3 minute read

2. 2. 2. 3. Söz Varlığı

TÜRK DİLİ TARİHİ 223

girdikleri tarihe kadar süren bu dönemde Uygurlar genellikle bağımsız olmakla birlikte çoğu zaman Çin kontrolü altında bulunmuşlardır. Bayan Çor Uygurlarının, bu dönemi bağımsız bir hanlık olarak kabul ettikleri anlaşılmaktadır. İlk Uygur hanlığı olarak kabul edilen 200 veya 300 yıllık dönem ise Bayan Çor döneminden epeyi geride kalmış ve 850'lerde artık efsanevî-leşmiş olan bir dönemdir. Bunu da 552'deki ilk Köktürk kuruluşundan önce yaşanan Kao-çe/Tölis dönemi olarak yorumlayabiliriz. Bayan Çor'un diktirdiği Tes, Taryat ve Şine Usu bitiglerindeki Uygur bakışı, görülüyor ki tamamen Köktürklere göre ayarlanmış; birinci ve ikinci Köktürk dönemleri, bir bakıma Uygur hanlığını inkıtaya uğratan dönemler olarak kabul edilmiştir.

1.1. ORHUN UYGUR KAĞANLIĞI

745'te Orhun bölgesinde kurulan Uygur Kağanlığına 840'ta Kırgızlarca son verilmiştir. 745-840 arasındaki Uygur kağanları şunlardır: 1.Kutlug Bilge Köl Kagan: 745-747 2.Bayan Çor Kagan ; 747-759 3.Bögü Kagan : 759-779 4.Tun Baga Kagan : 779-789 5.Külüg Bilge Kagan : 789-790 6.Kutlug Bilge Kagan : 790-795 7.Alp Ulug Bilge Kagan : 795-805 8.Alp Külüg Bilge Kagan: 805-808 9.Alp Bilge Kagan : 808-821

10.Alp Küçlüg Bilge Kagan : 821-824 11.Kazar Bilge Kagan : 824-832 12.Alp Külüg Bilge Kagan : 832-839 13.Kazar Kagan : 839-840 (Çandarhoğlu 2002:11-31). Burada yer alan isimlerin hemen hemen tamamı gerçek ad olmayıp unvandır. Uygurlann kendi kaynaklarında yer alan ve bir kısmı daha da uzun olan bu isimler bu bakımdan birbirlerine çok benzemektedir. Yaglakar boyundan olan Kutlug Bilge Köl Kağan döneminde dört yana elçiler gönderilerek Uygur Kağanlığının kurulduğu bildirildi. Ülkenin sınır-

224 Ahmet B. ERCİLASUN

ları doğuda Su-wei'den batıda Altay Dağlarına dek genişledi; Gobi kontrol altına alındı. Orhun kıyılarında Ordu Balık (Kara Balgasun) şehri kuruldu. Bayan Çor Kağan önce iç işleriyle uğraştı. Muhalifleri tarafından kağan yapılan Tay Bilge Tutuk'u bertaraf etti. Ona yardım eden Kitan ve Tatarları ağır yenilgilere uğrattı. 750'de Yukarı Yenisey'deki Çikler ve Kırgızlara sefer etti; bölgeyi kendine bağladı. 752'de Kartuklar ve Türgişler üzerine yürüdü; onları mağlûp ederek ülke sınırlarını Seyhun'a dek genişletti. 751'deki Talas savaşında Çinliler, Müslüman arap ordularına yenilmiş ve Tarım havzasından çekilmek zorunda kalmışlardı. Bu yenilgi ve ardından 755'te ortaya çıkan An Lu-şan isyanı Çin'i iyice sarstı. Uygurlar Çin'e yardım ettiler. Başkent Çaŋan'ı ve Loyaŋ'ı isyancılardan geri aldılar. İmparator, kağana ağır armağanlar gönderdi; öz kızını da gelin olarak yolladı. Yılda 20 000 top ipekli kumaşı vergi olarak ödemeyi kabul etti. Bayan Çor, Orhun ve Selenge ırmaklarının birleştiği yerde, Soğdak ve Çinlilere Bay Balık şehrini yaptırttı. Bögü Kağan döneminde Çin'de yine isyan vardır. İmparator yine Uygurlardan yardım ister. 762'de Bögü, başkent Çaŋan'ı ve Loyaŋ'ı asilerden geri alır. Uygur askerleri Loyaŋ'ı üç gün yağma eder. Bögü Kağan dört Mani rahibiyle Ordu Balık'a döner. Mani rahipleriyle yaptığı iki günlük müzakereden sonra Maniheizm'i 762 sonlarında resmen kabul eder. Bu olay Türk kültür tarihi açısından son derece önemlidir. Ordu Balık ve Bay Balık gibi şehirlerle evlerde oturmaya, yerleşik hayata alışmaya başlayan Uygurlar, şimdi de hayvan eti yemeyi, kımız içmeyi yasaklayan, savaşçılık ruhuna aykırı bir dine girmiş oluyorlardı. Maniheizm "ışık dini" idi ve bu dine girenler sıcak kan içme âdetini bırakıp yemek pişirmeyi öğreniyorlar; şehirlileşiyorlar; "mukatele (öldürüşme) şehrinden çıkarak bir fazilet diyan"na giriyorlardı. Maniheizm 3. yüzyılda İran'da doğmuş; Mazdeizm, Hristiyanlık ve Budizm karışımı bir din idi; Soğdak tüccarlar vasıtasıyla Türkistan'a ve Çin'e kadar uzanmıştı. Mensuplarına zındık denmekteydi. 762'de Bögü Kağan'ın kabul ettiği Mani dini sebebiyle Soğdak tüccarların da Uygur yönetimi nezdinde itibarı artmıştı. Maniheizm başlangıçta halk kitlesine yayılmamıştı; fakat sonradan halk tabakalarına kadar girdiği görülmektedir. "821 civarında Uygurları ziyaret eden Tamîm bin Bahr, onların başkenti 'büyük bir şehirdir; tarımda zengindir; hep ekili bahçelerle ve birbirine yakın uzanan köylerle çevrilidir... Halkı içinde Zındıklar çoğunluktadır.' demektedir." Ancak Maniheizm, Uygurlar dışında herhangi bir Türk boyu tarafından kabul edilmiş değildir. Bögü Kağan Maniheizm'i iyice benimsemiş ve Çin'de bile Mani mabetleri açılmasını sağlamıştı.

This article is from: