SIĞIR HASTALIKLARI KİTABI (300 civarında renkli fotoğraf)

Page 1



SIĞIR HASTALIKLARI Prof. Dr. Tarık Bilal

NOBEL TIP KİTABEVLERİ


ÖNSÖZ Sığır hastalıkları ekonomik nedenlerden dolayı büyük öneme sahiptir. Eğitimde öncelikli olup, esası teşkil eder. Ülkemiz hayvancılığının en önde gelen türü sığırlardır. Ekonomik yönden önemli kabul edilen ve gelecekte de bu yönü ile üzerine eğilmek zorunlu olan sığır hastalıkları üzerinde güncel bilgileri içeren kitap eksikliği sürekli vurgulanmaktadır. Bu gereksinimden hareketle sığır hastalıkları kitabı yazma gereği doğdu. Kitap 12 bölüm içinde 331 şekil ve 146 tablo içermektedir. Yazımda kaynaklara sadık kalınarak hareket edilmiştir. Veteriner hekimler, veterinerlik fakültesi öğrencileri ve akademisyenler için bir kaynak olabileceği görüşündeyim. Bilim dili evrenseldir. İlgilenen herkes anlar. Sadece yapılması gereken kendi dili ile düşünmeye ve yazmaya başlamaktır. Birey genel bilgiyi öğrenip düşünmeye başladığında toplum düşünür ve yazarları daha fazla düşünme ve çaba gösterme gereği duyar. Bu şekilde özgün düşünce gelişebilir. Bunun için yapılması gereken tek şey dilimizin bilim, sanat, siyaset ve günlük yaşam dili olarak etkili kullanılmasıdır. Sadece Türkçe sözcük ve terimlerle üretilen düşünceler akılda kalır. Yaratıcılığa zemin hazırlar. Bu şekilde üniversitelerde eğitim dili yabancı dil olsun veya olmasın tartışması kendiliğinden ortadan kalkar görüşünden hareketle elden geldiğince yazımda Türkçe sözcük ve terimler kullanıldı. Türkçe bilim dili yeterince önemsenmemektedir. Oysa bilimin yaygınlaşması, toplumla buluşması, bilimsel uygulamalar yanında bilginin paylaşılması ve anlaşılır biçimde iletilmesiyle olanaklıdır. Bilimsel gelişmeleri izlemek için elbette yabancı dilden vazgeçilemez. Buna karşın bilimde Türkçeye öncelik verilmesini gerekli kılan gerekçelerden vazgeçilemez. Rönesans ile gelen aydınlanma Avrupa ülkelerinin Latince ve Grekçe’nin egemenliğinden kurtulup kendi ulusal dillerine dönmeleri ile gerçekleşmiştir. Bilimsel yönden gelişmiş ülkelerin hiçbiri bilimi yabancı bir dil ile yürütmez. Bu temel düşünceler yanında bilimin yaygınlaşması, anlaşılır kılınması, belli çevrelerin tekelinde kalmaması en kolay anadil ile sağlanabilir. Bu noktada bilim adamları özeleştiri yapmak zorundadır. Türkçenin bilim dili olarak geliştirilmesi konusundaki çabalar yetersiz olduğu gibi bu konuda bilinçsiz olanlar karşı çıkmaktadır. Bilim dilinin gelişmesi öncelikle bilimsel üretime bağlıdır. Bilimin önemsenmediği toplumlarda bilim dilinin gelişmesini beklemek düş olmakla beraber en önemli bileşeni terimlerdir. Dilimiz bilim terimleri konusunda istenilen düzeyde değildir. Tıp, hukuk ve fen bilimlerinde terimlerde ve genel olarak Türkçeleşme yeterli düzeyde değildir. Ancak bilim dilini sadece terimlerle kısıtlamak doğru değildir. Bilim söylemi için yararlanılan öğelerin anlatımında kullanılan dilde ve anlaşılır olması zorunludur. Türkçe eğitimin bilim dili ve söylemi ile yapılması gerekir. Genel Türkçenin dili bilim temelli öğretimi yapılmadan akademik Türkçe öğretimi başarıya ulaşmaz. Bilimsel makaleleri yabancı dilde yazmak önemlidir. Ancak bilimin yayılması, Türkçe bilim dilinin gelişmesi ve yaygınlaşması ile mümkündür. Bütün engellemelere ve yabancı dillerin tutsaklığına karşın Türkçemiz halkın belleğinde gücünü korumaktadır. Bilim insanları olarak dilimizi korumakla yükümlüyüz. Türkçemizi doğru kullanarak yazılı iletişimde birbirimizi daha iyi anlamak ve bilimsel yazılarımızı daha doğru bir şekilde anlatılmasını sağlamak mümkündür. Beyin okuma ve yaratıcı etkinlikler ile beslenirse işlevini yerine getirir. Sürekli okuma ve yaratıcı etkinlikler ile uyarılan beyinin algılama düzeyi artırılmış olur. Uyarılmayan beyin okuma


iv

ÖNSÖZ

işlevini yerine getiremez. Bilgi ile beslenmeyen beyinin giderek düşsel algılama yeteneği körelir. Aydının esas görevi ve sorumluluğu çekinmeden doğruları söylemek ve yazmaktır. İnsanın özgürlüğü bilim, siyaset ve sanat gibi her daldaki ilerleme ve gelişmelerle sağlanmıştır. Aydınlar sadece bilim ve sanattaki başarı ile değil doğruluk, dürüstlük ve ahlakın simgesidir. Savundukları değerler nitelikli gelişmelere öncülük eder. Bilimsel bilgiye dayalı gelişmiş ülkelerin uyguladığı eğitim modeli laik sistemdir. Laik de olsa ezberci eğitimin doğmatik yanı fark edilerek eleştirel düşünce eğitim ve uygulamanın temeli olmalıdır. Öğrencinin bilgiyi sorguladığı, tartıştığı, sorma ve tartışma dışında hiçbir konunun kalmadığı diğer bir anlatımla bilinenin değiştirildiği yöntemdir. Bilimsel eserlerin mesleğin saygın dergilerinde yayımlanmış veya yayımlanan yazılarda kaynak gösterilmiş olması gerekir. Einstein’nin adının başında Prof. Dr. yazar. Benimkinde. Sanma ki ikisi de aynı şeydir. Bilgi ve beceri unvanda değil, insanın kafasındadır. Bilim adamının seviyesi kendi dalında dünya bilim aleminin onun eserini ne kadar kullandığı ve ona verdiği editörlükle, ödüllerle ve ortaya çıkan saygısı ile belli olur. Saygılarımla. 15. Şubat. 2013 İstanbul Prof. Dr. Tarık Bilal.


İÇİNDEKİLER Bölüm 1. Sindirim Sistemi Hastalıkları...................... 1 1. Stomatitis .........................................................1 2. Stomatitis Vesicularis .....................................3 3. Sülük ................................................................3 4. Stomatitis Papullosa .......................................3 5. Dana Difterisi .................................................4 6. Tükürük Bezi Hastalıkları .............................5 7. Tükürük Bezi Taşları ......................................5 8. Actinobacillosis ..............................................5 9. Actinomycosis ................................................7 10. Özefagus Tıkanması .......................................8 11. Özefagus Spazmı ..........................................10 12. Özefagus Daralması .....................................10 13. Özefagusta Genişleme .................................11 14. Sığırlarda Abdomenin Muayenesi..............11 14.1. Gözle Muayene ....................................11 14.2. Laterolateral Abdomen Muayenesi ............................................13 14.2.1. Sol Abdomen Muayenesi ...............................16 14.2.2. Sağ Abdomen Muayenesi ...............................16 15. Ön Mide Hastalıkları ...................................17 15.1. Ruminal Fermentasyon ......................18 15.2. Basit Hazımsızlık.................................24 15.3. Akut Rumen Timpanisi......................24 15.4. Kronik Timpani ..................................28 15.5. Primer Alimenter İndigestiyonlar ....29 15.5.1. Akut Rumen Asidozu ............30 15.5.2. Subakut Rumen Asidozu ......37 15.5.3. Kronik Latent Rumen Asidozu ...................................38 15.5.4. Asidoz Komplikasyonları......39 15.5.6. Rumen Alkalozu ....................41 15.5.7. Rumen Kokuşması .................42 15.5.8. Taze Rumen Sıvısı Nakli .......43 15.5.9. Köpük Söndürücüler .............43 15.5.10. Ruminoretiküler Asitleyici Ajanlar ..................43

15.5.11. Ruminoretiküler Motiliteyi Etkileyenler ...........................44 15.5.12. Ruminoretiküler İçerikte İlaçların Dağılımı ................44 15.5.13. Ruminantlarda Thiamin .....44 15.6. Vagal İndigestiyonlar ..........................45 16. Retikulum Hastalıkları ................................51 16.1. Batmamış Yabancı Cisimler...............51 16.2. Reticuloperitonitis Travmatica..........53 17. Omasum ........................................................62 17.1. Anatomik Yapı ve Muayenesi ............62 17.2. Omasum Konstipasyonu....................63 17.3. Ostium Reticulo-omasicum’un Tıkanma................................................65 18. Abomazum ....................................................66 18.1. Normal Abomazal Situs .....................66 18.2. Motor, Sindirim ve Salgı İşlevleri......70 18.3. Abomasum Ülserleri ..........................73 18.4. Abomasitis ...........................................76 18.5. Abomasumun Yer Değiştirmesi ........76 18.5.1. Sola Abomazal Yerdeğiştirme ..........................77 18.5.2. Sağa Yerdeğiştirme .................82 18.5.3. Abomazal Torsiyonlar ...........86 18.6. Akut İşlevsel Pylorus Stenozu ...........87 18.7. Abomazal Refluks ...............................89 18.8. Abdominal Yağ Doku Nekrozu .........90 18.9. İleus ve Subileus ..................................92 18.10. İshal.....................................................93 19. Sekum Dilatasyon ve Torsiyonu ................94

Bölüm 2. Karaciğer Hastalıkları.................... 97 1. Karaciğerin İşlevi..........................................97 2. Karaciğer Hastalıklarında Klinik Semptomlar ...................................................97 2.1. Genel Semptomlar ................................98 2.2. Sentez İşlevleri .......................................98 2.3. Hipoalbuminemi ...................................99 v


vi

İÇİNDEKİLER

2.4. Assit ......................................................100 2.5. Hemorajik Diatezis .............................100 2.6. Karbonhidrat Metabolizması ............100 2.7. Lipid Metabolizması ...........................100 2.8. İcterus ...................................................101 2.9. Metabolik Asidoz ................................102 2.10. Hepatik Ensefalopati ........................102 2.11. Deri Lezyonları..................................102 2.12. Amyloidosis .......................................102 2.13. Hepatomegalie...................................103 2.14. Peteşiyal Kanamalar..........................103 2.15. Ağrı ve Sancı ......................................103 2.16. İshal, Konstipasyon ve Steatorrhea ........................................103 3. Karaciğer Hastalıklarında Tanı ...................103 3.1. Laboratuvar Muayeneleri ...................103 3.1.1. Enzim Etkinliğinin Saptanması.................................103 3.1.2. Protein Değerinin Ölçülmesi ...................................105 3.1.3. Pıhtılaşma Faktörleri ................106 3.1.4. Bilirubin Değerinin Ölçülmesi ...................................106 3.1.5. Sara Asitleri Konsantrasyonu ........................108 3.1.6. Üre, glikoz..................................109 3.1.7. Lipid Değerlerinin Ölçülmesi ...................................109 3.1.8. Eliminasyon Testleri.................110 3.2. Radyonükleotid Görüntüleme ..........110 3.3. Mezenterik Portografi ........................110 3.4. Biyopsi ..................................................111 3.5. Sintigrafi ...............................................111 4. Karaciğer Hastalıklarında Sağaltım .........111 5. Hepatik Yetersizlik .....................................112 6. Hepatik Ensefalopati ..................................113 7. Hepatik Yetersizliğin Sağaltımı................115 8. Enfeksiyöz Nekrotik Hepatit.....................115 9. Toksik Hepatopatiler..................................116 10. Hepatotoksik Bitkiler .................................116 11. Cholangiohepatitis, Cholelithiasis ...........118 12. Porto Sistemik Şant ....................................119 13. Puerperal Karaciğer Koması .....................119 14. Trematod Envazyonları .............................120 15. Akut Hepatik Nekroz .................................126 16. Hepatik Apse...............................................127

17. Hepatik Neoplazmalar ...............................128 18. Kist Hidatit ..................................................128 19. Buzağılarda Karaciğer ................................131 20. Genç Danalarda Hepatopati .....................132 21. Candidamykose ..........................................134 22. Yağlı Karaciğer Sendromu.........................135 23. Amyloidosis ................................................138 24. Karaciğerin Ultrasonografik Muayenesi....................................................140

Bölüm 3. Kardiyovasküler Sistem Hastalıkları.................. 153 1. Doğmasal Kalp ve Damar Anomalileri .................................................154 1.1. Ventriküler Septal Defekt...................154 1.2. Atrial Septal Defekt.............................155 1.3. Patent Ductus Arteriosus ...................156 1.4. Aortik ve Pulmoner Stenosis .............157 1.5. Fallot Tetralojisi (Pentalojisi).............157 1.6. Tricuspital Dysplazia, Atresia ............158 1.7. Atrioventriküler Kanal Defektleri .....159 1.8. Peristens Truncus Arteriosus ............159 1.9. Pulmoner Atresia ................................159 1.10. Büyük Damarların Transpozisyonu ................................160 1.11. Aorta’nın İnterrupsiyonu (kısmi yokluğu) ve Koarksiyonu .................160 1.12. Sinüs Valsalva ve Aort Anevrizması .......................................160 2. Periferik Ödem, Pleural Efüzyon/Ascites ..........................................162 3. Venöz Dolgunluk ve Pulzasyon ................164 4. Kardiyak Aritmiler .....................................167 4.1. Sinus Aritmi .........................................168 4.2. Atrial Aritmiler ...................................169 4.3. Ventriküler Aritmiler .........................170 4.4. Atrioventriküler Bloklar .....................170 5. Kardiyak Üfürümler .................................172 6. Konjestif Kalp Yetmezliği ..........................177 6.1.Sol kalp yetmezliği ..............................177 6.2.Sağ Kalp Yetmezliği .............................178 7. İskemik Kalp Yetmezliği ..............................179 8. Enfektif Endokarditis ...................................180 9. Miyokarditis .................................................183 10. Cor Pulmonale............................................184


İÇİNDEKİLER

11. İdiyopatik Kardiyomiyopati ......................186 12. Perikardial Hastalıklar ...............................188 12.1. Pericardial Effusion ..........................188 12.2. Perikarditis Travmatica Exudatıva (PTE) ................................188 13. Septik Şok ...................................................190 14. Anemi (Kansızlık) ......................................196 14.1. Demir Eksikliği Anemisi ................199 14.2. Kronik Organ Hastalıklarında Anemi .................................................200 15. Trombositopeni .........................................201 16. Babesiosis ....................................................203 17. Theileriases ..................................................206 18. Eperythrozoonosis .....................................216 19. Anaplasmosis ..............................................217 20. Yüksek Dağ Hastalığı .................................219 21. İneklerde Kan Nakli ...................................221 22. Dissemine İntravasküler Koagulopati ................................................223 22.1. Haemostasis .......................................223 22.2. Dissemine İntravasküler Pıhtılaşma...........................................224

Bölüm 4. Solunum Sistemi Hastalıkları.................. 231 1. 2. 3. 4. 5.

Aspirasyon Pneumoni ...............................231 Gangrenli Pneumoni .................................234 Enzootik Pneumoni ...................................234 Pasteurelloz Pneumonisi ...........................245 Contagious Bovine Pleuropneumonia .......................................248 6. Bovine Herpesvirus -1 Enfeksiyonu ........250 7. Aspergillosis ................................................251 8. Sığırlarda Sistemik Mikozis ......................253 9. Antimikrobiyel İlaç Seçimi ......................256 10. Akciğer Kıl Kurtları ...................................259

Bölüm 5. Sentral Sinir Sistemi Hastalıkları.................. 265 1. Enfeksiyöz Septisemik-Trombotik Meningoencephalitis..................................266 2. Kuduz ...........................................................268 3. Listeriosis.....................................................275 4. Yalancı Kuduz .............................................279 5. Thiamin Eksikliği .......................................283 6. Deli İnek Hastalığı......................................285

vii

7. Kurşun Ensafalopatisi ................................292 8. Sığırlarda Neospora Caninum ..................294 9. Danalarda Hydrocephalus ........................298

Bölüm 6. Metabolizma Hastalıkları.................. 301 1. 2. 3. 4. 5.

Süt Humması ..............................................301 Downer Cow Syndrome ...........................310 Ketosis ..........................................................313 Hipomagnezemik Tetaniler .....................322 Potasyum .....................................................326 5.1. Hiperkalemi Sendromu ......................328 5.2. Hipokalemi Sendromu .......................328 6. Buzağılarda Süt Tetanisi ............................330 7. Beyaz Kas Hastalığı ...................................331 8. A Vitamini ...................................................335 9. Vitamin E ...................................................337 10. Riboflavin ....................................................339 11. Niasin ...........................................................339 12. Pridoksin .....................................................340 13. C Vitamini ...................................................340 14. D Vitamini...................................................340 15. Thiamin ......................................................341 16. Vitamin K ....................................................342

Bölüm 7. Bakteriyel Hastalıklar................... 345 1. Anthrax .......................................................345 2. Tüberküloz .................................................349 3. Paratüberküloz ...........................................354 4. Leptospirosis ...............................................357 5. Salmonellosis .............................................361 6. Tetanoz ........................................................365 7. Botulismus ..................................................368 8. Yanıkara ......................................................370 9. Gazlı Gangren .............................................372 10. Contagious Bovine Pyelonephritis .............................................373 11. Haemorrhagic Septicemia ........................374 12. Enfeksiyöz Nekrotik HepatitisKara Hastalık ..............................................375 13. Basiller İkterohemoglobinuri ..................377 14. Danalarda Enterotoxemie .........................378 15. Besnoitiosis .................................................378 16. Enfeksiyöz Keratokonjunktivitis ..............379


viii

İÇİNDEKİLER

Bölüm 8. Viral Hastalıklar .......... 383 1. 2. 3. 4.

Şap ................................................................383 Sığır Vebası .................................................390 Sığırların Öldürücü Nezlesi .....................395 Bovine Herpesvirus Enfeksiyonları .........400 4.1. Infectiouse Bovine Rhinotracheitis (IBR) .........................400 4.2. Mukozal Disease ve Viral Diare Kompleksi..................................407 5. Enzootik Sığır Leukozu ............................415 5.1. Sporodik Sığır Leukozu .....................425 5.2. Dana Leukozu......................................425 5.3. Thimus Leukozu ..................................425 5.4. Deri leukozu ........................................425 6. Sığır Çiçek Hastalığı ..................................426 7. Yalancı Sığır Çiçeği.....................................427 8. Lumpy Skin Disease ...................................428 9. Mavi Dil .......................................................429 10. Q Ateşi .........................................................432 11. Veziküler Stomatitis ...................................434 12. Rift Vadisi Ateşi .........................................435

Bölüm 9. Zehirlenmeler ............. 441 1. Organik Fosforlu Ensektisid Zehirlenmeleri ............................................441 2. Karbamat Zehirlenmeleri ..........................445 3. Klorlu Hidrokarbonlarla Zehirlenme ......446 4. Nitrat-Nitrit Zehirlenmesi ........................447 5. Su Zehirlenmesi .........................................449 6. Kronik Eğrelti Otu Zehirlenmesi ............450 7. Arsenik Zehirlenmesi ................................452 8. Alfa-2 Sempatomimetikler........................455 9. Furazolidon Zehirlenmesi ........................456 10. Üre Zehirlenmesi........................................456 11. Siyanojen Alg Zehirlenmesi ......................458 12. Okzalat Zehirlenmesi ................................462 13. Mikotoksikozis ...........................................464 13.1. Ergot Toksikasyonu .........................466 13.2. Trikotesen Toksikasyonu .................468 13.3. Aflatoksikozis ...................................468 13.4. Ochratoxicosis ..................................470 13.5. Fusariotoxicose..................................473 14. Kronik Bakır Zehirlenmesi ......................474 15. Selenyum Zehirlenmesi ............................477 15.1. Akut Selenyum Zehirlenmesi ..........478 15.2. Kronik Selenyum Zehirlenmesi .....478

16. Flor Zehirlenmesi ......................................480 17. Tuz Zehirlenmesi .......................................482 18. Amprolium Zehirlenmesi .........................483 19. Salinomycin Zehirlenmesi .......................483 20. Monensin Zehirlenmesi ............................484 21. Molibden Zehirlenmesi .............................485 22. Pirolizidin Alkaloidleri İle Zehirlenme ...485 23. Meşe Zehirlenmesi .....................................486 24. Amitraz ........................................................487

Bölüm 10. Deri Hastalıkları ........ 491 1. 2. 3. 4. 5. 6. 7. 8. 9.

Hipodermozis .............................................491 Bit Enfestasyonu .........................................494 Dermatophilus Congolensis ....................495 Fotosensibilizasyon ...................................496 Papillomatosis .............................................499 5.1. Sığır Papillomatozu ............................499 Bovine Herpesmamillitis ...........................501 Deri Leukozu .............................................502 Mikotik Deri Hastalıkları .........................505 Danada Trikofiti .........................................506

Bölüm 11. Buzağı ve Dana Hastalıkları ................ 513 1. Escherichia coli Enfeksiyonları ...............513 2. Rota-Corona-Parvovirus Enteritisleri..................................................518 3. Cryptosporidiosis .......................................521 4. Koksidiosis .................................................525 5. Akut İshal ....................................................529 6. Dehidrasyon ................................................530 7. Sıvı- Elektrolit Denge Değişiklikleri ........535 7.1. Elektrolitler ..........................................536 7.2. Asit-Baz Dengesi .................................537 7.3. Hipovolemik Şok.................................538 7.4. Parenteral Sıvı Sağaltımı.....................539 8. Oral Sıvı Sağaltımı......................................551 9. Diyet .............................................................553 10. Antienfektifler.............................................553 11. Annenin Bakımı .........................................555 12. Kolostrum Ve Önemi ................................556 13. Yeni Doğanlarda Ön Midelerin Gelişimi .....................................562 14. Süt İçen Rumen Sendromu ......................566 15. Buzağılarda Rumenitis ve Parakeratosis ...............................................571


İÇİNDEKİLER

16. Solunum Sistemi Hastalıkları ...................573 16.1. Erken Asfeksi .....................................573 16.2. Geçişmiş Asfeksi ..............................574 17. Ascaridiosis .................................................577 18. Buzağılarda Abdominal Hastalıklar.........578 19. Buzağı, Dana ve Sığırlarda Sancı .............579 20. Yaygın Peritonitis ......................................584 21. Danalarda İdiopatik İmmun İlişkili Hemolitik Anemi ......................................584 22. Akut Myelomonocytic Leukemia ............586

ix

23. Paramhistomiasis .......................................588 24. Mide-Bağırsak Kıl Kurtları ......................588 25. Sarcosporidiosis..........................................593 26. Sulu Kalp ....................................................595

Bölüm 12. Tablolar ...................... 603 Kısaltmalar ........................................607 İndeks.................................................609


1

Sindirim Sistemi Hastalıkları

c. Enfeksiyöz nedenler: Sığırlarda ağız mukozası yangısının esas nedenleri enfeksiyon hastalıklarıdır. Sistematik değişiklikler yanında mutlaka ağız mukozasında değişiklikler meydana gelir ve bu lezyonlar hastalıklar için belirleyicidir. Sığırlarda ağız mukozasında lezyona neden olan enfeksiyon hastalıkları; Aptha epizootica (St.apthosa et erosiva), Pestis bovina (St.ulcerosa et necrotica-özellikle diş etleri, damak), MD/VD kompleksi (St. erosiva et necrotica), Muzzle disease, dana difterisi (St.diphteroidea), Candidiasis (Sorr, pamukçuk), Coryza gangrenosa bovum (St. erosiva et necrotica) ve Stomatitis vezikülaris (St.vesiculosa)’dir. Semptomlar: Salivasyon, iştahsızlık, çiğneme güçlüğü, ağızda kepek serpilmiş görüntü, pis koku, irinli ve epitel döküntüleri içeren akıntılar ile nitelendirilir. İnspeksiyonda bu değişiklikler ortaya konur. Hayvan ağzını açmak istemez. Su ve yem tüketimi durmuş veya azalmıştır. Enfeksiyon hastalıklarına bağlı oluşan stomatitis olgularında hastalığa has diğer semptomlar mevcuttur. Sağaltım: Nedene göre yöntem seçilir. Enfeksiyon olgularında özel önlemler alınır. Ağız mukozası lezyonları %0.1’lik potasyum permanganat, %0.1’lik rivanol, %3’lük asit borik,

1. Stomatitis Ağız mukozasında değişik nedenlerden ileri gelen yangılar stomatitis olarak isimlendirilir. Bölgesel veya yaygın (diffüz) ağız mukozası yangıları birincil veya ikincil nedenlerden ileri gelir. Diğer taraftan yangının ağız boşluğundaki yerleşimi gereği stomatitis olguları farklı isimlerle anılır. Chelitis dudakların yangısı, gingivitis diş etlerinin yangısı, glossitis dilin yangısı ve palatitis sert damak yangısı şeklinde isimlendirilir. Bazı ağız mukozası yangıları dil ve damakta meydana gelirken, bazı hastalıklarda diş etlerine yerleşir. Etiyoloji: Ağız mukozasında yangı oluşumu değişik nedenlerden ileri gelir (Tablo 1). a. Mekanik ve travmatik nedenler: Batıcı yabancı cisimler, ağız boşluğunda yapılan operasyonlar, diş çürükleri ve anomalileri, padan ve sonda uygulamaları, ilaç içirme esnasında yaralanmalar gibi mekanik nedenlerden dolayı mukoza yaralanıp, yangılanabilir (St.travmatica). b. Kimyasal, termik ve toksik nedenler: Sıcak veya soğuk gıdalar, irkiltici ve yakıcı kimyasallar (asit-alkali), konsantre dezenfektanlar, suni gübreler, yakıcı pomatlar, irkiltici yemler, cıva, kurşun veya arsenik gibi zehirler ağız mukozasını yangılandırır. 1


2

SIĞIR HASTALIKLARI

Tablo 1. Stomatitis İle Seyreden Hastalıklar, Diğer Nedenler, Tür Ve Yerleşim Nedenler

Tür ve yerleşim

Dana difterisi (Bakteri)

St.diphtheroidea et pseudomembranacea: Dil, damak ve yutakta yalancı zar (pseudomembrane) oluşumu

Actinobacillosis (Bakteri)

St.ulcerosa (düğümcüklü dil aktinomikozu): Dilde. Kronik olgularda St.phlegmonosa

Aptha epizootica (Şap)

St.apthosa (vesiculosa) et erosiva: Yanak mukozası, dil, damak ve dudakların içinde (aynı zamanda meme başı ve tırnak arası derisinde) vezikül ve hızla erezyon oluşumu

Pestis bovina (Sığır vebası)

St.ulcerosa et necrotica: Ağız mukozası, diş etleri, dilin üst ve altında kepek serpilmiş gibi, gri renkte pis kokulu nekrotik stomatit

MD/VD kompleksi

St.erosiva et necrotica (%30-50 oranında): Sert ve yumuşak damakta

Coryza gangrenosa bovum

St.catharralis: Ağızda kızarıklık ve sıcaklık artışı St.erosiva et necrotica: Burun delikleri, yanak mukozası ve mermede erezyon ve nekroz

Stomatitis vesicularis

St.vesiculosa: İçi saydam sıvı dolu

Papuler stomatitis

St.papullosa: Ağız boşluğu, burun deliklerinin ön tarafı ve mermede 0.5-1 çapta nodüller (dokusal artış)

IBR (Buzağılarda)

Ağız mukozasında hiperemi, yumuşak damakta mukus ile kaplı erezyonlar, dilde beyaz renkte plak, mukoprulent eksudatif farengitis

Aujesky

Buzağılarda stomatitis

Lumpy skin disease

Nodüler ağız mukozası lezyonları

Ecthyma contagiosa ovium et caprarum

St.papulosa et St. erosiva: Dudaklarda

Mavi dil

Dudak, diş etleri ve mermede (yanık görünüşü) hiperemi ve ödem

Mantar etkenleri Moniliasis, candidiasis (Soor ve Nocardiosis)

Ağız mukozası ve özefagusta kalınlaşmış mukozada beyaz renkte, kabartı şeklinde, pseudomemranlı, ağrılı lezyonlar

Fiziksel etkenler (Hatalı padan uygulama, soğuk, sıcak, yabancı cisimler)

St.travmatica, St.catharralis, St.erosiva veya St.ulcerosa

Kimyasal nedenler (Kuvvetli asit ve alkaliler)

St.erosiva, St.ulcerosa

%5’lik sodyum bikarbonat veya %0.1’lik hidrojen peroksid ile yıkanır. Mikotik stomatitislerde %2’lik metilen mavisi çözeltisi kullanılır. Ülser-

li, nekrotik ve flegmonlu stomatitislerde parenteral antibiyotik sağaltımı zorunludur. Nekrotik stomatitislerin öngörümü elverişsizdir.


Sindirim Sistemi Hastalıkları

2. Stomatitis Vesicularis Vesiküler hastalıklar olarak isimlendirilen gruptandır. Aptha epizootica, Stomatitis vesicularis ve Exanthema vesicularis ayrı, ayrı viruslar tarafından meydana getirilen, semptom olarak ağız mukozası ve tırnak derisinde vezikül oluşumu ile nitelendirilen lezyon yönünden birbirine benzer hastalıklardır. Şap bunlardan en ciddi ve yaygın olanı olup, Ülkemiz için büyük önem taşır. İngiltere, Avustralya ve Yeni Zellanda gibi ada ülkeleri hariç birçok ülkede epizooti’lere neden olur. Stomatitis vesicularis ise Amerika kıtası, Batı Avrupa ve Güney Afrika ülkelerinde mevcuttur. Birinci derecede tek tırnaklıları, ikinci derecede sığırları ve üçüncü derecede domuzları enfekte eder. Exanthema vesicularis ise sadece domuzlarda görülen Kuzey Amerika’ya has bir enfeksiyondur. Etiyoloji: Stomatitis vesicularis etkeni Rhabdovirus grubundan iki ayrı tipi, üç ayrı subtipi olan Arbovirus’tur. Aerojen ve oral yolla bulaştığı gibi sokucu sineklerle de bulaştığı kabul edilmektedir. Morbidite oranı yüksek, mortalite oranı düşük bir enfeksiyondur. 2-8 günlük inkubasyonu takiben hafif ateş, iştahsızlık ile başlar ve ağız mukozasında vezikül ve erezyonlar şekillenir. Ayak derisi ve meme başlarında lezyon yoktur. Hastalar kısa sürede iyileşir. Patogenez: Ensektler tarafından enfekte edildikten sonra viremi dönemi başlar ve virus hücrelerde dejenerasyon ve kan hücreleri birikimine sebep olarak vezikül oluşumuna yol açar. Viremi döneminde yüksek ateş vardır. Semptomlar: İnkubasyon periyodu 3-5 gün arasında değişir. Ateş, iştahsızlık, depresyon, laminitis, diş etleri ve ağız mukozası ve tırnağın korium tabakasında veziküller oluşmaya başlar. Yanağın iç kısmında oluşan veziküller çok belirgindir. Veziküller patladıktan sonra yerlerinde ülserli ve kabuklu lezyonlar kalır.

1

3

Tanı: Sığırlarda veziküler stomatitis şap hastalığına benzer semptomlarla seyreder. Ancak tek tırnaklılarda da görüldüğünden ayırıcı tanı kolaydır. Diğer ayırıcı tanı yöntemleri serolojik muayenelerdir. Sağaltım: Etkene karşı herhangi bir ilaç kullanılmaz. Şapta olduğu gibi ikincil enfeksiyonlara karşı geniş spektrumlu antibiyotik uygulamaları, mukoza meme başı ve tırnak arası antiseptikleri kullanılır. Hasta ve şüpheli sığırlar birbirinden ayrılır. Hastalığın yaygın olarak görüldüğü ülkelerde aşılama yapılır.

3. Sülük (Limnatis nilotica) Sülük durgun su birikintilerinde, göl ve havuzlarda yaşar. Ergin sülükler meradaki su birikintilerini çamur kısımlarında, gençleri çeşme yalaklarında ve su birikintilerinde bulunur. Sığır, manda, at, köpek, koyun ve keçiler bu su birikintilerinde su içerken ağız boşluğu, farenks, larenks ve burun boşluklarındaki mukozaya yapışarak, kan emerler ve aylarca canlı kalır. Kan emme esnasında kanın pıhtılaşmasını engelleyen hirudin maddesi salgıladıklarından kanamalar sebep olurlar. Bu nedenle ağız ve burun boşluğundan sürekli kan ile karışık akıntılar gelir. Farenks bölgesine yapışan sülükler asfeksiye neden olur. İnspeksiyon ile bu sülükleri saptanmak ancak kan emip büyüdüklerinde mümkündür. El veya pens yardımı ile uzaklaştırılabilirler. Farenk ve larensktekilerin uzaklaştırılması mümkün değildir. %1-3’lük amonyak veya kloroformlu su ile yıkanarak yerlerinden uzaklaştırılması sağlanır.

4. Stomatitis Papulosa Stomatitis papulosa buzağı ve genç danalarda görülen viral bir enfeksiyondur. Dudaklarda, burun boşluğunda ve nasolabial bölgede


4

SIĞIR HASTALIKLARI

(merme) halka şeklinde ülserli odakların oluşumu ile nitelendirilir. Hastalık dünya çapında yaygındır. Genel olarak selim seyreder. Etiyoloji, patogenez: Çiçek virusu ve Orf virusu ile serolojik olarak yakın ilişkili Parapoxvirus (Parapoxvirus bovis-1) tarafından meydana gelir. Hastalık direkt ve endirekt yollarla bulaşır. Virus ile bulaşık yem maddeleri ve insanlarda hastalığı yayar. Virus epitel tabakasının Stratum spinosum katında epitel hücrelerini hızla dejenere ederek eksudatif yangının şekillenmesine yol açar. Bu eksudatif tablo daha sonra hücreler boynuzlaşarak sertleşmeye neden olur. Lezyonların çevresindeki hücrelerde direnç gelişir. İyileşme lezyonun merkezinden başlar. Semptomlar: 2-4 günlük inkubasyon periyodunu takiben konsentrik yapıda gelişen kırmızı-kahve renkte lezyon oluşmaya başlar. Lezyonun merkezi hızla iyileşir ve 1-3 cm çapa ulaşır. Halka veya oval formdadır. Önceleri kırmızı, daha sonra kahve renk alır. Genellikle dudakların mermeye birleştiği yerde, dilin altında ve üstünde, yumuşak damakta, diş etlerinde nasolabial bölgede ve aynı zamanda özefagus ve rumende de meydan gelirler. Tanı: Stomatitis papulosa’da mukozal lezyonlar merkezden çevreye doğru gelişen halka şeklindedir. Şüpheli olgularda biyopsi materyalinde virus partiküllerinin elektron mikroskopik olarak ortaya konması gerekir. Ayırıcı tanı: Süt emme dönemindeki buzağılarda ağız mukozası lezyonları değişik nedenlerden ileri gelir. Bu nedenle tanı ve ayırıcı tanı güçtür. Şap (Aptha epizootica) ve Bovine viral diare’ye bağlı mukozal lezyonlar bu iki hastalık sistemik etkili olduğu için diğer semptomlar (apth’lar, salivasyon, tırnak lezyonları ve ishal gibi) ile beraber değerlendirilmek zorundadır. Ayrıca difteroid stomatitis (F.necrophorum)’de ileri derecede genel semptomlar mevcuttur. Ağız mukozasının klorlu naftalinler ile teması, bazı mikotik nedenler ve henüz sınıflandırılmamış viruslardan ileri ge-

len hastalıklara (Muzzle disease) bağlı olarak ağız mukozasında yangılar meydana gelir. Öngörüm: Stomatitis papulosa’nın öngörümü iyidir. Mukoza lezyonları dört gün ile dört hafta arasında iyileşir ve lezyonlar sikatriks dokusu bırakmaz. Hastalık genel semptomlara neden olmaz. Sağaltım: Lezyonlar hızla iyileştikleri ve selim nitelikte olduğu için herhangi bir sağaltım önlemine gerek yoktur. Korunma: Hastalığın problem olduğu sığırcılık işletmelerinde heterolog canlı aşılar (Orf virus kökenli) 3.aydan itibaren yapılır.

5. Dana Difterisi (Diphteria vitilorum, Oral necrobacillosis) Etiyoloji, epidemiyoloji: Süt emme döneminde olan buzağılarda ve genç danalarda (8-12 ay) nekroz basili (Spherophorus necrophorus, Fusobacterium necrophorum) tarafından meydana getirilen, nekrotik, pseudomembranlı ağız mukozası (stomatitis), farenks (pharyngitis) ve larenks (laryngitis) yangısıdır. Nekroz basili ağız mukozasında ve dış ortamda mevcut olup, hijiyenik koşulların yetersiz olduğu işletmelerde hastalığa sık rastlanır. Bulaşıcı bir hastalıktır. En çok rastlanılan şekli akut oral enfeksiyon olup, 3 aydan küçük danalarda görülür. İkinci form ise daha yaşlı danalarda görülen larenks ve ses tellerinin yangısıdır. Her iki forma Fusobacterium necrophorum neden olur. Patogenez: Nekroz basili ağız mukozasında meydana gelen yaralanmalardan girerek enfeksiyonu başlatır. Devreye mikoplazma, pasteurella ve bazı patojen viruslar da girerek ağız mukozası ve dil üzerinden başlayarak larenkse kadar uzanan eksudat, döküntü epitel hücreleri ve kanın fibrin kısmından müteşekkil yalancı zar (pseudomembran) oluşur. Bir pens zar kaldırılacak olursa altında kırmızı renkte mukozal lezyonlar ortaya çıkar.


Sindirim Sistemi Hastalıkları

Semptomlar: Yüksek ateş, ağız mukozası ve dil üzerinde pseudomembranın varlığı, salivasyon, genel durum bozukluğu, hırıltılı solunum, solunum güçlüğü, larenks bölgesinde duyarlılık, mukozalarda hiperemi semptomları ile tanınır. Oral formun başlangıcında ağız mukozası, diş etleri ve dilde hiperemi mevcuttur. Ağız boşluğunun muayenesinde ülserlere rastlanır. Bu aşamada vücut ısısı normaldir. Sağaltıma alınmayan olgular vücut ısısında artış, öksürük, iştahsızlık ve depresse görünüme yol açar. Solunum güçleşir. Farenks bölgesi şişer. Dil, yumuşak damak ve yanakların içinde derin ülserler meydana gelir. Pneumonie ile komplike olur. Larengeal form yaş ve ağrılı öksürük, yüksek vücut ısısı, iştahsızlık, depresse görünüm, solunum güçlüğü, çiğneme ve yalama faaliyetlerinin olmaması ile karakterizedir. Pneumoni ile komplike olur. Tanı, ayırıcı tanı: Dana difterisinin tanısı klinik semptomlara göre yapılır. Nekroz basili lezyonlardan izole edilir. Hastalık IBR, aktinobasilloz, şap, candidiasis ve sığır vebası ile karışır. Sağaltım: Erken sağaltım önemlidir. Hasta ve sağlam hayvanlar birbirinden ayrılmalı, ahır ve buzağı büyütme padokları dezenfekte edilmelidir. Ağız mukozası antiseptik etkili çözeltiler ile yıkandıktan sonra gliserin iode sürülür. Geniş spektrumlu antibiyotikler 5-7 gün süre ile uygulanır. Bronkopneumoni ile komplike olgularda sağaltım yöntemleri çeşitlendirilir. Yumuşak gıdalar verilir. Öngörümü şüpheli bir hastalıktır. Larengeal form sağaltıma dirençlidir. Korunma: F.necrophorum çevrede ve sığırların bağırsaklarında yer alan bir bakteridir. Hijyenik olmayan koşullarda veya etken ile bulaşık süt ile beslenme esnasında, oral mukoza kayıplarına neden olan hallerde hastalık meydana gelir.

1

5

oplazma gelişimi enderde olsa meydana gelir. Ağız ve farenks boşluğu yangılarına, yabancı cisimlerin tükürük bezi kanallarına girmesine bağlı tükürük bezleri yangılanır. Ancak uygulamada en çok görülen şekli aktinomikozis, tüberküloz gibi hastalıkların komplikasyonu olarak meydana gelen sialoadenitis’lerdir. Tükürük bezi kanallarına yerleşen yabancı cisimler beraberinde başta gram negatifler olmak üzere bakterilerin bez dokuya ulaşmasını sağlar. Semptomlar: Bez bölgesinde akut şişlik ve apse odakları palpe edilir. Kanallardaki tıkanmadan ileri gelen şişliklerde yangısal semptomlar mevcut değildir. Enfekte parotis bölgesi şişkin olup, çene altına doğru sızar. Yer çekiminin etkisi ile zamanla fistülleşir. Şayet tükürük bezi kanalında yem maddesi veya taş oluşumu söz konusu ise belirgin olarak palpe edilebilir. Tanı: Kolaydır. Gerekirse radyografik muayeneler yapılır. Tükürük bezi yangılarında geniş spektrumlu antibiyotikler kullanılır. Apse oluşmuş, fistülleşmiş tükürük bezi yangılarında dren uygulanır.

7. Tükürük Bezi Taşları (Sialolith) Genellikle Gl.parotis bezi kanalında (Stenon kanalı) tükürük taşı oluşumuna rastlanır. Gl.sublingualis’te oluşan taşlar tükürük bezi kistlerine sebep olur. Taşlar sert olup, yüzeyleri gri, gri-sarımtırak renktedir. Şişlik, ağrı, fistül oluşumu gibi semptomlar görülür. Sağaltım operatiftir.

8. Actinobacillosis 6. Tükürük Bezi Hastalıkları (Sialoadenitis) Etiyoloji: Tükürük bezlerinde (Gl.sublingualis, Gl.parotis) yangı, taş oluşumu veya ne-

(Odun dil, Holzzunge) Etiyoloji: Actinobacillus lignieresii gram negatif, normal koşullarda sığırların ağız boşluğunda bulunan bir mikroorganizmadır. Fa-


6

SIĞIR HASTALIKLARI

renks boşluğunda lokal enfeksiyonlara ve dilde yangıya (odun dil, Holzzunge) neden olur. Bu formlar dışında diğer yumuşak dokularda enfeksiyöz granulomlara veya apselere sebep olur (Şekil 1). Dudak, diş etleri, larenkt, özefagus, rumen, abomasum, karaciğer, akciğer ve seröz zarlarda apse veya granulom dokularına yol açar. Yumuşak dokularda A.lignieresii’den ileri gelen yangı oluşabilmesi için doku bütünlüğünün bozulmasına neden olan epitel doku travmasının şekillenmesi şarttır. Batıcı gıda maddeleri, yabancı cisimler veya diş değiştirme dönemleri fırsatçı patojen olan A.lignieresii’nin yumuşak dokulara girmesine yol açar. Neoplazma, polip veya granulom benzeri bu doku şişliklerine burun boşluğunda da rastlanmıştır. Granulomlar gül kırmızısı renkte, yumuşak ve hafif kanama eğilimindedir Granulomlar 2.5 santimetre büyüklükte olduğu gibi, çocuk başı büyüklüğüne de ulaşabilirler. Bütün granulomlardan ensizyon yapılarak alınan örneklerden histopatolojik ve kültürel muayene yapılarak aktinobasillus aranır. Tanı, ayırıcı tanı: A.lignieresii’den ileri gelen granulomlar neoplazma, paraziter granulom ve Actinomyces bovis veya Staphylococcus’lardan ileri gelen enfeksiyöz granulomlarla karışır.

Şekil 2. Granulomun merkezinde odak (etrafı lenfosit, makrofaj ve plazma hücreleri tarafından çevrelenmiş) (Nuss, K. ve ark. 1989)

Sağaltım: Cerrahi yoldan granulomlar uzaklaştırılarak lokal iyot sağaltımı yapılır. Diğer taraftan sodyum iodide A.lignieresii’ye etkilidir. Fakat etki mekanizması bilinmemektedir. 30 g/450 kg canlı ağırlık dozunda intravenöz olarak 2-3 gün süre ile kullanılır. Organik iyot preparatlarını 30 g/450 kg dozunda oral yolla kullanmakta etkilidir. Sulfonamid, penicilline, streptomycin veya isoniazid A.lignieresii’ye karşı başarılı olarak kullanılır. Ağır olgularda oral sulfonamid ve iyot preparatları birleştirilir.

Şekil 1. Sol burun deliğinde aktinobasilloz (solda) ve operasyondan 11 gün sonra (Nuss, K. ve ark. 1989)


Sindirim Sistemi Hastalıkları

1

7

Etiyoloji: Aktinomikoz ve aktinobasillozis kronik nitelikte, granulasyonlu, irinli yangılardır. Actinomyces bovis (gram pozitif) ve Actinobacillus lignieresii (gram negatif) bu iki hastalığın etkenleridir. Ancak her iki etkeninde Staphylococcus türleri ile de komplike enfeksiyon oluşturması mümkündür. Genel olarak kabul edilen prensip Actinomyces bovis’in kemik dokuda, Actinobacillus lignieresii’nin de yumuşak paranşim dokularında hastalığa neden olmasıdır. Aktinomikozis sporadik nitelikte bir hastalık iken, aktinobasillosis enzootik yapıda bir hastalıktır. Sağlıklı sığırların mukozalarında aktinomikozis etkenleri bulunur. Ağız mukozası ve diş etleri yaralarından organizmaya giren etken staphylococcuslar ile beraberce kemik dokuya yerleşerek kronik karakterli granulom oluşumuna yol açar. Semptomlar: Genel durum bozulmamıştır. Mukozalar normal renkte, solunum dolaşımda hiçbir değişiklik saptanamaz. Lenf düğümleri normal büyüklüktedir. Sadece granulomun yerleştiği tarafta lenf düğümü büyümüştür. Aktinomikoz granulomunun yerleştiği bölge (mandibula veya maxilla) değişik büyüklükte, sert, ağrısız, fluktuasyonsuz, ileri dönemlerde fistülleşmiş şişlik içerir (Şekil 7, 8). Fistülleşmiş bölgeden sekret elde edilemez. Ağız mukozasında yaralanma saptanamaz. Diş etleri normal görünümdedir.

Tanı: Latero-lateral pozisyonda alınan radyografide Corpus mandibula’da osteomyelitis ve yer, yer irin toplanmış apse odakları gözlenir (Şekil 3, 6). Ayırıcı tanıda öncelikle soğuk apse, hematom, mandibulada fraktür, diş fistülleri veya tümörler (adamantinome, fibrom, osteome, dev hücreli tümör) göz önüne alınmalıdır. Apsede fluktuasyon mevcut olup, ponksiyon bulguları pozitiftir. İçinden pis kokulu irin akar. Mandibulada kırık ise travmaya bağlı olarak meydana gelir. Klinik tanıyı doğrulamak amacıyla alınan doku örneğinin histopatolojik muayenesi yapılır. Tipik bir aktinomikoz granulomunda merkezde mineral toplanması yer alır (minerolojik saldırı). Seyir: Çok ilerlemiş, mandibula’da ileri derecede incelme şekillenmiş, dişlerin sallanıp, döküldüğü, çok irileşmiş aktinomikoz granulomlarında sağaltım mümkün değildir. Çünkü yapılacak cerrahi uygulamalar ve ileri derecede mandibula patolojik değişiklikleri sonucunda hayvan yemini tüketemez. Zaten bu tür klinik olgularda hayvan canlı ağırlık kaybetmiştir. Bu nedenle kesim önerilmelidir. Sağaltım: Aktinomikozisin çok erken dönemlerinde penicilline, streptomycine ve tetracyclinler kullanılarak sağaltım mümkündür. İlerlemiş olgularda da antibiyotiklerle beraber iyot sağaltımı yapılır. Ancak ilaç sağaltımının mutlaka cerrahi yöntemle birleştirilmesi gerekir. Çok ilerlemiş, kemikte kırıklar şekillenmiş olgularda kesim endikedir.

Şekil 3. Corpus mandibula’da osteomyelitis (Molar ve premolar, latero-lateral (Nuss, K. ve ark. 1989)

Şekil 4. Tipik aktinomikoz granulomunda yıldızvari etkenler (Nuss, K. ve ark. 1989)

9. Actinomycosis (Aktinomykose, Strahlenpilzkrankheit)


8

SIĞIR HASTALIKLARI

Şekil 5. A.bovis mycellium’ları (Nuss, K. ve ark. 1989)

Şekil 6. Mandibula’da actinomycosis (Nuss, K. ve ark. 1989)

Şekil 7. Sağ corpus mandibula’da fraktür (Nuss, K. ve ark. 1989)

Şekil 8. Sağ C.mandibula’da alveolar periostitis (Nuss, K. ve ark. 1989)

10. Özefagus Tıkanması

fından çiğnenmeden yutulur. Diğer özefagus tıkanma nedenleri ise, naylon, paçavra, odun, kemik parçaları gibi yabancı cisimlerdir. Özefagus lümeni yukarıda sayılan nedenlerden dolayı kısmen veya tamamen tıkandığı gibi, basınç altında kalarak geçiş engellenir. BEL ve tüberküloz gibi hastalıkların seyrine bağlı olarak mediastinal lenf düğümlerinde büyümeler özefagusa baskı yapar (dorsale deviasyon). Diğer taraftan apse ve tümörler de özefagus kompresyonuna neden olur. Kardia ve özefagus spazmları da özefagus lümenini daraltır. Özefagusta tıkanma ya servikal bölgede (pars cervicalis), ya da torakal bölgede (pars thoracalis) meydana gelir. Servikal bölgedeki tıkanmalar sol sulcus jugularis boyunca göz ile izlenebilir ve palpe edilebilir.

(Obstructio oesophagie) Etiyoloji: Ruminantlarda anatomik yapı gereği özefagus tıkanmaları (obstructio oesophagii) postfarengeal bölge, göğüs girişi, kalp kökü veya cardia’da meydana gelir. Çalışmalarda en çok tıkanan özefagus kısmı farenks gerisi olarak gösterilmektedir. Fizyolojik koşullarda alınan gıda parçaları özefageal kontraksiyon sonucunda kardia’ya kadar geçer. Sfinkterler reflektorik olarak açılır. Bu peristaltik dalgaları rumende son bulur. Ruminantlarda özefagus tıkanmasının en önde gelen nedeni yumru bitkilerdir. Patates, elma, şeker pancarı kökü, yeşil domates, ayva, armut, mısır koçanı, havuç gibi sert meyve ve sebzeler sığırlar tara-


Sindirim Sistemi Hastalıkları

Klinik tablo: Tıkanma yem yeme esnasında aniden meydana gelir. Hayvan aniden yem alma ve çiğnemeyi keser. Huzursuzdur. Zaman, zaman su içmek ister, ancak içemez. Salivasyon çok fazla miktardadır. Regurgite olan gıda maddeleri ve salya ile ağız çevresi, burun delikleri ve önü kirlenmiştir. Bol miktarda salya içerir. Sık, sık öksürür. İkincil timpani hızla gelişerek asfeksi semptomları ortaya çıkar. Kolik benzeri semptomlar vardır. Huzursuzluk, terleme, taşikardi ve gıda maddelerinin aspirasyonundan ileri gelen akciğer semptomları gelişir. Hastalığın süresi 3-4 saattir. Tanı: Pars servicalis bölgesindeki özefageal tıkanmalar dışardan saptanabilirken, torakal bölgedeki tıkanmalar izlenemez. Yutak ve boyun bölgesinin inspeksiyonu, palpasyonu yapılarak özefagus tıkanması saptanmaya çalışılır. Şayet servikal bölgede özefagus tıkalı ise sol sulcus jugularis’in dorsalinde tıkanmayı palpe etmek mümkündür. Kesin tanı rumen sondası ile yapılır. Sonda yumuşak nitelikte gıda parçalarına kadar rahat gider veya sert bir cisme çarpar. Özefagusun kranialinde toplanan salya sondaya sıvanmış olarak geriye çıkar. Paçavra veya naylon gibi maddelerden ileri gelen tıkanmalarda şişlik gözlenmeyebilir. Diğer bir tanı yöntemi de radyografik muayenedir. Radyografik muayeneler servikal özefagus tıkanmalarında yardımcıdır. Bir başka tanı yöntemi de endoskopik muayenedir. Bu amaçla oesophagoscopie yapılır. Laboratuvar bulguları: Aşırı salivasyon ve su içememeye bağlı olarak hızla hipovolemi gelişmeden ikincil timpaniden ölüm gerçekleşir. Kısmi tıkanmalarda hipovolemi, elektrolit denge değişiklikleri ve metabolik alkaloz şekillenir. Hipochloremi, hiponatremi ve hipokalemi şekillenir. Tıkanmanın derece ve süresine göre değişen dehidratasyon, elektrolit denge bozukluğu ortaya çıkar. Birkaç saat içinde hematokrit değer artar. Ayırıcı tanı: Akut birincil rumen timpanisi, kronik rezidiv timpani, salivasyon ile ni-

1

9

telendirilen, şap, kuduz, kronik kurşun zehirlenmesi, botulismus gibi hastalıklarla karışır. Yutak felcine neden olan hastalıklar, özefagitis, özefagus dilatasyonu, özefagus stenozundan ayırıcı tanı yapılır. Sağaltım: En kısa zamanda tıkanmanın ortadan kaldırılması gerekir (indicatio vitalis). Farenks gerisindeki yumru bitkileri el ile farenkse geri getirilerek birbaşka el veya bir pens ile çıkarılması en köklü çözümdür. Ancak sürekli distale doğru kontraksiyonlar yapan özefagus peristaltiği ve yumru bitkilerin tutulmalarındaki güçlük ve salyanın kayganlığı nedeniyle işlem burada değinildiği kadar kolay olmayıp, son derece zahmetli ve zordur. Hatta olanaksızdır. Asfeksi tehlikesi mevcut ise, tracheotomi uygulandıktan, düz kas spazm çözücüler veya trankilizan ilaçlar (Rompun) uygulandıktan sonra çıkarılması denenebilir. Servikal bölgedeki yumru bitkilerin ve yabancı cisimlerin ozefagusun torakal kısmına itilmesi önerilmez. Servikal bölgedeki tıkanma nedenlerinin ağızdan geriye getirilmesi mümkün olmadığı olgularda ucunda metal ağırlık bulunan rumen sondası ile sedatif ve trankilizan uygulandıktan ve sonda ile kayganlaştırıcı (parafin likit) verildikten sonra rumene itilmeye çalışılır. Tam tıkanmada ikincil timpani şekillendiği için rumenin trokarizasyonu yapılarak intraruminal basınç ortadan kaldırılmalıdır (indicatio vitalis). İntraruminal basıncın düşürülmesi thorakal bölgedeki yabancı cisimlerin rumene itilmesine kolaylık sağlayabilir veya iç basıncın ortadan kalkması sonucunda rumene kendiliğinden düşebilir. Özefagus tıkanmasına neden olan yumru bitkileri şişeden mantar çıkarmada kullanılan türbişon sistemi esasına dayalı sondalar geliştirilmiştir. Bu sondalar elde mevcut ise ayva, elma, patates, havuç ve şeker pancarı kökü gibi sert gıdaların çıkarılmasında denenebilir. Ucu kement şeklinde tel içeren benzer sondalarda mevcuttur. Servikal bölgede patates, elma ve


10

SIĞIR HASTALIKLARI

yeşil domates gibi kolay parçalanabilecek ve parçalandığında özefagus duvarında ruptura neden olmayacağı kesin yabancı cisimlerin altına destek konarak yumruk veya ayak ile parçalanması denenebilir. Servikal bölgedeki özefagus tıkanmalarında en son çare olarak özefagotomi operasyonudur. Ancak bu operasyon sürekli özefagus spazmına, lümenin daralmasına neden olur. Kardia bölgesindeki tıkanmalarda rumenotomi operasyonu endike olup, tıkayan maddeler ya el ile alınır veya sonda ile rumene itilir. Özefagusu tıkayan gıda veya yabancı cisim 4-6 saat sonra lokal nekroza neden olabilir. Özefagus tıkanmasının komplikasyonları: Gıda maddelerinin ve salyanın regurgitasyon ve aspirasyonundan ileri gelen aspirasyon pneumonisi riski en önde gelen komplikasyondur. Hayvan kendiliğinden salya veya gıda maddelerini hava yolları ve akciğere aspire eder. Üzerinden 24 saat veya daha fazla zaman geçmiş tıkanmalarda aspirasyon pneumoni olasılığı yüksektir. Bazen tıkanmadan hemen sonra olan salya aspirasyonu şeklindedir. Aspirasyon pneumoni oluşumunda 14 saat, 2-6 saat gibi tıkanma sonrası zaman aralıkları verilmektedir. 21 özefagus obstrüksiyonundan 10, 32 tıkanmadan 22 gibi aspirasyon pneumonie oranları verilmiştir. Bu oranlar spazmolitik enjeksiyonu ve temizleme işlemine rağmen şekillenmiştir. Özefagus mukozasının yabancı cisimler veya sondalama esnasında yaralanması ve perforasyonu da mümkündür. Mukozada erezyon ve ülser oluşumu, 48 saat içinde nekroz şekillenmesi sık rastlanan komplikasyonlardır.

11. Özefagus Spazmı (Oesophagismus) Özefagus sirküler ve longitudinal düz kas tabakalarında ibaret bir organ olup, bu kas ta-

bakalarının kalın olduğu bölgelerde spazm meydana gelir. Özefageal spazm olgularında kas tabakalarında ve serozada patolojik bir değişiklik mevcut değildir. Etiyoloji: Büyük parçalı yemlerin yutulması, tetanoz ve kuduz gibi hastalıkların seyri esnasında özefageal spazm şekillenir. Spazm sonucunda sulcus jugularis boyunca hem aşağıya, hem de yukarıya doğru peristaltik hareketleri meydana gelir. Özefagusun rumene açılış bölgesi olan kardia spazmı ruminantlarda tek tırnaklılarda olduğu kadar önemli değildir. Yine de ruminantlarda kardia spazmı şekillenebilir. Özefageal spazm hali sürekli veya aralıklıdır. Genellikle yem ve su alma dönemlerinde meydana gelir. Spazm aspirasyon pneumonie’si ile komplike olur. Sağaltım: Düz kas spazmını çözen spazmolitik etkili ilaçlar kullanılır. %50’lik metamizol çözeltisi, atropin sülfat (sığırlarda 0.030.07 mg/kg, SC yolla) veya xylazine 0.01-0.05 mg/kg) kas içi yolla yapılır. Kalıcı özefageal spazm ve strüktür olguları rumenotomi operasyonu veya özefagusun yabancı cisimler ile yaralanmasına bağlı olarak oluşur. Bu durumdaki sığırlar yemden yeterince yararlanamadıkları gibi rezidiv rumen timpanisi belirtileri gösterirler.

12. Özefagus Daralması (Stenosis oesophagie) Etiyoloji: Özefagus trachea gibi içi daima boş, hava dolu ve boru şeklinde bir organ değildir. Yutma sonucunda gıda maddelerinin geçişine bağlı olarak genişler ve tekrar eski halini alır. Özefagus mukoza, kas ve serozasında meydana gelen operasyon yaraları, yangı, apse, flegmon ve yaralanmalar sonucunda veya kompresyona bağlı olarak stenoz şekillenir. Semptomlar: Özefageal stenosis, yutmada güçlük, özefagusta divertikül oluşumu ve kalıcı rumen timpanisi ile nitelendirilir.


Powered by TCPDF (www.tcpdf.org)


Turn static files into dynamic content formats.

Create a flipbook
Issuu converts static files into: digital portfolios, online yearbooks, online catalogs, digital photo albums and more. Sign up and create your flipbook.