Ankara Gölbaşı Tarihi ve Arkeolojisi

Page 1

ANKARA -GÖLBAŞI

Taylan Köken

Sayfa 1 / 43


ANKARA -GÖLBAŞI

GÖLBAŞI İLÇESİ / ANKARA / GALATİA GÖLBAŞI İLÇE MERKEZİ: Gölbaşı İlçesinin Yeri: Gölbaşı İlçesi, Ankara’ya 20km uzaklıktadır. 970 m rakıma sahip Gölbaşı İç Anadolu platosunda yer almaktadır. Tarihi eskilere gitmesine rağmen diğer ilçelere göre merkezinin oluşumunun yeni bir tarihi vardır.

Gölbaşı Kısa Tarihi: Gölbaşı merkezi yeni kurulmasına rağmen ilçe sınırlarında birçok tarihi kalıntı, yerleşim yeri vardır ve ilk çağlardan beri iskân gören bir coğrafyadır. Gölbaşı ilçesi Kalkolitik ve İlk Tunç Çağına ait bir çok yerleşim ve Höyük barındırmaktadır. Birkaç tane kazılan höyük bulunmasına rağmen, bu bölgede yapılacak kazılar neticesinde, Gölbaşı İlçesinde ayrı bir müze açacak kadar buluntunun ele geçeceğine inanmaktayız. Ayrıca buluntular eşliğinde Göç Yollarında bulunan bu alanın tarihinin yeniden şekilleneceğine ve dolayısıyla Anadolu tarihinin yeniden yazılabileceğine inanmaktayız. Bölge Hititlilerin, Friglerin, Perslilerin, Romalıların, Bizanslıların, Anadolu Selçuklularının ve Osmanlıların hakimiyetinde stratejik önemini günümüze kadar sürdürmüştür. Gölbaşı’nın ilçe olması ise çok eskilere gitmez. 1923 yılında Örencik Köyüne bağlı Gölhanı adını taşıyan bir mahalle iken, Oğulbeyi Köyündeki Bucak Müdürlüğü ve Jandarma Karakolu bu mahalleye taşınınca Gölbaşı Nahiyesi olacaktır. Bu nahiye 1936 yılında ilçe olan Çankaya’ya bağlanacaktır. 1955 yılında E-5 karayolu bu bölgeden geçince hızla nüfus artışı olacak ve 1965 yılında Gölbaşı Belediyesi kurulacaktır. 1983 yılındaysa artık ilçe olacaktır. 1991 yılındaysa Büyük Şehir Belediyesi sınırlarında bir ilçe olacaktır.

Taylan Köken

Sayfa 2 / 43


ANKARA -GÖLBAŞI

AHİBOZ KÖYÜ KALINTILARI: AHİBOZ BİLGİLERİ: Ahiboz Köyünü Ankara ve çevresinde sık sık görmüş olduğumuz üzere muhtemelen bir Ahi büyüğü kurmuş olmalıdır. Köyün kısa tarihçesini Sayın Sami Beyin yazısını aktararak vereceğim: Başbakanlık Vakıflar Genel Müdürlüğü vakıflar kayıt arşivinde bulunan 27 Şevval 1289 (28 Aralık 1872) tarihli vakfiye kaydında Ankara’ya bağlı Haymana kazası Ahiboz Köyüne iskân etmiş bulunan 150 hanedan oluşan Nogay, Canıbuyluk (Comboyluk) kabilesinin, Ankara'dan güneye yolculuklarda, daha önceleri zaten bir gece konaklama noktası olan bu yerde kendi gayretleriyle bir mescit yaptıkları bu mescitte 5 vakit namaz kılındığını köyün yakınında ve civarında cuma namazı kılınan bir cami olmadığından ve köyünde cuma namazı kılınabilecek şartlara sahip olunduğu ve Sultan Abdülaziz'den Ahiboz köyü camiinde cuma namazı kılınması için izin istenilmiştir.

Ahiboz –Kiepert Haritası Selçuklular Döneminde Oğuz-Türkmen boylarının Ankara ve civarına yerleşmesi üzerine bu bölge Karacadağ Nahiyesi idaresine daha sonraki yıllarda Haymana kazasına bağlanır. Dâhiliye Vekâleti’nin (İçişleri Bakanlığı) 1928 yılında yayınladığı “Son Teşkilatı Mülkiyede Köylerimizin Adları” isimli neşriyatında zaten Haymana’ya bağlı olan Ahiboz Köyü yeniden Haymana kazası Yabanhamamı Nahiyesine bağlanmıştır. Daha sonra İkizce Köyünün Nahiye olmasıyla Haymana İkizce Nahiyesine bağlanmıştır. Ankara Vilâyeti 1932 yılında idari yapılanma yönünden Gölbaşı Nahiye oluşmuş, 9 Haziran 1936 tarihinde kabul edilen 330 sayılı Kanunla da Ankara Merkez kazası Çankaya adını almış ve Gölbaşı Nahiyesi Çankaya İlçesine bağlanmıştır. E-5 Karayolunun Gölbaşı’ndan geçmesiyle Ahiboz Köyü 22.11.1955 yılında Çankaya İlçesi Gölbaşı Nahiyesine bağlanmıştır. 23.07.2004 tarih ve 25531 sayılı Resmi Gazetede yayımlanan 5216 sayılı Büyükşehir Belediyesi Kanununun geçici 2’nci maddesi gereği Ankara Büyükşehir Belediyesi sınırlarını belirleyen 50 km yarıçap içinde kaldığından köy tüzel kişiliği sona ererek mahalleye dönüşmüştür. Galat Dönemi yerleşimlerinden olan Rosolodiaco (Orosolocia / Orsologiacos) Şehrinin bu bölgede Ahiboz Köyü, Mahmatlı Köyü ile Bala’nın Tolköy arasında bulunan Deliler Çiftliği denilen mevkide bulunduğu 1885 Yılında burasını gezen ünlü arkeolog J.G.C ANDERSON tarafından tespit edilmiştir. Deliler Çiftliğinin civarında Kaldırımçayır Deresi, Tamu Pınarı, Taylan Köken

Sayfa 3 / 43


ANKARA -GÖLBAŞI

Ahpaç Tepesi, Teknecik Deresi gibi mevkiler bulunmaktadır. Anderson’a göre Ahiboz’un batısından Roma karayolunun geçtiği, Rosolodiaco şehrinin bir tehdit istasyonu olarak kurulduğu, buradan çanak, çömlek çıkarıldığı, el yapımı boyasız ve hatları süslenmiş beyaz astarlı ve kahverengi ile yan yana boyalı savaş gereçlerinin bulunması, burada bir yerleşimin sürekli varlığını kanıtlamaktadır. Galatlar tarafından kullanılan ulaşım yollarının bir güzergâhı buradan geçmiş, daha sonra Antik Roma Yolunun (Via Taura) yani Hıristiyanların Hac Yolunun güneye giden 2. kolu da aynı güzergâhı kullanmıştır. Köyde Roma döneminde her 1485 metrede bir dikilen Mil Taşı bulunmuştur. Ayrıca yapılan araştırmalarda Taşyol Mevkiinden tarihi Roma Yolunun kalıntılarına rastlanmıştır. Bizanslılar tarafından da bu yol kullanılmıştır.

ALTINÇANAK KÖYÜ KALINTILARI: ALTINÇANAK BİLGİLERİ: Altınçanak Köyünün eski adı Altunçanak’tır. Köy yakınında bulunan höyükler Kalkolitik Dönemden başlayarak iskân görmüş yerleşimlerdir. Bu da Altınçanak Köyü tarihinin ne kadar gerilere gittiğinin kanıtıdır. Altınçanak Köyü ile ilgili kısa bir bilgiyi köyün sitesinden aktaralım: Altunçanak Köyü 1700’lü yıllarda Urfa Karacadağ yöresinden göç eden insanlar tarafından kurulmuştur. Göç yolu Kırşehir, Küre Dağı, Bala'nın Çiğdemli ve Altunçanak köyleridir. 1880-1890 yılları arasında, kesin tarih bilinmemekle birlikte, kıtlık yaşandığında 1 yıl Çukurova yöresine göç edildiğini ve tekrar dönüldüğü anlatılmıştır. Kuruluş aşamasında yazları köyün güneyinde yaylada çadırlarda, kışları ise köyün kuzeyinde yere kazılan 1,5-2 metre çukurlar üzerine kurulan kıl çadırlarda yaşandığı büyükler tarafından nakledilmektedir. Kışlık yiyeceklerin; sonbaharda küplere mayalanan yoğurtlar, ayran yapılmak üzere kurutulmuş yoğurt, kurutulmuş kaymak, kurutulmuş et vs. olduğu anlatılmaktadır. Misafirlere ikram edilen kahvenin ise nohudun kavrularak öğütülmesi ve şeker yerine de bizim “kerenk kusu” dediğimiz dikenin kurutulmuş dallarının ikram edildiği büyüklerimiz tarafından anlatılmıştır. ALTINÇANAK ÇEŞMESİ: Köy içinde bulunan Ev Çeşmesinde Roma Döneminden kalma devşirme yazıt dikkat çekicidir. Bu yazıtın bir benzeri de Kulu - Gökler Köyünün Çeşmesinde kullanılmıştır. Yine köy etrafında tarım faaliyetlerinde ok uçlarına rastlanmaktadır. Bu da köyün yakınında bir savaş meydana geldiğinin kanıtıdır.

Taylan Köken

Sayfa 4 / 43


ANKARA -GÖLBAŞI

Altınçanak Köy Çeşmesi Yine Altınçanak Köyünün sitesinden bir bilgi aktaralım: Ertuğrul Gazi, Konya ovasına doğru göç ederken iki tarafın savaştığını görür. Taraflardan zayıf olana yardım eder ve bu taraf savaşı kazanır. Savaşı kazanan taraf, Anadolu Selçuklu Devleti’dir. Anadolu Selçuklu Sultanı, Ertuğrul Gazi'ye teşekkür ederek dileğini sorar. Ertuğrul Gazi yurt istediğini söyleyince; Ankara'nın güneyinde Karacadağ mevkii kendisine verilir. Ertuğrul Gazi burada 1 yıl kaldıktan sonra Sivri Hisar üzerinden Karacabey'e göç eder. İşte Ankara'nın güneyinde Karacadağ mevkiindeki bu yurtluk Altunçanak Köyü sınırları içerisindedir. Beyliğin kullandığı kale kalıntıları halen mevcut ve korunmayı beklemektedir.

AĞADAĞI HÖYÜK: Ağadağı Höyük, Altınçanak Köyü sınırları içindedir. Sachihiro Omura’nın yönetmiş olduğu İç Anadolu Yüzey Araştırmaları Projesi kapsamında 2005 yılında ziyaret edilen höyüklerden biridir. Höyük 86x103m ölçülerinde, 7m yüksekliğindedir. Höyük yüzeyinden derlenen çanak çömlek kırıntılarına göre Kalkolitik, Orta ve Son Tunç Çağı ve Demir Çağında iskân görmüştür.

ZİNDANTEPE HÖYÜK: Zindantepe Höyük, Altınçanak Köyü sınırları içindedir. Sachihiro Omura’nın yönetmiş olduğu İç Anadolu Yüzey Araştırmaları Projesi kapsamında 1992 yılında ziyaret edilen höyüklerden biridir. Höyük 63x90m ölçülerinde, 5m yüksekliğindedir. Höyük yüzeyinden derlenen çanak çömlek kırıntılarına göre İlk Tunç Çağı ve Demir Çağında iskân görmüştür. Zindantepe Höyük 1995 yılında Koruma Kurulu kararıyla 1. Derece Arkeolojik SİT Alanı olarak tescillenmiştir.

Taylan Köken

Sayfa 5 / 43


ANKARA -GÖLBAŞI

Zindantepe Höyük

BAĞİÇİ KÖYÜ KALINTILARI: BAĞİÇİ BİLGİLERİ: Köyün eski adı Zirve’dir. Köyde bulunan Seyyid Yusuf Dede’nin kurmuş olduğu zaviyeden dolayı Zivra adını aldığını düşünmekteyiz. Bir adı da Zirve olarak geçmektedir. Zivra: Türkçe Ağızları Sözlüğüne göre “Ağı geniş, paçaları dar bir tür şalvar”a verilen addır. Köy için dağınık olarak Roma Döneminden kalmış olan sütun başlıkları ve parçaları, mimari parçalar görülmektedir. BAĞİÇİ KALE HÖYÜK: Bağiçi Kale Höyük, Bağiçi (Köyü) Mahallesinin 1,5km batısında doğal bir tepenin üzerindedir.

Bağiçi Köyü Yazıt Bağiçi Köylülerinin Gavurkalesi olarak andığı höyüğün ziyaretini 1993 yılında İç Anadolu Yüzey Araştırmaları Projesi kapsamında bölgeye gelen Sachihiro Omura tarafından yapılmıştır. Höyük üzerinde mimari bloklar ve taş bloklar görülmektedir. Höyük 11x85m boyutunda 4m yüksekliğindedir. Höyük üzerinde toplanan seramik kırıntılarına göre Demir, Bizans ve İslam Dönemlerinde iskân gören bir höyüktür. SEYDİ YUSUF DEDE TÜRBESİ: Seydi Yusuf Dede Türbesi, Bağiçi Mahallesi (Köyü) içindedir. Seydi Yusuf Dede veya Seyyid Yusufi Dede bölgeye Horasan’dan gelip burada zaviyesini kurmuş Alperen’dir. Bağiçi yani Zirve Köyü aşeviyle fakirlere yemek veren, aynı zamanda tasavvuf eğitimi veren askeri bir karakoldur. Taylan Köken

Sayfa 6 / 43


ANKARA -GÖLBAŞI

BEZİRHANE KÖYÜ KALINTILARI: BEZİRHANE BİLGİLERİ: Bezirhane Mahallesi adını köyde bulunan ve kayıtlarda adı geçen Bezir Hanından almıştır. Başka bir rivayete göre, Osmanlı’da kullanılan lambaların yakıtı olan bezir yağının imalatının yapıldığı yerlerden biri bu köyde olduğu için bu adı almıştır.

Bezirhane Cami BEZİRHANE CAMİ: Bezirhane Cami, Bezirhane (Köyü) Mahallesinin içindedir. Bezirhane Cami, Geç Osmanlı Döneminden kalma yapım tarihi belli olmayan bir camimizdir. Yığma ve kesme taştan inşa edilmiştir. Eğimli kırma çatı, kiremitle örtülüdür. Dikdörtgen plana sahip caminin ahşap tavanı ve süslemeleri ilgi çekicidir. Bezirhane Cami Koruma Kurulu kararıyla 2002 yılında 1. Derece Anıt Eser olarak tescillenmiştir.

BEZİRHANE HÖYÜK: Bezirhane Höyük, Bezirhane (Köyü) Mahallesinin 2,5 km güneydoğusunda, Ankara-Konya Karayolunun 1km doğusundadır. Höyük D.French tarafından keşfedilmiştir. Höyük üzeri seramiklerine göre İlk Tunç Çağında iskân gören bir höyüktür. Bu höyüğümüzde tarım ve kaçak kazı çukurlarıyla tahrip edilmektedir.

Bezirhane Höyük Taylan Köken

Sayfa 7 / 43


ANKARA -GÖLBAŞI

KEPENEKÇİ HÖYÜK: Kepenekçi Höyük, Bezirhane (Köyü) Mahallesinin 1,5km güneybatısındadır.

Kepenekçi Höyük Kepenekçi Höyük doğal bir tepe üzerinde 125x150m. ölçülerinde 15m yüksekliğinde bir höyüktür. Höyük etekleri tarım faaliyetleriyle tahrip edilmektedir. Derin kaçak çukurlarıyla tahrip olmuş bir höyüğümüzdür. Höyük üzerinde silo olarak kullanıldığı düşünülen bir duvar kalıntısı dikkat çekicidir. Höyük üzerinden toplanan seramik kırıntılarına göre Frig ve Roma Döneminde iskân görmüş bir höyüktür. Kepenekçi Höyük 1995 yılında Koruma Kurulu kararıyla 1. Derece Arkeolojik SİT olarak tescillenmiştir.

GENCE HÖYÜK: Gence Höyük, Bezirhane (Köyü) Mahallesinin 2km kuzeydoğusunda, Ankara -Adana Karayolunun 500m doğusundadır. Gence Höyük tarım alanlarının arasında kaldığından zamanla yayvanlaşmış bir höyüğümüzdür. Höyük 1993 yılında Sachihiro Omura tarafından ziyaret edilmiştir. 107x117m ölçülerindeki höyüğün yüksekliği 10m olarak ölçülendirilmiştir. Höyük üzerinde toplanan çanak çömlek parçalarına göre İlk-Orta-Son Tunç Çağı ve Demir Çağında iskân görmüştür. Bu höyüğümüzde tarım ve kaçak kazı çukurlarıyla tahrip edilmektedir.

BEZİRHANE KALESİ: Bezirhane Kalesi, Bezirhane (Köyü) Mahallesinin 1 km kuzeyinde bir tepenin üzerindedir. Bezirhane Kalesi etrafı kontrol eden bir konumdadır. Kale taşları tespit edilememiştir. Bunun sebebi kalenin bulunduğu tepe üzerinde dahi tarım faaliyetlerindendir. Yine iki parça halinde 20 m izlenen duvar kalıntısı ve 30 m. izlenen sur kalıntısı bulunmaktadır. Kayalık alanda ise kayalara oyulmuş mimari ayrıntılar bulunmaktadır. Kalenin Bizans Döneminde yapıldığı düşünülmektedir.

Taylan Köken

Sayfa 8 / 43


ANKARA -GÖLBAŞI

KALETEPE TÜMÜLÜSÜ: Kaletepe Tümülüsü, Bezirhane (Köyü) Mahallesinin 2,5km güneybatısındadır. Kaletepe Tümülüsünün çevresi yerleşim yeridir. Tümülüs 22m yüksekliğindeki bir tepenin üzerindedir. Kaçak kazılara tümülüse büyük zarar vermiştir. Tümülüs eteğindeki düz yerleşim üzerinde toplanan seramik kırıntıları Roma Döneminden kalmıştır.

BOYALIK KÖYÜ KALINTILARI: BOYALIK YERLEŞİMİ: Boyalık Yerleşimi, güneydoğusunda, Acıçayır Deresi Mevkiindedir.

Boyalık

(Köyü)

Mahallesinin

Boyalık Yerleşimi Envanter Listesinde bulunan bu Yamaç Yerleşimi, tarım arazisi olarak kullanılmakta ve tahrip edilmektedir. Yüzeyde bulunan malzemeye göre Roma Döneminde kısa bir zaman diliminde iskân görmüş olduğu tespit edilmiştir. Köye yakın olması sebebiyle imar faaliyetleriyle de tehdit edilen bir alandır. Boyalık Yerleşimi 2011 yılı Koruma Kurulu kararıyla 3. Derece Arkeolojik SİT Alanı olarak tescillenmiştir. BOYALIK NEKROPOLÜ: Boyalık Nekropolü, Boyalık (Köyü) Mahallesinin mera arazisinde bir tepe üzerindedir. Envanter Listesinde bulunan bu Nekropolis, su borusu döşenirken yapılan kazılarda malzeme çıkması üzerine Anadolu Medeniyetleri Müzesi arkeologlarınca yapılan kurma kazılarında Nekropolis Alanı olduğu tespit edilmiştir. Eski adı Kaletepe’dir. 5x10m boyutlarında açılan 6 açma iki sezonda kazılmış ve 32 mezar ortaya çıkarılmıştır. Bu mezarların 8 tanesi Urne Tipi, 17 tanesi Basit Toprak, 6 tane Kerpiç Duvarlı ve 1 tanesi Pişmiş Toprak mezarlardan oluşmuştur. Mezarlarda yön birliği olmadığı gibi, yer yer birbirine girdiği tespit edilmiştir. Bu alanın uzun süre mezarlık olduğu ve daha önce mezarların tahrip edildiği tespit edilmiştir.

Taylan Köken

Sayfa 9 / 43


ANKARA -GÖLBAŞI

Nekropolis alanı Boyalık Yerleşimi ile bağlantılı bir Nekropolis alanı olmalıdır. Bu mezarlar da Roma Döneminden kalmadır. Boyalık Nekropolü 2003 yılı Koruma Kurulu kararıyla 1. Derece Arkeolojik SİT Alanı olarak tescillenmiştir. (Bu Nekropol alanı buluntularıyla ilgili resim ve bilgileri Envanter sayfasında bulabilirsiniz.)

Boyalık Nekropolü

ÇAYIRLI KÖYÜ KALINTILARI: ÇAYIRLI BİLGİLERİ: Çayırlı Köyü Türkmen taifesinden Kallaçlı Aşireti tarafından kurulmuş bir köyümüzdür. Mehmed oğlu Ali Efendi tarafından 1891 yılında yaptırılan eski bir yapı dikkat çekicidir. Köy mezarlığında mezar taşı olarak kullanılan birçok devşirme malzeme bulunmaktadır. 1921 yılında Sakarya Savaşında köy yakınında seyyar hastaneler kurulmuş, Merdivenlikaya Tepesine siperler kazılmıştır.

ÇAYIRLI HÖYÜK: Çayırlı Höyük, Çayırlı (Köyü) Mahallesinin 600m güneydoğusundadır. Çayırlı Höyük 126x135m ölçülerinde, 13m yüksekliğinde bir höyüğümüzdür. Höyük üzerinde kaçak kazılar, höyüğün eteklerinde tarım faaliyetlerinin yapmış olduğu tahribatlar vardır. Höyük Sachihiro Omura’nın 1994 yılında yapmış olduğu İç Anadolu Yüzey Araştırmaları Projesinde tespit edilmiştir. Toplanan seramik kırıntılarına göre İlk-Orta-Son Tunç Çağı ve Demir Çağında iskân gören bir höyüktür.

Taylan Köken

Sayfa 10 / 43


ANKARA -GÖLBAŞI

Çayırlı Höyük KÜLLÜK HÖYÜK: Küllük Höyük, Çayırlı (Köyü) Mahallesinin güneyinde bulunan Karaçalı Mevkiindedir.

Küllük Höyük Küllük Höyük etrafında yapılan tarım faaliyetleri sebebiyle tıraşlanmış ve bu yüzden 3m yüksekliğinde kalmış bir höyüğümüzdür. Höyüğün eteklerinde tarım faaliyetlerinin yapmış olduğu tahribatlar vardır. Çok yoğun olmasa da höyük üzerinde derlenen çanak çömlek kırıntılarına göre İlk Tunç Çağı, Roma, Bizans ve Osmanlı Dönemlerinde iskân görmüş bir höyüktür. Höyük üzeri çalı çırpı kaplıdır. Tepe noktasında bulunan beyaz küllerden dolayı Küllük Alanı olarak tanınmakta ve bu adla tescillenmiştir. Küllük Höyük Koruma Kurulu kararıyla 2004 yılında 1. Derece Arkeolojik SİT Alanı olarak tescillenmiştir.

ÇİMŞİT KÖYÜ KALINTILARI: ÇİMŞİT BİLGİLERİ: Çimşit Köyü hakkındaki bilgileri değerli araştırmacı Abdülkerim Erdoğan’ın kitabından aktaralım: Anadolu Selçukluları Döneminde Müslüman Oğuz Türkmen boylarının iskânına açılan bölge ilk olarak Karacadağ Nahiyesine, daha sonra Çukurcak Nahiyesine bağlanır. Kurucular Bozulus Türkmen aşiretindendir. Cemşid ve Cimşidlü isimleriyle anılan köyün tarihiyle ilgili temin edilen ilk belge Kasım 1633 tarihlidir. Bu belgede özetle; Küçük Haymana Kazasına Taylan Köken

Sayfa 11 / 43


ANKARA -GÖLBAŞI

bağlı Cimşidlü Köyünden el-Hacı İsa, köy Camiinin hatibi iken vefat etmiş ve yerine Ali Halife, Haymana Kadısı Sunullah Efendi tarafından Hatip olarak tayin edilir. Bu vakıf kaydı, köyün büyük bir nüfusa sahip olduğunu ve köyde Cuma Namazının kılındığını, eğitim seviyesinin de yüksek olduğunu göstermektedir. Çünkü o tarihlerde bazı köylerde sadece vakit Namazları için mescit bulunmaktaydı. Cuma Namazının kılınabilmesi için resmi görevli bir “imam hatip” in bulunması gerekiyordu. Daha sonraki yıllarda köyün Tabanlı Nahiyesine (Bala Kazası) bağlandığını görüyoruz. 21 Haziran 1909 tarihli bir Vakıf belgesinde de Nazif Efendi Alişan, Bala Kazasına bağlı Çimşit Köyü Camii’ne” imam hatip” olarak tayin edilir. Eski Camii yıkılarak yenisi 1950 yılında yaptırılır. 1960 yılında Çankaya İlçesine, 1985 yılında da Gölbaşı İlçesine bağlanır. ÇİMŞİT KALINTILARI: Aynı kaynaktan köyün diğer kalıntıları hakkındaki bilgileri paylaşalım: İlk Tunç Çağı’ndan itibaren iskân gören köyün içinde Kale Höyük bulunmaktadır. Ayrıca Turgut Mevkii, Çörekoğlu Öreni, Kabaklı ve Pırallar Mevkilerinde değişik dönemlere ait yerleşmeler bulunmaktadır. Pırallar Mevkiinde bulunan, insan eli ile yapılan mağara oldukça önemlidir. Dere yamacında, kayalık bir mevkide, düzlüğe hakim bir yamaçta küçük bir giriş kapısı bulunan mağaranın koridoru yan odacıklarla, daha sonra da daralan bir koridorla devam etmektedir. Kanaatimizce bu Mağaralar Roma ve Bizans döneminde manastır ve korunma amaçlı kullanılmıştır. Turgut Mevkiinde bir Nekropolis alanı bulunmaktadır. Çörekoğlu Öreni ise bir yerleşim yeri izleri taşımaktadır.

Çimşit Cami ÇİMŞİT CAMİ: Çimşit Cami yapımı 1775 yılıdır. Osmanlı Mimari üslubunda, dikdörtgen formda, eğimli kırma çatı kiremitle kaplı olarak, yığma ve düzgün taştan inşa edilmiştir. Tavan kaplamalara ahşaptandır. İbadete açık ve iyi durumdaki bu camimiz 1988 yılında Koruma Kurulu kararıyla 1. Derece Anıt Eser olarak tescillenmiştir.

Taylan Köken

Sayfa 12 / 43


ANKARA -GÖLBAŞI

ÇİMŞİT HÖYÜK: Çimşit Höyük, Çimşit (Köyü) Mahallesi sınırlarındadır. Sachihiro Omura tarafından İç Anadolu Yüzey Araştırmaları kapsamında iki kez ziyaret edilmiş olan bir höyüğümüzdür. 140x170m ölçülerinde, 13m yüksekliğinde bir höyüktür. Köyün yerleşim yeri alanında kalmış bir höyüktür. Höyük üzerinde derlenen çanak çömlek parçalarına göre İlk-Orta ve Son Tunç Çağında iskan görmüştür. Çimşit Höyük Koruma Kurulu kararıyla 1993, 1997 ve 2001 tarihinde 1. ve 3. Derece Arkeolojik SİT Alanı olarak tescillenmiştir.

DİKİLİTAŞ KÖYÜ BİLGİLERİ: Köyün eski adı Urunkuş’tur. U-Run-Kuş mana olarak Run, Kürtçe “Yağ” demektir. Yani “Kuşyağı” anlamındadır. Ayrıca Kanuni Sultan Süleyman döneminden kalan kayıtlarda Runkuş Kabilesi bulunmaktadır. Bu kabileden Oğulbey, Çepni, Oklukçu, Erdevem, Dermağın ve İbrahim Hacılı Cemaatleri Yörükan Kazasına yerleşmiştir. Adana Saruçam Yöresinden Ankara’ya 16. yüzyılda gelip yerleşen Urunkuş Oymağı’nın Çepni Kolu şimdiki Dikilitaş’ı kurmuştur.

EMİRLER KÖYÜ BİLGİLERİ: Emirler Köyü nispeten yeni kurulan köylerdendir. Köyün muhtemelen kurucuları Oğuz/Türkmen olan Avşar Boyunun Tabanlı Aşiretindendir. Tabanlı Aşireti Bala İlçesine yerleştirilirken Emir Ali soyundan gelenler 1850 yılında köye yerleşmişlerdir.

GÖKÇEHÖYÜK KÖYÜ KALINTILARI: GÖKÇE HÖYÜK: Gökçe Höyük, Gökçehöyük (Köyü) Mahallesinin içindedir.

Gökçe Höyük Taylan Köken

Sayfa 13 / 43


ANKARA -GÖLBAŞI

Gökçe Höyük, Prof. Dr. Hayri Ertem tarafından 1990 yılında Gölbaşı-Haymana İlçeleri Yüzey Araştırması kapsamında ziyaret edilmiştir. Daha sonra Sachihiro Omura tarafın 1994 yılında İç Anadolu Yüzey Araştırmaları Projesinde ziyaret edilmiştir. Höyük köyün içindedir. Höyük yaklaşık 100m çapında, 12m yüksekliğinde olup 1.095m rakıma sahiptir. Höyük eteklerinde taş temel izleri gözlenmektedir. Höyük üzerinde genelde İlk Tunç Çağından kalma günlük kullanım kaplarına ait seramik kırıntıları toplanmıştır. Yine Höyük üzerinde MÖ.2.000 ve MÖ.1.000 yılları seramiği az da olsa bulunmuştur. Höyük Kaçak Kazılar ve inşa yapılmasıyla tahrip olmaktadır. Höyük üzerinde kaçak kazı izleri ve batı yönündeki eteğinde bir evle tahrip olmuştur. Gökçe Höyük, Çerkez Höyük olarak da anılmaktadır. Gökçe Höyük 1995 ve 2007 yılı Koruma Kurulu kararlarıyla 1. Derece Arkeolojik SİT Alanı olarak tescillenmiştir. KARAZLI HÖYÜK: güneybatısındadır.

Karazlı

Höyük,

Gökçehöyük

(Köyü)

Mahallesinin

2km

Karazlı Höyük Karazlı Höyük, Envanter listesinde bulunan höyüklerimizden biridir. Orta büyüklükteki höyüğün etrafı kaçak kazı çukurlarıyla doludur. Höyük üzerinde ve çevresinde İlk Tunç Çağı ve Klasik Devirlere ait seramik toplanmıştır. Höyük özellikle kaçak kazılarla ağır tahribata uğramıştır. Karazlı Höyük, Karbağızı olarak 2001 yılı Koruma Kurulu kararlarıyla 1. Derece Arkeolojik SİT Alanı olarak tescillenmiştir.

GÖLBEK KÖYÜ KALINTILARI: GÖLBEK KÖYÜ BİLGİLERİ: Gölbek Köyünün eski adları Kölit, Kölik ve Gölnik olarak geçmektedir. Gölbek ise: “Küçük su birikintisi, gölcük, gölet” anlamındadır. Eski isimlerin anlamını bulamadık. Yerleşim ismini Sulakiye Gölünden almış olmalıdır.

Taylan Köken

Sayfa 14 / 43


ANKARA -GÖLBAŞI

Köyün arazisi Selçuklu Döneminde Bozulus Türkmenlerinin yaylasıdır. Zaman içinde gölün kurumasıyla diğer Türkmen Aşiretleri bölgeye gelerek köyü kurarlar. Günümüzde yenisi yapıldığından kullanılmayan eski caminin alçı süslemeli minberi güzeldir. Caminin banisi olarak Hacı Ömer Efendi görülmektedir. Gölbek Köyü çevresinde korunma ve yerleşme amaçlı insan yapımı incelenmeyi bekleyen mağaralar bulunmaktadır.

GÖLBEK KALESİ: Gölbek Kalesi, Gölbek (Köyü) Mahallesinin 2,5km güneybatısında doğal bir tepenin üzerindedir. 1125 rakımlı kayalık bir tepe üzerinde Galatların kurmuş olduğu bir kaledir. Batı ve kuzey, kısmen de doğu yönünü kontrol eden bir konumdadır. Kuzeyinde bulunan Karacaören Kalesi ve batısında bulunan Güzelcekale ile birbirini gören konumdadır. Tep noktanın ovadan yüksekliği 150m kadar olup, oval bir yapıya sahiptir. Genel olarak iri taşların kullanıldığı surlarda, yer yer küçük taşlar da dolgu malzemesi olarak kullanılmıştır. Surlar 40m boyutlarında izlenmektedir.

Gölbek Mağarası

YAĞLI HÖYÜK: Yağlı Höyük, Gölbek (Köyü) Mahallesinin 3,5km güneybatısında, Güzelcekale Yolunun 500m güneyinde kalmaktadır. Sachihiro Omura tarafından İç Anadolu Yüzey Araştırmaları projesinde ziyaret edilmiştir. Höyük 110x163m ölçülerinde 11m yüksekliğindedir. Höyük üzerinde toplanan malzemelere göre İlk Tunç ve Demir Çağında iskân görmüştür. Yağlı Höyük, 2007 yılı Koruma Kurulu kararlarıyla 1. Derece Arkeolojik SİT Alanı olarak tescillenmiştir. DEMİRHAVAN HÖYÜK: Demirhavan Höyük, Gölbek (Köyü) Mahallesinin kuzeyinde Karacaören Köyünün 3km doğundadır. Taylan Köken

Sayfa 15 / 43


ANKARA -GÖLBAŞI

Demirhavan Höyük Sachihiro Omura tarafından İç Anadolu Yüzey Araştırmaları projesinde ziyaret edilmiştir. Höyük 90x114m ölçülerinde 9m yüksekliğindedir. Kaçak kazılarla tahrip edilen höyük üzerinde mimari kalıntı izleri ortaya çıkmıştır. Yüzey üzerinde toplanan çanak çömlek kırıntıları Kalkolitik, İlk, Orta ve Son Tunç Çağından kalmadır. Höyük üzerindeki bir çukur 6m derinliğe kadar inmiştir. Höyük tarım faaliyetleri etkisiyle gün geçtikçe düzleşmektedir. Demirhavan Höyük, 2007 yılı Koruma Kurulu kararlarıyla 1. Derece Arkeolojik SİT Alanı olarak tescillenmiştir.

TAŞLIK HÖYÜK: Taşlık Höyük, Gölbek (Köyü) Mahallesinin sınırları içinde Ankara Karayolunun kenarındadır.

Taşlık Höyük Sachihiro Omura tarafından İç Anadolu Yüzey Araştırmaları projesinde ziyaret edilmiştir. Höyük 64x88m ölçülerinde 5m yüksekliğindedir. Tarım faaliyetleri sebebiyle neredeyse düzleşmek üzere olan bir höyüğümüz. Höyük üzerinde toplanan malzemelere göre İlk Tun, Orta Tunç ve Demir Çağında iskân görmüştür.

Taylan Köken

Sayfa 16 / 43


ANKARA -GÖLBAŞI

Taşlık Höyük, 2007 yılı Koruma Kurulu kararlarıyla 1. Derece Arkeolojik SİT Alanı olarak tescillenmiştir.

KEPENEKLİ TEPESİ ALTI YERLEŞİMİ: Kepenekli Tepesi Altı Yerleşimi, Gölbek (Köyü) Mahallesinin kuzeyinde Kepenekli Tepesinin ovaya bakan doğusundadır. Sachihiro Omura tarafından İç Anadolu Yüzey Araştırmaları projesinde ziyaret edilmiştir. Düz Yerleşim 200x400m ölçülerinde olup, tarım faaliyetleri sebebiyle tahrip olmuştur. Yerleşim üzerinde toplanan seramik kırıntılarına göre Roma Döneminde iskân görmüştür. Kepenekli Tepesi Altı Yerleşimi, 2007 yılı Koruma Kurulu kararlarıyla 1. Derece Arkeolojik SİT Alanı olarak tescillenmiştir.

ÇANAKALTI TEPESİ YERLEŞİMİ: Çanakaltı Tepesi Yerleşimi, Gölbek (Köyü) Mahallesinin kuzeyinde Çanakaltı Tepesinin yamacındadır. Sachihiro Omura tarafından İç Anadolu Yüzey Araştırmaları projesinde ziyaret edilmiştir. Düz Yerleşim 210x330m ölçülerinde olup, tarım faaliyetleri sebebiyle tahrip olmuştur. Yerleşim üzerinde toplanan seramik kırıntılarına göre Roma Döneminde iskân görmüştür. Çanakaltı Tepesi Yerleşimi, 2007 yılı Koruma Kurulu kararlarıyla 1. Derece Arkeolojik SİT Alanı olarak tescillenmiştir.

GÜNALAN KÖYÜ BİLGİLERİ: Köyün eski adı Holos’dur. Holos’un anlamını incelediğimizde şu manalara geldiğini gördük: “Kökü derine ve tarlalarda yetişen bir tür yonca”, “İri gözlü kalbur” ve “Tüm, bütün”. Günalan, Ballıkpınar ve Taşpınar ile birlikte bölgeye gelip yerleşmiş olan üç Tatar Köyünden biridir.

HACILAR KÖYÜ KALINTILARI: HACILAR KÖYÜ BİLGİLERİ: Haymanateyn Kazasına bağlı bir karye olan Hacılar, Gölbaşı’na bağlanmıştır. Köy içinde Roma Dönemi devşirme malzeme bulunmaktadır. HACILAR HÖYÜK: Hacılar Höyük, Hacılar (Köyü) Mahallesinin 2km doğusunda kalır. Ankara-Gölbaşı Karayolu Höyüğün 2km kadar kuzeyinde kalmaktadır.

Taylan Köken

Sayfa 17 / 43


ANKARA -GÖLBAŞI

Hacılar Höyük Sachihiro Omura tarafından İç Anadolu Yüzey Araştırmaları projesinde ziyaret edilmiştir. Höyük 125x180m ölçülerinde 14m yüksekliğindedir. Höyük üzerinde bina temel duvarları ortaya çıkmıştır. Höyük üzerinde toplanan malzemelere göre MÖ.II Bin ve İlk Tunç Çağında iskân görmüştür. Az da olsa Demir Çağı seramiği tespit edilmiştir. Kaçak kazılarla tahrip edilen bir höyüktür. Höyük ilk olarak D.H. French tarafından İlk Tunç Çağı Höyüğü olarak tanımlanmıştır. Hacılar Köyü Höyük olarak, 1993 ve 1994 yılı Koruma Kurulu kararlarıyla 1. Derece Arkeolojik SİT Alanı olarak tescillenmiştir.

YAYVAN HÖYÜK: Yayvan Höyük, Hacılar (Köyü) Mahallesi sınırlarında tecilli başka bir höyüktür. Höyük 300x400m ölçülerindedir, tarım faaliyetleri sebebiyle düzleşen orta büyüklükte bir höyüktür. Höyük üzerinde derlenen çanak çömlek parçalarına göre İlk Tunç Çağı, Hitit Çağı ve Demir Çağında iskân gören bir höyüktür. Yayvan Höyük, 2004 yılı Koruma Kurulu kararlarıyla 1. ve III. Derece Arkeolojik SİT Alanı olarak tescillenmiştir.

HACIMURATLI KÖYÜ KALINTILARI: KARAAĞIZLI HÖYÜK: Karaazğılı Höyük, Hacımuratlı (Köyü) Mahallesinin 7,5km güneybatısında bulunmaktadır. Sachihiro Omura tarafından İç Anadolu Yüzey Araştırmaları projesinde ziyaret edilmiştir. Höyük 75x100m ölçülerinde 11m yüksekliğindedir. Höyük üzerinde toplanan malzemelere göre MÖ. II. Bin, İlk Tunç ve Demir Çağında iskân görmüştür.

Taylan Köken

Sayfa 18 / 43


ANKARA -GÖLBAŞI

HALLAÇLI KÖYÜ KALINTILARI: HALLAÇLI BİLGİLERİ: Hallaçlı Köyü Halaçlı/Halaçlu olarak anılan Bozulus Türkmen aşiretinin bir kolu tarafından kurulmuştur. Başka kaynaklarda köyün eski adının Halaşlı köyün kurucularının ise Kallaçlı aşireti olduğu belirtilmektedir. Köylüler Keçe imalatından dolayı köyün adının Halaçlı olduğunu söylemektedirler.

Halaşlılı Mehmet Ağa Konağı İlk olarak Yörükan Kazasına bağlı olan köy, daha sonra Haymana’ya bağlanmıştır. Köy içinde İsviçreli bir mimara yaptırılan ve altı senede biten konağın Halaşlılı Mehmet (Atak) Ağa’dır. Üç katlı konak günümüzde kullanılmamasına rağmen heybetini halen korumaktadır.

İKİZCE KÖYÜ BİLGİLERİ: Köy bölgeye Kafkasya’dan gelen Çerkez göçmenler tarafından 1890’lı yıllarda kurulmuştur. Köyün adı Çerkezce Şıhaşefij’dir. Oyaca Kasabası ve İkizce günümüzde birleşmiş yerleşimlerdir.

İNCEK KÖYÜ KALINTILARI: İNCEK BİLGİLERİ: İncek Köyü Türklerin ilk iskân yerlerinden biridir. 1530 yılı kayıtlarında İncik olarak geçmektedir. Günümüzde modern yapıların istilasıyla kuşatılan köye yakın İncek Kalesi kalıntıları bulunmaktadır. İNCEK CAMİ: İncek Camisi, İncek (Köyü) Mahallesinin içindeki tescilli bir camidir.

Taylan Köken

Sayfa 19 / 43


ANKARA -GÖLBAŞI

İncek Cami İncek Camisi Geç Osmanlı yapısı olup, günümüzde kullanılmamaktadır. Yakın zamanda tamiratı yapılmayan, özgün durumdaki cami yığma taştan dikdörtgen formda inşa edilmiş, çatısı kırmalı olup, kiremitle kaplıdır. İncek Camisi, 2007 yılı Koruma Kurulu kararlarıyla 1. Derece Anıt Eser olarak tescillenmiştir. İNCEK HÖYÜK: İncek Höyük, İncek (Köyü) Mahallesinin 2km güneyinde, Tulumtaş Köyü yoluna bağlı Ersu Sokaktadır.

İncek Höyük Höyük günümüzde yayvanlaşmıştır. Tarım faaliyetleri ve mahalle arasında kalmış olması sebebiyle inşaatlar tarafından tehdit edilen bir höyüktür. 10mt yüksekliğindedir. Höyük üzerinde derlenen çanak çömlek parçalarına göre İlk Tunç Çağından kalan bir höyüktür. Höyük 2002 yılında Levent Egemen Vardar tarafından ziyaret edilmiştir. İncek Höyük, 2008 yılı Koruma Kurulu kararlarıyla 1. Derece Arkeolojik SİT Alanı olarak tescillenmiştir. HARMANTEPE YERLEŞİMİ: Harmantepe Yerleşimi, İncek (Köyü) Mahallesinin 2km güneybatısındadır. Harmantepe Mevkiindeki bu Düz Yerleşim mevsimlik tarım faaliyetlerinden dolayı bir hayli tahrip olmuştur. Yerleşim üzerinde bol miktarda taşlar bulunmaktadır. Yüzeyde pithos parçaları dikkati çekmektedir. Derlenen çanak çömlek parçalarına göre yerleşim MÖ. II. Bin, Tunç, Roma Çağında iskân gören bir yerleşimdir. Harmantepe Yerleşimi, 1994 yılı Koruma Kurulu kararlarıyla 3. Derece Arkeolojik SİT Alanı olarak tescillenmiştir. Taylan Köken

Sayfa 20 / 43


ANKARA -GÖLBAŞI

KARAALİ KÖYÜ BİLGİLERİ: Köy bölgeye Konya Karaman’dan 1348 yılında gelen Kara Ali namıyla anılan bir Türk tarafından kurulmuştur. Karali Beldesi eskiden kaza merkezi imiş.

KARACAÖREN KÖYÜ KALINTILARI: KARACAÖREN BİLGİLERİ: Karacaviran olarak anılan köyün kurucuları Oğuz/Türkmen Bozok Kolunun Bozok Kolunun Beydili Aşireti tarafından kurulmuştur. Kayıtlarda Osmanlı bir ara Rakka Bölgesine sürgüne göndermiştir. Oradan Kozan’a geçen Türkmenler, 1860-65 yıllarında Nevşehir’in Kozaklı İlçesi ve Kırşehir Çiçekdağı İlçesine, 1865-1870 yıllarında Karacaviran’a gelip yerleşirler.

KARACAÖREN CAMİ: Mehmet oğlu Bekir Çavuş tarafından vakfedilen caminin tabelasına göre 1885 yılında yapılmış Geç Osmanlı tarzında inşa edilmiş bir camidir. Cami dikdörtgen planlı, kesme taştan, kırma çatılı olarak yapılmıştır. Yeni cami yapıldığından kullanılmamakta, bu da caminin harap olmasına sebeptir.

KARACAÖREN KALESİ: Karacaören’in güneyinde bulunan ve muhtemelen Galat Dönemi bir kaledir. Güzelcekale ve Gölbek Kalesiyle birbirini görür konumdadır.

Karacaören Höyük KARACAÖREN HÖYÜK: Köyün güneyinde bulunan tescilli Keltepe Höyüğün 100m kuzeyinde, köyün içinde yer almaktadır. Köy içinde kaldığından yapılaşma sebebiyle tahrip olmuştur. Üzerinde derlenen çanak çömlek parçalarının çoğunluğu Roma Döneminden kalmadır. Karacaören Höyük, Koruma Kurulu kararıyla 2008 yılında 1.Derece Arkeolojik SİT Alanı olarak tescillenmiştir.

Taylan Köken

Sayfa 21 / 43


ANKARA -GÖLBAŞI

KELTEPE HÖYÜK: Keltepe Höyük, Karacaören (Köyü) Mahallesinin güneyindedir.

Keltepe Höyük Sachihiro Omura tarafından 1992 ve 2006 yıllarında İç Anadolu Yüzey Araştırmaları kapsamında ziyaret edilen bir höyüktür. Doğal bir tepenin üzerindedir. 23 m yüksekliğinde, 122x130m boyutlarındadır. Höyük üzerinde derlenen çanak çömlek kırıntılarına göre Orta Tunç, Son Tunç ve Demir Çağında iskân gören bir höyüğümüzdür.

KARAGEDİK KÖYÜ KALINTILARI: KARAGEDİK BİLGİLERİ: Karagedik Köyü Türklerin ilk iskân yerlerinden biridir. Bozolus Türkmenlerinin Karagedüklü, Karagedikli kolu tarafından kurulan bir köyümüzdür. KARAGEDİK CAMİ: Karagedik Camisi, Karagedik (Köyü) Mahallesinin içinde tescilli bir camimizdir.

Karagedik Cami Karagedik Camisi Geç Osmanlı yapısı olup, günümüzde kullanılmaktadır. Tamirat tabelasında 1909 tarihi okunmaktadır. Eynecioğlullarından Hacı Ömer Efendi oğlu Hasan Nadir Efendi cami yapımı için 15 adet Osmanlı Altını hibe eder. Taylan Köken

Sayfa 22 / 43


ANKARA -GÖLBAŞI

Özgün durumdaki cami yığma taştan dikdörtgen formda inşa edilmiş, çatısı kırmalı olup, kiremitle kaplıdır. Cami içi kademeli yapılan süslü tavan dikkat çekicidir. Karagedik Camisi, 1994 yılı Koruma Kurulu kararlarıyla 1. Derece Anıt Eser olarak tescillenmiştir.

KARAGEDİK KAYA YERLEŞİMİ: Karagedik Kaya Yerleşimi, Karagedik (Köyü) Mahallesinin 1,5km kuzeydoğusundadır. Manastır ve Samanlık Mevkilerinde kalıntı bakiyeleri bulunmaktadır. Manastır Mevkiinde bulunan Manastır veya Kilise Roma Döneminden kalmış olup bugün tamamen yıkılmış durumdadır. Samanlık Mevkiinde kayaya oyulmuş ve toprağa gömülü olarak nekropolis alanı bulunmaktadır. Bu kalıntıların Helenistik Dönemden kaldığı düşünülmektedir. Köy içinde kalmış olan bir Höyük kalıntısı bulunmaktadır. Höyük binalar arasında kalıp tahrip olmuştur. Höyük üzerinde bina temellerinin taşları yüzeye çıkmıştır ve çok az Klasik Dönem seramiği görülmektedir.

HASANAĞILI MEVKİİ Kaya Yerleşimi Levent Egemen Vardar tarafından incelenmiştir. 4m genişliğinde 10m uzunluğunda, 2,25m yüksekliğindedir. Duvarlarda nişler yapılmıştır. Karagedik Kaya Yerleşimi, 2011 yılı Koruma Kurulu kararlarıyla 1. Derece Arkeolojik SİT Alanı olarak tescillenmiştir.

Karagedik Kaya Yerleşimi

Taylan Köken

Sayfa 23 / 43


ANKARA -GÖLBAŞI

SEYYİD MUHAMMED TÜRBESİ: Seyyid Muhammed Türbesi, Karagedik Mahallesi (Köyü ile Dikilitaş Köyü yolu arasındadır.

Seyyid Muhammed Türbesi Mezarında Sahabe-i Kiram’dan Seyyid Muhammed ibaresinden başka hakkında bir bilgi bulunmamaktadır. Türbe üstü açık bir mezar şeklindedir. Türbe özellikle hayır duası için ziyaret edilmektedir.

KARAOĞLAN KÖYÜ KALINTILARI: KARAOĞLAN BİLGİLERİ: Karaoğlan Köyü Türklerin ilk iskân yerlerinden biridir. Yörük/ Türkmen aşiretlerinden olan Karaoğlan Cemaati tarafından kurulmuş bir köydür. Köy içinde bulunan Karaoğlan Höyük ve köyün kuzeyinde Halilören Höyük bulunmaktadır. Yine köy yakınında bulunan yıkık durumdaki bir kilise kazısında Bizans Focus Dönemine ait sikke ele geçmiştir. Bu yapı kompleksi yakınında bulunan seramikler Roma ve Bizans Döneminden kalmadır. KARAOĞLAN ÇEŞMESİ: Karaoğlan Çeşmesi, köyün içinde tescilli bir çeşmedir. Yapım yılı 1807-1808 yılına ait olan Geç Osmanlı mimarisine sahip bir çeşmedir. Yığma ve kesme taştan inşa edilen çeşme üzerinde üç kitabe bulunmaktadır. Çeşme aslında iki çeşmeden oluşmaktadır. 1904 yılında yapılan tamiratla iki çeşme birleştirilmiştir. Kemerli olan çeşme Varna Savaşı’nda şehit olan Anadolu Beylerbeyi Karaca Bey’in soyundan olan zamanının bilgini es-Seyyid Abdulhadi Efendi bin es-Seyyid Mehmet Efendi tarafından, ikinci çeşme 1892 yılında Suvari Halil Ağa tarafından yapılmıştır. Karaoğlan Çeşmesi, 2008 yılı Koruma Kurulu kararıyla 1. Derece Anıt Eser olarak tescillenmiştir.

Taylan Köken

Sayfa 24 / 43


ANKARA -GÖLBAŞI

Karaoğlan Çeşmesi KARAOĞLAN HÖYÜK: Karaoğlan Höyük, Karaoğlan (Köyü) Mahallesinin içinde köy merkezinin güneyinde kalır.

Karaoğlan Höyük Karacaoğlan Höyük 180x260m boyutlarında, 18-20m yüksekliğindedir. Afet İnan tarafından 1937 yılında tespit edilen höyük, 1942 yılına kadar Remzi Oğuz Arık başkanlığındaki kazı ekibi tarafından kazılmış ve buluntular Ankara Anadolu Medeniyetleri Müzesinde sergilenmektedir. Höyüğün batı yamacında yapılan açmalarda I. Tabaka Klasik Döneme, II. Tabaka Demir Çağına, III. Tabaka Hitit Dönemine, IV. Tabaka MÖ. 3.Binden 2.Bine geçiş çağından, Va ve Vb İlk Tunç Çağı, Vc Tabakası ise Kalkolitik Döneme tarihlenmiştir. Höyük üzerinde bulunan malzemeler Kalkolitik, Tunç Çağı, Asur Koloni Çağı, Orta ve Son Tunç Çağı Hitit Malzemesi, Frig ve Klasik Dönem malzemesi toplanmıştır. Bunun haricinde tabakalarda mimari kalıntılar tespit edilmiş ve detaylı incelenmiştir. Höyük kenarlarındaki yapılaşma höyüğü tahrip etmektedir. Kaçak kazı çukurları da höyük üzerinde görülmektedir. Karaoğlan Höyük 2007 yılı Koruma Kurulu kararıyla 1. ve 3. Derece Arkeolojik SİT Alanı olarak tescillenmiştir. Taylan Köken

Sayfa 25 / 43


ANKARA -GÖLBAŞI

HALİLÖREN HÖYÜK: Halilören Höyük, Karaoğlan (Köyü) Mahallesinin kuzeyinde, Mogan Gölünün doğusunda kalmaktadır.

Karacaoğlan Höyük kazıları sırasında 1940 yılında bölgede yüzey araştırmasına çıkan Remzi Oğuz Arık tarafından keşfedilmiştir. TAY tarafından bölgede yapılan araştırmalarda bulunamamıştır. Höyük doğal bir tepenin üzerindedir. Üzerinde toplanan çanak çömlek parçalarına göre İlk Tunç Çağında iskân görmüş bir höyüğümüzdür. (Bu höyük ile ilgili resim ve bilgileri Envanter sayfasında görebilirsiniz.)

KIRIKLI KÖYÜ KALINTILARI: KIRIKLI BİLGİLERİ: Kırıklı 1944 yılından sonra kurulan bir köyümüzdür. Ama kurulduğu yer öyle değildir. Kırıklı yakını Bağyeri Höyük İlk Tunç Çağından itibaren, yine buraya yakın bir yerleşim yeri Roma Döneminde iskân görmüştür. Köy içinde S.Omura’nın tespit ettiği Roma Döneminden kalma sütun başları ve parçaları da bulunmaktadır.

KIRIKLI YERLEŞİMİ: Kırıklı Yerleşimi, Kırıklı (Köyü) Mahallesinin kuzeybatısındadır. Kırıklı Yerleşimi Envanter listesinde olan 2010 yılında 3. Derece Arkeolojik SİT Alanı olarak tescillenmiş bir düz yerleşimdir. Tarım faaliyetleri ve kaçak kazılar sebebiyle ağır tahribat görmüştür. Roma Döneminden kalmıştır. Taylan Köken

Sayfa 26 / 43


ANKARA -GÖLBAŞI

BAĞYERİ HÖYÜK: Bağyeri Höyük, Krırılı (Köyü) Mahallesinin 300 m kuzeyinde Bağyeri Mevkiindedir. Sachihiro Omura tarafından İç Anadolu Yüzey Araştırmaları projesinde ziyaret edilmiştir. Höyüğün güneydoğusunda köyün mezarlığı vardır. Höyük 100x120m ölçülerinde 5m yüksekliğindedir. Höyük üzerinde toplanan malzemelere göre İlk-Orta-Son Tunç Çağı ve Demir Çağında iskân görmüştür. Höyüğün tarım faaliyetlerinden dolayı tahrip olduğu tespit edilmiştir.

KIZILCAŞAR KÖYÜ KALINTILARI: KIZILCAŞAR BİLGİLERİ: Kızılcaşar Köyü Gölbaşı’nın en eki yerleşim yerlerinden biridir. Günümüzde yoğun yapılaşmalarla siteler arasında kaybolacak gibidir. Köyün eski adı kayıtlarda Kızılcaşehir olarak geçmektedir. Yine Farsçadan dilimize geçen Şar, anlam olarak Şehir, Kent demektir. Köy kayıtlarda Hunze Hatun mülkü olarak geçmektedir. Bu dönemde Ankara’ya bağlıyken, 1895 yılında Zir Kazasına bağlıdır. Köyün camisi 1900’lü yıllardan önce yapılmış Geç Osmanlı tarzındadır. Cami duvarlarında, köy çeşmesinde Antik devşirme malzemeler kullanılmıştır.

GÖKÇEPINAR YERLEŞİMİ: Gökçepınar Yerleşimi, Kızılcaşar (Köyü) Mahallesinin güneyindedir.

Gökçepınar Yerleşimi 250x400m ölçülerindedir. Yerleşim üzerinde dağılmış olarak kireç taşından kaba oyulmuş, dairesel formda bir binanın temelini gösteren taşlar dikkati çekmektedir. Taşpınar Höyüğe yakınlığı sebebiyle aynı kültürde olduğu düşünülmektedir. Buna göre bu Düz Yerleşim İlk-Orta-Son Tunç ve Demir Çağında iskân görmüş olmalı. Yerleşim kaçak kazılar, tarım faaliyetleri ve yapılaşma sebebiyle yok olmak üzeredir. Gökçepınar Yerleşimi 1995 yılında Koruma Kurulu kararıyla 1.Derece Arkeolojik SİT Alanı olarak tescillenmiştir.

Taylan Köken

Sayfa 27 / 43


ANKARA -GÖLBAŞI

KOPARAN KÖYÜ BİLGİLERİ: Köy kesin bir bilgi olmasa da bölgeye Erzurum’un Horasan tarafından İmamoğlu Kabilesi tarafından kurulmuştur. Bu göç 1530’lu yıllarda olmuştur. Köy adını bölgede yapılan güreşlere katılıp herkesi yenen ve Toz Koparan namıyla bilinen bir yiğitten aldığı rivayet edilir.

MAHMATLI KÖYÜ KALINTILARI: MAHMATLI BİLGİLERİ: Mahmatlı, Mihmadlu, Mehmedlu, Mahmudlu cemaatleri aynı boydan olup Oğuz/Türkmen aşiretlerinin Kızık kolundandır. Bölgeye 16 yüzyılda geldikleri Osmanlı Kayıtlarında yer almıştır. Köy içinde devşirme olarak kullanılan antik malzemeler bulunmaktadır. ESENTEPE TÜMÜLÜSÜ: Esentepe Tümülüsü, Mahmatlı (Köyü) Mahallesinin 2km doğusundadır.

Esentepe Tümülüsü Esentepe Tümülüsü Hamamönü olarak da anılan Horhor Dede Mevkiinde, doğal bir tepenin üzerindedir. Tümülüs iş makineleriyle tahrip edilmiştir. Tümülüsün tepe noktasından açılan bir çukur 2m kadar derine inmiştir. Yine eteklerinde açılan iki kaçak çukur tümülüsü bir hayli tahrip etmiştir. Roma Dönemine tarihlenen tümülüsün etrafında tarım faaliyetleri de yapılmaktadır. Esentepe Tümülüsü 2000 yılında Koruma Kurulu kararıyla 1. Derece Arkeolojik SİT Alanı olarak tescillenmiştir. DEMİRLİ DEDE TÜRBESİ: Demirli Dede Türbesi, Mahmatlı Mahallesi (Köyü) Tekke Tepesindedir. Bölgeye Horasan’dan gelip Tekke Tepesinde tekkesini kurmuş bir erendir. Tekke yıkıntıları halen tepe üzerindedir. Oğuz Türkmenlerinin Mahmatlı Boyunun kurmuş olduğu bir köydür. Ayrıca köy içinde Horhor Dede Mevkiinde su kaynağı bulunmaktadır. Türbenin durumu hakkında herhangi bir bilgi yoktur. Taylan Köken

Sayfa 28 / 43


ANKARA -GÖLBAŞI

MAHMATLIBAHÇE KÖYÜ BİLGİLERİ: Mahmatlı, Mihmadlu, Mehmedlu, Mahmudlu cemaatleri aynı boydan olup Oğuz/Türkmen aşiretlerinin Kızık kolundandır. Bölgeye 16 yüzyılda geldikleri Osmanlı Kayıtlarında yer almıştır. Mahmatlı Köyü ile kardeş köy olduğunu düşünmekteyiz.

OĞULBEY KÖYÜ KALINTILARI: OĞULBEY BİLGİLERİ: Oğuzların Kayı Boyundan veya Bozulus Türkmenlerinden olduğu söylenen, Oğulbeyli/Oğulbeylü Aşiretinin kurduğu bir köydür. Köy Gazi-Derviş’lerden Hacı Tuğrul Baba’nın oğlu olan Oğul Beğ tarafından kurulmuştur. Bölgenin birçok yerleşimi gibi Oğulbey Karyesi de Oğulbey Vakfı arazileri içindedir.

Oğulbey Köyü GORBEUS ANTİK KENTİ: Köyün güneydoğusunda Bala Yolunun altında kalan KaleKale Tepe ve Kale Boğazı Demir Çağı Dönemi yerleşimi olup tarihte Gorbeus olarak anılmaktadır. Bu kent aynı zamanda Bala-Beynam’a geçen tarihi Roma Yolu olan Kaesareia üzerindedir. Gorbeus Şehri Galat Kralı Deitarus’un damadı Kastor Tarkındarios tarafından yönetilmekteydi. Bilge Umar’a göre Gorbeus Beynam yakınlarına lokalize edilmektedir.

OĞULBEY CAMİ: Köyün camisi Cebecizade Hacı Efendi tarafından 1886 yılında tamir ettirilmiştir. Cami bu tarihten önce yapılmış olmalıdır. Alçı mihrabı, ahşap tavanı dikkati çekmektedir. Cami duvarlarında Roma Dönemi devşirme malzemeler görülmektedir.

OĞULBEY KALINTILARI: Köyün içinde ve mezarlık kısmında devşirme Roma Dönemi Malzemeleri bulunmaktadır. Mezarlıktaki bulunan iki sütun kaidesinin üzerindeki yazılar bunların Mil Taşı olma ihtimalini güçlendirmektedir.

Taylan Köken

Sayfa 29 / 43


ANKARA -GÖLBAŞI

OĞULBEY ÇEŞMESİ: Oğulbey Çeşmesi, Oğulbey (Köyü) Mahallesi meydanında, tescilli bir çeşmedir.

Oğulbey Çeşmesi Geç Osmanlı mimarisine sahip olan çeşmenin imalatı kitabesine göre, 1813 yılındadır. Düz kesme taştan yığma şeklinde inşa edilmiştir. Mustafa Ağa tarafından yaptırılan çeşme, özgün yapısını korumayı başarmış, bugün dahi kullanılmaktadır. Oğulbey Çeşmesi Koruma Kurulu kararıyla 2008 yılında 1. Derece Anıt Eser olarak koruma altına alınmıştır. KALETEPE HÖYÜK: Kaleboğazı Höyük, Oğulbey (Köyü) Mahallesinin 1,5km kadar güneydoğusunda Bala Yolunun kenarında bir tepe üzerindedir. Sachihiro Omura’nın yönetmiş olduğu İç Anadolu Yüzey Araştırmaları Projesi kapsamında 1993 yılında ziyaret edilen höyüklerden biridir. Kale Tepesinin eteklerinde iki höyük bulunmaktadır. Bunlardan biri 125x125m boyutlarında, 5m yüksekliğindeki Kaletepe Höyüktür. Höyüğün fiziksel yapısı hakkında bilgi verilmemiştir. Kaletepe Höyük yüzeyden derlenen çanak çömlek kırıntılarına göre Demir Çağında iskân görmüştür. Az sayıda Klasik Dönem kırıntısı vardır. KALEBOĞAZI HÖYÜK: Kaleboğazı Höyük, Oğulbey (Köyü) Mahallesinin 1km kadar güneydoğusunda Bala Yolunun kenarında bir tepe üzerindedir. Sachihiro Omura’nın yönetmiş olduğu İç Anadolu Yüzey Araştırmaları Projesi kapsamında 1993 yılında ziyaret edilen höyüklerden biridir. Omura Kaletepe’yi açıklarken iki höyükten bahsetmektedir. Sanırım TAY diğer höyüğü Kaleboğazı olarak tanımlamıştır. Höyük ölçüleri yoktur. Bu höyük ve kale mevkiinde yüzeyden derlenen çanak çömlek kırıntılarına göre Demir Çağında iskân görmüşlerdir. Az sayıda Klasik Dönem kırıntı vardır. Ayrıca burada ele geçen bir kulp parçası ve bir kapın iki parçasına göre höyük Frig Döneminde de iskân görmüştür.

Taylan Köken

Sayfa 30 / 43


ANKARA -GÖLBAŞI

OYACA KASABASI KALINTILARI: OYACA KASABASI BİLGİLERİ: Oyaca Kasabası Bozulus Türkmenlerinin Obaca Boyu tarafından kurulmuştur. OYACA KALINTILARI: Oyaca ve çevresi Kalkolitik Çağdan başlamak üzere iskân gören ve birçok çağda yerleşim görmüş bir alandır. Göç yolları üzerinde kurulmuş bir kasabadır. Tarihi Kral Yolu Kül Höyük yakınından geçip, Bağlar Mevkiinde bulunan Gelin Kayası yakınından geçip, ünlü Hitit Kalesi Gavur Kalesi’ne gidecektir. Gelin Kayası mevkiinde kayaya oyulan iki mezar yeri ve yine kayaya oyulmuş izler buranın Hitit ve Frig Döneminde kullanıldığının işareti olarak belirtilerdir.

Gelin Kayası 1993-94 yılları arasında Stephen Lumsden öncülüğünde bir heyet bölgede araştırmalar yapmış ve Gavur Kale’ye 1km mesafede Dereköy-Oyaca arasında Samutlu Mevkiinde Helenistik ve Roma Döneminde iskân görmüş bir yerleşim yeri tespit edilmiştir. Kül Höyük’ün 1km doğusunda, Topkaya Mevkiinde Klasik Devir’den kalan bir yerleşim yeri izlerine rastlanmıştır. OYACA HÖYÜK: Oyaca Höyük, Oyaca (Kasabası) Mahallesine Dereköy Yönünden 2km mesafedir. Oyaca Höyük adını haddimiz olamayarak biz verdik. Höyüğü Sayın Hayri Ertem 1990 yılında araştırmıştır. Höyük 75x100m ölçülerinde 8m yüksekliğindedir. Höyük üzerinde irili ufaklı temel taşları görülmektedir. Höyük buluntulara göre İlk Tunç Çağında, Hitit Çağında, Asur Koloni Çağında iskân görmüştür. KÜL HÖYÜK: Kül Höyük, Ankara İli, Oyaca (Kasabası) Mahallesinin 4km doğu – güneydoğusunda Boyalık Yolunun batısında ve bitişiğinde kalmaktadır.

Taylan Köken

Sayfa 31 / 43


ANKARA -GÖLBAŞI

Kül Höyük Höyük Bilgileri: Kül Höyük 1978 yılında keşfedilmiş ve 1992 yılında kazısı yapılan höyüklerimizdendir. Kazılar Anadolu Medeniyetleri Müzesi ekipleri tarafından 1992-1995, 1998-2000 ve 2001-2006 yılları arasında gerçekleştirilmiştir. Kazılarda kültür katlara ortaya çıkarılmış ve özellikle üst katların mimari karakteri hakkında önemli bulgulara ulaşılmıştır. Kazılarda pişmiş topraktan testiler, Rython Kapları ve parçaları, İdoller, çok sayıda damga mühürler, ağırşaklar ve boncuklar ele geçmiştir. Höyük buluntulara göre İlk-Orta ve Son Tunç Çağında, Hitit Çağında, Asur Koloni Çağında iskân görmüştür. Kül Höyük, 2001 yılı Koruma Kurulu kararlarıyla 1. ve 3. Derece Arkeolojik SİT Alanı olarak tescillenmiştir. (Envanter sayfasında bu höyük hakkında detaylı bir kaynakça ve resimler verilmiştir.) YAPRAĞIN KALE NEKROPOLÜ: Yaprağın Nekropolü, Oyaca (Kasabası) Mahallesinin 4km doğu –güneydoğusunda Boyalık Yolunun batısında ve bitişiğinde bulunan Kül Höyük’ün 800m güneybatısındadır.

Yaprağın Nekropolü Yaprağın Nekropolü 2002 yılında kurtarma kazısı yapılan bir alandır. Kazılar Anadolu Medeniyetleri Müzesi ekipleri tarafından alanın Taş Ocağı olarak işletileceği duyulunca kurtarma kazısı şeklinde yapılmış ve alan tescillenmiştir. Taylan Köken

Sayfa 32 / 43


ANKARA -GÖLBAŞI

Yaprağın Nekropolü Hitit Döneminde Taş ocağı olarak kullanılmış, Roma Döneminde gözetleme kulesi olarak kullanılmıştır. Roma Dönemi nekropolünün eski çağlarda soyulduğu tespit edilmiştir. Yaprağın Nekropolü, 2003 yılı Koruma Kurulu kararlarıyla 1. Derece Arkeolojik SİT Alanı olarak tescillenmiştir.

ÖRENCİK KÖYÜ KALINTILARI: SARIKIZ TÜRBESİ: Sarıkız Türbesi, Örencik Mahallesi (Köyü) içindedir. Sarıkız’ın kim olduğu konusunda herhangi bir bilgi yoktur. Türbe üstü açık bir mezar şeklindedir. Mezarda sütun parçaları devşirme malzeme olarak kullanılmıştır. Türbe özellikle hayır duası için ziyaret edilmektedir.

SELAMETLİ KÖYÜ KALINTILARI: SELAMETLİ BİLGİLERİ: Selametli Köyü ve çevresi tarih boyunca iskân gören bir yerleşimdir. İlk Tunç Çağı, Hitit ve Frigler döneminde yerleşilen bölge Roma, Bizans ve Osmanlı’da da iskân görmüştür. Selametli Köyünün 300 yıllık bir geçmişi olduğu rivayet edilmektedir. Bölgede daha önce rastladığımız Oğuz/Türkmen Boylarından Selametli / Selametlü aşireti tarafından kurulun bir köy olduğunu düşünmekteyiz.

SELAMETLİ KALINTILARI: Selametli Camisi yine bölgede çokça görülen mimari unsurlara benzeyen Geç Osmanlı mimarisinde inşa edilmiştir. Yine Selametli yakınında kayaya insan eliyle oyulmuş, fazla derinliği olmayan ve bu yüzden yarım bırakıldığı düşünülen, 2m ağız yüksekliğine sahip, derinliği 2,5m kadar olan in vardır. Bu Kaya Sığınağı, Koruma Kurulu kararıyla 1996 yılında 1. Derece Arkeolojik SİT Alanı olarak tescillenmiştir.

KALEYOLU HÖYÜK: Kaleyolu Höyük, Selametli (Köyü) Mahallesi Kırıklı Mahallesi arasındaki köy yolunun güneyinde Kale Mevkiinin eteklerindedir. Höyüğün güneyinde kalan kayalık bir tepe üzerinde yontulmamış andezit ve volkanik taşlardan yapılmış, geç dönem yapısı bir kale kalıntısı bulunmaktadır. Kalenin sur duvarları, burçları ve temel kalıntıları izlenebilmektedir.

Taylan Köken

Sayfa 33 / 43


ANKARA -GÖLBAŞI

Kaleyolu Höyük Kalenin eteklerinde yapılan yüzey araştırmasında ele geçen malzemelere göre İlk Tunç Çağı, Hitit İmparatorluk, Roma ve Bizans Çağında iskân görmüş olan bir höyüğün izleri bulunmaktadır. Ele geçen seramiklerin haricinde obsidyen ve sileks parçalara da rastlanmıştır. Yoğun seramik kırıntısı Roma Dönemine aittir. Höyük tarım faaliyetleriyle tahrip olmaktadır. Kaleyolu Höyük Koruma Kurulu kararıyla 1988 yılında 1. Derece Arkeolojik SİT Alanı olarak tescillenmiştir.

SELAMETLİ MANASTIRI: Selametli Manastırı, Selametli (Köyü) Mahallesi yakınındadır.

Selametli Manastırı Selametli Köyünde Orta Çağda Erken Bizans yapısı üç gözlü Kaya Manastırı bulunmaktadır. MS.500-600’lü yıllardan kalma olan manastır, doğal kayaya oyularak yapılmıştır. Orta bölmesinde manastır olan gözün sağında ve solundaki mağaralar barınma amaçlı olup, birinde taşa oyulmuş ocak kalıntısı tespit edilmiştir. Günümüzde köylüler tarafından hayvan barınağı olarak kullanılmaktadır. Manastır Kompleksi, Koruma Kurulu kararıyla 1996 yılında 3. Derece Arkeolojik SİT Alanı olarak tescillenmiştir.

Taylan Köken

Sayfa 34 / 43


ANKARA -GÖLBAŞI

TAŞPINAR KÖYÜ KALINTILARI: TAŞPINAR HÖYÜK: Taşpınar Höyük, Taşpınar (Köyü) Mahallesi girişinde, köy yolunun solunda kalmaktadır. Sachihiro Omura’nın yönetmiş olduğu İç Anadolu Yüzey Araştırmaları Projesi kapsamında 1994 yılında ziyaret edilen höyüklerden biridir. Höyük 124x95m ölçülerinde, 6m yüksekliğindedir. Höyük yüzeyinden derlenen çanak çömlek kırıntılarına göre İlk, Orta ve Son Tunç Çağı ve Demir Çağında iskân görmüştür.

Taşpınar Höyük Höyüğün kuzey eteğini köy yolu kesmiştir. Bu tahribat, höyük katlarının ortaya çıkmasına sebep olmuştur. Batısında çeşme, tek katlı bir yapı ve ayrıca dere höyüğü sınırlamaktadır. Höyük Koruma Kurulu kararıyla 1993 yılında 1. Derece Arkeolojik SİT Alanı olarak tescillenmiştir.

TEPEYURT KÖYÜ BİLGİLERİ: Tepeyurt Köyünün eski adı Germeyit’dir. Germeyit’in anlamına ulaşamadık. Germe ise Osmanlıcada “Kale, Duvar, Bölme” anlamındadır.

TULUMTAŞ KÖYÜ KALINTILARI: TULUMTAŞ BİLGİLERİ: Köyün eski adı kayıtlarda Doluntaş/Toluntaş/Tuluntaş olarak anılmaktadır. Köy adını Yörük/Türkmen taifesinden Dolundaş Aşiretinden almaktadır. 1530 yılında köyün geliri Bursa İsa Bey Cami ve İmaretine aittir. Osmanlı Döneminde Haymana Bölgesine giden kervan yolu üzerindeki köy önem kazanır.

Taylan Köken

Sayfa 35 / 43


ANKARA -GÖLBAŞI

TULUMTAŞ CAMİ: Tulumtaş Cami, Tulumtaş (Köyü) Mahallesinin içindedir. 1868 yılı tarihinde Tulumtaş Köyü camiine hatip olarak Seyyid Hasan Halife bin Seyyid Mustafa’nın vefatı üzerine oğlu Mehmet Halife’nin atandığı kaydı vardır. Demek ki cami bu tarihten daha erken bir dönemde yapılmıştır. Cami kitabesindeki nota göre 1900 yılında İbrahim Ağa, İbrahim Efendi ve köy ahalisi tarafından cami yenilenmiştir. Kesme ve yığma taştan inşa edilen caminin, ahşap işçiliği ve kalem işçiliği eserleri dikkate şayandır.

Tulumtaş Cami TULUMTAŞ ÇEŞMESİ: Tulumtaş Çeşmesi, Tulumtaş (Köyü) Mahallesinin merkezinde caminin yakınındadır ve tescilli çeşmelerimizdendir.

Tulumtaş Çeşmesi Geç Osmanlı yapısı olan çeşme 1801-1812 yıllarında yığma ve kesme taştan inşa edilmiştir. L Plana sahip çeşme özgünlüğünü koruyarak bu günlere kadar gelmiştir. Tulumtaş Çeşmesi Koruma Kurulu kararıyla 1994 yılında 1. Derece Anıt Eser olarak tescillenmiştir.

Taylan Köken

Sayfa 36 / 43


ANKARA -GÖLBAŞI

TULUMTAŞ HÖYÜK: Tulumtaş Höyük, Tulumtaş (Köyü) Mahallesinin girişinde, köyün kuzeydoğusunda yer almaktadır. 35x100m çapında 4-5m yüksekliğindedir. Tarım faaliyetleri sebebiyle höyük düzleşmekte ve kaçak kazılarla tahrip olmaktadır. 2007 yılında su şebekesi için boru döşeme işinde Anadolu Medeniyetleri Müzesi tarafından 3,5x10m ölçülerinde 10 adet açmayla kurma kazısı yapılmıştır. Kazı sonucunda ele geçen Geç Roma ve Erken Bizans buluntuları müzeye kaldırılmıştır. Kazılar bu dönemde iskân gören bir köy olduğunu belgelemiştir.

ORTAÇAYIR HÖYÜK: Ortaçayır Höyük, Tulumtaş (Köyü) Mahallesinin doğusunda, Ortaçayır Mevkiindedir. 100m çapında 4-6m yüksekliğindedir. Tarım faaliyetleri sebebiyle höyük düzleşmektedir. Yüzey üzerinde derlenen çanak çömlek parçalarına göre Demir, Roma ve Bizans Çağında iskân gören bir höyüktür. Höyük Koruma Kurulu kararıyla 1994 yılında 1. Derece Arkeolojik SİT Alanı olarak tescillenmiştir. YUKARI KAPAKLI ÖRENİ: Yukarı Kapaklı Öreni, Tulumtaş (Köyü) Mahallesinin kuzeydoğusunda Yukarı Kapaklı Mevkiindedir.

Yukarı Kapaklı Öreni Taylan Köken

Sayfa 37 / 43


ANKARA -GÖLBAŞI

Ören üzerinde yer yer mevsimlik tarım faaliyetleri yapılmakta, bu da alanı tahrip etmektedir. Yüzey üzerinde derlenen çanak çömlek parçalarına göre Tunç Çağı, Hitit Çağı, Demir ve Roma Çağında iskân gören bir yerleşimdir. Kaçak kazı izlerine de rastlanmaktadır. Örenin hemen yanında Şarap Üretimi için doğal kayaya oyulmuş işlik mevcuttur. Yukarı Kapaklı Öreni Koruma Kurulu kararıyla 1994 yılında 1.Derece Arkeolojik SİT Alanı olarak tescillenmiştir. Şarap İşliği ise Şarap Yapım Teknesi adıyla 2000 yılında Koruma Kurulu kararıyla 3. Derece Arkeolojik SİT Alanı olarak tescillenmiştir. TULUMTAŞ MAĞARASI: Tulumtaş Mağarası, Tulumtaş (Köyü) Mahallesinin kuzeyinde, Ankara Güney Çevre Yolu kenarında, Parlamenterler Sitesinin yanındadır.

Tulumtaş Mağarası Yol ve inşaat çalışmalarında taş ocağı olarak kullanılan bir alanda yıllarca keşfedilmeyi bekledi. Mağara 1992 yılında yapılan patlamalarla ortaya çıkmış ve MTA tarafından belgelenmiştir. Yıllarca kaderine terk edilen mağara günümüzde yavaş yavaş tanınmaktadır. Ömrünün 1 Milyon yol olduğu, 550m kadarı tespit edilen mağaranın, birkaç koldan daha derinlere gittiği ve uzunluğunun 5km kadar olduğu tahmin edilmektedir. 1992 yılında 1. Derece Doğal SİT Alanı olarak tescillenen mağara üzerine tescili 3. Dereceye düşürülerek 215 villa yapılmıştır.

VELİHİMMETLİ KÖYÜ KALINTILARI: VELİHİMMETLİ HÖYÜK: Velihimmetli Höyük, Velihimmetli (Köyü) Mahallesinin batısında köye yakın konumdadır. Velihimmetli Höyük köyün hemen bitişiğindedir. 80m çapındaki höyüğün üzerine yapılmış evler, güneyi ve batı eteklerinden yol için alınan toprak yüzünden oldukça tahrip olmuş bir höyüktür. Yer yer yapı taşlarının ortaya çıktığı görülmüş ve yüzeyde toplanan az sayıda seramik parçasına göre MÖ.3000-2000 yıllarında iskân gördüğü anlaşılmıştır. Velihimmetli Höyük Koruma Kurulu kararıyla 2010 yılında 3. Derece Arkeolojik SİT Alanı olarak tescillenmiştir. Taylan Köken

Sayfa 38 / 43


ANKARA -GÖLBAŞI

Velihimmetli Höyük DEVETAŞ HÖYÜK: Devetaş Höyük, Velihimmetli (Köyü) Mahallesinin 2,5km güneybatısında köy yolunun hemen doğu kenarında yer alır.

Devetaş Höyük Devetaş Höyük yaklaşık 220m çapında, 15m yüksekliğindedir. Üzerinde yapılan tarım faaliyetleri ve kaçak kazılarla tahrip edilen bir başka höyüğümüzdür. Höyük üzerinde toplanan malzemeye göre MÖ.2000’li yıllarda iskân gören bir höyüktür. Devetaş Höyük Koruma Kurulu kararıyla 2010 yılında 1. Derece Arkeolojik SİT Alanı olarak tescillenmiştir. KENDİRLİ YERLEŞİMİ: Kendirlik Yerleşimi, Velihimmetli (Köyü) Mahallesinin 4,5km güneybatısında Kendirlik Çeşme Mevkiindedir. Yerleşim Kendirlik Çeşmede bulunan askeri su deposunun üstünde kalan kayalık tepe üzerinden başlayıp kuzeydoğu yönüne doğru yayılmaktadır. Bu alanda hem yerleşim izleri hem de nekropolis alanı tespit edilmiştir. Yüzeyde bulunan seramik kırıntılarına göre alan MÖ.2000 ve Roma Döneminde iskân görmüştür. Kaçak kazılarla yer yer talan edilmiş bir alandır. Kendirlik Çeşme Yerleşimi ve Nekropol Alanı Koruma Kurulu kararıyla 2010 yılında 1. Derece Arkeolojik SİT Alanı olarak tescillenmiştir.

Taylan Köken

Sayfa 39 / 43


ANKARA -GÖLBAŞI

YAYLABAĞ KÖYÜ KALINTILARI: YAYLABAĞ BİLGİLERİ: Köyün adı eski kaynaklarda Bursal olarak geçmektedir. Bursal kelimesine baktığımızda, “Maddi olanakların, paranın; kamu kaynaklarının” anlamına ulaştık. Köy içinde antik dönem malzemeleri, sütunlar dikkati çekmektedir.

YAYLABAĞI HÖYÜK: Yaylabağı Höyük, Yaylabağı (Köyü) Mahallesinin 2,5km güneybatısındadır.

Yaylabağı Höyük Yaylabağı Höyük yaklaşık 100x158m ölçülerinde 11m yüksekliğindedir. Sachihiro Omura tarafından İç Anadolu Yüzey Araştırmaları kapsamında ziyaret edilen bir höyüğümüzüdür. Höyüğün eteğinin doğusunda bir ev, kuzeydoğusunda bir çeşme bulunmaktadır. Yaylabağ Höyük İlk-Orta-Son Tunç ve Demir Çağında iskân görmüş bir höyüktür. Bu höyüğümüzün 200m güneybatısında ağır tahribata uğramış ve kaçak kazılar açılmış başka bir höyük kalıntısı da tespit edilmiştir. Yaylabağ Höyük Koruma Kurulu kararıyla 2012 yılında 1. Derece Arkeolojik SİT Alanı olarak tescillenmiştir.

YURTBEYİ KÖYÜ KALINTILARI: YURTBEYİ BİLGİLERİ: Köyün eski adı kayıtlarda Gerder olarak geçmektedir. Gerder anlam olarak şöyledir: “Süt vb. şeyler koymaya ya da hayvanlara yem vermeye yarayan kova şeklinde tahta kap.” “Ayakkabıcıların, işlenmek için gön, kösele koydukları tahta kap.” Gerder Karyesi 1530 yılı kayıtlarında Ankara Merkez ilçesine bağlıdır. Daha sonra Kasaba-ı Bala, Haymana ve Çankaya ilçelerine bağlanmıştır. Yurtbeyi Köyü Türkmen, Azizbeylü ve Oğulbeylü aşiretleri tarafından kurulmuştur. Osmanlı Döneminden kalma bir çeşme ve köprü kalıntısı bulunmaktadır. El-Hac Hüseyin Efendi tarafından yaptırılan cami yıkılarak yenisi yapılmıştır. Taylan Köken

Sayfa 40 / 43


ANKARA -GÖLBAŞI

YURTBEYİ KAYA YERLEŞİMİ: Köyün kuzeyinde kalan Kale’ye yakın Yurtkuyu Mevkii olarak anılan yerde doğal kayalara insan eliyle açılmış olan ve Erken Hıristiyanlık Dönemine tarihlenen mağaralardır. Bu insan yapımı mağaraların sığınak, saklanma ve inziva yeri olarak kullanıldığını düşünmekteyiz. Yer yer kaçak kazılarla tahrip edilen bu kaya yerleşimi üç gözden oluşmakta, dar girişlerden sonra içeride büyüyerek birbirine bağlı odalardan oluşmaktadır. Bu mağarayı küçük bir ekiple araştıran Hacettepe Üniversitesi Mağara Araştırma ekibine göre mağara insan eliyle yapılmış 30-40m derinliğinde bir mağaradır. Yurtbeyi Kaya Sığınağı Koruma Kurulu kararıyla 1996 yılında 1. Derece Arkeolojik SİT Alanı olarak tescillenmiştir. GERDER KALESİ: Gerder Kalesi, Yurtbeyi (Köyü) Mahallesinin 1,5km kuzeydoğusunda kalan kayalık alandadır. Sayın Levent Egemen Vardar ve Nalan Akyürek Vardar tarafından iki araştırma sonuçlarında bilgi verilmiş bir kaledir. Kale üzerinden enerji nakil hatları geçmektedir. Tepenin üzeri düzlük şeklindedir ve burada kuzey yönünde 40-50m ölçülerinde bir sur duvarı gözlenmektedir. Kalenin güney tarafı bir falezle kesilmektedir. Batı duvarında gözlemlenen sur duvarı en iyi durumdaki duvardır. Yer yer 1,80m kalınlığa ulaşan duvar, yerli taş malzeme kullanılarak inşa edilmiştir. yapılan tespitlerde yüzeyde hiç seramik kırıntısına rastlanmamaktadır. Yurtbeyi Kaya Sığınağı Koruma Kurulu kararıyla 1996 yılında 1. Derece Arkeolojik SİT Alanı olarak tescillenmiştir. GERDER ÖRENİ: Gerder Öreni, Yurtbeyi (Köyü) Mahallesinin 1,5km güneyinde kalan taşlık, kayalık alandadır.

Gerder Öreni Envanter listesinde görmüş olduğumuz bu alana Gerder Öreni olarak anılmaktadır. Korumasız olan bu alan imar ve tarım faaliyetleriyle tahrip edilmektedir. Yüzey üzerinde toplanan seramik kırıntılarına göre ören Kalkolitik ve İlk Tunç Çağında iskân görmüş bir alandır. Gerder Öreni Koruma Kurulu kararıyla 2010 yılında 1. Derece Arkeolojik SİT Alanı olarak tescillenmiştir. Taylan Köken

Sayfa 41 / 43


ANKARA -GÖLBAŞI

KAYNAKÇA: 1-) www.envanter.gov.tr 2-) www.kulturvarliklari.gov.tr 3-) www.ankararehberi.com 4-) www.tayproject.org 5-) www.panoramio.com 6-) www.tr.wikipedia.org 7-) www.haymanagazetesi.org 8-) www.altincanak.tr.gg 9-) www.golbasigazetesi.com 10-) www.cimsitkoyu.com 11-) www.seyhbizin.com 12-) www.golbek.blogspot.com.tr 13-) www.ne-demenk.net 14-) www.karaoglanmahallesidernegi.com 15-) www.ankaramiz.com 16-) www.anadolugezgini.wordpress.com 17-) www.kafamdabaret.blogspot.com 18-) Sachihiro Omura -1992 Yılında İç Anadolu’da Yürütülen Yüzey Araştırmaları -11. Araştırma Sonuçları Toplantısı -1993 19-) Sachihiro Omura -1993 Yılında İç Anadolu’da Yürütülen Yüzey Araştırmaları -12. Araştırma Sonuçları Toplantısı -1994 20-) Sachihiro Omura – 1994 Yılında İç Anadolu’da Yapılan Yüzey Araştırmaları – 13. Araştırma Sonuçları Toplantısı Cilt:2 -1995 21-) Levent Egemen Vardar –Nalan Akyürek Vardar –Galatia Bölgesi Kaleleri Yerleşmeleri Yüzey Araştırması Ankara İli:1998 22-) Levent Egemen Vardar- Nalan Akyürek Vardar –Galatia Bölgesi Kaleleri Yerleşmeleri Yüzey Araştırması: Ankara İli 1998 -17. Araştırma Sonuçları Toplantısı Cilt:1 -1999

Taylan Köken

Sayfa 42 / 43


ANKARA -GÖLBAŞI

23-) Levent Egemen Vardar-Nalan Akyürek Vardar –Galatia Bölgesi Kaleleri /Yerleşmeleri Yüzey Araştırması: Ankara ve Kırıkkale illeri 1999 -18. Araştırma Sonuçları Toplantısı Cilt:2-2000 24-) Hayri Ertem -1990 Yılı Gölbaşı-Haymana Yüzey Araştırmaları- 9. Araştırma Sonuçları Toplantısı -1991 ÖZEL TEŞEKKÜR: Ankara üzerine araştırmalarıyla öne çıkan değerli insan Sayın Abdülkerim Erdoğan’a çalışmaları için, Gölbaşı köyleri hakkındaki bilgilerinden faydalandığımız Sami Ümüt Beye ve yine makalelerinden yararlandığım Sayın Orhan Çeker ve Sayın H.İbrahim Uçak Beylere teşekkür ederim. NOT: Bu dosya 2014-2015 yıllarında www.arkeodenemeler.blogspot.com.tr ve www.sosyodenemeler.blogspot.com.tr adresinde yayınlamış olduğumuz maddelerin düzenlenmiş toplamıdır.

Taylan Köken

Sayfa 43 / 43


Turn static files into dynamic content formats.

Create a flipbook
Issuu converts static files into: digital portfolios, online yearbooks, online catalogs, digital photo albums and more. Sign up and create your flipbook.