6 minute read

2. 1.5. Dîvân-I Hikmet

TÜRK DİLİ TARİHİ 347

Dünyası, Ankara 1997. Bu eserde, Kâşgarlı'daki bütün kelimeler kavram analizine tâbi tutulmuş; dönemin sosyal, kültürel, askerî vb. hayatı ortaya konmuş ve Anadolu'da aynı kültür unsurlarının devam ettiği karşılaştırmalarla gösterilmiştir. Dîvânü Lûgati't-Türk'e ait son yayın James Kelly'nin iş birliği ile Robert Dankoff tarafından yapılmıştır. Dîvân'ın metnini, İngilizce tercümesini ve indeksini ihtiva eden bu mükemmel çalışmanın ilk cildi 1982'de, ikinci cildi 1984'te, üçüncü cildi 1985'te Amerika Birleşik Devletleri'nde yayımlanmıştır: Compendium of the Turkic Dialects (Türk Şiveleri Lugatı), Harvard University I: 1982; II: 1984; III: 1985. Dîvan'daki şiirler 1989'da Talat Tekin tarafından bir bütün hâlinde yayımlanmış ve değerlendirilmiştir: XI. Yüzyıl Türk Şiiri - Divanü Lügati 'tTürk'teki Manzum Parçalar, TDK, Ankara 1989. 1983'te Robert Dankoff Kutadgu Bilig'in İngilizce tercümesini yayımladı: Wisdom of Royal Glory (Kutadgu Bilig), Chicago-London 1983. Bu mensur tercümede maniler nazım olarak İngilizceye çevrilmiştir. 1984'te Doğu Türkistan'da da Kutadgu Bilig'in ilmî neşri yapıldı: Yusup Has Hâcib - Kutadgu Bilig, Milletler Neşriyati 1984. Bu yayında eserin özgün metni ve bugünkü Uygurcaya aktarımı vardır. Aktaranlar Abdurehim Ötkür, Ahmet Ziyaî, Memtimin Yusup'tur. Kutadgu Bilig ile ilgili çalışmalardan biri de Ahmet B. Ercilasun tarafından 1984'te çıkarılan Kutadgu Bilig Grameri-Fiil adlı eserdir. 1985'te Ahmet B. Ercilasun, Büyük Türk Klasikleri'nin 1. cildinde "Karahanlı Devri Edebiyatı" başlıklı yazısında dönemi bir bütün olarak değerlendirmiştir. Kutadgu Bilig 1986'da Almatı'da, 1994'te Bakû'da yayımlandı: Askar Ekewbayev, Jusup Balasagun - Kuttı Bilik, Almatı 1986 (Aynı eser Çin'de Arap harfleriyle: Ulttar Baspası 1989). Kâmil Veliyev - Ramiz Asker, Yusif Balasagunlu: Gutadgu Bilik Xoştbextliye Aparan Âlm, Bakı 1994. Kutadgu Bilig, Halil Rıza Ulutürk tarafından manzum olarak da Azerbaycan Türkçesine aktarılmıştır. Kutadgu Bilig'in Kırgızcası da yayımlanmıştır: Tölögön Kozubekov, Cusup Balasağın - Kuttuu Bilim - Dastan, Moskva 1993. Kazakistan'da Kutadgu Bilig'i, söz varlığı ve üslûp açısından değerlendiren bir çalışma da yayımlanmıştır: Tuğlukcan Talibov, Kutadğu Bilik ve Uniŋ Leksika-Stilistikilik Alahidilikliri, Almuta 1996. Çalışma bir Uygur bilim adamı tarafından yapılmıştır ve bugünkü Uygur Türkçesiyledir.

348 Ahmet B. ERCİLASUN

1998'de eserin İngilizce manzum çevirisi de yapılmıştır: Walter May, Yusuf Balasuguni — Beneficent Knowledge, Moskow — Bişkek 1998. 1980'den sonra Dîvânü Lügati't-Türk de Türk dünyasında ilgi gördü; bugünkü Uygur ve Kazak Türkçelerine aktarıldı: Mehmut Kaşkarî - Türkî Tiller Dîvâni (Dîvânü Lugati 't-Türk), Urumçi, I: 1981; II: 1983; III: 1984 (heyet tarafından). Askar Kurmaşulı Yegewbay, Maxmut Kaşkari - Türik Sözdigi, Almatı, I-II: 1997; III: 1998. Atebetü'l-Hakayık da Türk dünyasının ilgisinden mahrum kalmamıştır. Bu eser hakkındaki başlıca neşriyat da aşağıda gösterilmiştir. K. Mahmudov, Hibatu'l-Hakayik, Taşkent 1968. K. Mahmudov, Ahmad Yugnakining "Hibatu'l-Hakayik" Eseri Hakida, Taşkent 1972. Hamit Tömür - Tursun Eyüp, Atebetü'1-Hakayık, Pekin 1980. E. Kurışjanov - B. Sağındıkov, Ahmet Yükneki - Akikat Suyı, Almatı

1985.

Ahmed Yesevî'nin şiirlerinin birçoğu Dîvân-ı Hikmet'ten Seçmeler adı altında 1983 yılında Kemal Eraslan tarafından neşredilmiştir. Bu önemli çalışmada metinlerle birlikte metinlerin tercümeleri, inceleme, notlar, yer ve şahıs adları dizinleri de bulunmaktadır. Ahmet Yesevî'nin yazmalarından biri tıpkıbasım olarak Moskova'da da yayımlanmış, şiirler yazmanın özgün diliyle Kiril harflerine de aktarılmıştır: Medinede Muhammet Türkistanda Xoja Axmet - Xoja Axmet Yasavı -Xikmetler, Moskva 1992. Şiirleri Kiril harflerine, Türkmen araştırıcılarından Anna Övezov aktarmıştır. Hayati Bice de 1836 Kazan baskısını esas alarak Yesevî'nin hikmetlerini yayımlayan araştırıcılardan biridir: Hoca Ahmed Yesevi -Divan-ı Hikmet, Ankara 1993. Karahanlı Türkçesinin dili üzerine Necmettin Hacıeminoğlu'nun 1996'daki yayını, konuyu bütün olarak ele alan ilk eserdir: Karahanlı Türkçesi Grameri, TDK, Ankara 1996.

2.3. KARAHANLI TÜRKÇESİNİN DİL ÖZELLİKLERİ

Türk dilini, eski, orta, yeni olarak üç döneme ayıran Türkologlara göre Karahanlı Türkçesi, Orta Türkçenin ilk dönemini oluşturur. Böyle düşünen Türkologlara göre 10-15. yüzyıllar arası, Orta Türkçe dönemidir. Karahanlı

TÜRK DİLİ TARİHİ 349

Türkçesinden sonraki Harezm, Kıpçak ve Eski Oğuz Türkçeleri de Orta Türkçenin diğer dönem ve alanlarıdır. Bu görüş, Batı Türkçesinin ilk dönemi olan Eski Oğuz Türkçesinin, diğerlerinden önemli farklılıklar gösterdiğini dikkate almaz. 13. yüzyıldan itibaren Türk yazı dilinin (Kuzey-) Doğu ve (Güney-) Batı olarak iki ayrı kol hâlinde geliştiğini göz önünde bulunduran diğer bir kısım Türkolog, Karahanlı Türkçesini Eski Türkçe içine alır. Köktürk, Eski Uygur, Karahanh dönemleri Eski Türkçeyi oluşturur ve Karahanh Türkçesinin sonunda Türk yazı dili Doğu-Batı olarak ikiye ayrılır. Bugüne ulaşan metinleri 11. ve 12. yüzyıllara ait olan Karahanh Türkçesi Eski Uygur Türkçesiyle çağdaştır. Karahanh Türkçesi Kâşgar ve Balasagun gibi Müslüman Türk merkezlerinde kullanılırken, Eski Uygur Türkçesi daha doğuda Turfan, Hoço, Beşbalık gibi Manici ve Burkancı Türk merkezlerinde kullanılmaktaydı. Dönem aynı, ama coğrafya ve medeniyet çevreleri farklıydı. Maamafih Eski Uygurca Karahanh Türkçesinden önce, 9. yüzyılda başlamış ve daha sonra da (15. yüzyıl sonlarına dek) devam etmiştir. Köktürkçe ise 7-8. yüzyıllarda Orhun vadisinde kullanılmıştır. Dönem, saha (coğrafya) ve medeniyet çevreleri ayrılıklarından meydana gelen birkaç küçük farklılığı dikkate almazsak Köktürk, Eski Uygur ve Karahanh Türkçelerini tek bir yazı dili olarak kabul edebiliriz. Nitekim Kâşgarlı Mahmud da "Uygur şehirlerine varıncaya dek Ertiş, Ila, Yamar, Etil ırmakları boyunca oturan halkın dili doğru Türkçedir. Bunların en açık ve en tatlısı Hakaniye-Hakanlılar ülkesi halkının dilidir." (DLT I 1941: 30) diyerek Uygur şehirlerindeki dil ile Hakaniye (Karahanh) ülkesi halkının dilinin "doğru" (standart) Türkçe olduğunu belirtmiştir. Gerçekten de medeniyet çevreleri (din) farklılıklarından doğan kelime hazinesindeki farklılıklar dışında Uygurca ile Karahanlıca gramer bakımından aynı dildir; tek ve ortak bir yazı dilidir.

2.3.1. SES ÖZELLİKLERİ Karahanh Türkçesinde 8 ünlü, 26 ünsüz bulunur: a, e, ı, i, o, ö, u, ü, b, c, ç, d, diş arası d, f, g, ğ, h, j, k, «, I, m, n, ŋ, p, r, s, ş, t, v, w, y, z. Ünlülerden o, ö sadece birinci hecede, diğerleri her yerde bulunabilir. Bazı Türkologlara göre Karahanlıcada kapalı e de vardır (Mansuroğlu 1979: 145). Ünsüzlerden c,j,f, h, sızıcı h, v alıntı kelimelerde görülür (cefa, havâ, haber, ajun, vezµ r, devlet); Türkçe köklü sözlerde bulunmaz. j, h, ile sızıcı h'ye bazı ünlemlerde ve birkaç Türkçe sözde de rastlanabilir (jagıla-, hay, ohşa, ahtar-). d, diş arası d, g, ġ, I, ŋ, p, r, z ünsüzleri Türkçe kökenli sözlerin başında bulunmaz; sadece söz ortasında ve sonunda bulunabilir. m, n, ş ünsüzleri de söz başında seyrek görülür. m, geniz seslerinin bulunduğu durumlarda (men,

350 Ahmet B. ERCİLASUN

min-, miŋ), mundag); n, ne ve türevlerinde (neçe, negü, nelük); ş, birkaç kelimede (şiş, şaşur-) söz başında görülebilir. Köktürk, Eski Uygur ve bugünkü Karluk, Kıpçak, Oğuz lehçeleriyle karşılaştırıldığında Karahanlı Türkçesinin başlıca ses özellikleri şunlardır: 1. Türk lehçelerinin çoğunda y'ye dönen diş arası d sesi Karahanlı Türkçesinde yaygındır: adak, bod, edgü (iyi), öd (zaman). Kâşgarlı'ya göre Çigil Türklerinde bulunan diş arası d daha o dönemde birçok boyda y ve z'ye dönmüştür; ancak Kâşgarlı doğru biçimi d kabul eder (DLT I 1941: 32). Köktürk ve Uygur yazısında diş arası d, d'den ayrı bir harfle gösterilmez. Ancak Köktürk ve Uygur Türkçelerinde de iki d arasında fonetik bir fark olduğu muhakkaktır. 2. Köktürkçenin söz ortası ve söz sonu b'leri Uygurcada olduğu gibi Karahanlıcada da w'dir: awın-, kawuş-, tavvar, aw, ew, sew. Uygurca metinlerde w yanında b de görülür.

3. Köktürkçedeki n, Maniheist Uygur metinlerindeki n; Budist Uygurlarda olduğu gibi Karahanlılarda da /dir: koy (koyun), çıgay (yoksul), kayu (nerede). 4. Dar ünlüler, dudak ünsüzleri yanında yuvarlaklaşmıştır. tapug (hizmet), sewüg (sevgili), yawuz (kötü), kamug (bütün). 5. Oğuz lehçelerinde çoğunlukla tonlulaşan (g, ġ, d'ye dönen) söz başı k, t sesleri, Karahanlı Türkçesinde tonsuzdur: kerek, küç, köl, kara, kılıç, kuş, tişi, ton, tün. 6.Türkiye ve Azerbaycan yazı dillerinde var, var-, ver- sözlerinde sızıcılaşmış bulunan ünsüz, Karahanh Türkçesinde süreksiz b'ir: bar, bar, bir.

7.Türkiye ve Azerbaycan yazı dillerinde «'ye dönen ŋ, Karahanlı Türkçesinin aslî seslerinden biridir: öŋ, soŋ, teŋiz, aŋla-, köŋül. 8.Kıpçakçada c, Azerbaycan yazı dilinde bazı durumlarda 0- olan ses, Karahanh Türkçesinde y'dir: yıl, yılan, yol, yüz. 9.Birincil uzunluklar Karahanlı Türkçesinde henüz kısalmamıştır: öt (ateş), ât (isim), süt (uzun ü ile), +sâ-/+se. Bu dönemde ikincil uzunluklar da bulunmaktadır: alūr, açār, almāk, birmêk. Ancak Kâşgarlı Mahmud'un bazı kayıtlarından anlaşıldığına göre kısalma süreci bu dönemde başlamıştır.

This article is from: