si_6

Page 1

KURTULUŞ GEÇİCİ ÖRGÜTÜ YAYIN ORGANIDIR EYLÜL 1984 SAYI: 6

12 EYLÜL ve 24 OCAK 12 Eylül, 15 yıldır gittikçe derinleşerek sürmekte olan büyük ekonomik kriz boyunca, tekelci burjuvazinin. CHP’ den MC’lere kadar her şeyi denedikten sonra, 24 Ocak Tedbirleri’ni uygulamak için, başta işçi sınıfı olarak tüm halka kılıç çekip açık saldırıya geçmesinin ifadesidir.

24 Ocak Tedbirleri’nin en önemli özelliği şudur: Tekelci burjuvazi ekonomik krizin etkisi ile tüm ittifaklarını ve orta sınıf desteğini gözden çıkarıp, 15 yıldır uygulamakta olduğu ekonomik politikalarını kökten değiştirmeye kalkmıştır; IMF’de somutlaşan uluslararası finans kapitalin desteğine sığınıp açıkça bir hegemonya krizini göze almıştır. Muhalefet odaklarının ortadan kaldırılması ve açık terörün yarattığı yılgınlık ortamı, AP’nin ekonomik koordinatörü ve şimdi Cunta’nın akıl hocası Turgut Özal’ın “sakin kafa” ile 24 Ocak Tedbirleri’ni hayata geçirmesi için gerekli ortamı sağlıyordu. Tekelci burjuvazi böylece toplumdaki diğer sınıflar karşısında açık diktatörlüğü tartışmasız bir şekilde koruyor ve hemen arkasından bunun kalıcı olmasını sağlayacak kuralları bir anayasa şeklinde hazırlatmaya başlıyordu. 12 eylülü tekelci burjuvazinin sadece askeri-politik saldırısının değil, aynı zamanda ve geniş ölçüde ideolojik saldırısının da ifadesi oldu. Yeni ekonomik strateji ve yeni devlet biçimi doğal olarak yeni ideolojik biçimleri gerekli kılıyordu. Pek doğaldır ki, yeni ideolojik biçimler kolay kolay ve birileri istedi diye gelişip egemen olamazlar. Bunun için büyük ölçüde propaganda faaliyeti gereklidir. Bugün, tekelci burjuvazinin propagandası esas olarak zorunluluk ve alternatif sizlik üzerine kurulmuştur. Eski siyasal partiler beceriksizliklerini, eski anayasa yetersizliğini ve eski devlet aygıtı artık işlemediğini kanıtlamıştır, bunların değiştirilmesi zorunludur. Ekonominin düzenlenmesi için 24 Ocak Tedbirlerinden başka alternatif yoktur, tüm dünya da zaten bu yolu izlemektedir. Özal’a göre bu

Behçet TOPRAK

tedbirler o kadar alternatifsizdir ki, Türkiye’deki Marksistler kafa kafaya vermişler bir alternatif bulamamışlardır. Gerçekten birçok kendine solcu diyen aydın, ekonomist alternatif aramışlar ama tekelci burjuvaziden hiç itibar görmemişler, böylece duvarlara konuşup ve sadece kendileri dinler olmuşlardır. Türkiye sınıflı bir toplumdur, o yüzden bu alternatif meselesi sınıf temeline, yani neye ve kimin için alternatif şeklinde sorulup, tartışılmazsa hemen kör dövüşüne dönmeye mahkumdur ve nitekim de öyle olmuştur. Bu bağlamda 24 Ocak Tedbirleri’nin alternatifi yoktur ama 24 Ocak Tedbirleri’nin alternatifi vardır. Önce alternatif yoktur kısmını ele alalım. Esas olarak cevap aranan sorun şudur: Ekonomiyi kurtarmak ve hüküm süren krizi çözmek için ne yapmalı? Önce bu soruyu daha da somutlaştıranın. Ekonomi kapitalist bir ekonomidir ve kriz sermaye birikimi krizidir. Böylece yukarıdaki soru şöyle bir görünüm kazanıyor: Kapitalist ekonomiyi kurtarmak ve Türkiye kapitalizminin sermaye birikimi krizini çözmek için ne yapmalı? Türkiye kapitalizminin sermaye birikim sürecinin belirleyici öğesi tekelci sermayedir, Tüm modern üretim birimleri bu sermayenin mülkiyetindedir; en modern, en stratejik sanayi dalları —elektronik, elektrik aletleri, kimya, otomotiv, makina imalat, lastik, plastik— bu sermayenin mutlak kontrölündedir; ve nihayet Türkiye ekonomisinin dünya ekonomisi ile ilişkisinin merkezinde bu sermaye kesimi yatmaktadır. Buradan çıkacak sonuç şudur: Türkiye kapitalizminin sorunlarının çözülmesi tekelci kapitalizmin sorunlarının çözülmesinden geçmektedir. Alternatif arama çabaları bunu göz önüne almamazlık edemez. Bir diğer nokta da şu: Kriz kapitalizmin çelişkilerinin alabildiğine keskinleştici bir andır, dolayısıyla emek

ile sermaye arasında bir uzlaşma aramak her zamankinden daha boş bir çabadır. Çünkü sermaye birikiminin krizinin çözülebilmesi için sermayenin örgütlenme biçiminin yeniden düzenlenmesi gerekmektedir. Bu ise uzun vaadeli bir iştir ve ülke ekonomisini dünya ekonomisindeki yerinde de bir değişikliği içerir. Bu ise açıktır ki, uzun vaadede çözülebilecek bir sorundur. Halbuki sermaye ve Türkiye özelinde tekelci sermaye ne yapıp yapıp kısa dönemde durumunu güçlendirmeli uzun vadede yapılanmasına zemin hazırlamalıdır. Bunun için kâr oranlarında nispi bir rahatlama gereklidir. Üretkenliği ve sömürü oranlarını arttırmak için gerekli üretim tekniklerinin bulunup uygulanmasının uzun vade sorunu olduğunu göz önüne alırsak, tekelci sermaye açısından bir an evvel yapılması gereken şey işçi ücretlerinin değerinin altına düşürülmesidir. Bir istikrar politikası önce bunu hedef almalıdır ve 24 Ocak Tedbirleri bu anlamda alternatifsizdir. Hem krizi çözmek hem de işçi sınıfının bundan zarar görmesini önlemeyi ummak iflah olmaz romantikliktir. Bu yüzden sözde solcu aydınların alternatif politikalarına ne tekelci burjuvazi ne de başkaları itibar etmemektedir. Bizce bu aydınlara verilmesi gereken en önemli tavsiye şudur: kapitalizmi tekelci burjuvazi adına yönetme sevdalarından ve tereciye tere satmaktan vazgeçmelidirler. Ürettikleri saçmalıklar tekelci burjuvazinin propaganda faaliyetine hizmet etmekten öteye gitmemektedir. Şimdi ileri sürdüğümüz önermenin ikinci yanına gelelim. 24 Ocak Tedbirleri’nin alternatifi vardır. Bugün yaşamakta olduğumuz ekonomik sıkıntıların, yoksulluğun, işsizliğin tek sorumlusu kapitalizmdir. Krizin yükü doğal olarak işçi sınıfının sırtına yüklenmektedir. Demek ki hastalığı tedavi etmek için hastalığa sebep olan mikrobu

temizlemek gerekmektedir. Kapitalizmin temelinde üretim araçlarının özel mülkiyeti ve işçilerin iş güçlerini üretim araçlarının sahibi olan kapitalistlere satması yatmaktadır. Kapitalistler ise üretim araçlarının sahipleri oldukları kadar siyasi yönetim araçlarının da sahibidirler ve siyasal iktidarı ellerinde tutmaktadırlar. Kendi politikalarına itiraz eden herkesi 12 eylül örneğinde olduğu gibi her türlü teröre başvurup sindirme yöntemini benimsemişlerdir. Demek ki, üretim araçlarının kapitalistlerin elinden alınması ve üretimi bizzat yapanların ortak mülkiyetine verilmesi gerekmektedir. İşçiler ürettikleri ürün ve artı değeri kendi ihtiyaçları için kendi talepleri doğrultusunda bölüşmelidirler. Bunun yerine getirilmesi için ise her şeyden önce politik iktidarın ele geçirilmesi gerekmektedir. Ancak ve ancak işçi sınıfı politik iktidarı ele geçirip kapitalizmin kökünü kazımaya başlarsa hastalıktan da kurtulmaya başlarız. Evet 24 Ocak Tedbirleri’nin alternatifi vardır ve bu, kapitalizmden kurtulmaktan başka bir şey değildir. Bunu çok soyut ve uzun vadeli bulanlara şunu söylemek gerekmektedir: Bu yolda faaliyet göstermeye başladıkları takdirde önlerine çıkacak sorunlar o kadar zengin ve çok yönlüdür ki, kısa zamanda bu faaliyetin tek somut ve geçerli faaliyet olduğunu anlayacaklardır. Krize gelince, burjuva politikalarına direnmek doğal olarak krizi derinleştirecektir, fakat işçi sınıfının bundan kaybedecek hiçbir şeyi yoktur, hatta kazanabileceği binlerce önceden görülemeyen olanak ve siyasi, ekonomik manevra olanağı söz konusudur. Krizin derinleşmesi kapitalizmin kendini üretme koşullarının gittikçe azalması demektir. Bu bağlamda burjuvaziden daha şiddetli saldırılar beklenmelidir. Madalyonun öbür yüzü ise, bu muhtemel saldırılara karşı işçi sınıfı içinde, bu sınıfın kendini örgütlemesi temelinde hazırlık yapmaktır. Unutmayalım ki, tarih işçi sınıfından yanadır. Kapitalizm ise artık tarihin akışına direnmekte olan eskimiş bir sosyal üretim biçiminden başka bir şey değildir!


Turn static files into dynamic content formats.

Create a flipbook
Issuu converts static files into: digital portfolios, online yearbooks, online catalogs, digital photo albums and more. Sign up and create your flipbook.