15 minute read
Çalışmalar
274 Ahmet B. ERCİLASUN
len Sengim ve Murtuk nüshaları üzerinde yapılmaktaydı. Şinasi Tekin Berliner Turfantexte dizisinin dokuzuncu kitabı olarak 1980'de bu eseri yazı çevrimi (transliterasyon) ve Almanca tercümesiyle yeniden yayımlamıştı. 1959'da Doğu Türkistan'da Maytrısimit'in yeni bir nüshası, Hami nüshası bulundu ve bu nüsha 1980'de Geng Şi-min tarafından tanıtıldı. Geng Simin'in H. J. Klimkeit ile birlikte Hami nüshası üzerindeki kapsamlı çalışmaları 1988'de Wiesbaden'de yayımlandı. Aynı yıl Dolkun Kamberi tarafından Maytrısimit ve Kutadgu Bilig'i bir sahne eseri olarak değerlendiren doktora çalışması yapıldı. İlk defa toplu olarak Radloff un 1928'de yayımladığı Uygur hukuk belgeleri üzerinde daha sonra Reşid Rahmeti Arat 1964'te Eski Türk Hukuk Vesikaları adıyla geniş bir inceleme yapmıştı. 1975'te yayımlanan Larry Clark'in doktora tezi ise (Introduction to the Uighur Civil Documents of East Turkestan -13th-14th cc.~, Bloomington) konuyu kapsamlı bir şekilde ele almıştı. Özkan İzgi de Uygurların Siyasî ve Kültürel Tarihi (Ankara 1987) adlı eserinde Uygur hukuk belgelerini değerlendirmekteydi. Nihayet 1993'te Osaka'da Nobuo Yamada'nın Sammlung uigurischer Kontrakte adlı üç ciltlik dev eseri çıktı. Bu çalışmada 121 belgenin tıpkıbasımları, metinleri, Japonca ve Almanca tercümeleri, metinlerde geçen kelimelerin sözlüğü ve çeşitli dizinler yer almaktadır. Yukarıda zikrettiğimiz bu canlı neşriyata paralel olarak canlı bir tenkit faaliyeti de devam etmektedir. Türk Uyguristlerinden Şinasi Tekin, Semih Tezcan ve Osman F. Sertkaya ile Almanyalı bilgin Gerhard Doerfer'in Türk Dili Araştırmaları Yıllığı - Belleten (TDAY-Belleten), Türk Kültürü (TK) ve Türkiyat Mecmuası'nda (TM) çıkan muhtelif tenkitleri bu faaliyetin canlı örnekleridir. Yurt dışında Zeitschrift der Deutschen Morgenlandischen Gesellschaft (ZDMG), UralAltaische Jahrbücher (UAJb), Acta Orientalia Hungaricae (AOH), Altorientalische Forschungen, Türklük Bilgisi Araştır-maları-Journal of Turkish Studies (JTS), Central Asiatic Journal (CAJ) gibi ilmî dergilerde hem Uygurca metinler ve araştırmalar yayımlanmakta, hem de tanıtma ve eleştiri yazıları yer almaktadır. 1991'de çıkmaya başlayan Türk Dilleri Araştırmaları dergisinde de Mehmet Ölmez Uygurca yayınları tanıtmakta ve eleştirmektedir. Uygur metinleri bir yandan ilmî olarak neşredilirken, bir yandan da Uygur edebiyatı ve şiiri üzerinde çalışmalar yapılmaktadır. Albert von Le Coq'un Manichaica dizisinin ikinci ve üçüncü kitabı ile (1919, 1922) Bang-Gabain'in Türkische Turfantexte dizisinin üçüncü kitabında (1930) Mani ilâhîleri bir arada yayımlanmıştı. Fundamenta'nm ikinci cildinde (1964) Gabain'in İslâmlıktan önceki Türk edebiyatını umumî olarak değerlendiren yazısından sonra Reşid Rahmeti Arat'ın Eski Türk Şiiri (1965), konunun önemini ve hacmini bütün teferruatıyla ortaya koymuştur. Bu yayından sonra konuyu tartışan en önemli araştırma Şinasi Tekin'e aittir. Yazar, Türk Kültü-
TÜRK DİLİ TARİHİ 275
rü Araştırmaları (II/1-2 1965, Ankara, 1969) dergisindeki Uygur Edebiyatının Meseleleri (Şekiller - Vezinler) adlı incelemesinde Uygur metinlerini edebî bakımdan "tarif ve "tavsîf etmeye çalışmış ve bu edebiyattaki konu, vezin, kafiye gibi meseleleri örnekleriyle ele almıştır. L. Yu. Tuguşeva da 1970, 1973 yıllarında çıkan makalelerinde eski Uygur şiirinin meseleleri üzerinde durur. Semih Tezcan'ın Bilim, Kültür ve Öğretim Dili Olarak Türkçe adlı kitapta (Ankara, 1978) yer alan "En Eski Türk Dili ve Yazını" başlıklı makalesi, devrin eserlerini konularına göre sınıflandıran ve başlıca eserler hakkında umumî bilgiler veren, geniş bibliyografik malûmatla takviye edilmiş önemli bir çalışmadır. Peter Zieme'nin I. Milletler Arası Türkoloji Kongresinde okunan ve 1979'da yayımlanan "Eski Uygurların Burkancılıkla İlgili Alliterasyonlu Koşukları Üzerine" adlı makalesi, Uygur şiirinde aliterasyon ve kafiye meselelerini derinliğine tartışan değerli bir çalışmadır. Nihayet Ahmet B. Ercilasun'un Türk Dili ve Edebiyatı Ansiklopedisi'ndeki (1981) "İslâmiyet Öncesi Türk Edebiyatı" maddesi ile Büyük Türk Klasikleri'nin birinci cildindeki (1985) "Uygur Edebiyatı" bölümü, konuyu topluca ele alan ve bazı eserleri edebî yönden değerlendiren çalışmalardır. Burkancı Uygur şiiri konusundaki en önemli yayın da 1985'te Peter Zieme tarafından yapıldı: Buddhistische Stabreimdichtungen der Uiguren. 60 Burkancı manzumeyi içine alan bu eser Berliner Turfantexte 'nin on üçüncü kitabı olarak çıkmıştır. 1986'da Türk Dili dergisinin "Türk Şiiri Özel Sayısı I (Eski Türk Şiiri)" adlı sayısında Talât Tekin ile Osman Fikri Sertkaya'nın, birincisi örnekleriyle konuyu edebî yönden ele alan, ikincisi Eski Türk Şiiri'nin kaynaklarını toplu olarak değerlendiren araştırmaları neşredilir. 1991 Haziranında Konya'da yapılan IV. Türk-Sovyet Kollokyumu'nun konusu "Başlangıcından XIV. Asrın Sonuna Kadar Türk Şiiri"dir; kollokyumda Uygur dönemini Maniheist ve Buddhist Çevrelerde Türk Şiiri adlı bildirisiyle Sema Barutçu değerlendirmiştir. Aynı yıl Peter Zieme, daha önce yayımladığı Burkancı şiirleri bu defa şekil ve muhteva yönünden ele alıp işleyen ve eski Türk şiiri için artık temel müracaat kaynaklarından biri hâline gelen eserini neşretti: Die Ştabreimtexte der Uiguren von Turfan und Dunhuang (Budapeşte 1991). Bir diğer müracaat kaynağı 1996'da Szeged'de Gerhard Doerfer tarafından yayımlandı: Formen der alteren Türkischen Lyrik. Bütün bu çalışmalara ve canlılığa rağmen Uygurca'ya ait neşriyat henüz tamamlanmış değildir. Bugüne kadar işlenmeyen, hatta hiç neşredilmemiş bulunan Uygur metinleri neşredilip işlendikçe Uygur dönemi dili ve edebiyatı hakkındaki bilgimiz de artacak, hattâ belki de bazı bilgi ve görüşlerimiz değişecektir.
276 Ahmet B. ERCİLASUN
Dönemle ilgili gramer çalışmalarını toplu olarak aşağıda gösteriyoruz: Annemarie von Gabain, Alttürkische Grammatik, Leipzig 1941 (Köktürk dönemiyle birlikte). Annemarie von Gabain, "Das Alttürkische", PhTF I, Wiesbaden 1959. Şinasi Tekin, "Eski Türkçe", Türk Dünyası El Kitabı, Ankara 1976. Marcel Erdal, Old Turkic Word Formation 1-I1, Wiesbaden 1991.
2.3. UYGUR TÜRKÇESİNİN DİL ÖZELLİKLERİ
Eski Türkçenin gramerini yazmış olan Annemarie von Gabain Uygur metinlerini y ve n ağzı olmak üzere iki ana ağız grubuna ayırır. Köktürkçedeki ń sesini n' ye çeviren metinler n ağzını, y'ye çeviren metinler y ağzını oluştururlar. Mani metinleriyle Köktürk harfli yazmalar çoğunlukla n ağzını, Burkan metinleri ise y ağzını temsil ederler (Gabain 1988: 2-3). Reşid Rahmeti Arat, Köktürkçedeki n (ny) "sesinin hakikî mahiyetinin" iyice bilinmediği görüşündedir. Ona göre bu sesin hakikî mahiyet ve telâffuzu bilinmeden n ve y gelişmesini "eski metinlerde bir 'şive' farkı olarak" ele almak doğru değildir (Arat 1987: 602-603). Louis Bazin ve James R. Hamilton Köktürkçedeki harfin "duruma göre bazen yn, bazen de ny okunması" gerektiği görüşündedirler. Bazı etimolojik gerekçelerden hareket eden Hamilton'a göre koyn (koyun), Kıtayn (Kıtay), aynıg (kötü) kelimelerinde yn; fakat Tonyukuk kelimesinde ny okunmalıdır (Hamilton 1998: 68-69). Yukarıdaki görüşlere rağmen Uygurcanın y ve n olarak iki ağıza ayrılması genellikle kabul edilmiştir. Ancak aynı metinde bazen hem n'li hem y'li örnekler birlikte bulunabilmektedir. Söz gelişi "Edgü Ögli Tigin ile Ayıg Ögli Tigin" hikâyesinin Tun-huang yazmasında küçültme ekinin hem +kıya, hem +kına biçimi vardır (Hamilton 1998:68). Gabain'e göre y ve n ağızlarını birbirinden ayıran başka özellikler de vardır. Her iki ağzın özellikleri maddeler hâlinde aşağıda gösterilmiştir. y A ğ z ı 1. Çıkma hâli için çoğunlukla +Dın kullanılması. 2. İlgi hâli ekinin, ünsüzlerden sonra da +nlŋ olması. 3. Bilinen geçmiş zaman teklik 2. şahıs ekinin her zaman ŋ'li olması. 4. Gereklilik için daha çok -gUlUk ekinin kullanılması. 5. —p zarf-fıil ekinin -pAn'dan daha çok kullanılması. 6. erki yerine erinç'in hâkim olması.
TÜRK DİLİ TARİHİ 277
ıt Ağzı
1.Birinci heceden sonraki / ile yardımcı ünlü I'nın bazen genişleyerek A olması: amil/amal (sakin), balık/balak (balık), akıg/akag (akma), kaŋımız/kaŋamaz (babamız), sawıg/sawag (sözü), temirig/temireg (demiri) (Gabain 1988: 3, 64; Gabain 1979: 37). 2.Vasıta hâli ekinin dudak uyumu tesiriyle bazen yuvarlaklaşarak +un
olması.
3.Çıkma hâli için yalnız +DA kullanılması. 3. İlgi hâli ekinin ünsüzlerden sonra, bazen +Xŋ olması. 4. Bilinen geçmiş zaman teklik 2. şahıs ekinin bazen +tXg olması. 5. Gerekliliğin -gUlUk eki yerine -slg ile ifade edilmesi. 6. -pAn'ın -p'den daha sık kullanılması. 7. -gll sıfat-fiil eki yanında -gmA ekinin de yaygın olması (Gabain 1988: 2-3). 3-6. maddeler Köktürkçeye ait özelliklerin devamı gibidir. Dolayısıyla n ağzı Köktürkçeye daha yakındır ve Köktürkçeden daha çok ayrılan y ağzıdır. Gabain, Brahmi yazısıyla yazılmış metinlerin de ayrı bir ağzı temsil ettiği kanaatindedir. Bu ağzın özelliklerini Gabain şu şekilde tespit etmiştir. 1. Açık e ile i arasında kapalı e vardır: eş, yeg, kertö (gerçek), te- (de
mek).
2. Birinci heceden sonra o, ö de vardır: süzök (temiz), egsömez (eksil mez), köŋlömŋöŋ (gönlümün), olorop (oturup), oloror (oturur), tolo (dolu). 3. Ön seste p- hâkimdir. 4. Art damak k ve g'si yerine bazen h yazılır: hari- (yaşlanmak), azih<adıg (azı), taşharu<taşkaru (dışarı). 5. ç yerine bazen c ve j yazılır: altumji<altunçı, kesigje<kesigçe (sıraya
göre).
(olsun). 6. z sesi yer yer s olur: asu<azu (yoksa), sisler (sizler), polsom<bolzun
7. Ünlüler arasındaki d, t veya th ile yazılır: atim<adın (başka), adhim<adın. 8. Yan yana bulunan ünsüzlerin yazılışında kural yoktur: eîkü/edgü (iyi), pligsiz/pliksiste/biligsizde/biligsizte (bilgisizlikten), adhlig/atlıg (adlı). 9. Bazı ünsüzler çift yazılır: arttok<artuk (fazla), kattih<katıg (katı, sert) Gabain 1988:3-4).
278 Ahmet B. ERCİLASUN
Yukarıdaki maddelere dikkat edilirse birçoğunun yazı özelliği olarak kaydedildiği görülür. Bunların gerçek anlamda ses özelliği olup olmadığı kesin olarak tespit edilememiştir. Gabain de "bu imlâların fonetik değerlerinin daha araştırılması gerekir." demektedir (Gabain 1988: 4). İlk heceden sonra o, ö meselesi Türkoloji çevrelerinde genel kabul görmüş değildir. Gerhard Doerfer (Doerfer I 1963: 11 vd.), Sir Gerard Clauson (Clauson 1967: 31-37) ve Claus Röhrborn gibi birkaç önemli Türkolog Eski Türkçede, ilk heceden sonra o, ö bulunduğunu kabul ederler. Ancak Reşid R. Arat, Şinasi Tekin, Peter Zieme, Osman F. Sertkaya, Georg Kara, Georg Hazai gibi birçok Türkolog, uygurca metinleri klasik okuyuşa bağlı olarak ilk heceden sonra o, ö ile değil u, ü ile okurlar. Türkische Turfantexte VII-I'de (1954) yayımladığı Brahmi metinlerini ilk heceden sonra o, ö ile okuyan Gabain de 1959'da Fundamenta'ya yazdığı "Eski Türkçe" maddesinde "ilk hece dışındaki bu o/ö ve e(kapalı) durumu sadece birkaç Brâhmî metniyle sınırlıdır, diğerlerinde ilk hecenin dışında sadece u/ü ve ı/i vardır. Diğer yazılarla kaleme alınmış mekinler üzerine ünlüleri gösteren harflerin kesin ve belirli olmayışından dolayı bir şey söyleyemiyoruz." demektedir (Gabain 1979: 37).
Hristiyan yazmalarının dilini de ayrı bir ağız olarak değerlendiren Gabain, bu ağzın en önemli özelliğinin, yüklemin sonda bulunmayışı olduğunu belirtir. Er- ve bol- yanında tur- yardımcı fiilinin de kullanılması Hristiyan metinleri ağzının ikinci bir özelliğidir (Gabain 1988: 4).
Eski Uygur Türkçesi metinleri çoğunlukla y ağzıyla yazılmıştır, n ağzı Köktürkçeye daha yakın olmakla birlikte y ağzı da Köktürkçeden çok uzak değildir. Köktürkçe ile Uygurcanın ses ve biçim özellikleri büyük ölçüde aynıdır. Bu bakımdan Uygurcanın bütün ses ve biçim özelliklerini ayrı ayrı göstermeyecek, sadece aradaki farklılıkları maddeler hâlinde belirteceğiz. Eski Uygur Türkçesi dönemi, yazı dili olarak Köktürkçeye dayanan, o-nun devamı olan bir dönemdir. Başka bir deyişle Köktürkçe ile Uygurca aynı yazı dilinin iki koludur. Eski Uygurcada görülen az sayıdaki ses ve biçim farklılıklarından bir kısmı ağız farkından, bir kısmı da zaman farkından kaynaklanmaktadır. Köktürkçe ile Uygurca arasındaki asıl önemli fark, söz varlığında ortaya çıkar. Köktürkçenin söz varlığında Türkçe kökenli kelimeler hâkimdir; Çince veya Soğdakçadan girmiş olan alıntı kelimeler çok azdır.
TÜRK DİLİ TARİHİ 279
Köktürk metinlerinde bozkır yaşayışı, savaşçılık ve devlet düzeniyle ilgili kelimeler ağırlıktadır. Uygur metinlerinde ise Maniheizm ve Burkancılıkla ilgili kelimeler hâkimdir. Bunlar da Sanskritçe, Çince ve Soğdakçadan alınmıştır. Çok defa da kavramlara Türkçe karşılıklar bulunmuştur. Temel söz varlığı ise her iki dönem metinlerinde aynıdır.
2.3.1. SES ÖZELLİKLERİ Uygurcada bulunan sesler ve bu seslerin konumu; yani kelimenin başında, içinde ve sonunda bulunuş durumları, iki ses dışında Köktürkçe ile tamamen aynıdır. Farklı sesler n ve b ile ilgilidir. Bunlar dışında bir de eklerde bulunan veya yardımcı ses olarak kullanılan / ünlüsünün genişlemesi olayı vardır. Bunu da Uygurcaya özgü ses özellikleri arasında sayabiliriz. Böylece Uygurcanın Köktürkçeden farklı olan ses özelliklerini aşağıdaki şekilde tespit etmek mümkündür. 1. Köktürkçedeki n, Manici Uygur metinleriyle Köktürk harfli Uygur metinlerinde n, Burkancı Uygur metinlerinde y'dir (Manici-Burkancı ayrımı her zaman geçerli olmayabilir.): K a ń ı g ~ U anıg/ayıg (kötü) K çıgań ~ U çıgan/çıgay (yoksul) K k o ń ~ U kon/koy (koyun) K +kIńA ~ U +kInA/+klyA (küçültme eki). 2. Köktürkçe kelime içi ve kelime sonundaki b sesleri Uygur metinle rinde çoğunlukla w olmuştur, b'li metinler azdır ve muhtemelen bu metinler daha eski tarihlidir. K ebir- ~ U ewir- (çevirmek) K sebin- ~ U se winK t e b i ~ U tewe (deve) K t eblig ~ U tewlig (hilekâr) K u b u t ~ U uwut (utanma) K y abız ~ U yawız (kötü) K yablak ~ U yawlak (kötü) K e b ~ U e w K s a b ~ U saw (söz) K s u b ~ U suw (su).
280 Ahmet B. ERCİLASUN
3. Yardımcı ses olarak kullanılan veya ekler içinde bulunan ı ünlüsü, Uygurcada bazen genişler: tınlıglarag<tınlıglarıg "canlıları" (Hamilton 1998: 11), tıdu umadam< tıdu umadım "engel olamadım" (Hamilton 1998: 24), evig barkag "evi barkı" (Ş.Tekin 1976: 72), yaratag<yaratıg "iş, süs" (Ş.Tekin 1976: 79), olarnaŋ<olarnın "onların" (Ş.Tekin 1976: 84).
2.3.2. BİÇİM ÖZELLİKLERİ
1. Köktrkçede sadece armakçı (hilekâr) örneğinde kalıplaşmış olarak görülen -mAk eki, fiil ismi eki olarak Uygurcada yaygındır; bazen soyut isimler için de kullanılır: öçmekler "sönmeler" (Özönder 1998: 29), amranmak "ihtiras" (Özönder 1998: 31), üklimeki (çoğalması" (Özönder 1998: 32), aşılmakı "aşılması", tutmakı "tutması" (Ş.Tekin 1976: 41), ölmeki, tüşmeki (Arat 1965: 24), kılmak, tarımak "çift sürmek" , kazganmak "kazanmak" (Hamilton 1998: 17). 2.Uygurcada, Köktürkçede rastlanmayan -(X)gsA- fiilden fiil yapma eki vardır. -(X)g fiilden isim yapma ekiyle sa- (istemek, düşünmek) fiilinden oluşan bu birleşik ek, arzu, istek buldurur: kirigseyür men "girmek istiyo rum" (Hamilton 1998: 21), bangsadıŋaz "gitmek istediniz" (Hamilton 1998: 44), kavışıgsayur men "kavuşmak istiyorum", Öpügseyür men "öpmek istiyo rum" (Arat 1965: 20). 3.Köktürkçede sadece kişi, konçuy gibi insanla ilgili kelimelerde kulla nılan +lAr çokluk eki, Uygur Türkçesinde her türlü isim, zamir ve sıfatta kullanılabilen genel çokluk eki hâline gelmiştir: sizler (Hamilton 1998: 26), öçmekler "sönmeler" (Özönder 1998: 29), kuşlar (Ş.Tekin 1976: 82), unıtmışlarka (Arat 1965: 52), bular "bunlar" (Arat 1965: 120), ögüzler köller ıgaçlar "ırmaklar, göller, ağaçlar" (Gabain 1988: 247), edgüler "iyi likler" (Arat 1965: 72). +lAr ekinin, yapım eklerinden önce geldiği de görü lebilir: nomlarlıg "kanunlara sahip olan" (Arat 1965: 98), tuyunmışlarlıg "nüfuz etmiş olanlar" (Arat 1965: 96). +lAr eki Uygurcada alanını genişlet miş olmakla beraber çokluk ifadesi için herhangi bir çokluk ekinin kullanıl ması şart değildir.
4. Köktürkçede ilgi hâli eki ünlülerden sonra +Iŋ, ünsüzlerden sonra +nlŋ biçiminde iken Uygurcada hem ünlülerden hem ünsüzlerden sonra +nlŋ biçimindedir: teŋrîlerniŋ (Gabain 1988: 236), adınlarnıŋ "başkalırının" (Arat 1965: 72), biligsizniŋ "cahilin" (Arat 1965: 112), kılmaknıŋ (Ş.Tekin: 1976: 74), öçmekniŋ "sönmenin" (Özönder 1998: 33). 5. Yükleme hâli eki Köktürkçede olduğu gibi Uygurcada da üç türlüdür: +(X)g, +nl, +n. Ancak Köktürkçede işaret ve şahıs zamirlerinden sonra +nl,
TÜRK DİLİ TARİHİ 281
iyelik eklerinden sonra +n, diğer durumlarda +(X)g ekleri kullanılır ve bu düzen bozulmaz. Uygur metinlerinde de genellikle bu düzen devam etmekle birlikte bazen +nl ekinin anılan zamirler dışında da kullanıldığı görülür: erdini+g/erdini+ni "mücevheri", teŋri+ni, buz+nı, suv+nı (Arat 1965: 120), etüzümüz+ni "vücudumuzu" (Arat 1965: 12), alku+nı "hepsini" (Hamilton 1998: 19).
6.Köktürkçede bulunma hâli eki +DA aynı zamanda çıkma hâli için de kullanılır. Uygurcada da bulunma hâli eki +DA'nın çıkma hâli için kullanıl dığı örnekler bir haylidir; ancak Uygurcada çıkma hâlinin asıl eki +DIn'dır. orunlık+tın "tahttan" (Hamilton 1998: 41), töpü+din "tepeden" (Ş.Tekin 1976: 60), ev+din bark+tın (Ş.Tekin 1976: 65), mundın "bundan" (Arat 1965: 122), Tawkaç tilin+tin "Çin dilinden" (Gabain 1988: 236), tört buluŋ+tın "dört taraftan" (Ş.Tekin 1976: 80), tohrı tilin+tin "Tohar dilinden" (Ş.Tekin 1976: 68). 7.Köktürkçe zamirlerde hâl ekleri üst üste gelmez. Oysa Uygurcada hâl eklerinin zamirlerde bazen üst üste geldiği görülür: siziŋe "size" (Hamilton 1998: 23; Arat 1965: 36), biziŋe "bize" (Hamilton 1998: 35), sinite "senden" (Ş.Tekin 1976: 56), muntada "bundan" (Ş.Tekin 1976: 48).
8. Köktürkçede fiillerin çokluk 3. şahıslarında görülmeyen -lAr eki Uygurcada fiillerde sıkça kullanılır: ögirdiler sevintiler "sevindiler" (Ş.Tekin 1976: 1976: 66), bardılar "gittiler" (Ş.Tekin 1976: 68), togarlar (Ş.Tekin 1976: 77), sözlemezler "söylemezler" (Ş.Tekin 1976: 81), togzunlar "doğ sunlar" (Arat 1965: 58), kawışgaylar "kavuşacaklar" (Gabain 1988: 239). Emrin çokluk 2. şahsında da -lAr eki görülebilir: harıŋlar "gidin" (Ş.Tekin 1976: 68), turuŋlar "kalkınız" (Arat 1965: 8). 9. Köktürkçede fiillerin 2. şahıslarında seyrek olarak görülen g sesi (öltüg, bardıgız) Uygurcada hiç görülmez. Uygurcada 2. şahıslarda daima ŋ sesi vardır: keltiŋiz (Hamilton: 1998: 12).
10.Uygurcada, Köktürkçede bulunmayan -yUk ekli görülen geçmiş zaman vardır: tüşe-yük men "düş gördüm", ba-yuk sen "bağladın", kel-yük ol "geldi", karı-yuk biz "ihtiyarladık", ugra-yuk siz "kastettiniz" (Gabain 1988: 81). -yUk eki, Sıfat-fiil işlevinde de kullanılır: önme-yük usik ekşer "hatıra gelmemiş olan harf ve heceler" (Arat 1965: 106). 11.Köktürkçede gelecek zaman -DAçI eki ile yapılırken Uygurcada gAy ile yapılır: ölgey men, barmagay sen "gitmeyeceksin" (Hamilton 1998: 20), ölgey (Hamilton 1998: 39), birgey biz "vereceğiz" (Hamilton 1998: 21), kılgay siz (Hamilton 1998: 19), bolgay sizler "oloacaksınız" (Ş.Tekin 1976: 68), akgay men (Arat 1965: 112). -DAçI eki Uygurcada Sıfat-fiil işlevinde kullanılmaya devam etmiştir: ukıtdaçı maytrısimit "öğreten maytrısimit"
282 Ahmet B. ERCİLASUN
(Ş.Tekin 1976: 40), kutrultaçı tınlıgla r "kurtulacak yaratıklar" (Ş.Tekin 1976: 45), uçdaçı kuşkıalar "uçuşan kuşçuklar" (Arat 1965: 66). 12.-sAr eki Köktürkçede zarf-fiil eki olarak kullanılmaktaydı;
henüz şart kipi oluşmamıştı. Uygurcada ise —sAr ekinden sonra şahıs zamirlerinin kullanılmasıyla şart kipi oluşmuştur: barsar men "gitsem" (Hamilton 1998: 27), sımdasar sen "tembellik edersen" (Arat 1965: 122), tegser siz "ulaşırsa nız" (Hamilton 1998: 29). 13.Uygurcada, Köktürkçede bulunmayan gereklik biçimleri vardır. gU(lUk) (kergek) ile: saklangu ol "korunmalıdır", tigü kergek "söylenmelidir", sakıguluk "korunmalı" (Gabain 1988: 83). -mlş kergek ile: ukmış kergek "kavramak gerek"(Ş.Tekin 1976: 49), ayıtmış kergek "sormak gerek" (Ş.Tekin 1976: 89). 14.Uygurcada, Köktürkçede bulunmayan-(X)gll Sıfat-fiil eki vardır:
ögl i "düşünen" (Hamilton 1998: 12), a ç-ı gl ı "açan", yarut-uglı "parlatan" (Gabain 1988: 236), ti-gli "denilen" (Arat 1965: 120). 15.Gelecek zaman Sıfat-fiil eki olarak Köktürkçede -sIk kullanılırken Uygurcada -gUlUk/ -gUlUg eki kullanılır: ukgulug törüler "bilinmesi ge rekli kanunlar" (Ş.Tekin 1976: 60), tuyguluk bügülük yol "duyulacak, biline cek yol", o lu r gu lu k or un "oturulan yer" (Gabain 1988: 56-57), bu l gu lu g edler "elde edilmesi gereken mallar" (Ş.Tekin 1976: 60). Köktürkçe ile Uygurca arasındaki ses ve biçim farklılıklarının bir kısmı iki bölgede de görülen, fakat kullanımlarında farklılıklar bulunan özelliklerdir. Söz gelişi üç türlü yükleme hâli eki iki bölgede de vardır; fakat Uygurcada kullanım düzeninde bir farklılık oluşmaya başlamıştır. Bazı farklılıklar ise Uygurcanın bütün yazılı metinlerini kapsamamakta; mevziî kalmaktadır. ı sesinin genişlemesi bu kabildendir. Köktürkçede görülmeyip Uygurcada görülen özelliklere ise Köktürkçenin sınırlı metinleri dolayısıyla şüpheyle bakılabilir. Söz gelişi -(X)gll Sıfat-fiil eki veya -gU ile yapılan gereklik biçimleri pekalâ Köktürkçede kullanılmış, fakat sınırlı sayıdaki metinlere yansımamış olabilir. Yukarıdaki maddeler içinde önemli olan farklılıklar şunlardır: 1) n sesinin n veya y olması, 2) b sesinin w olması, 3) lAr çokluk ekinin yaygınlaşması, 4) Ünsüzle biten kelimelerde de ilgi hâli ekinin -nlŋ biçiminde olması, 5) çıkma hâli eki olarak -Dın'ın görülmesi, 6) Gelecek zamanda -DAçI yerine -gAy kullanılması, 7) -sAr ekinin şahıslara bağlanmasıyla şart kipinin oluşması. Bu özellikler Uygurcadan sonraki dönemlerde de büyük ölçüde görülecektir.
TÜRK DİLİ TARİHİ 283
2.3.3. SÖZ VARLIĞI Morris Swadesh'in 100 temel kelimesinin Uygurcadaki karşılıkları şöyledir. 1.ad: ad/at 51. kalp/yürek/gönül: yürek/köŋül 2.ağaç: ıgaç/sögüt 52. kan: kan 3.ağız: agız 53: kara: kara/karagu 4.ak: ak/ürüŋ 54. karaciğer: bagır 5.ateş/od: ot 55. karın: karın/kurugsak/böksig 6.ay (gök cismi): ay 56. kemik: süŋük 7.ayak: adak 57. kıl/tüy: kıl/tü/tük 8.balık: balık 58. kızıl: kızıl 9.baş: baş 59. kim: kim
10.ben: men 60. kişi: kişi 11.bilmek: bilmek . 61. kök: yıltız/tüp 12.bir: bir 62. köpek/it: it/ıt 13.bit: bit 63. kulak: kulak/kulgak/kulkak 14.biz: biz 64. kum: kum 15.boynuz: müyüz/müŋüz/miŋiz 65. kuru: kurug/kurkag 16.boyun/boğaz: boyun/boguz 66. kuş: kuş 17.bu: bu 67. kuyruk: kudruk 18.bulut: bulıt/bulut 68. küçük: kiçig 19.burun: burun 69. kül: kül 20.bütün/her: bütün/kamag/alku 70. ne: ne/neme 21.büyük/ulu: bedük/ulug 71. o: o/ol 22.çekirdek/tohum: urug72. oturmak: olurmak/olgurmak 23.çok: üküş/kop/telim 73. öldürmek: ölürmek 24.dağ: tag 74. ölmek: ölmek 25.değil/yok: ermez/yok 75. saç: saç 26.demek: timek/aymak 76. sarı: sarig 27.deri: teri/koguş 77. sen: sen/sin 28.dil: til/tıl 78. sıcak: ısıg/isig/yilin 29.diş: tiş 79. soğuk: sogık/tumlıg