01.MART.10
รงevre dostu dergi
Damağınızda Kalan “Kalite”nin Tadı Olsun...
Zeytinoğlu Caddesi Yeşim Sokak Manolya Apt. C BLok Daire:14 Akatlar-Etiler / İstanbul Tel&Faks: +90(212) 351 19 06 Mobil: +90 (532) 456 55 96 e-mail: cemrenanic@gmail.com
çevre dostu dergi
editor 01/03/10
Mart 2010 Sayı:8
Yeni sayımızdan herkese merhaba, Voyvoda caddesi toplantılarında “Türkiye’de Çevre Sivil Toplum Kuruluşları’nı ele alarak başlıyoruz Mart sayımıza, Bennetton yeni reklam yüzlerini Ney York’a götürmek için arayış içindeyken bir taraftanda Pierre Cardin vitrinlerini gençlere emanet ediyor. Güçlü omuzlar ve maskülen adımlarla moda sayfalarımızda ilerlerken, 18 yaşından sonra her erkeğin yapması gerekenlerin detaylarını da vermeden edemiyoruz. Sizin için Las Vegas’ta ki Project fuarına katılıp modanın nabzını tuttuk, Apple, iPod ve iPhone’un ardından iPad ile gövde gösterisi yapıyor. Buda yeni dönem Apple modası, takip etmemek olmaz... Giorgio Armani’nin yeni yüzü Megan Fox yürekleri hoplatırken, bizim aklımızda Oscar adaylarından James Cameron’ın Avatar’ı var, acaba yeni Titanic olabilecek mi? Ve son olarak “Aralarındaki dostluk okadar büyüktüki biri öldüğünde diğeride hayata veda etmek istedi.” Beklenen “Veda” sinemalarda... Bu ayda farklı içeriğimizle sizlere sayfalarımızda keyifli seyirler diliyoruz...
Genel Yayın Yönetmeni Mert Türkoğlu Yazı Kurulu: Elif Türkoğlu Dr. Adil Asımgil Ahu Kılıç Naniç PY Esra Yarıcı Selin Bilgiç Katkıda Bulananlar Neha Celly Aslı Gündoğan Ali Osman Taş Tuna Palabıyıkoğlu Salim Demirel Temsilcilerimiz Istanbul Ahu Kılıç Naniç ahu@viewboxmagazin.com Los Angeles Alper Nakri alper@viewboxmagazin.com Washington DC Erkan Demir erkan@viewboxmagazin.com Viyana İsmail Gökmen ismail@viewboxmagazin.com Görsel Tasarım ve İnternet Uygulama me - tasarım grubu İletişim editor@viewboxmagazin.com mert@viewboxmagazin.com viewboxmagazin.com dergisinde, yayınlanan haber ve fotoğraflardaki görüşler eser sahibine aittir viewboxmagazin.com sorumlu tutulamaz.
içindekiler iPad’e hoşgeldin diyor, sevgiyle kucaklıyoruz Apple, iPod ve iPhone’un ardından iPad’i ile gövde gösterisini yaptı. Steve Jobs, iPad’in tüm özelliklerini ballandıra ballandıra anlattı; sahneden indi, perde kapandı ve eleştiri okları atılmaya başladı.
Denizkızları Yarı insan yarı balık şeklinde, açık denizlerde yaşadıklarına inanılan, merak uyandıran efsanevi yaratıklardır. Bu yaratıklar özellikle birçok Avrupa ülkesinin folklorunda geniş yer tutmaktadır. Örneğin İrlandalılar denizkızlarının Aziz Patrick tarafından sürgün edilen putperestler olduklarına inanırken İskandinavlar denizlerde memeliler gibi yaşayan gökten düşmüş melekler olduklarından 24 emindiler...
40
Veda
31
Moda Akademisi Tanıtım Günleri Başlıyor İstanbul Moda Akademisi (İMA), moda alanında kariyer planlayan gençlere yol haritası çizen eğitim programlarına yönelik 10 Mart 2010 Çarşamba günü Nişantaşı’ndaki merkezinde open days/tanıtım günü düzenliyor.
09
Selanik’te çocukluktan başlayan arkadaşlık, önce silah arkadaşlığına sonrasında cumhuriyetle birlikte aynı ideallerin peşinde yürüyen yarım asırlık dostluğa ve ölene kadar süren kardeşliğe dönüştü. Aralarındaki dostluk o kadar büyüktü ki biri öldüğünde diğeri de hayata veda etmek istedi…
viewbox 5
İstanbul’un seyyar satıcılarına kulak verelim Kassas’ta yeni hikayeler ve hayatlarla tanışalım, İstanbul’u onlardan dinleyelim...
Güçlü omuzlar ve maskülen adımlar Bu sezonun hit parçaları yüksek vatkalı blazer ceketler, bluzlar ve elbiseler. Balmain’in başlattığı akım son hız yayılıyor, sonuç omuzlar hiç olmadığı kadar güçlü.
57
37
Arnavutköy’de ama bir o kadar gizli… Lychee’de; Arnavutköy’ün gözden uzak ama olabildiğince iç açıcı Boğaz manzarasına hakim. Lychee; benzerlerinden çok farklı, eşsiz atmosferinde nefis yemekler, değişik kokteyller ve doyasıya eğlence vaat ediyor.
75
Delice Delicatessen Mezeci dükkanı yani şarküteri anlamına gelen Delicatessen ile; Mangerie’den tanıdığımız Elif Yalın’ın kendi yorumuyla Türkiye’ye getirmesiyle tanıştık. İstanbul’da uygulamaya başlanan ilk delicatessen aynı zamanda…
74
kısahaber
Benetton Yeni Reklam Yüzünü Arıyor United Colors of Benetton, “Şimdi Benim Zamanım” (It’s My Time) sloganıyla duyurulan ve multimedya araçları kullanılarak gerçekleştirilecek, küresel ve interaktif bir model seçme yarışmasını başlatıyor. Yarışma kapsamında, 8 Şubat-16 Mart 2010 tarihleri arasında fotoğraf veya videolarını www.benetton.com/casting adresine yükleyen gençler arasından seçilecek 20 kişi, Benetton’un 2010/2011 Sonbahar-Kış reklam kampanyasının çekimlerinde rol almak üzere New York’a gidecek.
Sokakların Özgür Ruhu Bu Koleksiyonda Jimmy Key, sokakların özgür ruhunu Street Fashion Koleksiyonu’na taşıyor. Enerjinizi dışa vuracak Street Fashion ile kendinizi daha genç, daha özgür ve daha farklı hissedeceksiniz. Vintage detaylar günümüze uyarlandı ve Street Fashion’da hayat buldu. Geleceğin yansımasını günümüz kıyafetlerine taşıyan Street Fashion’da kaban görünümlü trikolar ve hırkalar ile bol kesimli pantolonlar hareketlerinizde özgürlük hissi yaratıyor. Ekoseler ve çiçek desenlerinin hakim olduğu elbiseler ile gömlekler ve etekler kış aylarına sıcacık bir hareket katıyor. Ekru, yeşil ve kahve tonlarının ağırlıkta olduğu koleksiyon ile kendinize her zaman genç ve enerjik hissedeceksiniz.
Kampanya kapsamında www.benetton. com/casting adresine yüklenen, gençlerin kendilerini ve geleceğe yönelik vizyonlarını anlattığı video ve fotoğraflar, site ziyaretçileri tarafından oylanacak. En yüksek oyu alan 100 kişi arasından jürinin seçeceği 20 şanslı finalist, Britanyalı fotoğraf sanatçısı Josh Olins tarafından New York’ta yapılacak reklam çekimlerine katılmaya hak kazanacak. New York seyahati için tüm masrafları karşılanacak finalistlerle, 1 yıllık modellik kontratı imzalanacak. Benetton ayrıca, ilk 100 listesine giren yarışmacılara 200’er Euro değerinde hediye çeki verecek.
viewbox 7
Emporio Armani İç Giyim ve Armani Jeans Koleksiyonları İçin Megan Mükemmel Seçim Emporio Armani Bayan İç Giyim ve Armani Jeans İlkbahar-Yaz 2010 için Megan Fox ile dünya çapında reklam çalışması yaptı ve Giorgio Armani kampanyadan oldukça memnun. Ünlü moda fotoğrafçıları Mert Alaş ve Marcus Piggott tarafından tamamlanan çekimler New York, Los Angeles, Londra, Milano, Roma, Paris ve Tokyo gibi dünya modasının takip edildiği şehirlerin yaşam tarzı dergileri ve billboardlarında yer alacak. Georgio Armani, Megan’ın genç ve seksi olduğunu aynı zamanda içinde bir çok ruh hali olduğunu belirtiyor. www.giorgioarmani.com
kısahaber
İstanbul Moda Akademisi Tanıtım Günleri Başlıyor İstanbul Moda Akademisi (İMA), moda alanında kariyer planlayan gençlere yol haritası çizen eğitim programlarına yönelik 10 Mart 2010 Çarşamba günü Nişantaşı’ndaki merkezinde open days/tanıtım günü düzenliyor. İstanbul Moda Akademisi Türkiye’de ilk defa London College of Fashion (LCF) işbirliği ile gerçekleşecek olan eğitim programlarını düzenleyeceği tanıtım günlerinde öğrenci adayları ile paylaşacak. 10 Mart 2010 Çarşamba günü saat 14.00’te düzenlenecek tanıtım gününde, katılımcılar, moda alanında parlak bir kariyere götürecek eğitim programları hakkında sorularına cevap bulmanın yanı sıra, İMA’nın eğitim ortamını görme fırsatı bulacaklar. İMA’da London Collage of Fashion işbirliğiyle hayata geçirilecek bu programlar ile endüstrinin ihtiyaç duyduğu niteliklere sahip, yenilikçi düşünce sistemine uyum sağlamış, problem çözme becerisi yüksek ve teorik bilgilerini iş hayatının gerçeklerine adapte edebilen profesyoneller yetiştirilmesi hedefleniyor.
viewbox 9
Enka Kültür Sanat’tan Bahara Sanat Dolu “Merhaba!” Yıllardır kültür-sanat etkinliklerinin en önemli isimleri arasında yer alan ENKA Kültür Sanat; 22. ENKA Kültür Sanat Bahar Etkinlikleri ile yoluna devam ediyor. ENKA izleyicileri, baharı 2 Mart–11 Mayıs 2010 tarihleri arasında gerçekleşecek tiyatro oyunları, sergiler ve konserlerle karşılıyor. 22 yıldır kaliteli çizgisinden ödün vermeyen ENKA Kültür Sanat; kış, bahar ve yaz aylarında olmak üzere yılda üç kez düzenlediği kültür-sanat etkinliklerinde, birbirinden önemli sanatçı ve grupları ağırlıyor. 22. ENKA Kültür Sanat Bahar Etkinlikleri; 2 Mart 2010, Salı günü saat 19:00’da gerçekleşecek Mustafa Orkun Müftüoğlu resim sergisi açılışı ve Oyun Atölyesi’nin saat 20:30’da sergilenecek “7” (Şekspir Müzikali) adlı, sezona damgasını vuran müzikali ile başlayacak. 11 Mayıs tarihine dek devam edecek etkinlikler; ENKA İbrahim Betil Oditoryumu’nda gerçekleşecek tiyatro oyunları ve konserler ile ENKA Dr. Clinton Vickers Sanat Galerisi’nde ziyaret edilebilecek sergilere ev sahipliği yapacak. www.enkasanat.org
Kayra Vintage Koleksiyon Serisi’nden Benzersiz Bir Deneyim Kayra Şarap Akademisi bünyesinde yer alan Mimolett restoranda tüketiciler, Türkiye’de daha önce denenmemiş bir yemek deneyimi konseptiyle tanışıyor. Kayra Vintage Koleksiyon Serisi tarafından tasarlanan “Kayra Vintage Dining Room” isimli özel yemek odası, Mimolett’te açılıyor. Mimolett içerisinde diğer masalardan farklı bir konumda, 10 kişilik bir yemek odası olacak olan “Kayra Vintage Dining Room”, misafirlerine çok farklı bir yemek deneyimi yaşatacak. Oda için özenle seçilmiş özel yemek takımlarından, aksesuarlara, odaya özel olarak hizmet verecek servis elemanından, Şef Murat Bozok ve Kayra Şarapları’nın önologu Daniel O’Donnell’ın ortak çalışması olan Winemaker’s Menu’ye kadar her şey size kendinizi daha özel hissettirmek için tasarlandı.
kısahaber Marks & Spencer’ın İlkbahar Yaz Koleksiyonu Çok Renkli Marks&Spencer, 2010 İlkbahar–Yaz Kadın Koleksiyonunda, hem feminen görünümlerin hem de askeri trendlerin öne çıktığı aykırı bir görünüm sergiliyor.İlkbahar-Yaz Koleksiyonu’nunda dikkat çeken temalar, hafif kabartmalar ve fırfırlarla süslenmiş omuz vatkaları ile 80’li yılların sert kesimli stilinin tamamen zıddı. Marks&Spencer 2010 İlkbahar-Yaz koleksiyonunda göze çarpan parçalardan biri de yelekler ve parkalar. Çeşit çeşit jeanlerle kombin edebileceğiniz, farklı renk ve modellerdeki yelekler ve parkalarla gündelik ama şık bir görünüm elde edebilirsiniz. Bu sezon da şıklığınıza şıklık katmak istiyorsanız Marks&Spencer’ın İlkbahar-Yaz Koleksiyonu tam size göre.
Natalia Vodianova’dan özel yardım gecesi Natalia Vodianova’dan Özel Yardım Gecesi Ünlü rus top model Natalia Vodianova çocuklar için bir yardım balosu düzenliyor. Ünlü rus top model Natalia Vodianova, 1 Nisan 2010 tarihinde Moskova Olimpiyskiy Arena’da 450 kişilik “aşk balosu” isimli bir yardım organizasyou düzenleyecek. Bu yardım gecesi, ünlü modelin kurmuş olduğu Naked Heart Vakfı tarafından Rusya’nın en fakir bölgelerinde yaşamaya çalışan çocuklara yardım amacıyla düzenlenecek. Söz konusu yardım balosunda, içlerinde Valentino, Givenchy, Chanel, Dolce&Gabbana, Christoper Kane ve Prada gibi markaların da bulunduğu, geceye özel olarak üretilmiş 40 adet elbise açık artırmayla satılacak.
viewbox 11
Versace İle Bu Bahar Ayrıcalıklı Olun… Neon sarı pamuk elbise, bir çift platform topuklu ayakkabı ile vahşi cazibenizle yürüyüşe çıkın. Instyle Mart sayısında Ilan Rubin Versace için hazırladıgı özel fotoğraf çekimini inceleyebilirsiniz.
Pierre Cardin Vitrinleri Gençlere Emanet Pierre Cardin’in 2010-2011 Sonbahar-Kış vitrinini üniversite öğrencileri tasarlayacak. “Vitrine de Pierre Cardin-Vitrin Tasarımı Yarışması”nda ilk 3’e giren tasarımlar Pierre Cardin mağazalarının vitrinlerine uygulanacak, tasarımcılara da toplam 14 bin TL para ödülü verilecek. Pierre Cardin’in Türkiye genelindeki üniversitelerin güzel sanatlar ve mimarlık fakültelerinde okuyan öğrencilere yönelik düzenlediği “Vitrine de Pierre Cardin–Vitrin Tasarımı Yarışması”nın ilkine başvurular başladı. Bu yıl Mimar Sinan Güzel Sanatlar Üniversitesi (MSGSÜ) Güzel Sanatlar Fakültesi Tekstil ve Moda Tasarımı Bölümü ile Sahne Dekorları ve Kostümü Bölümü işbirliğiyle düzenlenen yarışmada ilk 3’e girenlere para ödülü ve başarı belgesi verilecek; tasarımları da Pierre Cardin’in belirlenen 3 mağazasının vitrinlerinde birer ay süreyle uygulanacak. Başvuruların 28 Nisan’a kadar kabul edileceği yarışmada birinciyi 8 bin, ikinciyi 4 bin, üçüncüyü de 2 bin TL para ödülü bekliyor. Başvurular için son tarih 28 Nisan, kaçırmayın bizden söylemesi.
alışveriş Nike Zoom Victory+ Spor Ayakkabılar, Kadınları Koşmaya Teşvik Ediyor Nike’ın Running Koleksiyonu’nda yer alan Zoom Victory+ spor ayakkabılar, tüy kadar hafif yapısıyla, kadınları uzun yürüyüşlere ve koşmaya teşvik ediyor. Göz alıcı tasarımını bütünleyen pembe ve gri renkleri, sportif kadınlara çarpıcı ve şık bir görünüm kazandırıyor. Tabanındaki yastıklama sistemi ayağı destekleyerek, farklı zeminler üzerinde rahat hareket etmesini sağlıyor. Flywire teknolojisi, ultra esnek yapısı ve süper destekleyici özellikleriyle, koşu ve yürüyüş sırasında ihtiyaç duyulan güç desteğini sunuyor. Zoom Victory+ spor ayakkabılar, Nike + serisindeki tüm modellerde olduğu gibi; taban astarının altındaki cebe yerleştirilen özel sensörlü çiplerle, iPod Nano’yla bağlantı kurarak, koşucunun spor performansını değerlendiriyor. www.nike.com
viewbox 13
Dağın Zirvesindeki Ferahlık Ve Tazelik: Vivident Full Günün yoğun koşuşturması sırasında, zaman zaman tazelenmeye ihtiyaç duyarız. Aldığımız her taze nefes, farklı bir soluk ve yeni bir başlangıç anlamına gelir. Vivident’ten iki yeni farkli tat; Nefeslerde Yoğun Rahatlama “Vivident Full Drops” ve Dağın Zirvesindeki Tazelik “Vivident Extra Mints” www.vivident.com.tr
Sıkı Ve Canlı Bir Cilt İçin Sculptinex Türkiye’de sadece Sephora’larda satılan yeni Sculptinex şekillendirici yüz bakım kremi, cildi nemlendirip sıkılaştırarak, daha pürüzsüz ve aydınlık bir görünüm kazandırıyor. Good Skin laboratuvarlarında, 8 hafta boyunca yapılan klinik testlere göre üretilen Sculptinex, 4 hafta düzenli kullanıldığında cildi %20, 8 hafta kullanıldığında ise %51 oranında sıkılaştırıyor. İçerisindeki bileşenlerle yaşlılık etkileri görülen cildi canlandıran, sabah akşam kullanılan ürün, doğal kolajen üretimini destekliyor, ciltte serinlik etkisi ve ferahlık sağlıyor.
Rowenta Creation Saç Set’i İle Baş Döndürücü Saçlar Rowenta Creation Saç Düzleştiricisi alana, Creation Saç Maşası hediye kampanyası devam ediyor. Rowenta Creation Saç Seti ile tercihinize göre saçlarınızı ister düz ister dalgalı yapabilir her şekilde kusursuz saçlara sahip olabilirsiniz. www.rowenta.com.tr
alışveriş Hisar’dan Solaklara Özel Cezve Artık solaklarda Türk kahvesini rahatlıkla yapabilecek. Hisar’ın solak tüketicilerini düşünerek özel olarak ürettiği cezveler, kahve dökme sorunlarını ortadan kaldırarak rahat bir kullanım sunuyor.
Soğuk Kış Günleri İçin Sıcacık Bir Keyif: Özsüt Sıcak Çikolata Pastaları, kahveleri, çikolataları ve tatlılarıyla “Türkiye’nin lezzet ustası” olan Özsüt, sıcak çikolata keyfine eğlenceli bir yorum katıyor. Özel krema ile yumuşatılmış bir çikolata bloğu olan Özsüt Sıcak Çikolata, bir fincan sıcak sütün içinde eriyerek enfes tadıyla içinizi ısıtacak. Soğuk kış günleri için sıcacık bir alternatif olan bu yeni ürün çikolata tutkusunu eğlenceli bir lezzet deneyimine dönüştürmek isteyenleri bekliyor. Bir pakette iki adet çikolata bloğunun bulunduğu Özsüt Sıcak Çikolata 5 TL fiyatıyla satışa sunuluyor. Özsüt Sıcak Çikolata’yı Özsüt’te denemek isteyenler ise mağaza içi serviste 4 TL ödüyorlar.
Evinizde Sinema Keyfini Yaşatmak İçin Philips’ten Yeni Bir İşbirliği Alien ve Gladyatör gibi gişe rekorları kıran ünlü filmlerin yönetmeni Sir Ridley Scott tarafından kurulan Ridley Scott Associates’in (RSA) beş yönetmeninin Philips için çektiği ‘Parallel Lines’ filmleri 8 Nisan 2010’da çevrimiçi olarak www.philips. com/cinema adresinde yayınlanacak.
viewbox 15
Mucidi Morphy Richards’tan Advanced Finish Digital Buharlı Ütü 1937 yılında ilk elektrikli ütüyü üreten dünyaca ünlü İngiliz elektrikli ev aletleri markası Morphy Richards’tan çok özel bir ütü… Advanced Finish Digital, ışıklandırılmış su tankı, hassas elektronik ısı kontrol paneli, turbo hızlandırıcı, 120 gr şok buhar, dikey ütüleme, otomatik kapanma, seramik taban, damlama önleyici sistem, daimi kireç önleyici filtresi özellikleri ile bir ütünün çok ötesinde…
Kestanenin Ve Çikolatanın Doyumsuz Lezzeti Gloria Jean’s Coffees’in Mini Keklerinde Gloria Jean’s Coffees, kahveseverleri yeni bir lezzet yolculuğuna çıkarıyor. Kestaneli-Çikolatalı Mini Kekler, kahve keyfini taçlandırmak isteyenlere muhteşem lezzet ikilisi sunuyor. Damaklarda unutulmaz tatlar bırakan Gloria Jean`s Coffees, soğuk kış günlerinde kahvenin keyfini tatlı ile çıkarmak isteyenler için muhteşem lezzetteki KestaneliÇikolatalı Mini Kekleri yarattı. Kestanenin ağızda dağılan kadifemsi dokusu ve çikolatanın damakları şenlendiren lezzeti ile birleşen mini kekler kahve severlere tam bir lezzet şöleni yaşatıyor. Filtre kahve ile birlikte önerilen Kestaneli-Çikolatalı Mini Kekler keyifli sohbetlere tatlı anlar katıyor.
vegasproject
mert türkoğlu
Project, New York ve Las Vegas’ta yılda dört defa düzenlenen ve dünyanın önde gelen firamalarının katıldığı bir fuar. Yaklaşık 1000 çağdaş tasarımcının en son kolleksiyonları sergilediği Project’te firmaların verdiği marka mesajlarını, sanayideki son gelişmeleri ve sektörün eşsiz atmosferini bulabilirsiniz. Project Global Tradeshow’un her yıl yerel ve ulusararası düzeyde 25 bin katılımcısı var. Katılımcılar, önde gelen perakende kuruluşlarının günümüz ve gelecek sezon erkek, kadın ve aksesuar modasını kolaylıkla takip edebiliyor. Project Amerika ve Avrupa’nın dev moda şirketleri arasında güçlü bir bağ kuruyor, aynı zamanda Amerika denim sektörünündeki butik yeni markalara da hayat bulma fırsatı veriyor. Bence Project denim sektörünü ve geleceğin modası takip edebilmek adına dünyaca ünlü modacıların biraraya geldiği harika bir platform. Amerika’nın Bread&Butter’ını ziyaret etmemek buralara kadar gelmişken olmazdı zaten.
project
t
viewbox 17
vegasproject
viewbox 19
18 yaşından sonra her erkeğin yaptırması gerekenler Yaşam stresini birebir yaşayan erkeklerde kalpdamar hastalıkları ve kanserler en önemli ölüm nedenleri arasında. Ancak yaptıracağınız birkaç testin sizi hayata daha sıkı bağlaması mümkün. Uz. Dr. İsmail Yağız, erkeklerin mutlaka yaptırması gereken testler hakkında bilgi verdi Yaşam stresini birebir yaşayan erkeklerde kalp-damar hastalıkları ve kanserler en önemli ölüm nedenleri arasında. Ancak yaptıracağınız birkaç testin sizi hayata daha sıkı bağlaması mümkün. Uz. Dr. İsmail Yağız, erkeklerin mutlaka yaptırması gereken testler hakkında bilgi verdi. Yaşam stresini birebir yaşayan erkeklerde kalp-damar hastalıkları ve kanserler en önemli ölüm nedenleri arasında. Ancak yaptıracağınız birkaç testin sizi hayata daha sıkı bağlaması mümkün.
sağlıkhaber
1. BOY-KİLO VE TANSİYON DEĞERLENDİRİLMESİ: Her erkeğin 18 yaşından sonra boy, kilo ve tansiyon ölçümü yaptırması gereklidir. Özellikle obezite, diyabet ve hipertansiyon gibi genetik eğilimi bulunan bireyler risk altındadır. Tansiyon takibi de önemlidir ve her yaş için normal değer 120/80 mm /Hg olarak belirtilmektedir. 2. EFOR KAPASİTESİ ÖLÇÜMÜ: Ailesinde kalp hastalıkları riski bulunanların daha erken yaşlarda yaptırması gereken bir ölçümdür. Özellikle 50 yaş ve üzerinde mutlaka yapılması önerilmektedir. Birkaç gün öncesinden hazırlığı bulunan bu testte, koşu bandı üzerinde efor miktarınıza göre kalp ve tansiyon ritminiz değerlendirilmektedir.
www.kamusagligi.com
viewbox 21
3. PROSTAT MUAYENESİ: Erkeklerde kanser nedeni sıralamasında ilk 3’te yer alan prostat kanseri, basit muayene ve testlerle ortaya çıkarılabilmektedir. Prostat Spesifik Antijen (PSA) ölçümü ve makattan prostat muayenesi dışında ultrason ile prostat büyüklüğü ölçülmektedir. 4. İŞİTME VE GÖRME TESTİ: Çok basit muayenelerle işitme yüzdesinizi öğrenebildiğiniz gibi, göz muayenesiyle de göz içi tansiyonu (glokom), göz zarı yırtıkları (retina dekolmanı) ve görme keskinliğinizi öğrenebilirsiniz. Özellikle 40 yaş ve yukarısında mutlaka görme kusurları oluşabileceğinden erken önlem alarak hayat kalitesi artırılabilir. 5. DEPRESYON TARAMASI: Gündelik yaşamın karmaşası “maskeli depresyon”a neden olmaktadır. Özellikle 50 yaş ve üzerinde depresyon eğilimi daha da artığından rutin tarama önerilmektedir. 6. DİYABET VE KOLESTEROL TESTLERİ: Ailede diyabetli, kolesterol sorunu olan, tansiyon hastası obez bireyler varsa özellikle 30 yaşından sonra kan tetkiklerinizi mutlaka yaptırın. Sağlıklı bir genetik mirasınız var ama sizin hayat şartlarınız kötüyse, 45 yaşından sonra 3 senede bir mutlaka tarama testlerinizi yaptırmanızda fayda vardır.
sağlıkhaber
30 yaşından sonra kan tetkiklerinizi mutlaka yaptırın. Sağlıklı bir genetik mirasınız var ama sizin hayat şartlarınız kötüyse, 45 yaşından sonra 3 senede bir mutlaka tarama testlerinizi yaptırmanızda fayda vardır. Hipertansiyonu ve kolesterolü bulunan bireylerde takipler daha sık yapılmaktadır
Hipertansiyonu ve kolesterolü bulunan bireylerde takipler daha sık yapılmaktadır.
Cilt kanserleri, kötü huylu benler ve bazı hastalıkların cilt bulguları bu kontrollerde ortaya çıkabilmektedir.
7. MİDE VE KALIN BAĞIRSAK TARAMASI: Özellikle 50 yaş ve üzerinde yılda bir kez dışkıda gizli kan bakılması, 3 senede bir kolonoskopi mutlaka önerilmektedir. Kişide uzun süreli mide bağırsak şikayetleri ve ailesinde de bu yönde bir öykü varsa daha erken tetkik yaptırmakta fayda vardır.
10. BULAŞICI HASTALIK TARAMASI: Hepatit B, C, HIV gibi cinsel yolla geçen hastalıklar açısından genç yaşlı her erkeğin düzenli aralıklarla kontrolden geçmesinde fayda vardır.
8. ALERJİ TESTLERİ: Sık enfeksiyon geçirmeniz, mide bağırsak rahatsızlığı yaşamanız, kullandığınız ilaçlardan fayda görmemeniz, cilt sorunları yaşamanız altta yatan bir madde alerjisine bağlı olabilir. Hayat kalitesini oldukça bozan allerji için önerilen testlerin yaptırılması gerekir. 9.CİLT MUAYENESİ: Çok güneşli bir bölgede yaşayan, güneşi seven ve yeterince koruyucu kullanmayan bir toplum olarak mutlaka yılda bir kez yaptırmamız gerekir.
11. AŞILANMA: Grip ve zatürre aşıları 65 yaş sonrasında mutlaka önerilir. Ek hastalıklar varsa veya hasta çok sık enfeksiyon geçiriyorsan yaş sınıra bakılmaz. Her sene grip, 5 senede bir zatürre aşısı yapılmalıdır. Bunlar dışında Hepatit aşısı belli sürelerde tekrarlanmalı, 10 senede bir tetanoz aşısı yapılmalıdır. 12. ULTRASON İLE AORT ANEVRİZMASI BAKISI: Özellikle çok uzun süre sigara içmiş yaşı 60 üzerinde olan erkeklerde ana atardamar olan “Aorta”nın genişlemesine karın ultrasonu ile bakılmasında fayda vardır. 13. AĞIZ VE DİŞ SAĞLIĞI BAKISI: Diş ve dişeti sağlığı özellikle ilerleyen yaşlarda çok önemlidir. Mutlaka senede en az bir kez diş muayenesi yapılmalıdır. kaynak: kamusagligi.com
viewbox 23
Denizkızları Yarı insan yarı balık şeklinde, açık denizlerde yaşadıklarına inanılan, merak uyandıran efsanevi yaratıklardır. Bu yaratıklar özellikle birçok Avrupa ülkesinin folklorunda geniş yer tutmaktadır. Örneğin İrlandalılar denizkızlarının Aziz Patrick tarafından sürgün edilen putperestler olduklarına inanırken İskandinavlar denizlerde memeliler gibi yaşayan gökten düşmüş melekler olduklarından emindiler...
köşehaber
adil asımgil
viewbox 25
200 yıl önce tüm denizciler, açık denizlerde kayaların üzerinde otururken uzun sarı saçlarını tarayıp, mükemmel sesleriyle cezbedici şarkılar söyleyen denizkızlarına karşı uyarılıyordu. Çünkü denizkızları, boğulan kimselerin ruhlarının koruyucuları idi ve bu ruhlara devamlı yenilerini eklemek için çok istekliydiler. Tarihte Denizkızı Vakaları Denizkızı konusundaki ilk kayıt 1492 yılında Kristof Colombus’a aittir. Bundan sonra 1607’de Henry Hudson, Atlantik Okyanusu’ndaki seyahati sırasında, göbekten yukarısı kadına benzeyen fakat uskumru balığı gibi benekli, yunus balığının kuyruğuna benzeyen bir kuyruğa sahip olan bir yaratık gördüğünü söyledi. Fransa’da kulaktan kulağa dolaşan ortaçağ hikayelerinden birinde Melusine adı verilen bir denizkızının zamanın kontu ile evlenmesi fakat daha sonra kontun kendisine verdiği sözleri tutmaması üzerine çocuklarını bırakarak gerçek yuvasına yani denize dönmesi anlatılır. Bu hikaye denizkızı ile delikanlı arasındaki umutsuz aşkların tipik bir örneğidir. Belkide denizkızı hikayelerinde temel belirleyici faktör olmuştur.
köşehaber
1830’da Bensecula’da balıkçı köyünün yerlileri kıyıda yosunları kesiyorlardı. Aniden denizde gülüp oynayan bir denizkızı gördüler. Birkaçgün sonra denizkızının sahile vurmuş olan cesedi bulundu. Vücudunun üst kısmı şişmanca 3-4 yaşındaki bir kızçocuğuna benziyordu. Fakat memeler bir çocuk için fazla gelişmişti. Saçları uzun ve koyuydu, derisi yumuşak ve bele kadar beyazdı. Vücudunun altkısmı ise somon balığı gibiydi. Birçok insanın cesedi gördüğüne dair kayıtlar mevcuttur. Ayrıca bölgenin güvenilir idarecisi Duncan Show’da cesedin kefen ve tabut ısmarlanacak kadar insana benzediğini kabul etmiştir. 1833’te İskoçya kıyılarında Shetland balıkçıları ağlarıyla denizkızı olduğuna karar verdikleri bir yaratık yakaladıklarını iddia ediyorlardı. Onu tekneye aldıklarında yaratığın yaklaşık 1 metre boyunda üst yarısının dişi maymuna benzediğini saç bölgesinde bulunan kalın kılların omuzlara uzandığını yaratığın bu kılları bir ibik gibi indirip kaldırabildiğini söylediler. Vücudun alt yarısı pulsuz bir balık gibiydi. Balıkçılar yaratığın 3-4 saat teknede kaldığını, daha sonra acıklı inlemelerinbe dayanamayarak onu tekrar suya bıraktıklarını anlattılar. 1881’de Boston gazeteleri iyi muhafaza edilmiş bir denizkızı cesedinin New Orleans limanına getirildiğini yazdılar. Fakat cesedi inceleyen doktorlar kafa ve gövdenin maymun olduğunu,göğüslerin pamuk doldurulmak suretiyle
viewbox 27
kabartıldığını alt kısmın ise balık olduğunu söylediler. Dolayısı ile bu bir hileydi. Benzer bir olay daha önce 1822’de Londra’da yaşanmıştı. 1917’de leonidas gemisinin kaptanı New York’tan Le havre limanına giderken Atlantik okyanusunda gördüğü denizkızını detaylı olarak rapor etti. Boyundan yukarısı beyaz derili siyah saçlı bir kadına benziyordu, fakat kollarından itibaren balık formunda idi. 6 saat kadar gemiye uzaktan refakat etti. Yaklaşık 15 er dk kalık sürelerle kendini su yüzüne çıkarıyor ve gemicilere gözlerini dikiyordu. Daha sonra tekrar dalıp bu defa diğer taraftan çıkıyordu. Kaptan seyir defterine şöyle yazdı. “Gemideki hiç kimse hayatında daha önce böyle bir balık görmedi ve hepsi onun denizkızı olduğuna inandılar.” Yine 1937’de Hindistan’da kıyıda ağla balık tutan balıkçılar ağlarını kıyıya çektiklerinde ağların içinde bir denizkızı gördüklerini söylediler. Seyretmek için kalabalık toplanınca denizkızının debelenerek ellerinden kurtulduğunu ve denize ulaşarak uzaklaştığını anlattılar. Denizkızlarıyla ilgili kayıtlar 1947 yılına kadar gelmektedir.İngiltere de yaşlı bir balıkçı arkadaşlarının tüm alaya almalarına ve ona inanmamalarına rağmen denizkızı gördüğü iddialarını sürdürmüştü. Denizkızları Gerçekmi? Ortaçağda denizciliğin ilerlemeye başladığı, keşiflerin yapıldığı, uzun sürelerle açık denizlerde kalınması gerektiği günlerde denizcilerin, bazı ilgiçekici hikayeler uydurarak bunlarla vakit geçirmeleri ve anlatılan bu hikayelerin etkisi altında kalarak çeşitli hayaller görmeleri doğal kabul edilmelidir. Zaten vermiş olduğumuz birkaç örnektede görülebileceği gibi ciddiye alınabilecek bir kayıt yoktur.
köşehaber
iPad’e hoşgeldin diyor, sevgiyle kucaklıyoruz Apple, iPod ve iPhone’un ardından iPad’i ile gövde gösterisini yaptı. Steve Jobs, iPad’in tüm özelliklerini ballandıra ballandıra anlattı; sahneden indi, perde kapandı ve eleştiri okları atılmaya başladı iPad, şöyleymiş, iPad böyleymiş; ekrana uzun süre bakınca baş ağrıtıyormuş, Adobe Flash desteği, kamerası, USB girişi, ek bellek yuvası yokmuş vesaire vesaire… Böyledir işte; bardağın boş tarafına odaklanan gözler eleştiri oklarını fırlatırken; bir kesimin de gözleri kamaştı iPad’in ışıltısından… Söz konusu teknoloji ise aslında alıcının talebini ve ürünün getirisini göz önünde bulundurmakta fayda var. Sen ne istiyorsun, bir üründen ne bekliyorsun, o ürün sana neleri sunuyor. iPad’e de böyle yaklaşmak oldukça mantıklı. Öncelikle iPad, hiçbir zaman ben bir bilgisayarım
teknohaber
demiyor; size konforlu bir tuş takımı, yüksek çözünürlükte bir kamera vadetmiyor. O yüzden birçok uygulama bir arada çalışmıyor, bellek kapasitesi artırılamıyor diyerek iPad’ı eleştirmeyi yersiz buluyorum. Apple ürünlerinin en etkileyici yanı, albenisi yüksek, görünüşüdür. Bir Apple ürününün logosunu gizleyin ve birkaç benzer modelle birlikte teşhir edin; eminim çoğumuz hangisinin Apple tasarımı olduğunu biliriz. iPad’e de bu gözle bakmakta yarar var; tasarım ve ergonomi konusunda çıtayı bir üste taşıyor. iPad, özellikle dijital yayınlıcılık için
selin bilgiç
yeni ve net bir sayfa açıyor. Olaya bu açıdan bakmakta ve teknolojinin gittiği bu noktaya dikkat çekmek gerekiyor. Apple’ın halihazırda 5 yayıneviyle anlaşması bulunuyor. Yakın zamanda bunların sayısının giderek artacağı ve ABD dışına da yayılacağı öngörülüyor. Müzik endüstrisi, iPod ile birlikte hızlı bir dönüşüm yaşıyor. iPad’in de yayıncılık sektörünün alfabesini değiştireceğine hiç kuşku yok. Gelelim iPad ile yapabileceklerimize; müzik dinleyebilir, e-kitap okuyabilir, fotoğraf albümü oluşturabilir, ayaklarımızı uzatıp avucumuzun içinde perdeyi sığdırıp film izleyebilir, oyun oynayabilirsiniz. Takvim, pusula ve harita uygulamalarından faydalanabilirsiniz. İnternet uygulamalarını da rahatlıkla kullanabilir ve elektronik postalarınızı kontrol edebilirsiniz. iPad, dik ve yatay şekilde kullanılabiliyor; uygulama sırasında iPad’i çevirdiğinizde program bu duruma uyum sağlıyor. iPhone’dan da aşina olduğumuz sanal klavye, hareketi tanıyor ve iPad’de ekranın altında gömülü olarak kullanılmayı bekliyor. ABD’de iPad’e 499 dolar gibi makul bir fiyat ile sahip olabilirsiniz. Türkiye’ye iPad ne zaman gelir, Türkiye’deki yayınevleri, e-kitap konusuna nasıl yaklaşır, bunlar belirsizlikler. Ama net olan bir nokta var; iPod ve iPhone için oluşan uygulama ve aksesuar pazarının ya da bu ürünleri alanların iPad’e kayıtsız kalmayacağı.iPad ile birlikte Apple, üçlemeyi ve 3P kardeşliğini tamamlamış oldu. Bakalım bundan sonra hangi sulara yelken açacak? iPad’in teknik özellikleri Apple imzalı 1GHz A4 işlemci 16, 32 veya 64GB dahili flaş bellek seçeneği 1024x768 piksel çözünürlüklü, 9,7 inç ekran LED aydınlatmalı IPS ekran. WiFi, Bluetooth ve 3G (üst modelde) 1,3 cm incelik 680 gram ağırlık Dolu batarya ile 10 saatlik pil ömrü
viewbox 31
Avrupa Google’a fena taktı! Dev arama motoruna AB soruşturması açıldı. İtalya’da bir hakim, üç Google yöneticisine hapis cezası verdi. Avrupa Birliği, dünyanın en büyük arama motoru olan Google’ın anti-tekel yasalarını ihlal edip etmediğini inceleyecek Soruşturma, Fransız Ejustice.fr, Alman Ciao. de ve İngiliz Foundem.co.uk sitelerinin şikayeti üzerine açıldı. Şikayette, bu firmalara veya ortaklarına ait servislerin internet linklerinin Google arama motorunda gösterilmediği veya listelerde en sonda gösterildiği iddia edildi. Google’dan yapılan cevabi açıklamada, hiç bir arama motorunun mükemmel olamayacağı, sürekli geliştirilen en gelişmiş Google arama motorunun da mükemmel olmadığı belirtildi. Google yetkilisi, iddia edildiği gibi bir ‘rakip filtreleme’ sisteminin bulunmadığı vurgulandı. Google’ın dün ve bugün başına açılan işler bununla da bitmedi. İtalya’da da bir hakim, Google Video’ya bir kullanıcı tarafından yüklenen ve bir okul çocuğunun arkadaşlaır tarafından tartaklandığını gösteren video yüzünden ülkedeki üç üst düzey Google yöneticisini 6’şar ay hapse mahkum etti.
teknohaber
ntvmsnbc
Mahkeme, yöneticilerin cezalarını tecil ederken, Google şirketinin Genel Merkezi, temyize başvuracağını açıkladı. Cezaya çarptırılan yöneticilerin hiçbirinin şu anda İtalya’da yaşamadığı belirtildi. İtalya’da Down Sendromlu insanlara yardım için kurulan Vivi Down Derneği ve videoda gösterilen erkek çocuğun babası, cep telefonu ile çekilen görüntülerin Eylül 2006’da Google Video sitesine yüklenmesinden sonra dava açmıştı. Savcı, karardan sonra mahkeme önünde gazetecilere yaptığı açıklamada, “bir şirketin hakları, bir kişinin onurundan daha üstün değildir. Bu karar açık bir mesaj veriyor” dedi. Google Genel
Merkezi’nden yapılan açıklamada ise mahkum olan yöneticilerin “bu videoyu ne çektikleri, ne siteye yükledikleri, ne de izledikleri, ama yine de suçlu bulundukları” belirtilerek, bu tür sitelere yüklenen görüntülerden sitelerin sahibi şirketlerin sorumlu olamayacağı savunuldu.
savunmuştu. Mahkemenin ceza verdiği Google yetkililerinden David Drummond ise yaptığı açıklamada, kararın “tehlikeli bir örnek oluşturduğunu” ve kendileri gibi herhangi bir internet sitesinin her yöneticisinin benzer şekilde sorumlu bulanabileceğini belirtti.
Açıklamada, kararın “internetin üzerine kurulduğu özgürlük açısından hayati bir sorunu gündeme getirdiği” de ileri sürüldü.
Drummond, İtalya ve Avrupa yasalarının bu konuda açık olduğunu, kendileri gibi internet şirketlerinin, sitelerine yüklenen videoların içeriğini izlemelerinin gerekmediğini savundu.
Google mahkemede videoyu, kendilerine bilgi verilir verilmez kaldırdıkları ve soruşturma boyunca görüntülerdeki çocuğu taciz edenlerin belirlenip adalet önüne çıkarılması için İtalyan yetkilileri ile işbirliği yaptıklarını
Savcı ise duruşmalarda, Google’ı ihmalle suçladı ve bazı internet kullanıcıların videoyu gördükten sonra rahatsız olup kaldırılması için not yazmalarından sonra bile, videonun 2 ay yayında kaldığını ifade etmişti.
viewbox 33
bunudene
B SE UN DE N U NE DE !!!
Knucklebone Oscar İskandinavya’nın bilinen en iyi müzik gruplarından biri. Oscar ve dörtlüsünün heyecan verici ADD-blues tadında müziği, rockın lezzeti ve punkın enerjiyle birlestişinde ortaya sertte olsa inanılmaz bir müzik karması çıkıyor. Helsinki’ye yolunuz düşerse ya da Oscar size gelirse kaçırmayın, bir konserine gidip seyredin deriz. Sizde Knucklebone Oscar gibi kendi 3’lü, 4’lü ya da 5’lilerinizi olusturabilirsiniz. Eger vahsi bir tarzınız varsa, belli kitlelere hitap edebiliyor ve kendinize güveniyorsanız hadiii, daha ne bekliyorsunuz, alın gitarları!! Show timeeeeee!!
viewbox 35
köşehaber
selin bilgiç
İstanbul’un seyyar satıcılarına kulak verelim Kassas’ta yeni hikayeler ve hayatlarla tanışalım, İstanbul’u onlardan dinleyelim...
viewbox 37
Bir kenti tanımak için sokaklarında uzun uzun yürümek gerekir. Birgün sabah rüzgarıyla, birgün öğle güneşiyle, birgün akşam yağmuruyla; farklı zamanlarda uzun uzun dolaştığınızda ancak anlarsınız bir kenti. İstanbul 2010 Avrupa Kültür Başkenti kapsamında yıl boyu düzenlenecek etkinlikler, bize İstanbul’u biraz daha yakından tanıma fırsatı sağlayacak. Bu tanışmalar için ilk adımı, Kassas ile attık. İstanbul 2010 Avrupa Kültür Başkenti Ajansı tarafından desteklenen ve Garajistanbul tarafından hayata geçirilen İstanpoli projesinin ilk oyunu Kassas, Ocak ayında sahnelenmeye başladı. Şubay ayında verilen kısa aranın ardından 16–20 Mart tarihleri arasında yeniden Garajistanbul’da izleyicilerle buluşacak. Kassas’ta İstanbul’un seyyar satıcılarına Övül Avkıran ve Mustafa Avkıran eşlik ediyor. Kalaycı, bozacı, çiçekçi, tavukpilavcı, simitçi, şerbetçilerle yapılan sohbetler, onların hikayeleri projeksiyondan yansıtılıyor.
köşehaber Bir kente ait olmak için orada doğmak mı, orada çalışmak mı gerekir? Kaç yıl yaşamak lazım İstanbulluyum diyebilmek için? Ya da ne kadar sevmek gerekir İstanbul’u? Kassas’ı izlerken ucundan kıyısından bunları da düşünüyorsunuz
viewbox 39
Övül Avkıran ve Mustafa Avkıran, sahnede bu hikayeleri destekliyor, zenginleştiriyor ve ışık tutuyor. Kassas’ın sonunda seyyar satıcı oyuncular, “Türkiye Avrupa birliğine alınacak mı, boğaza karşı çay içtin mi, sinemaya, tiyatroya, operaya, müzeye, sergiye, konsere gidiyor musun?” sorularını yanıtlıyor. Burası, Kassas’ın en can alıcı noktası. Kültür başkentinde, kültürel etkinliklerin sadece bir kesimin tekelinde olduğunu bir kez daha görmemizi sağladı. Sanırım 2010 boyunca, bu tarz ikilemleri bol bol yaşayacağız. Bir kente ait olmak için orada doğmak mı, orada çalışmak mı gerekir? Kaç yıl yaşamak lazım İstanbulluyum diyebilmek için? Ya da ne kadar sevmek gerekir İstanbul’u? Kassas’ı izlerken ucundan kıyısından bunları da düşünüyorsunuz. Kassas’a ve İstanbul’a kayıtsız kalmayın, mutlaka gidin, izleyin. Eminönü’nün başrol oyuncularını bir de sahnede görün.
sinehaber
Veda
Selanik’te çocukluktan başlayan arkadaşlık, önce silah arkadaşlığına sonrasında cumhuriyetle birlikte aynı ideallerin peşinde yürüyen yarım asırlık dostluğa ve ölene kadar süren kardeşliğe dönüştü. Aralarındaki dostluk o kadar büyüktü ki biri öldüğünde diğeri de hayata veda etmek istedi… Veda, ölüme meydan okuyan bir kuşağın hikayesi. Filmde sadece Atatürk’ün hayatı anlatılmıyor, aynı zamanda bir döneme ışık tutuluyor, filmde dostluk, savaş, aşk, sevgi gibi konular ‘insan olmak’ çerçevesinde tekrar ele alınıyor. “Veda” Salih Bozok’un anlatımıyla, bu dostluğun, Atatürk’ün hayatının dönüm noktalarının, vatanı kurtarmak için ölüme meydan okuyan bir kuşağın komutanının hikayesi…
viewbox 41
sinehaber Senaryosunu Zülfü Livaneli’nin yazdığı ve yönettiği filmin görüntü yönetmenliğini Peter Steguer yaptı. Müzikler yine Zülfü Livaneli’ye ait. Çekimlerine 27 Ekim’de başlanan filmin senaryo çalışması 3 yıl sürdü ve çekimler 7 haftada tamamlandı
viewbox 43
sinehaber
Veda’nın amacı, Atatürk’ü sadece Türkiye’ye anlatmak değil, aynı zamanda tüm dünyada Atatürk’ün tanınmasını sağlamak. Senaryosunu Zülfü Livaneli’nin yazdığı ve yönettiği filmin görüntü yönetmenliğini Peter Steguer yaptı. Müzikler yine Zülfü Livaneli’ye ait. Çekimlerine 27 Ekim’de başlanan filmin senaryo çalışması 3 yıl sürdü ve çekimler 7 haftada tamamlandı. İtalya’dan ekipleriyle gelen Aldo Signoretti ve Vittorio Sodano saç ve makyajı yaptı. Veda için Türkiye’ye 1200 kg makyaj malzemesi geldi.
viewbox 45
sinehaber
viewbox 47
Devamlı çalışan 29 araç, 98 kişilik ekip ve 2000 kişilik figurasyonla Türkiye’nin en kalabalık prodüksiyonu gerçekleştirildi
sinehaber Bu proje için 150 adet gerçek saçtan peruk yapıldı. Makyaj ve saç ekibi için 2 mobil kuaför ve makyaj salonu ve 1 adet makyaj laboratuarı özel olarak tasarlandı ve üretildi. Tamamı yerli sermaye ile hazırlanan projede, 13 kişilik İtalyan ve Alman teknik ekip görev aldı. Türkiye’de ilk defa bir prodüksiyon için 12 bin parça kostüm ve aksesuar Baran Uğurlu tarafından hazırlandı. Kostümler en ufak ayrıntısına kadar gerçeği yansıtabilsin diye dönemine uygun olarak eskitildi, renklendirildi, işlendi. Devamlı çalışan 29 araç, 98 kişilik ekip ve 2000 kişilik figurasyonla Türkiye’nin en kalabalık prodüksiyonu gerçekleştirildi. “Veda” çekimleri, Ayvalık, İzmir ve Antalya’da gerçekleşti. Savaş sahneleri doğal plato olan Seferihisar’da çekildi. Uşakizade Köşkü gibi gerçek mekanların yanısıra Atatürk’ün arabası ve vagonu da çekimlerde kullanıldı.
Vizyon tarihi: 26 Şubat 2010 Oyuncular: Sinan Tuzcu (Atatürk), Serhat Mustafa Kılıç (Salih Bozok), Dolunay Soysert (Zübeyde Hanım), Ezgi Mola (Latife Hanım), Özge Özpirinçci (Fikriye), Burhan Güven (Atatürk’ün yaşlılığı), Fikret Kağan Olcay (Atatürk’ün çocukluğu), Bartunç Akbaba (Atatürk’ün gençliği) Ekip: Zülfü Livaneli (Yönetmen), Zülfü Livaneli (Senaryo), Zülfü Livaneli (Müzik), Peter Steguer (Görüntü yönetmeni), Hakan Yarkın (Sanat yönetmeni), Baran Uğurlu (Kostüm tasarım), Vittorio Sodano (Makyaj)
viewbox 49
8. Uluslararası Gezici Filmmor Kadın Filmleri Festivali başlıyor! 12 Mart-18 Nisan 2010 tarihlerinde yapılacak festivalin bu yıl tek bir teması yok, yeryüzünün çeşitli parçalarından kadınların, umutsuzluktan umut çıkaran filmleri, kadınlardan umut var! 20 ülkeden 53 film, panel ve söyleşiler ile İstanbul, Kars, Sinop ve Creteil-Paris’te, 8. Uluslararası Gezici Filmmor Kadın Filmleri Festivali ile sizlerle... 8. Uluslararası Gezici Filmmor Kadın Filmleri Festivali, 12-21 Mart 2010’da İstanbul’da, Fransız Kültür Merkezi, Goethe Enstitüsü, İstanbul Modern salonlarında, ardından 1011 Nisan’da Kars, 17-18 Nisan’da Sinop’ta olacak. Ayrıca bu yıl, Creteil Kadın Filmleri Festivali (Festival De Films De Femmes) ortaklığıyla
sinehaber
31 Mart-6 Nisan tarihleri arasında Türkiye’den kadınların filmleriyle Fransa’da olacak. Yeryüzü zor bir yıl geçirdi. Türkiye de, kadınlar da… Yine, gözyaşımızla, başörtümüzle, anne olmamız, tenceresi boş olmamız hasebiyle, ‘namus’, ‘iffet’ timsalleri ya da cezalıları olarak yani düşünce, duygu, düşten azade sırf bedenden ibaret yeryüzü misafirleri olarak anıldık ya da hepten unutulduk. Biz de yine, bu yılın festival programını, kadınların düşünceleri, duyguları, deneyimleri, en çok da düşlerini
ve umutlarını bir kez daha paylaşmak ve hatırlatmak için hazırladık… Festivalde Neler Var: Marleen Gorris Toplu Gösterimi Carole Roussopoulos Anısına Ermenistan KIN (Kadın) Filmleri Festivali Seçkisi Jin Jiyan Azadi! Cins Cinsiyet Cinsiyetler 30 Yıl Sonra 12 Eylül Sinemada Kadınlar: Melek ya da Şeytan, Masum ya da Fettan ya da Hiç Kimse! bölümlerinde gösterilecek filmlerin yanı sıra Anneke Smelik’in katılacağı bir panel, yönetmenlerle söyleşiler... İstanbul’da her akşam film gösterimleri ve özel etkinliklerle Akşam Festivali, festival kapanışında 2. Altın Bamya Ödülleri... 20 ülkeden, yüzlerce kadından umutlu filmler, kadınlardan umut var!
viewbox 51
sinehaber
selin bilgiç
And the oscar goes to... Avatar, James Cameron’ın yeni Titanic’i olabilecek mi? Kathryn Bigelow, The Hurt Locker ile Oscar alan ilk kadın yönetmen seçilebilecek mi? Oscar ödülleri, 7 Mart’ta sahiplerini buluyor. Bu yıl En İyi Film dalında 10 aday yarışıyor. Avatar ve The Hurt Locker en iddialı filmler olarak gösteriliyor. Avatar’ın En İyi Film, En İyi Yönetmen, En İyi Kurgu, En İyi Görüntü Yönetmeni, En İyi Orijinal Müzik, Ses Tasarım, Ses Miksaj, Görsel Efektler ve Sanat Yönetimi dallarında 9 adaylığı bulunuyor. Avatar’ın Oscar’daki en önemli rakibi The Hurt Locker’ın ise En İyi Film, En İyi Yönetmen, En İyi Senaryo, En İyi Erkek Oyuncu, En İyi Görüntü Yönetimi, En İyi Kurgu, En İyi Müzik, Ses Tasarımı ve Ses Miksaj dalların adaylığı var. Şimdilik sadece adaylıklara yer veriyoruz, önümüzdeki aylarda törenin ayrıntılarını, kazananları ve filmleri sayfalarımıza taşıyacağız.
viewbox 53
En İyi film The Hurt Locker / Ölümcül Tuzak Avatar An Education District 9 / Yasak Bölge 9 The Blind Side Inglourious Basterds / Soysuzlar Çetesi A Serious Man Up / Yukarı Bak Up in the Air / Aklı Havada Precious: Based on the Novel Push by Sapphire
En İyi Yönetmen James Cameron (Avatar) Kathryn Bigelow (The Hurt Locker) Quentin Tarantino (Inglourious Basterds) Lee Daniels (Preciosus) Jason Bateman (Up in the Air)
En İyi Kadın Oyuncu Sandra Bullock (The Blind Side) Helen Mirren (The Last Station) Carey Mulligan (An Education) Gabourey Sidibe (Precious) Meryl Streep (Julia & Julia)
En İyi Erkek Oyuncu Jeff Bridges (Crazy Heart) George Clooney (Up in the Air) Colin Firth (A Single Man) Morgan Freeman (Invictus) Jeremy Renner (The Hurt Locker)
sinehaber En İyi Yardımcı Kadın Oyuncu Penelope Cruz (Nine) Vera Farmiga (Up in the Air) Maggie Gyllenhaal (Crazy Heart) Anna Kendrick (Up in the Air) Mo’Nique (Precious)
En İyi Orijinal Senaryo The Hurt Locker (Mark Boal) Inglourious Basterds (Quentin Tarantino) The Messenger (Alessandro Camon ve Oren Moverman) A Serious Man (Joel Coen ve Ethan Coen) Up (Bob Petersan, Pete Docter) En İyi Yardımcı Erkek Oyuncu Matt Damon (Invitus) Woody Harrelson (The Messenger) Christopher Plummer (The Last Station) Stanley Tucci (The Lovely Bones) Christoph Waltz (Inglourious Basterds) (Up in the Air)
En İyi Animasyon Coraline (Henry Selick) Fantastic Mr. Fox (Wes Anderson) The Princess and the Fog (John Musker and Ron Clements) The Secret of Kelles (Tomm Moore) Up (Pete Docter)
En İyi Yabancı Film Ajami (İsrail) El Secreto de sus Ojos (Arjantin) The Milk of Sorrow (Peru) Un Prophete (Fransa) The White Ribbon (Almanya)
En İyi Uyarlama Senaryo District 9 (Neil Blomkamp and Teri Tatchell) An Education (Nick Hornby) In the Loop (Jesse Armstrong, Simon Blackwell) Precious (Geoffrey Flesher) Up in the Air (Jason Reitman, Sheldon Turner)
En İyi Görüntü Yönetmeni Avatar Harry Potter and the Half-Blood Prince The Hurt Locker Inglourious Basterds The White Ribbon (Joel Coen ve Ethan Coen) Up (Bob Petersan, Pete Docter)
En İyi Sanat Yönetmeni Avatar The Imaginarium Of Doctor Parnasus Nine Sherlock Holmes The Young Victoria (Joel Coen ve Ethan Coen) Up (Bob Petersan, Pete Docter)
En İyi Kurgu Avatar District 9 The Hurt Locker Inglourious Basterds Precious: Based on the Novel ‘Push’ by Sapphire
En İyi Belgesel (Uzun) Burma VJ (Anders Østergaard) The Cove (Louie Psihoyos) Food Inc. (Robert Kenner and Elise Pearlstein) The Most Dangerous Man in America: Danniel Ellsberg and the Pentagon Papers (Judith Ehrlich and Rick Goldsmith) Which Way Home (Rebecca Cammisa)Up (Bob Petersan, Pete Docter) En İyi Makyaj Il Divo Star Trek The Young Victoria En İyi Müzik Avatar Fantastic Mr. Fox The Hurt Locker Sherlock Holmes Up En İyi Görsel Efekt Avatar District 9 Star Trek
viewbox 55
En İyi Belgesel (Kısa) China’s Unnatural Disaster: The Tears of Sichuan Province (Jon Alpert ve Matthew O’Neill) The Last Campaign of Governor Booth Gardner (Daniel Junge ve Henry Ansbacher) The Last Truck: Closing of a GM Plant (Steven Bognar ve Julia Reichert) Music by Prudence (Roger Ross Williams ve Elinor Burkett) Rabbit à la Berlin (Bartek Konopka ve Anna Wydra)
En İyi Kısa Animasyon French Roast (Fabrice O. Joubert) Granny O’Grimm’s Sleeping Beauty (Nicky Phelan ve Darragh O’Connell) The Lady and the Reaper (Javier Recio Gracia) Logorama (Nicolas Schmerkin) A Matter of Loaf and Death (Nick Park)
En İyi Şarkı Almost There Randy Newman (The Princess and the Frog) Down in New Orleans Randy Newman (The Princess and the Frog) Loin de Paname Reinhardt Wagner, Frank Thomas (Paris 36) Take It All Maury Yeston (Nine) The Weary Kind - Ryan Bingham ve Bone Burnett (Crazy Heart) En İyi Kostüm Bright Star Coco Before Chanel The Imaginarium Of Doctor Parnasus Nine The Young Victoria Reitman, Sheldon Turner) En İyi Ses Avatar The Hurt Locker Inglourious Basterds Star Trek Up
modahaber
esra yarıcı
Güçlü omuzlar ve maskülen adımlar Bu sezonun hit parçaları yüksek vatkalı blazer ceketler, bluzlar ve elbiseler. Balmain’in başlattığı akım son hız yayılıyor, sonuç omuzlar hiç olmadığı kadar güçlü
viewbox 57
Jean Paul Gaultier, Hermes, Christopher Kane, Georgio Armani, Ralph Lauren, Stella McCartney yeni kolleksiyonlarında maskülen etkiler belirgin bir şekilde göze çarparken, yüksek vatkalı Balmain ceketler ve elbiselere sahip olmak pek çok kişinin hayali. Dikkat etmeniz gereken noktalar, vatkalı birden fazla parçayı bir arada
modahaber
kullanmamanız ve geniş omuzluysanız da mütevazi boyutlarda arkalı parçaları seçmeniz olacaktır. Dar omuzlular ise kesinlikle avantajlı, doğru tercihler ile omuzlarını diledikleri gibi destekleyebilirler. Yüksek vatkalı blazer ceket, yine bu sezonun maskülen parçalarından biri olan klasik bağcıklı ayakkabı modellerini tercih ederek güçlü etkiler yaratabilir, hatta 20. yüzyılın en ünlü feminist yazarlarından biri olan Simone de Beauvoir’in satırlarından çıkarak ruh bulmuş modern, özgüveni yüksek ve bir o kadar da güzel kadın kahramanlar olabilirsiniz.
viewbox 59
Top Shop’da aranılan tüm modellere ulaşmak mümkün. İlk kez kendine has tarzıyla Michael Jackson tarafından gündeme gelen iri düğmeli, cepli military ceketler bugün de çok moda ve başta Coldplay gubu, Beyonce, Rihanna, Mischa Barton olmak üzere pek çok tarz sahibi müzisyen ve ünlü tarafından tercih ediliyor.
modahaber
Klasik bağcıklı ayakkabılarınızı tişört, jean veya bluz, mini etek ikilileriyle kombinleyerek casual bir görünüm yakalayabileceğiniz gibi kumaş pantalonunuz ile kullanmayı tercih ederek maskülen, aynı zamanda şık ve elegan etkiler yaratabilirsiniz. Babetlerinizden vazgeçin demiyorum ancak bu sezon bağcıklı ayakkabıları deneyerek farklılığa fırsat verebiliriniz.
2009 başlayan military trendi türkçe anlamıyla askeri eğilimler de dizüstü topuksuz çizmeler ve ceketler ile devam ediyor. Top Shop’da aranılan tüm modellere ulaşmak mümkün. İlk kez kendine has tarzıyla Michael Jackson tarafından gündeme gelen iri düğmeli, cepli military ceketler bugün de çok moda ve başta Coldplay gubu, Beyonce, Rihanna, Mischa Barton olmak üzere pek çok tarz sahibi müzisyen ve ünlü tarafından tercih ediliyor. Maskülen tema altında kış boyu siyah beyaz ikilisi ve gri tonları podyumlarda Armani, Christopher Kane, Ralph Lauren ve Jean Paul Gaultier koleksiyonlarında yüksek bel pantalon, deri ceket, rugan ayakkabı ve yelek formlarında karşımıza çıktı.
viewbox 61
2010 yazında ise maskülen parçalara tüm kolleksiyonlarda rastlamak mümkün. Siz de sadelikten yana hislerle bu parçalardan edinecek iseniz önerim pastel tonlardan yana olacak. Şifon elbiselerin, fırfırların ve fiyonkların yer verildiği romantik kolleksiyolarıyla ünlü Cloe dahi 2010 yaz kolleksiyonunda elbiselerin yanı sıra bol pantalonlara ve blazer ceketlere yer vermiş. Stella McCartney’nin omuz vurgulu, saten blazer ceketi ise muhteşem, markanın maskülen ve feminen yönünü bir arada ortaya koyuyor.
modahaber
Parisian genç moda tasarımcılarından Babtiste Viry’nin de kolleksiyonuna hakim olan maskulen, military tarz belirgin detaylar, geometrik kesimler ve aksesuarlar ile yaratılmış. Ceket, pantalon ya da ayakkabılarda maskulen parçalar seçmek fazla iddialı olur derseniz de, aksesuarları deneyin. Babtiste’nin pantalon askılarını ve papyon kolyelerini kullanmak gerçekten çok eğlenceli olmaz mıydı?
viewbox 63
Hollywood starları lazer teknolojisi kullanılan kotları giyiyor AG Adriano Goldschmied bugün Heidi Klum, Charlize Theron, Jessica Alba, Tori Spelling, Eva Longoria, Cameron Diaz gibi birçok Hollywood starının tercih ettiği bir marka. AG Adriano Goldschmied başarasını, denim modasını yakından takip etmesi, yıkama teknolojileri üstündeki titiz çalışmaları ve güçlü tasarım ekibiyle sağlıyor. AG Adriano Goldschmied Amerika’da olduğu gibi Avrupa pazarında da oldukça ses getiriyor. Geçtimiz günlerde firmanın bünyesine kattığı yeni Lazer teknolojisi sayesinde de vintage modasında emin adımlarla ilerleyeceğe benziyor
modahaber
mert turkoglu / los angeles
viewbox 65
AG Adriano Goldschmied bugün Heidi Klum, Charlize Theron, Jessica Alba, Tori Spelling, Eva Longoria, Cameron Diaz gibi birçok Hollywood starının tercih ettiği bir marka. AG Adriano Goldschmied başarasını, denim modasını yakından takip etmesi, yıkama teknolojileri üstündeki titiz çalışmaları ve güçlü tasarım ekibiyle sağlıyor. AG Adriano Goldschmied Amerika’da olduğu gibi Avrupa pazarında da oldukça ses getiriyor. Geçtimiz günlerde firmanın bünyesine kattığı yeni Lazer teknolojisi sayesinde de vintage modasında emin adımlarla ilerleyeceğe benziyor. AG Adriano Goldschmied, 2000 yılında kurulan ve tasarımcısı ile aynı adı taşıyan bir marka aslında. Tasarımcının 2000 yılında Los Angeles a gelmeyesiyle Mr. Ku’nun sahibi olduğu Koos Manufacturing arasında bir ortaklık başlıyor. Gelin AG Adriano Goldschmied hakkında genel bilgiyi yıllarını bu sektöre vermiş, Amerika’da ki modanın nabzını tutan Mr. Ku ile yaptığımız söyleşiden aktaralım. “O yıllarda jean Amerika’da işlevsel bir kıyafetti. Avrupa’da olduğu gibi sınıflandırılmamıştı. Yani düşük gelirli bir içşi ile zengin bir is adami aynı düşük ücretli jeani giyebiliyordu. Ortak çalışmaların sonucunda işlevsel olan bu giyside bir patlama yakaladik ve Amerika’da premium jean kavramı ortaya çıkardık.” İlk yıllarda küçük butik çalışmaları yapan ikilinin hedefi, son moda tasarımlarını yıkıma teknolojileri ile
birleştirerek kaliteye onem vermekmis. 2004 yılında karşılıklı olarak anlaşarak tasarımcı ile yollar ayrılıyor ama AG Adriano Goldschmied markası firmada kalıyor. Mr. Ku başkanlığındaki AG Adriano Goldschmied tasarım ekibi, markayı Amerika’da yerleştirmeye karar veriyorlar ve markanın süreklilik getirmesi adına kaliteye daima öncelik veriyorlar. “AG-ed vintage” da böyle oluşuyor. “AG-ed vintage” özellikli yıkama teknikleri ile son dönemlerin en moda trendi jeanlerinin üretimi sağlanıyor. “Gerçek bir denim markası olma için nihai hedef gerçeğine çok uygun vintige kot oluşturmak ve doğru bir yıkama tekniği kullanmaktır” diyen Mr. Ku, bunu sağlamak için dünyada uygulanan tüm yeni teknikleri kullandıklarını belirtiyor. Lazer teknolojisini tercih etme nedenlerinden biride denim ve jeans üretimlerinde taşlama diğer bir adıyla kumlamanın insan sağlığına etkileyen yanlarının bulunması.
modahaber
viewbox 67
modahaber
Üretimlerinde ileri teknoloji kullanan firma, son olarak Lazer teknolojini üretimine dahil ederek işçi sağlığı ne kadar önemsediğini bir kez daha vurguluyor. Mr. Ku, her ne kadar kullanilan Lazer teknolojisi pahali olsada, denim üzerindeki boyanın lazer ile yakılması ile elde edilen görüntüden ve ortaya çıkan sonuçtan, ayrıca bu son teknoloji sayesinde üretimlerinde de gercekleşen artışından oldukça memnun olduklarını ifade ediyor. Bugün AG Adriano Goldschmied perakende mağazalarına yenilerini ekleyerek büyümeye devam ediyor. Kanada, Asya ve Avrupa’daki dağıtım ağlarıyla da genişlemeye devam ediyor.
viewbox 69
m端zikhaber
“Dmitry Baevsky Quartet” Charlie Parker şarkılarıyla İstanbul Jazz Center’da... St. Petersburg’da 1976 yılında doğan Dmitry Baevsky, müziğe olan tutkusunu, genç yaşta alto saksofonla tanışmasıyla keşfetti Ünlü alto saksofoncu Dmitry Baevsky ve grubu, Garanti Caz Yeşili konserleri kapsamında İstanbul Jazz Center’da, Charlie Parker şarkılarını yorumlayacak. 04-05-06 Mart 2010 tarihlerinde gerçekleştirilecek konserlerde, alto saksofon çalacak Baevsky’ye, gitarda Yves Brouqui, basta Mathias Allamane, davulda ise Philippe Soirat eşlik edecek. St. Petersburg’da 1976 yılında doğan Dmitry Baevsky, müziğe olan tutkusunu, genç yaşta alto saksofonla tanışmasıyla keşfetti. 1991 yılında girdiği St. Petersburg’daki Mussorgsky College of Music’de, efsanevi Rus caz saksofoncusu Gennady Goldstein ile çalıştı. 90’lar boyunca, Rusya’daki uluslararası caz festivallerinde çaldı. 1996 yılında New York’a gitti ve New School University’nin caz bölümüne burslu olarak kabul edildi.
Mezuniyetinin ardından New York’ta kalmaya devam eden Baevsky, lokal New York caz gruplarında çaldı. İlk albümü “Introducing Dmitry Baevsky”yi Lineage Records’dan 2005 yılında çıkardı. Bugüne kadar, Barry Harris, Louis Hayes, Peter Washington, Dennis Irwin, Joe Cohn, Harry Allen, Peter Bernstein, Joe Magnarelli, Steve Williams, Willie Jones II gibi usta müzisyenlerle birlikte çalıştı.
İstanbul Jazz Center’dan satın alınan konser biletlerinde ve İstanbul Jazz Center’da yapılacak harcamalarda; Garanti Bonus, Flexi, Money ve Shop&Miles Card sahiplerine %10; American Express Green Card sahiplerine %10, Gold Card sahiplerine %15, Platinum Card sahiplerine ise %20 indirim uygulanacak. Söz konusu indirimler Biletix’ten alınan biletlerde geçerli olmayacak. Garanti Caz Yeşili Konserleri Dmitry Baevsky Quartet 04 Mart 2010 Perşembe / Saatler: 21:30 ve 23:00 05 Mart 2010 Cuma / Saatler: 21:30 ve 23:00 06 Mart 2010 Cumartesi / Saatler: 21:30 ve 23:00 İstanbul Jazz Center
viewbox 71
Voyvoda Caddesi Toplantıları’nda “Türkiye’de Çevre Sivil Toplum Kuruluşları” ele alınıyor Osmanlı Bankası Müzesi’nin Voyvoda Caddesi Toplantıları kapsamında düzenlediği ve “Çevre Ekonomisi” konusunun işlendiği “Siyasi İktisat Söyleşileri”, Yard. Doç. Dr. Zeynep Kadirbeyoğlu’nun “Türkiye’de Çevre Sivil Toplum Kuruluşları” başlıklı konuşmasıyla devam ediyor. 03 Mart 2010 Çarşamba günü saat 18:30’da İTÜ Taşkışla binasında yapılacak söyleşide, çevre konularında sivil toplum kuruluşlarına (STK) olan gereksinimin arttığı bir dönemde, Türkiye’de çevre örgütlerinin oluşum ve gelişimleriyle sivil toplumun çevre alanındaki rolü ele alınacak. Söyleşide ayrıca, çevre konusunda çalışan STK’ların finansal destekçilerle, devletle ve ulusötesi aktörlerle ilişkileri incelenecek. Boğaziçi Üniversitesi Siyaset Bilimi ve Uluslararası İlişkiler Bölümü Öğretim Üyesi Yard. Doç.
çevrehaber
Dr. Zeynep Kadirbeyoğlu, dünyada; küresel ısınma ve susuzluk gibi çevre sorunlarının ortaya çıkmasıyla, çevre koruması ve politikalarının, küresel ve yerel ölçekte siyasal gündemin önemli bir parçası haline geldiğini belirtiyor. Kadirbeyoğlu’na göre, çevre politikalarında ve sürdürülebilir kalkınma tartışmalarında, aşırı merkeziyetçi ve katılımcı olmayan yönetim sisteminin, karşılaşılan sorun ve zorluklarla baş edemeyeceği gerçeği giderek daha iyi anlaşıldı. Diğer kamusal alanlarda olduğu gibi, çevre hususunda da farklı gruplar iyi yönetişimin prensiplerini savunmaya, devlet, özel sektör ve STK’lar arasında yeni bir sosyal iş bölümü yapılması gerektiğini vurgulamaya başladı. Bu çok aktörlü yapı içinde, sivil toplum kuruluşlarının rolü üzerinde özellikle durmak gerekiyor.
viewbox 73
mekanhaber Delice Delicatessen Mezeci dükkanı yani şarküteri anlamına gelen Delicatessen ile; Mangerie’den tanıdığımız Elif Yalın’ın kendi yorumuyla Türkiye’ye getirmesiyle tanıştık. İstanbul’da uygulamaya başlanan ilk delicatessen aynı zamanda… Şimdilik İstinye Park Mudo mağazasının içinde ve Beyoğlu’nda yer alan muhteşem kokularla bezeli mekan yakın zamanda şubeleşeceğinin sinyallerini veriyor. 10-22 saatlerinde açık mekan; daha çok civarda çalışanlar ve semt sakinleri tarafından keşfedilmiş durumda. Benim tavsiyem, Morina balığı, fırında kuzu incik yahni, zeytinyağlı rezene denenmeli Delicatessen ayrıca catering hizmeti ve yemek workshoplarıyla da ilgi çekiyor. Mudo City İstinye Park’taki atölyelere katılım 100 TL. Hayatında hiç yemek yapmayanlar, evinin usta aşçıları, yeni lezzetlerle tanışmak isteyen yemek tutkunları ya da sadece güzel vakit geçirmek isteyenler içim mükemmel bir imkân. Delicatessen workshop’larında eğitmeninizle beraber yaparak öğrenerek, üretim sürecine dilediğiniz ölçü ve şekilde katılımcı olabiliyorsunuz. Profesyonel ve deneyimli şefler tarafından verilen derslerde farklı ve zengin bir programa dahil olmakla kalmıyor, kendi yemek dersinizi kendiniz de yaratabiliyorsunuz. Ayrıca, yaklaşık üç saat süren bu derslerde yaptığınız yemekleri dilerseniz evinize götürebilir, dilerseniz de Delicatessen’de diğer katılımcılar ve eğitmeninizle beraber hoş bir sohbet eşliğinde yiyebilirsiniz. Aynı zamanda önceden arayıp akşam misafirleriniz ve size özel pişmesi için kap götür yemek siparişi de alıyorlar.
ahu kılıç naniç
viewbox 75
Arnavutköy’de ama bir o kadar gizli… Lychee’de; Arnavutköy’ün gözden uzak ama olabildiğince iç açıcı Boğaz manzarasına hakim. Lychee; benzerlerinden çok farklı, eşsiz atmosferinde nefis yemekler, değişik kokteyller ve doyasıya eğlence vaat ediyor. Lychee de; Latin dansı ve canlı performanslar iyi ki gelmişim dedirtiyor. Lychee, gözünüzü ayıramadığınız manzarası, huzur veren sade dekoru, farklı damak zevklerine hitap eden menüsü ve iyi seçilmiş müzikleriyle Arnavutköy trafiğine katkıda bulunacak güçte. Arnavutköy bitimindeki dar yokuşun sonundaki gizli kalmış bu binada uzun yıllardır, kendi müdavim kitlesine canlı müzik sunan Cine Cabaret arz-ı endam ediyordu. Son altı aydır ise bina restorasyona girdi ve artık mekanın ismi Lychee. Menü esas olarak Dünya Mutfağı ve kebap çeşitleri olarak iki bölüme ayrılmış. Dünya Mutfağı’nı, bol mezeli, ara sıcaklı ve kebaplı bir menüyle harmanlayarak farklı damak tatlarına hitap etmeyi amaçlamışlar. Ancak balık sevenler de unutulmamış, bu yüzden menüye somon, lahos, şarap soslu levrek ve fener kavurmayı eklemişler. Bundan önceki mekân yemekten çok eğlence ağırlıklıyken bu kez Lychee’de mutfağa ağırlık vermeye karar veren işletmeciler, alt kattaki mutfağa bir yenisini daha ekleyerek iki mutfak ve üç şef ile yola devam etmişler. Menüde başlangıçlardan, pırasa köfteleri, meskulin yeşillikler, baby domates, salsa ve soya sos eşliğindeki ‘fried leek balls’ dikkat çekiyor. Salatalardan keçi peynirli salata, ana yemeklerden pepper steak, Cafe de Paris, rokfor soslu bonfile ve deniz mahsüllü, domates soslu spagetti demare denemeye değer. Cumartesi-pazarları da omletli, pancake’li
kahvaltıları kaçırmamak lâzım. Restoranın kendi üretimi mısırlı ve sarımsaklı ekmekleri kahvaltıda iyi gidiyor. Mutfak sürekli yeniliklere açık, eşten dostan farklı bir tarif duyduklarında kendi mutfaklarında mutlaka deniyorlar. Göze ve kulağa dost bir mekân Lychee, mekâna yıllardır hakim olan müzik kültürünü devam ettirmeye kararlı. Perşembeleri düzenlenen latin geceleri aynen sürüyor. İki Latin dansı eğitmeninin verdiği dersler hız kesmiyor. Cuma, Cine Cabaret’de canlı müzik yapan isimlerin bazıları devam ediyor. Cumartesi ise sıra fasıla geliyor. Önü göz alabildiğine Boğaz manzarasına, arka tarafı ise Robert Kolej’in yeşil korusuna bakan Lychee misafirlerine yazın da çok iyi ortam vaat edeceğe benziyor.
Çocuk dünyasinda neler olup bitiyor? Çocuklar davranışları ile ne anlatmak istiyor? Çizimlerinin özel bir anlamı var mı? Çocuk dünyasının geleneksel figürleri neler? Çalışan anne olarak çocuğunuz ile nasıl kaliteli zaman geçirebilirsiniz? Çocuk Nöroloğu Prof. Dr Sabiha Paktuna Keskin’in tüm birikimini paylaştığı kitapları ile çocuğunuzu bilerek, anlayarak yetiştirmek için bir adım daha atabilirsiniz. 5 ayrı kitaptan oluşan dizi de; ”Anne İş’te, Çöp Çocuk,
Fiyatı: 70,50 TL
Masaj Keyfi Kolay uygulanabilir masaj teknikleri ve programları... Zorluklarla dolu bir günün ardından yeniden hayat bulmak, bedeni ve zihni rahatlatmak için etkili ve basit masaj yöntemleri... Shiatsu, Biyoenerji, Refleksiyoloji, Beden Masajı... Annenizin, arkadaşınızın ya da eşinizin rahatlıkla yapabileceği masaj teknikleri, programları... Bu kitapla bedensel ve zihinsel kimliğinizi keşfedecek, sağlıklı bir hayata adım atacaksınız.
Fiyatı: 5,92 TL
kitaphaber
ahu kılıç naniç
Çocuklarla Doğru iletişim, Beni Sana Anlat Anne,Beni Sana Anlat Baba” başlıklarına yer verilmiş. Küçük anı defterleri annenizin gözden kaçırdığınız yönlerini hatırlatacak. Onları daha çok anlayacak, daha yakından tanıyacaksınız. Sayfalar yazıldıkça annenizin hiç bilmediğiniz yönlerini öğrenecek, birbirinden ilginç sorular sayesinde, onları daha iyi tanıyıp birbirinize yakınlaşacaksınız.
Çok lezzetli bir kitap çikolatammmm Bugüne kadar yapılmış en tatlı, en lezzetli kitap. Üstelik “mutluluk” garantili. Okurken de, “yerken” de büyük keyif alacaksınız… Hayatınıza keyif ve mutluluk katmaya hazır mısınız? Tarihinden tariflere, mutluluk verici etkisinden az bilinen mucizelerine çikolata
hakkında merak edilen her şey... Çikolatayla harikalar yaratmanın püf noktaları, benzersiz lezzet reçeteleri… Çikolatanın başrolde olduğu keyif dolu bir kitap. Üstelik dünyanın en tanınmış çikolatası Nestle’den iki çikolata hediyeli. Tadına doyamayacaksınız.
Fiyatı: 22 TL
Biniciliğe İlk Adım Binicilik eğitimi almak isteyenlerin karşılaştıkları belki de en önemli sorun, binicilik üzerine temel bilgiler veren Türkçe kitapların azlığıdır. Biniciliğe İlk Adım bu alandaki boşluğu dolduran önemli bir kaynak. Atlarla iletişim, ekipmanlar, biniş donatımı, atın temel gereksinimleri, biniş teknikleri gibi konuların
yanı sıra dünyada yapılan atlı spor çeşitlerinin de tanıtıldığı kitapta, binicilikle ilgili tüm sorularınıza cevap bulabilirsiniz. Kitabın son bölümünü oluşturan İngilizceTürkçe Atçılık ve Binicilik Terimleri, 1200 maddeyle yeni başlayanlar kadar tecrübeli binicilere de yardımı olabilecek bir başvuru kaynağı.
Fiyatı: 12 TL
viewbox 77
portfolyo
salim demirel
viewbox 79
portfolyo
salim demirel
viewbox 81
portfolyo
salim demirel
viewbox 83
portfolyo
salim demirel
viewbox 85
portfolyo
salim demirel
viewbox 87
portfolyo
salim demirel
viewbox 89
portfolyo
salim demirel
viewbox 91
an Nis ında ıs k Say üşme r gö zere ü