PL A S T İ K S A N AYİ C İ LERİ F ED ERASY ONU DER G İSİ
EKİM - ARALIK 2013 / 4. SAYI
Türkiye plastik sektörü avrupa ikincisi dış ticaret fazlası Ürün bazında dış ticaret fazlası
büyüme hızı Yüksek büyüme hızı
250 bin kişilik istihdam, 35 milyar doları geçen üretim istihdam ihracat
Doğrudan 4,1 milyar, dolaylı 5,5 milyar dolar ihracat
Mühendislik Plastikleri “Değerli her anın içinde”
TİSESTER
TİSOPLEN
TİSAKRİL
TİSLAMID 6 TİSLAMID 66
TİSESTER TİSOPLEN TİSLAMID 66 TİSLAMID 6 TİSESTER TİSLAMID 66
tasarım: aso ajans
TİSLAMID
TİSARBON
TİSAKRİL
TİSBLEND
TİSLAMID 66
TİSOPLEN
TİSOPLEN
TİSLAMID 6
TİSOPLEN
TİSLAMID 66
TİSREN
TİSBLEND
TİSLAMID 6
Tisan, polimer mühendislik alt yapısını ve kimyasal tasarım bilgisini; üretim ve satış sonrası destek süreçleri ile organize eder. Teknolojik değişikleri, vida geometrilerine ve ekstruderlerine yansıtır, teknik malzeme bilgisi ile donatır, arzuladığınız farkındalığı, rekabeti kaliteli ürünleri ile size sunar.
TİSOPLEN (PPH) TİSESTER (PBT) TİSREN (PS)
TİSAKRİL (ABS) TİSLAMİD (PA6 / PA66) TİSOPLEN (PPC)
TİSETİLEN (PE) TİSARBON (PC) TİSBLEND
Tisan Mühendislik Plastikleri San. Tic. Ltd. Şti. Mühendislik Plastikleri
Ekşioğlu Mah. Yavuz Selim Cad. 86. Sk. No: 4, 34794, Alemdağ/Istanbul/TÜRKİYE Tel: 0216 429 36 65 Pbx Fax: 0216 312 14 78 www.tisan.com.tr E-mail:iletisim@tisan.com.tr
UL Certificate
REACH
BAŞKANIN MESAJI
PLASFEDDERGİ
Plastik sanayicileri, sorunlarını çözecek, gelişmeyi sağlayacak entelektüel kapasiteye sahiptir Selçuk Aksoy
Başkan PLASFED Plastik Sanayicileri Federasyonu
Türkiye’de plastik endüstrisinin gelişimi, diğer ülkelerle benzer unsurlar taşıyor. Zaman olarak dünyada yaygınlaşmaya başlamasından hemen sonra 50’li yıllardan itibaren ülkemizde de yatırımların başladığını görüyoruz. Sektördeki firmaların sivil toplum örgütlenmesinin de oldukça eski olduğunu söyleyebiliriz. Sektörümüzdeki örgütlenme, kurucu üyelerimizden olan Plastik Sanayicileri Derneği-PAGDER’in 1969 yılında faaliyete geçmesiyle başlamıştır. Başkanı olarak sizlere ulaşma fırsatı bulduğum Plastik Sanayicileri Federasyonu PLASFED iki yıl önce kuruldu. Federasyon çatısı altında toplanmanın bütün avantajlarına sahibiz. Herşeyden önce sektörün en deneyimli kuruluşlarının yıllar içindeki birikimine ve entelektüel kapasitesine sahibiz. PLASFED’in ana görevi sektör çıkarlarını korumak için bir merkez olmak. Bu yönde de iki yıl içinde karar vericiler düzeyinde kabul görmekten çok mutluyuz. Türkiye plastik endüstrisi ile diğer ülkelerde faaliyet gösteren muhataplarımızın iletişimine yardımcı olmak da görevlerimizden biri. Bu göreve ilişkin iki unsurun altını çizmek isterim: 1-PLASFED şu anda Türkiye plastik sektörüne ilişkin en kapsamlı verileri üreten yapılardan biridir. 2-Federasyonumuzu oluşturan 5 dernekle birlikte, üretim kapasitesi açısından Türkiye plastik endüstrisinin yarısından fazlasını gerçekleştiren firmaları kapsamaktadır. Türkiye son yıllarda birçok alanda dikkatleri üzerine çekti. Plastik endüstrisi profesyonelleri için ise uzunca süredir gündemde. Bizim yaptığımız çalışmalara göre Avrupa’nın en büyük üç üreticisinden biri durumundayız. Gelecek döneme baktığımızda da çok çeşitli nedenlere dayalı olarak büyümenin devam edeceğini görüyoruz: Türkiye’nin ciddi bir altyapı ihtiyacı var ve yatırımlar sürüyor. Kamu eliyle zorunlu olarak yürütülen kentsel dönüşüm programları, deprem riski nedeniyle binaların yenilenmesi, özel sektörün yürüttüğü inşaat projeleri, Türk müteahhitlerin yurt dışında üstlendiği inşaat projeleri, plastik ürünlerin giderek daha fazla kullanıldığı bu alanda ciddi bir talebi ortaya çıkarıyor. Türkiye Dünyanın sayılı otomotiv üretim merkezlerinden biri konumunda. Canlı iç talebe dayalı olarak büyüme sürüyor. Tüketime yönelik ürünlerde kullanılan plastik ürünlerin kullanımı da her geçen gün artıyor. PLASFED, bir sivil toplum üst örgütü olarak kısa süre içinde daha da büyüyecek ve kendisinden beklenen görevleri yerine getirmeyi sürdürecek. Elbette sizlere Türkiye içinde yürütmek istediğiniz her faaliyet için yardıma da hazırdır. Kapımız herkese açık. Atasözünde de denildiği gibi: Bir fincan kahvenin 40 yıl hatırı vardır. Sizleri her zaman Türk kahvesine bekleriz. PLASFED Yönetim Kurulu ve şahsım adına saygılarımı sunarım.
3
PLASFEDDERGİ
İÇİNDEKİLER
GÜNDEM / KAPAK Türkiye plastik sektörü yeterince bilinmemekten şikayetçi Türkiye plastik sanayii: Dünya yarışında biz de varız
54 PLASFEDDERGİ
18
Plastik Sanayicileri Federasyonu Dergisi e-dergi; www.plasfed.org.tr • PLASFED Adına İmtiyaz Sahibi Selçuk Aksoy
26-36
• Yayın Kurulu Başkanı Sibel Destereci Yılmaz - Tepsan Plastik
• Yayın Kurulu Hüseyin Semerci - Şenmak Makina Reha Gür - Eurotec Yavuz Eroğlu - Sem Plastik Mevlüt Çetinkaya - Petkim Ahmet Yalçınkaya – Yalçınkaya Plastik Kurt Kuruç - Farmamak Erdoğan Çiçekçi – Çipitaş Sentetik Mehmet Turhan Onur – Ravago Group Yakup Ülçer - Enplast Murat Cansever - Eurotec Talha Apak – Apak YMM Adnan Akkurt – Gazi Üniversitesi Behçet Gülenç – Gazi Üniversitesi Hüseyin Yıldırım – Yalova Üniversitesi Kerem Cankoçak – İstanbul Üniversitesi Levent Kurnaz – Boğaziçi Üniversitesi Mehmet Emin Yurci – Yıldız Teknik Üniversitesi Mehmet Sankır – TOBB Ekonomi ve Teknoloji Üniversitesi Mustafa Öksüz – Yalova Üniversitesi Nevzat Artık – Ankara Üniversitesi Nurseli Uyanık – İstanbul Teknik Üniversitesi Yusuf Menceloğlu – Sabancı Üniversitesi
Pano: PAGDER Başkanı Hüseyin Semerci: Haksız rekabet dışında her rekabete varız!
31 Pano : PAGDER yurt dışı tanıtım ve ihracat ofisi projesi Ekonomi Bakanlığı bülteninde yer aldı
• Sorumlu Yazı İşleri Müdürü Barbaros Demirci • Editör Mehmet Pala • Yayın Sorumlusu Erol Türker • Editoryal Hazırlık Mediaetik İletişim Ajansı
68
• Grafik Tasarım Burak Çetiner – Pusula Basım Tel: 90 212 671 8303
PlaStk: Derneklerden Mesajlar
35 Pano:
PAGDER internet erişimli mobil cihazlara yönelik uygulamaları kullanıma sunuluyor
72
• Reklam Koordinatörü Selçuk Bostancı • İletişim Barbaros Cad. İstanbul Ticaret Sarayı, No:294 Giyimkent – İSTANBUL Tel: 90 212 438 2619 Faks: 90 212 438 1593 www.plasfed.org.tr plasfed@plasfed.org.tr
Deneyim: Güngör Özadam: “Standart dışı üretim herkese zarar veriyor”
• Baskı Ümit Matbaacılık Tel: 90 212 565 4269 Dergi T.C. yasalarına uygun yayınlanmaktadır. Dergide yayınlanan yazı, fotoğraf ve tüm grafiklerin her hakkı saklıdır. İzinsiz kullanılamaz.
4
Atlas: Endonezya Türkiye ile “uzak komşu” olma yolunda
PLASFEDDERGİ
6 Pano: PAGDER Plastik Algı Araştırması tamamlandı: Tüketim alışkanlıkları değişiyor
22 Pano:
PLASFED İSO 500 değerlendirmesi: Kontrollü büyüme plastik sektörünün büyük firmalarını etkiledi
38 Pano: Liseli bilim insanı Elif Bilgin biyoplastik projesiyle Google yarışmasında iki ödül kazandı
78 Profil: Salih Esen: ”Sektöre girişler sınırlanmalı”
12
16
Pano : K 2013’te Türkiye plastik sektörü ihracat kapılarını açtı
Pano:
Vize, Menemen, Osmaneli ve Bursa: Plastik İhtisas OSB projeleri ilerliyor
27
26
Pano : EGEPLASDER kümelenme modeli çalışmalarını İzlanda’da anlattı
30
Pano : KAYPİDER Kayseri Sanayi Odası’nı ziyaret etti
Pano:
Türkiye plastik işleme makineleri iç satışları 2013’te 748 milyon dolar tahmin edildi
49
62
Pano: Kimya sektörünün mucitleri İKMİB AR-GE Proje Pazarında buluştu!
Başarı Öyküsü: Mehmet Turhan Onur: ”Üretimde büyümek istiyoruz”
90
84
From the Industry(Eng): TURKISH plastic market steps up to second place in Europe
96
Endüstriden: TÜRKİYE plastik sektörü Avrupa’da ikinci sıraya yükseliyor
Breaking News: News In English
5
PLASFEDDERGİ
PANO
PAGDER Plastik Algı Araştırması tamamlandı:
Tüketim alışkanlıkları değişiyor PAGDER tarafından yaptırılan tüketicilerin plastik eşya ve ambalajlara karşı tutum ve davranışlarını saptamak, plastik sektörüne yönelik yapılacak çalışmalara yön vermesi amacıyla yaptırılan Plastik Algı Araştırması Değerlendirme Raporu yayınlandı. Daha önce yapılan benzeri bir araştırmayla yapılan karşılaştırmada plastik ürünler denildiğinde ilk hatırlananlar bakımından hala düşük katma değerli ürünlerde yoğunlaşılmasına rağmen, tüketimdeki alışkanlıklara bağlı olarak ürünlerin değiştiği görüldü. Tüketicilerin büyük kısmının plastik ürünlere yönelik bilgilerinin kısıtlı olması da araştırmanın bir diğer önemli bulgusu olarak dikkat çekti. Plastiğin yüksek teknolojili olarak çok farklı alanlarda kullanılıyor olmasına ve yaşamımızın her alanında kritik ürünlerde nılmasına
kullarağmen
tüketicilerin plastik denilince genel olarak düşük katma değerli günlük kullanıma konu olan ürünleri hatırladığı belirlendi. Araştırma aynı zamanda tüketim alışkanlıklarımızdaki değişiklikleri de gözler önüne serdi. PAGDER tarafından ilgililerin dikkatine sunulan ve basılı versiyonunun yanında elekt-
PAGDER, GfK araştırma şirketiyle plastik algı araştırmasının ikincisini tamamladı. Araştırma, plastik ürünlerine yönelik algıların büyük kısmında bilgi eksikliğinin etkili olduğunu ortaya koydu. Plastik denildiğinde tüketicilerin aklına hala düşük katma değerli ürünler gelse de, zaman içinde tüketim alışkanlıklarına bağlı olarak en fazla hatırlanan ürünler değişti. Daha önce yapılan benzeri araştırmalarla karşılaştırıldığında, geçmişte en fazla akla gelen plastik ürünler leğen, saksı-kova, tabak-çanak olurken, PAGDER tarafından yapılan yeni araştırmada ilk sırayı plastik bardak aldı. Bugün uçaklardan otomobillere, giydiğimiz kıyafetlerden, oturduğumuz evlere kadar her yer plastik ürünlerle ucuz ve kaliteli hale geliyor. Araştırma, PAGDER’den basılı veya elektronik versiyon olarak temin edilebilir. 6
ronik versiyonunun da kullanıma açılan araştırmada, tüketim alışkanlıklarında değişim de gözlendi. 2009’da yapılan benzeri bir araştırmada “Plastik denilince aklınıza ilk hangi ürün geliyor?” sorusuna tüketicilerin yüzde 22’si “leğen” yanıtını verirken, yeni araştırmada yüzde 16 ile “bardak” ilk akla gelen ürün oldu. İlk üç içinde her iki araştırmada da bardak, tabak-çanak ve leğen akla ilk gelen ürünler arasında kalmaya devam etti. Yaşamın geniş bir alanında kullanılan kullan-at bardaklar böylece plastik sanayiinin en fazla “bilinen” ürünü olarak ortaya çıktı. Tüketim alışkanlıklarındaki değişikliğin diğer yansımaları da ilk araştırmada yüzde 1 ağırlıkta olan çatal-bıçağın yüzde 6 ağırlığına yükselmesi, poşet ve plastik damacananın ağırlığının azalması oldu. Tüketicilerin plastik
PANO denilince aklına gelen ürünler sırasıyla, bardak, tabak-çanak, leğen, şişe, su şişesi, poşet,
Plastikle ilgili bazı ilginç bilgiler • Tıp dünyasının korkulu rüyası olan antibiyotik direnci
saksı, çatal-kaşık, sandalye, oyuncak, sepet, deterjan kabı ve masa oldu.
oluşması durumunda ilaçların etkisiz kalması halinde kulla-
PAGDER Başkanı Hüseyin Semerci: Algı sorunu ile mücadeleden kaçınma lüksü yok Araştırmayla
ilgili
bir
PLASFEDDERGİ
değerlendirme
yapan PAGDER Başkanı Hüseyin Semerci, sorunun ivediliği konusunda herkesin ortak görüşte olduğunu, yapılabilecek çalışmalar konusunda herkesin harekete geçmesinin gerektiğini söyledi. “Gün, ağzım balık yesin ama ayağım suya değmesin günü değil” diyen Hüseyin Semerci, PAGDER olarak sektör mensupları yanında, bilim insanları ve kamu
nılmak üzere IBM ve Singapur Biyomühendislik ve Nanoteknoloji Enstitüsü (IBN) MRSA’ya karşı polimer tabanlı (plastiğin ana maddesi) bir nano ilaç geliştiriyor. • Yüksek teknolojili kompozit ve mühendislik plastikleri, zırh teknolojisinde çok sıklıkla kullanılıyor. • Kurşun geçirmez camlarda, kurşun geçirmezliği sağlayan cam değil, katmanlar arasına konulan özel plastiktir. • Optik gözlüklerdeki lenslerin büyük bir kısmı plastiktir. • Dünyada plastik banknot kullanımı başlamıştır. Kağıt paralardan 2,5 kat daha uzun süre dayanmaktadırlar. Kanada, Yeni Zelanda, Avustralya ve Romanya kullananlar arasındadır. Aslında “kağıt para”da kağıt değil, pamuktan yapılır.
otoriteleri dahil herkesin tartışmaların doğru
• Kağıt bardakların sıvı ile temas eden yüzeyleri plas-
zeminde yürümesi için üstüne düşen katkıyı
tikle kaplıdır. Bu yönüyle kağıt bardaklar da plastiktir. Ancak
vermesi gerektiğini vurguladı. Semerci, “Çözü-
içi plastik, dışı kağıt olduğu için geri dönüştürülmeleri müm-
mün başladığı yer sektörün bütün bileşenleri-
kün değildir.
nin, bireylerden şirketlere kadar vereceği katkı
• Giydiğimiz elbiselerin türüne göre bazen elbiselerin
olacağını hepimiz bilmeliyiz.
tamamı çeşitli plastik ipliklerden yapılır. Hatta pet su şişelerinin geri dönüşümü, en fazla bu iplikleri üretmek için yapılır.
Fikri olan fikriyle, gücü olan emeğiyle,
• Avrupa Birliği, gıda israfını önlemek için plastik en-
imkânı bulunan mali olarak, sektörümüze ciddi
düstrisi ile birlikte çalışmaktadır.
zararlar vermeye başlayan bu sürece dur de-
• Geri dönüştürülmüş plastiklerden akaryakıt yapmak
mekle yükümlüdür. PAGDER olarak böyle bir mücadele sürecinin eşgüdümünü sağlamak konusunda hazırız. Hepimiz çalışmak zorundayız. Genel olarak baktığımızda çoğu zaman “insaf” dedirten olumsuz mesajlarla mücadele etmek için bütün araçlara sahibiz. Sektörümüzde faaliyet gösteren girişimci ve organizasyonların entelektüel kapasitesi, iletişim gücü, bilgi ve deneyimi, ülkemizde çalışan bilim insanlarının düzeyi bize yeterli veriyi sağlayacak seviyededir” dedi.
mümkündür. Kullanılmamasının nedeni akaryakıtın hampetrol kaynaklı üretiminin daha ucuz olmasıdır. • Türkiye’nin ve dünyanın en fazla önem verdiği, enerji verimi için en hızlı ve ucuz yol olan bina yalıtımı plastik türevi ürünlerle yapılır. • Polimer tabanlı süngerler, denizlerdeki kirliliği azaltmak için başta petrol olmak üzere üzerinde çalışılan ve sonuca en yakın ürünlerdir. • Dünyada bugünkü anlamda bir refahın yaşanması plastik kullanılmadan mümkün değildir.
Herkes gücü ölçüsünde harekete geçmeli Hüseyin Semerci, çevre ve sağlık alanında hemen her yayında olumsuz yönde mutlaka plastik ürünlere yönelik bir gönderme yapıldığını hatırlatarak, bu sürecin yıpratıcı sonuçlarının görülmeye başlandığını vurgulayarak, olumsuz imaj sorununun ertelenebilir bir tarafı kalmadığını anlattı. Semerci, “Plastiklerin muadillerine oranla çok daha çevreci ve ucuz çözümler sunduğunu, çevreyle ilgili asıl yapılması gerekenin geri dönüşüm süreçlerini işletmek olduğunu bunun sadece ekonomik değil ahlaki bir davranış olduğunu anlatmak, insanları ikna etmek zorunluluğumuz var. Maddi, manevi, bilgi her türlü katkıyı vermek, harekete geçmek zorundayız. Çalışmamız da yapılabilecek işlere ilişkin veriler sağlıyor. Şimdi harekete geçme zamanı” diye konuştu.
7
PLASFEDDERGİ
PANO -Plastikle ilgili negatif haberler görüldüğünde bu ürünleri almaktan vazgeçenlerin oranı düşmekle birlikte hala yüzde 55 gibi yüksek bir seviyede kaldı. -Plastik ürün kullanılmasa çevrenin daha temiz olacağına inananların oranında azalma olmuş ancak yüzde 85 gibi yüksek bir seviyede bulunmayı sürdürdü. -Katılımcıların yüzde 86’sı plastiklerin kanser yapıcı olduğuna inancını sürdürmüştür. -Plastiklerin doğada ancak 1000 yılda yok olduğuna inanç oranı azalmış ancak hala yüzde 61 seviyesindedir. Bu teze inanmayanların
PAGDER Plastik Algı Araştırmasından bazı başlıklar Plastik Sanayicileri Derneği PAGDER için GfK Türkiye tarafından yapılan araştırmanın saha çalışması 20 Şubat – 14 Mart 2013 tarihleri arasında, Türkiye’nin 7 bölgesi ve 15 şehrinde, 1252 denekle gerçekleştirildi. Araştırmayla, tüketicilerin plastik eşya ve ambalajlara yönelik tutum ve davranışları saptandı. Araştırmada, PAGDER’in çizdiği çerçeve doğ-
kanısı yüzde 82 gibi yüksek bir oranda yaygındır. Ancak algının yaygınlığında 7 puanlık dü-
for Opinion and Marketing Research - Avrupa Kamuoyu ve Pazar Araştırmaları Birliği) kurallarına bağlı olarak, yüz yüze soru tekniği ile gerçekleştirildi. Araştırmada elde edilen bulgular 2009’da PAGEV tarafından yaptırılan araştırmayla da karşılaştırıldı. Bazı bulgular şöyle:
-Polikarbonat ve pet şişelerdeki suların
şüş gözlenmiştir. -Tüketiciler bu kanaatlerine rağmen yüzde 52 oranında plastik poşetleri çöpe atmak-
sağlıksız olduğuna inanç yüzde 79 seviyesinde ölçüldü.
tadır. Bu oranda bir önceki araştırmaya göre 11 puanlık düşüş görülmüştür. Tüketicilerin
-Plastik poşetlerin kullanım yasağının
yüzde 46’sı da plastik poşetleri çöp poşeti
market ve pazar alışverişini güçleştireceğini
olarak kullanmaktadır. Geri dönüşüm için po-
düşünenler yüzde 47 seviyesinde bulundu.
şetleri ayıranların oranı yüzde 8 ile son derece -Tüketiciler, kağıt bardakları, plastik bar-
düşüktür.
daklardan daha sağlıklı olarak görmekte ancak
rultusunda 17 plastik algı sorusu yöneltildi. Saha çalışması, ESOMAR (European Society
oranında da düşüş görüldü.
-Plastik oyuncakların çocukları için zararlı olduğunu düşünenlerin oranı yüzde 89 ile hala
her ikisinin de sağlıksız olduğunu söyleyen geniş bir kitle bulunmaktadır.
çok yüksek düzeydedir. Zararsız olduğunu dü-Tüketicilerin sadece yüzde 22’si ninkağıt
şünenlerin ya da bu yönde eğilimi olanların oranında da 4 puanlık azalma meydana geldi.
bardakların iç yüzeyinin plastikle kaplı olduğunu bildiği tespit edildi.
-Plastik karşıtı bir kampanyaya destek -Tüketicilerin yüzde 50’si plastiklerin ye-
verebileceklerini ifade edenlerin sayısı 7 puan yükselerek yüzde 58 seviyesine ulaştı.
-Plastiğe yönelik olumsuz mesajların et-
teri kadar geri dönüştürüldüğünü düşünüyor.
TABLO: PAGDER Plastik Algı Araştırması (Plastik denilince aklınıza gelen ürünler nelerdir?)
kisinde kısmi olarak artış görülmektedir. 2009 yılında plastik yerine tercih edilen maddelerin başında cam geliyor. 2009’da cam ürünü tercih edenlerin oranı yüzde 62 seviyesindeyken, 2013 araştırmasında bu oran yüzde 79’a yükseldi. Buna karşılık, plastik ürünlerden memnun olduğunu söyleyenlerin oranında bir puanlık artış oldu ve yüzde 2’ye yükseldi. -Plastik olduğu için alınmasından vazgeçilen ürün her iki araştırmada da bardak olarak belirlendi. Ancak, bu ürüne yönelik vazgeçme oranında yükseliş gerçekleşti ve 2013 sonunda yüzde 33 olarak belirlendi. -Plastik poşetlerin çevreye zararlı olduğu
8
PLASFEDDERGİ
BAŞKANIN MESAJI
Çözüme odaklanma zamanı Sibel Destereci Yılmaz
PLASFEDDERGİ Yayın Kurulu Başkanı PAGDER Plastik Sanayicileri Derneği Yönetim Kurulu Üyesi
Günümüz iş dünyasında en önemli konuların başında iletişim geliyor. Yirminci yüzyılda başlayan kitle iletişimi, günümüze gelindiğinde internetin etkisi ve yeni araçlarla bir kez daha farklılaştı. Plastik endüstrisi açısından bu unsur biraz daha önemli çünkü ürünlere karşı dünya genelinde negatif bir algıya yol açan mesajlar yaygınlaşıyor. Yanlış bilgilere dayalı ya da sadece ön yargılardan kaynaklanan bu mesajların, sosyal medyada bireysel paylaşımlardan, bilgi amaçlı sitelere kadar tekrarlanması sonucunda düzeltilmesi gittikçe zorlaşıyor. Plastik ürünlere yönelik “negatif algı” ve “tekrarlanan yanlış bilgilerin” Türkiye’de ciddi boyutlara ulaşmasının ardından yaptığımız çalışmalarda, benzer durumun diğer ülkelerde de olması dikkatimizi çekti. Hatta plastiklerin çevre bağlamında değerlendirildiği bilgilerin hemen hepsi bütün dünyada kullanılan ortak mesajlardan kaynaklanıyor. Türkiye’de endüstride faaliyet gösteren sivil toplum örgütleri bu süreçle mücadele etmek için bir dizi girişime hazırlanıyor. Veri toplamaya yönelik olarak ciddi bir araştırma yapıldı. Kapsamlı araştırma sonucunda elde edilen verilerin analizi ile birlikte, önümüzdeki günlerde yerel bir kampanya yürütülmesi hususunda ön değerlendirme aşamasındayız. Burada vurgulamak istediğim temel nokta diğer ülkelerde de benzer sorunlar olduğuna göre uluslar arası bilgilendirme, halkla ilişkiler ve iletişim programının hayata geçirilmesi. Özellikle kaynakta ayrıştırmadan başlayarak geri dönüşüm süreci konusunda bilgilendirmenin önem taşıdığına inanıyorum. Çünkü, çevre kirliliğine ilişkin plastiklere yönelik negatif algının temel unsurlarından biri, hemen her haberde kullanılan “çöp” fotoğraf ya da filminde başrolün plastik ürünlerde olması. Google’da “çöp” ve “kirlilik” kelimelerinin görsel aramasını yapmanız yeterli. Oysa, plastik ürünler geri dönüşümü en basit ve yaygın sanayi ürünlerinin başında geliyor. Bu bilinçlendirmenin yapılmasıyla sanıyorum algı sorununun düzeltilmesi konusunda farkındalık yaratmada başarılı olabiliriz. Böyle bir çalışmanın küresel çapta yapılması ise sözünü ettiğim yaygın bilgi kirliliğinin çözümüne katkı sağlayacaktır. Çünkü negatif algıya yol açan bilgi kirliliği kopyalanarak, tekrarlanarak ve paylaşılarak günümüz moda iletişim unsurlarından “viral” olarak bütün medyada yer almış durumda. Bu yaygınlığın, farkındalık yaratılmasıyla birlikte pozitif bir davranış biçimine dönüştürülmesi için kullanılabilir yanı da var. İnsanlara sürekli şikayet etmek yerine, çözümün bir parçası olması çağrısı, pozitif sonuç doğuracak bir davranış önerilmesi olumlu bir adım olacaktır. Dünyada yaşanan kriz ortamının sona ermesi yönünde umutlarımızın arttığı bir dönemde, endüstrinin gelişmesi için yeni konuları gündeme almak yanlış olmayacaktır. Elbette mevcut sorunlarımızın çözümü, iş imkânlarının geliştirilmesine yönelik olarak üzerimize düşen roller var ancak görüldüğü kadarıyla plastik ürünlere karşı negatif algının değiştirilmesi de bir öncelik. Türkiye plastik endüstrisi bazı zorluklarına rağmen hem iç pazarda, hem de dış pazarda büyümesini sürdürüyor. Bunda küresel kriz sürecinde ülkenin ekonomik istikrarı korumasında etkisi büyük. Coğrafyamızda yaşanan siyasi sorunların ortadan kalkmasıyla mevcut büyüme trendinin daha hızlı hale gelmesi olası. Küresel işbirlikleri için yeni fırsatlar doğacağını tahmin ediyoruz. Sektör mensupları ve sivil toplum örgütleri olarak iş yapmak isteyenlere katkı vermek rollerimizden biri. Bu görevi memnuniyetle yerine getirmek isteriz. Saygılarımla.
10
PLASFEDDERGİ
11
PLASFEDDERGİ
PANO
K 2013’te Türkiye plastik sektörü ihracat kapılarını açtı
Türkiye plastik sektörü, alanında dünyanın en önemli etkinliği olan Düsseldorf K 2013 Fuarı’nda göz doldurdu. Türkiye plastik ve plastik işleme makineleri sektörünün en etkin sivil toplum örgütü PAGDER ve İKMİB (İstanbul Kimyevi Maddeler ve Mamulleri İhracatçıları Birliği) işbirliği ile Milli Katılım organizasyonu düzenlenen “K 2013 Fuarı” katılımcılarının genel görüşü, işbirliğine dönüşebilir çok sayıda verimli görüşmenin gerçekleşmesi oldu.
katılımcıların tamamı organizasyonu başarılı bulduğunu belirtirken, iş dünyasının Avrupa ile ilişkilerinde haksız rekabet boyutuna gelen “vize” sıkıntısı Alman yetkililerin tutumu nedeniyle bir kez daha kendini gösterdi.
tutumlarına yönelik kurumsal olarak tepkiletirilen K 2013 ’teki tanıtım, sunumlarda ve ön
olan Almanya’nın Düsseldorf şehrinde düzen-
plana çıkarılan ürünlerde; ağırlıklı olarak ve-
lenen K 2013 Fuarı, Türkiye plastik ve plastik
rimlilik ve tasarruf unsuru ön plana çıktı. Gerek
işleme makineleri sektörü firmaları açısından
plastik ürünlerde, gerekse makine sektöründe
başarılı geçti. PAGDER ve İKMİB’in organi-
çevre duyarlılığı yüksek, verimli ve tasarruf im-
zasyonuyla katılan firmalara yönelik yapılan
kanı sağlayacak çözümler firmalar tarafından
ankette genel görüş fuarın istenen ana amaç
sıklıkla vurgulandı. Ürünlerin bir diğer ön plana
olan işbirlikleri ve ihracat kapılarının açılması
çıkarılan özelliği ise çevre duyarlılığı oldu.
yönünden umut verici görüşmelerin yapıldığı sonucunu verdi.
16-23 Ekim günleri arasında gerçekleş-
sonunda değerlendirme anketine yanıt veren
PLASFED ve PAGDER Alman yetkililerin
Plastik sektörünün en önemli etkinliği
K 2013’te verimlilik ve tasarruf ön plana çıktı
milli katılımını K 2013 için gerçekleştirdi. Fuar
Türkiye plastik sektörüne, Dubai’den Brezilya’ya, Almanya’dan Çin’e kadar dünyanın her köşesine uzanan alternatif pazar arayışları yönünde yoğun çaba içinde olan PAGDER, 2013’te İKMİB ile birlikte yaptığı bir diğer fuar
12
rini dile getirirken, PAGDER Yönetim Kurulu Başkanı Hüseyin Semerci, uluslararası alanda ticari ilişkileri ve işbirliklerini geliştirmek hedefiyle katılım gösterdikleri K 2013 Fuarı’na katılacak bazı firmalara gerek vize alımı, gerekse girişte pasaport işlemleri sırasında Alman mercilerinin çeşitli zorluk ve sıkıntılar yaşattıklarını kaydederek, “Ne yazık ki bazı firmalarımız; firma sahiplerimiz, yöneticilerimiz Alman mercilerinin bu yanlış ve gereksiz işlem zorlukları nedeniyle fuara katılamadı. Avrupa’da kendimize en yakın gördüğümüz Almanya’nın bu tutumu ülkemiz nezdinde saygınlığını ve imajını zedelemiştir” dedi ve benzeri sorunların tekrar etmemesi amacıyla resmi olarak
PANO
PLASFEDDERGİ
girişimde bulunduklarını açıkladı.
K 2013’e bu yılda rekor düzeyde katılım! Üç yılda bir düzenlenen fuarda; plastik ürün imalatı, lastik üretimi/kauçuk işleme sektörü, kimya sanayi, ambalaj/ dağıtım, inşaat/ inşaat ve tasarım, otomotiv endüstrisi/ havacılık ve uzay mühendisliği, elektronik/ elektroteknik, makine ve tesis üretimi, tarım sektörü, tıp teknolojisi/ hassas mekanik/optik, enformasyon ve iletişim teknikleri, enerji teknolojileri/ fotovoltaik ile spor/hobi gibi önemli sektörler dikkat çekti. K 2013’te geçmiş yıllara kıyasla katılımdaki artış da sürdü. Türkiye, 98 firmanın standlı katılımıyla en çok firma ile temsil edilen ülkeler sıralamasında 10. sırada yer aldı. PAGDER tarafından yapılan değerlendirmede, fuar organizatörü tarafından yer kısıtlaması yapılmadığı takdirde gelecek fuarda ilk 5 ülke arasına girebileceği kaydedildi. Başkan Hüseyin Semerci, ”Ülkemizin gelişen imajı ve gelişen sektörümüzle birlikte Orta Avrupa’nın ilgi odağı olmamız ve nitelikli ziyaretçilere olumlu iş bağlantıları ile Türkiye’ye dönüş yaptık. 19 – 26 Ekim 2016 tarihleri arasında düzenlenecek olan bir sonraki K fuarı Türkiye katılımının yanı sıra önümüzdeki dönemlerde yapılacak tüm ticari işbirlik-
Kalıp’tan Hüseyin Kıranda, Devotrans’dan
mak Makina’dan Baburjan Razakov ve Hüseyin
Hakan Ulutaş, Karataş Makine’den Kasım Ka-
Semerci, fuara yönelik değerlendirmelerde
rataş, Dermak Makina’dan Murat Dereli, Üstün
bulundu.
İş Makina’dan Ahmet Bektaş, Ekin Makine’den Abdullah Karabulut, Kuatro Makine’den Yu-
Fuara yönelik Türkiye organizasyonu
suf Yavuz, Başar Ağır Makine’den Cemal Ba-
başarılı bulunurken, talepler ise milli katılımın
şar, Safi Rezistans’tan Bülent Yılmaz, Eryıl-
daha görünür olması, fuar uygulamasında
dız Makina’dan Melika Erbaş, Ünveren Hava
elektrik ve lojistik-navlun hizmetleri konusun-
Sistemleri’nden Can Korbek, Opkon Optik
da ek avantaj sağlanması, Türkiye logosunun
Eloktronik’ten Kenan Özeren, Hayat Kalıp’tan
daha güçlü olması, daha fazla alan satın alın-
Habib Asyalı, Adaçal Mineral’den Veli Dündar-
ması olarak sıralandı. Katılımcılar genel olarak
Ömer Talaş, İnter Kauçuk ve Eva’dan Alper
ileride iş imkanına dönüşecek görüşmeler ger-
Arslan, Credoy Polimer’den Aygül Aras, Şen-
çekleştirdikleri ve katılımcıların profesyonellik
leri ve ilişkilerde Almanya’nın gereken ilgiyi göstereceğine, kolaylıklar sağlayacağına, aynı olumsuz tutumun sürdürülmeyeceğine inanıyoruz” değerlendirmesinde bulundu.
“K 2013”, katılımcıları memnun ayrıldı Dünya plastik endüstrisinin buluşma noktalarından biri olan K 2013’te organizatör tarafından, 218 bin ziyaretçi ve 3 bin 200 katılımcı firmaya ulaşıldığı belirtildi. Türkiye’nin 700 m2’lik bir alanda, 27 milli, 71’i bireysel katılımcı olarak toplamda 98 firma ile boy gösterdiği fuarda, katılımcı firmalar, Alman firmalar ve profesyonel ziyaretçilerle görüşmeler gerçekleştirildi. Aksoy Plastik’ten Ergin Atay, Vatan Plastik’ten Menije Tokel , Tayf Plastik-Boya’dan Efgan Görevin, Almak Ateş Makine’den Mustafa Ateş, Orion Rezistans’tan Bilal Kaya, Ser
Türkiye plastik sektörü K 2013 kapsamında uluslararası kuruluşların toplantılarında temsil edildi K 2013 kapsamında sektörün uluslar arası sivil toplum üst kuruluşları da çeşitli etkinlikler gerçekleştirdi. PAGDER ve PLASFED de bu toplantılara katılarak, değerlendirmelerde bulundu. Bu kapsamda, 17 Ekim günü yapılan PAGDER’in de üye olduğu EUPC - Avrupa Birliği Plastik Mamul Üreticiler Birliği toplantısına PAGDER ve EUPC Başkan Yardımcısı Yavuz Eroğlu ve Genel Sekreter Barbaros Demirci ile Proje Uzmanı Günay Erdoğan katıldı. Daha önce alınan kararlardaki ilerlemelerin gözden geçirildiği toplantıda, alt komiteler tarafından yürütülen Endokrin Bozucular, Deniz Kirliliği ve Kaynak Verimliliği başlıkları tartışıldı. Yapılan sunumlarda ve tartışmalarda; AB ülkelerinde plastik atıkların toprağa gömülme oranları ile ilgili bilgi verildi ve 2020 yılında atıkların toprağa gömülme oranının sıfıra indirilmesi hedefi doğrultusunda yapılması gerekenler tartışıldı. Bütün dünyada tartışılan, plastik mamullerin üretiminde kullanılan kimyasallar ve bunların plastik algısına olumsuz etkilerine yönelik konu tartışıldı. Toplantıya katılan taraflar, plastik mamul üretiminde verimlilik konusunda ortak çalışma yürütülmesi yönünde irade belirttiler.
Rezistans’tan Hasan Duman, Kıranda Plastik
13
PLASFEDDERGİ
PANO
biçimde 11.000 uzman fuarı ziyaret etti. Bu ülkeler arasında en büyük katılımı ise Brezilya, Meksika, Arjantin ve Kolombiya sağladı. Komşu Avrupa ülkelerinden gelen ziyaretçiler arasında en büyük pay 8.000 ziyaretçiyle Hollanda’ya ait. Bunu Fransa, Belçika, Britanya ve İtalya izledi. Polonya, Çek Cumhuriyeti ve Macaristan’ın gösterdiği ilgide ise önemli artış gözlendi. • Ziyaretçiler arasında tüm ülkeler genelinde oldukça yüksek bir yönetici oranı göze çarptı; ziyaretçilerin yaklaşık üçte ikisini üst ve orta düzey yöneticiler oluşturdu. Araştırma, geliştirme ve tasarım görevi üstlenen ziyaretçilerin oranı da oldukça fazla oldu. • 1.900 firma ile K 2013’te en fazla ürünün sergilendiği makine ve tesis inşa sektö-
düzeyini olumlu bulduklarını belirttiler. Bunun yanında, hangi fuarlara milli katılım organizas-
• Messe Düsseldorf’un Başkanı ve CEO’su
rü de ziyaretçilerin yoğun ilgisiyle karşılaştı.
yonu yapılması yönünde talep toplamaya yö-
Werner Matthias Dornscheidt, kauçuk ve plas-
Hammadde ve yan malzeme üreticilerinin
nelik sorularda, genel olarak Türkiye’nin hedef
tik endüstrisinin olgunlaşan yeni teknolojile-
yaptığı sunumlar, ziyaretçilerin yüzde 42’sinin
pazarı olan ülkeler ile çakışma dikkat çekti. Fu-
rin görücüye çıktığı ve bu yenilikler için sipariş-
asıl ilgilendiği konuları oluştururken, ziyaret-
arın deneyimli katılımcıları, Kurban bayramına
lerin verildiği K 2013’de günümüzün yenilikleri
çilerin yüzde 22’si, yarı işlenmiş mamuller ile
denk gelmesi nedeniyle İslam ülkelerinden
ve geleceğe yönelik trendler konusunda katı-
kauçuk ve plastikten üretilmiş teknik bileşen-
katılımın geçmiş yıllara kıyasla daha az sayıda
lımcıların yüksek düzeyde bilgi sahibi olduğu-
lerle (bir veya birden fazlası) ilgilendi.
gerçekleştiğini gözlemlediler.
na vurgu yaptı.
Kurumsal görüşmeler gerçekleştirildi
• Angola, Burkina Faso, Falkland Adaları,
“Kunststoff bewegt“- Dünya Plastikle dönüyor!
Yemen, Malawi, Nepal, Yeni Kaledonya, Um-
K 2013’de düzenlenen “Kunststoff be-
Fuarda, Avrupa İşletmeler Ağı ve PAG-
man, Peru ve Türkmenistan gibi denizaşırı ül-
wegt – Dünya Plastikle dönüyor”etkinliği
DER işbirliği ile Türk - Alman firmalar ara-
kelerden katılım olan fuarda Güney, Doğu ve
plastiklerin “devinim halindeki yaşama” yaptı-
sında, özellikle makine, hammadde, ürün ve
Orta Asya’nın yanı sıra Yakın ve Orta Doğu’dan
ğı katkının altını çizdi; nüfus artışı, enerji ihti-
teknoloji alım/satımı ile ilgili işbirlikleri odaklı
gelen 30,000 uzman ile yabancı ziyaretçilerin en büyük bölümünü oluşturdu. En yüksek zi-
yaçları ve iklim değişimi gibi unsurlar üzerinde
ikili iş görüşmeleri de yapıldı. Fuarın etkinlik merkezi olarak düzenlenen 19 ayrı salonunda
yaretçi sayısı Hindistan’dan gelirken, Çin, En-
da ilgi çekici gösteri, toplantı ve bilgilendirme
donezya, İran, Japonya ve Tayvan’dan gelen
toplantıları gerçekleştirildi. “K 2013”te, fuar
ziyaretçi sayısı kayda değer bir artış gösterdi.
alanı dışında da etkinlikler düzenlendi. Bu kap-
Diğer bir önemli artış ise Kuzey Amerika’dan
samda Türk katılımcılar, dünyanın en büyük
gelen
plastik ekstrüzyon makinası imalatçılarından
retçilerin
Reifenhäuser firmasını ziyaret etti.
oranında gö-
K 2013’ten notlar Sektörün en önemli buluşma platformla-
ziya-
rüldü: ABD ve Kanada’dan 8,100
ziya-
rından biri olan K 2013’te, Türkiye plastik sek-
retçinin
törü başarılı bir iş dönemi geçirdi. Üç yıl sonra
diği
2016’da yapılacak K 2013’ya ilişkin hazırlıklara
dildi. Bu sayı,
yönelik ön bilgi olabilecek bazı notlar şöyle:
K
2010’dan
1.300 • K 2010’da, 222.486 ziyaretçi ve 3,094
gel-
kayde-
daha
yüksek.
La-
katılımcı firma yer alırken bu yıl 120’yi aşkın
tin
ülkeden 218.000 ziyaretçi ve 3.200 katılımcı
ülkelerinden
firma yer aldı. Ziyaretçilerin yüzde 58’i, yani
ise,
126.000 ziyaretçi, yurt dışından katılım sağ-
organizasyo-
ladı.
na benzer bir
14
Amerika önceki
yoğunlaşan geleceğe yönelik konular da tartışıldı. 16 Ekim’de açılan stand, Almanya eski Dışişleri Bakanı Joschka Fischer’ın sürdürülebilirlik konusundaki tartışmasına da ev sahipliği yaptı.
PANO
PLASFEDDERGİ
K 2013 Katılımcılar Danışma Kurulu Baş-
detti. Haensel, plastik sektörünün Avrupa’nın
belirtti. Haensel, “Mevcut hızda bu hedef risk
kanı Ulrich Reifenhäuser da, fuar ile ilgili olarak
GSYİH’sına katkısının yüzde 2,6 seviyesinde
altındadır; ulaşılması mümkün değildir. Bu se-
“Fuar sonrası sürecek güçlü bir ticaret ve sek-
olduğunu, Avrupa’lı üreticilerin diğer bölgeler-
beple plastik endüstrisi, bu iddialı hedefe ula-
törde sürekli büyüme olacağına inancımız tam”
deki düşük enerji ve hammadde fiyatları nede-
şılabilmesi için, geri dönüştürülebilir ve yüksek
dedi.
niyle rekabet baskısı altında kaldığını vurguladı.
ısıveren arıkların toprağa doldurulmasını önlemek amacıyla tedbirler alması için karar alıcılara
PlasticsEurope toplantısı
PlasticsEurope Başkanı ve Bayer Maetri-
sesleniyor.
AB ülkelerinde plastik hammadde üretici-
alScience CEO’su Patric Thomas ise “2013 yılı
Toprağa doldurulacak plastik kalmaması
lerinin üst örgütü konumundaki PlasticsEurope
Avrupa plastik sektöründe istikrarlı bir yıl ola-
(zero plastic to landfill) hedefine 2037’de ula-
toplantısı ise 18 Ekim günü yapıldı. PAGDER’in
rak değerlendirilebilir ve 2014 yılında sektörde
şılabilir ancak sektör bu süreci hızlandırmak
de üye olduğu ve Birlik bünyesindeki Akdeniz
ufak bir iyileşme beklenebilir. Buna rağmen kriz
için hevesli olmalıdır. 96 milyar doların çöpe
Bölge Danışma Kurulu’nda Yavuz Eroğlu Baş-
öncesi seviyesinden hala çok uzakta olacağız.”
atılmasını karşılayabilir miyiz? Toplumun bunu
kan Yardımcılığı görevini yürütüyor. Toplantıya
Görüşünü belirtti.
karşılayabileceğini ya da karşılaması gerektiğini
Yavuz Eroğlu ve Genel Sekreter Barbaros Demirci ile iştirak edildi. Toplantıda, Akdeniz Bölge Danışma Ku-
düşünmüyorum” dedi.
Toprağa terk edilen plastik miktarını sıfırlama hedefi risk altında
Ülke plastik derneklerinin Dünya çapındaki üst örgütü olan CIPAD toplantısı ise 20 Ekim
rulu Başkanı Daniele Ferrari, Dünya ölçeğinde
Toplantıda plastik atıklarla ilgili durum da
günü yapıldı. PAGDER’i Genel Sekreter Barba-
plastik üretiminin artmasına karşılık AB ülke-
tartışıldı. PlasticsEurope İcra Müdürü Wilfried
ros Demirci ve Proje Uzmanı Günay Erdoğan’ın
lerinde finansal krizin de etkisiyle düşüş göz-
Haensel Avrupa’da plastik atıkların üçte birinin
temsil ettiği toplantıda, Barbaros Demirci
lendiğine işaret etti. PlasticsEurope İcra Mü-
toprağa terk edildiğini belirterek, mevcut geliş-
bir sunum yaparak, Türkiye’nin yıl sonunda
dürü Wilfried Haensel ise küresel krize Avrupa
meler ışığında 2020 yılında toprağa terk edilen
Avrupa’da ikinci büyük üretici konumuna ge-
plastik endüstrisinin uyum gösterdiğini belir-
atık miktarını sıfırlama hedefinin risk altında
leceğini açıkladı. Gelecek toplantıda, sosyal
terek, küresel krize bağlı risklerin atlatıldığını,
olduğunu, bugünkü gelişmelere bağlı olarak hedefin 2037’de gerçekleşebilir görüldüğünü
medya ve plastiğin kötü imajının ele alınması
rekabetçi ve yenilikçi üretimin sürdüğünü kay-
K 2013’E KATILAN TÜRK FİRMALARI 1. 2. 3. 4. 5. 6. 7. 8. 9. 10. 11. 12. 13. 14. 15. 16. 17. 18. 19. 20. 21. 22. 23. 24. 25. 26. 27. 28. 29. 30. 31. 32.
Adaçal Endüstriyel Mineraller Akdemir Endüstri Ambalaj Akdeniz Kimya Akkaya Makine İmalat Aksoy Plastik Alarge Alıç Ağacı Makine Almak Ateş Makine Altek Plastik Makine Anadolu Mikronize Madencilik Arslan Sünger ve Plastik Askim Stabilizatör Aytek Soğutma Barış Ambalaj ve Matbaacılık Başar Ağır Makine Bayegan Dış Ticaret Beşok Kalıp Ticaret Bordo Recyling Budin Kimyevi Maddeler Cey Kimya Credoy Polimer Çınar Profil Değişim Kalıp Dermak Makine Dersan Makina Sanayi Devotrans Makine Domeks Makine Durform İzolasyon ve Ambalaj Düzlem Metal Ege Kimya Ege Proses Mühendislik Ekin Makine Plastik Ela Kimyevi Maddeler
33. 34. 35. 36. 37. 38. 39. 40. 41. 42. 43. 44. 45. 46. 47. 48.
50. 51.
Elastron Kimya Enformak Plastik Teknolojileri Enplast Plastik Kimya Epsan Plastik Erkoç Plastik ve Kalıp Sanayi Ersey Makine Eryıldız Makine Eurotec Mühendislik Plastikleri Fiberflon Teknik Tekstil Forplas Plastik Gema Polimer Gülmer Madencilik Gülnar Plastik Makinaları Gür-iş Makine Güven Teknik Makine Hayat Kalıp İKMİB İstanbul Kimyevi Maddeler ve Mamulleri İhracatçıları Birliği İnan Plastik Makinaları Işık Plastik Dış Ticaret
52.
İnpak Makine
53. 54. 55. 56. 57. 58. 59. 60. 61. 62. 63. 64.
İnter Kauçuk ve Eva Karataş Makine Kıranda Plastik Kalıp Kimflor Kimya Korsini Saf Ambalaj Kuatro Plastik Makine Kuzey Global Makine Maskom Plastik Meltem Kimya Mikron's Mikrosan Makine MT Reklam
49.
kararlaştırıldı.
65. 66. 67. 68. 69. 70. 71. 72. 73. 74. 75. 76. 77. 78. 79. 80. 81. 82. 83. 84. 85. 86. 87. 88. 89. 90. 91. 92. 93. 94. 95. 96. 97. 98. 15
MTN Model Kalıp Okset Kalıp Elemanları Opkon Optik Elektronik Orion Rezistans Öz-mak Plastik Makine PAGDER Plastik Sanayicileri Derneği Petkim Petrokimya Holding Pimtaş Plastik Plastay Kimya Plastifay Kimya Polimer Teknik Makine Polimersan Polimer Puls Elektronik Roboplas Plastik Safi Rezistans Sanem Plastik Saraç Plastik Teknolojileri Sarem Makine Ser Rezistans Sisan Plastik Şenmak Makine Takımsan Dişli Kesici Takımları Tanrıkulu Plastik Tayf Plastik Tekpol Teknik Poliüretan Termopol Plastik Tifmak Makine Tisan Mühendislik Plastikleri TST-Tamsan Motor Makine Tüyap Tüm Fuar Yapım Ünveren Hava Sistemleri Üstün İş Makine Vatan Plastik Yeniyurt Makine
PLASFEDDERGİ
PANO
Vize, Menemen, Osmaneli ve Bursa: Plastik İhtisas OSB projeleri ilerliyor hale gelinmesi bekleniyor. Bölgede, 2013 Eylül ayında imar, parselasyon ve alt yapı uygulamaları büyük oranda tamamlandı. İmar planı, parselasyon ve altyapı proje çalışmalarında Emsal: Kat Alanı Katsayı = 0.70 ve yükseklik serbest olarak belirlendi.
PLASFED’e üye derneklerin öncülüğünde başlatılan Organize Sanayi Bölgesi girişimleri hızla ilerliyor. PAGDER-ASLAN OSB’de, süren imar planı, parselasyon ve altyapı proje çalışmalarında Emsal: Kat Alanı Katsayı = 0.70 ve yükseklik serbest olarak belirlendi. Menemen OSB’de ise yatırımlar için temeller atılmaya başlandı ve “ihtisas OSB” sıfatıyla üretime hazırlanılan ilk bölge oldu. BURPAS ise Bursa’da faaliyet gösteren paydaşlarıyla birlikte ihtisas OSB için kolları sıvadı. Türkiye plastik sektörünün en öncelikli sorunları arasında bulunan uygun yatırım arazisi sorununa yönelik olarak başlatılan organize sanayi bölgeleri girişimleri hızla ilerliyor. PAGDER, EGEPLASDER ve BURPAS’ın girişim ya da desteğiyle ilerleyen projelerde yatırımcılara çeşitli avantajlar sunuluyor. Plastik sektörüne teşvikli yatırım fırsatı sunan OSB girişimlerinin sayısı 4’e ulaştı. EGEPLASDER ile EBSO (Ege Bölgesi Sanayi Odası) öncülüğünde son aşamaya gelen Menemen Plastik İhtisas Organize Sanayi Bölgesi’nde yatırımlar başladı. PAGDER tarafından yürütülen Kırklareli’nin Vize ilçesinde kurulan ve satışlar devam eden PAGDER ASLAN Plastik İhtisas Organize Sanayi Bölgesi’nde imar ve parselasyon çalışmalarına başlandı. PAGDER’in bir başka projesi olan Bilecik Osmaneli Plastik Organize Sanayi Bölgesi projesinde ise firmalardan ön talep toplandı ve mevcut bölgenin içinde bir bölüm plastik yatırımlarına uygun olarak hazırlanması konusunda anlaşma sağlandı. BURPAS (Bursa Plastik ve Ambalaj Sanayicileri Derneği) öncülüğünde Bursa’da bir bölge kurulması için 52 ortaklı kooperatif kuruldu ve uygun arazi arayışı başladı.
Menemen Plastik İhtisaas Organize Sanayi Bölgesi’nde yatırımcılar inşaata başladı
İzmir Menemen’de kurulan Menemen Plastik İhtisas Organize Sanayi Bölgesi, 920 bin metrekare araziye sahip. Bu bölgede altyapı büyük oranda tamamlandı ve şirketlerden bazıları fabrikalarını inşa etmeye başladı. Bölge genişleme imkanına da sahip. Türkiye’nin en köklü sanayi ve ticaret merkezleri yanında yaşam kalitesi açısından en yüksek seviyeli şehirlerden biri olan 4 milyon nüfuslu Ege Denizi kıyısındaki İzmir’e 30 dakika uzaklıktaki bölge, her türlü taşıma imkanına sahip. Bölgenin, İstanbul Otoyolu, İZBAN Metro İstasyonu ve PETKİM’e yakınlığı ayrı bir avantaj. Bölgede az sayıda kalan parselin satışı devam ediyor.
PAGDER iki organize sanayi bölgesi projesiyle dikkat çekiyor
PAGDER ise iki ayrı OSB girişimini sürdürüyor. Kırklareli’nin Vize ilçesinde kurulan PAGDER ve ASLAN Organize Sanayi Bölgesinde arazi satışları sürüyor. Bölgede 2013 yılı sonuna kadar inşaatlara başlamaya uygun
16
PAGDER ASLAN Organize Sanayi Bölgesinde plastik imalatçıları ile makine imalatçılarının, tedarik zincirindeki diğer işletmelerin etkileşim içinde yan yana faaliyet göstermesinin önemli bir etkileşim doğurması bekleniyor. Yüzde 60 doluluğa ulaşan bölgede şu ana kadar 33 firma kayıt yaptırdı. PAGDER ASLAN Plastik İhtisas Organize Sanayi Bölgesi konum olarak da ulaşım, haberleşme ve insan kaynakları açısından güçlü bir noktada bulunuyor. Bölgeden, Çorlu ve İstanbul’daki havaalanlarına ulaşım kolaylığı yanında, Türkiye’nin büyük limanları Tekirdağ ve Ambarlı limanlarına ana yollardan ulaşmak mümkün. Türkiye’nin batısında Avrupa bölümünde bulunan bölge, Avrupa’ya giden transit otoyollara da son derece yakın.
PAGDER Bilecik Osmaneli’nde mevcut organize sanayi bölgesinin bir kısmını plastik için özel bölge haline getiriyor PAGDER’in yürütüğü bir diğer önemli proje ise Bilecik ilinin Osmaneli ilçesinde plastik organize sanayi bölgesinin oluşturulması. Yürütülen çalışma çerçevesinde, kurulmuş bulunan ve yeterli araziye sahip Osmaneli Organize Sanayi Bölgesi’nin bir kısmının Plastik İhtisas Organize Sanayi Bölgesi olarak ayrılması konusunda anlaşma sağlandı. PAGDER, ön talep toplama için yaptığı çağrıda başarıya ulaştı ve bu bölgeyi oluşturmaya yetecek sayının üzerinde ön talep sağlandı.
Türkiye’nin otomotiv merkezi Bursa’da plastik bölgesi girişimi başladı Türkiye’nin otomotiv başta olmak üzere köklü sanayi merkezlerinden biri Bursa’da BURPAS üyelerinin girişimiyle OSB kurulması için proje başlatıldı. Şu ana kadar 52 imalatçının üye olduğu bir kooperatif kurularak bölgenin kurulacağı arazinin temini için girişim yürütülüyor. BURPAS Başkanı İlker Biliktü, bölgenin kendi enerji tesisini kurarak faaliyete geçecek yatırımlara ek avantaj sunmasını amaçladıklarını ve Bursa’daki paydaşlarıyla birlikte hareket etmek istediklerini kaydetti.
PLASFEDDERGİ
PANO
Plastiğe karşı yanlış bilgilerin kamuoyuna sunumu devam ediyor
PAGDER Başkanı Hüseyin Semerci:
Haksız rekabet dışında her rekabete varız!
Cam sektöründe faaliyet gösteren bir firmanın, televizyon kanallarında yayınlattığı ve yanlış bilgiler içeren tanıtım filmine PAGDER Başkanı Hüseyin Semerci tepki gösterdi. PAGDER’den yapılan iki ayrı duyuruyla, imalat sanayiinde çalışan bütün girişimciler adil rekabet içinde kalmaya çağırıldı. Hüseyin Semerci, ülke ekonomisine katkı yapan her sektör gibi cam sanayisinin de Avrupa ölçeğinde bir üretim kapasitesine ulaşmasından mutlu olduklarını ancak Avrupa’nın ikinci büyük üretim kapasitesi ve mamul bazında dış ticaret fazlası veren plastik sanayisinin de çok değerli olduğunu hatırlattı. Basın açıklamasında, plastik ürünlerin çevre ilişkisine yönelik doğru bilgiler tekrar paylaşıldı. Plastik Sanayicileri Derneği (PAGDER)
Hüseyin Semerci, ülke ekonomisine katkı
Hüseyin Semerci, “Alternatif malzeme
Yönetim Kurulu Başkanı Hüseyin Semerci,
yapan her sektör gibi cam sanayisinin de Av-
üreticilerinin pazar kaybetme kaygısı ile her
Türkiye plastik sanayicilerinin Avrupa’nın
rupa ölçeğinde bir üretim kapasitesine ulaş-
gün artan ölçüde ve bilimselliğe dayanma-
ikinci büyük üreticisi konumuna yükseldikle-
masından mutlu olduklarını ancak Avrupa’nın
yan, etik dışı iddialarla plastiğe saldırması ve
rini belirterek, yeni ürün ve teknolojilerle her
ikinci büyük üretim kapasitesi ve mamul ba-
plastikle ilgili kamu algısının olumsuzlaştı-
geçen gün kullanımı artan ve gelişmiş ülkeler
zında dış ticaret fazlası veren plastik sanayisi-
rılmasına, hem sektör hem de ülke yönetimi
tarafından korunan plastik sanayisinin bütün
nin de çok değerli olduğunu hatırlattı. Semer-
yetkililerimizin, ilgili bakanlığımızın ülke geli-
dünyada olduğu gibi Türkiye’de de hızla geliş-
ci, “Haksız rekabete soyunarak plastiğe gerçek
şimi ve ekonomisi için kazandırmaya çalıştığı
tiğini kaydetti. Cam mamul üreten bir firmanın
dışı saldırıda bulunulmasının her zaman karşı-
geri dönüşüm bilincinin oluşturulmasını zor-
TV kanallarında yayınlanan tanıtım spotunda,
sındayız. Rekabet, hem sektör içinde hem de
laştırmaya yol açmaktadır. Tüm dünyada geri
doğalgazdan elde edilen hammaddeyle üre-
ürün türleri bakımından her dönem devam
dönüşüm özendirilirken, tüm sektörler tara-
tilen plastik mamullerin geri dönüştürülemez
edecek. Hür teşebbüsü savunan herkes için
fından bilinçlendirilme çalışmaları yapılırken
olduğuna yönelik ifadelere tepki gösteren Hü-
bu geçerli. Tek rekabet türüne karşıyız, o da
Isıcam’ın gerçeği yansıtmayan bu ifadesi, ka-
seyin Semerci, bu girişimin haksız rekabete yol
haksız rekabet! Haksız olanı dışında her türlü
muoyundaki yanlış algıyı artıracak, yüzde 100
açacak yanlış bilgiler içerdiğini duyurdu.
rekabete varız” dedi.
geri dönüştürülebilen plastiğin geri dönüşüm
18
PANO
çalışmalarını, geri dönüşüm bilincinin oluşumunu önemli ölçüde sekteye uğratarak ülke ekonomisine zarar verecektir” açıklamasında bulundu. Çevre duyarlılığının bütün insanların ortak değeri haline geldiğini hatırlatan Hüseyin Semerci, bu duyarlılığa yönelik girişimlerin etik değerlere uygunluğunun önemini artırdığını hatırlatan Semerci, “Plastik ile ilgili yanlış-olumsuz algıların, şehir efsaneleri dışında doğru bir bilgi araştırmasına girmekten çeşitli nedenlerle yoksun herhangi bir kişiyi etkilemesi -bir nebzede olsa- olağan kabul edilebilir. Ancak her türlü araştırma gücüne sahip, üstelik doğru bilginin kendilerinde bulunduğuna emin olduğumuz çok deneyimli ve büyük bir grubun markasının, plastik şişelerin de diğer tüm plastik malzemeler gibi yüzde 100 geri dönüştürülebildiği gerçeğini rekabet adına ‘plastik şişelerin geri dönüşümü mümkün değil’ gibi net bir ifadeyle çarpıtmasını, haksızlık etmesini etik dışı buluyoruz. Bu tarz yanlış bilgilendirmelerin devam etmesi durumunda hukuki süreci takip edeceğiz” ifadesini kullandı.
Doğalgaz ya da ham petrolden elde edilmesi önemsiz, plastikler geri dönüştürülür PAGDER’den yapılan açıklamada, plastik mamullerin tamamının geri dönüşümünün mümkün olduğu; plastik hammaddelerin doğalgaz ya da hampetrolden elde edilmesinin herhangi bir farklılık doğurmadığı belirtildi. Açıklamada, başka ürünlerle birleştirilmiş olanlar dışında bütün plastik mamullerin geri dönüştürülebileceği, aksi yöndeki bilgilerin tamamen yanlış
PLASFEDDERGİ
salların formülasyonu aynıdır. Plastik kullanılarak, başka materyallerle birleştirilerek yeni bir ürün elde edilmesi halinde geri dönüşüm durumu farklılaşabilir. Bu halde plastik bir üründen söz edilemeyeceği halde, geri dönüştürülemez savı yanlıştır.”
“Geri dönüştürülemez” denilen ürünün 28 tane “geri dönüşüm fabrikası” var! Yeter ki toplama kanalları oluşturulsun PAGDER yaptığı açıklamada, cam sanayisi
olduğu kaydedildi.
tarafından geri dönüştürülmesinin mümkün
PAGDER Yönetim Kurulu Başkanı Hüseyin Se-
lerin, PC ve PET hammaddeden üretildiği ve
olmadığı iddiasında bulunulan plastik şişe-
merci değerlendirmesinde şunları kaydetti: “Plastik hammaddeleri, hampetrol ya da doğalgazlardan elde edilir. Hatta bilimsel olarak kömürden, organik maddelerden de plastik elde etmek mümkündür. Maliyet olarak en uygunu hampetrol ve doğalgazlardan elde edilen olduğu için diğer kaynaklar kullanılmamaktadır. Doğalgazdan elde edilen petrokimyasallar ve plastikler geri dönüştürülemez, diye bir ifade doğru değildir. Petrol, doğalgaz ya da organik olsun elde edilen petrokimya-
19
bunların da en yaygın biçimde geri dönüştürülen ürünler arasında yer aldığı hatırlatıldı. Özellikle PET şişelerin kolay toplanması ve kolay işlenerek başta iplik ve elyaf olmak üzere ticari kullanım alanlarının yaygın olması nedeniyle geri kazanım tesislerinin hızla kurulduğunu belirten Hüseyin Semerci,
“PET
Dönüştürücüleri Derneği’nin verilerine göre hali hazırda şu an 28 tesisin geri dönüşümde faal olduğunu söyleyebilirim. Türkiye’nin ye-
PANO
PLASFEDDERGİ
terli toplama kanalları oluşturulamadığı için
tasarrufu sağlandı. Bu rakam 7.28 milyon ara-
sağlaması için bütün tarafların bu konudaki
PET atık ithal edildiği bilgisinin kamuoyuna
cın bir depo benzin miktarına denk… Bu geri
bilgileri net ve doğru olarak verme yükümlülü-
yansıdığını hepimiz biliyoruz. Geri dönüştü-
dönüşüm ile, 774 milyon kilowatt saat elektrik
ğü bulunmaktadır.
rülebilen PET şişeler için gerekli ve yeterli
tasarrufu sağlandı; bu da yaklaşık 270 bin aile-
toplama kanallarının oluşturulması ivedilikle
nin yıllık elektrik tüketim miktarına eş değer…”
Yaşam Döngü Analizi de ortaya koymaktadır: Plastikler “çevreci” ürünlerdir PAGDER Yönetim Kurulu Başkanı Hüseyin Semerci, sanayi ürünlerinin “çevreciliği”
PAGDER’in GfK’ya yaptırdığı plastik algı
plastik ürünler; polietilenler (PE), etilenoksit,
araştırmasında, insanların algısını oluşturan
etilen glikol, PET, EDC, VCM, PVC, stiren, po-
çok sayıda yanlış bilginin belirlendiğini belirten
listiren ve vinil asetat, propilen; polipropilen
Hüseyin Semerci, bu yanlış bilgilerinin tüketici
(PP), akrilonitril, akrilik asit, ogza- alkoller,
davranışlarına etki etmesinin de ciddi bir duru-
propilen oksit, propilen glikol, poliüretanlar,
mun göstergesi olduğunu hatırlattı.
kümen ve fenoller ve polikarbonat (PC) bütadien ve bütilenlerden elde edilen, sentetik
konusunda son dönemde yaygın yanlışların yapıldığını hatırlatarak,
“Sanayi ürünlerinin
çevre açısından sürdürülebilirliğinin bilimsel olarak analiz edilebilmesi, kıyaslanması amacıyla ‘karbon salımı’nı baz alan analizler son dönemde öne çıkıyor. Bunun hesaplanmasın-
PAGDER açıklamasında kamuoyu ile şu bilgiler paylaşıldı:
/ ETBE ve izooktan maddelerinden yapıldığı, bu ürünlerin hammaddelerinin hampetrol ve
gibi kapsamlı bilimsel çalışmalarla plastiğin
doğalgazdan elde edildiği, üretim kaynağı do-
kağıda göre daha avantajlı olduğu alanlar
ğalgaz, hampetrol ya da son dönemde ABD’de
belirlenebilir.
Plas-
yaygınlaştığı biçimde kaya gazı olması önem
tikler, kağıt ve cam
taşımaksızın ortaya çıkan ürünün formülas-
ürünlere
yonu aynıdır ve geri dönüştürülebilir olduğu
kıyasla
az enerji kullanılarak geri dönüştürülebil-
da da, Yaşam Döngü Analizleri (Bir ürünün ilk üretiminden başlayarak, kullanımının sona ermesi, geri dönüşümünün tamamlanması ya da yok edilmesi ile tamamlanan sürecin tamamı) kullanılıyor. Her iki açıdan da plastik ürünlerin, metal ya da cam ile kıyaslamada üstün olduğu gözlenmektedir” bilgisini verdi. Plastik ürünlerin Yaşam Döngüsü Analizi’ndeki karbon salımı üstünlüğü yanı sıra üretiminde kullanılan enerji ve su miktarı açısından, hafifliği ve dayanıklılığı nedeniyle, depolanma, taşıma ve kullanım sonrası toplanması açısından da alternatif ürünlere karşı çok daha çevreci olduğu kanıtlanmış olduğunu belirten Semerci, şu bilgileri verdi: “2012 yılında, Türkiye’de 180.788 ton kağıt/kartonve kompozit ambalaj, 56.406 ton
kompozit ambalaj geri dönüşüm sürecine aktarıldı. Geri kazanımı sağlanan 128.824 bin ton plastik ambalaj atığı ile de 2 milyon varil petrol
kaydedildi.
Yaşar Nadir Atilla’nın makalesi
mektedir. Örnekle-
Öte yandan PAGDER açıklamasında, geri
mek gerekirse, cam
dönüşüm ve plastiklerin kullanımına yöne-
bardaklar fırınlarda
lik olarak ÇEVKO (Çevre Koruma ve Ambalaj
yüksek sıcaklıklarda
Atıkları Değerlendirme Vakfı) Yönetim Kurulu
üretilmekte ve çok
Üyesi ve PAGDER Plastik Meslek Komite Üyesi
yüksek enerji tüke-
Yaşar Nadir Atilla’nın “Türkiye’de PET Amba-
timine sebep olmak-
lajların Gelişim Süreci ve Bazı Yanılgılar” baş-
tadır. Dolayısıyla ilk
lıklı makalesini de kamuoyu dikkatine sunuldu.
üretimi sırasında cam bardaklar, plastik bardaklara göre çok daha yüksek enerji tükettiği
Yaşar Nadir Atilla sözkonusu makalesin-
için dolayısıyla karbon ayak izine sahiptir. Yine
de, hafif, kırılmaz, sağlıklı, tek kullanıma olanak
cam mamullerin defalarca kullanılabilmesi
vermesi ve alternatiflerine göre çok daha eko-
için sürekli ve deterjanla yıkanması gerekli-
nomik olması nedeniyle, çok kısa sürede baş-
liği, dünyada zaten kıt olan su kaynaklarının
ta gazlı ve gazsız içecek sektörü olmak üzere
tüketilmesine; kullanılan deterjanlar nede-
uygun gıda kabı arayan üreticilerin aradığı bir
niyle suların kirlenmesine ve çevre kirliliği-
ambalaj malzemesi haline gelen pet şişelerin
ne yol açmaktadır. Plastik bardak yapımı için
içecek sektöründe yoğun olarak kullanılmaya
ağaç kesilmez. 1 ton kağıt üretmek için 10-17
başlamasıyla cam başta olmak üzere klasik
ağacın kesildiğinin dikkate alınması gerekir.
ambalajların pazardaki payının büyük ölçüde
Karbon emisyonları konusunda uzman araş-
düştüğü gerçeğine dikkat çekiyor.
tırma kuruluşu Global Carbon Clear firmasının yaptığı araştırmaya göre; plastik bardakların
Atilla, PET geri kazanım tesislerinin yay-
üretiminde kullanılan enerji, muadiline kıyasla
gınlaşmasıyla ürünün tercih edilmesinin yük-
yüzde 50 daha azdır. 75 adet bardak üretim ve
seldiğini, bunun ardından da PET ürünleri yö-
kullanımı için gereken enerji 20 MUe (Milyon
nelik bazı kampanyaların başlatıldığına işaret
birim enerji) iken aynı miktarda kağıt bardak
ederken, Amerika Yiyecek ve İlaç İdaresi -FDA
30 MUe enerji tüketmektedir.
(Food and Drug Administration-USA), EFSA (Europa Food Safety Authority) gibi gıda ko-
ton plastik ambalaj,
28.857 ton metal ambalaj ve 13 bin 500 ton
kauçuk, poliizobütilen, sentetik lateks, MTBE
Yaşam Döngüsü Değerlendirmesi (LCA)
daha kolay ve daha
cam ambalaj, 128.824
PAGDER açıklamasında, teknik bilgilere de yer verilerek, yaygın olarak kullanılan
gerekiyor” dedi.
Görülüyor ki, plastik her açıdan daha çev-
nusunun tartışmasız iki otoritesinin yanı sıra
reci bir üründür. Açıkçası, geri dönüşüm konu-
ILSI (International Life Sciences Institute)’da
sunda gerekli bilinçlendirmenin sağlanması ve
PET’i gıdalar için güvenilir bir ambalaj malze-
bu şekilde ülke ekonomisine, ülkemize katkı
mesi olarak kabul ettiğini anlatıyor.
20
Akılcı Çözümler Mühendislik Plastikleri Üretimi Eurotec, standart ürünlerde rekabetçi, müşteriye özel ürünlerde akılcı çözümler sunar.
Ürün Çeşitleri Takviyeli Darbe Dayanımlı Alev Geciktiricili Elektrik İletken Termal İletken Yüzey Dayanımı İyileştirilmiş Isı Stabilizeli UV-Işık Stabilizeli Renkli
Sadece Mühendislik Plastikleri
PLASFEDDERGİ
PANO
PLASFED İSO birinci ve ikinci 500 büyük sanayi kuruluşu raporunu değerlendirdi
Kontrollü büyüme plastik sektörünün büyük firmalarını etkiledi İstanbul Sanayi Odası tarafından her yıl yayınlanan Türkiye’nin en büyük firmaları sıralamasında yer alan plastik ürünler imalatçısı şirketlerin sayısı azalıyor. En büyük 500 sanayi kuruluşu içindeki plastik üreticisi firmaların sayısı 2012 yılında da da azaldı ve 17 oldu. Üretimden satışların baz
misinin büyüme hızının düşürülmesine yönelik bir ekonomik politika uygulanan 2012’de bu yöndeki uygulamaların, sektörün hammadde ithalatına yönelik alınan bazı kararların ve Dünya ekonomisinde devam eden ekonomik durumun olumsuz sonuçlarının etkisine işaret edildi. Aslında bu etkiler, sadece plastik endüstrisini değil, İSO listelerindeki bütün imalat sanayii şirketlerine aynı etkiyi gösterdi. İncelemede, Dünya ölçeğinde 2012 yılında üretim artışının yüzde 1,2 seviyesinde olduğu, Türkiye’nin en büyük ihracat pazarı olan Avrupa’nın ise yüzde 0,9 gerileme ile karşı kar-
Türkiye’nin ekonomi politikalarının öngördüğü biçimde büyüme hızının düşürülmesi yılı olarak tasarladığı 2012 yılında yüzde 2,2 ile son yılların en düşük büyüme performanslarından biri görüldü. Türkiye’nin düşük büyüme hızı gösterdiği, dış ticaret ve cari işlemler açığındaki olumsuzlukların sürdüğü, enflasyonla mücadele öncelikli para politikasının uygulandığı 2012 yılında, ISO sıralamasında ilk 500’e girme başarısını elde eden 17 firmanın da bu yansımaların etkisiyle performans ve finansal yapılarında olumsuzlukların yaşandığı gözlendi.
2012 YILINDA İSO SIRALAMASINDA İLK 500’E GİREN PLASTİK FİRMALARI
alındığı listede Türkiye’deki başta enerji ve finans olmak üzere diğer sektörlerdeki şirket büyüme
şıya kaldığı değerlendirmesi yapıldı.
2012 Sıralama
2011 Sıralama
Kuruluşlar
hızlarının artışı bunda en etkili
112
128
Naksan Plastik ve Enerji San. ve Tic. A.Ş.
unsurlardan biri. İstanbul Sana-
180
169
Korozo Ambalaj San. ve Tic. A.Ş.
yi Odası analizi, her yıl Ağustos
190
226
Pakpen Plastik Boru ve Yapı Elemanları San. ve Tic. A.Ş.
ayında, yayınlandığı yılın bir ön-
230
202
Süper Film Ambalaj San. ve Tic. A.Ş.
ceki yılına ait veriler üzerinden
252
233
Polinas Plastik San. ve Tic. A.Ş.
“birinci 500 büyük sanayi kuru-
260
301
Köksan Pet ve Plastik Ambalaj San. ve Tic. A.Ş.
luşu” ve “ikinci 500 büyük sanayi
269
331
Kalde Klima Orta Basınç Fittings ve Valf Sanayi A.Ş.
kuruluşu” olmak üzere iki ayrı ra-
309
285
Polibak Plastik Film San. ve Tic. A.Ş.
porla yayınlıyor.
310
266
Adopen Plastik ve İnşaat Sanayi A.Ş.
313
346
Ege Profil Tic. ve San. A.Ş.
320
348
Elif Plastik Ambalaj San. ve Tic. A.Ş.
322
261
Vatan Plastik San. ve Tic. A.Ş.
414
443
Hakan Plastik Boru ve Profil San. Tic. A.Ş.
430
411
SUNJÜT Suni Jüt San. ve Tic. A.Ş.
450
429
Wavin TR Plastik Sanayi A.Ş.
455
-
Esen Plastik San. ve Tic. A.Ş.
468
-
Form Sünger ve Yatak San. Tic. A.Ş.
İstanbul Sanayi Odası (İSO) tarafından her yıl Ağustos ayında yayınlanan “İSO 500 Türkiye’nin 500 Büyük Sanayi Kuruluşu” ve “İSO İkinci 500-Türkiye’nin İkinci 500 Büyük Sanayi Kuruluşu” listesine, toplam 17’si ilk liste olmak üzere toplam 32 plastik imalatçısı firma girdi. PLASFED’in İSO 500 raporlarından yaptığı analizlerde, Türkiye’nin en büyük plastik imalatçılarının 2012 performanslarında bir önceki yıla göre düşüş gözlenmesi dikkat çekti. PLASFED incelemesinde, genel ülke ekono-
22
PANO
PLASFEDDERGİ
İSO Birinci 500-2012 sıralamasında yer alan plastik sektörü firmalarının toplam verileri dikkate alındığında, üretimden satışlarda, satış hasılatlarında, ihracat, öz sermaye ve net ihracatlarında düşüş olduğu belirlendi. PLASFED raporunda, İSO 500 içindeki plastik firmalarının, 2009 yılında 23 ile en yüksek sayısına ulaştığını ancak bu yıldan sonra sürekli azalarak 2012’de 17’ye düştüğü belirtildi. İSO Birinci 500’e giren plastik firmalarının üretimden satışların yüzde 13,7 satış hasılatlarının yüzde 12,6 öz sermayelerinin yüzde 23,9, net aktiflerinin yüzde 5,9, ihracatlarının yüzde 14,7 ve çalışan sayılarının yüzde 10,4 azaldığı, dönem karlarının yüzde 26,2 arttığı, yarattıkları brüt katma değerlerinin ise aynı düzeyde kaldığı belirtildi. Yapılan analizde, İSO listesine girmeyi başaran büyük firmaların, sektör içindeki paylarında da düşüş tespit edildi. Plastik firmaları, 2011’de toplam sektör ihracatının yüzde 28,3’ünü gerçekleştirirken, bu oran 2012’de yüzde 20,8’e düştü. Üretimdeki payı ise yüzde 12,8’den, yüzde 9,6’ya indi.
PLASTİK SEKTÖRÜNDE İLK 500’E GİREN FİRMALARIN PERFORMANS DEĞİŞİMLERİ ( 2012/2011) (MİLYON TL )
Plastik Sektörü
İSO İLK 500
Performans Değişimi
2011
2012
2011
2012
Plastik Sektörü
İSO İLK 500
Üretimden Satışlar (Net)
5.891,7
5.086,3
323.878,5
353.699,3
-13,7
9,2
Satış Hasılatı (Net)
6.317,8
5.520,5
409.824,3
423.621,1
-12,6
3,4
Brüt Katma Değer
558,4
558,7
115.993,2
118.803,6
0,0
2,4
Öz Sermaye
1.741,6
1.325,9
154.074,8
169.534,4
-23,9
10,0
Net Aktifler
3.864,6
3.637,3
332.845,4
359.483,1
-5,9
8,0
Dönem Karı (Vergi Öncesi)
144,5
182,4
22.752,9
24.192,2
26,2
6,3
İhracat (1.000 $)
986,8
841,7
63.337,6
63.712,2
-14,7
0,6
Çalışan Sayısı (Kişi)
8.990
8.056
574.589
596.055
-10,4
3,7
PLASTİK SEKTÖRÜNDE İLK 500’E GİREN FİRMALARIN SON 5 YIL İÇİNDE TOPLAM PLASTİK SEKTÖRÜ İÇİNDEKİ PAYLARI ( Milyon ABD $ )
2008
2009
2010
2011
2012
Sektörün Toplam Üretim Değeri
22.065
20.694
23.705
28.459
29.335
İlk 500'e Giren Plastik Firmaların Toplam Üretimleri
3.109
2.821
3.372
3.637
2.826
14
14
14
13
10
2.948
2.572
3.012
3.485
4,038
İlk 500'e Giren Firmaların Toplam Ürün İhracatı (Hammadde Hariç)
965
888
917
987
842
İlk 500'e Giren Firmaların Toplam Sektör Ürün İhracatındaki Payı (yüzde)
33
35
30
28
21
İlk 500'e Giren Firmaların Toplam Sektör Üretimindeki Payı (yüzde) Sektörün Toplam Ürün İhracatı (Hammadde hariç)
23
PANO
PLASFEDDERGİ
ISO Sıralamasında İkinci 500 Firma İçine Giren Plastik Firmalarının Firma Başına Ortalama Performans Değişimleri ( TL )
PLASTİK FİRMALARI
GENEL SANAYİ ( 500 Firma )
2011
2012
% Artış 2012 / 2011
2011
2012
Üretimden Satışlar
91.679.712
69.363.271
-24
99.871.910
106.801.396
7
Satış Hasılatı
102.291.683
81.291.231
-21
112.035.127
120.598.766
8
Brüt Katma Değer
10.930.912
9.769.008
-11
15.141.718
15.746.553
4
Öz kaynak
23.027.990
17.287.782
-25
35.239.475
37.953.722
8
Aktifler
69.719.117
61.015.251
-12
91.156.351
93.943.283
3
Dönem Karı
1.087.939
2.517.850
131
3.196.159
4.666.542
46
İhracat
8.130
8.015
-1
15.958
16.918
6
Çalışan
219
160
-27
331
342
3
Firma Başına Ortalama
İSO 2012 İkinci 500 büyük sanayi kuruluşu listesine 15 plastik üreticisi girdi
PLASFED tarafından İSO İkinci 500 Büyük Sanayi Kuruluşu verileri üzerinden yapılan analizde cari fiyatlarla firma başına ortalama performans verilerine göre, listedeki plastik sektörü firmalarının; üretimden satışlar yüzde 24, satış hasılatı yüzde 21 geriledi. İhracatları ise yüzde 1 azaldı. Buna karşılık dönem karlarında yükseliş gözlendi. Dönem karındaki yüksek oranlı artış, performans göstergeleri arasındaki tek yükselen gösterge oldu. Plastik sektörü firmalarının mali göstergelerinde de geçen yıl ile hemen hemen aynı seviyede gerçekleşmeler görüldü. Sektörün karlılık oranlarında ise kısmi iyileşmeler görüldü. Satış karlılığı oranı 2012 yılında yüzde 4,6 oranında gerçekleşti. Düşük karlılıkla çalışan plastik sektöründe ikinci 500 içindeki firmaların karlılık artışı sergilemesi dikkat çekti. İSO ikinci 500 firmaları içindeki plastik sanayicilerinin ortaya çıkan katma değerin, varlıklar toplamına bölünmesiyle ulaşılan “ekonomik karlılık” göstergesinde yükseliş sürdü.
PLASFED Başkanı Selçuk Aksoy: Firmalarımız daha hızlı büyümeli
PLASFED Başkanı Selçuk Aksoy, verilerle ilgili yaptığı değerlendirmede, sektördeki şirketlerin daha hızlı büyümesi gerektiğinin altını çizerek bir değerlendirme yaptı. Aksoy, “Plastik imalatçıları olumsuz koşullara rağmen büyümesini sürdürdü. Ancak, görülüyor ki, imalat sanayisinin genelinde olduğu gibi, İSO 500 içindeki firmalarımız olumsuz iç ve dış şartlardan sektörün geneline göre daha fazla etkilendi. Plastik sektöründe faaliyet gösteren firmaların daha hızlı büyümeye ihtiyacı görülüyor. Ülkemizde imalat sanayinde
faaliyet gösteren KOBİ’lerin büyüme hızlarının hem gelişmiş, hem de bizim gibi gelişme sürecindeki ülkelere kıyasla daha düşük olduğu bilinen bir gerçek. Bu durum, plastik sektörü firmaları için de geçerli. Türkiye’nin en büyük sanayi kuruluşları içine giren plastik sektörü firması sayısı her dönem dalgalanıyor. Ölçek olarak baktığımızda da sektörümüzün ağırlıklı kısmının KOBİ’lerden oluştuğunu görüyoruz.
% Artış 2012 / 2011
Şirketlerimizin her türlü yolu kullanarak büyümek için gayret göstermesi gerektiğini söyleyebiliriz. Türkiye plastik sanayicileri mamul bazında dış ticaret fazlası veriyor. Yine mamul bazında yurtiçi pazarına da hakimiz ancak küresel krizde gördük ki rekabet koşulları giderek zorlaşıyor. Sert rekabetin gelecek dönemde de süreceğini söylemek yanlış olmaz”
ISO 2. 500 BÜYÜK SANAYİ KURULUŞU LİSTESİNE GİREN FİRMALAR
SIRASI 2012
SIRASI 2011
FİRMALAR
25
-
Roma Plastik San. ve Tic. A.Ş.
47
61
Ünsa Ambalaj San. ve Tic. A.Ş.
138
109
PİMAŞ Plastik İnşaat Malzemeleri A.Ş.
176
252
Abdioğulları Plastik ve Ambalaj Sanayi A.Ş.
194
177
Novaplast Plastik San. ve Tic. A.Ş.
300
309
Serra Sünger Kimya İnşaat Nakliye Petrol Ürünleri Süper Market ve Turizm San. ve Tic. Ltd. Şti.
306
406
Sepaş Plastik Kimya İnşaat Otomotiv San. ve Tic. A.Ş.
326
399
EGEPLAST Ege Plastik Tic. ve San. A.Ş.
357
-
370
353
Kompen PVC Yapı ve İnşaat Malzemeleri San. ve Tic. A.Ş.
391
475
Berke Plastik San. ve Tic. A.Ş.
429
-
430
277
Farmamak Ambalaj Maddeleri ve Ambalaj Makineleri San. ve Tic. A.Ş.
443
435
Işık Plastik Sanayi ve Dış Ticaret Pazarlama A.Ş.
491
-
SAFAŞ Saf Plastik San. ve Tic. A.Ş.
Sanica Isı Sanayi A.Ş.
Sem Plastik San. ve Tic. A.Ş. Toplam Plastik Toplam 500 Firma Plastik Sektör Payı
24
PLASFEDDERGİ
PlaSTK
PANO
EGEPLASDER kümelenme modeli çalışmalarını İzlanda’da anlattı Yunus Karakaş
Ankara Plastik Sanayicileri Derneği Başkanı
Ankara, yüksek katma değerli ürünler için büyük bir potansiyel barındırıyor Ankara, çok eski dönemlerden bu yana insanların var olduğu bir coğrafyanın merkezinde bulunuyor. Tunç Çağında oluşmuş kültürlerden tutun, ünlü “Gordion Düğümü” söylencesine konu olan antik şehre kadar çok sayıda uygarlık bu bölgede yaşadı. Ankara’nın tarihinin köklü olarak değişmesi ise Türkiye Cumhuriyetinin kuruluşuyla sonuçlanan Ulusal Kurtuluş Savaşı’nın merkez karargâhı olması, ardından da genç ülkenin Başkenti olarak ilan edilmesiyle yaşandı. Çok uzun bir süre -her idari merkezde olduğu gibi- kamu çalışanlarının yoğun olması kaynaklı bir ticaret kenti olarak kaldı. Ancak son 20 yıldır manzara tamamen değişti. Ankara, bugün ulaştığı 4.9 milyon kişilik nüfusuyla Türkiye’nin ikinci, Dünyanın ise sayılı büyük metropollerinden biri. Anadolu’nun merkezinde yer alması nedeniyle çevresinde bulunan hemen bütün illerin iş ve sosyal çekim merkezi konumunda. Ankara’yı esas önemli kılan unsur ise bazı sanayi kollarının özellikleri nedeniyle Türkiye’nin AR-GE ve üretimdeki neredeyse tek merkezi durumuna gelmesi. Ankara Türkiye savunma ve havacılık endüstrisinin yerleştiği kent oldu. Savunma sanayii alanında, kendi alanlarında bazıları tek olan, uçak ve uydu sistemleri üretimi, kara araçları, elektronik, roket sistemleri, yazılım firmalarının yönetim ve üretim tesisleri Ankara’da bulunuyor. Havacılık endüstrisinin ihtiyaç duyduğu alt sektörlerde üretim yapacak firmaları barındıracak bir organize sanayi bölgesi inşa ediliyor. Sadece Türkiye’nin değil, Dünya ölçeğindeki müteahhitlik şirketlerinin çoğunun merkezi Ankara’da. Geleneksel olarak yerleşmiş bir mobilya sanayii bulunuyor. Şehir aynı zamanda Türkiye’de tıp alanında üretim ve ticaret yapan firmaların yüzde 41’ini barındırıyor. Ankara’da 16 üniversite faaliyette ve 2 üniversite daha kuruluyor. Bu üniversitelerde 250 bin öğrenci, 18 bin öğretim elemanı bulunuyor. Toplam 6 teknokent faaliyette. Türkiye’deki 1492 AR-GE şirketinin yüzde 41’i Ankara’da. Bu şirketlerde çalışan 14 bin personelin yarısı da Ankara’da.. Peki plastik sekörü açısından bu verilerin yansıması nedir? Ankara, plastik endüstrisi toplam içinde ağırlığına bakıldığında halen gerilerde ancak yüksek katma değerli ürünler için neredeyse Dünyanın en büyük fırsatlarından birini sunuyor. Tıbbi cihazlar, havacılık, savunma elektronik ve platformları, mobilya ve inşaat sanayii için hali hazırda güçlü firmalar Ankara’da faaliyette. Türkiye’de üretilen ilk gözlem uydusuna ürün veren firmalarımız var. Türkiye’nin gıda sanayii açısından en yoğun olduğu bölgelerden birinin merkezi durumundaki Ankara, ambalaj sanayii için büyük bir fırsat sunuyor. Elbette mevcut yapının iyileştirilmesi, yenilikler için de planlama yapılması gerekiyor. Ankara Plastik Sanayicileri Derneği’nin bu anlamda en büyük girişimi ise kümelenme çalışmaları. Devam eden savunma sanayii, tıbbi cihazlar küme çalışmalarına katılan sanayicilerimiz bunun faydalarını şimdiden görmeye başladı. Bunun plastik sektörü için de çeşitlendirilmesi yönünde paydaşlarımızla birlikte çalışıyoruz. Selam ve saygılarımla.
26
EGEPLASDER’in katılımıyla yürütülen ve Türkiye’de Bronz Etiket ödülü alan kümelenme projesinde elde edilen deneyimler İzlanda’da tanıtıldı. İzlanda’da yapılan Avrupa Küme Analizleri toplantısında örnek çalışmalar arasında gösterilen kümelenme modeli, Avrupalı sanayicilere anlatıldı. EGEPLASDER Başkan Yardımcısı Kazım Sertdemir, tarafından yapılan sunumda, uygulanan kümelenme modeli hakkında bilgi verdi. Toplantıda, diğer ülke uygulamalarından örnekler paylaşıldı. Sertdemir, Bronz Etiket alan kümelenme uygulamasının gelecek yıl daha da başarılı olarak Altın Etiket alması için çalıştıklarını belirtti. Kazım Sertdemir yaptığı açıklamada, “Dernek olarak kendimize özgü bir kümelenme modeli yaratıp, mükemmeliyetçi olmayı başardık. Şimdi önümüze yeni bir hedef koyduk. İki yıl sonraki hedefimiz altın etiket ödülünü almak. İzlanda’da 2 gün süren toplantıda bu hedefe ulaşmak için deneyimimizi artırdık” dedi.
Damlaplast TÜBİTAK başarı belgeli damla sulama hatlarını sunuyor Damlaplast, dünyada sayılı firma tarafından geliştirilebilen yassı damla sulama boru imalat hattını üreticilere sundu. Damlaplast’tan yapılan açıklamada, “Yassı Damla Sulama Boru İmalat Hattının (Flat Drip Irrıgation Pipe Line)” 0,15 - 0,50 mm et kalınlığı aralığındaki boruları 180m/dk. hızında üretebilen makinenin tasarım ve imalatının yapıldığını, TÜBİTAK’ın da bu sürece yönelik KOBİ AR-GE başarı belgesini onayladığı kaydedildi. Makinenin, üretim esnasında boru içerisine dakikada 1000 adete kadar damlatıcı (dripper) yerleştirme kapasitesine sahip olduğu, 0,5 mm’nin altında hassasiyetle damlatma deliklerini delme, her bir deliğin fotoğraflanarak delik doğruluğunu kontrol ve analiz etme 1/1000 bar hassasiyette vakum kontrolü ve sarılan bobinlerin el değmeden otomatik olarak diğerine aktarılması teknolojilerine sahip olduğu kaydedildi.
PANO
PLASFEDDERGİ
Türkiye plastik işleme makineleri iç satışları 2013’te 748 milyon dolar tahmin edildi PLASFED, Türkiye plastik işleme makineleri 2013 ilk yarı gerçekleşmeleri ve 2013 yıl sonu tahminlerini içeren raporunda, yıl sonuna kadar iç pazarda 748 milyon dolar satış gerçekleşmesini beklediklerini açıkladı. Türkiye plastik işleme makineleri, üretimlerinin ciddi sayılabilecek bir miktarını ihraç etmeyi başarsa da, yerli üreticilerden yeterli ilgiyi görememekten şikayetçi. Sektör, iç pazar satışlarını artırmak, üretim-ihracatını yükseltmek için destek bekliyor.
Plastik sektörüne ilişkin kapsamlı verileri üreten PLASFED (Plastik Sanayicileri Federasyonu), plastik işleme makinelerine yönelik 2013 ilk yarı gerçekleşmelerini ve 2013 yıl sonu tahminleri raporunu yayınladı. Raporda, sektörde yılın ilk 6 ayında 175 milyon dolarlık üretim yapıldığı ve bu veriler ışığında yıl sonunda 350 milyon dolarlık üretim, 138 milyon dolarlık ihracat gerçekleştirileceği tahmin edildi. Sektörün ihracatında yükseliş işaretleri görülürken, ithalatta gerileme bekleniyor. Ancak sektörde yabancı menşeli ürün ağırlığı devam ediyor.
Yılın ilk 6 ayında ihracatın ithalatı karşılama oranı yüzde 26 seviyesinde!
Plastik işleme makineleri sektörü 2013 6 aylık gerçekleşmelerine göre plastik işleme makineleri ve aksamları üreticileri ilk 6 ayda 175 milyon dolarlık üretim ve 69 milyon dolarlık ihracat gerçekleştirdi. Yerli imalatçılar iç pazara 106 milyon dolarlık ürün satarken, bunun iki katından fazla tutarda, 268 milyon
plastik işleme makineleri 2013 ilk yarı gerçekleşmeleri ve 2013 yıl sonu tahminleri raporunda dikkat çekici bazı bulgular şöyle: • Plastik işleme makineleri sektöründe 2013 sonu itibariyle, 2012’ye göre üretimin yüzde 12, ihracatın ise yüzde 18 artması bekleniyor. Buna karşılık ithalat yüzde 10, iç satışlar (makine teçhizat yatırımları) yüzde 9 gerileyebilir. • Türkiye’nin en fazla ithalat yaptığı ülkeler sırasıyla Almanya, Çin, İtalya, Tayvan, Avusturya ve Güney Kore’den oluşuyor. En fazla ihracat yapılan ülkeler ise Rusya, İran, Romanya, Bulgaristan, Almanya, Azerbaycan, Ukrayna ve BAE’den oluşuyor. • Plastik işleme makineleri, -aksam ve parçalar dışarıda bırakılarak- sadece makineler bazında bakıldığında, sektörün ihracat birim fiyatları ile ithalat birim fiyatlarının 2013 ilk yarısı sonu itibariyle hemen hemen eşitlenmesi dikkat çekiyor. Bu veriye göre, ihraç birim fiyatı kg başına 12 dolar, ithalat birim fiyatı ise kg başına 12,7 dolar oldu. • Aksam ve parçalar dahil edilerek bakıldığında ise ithalat birim fiyatlarına yakın olmakla birlikte ihracat birim fiyatlarının yılın ilk altı ayında gerilediği gözlendi. • 2011 yılında 589 milyon dolar ile zirveye çıkan sektör dış ticaret açığı 2012’de başlayan düşüşünü yılın ilk altı ayı sonunda da sürdürdü. Yıl sonu itibariyle dış ticaret açığının 398 milyon dolar olacağı tahmin edildi. • Sektörün iç pazar satışlarının -plastik sektörünün makine ve teçhizat yatırımı- bir önceki yıla göre yüzde 5 azalacağı tahmin edildi. Sektörün 2013 yılsonu tahminleri ışığında; 2003-2013 arasındaki yatırım tutarı, 6,5 milyar dolara ulaştı.
dolarlık ithalat gerçekleşti. Yılın ilk altı ayı sonunda ithalatın iç pazardaki ağırlığı yüzde 72 seviyesinde gerçekleşirken, ihracatın ithalatı karşılama oranı yüzde 26 seviyesinde oluştu.
2013 yıl sonu tahminleri!
PLASFED raporunda, ilk altı aylık gerçekleşmelere bağlı olarak yıl sonu tahminleri de yapıldı. Buna göre, plastik işleme makineleri üretimi 2013 sonunda 350 milyon doları bulabilir. İthalatın 536 milyon dolara ulaşacağı tahmini yapılan raporda, ihracatın 138 milyon dolar, yerli ve yabancı menşeli ürünlePLASTİK İŞLEME MAKİNELERİ GENEL ARZ – TALEP DENGESİ (MİLYON DOLAR) rin toplam Türkiye satışlarının (plastik 2012 (12 ay) 2013 / 6 ay 2013 (Tahmin) % Artış (Tahmin) işleme makineleri 2013 / 2012 22.065 20.694 23.705 28.459 yatırımı) ise 748 Üretim 311 175 350 12 milyon dolar civaİthalat 596 268 536 -10 rında olacağı tahmiİhracat 123 69 138 13 İç Satış 785 374 748 -5 ni yapıldı. PLASFED tarafından yayınlanan,
İhracat / Üretim (%)
39
39
İthalat / İç Satış (%)
76
72
İhracat / İthalat (%)
21
26
27
PLASFEDDERGİ
PANO
PAGDER Güney Afrika yurt dışı pazarlama programı tamamlandı Plastik Sanayicileri Derneği Sektörlerinin İhracat Potansiyelinin Artırılmasına Yönelik Eğitim ve Gelişim İhtiyaç Analizi Projesi” kapsamında yürütülen çalışmalarda ilk yurt dışı pazar gezisi tamamlandı. PAGDER’in organizasyonuyla Güney Afrika’da Johannesburg, Durban ve Cape Town şehirlerinde pazar-market gezileri, ikili iş görüşmeleri ve kurumsal ziyaretler gerçekleştirildi.
PAGDER, Ekonomi Bakanlığı destek programı kapsamındaki eğitim ve yurt dışı pazarlamaya yönelik projesinde ilerlemeye devam ediyor. Bu kapsamda, ilk yurt dışı pazarlama faaliyeti olan Güney Afrika etkinliği tamamlandı. PAGDER’den yapılan açıklamada, 2228 Eylül günleri arasında Güney Afrika’nın Johannesburg, Durban ve Cape Town şehirlerinde çeşitli etkinlikler düzenlendi. Bu kapsamda, Güney Afrika’da mevcut ürünler hakkında yerinde bilgi edinilmesini sağlamak amacıyla pazar-market incelemeleri ve Güney Afrikalı ve Türk iş insanlarının yüz yüze görüşme yaparak iş imkanlarını geliştirmesini
amaçlayan iş görüşmeleri yapıldı. Gezide, çeşitli kuruluşlara ziyaretler de gerçekleştirildi. İş gezisi kapsamında, PAGDER, Johannesburg’da, Pretoria Büyükelçisi Kaan Esener ve Ticaret Başmüşaviri Hakan Karabalık’ın da katıldığı, Güney Afrika’daki 8 işbirliği kuruluşu ve görüşme amacıyla gelen firmalara yönelik bir gala yemeği verdi. Yemekte, elçilik yetkilileri Güney Afrika hakkında bilgi verdi. PAGDER Yönetim Kurulu Başkanı Hüseyin Semerci, Büyükelçi Esener’e ve Başkan Yardımcısı Reha Gür de Başmüşavir Karabalık’a teşekkür plaketi verdi. Gezinin Durban ayağında, Ticaret ve Sanayi Odası ziyaret edildi ve bu ziyarette yetkililerden Güney Afrika plastik sektörü, yatırım koşulları hakkında bilgi alındı. Durban Ticaret ve Sanayi Odası CEO’su Andrew Layman ve İş Hizmetleri Müdürü Dumile Cele ile görüşme gerçekleştirildi. PAGDER Başkanı Hüseyin Semerci Durban TSO’ya teşekkür plaketini, Andrew Layman’a teslim etti. PAGDER tarafından ziyarete ilişkin yapılan değerlendirmede, görüşmelerin genel anlamda başarılı olduğu ve iş bağlantıları
28
kurulduğu belirtildi. Katılım taleplerine göre yeni dönemde Endonezya, Brezilya, Nijerya ve Hindistan’a yönelik gezilerin de planlandığı kaydedildi. PAGDER tarafından yürütülen ve Ekonomi Bakanlığı’nın 2010/8 sayılı “Uluslararası Rekabetçiliğin Geliştirilmesinin Desteklenmesi Hakkında Tebliğ” kapsamındaki Güney Afrika iş gezisine Aksoy Plastik, Altan Plastik, Beno Plastik, Eurotec Mühendislik Plastikleri, Sem Plastik, Şenmak Makina, Tisan Mühendislik Plastikleri, Vatan Plastik katıldı. “Plastik Sanayicileri Derneği Sektörlerinin İhracat Potansiyelinin Artırılmasına Yönelik Eğitim ve Gelişim İhtiyaç Analizi Projesi” Ekonomi Bakanlığı tarafından Haziran 2011’de onaylandı. Proje kapsamında, ihtiyaç analizi çalışmaları yapıldı ve bu doğrultuda proje ortağı firmaların eğitim ve gelişim alanları tespit edildi. İleri Dış Ticaret Eğitimi, Müşteri Memnuniyeti Eğitimi, Değişim Yönetimi ve İnovasyon Eğitimi ve Satışçılar için Pazarlama Eğitimi olmak üzere dört eğitim semineri gerçekleştirildi. Proje kapsamında “Yurtdışı Pazarlama Programları” da hazırlandı. Güney Afrika gezisi bu kapsamdaki ilk etkinlik oldu.
PLASFEDDERGİ
PlaSTK
PANO
KAYPİDER Kayseri Sanayi Odası’nı ziyaret etti
İlker Biliktü
Bursa Plastik ve Ambalaj Sanayicileri Derneği Başkanı
Zor günler mutlaka bitecek, gelecek günlere hazırlıklı olmalıyız
Kayseri Plastik İşletmecileri Derneği (KAYPİDER) Yönetim Kurulu Başkanı Yusuf Özkan ve Yönetim Kurulu üyeleri, Kayseri Sanayi Odası (KAYSO), Yönetim Kurulu Başkanı Başkanı Mustafa Boydak’ı makamında ziyaret etti. Görüşmede, Kayseri sanayisinin geliştirilmesi yanında plastik sanayiine yönelik konular ele alındı.
Bursa, Osmanlı İmparatorluğu’nun ilk büyük başkenti. Bugün ise Türkiye’nin en güçlü sanayi, turizm bölgelerinden biri. Bursa’da, övünç kaynağımız çok sayıda başarılı şirketleri faaliyette bulunuyor. Bunlar arasında en başta otomotiv endüstrisi geliyor. Bu endüstriye bağlı gelişen çok çeşitli sanayi kolları var. Türkiye’nin köklü üniversitelerinden Uludağ Üniversitesi, her anlamda deneyimli ve çalışkan insan gücüyle Türkiye’nin ve Avrupa’nın en cazip ve elbette büyük illerinden biriyiz. Genel olarak ülkemiz plastik endüstrisi için avantajlı bir konumda. Özel olarak ise Bursa lojistik imkanlarıyla da öne çıkan bir ilimiz. Lojistik avantaj, çok büyük ölçekli üretimler yanında, butik işler yapmak isteyen, kendini belirli alanlarda uzmanlaştıran şirketlerimize de fırsat sunmak anlamına geliyor. Bu avantajı değerlendirmek için girişimcilerin olduğunu biliyoruz. Gıda, tekstil, perakendeye yönelik olarak, esnek yapılarla çalışacak şirketler için Bursa ve Türkiye iyi bir konumda. Türkiye’de üretilen ambalaj malzemeleri sadece Türkiye iç piyasasında değil, gelişmiş ülkelerde de yoğunlukla tercih ediliyor. Tüketim alışkanlıkları değişen ülkelerin bu tür ürünlere ilgisi artıyor. Bu yönde yeni ihtiyaçlar doğduğunda da ilk kapısı çalınan ülkelerden biri Türkiye. Önümüzdeki dönemde gelişmekte olan ülkelerde Türk firmaların ağırlıklarının artması yanında, gelişmiş ülkelerde de ön plana çıkacak. Belçika, Almanya, Avusturya’yı bunlar arasında sayabiliriz. Gelecek dönem için bir diğer önemli gördüğümüz faaliyetimiz eğitim alanında olacak. BURPAS ve BEGEV-Bursa Eğitim Geliştirme Vakfı ile birlikte inovasyon, teknoloji ve üretim konusunda eğitim faaliyetlerini planlama aşamasındayız. BEGEV ile Avrupa düzeyinde de bilgi alış-verişini içeren bir proje hazırlığımız sürüyor. İş insanları zor zamanlar için hazırlık yapmak zorundadır. Küresel kriz yanında, Ortadoğu ve Kuzey Afrika’da yaşanan sorunlar hepimizin moralini bozdu. Zor zamanlar için sürekli olarak hazır durumda olan iş insanları, aynı zamanda zorlukları aşarak güzel günlere katkı vermek gibi bir özelliğe de sahiptir. Bugün için zorluklar görünse de elbette bu kötü günler de geride kalacak. Yeni iş imkanları ortaya çıkacak. Şahsi görüşüm, 2014 yılının ikinci çeyreğinden itibaren siyasi istikrarsızlıkların ortadan kalktığı bir döneme gireceğiz. O günler geldiğinde refahı yaymak, kazanmak için çok daha istekli ve umutlu olarak çalışacağız. Başta da belirttiğim gibi Bursa, gerek iş ortamı gerekse doğasıyla muhteşem bir coğrafyada bulunuyor. Tarihi olarak her dönem gözbebeği olmuş bir yerleşim yeri. Sizleri hem eğlenmek hem de iş yapmak üzere Türkiye’nin en güzel ve büyük illerinden birinde ağırlamaktan mutluluk duyacağımızı belirmek isterim. Saygılarımla.
30
KAYPİDER Yönetim Kurulu Başkanı Yusuf Özkan, 200 işletme ve 4 bin dolayında istihdam ile çalışmalarını yürüten Kayseri plastik sektörünün Türkiye’de sekizinci sırada olduğunu hatırlattı. Geniş bir ürün yelpazesinde üretim yapan girişimciler bulunduğunu kaydeden Özkan, “Kamuoyunda plastiğe karşı olumsuz bir algı var. Bunu rant meselesi yaparak bilen bilmeyen herkes bu olumsuz algıyı kullanmaya çalışıyorlar. Yıllardır kullanılan ahşap ve metal malzemelerin yerini günümüzde plastik almaya başladı. Bundan rahatsız olan kesimlerde oluyor ama bir sektörümüzün savunuculuğunu her zaman yapmaya devam edeceğiz. Desteklerinizden dolayı da sizlere çok teşekkür ediyor, yeni dönemde başarılar diliyoruz” dedi. Kayseri Sanayi Odası Başkanı Mustafa Boydak ise Kayseri’de plastik sektörünün gelişmesinden mutluluk duyduklarını belirterek, “Bu sektördeki işletmelerimiz artık küçük ve orta boy işletme hüviyetinden orta ve büyük boy işletme hüviyetine doğru gitmektedir. Bundan dolayı gurur duyuyoruz. Hem emeklerini, hem sermayelerini bu sektöre harcıyorlar. İhracatımıza ve istihdamımıza katkı sağlıyorlar. Bir çok sektöre yan sanayi hizmeti veriyorlar. Bundan dolayı kendilerine müteşekkiriz. Plastik sektöründe kapasitelerin oldukça iyi bir noktaya geldi. Petkim, Kayseri’yi çok ciddiye aldı ve her yıl burada birkaç defa bölgesel toplantılar düzenledi. Bundan sonraki süreçte daha fazla rekabetçi ürünler üreten ve yüksek kapasite ile çalışan makina parklarına sahip bir sektör beklentilerimiz var. Bu sektördeki firmalar kar ederek ve öz kaynaklarını artırarak büyümeleri temennisinde bulunuyorum. Bu konuda KAYSO olarak desteğe hazırız” görüşünü vurguladı.
PANO
PAGDER yurt dışı tanıtım ve ihracat ofisi projesi Ekonomi Bakanlığı bülteninde yer aldı PAGDER tarafından yürütülen ve Ekonomi Bakanlığı’nın bu yöndeki teşvik programı kapsamında bulunan Yurt Dışı İhracat ve Tanıtım Ofisi açılması projesi, Bakanlık bülteninde yayınlandı. PAGDER tarafından yapılan açıklamada, teşvik programının çerçevesini çizen 2010/6 sayılı tebliğde tanımlanan “İşbirliği Kurumu” olarak Dernek tarafından yürütülen çalışma kapsamında, 4 ülke için asgari şart olan 15 ve üzeri istekli firma sayısına ulaşıldı. Ofis açılması istenen, 6 ve daha yukarıda firmanın ilgi gösterdiği ülke sayısı ise 19’a çıktı. PAGDER organizasyonu ile açılacak yurt dışı ofis/showroom’larda, başlıca faaliyet alanları tanıtım, sekreterya ve iş insanlarının görüşmesi için organizasyon, toplantı yeri tahsisi, hedef ülkede eşlik ve ofis faaliyetleri desteği, tercüman-rehberlik olarak belirlendi. Yapılacak çalışmalarla ve önerilerle bu alanların zenginleştirilmesine yönelik görüşler de toplanıyor. Ekonomi Bakanlığı, yurt dışında açılacak tanıtım ve pazarlamaya yönelik ofislere, 2010/6 sayılı tebliğ kapsamında yürütülen bir teşvik programı uyguluyor. Bu program çerçevesinde, açılacak ofislerin kira giderleri, tanıtım faaliyetleri, ürünlerin ilgili ülkedeki tescil edilerek korunmasına yönelik giderler, yurtdışı Pazar araştırma ve ulaşım harcamaları destekleniyor. Bakanlık, bu kapsamdaki destekleri artırmak yönünde bir mevzuat değişikliği yönünde çalışma da başlattı. HEDEF VE ÖNCELİKLİ ÜLKELER TERCİH EDİLME DURUMLARI
PLASFEDDERGİ
Sert (Rijit) Plastik Ambalaj Sanayicileri Derneği (SEPA) Yeni Yönetimini seçti Sert Plastik Ambalaj Sanayicileri Derneği (SEPA) yapılan 5. Olağan Genel Kurulunda yeni yönetimini seçti. Dernek merkezinde 18 Eylül günü gerçekleşen genel kurulda, Dernek faaliyetlerine yönelik görüşme ve onaylar gerçekleşti ve sektörün gündemdeki konularına ilişkin görüşler tartışıldı. Genel kurulda yapılan seçimle Osman
Acun’un başkanlığında yeni yönetim oluştu. Genel kurula ilişkin değerlendirmelerde bulunan Osman Acun, önceki dönem başkanlık yapan Hasan Tolunay’a, görev süresince dernek ve sektöre yaptığı katkılardan dolayı şükranlarını sunduklarını belirtti. Osman Acun, gelecek dönemde de sektörün önceliklerini ortaya koyan bir çalışma uygulayacaklarını, ambalaj sanayiinin gelişmesi ve üyelerinin çıkarlarının korunması için çalışacaklarını
kaydetti.
SEPA YÖNETİM KURULU
FİRMA
Yönetim Kurulu Başkanı
Osman ACUN
PLAŞ PLASTİK
Yönetim Kurulu Başkan Yardımcısı
Zeki LEVİ
DEREN AMBALAJ
Yönetim Kurulu Saymanı
Mustafa KINACI
SERDAR PLASTİK
Yönetim Kurulu Üyesi
Ali Fırat ÖZADAM
ÖZLER PLASTİK
Yönetim Kurulu Üyesi
Ümit KÜÇÜK
PACCOR TURKEY AMBALAJ
Yönetim Kurulu Üyesi
Ahmet ŞEKEROĞLU
ŞEKEROĞLU KİMYA
Denetim Kurulu Asil Üyesi
M. Zeki SARIBEKİR
SARTEN AMBALAJ
Denetim Kurulu Asil Üyesi
Aydın AĞAOĞLU
GÖRSEL PLASTİK
Denetim Kurulu Asil Üyesi
Albert KAN
MODERN AMBALAJ
Tayvan’dan plastik sanayicilerine yatırım daveti
TOPLAM
Cezayir
17
Almanya Irak Güney Afrika Cumhuriyeti
15 15 13
Azerbeycan
11
Kazakistan
11
Libya
ülke arasındaki ekonomik ilişkileri artırmak EGEPLASDER’i ziyaret eden Tayvan Ti-
için gayret ediyoruz. İzmir’den Türk firmala-
10
caret Merkezi İstanbul Direktörü Patty Yen,
rını Tayvan’a bekliyoruz” dedi. EGEPLASDER
Mısır
10
Ukrayna
10
iki ülke arasındaki ilişkilerin geliştirilmesi ge-
Başkanı Erol Paksu da Türkiye plastik sektörü
ABD
10
rektiğini söyledi.
hakkında bilgi verdiği Patty Yen’e, “Sektörde
Romanya
10
Birleşik Arap Emirlikleri
10
EGEPLASDER Başkanı Erol Paksu ve Yar-
Meksika
8
Brezilya
8
dımcısı Hakkı Türker ile görüşen Patty Yen,
İran
8
Türkmenistan Suudi Arabistan Nijerya
önceki dönemlerde daha çok Tayvan malı plastik imalat makineleri kullanırdık.
Tayvan menşeli birçok ürünün Türkiye’de
Sadece mal satmak değil, almak isteyen
8
beğeniyle kullanıldığını hatırlattı. Birçok tü-
firmaların da gelmesi gerekir. Tayvan’a plas-
7
keticinin ürünlerin Tayvan’da üretildiğini bil-
tik mamul ürün ihracatımızı artırmak için iş-
6
mediğini hatırlatan Yen, “kuruluş olarak iki
birliği yapmak isteriz” dedi.
31
PLASFEDDERGİ
PlaSTK
PANO
Hürmak Türkiye’de ilk yerli iki plaka enjeksiyon makinesini geliştirdi Erol Paksu
Ege Plastik Sanayicileri Dayanışma Derneği Başkanı
PLASTECH güçlü bir marka olma yolunda Ege Bölgesi tarih boyunca, verimli arazi ve iklim yapısı yanında, avantajlı konumu nedeniyle başta İzmir olmak üzere bölgedeki bütün yerleşimler, üretim ve ticaret yapılan, ekonominin canlı olduğu bir bölge oldu.. Nitekim bölgemiz dünyada paranın ve ekonomikticari kuralların ilk ortaya çıktığı yerleşimlerden biri olmuştur. Ege bölgesi bugün de hem sosyal yaşam, modern ve canlı şehirler hem de üretim merkezi olması ile tarihten gelen özelliklerini sürdürüyor. Türkiye’nin en büyük sanayi kuruluşlarını bünyesinde barındıran bölge olması yanında, çok güçlü bir tarımsal üretim yapılıyor. Ülkemiz plastik endüstrisi açısından da İstanbul-Marmara Bölgesinin ardından en güçlü yapılanmalar İzmir ve Ege Bölgesinde. Türkiye ve Avrupa’nın en büyük petrokimya üretim alanlarından biriyiz. Yüksek katma değerli plastik ürünlerde çok güçlü firmaları barındırıyoruz. Hayatın her aşamasına giren, yaygın kullanım alanına sahip olan plastik ürünler, birçok madde ile birlikte kullanıldığı gibi, başka malzemelerin alternatifi olarak da yaygın olarak kullanılıyor, gelişiyor. Plastik ve benzeri ürünler artık vazgeçilmezdir, malzeme sanayinin ana unsurlarından biri haline gelmiştir. Sadece bölgemiz değil tüm Türkiye, plastik ürünlerde giderek artan yurtiçi talep ve çok avantajlı konumu sayesinde büyük ilgi görüyor. Bölgemize yapılan yeni petrokimya yatırımların da etkisiyle, İzmir yakınlarında kurduğumuz “Menemen Plastik İhtisas Organize Sanayi Bölgesi”nin gördüğü ilgi bunun en büyük kanıtlarından biri. Ayrıca ikincisini başarıyla tamamladığımız, geleceğe yönelik güçlü potansiyel taşıdığı görülen İzmir merkezli PLASTECH fuarımız güçlü bir buluşma yeri oldu. Türkiye plastik endüstrisi özellikle 90’lı yıllarda hızla büyüyen ve kendini geliştirmeye özen gösteren sektörlerden biri olarak yurtiçi ve yurtdışı pazarlarda güvenilirliğini ve kalitesini ispatladı. Plastik sanayicilerimiz alt dalları ile hem dünya klasmanında hem de Avrupa ülkeleri arasında en üst sıralarda yer almaktadır. Gelişme yönünde de önümüzün açık olduğu ortada. Her geçen gün yeni bir yatırım haberini duyuyoruz. Yabancı ortaklıklar, birleşme ve devralmalar artıyor. Yeni pazarlara yönelik olarak en cesur girişimleri Türkiye’de faaliyet gösteren firmalarımız yapıyor. Hepimizin malumu, Türkiye gelecek 10-15 yıllık dönemde güçlü talep artışı olabilecek geniş bir coğrafyanın neredeyse tam ortasında. Bu pazarları değerlendirmede kendimize güveniyoruz. Tüketiciyi tatmin edecek kalite seviyesine çoktan ulaşıldı. Şunun da bilincindeyiz: Plastik endüstrisinde gerek iç pazarda, gerekse dış pazarlarda sert bir rekabet ortamı var. Gelecek dönemde bu sert rekabet ortamını göğüslemek için hammadde konusunda aşmamız gereken bazı zorluklar olduğunu görüyoruz. Elbette rekabetçi olabilmenin bir başka koşulu olan büyüme ve yüksek miktarlı üretim (ölçek ekonomisi) de öne çıkan unsurlar. Bu süreçte KOBİ’lerimizin birleşmesi, büyümesi ya da kümeleşmeye giderek büyük ölçekli üretime yönelmesi gerekiyor, sektörde buna yönelik bir eğilim de gözlüyoruz. Sizlere bol kazançlı ve sağlıklı günler diliyorum.
32
Hürmak, TÜBİTAK destekli olarak yürüttüğü ilk yerli iki-plaka plastik enjeksiyon makinesi geliştirilmesi projesinde başarıya ulaştı. Hürmak 2012 yılında başladığı AR-GE projesinde test işlemlerini de tamamlayarak yeni makineyi kullanıcılara sundu. HÜRMAK’tan yapılan açıklamada, iki plakalı sistemin geleneksel makinelere göre, gezer plakanın oldukça uzun açma mesafesine sahip olması ve istenildiği takdirde daha da uzatılabilmesi olduğu belirtilerek, basınç sensörleri ile sıkma kuvvetinin net olarak görülebildiği vurgulandı. Yapılan testlerde, sebze kasalarının tamamen çapaksız olarak üretilmesinin başarıldığı da kaydedildi. Açıklamada, iki plakalı sistemde çalışan makinenin, diğer alternatiflerine göre daha kompakt olduğu ve imalatçılar açısından önemli olan yer tasarrufu sağladığı da vurgulandı. Daha önce bu kategoride tamamen dış ürünlere bağımlı olunduğu belirtilen açıklamada, makinenin otomotiv ve beyaz eşya gibi büyük parçalar üretilen sektörler yanı sıra, kova, kasa gibi ürünlerin üretiminde, ambalaj sektöründe ilgi görmesini beklendiği kaydedildi.
PLASFEDDERGİ
PlaSTK
PANO EPSAN otomotiv sektörü için yüksek UV dirençli polyamid 6 geliştirdi
Yusuf Özkan
Kayseri Plastik İşletmeciler Derneği Başkanı
Türkiye, küresel krizde en iyi performanslardan birini sergiledi Kayseri Türkiye’de girişimcileri ve iş insanlarıyla tanınan bir şehir. Türkiye’nin en başarılı şirketlerinden önemli bir kısmı Kayserili iş insanları tarafından kuruldu. Plastik endüstrisi açısından da Kayseri büyük bir potansiyeli içinde barındırıyor. Bahsettiğim gibi tarihi olarak ticaret ve üretimin merkezlerinden biri olan Kayseri yoğun bir iş ortamını kaldırabilecek her türlü altyapıya sahip durumda. Türkiye, küresel ekonomik krizin etkilerinin en alt seviyede görüldüğü ülkelerin ba-
EPSAN, otomotiv sektörü için yüksek UV dirençli “Eplamid 6 GFR 30 UV” ve “Eplamid 6 GFR 50 UV” ürünlerini tanıttı. Otomotiv uygulamalarında dış yüzey parçaları için yüksek ultraviyole direnci gösteren her iki ürüne yönelik olarak yaptığı açıklamada, bir Fransız kamyon ve otomobil üreticisinin hali hazırda dikiz aynalarında ürünü kullandığını, İskandinav kamyon üreticisi bir firmanın onay sürecinin tamamlandığını kaydetti. Ürüne yönelik açıklamada bulunan EPSAN Plastik AR-Ge Müdürü Selen Şanlı, ürünlerin Alman bağımsız laboratuvarı Deutsches Kunststoff-Institut tarafından test edildiğini belirterek başarısının ispatlandığını kaydetti. Ürünlerinin, bir Alman otomotiv şirketinin Çin’deki tesislerinde de teste tabi tutulduğunu ve yan ayna uygulamaları için onay verildiğini açıkladı.
şında geliyor. Üstelik, gelişen ekonomiler içinde performansı en iyi durumda olanlardan biri. Ülke, ekonomik olarak istikrarlı bir döneme girdi. Elbette risk unsurları var ancak genç nüfusu, büyük iç pazarı ve küresel krizin geldiği aşamada dahi büyümesini sürdürmesi gelecek için güçlü bir mesaj veriyor. Yeni teşvik sistemi ve yapılan reformlarla yatırımlar için uygun bir ekonomik ortam kurulması yönünde çok ciddi başarılar sağlandı. Türkiye, küre-
PAGDER, İSO ve İTO Plastik Meslek Komiteleri üyeleriyle iftarda buluştu
sel rekabet gücü sıralamasında da iyi bir noktaya doğru ilerliyor. Elbette, dünya ekonomisi açısından yakın gelecekte gerçekleşeceğini tahmin ettiğimiz uygun ortamın etkisiyle ve Türkiye’nin uygun konumuyla da ek olarak güçlü bir ihracat imkânından şimdiden söz edebiliriz. Plastik endüstrisi bugünlerde, bütün dünyada, ne yazık ki sadece üretim, refaha katkısı ve gelişmesiyle konuşulmuyor. İnsanların büyük kısmı çoğu yanlış bilgiye dayalı olarak çevre sorunlarının baş sorumlularından biri olarak ürünlerimizi gösteriyor. Sanıyorum sadece ülkelerle sınırlı olmadan, dünya çapında endüstrinin bu konuya el atması gereken bir dönemdeyiz. KAYPİDER olarak, çocuklardan başlayarak plastiğin çevreyle olan ilişkisini anlatan ve geri dönüşümün önemini vurgulayan bir kampanyayı başlattık. İlk sonuçlar oldukça umut verici. Gelecek dönemde çalışmamızı daha kapsamlı hale getirmeyi ve hedef kitleyi gençlere de yaygınlaştırmayı planlıyoruz. Endüstrinin bütün paydaşlarıyla bu konuda çalışması önemli. Bölgesel olarak faaliyetimizde yerel kamu otoriteleri, eğitim kurumları ile birlikte yaptığımız çalışmalarda bunun yapılan işe ek katkı sağlaması dikkat çekiciydi. Kayseri’de faaliyet gösteren firmalar olarak, plastik ürünlerin insanların refahına katkı vermeye devam edeceğine inanıyoruz. Kayseri, tarihi boyunca çok ziyaret edilen şehirlerden biri oldu. Sizleri köklü tarihe sahip bir şehirde, modern ekonomik faaliyetlerin yürütüldüğü şehrimizde görmek bize her zaman mutluluk verir. Selam ve saygılarımla.
34
PAGDER Yönetim Kurulu Üyeleri ve Çalışma Komitelerinde görev yapan üyeler, İstanbul Sanayi Odası ve İstanbul Ticaret Odası’nda yapılan seçimler sonucu oluşan yeni meslek komiteleri üyeleriyle iftar yemeğinde bir araya geldi. Sektör temsilcilerinin tanışması amacını taşıyan etkinlikte, sektöre yönelik öncelikli olarak ele alınması gereken konular da tartışıldı. Bu çerçevede ortak gündem maddelerine yönelik birlikte hareket edilmesi konusunda mutabakat sağlanırken öncelikler arasına TOBB bünyesinde “ Plastik ve Kauçuk Sanayicileri Sektör Meclisi “ kurulması talebi ile çalışma yürütülmesi ve TOBB merkezine bu amaçla bir ziyaret yapılması alındı. Sektör mensupları, yeterli plastik sanayii kuruluşunun bulunduğu illerde dernekleşme çalışmalarının desteklenmesi konusunda mutabakat sağladı.
PANO
PAGDER internet erişimli mobil cihazlara yönelik uygulamaları kullanıma sunuldu PAGDER, internet erişimli akıllı telefon, taşınabilir tablet bilgisayar vb. mobil cihazlarda kullanılacak uygulama kullanıma sunan plastik sektöründeki ilk sivil toplum örgütü oldu. PAGDER, kullanımı günden güne artan akıllı telefonlarda, PAGDER yayın ve haberlerine daha kolay erişim sağlayan uygulamayı (application) tamamladı. Ücretsiz olan uygulamaya “PAGDER” ismi verildi. Android işletim sistemi ve Apple cihazlarda kullanılan iOS işletim sisteminde çalışacak uygulamayla, internet erişimine açık akıllı telefonlardan yayınlanan haberler, bültenler, duyurular ile erişime açılan rapor ve diğer dokümanlara daha kolay ulaşılacak ve okunup-indirilebilecek. PAGDER’den yapılan açıklamada, iki işletim sisteminin de kendilerine yönelik geliştirilen uygulamalara erişim sağladığı internet sitelerinden uygulamalar indirilebilecek. Android işletim sistemi için Google Play, (play. google.com) Apple iOS işletim sistemi için ise App Store’a (store.apple. com) uygulama yüklendi. PAGDER Başkanı Hüseyin Semerci yaptığı açıklamada, “PAGDER olarak çok sayıda veri üretiyoruz. Bu verilerin üretilmesi elbette üyelerimizin, sektörümüzün kullanımıyla anlamlı olacaktır. Bu kapsamda çok sayıda içeriği PAGDER uygulamasıyla kolay erişime açmış olacağız. Dernek bünyesinde teknolojinin kullanımı, üyelerimiz yararına etkinliğinin artırılması için yoğun çaba gösteriyoruz. PAGDER mobil cihaz uygulaması da bu çabaların parçalarından biri” değerlendirmesinde bulundu. Öte yandan PAGDER, yaygın olarak kullanılan facebook, twitter, flickr, foursquare, youtube vb. sosyal medya ağlarında kurumsal hesaplarıyla yayınlarını ulaştırmayı sürdürüyor. PAGDER’in kullanıma açılan uygulamasıyla, yakın zamanda çok sayıda dokümanın erişime açılacağı, güncel bilgi, haber ve duyuruların da sürekli olarak yükleneceği kaydedildi.
PLASFEDDERGİ
SASA’dan halı ve damacana için kolay geri dönüşüm çözümü Toker Özcan, geri dönüştürülemeyen Türkiye’nin köklü polyester elyaf,
halıların da ilgi alanlarına girdiğini belirte-
filament, polyester bazlı polimerler, ara
rek, tek komponent (polyester) kullanı-
ürünler ve özellikli ürünler üreticisi SASA,
larak yüzde 100 kendi ürünlerinin bileşi-
AR-GE’ye dayalı yeni ürünlerini piyasaya
minden oluşacak bir halı üretilebileceğini
sunmaya hazırlanıyor. SASA Polyester
ve geri dönüşüme tabi olacağını kaydetti.
Sanayi A.Ş. Genel Müdürü Toker Özcan,
“Modylen” markasını bu halı için geliştirdiklerini ve SASA hammaddesini kullanarak
bu
üretimi yapacak halı firmalarına lisansla
vere-
ceklerini deden
kayÖzcan,
“Modylen klasik yer
döşemele-
rinden beklenen fo n k s i y o n lara ilaveten ısı ve ses izolasyonu da
sağlayacak.
Sloganımız
da
‘Halı kadar estetik, kilim kadar AR-GE yatırımlarına devam ettiklerini ve
pratik’ olacak. Tescil harcaması hariç ciddi
süreçlerde iyileştirmeler de yaparak orta-
bir kaynak ayırımı yapılmayan Modylen
lama 48 ay olan fikrin ürüne dönüşme sü-
tasarımı ile dünyada benzeri olmayan bir
resini 6 aya indirdiklerini kaydetti. Özcan,
segment yaratacağız.” dedi.
“Geri dönüşümü mümkün halı ve damacanadan, toprağa gübre olarak karışabi-
SASAPlast markasıyla, ftalatsız oyun-
len market poşetine kadar çok farklı yeni
cak üreten Dünyadaki üç firmadan biri ol-
ürünleri piyasaya sunmayı planlıyoruz”
duklarını kaydeden Özcan, “AB’de bir şey
açıklamasında bulundu.
yasaklanmışsa biz buna fırsat olarak bakarız. Ftalat 2013’de yasaklanacak dediler,
Şirket olarak, yeni ürünleri piyasaya
biz ftalatsız ürünümüzü 2007’de yapmaya
sunma yönünde sürekli bir faaliyet içinde
başladık. Sasa Plus88 bugün Avrupa’nın
olduklarını kaydeden Toker Özcan, “Çok
bu pazarda en çok bilinen markasıdır” dedi.
yakın bir zamanda PET esaslı insan sağlığına hiçbir zararı olmayan, çok daha ergonomik bir ürün lansmanı yapmayı planlıyoruz. Mevcut damacanalar sağlık, görünüş ve kullanım açısından ergonomik değil. Bunlardan hareketle malzemeyi değiştirirken aynı zamanda estetiğini ve ergonomisini değiştirmeyi hedefliyoruz. Bizim damacanamız taşımada yüzde 30 tasarruf sağlayacak ve estetik olarak depolandığı mekanın bütünlüğünü bozmayacak” dedi. Özcan, bu yeni damacanalarda kullanılacak hammadde yanında, tasarımı da satacaklarını kaydetti.
35
PLASFEDDERGİ
PlaSTK
PANO
Dupont, gıda üretiminde uluslararası düzenlemelere uyumlu çözüm öneriyor Hüseyin Semerci
Plastik Sanayicileri Derneği Başkanı
Türkiye plastik sektörü krizde iyi bir sınav verdi İstanbul ve Marmara Bölgesi, Türkiye’nin en gelişmiş bölgesi. Ticaret, sanayii, tarımsal üretim, finans alanlarında neredeyse tek başına bir ülke gibi. İstanbul, 13.8 milyon kişiyle Dünya ölçeğinde bir metropol. Yakın çevresinde bulunan ve İstanbul’un hinterlandı konumundaki –aslında neredeyse tek bir metropole dönüşmüş durumda- Kocaeli, Sakarya, Tekirdağ ve Kırklareli’yi de düşünürsek, 17,5 milyon kişilik bir “ekonomik alan” görünümünde. Bir bakıma, Avrupa Birliği üyesi ülkeleri içinde 9. Sırada! İstanbul’a yurt dışından yıllık 10 milyon turist geldiğini de belirteyim. Dünya ekonomisindeki ilk toparlanma eğilimleri görülüyor. Elbette riskler hala çok büyük. Gelişmiş ülke ekonomilerindeki iyi sinyallere karşılık, aralarında Türkiye’nin de bulunduğu gelişmekte olan ülkelerde dikkat çekici dalgalanmalar var. Tükiye plastik endüstrisi kriz döneminde başarılı bir sınav verdi. Elbette bunda ülke ekonomisinin büyümesini sürdürmesinin büyük etkisi var. Aynı dönemde ihracatın da artmış olması ise kesinlikle başarı hanesine yazılmalı. Bu olgu için söylenebilecek en önemli şey, Türkiye gelişen ihracat pazarları için çok cazip bir ülke konumunda olması. Elbette yapısal sorunların farkındayız ama Türk girişimciler tarihlerinde hiç olmadığı kadar yakın çevresindeki ülkelerin iş insanlarıyla iletişime geçmiş durumda.
Avrupa Birliği ile birlikte Türkiye dahil dünyanın birçok ülkesinde, gerek üretim, gerekse tüketiciye sunulması sırasında gıda ile temas eden malzemelere yönelik kapsamlı düzenlemeler yoğunlaştı. Dünyanın önde gelen kimyasal üreticilerinden Dupont, Delrin grubundan iki yeni ürünü FG400MTD BLA079 (metal detectable), ve FG400XRD NC010 (x-ray detectable) piyasaya sürerek gıda üretiminde kullanılan cihaz ve malzemeleri üretenlere yönelik çözümlerini genişletti.
Dupont’tan yapılan açıklamada, gıdalarla temas eden, gıda işleme ekipmanı parçaları,
PAGDER olarak deneyimlerimizi yeni yaklaşımlarla geliştirdiğimiz projelerin kaldıracı olarak kullanıyoruz. Yakın zamanda birçok ülkede birden irtibat ofisleri ve showroomlar açmak için harekete geçtik. En fazla ticareti Avrupa Birliği ve diğer Avrupa ülkeleri ile yapıyoruz. Yakın coğrafyamızdaki Orta Doğu-Kuzey Afrika ülkeleri (MENA) ve Bağımsız Devletler Topluluğu (CIS) ülkeleri ile ekonomik ilişkiler ise çok büyük bir hızla artıyor. Türkiye içindeki paydaşlarımızla birlikte son dönemde yaygınlaştırdığımız uluslar arası iş ilişkileri çalışmalarının, sözünü ettiğim bölgelerde açılacak showroom ve irtibat bürolarıyla daha da hızlanacağını şimdiden söyleyebilirim.
konveyör zincirleri, endüstride kullanılan hu-
Bununla birlikte hazırlıklarını nerdeyse tamamladığımız “Dünya Plastik Atlası” ile dünya plastik mamul, hammade ve makine ticaretinin yaklaşık %98’ini gerçekleştiren 97 ülkeyi analiz ettik. Bu çalışma ile sektör mensuplarımıza yeni ihraç pazarlarında kılavuzluk etmeyi planlıyoruz.
sertlik, sağlamlık, düşük aşınma oranı, yük-
Proje ortağı olduğumuz PAGDER & ASLAN Plastik İhtisas Organize Sanayi Bölgemiz, İstanbul’a olan 140 km mesafesiyle Türkiye’de yatırım yapmak Plastik Sektör mensuplarına güçlü yatırım fırsatları sağlıyor. Bilecik bölgesindeki yeni sanayi yerleşim alanı çalışmalarımız devam etmekte olup çok yakında sektörle gelişmeleri paylaşacağız. Zor dönemleri atlatma yönünde umutlarımızın iyice yükseldiği günlere girdik. Gelecek günlerde zorluklarımız kadar fırsatlarımızın da büyüyeceğini düşünüyorum. Elbette her zaman olduğu gibi var gücümüzle çalışmaya devam edeceğiz. Sizleri, PAGDER Yönetim Kurulu ve Şahsım adına saygıyla selamlıyorum.
niler, kesiciler, kürekler, kazıyıcılar, çikolata ve diğer gıda maddeleri için kalıplar vb. araçlarda çok sayıda ülkede standartların uygulamaya konulduğu hatırlatıldı. Bu ihtiyacı karşılamak üzere Dupont’un gıda ekipmanları üreticilerine çözüm sunduğu belirtilen açıklamada, Delrin ürünlerin, metalle üretilen ürünlere kıyasla sek mukavemet ve sünme direnci, sürtünme dayanımı gibi unsurlarda alternatif sunduğu kaydedildi. Sadece gıda konusunda standartları yerine getirme değil, daha hafif ve daha az sesle çalışan sistemler üretilmesine imkan tanındığı vurgulandı. Delrin ile üretilecek ekipmanların, bakım tasarrufu, daha az enerji tüketimi, daha iyi aşınma/sürtünme dayanımı yoluyla maliyetlerde düşüş sağladığı çoğu zaman ek kayganlaştırıcı malzemelere dahi ihtiyacı ortadan kaldırdığı vurgulanan açıklamada, temizlik kimyasallarına da dayanımının olduğu belirtildi.
36
PLASFEDDERGİ
PANO
Liseli bilim insanı Elif Bilgin biyoplastik projesiyle Google yarışmasında iki ödül kazandı
Google tarafından gençlerin bilimsel çalışmalarını özendirmek, yaratıcı fikirler bulmak amacıyla düzenlediği “Science Fair 2013” yarışmasında 16 yaşındaki lise öğrencisi Elif Bilgin iki ödül aldı. İnternet üzerinden yapılan herkese açık oylamada “Halkın Seçimi” ödülünü alan Elif Bilgin, yarışmanın sponsorlarından Scientific American dergisi adına verilen jüri özel “Uygulamalı Bilim” ödülünü de aldı. Büyük ödül ise ABD’li 17 yaşındaki Eric Chen’in yeni grip ilacı projesine verildi. Google tarafından düzenlenen ve genç-
Bilgin, gıda olarak tüketilen bir madde
leri bilimsel çalışmalara özendirmek, yeni fi-
yerine atık olan bir maddenin biyoplastik için
kirler geliştirmesine yardımcı olmak amacını
kullanılmasının daha akılcı olacağı düşünce-
taşıyan Google Science Fair yarışmasının ta-
siyle yaptığı araştırmalarda muz kabuklarının
mamlandı. Finalistler arasında bulunan Özel
bu iş için uygun olduğunu gördü. Başlangı-
Koç Lisesi Öğrencisi 16 yaşındaki genç bilim
cından itibaren 2 yıl süren araştırma ve de-
insanı Elif Bilgin büyük ödülü kaçırdı ama hem
nemelerinde başarı sağlayamayan Elif Bilgin,
finalist olarak yarıştı, hem de yarışmada veri-
yaptığı deneyler ve denemeler sonucunda
len ödüllerden ikisini aldı.
avakadoların bozulmaması için kullanılan bir maddeyi de işleme dahil ederek biyoplastik
Elif Bilgin yarışmaya muz kabuklarından
üretmeyi başardığını belirtti.
biyoplastik üretimi projesiyle katıldı. Küçük
Projesini yarışmalara göndermek iste-
yaşlardan bu yana bilimsel çalışmalara me-
diği sırada, Google Science Fair’i öğrendiğini
raklı olan Elif Bilgin, biyoplastikle ilgili yaptığı
belirten Elif Bilgin, kendi dalı ve yaş grubunda
araştırmalar sırasında patatesin bu işlem için
önce bölgesel olarak seçildi ve ardından da 15
kullanıldığını öğrendi.
kişilik finalistler arasına girdi.
Büyük ödül kaçtı ama 4 kazanandan biri Elif Elif Bilgin, final sürecince devam eden halk oylamasıyla “Halkın Seçimi” ödülünü aldı. Bunun dışındaki kategorilerdeki büyük finali kazananlar da 23 Eylül’de Kaliforniya’daki Google merkezinde yapılan gala töreniyla açıklandı. Final yarışmasında Elif Bilgin bir kategoride daha ödül aldı. Daha önce halkın seçimi ödülünü kazanan Elif Bilgin, finalde de yarışmanın sponsorlarından ve danışmanlarından biri olan Scientific American dergisinin “uygulamala bilimler’ jüri özel ödülünü aldı. Elif Bilgin’e yarışmadaki dereceleri sonrasında 15 bin dolar para ödülü, 50 bin dolarlık Google Eğitim Bursu, Cern Laboratuvarı ve Lego şirketine ziyaret, kazanan projenin geliştirilmesi için 50 bin dolar araştırma bütçesi verildi. Yarışmada büyük ödül ise ABD’den Eric Chen’e verildi. Chen, gribe karşı yeni bir ilaç geliştirmede kullanılabilecek çalışma yürüterek bu ödülü aldı. Yaş gruplarında ise Kanada’dan Ann Makosinski pilsiz çalışan el feneri, Avustralya’dan Viney Kumar acil durum araçları (ambulans, itfaiye, polis, gemi kurtarma vb) için yeni bir sinyal-uyarı sistemi geliştirme projesiyle kazandı.
38
PLASFEDDERGİ
39
PLASFEDDERGİ
PANO
Kompozit Sanayicileri Derneği yönetim kurulunu belirledi Kompozit Sanayicileri Derneği 5. Olağan Genel Kurulu çalışmalarını tamamladı ve yönetim organlarını belirledi. Dokuzuncu çalışma dönemini tamamlayan Kompozit Sanayicileri Derneği’nin Genel Kurul’u 26 Kasım 2013 günü yapıldı. Genel Kurul’da, Dernek yönetim kurulunun 6 kompozit sanayicisi üye, 2 hammadde üreticisi üye ve 1 tedarikçi üyeden oluşması kararı alındı. Yapılan oylamada, Şekip Avdagiç’in ilk sırada olduğu liste oybirliğiyle seçildi. Dernekten yapılan açıklamada Genel Kurul’da, kompozit sanayicilerinin ve genel olarak imalat sanayiinin sorunlarının değerlendirildiği, geçmiş faaliyetlerin gözden geçirildiği ve gelecek döneme ilişkin tavsiyelerin alındığı vurgulandı. Derneğin sektörün geliştirilmesi için, hükümet, yerel yönetimler, sanayiciler ve kullanıcılara yönelik tanıtı faaliyetlerinin yürütüldüğünün altı çizilen açıklamada, Derneğin, kompozitlerin üretim ve kullanımının bilimsel olarak geliştirilmesi, üyelerin eşgüdümünün sağlanması, fırsatlar geliştirmek, sanayicilerle bilim kuruluşlarını bir arada çalışmaya özendirmek görevlerini yürüttüğü vurgulandı.
5. Olağan Genel Kurul’da, Derneğin geçmiş dönem faaliyetlerinin de gözden geçirildiği belirtildi. Kurulduğu tarihten bu yana ana amaç, görev ve hedeflerine yönelik faaliyetler yürüten Derneğin, paydaşlarıyla ortak platformlarda buluşarak sektör temsilcisi olarak öne çıktığı anlatıldı. Bu kapsamda, Kompozit Sanayicileri Derneği’nin, TOBB Kimya Sanayii Sektör Meclisi üyesi olduğu ve Kimya Sanayii Sektör Meclisi’ne bağlı olarak kurulan Kompozit Üreticileri Alt Komitesi’nin de başkanlığını yaptığı hatırlatıldı. Derneğin sivil toplum örgütlerinin bir araya geldi Kimya Sektör Platformu ve Plastik Sektör Platformlarına da üye olduğu hatırlatıldı. Kompozit Sanayicileri DerneğininAvrupa Kompozit Sanayi Birliği’ne (EuCIA) üyeliğinin de gerçekleştiği hatırlatıldı. Derneğin, iletişim faaliyetleri kapsamında “Composites Turkey” dergisini çıkardığı ve 5 sayının yayınlandığı belirtilen açıklamada, kompozit sektöründe bütün paydaşların katılımıyla gerçekleştirilen “Kompazit Turkey 2013 Kompozit Zirvesi” ile gelecek dönemde sektörün gelişmesi için önemli bir platformun oluşturulduğu vurgulandı.
Yönetim yapısı yeniden belirlendi Kompozit Sanayicileri Derneği 5. Genel Kurulunda, yönetim kurulunda 6 kompozit sanayicisi üye, 2 hammadde üreticisi üye ve 1 tedarikçi üyeden oluşması kararını aldığı belirtildi. Yapılan seçimler sonucunda, yönetim ve denetim kurulu üyeleri oybirliğiyle seçildi. Kompozit Sanayicileri Derneği’nin yeni yönetim ve denetim kurulu üyeleri şöyle:
Yönetim Kurulu:
1- Şekib Avdagiç - Avitaş 2- Barış Pakiş - Polin 3- Kemal Tunç - Subor 4- Mehmet Çakın - Pul -Tech FRP 5- Anthony Gallia - Polkima 6- Erim Yücel - Fibrosan 7- Mehmet Hakan Kuş - Cam Elyaf 8- Burak Darcan - TBP Kimyasal Maddeler 9- Tolga Kutluğ - Omnis
Denetim Kurulu:
1- Hüseyin Gül - Maskim 2- Tunç Üstünel - Metyx 3- Yusuf Şehitoğlu - Saf- Er
Sanayi şurasında AR-GE, kümelenme ve planlı yatırım ön plana çıktı Türkiye’de 3’üncü kez yapılan Sanayi Şurası 20-22 Kasım tarihleri arasında çalışmalarını yaparak sonuç bildirgesini yayınladı. Alınan kararları açıklayan Bilim, Sanayi ve Teknoloji Bakanı Nihat Ergün, tavsiye kararları arasında bulunan kümelenme modeli konusunda Hükümet olarak da harekete geçeceklerini bildirerek, üniversitelerin kümelenme faaliyetlerinde aktif bir şekilde
rol alması için bazı yasal düzenlemelerin yapılacağını açıkladı. Üçüncü Sanayi Şurası’na, kamu, özel sektör, üniversiteler ve sivil toplum kuruluşlarından 265 üye çalıştı. Şurayı, bin 600 katılımcı izledi. Şura sonucunda, 6 konu başlığı altında kararlar kamuoyuna Bakan Nihat Ergün tarafından açıklandı.
Nihat Ergün düzenlediği basın toplantısında, oturumlarda 43 bilimsel tebliğ sunulduğunu kaydetti. Şura sonucunda konu başlıkları itibariyle alınan bazı kararlar şöyle: Bilimsel ve teknolojik gelişim, AR-GE ve İnovasyon: Yurtdışında doktorasını tamamlamış ve Türkiye’nin belirlediği öncelikli alanlarda sanayi tecrübesi olan araştırmacıların Türkiye’ye getirilmesi için gerekli desteğin devlet tarafından verilmesi, ileri teknoloji alanlarında ürünlerin teknoloji detaylarının çıkarılması ve bu bilgilerin offset uygulamalarına dahil edilmesi, girişimciliğin geliştirilmesi için eğitimin ilkokuldan başlatılması. Kamu Destekleri, Etkileri, İzlenmesi ve Değerlendirilmesi: Devlet desteklerinin tek bir platformda izlenmesi için kamu, özel sektör ve STK işbirliğinde bir koordinasyon modelinin oluşturulması, yatırım ihtiyaçlarını ve imkanlarını gösteren bir yatırım haritasının oluşturulması, yatırım teşviklerindeki alt sınırların KOBİ’ler lehine düşürülmesi.
“Kamu alımlarında ‘yeşilin’ ağırlığı artacak”
Sanayide Sürdürülebilir Üretim: Temiz üretim uygulama ve teknolojilerinin yaygın40
laştırılmasına yönelik finansal mekanizmaların oluşturulması ve mevcut OSB’lerin yeşil OSB’ye dönüştürülmesine yönelik yeni teşvikler sağlanması. Belirlenmiş stratejik doğal kaynak ve hammaddelerin işlenmiş ürün olarak ihracatının desteklenmesi ve kamu alımlarında yeşil satın alma yönünde uygulamaların artırılması. Sanayide İnsan Kaynakları ve İstihdam: Türkiye’nin meslek haritalarının oluşturulması, istihdam politikalarının belirlenmesi ve mesleki eğitimin rolünün artırılması. Sanayi Yatırım Bölgeleri ve Kümelenme: Üniversitelerin kümelenme faaliyetlerinde aktif rol alması amacıyla yasal düzenlemelerin gerçekleştirilmesi, sanayi yatırım bölgelerinin kümelenme faaliyetlerinde etkin bir şekilde rol alması için destekleyici ve teşvik edici bir yapı oluşturulması, küme kolaylaştırıcıları ve uzmanlarının yetiştirilmesi için “Kümelenme Akademisinin” kurulması. Sanayi Politikaları ve Uluslararası Rekabet: Türkiye’nin uluslararası rekabette öne çıkabileceği güçlü sektörlerin teşvik edilmesi, KOBİ’lerin inovasyon kapasitelerinin artırılması, nanoteknoloji gibi teknolojilerin sanayide kullanımının teşvik edilmesi, ileri teknoloji gerektiren ürünlerin üretiminde kamu-özel sektör işbirliğinin artırılması.
PANO
PLASFEDDERGİ
Sekuro Plastik hisseleri BİST’te halka arz edildi hacmimizde, karlılığımızda ve Sekuro Plastik Ambalaj Sanayinin büyümesinde seviye atlatacağını umuyoruz” dedi.
Ağırlıklı olarak plastik ambalaj sektöründe faaliyet gösteren Sekuro Plastik, Borsa İstanbul’da (BİST) halka arz edildi. Şirket, 1-2 Ekim tarihlerindeki halka arzının ardından 7 Ekim’den itibaren işlem görmeye başladı. Sekuro Plastik’in, talep toplanmaksızın doğrudan satış yöntemiyle 2,69 TL değerinde, artırılmış sermayenin yüzde 27,65’i BİST’te, Gelişen İşletmeler Piyasası’nda “SEKUR.E” koduyla işlem görüyor.
Sekuro Plastik’in işlem görmeye başlaması nedeniyle BİST işlem salonunda gong töreni yapıldı. Törende konuşan Sekuro Plastik Yönetim Kurulu Başkanı Hakan Çil, BİST yöneitimine teşekkür etti ve KOBİ’lerin halka arzına verilen destekten memnuniyetini vurguladı. Çil, “Yaklaşık 1 yıldır süregelen halka arz hazırlıkları ile firmamıza kuvvet kazandıracak yapılanmalar gerçekleşti, iş süreçlerimiz iyileşti ve gelişti, ufkumuzu açan yönetim ve denetim mekanizmaları ile tanıştık. Kuruluşumuzun geleceğini güvenli kılacak bu girişimlerin iş
BİST Genel Müdür Yardımcısı Mustafa Kemal Yılmaz da konuşmasında, 2013 yılında BİST Pay Piyasası’nda 7 şirket, Gelişen İşletmeler Piyasası’nda (GİP) ise 6 şirketin hisselerinin halka arz edildiğini belirterek, yaklaşık 1,25 milyar liralık hasılat elde edildiğini kaydetti. Ekim ayı itibariyle Pay Piyasası’nda 16 ve GİP’te 10 şirketin başvurusu bulunduğunu belirten Yılmaz yine Ekim ayı itibariyle Sekuro Plastik ile birlikte payları Borsa İstanbul’da işlem gören şirket sayısının 417’ye ulaştığını açıkladı. Yılmaz, 2013 yılı üçüncü çeyreğine kadar halka arz ve borçlanma araçlarıyla BİST’ten şirketlerin sağladığı kaynağın 40 milyar TL dolayında olduğunu belirtti. Mustafa Kemal Yılmaz Sekuro Plastik’e başarılar dileyerek, “Faaliyetlerine 16 yıl önce başlayan, yerli ve yabancı birçok markaya hizmet veren Sekuro Plastik Ambalaj A.Ş. Borsa İstanbul olarak başlattığımız Halka Arz Seferberliği’ne katıldı. Sekuro Plastik’e başarılar diliyor, bu vesileyle diğer şirketlerimizi de sermaye piyasalarının sunmuş olduğu avantajlardan yararlanmaya davet ediyoruz” dedi.
Dikey Makine In-Line Baskılı Rulo Atlet Poşet Kesme Makinesini piyasaya sunuyor Dikey Makine’nin AR-GE yatırımlarıyla geliştirdiği yeni makineler ve projeler hayata geçiyor. Dikey Makine tarafından yapılan açıklamada In-Line Baskılı Rulo Atlet Poşet Kesme makinesini üretmeyi başardıklarını ve Polietilen Co-Ex Film Ekstrüderi makineleri içinde TÜBİTAK desteği kazandıkları kaydedildi. Dikey Makine’nin mevcut ve gelecek projeleri hakkında bilgi veren Genel Müdür Lütfü Büyükkasap, Türkiye’de henüz yapılmayan makinelere odaklandıklarını vurgulayarak, “Şu anda sadece Danimarkalı bir firma tarafından yapılan In-Line Baskılı Rulo Atlet Poşet Kesme makinesini ürettik. Bu yerli rulo atlet poşet makinesi, en az rakipleri kadar iyi performanslı. Fiyatını da muadillerine göre daha uygun belirlemeye çalışıyoruz. Aralık ayında pazara sunmuş olacağız” dedi.
Lütfü Büyükkasap, Co Ex Polietilen Film Ekstrüderi ile wicket istiflemeleri torba kesme makinelerini fuarlarda sunacaklarını belirterek, “Tasarımını ve üretimini tamamen bünyemizde gerçekleştirdiğimiz makinelerle yüksek performans, kaliteli üretim ve enerji tasarrufu garanti ediyoruz. Özellikle KOBİ firmaların artık rekabet edebilmeleri, üretim kalitelerini ve kapasitelerini artırabilmeleri, maliyetlerini düşürebilmeleri için bu tip makinelerle üretimi devam ettirmeleri gerekiyor” dedi. Önceliklerinin iç piyasada bu tür makinelere ihtiyaç duyan şirketlere ulaşmayı hedeflediklerini kaydeden Büyükkasap, uygun fiyat 41
yanında, uygun yedek parça ve hızlı servis imkanı sunma avantajını kullandıklarını kaydetti. İhracat olarak ilk açılımlarını Romanya, eski doğu bloğu ülkeleri, Kuzey Afrika gibi ülkelerin oluşturduğunu belirten Büyükkasap, bunlar arasında Romanya’ya ilk satışlarını yaptıklarını da kaydetti.
PANO
PLASFEDDERGİ
Esnek (Fleksibıl) Ambalaj Sanayicileri Derneği yönetimini belirledi Esnek (Fleksibıl) Ambalaj Sanayicileri Derneği (FASD) 6. Olağan Genel Kurulunda, yönetim kurulu üyeliği sayısı 11’e çıkarıldı ve yeni yönetim belirlendi. Başkanlık görevini üstlenen Enver Bakioğlu, Türkiye’nin yakın çevresinin ambalaj üretim merkezi olması yönünde büyük bir potansiyel bulunduğunu vurgulayarak, gelecek dönemde bu potansiyelin gerçekleşmesi için çaba harcayacaklarını kaydetti. FASD genel kurulunda yapılan tüzük değişikliğiyle yönetim kurulu üyelik sayısı 11’e yükseltildi. Bunun yanı sıra, dernek faaliyetlerine ilişkin onay süreçleri tamamlandı ve sektör sorunları tartışıldı. Genel Kurula ilişkin değerlendirmelerde bulunan FASD Başkanı Enver Bakioğlu, üyelere teşekkür ederek, FASD’ın tartışmasız biçimde sektörünü temsil ettiğini ve başarı sağladığını vurguladı. Önceki dönem Dernek başkanlığı görevini yürüten Vedat Baylan ve yönetim kurulu üyelerine teşekkür eden Bakioğlu, 55 üyeli FASD’ın gelecek dönemde de güçlenmesini sürdüreceğini kaydetti. Bakioğlu, Dünya’da esnek ambalaj üreticilerinin hızla birleşmeye devam ettiğini belirterek, Dünya pazarının yüzde 44’ünü sadece 20 üreticinin kontrol ettiğini söyledi. FASD’ın Türkiye pazarında 6,5 milyar TL’lik bir hacmi temsil ettiğini belirten Bakioğlu, verilerin net olması için bir projeyi başlattıklarını açıkladı. Sektörün yatırımlarının sürdüğünü kaydeden Bakioğlu, olumlu gelişmelere rağmen ana müşterileri olan gıda sanayii ve sektö-
rün kendine özgü sorunlarının da gündemde olduğunun altını çizdi. Gıda üreticilerinin toplam maliyeti içinde esnek ambalaj maliyetinin ürünün katma değerine göre yüzde 2 ile 8 arasında değiştiğini kaydeden Bakioğlu, “Yaptığımız işin çok değerli olduğunu düşünüyorum ama değerimizin gerek kendimiz gerekse müşterilerimiz tarafından hak ettiği farkındalık seviyesine ulaşamamış olmasına üzülüyorum. Her geçen gün dev tedarikçiler ve dev müşterilerin yoğun baskıları arasında ezilmeden varlığını sürdürüp önemli bir toplumsal ihtiyacı karşılamaya çalışan sektörümüzün çok daha iyi bir noktayı hak ettiğine inanıyorum” görüşünü vurguladı. Sektör mensuplarının sorunların çözümü konusunda girişimlerini artırması ve ortak çalışmaya yönelmesi gerektiğini belirten Bakioğlu gelecek dönem çalışmalarına yönelik olarak şu görüşleri anlattı: “Fleksibıl ambalaj sanayiinin tek ve en yetkin temsilcisi olmak, FASD’ye içe ve dışa dönük bir takım çalışmalar yürütme sorumluluğunu da yüklemiştir. Dışa dönük çalışmalarımızı örgütlenme, iletişim ve temsil olarak üç başlık altında toplayabiliriz:
FASD YÖNETİM KURULU
FİRMA
Yönetim Kurulu Başkanı
Ali Enver Bakioğlu
Bak Ambalaj
Yönetim Kurulu Başkan Yardımcısı
Vedat Baylan
Asaş Ambalaj
Yönetim Kurulu Başkan Yardımcısı
Celal Murat Özhun
Pilenpak Ambalaj
Yönetim Kurulu Başkan Yardımcısı
Hakan Salargil
Elif Plastik
Yönetim Kurulu Başkan Yardımcısı
Fahri Özer
Süper Film Ambalaj
Yönetim Kurulu Asil Üyesi
Mustafa Tacir
Sümer Plastik
Yönetim Kurulu Asil Üyesi
Muzaffer İncekara
İntermat Ambalaj
Yönetim Kurulu Asil Üyesi
Merih Ceylan
Polinas Plastik
Yönetim Kurulu Asil Üyesi
Alpan Mithat Baran
Baran Ambalaj
Yönetim Kurulu Asil Üyesi
Osman Nakiboğlu
Naksan Plastik
Yönetim Kurulu Asil Üyesi
Bahattin Karapınar
Aspak Ambalaj
42
Örgütlenme: Sektörümüzde makina, hammadde tedarikçisi ve çevirimci olarak tespit ettiğimiz 20 kadar firmayı daha derneğimize üye edebilmeyi hedeflemekteyiz. Ayrıca baskılı ve baskısız fleksibıl ambalaj üreticileri, fleksibıl ambalaj sektörünün tedarikçileri ve makine üreticilerinin derneğimiz çatısı altında bir araya gelmiş olması da tüm sektörü kapsayan bir perspektifle büyük resmi görebilmek ve sektörün paydaşlarıyla birlikte müşterek faydasını en üst düzeyde takip edebilmek açısından çok önemli bir avantajımızdır. İletişim: Halk sağlığının korunması, gıdanın raf ömrünün uzatılması, israfın ve kayıtdışı ekonominin önlenmesinde fleksibıl ambalaj büyük önem ve role sahiptir. Bu konuda yasa ve tebliğler çok açık olmasına rağmen mevzuata aykırı şekilde açıkta ve ambalajsız ürün satışlarına ülkemizde halen sıklıkla rastlanmaktadır. Fleksibıl ambalajlara ilişkin toplumdaki olumlu ve olumsuz algının yönetilmesi ve FASD’nin bu alandaki temsil gücünün arttırılması gibi bir görev bizleri beklemektedir. Temsil: derken ise karar noktalarında sektörün sesi olarak bulunmak görevimize işaret ediyorum. Bu açıdan bizi zorlu bir dönemin beklediğini kabul etmeliyiz. İlgili platformlarda üyelerimizin haklarını korumak, yetkili merciler ile sürekli irtibat halinde bulunarak sektörel sorunlara çözüm üretmek, derneğimizin kurulduğu günden bu yana temel işlevleri arasında yeralmıştır. Derneğimizin içe dönük çalışmaları kapsamında, üyelerimiz arasındaki sosyal ve ekonomik işbirliğini kuvvetlendirecek her türlü sektör içi iletişim, teknik ve ekonomik gelişmeler hakkında bilgi paylaşımı, eğitim çalışmaları, danışmanlık hizmetleri gibi faaliyetleri var gücümüzle sürdürmemiz gerektiğine inanıyorum.
PANO
PLASFEDDERGİ
Polisan Holding, Yunanistan’da PET fabrikası satın aldı rikanın “Polisan Hellas” adı altında faaliyet
cirolarını iki katına çıkarmayı hedeflediklerini
göstereceğini açıkladı. Yunanistan’ın liman
kaydetti.
şehri Volos’ta 70 dönüm arazisi bulunan fab-
Polisan Holding’in Yunanistan’da kurulu bir kimya/plastik fabrikasını satın almak üzere başlattığı süreç başarıyla tamamlandı. Polisan böylece yeni bir işkoluna daha yatırım yapmış oldu. Satınalma, Polisan’ın öz sermaye ile yurtdışında yaptığı ilk yatırım oldu. Satın almanın ilk maliyetinin 10 milyon Avro olduğu kaydedildi. Polisan Holding, fab-
rikanın 15 dönüm kapalı alana sahip olduğu,
Holdingin, boya, kimya, tarım, tekstil,
mevcut yapısıyla meşrubat, yiyecek ve içecek
inşaat ve lojistik (liman işletmeciliği) olmak
kapları, sentetik fiber gibi geniş kullanım alanı
üzere 6 farklı sektördeki faaliyetlerine sinerji
olan Polietilen Tereftalat (PET) üretimi, gra-
yaratacak farklı sektörlere girmeyi hedefle-
nül ve preform şişe halinde gerçekleştirebilir
diklerini kaydeden Mizrahi, “Bu hedef ve stra-
durumda olduğu kaydedildi. Fabrikanın ISO
tejiye paralel olarak yurt içi ve yurt dışı yatı-
9001, ISO 14001,OHSAS 18001, ISO 22000
rım arayışlarımız her zaman gündemimizde.
belgelerine sahip olduğu, üretimde Yunanis-
Yunanistan’da fabrika satın alma girişimi de
tan, Balkanlar ve Türkiye pazarlarının hedef-
holding vizyonumuza uygun olarak karşımıza
leneceği kaydedildi. Fabrikanın Polisan Hol-
çıkmış olup, gerek liman şirketimiz Poliport
ding cirosuna yılık 100 milyon Avro dolayında
ile oluşturacağı sinerji, gerekse kimya konu-
katkı sağlayabileceği belirtildi.
sundaki deneyim ve know how’ımıza uygunluğu açısından örtüşmüştür. Üstelik AB üyesi
Satın olma sonrasında bir değerlendir-
Yunanistan’daki yatırımımız gerek prestij
me yapan Polisan Holding CEO’su Erol Miz-
anlamında, gerekse Avrupa ülkelerine giriş
rahi, yatırım ve büyüme stratejileri içinde 5
anlamında Holding bünyemize katma değer
yıllık dönemde 150 milyon dolarlık yatırıma
sağlayacaktır” dedi.
43
PLASFEDDERGİ
PANO
Ünveren patentli toz-duman çekici akrobat kol sistemini kullanıma sundu “UAS Akrobat Egzoz Kolları” adını ver-
lara göre yüzde 40 daha fazla verim sağlar.
Adana merkezli emme, filtre, fan ve
dikleri sistemin nokta vakum ihtiyacına çö-
Davlumbaz üzerinde bulunan volum dam-
aksesuarları üretimi yapan Ünveren Hava
züm üretmeyi amaçladığını belirten Tombul,
peri sayesinde hava ayarı yapılabilir. Flanşlı
Sistemleri, patentli yeni akrobat kol sistem-
“UAS Akrobat Egzoz Kolları her pozisyonda
çelik duvar konsoluna akrobat kolun ve as-
lerini plastik sanayicilerinin hizmetine sundu.
durabilir, ilave destek gerekmez. İç kısmında
piratörün montajı son derece kolaydır. Ak-
Ünveren A.Ş’den yapılan açıklamada, plastik
kendi kendisini taşıyabilen mekanizmadan
robat egzost kolları ışıklandırma seti ve fan
üretiminde de önemli bir unsuru içeren iş
oluşan taşıyıcı karkas 360 derece dönebilir.
motoru otomatik start-stop kontrol kutusu
sağlığı ve güvenliği hizmetleri kapsamındaki
Damperli egzoz davlumbazı ve duvar bağlan-
opsiyoneldir. Yürürlüğe giren İş Güvenliği ve
yeni ürünün hareketli olması nedeniyle yeni
tısından oluşur. UAS akrobat kollar herhangi
İşçi Sağlığı Kanunu nezdinde nokta vakum
avantajlar sunduğu kaydedildi.
bir pozisyona getirilebilir ve bu konumda ila-
sistemlerini kullanmak kaçınılmazdır. Bundan
Ünveren A.Ş. Satış ve Pazarlama sorum-
ve bir destek gerektirmeden kalabilir. Taşıyıcı
daha önemlisi İşverenler için vicdani bir so-
lusu Mustafa Tombul yaptığı değerlendirme-
karkas değişik çaplarda, sıcağa ve aşınmalara
rumluluktur.” dedi.
de, PAGDER üyelerine, ücretsiz keşif ve pro-
muazzam dayanıklı UAS-FORTE
jelendirme imkanı sunulduğunu belirterek,
antistatik poliüretan helix çelik
işçiler için sağlıklı bir ortamı sunmayı hedef-
telli esnek hortumların içerisin-
lediklerini anlattı. “Temiz soluk alınabilen ça-
dedir. Tek bir vantilatöre veya
lışma alanları işyerlerinin değişmez zaruri ih-
merkezi
tiyaçlarıdır. Çalışma alanlarının korunması için
360° dönebilen çelik davlumbazı
ideal çözüm nokta vakum sistemi ile garanti
kaynak dumanını bloke ederek
edilebilmektedir” diyen Tombul, bu amaca
nokta vakum şartlarını tam olarak
yönelik olarak geliştirdikleri yeni sistemi sa-
yerine getirecek şekilde dizayn
nayicilere sunduklarını kaydetti.
edilmiştir ve sıradan davlumbaz-
sisteme
bağlanabilir.
Neoflex dökme sıvı flexitankları sektörün hizmetinde lama amaçlı 100 bin litre hacme kadar flexitank üretilebildiği kaydedildi.
Dökme sıvıların taşınması konusunda uzmanlaşmış Neoflex Lojistik Endüstriyel Ambalaj yeni esnek tank ürünlerini kullanıcıların hizmetine sundu. COA (Container Owners Association) standartlarına uygun olarak 2000 yılından bu yana faaliyetlerini sürdüren Neoflex, AR-GE süreciyle geliştirdiği yeni ürünleri üretmeyi başardı. Üretimine başlanan flexitanklar, 1000 lt. - 24.000 lt. hacimlerle kullanıcılara sunuldu. Neoflex’ten yapılan açıklamada, isteğe bağlı olarak depo-
Dökme sıvıların taşınacağı tankların üretiminin uzmanlık gerektirdiği belirtilen açıklamada, kullanıcı isteklerinin karşılanması ve uluslararası standartların önem taşıdığı vurgulandı. Açıklamada, “flexitankların üretimi ve operasyonları eğitim ve tecrübe gerektiren konulardır. Klasik tip bir flexitank 4 kat polietilen film, taşıyıcı bir polipropilen kumaş ve vanadan oluşan esnek bir tanktır. Denizyolu, karayolu veya demiryolu ile taşıması yapılır ve tahliye adresinde yine vanaya pompa 44
bağlanarak tahliyesi gerçekleştirilir. Flexitanklar ile reaksiyona girmeyecek ve tehlikeli sınıfa dahil olmayan bütün sıvı yükler; bitkisel yağ, sıvı kimyasal, şarap, madeni yağ, mazot vb. sağlıklı ve güvenli şekilde taşınabilmektedir” denildi.
PANO
PLASFEDDERGİ
PAGDER’den sektöre ÇED ve çevre danışmanlık hizmeti PAGDER, sektör mensuplarına uygun maliyetlerle ÇED ve çevre danışmanlık hizmeti sağlamak için işbirliği geliştirdi. PAGDER’den yapılan açıklamada, imalat sanayiinde en önemli belgeler arasında bulunan Çevresel Etki Değerlendirme Belgesi ve çevreyle ilgili mevzuata uyum yönündeki danışmanlık hizmetlerinin kapsamlı bir bilgi
gerektirdiği hatırlatıldı. “ÇED Olumlu Belgesi”, “ÇED Gerekli Değildir Belgesi” “Geçici Faaliyet Belgesi” “Çevre İzin ve Lisans Belgesi” gibi çok sayıda uygulaması bulunan ÇED mevzuatına yönelik firmaların taleplerinin yoğunlaştığı belirtilen açıklamada, uygulamada yaşanan aksaklıklar sonucu ciddi cezalarla karşı karşıya kalınabildiği hatırlatıldı. Açıklamada, “PAGDER, plastik sektöründe faaliyet gösteren firmalarımızın Çevre Mevzu-
atı ile ilgili yükümlülüklerini uygun fiyat ve kaliteli hizmet alarak yerine getirmelerini ve cezai duruma düşmelerini önlemek amacıyla, ulusal bazda hizmet veren, şirket merkezi Ankara’da olan ve Trakya’da şubesi bulunan ÇETSAN Çevre Danışmanlık Ltd. Şti. ile ÇED ve Çevre Danışmanlık hizmetlerini içeren bir hizmet alımı sözleşmesi imzalamıştır” bilgisi verildi. Hizmetten yararlanmak isteyenlerin PAGDER’den detaylı bilgilere ulaşabileceği kaydedildi.
PAGDER hizmet alım anlaşması kapsamındaki hizmetler İlgili yönetmelik
Verilecek hizmet ÇED Olumlu Belgesi (EK:I)
Çevresel Etki Değerlendirmesi Yönetmeliği
ÇED Gerekli Değildir Belgesi(EK:II)
Çevre Kanununca Alınması Gereken İzin ve Lisanslar Hakkında Yönetmelik
Çevre izin ve lisans Sürecinde danışmanlık(EK:I) Çevre izin ve lisans Sürecinde danışmanlık(EK:II) Çevre izin ve lisans süresi dışında danışmanlık (EK:I)
Çevre Denetim Yönetmeliği Çevre Görevlisi ve Çevre Danışmanlık Firmaları Hakkında Yönetmelik
Çevre izin ve lisans süresi dışında danışmanlık (EK:II)
Çevresel Etki Değerlendirmesi Yönetmeliği Çevre Kanununca Alınması Gereken İzin ve Lisanslar Hakkında Yönetmelik
Yönetmelik kapsamına dışında değerlendirilmesine ilişkin yazılı görüş
Güvenilir performans için sorumluluk Benzersiz musteri hizmetleri Devamlı yenilikçilik ve gelisimler ¸ Katılımcı ve tecrübeli ekip
Hall 09, Stand 9B65 16 – 23 Oct 2013
www.gala-europe.de 45
PLASFEDDERGİ
PANO
PAGDER Endonezya’da Türkiye’yi başarıyla temsil etti kaydeden Hüseyin Semerci, pazarın zor olduğunu, sabırlı olunması ve küçük stantlarla da olsa sürekli olarak katılarak fuarlarda görünür olmanın önemli olduğunu anlattı. Semerci, “Bir pazarda başarılı olmak için ülke markanızın-imajınızın katkısı elbette önemli. Makinecilerimiz açısından Endonezya pazarında bazı satışlar var, potansiyel de var ama kolay olmadığı bilinmeli” dedi. Türkiye’nin Endonezya Ticari Ateşesi Ümit Kaya da ülkeye ilişkin verdiği bilgilerde, ülke ekonomisi üzerinde Çin ve Çinlilerin büyük etkisinin bulunduğunu belirterek kültürel-dini yakınlığın avantajının son derece sınırlı olduğunu vurguladı. Güneydoğu Asya’nın en önemli fuarı konumundaki 26. Uluslararası Endonezya Plastik, Kauçuk ve Ambalaj Teknolojileri Fuarı tamamlandı. Türkiye’nin de aralarında bulunduğu 39 ülkeden 665 firma ve yoğun ziyaretçiye sahne olan fuar, Jakarta’da 20 – 23 Kasım tarihleri arasında yapıldı. Türkiye plastik sektörünün hedef pazarları arasında bulunan ve PAGDER’in de pazarlamaya yönelik çalışmalarını yoğunlaştırdığı Güney Doğu Asya ülkelerinin en önemlilerinden biri olan Endonezya’daki fuarda PAGDER de stant açarak temaslarda bulundu.
PAGDER Başkanı Hüseyin Semerci: Endonezya’da sektör için büyük potansiyel var Fuar ve Endonezya’ya yönelik değerlendirmelerde bulunan PAGDER Başkanı Hüseyin Semerci, kendi gözlemlerine göre ülkenin plastik ürünler açısından büyük bir potansiyeli barındırdığını vurguladı. Jakarta’daki mevcut durumun, ileride büyük yatırımlar yapılması gerekliliğini gösterdiğini belirten Semerci, fuarlarda plastik işleme teknolojileri yanında ürün de sergileniyor olmasının dikkat çekici olduğunu anlattı.
belirten Semerci, Çin firmalarının
tamamen
göründüğünü,
Tayvan, Kore, Singapur, Malezya ve etkili olması
olası
görülen
Hindistan ve Japonya firmalarının fuara ilgi göstermediğini
vur-
guladı. Endonezya’nın Müslüman kimliğinin iş ilişkilerine yansımadığı gözlemi konusunda Endonezya Ticari Ateşesi Ümit Kaya ile görüş birliğinde
46
zarlığın yapıldığını belirten Ümit Kaya, sektör temsilcilerini mutlaka akreditifli çalışma konusunda uyardı. Kiminle iş yapıldığı konusunda çok dikkatli olunması gerektiğini belirten Ümit Kaya, kendi gözleminin son ürünlerden çok makine-ekipman satış şansını gördüğü-
Fuarın küçük ama hareketli olduğunu
hakim
İş yapma kültüründe pazarlığın çok sıkı biçimde sürdüğünü, mal yüklenirken dahi pa-
olduklarını
nün altını çizdi. Çok sayıda ürünün sergilendiği Endonezya fuarına, Avusturya, Belçika, Kanada, Çin, Çek Cumhuriyeti, Fransa, Almanya, Hong Kong, Hindistan, Endonezya, İran, İrlanda, İtalya, Japonya, Kore, Malezya, Filipinler, Polonya, Portekiz, Singapur, İspanya, İsveç, İsviçre, Tayvan, Tayland, Hollanda, Türkiye, İngiltere, Amerika, Vietnam’dan firma ve kurumlar katıldı. Bu ülkelerden 8’i Milli Katılım organizasyonu gerçekleştirdi. Fuar sergi alanı da 14 bin 879 metrekareye ulaştı. Fuara,
PAGDER
organizasyonuyla
Türkiye’den Beno Plastik, Ersey Makine, Kuzey Global Makine, Vatan Plastik ve PAGDER katıldı.
PANO
PLASFEDDERGİ
Kayplas kapasitesini artırdı Mobilya plastik aksesuarları üretimi alanında da faaliyet gösteren Kayplas, folyo kaplama kapasitesini artırdı. Kayplas Plastik Genel Müdürü Yusuf Özkan, kapasite artışına yönelik çeşitli bölümlere makine yatırımı yaptıklarını belirterek, “Folyo kaplama alanında da mevcut kapasitemizi yüzde 150 artırdık.
Ürün portföyümüzdeki çeşitliliği de yatırımlarımıza paralel olarak geliştirdik. Hedefimiz, sektörümüzde Türkiye’de ilk beşe girmek” dedi. Kalıphane makine parkını da büyüttüklerini belirten Özkan, “Kayplas’ta hedef, ihracatı yüzde 40’a çıkarmak. Şu anda Ortadoğu ülkeleri ve Balkan ülkelerine ihra-
cat yapıyoruz. İhracatımızı artırmak için pazarlama faaliyetlerini yoğunlaştırdık. Almanya, İtalya ve Hollanda’da görüşmelerimiz var. Yüzde 10 olan üretimdeki ihracat payımızı 2015 yılına kadar yüzde 40’a çıkarmayı hedefliyoruz” dedi. Türkiye’de ilk kez kanepe ayaklarını plastikten üreterek başladıkları yenilikçi ürünlere yönelimde, yazılım yatırımlarına da ağırlık vererek büyüdüklerini ve ağaç oyma tekniğini plastik üzerinde uyguladıklarını belirtti. Dekoratif oymalı ürünlere yönelik yazılım yatırımları da gerçekleştirdiklerini vurguladı. Şirket olarak, Türkiye Kalite Derneği (KalDer) ve Avrupa Kalite Yönetimi Vakfı (EFQM) ile ortak ilerleme projesini başlattıklarını açıklayan Yusuf Özkan, geri dönüşümde tehlikesiz atık lisansını aldıklarını, KalDer’den de 3 Yıldız Yetkinlik Belgesi’ne sahip olduklarını kaydetti. Özkan, kurumsallaşma yönündeki çalışmalarının personel eğitimleriyle sürdüğünü belirterek, SGK’dan teşekkür belgesi aldıklarını da vurguladı.
47
PLASFEDDERGİ
PANO
PAGDER’den 2015’te İsveç ve ABD’de
iki ayrı fuara katılım fırsatı
Orta Vadeli Program ve 2014 Programı temkinli büyümeye odaklandı Türkiye, 2012 ve 2013’ün ardından temkinli büyümeye yönelik ekonomik program uygulamaya 2014 yılında da devam edecek. Yayınlanan 2014-2016 Orta Vadeli Program ve 2014 Yılı Programında, Türkiye’nin 2014 yılında da potansiyel büyümesinin altında yüzde 4 büyümesi yönünde hedef belirlendi. Programa göre, 2014 yılında GSYH 867 milyar dolar olarak gerçekleşecek. Bu, bir önceki OVP hedefinin altında bir belirlemeye denk geliyor. 2014 yılı için 1.98 TL olarak alındı, kişi başına milli gelir 11 bin 277 dolar olarak tahmin edildi. Enflasyon tahmininde de yüzde 5’ler dü-
Plastik sektörüne yönelik kapsamlı bir yurt dışı tanıtım ve pazarlama programı yürüten PAGDER, fuar çalışmaları kapsamında iki yeni fırsatı sektöre sunuyor. PAGDER, ABD-NPE ve İsveç Scanpack fuarlarının Türkiye temsilciliğini üstlendi. Kuzey Avrupa’nın en büyük ambalaj fuarı Göteborg’da 20-23 Ekim 2015’te kapılarını açacak. ABD-NPE The International Plastics Showcase ise 23-27 Mart 2015’te Florida eyaletinin Orlando şehrinde sektörü buluşturacak.
NPE The International Plastics Showcase
ABD’nin Florida eyaletinin Orlanda şehrinde 23-27 Mart 2015 tarihleri arasında düzenlenecek NPE -NPE The International Plastics Showcase, Kuzey Amerika’daki en önemli, ambalaj, kahverengi-beyaz eşya, otomotiv, tüketici plastiği, medikal, inşaat ve altyapı plastikleri fuarlarından biri olarak gösteriliyor. Üç yılda bir düzenlenen fuarın 2015’teki faaliyetinde Türkiye temsilciliği PAGDER tarafından yürütülecek. Yeterli talep olması halinde Milli Katılım kapsamında Ekonomi Bakanlığı desteğinden yararlanacak olan katılımcılara ABD’nin kapılarını açma fırsatı bulacak. PAGDER’den yapılan açıklamada, 2012 NPE fuarı’na 55 binden fazla ziyaretçi geldiği ve 1993 firmanın ürün-hizmet sergilediği kaydedildi. Fuara, sadece ABD’li ziyaretçilerin değil, Avrupa ve Latin Amerika’dan da çok sayıda profesyone-
lin ilgi gösterdiği vurgulandı. Fuar için bu aşamada 14 firmanın ön kayıt yaptırdığı ve kayıtların devam ettiği hatırlatıldı.
Kuzey Avrupa’nın en büyük ambalaj fuarı İsveç Scanpack
PAGDER’in temsil ettiği bir diğer önemli fuar olan Scanpack ise 20-23 Ekim 2015 günleri arasında İsveç’in Göteborg şehrinde düzenlenecek. Kuzey Avrupa’nın en büyük ambalaj fuarı olan Scanpack, 2012 organizasyonunda 18.5 bin metrekare alanda, 537 firma katılımıyla, 12.8 bin ziyaretçi aldı. Ziyaretçilerin 2 bin 697’si 33 ayrı ülkeden gelenlerden oluştu. Ziyaretçilerin yüzde 61’i fuar sonucunda satın almayı düşündüğü bir ürün-hizmet olduğunu beyan etti.
zeyindeki hedef korunarak yüzde 5,3 hedefi konuldu. İşsizlik oranının 2014 sonunda yüzde 9,4 seviyesinde olacağı tahmini yapıldı. Türkiye’nin yapısal sorunu olarak gösterilen cari işlemler açığının milli gelire oranı, 2014 yılı için yüzde 6,4 olarak tahmin edildi. OVP’ye yönelik değerlendirmelerde bulunan Başbakan Yardımcısı Ali Babacan, küresel risklerin devam ettiğini belirterek, temkinli bir yaklaşım içinde olduklarını ancak büyümenin sürdürülmesinin önemli bir unsur olarak dikkate alınması gerektiğini belirtti. Babacan, “IMF’nin raporuna baktığımızda; küresel bü-
PAGDER Başkanı Semerci: Kapıları zorlamalıyız
PAGDER Başkanı Hüseyin Semerci, iki fuarın Türkiye temsilciliğinin alınmasıyla, plastik sektörüne yönelik hizmetlerinin daha da geliştiğini belirtti. “Sektöre yönelik hem bilimsel, hem de doğrudan pazarlama faaliyetleri olarak yurt dışı pazarlara yönelik çalışmalarımıza yeni bir halka daha eklemiş olduk. Üyelerimizin ve sektörümüzün bütün mensuplarının bildiği gibi fuar organizasyonlarında son derece deneyimliyiz, bu konuda elimizden gelen çabayı NPE ve Scanpack için de gösteriyoruz. Umuyorum, bu çabalarımızın sonunda plastik sanayicilerimiz kazanç sağlayacak, güçlerini artıracak. Her iki fuara ilişkin her türlü bilgiyi vermeye hazırız” dedi.
yümenin yüzde 2.9 olarak aşağı yönlü revize edildiğini görüyoruz. Mali piyasaların sağlıklı işlemesine, finansal ürün çeşitliliği karşısında bireylerin bilinçli kararlar almasına ve yurtiçi tasarrufların artmasına katkı sağlayan finansal eğitim yaygınlaştırılacaktır. Önümüzdeki dönemde elektrik üretiminde yerli ve yenilenebilir enerji kaynaklarının kullanılmasına ağırlık verilecek. Önümüzdeki dönemde petrol ve doğal gaz arama faaliyetlerinin hızlandırılacak, linyit kömürü ve jeotermal gibi yerli kaynakların arama ve üretim faaliyetleri azami seviyeye çıkarılacak” değerlendirmesinde bulundu.
48
PANO
PLASFEDDERGİ
Kimya sektörünün mucitleri İKMİB AR-GE Proje Pazarında buluştu
Kimya alanındaki çalışmaları özendirmek, genç girişimci ve bilim insanlarını teşvik etmek amacıyla başlatılan, Kimyevi Maddeler ve Mamulleri AR-GE Proje Pazarı üçüncü kez yapıldı. İstanbul Kimyevi Maddeler ve Mamulleri İhracatçıları Birliği (İKMİB) ve Akdeniz Kimyevi Maddeler ve Mamülleri İhracatçıları Birliği (AKMİB) tarafından düzenlenen etkinlikle çok sayıda genç girişimci ve bilim insanıaraştırmacı projelerini sunma fırsatı buldu. İKMİB’den yapılan açıklamada, birbirinden ilginç 254 proje başvurdu, bunlardan 150’sinin sergilenmesine karar verildi. Seçilen projeler, Plastik ve Kauçuk Ürünleri, İlaç ve Eczacılık Ürünleri, Boya ve Boyar Madde Ürünleri, Kozmetik Ürünleri, Sabun ve Temizlik Ürünleri, İnorganik Kimyasallar, Organik Kimyasallar, Mineral Yakıtlar ve Mineral Yağlar, Gübre Ürünleri ile Yapıştırıcılar ve Tutkallar ürünlerinden oluştu. İKMİB seçilen projeleri, “Sektör Buluşmaları” adı altında düzenleyeceği etkinlikle sanayicilerin erişimine de açacak. Haliç Kongre Merkezinde düzenlenen etkinlikte 150 proje sanayicilerle buluştu-
ruldu ve akademisyen, sanayici, girişimci, öğrenci olmak üzere 4 farklı kategoride 12 projeye ödülleri verildi. Yarışma kapsamında, kategorilerinde birinciler 10 bin TL, ikinciler 5 bin TL, üçüncüler ise 3 bin TL para ödülü de verildi. Kimya sektöründe üniversite – sanayi işbirliğinin en güzel örneklerinden biri haline gelen AR-GE Proje Pazarı’nın ödül törenine; İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Kadir Topbaş, Türkiye İhracatçılar Meclisi (TİM) Başkanı Mehmet Büyükekşi, İKMİB Yönetim
Kurulu Başkanı Murat Akyüz, İKMİB Yönetim Kurulu Başkan Yardımcısı ve AR-GE Proje Pazarı Yürütme Kurulu Başkanı Necmi Sadıkoğlu ile AKMİB Yönetim Kurulu Başkanı A.Uğur Ateş katıldı. Törende yapılan konuşmalarda, Türkiye’nin 2023’teki 500 milyar dolarlık ihracat hedefine ancak ihracattaki katma değerin artırılmasıyla ulaşılabileceğinin altı çizildi. Ar-Ge ve inovasyon ile artacak ihracatın Türkiye’nin cari açık sorununa da çare olacağı belirtildi.
3. Kimyevi Maddeler ve Mamulleri AR-GE Proje Pazarı’nın yarışma bölümünde ödüle değer bulunan projeler şöyle: Öğrenci Kategorisi:
Birincilik Ödülü: Tuğba Kul Köprülü / Gaziosmanpaşa Üniversitesi İkincilik Ödülü: Süleyman Şimşek / Erciyes Üniversitesi Üçüncülük Ödülü: Ömer Suat Taşkın / İstanbul Teknik Üniversitesi
Girişimci Kategorisi:
Birincilik Ödülü: Duygu Aksoy, Neşe Bulut / İstanbul Üniversitesi / Kayalar Kimya İkincilik Ödülü: Merve Kolay, Mete Mercan Üçüncülük Ödülü: Fatih Karabey
Akademisyen Kategorisi:
Birincilik Ödülü: Burhan Ateş, S. Köytepe, Mg. Karaaslan, H. Parlakpinar, N. Vardı, C. Ara / İnönü Üniversitesi İkincilik Ödülü: Yrd. Doç. Halil Şahan, M. Nurullah Ateş, Şaban Patat, Sanjeev Mukerjee, K. M.Abraham / Erciyes Üniversitesi Üçüncülük Ödülü: Burhan Ateş, S. Köytepe, Eb. Denkbaş, S. Balcıoğlu, S. Gülgen / İnönü Üniversitesi
Sanayici Kategorisi:
Birincilik Ödülü: Halil Akbulut, Selma Feridunoğlu / Kayalar Kimya İkincilik Ödülü: Olçun Ekinci, Duygu Aksoy / Kayalar Kimya Üçüncülük Ödülü: Hülya Başaran, Seda Gündoğan /Akbaşlar Tekstil Enerji
49
PLASFEDDERGİ
PANO
PAGDER Söğüt OSB Projesi Söğütlülerle birlikte yürüyor
Oyak Grubu Avusturyalı hammadde ve katkı maddeleri üreticisini satın aldı OYAK Grubunun, PVC bazlı pencere ve yapı profilleri, boru, enjeksiyon ürünleri ve polimer katkı maddeleri üreten Avusturya merkezli Chemson AG’nin tamamını satın aldığı açıklandı. OYAK Grubundan yapılan açıklamada, 2012’de Akdeniz Kimya’yı satın alan Grubun, Kasım ayı başında Avusturya merkezli Chemson AG’nin tamamını satın alma görüşmelerinin başarıyla sonuçlandığı ve kimya grubunu büyüttüğü belirtildi. Chemson AG’nin Avusturya’daki tesisleri yanında, İngiltere, ABD, Brezilya, Çin ve Avustralya’da üretim tesisleri, Almanya, Hollanda ve Singapur’da satış ofisleri organizasyonuna sahip olduğu kaydedildi.
PAGDER’in OSB projeleri arasında bulunan ve hızla ilerleyen Söğüt OSB projesi destek görüyor. Çalışmalar kapsamında Söğüt heyeti PAGDER Başkanı Hüseyin Semerci’yi ziyaret etti. Ziyarette, PAGDER Başkanı Hüseyin Semerci, Çaltı Belediye Başkanı Osman Yılmaz, AK Parti, Bilecik İl Genel Meclis Üyesi Ertuğrul Torun, AK Parti Söğüt İlçe Başkanı Ali Öztürk, PAGDER Genel Sekreteri Barbaros Demirci, İşadamı Eyüp Kaya hazır bulundu. Görüşmede, projenin ilgi uyandırmasından duyulan memnuniyet dile getirildi ve ilerleme safhası olan Söğüt OSB ile PAGDER arasında imzalanması gerekli protokole yönelik hazırlıklar gözden geçirildi. Heyet üyeleri, Bilecik ve Söğüt için istihdamı artıracak, fayda sağlayacak bir proje olarak gördükleri olası plastik yatırımlarından dolayı heyecan duyduklarını vurguladılar. Bilecik’in ulaşım güzergahlarına, Marmara Bölgesi’ne, limanlara yakın olması sebebiyle avantaj sunduğunun altını çizdiler. Heyet üyeleri, Bilecik’te görev yapan bütün kurum ve kuruluşların yatırımcılara desteğe açık olduklarını ilettiler. Görüşmede, ön taleplerin gerçek talebe dönüşmesi durumunda projenin çok hızlı gerçekleşebileceği konusunda görüş birliği olduğu belirlendi.
bir gelir yarattığının altını çizdi. Plastik sanayiinin çevre kirliliği yaratmayan bir imalat süreci olduğunu anlatan Semerci, yeni yatırımlar için Söğüt’ün iyi bir alternatif konum sunduğunun altını çizdi.
Söğüt OSB projesi PAGDER tarafından ön talebi toplanan projeyle girişimcilere teşvik kapsamında yatırım ve iyi bir konum imkanı sağlanıyor. PAGDER’den yapılan açıklamada, ön talep miktarının projenin gerçekleştirilmesi için yeterli düzeye ulaştığı kaydedildi. Proje kapsamında yatırımcılara uygun fiyata yatırım yeri imkanı sağlanıyor. İstanbul - Bilecik - Eskişehir duble karayoluna yaklaşık 15 km. mesafede bulunan Söğüt OSB’de, imar – parselasyonu yapılmış, sanayi tesisi yapılacak arsalar belli, altyapı çalışmalarına başlamaya hazır durumda bulunuyor. Proje normal şartlar altında 2 yıl içinde yatırımları realize etmeye imkan verecek. Söğüt OSB yatırımları teşvik sisteminden yararlanmaya da imkan tanıyor.
PAGDER Başkanı Hüseyin Semerci de, Türkiye plastik sektörünün mevcut gelişiminin devam edeceğini vurgulayarak, istihdama katkısı ve iş imkanı sağladığı diğer sanayi kolları nedeniyle önemli
OYAK, kimya yanında, otomotiv, demirçelik, çimento ve enerji sektörlerinde de faaliyet gösteriyor. Grup bünyesinde sanayi ve hizmetler alanındaki şirketlerde 35 bin kişi çalışıyor.
Ekonomi Bakanlığı İhracat Bilgi Platformunda rapor ve ticari firsat bilgileri yer alıyor
Ekonomi Bakanlığı tarafından oluşturulan “İhracat Bilgi Platformu”nda haftalık olarak “Ülke Masaları ve Pazara Giriş Bültenleri” yayınlanıyor. Şirketlerin, ticaret sicili numaraları ile erişebildikleri bültenlerde, ticari fırsatlar, açılan ihaleler, yeni yatırım kanunları, gümrük tarife değişiklikleri, haftalık ihracat verileri yer alıyor. Bakanlığın bu hizmet için oluşturduğu www.ibp.gov.tr adresinden ulaşılabilen portala ilişkin anlık bilgi paylaşımı amacıyla twitter hesabı da oluşturuldu. Twitter sitesinde @ibp_ekonomi kullanıcı adresi takip edilebilerek anlık bilgi paylaşımları da alınabiliyor. Portalda, ülke masaları ve pazara giriş bülteni için yapılan kayıt, daha önce yayınlanmış tüm bültenlere ve Ülke Masaları Raporları’na tam erişimi de mümkün kılıyor. İhracat Bilgi Platformu’nda sektörel raporlar, yerinde pazar araştırmaları, ticari bilgi kaynakları rehberi ve dış pazar araştırması yapılırken izlenmesi gereken yollara dair yönlendirmeler de bulunuyor.
50
PLASFEDDERGİ
Türk Kompozit 2013 Zirvesi tamamlandı Otomotiv, taşımacılık, enerji, denizcilik, yapı ve inşaat sektörlerinde yaygın olarak kullanılan kompozit ürünlerin ve sektörün gelişimi için organize edilen Türk Kompozit 2013 Zirvesi tamamlandı. 3-5 Ekim 2013 günleri arasında, Türkiye’de ilk kez gerçekleşen zirve kapsamında ürün sergi alanı da açıldı. Bu sergi alanında 7 farklı ülkeden 52 firma ürünlerini sundu. Avrupa’nın 6. büyük kompozit sanayini oluşturan Türk üreticileri bir araya getiren sergi ve toplantıda 20 farklı ülkeden toplam 1000 katılımcıya ulaşıldı. Zirvenin seminer bölümünde 5 ayrı ülkeden çağrılı konuşmacılar sektöre ilişkin değerlendirmelerini aktardılar. Zirvede 24 sunum gerçekleştirildi. Etkinlik kapsamında, “Hammaddeler (Reçineler, Takviyeler, Termosetler, Termoplastikler, Katkı Malzemeleri), Yarı Mamül, Ara Ürünler ve Nihai Ürünler, Üretim Teknolojileri, Makinalar, Ekipmanlar, Sarf Malzemeleri, Simülasyon Hizmetleri” ana başlıklar olarak işlendi. Zirvenin sergi bölümüne katılan ve ürünlerini sergileyen firmalara yönelik; hitap ettik-
leri sektör bazında yapılan değerlendirme sonrası “En Yenilikçi Ürünler” ödülü de verildi. Bu kapsamda değerlendirilen 23 ürünün 9’unun ödüle değer olduğu kaydedildi. Etkinliğin ikinci gününde düzenlenen ve çok sayıda sektör mensubunun katıldığı gala gecesinde 9 projeye ödülleri verildi. Etkinliğe yönelik bir değerlendirme yapan Kompozit Sanayicileri Derneği Başkanı İsmail Hakkı Hacıalioğlu, “Sektöründe bir ilk olarak gerçekleştirilen etkinlik ile Derneğimiz; Türk Kompozit Sektörünü kucaklamayı başarmanın hazzı ve kıvancını yasamaktadır” dedi. Avrupa’nın 6. büyük kompozit sektörünü oluşturan Türk kompozit sanayicileri, yılda 200 bin ton üretim gerçekleştiriyor. Sektör, kullanımı hızla artan kompozit ürünlere yönelik olarak Türkiye’deki üretimleri de gelişiyor ve her yıl yüzde 9-10 dolayında büyüme gerçekleştiriyor. Kompozit Sanayicileri Derneği, Türk Kompozit Sanayi’nin hammadde, yarı, ara ve nihai ürün üreticilerini, tedarikçilerini ve akademik kurumlarını temsil eden, kar amacı gütmeyen
51
bir sivil toplum örgütü olarak faaliyet gösteriyor. 18 Mayıs 2005 tarihinde kurulan Derneğin amacı; kompozitlerin kullanımının, hayatın her alanında giderek artması için hükümet, yerel yöneticiler, sanayiciler, kullanıcılar ve bilimsel kuruluşlar nezdinde tanıtım, tutundurma, bilgilendirme, standardizasyon ve geliştirme faaliyetinde bulunmak, Kompozitlerin üretim ve kullanımının bilimsel temellerde sürdürülmesi için gerekli çalışmaları yapmak, bilimsel kuruluşları ve üreticileri tek ortak çatı altında toplayarak Türkiye’de kompozit sektörünün güçlenmesini sağlamak için sinerji yaratmak olarak belirlendi.
PLASFEDDERGİ
PANO
PAGDER “Dünya Plastik Atlası” sektöre ihracat için ışık tutacak
PAGDER, küresel krizin etkisiyle değişen ve zorlaşan dünya rekabetinde plastik sanayicilerinin kullanabileceği verileri üretmek üzere geniş kapsamlı bir çalışma başlattı. Hazırlıkları son aşamaya gelen “Dünya Plastik Atlası” ile her ülkedeki plastik ürün, hammadde ve makine pazarları hakkında bilgi ve alternatiflere yönelik analiz kullanıma sunulacak. Dünyayı, coğrafi konumlarına göre 6 ayrı kitaba ayıran ve her bir coğrafi alanda belirlediği bölgelerde yer alan 97 ülkeyi inceleyen PAGDER, plastik sanayicilerine hangi ürünle, kimlerle ve nasıl rekabet edebileceğine yönelik kapsamlı bilgi sunuyor.
PAGDER, küresel krizin etkisiyle yeniden oluşan dünya rekabet ortamında üyelerinin ve plastik sektörü mensuplarına, 97 ülkenin plastik mamul, hammadde ve makine sektörlerine yönelik kapsamlı bilgileri içeren “Dünya Plastik Atlası” adlı yayın dizisini hayata geçiriyor. Yayın kapsamında Dünyadaki bölgesel yapılanmalar dikkate alınarak 6 kitap yayınlanacak. Her bir kitapta alt bölgelerle birlikte o bölgeye giren ülkeler gruplanarak incelenecek. Yayınların tamamında 97 ülke bilimsel analiz yöntemleriyle incelenerek, hem kapsamlı veri ortaya konulacak, hem de o ülkelerdeki pazarlara girmek için yol haritası ve tavsiyeler yer alacak. Proaktif bir çalışma örneği olarak ortaya çıkan ve “Dünya Plastik Atlası” adı verilen çalışma kapsamında; Afrika, Amerika, Orta
ve Batı Asya, Doğu-Güney Doğu Asya-Okyanusya, Doğu ve Batı Avrupa, Kuzey ve Güney Avrupa olmak üzere belirlenen 6 ayrı alan için özel birer kitap yayınlanacak. Yayınlarla, plastik sanayicileri, makine ve hammadde üreticileri-satıcılarının “hangi ülkede, hangi ürünle, kimlerle ve nasıl rekabet edeceğini” görme ve incele fırsatı bulacak.
Hangi veriler üretiliyor? GTİP sınıflandırmasının kullanıldığı Dünya Plastik Atlası’ndaki analizlerde; her bir ülke dünya ticaret verilerinden elde edilen istatistikler ve rasyolar yardımıyla yorumlandı. Analize konu ülkenin ithalat talebinin neredeyse tamamını karşılayan ülkeler kapsama alındı. İncelenen ülkenin iç pazarının plastik mamul, hammadde ve makine açısından mevcut durumları belirlendi. Yine her bir ülkenin pazarının potansiyeli analiz edildi. 52
Bütünleyici bir bakış açısıyla; Türkiye’nin bu pazarlara yaptığı toplam ihracat, plastik sektörünün bu toplam içindeki payı ve son dönemlerdeki ithalat talep büyümesi ülke bazında incelendi. Türkiye’nin bu ülkeye ihracatı, pazarın ve ihracatın büyüme oranı, alt sektör kırımları belirlendi. Analizlerde, Türkiye’nin alt sektör bazında yaptığı ihracatın birim fiyatı ve söz konusu ülkenin bu alt sektörde yaptığı ithalatın birim
PANO fiyatları; dış ticaret alanında detaylı bir analize imkan veren BACI veri seti kullanılarak karşılaştırıldı ve plastik ihracatçısına fiyat-kalite ekseninde bir analiz fırsatı sunuldu. Ayrıca analiz edilen her bir ülkede, mamul, hammadde ya da makine üreticisinin, sektörün hangi alt kırılımda rekabetçi olabi-
Kitaplar
leceği, bu alanlarda hangi ülkelerle rekabete gireceği, ihracat yaptığı bu pazara yayılma potansiyeline yönelik veriler üretildi. Plastik sektöründe Türkiye’de ilk defa her bir ülke için “hangi ürünlerde rekabetçi olunabilir” analizi yapıldı. Dünya Plastik Atlası’nda ele alınan ülkelerde, Türkiye’de ilk
Bölgeler
PLASFEDDERGİ
defa bir analizde kullanılan filtreleme yöntemiyle veri de üretildi. Bu veriyle, plastik ihracatçılarının belirlenen pazarların özellikleri (büyüme potansiyeli, rekabet edilen ülkelerin fiyat stratejileri vb.) dikkate alınarak hangi alt sektörlerde rekabetçi olacağı ve ihracat yapması gerektiği yorumlandı.
Ülkeler
Afrika
Kuzey Afrika, Doğu Afrika, Güney ve Batı Afrika
Etiyopya, Kenya, Uganda, Fildişi Sahili, Gana, Güney Afrika Cum., Nijerya, Sudan, Cezayir, Fas, Mısır, Tunus, Libya
Amerika
Güney Amerika, Kuzey Amerika ve Karayipler, Orta Amerika
Arjantin, Brezilya, Ekvator, Kolombia, Paraguay, Peru, Şili, Venezuela, Bolivya, Jamaika, Kanada, Dominik Cum., ABD, Guatemala, Kostarika, Meksika, Nikaragua, Panama
Orta ve Batı Asya
Orta Asya, Batı Asya
Kazakistan, Kırgızistan, Azerbaycan, BAE, Gürcistan, İsrail, Katar, Lübnan, Suudi Arabistan, Umman, Ürdün, Yemen, Suriye
Doğu, Güney – Doğu Asya, Okyanusya
Doğu Asya, Güney Asya, Güneydoğu Asya, Okyanusya
Çin, Japonya, Hong Kong, Güney Kore, Hindistan, Pakistan, Sri Lanka, İran, Endonezya, Filipinler, Malezya, Singapur, Tayland, Vietnam, Avustralya, Yeni Zelanda
Doğu ve Batı Avrupa
Batı Avrupa, Doğu Avrupa
Almanya, Avusturya, Belçika, Fransa, Hollanda, İsviçre, Lüksemburg, Beyaz Rusya, Bulgaristan, Macaristan, Polonya, Romanya, Rusya Federasyonu, Slovakya, Ukrayna, Çek Cum., Moldova
Kuzey ve Güney Avrupa
Güney Avrupa, Kuzey Avrupa
Hırvatistan, İspanya, İtalya, Malta, Portekiz, Sırbistan, Slovenya, Yunanistan, Bosna-Hersek, Makedonya, Danimarka, Estonya, Finlandiya, İngiltere, İrlanda, İsveç, Letonya, Litvanya, Norveç
NCE DIŞ TİCARET LTD. ŞTİ.
İSTOÇ 29.Ada No:101 Bağcılar / İstanbul
Paslanmaz Çelik-Galvaniz Filtre ve Tel, İthalatı-Üretimi.
Tel. : 0212 659 42 37 - 659 42 30 Faks : 0212 659 42 38 - 659 50 07
e-mail :info@fil-tel.com 53web :www.nceltd.com.tr www.fil-tel.com
PLASFEDDERGİ
GÜNDEM
Türkiye plastik sektörü yeterince bilinmemekten şikayetçi
Türkiye plastik sanayii: Dünya yarışında biz de varız Türkiye plastik sektörü 2013’ü de büyümeyle kapatmaya hazırlanıyor. PLASFED ve PAGDER tarafından yapılan tahminlere göre yıl sonunda büyüme yüzde 20-23,5 aralığında gerçekleşecek. Türkiye’nin büyümesinin yüzde 3,6 veya biraz altında gerçekleşeceği düşünüldüğünde sağlanan büyümenin önemi ortada. Plastik ürünler, Türkiye’nin dış ticaret fazlası verdiği az sayıda sektörden biri. Yıl sonunda 1.3 milyar dolarlık dış ticaret fazlası tahmin ediliyor. Türkiye pazarının hemen hemen tamamı yurt içinde üretilen ürünlerle karşılanıyor. Yurtiçi tüketimin sadece yüzde 9’u ithalatla karşılanıyor. Türkiye plastikte Avrupa’nın ilk üç büyük üreticisinden biri. Gelecek dönemde de yerini koruyacağı, hatta ikinci sıraya gelmesinin güçlü bir ihtimal olduğu belirtiliyor.
Plastik sektörü 14 bin dolayında şirket ve 250 bin kişilik istihdamla Türkiye’nin en büyük ve dış ticaret fazlası vermesi açısından da en önemli sektörlerinden biri. Üstelik bütün dünyada plastik sektörüne verilen önem artıyor. Çünkü plastik muadillerine göre çok daha çevreci, kolay ve ucuz olarak üretilebiliyor. Sadece sanayi ürünleri değil, tarım ürünlerinin ve gıdanın da plastik ile korunması yönünde kapsamlı programlar yürürlükte. Polimer ve plastik teknolojisine yönelik büyük yatırımlar sözkonusu. Kompozit malzemeler sanayinin geleceğindeki en güçlü alternatifler arasında. Buna karşılık Türkiye’de plastik sektörüne yönelik olumsuz yargılar sıklıkla vurgulanmaya devam ediyor. PLASFEDDERGİ, bütün tartışmalara zemin teşkil edebilecek şekilde Türkiye plastik sektörünü mercek altına aldı. Türkiye plastik sektörü, dünya ile neredeyse aynı zamanda faaliyete başladı. Bugün dünyadaki malzemelerin hemen hepsi Türkiye’de de üretiliyor. Sektördeki girişimciler, sadece Türkiye pazarını değil, yakın çevre-
deki ülkelere yönelik olarak da güçlü faaliyetler içinde. Buna karşılık plastik sektörü diğer ülkelere kıyasla daha ağır baskılar altında. Gerek çevre, gerekse ürüne yönelik ön yargılar nedeniyle plastik ürünlere karşı bir çoğu ezber 54
klişelere dayalı görüşler sıklıkla sergileniyor. PAGDER’in yaptırdığı araştırmada ise insanların çoğunun Türkiye plastik sektörüne yönelik bilgilerinin son derece sınırlı olduğu ortaya çıktı. Aslında plastikler üretim süreçleri açısından en çevreci sanayi mamüllerinin başında geliyor. Geri dönüşümü son derece kolay ve düşük maliyetli olduğu için de aslında bütün ürün çevrimi süresince de çevreci. Plastikler dünyanın değişmesinde çok büyük rol oynadı. Özellikle yerine geçtiği malzemelere kıyasla çok ucuz olması sayesinde hem üreticilerin, hem de tüketicilerin faydalandığı ürün oldu, refahın yayılmasına katkı yaptı. Bütün dünyada, cam, metal, kauçuk, ağaç, inorganik maddeler gibi malzemelerin yerine alternatif malzeme olarak veya bu malzemelerle birlikte kullanıldılar ve vazgeçilemez hale geldiler. Üstelik bu gelişme durmadı. Her gün yeni buluşlar piyasaya çıkıyor ve özellikle kompozit teknolojileri sayesinde neredeyse “sınırsız” bir kullanıma doğru gidiliyor.
GÜNDEM Türkiye, plastik endüstrisinde hızlı bir büyüme içinde. Mevcut tüketim miktarı gelecekteki artışın habercisi. Coğrafi özelliği nedeniyle çevre ülkelere yönelik ciddi bir cazibe merkezi. Plastik özelliğinden dolayı elbette Türkiye’nin refahında da rol oynayacak. PLASFED’in 31,2 milyar dolar seviyesinde mamul üretimini hesapladığı 2013 sonu tahminleri üç aşağı beş yukarı gerçekleşecek. An-
cak hali hazırda ulaşılan seviyeye baktığmızda da büyük ve elbette “iştah açıcı” bir Türkiye pazarından söz edebiliriz. Sektör 2000’li yıllar boyunca ciddi bir büyüme ve yatırım dönemi geçirdi. 2012 sonunda 7,2 milyon ton üretime ulaşıldı. Sadece plastikten ürünlere bakıldığında (hammadde ve makine sektörü dışında kalan ürünler) Türkiye ekonomisine 12 milyar dolar
PLASFEDDERGİ
tutarında katma değer sağlanıyor. Doğrudan 250 bin kişinin çalıştığı sektörde çoğunluğu KOBİ olan 14 bin firma yer alıyor. Türkiye plastik üreticileri içinde bazı ürünlerde Dünya’nın en büyük üreticisi olmuş ya da kapasitesini oluşturmuş şirketler var. Türkiye’nin en büyük 500 şirketinden 17’si plastik sektöründe faaliyet gösteriyor. Toplam 207 yabancı şirket Türkiye’de yatırım yapmış durumda.
BİR BAKIŞTA TÜRKİYE PLASTİK SEKTÖRÜ (2012 Yılı Verileriyle) PROSES KAPASİTESİ ( BİTMİŞ MAMUL ÜRETİMİ )
7,2 Million Ton
BİTMİŞ MAMUL ÜRETİM DEĞERİ
29,4 Milyar dolar
EKONOMİYE SAĞLANAN KATMA DEĞER
12 Milyar dolar
SEKTÖRÜN PROSES KAPASİTESİ BÜYÜME HIZI AB ÜLKELERİ İÇİNDE DURUMU
2002 - 2012 Ortalama % 10,8 2011 % 9,2, 2012 % 6,2 Almanya ve İtalya’dan sonra 3.ncü sırada 2013’de İkinci olabilir
İSTİHDAM
250.000 kişi
SEKTÖRÜN TOPLAM MAKİNE TEÇHİZAT YATIRIMI
2003 – 2012 yıllarında ortalama : 5,7 milyar dolar 2012:785 Milyon dolar (% 80 ithalatla karşılanıyor)
FİRMA SAYISI
14.000 - % 99 KOBİ
YABANCI SERMAYELİ FİRMA SAYISI
207 Firma ( İlk 5 : % 52 ) Almanya, İtalya, Hollanda, Fransa, İran
ISO SIRALAMASINDA İLK 500 VE İKİNCİ 500’E GİREN FİRMALAR FİRMA SAYISI
32 (İLK 500: 17)
TOPLAM SEKTÖR ÜRETİMİ İÇİNDEKİ PAYI
12
TOPLAM SEKTÖR İHRACATI İÇİNDEKİ PAYI
24
YURTİÇİ TÜKETİM KİŞİ BAŞINA PLASTİK TÜKETİMİ
TÜKETİMİN SEKTÖREL DAĞILIMI
Plastik Mamul : 6,3 Milyon Ton – 27,8 Milyar dolar Plastik Hammadde : 5,9 Milyon ton Türkiye :83 KG / Kişi (367 $ / Kişi) Batı Avrupa : 156 KG / Kişi Dünya : 25 KG / Kişi AMBALAJ : % 40 İNŞAAT : % 22 ELEKTRİK ELEKTRONİK : % 10 TARIM : % 6 TEKSTİL : % 4 OTOMOTİV : % 4 DİĞERLERİ : % 14
PLASTİK HAMMADDE ÜRETİMİ
842.000 Ton
PLASTİK HAMMADDE DE İTHAL BAĞIMLILIĞI
Toplam : % 87 PE : % 78 PP : %94 PVC : % 85 PET : % 58 PS : % 91 Diğerleri : % 100
DOĞRUDAN IHRACAT
EN ÇOK İHRACAT YAPAN 10.CU SEKTÖRÜ
PLASTİK HAMMADDE
579.000 ton – 978 Milyon dolar
PLASTİK MAMUL
1,4 milyon ton – 4,1 Milyar dolar
TOPLAM SEKTÖR
2 milyon ton – 5,1 Milyar dolar
ITHALAT
TÜRKİYE’NİN EN ÇOK İTHALAT YAPAN 7.Cİ SEKTÖRÜ
PLASTİK HAMMADDE
5,6 Milyon ton – 9,93 Milyar dolar
PLASTİK MAMUL
492.000 ton – 2,6 Milyar dolar
TOPLAM SEKTÖR
6,1 Milyon ton – 12,5 Milyar dolar
PLASTİK MAMUL KG BAŞINA DIŞ TİCARET FİYATLARI
Ortalama İhraç Fiyatı : 3,08 $ / KG Ortalama İthalat Fiyatı : 5,42 $ / KG
İTHALAT YAPILAN İLK 5 ÜLKE PLASTİK HAMMADDE
S.Arabistan, Almanya, Belçika, Hollanda, İtalya
PLASTİK MAMUL
Almanya, Çin, İtalya, Fransa, Güney Kore
İHRACAT YAPILAN İLK 5 ÜLKE PLASTİK HAMMADDE
Almanya, İtalya, Rusya, İran, Bulgaristan
PLASTİK MAMUL
Irak, Rusya, Almanya, Azerbaycan, İngiltere
EN ÇOK İTHALATI YAPILAN 3 ÜRÜN PLASTİK HAMMADDE
PLASTİK MAMUL
39.02- PROPİLEN VE DİĞER OLEFİNLERİN POLİMERLERİ (İLK ŞEKİLLERDE) 39.01- ETİLEN POLİMERLERİ (İLK ŞEKİLLERDE) 39.07 - POLİASETALLER, DİĞER POLİETERLER, EPOKSİT-ALKİD REÇİNELER VB (İLK ŞEKİLDE) 39.20 - PLASTİKTEN DİĞER LEVHA, YAPRAK, PELİKÜL VE LAMLAR 39.26 - PLASTİKTEN DİĞER EŞYA 39.19 - PLASTİKTEN, YAPIŞKAN LEVHA, YAPRAK, ŞERİT, LAM VB. DÜZ ŞEKİLDE
EN ÇOK İHRACATI YAPILAN 3 ÜRÜN PLASTİK HAMMADDELER
PLASTİK MAMULLER
DÜNYA PLASTİK SEKTÖRÜNDEKİ YERİ
39.07 - POLİASETALLER, DİĞER POLİETERLER, EPOKSİT-ALKİD REÇİNELER VB (İLK ŞEKİLDE) 39.06 - AKRİLİK POLİMERLERİ (İLK ŞEKİLDE) 39.01 - ETİLEN POLİMERLERİ (İLK ŞEKİLLERDE) 39.17 - PLASTİKTEN TÜPLER, BORULAR, HORTUMLAR; CONTA, DİRSEK, RAKOR VB 39.20 - PLASTİKTEN DİĞER LEVHA, YAPRAK, PELİKÜL VE LAMLAR 39.23 - EŞYA TAŞIMA AMBALAJI İÇİN PLASTİK MAMULLERİ, TIPA, KAPAK, KAPSÜL PROSES KAPASİTESİ : 7.nci sırada İHRACAT : % 0,8 İTHALAT : % 2,2
55
GÜNDEM
PLASFEDDERGİ
Türkiye plastik sektörünün büyük kısmı
Türkiye Plastik Sektörü Proses Kapasitesi (Bitmiş Mamul Üretimi) (Milyon Ton)
küresel krizin etkisinde olmak üzere yakın
7,8
geçmişine baktığımızda oldukça ciddi veriler
6,4
7,2
6,2
görüldü. Son 5 yıl içinde iç tüketimdeki artışa paralel kapasite ve üretim artarken, ihracat yapmaya başlayan firma sayısında da ciddi 2,7
Son 20 yıl Türkiye plastik sektörünün hızlı
5,2
2007
2008
4,8
4,4
4,1
artış göze çarpıyor.
5,4
5,7
3,4
3,0 2,4
geliştiği bir dönem. Mevcut klasik ürünlerden tıptan, inşaata, tekstilden otomotive kadar çok sayıda sanayi kolunda üretim yetenekleri arttı. Sektörde ürün bazında uzmanlaşmalar da
2000
başladı. Birçok firmanın otomotiv, beyaz eşya, elektrik ve elektronik sanayi kollarına entegre oldukları gözlendi.
levha, boru profil, enjeksiyon kalıplamanın ağırlıklı ürünler olduğu dikkat çekiyor. İşleme teknolojik olarak bakıldığında ise ekstüzyon ve enjeksiyonun hâkimiyeti görülüyor. Aslında
jeksiyon yüzde 28 ağırlıkta.
2003
2004
2005
2006
Şişirme %6
Diğer %15
Kaynak: EUROMAP
2011
2012 2013/T
2012 yılı itibariyle değişebilir. Kıyaslanabilir açık kaynaklara ulaşıldığında İtalya’da küresel kriz nedeniyle plastik mamul üretiminde
olarak 2011 yılını kapsıyor. Bu yıla ait verilerle
yaşanan gerilemenin etkisiyle Türkiye 2.
yapılan kıyaslamada, Türkiye plastik ürünleri
sıraya gelebilir. Elbette bu kıyaslama üretim
Dünya üretiminden yüzde 2,5 pay aldı. Bu se-
miktarına göre yapılmış durumda. İtalya’nın
viye Türkiye’yi 11. Sıraya yerleştiriyor.
tahmin edilen üretimi 7 milyon tona inmişse Türkiye 2. sırayı alacak.
Yine 2011 verileriyle Türkiye AB ülkeleri ile kıyaslandığında ise Almanya ve İtalya’nın
1000 TON
Ekstrüzyon %49
2010
ardından üçüncü sırayı alıyor. Aslında bu veri
Türkiye’nin hemen her bölgesinde plastik üretim tesisleri bulunuyor. Ancak dağılıma
Dünya Plastik Mamul Üretiminde Türkiye’nin Yeri
Enjeksiyon Kalıp %30
2009
Açık kaynak Dünya ve Avrupa verileri son
bu durum, Avrupa plastik sektörü ile uyumlu. Avrupa çapında da Ekstrüzyon yüzde 48, en-
2002
Türkiye plastik sektörü kıyaslaması
Sektör kapasitelerini anlamak için alt sektörler bazında bir inceleme yapıldığında, film-
2001
bakıldığında pazarın büyük olduğu, deniz kıyısı
% Dağılım
olması nedeniyle uluslar arası ticaretin ve aynı zamanda hammaddeye erişimin kolaylığı ned-
Çin
71.400
28,2
eniyle batı bölgelerinde yoğunlaşma dikkat
ABD
41.330
16,3
çekiyor. Tek başına İstanbul bütün üretimin
Almanya
15.250
6,0
yarısından fazlasını gerçekleştiriyor. İstanbul’u
S. Arabistan
12.250
4,8
İzmir, Bursa, Ankara,
Hindistan
11.370
4,5
Konya, Adana, Kayseri izliyor. Bu iller aynı za-
Tayland
8.600
3,4
manda Türkiye’de sanayileşmenin en fazla
Brezilya
8.490
3,3
olduğu iller. PLASFED’i oluşturan derneklerin
Kocaeli, Gaziantep,
İtalya
8.250
3,3
bulunduğu iller, toplam sektör üretiminin
Türkiye plastik sektörü, küresel kriz
Meksika
6.525
2,6
yüzde 72’sini oluşturuyor.
döneminde dahi sürekli olarak Türkiye genel
Kanada
6.520
2,6
Türkiye
6.700
2,5
Fransa
6.240
2,5
Rusya
6.210
2,4
İran
5.450
2,1
Endonezya
4.345
1,7
yılındaki 2,7 milyon ton seviyesinden 12 yılda
Malezya
3.630
1,4
ortalama yüzde 10,8 büyümeyle 2012 yılında
Polonya
3.350
1,3
7,2 milyon tona yükseldi. Küresel krizin ağırlıklı
dış ticaret fazlasına dönüşüyor. Türkiye’nin
Vietnam
2.430
1,0
etkiye sahip olduğu son 5 yıla bakıldığında ise
toplam plastik mamul dış ticaret fazlası 2008
Arjantin
2.280
0,9
yılında 554 bin ton ve 884 milyon dolar iken
büyümesinin
üzerinde
seyretti.
Kapasite
kullanım oranları da diğer imalat sanayii ile hemen hemen aynı veya biraz altında yüzde 76’lar seviyesinde görünüyor. Türkiye plastik mamul üretimi 2000
(2008-2012) yıllık ortalama büyüme yüzde
BAE
6,5 görülüyor. Ulaşılan bu büyüklüğün anlamlı
20 Ülke Toplamı
hale gelmesi ise son dönemde gerçekleşti ve Türkiye Avrupa’nın 3. büyük üreticisi oldu.
Türkiye plastik ürünlerde dış ticaret fazlası veriyor Türkiye, güçlü iç pazarı nedeniyle özellikle yüksek hammadde ithal ediyor ve toplam sektörde dış ticaret açığı veriyor. Ancak sadece ürün bazında değerlendirme yapıldığında
1.900
0,7
2012 yılında 877 bin ton ve 1,4 milyar dolara
232.220
91,6
çıktı. 2013 yılında plastik mamul dış ticaret
Diğerleri
21.335
8,4
fazlasının 900 bin tonu geçeceği ve 1,7 milyar
TOPLAM
253.555
100,0 Kaynak: EUROMAP
56
dolara yaklaşacağı tahmin ediliyor.
GÜNDEM
Türkiye
plastik
mamul
dış
ticaret
Plastik Sektöründe Proses Kapasitesi Kıyaslaması Avrupa-Türkiye
fazlasında, dünyada 6.ncı AB’de ise 3.ncü du-
15.250
rumda. Türkiye’nin 2008 yılında dünya toplam plastik mamul dış ticaret fazlası içindeki payı
8.250
6.400
yüzde 1 iken 2012 yılında yüzde 1,5 a çıkmıştı. Dış
ticaret
ortalama
fiyatlarına
bakıldığında Türkiye imalatçılarının alması gereken yol olduğu görülüyor. Kilogram birim
PLASFEDDERGİ
a
ya
any
Alm
İtal
e
3.350
nsa
kiy
Tür
6.240
1.825
k
ya
Çe
lon
Fra
Po
1.800
Not: Veriler 2011 yılına aittir
n
ista
car
Ma
330
650
nya
ma
Ro
an
rist
lga
Bu
fiyatlarına bakıldığında, ihracat fiyatı 2,4 dolar / Kg, ortalama ithal fiyatı ise 5,2 dolar / Kg
Türkiye Plastik Sektörünün Dış Ticaret Fazlası
olarak gerçekleşti.
1.612 1.461
Plastik ürün ihracatı
884 579
554
932
653
675
554
948
877
838
Türkiye plastik ürün imalatçıları ihracatta başarılı bir döneme girdi. Plastik üreticileri halen 150’den fazla ülkeye ihracat gerçekleştiriyor.
2008
2008 yılında 940 bin ton seviyesindeyken
2011
2010
2009
Plastik ürünlerin ihracatı
1000 Ton
Kaynak : TUİK
2012
2013/T
Milyon $
yılda ortalama yüzde 7,8 büyüyerek 2012 yılında 1 milyon 368 bin tona çıktı. 2013 yılında
Plastik Mamul İhracatı - Milyon $
ihracatın 1 milyon 484 bin tonu bulacağı tahmin edildi.
4.038
Bu miktarın parasal değerine bakıldığında
2.948
ise; 2008’de 2,9 milyar dolar olan plastik mamul ihracatı, yılda ortalama yüzde 6,5 büyüyerek
3.012
4.498
3.485
2.572
2012 yılında 4 milyar doları geçti. İhracatın 2013 yılında 4,4 milyar doları aşacağı tahmin ediliyor. 2008
Değer bazında kıyaslamada Türkiye’nin
2010
2009
2011
2012
2013/T
plastik mamul ihracatında dünyada 18.nci , AB’de ise Almanya, İtalya, Fransa, Belçika, Hollanda, Polonya, İngiltere, Avusturya ve İspanya’dan sonra 10.uncu ihracatçı durumunda bulunuyor. Bu durum, Türkiye’nin AB’de ikinci büyük plastik üretim kapasitesine sahip olmasına karşılık, üretimin daha az bir oranını
Türkiye’nin Plastik Mamul İhracatında İlk 10 Ülke ( Milyon $ ) Ülkeler Irak
2010 281
Ülkeler
2011
Irak Almanya
Ülkeler
2012
415
Irak
556
Almanya
183
233
Rusya Federasyonu
236
Rusya Federasyonu
176
Rusya Federasyonu
202
Almanya
218
Romanya
148
İran
193
Azerbeycan
198
İngiltere
138
Fransa
167
İngiltere
191
Libya
137
Romanya
167
İran
165
satıldığı bölge yüzde 35 pay ile Avrupa ülkeleri
Azerbeycan
132
İngiltere
165
Fransa
161
oluşturuyor. Son 3 yılda AB’nin ve Avrupa ül-
İran
131
Azerbeycan
165
Gürcistan
142
kelerinin payı 3 puan geriledi. Avrupa’ya yöne-
Fransa
124
Gürcistan
130
Romanya
139
lik ihracatın gerilemesine karşılık Orta Doğu ve
Gürcistan
Bulgaristan
116
diğer Asya ülkelerinin toplam ihracat payları 3
10 Ülke Toplam
1.548
10 Ülke Toplam
1.931
10 Ülke Toplam
2.123
puan arttı ve 2012 yılında sırası ile yüzde 25’e
Diğerleri
1.465
Diğerleri
1.756
Diğerleri
1.915
ve yüzde 40’a çıktı. Irak, Rusya, Azerbaycan
Toplam
3.012
Toplam
3.687
Toplam
4.038
ve katma değeri küçük mamuller ihraç etmesi nedeniyle ihracat sıralamasında gerilerde kaldığını gösteriyor. Türkiye’nin plastik mamullerinin en fazla
ve İngiltere son dönemde Türkiye’nin önemli pazarları haline geldi.
98
Bulgaristan
Kaynak : TUİK
57
95
PLASFEDDERGİ
GÜNDEM
Türkiye plastik ürün ithalatı
Plastik Mamul İthalatı Milyon $
Türkiye plastik ürün dış ticareti açısından güçlü bir görünüm arzediyor. Hem ithalatta, hem de ihracatta uygun konumu ve gelişen
1.852
2.064
pazarlara yakınlığı nedeniyle avantajlı bir ko-
1.778
2.646
2.576
2011
2012
2.886
2.080
num kullanılıyor. Yakın gelecekte, bazı yabancı firmaların bölgesel dağıtımlar için Türkiye’yi lojistik üs olarak da seçeceği yönünde haberler duyulmaya başlandı. 2007
Dış ticaretin bileşenlerine bakacak olursak, ithalatta 2008’de 386 bin ton seviyesi, geçen yıllarda ortalama yüzde 5,5 büyüyerek
2008
2009
2010
Güçlü iç pazar
2012 yılında 492 bin tona çıktı. İthalatın 2013 yılında 536 bin tona çıkması bekleniyor. Değer
Türkiye’nin 2007 yılında 5 milyon ton
bazında bakıldığında, 2008’de 2,1 milyar dolar
ve 21 milyar dolar olan plastik mamullerde iç
olan plastik mamul ithalatı yılda ortalama
pazar talebi 2012 yılında 6,3 milyon ton ve 28
yüzde 4,5 büyüyerek 2012 yılında 2,6 milyar
milyar dolara yükseldi. İç talebi yönlendiren
dolar oldu. İthalatın 2013 yılında 2,8 milyar
başlıca sektörler dünyada ve AB’de olduğu gibi
doları aşacağı tahmin ediliyor.
ambalaj ve inşaat malzemeleri oldu. Nitekim 2012 yılı itibariyle tüketimin dağılımında am-
Dünya toplam plastik mamul ithalatının
balaj sektörü yüzde 40, inşaat sektörü yüzde
2012 yılında 46,2 milyon ton ve 262 milyar
22 pay alırken, diğer sektörlerin payı yüzde 4
dolar seviyesinde olduğu hatırlandığında, Tür-
ile yüzde 10 arasında değişiyor.
kiye, plastik mamul ithalatında miktar bazında dünyada yüzde 1,1 payla 25.nci, değer bazında
Ambalaj sektörü Türkiye açısından öne-
ise yüzde 1 payla 26.ncı ithalatçı ülke konu-
mini koruyor. Kullanılan ambalaj malzeme-
munda görülüyor.
lerinin değer olarak üçte birini plastik olanlar oluşturuyor. Son on yılda plastik teknolojiler-
Türkiye en fazla plastik ürünü yüzde 56
indeki gelişmeler sayesinde plastik ambalajlar
payla Avrupa ülkelerinden satın alıyor. İthalatın
ünite başına yüzde 28 hafifledi. Türkiye’de
yüzde 35’i ise Ortadoğu ülkeleri dahil Asya ül-
üretilen plastik ambalaj uygulamaları arasında
kelerinden yapılıyor. Son 3 yılda AB ve Avrupa
; oryente edilmiş filmler, stretch filmler, shrink
ülkelerinin toplam ithalattaki payı gerilerken
filmler, palet örtüleri, torbalar, poşetler, big-
Asya ve diğer ülkelerdn yapılan ithalatın payı
bagler, dokuma çuvallar, ipler, termoform ile
artış gösterdi.
üretilmiş katı ve sıvı yiyecek – içecek kapları,
58
2013/T
gazlı ve gazsız içecek şişeleri, endüstriyel bidonlar, deterjan ve kozmetik ürün şişeleri, köpük kaplar ve ambalaj formları yer alıyor. Türkiye inşaat malzemeleri sektöründe de plastikler yoğun olarak kullanılıyor ve Türkiye imalatçıları bu alanda oldukça güçlü. Sağlam,
dayanıklı,
bakım
gerektirmeyen
ve korozyona dayanıklı olan plastik ürünler pencere ve kapı profillerinden pis ve temiz su borularına, izolasyondan iç döşemelere, su depolarından çatı ve cephe kaplamalarına kadar birçok uygulama için üretilmekte ve yaygın olarak kullanılıyor. Türkiye, bazı özellikli ürünlerde de oldukça hızlı büyüme sağladı. Bu nedenle tekstil, otomotiv ve elektronikte yerli imalatçıların taleplerini karşılamakta yetkin firmalar görüldü. Televizyonlar, buzdolapları, çamaşır makineleri, bilgisayarlar gibi cihazların yanısıra fiber optik iletişim kabloları ve klasik güç dağıtım kabloları elektrik ve elektronik sektöründe plastiklerin kullanıldıkları ürünler
GÜNDEM
olarak karşımıza çıkmaktadır. Plastikler, hafif, korozyona dayanıklı ve kolay şekil verilebilir
Plastik Mamullerde Arz ve Talep Dengesi (Dolar Bazında)
olmaları sebebiyle otomotiv sektörü için de
2008
2009
2010
2011
2012
% Artış 2012 /07
CAGR (%)
2013 (T)
Üretim
22.197
22.641
24.016
28.615
29.335
40
7,0
36.100
İthalat
2.064
1.778
2.080
2.646
2.576
39
11,6
2.886
Direk İhracat
2.948
2.572
3.012
3.485
4.038
73
6,7
4.498
İç Pazar Talebi
21.313
21.848
23.084
27.776
27.874
36
7,5
34.488
İhracat / Üretim ( % )
13
11
13
12
14
12
İthalat / İç Pazar ( % )
10
8
9
10
9
8
İhracat / İthalat ( % )
143
145
145
132
157
156
vazgeçilmez malzemeler olmuş ve eksoz emisyonlarının
azaltılmasında
önemli
rol
oynamışlardır. Türkiye’de, son yıllarda hızla gelişen otomotiv üretimi bu konudaki talebi de arttırdı. Türkiye dünyanın en önemli tekstil ülkelerinden biri. Gerek sentetik iplik ve elyaf, gerekse bunlarda imal edilen dokumalar konusunda büyük ölçüde üretim ve ihracat yapılıyor. Türkiye’deki firmalar plastik endüstrisinin genel ihtiyaçları yanında çok farklı ve bazıları sofistike üretimleri de geliştirmeye başladı. Ankara’da faaliyet gösteren Serdar plastik, Türkiye’nin ürettiği ilk gözlem uydusu için plastik ürün geliştirdi. Ünveren, patentli bir sistemle, plastikten mamul hareketli havalandırma sistemini üretti. Damlaplast, dünya çapında rekabetçi sulama sistemleri üreticisi konumunda. Bursa merkezli EPSAN, otomotiv sektöründe dış yüzeylerde kullanılacak muadillerine göre daha iyi UV direncine sahip polyamide ürün geliştirdi ve bağımsız laboratuvarlarda onaylattı. Hürmak, yürüttüğü AR-GE projesi ile özgün iki plaka enjeksiyon makinesini geliştirdi. Güçlü üreticilerden SEM plastik, fırınlarda erimeyen plastik tabaklar geliştirdi. Böylece havayolu şirketleri tarafından çok önemsenen hafiflik sağlamada katkı veren bir ürünü piyasaya sundu. İzmir Merkezli Dikey Makine şirketi ARGE ile yüksek kaliteli üretime imkan sağlayan özgün bir film ekstrüderini satışa sundu. İstanbul merkezli As plastik 8 renk baskı teknolojili ambalaj üretiyor. İzmir merkezli Neoflex şarap dahil çok sayıda sıvıyı taşımada uluslar arası standartlara uygun flexitankları üretebiliyor. Makine üretiminde deneyimli EGE PROSES yüksek genleşme kapasitesi gerektiren EPS tesisler için rekabetçi ve yüksek kaliteli sistem geliştirdi ve hizmete sundu. Tür-
PLASFEDDERGİ
talebini karşılarken, giderek artan oranda dış
üretiminin GSYH içinde yüzde 4 pay aldığı gö-
pazarlara da satılıyor. Son ürünlerin yanı sıra
zleniyor. Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği veri
çeşitli plastik işleme makineleri ve teknolo-
tabanına göre sektörde kayıtlı 14 bin firma bu-
jileri ile hammadde karışım ve katkıları da
lunuyor. Bunların yüzde 99’u KOBİ niteliğinde
özellikle çevre pazarlarda talep görüyor. İmal
kuruluşlar. Elbette sektörde sadece Türkiye
edilen plastik mamullerin 2007 yılında miktar
değil, Dünya ölçeğinde büyük sayılabilecek
bazında yüzde 15’i ve değer bazında yüzde 11’i
kuruluşlar da bulunuyor.
ihraç edilirken direk ihracatın üretim içindeki payı 2012 yılında miktar bazında yüzde 19’a değer bazında da yüzde 14’e çıktı.
İstanbul Sanayi Odası her yıl üretimden satışlara gore oluşturduğu Türkiye’nin 1000
Plastikler ve ekonomi içindeki yeri
büyük firma sıralamasını yayınlıyor. Açıklama, birinci 500 ve ikinci 500 olmak üzere iki parça halinde yapılıyor. Burada dikkat çekici husus, son yıllarda büyük ölçekli sayılabilecek
Plastik ürünler, hem yüksek katma değeri,
ve bu listeye giren şirketlerin üretim ve ihra-
hem de sürekli kolay üretilebilir ve ucuz olması
cattaki payının azalması, KOBİ sayılabilecek
nedeniyel bütün dünyada vazgeçilmez ürün-
diğer şirketlerin paylarını artırmaları. Bu olgu,
ler. Üstelik yeni buluşlarla yerine geçtikleri
profesyonelleşmenin aşağıya doğru yayıldığı
ürünlerin sayısı hızla artıyor. Bu sayede ürün-
ve KOBİ şirketlerin de ihracat-üretim yoluyla
lerde ucuzluk da sağlıyorlar. Basit bir ifadeyle
büyümeye başlamasını gösteriyor. Ancak,
ton fiyatı 300 dolar olan hampetrol, plastik
Türkiye’de genel olarak imalat sanayiindeki
hammaddesi haline geldiğinde değeri 1900,
KOBİ büyüme hızının benzer ekonomilere göre
ürün haline geldiğinde ise ton fiyatı 5.000
yavaş olduğunu hatırlamakta fayda var.
dolara çıkıyor. Plastik bütün dünyada yaygın bir sanayii dalı. Yayılmaya da devam ediyor.
Sektörün en eski sivil toplum örgütü olan
Avrupa Birliği’nde 15 milyon kişi bu sektörde
İstanbul Merkezli PAGDER-Plastik Sanayicileri
çalışıyor. Dünyada ise 60 milyon kişi yıllık or-
Derneği veri tabanında ise 7 bin dolayında
talama 700 milyar Avro katma değer yaratan
firma kayıtlı. Bu firmaların yüzde 63’ü plas-
bu sektörün mensubu.
tik mamul, yüzde 16’sı plastik işleme makine ve parçaları, yüzde 12’si ise hammadde ve
Türkiye’ye bakıldığında ise plastik mamul
yardımcı madde imalatçısı.
kiye plastik endüstrisinde hemen her ihtiyaca uygun çözümleri üreten firmaların sayısı her geçen gün artıyor.
Türkiye plastik ürün arz-talep dengesi Modern üretim teknolojileri kullanılarak gerçekleştirilen plastik ürünleri iç piyasa
2008
2009
2010
2011
2012
2008 - 2012 TOPLAM
Üretim (Milyon Ton)
5,2
5,7
6,2
6,7
7,2
31,0
Üretim Değeri (Milyar $)
22,2
22,6
24,0
28,6
29,3
126,8
Katma Değer (Milyar $) GSMH (Milyar $) Plastik Üretimi / GSMH (%)
8,9 742,1 3,0
9,1
9,6
11,4
11,7
50,7
616,7
731,6
774,0
786,3
3.650,7
3,7
3,3
3,7
3,7
3,5
59
PLASFEDDERGİ
GÜNDEM
Bu bağımlılık maliyet kalemlerinin en büyüğü olan hammadde tedarikinin hassas biçimde yönetilmesini zorunlu kılıyor. Türkiye’nin diğer Avrupa ülkeleri gibi iş piyasasının katı olması da yüzde 15 ağırlıktaki işçilik maliyetinde ciddi yönetim becerisi gerektiriyor.
İSO 500 listesinde plastik sektörü İstanbul Sanayi Odası (İSO) her yıl, bir önceki yılın üretimden satışlarını baz alarak imalat sanayiindeki en büyük Türk firmalarını sıraladığı bir liste açıklar. Toplam 1000 firmanın konulduğu bu liste iki parça halinde (birinci
Sektördeki yabancı firmalar Türkiye’de 236 firmanın yabancı ortaklığı bulunuyor. Bunların 207’sinin çoğunluk hiss-
500 ve ikinci 500 adında) yayınlanır.
Sınai Maliyet Kalemleri Maliye Kalemleri
Türkiye’nin 500 büyük firması içinde
Ortalama % Payı
Hammadde
1993 yılında bu listede sadece 5 plastik firması
70
bulunurken bu sayı 2009’da zirve yaparak 23’e
esi ya da tamamı yabancılara ait. Sözkonusu
Yardımcı Madde
5
236 firma içinde yabancı sermayenin to-
İşçilik
15
plam ağırlığı yüzde 70 seviyesinde. Almanya
Enerji
4
yüzde 16, İtalya yüzde 11, Hollanda yüzde 8
etkisiyle 2012 itibariyle 17’ye geriledi. İSO
Diğer
6
ve Fransa yüzde 7 pay ile en fazla doğrudan
sıralamasında ilk 500 içine giren firmaların
TOPLAM
100
toplam plastik sektörü üretimi içinde 2008
ulaştı. Daha sonraki yıllarda başta enerji olmak üzere diğer sektörlerdeki hızlı büyümenin
yatırım yapan ülkeler. Azerbaycan’ın petrol şirketi SOCAR’ın, Türkiye’nin petrokimya devi PETKİM’in çoğunluk hisselerini aldığını ve 5 milyar dolarlık bir yatırımı sürdürdüğünü not etmekte fayda var.
yılında yüzde 14 olan payları 2012 yılında kalemi yüzde 70 payla hammaddeden oluşuyor.
yüzde 10’a inerken, toplam sektor ihracatı
Bunu yüzde 15 ile işçilik, diğer yüzde 15’lik kısmı
içindeki payı yüzde 33’den yüzde 21’e geriledi.
ise yardımcı madde, enerji ve diğer giderler
Buna paralel olarak İSO sıralamasında ilk 500’e
oluşturuyor.
giren büyük plastik firmalarının toplam plastik sektörü üretimi içindeki payı yüzde 10’a to-
İnsan kaynakları dağılımı Türkiye plastik sektöründe yaklaşık 250 bin kişi çalışıyor. Bu çalışanların yüzde 73’ü işçilerden oluşuyor. Yüzde 13 idari personel, yüzde 8’i usta seviyesinde. Mühendis ve teknisyen ağırlığı ise yüzde 3. Firmaların yüzde 40’ı ve çalışanların yüzde 37’si İstanbul’da bulunuyor. İstanbul’u İzmir, Ankara ve Bursa izliyor. PLASFED’i oluşturan derneklerin bulunduğu
Türkiye plastik endüstrisinin en önemli yapısal özelliği hammaddede dışa bağımlı olması.
plam sektör ihracatı içindeki payı da yüzde 21’e geriledi.
Başta Avrupalı üreticiler olmak üzere, dünyanın önde gelen bütün hammadde üreticileri için
Aslında bu olgunun bir diğer yönü de var.
Türkiye cazip bir pazar. Hatta yerli üreticiler
KOBİ düzeyindeki firmaların yeteneklerinin
Türkiye’nin hammadde ithalatı konusunda “fa-
arttığı, ihracat ve üretimdeki paylarını artırdığı
zla liberal” olduğu görüşünde. Türkiye’ye ürün
ve doğal büyüme süreçlerini yaşadıklarını gös-
satışının çok kolay olmasının yerli üretimi
teriyor. Buna karşılık, Türkiye’deki KOBİ’lerin
engellediği sıklıkla dile getirilen bir sav.
benzer ve gelişmiş ekonomilerdeki KOBİ’lere
Plastik İşleme Makineleri İç Pazar Satışları Milyon $
illerin toplam firmalar içindeki oranı yüzde 60, istihdamdaki payı ise yüzde 59 düzeyinde.
885 785
Sektörde ağırlıklı firmalardan derlenen verilere göre maliyetler ve ağırlıkları
656
458
505
558
595
558 414
288
Sektörün büyük çoğunluğunun KOBİ’lerden oluşması nedeniyle genel bir maliyet analizi yapmakta zorluklar bulunuyor. Ancak, sektör içinde ağırlık oluşturan ve veri üretebilen firmalardan derlenen bilgilere göre ve plastik endüstrisinin özelliklerine de uygun biçimde en büyük maliyet
2003
60
2004
2005
2006
2007
2008
2009
2010
2011
2012
GÜNDEM
kıyasla
daha
yavaş
hızda
PLASFEDDERGİ
büyüdüklerini
hatırlatmakta fayda var.
Plastik üreticileri makine alımlarını sürdürüyor Plastik sektörünün genel büyümesi elbette makine-teçhizat yatırımlarını da etkiliyor. Aslında Türkiye dünya makine imalatçılarının dikkatle gözledikleri ve eminiz sevdikleri bir ülke. Çünkü makine yatırımlarının büyük kısmı yabancı menşeli ürünlerle yapılıyor. Plastik işleme makineleri yatırımları 203 yılında 288 milyon dolar seviyesindeyken, 2011’de zirve seviye olan 885 milyon dolara ulaştı. Takip eden yılda ise 785 milyon dolara geriledi. Sektör 2003 – 2012 yılları arasında to-
son son 3 yılın ortalama yatırım tutarı 750 mi-
enjeksiyon, yüzde 18 ekstrüzyon, yüzde 28
plam 5,7 milyar dolarlık makine ve teçhizat
lyon dolarda kalmayı başardı. Alınan makineler
kesme-yarma ve biçim verme makinelerinden
yatırımı yaptı. Kısmi dalgalanmaya rağmen
genel üretim yapısına uygun biçimde yüzde 24
oluştu.
Türkiye plastik sanayii 2018’de 44.3 milyar dolarlık üretime ulaşmayı hedefliyor PLASFED ve PAGDER gelecek yıllara yö-
2013 – 2018 Döneminde Plastik Mamullerde Arz ve Talep Geliş Tahmini ( 1000 Ton )
nelik yaptığı projeksiyonlarda, sektörün
CAGR ( 2013 /18 )
2018 yılında 44,3 milyar dolarlık üretime ulaşacağını tahmin etti. Plastik mamul üre-
Üretim
7.0
2013 (T) 8,587
2014
2015
8,346
8,930
2016 9,555
2017
2018
10,224
10,940
timinin, önümüzdeki yıllarda ekonomideki
İthalat
5.0
536
547
575
603
633
665
büyüme hızına, plastiğin kullanıldığı diğer
Direk İhracat
8.0
1,484
1,653
1,785
1,928
2,082
2,249
sektörlerdeki büyüme hızlarına ve ihracat
İç Pazar Talebi
7,639
7,240
7,720
8,231
8,775
9,356
potansiyeline bağımlı olarak miktar bazın-
İhracat / Üretim ( % )
17
20
20
20
20
21
da yılda ortalama yüzde 7 artış gösterece-
İthalat / İç Pazar ( % )
7
8
7
7
7
7
ği ve 2018 yılında 11 milyon tonluk üretime
İhracat / İthalat ( % )
277
302
311
320
329
338
ulaşacağı tahmini yapıldı. Bu büyüme hızı ile 2018 yılında Türkiye,
2013 – 2018 Döneminde Plastik Mamullerde Arz ve Talep Geliş Tahmini ( Milyon $ )
Avrupa’nın Almanya’dan sonra 2.nci büyük plastik işleme kapasitesine sahip ülke konumunu koruyacağı ve dünya plastik sektöründe önemli bir oyuncu olacağı tahmin ediliyor. Bu projeksiyona göre Türkiye plastik mamul sektöründe 2018 yılında; • İhracatın üretim içindeki payının miktar bazında yüzde 21’e, değer bazında yüzde 15’e çıkacağı, • İthal mamullerin iç pazar tüketimi içindeki payının miktar bazında yüzde 7, değer bazında yüzde 9 olacağı, • İhracatın ithalatı karşılama oranının da miktar bazında yüzde 338, değer bazında da yüzde 187 olacağı tahmin edilmektedir.
CAGR ( 2013 /18 )
2013 (T)
2014
2015
2016
2017
2018
Üretim
6.0
36,100
35,120
37,227
39,461
41,829
44,338
İthalat
4.5
2,886
2,953
3,086
3,226
3,372
3,525
Direk İhracat
7.0
4,498
5,042
5,395
5,772
6,176
6,609
İç Pazar Talebi
5.5
34,488
33,031
34,919
36,915
39,025
41,255
12
14
14
15
15
15
İhracat / Üretim ( % ) İthalat / İç Pazar ( % )
8
9
9
9
9
9
İhracat / İthalat ( % )
156
171
175
179
183
187
Türk Plastik Sektörünün 2023 Vizyonu:
Türkiye hükümeti, 2023 yılında ulaşılmasının amaçlandığı, bütün sektörleri kapsayan bir vizyon belgesi hazırladı. Bu belgede plastiğin de dahil olduğu kimya sektörü için 2023 yılında 50 Milyar dolar ihracat yapması, bu ihracatın yüzde 51’ini oluşturan 22,5 milyar doların da plastik ve kauçuk sektörlerince gerçekleştirmesi hedeflendi. Kimya sektörü vizyonunda plastik sektörünün 2023 hedefi ; 16,8 milyar dolar ve 7,2 milyon ton olacaktır.
61
PLASFEDDERGİ
BAŞARI ÖYKÜSÜ
Ravago Türkiye CEO’su Onur: Üretimde büyümek istiyoruz
Petrokimyada yatırımlarımız sürecek, polistiren ve EPS’de gelişme alanları görüyoruz Avrupa’nın en büyük plastik üretim, ticaret ve dağıtım şirketlerinden Ravago Group’un Türkiye şirketleri ortağı ve Ravago Türkiye CEO’su Mehmet Onur, grup olarak üretimde ve lojistik hizmetlerde büyüyeceklerini, dağıtım esaslı ticari faaliyetlerin de istedikleri noktaya yaklaştıklarını söyledi. PLASFEDDERGİ’nin sorularını yanıtlayan Mehmet Onur, gelecek dönemde Aliağa’da liman bölgesinde lojistik yatırımlarla başlayan işlerinin Türkiye’de ihtiyaç duyulan hammaddelere yoğunlaşacağını, hammadde üretimi konusunda geleceği planlama yönünde bütün kapılarının açık durumda olduğunu belirtti. Ravago Türkiye’nin bütün faaliyetleri için 2015’te 1.2 milyar Avro, 2023’te de 3.5 milyar Avro’luk bir eylem planını uygulamaya koyduklarını açıklayan Mehmet Turhan Onur ile grubun strateji ve yatırım planları hakkında konuştuk.
Ravago Türkiye ve ortak şirketleri son dönemde ciddi yatırımlarla gündeme geliyor. Yeni stratejinizi anlatabilir misiniz? Önemsediğimiz yatırımlarımızın başında entegre yapımıza hizmet edecek Ravago Lojistik firmamız var. Aliağa’da bu yıl büyük bir arazi satın aldı. Çok ciddi bir büyüklüğü ifade edecek, yaklaşık 45 bin ton stoklama kapasiteli bir tank çiftliği kuruyoruz. Tamamen sıvılarla ilgili faaliyet gösterecek, gümrüksüz bölgede çalışacak. Sadece Ravago Grubunun ihtiyaçlarını değil, kimya sektöründeki üçüncü firmalara, mineral-bitkisel yağ üreticilerinin ana girdisi yağ stokunu sağlayacak bir tank çiftliği kuruyoruz. Toplam yatırımı 20 milyon Avro’yu buluyor. Planımız, 2014 sonunda tam kapasite devreye girmiş olacak. Liman aşağıyukarı 300 metre olduğu için bir boru hattıyla çalışacak. Bizim gibi çalışan firmalar içinde iştigal konusuna göre altyapısını hazırlayıp, üzeri-
62
BAŞARI ÖYKÜSÜ
PLASFEDDERGİ
tadır. Bunlar farklı zamanlarda çok ekonomik koşullarda, doğru yerlerde yapılmış yatırımlar olarak gruba çok rekabetçi avantajlar sağlamaktadır. Ravago Lojistik A.Ş. grubun tüm depolama ve logistik hizmetlerini yönetmektedir ve sahibidir.
ne yatırım yapan firma azdır, çoğunlukla bu hizmetleri kiralama yoluna giderler. Biz bu konuya biraz daha farklı bakıyoruz. İş ortaklarımızın özellikle Suudi Arabistan’daki kimyasal yatırımları 2017’den itibaren Türkiye pazarı üzerinden -aynı doğalgazın geçirilmesi gibi- Avrupa’ya, diğer pazarlara gönderilmesi sözkonusu. Burada da en önemli unsur lojistik hizmet, depolama, yeniden paketleme gibi üniteler. Ciddi bir bütçe ayırdık bu alanda ki yatırımlarımız için. İskenderun’dan da benzer bir yatırım yapılacak. Güney ve Batı’ya yönelik hizmetlerimizi bu noktalardan tamamen kapsamlı ve verimli bir hale getireceğiz. Aliağa’da önemli bir diğer yatırım Eastchem. Şirketin yüzde 100’ünü 2012 sonunda satın aldık. Bu alımla birlikte; yeni tevsii yatırımları ve ilave tesisler için ihtiyaç duyulan arazi yatırımını da Eylül sonunda tamamlıyoruz, yaklaşık 210 dönümlük bir araziye ulaşıyoruz. Gelecekte de Aliağa OSB’de yatırımlarımız devam edecek. Özellikle petrokimya ve plastik hammadde üretiminde yatırımlarımızı devam ettireceğiz. Zira Türkiye’nin özellikle plastik hammadde konusunda ciddi ithalatı var ve bu yerli üretimler ile ikame edilmelidir.Fayda gelen zamanda hem iç sanayii alanına tedarik kolaylığı sağlamak hem de var olan dış ticaret açığına olumlu katkı olarak hayata gelecektir. Dünyadaki büyük üreticiler, kendileri için çok verimli olmayan, 200 bin ton ve altındaki yatırımları kapatıp, büyük 500 bin ton veya üzeri kapasitedeki yatırımları koruyor. Bu şekilde yapılarını daha ekonomik ve karlı çalışan rekabetçi üretimler yönünde konsolide ediyorlar.Bunun sonucunda da bizim gibi ekonomik çalışabilecek şirketlerin önü açılıyor. Bizim gibi, beher kalemde 100-150 bin ton dolayında üretim yapabilecek, plastik sektörü için
küçük-orta ölçekli olarak nitelenen ama diğer bazı sektörlere göre “büyük” bile denebilecek şirketler için gelişime yönelik bir alan görüyoruz. Aliağa OSB’de bu türden yatırımları hayata geçirmeyi planlıyoruz. “Enerji yatırımı da yapılacak” Burada önemli bir konuya da değinmeliyim, bu bölgede enerji yatırımına da gireceğiz. Petrokimya tesisimizde kullanılacak enerji ve buharı üretip, daha ekonomik rekabetçi pozisyonu sağlamaya çalışıyoruz. İlerleyen zamanlarda, doğalgaz yanında daha yeşil enerji için proje grubu çalışıyor. Güneş enerjisi yatırım yapmak istediğimiz alan. Uzun süreli kamu arazisi kiralama ve üzerinde solar enerji üretiminde faal olma proje çalışma gruplarımızdaki konulardan bir tanesi. Başarılı olursak petrokimya ve enerji yatırımlarını birlikte yaparak verimli bir noktaya ulaşacağız diye düşünüyorum. Aslında Türkiye’nin dış ticaret açığını olumsuz yönde besleyen petrokimya ve kimya endüstrilerine yönelik olarak, ithalatın azaltan,beraberinde ihracatlara destek sağlayan yatırımlara ülkemizin çok ihtiyacı var. Biz grup olarak buna çok zaman ve para harcıyoruz. Bu katkılara şimdilik orta ölçekde diyebiliriz ama gelecek 10 yıl içinde cidden çok büyük katkılar mümkün olabilecektir. Gözle görünen ve önemsene bir boyuta gelecektir. Biz çok ortada olmayan biz grubuz. Çünkü çok çalışıyoruz, büyümeyle ve yeni yatırımlar ile uğraşıyoruz. Ravago için, çoğunluğu endüstriyel bölgelerde çok ciddi arazi stoku oluşturduk. Bunu yanında 85 bin metrekare de kapalı alan olarak depolarımız logistik avantajımızı arttırmak-
63
-Aslında belirttiniz, bir açıdan bakınca büyük bir şirketten söz ediyoruz. Peki, büyük ve çok ayaklı bir yapı olunca “hızlı balık” özelliğinizi yitirmekten endişe etmiyor musunuz? Endüstriyelleşmede büyümeyi sürdüreceğiz, bu kararımızı verdik. Dağıtımda ise bizim grup istediği noktaya yaklaştı, oransal olarak GDPx3 oranında yıllık büyüme hedefi ile kontrollü bir gelişme daha sıcak bakıyoruz.. Dağıtımda, kendi içinde Türkiye pazarından kaynaklı kaçınılmaz şartlar var. Finans sıkıntılı, oturmuş bir sermaye yapısı yok. Müşterilerimiz bu ortamda yaşayan ve gelişmeye çalışan kurumlardan oluşuyor. Olası bir ekonomik durgunluk ve kriz ortamında maalesef Türk sanayiisinin sermaye yapıları da genel de çok kuvvetli olmadığı için daha uzun vadeler daha düşük marjlar ile artan riskler olarak büyüme mümkün olabiliyor. İşte bu noktada Ravago Türkiye olarak işi bu şekilde büyütmeye çok iştahlı değiliz. Bizim önceliğimiz şimdi üretim ve üretimde 300 bin ton seviyelerine erişmek. Grup olarak üretimlerimiz, 170 bin ton dolayındayız. Miktar olarak bakarsanız aslında PETKİM’den sonra ikinci büyük firmayız. Bununla yetinmek mümkün değil çünkü Türkiye’nin tükettiği miktar 8 milyon tonlara gelmiş, 175 bin ton bu tüketimin içinde pek anlamlı değil. Demek ki
PLASFEDDERGİ
BAŞARI ÖYKÜSÜ
bir 300 bin ton seviyelerine gelmeli ki anlamlı olmalı. Ravago burada büyüyecek. Diğer yandan dağıtım dışında hizmetler sektöründe, ticari alanda büyümek istiyoruz. Burada miktar ve ciro çok yüksek ve tamamen iş dünyası içinde (B2B) bir iş yapma imkanı var. Bu ayağımızda gelecek yıldan itibaren takip eden 3 yıl içinde 200 bin ton ilave miktarda iş bekliyoruz. Bütün bu planlamalarımıza tutar olarak bakarsak; Şu anda 850 milyon Dolar cirolu bir grubu konuşuyoruz. 2015 sonunda 1.2 milyar Avro seviyesinde bir grubu yapılandırıyoruz, 2023’te de 3,5 milyar Avro cirolu bir gruba ulaşacağımızı tahmin ediyoruz. Dinamik yapıyı korumayla ilgili olarak ise plastik sektöründe bir fabrika kurmaktan daha önemli olan hammaddeyi bulabilmek ve süreklilik sağlamak. Mesela, 300 bin ton kapasiteli bir stren monomer işleyen kompleks bir tesisi 150-170 milyon Dolara kurarsınız ama aylık hammadde masrafı 65 milyon Avro seviyesindedir. Her ay ödemeniz lazım. Paranın size satışdan geri dönüşü belki 90 gündür, aradaki vade farkını düşünün. Onun için dağıtımla ilgili işlerimizi çok fazla büyütmek istemiyoruz, obez olmalarını istemiyoruz. Hızlı koşan ve gerektiğinde çok hızlı yavaşlayabilen şirketler olarak kalmak istiyoruz.Yani dinamiği; illa ki koşan ilerleyen olarak değil; değişimlere hızlı cevap veren ve güvenceler ile savunmasını iyi kontrol eden bir manada anlıyoruz. “Ravago Akademi’deki eğitim programımızı diğer Ravago şirketlerine satıyoruz” Bilgiye yatırım yapıyoruz. 2011 yılında Ravago Akademi’yi kurduk ve çok ciddi bir gelişim içinde etkinliği ve önemi grup içinde artıyor. Diğer Ravago şirketlerine de verdiğimiz bir eğitim programı geliştirildi ve şuan Avrupa ve Amerika daki şirketlerde 2012 sonunda kullanıma alındı. Ravago Akademi programı çalışanların iki yıllık baz eğitimi ile başlıyor. Tamamlayan program üyelerini takip eden yılda satınaldığımız bir kariyer yönetim programına dahil ediyoruz.
-Yatırımların finansmanı için halka açılma gündemde mi? Türkiye özelinde planlanmıyor ama grubun Avrupa’da bir halka arz planı var. Ravago Global iki yıl içinde 10 milyar Avro ciroya ulaşacak. Bu nokta da muhtemelen böyle bir açılım söz konusu olabilir. Ama şuan gündem listesinde değil. -Aliağa’da yoğunlaştığınıza göre elbette PETKİM ile ilişkili planlarınız olup-olmadığınızı sormak gerekir? Türkiye’nin ihtiyacı olan, bütün monomerlerle ilgili yatırımlar hayata geçmeli. PETKİM’in STAR rafinerisi yatırımı bize yakın. Elbette gelecek dönemde bizi ilgilendiren ürünleri olacak. Sadece bizim değil, Türkiye’nin sektörde kimyasal olarak, birbirine bağlanmış, zincir halinde nihai ürünlere erişen yatırımlara ihtiyacı var. Sadece plastik değil, metal, kağıt gibi diğer sektörler için de bu yapıya ihtiyaç var. Tek başına PETKİM farklıdır, STAR rafinerisi ile birlikte çok daha farklı bir görünüm arzedeceğine inanıyoruz. Genel olarak bakarsak, bizim gibi şirketlerin PETKİM grubunun yaptığı yatırımları yapması için henüz erken. Mevcut koşullar, bizi kendi alanımızdaki, daha küçük yatırımlar için cesaretlendiriyor. Biz dünyadaki en esnek dağıtım kanallarından biriyiz, herkes de bunun farkında. İlerleyen zamanda SOCAR grubu ile stratejik iş ortaklığı fırsatları çıkabilir diye düşünüyoruz. Bu bakışımıza uygun olarak daha hiçbir şeyi konuşmadan geleceğe yönelik yatırımlarımız var. Depolama-lojistik yatırımlarımızı bu çerçevede değerlendirebiliriz. Petrokimya alanında Türkiye’nin önü
İlk 2 yıllık baz eğitim başarılı not ile geçilemez ise, bir yıl daha eğitim alıyor. Yine başarısız olursa maalesef vedalaşıyoruz. Ravago Akademi ferdin teknik yönünden, yönetici yönünden donanımı güçlendiriyor. Akademinin sıkı bir programı var. Ama bunun dışında da Türkiye’de her beyaz yakalı çalışanımızı her yıl 80 saate yakın bir dış eğitim programına alıyoruz. Grubumuzu her manada olması gereken yere getiriyoruz.
64
açık, bu tartışılmaz. Türkiye için, iki petrokimya şirketi yeterlidir, üç olursa çok iyi olur. Biz monomer üretmekten ziyade, monomer üzerinde polimer üretmeyi kendi yeteneklerimize daha uygun görüyoruz ve bu alanda büyüyeceğiz. İşte bu noktada hedefdeki projelerimizi da dahil edersek gelecekte Ravago olarak muhtemelen 450.000 ton kadar bir Styrene Monomer kullanıcısı olacağız. Bence bugünkü kullanımız bile 150.000 tonun üzerinde ve bu miktar bile bir monomer üreticisi için Styrene üretimine sıcak bakmasını sağlar diye düşünüyorum. Hepimizin güçlü iş ortaklarına ihtiyacı var ve bu girişimcilik cesaretimizi ülkemiz adına arttıracaktır. PETKİM’in Socar yönetimi ile gelişiminin devamını çok istiyoruz. Etkin bir rafineri yatırımı 3,5-4 milyar Dolar ve 5 yıl gerektiriyor. Daha önemlisi, ana girdinin gaz ya da petrolün sizin ağınız içinden temin edilmesini üstelik boru hattıyla ulaşmasını rekabetçilik adına gerekli kılıyor. Şuanda bunlar hayata geçiyor. -Nihai üründe de girişimleriniz olduğu sektör tarafından biliniyor. Bu alanda nasıl bir yön izleyeceksiniz? 11 yıl önce ENPLAST’ı kurduk, ilk termoplastik ihracatına yönelik yatırımdı. Avrupa’da bir hiçti ama 11 yıl sonra ilk üçe girdi. 2011 sonunda ABD’de Orlando’da ENPLAST Amerika’yı açtık, iki hatla çalışıyor. Çin’de, Şanghay’daki endüstri bölgesinde fabrikamızı aldık, anlaşması imzalandı. Gelecek 1 yıl içinde ENPLAST China devreye giriyor. Bunlar önemli oluşumlar. Gelecekte, Brezilya ve Meksika da olacak. Burada, 11 yılda bir dünya firması haline girebilmek, bunu organize edebilmek önemlidir.
BAŞARI ÖYKÜSÜ
PLASFEDDERGİ
istemeden yaratılan engeller bize olumsuz etki yaratıyor. -Peki sektörün geleceği için yeni pazarlar geliştirilmesinde nasıl bir yaklaşım gerekli?.. Benim 2013’ten itibaren önem verdiğim pazar Afrika.2013 de Enplast Çin yatırımına başladık. Sırada Brezilya Meksika ve Rusya var. Ama şuan cari dönem olarak yüzümüzü Afrikaya çevirdik.. Çünkü bütün Afrika endüstrileşiyor. Afrika’da şimdi hiç birşey yok denebilir ama potansiyel dehşet ve bunun için ciddi para harcayacaklar. İnşaat ,tarım,paketleme,gıda ve beyaz eşya alanı büyük fırsatlar taşıyor. Bu açıdan gerek plastik hammadde ile gerek yalıtıma yönelik ara ve ana mal üretimlerimiz ile biz Afrikayı çok önemsiyoruz.
Bu öykünün en basit kısmı para. Önemli olan zaman ve bilgi. Ravago ile birlikte olmanın en iyi tarafı, pazarlama konusunda bizlerin çok fazla düşüneceği bir şey yok. Çok güçlü bir organizasyon. Size düşen doğru ürünü üretmek oluyor. Ravago Kimya A.Ş. halühazırda ether ve ester bazlı Thermoplastik poliüretan hammadde üretimi yapıyor. Bu yılın sonundan itibaren Poliüretan Sistem Evi (system house) ürünlerini lokal olarak üretmeye başlamış olacak.. Ravago Kimya’nın Türkiye’de temeli atıldı ama Macaristan, Rusya, Kuzey Afrika yatırımlarıyla devam edecek. Poliüretan sistemler, genelde ayakkabı sanayiinde, inşaat sektöründe sandviç paneller arasındaki köpük uygulamasında, otomotivde otomobil koltuklarının esnek sünger uygulamalarında ve direksiyon üretiminde kullanılır.Bunun yanında PU zemin kaplama ve diğer endüstriyel uygulamalar ile çok ciddi bir tüketim kalemidir.RavagoTürkiye’nin yeni yatırım konularından biri olan PU sistem ürünleri ile sadece Türkiye de değil başta Africa ve Avrupa da lokal kullanımlara cevap verecek tesisler 2014 içinde hayata geçirilicek. -Yeni satın almalar yönüyle bir büyüme stratejisi de izliyorsunuz, bilgi verebilir misiniz? Evet, yeni satınalma haberlerini de duyacaksınız. Bizim düzenli olarak masada iki pazarlığımız vardır. Ravago Türkiye, önemli bir satınalmayla yeni bir alana giriyor. Taş yününe yatırım yapıyoruz. Bunun için Kayseri’de İZOBER şirketinin çoğunluk hissesini aldık. Bu şekilde yalıtımda bütün ürünleri tamamlamış oluyoruz. XPS, EPS, poliüretan, esnek polimerik membranlar, bütimli membranlar üretiyoruz;2014 Ocak itibari ile taşyünü ile yalıtımda
çok geniş bir ürün portföyü oluşturmuş olacağız. Epoksi,poliüretan ve hibrit kaplamalar ile zemin kaplama tamamlanmış olucak. Taşyünü yanmayan bir madde. Jeotermal kaynaklarla elektrik üreten tesislerin bütün yalıtımı taş yünüyle yapılıyor. Petrol boru hatlarında statik elektriği bertaraf etmek için taş yünü kullanılıyor. Bütün kulelerde, gökdelenlerde yanmadığı için taş yünü kullanılıyor. Körfez bölgesi dikine büyüyen bir bölge ve pazar inanılmaz boyutta. Ravago taş yünü konusunda, plastiğin yanında bir başka önemli ürüne sahip oldu. Bu konular bizim 2011 senesinde Türkiye’de iş çeşitliliğine önem verme kararımızın sonucunda gelişti. Hedef de plastik dışındaki iş alanları vardı. Çalışma grupları oluşturduk, çeşitli konuları ele aldık. Daha önce de belirttiğim gibi buradaki fikirlerden devam eden yatırım projelerimiz var. Poliüretan bunlardan biriydi. Hayata geçti, ihracatları başladı. -Sektöre yönelik sorun alanları nelerdir? Türkiye dışa bağımlı hammadde girdileriyle sanayileşen bir yapıda. Bunlarla ilgili farkında olmadan yapılan hatalar bizi çok etkiliyor. ÖTV, KDV ayarlamaları, bir sektöre yönelik alınan kararın iyi araştırılmamasından kaynaklı sorunlar.. Mesela akaryakıttaki suistimale karşı önlem alınırken ENPLAST’ta kullandığımız girdilere de engeller çıktı. İade sistemi kuruldu ama bu haksız rekabet yaratıyor çünkü aynı malı kullanarak ürün üreten bir yabancı hiçbir sıkıntı çekmeden kendi ülkesinde üretim yaptığı için avantajlı olarak gelip Türkiye’de satıyor. Teknik kadrolar rakamlara odaklı olmalı ancak bilinçli kararlar alınmalı. Bu alana yönelik mesainin kamuda çok daha fazla olması lazım. Çünkü kimya-petrokimya ciddi bir dış ticaret açığına neden oluyor. Destekler önemli iken
65
Geçmiş dönemlerde 1980 lerde Türkiye gerçeklerini hatırlayın.Afrika bu noktada şuan. Yabancı yatırımcıya ihtiyaçları var. Şu anda 3 arkadaşımız bütün Afrika’yı sürekli olarak tarıyor. Hazırlanıyoruz, ürünlerimizi satmaya da başladık. Bu kıtaya odaklanmamız sürecek. -Ravago Türkiye hakkında bilgi verebilir misiniz? Avrupa’daki oluşumu 51. Yılını doldurmuş durumda. Plastik ve kauçuk geri dönüşümü ile faaliyete geçmiş, daha sonra dağıtım ve ticaret konusunda etkinlik kazanmış bir grup. 1998 cirosu 650 milyon Mark seviyesindeyken, bugün 7 milyar Avro ciroya gelmiş bir grubu konuşuyoruz. Ravago Türkiye ,1998 yılında Resinex BMY A.Ş. ile Türkiyede faaliyete başladı. Ben ve ortaklarımın Ravago Ailesi ile yaptığı bu ortaklık 15 yıl önce, 9 kişi ile hayata geçti ve şu anda yaklaşık 580 kişi ve 12 firmaya ulaştı. Doğal olarak çekirdek işimiz plastik dağıtımı, üretimi. Bunun yanında da Ravago grubu inşaatla ilgili, yalıtımla ilgili son ürünler söz konusu. Şu anda 3 üretim firmamız var, bir de dağıtım firmamız var. Türkiye plastik hammadde tüketiminde 2. Büyük Pazar. Türkiye Avrupa’da Ravago içinde en büyük noktadır. Aşağı yukarı grubun Avrupa satışlarının yüzde 22’si Türkiye’den çıkar. Dünya satışlarının da yaklaşık yüzde 10’a yakın kısmı Türkiye’den çıkar. İlerleyen dönemde, 2015 üç yıl önce konulan hedefler doğrultusunda belirlenmiş kilometre taşlarından biri, 2023 diğeri, 2015’te bu oran dünya satışlarında yüzde 11, Avrupa satışlarında da yüzde 25 seviyesine gelecek. Üretimden satışlarımız Türkiye’de yüzde 45’ler seviyesinde, 2015 sonuna kadar ilk safhada yüzde 65’lere gelmesini arzu ediyoruz.
PLASFEDDERGİ
GÖRÜŞ
Kimyada küresel mevzilenme Taylan Erten Dünya Gazetesi Konuk Yazar
Türkiye’nin ekonomi gündemini işgal eden bazı konular var ki, küresel ölçekli gelişmeler karşısında çok “güdük” kalıyor. Meselâ, bizler yüzde 97’si mikro ve küçük işletmelerden oluşan kimya sektörünün bir türlü çözülmeyen yerel sorunları çevresinde dönüp dururken, bu alanda küresel hâkimiyetin Avrupa’dan Asya merkezli Avrasya jeo- ekonomik alanına kaydığının ne kadar farkındayız? Kimya sektörünün haklı olarak “yerel sorunlara” öncelik veren bir gündemi var. Ama, bu arada 20. Yüzyıla karakterini veren küresel ekonomik mevzilenmeler ağırlık merkezleriyle birlikte değişiyor. ABD’nin dahi baş edemediği son derece karmaşık değişme ve yapılanma sürecini Avrupa’nın göğüslemesi zaten mümkün değildi. Nitekim, 20. Yüzyılda dünya kimya sanayisinin “egemeni” olan Avrupa Birliği “tahtını” Asya ülkelerine bırakıyor. Avrupa’nın “egemenlik” devri şu tabloda açıkça görülüyor: 2011 yılı verileriyle, küresel ölçekte gerçekleşen toplam 2 trilyon 744 milyar avro’luk toplam kimyasal ticaretinin 1 trilyon 425 milyar dolarlık (yaklaşık yüzde 52) bölümü Uzak Doğu dahil Asya ülkelerine ait. Asya, ABD’nin güdümündeki NAFTA ile AB bölgesi karşısındaki bu konumunu güçlendirmeye devam ediyor. Kimya sektörü bu yeni mevzilenme ve yapılanmada kendine nasıl bir yer ve rol biçiyor? Sorunun genel cevabı Türkiye Kimya Sektörü Strateji Belgesi’nde (2012-2015) şöyle: “Yüksek katma değerli, çevreye ve insan sağlığına duyarlı süreç ve ürünlerle, kimya sektöründe sürdürülebilir ve rekabetçi bir şekilde dış ticaret dengesini ülke lehine geliştirerek dünyada söz sahibi bir konuma gelmek.” Bu genel hedefi, sektörün ölçek sorunlu yapısını, ağır ithalât bağımlılığını, Ar-Ge zayıflığını, özellikle hammaddedeki yerel üretim yetersizliğini irdelemeden gerçekleşebilir bulmak, mümkün mü? Cevabı alabilmek için stratejide belirlenen 6 ana hedef ile 36 eylemin sonuçlarını; yani 2015 yılını beklemek zorundayız. Ancak, sektör, bir taraftan kamu desteğiyle stratejik hedeflere yürürken (yürüyor mu?) diğer taraftan kendi gücüyle ”küresel rotasını” da çizebilmeli. Bu amaçla, sektörün “entelektüel kapasitesi” meslek kuruluşları zemininde yoğunlaştırılabilir; küresel ve yerel öngörüler temelinde sistemli bir “rota” çalışması başlatılabilir. Türkiye ihracat stratejisi bağlamında 2023 yılına dönük küresel ve sektörel öngörüler çalışmasına göre, önümüzdeki dönemde Asya-Pasifik merkezli ülkelerin kimyasallara olan talebi hızla artacak. Bu dinamik, ilâve kapasite artışlarını tetikleyecek. Analizler, yeni kapasitelerin başta Çin olmak üzere Asya ile Ortadoğu ülkelerinde yoğunlaşacağına işaret ediyor. Türkiye’nin yakın bölgesi Körfez’de de ham petrol kaynaklı işlenmiş ürün sektörlerinde yeni yatırımların hızlanacağına dikkat çekiliyor. Sektörün uyum sağlaması, seçili üretim alanlarında öne çıkması, Ar-Ge verimini artırması, dış pazar stratejilerini sadece masa başında değil, sahadaki yön ve rota değişikliklerine göre düzeltmesi gereken “küresel tablo” genel çizgileriyle bu. Oysa, küresel ağırlık merkezinin batıdan doğuya kaydığı kimyada yerel sektör ihracatından (13,8 milyar dolar) 1,6 kat fazla ithalât (36,2 milyar dolar) yapmazsa ayakta duramıyor. Keza, ihracatının yüzde 49 u, ithalâtının yüzde 57 si Avrupa pazarlarına bağımlı (2012 yılı verileri). Stratejiler, eylem planları tamam da, yapılacak çok iş, gidilecek uzun bir yol var.
66
PLASFEDDERGİ
DENEYİM
Özler Plastik Yönetim Kurulu Başkanı Güngör Özadam: Standart dışı üretim herkese zarar veriyor
Plastikte hem üretici, hem de tüketici bilinci artmalı
Plastik sektörünün köklü firmalarından Özler Plastik Yönetim Kurulu Başkanı, sektörün en deneyimli isimlerinden Güngör Özadam, gelecek dönemde sektörün en ağırlıklı konularından birinin eğitim olması gerektiğini söyledi. Geçmişe kıyasla standart ve kayıt dışı üretimlerin azalmasına rağmen sektörün hala en öncelikli sorunu olarak gözlendiğini kaydeden Özadam, verimlilik ve iyi üretim yanında, üretici ve tüketici bilinçlendirmesine yönelik eğitim çalışmalarına da ihtiyaç bulunduğunun altını çizdi. Güngör Özadam, Türkiye plastik sanayii ve Özler Plastik’in gelişmesi, iş ortamı ve sektörün geleceğine ilişkin görüşlerini PLASFEDDERGİ ile paylaştı. 68
-Türkiye plastik sektörü güçlü bir büyüme dönemi yaşıyor. Ancak yapısal sorunlar da bir taraftan devam ediyor. Deneyimlerimizi paylaşma açısından sizin iş yaşamınızda sıçrama ya da hızlı büyüme dönemleri oldu mu? sektörün bu büyüme döneminde dikkat etmesi gereken konular neler? -İş yaşamımızın geneline baktığımız, büyük oranlı “tam bir sıçrama” yaşamadık. İstikrarlı bir büyüme yaşadık. Zaman zaman bazı atılımlar oluyor, işin gereği yaşanıyor ama biz adım adım, sağlam basarak büyüdük. Ani büyümelerin getirdiği iyi şeyler de var, kötü şeyler de var. Ancak mümkün olduğu kadar şunu yapmaya çalıştık: Yaptığımız işin en iyisini yapmak.. Bunu ilke edindik. Bizim müşterilerimizin şu anda dahi pek çoğu çok uluslu şirketlerdir. Bu şirketler istikrar, devamlılık ve kalite arar. Mesela, hammaddeyi ucuz bulan bir merdiven altı şirket, gider ucuz fiyat verir. Üç gün sonra hammaddesi kalmaz, müşteriyi zor duruma sokar. Bizler ise hammadde düşse de düşmese de, bulunsa da bulunmasa da (çünkü Türkiye’de hammadde bulunmayan yıllar oldu) ne yapıp edip müşteriye ürünü sunduk. Çünkü çok uluslu şirketler bunu arıyor. Haksız rekabet bizim sektörümüzde çok yoğundur. Kayıtdışılık sektörün büyük sorunlardan biridir. Çünkü siz her şeyinizle kayıtlısınız, işçinizle-aşçınızla kayıtlısınız. Televizyonda, bir yönetici söylüyordu, asgari ücretli 700-800 arasında alıyor ancak işverene maliyeti 1500 TL. Kayıtdışı çalıştıran 700-800 TL arasından başka ücret vermiyor, faturasız satış yapıyor, hammaddeyi ayarlıyor. Bu haksız rekabetle mücadele edebilmek için çokuluslu şirketlerle çalışıyoruz ancak nispeten kurtulabiliyoruz. Anadolu’da bir tabir vardır: “Ak köpeğin, yün pazarına zararı vardır” denir. Ak köpekler dolaşmaya başlayınca, çok yün var zannedilir, yün fiyatları düşermiş. Müşterileri-
DENEYİM bu meslek daha da yükselecektir. Yurtdışında eğitim almış kişiler var tek-tük.. Sektör yavaş yavaş eğitime eğilmeye başladı. -Eğitimin yanı sıra denetim konusu da sıklıkla eleştiriliyor? -Denetim mekanizmasının iyi çalışması, sertifikasyon sisteminin gelmesi gerekli. Öyle bir müessese kurulmalı ki oradan sertifikayı alan kişinin malı güvenilir olmalı. TSE vb. kuruluşlar tam etkin kullanılamıyor. Mesela en fazla pencerelerde oluyor. Pencere takılıyor, 1 yıl sonra güneşi görünce kırılıyor. Bu bir örnektir. Üretim standardının tam olarak uygulandığı bir sistemi kuramadık. Herkes ucuz olsun istiyor. Milli gelir çok yükseldi diyenler var ama kaliteli ürünle pencere sistemini değiştirebilecek insan sayısı fazla değil. Tabii ki “ucuza yaparım” diyene gidiliyor. Su boruları, yanlış malzemeyle üretilmiş kırılıyor. Sektörün sorunları arasında bu da çok önemli. mizden iyi niyetli veya kötü niyetli, “3 kuruşa satan var, siz 5 kuruşta ısrar ediyorsunuz” deniliyor, bazen cesaret edip, “onlardan alın” diyoruz, gidenler oluyor, gitmeyen oluyor ama gidenlerden “dönenler” çok oluyor. -Geçmişle kıyaslayabilir misiniz? Hep mi böyleydi? İyileşmeden söz edebiliriz. Geçmişte daha da kötüydü. Çünkü geçmişte faaliyet gösterenlerin çoğu eğitimsizdi. Teknik araştırma yok, literatür karıştırma yoktu. Bilinçli değildik, altyapı yetersizdi. Hangi makine kullanılacak hangi ürünü, hangi plastiği kullanacak zaman zaman zorluklar oluyordu. Halkımız da bilmiyordu. Başta bunu da öğretmek gerekti. Siz uygun hammaddeyi, kalınlığı kullanıyorsunuz ve 10 birim maliyet oluşuyor. Birileri ise 8’e satıyor. Dolayısıyla siz piyasadan çekiliyorsunuz. Bir örnek vereyim, 25-30 sene önce ürettiğimiz bidonu ben hala kullanıyorum ama rakiplerimizin ürünleri 3-5 ay sonra parçalanıyor. Sonuçta plastiğin adı kötüye çıkıyor. Plastik yerinde ve uygun kullanılırsa kesinlikle ve kesinlikle modern dünyanın vazgeçemeyeceği bir ürün.
Sertifikasyon sistemi kurulursa, bilinçlenme artarsa bu sorunun nispeten önüne geçilebilir. Vakıf olarak bununla ilgili çok çalıştık. Değişik girişimler halen var. Bunun için halkın da eğitime ihtiyacı var. Sen ne kadar sertifikalı ürün üretirsen üret, el altından ucuz, doldurulmuş ürünlerle rekabet eden varsa mücadele edemezsin. Mutlak surette halkın da bilinçlendirilmesi lazım. Kötü propagandalar var, onlara karşı çıkmak lazım. -Sektörün tanıtımı için yapılacak girişimlerden söz ediyorsunuz sanırım.. Evet.. Bir örnek vereyim. Bir tarihte plastik ürünlere KDV’yi yüzde 25’e yükselttiler. Plastik çevre kirliliği yaratıyormuş, sağlıklı değilmiş halkı uzaklaştırmak için KDV yükseltilmiş. İlgili daire başkanına gittik, aynı görüş söylendi. Biz de izah ettik, ikna oldu. Bir sonraki kararnamede düzeltildi. Ancak bu süreçte bize yönelik söyledikleri dikkat çekiciydi. Diğer
Çevre konusundan da bahsedeyim. Plastik çevre kirliliği yaratmaz, uygun malzemeyi uygun yerde kullanırsanız kanserojen değildir. Suni damarlar, kalp kapaçıkları vs. birçok tıbbi ürün plastiktir. Uygun malzeme uygun yerde kullanılacak. Ucuza kaçmak için, bazen de bilinçsizce kullanımdan dolayı sorun çıkıyor. İyi bir eğitim şart. Biz Vakıf başkanlığı yaptığım dönemde üretici-tüketici eğitimine önem verdik. Marmara Üniversitesi’nde plastik bölümünün açılmasına katkı verdik, eğitmenler yetişti, yetişiyor. İnönünü EML’de bir bölüm açtık. O bölümde teknik eğitim veriliyor. Teknik bilgiyle donanmış elemanlar mezun oldukça 69
PLASFEDDERGİ
sektörler Antalya’da toplantılar yapıyorlar, anlatıyorlar diye bilgi verdi. Sektörde 8 bin dolayında üretici var ve küçük küçük dağınık yapıda, örgütlenmemiş şirketler. Buna karşılık mesela cam sektöründe bir çok büyük üretici var. Fon ayırabiliyor, toplantılar organize edebiliyor. Geçmişte de, şimdi de bu türden rekabet yaşanıyor. Üreticinin de tüketicinin de bilinçlenmesi lazım ki, sonuçtan yararlanma olsun. -Sektörde büyümenin dinamiklerinden biri ihracat.. Siz nasıl bir trend görüyorsunuz? Büyümek için kalite ve output önemli. Yatırımlarda maliyeti ucuzlatmak gerekli. Bunu söylerken, ucuz işçilikten söz etmiyorum. Bunlar yapılırsa rekabet gücü artırılabilir. Tabii ki bizim müşterimiz olan, ihracat yaptığımız ülkelerde de yavaş yavaş plastik sektörüne girecek. Biz nasıl piyasaya girip Avrupa’nın elinden bazı şeyleri aldıysak onlarda aynısını yapmaya çalışacak. Batı dünyası makine üretimini neredeyse bıraktı. Elektronik vb. alanlara yayıldılar. Çok kritik ürünleri devam ediyorlar ama ticari ürünlerde neredeyse üretimi durdurdular. Spesifik makineler hariç üretmiyorlar. Türkiye dahil çok sayıda ülke makine üretiyor. Bizim de ihracat konusunda önümüz tıkalı değil. Biz de Avrupalıların yaptığını yapacağız. Onlar spesifik ürünlere geçtiler, siz de geçeceksiniz. Teknolojik olarak seviye yükseldikçe, ihracatınızın tutarı da artacaktır. Bir kg plastiği 20 TL’ye satmak yerine 50 TL’ye satmaya başlayacaksınız, bu ürünlere geçiş olacak. Bu aynı zamanda kar marjınızı yükseltecektir. İhracatta plastik üreticileri kendilerini yenilemezlerse sahadan çekileceklerdir. Tekstilde olduğu gibi. Şu anda Avrupa tekstilden neredeyse tamamen çekildi. Önce Türkiye’ye geldi, sonra Bangladeş, Hindistan-Çin’e doğru gidiyor, bizden de çıkıyor. Kaliteli ürünle kendi-
PLASFEDDERGİ
DENEYİM
yürüyor. Üniversitelerde bu işe önem verme konusunda yeterince heves yok. Birkaç hevesli eleman dışında pek isteklisi yok, işe fazla sayıda asılan yok. Sadece üniversiteler değil, firmalar da yeterince işe asılmıyor. -Sivil toplum örgütlerinde görevleriniz de oldu. Siz nasıl bir yaklaşım içindeydiniz, öncelikleriniz nelerdi? Vakıf başkanlığı yaptığım sürece eğitime ağırlık verdim. Eğitim arttıkça kalite ve rekabet gücü artacaktır. Gümrük Birliği ilk başlarken herkes korktu, ben korkmadım, çünkü bizi terbiye etti. Satmak için onların kalitesinde üretmeniz lazım. Ben zaten üretiyordum ancak bazı konularda sıkıntılarımız olmadı değil. Türkiye hep kapalı bir kutu olarak çalıştığı için, Türkiye’ye yönelik kapasiteler kuruldu. nize yer tutabiliyorsunuz. ABD bile birçok ürününü Çin’de ürettiriyor. Bizde de ürettiriyor. Dünya dengesi bu. -AR-GE bu sürecin kritik unsuru olarak söyleniyor.. Sektörde bildiğim kadarıyla fazla bir AR-GE yoğunluğu yok. Biz müstakil bir birim kurduk, yalnız bu işi yapan 5-6 personelimiz oluyor. Bu birimi kurmadan önce kendimiz araştırma yapıyor, hammadde çeşitlerini takip ediyorduk, buna göre ürünler üretmeye çalışıp, müşteriye sunuyorduk. Şimdi AR-GE birimi ile bunu yapıyoruz. Biz AR-GE biriminde Üniversitelerle işbirliği TÜBİTAK programlarından yararlanıyoruz. Şekillendirme yönünden de AR-GE süreçleri var. Köşeler, kalınlık ayarları sağlıklı yapılmazsa ürün bir süre sonra deforme oluyor, kullanılamaz hale geliyor. Bu deneyler de araştırmalarla bulunan unsurlar. Tasarımlar hep bu süreçlerle geliştiriliyor. Çeşitli alanlarda patentlerimiz var. Sektör için de aynı unsur geçerli. Bu alana daha fazla yatırım yapılmalı.
-Sektörde yeni alanların açılması gerektiği yönünde de görüşler öne sürülüyor. Mesela kompozitler.. Plastik sektörünün bir eğitim altyapısı kurması lazım. Kompozitlerin kullanılabilmesi, geliştirilmesi için eğitim gerekli. Elbette muhakkak yapılması lazım. Batı ile rekabet edilebilmesi lazım, bunun koşulu da o teknolojiyi uygulamak lazım. Yeni metaryeller, kompozitler, ürün çeşitlemelerinde geliştirme yapılması gerekiyor, ona inanıyorum. -Yeni ürünler, yeni alanlara açılışta AR-GE destekleri önemli, siz de TÜBİTAK programlarından söz ettiniz. Tatmin edici mi bu alanda yapılanlar? TÜBİTAK veya Üniversiteler kanalıyla bu program uygulanıyor ancak üniversitelerimizde altyapı yetersiz. Dolayısıyla sistem yavaş işliyor. Proje iyi, yönlendirme iyi ancak yavaş
-Otomotiv sektörüne de ürün veriyorsunuz. Bu alan son dönemde plastik sanayicileri tarafından çok yoğun ilgi görüyor. Siz nasıl değerlendiriyorsunuz? -Biz, ilk Murat 124 arabada kullanılan parçalar ürettik. Kol tutma yerleri, pencere kolları, kapı kollarında, havalandırma nozullarında parçalarımız vardı. Şu anda 8 şirkette parça veriyoruz. İhtisas sahibi bir firmayız diyebiliriz. Yerli üreticilerin şu anda otomotiv plastiklerinde sayısı biraz fazla oldu gibi. Karlı görüldüğü için çok sayıda şirket ilgi gösterdi. Otomotivde pek çok plastik firması hizmet veriyor. Boşluk yok ama hala kaliteli ürün konusunda gidilecek yerler var. 70
Mesela, 1 milyon şampuan şişesi lazımsa o miktarda kapasiteyle tesisler kuruldu ama dünyaya hitap ediyorsanız 100 milyon üretmeniz lazım. İkisi arasında maliyetler, pazarlama vb. çok farklılık var. Bu alanda örnek vermeye devam edersek, şirketlerin çoğu hala şişelerini dışarıdan ithal ediyor. Çünkü büyük kapasite kurulmamış, günde 1 milyon şişe üretmek başka, 10 bin üretmek başka. Aynı elektrik, aynı işçilik aslında. Dışa açıklık verimi de kaliteyi de yükseltiyor. Türkiye’de de bu görülmeye başlayınca kapasiteler yükselmeye başladı. Benim önceliklerime gelince, 1-Büyük düşünmek, Türkiye için değil Dünya için düşünmek, 2-Eğitim.. Bunları yaparsak yeni yeni sahalara girilecektir. Mesela tıbbi ürünlerde pek fazla plastik üretimi yok. Çünkü Türkiye için yatırım yaparsanız değmiyor. Oysa bütün dünya için üretmeniz lazım.
HOŞGÖR PLASTİK AMBALAJ
Shrink Film Naylon Torba Hışır Poşet Hışır Torba El Geçme ( Takviyeli) Poşet Yumuşak Kulplu Poşetler Perdelik (PE - Siyah ) Film
Fabrika: Yalıntaş Cad. No:13 Tatkavaklı Mustafakemalpaşa – BURSA Tel. : 0224 618 04 24 – 0224 618 10 20 Faks : 0224 618 04 84 – 0224 613 24 50
HOŞGÖR PLASTİK ZIRAİ SULAMA Ziraai Sulama Boruları ve Ek Parçaları Kaytanlı Tip - Kelepçeli Tip - PVC Borular Mandallı ve Kelepçeli Politen Borular Yağmurlama Ekipmanları Karık Sulama Boruları Silaj Örtüsü ve Silaj Torbası Fide Torbası
Büro: Balıkesir Cd. No:13 Mustafakemalpaşa – BURSA Tel. : 0224 613 19 76 Faks : 0224 613 24 50
bilgi@hosgorplastik.com www.hosgorplastik.com
PLASFEDDERGİ
ATLAS
Endonezya Türkiye ile “uzak komşu” olma yolunda Güneydoğu Asya içinde hızlı ekonomik gelişmeyle dikkatleri üzerine çeken ülkeler arasında bulunan Endonezya, son dönemde Türkiye ile ilişkilerini yoğunlaştırdı. Türkiye ile Endonezya arasındaki ekonomik ilişkiler, 90’lı yıllardan itibaren yoğunlaştı ve her iki ülkenin istikrarlı bir büyüme yaşadığı 2000’li yıllarda hızlandı. Bugün iki ülke arasındaki dış ticaret hacmi 2012 sonu itibariyle 2 milyar 39 milyon doları geçmiş durumda ancak dış ticaret dengesi çok büyük oranda Endonezya lehine gelişiyor. Ülke, 240 milyon kişilik büyük nüfusuyla Türkiye açısından büyük bir potansiyel barındırıyor ve Ekonomi Bakanlığı hedef ülkeler grubu içinde bulunuyor.
Asya’da hızlı ekonomik büyüme gerçekleştiren ülkeler bir dönem bütün dünyada ilgi görse de 90’lı yılların sonunda yaşanan büyük mali kriz endişeleri artırmıştı. Aslında, 90’lı yıllar sırasıyla bütün gelişmekte olan ülkelerin finansal-ekonomik kriz yaşadığı bir dönem oldu. Buna karşılık, sorunlar aşıldı ve son 20 yılda Asya ülkelerinin büyük bölümü düzenli büyümeyi yaşadı. Türkiye ve Endonezya’nın içinde bulunduğu gelişmekte olan ülkeler, 2008 sonrası küresel kriz döneminde de büyüme dönemi yaşadılar. Endonezya ile Türkiye arasındaki ekonomik ilişkiler de benzeri bir yol izledi. Ağırlıklı olarak Türkiye’nin girişimleriyle hayata geçen D-8 işbirliği içinde Endonezya’da bulundu. Toplam 240 milyon nüfusunun çok büyük bir
kısmı (tahmini yüzde 88) Müslüman olan Endonezya, benzer özellikleri gösteren Türkiye ile ekonomik ilişkilerini geliştirme iradesini taşıyor. Güneydoğu Asya’da adalar grubu olan bir ülke coğrafi olarak uzak olsa da ekonomik ilişkilerin gelişme potansiyeli bulunuyor. İki ülke arasındaki dış ticaret hacminin (her ne kadar çok büyük oranda Türkiye aleyhine olsa da) hızlı artışı bu iradeyi doğruluyor. İş insanları açısından Endonezya’ya seyahatte birçok ülkede olduğu gibi vize gerekiyor. Endonezya, G-20 ülkeleri arasında bulunması yanında ASEAN ülkelerinin de kurucu üyeleri arasında bulunuyor ve ticari partnerlerinin büyük kısmı bu ülkelerden oluşuyor.
1945’te bağımsızlığını kazandı
Bugün Endonezya’nın da bulunduğu Güneydoğu Asya yerleşimleri, yerel özelliklerini koruduğu ve milattan önce 4 binli yıllarda ilk insan kültürlerine dair izlerin bulunduğu bir dönemin ardından 1500’lü yılların başında Avrupa sömürge hareketinin merkezlerinden biri oldu. Ülke, Portekiz, İngiltere, Hollanda’nın Hindistan ve diğer Güney Asya bölgelerine yönelik olarak sömürge yapılanması içinde sömürge ve üs bölgelerinden biri olarak kaldı. 1900’lü yıllardan itibaren ise Hollanda yönetimine karşı bağımsızlık istekleri yoğunlaşmaya başladı. Hollanda yönetimi ile 20. yüzyılın ilk
72
dönemi içinde yoğun siyasi mücadeleler oldu ve Hollanda idaresinin kanlı ve baskıcı bastırma hareketleri yaşandı. Nihayet İkinci Dünya Savaşı sırasında ülkeyi işgal etmek isteyen Japonya Hollanda’ya karşı hareketi destekledi ve sonuçta işgal gerçekleşti. Buna karşılık, Japonya, işgalini sürdürme umuduyla yerel milliyetçilerin hükümet olmasına imkan tanıdı. İkinci Dünya Savaşı sonunda ise Ahmed Sukarno başkanlığında bir hükümet kuruldu ve 1945’te bağımsızlık ilan edildi. Hollanda bu bağımsızlığı tanımak istemedi ama mücadelede Endonezya kazandı. Ülke önce birleşik devletler modeli ile yönetilirken, 1950 yılında Endonezya Cumhuriyeti ismiyle dünya arenasına dahil oldu. 1965’te Çin ve SSCB destekli bir darbe girişimi olsa da başarı sağlayamadı. Bunun ardından ülke uzunca bir süre istikrarsız döneme girdi ve iç savaş yaşandı. Çeşitli dönemlerde 5 kez seçimleri kazanan uzun Suharto başkanlığı dönemlerinin ardından 90’lı yılların sonunda ülke bugünkü Arap Baharı olgusuna benzer bir süreçle olağan seçimli parlamenter sistemle yönetilen bir yapıya kavuştu. Endonezya demokratik yapıya ve yaşam biçimine sahip olsa da ülke yerel özellikleri nedeniyle farklılıklar da içeriyor. Son dönemde çeşitli dini eğilimli uygulamalarla Dünya gündemine gelen ülkede bu yönde yerel uygulamaları öğrenmek gerekiyor.
ATLAS Endonezya, Dünyanın 4. büyük nüfusuyla dikkatleri üzerine çekiyor. Ülke, 300’den fazla etnik gruba sahip olsa da nüfusun yüzde 95 ağırlığını Malaylar oluşturuyor. Nüfusun yüzde 30’a yakını 15 yaşın altında bulunan ülke, 10 milyon kişi dolayında işgücüne sahip. Yüzde 6,8 oranında resmi işsizlik yaşanan ülkenin bir diğer özelliği de çok sayıda Endonezyalının çevre ve Ortadoğu ülkelerinde işçi olarak bulunması.
yağı, ham petrol, tabii kauçuk, bakır, hindistan cevizi vb. yağlar, petrol koku, binek otomobiller, kağıt karton, işlenmiş kalay, ağaç mamulleri, altın olarak sıralanıyor. Buna karşılık en fazla ithal ettiği ürünler petrol yağları, ham petrol, telekomünikasyon cihazları, hava araçları, petrol gazları ve hidrokarbonlar, karayolu taşıt aksam ve parçaları, motorlu taşıtlar, bilgi işlem makinaları, demir ve çelik yarı mamulleri, buğday, iş makinelerinden oluşuyor.
Maden kaynakları ülkenin en önemli varlıkları arasında bulunuyor. Kömür, kalay, bakır, nikel, altın gümüş, demir başlıca kaynakları oluşturuyor. Endonezya kömür rezervi bakımından dünyada üçüncü sırada bulunuyor. Toplam rezerv 64 milyar ton olarak hesaplanıyor. Ülke, bu rezervleri nedeniyle Avustralya’nın ardından Dünyanın ikinci büyük kömür ihracatçısı durumunda bulunuyor.
Endonezya sanayisi, orman ürünleri, kömür, petrol-doğalgaz ve tekstil-konfeksiyon sektörleriyle dikkatleri üzerine çekiyor. Ülke, sanayi alanında enerji, kimyasallar, tekstil, makine, metal işleme, madencilik ürünleri, elektronik, gıda, palm yağı ve kauçuk işlemeyi geliştirmek istiyor. Ülkede yıllık 1 milyonun üzerinde taşıt aracı üretiliyor ancak Türkiye’ye benzer biçimde yüzde 70’lere varan oranda ithal girdiyle montaj yapılıyor.
Endonezya 1 trilyon dolarlık GSYİH’e yaklaşıyor
Endonezya genel ekonomik dengeleri iyi durumda olan ülkeler arasında bulunuyor. Ülkede sanayii hızla gelişiyor. Tarihi olarak tarım ülkenin ana faaliyeti olurken, ilk kez 1991 yılında sanayinin ülke hasılasına katkısı tarımı geçti. Coğrafi özellikleri ve uzun süren fakirlik dönemi nedeniyle tarım hala ekonomi içinde önemli bir yere sahip. Bugün ülke GSYİH’sının yüzde 14’ü tarım, yüzde 46,3’ü sanayi ve yüzde 39,7’si hizmetlerden oluşuyor. Endonezya, 1970’li yılların ardından, baz etkisiyle birlikte hızlı büyüme dönemi geçirdi. Ancak ortalama olarak bakıldığında da yıllık yüzde 6’lar dolayında büyümeyi sağlayabildi. Ülke, 90’ların sonundaki yüksek enflasyon sorununu da aştı ve 2012 sonu itibariyle yüzde 4,3 enflasyon oranını gerçekleştirdi. Satınalma gücü paritesiyle kişi başına 5 bin 248 dolar gelire ulaşan ülke 2012 sonunda GSYİH’sini 878 milyar dolara yükseltti. Bu yılın sonunda tahmin ise 922,5 milyar dolar olarak belirlendi. Endonezya, dış ticaret fazlası veren ülkeler arasında bulunuyor. Ülkenin 2008 yılında 266 milyar dolar olan dış ticaret hacmi, 2012 sonunda 381 milyar dolara yükseldi. Yıllık 2025 milyar dolar aralığında dış ticaret fazlası veren ülke, 2012 sonunda 1.6 milyar dolar açık verdi. Ancak 2013 sonunda yine fazla vermesi bekleniyor. Ülkenin en fazla ihraç ettiği ürünler, kömür ve türevleri, petrol ve gazları, palm
Endonezya, turizm açısından da oldukça potansiyeli barındıran bir ülke konumunda. 2004 yılında yaşanan tsunami felaketinin ardından yaşanan durgunluk aşıldı ve çoğunluğu çevre ülkelerden olmak üzere yıllık turist sayısı yeniden 6 milyonu geçti. Ülkeye, yıllık 18 milyar dolar düzeyinde yabancı sermaye yatırımı gerçekleştiriliyor. Yatırımların büyük kısmı da imalat sanayiinde gerçekleşiyor. Yatırımlar için üç adada Batam, Bintan ve Karimun’da serbest bölge oluşturulmuş durumda. Bu bölgelerde farklı oranlarda yatırım teşvikleri uygulanıyor.
Plastik sektörü için Endonezya
Endonezya Türkiye’nin hedef ülkeleri arasında bulunuyor. Ülke, toplam 10.1 milyar dolarlık plastik-kauçuk üretimi ile yıllık yaklaşık 5 milyar dolarlık ürün-hammadde ithaliyle dikkat çekiyor. Türkiye’nin ülkeye ürün ihracatı ise 1 milyon doların altında, hammadde ihracatı ise 1 milyon dolar seviyesinde bulunuyor. Yüksek nüfusu, istikrarlı büyümesi ile alım gücü artan ülkenin plastik tüketiminin de artacağı belirtiliyor. 2010 yılı verileri üzerinden yapılan bir analizde, Türkiye’nin Endonezya’ya 21 plastik mamul ve 11 plastik hammadde sektöründe ihracat yaptığı belirlendi. İhracat yapılan 12 mamulde ve 7 hammadede Türkiye’nin Endonezya’ya ihracat birim fiyatı,
PLASFEDDERGİ
Endonezya’nın ortalama ithalat birim fiyatından yüksek gerçekleşti. Ülkenin yüksek potansiyeline rağmen ihracatın sınırlı kalmasının ürünlerin çeşitlendirme ihtiyacını gösterdiği belirlendi. Endonezya başta Singapur olmak üzere yakın ülkelerden plastik ürün ve hammadde ithal ediyor. Ülkenin Türkiye’ye benzer biçimde 1,5 milyar dolarlık plastik ürün ithalatı, 3,4 milyar dolarlık da hammadde ithalatı bulunuyor. Endonezya, plastik ürünlerde en fazla ithalatı yüzde 17,4 ile “Plastikten diğer eşya” sınıfında gerçekleştiriyor. Bunu, yüzde 7,5 payla “Plastikten diğer yapışkan levha, yaprak, şerit, lam vb. düz olan” sınıfı takip ediyor. Buna karşılık, son 5 yıllık dönemde “Polietilen tetreflattan levha, yaprak, film, folyo ve şeritler” ve “Plastikten eşya taşıma, ambalajlama malzemesi, benzeri eşya “ sınıfları en hızlı ithalat artışı yaşanan gruplar olarak dikkat çekiyor. Türkiye plastik sektörünün Endonezya satışları ise bu tabloya uygun düşmüyor. Türkiye’den en fazla tüpler, hortumlar, kalıp, polipropilen borular vb. inşaat plastikleri ihracatı bulunuyor. Ancak toplam ihracatın düşük olması nedeniyle bu veriler sınırlı anlam ifade ediyor. Endonezya’da hangi alanlarda Türkiye plastik firmalarının başarılı olabileceğine yönelik olarak yapılan analizde ise ülkede ithalatı azalan plastik ürünler ile ithalatı artan plastik ürünler karşılaştırıldı. Buna göre, sırasıyla polipropilen, polietilen, plastiktden diğer eşya, poliamid, kauçuk plastik eşyalar için makineler, akrilik polimerler, etilen polimerler, plastikten yapışkan levha, yaprak şerit lam vb. polikarbonatlar, polieterler, polialil esterleri,
TÜRKİYE – ENDONEZYA İTHALAT VE İHRACATI (TÜİK) 2009
2010
2011
2012
2013 (Temmuz itibariyle)
İhracat Dolar
İthalat Dolar
İhracat Dolar
İthalat Dolar
İhracat Dolar
İthalat Dolar
İhracat Dolar
İthalat Dolar
İhracat Dolar
İthalat Dolar
Yatırım(sermaye) malları
22.539.794
39.516.381
9.449.463
49.225.315
24.411.497
47.078.381
23.616.159
53.777.672
14.736.683
43.262.063
Hammadde(aramalları)
220.355.370
809.318.668
1.626.479.395
204.041.978
1.510.746.281
117.581.745
995.426.580
5.884.054
169.038.577
7.100.222
198.897.761
12.483.801
258.058.630
15.959.867
231.254.221
13.801.301
160.503.460
12.003
14.288
220.480
192.985
80.785
100.400
3.401
248.791.221
1.017.887.914
250.772.195
1.476.658.613
307.971.265
1.931.716.806
243.621.405
BEC adı
Tüketim malları Diğerleri Yıl toplamı
234.002.030 1.228.342.552 270.995.182
73
65.045 1.795.778.174
146.184.774
1.199.192.103
PLASFEDDERGİ
ATLAS fazla tapınak olduğu ve birçok yanardağ bulunduğu ilginç gezi notları arasında bulunuyor. Bali adasındaki diğer bir şehir olan Lombok, tropik iklimden kaynaklı yaşam biçimlerinin ve doğanın görülebileceği yerlerden biri olarak dikkat çekiyor. Mercan kayalıklarının bulunduğu sahiller de görülmeye değer yerlerden sayılıyor. Lombok’un çok yoğun turizm hareketine konu olmaması ilginçliğini artırıyor. Bali’de canlı bir gece hayatı da bulunuyor. Java adasının başkent Jakarta’dan sonraki ikinci büyük şehri Yokyokarta, UNESCO tarafından korunan tapınakların bulunduğu, çok fazla şehirleşmemiş yapısı ile dikkat çekiyor.
poliüretanlar, ekstrüzyon makineleri, ambalaj malzemeleri, silikonlar, esnek vinil polimerleri öne çıkan ürünler oldu.
Türkiye ile ilişkiler ve tavsiyeler
Türkiye ile Endonezya arasında ilişkiler iyi düzeyde seyrediyor. Genişletilmiş bir ekonomik kolaylık anlaşması için 2009’da başlayan süreç devam ediyor ancak anlaşma henüz imzalanmadı. Türkiye’nin bu ülkeye en fazla ihracatını yaptığı un ve mahlut unu sektörlerinde açılan anti damping soruşturması ise sorun alanı teşkil ediyor. Ekonomi Bakanlığı verilerine göre Endonezya’da iş insanlarının dikkat etmesi gereken en önemli unsurlar arasında dil bulunuyor. Ülkenin ortak dili olarak geliştirilen Bahasa dili toplantılarda kesin olarak kullanılıyor. Yine bu gözlemlere göre toplantılarda hiyerarşik düzen içinde konuşmalar yapılıyor ve az konuşuluyor. Bakanlık analizinde “Endonezyalıların kendilerinden üstün, aşağıda veya eşit statüde bir kişiyle görüşüp görüşmediğini bilmesi gerekir. İnsanlar genellikle statünüzü öğrenene kadar kendilerini rahatsız hissederler” ifadesi hiyerarşinin önemini vurguluyor. Kabartmalı ve Bahasa dilinde de çevirisi yapılmış kartvizitler seviliyor.
Endonezya, coğrafi özellikleri ve turizm
Endonezya, 17 binden fazla ada bulunan bir ülke. Güney Asya’da tropikal iklimde olağanüstü doğal güzellikleri barındıran ve üçte ikisi ormanlarla kaplı bir coğrafyaya sahip. Ülke’nin başkenti Cava adasındaki Jakarta şehri. Endonezya, Sumatra, Maluku Adaları, Kalimantan ve Papua yönetim bölgelerinden oluşuyor. Ülkenin en büyük adaları ise Sumatra, Borneo, Cava, Selebes ve Yeni Gine olarak sıralanıyor. Bali, Jakarta, Batam, Medan, Lombok, Surabaya, Bangdung, Yogjakarta, Sumarta, Sulawesi önemli şehirleri olarak dikkat çekiyor. Endonezya, hemen her adada bulunan olağanüstü doğal güzellikleriyle dikkat çekiyor. Bu adaların büyük kısmında da plajlar ve
sahil otelleri bulunuyor. Tercih ve seyahat yerine göre bu otellerde kalmak mümkün. Belli başlı adalar ve görülecek yerleri ise şöyle sıralanıyor. Bali adası: Endonezya’nın en fazla turist çeken bölgesi olarak biliniyor. Bu bölgede çok sayıda tapınak, heykel ve eski yerleşimlerden kalan Hindüizmin etkilediği eserler bulunuyor. Adanın en büyük kenti Densapar’da 10 binden
Sumatra adasındaki Aceh her ne kadar tusunami ile hatırlansa da lüks otel yatırımları ve güzel plajlarıyla eski günlerine çoktan kavuşmuş görünüyor. Banda Aceh dünyadan da çok sayıda turist çekiyor. Sumatra adası da en fazla bilinen Endonezya adalarından biri olarak dikkat çekiyor. Endonezya’da görülebilecek harikalardan biri de Komodo adasında bulunuyor. Adını bu adadan alan Komodo Ejderi ve adanın doğası çok sayıda turisti çekiyor.
Güney Afrika Cumhuriyeti plastik pazarında Türkiye için potansiyel arz eden sektörler Sektör kodu
Sektör adı
Ülkenin ithalatı (2010, milyon dolar)
Sektör kodu
Sektör adı
(2010, dolar)
özgül kütlesi > =0, 94 olan polietilen
128,2
390210
Polipropilen (ilk şekilde)
554,65
390110
yoğunluğu < 0,94 olan polietilen
345,18
392690
Plastikten diğer eşya
266,37
390120
özgül kütlesi > =0, 94 olan polietilen
220,97
390810
Poliamid -6, -11, -12, -6, 6, -6, 9, -6, 10 veya -6, 12 (ilk şekilde)
185,73
847780
Kauçuk/plastik eşya imali için diğer makine-cihazlar
163,09
390690
Diğer akrilik polimerler (ilk şekilde)
145,19
390190
Diğer etilen polimerleri (ilk şekilde)
131,48
391990
Plastikten diğer yapışkan levha, yaprak, şerit, lam vb. düz olan
114,16
390740
Polikarbonatlar (ilk şekilde)
112,80
390720
Diğer polieterler (ilk şekilde)
112,22
390799
Polialil esterleri vb. (ilk şekilde)
89,33
847790
Kauçuk/plastik eşya imal makinelerinin aksam-parçaları
74,67
390950
Poliüretanlar (ilk şekilde)
72,92
847720
Kauçuk/plastik için ekstrüzyon makineleri
68,29
392390
Plastikten eşya taşıma, ambalajlama malzemesi, benzeri eşya
68,10
392190
Plastikten diğer levha, yaprak, pelikül, varak ve lamlar
66,22
391910
Eni 20 cm’yi geçmeyen rulo halinde plastik yapışkanlar
53,83
391000
Silikonlar (ilk şekillerde)
49,89
392042
Esnek vinil polimeri olan levha, yaprak, film, folyo ve şeritler (gözeneksiz)
42,49
392330
Plastikten damacana, şişe, matara vb. eşya
39,43
392310
Plastikten kutular, kasalar, sandıklar vb. eşya
34,81
391190
Polisülfürler, polisülfonlar vb. (ilk şekilde)
33,84
392350
Tapalar, tıpalar, kapsül, kapak gibi plastik eşya
33,29
390940
Fenolik reçineler (ilk şekilde)
32,88
390410
Polivinil klorür (başka maddeyle karıştırılmamış) (pvc) (ilk şekilde)
32,46
392329
Diğer plastiklerden çanta, torba, külah vb
31,81
390311
Polistiren; genleşebilen (ilk şekilde)
25,85
milyon
Kaynak: BACI veritabanı
74
Ülkenin ithalatı
MENEMEN PLAST K HT SAS ORGAN ZE SANAY BÖLGES
MENEMEN’DE
TEŞVİK FIRSATLARINI KAÇIRMAYIN
Parsel Tesviye ve Arazi Düzenleme Çalışmaları Tamamlanmıştır. Teknik Altyapı Sistemlerinin İnşaatına Başlanmıştır. Bölgenin Tüm Enerji İhtiyacını Karşılayacak Ana Nakil Hattı ve Hücre Donanımı İşlerine Başlanmıştır.
BÖLGEMİZ, İzmir Merkeze 35 Km. Menemen Merkeze 3 Km. İzmir Karayoluna 1 Km. İzmir Alsancak Limanına 29 Km. Uzaklıktadır. ADRES:
Cumhuriyet Bulvarı, No:63 Konak/İZMİR
İRTİBAT:
Tel : 0232 441 81 22 Faks : 0232 441 81 47
menemenosb@gmail.com
GÖRÜŞ
PLASFEDDERGİ
Bulutlara çıkacağız! Necla Dalan Vatan Gazetesi Konuk Yazar Gazetecilik maceram, bundan 23 yıl önce Dünya gazetesinde başladı. Şaka gibi algılamayın ama ben işe başladığımda gazetede henüz bilgisayar yoktu. Devasa bir yeşil daktilo ile boğuşa boğuşa yazmaya çalışırdım haberleri... Faks ilk çıktığında bizim için büyük bir icattı! Sonra bilgisayar, cep telefonu derken teknoloji hayatımızın vazgeçilmezi oldu. Hayatımıza yeni giren teknolojilerden biri de bulut bilişim oldu. Vikipedia’ya göre Bulut bilişim (Cloud computing) veya işlevsel anlamıyla çevrim içi bilgi dağıtımı; bilişim aygıtları arasında ortak bilgi paylaşımını sağlayan hizmetlere verilen genel ad. Bulut bilişim bu yönüyle bir ürün değil,
yılında 241 milyar dolarlık bir pazar hacmine ulaşacağı öngörülüyor.
sigortacılık, profesyonel hizmetler ve ulaşım
hizmet; temel kaynaktaki yazılım ve bilgilerin paylaşımı sağlanarak, mevcut bilişim hizmetinin; bilgisayarlar ve diğer aygıtlardan elektrik dağıtıcılarına benzer bir biçimde bilişim ağı yani tipik olarak internetten üzerinden kullanılması.
Çalışma, çoğumuzun bulut teknolojisini
Türkiye’nin ve dünyanın bulut bilişim verilerini mercek altına almış... Bulut bilişim teknolojisinin bugününü ve yarınını ortaya koyan çalışma, pazar hacminden sektördeki istihdam
lanan ama bulutun ne olduğunu bilmeyenlerin
Yüzde 52’lik bir oranla en çok iş uygula-
oranı yüzde 47 iken, hiç bulut kullanmadığını
malarında kullanılan bulut, geçtiğimiz yıl da en
iddia edenler de yüzde 25 olarak kayıtlara ge-
çok online bankacılık, online alışveriş, sosyal
çiyor.
medya ve online oyun işlemlerinde kullanılmış.
Fırtınalı ve kötü havalarda bulutun olum-
Çalışmada “Bulutlu Meslekler” başlığı al-
suz etkileneceğini düşünenlerin oranı ise hiç
tında Yenibiris.com ilanlarından alınan veriler
de az değil: Yüzde 23. Bulut teknolojilerinin
değerlendiriliyor. Buna göre, son yıllarda bulu-
gerçek işlevini ve kullanım alanlarını bilenler
tun hayatımıza girmesiyle birlikte bulut tekno-
ise yalnızca yüzde 7 ile sınırlı.
lojilerinin Türkiye’de 4 bin 250 kişiye istihdam yaratacağı öngörülüyor. Bu süreçte ön plana
haritasına kadar birçok öngörüyü de içinde barındıran rakamlarla bulut hakkındaki soru işaretlerini gidermeyi hedefliyor. “Bulut Bilişim: Gelecek Gökyüzünde” başlığıyla hazırlanan infografikte, geçen yıl dünya çapında yüzde 7’lik kullanım alanına sahip olan, 2016’da ise yüzde 36’lık bir orana erişeceği düşünülen bulut teknolojilerinin 2020
olarak sıralanıyor.
pek tanımadığını gösteriyor çünkü bulut kul-
Peki bulut bilişimin hayatımızdaki yeri ne? Bulut hizmeti sağlayıcısı Cloudturk,
Bulut bilişim teknolojilerinin dünya çapında en yaygın şekilde kullanıldığı sektörler ise
Çalışma göre Gmail, Hotmail, Yahoo gibi
çıkan meslekler arasında ise sistem analistleri,
web tabanlı bulut hizmeti alan kişilerin ora-
uygulama yazılım geliştiricileri, ağ ve veri ile-
nı yüzde 41, fotoğraflarını internette depo-
tişimi analistleri, web geliştiricileri, bilişim sis-
layanların yüzde 26, videolarını internette
temleri güvenlik uzmanları gibi özel uzmanlık
depolayanların yüzde 5 ve online programlar
gerektiren kalifiye meslekler yer alıyor.
kullanarak çalışanların oranı ise yüzde 22. Sabit diskinin kopyasını bir internet sitesinde depolayan ve bunun için para ödeyenlerin oranı ise aynı: Yüzde 3. 76
Görünen o ki yakın bir gelecekte hayatımız bulutların üzerinde olacak...
2006 yılından beri Özka ve Karmusan markalarıyla mobilyadan tekstile, plastikten kırtasiye sektörüne kadar farklı sektörlerde kullanılan karton roliklerin ve gri mukavvaların üretiminin yanı sıra 2011 yılı itibariyle ambalaj naylonu üretimine de başlamıştır. Rulo ve torba olarak baskılı-baskısız shrink, düz, balonlu ve sandeviç naylon üretimi yapan firmamız aylık 900 ton üretim kapasitesine sahiptir. Plastik atık ürünlerin doğaya karışmaları çok uzun zaman almaktadır. Bu sebeple plastik ürünlerin geri dönüşümünün hem ekonomi açısından hem de çevre duyarlılığı açısından ne kadar önemli olduğunu bilen Özka Ambalaj kendi geri dönüşüm tesisini de bünyesine katmıştır.
www.ozkaambalaj.com alaj.com j ÖZKA AMBALAJ KAĞIT PLASTİK SANAYİ LTD. ŞTİ Adres : 1. Organize Sanayi Bölgesi 14. Cadde No:44 38070 Kayseri/ Türkiye Telefon : +90 352 322 01 00 Fax : +90 352 322 08 51
www.ozkaambalaj.com info@ozkaambalaj.com
PLASFEDDERGİ
PROFİL
Esen Plastik Yönetim Kurulu Başkanı Salih Esen:
Sektöre girişler sınırlanmalı
Türkiye’nin en büyük plastik üreticilerinden Esen Plastik Yönetim Kurulu Başkanı Salih Esen, gelecek dönemde ağır rekabet koşullarının plastik sektöründe etkili olacağını vurguladı. Sektörün öncelikli sorunlarından biri olarak haksız rekabeti gören Salih Esen, bunun da nedenleri arasında hiçbir kısıt uygulanmadan yatırımlara izin verilmesinin ön sıralarda bulunduğu görüşünü vurguladı. Salih Esen, yatırımlara yönelik planlamanın radikal biçimde gerçekleştirilmesini önerirken, yenilikçi olmayan, arz fazlası olan alanlara girişin engellenmesi gerektiğini savundu. Ege Bölgesi Sanayi Odası Meclis Başkanlığı görevi yanında yakın zamanda inşaatların başlayacağı Menemen Plastik İhtisas Organize Sanayi Bölgesi’nin Yönetim Kurulu Başkanlığı görevini de yürüten Salih Esen ile plastik sektörünün yapılanma ihtiyacı, Menemen OSB ve Esen Plastik’i içeren kapsamlı bir söyleşi yaptık. bunun sağlıklı bir yapıyı gösterdiğini söylemek güç. Çünkü, haksız rekabet kaynaklı ciddi bir sorun ortada duruyor. Özellikle iç piyasaya yönelik haksız rekabetten söz ediyorum.
-Türkiye plastik sektörü, ülke büyümesinin üzerinde performans göstermeye devam ediyor. 2013 sonunda da aynı sonuçla karşılaşılacağı hemen hemen kesin. Buna karşılık Türkiye, büyüme hızında yüzde 4’lerin altında kalabileceği açıklandı. Bölgesel sorunlar ve küresel krizin etkisi de devam ediyor. Bu bağlamda, plastik sektörünün kısa-orta vadede büyümesini sürdürebileceğini düşünüyor musunuz? Türkiye ekonomisindeki gelişmeleri izlemek gerekiyor ki, plastik sektörünün geleceğini de kestirebilirim. Her şeyden önce sektörün kendine özgü koşullarını da göz önünde
bulundurarak genel bir değerlendirme yaparsak; Dünyada en dinamik sektörlerinden biri plastik. Her gün yeni bir polimer, kompozit malzeme hayatımıza giriyor. Bu ürünler, hayatımızı kolaylaştıracak bir etkinliğe de sahip. Bu açıdan baktığımız vakit, plastik sektörünün geleceğinden umutlu olmakta yarar var. Sektöre Türkiye bazında baktığımızda; belirli sektörlere sıkışmış olan plastik üretiminde bir dar boğazın, arz-talep dengesizliğinden kaynaklanan müthiş bir rekabetin olduğunu söyleyebiliriz. Bana sorarsanız, sektör büyümesinin Türkiye büyümesi üzerinde olmasına rağmen
78
Haksız rekabetin yıpratıcı etkisi önemli çünkü, ihracat yapan, buna yönelik ürün gamına, üretim potansiyeline sahip firmalarını AR-GE faaliyetlerini sürdürmeleri, faaliyette kalabilmeleri için para kazanma mecburiyeti var. Bugün her yatırımcı plastik sektörüne yatırım yapabilmekte ve teşvik alabilmektedir. Halbuki bu teşvikler verilirken Türkiye’nin arzını dikkate alarak verilmesi çok önemli. Aksi takdirde atıl kapasiteler yaratılıyor ki bunun da sadece ve sadece dış kaynakla, yurtdışından sağlanan makine ve ekipmanla yapıldığını düşününce o zaman da cari açık verdirici bir konuma getiriyor ülkemizi. Üstelik ciddi firmalar para da kazanamaz hale geliyor. Olaya bu gözle bakmak suretiyle, en azından bundan sonra yapılacak yatırımlarda verilecek teşviklerin bu şekilde irdelenmesinde yarar görüyorum. Elbette, Türkiye’de henüz üretilmemiş, gerçekten katma değer yaratacak, ihracat potansiyeli yaratacak ürünlere de teşvik aşamasında daha fazla, ekstra bir takım teşviklerin verilmesinde de yarar var. Her şeyi aynı kabın içerisine koymamak gerektiği kanısındayım. Tabii ki işletmeler sıkıştıkları noktada, bunu aşabilmek için mutlaka AR-GE ile yeni
PROFİL
ürünleri üretmek suretiyle, hitap ettikleri sektörlerde farklılıklar yaratmaya çalışıyorlar. Bunu yapmanın yolu da firmaların da para kazanması ile mümkün olabiliyor. Bir de Türkiye’nin büyüme potansiyeli ile ilgili bir faktör var.
kazanıyorlarsa işlerinden dolayı, kendilerini gelişebilmek için doğal olarak AR-GE için kaynak aktaracaktır, hükümet tarafından ek bir desteğe de gerek kalmayacaktır. Hükümetin bu anlamda verdiği kaynaklar ne kadar işe yarıyor her zaman soru işareti taşır.
Türkiye’nin gelişmesi, ekonomik açıdan baktığınız vakit özellikle sınırlarımızın ötesinde meydana gelmiş olan olaylar nedeniyle ne yazık ki olumsuz bir görünüm arz ediyor ve büyümemizi de sınırlıyor. Özellikle bizim ihracat pazarlarımızın başında gelen Suriye, Irak, İran ekseninde olup-bitenler bizleri fazlasıyla üzüyor. O nedenle, gönlümüz bir an önce bu ülkelerdeki düzelmenin sağlanması suretiyle ülkemiz için de büyüme potansiyelinin geri gelmesi. Bunun sağlanması noktasında umuyoruz önümüzdeki günlerde daha da gelişecek olan bir yapı oluşur, bugünkünden daha farklı olarak.
-Radikal bir önlem olarak sektöre giriş sınırlanmalı mı, yoksa teşvikler ve diğer kısıtlar yoluyla maliyet artırıcı daha yumuşak bir çözüm mü aranmalı?
-Sektöre girişler nasıl kontrol edilmeli, bu konuda farklı görüşler var? Aslında mekanizma kendi içinde var, işletebilmek önemli. Birkaç ay önce kuzey İtalya sahillerini gezdim. Orada bir kasabada durdum, ilaç gerekiyordu eczaneyi aradık ve kapalıydı. Diğerini sorduğumuzda yok dediler.. Orada bir eczane bulunuyor ve ikincisinin açılmasına izin verilmiyor. Çünkü oradaki nüfus sadece bir eczane için yeterli denildi. Bunun aynı örneğini restoranlarda görüyorsunuz, alış veriş mekanlarında görüyorsunuz. Bir başı bozukluk yok. Sonuçta kurulan ticarethanelerinin ve üretim yerlerinin para kazanmasını sağlamak gerekiyor. Ekonomi Bakanlığı bünyesinde Teşvik Uygulama ve Yabancı Sermaye Genel Müdürlüğü var. Teşvik uygulama bunu yapmayacak da kim yapacak? Senelerdir söylenir durur ama Türkiye’nin envanterini sağlıklı biçimde bilmiyoruz ancak TOBB’un kapasite raporlarına bakıldığı vakit, o ürün bazında ne kadar kapasite olduğu rahatlıkla görülebilir. Bizde, özellikle bürokraside şirketlerin firmaların para kazanması istenmez. Böyle bir “komünist” düşünce var ne yazık ki.. Bütün bunlara dikkat edilirse, hem cari açığı azaltıcı yönde fazla miktarda döviz kaybına engel oluruz hem haksız rekabetin önüne geçebiliriz. Özellikle kayıt dışı ekonominin büyümesi durur, firmalarımıza da para kazanmak süretiyle yüksek katma değerli ürünlere geçiş fırsatı sağlarız.
Arzı fazla olan ürünlerde yeni oyuncuların piyasaya girmesini sağlamak kadar abes bir şey olamaz. Yanlış uygulamaya devam etmek, serbest piyasa ekonomisi ile ilişkili bir husus değildir. Sonuçta yatırımcılar kendi lehlerine olacak olanı yapmalı. Girişimcilerin, gerçek anlamda fizibilite yapmak suretiyle, Türkiye’nin, yaşamın ihtiyaç duyduğu ürünleri üretmesi gerekir ki; hem daha yüksek katma değer yaratılması, işletmelerin para kazanması sağlanır. Elbette, ülke ekonomisi vergi almak suretiyle kazanç sağlar. Düşünün, bir takım yatırımlar yapmışsınız, çoğu para kazanmıyor ve atıl kapasite.. Ülkenin parasına yazıktır. Burada bu hususu gözetmek kesinlikle gereklidir.
PLASFEDDERGİ
cere üreten PVC profil sektörü. Bugün için Türkiye’nin ihtiyacının 5 katı kapasite sözkonusu. Bunların kalıpları, makineleri dışarıdan geliyor. Verilmiş olan dövize yazık-günah. Arz o kadar güçlü ki, doğal olarak kayıtdışı ekonomiyi, faturasız satışları, kalitesiz ürünleri beraberinde getiriyor. Kısaca haksız rekabeti ve sektöre güvensizliği, müşteri memnuniyetsizliği getiriyor.
Mevcut teşviklerin de önlenmesi, hatta hatta bu tür yatırımların yapılmaması, ithalatının yapılmaması hususunda daha radikal tedbirler gerekiyor. Yenileme çalışmalarından, kapasite artırıcı çalışmalardan bahsetmiyorum. Bunların bir takım desteklerden yararlanmak suretiyle yapılması gerekiyor. Benim bahsettiğim sıfırdan kurulan fabrikalarla ilgili.
Aynı sorun yurtdışı pazarlar için de geçerli. İçerdeki oyuncular, yeni bir yurt dışı pazarda da rekabet ediyor. Söylemek istediğimiz bu tür olaylar. İnsanımız ne yazık ki fabrikanın önüne gidiyor, çok tır girip-çıkıyorsa o işe giriyor, fizibilite anlayışımız bu. Bu örnek mutlak engellenmesi gereken unsurlardan biri.
Türkiye’de kişi başına tüketime baktığınızda plastikte gidecek olan yer var. Benim sözünü ettiğim konu atıl kapasitelerle ilgilidir. Somut bir örnek vermek gerekirse, kapı-pen-
Yeni polimerler piyasaya çıkmadığı için yeni birtakım ürünler üretilmiyor, bu doğru. Bunun yanına kompozit dediğimiz ürün gamı girmeye başladı ki burada da aslında katede-
Bugün AR-GE çalışmalarına hükümet bazı destekler veriyor. Bu çalışmaların ne kadar başarılı olacağı belli değil. Halbuki şirketler para
79
PLASFEDDERGİ
PROFİL
Tabii ki kümelenme modelinin en güzel şeklini orada vermenin gayreti içinde olacağız. Hakikaten bizler de plastik sektörünün belirli bir düzeyde olmasını savunuyoruz. İhtisas OSB’ler bu tür modelleri işletme bakımından sağlıklı bir altyapı sunuyor. Bölgemizde 50’ye yakın güzide kuruluşumuz yer aldı. İnşallah ortak yatırım hamlelerini, ortak tedarik zincirini geliştirmek gibi, hatta hatta satış organizasyonu yapmak gibi bir takım yapıları kurguluyoruz, adım adım da hayata geçirmeyi umuyoruz. Türkiye’de bir ilk olacak ve başka OSB’lere özellikle ihtisas OSB’lere önderlik edecek bir bölge olacağına inanıyorum. -Biraz da Esen Plastik’ten söz edelim, büyümeniz sürecek mi?
cek mesafemiz var. Bütün bunlar belli bir bir know-how ile olabiliyor. Bunun için de bir kaynak aktarımı şart. -Sektörde ölçek sorunu da sanırım ciddi boyutta, şirketlerin büyümesi gerekiyor. Rekabet koşullarında şirketlerin batmasına izin vermek, birleşme-devralmaları özendirmek, kümelenme modelleri öneriliyor siz nasıl değerlendiriyorsunuz? Aslında kaynakların en etkin, verimli kullanılması kümelenme ve benzeri modellerle mümkün görünüyor. Ancak Türk insanımız hakikaten birlikte iş yapabilme yetisi sınırlı. Kişisel egolar birlikte iş yapmaya pek izin vermiyor. O nedenle önümüzdeki günlerde ben işbirliği-ortaklık modeli temelli bir çözüm olacağına inanmıyorum. İçinde bulunduğumuz piyasa koşulları, daha önceki tecrübelerime dayanarak söylüyorum.
-Menemen Plastik İhtisas OSB bir hayli ilerledi, hatta inşaatlar başlayacak sanırım. Bu projeden de söz eder misiniz, hangi aşamadasınız? Menemen yatırımı, “Plastik İhtisas OSB” olarak organize edildi. Yatırımların başlaması açısından ilk plastik ihtisas organize bölgesi denilebilir. PAOSB özel, bizimkisi ise kamu mevzuatı koşullarında kurulmuş bir ihtisas OSB. Atatürk OSB’ye 15 dakika bir mesafede, Menemen sınırları içinde bulunuyor, yerleşim yerinin hemen yanında olan bir bölge. Yaklaşık 1000 dönüm üzerine kuruldu. Şu aşamada her türlü hafriyat, ana yol dolguları yapılmış durumda. Su getirme ve elektriği ulaştırma çalışmamız sürüyor. Bugün itibariyle ‘ben inşaatıma başlamak istiyorum’ diyen arkadaşlarımıza bu yolu da açıyoruz. Dolayısıyla önümüzdeki günlerde 3 firma birden yatırıma başlayacak. Yaz sonunda bu yatırımların başladığını göreceğiz.
Tabii ki gittikçe sıkışan bir yapı var. Eskiden yüzde 8-10 büyüme beklenirken, Türkiye’nin bünyesine uygun 3-4 büyümeye kendimizi alıştırmak zorunluluğumuz var. Bu yüzde 3-4 büyüme, yaşanan değişmeler bir takım şirketlerin küçülmesine ya da yok olmasına neden olacak. Bu bir gerçek. Fırtınasız havada herkes iyi kaptan. İyi kaptanın kim olacağı fırtınalı havada ortaya çıkar. Kim gemisini iyi yüzdürürse o iyidir. Teşvik planlaması, arz-talebi dikkate alarak uygulanmış olsa, bu sıkıntılar da olmayacak. Önümüzdeki günlerde kesinlikle sadece plastik sektöründe değil, bütün sektörlerde bir daralmanın, konsolidasyonun, bazı batışların yaşanacağını görmek için kahin olmaya gerek yok.
80
Biz kendimizi geleceğe hazırlama gayreti içindeyiz. Esen Plastik 1976’da kuruldu. İnşaat sektörüne yönelik çok önemli bir ürün gamı var. Kapı-pencereden, temiz ve pis su borularına, zirai sulamaya kadar geniş bir ürün yelpazemiz bulunuyor. Ürünlerimizi, yuvarlak damlama sulamadan, yassı borulara, yağmurlama sistemlerine kadar sıralayabiliriz. Esas ağırlığımız altyapı dediğimiz sektöre yönelik. Burada da doğalgaz, telekomünikasyon, basınçlı polietilen-PVC borular, CTP boruları üretiyoruz. Biz bir plastik şirketiyiz ama içimizde 5-6 fabrikayı, farklı sektörlere hitap edecek şekilde barındırıyoruz. Gelecek dönem Türkiye’nin az önce söylediğim gibi büyümesinden fedakarlık yapacak olduğu dönemlere kendimizi hazırlamak mecburiyetimiz var. Tedbirlerimizi alıp, 37’inci yılımızı kutlarken gelişmemizi bugüne kadar olduğu gibi artan bir ivmeyle sürdüreceğiz. Bunun da çalışmasını günlük olarak yapıyoruz.
PLASFEDDERGİ
GÖRÜŞ
Ali İbrahim Aydın
Yeni bir finansman aracı olarak “sat ve geri kirala” yöntemi
Yeminli Mali Müşavir aaydin@prosesdenetim.com.tr Sayın okurlar, bu yazımızda, 2013 yılında yapılan yasal düzenleme ile ekonomik hayata kazandırılan ve finansal kaynağa ihtiyaç duyan işletmelerin ilgi duyabileceği “Sat ve Geri Kirala” (sale and leaseback) yöntemi hakkında sizleri bilgilendirmeye çalışacağız.
Sat ve Geri Kirala Yönteminin Yasal Dayanağı
6361 sayılı Finansal Kiralama, Faktoring ve Finansman Şirketleri Kanunu 13.12.2012 tarihli resmi gazetede yayımlanmak suretiyle yayımlandığı tarihten itibaren yürürlüğe girdi. Bu Kanun, finansal kuruluş olarak faaliyet gösteren finansal kiralama, faktoring ve finansman şirketlerinin kuruluş ve çalışma esasları ile finansal kiralama, faktoring ve finansman sözleşmelerine ilişkin usul ve esaslar belirlemektedir. 6361 sayılı Kanunun yürürlüğe girmesiyle, 3226 sayılı Finansal Kiralama Kanunu ile 90 sayılı Ödünç Para Verme İşleri Hakkında Kanun Hükmünde Kararname yürürlükten kaldırıldı. Finansal kiralama, 6361 sayılı Kanunun 3. maddesinde tanımlanmış olup, temel özellikleri aşağıdaki gibi sıralanabilir. - Finansal kiralama; bir finansal kiralama sözleşmesine dayalı olarak yapılır. - Kiralayan finansal kiralama konusunda yetkilendirilmiş olması gerekir. - Finansman sağlamaya yönelik olarak bir malın mülkiyeti kira süresi sonunda kiracıya devredilmelidir. - Kiracıya kira süresi sonunda malın rayiç bedelinden düşük bir bedelle satın alma hakkı tanınmalıdır. - Kiralama süresinin malın ekonomik ömrünün yüzde sekseninden daha büyük bir bölümünü kapsamalı veya finansal kiralama sözleşmesine göre yapılacak kira ödemelerinin bugünkü değerlerinin toplamının malın rayiç bedelinin yüzde doksanından daha büyük bir değeri oluşturmalıdır.
nın, kiracının talebi ve seçimi üzerine üçüncü bir kişiden veya bizzat kiracıdan satın aldığı veya başka suretle temin ettiği veya daha önce mülkiyetine geçirmiş bulunduğu bir malın zilyetliğini, her türlü faydayı sağlamak üzere kira bedeli karşılığında, kiracıya bırakmasını öngören sözleşmedir.” 6361 sayılı Kanunla finansal kiralama sözleşmesi tanımına eklenen “bizzat kiracıdan satın aldığı” ibaresi ile sat ve geri kirala (sale and leaseback) işlemlerine yasal zemin oluşturulmuştur. Zira önceki düzenlemeler finansal kiralama şirketlerinin kiracılardan satın aldıkları varlıkları satın aldıkları kişilere kiralamalarına imkân vermiyordu. “Sat ve geri kirala” olarak adlandırılan bu yöntem, işletmelerin daha kolay finansman sağlamalarını temin etmek üzere geliştirilen bir modeldir. Buna göre, finansal kiralama şirketleri bizzat kiracılardan satın aldıkları taşınır ve taşınmaz malları aynı kiracılara finansal kiralama sözleşmesi ile kiralayabilmektedirler.
Damga Vergisi ve Harç İstisnası
6361 sayılı Kanunun 37. maddesi finansal kiralama işlemlerine ilişkin istisnaları düzenlemektedir. Maddenin (1) numaralı fıkrasında; finansal kiralama sözleşmeleri ve bu sözleşmelerin devir ve tadiline ilişkin kâğıtlar ile bunların teminatı amacıyla düzenlenen kâğıtların damga vergisinden, bu kâğıtlarla ilgili yapılacak işlemlerin ise harçtan müstesna olduğu hüküm altına alınmıştır. Bu hüküm, finansal kiralamaya
Finansal kiralama sözleşmesi ise, Kanunun 18. Maddesinin (1) numaralı fıkrasında şu şekilde tanımlanmıştır.
konu iktisadi varlığın türüne bağlı olmaksızın tüm finansal kiralama işlemleri için geçerlidir. Bu maddenin (2) numaralı fıkrasındaki istisna ise, satıp geri kiralama yöntemi ile yapılan kiralama sözleşmeleri kapsamında kiralanan taşınmazlara ilişkin tapu harcı istisnasını düzenlemektedir. Bu fıkra hükmüne göre, satıp geri kiralama yöntemi ile yapılan kiralama sözleşmeleri kapsamında kiralanan taşınmazların sözleşme süresi sonunda kiracı adına tapuya tescil edilmesi tapu harcından müstesnadır. Yönteme ilişkin sürecin bir gereği olarak, sat ve geri kirala yönteminde iki ayrı tapu işlemi söz konusu olmaktadır. Bunlardan ilki, kiracı tarafından finansal kiralama şirketine yapılacak tapu devri, ikincisi ise, kiralama süresi sonunda finansal kiralama şirketi tarafından kiracıya yapılacak tapu devridir. Dolayısıyla 37. Maddenin (2) numaralı fıkrasında yer alan istisna, ikinci işlemi, yani kiralama süresi sonunda finansal kiralama şirketi tarafından kiracıya yapılacak tapu devrini tapu harcından müstesna tutmaktadır. İlk işlem için, yani, kiralama işleminden önce kiracı tarafından finansal kiralama şirketine yapılacak tapu devri yönünden istisna değil, tapu harcı indirimi söz konusudur. Buna ilişkin düzenleme ise, Harçlar Kanunu ekinde yer alan ve tapu harç oranlarını düzenleyen 4 Sayılı Tarifede yapılmıştır. 4 Sayılı Tarifenin I-Tapu harçları bölümünün 20-g numaralı bendinde, satıp geri kiralama yöntemi ile gerçekleştirilen kiralama sözleşmeleri kapsamında taşınmazların kiralayana satışı sırasında devredenden binde 4,55 oranında harç alınacağı hüküm altına alınmıştır. Buna göre, satıp geri kiralama işleminin başlangıcında kiracı tarafından finansal kiralama şirketine yapılacak tapu devri sırasında, sadece devredenden ve binde 4,55 oranında tapu harcı aranacaktır. Bu arada, destek unsurunun önemini göstermek bakımından, normal bir tapu devir
“Finansal Kiralama Sözleşmesi; kiralaya-
82
GÖRÜŞ
PLASFEDDERGİ
işleminde hem alıcı hem de satıcı tarafından ayrı ayrı yüzde 2 olmak üzere toplamda yüzde 4 oranında tapu harcı mükellefiyeti doğduğunu hatırlatmakta fayda var.
Yöntemin Kurumlar Vergisi ve Katma Değer Vergisi U ygulamaları Bakımından Değerlendirilmesi
Satıp geri kiralama yönteminin bir finansal bir enstrüman olarak mevzuat içine alınması işletmeler açısından önemli bir imkân olarak görülmektedir. İşleme yönelik damga vergisi ve harç istisnaları da, bu finansman yöntemini tercih edenler bakımından finansman maliyetlerini aşağıya çeken destek unsurları olarak değerlendirilmektedir. Ancak, damga vergisi ve harç istisna ve indirimi önemli olmasına karşın yeterli değildir. Zira yöntem işleyişi itibarıyla birden fazla devir işlemini bünyesinde barındırmakta ve her bir devir işlemi hem kurumlar vergisi hem de katma değer vergisi bakımından vergisel sonuçlar doğurabilmektedir. Bu itibarla, bu finansman yönteminin arzu edilen şekilde kullanılabilmesi, işlemin katma değer vergisi ve kurumlar vergisi yönünden ortaya çıkaracağı vergisel yüklerden arındırılmasını gerekli kılmaktadır. Nitekim buna dair yasal düzenlemeler, 02.08.2013 tarihinde Resmi Gazetede yayımlanan 6495 sayılı Kanunla Katma Değer Vergisi ve Kurumlar Vergisi Kanunlarına ayrı ayrı hükümler konulmak suretiyle yapılmıştır. Yapılan düzenlemelere göre, bir kısım şarta bağlı olarak, finansal kiralama şirketlerince yapılan ve taşınmazların konu olduğu sat ve geri kirala işlemleri katma değer vergisinden, bu işlemler neticesinde oluşan kazançlar da kurumlar vergisinden müstesna tutulmaktadır. Her iki Kanundaki istisna düzenlemeleri aşağıdaki bölümlerde ayrı ayrı ele alınmıştır.
Katma Değer Vergisi İstisnası
Katma Değer Vergisi Kanununun Sosyal ve Askeri Amaçlı İstisnalarla Diğer İstisnalar başlıklı 17. maddesinin dördüncü fıkrasına 02.08.2013 tarihinden itibaren geçerli olmak üzere eklenen “y” bendi ile 6361 sayılı Kanun kapsamında finansal kiralama şirketlerince bizzat kiracıdan satın alınıp geriye kiralanan taşınmazlara uygulanmak üzere ve kiralamaya konu taşınmazın mülkiyetinin sözleşme süresi sonunda kiracıya devredilecek olması koşuluyla aşağıda belirtilen üç ayrı işlem de katma değer vergisinden istisna edilmiştir. - Kiralanmaya konu taşınmazların finansal kiralama şirketine satılması, - Finansal kiralama şirketince bu taşınmazı satan kişiye kiralanması, - Finansal kiralama şirketince bu taşınmazı satan kişiye devredilmesi. Yukarıda belirtildiği üzere, “Sat ve Geri Kirala” şeklindeki finansal kiralama işlemleri-
ne yönelik katma değer vergisi istisnası, sadece taşınmazların bu yöntem çerçevesinde finansal kiralamaya konu edilmesi halinde uygulanabilecektir. Taşınmaz dışındaki iktisadi varlıkların sat ve geri kirala yöntemi ile finansal kiralamaya konu edilmesi halinde katma değer vergisi istisnası söz konusu olmayacaktır.
dan taşınmaz ticareti ve kiralanmasıyla uğraşanların bu amaçla ellerinde bulundurdukları taşınmazları sat ve geri kirala yöntemi çerçevesinde finansal kiralamaya tabi tutmaları halinde de yukarıda belirtilen katma değer vergisi istisnası uygulanabilecektir.
Sat ve geri kirala yöntemine ilişkin katma değer vergisi istisnası önemli bir destek unsuru olmakla birlikte, konu ile ilgili bazı müphem hususların bulunduğunu ifade etmekte de fayda var.
5520 sayılı Kurumlar Vergisi Kanununun 5. maddesinin birinci fıkrasının (e) bendi; kurumların, en az iki tam yıl süreyle aktiflerinde yer alan taşınmazların satışından doğan kazançların %75’lik kısmının, anılan hükümde yer alan bazı koşullara uyulmak kaydıyla, kurumlar vergisinden istisna edilmesini düzenlemektedir.
Zira Katma Değer Vergisi Kanununun 17. maddesinde yer alan istisnalar kısmi istisna olarak tanımlanan istisnalardır. Bu istisnaların temel özelliği, teslimleri katma değer vergisinden müstesna tutulmakla beraber, bu teslimlere konu olan varlıkların alımları sırasında yüklenilen katma değer vergisi tutarlarının (ister geçmişte indirilmiş olsun isterse indirimi devam etmekte olsun) indirim kalemleri içinden çıkarılarak gider veya maliyet unsuru olarak dikkate alınmasıdır. Buna göre, Katma Değer Vergisi Kanununun 30. maddesinin a bendi hükmü uyarınca vergiden istisna edilmiş bu işlemle ilgili olarak, bu taşınmazın alımı veya inşası sırasında yüklenilen katma değer vergisi tutarlarının indirim konusu yapılması mümkün bulunmamaktadır. Bu sebeple, bu taşınmazlara ilişkin olarak yüklenilen katma değer vergisinin indirim konusu yapılmaması, şayet indirim konusu yapılmış ise indirim konusu yapılan tutarın ilgili dönem beyannamesinde hesaplanan katma değer vergisi tutarına ilave edilmek suretiyle düzeltilmesi gerekir. Böyle bir durum, getirilen destek unsurunun önemli ölçüde etkisini yitirmesi anlamına gelecektir. Dolayısıyla, bu finansman modelinin ekonomik hayatta etkin bir şekilde kullanılabilmesi bakımından bu sorunun çözülme kavuşturulması bir zaruret olarak ortaya çıkmaktadır. Bu da ancak Kanunun 30. maddesinde yapılacak bir değişiklikle mümkün olabilecektir. İşletmelerin bu hükmü ihmal etmemelerini önemle tavsiye ederiz. Zira böyle bir durum, ilerleyen dönemlerde arzu edilmeyen vergisel sorunların ortaya çıkmasına sebep olabilecektir. Öte yandan, istisna uygulaması bakımın-
83
Kurumlar Vergisi İstisnası
Söz konusu bende yapılan bir ilave ile 02.08.2013 tarihinden itibaren geçerli olmak üzere Sat ve Geri Kiralama yöntemiyle yapılacak finansal kiralamalarda doğacak kazançların da vergiden müstesna tutulması sağlanmıştır. Buna göre, taşınmazların 6361 sayılı Kanun kapsamında sat ve geri kirala yöntemiyle finansal kiralamaya konu edilmesi halinde, bu devirler sonucunda oluşan kurum kazançlarının tamamı (% 100) kurumlar vergisinden istisna olacaktır. Ayrıca, istisnadan yararlanabilmek için bu taşınmazların en az iki tam yıl süreyle aktifte bulunma şartı da aranmayacaktır. Bu istisna, taşınmazın hem kiracı tarafından finansal kiralama şirketine satışı sebebiyle ortaya çıkan kazancı hem de finansal kiralama şirketince tekrar devralındığı kuruma satışı sebebiyle ortaya çıkan kazancı kapsamaktadır. Ancak, katma değer vergisi istisnasına ilişkin düzenlemenin aksine, taşınmaz ticareti ve kiralamasıyla uğraşan kurumların alım satım amacıyla ellerinde bulundurdukları taşınmazları sat ve geri kirala yöntemi ile finansal kiralamaya konu etmeleri halinde, elde edilen kazançların istisna kapsamı içinde mütalaa edilmesi mümkün görünmemektedir. Diğer taraftan, söz konusu taşınmazların kiracı tarafından geri alınmasından sonra tekrar üçüncü kişilere satılması halinde; kazancın hesaplanması bakımından bu taşınmazların finansal kiralama şirketine devrinden önceki kayıtlı değeri ile hem kiracıda hem de finansal kiralama şirketinde o güne kadar ayrılmış tüm amortisman tutarları dikkate alınacak ve satıştan doğan kazanç bu şekilde tespit edilecektir.
PLASFEDDERGİ
Barbaros DEMİRCİ PLASFED/PAGDER Genel Sekreter
ENDÜSTRİDEN
TÜRKİYE plastik sektörü Avrupa’da ikinci sıraya yükseliyor
PLASFED 2013 yıl sonu verileri, 9 aylık gerçekleşmeler ışığında güncellendi. Güncellenen verilere göre, Türkiye 2013 sonunda Avrupa’nın ikinci büyük plastik üreticisi ülke olacak. Plastik mamullerde dış ticaret fazlası devam edecek ve üretim değeri 36 milyar doları aşacak.
Plastik sektörüne yönelik en kapsamlı verileri üreten PLASFED, 9 aylık gerçekleşmeleri ve buna bağlı güncellenmiş 2013 plastik sektörü yıl sonu tahminlerini içeren raporu yayınladı. PLASFED ve PAGDER Genel Sekreteri Barbaros Demirci tarafından hazırlanan raporda, Türkiye plastik sektörü, mamul bazında yüksek oranlı dış ticaret fazlası vermeye, 2013 yılında da devam edeceği görüldü. Sektöre yönelik en kapsamlı verileri üreten PLASFED’in, 2013 Ocak-Eylül dönemi gerçekleşmeleri ve güncellenen 2013 yıl sonu tahminlerine göre, son yılların en yüksek büyüme oranlarından biri yaşanacak. Uluslararası verilere göre, İtalya plastik mamul üretiminin geçen yıl yüzde 7 gerilediği ve bu yıl sonunda sabit kalması bekleniyor. Bu sonuca göre Türkiye plastik üretiminde Almanya’nın ardından Avrupa 2.’ciliğine yükseldi.
“Başarılarımız takdiri hak ediyor, gerçeklerden de kopmamamız gerekiyor” Plastik sektörü 9 aylık gerçekleşmeleri ve güncellenmiş 2013 yıl sonu tahminlerine yönelik bir değerlendirme yapan Plastik Sanayicileri Federasyonu-PLASFED Yönetim Kurulu Başkanı Selçuk Aksoy, sektörün büyümesinin memnuniyet verici olduğunu, özellikle ihracat başarısının herkes tarafından takdir edilmesi gerektiğini söyledi. Aksoy şu değerlendirmede bulundu: “Türkiye plastik sektörü, başta hammadde olmak üzere yapısal sorunlarının farkındadır. Diğer taraftan, geldiğimiz nokta, üretimdeki, ihracattaki başarımızın daha görünür olması da bir arzumuz. Plastik sanayicilerinin çalışmaları, başarılarımız takdiri hakediyor ancak gerçeklerden de kopmamamız gerekiyor. Yapısal sorunlarımızın çözümü konusunda karar vericilerle birlikte çalışmalarımızı daha da ilerletmek, derinleştirmek istiyoruz. Plastik sektöründe bütün dünya ölçeğinde sert bir rekabet sürüyor. Bu yılın sonunda da ihracatımızın büyüme hızında biraz yavaşlama olacağını tahmin ediyoruz. Büyümemize iç talebin katkısı geçmiş yıllara oranla biraz daha fazla olacak. Sert rekabetin ve gelişmekte olan bir sektörün var olduğu böyle bir ortamda, rakip sektörlerin açıkça yanlış bilgilere dayalı negatif kampanyalarından duyduğumuz rahatsızlığı bir kez daha vurgulamak isterim.”
-Değer bazında Türkiye plastik mamul sektörü: Türkiye plastik mamul üretimi yılın 9 ayı sonunda, 27,1 milyar dolarlık üretim ve 10,8 milyar dolar katma değer gerçekleştirdi. İthalat 2,2 milyar dolar olurken, ihracat 3,4 milyar dolara ulaştı. Sektörün yurt içi tüketimi ise 25,9 milyar dolar oldu. Sektör 9 ayda 1.2 milyar dolar dış ticaret fazlası gerçekleştirdi. Aynı eğilimin yılın kalanında da sürmesi halinde, sektör değer bazında yüzde 23 büyüyerek 36 milyar dolarlık üretime ulaşacak. İthalat 2,9 milyar dolar, ihracat 4,5 milyar dolar ve dış ticaret fazlası da 1,6 milyar dolar olacak. Değer bazında üretimin yüzde 12’si ihraç edilecek ve yurtiçi tüketimin yüzde 92’si yerli üretimle karşılanacak.
84
ENDÜSTRİDEN
PLASFEDDERGİ
-Miktar bazında Türkiye plastik mamul sektörü: Plastik ürünlerin üretimi, Ocak-Eylül döneminde 6,4 milyon ton olarak gerçekleşti. Yurtiçi tüketim 5,6 milyon ton, ihracat 402 bin ton ve ithalat da 1 milyon 113 bin ton oldu. Bu eğilimin sürmesi halinde yıl sonunda sektör miktar bazında yüzde 19,9 oranında büyüyecek ve 2013 sonunda 8,6 milyon ton üretime ulaşacak. Sektörün ihracatı, 1 milyon 484 bin ton, ithalatı 536 bin ton ve dış ticaret fazlası da 948 bin ton olacak. Yine miktar bazında, üretimin yüzde 17’si ihraç edilirken, iç talebin yüzde 93’ü yerli üretimle karşılanmış olacak.
-İhracat verileri: Türkiye plastik sanayisi, yılın ilk 9 ayı sonunda mamul ve hammadde toplamı olarak 4 milyar 132 milyon dolarlık doğrudan, diğer ihracatçı sektörlerin kullandığı plastik ürünlerin kapsandığı dolaylı olarak ise 3,7 milyar dolar ihracat gerçekleştirdi. 2013 yılı sonunda doğrudan ihracatın 5,5 milyar dolara ulaşacağı ve sektörün ayrıca 6 milyar dolarlık dolaylı ihracat yapacağı tahmin edildi. Yılın 9 aylık dönemi sonunda toplam ihracatın yüzde 51’ini oluşturan en fazla ihracat yapılan 10 ülke; Irak, Rusya Federasyonu, Almanya, Azerbaycan, İngiltere, Libya, Fransa, Romanya, İran ve Gürcistan oldu.
-Plastik hammaddede dışa bağımlılık devam ediyor: Türkiye plastik mamul üreticilerinin, yerli üretim bulunmaması nedeniyle hammaddede dışa bağımlılığı devam ediyor. Sektörün hammadde ithalatı, yılın 9 ayı sonunda miktar bazında 5 milyon 156 bin ton oldu. Sektörün yıl sonunda ithalatının 6,9 milyon tona yükselmesi bekleniyor. Yerli hammadde üretiminin bir önceki yılla aynı miktarda kalarak 842 bin ton olacağı tahmin edildi. Yurtiçi tüketim 7 milyon 135 bin ton olarak gerçekleşecek ve plastik hammaddede dış ticaret açığı 6,3 milyon tona yükselecek.
Plastik mamul ihracatında ortalama fiyat yükseliyor: Öte yandan, plastik mamul 9 aylık ihracat gerçekleşmeleri sonucunda, birim fiyatlar geçen yıl ile aynı seviyede kalarak Kg başına 5,4 dolar olarak gerçekleşti. İthalat birim fiyatı ise geçen yıla göre yüzde 4 artarak 5,4 dolar oldu. PLASFED verilerine göre, 2013 yıl sonunda değer bazında plastik mamul üretimi yüzde 23,1 oranında artarak 36 milyar doları geçecek. Plastik mamul ihracatı ise yüzde 11,4 oranında artarak 4 milyar 498 milyon dolar olacak. Plastik mamul sanayiinde dış ticaret fazlası da sürecek. İthalatın 2 milyar 886 milyon dolar olduğu tahmin edilen PLASFED verilerine göre, ihracatın ithalatı karşılama oranı yüzde 156 olacak.
-2013 yıl sonu tahminlerinde dikkat çekici başlıklar PLASFED 2013 yıl sonu tahminlerine göre, plastik mamul üreticileri son yılların en yüksek büyümelerinden birine imza atmaya hazırlanıyor. Sektörün değer bazında büyümesi yüzde 23,1 oranında tahmin edilirken, bu oran yüzde 3,2 oranındaki revize GSYH büyüme tahmininin 7 katını geçiyor. Plastik mamul üreticileri böylece, GSYH’deki paylarını 1 puan artırarak yüzde 4,5’a erişebilir. Plastik sektörünün büyümesinde iç talepteki artışın etkisi de artıyor. PLASFED verilerine göre Türkiye, Avrupa’nın ilk iki büyük üreticisinden biri olacak. Avrupa’nın diğer iki büyük üretici olan Almanya ve İtalya’da 2013 yılı sonunda büyüme beklenmiyor. Almanya’nın bir önceki yıl olan miktar bazında 15 milyon ton üretimle sabit kalacağı tahmini yapılıyor. İtalya’nın ise 2012’de, bir önceki yıla göre yüzde 7 gerilemesinin ardından, 2013’te de büyüme sağlayamayacağı tahmin ediliyor. Bu beklentilere göre Türkiye, İtalya’yı geçerek Avrupa’nın ikinci büyük üreticisi konumuna yükselmiş durumda.
85
ENDÜSTRİDEN
PLASFEDDERGİ
-Temel bulgular PLASFED tarafından hazırlanan, plastik sektörü 2013 Ocak-Eylül gerçekleşmeleri ve 2013 yıl sonu tahminleri raporundaki temel bulgular şöyle:
Bu durumda 2013 yılı sonunda ve 2012 yılına kıyasla (Miktar Bazında); • Sektörün % 20 büyümesi
2013 yılının 9 ayında plastik mamullerde;
• Mamul ithalatının % 11 artması,
• Üretim 6,4 milyon ton
• Yurtiçi tüketimin % 22 artması
• Mamul ihracatının % 8 artması, • Dış ticaret fazlasının % 8 artması beklenmektedir.
• İthalat 402 bin ton • İhracat 1 milyon 113 bin ton
2013 sonunda (Ton Bazında)
• Yurtiçi tüketim 5,6 milyon ton • Dış ticaret fazlası 711 bin ton olarak gerçekleşmiştir.
• Üretimin % 17’sinin ihraç edileceği
Aynı trendle devam etmesi halinde 2013 yılı sonunda ;
• Toplam yurtiçi tüketimin % 7’sinin ithalatla karşılanacağı
• Üretimin 8,6 milyon ton
gerçekleşeceği tahmin edilmektedir.
• İhracatın ithalatı karşılama oranının da % 277 olarak • 2013 yılında ihracat artış hızı % 18’den % 8’e gerilemiş,
• İthalatın 536 bin ton
• İthalat artış hızı % 15’den % 11’e düşmüştür.
• İhracatın 1.484 bin ton
• Yurtiçi tüketim ise % 22 artmıştır.
• Yurtiçi tüketim 7,6 milyon ton
• Üretim artışı ihracat yerine yurtiçi tüketim ağırlıklı olarak
• Dış ticaret fazlası nın da 948 bin tona çıkması beklenmektedir.
artış göstermektedir.
(PLASTİK MAMULLERDE ARZ VE TALEP DENGESİ 1000 TON ) % Artış Tahmini 2012 2013 (T) ( 2013 / 2012) Üretim
7.161
8.587
19,9
İthalat
483
536
10,8
Direk İhracat
1.368
1.484
8,4
İç Pazar Talebi
6.276
7.639
21,7
İhracat / Üretim ( % )
19
17
İthalat / İç Pazar ( % )
8
7
İhracat / İthalat ( % )
283
277
İhracat Artışı ( % )
18
8
İthalat Artışı ( % )
15
11
PLASTİK MAMULLERDE DEĞER BAZINDA DEĞERLENDİRME :
Bu durumda 2013 yılı sonunda ve 2012 yılına kıyasla (değer bazında);
2013 yılının 9 ayında plastik mamullerde;
• Sektörün % 23 büyümesi,
• Üretim 27,1 milyar dolar,
• Mamul ihracatının % 11 artması,
• Mamul ithalatının % 12 artması,
• Sektörün yarattığı katma değer 10,8 milyar dolar, • İthalat 2,2 milyar dolar, • İhracat 3,4 milyar dolar,
• Yurtiçi tüketimin % 24 artması, • Dış ticaret fazlasının da % 10 artması beklenmektedir. 2013 sonunda ( Değer bazında )
• Yurtiçi tüketim 25,9 milyar dolar, • Dış ticaret fazlası 1 milyar 200 milyon dolar olarak gerçekleşmiştir.
• Üretimin % 12’sinin ihraç edileceği,
Aynı trendle devam etmesi halinde 2013 yılı sonunda ;
• Toplam yurtiçi tüketimin % 8’inin ithalatla karşılanacağı
• Üretimin 36 milyar dolar,
gerçekleşeceği tahmin edilmektedir.
• İhracatın ithalatı karşılama oranının da % 156 olarak • 2013 yılında değer bazında ihracat artış hızı gerilemiş,
• İthalatın 2,9 milyar dolar,
ithalat artış hızı ise artmıştır.
• İhracatın 4,5 milyar dolar,
• Üretimdeki artış, ihracat yerine yurtiçi tüketim artışından
• Yurtiçi tüketimin 34,4 milyar dolar, • Dış ticaret fazlasının da 1,6 milyar dolara çıkması beklenmektedir. 86
kaynaklanmaktadır.
ENDÜSTRİDEN
PLASFEDDERGİ
PLASTİK MAMULLERDE ARZ VE TALEP DENGESİ (Milyon $) % Artış 2012 2013 (T) (2013 / 2012) Üretim
29.335
36.100
23,1
İthalat
2.576
2.886
12,0
Direk İhracat
4.038
4.498
11,4
İç Pazar Talebi
27.874
34.488
23,7
İhracat / Üretim ( % )
14
12
İthalat / İç Pazar ( % )
9
8
İhracat / İthalat ( % )
157
156
İhracat Artışı
16
11
İthalat Artışı
-3
12
PLASTİK HAMMADDELERDE MİKTAR BAZINDA DEĞERLENDİRME :
Bu durumda 2013 yılı sonunda ve 2012 yılına kıyasla
2013 yılının 9 ayında plastik hammaddelerde toplam olarak ;
plastik hammadde de (Ton Bazında);
• Üretim 632 bin ton,
• Üretimin aynı düzeyde kalması, • İthalatın % 23 artması
• İthalat 5 milyon 156 bin ton,
• İhracatın % 1 artması,,
• İhracat 437 bin ton, • Yurtiçi tüketim 5,4 milyon ton,
• Yurtiçi tüketimin % 22 artması,
• Dış ticaret açığı da 4,7 milyon ton olarak gerçekleşmiştir.
• Dış ticaret açığının % 12 artması beklenmektedir.
Aynı trendle devam etmesi halinde 2013 yılı sonunda
2013 sonunda plastik hammadde de ( Ton Bazında )
plastik hammadde de ;
• Üretimin % 69’unun ihraç edileceği,
• Üretimin 2012 yılı düzeyinde 842 bin ton,
• İhracatın ithalatı karşılama oranının da % 8 olarak gerçekleşeceği,
• İthalatın 6,9 milyon tona,
• Yerli üretimin % 69’u ihraç edilirken yurt içi talebin % 96’sının ithalatla karşılanacağı ve toplam hammadde arzının
• İhracatın 582 bin tona, • Yurtiçi tüketimin 7 milyon 135 bin tona,
içinde yerli üretim payının % 11’e ineceği tahmin edilmektedir.
• Dış ticaret açığının da 6,3 milyon tona çıkması beklenmektedir.
PLASTİK HAMMADDLERDE ARZ VE TALEP DENGESİ(1000 TON) 2012
2013 (T)
% Artış (2013 / 2012)
842
842
0,0
Hammadde İthalatı ( 1000 Ton )
5.603
6.875
22,7
Toplam Hammadde Arzı ( 1000 Ton )
6.445
7.717
19,7
579
582
0,6
Yurtiçi Hammadde Tüketimi ( 1000 Ton )
5.866
7.135
21,6
Hammadde İthalatı ( Milyon $ )
9.929
12.713
28,0
Hammadde İhracatı ( Milyon $ )
978
1.012
3,5
Hammadde( İhracat / İthalat ) ( % )
9,8
8,0
Hammadde Üretimi ( Ton )
Hammadde İhracatı ( 1000 Ton )
ORTALAMA FİYATLAR : PLASTİK MAMUL : • 2013 yılının 9 ayında plastik mamul ortalama ithal fiyatı 5,4 $ / kg olarak gerçekleşmiş ve 2012 yılı ortalamasına kıyasla % 4 artmıştır • Aynı dönemde plastik mamul ortalama ihraç fiyatı 3 $ / Kg olarak gerçekleşmiş ve 2012 yılına kıyasla aynı düzeyde kalmıştır. • 2013 yılının ilk 9 ayında Türkiye, ortalama ihraç fiyatın % 80 üzerinde fiyatlarla plastik mamul ithal etmiştir.
87
ENDÜSTRİDEN
PLASFEDDERGİ
PLASTİK HAMMADE :
• 2013 yılının 9 ayında plastik hammadde ortalama ithal fiyatı 1,85 $ / kg olarak gerçekleşmiş ve 2012 yılı ortalamasına kıyasla % 4,3 artmıştır • Aynı dönemde plastik hammadde ortalama ihraç fiyatı 1,75 $ / Kg olarak gerçekleşmiş ve 2012 yılına kıyasla % 3 artmıştır. • 2013 yılının 9 ayında Türkiye, ortalama ithal fiyatın % 5 altında fiyatla plastik hammadde ihraç etmiştir.
2013 Yılı 9 Aylık Dönemde Ülkeler İtibariyle Plastik Mamul İhracatı ULKE ADI Milyon $ % Pay Irak
444
13,2
Rusya Fed.
187
5,5
Almanya
184
5,4
Azerbaycan
164
4,9
İngiltere
155
4,6
Libya
131
3,9
Fransa
130
3,9
Romanya
111
3,3
İran
111
3,3
Gürcistan
99
2,9
10 Ülke
1.718
50,9
Diğerleri
1.656
49,1
Toplam
3.373
100,0
TOPLAM İHRACAT
• 2013 yılının 9 ayında sektörün direk ihracatı 759 milyon doları hammadde ve 3 milyar 373 milyon doları mamul olmak üzere 4 milyar 132 milyon dolar olarak gerçekleşmiştir. Diğer taraftan, sektör diğer ihracatçı sektörler kanalı ile 3,7 milyar dolarlık dolaylı ihracat yapmıştır. • 2013 yılı sonunda direk ihracatın 1 milyar 22 milyon doları plastik hammadde ve 4 milyar 498 milyon doları mamul olmak üzere toplam 5,5 milyar dolara ulaşacağı ve sektörün ayrıca 6 milyar dolarlık dolaylı ihracat yapacağı tahmin edilmektedir.
ÜLKELER İTİBARİYLE PLASTİK MAMUL İHRACATI
• Türkiye, 2013 yılının 9 ayında 200’e yakın ülkeye plastik mamul ihraç etmiş olup, ilk 10 ülke toplam ihracattan değer bazında % 51 pay almıştır. • Yılın 9 ayında Irak, Rusya Fed., Almanya, Azerbaycan ve İngiltere en çok plastik mamul ihraç edilen ülkeleri oluşturmuştur.
2013 Yılı 9 Aylık Dönemde Ülkeler İtibariyle Plastik Mamul İthalatı ULKE ADI Milyon $ % Pay
ÜLKELER İTİBARİYLE PLASTİK MAMUL İTHALATI
• Türkiye, 2013 yılının 9 ayında toplam 2,16 milyar dolarlık plastik mamul ithal etmiş olup, ilk 10 ülke toplam ithalattan değer bazında % 76 pay almıştır. • Yılın 9 ayında Çin, Almanya, İtalya, Fransa ve Güney Kore en çok plastik mamul ithal edilen ülkeleri oluşturmuştur.
Çin
456
21,1
Almanya
436
20,1
İtalya
183
8,4
Fransa
130
6,0
Güney Kore
123
5,7
İngiltere
85
3,9
ABD
80
3,7
Belçika
61
2,8
İspanya
44
2,0
Japonya
39
1,8
10 Ülke
1.636
75,6
Diğerleri
528
24,4
Toplam
2.164
100,0
SONUÇ :
Türkiye plastik sektörünün 2013 yılında, 2002 yılında gerçekleştirdiği % 26’lık büyümeden sonra tekrar % 19,7 gibi çok yüksek bir büyüme hızına ulaşacağı ve GSMH büyümesinin en az 4 katı bir büyüme göstererek 2013 yılında 36 milyar dolarlık üretimle GSMH içindeki % 3,5 olan payını % 4,5 lara çaıkaracağı tahmin edilmektedir. 2013 yılında, ihracat artmış olmakla birlite ihracat artış hızının düşeceği ve üretim artışının daha çok yurtiçi talep artışına bağlı olarak gerçekleşeceği görülmektedir. Türkiye plastik sektörünün, Almanya’nın 15 milyon ton üretiminin aynı düzeylerde kalması, İtalya plastik sektörünün ise 2012’de % 7 gerilediği ve 2013’de de herhangi bir artış beklememesi nedeniyle plastik mamul üretiminde Almanya’dan sonra ikinci duruma yerleştiği görülmektedir.
26.0
Plastik Sektör Büyüme Oranı GSMH Büyüme Oranı
18.3 14.4
14.3 9.4
6.2
5.6
8.6 8.4
8.0
6.9
11.2
8.7 9.2
8.6 4.7
8.8 4.2
0.7
-3.7 2002
2003
19.7
2004
2005
2006
88
2007
2008
2.2
3.7
-4.8 2009
2010
2011
2012
2013/T
PLASFEDDERGİ
Barbaros DEMİRCİ PLASFED/PAGDER Secretary General
FROM THE INDUSTRY
TURKISH plastic market steps up to second place in Europe
Year-end data of PLASFED 2013, have been updated in consideration of 9 months of realization. According to updated data, Turkey will be the second biggest plastics manufacturer in Europe at the end of the year. Foreign trade surplus in plastics will continue and their manufacturing value will exceed 36 billion dollars.
Generating the most comprehensive data for plastic market, PLASFED has published the report on 9 months realization and year-end forecast for 2013 plastic market, updated accordingly. Prepared by PLASFED and PAGDER Secretary General Barbaros Demirci the report forecasts that the plastic market in Turkey will continue to produce foreign trade surplus in 2013. According to realization of 2013 January – September and updated year-end forecast of 2013 issued by PLASFED, which produces the most comprehensive data aimed at the market, one of the biggest growth rates in recent years will be seen. According to international data, the plastics manufacturing in Italy has regressed 7 percent last year and it is anticipated that it will remain constant at the end of this year. According to this result, Turkey has stepped up to second place in Europe in plastics manufacturing.
“Our success deserve appreciation and we need to hang on to reality” Assessing the 9-motnh realization and updated year-end results of 2013, Federation of Plastic Industrialists - PLASFED Board Chairman Selçuk Aksoy said that it is satisfactory that the market is growing and the export success should be appreciated by everyone else. Aksoy commented: “Turkish plastic market is aware of its structural problems, especially in terms of raw material. On the other hand we wish to bring our success in export into view. The endeavors of plastic industrialists deserve appreciation, but we need to stay realistic. We want to advance our studies with decision makers, regarding our structural problems and we wish to canalize them. There is a tough competition in plastic market throughout the world. We forecast that there will be a slight slowdown in the growth rate of our export in the end of the year. The contribution of domestic demand to our growth will be a little more severe, compared to recent years. Once again I wish to point out the discomfort we feel due to negative campaigns based on inaccurate information reported by competitive sectors in this environment where there is a rough competition and a developing market.”
-Turkish plastics sector based on value: At the end of 9 months of the year, Turkish plastics manufacturing has established a 27.1 billion dollars of production and an added value of 10.8 billion dollars. Import was 2.2 billion dollars and export has reached 3.4 billion dollars. The domestic consumption of the sector was 25.9 billion dollars. The sector has realized a foreign trade surplus of 1.2 billion dollars in 9 months. Provided that this tendency continues in the remaining of the year, the sector will grow at a rate of 23 percent, reaching a production of 36 billion dollars. Import will reach 2.9 billion dollars, export will reach 4.5 billion dollars and the foreign trade surplus will be 1.6 billion dollars. In terms of value, the 12 percent of the manufacturing will be exported and 92 percent of domestic consumption will be covered by domestic manufacturing.
90
FROM THE INDUSTRY
PLASFEDDERGİ
-Quantity based Turkish plastics market: The manufacturing of plastics was 6.4 tons in January – September period. Domestic consumption was 5.6 million tons, export was 402 thousand tons and import was 1 million 113 thousand tons. In case this tendency continues, the sector will grow 19.9 percent quantity based and will reach 8.6 million tons of manufacture at the end of 2013. The export of the sector will be 1 million 484 thousand tons, its import will be 536 thousand tons and its foreign trade surplus will be 948 thousand tons. Once again, in terms of quantity, 17 percent of the manufacture will be exported while 93 percent of the domestic demand will be covered by domestic manufacturing.
-Export data: Turkish plastics industry has performed a direct export of 4 billion 132 million dollars – total for goods and raw material – and an indirect export of 3.7 billion dollars - covering the plastic products that other exporting markets utilize – at the end of 9 months. It is forecasted that at the end of 2013, direct export will reach 5.5 billion dollars and the sector will realize an indirect export of 6 billion dollars. At the end of 9-month period, the most exported countries which form 51 percent of total export are: Iraq, Russian Federation, Germany, Azerbaijan, England, Libya, France, Romania, Iran and Georgia.
-Foreign-source dependency in plastic raw materials continues: Due to the lack of domestic manufacturing, the foreign-source dependency of Turkish plastics manufacturers continues in raw materials. The raw material import of the sector has reached to 5 million 156 tons, in terms of quantity, at the end of 9 months. The import of the sector is expected to increase to 6.9 million tons. It is forecasted that the domestic raw material manufacturing will be stay at the same level of 842 thousand tons. Domestic consumption will be realized as 7 million 135 thousand tons and the foreign trade deficit in plastic raw materials will reach 6.3 million tons.
The average price rises in plastics export: On the other hand, as a result of 9-month import realization, unit prices have been actualized as 5.4 dollars/kg, staying at the same level as last year. As to last year, import unit price increased 4 percent to 5.4 dollars. According to PLASFED data, the plastics manufacturing will increase in the rate of 23.1 percent and exceed 36 billion dollars in terms of value. The plastics export will be 4 billion 498 thousand dollars, with an increase of 11.4 percent. The foreign trade surplus in plastics industry will continue. According to PLASFED data where the export is forecasted to be 2 billion 886 million dollars, rate of export meeting imports will be 156 percent.
-Remarkable topics in 2013 year-end forecasts Pursuant to PLASFED 2013 year-end forecasts, plastics manufacturers are getting ready for the biggest growth of recent years. While the growth of the sector is forecasted as 23.1 percent, in terms of value, this rate exceeds the revised GDP growth forecast of 3.2 percent by 7 fold. Therefore, the plastics manufacturers can reach 4.5 percent by increasing their share in GDP with 1 point. The effect of domestic demand on the growth of plastics is also increasing. According to PLASFED data, Turkey will be one of the two biggest manufacturers in Europe. No growth is expected in Germany and Italy, which are the other two biggest manufacturers, in 2013. It is forecasted that the Germany will stay level at 15 million tons of manufacturing - the same level as last year, in terms of quantity. After a 7 percent of regression compared to previous year in 2012, it is forecasted that Italy will not realize a growth in 2013. In respect of these expectations, Turkey has reached the position of second biggest manufacturer in Europe, surpassing Italy. 91
PLASFEDDERGİ
FROM THE INDUSTRY
-Main findings Main findings of plastics market 2013 January – September realizations and year-end forecasts of 2013 report of PLASFED are as follows:
At this stage, at the end of 2013 and in comparison to 2012 (Quantity Based); •
20% growth of the sector
In the first 9 months of 2013, in plastics:
•
11% increase in good import,
•
8% increase in good export,
• Manufacturing of 6.4 million tons
•
2% increase in domestic consumption
•
8% increase in foreign trade surplus is expected.
• Export of 402 thousand tons • Import of 1 million 113 thousand tons
At the of 2013, ( Ton Based )
• Domestic consumption of 5.6 million tons • Foreign trade surplus of 711 thousand tons have been realized.
• Export of 17% of the manufacture is forecasted • It is forecasted that 7% of total domestic consumption will be
In case the same trend continues, at the end of 2013,
covered by import
below values are expected:
• The rate of export meeting import will be realized as 277% • The export growth rate has regressed from 18% to 8% in 2013,
• Manufacturing of 8.6 million tons
• The import growth rate has decreased from 15% to 11%.
• Export of 536 thousand tons
• Domestic consumption has increased by 22%.
• Import of 1 million 484 thousand tons
• Instead of manufacturing increase, domestic consumption
• Domestic consumption of 7.6 million tons
is mainly increasing.
• Foreign trade surplus of 948 thousand tons.
SUPPLY AND DEMAND EQUILIBRIUM IN PLASTICS (1000 TONS) % Increase Forecast 2012 2013 (T) (2013 / 2012) Manufacture
7.161
8.587
19,9
Import
483
536
10,8
Direct Export
1.368
1.484
8,4
Domestic Market Demand
6.276
7.639
21,7
Export / Manufacture ( % )
19
17
Export / Domestic Market ( % )
8
7
Export / Import ( % )
283
277
Export Increase ( % )
18
8
Import Increase ( % )
15
11
ASSESSMENT IN PLASTICS, IN TERMS OF VALUE: In the first 9 months of 2013, information regarding plastics is as follows:
In this case, compared to 2012, at the end of 2013, below values are forecasted (in terms of value): • Sector to grow 23%,
• Manufacture of 27.1 billion dollars, • Added value of the sector 10.8 billion dollars, • Import of 2.2 billion dollars,
• Goods import to increase 12%, • Goods export to increase 11%, • Domestic consumption to increase 10%.
• Export of 3.4 billion dollars, • Domestic consumption 2.9 billion dollars, • Foreign trade surplus is 1 billion 200 million dollars.
At the end of 2012 (In terms of value)
Provided that the same trends continue, the information
• It is forecasted that 8% of total domestic consumption
forecasted is as follow;
• Export of 12 % of the manufacture is forecasted will be covered by import • The rate of export meeting import will be realized as 156%
• Manufacturing to be 36 billion dollars,
• In terms of value, export rate has slowed down and import
• Import to be 2.9 billion dollars,
rate has increased in 2013
• Export to be 4.5 billion dollars, • Domestic consumption to be 34.4 billion dollars, • Foreign trade surplus to be 1.6 billion dollars.
92
• The main reason in increase in manufacture is due to domestic consumption, other than export.
FROM THE INDUSTRY
PLASFEDDERGİ
SUPPLY AND DEMAND EQUILIBRIUM IN PLASTICS (Million $) % Increase 2012 2013 (T) (2013 / 2012) Manufacture
29.335
36.100
23,1
Import
2.576
2.886
12,0
Direct Export
4.038
4.498
11,4
Domestic Market Demand
27.874
34.488
23,7
Export / Manufacture ( % )
14
12
Export / Domestic Market ( % )
9
8
Export / Import ( % )
157
156
Export Increase
16
11
Import Increase
-3
12
ASSESSMENT IN PLASTICS RAW MATERIALS, IN TERMS OF QUANTITY: In the first 9 months of 2013, information regarding plastics is as follows; • Manufacture of 632 thousand tons, • Import of 5 million 156 thousand tons, • Export of 437 thousand tons, • Domestic consumption 5.4 million tons,
In this case, compared to 2012, at the end of 2013, below values are forecasted (in terms of tons): • Manufacture to stay at the same level, • Increase in import by 23% • Increase in export by 1%, • Domestic consumption to increase 22%,
• Foreign trade deficit has been realized as 4.7 million tons.
• Foreign trade deficit to increase %12.
Provided that the same trends continue, the information forecas-
At the end of 2013, for plastics raw material, below
ted is as follow for the end of 2013, regarding plastics raw material; • Manufacture to be 842 thousand tons, the level of 2012, • Import to increase to 6.9 million tons, • Export to increase to 582 thousand tons, • Domestic consumption to increase to 7 million 135 thousand tons, • Foreign trade deficit to increase to 6.3 million tons.
information is forecasted (in terms of tons); • 69% of the manufacture to be exported, • The rate export meeting import to be realized as 8%, • While the 69% of domestic manufacture is to be exported, 96% of the domestic demand will be met by import and the domestic manufacture share within the total raw material supply will decrease to 11%.
SUPPLY AND DEMAND EQUILIBRIUM IN PLASTICS RAW MATERIALS (1000 TONS) % Increase 2012 2013 (T) ( 2013 / 2012 ) Raw Material Manufacturing ( Tons )
842
842
0,0
Raw Material Import ( 1000 Tons )
5.603
6.875
22,7
Total Raw Material Supply ( 1000 Tons )
6.445
7.717
19,7
579
582
0,6
Domestic Raw Material Consumption ( 1000 Tons )
5.866
7.135
21,6
Raw Material Import ( Million $ )
9.929
12.713
28,0
Raw Material Export ( Million $ )
978
1.012
3,5
Raw Material ( Export / Import ) ( % )
9,8
8,0
Raw Material Export ( 1000 Tons )
AVERAGE PRICES : PLASTIC GOODS : • In the first 9 months of 2013, average plastic goods import price has been realized as $ 5.4 / kg and increased 4%, in comparison to 2012. • In the same period, average plastic goods export price has been realized as $ 3 / kg and stayed at the same level, in comparison to 2012. • In the first 9 months of 2013, Turkey has imported plastic goods with prices 80% above the average export price.
93
FROM THE INDUSTRY
PLASFEDDERGİ
PLASTIC RAW MATERIAL:
• In the first 9 months of 2013, average plastic raw material import price has been realized as $ 1.85 / kg and increased 4.3 %, in comparison to 2012. • In the same period, average plastic raw material export price has been realized as $ 1.75 / kg and increased 3 %, in comparison to 2012. • In the first 9 months of 2013, Turkey has exported plastic goods with prices 5% below the average import price.
Plastics Export by Countries in the Period of 2013, first 9 months COUNTRY Million $ % Share Iraq
444
13,2
Russian Fed.
187
5,5
Germany
184
5,4
Azerbaijan
164
4,9
England
155
4,6
Libya
131
3,9
France
130
3,9
Romania
111
3,3
Iran
111
3,3
Georgia
99
2,9
10 Countries
1.718
50,9
Others
1.656
49,1
Total
3.373
100,0
TOTAL EXPORT
• In the first 9 months of 2013, direct export of the sector has been realized as a total of 4 billion 132 million dollars, of which the 759 million of is raw material and 3 billion 373 million dollars is goods. On the other hand, via other exporting sectors, a 3.7 million dollars of indirect export has been accomplished. • At the end of 2013, it is forecasted that the direct export will reach 5.5 billion dollars, of which the 1 billion 22 million dollars of is plastic raw materials and 4 billion 498 million dollars is goods. In addition the sector is expected to build a 6 billion dollars’ worth of indirect export.
PLASTICS EXPORT BY COUNTRIES
• Turkey has exported plastics to nearly 200 countries in the first 9 months of 2013 and the first 10 countries have obtained a share of 51% of total export. • In the first 9 months of the year, Iraq, Russian Fed., Germany, Azerbaijan and England were countries where Turkey exported most of its plastic goods.
PLASTICS IMPORT BY COUNTRIES
• Turkey has imported plastics at an amount of 2.16 billion dollars the first 10 countries have obtained a share of 76% of total import. • In the first 9 months of the year, China, Germany, Italy, France and South Korea were countries where Turkey imported most of its plastic goods.
Plastics Import by Countries in the Period of 2013, first 9 months COUNTRY Million $ % Share China
456
21,1
Germany
436
20,1
Italy
183
8,4
France
130
6,0
South Korea
123
5,7
England
85
3,9
USA
80
3,7
Belgium
61
2,8
Spain
44
2,0
Japan
39
1,8
1.636
75,6
528
24,4
2.164
100,0
CONCLUSION :
After the 26% growth of the Turkish plastics sector in 2002, it is forecasted that it will obtain another fast growth rate of 19.7% in 2013 and the GNP growth will increase its 3.5% share to 4.5% within GNP with a manufacturing of 36 billion dollars in 2013, which is at least 4 fold. In 2013, while export is increasing, it is forecasted that the export increase rate will decrease and the manufacturing increase will depend on the domestic demand. Since the 15 million tons of manufacturing of Germany will stay at the same level and Italian plastics sector has regressed by 7% in 2012 and no increase is expected in 2013, it is seen that Turkish plastics sector will be second in line in plastics manufacturing, behind Germany.
10 Countries Others Total
26.0
Plastics Sector Growth Rate GNP Growth Rate
18.3 14.4
14.3 9.4
6.2
5.6
8.6 8.4
8.0
6.9
11.2
8.7 9.2
8.6 4.7
8.8 4.2
0.7
-3.7 2002
2003
19.7
2004
2005
2006
94
2007
2008
2.2
3.7
-4.8 2009
2010
2011
2012
2013/T
PLASFEDDERGİ
95
PLASFEDDERGİ
BREAKING NEWS
AGENDA (COVER)
Turkish plastics sector is complaining about not being known enough Turkish plastics industry: We are in the world race too Turkish plastics sector is getting prepared to end 2013 with growth. A growth around 12-13 percent will occur according to the estimations made by PLASFED and PAGDER. The importance of growth is clear when it is taken into consideration that growth in Turkey will occur around 4 percent or a little lower. Plastics sector is one of the sectors in which Turkey has a trade surplus. A foreign trade surplus of 1.3 billion dollars is estimated to occur by the end of the year. Almost the whole Turkish market is being supplied with products manufactured domestically. Only 9 percent of domestic consumption is covered by import. Turkey is one of three largest plastic manufacturers of Europe. It is sated that Turkey will maintain its position in the future and it is even a strong possibility that it will move to the second place. Plastic sector is the largest sector of Turkey and one of the important sectors for Turkey in terms of foreign trade surplus also with 14 thousand companies and the employment of 250 thousand people within the sector. Besides, the importance given to the plastic sector increases day by day. Because, plastic is can be manufactured in a more environment-friendly, easy and cheap manner when compared to its equivalents. Comprehensive programs are being implemented in terms of protecting not only industrial products but also agricultural products and food with plastic. There are important investments in polymer and plastic technology. Composite materials are one of the most important alternatives for the future of the industry. On the contrary to that, the negative opinions for plastic sector are being underlined frequently in Turkey. PLASFEDDERGİ put under the microscope the whole Turkish plastic sector in a way to provide basis for discussions. Turkish plastic sector started its activities almost at the same time with the world sector. Today, almost all materials throughout the world are manufactured in Turkey. Entrepreneurs in the sector are conducting activities regarding not only the Turkish market but also the markets in the surrounding countries. In addition to that the plastic sector is under heavy pressure in Turkey when compared to other countries. Opinions based on clichés, most of which are crammed, are displayed against plastic products because of both the environment and the prejudice for the product in question.
It was revealed in a study made by PAGDER that most people have extremely limited knowledge regarding Turkish plastic sector. Actually plastic products are the most environment-friendly industrial products in terms of manufacturing processes. The whole product circulation is environment-friendly since their recycling is extremely easy and cost-effective. Plastic products played an important role in changing the world. They became products, from which both the manufacturers and consumers benefited, and contributed to spreading prosperity thanks to being very when compared to the materials they replaced. They were used throughout the world as alternative materials instead of or with inorganic materials such as glass, metal, rubber and wood and became indispensable. Besides, this development did not stop. New inventions emerge every day and an almost “unlimited” usage is being reached thanks to composite technologies. Turkey is growing fast with plastic industry. Current consumption amount is the harbinger of increase in the future. Turkey is an attraction center for the surrounding countries because of its geographical location. Of course, plastics will play a role in Turkey’s prosperity because of their qualities. PLASFED’s 2013 year-end estimations regarding manufacturing, which are around 31.2 billion dollars, will be realized more or less. However, when we consider the level that we already reached, we can mention a large and “appetizing” Turkish market also. Sector had a serious growth and investment period during 2000s. By the end of 2012, 7.2 million tons of manufacturing was reached. When only plastic products are taken into consideration (products other than raw materials and machine sector), it is seen that they make a contribution of 12 billion dollars to Turkish economy. 14 thousand firms, most of which are SMEs and in which 250 thousand people are employed, are active within the sector. There are companies within Turkish plastics sector, which are or which built the capacity to be among the largest manufacturer of the world for certain products. 17 out of 500 largest companies in Turkey are conducting activities within plastics sector. Totally 207 foreign companies made investment in Turkey.
Plastic industrialists have the intellectual capacity to solve their problems and to ensure development.
Development of plastics industry in Turkey is similar to some other countries. WE see that investments started in our country since 50s right after plastics started to spread throughout the world. We can say that non-governmental organization of the firms Selçuk Aksoy Chairman / Turkish Plastics within the sector also Industrialists’ Federation go back a long way. OrGreetings from PLASFED ganization in our sector started with PAGDER - Turkish Plastics Industri-
96
alists’ Association, which is one of the founder members of our association, starting its activities in 1969. PLASFED, Turkish Plastics Industrialists’ Association, the association as the chairman of which I found the opportunity to reach you, was founded two years ago. We have all the advantages of working under the roof of a federation. Firstly, we have the intellectual capacity and knowledge of years thanks to the most experienced institutions in the sector.
It is time to focus on the solution Communication is one of the most important subjects in the business world today. Mass communication, which emerged in twentieth century, became different with the effect of Internet and new tools in the present day. Sibel Destereci Yılmaz This element is more PLASFEDDERGİ Broadimportant for the plascasting Board Chairwoman tics industry because PAGDER- Turkish Plastics the messages causIndustrialists’ Association ing negative percepBoard Member tion regarding products are getting more widespread throughout the world. It is becoming more difficult to correct these messages based on wrong information or resulting only from prejudice since they are repeatedly shared in social media by individuals or on the informative web sites. During the studies we conducted after “negative perception” and “repeated wrong information” regarding plastic products reached to serious levels it drew our attention that the same institution occurred in other countries too. Moreover, almost all the information, in which plastic products are assessed within the environmental context, is resulting from shared messages.
Ankara has a great potential for products of high added value. Ankara is at the center of a geography where people lived since very early times. Many civilizations form cultures that were formed in Bronze Age to the legend of “Gordion Knot” lived in this area. Essential change of Ankara, on the other hand, Yunus KARAKAŞ Chairman / Association of started with it being the Ankara Plastics Industrialcentral headquarters ists (APSD) for the National War of Independence ending with the foundation of the Republic of Turkey and being declared the capital of this young country. As for a very long time, as it is with many administrative centers, it remained as a trade city since there are lots of public employees. However, the scene changed a lot during last 20 years. With its population of 4.9 million people, Ankara is the second larg-
BREAKING NEWS
est metropolis of Turkey and one of the largest metropolises throughout world. It is the attraction center for the surrounding cities in social terms and in terms of business since it is in the center of Anatolia. The element which essential renders Ankara important is that it became the only center of Turkey in terms of R&D and manufacturing because of the qualities of some industrial branches.
Hard days will eventually be over; we must be prepared for the coming days. Bursa is the first large capital of the Ottoman Empire. Today, it is one of the strongest industrial and touristic areas of Turkey. Many successful companies, which make us proud, are active in Bursa. Automotive industry İlker BİLİKTÜ companies come first Chairman/Association among these companies. of Bursa Plastics and Packaging Industrialists There are many industrial branches developing (BURPAS) based on this industry. We are one of the most attractive and surely the largest cities of Turkey and Europe with Uludağ University, which is one of the most prominent universities of Turkey, and with its experienced and hard-working labor force in every meaning. Generally speaking, our country has an advantageous position for the plastics industry. Bursa, on the other hand, is a city of ours that comes to foreground with its logistic facilities. Logistics advantage means being able to provide opportunities to the companies, which specialized in certain areas and which want to conduct boutique business, as well as ensuring large scale manufacturing. We know that there are entrepreneurs who would like to use this advantage. Bursa and Turkey is at a good location for the companies which will work with flexible structures in food, textile and retail.
PLASTECH is in the way of being a strong brand Thanks to its fertile lands, climate and advantageous location, all the settlements in Aegean region, particularly Izmir, became places in which trade and manufacturing is conducted and the economy was live throughout the history. As a matter Erol PAKSU Chairman/EGEPLASDER of fact, our region was Aegean Plastic Industrialists Solidarity Association one of the settlements in which the economiccommercial rules and money emerged first. Aegean region maintains its qualities derived from the history with both its social life, modern and lively cities and manufacturing centers. In addition to being the region, in which the largest industrial institutions of Turkey were located,
agricultural activities are being conducted very intensely in Aegean region. The strongest structuring in terms of plastics industry of our country occurs in Izmir and Aegean region after Istanbul and Marmara Region. We are one of the largest petrochemicals manufacturing areas of Turkey and Europe. We have very strong firms for plastic products with high added value
Turkey displayed one of the best performances throughout the global crisis.
Yusuf ÖZKAN
Chairman/Association of Kayseri Plastics Business Owners (KAYPİDER)
Kayseri is a city known in Turkey for its entrepreneurs and business people. An important part of the most successful companies in Turkey was founded by businessmen from Kayseri. Kayseri has a great potential also for plastics industry. As I mentioned, Kayseri, which is one of the centers of trade and manufacturing historically, has every that can handle a dense
kind of infrastructure work environment. Turkey is one of the countries which the global economic crisis was observed at the lowest level. Besides, it is one of the developing economies which display the best performance. The country entered an economically stable period. There are of course risk elements but the young population and the fact that Turkey kept its growth even during the global crisis gives a strong message for future. Serious successes we obtained to establish an economic environment appropriate for investments with the new incentive system and reforms. Turkey is reaching a good point in terms of global competitive power.
Turkish plastic sector passed the exam during the crisis. Istanbul and Marmara region is the most developed region of Turkey. It is almost like a country itself with its capacity for trade, industry, agricultural production and finance areas. Istanbul is a global metropolis with its population of 13.8 million. If Hüseyin SEMERCİ Chairman /Turkish Plastics we think about Kocaeli, Industrialists’ Assocation Sakarya, Tekirdag and (PAGDER) Kırklareli, which are in position of Istanbul’s hinterlands - and which actually transformed into another metropolis - , this area seems like an “economic area” of 17.5 million people. In a sense, it is the 9th among countries that are candidates for European Union membership! We should also underline that 10 million tourists visit Istanbul per year. First tidying up tendencies are being ob-
97
PLASFEDDERGİ
served in the world economy. But of course there are still very big risks. On the contrary to the good signals in developed countries, there are remarkable fluctuations in developing countries which include Turkey. Turkish plastics industry passed the exam during the crisis. Of course, the fact that national economy kept its growth affected this largely. The fact that import also improved during the same period should also be written as success. The most important thing that can be said for this fact is that Turkey is in a position that is very attractive as a country for developing export markets. We are of course aware of the structural problems but Turkish entrepreneurs are communicating with the businessmen of the surrounding countries to an extent which never occurred before in their history.
PAGDER Plastic Perception Study was completed: Consumption habits are changing PAGDER, completed the second plastic perception study with GfK research company. The Study revealed that lack of information affected most of perception regarding plastic products. Even if consumers still think of products with low added value when plastics are mentioned, the products which were remembered the most changed by the time according to the changing consumption habits. Plastic cups took the first place in the new study conducted by PAGDER when it is compared to the studies conducted before , in which the plastic products that were remembered the most were washbowls, flowerpots, buckets and dishware. Everything from airplanes to automobiles, from the clothes we wear to homes we reside in becomes more quality and cheaper thanks to plastic products. The study can be supplied from PAGDER as print or in electronic form. Plastic Perception Study, which PAGDER conducted in order to determine consumers’ attitude and behaviors against plastic tools and packages and to direct the studies to be done in plastic sector, was published. When the study is compared to the previous studies it was determined that plastic products with low added value are still among the products which were remembered the most but the types of products changed according to consumption habits. The fact that consumers’ knowledge regarding plastic products is limited was remarkable as another important finding of the study. It was determined that consumers remembered the plastic products with low added value although plastic products are used in many different areas with high technology and plastics are used in critical products every area of our lives. The study also revealed the changed in our consumption habits.
PLASFEDDERGİ
BREAKING NEWS
It was determined that consumption habits changed in the study, which was presented to the attention of the people who are interested and both printed and electronic versions of which were opened for use by PAGDER. In a similar study made in 2009, 22% of the consumers answered “washbowl” when they were asked “What do you remember when plastics are mentioned?” while 16% of people in the new study answered the same question with “cups”, both of which were the products that were remembered the most. In both studies, cups, dishware and washbowl remained among the top three products that were remembered the most. Disposable cups used in a large part of our lives were revealed to be the most “famous” products of plastics industry. Other reflections of the change in consumption habits were that forks and knives, which were 1% in the first study, increased to 6 percent in the second study and the importance of nylon bags and carboys decreased. The products that people consumers in Turkey remember the most were cups, dishware, washbowls, bottles, water bottles, nylon bags, flowerpots, forks and spoons, chairs, toys, baskets, detergent containers and tables, respectively.
Turkish plastics sector opened its doors in K 2013 Turkish plastics sector was impressive in Düsseldorf K 2013 fair , which is the most important event in its area. Participants who visited “K 2013”, to which a national participation organization was made with the cooperation of the most prominent non-governmental organization of Turkish Plastics and Plastic Processing Machines sector, PAGDER, and İKMİK (Istanbul Chemicals and Chemical Products Exporters’ Association), generally thought that many productive negotiations, which may turn into cooperation, were realized. K 2013 held in Düsseldorf city of Germany, which is the most important event of the plastics sector, was successful for the firms in Turkish plastics and plastic processing machines
sector. General opinion in the survey made with firms who participated in the fair with the cooperation of PAGDER and İKMİB was that hopeful negotiations were made in terms of opening the door for cooperation and export which was the first purpose of the fair.
- Efficiency and saving came to the foreground in K 2013
Elements of efficiency and saving came to the foreground in the products that were brought to the foreground in the promotions and presentations in K 2013, which was orga-
nized between October 16th and 23th. Highly environment-friendly and efficient products which will allow savings in both plastics and machine sectors were brought to the foreground by the firms. Another quality of products that brought to the foreground was their environmental awareness.
Domestic sales of Turkish plastic processing machines were estimated to be around 748 million dollars in 2013. In the report, which contains the realization of first half of 2013 for Turkish plastic processing machines and the year-end estimation for 2013, it was stated that sales around 7448 million dollars were expected to be realized until the end of the year. Even if Turkish plastic processing machines succeed at exporting an important part of their products, they still complain about not having the same interest from their domestic manufacturers. Sector is expecting some support to improve its domestic market sales and manufacturing and export. PLASFED (Turkish Plastics Industrialists’ Federation), the institution which produced the comprehensive data regarding plastic sector, published its report regarding year-end estimations for 2013 and the first half realizations regarding plastic processing machines for 2013. It was stated in the report that a manufacturing of 175 million dollars were made in the first 6
months of the year within the sector and it was estimated that a manufacturing of 350 million dollars and an export of 138 million dollars will be realized at the end of the year in the light of this data. While increases are observed in the export of the sector decreases are expected to happen in import. However, products with foreign origins still keep their importance within the sector.
Ratio of export covering the import for the first 6 months of the year is around 26 percent! According to first 6 months realization of plastic processing machine sector in 2013, plastic processing machine and component manufacturers realized a manufacturing of 175 million dollars and an export of 69 million dollars. While domestic manufacturers sold products worth 106 million dollars to the domestic market they imported almost two times more than that, products worth 268 million dollars. The importance of import within the domestic market at the end of first six months of the year
98
was 72 percent while the ratio of export covering import was around 26.
2013 year-end estimations! Year-end estimations were made in PLASFED report according to the realizations in first six months. According to this manufacturing of plastic processing machines can reach 350 million dollars at the end of 2013. In the report, in which it was estimated that import will reach 536 million dollars, it was also estimated that export will be around 138 million dollars and the total sale of domestic and foreign origin products (plastic processing machines investment) will be around 748 million dollars.
False information regarding plastics is still being presented to public. PAGDER Chairman Hüseyin Semerci: We are in for any kind of competition other than unfair competition! PAGDER Chairman Hüseyin Semerci reacted to a introductory film of a firm acting in glass sector containing false information which was broadcast on TV channels. All the entrepreneurs working in manufacturing industry were called to remain within the context of fair competition with two separate announcements made by PAGDER. Hüseyin Semerci stated that, like with any industry that contributes to the national economy, they were happy with the glass industry reaching a manufacturing scale at European level, however, he reminded that plastics industry which was the second largest in Europe and which gives a surplus of foreign trade, was also very valuable. True information regarding the relation between plastic products and the environment was shared again during the press release.
Turkish Plastics Industrialists’ Association (PAGDER) Board Chairman, Hüseyin Semerci stated that they increased to be the second largest manufacturer of Europe and the plastics industry, the use of which becomes more widespread with time thanks to new products and technologies and which is protected by developed countries, had been developing in Turkey also, just as it has been developing throughout the whole world. Hüseyin Semerci, who reacted to the fact that it was stated in the promotional spot of a firm manufacturing glass products that plastic products manufactured with raw materials made of natural gas cannot be recycled, announced that this initiative contained false information that might cause unfair competition.
BREAKING NEWS
Vize, Menemen, Osmaneli and Bursa: Plastic Specialization OSB projects are progressing The initiatives for the Organized Industrial Zone started with the leadership of associations that are member of PLASFED are rapidly progressing. In the zoning, parcellation and infrastructure project works conducted in PAGDER- ASLAN OSB, Example: Floor Area Coefficient = 0.70 and height was determined as free. Foundations started to be laid in Menemen OSB and it was the first area, which was prepared for manufacturing with the title “specialization OSB”. BURPAS, on the other hand, rolled up sleeves for specialization OSB with its shareholders acting Bursa.
Initiatives for organized industrial zones, which are among the most important problems of Turkish plastic sector and which were started to solve the appropriate investment area problem, are rapidly progressing. Investors are provided with various advantages in the projects that are progressing with the initiatives and support of PAGDER, EGEPLASDER and BURPAS. The number of OSB initiatives that provides plastics sector investment opportunities with incentives reached 4. Investments started in Menemen Plastic Specialization organized Industrial Zone which came to the final stage under the leadership of EGEPLASDER and EBSO (Industrial Chamber of Aegean Region). Infrastructure works in PAGDER ASLAN Plastics Specialization Organized Industrial Zone, which is operated by PAGDER and which was established in Vize county of Kırklareli, a city close to Istanbul, reached to the completion stage and lands started to be sold. In Bilecik Osmaneli Plastics Organized Industrial Zone, which is another project of PAGDER, on the other hand, prerequisite were collected from firms and an agreement was reached to prepare a part of the current zone for plastics investments. A cooperative with 52 partners were founded under the leadership of BURPAS (Bursa Plastics and Packaging Manufacturers Association) to establish a zone in Bursa and the search started for a suitable land.
High school student science woman Elif Bilgin won two prizes with her bioplastics project in Google’s competition. 16-year old high school student Elif Bilgin won two prizes in “Science Fair 2013”, a competition organized by Google to encourage young people’s scientific works and to find creative ideas. Elif Bilgin, who won the “People’s Choice”
award in the voting that was made as open for everyone over web, also won the jury’s special
PLASFEDDERGİ
INTERVIEW: EXPERIENCE Özler Plastik Board Chairman Güngör Özadam: “Non-standard manufacturing is harming everybody” “Both manufacturers and consumers of plastics should be more aware”
“Science in Action” award given on behalf of Scientific American magazine which is one of the sponsor of the competition. Grand prize, on the other hand, was given to the new flue medicine of Eric Chen, a 17-year old from USA. Google Science Fair competition, organized by Google to encourage young people to make scientific works and to help them develop new ideas, was completed. Elif Bilgin, 16-year old student of Private Koç High School, who was among the finalists, missed the grand prize but she not only manage to compete as a finalist but also won two of the awards given in the competition.
INTERVIEW: A Success Story Ravago Turkey’s CEO Mehmet Turhan Onur: We want to fro in manufacturing. Our investment in petrochemicals will continue and we see areas for growth in polystyrene and EPS. Turkish companies’ partner of Ravago Group, which is one of the largest plastics manufacturing, trade and distribution companies of Europe and CEO of Ravago Turkey, Mehmet Onur stated that they will grow in manufacturing and logistics services as a group and their commercial activities based on distribution got close to the point they desire to reach. Mehmet Onur, who answered the questions of PLASFEDDERGİ, stated that their works, which started with logistics investments in the port area of Aliağa, will concentrate on the raw materials needed in Turkey in the coming period and all of their doors are open for planning the future in terms of manufacturing the raw materials. We talked about the strategy and investment plans of the group with Mehmet Turhan Onur, who stated that they started implementing an action plan worth 1.2 billion Euros for 2015 and 3.5 billion Euros for 2023 for all the activities of Ravago Turkey.
99
B o a r d Chairman of Özler Plastik, which is one of the oldest firms of plastic sector, Güngör Özadam, who is one of the most experienced named of the sector, stated that education should be one of the most important subjects of the sector in the coming period. Özadam, who stated that non-standard and undeclared manufacturing is still the primary problem of the sector although it decreased when compared to past, underlined that educational works for creating awareness among manufacturers and consumers are also needed. Güngör Özadam shared his opinion regarding Turkish Plastics Industry, growth of Özler Plastik, business environment and the future of the sector with PLASFEDDERGİ.
INTERVIEW: PROFILE Esen Plastik Board Chairman Salih Esen: Entrances to the Sector should be limited Salih Esen, Board Chairman of Esen Plastik, which is one of the largest plastic manufacturers of Turkey, underlined that heavy competitive conditions will effect plastics sector in the coming period. Salih Esen, who considers unfair competition as one of the main problems of the sector, stated his opinion suggesting investments being allowed without any limitation are one of the most important reasons for that unfair competition. Salih Esen suggested planning regarding investment to be realized radically and claimed that the entrance to areas which are not innovative and which have supply surplus should be prevented. We made a comprehensive interview with Salih Esen, who acts as the Board Chairman of Menemen Plastics Specialization Organized Industrial Zone, the construction works of which will take start soon, as well as Aegean Region Chamber of Commerce Assembly Chairman, about structuring need of plastics sector, Menemen OSB and Esen Plastik.
yayn ve çal¯malarmz
artk cebinizde PAGDER, bir ilke daha imza atarak akll telefon ve tabletlerde kullanlacak mobil uygulama programn tamamlad...
Android i¯letim sistemi ve Apple cihazlarda çal¯acak uygulamayla, internet eri¯imine açk akll telefonlardan yaynlanan haberler, bültenler, duyurular ile eri¯ime açlan rapor ve di«er dokümanlara daha kolay ula¯abileceksiniz.