi, topl u m u n ilerici, yurtsever g üçleri n i n sağlamlaşması n ı n en önemli yanları nda n biri d i r. Yeni ti pten ord u n u n holkın hayatına, sosyalizm kuruluşuna katı l ı m ı ve 592
bunun somut biçimleri, hem d ü nyanın ve memleketi n toplumsal-politik -durumuna, hem de ord u n u n kendi iç gelişme derecesine bağ l ı d ı r. Daha harp yılları içinde ve ha rpten bi rkaç y ı l sonrasına kadar, Polonya Ordusu, i ç gericiliğe k a rşı yeni, sosya list iktida rı savun uyor, yeni, demokratik devIet organizminin yaratı l masına ve gel işmesine politik katkıda bulunuyor, , genel toprak reformu ve sanayiin millileştiri l mesi kararları gibi i l k dev rimci uyg u l a m a ların gerçekleştiri l mesine katılıyord u . Ord u daha o za man l a r toplumda politik bilincin oluşmasına ya rd ı m ediyor, sosya lizm dôva s ı n ı n a ktif ve sad ı k bir propaga ndacısı olarak çalışıyord u. Ha rpten son ra ki yıllard a Polonya Ordusu'nun i ç hayata katılımı, memleketi n mayın ve bomba k a l ı ntılarından temizlenmesi, taşıt ve ulaştı rma n ı n canla n d ı rı l ma s ı gibi b ü y ü k işlerde, sanayi kuruluşla r ı n ı n onarı m ına v e yeniden işletmeye açılmasına ya rd ı mda, yıkı ntı l a rı n ortadan kaldırılmasında, yüzüstü kalmış a razinin ve yoz topra k l ı kların işlen mesi nde ifadesini b u l uyordu . Şimdi, sosyalist gelişme kanunları n ı n eylemi sonucu olara k, iç işlevin a ğ ı rlık noktası, her şeyden önce düşü nsel-eğ itsel, örgütsel -teknik ve bilim sel-ekonomik ödevlerin yeri ne getirilmesi üzeri ne geçti büsbütün. Polonya Ordusu'nun ekonomik ve topl umsal yaşa m ana doğ rultu l a rında gelişme süreçlerine ve bu o ra d a büyük ve karmaş ı k ekonom ik-tekn i k uyg ulama lara katı lımı gitgide daha a ktif ve çokya n l ı bir nitelik a lıyor. Memleketi geliştirme çalışma ları na a s ker-bilim işçileri, yani çeşitli tek nik dalları, tıp, yönetim örgütü vb. uzmanları ve aynı zamanda topl u m bili m'ci askerler, ya ni toplumsal -eğitsel pratiğin teorik temellerinin işlen mesine ve propoga nda edi l mesine, sosya lizm k u ruluşu gereksemelerine cevap veren bir düşü nsel -pol itik bilincin, yurtseverl i k d uygu ve düşü nce sinin, kültürün, töre ve a hl ô k ı n oluşmasına a ktif olara k katı lanlar g itg ide daha büyük katkıl a rd a b u l u n uyorlar. Her yıl, a skerl i k hizmeti kendileri için gerçek yu rttaş l ı k eğ itimi okulu olo n binlerce yedek, o rd u safla rı ndan ayrılıyor ve ü retim alanına, topl u m sal hayatı n diğer kollarındaki çalışma lara katıl ıyor. B u n l a r daha yüksek mesleksel bilg iye, örgütsel a l ışka n l ı k l a ra sahip, düşü nsel ba kımdan olgun, d isiplinli y urttaşlar, a skeri hizmet süresince edi n d i kleri bilgileri toplu m u n gelişmesine uyg u l ıyon insa n l a rd ı r. Demek oluyor ki, H a l k Ordusu yalnız tüketici değ il, aynı zamanda sosyal ist toplumsal değerleri ya ratan g üç lerden biri d i r. Ord u n u n sosya l ist kara kteri memleketin sosya list gelişmesiyle atbaşı g i derek g üçlenir. Askerlerin toplumsal-politik hayata katı lması, ekonomi a l a nı nda birçok ya rd ı mcı ödevleri yerine geti rmeleri, şehir ve köy emek çileriyle, gençlikle, k u rtuluş sava ş ı m ı ve devrim emekta rla riyle çeşitli bi çimlerde g ü n l ü k yığınsal temas pratiği, tümüyle, memleketin koşullarını ve gereksi nmeleri ni ta nı maya , a skerlerin bili ncinde sosyal ist düşünsel gerek çelerin oluşmasına yardım ediyor. 593
Sosya list ord u ların d ı ş ve iç işlevleri ayrı ayrı belirme z ; bunlar bir birine örülür, birbirini koşullandırı r, ayrı l ma z bir bütün halinde dinamik olarak gelişir. Ve yeni tipten ord u n u n güç kaynakları, varl ı ğ ı n ı n ve geliş mesinin yasal lıkları b u iki işlevle sı msıkı bağlıdı r. Sosya li st ord u n u n politik yönetmeni partidir. " Bizim H a l k Ord u m uz partinin eseridir. Ona pa rti adamları ha yat vermişlerdir. Çehresin i parti nin fikirleri oluşturmaktadır. Gelişme yön ü n ü partinin politikası beli rle mekte ve bunun gerektirdiği maddi ve top l u msal koş u l ları yaratmakta dır.» C) Memleketin g üvenliğini ve savunma yetisini düşünsel-politik, tek n ik-ekonomik ve askersel bakımıard a n d urmadan g ü çlendirmek, halkın yönetici gücü sıfatiyle pa rti nin izlediği politi ka n ı n en önemli ödevlerinden biridir. Parti sosya l ist silôhlı g üçlere sürekli ve kesi ntisiz bir özen gösteri yor. PBi? yönetimi ve şahsan E. Gerek yoldaş, Polonya H a l k Ord u s u ' n u n problemlerine di kkatle eğil iyor. onunla i lişki lerini ca n l ı tutuyorl a r. Ord uda kom uta nlar, politik görevliler, bütü n komü nistler, pa rti karar ları n ı n dolaysız uyg u layıcılarıdır. Sosyalist ord u n u n bütü n halklarında genel tüzük hükümleri gereğince kurulan parti örgütleri ve parti organ ları eylem göstermekted ir. Polonya Ordusu ' nda bu ö rgüt ve organlar, askeri kadroları n % 6D' ından fazlasını. bu arada s u bayların 0/o 85' i n i , a lay komutanlarının v e d a h a yü ksek rütbelilerin de 0/o ı DD'ünü kapsa maktad ı r. Komünistler ça lışmaları nda Parti Tüzüğ ü'nü kı lavuz edinmekte, davran ı ş ve eylemlerinde yalnız görev bakımından değ i l , aynı zamanda parti ba kımından soru m l u l u k taşı maktadıriar. Sosya l ist silôhlı g üçlerde, özel o l a ra k yetiştirilen ve parti organlariyle politik cihaz eylem gösterir. Orduda, görevli hizmet erleri ni ve kad ro bi leşimi temsi lcileri olan gençleri birleştirici toplumsal örgüt sıfatiyle Ordu Sosyalist Gençl ik Birli ği de eylemdedir. organik biçimde bütünleşen g örev yetkilerine sa hip bir
Kadro politikası, b u n u n düşünsel ve örgütsel prensipleri silôhlı g üçlerde parti nin yönetmenlik rol ü bel i rtisi ve a racıdır. Parti Polanya H a l k Ord u su ' n u n yönetsel ve politik kadrosu soru n u na, bunların nicel ve nitel geliş mesine d a ima büyü k bir d i kkat göstermektedir. Zira silôhlı g ü çlerin savaş kabil iyeti ve devlet sav u n u sistemi içindeki rolü kadro bileşimine. bunun moral-pol itik niteliklerine v e hazırl ı ğ ı na bağlıdır. Sosyalist ord u kadrolarının sı nıfsal yapısı, orduda ve tüm toplumdaki büyük sosya l , mesleksel ve kültürel yükseliş dinamizmini i nand ı rıcı bi çimde gösteriyor. Orduya iş çi - k öy lü gençliğin akını Polon ya n ı n savun u yetisini a rtı rd ı , memleket si/ôhlı g üçleri n i h a l k yığınlariyle sı kıca bağladı ve yeni tipten ord u işlevleri nin onlar tarafı ndan yeri ne getiri l mesini go ra ntiledi. Bugün b u gençlerin birçoğ u yüksek rütbeli s u baydır. yüksek e) Edward Gierek, O wojsku i obronnosci. Warszawa. M.O.N., 1 975. s. 62.
594
öğrenimlidir, uzmandır. Askersel öğretim i n dinamik gelişmesi, Polonya Ordusu'nda bütün subay kadrosunun halk aydınla rı toplu msal öncü aktifiyle bir h izaya gelmesine yol açtı. Ordu içinde yüksek öğ renimli kad ro ora n ı hayli büyüktür ve san zamanlarda süratle atmaktadır. (ı.) G it gide daha büyük sayıda su bay kadrosu temsilcileri geniş mesleksel i l g i v e zeng in bilgi leriyle göze çarpıyor/ar. B u d u ru m, bilimde memleket savunma ve gelişmesi yararı na daha büyük başarı lara ulaşılmasına ola nak veriyor. Yeni tipten ord u n u n kadro bileşimine girmek yalnız bir meslek seçi minden i baret olmayıp, aynı zamanda ve belki de her şeyden önce bir politik belirti, bil i nçli bir düşünsel-moral tutum seçi mi, hayatta ve emekte hedef seçimidir. Böyle bir ord u n u n kadro mensubu komutanı, yalnız bil g i l i bir uzma n olmakla kalmaz. O aynı zamanda partiye ve h a l k i kti darına sadık bir sosya lizm dôvası savaşçı sıdı r. Hiç bir zaman asker yığınından yalıtık bir elitin üyesi değil, asker/er arasında sosyalist dev leti n temsilcisi ve aynı zamanda onları n yurttaşlık yükümleri n i n ifadecisi d i r. Bununla ilgili olara k şu nokta da belirtilmeye değer : Bazı burjuva çev-o releri ideolojik mücadele çerçevesi içinde sözümona bir konverjans teo risi yayıyor/ar. Bunun yandaşları , bilimsel -teknik devri min insanın davra n ışında düşü nsel gerekçe aramaktan vazgeçil mesine, ve daha somut ola rak, sosya list ordu subay kadrosunun yavaş yavaş a politik teknokratla r h a l i n e getiri l mesine y o l açacağ ı ümidi ndedir/er. Bu g i bi teoriler bizim gerçekliğimizin kayasına çarptıkça tuzla buz ol uyor, sosyalist ordu men supları n ı n aktif ve i lerici çehresiyle karşı karşıya geldikçe ta m bir iflôSCl uğ ruyor. Ma rksist-Leni nist öğ reti silôhlı güçlerin eylem i n i n teorik temel idir. Sos yalist savunu doktrini de, orduda eğ itim-öğretim de buna daya n ı r. B u olgu da partinin yönetmenlik rol ünü ya nsıtır. B i z i m k a b u l ettiğimiz « Her s u bay yetişkin bir Ma rksist olma l ı d ı r» devizi, kadro bileşi minin Marksist Len i nist bilgice yüksek d üzeyde olmasına gösterilen özeni n ifadesidir.. Bu istem, öğrenim ve özöğrenimden, okullardan'kurslardan, semi ner/er den ve bu a rada silôhlı g üçler içinde gayet yayg ı n Ma rksizm-Leninizm gece ü niversitelerinden oluşan geniş bir sistemle gerçekleştiriliyor. Sosyalizmin en büyük zeng inliği insa n d ı r, insa n ı n sosya l ist bilinci, a k tifliği v e davranış konularıdır. Kom ü n i stlerin a nlayışına göre, ord u n u n politik durumu, askerin düşünsel-mora l çehresi savaşım hazır/ık v e yeti sinin temelidir ve bu daima böyle olaca ktı r. Bunlar her dôva n ı n başarıya. ulaştırı l ması nda kesin etkisi olan etkenlerdir. Sosya list ordu er/eri nin bi(t,) Polonya kara kuvvetlerinde a rtık bütün s u bayların % 50'si, hava ve deniz kuvvetlerinde % 70 kada rı yüksek öğ renimlidir. 595
l inci. düşü nsel- politik ve mora l görüşleri. bu ord u n u n kökeni. sınıfsal karakteri ve hedefleri g i bi objektif bir temele daya n ı r ve onların sübjek tif ifadesi n i oluşturu r. Polonya Ordusu erlerin i n eğ iti mi sistem i. ulusal tari h i mizin ka l ı m i ı i l erici ve devri mci değerlerine. özellikle faşizme ka rşı savaşım geleneklerine. aynı ıama nda sosyalizm kuruc u l u ğ u çağ daş ve perspektif problemlerine yönel meyi öngören bu sistem. yu rtseverli k d uy g u l a rı n ı n deri n leşme ve kökleşmesine yard ı m ediyor. Yu rtseverl ik eğ iti m i enternasyonalist eğ itimden ayrı lamaz. Bu hususta Sovyetler Birliğ i i l e dostluk. Sovyet O rdusu v e diğer sosya l ist ü l keler ord uları ile s i l ô h arka daşlığı ideal leri ve aynı zamanda bağ ı msızl ı k u ğ runda sava şan halklarla. bütün dünya emekçileriyle dayanışma özel b i r rol oynuyor. Orduda disiplin d u r u m u er ve subayın sosyalist çehresinin bir oluşma bel i rtisi ve sonuçlarından biridir. Askerlerin politik bilincine dayanan bu disiplin. sosya l i st devlet silôhlı g üçleri nin önü ndeki ödevlerin yerine ge tiri l mesinde gereken etkinliği sağ l ı yor. Yeni tipten ord u n u n özel çizg i lerinden biri de demokratizmidir. Si l ô h l ı güçlerde ka pıların yüksek bilgi ve yükümlere ard ı na k a d a r a ç ı k oluşu ve b u n l a ra erişebilmesi için işçi-köylü gençliğe gösterilen a ktif destek bu demokratizmin temeli d i r. B u demokrasi aynı zamanda iç meka n izmlerde. yani mesleksel orga n l a rı n eylemi nde. bütün a skerl ik h izmeti ana sorun larına i l işkin olup eylemde tüm ord u topl uluğunu kapsayan toplantı. gö rü�me ve danışm a larda ifadesini b u l ur. Orneğ i n , birçok temel belge ve norm ları n tasarı ları, özellikle sosyalist orduda ha reket tarzı prensipleri n i bel i rliyen belge v e norm l a r g e n i ş ölçüde d a n ı ş m a konusud u r. Bu koşul larda sözkonusu prensiplerin ve normların gözeti l mesi sadece h izmete değgin , yükümler olmaktan çıkmakta, aynı zamanda g enel m oral yüküm ü n bileşken b i r bölümü olmaktad ı r. Demokratizm ve toplumsal aktifl i k temeli üzerinde yen i l i kçilik ve bul uş çuluk hareketi büyüyor. H a l k ta rafı ndan yaratıl a n sav u n u a raçlarını ussal ve ekonomik biçimde k u l l a n ma özeni de sosya l i st ordu er ve subaylarının ayı rdedici ortak çizgisidir. Fikir yapısı, ya ratıcı d üşünme, g i rişkenlik, top lumsal bakımdan. olgu n ve aktif yurttaş sıfatiyle, sosyalist devlet askerin i n nitel ik çizg i leridi r. Sosyalist yarışma bütün askeri birlikleri kapsayan bir gönüllü ha reket olara k bu g ibi koş u l l a r altında gelişme gösteriyor. Bütün bunlar, u l usa l silôh l ı g üçlerde, özellikle bu güçlerin şimdiki yük sek gelişme safhasında büyük bir önem kazanan sasyal ist kültürün belir tileridir. Bu kültür, daha somut olarak, sağlam bilgiden, aktif fikri eylem den, a h lô k normlarına ve birlikte yaşama normlarına saygıdan, zengi n estetik izlenimlere gereksi nmenin gelişki nliğinden oluşuyor. Kültürü an lamakta bu komple yanaşı m , sosyalist si lôhlı güçlerin karakteri ve geliş mesi üzerinde etki yapan faktörlerden biri ol uyor. 596
Ne var ki, kültür soru nu her şeyden önce sosya list o rd u için çok önemli olan insa n la r a rasında ilişkiler problemidir. B u ilişkilerin yeni n iteliğ i , bir yandan, ka rş ı l ı k l ı saygı, dostl u k ve iyiniyet, yoldaşlı k ve dayanışma ru h u nda, üst'lerin ast'l a ra gösterdikleri dikkat ve özende, onları n gerek semeieri konusunda gayet d uyarlı davranmalarında beli ri r. Ote yandan, bu i lişkiler yüksek b i linçli bir disiplin, sorum d uygusu, iyiniyet, emirleri harfi h a rfine yerine getirme titizliği a n l a mına g el i r. B u g i bi i l işkilerin ya ratı l ması ve koru n ması sosyal ist orduda komutan yöneticilerin yü ksek bir ayrıcalığı ve i nsancıl borcudur. Tek komuta yönetimi sarsı l maz prensipine dayanan kom uta n l ı k işlevi, bizim ord u m uzda, kom uta n ı n yüksek bir mes Ieksel ve moral ortoriteye sahip ol ması nı, a stlarına büyük bir g üven bes lemesini, astlan n ı n da ona g üvenmelerini gerektirir. Komutanın fikir yapısı ve yüksek mesleksel bilgi düzeyi, yükü mleri ni iyi niyetle yerine getirmesi ve em rindeki er/ere özen göstermesi kendisine ka rşı b i r toplumsal g üven beslenmesinin koşu l ud u r. Gerek meslek, gerekse parti hayatı nda kolek tifin düşü ncesini d ikkate a l mak, kişisel yü ksek kültürü ve i nsa n l a rl a i liş k i ler kü ltü rünü kendine ve astlarına karşı i lkesel bir istem titizliği ile bağ daştırmak da aynı top l u msal güveni n bir başka koşu l u d u r. Astları n üstlere karşı saygıyla dolg u n disiplinli davra n ış tarzı sosyal ist orduda toplumsal hayatın temel sorunlarından biridir. Azeesi, burada parti atmosferi yara tılması, her iki tarafı n d ü rü stl üğü ve içtenl i k l i o lması sözkonusudur. Ordu koşu lları n ı n gerektirdiği metotlarl a çalışan parti örgütü bu g i bi i l işkilerin mora l esin leyici ve koruyucus u d u r. Dü nyada sosyalist ve d iğer ilerici değ işimlerin kal ı m i ı oluşuna e mper yal ist g üçler birtürlü katla namıyorla r. Askersel-monopol ist çevrelerin kö rükled ikleri silöhlanma yarı ş ı n ı n ya n ı s ı ra , iki sistem a rasında cepheleşme. bugün, ideoloj i k alanda, i nsa nları n inanıp yaydıkları idea l l er ve görüşler a l a nı nda en öneml i olgudur. Şimdi gerçekçi d üşünen burjuva politika c ı ları bile, perspektif strateji k plönlarında, yı pratıimış, zayıflatıl m ı ş bir sos yal izme, onu Ma rksist-Leninist özü nden yoksun etmeye bel bağ l ı yorl a r. Emperyalist propaganda n ı n saldırı hedeflerinden biri de sosyal ist dev letler silöhlı güçleridi r ; bunları n enternasyon a l birliği ve özel likle Sovyet Ord usu ile dostl u k ve silöh a rkadaşlığ ıdır. Biz bunu gözden kaçırmıyor. böyle saldırı lara gerektiği g i bi ka rşı koyuyoruz. Askerlerin politik bilinci. partin i n Marksist-leni nist s ı nıfsal politikasına g üvenç. yurtseverl i k ve en ternasyonal izm. sosya list ord u lara karşı ideolojik kışkırtı aksiyonlarını tuzla buz eden en etki n silöhtır. Komü nist ve işçi partileri sürekli barış ve g üvenliğ in kurulması için a rdı cıl bir mücadele yü rütüyor·la r. Marksist- leninist partilerin progra m la rı. barış dövası nı. h a lkların özg ürlüğü için. i lerici gelişmeleri için müca deleyle b i rl eştiriyor. SBKP XXiV. Kongresince ka bul edilen Barış Progra m ı tarihsel önemi 597
olan özel bir rol oynuyor. Bu program , Sovyetler Birliği tarafı ndan , lo i . Brejnev yoldaşın büyük kişisel katkısiyle d i na m i k v e a rdıcıl alarak geliştiriliyar. Ekonomide ve savu nma a raçları alanında sosya lizmin ula ş ı m ia rı ve d ünya g üçler ora n ı nı n bununla bağ lanması sözkonusu prog ra m ı n uyg u lanmasına yard ı m eden bir etkendir. Bu sayede, gerg in l i ğ i azaltma v e barışı sağ lamlaştı rma sürecinin derinleşti rilmesi yolu n da yen i olanaklar doğuyor. Polanya, d iğer sosya list devletlerle birlikte b u sürece aktif bir katkıda bulunuyar. PBIP M K Birinci Sektreteri E. Gerek yaldaş, Polonya Seym'inin 9 Mayıs 1 975 g ü n ü açılan törensel topla ntı döneminde ya ptığı konuşmada şunları söyled i : « Biz, Sovyet ü l kesiyle, komşumuz ka r deş Çekoslovakya ve Alman Demokratik Cumhuriyeti'yle bera ber, sıkı bir eylembirliği halinde, d iğer bağ laşıkları mız ve dostları mızla birlikte, bun d a n böyle de gerginliği azaltma yolunda sebatla yürüyeceğ iz . . . Amacı mız, Avru pada a rtık otuz yıldır varolan barış dönemini bütün goru n u r gelecek boyunca uzatmaktır. Biz bu perspektifin gerçekleşmesi i ç i n eli m izden geleni yapacağız.» (3) Polonya nın, memleketin topl umsal-ekonomik savu nma potansiyeli n i n etraflı v e d i n a m i k sosyal i st gelişmesi b u amacın gerçekleşmesine iyiden iyiye hizmet etmektedi r ve edecektir. Bu gelişmenin gelecek beşyı l l ı k çer çevesinde PBiP Vii. Kongresince bel i rlenecek ödevleri n i n yerine getiril mesinde, işçi sın ıfı v e bütü n halkla beraber, her za manki g i bi, Polonya H a l k Ordusu birlikleri de aktif ola ra k görev alaca k ; halka, partiye, sos yalizme bağ lılığını, aynı za manda sosya list ü l keler orduları ndaki silôh a rkadaşlariyle, bütün d ü nya emekçi yığ ınları ve ilerici g üçleriyle enter nasyonal daya nı şmasını kanıtlıyacaktır. (5) «Tribuna Ludu », 1 0-1 1 maja 1 975.
598
Demokratik birlik savaşında komünistler Uluslararası bilimsel-teorik sempozyum Komünist Enternasyonali'nin Vii. Kongresi'nin 40. yddönü m ü münasebetiyle, 1 975 Nisan/nda, Prag'da, " BaTIş ve Sos yalizm Problemleri.. dergisinin örgütlediği "Demokratik ve anti-emperyalist güçlerin birliği savasında komünistfer.. ko nulu
bir
uluslararası
bilimsel-teorik
sempozyum
yapıldı.
Sempozyumun ça lı şma la rt n a 49 sosyalist, gelişmiş kapitalist ve azgelişmiş ülkeden komünist ve işçi parti/eri temsilcileri ve bilim adamlart katdddar.
Sempozyum « Ba rtş ve Sosyalizm Problemleri .. dergisi başredaktörü i. Zarodov'un açış konuşmasiyle başladı. Zarodov, Komi ntern'in Vii. Kongresinin çok büyük tarihsel olaylara rastladı ğ ı nı belirttikten sonra şunla rt söyled i : K.
Bu kongre za manla öneminden bir şey kaybetmedi . Yıllar geçti, sınıf savaşı a l a nında yeni kuşaklar bel irdi, yeni toplumsa l - politik sorunlar ön plôna çıktı, ama bu kongrenin belgeleri yüce bir M a rksist-Leninist kitap olara k ka l d ı . Ve komünistler, bu kitabı g itg ide derinleşerek okudu kça, ça lışmalarının metotları nı ve içeriğ i n i ; em perya l i zme, gerici l iğe ve harbe karşı, demokrasi ve sosyalizm için yürüttükleri işçi sınıfının kutsal dôvası uğrundaki savaşın metotları n ı ve içeriğ i n i nası l yetkinleştirecekleri n i öğ renegeid i ler. Şimdi faşizmin yenilgiye uğ ratıl ma s ı nın otuzuncu yıldön ü m ü n ü n d ünya ölçüsünde kutlanmakta olduğ u g ün ü m üzde, bu' başa rı n ı n sosya lizmin utkusu, geniş demokratik g üçler bloku n u n utkusu old uğunu bel irtmek hakbi l i rl i k olur. B u utku komünistlerin devrimci dôvasln a bir atı l ı m ka zandırdı ve dü nya sosya list sisteminin meydana gelmesine yol açtt. Yine b u utku, birçok kapitalist ülkenin emekçilerine önemli politik ve sosyal kaza nı m l a r sağ lama olanağı verdi. Şimdi, mücaderenin yeni ve daha yü ksek a şamasında, harkrarın baş düşmanı emperya l izme ka rşı eylembirliği politikası Komi ntern'in ViI . Kon gresinin fikirleriyle ve çıka rdığı sanuçla rla hem tarihsel, hem de düşünsel bakımdan organik olarak bağlıdır. Işte, sempozyum, bug ü n biri ncil poli tik ve teorik önemi olan bu konuyu ele alaca ktır. Yedi nci Kongrenin yapı ldığı dönemde olduğ u gibi, bugün de, harp tehlikesine karş ı , barışın koru nması için savaş problemleri, demokrasi ve ul usal kurtuluş savaşı ile sosyalizm savaşı a rasındaki ilişkinin koru nması problemleri devrimci stratej i n i n merkezinde yer alıyor. 599
Kongre zamanında olduğu gibi, bugün de, bu problemlerin çozum yo lu, işçi sınıfının birliğ i nden, ortak düşman emperyal izme karşı bütün de mokratik güçlerin birlikte eylemlerinden geçiyor. Kongre zamanında olduğu g i bi, b u g ü n de, barış, demokrasi, u lusal özgürlük ve sosyalizm için yığ ı n la rı mücadeleye götürebilecek kesin poli tik güç komünist ve işçi parti leri d i r, uluslara rası komünist hareketidir . Ancak u n utmamak gerekir ki, 1 970 yı lları d ü nyası 1 930 yıl ları dü nyasın d a n a payrı d ı r. Bugün d ünyada güçlü bir sosyal ist devletler topl uluğu vard ı r, u l uslararası işçi sınıfı n ı n gücü a rtmıştır, eski sömürge ve yarı sömürge ülkeler halkları bağı msız bir tarihsel yaratı m yoluna koyulmuş lardır. Anti-emperya l ist g üçlerin sıkı bir birlik meydana g etirme objektif olana kları genişlemiş bulu nuyor, savaş koşul la rı g itg ide daha elveriş l i oluyor. Hasımlarımızın savları n ı n tersine, devrim dalgala rı bugün o yana bu yana çalkalan mıyor, hep aynı doğrultuda ilerliyor ve bunları n çekim g ücü büyüdükçe büyüyor. Bugün artı k gelişmelere sağır d iyebileceğ i m iz sakin b i r kesi m yokt u r ; bütün d ü nya b i r devrimci kaynama ve coşkunun içinde bulunmaktadı r. Bütün bunla r, komünistlerin, ş i m d i , demokratik birlik uğrunda savaş sorunlarını o kongre dönemi nde olduğ undan daha kolay çözebilecek leri n i gösteriyor. Fakat sınıf savaşının d i ya lekti ğ i gereğ i ola rak, bugün b u yolda yeni problemler ve g üç l ü kler de doğ m u ş b u l unuyor. Bunun içindir ki, kong re döneminde olduğu g i bi, şimdi de, leni n ' i n birlik ve bağlaşmalar stratejisinin tek tek ü lkelerde ve d ünya arenasında çağdaş sınıf savaşı koşulları n a uygulanması ve daha öteye doğru yaratı m l a ge l iştiri lmesi sözkonusudu r. Sempozyuma katıla nlar, ka rdeş partilerin demokratik birlik için, bütün a nti-emperya l ist ve ba rı şsever g üçlerin yekpôre birliğ i n i sağ lamak için yürüttükleri savaşın teorik ve politik gü ncel soru n l a rını görüşeceklerdir. Bizce, M a rksist-leni nist birlik ve bağ laşmalar politikası problemleri nin kardeş partilerce edinilen deneyimle sı msıkı bağ l ı olarak, aynı zamanda bug ü n bütün hareketin önünde, kendi ül keleri n i n özel koşul ları a ltında eylem göstermekte olan partilerin önü ndeki ödevlerle bağ lı olara k ele a l ı nması çok önemlid ir. Ba rış içinde yanyana yaşama politika sının anti emperyalist güçleri sımsı k ı birleştirmek için daha elverişı i koşu l l a r sağ lamasına etkisi, bu etkinin kara kteri g i bi, gerek gelişmiş kapitalist ü l ke lerde, gerekse azgelişmiş ü lkelerde sosyal i lerleme sorunlarını n çözü m ü nde birlik ve bağlaşma politikasın ı n ö nemi g i bi soru n l a rı n g üncel bir önemi vardır. Sempozyumda, çeşitli i lerici, yurtsever, a nti-em perya list ha reket ve örgütlerle komünist prensi plerin kapsadığı politik işbirliğinin, felsefi ve politik kanııarı ayrı g rupların işbi rliği ile i deolojik savaşı a ra s ı n d a k i bağ ı ntı n ı n özel bir d ikkatle açıklığa kavuştu rulocağ ı n ı sa n ıyoruz. Kuvvetle inanıyoruz ki, u l usal ve uluslara rası çapta bir a nti-em perya l ist 600
ve demokrati k birlik yaratma yoll a rı n ı n analizi, Komi ntern'i n Vi i . Kong resi tarihsel ka rarlarının oynadığı rol ü n , ileri sürdüğü fikirlerin çağdaş anlam ve önem i n i n daha dolg u n ve etraflı biçimde be l i rtil mesine olanak vere cektir.
Amacımız: Birlik olmak Haled Bağdaş Suriye Komünist Partisi MK Genel S ekre t e ri
Bu sempozyumun iki önemli ödevi var. Birincisi, dü nya komü nist hare keti n i n kalıtımı nı, özellikle bu hareketin ta ri hinde olağanüstü önemli yeri olan bir olayı belleğimizde canlandırmaktı r. Bu bütün d ü nyada önce likle yeni kuşak kom ünistler için çok fayda l ı d ı r. ikinci ödev de, kardeş pa rti ler a ra sı nda, eylemde daya nışma ve karşılıklı işbirl iğ i sağ lamak üzere fikir ve deney d eğ iştokuşu sağlamaktır. Ben Yedi nci Kong re'ye katı labiimiş olan m utl ulard a n biriyi m . « Ra mzi » ta kma adıyla Arap bölgesi temsilcisi olara k Kongre Prezidyu m u' n a d a seçildim. O zamanda n beri kırk yıl geçmiş olsa d a , böyle b i r foruma katı lmanın izlenim ve d uyguları bel leğ i mden s i l in medi ve zerrece zayıf lamadı. Kongre ça lışmalarının yarattığı g üven havası, komü n i stlerin daha son raki aşamalarda yürüttükleri eylem ve savaşta karşılaştı kları çok büyük güçlükleri yenmelerinde kesin bir rol oynad ı. Kongreni n önemli sonuçları ndan biri, d ü nya kom ü nist hareketinde birli ğ i n g üçlendi rilmiş olmasıydı. Her mem lekette d urum ve koşulları n kendi özell ikleri vard ı , her komünist partisi kendi politika ve taktiğini u lusal özelliklere göre beli rl iyordu. Ama bunlar, d ü nya kom ünist hareketi nin stratejisi ve genel taktik doğrultuları üzeri nde tam bir uyuma varmamıze engel olmadı. Kongre, çok karmaşık koşullar içinde önemli bir problemi çözdü . Bugün de önümüzde duran bu p roblem, komünist ha reketi nin birl iğ i n i g üçlen d i rmek amaciyle, i ktidara gelmiş olan proletarya nın taktiğini henüz i kti d a ra gel memiş olan proletarya n ı n taktiğ i ile bağdaştırmaktı . Kongreni n oybirliğiyle kararlaştırdığı üzere, b u bağdaştırma işi, her komü nist parti sinin, sadece tüm olara k Sovyetler B irli ğ i n i n d ı ş politikasını, bu politika nın genel doğ rultuları nı değ il , aynı zamanda Sovyetler Birliğ in i n politi601
kos ı n ı n çeşitli alanlardaki (politik, askersel vb.) her somut aksiyonunu, her somut a d ı m ı n ı desteklemesi, dört elle tutması gerektiğ i h ü k m ü n ü de ka psıyord u . Bu sonuçlo ma, bu yarg ı bugün zerrece eskimiş değ i ldi r. Bunun c a n lı lığını, yaşa msallığ ı nı buğün her şeyden ö n c e başında Sovyetler Birli ğ in i n bulunduğu sosyal ist siste m i n varlığı, d ü nya devrim hareketiyle, d ü n ya ulusal kurtuluş hareketiyle bağ ıoşma halinde eylem göstererek, tüm ul uslara rası d u ru m u n gelişmesinde, tüm insa n l ı k toplumunun gelişme sinde sonuç beli rleyici bir g üce dönüşmekte olması doğruluyor. Biz, Su riye kom ü n istleri, b u n u n ono soru n olduğu ka nısındayız, sosya lizmin i l k ü l kesin i n genel menfaatleriyle, d ünya n ı n hangi bucağı nda yaşadığına bakıl maksızın her halkın en önemli yüksek menfaatleri a rasında hiç bir çel işki olmaz. V. i . Lenin bu gerçeği Kom ü n i st Enternasyonali'nin ikinci Kongresinde büyük bir g üçle beli rtmişti. Biz, memleketi mizde bütü n i leri d ü şü nceli yurttaşları mıza, em perya list, gerici ve şovinist dolaplard a n sak ı n ı l ması, özellikle Maoist propaganda n ı n şiddetle redded il mesi gerektiğ i n i söylüyoruz. Sovyetler Birliğ i n i n kendine özg ü bir d ü nya stratej isi vard ır. Fakat bunun temeli ve özl ü ğ ü a nti-koloniya l i st ve a nti-em perya list siya set hattı d ı r ; u l usal kurtuluş hareketlerin i destekleme, h a lkları n saldırganlığa karşı, bağ ı msızlıklarını koru ma ve g üçlend irme a maçlı savaşını, bütü n d ü nyada sosyalizmin üstün gelmesi savaşın ı destekleme hattıd ı r. Barış içinde yan yana yaşama ve uluslara ra sı gerg i nliği azaltma politi kası, Sovyetler Bir liğinin uyg u ladığı politika, bu stratejinin bir bölümüdür. Böyle bir poli tika bu stratejiyle çelişmez, çelişemez ve bu stratejiden gerileme de değ ildir. Böyle bir politika bütün halkla rı n menfaatleriyle, Arap halk ları n ı n ve bu o rada Filistin Ara p halkı nı n menfaatleriyle de ta m bir uyum hali nded i r. Biz, yürüttü ğ ü m ü z ulusal ve sosyal k u rtuluş mücadelemizin köklü ve deva m l ı menfaatlerini n Sovyetler Birliği ve diğer sosyalist ülkelerin men faatleriyle uyumlaştığ ı n ı belirtirken, sürekli dostluğun a ncak bu menfaat temeli üzerinde kurulabileceğ i n i söylemiş oluyoruz. Şunu do bel i rtmeliyiz ki, işçi, köylü ve devrimci aydın yığınları bu gerçeği g itgide daha iyi kav rıyorlar. I lerici yurtseverler de bunun bilincine varmaya boşl ıyorlar. On yıl önce, Yedi nci Kongre' n i n 30. yıldönü m ü n ü kutladığımız zaman, komü nist partilerinin genç bağı msız ülkeler koşu llarına uymadığ ı nı , zira bazı i lerici- mill iyetçi çevrelerin devrimci demokrasiye doğru evrim göster d i ğ i n i, feodalizm o rtıklarına ve büyük sermayeye karşı yönelen toprak reformu g i bi, büyük kapitalist k um pa nyaların m ü lklerin i n m i l l ileştirilmesi vb. g i bi önemli sosyal -ekonomik tedbirleri gerçekleştirmekte oldukları nı, dolayısiyle i şçi sınıfı n ı n yönetmenl i k rol ü ol madan, bu sınıfın Ma rksist602
Leninist öncüs ü n ü n varlı ğ ı gerekmeden de sosyalizmin utkusuna doğru düz ve p ü rüzsüz bir yol açıldığını söyliyenlerin çeşitli tera nelerine cevap vermek zorunda kal mıştık. Bu problemi hayatın kendisi çözdü . i l erici memleketler ile em perya lizm arasında savaşın şiddetlenmesi, bu memleketlerin i ç gelişme yasa"ıkları, gerçekleştirilen sosya l -ekonomik kaza n ı m l a rı koru mak için bütün halk g üçleri ni seferber etme gereksin i m i vb. gibi bütün iç ve dış etkenler, komünistlerle devrimci demokratlar arası nda işbirliğinin temeli oldu, bu işbirliğ i n i n gelişmesi de i lerici ulusal cepheler meydana geti rilmesine yol açtı . Bu d u rumda, gelişme halindeki ü l kelerde varl ı ğ ı n ı sürd ü rmekte olan komünist partilerini g üçlendirme çabası n ı n kendi başına yeterli olamıya cağ ı n ı , bir yandan Marksist-Leni nist partilerin bulunmadığı yerlerde böyle partiler kurulmasına ya rd ı m etmenin önemli bir gerekseme olduğunu de neyler gösterdi. Su riye Kom ü n ist Partisi ile Arap Sosyal i st Baas (Uya nış) Partisi a rasın da hükü met içinde olduğu g i bi h ü k ü met dışı nda da beli rl i biçimde işbir liği olanağı daha 1 966 y ı l ında ortaya çıktı. Dokuı' yıldan beri bu işbirl i ğ i gerek hükümet içinde (ka binede partimizin iki bakanı var) , gerekse H a l k Konseyi'nde gelişme gösterd i . i şbirl i ğ i miz, i şçi sendikaları n ı n eylem a l a nında, ü niversite gençliğinin çalışmal a rında, çeşitli top l umsal v e politik eylem alanları nda da gelişiyor. Mem leketimizde, Komü nist Partisi i l e B a a s Pa rtisi'nden başka, d i ğ e r yu rtsever i lerici g üçler v e partilerden o l u şan i lerici Ulusal Cephe bu işbirliğinin b ü y ü k başarısı o l d u . Bu cephenin kuruluşu üzerinden üç yıl geçti. B u s ü re içinde memlekette önem l i işler başarı ldı. işbirliği ciddi' güçlüklerle karşılaşara k gelişme gösterse de. partimiz, gayet sa b ı rlı davran a rak, pratik çal ışmalariyle bir g üvenç ve karşı /ıkIı a n layış havas ı yaratmaya çabal ıyord u. B u kolay ' olmadı ve o l m uyor, fakat cepheni n eyleminde g itgide d a h a derin v e geniş o l u m l u sonuçlara, memleketi mizde b u cepheni n etkinliğinin artmasına yol açtı ve açıyor. Bizim i l erici güçler konusundaki politika mız pa rti mizin 1 969 yılı nda yapılan Oçüncü Kongresi'nde hazı rland ı ve 1 974 Eyl ü l ü nde ya pılan Dör d ü nc ü Kongre'de onaylandı . B u politikanın temelleri şunlard ı r : Birincisi. hem hükü mette, hem de h ü k ü met dışı nda bütün yu rtsever g ü çlerle işbirl i ğ i yapmak. i k i ncisi, i l kesel sorunlarda v e e n öneml i politik problemlerd e parti nin bağı msızl ı ğ ı n ı bel i rtmek v e koru mak. Oçü ncüsü, emekçi yığınları n ı n istek v e menfaatleri ni savu n m a k . . . i l erici Ulusal Cephe, 1 973 Ekim ayındaki a nayurdu kurta rma savaşı nda önemli bir politik rol oyna d ı . Cephenin hazırlayıp i l eri sürd ü ğ ü K u rtuluş Yasası'nın h ü k ü m leri her şeyden önce emperyal izme, feodalizme ve büyük sermayeye ka rşı yöneltilm işti. Yasa , u l usal ekonomide devlet kesim i n i n g üçlendiri l i p genişletilmesi ne, sosyal i leri l i k i ç i n savaşa çağ ı rıyor, sosya603
lizmi bu savaşın a macı olarak gösteriyordu . Yasa aynı zamanda ilerici ve a nti-emperyal i st bir temel üzeri nde Arap birliğinin yaratı lması için sa vaşa çağ ı rıyord u . U l u s a l savaşın temel ve d o l aysı z hedefi Yasa'da işgal altındaki Arap topra kl a rı n ı n kurtarı lması ve Fil isti n Ara p halkının yasal u lusal hakları n ı n g a ra nti/enmesi olara k bel irlenmişti . Yasa'nın en öneml i h ü k ü mleri nden biri, Sovyetler Birliği'yle dostluk v e i ş bi rliğ i soru n u yd u ve buna strateji k prensip gözüyle bakıl ıyord u . Yasa , Cephe'ye geniş ve önemli yetkiler ve bu a ra d a savaş ve barış soru n u n u çözme hakkı tanı yord u . Cephe büyük bir politik ve moral önem taş ı yord u ve taşıyor. Partim iz, Suriyeli bütün i leri l i k savaşçı l a rı adı na, siyonist-emperya list sal d ı rıya karşı savaşta memleketimize gösterdikleri destek ve daya nış madan ötürü bütün d ü nya k a rdeş komüni st ve işçi partileri ne en derin ş ü k ra nl arını belirtmeyi borç sayar. Memleketimizin ve benzeri ülkelerin ekonomik ve
k a ra kterine de kı saca değ inmek istiyoru m
sosya l g el i şmes i n i n
.
Su riye Komünist Partisi LV. Kongresinin bel i rttiği üzere, u lusal -demok ratik devrim V. i . lenin'in öngördüğü gibi devrimci demokrasi tarafı nda n yöneti l en ve komünist partisi tarafından desteklenen a nti-ka pital ist ve a nti-emperyalist devrime yükseldiği za man, b u n u n a nti-ka pitalist yönelimi henüz hiç de sosya l i st devrime dönüştüğü a n l a mına gelmez. Gerçekte b u devrim sadece u l u s a l -demokratik devri m i n soru n l a rı n ı çözer v e aynı za manda sosya l ist yönelimi olon bazı önemli ilerici tedbirleri gerçekleştirir. Demek ki, yöneti min devrimci demokrasi elinde b u l u nd u ğ u aşama, « g eçiş aşaması ., kavra m ı n ı genell i kl e sosyalist devri min a rtık ü stün gel diği ü l keleri gözönünde tutarak k u l l a n d ığ ı m ız anlamda sosya liz me geçiş aşaması değ ildir, çü n kü devrimci demokratik rejim gerektiği kadar işçi sınıfına ve emekçi köylü yığı nlarına dayan maz, şehir orta tabaka l a rı n ı n v e gi d e rek bazı u l u sa l burjuvazi çevreleri n i n ç ı k a rl a rı n ı temsil eder. I lerici rej i m lerle yönetilen bütün Arap ü l kelerinde i l erici u l usal siyaset hattı genellikle gerçekleştiril meye deva m edil iyorsa da, gerek d ı ş poli tika, gerekse i ç politika a l a nında gelişme perspektifleri etrafında sınıf sava ş ı n ı n giderek kes k i n leştiği g öze çarpıyor. Fakat sözkonusu ülkelerde sağcı tehl i keye karşı koyabilecek, gericiliğ i n kötücül plônlarını uygulama yolu n u kesebilecek g üçler ve olanaklar vard ı r. Bu a maçla, b i r ya ndan h e r devlette i l erici güçl er arası nda işbirl i ğ i n i n g üçlendiri l m esi, öte yan d a n bütün Ara p ü lkeleri ile sosyalist topl u l u k arasındaki işbirliğinin a r tırı l ması gere k l i d i r.
Yakın geçmişte Arap ü l keleri komünist partileri kendi a ralarında bir topla ntı yaptıl a r. Bu top l a n tı , b ü t ü n komü nist ve işçi parti l eri n i n yeni bir ulusla ra rası danışma topla ntısı yapma ları için hazırlığa başla nmasını 604
öneren bir çağrı kabul etti. Biz bu olayı sevi nçle kaydediyoruz. Zira böyle bir danışma toplantısı için koşulları n olgunlaşmakta olduğuna ve bunun bütün d ü nya komün ist ha reketi için çok yararlı olacağına i n anıyoruz.
işçi ve halk birliği için savaşta önemli aşama Fried/ Fürnberg Av usturya Komünist Partisi MK Po/itbüro
üyesi
işçi sı nıfı n ı n kendi d u rumunu ve ödevlerini kavrıya bil mek üzere sı nıfsal bilincinin gel işti ri l mesi için savaş daima bu sınıfın birliği için y ü rütülen savaşla bağl ıydı ve bug ü n de bağ l ı d ı r. Bu, Al ma nya ve d iğer ül kelerde Marksist işçi hareketinin belirmeye başladığı za manlarda böyleydi. V. i. Leni n'in reformistıerden ayrılma ve uzak durma ça balarını daima elden geldiğince geniş bir işçi sınıfı birliği sağla maya yönel ik çabalarla b i rleşti rdiği Rusya'da d a böyleydi. Demek ki, işçi sın ıfının birliği için savaş aynı zamanda her zaman bu sınıfın safları nda ve ö rg ütlerinde burjuva ideoloji k etkisine karşı savaş o lmuştur. Ta rih boyunca bu savaşta yü kseliş ve d üşüş dönemleri olmuşsa da, genel sonuçları n ı n çı kış d u ru m la riyle kıyasla manın da ötesinde, çok büyük olduğ unu söyliyebiliriz. Bugün uluslara rası çapta yüzmilyonlarca insanı birleştiren bir eylembirliği vardı r. Artık epey za mandır birçok ü l kede bütün emekçilerin bi rliğinin çekirdeği olara k sağlam bir işçi sı nıfı birliği sağ lanmış bulunuyor. işçi sı nıfı n ı n ve Ma rksist-Leninist parti/erinin birliği u l uslararası çapta da gitgide daha belirgin bir nitelik a l ıyor. Uluslara rası savaşın karmaşık kara kteri nden ötürü o rtaya çıkan g üçlükler birbiri a r dı nca yeniliyor. Komintern ' i n Vii. K o n g res i, işçi sınıfı n ı n birliği için, halkın bu sınıf etrafında yekpôre toplul uğ u için savaşta önemli bir aşamaydı. Kongrede, Komintern'in, daha V. i. Lenin'in yönetimi a ltında olduğ u zaman, bütün komü nist partilerine işçi sınıfı n ı n tekcephesi için savaş ödevini vermiş ol duğuna işaret edildi. Komü nistler için bu gerçek söz götü rmezdi, fakat hasım larımız, Kom i ntern'in ve bu örgüte g i ren parti/erin a ncak işçi sını fı n ı n bölünmesine hizmet ettikleri n i söyleyip d u ruyorlard ı . V. i . Len i n , Ko m intern'in II. ve l i f . Kongrelerindeki söylevierinde ve « Komü nizm i n çocuk luk hastalığ ı : Solcu l u k » adlı ü n lü eserinde tekcephe soru n larına birincil bir ö nem verdi. O n u n tekcepheyi yaratmak için mücadele sorunları üze ri nde ne büyük bir dikkatle d u rd u ğ u n u göstermek üzere bir tek örnek vereceğim : 1 922 yılında, tasa rlanan bütün d ü nya işçi partil eri konferan 605
s ı n a Komintern'in katılımı sorun u n a ilişkin k a ra r tasarısını gördükten sonra , L e n i n ' i n i l k sözü şu old u : « Bunda (sözkonusu k a r a r tasarısında F. F . ) y a p ı l masını önermek isted iğim en esa s l ı değ işiklik. i i . ve 1 I l/2• Enternasyona l önderleri n i n d ü nya b u rj uva zi s i n i n yard ı mcıları olarak a n ı ld ı ğ ı paragrafın çizil mesid i r. " Leni n , d a ha sonra , bu yüzden, « bu olağa n ü stü önemli pratik dôvayı suya düşü rmeye kalkmanın hiç de a k ı ı kôrı ol mıyacağı "nı yazd ı . (I) -
Gerilere, tekcepheyi ya ratma, 1 91 9'dan g ü nü m üze dek işçilerin sınıfsal b i rliğini sağ l a ma sava şı tarihine bir göz atacak olursak, her şeyden önce b u savaşın düz ve doğru bir çizgi izlemediğini, savaş koşullarındaki şu veya b u değ işimlere uyg u n yüksel iş ve düşüş aşama l a rından geçi ldiğini görü rüz. Ve eğer olayl a ra yal n ız genel plônda bakı l ı rsa, birbiri n i izliyen başarı ve başa rısızlı kl a rı görerek, her şeyin tekra rlandığı g i bi bir izlenim edinilebilir. Oysa zaman za man dile getirilen böyle bir sonuç büsbütün yanlıştı r. Son onyı llard a gelişme hep i leri yönde oldu ve büyük başarılara ulaşıldı. Bunda, işçi sınıfı ile halkın birliği için savaş yürütmenin a n l a m ı n ı , içeriğini v e biçim leri ni, işçi sı nıfı ile h a l k ı n bu savaşta oyna m a l a rı gereken yönetmenlik rol ü n ü komü nist pa rti leri n i n g itgide daha deri nine kavra ma l a rı kesin bir etki yaptı . işçi s ı n ı fı n ı n edindiğ i deneyin de çok büyük bir önemi vard ı . Proleta rya n ı n devri mci öncüsü komü nist partileri h a l i nde örgütlendikten sonra , V. i. Lenin, a rtık sınıfın çoğ u n l u ğ u n u n , bu sınıfın yükümlü olduğu ta rihsel misyonu, sosya lizme kavuşma ödevi ni yerine getirme dôva sından yana çekil mesi gerektiğini bel irtti. Esasen işçi yığ ı n la riyle yakınlaşma, ilişki ve bir yere kadar da birleşme, işçi sınıfının küçük ve büyük menfa at leri için orta k m ücadele, ödevi bu sınıfın bilinç düzeyi ni yü kseltmek ve ona topl umdaki rol ü n ü kavratma k olan ideoloj i k eylemle sımsıkı bağ l ı m ücadele a ncak buna yol aça bi l i rd i . Bu yol u n kaçı n ı l maz zoru n l u l uğ u na genç komü nist partil erini ina ndırmak kolay ol madı. O za manlar, devrimci öncü n ü n işçi sınıfı çoğ u n l u ğ u n u peşinen kend inden yana çekmeden de başa rıya ulaşabi leceğ i n i savlayan aşırı -sol görüşler epeyce yayg ı nd ı . V . i . Lenin'in v e Komintern 'in gösterdikleri büyük yard ı m olmasaydı, ko m ü n ist partileri n i n sözde devrimci l i k ve sekterl iğ in çıkmazı ndan bu kadar çabuk k u rtu l ma ları olanağı b u l u namazd ı . V. i. Len i n ve Komi ntern, d ü nya çapı ndaki otoriteleri n i kullanarak, Rusya işçi sınıfı n ı n ve Büyük Oktobr Sosya list Devri mi'nin deneyine daya n a ra k komü nist pa rtilerine doğru yolu g österd i ler. V. i. leni n şöyle d iyord u : «Tekcephe taktiği n i n hedefi ve a n l a m ı , serma yeye karşı savaşa gitgide daha geniş işçi y ı ğ ı n l a r ı n ı çekmekten, bu yolda ii. ve 1 1 1/2, Enternasyonal liderlerine karşı da böyle bir ortak savaştan geri d u rma mayı öneren çağ rı l a rı tekrarlamakta n i ba retti r. » (2) (t) V. i. leni n . Bütün eserleri, c. 44, s. 404-405. (2) V. i. Len in. Bütün eserleri, c. 45, s. 1 3 1 . 606
işçi s ı nıfı b i rl i k kon usunda daima büyük bir istekle h a reket etti ve edi yor. Reformistler bundan kendi ma ksatları için yararl a nd ı l a r ve yarar Ia nıyorlar. Işte onyı l l a r var ki, komünistleri n tekcephe taktiğinin sadece m anevra olduğu n u savlayı p d u ruyorlar. B u n u yapa rken i kide bir « takti k » sözcüğ ünü parmağa doladıkları oluyor, zira kendileri için taktik kavramı her za man gerçek politk niyetleri g izleme a maçlı manevra l a rla bağ l ı d ı r. Takti k, biz kom ü n i stler için kapita l izme karşı strateji k amaç çerçevesi içinde yürütülen sınıf savaşının belirli biçim ve yöntemleri anlamına gelir. Tekcephe politikası n ı n ödevi işçi sınıfı n ı tekvücut birlik haline getirmek tir. Bu politika hiç bir za man ş u veya b u biçimde işçi sınıfı n ı n menfaat lerini sav u n a n işçi örgütlerine karşı yöneltiimiş değ ildir.
Deney, tekcephe politikası biçimlerinin bir defada kesinlikle beli rlene miyeceğ ini ve hep öyle sürdürülemiyeceğ i n i gösterdi. Bu biçimler som ut politik d u r u m ve koşullarla sıkı s ıkıya bağl ı d ı r. B u n u n içi ndir ki, birl i k politikası çeşitli memleketlerde birbiri nden ayrı miı olara k beliriyor. Bu politika n ı n d urmada n işlen mesi, yenilenmesi gerekir. Hiç bir hazır kalıp yeterli ola maz. Azeesi, V. i . lenin'in oluşturd u ğ u prensiplerin somut d u rum v e koşulları dikkate a la ra k uyg u l a n ması sözkonusudur. Yedinci Kon g re'nin tarihsel hizmeti, bütün d ü nya n ı n a nti-faşist halk yığınları önü nde, komünistleri n, faşizme karşı, yaklaşan h a rp tehl i kesi ne karşı, bütün demokratik g üçlerle birlikte savaşa hazır b u l u nd uklarını gös termek oldu. Kongre, Komi ntern'in d ü nya komünist hareketi ni geliştirme a maçlı eyleminde olağanüstü önemli bir aşamayd ı . Şimdi, gerginliğin azaltılmasını dönüşsüz k ı l m a n ı n , tekel lerin iktidarı üzerinde baskı ya pma n ı n , sosyalizm yönü nde ilerleme yoluna g i rmenin sözkonusu olduğu g ü n ü m üzde, işçi sınıfı n ı n v e h a l k ı n birliğ i n i yaratmaya elveren yeni olanak lar ortaya çıkıyor. B u olanaklar memleketine göre değişiyor. Orneğ i n , Fra nsız Kom ü n ist Partisinin, bu u ğ u rda savaşı, karşısında g üçlü bir refor m ist sosya list pa rti bulunan bizim partimize kıyasla başka biçimde yürüte bileceği söz götürmez. Fakat V. i. lenin'in d i rektifleri ve Kom intern'in deneyimi hepimiz için çok büyük b i r önem taşımaktadır. Biz bunları bil mel i, daima d i kkate a l ma l ı ve uyg ulama/ıyız.
607
iı;çi sınıfı ve bağlaı;ıkları « Barış
ve
Sosyalizm
Problemleri»
dergisi
Yazı
Kurulu,
Marksistler arasında, devrimci savaşın şimdiki aşamasında işçi sımflnln bağlaşıklan problemi üstüne bir tartışma açı yor. Bu problem Marksist-Leninist strateji ve taktikte en önemli yerlerden birini tutuyor. Bu problem, sosyalist, geliş miş kapitalist ve azgelişmiş ülkelerde her birinin bulunduğu politik ve sosyal-ekonomik gelişme aşamasının özelliklerine göre özel biçimler alarak, hangi koşullar altında çallştık larrna bakılmaksızın bütün komünist partilerini ilgilendiriyor. SSCB Bilimler Akademisi'ne bağ" Uluslararası Işçi Hare keti Enstitüsü tarafından hawlamp yayımlanan tezlerde, işçi sınıfının bağlaşıkları problemi, gelişmiş kapitalist memleket Ierde sınıf savaşının
anti-monopolist aşaması
koşullanna
göre ele alınıyor. Yazı
Kurulu,
okuyuculan
da,
gerek tezlerde değinilen
problemlerde, gerekse sosyalist ülkeler ve azgelişmiş ülke lerde işçi sınıfı ve bağlaşıklanmn durumuna ve rolüne iliş kin sorunlarla ilgili olarak bu tartışmaya kalilmaya çağlflyor.
V. i. Lenin, Marksizm-Leninizm teorisinde işçi sınıfı n ı n bağlaşı kları prob leminin yerin i beli rlerken, işçi sınıfının a ncak yığı nsal bağ laşık kaza n mada her olanakta n, g iderek en küçük olanaktan di kkatle, titizl ikle ve u stalıkla yararlandığı takdirde evrensel -tarihsel ödevini yerin e getirebile ceğ i ne işaret ediyord u . Ve « Bu n u anlamıyan, Ma rksizmden ve genellikle bilimsel, çağdaş sosyal izmden hiç bir şey a n lamamış demekti r» d iyor d u . (1) işçi sınıfı n ı n bağlaşıkları soru n u n u n Ma rksist- Leninist konuş tarzı ve çözü mü, b u problemin günümüz koşulları na göre ve daha öteye doğru a nalizinin teorik ve metodoloj i k çıkış temel idir. Bu temel, çeşitli ü lkelerde ekonomik ve sosyal -politik yapı lışın tipine ve düzeyine bağ l ı olarak, işçi sınıfı n ı n , proleter ol mayan s ı n ı fların ve sosyal zümrelerin objektif d u ru m v e çıkarlarına, s ı n ı f savaşı n ı n v e devri m i n çeşitli gelişme aşamaları nda proleta rya n ı n önünde d u ra n ödevlerin ka ra kterine, aynı za manda şu veya bu ülkede somut d u r u m u n özel l i klerine bağ l ı ola ra k som utl a n d ı rı l ı r. De mek ol uyor ki, işçi sınıfının bağlaşıkları soru n u n u n daima açı kça belirli . bir somut ta ri hsel içeriğ i vard ı r, dolayısiyle ona göre somut tarihsel, sos yal bakımdan ayrı miı b i r yanaşım ister, devrimci savaş aşamasının karak teri ve devrim g üçleri gözönüne a l ı na ra k hareket edilmesini gerektirir. (I) V. i . Lenin. Bütün eserleri, c. 4 1 , s. 55.
608
1 970 yıllarında k a pitalizmin genel bunalımının şiddetlenmesi, sömü rücü d üzeni n iflôs ettiğ i n i a paçık ortaya koyuyor. Işçi sı nıfı, toplumsal i ler lemeni n ana gücü olarak, yalnız ekonomik, sosyal ve politik bunalımın g iderilmesi yol l a rı n ı göstermekle kal mayıp, bu soru n u n emekçilerin yara rına çözüm ü n ü de sağ l a m a ödeviyle karşı karşıya b u l u n uyor. işte köklü toplumsal dönüşümler için savaşa a ktif olara k katı l m a yeti sine sa h i p sosyal ve politik g üçleri bilime dayalı biçimde değ erlendir menin g ü ncel liği bundan ileri geliyor. Bu savaşın en önemli bileşen bö lümü, işçi sınıfı n ı n etrafında ve yönetim i a ltında oluşan ve oluşabilen sın ıf sal ve politik bağlaşmaları geliştirmek için gerekli objektif sosyal kosu lla rın açıklığa kavuşturu l ma s ı d ı r. Bu problem, bilime dayal ı i ncelemenin önemli bir metodolojik istemi olarak, bütün devrimci ve demokratik g ü çlerin tekvücut topl u l uğ u n u n mer kezi ni oluştura n işçi sınıfı n ı n kendi içi ndeki süreçlerle sıkı i lişkisi gözetile rek ele a l ı n ma l ı d ı r. Dünya gel işmesi, işçi sınıfının rol ü n ü n a rtmasına ilişkin Ma rksist-Leni n ist ya rg ıyı doğru ladı. Proletarya, toplumsal yaşam üzeri nde a ktif bir etki yapıyor ve bir ya ndan kendisi de değ işiyor. Onun gelişmesi süreci n de, emeğin kara kterindeki, tek tek ta baka ve zümreleri n i n mesleksel kali fikasyonundaki ayrı m l a rı n değ il, ücretli işçileri sosyal bir bütünde, bir sınıfta birleşti ren nitelemelerin g itgide büyüyen bir önemi vardı r. Bun la rı, ta rihsel ba kımdan belirli toplumsal ü retim sistem inde tuttu kları yer, ü retim a raçla rıyla olan i l işki, toplumsal emek örgütü n ü n rol ü ve dolayı siyle sahip oldukları toplumsal servetten pay a l m a tarzı ve bu payın ölçüsü olara k sıralıyabiliriz. (2) Bilimsel-tek nik devrim koş u l l a rı nda, işçi sınıfı n ı n yeni birliklerinin oluş ması bakımı ndan, ekonomik ya pılışın yeniden ayarlanması gibi, ü reti m teknolojisinde değişmeler, hizmetler a l a n ı n ı n büyü mesi g i bi etkenler özel bi r önem kaza nıyor. Bunlar işçi s ı n ıfı safla rı n ı n genişleti l mesinde önemli b i r rol oynuyor. Bu sınıfın çalışan n üfus içindeki göreceli payı büyü meye deva m ediyor. (3) L. i. Brejnev, Sovyet Sendika l a rı XV. Kongresi'nde yap tığı konuşmada şunları söyled i : «Zamanımızın en ileri devri mci sınıfı olan uluslara rası işçi sınıfı n ı n safları ve bu s ı nıfın bütü n d ü nyada esas ü retici ve sosya l- politik güç olara k oynadığı rol gelecekte de büyüyecektir. Bilim sel-teknik devri mi n işçi sı nıfı s ı n ı rl a rı n ı n d a ra l masına, giderek bu sınıfın (2) V. i . Lenin. Bütün eserleri, c. 39, s. 1 5. (3) ücretli emeğ in yapısına, ücretli işçiler genel sayısı ve bütün ça l ı şa n n ü fus içinde işçi sınıfının göreceli payına i l işkin istatistik veriler için, SSCB Bilimler Akademisi'ne bağ lı Ulusla ra rası işçi Hareketi En stitüsü'nün yayınları a rasında örneğ in bak : « işçi sınıfı d ü nya devri mci sürecinin ana gücüdü r». Redaktörler : V. V. Zagladin, A. A. G a l k i n ve T. T, Timofeev. Moskova 1 973, s. 51 -67. 609
ortadan kalkmasına sebep olduğu yol undaki moda a nti-marksist teorilere karş ı n, reel kan ıtlar, b u n u n tam karşıtı n ı n doğ ru olduğunu, yani bili msel teknik ilerlemenin her yerde bir ya ndan da çağdaş ü retimden doğ a n yeni meslekler sayesinde işçi sınıfını n büyümesine yol açtığını gösteriyor. .. (") Marksistler a rasında, bili msel-teknik devri m koşulları nda işçi sınıfı n ı n sosyal sınırları üstüne tartı şmalar deva m ediyor. Bu tartı şmalard a n çıka rıl a bi lecek en genel sonuç şudur: Lenin'in deyimiyle, « ka p ital izmden sos yal izme g eçiş i n .. entelektüel ve moral motoru ve fiziksel yürütücüsü (5) olan işçi sınıfının önemi çağdaş d ü nyada azolmıyor, a rtıyor. i şçi sınıfı n ı n meslek bilg isi v e genel öğ renim d üzeyi yükseliyor, bu sınıfı n menfaatleri ni yansıtan ve dile getiren bilimsel M arksist-leninist teori g itgide daha esaslı biçimde kavra n ı p ben imseniyor. Proleta rya a rtı k geçm iştekiyle k ı yas lana mıyacak kadar daha yüksek b i r ö rgütlülük d üzeyinde bulunuyor, yü rüttüğü ekonom i k, politik ve i d eoloj i k savaşın biçimleri g iderek yetkin leşiyor. işçi sınıfı n ı n menfaatleri ve sosyal-pol iti k hedefleri, bütün emek çilerin en derin, köklü menfaat ve hedefleriyle esas hatl a rda uyg u n düş mektedir. H i ç bir toplumsal sınıf işçi sınıfı kadar örg ütlü ve g üçlü de ğ i ld ir. ..
Bütün bunla r el bette işçi sınıfını tekeller iktidarı n ı n başlıca hasmı ola ra k, a nti-monopolist savaşın çeşitli kolla rı n ı n emelleri n i uyum laştı ra n, sos yal i lerleme genel hedeflerini dile getiren güç olara k ortaya çıkarıyor. Bu sınıf, daha iktida ra gelmesinden ö nce, toplumsal i l erleme savaşı nda yö netmenlik rol ü n ü gerçekleştirme, d iğer sosyal zü m re ve sı nıfları n haklı i stek ve çıkarları n ı görme, di kkate alma ve savunma, bağ laşı kları n ı sım sıkı b i rleştirme kabiliyetini geliştirip yetkinleştiriyor. Böyleli kle, barış, de mokrasi ve sosyal i lerili kten yana olan bütün g üçleri proletarya n ı n etra fı nda etki nlikle birleştirme objektif ve sübjektif ek koşulları yaratı l m ı ş oluyor. Ote yanddn, birkaç kapitalist ü l kede işçi h a reketi dağ ı n ı k ka lıyor. işçi sınıfı n ı n bağlaşı klan sorun u n u ele a l ı rken bu d u ru m u da gözönünde bu l u nd u rmak gerekiyor. Etraflıca görüşülmesi g ereken bir başka problemler g rupu da, gelişmiş kapita l ist ü lkelerde g enel demokratik, a nti-monopoli st savaşın şimdiki aşaması nda işçi sı nıfı n ı n bağ laşıklar edindiği topl u msal çevrenin ta h l i l iyle, bunların objektif d u ru m u n u n v e devri mci olanakları n ı n kara kteristiği ile i l işkilidir. Tartışmada bu sorunlar üzerinde dikkatle durulmalıdır. Bizce, bu toplumsal çevre, sı nıfsal açıdan, her şeyden önce kapita l i st toplu m u n iki a na sı nıfı (işçiler ve kapita l i stler) arasında bir a ra yer al makta olan sınıf ve sosyal zü m relerin topla m ı d ı r. «Orta tabakalar .. deni(4) L. i. Brejnev. Len i n ' i n yol u nda, c. 3, Moskova 1 972, s. 485-486. (5) V. i. Leni n . Bütün eserleri, c. 26, s. 73.
610
len bu topl u l u k epeyce çeşitlidir. Kan ı mızca, bu toplu l u k , hem şehir ve köy küçük burjuvazisi nin, hem de kapitalizmde ü reti m a lanı nda ve top l u msal -politik yönetim meka n izmasında orta yeri tuta n bir böl ü m ücretli işçi leri ka psar. Da ha K. M a rks'ın bel irttiği g i b i , kapita l i st ü reti m i l işki leri n i n ayırıcı vasfı olan orta tabakaları silme eği l i m i, son onyılla rda geleneksel köy l ü l ü k sayı sının iyice aza l masında en beli rgin biçi mde kendini gösterdi. Kapita l i st gelişme bakımından d ü ş ü k ve orta d üzeydeki ü l kelerde k öy l ü l ü k bug ü n de en önemli sosyal z ü m relerden biriyken sanayice gelişmiş kapi ta l i st ü l kelerde çal ı şa n nüfus içinde köy l ü l ü ğ ü n payı ortalama °io 1 (Büy ü k Britanya) v e aşağı yukarı % 1 9 (Japonya) a ra sı nda değişiyor. Kapita l i st i l işkilerin gelişmesi m ü l k sahibi köyl üleri n küçük işl etmeleri nin, çoğu hal lerde de o rta işletmeleri n s i l i n i p g itmesine yol açıyor. Bir yandan, tekellerin egem enliği koşul l a rında, köy ekonomisinde çiftçiler (fermer'ler) ve köylüler eski özel d u ru m ve bağ ımsızlıkları nı yitiriyorlar. Giderek şiddetlenen reka bete daya nabi l mek için, küçük ve orta işletme sa hipleri, emeği yeğinleştirme ve maddi n imetlerden yoksu n l u k pahasına ürünlerin maliyeti ni düşürmek zoru nda ka l ıyorlar. Bunun ya nısıra köy ekonomisi ü retiminde sanayileşme köylülerin sı nıfsal ayrı m laşması n ı bir yere kadar ça buklaştırd ı . Bunlar daha feodal ilişkileri n egemen olduğ u za manlarda edindi kleri bi rleşik sosyal zümre çizgi lerini yitirmeye devam ediyorla r. B u s üreç, gelişmiş kapitalist ü l kelerde köy eko nomisinde çalışan a ktif n üfusun d üşmesi ne yol açıyor. Bu a ktif nüfus, büyük çiftlikçi-sermayeciler, ü retimdeki yerleri, eylem türü ve yaşam d ü zeyleri bakı mından endü stri v e hizmetler alanı nda eylem g österen küçük sermayecilerden ayırımı g itg ide aza l a n küçük ve orta bağ ı msız mülk sa h ipleri ve n i hayet, emekleri nde, tarı msal ' ü retim g üçleri n i n gelişmesine paralel olara k sanayi emeğ i ne ya klaşma eğ i l i m i n i n belirlediğ i köy eko nomisi işçileri g i bi üç bölümden oluşuyor. Köyl ü lerin bu yönde ayrı m laş ması kapita lizmin orta d ü zeyde gelişme gösterdiği b i rçok ü l kede de görülüyor. Ka n ı m ızca, köyde bağ laşıklar sorunu, her şeyden önce, köy ekonomisinde orta ta bakaları oluşturan küçük ve orta çiftçi lerle işbirliği çerçevesi nde kal ıyor. Gelişmiş kapita l i st ül kelerde köyl ü leri n sayıca ve göreceli pay bakı m ı n dan h issedi l i r derecede aza l masiyle ilgili olarak, bir de işçi sınıfı n ı n bağ laşığ ı sıfatiyle bu memleketlerde köylü l erin öneminin a za l ı p a za lmadığı soru nu ortaya çı kıyor. Sanıyoruz ki, bu soruya, ancak k öy l ü lerin objektif d u ru m u nu beli rl iyen n itel ve nicel etkenler arasındaki karmaşık karş ı l ı k l ı i lişki gözön ü ne a l ı n mak suretiyle doğru cevap veri lebilir. Marks v e Lenin, şu veya bu mem lekette bir sınıfın yada sosyal z ü m renin devrimci potansiyel i n i sadece on61 1
ların sayı d u ru m u na daya nara k değerlend i rmenin hata olaca ğ ı n ı en inand ı rıcı biçimde kanıtl a d ı l a r. Bu pota nsiyel, öncel ikle onları n toplumsal üreti m sistemi içindeki yerleriyle, memleket ekonomisinde oynadıkları rol/e, ö rgütlülük ve bilinçli l i k derecesiyle, d iğer emekçi birliklerinin sempa til eri ni kaza nma hü neriyl e vb. koşul/anır. Eğer devlet-tekel kapitalizmi sistemi içinde köyl ü lerin d u rumu bu açıdan ele a l ı n ı rsa, şu bi rkaç hu susun ayrı mına varı l a bi l i r : Biri ncisi, köylüler sayıca epey büyük ve yakın gelecekte daha da büyüyecek olan b i r emekçiler topluluğ u d u r. ikincisi, işçi sınıfı n ı n yanısıra onlar d a top l u m u n maddi zeng inliğinin yaratıcı/a rı d ı r ve bu sayede b u rjuva topl u m u n u n ekonomisi nde yaşamsal önemi olan bir rol oyna maya deva m etmekted i rler. Oçüncüsü, bi l i n ç düzeyleri yü ksel mekte, sıkı bir topluluk meyda n a getirmek üzere birbirlerine bağlılı kları ve savaşkanlıkları a rtmaktadır; köy yoksul/arını n, küçük ve orta mülk sa h i bi köylüleri n tekelci sermayece uyg u l a n a n ezgiye karşı s ü rekli savaşları birçok ka pita list mem leketin iç politik hayatında önemli bir etken haline gel mektedir. işte bunun içindir ki, kanımızca, tekel lerin egemenliğine karşı sava ş ı n başarı sı için gerekli koşulla rda n biri olarak işçilerle köylüler ara sında bağlaşma nın sağ l a m laştırı l masına i l işkin Leninci tez bugün de günceliğ i n i koru maktad ı r. Tekel/erin, m ilyon l a rca köylüyü topra k l a rından çıkarma, yıkıma sürük le me ve aynı zamanda a rtık zamanını yaşa m ı ş bazı tarım biçimlerin i ya pay olarak koruma tutu m u n u n tersine, işçi sı nıfı, köylülerin kendilerine toprak veril mesi ("Toprak, onu işliyenindirH ve köklü bir toprak reformu ya pılması istekleri n i destekliyor, gelir d a ğ ı l ı m ı , sosyal güvenlik, emek l i l i k v e genel yaşa m koşulları a la n ı nd a köylü lerin uğradıkları açık haksızl ık l a ra karşı g i rişilen a ksiyonları dört elle tutuyor. Kapita l izmin genel eğ i l i m lerinin gözönüne a l ınması, yalnız köylü lerin şimdiki ekonomik d u ru m u n u n gereksemelerin i sa pta mayı değil, aynı za manda ü retim i lişkileri sistem inde temell i değ işmelere elverecek olanak ların ortaya çıkarı l masını kolayloştı rıyor. B u yönde, köy ekonomisi ü reti minin yeniden ayarlanma ve modernleşti ri l mesini öngören, i stikra rını ve i lerlemesini, aynı zamanda küçük mal ü retici leri nin gelecek sosyal izm kuruculuğuna eşit haklı olara k katı lacak emekçiler haline getirilmesini g ü ven a)tına a l a n eylemde demokratik ve onti-monopolist bir a lternatifin bel irlenmesi büyük bir önem kazanıyor. Şehir orta tabakaları niceli k bakımından köylülerden d a ha büyük b i r isti kra r gösterir. Devlet-tekel ka pita l izmi, şehi rlerden yüzbi nlerce küçük mülk sahibini varl ı k l a rı n ı n dayandığı eski temelleri nden yoksun ediyor. Bundan başka, onların yaşama tarzını büsbütün değiştiriyor, kendilerini büyük maddi zararlara u ğ ratıyor ve çoğ u nu meslek değ iştirmek zoru nda b ı rakıyor. Başlıbaşına çalışma olanaklarını koruyo bilen mülk sa hipleri de çok büyük güçlüklerle boğ uşmok zoru nda kal ıyorla r. Büyük konsernler i l e 612
' küçük kurul uşlar a rasında çokya n l ı sözleşmeler sistemi, hizmetler alanın da özellikle yayg ı n olan bu sistem, küçük k u ruluşları çoğ u n dev firma ları n eklenmiş kısımları haline g eti riyor. Perakende ticarette d e benzeri bir d u ru m göze çarpıyor. Şu va r ki, topl u mda sınıfsal kutuplaşm a n ı n çok daha i leri g ittiğ i memleketlerde bile, bu zümrelerin görecel i payı n ı n aza l masına yönelik genel eğ i l i m i ç i n d e m utlak sayısı n ı n s o n y ı l l a rda ora n sa l l ı kla değ işmez kaldığı (bazı ü l kelerde g iderek büyüdüğü) g örülüyor. Bunun da, bir yere kada r, sanayi a l a n ında ve perakende ticarette küçük sermayecilik eylemi aza l m a s ı n ı n küçük kuru l uşlar pay ı n ı n oransa l l ı kla daha büyük olduğ u hizmetler a l a n ı ndaki hızlı genişl emeyle karş ı l a ma olayı açıklığa kavuşturabilir. Daha öneml i d iğer sebep, şehir orta tabakalarının sosyal yapısındaki yeni değişmelerle i l işkilidir. San yı l l a rda, bu ta bakalar özel hizmetlerle, devlet memurları ve ayd ı n l a rl a ka bard ı . Bir yandan çeşitli memur g ru p ları a rasındaki sosyal mesafe büyüdü. B u n l a rı n eliti egemen s ı nıfla bütü nleşti. Aşağı ta bakası, en yığ ınsa l bölümü, b i rçok sosyal göstergede g itgide daha çok sa nayi işçilerine yaklaşmaya başladı. Ara bölü m ü ise, yeni orta tabakal a rı n kendi n e özgü b i r grubunu ol uşturdu. Orta derece den memurlar arası nda birçok mesleğ i n yığınsal b i r karakter kazanması, bunların eski sosyal itibarıarını yiti rmeleri olayını doğrul uyor. idare ciha zındaki karmaşıklaşmaya koşut olara k, k a ra rların alınmasına orta dere ceden memurların katı l ı m ı azal ıyor ve bunları n emeği gitgide daha büyük ölçüde bir a l ışka n l ı k ka rakteri kaza n ıyor, işsizl i k tehl ikesi de büyüyor. Memurla rı n ayrı m laşması, daha genel bir sürecin, ya n i emek eylemin deki özelliğin b irleştirdiği b i r sosyal topl u l uk olara k ayd ı nların sınıfsal n iteliğine göre ta bakalaşmaları sürecinin bir böl ü müdür. Tekelci kapita lizmin ilk aşamasında, ayd ı n l a r, h izmet ettikleri ve en çok i l işkili oldukları yönetici sı nıfla sımsıkı bağ lı sayıca küçük bir zümreydi . Fa kat o koşullarda bile, aydınlar sınıfsal bakımdan türdeş değ il d i . (6) Aydı n ların kapitalist topl umda en yığı nsal sosyal zü m re lerden biri haline gelmesiyle, bu n ite l i k, bu sınıfsal türdeşl i k yoksu niuğu g itg ide daha da beli rg inleşiyor. Bu s ü reç « serbest meslek » sa h i bi bir g rupun sosyal evriminde iyice gö rülüyor. M anevi üreti mde ve hizmetler a l a nında kapita l i stleşme, ayd ı n ları n asıl yığ ı n ı n ı n d a h a önce « serbest meslekler » de (hukukçu, doktor, öğretmen, gazeteci olara k) ça lışmış olanlar, eski sosyal d u rumları n ı yitir meleri ve bir bölü m ü yeni orta ta baka l a ra katılan, bir böl ümü de işçi sı nıfıyle s ı n ı rdaş bir grup ol uşturan ücretli işçil ere dönüşmeleri son ucunu doğ u ruyor. Dzel iş sahipleri, sağ l ı k ve eğitim alanı nda çalışanlar, aynı za manda manevi ü reti m ve hizmetler a l a n ı ndaki küçük mülkiyetçiler de yeni orta tabaka lara g i riyorlar. (6) V. i . Leni n . Bütün eserleri, c. 7,
s.
343. 613
Aydınları n çoğ u , entelektüel mesleklerin sosyal anlam ve önem deva· l üa syonundan ve bunu nla i l işkili olara k bir yere kadar maddi ve manevi üstü n l ü k kaybından orta dereceli mem urlara ora n l a daha çok acı çekiyor· l a r. Devlet·tekel egemenliği idare cihazı n ı n keyfilik, b ü rokratizm bel i rtileri ve yeteneksiz müdaha leleri g itg ide sıklaşara k aydın temsilcilerini bı ktı rı· yor ve bunlar ça lışmaları n da sermaye koda manlarına bağı m l ı l ı k g i bi uta nç verici bir d u ruma düşüyorlar. Ayd ı n l a r burjuvaziden korkuyor/ar, onunla i l işiği kesiyor/ar. Gitgide sıklaşan b u olay a rtık etik gerçeklerinden yada tari hsel süreci n yasa· larını kavra maktan i l eri gelen kişisel bir protesto olmaktan çıkıyor. Bu kopuşma, kafa emeğ iyle hayatları nı kaza nanların önem l i birliklerini kap· sıyor, onların kendi temel çıkarları nı g itg ide daha iyi kavramalarından, devlet·tekel oligarşisinin gereksin meleriyle çelişen sosyal işverenlerin bi· l i ncine va rmalarından doğ uyor. Sonuçta, ayd ı n ların büyük b i r bölümü işçi sınıfı n ı n bağ laşığı oluyor. Demek ki, şehi r ve köy orta tabakaları n ı n önemi yapısal değişmelerle aza l mıyor. Orta ta bakalar, bütün üyle, kapita l ist topl umda yığı nsal bir sosyal zümreydiler ve bugün de öyledirler. Bunu nla birlikte, orta tabaka· lara g i ren aydın g ruplarının sayıca, g ö receli pay ve oynad ı k l a rı rol bo· kı mından a rtışı, işçi sınıfı n ı n kendileriyle işbir/ iğ i konusunda g östereceğ i özel d ikkati beli rl iyor. Devlet·tekel sistem i orta tabakaların goruş ve tutum u üzerinde çeliş· ki./i b i r etki yapıyor. Orta tabaka ları n çıkarları ile tekelci sermayenin politi. kası ve tüm devlet·tekel sistemi a ra sında açık bir uygunsuzl u k vardır. G itgide gözle görü l ü r bir hal a l a n bu uyg u nsuzluk, kapita l ist d üzene ve b u düzeni n k urumlarına ka rşı olumsuz i l i şkiyi bel irl i yo r ve a rtı rıyor. Dte yandan, devlet·tekel eliyle « düzenleme »nin olanaklarına, küçük sermo· yeci eylemine açık « nu r l u ufuklar»a ilişkin haya ller hôlô can l ı d ı rl a r. Bu hayal ler, küçük burj uvazi n i n bir böl ü münde, işçi sınıfına ve devrimci işçi hareketine karşı kendine özgü g üvensiz (boza n do açıktan açığa düş. monco) tutumuyle bağdaşarak, onda, kendisini işçileri n baskısı nda n « koruyacak» b i r «güçlü iktidar» isteğ i uya n d ı rıyor. Birçok ü lkede, nüfuslu aydın g ru pları hôlô tutucu bir tavı r takı nıyorlar. Bu tutuc u luk, temelde, egemen sı nıfla devam eden sosyal ve sosyal . psikoloji k i lişkilere, sözko· nusu g ru p la rı n nispeten yalıtık d u ru m una, sa h i p oldukları daha elveriş l i m a d d i olanaklara daya nıyor. Devlet·tekel kapita l izmine k a rşı düşmanlık bi reyci l i kle kaynaşı nca tek tek aydın g ruplarını ve ü niversite gençlerin i anarşizme v e aşırı.devrimciliğe doğru itiyar. Bel irli koş u l l a rda, proleter olmıyan, yani orta ta bakalar b i leşimine g ir· meyen ve çıkarları tekelci b u rjuvazin i n çıka rloriyle çelişen g ru pla r da (orta b u rj uvazi vb.) proleta rya n ı n bağ laşığ ı ola bilirler. Bu takd i rde, işçi 614
sınıfının onlarla ortak a ksiyonları çoğ u kez epeyce daha d a r bir objektif temele daya n ı r. Sosya l - s ı n ıfsa l çıka rların ya nısıra , politik sistemi n demokratikleşmesiyle ilgilenme, ı rksal ve u l usal hak eşitliği. kıyı cı faşist- m i l itarist reji m ierin varl ı ğ ı na son veri l mesi, harbin önlenmesi ve s ü rekli barışın sağ l a n ması g i bi genel demokratik karakterli çıkarlar ve amaçlar da geniş halk taba kaları n ı n işçi sı nıfı etrafı nda birleşti ril mesine temel olabilir. Çeşitli pol itik ve sosyal güçleri, çıkarları nda bel irli bir orta k l ı k temeli üzerinde bi rleştiren ve em perya l izme karşı, onun ezg i belirtilerine karşı yöneitii m i ş olan demokratik ha reketler, işçi sı nıfı n ı n diğer topl u msal ta baka l a rla bi rl i kte savaşı nın pratik biçi m i d i r. Proletarya böyle h a reketlere (genel demokratik, a nti -faşist, a nti-emperya l i st savaş) bir sınıf olara k ya doğrudan doğruya katı l ı r, yada g rupl a rı n ı n biri (gençl i k ve kad ı n h a re keti) tarafı ndan bu hareketler içinde temsil edi l i r, yada bunla rı destekler. Orneğ i n, V. i. Lenin, ezgiye, keyfi liğe karşı di nsel g ruplar tarafından gösterilen d i renişi gözönünde b u l u n d u ra ra k şunları yazmıştı : « Biz sosya l istler bu ha reketi desteklemeli, d i n çevreleri a rası ndaki dü rüst ve içten l i k l i ki mselerin istekleri ni sonuçland ı rma l ıyız . . . C) Bu cümleden olarak, bütün ü l kelerde, işçi sınıfı, gençl iği, kad ı n la rı , dindar emekçileri vb. bir leştirebilecek, bütün top l u msal tabakaları n a nti-monopolist savaşa aktif olara k katı lma ları için geniş bir yol aça bilecek yapıcı öneriler i leri sür mektedir. H
Biz, toplumdaki sosyal-politik değişmelerin çeşitli a sker zü m relerin in g örüş ve davranışlarına nasıl yansıd ı ğ ı soru n u n u da ele a l ı p i ncelemeyi ya rarlı bul uyoruz. Ord u , eg emen sınıfın elinde sosyal baskı org a n ı d ı r. Bundan başka, silôhlı kuvvetler, özellikle ücretli ordu değ iL. mesleksel ord u sözkonusu olduğu hal lerde, özel örgütlü bir sosyal kategoriyi oluş turur. Bu sosyal kategori, büsbütün aynı biçimde ol masa bile, her mem leketi n hem topl u msal ya pılışını, hem de politik doğ rultu ya pılışını yan sıtı r. Bu ded i ğ i m iz, ord u n u n ya lnız değ işen kesimini, ya ni askerlik h iz meti ni yapıp g idecek olanlar değ i l , s u bay bi leşi minin en yığınsal böl ü m leri de içinde o l m a k üzere daimi kadrola rını da kapsar. Subay l ı k yüküm leri n i n yığ ı nsal bir nitel i k a ld ı ğ ı hallerde, bu sosya l - mesleksel kategori öncel ikle el iter eski karakteri n i yitiri r ve daha çok orta ta baka l a r temsil eileriyle dolduru l u r. Dolayısiyle, bu sı nıflar için tipik olan görüş ve tutu m l a r su bay kesi minin görüş ve davra n ı şları na gitgide büyüyen damgasını vurur. Orta tabakala rla bağlaşma n ı n güçlenmesi, bu bağlaşı klığ ı n silôhlı g üçlerin önem l i bir böl ümünü kapsıyacak kadar yayılması için ek olanak lar yaratır. Ote yandan, silôhlı güçlerin bu bölümüyle işbirliği, işçi sınıfı ile orta tabakalar a rasındaki bağ laşı k l ı k i l işkileri n i n genişlemesine ya rd ı m edebi l i r. (7) V. i. Lenin. Bütün eserleri, c. 1 2, s. 1 44.
615
i şçi s ı n ı fı nı n bağlaşıkları n ı n bileşim ve d u rumunu bilime dayalı olara k çözümlerken, ya lnızca savaşın tüm genel demokratik ve a nti-monopol ist aşamasına özgü ortak ka rakter çizg i leri değ i l , aynı za manda ekonomik ve iç politik durumun olduğ u kada r u l uslara rası d u ru m u n u n somut özel l i k leri de d ikkate a l ı n ma l ı d ı r. Hele u l uslararası gerg i n l i ğ i n aza l ma s ı n ı n ve kapita l ist ü l kelerdeki bunalım olg u l a rı nda şimdiki şiddetlenmenin orta ta bakaların politik tutu m la rı üzeri nde ne g i bi etkiler yaptığı konusunda fikir değ iştokuşu da gayet yararlı olabi l i r. Genel olarak, gerg i n l iğ i n aza l ması a nti.- monopol ist savaşın sosyal ta ba n ı n ı n genişlemesine ve ha rekette canl ı l ı ğ ı n a rtmasına yard ı m eder. Küçük burj uvazi, uzun za man, m i litarist-şövi n i st propaganda n ı n etkisini en çok h isseden b i r z ü m reyd i. Bu etkilen me, b i r ya ndan da, « soğ uk h a rp »i n a l ı p yürüdüğ ü dönemde em perya lizmin sosya list ü l kelerle cephe leşme askersel-politik stratejisinin dayandığı yığı nsal ta banda küçük burjuvazi n i n önemli bir parçayı ol uşturması sonucuna vard ı rd ı . Oyle ki, küçük b u rj uvazi, anti-sovyetik önyargı ları n yayı l ması için besleyici bir orta m h izmeti görüyor ve bu durum işçi sınıfı n ı n bu sosyal zümreyle iş birliğ i n i engell iyordu. SBKP XXiV. Kongresi ta rafı ndan i l ô n edilen Barış Progra m ı ' n ı n gerçek leşti rilmesindeki başarılar, bu işbirliğinin yol u n u kesen bazı engelleri g iderdi. Yığ ı n psikolojisini değ i ştirmek elbette karmaşık ve deva mlı b i r sü reçti r. Başl ıca ka pita l i st ü lkelerde k ü ç ü k burjuvazi nin kafa larına yer leşen milliyetçilik ideolojisi ve büyük devlet şövinizmi hiç de silinip g itmiş değ i l d ir. Uluslara rası gerg i n l i ğ i n aza l ması, gerek sosyal düzenleri ayrı devletlerin askersel-politik cepheleşmes i nde azıtmas ı n ı n olası sonuçları nı, gerekse barış içinde yanyana yaşa m a n ı n olumlu perspektifleri n i d a h a a ç ı k kestirebilen tabaka lar üzerinde daha güçlü bir etki yapıyor. Anti-monopolist çıkışların a ktifleşmesinde kapitalist d ü nyayı kıvrandıra n buna l ı m ı n da katkısı va rdır. Emekçi lerin çoğ u bölü m ü n ü n maddi durumu n u n topyekun kötüleşmesine sebep olan buna l ı m, orta ta bakalar için de yen i g üçlü kler doğurdu. Hazı r mallar s ü rü mü n ü n ve aynı zamanda sipa rişlerin aza lması (ki bundan nice büyük firmalar bile za ra r görd ü l er), b i r çok küçük kuruluşun iflôsına yol açtı . Küçük vurg u n payı n ı n ora nsa l l ı kla hôlô büyükçe olduğ u h izmetler, taşıt işleri, otel ve restora n l a r a l a n ı nda küçük sermayeciler ciddi güçlüklerle karşı karşıya geldiler. Bunalıma kar Şı a l ı na n olağan üstü tedbirl er, çoğ u hal lerde, devlet ve belediye memur Iarı arasında işten çı karılanlar (hem yalnız küçük memurlar değ i l , orta memurlar do) sayıs ı n ı n a rtı rı l masiyle birlikte yürütül üyor. Yığ ı nsal işsiz lik, h a rpten sonra ilk defa ola rak, endüstriyel ü reti m a l a n ında n ice uzman ve yönetici kategori lerini de ciddi surette tehdit ediyor. Sosyal ve kü ltürel gereksin meler için verilen devlet kred ileri n i n kısıtlanması, ü retmiyen alanda nice entelektüel emeğ i meslekleri temsilcileri için ek g üçlükler yaratıyor. 616
Bütün bu sarsı ntı l a rı n dolaysız sonucu olarak, yönetici çevrelerin pol i tika sı ndan orta ta bakaların hoşnutsuzluğu arttıkça a rttı . Bu hoşn utsuzl u k nereye g ötürüyor? Burj uva reform ist h ü kü metlerin işbaşında olduğ u yer lerde, ekonomik d üzensizl i kler, orta tabaka l a rı n bir böl ü m ü n ü sağ yönde bir evrime, bazı hallerdeyse giderek aşırı -sağ kuvvetlere doğrudan doğ ruya destek olmaya götürebilir. Ama genel l i kle, halkın orta tabakaları n ı n politik psikolojisindeki değ işmelerin kara kteri, d a h a çok demokratik ilerici g üçlerin elde ettikleri mevzilerin sağ l a m l ı ğ ı na bağ lıdı r. Bu etki yeteri kadar güçlü olursa, orta tabakal a rı n sağ yönde evrim i d u rd u ru l makla kal maz, onların a nti- monopolist savaşa katı l ı m ı da canlandırılabilir. Işçi sın ıfı bağlaşı kları n ı n devrimci potansiyelini değerlend i rmede, bu raya kada r g özden geçird i ğ i m iz sosya l-ekonomik ve politik objektif etken Ierin ya nısıra sü bjektif etken lerin de çok büyük bir yeri ve önemi vardı r. Gerçek işçi sınıfı n ı n kendisinin, gerekse bağ laşıkları n ı n bilinçl i lik, örgüt l ü l ü k ve savaşka n l ı k d üzeyi de etraflıca incelemeye değer bir soru nlar g rupu ol muştur. Birçok olay ve kanıt, nice orta tabaka lar kategorilerinde politik olgun luğun a rttı ğ ı n ı gösteriyor. Birçok memur gru pları çoğ u kez proleta rya n ı n savaş metotlarına yönel iyor ve işçilere özgü istekler i leri s ü rüyorla r : Emek ücretlerinde « ha reketli tôrife » uyg u l a nması ve asgari ücretin g a ra ntilen mesi ; ücretin oluşmasında, bunun daimi böl ü m ü n ü n yükseltil mesi ve emeği yeğ inleştirme a maçlı elemanların çıkarı lması suretiyle, yapılışin de ğ iştiri lmesi ; politik bakımdan aktif emekçil ere uygulanan ayrı mlara son veri l mesi vb. g i bi . . . Bu istekleri n gerçekleştiril mesi savaşı, buna katı lan ları a rtık ya lnız objektif olara k değ i l , sü bjektif olara k da işçilere ya klaş tırıyor. Sanayi proleta ryasından sonra, memurların da örgütlenme, mesleksel birlikler kurma, ça lıştı kları yerde mesleksel ve politik eylemde b u l u nma, çalışma koşu l l a rı üzeri nde kontrol uyg u lama ha kları n ı elde etmek için, g itgide a ktifleşen bir çaba harcad ı kları görü l üyor. Sanayi k u ruluşları nda denenmiş olan savaş metot ve biçi mlerini memurlar da benimsiyor, çe şitli g revler, pikeler, boykotlar ve çeşitli gösteriler vb. yapıyorlar. G iderek, beya nname dağıtma, hoparlörle propaganda, ka m uoyu ile i l işki k u rmak, halkın elden geldiğ ince daha geniş tabaka ları n ı n destek ve dayanış ması nı kaza n m a k üzere «açık topla ntı lar» düzenleme g i bi eylem biçim leri ni de başa rıyle uyg uladıkları görül üyor. Bütün bunlar, örg ütlü işçi ha reketiyle işbirliği kuru l masına yard ı m ediyor. işçi s ı nıfı, yeni orta tabaka l a rı n proleta rya n ı n savaş biçimlerine yönel til mesi ni aktif olarak destekliyor, onların hem özel gereksinmeleri ni, hem de öteki emekçi g rupları n ı n i leri sürdüklerine benzer isteklerini (işsizl ik teh l i kesi ne, vergi adaletsizl iğ ine karşı, reel yaşa m d üzeyi n i n d üşmesine karşı aksiyon l a r) hara retle savunuyor. 617
I şçi sınıfı n ı n bağ laşıkları proble m i n i n somut içeriğini, yuka rıda beli rtti ğ imiz g i bi, yürüttüğü savaşın çeşitli aşamalarında proleta rya n ı n ka rşı ka rşıya bulunduğu soru n l a rı n karakteri, işçi sınıfı n ı n ve proleter ol mıyan sosyal g rupları n objektif olara k koşullanan menfaatleri belirl iyor. Doğal olarak, genel demokratik, a nti-monopolist savaş safhasından sosyal i st dönüşü m ler aşamasına geçiş, sınıf g üçleri n i n yera l ı mında esaslı d eğ işik l i kler yapacak, işçi sınıfı n ı n bağ laşı klar problemini de bi rçok ba kımdan yeni biçimde ortaya koyacaktır. Proletarya n ı n sınıf savaşı deneyi, sosyal ist dönüşümler aşaması nda orta tabaka ların desteğ i n i koruma problemleri nin büyük bir önem kazandığını gösteriyor. Len in, savaşta bir aşamadan ötekine geçişle ilgili olarak, sınıf g ü çlerin i n yeniden g ru plaşma ana doğ rultuları n ı kesti rme h ü neri n i n , geçici bağ laşıkları daimi bağlaşıklardan, sağ lam bağlaşı kları i ki rc i m l i ve uzlaşıcı taba ka lard a n ayırdedebil me beceriğinin önemine işaret ediyord u . Anti-monopol ist savaşın içeri ğ i a ncak sosya list perspektif gözeti ldiğ i takdirde doğ ru biçimde bel i rleneb i l i r. Bu strateji k yönel im, i lerici demok rati k g üçlerin yekpôre birl i k ve toplu l u ğ u n u n daha d a güçlenmesini, pro leter olmıyan y ı ğ ı n la rla i lişkilerin genişletilip derinleştirilmesini, toplum kuru l uşunu sosya l , politik ve ekonomi k bakımıarından yenilemeyi geliş tirme ve derinleştirme koşut olara k bu güçlerin ve yığınların savaş po ta nsiyelinin a rtı rı l masını g a ra nti ediyor. Işte, çağdaş genel demokratik, a nti-monopolist savaş aşamasında işçi sınıfı n ı n bağ laşıkla rı probleminin görüşül mesiyle i l g i l i olara k işa ret etmek isted i ğ i m iz bazı sorunlar bunlard ı r. SSCB Bilimler Akademisi'ne bağlı Uluslararası Işçi Hareketi Enstitüsü
618
Toplumsal ilerleme kriteryumu olarak kardınların durumu E/ena Lagadinova BKP Merkez Komitesi üyesi ve Bulgaristan Kadınlar Komitesi Başkan!
B i rleşmiş M i l letler ö rgütü ' n ü n 1 975'i Uluslara rası Kad ı n l a r Yı l ı i1ôn eden kararı, toplu m u n i lerlemesinde kad ı n ı n oynadığı ral ü n e n geniş ölçüde şükranla karşılan ması a n l a m ı ndadır. Bu karar, yeryüzünde ilerici g ü çlerin, hayatı yaratan ve gelecek kuşakla rı yetişti renlerin hakları için savaşta daha güçlü bir birlik meydana getirmeleri ni a maçlıyor. H ü k ümetler, politikacı ve topl umcular, u l uslara rası örgütler, neden ötürü kadınların sosya l -ekonom ik ve politik-hukuksal d u ru muyle ilgili so runları görüşmek ve bu n la rı n çözümü için pratik tedbirler belirlemek zo runda ka lmışlard ı r? Bunun nedeni her şeyden önce son yı llarda tek tek ü l keleri n ve bütü n d ü nya n ı n hayatı nda kadınların toplumsal a ktifl iğinin hızla a rtmış olmasında a ra n malıdır. i nsa n l ı k, karşı ka'rşıya bulunduğu karmaşık ekonomik ve sosyal problemleri, bug ü n yeryüzünde maddi ve mô nevi değerleri yarata nıarı n üçte birini ol uştura n ka d ı n ların katı l ı m ı olmadan çözebilecek d urumda değ ild i r. Barışın korunmasında v e sağ lam laştırılması nda kadınların rolü önemlidir. Kadın-ana, ba rışa susamış tır ve barış için, kend i yavrusuna ve bütün d ü nya çocu klarına sevgi bes Iemesi kada r doğ a l l ı kla, mücadele etmektedir, B u gerçeklerin genel likle itirafı ve kabulü, ne yazı k ki, bi rçok ü l kede kad ı n ı n reel d u rumuyle uyu m l u değ ildir. Kad ına ayırımlı işlemi reddeden çeşitli hukuksal belgeler kabul ed i l m i ş olmasına karşın, kadınlarla erkek ler a ra s ı nda gerçek eşitsizlik kapitalizmin onmaz il letlerinden biri ola ra k kalmaktad ı r. K. Ma rks şöyle d iyor: «Toplumsal ilerleme lôtif c i n s i n top l umsal d u ru m una ba kılara k tam bir isa betle ölçülebil i r. » (1) Eşit işe eşit siz ücret, işe a l ı nmada ayırı m l ı işlem ve dolayısiyle erkekler a rasındakin den daha yüksek ora nda işsizlik, yü ksek vasıflar gerektirmiyen düşük ücretli işlerin kad ı nla ra görd ü rül mesi, aile içinde eşitsiz d u rum, kapita l i st ül kelerde kad ı n la rı hak eşitliği ve gerçek özg ü rl ü k için sebatla sa vaşa zorlayan nedenlerin hepsi değ i lse bile en önemlileri d i r. Sosya l izmde herlürlü ayı rı m ve eşitsizlikten uzak olan kad ı n ı n d u ru m u bu savaşa ışık tuta n bir deniz feneri yeri ni tutm a ktadı r. Sosya list ü lkeler Uluslara rası Kad ı n la r Yı l ı fikrini haklı olara k selôm(1) K. Ma rks ve F. Engels. Eserler, c. 32, s. 486. 619
l ıyor, sevinçle karşıl ıyorlar. Bu ü lkeler bütün sosyal politika ve uyg u lama lariyle Marksizm -Leninizmin « ka d ı n soru n u »na i l işkin görüşleri n i n doğru l u ğ u n u ortaya koyuyor, kadı n ı n sosyal kurtu luşu için, etraflı ve uyu mlu gelişmesi için biricik reel tarihsel perspektifin sosya lizm olduğunu kan ıt lıyorlar. Bulgaristan Halk Cumhuriyeti, Uluslararası Kad ı nl a r Yı l ı ' na, boyutları yal n ı z yü ksek ekonomi k gelişme tempolariyle, toplum hayatı nda, bilimde ve kültü rdeki başa rılada değil, aynı zama nda kadı n ı n n itel bakımdan yeni d u ru m uyle ölçü len otuz yıllık sosyal ist gelişmenin sonuçla rı n ı genel I iyerek g i rmiş bulunuyor. Bulgarista n Komünist Partisi, her za man, kad ı n-işçi k u rtuluş savaşı n ı n d ı ş ı n d a kalacak olursa, işçi s ı n ı f ı n ı n y ü kü m l ü o l d u ğ u tari hsel ödevi (ken d i n i ve kendisiyle birlikte insanlığı kapita l izmin boyun d u ruğundan k ur tarma ödevi ni), yeri ne geti remiyeceğ ine ilişkin Ma rksist tezi çıkış noktası yapmıştır. Bulgar kad ı n la rı , gerek kurtuluş hareketine kişisel olara k katı l mak, gerekse bir devrim savaşçı ları kuşağı yetiştirmekle, sosya l i st dev rim i n üstün gel mesi için büyük hizmetlerde bulunmuşlard ı r. B u n u n içindir ki, halk iktidarın ı n ilk devrimci hukuksal eylemlerinden biri, h ü rriyetin elde edil mesinden sadece 37 gün sonra, 16 Ekim 1 944'te « Her iki ci nsten kişileri n eşit hakları n a dair ka nun » u kabul etmek oldu. Bu ka n u n u n biricik maddesi, her iki cinsten kişilerin ekonomik, devletsel, kültürel ve toplumsal-politik hayatın bütü n a la nlarında birbirinin aynı haklardan yararlanacaklarını öng örüyord u. Anlamı sözünden daha geniş ola n bu belge Bulgari stan kadınları için çek önemliydi. Zira bu kanun, Bulgar kad ı n l a rı na sosya l izm kuruluşuna a ktif ola ra k katılma olanağı verjyord u. Daha sonra 1 945'de çı karı lan Nikôh Ka nunu, 1 947'de kabul edilen D i mitrov Anayasası, 1 97 1 ' de kabul edilen Bulgari sta n Halk Cum huriyeti Anayasası g i bi yasama belgeleriyle memleketimizde kad ınların h ukuksal eşitliği kesinleşmiş oldu. N e var ki, h ukuksal eşitl ikle eylemsel eşitl ik a rasında uzun ve çetin bir yol vard ı . Sosyal ist toplumumuzun genel gelişme s ü reci boyunca bu yolun aşıl ması gerekiyord u . Eylemsel eşitliğin gerçekleşti ri l mesi her şeyden önce toplumsal ü reti me kad ı n ı n geniş ölçüde çekil mesine elverişli bel i rl i ekonomik koş u ll a rı gerektiriyordu. Lenin şöyle demişti : « Ka d ı n ı n t a m kur tul uşu ve erkekle eylemsel eşitliği için toplumsal ça lışmanın varl ı ğ ı ve kad ı n ı n genel ü retim ça lışmasına katılması gereklid i r (2) . ..
Ve eğer, 9 Eyl ü l 1 944 Bulgar kadı n ı n ı n yeni yolunu bel i rl iyen g ü n , ken disine hak eşitliği ve toplumda yaraşık bir yer sağlayan gün olduysa, BKP M K ' n i n 1 956 Nisan Plen u m u ' n u n da kadı nları n gerçek eylemsel eşitliğe u laşması nda dönüm noktası olduğ u da g üvenle söylenebi l i r. (2) V. ı. lenin. Bütün eserleri, 620
c.
39,
s.
201 .
Nisan Plen u m u ' nda a l ı n a n kararlar, sosyal i lerlemeye, halkın yaratıcı g i rişim i n i n a l a bildiğine genişlemesine; topl umsal üretim g üçlerinde ka d ı n ları n yığınla maddi ve mô nevi ü retime çek i l mesi ola nağ ı n ı yaratan coşkun gelişmeye büyük bir hız verd i . 1 956'dan 1 972'ye kadar işçi ve memur kad ı n la rı n sayısı 3,5 misli a rtarak 382 binden 1 mi lyon 337 bine çıktı. 1 973'te kadınlar bütün işçi ve memurl a rı n % 45'ini, köy ekonomisin de çalışanların % 46,9' u n u ol uşturuyord u . Ça l ı şabi l i r yaştaki her 1 00 ka d ı n ı n 68'i topluma yararlı b i r ça lışmada bulunmakta, % 1 4'ü öğreni m yapma kta d ı r. Memleketim izde m ü hend i slerin % 27, l ' i , doktorların % 41 ,8, i ktisatçıları n % 58' i vb. kad ı nd ı r. Şunu do kaydedelim ki, Birleşik Ameri ka'da kadınlar mühendisleri n a ncak % l ,6'sını, doktorların % 6,7' sini oluşturmaktadır. Memleketim izde kad ı n , sağ l ı ğ ı na ve o n o l ı k işlevleri ne za rarlı olon işler bir yana, her işde ça l ışabil i r. Genç kızları n meslek seçmeleri nde bilime daya l ı kı lavuzla rd o n, yani her türden işin koşulları n ı ve istemleri ni tom olara k beli rleyip a çı kiıyon, tıbbi, sosya l , psikoloj i k ve sosyolojik bakım Iardan kad ı n lar için elverişli meslekleri d üzenl iyen progra mlarda n yarar lanı lıyor. lJretim çevresi n i n, işyeri n i n, yaşama koşulları n ı n d u rmaksızın iyileştiri l mesi, ça l ışmaya elverişli ve kad ı n ı n istekleri ne uyg u n emek rejim Ieri (örneğin, mevsim işi, yarım günlük çalışma vb.) uygula n ması top l u m s a l emeğe her yoşto n gitgide daha b ü y ü k sayıda kad ı n ı n katı lmasına o l a nak veriyor. Şu va r ki, top l u m u m uz, kad ı n ı n topl u msal üretime katı l ı m ı n ı n ya l n ı z n icel bakımdan değ i l , nitel bakı mdan do artmasını v e onun emeğ i nde etkinliğin a rtmasına yardım eden sosyal koş u lları n iyileştirilmesini iste mekted i r. Orneğ in, BKP, işçi kad ı n l a rı n ka lifikasyo n u n u n yükseltil mesine çok büyük bir önem veriyor. Son yıl/arda, maddi olmıyan üretim o/a n ı nda ve aynı za manda makine yapımı, elektronik, kimyasal üretim g i bi teknik i lerlemeyle sıkı bağı olon dalıa rda kad ı n ların sayısı hızla büyüyor. Maki neleştirme ve otomasyon u n yüksek derecede olduğu ü reti m kolların da kad ı n emeği gitgide d a ha geniş ölçüde kullanı l ıyor. Bu d u ru m işçi kad ı n ı n mesleksel vasıfl a rı n ı yükseltiyor ve iş ücret i n i n de o oranda art masına yol açıyor. 1 973 y ı l ı nda art ı k orta özel öğren i m l i uzmanların % 55,3'ü ve yüksek öğren i m l i uzma n l a rı n % 38,8'i kad ı nd ı . Top l u msal ça l ışma, emek kolektifi n i n etkisi, kad ı n l a rı n görüş çevrenini genişletiyor, ev ve a i l e kayg ı la rı çerçevesi n i b i r hayl i aşan i l g i ve menfaatl erin i n karş ı Ianmasına yard ı m ediyor, onlara ekonomik bağ ımsızl ı k veriyor. Bütün bu nlar, bir o rada a l ı n ı rsa, mesleksel, entelektüel ve mora l yet kinleşme bakımından, kişisel özg ü rl ü ğ ü n genişl emesi bakı mından elverişli koşullar yaratıyor. Bunun içindir ki, Bulgar kad ı n ı n ı top l u msal ü reti m e katıl maya yöneiten etmen artık sadece a lacağı ücret sorunu değil, aynı za manda bütün kal biyle d uyduğu yeni top l u m u n aktif kurucusu olma 621
gereksin i m i d i r. 1 969 y ı l ı nda « Iktisadi, toplumsal, kü ltürel hayatta ve ailede kad ı n » kon u l u bir sosyolojik i nceleme yapıl mıştı. Toplumsal emek a l a n ı n da ça lışmakta olan evl i kad ı nl a ra yönelti len « Sizin v e ai lenizin m a d d i ba kımdan b ü t ü n i htiyaCıarınız sağ lanmış olsayd ı , yine ça l ış ı r mıydınız?» sorusuna şu ceva plar a l ı ndı : - Gücüm ve olanakları m yettikçe ça lışırd ı m (% 56,7). - Emeklilik yaşımı dolduru ncaya kadar ça lışırım (% 22,9). - Ta m işg ü n ü ve tam g ü ndelik olmamak koşul uyle bir s ü re ça lışırı m (% 1 ,9) . - Çocuklarım yeterince büyüdükten sonra çalışırd ı m (% 1 ,6) . - Za man zaman ça lışırım (0 10 1 ,5). - Çocu ğ u m olu ncaya kadar çalışırım (% 0,2). - Ça lışmam (% 1 5,2). 1 973 y ı l ı nda « Koca nızın aylığı iki katı na çıkarılsa, işinizi b ı ra k ı r mısı nız�» sorusuyla yapılan bir başka sosyolojik i ncelemeni n sonuçları na göre, bu soruya kad ı n l a rı n % 96'sı « Hayı r ! » ceva bı verdiler. B u Bulgar kad ı n ı n ı n sosyal değerler sistemine olan i lişkisinin büsbütü n değ iştiği a n la m ı na gel iyor. Emek onun için varl ı ğ ı n ı n a n l a m ı ve nedeni olmuştur, a rtık başka bir hayat düşün memektedir. Kad ı n ı n azatlığının. önemli bir etkeni, sosyali st öğreni me, ulusal kültü rü n ve d ü nya kü ltü rü n ü n değerleri ne onun da erişebi l mesidir. Hatı rlarda d ı r, y u rd u m uzda sosya l i st devri m i n üstün gel mesinden sonra , önümüzde çözüm bekliyen soru n l a r a rasında, kad ı n la rı n, özellikle köy l ü kadınların okuma yazma bil mezliğini g iderme soru nu da vard ı . Ve işte otuz y ı l geç tikten sonra, 1 973-1 974 dersy ı l ı nda yüksek okullarda bütü n öğ rencilerin % 51 .S'ini genç kızla r- oluştu ruyord u . Ka l d ı ki, bu kanıt, kad ı n ı n kü ltürle kaynaşması nın ya lnız bir ya n ı d ı r. Bulgar kad ı n ı derin ve etraflı bilgiler edindikten sonra, artık kendisi de bil im, edebiyat ve sanatı mızı geliştir menin eşdeğerde bir etkeni haline gelmektedi r. V. i. Lenin'in kanısı nca, kadı n ların tam sosyal eşitl iğ i , sosyal yönetime erkeklerle eşit katı l ı m ı olmadı kça, gerçekleştirilemezdi . (3) Bugün BKP üyeleri nin 0, '0 26.S' i, Dimitrov Komsomolu üyeleri n i n % 50,6'51 kad ı nd ı r. Yersel halk ikitida rı temsil org a n l a rı m ızda % 37 oranı nda, Halk Mec l isi'nde ise % l S.7 oranı nda kadın vard ı r (Fra nsız parlô mentosunda ka d ı n m i l letveki l leri % 1 ,7, Belçika'da % 2,S, Büyük Brita nya'da % 2,9 ora n ındadı r) . Bizim koşulları mızda ilginç bir veri de şud u r : Her a ltı kuruluş d i rektörü veya yardı mcısı ndan b i ri kad ı n d ı r, Sosya l izm kuruluşu y ı l l a rı nda a il e üyeleri arasındaki i l işkiler kökten de ğ işti. Kad ı n ı n erkeğ i nden daha yü ksek öğ reni m l i olduğu a i lelerin (yak laşık olara k 0/o 1 2) , erkeğ ine eşit veya daha yü ksek gel i rl i olduğu aile(l) V. i . Leni n . Bütün eserleri, c. 40, 5. 1 57-15S.
622
lerin (% 35.4) sayısı a rttı . Şu da va r ki, bu g i bi a i lelerde kadınları n önem l i b i r bölümü, a rtık evlendikten sonra, hem de erkeğ i n a ktif yar d ı mı, maddi ve ma nevi desteğ iyle öğreni m ierini ve mesleksel vasıfları n ı y ükseltmişlerd i r. Bu d u rum, geleneksel eşitsiz i l işki lerin g iderilmesinde, tam hak eşitl iğine ve evl i çiftler a rası nda karşılıklı saygıya daya nan ni tel bakımdan yeni a i le i lişkilerinin o l uşturulup g üçlendirilmesinde büyük başarılar elde ed ildiğ i n i gösteriyor. BKP X. Kongresi şu gereğ i tespit etti : .. Sosya l i st toplumda kad ı n ı n yeri ve rol ü hakkı nda bilime daya l ı b i r tümel görüş temeli üzerinde, kadı n ı n a na l ı k g i bi soyl u işlevleri ni yerine getirebilmesi v e bununla bi rlikte emek s ü recine katı lması, mesleksel ve ma nevi bakımdan yü kselmesi, topl u m u n yöneti minde yeri ni v e rol ü n ü perçinlemesi için en i y i koşulları yaratacak geniş bir ted birler progra m ı n ı n uygulanmasına başl a n m a l ı d ı r. » (4) Bu parti ödevinin yerine getiri l mesi için, bilim adamları nd a n, uzman lardan, toplumculardan ve politikacılardan oluşan bir kolektif meyda na getirildi. BKP MK'nin yöneti m i a ltında, bu kolektif, kad ı n ı n ana, emekçi ve toplumcu olma temel sosyal rolleri n i n uyumla bağdaştı rılması için gerekli koş u l l a rı beli rl iyen bir görüş hazı rla d ı . Bu görüşe i l işkin hüküm lerin bir böl ü m ü BKP' n i n Aralık Progra mı'nda ( 1 972), yani halkın ya şama düzeyi ni yü kseltme progra mında yer a l d ı . Daha sonra da, BKP MK Pol it bürosunun, gelişmiş sosyalist toplum kuruluşunda kad ı n ı n rol ü n ü yü kselt meyi öngören 6 Mart 1 973 g ü n l ü kara rında bütün i l g i l i hükü m ler en dol gun ifadesi ni buldu. Bu belgelerin içeriğ i, sosya list topl u m u n kad ı nların hukuksal d u ru muna olan yanaşı m ı nda önem l i bir ayı rdedici özelliği gösteriyor. Bu özel l i k şu ya rg ıya dayanıyor : Kad ı n ların hakları n ı n erkeklerin haklariyle salt eşit len mesi yeterli değ i l d ir. Toplum, kad ı nların a n a l ı k d u ru m uyle i l g i l i ö·zel rol ü nden ha reket ederek, onlara, çocukların her bakımdan gelişkin kişiler olarak eğ iti l mesine ilişkin ciddi ödevler yüklemekte ve bunda n ötürü kendi lerine sözkonusu ödevleri yeri ne getirebil meleri için erkeklere kı yasla bazı ek haklar vermekted i r. Bulgarista n'da bu hakların hacmi g iderek a rtıyor. Drneğ i n, çalışan a naya (birinci, ikinci, yada üçü ncü çocuğunu doğ u rmuş olmasına göre) aylığ ı n ı n bütünü ödenerek verilen dört, beş veya a ltı aylık izin, 1 Kasım 1 973'ten itibaren, çocuğ una bakabilmesi için sırasiyle a ltı, yedi veya sekiz aya kadar uzatı ldı. Bu ek izin süresi nce, ana, en az ücret d ü zeyi nde, yani 80 leva aylık a lıyor. Bundan başka, ana kadına, çocuğu üç yaşını dol d u runcaya kada r parasız izin de veri l iyor ve bu izin kı dem sü resi sayılıyor. Bütün bu haklar köy ekonomisinde ça lışan kad ı n l a rı da kapsıyor. O n i versite öğ rencisi analara 8 0 leva ölçüsü nde burs veri l iyor v e d i ğ e r pa ra (I,) Bulgarista n Kom ü n i st Partis i n i n Onuncu Kongresi. Partizdat 1 97 1 , s. 96.
623
yard ı m ı yapılıyor. Eğer genç ana mesleğ i nde çalışmasırll uzun süre kes mek istemez ve ek ücretl i izni n i n bitmesinden önce işine dönmeyi yeğ lerse, ona kendi emek ücretinden başka en az aylı ğ ı n yarısı ölçüsünde para ya rd ı m ı yapılıyor. Ana olmaya hazı rlanan kad ı n l a rı n emek hakları kon usunda özel bir koruyucu işlem yapıl ıyor. Eğer bu kadı nlar sağlığa zara rlı ü retimde ça I ışıyorla rsa, gebel iğin dörd ü ncü ayından sonra ve bazı hal lerde gebel i ğ i n tespit edildiği andan itibaren, başka i ş e geçiril iyor. S a ğ l ı ğ a zara rl ı işlerin l i stesi d üzen l i olara k gözden geçiriliyo r ve ta mamla nıyor. Kadın, gebel iğin dördüncü ayından sonra çocuğu sekiz ayl ı k olmadan önce işten çıkarıla maz. Para l ı ve parasız izin dönemi nde, ana, keza işten çıkarı la maz, iş sözleşmesi koşul larında değ işiklik yapıla maz. i ş Ka n u n u m uzda yer a l a n ve kad ı n l a gebel iğ i nden ötürü iş sözleşmesi yapmakta n vaz geçi l mesini yasa klıya n hüküm, bizim iş ka n u n l a rı m ızı n önem l i bir başa rı sıdır. Kad ı n l a r yaşlanmadan ötürü erkeklere kıyasla daha elverişli koşullarda emekliye ayrılıyor. işinin a ğ ı rl ı ğ ı na göre, ça lışan kadınların 45,50 veya 55 yaşı ndan sonra ve sırasiyle 1 5 veya 20 çalışma y ı l ı n ı doldura ra k emek l iye ayrı l ma hakkı vard ı r. B u a l a nda, beş veya daha fazla çocuk doğ u r muş ve sekiz yaşına kadar yetiştirmiş olan a n a l a ra daha önem l i ayrıca l ı klar ta n ı n ıyor. Kad ı n ı n sağ l ı ğ ı n ı koru mak için, çeşitli bronşlarda çalışan parasız sağ l ı k kuru l uş l a rı hizmetted i r. Süt çocukları n ı n sağ lığı için şehi rlerde 228 ve köylerde 2.066 konsü ltasyon merkezi ça lı şıyor. Çocuk bahçeleri n i n sayısı du rmadan a rtıyor ve b u ralarda bakımın iyileşti ril mesi içi n daha büyük bir özen gösteri l iyor. Bulgaristan'da genç ve çok çocuk l u a i lelerin konut problem i n i n çözü mü, ucuz çocuk g i ysi leri ve besin maddeleri ü retiminin genişletil mesi, yer yer kamu h izmet kombina l a rı k u ru l ması vb. gibi büyük sosyal ted birlerin gerçekleştiril mesi kadına ve aileye çok büyük bir ya rd ı m ol uyor. Fakat, ka n ı mızca, topl u m ta rafı ndan gösteri len bu özen ne kadar etki n o l u rsa olsun, kad ı n ı n erkekle sosyal eşitliği, önce i l k sosyal ü n ite olan a i l ede gerçekleştiril mezse, a i lede gereken a h lôki hava yaratıl mazsa ve a i l e üyeleri arası nda hakbi l i r bir işbölüftıü sağ lanmazsa, tamamiyle gerçek leştiril m iş sayıl a maz. Burada asıl yeni tipten, sosyal ist ti pten a ilenin oluş ması sözkonusud ur. Ana - babaları n topl u msa l idea l leri n i n ne olduğu so runu, sosya list topl u m u n üyeleri sıfatiyle hangi bilinç düzeyinde bulun dukları, bili msel ve kültürel ilgi leri soru n u birincil bir önem kaza nıyor. Bütün bunlar genç kuşağ ı n eğitimi ba k ı m ı ndan kesin bir önem taşıyor. Bunların hepsi, son a macı yetişme halindeki kuşağ ı n gereksindiği asıl özeni a rtık yavaş yavaş topl u m u n yüküm lenmesini sağ lamak olan politi ka n ı n bileşen bölümleri d i r. Böylelikle, ailenin maddi d u ru m u n u n ne 01624
duğuna bakılm aksızı n. çocukların en iyi fiziksel ve moral gelişmeleri sağ lanmış olacak. ana-baba l a rı n yükü m ü daha çok mô nevi eğ itimleri üze rinde yoğ u nlaşacaktı r. Bu dynı zamanda a n a - ba baları n ve özel likle ana ları n etraflı gelişme olanaklarını a rtıracaktır. Partice hazırlanmış olan program sayı sız karmaşık ödevleri yerin e getir menin gara ntisi d i r. Bulgarista n Halk Cumh u riyeti Devlet Konseyi bu prog ra m ı devletin sosyal politikasının temeli olara k onayladı. Bu y ı l içinde. memleketin olanaklarına göre. sözkonusu progra mı gerçekleştirme yö n ü nde yeni adımlar atı lacak. Pa rtimiz ve hükü metim iz. böylece. ya kın geç mişe kadar geri bırakılmış küçük bir mem leketin. sosya lizm yol undan yü rüyecek ol u rsa. kısa bir tarihsel süre içinde kad ı n ı n etraflı gelişmesi için en zeng i n kapitalist memleketlerin bütün tari hleri boyunca yapamadıkla rı kadar büyük işler başarabileceğ i n i bir kez daha göstermiş oluyorl a r. BKP M K Birinci Sekreteri ve BHC Devlet Konseyi Başka n ı Todor Jivkov yolda şın. Uluslara ra sı Kad ı n l a r Yılı münasebetiyle. 1 974 Ara l ı k ayında BMT Genel Sekreterine sunulan bildirinin daha 35 devletin yöneticileri ta ra fı ndan i mzalanması sırasında yaptığı konuşma işte bu ruhla dolgundu. T. Jivkov yoldaş şöyle demişt i : « Benim görüşlerim ve meml eket i m i n izle diği politika. bu bildiride yer a l a n fikirleri niz ruhundadır. Bulgarista n Halk Cumh u riyeti Devlet Konseyi ve H ü k ü meti. kad ı n ı erkekle eylemde eşitleme. kad ı n ı n uyu m l u gelişmesini sağlama. politik hayatta. memle ketin ekono m i k ve sosyal i lerlemes i nde ve halkın maddi ve kültürel gö nenci yaratmadaki rol ü n ü y ükseltme progra m ı n ı sistem l i olara k ger çekleştiriyorl a r. » (5) Doğ a l d ı r ki. eğ er Bulgarista n sosyal ist ü l keler toplu l uğ un u n b i r böl ü m ü olmasaydı. eğer öteki sosya list devletlerin yard ı m ı n a v e onlarl a işbirl i ğ i ne, özel likle büyük Sovyetler Birl i ğ i n i n ve SBKp'nin karşılık gözetmiyen çok ya n l ı ya rdımlarına dayanmasayd ı , mem leketimizde. Bulgar kadı n ı n ı n sos yal eşitliği ve gelişmesi sorunları n ı n süratle ve komple biçimde çöz ü m ü n ü sağ layan sosya l ist i lerleme bu ölçü lerde v e bu k a d a r k ı s a bir dönem içinde gerçekleştirilemezdi . Bulgar kad ı n la rı. emekçi. a n a v e topl umcu kadına sayg ı n ı n hüküm s ü r d ü ğ ü b i r topluma mensup ol makla kıvanç d uyuyorl a r. Kad ı nları m ız. bütün d ü nyada hak eşitl iği, ba rış ve sosyal i lerleme için savaşmakta olan kadı nlarla daya nışmalarını d i le getirebi l mek üzere Ulus l a ra rası Kad ı n l a r Yılı uyg ulamaları nd a n yararlanmaya ça lışacaklard ı r. Biz o kanıdayız ki. insanlık, biri ktirilen deney 've maddi kaynakla rd a n · ya ra r lanarak. aynı zamanda yüce hümanistlerin ideallerine daya narak. daha bugü nden. tari hsel önemi büyük olan ve kad ı n ı n kurtuluşu ve g el işme sini de kapsayan sosyal problemleri başta n başa çözmeye girişebilecek durumdadır. (3)
..
Rabotniçesko delo» gazetesi, 1 2 Ara l ı k 1 974. 625
Burjuva hürriyetlerinin beşiği olmaktan devlet-tekel kapitalizmine doğru Kuzey Amerika'da b urjuva-demokratik devriminin 200. ytldönümü münasebetiyle
I kiyüz yıl önce Büyük Brita nya'nın Kuzey Amerika sömürgelerinde, ba ğ ı msız b i r devletin, Amerika Birleşik Devletleri'nin doğmasiyle sonuç lanan olaylar meydana geldi. Fakat, W. Z. Foster'in yazdığı gibi, 19 N i san 1 775'te Leksington'da d uyulan s i l ô h sesleri bütün d ü nyada yankılan d ı . (1) Başlıyan Amerikan devrim sava ş ı n ı n (2) Amerika kıtası s ı n ı rlarını aşan bir önemi ve sonuçl a rı va rdı. Bu devri mci savaşın i l erici önemi neydi ? ABD komü nistleri ve onlarla birlikte d iğer mem leketlerden nice Ma rksistler, bu 200. jübi le'yle ilgili problemler hakkı ndaki görüşlerini beli rtmeye niçin önem veriyorla r ? K. Ma rks, Amerikan Devri mi'nin u l uslara rası önem i n i beli rtirken şöyle der : « Büyük Britanya n ı n Amerika söm ü rgelerinde ilk defa olara k . . . i l k i nsan hakları beya nnames i n i n ilôn edildiği v e XVi i i . yüzyı l Avrupa devri mine i l k atı l ı m ı n kazandı rı l d ı ğ ı birleşik yüce demokratik c u m h u riyet fikri doğ d u . » (3) K. Ma rks, bir yandan, « bu rjuvazi nin egemen l iğ i nde yeni bir devir aça n » (4) bu devri m i n sını rl ı l ı ğ ı n ı , l iderleri tarafı ndan ileri sürü len demok ratik prensipleri a rdıcıl olara k gerçekleştirme, daha somut olara k köle liğe son verme yeteneğ i nden yoksunluğunu da bel i rtti. Ma rks ve Engels, devri m i n gelenekleri n i n ve burjuva demokrasisi nin vaatlerinin, ka pita l ist gelişme boyunca yozlaştı rı l ı p çiğ neneceğ ini öngörd ü ler, b u n u n nasıl ve neden böyle olacağını da açı klad ı l a r. V. i. Lenin, bu Ma rksist y a rg ı l a rı geliştirdi ve somutlandırd ı . Va rdığı sonuç şuyd u : « D ü nyanın en i leri memleketleri' arasında, burjuva-demok ratik devri m i sorunları n ı n burjuva-demokratik doğrultuda sonuna kadar çözümlenmiş olduğu bir tek memleket gösteri lemez. » Sosya l ist devri m i n (1) Sömürge a ha lisi ve partiza n l a rd a n o l u ş a n yerl i gönüllülerle iki Ingiliz o layı arasında i l k silôhlı ça rpışma Leksington (Konkord yakınlarında b i r kasa ba) dolayı nda oldu ve ı ng i l izlerin yen ilg isiyle sonuçlandı. Not. red. (2) Savaş 1 775'ten 1 783'e kadar sürdü. Sonunda Büyük Britanya ABD' nin bağ ı msızlı ğ ı n ı tanıyan bir a ntlaşma i mza lamak zorunda kaldı. Bu bir kurtuluş sava şıydı ve Amerikan burjuva-demokratik devriminin ut kusuyla sonuçla ndı. Not. red. (3) K. Marks ve F. Engels. Eserler, c. 1 6, s. 1 7. (4) Yine o rada, s. 1 8. 626
« bu rjuva-demokrati k devri m i nden Çin Setti'yle ayı nlmış olmadığı .. nı söy lerken, Lenin, burjuva-demokratik kazanı mları n pekişti rilmesine, bunları n proletarya ta rafı nda n sosya l ist ilişkileri başa riyle kurabilmek için çıkış noktası olarak kulla n ı l masına büyük bir önem veriyord u . Lenin, devrim Rusya'sının deneyine dayana rak, burjuva-demokratik devri mi ile sosya l ist devrim arasındaki bağ ı ntıda şu yasa l l ı ğ ı saptadı : « B i rincisi i k i ncisine dönüşü r. i k i nci, gelişme sırası nda birincin i n soru n l a rı n ı da çözer. i ki nci birincinin dôvasını pekiştirir. I k i ncinin biri nciyi ne kadar aşabi ldiğ i n i sa vaş, ya lnız savaş ortaya koya r (5) . ..
Ta rih bu yasa l l ı ğ ı tamamiyle doğ ruladı. Netekim, burjuva demokrasi sinin « kaleler ..inde b u rj uva-monopolist keyfi l i k ve zorba l ı ğ ı pekişir ve a nti-demokratik eğ i l i m ler g ü çlen irken, bugün sosya l i st ü l kelerde geçmişin büyük burjuva devrimleri n i n ideal leri ta mamiyle gerçekleştiri i m i ş ve öteye de geçil m iş bulunuyor. Orneğ i n , ABD'nin Bağ ımsızl ı k Beya n namesi ve Anayasasına 200 y ı l önce yazı l m ış olan birçok demokratik hak ve hürri yetler için savaşın soru nları Ameri kan halkı n ı n karşısı nda bug ü n de boylu boyunca dikiliyor. Bu savaşın en ön safla rı nda Ameri kan işçi sı nıfı ve bu sınıfın Marksist Leni nist öncüsü yürüyorlar. Diğer ü l kelerin komü nist partileri ve bütün i lerici insanlık onlara dayanışma gösteriyorlar. Amerikan komün istleri için Bağ ı msızlık Beya nna mesi sırf Amerikaya özgü bir olgu değ il, evren sel -tarihi önemi olan bir belged i r. Ingiliz devri m i n i n ve Fransız a nsiklo pedistierin i n i lerici fikirlerini içeren bu belge « halkın doğ uştan devrim hakkı ..n ı (6) cesaretle ilôn etmiştir. B u n u n içi ndir ki, bug ü n, Amerikan devri m i n i n 200. yıldönümü, bütün işçileri n, ilerici g üçlerin genel demok ratik hedeflere ulaşmak için yürüttükleri mücadelenin g ü ncel problem leriyle yasal olara k b i rleşmektedi r. Şimdi Birleşik Amerikada devletin 200. kuruluş yıldönümü geniş ölçüde kutlanıyor. Resm i törenler 1 Mart 1 975'te başladı, ve 31 Ara l ı k 1 976'ya kadar devam edecek. Bu törenler için hazırlanan çok çeşitli zeng in prog ra m, devrim savaşından bazı olayların sa hnelenmesini öngörüyor. Tören Ierin en y üksek nokta sı, Fi lôdelfiya'da, 4 Temmuz 1 976'da, Bağı msızlık Beya nna mesi ' n i n i mza lanmasını n 200. yıldön ü m ü n ü n kutlanması olaca k. ABD Kongre'si tarafı ndan daha 1 973 Aral ık ayında k u rulan Amerikan Devri mi'nin 200. yıldön ü m ü n ü kutlama komisyonunda, henüz işin baş langıcında, j ü bile prog ra m ı n ı n içeri ğ i konusunda bazı an laşmazl ı klar bel i rd i . Ostü n gelen ve federal h ü kümetin, eyalet ve şeh ir idarelerinin siya set hattı nı yansıtan g ö rüş, bu olayın sırf resmi ve biçimsel açıdan, yurtseverl i k söylevieri, askeri resmigeçitier, fener a layları, donanma gece(5) V. i . Leni n . Bütün eserleri, c. 44, s. 1 45-1 47. (6) W. Z. Foster. Amerika n ı n politik ta ri h i . Moskova, 1 953, s. 1 70.
627
l eri, serg i l er vesaireyle kuJtanmasınl yeğliyordu . Ne var ki, zamanla, bu jübilenin halkın Bağ ı msızlık Beyanna mesi prensip ve hedefleri ne sada katini desteklemesi ve g ü çlendirmesi gerektiğini savunan görüşün yandaş l a rı g itgide çoğaldı l a r. Bugün bu iki görü ş a rasındaki ayrım çetin bir çatışma halini a l d ı . J ü bileyi Amerikan gerçekliğinin g ü ncel problemleriyle i l işkisi açısı nda n düşünen demokratik kam uoyu, ikinci yaklaşım tarzını giderek daha aktif biçimde savun uyor. Dzcesi, Ameri kan Devri mi'nin 200. yıldönümü kut lamaları, ABO' n i n iç ve dış politika sorunlarına i l işkin önem l i bir savaş a l a n ı na dönüşüyor. Bu oluşma, jübile kutlama ları birinci aşaması nın sona erdiği 20 Nisan 1 975 töreninde daha somut olara k kendini gösterdi. O g ü nkü tören, ba ' ğ ı msızlı k savaşın ı n i l k çarpışmasına, yani Masaçusets eyaletin i n Konkord kenti dolayında i ngiliz silahlı birlikleriyle söm ü rgeler m üfrezeleri ara s ı n d a y e r a l a n çarpışmanın 200. yıldönü m ü ne hasred ilmişti. Törene katı lan 1 00 bin kişiden, 30 bini, «200. y ı l dönümü nde halka dönüş ! » sloganı a ltında birleşerek bir protesto gösterisi örg ütled i ler. Kutlama ları örgütIi yen resmi yetkililerin « soğ uk ha rp;. ru hundaki söylevlerine, bu gösteriyi yapa n l a r, ABD tekelleri ni, harp harca malarını artıran resmi politikayı şiddetle yererek karşı koyd u lar. Ne va r ki, Birleşik Amerika yönetici çevreleri, kendi siyaset hatlarında, kendi bildikleri n i okumakta devam ediyorlar. Onlar, bu jübile törenlerine, n ice kumpa nya ve firma l a ra iyi « kaza n m a » ve ekonom i k bunalımdan gör d ü kleri zara rla rı g iderme fı rsatı verme olanağı gözüyle bakıyorla r. Fede ra l hükümet, şehir ve eyalet idareleri, çeşitli örgütler, çok değişik ted bi rleri içeren bir prog ra mı uyg ulamak için m i lyonlarca dola r harcıyorlar. Drneğ in, yalnız Filadelfiya kenti özel ted birler ve topl umsa l işler için 372,4 m i lyon dolar harcamayı öngörüyor. Yine aynı çevreler, bağ ımsızlık savaşı önderlerinin devri mci -demokra t i k söylevieri n i v e konuşma l a rı n ı , ABO' n i n i k i pa rti l i seçim sistemi nden, hele son za manlarda Watergate olayları dolayısiyle büsbütü n gözden d ü ş e n bu sistemden ötürü h a l k ı n g iderek büyüyen hoşnutsuzluk v e hayal kırıkl ı ğ ı n ı önl iyecek ve yatıştıracak biçimde yoru mla maya ça lışıyorlar. Egemen sın ıf, bu 200. yıldö n ü m ü nü, ABD devlet-tekel ka pitalizminin tümel hedef ve planları ndan yana h a l k ı n desteğ ini kaza nabilmek için k u l l a n maya can atıyor. iflas etmiş « kuvvet politikası »na hala dört elle sa rı l a n a skersel-sa nayi ve finans-politik kompleksi aşırı tutucu çevreleri, d ü nyada yeni g üçler dengesini önemsemeden, Amerikan emperyal izmi n i n Çin-Hindi'ndeki yenilgisini, Vaşington'un izlediği politikanın d ü nya nın d iğer kesi m lerinde u ğ radığı başarısızlıkları görmezli kten gelerek, u l u slara rası politik y u m uşa mayı a skersel yumuşamayla bütünleme yön ü n 628
deki tedbirleri suya düşürmeye yelteniyorlar. Ama bu tutum ABD halkı nın giderek a rta n d i renişiyle karşılanıyor. Yönetici çevreler, yığın ların d i renişini k ı rabil mek için, Amerikan devri m i n i n 200. yıldönümünü de kötüye k u l l a n ma ktan çekin m iyor, her a raca başvurarak (çoğ u n her şeyi sırf askersel açıdan göstererek) bu devri m i n sınıfsa l özl üğünü gölgele meye, Bağ ı msızl ı k Beya n na mesi'nde yer alan ve hele g ü n ü m üzde böy lesine g ü ncel bir uyu mla yankılanan nice ilerici genel demokratik hü k ü m leri gözlerden sakla maya ça lı şıyorl a r. Amerikan Devri mi'nin hem u l usa l , hem de u l uslara rası bir a nlam ve önemi olduğ u için, ABD Komü nist Partisi, « Ba rış ve Sosya l izm Problem leri » derg isi okuyucularına bu kayda değer olayı ve bunun etrafı nda gelişen mücadeleyi bütün problemleriyle ta nıtmayı yararlı bul uyor. Böy l ece, ta nınmış Amerikan Ma rksistleri dergiye yazı l a r yazacak; 1 975' i n gelecek aylarında yayı mlanacak v e b i r a raya getiri l d iğ i nde Amerikan Devri mi'nir:ı 200. yıldönümü üstüne, bu devri m i n Amerikan halkı ve bütü n dü nya ilerici insanla rı bak ı m ı ndan önemi ü stüne derl i -toplu b i r Ma rk sist-leninist yorum meydana getirecek olan d izi mektuplarla B i rleşik Ameri ka n ı n bu 200 y ı l l ı k tari hi n i değerlend i receklerdir. Bu dizi mektu plarda, demokratik devrim sonucunda doğan devletin nasıl olup da dü nyada ka rşı-devri m i n ana gücü haline getirildiği nden, i lô n edi l en burjuva demokrasisi idealleri n i n gelişmiş kapita l izmin bu en i leri memleketinde n a sı l yozlaşarak b u rj uva demokrasisi bunalımına dö nüştüğünden söz edilecektir. Bu mektuplar dizisi, ABD Komünist Partisi Genel Sekreteri Güs Hol yoldaşın memleketin geleceği üstüne Komü nist Partisinin g örüşü nü ortaya kayacak olan mektubuyle sona erecektir. John Pittman ABD Komünist Partisi MK Politbüro üyesi
629
çağımızın gerçeklikleri ve emperyalizmin politikası Son aylarda, birçok ü lkede ve d ü nyan ı n çeşitli kesimlerinde politik d u rumu kesi nlikle değ iştiren, g ö z açıp kapayasıya o l uşan heyecan verici olaylar birbirini izledi . G üney Viyetna m'da u lusal demokratik h a reket b ü y ü k başarılar elde etti. Gerici Saygon reji m i Halk Silôhlı G üçleri ile ayaklanan sivil aha l i n i n birleşik baskısı ka rşısında daha fazla tutu nomodı. Yı l l a rdan beri em perya l izme hizmet etmekte olon içinden çörü müş di ktatörlük çökertildi. Askersel-bürokratik kukla yöneticiler zümresi ne, Paris Anlaşması'nı sa bote etmek, Gü ney Viyetna m halkının u lusal problemleri barışçı ve demokratik b i r çözüme kovuşturma isteklerini h içe saymak çok pa ha lıya maloldu. Her zamankinden daha büyük bir açı k lıkla anlaşıldı ki, Güney Viyet namın geleceğ i n i n ana htarları Ulusal Kurtuluş Cephesi'nin ve Geçici Dev rimci Hükü metin eli ndedir. Bu cephen in ve hükü metin eylem progra m ı n ı n hükümleri, sosyal v e politik pratiği, h a l k yığ ı n l a rı n ı n temel menfaatlerine uyg u n d u r ve yığınlar ta rafı ndan haharetle desteklenmektedir. Kam boçya'da yurtsever güçlerin beş yıldan beri sürd ü rdükleri k u rtuluş savaşı utkuyla sonuçlandı. Emperyalizm ya n l ı sı b i r kukla rejim daha dev rildi. Yasal hükü met tekrar kuruldu. B u n u n la beraber, h ü r Kamboçya yö neticileri n i n bildi ri lerinde belirti ldiği g i bi, bug ü n artı k olağan bir geçmişe dönüş değ il, 1 970 askersel da rbesine kadark i topl umdan çok ayrı m l ı b i r toplu m u n örg ütlenmesi sözkonusudu r. Portekiz devrim i n i yayma ve derinleştirme karmaşık sü reci içinde yeni o l u m l u gelişmeler oldu. Mart ayındaki gerici da rbe denemesin i n suya düşürü l m esi, yü ksek iktidar o rga n ları nda a rdıcıl a nti -faşistlerin d u ru m larının g üçlenmesi, mem leket için yaşamsal önemi olan bi rçok kurulu ş u n m i l l ileştiril mesi ve toprak reform u n u n kararlaştırı l m ı ş olması, Porte kizin bundan sonra yü rüyeceğ i demokratik gelişme yol u n u beli rleyen baş l ıca kilometre taşları d ı r. Memlekette faşizmin devril mesin i n birinci yıldö nü m ü nde Kurucu Mecl is seçi mleri ya pıldı. Alınan sonuçlar, devri m i n en öneml i demokratik kaza n ı mları n ı politik ba kımdan sağ l a m laştı rd ı , hükü met ortaklığını ol uştura n partilerin otorite ve etkisini pekiştirdi , geçici hükü metin ve Silôhlı Güçler Ha reketi yönetim kurulunun izled i kleri poli tika n ı n hal kça desteklendi ğ i n i gösterdi. B u üç ü l kede somut durum ve koş u l l a r kendisine özgü olsa do, say dığı m ı z olayların bazı benzer çizg i leri, ôdeta ortak bir paydası da var d ı r. Bunu, a ncak yirminci yüzyı l ı n ikinci ya rısındaki d ü nya gelişmesinin temelli yasa l l ı kl a rı n ı bili msel b i r kesinlikle tespit eden Ma rksist-Leni n ist teori sayesinde bulup meydana çıka ra b i l i riz. Işin özü odur ki, devrimsel değişmelerin (bunlar ister Gü ney Doğ u Asyada, ister Avrupa'da olsun) 630
ortak ve esas ya n ı , i nsanlığ ı n bütün sı nıfsal ve u l usal ezgi biçimlerinden kurtu l u ş objektif s ü recidir, bu sürecin g iderek hızla nmakta oluşudu r. Bu süreci n kaçı n ı l mazlığı, çağ ı mızın kapitalizmden sasyal izme geçiş çağının tarihsel gelişme genel doğrultusuna uyg u n olmasiyle, mi lyonlarca insanın h ü rriyet emeli ne, emperya lizmin zinci rleri nden kurtulma emel ine uygu n d üşmesiyle a çıklanabilir. Işte b u n u n içi n d i r k i , gerici liğin bütün yelteniş leri, halkları n ü m itlerine karşı yürüme çıkışları başarı sızlığa uğrama kta d ı r. Em perya l izm, silôh g ücüyle yada kurnazca ma nevra l a rla, tari h i n ka bara n , kükreyen dalgasını baza n şurda burda göğüsleyebilmekte olsa da, bunu d urd urması olanaksızd ı r. Şu var k i , burjuva ideologları, son zamanların devrimsel olaylarını ve em perya l ist politika n ı n başarı sızlığ ı nedenlerini çözü mlemeye çalışı rken, çoğu kez, d ü nyadaki değişimlerin yasal ve objektif karakterin i inkôr etmeyi çıkış noktası yapıyorlar. Burjuva ideolog l a rı, tüm ül keleri n ve halkları n politik yazgısındaki dönümleri, onları n ulusal gelişmesinin i ç yayları v e ka ldıraçları n ı n eylemi nden çok, « ul uslararası komü n izmin k ı yıcı lığı »yl a , bu değ işmelere y o l vermek istemiyen u l us l a ra rası çevrelerin hatala riyle, her şeyden önce de Birleşi k Amerika n ı n pol itikasındaki hata la rla açıklamaya ça l ışıyorlar. Bi rleşik Amerika n ı n dış politika hata l a rı ve g üçlü kleri konusu son ay l a rda burjuva gazete ve derg i l erinin sayfa l a rından eksik o l muyor. Bu nunla birlikte, hiç bir gazeteci, hiç bir politik gözlemci çözü mlenecek materyal yetersizliği çekmiyor. Başkan Ford'un ABD ta rihi için « ka patı lmış sayfa » sayd ı ğ ı Çin-Hindi olayları, Gü ney - Doğ u Asyada, tarihsel iler lemeyi engelleme amaçlı politika n ı n iflôsı n ı n en bel irg i n ifades i d i r. Kaldı ki, bu politika, kapita l i st d ü nya n ı n geniş kesimlerin i n d iğer birçok bölge lerinde bir d izi başa rısızlık ve yeni lg iye uğ ra mı ş bulunmaktad ı r. Yakın Doğ uda Birleşik Amerikanın bir yandan barış elçisi, a racısı, ha varisi olara k itibar kazanma, öte yanda n da israil sa l d ı rısının politik so n uçları nı pekiştirme denemelerinin sökmediğ i ve sökmiyeceği ça buk a n laşıldı. B i rleşik Amerika n ı n g ü n ey komşular;yle, Lôti n Amerika ü lkeleriyle i lişki lerinde yeni yeni çatlaklar beli riyor. Petrol i h racatçısı Olkeler Drg ü t ü n ü böl ü p parçalama, a ra l a rına v e « üçüncü d ünya » ü lkeleriyle i lişkile rine kama sokma ça baları sonuç vermedi. Uzun za mandır oturmuşluk örneğ i sayı l a n «Atl a ntik bölgesi » ABD dış politika yöneticileri için başa ğ rısı ol maya başladı. Amerikan « Newsweek» dergisi bu bölgenin durumu için şu tipik karakteristiğ i veriyor : « Portekiz'in h ızla sola kayması karşısın da, Batı strateji uzmanları , Lizbon'a artık gelecekte bağ laşık olara k ne kadar güvenilebi/eceğ i n i düşünür olmuşlard ı r. Kı brı s a n laşmazlığı Yuna n ista n'ın NATO askersel örgütünden çıkmasına, Türkiyenin de NATO'yla i l işki l erini gözden geçirmeye yönelmesine yol açmış bulunuyor. Pol itik istikrarsızlık italya'nın NATO'da askersel b i r partnör ola ra k kalması 010631
nağını bir hayli zayıflatıyor. Bazı NATO üyeleri, enflôsyona karşı savaş açabilmek üzere askersel bütçeleri ni kısıtlıyorlar. Ingiltere de, Akdenizde NATO çerçevesinde askeri deniz güçleriyle yüküm lend iği ödevlerden sıyrı l m a n iyetin i açı klamış bulunuyor. » (1) Bütün bunlar, ABD d ı ş politikosı n ı n geçirmekte olduğu derin bunalım olguları n ı n sonucu halinde bir a raya geti rilecek olursa, a rtık tartı şmanın gereği kal maz. Bunalım gerçekten va rdır. Ama bunun hangi nedenlerden doğduğu ve özl üğünün ne olduğ u açı kça beli rlenmelidir. Bu buna l ı m ı n değişik görünüşleri üzerinde bugün kafa yorma kta olan burjuva gözlemci /eri adeta iki g ru pa ayrı labi/ir. Bir grup gözlemciler, başarısızlıkları n nedeni ni, Vaşington'un u l u slararası a l a ndaki hedefleri n i gerçekleştirmede yeterince esneklik gösteremeyişinde bul uyorlar. B u n ları n i leri sürdükleri kanıtlar şu birkaç basit formülde toplanmaktadı r : « Eğer ABD Solazar ve Kaetano d i ktatörl üğünü desteklememiş olsayd ı , devrimci değ işimler d a lgası Portekiz'i böylesine kapla mazdı » ; « eğer A B D Tiyö'yi böylesine desteklemeseydi . Güney Viyetnam Batı 'nın kontrolü a l t ı n d a tutu l maya devam edi/ebi/ird i » ; eğer ABD, isra i l ' i n eylem ortağı ola rak hareket etmekle Yak ı n Doğu a nlaşmazlığında Ara pl a rı doğrudan doğruya ka rşısına a l masaydı, Batı öylesine gereksindiği petrolü bugün de onlardan yok pahasına a l a bi /i rd i » vb. vb. Diğer grup gözlemci lere geli nce, onları n da yine böyle eğer' l e başla yan koşula bağ l ı kanıtları vard ı . B u g ru ptakiler, işin esneklik yetersizli ğ i nde değ i l , tersine katı / ı k , sertlik yetersizl iğinde olduğu kanısındadırl a r. Onlara göre, Birleşik Amerika d ünya jandarmalığı rol ü n ü daha a rdıcıl biçimde oynasaydı, yeni lg iye uğra m ı yabi/irdi. orneğ i n , gerici g örüşleriyle ta n ı n m ı ş olon senatör C. Bucheey, Portekiz'i kendi etkisi altında tutabii·· mek üzere askersel müdahale ola nağ ı n ı düşün mesi isteğ iyle Vaşington hükü metine başvurdu. Gazetecilik a l a nında boy gösteren oğ l u W. Bucheey ise, a lenen, ABD'nin ne diye H a noy ve Hayfong'u bombard ı m a nlarla «yerle bir» etmediğ ine üzü ldüğünü bild irdi. Batı bası n ı nda aynı ruhta bir kam panya yü rütülerek, ABD, Kaı'n boçya ve Viyetnam'da « askersel pasifli k » gösterd iğ inden ötürü yeriliyor, Vaşington hükü meti « bağ laşıklarına iha net»le (ya ni Saygon ve Pnom Pen kukla yöneticilerine ihanetle) suçlanı yor. Bundan da, Birleşik Amerikanın her yerde a ncak açıktan açığa kuv vete başvurarak, devrimci hareketlerin gerici sağcı rejim ierin varl ığ ı n ı tehl i keye düşürecek kada r geliştiği h e r yerde kuvvet pozisyonundan hare ket ederek itibarı n ı yeniden kazanabileceği sonucu çıkarıl ıyor. Şu var ki, ABD'nin d ı ş politika hattı n ı eleştiren burjuva ideolog ları n ı (gerek << l i bera l » esnekl i k v e kıvraklığa çağ ı ranıar, gerekse kaba kuvvete başvu rulmasını sa l ı k verenler), emperya lizmin i lkesel bakımdan d ünya (1) « Newsweek», M a rch 3 1 , 1 975.
632
devri mci geliş mesini d u rd u rabilecek g üçte olduğuna, buna gerekl i « hata sız dış politika " uyg u l a n ması zoru n l u l u ğ u na genel bir inanışın bi rleştir diği ve özdeşleştird iği d ikkati çekiyor. Gerçekte, bunlar, başka memleket lerin ulusal zeng inli klerine em perya lizmin buyruk olma, onların sosyal geleceğ i n i belirleme hak ve yeteneği n i kabul etmek g i bi yanlış bir ko şuldan h a reket ediyorlar. işte emperyal ist devletlerin dış politikası ile çağdaş d ü nya gerçekli kleri a rasındaki a n laşmazlığ ı n nedeni de burada g izleniyor. Dü nya a la n ı nd a emperya lizmin hedefleri ile olana kları a rasındaki tu tarsızlık ergeç suyüzüne çı kıyor, birbiri ardı nca hayal k ı rı kl ığ ı na ve hata l a ra sürüklüyor. Gerçekten de, söm ü rge i m paratorlukları n ı n çöküp da ğ ı l ması çağ ı nda Çin Hindi'nde em perya l iz m i n egemen liğini canland ı r maya kalkışa n l a r ta m b i r yeni lgiden başka ne bekl iyebilirlerd i ? Yunanis ta n'da demokratik hareketlerin gelişme ve g üçlenmesi koş u l la rı n d a « ka ra a l baylar"la elele vermekten çek i n m iyen, Portekilde faşist d iktatörl ü ğ ü ayakta tuta bil mek ve b u d i ktatörlüğ ü n Afrika'daki sömürge harbini s ü r d ü rebil mesi için maddi yard ı m l a rı da, politik kaynakları da esirgem iyen bir politika başkaca ne g i bi m eyva l a r toplıyabili rdi? Demek oluyor ki, ABD dış politika s ı n ı n şimdiki başa rısızlıkları , her şeyden önce, yirminci yüzy ı l ı n ikinci ya rısı n ı n bi rçok gerçekliğ i n i (sosya lizm fikirleri nin ve prati ğ in i n d ü nya gelişmesini her ba k ı m d a n kuvvetle etki lemesi g i bi, ulusal kurtu luş devri m i n i n g ü nden g ü ne gelişip derin leşmesi gi bi, demokrasi ve sosyal i leri lik g üçlerinin alabildiğ ine büyü mesi g i bi gerçeklikleri) d i kkate a l m a k i stemeyişi n i n ceremesidir. Fakat b u n u nla ilgili olarak, ya lnız ABD dış politika prensipleri n i n iflôsı ndan söz etmek olayların gerçek boyut l a rı n ı isteye isteye azaltmak o l u r, çünkü iflôs bugün bir bütün olarak em perya lizmin dış politik mevzi/eri n i n tari hsel zayıflama sürec i n i n en g öze görü n ü r işaretid i r. Bugün burjuvazin i n ideolog l a rı ve politikacı ları, Batı ' n ı n uluslara rası stratej isini belirliyen değerleri yeniden değerlendi rme gereğ i nden söz ederken, genel likle dış politikantn d ü nya durumunu daha gerçekçi bir a n layıştan hareket etmesinde ısra r ediyorlar. Fakat makul görünen bu çı kış tezi, çoğ u kez, gerçekçi/ik istem i n i n tam k a rşıtı bir anlam kaza nara k gel iştiril iyor. Orneğ i n , Bi rleşi k Ameri kada sendika ha reketi l i deri J. M i ni' n i n ya ptığı gayet tipik deklôrasyonları ele alalım. Mini d iyor ki : « Bize a rtık m it'ler gerekl i değ i l d i r. Bizim gerçekliğe a rtık basiretl e bakmamız gerekiyo r ! " (2) Ne var ki, Mini'nin ve kafadarla rı n ı n yoru m u n a göre, bu « m it'ler"den yüz çevirme pratikte ka rşıt sistemli devletler arasındaki i l iş kilerde iyileşmeden vazgeçme a n l a m ı na gel iyor, çünkü bunlara göre, Çin H i ndi 'nde, Ya kın Doğ u'da ve Portekiz'de « komünistlerin başa rı l a rı ve «ABD' n i n politik başarısızlı kları " u lu slarası i l i şk i l erde «yumuşamanın acı meyva la�ı "ndan başka bir şey değildir. ••
(2) i nternational Hera l d Tribune", April 10, 1 975, p. 3. 633
Sormak gerek : Pol itik «şahinler in bu tutum u gerçekliğe basiretle bak maya uyg u n mudur? Uluslararası gerginliğin y u m uşaması ile devrimci değişimler s ü reci a rasında el bette bir karşılıklı i l işki vard ı r. B u i l işki de her şeyden önce şudur: Uluslara ra sı i lişkiler sistemi n i n iyi leştiri l mesi d ü n ya politikasında halkları n i ç işlerine karışma ma prensipinin yerleşip pe kişmesinden ayrı la maz. Halklar bu sayede kendi u lusal yazg ı l a rı n ı bağ ı m s ı z olara k beli rlemek i ç i n d a h a elverişli koşullar b u l u rl a r. Gelgelelim. yumuşamaya ka rşı olanları n düşü nceleri nde bu reel karş ı l ı k l ı i l i şkiye bam başka bir anlam veriliyor. Onların ma ntığ ı na göre. d ü nya gerginliğ i ne, « soğ u k harp» politikasına dönüldüğü takdirde, kapita l ist d ü nyada ve u lu sa l kurtu luş savaşları kesiminde bütü n devrimci değişi mler önlenebi l i r. Işte, böyle dokti n lere daya l ı politika n ı n tutarsızl ığı sanki artık defalarca ispatl a n ma m ı ş g i bi, bu mantığa bir de gerçekçil i k demeye kal kışıyorl a r ! Sanki B i rleşik Amerika' n ı n Viyetna m'daki sa l d ı rg a n müdaha lesi, 1 50 mil yar dolara ve 355 b i n ö l ü ve yara l ıya malolan bu barbarl ı k, ta m da öncel ikle « soğ u k h a rp » koşu l l a rı nda ya pılmamış mıyd ı ? Ve sanki ABD' nin y u m uşama politikasına boyun eğ işi, tek başına bu olay, enisonu, hiç bir yeni şey öğ renmedikleri anlaşılan Vaşington « şa h i nler»i n i n şimdi tek ra r dönülmesini i sted i kleri politik hattı n iflôsı nı ka bul etmek değ i l de neydi ? ••
Pol iti kaya olanak sanatı denil mesi boşuna değ i l d i r. Ya k ı n geçmişte, d ü nya burjuvazisinin n üfuzlu politik çevreleri, bel i rl i koşullarda, bu öz deyişin içerdiği bilgeliği d ikkate a l a ra k h a reket etmeyi becerebild iklerin i gösterdiler. B u çevreler, karşıt topl u msal -ekonom i k sistemler a rasında değ işen g üçler dengesi ni olağandan daha büyük dozda b i r basiretle değ erlend irebildiler. Ve kapita l ist ve sosya l ist devletler a rasındaki iliş kilerin a ncak barış içinde yanyana yaşa ma temelleri üzeri nde k u rula bile ceğ i n i kabul etti ler. Burjuva bası nında son olaylarla ilgili olara k a l ı p y ü rüyen şimdiki tar tışma l a rda da bir hayli sağ l a m görüşler dile getiriliyor. Orneğ i n ta n ı n m ı ş Amerikan göziemeisi J. Reston, Çin - H i n d i olayları n ı n Bi rleşik Ameri kanın elindeki " pa ra ve makinelerin her p roblemi çözebileceğ i » (3) ha ya ı lerinden silkin mesine yard ı m etmesi gerektiği fikrindedir. Batı Alman " Die Zeit» gazetesi başyazarı Theo Sommer, Va şi ngton ' u n a rtık " bütün d ü nyayı tekbaşına yönetemiyeceğ i » (") a n layışına yaklaşma kta olduğu ü midindedir. N e var ki. emperya lizmin şimdiki d ı ş politika buna l ı mı ndan i l le de yal nız devri mci, ilerici, demokratik d'eğ işi mlerin kaçı n ı l mazl ı ğ ı na boyun eğe rek çıkış yol u a rıyacağ ı n ı d ü şü n me k safça bir a l d a n ı ş o l u r. Em perya l izm halkların kurtuluş hareketini d u rd u rma denemelerinden vazgeçecek değ i l (3) « i nternational Herald Tri bune», April 1 4, 1 975, p. 6 . (4) « Newsweek », April 21 , 1 975, p. 27.
634
d ir. Ve u l us l a ra rası politik hattı n ı yeniden beli rlerken, bu ha reketle m ü cadelede herha lde y e n i biçim v e metotlara başvurmaya ça lışacaktı r. Bu durum, bütün d ünyada a nti-em perya l ist güçlerin son derece uya n ı k olmaları n ı gerektiriyor. Bu g üçler, sosya lizmin g itg ide a rtan u l uslara rası otoritesine daya narak, dü nya olayları n ı n gidişi üzerinde daha büyük bir etki yapmaya yöneliyorla r. Ve bug ü n her za manki nden daha sağ l a m mev zilerde bulunuyorlar. Fakat d ü nya politi kası nda gerçekçi liğin kesinlikle üstün gelebilmesi için. u l uslara rası i lişkiler tümel sisteminin iyileştiril mesi sürecine dönüşsüz bir kara kter kaza n d ı rabil mek için d ü nya anti-emper yal i st cephesinin d u rmadan güçlenmesi gereklid ir, Ya kın geçmişin de neyi, barış, ulusal özg ü rl ü k ve sosyal ilerilik düşmanlarının sahip olduk l a rı olana kları n s ı n ı rl ı lı ğ ı konusunda daha ayık ve basiretl i bir a n layışa varabilecekleri ve tehlikeli serüvenlerden koçın mayı öğ renebilecekleri du rum ve koşull a rı n a ncak böylelikle yaratı ldığını i n a n d ı rıcı biçimde gös termektedir. Yan Prajski
Komünist ve işçi partileri hakkında kısa bilgiler Türkiye Komünist Partisi (TKP) Tü rkiye'de ve yurt dışı nda i l k komünist örgütler 1 9 1 8- 1 9 1 9 yıllarında k u rulmuştur. 1 920'de ya pılan Birinci Kon g re yurtiçi ve yurt d ışındaki ko m ü nist örgütleri bi rleşti rdi . Kong rede Pa rtin i n Prog ra m ı ve Tüzü ğ ü kabul ed ildi ve yönetici organları seçildi. Pa rtinin temel örgütleri bölgelere ve işyerlerine göre k u ru l u r. Bunların ça lışmaları i i komiteleri tarafından yönetilir. Kom ü n istler, Türk halkının 1 9 1 8-1 922 y ı l l a rı ndaki Ulusal Kurtu luş Hare ketine aktif olara k katı l mışlar, emekçilerin hayati menfaatleri n i savun m uşlard ı r. TKP' n i n halk a rası ndaki otoritesinin sürekli olara k a rtması n d a n korka n gerici çevreler, komünistlere karşı sa ldırıya geçtiler. 1 921 y ı l ı nı n Ocak ayında Pa rti nin Genel Başka nı M ustafa Suphi ve Genel Sekreteri Ethem Nejat da dahil olmak üzere, Merkez Komitesin i n 15 üyesi Karadenizde canavarca ö l d ü rü l d ü ler. Gerici i ktidar çevreleri, 1 923 y ı l ı n da Komü nist Pa rtisinin legal çalışmalarını yasakladı lar. TKP, 1 923'ten bu yana i l legal çalışmak zoru ndad ı r. Komünistlere ka rşı baskı ve terör sürd ü rü l müş, 1 925, 1 929, 1 932, 1 944 ve 1 951 y ı l l a rı nda da TKP'nin birçok yöneticisi ve a ktif üyesi tutuklanmış ve ha pse atı l mı şt ı r. Bütün bu baskı ve teröre, il legal ça lışmanın a ğ ı r koşullarına ka rşın TKP emekçilerin istekleri u ğ rundaki savaşını s ü rd ü rmüştür. Türk komünist leri i kinci Dü nya Savaşı y ı l la rında gerici çevrelerin Alman faşistleriyle işbi rliğ i ya pmalarına karşı çıkmış, Sovyetler Birliği ile Tü rkiye a rası nda iyi komşu l u k i l işkileri n i n kuru l ması için çetin bir savaş vermiştir. Gerici çevrelere karşı eşit olmıyan savaşta TKP büyük kayı plara uğra mış, kurba nlar vermiştir. Fakat terör ve kovuştu rma lar Türk komün istleri n i n savaş a z m i n i k ı ramamı ştır. TKP u l usal b a ğ ı msızlık, barış, demokrasi v e sosyal i lerleme uğrunda ve Tü rkiyeni n emperyalist askeri blokları ndan çıkması, ü lke topra kla rı ndaki yabancı askeri üslerin kal d ı rı l ması için savaşmaktad ı r. TKP çağ ı mızı n en önemli soru n l a rında uluslara rası komü nist ve işçi h a reketiyle dayanışma h a l i nded i r. Pa rti kurulduğundan bu yana birçok gazete ve derg i çıkarmıştı r. G ü n ü müzde, i l lega l olarak, M K ayl ı k o rganı «Atı l ı m » gazetesiyle ayda iki defa olmak üzere enformasyon b ülteni « Du ru m »u çıka rma ktad ı r. Parti n i n yine i l legal çalışan « TKP' n i n Ses i » adlı bir radyo istasyonu da vard ı r. 636
Senegal Afrika Bağımsızlık Partisi (SABP) Parti 1 957 Eyl ülü nde kuruldu. Afri ka'da eski Fransız sömürgeleri nde, hepisinin bağ ı msızlı ğ ı için savaşa girişen ilk ü l kelerarası politik partiydi. Kuruluş Man ifesti'nde, uluslara rası komün ist hareketi politik hayatı n ı be ni msiyen bir Ma rksist- Leninist pa rti olara k kend i n i tanıttı. SABP federatif temel üzeri nde kurulm uştu ve hem Sengela'de, hem de Fransız egemenliği a ltındaki d iğer topraklarda mücadeleyi yönetiyord u. 1 962 yılı nda, Parti Birinci Kongresi'nde, Fra n sa n ı n, sömürge federasyo nuna g i ren ü l kelere özerklik ta nı ması ve bazı ları na bağ ı msızlık vermek zoru nda kalması olayı nd�n gereken sonuçlar çıkarılarak, politik eylemi a rtık Seneg a l çerçevesi içinde yü rütme kararı a l ı nd ı . SABP 1 960 y ı l l a rı n dan beri gizlilik koşulları a ltında ça lışmaktad ı r. Birinci Kongre şu ödevleri ortaya koydu : Yurtsever ve demokratik güç ler ' a rası nda bağlaşma yaratmak, Senega l'de a nti-emperya l ist bir rejim kurmak için, çağdaş ekonomi kol larında ya bancı tekellerin egemen liğ i ne son vermek ve güçlü bir devlet sektörü yaratmak için, demokratik özg ü r lü kleri elde etmek, Fransız askersel üslerinin kaldırılmasını sağ lamak vb. için savaşmak . . . Kapita list ol mayan gelişme yol unu tutmak, partinin son hedefine, sosyalizmi ku rma a macına uyg undu r. SABP y ı ğ ı n l a rı bağ ı msızl ı k savaşı için seferber etmede önemli bir rol oynad ı . Sö mürgeciler SABP'ye diğer her partiye karşı olduğ u ndan çok daha büyük bir kıyıcı l ıkla terör ve baskı l a r yaptı l a r. Egemenliği elinde bulundura nları n sürekli baskı ve hertürlü balta l a ma eylemlerine karşın (partiye ka rşı aşırı devrimci ve gerici zü m relerin ha re kete geçirilmesi de da hil), SABP, savaşına y ı l madan ve sapmaksızın de va m ediyor. Pa rti n i n 1 972 yı l ı nda i kinci Kongresini ya pa bilmiş olması, i kti d a rdaki söm ü rgecilerin komün istleri eylemlerinden a l a koyma çırpınış l a rının boşa çıktığını gösteriyor. ikinci Kongre, partin i n Marksist-Leninist platform u n u ' onayladı ve Senegal'de işçilerin ve köylü lerin egemenliğini kurmak için a rdıcıl bir savaş yü rütül mesi gerektiğini bel i rtti. Seneg o l Afrika Bağı msızlık Partisi, başlıca çabaları, bir y u rtsever v e demokratik güçler cephesinin yaratılması, emperya lizmin iradesini yansıta n şimdiki rejime son veril mesi, ta m u l usal bağ ımsızl ı ğ ı n sağ lanması, ulusun men faatlerine uyg u n gerçek demokratik bir politika izlenmesi davaları n ı n çö zü m ü ne yöneltiyor. Bu yönel i m geniş ya n k ı l a r uya n d ı rıyor ve emekçi yığınlar ta rafından hara retle destekleniyor. Bunu dikkate a l m a k zorunda ka la n Senegol yönetici çevreleri, g iderek SABP'ne legal çalışma hakkı ta nı maya ve kendi siyle işbirliği yapmaya bile hazır olduklarını bildiriyor, fakat b u n u n için kendi aşınmış tezlerine göre « yabancı a ja n ı » saydıkları 637
elemanla rı n pa rtiden uzaklaştı rılması koş u l u n u i l eri s ü rüyorl a r. H ü kü me tin bu d ek l ô rasyon ları eylemdeki pol itikasına taban tabana zıt düşüyor. Zira memlekette demokratik örgütler, sendikalar, gençlik ve yüksek öğ renim birl i kleri , b u n lara SAB P' n i n etki yaptığı ve her birinden yararlan dığı bahanesiyle, ka patı l m ış b u l u n uyor. Bu d u rumda SABP'nin açık ve kesin tutu m u , y u rtsever ve demokratik harekete köstek vuran bütün ya sakların kald ı rı l ması için, anayasa h ü k ü m l eri gereğ i nce bütün örg ütlere serbestçe çalışma hakkı ta n ı n ması için dirençli bir savaş y ü rütmektedir. SABP' nin yöneti m org a n l a rı Merkez Komitesi, Politbüro ve Politbüro Sekreterl iğ i'dir. Pa rtinin merkez organları « La Lutte » (<< Savaş ») ayl ık dergisi ve hafta l ı k « Momsarev » (<< Bağ ı msızl ı k ») gazetesidir (Parti n i n k u ruluşundan 1 964 y ı l ı na kadar d üzenli olara k çı ktı ; yayı mla nması 1 974 yılı nda yeni lendi). Parti, Senegal iç hayatı n ı n en önemli problemleriyle ilgili bildiri lerini özel bası n l a r halinde yayı mla maktadır.
Dominik Kom ünist Partisı (DKP) Pa rti 1 944 yılı nda gizli olara k kuruldu (1 944-1 946 y ı l l a rında Dominik Devri mci-Demokratik Partisi, 1 946 y ı l ı nd a n 1 965 Ağ ustosuna kada r da Dominik Halk Partisi adını taşıyord u). Oncelikle ikinci Dü nya Savaşı yıl l a rında a nti-em peryalist hareketin ve u l usal k u rtuluş hareketin i n yük selişi koşullarında g üçlenen Marksist temeli üzerinde d oğ d u . 1 947 y ı l ı nda DKP'ye karşı ağır baskıl a r uygu l a n d ı , b ü t ü n i l erigelen yö neticileri tutuklandı ve daha sonra memleketten sürüldü ler. 1 955 yılında yapılan ve kongre niteliği taşıyan DKP Konfera nsı, Parti Tüzüğ ü'nü kabul etti, b i r program hazırl a n masını kara rlaştırdı ve yöne tim orga n ı n ı , yani M erkez Komitesi Sekreterliği'ni seçti. 1 959 Hazira n ı n da diktatör Tru h i l iyo'ya karşı silôhlı harekete komünistler de katı ldılar. çarpışmalarda DKP Merkez Komitesi'nin 6 üyesi şehit d üştü. Truh iliyo d i ktatörl üğünün devrilmesinden sonra (Mayıs 1 96 1 ) eylemleri n i a rtıran ve yığ ı nlar a rası nda itibarı yükselen Domi n i k Komünist Partisi, gericiliğin memleketi tekrar d iktatörlük reji m i koşul la rına döndürme yeltenişlerine karşı m ücadeleye geçti. « Politik d u ru m , devrim yol l a rı ve partinin ödev leri » başl ı k l ı belgede (Eyl ü l 1 962) DKP M K ş u n ları belirtiyord u : « Şi mdiki tari hsel aşamada halkımızın strateji k hedefi a nti-emperyalist, a nti-feodal u lusa l kurtuluş devrim i d i r. Bu devri m i n ödevleri de, köklü bir toprak 638
reformuyle l ôtifu ndizmin varlığına son vermek, ekonom inin bağ ı msız ge lişmesi ni hızlandırmak, yurd u Amerikan em perya l izm i n i n bl' yunduruğ un d a n k urtarmak, halkı gerçek özgürlüklere kavuşturmak ve yaşama d üze yini önemli ölçüde yü kseltmektir. » 1 963 Şubatından itibaren parti nin yarı -Iegal ça lışma dönemi başladı. DKP mem leketin bağ ı msız geliş mesi için a ktif bir savaş yü rütüyor, yığ ı n lar a ra sı nda etkisini a rtı rıyor, yöneti m i ne birçok kom ü n i stin de katıldığı demok ratik sendika örg ütlerinin yaratı lması ça lışmalarına katı lıyo rd u . Bu dönem, 25 Eyl ü l 1 963'te yapılan hükü met da rbesiyle ve silô hlı g üçlerin i ktid a ra gel mesiyle kesildi. Ayn ı y ı l ı n Ekim ayı nda DKP kanun-dışı i l ô n e d i l d i v e tekrar derin g i z l i l i k koşu llarına geçmek zoru nda ka ldı. Bundan böyle, memlekette anayasa d üzeninin ca nlandırı l ması ve demokratik yÖn temlerin egemen olması isteğ i DKP'nin ana şiarı oldu. Bütün ü l kede 1 963 Anayasa sının tek ra r yürü rlüğe kon u l ması içi n, askersel cu ntaya karşı emekçi yığınları n ı n ha reketi gelişip yayg ı n laştı. Bu h a reket 1 965 Nisanın da gerici askersel g üçlere ka rşı y u rtsever g üçlerin yığ ı nsal devrimci savaşı halini aldı. Kom ü n i stler, yersel gerici likle ve açık silô h l ı müda haleye g i ri ş e n A B D ord u birlikleriyle savaşa a ktif ola ra k katı ldılar. Ba lager'in başka n l ı ğ ı ndaki hükü metin işbaşına gel mesinden sor-ıra, DKP, a rtık karşı -devri mcilerin plô nları n ı gerçekleştirmelerine engel ol mak, u l usal çıka rları savunma maskesi a ltında kendi emperyal izm ya n lısı özl ü ğ ü n ü g izlemeye ça lışan Balager rejiminin içyüzü n ü açığa vurmak a maciyle bütün u l usal demokratik güçlerin yeniden örg ütlenmeleri öde vini i leri sürd ü . D K P demokratik santra lizm prensiplerine göre örg ü tlenen b i r partidir Pa rtinin en. yü ksek organı kongredir. Kongreler arasında bütü n parti işleri Merkez Komitesi ve seçtiğ i Sekreterlik ta rafından y ü rüt ü l ü r.
.
Parti, « EI Popular» (<< Halkçı ») gazetesini yayı m l a maktadır.
Sudan Komünist Partisi (SKP) 1 8 Ağ u stos 1 946'da H o rtum'da Ma rksist dernekler üyeleri bir gizli top l a ntı yaptı l a r. Bu toplantıda b i r .. Sudan U l usal Kurtuluş Ha reketi Org ü tü ,. k u ru l ması kararlaştı rı ldı. Bu Suda n komünistlerin i n örgütüydü. 1 956'da yap ı l a n Oçüncü Kongre'de a d ı değiştirildi ve Sudan Kom ü n i st Partisi (SKP) old u . 639
Daha varl ı ğ ı n ı n i l k yıllarından iti baren, Sudan Komünist Partisi işçi hareketiyle sıkı bağ l a r kurmuş b u l u n uyor ve memleketin bağı msızl ı ğ ı uğ runda aktif ola ra k çalı şıyord u . Kom ünistler, Sudan'da yığı nsal demokra ti k örg ütler (sendi ka l a r, gençlik v e kadın örgütleri v e d iğer birlikler) ku rul ması ça balarına can l a - başla katılıyorla rd ı . Pa rtinin taban örgütleri oturma v e çalışma yerlerine göre kurul makta ve semt örg ütleri nde, bölge ö rg ütleri nde birleşti ril mektedir. Pa rtinin en yü ksek o rganı kongredir. Şimd iye dek, 1 950, 1 95 1 , 1 956 ve 1 967 yıllarında olmak üzere dört kongre ya pıldı. Bundan başka iki kez olağ a nüstü konferans örg ütlend i. Birincisi 1 949 yı l ı nda yapıldı ve kon feransta, a nti-em perya l ist savaşın yü kseliş koş u l la rında SKP'nin politik ve örgütsel bağ ı msızlığ ı n ı zayıfiatmaya ça lışanların oportünist akımı yenil geye uğratı l d ı . 1 970 Ağ ustosundaki iki nci olağ a nüstü konferansta, Sudan' da 25 Mayıs 1 969 devri m i nden sonra oluşan i lerici a nti-emperya list reji min varlığı koşullarında SKP' n i n eylemi gözden geçiri l d i . SKP'nin i l k prog ra mı 1 956 yı l ı nda ya pılan Oçüncü Kon g re'de kabul edildi. Progra m , SKP'nin genel politik hattını bel irliyerek, memlekette u l u sa l -demokratik d evrimin gerçekleşti ril mesi ödevini ortaya koyuyord u , kapita list gelişme yol u n u n bı rakılmasını öngörüyor, yu rtsever demokratik bir hükü metin işbaşına getiri l mesi için, sosya lizme doğru yavaş yavaş gelişmenin sağ l a n ması için bir demokratik u l u sa l mücadele cephesinin yaratı lması gereğ ini ileri s ü rüyord u. SKP'nin Dörd ü ncü Kongresinde (Ekim 1 967) parti progra m ı yeni lendi. Yeni programda, biri nci prog ramdaki fikirler, u l uslararası alanda ve memlekette oluşan değ işimlere göre geliş tiriliyord u. SKP Suda n'da askersel d i kta rej i m i ne karşı savaşta (1 958-1 964) önemli bir rol oynadı . Askersel d i kta reJ ı m ı n ı n 1 964 yılı Eki m i nde deviril mesinden sonra ve aynı zamanda 25 Mayıs 1 969 - 1 9 Temmuz 1 971 d öneminde hükü met kadrosuna komünistler de giriyorlardı. 1 97 1 Tem muzunda, Sudan iktidar çevreleri, SKp'ni, general Nimeyri hükü meti ni bir da rbeyle devirmeyi ta sarııyan sol eğ l i m l i subayla rla işbirliği ya pmakla suçladı. Bu baha neyle SKP'ne ka rşı baskı ve teröre geçildi ; parti n i n birkaç yöneticisi ve bu arada MK Genel Sekreteri A. H . Mahcub öldürüldü. SKP o zamandan beri gizli ça l ışıyor. 1 950 yılı nda Komünist Pa rtisinin «AI -Uvar a l -Ahmar» (<< Kızıl Bayrak») adlı gazetesi g izli olara k yayı mlan maya başladı. 1 95 1 yılı sonundan iti baren 10 ay boyunca bu gazete açık olara k yayım l a n d ı . 1 954- 1 958 yılları döneminde, Kom ü nist Partisi, a nti-emperya list cephe a d ı na «AI -Mayda n » (<< Forum ») gazetesini yayı mladı. 1 958 Kası mı nda a skersel d i ktatörl üğün 640
kurulmasından sonra bu gazete kapatı l d ı . Ayn ı gazete, SKP'nin organı olarak, 1 964 yılı Ekimi nden itiba ren her g ü n çı kmaya başladı ve 1 965 Ara l ı k ayında partinin eyleminin yasa klanmasına kadar devam etti. 1 966'dan 1 970'e kadar, parti, açık olarak «Ahbor Alisbua » (<< Haftalık Ha berler») gazetesini çıkardı. SKP halen g izli olara k «AI-Mayda n » gaze tesini s ü rd ürüyor. Bundan başka, düzenl i ol masa do, Gü ney Sudan halkı için, ingilizce olara k «Advance» (<<Akı n ») gazetesi çıkarılıyor. S KP MK 1 947 y ı l ı nd a « AI Shiuie» (<< Kom ü n ist») a d l ı bir teorik derg i çı ka rmaya başladı. B u derg i a rtık 1 38. sayısına varmış bulu nuyor. Parti nin bölge örgütlerinin de kendi bası n orga nları va rdı r.
Nikaragua Sosyalist Partisi (NSP) Parti 1 939 yılında N i ka ragua komünistleri tarafı ndan kuruldu. Kuru l u ş u n d a n beri gizl i l i k koşulları altında ça lışıyor. NSP'nin belgelerinde, Nikaragua'nın şimdiki bağ ı msızlığ ı n ı n tomam iyle biçimsel olduğ u bel i rtil iyor ve «bu bağ ı msızl ı k, maddeten ve manen em perya l izme bağ l ı yarı -sömürge ve feodal rejimin, ard ı nda g izlenmeye ça lıştığı maskeden başka bir şey değ ildir» denil iyor. Pa rtinin X. Kongresi (Ekim 1 973) tarafında n kabul edilen NSP Progra m ı 'nda, memleketin şim diki sosya l-ekonomik ve politik durumu etraflı biçimde çözü mleniyor; N i ka ragua'nın Birleşik Amerika ve yerl i oligarşinin egemenliğ i nden kur ta n ı ması ve gerçekten bağ ı msız bir devlet haline geti ri l mesi soru nu en yakın hedef olarak bel irlen iyor. Partiye göre, bu ulaşılabilir bir hedeftir. Ve buna ulaşma yolu do tarı msal-demokratik, halkçı, anti-emperyal ist bir devrimden geçer. Bu devri m temel demokratik ve a nti-feodal dönüşü m leri gerçekleştirecek v e sosya lizme doğ ru geçiş yol u n u açacak ha lkçı ve y u rtsever bir hükümetin kurulmasına yönel i k olmalıdır. NSP Progra m ı 'nda barışçı l olan ve olmıyan savaş biçimlerinin bağdaştırı l ması gereğ i ne de işaret edil iyor. Nika ragua Sosya l ist Partisi, memlekette bugünkü di ktatörl ü k reJ ı m ı n ı n varl ı ğ ı na s o n vermenin, u l usal kurtuluşu sağl ıyarak demokratik bir d ü zen kurma n ı n silahlı mücadelesiz olamıyacağ ı kanısındadır. Ama, partiye göre, memlekette henüz silahlı mücadele du rum ve koşulları do ya ratı l mış değ i ld i r. Şimdi partinin öne aldığı sorun, yığın larlo il işkilerin her bakımdan genişleti l mesi, parti nin i lerici ve demokratik çevrelerdeki etki sinin a rtırı l ması ve memleketin bütün yurtsever g ü çleri ni bir demokratik 641
muhalefet cephesinde birleştirme çal ı şmaları na hız vermesid ir. NSP mem lekette demokratik bir toprak reformu yapılmasında ı sra r etmekted ir. NSP son yıllard a yığ ı nlar a rasında, özellikle işçi ve ö ğ renci gençli k a ra sında ve sendika birli klerinde etki a l a n ı n ı genişletti. çoğ u send ika örg ütlerin i çatısı a ltında toplayan Genel Emek Konfederasyonu (bağı m sız) komünistleri n yöneti mi altında ça lışıyor. 1 967 yılı nda NSP'nin g i rişi miyle bir Nikaragua Ta rım Işçileri Konfederasyonu kuruldu. N i ka ragua Sosya list Partisi, memleketin bütün muhalefet g üçlerini, bu günkü açık askersel d ikta rejimine k a rş ı tekcephe halinde eylem göster meye çağ ı rıyor. NSP demokratik, a nti-em perya list ve a nti -feodal ha rekete daha geniş bir kara kter kaza ndırmaya, bu hareketi d i ktatörl üğe karşı şu veya bu biçimde eylem gösteren geniş politik ve sosyal g ruplar için erişilebilir bir asgari prog ra mla doııatmaya ça lışıyor. NSP M a rksist görüşlerde ardıcıl ve sebatlıdır; u l uslara rası komü nist hareket safları nda birliğ i n g ü çlendiri lmesi için çalışmaktad ı r. NSP' n i n çeşitli bası n org a n l a rı vard ı r.
Haiti Birleşik Komünist Partisi (HBKP) Parti, 1 968 Kası mında, Ha iti H a l k Birliği Partisi (kuru l uşu 1 959) ile Ha lkçı Ulusal Kurtu l uş Pa rtisi ' n i n (kuruluşu 1 954) birleşmeleri sonucunda kuruldu. O zamandan beri derin g izl ilik kaşu lları a ltında ça l ışıyor. İşçi sınıfının, köylülerin ve ilerici ayd ı n l a rı n menfaatleri ni temsil ediyor. Iki partinin örgütsel birleşmesi ni ya nsıtan bildiride şöyle deniliyor: " H BKP, işçi sı nıfı n ı n , Ma rksist-len in ist ideolojik bayrağı a ltında savaş y ü rüten bili nçl i ve örgütlü öncüsü d ü r. Bu parti, leninci örgüt i l keleri ni kılavuz edinerek, Haiti'de proletarya sınıfı n ı n devrim i gerçekleştirme, ikti d a rı ele geçirme ve sosya l izmi k urma savaşını yönetecektir. » Ha iti Bi rleşik Komünist Partisi, bütün komünist partileriyle ka rdeşçe ilişkiler kuracağ ı n ı ve bunları gerçekleşti receğ ini, her pa rti n i n bağ ı msız lığına sayg ı , Marksizm-leninizm ve proletarya enternasyona lizmine soda kat prensipine dayalı bir d ü nya komü nist ha reketi birl i ğ i için mücadele edeceği n i a çıkladı. 1 969 yılı Mayıs-Haziran ayları nda Ha iti hükü meti H BKP'ne karşı kıyı cı bir baskı ve teröre geçti. Yüzlerce komünist h a pislere atıldı ve kimleri 642
öldürü ld ü . Ha iti hükü metin i n bu halk düşmanı politikası, d i ktatör J. K. Dü valie'ye geniş ölçüde yardımda bulunan ABD gerici çevreleri tarafı ndan destekleniyordu. HBKP demokratik santra l izm prensıpıne daya n ı larak kurulmuştur. Par ti n i n en yüksek organı kongredir. Kongreler a rası nda parti işleri n i başı n da Politbüro' n u n bulunduğu Merkez Komitesi yönetiyor. HBKP'nin merkez o rg a n ı « Bouea n » (<<Ateş») gazetesi memlekette gizli olarak bası l ı p yay ı l maktadır. Partinin, Kanada, Meksiko ve Fra nsa'da do çeşitli basın o rg a n l a rı va rdı r.
643
aZEl
SAYFALAR
B i LD i R i Helsinki'de Avrupa Güven l i k ve işbirliği Konfera nsı tepe toplantısı var. Bu, Avrupa'nın politik yaşa m ı nda tarihsel bir olayd ı r. Bu olu � l u gel işmeyi Sovyetler Birliği, sosya l ist ülkeler topl uluğ u, yeryüzü n ü n i lerici, demok ratik güçleri sağ ladı. Toplantıya Türkiye de katı lıyor. Bug ü n dü nya mızda böylesi bir gelişme vard ı r. Türkiye'de ne ol uyor? Topraklarım ızdaki bazı Amerikan üsleri ne bay rağ ı m ız çekildi. Bu ' üslerin « kontrol a ltına alındığ ı », 1 969 anlaşması nın «yürürlükten çıkarıldığı " açıklandı. Bununla birlikte h ükümet ı ncirlik g ib i büyük Amerikan sa ldırı üslerine, özellikle NATO üsleri ne doku n u l mıyaca ğ i n i bildird i . Gerici, faşist karması hükü met bir yanda n Amerikan üslerine bayrak çekerken, öte yandan «Amerika'yla i lişkilerin değ işmesinin söz konusu ol madığ ı n ı » beli rtiyor. B u çel işki nereden gel iyor? Birincisi : halkımızın ta baştan beri, Trum a n «doktri nlerine», Amerikan sa l d ı rı plônlarına, ikili kölel i k a n laşmaları na, üslere, NATO'ya, ord u m uzun bu sa ldırga n l ı k ör g ütü n ü n komuta s ı na veri l m i ş o l masına karşı sürekli bir savaş yü rütmesidir. Grevlerde, mitinglerde ve gösteri y ü rüyüşleri nde : « Barı ş, özg ü rl ü k ! », « NATO'ya paydos ! », «Amerika'lı defol ! " sloganları yığınlara mal oldu. « Ha l ktan yana b i r hükümet ! " hayk ı rışları orta lığı i nletiyar. Uslere Türk bayrağ ı n ı n çekil mesi halkımızın bu sürekl i d i renişinin bir son ucud u r. ikincisi : NATO içindeki çel işkilerin, özellikle G ü ney-Doğ u kanadı ndaki sürtüşmelerin sertleşmesidir. Hükü met, bu çelişki leri çözecek d urumda ve niteli kte değ i l d i r. Işbirl i kçi hükü met, bu haykı rışları eli ndeki bütün ola naklarla boğ m a k çabası ndadır. Amerika NATO'nun baş patronud ur. Türkiye'de em perya l i st çevrelere sa l d ı rg a n l ı k bloklarına, NATO'lara dayananlar topra klarımızı yabancı üs lerden temizlemek istemiyor/ar. Faşizme tırmanan, erki elinde tutan büyük burjuvazi, şimdi bayrak çekmek g irişimiyle memlekette hem halk yığ ı n ları n ı n a nti-emperya l ist d irenişini gemlemek, hem m i l ita rizmi ve şövenizmi körü klemek yol undan y ü rüyor. Halkı mıza yeni NATO harcama ları yüklü yor.
H a l k ı mız yarı yolda ka l ma k istemiyor. Emperyal i stlerle yurdumuzun 644
bağımsızlığı üzerinde paza r l ı k yapanlarla h içbir zaman uzlaşmamıştır, hiçbir zam a n savaştan geri d urmamıştır, d u rmıyacaktır. Halkımızın uğ runda sovaştığ ı i stekleri Türkiye Komünist Partisi gü ncel, somut savaş larıyla dile geti rmekted i r : - Topra klarımızdaki bütü n NATO v e Amerika n saldırı ü sleri kaldırı l malıdır. - I kili kölelik anlaşmaları yı rıtı lmalıdır. - Ord u m uz NATO komutasından a l ı nmalıdır, NATO'd a n çı kılmalıdır. - Bağı msız, tarafsız bir dış politika izlenmelidir. Komşuları mızla, özellikle d ü nya barışı ve güvenliğ in y ı k ı l maz ka lesi Sovyetler Birliği ile sa l dırmazl ı k a nlaşma l a rı bağ l a n m a ı ı d ı r. - Bölgemizde, Avru pa'da ve d ü nyada barış ve güvenliği sağ layacak, Helsinki kararlarını uyg ulayacak, memlekette demokrati k bir düzeni oluş turacak ilerici, h a l kta n yana bir hükümet işbaşına getiri lmelidir. Gerici, faşist karması hükü met memleketin başı ndan atılmadan halkı mızın bu istekleri gerçekleşemez. Bağ ı msız, ileri, demokratik bir Türkiye devletinin bayrağı ü lkemizde dalgala nmaııdır. 31 Temmuz 1 975
Türkiye Komünist Partisi Merkez Komitesi
645
Yeni gelişmeler, yeni kazanımlar A . Soydan
U lusal ve uluslara rası top l u m yaşa m ı nda uzun yılların b i rikimlerin i n o l u m l u sonuçları n ı n ortaya çıkması s o n za manlarda hızlandı. B u süre içinde d ü nya barı ş ı çok önemli kaza n ı m l a r sağ/adı. Bu kaza n ı m l a r Hel sinki Avrupa Güvenl i k ve işbi rliği Konferansında d ü ğ ü mlendi . Helsinki Avrupa Barış ve Işbirliği Konfera nsı için üç y ı l hazı rlı k gerekti. Bi rleşik Amerika ve öteki NATO üyesi kapitalist ü l keler Konferansın top lanmasını engel l emek için akla gelmedik zorl u klar çıkarıyorla rd ı . Dü nya kam uoyun u a ldatmak için, Türkiye de dahil, kapital ist ülke temsilcileri, «fikirleri n ve i nsa nları n serbestçe dolaşması » g i bi önerileri i leri sürüyor lordı, Fikirlerin ve i nsanların serbestçe dolaşması n ı isteyenler, örneği n Birleşik Amerika, Amerikan Komü nist Pa rtisi'nin kongresine birçok ü l ke lerden katı lacak delegelere viza vermiyord u . Türkiye'de ise fikirlerin , in sanları n serbestçe dolaşması şöyle d ursun, faşist 1 41 . ve 1 42. madde/er g i bi hükümler, yasaklar, sıkıyönetim /er, Devlet Güvenlik Mahkeme/eri « fikirlere ve i nsan/ara karş ı » kan/ı bir terör uyg u /uyorla rdı. Ha/a da uy g u / uyorlar. Türkeş'in, Demire/'in, Erbakan'ın faşist, şeriatçı çeteleri, ko ma ndoları kendi leri gibi d ü şü n meyenleri, özellikle emperyal izme, faşizme karşı u /usa/ bağ ı msız/ı ktan, demokrasiden, sosya l izmden yana o/an/arı öldürüyor, ya ra/ıyor ve cezasız ka l ıyorla rd ı . Ha/a da ka/maktad ı rlar. B u politikacı lar yüzleri hiç k ızarmadan Avrupa Güvenlik v e işbirliği Kon feransı n ı n hazı rlı k top/antı /arında « fikirleri n, i nsan/arı n serbestçe d% ş ması nda n » söz etmek cesaretini kendilerine bu/uyorl a rd ı . Sorun daha da genişti. ispa nya'da faşist bir iktidar vard ı . Fra nko h ü kü meti n i n bütün demokratik akımları kan içinde boğduğu biliniyordu . Em peryal i st devletler Fronko hükü metini bir yana bı rakıyor, sosya l ist ü lkelere sa ldırıyorlard ı . Avrupa, d ü nyanın en can a l ı c ı d ü ğ ü m noktasıdır. Sosyalist ü l kelerle ka pitalist ü l keleri ayı ra n s ı n ı r Avrupa n ı n ortasından geçiyor. Daha doğ rusu kapita l ist ü lkeler NATO'yu kurmuş ve sosya l i st ü lkelere karşı sipere girmişlerdir. Bu g i bi tutum karşısında Avrupa sosyalist ü lkeleri kendile rini savunmak için Varşova Antlaşmasını meydana geti rmişlerdir, Kapi talist ü/kelerin önem l i bir kısmı, örneğ i n Ortak Paza r, Avrupa'da b u l u n u yor. NATO, Ortak Pazar ü l keleri Avru pa'dan hareket ederek birçok az gelişmiş ülkelere sömürücü sermayelerin i , gerici h ü k ü m etleri, baskı ve sa/dırı yöntemlerin i i h raç ediyorlar. Birleşik Amerika'yı, NATO'nun öteki ü lkelerini, Ortak Pazar'ı Helsinki'de Avrupa G üven l i k ve işbirliği Konfe ransına getirtmek ve konferans belgeleri n i i mza/atmak Sovyetler Birliği' nin ve öteki sosya list ü l kelerin sürekli barış politikalarının başarısı ve kaza n ı m ı o l m uştur. B u kaza n ı m ı n elde edil mesinde kapital i st ü l kelerdeki 646
komü n ist ve işçi partileri nin, yani Marksizm-leninizm ilkelerine bağ l ı olan akımları n da payı büyüktür. Demek oluyor ki, Helsin k i Konferansında elde edilenler başta sosyalist ü l keler olmak üzere bütün i l erici i n sa n l ı ğ ı n ba şarı sıdır. Sosya l i st ü l keler, << i nsanları n ve fiki rlerin serbestçe dolaşması nda n » yanadıriar. H elsinki Konferansında belgeleri i mzalamakla b u n u d ü nya ka muoyuna bir daha göstermişl erdir. N e var ki, sosya l ist ü l kelerin yasa ları na göre, ha rpçı, ı rkçı, halkları aşağ ı layıcı, sömürüyü haklı gösterecek yalan propagandaların yapıl ması yasaktır, Bu yasak tam bir demokratik tutu mdur. Soğ uk, sıcak harbin, silôhlanma yarışı n ı n , ırk ayı rı mı n ı n , sömü r(; n ü n gerilemesine, ortadan kald ı rı l masına, halkları n daha geniş ölçüde demokratik haklarına kavuşması na ya rd ı m eder. Helsinki Konfera nsının yapılması ve konferans belgeleri n i n i mza Ian ması şüphe yok ki, büyük bir başa rıdır, Ama Konfera nsın topla nması, belgelerin i mzalan ması ile Avru pa'da barış ve güven l i k i şleri bitmiş değ i l , yeni b i r aşa maya u laşm ıştı r demektir. Avrupa v e d ü nya barış v e g üven liğini daha da ileri götü rmek, silôhlanma yarışına son vermek, a skersel g ru pları dağıtmak, insanlığı bir atom ha rbi n i n tehlikesinden tamamen ku rta rmak için yapı lacak çok iş vardı r. Bu büyük a maçlara u laşmanın başta gelen garantisi, yeryüzü nde güçlü bir sosya list devletler topl u l u ğ u nu n , kuvvetli b i r Sovyetler Birliğ i n i n b u l u nmasıdır. Bu a maçlara ulaşmak kolay olmayacaktır. Ka pitalist ü l kelerin en gerici çevreleri Helsinki Konfera nsı nda elde edilen sonuçların önemini azalt mak için el lerinden geleni ya pıyorlar. Amerika Cu m h u rbaşka n ı Ford « Newsweek» dergisine verdiğ i demeçte, Helsi n k i Konfera nsı belgelerin i n bağlayıcı hiç b i r y ö n ü ol madığ ı n ı , Bi rleşik Amerika silôhlı kuvvetleri n i n hiç bir zaman azaltıl mayacağını söyledi. Başbakan Demirel de Helsinki' den dönüşünde ista n bu l 'da terti plediği basın topla ntısı nda Ford ' u n söz lerin i tekra rladı. Batı Alma nya'da ise Hı ristiyan Demokrat ve H ı ristiyan Sosyal yöneti ciler, en başta Ştraus olmak üzere Helsinki kararl a rı n a karşı ateş püs kürdüler. Anca k dü nya halkları, d ü nya devri mci g ü çleri sosyalist ü lke lerle elele emperyal i stleri, tekelci kapitalizmi zorladıkları takdirdedir ki, d ü nya barış ve güvenliğini daha sağlam temellere otu rtmak ve d ü nya barışını daha da güçlend i rmek olanakları yaratı lacaktır. Helsinki'den daha ileri bir aşa maya u laşı lacaktır. Emperyalistlerin ve onlara yard ımcı o/anların a maçlarından geri dur madık/arı n ı n başta gelen bel irtileri nden biri de Portekiz olayları d ı r. He/ sinki'den hemen sonra Portekiz'de en gerici, faşist g üçlerin a nti-komü nist gösterileri başlad ı . Bilindiği g i bi Portekiz elli yıl kadar bir za man faşist bir rejimde yaşadı . Ord u n u n faşist rej i m i devirmesinden sonra bu faşist 647
elema nlar tam olara k sustu rulmadan, tehl i kesiz hale geti ril meden, temel li, demokratik reformlar yapılmadan, büyük sermayenin, toprak beylerinin egemenliğ i kırılmadan seçimlere gidildi. Mevcut şartlardan ya ra rlanan emperyalistler, faşistler, en gerici ve sömü rücü zümreler Soares'in sosya list partisinde yuvalandılar. O n u desteklemeye koyuldula r. Batı Alma nya Sosyal - Demokrat Partisinin başkan ı B ra nt, Fra nsız Sosya list Partisi yöne ticileri, « i kinci Enternasyona l »i n ta rih önünde mahkum olmuş, kapita l iz min, emperya lizmin hizmetine g i rmiş bütün yöneticileri Portekiz Sosyal ist Partisi yöneticilerin i n eliyle Portekiz'de ters devri m i tezgôhlamaya ve bunu da kanlı bir a nti-komü nizm biçiminde uyula maya koyuldular. Porte kiz Komünist Partisine karş ı faşistlerin yaptığı gibi ya lan ve iftira kam panyası açtı lar. Oysa Portekiz Kom ü n ist Partisi halkın, işçi sınıfı n ı n demokratik hakları n ı savunuyor, sömü r ü n ü n g eriletil mesini, demokratik. barışçı bir d üzen i n yaratı lmasını ve bu hedeflere ulaşmak için de bütü n a nti-emperyalist, demokratik, barışçı g üçlerin elele vermesini istiyor. Eı:rı perya lizm ajanları , faşistler, sağcı sosyal demokrat yöneticiler Mao cularla elele Portekiz'deki a nti -faşist devrimi yıkmak istiyorlar. Sağcı sosyal demokratlar, Maocu/ar, NATO'cul a rın, emperyalizmin a maç/arına ulaşmasına ya rdı mcı ol uyorlar. Em perya l izmin körü klediğ i a nti-komüniz min yayg ı nlaşmasına yardımcı ol uyorlar. Bunlar, Avrupa G üvenl i k ve Işbirliği Konferansını sa bote etmeye kalkıştıkları g i bi, Portekiz devri m i n i de torpillemek içi� emperyal i stlerle yakın işbirliğine g i rişmişlerdir. Maocular ve onları n paraleli ndeki sapık a k ı mlara bağlı ola nlar TKP'ye karşı MIT ve CiA aja n l a rıyle işbirliği h a l i ndedirler. Tü rkiye Komüni st Par tisi'ni likide etmek, parçalama k, ona karşı yalan ve iftira ka m pa nyası yü rütmek burjuvazinin sü regen politikasıdır. TKP'n i n 55 y ı l l ı k varl ı ğ ı süre sinde b u rjuvazi n i n bu provokasyonları d u rmamıştı r. Partiyi içerden ve d ışardan vurm a k, parçalamak, l ikide etmek politikası, partin i n 55 y ı l l ı k va rlığı boyunca yeni yen i biçim lerle uygulanmıştır. A m a s o n zamanlarda M iT'in, CiA'n ı n provokasyonları daha d a yoğ unlaştı. Bunun başlıca ne deni, Türkiye Komü nist Pa rtisi'nin, başta işçi sı nıfı olmak üzere emekçi yığ ı n l a rıyle daha geniş ölçüde kaynaşması, onun, M a rksçı -leninci politika ve progra m ı n ı n gelişen olayla rla doğrulanması d ır. Topra klarımızdaki Amerikan ve NATO üsleri n i n kaldırı l ması, NATO'dan çı k ı l ması soru n u en son örnekleri nden b i ri d i r. TKP, üslerin kaldırılması, NATO'dan çıkıl ması için Türkiye'nin NATO'ya g i rmesinden bu yana varg ücüyle savaşmakta d ı r. Bu sorunları örgüt olarak, parti olara k Türkiye'de ilk defa ortaya ata n ve bu savaşı prog ra m laştıran TKP'dir. 30 yıl kadar önce ortaya atılan bu i l keler bug ü n memleket kamuyu tarafı ndan benimsenmişti r, u l u sa l savaş şiarları haline gelmiştir. Bir yandan büyük burjuvazi, Demirel-Türkeş-Feyzioğ l u - Erbakan grup l a rı, bir ya ndan da Amerikan emperyal izmi TKP'nin işçi sınıfı a rasında 648
ve genellikle kamuoyu a rasında kaza ndığı otoriteyi ve sempatiyi kırmak için M iT'in ve CIA'n ı n uzma nları n ı harekete geçi rdi ler. Memlekette «TKP-R» d iye sa hte bir hareket ya ratmaya kalkıştı lar. Batı Berlin'de ve Batı Almanya'da ajan la rına bir takım bildi riler yayı nlattı l a r. TKP a d ı na yayı nladıkları bu bildiri l eri de « H ü rriyet» g i bi MiT' i n. CIA'n ı n org a n ı d u rum u nda o l a n yüksek tirajlı gazetelerde bastılar. B u bildirilerden sonuncusu Batı Berl in'de hazı rlandı, Batı Almanya ' n ı n Ştutgart v e bazı kentlerinde dağıtı ld ı . Amaçları da TKP'yi memleketi böl mek istemekle suçlamak, kamuoyu önünde onu lekelemektir. TKP'nin, provokatörler tarafından yayı nlanan bu bildirilerle h içbi r ilgisi olmadığını söylemeye lüzum bile yoktur. TKP, ü lkeni n birliği için savaştan hiçbir za m a n geri kalmamıştır. TKP' nin a macı, ü l kenin birliğini sağlamak, a nayasal ve demokratik haklard a n tüm yurttaşları faydolandırmak, halkçı reform ları uygula mak, emper yalizmin egemen liğine son vermek, büyük toprak beyleri nin, sömü rü g rup larının halk yığınlarını talan etmelerini engellemektir. DIkenin b irli ğ i n i pa rça laya nlar, Kürt h a l k ı n ı ezenlerdir. Ona karşı ka n l ı bir baskı v e terör pol itikası uyg ulayan, kökü dısa rıyo, emperya l izme, NATO'ya bağ lı bur juvazidir, hükü metlerdir. Yurt topraklarını parselleyip askeri üs d iye Ame rikan emperyalizmi ne, NATO'ya kira laya n Demirel g i bi politikacı lardır, Sancor g i bi paşalar, mi litarist kliktir. Memleketi Amerikan, Batı Alm a n ve öteki NATO ü lkeleri tekellerin i n sömürüsüne açanlar, Tü rkiye'yi b i r açık pazar haline getirenler, b i r m i l yondan fazla yurttaşı yabancı ü l kelere ekmek parası için g itmeye zorla yanlardır, bir avuç büyük sermayeciye, yabancı firmalara s ı n ı rsız talan olanakları açan, emekçileri g ittikçe artan sefalet uçurum u na sürükleyen b u rjuva politikacılarıdır. TKP, bu a maca ulaşmak için yarı m yüzyılı aşan bir zamanda n beri sa vaş yürütmektedir. Parti bu savaşında ağır kayıplara uğ ra mış, çok kurban vermiştir. Ama parti bu savaşı nda emperyalizm ajanla rı n ı n işçi sınıfı n ı şaşı rtmak, partiyi l ikide etmek ça baları n ı d a boşa çıkarmıştır. Bugün artık TKP'nin politikasını, progra mını yığınlara u laştıracak güçlü yayın araçları vard ı r. Ve yığ ı n la r TKP'den g elen bu seslere ku/ak vermekte, gerçeğ i seç mek, yala ncıyı bellemek olanaklarını geniş ölçüde bulmaktadırlar. B u rjuvazi n i n sınıf savaşında a ma n ı yoktur. Mora l i ise hiç yoktur. Sınıf savaşında ü stü n gelmek, emekçi yığ ı n la rı n ı sömürü düzeninde tutmak için b u rjuvazi her a raca başvuruyar. Terör, sı kıyönetimler, zindanlar, seh pa/ar, işkence odaları, faşist yöntemler, satı i m ı ş basın, radyo, televizyon, d i n sömürücü /üğü yol larıyle işçi s ı nıfına ve onun öncü pa rtisine saldırı/ar, burjuvazinin a h lôksızl ık deposunun silôhla rıdır. 649
«Yeni çağ·· dan Okurlara Sayın okurlar,
Derg i m ize karşı istekler g ünden güne artıyor. Biz bu istekleri elimizden geldiği kada r karşıla maya ça lışıyoruz. Okurlo rımızdan, adresleri açık ve doğru olara k yazma ları n ı , özellikle şehir ve ma halle n u ma rala rı n ı titizli kle belirtmelerin i rica ederiz. Adreslerini değiştirenler, yeni adreslerin i bize derhal bildirmelidirler. Dergiye a bone olmak ve d iğer yayı nları m ızı edinmek istiyenler adresimize bir mektupla bildirebHirler. Sonra Avrupadaki okurları mız aşağıdaki adrese başvura bi lider: 1 Berlin 1 0
Postfach 1 00 229 West Berlin ödemeler şu konto numarasına yapılır: Buchha ndlung Postscheckkonto 342 441 West Berlin 1. L. ı . Brejnev, .. LEN i N ' I N 1 00. YILDö N O M O, SBKP' N I N XXiV. KONG RESI, SSCB' N I N 50. YILI .. 2. NAZıM H I K MET, BOTO N ESERLERI
(Şimdiye kadar 8 cılt
çıkmıştır), 3. BILI MSEL KO M O N IZM, 4. LEN I N
(Biografisi),
5. BOYOK OKTOBR 50 YAŞı N DA
6. S. Ostüngel, .. SAVAŞ YOLU .. (3. baskı) 7. S. Ostüngel, .. G O N O M O ZD E TKP .. 8. S. Ostü ngel, G O N EŞLI D O NYA .. ..
9. A. Soydan, ALMAN DEMO KRAT i K CUMHU RiYETI .. ..
10. A.
Soydan, YEDI SOSYALIST lJLKEDE DON-BUGON ..
YARIN .. 1 1 . A.
Soydan, .. SOVYETLER B I RllGi N D E 1 2 G O N ..
Adresim i z : Yen i çağ - Stredisko pro rozsirovan i tisku, Praha 6, Thokurova 3, Czechoslovakio 651
Sınıf savaşı ama nsızd ır. Bütün komünistlerin, TKP' n i n bütün örgütlerinin, TKP,'ye sempati d uyanları n, bütü n devrimcileri n emperyalizme, faşizme karşı olan bütün yurtseverleri n bunu iyi bilmeleri, işçi sınıfı n ı daha geniş ölçüde örg ü tlemeleri, TKP'yi daha da g ü çlendirmeleri, köy ve şehir emek çileri a rasında daha sıkı bağ l a r kurmaları , sınıf savaşı nı kaza n ma n ı n , bur juvaziyi ve emperya l izmi yenmenin başta gelen koşullarıdır. Anti-emperya l ist savaş Türkiye'de Amerikan ve NATO üsleri n i n kal d ı rı l m a s ı , NATO'dan çık ı l ması, i k i l i Anlaşma ları n yı rtı lması d üzeyine u laş mıştı r. Amerikan emperyal izmiyle Türkiye halkı arası ndaki tarihsel çel işki, işçi sınıfının öncü g üçlerinin bu ta rihsel çelişkinin pota nsiyelini politik bir etken haline getirme a macıyle yü rüttükleri a rdıcıl savaş bu sonucu do ğ urmuştur. Ve işbirlikçi h ü kü met orduyu bazı ü slere sokmak, Ameri kan bayra klarını indirmek zoru nda bırakmıştır. Demirel hükü meti bunu yapar ken h a l k yığı n la rına g i ren a nti-emperya l ist baskıyı hafifletmek ve halk yığ ı nları n ı kendi sınıfsal politik a maçları için sömürmek taktiğini de yü rütmüştür. Ord u n u n üslere g irdiğ i n i açıklayan gürültü l ü bir propaganda y ü rütül ü rken, yabancı kaynaklardan yalnız 6 üsse g irildiği, oral a rda bile Amerikan uzma nları n ı n casusl u k ve sabotaj faa liyetlerine devam ettiğ i a n laşı l m ıştı r. i ncirliğe ve Amerika'nın öteki üsleri ne hiç dokunulmamıştı r. Ayrıca Demi rel, Amerikan üsleri n i n NATO parava nası a rd ı nda çalışma larını da önermiştir. NATO'ya egemen olan Amerika olduğuna göre, üslerin NATO adıyle faa l iyete devam etmeleri hiçbir şeyi değiştirmiyecek tir. Bütün devrimci g ü çlerle birlikte ordu içindeki devri mciler de bu duru m u görüyor. H ü kü metin silôhlı kuvvetlerden korkması ve devrimci yurtsever subaylara karşı olanları emekliye ayırmak , kör hatlara çekmek taktiği n i n uyg u l a n ması da b u n u doğrulama kta d ı r. B u du rum b i l e s i l ô h l ı kuvvetleri n e mperyalizmin ajanları ndan, m i litarist klikten , faşist elema n lardan arın ması, a nti-em perya l i st demokratik düzenin bir dayanağı h a l i ne gelmes i gereği n i b i r zorun l u k olara k ortaya koyuyor.
650
•
y
.. Y E N I Ç A G .. i OKU VE OKUTI
652
iÇi NDEKILER Sayfa xx :
Viyetnam halkının utkusu ve bunun u l uslara rası önemi
565
Dinmohamed Kunayev
Yüzyı l la rea geri ka l m ışlıktan gelişmiş sosya l izme doğru .
572
Voytseh Yaruzelski
Sosya l ist topl u mda ord u n u n rol ü .
588
xx :
Demokratik birlik savaşı nda kom ü nistler
599
xx:
işçi sın ıfı ve bağ laşıkları
608
Elena Lagadinova
Toplumsal ilerleme k riteryumu olara k kadınları n durumu .
619
John Pittman
Burjuva h ü rriyetleri n i n beşiği olma kta n devlet-tekel kapitalizmine doğru .
626
Yan Prajski
çağ ı mızın gerçek likleri ve em perya lizmin pol itikası .
630
Kom ü n i st ve işçi pa rti leri hakkında kısa bilgiler .
636
xx :
OZEL SAY FALAR
xx :
TKP Merkez Komitesinin b i l d i risi
.
.
•
.
.
.
.
•
.
.
.
644
A. Soydan
Yeni gelişmeler, yeni kazan ı m lar .
646