KURTULUŞ ÖRGÜTÜ YAYIN ORGANIDIR NİSAN 1985 SAYI: 13
KÜRDİSTAN’DA YENİ HAREKAT HAZIRLIKLARI “Körfez savaşı” diye de adlandırılan İran’ la Irak arasındaki haksız savaş geçtiğimiz ay yeni bir boyuta ulaştı. İran’ın Güney Irak ta başlattığı yeni saldırıda iki orduda büyük kayıplar verdi. Yayınlanan son rakamlara göre savaşta bugüne kadar bir milyona yakın insan can verdi. Ne var ki, geçtiğimiz ay Türkiye basını savaşa önemli ölçüde yer ayrılırken savaşla bağlantısı olan bir başka gelişmeden bahsetmedi. İran saldırısının başladığı günlerde Güney Kürdistan’da ki (Irak Kürdistanı) iki örgütte, Irak KDP ve KYB Irak Kuvvetlerine karşı yeni bir saldırı başlattılar, özellikle Irak KDP’e bağlı peşmergeler (gerillalar) irat ordusuna ağır kayıplar verdiren başarılı eylemler gerçekleştirdiler. KDP’e bağlı güçler birçok askeri köprüyü ele geçirdi, bazı kentleri kısa süreli de olsa işgal ettiler. Irak ordusu ise bu atılımlara karşı her zaman olduğu gibi sivil halkı katlederek cevap verdi. Doğu Kürdistan’da (İran Kürdistanı) ise İran Ordusu Kürt hareketine karşı sistemli saldırısını devam ettiriyor. Kısacası, “Körfez Savaşı” diye adlandırılan. İran-Irak savaşı (gerçekte İran-Irak, İran-Kürt ve Irak-Kürt savaşı) son günlerde iyice hızlandı. Bütün bu gelişmeler içinde bir yeni olgu daha var. Gerçekte bu olgu 1983’den beri gelişmekte. Hatırlanacağı gibi sömürgeci Türk Ordusu geçtiğimiz yaz aylarında PKK eylemlerini bahane ederek Irak Hududunda büyük boyutlu operasyonlara başlamıştı. Hududa sevk edilen Türk birliklerinin sayısı 20 bin civarında ve ağır silahlarla donatılmış bir durumda. Türkiye Cumhuriyeti ordusu geçtiğimiz yaz
Recep GÖKIRMAK
ceğinin önemli işaretleri. Ancak, burada belirtilmesi gereken iki nokta daha var:
Irak hududu çevresinde yaptığı bu yığınağı yeni yollar açılması hava alanı inşaatı gibi hazırlıklarla da tamamladı. Sosyalist İşçinin 8-9’cu sayısında da belirttiğimiz gibi sömürgecilerin bu yığınağı hiç bir şekilde kendilerinin de o sıralarda ifade ettikleri gibi birkaç yüz PKK’lı için değildi. Asıl hedef İran ve Irak Kürdistan’ındaki yığınsal ve askeri olarak oldukça gelişmiş Kürt Örgütlenmeleriydi. Dört sömürgeci ülkenin- Türkiye, İran, Sak ve Suriye- aralarındaki bütün çelişkileri, Kürdistan ve Kürt bağımsızlık hareketi söz konusu olunca unuttukları ve derhal birleştikleri tarihi bir gerçekliktir. Aynı şekilde sömürgecilerin zaman zaman burjuva-feodal önderlikler altındaki Kürt hareketlerini birbirlerine karşı kullandıkları da tarihi bir gerçekliktir. Bölge, bu iki tarihi gerçekliği bu günlerde bir kez daha yaşıyor. Geçen yaz T. Cumhuriyetinin Irak ve Suriye ile yaptığı anlaşma bilindiği gibi Türkiye cumhuriyeti ordusuna Irak topraklarında 30-40 Km’lik bir alan içerisinde operasyon özgürlüğü vermektedir ve bu anlaşma bazı iddialara göre sınırsız bir süre için yapılmıştır. T. Cumhuriyeti ordusu Mart’ in son günlerinde sınıra savaş helikopterleri de dahil (gazete haberlerine göre
20 adet) yeni askeri birlikler kaydırmaya başladı. Bölge açısından zor coğrafi koşulların bitmeye başladığı (kar eriyor, çamur ise kısa süre sonra bitecek) bu günlerde Türkiye Cumhuriyeti ordusunun bu yeni hareketliliği son derece önemli. Savaştaki dengenin İran lehinde gelişiyor olması Irak ordusunun iki cephe de birden dövüşemeyecek bir zaafiyet içinde olması Irak Kürdistanındaki durumu daha da ciddi bir hale sokuyor. Savaşın dengesinin daha da radikal bir gelişimi Irak Kürdistanının bağımsızlığı için kaçırılmaz bir fırsattır. Irak’ın mağlubiyeti veya Bağdat-Basra yolunun kesilmesi (birincisi ile hemen hemen aynı anlama gelir) Irak Kürdistanı üzerindeki Irak baskısını hemen hemen tamamen kaldıracaktır. İşte bu gün, bölgenin dört sömürgeci ülkesinin de başlıca korkulu rüyası budur. Irak ile olan keskin çelişkilerinden dolayı İran ve Suriye bu gelişmeye aldırmaz görünüyorlar ve bu durumda pratik görevler Türkiye Cumhuriyeti ordusunun sırtına yükleniyor. Sömürgeciler, bağımsız bir Güney Kürdistan a müsaade edemezler. Kısacası bütün bunlar Sosyalist İşçi’ de daha önce belirttiğimiz gibi Türkiye Cumhuriyeti Ordusunun Irak Kürdistan’ına karşı büyük çaplı bir harekete geçe-
1- Kürt Hareketinin bölünmüşlüğü. Kürdistan’ın her parçasında hareket bölünmüş bir durumdadır. Irak Kürdistan’ındaki bölünme ise oldukça keskin boyutludur. Irak Kürdistanının iki örgütlenmesi, Irak KDP ve KYB karşılıklı silahlı çatışma içerisindedir. Kuzey Kürdistan’da ulusal bilinç hızla gelişmesine rağmen hareket paramparçadır. İran Kürdistanın da ise hareket gene bölünmüştür. Bu durum sömürgeciler açısından nispeten rahatlatıcı bir durumdur. 2- Türkiye Cumhuriyeti ordusu Türkiye solunun bazı gruplarının iddia ettikleri gibi Irak Kürdistan’ın da bir işgal hareketine çok gönüllü değildir. Böyle bir hareket uzun vade de T. Cumhuriyeti için pahallı bir maceradır. Türkiye Cumhuriyeti Irak Kürt hareketini kısa zamanda yok edemeyeceğini iyi bilir. Dolayısı ile bir işgal uzun süreli bir savaşı göze almaktır. Ama işin pahallılığı burada değil. Daha önemli olarak böylesi bir işgal Türkiyenin işgalinde ki Kuzey Kürdistan’da ki ulusal demokratik bilincin gelişmesini son derece hızlandıracaktır. Özetle, Türkiye cumhuriyeti bıçak kemiğe dayanmadıkça bir işgal hareketine girişmez. Giriştiği takdirde ise bilinmelidir ki T. Cumhuriyeti sınırları içinde ve özelliklede Kuzey Kürdistan’da çok ağır bir terör başlayacaktır. Bu terör dalgasına karşı her an hazırlıklı olmak gerekir.