SIGIRLARDA AYAK HASTALIKLARI ve TOPALLIK KONTROLU KITABI

Page 1




İçindekiler

Önsöz Kısaltmalar

X XII

BÖLÜM 1

Sığırlarda Topallığın Önemi

1

Topallığın Ekonomik Önemi - Topallığın Süt Verimi Üzerine Etkisi - Topallığa Bağlı Zorunlu Sürüden Çıkarma - Topallığın Üreme Üzerine Etkisi

BÖLÜM 2

Ayak ve Tırnağın Yapısı ve Fonksiyonu

8

Ayağın Klinik Anatomisi - Tırnak - Boynuz Tırnak (Cansız tırnak-Capsula ungulae) - Limbus-Periople (perioplik epidermis-epidermis limbi) - Korona (epidermis coronae) - Tırnak duvarı (paries - epidermis parietis - paries ungulae)- Taban (solea-solea ungulae-epidermis soleae) - Ökçe (torus-epidermis tori-torus ungulae) - Beyaz Çizgi - Koryum (Canlı tırnak-Corium ungulae) - Tırnağın Asıcı Bağ Sistemi Ve Destek Dokuları - Ökçe yastığı (digital cushion-pulvinus digitalis)Ayağın Damar Ve Sinir Yapısı - Normal Sığır Tırnağının Özellikleri - Tırnağın Sertliği - Tırnağın Uzaması Ve Aşınması - Tırnak Biyomekaniği (Mihanikiyeti) - Tırnaklarda Yük Dağılım Dengesi - Tırnağın Ağırlık Taşıyan Alanları - Arka Ayak Tırnaklar Arası Yük Dağılımı - Arka Ayak Tırnak İçi Yük Dağılımı - Ön Ayak Tırnaklarının Ağırlık Taşıması

BÖLÜM 3

Topallığa Neden Olan Faktörler

38

Yaş - Irk ve Cinsiyet - Kalıtım - Doğum Süreci - Barınma - Beslenme - HareketMevsim - Vitamin ve Mineral Madde Yetersizliği - Ekstrermitelerde Duruş Bozuklukları - Tırnak Deformasyonları - Günlük Ağırlık Artışı -Hatalı Tırnak Kesimi - Mekanik Faktörler ve Travma - Yönetim - Ekstremitelerin Duruş Bozuklukları - Ayak Hastalıklarına Neden Olan Enfeksiyöz Hastalıklar - Konjenital Tırnak Anomalileri

BÖLÜM 4

Sığır Konforu Ve Tırnak Sağlığı

47

Yatma (Dinlenme - Vit R) ve Ayak Sağlığı - Serbest Duraklı Sistemlerde Dinlenme Esnasındaki Davranışlar - Normal Yatış (Dinlenme) Pozisyonları - Uzun Süre Ayakta Kalma - Su İhtiyacının Karşılanması

BÖLÜM 5

Barınak (Ahır) Ve Tırnak Sağlığı

61

Barınak Düzeni - Barınak Sistemleri - Barınak Zemini - Tırnak Sağlığı ve Beton Zeminler - Durak Tasarımı ve Konforu - Durak Zemini - Barınak Drenajı ve Hijyeni- Sulukların Yerleşimi - Yemlik Düzeni - Mecburi Bekleme Alanları VII


BÖLÜM 6

Besle(n)me Ve Tırnak Sağlığı

83

İneklerin Doğum Öncesi Dönemde Beslenmesi - İneklerin Doğum Sonrası Dönemde Beslenmesi - Akut Ruminal Asidozis - Rumenin Rasyona AdaptasyonuRumenin Rasyona Adaptasyonu - Subakut Ruminal Asidozis (SARA) - Sıcaklık Stresi ve Rumen Asidozisi - Ayak ve Tırnak Sağlığı Bakımından Rasyon Unsurlarının Önemi - Karbonhidratlar - Protein - Yağlar - Vitaminler - Mineraller- Kaba YemYemdeki partikül büyüklüğü - Rasyonun Nem Oranı -Rasyondaki Kuru Madde Miktarı- Tampon Etkili Maddeler -Mikotoksinler

BÖLÜM 7

Topallık Muayenesi

101

Tutma Bağlama (zapt-ı rapt) Yöntemleri - Sığırların Yatırılması - Hayvanın Sakinleştirilmesi (preanestezi) - Ayak Muayenesi - Tırnağın Klinik MuayenesiRadyografik Muayene - Sığırlarda Yürüyüş - Sığırlarda Yürüyüş ve Duruşun Değerlendirilmesi - Topallığın Değerlendirilmesi - Topallık Skorlama Yöntemleri

BÖLÜM 8

Boynuz Tırnak ve Canlı Tırnak Hastalıkları

123

Laminitis - Laminitise Yol Açan Faktörler - Akut Laminitis - Subakut LaminitisSubklinik Laminitis (SKL) - Kronik Laminitis - Laminitisin Patolojisi - Taban Lezyonları - Taban Ülseri - Ökçe Ülseri (Apsesi) - Beyaz Çizgi Hastalığı - İnce Taban Sendromu - Taban Eziği (Tabanda Hemoraji) - Taban Ucu Ülseri - Taban Ucu Apsesi - Çift Taban Oluşumu - Ökçede Tırnak Ayrılması - İyileşmeyen Taban Lezyonları - Tırnak Ucu Nekrozu - İyileşmeyen Taban ve Beyaz Çizgi LezyonlarıTırnak Çatlakları - Tırnak Düşmesi (Exungulation) - Tabana Yabancı Cisim Batması- Tırnak Deformasyonları (Tırnak Bozuklukları) - Düzenli Aşırı Uzamış Tırnak - Tirbüşon (burulmuş) Tırnak - Ayrık Tırnak - Gaga Tırnak - Makas Tırnak Geniş ve Yayvan Tırnak - Küt Tırnak

BÖLÜM 9

Ayak Derisi Hastalıkları

196

İnterdigital Flegmon (İF) (İnterdigital Nekrobasillozis-Foot Rot) - İnterdigital Dermatitis (İD) - Ökçe Erozyonu (ÖE) - Digital Dermatitis (DD) - Çamur Hummasıİntedigital Hiperplazi (Fibrom, Limaks, Tylom)

BÖLÜM 10 Derin Dokuların Hastalıkları

232

Tırnak Ekleminin İrinli Yangısı (Podoartritis Purulenta) - Topuk Ekleminin Yangısı - Ökçe Apsesi (Retroartiküler Apse) - Tenosinovitis (Tenovaginitis) Bursa Navikülarenin İrinli Yangısı (Bursitis Podotrochlearis Purulenta) - Tırnak Kemiğinin Yangısı (Pedal Osteitis) - Tırnak Kemiğinin (Distal Falanks) Kırığı - 1. ve 2. Falanks Kırığı

BÖLÜM 11 Topalığa Neden Olan Bacak Lezyonları

VIII

Radial Felç - Supraskapular Felç - Siyatik (İschiadic) Felç - Tibial Felç - Peroneal (Fibular) Felç - Obturator Felç - Femoral Felç - Eklem Hastalıkları - Septik Artritis - Karpitis - Karpal Higroma (Bursitis Prekarpalis) - Seröz Tarsitis (Tarsal Hydrartrosis) - Tarsal Periartritis (Tarsal Bursitis-Tarsal Sellülitis) - OsteoartritisOsteokondritis (Dejeneratif Eklem Hastalığı) - Neonatal Poliartritis - Coxofemoral Lukzasyon (Kalça Çıkığı) - Genu Ekleminin Yangısı (Gonitis) - Ligamentum

245


Cruciate Rupturu- Bacağın Angular Deformasyonları - Peroneus Tertius RupturuGastrocnemius Rupturu - Muskulus İnterosseus Medius Rupturu - Fleksor Tendo Kontraktürü (Bilek Dikleşmesi-Bletür-Diz Büküklüğü-Arqüre) - Ekstensor Tendo Kontraktürü (Hiperekstensiyon Deformitesi) - Patella Çıkığı - Proksimal İntertarsal (Tarsocrural) Eklemin Çıkığı - Metakarpal-Metatarsal Kırıklar - Spastik Paresi - Spastik Sendrom

BÖLÜM 12 Ayak Bölgesinde Yapılan Operasyonlar

271

Endikasyonlar - Kontrendikasyonlar - Operasyona Hazırlık - Anestezi YöntemleriPostoperatif Bakım - Postoperatif Komplikasyonlar - Parmak AmputasyonuTırnak Kemiğinin Parsiyal Rezeksiyonu - Profund Tendonun Rezeksiyonu- Tırnak Ekleminin Rezeksiyonu (Artrodez-Ankiloz) - Tırnak Ekleminin DrenajıRetroartiküler Apse Drenajı - Limaks Operasyonu

BÖLÜM 13 Tırnak Bakımı

288

Ayak Banyoları - Ayak Banyolarında Kullanılan Solüsyonlar - Banyo Tipleri İçinde Durulan Ayak Banyoları - Yürüyerek İçinden Geçilen Ayak Banyoları - Ayak Banyoları ve Çevre Kirliliği - Pansuman-Bandaj Uygulaması - Tırnak Tabanına Ortopedik Takoz Uygulaması - Tırnak Uçlarının Telle Bağlanması

BÖLÜM 14 Tırnak Kesimi

311

Tırnak Kesiminin Önemi - Tırnak Uzaması - Tırnak Kesimi Ne Zaman Yapılmalıdır?Tırnak Kesiminde Kullanılan Araç ve Gereçler - Tırnak Kesimi Nasıl Yapılır?Fonksiyonel Tırnak Kesimi - Terapötik (Küratif) Tırnak Kesimi - Tirbüşon Tırnak Bozukluğunda Fonksiyonel ve Terapötik Tırnak Kesimi - Laminitisli Tırnaklarda Terapötik Tırnak Kesimi - Tırnak Kesiminde Yapılan Hatalar

BÖLÜM 15 Topallık Kontrolü

346

Topallığa Neden Olan Lezyonlar - Enfeksiyöz Lezyonlar - Biyogüvenlik - Ayak ve Tırnak Hijyeni - Ayak Banyosu Uygulamaları - Boynuz ve Canlı Tırnak Lezyonları (BCTL- Nonenfeksiyöz Lezyonlar) - Besle(n)me - Doğum Sürecinin Tırnak Sağlığına Etkileri - Ökçe yastığının bileşimi ve kalınlığının değişmesi - VKS’nun düşmesi ve ökçe yastığının kalınlığının azalması - Travma - İnek Konforunun Değerlendirilmesi - İnek Konfor İndeksi (İKİ) - Durakta Bekleme İndeksi - Tarsal Eklem Skorlaması - Topallıkların Önlenmesinde Gözetilecek Öncelikler - Sığır Davranışı ve Ayak Sağlığı - Topallığın Davranış Özellikleri Üzerine Etkisi - Doğum Sürecindeki İnek ve Düvelerin Bakımı- Kuru Dönemdeki İneklerin Bakımı Topallıkların Başlama Zamanı - Genetik Seleksiyon Yolu ile BCTL‘nin KontrolüAyak ve Tırnak Sağlığı Kontrol Programı - Sürünün Mevcut Durumunun Sistematik Olarak Araştırılması- Barınaklara İlişkin Risk Faktörlerinin Gözden Geçirilmesi - Topallık Kontrol Programının Oluşturulması - Sürülerde Risk Faktörü Odaklı Topallık Kontrol Stratejisi Oluşturmak - Hastalık Bazında Topallık Kontrol Stratejileri - 5 Noktada DD Kontrol Planı

İndeks

392 IX


Ayak ve Tırnağın Yapısı ve Fonksiyonu / 2 Tırnaklardan iç taraftaki iç (medial) tırnak, dış taraftaki dış (lateral) tırnak olarak adlandırılır. Arka ayaklarda dış tırnaklar ön ayaklarda iç tırnaklar daha büyüktür. Her tırnağın ön ucu interdigital aralığa doğru dönük ve sivridir. Ön ayağın dış tırnak ucu iç tırnağa göre daha kısa ve küttür. Arka ayak tırnakları ön tırnaklara göre daha dar, uzun ve sivridir. Bu tipik özellik ön ve arka ayakları birbirinden ayırt etmeye yardımcı olur. Sığırlarda çatal (cuneus corneus) yoktur. Tırnağın proksimalinde deriden boynuz tırnağa geçiş hattı koroner bant olarak isimlendirilir. Koroner bantın hemen altında, bölgeye esneklik veren koroner yastık vardır. Her iki tırnak arası “parmaklar arası-interdigital aralık” olarak adlandırılır. Bu aralık ökçeleri ikiye böler. Parmaklar arasında yaklaşık 150’lik bir açı vardır. Genişliği en fazla 2-3 cm’dir. Ön ayaklarda interdigital aralık daha geniştir. Parmaklar arasındaki deri (interdigital deri) her iki parmağı birbirine bağlar ve kılsızdır. Bu bölge ayağın diğer bölgelerine göre bol miktarda yağ ve bağ dokusu ihtiva eder. Bu aralığa göre her bir tırnağın bir dış (abaksiyal) yüzeyi, bir de tırnaklar arasına bakan iç (aksiyal) yüzeyi vardır. Tırnağın her iki yüzüne birden tırnak duvarı denir (Şekil 2-2). Ön ve arka ayağın ön

9

Mahmuz

Aksiyal tırnak duvarı

Koroner Bant

Abaksiyal Oluk Ökçe

İnterdigital aralık (parmaklar arası bölge)

Abaksiyal tırnak duvarı

Mahmuz

Ökçe

Medial Tırnak

Lateral Tırnak

İnterdigital deri Abaksiyal beyaz çizgi Abaksiyal tırnak duvarı Taban Aksiyal beyaz çizgi

Aksiyal tırnak duvarı

Şekil 2-2 Tırnağın önden, yandan ve arkadan görünümünün tanımlanması.


44

3 / Topallığa Neden Olan Faktörler

Klinik olarak bağırsak mukozasında erozyon ve ülser oluşumu ile birlikte, hayvanda ishal ve zayıflama görülür. Ayağa ilişkin lezyonlar, hastalığın daha çok kronik formunda oluşur. En önemli lezyon tüm ayaklarda görülen interdigital dermatitistir. Başlangıçta interdigital derinin epidermis ve dermisinde yaygın bir hiperemi görülür. Kısa sürede epidermisin yüzlek katmanlarında (stratum corneum), lokal nekrotik alanlar oluşur. EpitelŞekil 3-3 Şap’a bağlı ayakta oluşan lezyonların görünümü. yal nekrozun derin katmanlara yayılmasıyla, erozyon ve ülserler oluşur. Hastalığın oluşumuler kısa sürede yırtılır. Yerlerinde kırmızı renkli, nu izleyen birkaç gün içinde topallık görülür. Tırgranüler nitelikte yıkımlanmış nekrotik alanlar nak yıkanıp temizlendikten sonra lokal lezyonları oluşur (Şekil 3-3). Bu aşamada lezyona bağlı görmek mümkündür. Eskimiş olgularda korona hayvanın duyduğu ağrı ve irritasyon nedeniyle tove interdigital bölgede fibröz kalınlaşmalar, tırpallık görülür. Hayvan daha çok ökçeleri ile basnak deformasyonları ve kronik laminitis bulguları maya çalışır. Veziküllerden akan sıvı, interdigital gözlenir. aralığın dorsal ve palmar/plantar kısımlarında kabuklaşmalara neden olur. Lezyonlu bölgelerde Hastalığın tedavisinde, sekunder bakteriyel enfekhızlı bir iyileşme görülür. Ancak; çoğu kez sekun- siyonların gelişimini önlemeye yönelik antisepder bakteriyel enfeksiyonlar gelişebilir. Bu durum tikli ayak banyoları ve antibiyotik uygulamaları hastalığın uzun süre devam etmesine ve önemli önerilir. verim kayıplarına neden olur. Şiddetli olgularda Ayak hastalıklarına neden olabilen diğer enfeksitırnak düşmesi gelişebilir. yöz hastalıklardan, brusellaya ilişkin olarak digital Hastalığın tedavisinde, öncelikle ahır hijyeninin sağlanması, hastalığın yayılmasının önlenmesi ve sekunder enfeksiyonların gelişiminin engellenmesi esastır. Bu amaçla, sporadik olgularda hayvanların bireysel olarak tedavisi gerçekleştirilir. Sekunder enfeksiyonları önlemek amacıyla antibiyotik uygulamaları ile birlikte; hayvanların ahıra giriş ve çıkışlarında yürünerek içinden geçilen antiseptikli ayak banyolarından geçmeleri sağlanır.

Mukozal Hastalığı (Mucosal Disease-Bovine Virus Diarrhoea) Sığırlarda görülen viral ve bulaşıcı bir hastalıktır.

bursitis, tenosinovitis ve artiküler sinovitis, tüberküloza ilişkin olarak da digital osteomiyelitis ve periostitis gelişebilir.

Konjenital Tırnak Anomalileri Sindaktili (syndactyly) : Tırnakların yapışık olması halidir. Daha çok ön ayaklarda tek veya çift taraflı olarak görülür. Sindaktili ya teratolojik (oluşum anomalisi) olarak parmakların birbiriyle kaynaşması, ya da kalıtsal bir bozukluk olarak yavrunun gelişmesi sırasında anatomik oluşumların (pirimordial elementlerin) birbirinden ayrılmasındaki yetersizlik sonucu oluşur.


64

5 / Barınak (Ahır) ve Tırnak Sağlığı

Şekil 5-2 Hayvanların durak dışı alanlara yatmalarının nedenleri araştırılmalıdır. İnekler zeminleri sert ve altlıksız durakları tercih etmezler. ri araştırılmalıdır (Şekil 5-2). İnekler bu sistemde duraklarda bağsız olarak dinlenirler. Duraklarda yemlik kısmı yoktur. Yemleme, sulama ve sağım, ahır içinde ayrı düzenlenmiş bölümlerde yapılır. Barınak sistemi ne olursa olsun barınakların kapalı ve açık alanlarında; aşağıdaki faktörlerin uygunluğu ayak sağlığı açısından çok önemlidir. a- Zemin yapısı b- Konfor c- Drenaj ve Hijyen

Şekil 5-3 Barınak zemini mümkün olduğunca kuru olmalıdır. Bu amaçla kullanılan sıyırgılar tırnak ve ayak derisine zarar vermemelidir. ayaklar üzerinde rahatsızlık oluşturmaktadır. İdeal bir zemin, temizliği kolay olmalı ve tırnakların uygun biçimde aşınmasını ve yere tutunmasını sağlamalıdır. Ahır zeminleri mümkün olduğunca kuru olmalıdır (Şekil 5-3). Aşırı dışkı ve idrarla bulaşık olmamalıdır (Şekil 5-4). Ayakların uzun süre gaita ve idrar içinde kalması, tırnakların yumuşamasına ve aşırı uzamasına neden olur. Bu tür tırnaklar dışarıdan gelecek darbelere daha hassas olur. Böyle

Barınak Zemini Barınakların kapalı ve açık alanları (gezinti alanları, yürüme yolları) ile mera zemini ayak sağlığı bakımından çok önemlidir. İyi düzenlenmiş barınaklarda zeminin düzgünlüğü ve bakımı ile tırnakların düzgünlüğü ve bakımının uyum içinde olduğu görülür. Özellikle hayvanların yoğun olarak kullandığı duraklar, gezinti alanları, servis yolları ve sağım için bekleme alanlarının zeminleri ayak ve tırnak sağlığı bakımından önemlidir. İnekler yumuşak, kuru ve temiz ve rahat zeminlerde barındırılmalıdır. Çünkü normalde sığırların ayak yapısı mera ve toprak zemine elverişli olmasına karşın ahır ortamında bakılmakta ve bu da

Şekil 5-4 Barınak zeminleri aşırı dışkı ve idrarla bulaşık olmamalıdır. Bu amaçla barınakların drenajı iyi olmalıdır. Ayakların uzun süre gaita ve idrar içinde kalması tırnakların yumuşamasına neden olur.


Besle(n)me ve Tırnak Sağlığı / 6 tablo akut ruminal asidoz olarak tanımlanır. Rumen pH’sı düşerken gram (–) bakteriler ve protozoonlar yıkımlanır. Buna karşın gram (+) bakterilerin (streptococcuslar ve laktobasilluslar ) sayısı hızla çoğalır. Rumen pH’sının düşmesiyle birlikte rumendeki gram (–) bakterilerin yıkımlanması sonucu, rumen ortamına bakteriyel endotoksin salınımı artar. Diğer taraftan akut ruminal asidozis değişik düzeyde rumenitise neden olur. Hatta uzun süreli asidite olgularında rumen epitelinde hiperkeratoz ve parakeratoz oluşabilir. Rumenitise bağlı gelişen yangısel reaksiyon sonucu rumen duvarından rumene histamin salınır. Ayrıca absorbe olan endotoksinler rumen duvarından histamin salınımını uyarır ve artırır. Histamin, stres sonucu doğal olarak salınan bir kimyasaldır. Çevresel stres ve bulaşıcı hastalıklar da histamin salınımına sebep olabilir. Normalde endotoksinler rumen duvarından çok az emilir. Ancak gelişen rumenitis sonucu yıkımlanan rumen epitelinden endotoksin ve histamin emilimi artar. Akut ruminal asidozis olgularında klinik bulgu olarak; rumen pH’sı 5.0 veya daha düşük, şiddetli toksemi, ataksi, inkoordinasyon, dehidrasyon, ruminal stasis (atoni), zayıflama ve yatma isteği görülür. Ölüm oranı oldukça yüksektir. Rumenin Rasyona Adaptasyonu: Kuru dönemde hayvanlar, kaba yem oranı yüksek konsantre yem oranı düşük rasyonla beslenir. Bu rasyonlar rumen ortamını iki şekilde etkiler: • Kaba yemler rumendeki laktik asit üreten gram (+) ve laktik asidi dönüştüren bakterilerin sayısını azaltır. • Konsantre yem oranı düşük rasyonlar rumen papillalarının gelişimini ve dolayısıyla uçucu yağ asitlerinin (UYA) emilimini azaltır. Süt sığırlarında rumen, doğum öncesinde laktasyon rasyonuna adapte edilmelidir. Böylece rumen papillalarının gelişimi sağlanarak konsantre yemlerin olumsuz etkileri giderilir ve besin maddelerinin absorbe edilme kapasitesi artar. Rumenin

87

laktasyon rasyonuna adapte edilmesi, rumende UYA’nın aşırı üretimi ve birikimini ve dolayısıyla asidozis gelişimini önlemek açısından da önemlidir. Hayvanın konsantre yemi almaya başlamasından yaklaşık 4-6 hafta sonra, rumen papillalarının ortalama yüzey alanı 10 mm2’den 60 mm2’ye çıkar. Böylece rumen papillalarının UYA’yı absorbe etme kapasitesi artar. Doğum sonrası geçiş döneminde rumen papillaları yeteri kadar gelişemezse, UYA rumende birikir ve rumen pH’sı düşer. Bunun için yukarıda bahsedilen geçiş dönemi besleme stratejilerine azami dikkat gösterilmelidir. Subakut Ruminal Asidozis (SARA): SARA kronik veya subklinik seyirli bir asidozis olgusudur. Süt sığırlarında akut asidozis olgularından daha yaygın olarak görülür. Rumen pH’sının uzun süreli olarak 5.2-5.6 arasında kalmasıyla karakterize bir sindirim bozukluğudur. Sığırlarda optimal ruminal fermentasyon ve sindirim için rumen pH değeri 6.0-6.4 düzeyinde olmalıdır. Düşük pH yüksek asidite demektir. SARA sütün randıman ve üretim oranının düşmesine neden olur. İşletmedeki ineklerde sekunder sağlık problemleri ve buna bağlı zorunlu elden çıkarma (kesim) oranları artar. Daha çok bir sürü problemi olarak görülür. Bu haliyle SARA ekonomik önemi olan bir sürü hastalığıdır. SARA’nın sürüde hayvan başına 330 dolar maliyet artışına neden olduğu bildirilmektedir. Daha çok laktasyonun erken döneminde oluşur. İlk doğumunu yapan inekler SARA oluşumuna karşı daha predispozedir. Hızlı fermente olan düşük lifli taze çim ile beslenen mera hayvanlarında da görülür. Nedeni: Daha çok süt verimi yüksek işletmelerde görülür. Laktasyonun erken dönemlerinde süt verimini artırmak amacıyla yüksek enerjili, kesif (konsantre) yem oranı yüksek, kaba yem oranı düşük rasyonlarla besleme yapılan işletmelerde sürü problemi olarak gelişir. Rumen pH’sındaki düşme, karbonhidrattan (nişasta) zengin (özellikle arpa, mısır vb) yüksek enerjili rasyonların sindirimi sonucu oluşur. Karbon-


90

6 / Besle(n)me ve Tırnak Sağlığı

Şekil 6-2 Rumen sıvısının alınması (rumenosentezis). 10 ml’lik enjektör ile rumen sıvısı alınır (Şekil 6-2). Bu işlemin veteriner hekim tarafından yapılması gerekir. Rumen sıvısı pH ölçüm testinden doğru sonuç alabilmek için, rumenden numune alma zamanının iyi ayarlanması gerekir. Bu amaçla rumen sıvısı pH ölçümlerinin zamanlamasının işletmenin yemleme proğramına göre ayarlanması önerilir. Buna göre işletmedeki yemleme proğramı günde bir kez TMR (miks yem) verilmesi şeklinde ise, yemlemeden 5-8 sat sonra rumen sıvısı alınmalıdır. İşletmede kaba ve konsantre yem ayrı ayrı veriliyorsa konsantre yemin verilmesinden 2-5 saat sonra rumen sıvısı alınmalıdır. Rumen sıvısı örnekleri her yemleme grubundan en az 10 inekten alınmalıdır. Rumen sıvısı alınan ineklerin %30’undan fazlasında rumen pH’sı 5.5 veya daha

düşükse o yemleme grubunda SARA problemi olduğuna hükmedilir. Rumen sıvısı alınan hayvanların %12’sinde rumen pH’sı 5.5’in altında ise o sürünün SARA yönünden kontrol altına alınması gerektiği söylenebilir. 5.8 ve üzeri pH değerleri normal kabul edilir. Son zamanlarda rumene yerleştirilen digital pH metreler vasıtasıyla, gün boyu rumen pH’sının takip edilmesine yönelik çalışmaların olduğu bildirilmektedir. Sürüde SARA’nın belirlemesinde en iyi yöntem: • Dışkıda selüloz ve tane muayenesi: Dışkının değişen derecelerde sulu yapıda olması ve gaz kabarcığının bulunması, dışkıda büyüklüğü 1.2 cm ve üzeri selüloz partiküllerinin ve yoğun tane atılımının olması (Şekil 6-3).

Şekil 6-3 SARA’lı ineklerde dışkının görünümü.


Topallık Muayenesi / 7 si esasına dayanır. Ayrıca topallığın belirlenmesine yönelik, inek aktivite tasmaları veya adım ölçer gibi hayvanın günlük aktivitesini belirleyen aletler de kullanılır. Subjektif yöntemler, topallık göstergesi olarak kabul edilen birtakım hareket ve davranışların varlığı ve topallığın şiddetinin farklı puanlama sistemleri kullanılarak değerlendirilmesi esasına dayanır ve ‘topallık skorlama (puanlanma) yöntemi’ olarak isimlendirilir. Gözleme dayanan bu yöntemde, topallığın değerlendirilmesinde hayvanın ayakta dururken ve yürürken gösterdiği birtakım hareket ve davranış parametreleri değerlendirilir. Bu parametrelerin değerlendirilmesinde hayvanın meme yapısı, süt verimi ve gebeliğin hangi safhada olduğu dikkate alınmalıdır. Bu amaçla uygulanan çeşitli topallık skorlama yöntemleri vardır. Bu yöntemler, veteriner hekimin topalığın muhtemel nedenlerini mümkün olduğunca en doğru şekilde belirlemesinde ve tedavi sonrasında iyileşmeyi değerlendirmesinde yardımcı olur. Topallığın göstergeleri: • Yürüme hızı: Normal bir ineğin yürüme hızı, insanın yürüme hızının yarısı kadardır. Topallayan hayvanın yürüme hızı azalır. • Yürüyüş ritmi: Normal inekler yürürken tüm ayaklar ritmik bir şekilde hareket eder. Topallayan ayak, diğer ayakların ritmine ayak uyduramaz. Bu nedenle yürüme ritmi kaybolur. • Adımın boyu: Topallayan ayağın adım boyu kısalır. • Topallayan ayağın yere basış süresi: Topallayan ayağın, yere bastığında ağırlık taşımasına (üzerine yük binmesi) bağlı oluşan ağrıdan dolayı, yere basış süresi kısalır. • Sırt çizgisi: Ağrının şiddetine bağlı olarak sırtta değişik derecede kamburlaşma görülür. • Başın pozisyonu: Normal inek yürürken baş ve boyun yere paralel konumda tutulur. Baş aşağı yukarı ritmik hareketler yapar.

117

Topallayan inekler yürürken baş bu hareketleri yapamaz. Topallayan ayak yere basarken baş aşağı da tutulur. Bunların dışında şiddetli ağrıya neden olan ayak hastalıklarında salya akıntısı artar ve hayvan yürürken sık sık dinlenir. Bu hareketlerin bir veya birkaçı bir arada değerlendirilerek, süt sığırları için değişik topallık skorlama sistemleri geliştirilmiştir. Bu yöntemlerin işletmelerde düzenli olarak örneğin; ayda bir kez uygulanması, sürüde topallık riski bulunan ineklerin önceden belirlenmesine imkan tanır. Subjektif yöntemlerdeki puanlama sistemleri arasında önemli uygulama farklılıkları bulunmaktadır. Topallayan inekler anormal duruş ve yatış pozisyonları gösterirler. Sağıma girmekte isteksiz davranırlar. Sık sık ayak değiştirme veya tekmeleme gibi huysuzluk yaparlar. Sağım sonrası padoklarına dönüşleri uzun sürer. Uygun yer bulduklarında hemen yatarlar. Yem yeme süreleri kısadır. Daha az geviş getirirler. Topallık skoru yüksek olan hayvanlarda kalp atım sayısı artar. Yere basış alanı azalır ancak; yere temas basıncı artar.

Topallık Skorlama Yöntemleri Arkadan Bakıda Arka Bacakların Duruşu (Bacak Puanlama Yöntemi): Bu sistem sürüdeki tırnak kesim ihtiyacı olan ineklerin belirlenmesini sağlar. Böylece zorunlu tırnak kesimine ve topallıkların tedavisine imkan veren bir yöntemdir. Arka bacakların arkadan bakıdaki duruş pozisyonu ile arka ayak tırnaklarının durumu arasında bir ilişki vardır. Bu yöntem bu ilişkiyi değerlendirme esasına dayanır. Arka ayak ve bacak yapısı normal, tırnakları uzamamış ve topallık bulunmayan inekler düz bir zeminde yere basar pozisyonda iken; Arkadan bakıda: • Arka bacaklar düz ve birbirine paralel olarak yere basar. • Arka ayakların interdigital aralıkları ile


Boynuz Tırnak ve Canlı Tırnak Hastalıkları / 8

127

sı ile başlanmalıdır. Hayvan bol altlıklı bir boksa alınır. Şiddetli vakalarda rumen lavajı yapılır. Bu amaçla rumene sonda ile su verilir. Daha sonra sifon yapılarak boşaltılır. Ağız yoluyla antiasit ve laksatif birlikte verilir. Genellikle ilk 24 saat içerisinde yapılan tedavi başarılı olur. Geçikmiş (üzerinden 48 saat geçmiş) olgularda ciddi problemler oluşabilir. Antihistaminik uygulamaları tedavide önemlidir. Ancak çok erken dönemde verilmelidir. Hastalığın başlamasından 24 saat geçtikten sonraki dönemde kortikosteroid uygulaması önerilmez. Bu dönemde nonsteroid antienflamatuar (NSAID) uygulamaları önerilir. İyileşme sürecinde 3 gün boyunca günde 10 g daha sonraki 10 boyunca günde 5 g metionin verilebilir. Hayvanda iştahsızlık varsa mezbahadan getirilen taze rumen sıvısı içirilebilir.

ve belli belirsiz bir hastalık formu olarak da kabul edilir.

Subakut Laminitis

Subakut laminitisin bir formunda, genellikle doğumdan sonraki bir kaç gün içinde, bazı ineklerde koroner bandın üzerindeki deride ve mahmuzların etrafında şişlik ve kızarıklık görülür (Şekil 8-3). Bu bulgular, tırnak kemiğinin koryuma batması

Kısa süreli laminitis benzeri bulguların görüldüğü bir hastalık formu olarak tanımlanabilir. Subklinik laminitisli ineklerde bazen görülebilen, kısa süreli

Klinik bulgular: İneklerde subakut laminitis, çoğunlukla ani yem değişikliğine bağlı oluşur. Bunun sonucu ani olarak salgılanan vasoaktif maddeler ayağın kan damarlarında dilatasyona neden olur. Bu durum ayak içindeki basıncın artmasına ve ağrıya yol açar. Subakut laminitis birkaç formda görülebilir. Hastalığın en önemli özelliği kısa süreli olmasıdır. Hayvanda hafif bir huzursuzluk vardır. Belli belirsiz bir yürüyüş bozukluğu görülür. Hayvan basarken oldukça tedirgin ve dikkatlidir. Mümkün olduğunca dört ayağını birden kullanmaya özen gösterir. Bu nedenle de topallığın değerlendirilmesi zordur.

Şekil 8-3 Doğum sonrasında aşırı konsantre yem almaya bağlı şekillenen subakut laminitiste, koroner bandın üzerindeki deride ve mahmuzların etrafında şişlik ve kızarıklık görülür. Genellikle bu bulgular bir kaç gün içinde kendiliğinden kaybolur.


Boynuz Tırnak ve Canlı Tırnak Hastalıkları / 8

149

taban ülserinin ilk bulgusu olabilir. Burada tırnak dokusu ince bir tabaka halinde yontulduğunda hemen kanama oluşur.

Şekil 8-22 İlerlemiş olgularda taban-ökçe geçiş bölgesinin aksiyalinde lokal bir perforasyon ve buradan prolabe olan granulasyon dokusu görülür.

İlerlemiş olgularda bu bölgede lokal bir perforasyon ve buradan prolabe olan kırmızı renkli, çilek benzeri ve duyarlı granulasyon dokusunu görmek mümkündür (Şekil 8-22). Bu aşamada ülser ihmal edilirse; derin dokulara yayılarak profund tendo ve tırnak eklemini kapsayan ciddi enfeksiyonlar oluşur. Enfekte olgularda şiddetli topallık oluşur. Hayvan ayağını yere basmak istemez. Derin dokulara yayılan enfeksiyondan öncelikle profund tendo etkilenir. Tendo, yapışma yerinde yangılanır ve nekroze olabilir. Buna bağlı tendoda parsiyal veya total ruptur şekillenebilir. Bunun sonucu tırnak ucu yukarı kalkar (dorsal fleksiyon) (Şekil 8-23). Enfeksiyon profund tendo ile birlikte naviküler bursa, naviküler kemik, ligamentler ve tırnak ek-

Şekil 8-23 Komplike taban ülseri bulunan bir ineğin lateral tırnağında profund tendoda oluşan ruptur olgusunun klinik görünümü. Enfeksiyonun derin dokulara yayıldığı taban ülseri olgularında profund tendo tırnak kemiğine yapışma yerinde yangılanır ve nekroze olabilir. Buna bağlı tendoda parsiyal veya total ruptur şekillenebilir. Bu durumda ayak yere bastığında tırnak ucu yukarı kalkar (dorsal fleksiyon).


Boynuz Tırnak ve Canlı Tırnak Hastalıkları / 8

159

Şekil 8-37 Abaksiyal beyaz çizgiden koroner banta uzanan enfeksiyon hattı yontulduğunda nekrotik alanlar görülür. Şekil 8-36 Enfeksiyonun proksimal yönde yayıldığı olgularda, genellikle korona bölgesi şişkin, kırmızı ve kılları dökülmüş bir görünüm arzeder. Bölgede apseleşme ve bunların dışa açılmasıyla fistül oluşumu ile karakterize bir lezyon gelişebilir.

• Bazen ayağın derin dokularına yayılarak tırnak eklemi, profund tendo ve kılıfı ile naviküler kemik ve bursayı etkileyebilir ve retroartiküler apse oluşabilir.

hastalığının bir komplikasyonu olarak tırnak ekleminin irinli yangısı ve retroartiküler apse gibi komplikasyonların gelişebileceği dikkate alınmalıdır. Korona bölgesindeki yumuşak ve ağrılı şişlik şeklindeki bulgular, genellikle tırnak eklemindeki irinli bir yangıyı gösterir. Ancak bunu doğrulamak için radyolojik bir muayene yapmak gerekir. Bunların dışa açılmasıyla fistül oluşumu ve irin akıntısı ile karakterize bir lezyon gelişebilir (Şekil 8-36). Bu tür olgularda beyaz çizgiden başlayan ve abaksiyal tırnak duvarının altından koronaya doğru giden bir fistül kanalının olabileceği dikkate alınmalıdır. Beyaz çizgiden koroner banda uzanan enfeksiyon canlı dokuda büyük bir hasara sebep olur. Böyle olgularda abaksiyal tırnak duvarı ile koryum birbirinden tamamen ayrılır. Enfeksiyonun yayılma hattı boyunca tırnak duvarı yontulduğunda, nekrotik alanlar görülür (Şekil 8-37).

Enfeksiyonun proksimal yönde yayıldığı olgularda, genellikle korona bölgesinde apseleşmeler gözlenir. Korona bölgesi şişkin, genişlemiş, kırmızı ve kılları dökülmüş bir görünümdedir. Koroner bant üzerindeki deride şişkinlik, duyarlılık, yangı gibi bulgularla seyreden olgularda, beyaz çizgi

Enfeksiyonun kaudal yönde ilerlediği olgularda ökçe apsesi şekillenir. Bu tür apseler çoğunlukla fibroelastik yapıdaki ökçe yastığı içerisinde lokalize olur, derin dokulara ulaşmaz. Ökçe bölgesinde şişkinlik ve kızarıklık oluşur. Deri ile tırnak arasında ayrılmalar görülür. Eğer lezyon erken fark

kebilir. • Kaudal yönde ökçelere doğru ilerlediği olgularda ökçede apse (sellülitis) şekillenir. • Tırnak duvarının altından proksimal yönde korona bölgesine doğru yayıldığı olgularda, abaksiyal koroner bant üzerinde deriden tırnağa geçiş hattında apseleşmeler ve fistül oluşabilir.


162

8 / Boynuz Tırnak ve Canlı Tırnak Hastalıkları

Eğer enfeksiyon 3. bölgedeki beyaz çizgiden yukarı yönde (korona) yayılmışsa; bu tür olgularda beyaz çizgi ile korona bölgesi arasındaki enfeksiyonun yayılma hattı yontularak açığa çıkarılır. Varsa tırnak duvarının yıkımlanmış kısmı bir kanal şeklinde renet yardımıyla kesilerek uzaklaştırılır (Şekil 8-37 ve 8-42). Bu yöntem özellikle enfeksiyonun proksimal yönde yayıldığı ve korona düzeyinde fistülize olduğu durumlarda etkili bir seçenektir. Enfeksiyonun ökçeye ve taban altına doğru ilerlediği ve derin dokuları etkilediği olgularda terapötik tırnak kesimi ile birlikte, ökçe ve taban bölgesinde ayrılan tırnak dokusu ve apse alanı rezeke edilerek uzaklaştırılır (Şekil 8-43). Tırnak ucu ve aksiyal beyaz çizgi hastalığında, çoğunlukla oluşan defekten koryum fıtıklaşır. Böyle durumlarda fıtıklaşan dokunun rezeksiyonuyla iyileşme elde edilir. Komplike olgularda parsiyal parmak amputasyonu gerekebilir (Şekil 12-9). Bir

hafta süreyle parenteral oksitetrasiklin, tylosin, linkomisin enjeksiyonları yararlı olur. Tedaviye yardım amacıyla sağlam tırnağa ortopedik takoz uygulanması hasta tırnağa yük binmesini engelleyerek, iyileşmeye katkıda bulunan ideal bir yöntemdir.

İnce Taban Sendromu İnce taban sendromu süt sığırcılığı işletmelerinde gittikçe artan bir problemdir. İnce taban deyimi, tırnağın ağırlık taşıyan yüzeyinin kalınığının aşırı azalmasını tanımlar. Tırnağın ağırlık taşıyan yüzeyleri tırnak duvarı, taban, ökçe ve dar bir alanda yer alan beyaz çizgiden ibarettir. Normal bir tırnak yapısında tırnağın ağırlık taşıyan bu yüzeyleri arasında dengeli bir yük dağılımı oluşur. Tırnağın ağırlık taşıyan yüzeyinin kalınlığının azalması, bu yapının koruyucu fonksiyonunu azaltacağı gibi, ağırlık taşıyan bölümler arasındaki yük dağılım dengesini de bozar.

Şekil 8-42 Enfeksiyonun proksimal yönde yayıldığı ve korona düzeyinde fistülize olduğu olgularda, tırnak duvarının enfeksiyonun yayılma hattı boyunca kanal şeklinde yontularak canlı dokunun açığa çıkarılması ve iyileşme sürecinin görünümü.


Ayak Derisi Hastalıkları / 9

199

Şekil 9-3 Hasta parmağın korona bölgesinde çepeçevre granülomatöz bir şişlik (A) ve interdigital aralıkta ülseratif ve nekrotik granülomların (B,C) görünümü.

gesinde çepeçevre granülomatöz bir şişlik, interdigital bölge deri ve dokularında nekrotik ve ülseratif granülomlar şekillenir. Tırnaklar arası mesafe iyice büyür. Hasta parmağın tırnağı düşebilir (Şekil 9-3). Korona bölgesinden aşağı doğru uzanan tırnak çatlakları oluşabilir. Yangının derin dokulara (tendo, ligament, eklem, kemik) yayılmasıyla topallığın şiddeti artar. Bu hastalığın en yaygın görülen komplikasyonu, tırnak ekleminin septik artritisidir. Yangı ve nekroz naviküler bursa, fleksor tendo ve kılıfı, lig. interdigitale distale ve falanksları kapsayabilir. Komplike olgularda falangeal osteomiyelitis, septik tendovaginitis, fleksor tendo rupturu gelişebilir. Oluşan şiddetli nekrotik sellülitis, septisemi ve toksemiye neden olabilir. Son yıllarda hastalığın perakut seyreden bir formu bildirilmiştir. Bu durumun genellikle ayak banyolarının bilinçsizce çok sık kullanıldığı veya başarısız parenteral antibiyotik tedavilerinden sonra mikroorganizmaların kanda aniden çoğalması sonucu oluştuğu kabul edilir. Semptomlar hızlı ve şiddetli gelişir. İnterdigital bölgedeki erken dönem bulguları oluşmaz. Kısa sürede (12 saat içinde) interdigital aralıktan topuk eklemine doğru uzanan sert ve ağrılı bir şişlik ve şiddetli topallık görülür. Yaygın subkutan nekrozlar oluşabilir.

Nekrozlar derinleşerek digital sepsis veya septik artritise neden olabilir. Tedaviye cevap vermez. Hayvanın kaybına neden olabilir. Ayırıcı Tanı: Hastalık en çok retroartiküler apse (ökçe apsesi) ile karıştırılır. Ökçe apsesi genellikle taban ülseri, beyaz çizgi hastalığı ve vertikal tırnak çatlaklarının bir komplikasyonu olarak gelişir. Tek bir parmakta şişlik oluşur. Oysa İF’de her iki parmağı ve bukağılığı da kapsayan yaygın ve simetrik bir şişlik vardır. Koyunlardaki foot rot ile karıştırılmamalıdır. Koyunlardaki daha çok ayak apsesi olarak tanımlanır ve etiyolojik olarak Dichelobacter nodosus ve Fusobacterium necrophorum’un ortak etkisiyle oluşur. Tedavi: Teşhis ve tedavinin geçikmesi süt veriminde azalmaya ve kilo kaybına neden olur. Özellikle besi sığırlarında çok hızlı kilo kaybı oluşur. Çoğu vakalar tedaviye hızlı cevap verir ve hızla iyileşir. İyileşen hayvanlar kısa sürede toparlanırlar. Tedavi edilen hayvanlarda nüks oluşabilir. Nüks görülen hayvanlar yeniden mauayene edilmeli ve doğal immunite yönünden değerlendirilmelidir. Zamanında tedavi edilmezse hastalığın seyri uzar ve komplikasyon riski artar. Medikal tedavide lokal ve parenteral uygulamalar


Ayak Derisi Hastalıkları / 9 muayeneden sonra sürüye katılmalıdır. • Başka hayvanlarda kullanılan tırnak kesim malzemeleri, dezenfekte edilmeden diğer hayvanlarda kullanılmamalıdır. Bunlara dikkat edilmediği taktirde nüks kaçınılmaz olur. Koruma ve tedavi için yapılanlar israf olur. DD tedavisi amacıyla geçmişten bugüne çeşitli yöntemler uygulanmıştır. Bunlar; cerrahi eksizyon, kryoşirurji veya elektrokoter uygulamaları, ayak banyo uygulamaları, çeşitli dezenfektan ve antibiyotik solüsyonlarla lokal tedavi, bandaj altında lokal uygulamalar ve sistemik antibiyotik uygulamalarıdır. Hastalığın bulaşıcı niteliğinden dolayı hayvan sayısının fazla olduğu büyük sürülerde bu uygulamaların birçoğu uygulanabilir nitelikte değildir.

219

üç gün boyunca günde iki kez veya 2 mg/kg dozunda İM olarak üç gün boyunca günlük olarak uygulanabilir. Lokal tedavi: DD’de en yaygın kullanılan ve etkili olan tedavi şeklidir. Bu amaçla kullanılacak maddeler kostik ve asidik etkili olmamalıdır. Tedaviden önce fonksiyonel tırnak kesimi yapılmalıdır. Tırnak kesimi, ökçe bölgesindeki erozif dokuların uzaklaştırılması ve böylece DD lezyonlarını daha iyi görebilmek ve lokal tedavi amacıyla kullanılan ilaçların daha iyi penetre olması için önemlidir. Deri bol su ve fırça ile yıkandıktan ve kurulandıktan sonra lokal uygulamalar yapılmalıdır (Şekil 9-28). Islak lezyonlarda uygulanan ilacın etkisi azalır. Lokal tedavi sprey, pomad, bandaj veya ayak banyoları şeklinde yapılabilir.

DD’nin tedavisinde temel amaç; bakteriyel enfeksiyonu azaltmak ve durdurmaktır. Bu amaçla etkili tedavi uygulamaları vardır. Ancak hastalığın nüks etmesi antibiyotiklerin sadece ikincil enfeksiyon etkenleri üzerinde etkili olduğu şüphesini doğurmaktadır. DD tedavisi; ya parenteral ya da lokal uygulamalarla bireysel ya da sürü tedavisi şeklinde yapılır. Parenteral tedavi: Sistemik antibiyotik uygulamaları çoğu kez etkili olmaz. Çünkü DD lezyonları yüzeyseldir. Parenteral yolla lezyon bölgesine yeterli yoğunlukta ilacın ulaşması mümkün olmaz. Ayrıca et ve sütte ilaç kalıntısı oluşur. Tedavi sürecinde süt kullanılmamalıdır. Yapılan in vitro çalışmalarda izole edilen spiroketlerin lincomisin, spektinomisin, oksitetrasiklin, seftiofur ve gentamisine orta derecede duyarlı olduğu tespit edilmiştir. Buna karşın penisilin ve makrolit grubu (eritromisin, azotromisin, spiramisin vb) ilaçlara karşı ise yüksek derecede duyarlı olduğu tespit edilmiştir. Ancak bunlar; sağmal ineklerde süte geçme ve direnç oluşturma bakımından insan ve hayvan sağlığına olumsuz etkileri nedeniyle rahatça kullanılabilir değildir. Bu amaçla procaine penicillin G 18.000 İU/kg dozunda intramusküler (İM) olarak

Şekil 9-28 Lokal tedavi öncesinde lezyonun bol su ile yıkanması tedavinin etkinliğini artırır.


222

9 / Ayak Derisi Hastalıkları

Sürü tedavisi: DD’nin bireysel tedavisi uzun süreli ve masraflıdır. Ayrıca fazla zaman ve iş gücüne ihtiyaç vardır. Bu nedenle, DD’nin sürü prevalansının arttığı sonbahar ve kış aylarında kontrol ve tedavi amaçlı ayak banyoları kullanılır. DD’nin yaygın olduğu çiftliklerde, uygun ayak banyo düzeneklerinin kurulması ve uygulanması ile aktif DD lezyonlarının prevelansı önemli oranda azaltılabilir. İşletmede kurulacak otomatik ayak yıkama sistemleri, özellikle enfeksiyöz hastalıkların önlenmesi ve tedavisinde oldukça etkili olur. Düzenli yıkama sonucu ayak derisi temiz kalacak ve bakteri gelişimi olmayacaktır. DD oranının, ayakların sadece su ile düzenli olarak yıkandığında %30 azaldığı, sabunlu su ile yıkandığında ise %50 azaldığı bildirilmiştir. Ayak banyosu: Çiftliklerde DD’yi önlemeye yönelik kullanılan en yaygın yöntem ayak banyolarıdır. DD’yi önlemeye yönelik ayak banyo uygulamaları ne zaman yapılmalıdır? • DD’nin erken döneminde yapılmalıdır. Bu dönemde, ayak banyo uygulamaları ülseratif lezyonların gelişimini önler. • DD’nin kronik döneminde uygulanacak ayak banyoları kronik lezyonların ülseratif lezyonlara dönüşmesini önler. • DD’nin ülseratif döneminde yapılacak ayak banyoları etkisizdir. Bu dönem lezyonlarının tedavisi için lokal antibiyotik uygulaması gerekir. Tüm araştırma ve tecrübe sonuçları, süt sığırcılığı işletmelerinde düveler ve kurudaki inekler dahil tüm hayvanlara düzenli ve rutin ayak banyo uygulanması halinde, DD’nin kontrol edilebileceğini göstermektedir. Bu amaçla en yaygın kullanılan banyo çeşidi yürüyerek içinden geçilen ayak banyolarıdır. Sığırlarda ayak banyolarının kullanım amacı, topallığa neden olan enfeksiyonları; özellikle de kronik dönemdeki DD lezyonlarından enfeksiyon yayılımını kontrol etmektir. Etkili banyo uygulamalarına ilişkin önemli miktarda bilimsel

bilgi birikimi olmasına rağmen; çiflik uygulamalarında banyo havuzlarının boyutları, banyoların uyulama sıklığı, kullanılan kimyasallar ve konsantrasyonları vb gibi konularda çok farklı yaklaşımlar vardır. Çiftliklerde kontrollü ve standardize edilmiş ayak banyosu uygulamaları DD’nin önlenmesinde başarılı olur. Ayak banyoları bilinçli, etkili ve amaca uygun bir şekilde kullanılmalıdır. Predispose faktörler kaldırılmadığı takdirde uygulanan ayak banyoları, yönetimsel problemlerin gizlenmesine ve devamına yardımcı olur. Ayak banyo düzeneklerinin boyutları, kullanılacak kimyasallar ve banyoların kullanım sıklığı konusunda çeşitli öneriler yapılabilir. Dr Roger Blowey, sığırların DD’sini ‘ayağın mastitisi’ olarak adlandırmıştır. Bu bağlamda; süt sığırlarında mastitis kontrol programı kapsamında her sağım öncesi ve sonrası gerekli olan meme başı dezenfeksiyonunun yapılması gibi, enfeksiyöz ayak hastalıklarının özellikle de DD’nin kontrolü amacıyla günde iki kez ayak banyosu kullanımını önerilmektedir. Diğer bir grup araştırıcı ise; banyo uygulamalarının hayvanların ayak ve tırnak hijyen skoruna göre günlük veya gerektiği kadar sıklıkta uygulanması önermektedir. Banyo solüsyonları: Sığırlarda ayak banyosu amacıyla çeşitli kimyasallar kullanılmaktadır. Ayak banyolarında antibiyotik olarak; • Oksitetrasiklin HCL (6-8 g/L, 4g/L, 1-10 g/L) ve linkomisin-spektinomisin (0.751.50 g/L) tek uygulama, gerekirse bir ay sonra tekrar, • Eritromisin (0.035-0.06 g/L) ve dimetridazole (1.25 g/L) günde iki (12 saat ara ile) defa bir kez, • Linkomisin (0.6 g/L) bir hafta süre ile günde iki kez, • Tetrasiklin 4 g/L ayda bir kez uygulanabilir. • Bunların dışında tylosin (0.03-0.06 g/L) ve tiamulin (0.05 g/L) de kullanılabilir.


Derin Dokuların Hastalıkları / 10

237

yerinden bistüri ile açılarak irin boşaltılır. İçindeki nekrotik dokular kürete edilerek uzaklaştırılır. Apse boşluğu serum fizyolojik ya da antiseptikli solüsyonlarla irrigasyonu yapılarak temizlenir. Yaklaşık bir hafta süre ile günlük irrigasyonu yapılır. Bu uygulamalar sırasında profund tendo, naviküler bursa ve naviküler kemiğin zarar görmemesine dikkat edilmelidir. Lokal olarak konsantre antibiyotikli solüsyonlar uygulanır ve ayak bandaja alınır. Parenteral antibiyotik uygulanır. Retroartiküler apse olgularında bu tür drenaj uygulamasından sonuç alınamaz. Bu tür olgularda retroartiküler apse drenajı yapılmalıdır (bkz; retroartiküler apse drenajı).

Tenosinovitis (Tenovaginitis) Şekil 10-7 Delinerek içinden irin gelen yüzlek ökçe apsesinin görünümü. Retroartiküler apseli bir ayağın görüntüsü çoğunlukla interdigital flegmonla karıştırılır. İnterdigital flegmonda ayağın tamamını kapsayan bir şişlik oluşur. Tırnaklar arasında nekroz ve kötü bir koku vardır. Retroartiküler apsenin teşhisi, ökçe bölgesindeki tek taraflı şişliğin varlığı ile kolayca yapılır. Tek taraflı ökçe şişliği bulunan olgularda abaksiyal beyaz çizgi (3. bölge) hastalığının olabileceği dikkate alınmalıdır. Oluşan reroartiküler apse kısa sürede ayak ekleminin tamamını etkiler. Buna bağlı olarak gittikçe parmağın ön yüzüne yayılan şişlik, kırmızılık ve gerginlik oluşur. Hastalığın teşhisinde radyografi önemlidir. Radyografide retroartiküler alanda (2. falanksın arkasında) gaz birikiminin görülmesi, retroartiküler apsenin teşhisinde önemli bir bulgudur. Radyografide tırnak ekleminde oluşan hasar da görülür. Tedavi: Yüzeysel ökçe apsesi olgularında apse açılarak drene edilir. Bu amaçla apse en fluktuan

Tanımı: Tenosinovitis doğrudan tendoya etkiyen travmatik veya yabancı cisim yaralanmalarının bir sonucu veya komplike taban ülseri, tırnak ekleminin irinli yangısı (podoartritis purulenta) ve septik naviküler bursa hastalıklarının bir komplikasyonu olarak şekillenir. Daha çok profund tendonun alt ucundaki tendo kılıfının irinli yangısı şeklinde oluşur. Tırnak ekleminin irinli yangıları ve beyaz çizgi hastalığında sekunder olarak gelişen retroartiküler apselerin komplikasyonu olarak şekillenebilir. Çünkü retroartiküler alan birbiri ile çok yakın teması olan üç sinovyal yapı arasında yer alır. Bunlar tırnak ekleminin palmar/plantar kesesi, naviküler bursa ve profund tendo kılıfıdır. Bu yapılara yakın doku enfeksiyonları tenosinovitis oluşumunda etkili olur. Bazen de komplike taban ülserlerinde enfeksiyonun yukarı yönde yayılması ve profund tendonun 3. falanksa yapışma yerine ulaşması tenosinovitise neden olur. Bu tür olgularda genellikle tırnak eklemi etkilenmez. Klinik Bulgular: Tendo hareketleri enfeksiyonun hızla yayılmasına neden olur. Enfeksiyon tendo boyunca proksimal yönde yayılır. En önemli klinik bulgu topuk eklemi bölgesinde, mahmuzların üzerinde ödematöz ve flegmonöz bir şişlik ile bir-


Topallığa Neden Olan Bacak Lezyonları / 11

251

güçlendirmek amacıyla kalsiyum, magnezyum ve potasyum takviyesi yapılır. Sekunder komplikasyonları önlemek için yumuşak ve kuru bol altlıklı veya toprak zeminde tutulmalıdır. Uzun süre yatmaya bağlı dekübitis yaralarını ve myopatileri önlemek amacıyla gün içinde birkaç kez yatış pozisyonlarını değiştirmek gerekir. Aksi halde sert zeminlerde uzun süre lateral pozisyonda yatan hayvanlarda zemine temas eden kaslarda ciddi hasarlar oluşur. Bu konumda iki haftadan fazla yatan hayvanlarda prognoz olumsuz kabul edilir.

Eklem Hastalıkları Şekil 11-12 Femoral paralizin klinik görünümü. runun kalça veya genu eklemlerinin zorlanması femoral felce yol açabilir. Çekmeye bağlı arka bacaklarda aşırı ekstensiyon oluşur. Bu durumun guadriceps femoris kas grubunda neden olduğu şiddetli gerginlik, hem sinirde hem de bacağın dolaşım sisteminde hasara neden olur. Buna bağlı guadriceps kasının gerginliğinin azalması, bir kaç günlük buzağıda patellar gevşekliğe veya luksazyona neden olabilir. Guadriseps kasında hafif bir atrofi gelişebilir. Bu tür olgularda genu ekleminin fleksiyonu zorlukla yapılır (Şekil 11-12). Bu bulguların varlığında femoral parezi dikkate alınmalıdır. Tek taraflı femoral paresi olgularında, bacağın öne doğru taşınmasında zorluk ve bacağa yük bindiğinde genu ekleminde gevşeklik tipiktir. Genu eklemi ile birlikte alt eklemlerde fleksiyon olabilir. Prognoz lezyonun şiddetine bağlıdır. Periferal sinir felçlerinin tedavisinde: • Yangı ve ağrıyı azaltmak • Sekunder komplikasyonları önlemek esastır. Yangı giderici ve ağrıyı azaltıcı olarak steroid, nonsteroid, narkotik analjezik ve vitamin B1 ve B12 uygulamaları yapılır. İrritan ilaçlarla lokal friksiyon ve masaj uygulamaları önerilir. Kasları

Sığırlarda topallığa neden olan eklem hastalıkları yaygın olarak görülür ve ekonomik açıdan önemlidir. Genel olarak akut veya kronik olarak oluşur. Akut olgular septik veya aseptik olarak gelişir. Aseptik eklem yangıları seröz veya serofibrinöz özellikte olabilir. Kronik olgular ise fibröz veya deforme eklem hastalığı olarak şekillenir. Sığırlarda klinik olarak önem arz eden eklem hastalıkları daha çok karpal, tarsal ve genu eklemlerinde oluşur. Gerek akut gerekse kronik eklem hastalıklarının sonucunda eklemi oluşturan yapılar bozulur. Eklem bölgesinde şişlik, ağrı, bölgesel ısı artışı vb bulgular oluşur. Bunun sonucu eklem fonksiyonları değişik derecede bozularak topallık, yürüyememe vb fonksiyonel bozukluklar şekillenir. Eklem hastalıklarının nedenleri arasında eklemi etkileyen travmalar, eklem içi hatalı enjeksiyonlar, eklem çevresindeki dokuların enfeksiyöz yangıları, mastitis, metritis, pnömoni, brusellozis vb sistemik hastalıklar, buzağılarda doğum sonrası göbek enfeksiyonları sayılabilir.

Septik Artritis Genellikle yetişkin sığırlarda tek bir eklemde görülür. Daha çok periartritis veya perisinovitisin bir komplikasyonu olarak şekillenir. Bazende mastitis, metritis vb gibi lokal enfeksiyöz hastalıkların bir komplikasyonu olarak gelişir. Buzağılarda daha çok septik poliartritis olarak gelişir. Bu du-


252

11 / Topallığa Neden Olan Bacak Lezyonları

rum genellikle immun sistemin zayıf olduğu doğumdan hemen sonraki dönmelerde gelişen septisemi, göbek enfeksiyonu veya mastitisli sütlerin (mikoplazma) içirilmesi gibi sebeblere bağlı olarak şekillenir. Klinik bulgular hastalığın teşhisinde önemlidir. Ekleme yapılan punksiyonda bulanık sarı renkli eklem sıvısı elde edilir. Septik eklem sıvısı çabuk pıhtılaşır. Total lökosit sayısı artmıştır. Süt sığırlarında çoğunlukla ön bacaklarda karpal veya topuk eklemlerinde ağrılı ve tedavisi zor mikoplazma (mycoplasms bovis) enfeksiyonlarına bağlı gelişen mikoplazma artritisleri sıklıkla görülür. Tedavi: Eklem kapsulasının kalınlaştığı (hipertrofi) ve eklem içi fibrin tortularının oluştuğu septik artritis olgularında sistemik antibiyotik enjeksiyonlarından bir sonuç alınamaz. Çünkü bu durum ilacın kan yoluyla ekleme geçisini azaltır. Bu yüzden ilacın intra artiküler konsantrasyonu düşük kalır. Ayrıca dejeneratif eklem hastalığının geliştiği kronik olgularda da antibiyotik tedavisinden olumlu sonuç alınmaz. Tedavide eklemin irrigasyonu yapılır. Bu amaçla ringer laktat gibi polyiyonik solüsyonların tercih edilmesi uygun olur. Eklem günde birkaç kez solüsyon ile iyice yıkanır. Bu uygulama bakteri ve eklem kapsülasını yıkımlayan lizozimlerin eklemden uzaklaştırılmasını sağlar. Yıkanan eklem içine sodyum hiyaluronat verilmesi oldukça fayda sağlar. Karpal eklemin irrigasyonu: • Radiokarpal boşluğun interkarpal boşluklarla bağlantısı yoktur. Bu nedenle bu keselerin lavajı ayrı ayrı yapılmalıdır. • Eklemin lavajı en iyi eklem hafif fleksiyon halinde iken yapılır. • Radiokarpal keseye, ekstensor karpi radialis tendosunun lateralinde radiusun distali ile üst sıra karpal kemikler arasındaki eklem aralığından girilir. Genu ekleminin irrigasyonu: • Lateral femorotibial kesenin, genu eklemi-

nin diğer kısımları ile ilişkisi yoktur. Bu keseye girmek için, iğne lateral patellar ligamentin arkasından kaudal olarak direkt sokulur. • Femoropatellar ve medial femorotibial keseye girmek için iğne medial ve orta patellar ligament arasından sokulur. Hafif aşağı yönde ve trochleanın medial kenarına doğru yönlendirilir. Tarsal eklemin irrigasyonu: • Tibiotarsal kese ile distal intertarsal ve tarsometatarsal kese arasında bir ilişki yoktur. Buna karşın proksimal intertarsal kese arasında bir bağlantı vardır. Kalkaneous üzerinden elle tutulduğunda, tibiotarsal kese eklemin arkasındaki sıkışmaya bağlı olarak şişer. İğne, ekstensor tendonun medialinde, tibia ile proksimal tarsal kemiklerin arasındaki eklem aralığından sokulur. Eklem kesesine girildikten sonra serum fizyolojik veya ringer laktatlı solüsyon enjekte edilir. Buna bağlı eklem şişer ve gerginleşir. Kese içerisindeki sıvı çekilerek boşaltılır. Bu işlem birkaç kez tekrarlanarak eklem yıkanır. Aynı keseye ikinci bir iğne sokularak da kesenin lavajı yapılabilir. Eklem bölgesine intravenöz antibiyotik enjeksiyonu yapılabilir. Bu amaçla eklemin yukarısına bir turnike konur. Turnikenin altından intravenöz olarak antibiyotik enjeksiyonu yapılır. Garo yarım saat yerinde bırakılır. Daha sonra kaldırılır. Antibiyotik olarak tulatromisin, gamitromisin ve florfenikol grubu ilaçlar etkilidir. Eklem içi trimetoprim-sulfadiazin, penisilin, sefapirin ve oksitetrasiklin kullanılabilir. Ayrıca marbofloksasin ve siprofloksasin kullanılabilir. Mikoplazma olgularında oksitetrasiklin, aminoglikozit veya tylozin benzeri makrolitler kullanılır. Ağrıyı azaltmaya yönelik ketoprofen (3 mg/kg İV), fluniksin meglumine (1.1 mg/kg İV) veya meloksicam (0.5 mg/kg İV veya derialtı) kullanılabilir.


Ayak Bölgesinde Yapılan Operasyonlar / 12

273

reli operasyonlarda kelebek trokar (set) yerleştirilebilir (Şekil 12-2). Bu aparat operasyon sonrası dönemde intravenöz antibiyotik enfüzyonu amacıyla da kullanılabilir. Anestezik ilacın enjeksiyonundan birkaç dakika sonra garonun altındaki bölgede analjezi oluşur. Garo yerinde kaldığı sürece 1-2 saat analjezi devam eder. Operasyon bittikten sonra garo kaldırılır. 5-10 dakika içerisinde bölgesel analjezi azalır. Garo birdenbire kaldırılmamalıdır. Birkaç dakika aralıklarla gevşetip bağlama şeklinde tekrarlar yapılarak uzaklaştırılmalıdır. Aksi halde; salivasyon, tremor ve nabız artışı gibi toksisite belirtileri görülebilir. Şekil 12-2 İntravenöz (v. digitalis palmaris/plantaris abaksiyalis) İVRA uygulamalarında oluşabileregional anestezi (İVRA) uygulaması. cek trombozis, trombo embolizm riskine dikkat edilmelidir. Özellikle şiddetli enfeksiyon bulunan dorsalis, medialde v. radialis, palmarda v. metaayaklarda İVRA uygulamasından sonra bakterikarpalis palmarise, arka bacaklarda v. metatarsalis yemi riski dikkate alınmalıdır. Bu nedenle bu tür dorsalis (Şekil 12-1D) ve v. saphenous lateralise anestezi uygulamalarının parenteral antibiyotik enjeksiyon yapılabilir. uygulaması ile birlikte yapılması önerilir. Hayvan trankilize edilir ve ilgili bacak sabitlenir. İVRA kolay uygulanabilen, etkili ve güvenilir bir Operasyon yapılacak bölgenin traş ve dezenfesiyöntemdir. Çok az doku travmasına neden olur. yonu yapılır. Ön bacaklarda karpal arka bacakKısa sürede etkir ve ekonomiktir. Dezavantajı, larda tarsal eklemin hemen üstüne veya altına enjeksiyon yerinde hematom oluşabilir. İki saatya da metakarpus/metatarsusların ortasına veya ten daha uzun süreli garo uygulamalarında işemik topuk ekleminin üstüne garo veya lastik turnike nekroz ve ödem oluşabilir. Bu yüzden garonun uygulanır (Şekil 12-1A). Dolgunlaşarak belirginbir saatten fazla yerinde kalması tavsiye edilmez. leşen yüzlek vena palpasyonla belirlenir. Uygun Bölgede yangısel şişlikler varsa venler bulunamaz bir enjeksiyon iğnesi ile vene girilir. Anestezik ve İVRA yapılamaz. ilacın kolay enjekte edilebilmesi için bir miktar kan alınır. Vazokonstriktör içermeyen uygun bir Digital Sinirlerin Blokajı: Çevreye infiltrasyon lokal anestezik ilaç (%2’lik lidocaine hydrochlo- anestezisi (ring anestezisi) ve interdigital anesteride, 20-30 ml) enjekte edilir. Enjeksiyon, iğnenin zi şeklinde uygulanır. Çevreye infiltrasyon anesdamardan çıkmasını önlemek için yavaş yapılır. tezisinde, lokal anastezik ya topuk ekleminin tam Daha sonra iğne damardan çıkartılır. Enjeksiyon üstünde birkaç noktadan çepeçevre deri altına enyerine parmakla bir süre basınç uygulanır. Böy- jekte edilir veya metakarpus/metatarsusun ortasınlece hematom oluşması önlenmiş olur. Uzun sü- da fleksor tendoların üzerine ekstensor tendoların


276

12 / Ayak Bölgesinde Yapılan Operasyonlar

kaçınılmaz olur. Ayrıca bu tür yaralar, ayağın konumu itibariyle çok çabuk dışkı ile bulaşıp enfekte olup; tedavisi zor hatta imkansız hale gelebilmektedir. Bu durum parmağın amputasyonu veya hayvanın kesimine kadar gidebilen sonuçlara sebep olur. Bu tür olgularda ilk müdahale önemlidir. Bu amaçla, özellikle hayvan bakıcılarının bu konuda eğitilmesi komplikasyonların önlenmesi bakımından önemlidir.

• İyileşmeyen beyaz çizgi hastalığı (özellikle ona bağlı oluşan yan duvar ulkusu), iyileşmeyen taban ülseri ve taban ucu nekrozu. Topuk ekleminin irinli yangılarında, her iki parmağın hastalık durumlarında ve iri yapılı hayvanlarda parmak amputasyonu önerilmez. Özellikle boğalarda arka ayak parmak amputasyonları iyi tolare edilemez.

Amputasyonun hangi seviyeden yapılacağına ilişkin farklı görüşler vardır. Amputasyon birinci Parmak Amputasyonu falanksın alt kısmından, 2. falanksın üst kısmınBu operasyon damızlık değeri olan ve yüksek verim dan veya taç ekleminden desartikülasyon şeklinde özelliğine sahip hayvanlarda; sahibinin de isteği yapılabilir. dikkate alınarak yapılır. Operasyon kolaydır, pahalı • Parmağın üst seviyelerinde (1. falanksın değildir. Yaşlı ve süt verimi azalmış hayvanlarda, proksimali düzeyinde) yapılan amputasiyileşme ve süt verimine dönüş hızlı olduğundan yonlarda parmağın kalan kısmı yeterli staiyi bir tedavi seçeneğidir. Genellikle operasyondan bilite sağlayamaz. Ayrıca kemik iliğinden birkaç hafta sonra hayvan laktasyon fonksiyonlarıköken alan aşırı granülasyon dokusu ürenı kazanır. Ancak hayvanın günlük yaşam fonksimesi oluşabilir. yonları özellikle de hareket kapasitesi önemli oran• İkinci falanksın distalinde yapılan amputasda azalır. Parmak amputasyonundan sonra diğer yonlarda kalan kısım yere sürünerek travparmakta hastalık oluşma riskinin artacağı dikkate matik yaralanmalara maruz kalabilir. Ayrıca alınmalıdır. Parmak amputasyonu yapılan hayvantendo kılıflarının drenajı yetersiz olur. İkinların %80’den fazlasının bir ci falanksın proksimalinde yıl içerisinde kesime göndetaç eklemine yakın düzeyde rildiği bildirilmiştir. yapılan amputasyonlarda, Endikasyon; genellikle ya 2. falanksın ka• Tırnak ekleminin krolan kısmında işemiye bağlı nik ve komplike irinli nekroz gelişir veya taç ekleyangısı, minde septik artritis gelişebilir. • Komplike taban ülseri ve interdigital flegmon • Taç ekleminin desartiküolguları, lasyonunda eklem kıkırdakları nedeniyle granülasyon • Aşırı granülasyon dokusu oluşmaz. Aksine sidokusu oluşumu ile novyal kist oluşabilir. komplike olan vertikal tırnak çatlakları, • Parmak amputasyonubeyaz çizgi hastalığı, nun tercihen 1. falanksın alt tırnak ucu ülseri vb ucundan yapılmasının daha lezyonlar, uygun olacağı söylenebilir (Şekil 12-5). • Parsiyal eksungulasŞekil 12-5 1. falanksın, alt ucundan yon olguları, Operasyon Yöntemi: Opegigli teli ile oblik olarak kesilmesi.


Ayak Bölgesinde Yapılan Operasyonlar / 12

279

hattından, kemik ucu ile birlikte diğer dokuları da kapsayacak şekilde tırnak ucu kesilir (Şekil 12-9). Operasyon alanından varsa kemik parçaları uzaklaştırılır. Gerekirse küretaj yapılır. Amputasyon sırasında tırnak eklemine zarar vermemeye dikkat edilmelidir.

Şekil 12-9 Tırnak ucunun kesilmesi sonrasındaki görünüm. ye etkiyen yabancı cisim batmaları ve travmalar sonucu da oluşabilir. Bu durum radyolojik olarak tespit edilirse nekroze olan kemik ucu, tırnak ucu ile birlikte ampute edilmelidir. Yapılan işlem bir çeşit terapötik tırnak kesimidir. Bu sayede taban ucu bölgesindeki tırnak dokusu ve beyaz çizgi ile birlikte nekroze olmuş koryum ve tırnak kemiğinin ucu tamamen uzaklaştırılır. Operasyon yöntemi: İVRA veya ilgili parmağa digital sinir blokajı uygulanır. Digital sinir blokajı uygulanmışsa, başlangıçta garo uygulamasına gerek yoktur. Öncelikle tırnak ucundaki aksiyal ve abaksiyal tırnak duvarı ile tabandaki tırnak dokusu yontularak, koryumdaki nekrotik alan açığa çıkartılır. Nekroze olan tırnak kemiğinin ucu da dikkate alınarak, nekroz alanının üst sınırından yaklaşık 0.5 cm uzaklıktaki sağlam dokuları da içine alacak şekilde amputasyon hattı belirlenir. Bu aşamada garo uygulanmalıdır. Tırnak kesme makası veya gigli teli ile belirlenen amputasyon

Sağlam tırnağa ortopedik takoz uygulanır. Operasyon alanına antibiyotikli merhem sürülür veya yara tozu dökülür ve basınçlı bandaj uygulanır. Bir hafta süre ile parenteral antibiyotik uygulanır. Bandaj değişimi 2-3 gün sonra yapılır. Yara granülasyon dokusu ile dolup, iyileşme tamamlanıncaya kadar bandaj uygulamasına devam edilir. Uygun ortamlarda bandaj değişimleri haftada bir yapılabilir. İyi korunursa bölgede granülasyon dokusu ile iyileşme oluşur. Yaklaşık 5-6 hafta sonra yara iyileşmesi tamamlanır. Kapsamlı rezeksiyonlarda iyileşme ve tırnak oluşumu (kornifikasyon) 8-10 hafta sürebilir. İyileşme dönemi boyunca kuru bir ortamda hayvanın hareketleri kısıtlanır.

Profund Tendonun Rezeksiyonu Bu operasyon genellikle komplike taban ülseri ve beyaz çizgi hastalığının bir komplikasyonu olarak gelişen ve profund tendonun nekrozu ve rupturu ile sonuçlanan irinli tenosinovitis olgularında yapılır. Bu tür olgularda tırnak ekleminde irinli yangı bulunmaz. Enfeksiyon genellikle tırnak ekleminin etrafındaki dokulardadır. Çoğu kez profund tendonun yapışma yerinde osteitis ve patolojik bir kırık, naviküler bursa ve kemikte enfeksiyöz bir yangı ve retroartiküler apse birlikte bulunur. Aynı bacağın her iki fleksor tendo ve kılıfında (süperfisial ve profund) purulent enfeksiyon ve nekroz varsa hayvan kesime gönderilmelidir. Operasyon yöntemi: Operasyon için gerekli rutin hazırlıklar yapılır. İVRA uygulanır. Ensizyon, hasta parmağın fleksor yüzeyindeki deride mahmuzun hemen altından başlar, distal yönde ökçe yuvarlağının merkezine kadar uzanacak şekilde longitudinal olarak yapılır. Eğer derin dokulara penetre olan fistülize bir lezyon (komplike taban ülseri vb) varsa, onu çevreleyen tüm enfekte dokuları içine


Ayak Bölgesinde Yapılan Operasyonlar / 12

285

tirilir. Sağlam tırnağa ortopedik takoz uygulanır. Profund tendo zarar görmüşse tırnak uçları telle bağlanır. Ayak bandaja alınır.

Limaks Operasyonu

Şekil 12-16 Retroartiküler apsenin drenajı.

Operasyon öncesi ayak birkaç gün süreyle antiseptikli bandaja alınır. Premedikasyondan sonra hasta ayak üstte kalacak şekilde hayvan yatırılır. Ayak ve interdigital bölge yıkanarak temizlenir. Küçük hacimli olgularda lokal infiltrasyon anestezisi yeterli olur. Gerekirse intravenöz regional anestezi (İVRA) uygulanır. Bu amaçla topuk eklemi üzerine garo uygulanır ve operasyon bölgesi hazırlanır. Bir yardımcı tarafından tırnaklar birbirinden ayırt edilerek, interdigital aralık mümkün olduğunca açılır. Lezyonu içine alan kavun dilimi şeklinde bir ensizyon yapılır (Şekil 12-17). Hiperplazik kitle, altındaki yağ dokusu ile birlikte tamamen uzaklaştırılır. Yağ dokusunun kalması

Retroartiküler Apse Drenajı Profund tendonun rezeksiyonu bölümünde bahsedildiği gibi, ökçe yuvarlağı üzerine yapılan derin bir ensizyonla doğrudan retroartiküler bölgeye ulaşılır (Şekil 12-10). Açığa çıkarılan retroartiküler apse boşluğu kontrol edilir. Nekrotik alanlar kürete edilir. Naviküler kemik kontrol edilir. Varsa nekrotik kısımları uzaklaştırılır. Operasyon alanı uygun bir antiseptikle yıkanır. Operasyon alanına toz antibiyotik depolanır. Deri dikilir. Apse boşluğuna dren yerleştirilir. Sağlam tırnağa ortopedik takoz uygulanır. Basınçlı bandaj uygulanır. Bandaj 3-4 gün sonra kaldırılır. Birer hafta ara ile bandaj yenilenir. Bir başka yöntemde trokar veya dril ucu, ökçe yuvarlağının abaksiyalinden apse boşluğunun içine sokulur. Apse boşluğu içerisindeki trokarın ucu, ökçe yuvarlağının aksiyalinden çıkacak şekilde kaudodorsal yönde ilerletilir. Trokar ucunun hissedildiği yerde deriye ensizyon yapılarak çıkması sağlanır (Şekil 12-16). Apse boşluğu uygun bir antiseptikle yıkanır. Fiyonk tarzında dren yerleş-

Şekil 12-17 Limaks operasyonunda yapılan ensizyonun görünümü.


290

13 / Tırnak Bakımı

Ayak Banyolarında Kullanılan Solüsyonlar Ayak banyolarında kullanılacak antiseptik veya antibiyotiklerin seçiminde, • Hangi amaçla (tedavi, kontrol, koruyucu) kullanılacağı, • İnsan ve hayvan sağlığı ile çevreye olan etkisi ve • Hastalık etkenlerine karşı direnç oluşturma etkisi dikkate alınmalıdır. Uygun bir ayak banyo solüsyonundan beklenen enfeksiyöz ayak hastalıklarını önlemesi, ayak derisinin bütünlüğüne zarar vememesi, insan ve hayvan sağlığına zarar vermemesi, gerek kullanım gerekse depolama sırasında kullanılan alet ve ekipmanlara zarar vermemesi ve uygun maliyetli olmasıdır. Deneysel araştırmalar birtakım sorunlara rağmen; en etkili ve en çok kullanılan banyo solüsyonlarının bakır sülfat ve formalin solüsyonları olduğunu göstermektedir. Etkilerinin uzun süreli olması, uygulamalarının kolay ve ucuz olması da önemli bir tercih sebebidir. Son yıllarda çok çeşitli banyo solüsyonları kullanılmakla birlikte; bunların çoğunun etkinliği deneysel olarak kanıtlanmış değildir ve formalin ve bakır sülfata göre daha pahalıdır. Bunların dışında çinko, kreolin (%3), rivanol (%0.1), potasyum permanganat (%0.1-0.2, iodin (1/240), glutaraldehit, %1’lik sodyum hipoklorit (çamaşır suyu), quaterner amonyum bileşikleri, köpük (hidrojen peroksit-perasetik asit), %3 sodyum karbonat (soda), %1’lik sabunlu su gibi solüsyonlar da kullanılır. Formalin (Formol): Formaldehit; renksiz, kendine has hoşa gitmeyen keskin kokusu olan bir gazdır. Sudaki %37-40’lık solüsyonuna formalin adı verilir. Formalin çözeltileri bir miktar metil alkol içerir. Bakterisit, doku sertleştirici ve tespit edici etkisi vardır. Ayak banyo solüsyonları içerisinde maliyeti en ucuz olanıdır. İnterdigital flegmon, interdigital dermatitis ve digital dermatitiste koru-

yucu amaçla başarı ile kullanılır. Özellikle ayakta, digital dermatitise predispoze kılan bakteri birikimini azaltır. Ancak; digital dermatitisin tedavisi ve kontrolünde formalin banyolarının etkinliğine dair birbiri ile çelişen bildirimler vardır. • İrritan bir özelliğe sahiptir. En çok %3-5’lik solüsyonları kullanılır. Daha yoğun solüsyonları ayak derisinde irritasyona neden olur. Deri rengi pembemsi bir renk aldığında kullanılmamalıdır. Kullanılan formalin banyosunun etkisi ortalama üç gün içinde %50 azalır. Sıcak havalarda, banyo solüsyonundaki suyun buharlaşmasına bağlı olarak formalin yoğunluğu artar. • Formalin banyosundan sonra ineklerin hemen yatmalarına izin verilmemelidir. Yatan ineklerde meme uçları formalin ile temas edebilir ve irrite olabilir. Bu nedenle hayvanların temiz ve kuru zeminli bir alanda, 15-20 dakika ayakta kalması sağlanmalıdır. • Formalinli ayak banyoları; amaca göre değişik şekillerde kullanılabilir. Sık kullanılan formalin banyolarının deride yangı, yanık ve nekrozlara neden olabileceği dikkate alınmalıdır. Bu etkilerin sıcak ve kuru mevsimlerde daha yaygın görülebileceği dikkat alınmalıdır. Bu tür olgularda, ineklerin korona bölgesinde eritematöz oluşumlar şekillenir. • Formalinin etkisi ısıya bağlıdır. Çok soğuk havalarda dezenfektan etkisi azalır. Bu yüzden banyo ısısı 13°C’den daha düşük olmamalıdır. Bu amaçla; özellikle içinde durulan ayak banyolarına, soğuk havalarda gerekirse sıcak su ilaveleri yapılır. • Uygun şekilde kullanıldığında çevre kirliliğine yol açmaz. Kullanıldıktan sonra iyice sulandırıldığında etkisi kaybolur. • Formalin buharlarının solunması, insan ve hayvan sağlığına zarar verebilir. Özellikle muköz membranlar için çok irritandır. Göze temas ettiği zaman hemen yıkanmalıdır. Bu yüzden formalinli ayak banyola-


294

13 / Tırnak Bakımı

1. Banyo/Su

2. Banyo/İlaç

Bekleme Alanı

Şekil 13-5 Yürünerek içinden geçilen ayak banyosu. İçinde durulan ayak banyosu uygulanırken aşağıdaki hususlara dikkat edilmelidir: • Banyo havuzuna alınan hayvanların başları, mutlaka bağlanmalıdır. Böylece hayvanların hem banyo solüsyonunu içmesi, hem de buharından etkilenmeleri önlenmiş olur. • Banyo içerisinde 30-60 dakikalık bekleme süresi yeterlidir. Böylece ayak derisi ve ökçelerin dezenfeksiyonu sağlanmış olur. • Banyo havuzlarının açık alanda yapılması daha uygundur. Böylece banyo solüsyonunun buharlaşmasından (özellikle formalin) doğabilecek sorunlar önlenmiş olur. Ancak yağmur, kar vb sular ile dilüe olmamaları için üzerleri kapalı olmalıdır. • Banyo havuzlarının drenajı iyi yapılmalıdır. Çevre kirliliğine yol açması, bitki ve yiyeceklere zarar vermesi önlenmelidir. • Süt ineklerinde, banyo uygulamasından önce memelere koruyucu nitelikte vaselin vb pomat uygulanmalıdır. • Bu tip banyolarda banyo solüsyonunun ısısı önemlidir. Ortalama 15°C olmalıdır. Çok soğuk banyo solüsyonları hayvanları rahatsız eder. Ayrıca düşük ısıda antiseptik so-

Şekil 13-6 Giriş ve çıkışı uygun olmayan havuz yapısının görünümü. lüsyonun etkinliği azalır. Bu nedenle soğuk havalarda banyo solüsyonuna ılık su ilavesi yararlı olur. • Yeni hazırlanmış banyo solüsyonu yağmur, kar vb sular ile yoğunluğu azalmamışsa veya aşırı kirlenmemişse, birkaç hafta süreyle kullanılabilir. • Sıcak havalarda aşırı buharlaşma ile banyo solüsyonunun yoğunluğu artabilir. Bu gibi durumlarda banyo solüsyonu yeniden hazırlanmalıdır. • İçinde durulan ayak banyoları, yapılacak uygun düzenlemelerle yürünerek içinden geçilen ayak banyoları şeklinde de kullanılabilir. Yürüyerek İçinden Geçilen Ayak Banyoları: Hayvanların yürüyerek içinden geçebilecekleri, kenarları engelli ve çıkışında beton zeminli bekleme alanı bulunan banyo şeklidir (Şekil 13-5). Havuzların giriş ve çıkışlarındaki engeller mümkün olduğunca dar ve gereğinden fazla yüksek olmamalıdır. Aksi durumlar (Şekil 13-6) hayvanların giriş ve çıkışlarında ayak ve tırnak sağlığını olumsuz etkiler.


318

14 / Tırnak kesimi

lerine eşit olacak şekilde kesilmelidir. Tırnak Kesimi Ne Zaman Yapılmalıdır? Tırnak kesimi inekte az veya çok davranışsal ve fizyolojik tepkiye ve strese neden olur. Bu durum bazı ineklerde, tırnak kesimini izleyen 2-3 günde süt veriminde 3 litreye kadar azalmaya sebep olabilir. Ancak bunun tırnak kesiminden mi, zaptı rapta bağlı uygulamalardan mı yoksa hayvanın günlük rutin işler dışında farklı bir uygulamaya maruz kalmasından mı olduğu bilinmemektedir. Aslında uygun şartlarda ve uygun şekilde yapılan tırnak kesiminden sonra süt veriminde artma beklenir. Bu nedenle süt sığırcılığı işletmelerinde fonksiyonel tırnak kesiminin rutin olarak ne zaman yapılması gerektiği önem arz eder. Beslenme şekli, barınak şartları, tırnakların uzama ve aşınma oranı vb gibi nedenlere bağlı olarak düzenli tırnak kesim ihtiyacı hayvandan hayvana değişebilir. Bu nedenle tırnak kesimi hayvanların beslenme, barınak şartları, gebelik, laktasyon vb gibi faktörler dikkate alınarak uygun bir zamanda yapılır. Genel bir kabul olarak; entansif yetiştiricilik yapılan süt sığırcılığı işletmelerinde yılda en az iki kez (altı ayda bir) tırnak kesimi yapılmalıdır. • İşletmeler, sistemler ve bireysel olarak hayvanlar arasındaki farklılıklardan dolayı, fonksiyonel (profilaktik) tırnak kesimi için en uygun zamanın ne olduğunu tam olarak söylemek zordur. Süt sığırlarında ayak kontrollerini ve tırnak kesimini, topallık riskinin en yüksek olduğu dönemlerde ve öncesinde yapmak en akılcı olanıdır. Bu bağlamda, topallıkların oluşma riskinin genellikle doğumdan önce başlayıp; laktasyonun yaklaşık 80-100. gününde en yüksek düzeye ulaştığı bilgisinden hareketle, bir tırnak kesim programı yapılabilir. Buna göre ineklerde tırnak kesimi için en uygun zamanın, laktasyonun son ayları veya kuru dönemin başı olduğu söylenebilir. Topallıklar ve buna bağlı ekonomik kayıplar en

fazla laktasyonun ortalarına doğru oluştuğu için, bu dönemde yapılacak tırnak kesimi doğum ve laktasyon stresi sonucu oluşan taban eziği ve ülser gibi tırnak problemlerini en aza indirir. Bu bağlamda ikinci tırnak kesiminin laktasyonun 2 veya 3. aylarında yapılması uygun olur. • İlk doğumunu yapacak olan düvelerde, meme dokusunun gelişmesi ve fetüs ağırlığının artmasına bağlı olarak yürüyüşün değişmesiyle birlikte tırnaklara etkiyen yük ve basınç artar. Bu nedenle bu süreçte yapılacak profilaktik tırnak kesimi, ayak ve tırnak sağlığı bakımından önemlidir. Bu hayvanlar beton zeminlerde yaşamıyorlar ve tırnak uzunlukları artmışsa doğumdan iki ay önce tırnak kesimi yapılır. Mera şartlarında yaşayan gebe düvelerde ihtiyaç yoksa doğum öncesi tırnak kesimi yapılmamalıdır. Bu hayvanlar ilk tırnak kesimi sonrasında ilk defa beton zeminli barınaklara alınacaklarsa; taban lezyonları bakımından dikkatli olunmalıdır. Laminitis veya tirbüşon tırnaklı sığırlarda tırnağın uzama oranı arttığından, bu hayvanlarda ihtiyaca göre yılda 3 hatta 4 kez tırnak bakımı ve kesimi yapmak gerekebilir. Böylece aşırı uzamaya bağlı tırnaklar arası ve tırnak içi yük dağılım dengesinin bozulması önlenmiş olur. Sürüde herhangi bir topallık problemi yoksa ineklerde 6 ayda bir, boğalarda ise 4 ayda bir tırnak kesimi önerilir. Genç sığırlarda ilk tırnak bakım ve kesiminin 9-12 aylık iken yapılması önerilir. Topallık veya yürüyüş bozukluğu görüldüğünde veya belirgin şekilde aşırı tırnak uzaması olduğu zaman beklemeden tırnak kesimi yapılmalıdır. İnekler meraya çıkarılmadan veya mera dönemi bittiğinde ahıra alınmadan 3-4 hafta önce tırnak bakım ve kesimi yapılır. Bu uygulama tırnak lezyonlarının önceden belirlenmesi ve topallıkla sonuçlanabilecek problemlerin önlenmesi bakımından önemlidir.


328

14 / Tırnak kesimi lidir. Eğer hissediliyorsa taban gereğinden fazla inceltilmiş demektir. Bundan sonra taban daha fazla yontulmamalıdır. Bu önemli taban kalınlık parametreleri dikkate alındığında, tabanın aşırı yontulması önlenmiş olur. Aksi takdirde; tırnak ucu taban bölgesindeki canlı dokuda özellikle de beyaz çizgide önemli hasarlar meydana gelir. Taban kalınlığının doğru belirlenmesinde, ölçü klavuzunun kullanılmasının daha güvenilir olduğu söylenebilir.

Şekil 14-28 Tırnak kesimi tamamlandığında tırnağın tabanı, tırnak ucundan ökçeye kadarki alanda düz olmalıdır. ucu taban bölgesine baş parmakla tekrarlayan basınç uygulamaları yapılır. Bu uygulamalarda tırnak ucu taban bölgesinde esneklik hissedilmeme-

Tırnak kesiminin bu aşamasında, aşırı bir büyüme olmadıkça medial tırnağın ökçeleri kesilmez. Zaten olguların çoğunda lateral tırnağın ökçelerinde aşırı büyüme görülür. Ökçe uzunluğunun artması ile birlikte; taşıyıcı yüzeyde nispi bir azalma oluşur. Bu durum yük dağılım dengesinin bozulmasına ve ökçelere daha çok ağırlık binmesine neden olur. Bu tür olgularda, ökçedeki uzunluk kesilerek uzun süreli ve daha dengeli ağırlık taşıyıcı yüzeyler oluşturulmalıdır. Medial tırnağın ökçe uzunluğu ile ökçe, taban ve aksiyal ve abaksiyal tırnak duvarının mevcut taşıyıcı yüzeyi uyumlu olacak şekilde düzenlenmelidir. Medial tırnak kesimi tamamlandığında taban, tırnak ucundan ökçeye kadar ki alanda düz olmalıdır (Şekil 14-28).

Şekil 14-29 Lateral tırnağın uzunluğunun ayarlanması.

Lateral Tırnağın Ön Duvar Uzunluğu ve Taban Kalınlığının Ayarlanması: Medial tırnaktan sonra aynı yöntemle lateral tırnağın ön duvar uzunluğu ve taban kalınlığı ayarlanır. Lateral tırnağın kesiminde medial tırnak rehber alınır. İki tırnak yan yana getirilerek lateral tırnağın uç kısmı medial tırnakla aynı uzunlukta olacak şekilde kesilir (Şekil 14-29). Daha sonra iki tırnağın ön


336

14 / Tırnak kesimi

kesiminin gerekli olduğu durumlarda öncelikle fonksiyonel tırnak kesimi yapılmalıdır. Çünkü fonksiyonel tırnak kesimi sonunda tırnak lezyonları daha iyi görülebilir hale gelir. Tırnak lezyonlarının görülemediği durumlarda, tırnağın belli alanlarına tırnak muayene pensi ile yapılacak basınçlarla ağrı olup olmadığı kontrol edilerek lezyonlu alan tespit edilir. Terapötik tırnak kesimi sırasında lezyonlu alandaki nekrotik, yumuşamış, gevşemiş ve altındaki canlı doku ile bağlantısı zayıflamış tırnak kısımları genişliğine bakmaksızın mutlaka uzaklaştırılmalıdır. Bu işlem yapılırken sağlıklı boynuz tırnak dokusunu korumaya ve canlı dokuya zarar vermemeye dikkat edilmelidir. Terapötik tırnak kesiminde lezyonlu bölgenin etrafındaki tırnak dokusu daima meyilli bir şekilde uzaklaştırılmalıdır. Örneğin; taban ülserinin tedavisi amacıyla yapılan terapötik tırnak kesiminde interdigital aralığa doğru meyil verilir. Beyaz çizgi hastalığının tedavisi amacıyla yapılan terapötik tırnak kesiminde beyaz çizgiye bitişik abaksiyal tırnak duvarı kesilir. Taban yüzeyinde oluk, çukur, delik vb gibi girintili çıkıntılı alan bırakılmamalıdır. Bu tür alanlar gübre artıklarının birikimine ve daha kötü lezyonların gelişimine zemin hazırlar. Canlı doku enfekte ve nekroze olabilir. Sığır tırnağı olağanüstü bir iyileşme kapasitesine sahiptir. Ancak ayağın canlı ve derin dokularına ulaşan enfeksiyon hızla yayılır ve ciddi komplikasyonlara yol açar. Böyle durumlarda antibiyotik tedavisi ile tam iyileşme sağlanamaz. Bu komplikasyonlar, zamanında ve uygun bir terapötik tırnak kesimi ile önlenebilir ve tam iyileşme sağlanabilir. Terapötik tırnak kesiminde ağrıyı hafifletmek çok önemlidir. Çünkü ağrı olduğu müddetçe topallık devam eder. Hayvan refahı bozulur ve süt veriminde önemli düşmeler olur. Ayağın yumuşak dokuları özellikle de koryum, ağrı verici işlemlere karşı çok duyarlıdır. Bu nedenle komplike ve uzun sürecek terapötik tırnak kesimi olgularında lokal anestezi uygulanmalıdır. Birçok ayak hastalığının tedavi sürecinde ağrıyı hafifletmek için ağrı kesici

uygulamaları gerekebilir. Ağrıyı hafifletmek için ya sağlam tırnağa ortopedik takoz (blok) uygulanır ya da hasta tırnağın ökçe veya tabanı mümkün olduğunca (yaklaşık 3-6 mm) yontulur. Böylece hastalıklı tırnağın yüksekliği azaltılarak üzerindeki yük kaldırılır. Bu sayede iyileşme ve dinlenme süresince yük sağlıklı tırnağa aktarılmış olur. Bu şekilde hastalıklı tırnağın bir süre dinlendirilerek iyileşmesi ve normal fonksiyonuna kavuşmasına yardımcı olunur. Ortopedik takoz uygulamasına ilişkin komplikasyonlarla karşılaşmamak için, ilgili bölümde bildirilen kurallara uyulmalıdır (bkz; tırnak bakımı). Terapötik tırnak kesiminde önemli uygulamalardan birisi de koruyucu bandaj uygulamalarıdır. Özellikle kanamanın kontrol edilmesi gerektiği durumlarda bandaj uygulamaları çok faydalıdır. Bandajın amaca hizmet etmesi için mümkün olduğunca temiz olmalıdır. Genellikle bandaj uygulamalarından sonra gübre ile bulaşmış kirli su bandaj malzemesi tarafından emilir. Bu tür bandajlar çoğunlukla amaca hizmet etmez. Bu nedenle bandaj uygulamalarında mümkün olduğunca nem ve ıslaklığı emen malzemeler kullanılmamalıdır. Bandaj uygulanmışsa en geç 2-3 günde bir değiştirilmelidir.

Tirbüşon Tırnak Bozukluğunda Fonksiyonel ve Terapötik Tırnak Kesimi Tirbüşon tırnakta meydana gelen değişiklikler dikkate alındığında, tırnak kesimi mutlaka bu konuda eğitim almış deneyimli kişiler tarafından yapılmalıdır. Aksi takdirde telafisi mümkün olmayan ve hayvanın kesimine neden olabilecek komplikasyonlar oluşabilir. Örneğin; hatalı tırnak kesimi sonrasında beyaz çizgide oluşacak bir apse, tırnak kemiğini enfekte edecek şekilde tüm taban altına yayılabilir ve geri dönüşü olmayan bir komplikasyona neden olabilir. Burulmuş tırnağın ön duvarı düz değildir; konkavdır. Öncelikle ön duvar uzunluğu 7.5 cm olacak şekilde tırnak ucundan kesilir (Şekil 14-42A,B,C). Daha sonra tırnak ön duvarında


Tırnak kesimi / 14 geri dönüşümü zor olan bu bozuklukların oluşmasını engellemek için, en geç 3-4 ayda bir fonksiyonel tırnak kesimi yapılmalıdır.

Laminitisli Tırnakta Terapötik Tırnak Kesimi Laminitiste tırnağın biçimi ve duruşu bozulur. Tırnağın ön duvarı iç bükey bir görünüm alır. Abaksiyal tırnak duvarı dışa doğru genişler. Buna bağlı olarak abaksiyal beyaz çizgi önemli oranda genişler (Şekil 14-7). Ökçeler alçalır. Tırnak uzunluğu artar ve tırnak açısı küçülür. Laminitisli inekler, tarsal eklemle birlikte sümbük uçları dışa doğru dönmüş vaziyette basarlar. Bu durum özellikle yürüyüş esnasında belirginleşir. Tırnak duvarı üzerinde laminitik halkalar oluşur. Üçüncü falanksın rotasyonu ile birlikte; tırnak üretiminin artmasına bağlı bu deformasyon daha da artar. Terapötik tırnak kesimi ile bozulan tırnak biçimi yeniden düzenlenir. Bu amaçla öncelikle fonksiyonel tırnak kesiminin birinci aşamasında olduğu gibi tırnağın uzunluğu ayarlanır. Daha sonra her iki tırnağın ön duvarındaki konkavite düzeltilir. Normal bir tırnakta abaksiyal tırnak duvarı, tırnağın ağırlık taşıyan önemli yüzeylerinden biridir. Bu nedenle de tırnak kesiminde abaksiyal duvar kesilmez. Ancak; laminitisli tırnaklarda hem abaksiyal tırnak duvarı dışa doğru genişler, hem de abaksiyal beyaz çizgi genişler. Laminitisli tırnağı yeniden biçimlendirmek için, abaksiyal duvarın dışa doğru genişleyen kısmı ön duvar ile uyumlu olacak şekilde kesilebilir. Bu esnada canlı dokuya zarar vermemeye dikkat edilmelidir. Yine laminitiste tırnak ucundaki aksiyal tırnak duvarı genellikle yukarı yönde kıvrılır. Tırnak kesimi sırasında bu deviasyon düzeltilebilir. Ancak bu bölgede beyaz çizgideki canlı dokuya hasar vermemeye dikkat edilmelidir. Yapılan tırnak kesimi sonucunda ön ve abakasiyal tırnak duvarı düz olmalı, tırnağın açısı 450, ön duvar uzunluğu 7.5 cm, taban kalınlığı 6 mm olacak şekilde düzenlenmelidir. Böylece ön duvar ve abaksiyal duvar normal konumuna getirilir.

339

Laminitisli tırnakta meydana gelen değişiklikler dikkate alındığında, tırnak kesiminden arzulanan sonucu bir seansta elde etmek zor olabilir. Rotasyon şekillenmiş tırnakları doğru konuma getirmek için birkaç seans tırnak kesimi yapmak gerekebilir. Buna rağmen bazı durumlarda tam bir iyileşme elde edilmeyebilir.

Tırnak Kesiminde Yapılan Hatalar Fonksiyonel ve terapötik tırnak kesimi ile gerek her bir tırnağın kendi içinde gerekse iki tırnak arasında dengeli bir yük dağılımı amaçlanır. Böylece ayak stabilitesi sağlanmış, taban ülseri ve beyaz çizgi hastalığının gelişimi önlenmiş olur. Bu amaç, tırnakta aşırı kesim yapmadan gerçekleştirilmelidir. Bunun için yukarıda belirtilen tırnak kesim aşamalarına titizlikle uyulması gerekir. Bunun dışında uygulanan ve bilimsel temelden yoksun tırnak kesim yöntemlerinin çoğu, ayağı korumak ve hastalık riskini azaltmaktan çok, basit kozmetik uygulamalardır. Aşağıda belirtilen tırnak kesim hataları geri dönüşümü olmayan problemlere yol açabilir. • Ön duvarın fazla kısa kesilmesi: Ön duvar uzunluğunun 7.5-8 cm olması taban kalınlığının yaklaşık 6 mm olması bakımından önemlidir. Ön duvar uzunluğunun çok kısa kesilmesi taban kalınlığının daha ince olmasına neden olur. Bu nedenle ön duvar uzunluğu hiçbir zaman 7.5-8 cm’den daha kısa olmamalıdır. • Tırnak ucunun yuvarlak bırakılması: Fonksiyonel bir faydası yoktur. Göze güzel gözüken bir uygulamadır. Yapılan hataları gizler. Özellikle tırnak ucunda, taban kalınlığının doğru belirlenmesini imkansız kılar. Doğru bir tırnak kesimi yapılmış görüntüsü verir. Özellikle tabanın aşırı kalın veya inceltilmiş olduğu durumlarda, uygun kesilmiş gibi görünür. Tırnak ucunda taban kalınlığının fazla olması, tırnağın ağırlık taşıma merkezinin arkaya kaymasına ve ökçelerin daha fazla yük taşımasına ve daha


Topallık Kontrolü / 15

353

Süt sığırlarında topallığa neden olan BCTL’nin (taban ülseri ve beyaz çizgi hastalığı başta olmak üzere) insidansı, doğumdan önceki iki hafta ve doğumdan sonraki 12 haftalık süreçte artar. Besi sığırlarında ise ayak hastalıkları daha çok besinin son iki ayı içerisinde görülür.

Şekil 15-4 Doğum sürecine bağlı BCTL’nin gelişimi.

sine yönelik uygulamaların ana hatları ‘Besle(n) me ve Tırnak Sağlığı’ bölümünde sunulmuştur.

Doğum Sürecinin Tırnak Sağlığına Etkileri Ayak hastalıkları bakımından doğum süreci tanımlaması, doğumdan önceki yaklaşık bir aylık süre ile doğum ve doğumdan sonraki 2-3 aylık süreyi kapsayacak şekilde ele alınmalıdır. Çünkü gebelik, doğum ve laktasyon sürecinde gelişen çok önemli fizyolojik, metabolik ve hormonal değişiklikler, tırnak ve içerisindeki anatomik yapılar arasındaki uyumu bozan birtakım değişikliklere neden olur. Bu bağlamda süt sığırlarında, doğum sürecinde gelişen VKS’nin azalması ve buna bağlı ökçe yastığının incelmesi ile birlikte sert zemin ve uzun süre ayakta kalma gibi çevresel faktörler BCTL’nin oluşumuna yol açar (Şekil 15-4).

Süt sığırlarında doğum sürecinde tırnak ve içerisinde aşağıdaki gelişmeler oluşur: • Tırnağın canlı dokusunda (koryum) dolaşımın bozulması. • Tırnak üretiminin azalması (veya durması). • Tırnak aşınmasının artması. • Tırnak içinde 3’üncü falanksın hareketliliğinin artması. • Ökçe yastığının kalınlığının azalması ve bileşiminin değişmesi.

Tırnağın canlı dokusunda (koryum) dolaşımın bozulması: Doğum sürecinde kan serumundaki protein oranının düşmesi (özellikle albumin ve globulin), meme ve karın bölgesinde deri altında ödem oluşumuna yol açar. Aynı süreç koryumda da ödem oluşumuna neden olur. Buna bağlı koryumun dolaşımı azalır veya durur; beslenmesi bozulur (anoksi) ve tırnak üretimi ve kalitesi azalır. Bunun sonucu yumuşak ve dayanıksız tırnak üretilir (yumuşak taban sendromu). Bu durum özellikle doğum öncesi ve doğum sonrası iki haftalık dönemde yatma fırsatı bulamayan ve uzun süre ayakta kalan düvelerde, tabanda hemoraji, tırnakta ayrılma ve taban ülserine neden olur. Bu süreçte hastalık oluşumu koryumda daha fazla ödeme neden olurken; hareket (egzersiz) koryumdaki dolaşımın düzenlenmesine yardımcı olur. Tırnak üretiminin azalması (veya durması): Doğum sürecindeki ineklerde tırnak üretimi azalır/ durur. Özellikle doğumdan sonraki ilk ayda tırnağın uzaması çok yavaşlar. Bunun en belirgin


380

15 / Topallık Kontrolü

pH’sındaki değişimler sistematik olarak incelenir.

Barınaklara İlişkin Risk Faktörlerinin Gözden Geçirilmesi Süt sığırcılığında fazla süt elde etmek için kullanılan entansif yöntemlerin birçoğu farklı risk faktörleri içerir. Örneğin; hayvan metabolizmasını olumsuz etkileyebilecek besleme hataları ile birlikte, günlük ayakta kalma süresi ve buna bağlı tabanda oluşan travmalar subklinik laminitis oluşumunda risk faktörü olarak etkili olur. Bu bağlamda daha önceki bölümlerde barınak ve inek konforuna ilişkin belirtilen hususlar dikkatlice değerlendirilmelidir. Barınaklara ilişkin aşağıda sıralanan risk faktörlerinin gözden geçirilmesi, topallığa neden olabilecek faktörleri anlama ve farkında olmaya önemli katkılar sağlar. • Durak boyutlarının uygunluğu (durak ölçüleri işletmedeki ineklerin ırkına ve yaşına uygun olarak; doğal davranışlarına imkan verecek şekilde düzenlenmelidir) • Altlıklar (en uygunu 10-15cm derinliğinde temiz kum altlıklardır. Bunun dışında lastik mat zemin veya beton zemin üstüne 5cm kalınlığında saman veya talaş altlık kullanılabilir. Altlık kalınlığı 5cm’den daha ince olmamalıdır) • Altlıkların bakımı (temiz, kuru ve eşit olarak yayılmış olmalıdır. Dışkı ve idrar ile karışmış olmamalı, altlık öne doğru yığılmış ve kötü görünümlü ve bakımsız olmamalıdır) • Durakların kullanımı (en iyisi ineklerin %98’inin durakları kullanması) • Durak sayısı (mümkünse durak sayısı hayvan sayısından %5 fazla olmalı, en azından her hayvana bir durak olmalı, en kötü halde hayvan sayısının %10’undan az olmamalı) • Yürüme yollarının genişliği (genişliği en az 3.7 metre olmalı, mümkünse daha geniş olmalı, özellikle sağıma gidiş dönüş yolları dar olmamalı, aşırı inek trafiği ve buna

• •

bağlı izdiham olmamalı) Hayvan başına düşen alan (modern serbest duraklı ahırlarda hayvan başına yaklaşık 8-10 m2 mümkünse ileri gebe inekler için 25 m2 ahır dışı gezinti alanı) Yemlik büyüklüğü (inek başına en az 60 cm, tercihen 70-75 cm olmalı) Toplanma alanlarındaki bekleme süresi (günde en fazla 3 saat olmalı, daha fazla olmamalı) Toplanma alanlarının zemini (beton zeminler düz olmamalı; oluklu olmalı, en iyisi zeminin kauçuk veya lastik mat zemin malzemesi ile kaplamalı olmasıdır, zeminleri her sağım sırasında yıkamak ve süpürmek faydalıdır) Tırnak kesimi (düzenli tırnak kesimi topallık kontrol programlarının vazgeçilmez bir bileşenidir, senede en az iki defa yapılmalı, gerektiğinde artırılabilir) Beton zeminler (beton zeminler düz, ıslak, kaygan ve kirli olmamalı, oluklu ve yüzey sıyırmalı olmalı, en iyisi düzenli tırak kesimi ile birlikte kauçuk mat zemin malzemesi ile kaplı ve temiz olmalı) Su ihtiyacının karşılanması (en iyisi her 10 inek için bir su kaynağı bulunmalı; suluklar sıkışıklığa veya kuyruğa neden olmamalı, sürünün yaklaşık %10’unun aynı anda su içmesine yetecek kadar suluk olmalı)

Topallık Kontrol Programının Oluşturulması Süt sığırcılığı işletmelerinde iyi bir ayak ve tırnak sağlığı için, aşağıdaki amaçlara hizmet edecek sürdürülebilir bir ‘Ayak ve Tırnak Sağlığı Kontrol Programı’ uygulanabilir. Amaç; • Enfeksiyonu önlemek. • Hayvanların biçimsel özellikleri iyi ve kaliteli tırnaklara sahip olması.


Topallık Kontrolü / 15 Bunların dışında topallık riskini en aza indirecek faktörlerin en önemli birleşeni olarak; düzenli tırnak kesimi ve etkili ayak banyosu uygulamaları topallıkların azaltılmasında oldukça etkili olur. Bu amaçla; • İşi bilen, eğitimli kişilerce düzenli olarak fonksiyonel tırnak kesimi yapılmalıdır. Tırnak kesimi doğru yapılmalıdır. Böylece tırnak kesimi topallık için bir risk faktörü değil, önleme bileşeni olmalıdır. Eğitimsiz kişilerce yapılan hatalı tırnak kesimi fayda yerine zarar verir. • İşletmenin ihtiyacına göre etkili bir ayak banyo programı belirlenmeli ve düzenli olarak uygulanmalıdır. İyi düzenlenmemiş, kötü yönetilen ve kötü uygulanan ayak banyoları fayda yerine zarar verir.

Hastalık Bazında Topallık Kontrol Stratejileri Son yıllarda süt sığırcılığı işletmelerinde topallığın kontrolünde, lezyona bağlı topallık kontrol stratejilerinin geliştirilmesine yönelik yaklaşımlar öne çıkmaktadır. Oluşan her tırnak lezyonu, başta tırnağın destek sistemi (ökçe yastığı), asıcı bağ sistemi ve tırnak kemiğinin bizzat kendisinde olmak üzere, tırnağın yapısı ve fonksiyonunda kalıcı hasarlar oluşturmakta ve bir sonraki laktasyonda tırnak lezyonu oluşma riskini artırmaktadır. Gerek dünyada gerekse ülkemizde süt sığırcılığı işletmelerinde en yaygın görülen ayak hastalıkları DD, taban ülseri ve beyaz çizgi hastalığıdır. DD daha çok genç yaştaki inekleri etkilemekte ve insidansı 1 ve 2. doğumda pik yapar. Taban ülseri ve beyaz çizgi hastalığının insidansı ise yaşla birlikte 4. laktasyona kadar artar. İşletmelerde topallıkları önlemek için; • Topallık skorlaması, • Lezyon analizi, • Rutin tırnak kesimi ve sonuçlarının değerlendirilmesi ve • Topal ve tedavi gören ineklerin takibini esas

383

alan bir kontrol programı geliştirilebilir. Bu bağlamda; işletmede en çok görülen lezyonlar belirlenerek her bir lezyon türü için risk faktörleri analizi yapılır. Daha sonra besleme uygulamaları dikkate alınarak özel bir eylem planı geliştirilebilir. Süt sığırlarında en fazla görülen ayak hastalıklarından taban ülseri, beyaz çizgi hastalığı ve DD’nin önlenmesi için uygulanabilecek kontrol programı aşağıda sunulmuştur. Taban ülseri oluşumunu önlemek için; Hayvanın günlük ayakta durma süresini uzatan risk faktörleri ortadan kaldırılmalıdır. Bunlar; • Durak konforu (tasarımı, boyutları ve zemini) optimize edilmeli. • İşletmedeki veya gruplardaki hayvan yoğunluğu (sayısı) fazla olmamalı. • Sağım süresi gereksiz uzatılmamalı. • Sıcaklık stresi azaltılmalı. • Yem alma süresini uzatan faktörler (kilit süresi vb) kaldırılmalı. • Geçiş döneminde hayvanın yatma ve dinlenme süresini uzatmak ve laktasyonun erken döneminde VKS kaybını azaltmak için geçiş dönemi şartları uygun hale getirilmeli. Beyaz çizgi hastalığını önlemek için; Yukarıdaki önlemlere ilave olarak; • İşletmedeki bekleme alanları ve yürüme yollarının zeminleri; • kaygan olmamalı. • tırnaklarda travma ve aşırı aşınmaya neden olmamalıdır. • İşletme çalışanları özellikle sağım için bekleme salonlarında hayvanlarda stres yaratmamalıdır. DD’yi önlemek için; Düvelik döneminden başlayıp hayvanın hayatı boyunca devam edecek şekilde; • İşletmenin hijyen şartları (ayak ve tırnak hijyen skoru) optimize edilmelidir.



Turn static files into dynamic content formats.

Create a flipbook
Issuu converts static files into: digital portfolios, online yearbooks, online catalogs, digital photo albums and more. Sign up and create your flipbook.