INDEX 27 yıldır birlikteyiz / We are together with you for 27 years
AĞUSTOS / AUGUST 2011 YIL / YEAR : 27 SAYI / ISSUE : 319
GRUP BAŞKANI Group Chairman H. Ferruh IŞIK
ADRES Head Of fice İhlas Medya Center 29 Ekim Caddesi No: 23 P.K. 34197 Yenibosna İSTANBUL / TURKEY Tel : +90 212 454 25 00 Fax : +90 212 454 25 55 web : www.tekstilteknik.com.tr e-mail : img@img.com.tr
İLETİŞİM MAGAZİN GAZETECİLİK SAN. TİC. A.Ş. adına sahibi SORUMLU GENEL YAYIN MÜDÜRÜ Editor-in-Chief Mehmet SÖZTUTAN msoztutan@img.com.tr
YAZI İŞLERİ KOORDİNATÖRÜ News Editor Ali ERDEM aerdem@img.com.tr YAYIN KURULU BAŞKANI Editorial Board Chief Prof. Dr. Cevza Candan YAYIN KURULU Editorial Board Prof. Dr. Bülent Özipek Prof. Dr. H. Rıfat Alpay Prof. Dr. Yalçın Bozkurt Prof. Dr. E. Tekin Altınbaş Prof. Dr. W. Oxenham Prof. Dr. Emel Önder Prof. Dr. Yusuf Ulcay Doç. Dr. Yusuf A. Uskaner SÜREKLİ YAZARLAR Permanent Columnists Prof. Dr. İsmail KAYA Doç. Dr. Mehmet Ali ÖZBUDUN Ekrem Hayri PEKER
BİLGİ / Information: Yazı İşleri: Tekstil & Teknik Dergisi hakemli dergi olup, bu dergiye yazar veya yazarları tarafından başka bir dergide yayınlanmadığı beyanıyla birlikte gönderilen her yazı, ilgili kurul üyesi tarafından incelenerek bu üyenin olumlu görüşü üzerine yayımlanır. Tüm makale ve haberler elektronik posta ve CD ile gönderilebilir. Bilgi: Tekstil& Teknik Dergisi’nde yer alan makalelerdeki fikirler yazarlarına aittir. Yayınlanan ilanların sorumluluğu ilan sahiplerine aittir.
2
TEKST‹L & TEKN‹K AĞUSTOS - AUGUST 2011
INDEX
REKLAM MÜDÜRÜ Advertisement Manager Mehmet TATLI mtatli@img.com.tr
GRAFİK & TASARIM Graphics & Design Hakan SÖZTUTAN hsoztutan@img.com.tr
DIŞ İLİŞKİLER MÜDÜRÜ Foreign Relations Manager Yusuf OKÇU yusuf.okcu@img.com.tr
BASKI Printed By İHLAS Gazetecilik A.Ş. 29 Ekim Cad. No: 23 Yenibosna - İstanbul Tel: +90 212 454 35 08 MUHASEBE MÜDÜRÜ Chief Accountant Mustafa AKTAŞ maktas@img.com.tr
BÖLGE TEMSİLCİLİKLERİ BURSA Yakup ALAN - Özgül ÇELİK Tel & Fax: +90 224 252 79 15 +90 224 252 79 42 Ömer Faruk GÖRÜN Tel: +90 224 211 44 50 Fax: +90 224 211 44 81 KONYA Metin DEMİR Tel: +90 332 238 10 71 Fax: +90 332 238 01 74 Advertising Representatives
ABONE VE DAĞITIM Subscription and Circulation Manager İsmail ÖZÇELİK ismail.ozcelik@img.com.tr
TAIWAN: Taiwan Bright Co. Ltd. Mr. Vincent Lee Tel: 88 622 755 79 01 Fax: 88 622 755 79 00 vincent@mail.taiwanbright.com.tw JAPAN: Echo Japan Corporation Mr. Ted Asoshina Tel: 8 133 263 50 65 Fax: 8 133 234 20 64 echoj@bonanet.or.jp KOREA: Jes Media Int. Mr. Young Seoah Chinn Tel: 8224813411 Fax: 8224813414 jesmedia@unitel.co.kr
REKLAM İNDEKSİ ADVERTISEMENT ACIMIT .......................................A.K ATN TURİZM ............................. 135 AVRUPA MAKİNA.................91-105 BELİCE KİMYA ............................ 63 BENEKS ............................39-59-75 BENTEKS (GENEL).................... 115 BENTEKS (GROZ-BECKERT) .... 111 DILO ............................................ 13 DURST AG .................................. 17 EFFE ENDÜSRİYEL ................56-57 EKOTEKS .............................79-121 ELTEKSMAK ..........................20-21 ER-SER ....................................... 81 ETEXFLOK .................................. 95 FLAINOX ................................. Ö.K.İ FLORENS TEKSTİL ..................... 73 FONG’S ........................................ 9 FUAR DİZAYN ........................... 131 GENKİM ...................................... 41 GLOBAL TEKSTİL ....................... 49 GÜMÜŞ ENERJİ .......................... 77 HARDİSAN .................................. 31 HAS DIŞ TİCARET ..................44-45 HYSOUNG (CREORA) ................. 27 İNELLİ ..................................71-117 İPEK PLASTİK ..........................A.K.İ KARL MAYER.............................. 23 KLÜBER ...................................... 83 LUWA.......................................... 35
MARLATEKS ............................... 93 MATEKS (MERKÜR) .................. 133 MEMNUN MAKİNA .................... 107 MENGENLİ (ZIMMER) .................. 29 MİLHAN .................................97-99 MONFORTS .................................. 5 MÜKSA ....................................... 85 NİT ÖRME ................................... 47 OERLIKON ................................ Ö.K ÖRNEK MAKİNA ......................... 69 PETNİZ ...................................... 109 PICANOL....................................... 1 POLTEKS .................................... 65 SANKO ....................................... 67 SCHOLZE ................................... 15 SPOT AŞ ..................................... 37 SPOT LTD ................................... 61 STAEUBLI ................................... 11 ŞAFAK MAKİNE .....................88-89 ŞANAL PLASTİK ................126-127 TEKSPART .................................. 51 THIES .......................................... 25 TRÜTZSCHLER ............................. 7 TURAL MAKİNA ........................ 101 TÜYAP (ITM) .............................. 125 UFO ENDÜSTRİYEL .................. 123 USTER ........................................ 33 YANTAI ....................................... 53 İKİNCİ EL & YEDEK PARÇA CLASSIFIED ADVERTISEMENTS LANATEX .................................. 142 UNITEX...................................... 142
İMG: Tekstil & Teknik, Türkiye’de sektörel yayıncılığı başlatan ve bu alanda 27 yıldır öncülüğünü sürdüren İletişim Magazin Gazetecilik’in (İMG) yayınıdır. Türkçe ve İngilizce dillerinde yayın yapan 20 dergisiyle İMG’nin ürünleri büyük bir okuyucu kitlesince takip edilmektedir. Genç ve profesyonel kadroların dinamizmiyle giderek büyüyen İMG, Uluslararası, Sektör ve Aktüel olarak 3 ana başlık altında yayıncılık yapmaktadır. Tekstil & Teknik Dergisi’nin bütün yayın hakları İletişim Magazin Gazetecilik Basım Tanıtım Tic. A.Ş.’ye aittir. Ayda bir yayınlanır. Tekstil & Teknik is published monthly. Adver tisements responsibilities published in our maga zine per tain to adver tisers.
TEKST‹L & TEKN‹K AĞUSTOS - AUGUST 2011
3
EDİTÖR
ITMA’ya doğru... Towards ITMA...
ALİ ERDEM
Yazı İşleri Müdürü News Editor
4
TEKST‹L & TEKN‹K AĞUSTOS - AUGUST 2011
Tekstil dünyasının en heyecanlı geçen anlarından bir tanesi, kuşkusuz tüm tekstilcilerin katıldığı ITMA fuarlarıdır. Fuarların öncelikli amacı en son geliştirilen teknolojik çözümler ile, kullanıcıları bir araya getirmektir. Binlerce kilometrelik mesafeleri kapatarak ticari ilişkilerin canlanmasını sağlayan ITMA, dünyanın dört bir yanından gelen alıcıların, üretici ve tedarikçilerle buluşmasını sağlıyor. Ülkeler arası ekonomik ilişkilerin derinleşmesini ve yeni bağlantılar kurulmasını sağlayan fuara Türkiye’den de önemli katılım var. Tekstil sektörü gerek kurumsal gerekse bireysel satışlarda artık müşterilerini çok daha yakından tanımak zorunda. Hatta kurumsal pazarda yer alan şirketler müşterilerinin müşterilerini de net biçimde tanımak durumunda. Tekstil sektörünün çok önemli bir özelliği vardır ki bu sektör uluslararası ilişkilerin en yoğun olarak yaşandığı sektörlerden biridir. Birçok üretici çeşitli ülkelerde tesislere sahiptir ve tekstil şirketlerinin önemli çoğunluğu ihracata yönelik çalışmalarda bulunur. Bu durumda tekstil şirketleri sadece yerli değil, global birer oyuncu olmanın çabasını da vermek zorunda kalıyor. Zamanın çok değerli olduğu bu sektörde üretim süreçlerinin girdi aşamasından mamulün sevkiyatına dek olabildiğince hızlı ve verimli kılınması gerekiyor. Üretim planının doğru ve verimli yapılması tekstilde başarının önemli unsurları. One of the most important times of the textile world is, without doubt, ITMA where all of the textile people attend. The primary goal of the fair is to bring the latest technologic solutions with prospective users. ITMA provides the meeting of supply and demand inflowing to the venue from thousands of miles from all parts of the world. There is a respectful participation from Turkey, too, in the fair which provides new relations for establishing new business links. The textile sector has to recognize the customers individually or institutionally. Even they have to know clearly the customers of the customers at institutional market. The data about the customer and the general market tendencies have to be analyzed as a whole in such an environment. The textile industry has an important character; it is one of the industries that have intense international relations. Many producers have plants in various countries and a great many of the manufacturers are exporters. In this case, they have to be in efforts to play internationally rather than domestic players. They have to speak the same language, they have to prevent financial conflicts, they need to have the tools of making business in foreign countries and they have to have an efficient data sharing system without geographic boundaries with the links they have in other countries. In this sector where time is very valuable, the production process from material input until the shipment of the finished product, must be used very fast and productive. Right and productive production plan is the most important success factor in the textile business.
PALET
Havayı temizleyen elbise mi? Air purifying clothes?
Sürdürülebilirlik, insan ve doğa arasında bir denge kurarak ve doğal kaynakları tasarruflu kullanarak gelecek nesillerin bugünkü imkanlardan en az bizim kadar faydalanabilmesini hedefliyor. Bu bağlamda Avrupa ve Amerikada gerek özel, gerekse ilgili devlet kurumlarında “farkındalığı” arttırıcı pek çok çalışma yapılıyor, yeni yeni projeler üretiliyor. İşte, “yeşil tasarım” kavramı bu çalışma ve projelerin bir yan ürünü… Yeşil tasarım denince muhtemelen çoğunuzun aklına otomotiv sektöründe ki son gelişmeler gelecektir: hidrojen yakıt pilleri kullanan arabalar gibi… Eh tekstil sektörüde kusur kalacak değil… Derler ki, sizin havayı az kirleten arabalarınız varsa bizimde havayı temizleyen elbiselerimiz var… Nasıl ? Çok keyifli değil mi? Çözücü/ayrıştırıcı giyim anlamında kullanılan “katalitik giyim” adlı büyük bir projenin başlangıç ürünlerinden olan ve “herself” adı verilen bir elbise kumaşının özelliği dolayısıyla havayı temizleyebiliyor. Projenin ve dolayısıyla bu elbisenin mimarları ise Sheffield Üniversitesi, Londra Koleji Moda
PROF. DR. CEVZA CANDAN
Tekstil & Teknik Yayın Kurulu Başkanı
Bölümü ile Ulster Üniversitesi’nden biliminsanları ve moda tasarımcıları. Ekim ayında Sheffield Üniversitesi’nde gösteSustainability is one of the biggest issues of the world, recently. Within the framework of the researches related to this very topic, a team from the University of Sheffield, London College of Fashion and the University of Ulster has created the world’s first air-purifying dress. Dubbed as “Herself,” which is a part of a bigger project called “ Catalytic Clothing”, this stunning dress is designed to show how fabrics can eliminate pollutants so we can breathe more beautifully. Its designers at Catalytic Clothing claim the nanotechnology “Herself” dress reduces pollution and purifies the air. Although the dress looks like something you’d see on a catwalk, at a molecular level, it is a product of high technology. The dress was displayed at the University of Sheffield in October, but many details are still under wraps. A preliminary release from the Helen Storey Foundation notes that
6
TEKST‹L & TEKN‹K AĞUSTOS - AUGUST 2011
PALET
rime sunulmuş olmakla beraber “Herself” hakkındaki pekçok ayrıntı henüz paylaşılmıyor; söylenen tek şey elbisenin hava temizleme teknolojisine sahip spreylenmiş çimento benzeri bir malzeme içerdiği. Tek bir elbise şüphesiz “sürdürülebilirlik” anlamında birşey ifade etmiyor; ancak proje çalışanlarından Prof. Tony Ryan, 10 milyon kişinin bu tip elbiseler giydiği ve her bir elbisenin kabaca bir gram nitrous oksit (NITROUS OXSIDE YANICI VE PATLAYICI OLMAYAN, SOLUDUĞUMUZ HAVANIN ÇOK DAHA YOĞUN BİR BİÇİMİDİR. DAHA FAZLA YAKITIN YANABİLMESİNİ SAĞLAYAN VE EKSTRA OKSİJENİN İLAVESİNE KOLAYLIK SAĞLAYAN ÖZEL BİR GAZDIR) emilimi sağladığı düşünülürse Londra’da her gün bu tip onlarca ton gazın soluduğumuz havadan uzaklaştırılabileceğini söylüyor ki bu hiç de yabana atılamayacak bir miktar. Özetle, öyle görünüyor ki çok yakın bir gelecekte bizler bir tür “yürüyen” hava temizleme filtrelerine dönüşeceğiz…. Saygılarımla, the dress is made from sprayed concrete and embedded with “purifying technology.” One dress is not going to make much difference to the air quality in London, but Professor Ryan believes but if the technology became widespread, it could cause a dramatic reduction in the levels of pollution. Prof. Tony Ryan said, “ A conservative estimate would be that those 10 million people - if they only took one gram out each - that would take out ten tons of nitrous oxide in London every day.” Now, it seems that we should get prepared to turn into some kind of mobile air cleaning filters, while looking great in our dresses. Yours Sincerely, Kaynakça/Source 1. http://www.greendiary.com 2. http://www.ecouterre.com 3. http://www.china.org.cn
TEKST‹L & TEKN‹K AĞUSTOS - AUGUST 2011
7
PANORAMA
Tekstil, hükümetin yeniden gözbebeği oldu Textile became the apple of eyes again
8
Son haftalarda dolardaki yükseliş ile birlikte iyimser bir havaya bürünen tekstil sektörü, tedbirlerden ve kurlardan memnun. İstanbul Tekstil ve Hammaddeleri
İhracatçıları Birliği Başkanı İsmail Gülle, devreye giren tebliğ ve kurlardaki yükselişin istikrarlı olması durumunda uzun vadede ihracatta büyük katkı oluştura-
In line with recent rise of dollars value textile industry is both optimistic and happy with the measures taken and foreign currency rates. Ismail Gulle,
chairman of the union of Istanbul Textile and Supply Exporters asserts that this will be a great contribution to exports in the long run if they stabilized.
TEKST‹L & TEKN‹K AĞUSTOS - AUGUST 2011
PANORAMA
cağını savundu. Yabancı pek çok firmanın da değişen mevzuatlarla birlikte yönünü Türkiye’ye çevirdiğini aktaran Gülle, “Kurlar ve vergi ile ilgili bu gelişmeler Türkiye’de hükümetin tekstile olan sevgisini, aşkını bir kez daha ispat etti. ‘Tekstil gözden çıkarıldı’ diye söylemler olmuştu ama bu kararlar ile hükümet tekstil sevgisini gösterdi” ifadesini kullandı. Kurlarda yaşanan gelişmelerin sektöre etkisini ve sektördeki gelişmeleri değerlendiren İsmail Gülle, kur konusunda istikrarın büyük önem taşıdığını kaydetti. Açıklamalarında “Biz bu kurların çok yukarı çıkıp çok düştüğünü gördük” ifadelerini kullanan Gülle, kurların bu seyirde devam etmesi durumunda ihracatın uzun vadede olumlu etkileneceğini dile getirdi. Şu anda dolardaki yükselişin sektörde olumlu bir hava estirdiğini kaydeden Gülle, dolar üzerinde devam eden ithalat nedeniyle sürekli yükselişin de sektöre zarar vereceğini iletti. Bu tür oynamaların yine spekülatif kazanç sağladığına işaret eden Gülle, elinde döviz olanlar için önemli bir kazanç yarattığını iletti. Sektörde ithalat ile ilgili devam eden tebliğin de bundan sonraki süreçte olumlu pek çok gelişmeyi tetiklemesini beklediklerini aktaran Gülle, “Şu anda yolunda giden sadece tebliğ uygulamasının başlamış olması. Başlaması önemli bir şeydi. Bundan sonra etkisini olumlu olarak göreceğiz. Bundan sonra ithalat yaparken 2 kere düşünecek firmalar. Tekstil tebliği içeriye bir hareket canlılık getirecek. Aklı selim firmalar, Türkiye’ye yöneldiler” diye konuştu. NEGRİN: KURUN İSTİKRARI ÇOK ÖNEMLİ Türkiye Giyim Sanayicileri Derneği Başkanı Cem Negrin kurlar ile ilgili önemli olan durumun kalıcılık olduğunu kaydetti. Negrin, “Dolar kurundaki artış bize olumlu yansıdı. Fiyatlarımız daha cazip hale geldi ve daha ilk günlerden siparişlerde yüzde 10’u bulan artış gözledik. Ancak kurun bu seviyesinin istikrarlı olması çok önemli” diye konuştu. Bundan önceki dönemlerde kurlarda artış olduğunda yabancı alıcıların hemen, Türk şirketlerinden fiyat indirimi istediklerini hatırlatarak, son kur artışında ‘böyle bir somut indirim talebi olup olmadığını’ sorduğumuz Negrin, “Evet dolar kuru bizim için olumlu sonuç verdi. Ama asgari ücret artışı da oldu. Bu maliyetlerimizi yükseltti. Şimdi bir indirim istense ve yarın dolar tekrar değer kaybederse sıkıntı yaşarız. Zaten bu yönde gelen bir talep de yok” diye konuştu. He said that many foreign companies turned their focus towards Turkey again encouraged by the new regulations. He said, “Recent developments proved the interest of the Turkish government on textile industry. Once a group of people was pessimistic about the support of the government, now they also changed their mind. Stability of currency rates are important. Fluctuation of the rates provide speculative earnings for those having foreign currency. The regulation that were presently in force is also important to start many positive developments in the industry. From now on, companies will think twice
10
TEKST‹L & TEKN‹K AĞUSTOS - AUGUST 2011
when importing. The government decree will also be helpful for domestic trade. Smart companies started to come to Turkey.” Cem Negrin, chairman of apparel industrialists of Turkey, also emphasized on the stability of the conditions. He said, “Rising value of dollar was good for us. Our prices became more competitive and orders have jumped 10 percent immediately. However, stability is more important. In contrast the advantages over currency rates our labor costs and total costs were increased. Up until now, our buyers did not claim more price discounts due to the rising dollar levels.”
PANORAMA
Tekstil endüstrisini “Yarım asırdır” dokuyan sendika An association that develops the textiles sector for half a century
12
Türk tekstil ve konfeksiyon sektörünün geliştirilip büyütülmesine yönelik birçok faaliyette bulunan Türkiye Tekstil Sanayii İşverenleri Sendikası, bu yıl, kuruluşunun 50. yıldönümünü kutladı. 50 yıl boyunca, özellikle Türkiye’nin tekstil ürünleri ihtiyacının yerli sanayi tarafından karşılanmasına yönelik olarak önemli girişimlerde bulunan, takip eden dönemde de Türk tekstil ve konfeksiyon sektörünün gelişimine ve uluslararası pazarlarda etkin bir rol
oynamasına öncülük eden Türkiye Tekstil Sanayii İşverenleri Sendikası, 50. yaşında, bu zamana kadarki çalışmalarını, gelecek planlarını ve kurumsal sosyal sorumluluk alanındaki çalışmalarını düzenlediği basın toplantısında paylaştı. Toplantıda konuşan Türkiye Tekstil Sanayii İşverenleri Sendikası Yönetim Kurulu Başkanı Halit Narin, “Türkiye Tekstil Sanayii İşverenleri Sendikası, kurulduğu ilk günden itibaren Türk tekstil ve konfeksiyon sek-
Turkish Textile Employers’ Association, which operated in many activities to growth the Turkish textile and clothing industry, celebrated its 50th anniversary. The association that has the important initiatives to meet the demand of Turkey’s textile products especially by the domestic industry, leads to growth the Turkish textiles and clothing sector and to play an active role in international markets in the following period, declared its work up to date, future plans and activities in the field of corporate social responsibility at the 50th year old in a press conference. In the conference, Ha-
lit Narin, Chairman of the Turkish Textile Employers’ Association said, “Turkish Textile Employers’ Association operated in many activities to grow the Turkish textile and clothing industry since the first day when it was established. Our Association, which believes in the philosophy of Turkey cannot develop without producing, has taken an active role in the protection and development of domestic production capacity with the relevant public institutions and organizations in a parallel way to the national interests. Making an important contribution to protect and develop the
TEKST‹L & TEKN‹K AĞUSTOS - AUGUST 2011
PANORAMA
törünün geliştirilip büyütülmesine yönelik birçok faaliyette bulunmuştur. Türkiye’nin, üretmeden büyüyüp gelişemeyeceği felsefesine inanan Sendikamız, kurulduğu tarihten itibaren, Türk tekstil ve konfeksiyon sektörünün menfaatleri doğrultusunda, yerli üretim kapasitemizin korunması ve geliştirilmesine yönelik olarak ilgili kamu kurum ve kuruluşları nezdinde, milli menfaatlerimize de paralel şekilde birçok çalışma ve faaliyetin içinde aktif olarak rol almıştır. Türkiye’de çalışma barışının korunması ve gelişimine önemli katkılar sağlayan Türkiye Tekstil Sanayii İşverenleri Sendikası, kuruluşundan bugüne kadar, işçi sendikaları karşısında işverenleri temsil etmekte ve üye işyerleri adına grup toplu iş sözleşmeleri gerçekleştirmektedir. Türkiye’de grup toplu iş sözleşmeleri gerçekleştiren ilk sendikalardan biri olan Türkiye Tekstil Sanayii İşverenleri Sendikası’nın imzalamış olduğu toplu iş sözleşmeleri sektörde faaliyet gösteren ve Sendika üyesi olmayan diğer firmalar için de örnek teşkil etmektedir. Sendikamız ayrıca, kurumsal sosyal sorumluluğun bilincinde ve bu bilinç çerçevesinde gösterdiği duyarlılıkla, birçok projeye imza atmıştır” dedi. labor peace in Turkey, Turkish Textile Employers’ Association represents the employers in the face of workers ‘ Associations and realizes collective labor agreements on behalf of the member businesses group. This is the first association which makes the collective labor agreements. And these agreements pose an example for the other firms which are not the member of the association. Our association is aware of the corporate social responsibility and has completed many projects by the framework of this consciousness’
TEKST‹L & TEKN‹K AĞUSTOS - AUGUST 2011
13
PANORAMA
Terletmeyen kumaş ürettiler Antiperspirant fabric produced Bursa’da tekstil konusunda araştırma, geliştirme ve danışmanlık hizmeti veren Ekrem Hayri Peker ve Salih Karadağ, teri hemen dışarı atan ve rahatsızlık hissi vermeyen kumaş geliştirdi. Özellikle yazın hac vecibesini yerine getirenler ile sürekli sıcak ortamda çalışanların tercih edebileceği teri hissettirmeyen kumaşın metresi 2 liraya satılacak. Bursa Tekstil Ticaret Merkezi BUTTİM’de faaliyet gösteren tekstil teknikeri Salih Karadağ ve kimya mühendisi Ekrem Hayri Peker, Türkiye’de tekstil ve hazır giyim sektörünün katma değerli farklı ürünlerle hızla gelişeceğine dikkat çekti. Karadağ ve Peker, “Sıcaklıkla renk değiştiren kumaşlar, kir itici ve teri dışarı hızla atıp rahatsızlık hissini ortadan kaldıran kumaşlar geliştirdik. Kir itici kumaşları şu anda bir gelinlik firması ürünlerinde kullanarak son dakika yaşanabilecek olumsuz kirlenmeleri ortadan kaldıran, yıllarca solmayan gelinlikleri Ekrem Hayri Yeker and Salih Karadag, two men serving with research and development studies in the textile field, have developed a fabric which releases sweat immediately out and never give discomfort feeling. Working at BUTTIM, Bursa Textile Trade Center, Salih Karadag and Chemical Engineer Ekrem Hayri Peker stated that the Turkish clothing sector would develop fast with value added products and added, “We have developed color changing fabrics with heat, dirt repellent and antiperspirant fabrics. Our dirt repellent fabric is being used for bride gowns by a company nowadays as a solution not to cause problems because of last-minute dirt accidents at wedding ceremonies. Color changing fabrics change color when the temperature goes up over 38 degrees thereby indicating that the children are developing fewer. We are continuing our studies for baby collection producers.” Talking about their antiperspirant fabric, Karadag and Peker noted, “We designed and developed this product especially for pilgrimage. We can provide this feature on all fibers, polyester or cotton, during finishing process.” Pointing out that the Turkish readymade garment and textile market would be strengthened more with the production of nanotechnologic fabric production, Peker and Karadag said, “The Turkish textile people should be one step forward in the world textile with different works. We believe that different and value added products will be marketed well.”
14
TEKST‹L & TEKN‹K AĞUSTOS - AUGUST 2011
PANORAMA
ile farklı bir ürünü piyasaya sunuyor. Sıcaklıkla renk değiştiren kumaşlar da 38 derece üzerinde renk değiştirerek çocukların ateşlendiğini gösteriyor. Bebe konfeksiyoncuları ile çalışmalarımız sürüyor” dedi. Terletmeyen kumaş da imal ettiklerini anlatan Karadağ ve Peker, “Özellikle hac vecibelerini yerine getirecek olanlara yönelik tasarladık. Teri hemen dışarı atarak rahatsızlık hissini ortadan kaldıran kumaşın metresi 2 liradan satılacak. Polyester veya pamuklu kumaş fark etmeksizin, her türlü elyafta özel apreleme ile bu özelliği sağlayabiliyoruz. Tekstilin merkezi olan Türkiye’de öncelikle hacca giden vatandaşlarımıza verilen kumaşlar büyük rahatlık sağlayacak. Diyanet İşleri Başkanlığımızın bu konuda ilgisini ve hassasiyetini bekliyoruz” diye konuştu. Nanoteknolojik kumaş üretimi ile Türk hazır giyim ve tekstil pazarının çok daha güçleneceğini savunan Peker ve Karadağ, “Türk üreticilerinin farklı işlerle dünya tekstilinde öne çıkması için kendine güvenmesi ve fasonculuk bakış açısından kurtulması gerekiyor. Farklı ürünü, konforlu tarzı iyi fiyatla pazara arz edilebileceğimize inanıyoruz. Yazlık eşofmanlarla 2-3 derece serinlik, kışlık eşofmanlarla 2-3 derece sıcaklık hissi verme imkanı bulunuyor. Giysilere kir itici özellik kazandırmak, sinek ve polen, toz tutmama imkanı sağlamak, kötü kokulardan arındırmak bugün mümkün. Bu
konuda firmalara farklı alternatif kumaş üretmeleri için destek oluyoruz” açıklamasını yaptı. Özellikli kumaşların 15 ila 30 yıkama arasında hassasiyetlerini muhafaza edebildiği öğrenildi. NANOTEKNOLOJİK KUMAŞ ÇALIŞMALARI 1) Giysilere ter tutmaz özellik kazandırmak. Bu kumaşlardan yapılan giysilerde Ter hemen dışarı atılır. Vücudumuzda ter hissedilmez. 2) Giysilere elastikiyet özelliğini kazandırmak.Likralı kumaşlar gibi kumaşa esneklik sağlamak. 3) Giysilere polen ve toz tutmaz özelliği kazandırmak. Polen ve tozlar dişli yapıya sahiptir. Kumaşa hemen kenetlenirler. Uzaklaştırmaları çok zordur. Oysa anti-polen apresi uygulanmış kumaşlara polen ve tozlar sadece konar. Hafif bir silkeleme ile giysilerden uzaklaştırılabilir. 4) Giysilere Böcek-Sinek ve kene kovar özelliği kazandırmak. Kumaşa uyguladığımız nano apre böceklerin algılamasını bozar ve böcek/sinek/kene gibi haşereler bize yaklaşmazlar. 5) Giysilere kir itici özelliği kazandırmak yaklaşık 30 yıkamaya dayanıklıdır. Su, yağ ve kir kumaşa nüfuz etmez. Giysiniz ıslanmaz ve kirlemnmez. 6) Kışlık eşofmanlara sıcaklık kazandırmak. Dışarıdaki ısıya göre 2-3 derece daha sıcak hissetmemizi sağlar. 7) Yazlık eşofmanlara serinlik kazandırmak. Dışa-
STUDIES ON NANOTECHNOLOGIC FABRICS 1.To produce fabrics perspiration repellent specialty. In the sport wear made with these fabric,perspiration gets out of the inner side of garment.Perspiration is not felt on the body. 2.To obtain elasticity like lycra. 3.To obtain pollen and dust-free specialties. Pollen and dust adhese to the fabric. It is hard to remove.If we applicate pollen and dust-free finishing, these material never adhese and remove by shaking off slightly. 4,To produce insect and flies-free fabrics. When the nanofinishing is applicated,insects get away. 5.To obtain dirt-repellent specialty.It is resistant to 30 times washing off.It is also water and oil repellent.. 6.To obtain hottest specialty for sport wears which worn in the winter. We feel 2-3 degree centigrade hotter than another clothes. 7.To obtain coolness fabrics which used in summer. We feel 2-3 degree centigrade cooler than another clothes. 8.To produce absorbing specialty for dirty smell. So,clothes,curtains etc. don’t smell bad. 9.To produce smelling fabrics (rse, lavender etc.).It is said that rose smell has a property removing negative feelings and strengthing memory.Daisy smell gives fresh air effect.It also has antimicrobial effect and absorbing UV. 10.To produce fabrics has skin care effect.These finishing materials contain ceramide,squalene and silk protein.Ceramid makes the skin soft ann silky,Squalene is
TEKST‹L & TEKN‹K AĞUSTOS - AUGUST 2011
15
PANORAMA
rıdaki ısıya göre 2-3 derece daha serin hissetmemizi sağlar. 8) Giysilere kötü kokuları absorbe etme özelliği kazandırmak. Ortamdaki kötü kokuları absorbe eder, böylece giysiler, perdeler, döşemeler kötü kokmaz. 9) Gül, lavanta gibi aromatik kokulu giysiler üretmek. Gül kokusunun, olumsuz duyguları giderdiği ve belleği güçlendirdiği söylenir. Papatya kokusu, bulunduğu ortama yeni yıkanmış çamaşır kokusu gibi tazelik verir. Anti-mikrobiyal etkisi ve UV ışınını absorbe etme özelliği bulunur. Body losyon, gül, yasemin, taze çiçekler ve Ylang Ylang bitkilerinin özel bir karışımıdır. Lavanta kokusu lavantanın anti-septik, analjezik, anti-flamatuar etkisi vardır. Ayrıca sakinleştirici özellik taşır. 10) Cilt bakımı yapma özelliği taşıyan giysi üretmek. Bu apreler seramid, skualan, ipek proteini içerir. Seramid, cildin yüzeyini yeniden şekillendirerek ipeksi ve yumuşak bir hale getirir, daha pürüzsüz ve genç gösterir. Skualan, en etkili anti-oksidanlardan birisidir. Cildin kurumasının önler, diriliğini ve esnekliğini geri kazandırır. İpek proteini ise nemlendirici ve cildi yumuşatıcı etkisi vardır. 11) Anti-stress özelliği taşıyan giysileri üretmek (Negatif iyon özelliği). Vücuttaki + yüklü iyonları nötr hale getirir. Ortamı nötralize ederek metabolizmanın hızlanmasına ve hücre yenilenmesine yardımcı olur. Kan akışını hızlandırır. Stresi azaltır, yorgunluğu giderir. Zihinsel rahatlık sağlar. one of the most antioxidants.It prevents the skin to dry..Silk protein is moisturer. 11.To produce the fabrics which have anti-stress specialty (negative ion property).It neutralizes positive ions in the body and increases metabolism and blood flow. It decreases tiredness.Negative ions come into the body by the way of inspiration and skin. 12.To produce fabric contained Aloe Vera. It have many properties, antioxidant,anti-aging,skin moisturer etc. 13.To obtain fabric antioxidant effect, smelling lily.Lily is the smell of spring.It is believed that ıt strengths memory anad enhances speaking ability. 14.The fabric contains Ginseng.Ginseng has properties to reduce stress and remove muscle pain. It gives the body freshness.It also refreshes immun
16
TEKST‹L & TEKN‹K AĞUSTOS - AUGUST 2011
Kaliteli bir uyku uyumamızı sağlar. Negatif iyonlar vucuda soluma yoluyla veya deriden girer. 12) Alovera özlü-yaşlanma geciktirici özellik taşıyan giysi üretmek. Cildi nemlendirici, yumuşatıcı, sakinleştirici, antioksidan, cilt koruyucu ve antiaging (yaşlanma geciktirici) etkisi vardır. 13) Zambak kokulu anti-oksidan özellikli taşıyan giysiler üretmek. Zambak baharın kokusudur. Hafızayı güçlendirdiği, konuşma yeteneğini iyileştirdiğine inanılır. 14) Ginseng Özlü tedavi edici giysiler. Stres ve kas ağrılarını azaltma içeriği vardır. Vücuda zindelik verir. Doğal bağışıklık sistemini yeniler. 15) Vitamin özlü giysiler/A,C ve E). A vitamini vücudumuzu koruyan güçlü bir anti-oksidandır. C vitamini her zaman almamız gereken temel bir vitamindir. E vitamini ise vücudumuzu genç ve zinde tutan en önemli vitamindir. 16) Kolay temizlenebilme özelliği olan giysi ve kumaşlar. Ketçap, yağ, kahve ve benzeri nesneler döküldüğünde hemen emer, leke kendini belli etmez ve ilk yıkamada kolayca temizlenir. 17) Zayıflatıcı özellik taşıyan kumaşlar. Nano partiküller vücudun hareketiyle patlayarak deriye nüfuz eder. Cildin altındaki yağları çözer. Kan dolaşımını arttırarak obeziteyi önler, cildi nemlendirir. Capsaicin, ahududu ve squalene içerir. 18) Koyu renk giysilerde ısıyı yansıtan kumaşlar çok sıcak havalarda-çöl sıcağı dahil- ısıyı vücuda geçirmez, ultra viyole ışınlarını yansıtır. system. 15.The fabric which contain Vit A,C,E.Vit. A is an antioxidant.Vit C is useful at vary aspect.Vit E is either antioxidant or anti-aging. 16.Easy washable clothes.When the fabric is finished special chemicals,all the spots (coffee,ketchup,oil etc.) are removed easily at the first washing off. 17.The fabrics which have getting thinner specialty.Nonoparticuls are cut into pieces by the body movements and get into the skin.These moleculs dissolve the fat under the skin.Increase blood stream end prevent obesity.Contain raspberry,capsacain and squalene. 18.To produce fabrics reflect to the heat for the dark shade clothes.It prevents the heat to reach the body in the very hot weather (even if desert hot) .It also reflects UV.
PANORAMA
İskur’dan ring iplik yatırımı Iskur Group’s ring yarn investment
18
Grup olarak tekstile yatırım yapmaya devam edeceklerini belirten İskur Grup Yönetim Kurulu Başkanı Abdulkadir Kurtul, “2011 yılında 20 milyon Euro’luk yeni ring iplik yatırımını hayata geçirerek 150 kişiye istihdam sağlayacağız” diye konuştu. Kahramanmaraş’ta 1991 yılında tekstil sektöründe faaliyete başladıklarını hatırlatan Abdulkadir Kurtul, firma olarak müşteri memnuniyeti odaklı çalıştıklarını kaydetti. Kurtul, “Firmamız, bir taraftan çalışanlarının, tedarikçilerinin ve müşterilerinin refah seviyesini yükseltirken, diğer taraftan sosyal sorumluluk çerçevesinde yerine getir-
diği projelerle, toplumun menfaatini daima ön planda tutmuştur ve tutmaya devam edecektir. Grup şirketlerimiz, faaliyet gösterdikleri tüm sektörlerde bugüne kadar olduğu gibi bundan sonra da gerek kalitesiyle gerek insan odaklı yönetim anlayışıyla yol gösterici rol üstlenmeye devam edecektir” diye konuştu. 1991 yılında, pamuk ticareti ve çırçırcılıkla faaliyetlerine başladıklarını dile getiren Kurtul, şunları kaydetti: “Günümüzde iplikten örme ve dokuma kumaşa, boya apreden konfeksiyona, tekstil sektörünün her alanında, ayrıca yenilenebilir enerji alanında, ilk günkü heyecan
Abdulkadir Kurtul, Chairman of the Board of Iskur Group, said that they would continue to invest in textile and added, “We will provide employment for 150 people by implementing new ring yarn investment with 20 million Euros in 2011.” Abdulkadir Kurtul declared that they started to perform in the textile sector in 1991, adding that they considered the satisfaction of customers at all times. Kurtul said, “ISKUR has always kept the community’s interests as a priority by fulfilling projects within the framework of social responsibility on one hand while increasing the level of prosperity of its employees, suppliers and customers
on the other. As it has realized until now, ISKUR group companies, from now on, will continue to take on the guiding role in all of their activity fields both with its quality and human-oriented management approach. Our next generation will carry this flag forward by acting in the same consciousness.” He told that ISKUR started its activities in the cotton trade and cotton gin in 1991, mentioning ‘it continues to take strong steps on its way today with a product range varying from yarn to knitted and woven fabric, from dye finishing to the ready-made garment in all areas in the textile sector and in the energy sector with excitement
TEKST‹L & TEKN‹K AĞUSTOS - AUGUST 2011
PANORAMA
ve inancıyla güçlü adımlarla yoluna devam etmektedir. İskur Grup, bin 200’ün üzerinde çalışanıyla, tarım işletmelerinde kendi pamuğunu üreten, bu pamuğu entegre tesislerinde işleyerek konfeksiyon ürünü haline getiren, ürünlerinin yüzde 70’inden fazlasını İtalya’dan Rusya’ya, Fas’tan Brezilya’ya dört kıtada 30’un üzerinde ülkeye ihraç eden, enerji yatırımlarıyla da faaliyet alanını her geçen gün genişleten, Türkiye’nin önemli oranda istihdam oluşturan gruplarından bir tanesidir.” İlk iplik tesisini 1993 yılında hayata geçirdiklerini vurgulayan Kurtul, geldikleri noktada dördüncü open-end iplik tesisini kurarak, bu alanda bölgesinde söz sahibi firmalar arasına girdiklerini bildirdi. Tekstile yatırım yapmaya devam edeceklerini ifade eden Kurtul, 2011 yılında 20 milyon Euro’luk yeni ring iplik yatırımını hayata geçirerek 150 kişiye istihdam sağlayacaklarını söyledi. Firma olarak farklı müşteri taleplerini karşılayabilmek ve yüksek kalitedeki ipliklerini kumaşa dönüştürmek amacıyla 1998 yılında modern bir yuvarlak örme tesisi kurduklarını ifade eden Kurtul, “Şu anda İskur Örme, 20 tonluk günlük üretim kapasitesiyle, sing-
le jersey, ribana, lacoste, strech gibi kumaş tiplerini yurtiçi ve yurtdışındaki moda ve kaliteye dönük hazır giyim üreticilerine sunmaktadır. Ayrıca 2007’de grup bünyesi içinde kurulan günlük 25 bin metre kapasiteli dokuma fabrikası ile sektörümüzde daha güçlü hale geldiğimizi düşünüyoruz. İskur, entegre bir fabrika olmanın avantajlarını da kullanarak, dokuma kumaş sektöründe mükemmel servis ve kalite anlayışını sürdürmektedir’’ ifadelerini kullandı. Tekstilin bütün bölümlerinde faaliyet gösterdiklerini ve son olarak İskur Konfeksiyon’u hizmete açtıklarını aktaran Kurtul, şunları söyledi: “Firma olarak entegrasyonu önemsiyoruz. Günümüzde bu düşünceyi hayata geçiren firmaların ayakta kalacağını da biliyoruz. Bu amaçla 2007’de konfeksiyon yatırımı ile son halkayı tamamlamış olduk. Bugün konfeksiyon fabrikamızda günlük 10 bin adet iç ve dış giyim üretimi yapılmakta ve 300’e yakın kişiye istihdam sağlanmaktadır. Bir taraftan dünya markalarının güvenilir tedarikçisi olma başarısını gösterirken, diğer taraftan da kendi markasını oluşturmaya yoğunlaşmaktayız.”
and belief of the first day. Becoming a fully integrated facility in the textile sector and one of the leading companies in the production of yarn-fabric in Turkey, ISKUR has also become an important power in the region with its investments in the energy sector. We produce our products by adding our efforts and love and they represent the name and the quality of ISKUR in over 30 countries on 4 continents in the best way. Iskur Group is one of the groups which makes substantial employment in Turkey with its more than 1200 employees, producing its own yarn in its agricultural enterprises, processing the cotton in integrated plants that make it ready-made product, exporting more than 70 percent of its products to Italy, Russia, Morocco, Brazil over 30 countries on four continents, expanding field of activity in the energy investments every day.’ Emphasizing that they implemented the first spinning plant in 1993, Kurtul declared that they became one of the leading companies in this area, by establishing the fourth open-end yarn plant. We will continue to invest in textiles, by implementing the new ring yarn investment of 20 million Euros in 2011 and it will provide employment to 150 people. Kurtul expressed that, ‘To meet different customer demands and to convert our high quality yarn into fabric we own a modern facility, which was established in 1998, for circular knitting. We offer the cloth types such as single jersey, ribana, lacoste, stretch fabrics to domestic and foreign ready-made garment manufacturers that are quality and fashion-oriented in our Iskur Orme plant. One of our recent major investment areas is the plant of dye-finishing where we perform the finishing processes of our knitted fabrics. Also in 2007 by adding the woven fabric manufacturing plant, which capacity of 25 thousand meters, to its investments
and by using the advantages of being an integrated factory, İSKUR has gained a more powerful position in the textile industry and it still continues the excellent service and quality in the textile industry as well.’ Kurtul stated that operating in all parts of the textile and finally they opened Iskur Confection, and said, ‘We emphasis on the integration. We think that the companies who have this idea will be afloat recently. For this purpose, we have completed the last ring in 2007 with ready-made investment. Today, the inner and outer wear production is made 10 thousand pieces in our ready-made plant daily and it provides employment to about 300 people. On the one hand the success of being a reliable supplier of global brands, on the other hand we concentrate to create our own brand.’
TEKST‹L & TEKN‹K AĞUSTOS - AUGUST 2011
19
PANORAMA
Naksan ve Elsys işbirliğiyle SAP projesi Elsys, Naksan Holding şirketlerinin tamamını SAP ERP sistemine taşıdı. Royal Halı, Royal İplik, Naksan Plastik ve NAKPilsa şirketlerinde hayata geçirilen projelerle, iş süreçlerinin daha kontrollü yönetilmesi sağlandı. Elsys, NAKSAN Holding’e bağlı üç şirkette başlattığı SAP ERP projesini başarıyla tamamladı. ROYAL İplik, NAKSAN Plastik ve NAKPilsa şirketlerinde hayata geçirilen projeler sayesinde, birbirinden bağımsız binlerce parametreyle yürütülen iş süreçlerinin daha kontrollü yönetilmesi sağlandı. NAKSAN, bu gelişmeyle, plastik, dokuma, halı ve iplik sektörlerinde faaliyet gösteren 4 firmasında da ERP projelerini canlı kullanıma sunmuş oldu. ROYAL İplik, NAKSAN Plastik ve NAKPilsa’da Mali Muhasebe, Maliyet Muhasebesi ve Kontrol, Kârlılık Analizi, Ürün Maliyeti, Sabit Kıymetler, Depo Yönetimi, Satış ve Dağıtım, Kalite Yönetimi, Bakım ve Onarım, İnsan Kaynakları dahil olduğu 31 modül hayata geçirildi. Projelerle, uçtan uca tam entegre süreçler kurulurken, konsolide edilmiş finansal raporların alınması mümkün hale geldi. Verimlilik artışının sağlandığı projeler sayesinde, üretimden satışa, satıştan stoğa tüm süreçler terminaller üzerinden takip ediliyor. Buna göre, malzemelerin depo yerleri arasındaki transferleri ve mal giriş çıkışları izlenebiliyor. ERP sistemi, NAKSAN Holding şirketlerine, kurumsal kaynaklarını daha etkin planlama, bilgiye dayalı karar verme yeteneğini artırma ve iş süreçlerindeki akışı hızlandırma imkanları veriyor. Şirketler, müşteri ihtiyaçları doğrultusunda belirlenen kısıtları üretimden sevkıyata kadar kontrol edebiliyor; sevkıyat planlamasıyla, nakliye maliyetlerini düşürebiliyor ve teslimatları zamanında gerçekleştirebiliyor. Öte yandan, müşteri bazında nakliye giderleri de dahil edilerek kârlılık analizi yapılabiliyor. ERP projeleri, üretimde hiçbir aksama ya da kesinti yaşanmadan canlı kullanıma sunuldu. Projelerin bitiminden itibaren 2 hafta boyunca 24 saat aralıksız destek verildi.
22
TEKST‹L & TEKN‹K AĞUSTOS - AUGUST 2011
NAKSAN’A ÖZEL UYGULAMALAR ERP projeleri kapsamında NAKSAN’a özel bazı uygulamalar da geliştirildi. Bu çerçevede, ürün çeşitliliğinin çok fazla olması sebebiyle ebat değişikliklerinin varyant konfigürasyonu yardımıyla tek ürün kodu üzerinden anlık takibi ve izlenebilirliği sağlandı. Plastik sektöründe hammadde stoklarının takibinin ve kullanımının doğru yapılabilmesi için SAP ile üretimdeki silolar entegre edildi. Üretimden doğru veri toplamaya yönelik olarak “hızlı giriş ekranları” tasarlandı. Özel algoritmalar ve kontroller geliştirildi. NAKSAN şirketleri, yeni sistemle, değişken ölçü birimi takibi yapabiliyor, depo yönetimi ve sevkıyat için el terminallerini kullanabiliyor, elektronik bankacılık uygulamalarından yararlanabiliyor, sipariş analiz kokpitiyle tüm verileri tek ekranda akıtabiliyor, MIS entegrasyonu sağlayabiliyor ve sıralama ekranıyla ürün siparişlerini uygun kapasite kısıtlarına göre makinelere yükleyebiliyor. Tartım entegrasyonuyla, üretimden çıkan tüm ürünlerin tartılarak ve etiketlenerek yükleme planının ve kamyon planlamasının bu işleme göre yapılması sağlanıyor. Yüklenen ürünlerin kapı çıkışında ağırlık kontrollerinin yapılmasıyla teslimat gerçekleştirilebiliyor. Varyant konfigürasyonuna entegre karakteristik bazında çekilebilen 50’den fazla üretim satış stok raporunun alınabildiği sistemde, palet takibinin etkin yapılabilmesi için ek fonksiyonlar geliştirildi. Ayrıca, parti izlenebilirliği tüm fabrikalarda devreye alındı. Bugün, NAKSAN şirketlerinde ürünlerin üzerindeki etiketlerle üretim bilgilerine ulaşmak mümkün oluyor. Üretimden veri toplama anlık takip edilebiliyor. Sevkıyat planlamayla, birden fazla şirketin ürünlerinin planlanması aynı anda yapılabiliyor. Şirketlerarası alış-satış senaryoları otomatik faturalama çözümleriyle hayata geçirilmiş bulunuyor.
PANORAMA
Akbank’tan ‘’Çorap Sanayicileri’’ne özel destek
Çorap sanayicileri derneği (ÇSD) ve Akbank işbirliğiyle verilen iftar yemeğinde, Akbank’ın çorap sanayicilerine sunduğu özel destek paketi konuşuldu. İstanbul Yeşilyurt’taki Polat Renaissance Otel’de verilen iftar yemeğine ÇSD Başkanı Hüseyin Öztürk, ÇSD üyeleri ve işadamları, Akbank KOBİ bankacılığından sorumlu Genel Müdür Yardımcısı Kaan Gür ve çok sayıda davetli katıldı. Akbank, yaklaşık iki milyar çift çorap üretimiyle Çin’den sonra dünyanın ikinci büyüğü olan Türkiye çorap sektörünün uluslararası rekabet gücünü artırmaya dönük
24
TEKST‹L & TEKN‹K AĞUSTOS - AUGUST 2011
yatırımlarını destekliyor. Akbank; çorap sanayici ve ihracatçılarına özel destek paketi sunuyor. Akbank’ın KOBİ’lere verdiği özel destek kapsamında, Çorap Sanayicileri Derneği (ÇSD) üyeleri için geliştirdiği destek paketine her geçen gün ilgi artıyor. Akbank’ın, geçen yıl çorap sanayici ve ihracatçıları için hazırladığı “ÇSD Paketi”, yaklaşık 1 milyar doları bulan ihracatın ve 2 milyar çift çorap üretimine dayanan çorap sektörünün finansman ihtiyaçları için önemli bir destek sağladı. Akbank, şimdi de üye firmaların değişen ihtiyaçlarını göz önünde bulundurarak bu anlaşmayı yeniledi. Yenilenen “ÇSD Destek Paketi” çerçevesinde, ÇSD üyelerine krediden dış ticaret hizmetlerine, nakit yönetiminden yatırım hizmetlerine kadar birçok ürün ve hizmette önemli avantajlar sunuluyor. ÇSD Başkanı Hüseyin Öztürk ve üyeleriyle akşam yemeğinde bir araya gelen Akbank KOBİ Bankacılığı’ndan sorumlu Genel Müdür Yardımcısı Kaan Gür, burada yaptığı konuşmada, ülke ekonomisinin gelişiminde ve sürdürülebilir büyümesinde KOBİ’lerin çok önemli bir rolü olduğuna dikkat çekti. Gür, Akbank’ın, istihdamda, yatırımda ve ihracattaki kritik rolleri ile Türkiye’de büyümenin dinamosu sayılan KOBİ’ler için finansman sağlayan bir kuruluş olmaktan öte, “iş ortağı” olduğunu vurguladı. Gür, “Bildiğiniz gibi, çorap sektörü gerek istihdama katkısı gerek üretim ve ihracat açısından ülkemiz ekonomisinde önemi bir rol oynuyor. Gelişmiş üretim kapasitesi, kullanılan ileri teknoloji ve tasarımlar ile Türkiye, çorap üretimi ve ihracatında dünyanın önde gelen ülkeleri arasında yer alıyor. Biz de Akbank olarak yenilediğimiz ÇSD Destek Paketi ile sektör üyelerine hız ve kolaylık sağlayarak rekabet güçlerini daha fazla artırmalarına katkıda bulunacağız” dedi. Akbank’ın, kurumsal paydaşlarına değer katma mis-
PANORAMA
yonu çerçevesinde reel sektöre desteğini her zaman sürdüreceğini de vurgulayan Gür, konuşmasında sektöre ilişkin şu bilgileri verdi: -Türkiye’de çorap sektöründe üretim bakımdan 70 bin direkt çalışan var. Yan sanayi ve hizmet sektörüyle birlikte bu sayı 120 bini bulunuyor. -Çorap sektöründe 2 binin üstünde şirket faaliyet gösteriyor. -Türkiye’de yıllık 2 milyar çifte yakın çorap üretiliyor. -Türkiye, çorap üretimi ve ihracatında dünyanın önde gelen ülkeleri arasında. Dünya çorap üretiminde Çin’den sonra ikinci sırada yer alıyor. -Türkiye geçen yıl yurtdışına 1.4 milyar çift çorap satarak yaklaşık 1 milyar dolar ihracat gerçekleştirdi. -Bu rakamlarla ülkemiz miktarda dünya ikincisi, tutarda ise dünya üçüncüsü oldu. -2011 Ocak-Haziran döneminde bir önceki yılın aynı dönemine göre %18.3 artışla 472 milyon dolar çorap ihracatı gerçekleştirildi. -Aynı dönemde en fazla İngiltere, Almanya, Fransa, Hollanda ve İtalya’ya ihracat yapıldı. Çorap Sanayicileri Derneği (ÇSD) Yönetim Kurulu Başkanı Hüseyin Öztürk ise yaptığı konuşmada “Çorap Sanayicileri Derneği’nin geleneksel iftar yemeği, sektör ve sektör dostlarını bir çatı altında buluşturan önemli bir organizasyon olma özelliği taşıyor. Aynı zamanda sektörümüzün değerli üyeleri ile işbirliği ortaklarımız arasında diyaloğun artmasına da önemli bir katkı sağlıyor. Geçtiğimiz yıl olduğu gibi bu yıl da geleneksel iftar yemeğimizi finans sektörünün lider kuruluşu ve aynı zamanda çözüm ortaklarımızdan Akbank’ın değerli katkılarıyla gerçekleştirmekten mutluluk duyuyoruz” dedi.
TEKST‹L & TEKN‹K AĞUSTOS - AUGUST 2011
25
PANORAMA
Pet şişelerden polyester elyaf Polyester fiber from used pet bottles
26
Dönüşüm olarak 3 bin 500 metrekare kapalı alanda faaliyetlerine başladıklarını ifade eden Torun, 2010 yılında 10 bin metrekareye çıkardıkları üretim alanlarını bu yıl 15 bin metrekareye çıkaracaklarını bildirdi. Elyaf üretimini Kapadokya Elyaf bünyesinde gerçekleştirdiklerini aktaran Osman Torun, Kapadokya Elyaf’ın da yıllık 12 bin ton elyaf üretme kapasitesine sahip olduğunu belirtti.
Kullanılmış pet şişeleri geri dönüştürerek polyester kesik elyaf üreten Uğur Geri Dönüşüm, hem çevre kirliliğini önlemeye katkıda bulunuyor hem de tekstil sektörüne hammadde sağlıyor. Ürettikleri polyester elyafın başta hazır giyim, otomotiv, iplik, temizlik, ev tekstili olmak üzere birçok endüstride kullanıldığını ifade eden Uğur Geri Dönüşüm Genel Müdürü Osman Torun, “Çöpe atılan pet şişeleri alıyoruz; hammadde haline getirerek, polyester sentetik elyaf üretiyoruz. Bu ürünü hammadde olarak kullanan firmalar sayesinde yurtdışına ulaşıyoruz” dedi. Pet şişelerin geri dönüşümünü yapmak amacıyla 2005 yılında kurulan Uğur Geri Dönüşüm’ün 2008 yılında Kapadokya Elyaf firmasını bünyesine katmasıyla elyaf üretmeye başladığını anlatan Torun, nonwowen endüstrisinde yaygın olarak kullanılan polyester sentetik elyaf üretiminde lider olmayı hedeflediklerini söyledi. Torun, “Normalde petrol sanayinin bir türevi olan polietil-enteraftalat eriyikten lif çekme işlemiyle üretilen polyester sentetik elyafı, biz atık pet şişeleri geri dönüştürerek üretiyoruz. Hem çevre kirliliğini önlüyoruz, hem de hammadde ve enerji kaynaklarının kullanımında tasarruf sağlanmasına katkıda bulunuyoruz. Avrupa’da geri dönüşümlü ürünlere karşı tüketici çok bilinçli. Geri dönüşümden üretilen ürün, tüketici için bir tercih sebebi. Türkiye’deki tüketicilerinde bu bilince ulaşması gerekiyor” diye konuştu. Marmara Bölgesi ve Trakya’nın tek pet geri dönüşüm tesisi olduklarını kaydeden Torun, üretimlerinin yüzde 60’nın dolaylı olarak ihraç edildiğini söyledi. Uğur Geri
İPLİK ÜRETİMİNE DE BAŞLAYACAK 2010 yılının son çeyreğinde üretim kapasitelerini de artırdıklarını kaydeden Torun, ayda bin tonluk üretim hatlarını 2010 yılında yaptıkları makine yatırımıyla bin 500 tona çıkardıklarını söyledi. Bu yıl 1.5 milyon dolarlık yatırım yaparak kapasitelerini 2 bin tona çıkaracakları bilgisini de veren Torun, yapacakları yatırımla elyafın yanı sıra iplik üretimine de başlayacaklarını belirtti. Ürettikleri polyester elyafın başta hazır giyim, otomotiv, iplik, temizlik, ev tekstili olmak üzere birçok sektörde kullanıldığını ifade eden Torun, “Polyester elyaf hazır giyimde vatka, kapitone üretiminde; otomotiv sanayide bagaj, tavan ve yer halılarında kullanılıyor. Bunun dışında kullanım alanları arasında melanj iplik üretimi, dokumalık kumaş üretimi, ayakkabı keçeleri, tela, suni deri keçeleri, jeotekstil keçeler, yüzey aşındırıcılar, temizlik ve toz bezleri, çocuk bezi, hijyenik malzemeler, ıslak mendil, perde, döşemelik kumaş, duvardan duvara halı gibi ürünler de var” açıklamasını yaptı. Polyester elyafın bazı avantajlarına değinen Torun, sözlerini şöyle sürdürdü: “Elektriği iletme özellikleri iyidir. Güve ve zararlı böceklerden etkilenmez. Aynı şekilde küf ve mantar gibi mikroorganizmalardan da zarar görmez.”
Producing polyester cut fiber from used pet bottles by recycling, Ugur Geri Donusum (Ugur Recycling) manages both, preventing environment from being polluted and contributing to the raw material supplies of the textile sector. Pointing out that the polyester produced by Ugur is used in many industries such as readymade garment, automotive, yarn, cleaning, home textile, etc., Mr. Osman Torun said, “We collect the pet bottles from garbage, we turn them into raw materials and produce polyester fiber. We reach foreign markets thanks to the companies who use these fibers and export their products.” He further says, “U.G.S - Ugur Geri Donusum Sanayi was established in 2005 as a result of our efforts for 21 years, in Tekirdag on an area of 28.000 m2 with 8000 m2 of roofed facilities. With the development of technology in today’s world, some unfavorable aspects occur as well. It is a fact that the plastic and its variants used in the
packaging sector are more abundant. However, if these used materials are thrown directly to the environment, their disintegration lasts for many long years. Here at this point, UGS takes role. Our respect to the nature is the biggest effect for our development about recycling and it allows our mission to be more dynamic. Our mission is the principle of respecting the nature and keeping the environment clean. Quality and service on time are the main principles of UGS, where the young and dynamic personnel are encouraged for respecting nature. With its factory in Corlu/Tekirdag, collection points in Istanbul and Bursa and its big fleet of vehicles, it constantly develops its understanding of service. According to Waste Management, we fulfill all our legal responsibilities and thus, we have obtained a Recycling Facility License from the Ministry of Forestry. We are aware of our responsibility against nature and we try our best to fulfill our duties.”
TEKST‹L & TEKN‹K AĞUSTOS - AUGUST 2011
PANORAMA
Gümüş lifli çorap Avrupa’nın stresini alıyor Silver-fiber socks discharges stress of Europe
28
Denizli’de Taşevli Tekstil tarafından üretilen gümüş lifli “stres çorapları” İngiltere, Belçika, Almanya ve Avustralya’ya ihraç ediliyor. Taşevli Tekstil Genel Müdürü Ali Taşevli, yaptığı açıklamada, şirket bünyesinde yürüttükleri Ar-Ge çalışmaları kapsamında antik dönemden bu yana gümüşün insan vücudundaki negatif enerjinin atılmasında kullanıldığını tespit ettiklerini dile getirdi. Bu kapsamda çalışmaları yoğunlaştırdıklarını ve gümüş iyonlu iplerden çorap ürettiklerini anlatan Taşevli, şu bilgileri verdi: “Stres çorapları o kadar beğenildi ki İngiltere, Belçika, Almanya ve Avustralya’da artık sürekli müşte-
“GÜMÜŞÜ VE ELYAFI BİRLEŞTİRDİK” Bugüne kadar üretilen çorapların belli noktalarını gümüş ipliğiyle dokuduklarına dikkat çeken Taşevli, şunları söyledi: “Bundan sonra gümüş tozlarıyla pamuk elyaflarını birleştirerek çorabın tamamını gümüş
Tasevli Tekstil of Denizli has produced anti-stress socks using silver fibers that are supposed to drain stress and negative energy from wearers’ bodies and exporting these revolutionary products to England, Belgium, Germany and Australia. Mr. Ali Tasevli, General Manager of Tasevli Tekstil, said these antistress socks were not only for those who need some stress relief but also could be worn by those who have dermatological issues like eczemas or mycosis. “We have initiated research and development studies solely to find out how we can get rid of the excessive electricity occurred in the human body,” he said, adding that they found silver ions to be effective solution. Taşevli said through these socks they aimed to rid
the body of electrostatic charges caused by electric appliances that people are close to in their daily lives. He said the socks with silver fibers were particularly important since they could stop feet from sweating as well as take away stress and fatigue. “Since it vaporizes foot sweat, it prevents mycosis and facilitates blood circulation, thus offering an ideal solution to diabetics.” Taşevli said the socks were more useful for the health of those who work under severe conditions, like police officers and public servants, and they could enable the wearers to work under better health conditions. Taşevli said they also were planning to diversify their production, adding that this pursuit led to their discovery of silver yarn. “Silver works as electrical gro-
TEKST‹L & TEKN‹K AĞUSTOS - AUGUST 2011
rilerimiz var. Başka ülkelerden de talep geliyor. Stres çorabında, gümüşün bünyesinde bulundurduğu elektronlar toprak görevi yaparak insandaki negatif elektriği alıyor. Çorap ayrıca mantar hastalıklarının bulaşmasını engelliyor, terlemeyle birlikte kokuyu da önlüyor.
PANORAMA
tozlarıyla donanmış iplikten oluşturacağız. Bunun sonucunda da fiyatta da büyük düşüşler yaşanacak. İthal ettiğimiz ipliklerdeki yüksek orandaki artış bizi aşırı derecede yordu. Üretime başladığımız günden bu yana talepleri karşılamakta güçlük çektik. Alternatif üretim yolları aradık ve yüzde 100 Türk sanayisinin üretimi olan gümüşü ve elyafı birleştirdik.” Yıllık 2 milyon dolarlık stres çorabı ihracatı gerçekleştirdiklerini anlatan Taşevli, gümüşün geçmişte kalp
rahatsızlıkları ve ağız kokusunun giderilmesinde kullanıldığını Ortadoğu’da frengi tedavisinde işe yaradığını da öğrendiklerini belirterek, şöyle devam etti: “Yakında gümüş lifli kumaştan üretmeye başlayacağımız iç çamaşırların genital siğil, frengi, kasık biti, genital ülser gibi hastalıkların oluşumunun önüne geçeceğini düşünüyoruz. Zira bu tür hastalıklarda da tıpkı mantardaki gibi bakteriler bulunuyor. Bu bakterilerin oluşmaması hastalığı da engelleyecek.”
unding, functioning like a lightning rod for negative energy that accumulates in the human body. Exactly like the lightning rods, silver socks encapsulate all negative energy,” he said, adding that the prices they had in mind were not astronomical, solely depending on the amount of silver yarn used. He said there already was a boost in demand for the socks, which he thinks is because people are looking for solutions to stress. The biggest demand comes
from police officers, soldiers, doctors and public servants, he said, adding that his belief was strong that the socks would help people live healthier. Taşeli said had realized an annual export volume of 2 million dollars adding that they were prioritizing R & D studies to come up with more projects that prioritize natural and human health adding that they were working on developing underwear to become remedy to many genital diseases.
TEKST‹L & TEKN‹K AĞUSTOS - AUGUST 2011
29
PANORAMA
Geleceğin bilim insanları için BASF Kids’ Lab zamanı It’s the ‘BASF Kids’ Lab’ time for future scientists Dünyanın lider kimya şirketi BASF, pek çok ülkede çocukların büyük ilgisini gören Kids’ Lab projesini Türkiye’de de hayata geçiriyor. 6-12 yaş gurubundaki çocuklara, hayatın içinden deneylerle kimyayı sevdirmeyi amaçlayan BASF Kids’ Lab’in ilk durağı İstanbul’daki İstinyePark Alışveriş Merkezi olacak. 4-14 Ağustos 2011 tarihleri arasında aileleriyle birlikte İstinye Park’a gelen çocuklar, Kids’ Lab’de her saat başında gerçekleştirilecek eğlenceli deney seanslarına katılma fırsatı bulacak. Her seansa katılabilecek çocuk sayısı 10 ile sınırlı olduğu için aileler dilerlerse “geleceğin bilim insanlarını” aynı gün içindeki uygun bir seansa kaydettirebiliyor. BASF’nin Kids’ Lab projesi, çocukların kimyayı BASF, the largest chemical company in the world, has implemented the Kids’ Lab Project which has great interest for children in many countries. BASF Kids’ Lab is an interactive education program, specially offered to children from 6 to 12 years old. It provides children the opportunity to discover the world of chemistry through simple and safe chemical experiments, which may arouse their curiosity for the science further, particularly in chemistry. The first stop of the BASF Kids’ Lab will be IstinyePark Shopping Centre in Istanbul. The children who come with their families to IstinyePark on 4-14 August 2011 will have the opportunity to participate in funny experiment sessions. Families can register ‘the scientists of the future’ an appropriate session in the same day that’s why each session is limited to 10
30
TEKST‹L & TEKN‹K AĞUSTOS - AUGUST 2011
PANORAMA
güvenli yollarla daha yakından tanımasını; görerek, dokunarak deneyimlemesini amaçlıyor. Kids’ Lab’e gelen çocuklar; özel eğitmenlerin liderliğinde, zararsız maddelerle interaktif deneyler yapıyor ve deney sonrasında çocuklara BASF tarafından eğitici hediyeler veriliyor. BASF, Birleşmiş Milletler (BM) tarafından Marie Sklodowska Curie’nin radyum ve polonyum elementlerini keşfinin 100. yıldönümüne denk gelen 2011 yılının Uluslararası Dünya Kimya Yılı (IYCInternational Year of Chemistry) olarak ilan edilmesi vesilesiyle dünyada birçok ülkede faaliyet gösteren Kids’ Lab projesini Türkiye’ye kazandırmayı amaçlıyor. BASF Kids’ Lab, İstinye Park sonrasında farklı yerlerde çocuklarla buluşmaya devam edecek. children to participate. The BASF Kids’ Lab Projects aims to make its little visitors experience to the omnipresent magic world of chemistry through hands-on experiments by seeing and touching. Children visiting Kids’ Lab will conduct two to three hands-on experiments that are closely linked with their daily life and environmental protection. Each child will be mentored by well-trained voluntary instructor at a low tutor-to-student ratio, about 1 to 3 or 4. Instructors will explain the process, and then guide them step by step in carrying out various interactive experiments under a safe and comfortable simulated laboratory. At the end of the session, children will jot down their feedback and what they have learnt through the course of the experiments. BASF aims to bring the BASF Kids’ Lab Projects which operates in many countries around the world, to Turkey in 2011 that is announced as IYCInternational Year of Chemistry corresponding to the 100th anniversary of Marie Sklodowska Curie’s discovery of the elements radium and polonium by the United Nations (UN). BASF Kids ‘ Lab will continue to meet the children in different places after IstinyePark Shopping Centre.
TEKST‹L & TEKN‹K AĞUSTOS - AUGUST 2011
31
PANORAMA
Superba Greentex devrimini ITMA’da sunacak Superba to introduce Greentex revolution at ITMA
32
Dünya çapında 1400’den fazla hattı ile Superba S.A.S, kontinü kilim ipliği ısı ayarları ve boyama işlemlerine ek olarak tafta dokuma kilim ve halıların üretimi için çekebilir ipliklerin üretiminde kullanılan (PP, PA, PET, PAN, Yün, ve karışımları) ısı ayarlama buharlama ve boyama makinalarının (8 renge kadar mikrodan uzun boşluk noktalarına dek) lider üreticisidir. Superba aynı zamanda makina için veya en örmesi iplikler için kontinü buharlama ve çekme ekipmanlarını da üretir.
1971’den bu yana Superba halı üreticilerine, ipliklerin ısıl işlem makinalarını sağladı. Basınç altında doymuş buharla Superba ısı ayar süreci her zaman piyasadaki en verimli enerji olmuştur. ITMA 2007 için Münihte, Superba ilk defa TVP3 adlı ısı ayar hattını gözler önüne serdi. O zamandan bu yana, dünya çapında bu yeni jenerasyonun başarısını gösteren en az 80 hat satılmıştır. BU yeni hattın teknolojisi enerji tüketimini eşdeğer üretim seviyelerindekiler için 1995ten
With more than 1400 lines installed all over the world, SUPERBA S.A.S, is the global leader in the market related to continuous carpet yarn heat-setting and dyeing processes, in addition to manufacturer of machines used for heat-setting, steaming and dyeing (up to eight colors in micro to long-space spots) of shrinkable yarns for the production of woven-tufted carpet and rugs (PP, PA, PET, PAN, Wool and blends). SUPERBA also manufactures continuous steaming and shrinking equipment for machine or hand knitting yarns.
Since 1971 SUPERBA has provided carpet manufacturers with machines for the heat treatment of yarns. The SUPERBA heat-setting process with saturated steam under pressure has always been the most energy efficient on the market. In Munich for ITMA 2007, SUPERBA showcased for the first time the new heat-setting line TVP3. Since then, no fewer than about 80 lines have been sold all over the world demonstrating the success of this new generation. The technology of this new line cuts its
TEKST‹L & TEKN‹K AĞUSTOS - AUGUST 2011
PANORAMA
beri eski versiyonlarına kıyasla neredeyse yarıda kesmektedir. Sonuç olarak, bu makina pazardaki en enerji verimli ve çevre dostu ısı ayar makinasıdır. Kırk TVP3 hattı, 2010 yılında bir rekor kırarak satıldı. Bu 40 hattın arasından, çeyreği zaten TVP3 almış olan müşterilerce getirilmiştir. Bu şirketler, kaliteli, ergonomik ve bu ekipmanların çok düşük enerji üretim oranının olması özellikle ikna edici olmuştur. Makinayı kullanan müşterilerin geri dönüşleri beklenenden daha üstün bir üretimi gösterir (günlük 14 tona dek). Belirli sürüm şartlarında, bu denli büyük bir enerji korunumu 75.000 euroya dek yıllık bir birikime sebep olur. Superba, Barcelona’da bir kez daha en son sürümü TVP3 hattından bir bölüm sunacak. Bu, ısı ayarlama hatlarında elektrik tüketimini azaltacak olan yeni «IE3 » uyumlu motorların kullanımı gibi tüm tipteki gelişmeleri içermektedir. Her zaman yenilikçi uygulamalar için teknoloji ve araştırmada öncü olan Superba bu ITMA 2011’de suni çim işlenmesi için tamamen yeni bir kavram olarak bu yeniliği kendi standında gösterecektir: GREENTEX – GTS hattı. Bugün, FIFA, futbol, rugby için IRB, tenis federasyonları ve diğerleri gibi uluslararası kuruluşlar, sürdürülebilirlik, kolay kurulum, düşük bakım gibi belirgin avantajları nedeniyle, energy consumption almost in half compared to earlier versions from 1995 for equivalent production levels. As a result, it is the most energy efficient and environmental friendly heat setting machine on the market. Forty TVP3 lines were sold in 2010 making it a record year. Among these 40 lines, a quarter of these lines were bought by customers who had already purchased a TVP3. These companies have been convinced by the quality, the ergonomic, and especially the exceptional production at a much lower energy consumption rate of this equipment. The feedback of customers using the machine shows a greater production than expected (up to 14 tons per day). Under certain running conditions, the greater energy saving reflects an annual saving exceeding 75,000 Euros. Once again at Barcelona SUPERBA will present a section of the TVP3 line in its latest version. It will include all kinds of improvements, such as the use of the new “IE3” compliant motors, which further reduce the electrical consumption of the heat-setting line.
34
TEKST‹L & TEKN‹K AĞUSTOS - AUGUST 2011
Always at the leading edge of technology and research for innovating applications, SUPERBA will show on their booth as the innovation for this ITMA 2011, a complete new concept for the processing of artificial grass turfs: the GREENTEX – GTS line. Today, international organizations, like FIFA for the soccer, IRB for the rugby, the tennis federations and many others, are already in favor of the use of artificial turf on their fields, because of their evident advantages like sustainability, easy installation, reduced maintenance and especially its environment friendly characteristics requiring no watering or shearing. Nowadays, the texturizing of the green tapes with the KDK process (Knit De Knit technology) requires multiple discontinuous operations, treating the yarns one by one, thus a complex and costly process. For this forthcoming ITMA 2011, SUPERBA will present as a “World Premiere” their new development dedicated to the artificial grass industry: SUPERBA GREENTEX line is capable of texturizing
PANORAMA
zaten kendi alanlarında suni çim kullanımını özellikle de çevre dostu özellikleri için, hiçbir sulama gerektirmediği için ya da kesme gereksinimi olmadığı için lehine bulmaktadır Günümüzde, KDK işlemleri ile yeşil bantların tekstüre edilmesi (Knit De Knit Teknolojisi) ipliklerle tek tek ilgilenerek, kompleks ve maliyetli bir işlem olan birden fazla süreksiz işlemi gerektirir. Yaklaşan bu ITMA 2011 için, Superba “Dünya Prömiyeri” olarak suni çim endüstrisine adanmış yeni bir gelişme sunacaktır. Superba GREENTEX hattı örme, hatta ısı ayarlama, örgü sökme ve tekrar sarma dahil olmak üzere aynı anda 12 ucu tam kontinü bir operasyonla tekstüre edebilir. Her tipte iplik ve her tipte material işlem görebi-
lir, örneğin elyaflandırılmış bantlar veya multifilament iplikler, bükümsüz ve hatta sarılı multifilament PE, PP veya PA iplikleri gibi. İplik numarası limitasyonu olmaksızın hepsi tekstüre olabilir ve üretim günlük 1.5 tona ulaşabilir. Uzatılmış ısı ayar zamanı (10 dkya dek) tekstüreye mükemmel bir dayanıklılık verir ve polimere tam ayar getirir. Superba yenilikçi “GREENTEX” işlemi “dolgunun 4. Nesili” olarak anılan kum ve lastik ihtiyacını ortadan kaldırarak ve kirlliliği engelleyerek suni çimin dik durmasına yarayan tekstüre iplik üretimine izin verir. Superba Salon 1 stand A118deki kendi standında yenilikçi ve özel yeni gelişmelerini sunacaktır.
up to 12 ends at the same time in a fully continuous operation including knitting, on-line heat-setting, deknitting and re-winding! Any type of yarn and all kinds of materials can be processed, such as fibrillated tapes or multifilament yarns, untwisted, and even so called wrapped multifilament yarn in PE, PP or PA. They can all be texturized with no yarn count limitation, and the production can reach up to 1.5 tons per day. The extended heat setting time (up to 10
min) brings a full setting of the polymer and a perfect resiliency to the texture. SUPERBA innovative “GREENTEX” process allows producing the so called “4th generation of infill”, where the texturized yarn keeps the straight piles of artificial turf standing upright, thus eliminating the need of sand and shredded tire rubber, and also contributing this way to the prevention of pollution. SUPERBA will present this innovative and exclusive new development in their booth in HALL 1 – stand A118.
TEKST‹L & TEKN‹K AĞUSTOS - AUGUST 2011
35
PANORAMA
Pulcra, yeni ürünlerle büyüyecek Pulcra to grow with new products
36
Türkiye’de tekstil ve deri sanayinde 1950’li yıllarda kurulan Kimya Dermen firmasının kaliteyi ön planda tutması sebebiyle Henkel’le birleştiğini ve böylece Türk Henkel’in kurulduğunu hatırlatan Pulcra Kimya Sanayi Genel Müdürü Gündüz Gül, gelecek döneme ilişkin stratejilerini yeni ürün ve çözümler üzerine kurduklarını kaydetti. Pulcra adı altında faaliyetlerini 2007 yılından itibaren sürdürdüklerini ve firmanın da Henkel kökenli olduğunu belirten Gündüz Gül, 134 yıldan beri deri ve tekstil kimyasalları konusunda faaliyet gösterdiklerini ve sektörde başarılı bir yere gelebilmek için temel şartın yeniliklere daima açık olmaktan geçtiğini söyledi. Türkiye’nin sanayileşme sürecinde deri ve tekstil sektörüyle çok yakın bir ilişki içinde olan Pulcra’nın bu sektörlere bağlı olarak Türkiye’de büyüdüğünü vurgulayan Gül, Pulcra’nın Türkiye dışında başta Çin, Brezilya, Hindistan ve Almanya olmak üzere toplam 14 ülkede faaliyet gösterdiğini ifade etti. Pulcra’nın faaliyet gösterdiği ülkelerin ortak özelliğinin tekstilin öncelikli sektör olarak kabul edilmesi ve Türkiye’nin de Pulcra grubu içinde önemli bir yeri olduğunu dile getiren Gül, Mısır, Suriye, Türk cumhuriyetleri, Rusya ve İsrail’in de Pulcra Türkiye’nin faaliyet alanında olduğunu belirtti. Piyasanın ihtiyaçları doğrultusunda üretim yaptıklarını ve yılda 80 bin tonluk bir üretim kapasitesine sahip olduklarını vurgulayan Gül, “Son yıllarda satışlarımızın içinde ihracatımızın payı sürekli
bir biçimde artıyor. Komşu ülkelerde tekstil sektörü her geçen gün daha çok önem kazanmakta ve yatırımlar bu sektöre kaymakta. Özellikle Mısır’da sektörün büyüme hızının çift haneli rakamlara ulaştığını söyleyebilirim” dedi. Küresel krizle birlikte sektörde ortaya çıkan en önemli sıkıntılardan birinin büyük firmaların bu sektörden uzaklaşması olduğunu ifade eden Gül, “Kriz nedeniyle sektörden büyük firmaların çekilmesi sektörün gelişmesini engelledi. Tekstildeki yeniliklerin büyük bir kısmı Ar-Ge yatırımı olan ve yenilikçi çözümler peşinde koşan firmalar tarafından sağlanmaktadır. Tekstil sanayimizin diğer ülkelerle yenilik yapmadan ve katma değeri yüksek ürünler üretmeden mücadele etmesi mümkün değil. Pulcra olarak ana hedefimiz, sektöre yenilik getirmek. 1970’li yıllarda Türkiye’de ilk Ar-Ge bölümünü kuran firmalardan birinin Türk Henkel olduğunu söyleyebilirim. Kadromuzun yüzde 15’ini Ar-Ge bölümü elemanları oluşturuyor” diye konuştu. Türkiye’deki tekstil sektörünün en önemli sorunlarından birinin işçilik maliyetlerinden kaynaklandığını sözlerine ekleyen Gül, hammadde ve özellikle elyaf fiyatlarının olağanüstü artışı ile sorunların daha da derinleştiğini söyledi. Türkiye’deki tekstil sanayinin teknolojik açıdan dünyadaki en ileri teknolojilere sahip olduğunu aktaran Gül, buna karşılık plansız yatırımlar dolayısıyla atıl kapasitenin arttığını, bunun da sektörde problemlere neden olduğunu belirtti.
Established in 1950s in the textile and leather sector in Turkey Kimya Dermen company could merge with Turk Henkel thanks to its quality understanding. Gunduz Gul, general manager of Pulcra Chemical Industry, said they set their future plans according to new product developments. Stating that they continued their operations under Pulcra name since 2007 Gunduz Gul said they had been active in the leather and textile chemicals business for 134 years and that the key point to be successful in the sector was to be open to changes and novelties every time. Pointing out that Pulcra had grown depending on the developments in the Turkish textile and leather sectors Gul said that Pulcra was active in 14 countries including China, Brazil, India and Germany. Pulcra Chemicals, is formerly a primary division of Henkel. It also has its origins in Böhme Fettche-
mie and is actually a 129 year old, Germany based, innovative specialty chemicals producer serving the textile, fibre, and leather industries all over the world. The company has its own production facilities in Germany, Spain, Italy, Turkey, USA, Mexico, Brazil, China, India and it operates through its trading companies in Indonesia, Pakistan, Bangladesh, Colombia, and Hong Kong. We also have a very effective dealer network in Russia, the Middle East, Argentina, Thailand and South Korea. In short, we are wherever the textile, fiber and leather industries are in the world. Currently its headquarters are located in Düsseldorf but they will soon move to their recently acquired state of the art production facilities in Geretsried. The company’s specialties are employed in all process stages, from soaking and degreasing hides/skins through leather fatliquoring to dyeing and finishing.
TEKST‹L & TEKN‹K AĞUSTOS - AUGUST 2011
PANORAMA
Tekstil terbiye çözümleri: Kendini yenile, farklı düşün Textile processing solutions: Get refreshed, think different Tanatex, ITMA 2011 uluslararası fuarda tekstil sektörüne yönelik çözümlerini sunuyor. Önünüze çıkan engellere getirdiği yenilikçi çözümleri, ziyaretçilerle paylaşıyor. ELYAF - SPIN-FINISH YARDIMCILARI Tanatex kısa bir süre önce sentetik elyaflara yönelik spin-finish yardımcı kimyasalları geliştirmek ve üretmek amacıyla yeni bir departman kurmuş bulunmaktadır. Halihazırda da spin-finish üreticilerine yardımcı kimyasal ara maddeleri tedarik eden Tanatex, bu ara kimyasalları esas alarak kendi spin-finish ürün gamını yaratmaya karar vermiştir. Spin-finish ürünleri kesik elyaf ve filament iplik üreticiDuring ITMA Tanatex presents its solutions to the world. Tanatex, provide an innovative approach and offer the ultimate solution to your challenges. FIBRE – PRECISION SPIN FINISHES Tanatex has recently established the Fibre business line for the development and production of spin finishes for synthetic fibres. Seeing that we already deliver intermediates to several spin finish manufacturers, we now complete our Textile Processing Solutions with a forward integration to use these base products in the production of our own range of spin finish products. The resulting end products are developed by an experienced team of fibre and
38
TEKST‹L & TEKN‹K AĞUSTOS - AUGUST 2011
PANORAMA
lerinin ihtiyaçlarına yönelik olarak, bu konuda uzman teknikerler ve kimyagerler tarafından geliştirilmektedir. Tanatex sahip olduğu tam teşekküllü kimya laboratuvarları ve üretim tesisleri ile bu ürün gamı için en esnek, güvenilir ve tekrarlanabilir üretim ortamını sağlamıştır. Firma, yakın gelecekte birçok polimer ve ilgili proseslerine hitap edecek şekilde ürün gamını genişletmeyi planlamaktadır. CRADLE TO CRADLE: EPIC3 Tanatex, EPIC3 konseptini benimseyerek C2CCradle to Cradle (beşikten beşiğe) felsefesine kendini adamıştır. EPIC3: Extraordinary Programme
for Innovative C2C Cellulosics Cycle -C2C Yenilikçi Selülozik Dönüşüm için Sıradışı Program. C2C’nin amacı, hem biyolojik hem de teknik kaynakların sürekli dönüşümlerini sağlayarak uzun dönemde karlılık, çevre ve insan sağlığı üzerindeki pozitif etkilerinin korunmasıdır. Tanatex bu amaç doğrultusunda selülozik elyaflar için komple diskontinü kasar, boyama ve apre işlemleri planlamıştır: EPIC3. Tanatex, eksiksiz bir C2C felsefesi yaklaşımı olan tek tekstil yardımcı kimyasal tedarikçisi olup, C2C’nin gelecek jenerasyonların rehberi olduğunu ve gittikçe azalan global hammaddelerin daha uzun soluklu kullanılabilmesi için tek alternatif olduğunu düşünmektedir. HALILARDA 3’LÜ KORUMA Tanatex firmasının halı üreticilerine yönelik geliştirmiş olduğu 3’lü halı koruma konsepti, leke ve klora karşı koruma, kuru kir iticiliği ve sıvı iticilik özellikleri içermektedir. Genel olarak polyamid halıların üzerine dökülen asit boya içeren yiyecek ve içecekler halı üzerinde leke bırakmaktadır. Tanin esaslı leke tutmazlık yardımcıları, boyarmaddelerin polyamid elyafının boyanabilir grupları ile bağ kurmasını engelleme esası ile çalışır, ancak tanin bazlı sistemlerin bilinen
chemical experts who will cater for the needs of staple fibre and filament yarn manufacturers. Our first class chemical laboratories and production facilities have the most flexible, reliable and stable production installations available. We intend to expand our range of products to include those for most polymers and processes. CRADLE to CRADLE: EPIC3 Tanatex has committed itself to the Cradle to Cradle (C2C) philosophy by implementing EPIC3: Extraordinary Programme for Innovative C2C Cellulosics Cycle. The purpose of the C2C Design is to restore continuous cycles of biological as well as technical nutrients with long terms positive effects on profitability, the environment and human health. Tanatex has chosen for a complete discontinuous bleaching, dyeing and finishing process of cellulosics: EPIC3. Tanatex is the only textile chemicals supplier with a complete C2C system approach. Tanatex believes that C2C is the next generation guiding prin-
40
TEKST‹L & TEKN‹K AĞUSTOS - AUGUST 2011
ciple as it is the only alternative for prolonged use of our scarce global raw materials. TRIPLE CARPET PROTECTION Our triple carpet protection concept offers stain & chlorine stain protection, dry soil removability and repellency of liquids. Spilling food and drinks which contain acid dyes often leave a mark on polyamide carpets. Stain blocker systems based on tannins were often applied to avoid the dyes from linking with the dye able groups of polyamide, but also provoked known negative side-effects. Using a totally different chemistry to block the dye able polyamide groups we were able to overcome the traditional known side-effects using our new product. We developed a special protection system that avoids white marks caused by occasional spills of bleach. This system is able to avoid colour changes of selected acid dyes till a concentration of 0,3% active chlorine. To allow more time to clean a possible liquid stain from the carpet, before it leaks through
HALL : H4 STAND : A164
PANORAMA
olumsuz etkileri vardır. Tanatex polyamid elyafının boyanabilir gruplarını tamamen farklı bir kimyasal teknik kullanarak bloke etmeyi başarmış ve geleneksel sistemlerdeki yan etkileri aşmıştır. Halılara yönelik 3’lü koruma sisteminin bir diğer ayağı, ev temizliğinde kullanılan çamaşır suyunun halıların üzerine dökülmesi ile oluşabilecek lekelere karşı koruma görevi üstlenir. Bu özel apre, bazı asit boyarmaddelerin renklerini, %0,3 konsantrasyona kadar olan aktif klor çözeltilerine karşı korumaktadır. Bu özelliklerin yanısıra, Tanatex sıvılardan kaynaklanabilecek olası lekeleri temizlemek, halının içine ve tabanına işlemeden önce zaman kazanmak için, PFOA (perflorooktanoik asit) ve PFOS (perflorooktansülfonik asit) içermeyen florokarbonları bu halı koruma sistemine dahil etmiştir. Bu özel florokarbonlar kuru kir iticiliği özelliği de içeren karışımlar oldukları için, 3’lü koruma uygulanan halılardan, elektrikli süpürge ile temizlik sırasında tozlar daha rahat uzaklaştırılır. Ayrıca bu özel apre su ve yağ gibi sıvı esaslı lekelere karşı da çok iyi bir koruma sağlar. ÖZEL TEKNİK TEKSTİLLER Tanatex, teknik tekstillerin kalitesini garantilemek, ömürlerini ve performanslarını arttırmak için özel binderler, yardımcı maddeler ve bileşikler geliştirmektedir. Son zamanlarda, özellikle NMP (N-metil2-payrolidon) içermeyen, dış mekanda kullanılacak sentetik kumaşların fular uygulamasında ve/veya kaplamasında kullanılabilen, yeni poliüretan esaslı binderler üretmiştir. En son geliştirdiği ürünler arasında, mükemmel UV dayanımı olan, özellikle polyamid rip-stop spinnaker/ yelken kumaşı için üretilen polikarbonat esaslı sert poliüretan dispersiyonu bulunmaktadır. Bu ürün, kumaşın mekanik özellikleri üzerinde (gerilme - yırtınma mukavemeti) minimum etki gösterek, kumaşı sertleştirir. Geliştirilen diğer iki yeni polyester esaslı poliüretan dispersiyonlar da, sentetik elyaflardan üretilen her türlü dış mekan kumaşlarının (çadırlık, tentelik, hafif gölgelikler) kaplamasında kulthe pile into the backing, we offer our PFOA and PFOS free fluorocarbon products. Our product is a compound which also contains dry soil release properties to enhance the dust removability during cleaning. Good protection against liquids like water and oily stains is provided. TECHNICAL TEXTILES We develop specialized, customized and specific binders, additives and compounds to guarantee the quality and extend the lifetime and performance of Technical Textiles. This results e.g. in new NMP free, primarily polyurethane based binders for impregnation and/or coating of synthetic fabrics for mainly outdoor articles. The latest development is a rigid polycarbonate based polyurethane dispersion with excellent UV resistance, especially designed for coating of e.g. polyamide
42
TEKST‹L & TEKN‹K AĞUSTOS - AUGUST 2011
rip stop for spinnaker material. It stiffens the fabric without having too much impact on the mechanical properties (tensile- and tear strength). Two other new polyester based polyurethane dispersions for coating of synthetic fabrics can be used for all sorts of outdoor exposed articles (tent material, lightweight canopies, and awnings). They have high light fastness, UV resistance, excellent resistance to hydrolysis and the final coating is resistant against mildew and fungus. BE GREEN CONCEPT The wet application of textile requires huge amounts of water, energy and harsh chemicals. As most of the processes are running at high temperatures, high consumption of gas is needed for generating steam and water heating. This results in a high CO2 emission. Tanatex has de-
PANORAMA
nımını %50’ye kadar düşürebilmekte ve atık sulardaki COD oranlarını %25’e kadar azaltabilmektedir.
lanılabilir. Bu kaplamaların yüksek ışık haslıkları, UV dayanımları, mükemmel hidroliz dayanımları, küf ve mantara karşı dayanımları vardır. BE GREEN KONSEPTİ Tekstil yaş işlemlerinde çok yüksek miktarlarda su, enerji ve ağır kimyasal tüketilmektedir. İşlemlerin birçoğu yüksek sıcaklık gerektirdiği için, buhar üretimi ve suyun ısıtılması için çok yüksek miktarda enerji gerekmektedir. Tanatex çevreye karşı duyarlı bir yardımcı kimyasal firması olarak, 75 °C’de kasara (normalde 95 - 98 °C’de yapılan) olanak sağlayarak daha düşük enerji gerektiren BE GREEN Konseptini geliştirmiştir. Daha düşük sıcaklıkta kasar işlemi demek, metan gazı tüketimini düşürmek ve dolayısı ile CO2 salınımını azaltmak demektir. Geliştirilen BE GREEN konsepti hem boya altı, hem de optik beyaz kasarına uygundur. Konseptin esası peroksitin parçalanmasını kontrol eden ve arzu edilen beyazlığın hızlı bir şekilde elde edilmesini sağlayan, düşük sıcaklıkta çalışan peroksit aktivatörüdür. Konsept ayrıca özel olarak seçilmiş dispergatörler ve sürfaktanlardan oluşur. Bu proses toplam işlem süresini, su tüketimini, gaz ve CO2 salıveloped the BE GREEN Concept which ensures bleaching at only 75°C (normal 95°C - 98°C). Reducing the temperature immediately reduces the consumption of methane gas and therefore the emission of CO2. The BE GREEN concept is suitable for white for dyeing and full white bleaching, including OBA’s and is based on a low temperature activator controlling the decomposition of peroxide and rapidly developing the required whiteness. It is based on specially selected dispersants and surfactants. Process cycles reduce the total time, water consumption and gas CO2 emission up to 50% and a reduction of 25% in COD levels in the effluent. Actipro Probiotic Finish A lot of textile materials are trapping dust and debris during their use, creating an ideal growing
ACTIPRO TM PROBİYOTİK APRE Bir çok tekstil ürünü (yatak kumaşları, halılar, filitreler vb.) kullanım sırasında toz ve kiri içinde barındırarak istenmeyen bakteriler ve allerjenlerin çoğalmasına neden olur. Bakteriler ortamda bolca bulunan besin maddeleri sayesinde hızlı bir şekilde çoğalır. Anti-bakteriyel apre ürünleri bu zararlı bakterileri yok ederken, aynı zamanda yararlı mikro-organizmalar ve insanlar için gerekli olan cilt florası üzerinde de aynı zararlı etkiyi gösterirler. Bakteriler zor ortamlara kolayca uyum sağladıkları için anti-bakteriyel ürünlere karşı bir direnç geliştirmektedirler. ActiproTM, tamamen doğal içerikten oluşan, ‘hayat için’ anlamına gelen probiyotik bir konsepttir. Bakterilere ve mantarlara çoğalma olanağı tanımaz. Ev tozu akarlarının allerjenlerini nötralize eder ve üreaz etkisi ile kötü kokuları azaltmaya yardımcı olur. Bu ürün ile işlem görmüş tekstil ürünlerinin, işlem görmemişlere oranla %99 daha az miktarda zararlı bakteri barındırdığı görülmüştür. ActiproTM biyolojik bir üründür ve insanlar üzerinde olumsuz bir etkisi yoktur.
place for unwanted pathogen bacteria and allergens (e.g. mattresses, carpets and filters). The bad bacteria multiply quickly because it provides an abundant food source to them. The anti-bacterial way is however a destructive method for pathogens but also for the positive micro-organisms and necessary skin flora of humans. Bacteria adapt themselves in harsh environments and become resistant to the antibacterial products. Actipro, the probiotics concept is the opposite of anti-biotics and means “for life”, not against it! Actipro is completely composed of natural ingredients. Bad bacteria and fungi get no chance to grow and reproduce. It neutralizes house dust mite allergens and reduces bad smells. Treated textiles contain 99% less bad bacteria compared to untreated textiles. It is a biological product with no negative effects on humans.
TEKST‹L & TEKN‹K AĞUSTOS - AUGUST 2011
43
PANORAMA
Bellini’den ITMA’da yenilikçi konsept Bellini proposes an innovative concept at ITMA
46
Loris Bellini SpA 1949dan beri tam iplik boyama/ kurutma tesislerinde üretim ve mühendislikte en çok özelleşmiş bir Avrupa şirketi olarak farkedilmiştir. Hanklar için, APPC-LV evrensel hava ile doldurulmuş kabinlerdir, ve ABEP, akış metre ve hassas lifler için hareket edebilen kolları olan bir sprey kurutma makinesidir. Paket boyamada, RBNO-I yatay ve
RBNV-I dikey hava doldurulmuş boyama/kurutma sistemleri vardır. RBNV-I, en yeni teknolojilerin kullanıldığı, kısa boyama çevrimlerinde ve mükemmel malzeme korunumu ve haslığı olan en düşük tüketimde olmayı sağlayan geleneksel dikey boyama makinalarının yenilikçi evrimidir. RBNO-I, günümüzde minimum 60-80 kg kapasite ile mümkündür, yük-
Loris Bellini SpA is since 1949 recognized as the European company most specialized in engineering and manufacturing complete yarn dyeing/drying plants. For hanks, APPC-LV is THE universal air-padded cabinets, and ABEP is the spray-dyeing machine, equipped with flow-meter and removable arms, for sensitive fibers. In package dyeing, both RBNO-I horizontal and RBNV-I vertical air-padded dyeing/drying systems are availab-
le. RBNV-I is the innovative evolution of the traditional vertical dyeing machine, where the most advanced technologies applied, allow very short dyeing cycles and the lowest consumptions, with a perfect material preservation and fastnesses. RBNO-I, available today even with a 60-80 Kg minimum capacity, shows the same exciting performances, adding a series of logistic advantages: no crane for loading/unloading,
TEKST‹L & TEKN‹K AĞUSTOS - AUGUST 2011
PANORAMA
leme ve indirme için vinç kullanmama gibi lojistik avantajlar gibi bir dizi avantaj katarak, minimum 4.5 inşa yüksekliği olan, zemin seviyesinde griden bitime dek taşıyıcıların kullanımı olan aynı heyecan verici performansa sahiptir. Tüm LORIS BELLINI sistemleri en iyi materyallerle ve bileşenlerle tamamen italyada üretilmiştir ve neredeyse sabit MLR ile değişken yükleme ile işler. Aşırı derecede kısa işlem zamanı ve enerji ve su tüketimi gerçekten beklenenden azdır, çok yüksek çıkış kapasitesine ve kıyaslanamaz ucuzlukta sürüm ücretine göre kolayca daha iyi rekabete ve karlılığa izin verir. Paket işleme adanmış olan makina yelpazesi tamamen enerji toplama kurutucuları ARSPV (dikey kierr) ve ARSPO (yatay kier)den oluşur. Pazarın kendisi bu makinanın başarısı hakkında avrupalı, asyalı ve amerikalı şirketlerde çalışmaları, ve bunun satın alan kişilere bir dizi rekabetçi önemli avantaj sağlayacağını farketmeleri sayesinde hüküm verir. • Boşlukların kontrol edilmesi ve merkezde hidroekstrüzyonun elimine edilmesi • Delikli tüpler dağılmasından ötürü ortadan kaldırılması ve buna bağlı olarak iplik atıklarının da ortadan kaldırılması • Ön fikselenmiş kalıntı nem oranı ile kurutulmuş/kondüsyonlanmış iplik üretimi • Griden bitime dek konilerin kullanımının ve adanmış insan gücünün elimine edilmesi. • Boyahanede kullanıma hazır sıcak su (60-70 C) üretimi ile enerji geri kazanımı. 4,5 minimum building height, carriers handling at floor level from grey to finished. All LORIS BELLINI systems are totally manufactured in Italy, with the best materials and components, operate with variable loading with almost constant MLR. Extremely short processing time and energy and water consumptions really lower than any expectation, easily allow a better competitiveness and profitability, due to very high daily output capacity and incomparably cheap running costs. The range of machines dedicated to package processing is complete of energy recovery dryers ARSPV (vertical kier) and ARSPO (horizontal kier). The market itself decreed the success of this machine, working in a number of European, Asian and American Companies, recognizing it to create a series of important competitive advantages for the buyer: • Containment of the spaces and elimination of hydroextraction in centrifuge • Elimination of perforated tubes breakup, and of the consequent yarn wastes • Production of a dried/conditioned yarn, with prefixed residual moisture rate • Elimination of cones handling from grey to finished, and of the dedicated manpower. • 90 % energy recovery by production of hot water (60-70 C) ready for the use in dyehouse.
TEKST‹L & TEKN‹K AĞUSTOS - AUGUST 2011
47
PANORAMA
Geçmişten günümüze HAS Group HAS Group from past to present
48
HAS Group, ticari hayatına 1958 yılında başlıyor. Otomotiv yan sanayinde perakende parça satışı konusunda faaliyet gösteren Oto-Has kurulan ilk firma. İlerleyen yıllarda grup bünyesinde yeni kurulan firmalar, ithalat ve toptan satış alanlarında hizmet veriyorlar. Grup firması 1982 yılına gelindiğinde dış ticaret konularında uzmanlaşmak istediğinden, Has Dış Ticaret Ltd. Şti. firması kurulmuş. Firma, ağırlıklı olarak tekstil sektörüne mal
ve hizmet tedarik etmek amacı ile faaliyet gösteriyor. Yapmış olduğu yenilikler ve atılımlarla dikkat çeken Has Group’un gelişim sürecini, Has Group Satış ve Pazarlama Müdürü İhsan Mokanoglu’ndan dinledik.
HAS Group began its commercial life in 1958. Oto-Has was the first company operating in retail sale of the automotive supply industry. In the following years, the newly established companies within the group served in the import and wholesale areas. The group established Has Foreign Trade Co. Ltd. to specialize in international trade. The firm operates to supply goods and services mainly in the textile sector. Ihsan Mokanoglu, Sales and Marketing Manager, spoke about the development process of Has Group that has made notable innovations and advances.
Address of investment is only Europe ‘Companies operating in the textile industry purchased from abroad almost all of the machines in the 1980s. Unique address was Europe for the newly established businesses or investors that extend the machine area. In such an environment Has Foreign Trade started to import machine parts, spare parts, yarn, fabric including a variety of textile machines in 1982 and its interest in the textile business began. Milan-based Has Trade firm was founded in September of 1986 then some of the agency agreements were signed with the Italian
TEKST‹L & TEKN‹K AĞUSTOS - AUGUST 2011
YATIRIMLARIN TEK ADRESİ AVRUPA “80’li yıllarda tekstil sektöründe faaliyet gösteren firmaların makine alımlarının neredeyse tamamı
PANORAMA
yurt dışından yapılmaktaydı. Yeni kurulan işletmeler, ya da makine parkurunu genişletecek olan yatırımcıların tek adresi Avrupa idi. Böyle bir ortamda Has Dış Ticaret, çeşitli tekstil makineleri başta olmak üzere, makine aksamları, yedek parçaları, iplik, kumaş, çeşitli tekstil ürünlerinin ithaline 1982 yılında başladı ve firmanın tekstille olan aşkı başlamış oldu. 1986 yılının Eylül ayında, Milano merkezli Has Trade firması kuruldu ve İtalyan tekstil makine imalatçılarının bazıları ile mümessillik anlaşmaları imzalandı ve ilgili firmaların makinelerinin Türkiye’de satışına başlandı. Bu dönemde Türk tekstil endüstrisinin gereksinimi olan her türlü tekstil makineleri, başta iplik, dokuma, örme, boya ve apre makinelerinin Türkiye mümessillikleri yapıldı. 1992 yılına gelindiğine, satışı yapılan makinelerin satış sonrası servis hizmetlerinin dışa bağımlı olmasının önüne geçmek için bir workshop açıldı. Burada yurt dışından gelen tüm makinelerin devreye alınması, garanti süresince tüm periyodik bakım ve kontrollerinin yapılması ve ihtiyaç duyulduğunda mevcut stoklardan yedek parça ihtiyaçlarını karşılanması gibi satış sonrası servis hizmetleri verildi. Bunun yanında tıraş makinelerinin grup rektefiye işlemleri, şardon makinelerinin tel ve fırça teli değişim işlemleri de servis istasyonun başlıca faaliyetlerinden bir kısmıydı.”
TÜRKİYE’DE ÜRETİM BAŞLIYOR 1995 yılının HAS Group için önemli bir dönüm noktası olduğunu vurgulayan Mokanoglu, “1995 yılı, sektörünün ihtiyacı olan makine ve aksamlarının yurt dışından ithal edilmesi yerine, Türkiye’de imal edilmesi kararının alındığı ve uygulamaya geçildiği yıl. Has Dış Ticaret 12 yıllık faaliyeti sürecinde yabancı menşeli makinelerin Türkiye’ye satış ve servis hizmetlerini sağladıktan sonra, İtalyan partneriyle birlikte apre makinelerinin Türkiye’de üretilmesi kararını verdi. Bu sebeple 1995 yılı sonunda Lafer Türk markasıyla, Lafer Tekstil Makina San. Ve Tic. A.Ş. firması, finisaj makinelerinin Türkiye’de üretimine başladı. İlk etapta sadece montaj yapma mantığı ile tıraş ve şardon makinası üretimine başlandı. Ancak yatırımların tek hedefi sadece Türkiye pazarı değil, özellikle yakın coğrafyada tekstil faaliyetlerinin yürütüldüğü ülkeler Suriye, İran, Mısır, Özbekistan, Bulgaristan ve Yunanistan, başta olmak üzere bunun yanında kısmen Hindistan ve Pakistan Türkiye’de üretilen Türk makinelerinin satış ve satış sonrası servis faaliyetleri için hedef pazarlardı. Bu ülkelerin kısmen benzer iş ahlak yapıları, tarihsel bağları, din ve ortak kültür yapıları sayesinde kısa sürede başarı sağlandı ve özellikle 1997 - 1998 yılları arasında hedef pazar olan ülkelere yüksek adetlerde makine satışı gerçekleşti. 1998 yılında
textile machinery manufacturers and respective companies started to sell machines in Turkey. Has Foreign Trade was Turkey distributorships for all kinds of textile machines which The Turkish textile industry needs , particularly spinning, weaving, knitting, dyeing and finishing machines. A workshop was opened for the sale of the machines to avoid after-sales service being dependent on outside services. After-sales service was met such as commissioning of all machines from abroad, doing all periodical maintenance and controls for the duration of the guarantee and supplying the needs of the of spare parts from existing stocks. In addition, the operations of shearing machines group rectifying and raising machines for the wire and brush wire change processes were the main activities of the service station.’
Turkish Lafer brand. Teasel raising and shearing machine production started of the first stage by the logic of mounting. Target markets for Turkish machinery sales and after-sales service activities was not just Turkey, but also especially countries close to the geography of textile activities are carried out such as Syria, Iran, Egypt, Uzbekistan, Bulgaria and Greece and partly India and Pakistan. The success was achieved in a short time thanks to the similar structures of work ethics, historical ties, religion and joint culture and the high number of machines for sale was realized especially in between 1997 - 1998 in the target market countries. The production was decided due to mounting difficulties in 1998 and a production plant, which has the total closed area of 7.500 square meters, was established.’
The Production Begins in Turkey Mokanoglu said, pointing that 1995 was important turning point for Has Group, ‘ 1995 is the year which the needs of machinery and parts sector to be manufactured in Turkey , rather than being imported from abroad decision was taken to implement. After the supplying sales and service activity for the foreign origin machines to Turkey for 12 years process, HAS Group decided to produce the finishing machines with Italian partner in Turkey. For this reason, finishing machines were begun to produce in Turkey at the end of 1995 with the
50
TEKST‹L & TEKN‹K AĞUSTOS - AUGUST 2011
Machine Park Expands The success in the raising and shearing machine causes self-confidence for Has Group and it add new machines to its production portfolio. An annual production capacity of 200 was gained by adding Tumbler and Compacting machines to its production portfolio at the end of 1998. Produced machines are sold under the brand name of the LAFER in Turkey, under the brand name of the HAS abroad. The firm, which acts sensitive on the branding and customer satisfaction, overexerts to supply goods and service at the same quality everywhere and in all circumstances with great effort. There were some machines
PANORAMA
ise, montaj sanayindeki zorluklar nedeni ile üretime geçilmesine karar verildi, toplam kapalı alanı 7,500 metrekare olan bir üretim fabrikası kuruldu.” MAKİNA PARKURU GENİŞLİYOR Üretiminde bulunan şardon ve tıraş makinalarında yakalanan başarı, Has Group’un özgüvenini tazelemesine neden oluyor ve yeni makinaları üretim portföyüne ekliyor. 1998 yılı sonunda zımpara ve tumbler makineleri de portföyüne ekleyerek yıllık 200 adet bir üretim kapasitesi yakalanıyor. Üretilen makineler Türkiye’de LAFER TÜRK, yurt dışında ise HAS markası ile satışa sunuluyor. Marka olma ve müşteri memnuniyeti konusunda hassas davranan şirket, her yerde ve her koşulda aynı kalitede mal ve hizmetin tedariği için büyük çaba sarfediyor. Türkiye’de kurulan üretim tesislerinde üretilmeyen ve halen yurt
not produced in Turkey but Has Group was importing and selling them. These were compacter and brush machines. The reason, these machines were not produced in Turkey, was cost due to the lack of economic. The majority of basic commercial materials were imported and the number and quality of suppliers was not enough in Turkey at that time. The Road Junction for New Projects Ihsan Mokanoglu explained the developments, ‘Some problems with machines not manufactured in Turkey have arisen at a later stage. Machines not ma-
52
TEKST‹L & TEKN‹K AĞUSTOS - AUGUST 2011
dışından getirilerek müşteriye satışı yine HAS tarafından yapılan makineler de vardı, bunlar açık en kompaktör ve fırça makineleriydi. Bu makinelerin o dönemde Türkiye’de üretilmemesinin sebebi, üretim maliyetlerinin iktisadi olmamasından kaynaklanıyordu. Makine de kullanılan temek ticari malzemelerin büyük bölümü ithaldi ve o dönemde Türkiye’de tedarikçilerin sayısı ve kalitesi yeterli değildi YENİ PROJELER İÇİN YOL AYRIMI Yaşanan gelişmeleri İhsan Mokanoglu şöyle anlattı. “Daha sonraki aşamalarda Türkiye’de üretilmeyen makineler ile ilgili yaşanan sorunlar ön plana çıkmaya başladı. Makineler tarafımızdan üretilmemiş, ancak tarafımızdan satılmış ve bunu takiben tüm satış sonrası servis hizmetleri de HAS olarak verilmekteydi. İlgili makineleri kullanan müşterilerin birinci muhatabı
nufactured by us, but it was sold by us and Following all the after-sales service were given in the HAS. We were the first interlocutor about the customers who use machines; we have not complete control because of lack of timely and quick solutions. Also we were not able to achieve faster solutions related to the revision and development of machines with demands. The only way to eliminate this process was to produce all the machinery in Turkey. The expansion decision in production needed the specialization in different areas. Especially under one roof, the activities of were carried machining, sheet metal welding units
PANORAMA
54
bizdik, kontrolün tamamen elimizde olmaması sebebi ile zamanında ve hızlı çözümler üretemiyorduk. Ayrıca makineler ile ilgili revizyon ve geliştirme taleplerinde de hızlı çözümlere ulaşmak mümkün değildi. Bu süreçleri ortadan kaldırmanın tek yolu, tüm makine parkurunun Türkiye’de üretilmesi. Üretimdeki genişleme kararı beraberinde farklı alanlarda uzmanlaşma gereksinimlerini doğurdu. Özellikle tek çatı altında hem talaşlı imalat, sac kaynak birimleri, hem de mekanik montaj, elektrik montaj, otomasyon birimleri faaliyetlerini sürdürmekteydi. Bunun en önemli sebeplerinde biri o dönemde Türkiye’de makine yan sanayinin yeterince gelişmemiş olması ve mevcut olan yan sanayi işletmelerinin de beklentileri karşılayacak kalite ve terminde mal ve hizmet sağlayamaması idi. Tüm faaliyetlerin tek çatı altında sürdürülmesinin avantajları olduğu gibi, dezajantajları da vardı. Avrupalı makine imalatçılarının en büyük avantajlarından biri, yan sanayilerinin çok kuvvetli olması sebebi ile Ar-Ge faaliyetlerinde daha hızlı çözüme gitmeleri, daha farklı ve özgün tasarımlar ve ürünler geliştirebilmeleridir. Bunun yanında Avrupalı makine imalatçıları, talaşlı imalat, sac kaynak, elektrik montaj süreçleri ile ilgilenmek yerine, daha çok Ar-Ge ve Satış kanallarının genişletilmesine odaklanıyorlardı, bu da onları daha kısa surede başarıya ulaştırıyordu. Bu sebepledir ki, firmalar arasında bir
bölünme ve beraberinde farklı uzmanlaşma mantığı ile yeni bir işletme kurulması kararı alındı. 2003 yılında, Mekanik Teknoloji kuruldu. Tekstil makineleri, tarım, gıda sanayi, savunma sanayi, haberleşme, gemi sanayi, silah sanayi Mekanik Teknolojinin mal ve hizmet sağladığı endüstri alanlarıdır. Has Group bünyesindeki diğer işletmelere, üretim konuları olan makinelerin tüm metal aksamlarının imalatını yapan MT firması, bunun yanında gerek Türkiye’de gerekse yurt dışında tekstil makine imalatı yapan firmalar ile de özel gizlilik anlaşmaları yaparak, onlar için de yan sanayici olarak nihai makineler üretmiş ve sevk etmiştir. MT firması, gerek HAS firmasının rakibi olan, gerekse rakibi olmayan tekstil makine imalatı yapan firmalar ile çalışma fırsatı bulmuş ve birçok makine projesini gerek parça bazında, gerekse nihai ürün olarak tamamlamış ve sevk etmiştir. Bırakın sizin yerinize biz yapalım” sloganı ile MT firması halen Has Group firmalarının yanı sıra birçok yerli ve yabancı makine imalatı yapan firma ile ortak çalışmalar sürdürmektedir. 2004 yılına gelindiğinde İtalyan ortakla beraber alınan karar çerçevesinde teknik ofis, arge, proje ve tasarım olarak tamamen bağımsız bir hale geldi, kendi ar-ge sini yapan, kendi tasarım ve projelendirmesini yapan bir firma halini aldı. Ayrıca 2004 yılında üretim portföyüne tüp sanfor ve 2006 yılında ise açık en sanfor makinaları ile özel geliştirilmiş tek tamburlu ve çift tamburlu fırça makinaları dahil edildi.”
as well as mechanical assembly, electrical assembly and automation units still. One of the most important causes of this was, that the machine sub-industry at that time, not developed enough in Turkey and existing businesses in the industry to meet the expectations of quality and supply of goods and services were unable to provide. As with all the advantages of the continuation of activities under one roof, there were also some disadvantages. One of the great advantages of the European machine manufacturers was to have a more rapid resolution in R & D activities and to develop different and more original designs and products because they had a very strong subindustry. In addition, European machinery manufacturers focused on the expansion of R & D and sales channels rather than dealing with machining, sheet metal welding, and electrical installation processes, that was carried them to success in a shorter time. For that reason, a split among the firms and with the logic of different specialization a decision for the establishment of a new business was taken. Mechanical Technology was established in 2003. Areas of industrial goods and services provided by Mechanical Technology were Textile machinery, agriculture, food industry, defense industry, communication, shipping industry and arms industry. MT Company produced all metal components of a machine with manufacturing issues of other businesses within the Has Group, by getting private confidentiality agre-
ements with the companies engaged in manufacture of textile machinery both in Turkey and abroad and MT has produced the ultimate machines for them as machine supplier and shipped. MT company had the chance to work with, both HAS competitor firm, and his non-competitor textile machinery manufacturing companies. And many machine projects completed on the basis of machine parts as well as the final product. MT Company still continues to work with Has Group companies and with a lot of domestic and foreign machine-building company with the ‘Let us do it for you’ slogan. By 2004, within the framework of the decision together with Italian partner MT became a fully independent as technical office, research and development, project and design. And it became a company that makes its own R & D, design and project development. Also it added to its production portfolio the tubular compactor in 2004 and it added specially developed felt compactor for open width with single and double drum brush/ sueding in 2006.’
TEKST‹L & TEKN‹K AĞUSTOS - AUGUST 2011
More Than a Machine Stating that they decided to add new machines to machine production and to expand the production path At the last quarter of 2006, Mokanoglu said, ‘The aim was to present all machines to the customer from a single source for finishing operations of woven and knitted fabrics. In this context, we had cooperation with the Technical Textile Machinery (TTM) firm, to de-
PANORAMA
MAKİNADAN DAHA FAZLASI 2006 yılının son çeyreğinde, üretim konusu olan makinelere yeni makineler eklenmesi ve üretim parkurunun genişletilmesi kararı alındığını belirten Mokanoglu, “Amaç tek kaynaktan, dokuma ve örgü kumaşların terbiye işlemleri için tüm makinelerin müşteriye sunulması idi. Bu bağlamda TTM, Teknik Tekstil Makine tarafından başta ram makinesi olmak üzere, dokuma ve örgü kumaşlarının terbiye işlemleri için projeler geliştirilmesi için TTM firması ile iş birliğine gidildi. TTM tarafından ram makinesinin üretimine başlanmadan evvel, Ar-Ge mühendisleri tarafından yaklaşık 6 ay süren kapsamlı bir araştırma yapıldı. Bu kapsamda, müşteriler tarafından kullanılan mevcut ram makinelerinin tüm olumlu ve olumsuz yanları değerlendirildi, etüt edildi. Farklı markalarda, 1 yaşından 50 yaşına kadar birçok ram makinesi üzerinde yapılan
çalışmalar sonucunda kullanıcıların beklentilerinin büyük bölümünü karşılayacak bir ram makinesi tasarlandı. Zincir yapısı, izolasyon özellikleri, hava sirkülasyon sistemi, enerji verimliliği, montaj kolaylığı ve bakım süreçlerinde farklılıklar oluşturan bir makine tasarımı yapıldı ve üretimi 2007 yılının ikinci çeyreğinde tamamlandı. Bu uzmanlaşma başarının anahtarlarından biri olmuştur” şeklinde konuştu.
velop the projects for especially in ram machine and finishing process of woven and knitted fabrics. An extensive research was done by R & D engineers for about 6 months before starting of the ram machine production by TTM. In this context, current ram machines used by customers were evaluated all the pros and cons and were studied. a ram machine designed to meet the majority of expectations of the users, as a result of many studies on the ram machine 1 year of age until the age of 50 in different brands. The machine design was done differencing a process of the chain structure, insulation properti-
es, the air circulation system, energy efficiency, ease of installation and maintenance and production was completed in the second quarter of 2007. This specialization has been one of the keys to success.’
TTM VE RAM-X MODEL RAM MAKİNESİ İSİM YAPMAYA BAŞLIYOR Uzun soluklu çalışmalar neticesinde başarıların gelmeye başladığını vurgulayan İhsan Mokanoglu, “Gerek örgü, gerekse dokuma kumaşlarının terbiye işlemleri için farklı makineler üretildi ve makinelerin performansları kendini kanıtladı. Özelikle sektör lideri yabancı rakiplerin makinelerinin üretim kapa-
TTM VE RAM-X Model RAM Machine starts to make a name Pointing that as a result of long-term studies have succeed Ihsan Mukanoglu said,’ different machines were produced both the mesh and woven fabrics for finishing operations and performance of the machines has proven itself. When especially foreign competitors industry-leading production capacity of machines,
TEKST‹L & TEKN‹K AĞUSTOS - AUGUST 2011
55
PANORAMA
58
siteleri, enerji tüketim değerleri ve kullanılan ekipmanlar ile RAM-X Model ram makinesinin verileri karşılaştırıldığında sonuçlar beklentilerin üzerinde idi. Bu başarının arkasında önemli bir etken yatıyordu, hangi kalite seviyesinde makine üreteceksiniz ve hedef müşteriniz kim olacak? Stratejilerimi bu noktadan hareket ile belirledik. Farklı olan bir ürün ve hizmeti müşterilerinize sunduğunuzda kabul görme şansı daha yüksektir. İlk 10 makinenin ardından, yurt dışı pazarlara ram makinesinin kapılarını açma zamanı geldi. Yurt dışı pazarlarda da RAM-X model ram makinesi ilgi gördü, zira makine tasarımı özgün, kullanılan malzeme ve ekipmanlar taleplere göre belirlenmişti. Her noktası müşteri beklentilerini karşılamak amacı ile dizayn edilmiş ram makinesi için yurt dışı siparişler kısa sürede alınmaya başlandı. İlginç olan bir başka gelişme de yurt dışına ilk satılan ram makinesinin Çin’e ihraç edilmesidir. Bir SCATTER COATING hattı olan, kaplama üniteli ram makinesi üretimi 2008 yılında tamamlandı ve Çin’e ihracatı gerçekleşti. Savunma sanayi için kumaş üretimi yapan bir tesiste kurulumu gerçekleşen makine, yaklaşık 3 yıldır çalışmaktadır. Bunu takiben Bangladeş, Suriye, İran, Rusya, Hindistan, Özbekistan ve İtalya’ya ram makinelerimizin satışı gerçekleşti. Yurt dışına satışı gerçekleşen ve kurulumu gerçekleşen ram makinesi sayısı
Haziran 2011 itibarı ile 35 adettir. Bunun yanında şu an üretimi devam eden makineler ile birlikte bu sayı yıl sonuna kadar 50 adet makineyi bulacak. Yıllık 50-60 adet makine üretim hedefi ile üretilen makinelerin % 60’ını yurt dışı pazarlara satma gayretindeyiz. Gerek Türkiye, gerekse yurt dışında ram makinemizi satın alan ve sonrasında yeni ram makinesi yatırımı kararı alıp tekrar ikinci ve üçüncü kez makinelerimizi tercih eden müşterilerimizin sayıları giderek artmaktadır” dedi.
equipment used and energy consumption values were compared the data with the RAM-X Model ram machine, results were above expectations. An important factor about this success was to determine which level of quality machine you would produce and who the target customer will be. We identified our strategies moving from this point. Presenting a different product and service to customers has a better chance of acceptance. After the first 10 machines, It was the time to export ram machine to foreign markets. RAM-X model ram machinery has interest in overseas markets too, because the machine design was original and material used in and equipment was determined according to the demands. Foreign orders were taken as soon as possible for Ram Machine whose each point was designed to meet customer expectations. Another interesting event was that first sold abroad exports of Ram machine was to China. Having the Scatter Coating line, ram machinery with coating unit production completed in 2008 and exported to China. The machinery whose Installation took place in a facility which produces the fabrics for the defense industry, been working for about 3 years. Following this, Ram machinery exports were realized to Bangladesh, Syria, Iran, Russia, India, Uzbekistan and Italy. The number of ram machinery took place in overseas sales and installation in June 2011 was 35 pieces. In addition, with continuing production machines at the moment this number will have to 50 by year’s end. We produce the annual production tar-
get of 50-60 pieces of machinery by trying to sell 60% of the foreign markets. the number of customers, who prefer our ram machine both Turkey and abroad and decide to invest new machinery buying the second and the third time, is increasing.’
TEKST‹L & TEKN‹K AĞUSTOS - AUGUST 2011
AĞUSTOS AYI SONUNDA 100. RAM-X MODEL RAM MAKİNESİ SEVKİ Ağustos ayının sonunda, 100. Ram makinesinin üretimini tamamlayarak Bangladeş’e sevkini gerçekleştireceklerini belirten Mokanoglu, gelişmeleri şöyle değerlendirdi. “Ortalama 3 yıl içerisinde TTM tarafından üretimi ve sevki gerçekleşen ram makinelerinin sayısı 100’ü buldu. Makinelerin Türkiye satış yüzdesi % 65, yurt dışı satış yüzdesi % 35. Ancak 2011 yılında ihracat satışlarındaki artış, dengeleri yıl sonu itibarı toplam satış adet yüzdelerinin % 50 yurt içi, % 50 yurt dışı olarak değişeceğinin sinyallerini verdi. Uzun dönem öngörülerimize göre ihracat adetlerinin yurt içi satışlara göre %70’e / %30 oranında daha fazla olacağı düşüncesindeyiz ve yurt dışı satış ve pazarlama faaliyetlerimizi bu yönde yapılandırıyoruz.
Dispatch of 100 rd RAM RAM-X Model Machine at the end of August Mokanoglu evaluated the developments as follows saying that they will complete the 100th Ram Machine production and dispatch it to Bangladesh at the end of August, ‘The number of ram machines produced and dispatched by TTM was 100 pieces by an average of 3 years. The percentage of sales was 65% Turkey and 35% foreign sales. However, export sales increase in 2011 indicates the changing as 50% domestic, 50% overseas. According to our long-term predictions, export rates will grow between 30% and 70% and we configure overseas sales and marketing efforts in this direction. Only this year, the ram machinery, which shipped to Bangladesh market and in production, number is 8. We aim to get the number 10 continuing negotiations at the moment until the end of the year. The HAS-branded Ram Compactor machinery sales have achieved a significant market advantage. To gain the machinery sales over especially European and Asian origin machinery sales proves to be correct on our strategies. The key to success is to provide product and service not price-
PANORAMA
60
Sadece bu yıl Bangladeş pazarına sevk edilen ve üretimde olan ram makinesi sayısı 8, şu an devam eden görüşmeler ile yıl sonuna kadar bu sayının 10’u bulmasını hedefliyoruz. Ram makinesinin yanında Açık en Kompaktör makinesi satışlarında da HAS markalı makineler, ciddi Pazar avantajı elde etmiş durumdadır. Özellikle Avrupa ve Asya menşeli makinelerin satış rakamlarının üzerinde satış adetlerinin yakalanması yine stratejilerimizin haklı olduğunu ispatlar nitelikte. Başarının anahtarı, fiyat odaklı değil, farklılık ve kalite odaklı ürün ve hizmet tedariğidir. Bangladeş, tekstil makine imalatçıları için taleplerin yoğun olduğu bir pazar, ancak ürün ve hizmetlerinizin kalitesinin devamlılığını sağlayamazsanız, her pazarda olduğu gibi, burada da yola devam edemezsiniz. Mümessilinizin pazar bilgisi, servis alt yapısı, müşteri memnuniyeti odaklı çalışması önemli
noktalardır. Bu noktada yaklaşık 6 yıldır aktif olarak pazarda HAS olarak yapılanmamızı tamamladık ve faaliyetlerimizi tüm hızımız ile devam ettiriyoruz.” Son olarak ITMA Barcelona’da sergileyecekleri ürünlere de değinen Has Group Satış ve Pazarlama Müdürü İhsan Mokanoglu, “Fuarların öncelikli amacı en son geliştirilen teknolojik çözümler ile, kullanıcıları bir araya getirmektir. Bu sebeple HAS olarak, ITMA 2011, Barcelona fuarı hazırlıklarına 2 yıl öncesinden başladık. 2 yıl boyunca imalat firmalarının Ar-Ge bölümleri büyük özveri göstererek 10’un üzerinde yeni projenin tamamlanma başarısını gösterdiler, ve ITMA 2011 Barcelona fuarında bu projeleri sergileme imkanı bulacağız. Yenilikleri yakından görmek için Has Group’u takip edin” dedi. Fuarda sergilenecek yeni makineler hakkında web sitemizden detaylı bilgiler alınabilir.
oriented, but diversity and quality-oriented. Bangladesh is an intense market for textile machinery manufacturers. If you are not able to provide the continuity in quality of products and services, you can not continue in the path as in every market. Representative market knowledge, service infrastructure, customersatisfaction focused work are important points. As an active one HAS Group completed the restructuring at this point in the market for about 6 years. And we continue our activities with all our momentum.’ Finally, referring to exhibit their products at ITMA Barcelona, Ihsan Mokanoglu, Has Group Sales and
Marketing Director, ‘The primary purpose of the fairs is to bring together users with the latest technological solutions developed. For this reason, the HAS Group began the preparations the for ITMA 2011 fair, Barcelona 2 years ago. R & D departments of manufacturing firms success of Completion over 10 new projects performing great dedication and we will have the possibility of exhibiting these projects at ITMA 2011 Barcelona fair. Follow Has Group to see the developments closely’ Detailed information about the new machines which will be exhibited at the fair can be informed in our website.
TEKST‹L & TEKN‹K AĞUSTOS - AUGUST 2011
PANORAMA
DiloGroup ITMA Barcelona’da DiloGroup at ITMA in Barcelona
62
DiloGroup, ştapelli elyaf tülbent oluşumu ve sağlamlaştırılması için tam üretim hatlarının lider tedarikçisi olarak, 2007 ve 2008’de potansiyel artışlar ile güçlü girişin tadını çıkartmakta. Dilo, bu nedenle, tam bir nonwoven üretim hattını 1000 m² ‘lik bir yer alanı üzerinde sunacağı Barcelona ITMA gösterisi
için güven ile sabırsızlanıyor. Nonwoven elyaf sektörü hala pek çok uygulama alanında, zemin kaplamaları, otomotiv iç astarları, geotekstil ve çatı malzemeleri, filtre medya, suni deri, döşemelik ve yatak keçeler, ısı yalıtımı, sanayi için ve ev için mendil, karbon fiber içeren özel uygulamalar, cam ve mineral
DiloGroup, the leading supplier of complete production lines for staple fibre web forming and consolidation, enjoys the same strong order inflow as during 2007 and 2008 with potential further increases. Dilo, therefore, looks forward with confidence to the ITMA show in Barcelona where we will
present a complete nonwoven production line on a floor space of 1000 m². The nonwoven staple fibre sector is still characterized by high demand and dynamic development in numerous application areas such as floor coverings, automotive interior linings, geotextiles and roofing material, filter me-
TEKST‹L & TEKN‹K AĞUSTOS - AUGUST 2011
PANORAMA
64
elyafları, teknik ve papermachine keçeler, tıp, hijyen ve giyim gibi yüksek talep ve dinamik bir gelişme ile karakterize edilir. Tüm bu uygulamalar için DiloGroup pazar ve müşteri ihtiyaçlarına uyarlanmış evrensel ve özel üretim hatları sunmaktadır. Elyaf hazırlanması ile başlayarak, açma ve karıştırma, web şekillendirme ve konsolidasyon da dahil olmak üzere tüm hat bileşenlerine uygulanan araştırma ve geliştirme çalışmaları; elyaf malzemesi tasarrufu, daha az enerji tüketimi, üretim artışı, daha yüksek verimlilik ve iyileştirilmiş çalışma kolaylığı, bakım, servis ve temizlik için kesinti azaltılması, gelişmiş web kitle homojenliği ve daha iyi keçe yüzey kalitesini hedeflemektedir. Bu bağlamda Dilo ITMA fuarında tam bir üretim hattını çalışacak ve sergileyecektir ve bu da aşağıdaki bileşenlerden oluşacaktır:
DiloTemafa adlı elyaf hazırlama aleti, i. e. açma ve karıştırma, iki balya açıcı dahil olmak üzere: Bir balya açıcı – Baltromix tipi– yüksek çıkış için, diğeri – AlphaMix tipi – orta derecede çıkış kapasitesi için. Açılan elyaflar karıştırma önlüğünden daha fazla açma karıştırma için bir tarak hallacı ve daha sonra bir doz açıcı ve özel bir kontrol döngüsü tarafından kontrol edilen tarak yemleme sistemine sabit bir elyaf akışı sağlayan bir ince açıcıya beslenir. Dozaj açıcı tarak besleme için optimum flock büyüklüğü sunmak için güzel bir açılış aşamasına sahiptir. Yeni Multifeed tarak besleyici için iki taraflı elyaf besleme “Twinfeed” ayırt edici bir özelliktir. Çift besleme ve titreşim efektleri, bir emme besleme önlüğü üstünde oldukça homojen tarak besleme ve böylece homojen tülbent ağırlığı olarak sonuç gösterir.
dia, synthetic leather, upholstery and mattress felts, thermal insulation, wipes for industry and household, special applications involving carbon fibre, glass and mineral fibres, technical and papermachine felts, medicine, hygiene and apparel. For all these applications DiloGroup offers universal and special production lines which are adapted to the market and customer requirements. The research and development work applied to all line components, starting with fibre preparation including opening and blending, web forming and consolidation aims at fibre material savings, less energy consumption, increased production, higher efficiency and availability, improved ease of operation, reduction of downtime for maintenance, service and cleaning, improved web mass homogeneity and better felt surface quality.
In this context Dilo will exhibit and run a complete production line at the ITMA show which will comprise the following components: DiloTemafa equipment for fibre preparation, i. e. opening and blending, consisting of 2 bale openers: One bale opener – type Baltromix – for high throughput, the other – type AlphaMix – for medium throughput capacity. The opened fibre flocks will be fed on a blending apron to a carding willow for further opening and blending and subsequently to a dosing opener and a fine opener which provide a constant fibre flow to the card feeding system controlled by a special control loop. The dosing opener has a fine opening stage to deliver the optimum flock size for card feeding. The two-sided fibre infeed “Twinfeed” for the new MultiFeed card feeder is a distinctive feature. Double infeed and
TEKST‹L & TEKN‹K AĞUSTOS - AUGUST 2011
PANORAMA
66
Yeni MultiCard özellikle çaprazserici ile birlikte çalışma için tasarlanan evrensel bir taraktır. Bu tarak için optimum maliyet-performans oranı, bilgisayar destekli tasarım ve analitik araştırmakullanılarak gerçekleştirilmiştir.Multicard, olağanüstü bakım kolaylığı ve temizlik ve bakım çalışmaları için üstün erişilebilirlik ile karakterize edilir. ITMA’da gösterilen multicard DiloTemafa “AirSystems Mühendisliği” bölümü tarafından tasarlanan bir emme ve filtre sistemine sahiptir. Bu emme ve filtre ünitesinin ses yalıtımı “Temafa SoundControl” tarafından güvence altına alınmıştır. Çift doffer ve bir çift kondansatör rulosu ile çalışan multicard sonraki yüksek hızda DLSC tipi çaprazsericiye homojen bir çift tülbent sağlar. Çaprazserilmiş tülbent için çapraz profil düzenleme sistemi” Profiline CV1A” türü muhtemel daha kalın kenarları iğneleme kurulumu öncesi dengeler.
Ayrıca, 3.5 m Serme genişliği ile DiloLayer DLSC 25/35, en yüksek tülbent hızlarında 160 m / dak kadar besleme sağlamak için “WebGuide” sisteminin son sürümü ile donatılmıştır. Daha sonra, tülbent, evrensel bir 3,5 m genişliğinde iğne tezgahı olan DILOOM OD-II SB 35e düşük bir çekim ile CBF vatka besleme sistemi ile beslenecektir. Bu üretim hattı, son derece homojen bir tülbent, düşük enerji tüketimi, daha az bakım ve temizlik nedeniyle yüksek kullanılabilirliğinden dolayı elyaf tasarrufu için yüksek bir potansiyel, kullanım kolaylığı ve yüksek keçe kalitesi ile karakterize edilen evrensel tülbent şekillendirme ve iğneleme görevleri için çok ekonomiktir. DiloGroup tülbent oluşturulması ve iğneleme için olan tam hatlara güçlü şekilde odaklanmasına rağmen, aynı zamanda 5m’ye dek geniş çalışma
vibration effects on a suction infeed apron result in a very homogeneous feeding of the card and thus in a very homogeneous web mass. The new MultiCard is a universal card which has been especially designed for operation in combination with a crosslapper. An optimum cost-performance ratio for this card has been realized by using computer-aided design and analytical research. The MultiCard is characterized by extraordinary ease of maintenance and superior accessibility for cleaning and service work. The MultiCard shown at the ITMA has a suction and filter system designed by the “AirSystems Engineering” department of DiloTemafa. The sound insulation of this suction and filter unit is secured by “Temafa SoundControl”. The MultiCard working with a double doffer and a pair of condenser rolls delivers a homogeneous double
web to the subsequent high speed crosslapper type DLSC. The cross profile regulation system type “Profiline CV1A” for the crosslaid web pre-compensates possible thicker edges in the needling installation. Furthermore, the DiloLayer DLSC 25/35 with a laydown width of 3.5 m is equipped with the latest version of “Webguide” system to allow the highest web infeed speeds up to 160 m/min. Subsequently, the web will be fed via a CBF batt feeding system with low draft to a universal 3.5 m wide needle loom DI-LOOM OD-II SB 35. This production line is very economic for universal web forming and needling tasks characterized by a high potential for fibre savings due to a highly homogeneous web, low energy consumption, high availability due to reduced maintenance and cleaning, ease of operation and high felt quality.
TEKST‹L & TEKN‹K AĞUSTOS - AUGUST 2011
PANORAMA
68
enlerinde ve 400 m/dkya dek üretim hızlarında taraklama sistemi geliştirme konusuna özel bir dikkat harcamaktadır. Bu sektörde DiloSpinnbau yüksek tülbent üniformitesini ve enine ve boyuna olarak yavaş çekimlerde optimum güç oranını farketmede öncü bir duruşa sahiptir. Bu bağlamda, son gelişmeler olan tarak besleme sistemleri olarak birlikte hareket eden Twinflow
veMultifeed’in katlama etkisi ve sıkıştırması ile homojen bir tülbent matı formunda teslim olması, belirtilmesi gereken bir husustur. Bu da özellikle takip eden bir çaprazserici olmaksızın direkt taraklarda tülbent homojenliği ve yüksek besleme üniformitesi olarak sonuç verir. Çeşitli kurulumlar için thermobonding, thermofüzyon ya da kimyasal muameleler ve kurutma ekipmanları talep edilir. Özellikle geotekstil üretiminde gergef (?) çerçeveleri çapraz ve makine yönlerinde dengeli bir güç oranı vermek amaçlı kesin bir enine esneme için veya genişliği korumak için idealdir. Yüksek hacimli yalıtım malzemesi için aerodinamik bir tülbent oluşturma, aynı zamanda düşük sıcaklıkta eriyen liflerin thermofüzyonu için bir çift önlük kurutma makinesi gerektirir. DiloGroup bu nedenle Brückner ile yakın bir işbirliği başlattı ve testleri yürütmek ve teknolojik kavramların uygunluğu göstermek için onlar, bizim Eberbach’taki Araştırma Merkezimize bir çift önlük kurutma kurmayı planlıyorlar. Barselona’daki ITMA fuarı süresince Dilo, bu nedenle kendi standı H2.B101’de termal veya kimyasal bağlar da dahil olmak üzere komple üretim hatlarını gerçekleştirmeyi planlayan müşterileri ile ilginç tartışmalar dört gözle beklemektedir. Buna ek olarak, elektrik hizmeti görevleri için Dilo, Messrs ProCtec ile yakın bir işbirliğine sahiptir ve onlar da kendi standlarında hazır bulunacaklardır. DiloGroup kapsamlı teknik ve teknolojik bilgileri sağlayacaktır ve her zamanki gibi suyla karıştırılmış, ısıyla bağlanmış veya iğnelenmiş, oldukça fazla miktarda Nonwoven kumaş çeşidi gösterecektir. DiloSystems 1995 yılından bu yana dünya çapında 200’den fazla tam kurulum teslimatı ile nonwoven üretim hatlarının önde gelen tedarikçisi konumundadır.
Although DiloGroup has a strong focus on complete production lines for web forming and needling, it also put special emphasis on the development of carding systems in large working widths exceeding 5 m and production speeds up to 400 m/min. In this sector DiloSpinnbau has a leading position realizing high web uniformity and an optimum strength ratio in longitudinal and cross directions at low drafts. In this context the latest developments Twinflow and MultiFeed acting together as card feeding systems have to be mentioned as they deliver a homogeneous web matt by using the doubling effect and compaction. This results in a high infeed uniformity and web homogeneity especially in direct cards without subsequent crosslapper. For numerous installations thermobonding, thermofusion or chemical treatments and drying equipment is requested. Especially in the production of geotextiles tenter frames are ideal to preserve width or for a definite stretching in width to give a balanced strength ratio in cross and machine directions. Aerodynamic
web forming for highly voluminous insulation material also requires a double apron dryer for the thermofusion of low melt fibres. DiloGroup has therefore initiated a close cooperation with Brückner, and they plan to install a double apron dryer in our Research Centre in Eberbach to run tests and demonstrate the suitability of the technological concepts. During the ITMA exhibition in Barcelona Dilo therefore looks forward to interesting discussions with their customers who plan to realize complete lines including thermal or chemical bonding in their booth H2.B101. In addition, Dilo has a close cooperation with Messrs. ProCtec for electrical service tasks and they will be present on their booth. DiloGroup will provide extensive technical and technological information and as usual will display a large number of nonwoven fabrics which are either needled, thermobonded or water entangled. DiloSystems is the leading supplier of nonwoven production lines with more than 200 complete installations delivered worldwide since 1995.
TEKST‹L & TEKN‹K AĞUSTOS - AUGUST 2011
Kalitenin adresinde buluşalım Let’s meet at the address of quality
Hall: H 1 Stand: B 123
Super heatset
PANORAMA
Yeni Trützschler tarak TC 11 Barcelona’da yer alacak New Trützschler Card TC 11 will take centre stage in Barcelona
70
Trützschler Eğirme Barcelonada yeni geliştirilen tarağı TC 11i tanıtacak. Tarak geliştirme, Trützschler firmasında devam eden bir işlemdir. Yeni buluşlar ve fikirler, anında var olan ürün ile birleştirilir. Ancak, geleneksel olarak Avrupa’daki ITMA vesilesiyle açıkça gelişmiş üretim ve kalite parametreleri ile yeni bir tarak türünü tanı-
tarak daha büyük bir adım atılmıştır. Barcelona’da, bu TC 11 Trützschler Tarak olacak. Yeni Trützschler Tarak TC 11, düşük sermaye harcamaları ve düşük üretim maliyetleri anlamına gelir. Bu, daha büyük bir taraklama alanıyla ve daha önce görülmemiş hassasiyeti ile mümkün olmuştur. Sonuç 30 -% 40 verimlilik artışıdır. Doğal olarak, predecessor makinelerinin kurulmuş rulo çapları kabul edilmiştir.Aynı taraklama elemanlarının ve şapkaların kesiti için de geçerlidir. Taraklar için, bina ve filtre sistemileri için sermaye giderleri düşürülmüştür. Artan tarak üretimi daha az tarak anlamına gelir.Bunun sonucunda sermaye harcamaları azalır. Bu nedenle, metre kare inşaat alanı başına düşen performans artar. Bu yeni binalar için daha az yatırım anlamına gelir. Yoksa tarakları değiştirerek aynı alanda bir taraklama kapasite artırımına izin verir. Işletim maliyetleri, düşük sermaye maliyeti, düşük güç tüketimi ve daha küçük filtre sistemleri nedeniyle azalmıştır.Belirlimiktarda güç tüketimi en düşük düzeydedir.TC 11 ile, taranmış şeritin her kilog-
Trützschler Spinning introduces a newly developed card in Barcelona, the TC 11. Card development is an ongoing process with Trützschler. New findings and ideas are immediately integrated in the current production. However, traditionally a larger step is taken on the occasion of the ITMA in Europe by introducing a new card type with clearly improved production and quality parameters. In Barcelona, this will be the Trützschler Card TC 11. The new Trützschler Card TC 11 stands for low capital expenditures and low production costs. This was made possible by a larger carding area and unprecedented accuracy. The result is a 30 – 40% increase in productivity.
Naturally, the established roll diameters of the predecessor machines have been adopted. The same applies to the cross-section of the carding elements and flats. The capital expenditures for the cards, the building and the filter system are lowered. Increased card production means fewer cards. This results in a reduction of capital expenditures. Therefore, the performance per square meter building area increases. This means lower investments for new buildings. Or it allows a carding capacity increase in the same space by replacing the cards. Operating costs are reduced due to lower capital costs, lower power consumption and smaller fil-
TEKST‹L & TEKN‹K AĞUSTOS - AUGUST 2011
PANORAMA
ram için yaklaşık% 20 elektrik enerjisi tasarrufuyapılmaktadır. Bu her yıl tarak başına 2,000 .4.000 .- Euro kadar ekler.Filtre sistemi de daha kompakttır ve daha küçük fanlarkullanır. Böylece, daha az elektrik enerjisi kullanır. Makine tamamen yeni dizayn edilmiştir. Bu yapısal tasarımında yeni konsepti ortaya çıkarmak için sadece bir bakışyeterlidir.Tarak çerçevesi doğrudan sadece tamburu destekler.Trützschler Ayar Optimizasyonu Sistemi T-Con ile Trützschleruzmanlarının deneyimi ön açma silindiri ve doffer ekleyerek yeni bir yol açmıştır. Böylece, termal olarak ayarlara bağlı değişiklikler azalmıştır. Sensör ve yazılım tabanlı T-Con sistemi de elbette Tarak TC 11’in ayrılmaz bir parçasıdır. Gelişimi sırasında hızlı bir şekilde anlaşılmıştır ki gerekli hassasiyet geleneksel şapkalar ile elde edilemeyecektir. Bu nedenle,Trützschler MAGNOTOP sistemi, sadece 11 TC için kullanılmakta. Ek olarak artan üretim, bu önlemler aynı zamanda kalite geliştirme ile sonuçlanabilir. Tarak şeridi temizleyici, daha öncenepssiz ve üniform olmamıştı. Suni ve sentetik elyaf tarağı TC 11-S, 11 TC ile aynı anda geliştirilmiştir. Bu makine özel giysiler ve özellikleri artan çapa sahipbir iğneli Brizör ile donatılmıştır. Bütün elyaf taşıyıcı elemanlar paslanmaz çelikten yapılır.
SALON 2 C 196
ter systems. The specific power consumption is at the lowest level. With the TC 11, savings of approx. 20% electrical energy for each kilogram carded sliver are realised. This adds up to 2,000.- to 4,000.- Euro per card and year. The filter system is also more compact and uses smaller fans. Thus, it uses less electrical energy. The machine has been completely new designed. It takes just one look at the structural design to reveal the new concept. The card frame supports only the drum directly. Trützschler experts’ experience with the Trützschler Setting Optimisation System T-Con has led to a new way of attaching the preopening roller and the doffer. Thus, thermally induced changes to settings are reduced. The sensor and software based T-Con system is of course also an integral part of the Card TC 11. During development it quickly became obvious that the required accuracy cannot be achieved with conventional flats. Therefore, the Trützschler MAGNOTOP system is exclusively used for the TC 11. In addition to increased production, these measures also result in a quality improvement. Never before was card sliver cleaner, free of neps and uniform. The man-made fibre card TC 11-S was simultaneously developed with the TC 11. This machine is equipped with special clothings and features one needled licker-in with increased diameter. All fibre-carrying elements are made of stainless steel.
TEKST‹L & TEKN‹K AĞUSTOS - AUGUST 2011
71
PANORAMA
Stoll yeniliklerle ITMA’da Stoll in Barcelona Stoll’ün örme makinaları üretim endüstrisi tarihi 138 sene önce başladı. 1892’de, Heinrich Stoll dünyanın ilk oya işleme düz örme makinasını icat etmiştir ve böylece tekstil makinaları pazarına bir devrim yapmış. Bu güne dek Stoll, düz örme makinaları teknolojisini modern örme teknikleri için yenilikçi yazılım çö-
Heinrich Stoll, şirketin kurucusu (1847-1914) Heinrich Stoll, the founder of the company (1847-1914)
Lamb modeli, 1867de kurulmuş Lamb model, built from 1867
72
TEKST‹L & TEKN‹K AĞUSTOS - AUGUST 2011
Stoll’s history in the knitting machine manufacture industry started to 138 years ago. In 1892, Heinrich Stoll invented the world’s first purl stitch flat knitting machine, and thus, revolutionized the textile machinery market. To this day, Stoll continues to develop and pioneer the flat knitting machine technology, create innovative software solutions and modern knitting techniques. The journey on the Stoll booth starts in the past. You will see in a chronological order the evolutionary steps of Stoll machines ranging
PANORAMA
Trend Koleksiyonu “Faux Real” Sonbahar/Kış 2012/2013 Trend Collection “Faux Real” Autumn/Winter 2012/2013
from hand knitting to state-of-the-art machines. The leap forward in technology in this given time frame is documented by a CMS 330.6, an AJUM from 1936, an IBO hand flat knitting machine . As a highlight we will show a rare museum piece manufactured at our headquarters in 1905 in Reutlingen, the so-called LAMB model. A special highlight is going to be the History Carpet. A 79 feet long carpet, which covers the entire stand and is perfectly staged, presents the development of the fabrics and pattern options from 1873 until today. The fabrics were chronologically knitted in one piece and contain additional information about the machines and technical developments at Stoll. In the showroom area. these evolutionary steps can be appreciated by means of Stoll “vintage” collection Autumn/Winter 2011/2012 - a com-
74
TEKST‹L & TEKN‹K AĞUSTOS - AUGUST 2011
zümleri oluşturarak geliştirmeye ve bu teknolojiye öncülük etmeye devam etmekte. Stoll standındaki seyahat geçmişte başlamış. Stoll makinalarının kronolojik sıra ile evrimsel adımlar ile el örmesinden sanat şaheseri makinalar haline gelişini görmek mümkün olacak. Bu verilen zaman zarfındaki ileri sarma teknolojisi 1936 yılından kalma bir AJUM olan, IBO düz örme makinası bir CMS 330.6 tarafından belgelenmiş. Bir vurgu olarak merkez tarafından 1905’te Reutlingen’de üretilen nadir bir müzelik gösterilecek, yani sözde LAMB modeli. Özel bir vurgu konusu da tarih halısı olacaktır. Tüm standı kaplayan ve mükemmel basamaklandırılmış 79 feet uzunluğundaki halı, kumaşların ve desen opsiyonlarının 1873’ten bu yana gelişimini gösterir. Kumaşlar bir parça olarak kronolojik olarak örülmüştür ve Stoll’deki makinalar hakkında bilgi ve teknik gelişmeleri barındırır. Showroom bölgesinde bu evrimsel adımlar Stoll vintage Sonbahar/Kış 2011/2012 koleksiyonu olarak kabul edilebilir- ki bu koleksiyon en modern endüstriyel imkanlar ve el işi geleneğinin kombinasyonu ürünüdür. Bu, bination of craftsman tradition and the most modern industrial possibilities. This evidences the experience of 138 years of Stoll knitting history. The two latest Stoll collections “Faux Real” Autumn/Winter 2012/2013 as well as “Between Worlds”, Spring/Summer 2012 will be on display. Those collections were created by the Fashion & Technology Centers in Reutlingen and will outline the versatility of Stoll’s knitting technology when it comes to the creation of garments. Continuing the journey at the Stoll booth, you will be lead from the past to the future. A variety of several Stoll state-of-the art flat knitting machines represents the present and the future of Stoll technology. Software applications are added values. An additional highlight will be the presentation of the new CMS 502 HP and CMS 502 HP multi gau-
PANORAMA
Stoll örme tarihindeki 138 senelik deneyimi kanıtlar. “Between Worlds” İlkbahar/Yaz 2012 koleksiyonu da “Faux Real” Sonbahar/Kış 2012/2013 koleksiyonu da Stoll’ün son iki koleksiyonu olarak gösterimde olacak. Bu koleksiyonlar, Reutlingen’deki Moda ve Teknoloji Merkezleri tarafından yapılmış ve konu giyime gelince Stoll’ün örme teknolojisinin çok yönlülüğünü özetlemiş. Stoll standındaki seyahatimize devam edecek olursanız, geçmişten geleceğe yönlendirilirsiniz. Sanat eseri Stoll düz örme makinalarının birkaçı günümüz ve gelecekteki Stoll teknolojisini temsil etmektedir. Yazılım uygulamaları da eklenen değerlerdendir. Ek bir vurgu da yeni CMS 502 HP ve CMS 502 HP multi gauge’ın sunumunda olacaktır. Bu makinaların daha da kompakt örme sistemleri ve verimliliği %10
CMS 502 HP multi gauge
ge. These machines are equipped with even more compact knitting systems and shorter carriage reversal times which results in a productivity increase of 10%. The newly developed Productivity Enhancement Pack reduces many knitting sequences and time relevant side sequences which adds up to another 4 % on top! Thus, these two machines truly deserve the title “High Productivity”. Another main topic of the fair will be the new 4L and 3L needles. This new development of Stoll offers many advantages: The 4L and 3L needles have a bigger needle hook for more yarn volume, which results in improved yarn grasping and therefore in higher knitting reliability. This is enabled by a new cam box in order to realize the necessary changes in needle movements as well as by a new clamp and cutting device for the thread clamp to be able
76
TEKST‹L & TEKN‹K AĞUSTOS - AUGUST 2011
arttıran kısaltılmış taşıma tersine çevirme zamanları vardır. Yeni geliştirilmiş Verimlilik Geliştirme Pakedi çoğu örme dizilerini ve %4 daha ekleyen zamana bağlı yan dizileri azaltır! Böylece bu iki makina gerçekten de “Yüksek Verimlilik” adını haketmektedir. Fuarın başka bir ana konusu da yeni 4L ve 3L iğnelerdir. Stollün bu yeni gelişmeleri pek çok avantaja sahiptir: 4L ve 3L iğneler daha fazla iplik volümü için ve dolayısıyla yüksek örme güvenilirliği için daha büyük kancayaya sahiptir . Bu da ipliğin kenetlenebilmesi için ve güvenilir bir yoldan daha çok ipliği kesebilmek için yeni bir kelepçe ve kesme aleti olduğu kadar, iğne hareketlerinde olan gerekli değişimleri farketmek için yeni bir kam kutusu ile mümkün kılınmıştır. Ek olarak aşağıda tutan jack yenilenmiştir ve aşağıda tutan jack kontrolü de daha büyük iğne kancasına adapte edilmiştir. 3L iğne CMS 520 C makinasına uygunken, 4L iğne de CMS 530 HP, CMS 822 HP ve CMS 502 HP tiplerine uygundur. M1plus® da Barselonada ana vurgulardan birisi olacaktır. Yeni desen yazılımı versiyonu makina gelişimi ile kombinlenince önemli sürüm süresi kazanımlarına ve sorgulanamaz bir verimlilik artışına yol açar. Showroom bölgesinin yanında örneklerin ve desen trendlerinin uzmanlarca gösterileceği bölgede, ziyaretçiler de iş ortakları, müşteriler, tasarımcılar ve örme satınalma ajansları ile rahat bir ortamda yakınlaşma olanağına sahip olacaklar. to clamp and cut a bigger amount of threads in a reliable way. Additionally the holding-down jack was renewed and the holding-down jack control was adapted to the bigger needle hook. The 3L needle applies to the CMS 520 C machine; the 4L needle is available for the CMS 530 HP, CMS 822 HP and CMS 502 HP types. The M1plus® will also be another major highlight in Barcelona. The new pattern software version combined with before mentioned machine improvements will lead to substantial run time savings and consequently unquestionable productivity increase. Next to the showroom area where samples and pattern trends will be presented by experts, the visitors will also have the opportunity to mingle with business partners, customers, designers and knitwear purchasing agents in a relaxing atmosphere.
PANORAMA
ISRA VISION, yeniliklerle ITMA’da ISRA VISION at ITMA 2011 ISRA VISION, Barcelona’daki ITMA 2011’de tüm işlem zinciri boyunca sıfır kusurlu nonwovenlar için yenilikleri sergileyecek. Bununla beraber optik hat içi denetleme için tam ürün portfolyosunu da sunacak. Yüksek hızlı yüzey denetleme sistemleri nonwoven malzemeler ile en yüksek hızda problemleri güvenilir bir şekilde tespit eder. Üretici problemlere değerli materyal harcanmadan, anında müdehale edebilir. En yüksek düzeyde kaliteye ulaşmak için, nonwovenlar; sert lifler, kaşlar veya görünümü veya fonksiyonu etkileyen kirleticiler gibi tipik kusurlara için incelenmelidir. Kusurlar güvenilir bir şekilde tespit edilebilir, belgeli olduğu kadar da sınıflandırılabilir; ve kusur istatistikler ile her sarım için kusur haritası ve kusur resimleri olan bir protokol düzenlenmiştir. Yüksek kalite teknik tekstiller için, en ufak kusurlar bile pahaAt ITMA 2011, Barcelona - ISRA VISION presents the world’s most complete product portfolio for optical in-line inspection including intelligent tools for process optimization, as well us a range of newest innovations for a zero defect nonwovens production along the whole processing chain. A new generation of high-speed surface inspection systems reliably detects problems with nonwovens material at highest speed. The producer can quickly react to problems as they occur, before valuable material is wasted. In order to achieve the highest level of quality, nonwovens can be examined for all typical defects such as hard fibers, eye brows or contaminations which affect e.g. their appearance and function. The defects are reliably detected, classified as well as documented, and a protocol is created with defect statistics, defect map for each roll and defect images. For high-quality technical textiles, even very small
78
TEKST‹L & TEKN‹K AĞUSTOS - AUGUST 2011
defect can result in expensive claims because they can lead to failure of very expensive final products. ISRA VISION has made it possible, with a revolutionary LED lighting technology, to detect securely even the smallest defects. This new multi-mode, advanced LED lighting technology enables optimum surface illumination, which results in best practice defect detection and classification: even less complex and more reliable than competitive systems. Another highlight - ISRA’s inspection systems are equipped with in-line calibration and validation tools both in the software and hardware. These help and support quality audits and with that the certification and approval of the manufacturer as a quality-tested supplier. With the use of these tools on a regular basis, achieving and maintaining consistent detection and classification results are guaranteed. Rewind Manager is a technology that can be used to automate the removal of waste in the finishing
PANORAMA
lı davalara sebebiyet verebilir çünkü çok pahalı olan son üründe hataya yol açabilir. ISRA VISION çığır açan LED ışıklandırma teknolojisi ile en küçük kusurları bile güvenli bir şekilde tespit edebilmeyi mümkün kılmıştır. Bu yeni çok modlu üstün LED ışıklandırma teknolojisi kusur tespitinde ve sınıflandırılmasında en iyi şekilde çalışmayı sağlayan optimum yüzey aydınlatmasını sağlar: hatta rekabetçi sistemlerden daha güvenilir ve daha az karmaşık olarak. Altı çizilen bir başka konu da- ISRA’nın denetleme sistemlerinin iç hat kalibrasyon ve tasdik aletlerinin software ve hardware hallerinin ikisi ile de donatılmıştır. Bu yardım ve destek kalitesi sertifikasyon ve bir kalitesi test edilmiş tedarikçi olarak üreticinin onayı ile hesapları denetler. Bu aletlerin düzenli şekilde kullanımı ile, kalıcı kusur tespiti ve sınıflandırılması sonuçları garantilenmiştir. Rewind Manager bitim departmanındaki atığın giderilmesini otomat haline getirilmesini sağlayan bir teknolojidir. Kusurlar bir sonraki üretim adımında çözümlenebilecektir. Rewind Manager, hangi kusurun yok olacağını kullanıcının seçebilmesi imkanını sağlayan senkronize bir veritabanı ile birlikte işler. Zor olan yanı ise kusurlar ile başedebilmek ve onların müşteriye gönderilmediğine emin olmaktır. Bütün bunlar oldukça basit ve etkili aletler ile yapılacaktır. ISRA VISION değer bazlı denetleme ve iş gelişimini sağlar ve tüm üretim zincirini ve standart çözümleri kapsar. Başarıyla yüklenen yüzlerce system ile, bu şirket %100 denetlemede lider konumdadır. ISRA ile bir iş ilişkisi geliştirilmiş verim, azaltılmış ücretler ve artan kar anlamına gelir ve yarının müşterilerinin gereksinimlerini karşılar. ISRA VISION projeleri bütçe dahilinde zamanında teslim eden, bunun yanısıra dünya çapında destek ile destek sağlayan küresel bir girişimdir. department. The defects can be sorted out in the next production step. Rewind Manager interfaces with a synchronized database to allow the user to select which defects need to be removed. The challenge is then to take the roll with defects and to make sure that they are not shipped to a customer. All this can be done by very simple and efficient tools. ISRA VISION provides value through inspection and process improvement and covers the entire production chain with standard solutions. With thousands of successfully installed systems, the company is the leader in 100% inspection. A business relationship with ISRA translates into improved yields, reduced costs and increasing profits and meets tomorrow’s customer requirements today. ISRA VISION is a global enterprise that delivers projects on time, within budgets and backs it up with worldwide support.
TEKST‹L & TEKN‹K AĞUSTOS - AUGUST 2011
79
PANORAMA
Trützschler Nonwovens, ITMA Barcelona’da Trützschler Nonwovens at ITMA Barcelona Trützschler Nonwovens insan yapımı elyaflar ve nonwoven makinaları hakkındaki en son yeniliklerini, Trützschler Nonwovens için en önemli sergi olan ITMA’da gösterecek. Özellikle verimliliği arttırırken enerji sarfiyatını azaltmaya yönelik yeniliklere ek olarak iki devrimsel makina geliştirmesini sunmakta. STREAMLINER Barcelona’daki ITMA 2011 sergisi süresince Trützschler Trützschler Nonwovens will be showing its latest innovations in Man Made Fibre and Nonwoven Machinery at the ITMA, which is the most important exhibition for Trützschler Nonwovens. In addition to many new innovations, which are particular to increase productivity while reducing energy consumption, we introduce two revolutionary new machine developments: Streamliner During the ITMA 2011 exhibition in Barcelona Trützschler Nonwovens GmbH will present for the first time the “Streamliner”, its latest development of a new drum dryer generation. The new dryer
80
TEKST‹L & TEKN‹K AĞUSTOS - AUGUST 2011
Nonwovens GmbH şirketi, yeni tambur kurutucu jenerasyonunun son gelişmesi olan “Streamliner”’I ilk kez sunacaktır. Yeni kurutucu jenerasyonu genellikle ulaşılan değerlerin çok ötesine varan özel buharlaşma kapasitelerine ulaşır. Müşterilerimiz için bunun anlamı, verimlilikte belirgin bir artıştır. Enerji kullanımlı makine tasarımı optimize bir hava akışı ile birlikte, optimize akış teknolojisine sahip bir ısıtma sistemi olduğu kadar, ısıl bağımsız özgeneration achieves specific evaporation capacities going far beyond the commonly achieved values. For our customer this means a significant increase in productivity. The energy efficient machine design features an optimized airflow with low pressure loss, an optimal fresh air supply using the temperature-dependent density change, as well as a heating system with optimized flow technology. In addition, energy efficiency is increased by external air treatment and possibilities of heat recovery. With this innovative web drying system Trützschler Nonwovens has set the benchmark for this market segment.
PANORAMA
kütle değişimini kullanarak optimal bir taze hava sağlayan az basınç kaybına eşlik eder. Ek olarak enerji verimliliği dış hava tutumu ve ısı korunumu imkanları ile arttırılmıştır. Bu yenilikçi tülbent kurutma sistemi ile Trützschler Nonwovens bu pazar segmenti için limiti ayarlamıştır. ÇAPRAZ SERİCİ Çıktı ve imkanlar için artan gereksinimler geçmişteki artan bant hızlarına yol açmıştır. Günümüzde mümkün olan taraklama hızlarını kullanabilmek için, downstream ekipmanların performansını da arttırmak gerekmektedir. Özellikle çapraz serim
hatları kapasitelerinin konvansiyonel teknoloji ile itmenin zor olacağı limitinde çalışmaktadır. Halbuki, bu limitleri yeni çapraz sericimiz EKLB439 ile verimlilik ve kalite anlamında aşmayı başardık. Patentler ile güvene alınmış olan yeni çözümler bu önemli buluşun temelini oluşturur. Yeni kenar yönlendirmenin ötesinde bu işlem materyallerini ve makinaları etkileyen dinamik faktörlerin yönetme gücünü de içerir. Varolan pozisyonunda Trützschler Nonwovens, nonwoven pazarındaki gelecekteki zorlukları karşılayabilecek durumdadır. Sürekli iş başarılarını pazardaki odaklanmalarını, son ürünleri ve müşterileri temel alır.
Crosslapper The increased requirements for throughput and availability have led to ever increasing line speeds in the past. To be able to use the carding speeds available today, it is necessary to increase also the performance of downstream equipment. In particular the crosslapping lines are operated at the limit of their capacities, limits which are, if at all, difficult to be pushed with conventional technology. However, we have succeeded to overcome these limitations with
our new crosslapper EKLB439 both in terms of productivity as well as in terms of quality. New solutions secured by patents provide the basis for this breakthrough. Apart from the new fleece guidance this includes the mastery of dynamic factors influencing the process materials and the machine. In its present position, Trützschler Nonwovens is able to meet any future challenges of the nonwoven market. Their continued business success is based on a clear focus on the market, the end products and the customers.
TEKST‹L & TEKN‹K AĞUSTOS - AUGUST 2011
81
PANORAMA
“İnovasyonun adı - Oerlikon “ “Innovation has a name - Oerlikon”
82
Oerlikon Tekstilin yeni kurumsal sloganı “İnovasyonun adı - Oerlikon” ile, 22 - 29 Eylül 2011 arasında Barcelona ITMA 2011’e damgasını vuracak. Beş markanın çatısı altında, üstün teknolojik çözümleri
ile Salon 2’deki D 131 standında 1400 metrekarelik alanda Oerlikon bölümü bu iddiayı temsil edecek. Bazı vurgular: yeni eAFK otomatik tekstüre makinesi, BCF halı iplikleri için yeni nesil S + biri-
Oerlikon Textile’s new corporate motto will be leaving its mark on the ITMA 2011 in Barcelona from the 22 to the 29 September 2011: „Innovati-
on has a name - Oerlikon“. The Oerlikon section will be representing this claim atop 1,400 square meters at booth D 131 in hall 2 – with outstanding
TEKST‹L & TEKN‹K AĞUSTOS - AUGUST 2011
3. Salon A208 Stand覺nda ekibimizle sizleri bekliyoruz.
PANORAMA
mi, Allma TC2 ve Volkmann CT büküm makineleri, yeni ştapelli iplik eğirme ve sarım çözümleri ve yeni hizmet olanaklarıdır. “Biz pazar ve teknoloji liderliğimizi tekrar kanıtlamak istiyoruz - özellikle e-tasarruf kalite etiketi altında enerji verimli tasarımların yanı sıra hizmet yenilikleri ile. Ve biz ITMA sloganı olan ‘yenilik sanatında ustalık’a yeni kurumsal sloganımız “İnovasyonun adı - Oerlikon”, olarak cevap veriyoruz” diyerek Thomas Babacan ticaret fuarındaki şirket varlığını özetlemiştir. Oerlikon Tekstil’in CEO’su da, fuara dek, run-up’da 21 Eylül 2011 tarihintechnological solutions under the umbrella of five brands. Some highlights: the new eAFK automatic texturing machine, the generation S+ unit for BCF carpet yarns, the Allma TC2 and Volkmann CT
84
TEKST‹L & TEKN‹K AĞUSTOS - AUGUST 2011
de Barcelona’da “Dünya Tekstil Zirvesi”nde yenilik konusu ile ilgili bir konuşma yapacak. Oerlikon Barmag: Dokulandırma ve eğirmede non plus ultra Filament makineler ve Remscheid’da yüksek kalite ile ekipman için pazar lideri, nihai dokulandırmaya, yeni eAFK otomatik tekstüre makinesinin sergilenmesine odaklanmış. Fuarın bu vurgusu, yeni bir modüler makine yapısının esnekliği ile EFK, AFK ve MPS serilerinin kanıtlanmış güvenilir özelliklerini bir araya getirmektedir. Otomatik makine pazarının yüksek standart kalite twisting machines, new staple fibre yarn spinning and winding solutions and new service offers. “We want to prove our market and technology leadership again – featuring energy-efficient de-
PANORAMA
gereksinimlerini yerine getirir; paketleri ile Manuel kontak (no-touch prensibi) tamamen göz ardı edilebilmektedir. Aynı uzunluktaki paketler daha ekonomik işlemler için olduğu kadar tekstüre iplik için daha yüksek ücretler için de yapılır. Otomatik doffing, verimlilik ve ürün verimi artırmak; indirgenmiş işgücü gereksinimi maliyetleri keser. Başka bir tematik odak noktası da, özel uygulamalar için yüksek performanslı liflerdir. Yüksek mukavemetli özel iplikler için yeni çok işlevli otomatik sarma kafası, önemli ölçüde daha az enerji tüke-
timi ve alan kullanımı, yanı sıra yatırım ve bakım maliyetleri anlamına gelir.
signs under our e-save quality label in particular, as well as with service innovations. And we respond to the ITMA slogan ‘Master the art of innovation’ with our new corporate motto “Innovation has a name - Oerlikon”, Thomas Babacan outlined the trade fair presence. The Oerlikon Textile CEO, too, will have already been speaking in the run-up to the fair at the technical “World Textile Summit” on September 21st, 2011 in Barcelona, giving a speech on the subject of innovation.
of the eFK, AFK and MPS series with the flexibility of a new modular machine structure. The automatic machine fulfils the higher standard quality requirements of the market: Manual contact with the packages can be ruled out entirely (no-touch principle). Packages with the same running length make for a considerably more economical further processing of the yarns, as well as for higher prices for the textured yarn. With automatic doffing, productivity and product yield increase; the reduced labour requirement cuts costs. Another thematic focus point is highperformance fibres for special applications. The new multithreaded automatic winding head for high-strength special yarns means considerably less energy consumption and space utilisation, as well as investment and maintenance costs.
Oerlikon Barmag: Non plus ultra in texturing and spinning The market leader for filament machines and equipment with HQ at Remscheid is focusing on the ultimate in texturing, exhibiting the new eAFK automatic texturing machine. This highlight of the fair combines proven reliable features
86
TEKST‹L & TEKN‹K AĞUSTOS - AUGUST 2011
Oerlikon Schlafhorst: Sarım, ring ve rotor eğirmede küresel trendler Sarmada olduğu kadar ring ve open end iplikçiliğinde de pazar ve yenilik lideri, piyasaya hakim temalarla ilgili sürprizler ve hedefleri vaat ediyor: Hammadde, personel, enerji ve verimlilik. Zinser ringeğirme ile, örneğin, otomatik doffing süreci kullanımı basit kılmıştır; manuel bir çaba
PANORAMA
ve emekgereksinimi önemli ölçüde azaltılmıştır. Buna ek olarak, ImpactFX kompakt teknolojisi, hammadde verimliliği ve maksimum proses güvenliği sağlar. Gerçekten daha önceki sınırları verimlilik ve esneklik açısından aşan teknik çözümler ile, Oerlikon Schlafhorst open end iplikçiliği ile dün hayal bile edilemeyen hammadde ve karışımlara odak değiştirmek istiyor. Burada, yenilikler garantilidir. Sarımda Autoconer, çeşitli Oerlikon Schlafhorst: On the pulse global trends in winding, ring and rotor spinning The market and innovation leader in ring and rotor spinning, as well as winding, promises surprises and targets the themes dominating the market: raw materials, staff, energy and efficiency. With ring spinning on the Zinser, for example, the automatic doffing process makes handling simple; the manual effort and with it the labour requirement are reduced considerably. In addition, ImpactFX compact technology ensures raw materials efficiency and maximum process reliability. With rotor spinning Oerlikon Schlafhorst wants to shift the focus to raw materials and blends that were inconceivable yesterday – indeed, with technical solutions that overstep the previous bo-
otomatik adımlar ve işgücü gereksinimini azaltabilen makine tipleri sağlar. Oerlikon Neumag: Daha büyük performans, kapasite ve müşteri faydası Sofistike BCF halı ipliğinin lider tedarikçisi onun jenerasyonu S + ünitesi ile, teknolojik kapasitesini sergilemektedir. Bu BCF makinesi tüm Sytec One veya S5 gibi önceki teknolojilerin avantajlarınıbirleştirunds with respect to productivity and flexibility. Here, innovations are guaranteed. In winding, Autoconer provides various automated steps and machine types that can reduce the labour requirement further. Total concepts, single-motor drives for intelligent piecing cycles and sensor-monitored processes and control systems are writ large across every technology too. Oerlikon Neumag: greater performance, capacity and customer benefit The leading supplier of sophisticated BCF carpet yarns is exhibiting its technological capacity with its generation S+ unit. This BCF machine combines all the advantages of earlier technologies like Sytec One or S5 and also delivers significantly hig-
TEKST‹L & TEKN‹K AĞUSTOS - AUGUST 2011
87
LEADER COMPANY OF SECOND HAND TEXTILE MACHINERY
web: www.safakmakine.ltd.com e-mail: safakmakine@hotmail.com
TÜRKİYE’NİN İKİNCİ EL MAKİNA MERKEZİ
ŞAFAK MAKİNE İNŞAAT & TEKSTİL SAN. TİC. LTD. ŞTİ. Merkez / Head Office: İkitelli Org. San. Böl. Triko Center San. Sit. Yönetim Binası Kat: 3 D: 7 İkitelli - İstanbul / Turkey Tel: +90 212 671 73 98 • Fax: +90 212 549 79 47 • Gsm: +90 532 778 44 44 Şube / Branch: İkitelli Org. San. Böl. Bağcılar Güngören San. 6. Blok No: 27 İkitelli - İstanbul / Turkey Şube / Branch: Dumlupınar Cad. Olimpia B Blok D.2 Çorlu / Tekirdağ / Turkey • Tel: +90 282 673 70 93 • Fax: +90 282 673 70 82
PANORAMA
mektedir ve aynı zamanda anlamlı olarak daha yüksek işlem hızı ve yüzde 99a kadar üretken bir kapasite sunmaktadır. Sentetik ştapelli elyaf üretiminde Oerlikon Neumag dünyanın her yerinde tek bir hattın en yüksek kapasitesine sahip sistemi tedarik etmektedir: Polyester ştapel elyaf üretimi için olan sistem, günlük 300 tonluk kapasitesi ile, ton başına düşen üretim ve işletme maliyetlerini önemli ölçüde azaltmıştır ve pazardaki yerini şimdiden almıştır. ticaret fuarı programındaki Diğer eşyalar nonwoven’ların üretiminde tüm temel süreçleri içerir: Burada, odak; filtrasyon, geotekstil ve diğer teknik uygulamalar gibi kullanım alanlarındadır. Oerlikon Saurer: Nakış ve bükümde mükemmellik Daha geniş uygulama alanları, en kaliteli iplikler ve teknik büküm için büyüyen bir pazarın üretim esnekliği saltanatıdır. Oerlikon Saurer, nakış ve büküm global pazar lideri olarak, benzersiz esneklik ve verimlilik ile, burada yeni Allma TC2 adlı two-for-one büküm makinesi ile yanıt verir. Titre spektrumundaki 235ten ; 60.000 dtex’e kadar tüm malzemeler ; 450 m / dk üretim hızı ile işlenebilir; genişletilmiş sayısal aralık çok yaratıcı ürünlerle müşterileri için yeni pazarlar açar. Başka bir tema da, titre ve iğ tüher process velocity and a productive capacity of up to 99 percent. In the manufacture of synthetic staple fibres Oerlikon Neumag supplies the system with the largest capacity of a single line anywhere in the world: The system for manufacturing polyester staple fibres, having a capacity of 300 tons per day, substantially reduces operating and production costs per ton and is already positioned on the market. Other items on the trade fair programme include all the key processes in the manufacture of nonwovens: Here, the focus is on uses like filtration, geotextiles and other technical applications. Oerlikon Saurer: perfection in embroidery and twisting An ever wider variety of applications, top-quality yarns and production flexibility reign in the growing market for technical twisting. Oerlikon Saurer, the
90
TEKST‹L & TEKN‹K AĞUSTOS - AUGUST 2011
global market leader in embroidery and twisting, responds here with the new Allma TC2, a twofor-one twisting machine, featuring unparalleled flexibility and productivity. All materials in the titre spectrum from 235 to 60,000 dtex can be processed with production speeds of up to 450 m/ min; the expanded numerical range opens up new markets for customers with creative products too. Another theme is the award-winning Allma CC4 cabling machine which, depending on the titre and spindle type, makes energy savings of up to 50 percent possible. Similar benchmarks in staple fibre twisting are being set by the new Volkmann CT which will also be exhibited: With the eco-drive concept and an eco-spindle, up to 40 percent in energy costs can be saved. The Epoca 6 pro stands for perfection in embroidery, as well as hig-
PANORAMA
rüne bağlı olarak, yüzde 50’ye varan enerji tasarrufu yapan ödüllü Allma CC4kablolama makinesidir. Elyaf bükümünde yeni Volkmann CT tarafından belirlenen benzer kriterler de sergilenecektir: enerji maliyetlerinde yüzde 40a varan kazanımlar; ekotahrik kavramı ve bir eko-iğ ile kaydedilebilir. Epoca 6 nakış mükemmelliği yanlısı olduğu kadar yüksek verimlilik anlamına gelmektedir ve aslında endüstriyel uygulamalarda bunu göstermektedir- diğerleri arasında yüzde 30’a kadar yenilikçi bir tahrik sistemi ve daha yüksek üretim hızı ile. Oerlikon Textile Bileşenleri: Tek tedarikçiden tüm premium bileşenler En yüksek hassasiyet ve kalite, yanı sıra en iyi fiyat-performans oranına sahip filament ve kesikli elyaf eğirmenin için yüksek kaliteli bileşenlerin pazar lideri, ITMA fuarında yenilikçi çözümleriyle umut vericidir: birleştirilmiş Accotex ve Texparts ürün hatları; kesikli iplik eğirmenin her yönü için yüksek teknoloji ürünü bileşenlerinin cateringini sunuyor: ringler ve ring gezginleri ve iğler , çekim sistemleri, tekstil rulmanları, karyola ve önlük. Daytex, Heberlein ve Temco ürün hatları; filament eğirme için hava püskürtme, emme, kesme ve ekleme birimleri, rulman ve makaralar, sürtünme üniteleri ve diskler, tekstüre bebek karyolası / önlük ve iğleri kapsamaktadır. Bunlara ek olarak, Oerlikon TekstilBileşenleri ITMA boyunca, İskenderiye, Mısır’da yeni bir mağaza açılışı ile ilgili ve her tekstil filament süreci için bir online izleme çözümü ile hizmet geliştirmektedir. Oerlikon Tekstil standında ziyaretçiler Hizmetler bölümünde de bir dizi yenilikler ile kendilerini alıştırma imkanına sahip olacaklardır. Bu aynı zamanda; özellikle de myoerlikon.com müşteri portalı ve burada entegre olan SECOS e-ticaret mağazası; tekstil makineleri sektöründe benzersizdir. Oerlikon Tekstilin “SUN Service Sınırsız” servis programından diğer hizmet aralıkları da aynı zamanda sunulacaktır. hest productivity, and actually demonstrates this in industrial applications – among others with an innovative drive system and a higher production speed by up to 30 percent. Oerlikon Textile Components: all the premium components from a single supplier The market leader in premium components for filament and staple fibre spinning is promising innovative solutions at its ITMA exhibition, featuring the highest precision and quality, as well as an optimal price-performance ratio: The consolidated Accotex and Texparts product lines provide high-tech components catering for all aspects of staple fibre spinning: textile bearings, cots and aprons, drafting systems, rings and ring travellers and spindles. The Daytex, Heberlein and Temco
92
TEKST‹L & TEKN‹K AĞUSTOS - AUGUST 2011
product lines cover air nozzles, suction, cutting and splicing units, bearings and rollers, friction units and discs, texturing cots/aprons and spindles for filament spinning. In addition, Oerlikon Textile Components is improving its service with an online monitoring solution for every textile filament process – and with the opening of a new store in Alexandria, Egypt, over the course of the ITMA. All visitors to the Oerlikon Textile booth will also be able to familiarise themselves with a range of innovations in the Services division. This also includes the myoerlikon.com customer portal in particular and the one-of-a-kind SECOS e-commerce shop integrated here, unique in the textile machinery industry. Other ranges of service from Oerlikon Textile’s “SUN - Service Unlimited” service programme will also be presented.
PANORAMA
Şekil 1: 3 barlı yüksek performanslı tricot makinasının yeniliği Fig. 1: The innovation of the three-bar high-performance tricot machine
ITMA’da son yenilikler aracılığıyla gelecek ile yüzleşme Facing the future with the latest innovations to be showcased at ITMA
94
Çözgülü örme ve çözgü hazırlama makinalarının lider üreticisi olarak KARL MAYER bu seneki ITMA ticaret fuarında 3. Salon , stand B 153-157de 1,400 m2 lik bir alanda ilk kez tüm şirketin iş ünitelerini sunacaktır. Ziyaretçiler yeni tekstil materyallerini üretmek için açıkça yapabilirliklerini gösteren makinaları görebilme imkanına sahip olacaktır ve bu materyallerin hepsi etkileyici ve rekabetçi fiyat-performans oranlarına sahiptir. CEO Fritz P. Mayer fu-
arın toplanmasında “Bizler esas olarak teknolojide rekabetçi bir eşik ile özel iş alanlarında üstün konumda olan müşterileri hedef alıyoruz. Bu yüksek miktarda yenilikçi girişimler için şirketimizin iki ürün hatlı stratejisine ait, sipariş üstüne, üstün teknoloji premium makinalarımız vardır” dedi. ‘Çözgülü Örme’ iş ünitesinde, KARL MAYER Textronic® Dantel adlı 3 barlı yüksek performanslı bir tricot makinasının son cazibesini (Şekil
As a leading manufacturer of warp knitting and warp preparation machines, KARL MAYER will be presenting at this year’s ITMA trade fair for the first time all the company’s business units on the same exhibition area of 1,400 m2 in hall 3, stand B 153-157. The visitors will have the opportunity to see machines which will be demonstrating all their capabilities for producing completely new textile materials, and all of them have an impressive, exceptionally competitive price-performance ratio. “We are mainly targeting customers who dominate their special business fields by a competitive
edge in technology. For these highly innovative enterprises we have high-tech premium machines on offer which belong to our company’s two-product line strategy”, explained CEO Fritz P. Mayer in the run-up to the fair. In its ‘Warp Knitting’ business unit, KARL MAYER will be showing latest enhancements of the Textronic® Lace, of the three-bar high-performance tricot machine (Fig. 1) and of the RSJ machine series, which are particularly convincing by their cost-performance ratio. Moreover, the latest models of the Jacquardtronic® Lace, of the DJ series
TEKST‹L & TEKN‹K AĞUSTOS - AUGUST 2011
Baskı temizleme keçelerinde bir dünya markası
Maltepe Mahallesi Çifte Havuzlar Caddesi Prestij İş Merkezi Kat : 5 No : 518 Bayrampaşa / İstanbul / TÜRKİYE Tel: +90 212 565 78 47 - 674 97 74 Fax: +90 212 674 97 48 web:
www.etexflock.com
e-mail:
info@etexflock.com
PANORAMA
1) ve fiyat performans oranı nedeniyle oldukça ikna edici olan RSJ makina serilerini gösteriyor olacaktır. Dahası, Jacquardtronic® Dantel’in, DJ serilerinin ve iki barlı yüksek hızlı tricot makinalarının son modelleri sergilenecektir. Bu makinalar çok yönlülüklerinin ispatını vererek tamamen yeni tekstil ürünleri üretmektedir. Barcelona’da ‘Teknik Tekstiller’ iş ünitesi karbon materyalinin işlenmesi için çözüm olabilecek Malitronic® MULTIAXIAL serilerinden bir yenilik gösterecektir. (Şekil 2) KARL MAYER’in ‘Çözgü Hazırlama’ iş ünitesi iyi dengelenmiş fiyat performans oranı ileve birinci sınıf,tekrar üretilebilir ürün kalitesi ile ikna edici
yeni gelişmeleri sunacaktır. Gösterimdeki iki makina haşıllama sektöründe ve ortalama koşma uzunluğunun numune çözgülerinin üretiminde yeni standartları belirlemiştir. Tüm yeni makinaların ve tekstil ürünlerinin performans profilleri sözkonusu pazarların -sadece bugünkü değil aynı zamanda da gelecekteki- gereksinimleri ile kesinlikle uymaktadır. Ve bir kez daha, KARL MAYER standı endüstri için önemli bir buluşma noktası olduğunu ispatlayacaktır. Burada katılımcılar kişisel tartışmalar ve fikir alış verişi sürecinde kesinlikle yeni fikirler ve stimuli’ler, Pratik tavsiyeler ve iş yapmaları için gereken know how’I, edineceklerdir.
and of the two-bar high-speed tricot machines will also be showcased. These machines manufacture completely new textile products, giving proof of their outstanding versatility. In Barcelona, the ‘Technical Textiles’ business unit will be displaying an innovation from the Malitronic® MULTIAXIAL series, being a customized solution for the processing of carbon material (Fig. 2). KARL MAYER’s ‘Warp Preparation’ business unit will be presenting new developments which are also convincing by a well-balanced costperformance ratio and by a first-class, reproducible product quality. The two machines on show
set new standards for the sizing sector and for the manufacture of sample warps and production warps of average running length. The performance profiles of all new machines and textile products definitely comply with the requirements of the respective markets – not only of today but also of the future. And once again, the KARL MAYER stand will prove to be an important meeting point for the industry. Here the clients will surely get new ideas and stimuli, practical advice and know-how for their business transactions, also during personal discussions and exchange of ideas.
Şekil 2: Malitronic® MULTIAXIL’in yeni atkı yerleştirme modülü Fig. 2: The new weft insertion module of the Malitronic® MULTIAXIL
96
TEKST‹L & TEKN‹K AĞUSTOS - AUGUST 2011
MAKALE
Electrodialysis and ion exchange for dye recycling and waste reduction Dr. Duane Mazur, VP R&D, Universal Fine Chemicals, Inc., Sanborn, NY 14132, USA Dr. Bayram Arman, President, Universal Fine Chemicals, Inc., Sanborn, NY 14132, USA ÖZET Tekstil sektörü büyük miktarlarda boya ve su kullanmaktadır. Boya kullanım verimliliği %60 gibi düşük oranlarda olmakta ve bazı boyalarda çevre için zehirli olmaktadır. Bu proje ile geliştirilecek elektrodiyaliz ve iyon değişimi metotları atık su içindeki boyaların geri kazanımı amaçlanmaktadır. ABSTRACT The textile industry uses large amounts of dye and water. Dye utilization efficiency could be as low as 60% and some of these dyes are toxic for the environment. This project attempts to develop electrodialysis and ion exchange methods to recover dyes from the effluent water streams. Introduction There are thousands of commercial dyes with close to 1 million metric tons of dye produced annually across the world [1]. It is estimated that 2 % of dyes produced annually are discharged as effluents from dye manufacturing operations. Furthermore, in the textile industry, it is estimated well over 10–15% of the dye is lost during the dyeing process and released with the effluent. Effluents discharged from the washing and dyeing processes represent 95% of the total amount of consumed water, somewhere between 70 to 200 L per kg fabric [2]. Synthetic dyes usually have a complex aromatic or polyaromatic molecular structures, which make them more stable and resistant to degradation or fading by oxidizing agents or light. Most of these dye wastes are toxic for the environment and may be carcinogenic [3]. Among the chemical classes of dyes, azo dyes are more versatile and account for more than half of the annual dye production. And also, azo dyes are considered more carcinogenic to humans [4]. As a result, the textile industry must find ways to more completely remove or recycle these dyes. Recent work on electrochemical oxidation using newly de-
98
TEKST‹L & TEKN‹K AĞUSTOS - AUGUST 2011
veloped electrode materials have shown promise for oxidization of these dyes [5]. Adsorption is also a commonly used method for the removal of dyes from the textile effluent streams. The most common adsorbent is activated carbon as well as clay and wood [6]. Recovery of the dye for reuse is most preferable. There are two techniques that will be evaluated for dye recovery from the waste streams: ion exchange and electrodialysis. Ion exchange is a technique employed by chemical industry where an exchange of ions between two electrolytes or between an electrolyte solution and a complex occur. Ion exchangers are either cation exchangers that exchange positively charged ions (cations) or anion exchangers that exchange negatively charged ions (anions). Ion exchange is a reversible process and the ion exchanger can be regenerated or loaded with desirable ions by washing with an excess of these ions [7]. During the process of ion exchange the dye molecules either attach themselves on the ion exchange resins or equilibrate sufficiently within the ion exchange column enough to provide good separation of the salts. The salt free dye solution can then be recycled. The photograph below shows typical ion exchange columns. Electrodialysis is a method utilized to transport salt ions from one solution through membranes to another solution under the influence of an applied electric potential difference. This is performed in an electrodialysis cell using a configuration consisting of a feed (diluate) compartment and a concentrate (brine) compartment formed by an anion exchange membrane and a cation exchange membrane placed between two electrodes. In industrial applications, multiple electrodialysis cells are arranged into a configuration called an electrodialysis stack, with alternating anion and cation exchange membranes forming the multiple electrodialysis cells [8]. Because of the large electric potential available to drive the ions, these devices produce a much higher feed recovery and will be able
MAKALE
Universal Fine Chemicals Ion Exchange Beds & Electrodialysis System
HALL : H 1 STAND : B 159
to remove salts almost completely from an aqueous feed stream and to concentrate salts to over 25% which can facilitate salt recovery if desired. In addition, electrodialysis membranes only allow transport of small molecular weight ions. Therefore, electrodialysis can be utilized to remove spent salts from the dye solution or effluent, to potentially allow recycle of the recovered dye. Approach. Following steps will be taken: 1) Choose a process waste stream with the help of an industrial partner. 2) Evaluate best ion exchange resin and column operation mode for the waste stream sample. 3) Evaluate the most appropriate electrodialysis membrane pairs. 4) Compare cost of ion exchange and electrodialysis 5) Provide design and operating guidelines for the recommended system Expected Results. Following steps will be taken: 1) Recommendation of a dye recovery system. 2) Functional design of the recommended system. Project Duration. It is expect that this project will be 1 year. Project Budget. Expected budget is $150,000.00. References: [1] Gong, R., Li, M., Yang, C., Sun, Y., Chen, J., “Removal of cationic dyes from aqueous solution by adsorption on peanut hull,” J. Haz. Mat., B121, 247–250, 2005. [2] Robinson, T., McMullan, G., Marchant, R., Nigam, P., “Remediation of dyes in textile effluent: a critical review on current treatment technologies with a proposed alternative,” Bioresource Tech., 77, 247–255, 2001.[3] Hu, Z.G., Zhang, J., Chan, W.L., Szeto, Y.S., 2006. “The sorption of acid dye onto chitosan nanoparticles,” Polymer, 47, 5838–5842, 2006. [4] Mohan, S.V., Rao, N.C., Prasad, K.K., Karthikeyan, J., “Treatment of simulated Reactive Yellow 22 (Azo) dye effluents using Spirogyra species,” Waste Management, 22, 57 –582, 2002.[5] A. G. Vlyssides, A.G., Loizidou, M., Karlis, P.K., Zorpas, A.A., Papaioannou, D., “Electrochemical oxidation of a textile dye wastewater using a Pt/ Ti electrode,” J. Haz. Mat., 70(1-2), 41-52, 1999.[6] Tan, L.S., Jain, K., Rozaini, C.A., “Adsoprtion of textile dye from aqueous solution on pretreated mangrove bark, and an agricultural waste: equilibrium and kinetic studies,” J of App. Sci. in Env. Sanit., 5 (3): 283-294, 2010. [7] C. E. Harland, Ion exchange: Theory and Practice, The Royal Society of Chem., Cambridge, 1994.[8] Davis, T.A., “Electrodialysis,” in Handbook of Industrial Membrane Technology, M.C. Porter, ed., Noyes Publications, New Jersey, 1990.
TEKST‹L & TEKN‹K AĞUSTOS - AUGUST 2011
99
PANORAMA
Thies, yenilikleriyle Barselona’da Thies at ITMA 2011 Barcelona Thies GmbH & Co.KGen uluslarası tekstil endüstrisine Barselonadaki ITMA uluslarası tekstil makinaları fuarında salon 4 stand H4- D 110’da en son gelişmelerini gösterecek. Resmi sloganı “Thies ile daha Yeşile Doğru” ile Coesfelder firması çevreyle alakalı ve ekonomik bilimleri kullanarak, sürdürülebilirlik ve kaynakların korunumu üstüne yoğunlaşarak tekstil bitimi alanındaki yenilikleri sunacak. “iMaster H2O” Tamamen yeni tasarlanmış olan dokuma ve örme kumaşlar için bi ip boyama makinasıKier, pamuk, sentetik elyaflar ve onların karışımları, artmış stabilite ve artmış esneklikte geniş yelpazede ürün üretimi sunarken yüzey görünümü olarak sonuç veren uzamayı önemli ölçüde azaltmak için işlenmiş yüksek elastan içeriğine sahip artikeller de dahil olmak üzere vinçe yüklenir. Ek bir odaklanma da su tüketiminde önemli ölçüde bir azalma konusunda ve böylece kimyasal, boya, malzeme ve enerji tükeThies GmbH & Co.KG will show to the international textile industry at the ITMA International Textile Machinery Exhibition, Barcelona, in Hall 4, Stand H4 – D 110 its most recent developments. Under the registered slogan “Go Green with Thies” the Coesfelder firm will exhibit innovations in the area of Textile Finishing which using the latest environmental and economic studies, concentrate on process sustainability and the conservation of resources. The Thies textile machinery exhibits will include: “iMaster H2O”: A completely new design of rope dyeing machine for the processing of knit and woven goods- By installing the transport winch inside the kier, cotton, synthetic fibres and the-
100
TEKST‹L & TEKN‹K AĞUSTOS - AUGUST 2011
ir blends, including articles with a high elastane content are processed with significantly reduced elongation, resulting in fabrics of improved stability and surface appearance while offering increased flexibility in the processing of a wide range of products. An additional focus has been on the significant reduction of water consumption and with it a decrease in the consumption of chemicals, dye stuff and energy. In practise it is possible using conventional techniques, without the need for air technology, to work comfortably with a liquor ratio of 1:4. Complex rinsing systems combined with “intelligent functions” for the pre and post treatment of the fabric helping to further reduce the total water and energy consumption.
31
İ YEN
yıllık tecrübe
TM-1800 / TC-400 Metraj Parça Transfer Baskı Makinesini
TRANSFER BASKI MAKİNASI TRANSFER PRINTING MACHINE TRANSFER BASKI KEÇELİ FİKSE MAKİNASI FIXING MACHINE WITH FELT FOR TRANSFER PRINTING
%100 Nomex Transfer Baskı keçesi
LAMİNASYON KALENDER MAKİNASI LAMINATING CALENDER MACHINE
DAR BASKI TRANSFER MAKİNASI TRANSFER LABEL MACHINE
KRAŞ MAKİNASI
GOFRAJ MAKİNASI EMBOSSING MACHINE
VARAK BASKI MAKİNASI
CRASH MACHINE
FOIL PRINTING MACHINE
Topçular Kışla Cad. 3. Emintaş Sanayi Sitesi No: 1/27-28-29 Rami - İSTANBUL / TURKEY Tel: (+90.212) 577 12 13 (+90.212) 613 70 60 Fax: (+90.212) 613 70 61 e-mail: info@turalmakina.com.tr web: www.turalmakina.com.tr
PANORAMA
timinde azalma konsunda olmuştur. Pratikte, konvansiyonel teknikler ile hava teknolojisine ihtiyaç duyulmaksızın 1:4 flotte oranıyla rahatlıkla çalışmak mümkündür. “Akıllı işlevler” ile birlikte kumaşın ön ve art işlemlerinde karmaşık durulama sistemleri toplam su ve enerji harcamasını azaltmaya yardımcı olmaktadır. “miniMaster” “IMaster H2O” ve ultra-düşük flotte oranını tamamlayan bu yeni laboratuvar / küçük ölçekli üretim makinesidir. Laboratuvar tezgah ve üretim arasında bir bağlantı sağlarken aynı zamanda “İlk Seferde Doğru” boyama düzeyini geliştirmesi amacıyla tasarlanmıştır. “mini-bloc” Çok tanınan “eco bloc uattro” artık 50 gram kadar küçük miktardaki iplik üretimlerine odaklanan “minibloc” ile tamamlanmaktadır, “miniMaster”: Complementing the “iMaster H2O” and its ultra-low liquor ratio, is this new laboratory/small scale production machine. Designed to provide a link between the laboratory bench and production, at the same time improving the level of “Right First Time” dyeing’s. “mini-bloc”: The well-known “eco bloc uattro” is now complemented by the “mini-bloc”, which focuses on the production of yarn in quantities as small as 50 grms. “AAP“ – “Advanced After-treatment Process”: Thies are continuously working on new technologies aimed at reducing plant and CO2 emission from discontinuous dye houses. A new mile stone has now been
102
TEKST‹L & TEKN‹K AĞUSTOS - AUGUST 2011
“AAP“ – “Advanced After-treatment Process” Thies devamlı olarak süreksiz boya evlerinden bitki ve CO2 emisyonunu azaltmayı amaçlayan yeni teknolojiler üzerinde çalışıyor. Yeni bir kilometre taşına “AAP” sistemi ile ulaşıldı.Boyarmaddelerin moleküler yapısını yok etmek ve renk gidermek için aktifoksijen kullanarak, ayrı bir reaktör gemisinde flotte durulama muamelesi için tasarlanmıştır.Sistem boyama işleminin durulama ve tedavi sonrası aşamalarında işletilmektedir.Boyama makinesinde sürecin yürütülmesi, çevrim süresi ve sıvı miktarını önemli ölçüde azaltılabilir. “hankMaster” Esnek yükleme, daha az su ve daha düşük enerji tüketimi Thies “hankMaster” ın özellikleridir. Çile formunda yüksek son iplik boyama ve uzmanlığı için tasarlanan sistem, kullanım kolaylığı ile birlikte optimal muamele sağlar. reached with the “AAP” system. Designed to treat rinsing liquor in a separate reactor vessel, by using active Oxygen to destroy the molecular structure of the dye stuff and remove the colour. The system is operated during the rinsing and post treatment stages of the dyeing process. By carrying out the process in the dyeing machine, the cycle time and the amount of effluent are dramatically reduced. “hankMaster”: Flexible loading, reduced water and lower energy consumption are the hallmarks of the Thies “hankMaster”. Designed for the dyeing of speciality and high end yarns in hank form, the system provides optimal treatment combined with ease of handling.
PANORAMA
En akıllı iplik temizleyici: USTER® QUANTUM EXPERT 3 Smartest yarn clearer so far: USTER® QUANTUM EXPERT 3
104
Fabrika personelince yapılan kolay ve hızlı alınan akıllı sistemiyle USTER® QUANTUM EXPERT 3, iplik temizlemeden en kompleks verileri basit hale getirmiştir. Dünya çapında 2 milyondan fazla kurulu olan USTER ® QUANTUM iplik temizleyicileri vardır, yüzlerce eğirme fabrikası bu güçlü kalite kontrol sisteminden yararlanmaktadır. Şimdi, USTER ® eğiricilere fabrikadaki tüm Quantum temizleyicilerden kompleks veriyi elde etmenin eşsiz, hızlı ve basit bir yolunu sunmakta– tüm iplik süreci boyunca kalite ve üretim optimize etmek için ge-
rekli olan hayati detayları tam olarak saptayarak. Eğiriciler buna nasıl ulaşabilirler? yüksek verimlilikte bir ölçüm ve analiz prosedürü olan ve USTER®QUANTUM temizleyicilere dayalı olan USTER®QUANTUM EXPERT 3ü uygulayarak. Sistem eğirme fabrikalarındaki farklı yöneticilere en iyi performans ve karlılık için doğru kararları yapmakta yardımcı olacak şekilde tasarlanmıştır. Bunu, temizleyicilerden topladığı verilerin her bir parçasını ölçerek ve analiz ederek yapar. USTER®QUANTUM EXPERT 3, daha sonra en önemli detaylara yakınlaşır, bilgiyi
Making the most of complex data from yarn clearers is a tough task made simple by the latest USTER ® QUANTUM EXPERT 3, with its smart system for quick and easy uptake by mill personnel. With more than two million USTER ®QUANTUM yarn clearers installed worldwide, hundreds of spinning mills are benefiting from this powerful quality control system. Now, USTER ® offers spinners a unique, fast and simple way to make the most of
the complex data from all the Quantum clearers in a mill – pinpointing precisely the vital details needed to optimize quality and production across the entire spinning process. How can spinners achieve this? By applying the USTER®QUANTUM EXPERT 3 – a highly-effective measurement and analysis procedure, based on essential data provided by the USTER®QUANTUM clearers. The system is specifically designed to
TEKST‹L & TEKN‹K AĞUSTOS - AUGUST 2011
PANORAMA
edinmeyi ve bunu hızlı ve açıkça sunma kompleks görevini otomatik olarak halleder. AKILLI- PEK ÇOK YÖNDEN USTER ® QUANTUM EXPERT 3 USTER®‘ın basit kurulum felsefesi, hızlı operasyon ve temiz, kolay anlaşılır analizi ile kesinlikle bir akıllı alettir. İplik temizleme parametrelerini kontrol edebilir ve düzgünsüzlükleri takip eder, farklı artikellerin tutumunu destekler ve fabrikadaki her kontrol ünitesinde (CCU) eşzamanlı olarak kalite parametrelerini senkronize eder. Modern eğirme fabrikalarındaki zorlukların zorlaştığına şüphe yok: kalite, teslimat ve maliyet sözkonusu olunca daha da talepkar olan müşteriler için daha geniş çeşitlilikte artikel üretmelidirler. USTER ® QUANTUM EXPERT 3 fabrika yöneticisinin karmaşık işini kolaylaştırabilecek kadar akıllıdır. Örneğin bir CCUda modifiye olan ya da yaratılan bir artikelin bilgisi veya Uzman sisteminin kendisi ağda olan diğer CCUlar ile otomatik olarak senkronize olabilir- herşey gerçek zamanlı ve CCUlarda gösterilen kritik bilgiler ile. Bu, sadece fabrikanın tamamında düzgünlüğü garantilemekle kalmaz, aynı zamanda her CCUda uygulanabilen bir kullanışlı veritabanı oluşturur. Reaksiyon zamanları atıklar belirgin bir şekilde azaltılırken yıldırım hızındadır, help different managers in the spinning mills make the right choices for best performance and profitability. It does this by measuring and analyzing every piece of data collected from the clearers. The USTER®QUANTUM EXPERT 3 then zooms in on the most important essential details, automatically handling the complex task of interpreting the information and presenting it quickly and clearly. Smart – in so many ways USTER®QUANTUM EXPERT 3 is certainly a smart tool, in line with USTER®‘s philosophy of simple setup, fast operation and clear, easy-to-understand analysis. It can control yarn clearing parameters and monitor for irregularities, supervise the handling of individual articles, and synchronize quality parameters in real time at each control unit (CCU) in the mill. There’s no doubt that the challenges facing modern spinning mills are becoming tougher: they have to produce a widening variety of articles, for customers who are ever-more demanding when it comes to quality, delivery and cost. The USTER®QUANTUM EXPERT 3 is smart enough to make that complex job much simpler for the mill manager. For example, data about an article created or modified at one CCU or at the Expert System itself can be automatically synchronized with all the other CCUs in the network – all in real time and with critical information displayed at the CCUs. Not only does this guarantee uniformity throughout the mill, it also
106
TEKST‹L & TEKN‹K AĞUSTOS - AUGUST 2011
MÜKEMMEL ANLAMDA VERİ AKIŞI USTER®QUANTUM EXPERT 3 konu very analizine gelince daha da akıllıdır. Başarılı USTER ® QUANTUM 2 ve USTER ® QUANTUM 3 iplik temizleyicileri muazzam miktarda very üretmiştirler- zor bir işlemin analizinde oldukça kullanışlıdır. USTER® QUANTUM EXPERT 3 tevery gereksinimini uydurmak için ön yüklenmiş raporlar dizisi ve müşteri için sezgisel bir arayüz gibi tüm akıllı filtreleme istisnalarının akıllı fonksiyonlarıyla harika uyum sağlar, Akıllı konfigürasyon da verilmiştir: USTER® QUANTUM EXPERT 3 30 dakikada kurulup kullanıma geçebilir ve yeni kullanıcılar bu sistemde sadece 1 saatte uzmanlaşabilir. HER ZAMAN, HER YERDE Uzaktan erişim QUANTUM EXPERT 3 ile inşa edilmiştir, böylece raporlar incelenebilir ve her problem 7/24 dünyanın her yerinden tanınabilir, yazılım güncelleştirmeleri için, troubleshooting için, yönlendirme ve uygulama raporlama için USTER® bağlantılı kaynaklara sahip. Uster Teknolojilerinde Tekstil Teknolojileri Başkanı Thomas Nasiou, “Bu da USTER®QUANTUM EXPERT 3ü gerçek bir yönetim aracı yapar- özellikle eğirme fabrikalarının yöneticileri de geliştirmeye geliştirmenin ihtiyaç ve beklentilerini getirerek dahil olduğundan beri” dedi. creates a useful database of articles which can then be applied at any CCU. Reaction times are lightning fast, while waste is also reduced significantly. Making perfect sense of the data flow The USTER®QUANTUM EXPERT 3 is even smarter when it comes to data analysis. The successful USTER®QUANTUM 2 and USTER®QUANTUM 3 yarn clearers produce a tremendous amount of data – very useful, but making meaningful analysis a challenging process. The USTER®QUANTUM EXPERT 3 makes perfect sense of it all with its smart function of filtering exceptions, a pre-installed set of reports to suit every requirement and an intuitive interface for the user. Smart configuration is also a given: USTER®QUANTUM EXPERT 3 can be setup and running in less than 30 minutes and new users can become proficient on the system within only one hour. Any time, anywhere… Remote access is built in with QUANTUM EXPERT 3, so that reports can be examined and any problem diagnosed, 24/7 from anywhere in the world, with links to USTER® resources for software updates, troubleshooting, consulting and application reporting. “That makes the USTER®QUANTUM EXPERT 3 a real management tool – especially since spinning mill managers were involved in its development, bringing in their needs and expectations,” says Thomas Nasiou, Head of Textile Technology at Uster Technologies.
PANORAMA
Monforts enerji çözümleri üretmek için ITMA 2011’de Monforts to provide energy solutions at ITMA 2011 ITMA 2011de salon 6, stand C106da neredeyse 500 m²lik bir alanı kaplayan Monforts, bitim boyama ve sanforlama makinaları ile tam ürün yelpazesini belirtiyor olacak. Özel vurgu enerji koruma çözümlerinde ve çevre korumada olacak. Su gaz ve elektrik
dahil olmak üzere artan yarar maliyetleri, ve pamuk gibi hammaddelerin artan fiyatları tekstil üreticilerinin marjlarını korumak adına enerji korumaya yönelmelerine sebep olmuştur. Birincil enerjinin geri dönüşü olmayan yüksek maliyetlerinin arkaplanına karşı, dokuma ve örme kumaşlar için boya ve bitim makinalarının lider üreticisi olan Monforts, müşterileri için enerji tüketimini azaltmakta kararlıdır. 10 yıllık bir süreç sonrasında termal sistemin toplam maliyetinin %60ını enerjinin temsil etmesiyle, sabit büyümeye sahip olduğunu gösterir. Maliyet faktörüne de dikMonforts will be highlighting its complete product range with machines for finishing, dyeing and sanforising at ITMA 2011, in Hall 6, Stand C106; covering an area of almost 500m². Special emphasis will be given to energy saving solutions and environmental protection. Ever increasing costs of utilities including water, gas and electricity plus the rising price of commodities such as cotton are forcing textile producers to seek energy savings in a bid to maintain margins. Against this background of irreversible high costs for primary energy, Monforts as a market leader in manufacturing dyeing and finishing machines for woven and knit fabrics, is committed to reducing energy consumption by its customers. With energy representing more than 60% of the total costs of a thermal system over a period of 10 years, it represents a constantly increasing expenditure.
108
TEKST‹L & TEKN‹K AĞUSTOS - AUGUST 2011
PANORAMA
kat payı verilmiştir, örneğin temizlenmiş/geri dönüştürülmüş egzoz havasının atmosphere verilmesi BİR STANDART OLARAK ISIL GERİ KAZANIM Monforts’un tekstil endüstrisinde enerji tüketimini azaltmak için gereken devamlı eforu, günümüzde ısıl geri kazanım sistemi tüm yeni Monex ramlarına standart olarak yerleştirilmiştir. Ramın çatı yapısının içinde yer alan system, kompakt bir havadan havaya ısı değiştiriciden oluşmaktadır. Isı değiştirici ramın içine giren taze havayı %60 oranında önısıtma yapabilmek için egzoz gazının enerjisini kullanır. Üretim koşullarına bağlı olarak bu da %10-35 arası enerji tasarrugu ve sadece 12 ay civarı bir tipik geri ödeme süresi sunar. Dikey tüplerin geniş çapları ile, ısıl değiştirici işlem gören kumaşlara ve üretim çemberlerine bağlı olarak genişletilmiş servis ile az bir bakım gerektirir. ENERJİ KULELERİ Monforts ‘tek başına’ Enerji Kuleleri varolan hotfule veya ramları ünitelerin üstünde sınırlı erişim ile güçlendirdiği için tanıtılmıştır. Ram veya hotflue boyunca konumlanacak şekilde tasarlanmış olarak 5 entegre geri kazanım modülü içerir.Egzoz havası ve yüksek sıcaklıktan faydalanarak, ısı geri kazanım sisteminden geçen temiz hava ısınır ve enerji maliyeti olarak %30lık bir kazanımı garantı eder. Consideration has also to be given to the cost factor, for example, for discharging the cleaned/ recycled exhaust air into the atmosphere. Heat recovery as standard As part of Monforts ongoing effort to reduce energy consumption in the textile industry, its integrated heat recovery system is today fitted as standard on all new Montex stenters. The system comprises a compact, air-to-air heat exchanger, which is installed within the roof structure of the stenter. The heat exchanger uses energy from the exhaust gas to preheat up to 60% of the incoming fresh air entering the stenter. Depending on production conditions, this provides energy savings of 10-35% and a typical payback period of around just 12 months. Featuring large diameter vertical tubes, the heat exchanger requires very little maintenance with extended service depending on production cycles and fabrics being processed. Energy Towers Monforts ‘stand alone’ Energy Tower has been introduced for retrofitting to existing stenters or hotflues with restricted access above the units. Designed to be positioned alongside the stenter or hotflue it features five integrated heat recovery modules. Capitalising on the high temperature of the exhaust air, fresh air passing through the heat
110
TEKST‹L & TEKN‹K AĞUSTOS - AUGUST 2011
YENİ EKO – APLİKATÖR Yeni geliştirilmiş yumuşak kaplama çözümü azaltılmış kuruma süreleri ile önemli bir enerji tasarrufu sağlar. Ayrıca, aynı zamanda geleneksel bir ıslak üstü ıslak fuları ihtiyacını ortadan kaldırabilir. Yeni süreç çukur ve rulo tekniklerini kullanır ve sadece gerekli miktarda sıvı/kaplamayı kumaşa rulo vasıtasıyla aktarır. Bu üç seçenek için tasarlanmıştır: kumaşın bir tarafında bir sıvı / kaplama uygulamak için, kumaşın her iki tarafına sıvı uygulamak için ya da bir tarafına farklı bir sıvı diğer tarafına farklı bir sıvı uygulamak için. Hi-E YÜKSEK VERİMLİLİK Ayrıca, artan verimliliğe ve yenilikçi proseslere odaklanmak da ek müşteri faydaları sağlamıştır. Monforts bağlılığını geliştirilmiş verimlilik ve üretim seviyeleri ile birlikte en düşük enerji tüketimi ile tekstil sektöründe sağlamayıonaylamak için, şirketin enerji tasarrufu yararları paketi hi-E Verimliliği Yaşam Döngüsü Yönetimi tanıttı. EFF1 sınıflandırması ile fan motorları, Lift-O-Matic enerji tasarruflu kapılar, Top-S fuları rulo; TwinAir hava akımı; CAD stream nozul sistemi; Conticlean otomatik tüy temizleme, Monformatic Plus Kontrolü içeren enerji maliyetlerini azaltmak için bir teklif olarak Monforts hi-E yararları paketini tanıttı. recovery system is heated and ensures savings of up to 30% in energy costs to be achieved. New Eco-applicator A new improved soft coating solution provides a significant energy savings with reduced drying times. Additionally it can also eliminate the need for a conventional wet-on-wet padder. The new process uses trough and roller techniques and applies just the required amount of liquid/coating to the fabric via contact with the roller. It has been designed for three options – to apply a liquid/ coating to one side of the fabric; to apply a liquid to both sides of the fabric; or to apply a liquid to one side of the fabric and a different liquid to the other side. Hi-E High Efficiency Additionally, focusing on increasing productivity and innovative processes has also provided additional customer benefits. Endorsing Monforts commitment to providing the textile industry with the lowest energy consumption together with improved levels of efficiency and production, the company has introduced its hi-E Efficiency Lifecycle Management package of energy saving benefits. In a bid to reduce the energy costs, Monforts has introduced its hi-E package of benefits which includes: Monformatic Plus Control; Top-S padder roller; TwinAir airflow; CADstream nozzle system; Conticlean automatic fluff cleaning; fan motors with Eff1 classification; and its energy saving Lift-O-Matic doors.
PANORAMA
Korteks, yeni pazarlar hedefliyor Korteks aims new markets
112
Avrupa ve Orta Doğu’nun en büyük entegre polyester iplik üreticisi ve ihracatçısı konumunda bulunan, 35 ülkeye Taç markasıyla iplik ihracatı yapan Korteks, Orta ve Güney Amerika ülkelerini yeni pazar hedefleri olarak belirledi. Katma değeri yüksek iplik üretimine de yönelen firma, bu yılın sonunda polyester iplik üretimini de artırmak istiyor. Taleplerin tamamını karşılayarak 2010 yılında bir önceki
yıla göre yüzde 26 artışla, 150 bin ton polyester iplik ürününü Türk tekstil sektörünün kullanımına sunan Zorlu Grubu’na bağlı olan Korteks İplik, bu yıl yüzde 10-15 artışla, farklı çeşitlerde yaklaşık 170 bin ton polyester iplik imal etmeyi planlıyor. Korteks Genel Müdürü Necat Altın, firmalarının 2010 yılında ihracat bakımından da başarılı bir dönemi geride bıraktığını belirterek, başta Avrupa Birliği ülkeleri olmak üzere 35 ülkeye “Taç” markasıyla mallarını ihraç ettiklerini söyledi. Firmalarının yeni dönemde özellikle Orta ve Güney Amerika ülkelerine girmek istediğine dikkat çeken Altın, “Firma olarak bu yıl, 50 milyon dolarlık ihracat cirosu gerçekleştirmek istiyoruz. Hedeflediğimiz rakam tekstil sektörü için oldukça iyi sayılır. Yine özellikli ipliklerin ihracatımız içindeki payını da artıracağız. Bu sayede ihracatımızın toplam cirodaki payını yüzde 20 seviyelerine ulaştırmayı hedefliyoruz” diye konuştu. Firmalarının bu yılda talepleri tam zamanında teslim etmeye özen göstereceğine değinen Altın, “Bir önceki yıla göre taleplerde en az yüzde 10-15 oranında bir artış bekliyoruz. Çok farklı çeşitlerde yaklaşık 170 bin ton polyester iplik üretmeyi plan-
Korteks, the biggest European fully integrated polyester continuous filament yarn manufacturer, is known for its yarn with the brand name Tac, which is exported to 35 countries. It has been serving as polyester yarn producer to the local and international polyester yarn markets for over two decades. Korteks now determined Central and South America as its new target markets. Directing itself to high value products Korteks is planning to increase its polyester yarn production at the end of this year, too. Korteks, who increased its capacity by 26% in 2010 and met all demands with 150 thousand tons of polyester yarn, is an affiliated company of Zorlu Conglomerate. It is now planning to produce 170 thousand tons of polyester yarns in 2011 representing 10-15% increase over last year.
Necat Altin, general manager of Korteks, stated that their company experienced a successful year in 2010 from the standpoint of exports adding that they realized exports under their brand name “Tac” to 35 countries notably in Europe. Pointing out that they wanted to penetrate into Central and South American market in the new term, Necat Altin said, “We want to realize 50 million dollars in exports this year. This is a respectful figure for the textile industry. We will also increase the share of special products in our exports. With this target we will reach our exports to 20 % of our turnover.” Altin stressed that they place extra importance on timely delivery and added, “We are expecting 10-15% increase over last year. We planned 170 thousand tons of polyester yarn production in many different types.”
TEKST‹L & TEKN‹K AĞUSTOS - AUGUST 2011
PANORAMA
ladık. Sektörün ihtiyacı olan her çeşit ve nitelikteki polyester ipliğini üretmek en önemli hedefimiz” dedi. Avrupa ve Orta Doğu’nun en büyük entegre polyester iplik üreticisi ve ihracatçısı konumunda bulunduklarına vurgu yapan Altın, 1989 yılında Bursa’da kurulan tesisin bugün 335 bin metrekarelik alanda faaliyet gösterdiğini dile getirdi.
ayrıca hızlı servis ve teknik destek vermek amacıyla da otomasyon yatırımlarımız her zaman olduğu gibi devam edecek” ifadesini kullandı.
KATMA DEĞERLİ İPLİK ÜRETİMİ PAYINI ARTIRACAK Korteks’in her zaman ilklerin öncüsü olduğunun altını çizen Necat Altın, firmanın müşterisiyle tedarikçi ve alıcı ilişkisinin ötesinde doğrudan doğruya birbirini anlayan, birikimlerini paylaşan ve güven içinde ilişkilerini yöneten geniş bir aile olduğunu anlattı. Türkiye tekstil sektörünün en geniş kapsamda ihtiyacı olan her türlü polyester ipliği üretebilecek bilgi donanım ve kapasiteye sahip olduklarına dikkat çeken Altın, özellikle ev tekstili, giyim, otomotiv, halı iplikleri üretimi ve bütün bu sektörler için özel ve fonksiyonel iplikleri piyasaya sunduklarını ifade etti. Polimer malzeme teknolojileri, polyester polimer üretimi, sentetik lif üretimi, iplik tekstürize ve işleme, tekstil ve iplik tasarımı, tekstil ve iplik test ve analiz yöntemleri konularında bilgi birikimine sahip deneyimli Ar-Ge personeli ile Korteks’in Ar-Ge faaliyetlerine büyük önem verdiğini dile getiren Necat Altın, “Yeni teknolojilerin ve ürünlerin araştırılması yoluyla yeni polyester iplik çeşitlerinin üretim portföyüne dahil edilmesi, fonksiyonel iplikler tasarımı, ürünlerin özelliklerinin geliştirilmesi, ipliklerin farklı kullanım alanlarına yönelik geliştirilmesi sağlanıyor. Özellikle polyester ipliğin dış ortam tekstillerinde kullanımını arttırmaya yönelik kendi Ar-Ge çalışmalarımızla geliştirmekte olduğumuz dış ortamlardaki şartlara daha dayanıklı polyester iplikleri yakın gelecekte piyasaya sunmayı amaçlıyoruz” şeklinde konuştu. Sektörün yeni ve farklı ürünlerle genişlediğini belirten Altın, “Yıllık ciromuzdan bu nitelikte ürünlerin aldığı payı artırmak istiyoruz. Buna ilave ürün çeşitliliğimizi artırmak, fonksiyonel ve esnek kullanım alanları oluşturmak ve
DAMPİNGLİ İTHAL ÜRÜNLER İplik sektörünün mevcut durumuna ilişkin değerlendirmelerde de bulunan Korteks Genel Müdürü Necat Altın, özellikle Çin, Hindistan gibi büyük ekonomilere sahip ülkelerin ucuz işçilik ve devlet desteklerini arkalarına alarak, Türk tekstil sektörüne olumsuzluk getirdiğini savundu. Bu durumu engellemek için gerekli çabanın devlet, hükümet ve sektör kurumlarıyla gösterilmesi gerektiğini savunan Altın, işçilik maliyetleri üzerindeki yüklerin azaltılması, döviz piyasalarında aşırı dalgalanmaların sektör ve finans kuruluşlarıyla doğru yönetilmesi için firmaların desteklenmesi gerektiğini vurguladı. Türkiye sentetik iplik pazarının durumunu da ayrıca değerlendiren Altın, sentetik iplik üretim kapasitesinin 400 bin ton civarında olduğunu buna karşın 310 bin ton civarında ithalat yapıldığını dile getirdi. “Dampingli ithalat ürünleri nedeniyle bu kapasitenin tam kullanılamadığını görüyoruz” diye konuşan Altan, bu alanda tüketilen ipliğin yaklaşık yarısının ithalat yoluyla karşılandığını anlattı. Altın, “Bu alanda yaklaşık 7 bin çalışan olduğu göz önüne alındığında istihdam sağlamada sektör, kişi başı yatırım değeri bakımından 250 bin dolarla değerli bir alan olarak karşımıza çıkıyor. Kapasitenin kullanabilmesi halinde istihdam 10 bin kişiyi rahatlıkla geçecek” görüşünü kaydetti. Var olan kapasitenin iç piyasadan karşılanması halinde önemli miktarlarda yan sanayi alanı oluşturan sentetik iplik sayesinde, yaklaşık 40 bin kişiye istihdam sağlanabileceğine de işaret eden Altın, “Tekstil sanayi gelişmiş ülkelerle aramızda fiyatlar noktasında rekabetçi bir yapı bulunuyor. Özellikle Çin, dampingli fiyatlarla adeta sektörü bitirmek ve piyasa hakimiyeti kurmak istiyor. Bunun çok iyi analiz etmeliyiz. Ülke olarak tekstil gibi önemli bir değeri yitirmemek için teknolojimizi geliştirerek, bilgiye sahip olmalıyız” ifadesini kullandı.
Underlining the fact that Korteks has always been the leading company to initiate firsts, Necat Altin stated that their relations with their customers were beyond business partnership but mostly on the basis of understanding each other and sharing their accumulation on a family philosophy. Highlighting that they had capacity and capability of manufacturing all kinds of polyester yarns that the Turkish textile market needs, Altin said they supplied especially special and high value yarns for the home textile, clothing, automotive and carpet. Necat Altin said they placed extra importance on R&D studies and developed all fashionable and technologically valuable yarns. “With the increase of new technologies and products, new polyester yarns are needed in the market. We have to develop new designs, add new specialties and values on our
products. Especially our polyester yarns have to be more durable and resistant against environmental conditions. We are developing this very successfully and planning to introduce soon,” Altin said. Commenting on the current situation of the yarn sector Korteks general manager Necat Altin complained about cheap yarns of countries with big economies notably like China and India dumping with state support and said that these have negative affects on the Turkish textile sector. He suggested that common measures had to be taken by the state, government and sector companies in order to cope with this problem. He suggested that labor costs had to be decreased, radical fluctuations in the currency rates had to be stabilized and similar precautions had to be taken.
TEKST‹L & TEKN‹K AĞUSTOS - AUGUST 2011
113
PANORAMA
Mühendislikte 50. Yıl
SANKO Holding Tekstil Danışmanı Atilla Açıkalın’a, mühendislikte 50. Yılı dolayısıyla Makina Mühendisleri Odası (MMO) Gaziantep Şube Başkanlığı tarafından “Onur Plaketi” verildi. MMO Şube Başkanı Ali Peri, törende yaptığı konuşmada, tekstil mühendislerinin geçmişte makina mühendisleri odasına kayıtlı olduğunu anımsatarak, “Meslekte 50 yılı geride bırakmak dile kolay. Atilla Açıkalın mesleğin duayenlerinden birisi olarak her zaman büyüğümüz olmaya devam edecektir” dedi. Plaketini, MMO Şube Onur Kurulu Üyesi Fatih Öztosun’dan alan Açıkalın da duygulandığını belirterek, teşekkür etti. ATİLLA AÇIKALIN İlk ve orta eğitimini Ankara, Adana ve Antakya’da tamamlayan Açıkalın, üniversite eğitimi için Almanya’ya gitti. Yaklaşık 3 yıl çıraklık yapan ve kolej eğitimi alan Açıkalın, Avusturya ve Almanya’da tekstil mühendisliği öğrenimi gördü. Okulu bitirdikten sonra Almanya’da 3 yıl direktör asistan olarak görev yapan Açıkalın, Türkiye’ye döndükten sonra çeşitli şirketlerde çalıştı. 28 yıldan bu yana SankoHolding’te değişik kademelerde gören üstlenen Açıkalın, gençlere şu önerilerde bulunuyor: “Gençlere en büyük tavsiyem çok çalışmaları gerektiğidir. Başarı randevu ile gelmez, benim prensibim budur. Tecrübe de, başarı da çalışarak elde edilir. Gençlerin bir dil bilmesi hangi branşta olursa olsun şart. İyi bir dil, iyi bir diploma şart. Gençlerin soru sormaması bana göre
114
TEKST‹L & TEKN‹K AĞUSTOS - AUGUST 2011
büyük bir sıkıntı. Gençler öncelikle işlerini sevecek. Kendi mesleğini sevecek. İşini seversen muvaffak olursun. Ben işimi çok seviyorum, hayata bir daha gelsem yine tekstil mühendisi olurdum. Gençlere benim tavsiyem güzel bir diploma alsınlar. Güzel bir lisan öğrensinler, eğer imkanı varsa dünyaya açılsınlar, artı ikinci lisanı da öğrensinler. Türkçe’yi Almanya’da öğrenemezsiniz. Almanca Almanya’da öğrenilir. İngilizce İngiltere’de ve Amerika’da öğrenilir, gidip de Azerbaycan’da İngilizce öğrenemezsiniz. Bir ülkenin dilini ancak o ülkede öğrenebilirsin. Yurt içinde dil bilenlerden kim derse ki, ‘ben dört dörtlük dil biliyorum’ ben o kişiye pek inanmam. Konuşabilir ama teknik lisanı bilemez.”
BENTEKS TEKSTİL MAKİNELERİ SANAYİ VE TİCARET A.Ş. Fatih Caddesi Ladin Sokak No: 19 Keresteciler Sitesi TR 34169 Merter / İSTANBUL / TÜRKİYE Tel: (+90 212) 504 80 31 / 8 hat Fax: (+90 212) 504 97 86 - 555 51 73 - 575 33 15
www.benteks.net
PANORAMA
Tekstilin hammadde sorununa çözüm Fiber from Nettle: A New Source for Textilers
116
Türkiye şartlarında henüz yabani bitki özelliği taşıyan ancak sağlık için sayısız faydaları bulunan ısırgan otu, tekstil sektörünün yarasına da ilaç olacak. Pamuk üretiminde artan maliyet, tekstil sektörünü yeni arayışlara sevk etti. Türkiye şartlarında henüz yabani bitki özelliği taşıyan ancak sağlık için sayısız faydaları bulunan ısırgan otu, tekstil sektörünün yarasına da ilaç olacak. Araştırmalar olumlu sonuçlanırsa, yabani bitki niteliğinde olan ısırgan, Bafra ovasında tekstil sektörünün hammaddesi olarak üretimdeki yerini alacak. Türkiye’de son yıllarda ilaç sanayi ve kozmetik sektöründe kullanılan ısırgan otunun şimdi de kumaşı yapılarak tekstilde kullanılacak.Yıllar önce Viking’lerin deniz savaşlarında dayanıklı olduğu için ısırgan otun-
dan yapılan kumaşlar, yelkenlerde kullanılıyor, İkinci dünya savaşında da alman askerleri ısırgan otundan yapılmış kumaşları giyiyorlardı. Çıplak elle kolay kolay dokunmaya cesaret edemediğimiz ısırgan otunun bir gün kumaş olarak bizi ısıtacağını düşünemezdik herhalde. Isırgan otunun en büyük avantajlarından biri de üretim maliyetinin pamuktan daha düşük olması,ürünü tarlaya bir kere ekip 10 yıl ürün alabiliyorsunuz.Bu bitkinin liflerinden elde edilebilecek iplik,kumaş, v.s tekstil ürünlerinin bir çok özelliği var. Ondokuz Mayıs Üniversitesi (OMÜ) Bafra Meslek Yüksek Okulu Organik Tarım Bölüm Başkanı Doç. Dr. Ali Kemal Ayan, Karadeniz bölgesinde lif kalitesi yüksek ısırgan türlerinin tespiti için çalışma başlattıklarını söy-
A natural plant, nettle, will provide a cure for supply problems of textile industry, besides its health benefits and being a specialty food for some people. Rising costs of fibers has led the textile industry to search for new solutions. Nettle, seems to be a good source of fibers, if researches show its feasibility. Bafra valley in Black Sea region is a good candidate for nettle farming. It has been utilized in cosmetics and drug industry, the natural plant of nettle will be used to produce fibers and fabrics. With it’s resistance to salty waters sails have been made of nettle plants were used by Vikings in the history. German soldiers
have worn military dresses made of nettle during the Second World War. One of the biggest advantages of nettle is that the cost of production is lower than cotton, basic raw material for textiles. When planted the plant yields for about ten years without additional care. Also, fabrics, yarns and other textile products will have additional benefits when made of nettle. Organic farming department head of Bafra Vocational School of Ondokuz Mayis University Assoc. Prof. Dr. Ali Kemal Ayan said his school has been started a study on the development of nettle farming in the region. He said, “We will find the most suitable condi-
TEKST‹L & TEKN‹K AĞUSTOS - AUGUST 2011
PANORAMA
ledi. Almanların tüm ülkeyi tarayıp, lif kalitesi yüksek ısırganın yetiştirilmesini teşvik ettiğini belirten Ayan, “Biz de en verimli ısırganın yetiştiği bölgeleri üretici ve yatırımcının dikkatine sunacağız” dedi. İKİNCİ DÜNYA SAVAŞI’NDA ALMANLAR KULLANDI Isırganın doğal liflerin kopmaya karşı dayanıklı ve yumuşak olması sebebiyle, yüksek değerde uzun ömürlü ve kullanışlı kumaşlar üretilebiliyor. İkinci Dünya Savaşı’nda pamuk üretiminde ortaya çıkan darboğaz sebebiyle Almanya, asker üniforması üretiminde ısırgan otu kullandı. Gelişen teknoloji ile kimyasal liflerin cazibesi ile ısırgan otundan vazgeçildi. Almanlar son dönemde bütün ülkede lif kalitesi yüksek ısırgan otu taraması yaptı. Almanların ısırgan lifinden ciddi verim alması sonucunda ısırgan otu Türk tekstil firmalarının da gündemine girdi. LİF KALİTESİ YÜKSEK Ondokuz Mayıs Üniversitesi (OMÜ) Bafra Meslek Yüksek Okulu Organik Tarım Bölüm Başkanı Doç. Dr. Ali Kemal Ayan, Karadeniz bölgesinde lif kalitesi yüksek ısırgan türlerinin tespiti için çalışma başlattıklarını söyledi. Pamukta yaşanan hammadde sıkıntısının organik ürünlerle aşılacağını ve bunların başında da üretim maliyeti yok denecek kadar düşük olan ısırgan otunun geldiğini belirten Ayan, şunları söyledi: “Samsun’da deneme amaçlı ekimler yapıp, çok verimli ürün alık. Karadeniz başta olmak üzere Türkiye’nin çoğu bölgesinde ısırgan otu zahmetsizce yetişiyor. Biz verimli ısırgan otlarının yetiştiği bölgeleri tespit edip, yatırımcının önüne sunacağız. Gerisi onların tercihine kalmış.”
SALON 2 C 196
ISIRGAN LİFİ İlkbahar mevsiminde tarla kenarlarında, duvar diplerinde, viraneliklerde yetişen ısırgan otu; tohumu ilaç, yaprağı yemek, lifi tekstil, sapı yakacak, kökü boya maddesi olarak işlem görüyor. Isırgan lifi, doğal anti bakteriyel özelliği, serinlik hissi, ipeksi yüzeye sahip olması, vücutta oluşan teri anında emmesi, temiz havayla temas halinde olması, ultraviyole ışınları kırması, çabuk ütü tutması, doğal antibakteriyel özelliği ile deride alerjik oluşumlara yol açmaması, üretim sırasında kimyevi madde kullanılmaması ile dikkat çekiyor. tions for nettle farming and we will offer our solutions to both manufacturers and investors. We also try to develop the most profitable kind of nettle. We tested and got promising results.” The nettle plants were grown naturally especially in unattended zones of ground and its seeds, leaves, trunks, and roots were processed as drugs, food, fuel, and dyeing agent respectively. The fibers made of nettle are antibacterial, cool touch, silky outlook, high absorbance, UV reflection, easy to ironing, anti-allergent, etc. No additional chemicals are used during production process.
TEKST‹L & TEKN‹K AĞUSTOS - AUGUST 2011
117
GÖRÜŞ
Stratejik hammaddeler
EKREM HAYRİ PEKER
Kimya Mühendisi tekstilveinsan@hotmail.com
118
TEKST‹L & TEKN‹K AĞUSTOS - AUGUST 2011
Yer altı zenginlikleri deyince aklımıza ilk gelenler petrol, doğal gaz gibi enerji kaynakları; demir, altın, gümüş nikel, bakır, aliminyum gibi değerli metaller ya da elmas gibi kıymetli taşlar olur. Eskilerde bu listeye kömür de girerdi. Ülkelerin gelişmişlik seviyesi tükettiği elektriğe, suya, ürettiği çeliğe göre ölçülürdü. Petrol ve seksenli yıllarda tüketimi öne çıkan doğal gaz günümüzde önemini daha da arttırdı. Şimdilerde petrol-doğal gaz savaşları yapılıyor. Amerika-İngiliz ittifakına karşısında Rus, Çin ve Hindistan üçlüsü var. İkinci Dünya savaşında Japonya’nın ABD’ye saldırmasının ana sebebi ABD’nin Japonyaya uyguladığı- Çin’e saldırısı nedeniyle - petrol ambargosuydu. Petroluyüzünden önce Kuveyt yok edildi, sonra Irak. Körtez Emirlikleri İran tehdidine karşı (!) ABD tarafından korumaya alındı. Temennim Dünyanın tüm tüketim ihtiyacını karşılamaya soyunan Çin ihtiyacı olan petrol ve doğal gazını bulur. Doğal gazın patronu benim diyen Rusya ile Çin ittifakı petrol yüzünden ABD ve İngiliz ittifakı ile çatışıp yeni bir Dünya savaşına sebep olmazlar. Yoksa global ısınmaya yüz yüze olan Dünyamızda yaşayan canlı türlerinin arasında olacak - insanoğlu dahil - yok oluş süreci hızlanır. Sanılanın aksine Dünya yok olmayacak. Dünya; üzerinde atmosfer olmayan; üzerinde yaşam kalmamış milyonlarca yıldızdan biri olup gidecek. Yok olacak başta insan oğlu olmak üzeri tüm canlılar, yani bizler. Felaket haberciliğini bir yana bırakıp konumuza dönelim. Sanayileşmiş ülkeleri sayın deseler ABD, Japonya, Kanada, Almanya, Fransa, Hollanda, İngiltere, İtalya’yı öncelikle sayarız. Sondan başa gidelim isterseniz. AB’nın merkezini oluşturan 12 ülke Dünyanın önde gelen tarım ülkeleridır. En büyük et, peynir, süt ürünler, şarap bira ve şekerleme (sakız-çikolata dahil) ihracatçısıdırlar. Sadece Japonya tarım ürünleri açısından yeterli üretime sahip değildir. Kanada ve ABD Dünya’nın en büyük buğday ihracatçısıdır. Yine ABD Dünyanın en büyük pirinç pamuk, mısır, tütün, et, şarap, süttozu ihracatçısıdır. Bizim gibi dostlarına (!) rica ederler, hemen kanunlar değişir bu saydığımız ürünlerin ithaline konan ek vergiler, tüm koruma tedbirleri kalkar, genleriyle oynanmış besinler rahatça ülkenize girer. Tüm yasalar-tüzükler genelgeler değişir, yeter mi? Yetmez tabiki bir de pazarı sağlamlaştırmak gerekir. Ülkenın zirai kurumları satılır, kapatılır (Et-Balık Kurumu, Yem Sanayi, Süt Endüstrisi Kurumu, Tohumculuk Enstitüleri Türkiye Zirai Donatım kurumu T.Gübre Sanayi
GÖRÜŞ
gibi kurumlar). Yetermi? Yetmez. Bir de çiftçilerinize uyguladığınız indirimli zirai kredilerin faizi yükseltilir; mazot fiyatları Dünya’nın en pahalı mazot fiyatı olur. Kendileri domuz yemi parası diye fazla ürün ekmeme parası verirler, ürünlere destek verirler. Sende de göstermelik birkaç ürüne para verdirirler. Tütün ihracatçılığından tütün ithalatçılığına terfi edersin (!). Japonya kendi pirinç ihtiyacını karşılayamazken pirinç üreticilerini korumak için pirinç ithalatına yüksek vergiler koyar. Anlaşılan Japon yöneticilerin bizim yöneticilerden öğreneceği çok şey var (!). Amacım Dünyanın en gelişmiş sanayi ülkelerinin tarım ve hayvancılık sektörlerini ihmal etmediklerini; aksine koruyup geliştirdikleri göstermek. Maalesef ülkemizin aydınlarının büyük bir kısmı ruhen batıya teslim olduğu ve aşırı batı hayranı olduğu için hiçbir şeyi görmez ve sorgulamazlar. Ülkemiz geçmişte Dünya’da kendini doyuran yedi ülkeden biriydi; bir zamanlar. Bununla övünen babamızın- sayın Süleyman Demirel- sesi bile çıkmıyor. Bu konuda demeç vermeye korkuyor; basında aleyhine başlayacak yayınlardan çekiniyor. Stratejik maddelere şimdi yenileri eklendi. Yiyecek ve su. Ülkemiz bu açıdan çok şanslı ama bunu görmek ve değerlendirmek gerekir. Sanayi, sanayi laflarıyla bize unutturulan Tarımın ve hayvancılığın gelişmiş ülkeler için ne kadar nemli olduğunu anlamamız gerekir. Oysa tekstil, tarım ve hayvancılıktan elde edilen net gelir. Otomotiv ve elektronikten elde edilen gelirden katbekat fazladır. Ülkemiz dünya fındık üretiminin yüzde yetmişini sağlerken bu yıl kendi kendimizi ayağımızdan vurarak fiyatları bir yıl önceki fiyatın yarısına düşürdük. Ülkemizin fındıktan başka dünya üzerinde söz sahibi olduğu pek çok ürün vardır. İncir, kayısı, kiraz, ayva ve nar üretiminde dünya birincisiyiz. Nohut, salatalık, karpuz üretiminde ikinci; patlıcan , yeşil biber, mercimek üretiminde üçüncü; domates, zeytin yağı , soğan üretiminde dördüncü; şeker pancarında beşinci; tütün, çay, elma üretiminde altıncı pamuk ve arpada yedinci, bademde sekizinci; buğday, çavdar ve greyfutda dokuzuncu ve limon üretiminde onuncuyuz. Yetiştirdiği pamuk kendine yetmeyen Hindistan sanayicilerini teşvik ediyor ardarda fazla para ödeyerek Özbekistan’da özelleştirilen iplik fabrikalarını alıyorlar. Koreli otomobil ve beyaz eşya üreticisi iplik fabrikası kuruyor. Ülkemiz pamuk ipliği üretiminde Söz sahibi. Ring iplik üretiminde dünyada 5., Open end iplik üretiminde dünyada 4. Türkiye pamuk üretiminde uz-
manlaşmıştır. Verimde 80 üretici ülke arasında 3. sıradadır. Dünya ortalaması 192 kg iken Türkiye’de 354 kgdır. (Çin’de 315, ABD’de 231 kg) Ülkemizin iplik fabrikalarının pamuk işleme kapasitesi yaklaşik iki milyon tondur. Ülkemiz geçen yıla kadar dünyanın en büyük pamuk ithalatçısıydık. Bu yıl birinciliği Çin’e kaptırdık. Ülkemiz her yıl altıyüz-yedi yüz bin ton pamuk ithal ediyor. Şu anda Tekstil de Dünya pazarında söz sahibi olan Çin ve Hindistan dünyanın daha uzun yıllar net pamuk ithalatçısı olacak. Hindistan ve Çin ihtiyacını uzun yıllar ithalatla karşılayacak. Pamuk fiyatlarındaki artış ülkemizin tekstil sanayini olumsuz etkileyecektir. Hindistan firmaları bulunduğum Özbekistan’da iplik fabrikaları satın aldılar, hemde yüksek fiyata. Amaç ülkelerinin tekstil sektörünün ihtiyaç duyduğu ipliği garanti altına almak. Öldü diye yaygarası yapılan, bu sektöre destek gerekmez diyenlere en iyi cevabı kendini tekstil sektörüne adamış olan profesör Işık Tarakçıoğlu veriyor ama anlayana. Sayın Hocamız Tekstil Teknik ve Örme Dünyası dergilerinde çıkan yazılarında hiçbir gelişmiş ülkenin ( sanayileşmiş ülkeler tarım ve hayvancılık sektörlerini ihmal etmiyor) tekstil bırakmadığını anlatıyor. Sadece bize bu sektörleri bırakın; montajcı olun diyorlar. Anlayana sivrisinek saz, ama bizim ekonomistlere davul zurna az. Gelişmiş ülkelerin uyguladığı ihracat subvansiyonları bu yıl (2006) da sona eriyor. Bu fırsatı değerlendirelim. Kendi ülkemizde pamuk üretimini teşvik edelim. İplik fabrikalarımızı ipliksiz bırakmayalım, kendi ayağımıza deyim yerindeyse kurşun sıkmayalım. Bir zamanalar ülkemiz şu anda stratejik bir ürün olan pamuk üretiminde Dünya’da beşinciydi. Ama son yirmi yıldır üreticilere verilen desteği kesin diyen dış reçetelerde üretim gerilerken AB destekli fonlarla pamuk tarımı yapılmayan Yunanistan dünya’nın pamuk üreticileri arasına girdi ve bize pamuk satıyor. Ülkemizin gelişmiş bir tekstil sanayi var. Bu sektörün ülkemize ekonomik katkısı Sanılandan çok fazla. Emek yoğun bu sektör. Çin’e rağmen gelişmesini sürdürüyor. Tekstil öldü diye yaygara yapanlara şunu hatırlatmak isterim. Biz - 2 milyon işçiyle - 25 milyar dolarlık üretim yaparken AB’nın 12 üyesi aynı işçiyle sayıda 200 milyar dolarlık üretim yapıyor. Tekstilimizde en büyük handikap katma değeri yüksek ürünlere geçememesi ve ham maddede dışa bağımlılığıdır. Pamuk ihtiyacımızı kendimiz karşılamalıyız, bunun için pamuk üretimini teşvik etmeliyiz. İplik fabrikalarını pamuksuz bırakmayalım.
TEKST‹L & TEKN‹K AĞUSTOS - AUGUST 2011
119
PANORAMA
Açık inovasyon ve fikri haklar Kemal Yamakaradeniz / Destek Patent A.Ş. Yönetim Kurulu Başkanı Bilgi. Çağımızın yeni sermayesi, serveti. Bilgi insanı (ya da işletmeyi) farklılığa götürmekte, ticari açıdan bakınca da farklılık kara dönüşmektedir. İnsanlığı daha ileri götüren buluşların ve yeniliklerin temelinde “farklı düşünme” veya “farklı olma” anlayışı vardır. Doğal olarak, farklı olmak da ancak altyapısı güçlü çalışmalar ve deneyimlerle mümkündür. Peki elde edilen bilgi tek kişinin malı mıdır? Bilgiyi dünyaya mal etmek aslında saflık mıdır, strateji mi? Tabii her toplumun değer yargılarının buna farklı yanıtlar vereceğini düşünüyorum. Türk toplumu açısından baktığımda bilgiyi saklamanın temel dürtülerimiz arasında yer aldığını inanıyorum. Tabii türlü türlü sebepleri var bunun. Bu başka bir yazının konusu. Ben işin teknolojik ve ticari değer taşıyan bilgi ile ilgili kısmına değinmek istiyorum. Bilgi paylaşılırsa neler olur? Değeri azalır mı? Ya da sanıldığının aksine artar mı? Teknolojik yeniliklerin yasa ile koruma altına alınması yani kısaca patent tescilleri ile uğraşan, bu konuya yıllarını vermiş biri olarak bilginin paylaşıldıkça arttığına yürekten inanıyorum. Bu tezim için de dayanak noktam yine patentler. Çoğu insan için tabu şekline gelmiş patent kavramı şaşırtıcı bir şekilde aslında dünyanın en büyük açık inovasyon kaynağıdır. Tabii bakmasını ve araştırmasını bilenler için… Dünya tarihi boyunca alınmış patentlerin tamamına erişebileceğiniz veritabanları kamunun kullanımına açık bir halde öylece durmaktadır. Özellikle internetin hayatımıza girişi, bu bilgilere ulaşımı neredeyse dünyanın en basit işlerinden biri haline getirmiştir. Patentlerin ortaya çıkışı konusunda bilgi paylaşımının, yani açık inovasyonun ne kadar fazla yer kapladığını şöyle açıklayayım size. Şu ana kadar alınmış patentlerin – ki yılda ortalama bir milyon patent alınmaktadır- sadece %1’i tamamen yeni ve devrim niteliğinde buluşlardır. Örneğin; benzinli motor, ya da uzağa gitmeyelim internet gibi. Kalan patentlerin %23’ü çok önemli gelişmelerdir ama yine de esinlenmeler söz
120
TEKST‹L & TEKN‹K AĞUSTOS - AUGUST 2011
konusudur. %50’sinden fazlası ise tamamen daha önce yapılmış buluşların, başka alanlara ve çözümlere uyarlanmış halidir. Yani en gizli bilgileri taşıdığını düşündüğümüz patentler, aslında açık inovasyon kavramının en ciddi kaynağıdır. Pek çok firmanın da bu yönde ciddi stratejileri söz konusudur. Örneğin IBM şirketi. Yıllardır patent sayıları konusunda dünya çapında liderliği kimseye bırakmayan bir firmadır. Her yıl yaklaşık 3.000’in üzerinde patent üretmektedir. Sadece patentlerinin lisans gelirlerinden 3 ila 5 milyar $ (evet milyar $) kazanmaktadır. Aynı IBM hiç korkmadan bazı patentlerini de kolaylıkla ilgili herkesin ulaşabileceği yerlerde yayınlamaktan da çekinmemektedir. Temel amaç yapılan teknolojik gelişmenin ilgilenen herkesin bilgisine açılması, böylece de kolektif akıldan faydalanma stratejisidir. Konu hakkında fikri olanların da çoğu yine IBM’e ulaşmakta, bilgi yine firmaya geri dönmektedir. Hem de olabilecek en maliyetsiz yöntemle. Açık kaynak kodu üzerinde çalışan Linux sistemi de açık inovasyonun bence en önemli örneklerinden biridir. Ve yine IBM Linux’a desteğini esirgememektedir! Tabii bu şartlar altında gelinen noktada ABD ve Japonya’da 400.000’ler, Güney Kore’de 150.000’ler Avrupa’da ise 100.000’ler seviyesinde patent başvuru sayıları ortaya çıkmakta yine aynı ülkeler teknolojik gelişmişlik sırasının da ilk basamaklarını doldurmaktadır. Ülkemizde durum bu açıdan bakıldığında gelişmiş ülkelerin çok gerisinde olmasına rağmen karamsar değiliz. Zira 2010 sonu itibariyle yaklaşık yıllık patent başvuru sayılarımız, 12.000 adetlik sayıları geçmeyi başarmıştır. Teknolojinin dolaşım ve yenilenme hızı açısından inanılmaz günler yaşadığımız çağımızda kendin bul, kendin üret, kendin sat, kimseye de bir şey belli etme döneminin sonu çoktan gelmiştir. Yerli sanayi işletmelerinin açık inovasyon kültürünü çok kısa zamanda öğrenmesi ve uygulaması durumunda üretimin yanında sı-
PANORAMA
nai haklardan gelecek faaliyet dışı gelirle büyümeyi hızlandırmış olacağız. Başka çaremiz yoktur. Arsa, fabrika, araba vs. Tabii ki önemli ve vazgeçilmez araçlar ve değerler bunlar. Ancak bunların sınırı çok geniş de olsa neticede belli kaynaklardır ve bir yerde duracaktır. Ancak eriştiğimiz uygarlığın temeli olan bilgi sınırsız bir biçimde çoğalmakta, gelişmektedir. Uzmanlar insanlık tarihi boyunca erişilen teknolojik gelişimin, 1950 – 2000 yılları arasındaki 50 yıllık dönemde en az 2 kat arttığını söylüyorlar. Günümüz de en pahalı olan ve değeri en yüksek olan zaman olduğundan bu zamanın iyi yönetilmesi içinde bilgiye ihtiyaç vardır. Kişilerin veya firmaların rekabeti aslında zamanı kullanma becerisinden kaynaklanmaktadır. Doğru bilgiye kim önce ulaşıp kullanırsa bu bilgi ile ön plana çıkmakta ve rekabette daha güçlü olmaktadır. İleri ülkelerin güçlü olmaları doğru bilgi kaynaklarının çokluğundan ve bu bilginin çok sayıda firma ve kişi tarafından kullanılmasından kaynaklanmaktadır. Herkesin dilinde A.B.D olmasının nedeni kullanılabilir bilginin merkezi konumunda olmasındandır. Üniversite sayılarının 4000 adete ulaşmış olması ve burada yapılan araştırmaların sonuçları, doktora tezleri bu bilginin her gün gelişen ve güncellenen bir yapıda ilerlemesini sağlamaktadır. Bu bilgi teknolojik ilerlemenin ve ekonomik büyümenin temel taşı olduğundan A.B.D. lider ülke konumunda bulunmaktadır. Ama aynı zamanda bu bilgiye para ödendiği içinde en büyük hizmet işletmeleri yine bu ülkede bulunmaktadır. 500 avukatın birlikte çalıştığı hukuk şirketleri, 2000 mühendisin çalıştığı mühendislik ve taahhüt şirketleri yine bu ülkeden dünyanın her noktasından iş yapan, teknoloji dağıtan ve hizmet satan yani bilgi sunan bir yapı ile çalışmaktadır. Dünya şirketleri bilgiye para ödedikleri için hızlı koşabilmekte ve katma değer üretebilmektedir. Teknoloji geliştirmek veya marka olmak sadece söylemekle olmaz bunun yolunun öğrenilmesi ve bu bilgi kaynağının bulunması gerekir. Dünyanın en zengin adamı Bill Gates’in fabrikaları yok ama bilgi üreten, araştırma yapan merkezleri var. Ülkemizde bilgi üreten araştırma merkezlerinin daha yeni kuruluyor olması güzel bir başlangıç olmasına rağmen yolun başlangıcın da olması Bill Gates gibi teknolojik bilgi üreticilerinin dikkatlerini çekmiş ve ülkemize bu kadar fazla ilgi göstermelerine neden olmuştur. Bu açığın kapatılması güçlü eğitim kurumlarına ve teknolojik bilgi üreten büyük şirketlerinin varlığına bağlıdır. Son Söz: Bilgi geldiğimiz noktada gerçek sermayedir. Tabii ki yasalarla, tescille koruma altına alınmalıdır. Bilgi üretmenin maliyeti bilginin sonuçlarından elde edilen kaynakla karşılanmalıdır. Ancak ürettiğiniz bilgiyi kollektif akılla zenginleştirmek yeni fikirlerin yani yeni zenginliklerin doğmasına yol açacaktır. Ve bilgi kökenli zenginliğin sonu yoktur.
TEKST‹L & TEKN‹K AĞUSTOS - AUGUST 2011
121
PANORAMA
Ekol, müşteri portföyünü genişletmeye devam ediyor Ekol continues to extending its customer portfolio
122
Dünyaca ünlü birçok markayı müşterileri arasına ekleyerek; 2011 yılında hızlı bir büyüme kaydeden Ekol, perakendeden kimyaya kadar birçok farklı sektörde hız kaybetmeden müşteri portföyünü genişletmeye devam ediyor. 1968 yılında kurulan, bugün 37 ülkede
5.500’den fazla mağazası ile müşterilerine en kaliteli markaları uygun fiyatlarla sunan dünyanın en büyük spor perakendecisi Intersport, 2005 yılından beri faaliyetlerini sürdürdüğü Türkiye’de gerçekleştireceği depolama ve dağıtım operasyonları için Ekol’ü tercih etti.
The largest sports retailer of the world, Intersport, as well as two chemical giants of Germany, Evonik and BASF chose to work with Ekol Logistics. Registering a fast-paced growth in 2011 by adding numerous world famous brands into its customer portfolio, Ekol continues to build up its customer portfolio across various industries from chemicals
to retailing, without any slowing. Established in 1968, Intersport has now achieved to catch a place to be the largest sports retailer of the world. Intersport is now known by its customers to offer the highest quality brands at affordable prices in more than 5,500 stores in 37 countries including Turkey. Intersport is operating in the Turkish market since
TEKST‹L & TEKN‹K AĞUSTOS - AUGUST 2011
PANORAMA
Almanya’nın kimya sektöründe lider firmalarından Alman Evonik, uluslararası taşıma operasyonlarını gerçekleştirmek üzere Ekol’ü seçti. 1 Temmuz 2011 tarihinden itibaren başlayan projeyle; Evonik’in uluslararası taşıma operasyonlarını Ekol gerçekleştirecek.İnşaat sektörünün lider hammadde sağlayıcısı, kimya sektörünün öncü kurumlarından BASF’ın Belçika-Türkiye arası karayolu taşımacılık operasyonlarını 2010 yılında yaptığı anlaşmayla üstlenen Ekol, yeni anlaşmay2005 and now chooses Ekol for its warehousing and distribution activities in Turkey. One of the leading names in the chemistry industry, Evonik from Germany, has chosen Ekol for its international transportation operations. With the project to commence on July 1st, 2011, Ekol will be carrying out international transportation operations of Evonik. Being the world’s leading chemical company with a portfolio ranging from chemicals, plastics, performance products, and agricultural products to oil and gas, BASF has chosen Ekol for its trans-
124
TEKST‹L & TEKN‹K AĞUSTOS - AUGUST 2011
la artık Almanya taşımalarını da üstlenecek. 2011 yılının ilk yarısında Morhipo, Monoprix, Tchibo, Intersport ve Evonik gibi önemli markaları müşteri portföylerine eklemekten çok mutlu olduklarını ifade eden Ekol Lojistik Genel Müdürü Umur Özkal; “Müşteri portföyümüzü genişletiyor olmamız ve şirketlerin bizi çözüm ortağı olarak tercih etmesi gurur verici. Bu anlamda daimi müşteri memnuniyeti için çalışma azmimiz artarak devam edecektir” dedi. portation needs in Germany, in addition to its land transport operations between Belgium and Turkey, performed by Ekol with an agreement made in 2010. CEO of Ekol Logistics, Umur Özkal stated their delight in adding significant names such as Morhipo, Monoprix, Tchibo, Intersport and Evonik to the firm’s customer portfolio, adding “We are proud in expanding our customer portfolio, and being the choice solution provider to significant companies. We will only increase our resolve to work for lasting customer satisfaction.”
PANORAMA
Tekstil atıklarıyla ekonomiye katkı Textiles wastes recycled back to the economy
126
Pakistan’da geçen yıl yaşanan sel felaketinin pamuk üretimini olumsuz etkilemesi, Hindistan’ın üreticisine destek için pamuk ihracatını durdurması, pamuk stoklarının dünyanın en büyük tüketicisi olan Çin’deki talebi karşılamayacağına dair spekülasyonlar ve Mısır’daki olaylarla fiyatı artan pamuk,
dünya borsalarında önemli hale geldi. Denizli’de tekstil firmalarının ürettiği pamuklu ürünlerin atıkları, bir geri kazandırma ve değerlendirme firması tarafından ekonomiye kazandırılıyor. Vatan Kağıtçılık Ambalaj Atığı Toplama Ayırma Tesisi Müdürü Hilmi Eken, yaptığı açıklamada,
A company located in Denizli, has began to recycle the wastes of textile producers when cotton prices were increased sharply as a result of natural disaster in Pakistan, Indian’s ban on cotton exports, the speculations that forecast a gap of supply for Chinese buyers. Hilmi Eken, Vatan papers and packaging recycling company’s plant manager, said that his company
collects wastes from producers of apparel products in Istanbul, Bursa and Denizli and processes them for recycling. “We also keep environment clean and add values to the national economy” he said. The cottons obtained from recycling are used in the production of open-end yarn plants and some others are used in the production of non-woven products. 40 percent
TEKST‹L & TEKN‹K AĞUSTOS - AUGUST 2011
PANORAMA
İstanbul, Bursa, Denizli gibi illerdeki konfeksiyon fabrikaları ve atölyelerinden temin ettikleri atıkları işleyerek, hem çevrenin kirlenmesini önlediklerini, hem de geri dönüşümle ekonomiye katkıda bulunduklarını söyledi. Tekstil atıklarından elde ettikleri pamukların bir kısmının open-end ip tesislerinde iplik olarak imal edildiğini, bir kısmının da keçe haline getirildiğini bildiren Eken, şunları söyledi: ‘’Çöpe atıldığı için çevrenin kirlenmesine neden olan tekstil atıklarını kurduğumuz fabrikada işleyerek, rejenere pamuk haline dönüştürüyoruz. Böylelikle çevrenin kirlenmesinin önlenmesinin yanı sıra, ekonomiye de katkıda bulunuyoruz. İşlenmeyen tekstil atıkları çevreye atılıyor ve kirliliğe neden oluyor. Biz çevreyi kirli görüntüden arındırı-
yoruz, arındırırken de ekonomiye katkı sağlıyoruz. Elde ettiğimiz pamuğun yüzde 40’ını ihraç ediyoruz. Bu yıl başta İspanya olmak üzere Romanya, Macaristan, Suriye, Lübnan ve Türk cumhuriyetlerine tonlarca pamuk ihraç ettik.’’ Artan pamuk ve iplik fiyatlarının tekstilciler kadar, tekstil atıklarını hammaddeye dönüştüren ‘’Tarlasız Pamuk’’ üreticisi olarak adlandıran geri dönüşüm tesislerini de sıkıntıya soktuğunu ileri süren Eken, ‘’Son zamanlarda pamuk ve iplik fiyatlarının artmasından dolayı fabrikalarda çıkan tekstil atıkları bir hayli azaldı. Tekstil atıkları azalınca, biz de tam randımanlı çalışamıyoruz. Fabrikaların çoğu istediğimiz oranda, istediğimiz miktarda tekstil atığı veremediği için sıkıntı yaşıyoruz’’ diye konuştu.
of regenerated cotton is exported. Tons of cottons were exported to Spain, Rumania, Hungary, Syria, Lebanon and other Turkic republics. Eken has pointed out the effects of higher prices of cotton and yarns by saying, “Due to the rising prices of cotton the amount of wastes in factories have also diminished. We could not find enough input for
processing. Higher prices on the other hand, has increased the demand for recycled cotton. We were squeezed between supply and demand.” He added that, his company also active in recycling of papers and thus they act responsible in terms of environmental protection with an aim to left a beautiful and green world for our children.
HALL : 2 STAND : B 142
TEKST‹L & TEKN‹K AĞUSTOS - AUGUST 2011
127
MAKALE
Tedarik zinciri yönetimi ve tarihsel gelişimi Supply chain management and historical development Ayşegül ÇETMELİ; Tekstil Mühendisi Doç. Dr. Oktay PAMUK; Ege Üniversitesi Tekstil Mühendisliği Bölümü ÖZET Günümüz yoğun rekabet ortamı, firmaları, ürünlerini daha kaliteli yapmaya, daha hızlı üretmeye ve daha kısa termin sürelerinde teslim etmeye zorlamaktadır. İşletmeler, müşterilerin ihtiyaçlarını karşılayacak olan mal ve hizmetin üretimi ile ilgili faaliyetlerini yapabilmek için, ihtiyaç duydukları malzemeleri, istenen türde, istenen kalitede, istenen miktarda ve istenen zamanda tedarik etmek zorundadırlar. Firmaların, hammaddelerin siparişi ve elde edilmesinden, mamullerin üretilmesine, ürünlerin müşteriye dağıtım ve ulaştırılmasına kadar olan faaliyetler dizisini, bir başka deyişle tedarik zinciri yapılarını başarılı bir şekilde organize etmeleri, varlıklarını sürdürmede ve pazarda etkin bir rol oynamada oldukça önemlidir. Bu çalışmada, tedarik, tedarik zinciri ve tedarik zinciri yönetimi kavramları üzerinde durulmuş ve geçmişten günümüze tedarik zinciri faaliyetlerinin tarihsel gelişimi incelenmiştir. Anahtar kelimeler: Tedarik, Tedarik Zinciri, Tedarik Zinciri Yönetimi, Tarihsel Gelişim. ABSTRACT In today’s intense competitive conditions force companies to produce better quality products, in shorter delivery time. Companies have to supply needed materials in desired type, desired quality, and desired quantity and in desired delivery time in order to make the activities for the production of goods and services that meet the requirements of the consumers. From ordering and producing the raw materials to manufacturing of the products, from distribution and delivery to the customer through an array of activities in other words, to organize a successful supply chain structures is very important in maintaining their presence and in playing an active role in the market. In this study, supply, supply chain and supply chain management concepts were focused and the historical development of supply chain activities were investigated. Keywords: Supply, Supply Chain, Supply Chain Management, Historical Development.
128
TEKST‹L & TEKN‹K AĞUSTOS - AUGUST 2011
1. GİRİŞ Tedarik Zinciri; hammaddelerin siparişi ve elde edilmesinden, mamullerin üretilmesine, ürünlerin müşteriye dağıtım ve ulaştırılmasına kadar olan faaliyetler dizisidir. Bu faaliyetler, üretimde kullanılacak hammadde kaynaklarının belirlenmesi, hammaddenin tedarik edilmesi, hammaddelerin yan ve tam mamul üretimine aktarımı, üretimin yapılması ve ürünlerin müşteriye ulaştırılmasını sağlayan dağıtım kanalının oluşturulması alt süreçlerini kapsayan fiziksel bir ağdır [1]. Bir başka deyişle Tedarik Zinciri; hammadde satıcıları, mamul üreticileri, dağıtım kanalları, perakendeciler gibi birden çok işletmeyi içine alan bir yapıdır [2]. Tedarik Zinciri Yönetimi ise, tedarikçilerden müşterilere, malzeme satın almadan ürün tasarımı ve tüketici sonrası yeniden kullanıma, depolamadan dağıtıma ve muhasebeye kadar aradaki teşebbüs ve operasyonları yönetmektir. Birden fazla şirketi kapsayan Tedarik Zinciri Yönetimi yapısı, tek bir şirket gibi davranarak kaynakların (süreç, insan, teknoloji ve performans ölçümleri) ortak kullanımı sayesinde bir sinerji yaratmayı hedeflemektedir. Sonuç ise yüksek kalitede, düşük maliyette, piyasaya hızlı bir şekilde sunulan ve müşteri memnuniyeti sağlayan hizmet ya da ürünlerdir [2]. “Profesyonel Tedarik Zinciri Yönetimi Komisyonu (Council of Supply Chain Management Professional - CSCMP)” tarafından yapılan Tedarik Zinciri Yönetimi tanımı ise kaynak bulma ve tedarik etme, ürüne dönüştürme ve tüm lojistik faaliyetlerinin planlama ve yönetimini kapsamaktadır. Önemli olan, tedarik zinciri içinde yer alabilecek tedarikçiler, aracı kurumlar, üçüncü parti servis sağlayıcılar ve müşterileri içeren partnerler arasındaki işbirliği uyumu ve koordinasyondur. İşin özü Tedarik Zinciri Yönetimi, şirketler arasındaki ve içindeki talep ve arz yönetimini bütünleştirmektedir (CSCMP, 2009) [3]. Tedarik Zinciri Yönetimi; Tedarik Zincirinin çeşitli elemanlarının birbirine bağlı bir sistem içine entegre eden iş prosedürleri, politika ve bilgisayar sistemleridir. Şirketler dış kaynak ortaklarına daha çok güvendikçe, Tedarik Zinciri Yönetimi’nin, esas ihtiyaç duyulan malzemelerin tedarik edilmesinin gelişiminin ötesinde
MAKALE
stratejik bir yönetim fonksiyonu olacaktır. Bu da başarısızlık ile başarmak arasındaki farka neden olacaktır. Doğru ortaklar arasındaki tedarik zincirinin en başarılı fonksiyonu; alıcı ve satıcı arasındaki çabaların kazan kazan yaklaşımı ile koordine ediyor olmasıdır [4]. Lojistik yönetiminin uygulandığı Tedarik Zinciri faaliyetleri tarih öncesi çağlardan beri yapılmaktadır. Yerleşik düzene geçmeden önce avlanan hayvanların taşınması, toplanan meyvelerin ve diğer gıdaların ileride kullanmak üzere saklanması, yeniden taşınması gibi işlemler bu zincirin halkalarını oluşturan faaliyetlerdir. Yerleşik düzene geçtikten sonra üretilen gıda ve ihtiyaç malzemelerinin taşınması, önceleri kervanlarla sonradan gemilerle yapılmaya başlamış ve bu amaçla limanlar, kara yolları ve depolar inşa edilmiştir. Buhar ve motor gücünün deniz, kara ve demir yolu taşımacılığında kullanılmaya başlanmasıyla ticareti yapılan ürün çeşitleri artmış, daha fazla hammadde ve ürün taşınmaya başlamıştır [1]. Dünya savaşları sırasında askeri anlamda lojistik kavramı oluşmaya başlamış; taşımanın, stoklamanın ve dağıtımın optimizasyonunun ve kontrolünün önem kazandığı görülmüştür. Ürünlerin daha hızlı taşınması, gerektiği kadar depolanması, ihtiyaç anında hazır olması, raf ömrünü kaybetmemesi, geri dönüşlerinin sağlanması gibi lojistik yönetiminin temel esasları da aynı dönemde ortaya çıkmıştır [2]. Özellikle İkinci Dünya Savaşı sonrasında küreselleşmenin ivme kazanmasıyla üretim artmış, deniz aşırı bir pazara hizmet götürüldüğü için taşıma önem kazanmış ve hammadde girişleri artmıştır. Böylece daha büyük gemiler, daha büyük uçaklar, daha uzun trenler ve daha güçlü motorlar yapılmış, taşıma maliyetleri ucuzlatılmış ve üretim maliyetleri düşürülmüş, global rekabette maliyet avantajı sağlanmıştır. Artan üretimin gerektirdiği kaynak yatırımının finans kuruluşlarından sağlanması ile de stoklama maliyetleri hatta tüm Tedarik Zinciri içindeki stok ve finans yükleri görülür hale gelmiştir [2]. Tedarik Zinciri Yönetimi kavramı ve uygulamaları şirketlerin dikkatini çekmeden önce, firmalar çeşitli yönetim tekniklerini uygulamaktaydılar. Esas olarak baktığımızda, Tedarik Zinciri Yönetimi lojistik yönetimindeki gelişmelerin bir devamıdır [5]. 1900’lü yıllardan 1960’lı yıllara kadar olan dönemde lojistik, işletmeler için temel bir rekabet avantajı olarak değil; çoğunlukla taşıma ve depolama gibi temel fiziksel dağıtım fonksiyonları olarak görülmüştür. Bu dönemde işletmelerde lojistiğe, pazarlama, satış ve üretimden daha az önem verilmekte ve esas işi olarak da envanter, taşıma, depolama, sipariş işleme gibi işlemleri yürüten taktiksel bir faaliyet olarak kabul edilmektedir [6]. 2. ENDÜSTRİ SİSTEMLERİNİN GELİŞİMİ VE TEDARİK ZİNCİRİ YÖNETİMİNİN DOĞUŞU Sanayileşmenin evrimiyle birlikte, 1900 yılında Gilbert’in Zaman Etüdü, 1901 yılında Gannt’ın Çizelgeleme,
1911 yılında Taylor’un Bilimsel Yönetim, 1915 yılında Circa’nın Ekonomik Sipariş Miktarı adlı çalışmaları, üretim yönetimini bir bilim dalı haline getirmiştir. 1927 yılında Mayo’nun İnsan İlişkileri kavramını ortaya atması ve özellikle otomotiv sanayinde kullanılmaya başlanılan “Montaj Hattı” çalışmalarıyla üretim tekniklerinde elde edilen başarılar, 1930 yılında Ford’un T-Model (Tin Lizzie) otomobilinin üretim tekniğinde ulaştığı mükemmellik “Kitlesel Üretim Modeli”ni yaratmıştır [7]. İkinci Dünya Savaşı yıllarında Blacked’in ortaya koyduğu “Yöneylem Araştırması” çalışmaları ve bu savaş sonrası sanayinin kitlesel üretim tekniklerini benimsemesi, standartlaştırma ve verimliliği arttırma çalışmalarına paralel olarak aynı dönemde kullanılmaya başlanan istatistiksel stok kontrol yöntemleri yeni bir ivme kazandırmıştır [7]. 1950’lerde bilgisayarların gelişmesi makinelerin kontrolü için “Numerical Control (NC)” sistemlerinin gelişmesini beraberinde getirmiştir. Sayısal kontrollü makinelerin bilgisayar sistemleriyle bütünleştirilmesiyle “Computer Numerical Control (CNC)” makineler geliştirilmiştir. Bu dönem basit esnek olmayan transfer hatlarının gelişimi ve otomasyonu aşaması olarak kabul edilmektedir [7]. 1960’lı yıllarda bilgisayar sistemleri ve teknolojilerinin gelişmesi ile diğer bütünleşmeler “Direct Numerical Control (DNC)” beraber daha esnek transfer hatlarının gelişmelerini sağlamıştır. Bu dönemde ilk defa “Material Requirements Planning (MRP)” çalışmaları başlamıştır [7]. 3. TEDARİK ZİNCİRİ YÖNETİMİ SAFHALARI Tedarik Zinciri Yönetimi aşağıdaki 3 safhadan geçmiştir: Birinci safha; bitmiş ürünlerin fiziksel dağıtımına odaklanıldığı envanter dönemi olarak ortaya çıkmıştır. Bu dönem boyunca, yaklaşık olarak 1960’dan 1975’e kadar olan sürede, şirketler üretim prosesleri ve hammadde olarak iki ayrı iş bölümü seklinde çalışıyorlardı. Üretim çıktıları bitmiş ürünlerin bulunduğu yerleşim bölgelerine iletiliyordu [5]. Fiziksel dağıtım yönetimi; fabrika, bölgesel dağıtım merkezleri, yerel dağıtım merkezleri gibi farklı depolama seviyeleri ve toplam depolama-nakliye maliyetleri, nakliye/depolama ağı optimizasyonu gibi çeşitli analizlerin arasında eşgüdümü sağlayacak gelişmiş veri iletişim sistemleriyle mümkün olan bir yönetimdir. Fiziksel dağıtım, iletim kanalının amacı olan yer ve zaman faydasına ek olarak ürün ve hizmetlerin en kısa zaman ve en az toplam fiziksel dağıtım maliyetiyle tüketiciye ulaştırılmasıdır [6]. İkinci safha, lojistik adımdır ve üretim, satın alma ve sipariş yönetimi fonksiyonlarının bir yardımcısı olarak karşımıza çıkmaktadır. İkinci safhada iş dünyasının liderleri operasyonların işletme ile entegre edilmesinin önemini fark etmeye başlamışlardır. Bu periyot boyunca (1975-1990) daha hızlı gelişen şirketler, envanter yerine müşteriye yönelmeye başlamışlardır [5]. Üçüncü -günümüzdeki- safha ise entegre bir Te-
TEKST‹L & TEKN‹K AĞUSTOS - AUGUST 2011
129
MAKALE
darik Zinciri Yönetimi’dir. Entegre edilen zincirin fonksiyonlarını arttırmak için tedarikçiler ve müşteriler ilişkilendirilmektedir. Tedarik Zinciri Yönetimi kavramı 1980’lerin sonlarına doğru bu safhada gelişmeye başlamıştır. Şirketler, verimliliğin sadece işletmedeki bilgi, ilişki ve malzeme akışının yönetimi ile artabileceğini fark etmişlerdir. Bu düşünce tarzı ve uygulama, Tedarik Zinciri Yönetimi’nin gelişmesi ile sonuçlanmıştır [5]. Zaman içerisinde, teorik ve pratik olarak Tedarik Zinciri Yönetimi taktiksel yaklaşımdan stratejik yaklaşıma doğru bir geçiş yaşamıştır. TZY, “en iyi” satın almayı yapmanın ötesinde; firmanın sürdürülebilir bir rekabet avantajı sağlamasını ve onun devam ettirebilmesini etkilemektedir [8]. Tedarik Zinciri’ndeki bir sonraki adım ise “Süper Tedarik Zinciri Yönetimi”dir. Bu adımda ürün gelişimi, pazarlama ve müşteri hizmetleri gibi birçok fonksiyon birleştirilecektir. İleri seviyede iletişim, kullanıcı uyumlu bilgisayar karar destek sistemleri ile mümkün olacaktır. Sipariş öncesi ve sipariş sırasındaki bilgiler tüm Tedarik Zinciri katılımcılarına gönderilecektir. Böylece katılımcılar çok daha çabuk ve doğru cevap verebileceklerdir. Süper Tedarik Zinciri Yönetimi’nde ürün tasarımcıları üretim çeşidinin daha kolay olması ve ürünün daha kolay kullanılabilmesi için tasarım yapacaklardır [5]. 4. TEDARİK ZİNCİRİ YÖNETİMİ’NİN EVRİMİ 1950’li ve 1960’lı yıllarda, işletmeler için birim maliyetlerin düşürülmesi konusu önem kazanmıştır. Birim üretim maliyetini düşürmek için çok düşük ürün veya proses esnekliğine sahip olan kitle üretimine önem verilmiştir. Bu dönemde yeni ürün geliştirme çabaları oldukça azdır ve alıcı-satıcı ilişkisi pek yoktur. Yarı mamul stoğu yapılmaktadır [9]. 1970’li yıllarda ise yaşanan ekonomik krizler nedeniyle tüketici tercihlerindeki gelişmeler üretim teknolojilerini de önemli ölçüde etkilemiş; talepte çeşitlilik, teslim sürelerinde kısalma ve kontrole yönelmesi zorunlu olmuş; Malzeme İhtiyaç Planlaması (Material Requirements Planning-MRP), Kapalı Çevrimli MRP ve Seçenekli Değerlendirme Yöntemi (Program Evaluation and Review Technique-PERT) çalışmaları ortaya çıkmıştır [7]. MRP sistemi; eksiksiz bir planlamayı, etkili bir malzeme kontrolünü ve meydana gelebilecek değişikliklerde planların yeniden düzenlenmesini sağlamaktadır. Bu sistem envanter seviyesini asgari düzeyde tutarken, ihtiyaç duyulan malzemenin istenilen yerde ve zamanda hazır bulunmasını da temin etmektedir. Bu sistemle birlikte yöneticiler; süreç içi çalışmaların, üretim maliyeti, kalite, yeni ürün geliştirme ve teslimde tedarik zamanları üzerine olan önemli etkisini anlamışlardır [6]. MRP, temel olarak “ne zaman sipariş edilmeli” mantığına dayanmaktır. Tedarik edilen malların faturalarının kayıtlarının tutulduğu, üretim proseslerinin taki-
130
TEKST‹L & TEKN‹K AĞUSTOS - AUGUST 2011
binin ve bitmiş ürünlerin sayımının yapıldığı bilgisayar destekli bir programdır [10]. Bu dönemde ortaya çıkan diğer bir yöntem ise “Kapasite İhtiyaç Planlaması” (Capacity Requirements Planning - CRP) yöntemidir. CRP, ürün dolaşım belgelerini ve verilen belirli bir miktar ürün talebi için gereken malzeme kapasite ihtiyacı bilgilerini sağlayan bilgisayar destekli bir programdır [10]. Bu dönemde firmalar kendi içlerinde pazarlama, üretim ve finansman ile ilgili dağıtım faaliyetlerini yürütecek merkezi bir fiziksel dağıtım bölümü oluşturmuşlardır. Her bir faaliyetin lojistiğini ayrı ayrı optimize etmek yerine bütün sistemin lojistik yönetimini birleştirmenin gerekliliği anlaşılmıştır. Böylece, her bir operasyonun maliyetini azaltmak yerine, bütün sistemin maliyetini bir bütün olarak ele alan Toplam Lojistik Hizmetleri Maliyeti yaklaşımı geliştirilmiştir [9]. 1980’li yıllara gelindiğinde kalite faktörü bir rekabet unsuru olmaktan çıkmış ve artık var olmak için temel bir ihtiyaç haline dönüşmüştür. Rekabet avantajı ise bu dönemde, üretimin etkinliği kavramına kaymıştır. Yalın üretim, üretilebilirlik tasarımı ve stoksuz üretim devreye girmiştir. Bu dönemde, hammaddenin ürüne dönüşüp tüketiciye ulaşması için geçen sürenin 2/3’ünden fazlası depolama ve taşıma sırasında harcanmaktaydı [9]. Bu dönemde firmanın stratejik kararları ile lojistik odaklılığı birleştirerek, Tedarik Zinciri’ni tek bir olgu olarak ele alan güçlü bir durum geliştirmiştir. Böylece, literatürde ilk defa bu sistem için Tedarik Zinciri terimi kullanılmıştır [6]. 1980’lerde global rekabetin artması dünya klasmanındaki firmaları daha düşük maliyetle, yüksek kalitede ve daha çok tasarım esnekliği ile güvenilir ürünler sunmaya zorlamıştır. Bu dönemde artık Tedarik Zinciri Yönetimi’nin ikinci aşaması olan lojistik safhasına geçilmiştir. Bu aşama lojistiğin entegrasyonu olarak ifade edilmektedir [11]. Dağıtım ve nakliye yönetimi kavramlarının malzeme yönetimi ile birleşmesi sonucu entegre lojistik kavramı gündeme gelmiştir. Entegre lojistik birden fazla üretim yeri olan, dağıtım merkezleri bulunan büyük üreticilerin işletme performanslarını arttırmalarını sağlamaktadır [2]. 1980’li yıllarda MRP sistemleri geliştirilmiş ve kapasite planlama ve benzeri fonksiyonlar ilave edilerek Üretim Kaynakları Planlaması (MRP II) sistemine geçilmiştir. Gelişen teknoloji ile beraber bütünleşen sistemler, Otomatik Depolama ve Geri Çekme Sistemleri (Automated Storage and Retrieval Systems AS/RS), robotikler (l. nesil robotlar), malzeme idare etme sistemleri, makine operasyonlarında planlama ve kontrol, bilgisayara dayalı entegre kontroller sağlamaya çalışan Esnek Üretim Sistemleri (Flexible Manufacturing System-FMS) kullanılmaya başlanmıştır. Aynı dönemde dağıtım ve planlama çalışmalarında da MRP tekniklerine paralel olarak Dağıtım İhtiyaç-
MAKALE
ları Planlaması (Distribution Resource PlanningDRP) çalışmaları fabrika içi ve dışında uygulama olanağı bulmuştur. Bilgisayarların üretime girmesiyle Bilgisayar Destekli Tasarım (Computer Aided Design-CAD) ve Bilgisayar Destekli Üretim (Computer Aided Manufacturing-CAM) çalışmaları geliştirilmiştir. Bu dönemde Japonya’da geliştirilen sıfır stokla gerektiği zaman gerektiği kadar üretimi hedefleyen Tam Zamanında Üretim (Just In Time-JIT) ilkesinin tampon stokla çalışmanın terk edilmesini sağlaması, insan faktörü ve kalite boyutunu çalışmalarına entegre ederek yaklaşması, üretim yönetimi teknolojisine yeni bir boyut kazandırmıştır. JIT’in bir üretim felsefesi olarak Toplam Kalite Yönetimi (Total Quality Management-TQM) yaklaşımları ile birlikte ele alınması batı dünyasında bir ideal olarak benimsenmiştir [1]. Bir işletmedeki tüm iş merkezleri için öncelik ve kapasite kısıtlarının göz önüne alınarak iş çizelgelerinin hazırladığı bir sistem olan Optimize Edilmiş Üretim Teknikleri (Optimized Production TechnologyOPT) de kullanılmaya başlanmıştır [7]. Son yıllarda bitmiş ürünlerin stoklanması ve bunların stok maliyetlerinin getirdiği ekonomik yük, dağıtım aşamasındaki zorluklar, üretim yöneticileri ile pazarlama ve finans yöneticilerini sık sık karşı karşıya getirmektedir. Teknolojik gelişmelerin hızla artışı ve globalleşen dünya ekonomisinde rekabete dayalı piyasa nedeniyle pazarlama ve finans yöneticilerinin MRP II gibi yeni bir sistem arayışına girmesine neden olmuştur. Bu da Dağıtım Kaynakları Planlaması (DRPII) gibi sistemlerin geliştirilmesine ve hızla kullanıma geçilmesine yol açmıştır [7]. 1985 yılında Amerika’da yapılan araştırmaların sonucunda uzun tedarik zincirlerinin, stok maliyeti doğurması ve doğru ürünün doğru zamanda ve doğru yerde olmasını sağlayamaması nedeniyle şirket için büyük kayıplara neden olduğu görülmüştür. Bunun sonucunda da Hızlı Cevap programı (Quick Response-QR) geliştirilmiştir. Hızlı Cevap, tekstil endüstrisi için geliştirilmiş bir programdır ve programının esası, perakendeci ve tedarikçi arasındaki bilgi paylaşımı ile müşteri ihtiyaçlarına en kısa sürede cevap verebilmektir [13]. 1992 yılında yiyecek endüstrisi liderleri, Etkin Müşteri Cevabı (Efficient Consumer Response -ECR) adı verilen bir programı geliştirmişlerdir. Programın amacı, Tedarik Zincirleri’nin rekabetçiliğini arttırmak için fırsatlar tanımlamaktır. Tedarik-Dağıtım-Müşteri değer zinciri incelenip, teknoloji ve iş dünyasındaki değişimler doğrultusunda, maliyet ve servis konularında hangi gelişmelerin yapılabileceğine karar verilmektedir [13]. 1990’lı yılların başında küreselleşmenin sonucu olarak değişik bölgelerdeki dağınık veri tabanlarının bir merkezden yönetilmesi önem kazanmıştır. Bunun sonucu Kurumsal Kaynak Planlaması (Enterprise Resource Planning-ERP) olarak karşımıza
132
TEKST‹L & TEKN‹K AĞUSTOS - AUGUST 2011
çıkmıştır. Bu sistem, stratejik planlama çalışmaları doğrultusunda müşteri taleplerini en uygun şekilde karşılayabilmek için farklı bölgelerdeki koordinasyonu sağlayan bir yazılım sistemidir. ERP ile MRP II arasındaki temel fark, MRP II’nin tek bir kuruluşa, ERP’nin birden çok kuruluşun entegrasyonuna yönelik olmasıdır. ERP aslında endüstriyel yönetim sistemleri çerçevesinde kurumlara kavramsal bir bütünlük sağlamaktadır. İşletmeler bu kavram ve yapıya kendilerini uydurmak için uzun süreler harcamakta ve ERP yazılımlarının sağladığı yapıya uyumlarını gerçekleştirmektedir [1]. 1990’ların ikinci yarısında ise ERP’nin değişen şartlara uyum sağlayabilecek olan Dinamik Kurumsal Modelleme (Dynamic Enterprise ModelingDEM) kavramı ortaya atılmıştır [5]. Bu sistem; ERP yazılımlarının tamamen internet üzerine taşınarak tüm satış, satın alma, elektronik veri transferleri ve insan kaynakları uygulamalarının çok merkezli dağınık uygulamalar haline gelmesi ile oluşan sistemlerdendir. Bu gelişmeler artık ERP kavramının işletmenin dışına taşarak tüm tedarikçileri ve satış noktalarını içerisine alan geniş ağ uygulamaları haline dönüştürmektedir. İnternet uygulamaları ve tüm işlemlerin küresel alanda ortak olarak yapılması, global tedarik zincirlerinin giderek yayılmasına teknolojik bir alt yapı sağlamıştır [1]. Son yıllarda Tedarik Zinciri Yönetimi kavramı iyice önem kazanmıştır. Örneğin, “1995 Lojistik Yönetimi Komisyonu Yıllık Konferansı” eş zamanlı oturum başlıklarının %13,5’i “Tedarik Zinciri” kelimelerini içermekteydi. Sadece iki yıl sonra 1997 konferansında ise bu oran %22,4’e yükselmiştir. Bunun dışında, bu tanım ticaret ortaklıklarında yönetim sorumluluklarını ifade etmede de kullanılmaktadır [12]. Günümüzde internetin ve web tabanlı teknolojilerin gelişimiyle birlikte Tedarik Zinciri yeniden şekillenmekte, entegrasyon eğilimi daha da hızlanarak işletme içinden tedarikçi ve müşterilere doğru kaymaktadır. 1990’lı yılların sonuna gelindiğinde elektronik veri transferi ve internet sayesinde firmalar doğru bilgiyi doğru zamanda almaya başlamıştır. Birçok firma, faaliyetlerinde gereksiz işlemleri ortadan kaldırmış, gerçek zamanlı bilgi entegrasyonu ile etkinlikleri artmıştır [9]. Bugün işletmeler değişen müşteri ihtiyaçlarına daha iyi yanıt verebilmek için tedarikçileri ile yakın ilişki içerisindedir. Yöneticiler, kaliteli mal üretmenin tek başına yeterli olmadığını anlamışlardır ve ürünleri müşteriye ne zaman, nerede, nasıl ve istenen miktarda etkin bir yöntemle ulaştırmak önem kazanmıştır. Böylece firmalar, kendilerine girdi temin eden bütün firmaların ve son müşteriye ürünleri ulaştıran ve satış sonrası hizmetleri veren firmaların yer aldığı ağın bütününün yönetiminde yer almaları gerektiğini anlamışlardır [9]. 2000’li yıllarda Tedarik Zinciri Yönetimi’nin evrimi, stratejik tedarikçi ve lojistik fonksiyonlarını değer
MAKALE
zincirine dahil etmek için firma kaynaklarını en iyi şekilde yönetmeyi amaçlayan yapılarla devam etmiştir. Denetleme yaptırmak gibi değer katmayan aktivitelerin tekrarlanması yerine üreticiler, sadece az sayıda ancak nitelikli ve onaylanmış tedarikçilerden satın alma suretiyle tedarikçilerinin kalite kontrol sistemine güvenmeye başlamışlardır. Böylece Tedarik Zinciri Yönetimi kavramı, üreticilerin öncelikle tedarikçileri ile tecrübe ettiği stratejik ortaklıklar olarak ortaya çıkmıştır. Sonrasında birçok üretici ve perakendeci de, değer zinciri boyunca etkinliği artırmak için Tedarik Zinciri Yönetimi’ni benimsemiştir [1]. 5. GÜNÜMÜZDE TEDARİK ZİNCİRİ YÖNETİMİ Hem firmalar, hem yöneticiler, hem de çalışanlar tarafından önemi gün geçtikçe daha çok anlaşılan Tedarik Zinciri Yönetimi ile ilgili güncel durumu aşağıdaki gibi özetlenmek mümkündür: • İnternetin ve e–business’ın gelişimi, yeni fırsatlar ortaya çıkarmış, üretim ve hizmet anlayışını değiştirmiştir. Artık firmalar kolaylıkla farklı coğrafyalardaki tedarikçilere ve müşterilere ulaşabilmektedir. Bu nedenle, uluslar arası ticaret hacmi büyümekte; satın alma, üretim ve dağıtım fonksiyonları küreselleşmektedir. Müşterilerin kaliteli ürün/hizmet/ bilgiye en uygun fiyatla ve en kısa zamanda ulaşma isteği sonucu firmalar, süreçlerini ve verimliliklerini sorgulamak zorunda kalmıştır [9]. • Firmalar, tedarikçilerinin sayısını azaltmakta, daha az tedarikçiyle her iki taraf için de fayda sağlayacak uzun vadeli iş ortaklıkları kurmaktadır [9]. • Günümüzdeki aşırı rekabetçi ortamda rekabet, şirketler arasında değil, tedarik zincirleri arasındadır. Şirketler, firmanın sınırlarının ötesinde büyümekte olan tedarik zinciri faaliyetlerini etkili bir şekilde yönetme zorunluluğu ile karşı karşıya kalmıştır [14]. • Sürdürülebilirlik ve enerji kavramlarına olan ilginin giderek artmasıyla beraber bu konuda daha fazla çalışmak gerektiği anlaşılmıştır. Temiz hava, artan enerji fiyatları ve azalan fosil yakıtlar gibi çevresel konular ile birlikte “yeşil pazarlama” kavramı da müşteriler, şirketler ve hükümetler için gi-
derek önem kazanmakta ve “Sürdürülebilir Tedarik Zinciri”’ne ihtiyaç duyulmaktadır [3]. • Günümüz Tedarik Zinciri yöneticileri, maliyetten kaçınmak gerektiğini fark etmiştir ama kendilerinin maliyet birikimleri ile yargılandıklarını bilmektedirler. Sonuçta, maliyet kaçınmak yöneticilerini “doğru” Tedarik Zinciri’nin tasarımı için teşvik ederken; ölçüm ve ödüllendirme sistemi yöneticileri kasıtsızca tasarım hakkında daha az endişelenip, dikkatlerini Tedarik Zinciri’nin zaman içinde daha iyi sonuçlar vermesi üzerine odaklandırmıştır [8]. İnovasyon, TZY’de gelecek “sınır” olarak algılanmaktadır. Bu da gelecekte TZY’nde maliyet minimizasyonu ve ürün teslimatına verilen önemin; tasarım, servis ve ürün teslimatında yaratılacak değerlere kayacağını vurgulamaktadır. Proctor&Gamble ve Apple firmaları, ürün inovasyonunda rekabet edebilirlik için TZY’ni kullanmaktadırlar [8]. • TZY, itme-çekme süreci, çapraz yükleme (crossdocking), risk havuzu, Tam Zamanlı Üretim (JIT), ürün tasarımı, transfer maliyeti, kitle özelleştirme gibi kavramların yararlarını kullanarak ideal Tedarik Zinciri akışını ve Tedarik Zinciri sermayesinin ekonomik dönüşünü sağlamaktır [10]. 6. SONUÇ Tedarik Zinciri Yönetimi, işletme içi verimliliği arttırmasının yanı sıra, işletmenin beraber çalıştığı, kendi alanlarındaki uzmanlığından faydalandığı, dış kaynak olarak kullandığı işletmelerle arasındaki ilişkileri koordine ve kontrol etmeye yardımcı olmaktadır. TZY, işletme içindeki ve dışındaki tedarik, üretim, kalitekontrol, dağıtım, müşteri geri dönüşleri gibi faaliyetleri bir bütün olarak ele almakta, iş süreci yönetimini geliştirmektedir. Tedarik Zinciri Yönetimi sistemi teknolojik gelişmeleri takip etmekte, yeniliklere ayak uydurmaktadır. Bu sayede işletmeler arası iletişim daha verimli hale getirilmekte, tedarik süresi kısaltılmakta ve gereksiz envanterden kaynaklanan para kayıpları önlenebilmektedir. Böylece işletmelerin fiyat, kalite, zaman ve müşteri memnuniyeti kavramları geliştirilmekte, rakiplerine karşı sahip oldukları rekabet güçlerinin yitirmemeleri sağlanmaktadır.
KAYNAKLAR: 1. Bayhan, M., 2005, “Tedarik Zinciri Yönetimi ve Bir Uygulama”, Yüksek Lisans Tezi, Pamukkale Üniversitesi, Denizli. 2. Çağlıyan, V., 2002, “Küresel Rekabet Ortamında Tedarik Zinciri Yönetimi”, Yüksek Lisans Tezi, Selçuk Üniversitesi, Konya. 3. Stock J.R., “A Research View of Supply Chain Management: Developments and Topics for Exploration”, Orion Jorunal, Volume:25, Issue:2, 2009, pp:147-160. 4. Bovee C.L., “Business in Action With Real Time Updates”, PEARSON, 2011. 5. Yıldızöz, H., 2006, “Tedarik Zinciri Yönetimi ve Bir Uygulama”, Yüksek Lisans Tezi, Yıldız Teknik Üniversitesi, İstanbul. 6. Özesen, E., 2009, “Yeşil Tedarik Zinciri Yönetimi ve Ambalaj Sanayiinde Bir Uygulama”, Yüksek Lisans Tezi, Marmara Üniversitesi, İstanbul. 7. Doğandemir, S.,2006, “Tedarik Zinciri Yönetiminin Rekabete Olan Etkisi”, Yüksek Lisans Tezi, Dokuz Eylül Üniversitesi, İzmir. 8. Melnyk S.A., Lummus R.R., Vokurka R.J., Burns L.J., Sandor J., “Mapping The Future of Supply Chain Management: Delphi Study”, International Journal of Production Research, Volume: 47, No:16, 2009, pp:4629-4653. 9. Karabay, G., 2006, “Tekstil Sektöründe Tedarik Zinciri Uygulamalarının Mevcut Durumunun Belirlenmesi ve Çözüm Önerileri”, Yüksek Lisans Tezi, Dokuz Eylül Üniversitesi, İzmir. 10. Cooper W.D., “Textile and Apparel Supply Chain Management Technology Adoption The Burlington Industries Case and Beyond”, Journal of Textile and Apparel-Technology and Management, Volume:5, Issue:2, 2006, pp:1-22. 11. Tutkun, H. İ., 2007, “Tedarik Zinciri Yönetimi Yapısının Tasarlanması ve Örgütlenmesi Öncesinde İşletmede Uygulanabilirliğinin Analizi”, Yüksek Lisans Tezi, Dokuz Eylül Üniversitesi, İzmir. 12. Mentzer J.T., De Witt W., Keebler J.S., Min S., Nix N.W., Smith C.D., Zacharia Z.G., “Defining Supply Chain Management”, Journal of Business Logistics”, Volume:22, No:2, 2001, pp:1-25. 13. Lummus R.R.,Vourka R.J.,“Defining Supply Chain Management:A Historical Perspective and Practical Guidelines”, Industrial Management & Data Systems, 1999/1, pp:11-17. 14. Lee B.C., Kim P.S., Hong K.S., Lee.I, “Evaluating Antecedents and Consequences of Supply Chain Activities: An Integrative Perspective”, International Journal of Production Research, Volume: 48, No:3, 2010, pp: 657-682.
134
TEKST‹L & TEKN‹K AĞUSTOS - AUGUST 2011
ITMA’ya birlikte uçalım...
yine birlikte ITMA’dayız... Tel: +90 212 454 25 00 Fax: +90 212 454 25 55 web: www.tekstilteknik.com.tr • e-mail: mtatli@img.com.tr
Geç olmadan bize ulaşın... www.atn.com.tr ahaspolat@atn.com.tr
İNCELEME
İzmir Şark Sanayi Kumpanyası tekstil fabrikasının 1924 yılında Karadeniz Bölgesinde yaptırdığı “Pamuk ipliği pazarı” araştırma raporu Doç.Oya Sipahioğlu, Dokuz Eylül Üniversitesi Güzel Sanatlar Fakültesi Geleneksel Türk Sanatları Bölümü
Pamuklu dokumaların ve pamuk-ipek karışımı kumaşların Osmanlı toplumunda hem kullanım alanı hem de ticari olarak çok önemli bir yeri vardı. Osmanlı toplumunun pamuklu ürünlere olan geniş talebi, ülke içinde köylerde ve kentlerde çok çeşitli ve çok yaygın bir el dokuma sanayi ile karşılanırdı. Anadolu’da pamuklu sanayinde uzmanlaşmış belli bölgeler iç talebi karşılar ve ayrıca pamuk yetişmeyen kuzey ülkeleri ve Avrupa için de üretim yaparlardı. 1500’lü yıllarda Tuna ve Kuzey Karadeniz gümrük defterlerinde, 1487-1490 tarihli Kefe iskelesi gümrük defterinde, Kayseri, Bursa, Kastamonu, Konya, Ankara, İstanbul, Tosya, Zile, Merzifon, Amasya, Gümüş, Küre, Sinop, Samsun, Denizli, Uşak gibi şehirlerden pamuklu kumaş gönderildiği kayıtlıdır. 1 Genellikle 15.yüzyıl sonlarında Kefe gümrük defterlerinde gördüğümüz durum 18. yüzyılda da fazla değişmemiştir. Ucuz pamuklular, kuzey-güney ticaretinin temel maddesi olmaya devam etmiştir. Orta-kuzey Anadolu, Kastamonu’dan Tokat’a kadar uzayan bölge, 15. yüzyılda olduğu gibi 18. yy. da da kuzey bölgesinin pamuklu gereksinimlerini karşılayan temel üretim bölgesidir. Özellikle de çok tüketilen kaba pamuklularda yalnız şehir- kasabaların değil kırsal bölgelerin de bu sınaî üretime katıldığı anlaşılmaktadır. Bölgede Kastamonu, Amasya, Merzifon, Tokat, Çorum gibi dokuma ve boyacılık el sanayi merkezlerinin, Sinop, Samsun, İnebolu gibi ihraç limanlarının ekonomik yaşantısı ve refahı bu ekonomik bağlantıya, özellikle pamuklu ihracatına
136
TEKST‹L & TEKN‹K AĞUSTOS - AUGUST 2011
bağlı olmuştur. Kuzey Karadeniz bölgesinde Rus işgalinden (1783) sonra da bütün güçlüklere rağmen bu bağlantı bir süre devam etmiştir. Fakat daha 18. yüzyılın sonlarından itibaren İstanbul’dan geçen İngiliz pamuk ipliği ve pamukluları bu pazarda Anadolu mamullerinin yerini almaya başlamıştır. 2 Genellikle 18.yüzyıl ve 19.yüzyılın son çeyreği, İngiltere’de gerçekleşen sanayi devriminin sonuçlarının tüm dünyaya yansıdığı bir süreç olarak gözlenir. Emperyalizm çağı da denilen bu süreçte, merkez konumundaki sanayileşen Avrupa, bugün üçüncü dünya olarak bilinen ülkeler başta olmak üzere, dünyanın geri kalan her yerini kendisine yayılma alanı olarak görmüş, bu alanları birer hammadde kaynağı ve işlenmiş ürün pazarı olarak nitelemiştir. 3 Avrupa’nın 17. ve 18. yüzyıllarda pamuk ve ipek üretim kaynaklarına ve dünya ticaretine egemen olmaya başlamasından sonra Türkiye’nin ticareti küçülmüştür. 18. yüzyıl sonlarına doğru İngiltere’de makinenin tekstil sanayinde uygulanmasıyla çok ucuz, makine yapımı pamukluların dünya pazarını ele geçirmesi sonucunda, 1830-1850 döneminde Türkiye ve Hindistan pamuklu sanayileri çökmüş ve sadece hammadde ihraç eder memleketler düzeyine inmiştir. 4 Bu dönemde ilk tekstil fabrikaları, Avrupa’dan ithal olunan makineler ve çoğu Ermeni idareciler eliyle işletilen tesislerden ibaretti. Ancak bu fabrikalar Avrupa rekabeti, kötü idare ve kapitülasyonların Avrupalılara tanıdığı imtiyazlı koşullar yüzünden iflasla ortadan kalktı. 1908 de II. Meşru-
İNCELEME
tiyet bir uyanış ve kapsamlı batılılaşma atılım dönemidir. Devlet bütün güçlüklere rağmen yerli özel sanayi geliştirmek için mali önlemler aldı. Yine de yerli pamuklu sanayi tesisleri gelişemedi. Başlıca neden, Türkiye’de üretilen ham pamuğu Avrupa alıyor, kendi ucuz mamullerini düşük gümrük ödeyerek Türk piyasasına sürüyordu. 5 Böylece yabancı yatırımcılar Osmanlı İmparatorluğu’nun ticari hayatında yüksek kapitalli kuruluşlara sahip olup özellikle dokuma sanayi alanında önemli işletmelere ve geniş bir pazara sahip olmuşlardır. Kuruluşu 1890’lara kadar giden Şark Sanayi Kumpanyası da bunlardan biridir Şirketin 1926 yılında hazırlanan ana mukavelenamesi şöyledir; “Cumhuriyetten önce Belçika’nın bir şehri olan Brüksel’de “INDUSTRIELLE DU LEVANT SOCIETE ANONYME” adı ile kurulmuş olan bir Belçika şirketidir. Ve Türkiye’de çalışmakta iken, yabancı anonim şirketler hakkında çıkarılan kanun gereğince (1924) çalışmasına son verilmiştir. Bu şirketin yerini almak ve aynı personel tarafından yürütülmek üzere 1925 senesinde “ŞARK SANAYİİ KUMPANYASI T.A.Ş” adını alarak yeni bir ana mukavelename ile ve bu ana mukavelenamenin Bakanlar Kurulu’nun 19.10.1924 günü toplantısında kabul edilip Cumhurbaşkanı tarafından onaylanması ve Ticaret Bakanlığının 3.1.1925 tarihindeki onayı ile Türk kanunlarına tabi olarak çalışmasına devam etmiştir” 6 Fabrika kurulmuş olduğu 1899 yılından, iflas ederek kapandığı 1976 yılına kadar İzmir’in büyük tekstil fabrikalarından biri olarak iplik, dokuma ve baskılı bez üretimini sürdürmüştür. Fabrikanın arşivinde bulunan 1924 yılına ait bir pazar araştırması raporu dönemin tekstil pazarına ve firmalar arası rekabet durumuna ve bölgenin iplik ticaretinden yola çıkarak genel ekonomik durumuna da ışık tutan önemli bir tarihi belgedir. Adı geçen araştırma raporunda ve yukarıda verilen Karadeniz Bölgesi iplik pazarına ait bilgilerde de açıkça görülmektedir ki, bu bölgede tüketilen iplik miktarı oldukça fazladır. Bunun en önemli sebebi bu bölgede büyük miktarda el dokuması tezgâhının bulunmasıdır. Böylece Karadeniz dokumacılığı için gereken ipliğin sağlanması firmalar arası rekabeti de beraberinde getirmiştir. Raporda dikkat çekilen en önemli konulardan biri yabancı, özellikle İngiliz ve Hint mallarıyla rekabette yerli üreticinin zorlanmasıdır. Karadeniz Bölgesini kapsayan araştırma raporunun Osmanlıcadan Türkçeye çevirisi aşağıda yer almaktadır. “15 Eylül 1924 ile 11 Ekim 1924 günleri arasında Karadeniz sahillerindeki seyahatimin sonuçları hakkında rapordur. Bu raporda önce şehirlerin durumu belirtilmiş, sonra bu bölgeyi kapsayan bir genel görüş ilave edilmiştir.
TRABZON Beslediği şehirler: kıyılarda, Şehirlerin doğu ve batısında küçük limanlar, iç kısımlarda Erzincan, Erzurum, Van ve civarı Yıllık Tüketim: Üçte ikisi Vater*, üçte biri ekstra renkli ve kasarlı*. Yaklaşık 15 bin paket, en çok istenen çeşitler vater 4 ve 10 numaralı, ekstra 20, 24 numaralar. Yıllık tüketim mevsimleri, yarısı şehirde bütün yıl, ocak başından mayısa kadar ve sonbahar mevsimi. Şehir hakkında genel görüş: Şehirlerin çevresi önce Rus istilası, sonra göçler ile harap olmuştur. Bu nedenle içerilere pek az iplik gönderiliyor. O derece ki vaktiyle yılda 50 bin paket tüketebilen Erzincan, bu gün 150 paket ancak çekiyor. Bu yüzden tüketimin yarısı şehir ve çevresinde ki 500 kadar el tezgah ve örgü makinelerine ve kıyıdaki küçük komşu şehirlerin son fiyatına mahsustur. 10 numaralı vater tüketimin en önemli kısmını oluşturur. Bizim 10 numara için oldukça propaganda yapılmıştır. %5 indirimli fiyatımız yabancı ipliklerle rekabete yeterse de ipliklerimizin bugünkü azlığından şikâyet ediliyor. Bu noksanlık giderilirse bu numaradan yılda Trabzon’da 4-5 bin paket pazarlanabilir. Bundan sonra en çok sürülen 4 numara vater gelir. Bu numarayı Yedikule* tekeline almıştır. Bu numara için özel ve Trabzon’a mahsus bir fiyat koyarak Yedikule ile mücadele etmemiz gereklidir. Böylece birkaç bin paket de 4 numara satılabilir. Alıcıların çoğu, kardeşleri veya kendileri İstanbul’da oldukları için yılda bir defa şehri dolaşarak İstanbul’da propaganda yapmak gerekmekle beraber çalışma merkezi İstanbul’da olmalıdır. (Trabzon’da tüketilen renkli ipliğin çoğu merserizedir) RİZE Yıllık tüketim: üçte biri ekstra ve kalanı vater olmak üzere yaklaşık 10 bin pakettir İstenen cins ve çeşitler: vater 12-14 numaralar, en çok Japon ve Hint malı kullanılıyor. Genellikle en çok 24, sonra 20-22 numaralardır. İngiliz ekstrası kullanılıyor. Tüketim mevsimi: Vater Eylül ve Ekim hariç hemen bütün sene kullanılır. Adresler: Şahzade Ali Efendi-oğlu İstanbul’dadır. Veli İsmailzade Mustafa Efendi, Tatzade Hafız Osman Efendi, Mataracızade Salih Efendi Bunlar piyasayı yalnız iplik işlerinde değil, her mal için ellerinde tutarlar. Adeta bir çeşit bankerdirler ki, yüksek faizle para verme yerine, getirttikleri malı yüzde bir miktar ekleyerek ve krediyle diğer bir tüccara verirler. Kendilerinden mal alan tezgâh sahibi tüketiciler aşağıda gösterilmiştir. Şeyh Hüseyinzade Hüseyin Efendi (yılda ikibin paket tüketir), Şeyh Hüseyinzade Tahsin Efendi (yılda üçbin paket tüketir), Sabuncuzade İbrahim Efendi (yılda bin paket tüketir), Tatzade Mustafa Efendi (yılda üçbin paket tüketir), Tatzade Halim Efendi (yılda bin paket tüketir)
TEKST‹L & TEKN‹K AĞUSTOS - AUGUST 2011
137
İNCELEME
Şehir hakkında genel görüş: Şehirde genellikle 700800 el tezgâhı olup peştamalcılık hemen hemen başlıca sanattır. Ürettikleri peştamalları Karadeniz’in bütün çevresine sevk ederler. Bunun için kullandıkları vater ipliklerini beyaz alıp kendileri boyarlar ve bununla bir çeşit gömleklik bez dokurlar. 12 ve 14 numara vaterlerimiz %5 indirimle burada satılabilir. Ekstralarımız için burada iş yoktur. Bir kere İngiliz iplikleri kadar mükemmel değildir. Bu nedenle kalite bakımından rekabet edemeyiz. Fiyat bakımından da İtalyanlarla rekabet edemiyoruz. Burada çalışabilmemize en büyük engel olacak şey, bir Osmanlı Bankasının bulunmayışıdır. Ziraat Bankası şubesi kontrkonşman muamelesi yapıyor. Ancak fiyatlar çok pahalıdır. %2 alıyor ve ancak kendisiyle her şekilde iş yapmak üzere anlaşması olan kuruluşlara %1,5 ile kolaylık gösteriyor. Herhalde Ankara’ya bir gidişimde bu mesele ile meşgul olacağım. İhtimal ki mallarımızın bedellerinin toplanmasını Osmanlı Bankası gibi her şehirde şubesi olmayan bir kuruluşa havale etmektense Ziraat Bankası gibi köylere kadar şubesi olan bir kuruluş ile genel bir anlaşma yapmak daha yararlıdır. Bu konuda fabrikanın görüşünü ve Osmanlı Bankasının Kontrkonşman işlemi için (tabii ıskonto hariç) ne verilmekte olduğunu bildirilmesini rica ederim. Şimdilik Rize için yapılacak şey oradaki toptancılardan İstanbul’da vekilleri olanların buradaki vekillerini elde etmektir. Bununla uğraşıyorum. Gerekirse Rize için ilk satışlarda ayrıcalıklı bir tarife uygulanması gerekir. Esasen ben aynı şehirdeki bütün tacirlere bir tarife, fakat çeşitli bölgeler için durumun gereğine göre, çeşitli tarifeler uygulanmasına taraftarım. GİRESUN Beslediği yerler: Şebinkarahisar, Divrik, Eğin ve civar kıyıları. Yıllık tüketim: Şehrin ihtiyacı bin paket kadardır. Fakat içerilere sevk etmek üzere her sene 8-10 bin paket iplik geçer. İstenen çeşit ve numaralar: Ekstradan özellikle 24 sonra 20-22 dir. Kullanımın beşte üçünü vater, ikisini ekstra oluşturur. Renkli kullanım azdır. Tüketim mevsimi: İçeride ilk ve son bahardır. Adresler: Hattatzade Hacı Efendi, Kitapçızade Ahmet Efendi, Hacıeminzade Hacıemin Efendi, Hacızade Asım Efendi Genel görüş ve düşünceler: Şehir iplik kullanımı bakımından hiçbir önem göstermez. Hatta bu adresler bile iplikçi değil manifaturacılardır. Ancak, iç kısımdaki şehirlerin bir limanıdır. Bu nedenle önemi vardır. Ve bunlarla ilişki kurmaktan çok bizim için önemli olan şey iç kısımları tanımaktır. Bu yüzden Şebinkarahisar, Eğin ve Divrik için hayli adres topladım. Bir taraftan bu adreslere bir sirküler gönderdik. Diğer taraftan da kendilerinin İstanbul’daki temsilcilerini,
138
TEKST‹L & TEKN‹K AĞUSTOS - AUGUST 2011
yazıhanenin işlerinin el verdiği ölçüde istemek ve ilişki kurmak ile uğraşmaktayım. SAMSUN Beslediği yerler: Merzifon, Çorum, Sivas, Yozgat, Zile, Amasya’yı karadan ve Bafra ile Ereğli’yi sahilden besleyen çok önemli bir merkezdir. Yıllık tüketim: İç kısımlarıyla beraber yılda 40 bin paket kadardır. Bunun altıda biri ekstradır. İstenen çeşit ve numaralar: Vater kalın numaralardan 20-22-24 tür. Tüketim beslediği şehirlere göre değişir. Fakat genellikle hasat zamanları müstesna olarak her ayda sarfiyat vardır. Adresler: Sabuncuzade ve Hafızzade ticarethanesi, Kavukcuzade Salim Efendi, Kefelizade Hayri efendi, Kulaksızzade Kenan Bey, Çorumteali Şirketi, Hacı Paşazade ve oğulları Genel düşünceler: Şehir genel alışveriş yönünden Karadeniz’in en işlek limanıdır. Çevresinin ne umumi harpte ve ne de Yunan harbinde hiçbir zarar görmemiş olması büyük bir ticaret çalışması doğuruyor. Ancak burada iş yapmamızı birçok fedakârlıklara bağlı görüyorum. Çünki tüccarlarımızın çoğu doğrudan doğruya Avrupa ile ilişki halindedir. Bu nedenle 10 numaraya kadar olan bu günkü fiyatlar rekabete yeterli olduğu halde 12 ve 14 numaralar için daha çok tenzilat yapmak gerekiyor. Çünkü buradaki tüccar da iç kısımlara satarken biraz istifade etmek zorundadır. Vaziyetleri İstanbul’daki toptancıların durumuna benzemektedir. Bu nedenle bizim için yapılacak iki şey vardır. Ya bunlara % 6-7 indirimle mal satarak kendilerine de faydalanmak için pay bırakmak ya da Merzifon (pek önemli bir merkezdir), Çorum, Sivas, Yozgat, Zile gibi yeni yerleri dolaşarak buradaki tüccarı doğrudan doğruya elde etmek ve Samsun toptancılarıyla tıpkı İstanbul’daki gibi mücadeleye girişerek sonradan onları bize başvurmağa mecbur bırakmak. NOT: Samsun’da bize örnek olabilecek dikkat çekici bir hadiseyi öğrendim. Giraud’ların* kaput bezi geçen seneye kadar Samsun’da ismi duyulmadık bir şeydi. Geçen yıldan beri bunun tanıtılması Faik Bey adlı bir gence bırakılmış. Kendisine masraflarına karşılık ayda 300 TL verilmiş. O da çarşıda en işlek bir yerde mağaza açmış. İç kısımlarda pek çok geziler yapmış. Tüccara her kolaylığı göstermiş. En eminlere kredi ile satış yapmış. Malı ta içerideki tüketiciye kadar göndermek sureti ile yabancı mallar ile arasındaki fiyat farkını azaltmış. Özetle ben orada bulunduğum zaman artık mal tamamen tanınmış ve Faik Bey de mağazayı kapatmak üzere bulunuyordu. Satışı oradaki toptancılara belirli bir komisyon karşılığında bırakması kararlaştırılmıştı. Toptancılar önceleri almak istemedikleri bu malın şimdi fiyatça yabancı mallardan yüksek olmasına
İNCELEME OSMANLICA BELGENİN FOTOKOPİLERİ - 1 rağmen satışını kabul ediyorlardı. Çünkü müşteriler de gelip kendilerinden sormaya ve aramaya başlamışlardı. İNEBOLU Beslediği yerler: Kastamonu, Çankırı ve bunların çevreleriyle yakın köyler. Yıllık tüketim: Kastamonu transiti hariç 20 bin paket kadardır. Bunun dörtte üçü vater dörtte biri ekstradır. İstenen çeşit ve numaralar: Vater özellikle 8 ve sonra 10 ve 6 numaralar. Ekstra 18-20-22-24 numaralar. Tüketim mevsimi özellikle ilk ve sonbaharda Adresler: Karaoğluzade Hacı Abdullah Efendi, Uzun Mehmetzade Mahdumu (oğlu) Aziz Efendi, Kadveroğlu Ömer Lütfü Efendi, Abdi Paşazade İhsan Bey, Genel düşünceler: Bu şehirlerin de iç kısımları umumi harpte ve Yunan işgali sırasında hasar görmediğinden genel ticareti faal durumdadır. Bu nedenle burada bile vaterlerin kalın numaraları ve belki de bir miktar ekstraların kalın numaraları üzerinde bizim için iş vardır. %5 ten biraz fazla indirimle düzenleyip bir kopyasını da fabrikaya gönderdiğimiz tarife üzerinden cinsinin iyiliği nedeni ile benzerimiz olan Japon ve Hint iplikleri ile bu bölgede rekabet edebileceğiz. KASTAMONU Beslediği yerler: Araç, Daday, Çerkeş, Çankırı, Boyabat, Hasya, Taşköprü. Yıllık tüketim: 40 bin paketi geçmektedir. Üçte ikisi vater, üçte biri ekstradır. Vaterden istenenin yarısı 12-14 numaralar diğer yarısı da diğer numaralardır. Tüketim mevsimi: Her zaman özellikle de ilk ve son baharda. Adresler: Mahsurzade Mahir Efendi, Safuzade Tevfik Efen-
di, Karahüseyinzade Hüseyin Hüsnü, Beylerzade Nazif, Çuhacızade Mehmet Emin, Boyacızade Hafız Sadık, Karavelizade Salim, Kadirzade Mehmet, Himmetzade İhsan Efendiler. Hepsinin İnebolu’daki komisyoncuları Mustafa efendi’dir. İnebolu’nun en güvenilir adamıdır. Şehir hakkında görüş ve düşünceler: Şehir gayet zengindir. Birçok dokuma tezgâhı vardır. Harpte harap olmaktan kurtulmuştur. Nüfusu yoğundur. Hem kendisi iplik üzerinde çalışır hem de kuvvetli sermaye sahipleri eliyle çevredeki şehirler için transit görevini yapar. Buranın en kuvvetli iplikçisi Mahir Efendi olup Kastamonu ithalatının yarısı kendi elinden geçer. Kendisine telgraf çekilerek İstanbul’da beni beklemesi yazılmıştı. Gelir gelmez kendisi ile bir antlaşma yapılmış ve ilkbahara kadar sarf miktarı hakkında iki taraflı deneme yapıldıktan sonra bunun daha esaslı bir antlaşmaya başlangıç olması kararlaştırılmıştı. Ondan sonra en kuvvetli Sofuzade Tevfik Efendi dir. Bu da tüm ithalatın dörtte birini yapar. Geri kalan dörtte biri diğerlerinindir. Burada çok kuvvetliyiz ve iyi yapacağımızdan umutluyum. Bu raporu temize çekerken şu satırları eklemeyi de gerekli gördüm. Kastamonu’da yalnızca dört saat kaldım fakat elimdeki kuvvetli tavsiyelerle Kastamonu ve İnebolu tamamen lehimize kazanılmıştır. Geldikten sonra hatta fiyat bile sormaksızın, “filan filan numaralardan şu kadar yükleyiniz” tarzında telgraflarla sipariş aldık, zira tüccarlar inanmışlardı ki kendilerine en son fiyatımız ne ise onu bildireceğiz. Bu güvenin korunması ve meş’um pazarlık ve karşı teklif usullerine
TEKST‹L & TEKN‹K AĞUSTOS - AUGUST 2011
139
İNCELEME OSMANLICA BELGENİN FOTOKOPİLERİ - 2 meydan açılmamalıdır. Bunun için bu pazarda gayet büyük bir özenle hareket gereklidir. Ufak bir hata hakkımızdaki güveni kaybettirir. Fabrikaca şimdiye kadar kendi bölgemize ait her teklifin kabulü ve yerine getirilmesiyle hakkımızda gösterilen güvene teşekkür ederiz. Benim prensibim Samsun, Bursa, Kastamonu gibi bölgelere durumun gereğine göre, çeşitli tarifeler uygulamak. Ancak tarifeyi uyguladıktan sonra hiç kimse için ayrıcalık yapmamaktır. Bugün Kastamonu ve İnebolu için %5,5 indirim 10 numaraya kadar yeterlidir. 12-14 mümkün ise %6 ile satılmalıdır. Ve fiyatlar genel olmalıdır. Battalzade vasıtasıyla Beylizade Nazif Efendi’ye gönderilen 8 numara fiyatları her nekadar bir yanlışlıktan ileri gelmişse de bütün pazarı aleyhimize çevirebilir. Bu hususu fabrikaca, yanlışlıktan 8 numara yerine 6 numara fiyatı konulduğunu söyleyerek düzelttim. Fakat bundan sonra bu hususa çok özen gösterilmesini özel olarak rica ederim. GENEL DURUM HAKKINDA BİR ÖZET Yaptığım bu gezide Karadeniz’in çeşitli limanlarında gelişmemiz ve adı geçen şehirlerde eski tanışıklığımızı yeniden kurabilmemiz için yapılması gereken işleme ve diğerlerine ait saptadığım noktaları aşağıda aktarıyorum. Önce; bizim ilişkilerimiz, tanınmamız bu taraflarda tümü ile unutulmuştur diyebilirim. Kastamonu’da ve İnebolu’da yapılan propagandalarla bu iki şehir bizim için kazanılmıştır. İkinci olarak: savaşlar ve göçler dolayısıyla hemen her yerde eski gerçek iplik tacirleri orta-
140
TEKST‹L & TEKN‹K AĞUSTOS - AUGUST 2011
dan çekilmişlerdir. Bugün iplik ticareti yapan birtakım eski bakkallardır ki, ipliğin ne olduğundan habersizdirler. Bunlardan bazıları bu işe yeni başladıklarını itiraf etmişler ve bu nedenle kendilerine kalitesiz ve satılması zor olan mallardan gönderilmemesini rica ettiler. Şu halde bunların güvenini kazanmak ve bizim mallarımızdan başkalarını almamalarını sağlamak için bu şahısların şu halinden yararlanmalıyız. Üçüncü olarak: Müşterilerimizin hemen hepsinin İstanbul’da alıcıları vardır. Bu bakımdan kendilerini ikiye ayırmak gerekir. Birincisi İstanbul’da yabancılar aracılığıyla alımlarını yapanlar ve alımları için çok yüksek komisyon ve birçok yol masrafı ödeyenler ki, bu masraf bizim paket başına aldığımız 10 kuruştan daha fazladır. Bu kısım başvurumu iyi karşılayıp bizimle doğrudan doğruya iş yapacaklarını vaat ettiler. Diğer kısım, İstanbul’daki alıcıları kardeş, baba, oğul, ortak gibi yabancı olmayanlardır. Dâhilden kendilerine gerekli olan numaralar bildiriliyor. Hangi markayı hangi fiyatla alacağına İstanbul karar veriyor. Dördüncü olarak; Başka bir yandan yine müşterilerimizi ikiye ayırmak mümkündür. Zenginler ve fakirler. Zenginler Mahir Efendi ayarındaki müşterilerdir ki, (yalnız İnebolu’da Mahir Efendi’nin tamamı ecnebi malı olarak kırkar paketlik seksen balyası bulunuyordu). Peşin para ile büyük alımlar yaparlar. Fakirler bu zenginlerin esiridirler. Çünkü genellikle bunlardan kredi ile alırlar. Her iki tarafı da elde tutmak için birinci sınıfa bizim fiyatımızla sattıkları halde dahi kendilerine bir şey kazandırabilecek surette özel bir tarife tatbik etmek, ikinci sınıfa ise peşinat istememek en az iki balyaya kadar sipariş
İNCELEME OSMANLICA BELGENİN FOTOKOPİLERİ - 3 kabul etmek, mümkün ise kredi yapmak sureti ile işlemde bulunulmalıdır. Beşinci olarak; diğer taraftan da müşterilerimiz satıcı ve dokuyucu olarak da ikiye ayrılırlar ki çıkarları her noktada aynı değildir. Örneğin satıcılar paket veya dirhemle sattıkları için “aslan marka”yı alırlar. Fakat dokuyucular yardaları noksan olduğu için bu markadan ve bütün falso numaralardan kaçınırlar. Yalnız her iki sınıfın birleştiği bir nokta vardır ki, o da sürat ve düzenli sevkiyattır. Satıcı piyasada eksilen çeşitleri sipariş eder. Vaktinde eline geçmez ise fırsatı kaçırır. Dokuyucu bizim gibi bir atölye sahibidir. Zamanında iplik yetiştirilmezse atölyesi tatile uğrar. Bu düzen ve sürat sağlanmazsa her iki sınıfta birkaç kuruş fazla vermeyi ve bir saat gibi düzenli çalışan İstanbul’daki toptancılarla iş yapmayı tercih edeceklerdir. Manukyan’ın siparişlerinin İnebolu’ya telgraf tarihinden dört gün sonra vardığını gördüm. Bu koşullara uyarak Karadeniz piyasasını elde bulundurmak mümkündür. Vaterlerimizin bu günkü fiyatları rekabete yeterlidir. Küçük satıcılara %5 (bu günkü tarife) büyük satıcılara %6 vermek yeter. Bundan sonra yapılacak düzen ve süratli nakliyatla, propaganda ve reklamdır. Kanımca reklamların en iyisi de çeşitli bölgeleri ziyaretle konuşarak yapılacak propagandadır. Bu münasebetle şubemizin durumundan da biraz söz etmeyi yararlı görüyorum. Yapılacak birçok şeyler var. Hâlbuki bizim komisyonumuz değil bunları yapmaya geçimimize bile yetmeyecektir. Farz edelim ki, ilk tahminlerin üstünde nihayet 50 bin paket satalım, komisyonumuz nihayet üç bin liradan biraz
fazladır. Bu miktar sonradan biraz arttırılırsa dahi belki ancak geçinmeye yeter. Fakat zorunlu masraflara on para bile sarf etmeye olanak yoktur. Halbuki vakitlerimizi bu iş o kadar meşgul etmektedir ki, başlıca bir iş olsa dahi öğleleri de yazıhanede geçen ve diğer durumda yetmeyen bu çalışma saatlerinden zaman kurtaracak işi yapmaya olanak yoktur. Bu nedenle şirketçe kesinlikle bize %1 komisyon verilmesi gerekiyorsa, o halde yazıhanenin bütün masraflarının şirketçe üstlenilmesi veya bu masraflar tamamen bize ait olmak üzere komisyonumuzun %2 ye çıkarılması bir adalet olur. Aksi takdirde bu para ile hem yaşamak, hem de bize yüklenen bu önemli görevi şirketin ve bizim arzumuz içinde gereken amaçlara götürmek olanaksızdır.” 7 1 Aralık 1924
Halil İnalcık, Osmanlı Pamuklu Pazarı, Hindistan ve İngiltere: Pazar rekabetinde Emek Maliyetinin Rolü, ODTÜ Gelişme Dergisi, 1979-80 ÖZEL SAYI, s.2
1
2
Halil İnalcık, a.g.k s.42
3 Abdullah Martal, Değişim Sürecinde İzmir’de Sanayileşme, Dokuz Eylül Yayınları. Şubat 1999-İZMİR. s.III 4 Halil İnalcık,Türkiye Tekstil Tarihi. Türkiye İş Bankası Yayınları 2008-İSTANBUL s.161 5 Halil İnalcık,Türkiye Tekstil Tarihi. Türkiye İş Bankası Yayınları 2008-İSTANBUL s.149 6 1926 Yılında hazırlanan ana mukavelename s.3, Şark Sanayi Kumpanyası T.A.Ş Arşivi.Şehitler cad. No.24 Alsancak-İZMİR. Osmanlıca’dan Çeviri: Feridun Sipahioğlu. * vater : Ring iplik makinesinde elde edilen ham pamuk ipliği * kasar: Pamuk ipliklerine yapılan ön terbiye işlemi * Yedikule İplik Fabrikası. 1889 da İstanbul’da kurulmuştur * İzmir Pamuk Mensucatı Fabrikası Sahibi Giraud Ailesi
1926 Yılında Karadeniz Bölgesinde yapılan piyasa araştırması raporu. Şark Sanayi Kumpanyası T.A.Ş Arşivi. Osmanlıca’dan Çeviri: Feridun Sipahioğlu. 1982 7
TEKST‹L & TEKN‹K AĞUSTOS - AUGUST 2011
141
CLASSIFIED ADVERTISEMENTS
142
TEKST‹L & TEKN‹K AĞUSTOS - AUGUST 2011
• Second Hand Machine Sellers • Human Resources • Spare part & Accessory Manufacturers • Auctions
• Second Hand Machine Sellers • Human Resources • Spare part & Accessory Manufacturers • Auctions
CLASSIFIED ADVERTISEMENTS
Second Hand Machine Sellers Spare Part & Accessory Manufacturers
ORDER FORM / REZERVASYON FORMU
BOOK A CLASSIFIED ADVERTISEMENT!
We would like to book a classified advertisement in Tekstil & Teknik for month(s) of / Aşağıdaki aylar için rezervasyon yaptırmak istiyorum. .............................................................................................................. ..................................................................................................... 2011
Get The Exceptional Benefits and Privileges of Tekstil & Teknik Here’s an opportunity! Your invitation to advertise in Tekstil & Teknik
ADVERTISE NOW AND SAVE 20% on the normal ‘Classified Advertisement’ price. It’s simple! To order: You may order your advertisement by filling out the order form and sending it by, fax, e-mail or post. Should you have any questions or request about this section, please call us.
CLASSIFIED ADVERTISEMENT DEADLINE Copy Date: Last week of the preceding month for each issue Publication Date: First week of every month
İkinci el makine satıcıları Yedek parça ve aksesuar imalatçıları MARKET SAYFALARINDA YER‹N‹Z‹ AYIRTIN! Tekstil &Teknik’in olağanüstü ayr›cal›ğ›ndan yararlan›n
Book A Classified Advertisement! Market Sayfalarında Yerinizi Ayırtın!
1 - Advertiser Details / Firma Detayları
Company / Şirket : .............................................................................................................. Address / Adres : .............................................................................................................. .............................................................................................................. .............................................................................................................. Contact / İrtibat : .............................................................................................................. .............................................................................................................. .............................................................................................................. Phone / Telefon : .............................................................................................................. Fax / Faks : .............................................................................................................. E-mail / E-Posta : ..............................................................................................................
2 - Advertisement Rates / Reklam Fiyatları 1/1 page .......... Euro 650 1/2 page .......... Euro 450
1/4 page .......... Euro 250
3 - Frequency Discounts / Özel İndirimler Book 3 ads, get 10% off Book 4,5,6 ads, get 15% off
Book 7,8,9 ads, get 20% off Book 10,11,12 ads, get 25% off
4 - Payment Form / Ödeme Şekli
Ω Check is enclosed / Çek ektedir Ω Payment is transferred to your bank account. The receipt is enclosed. Ödeme bankanıza gönderildi. Makbuz ektedir. Ω Debit my credit card / Kredi kartından borçlandırınız
Name of the card holder / Kart sahibinin ismi: .............................................................................................................. Expiry Date / Geçerlilik tarihi
: .................................................... Ω Visa
Ω Mastercard
Bank Details / Banka detayları
Bank account name / Hesap adı : İletişim Magazin Gazetecilik Basım Tanıtım Tic. A.Ş. YURTİÇİ BANKA HESAP NUMARALARIMIZ (TL) İŞ BANKASI İstanbul / Bakırköy Ticari Şubesi Şube Kodu: 1396 Hesap No: 0001028 POSTA ÇEKİ HESABI Havaalanı Şubesi Hesap No: 5368188
Yay›nlatmak istediğiniz reklam materyallerini haz›r film veya CD olarak, kurye veya elektronik posta yoluyla aşağ›da belirtilen adreslere gönderebilirsiniz. Ayr›ca arka sayfada bulunan rezervasyon formunu doldurmak suretiyle fakslaman›z yerinizin ayr›lmas› için yeterli olacakt›r.
BANK ACCOUNT NO Turkiye Is Bankasi Bakirkoy Ticari Branch / 1030 ( USD ) Turkiye Is Bankasi Bakirkoy Ticari Branch / 1044 ( EURO )
Bu konu ile ilgili daha detayl› bilgi almak istiyorsan›z lütfen bizimle bağlant›ya geçiniz.
..............................................................................................................
Date / Tarih Name&Surname / Adı & Soyadı Stamp&Signature / Kaşe & İmza
: .......... / .......... / 2011 : :
..............................................................................................................
Ihlas Media Plaza. 29 Ekim Cad. 34197 Yenibosna-Istanbul/TURKEY Tel : (+90) 212 454 25 00 Fax: (+90) 212 454 25 55 e-mail: mtatli@img.com.tr / www.tekstilteknik.com.tr
Ihlas Media Plaza. 29 Ekim Cad. 34197 Yenibosna-Istanbul/TURKEY Tel : (+90) 212 454 25 00 Fax: (+90) 212 454 25 55 e-mail: mtatli@img.com.tr / www.tekstilteknik.com.tr
TEKST‹L & TEKN‹K AĞUSTOS - AUGUST 2011
143
SUBSCRIPTION FORM ABONE FORMU Name / İsim : ...................................................................................................................................................... Surname / Soyadı : ............................................................................................................. Company / Firma : .......................................................................................................................................................................................................................................................................................................................... Mailing adress / Posta Adresi : ................................................................................................................................................................................................................................................................................. Tel : .................................................................................................................................................................................. Fax : ........................................................................................................................................................... Vergi dairesi : .................................................................................................................................................... Vergi no : .......................................................................................................................................... Business Type / Faaliyet Alanınız : ......................................................................................................................................................................................................................................................................... ...................................................................................................................................................................................................................................................................................................................................................................................... ......................................................................................................................................................................................................................................................................................................................................................................................
Subscription starts in / Abone Başlangıç : .................. / 20 .................. Ω One year EURO 100 Ω One year USD 130 Ω Two year EURO 170 Ω Two year USD 230
Subscription ends in / Abone Bitiş : .................. / 20 .................. Ω Yıllık abone ücreti ( Türkiye için ) 150 TL.
PAYMENT FORM ÖDEME ŞEKLİ Ω Check is enclosed / Çek ektedir. Ω Payment was transferred to your bank account. The receipt is enclosed. Ödeme banka hesabınıza yatırılmıştır. Makbuz ektedir. Ω Debit my credit card / Kredi kartımı borçlandırınız. Credit card no / Kredi kartı no : Security number / Güvenlik numarası : Name of the card holder Kart sahibinin adı-soyadı Expiry date / Geçerlilik süresi Type of the card / Kartın cinsi Date / Tarih : .................... /
....................
: .................................................................................................................................................................................................................................. : .................... / : Ω Visa /
....................
/ .................... Ω Master / Eurocard
....................
Stamp & Signature / İmza :
...........................................................................................................................................
Bank account name / Hesap adı : İletişim Magazin Gazetecilik Basım Tanıtım Tic. A.Ş. YURTİÇİ BANKA HESAP NUMARALARIMIZ (TL) İŞ BANKASI : İstanbul / Bakırköy Ticari Şubesi • Şube Kodu: 1396 • Hesap No: 0001028 POSTA ÇEKİ HESABI : Havaalanı Şubesi • Hesap No: 5368188 BANK ACCOUNT NO Turkiye Is Bankasi Bakirkoy Ticari Branch / 1030 (USD) / Turkiye Is Bankasi Bakirkoy Ticari Branch / 1044 (EURO)
İletişim Magazin Gazetecilik San. ve Tic. A.Ş. İhlas Medya Center, 29 Ekim Cad. No: 23 34197 Yenibosna - İSTANBUL / TURKEY Tel: +90 212 454 25 22 Fax: +90 212 454 25 97 web: www.tekstilteknik.com.tr / e-mail: img@img.com.tr