ÖNSÖZ Veteriner Hekimlikte Muayene Yöntemleri başlıklı bu kitap tanı, ayırıcı tanı, öngörüm ve sağaltım sonuçlarının izlenmesi amacıyla uygulama yöntemlerine değinen kapsamlı bir eser niteliğinde olup, öğrencilerin, doktora öğrencilerinin ve serbest veteriner hekimlerin yararlanabilecekleri şekilde hazırlanmıştır. Fiziksel muayene yöntemleri yanında ayrı, ayrı sistemlerin muayenesi, sıvı-elektrolit ve asit-baz dengeleri hakkında bilgileri içermektedir. Son bölüme görüntüleme teknikleri ve arama programları kısaca eklenerek bütünlük sağlanmaya çalışılmış, hayvan hastalıklarına ait laboratuvar verilerini saptama yöntemi, kullanılması gereken yöntemlerin bilinmesi ve elde edilen verilerin değerlendirilerek yorumlanmasında ortaya çıkan çelişkili durumlara açıklık getirmek diğer bir amaç olarak benimsenmiştir. Hastalık ve sistemlere göre program yaparak belli değişkenlerin önerilmesi kolaycılık olarak nitelendirilir. Tanı koyarken, öngörüm saptanırken ve sağaltım sonuçlarını izlenirken hangi yöntemlerin kullanacağı, hangi değişkenlerin saptanması gerektiği kuramsal olarak bilinmek zorundadır. Bu gerçeği kalıp haline getirip seçmek kolaycılık olur ve yeni gelişmeler devreye giremez. Uygulama ve kuramsal bilgi birbirinden farklı şeylerdir. Çoğunlukla yaşama uymuyor şeklinde eleştiriler yöneltilir. Gereksiz bilgi veriliyor ve dayanaksız görüşler ileri sürülüyor izlenimi bırakılır. Üstü kapalı bir şekilde akılda verilmeye çalışılır. Yol gösterilir. Uygulamaya bakın, uygulamayı aktaran kuramsal şu şekilde, bu şekilde geçiştirilse de olur denir. Buna karşın sağlam varsayımlara, uzun süreli gözlemlere dayanan kuramsal bilgi uygulamaya ışık tutar ve yol gösterici niteliktedir. Geleceğin daha iyi kestirilmesine olanak sağlar. Bilgisi sağlam
olanlar kısa ve uzun vadede daha gerçekçi öngörüde bulunurlar. Kuramsal bilgi eksikliği kuramın küçümsenmesine, yararlı ve yol gösterici bilgilerin bir yana itilmesine neden olur. Konu işlenirken somut verilerden yararlanmak, savunulan düşünceyi inandırıcı kanıtlarla belirgin kılmak, öğrenciyi olgu içinde yaşatmak, özünü kavrayacak bilgileri aktarmak ve bütün bunlardan bir sonuç çıkarmak gerekir. ATATÜRK, “Hayatta en gerçek yol gösterici bilimdir” buyurarak bilimsel gerçekler dışındakilerin gerçek olmadığını vurgulamıştır. Atatürk’e karşı olanlar bilimsel eğitime tutulmamışlar, tutulmuşlarsa gerçekleri sindirememişler arasından çıkar. Bilim olasılıkları, varsayımları, yakıştırma veya tasarlamaları ortadan kaldırır. Toplumların değerlerini bilim ve sanattaki buluşları veya yapıtları belirler. Öğretim üyesinin görevi doğma ve dayatılanları değil, bilimsel gerçekleri savunmak, söylemek, öğretmek ve yazıya dökmektir. Uygarlık karşıtı iş yapmalarını emreden hiçbir güce boyun eğmezler. Görevlerinin ne olduğu yüzyıllara dayanan bilim tarihinde ve geleneklerinde yazılıdır. Taşıdıkları cübbeler insanın yüceliğini, aklın büyüklüğünü ve insan onurunu betimler. Bilim insanlık tarihinin sürekli gelişen ve gerçekleri ortaya koyan uluslararası birikimidir. Özerk üniversite bilim adamına gerekli ortamı sağlamak zorundadır. Araştırma sonuçlarına, bulgularına, elde ettikleri sonuçlara yasaklama veya kısıtlama getirilemez. Araştırma özgürlüğünü bozacak türde sınırlamalar koymaz. Araştırmanın içeriği kalitesine bağlıdır. Bilim ufuklarında yeni alanlar açabilen, kavramsal temellere sahip bilimi bilim kılan heyecan katabilecek güçte çalışmaları destekler. Araştırmanın gündemini kendisi belirler. III
IV
ÖNSÖZ
Bilim, evrenin öznel (subjektif ) algılanmasının nesnel (objektif ) yorumudur. Nesnel mantık sayesinde tüm akıl sahiplerinin üzerinde birleştiği kurallar oturtulur. Günümüzde üniversiteler bilimin en fazla geliştiği ve anlatıldığı alanlardır. Bilimin gelişebilmesi için özgürlük zorunludur. Bu da düşündüğünü içsel ve dışsal bir baskı olmadan dile getirebilme, nesnel kurallarla doğru olduğu kabul edilenleri yapabilme yetisidir. Üniversiteler bilimsel çalışmalar yapan, bilim ve teknoloji üreten, ülke sorunlarının çözümüne katkıda bulunan yüksek düzeyde bilimsel kuruluşlardır. Gerçeğin saptanması bilim adamlarının bağımsızlığına, görüşlerini ve çalışma sonuçlarını özgürce yayınlamalarına bağlıdır. Üniversitelere bilimsel, yönetsel ve parasal özerklik tanınması amaca ulaşmak için zorunludur. Almanya, ABD ve İngiltere gibi gelişmiş ülkelerde bu anlayış geçerlidir. Üniversite kavramı nitelikli yönetim, teknik kadroların
yetiştirilmesi, bilimsel çalışmaların yapılması ve seçkin kişilerin araştırmaya yönlendirilmesi ile mümkündür. Bilim olaylara şüphe ile yaklaşır. Aklını inancın önüne koyamayan kişiler aydınlanma bilincinden yoksun kalır. İnsanlık tarihinde gerçek üniversiteler bilimin inançtan bağımsızlaştığı tarihsel aşamada kurulabilmiştir. Üniversitenin amacı araştırmacı ve öğrencileri aynı noktada buluşturarak araştırma bulgularına dayalı öğretim vermektir. Gerçeği araştırmayan öğretim kurumları üniversite olamaz. Yabancı kitapları ve yayınları çevirerek aktaran, ezbere dayalı eğitim yapar hale gelir ve Türkçe bilgi birikimi sağlanamaz. Kitabı yazmakla Bilime ve alanımda Türkçe bilgi birikimine katkıda bulunup yararlı olmuşsam kendimi mutlu sayacağım. Meslektaşlarıma, Veteriner Fakülteleri öğrencilerine ve hekimliğimize yararlı olacağını umar, eksikliklerin hoşgörü ve anlayış ile karşılanacağını ümit eder, bilime ve ülkemize yararlı olmasını dilerim.
Prof. Dr. Tarık BİLAL Acıbadem-İSTANBUL 3-Ağustos-2011
İÇİNDEKİLER
4. Yem ve Suyun Alınışı ..................................................21 5. Ağız Boşluğunun Muayenesi ..................................22 6. Ağızın Kapanma Dereceleri .....................................22 7. Ağız Mukozası Değişiklikleri....................................23 8. Sığırlarda Abdomenin Muayenesi ........................23 8.1. Gözle Muayene.........................................................23 8.2. Lateral Abdomen Muayenesi ..............................25 8.3.1. Sol Abdomen Muayenesi ..................................27 8.3.2. Sağ Abdomen Muayenesi .................................27 9. İnce Bağırsaklar............................................................28 10. Dalak (Spleen) ............................................................28 11. Ön Midelerin Muayenesi........................................29 11.1. Ön Midelerin Gelişimi ..........................................29 11.2. Motorik Hareketler ...............................................29 11.3. Palpasyon ve Perkusyon .....................................32 11.4. Geviş Getirme (Ruminasyon) ............................33 11.5. Ructus .......................................................................33 11.6. Karbonhidratların Parçalanması ......................34 11.7. Azot Metabolizması .............................................35 12. Reticulum Muayeneleri ..........................................35 12.1. Fiziksel Retikulum Muayeneleri .......................36 12.2. Retikulum Ultrasonografisi ................................38 12.3. Travmatic Reticulo-Peritonitis ..........................40 13. Omasum ......................................................................46 14. Abomasum (Der Labmagen) ................................47 14.1. Makroskopik Yapı ..................................................47 14.2. Motor, Sindirim ve Sekresyon İşlevleri...........50 14.3. Sola Abomazal Yerdeğiştirme...........................53 14.4. Sağa Abomazal Yerdeğiştirme .........................56 14.5. Sola Abomazal Deplasmanın Cerrahi Yöntemle Sağaltımı ..............................................57 15. İnce Bağırsak Sesleri ................................................58 16. Dışkılama (Defecation) ...........................................58 17. İshal (Diarhoe)............................................................59 18. Rumen Sıvısı Muayeneleri .....................................61 19. Rektal Muayene ........................................................73 19.1. Sığırlarda Rektal Muayene .................................73 19.2. Akut Abdominal Hastalıklarda Rektal Muayene ...................................................................74
BÖLÜM 1 KLİNİK MUAYENE 1. Sağlık ve Hastalık ..........................................................1 2. Eşkal (Signalement) ......................................................2 3. Fiziksel Görünüş ............................................................4 4. Bünye (Konstitüsyon) ..................................................6 5. Mizac (Temparement) .................................................6 6. Öykü .................................................................................6 7. Hastalık Belirtileri ..........................................................8 8. Hastalığın Ortaya Çıkışı ...............................................8 9. Tanı .....................................................................................8 10. Ayırıcı Tanı .....................................................................9 11. Öngörüm .....................................................................10 12. Muayene Yöntemleri ...............................................10 12.1. Gözle Muayene ......................................................10 12.2. Palpasyon.................................................................11 12.3. Perkusyon ................................................................11 12.4. Oskültasyon ............................................................12 12.5. Sondalama ..............................................................12 12.6. Ponksiyon ................................................................12 12.7. Biyopsi.......................................................................12 12.8. Laboratuvar Muayeneleri ...................................13 13. Endikasyon, Kontrendikasyon .............................13 14. Muköz Membranların Muayenesi .......................14 15. Vücut Isısı .....................................................................15 16. Ateş ve Tipleri .............................................................16 17. Kapiller Dolum Zamanı ..........................................17 18. Salivasyon ...................................................................18
BÖLÜM 2 SİNDİRİM SİSTEMİNİN MUAYENESİ 1. İştiha ................................................................................19 2. Anorexie, Polyphagia.................................................19 3. Su Gereksinimi .............................................................20 V
VI
İÇİNDEKİLER
20. Karaciğer ve Muayene Yöntemleri......................83 20.1. Hepatik İşlevsel Birimler .....................................83 20.2 Muayene Programı ................................................83 20.3. Karaciğer İşlevine Bağlı Testler .........................84 20.4. Karaciğer ve İskelet Kası Enzim Testleri .........91 20.5. Safra Akışında Aksama ve İlaç Tetiklemesini Gösteren Karaciğer Ezimleri .............................92 20.6. Sığırlarda Karaciğerin Ultrasonografik Muayenesi ...............................................................94 20.6.1. Topoğrafik Anatomi ..........................................94 20.6.2. Normal Boyutlar .................................................97 20.6.3. Bölgesel Değişiklikler .......................................98 20.6.4. Safra Kesesi ve Kanalları Sonografisi .......100 20.6.5. Biyopsi ve Hazırlık...........................................101 20.6.6. Yağlı Karaciğer Sendromu ...........................104 21. Atlarda Abdomenin Muayenesi .......................104 22. Köpek ve Kedilerde Abdomen Muayenesi ...107 22.1. Kusma (Emesis, Vomitus) .................................108
BÖLÜM 3 SOLUNUM SİSTEMİNİN MUAYENESİ 1. Solunum (Respiration) ...........................................109 1.1. Solunum Sayısı (Sıklık, frekans, respiration rate) ....................................................111 1.2. Solunum Güçlüğü (Dyspnoae) ........................111 1.3. Burun Boşluğu, Larenks......................................113 2. Göğüs Boşluğunun Muayenesi (Thorax) .........114 3. Akciğer Oskültasyonu ............................................117 3.1. Normal Solunum Sesleri ....................................117 3.2. Patolojik Solunum Sesleri ..................................118 4. Göğüs Boşluğunun Perkusyonu .........................121 5. Radyografik Toraks Muayeneleri.........................124 5.1. Çekim Teknikleri ....................................................124 5.2. Kardiyak Değerlendirme ....................................125 5.3. Kalp Gölge ve Boyutlarının Yorumlanması ..128 5.4. Radyolojide Yarık Çizgileri .................................131 5.5. Normal Radyolojik Kardiyovasküler Anatomi ...................................................................132 5.6. Kedilerde Kardiyak Boyutlar .............................134 5.7. Akciğer Damarlarında Konjesyon ...................134 5.8. Akciğerde Ödem ...................................................134 5.9. Genel Kalp Büyümesi ..........................................135
5.10. Sol Ventriküler Dilatasyon ...............................137 5.11. Sol Atrial Dilatasyon ..........................................138 5.12. Sağ Ventriküler Dilatasyon..............................139 5.13. Sağ Atrial Dilatasyon .........................................140 5.14. Kronik Dejeneratif Mitral Valvul Hastalıkları ............................................................141 5.15. Vertebral Kalp Değeri .......................................141 5.16. Büyük Damar Değişimleri ...............................144 5.16.1. Truncus Pulmonaris’de Dilatasyon ...........144 5.16.2. Genişlemiş Aortik Kemer .............................145 5.16.3. Vena Cava Caudalis ........................................145 5.17. Kalp Kurdu Hastalığı..........................................145 5.18. Perikardial Efüzyon ............................................145 5.19. Akciğer Hastalıkları Tanısı Açısından Radyografi ............................................................145 6. Trakeabronşial Aspirat (TBA) ve Bronkoalveoler Lavaj (BAL) .................................................................150 6.1. Tracheabronchial Aspiratın Muayenesi ........150 6.2. Bronchoalveolar Lavaj ........................................151 6.3. Köpek ve Kedilerde TBA ve BAL Muayeneleri ...........................................................152 7. Pleural ve Peritoneal Efüzyonlar .........................157 7.1. Fiziksel Muayeneler..............................................158 7.2. Kimyasal Muayeneler ..........................................158 7.3. Hücresel Muayeneler ..........................................160 7.4. Peritoneal-Pleural Transudat ............................160 7.5. Peritoneal-Pleural Eksudat ................................161 7.6. Akciğer Biyopsisi (Lung biopsy) ......................165 7.7. Endoskopik Muayene..........................................166 7.8. Atlarda Sonografik Akciğer Muayeneleri .....167
BÖLÜM 4 DOLAŞIM SİSTEMİNİN MUAYENESİ 1. Anamnez .....................................................................173 2. Nabzın Muayenesi (Pulsus, Pulse) ......................173 3. Vena Jugularis’in Muayenesi ................................175 4. Kardiyak Çıkış ............................................................177 5. Kalbin Muayenesi.....................................................177 5.1. İnspeksiyon .............................................................178 5.2. Palpasyon ................................................................178 5.3. Perkusyon................................................................178 5.4. Oskültasyon ............................................................179
İÇİNDEKİLER 5.4.1. Geçici Kalp Sesleri .............................................180 5.4.2. Sayı ve Ritim ........................................................182 5.4.3. Ekstrasistol ...........................................................183 5.4.4. Ritim.......................................................................184 5.4.5. Üfürümler (Murmurs) ......................................184 6. Elektrokardiyografi ..................................................185 6.1. Derivasyonlar .........................................................186 6.2. Elektrokardiyogram .............................................189 6.2.1. P-QRS-T Dalga Formu (Sistol)........................189 6.2.2.1. Atrial Aktivasyon (P dalgası) ......................189 6.2.1.2. Atrioventriküler İleti Zamanı .....................190 6.2.1.3. Ventriküler Aktivasyon.................................190 6.2.1.4. Ventriküler Repolarizasyon ........................191 6.3. İz Yorumu.................................................................194 7. Ekokardiyografi .........................................................196 7. 1. M-Mod Ekokardiyografi ....................................196 8. Kan Basıncının Ölçülmesi ......................................202 8.1. Endirekt Basınç Ölçümü .....................................202 8.2. Direkt Basınç Ölçümü..........................................203 9. Hematolojik Muayeneler .......................................206 9.1. Kan Doku .................................................................206 9.2. Pıhtılaşma Önleyiciler ........................................206 9.3. Kan Alma .................................................................206 9.4. Otomatik Hücre Sayımı ......................................207 9.5. Kan Frotisi Muayeneleri ......................................207 9.6. Eritrositler ................................................................208 9.6.1. Eritrosit Faz Endeksleri ...................................209 9.6.1.1. Ortalama Hücre Hemoglobin Konsantrasyonu ...........................................209 9.6.1.2. Ortalama Hücre Hemoglobini ..................210 9.6.1.3. Ortalama Hücre Volümü .............................210 9.6.1.4. Eritrosit Dağılım Genişliği ..........................210 9.6.1.5. Eritropoietik Etkinlik Kontrolü...................211 9.7. Hemoglobin Konsantrasyonu ..........................211 9.8. Hematokrit Değer ................................................212 9.9. Coombs Testi ..........................................................214 9.9.1. Direkt Coombs Testi .........................................214 9.9.2. Endirekt Coombs Testi.....................................215 9.10. Beyaz Kan Hücreleri ..........................................215 9.10.1. Lökosit veya Granulositler ...........................215 9.10.1.1. Nötrofil Granulositler ................................217 9.10.1.2. Eozinofil Granulositler ..............................218 9.10.1.3. Bazofil Granulositler ..................................219 9.10.2. Lenfositler (Lymphocyte).............................220 9.10.3. Monositler (Monocyte) .................................221
VII
9.10.4. Trombositler (Thrombocyte) ......................222 9.10.4.1. Trombosit Endeksleri .................................223 10. Biyokimyasal Kan Muayeneleri .........................227 10.1. Glikoz (Glycose) ..................................................227 10.2. Kreatinin ................................................................228 10.3. Üre ...........................................................................229 10.4. Plazma Proteinleri ..............................................230 10.4.1. Albumin .............................................................230 10.4. 2. Globulinler .......................................................232 10.4.3. Total Protein......................................................233 10.4.3.1. Serum Protein Konsantrasyonunu Etkileyen Faktörler......................................234 10.4.4. Düşük Albumin Globulin Oranı .................236 10.4.5. Akut Faz Proteinleri ........................................237 10.4.6. Fibrinojen ..........................................................237 10.5. Elektroforez ..........................................................238
BÖLÜM 5 LENF SİSTEMİNİN MUAYENESİ Genel Bilgi .......................................................................243 Palpe Edilebilen Lenf Düğümleri ............................243 Lenf Düğümü Şişlikleri ...............................................244
BÖLÜM 6 SİNİR SİSTEMİNİN MUAYENESİ 1. Otonom Sinir Sistemi..............................................247 2. Somatik Sinir Sistemi ..............................................247 3. Refleks Arkı .................................................................248 4. Ruhsal İşlevlerin Muayenesi .................................248 5. Duyarlılığın Kontrolü ..............................................248 6. Motorik İşlevlerin Kontrolü ...................................249 7. Felç ................................................................................249 8. Reflekslerin Kontrolü ..............................................249 9. Beyin Omurilik Sıvısı ...............................................250 9.1. Sıvı ve Alma Yöntemleri......................................250 9.2. Serebrospinal Sıvı Muayenesi ..........................252
VIII
İÇİNDEKİLER
BÖLÜM 7 TÜMÖR TANISINDA BİYOPSİ TEKNİĞİ 1. Tekniğin Seçimi .........................................................263 2. Sitolojik Teknikler .....................................................264 3. İğne Aspirasyon Biyopsisinin Yapılışı ................265 4. Sitolojik Değerlendirme ........................................266 5. Histopatolojik Tanı İçin Biyopsi ...........................268 6. Silindirik İğne Biyopsisi ..........................................268 7. Ensizyon Biyopsisi ....................................................268 8. Eksizyon Biyopsisi ....................................................268 9. Biyopsi Alımında Hatalar .......................................269
BÖLÜM 8 KLİNİK ENDOKRİNOLOJİ 1. Hipotalamo-Hipofizer-Böbrek Üstü Bezi İlişkisi (HT-HP-NNR) ...............................................................273 1.2. Hormonlar ...............................................................274 1.3. Kortikosteroid’ler ..................................................275 1.4. Böbrek Üstü Bezi Hormonları ...........................276 2. Tiroid Bezi ...................................................................280 2.1. Tiroid Bezi Hormonları ........................................282 2.2. Tiroid Bezi İşlevlerinin Değerlendirilmesi ....283 3. Paratiroid Bezi Hastalıkları ....................................285 3.1. Hiperparatiroidismus ..........................................286 3.2. Hipoparatiroidizm ................................................288 4. Pankreas ......................................................................291 4.1. Endokrin Pankreas ...............................................291 4.2. Ekzokrin Pankreas Yetersizliği ..........................295 4.3. Pankreatitits............................................................299 4.4. Lipid Metabolizması ............................................302 5. Enzimler.......................................................................305 5.1. Enzim Aktivitesini Etkileyen Faktörler ...........305 5.2. Fizyolojik Enzim-Biyokimyasal Değişken Farklılıkları ...............................................................306 5.3. Aspartataminotransferase (AST, SGOT) ........306 5.4. Alanine aminotransferase (ALT, SGPT) ..........308 5.5. Lactadehydrogenase (LDH, a-HBDH) ............308 5.6. Sorbitdehydrogenase (SDH).............................310 5.7. Gammaglutamyltransferase (GGT-aGT) .......310 5.8. Glutamatdehydrogenase (GLDH) ...................311 5.9. Alkali Phosphatase (AP) .....................................312 5.10. Creatinkinase (CK)..............................................313 5.11. Carbonic Anhydrase Enzimi (CA) ..................315
5.12. Arginaz Etkinliği..................................................315 6. Pıhtılaşma Testleri ....................................................317 6.1. Haemostasis ...........................................................317 6.2. Trombositler ...........................................................320 6.2.1. Trombosit İşlev Testleri ....................................321 6.3. Pıhtılaşma Faktörlerinin Değerlendirilmesi.323 6.4. Pıhtılaşma Faktörlerinin Saptanması .............326 6.5. Fibrin (fibrinojen) Yıkım Ürünleri ....................326 6.6. Von Willebrand Hastalığı ....................................328 7. Kas, Kemik, Kalsiyum, Fosfor ................................330 7.1. Kas Doku ..................................................................330 7.2. Kemik Doku (Ca, P, Mg) .......................................333 7.2.1. Kalsiyum ...............................................................333 7.2.2. Fosfor (Anorganik fosfat) ................................334 7.2.3. Magnezyum ........................................................334 7.2.4. D Vitamini ............................................................335
BÖLÜM 9 SIVI, ELEKTROLİT VE ASİT-BAZ DENGESİ 1. Tüm Vücut Sıvıları.....................................................339 1.2. Sıvılarda Dengeleşim ..........................................341 1.3. Dehidrasyon (Hipovolemi) ................................343 1.3.1. Hipotonik Dehidrasyon ..................................344 1.3.2. İzotonik Dehidrasyon ......................................345 1.3.3. Hipertonik Dehidrasyon .................................345 1.4. Hiperhidrasyon......................................................345 1.4.1. Hipotonik Hiperhidrasyon .............................346 1.4.2. İzotonik Hiperhidrasyon .................................346 1.4.3. Hipertonik Hiperhidrasyon............................347 2. Sıvı Elektrolit Denge ................................................349 2.1. Sodyum ....................................................................349 2.2. Potasyum.................................................................351 2.3. Klor.............................................................................352 2.4. Kalsiyum ..................................................................353 2.5. Magnezyum ...........................................................353 2.6. Fosfor ........................................................................355 2.7. Ozmotik Basınç......................................................355 2.8. Ödem (Edema) ......................................................355 3. Asit-Baz Dengesi ......................................................359 3.1. Fizyolojik Asit-Baz Dengesi (Isohydrie) .........359 3.2. Organizma Tampon Sistemleri ........................360 3.2.1. Akciğerlerde Düzenleme (Pulmoner regülasyon).....................................361
İÇİNDEKİLER 3.2.2. Böbreklerde Düzenleme (Renal Regülasyon) ...........................................362 3.2.3. Karaciğerde Düzenleme (Hepatik Regülasyon).......................................362 3.3. Asit-Baz Denge Bozuklukları (Asidoz-Alkaloz) .....................................................362 3.3.1. Asit-Baz Dengesinin Anlamı ..........................362 3.3.1.1. Asidoz ................................................................364 3.3.1.1.1. Solunum Asidozu .......................................366 3.3.1.1.2. Metabolik Asidoz........................................369 3.3.1.1.3. Karışık Asidoz...............................................371 3.4. Alkaloz ......................................................................376 3.4.1. Metabolik Alkaloz .............................................376 3.4.2. Solunum Alkalozu.............................................378 3.5. Asit-Baz Denge Bozukluklarının Diyagnostik Anlamı .............................................379 4. Güçlü İyon Modeli....................................................384 4.1. Kolaylaştırılmış Güçlü İyon Modeli .................384 4.2. pH...............................................................................386 4.3. Kısmi Karbondioksit Basıncı..............................386 4.4. Güçlü İyon Farkı (Strong ion difference) ......386 4.5. Güçlü İyon Değişiklikleri ....................................387 4.6. Güçlü İyon Kaçışı (Strong Ion Gap-SIG) ........388 4.7. Uçucu Olmayan Zayıf Tamponlar (ATOT ) ........389
BÖLÜM 10
IX
14.1. Lekelenme, Beneklenme, Alacalı ..................406 14.2. Papül (Papula, Papeln)......................................406 14.3. Plak (Plaques) ......................................................407 14.4. Püstül (Pustulae, Pusteln) ................................407 14.5. Vezikül ve Bulla (Vesicula, Vesikel, Bläschen ve Bullae) ............................................407 14.6. Kabarcık ve Anjioödem (Quaddeln ve Angioödem) ........................................................407 14.7. Düğüm, Tümör ve Kist (Nodule, Knoten, Tumor ve Zysten) .............408 14.8. Fistül ve Sinus (Fistel, Sinus) ...........................410 15. İkincil Deri Lezyonları ...........................................410 15.1. Komedon (Comedone, Komedonen) .........410 15.2. Kepeklenme (Scale, Schuppen, Squame)..410 15.3. Kabuk Oluşumu (Crust, Krusten) ..................410 15.4. Ekskoriasyon (Exkoriationen, Hautabschürfungen) ........................................411 15.5. Erezyon (Erosion, Erosionen) .........................411 15.6. Ülser (Ulcer, Ulzera) ...........................................411 15.7. Likenifikasyon (Lichenification, Lichenifikation) ...................................................411 15.8. Hiperpigmentasyon (Hyperpigmentation)........................................411 15.9. Hipopigmentasyon (Hypopigmentation) .412 15.10. Sikatriks, Nebde Dokusu (Cicatrix, Narben).............................................412 15.11. Epidermal Kollaret (Epidermale Collarette) ..........................................................412
DERİ MUAYENELERİ 1. Normal Ve Patolojik Değişiklikler .......................393 2. Deri Kazıntısının Mikroskopik Muayenesi .......394 3. Seloband Yöntemi (Klebestrefenprobe) ..........396 4. Ban-Ban Ve Aspirasyon Sitolojisi.........................396 5. Kulaktan Örnek Alma..............................................397 6. Patch Test (Epikutantest, Flaster Testi) ..............398 7. Alerjik Deri Testleri ...................................................398 8. RAST ve ELISA ............................................................399 9. Mantar Kültürü ..........................................................400 10. Bakteriyolojik Muayene .......................................403 11. Deri Panş Biyopsisi ................................................403 12. İmmunfloresans .....................................................404 13. Endokrin Parametreler.........................................404 13.1.Thyroid Bezi Bazal Metabolizması.................404 13.2. Böbrek Üstü Bezi İşlev Deneyi .......................405 13.3. Seksuel Hormon ve Somatotropin Testi ....406 14. Birincil Deri Lezyonları .........................................406
BÖLÜM 11 PARAZİTOLOJİK MUAYENELER 1. Dışkı Muayeneleri ....................................................415 1.1. Miktar, pH, Kıvam, Renk, Koku .........................415 1.2. Dışkıda Bulunan Maddeler ................................416 1.3. Parazitolojik Dışkı Muayeneleri .......................416 2. Parazitolojik Kan Muayeneleri .............................418 3. Endoparazitler ...........................................................419 3.1. Tek Tırnaklı Parazitleri ..........................................419 3.2. Ruminantların Parazitleri ...................................421 3.3. Karnivorların Parazitleri ......................................422 3.3.1.Tenyalar .................................................................422 3.3.2. Nematodlar .........................................................423 4. Kedilerde Toxoplasmosis .......................................425
X
İÇİNDEKİLER
BÖLÜM 12
BÖLÜM 13
ÜRİNER SİSTEMİN MUAYENESİ
GÖRÜNTÜLEME TEKNİKLERİ, KAYNAK DEĞER, ÖZGÜL BAĞIŞIKLIK, ARAMA PROGRAMLARI, ÖLÇÜM BİRİMLERİ VE DEĞİŞKENLER
1. İdrar Yapma (Urınatıon)..........................................437 2. Böbreklerin Muayenesi ..........................................437 3. İdrar Kesesinin Muayenesi ....................................439 4. İdrar Alma ...................................................................439 5. Fiziksel İdrar Muayeneleri .....................................442 6. Kimyasal İdrar Muayeneleri ..................................445 7. Sediment Muayenesi ..............................................450 8. Kan Muayeneleri ......................................................456 8.1. Ekskresyon Yeteneğini Ölçen Testler .............456 8.2. Regülasyon İşlevinin Kontrolü .........................458 8.3. Hormonların İşlevi ................................................459 8.4. Böbrek İşlev Testleri .............................................459 8.5. Keton Cisimleri ......................................................461 8.6. Biyokimyasal İdrar Muayeneleri ......................462
1. Görüntüleme Teknikleri .........................................465 1.1. Köpek ve Kedilerde Bilgisayarlı Tomografi (Computertomographie) ...................................465 1.2. Atlarda Bilgisayarlı Tomografi ..........................468 1.3. Manyetik Rezonans Görüntüleme ..................469 2. Kaynak Değer Kavramı ...........................................471 2.1. Kaynak Aralık..........................................................471 2.2. Kaynak Alan ............................................................472 3. Ölçüm Birimleri .........................................................472 4. Özgül Bağışıklık ........................................................472 5. Arama Programları ..................................................474 Dizin ..................................................................................487
Bölüm 2
SİNDİRİM SİSTEMİNİN MUAYENESİ hastalıkları iştahsızlıkla ilişkilidir. Benzodiazepinlerde Caps.Diazem 0.1 mg/kg dozunda köpeklerde oral yolla, oxazepam (Tabl.Serepax) 2-.5 mg/kedi ve cryroheptadin 4 mg/kg dozunda kedilerde iştihayı artırmak için kullanılır.
1. İŞTİHA Sağlıklı hayvanlar önlerine konan yemi iştahla tüketirler genel ifadesi hayvan türlerine göre farklıdır. Kedi ve köpeklerin sahipli olup, olmadıklarına göre değişen bu durum ruminant ve tek tırnaklılar içinde farklılık arz eder. İştihanın kontrolü bir miktar yiyecek gösterilerek yapılır. Tek tırnaklı ve ruminantlar uzatılan ot veya önüne konulan tane yemleri tereddütsüz tüketirler. Merada veya ahırda yemlenen hayvanların sürekli yem tükettikleri görülür. Hayvanın istekle yem tüketip, tüketmediği, yemleri iyi çiğneyip, çiğnemedikleri, atların torbadaki yemi ıslatıp, ıslatmadıkları izlenir. Sığırlar saman veya kuru ota oranla konsantre ve tane yemleri tüketirler. Kedi ve köpeklerde iştihanın kontrolü görecelidir. Sahipsiz ve aç köpekler kuru ekmeği bile zevkle tüketirken, diğer bakımlı köpekler sadece sahiplerinin verdiklerini yerler. Kuru ve yaş mamaya göre farklı davranırlar. Kediler alışkın oldukları hazır mama markalarını tercih eder. Açlık ve iştiha çoğunlukla eş anlamlı kullanılır. İştiha yemin kalitesini yansıtırken hayvanın aç olup, olmaması ile doğrudan ilişkilidir. Açlık ve tokluğun merkezi hipotalamusun lateralindedir. Beslenme merkezinin stimülasyonu gerekir. Kan glikoz konsantrasyonu beslenmeyi etkiler. Glikoz düzeyi ve aminoasit konsantrasyonunda artış yem tüketimini durdurur. Sinirsel uyarılar yem tüketimini azaltır. Karaciğer, mide, ince bağırsaklar ve abdominal boşluk
2. ANOREXİE, POLYPHAGİA Yem tüketimine veya yeme ilgi duymama anorexia olarak isimlendirilir. Total anoreksi patolojik bir durumdur. Açlık ve tokluk merkezinin inhibe edilmesi veya tam olarak baskılanmasına bağlıdır. Anoreksiyi doğrudan etkileyen nedenler nörolojik işlev bozukluğu (serebral ödem, hidrocephalus), hipotalamus hastalıkları (travma, enfeksiyon, neoplazma), psikolojik nedenler (insanlarda anorexia nervosa), stres ve lezzetli olmayan diyet olarak sayılabilir. İkincil anoreksi ağrı (abdominal, ürogenital, torasik), abdominal organ hastalıkları, toksik maddeler, neoplazma, enfeksiyon hastalıkları, ketosis, kalp yetersizliği, otoimmun hastalıklar ve benzerleri sayılabilir. Yalancı anoreksia (pseudo) ise, ağız boşluğunda yangı, yabancı cisim, stomatitis, pharyngitis, tonsillitis, mandibuler paraliz, mandibuler veya maksiler kırık, çıkık, özefagitis, tetanoz ve temporamandibular myositis (M.eosinophylica) olgularıdır. Ağız boşluğu, dil, dişler, masseter, mandibula muayeneleri yapılır. Patolojik değişiklikler saptanamaz ise, ikincil anoreksi nedenleri araştırılır. Abdominal palpasyon, komple kan sayımı, 19
20
MUAYENE YÖNTEMLERİ
biyokimyasal profil, idrar analizi yapılarak sistemik, metabolik ve enfeksiyöz nedenler araştırılır. İkncil anorexia mevcut değil ise, psikolojik nedenler araştırılır. İştihanın azalması inapetenz, tamamen yok olmasına anorexia adı verilir. Duruma göre hayvan ya hiç yemez, ya da biraz yem alır. Sonra yem tüketimine devam etmez. İştahsızlık ağız mukozası, dil, mandibula kırık ve çıkık olgularında görülebildiği gibi; kötü kaliteli yemin tüketimi de az olur. Bir hastada iştihanın düzelmeye başlaması hastalığın öngörümünün iyiye gittiğine belgedir. Bazı hastalıkların seyri esnasında hayvanların gıda niteliğinde olmayan şeyleri yedikleri veya yaladıkları görülür. Sığırlarda kalsiyum/fosfor metabolizması bozukluğuna bağlı olarak gıda niteliğinde olmayan kemik, naylon, paçavra veya deri parçalarını yemeleri olayı Hekimliğimizde allotrophagia=Pica olarak tanımlanır. Kobalt, selenyum ve bakır elementinin noksanlığında da benzer semptomlar görülür. Kuduz köpekler toprak, taş ve tahta gibi gıda niteliğinde olmayan maddeleri dişlerken yutabilirler. Normalden fazla yem tüketimi polyphagia olarak isimlendirilir. D.mellitus gibi hormonel ve askarid ve tenya invazyonları gibi paraziter hastalıklarda iştiha normalden fazladır (Polyphagia). PİCA’dan ayırmak gerekir. Patolojik, fizyolojik veya psikolojik nedenlerden ileri gelir. Fizyolojik polifaji obesite ile sonuçlanır. Köpek ve kedide polifaji negatif kalori dengesi veya metabolizma artışındandır. Tokluk merkezinin baskılanması açlık merkezinin stimülasyonu nedendir. Ör. Hiperadrenokortisizm, hipertiroidi, D.mellitus, ekzokrin pankreas yetersizliği. Bu hastalıklarda kas zayıflığına karşın polifaji mevcuttur. Glukokortikoidler, phenobarbital, primidon ve phenytoin açlık merkezini stimüle eder. Primer polifajide tokluk merkezi yıkıma maruz kalmıştır. Obesite ile sonuçlanır. Primer polifaji neoplazma, travma, enfeksiyona bağlı olarak tokluk merkezinin etkilenmesindendir. Sekonder polifaji ise, düşük çev-
re ısısı, hipertiroidi gibi metabolik faaliyetlerin artması, hiperadrenokortisizm, ekzokrin pankreas yetersizliği, diabetes mellitus gibi katabolik faaliyetlerin artması veya glukokortikoid ve antikonvulzan kullanımına bağlıdır. Sekonder olanı daha çok görülür. Önemli olan kronik anoreksi olgularıdır.
3. SU GEREKSİNİMİ Vücut ısısının düzenlenmesi, laktasyon, salya ve diğer sindirim salgılarının üretimi, hücre içi ve dışı sıvılarda elektrolit dengenin sağlanması, metabolik artıkların atılması, asit-baz dengesinin düzenlenmesi, gelişme, üreme ve metabolizma faaliyetleri için su zorunludur. Sığırlarda canlı ağırlık, süt verimi, iklim, yem tüketimi ve yemin bileşimine bağlı olarak değişir. Sığırlar tükettikleri her kilogram kuru madde için 3-4 litre su içmelidir. Yüksek süt verimli ineklerin su gereksinimi 60-80 litre/gün olarak hesaplanmaktadır. Kuru madde tüketimi, tuz ve laktasyon ile birinci derecede ilişkilidir. Aşırı terleme, rasyonda tuz oranının yüksek oluşu, ishal ve enteritis sonucunda da su gereksinimi artar. Günlük en düşük su gereksinimi laktasyon, idrar, dışkı ve terleme ile kaybedilen miktara göre değir. Ayrıca bedensel etkinlik (at ve köpeklerde egzersiz), ortam ısısı ve rasyonun bileşimine doğrudan bağlıdır. Konsantre ve tane yem tüketimi, protein, mineral madde ve tuz oranında artış günlük su tüketimini artırır. Farklı koşullara sahip sığır ve atlarda gereksinim farklıdır. Bedensel etkinlik ve ortam ısısında artış su gereksinimini artırır. Besi, laktasyon, kuru dönem ve canlı ağırlık sığırlarda farklı konumlara örnektir. Silaj yemi tüketen veya meraya salınan ineklerde günlük su gereksinimi yemin bileşimi sudan zengin (%65-85) olduğu için düşüktür. Bunun dışında doğrudan su olarak aldıkları gibi öncelikle yağ olmak üzere protein ve karbonhidrat yıkımı esnasında metabolik su açığa çıkar. Fizyolojik ve verim durumuna göre sığırlarda günlük su tüketimi hesaplanır.
2
Atlar daima temiz su içmek isterler. Yarış ve yarışa hazırlanan atlarda günlük su gereksinimi, miktarı ve sulama dönemlerinin programlanması zorunludur. Bu özel koşullara değinilmeyecektir. Yarış atı sahiplerinin bazıları atlarına tüp su verir. Kedi ve köpeklerin ise önünde daima temiz su bulundurulur. Köpeklerde günlük su gereksinimi 40-80 ml/kg/ gün olarak hesaplanmıştır. Suya karşı gereksinim konstipasyon olgularında azalırken, canine parvoviral enteritis’li köpekler kaybettikleri aşırı sıvı nedeniyle sürekli su içip kusarlar. Suya karşı eğilimin azalması adipsie ve artması polydipsie olarak isimlendirilir. Polidipsie polyurie (PD/PU) beraberce değerlendirilir. Köpeklerde kronik nefritis, Diabetes mellitus ve Cushing Sendromunda günlük su tüketimi artar. Susuzluk merkezi hipotalamusda yer alır. Bu merkezin stimülasyonunu artıranlar angiotensin II ve vasopressin (ADH)’dir. Osmolalitenin artması (hipernatremi-tuz) su alımını artırır. Vücuttan su kaybı ise, ishal, kusma ve idrar ile olur. Hipovolemi (dehidrasyon) nedeni ile renal perfüzyonun azalması, beta-1 sempatik stimülasyon ve böbreklerde jukstaglomeruler aparattan RAAS aktivasyonu sonucu aldosteron salgılanması sodyum ve su tutulmasını artırırken, potasyum kaybını hızlandırır. Bu şekilde damar içi volüm artar. Serum osmolalitesinde %1-2 oranında artış ADH sekresyonunu en yüksek düzeye çıkarır. Vasküler volüm %5-10 oranında artar.
4. YEM VE SUYUN ALINIŞI Hayvan türüne göre faklıdır. Başında durularak yem ve suya uzanış, dudak, dil ve çenenin hareketleri, çiğneme, yutağa sevk, yutma refleksinin oluşması, lokmanın fareks’ten geçişi, sol sulcus jugularis boyunca ilerlemesi gözlenir. Atlar yemi alt ve üst dudaklarıyla, büyük ve küçük ruminantlar dudak ve dil yardımı ile alıp, molar dişler arasına getirirler. Kedi ve köpekler ise, diş ve dil yardımı ile alırken yumuşak gıda-
SİNDİRİM SİSTEMİNİN MUAYENESİ
21
ları çiğnemeksizin yutarlar. At ve ruminantlar suyu dudakları ile emerek, kedi ve köpekler ise dilleri ile kaşıklayarak içerler. Sulu gıdalar içinde aynı durum geçerlidir. Yem ve suyun alınışındaki güçlükler aşağıdaki durumlarda görülür: Mandibula kırık ve çıkıkları (Fracture et luxation), dişler arasına kemik sıkışması veya köpeklerde trachea halkalarının dile geçmesi. Diş bozuklukları ve çürüklerinde lokma ağır, ağır çiğnenirken tek tırnaklılarda alt çene molarlarının iç, üst çene molarlarının dış yüzleri aşındığından hayvanlar çiğnemede güçlük çekerler. Bu hayvanlar yemini ıslatır. Sığırlarda dil aktinobasilloz’unda dil yangılandığından (odun dil) yem ve su alınamaz. Kuduz (Lysaa)’da N.trigeminus felç olduğundan alt çene düşer. Yem ve su alınamaz. Kuduz sığırlarda mandibula kuvvetli olduğundan alt çene köpeklerdeki kadar belirgin düşmez. Fakat su içemediklerinden su kovasını parçalamak isterler. Tetanoz, botulismus ve köpeklerde striknin zehirlenmesi gibi hastalıklarda çene kilitlidir (trismus hali). Sentral sinir sistemi hastalıkları, ketosisin sinirsel şekli, kronik kurşun zehirlenmesi olgularında hayvanlar boş çiğneme, bazı metabolizma hastalıklarında (P.puerperalis) ve proventriküler alimenter indigestiyonların seyri esnasında diş gıcırdatırlar. Çiğnenen yemin nasıl yutulduğu, yutmada güçlük olup, olmadığı, yutulan lokmanın ağızdan geri gelip, gelmediği incelenir. Yutma refleksi yutak felçlerinde oluşmaz. Tek tırnaklılarda farengitis’de yutulan yem ve su ağız ve burun boşluklarından geri gelir (regurgitasyon). Bu semptom pharyngitis’in patognomik semptomu olarak kabul edilir. Hayvanlarda yutak felcine neden olan kuduz, botulismus, kronik kurşun zehirlenmesi, P.puerperalis ve tetani ile trankilizan ilaç kullanımında oral yolla ilaç ve sıvı verilmesi mümkün olmadığı gibi kontrendikedir.
22
MUAYENE YÖNTEMLERİ
Şekil 1. Padan çeşitleri. a. Schulze, b. Christoph, c. Bayer, d. Padan, e. Drınkwater (Rosenberger, G. 1977)
5. AĞIZ BOŞLUĞUNUN MUAYENESİ
6. AĞIZIN KAPANMA DERECELERİ
Padan (Günter, Bayer, Hausmann) veya el kullanarak ağız açılıp dişler, diş etleri, dil, ağız mukozası, sert damak, yumuşak damak, kedi, köpek ve kanatlılarda dil kökü, alttan parmak ile bastırarak dilaltı ile farenksin muayenesi, spatül ile bastırıldığında larenkse kadar muayene edilir. Atlarda sağ elin dört parmağı M.interalveolaris’de ağız boşluğuna sokularak dil kavranır ve dışarı alınmaksızın başparmak damağa dayanır. Dil dışarı alınmaz. Sığırlarda dil kaygandır. Elden kolay kayar. Buna rağmen yakalanan dil dışarı alınarak ağız boşluğu, dil, diş ve mukoza incelenir. Bu esnada diğer elin baş ve işaret parmakları buruna muşet uygulamalıdır. Köpeklerde alt ve üst çene avuçla kavranarak aksi yönde çekilirken parmaklarla yanaklar arasına basılır.
Kuduz (Lysaa)’da N.trigeminus felcinden dolayı alt çene düşer. M.masseter kuvvetli hayvanlarda (ruminant, equide) bu düşüş köpeklerdeki kadar belirgin olmamakla beraber, gene de çenede gevşeme söz konusudur. Ağızın kapanma derecelerini saptamak kuduzla karıştığından klinikte önemlidir. Bu nedenle köpeklerde uzaktan bir sopa ile alt çene kapatılır. Şayet, hayvan kuduz ise rahatlıkla çene kapanırken sopa çekildiğinde çene tekrar düşer. Eğer, ağızda yabancı cisim, mandibulada kırık, Sym.mandibula’da ayrılma, Art.mandibularis’te çıkık var ise, ya çene tam kapanmaz, ya da kapatmaya çalışırken ağrı ve ızdırap verir. Mandibula kırık, çıkık ve ayrılmalarında kapanma tam olmaz. Sağa-sola kayar. Ağrı duyar.
Şekil 2. Haussman padanı ve ata uygulanışı (Hillyer, T. 1992)
2
SİNDİRİM SİSTEMİNİN MUAYENESİ
23
Tablo 4. Abdominal hastalıklarla ilişkili inspeksiyon bulguları Davranış değişiklikleri
Abdomeni tekmeleme (karnı dövme) Yatıp, kalkmada isteksizlik, baş ve boynun tutuluşu Hırıltı ve diş gıcırdatma
Normalden farklı duruş bozukluğu
Arka ayaklar ile karını dövme (patolojik değişiklik), geri, geri gitme, sıçrama, yemliğe çıkma
Dışkı değişiklikleri
Defekasyon olup, olmadığı. Miktar ve aralıkları. Dışkı miktarında azalma, bileşiminde değişiklik, perianal bölgenin dışkı ile kirlenmesi
Diğer belirtiler
Çevre ile ilişkinin kesilmesi, ıkınma (tenesmus), ruminasyonun durması, ructusun engellenmesi, düşük vücut kondisyon skoru, solunum güçlüğü (dyspnoe), bulbus oculi’nin orbita’ya çökmesi (dehydration=hypovolemia), solunum sayısında artış (metabolik asidoza veya sancıya ödün verme-kompenzasyon), laterolateral veya sternal pozisyonda yatış, yerde debelenme (sancı veya bitkinlik), İştahsızlık (anorexia) sarılık, nörolojik semptomlar (hepatik ensefalopati)
7. AĞIZ MUKOZASI DEĞİŞİKLİKLERİ Salt mukoza değişikliklerinden ziyade, hastalıkların seyri esnasındaki değişikliklere daha çok rastlanır. Porselen beyazı renk anemilerde, mor renk cyanosis’de, diş etlerinde mavimtırakkırmızı renk kronik kurşun, cıva zehirlenmelerinde, stomatitis ulserosa’da görülür. Ağız mukozasının ve dilin mavi renk alması (bleu tongue) koyunların mavi dil hastalığında görülürken, şuşu (Chauchau) ırkı köpeklerin dil ve ağız mukozası fizyolojik olarak mor renktedir. Ağız mukozasında vezikül (vesicula) ve erezyonlar şap hastalığında, nekrotik stomatitis Coryza gangrenosa bovum’da ve kepek serpilmiş şekilde nekrotik yangı sığır vebasında (Pestis bovina) görülür.
8. SIĞIRLARDA ABDOMENİN MUAYENESİ 8.1. Gözle Muayene (İnspeksiyon) Öncelikli amaç organ veya sistem hastalığını ortaya koymak, adım, adım muayene yapmaktır. Bu amaçla özgün topoğrafik anatomiden yararlanılır. Normal çevresinde hayvanın gözlenmesi gerekir. Hasta hayvan diğerlerinden ayrı durur. Muayeneye yaklaşım hayvan sahibini şika-
yeti, bakım koşulları, hayvanın signalmentinin, anamnez, inspeksiyon, fiziksel muayene ve diğer muayene yöntemleri olarak sınıflandırılır. Beslenme şekli (ahır veya mera besisi), yem maddelerinin bileşimi, urinasyon, defekasyon diğer hayvanlar ile ilişkisi ve dış uyarılara yanıt araştırılır. Hayvan yürütülür. Topallık, yerden kalkamama, kalkmada isteksizlik, ön bacaklar üzerinde davranma, arka tarafını alamama, sürünün gerisinde kalma, diğer duruş bozuklukları ve yatalak durumu incelenir. Birkaç metre gerisinde durularak göz ile lateral abdomen sınırlarında ve herbir abdominal çeyrekteki şişkinlik veya sarkma değerlendirilir. Herbir yarımda (sağ-sol abdomen) takribi olarak bölümlendirilen çeyrek kısımlarda muayene yapılır. Abdomen sol dorsal, sol ventral, sağ dorsal ve sağ ventral olmak üzere dört çeyrek daireye ayrılır. Süt ineklerinin klinik muayenesi için tespit (Zapt-ı-rat, restraining) gerekmeyebilir. Zorunlu ise, travay, Wopa boksu, el veya aletle muşet uygulamasından biri tercih edilir. Normal abdominal boşluk simetriktir. Bölgesel değişiklikler organ yer değiştirmeleri veya hastalıkları veya gebeliğe bağlıdır. Her bir abdominal çeyrekte meydana gelen kabarıklık, şişlik, dolgunluk, çökme veya asimetri inspeksiyonda değerlendirilir.
24
MUAYENE YÖNTEMLERİ
Sol dorsal çeyrek
Sol ventral çeyrek
Sağ dorsal çeyrek
Sağ ventral çeyrek
Şekil 3. Normal simetrik abdominal boşluk (posterior’dan) (Cockcroft, P.D., Jackson, P.G.G. 2004) Sol dorsal çeyrek
Sol ventral çeyrek
Sağ ventral çeyrek
Şekil 6. Ascites sağ ve sol ventral abdomen çeyreklerinde hacim artış nedenidir. (Cockcroft, P.D., Jackson, P.G.G. 2004) Sol dorsal çeyrek
Sağ ventral çeyrek
Şekil 4. Timpani sol dorsal abdomen çeyreğinde şişkinliğe neden olur. (Cockcroft, P.D., Jackson, P.G.G. 2004) Sol dorsal çeyrek
Sağ dorsal çeyrek
Şekil 7. Vagal indigestiyon sol dorsal ve sağ ventral çeyreklerde hacim artış nedenidir. (saat 10 ve 4 pozisyonu). (Cockcroft, P.D., Jackson, P.G.G. 2004)
Şekil 5. Pneumoperitoneum sol dorsal ve sağ dorsal abdominal çeyreklerde hacim artış nedenidir. (Cockcroft, P.D., Jackson, P.G.G. 2004)
Sol dorsal yarım rumen timpansinde kabarır. Birincil timpanide sol fossa paralumbalis ile beraber sol lateral abdomen duvarıda şişer. Dolgun görülür. İkincil timpanide ise sadece sol fossa paralumbalis dorsale doğru kabarır. Sol arcus costarum bölgesinde kabarma abomazumun sola yer değiştirmesini belgeler.
2
Pneumoperitoneum sol ve sağ dorsal abdominal yarımlarında şişlikle nitelendirilir. Vagal indigestiyonlara bağlı şişlik sol dorsal ve sarkma sağ ventral yarımlarda meydana gelir. Hidrops uteri ve peritoneal boşlukta sıvı birikmesi sağ ve sol ventral yarımlarda hacim artışına (sarkma) neden olur. Ancak gebeliğin ileri döneminde sağ ve sol ventral yarımlarda sarkma fizyolojiktir. Atlarda görüldüğü tarzda sancı sığırlarda meydana gelmez. Üstelik akut sancı olgularına sığırlarda rastlanmaz. İnce bağırsakların inguinal kanalda boğulması scrotum’da hacim artışına neden olur. Akut obstruktif yapıdaki olguların erken döneminde sancı daha belirgin olup, vücut ısısı düşmüş, nabız artmış ve vücut yüzeyi (perifer) soğumuştur. Dolaşım tıkanıklığı sonucunda toksemi ve şok tablosu kısa zamanda gelişerek nekroz şekillenir.
SİNDİRİM SİSTEMİNİN MUAYENESİ
25
Bu durumda rektal muayene tanıda yardımcı olabilir. Akut enteritis Salmonellosis veya benzeri enfeksiyonlara bağlı olabildiği gibi, gıdaya bağlı olarakta gelişir. Akut şiddetli ishal hipovolemiye, elektrolit denge bozukluğuna, metabolik asidoza ve hipovolemik şoka neden olur. Sığır abdomeninin topoğrafik anatomisi klinik muayenede önem arz eder.
8.2. Lateral Abdomen Muayenesi İneklerde abdominal hacim artış nedenleri olan yağ (fat), gebelik (fetus), sıvı toplanması (fluid), bağırsaklarda gaz (flatus), dışkı (faeces), gıda (food) ve yabancı cisim (foreign body) İngilizce 7 F ile ifade edilir.
Tablo 5. Sığırlarda lateral abdomen değişiklikleri Sol arcus costarum’da şişlik
Sola abomazal yer değiştirme (deplasman)
Sol dorsal çeyrekte şişkinlik
Rumen timpanisi
Sağ dorsal çeyrekte şişkinlik
Sağa abomazal yer değiştirme
Sol ve sağ dorsal çeyreklerde şişkinlik, kabarıklık
Pneumoperitoneum
Sol dorsal ve sağ dorsal çeyreklerde şişkinlik (saat 10-4)
Vagal indigestiyon
Sol ve sağ ventral çeyreklerde şişkinlik
Peritoneal boşlukta uroperitoneum veya ascites nedeni ile sıvı birikmesi ve hidrops uteri (hydrops uteri)
Sağ ventral çeyrekte şişkinlik
İleri gebelik
26
MUAYENE YÖNTEMLERİ
Tablo 6. Erişkin sığırlarda abdominal organlarda olası değişiklikler Organ Reticulum
Değişiklik Özefageal boşluğun actinobasillosis, actinomycosis enfeksiyonları, retiküler apse, reticuloperitonitis, kum birikmesi, batmamış yabancı cisimler Birincil ve ikincil timpani, ruminal asidozis, ruminal atoni, rumen neoplazmaları, ruminal kollaps sendromu, rumende yabancı cisimler, vagal indigestion Omasum konstipasyonu, ostium reticuloomasicum’un kıl veya bitki yumakları, naylon veya paçavra ile tıkanması Sağa abomazal yer değiştirme (RDA) ve torsiyon, abomazal ruptur, sola abomazal yer değiştirme (LDA), abomazal ülser (süt emme döneminde), abomazal neoplazma, abomazal tıkanıklık Salmonellosis, paratuberculosis (John’s disease), kış dizanterisi, BVD, bağırsak düğümlenmesi (intestinal strangulation) yabancı cisimler, tıkanma (obstruction), mezenterik torsiyon, ince bağırsaklarda ruptur ve spazmodik colitis Sekum dilatasyonu ve torsiyonu Rektal perforasyon, ruptur Ascites, uroperitoneum, yağ nekrozu, bölgesel veya yaygın peritonitis, akut pneumoperitoneum Apse, kist veya hematom oluşumu, hepatitis, cholangitis et cholelithiasis
Rumen Omasum Abomasum
İnce bağırsaklar
Kalın bağırsaklar Rektum Periton Karaciğer
Rectum
Colon descendens
Rumen
Karaciğer
Pylorus Duodenum
Caecum Ileum Spiral colon
Reticulum Omasum Abomasum
Şekil 8. Sığırlarda abdominal organlar (sağ) (Jackson, P., Cockcroft, P. 2002)
Jejunum
Karaciğer
Duodenum Rumen Omasum
Abomasum
Şekil 9. Abdomenin horizontal kesiti (Jackson, P., Cockcroft, P. 2002)
2
SİNDİRİM SİSTEMİNİN MUAYENESİ
27
Dorsal rumen kesesi Diyafram Dalak Ventral rumen kesesi
Şekil 10. Abdomenin sol lateralden görünüşü (Cockcroft, P., Jackson, P. 2004)
Reticulum
8.3.1. Sol Abdomen Muayenesi Sol fossa paralumbalis (sublumbar fossa)’den rumen palpasyonu ve oskultasyonu yapılır. Sağlıklı sığırlarda rumenin dorsal kesesi gaz ve içerik kapsar. Parmak izi kalmaz. Pneumoperitoneum intraperitoneal gaz birikmesinden ileri gelir ve sağ ve sol çukuru kabartır. İştahsız ve kaşektik sığırlarda rumen hacmi küçülür ve dorsal rumen kesesi çöker (collaps). Bu durum ancak rektal muayene ile ortaya konabilir. Travmatik reticulitis’in (wire) komplikasyonu olarak retikulumun medial duvarı rumenin kranial kesesi arasında yapışmalar (adezyon) şekillenir. N.vagus’un işlevi aksar.
Rumen atonisi gelişir. Atonik rumen su ve salya ile dolmuştur. Aynı zamanda sol tarafta hacim artışı gelişir. Akut ruminal timpani ise en kolay tanınan hastalıktır. Birincil olarak yeme bağlı iken, ikincil neden özefagus tıkanıklığıdır.
8.3.2. Sağ Abdomen Muayenesi Karaciğer, abomasum, ince ve kalın bağırsak. lar ve gebe uterus sağ taraftan muayene edilir. Sağa abomazal torsiyon, sekum, kolon, ileum veya mezenterial torsiyon, boğulma ile beraber mezenterik hernia, inguinal in-
Sağ böbrek Duodenum
Karaciğer
Ceaceum
Colon ascendens
Jejunum
Omasum Abomasum
Şekil 11. Sığırda abdominal organların sağdan görünüşü (Cockcroft, P., Jackson, P. 2004)
28
MUAYENE YÖNTEMLERİ
Tablo 7. Sağ abdomen muayenesi Organ sınırlarının açıklamalı muayenesi Sağ abdomen duvarının oskultasyon ve perkusyonu Bağırsak peristaltiğinin oskultasyonu Normal ve normalden farklı yapıların saptanması Sağ ventral abdominal çeyrekte ağrı deneylerinin uygulanması Karaciğerde büyümenin (hepatomegali) ortaya konması Peritoneal boşluğun muayenesi
kanserasyon, invaginasyon veya ileum’un lipomalar tarafından tıkanması olgularında ruminantlarda sancı gelişir. Abomasumda veya kalın bağırsaklarda torsiyon sağ abdomende hacim artışına neden olur. İnce bağırsak torsiyonlarında hacim artışı meydana gelmez. Uterus (Hydrops amnion and allantois) çok belirgin abdominal hacim artışına neden olur. Tanı rektal muayene ile yapılır. Uterus rupturu uterus dışı gebeliğe neden olur. Abdominal sancı, nabız sayısında artış ve şiddetli hastalık tablosu meydana gelir. Sağ abdomen duvarı olecranon ile T.coxae arasındaki çizgi boyunca ping sesi açısından oskultasyon ve perkusyona tabi tutulur. Ping sesi abomazal dilatasyon veya torsiyona bağlı olarak gelişir (sağ fossa paralumbalis’in önüanterior sublumbar fossa). Sekum dilatasyonu veya torsiyonu veya rektumda gaz birikmesi (sağ fossa paralumbalisin gerisi) ve pneumoperitoneum (sağ dorsal çeyrekte dilatasyon) ping sesi meydana getirir.
9. İNCE BAĞIRSAKLAR Normal ince bağırsak sesleri (borborgymi) sağ ventral çeyrekte her 15-30 saniyede bir su şırıltısı şeklinde alınır. Ancak yokluğu veya peristaltik azalması (hipomotilite) sığırlarda abdominal hastalıklar açısından tanıda anlam taşımaz. Buna karşın peristaltik artışı (hipermotilite) enteritislerde görülür. Su şırıltısı (cup, foş, fışırtı sesi) sesleri bağırsaklarda aşırı sıvı olduğunu gösterir. İnce bağırsakların peristaltiği US ile ortaya konabilir. Bağırsaklardaki içerik incelenir. Peritonitis olgularında fibrin toplanması ortaya konur.
10. DALAK (Spleen) İneklerde dalak 40 cm uzunlukta, 9 cm eninde ve 2-3 cm kalınlıktadır. Abdominal boşlukta visseral yüzeyi rumen ve reticulum duvarına temasta dorsoventral pozisyonda uzanmış halde yerleşmiştir. Parietal yüzeyi ise diyaframa ile temastadır. Dorsal kısmı 12-13. kostalar, ventrali 7.kostanın kostokondral bağlantı noktasına kadar uzanır. Klinikte palpe edilemez. Rumenotomi operasyonlarında palpe edilebilir.
Şekil 12. Sol 7. İKA’da retikulum ve dalağın (kostalara paralel) US (solda) ve şematize görünşü. 1. Karın duvarı, 2. Periton’la beraber diyaframa, 3. Dalak, 4. Retikulum duvarının ekojen kısmı (Götz 1992)
2
11. ÖN MİDELERİN MUAYENESİ 11.1. Ön Midelerin Gelişimi Sığırlarda mide-bağırsak kanalı ön mideler ile ince ve kalın bağırsaklardan meydana gelir. Ön mideler işkembe (rumen, Pansen), börkenek (reticulum, Netzmagen, Haube), kırkbayır (omasum, Blättermagen, Psalter, Buchmagen) ve esas mide (mayalık, abomasum, Labmagen) olarak dörde ayrılır. Bunlardan en büyük hacme sahip olan rumen olup, dorsal (saccus caecus dorsalis) ve ventral rumen (saccus caecus ventralis) keselerine ve rumen ön kesesine sahiptir. Dorsal kör kese daha uzundur ve kaudalde ventral kör kese üzerinden taşar (koyunlarda ventral kese daha uzundur). Dorsal ve ventral rumen keseleri sağ ve solda uzunlamasına (longitudinal) iki oluk (sulcus ruminis dexter et sinister) kapsar. Bu oluklar kranialde sulcus ruminis cranialis ve kaudalde sulcus ruminis caudalis ile birleşir. Ön rumen kesesinin kranialinde reticulum, sağ tarafında da omasum yer alır. Ön midelerin kranialde önemli bir kısmı kostaların, daha az bir kısmı da sağ tarafta karaciğerin kaudal kenarının altında kalır. Erişkin ruminantlarda ön mideler 150 litre kadar hacme sahiptir. Bunun %70-80’ini rumen, %5’ini reticulum, %8’ini omasum ve %7-15’ini abomasum teşkil eder. Normal rumen sıvısı 5.5-7.0 pH’ya sahiptir. Aşırı konsantre gıda (karbonhidratlardan zengin) ile beslenenlerde içerik pH değeri düşer. Abomazal içerik pH değeri ise 2-4 (asit) arasında değişir. İnce bağırsaklar duodenum, jejunum ve ileum’dan ibarettir. Kalın bağırsaklar sekum (caecum), kolon (ascending, spiral ve descending) ve rektum olarak sıralanır ve sindirim sistemi anus ile sonuçlanır. Abdomende diğer organlar omentum (major, minor), karaciğer, dalak ve urogenital sistem olarak sıralanır. Buzağılarda konsantre ve lifli gıdalar rumen gelişiminde rol oynar. Mukozanın proliferasyonu ve rumen papillalarının gelişmesini bütürik ve propionik asit oluşumu uyarır (Bkz. Yeni Doğanların İç Hastalıkları. pp: 203-211). Erişkin sığır günde 8 saat kadar geviş
SİNDİRİM SİSTEMİNİN MUAYENESİ
29
getirir. Bunlar 4 veya 24 ruminasyon periyodu şeklindedir. Her bir periyot 10-60 dakika arasında sürer. Her biri 80-120 gram arasında değişen 360-790 lokma meydana gelir. Lokmalar 40-70 kez 60 saniye süre ile çiğnenir. Rumende fermentasyon sonucu 600 litre kadar gaz oluşur ve ructus ile atılır. Kuru kaba yem ile beslendiğinde saatte 15-20 ructus ve çayır otu ile beslendiğinde 60-90 ructus gerçekleşir. Erişkin sığırlar günde 10-24 kez dışkılar ve 30-50 kilo arasında dışkı çıkarır. Yem maddeleri geçiş süresi 1.5-4 gün arasında değişir. 1.5-2 saatte bir dışkılar. 24 saat içinde dışkının olmaması normal değildir. Yeni doğmuş buzağılar monogatrik yapıda olup, preruminant olarak isimlendirilir. Emme döneminde süt sulcus oesophagicus yoluyla doğrudan abomasuma geçerek enzimatik sindirime maruz kalır. 6-8 haftalar içinde ruminant haline geçmeye başlarlar. Rumen ve reticulum yemlendikten sonra abdominal boşluğun sol tarafını 7. kostadan pelvise kadar tamamen doldurur. Reticulum sol tarafta 6-8 kostalar arası mesafede kısmen medial olarak yerleşmiştir. Dalak rumen sol tarafında anteriolateral olarak yerleşmiştir. Omasum ise, sağ anterior abdomende retikulum ile anterior rumen arasında yer alır. Karaciğer sağ tarafta 7-11 kostalar arası mesafede yerleşmiştir. Abomasum anterior abdomenin ortasında veya hafif sağ tarafta yerleşmiştir. Pylorus 11-12 kostalar arasında dorsaldedir. Abdomenin sağ tarafında ince ve kalın bağırsaklar omentum içindedir.
11.2. Motorik Hareketler Retikulum ve rumen retikulorumen olarak beraberce değerlendirilir. Retikulorumen’in motorik hareketleri eşgüdüm niteliğinde olup, döngüsel kasılma dalgaları şeklindedir. Dalgaların sıklığı dakikada 1-2 arasında değişir. Retikulumda iki kasılma fazı birbirinden ayrılır. Yani iki aşamalıdır (bifazik kontraksi-
30
MUAYENE YÖNTEMLERİ
Şekil 13. N.Vagus tarafından ön mideleri innervasyonu. a. Reticulumun omasuma açılışı. b. Pylorus (Rosenberger, G. 1977)
yon). Ancak ruminasyon mevcut ise kasılma üç aşamalıdır (trifazik). İki fazlı retikulum kasılmasının ilk fazında retikulum boşluk büyüklüğünün yarısına kadar kısmen kasılır ve tekrar genişleyerek ikinci kasılma fazı başlar. İkinci kasılmada retikulum içeriğinin tümü yer değiştirir. Şayet hayvan geviş getiriyor ise, bu iki kasılmadan önce üçüncü bir retikulum kasılması (rejeksiyon kontraksiyonu) gerçekleşir. Bu kasılmanın genliği (amplitüd) diğer iki retikulum kasılması arasında değişir. Rejeksiyon kasılması retikulum içeriğinin regurgitasyonunu sağlar ve sonuçta ruminasyon gerçekleşir. Retikulumda içerik sıvı nitelikte olup, nispeten küçük partiküller sıvı içinde asılı haldedir. Kasılmalar bu sıvı içeriğin retikulum ve rumen ön kesesi arasında yer değiştirmesini, yeterince sindirilmiş yem maddelerinin omasuma sevkini ve rejeksiyon kontraksiyonu ise, lokmaların distal özefagusa yönlendirilmesini sağlar. Retikulumun motorik işlev bozukluğu geviş getirme işleminin aksamasına neden olduğu gibi, retikulumun eleme-süzme işlevi aksadığı için yeterince parçalanmamış yem maddelerinin omasuma ve abomasuma geçişine de yol açar. Bu şekilde abomasum chymus’un duodenuma sevkini gerçekleştiremez. Retikulumun elek-süzme görevi çok önemli olup, re-
tikulorumen ve omasumda mevcut değişik büyüklükteki yem maddeleri gözden uzak tutulmamalıdır. Retikulorumendeki yem parçalarının %60’ı 0.5 mm veya daha büyük, omasumdaki yem parçacıklarının %100’ü 0.5 mm veya daha küçük boyutlardadır. Hareketlerin yönlendirilmesi: Hareketlerin eşgüdümü ve ortadan kaldırılması M.oblongata’da yer alan merkez tarafından yönetilir. Periferik dokularda yer alan değişik stimüle edici veya engelleyici uyarımlar Nervus vagus tarafından ön midelere ulaştırılır. Yeni doğanlarda erişkinlere benzer rumen hareketleri 6-8 haftalar arasında başlar. Rumen A ve B dalgası olarak isimlendirilen birincil ve ikincil peristaltik dalgalarına sahiptir. İçeriğin karıştırılması (A döngüsü), hareketi (A döngüsü), ructus (B döngüsü) ve geviş alma (ruminasyon için regurgitasyon) olmak üzere dört ana işleve sahiptir. A dalgası retikulum kasılmasının ileriye doğru devamı olup, rumen ön kesesinin kasılması ile başlar. Dorsal rumen kesesine yayılarak kesenin kör uçunda sona erer. Bu esnada dorsal ve ventral rumen keseleri arasındaki açıklık genişleyerek, ventral rumen kesesi gevşer. Bu şekilde A dalgası sona erer (A, B). Birincil rumen hareketleri içeriğin karıştırılması amacıyla her 1-2 dakika içinde yapılır. A sik-
2
lusu (birincil-primer) dorsal kesenin monofazik kontraksiyonunu takip eden difazik retikulum kasılması ile başlar. Bu hareketin sonucunda retikuloruminal içerik karışır ve rumen içeriği omasumada geçer. B siklusu (ikincil-sekonder) ructus ile sonuçlanır ve 1-2 dakika ara ile meydana gelir. Hareket rumen ile kısıtlanır. Dorsal rumen duvarının kasılması ile içerik yer değiştirir ve bunu ventral rumen kesesi takip eder (C). Bu hareket dorsal rumen kesesindeki gazın cardia’ya yer değiştirmesini sağlar ve gaz ructus ile atılır. Ructus kontraksiyonları içeriği karıştırma kontraksiyonlarına bağlı değildir. Rumendeki gaz basıncına bağlıdır. Regürjitasyon rumenin normal karıştırma hareketlerini uyarır. İsteğe bağlı olarak inspirasyon
SİNDİRİM SİSTEMİNİN MUAYENESİ
31
yapıldıktan sonra glottis kapanır ve toraksdaki negatif basınç retikuler sıvı içeriğini farenkse ulaştırır. Ön midelerde fermentasyon sonucu oluşan aşırı miktarda gaz ventral rumen kesesinde toplanmış haldedir. B dalgası ile bu gazlar dorsal rumen kesesinin özefagusa olan açıklığına kadar ulaştırılırken, içerik dorsal rumen kesesine yönlendirilir (D). B dalgasına A dalgası sıklığında rastlanmakla beraber, A dalgasının 2/3’ü kadar sıklığa sahiptir. A dalgasının görevi içerikte yüzer pozisyonda yer alan büyük parçalı yem maddelerini karıştırmak, ventral rumen kesesine, rumen ön kesesine ve oradan da retikuluma sevk etmektir. B dalgası ise, gaz kitlesinin özefageal açıklığa sevkini sağlar. N.vagus’un devreden çıkması ön mi-
Omasum kanalı Omasum korpusu Abomasum
Kontraksiyon
Genişleme
Şekil 14. Ön mide motorik hareketlerinin lateral (üstte) ve transversal kesitleri (altta). A. Retikulum ve retikulum-rumen kıvrımının bifazik kontraksiyonu (Ostium reticuloomasicum genişler ve retikulum boşalarak içerik rumen ön kesesine geçer. B. İkinci kontraksiyon fazı olup, rumen ön kesesi, dorsal rumen kesesi kasılarak içeriği omasuma, ventral rumen kesesine ve retikuluma gönderir. Sıvılar tekrar retikuluma geçer. Bu esnada rumen oskultasyonunda çıtırtılı sesler alınır. C. Üçüncü kontraksiyon fazıdır. Ventral rumen kesesi kasılırken içerik dorsal rumen kesesine ve rumen ön kesesine geçer. Sıvı içerik omasuma oradan da yavaş, yavaş abomasum’a yönlenir. Gıda lifleri rumende kalır. Bu fazda da krepitan rumen sesleri alınır. D. Dördüncü kontraksiyon fazıdır. Dorsal rumen kesesi ve omasum kasılırken, dorsal kesede biriken fermentasyon gazları kardia’ya yönlendirilerek ruktus ile dışarı atılır. Omasum’un kasılması ile içerik abomasum’a, dorsal rumen kesesinin kasılması ile ventral rumen kesesine geçer. (Ehrlein, Rosenberger 1977)
32
MUAYENE YÖNTEMLERİ
delerde tam bir atoniye neden olur. Retikulum bölgesindeki yangısal hastalıklar (reticuloperitonitis-RPT gibi) ve Hoflund sendromu (vagal indigestion) nedendir. Ağız boşluğu, yutak, özefagus, retikulum ve rumenin dorsalinde yer alan mekanik reseptörler ön mide motorik işlevlerini stimüle eder. Retikulum ve rumendeki mekanik reseptörler motorik işlevleri stimüle ettiği gibi, abomasum ve duodenumdaki pH reseptörleri de ön mide motorik işlevleri stimüle eder. Diğer taraftan rumenin aşırı dolgunluğu ve gerilmesi ön mide motorik hareketlerini engeller. Rumen içeriğinde aşırı miktarda uçucu yağ asitlerinin açığa çıkması özgün kemoreseptörler tarafından algılanarak motorik faaliyetleri engeller (Ör.Akut rumen asidozu). Aşırı miktarda abomazal dolgunluk mekanik reseptörleri stimüle ederek ön mide motorik işlevinin azalmasına yol açar. Motorik işlevlerinin düzenlenmesinde etkili olan diğer bir faktör de gastrointestinal hormonlardır. Abomazal kökenli gastrin ve duodenum mukozasından salgılanan cholecystokinin hormonları sekresyonunda artış ön mide motorik hareketlerini engeller. Rumen hareketleri: Normal koşullarda dakikada 1 veya 2 rumen hareketi (10-12/5 dakika) alınır. Zayıf ve kılları ince sığırlarda sol fossa’dan çıplak göz ile hareketler alınabilir. Palpasyon ve oskultasyon için ise steteskoptan yararlanılır. Hareketlerdeki farklılıklar öncelikle ön mide hastalıkları ile ilişkili olmakla beraber genel durum bozukluğuna neden olan hastalıklardan da olumsuz yönde etkilenir. Azalma (hipomotilite-her 2 dakikada 1’den az kontraksiyon) veya rumenostasis (rumen atonisi) ile ilişkili olduğu gibi sayısız hastalık (süt humması, ruminal asidozis, ağrıya neden olan olgular) nedendir. Hareketlerde artış (hipermotilite-her 2 dakikada bir 5 kontraksiyon) enteritis, paratüberküloz ve köpüklü timpani olgularında görülür. Rumen timpanisi sol fossa paralumbalis’in
posteriordan inspeksiyonu ile (sol üst çeyrek kabarır) saptanır. Aynı bölgeden yapılan oskultasyonda hareketlerin durduğu içerikte aşırı gaz biriktiği ortaya konur. Özefagus tıkanmasına bağlı ikincil timpani olgularında bol salivasyon söz konusudur. Oral yolla sonda uygulanarak gaza yol verilir veya rumene trokar uygulanır (endicatio vitalis). Şayet sonda kolayca uygulanırsa serbest gaz kendiliğinden çıkar (ikincil timpani). Buna karşın birincil (yeme bağlı) köpüklü timpani olgularında sonda içerik ile tıkanır. Rumen asidozunda içerik sıvı miktarı hipertonik rumen içeriğine ozmoz yolu ile sıvı çekildiği için artar. Rumene el yumruk yapılarak uygulanan aralıklı perkusyon esnasında çalkantı sesi alınır. Pylorus obstruksiyonu, rumen asidozu veya rumen işlevi etkinliğinde düşüş (hipoaktivite) içeriğin sulu nitelik kazanmasına neden olur. Yoğun ruminal tıkanıklık yem, sap, saman, değirmen artıkları gibi kaba yemlerin sınırlı su nedeniyle rumeni doldurmasıdır. Yoğun rumen tıkanıklığında hareketler durmuştur. Vücut ısısı ve nabız sayısı artmıştır. Sancı mevcuttur. Rumenin tahıllar ile dolması akut rumen asidozuna neden olur.
11.3. Palpasyon ve Perkusyon Sol fossa paralumbalis üzerine el yumruk yapıp veya ele alınan bir steteskop tamburu ile bastırılarak dolgunluk, kıvam, hareketler ve ritim incelenir. Muayenenin en az 5 dakika süre ile yapılması, kontraksiyonların şiddeti, içeriğin kıvamı ve sıklık hakkında bilgiler toplanır. Normal rumen hareketleri 10-12 /5 dakika arasında olup, steteskopla dinlendiğinde çıtırtılı ve gürültülü sesler alınır. Selülozdan zengin yem tüketimine bağlı olarak içerik sert kıvamda hissedilirse de, enfeksiyonların başlangıcında ve Reticuloperitonitis travmatica’da içerik sert kıvamda hissedilir. Rumen asidozu, alkalozu ve kokuşmasında içerik hamur kıvamındadır. Koyun ve keçilerde ise, rumen hareketleri 5 dakika içinde 6-12 olarak alınır. Ru-
2
men atoni ve hipotonilerine sadece proventriküler alimenter indigesyonlarda rastlanmaz. Birçok enfeksiyöz, toksik ve metabolik hastalıkta iştahsızlık ile beraber görülür. Aşırı fermantasyon sonu şekillenen birincil timpanilerde rumen hareketleri gerginliğe ve içeriğin niteliğine bağlı olarak durur. Rumen perkusyonunun klinikte fazla bir anlamı olmamakla beraber, reticulitis travmatica veya ender olarakta oluşabilen ruminitis travmatica olgularında el yumruk yapılarak veya lastik bir çekiç kullanılarak son kostadan başlayarak geriye ve sağ paramedian-median hatları perkute etmek mümkündür. Duyarlılığın artması, hayvanda gocunma, ağrı duyusunun ortaya konması açısından yararlı olabilir. Son yıllarda sonografik tanı tekniği kullanılarak retikulum ve rumenin karın duvarı, diyaframa ile olan ilişkisi, retiküler kontur, kontraksiyonlar, ventral rumen kesesi hareketleri, yangısal kordon, adhezyon, ön mide duvar katman (seroza, musküler, mukoza) değişiklikleri ve batmış yabancı cisimler ortaya konur.
11.4. Geviş Getirme (Ruminasyon) Ot yiyen hayvanlarda rumende depolanan yemin istirahat döneminde tekrar ağıza getirilip çiğnenmesi geviş getirme (yetiştiriciler geviş alma der) olarak isimlendirilir. Ruminasyonu hızlandıran sinir N.vagus, azaltan veya durduran N.sympaticus’dur. Normal koşullarda geviş yemden 1/2-1 saat sonra başlar. Erişkin sığır günde 8 saat kadar geviş getirir. Bunlar 4 veya 24 ruminasyon periyodu (4-5 kez) şeklindedir. Her bir periyot 10-60 dakika (1/2 saat) arasında sürer. Her biri 80-120 gram arasında değişen 360-790 lokma meydana gelir. Lokmalar 40-70 kez 60 saniye süre ile çiğnenir. Sığırlar 70-80 ve koyunlar 50-90 kez çiğnerler. Lokmanın yutulup yenisinin ağıza gelmesi arasında 3-5 saniye geçer. Ağıza yeni gelen lokma rumen ve retikulum gibi depo organlardan gelirken, ağızda çiğnenen yem direkt omasum’a geçer. Ru-
SİNDİRİM SİSTEMİNİN MUAYENESİ
33
mende fermentasyon sonucu 600 litre kadar gaz oluşur ve ructus ile atılır. Kuru kaba yem ile beslendiğinde saatte 15-20 ructus ve çayır otu ile beslendiğinde 60-90 ructus gerçekleşir. Erişkin sığırlar günde 10-24 kez dışkılar ve 30-50 kilo arasında dışkı çıkarır. Yem maddeleri geçiş süresi 1.5-4 gün arasında değişir. 1.5-2 saatte bir dışkılar. 24 saat içinde dışkının olmaması normal değildir. Ön mide hastalıklarının seyri esnasında, rumen ve retikulumda aşırı oranda gıda niteliğinde olmayan metal nitelikte yabancı cisimlerin birikmesi, ağır ateşli hastalıklar, mikroflora ve favunanın hipoaktivitesi, primer ve sekonder timpani ve travmatik retikulo-peritonitis’de rumen hareketleri durur. Ostium reticulo-abomasicum’un tıkanması, abomasum’un sağa veya sola yer değiştirmesi, peritonitis, Hoflund sendromunda da rumen hareketleri azalır veya tamamen durur.
11.5. Ructus Ön midelerde normal rumen faaliyetleri esnasında başta metan, karbondioksit, karbonmonoksit ve azot olmak üzere fermantasyon gazları açığa çıkar. Yanıcı niteliktedir. Bunların miktarı normal bir sığırda 600 litre/gün (25-30 lt/saat) kadar olup, ructus olarak isimlendirilen fizyolojik mekanizma ile ağız ve burundan atılır. Serbest gaz rumenin ön kısmına basınç yaparak özefagus girişinde birikir. Özfageal giriş kardia’da yer alan reseptörler tarafından kontrol edilir. Reseptörlerin uyarılması ructusu başlatır. Derin bir nefes almayı takiben özefagus gevşer ve rumen kasılarak gaz özefagusa sevk edilir. Rumenin saccus ceaceus dorsalis’inde toplanan bu gazlar atılamadığında timpani (primersekonder) gerçekleşir. Ructus’un engellenmesi sonucunda rumende timpaniye neden olan sebepler N.vagus ile ilgili regülasyon bozuklukları (Hoflund syndrome), özefagus tıkanması, özefagus daralması, özefagus’un basınç altında kalması (mediastinal lenf düğümlerinin büyümesine bağlı) veya primer timpani olgularıdır.
34
MUAYENE YÖNTEMLERİ
Ruktus bilinç dışı yapılan fizyolojik bir olaydır. Sığırlar kuru kaba yem ile beslendiğinde saatte 15-20 ve çayır otu ile beslendiğinde 60-90 ructus gerçekleşmekle beraber, sığırların saatte 18 ve koyunların saatte 10 kez ruktus yaptıkları bildirilmektedir.
11.6. Karbonhidratların Parçalanması Selüloz, hemiselüloz, nişasta ve pektinler gibi karbonhidrat bileşikleri (polisakkaridler) önce oligo, di ve monosakkaridlere (glikoz) parçalanır. Bu parçalanma bakteriyel karbonhidrat metabolizması ile devam ederek piruvata, bu da format, asetil CoA,
NİŞASTA
SELÜLOZ
Maltose
Cellobiose
Glucose
PEKTİNLER
Glucose
lactate, oxalacetate ve malonyl CoA yolu ile uçucu yağ asitleri ve onların anyonlarına (acetat, propionat ve butyrat) kadar devam eder. Yağ asitleri bakteriyel metabolizmanın son ürünleri olup, büyük bir kısmı ön mide mukozası tarafından absorbe edilerek ruminant ara metabolizmasında enerji temini, yağ sentezi ve glikoneogenez amacıyla kullanılır. Bakteriyel metabolizma esnasında rumen gazları olarak isimlendirilen karbondioksit ve metan (2:1 oranında) açığa çıkar. Bir süt ineğinin ön midelerinde günde 500600 litre kadar gaz açığa çıktığı kabul edilmektedir. Gazlar ructus ile dışarı atılır.
HEMİSELÜLOZ
Pectic acid
Xylobiose
Galacturonic acid
Xylose Xylulose-6-P
Glucose-1-P Glucose-6-P Fruclose-6-P Fructose-1-6-Di-P Triose-P Glyceraldehyde-3-P Phosphoeriol pyruvate PYRUVATE Acetyl CoA
Formate CO2 Methane
H2
Malonyl CoA
Acetyl phosphate
Lactate
Oxaloacetate
Acetoacetyl CoA Lactyl CoA
Malate
`-hydroxy- Acrylyl-CoA butyryl CoA
Fumarate
Methylmalonyl CoA
Crotonyl CoA
Asetat
Butyryl CoA
Propionyl CoA
Butirat
Propionat
Succinate
Succinyl CoA
Şekil 15. Rumen fermentasyonunun kimyası (Wolffram, S. 1996)
2
SİNDİRİM SİSTEMİNİN MUAYENESİ
35
Üre Yem proteini, Parçalanmayan NPN-bileşikler protein Amonyak Üre Bakteriyel protein
Yem proteini, NPN-bileşikler
Vücuda ait enzim ve tuz asidi tarafından bakteriyel proteinlerin sindirimi
Şekil 16. Ruminantlarda azot metabolizması. (Wolffram, S. 1996)
11.7. Azot Metabolizması Azot proteinler ve protein niteliğinde olmayan azotlu maddeler (non-protein-azot-NPN) olarak isimlendirilen bileşikler şeklinde yem maddeleri ile beraber alınır. NPN maddeler serbest aminoasitler, nitrat, nitrit ve üredir. Bitkilerdeki azotun yaklaşık %25’i bu tür NPN bileşikler şeklindedir. Yem maddelerindeki proteinlerin yaklaşık %70’i rumende parçalanır. Parçalanma rumende çözünebilirliklerine bağlıdır. Bitkilerde bulunan bazı maddeler (tanen gibi) veya proteinlerin formaldehid veya ısı ile muamele edilmesi proteinlerin suda çözünebilme yeteneklerini ve rumen içi parçalanma oranını düşürür. Parçalanabilen protein ve NPN bileşikler mikroorganizmalar tarafından serbest aminoasitlere ve amonyağa kadar parçalanırken içerik pH’sı önemlidir. Serbest aminoasitler ve amonyak mikroorganizmalar tarafından mikrobiyel protein sentezinde kullanılır. Mikrobiyel azotun %40-68’i rumen amonyak havuzundan karşılanır. Amonyağın bir kısmı
rumeno-hepatik dolaşıma katılırken, geri kalan amonyak ön mideler mukozasından emilerek karaciğerde üreye dönüştürülür. Bir kısmı salya, diğer bir kısmı da kan yolu ile tekrar ön midelere gelerek rumeno-hepatik dolaşım tamamlanmış olur. Rumende oluşan mikrobiyel protein ve rumende parçalanamayan yem maddelerine ait protein abomasum ve ince bağırsaklarda hidroklorik asit ve organizmaya has proteolitik enzimler tarafından parçalanır.
12. RETİCULUM MUAYENELERİ Anatomik ve fizyolojik bilgi: Abdominal boşlukta median hattın solunda ve 6.-9. kostalar arası mesafede yer alır. Kaudal ve laterali ventral rumen kesesi ile sınırlandırılırken, ventralinde diyaframanın pars sternalis’i, kranialde ise diyaframa yer alır. Sol parasternal bölgede göğüs duvarı ile retikulum arasında dalak, sağ tarafta omasum, abomasum ve karaciğer loplarının ventral kenarları yerleşmiştir. Duvarı dıştan içe doğru T.serosa,
36
MUAYENE YÖNTEMLERİ
T.muscularis, Tela submucosa ve T.mucosa katmanlarını içerir. T.mucosa 8-12 mm kalınlığında ağ yapıda olup, L.epitelialis, L.propria ve L.muscularis mucosa katlarını kapsar. Retikulum bifazik kasılma döngüsüne sahip olup, bu hareket ön mide motorik işlevlerine bağlıdır. Ön mide motorik işlevlerini düzenleyen M.oblongata’daki merkeze ulaşan impulslar dorsal ve ventral vagal sinir kolları ile retikuluma ulaşır. Yem tüketimi esnasında bukkal reseptörlerin retikulo-rumen duvarını uyarması ile retikulum hareketleri artarken, ateş, endotoksemi, ağrı, retikulo-ruminal basınç reseptörlerinin uyarılması (akut timpani), içerik yağ asitleri miktarında artış, abomazal yer değiştirmeler, sentral depresyon ve sedatif uygulamaları retikulum hareketlerini azaltır.
12.1. Fiziksel Retikulum Muayeneleri Retikulum sığırlarda sol 6.-9. interkostal aralıkta, abdominal boşluğun intrathorakal kısmında, diaframanın pars sternalis’inin visseral yüzüne yaslanmış olarak yer alır. Kaudalinde rumen, sol tarafında dalak bulunur. Retikulum duvarı dışarıdan içeriye doğru T.serosa, T.muscularis, tela submukoza ve T.mucosa olarak isimlendirilen tabakaları kapsar. Mukoza katı tipik ağ şeklinde olup, 8-12 mm kalınlıktadır ve kıvrımlara sahiptir. Klinik retikulum muayeneleri sol tarafta 6-8. kos-
talar arası bölgede perkusyon (ventralden) ve oskultasyon (paramedian bölge) ile yapılır. Retikulum perküsyon, oskültasyon, yabancı cisim ağrı deneyleri, ferroskopi, radyolojik muayene, miyoelektrik etkinliğin yazdırılması, retikulum içi basıncın saptanması, retikulum endoskopisi, retikulum laparaskopisi, laparatomi ve rumenotomi gibi yöntemlerle muayene edilir. Perkusyon kauçuk kafalı perkusyon çekici ile ventralde Proc.xyphoideus çevresi ve sol epigastrik bölgede ağrıyı ortaya koymak amacıyla yapılır. Hayvanın sol tarafına diz çökülerek oturulur. Sol el cidago’da, sağ el yumruk yapılmış şekilde retikulum bölgesini yumrukla palpe etmekte mümkündür. Palpasyon esnasında gocunma, sakınma, ağrı duyusu gibi bulgular reticulitis travmatica semptomu olarak değerlendirilir. Oskultasyonda yavaş, yavaş oluşan hışırtı sesinin alınması normal retikulum sesleri olmakla beraber, bu esnada yutma ve ructus sesleri de alınır. Bazı araştırmacılar retikuler kontraksiyonlar esnasında alınan seslerin net olarak duyulmadığı, hatta bifazik kontraksiyon seslerinin ayrılamayacağını bildirmektedir. Ruminantlarda 1990 yılından beri modern röntgen teknikleri kullanılarak retikulumdaki yabancı metal cisimler saptanmaktadır. Basınç balonu kullanılarak retiküler kontraksiyonların ölçülmesi ve retiküler miyoaktivitenin yazdırılması mümkündür.
Şekil 17. Retikulum’un sağ ve sol abdominal yerleşimi (Rosenberger, G. 1977)
2
SİNDİRİM SİSTEMİNİN MUAYENESİ
37
Şekil 18. Normal retikulum (A), diyaframanın kaudalinde kasılır (B), abdominal duvardan uzaklaşır (C), eski pozisyona gelir (D). 1. Retikulum. 2. Rumenin kranial kesesi. 3. Abomasum. 4. Diyaframanın apeksi. 5. Akciğer. 6. Kalp. 7. Sternum. 8. 8.kosta. 9. Olecranon (Braun ve ark.1993) Şekil 19. Retikulum motorik hareketlerinin şematize görünüşü. 1. Birinci retikulum kontraksiyonu. 2. İkinci retikulum kontraksiyonu. 3. Birinci retikulum kontraksiyonunun süresi. 4. İkinci retikulum kontraksiyonunun süresi. 5. Kontraksiyonlar arası dinlenme aralığı
Şekil 20. Retikulum’da yabancı cisim ve mıknatısın değişik pozisyonları (A-B), gaz ve sıvıgaz dolu retikulum (C), kranioventral abdomende değişiklikler (D). 1. Yabancı cisimlerle beraber mıknatıs. 2. Batıcı yabancı cisim. 3. Batmamış yabancı cisimler. 4. Küçük yabancı cisimler. 5. Retiküler duvarı delmiş yabancı cisimler. 7. Gaz. 8. Gaz-sıvı karışımı. 9. Retikulum dışında yumuşak doku (Braun ve ark. 1993)
38
MUAYENE YÖNTEMLERİ
12.2. Retikulum Ultrasonografisi Ultrasonografik muayene sağ-sol parasternal bölgenin kılları tıraş edilmiş, ayakta duran sığır üzerinde 3.5-3.75 MHz’lik linear veya konveks dönüştürücü ile yapılır. Yüzeyinin deriye tam teması nedeniyle linear tarayıcılar daha kullanışlıdır. İleti peltesi sürülerek sağ ve sol para-
median bölgeler ve median hat boyunca retikulum muayene edilir. Sol paramedian muayene: Kalp gölgesi ve diyaframa gerisinde retiküler kontraksiyonlar esnasında retikulum duvarı, retiküler kontur, mukoza kalınlığı, yabancı cisim, adezyon, apse oluşumu muayene edilir.
Şekil 21. Sol paramedian muayene. 1. Retikulum. 2. Rumen ön kesesi. 3. Ventral rumen kesesi. 4. Diyaframa (Götz 1992)
Şekil 22. Kasılmamış (solda), kasılmış retikulum (6./7.İKA-sağ) l. Karaciğer. 2. Retikulum. 3. Dalak. 4. Diyaframanın pars sternalis’i. 5. V.musculophrenica. 6. Karın duvarı. 7. Transduser. 8. Kasılmış retikulumun ventral sınırı (birinci aşama)(Götz 1992)
Şekil 23. Kasılmamış (solda), kasılmış retikulum (6./7.İKA-sağ) l. Karaciğer. 2. Retikulum. 3. Dalak. 4. Diyaframanın pars sternalis’i. 5. V.musculophrenica. 6. Karın duvarı. 7. Transduser. 8. Kasılmış retikulumun ventral sınırı (birinci aşama)(Götz 1992)
2
SİNDİRİM SİSTEMİNİN MUAYENESİ
39
Şekil 24. Birinci retikulum kontraksiyonunun (maksimal kontraksiyon) sol paramedian’dan saptanması. 1. Karın duvarı. 2. Peritonla beraber diyaframa. 3. Dalak. 4. Retikulum serozası. 5. Retikulum’un musküler katı. 6. Retikulum duvarının ekojen kısmı. 7. Rumen ön kesesi. 8. Kontraksiyon mesafesi (8 cm) (Götz 1992)
Şekil 25. Sol paramedian’dan retikulum duvarı, rumen ön kesesi ve ventral rumen kesesinin görünüşü. 1. Karın duvarı. 2. V.musculophrenica. 3. Diyaframa’nın P.sternalis’i ve peritoneum. 4. Retikulum. 5. Rumen ön kesesi. 6. Ventral rumen kesesi (Götz 1992)
Şekil 26. Sol paramedian’dan retikulum ve dalak. 1. Karın duvarı. 2. Diyaframa ve periton. 3. Dalak. 4. Retikulum duvarının ekojen kısmı (Götz 1992)
Sağ paramedian muayene: Arcus costarum’un bir el ayası gerisinden kraniale doğru muayeneler yapılarak retikulum duvarı ve mukoza katının kalınlığı, retikulumun şekli, rumen ön kesesi,
omasum duvarı ve abomasum incelenir. 6. ve 7. interkostal aralıklarda retikulum duvarı, omasum ve karaciğer loplarının ventral kenarları incelenir.
40
MUAYENE YÖNTEMLERİ
Şekil 27. Abomasum ve retikulum.1. Karın duvarı. 2. V.musculophrenica. 3. Periton ve diyaframa. 4. Reticulum. 5. Abomasum. 6. Reticulum serozası (Götz 1992)
Şekil 28. Sağ 7. İKA’da retikulum, karaciğer ve omasum. 1. Karın duvarı. 2. Peritonla diyaframa. 3. Akciğer ventrali. 4. Karaciğer. 5. Retikulum duvarı. 6. Omasum duvarı (Götz 1992)
12.3. Travmatic Reticulo-Peritonitis Bilinen bir retikulum hastalığı tablosudur (WİRE). Delici yabancı cisimlerin travmatic reticulitis aşamasında (reticulitis simplex) belirgin semptom mevcut değildir. 24-36 saat sonra ağrı belirginleşir. Peritonitis (Reticuloperitonitis travmatica-RPT) şekillendikten sonra rumen ve retikulumda atoni, rumende konstipasyon, hafif timpani, rumen hareketlerinde durma meydana gelir. Konstipasyon çok belirgindir. Vücut ısısı 40-40.5°C (104-105°F), nabız sayısı 80-90/dakika arasında değişir. Süt verimi çok düşmüş veya kesilmiştir. Bu aşama sol anterior (sol epigastrik) abdomende ağrı deneyler ile ortaya konur. Retikulum US’de retiküler kontur, retiküler motilite, adezyon, hiperekoik yabancı cisim ortaya konur. 24-36 saat sonra ağrı belirginleşir. Batmamış metaller ve mıknatıs dedektör ile pozitif sonuç verdiği gibi,
karaciğer hastalıkları, peritonitis, osteomalazi, osteoarthrosis, omazum konstipasyonu ve abomazal yer değiştirmeler olumlu sonuç verir. Travmatic reticuloperitonitis aşamasında anterior abdominal ağrıyı ortaya koymak amacıyla akut olgularda iyi sonuç veren aşağıdaki ağrı deneyleri yapılır. Çidago derisini sıkma testi (Withers pinch deneyi: Karlschimid): Pariyetal pleuranın irritasyonuna neden olan delici yabancı cisim bu bölgeyi innerve eden sinirlerin köken aldığı çidago derisine kıvrım uygulanarak yapılır ve omurgayı alçaltmaya neden olur. Bu deney boyunca pariyetal peritonu irrite eden yabancı cisim mevcut ise, hayvan inleyerek bu hareketi yapar. İnleme sesi elde edilir. Götze’nin sopa deneyi (Bar deneyi): Anterior abdomene yukarı yönde basınç uygulayarak inleme ile ilişkili ağrının kontrolü yapılır. Deney en iyi bir kişi diğer tarafta ayakta dura-
2
rak yapılır. Metal veya odun sopa hayvanın hemen altına yerleştirilerek P.xyphoideus hemen arkasından pozisyon alınır. Her iki yardımcı yavaşça sopayı yukarı doğru kaldırırken hekim steteskopu treakea’ya (boynun orta ventraline) koyar ve inlemenin olup, olmadığını oskulte eder. Belli bir yüksekliğe ulaştıktan sonra aniden bırakır. Akut travmatik reticulitis’li bir sığırda bu kaldırma ve birden bırakma inleme meydana getirir. Dinleyen steteskopu trakeaya yerleştirerek kaldırırken oluşan inleme sesini almaya çalışır. Basınç uygulama (Knee): Regio xyphoidea bölgesine dizden güç alınarak yumrukla basınç uygulanır. Bu şekilde anterior abdomende ağrı ortaya konmaya çalışılır. Eric Williams’ın ağrı deneyi: Travmatik reticulitis’in erken tanısında kullanılır. Eğer ru-
SİNDİRİM SİSTEMİNİN MUAYENESİ
41
men atonisi şekillenmiş ise deney yapılamaz. Steteskop trakea’ya yerleştirildikten sonra el yumruk yapılarak sol fossa’ya rumen hareketlerini belirlemek için yerleştirilir. Rumen hareketlerinin A siklus başlamasında hemen önce hafif inleme sesi oskulte edilir. Batmış yabancı cisim pariyetal pleurada irritasyona neden olduğundan çift retiküler kasılma esnasında ağrının belirtisi olarak inleme meydana gelir. Metal dedektör (Ferreskop): Çok ince iğne gibi metalleri saptamaz. Bu amaçla yapılmış özel ferroskop kullanılmalıdır. Kendi etrafında dar bir alanda döndürme, R.xyphoidea bölgesini lastik çekiç ile perkute etme ve yokuş aşağı yürütme gibi ağrıyı ortaya çıkarmaya yarayan testlerde mevcuttur. Reticuloperitonitis travmatica’ya bağlı US değişiklikleri.
Şekil 29. Reticuloperitonitis travmatica’ya bağlı yoğun fibrinöz değişiklikler. 1. Diyaframa’nın P.sternalis’i ve periton’la beraber karın duvarı. 2. Retikulum ve karın duvarı arasında fibrinöz yapışmalar. 3. Retikulum duvarı (Götz 1992)
Şekil 30. RPT’ya bağlı retikulum apsesi (sol paramedian). 1. Karın duvarı. 2. Diyaframa’nın P.sternalis’i ile beraber periton. 3. Ekodan fakir merkez ile beraber ekojen apse. 4. Retikulum duvarı. 5. Retikulum rumen ayırımı belirgin değil (Götz 1992)
42
MUAYENE YÖNTEMLERİ
Şekil 31. RPT’ye bağlı yaygın retikulum apsesi. 1. Karın duvarı. 2. Apse kapsülü. 3. Homojen apse içeriği. 4. Retikulum duvarı (Götz 1992)
Şekil 32. RPT’ye bağlı retikulum apsesi. 1. Karın duvarı. 2. Apse kapsülü 3. Apse lümeni. 4. Retikulum duvarı (Götz 1992)
Şekil 33. RPT’li inekte anormal retiküler kontur ve serozada ekojenik materyal. 1. Abdominal duvar 2. Ekojenik materyal. 3. Retikulum duvarı. 4. Retikulum (Braun 1993)
2
SİNDİRİM SİSTEMİNİN MUAYENESİ
43
Şekil 34. RPT’li inekte anormal retiküler kontur ve rumen ön kesesi. 1. Abdominal duvar. 2. Ekojenik materyal ve sıvı toplanması. 3. Retikulum duvarı. 4. Rumen ön kesesi duvarı. 5. Ventral rumen kesesinin kraniali (Braun 1993)
Şekil 35. Retikulum kranioventralinde apse. 1. Abdominal duvar. 2. Apse. 3. Retikulum duvarı. 4. Rumen ön kesesi Cd. Kaudal, Vt. Ventral (Braun 1993)
Şekil 36. RPT’ye bağlı peritoneal sıvı toplanması. 1. Abdominal duvar. 2. Retikulum serozasında sıvı toplanması. 3. Hipoekojenik sıvı. 4. Retikulum duvarı. 5. Rumen ön kesesi. Vt. Ventral, Cd. Kaudal, Cr. Kranial (Braun 1993)
44
MUAYENE YÖNTEMLERİ
Şekil 37. RPT nedeniyle retikuluma yapışmış dalak. 1. Abdominal duvar. 2. Dalak. 3. Dalak ve retikulum arasında ekojenik materyal. 4. .Retikulum duvarı (Braun 1993)
Şekil 38. RPT nedeniyle retikulum ve dalakta adezyon. 1. Abdominal duvar. 2. Dalak. 3. Dalakta dilate damarlar. 4. Dalak ve rumen duvarı arasında ekojenik materyal. 5. Rumen duvarı. 6. Retikulum duvarı. Lt. Lateral. Ds.Dorsal, Vt.Ventral (Braun 1993)
Kaynaklar Amon, A.O.: Stellenwert einfacher sonographischer Kriterien für die Ultraschalldiagnostik diffuser Leberparenchymerkrankungen.Hamburg Univ.Med. Diss. 1981 Allen, A.K., Stone, L.R.: Equine Diagnostic Ultrasonography: Equipment, selection and use. Cont. Educ., 1990, 12, 1307-10 Barton, M.H.: Liver disease.http://lam.vet.uga.edu/ erişim 1999 Becker, H.D., Weiss, H., Keller, W.: Zur aussagefahikeit der Ultraschall-Untersuchunung bei diffusen Struktur-
veranderungen der leber, in: A. Kratochwil,und,E. Reinhold (hrsg): Ultraschalldiagnostik 81. Thieme Verlag, Stuttgart, Newyork, 1982, 122-3 Bernard, W.V., Reef, V.B., Reimer, J.M., Humber, K.A.: Ultrasonographic diagnosis of small intestinal intusseption in three foals. JAVMA, 1989, 194, 395-7 Bilal,T., Uysal, A., Meral, Y., Kayar, A.: İneklerde karaciğerin ultrasonografik muayenesi. İ. Ü. Vet. Fak.Derg. 1999, 25 (2), 281-294 Bilal, T., Uysal, A., Meral, Y., Kayar, A.: Atlarda bazı abdominal organların transkutan ultrasonografik muayenesi İ.Ü. Vet. Fak. Derg. 1999, 25 (2), 319-31 Bilal, T., Meral, Y.: Yüksek verimli süt ineklerinde yağlı
162
MUAYENE YÖNTEMLERİ
Septik eksudatta bol miktarda lökosit (>10.000 hücre/μl), eritrosit (hemorajiyi belgeler, >2 milyon eritrosit/μl), makrofaj hücreleri ve lökositler tarafından fagosite edilen bakteriler bulunur. Lökositlerin çekirdekleri incelenerek yeni ve eski (dejenere nötrofil) eksudat ayırımı yapılır. Abdominal sıvıdaki nişasta granülleri, bitki lifleri bağırsak veya mide ruptur’una belgedir. Atlarda cholangitis ve cholelithiasis’e bağlı olarak bilier ascites meydana gelir. Kedilerde görülen Feline infectieusse peritonitis’de (FIP) peritoneal sıvı protein yoğunluğu artmıştır (>4.5 g/dL). Enfeksiyöz (eksudat) ve non-enfeksiyöz (transudat) sıvı toplanmaları arasındaki farklılıklar verilmiştir. Transudat ve eksudat ayırımı Rivalta Testi ile yapılır. Protein yoğunluğu ve dansite ref-
raktometre ile ölçülürken glikoz ve üre kan serumundaki gibi aranır. Sitolojik bakı ise serebrospinal sıvı ve synovia’da olduğu gibi yapılır. Abdomen’den elde edilen punktatın muayene yöntemi ve bulguların yorumlanmasında aşağıdaki ölçütlerden yararlanılır. Şilöz efüzyon: Şilus (Chyle), sindirim boyunca bağırsaklardan emilen, lenf damarları tarafından D.thoracicus’a ve oradanda venöz dolaşıma boşaltılan soluk sarı renkte, süt benzeri görünüme sahip sıvıdır. Aşırı miktarda şilomikron kapsar. Peritoneal veya pleural boşluklarda çeşitli hastalıklara bağlı olarak toplanır. Diğer bir toplanma nedeni neoplazmalardır. Şilomikronlar trigliseridden zengindir. Az miktarda lenfosit kapsar. İçerdiği protein nedeniyle dansitesi yüksektir.
Tablo 38. Punktat’ın muayene yöntemi ve yorumu Bulgu
Yöntem
Neden
Üre içeren punktat
Strip test
V.urinaria rupturu, ileri derece dolu V.Urinaria
Bilirubin
Strip test, fotometrik
Hemoliz, hemoraji, (endirekt bilirubin), safra kesesi ve kanalları rupturu
Şilöz punktat
Süt görünüşlü, protein içeren mikroskopik yağ damlaları
D.thoracicus rupturu
Çok düşük dansiteli punktat
Refraktometre
Hypoprotonemia
Şekil 137. Kedide bakteriyel peritonitis (solda) ve köpekte ascites’de lenfoblastlar (Hirschberger, J. 1999).
3
SOLUNUM SİSTEMİNİN MUAYENESİ
163
Şekil 138. Feline infectieuse peritonitis (solda) ve kedide ascites’de lenfoblastlar (Hirschberger, J. 1999).
Şekil 139. Pleural efüzyonda anizositozis, anizokaryozis, dev hücreleri ve hiperbazofilik sitoplazma (solda) ve tümör hücreleri (Kasbohm, C. 1976).
Şekil 140. Peritoneal efüzyonda anizositozis, anizokoaryozis, dev hücreleri (solda) ve tümör hücreleri ile makrofajlar (Kasbohm, C. 1976).
164
MUAYENE YÖNTEMLERİ
Şekil 141. Peritoneal efüzyonda dev çekirdekli hücreler, hiperbazofilik nukleus ve ağ şeklinde çekirdek yapısı (solda) ile anizokaryozis (Kasbohm, C. 1976).
Şekil 142. Peritoneal efüzyonda tümör hücreleri ve hücre kanibalismusu (solda) ile pleural efüzyonda tümör hücreleri, sitoplazmada vakuol oluşumu ve deforme çekirdekler (Kasbohm, C. 1976).
Şekil 143. Peritoneal efüzyonda tümör hücreleri ve sekresyon vakuolleri (solda) ile sitoplazmaları kaybolmuş tümör hücreleri (Kasbohm, C. 1976).
Powered by TCPDF (www.tcpdf.org)