14 minute read
NEDEN DIYET YAPIYORUZ?
Mozaik, değişik renkte bir ya da birkaç malzemenin küçük parçalarının yan yana getirilmesiyle oluşturulan düzenleme tekniğinin adıdır. Genel anlamda ise renkli cam ve taş parçalarının harç içine gömülmesiyle oluşan döşeme, duvar ve örtü betimlemelerine denilmektedir.
Picture source: Turkish Archaeological News Zeugma mozaikleri motif çeşitliliği bakımında oldukça geniş bir repertuara sahiptir. Motifler Zeugma (Belkıs) kentinin var olduğu coğrafyanın etkisi ile şekillenmiştir.
Advertisement
Mozaik sanatının en nadir örneklerini özellikle Gaziantep ve Hatay’da görmek mümkündür. Bu bölgedeki mozaikler gerek biçimsel kurguları, gerek işlenen konuları, gerekse de yapım teknikleriyle dünyanın en güzel mozaikleri olmuşlardır. Fakat Zeugma mozaiklerinin dünyada en önemli ve değerli mozaiklerden sayılmasının nedenlerinden biri on üç rengin bir arada kullanılmış olması ve Zeugmalı ustaların insan yüzündeki duyguları yansıtmak için 400 ince ve küçük Bu motifler Fırat’ın balıkları, bölgenin bitki parçayı bir arada kullanmış olmalarıdır. çeşitlilikleri; üzüm, incir, elma, fıstık, menengiç, nar, coğrafyaya hâkim hayvanlar; pars (Anadolu kaplanı), sırtlan, geyik, köpek, horoz, tavus kuşu, bülbül, bıldırcın, keklik, tavşan gibi ve Zeugma (Belkıs) halkının dini inançlarında var olan tanrı ve tanrısal varlıklar kullanılmıştır. Ayrıca geometrik desenler yoğun bir yer kaplamıştır. Bu motiflerin dışında neredeyse tüm mozaikler bordürlerle çevrilidir. Çünkü bordür o mozaiğin çerçevesidir.
Zeugma Mozaikleri arasında en tanınmış olanı “Çingene Kızı” mozaiğidir. Mozaik “Mainad Villası” nın yemek odasının taban mozaiğidir. Büyük ölçüde tahribata uğramış olan resimli panodan yalnızca bu kadın başı figürü kalmıştır. 1992 yılı kazılarında ortaya çıkarılan panodaki figürün kime ait olduğu kesin olarak bilinmese de, kızın Çingene’yi andıran yüz ifadesi mozaiğe bu adın verilmesini sağlamıştır.
Fakat bu benzetmeye rağmen resmin Toprak ve Ürün Tanrıçası Demeter (Gaia) olduğunu düşünenler de bulunmaktadır.
Bu mozaiği diğerlerinden ayıran en önemli özelliklerden biri bu villada kullanılan bordürlerin diğer villalarda kullanılmamış olmasıdır.
Zeugma Antik Kenti’nden çıkartılan, toplam olarak 2 bin 500 metrekarelik alanı kaplayan ve bu dönemde sanatın ulaştığı zirve noktasının örneklerini meydana getiren mozaikler Gaziantep Zeugma Mozaik Müzesi’nde sergilenmektedir.
AYN RAND
Neden Diyet Yapıyoruz?
Diyet deyince aklınıza ne geliyor? Sağlıklı beslenmek ya da kısıtlanmışlık hissi? Hemen herkesin bir kez de olsa deneyimlediği “diyet” kavramını irdeleyelim istiyorum.
Sözlük manasına baktığımızda “diyet” kelimesi; yapılan kötülüklerin, davranışların bedelini ödemek anlamına geliyor. Gelin biraz daha eskiye gidelim ve bu kavram ilk nerede ortaya çıkmış bakalım.
Bryan Turner, diyet kavramının orijini, tek Tanrılı dinlerde (özellikle Hristiyan kültüründe-Eski Yunan, Katolik Roma, Protestanlık) ruhu korumak adına bedeni kontrol etmek olarak açıklıyor. O dönemde çilecilik rejiminin temel unsurlarından biri olan diyet, arzuların kontrol edilmesi anlamına geliyor.
Neden ruhu korumak adına bedeni kontrol etme ihtiyacı duyuyor peki insanlar? Toplumla uyumlanmak için. Bireyler, içinde yaşadıkları toplumun norm ve değerlerine bağlı oldukları müddetçe toplum tarafından kabul edilebilirler. Dolayısıyla, bedeni terbiye etmek ruhen toplum ile yeniden bağlanmak anlamına geliyor. En kısa ifadeyle diyet, eski çağlarda bireyi topluma bağlama işlevi görüyor.
Toplumların sekülerleşmesiyle ve din kurumunun etkisini yitirmesiyle birlikte diyet, medikal sistemlerin alanına dahil oluyor. Yani bugün tanıdığımız anlamıyla “diyet” kavramı ortaya çıkıyor.
Öte yandan diyetin işlevi değişti mi, tartışılır.
Diyetler bugün hala, toplumla uyumlanmak için bir araç olmaya devam ediyor. Ancak tabi ki toplumun norm ve değerleri değişti. Bugün ruhu korumak, erdemli ve günahlarından arınmış olmak gibi beklentileri yok bizden, toplumun. Sağlıklı, ince hatlara sahip olmak, iyi, güzel ve estetik bir bedene sahip olmak gibi beklentileri var. Dolayısıyla toplumun talepleri ile uyumlanırken, diyet yine işlevsel bir araç oluyor.
Diyet yapmak, diyet konuşmak, diyete girecek olmak, diyeti bozmak kavramların etrafında oluşan bir toplumsallık söz konusu. “Ortak bir payda” işlevi görüyor adeta.
Bugün pek çok araştırma kilolu olmakla sağlıklı olmak arasında –diğer değişkenleri değerlendirmeden- doğrudan bir bağlantı kurulamayacağını ortaya koymuşken, sağlık vaat eden diyetler yok satıyor. Dolayısıyla bu noktada şu soruyu sormaya ihtiyaç var sanki: “Neden diyet yapıyoruz?”
Neden yaptığımız belki yukarıdaki nedenlerle bağlantılı olarak anlam buluyor. Pek çok kişinin yaşam boyu aralıklı bir tür diyette olduğunu düşününce, neyi neden yaptığımızı sorgulamak gerektiğini düşünüyorum.
Diyet yapmazsa nasıl besleneceğini bilmeyen koca bir güruh yok mu? Sanırım bu kendimizle, sezgilerimizle çoktan teması yitirdiğimizi gösteriyor. Düşünebiliyor musunuz bundan 200 yıl önce, bir kişi ne yiyeceğinin bir listesini hazırlatmış olsun?
Beden algımız da zamana göre şekilleniyor. Daha 1950’li yıllarda film yıldızları bugüne kıyasla gayet “kilolu”. O zaman öyle görülmüyordu tabi ama bugün buradan bakınca kilolu diyoruz. Bugün ideal kabul edilen bedenler için ne çok kadın kendi bedeniyle kavga halinde? Diyetten diyete koşturmaca halinde? Popüler kültürü üreten mekanizma bizim düşünce ve davranışlarımızı da biçimlendiriyor. Kendimizle kurduğumuz ilişkiyi, kendimize nasıl davrandığımızı bile bir ölçüde belirliyor. Kendimi ve bedenimi sürekli olarak disipline edilmesi gereken, yeniden ve yeniden tasarlanması gereken bir obje olarak görüyorsam, bunda içinde yaşadığım çağın norm ve değerlerinin bir payı mutlaka var. Bu nedenle diyorum ki, kapılıp gitmeden bir kez daha soralım: Bunu neden yapıyorum?
YAZAR
“THE GROUNDWORK OF ALL HAPPINESS IS HEALTH.”
Leigh Hunt
Yazar Duygu Alkan
ANATOMİ
Anatomi, organizmaların ve parçalarının yapılarının incelenmesi ile ilgilenen biyoloji dalıdır. Yunancada ben kesiyorum anlamına gelen “diseksiyon” kelimesinden türetilmiştir. Tarih öncesi çağlarda başlayan eski bir bilimdir.
Anatomi, doğası gereği gelişimsel biyoloji, embriyoloji, karşılaştırmalı anatomi, evrimsel biyoloji ve filogeniye bağlıdır.
Çünkü bunlar, anatominin hem anlık hem de uzun vadeli zaman ölçeklerinde üretildiği süreçlerdir.
Organizmaların ve parçalarının yapısını ve işlevini sırasıyla inceleyen anatomi ve fizyoloji, doğal bir çift ilgili disiplini oluşturur ve genellikle birlikte incelenir.
İnsan anatomisi, tıpta uygulanan temel bilimlerden biridir. Anatomi disiplini makroskopik ve mikroskobik olarak ikiye ayrılır. Makroskopik anatomi veya brüt anatomi, bir hayvanın vücut parçalarının çıplak gözle incelenmesidir. Genel anatomi, yüzeysel anatomi dalını da içerir. Mikroskobik anatomi, histoloji olarak bilinen çeşitli yapıların dokularının incelenmesinde ve ayrıca hücrelerin incelenmesinde optik aletlerin kullanılmasını içerir.
Anatomi tarihi, insan vücudunun organlarının ve yapılarının işlevlerinin aşamalı olarak anlaşılmasıyla karakterize edilir. Karkasların ve cesetlerin diseksiyonu ile hayvanların incelenmesinde X-ışını, ultrason ve manyetik rezonans görüntüleme dahil olmak üzere 20. yüzyıl tıbbi görüntüleme teknikleri, önemli ölçüde gelişmiştir. Anatomi, çeşitli parçaların görünümünü, konumunu, oluşturuldukları malzemeleri, yerlerini ve diğer parçalarla ilişkilerini içerir.
Anatomi, sırasıyla bu parçaların işlevleriyle ve ilgili kimyasal süreçlerle ilgilenen fizyoloji ve biyokimyadan oldukça farklıdır.
Örneğin, bir anatomist karaciğer gibi bir organın şekli, boyutu, konumu, yapısı, kanlanması
ve innervasyonu ile ilgilenir. Bir fizyolog ise safra üretimi, karaciğerin beslenmedeki rolü ve vücut fonksiyonlarının düzenlenmesiyle ilgilenir.
Anatomi disiplini, brüt veya makroskopik anatomi ve mikroskobik anatomi dahil olmak üzere bir dizi dala ayrılabilir. Brüt anatomi, çıplak gözle görülebilecek kadar büyük yapıların incelenmesidir ve aynı zamanda dış vücut özelliklerinin görülmesiyle yapılan yüzeysel anatomi veya yüzey anatomisini içerir.
Mikroskobik anatomi, histoloji ve embriyoloji ile birlikte mikroskobik ölçekte yapıların incelenmesidir. Anatomi, organların ve sistemlerin yapısı ve organizasyonu hakkında bilgi elde etmek amacıyla hem invaziv hem de non-invaziv yöntemler kullanılarak incelenebilir.
Kullanılan yöntemler arasında bir gövdenin açıldığı ve organlarının çalışıldığı diseksiyon ve vücut duvarındaki küçük bir kesikten video kamera donanımlı bir aletin sokulduğu ve iç organları ve diğer yapıları keşfetmek için kullanıldığı endoskopi yer alır.
X-ışınları veya manyetik rezonans anjiyografi kullanan anjiyografi, kan damarlarını görselleştirmek için yöntemlerdir. “Anatomi” terimi genellikle insan anatomisine atıfta bulunmak için alınır. Bununla birlikte, hayvanlar aleminin geri kalanında büyük ölçüde aynı yapılar ve dokular bulunur ve bu terim aynı zamanda diğer hayvanların anatomisini de içerir. Zootomi terimi, bazen özellikle hayvanlara atıfta bulunmak için de kullanılır. Bitkilerin yapısı ve dokuları birbirine benzemez ve bitki anatomisinde incelenir.
BREXIT’İN BİRLEŞİK KRALLIK EĞİTİM SİSTEMİNE MUHTEMEL ETKİLERİ
Serdar BİLGİN Univerist UK LTD Genel Müdürü
Brexit’in Birleşik Krallık eğitim sektörüne etkisini Londra’da faaliyet gösteren Uluslararası Eğitim Danışmanlığı hizmetleri yürüten ve süreçten en fazla etkilenen kurumlardan biri olan Univerist UK LTD Genel Müdürü Serdar BİLGİN ve Univerist UK LTD Akademik Danışma Kurulu Üyesi Dr. Murat Zeytinli ’ye Brexit’in Birleşik Krallık eğitim sektörüne muhtemel etkileri nelerdir? AB üyesi ülke vatandaşlarına etkisi nedir? Yabancı öğrencilerde azalma beklenir mi? BK Üniversitelerinin AB ve yabancı öğrenciler tarafından tercih edilme nedenleri nelerdir? sorularını yönelttik. BK’da AB üyesi Ülkelerden Gelen Öğrencileri Bekleyen En Büyük Endişe Nedir? 2020 yılının başlarından itibaren dünyadaki tüm ülkeleri etkileyen Covid-19 virüsü, diğer sektörlerle birlikte eğitim sektöründe de etkisini gösterdi. Her derecedeki okulların, üniversitelerin ve dil kurslarının uzun süre kapalı kalması hem sektöre büyük darbe vurdu hem de Brexit’in etkilerinin görülmesini engelleyen bir sis tabakası oluşturdu. Kısıtlamalardan en çok etkilenen eğitim sektörünün maddi kayıpları büyük. Salgının örgün eğitimdeki öğrencilerinin öğrenme ve bilgi düzeyleri, gelecekteki başarıları ve psikolojileri üzerindeki etkileri henüz bilinmiyor. Bu konudaki endişe büyüktür.
BK’da büyük çoğunluğu İngiltere’de olmak üzere 2018-2019 öğretim yılındaki verilere göre 400 bin dolayında yabancı öğrenci eğitim görüyor. Bunlardan 140 binini AB üyesi ülkelerden gelen öğrenciler oluşturuyor. AB üyesi ülke vatandaşları tüm birlik ülkelerindeki üniversitelerde yerli öğrenci sayılıyor ve o ülke vatandaşları ile aynı miktarda öğrenim harcı ödüyorlar. BK’da üniversite eğitimi gören yabancı bir öğrenci yıllık ortalama 15.500 Pound ödüyor. Ayrıca, barınma, yiyecek-içecek gibi giderleri de var. Bu miktar üniversite ve alınan eğitime bağlı olarak yıllık 58.000 Pound’a kadar çıkabiliyor. Ancak, üniversitelerin çoğunluğu yerli ve AB vatandaşı ülke öğrencilerinden yıllık ortalama 9.250 Pound öğrenim harcı alıyor. AB üyesi ülke öğrencileri yerli öğrencilerle eşit haklara sahip olduğu için, diğer yabancı öğrencilere oranla yıllık £2.850 bir avantaj elde ediyor. Bu miktar toplam eğitim süresi göz önüne alındığında ciddi miktarlara ulaşıyor ve bazı bölümler için 64.000 Pound kadar çıkabiliyor ki çoğu öğrenci ve ailesi için bir servet. Dr. Murat Zeytinli Univerist UK LTD Akademik Danışma Kurulu üyesi
Brexit’le beraber UK Üniversitelerinin AB üyesi ülkelerden gelen öğrencileri kaybetme endişesi yaşayacağını belirten Univerist UK LTD Akademik danışma Kurulu üyesi Dr. ZEYTİNLİ BK Covid-19 salgınından kaynaklanan seyahat kısıtlamaları, uzaktan eğitimin yaygınlaşması gibi yeni gelişmelerle daha da kaygılanmışlardı. Çünkü seyahat kısıtlamaları yabancı öğrencilerin gelecek planlamalarını zorlaştıracak ve BK’ya gelmelerini engelleyecekti. Bu kaygılar halen devam ediyor ve gelirleri arasında yabancı öğrencilerin yaptığı ödemelerin payı fazla olan üniversitelerde bu kaygı hiç kaybolmayacak. Bu yüzden bazı BK üniversiteleri Çin ve Malezya gibi ülkelerde kampüsler kurarak, eğitimi öğrencilerin ayağına taşımaya çalışıyor.
Bu endişe yoğun şekilde yaşanırken, dünyaca ünlü ve alanında tek The Economist dergisinde ilginç bir haber yayınlandı. Habere, üniversite yönetimleri açısından yüreklere su serpen bir grafik eşlik ediyor. Buna göre, Çin’den ve diğer ülkelerden ve hatta AB üyesi ülkelerden BK’ya gelen yabancı öğrencilerin sayısında 2020 yılı itibarıyla artma eğilimi sürüyor. Grafikte Çin’den ve diğer ülkelerden gelen öğrencilerin sayısında artma eğrisi dikleşirken, AB üyesi ülkelerden gelen öğrencilerin eğrisi daha düz görünüyor.
The Economist’in haberinde belki de en önemli bilgi 2020 yılında BK’daki üniversitelere kayıt yaptıran öğrencilerin sayısında yüzde 11 artış olması. Öte yandan, yabancı öğrencilerin tercih ettiği ülkelerin önde gelenlerinden ABD’deki yabancı öğrenci kayıtları yüzde 40, Avustralya’da ise yüzde 20 azalmış durumda.
Haberde bu değişimler, BK’nın öğrenim sonrası ülkede kalma süresini iki yıl daha uzatması, ABD’nin COVID-19 salgını ile mücadelede öğrencilere gelecek planlarını yapacak ölçüde güven vermemesi ve Avustralya’nın sınırları ne zaman açacağının belirsiz olmasına bağlıyor. Habere göre, önümüzdeki yıldan itibaren BK üniversitelerine AB üyesi ülkelerden gelen öğrenci sayısı azalacak, ancak bu kayıp Çin ve Hindistan’dan kaynaklanacak artış ile telafi edilebilecek.
AB Üyesi Ülkelerden Gelen Yabancı Öğrenci Sayısında Azalma Beklenir Mi? 2021-2022 öğrenim yılından itibaren bu öğrencilere de diğer ülkelerden gelenlerle aynı fiyat tarifesi uygulanacak. Yani AB’den gelen öğrenciler için de BK’dan alınacak lisans, yüksek lisans ve doktora diplomalarının maliyeti artacağını belirten Univerist UK LTD Genel Müdürü Sayın BİLGİN “Ben buna rağmen, AB üyesi ülkelerden gelen öğrenci sayısında azalma olmayacağını, hâlihazır seviyenin korunacağını düşünüyorum. Düşüncemin sebepleri şunlardır.
Bunlardan birincisi AB’nin BK’ya olan coğrafi yakınlığıdır. Ayrıca, AB ve BK arasında 1973-2020 yılları arasındaki birliktelik belli ölçülerde bir anlayış, kültür ve hukuk birliği de oluşturmuştur. BK, bunlardan vazgeçme eğiliminde değildir. Seçmenler, AB dışındaki ve özellikle de eskiden sömürgesi olan ülkelerle AB kaynaklı kısıtlamalar olmaksızın daha yakın ilişkiler kurabilmek; AB’nin göçmen politikası ve/ veya fakir AB ülkelerinden BK’ya yönelen ucuz ve çoğu durumda niteliği düşük göçmenlerden rahatsız olduğu için referandumda ayrılma yönünde oy kullanmıştır. Gıda güvenliği, iklim, savunma, demokrasi ve hukukun üstünlüğü dâhil ortak değerlerin korunması ve yaygınlaştırılması konusundaki çalışmalar ve işbirliği devam edecektir. Bu AB üyesi ülkelerden gelen öğrencilerin kendilerini daha güvende hissetmelerini sağlayacaktır.
Bu düşüncemin ikinci dayanağı, İngilizce dilinin hayatın her alanındaki gücünü ve yaygınlığını korumasıdır. Büyük Britanya İmparatorluğu, bir zamanlar üzerinde güneş batmayan bir coğrafyayı yönetmekteydi. Genel olarak da ayrıldığı hiçbir coğrafyadan büyük katliamlar yapmadan, nesiller boyu nefret üretecek eylemlerde bulunmadan ayrıldı. Dahası, bir zamanlar yönettiği toplumlar ile ilişkilerini iyi tutmaya gayret etti. Tabii ki buna itiraz edenler olacaktır, ancak Britanya İmparatorluğu’nu diğer sömürgeci güçler ve imparatorluklar ile mukayese ettiklerinde/edebildiklerinde dediğimi anlayacaklardır.
Bu İngilizcenin dünyanın her tarafına yayılmasını, devletler ve milletler arasındaki ilişkilerde kullanılan birinci dil olmasını sağlamıştır.
AB ülkeleri de BK’nın ayrılmasını rağmen, ilişkilerini büyük ölçüde İngilizce ile sürdüreceklerdir, çünkü kullanabilecekleri başka ortak dil yoktur.”
BK Üniversitelerini AB ve Diğer Ülkelerden Öğrencilerin En Büyük Tercih Sebebi Nedir?
BK’daki üniversitelerin büyük çoğunluğu dünyadaki ilk 500 üniversite arasında yer alır, Oxford ve Cambridge üniversiteleri her sıralamada ilk 10 üniversite arasındadır. Bu üniversitelerde okumak prestij ve dünyaya ve olaylara çok daha geniş bakış açısı getireceğini belirten Dr. Murat Zeytinli, ayrıca, üniversite örgün eğitimin son aşaması sayılır. İş hayatına atılmadan ilişki ağları kurmak (networking) her sektörde ve ülkede çok önemlidir. Aynı üniversitenin mezunları şartları ve beklentiler farklı olsa da birbirlerini desteklemeye çalışırlar. Dünyada en iyi üniversiteler arasında yer alan bir üniversitenin mezunu olmak, her alanda önde gelen insanlardan olmak demektir. BK üniversiteleri mezunlarına bu imkânı fazlasıyla sunarlar.
AB üyesi ülkeler ve/veya diğer ülkelerden eğitim için gelen öğrenciler, kendi ülkelerinde üniversite olmadığından değil, bu ülkedeki eğitimin kalitesine inandıkları için ve imkânları el vermesi durumunda gelmektedirler. Yani belirleyici faktör AB üyesi ülkelerden gelenlere uygulanan “yerli öğrenci” tarifesi değildir. BK üniversitelerinin eğitim kalitesi, ülkede yaşayanların yabancı öğrencilere karşı davranış kalıpları değişmedikçe dünyanın her tarafından ülkeye öğrenci akını devam edecektir. Öğrencilerin bir kısmı zaten devlet veya başka kuruluşların bursları ile eğitim görmektedir. Bursu olmayan öğrencilerinin ailelerinin geliri bu öğrencileri desteklemekte yeterlidir, bu gelecekte de sürecektir.
En Başarılı Öğrencilerin Tercihi Neden UK Üniversiteleridir?
BK, Nobel ödüllü alan ülkeler sıralamasında ABD’nin (375) ardından toplam 131 ödül ile ikinci sıradadır. Nüfusları kıyaslandığında, BK’nın ABD’den önde olduğu açıkça görülmektedir. Bu ülkedeki eğitimin kalitesini, araştırma imkân ve kapasitesini gösteren en iyi örnektir. Bu çalışkan, gayretli ve zeki gençleri ülkeye çekmeye devam edecektir.
BK’daki üniversitelerde, Türkiye’den özellikle yüksek lisans ve doktora eğitimi için gelenlerin şaşırdığı haller vardır. Genellikle kişilerin kimlik kartlarında, oda kapılarında unvanları yazmaz. Çalışma sırasında da öğrencinin çalışmasının muhtevasına müdahale edilmez. Sadece, çalışmanın bilimsel araştırma metotlarına uygunluğu konusunda danışmanların uyarıları olur. Bu uygulama, danışmanların konuyu bilmediği, öğrenciye yardım etmek istemediği anlamına gelmez. Beklenti, kişinin araştırmasını kendinin yapması, fikrini ortaya koyması ve savunabilmesidir.
Kişinin yönlendirmeye ihtiyaç duymadan planlı ve metoda uygun çalışabilmesi gelecekteki iş ve özel hayatında çok önemli rol oynayacaktır. Gençler bunu hissetmekte, anlamakta ve geleceklerini bu yönde planlamaya gayret etmektedir. AB üyesi ülke öğrencileri dâhil, gerekli imkân ve yeteneğe sahip gençler, bu imkânların en iyisini sunma konusundaki yeteneklerini, kapasitelerini, gayretlerini kanıtlamış BK üniversitelerini tercih edeceklerdir.
Sayın BİLGİN kısaca Univerist UK LTD Uluslararası Eğitim Danışmanlık Kurumundan bahseder misiniz? Univerist UK LTD İngiltere’de eğitim almış akademisyenlerin danışmanlığında kurulmuş olup eğitim, koçluk ve Uluslararası danışmanlık alanında hizmetlerini sürdürmektedir. Univerist Londra ofisimiz şehir merkezine çok yakın konumda Holborn metro istasyonunun çok yakınında bulunmaktadır.
Univerist UK LTD’yi diğer kurumlardan farklı kılan nedir? Merkezimiz Univerist Türkiye İstanbul’da bulunmakta olup, 10 yıldır 5 farklı lokasyonda hizmetlerine devam etmektedir. Yaklaşık 10.000 kişinin üzerinde eğitim ve danışmanlık hizmeti alan öğrenci ve danışanımızla tüm akademik hayatı kapsayacak bir kariyer danışmanlığı hizmeti sağladığından dolayı ortak başarımız için yaşam boyu birlikte çalışan çok güçlü bir aileyiz.
Univerist UK ekibi kimlerden oluşmaktadır? Yurt dışı eğitimin her departmanında çalışmış, yurtdışı deneyimi olan ekibimiz, öğrencilerimizin İngiltere’ye geldiklerinde karşılaşabilecekleri herhangi bir problemini en hızlı ve etkili şekilde çözmek ve kişiye özel bireysel danışmanlık hizmeti sunmaktayız. Kariyer ve dil eğitimi amaçlı Birleşik Krallık başta olmak üzere yurt dışı eğitim ve seyahatlerde profesyonel hizmet sunan ekibimiz, yüksek lisansını ve akademik araştırmalarını İngiltere’de yapmış uzman danışmanlardan oluşmaktadır. Univerist UK LTD İletişim bilgileri
Genel Müdür CEO: Serdar BILGIN Adres: Univerist UK Ltd. 17 Greville Street, London, EC1N 8SQ Web: www.univerist.co.uk Sosyal Medya: @univerist_uk Sirket Telefonu: +44 7780 850050
The Hall E-News Magazine has made constant care to make sure that content is accurate on the date of publication. The views expressed in the articles reflect the author(s) opinions and do not necessarily are the views of the publisher and editor. The published material, adverts, editorials and all other content is published in a good faith. The Hall E-News Magazine cannot guarantee and accepts no liability for any loss or damage of any kind caused by this website and errors and for the accuracy of claims made by the advertisers.
All rights reserved and nothing can be partially or in whole be reprinted or reproduced without written consent.
DR. OSMAN KOMURCU
GLOBAL EDITOR & DIGITAL DESIGNER
DR. DOINA GAVRILOV
CO-FOUNDER
ESRA KANBUR
STAFF WRITERS
OSMAN KOMURCU
ELIANE DE SOUSA
DOINA GAVRILOV
YASEMIN GUNDOGDU
BEATRICE GABRIELA BADEA
ZEYNEP KEMALOGLU
KEVIN PEACE
TÜRKÜ NAZ ALTINAY YAZAR OSCAR KEEN
TURKU NAZ ALTINAY
RUSSU VIORICA
MOHAMMED OMER SHABBIR DUYGU ALKAN
SERDAR BİLGİN
DR. MURAT ZEYTINLI