1
Cunda Meyhaneleri
Taylan Kรถken
2
Cunda Meyhaneleri
Taylan Köken
CUNDA MEYHANELERİ Vale tu yero ena raki, na t'urthi san to meli Na dis çe t'anevolema, pos perpatay çe vyeni.(*) Biz rakı içeriz ve rakı geleneksel içkimizdir. Bu kültürün kanımca en iyi icra edildiği yerlerin başında Cunda gelir. 2000’li yılların başlarında tişörtlere basılan “Rakı, Balık, Ayvalık” üçlemesi vardır ki birçok Ayvalıklı bu tanımdan hoşlanmaz aslında. Bu söz muhtemelen Cunda kıyısında sıra sıra dizili olan balık restoranların yaratmış olduğu ortamdan çıkmış olmalıdır. Geçen yazımızda ana kaynağımız Metin Solmaz’ın Overteam Yayınları tarafından yayınlanan Rakı Ansiklopedisi kitabıydı. Bu yazımızda yine bu kitaptan ve iki değerli büyüğüm Tanju İzbek Hanım ile Ahmet Anak Beyin yaşadıklarıyla Cunda Meyhanelerini aktarmaya çalışacağım. Cunda, Başka Bir Alem… Her şey mübadele sonrası adaya gelen ilk Giritli kuşakla başladı. Bu kuşak arasından çıktı ilk meyhaneciler ve meyhane ortamını seven müşteriler. İlk meyhaneciler Tavernaki Hasan ve Birneli Saki Onat olurken en uzun ömürlü meyhaneciyse Selam Aydın olacaktır. Başlayalım anlatmaya… Günümüzde Nesos Restoran’ın bulunduğu yerde 1930’ların ortasında Kanaat Bakkaliyesi vardı. Girit mübadili Selam Aydın dükkânını ikiye bölüp sahil kısmına bakan tarafını meyhaneye çevirir ve tabelasını asar: Selam’ın Meyhanesi… İşi bilen Selam Baba Cunda motorlarını akşam dolduran iş yorgunu memurları, çalışanları, 500 metre önceden karşılarmış: “Selam, balık pişiriyor!..” diye. Burada pişen balığın lezzeti, mezelerin dillere destanlığı günümüze ulaşmışsa siz düşünün artık. Adanın elektriksiz günlerinde lüks lambası ışığında demlenen müşteriler, genellikle Bozcada’dan gelen şarapları içerlermiş. Ezkaza yeni almış olduğu maaşıyla rakı isteyen bir müşteri olursa bitişikteki bakkaliyede duran oğlundan bir şişecik uzatılırdı… Meyhane Ramazan ayında tatile girer, kadayıf, muhallebi gibi tatlılar yapan bir tatlıcıya dönüşürdü. Selam Baba 1964’te vefat edince mekânı oğulları Canlı Balık adıyla kısa bir süre çalıştırmış ve sonra devretmek zorunda kalmışlardır. Şimdi Papalinium Restoran’ın olduğu yerde Kukli Saki 'nin(1) meyhanesi vardı. Adını daha sonra “Billur Kadeh Gazinosu, Saki Kaptan'ın Yeri” olarak tabelaya yazdırdı. Pikaplı Meyhane kavramını uzun yıllar sürdürmüştür Saki Kaptan. Kaptanlığında Midilli’ye gelip giderken eli kolu plakla dolu dönermiş. Girit mübadili ilk kuşak bu meyhaneye takılırdı… Cepken, beyaz gömlek, kırmızı kuşak, dar düğme paçalı pantolon, körüklü çizme giyer, elinde kehribar tespihi düşmez, burma bıyığıyla ağır ağır konuşan Giritli efendiler... Doğruluk abidesi olan bu büyükler, Girit Destanı Erotokritos’u(2) ezbere bilirler, rakının ikinci kadehinden sonra sohbetin durumuna göre belleklerine kazınmış olan madinadesleri(3) bir bir çıkarmaya başlarlardı. Olmazsa olmaz aralarından biri Girit kemençesi olan Lira’yı eline alır başlar çalmaya ve kalkar birileri zeybeğe, sonra da Pedozali’ye(4)… Sonra Saki Kaptan pikaba koyar yeni uzunçalar plakları ama illa sona doğru Samyotisa… Saki Kaptan’ın ardından oğlu Huso lakaplı Hüsnü meyhaneciliğe devam edecektir. Kısa bir süre sonra asıl yerlerini devredip yine Cunda sahilinde başka bir mekânda sürdürür faaliyetlerini Hüsnü Bey.
3
Cunda Meyhaneleri
Taylan Köken
Poyraz Cafe’nin bulunduğu binanın, sol yarısında Gömeçli Kardeşler(5) adıyla Günay ve Nadir kardeşler meyhane işlettiler. 1973 yılında Cunda'da çevrilen Kambur ve Hayat Bayram Olsa filmlerinin sanatçı ve personeli burada yemek yer, akşamları rakı/balık yaparlardı. Bir yanlış anlama sonucu Cundalı bir delikanlıya yumruk atan K.İ. meyhanede günün yorgunluğunu atmaktadır. Duruma sinirlenen ve "Cundalıya kimse vuramaz" diye bilenip karşı masaya oturan Duman Ali tarafından bir kaç kadehten sonra tek yumrukla artist burada nakavt edilmişti… Kardeşlerden Nadir sonradan ayrılıp minibüsçülük yapmıştır. Daha sonraları diğer kardeş Günay da önceleri Uçarı Restaurant adıyla faaliyet gösteren binayı satın alarak mekâna kendi adını vererek Günay Restoran adıyla devam etmektedir. Gömeçli Kardeşlerin bulunduğu binanın arka kısmının, Taş Kahve’ye bakan tarafında İbrahim ve Halil Artur'un berber dükkânı vardı. Deniz tarafında da balık mezatı yapılırdı. Sonraki yıllarda Artur'lar berberliği bıraktı. Balık alım satımı işine girdiler. O binanın tamamını satın aldılar ve Artur Restaurant yaptılar. Cunda köprüsünün yanında da Artur Balıkçılık şirketini kurup uzun yıllar devam ettiler. Sonrasında Artur Restaurant tekrar el değiştirdi ve şimdi Bilgin Sevim tarafından Poyraz Cafe adıyla işletiliyor. 1970’li yıllarda Bay Nihat’ın tam arkasında açılan, Arif’in Yeri adıyla Kolsuz Arif olarak bilinen Arif Erol'un meyhanesini muhakkak anmalıyız. Pikapta en damar şarkıların çalındığı, gençlerin en çok uğradıkları, Ahmet Anak’ın da ilk büyük sarhoşluğunu yaşadığı meyhanedir Arif’in Yeri. Arif Abi genç müşterilerine Evlât diye hitap eder, meyhanesinde içilen içkinin toplamı kadar kendisi de içerdi. Hep sarhoştur ama yıkıldığını gören olmamıştır. Öyle çok içerdi ki, müşteriler aralarında “Meyhaneyi kendisi içsin diye açtı galiba” diye konuşurlardı. Cunda’nın salaş meyhanelerinin sonuncusuydu. Ucuzdu ve buna rağmen hesap istendiğinde Arif Abi’den; “Sonra verseniz de olur” veya “100 lira yeter” gibi sözler duyabilirdiniz. Kimi zevk için içermiş, Kolsuz Arif ise dertten içenlerden olup Cunda meyhaneciliğin son temsilcisiydi… Cunda meyhane kültürü 1970’li yıllarda başlayan turizm hareketliliğiyle birlikte yavaş yavaş balık restoranları kültürüne dönüşecektir. Bu kültürün ilk temsilcisi Sezer ve Muvaffak Girginkardeşler’in işlettiği Saray Restoran olacaktır. Günümüzde Ayhan Alışık’ın işletmiş olduğu Hop Cunda Restoran’ın mülkü Abdullah Ertem’e aittir. 1960’lı yıllarda kahve olarak işletilen mekanı Şeytan Sofrası’ndan Cunda’ya gelen Muvaffak Bey balık lokantasına çevirir. Birçok kişi tarafından efsane olarak nitelenen Sezer Hanım da mutfakta yani işin başında hizmet verecektir. Abdullah Ertem’in vefatından sonra oğlu Sedat Ertem ve eşi Funda Ertem ile arkadaşları Hüseyin Erdoğmuş mekânı Dalyan Restoran adıyla işlettiler. Şimdi Hop Cunda hizmete devam ediyor. Ertem’lerse iki otelle restorancılıktan otelciliğe geçiş yaptılar. Cunda sahilinde içkili restoran kültürünü devam ettiren birkaç noktayı saymamız gerektiğini belirterek bu son kuşak isimleri de kaynağımızdan aktaralım: Bu dönemin öncülerinden, Midilli göçmeni bir ailenin ferdi Ahmet Nihat Bekit tarafından kurulan Bay Nihat'ın YeriLale Restaurant, Ayhan'ın Yeri-Deniz Restaurant, Cunda'nın yeni kök salan meyhaneleri oldu. Masalar arapsaçı, hindiba, turp otu, börülce, hardal otu, popules, akkız, çoho, istifno, muhliye, çipez, stafilinakus ve izvinya (sarmaşık) türleri olan asvaraca, avrones gibi otlarla,
4
Cunda Meyhaneleri
Taylan Köken
lakerda, ahtapot, kalamar, adabeyi (lipsos), fener, tekir balıkları ve yörede karadiken denen deniz kestanesi gibi deniz mahsulleriyle donatıldı. Altınova Meyhaneleri… Meyhaneler yalnız Ayvalık ve Cunda’da mı vardı? Elbette Altınova beldemizde de eskiden gelen bir meyhane kültürü vardır. Altınova’nın yemek kültürü ve lokantacılık üzerine kadim mekânı, Ege Lokantası’nın(6) işletmecisi olan değerli büyüğümüz Yurdaer Güven Ağabeyimizin notlarından sırasıyla bu meyhaneleri aktarmaya çalışacağım. Altınova’nın ilk meyhanecisi 1938-1942 yıllarında faaliyet gösteren Meyhaneci Ali Atılgan’dır. Sonra Yurdaer Ağabeyin babası Hüseyin Avni Güven’in 1942-1995 yılları arasında işlettiği Bahçeli Şen Lokantası gelmektedir. Bu meyhane 1995 sonrası Ege Lokantası adını alır ve içki satışını bırakarak günümüze kadar varlığını sürdürür. Sonrakiler, 1942-1948 yıllarında Orhan Aksoy, 1950-1979 yıllarında İsmail Badur, 1960-1965 yıllarında Cemalettin Usta, 1965-1970 yıllarında Kazım Baba, 1965-1970 yıllarında Burhan Cebe, 1970-1980 yıllarında Meyhaneci Berhan, 1980’li yıllarda Adil Meyhaneci ve son olarak Selimiye muhitinde Tevfik Karadayı’nın meyhanesi bulunmaktadır. Sonuncu hariç bütün meyhaneciler Altınova’nın merkezinde Çarşı olarak anılan bölgede işletmecilik yapmışlardır.
Notlar: (*) İhtiyara bir rakı koy, bal şeker olsun ona / Bak bakalım yokuşu, nasıl çıkıyor sonra. (1) Kukli, Horoz manasına gelmektedir. Yani Horoz Saki… (2) Erotokritos-Bir Girit Destanı / Lozan Mübadilleri Vakfı Yayını / 2011 (3) Madinades: Girit manileri (4) Pedozali: Girit Halk Oyunlarında bir çeşit halay. (5) Gömeçli Kardeşlerin babası Şaver Dayı’dır. (6) Ayda Bir Ayvalık Dergisi 19. sayısında Gülbeniz Şentay Hanım’ın Yurdaer Güven ile güzel bir sohbet yazısını tavsiye ederiz.
Taylan Köken
5
Cunda Meyhaneleri
Taylan Köken
GÖRSEL MALZEME:
Muvaffak ve Sezer Girginkardeşler
6
Cunda Meyhaneleri
Taylan Kรถken
Cunda Mezeleri
Cunda Mezeleri
7
Cunda Meyhaneleri
Taylan Kรถken
Papalinium Restoran
Papalinium Restoran
8
Cunda Meyhaneleri
Taylan Kรถken
Deniz Restoran
Deniz Restoran
9
Cunda Meyhaneleri
Taylan KĂśken
GĂźnay Restoran
Hop Cunda Restoran
10
Cunda Meyhaneleri
Taylan Kรถken
Poyraz Cafe
Artur Restoran (Yeni yer)
11
Cunda Meyhaneleri
Taylan Kรถken
Bay Nihat Restoran
Bay Nihat Restoran
12
Cunda Meyhaneleri
Taylan Kรถken
13
Cunda Meyhaneleri
Taylan Kรถken