Wo M E N Vej e
tar
ÖZ
yen
EL
/Ve
DO
gan
SYA :
Be
sle
nm
e
Sayı: 15 ŞUBAT 2014
ISSN : 2147-530X
ÖZEL RÖPORTAJ:
VATAN ŞAŞMAZ
WoMEN Keşif'te Bu Ay:
Ay Çok Şirin
İstanbul'un Vejetaryen Mutfağı:
Erkekler İçin 14 Şubat'a Özel 5 Stil Önerisi
Parsifal Restaurant&Cafe
Senin Bedenin
Senin Sağlığın Instagram WoMEN Stilim
Vejetaryen Olmadan Önce Bilmeniz Gereken
12 Durum
İMTİYAZ SAHİBİ-GENEL YAYIN YÖNETMENİ Yeşim Özbirinci yesimozbirinci@womendergisi.com SORUMLU YAZI İŞLERİ MÜDÜRÜ Ceren Akkol cerenakkol@womendergisi.com SOSYAL MEDYA YÖNETİCİSİ Başak Beyazkaya basakbeyazkaya@womendergisi.com MARKA VE İLETİŞİM DANIŞMANI Gonca Kaya goncakaya@womendergisi.com GRAFİK-TASARIM Ceren Akkol Yeşim Özbirinci MODA EDİTÖRLERİ Gizem Uysal Serdar Egemen Nadasbaş GÜZELLİK EDİTÖRÜ Nüvit Tiryaki FOTOĞRAF EDİTÖRÜ Tutku Toper ÇEVİRİ Retro Yeminli Tercüme YAZARLAR Ayşe Baykal Berna Tuğçe Çil Burcu Mercan Doruk Akkaya Engin Ergin Gonca Çakıcı Gözde Yılmaz Gülcan Çengel Kaan Uğrasız Melike Serdar
Merve Aydın Müge Mağden Nihal Kanık Nihan Kırlıkovalı Ömer A. Dalak Pınar Aytuna Reyyan Özuğur Sedef Bengü Özsoy Sercan Elçi Yunus Köse Zehra Şener
DESTEK VERENLER Astrolog Nihal Artar WoMEN DERGİSİ İLETİŞİM iletisim@womendergisi.com www.womendergisi.com WoMEN DERGİSİ'nde yayımlanan tüm yazıların hakları WoMEN DERGİSİ'ne aittir. Yayınlanan ilanların sorumluluğu ise ilan sahiplerine aittir. WoMEN Dergisi yayınlanan ürünlerde yapılan fiyat değişikliklerinden sorumlu değildir. YAYIN TÜRÜ : Süreli / Aylık Yayın Tarihi :09 ŞUBAT 2014
Editör'ün Notu Merhaba dostlar, Bu ay bir konu seçerek, bu konu çevresinde yazılar hazırladık sizler için. Vejeteryanlık nedir ve vejetaryenliğe dogru adım atmak için neler bilmeniz gerekir gibi sorulara yanıtlar bulduk. Vegan/ vejetaryen olmak için kimi bilinçli karar alırken kimi de sevmediği için et yemez. Bazıları bu duruma saygı duyarken, bazıları da alay eder. Konuyu birçok açıdan inceleyerek en doğru şekilde anlatmaya çalıştık. Vegan ve vejetaryenler ile yaptığımız söyleşiler merak edenler için oldukça açıklayıcı olacaktır. Bu karara varanlar için vegan beslenme hakkında bilgiler de mevcut. Vejetaryen olmadan önce bilinmesi gerekenler nelerdir? Bütün bunlara meraklıysanız bu sayı hoşunuza gidecek. Ayrıca müzikte en iyi beş canlı performans, WoMEN Ekibi önerileri, 14 Şubat için erkeklere stil önerileri gibi birçok yazının keyfine varabilirsiniz. Dostluklar... Yeşim Özbirinci yesimozbirinci@womendergisi.com
3
30 44 64 4
Özel Dosya:
Vegan/Vejetaryen Beslenme
Vejetaryen Olmadan Önce Bilmeniz Gereken 12 Durum
Röportaj: Vatan Şaşmaz
İÇİNDEKİLER 6 8 12 16 24 26 28
86
39 40
Şehrin 15 Kompakt Yakışıklısı
96
50 52 54 60 68 72 76 80 102 106
Röportaj:
Zorbey Aktuyun
5
WoMEN Dergisi Öneriyor Zincir Kolye Şıklığı Instagram - WoMEN Stilim 14 Şubat / 5 Stil Sokak Modası Straplez Zerafet Ayın Ürünü:Benefit Agent Zero Shine Köşe Yazarı: Engin Ergin Röportaj: Op. Dr. Orhan Murat Özdemir ile İple Kaş Kaldırma Narlı Buğday Salatası Tarifi Ispanaklı Pide Tarifi Vegan Beslenmesi WoMEN Keşif: Ay Çok Şirin Konuk Yazar: Murat Tunalı Mekan: Parsifal Restaurant&Cafe DJ Dünyasının Altın Çocuğu En İyi 5 Canlı Performans Senin Bedenin Senin Sağlığın Astro WoMEN
WoMEN Dergisi ÖNERiYOR
ENGİN ERGİN
The Swingle Singers Libertango
Alessandro Striplac Kalıcı Renkli Ojeler
Ruhunuzun yeni bir enerjiye ihtiyaç duyduğu anda dinlemeniz için bir müzik önereceğim. "The Swingle Singers" adlı akapella grubunun “Libertango” adlı eseri yorumlamalarına tanık olun. Uyarıyorum, eseri birkaç kez “yeniden” dinleyebilirsiniz.
Tırnak, el ve ayak bakımı için trendleri belirleyen yenilikçi bir marka. Tırnak, protez tırnak ve çok geniş oje ve ruj çeşitleri ile 2000'i aşkın yüksek kalitede ürün yelpazesine sahip bir dünya markası. UV ışığı altında hemen sertleşen Striplac özel tırnak cilaları kolaylıkla uygulanır ve istenildiği zaman çıkarılabilir.
nihan kırlıkovalı
gülcan çengel
LOREAL ELSEVE Extraordinary OIL Fiyatının çok uygun olmasına rağmen 'LOREAL ELSEVE Extraordinary OIL' müthiş bir etkiye sahip. Saça koruyucu bir doku kazandırmasına ek olarak, şekillendirmede de yardımı oluyor. Oldukça memnunum..
6
Film / Inside Llewyn Davis Müzik tarihinden melankolik, acımasız olduğu kadar da eğlenceli bir dönemi anlatan Inside Llewyn Davis, genç bir folk şarkıcısının 1961 yılında New York müzik piyasasında tutunma mücadelesini izliyor. Önce Filmekimi’nde gösterilen, şu an vizyonda olan film, bir müzik yazarı olarak yapılacaklar listemin en başında yer alıyor.
Paraísos Artificiais (Yapay Cennet)
pınar aytuna
Dark EvoPad Guatemala Casi Cielo Starbucks’ın limon ve kakao aromalı bu filtre kahvesi ile mükemmel bir deneyim yakalayacağınız garanti. Kokusu, tadı ve içim zevkiyle kahve severler için günün yoğun dakikalarına güzel bir mola vermenin en tercih edilesi yolu.
S. egemen nadasbaş
Tablet almaya karar verdiniz fakat onca tablet arasından karar veremiyorsunuz. O zaman ben size hem fiyat olarak uygun, hem de performans açısından güçlü bir tablet önermek istiyorum. Dark EvoPad. Oğlum için aldık ilk Dar tabletimizi ve çok masraf yapmak istemedik. Fakat beklentimizin oldukça üstünde çıktı. Mutlaka özelliklerini araştırın derim. http://www.dark.com.tr/
ceren akkol
7
İzlerken sizi heyecanlandıran, düşündüren, derin hayallere sürükleyen bir film. Hem çok isteyip hem de çok uzaklaşmak isteyeceksiniz.
Yeşim Özbirinci
MODA Ayşe Baykal
Zinc 8
cir Kolye Şıklığı 9
H&M Online Satış $12.95
H
ayatta hep 'Olmadan olmaz' dediğimiz eksik hissettiğimiz, tamamlayamadığımız şeyler vardır. İşte takı ve aksesuar olmadan kendimizi hep eksik hissettik. Şıklığımızı ve tarzımızı onlarla tamamladık. Takı ve aksesuar, diğer senelere kıyasla 2014 kış modasında daha önemli bir yere sahip. Sadece şıklığımızı tamamlamakla kalmayıp, adeta bir güneş gibi parlamamıza yardımcı olacak. 2013 modasında sıkça karşımıza çıkan Statement kolyeler, 2014 kış modasında yerini zincir kolyelere bırakıyor. Zincir kolyeler, 2014 kış modasının vazgeçilmez parçası olmaya kararlı gibi görünüyor. Zincir kolyeler; ilk olarak 2013'te Chanel, Lanvin, Michael Kors, Givenchy gibi tasarımcıların kış koleksiyonlarında 'Merhaba' dedi bizlere ve yavaş yavaş etkisi altına almayı başardı.
İpekyol 24 TL
H&M Online Satış £3
10
Zincir kolyeleri, özel günlerimizde yapacağımız şık kombinlerimizin yanı sıra günlük ve spor kombinlerimizle de rahatlıkla kullanabiliriz. Altın ve gümüş kalın zincir kolyeleri şıklığımızın vazgeçilmez parçası haline getirebiliriz. Bu senenin trendi olan Punk ve Grunge tarzlarında da neon zincir kolyelerle şıklığımızı konuşturabiliriz. Aynı zamanda kalın zincir kolyelerle en sade ve gösterişsiz bluzlerimize ayrı bir hava katabilir, tarz bir görüntü elde edebiliriz. 2014 kış modasında her yerde karşımıza çıkacak olan zincir kolyelerden hala edinmediyseniz bir sonraki alışveriş listenize bir madde daha eklemenizi tavsiye ederim.
Twist 35 TL
Chanel 2013
Topshop Capped Spring £10.00
11
women Stil i m
12
@damlakalaycik
Ocak 2014 1. Hafta WoMEN Stilim Birincisi Cesaret ve özgüven bir kişinin şıklık yarışına her zaman 1-0 önde başlaması anlamına gelir. Öncelikle @damlakalaycik seni hem kendine güvenip yarışmaya katıldığın için hem de elde ettiğin birincilikten dolayı kutlarım. Ben seçtiğin parçalar arasından en beğendiklerim ile başlamak istiyorum. Her biri tek tek güzel olsa da çizmelerin ve ceketin hem yaşına hem de mevsime uygunluk bakımından benden tam not alan tercihlerin oldular. Kazağın ile çantanın, baldırda biten çoraplarınla salaş atkının uyumlarına bakarak, kombinlerinde parçalar arası renk taşımaları yaparak bütünlük yakalamayı sevdiğin sonucuna varıyorum. Doğru uygulandığında bakanı etkileyen bir sonuç doğuran bu tekniği bir mekana girdiğinde üstünden çıkartacağın parçalara dikkat gerçekleştirmeni etmeni öneririm. Örneğin bir kafeye gittiğinde çantanı ve atkını çıkartacağın için yakalamaya çalıştığın bu uyum yok olacak ve renk açısından birbirini tamamlamayan parçalar kalacaktır. İçerisinde belli belirsiz mavi desenlerin olduğu siyah bir çorap kullanmanın daha doğru olacağı düşüncesindeyim. Bir başka önerim ise lastik kısmı daha esnek bir çorap tercih etmen. Çünkü baldırlarında oluşan kesik görüntüsü bacaklarının olduğundan daha iri görünmesine neden oluyor. Üst ve alt beden arasında oluşturulan mevsim karmaşasını her zaman severim ve senin görüntünde de bu özelliğin hoşuma gittiğini belirtmek isterim. Ayrıca saç renginin bütüne yaydığı sıcaklık hissi de gerçek anlamda etkileyici. Sona sakladığım bir şey var ki kendisinin maalesef bu genç ve dinamik tarzla bana göre hiçbir alakası yok. O da ilk bakışta insanın gözünü alan bebek mavisi çantan. Normal şartlar altında beğenebileceğim bu parçanın senin yaşına ve kombinine uygun olmadığını düşünüyorum. Onun yerine salaş ve dokulu zig deriden yapılmış bir çantanın bu görüntüyü mükemmele yaklaştırabileceği görüşündeyim. Sevgilerimle… WoMEN Dergisi Moda Editörü S. Egemen Nadasbaş
13
women Stil i m
@neclasolen
Ocak 2014 2. Hafta WoMEN Stilim Birincisi 14
Siyah beyaz kombini ile Necla Şölen 2. haftanın birincisi olmaya hak kazandı öncelikle kendisini tebrik ediyorum. Tercihlerindeki doğrular ve yanlışlar neler? Bu kombini bir üst seviyeye nasıl geçirebiliriz şimdi biraz onlardan bahsedelim. Öncelikle hafta sonu için ideal bir kombin olduğunu belirtmekte yarar var. Haftanın insanın üzerine çöken yorgunluğunu atabilmek için yapılacak çeşitli hafta sonu etkinliklerde böyle bir görüntüye imza atmanın doğru olduğunu düşünüyorum. Deri tayt, deri ceket ve içine giyilecek basic bir t-shirt bütün kadınların kolaylıkla şık olabileceği bir kombin seçeneğidir. Fakat burada dikkat edilmesi gereken bazı noktalar var ve maalesef Necla Hanım bu püf noktaları zaman zaman atlamış. Öncelikle taytın boyunun çok yanlış olduğunu söylemeliyim. Fazla uzun olduğu için diz kapaklarında ve ayak bileklerinde potluklar oluşmuş ve bu baldır kısmındaki o net görüntüyü gölgede bırakmış. Bana göre diz kapağına kadar uzanan siyah bir çizme tercihi hem bu görüntüyü ortadan kaldırmak hem de kombini tamamlamak açısından daha uygun olabilirmiş. Eğer yine bu tarz bir bot tercih edilecekse de paçaların içine çok dikkatlice sokulması gerektiğini düşünüyorum. Bir de bu taban renginin siyah olması hem görsel açıdan hem de boyu uzun göstermek açısından faydalı olacaktır. Ceketin fermuarlarının metali ile botların tokaları arasındaki uyumun doğru olduğunu düşünüyorum. Ceketteki apoletlerin özelliğini fotoğraftan maalesef ki tam olarak göremediğim için o konuda yanlış bir yorumda bulunmak istemiyorum. Son olarak çantanın askılı ve daha sade olması bana göre daha doğru olurdu diyerek şapkanın şekerliğinden bahsetmezsem ayıp olurdu diyerek noktayı koyuyorum. Sevgilerimle… WoMEN Dergisi Moda Editörü S. Egemen Nadasbaş Stili ile 2. haftanın kazananı olan Necla Şölen, deri parçalara yer verdiği stilini sezonun birbirine en uyumlu iki rengi ile tamamlamış. Siyah ve beyaz rengi bir arada kullanmak hem uyumu yakalamanıza yardım ettiği gibi uygulaması zor renklerdir. Önemli olan ise doğru şekilde uygulamaktır. Stilini ağırlıklı olarak deri parçalardan oluşturan Necla Şölen’in seçtiği deri tayt, deri ceketi ile oldukça uyumlu ancak bedenine biraz büyük geldiği için bileklerinde ve diz kapaklarında toplanma yapmış. Bunu önlemek için beden seçimine hatta bedeni ne kadar tam olsa da kalıp seçimine dikkat etmek gerekiyor. Kombinini tamamladığı yazılı basic tişört hem kullandığı siyah renk ile hem de tarzı ile uyumlu olmuş. Dikkat edilmesi gereken bir diğer nokta ise bot seçimi; dolgu topuk botların her tarz ile uyduğunu biliyoruz ancak bunu seçtiğiniz parçalar ile uyumlu hale getirmek sizin elinizde. Nasıl mı? Kombininizin tarzı seçeceğiniz aksesuarlar ile (ayakkabı, çanta vb.) tamamlayıcı nitelikle olmalı ve bunu dolgu topuk yerine biker botlar ile sağlayabilirsiniz çünkü seçtiğiniz stil deri parçalar ile yeterince salaş ve rock bir tarzı barındırıyor. Renk uyumunu monokrom desenli çantası ile tamamlayarak siyah ve beyazın her durumda kurtarıcı etkisi olduğunu bizlere gösteren Necla Şölen'i tebrik ediyorum. WoMEN Dergisi Moda Editörü Gizem Uysal
15
MODA S.Egemen NadasbaĹ&#x;
16
14 ŞUBAT/5 STİL “Takvimdeki belirli günlere anlam yüklenmesine karşıyım” diye söylenmeyi bırakın ve hazırlıklara başlayın. Elbette ki bu özel günde her ayrıntıyı en ince noktasına kadar düşünmüş bir Don Juan olmanızı sizden kimse beklemiyor ama hayatınızdaki insanın kendini biraz da olsa özel hissetmesini sağlayacak adımlar atmanın kimseye zararı olmaz. Özel günlerin öncesinde “ Ne hediye alsam” telaşı içerisine düşenlerdenseniz size hatırlatmak istediğim bir nokta var. Onun en güzel hediyesi sensin! Bundan sonrası zaten teferruat. Bu yüzden ona en güzel hediyesi ile vakit geçirmesine izin verin. Birlikte baş başa zaman geçirebileceğiniz planlar yapın ve bu doğrultuda mekanlar belirleyin. 14 Şubatta sevgilinizle nereye gideceğiniz çok önemli değil ama yerine göre giyinmeniz fazlasıyla önemli. Sevgililer günü diye sinemaya giderken bayram çocuğu gibi giyinmenizin, ya da şık bir akşam yemeğinde yaşını başını almış bir bürokrata dönmenizin anlamı yok. İşte size sevgilinizle baş başa vakit geçirebileceğiniz mekanlara uygun 5 stil önerisi. Hepsi sizin en doğruyu bulabilmeniz için Hollywood’un en yetenekli ve yakışıklı aktörlerinden Joshep Gordon-Levitt modelliğinde geliyor ve size sadece planınıza en uygun olanı seçmek kalıyor.
17 17
1
Eğer bu sevgililer gününde “Onunla vizyondaki romantik bir filmi el ele izlemek istiyorum.” diyorsanız bu kombin tam size göre. Çift düğmeli, İtalyan kesim bir ceketin içine giyeceğiniz t-shirt ile sportif şıklığı yakalamanız mümkün. Elbette ki kollarını katlamayı ya da sıyırmayı unutmamak koşulu ile.
18
İnsanı çok kasmayan bir dünya mutfağı restoranında yemeklerimizi bir iki bardak soğuk alkol ve içten bir sohbet ile süslemek en güzeli diyorsanız resmiyet katan belli belirsiz bir kravat ile taçlandıracağınız bu kombin tam size göre. Desenli trikoların sezonun önde gelen parçalarından olduğunu da tekrar hatırlatmak isterim.
19
2
Puantiyeli gömlek ve ince kravatınız ile tamamlayacağınız spor kesim bir takım elbise ile sevgilinizi elinden tutup şehirdeki bir serginin açılış kokteyline katılabilirsiniz. Hem birlikte yeni sanat eserlerini keşfe çıkar hem de açılıştaki dostlarınızın bakışlarını üstünüze toplarsınız. Açılışın ardından da bir lounge & barda baş başa gecenin kritiğini yapabilirsiniz.
3
20
Onu şık bir restorana götürmek istiyor fakat yine de içinizdeki o genç ve yenilikçi adamın bu ağırlıkta kaybolmasını istemiyorsanız 3 parçalı takım elbiseler tam size göre. İstediğiniz zaman ceketinizi çıkartıp yeleğiniz ile geç ama seçkin şıklığınıza devam edebilirsiniz. Tercih edeceğiniz modern desenlere sahip kravatınız sayesinde üzerinizde ceketiniz varken de bu imajı çevrenize yansıtabilirsiniz. Burada dikkat etmeniz gereken takımınızın salt tek renkten oluşmaması eğer bu hataya düşerseniz mekanın çalışanları ile farkınız anlaşılmayacaktır.
4
21
Kim bilir belki de bu özel günü daha da özel kılmak için şehrin en lüks restoranında keman ve şampanya eşliğinde bir evlilik teklifi sürprizine hazırlanıyorsunuzdur. Papyonla süsleyeceğiniz çift düğmeli bir takım elbise sizin için en doğru tercih olacaktır. Bu noktada bir damada dönmemeniz için takım elbisenizin sportif detaylar barındırmasına ve tercih ettiğiniz gömleğin özellikle yakasının çok alafranga olmamasına dikkat edin.
5 22
tanıtım WoMEN
Roberto Bravo’dan Çocuklara Özel Koleksiyon: Totiti Dünyaca ünlü mücevher markası Roberto Bravo, çocuklar için hazırladığı Totiti Koleksiyonu’nu çocuklara karne hediyesi alternatifi olarak sunuyor. Birbirinden renkli ve eğlenceli ürünlerin yer aldığı Totiti Koleksiyonu, çocuklarına karne hediyesi almak isteyen anne babalar için şık ve değerli bir seçenek oluşturuyor. Sevimli karakterler ve çiçek formlarının yer aldığı altın tasarımlarda pırlanta ve rengarenk mineler yer alıyor. Çocukların neşeli dünyasını yansıtan Totiti Koleksiyonu’na tüm Roberto Bravo mağazalarından ve satış noktalarından ulaşabilirsiniz.
23
Sokak modası Sedef Özsoy
Ezgi Emrealp www.theproje2ct.com
Tom Ford
Özel Dikim
M.A.C
Jane Norman
mecrea.com
Charlotte Olympia
24
Asos
Zara Topshop
Miu Miu
Buket G端ler http://pukfashion.blogspot.com.tr Christian Louboutin
25
Stra ple z Zerafet
MODA Nihan K覺rl覺koval覺
26
Zac Posen
Şubat ayının sevgi dolu günü 14 Şubat… Bu geceye giyiminizle tarzınızla anlam katmak isterseniz renk kırmızı olmak zorun değil tabi ki.365 gün şort, pantolon, tayt ve jean giyebilirsiniz ama romantik bir geceye feminen bir gece kıyafeti için tam da zamanı. Daha geniş bir bakış açısıyla bakarsak ünlüler ve ünlü tasarımcılar ne giymiş ne tasarlamış diye, gözümüzü geçtiğimiz günlerde düzenlenen 71. Golden Globe ödül törenine çevirmekte fayda var. Sanki yeryüzüne güzellik tanrıçaları indi ve yer yerinden oynadı. Kırmızı halı elbiseleri ve ünlülerin şıklıkları yeni sezonun da trend renk ve modellerine ışık tuttu. Bu sene kırmızı halıda straplez elbise modelleri oldukça tercih edildi. Sarı, yeşil, mavi gibi canlı renklerde elbiseler oldukça tercih edilmiş. Sofia Vergara (Zac Posen), Cate Blanchett (Armani) ve Taylor Swift (Carolina Herrera) ve Kate Beckinsale (Zuhair Murad) oldu. Özellikle Sofia Vergara'nın giydiği Zac Posen tasarımı straplez siyah elbisesi bence gecenin en şık elbisesiydi.
Zac Posen Sofia Vergara 27
Ayın
BENEFIT AGENT ZERO SHINE
Ürünü
Benefit Cosmetics, parlama ve pürüzlü cilt dokusuna karşı yepyeni bir ürünle karşımızda, Agent Zero Shine! Saniyeler içerisinde parlayan, gözenekli ve pürüzlü cilt görünümünü yok eden Agent Zero Shine, ultra ince yapısı ile makyaj üzerine rahatça uygulanabiliyor. Renksiz dokusu ile her cilt tonuyla uyum sağlayan toz pudra, gün boyu süren matlık sağlıyor. Makyaj sonrası pürüzsüz bir bitiriş sunan ürün, alt kısmında yer alan gizli fırçası yardımıyla tüm yüze kolayca uygulanıyor. Taşıma kolaylığı sunan kilitli ambalajı sayesinde dökülme yapmayan Agent Zone Shine, içeriğindeki high-tech polimerler ile ciltteki yağlanmanın önüne geçiyor. Mercimek özleri ile ciltteki gözenek görünümünü en aza indiren ürün, saydam bir gölge gibi tenle anında bütünleşen kusursuz bir astar görevi görüyor. Ocak ayı sonu, tüm Sephora Mağazaları’ndan satın alabilirsiniz.
28
29
DOSya Ă–ZEL Burcu Mercan
30
D
iğer pek çok azınlık gibi, Türkiye’de vejetaryen/vegan birey olmak da zor... Nedendir bilinmez vejetaryen/vegan bireyler ile olmayanlar arasındaki tartışmalar her zaman oldukça “hararetli” geçer ve bu tartışmaların bir numaralı sorusudur “Balık da mı yemiyorsun?”. Kendim vejetaryen olmasam da eşi vejetaryen olan bir kadın olarak aynı soruların sürekli tekrarlanması ve önyargıların inanılmaz boyutlara ulaşmasını gözlemlemem sonucunda ülkemizde bu konuda büyük bir bilgi eksikliği olduğuna kanaat ettim ve aklımıza takılan soruları en yetkili kişilere sordum; Türkiye’de vejetaryen/vegan olarak yaşayan bireylere...
31
Öncelikle tanımlarla başlayalım. Vejetaryen kelimesinin kökeni latince “vegetus”tan gelir. Zannedildiği gibi “vegetable” sebze kelimesinden türememiştir. Vegetus; canlı, sağlıklı, hayat dolu anlamındadır. 1842’de oluşturulan tanımda et, balık ve kümes hayvanlarının tüketilmediği, süt ürünleri ve yumurtanın ise tercihe bağlı olarak tüketildiği beslenme tarzına vejetaryen beslenme denilmiştir. (Encyclopedia Brittannica) 2011 yılında bu konuda yaşanan kavram kargaşasına son vermek üzere Uluslararası Vejetaryenler Birliği (IVU) tüm üye ülke birliklerinin oybirliği ile yeni bir tanım geliştirmiştir. Buna göre; “Vejetaryenlik, süt ürünleri, yumurta, bal gibi hayvansal gıdaların dahil ya da hariç olduğu (tercihe bağlı tüketildiği ya da hiç tüketilmediği) tamamen bitkisel kaynaklı bir beslenme biçimidir.” Veganlık ise, tüm bu beslenme biçiminin yanında, her türlü hayvansal ürünün kullanımına karşı olmak (yün, deri, ipek vb.) ve hayvanlar üzerinde deney uygulanmış ürünlerin tüketimine/kullanımına karşı olma felsefesini benimser.*
32
Merhabalar, öncelikle biraz bize kendinizden bahseder misiniz? Merve: 25 yaşındayım. İstanbul Üniversitesinde öğrenciyim, aynı zamanda bir çağrı merkezinde çalışıyorum. Emir: 26 yaşındayım. İstanbul'da yaşıyorum. Bir reklam ajansında Art Director olarak çalışıyorum. Gökhan: 1985 doğumluyum. İstanbul’da yaşıyorum. Endüstri mühendisiyim. Evliyim. Mehtap: İstanbul doğumluyum aslen Artvinliyim. 20 yıldır muhasebecilik yapıyorum aynı zamanda aile şirketimizde yöneticiyim. Özlem: İTÜ de gıda mühendisliği öğrencisiyim.23 yaşındayım. İstem: Almanya'da doktora öğrencisiyim. Kaç yıldır vegan/vejetaryensiniz? Geçiş süreci, başlayıp bırakma gibi durumlar yaşadınız mı? Merve: 2012, 1 Mayıs’tan beri “resmi” olarak vejetaryenim. Öncesinde ise uzunca bir süre sadece sempatizandım. Evde kendimce tamamen etsiz beslenmeye çalışıyordum. Çok zor olacağını ve beceremeyeceğimi düşündüğüm için ise kimseye belli etmiyordum bunu. Fakat en sonunda kendimi “vejetaryen” olarak tanımlamadığım sürece bu şekilde zorlanmaya devam edeceğimi düşündüm. 1 Mayıs 2012’de arkadaşlarıma, tabiri caizse, açılarak vejetaryen olduğumu söyledim ve bir pidecide “vejetaryen pide” yiyerek başladım. Emir: 1 buçuk yıl önce vejetaryen oldum. Başlayıp bırakma durumu hiç yaşamadım ama 7-8 ay süren vejetaryenlikten sonra vegan oldum. Gökhan: Tam emin olmamakla beraber yaklaşık 5 yıldır vejetaryenim. Geçiş süreci için kendime 1-2 ay vermiştim ama daha kısa sürdü. Öncelikle haftada yalnızca 1 ya da en fazla 2 gün tek öğünde et yemek gibi bir limit koymuştum. Özellikle geç saatlerde dışarıda yiyecek bulmakta zorlandığım için böyle bir karar almıştım ancak neredeyse hiç ihtiyacım olmadı. Çok kısa süre içinde hiç et yememeye başladım. Hiç bırakmadım. Mehtap: 11 yıldır vejetaryenim son 6 yılı Vegan. Geçiş süreci olmadı karar verdiğim an uygulamaya başladım, bırakma gibi bir durum yaşamadım ve etik bulmuyorum çünkü bu bir diyet değil. Özlem: Yaklaşık 10 aydır vejetaryenim. Şu ana kadar bırakma gibi bir isteğim olmadı. Geçiş süreci de yaşamadım yani hani eti azaltıp da bırakayım demedim. Karar verdim ve bıraktım. İstem: 2 yılı aşkındır vejetaryenim. Geçiş süreci de, ara verme süreci de yaşamadım. Ancak şu an veganlığa geçiş sürecindeyim diyebilirim. Nasıl karar verdiniz? Zaten hayvansal gıda sevmiyor muydunuz yoksa sevmenize rağmen mi tüketmekten vazgeçtiniz? Merve: Hayvansal gıda çok seviyordum. Sanırım şimdiye kadar yemediğim hayvan kalmamıştır. Şimdilerde tavukları, inekleri gördükçe bunun vicdan rahatsızlığını hissediyorum hatta. Hayvansal gıdaları çok lezzetli buluyordum fakat damak tadımın herhangi bir hayvanın hayatından değerli olmadığına karar verdim.
33
►
Emir: Hayvansal gıdaları sıkça ve severek tüketiyordum. Henüz tanıştığım arkadaşımın yediğim yemekten sonra benimle konuşmasıyla başladı her şey. Tavuk burgerimin son ısırığını bile yiyemeyecek kadar etkilenmiştim. Yani "ben et yemeden yapamam" argümanı burada çürüyor çünkü zor olsaydı en başta ben yapamazdım. Gökhan: Sebzeden çok et ürünleri tüketiyordum ancak işlenmiş olanları. Örneğin, pirzola veya balığın herhangi bir çeşidini yemezdim. Sanırım hayvanın canlı halini çağrıştırdığından. Çok sevdiğim bir grup var;”Godspeed You ! Black Emperor”. Grubun tüm üyeleri vejetaryen ve bir makalede bundan bahsediliyordu. Sürekli aklımda olmasına rağmen, yazıyı okurken kendimi ikiyüzlü hissettim. Hayvan hakları için mücadele ederken, hayatta belki de en sevdiğim şey kedimken, et yemenin çok ikiyüzlü bir tercih olduğunu düşündüm. Biraz da politik çevrenin etkisi oldu. Barışarock, Rock-A gibi festivallerde tanıştığım vegan/ vejetaryen insanlarla konuştum. Yaptıkları eylemlere katıldım. Zamanla yaşam hakkına olan saygıyı, pasif-agresif bir eylem biçimi olarak kurgulamaya başladım. Mehtap: Hayvan sevgisinden dolayı ve vejetaryen kız kardeşimden etkilenerek yediğimin reklamlardaki gibi sadece bir besin ya da yemek olmadığının bizim gibi bir canlı olduğunun farkına vardım, tabağıma gelmeden önceki halini fark ettim, maalesef et ve etli yemekler sevdirilmişti bize ya da alışkanlık oluşturulmuştu ona rağmen vazgeçtim hiç zor olmadı. Özlem: Hayvanları küçüklüğümden beri çok severim ama hem onları sevip hem de onları yemeği hiç sorgulamamıştım ta ki geçen seneye kadar. İnternette arkadaşlarımda gördüğüm paylaşımlar dikkatimi çekmeye başladı ve araştırmalarım sonucu artık hayvan yememin etik olmadığını anladım ve rüyalarıma da girmeye başlayınca hayvan kesimi sahneleri vejetaryen olmaya karar verdim. Öncesinde ben de çoğu insan gibi severek ve oldukça sık et tüketirdim. İstem: Öncelikle sorunun ikinci kısmından başlayayım; eti çok severdim, hatta sebzeleri de çok sevmeme rağmen genellikle et tüketirdim öğrenci evindeyken. Ama vejetaryen olmaya karar verdikten sonra canımın hiç et çekmediğini söyleyebilirim, çünkü benim gibi etik sebeplerden ötürü vejetaryen olmuş ve bu sebepleri bir kez içselleştirmişseniz, artık tabakta gördüğünüz şey lezzetli bir yemek olmuyor ve çekici gelmiyor zaten.Vejetaryen olmaya karar verişime gelirsek. Bundan 3 yıl önce bir yaz okulu için Doğu Afrika'ya gitmiştim, orada daha önce hiç olmadığım kadar hayvanlarla yakınlaşma fırsatı buldum. Bir şehir çocuğu olarak kedi köpekten gayrı hayvanlarla tanışıklığım var denilemezdi. Bu karşılaşma hemen etki etmedi. Ertesi yıl, yaz okulunun ikinci yarısı için tekrar gidecektim ve gitmeden hemen önce, vejetaryen olmak üzerine daha önce nerdeyse hiç okumamış ve hiç düşünmemiş olmama rağmen, Afrika'ya gittiğimde bir yandan hayvanları gözlemleyecek, hayranlık duyacak bir yandan da onları yiyecek olma fikrinden hiç hoşlanmadığımı fark ettim ve o yolculuk öncesi et yemeyi bıraktım.
İstem
34
►
Afrika'daki antilobu, zürafayı, domuzu doğal ortamlarında gördüğünüzde, bu hayvanların kendilerine ait bir yaşamı, kültürü, arkadaşlık/akrabalık ilişkileri, o güne dair umutları, size ve çevrelerinde olan bitene karşı duydukları merakları, duyarlılıkları olduğu, o gözlerin ardında kendine göre etrafını gözlemleyen ve anlayan bilinçli bir canlı olduğu kafanıza dank ediyor. Tabi sonra bunu yediğiniz ineğe, koyuna genişletmeniz zor olmuyor. Aslında bunu anlamak için Afrika'ya kadar gitmeye gerek yok elbette ama benim gibi daha önce bu konuya kafa yormamışsanız, böyle bir ortamda benimle aynı sonuca varmayacak olsanız bile bunları sorgulamanız kaçınılmaz. Eğer daha önce hayvanlarla bu kadar yakın temas kurabilseydim veya yakın çevremde bunlar üzerine tartışabileceğim başka vejetaryenler olsaydı, çok daha önce bir etyemez olurdum diye düşünüyorum. Zaten biraz da o yüzden her fırsatta etyemezliğimi dile getirir, görünür kılmaya çalışırım, belki benim gibi daha önce bu konuyu enine boyuna düşünecek bir gündemle karşılaşmamış olanlar duyar da ilgilenir diye. Çünkü ben bu kadar geç vejetaryen olduğum için üzüntü duyuyorum. Aile – yakın arkadaşların tepkisi nasıl oldu, kabul etmekte zorlandılar mı? Merve: Ailemden büyük destek gördüm. Hatta annem, evdeki tüm yemekleri etsiz pişirmeye başladı. Bunun ne kadar kolay olduğunu da gördüler. Biber dolmasının içine et katmak, nohutun içine et katmak, çorbayı pilavı et tavuk suyunda pişirmekten vazgeçtiler. Ne kadar sağlıklı olabileceğini de gördüler. Hatta kardeşim de vejetaryen oldu. Arkadaşlarımdan da 3-4 kişi de vejetaryen oldu. Olumsuz bir tepkiyle karşılaşmadım. Emir: Arkadaşlarım da ailem de ilk başta şaka yaptığımı düşündüler. Ailemi hayvansal ürün tüketmeden de sağlıklı yaşayabileceğimi anlatarak durumu kabul ettirdim. Arkadaşlarım ise kısa bir süre yadırgama durumundan sonra alıştılar. İlk başlarda yanımda hayvansal ürünler tüketirken duydukları rahatsızlık durumu et yememeyi benimsemeye, zaman içinde de vejetaryen olmalarını sağladı. Gökhan: Yakın arkadaşlarımın bir kısmı ilk başta hastalanacağımı düşündüler ve biraz ön yargı ile karşıladılar. Pek sağlıklı yaşamadığım için et yemeyi bırakırsam protein alamayacağımı, sağlığımın kötü etkileneceğini düşündüler. Aslında
Mehtap
buna şaşırdım ama zamanla saygı duymaya ve takdir etmeye başladılar. Ailem garipsese de hiç yargılamadı. Mehtap: Kardeşlerim vejetaryen olduğu için bana kolaylık oldu ama onlar aile ve yakın çevre tepkisinden dolayı benden daha çok zorluk yaşadılar, ebeveynlerimiz ve yakın arkadaşlarımız alışkanlıklarından dolayı sağlıksız olacağımız endişesiyle yaklaştılar hep ( onlara böyle öğretilmiş ). Et ve süt endüstrisinin güçlü olması insanlarımız üzerinde oldukça yoğun baskı oluşturmuş, dolayısıyla onlarda kendilerine öğretilmiş bilgilerle hareket ediyorlar. Özlem: Ailem hala kabul etmedi özellikle annem. Anneme göre et yemezsem sağlıklı olamam. Arkadaşlarım da genelde endişelendiler benim adıma annem gibi ama onlar durumu kabullendiler sıra annemde. İstem: Herkesin şaşırdığını söyleyebilirim, çünkü dediğim gibi epey etçil biriydim ve severek de yerdim. Ama kabul etmekte pek zorlandıklarını söyleyemem. Ailem belki biraz, çünkü bizde yemek seçilmez. Ama bu yemek seçmekten öte, daha temelli ve kapsamlı bir karar olduğu için herhangi bir sorun olmadı. Hatta annem ve kız kardeşim de ben yanlarındayken et yemezler genellikle.
35
►
Ekstra vitamin takviyesi vs. kullanıyor musunuz? Ülkemizde hayvansal gıda tüketmeyerek vücudumuz için gerekli protein ve vitaminlere kesinlikle sahip olunamayacağına inanılıyor, bu konuda sizin düşünceniz nedir? Herhangi bir sağlık sorununuz var mı? Merve: Herhangi bir sağlık sorunum yok. Annemin ısrarı üzerine birkaç kez test yaptırdım. Hiçbir eksiğim çıkmadı. B12 dâhil, hiçbir eksiğim yok. Takviye almıyorum. Protein konusunda ise, vejetaryen (hatta çoğu zaman vegan) halimle çok fazla spor yaptım, ağırlık çalıştım. Sapasağlamım :) Emir: Düzensiz ve bilinçsiz beslendiğinizde hayvansal ürün tükettiğinizde de sağlıksız beslenmiş olursunuz. Günümüzde birçok hastalığın kırmızı et tüketimiyle doğrudan bağlantısı olduğu ortada. Kalp, damar hastalıklarını direkt olarak etkileyen bir beslenme düzeninin sağlıklı olduğuna körü körüne inanmak biraz anlamsız bu durumda. Ben hiçbir takviye almadan düzgün bir vegan beslenme düzeniyle sağlıklı yaşantıma devam ediyorum. Midem oldukça hassas olduğu için vegan değilken mide yanması rahatsızlığını çok şiddetli şekilde çekiyordum ve bu sorun tamamen ortadan kalktı. Vegan olduktan sonra kesinlikle daha sağlıklı olduğumu söylemeliyim. Gökhan: Bir dönem B12 vitamini aldım ama sonra onu da bıraktım. Gerekli olduğunu da düşünmüyorum. Herhangi bir sağlık sorunum yok ve pek de sağlıklı yaşadığım söylenemez. Bence et yemeyerek vücuda zarar verme olasılığımız yok. Tıp alanında akademik bir bilgim yok ama konu ile ilgili çokça araştırma yaptım. Kaynakları okurken (özellikle bilim ile ilgili)en çok dikkat edilmesi gereken şey piyasa ile olan ilişkileri bence. Et endüstrisi o kadar büyük ki bilim adamları bunu desteklemek için birçok makale yazmıştır ancak gerekli donanım olmadan okunduğunda kolaylıkla ikna olunacak bu bilgiler genellikle doğru ama eksik oldukları için gerçeğin çarpıtılmış hali oluyorlar. Örneğin; hayvansal protein başka gıdalarda yok. Bu bilgi doğru ancak insan vücudunun hayvansal protein olmadan yaşayamayacağı, sağlıksız olacağı bilgisi örneğin bilimsel bir makalede direkt olarak söylenmese de ima ediliyor ve popüler bilim yayın organlarında da alenen birinin ağzından yazılabiliyor. Bu da eksik bilgi ile yanlış sonuca ulaştırıyor kişiyi. Evrim alanındaki tartışmalarda da sıkça rastlanabilecek bir durumdur. Mehtap: Kullanmıyorum. Güneşten, topraktan, sudan ve onların bize verdiği besinlerden gerektiğince vitamin alıyoruz zaten bitkisel protein yeterli bunlar dışında alınanlar zaten vücudumuzun ihtiyacı değil aksine hayvansal protein fazlalığından kaynaklanan birçok hastalık sahibi oluyoruz. Kolesterol, gut, kalp damar hastalıkları, tansiyon vs gibi hastalıklar et ve sütten alınan fazla proteinden kaynaklanıyor... Dünya Sağlık Örgütü ilk 3 yıl inek sütünün tüketilmesini önermez bunu biliyoruz çünkü protein fazlalığından alerjik etki yaratır ve günümüzde süt alerjisi denen çok büyük bir sorun var bu da hayvansal protein ihtiyacının efsane olduğunu ispatlıyor bize kısacası sorun protein azlığında değil fazlalığından. Protein asidiktir ve alkalin hale geçme süresinde kemiklerdeki fosfat kullanılır bu da kemik erimesine sebep olur, eğer bunlar gerçek olmasaydı hastanelerimiz dolup taşıyor olmazdı belli ki bir yerlerde sorun var. Şükürler olsun sağlık sorunum yok.
36
►
İstem: Hayır, kullanmıyorum. Gerekli her şeyinizi vejetaryen bir diyetten, hatta daha sağlıklı bir şekilde karşılamanız mümkün. Ancak çok çeşitli kaynaklar tüketmeniz gerekiyor, baklagiller, tahıllar, yemişler, yeşillikler, meyveler... Yani her gün patates kızartması ve makarna yiyerek de vejetaryen olabilirsiniz ama bu sağlıklı bir diyet olmaz. Tabi bu etçil diyetler için de geçerli bir durum, dengeli ve çeşitli beslenmezseniz etçilken de sağlıksız olabilirsiniz, hatta fazla et tüketiminin neden olduğu birçok sağlık sorunuyla da karşı karşıya kalabilirsiniz. Ben et yemeyi bıraktıktan sonra, yediklerime daha çok dikkat eder oldum, etyemezliğime bağlı olarak herhangi bir sağlık sorunu yaşamadım. Aynı şey veganlık için de geçerli ama vegan olunca daha da bilinçli olmak gerekiyor beslenme konusunda. Ben de çok istememe rağmen henüz vegan beslenmeye dair yeteri kadar bilgilenecek vakit bulamadım, ama yavaş da olsa “şunu yemezsem neyi nereden karşılayabilirmişim” veya “şu malzemenin yerine ne kullanabilirmişim” diye araştırıp onları hayatıma entegre etmeye çalışıyorum ufak ufak. En ideali, düzenli olarak tahlillerinizi yaptırıp doktor kontrolüyle kendinizi takip etmek ve diyetinizi ona göre ayarlamak, çünkü her insanın bünyesel ihtiyaçları farklı olabilir. Örneğin ben maraton koşuyorum, demir eksikliği yaşamamak için özellikle özen gösteriyorum ama gerçekten hiç zor değil. Vejetaryen diyet de vegan diyet de bir maratoncu için yeterli kaynaklara sahip, yani bu bir bahane değil. Yazının devamına www.womendergisi.com adresinden ulaşabilirsiniz.
37
tanıtım WoMEN
BATH & BODY WORKS’TEN BAĞIMLILIK YARATACAK BİR KOKU: “VELVET SUGAR" Kusursuz zevke kendinizi hazırlayın. Bath & Body Works bu sezonun en karşı konulmaz kokusunu sunuyor – Velvet Sugar; bileşenlerinde iştah kabartan tatlı aromalar bulunduran, notaları yepyeni bir aşamaya taşıyan, bağımlılık yaratıcı yeni bir koku. Lezzetli ve nazik notaların sofistike bir karışım ile Velvet Sugar’ın kalbinde kırmızı kadife ile uyumu yatıyor – Çırpılmış Kakao esintisi Vanilya Orkid ve üç farklı çeşit Işıltılı Şeker ile harmanlanıyor. Bu güzel uyum, eğlenceli dozlarda Altın Erik, Pembe Yasemin, Vahşi Çilekler ile dengelenirken, şehvetli dokunuşlar için Şekerli Misk ve Kremsi Sandal Ağacı ile kaplanıyor. Givaudan Parfüm uzmanları olan Marypierre Julien ve Adriana Medina, yaratılış sürecini anlatırken; “Koku bağımlılığının son noktasını yakalayabilmekten ilham aldık. Kokulardaki tüm notaların seçimi, kullananın her anında zevk duygusunu kabartmasına yönelik olan, baştan çıkarıcı bir deneyim oldu. ” diyor. Kullanıma hazır kurdelesi ile şık bir şişede sunulan bu koku, kendinizi şımartmak için mutlaka edinilmesi gereken bir parfüm görevini üstleniyor.
38
TIKIŞ TIKIŞ BİR HAYAT
Atatürk’ün Gençliği Kitap okumak lazım. Sadece roman da değil, farklı türlerden farklı yazarlardan farklı düşüncelerden okumak lazım ki ufkumuz genişlesin ve olaylara karşı daha çok bakış açısı kazanabilelim, kitap okumanın diğer birçok yararını en iyi şekilde yaşayabilelim. Mustafa Kemal Atatürk’ün “Bütün ümidim gençliktedir.” sözünü hepimiz biliriz. Atatürk herhalde okumayan bir gençliğe umut bağlamamıştı… Düşünsenize, savaşırken cephede bile kitap okuyan bir askerden, bir insandan, bir düşünce adamından bahsediyoruz. Anıtkabir’de Atatürk’ün okuduğu kitaplar sergileniyor, insan onlara baktıkça ve Atatürk’ün hayatını anımsayınca bu kadar çok kitabın okunmuş olabileceğine akıl erdiremiyor.
Hayal Hissedilebilirdir “Başlamak, bitirmenin yarısıdır.” derler. Zorunluluklarımızda genellikle hayalin yeri pek yoktur; ama keyif için yaptığımız işlerde hayalin yeri yadsınamaz. Başlangıç noktası hayal kurmaktır; yani hayal kurmak bir işi bitirmenin yarısıdır. Öyleyse hislerimize ve hayal gücümüze hep sımsıkı sarılmalıyız. Ne güzeldir hayal kurmak ve hayali ruhun en derininde hissetmek… Sevgililer Günü Şubat’ın 14’ü… Herkesin günü… Gerçekten. Sevgililerin mutlulukla, sevgilisi olmayanların hayal kırıklığıyla yaşadıkları bir gün. Sevgilisi olanlara bir şey demiyorum, aman nazar etmeyeyim… Ama sevgilisi olmayanlar sözüm size: Bekârlık sultanlıktır! …diyeceğimi sanmayın. Sizler için pozitif enerji gönderiyorum evrene, umarım siz bu yazıyı okuyana kadar bir kalbe değer teniniz… Hayal edin ve bu hayali ruhunuzun en derininde hissedin… Sevgililer Günü kutlu olsun! Yazınsal İnsan Tipleri Farklı yaşamları çeşitli yazınsal ürünlere benzetebiliriz. Mesela kimileri günlük gazete fıkraları gibidir. Kelebek kadar olur ömürleri; yaşarlar, ölürler ve hatırlanmazlar. Kimileri roman gibidir; çoğu zaman çabuk anlaşılıp bir kurguda akar giderler, sevilirler. Kimileri şiir gibidir; defalarca okunup her bir okumada farklı bir his olarak doğarlar, derindirler. Kimileri tiyatro metni gibidir; üç boyutlu bir enerjiye sahiptirler. Kimileri makale gibidir; ağır başlıdırlar, bilgi dağarcığıdırlar. Kimileri de öykü gibidir. Git gide nesli tükenen, değeri bilinmeyen, okuru azalan bir türün insan tipidirler… Onları anlatmak yerine kitaplıktan bir öykü kitabı çıkarıp rastgele bir öyküde dolaşmak istiyorum. Şubat’ın 14’ü sadece Sevgililer Günü değildir. 14 Şubat, aynı zamanda Dünya Öykü Günü’dür. Kutlu olsun!
39
Engin Ergin
Akla Gelen Negatif Enerji Aşk evliliği mi mantık evliliği mi denir ya hani… Bazen aklın yani mantığın fazla ön plana çıkmasına izin vermemek gerekiyor. Çünkü o zaman hisler ve hayal gücü bedene geldiğinde boynunu büküyor ve hevesi kursağında kalıyor. Yaşama enerjisi düşüyor, mutluluk yavaş yavaş yok olma sürecinin sonuna ulaşıyor... Tam bu sözcüklerle oynarken aklıma sosyal medyada karşılaştığım bir söz geldi: “Bir hayalin varsa onu korumalısın.
İnsanlar kendi yapamadıkları şeyleri senin de yapamayacağını söylemek isterler.” Yani çevremizdeki insanlar aklımıza negatif enerji gönderirken bizim o enerjiye hiç bulaşmadan hislerimize ve hayal gücümüze sarılmamız gerekiyor.
KÖŞE YAZARI
Şu an sarı ışıkla aydınlatılmış yazı masamda Sedef Kabaş'ın röportajlarının yer aldığı "Zamanı Dize Getirenler" adlı kitabı duruyor. Kabaş, kitabın önsözünde Aydın Boysan'ın bir cümlesine yer vermiş; etkileyici bir cümle: "Hayatın içine olabildiğince çok şey tıkıştıracaksın ki hayat uzasın." Hayatı uzatmak (ve bence daha da anlamlandırmak) için sabaha doğru 5'te WoMEN dergisi için bu yazıyı yazıyorum. Neden bu saatte? İlham perilerimi mi bekledim? Elbette hayır. Hayatın içine tıkıştırdığım başka şeyler de var ve ben beş saattir onlardan biriyle uğraşıyordum. Saat hesabı yaptığımızda yazıdan önceki uğraşıya gece 12’de başladığım ortaya çıkıyor. Peki, ondan önce yazsaydım yazımı… Bu kez de bir başka uğraşıyla meşguldüm… Yorucu bir hayat; ama güzel! Bu arada bence yazmak eylemi kesinlikle sarı ışıkla olur; beyaz, düşüncelerin kefeni gibi.
Röportaj ö zel
Nihal Kanık
İple Kaş Kaldırma
Ameliyatı K
aşlar, gözlerimizin üzerinde, şiirlere konu olacak kadar önemli, yaşamsal fonksiyonu olmayan ancak kendimizi ifade etmemizde mimiklerimizin ve yüz güzelliğinin tamamlayıcısı olan, yüzümüzün özel bölümlerinden biridir. Yaş ve yer çekiminin etkisiyle kaşlar aşağıya doğru yer değiştirir. Aşağı doğru inen kaşlar ve kaşların altındaki dokular, göz kapaklarının üzerine yığıldığından göz kapaklarının görüntüsünü de olumsuz etkiler. Göz kapaklarıyla, alınla, birbirleriyle olan ilişkisiyle, altındaki dokunun hacmiyle ve tüm yüzle birlikte değerlendirmek gerekir. Dış kenarları aşağıya dönük olan kaşlar bizi yorgun, mutsuz ve mahzun gösterir. Böyle durumlarda kaş kaldırma ameliyatları gündeme gelebilmektedir. Gerçi tek başına birkaç botoks enjeksiyonu ile bile kaşların pozisyonları yukarı kaldırılabilirken süresinin ortalama 4 ay olması bazı hastaların kalıcı yöntemlere yönelmelerine neden olmaktadır. Tercih edilebilecek yöntemler arasında endoskopik teknik, açık teknik ve ip ile askılama sayılabilir. Bahsedilen tüm cerrahi işlemler genellikle lokal anestezi ile gerçekleştirilir. Sadece moda değil güzellik anlayışı ve estetik trendleri de her yıl yenilik ve değişiklik gösteriyor. Özellikle son yıllarda popüler olan kaş estetiğini sizler için araştırdık ve uzmanından bilgiler aldık.
41
Op.Dr. Orhan Murat Özdemir kimdir? Ankara Çankaya’da, kendi kurduğum merkezde, ekibim ile birlikte, 2006 yılının Ocak ayından bugüne özel olarak çalışıyorum. Estetik, Plastik ve Rekonstrüktif Cerrahi Uzmanıyım. İleri estetik cerrahi ameliyat teknikleri ile binden fazla burun estetiği, göğüs estetiği, yüz ve vücut estetiği ameliyatları gerçekleştirdim. Ankara’nın estetik medikal teknolojik alt yapısı en kuvvetli merkezini kurduğumu hemen tüm hastalarımın telaffuz etmesi, beni çok mutlu ettiği gibi, fazla da mütevazı olmamam gerektiğini bana düşündürüyor. Thermage CPT, Q-Switched Nd-YAG Lazer, VASER Liposelection, Soprano Accord Diode Lazer, 3D Vectra (Burun ve meme büyütme tasarımı), 3D Visia(Üç boyutlu cilt analiz ve görüntüleme) kullandığım üstün teknolojik cihazlardır. Her yıl estetik cerrahi ile ilgili hemen bütün ulusal kongrelere katılıyorum. Yurt dışı, yurt içi kongreleri ve toplantıları yakından takip ediyorum. Türk Tabipler Birliği, Türk Plastik ve Rekonstrüktif Cerrahi Derneği, Türk Estetik Cerrahi Derneği ve ANGİAD(Ankara Genç İş Adamları Derneği) üyesiyim. İple Kaş kaldırma estetiği nasıl bir işlemdir? Kaş kaldırma estetiği, tek bir işlem değildir. Probleme ve hastaya göre planlanan bir işlemdir. Tek bir yöntemle bütün problemleri çözmeye çalışmıyoruz. Kaşın dönemsel modaları var bu nedenle kalıcı bir işlem uygulanmayı tercih etmiyorum ve önermiyorum. Kaşlarla yapılan %100 kalıcı bir sonuçta yok, yer çekimine dayanıklılığıyla alakalı süreden bahsediyoruz. Cerrahi olarak yapılan kaş asma işlemleri 2 – 5 yıl içinde kendini bırakır. Hangi kaşın önce düşeceği belli olmaz. En hızlı ve kolay kaş kaldırma işlemi botoks enjeksiyonudur. Özellikle kaşların dış kısmının aşağı doğru durduğu yorgun bir ifade varsa insanlar bu duruştan rahatsız oluyorsa birkaç ay iğne ile 4-7 gün içinde kaşın duruşu çok daha zinde, sağlıklı olup, göz kapağı ile kaş arasındaki mesafe açılabilir. Ayrıca botoksun etkisi genelde 4 ay sürer. Botoks uygulamasında hasta hemen hayatına devam edebilir. Etkinin daha uzun sürmesi isteniyorsa İpler kullanılarak lokal anesteziyle yapılan yarım saatlik bir işlem uyguluyoruz. Yaklaşık 2 yıl kalıcılığı olan bir işlemdir. İki yıl içinde ipler eriyor. Kaş kaldırma işlemi sonrası toparlanma süreci nasıldır? Her iki işlem de ameliyat olmadığı için hasta kolaylıkla toparlanabiliyor. Botoks işleminde hasta hemen toparlanırken, iple kaş kaldırma işlemi sonrası 1-2 gün içinde hasta toparlanabiliyor. Bazen işlem sonrası küçük çekintiler olabiliyor, 2-3 gün içinde geçiyor. Botoks uygulamasında hasta 3 hafta sonra kontrole çağrılıyor. İple asma işlemindeyse hasta 1 hafta-10 gün sonra kontrole çağrılıyor.
42
İz kalır mı? Hem botoks hem iple kaş kaldırma iz bırakmayan işlemlerdir. Kaş kaldırma işlemi sonrasında kaşlarım düşer mi? Zamanı durdurma şansımız yok, bir süre sonra yer çekimine karşı koyamıyoruz. 30 yaş sonrası hepimiz cildi belli bir uzama ve gevşeme periyoduna giriyor. 30 yaşa kadar kimse bir şey hissetmez. Yapısal olarak kişinin kaşı düşük olabilir işte bu tür kişilerde daha uzun vadeli sonuçlar alabiliriz. Botoksun etkisi 4 ay sürer ancak 6 ay sonra botoks işlemini tekrar edebilirler. Asma yönteminin etkisi 2 yıl sürüyor. 2 yıl sonra düşme meydana gelebilir. İstediği zaman tekrar edebilir. Kaş kaldırma işlemi dikişle mi yoksa başka materyallerle mi yapılmaktadır? İple kaş kaldırma, Lokal anestezi ile yapılan bir işlemdir. Hazır ABD malı yüz askılarınında da kullanılan özel iplerle yapılan bir işlem. Eriyebilen özel iplerle çalışıyoruz ve hiçbir sorun yaratmıyor. Yan etkisi ya da bilinen olumsuz bir etkisi var mıdır? Hiçbir yan etkisi yoktur.
Doktorun Önerisi: Bu uygulamaları nerede yaptırırsanız yaptırın Ankara, İzmir, İstanbul hiç fark etmez mutlaka doktorunuzla aranızda bir güven, elektrik olursa bu işlemleri yaptırmalısınız. Sonuçta yapılan işin takibi, sonrası da önemlidir. Gittiğiniz yere dışarıdan doktor çağırılarak bu tür işlemler uygulanıyorsa, sabit çalışan bir doktor yoksa oralara gitmemelisiniz. Çünkü işlemi yapan doktor oraya bir daha gelmeyebilir, kliniğin doktorla anlaşması bitebilir. Dolayısıyla işin takibi ve uygulama sonrası kontrolleri yapılamayabilir. Bu da hastayı zor durumda bırakabilir.
43
saglık K. Aleisha Fetters Çeviri: Retro Yeminli Tercüme
Vejetaryen olmadan önce bilmeniz
gereken 12 durum
44
45 45
1. Arkadaşlarınız ve aileniz birçok soru soracaktır. Bitkisel beslenmeye dayalı diyet uzmanı Julieanna Hever “İnsanlar, özellikle onların daima inandıklarını sorguladığınızda, diyet yaparken oldukça hassas olurlar.” diye belirtmektedir. “Anlaşmazlığı asgariye indirmek için en önemli yol kendi nedenlerinizden dolayı vejetaryen olduğunuzu vurgulamaktır.“ 2. Büyük ihtimalle B12 takviyesine ihtiyaç duyacaksınız. B12 vitamini yalnızca hayvansal besinlerde doğal olarak oluşur, bu nedenle bir B12 takviyesinin yani sıra çeşitli B12-takviye edilmiş besinlerden stok yapmak isteyeceksiniz. B12 vücudun sinir ve kan hücrelerini sağlıkla korur ve DNA oluşumuna yardımcı olur, bu yüzden yetersizlikleri yorgunluk, halsizlik, kabızlık, iştahsızlık, kilo kaybı (kötü tip), sinir sorunları ve depresyona neden olabilir. Eğer alım gerekiyorsa öğrenmek amacıyla, basit bir kan alımı için doktorunuza danışınız. 3. Ve belki demir takviyesine de ihtiyaç duyacaksınız. Demir iki şekilde meydana gelir: 1Hem ve hem olmayan. Hem, hayvansal gıdalardaki demirin yaklaşık yüzde 40'ını oluşturur, vücut tarafından kolayca emilir. New York Beslenme Uzmanı Christian Hendersın, RD, şöyle ifade eder, “Vejetaryen diyeti, daha az kolayca emilen hem olmayanı içerir, bu yüzden aynı faydayı almak istiyorsanız, daha fazla demir yemeniz gerekebilir.” İyi vejetaryen demir kaynakları baklagiller, ayçiçeği tohumu, kurutulmuş üzüm ve koyu yeşil yapraklı sebzelerde bulunur. C vitamini açısından zengin besinler (kırmızıbiberler, turunçgiller ve brokoli) demir emilimine yardımcı olur. 4. Yeni protein kaynakları bulmanız gerekecektir. Vejetaryen diyetisyen Valerie Rosser, RD, her yemeğin protein içermesi gerektiğini ifade eder. Proteinler yaşamın yapı taşlarıdır. Onlar amino asitleri parçalarlar ve hücrelerin gelişimini ve onarımını kolaylaştırırlar. Vejetaryen proteinin en iyi kaynakları, doğal soya, mercimek, fasulye, 2kinoa ve seitandır.
46
5. Besin değeri düşük hayvansal ürünlerin yerine koymamalısınız. Beyaz ekmek, makarna ve diğer paketlenmiş gıdalar için etle değiş tokuş vejetaryen diyetindeki başarısızlıkta tuzak olduğunu ifade eden Rosser, “Az miktarda besin değeri dışındaki kalorileri sağlayan işlenmiş gıdalar için protein, vitamin ve mineraller içeren hayvansal ürünlerin ticareti iyi bir fikir değildir.” diye de ekler. Sonuç: Açlık, kilo alımı ve huysuz bir ruh hali. 6. Soya bazlı ürünlere dikkatli yaklaşın. Genellikle, eleştirmenler soyanın tehlikelerini büyütürler ve destekleyicileri onun faydalarını abartırlar. Bilim adamları hala kanser ve kalp sağlığı üzerindeki soya etkileri konusunda tartışmasına rağmen, bir şey kesin: “Çok fazla soya bazlı vejetaryen 'et' tüketmek, yüksek kalitede hayvansal ürünleri tüketmekten muhtemelen daha kötüdür.” der Henderson. Soya kaynaklarının en sağlıklıları 3miso, 4tempe, 5tofu, soya sütü ve olgunlaşmamış soya fasulyesidir. 7. Bir defada geçiş yapmak zorunda değilsiniz. Bir sabah büyülenmiş gibi vejetaryen olarak uyanmayacaksınız. “Hayvansal ürünlerin, özellikle organik olmayan ve daha da önemlisi işlenmiş, rafine edilmiş gıdaların alımını kestiğiniz zaman, diyetinize daha fazla bitki bazlı gıdalar ekleyerek başlayın. Kademeli olarak değişiklikler yapmak ve süre boyunca nasıl hissettiğinizi değerlendirmek en önemlisidir.” der Henderson. 8. Gıda etiketlerini okumak için hazırlıklı olun. Eğer vejetaryen olmak konusunda ciddiyseniz, gıda etiketlerinin kontrolü ve içeriklerinin doğrulanması bir zorunluluktur. Jelatin ve don yağı (aynı zamanda içyağı olarak da bilinir) etten türetilirken, sütten gelen kazein ve peynir altı suyunda birçok tahıllı barlar, ekmek ve tahıl ezmeleri bulunurlar. Ortak gıda içeriklerine Vejetaryen Kaynak Grubunun listesi yardımcı olabilir.
47
9. Daha mutlu hissedebilirsiniz. Sizin vejetaryen hareketinizle sadece hayvanlar mutlu olmayacaktır. Siz de olacaksınız. Çünkü: Vejetaryen diyetler karşılaştırıldığında, 2012 Beslenme Dergisi araştırmasına göre, omnivordur olanlar ruh halini aşağı doğru sürükleyen nörolojik değişiklikleri kışkırtabilen daha fazla araşidonik asit içerir. 10. En sevdiğiniz restoranları terk etmek zorunda kalmayacaksınız. Vejeteryanizm daha popüler hale geliyor gibi, çünkü hemen her restoranın menüsünde vejetaryen seçenekleri bulunmaktadır. 11. Bu daha pahalıya mal olmaz. Her zamankinden daha fazla ürün satın alsanız bile, et marketteki en pahalı öğelerden biridir, böylece çok büyük tasarruf olabilir. Dondurulmuş taze ürünlerinizin bazılarını değiştirerek daha fazla saklayabilirsiniz. 12. Bitkiler kalsiyum ihtiyaçlarınızı karşılayacaktır. NIH, 19 ve 50 yaş arasındaki yetişkinler için günlük minimum 1000 mg kalsiyum almalarını önerir, ancak ön araştırmalar vejetaryenlerin daha az miktarı ile kurtulmasının mümkün olabileceğini gösterir En önemli nokta, kara lahana, Çin lahanası, bademler, soya fasulyesi, incirler ve yafa portakalı gibi doğal çeşitli kalsiyum açısından zengin gıdaların yanı sıra kalsiyum sülfat ile yapılan tahıl ürünleri, bitkisel-bazlı sütler ve soya peyniri gibi kalsiyum takviyeli gıdaları yemektir, diye belirtir Henderson. (Ette bulunan demirin %40’ı “hem”; geri kalan % 60 “hem olmayan” demirdir. Bitkilerden alınan demirin tamamı ise hem olmayan demirdir.) 2 Kinoa: Güney Amerika'da yetişen tohumları yenen bir bitki. 3 Miso: Soya fasulyesi, pirinç veya arpanın, deniz tuzu ve ko-ji adlı mantarla fermentasyonu ile elde edilen bir çeşit hamurdur. 4 Tempeh: Endonezya mutfağına ait soya fasulyesinden yapılan bir yemek çeşidi. 5 Tofu: Uzakdoğu’da soya fasulyesi suyunun fermentasyonundan elde edilen bir tür peynir. 1
48
tanıtım
Blueberry Body Butter
WoMEN
THE BODY SHOP’TAN “İLKLER ASLA UNUTULMAZ”: BLUEBERRY ÖZEL SERİSİ Tıpkı ilk aşk gibi, ilk body butter deneyimi de unutulmaz. The Body Shop’un ikonik serisi Blueberry (yaban mersini), özel bir koleksiyonla geri dönüyor. Doğanın sunduğu en rafine ve naturel içeriklerle üretilen bu seri yoğun nemlendirme özelliğiyle teninize bir sevgili dokunuşunu taşırken aynı zamanda nefis kokusuyla da cezbediyor. Sevgililer Günü’ne özel olarak yeniden lanse edilen Blueberry Serisi, Gana’da üretilen Shea ve kakao yağlarını içeriyor. Cilde nem kazandıran ve cildi koruyan Shea yağı ile yumuşaklık veren kakao yağlarının bileşiminden oluşan bu özel seri, şahane kokusuyla da gönülleri fethediyor. Blueberry Body Butter ise, E vitaminince zengin yaban mersini çekirdeği ve yağ asitlerinden oluşan içeriğiyle uzun süreli nemlendirme sağlıyor ve cildin beslenmesine yardımcı oluyor.
Blueberry Sünger
The Body Shop’un kurucusu Anita Roddick tarafından, ilk defa 1992 yılında Mango aromasıyla doğan body butterların bugün 20’yi aşkın çeşidi bulunuyor. Dolaptan çıkmış bir tereyağının kıvamında olması amaçlanarak yaratılan ve kıvamları daha da yoğun hale getirilen body butterlar; meyve, fındık ve çiçeksi kokularıyla nem verirken aynı zamanda modunuzu yükseltiyor.
Blueberry Lip Butter
49
Blueberry Body Lotion
mutfak Narlı Buğday Salatası Reyyan Özuğur
Yıllardır lokantaların değişmeyen menülerine kızar dururum. Mecbur kalıp “Şundan olsun bari.” diye sipariş vermişliğim çoktur. Pek yemek seçmememe rağmen dışarı çıktığım zaman değişik tatlar ararım ya da yanında bir alternatif. Çoğu zaman da istediklerimi bulamam. Bu ay tarifimiz vejeteryanlara özel. Tarif seçerken “Ben yazın yemeğin yanına karpuzu bile sipariş veremiyorken bu vegan yemek arayan arkadaşlar dışarda ne yiyor?” diye sorup durdum. Kırmızı et yemeyen, beyaz et yemeyen, hiç et yemeyen, yumurta bile yemeyen vejetaryenler var ve bu ihtiyaçlarını bakliyatlar üzerinden gideriyorlar. İşte hem kış mevsimine hem de onlara özel Narlı Buğday Salatası. Malzemeler: ● 1 su bardağı buğday ● 1 adet nar ● 2 sap taze soğan ● Yarım demet maydanoz ● Çeyrek demet dereotu ● 1 limon suyu ● 1 yemek kaşığı nar ekşisi ● 1 yemek kaşığı sirke ● Zeytinyağı ● Tuz Hazırlanışı: Narı temiz ve kolay ayıklamak için biraz derince bir kâsenin 1/3 ‘ini suyla doldurun. Narı iki üç parçaya bölün. Böldüğünüz parçaları sırayla suyun içine koyarak elinizle ayıklayın. Ayıklanan nar tanelerini bir süzgece alıp bekletin. Buğdayları bir gün önceden suya koyun. Ertesi gün düdüklü tencerede üstünü 2 parmak kadar geçecek suda, az tuz ilavesiyle yaklaşık 20 – 25 dk. haşlayın ve süzün. Taze soğan, maydanoz ve dereotunu küçük küçük doğrayın. Taze otları ve nar tanelerini buğdaya ekleyip karıştırın. Kalan sos malzemelerini de ekleyip karıştırarak salatanızı hazırlayın. Afiyet olsun.
50
tan覺t覺m WoMEN
51
mutfak Zehra G. Şener
ISPANAKLI PİDE Malzemeler: Hamuru İçin: ● 2 yumurta ● 100 gr oda sıcaklığında tereyağ veya margarin ● 3 yemek kaşığı yoğurt ● Tuz ● Kabartma tozu (1 paket) ● 18-20 yemek kaşığı elenmiş un Pidenin İç Malzemesi: ● 100 gr Kavrulmuş dana kıyma ● 1 fincan kadar sıvı yağ veya yumuşak tereyağ ● 1 tane incecik kıyılmış kuru soğan ● 1 kase yıkanmış kurutulmuş ve incecik doğranmış ıspanak yaprakları ● Tuz, baharat, Üzeri İçin: ● Bir küçük kase rende kaşar ● 1 fincan susam ve çörek otu ● 1 tane çırpılmış yumurta sarısı Hazırlanışı: Hamur malzemelerini karıştırın yumuşak bir hamur elde edin streç filme sararak dolapta yarım saat dinlendirin. Başka bir tarafta incecik kıyılan ıspanak yapraklarını kuru soğan ve kavrulmuş kıyma ile karıştırın. Tuz ve baharatını ilave edin,dinlenen hamuru elinizle pide şekli verin. İçine iç malzemeden bolca koyun kenarlarına yumurta sürün susam ve çörek otu serpin. Ispanakların üzerine bir tutam rendelenmiş kaşar peyniri koyun. 180 derecede önceden ısıtılmış fırında kızarana kadar pişirin. Sıcak sıcak servis yapın. Afiyet Şeker Olsun..
52
53
saglık Dyt. Merve Aydın
Vegan
Beslenmesi Doğru planlanmış bir vegan diyeti ile hem kalp sağlığınızı korur hem de obezite riskini azaltabilirsiniz. Peki eksiksiz bir vegan diyeti için ne yapmalısınız? 1. Günde en az 5 porsiyon meyve ve sebze tüketmeli. 2. İşlenmiş tahıl ürünleri yerine tam tahıl ürünlerini diyete eklemeli. 3. Hidrojenize yağlar yerine sağlıklı yağları tercih etmeli. 4. Tuz kullanımını sınırlamalı. Sadece hayvansal kaynaklardan elde edebileceğimizi sandığımız besin gruplarına bir de doğru kaynaklardan bakalım.
54
Esansiyel Yağ Asitleri
Vitamin B12
Kalsiyum
Vücuttaki görevi nedir?
Demir kullanımına yardımcı olur. Ayrıca sinir tahribatını önler, hücre oluşumunu, sinir uçlarının normal gelişimini kolaylaştırır. Çok düşük alımında anemi (kansızlık) ve sinir sistemi hasarına neden olur.
Kemik ve dişlerin gelişimi, kan pıhtılaşması, sinir iletimi, kalp atımı gibi hayati fonksiyonlarda görevli olan kalsiyumun erişkin bir bireydeki günlük gereksinimi yaklaşık 700 miligramdır.
Vücutta yapılamayan çoklu doymamış yağ asitleri linoleik asit ve alfa-linoleik asittir. Bunlar diyetle karşılanır ve esansiyel yağ asidi olarak bilinir.
Vücutta kan oluşumu için eser bir elementtir. Erişkin bir kadının günlük ihtiyacı 14,8 mg, erkeğin ise 8,7 mg' dır.
Veganlar için en iyi beslenme kaynakları nelerdir? Nasıl karşılanır?
Bazı bitkisel sütler, bazı soya ürünleri, kahvaltılık tahıllar ve spirulina (yosun türü)’ dür.
Yeşil yapraklı sebzeler (lahana, brokoli, maydanoz), soya sütü gibi zenginleştirilmiş besinler, portakal, incir ve keçiboynuzu pekmezi.
■ Linoleik asit (omega-6 grubundan): Sebze, meyve, yağlı tohumlar ve kuruyemişlerde bulunur.
Kurutulmuş meyveler, tam tahıllar, kuruyemişler, yeşil yapraklı sebzeler, tohumlar ve bakliyatlardır.
En iyi kaynakları; ayçiçeği, mısır, soya, kabak, çuha çiçeği, ruşeym.
2 mg demir içeren besinler;
Günlük vitamin B12 ihtiyacını karşılamak için; 1.Etiketleri okuyarak vitamin B12 içeren ürünlerden günde 2-3 porsiyon tüketerek günde 3 mikrogram alımı sağlanmalıdır. 2.Günde en azından 10 mikrogram besin takviyesi alınmalıdır. **Bu iki seçenekten birini yerine getirerek vitamin B12 konusundaki endişelerinizi bir köşeye atabilirsiniz.
100 mg kalsiyum içeren besinler;
Demir
-14 g antep fıstığı -32 g kavrulmuş -42 g badem ■ Alfa-linoleik asit kaju fıstığı -30 g keçiboynuzu (omega-3 gru-57 g mercimek -108 g kuş üzümü bundan): keten -95 g haşlanmış -40 g incir tohumu, hardal nohut -212 g portakal tohumları, kene-74 g tam tahıl -83 g soya sütü vir tohumu, ceviz ekmek -15 g tahin yağı, yeşil yapraklı -60 g kuru kayısı -60 g tere sebzeler, spirulina. -22 g pekmez -217 g haşlanmış -19 g tahin nohut En iyi kaynakla-54 g esmer ekmek rı; keten tohumu, kanola, kenevir tohumu.
55
NOT
Vitamin B12
Kalsiyum
Bir çok vegan anemi ve sinir sistemi hasarını önleyecek miktarda vitamin B12 alıyorsa da birçoğu da kalp hastalıkları ve gebelik komplikasyonları riskini en aza indirmeye yetecek kadar vitamin B12 almamaktadır.
Kalsiyum emilimini olumsuz etkileyecek durumlara dikkat!! ● Tuz kalsiyum kaybına neden olur. Bu yüzden yüksek sodyumlu gıdalar tüketilmemelidir. ● Kafein de kalsiyum emilimini azalttığından günlük çay ve kahve tüketimine dikkat edilmelidir.
56
Esansiyel Yağ Asitleri
Demir Demirin alımı kadar önemli olan diğer bir nokta ise vücuttaki emilimidir. ► Etin demirinin %22' si emilirken, yumurta ve bitkisel kaynakların %1-8' i emilir. ► Çaydaki bulunan tanenler ve kuruyemiş ve tahıllardaki fitatlar da demir emilimini azaltır. ► Bitkisel gıdalardaki demir emilimi C vitamini ve bazı diğer organik asitlerle artar. Yapılan araştırmalar demir kaynaklarının C vitamini ile birlikte tüketilmesinin demir emilimini 3 kata kadar artırdığını, hatta fitatın negatif etkisini bile yok ettiğini göstermiştir.
Örnek Vegan Diyeti Menüsü - 1. Gün
Kahvaltı: ● 1 su bardağı badem veya hindistan cevizi sütü ● Mantarlı, maydanozlu vegan omlet ● 2 tam ceviz içi ● 1 dilim ekmek Ara: ● 2 adet kuru erik ● 5 adet kuru yaban mersini ● 1 bardak yeşil çay Öğle: ● Soya yoğurdu ile yapılmış yayla çorba ● Bol kurubaklagil salata (nohut, mercimek, kuru börülce, soya filizi, taze soğan, maydanoz, nane vs. yeşillikler) ● Turunçgil salatası (greyfurt, portakal, mandalina) Ara: ● 1 fincan türk kahvesi ● 3 parça vegan bitter çikolata Akşam: ● Sotelenmiş brokoli ve mantarlı, soya soslu noodle ● Soya yoğurdu ile otlu ayran (dereotu, nane) Ara: ● 1 adet kivi ● Kavrulmamış kabak çekirdeği
57
Örnek Vegan Diyeti Menüsü - 2. Gün
Kahvaltı: ● Sabah müslisi tarifi 1 küçük elma rendesi, 1yemek kaşığı kırmızı siyah üzüm, 10 adet fındık, 3 yemek kaşığı yulaf, soya sütü veya soya yoğurdu (isteğe göre) Ara: ● 5’er adet badem/kaju fıstığı/antep fıstığı ● 1 bardak karışık bitki çayı Öğle: ● Mercimek çorbası ● İç fıstıklı, kuş üzümlü biber dolması ● Soya yoğurdu Ara: ● Vanilya sütlü, fıstık ezmeli pankek Akşam: ● 2 dilim tam tahıllı ekmek ile avokado ve domates dilimli falafel burger ● Taze sıkılmış karışık meyve suyu (nar+portakal) Ara: ● Soya yoğurdu ile yeşil cacık (dereotu, nane, salatalık)
58
Etsiz Pazartesi, “Sağlığımız için, gezegenimiz için, hayvan dostlarımız için…” şiarıyla yola çıkan bir farkındalık hareketi. 2003 yılında Sid Lerner tarafından ABD'de kurulan uluslararası “Meatless Monday” hareketinin Türkiye ayağı olan Etsiz Pazartesi ile, pazartesi günleri et yememeyi teşvik ederek katılımcıları etsiz bir yaşamla tanıştırmayı hedefliyoruz. Günümüzde et tüketimi ve et sektörü, hem insan hem doğa sağlığı hem de hayvan hakları açısından birçok problemin kaynağı. Etsiz Pazartesi'nin sosyal medya hesaplarında ve blogunda, bir yandan etsiz yaşamın sanıldığından çok daha kolay, bir yandan da et ile bir yaşamın sanıldığından daha sorunlu olduğu konusunda farkındalık yaratabileceğini umduğumuz paylaşımlar yapmaya çalışıyoruz. Bilgilendirici makaleler ve haberler, lezzetli ve fikir verici yemek tarifleri, özendirici ve anlaşılır görseller gibi... Etsiz Pazartesi'nin çok büyük kitlelere ulaşma potansiyeli olduğunu düşünüyoruz. ABD'deki “Meatless Monday” ve diğer ülkelerdeki ayakları şimdiden bu potansiyeli gerçekleştirme yolunda ilerliyor. Birçok okul, hastane ve devlet kurumunun yemekhanelerinde pazartesi günleri etsiz menüler çıkıyor, restoranlar özel fırsatlar sunuyor. Etsiz Pazartesi, bu dünyaya ilk kez adım atacakların kolayca kulak verebileceği bir ses. Bazı insanlar daha sert, daha eleştirel çağrılara kulak vermeye daha açıkken, bazı insanlar daha yumuşak, daha sakin çağrılara kulak vermeye açıktır. Keza bazı insanlar için bir anda vejetaryen veya vegan olmak daha kolayken, bazı insanlar daha ufak adımlar atarak başlamak isteyebilirler. Etsiz Pazartesi olarak biz de Türkiye'de buna elverişli bir ortam hazırlamaya çalışıyoruz. Aldığımız geri dönüşler de çok olumlu. Siz de daha önce Etsiz Pazartesi yapmadıysanız önümüzdeki pazartesi başlayabilirsiniz. Unutmayın, haftaya nasıl başlarsanız haftanın geri kalanı da öyle gider!
59
Etsiz Pazartesi Ekibi
WoMEN şif ke
Ay Çok Şirin
Merve Ös. 25 yaşında. İstanbul’da yaşıyor. Lisede Grafik Tasarım bölümü okudu. Daha sonra Marmara Üniversitesi Güzel Sanatlar Fakültesi Resim Bölümüne girerek yoluna devam etti. Kısacası kendisini bildi bileli bir şeyler çiziyor.
Ay Çok Şirin nedir? Neler yapıyorsunuz? Ürünlerinizi ve işinizi tanıtır mısınız? Öyle süslü püslü bir hikayem yok aslında. Hayatım boyunca yastık ve pelüş oyuncak delisi bir insan olmuşumdur. Kendi çapımda, dikiş makinam bile yokken elimde dikerek bu yastıkları yapmaya başladım. Yaptığım şeyler bana yastıktan çok oyuncak gibi geliyordu. Amacım, biraz kafa dağıtmak, biraz kendimi mutlu etmek, biraz da evimi süslemekti. Bir süre sonra ailemin ve çevremdekilerin desteği ve ısrarları ile üretime başladım. Öyle göründüğü gibi kolay olmadı tabi ki. Benim için bir şey ya en iyi şekilde olmalı ya da hiç olmamalıdır. Ortası, arası yoktur. Bu hayatımdaki her alanda böyle olmuştur. Annem, bu sebeple çekilmez ve huysuz biri olduğumu sık sık dile getirir. Tanıtım faaliyetleri için çok uzun süre uğraştım. Aylarca çizdim, boyadım, araştırdım. Hiçbir aşama düşünüldüğü gibi kısa bir süre içerisinde olmadı. Etrafımdakilerin desteği olmasaydı bu işe cesaret edip başlayamazdım. 2012 yılının Ekim ayında el boyaması karakter yastıkları ile başladığım bu işe daha sonra talep doğrultusunda isim yastıkları da eklendi. İsim yastıklarımı hazırlarken en önem verdiğim şey kişilerin hayatlarındaki önemli anılar, detaylar. Kısacası onları anlatan her şey. Bir evlilik teklifi veya ilk buluşma. Bu tarz anıları yastıklarıma yansıtmayı çok seviyorum. Sanki birilerinin hayatlarına dokunuyormuş gibi hissediyorum. Garip bir his, tarifi yok. Yastıklarım dışında el boyaması kanvas çantalar, bebek pikeleri ve amerikan servisler de yapıyorum. Bunlara da yine talep doğrultusunda isimler eklenebiliyor. Ürünlerimi hazırlarken hiçbir kısıtlamam yok. Yaptıklarım tamamen karşımdakinin hayalleri ve istekleri doğrultusunda şekilleniyor. Yani bir tutam hikaye, bir tutam hayal gücü. Ay Çok Şirin ismi, yapılanlara bakınca verilen “aaaayyy çok şiriiiin” tepkisi ile ortaya çıktı. Bence daha mükemmel bir isim olamazdı.
60
Ürünleri yaparken neler kullanıyorsunuz? (Kumaş türü vs.) Kullandığım boyalar Amerikan Standartları Test Merkezi’nde (ASTM) test edilmiş ve uluslar arası EN-71 belgesine sahip, kumaş için üretilmiş su bazlı özel boyalardır. Kullandığım boyaların insan sağlığına zarar verip vermemesi konusu benim için oldukça önemlidir. Bu işe başladığım zamanlarda kullandığım boyaların firma yetkilileri ile bir görüşme gerçekleştirdim. Bu görüşme sonucunda boyaların insan sağlığına zarar vermediği onayını aldım. Boyalar dışında tekstil kalemleri de çizimlerime eşlik etmektedir. Kullandığım kumaşlar; %100 pamukludur. Yastıklarım için dolgu malzemesi olarak ise 1. sınıf boncuk silikon kullanmaktayım. Bana gelen sorular arasında yastıklarda yıkama sonrası şekil bozukluğu ve tüm ürünlerde renk solması olup olmayacağı konusu yer almaktadır. Ürün ile beraber yolladığım yıkama talimatına uyulduğu taktirde herhangi bir renk solması yaşanmamaktadır. Yastıklarımda kullandığım dolgu malzemesi sayesinde ise herhangi bir şekil bozukluğuna maruz kalmadan yastık makinada olduğu gibi yıkanabilmektedir. Beğendiğimiz ürünü nasıl satın alabiliriz? Elimde hazırda bulunan belli başlı ürünler dışında tamamen kişiye özel sipariş üzerine çalışıyorum. Siparişlerimi e-posta ve whatsapp aracılığı ile almaktayım. Facebook sayfam ve internet sitem dışında ürün paylaşımlarımı instagram hesabımda daha aktif şekilde sunuyorum. Hayallerinizi paketleyip size göndermemi isterseniz bana aycoksirin@gmail.com adresinden ulaşabilirsiniz. Instagram: @aycoksirin Facebook: www.facebook.com/aycoksirin Twitter: www.twitter.com/merveos_ Tumblr: aycoksirin.tumblr.com İnternet sitesi: www.aycoksirin.com WhatsApp: 0553 249 32 39
61
WoMEN şif ke
Turkuaz Dükkan
Son olarak eklemek istediğiniz bir şeyler var mı? Öncelikle WoMEN Dergisi çalışanlarına teşekkür ederim. Kendimi ifade edebilme ve ürünlerimi tanıtabilme fırsatı verdiniz. Ürünlerimin WoMEN Dergisi tarafından dikkat çekici bulunması beni gururlandırdı. Sevdiklerine sıra dışı ve özel hediyeler vermek isteyen herkesi Ay Çok Şirin dünyasına beklerim.
62
tanıtım WoMEN
SEVGİLİLER GÜNÜ’NDE HEDİYENİZLE FARK YARATIN: HERITIA HERITIA; 14 Şubat’ta; sevgilinize özel birbirinden farklı ürünlerle; aşkınızı ifade etmenin bin bir yolunu sunuyor. Gümüş ya da altın kaplama olarak hazırlanan mücevher kutuları, şamdanlar, kadehler, vazolar zarif ve alternatif hediye seçenekleri olurken, sedef ve gümüş işlemeciliğinin seçkin örnekleri de geçmişten aldığı ilhamla aşkınızı geleceğe taşıyor. HERITIA’da sedef işlemeli sehpalar, dolaplar, takı kutuları, özel tasarım takılar da hediye seçenekleri arasında. İsterseniz gümüş kalpli kitap ayraçlarına sevdiğiniz kişinin ismini yazdırmanız da mümkün. 5 gün öncesinden sipariş vermeniz yeterli. Ve elbette şekerler ve lokumlar… Aşk Kokulu Şekerler, Lokumlar HERITIA’nın eski İstanbul tatlarını günümüze getiren tamamı organik, glikoz, esans ve gıda boyası içermeyen çikolata kaplı lokum, badem ezmesi ve rengarenk akide şekerlerinden oluşan lezzetleri de sizi aşka davet ediyor. Tarçınlı, yeşil elma, portakal, çilek, bergamut yani aşk aromalı akide şekerleri 14 Şubat’ı tatlı geçirmenizi sağlayacak. Gül yapraklı, bal kabaklı, cevizli, duble fıstıklı lokumlar arasında seçim yapmakta zorlanacaksınız. Bu seçkin ürünleri Pera Palace Hotel Jumeirah’nın hemen karşısında, tarihi BARAN Apartmanı’nda yer alan HERITIA mağazasında bulabilirsiniz. www.heritia.com.tr
63
Röportaj ö zel
Berna Tuğçe Çil
64
Vatan Şaşma z
Bize biraz kendinizden bahseder misiniz? 8 Ocak 1974 İstanbul doğumluyum, ailemin tek çocuğuyum. 16 – 17 yıldır sunuculuk yapıyorum. Sizler beni ekrandaki TV programlarından ve Çocuklar Duymasın dizisindeki karakterimden oyuncu ve sunucu olarak tanıyorsunuz. Şu an veya yakın zamanda bir projeniz var mı? Uzun zamandır ekranlarda göremiyoruz sizi. Var ama sizin izlediğiniz popüler kanallarda değil. Work Travel Channel’da ‘’Ucuzdu’’ adında bir programım var, ATV Avrupa’da ‘’Emlak Turu‘’ adında, Bugün TV’de ‘’İş Dünyası‘’ adında çeşitli TV programlarım var. Bu programlar çok izlenen kanallar olmadığı için tam anlamıyla bilinmiyor. Çok yakında büyük bir kanalda Vatan Bilgisayar ile ‘’Vatan ile Teknoloji‘’ adında bir internet, sosyal medya ve teknoloji programı sunmaya başlayacağım. Bunun dışında festival, organizasyon tarzı sunumlarım devam ediyor. Sizin ekranda görmediğiniz benim ekstra diye tabir ettiğim çalışmalarım var. Geriye dönüp baktığınızda ‘’Evet istediğim her şeyi yaşadım.’’ diyebiliyor musunuz? Yoksa eksikliğini hissettiğiniz ‘’Keşke onu da yapsaydım.‘’ dediğiniz bir şeyler var mı? Kariyer anlamında evet sunuculukta birçok istediğim programı sundum, oyunculukta da komedi oynadım ama bir tek dram deneyemedim. Kariyerimde bir tek eksik olan dram oyunculuğuna henüz kavuşamadım. Özel hayatımda ise gayet mutlu ve eksiksiz gidiyor. Sunuculuk mu ağır basıyor yoksa oyunculuk mu? Tabi ki sunuculuk. Yani benim kartvizitimde Vatan Şaşmaz: Sunucu, oyuncu yazar. Önce sunucuyum ben ama oyunculuk da yapıyorum. Öncelikli olarak sunuculuk benim için önde gelir. Amerika’da yayınlanan dizileri takip ediyor musunuz ve hangisinde bulunmak isterdiniz? Dexter ı çok beğeniyorum. Eski dizilerden ise Friends yer almak istediğim diziler arasında olurdu ama onlar da bitti zaten. Peki Türk dizileri hakkında ne düşünüyorsunuz? Türkiye de diziler çok kaliteli hale geldi. Yunanistan da özellikle Arap ülkelerinde çok başarılı dizilerimiz yer alıyor. Bu dizilerimizi izlemekten gurur duyuyorum. Çünkü Arap dünyasında olsun diğer ülkelerde olsun bayağı ilgi var. Yunanistan’a gittiğimde tamamen Türkiye’deymişim gibi Türk dizilerini izledim. Tek sorun çok dizi var. Dizi sayısı azaltılıp kalitenin seviyesi yükselmesi lazım.
65
"Eski dizilerden Friends yer almak istediğim diziler arasında olurdu."
66
Genelde oyuncularımız dizilerin süresinden yakınıyorlar. Evet maalesef Türk TV’lerinde reyting sisteminden kaynaklanan böyle bir durum var. Bir buçuk saat dilimi kapsamak zorunda kalıyor. 2 bölüm hatta bir sinema filmi çekilecek zamana bir haftada çekilen diziler sıkıştırılıyor. Türkiye’deki reklam verenlerin ve kanalların reyting sistemi değişmediği sürece bununda değişeceğini zannetmiyorum. Saçlarınız sizi tanıdığımızdan beri hep aynı. Hiç değişiklik düşündünüz mü? Ve uyguladığınız özel bir bakım var mı? Yani İbrahim Tatlıses yıllardır aynı değişti mi? Hep bıyığı vardı. Değişmedi çünkü gerek duymadı. Orhan Gencebay hiç favorisini kısalttı mı mesela? Ben de böyleyim. Ben kendimi böyle seviyorum. Değişmeyeceğim ( gülüyor ) . Tabi ki bir proje için gerekli olduğu zaman değişirim ama hani durup dururken değişmenin bir anlamı yok kendimi iyi hissediyorsam. Erkeklerin kendi aralarında kullandığı çok hoşuma giden bir söz vardır. ‘’Bozulmadıysa tamir etme.‘’ Fırsatınız olsa neyi değiştirmek isterdiniz? Değiştirmek değil de geliştirmek istediğim şeyler var. Kendime ve aileme daha fazla vakit ayırmayı değiştirebilirdim. Özel isteklerime, hobilerime daha fazla vakit ayırmayı isterdim.
● En son eşime ............. hediye aldım toka ........... aldım. ailem ile birlikte ● Özel günleri .............. geçirmekten keyif alırım. aklıma ● Yakın zamanda ........................... koyduğum bir saat var onu ................................................................... almak istiyorum.
67
KONUK YAZAR
Murat Tunalı
Se çi m e y i d e H i e r ö G e r e t k a r Ka
68
E
n değerli hediye mücevher mi çiçek mi? Bu sorunun cevabı hediyenin verileceği kişinin karakteristik özelliklerinde gizli. Dışadönük neşeli biri için kullanışlı bir aksesuar; mükemmeliyetçi biri için gösterişli bir saat; güçlü kararlı biri için antika bir eşya paha biçilmez bir hediye olabilir.
69
Özel günlerde birbirini mutlu etmek için alınan hediyeler hayal kırıklığı yaratabiliyor. Özellikle de ikili ilişkilerde… Kadın şık bir mücevher beklerken, sevgilisinin ya da eşinin kendisine parfüm hediye etmesinden hoşlanmayabiliyor. Ya da karşı tarafın zevkine, tarzına hiç hitap etmeyen bir seçim mutsuzluk yaratabiliyor. Kişisel Gelişim Uzmanı Murat Tunalı, çiftlerin birbirine hediye alırken kişisel özellikleri, beklentileri, istekleri dikkate alması gerektiğine dikkat çekiyor. Kısacası cevaplamanız gereken soru: Sevdiğiniz insanın karakterini ne kadar tanıyorsunuz? Karşınızdaki kişinin hayat değerlerini, sevdiği ve sevmediği şeyleri, hobilerini ve fobilerini biliyor olabilirsiniz. Ancak Murat Tunalı bunların bazen yeterli olmaaycağını söylüyor. Doğum günü, sevgililer günü, birlikteliğinizin yıl dönümü gibi özel günlerde ona değer verdiğinizi gerçek anlamda hissettirecek bir hediye almak istiyorsanız bu noktada onun karakteristik tanımlamasını çok iyi yapmanız gerekiyor. Bu tanımlamayı sağlıklı yaparsanız karakterine ve kişiliğine uygun bir hediyeyi de almış olursunuz. Florence Littauer’in yaptığı insan kişiliğini testlerle ele alan yaklaşıma göre 4 farklı kişilik vardır: Popüler-Neşeli, Mükemmelliyetçi-Melankolik, Güçlü–Kararlı, Barışçıl Sevecen. Bu kişilik yapıları ve onlara hitap eden seçenekler, hediye seçiminde zorlananlara yol gösterecektir… Popüler-Neşeli: Dışadönük, konuşkan, iyimser, cana yakın, esprili, hisli ve duygularını gösteren, coşkulu, değişken ruh hali, çocuk ruhluluk gibi özelliklere sahiptirler. Eğlence konusunda lider kişiliklerdir. İş yaşamında yeni şeyler düşünüp üretebilme yeteneği, her zaman iyi görünüm, başladığı işe dört elle sarılma, öne çıkan özellikleridir. İnsanlarla kolayca iletişim kurabilen, kin beslemeyen, doğaçlama etkinlikleri seven kişilikler olarak tanımlanırlar. Hediye Tarzı: Çoğu zaman sosyal kişiliğini yansıtacak, kendisi gibi gösterecek hediyeler onları daha çok mutlu eder. Bu nedenle kullanabilecekleri türden hediyeler almalısınız. Çoğu kimsede olmayan bir kıyafet, kullanışlı bir saat, aksesuar, ayakkabı, eşya onlara alacağınız hediyeleri sıradan olmanın dışına çıkartır. Genelde sıra dışı olmayı tercih ettiklerinden hediyelerinizin de sıra dışı olması onları iki kere mutlu edecektir. Mükemmelliyetçi-Melankolik: Çoğu zaman içe dönük, düşünceli ve karamsar olarak tanımlanırlar. Derin düşünceli, analitik, dahi özellikli, yetenekli ve yaratıcı, artistik ve ahenkli, filozofik ve şiirsel, duyarlı, dürüst ve vicdan sahibi, fedakar ve idealisttirler. İş hayatında programlı, mükemmeliyetçi, detaycı, düzenli ve organize olmuş, temiz, derli toplu, sorunları görüp çözümler üretebilen, başladığı işi bitiren, seven kişiliklerdir. Arka planda kalıp dikkat çekmeyi sevmeyen, sorunlara çözüm bulan ve ideal eşi arayan insanlardır. Hediye Tarzı: Göze batmayı, farklı görünmeyi ve sıra dışı olmak pek tercih etmediklerinden alınacak hediyelerde de bunu memnuniyet kıstası olarak almak gerekir. Kaliteli bir takım elbise, kaliteli ve gösterişli bir saat erkekler için ideal bir hediyedir. Bayanlar için ise pırlanta kolye ve yüzük, havalı olmayan ancak ağırlığı olan zarif bir hediye istediğimiz memnuniyeti oluşturacaktır.
70
Güçlü-Kararlı: Dışa dönük, yapıcı ve iyimser olarak tanımlanırlar. Lider doğarlar, dinamik ve aktiftirler. Kararlı ve güçlü istekleri olan, duygusuz, kolay hayal kırıklığına uğramayan, kendine güveni her halinden belli olan, elinden her iş gelen insanlardır. İş yaşamında ise, hedef koyarak çalışan, iyi organize olan, pratik çözümler üreten, çabuk uygulamaya geçen, zorluklar karşısında başarılı olan kişilik özellikleri taşırlar. İnsanları idare etmedeki becerileri onları genellikle haklı çıkarır ve acil durumlarda soğukkanlılıklarını koruyabilirler. Hediye Tarzı: Hediye kriteri olarak iki durumu ortaya koyabiliriz. Hedef ve ideallerine katkı sağlayan ve bireysel olarak lider egolarına hizmet eden bir hediye türü olmalıdır. Nadir bulunan bir antika, el emeği olan nadide bir eşya, yeni çıkmış ve az bulunan elektronik bir alet (cep telefonu, bilgisayar, vb.) Ofis veya ev ortamında kullanabilecekleri kıymetli bir eşya da olabilir. Barışçıl Sevecen: Baskın olmayan kişilik yapıları vardır. Rahat ve yumuşak başlılık, sabır ve dengeli davranışlar, sessiz ve esprili karakter, kibar davranışlar, duyguları belli etmeme, hayatla barışık olma temel kişilik özelliklerindendir. Düzenlilik ve yetenek, yönetici yeteneği, anlaşmazlıkları önleyebilme yeteneği, zor şartlar altında çalışabilme işteki davranışlarını tanımlar. Çok arkadaşları olur ve ilgili ve merhametlidirler. Hediye Tarzı: Başkalarının görüp onlarla birlikte paylaşımlı olarak kullanabilecekleri türden hediyeleri daha çok severler. Duygusal yapılarına hizmet eden bir hediye olmalıdır. Örneğin partneriyle birlikte gidebileceği bir tatil sadece ona alınmış bir hediyeden çok daha fazla anlam taşır. İnsanlığa katkı sağlamasına olanak verecek bir fırsat yaratmanız onun için özel bir anlam taşır. Yıllar geçse bile bunu size hatırlatıp teşekkür eder. İçinde duygunun ve insan faktörünün olduğu her şeyi hediye olarak sunabilirsiniz. En kolay hediye alabileceğiniz ve en az seçici olan kişilik tipidir.
71
mekan Sercan Elรงi
Parsifal Restaurant&Cafe 72
Merhaba, ben In Trust We Eat blogunun kurucu/yazarı Sercan Elçi. Hatırlarsınız WoMEN Dergisi Aralık 2013 sayısında konuk yazar olarak; Çırağan Palace Kempinski - Laledan Restoran’ı tanıtmıştım sizlere. Bu aydan itibaren artık her ay gitmek için can atacağınız bir mekanı “In Trust We Eat” için ayrılmış sayfalardan okuyabilirsiniz. Bu ayki sayıda yazarlarımız arasında esen “sağlıklı yaşam” havasına destek olmak amacıyla sizlere Beyoğlu Parsifal Vejetaryen Restoran’dan bildiriyorum. İstanbul’da 1996 senesinde açılmış vegan & vejetaryen konseptli bir mekan burası. Açıldığı yıllarda, Beyoğlu’nda bu tarza sahip bir başka restoran yokmuş. Bugüne geldiğimizde ise, Trip Advisor tarafından mükemmeliyet sertifikası almış ve dünyanın dört bir yanından hayvan hakları kuruluşlarından tutun da; vejetaryen&vegan derneklerine kadar hepsi tarafından takdir edilen bir restoran olmayı başarabilmiş. Şüphesiz ki bu noktaya varmasında, işletmecisi Nahit Tütüncüoğlu’nun başarıları takdire şayan. Menüsü çok geniş çeşit çeşit lezzetlerle bezenmiş. Beş farklı dilde yazılı menüleri, yabancı misafirlerinin fazlalığını gösteriyor. Ayrıca tam bir yemek dergisi kıvamında… Mekanda çalan müzik, ortamın havasına uygun sakinleştirici… Karşılıklı duvarlarda boydan boya belli bir teması olmayan, çerçeveli resimler bulunuyor. Logosunda da bulunduğu üzere, yoğunca kedi motifleri var. Siparişimiz gelmeden masaya; kendi yapımları mısır ekmeği ve zeytinli ekmek servis ediliyor. Yanlarında kekikli zeytinyağı kâsesi. Bu kadar çok çeşit barındıran bir menüden, sizlere seçtiğimiz bir iki tadı anlatmak yerine ortaya karışık söyledik.
73
Tabağın Adı: Parsifal Special İçindekiler: 1 şiş Parsifal Izgara, 1 adet Mantar Köftesi (isteğe göre sebze köftesi veya soya kıymalı içli köfte de veriliyor), 2 adet Patatesli Muska Böreği, Pazı Dolma, Sebze Sote, Rum usulü Közleme, Pilav Parsifal Izgara ile başlayalım; normal porsiyonda 3 şiş bu tabakta 1 şiş bulunuyor. İstiridye mantarı, Hellim Peyniri, kırmızı - yeşilbiber, domates, Soya sosu, zeytinyağı ve kuru baharatlar ilave ederek bekletilmiş ve sonra ızgara edilerek bu tabakta yer bulmuş. İstiridye mantarı büyüklüğü ve ete benzeyen tadıyla ve yanındaki leziz Hellim peyniri damağımı şenlendirdi. İkinci olarak Mantar Köftesi, normal porsiyonda 3 adet bu tabakta 1 adet bulunuyor. 3 çeşit mantar karışımı, soya kıyması ve pirinç ile harmanlandıktan sonra özel sosuna bulandırılıp kızartılmış. Daha sonra Pazı Dolma; normal porsiyonda 10 adet bu tabakta 3 adet, üstü yoğurt ile servis edildi. Yaprağın nasıl bu kadar yumuşak kaldığına dair sırrı Nahit Bey’den dinledim; belki başka bir yazıda sizlerle paylaşabilirim. Pirinç, bulgur, soğan ve baharatlardan oluşan karışım pazı yapraklarına sarılır ve buharda pişirilir. İstanbul’da yediğim en lezzetli dolmalardan biri olarak hafızamda yerini aldı.
74
Sebze Sote; Mevsim sebzeleri diri diri jülien doğranmış ve harlı alevde soya sosu ile sotelenmiş. İçeresinde kabağın bolca olduğu çok hafif bir lezzet. Tabaktaki favorime geldi sıra; Rum usulü Közleme! İçerisinde közlenmiş patlıcan, kavrulmuş soğan, sarımsak, biber ve domates bulunmakta. Patlıcan severler tattıklarında ne kadar lezzetli olduğu konusunda bana hak vereceklerdir. Son olarak da; Patatesli Muska Böreği. Normal porsiyonda 5 adet bu tabakta 2 adet bulunmakta. İçeriği; patates, yeşil soğan, dereotu ve baharatlar. Başımı döndüren tatlardan biri de bu çıtır çıtır olan börekti. Parsifal Restoran’a neden gidilir? 1) Bir daha “Et yemeden doymam ben!” dememek için. 2) Vejetaryen ruhunu anlayabilmek için. 3) Sebzeleri daha çok sevmek için.
75
müzik Başak Beyazkaya
DJ Dünyasının Altın Çocuğu 76
77
H
er ne kadar geçen ay yazdığım 2013’ün en iyileri yazısında olmasa da 2013’ün en iyilerinden birisiydi Martin Garrix bana kalırsa. Daha doğru bir cümle kurmak gerekirse 2013’ün en iyi kazanımlarından birisiydi, en azından benim açımdan. Dikkat çeken bir şekilde 2013 DJ’lerin ve club müziğinin senesi oldu. Artık kalıplaşmış DJ dendiği zaman akla gelen David Guetta, Armin Van Buuren, Aviicii gibi isimlerin arasından sıyrılmayı başardı. Kimdir Martin Garrix derseniz, eğer hiç tanımıyorsanız sizi en şaşırtacağını düşündüğüm şey daha 18 yaşında olması ve sizi hiç şaşırtmayacak şey Hollanda kökenli olması. Hollanda’nın havasından mıdır suyundan mıdır bilinmez ama çok iyi DJ’ler çıktığı kesin ordan. Neyse konumuza dönmemiz gerekirse 18 yaşındaki bu genç DJ’imiz, gündüzleri okulda akşamları da konserlerde… Zor bir dönem tabi ki onun için belki de bir o kadar keyifli. Gerçek adı Martijn Garristen. Üne kavuşma noktası Julian Jordan’ın BFAM741 şarkısı oldu. Tabii ki patlaması da Animals şarkısıyla oldu. Animals 10’dan fazla ülkede Top 10’de yer aldı, Belçika, İngiltere ve
İrlanda’da uzun süre 1 numarada kaldı ki bu oldukça önemli bir başarı, sadece yaşını baz alarak kullanmadım bu cümleyi, piyasaya yeni girmiş olmasını da göz önünde bulundurdum elbette. Müzik kariyeri küçük yaşta başlayanlardan Martin de. 4 yaşında gitar çalmayı öğrenerek atmış kendini bu camiaya, 2004 yılında yani 8 yaşındayken Atina Olimpiyat Oyunları’nda Tiesto’nun performansını izledikten sonra da DJ olmaya karar vermiş. Daha önce de söylediğim gibi ilk çıkışı BFAM741 ile oldu hemen ardından da 2012 yılında DJ Yılın Yeteneği ödülünü aldı. Yine 2012’de Christina Aguilera’nın Lotus albümü için ‘’Your Body’’ nin remixini yaptı. 2013 yılına geldiğimizde ise zaten patlamaya hazır beklemede olan bombayı patladı ve 16 Haziran’da Garrix ‘’Animals’’ ile karşımıza çıktı. İnsanı hemen yakalayan tınısı ile çok çabuk listeleri tırmandı, club’ların vazgeçilmez şarkısı oldu ve Beatport’ta 1. Sıraya çıkmış en genç insan olmayı da başardı. Hali hazırda özel bir prodüksiyon okulunda okumaya devam eden Martin Garrix’i daha çok sahnelerde, daha çok single ile daha çok daha çok daha çok görmek istiyoruz.
78
tan覺t覺m WoMEN
79
müzik Pınar Aytuna
En İyi 5 Canlı Performans En iyi 5 canlı performans kime aittir diye sorsalar, cevabınız ne olurdu? Beş tane sayabilir miydiniz? Küçük bir konser salonundan bahsetmiyorum ancak, stadyumları dolduracak kitlelere hitap eden cinsten konserler. Siz düşünedurun, ben size watchmojo.com tarafından hazırlanan videoyu baz alarak en iyi beş performansı tanıtayım:
80
81
İlk sırada Queen- Live Aid konseri var. Wembley Stadyumunda 1985 yılında gerçekleşen Live Aid konseri,hiç tartışmasız Queen’in en iyi canlı performanslarından biri olarak sayılıyor. Kendi performans süreleri sadece 21 dakika olmasına rağmen, on sene boyunca konuşulan bir performansa imza attılar. Resmi Live Aid DVD’sinin çıkması ise tam tamına 20 yıl sonra oldu. Takvimler 2014’ü gösterirken halen bu muhteşem konseri izlemediyseniz bir 20 yıl daha beklemenize gerek yok.
1 İkinci sıraya geldiğimize, Shea Stadyumun’da The Beatles performansını görüyoruz. New York’ta gerçekleşen konser, grubun 1965 yılında gerçekleştirdikleri turun bir ayağıydı. 55.600 kişinin izlediği konser, müzik tarihinde ilk büyük konser olarak tarihe geçmiştir. 1970 yılında John Lennon konser için: “Shea Stadyum’unda dağın zirvesindeydim” demiş. İzlemek için buradan alalım.
2
82
Üçüncü sırada, Fransız ikili Daft Punk’ın Coachella Valley Music and Art Festivalindeki ilk performansları yer alıyor. Şu an bir efsaneye dönüşmüş olan piramit içinde gerçekleşen bu canlı performans, Martin Phillips ve Daft Punk’ın performansı bir şova dönüştürmeleri ile büyük yankı uyandırdı. Fazla sözü uzatmadan sizi bu teknoloji harikası 15 dakika ile başbaşa bırakıyorum.
3 Dördüncü sırada, 27 yaşında aramızdan ayrılan Kurt Cobain’in grubu Nirvana karşımıza çıkıyor. Cobain, sahneye tekerlekli sandalyede çıkarak, hakkında çıkan sağlık sorunları ile ilgili dedikodulara esprili bir şekilde cevap vermiş. Konserin tamamına buradan bakabilirsiniz.
4 83
5 Ve geldik son sıraya: Senfoni ve metalin birleşiminden oluşan S&M albümü, Metallica ve San Francisco Senfonisi tarafından kayıt edilen çok özel bir albümün, Berkeley Community Tiyatorsunda kayıt ediliş performansı beşinci olarak karşımıza çıkıyor. Piyasaya çıktığı ilk hafta 300.000 adet satarak büyük bir rekora imza atmıştır. Büyülü bir yolculuğa hazırsanız sizi böyle alalım.
84
tan覺t覺m WoMEN
85
otomobil dünyası
Kaan Uğrasız
86
Şehrin 15 Kompakt Yakışıklısı Malum ki trafik şehirlerde büyük sorun. Saatlerin geçtiği yollar, adeta hayatımızın ayrılmaz bir parçasıyken trafikteki en yakın arkadaşlarımız olmaya üzücü bir detay ki otomobillerimiz aday.
87
A
ynı zamanda dünya üzerindeki en pahalı benzini kullanmamızın yanında, yoğun trafikteki araç hakimiyetimiz de günden güne önem kazanıyor. Çünkü her gün en az üç-beş tanesi ile ister istemez kapıştığımız dolmuş yada halk otobüsü sürücüleri, yada ‘çok acil olarak’ bir yerlere yetişmesi gereken insanlarla muhatap kalıyoruz. Az yakan ve park sorunu olmayan kompakt otomobiller, neredeyse her markanın ürün portföyünde sıklıkla ve onlarca farklı varyete ile karşılaştığımız vazgeçilmez ürünler. Boyutları şehirde kullanmak için optimize edilmiş, motorları mümkün olduğunca küçültülmüş ve herşeye rağmen dikkat çekiliciliğinden hiç bir şey kaybetmeyen kompakt sınıf otomobilleri, şehir içi kullanımda kadınların olduğu kadar trafikten dertli erkeklerin de çeşitli yönleriyle tercihleri arasında yer alıyor. Genel olarak baktığımızda piyasada onlarca farklı markanın neredeyse yüzlerce farklı kompakt otomobili yer alıyor. Eğer her şeye rağmen 2014 yılında yeni bir otomobil almayı düşünüyorsanız bu hızlı rehberi okuyarak işe başlayabilirsiniz! Rehberin içinde, farklı segmentlerde yer alan ve farklı sınıflarda konumlandırılmış 15 otomobile dair kısa bilgileri okuyacaksınız! Hazırsanız başlayalım!
1
Alfa Romeo Giulietta: Orta-üst sınıftaki otomobiller arasında kendine önemli
bir yer bulan Giulietta’nın atası Alfa’nın 147 modeli. Minimal tasarımı, FIAT çatısı altında geliştirilen motoru ve çevreci donanımları ile göz dolduran önemli bir FIAT grubu ürünü. Üreticisi Alfa’nın şu andaki en üst segmentindeki ürün olması, onu daha da prestijli ve özel bir otomobil haline getiriyor.
88
2
Audi A3: VW çatısı altında yer alan Audi’nin orta segmentteki premium otomobili A3, markanın klasik fakat minimal dinamik çizgisini yansıtan önemli bir üyesi. Farklı kasa seçeneklerini de kullanıcılara sunan A3, aynı zamanda VW Golf ve bazı Seat modelleri ile aynı altyapıyı kullanıyor. Performans tutkunları için performanslı S modelleri de ürün gamında yer alıyor. Kompakt otomobil segmentinde yalnızca 3 kapılı seçeneği sunuluyor.
BMW 1-Serisi: Kompakt segmentte aslında çok da eski olmayan 1-Serisi otomobiller, çevreci motorları ve yakıt ekonomisi ile göz dolduruyor. Yenilikçi ve genç bir tasarımı var, aynı zamanda klasik BMW çizgisini üzerinde barındırıyor. M tarafından üretilen aksesuar paketli ve performanslı modelleri de var.
89
3
Chevrolet Cruz: General Motors çatısı altındaki Chevrolet’in Opel Astra ile birlikte ortak ürettiği Cruz modeli, spor kesim bir otomobile sahip olmak isteyen genç erkekler tarafından daha çok tercih ediliyor ve ekonomik özellikleriyle ve dinamik tasarımyla göz dolduruyor. Yalnızca 5 kapılı versiyonu üretilen Cruz’un aynı zamanda sedan ve stationwagon seçenekleri de sunuluyor.
5
Citroen C3: Tasarım açısından atağa kalkan ve yeni modelleri ile dikkat çekici üreticiler arasında kendine yer açan Citroen’in C3 modeli, dikkat çekici renkleri ve ekonomik tutumu ile göz dolduruyor. Peugeot ile birlikte ortak üretim stratejileri de izleyen Citroen, modellerini sürekli yeniliyor.
90
4
6
Hyundai i30: Güney Kore’li otomobil üreticisi Hyundai’nin yenilediği i30 modeli, markanın orta segmentteki kompakt temsilcisi. Donanımları ve dikkat çekici tasarımı ile kesinlikle performans tutkunlarının gözdesi olacak! Farklı kıtalarda farklı isimler altında pazarlanan varyeteleri var.
7 Kia Ceed: Hyundai’nin premium bir otomobil markası haline getirmek için var gücüyle çalıştığı ve satın almadan sonra bambaşka bir tasarım anlayışına kavuştu. Büyüyen ve genişleyen otomobiller, aynı zamanda Hyundai ile ortak platformlarda üretiliyor. Gösterişli ve dikkat çekici otomobiller. Performanslı modellerinin hazırlandığı yönünde duyumlar var.
91
8
Mercedes-Benz A-Serisi: Kompakt sınıftaki en yeni yarışmacılardan birisi olan Mercedes-Benz, bu segmentte yeni A-Serisi otomobili ile yarışıyor. Dinamik ve kompakt tasarımı ile son derece dikkat çekici bir otomobil olan A-Serisi’nin AMG tarafından geliştirilen daha performanslı bir modeli ile sedan formlu bir kardeşi var. Aynı platformda bir de minik cross-over seçeneği GLA üretiliyor.
Ford Fiesta: ‘Tek Ford’ felsefesi ile dünyanın her tarafında tek tip otomobiller üretmeye başlayan Ford’un Fiesta modeli, Aston Martin’den taşıdığı izler ve dinamik tasarımı ile göz dolduruyor. İğ biçimindeki ince farları onu spor kesim bir atom karınca yaparken orta-üst tarafa konumlandırılan arka aydınlatmaları otomobilin aynı zamanda güvenli bir aile otomobili olduğu izlenimini yaratıyor.
9
92
Opel Astra: Astra, son yıllarda son derece büyük bir değişim geçirdi. Klasik bir aile otomobili imajından spor kesim bir kompakt otomobile dönüşen Astra, GM çatısı altında üretiliyor. Köşeli farları ile D sütunu arasındaki ahenk, dururken bile onun hareket halinde olduğu izlenimini yaratıyor. Megane coupé ile birlikte aynı platformu paylaşan bir OPC versiyonu, daha fazla hız ve dinamizmi bünyesinde barındırıyor.
11
Peugeot 308: Orta segmentteki en çok tercih edilen otomobillerden birisi olan 308, Peugeot’nun karakteristik tasarım anlayışını yansıtan en önemli modellerden birisi. İyi yol tutuş ve kısa zamanlı tepkileri ile içinde kesinlikle kendinizi güvende hissedebileceğiniz bir otomobil. Citroen C4’ten izler taşıyan yeni jenerasyonu, son derece karizmatik ve olgun.
93
10
12
Lancia Delta: Atağa kalkan İtalyan otomobil piyasasının dikkat çekici bir otomobili olan Lancia Delta, adeta zarif bir üçgenin yola inmiş hali. İki renkli gövde tasarımı ve ince arka farları ile kesinlikle çok zarif, aynı zamanda atak. Agresif bir hava veren ön aydınlatma grubu ile de sabırsız, aceleci ve daima genç.
13 Renault Megane: Piyasaya çıkan ilk jenerasyonundan bu yana büyük bir kullanıcı kitlesi ve yüksek müşteri memnuniyeti edinen Megane, günümüzde yalnızca 3 ve 5 kapılı kompakt hatchback ve stationwagon modelleri ile pazarlanıyor. Akışkan hatları ve diri duruşuyla pek çok kurumsal şirketin de tercihlerinin başında geliyor. Yedek parçası bol ve ucuz, aynı zamanda kullandığı global bir motor ile satış sonrası servis imkanları da bir hayli fazla.
94
14
Toyota Auris: Yepyeni bir tasarım anlayışının ilk meyvesi olan Auris, Toyota’nın daha önce Corolla hatchback olarak ürettiği ve daha sonra da gördüğü ilgi üzerinde başlıbaşına bir marka haline getirdiği kompakt otomobili. Bir önceki jenerasyonuna göre daha agresif, büyük ve dinamik olduğu kesin.
VW Golf: Kompakt segmentte olmazsa olmaz otomobillerin başında kesinlikle VW Golf gelir. Değişmeyen ama günden güne değişen ve olgunlaşan çizgisi ile belki de her yaş aralığından kendine müşteri çekebilen yegane otomobildir. Geçmişten günümüze süregelen karakteristik marka anlayışı ve markanın modeli için yaptığı algı çalışması, Golf’ün 7’den 77’ye herkes tarafından iyi bir otomobil olarak algılanmasını sağlıyor.
15
95
Röportaj ö zel
Yeşim Özbirinci
96
Zorbey Aktuyun "Kaya tırmanışı çok yoğun bir spor ve tırmanırken de bir o kadar yoğun hissettiriyor. Ben kayada olmayı, orada bulunma halini seviyorum, o “an“ı seviyorum. Olmadığınız kadar doğal hissettiriyor. Kayanın götürdüğü yere ve kendi gidebildiğim yere gitmeyi seviyorum."
97
Biraz sizi tanıyabilir miyiz öncelikle? 22 Ocak 1985 İzmir doğumluyum. Ege Üniversitesi Beden Eğitimi Spor Yüksek Okulu Öğretmenlik Bölümü mezunuyum. 15 yaşında dağcılık ve kaya tırmanışına başladım. Yurtiçi ve yurtdışında birçok yerde tırmandım, birçok yarışmaya katıldım. Bu konuda eski milli sporcuyum, 2007 yılından 2011 yılına kadar milli takım adına yarıştım. Şimdi İzmir ve Bafa’da yaşayıp farklı kaya tırmanış bölgeleri keşfedip geliştiriyorum, kitaplarını hazırlıyorum. Yoğun olarak seyahat edip, sürekli doğada kalıp tırmanmaya çalışıyorum. Kaya tırmanışı sporunu neden seçtiniz? Çok eğlenceli gözüktü ve halen (genellikle) öyle… Çok yoğun bir spor; tüm vücut kontrolü, mental kontrol, odaklanma, tek başına ve kendinle bir mücadele, kontrol edebileceğin kadar risk almak, doğru ve hızlı karar almak, kayada yer-yön bulmak ve doğanın bir parçası olmak gibi daha sayabileceğim birçok nedenden dolayı bu spora yöneldim. Tırmanmak nasıl hissettiriyor? Dediğim gibi kaya tırmanışı çok yoğun bir spor ve tırmanırken de bir o kadar yoğun hissettiriyor. Ben kayada olmayı, orada bulunma halini seviyorum, o “an“ı seviyorum. Olmadığınız kadar doğal hissettiriyor. Kayanın götürdüğü yere ve kendi gidebildiğim yere gitmeyi seviyorum. Dışarıdan bakınca gerçekten zorlu ve tehlikeli görünüyor. Böyle mi gerçekten? İsteyen herkes yapabilir mi bu sporu? Tabi ki tehlikeli! Temel emniyet tekniklerini sorunsuz öğrenmek zorundasınız. Zorluk göreceli elbette. Siz kendinizi ne kadar zorlamak isterseniz o kadar zor. İsteyen herkes yapabilir. Yapay duvarlarda başlayıp kendinizi tanımak, geliştirmek çok kolay. Bir dağcılık kulübünden ya da üniversite kulübünden kaliteli bir eğitim alıp dağcılığa, kaya tırmanışına rahatlıkla başlayabilirsiniz. Bu sporu yapmanız yanında aynı zamanda bu işte başarılısınız da. İyi bir tırmanıcı olmanın şartı nedir? Teşekkürler. Sanırım tırmanış üzerine çok düşünmek, emek harcamak, hayal etmek, bahane üretmemek, motive olmak, farklı bölgelerde tırmanmak ve ipin ucunda sağlam dostlarınızın, arkadaşlarınızın olması... Bu listede daha uzayabilir de.
98
Biraz da kitabınızdan bahseder misiniz bize? Bafa Gölü Bouldering Rehberi Türkiye’nin en büyük, dünyanın ise 3. büyük boulder (kısa kaya) tırmanış bölgesinin, tırmanış rotalarının, ikliminin, ulaşım ve konaklamasının, tarihinin yer aldığı bir rehber kitap. Türkiye’nin ilk boulder rehberi. Bölgede geçirdiğim 10 yıl ve 3 yıllık teknik uğraşı sonrasında yayınlayabildik. 208 sayfa, Türkçe-İngilizce. http://bafalakebouldering.com/ İlerleyen zamanlarda hedefleriniz neler? Öncelikle Türkiye’de yeni yerler, yeni tırmanışlar… Yeni bölgeler keşfedip rotalar açmak… Daha büyük projelerle yurtdışında yapmak istediğim tırmanışlar var, değişik ülkelerde büyük duvar tırmanışları da bunların içinde. İzmir’i ve Bafa Gölü ‘nü kaya tırmanışı açısından daha da geliştirme ve sağlıklı-sağlam kalmaya çalışmak öncelikli gelenler arasında. Türkiye’de çok rağbet var mı tırmanış sporlarına? Pek var diyemeyeceğim. Ama zaten hangi spora var ki? Bazı spor dallarının varlığı ya da iyiliği devletin spor üzerindeki politikasıyla doğru orantılı. Ancak potansiyelimiz, doğa ve insan açısından çok büyük. Genç jenerasyon, uygun hava koşulları ve mükemmel bir doğa; hepsi bizde! Mesela ben bu sporu yapmak istiyorum desem ne yapmalıyım, nasıl yol izlemeliyim? En pratik üç yolu var. Bir yapay duvara gidip ders alıp ya da kendiniz deneyerek başlayabilirsiniz ya da bir dağcılık kulübüne veya üniversite kulübüne gidip daha kapsamlı bir eğitim alıp başlayabilirsiniz. Son olarak isminizin anlamını sormak istiyorum? Böyle bir spora manidar geldi? Ailemin takdiri. Biraz zorluk çıkarmışım! Evet, belki zor şeyler için manidar bir isim. İnsanlar isimlerine benzerler diye bir söz vardır, belki de öyledir. Teşekkürler… Doğayla kalın… Sevgiler..
99
"Zorluk göreceli elbette. Siz kendinizi ne kadar zorlamak isterseniz o kadar zor. İsteyen herkes yapabilir. Yapay duvarlarda başlayıp kendinizi tanımak, geliştirmek çok kolay. Bir dağcılık kulübünden ya da üniversite kulübünden kaliteli bir eğitim alıp dağcılığa, kaya tırmanışına rahatlıkla başlayabilirsiniz."
100
101
yOGA Senin Bedenin, Müge Mağden
Senin Sağlığın
‘’Yoga Terapi insanı bir bütün olarak ele alıyor. Evet, fiziksel tedavi için tamamlayıcı bir yöntem olabilir ancak Yoga Terapide sırt ağrısının duygusal bir nedenden de kaynaklanabileceğini, yaşam tarzı ile ilgili olabileceğini, yaşamdaki bazı kalıplarının kişiye hizmet etmiyor olabileceğini de göz önünde bulunduruyoruz.’’ Janice Gates - IAYT Başkanı (Uluslararası Yoga Terapi Derneği)
102
Ç
ocuk yogası derslerimizin bitiminde klasikleşmeye başlayan ada çayı ve muz/badem seremonilerimiz var. Bu hafta 4 yaşındaki minik yogim Ege; "Şeker, bütün hastalıklarımızın nedeni olduğu için ben sevmiyorum ve yemiyorum" diyerek ada çayına şeker istemediğini söyledi. Yazının fikri de ondan çıkmış oldu.
Beslenmeye ilişkin artık kaynaklarımız oldukça fazla. Ne ne zaman tüketilmeli, neler faydalı, neler kimler için zararlı, neyi neyle yemeliyiz, neyin yanında ne yememeliyiz, ne kadar tüketmeliyiz, nasıl pişirmeliyiz, pişirmeli miyiz? vs. sonsuz bilgi kaynağımız var. Bazen de hepimizin aklı karışıyor, çünkü gün geçmiyor ki yeni araştırmalar yapılmasın. Ama hiçbirimiz Ege gibi 4 yaşında değiliz ve ne yazık ki alışkanlıklarımız var; eskiden beri yiyegeldiklerimiz var; “Bunu içmeden günüm eksik.”, “Onu yemeden olur mu!”, “Bunsuz da yaşanır mı?” gibi sadece zihnimizin konuştuğu, bedenimizi dinlemediğimiz sayısız kalıplarımız, korkularımız var! Ancak sağlıklı beslenme sağlıklı bir yaşamın zemini, olmazsa olmazı! Çünkü biz bütünüz! Hepimiz doğuyoruz, büyüyoruz, bin bir duygu ve durum değişikliği geçiriyoruz, seviniyoruz, üzülüyoruz, aşkla doluyoruz, içimize kapanıyoruz, belimiz tutuluyor, başımız ağrıyor, düşüncelerin arasında kayboluyoruz, iş yetiştirmeye çalışıyor stres oluyoruz, hepsini atlatıyoruz, yenileriyle karşılaşıyoruz ve yaşıyoruz. Tüm bu duygularımızla ve bedenimizle, hatta düşündüklerimizle bizler aslında bir bütünüz. Aynen “Yoga”nın kelime anlamının “bütünleşmek” olduğu gibi, insanlar da üzüntüleriyle, kaygılarıyla, korkularıyla, sevinçleriyle, bedeniyle, başıyla, ayaklarıyla, boynuyla, kalbiyle, beyniyle, yedikleriyle, ruhuyla ve zihniyle bir bütündür. Yoga içerdiği nefes (pranayama), meditasyon, fiziksel duruşlar(asana) ve derin gevşeme çalışmalarıyla bütünsel bir denge imkanı verir. Yani, bedeninizi çalıştırırken ruhunuzu ihmal etmez, zihninizi dinginleştirirken nefesinizi görmezden gelmez. Bedeninize yaptığınız her şey sizde bir iz bırakır, beslenmeniz de bedeniniz de kalıcı izler bırakır. Yoga terapi, beslenme tarzınızdan uyuma şeklinize kadar, yaşayışınızı derinlemesine inceler, yoksa dizinizdeki ağrılar geceleri sürekli dizinizi bükerek uyumanızdan kaynaklanıyorsa, bunu değiştirmeden diz ağrısını geçirsek ne fayda! Aynı şekilde yanlış ve zararlı beslenmeden kaynaklı kabızlık gibi hastalıklarınız varsa ve bunlardan kurtulmak aslında “çok sevdiğiniz ama sizin için faydalı olmayan” birkaç şeyi çok tüketmekten vazgeçmek kadar kolaysa, fakat farkında değilseniz, istediğiniz kadar tedaviler uygulayın, kabızlık geri gelir, ağrılar geri gelir. Bütünsellik önemlidir. Tabi ki yoga uygulamaları bedeni, kasları, omurgayı hem dinlendirir ve rahatlatır hem de güçlendirir ve esnetir. Zihni sakinleştirirken, nefesi düzenler, ruhunuzu parlatır. Hayat olanca hızıyla akarken, yoga size derin bir nefes alarak anda kalabilmenizi öğretir. Zaman içerisinde farklı bakış açılarıyla hayatınızı farklı yorumlayabilmenize, sahip olduklarınızı fark edebilmenize yardımcı olur. Güç bir kolunuzda sağlık diğer kolunuzda sizinle yan yana yürürler, hayatınızda stresle baş edebildiğiniz dakikalar artar, böylece huzur da bir adım da önünüzden size yollarınızı açarak eşlik eder.
103
Ve en güzeli nefes alıp verebilen herkes yoga yapabilir! Nasıl, çocuk - yaşlı, kadın - erkek, hamile - eş, engelli – hasta demeden hepimizin bedeni ve düşünceleri varsa, yoga da cinsiyet, yaş, fiziksel ve zihinsel durum farklılıkları sorun teşkil etmez, tam tersine farklılıklar değerlidir, bu özelliklerinizi göz önüne alarak, herkese özel farklı teknikler sunar. Daha önce hiç yoga yapmadınız, denediniz emin olamadınız, duydunuz aklınızda sorular kaldı, ağrılarınız var ya da sadece hareket etmek istiyorsunuz, hepiniz için başlamanın tam zamanı! Size, bedeninize, zevkinize ve ihtiyaçlarınıza yönelik bir yoga var! Kaldı ki artık nelerin sağlıklı, nelerin zararlı olduğunu biliyorsun, bedeninden sen sorumlusun ve hiçbir şey için geç değil. Yaşam şeklini değiştirebilirsin, daha sağlıklı beslenebilir, yoga yapabilir, daha sağlıklı ve dengeli bir hayata sahip olabilirsin. Biliyorum 2014 için hedefler koydun, yapmak istediklerin var, tekrar tekrar bak o listene, sağlık için, sadece kendi hayatın, kendi bedenin için de eklemeler yapmayı ihmal etme. Çok sağlıklı ve dengeli bir sene olsun. Sevgi ve şifayla ve bir arada!
Müge Zeybek Mağden
104
tan覺t覺m WoMEN
105
Astro WoMEN ASTROLOG NİHAL ARTAR
H
ayatınızdaki gelişmeleri görmek için Güneş’inizi, bu gelişmeleri neyin tetiklediğini görmek için yükseleninizi, sağlık ve aşk için Ay’ınızı okuyunuz. KOVA
( 20 ocak - 18 şubat )
Sizi zorlayan, içe kapatan, bulunduğunuz ortamlarla ilişkinizi kesen bir anlaşmazlığı, para problemini, sağlık problemini çözmeye çalışıyorsunuz. Bilinçaltınızı karıştırıyor veya bilinmeyenle uğraşıyor olabilirsiniz. Sorumluluklarınız ağırlaşmış, yeni ufukları tarıyorsunuz. 6 Şubat’tan sonra bir fırsat yakalayacaksınız. Ortaklarınız, eşiniz, çocuklarınız direnç gösterebilir. Duygusal anlamda hazır olmadığınızı görebilirsiniz. 14 Şubat’tan sonra konuyu erteleyip okları kendinize çevirebilirsiniz. 26 Şubat’tan sonra yaptığınız girişim büyük ses getirecek. Sonunda anlaşıldığınızı görüyorsunuz. Sizi bağlayan koşulları iyisiyle kötüsüyle sarsıyorsunuz. İlerlemek için daha uzak görüşlü olmak lazım.
Mıa Farrow 9 Şubat 1945
Paul Newman 26 Ocak 1925
106
KOÇ
( 21 Mart - 20 Nisan )
Uzun süredir aradığınız güce, nüfuza yaklaştınız veya hayatınızın merkezine koyduğunuz kimi olaylardan, kişilerden bıkmış gibisiniz. Ailenizin size ayak bağı olmasından usanmış olabilirsiniz. Kendinize ait bir yol çizmek istiyorsunuz. 1 Şubat’tan itibaren tanıştığınız veya çalıştığınız yeni arkadaşlar yolunuzu açacak. Bir yandan yeni adımlar atmanın mahcubiyetini, öte yandan eskiyi geride bırakmanın tedirginliğini yaşıyorsunuz. 6 Şubat’tan itibaren bulunduğunuz ortamları sorgulayacaksınız. 14 Şubat’tan sonra yeni alanlarda yeteneklerinizi sergileyeceksiniz. 26 Şubat’ta ani bir silkinmeyle aile içindeki terslikleri gündeme taşıyabilirsiniz.
Boğa
( 21 nisan - 21 mayıs )
Sanki elinizi ayağınızı bağlamışlar bir tedirginlik içindesiniz. Bu ay kariyeriniz veya evliliğinizle ilgili önemli gelişmelerin olmasını bekliyorsunuz. Ancak iş ortamındaki kimi durumlar bir türlü sonuçlanmıyor. Kardeşleriniz veya yakınlarınızın yaşadığı zorluklar, kararsızlığınız, bilginizin yetersizliği geleceğinizi etkileyebilir. Ocak sonundaki gelişmeler işlerinizi hareketlendirecek. 6 Şubat’tan itibaren kimi isteklerinizi elde ediyorsunuz. 14 Şubat’ta kariyerinizde kazancınız artabilir. Yeriniz sağlamlaşabilir. 22 Şubat’tan sonra maddi durumunuzla ilgili gelişmeler var. 26 Şubat’tan sonra yakın çevrenizle ilgili, perakende işlerle yeni anlaşmalarla ilgili işleriniz ummadığınız ölçüde artabilir.
İKİZLER ( 22 mayıs - 20 haziran ) Uzun süreden beri ihmal ettiğiniz maddi bir sorun var. Birilerine kaptırdığınız bir parayı kurtarmaya çalışıyor olabilirsiniz. Hakkını yediğiniz kişiler varsa kapınızı çalabilir. Duygularınız karışık, adım atamıyorsunuz. Sürüncemede olan aşk ilişkiniz varsa sarpa sarabilir. Annenizin sağlığıyla uğraşıyor olabilirsiniz. 6 Şubat’tan sonra işler rayından çıkabilir. Görüşlerinizi değiştirmeniz lazım. Ay boyunca sert çıkışlarınızla ilişkiler veya parayla ilgili çözümler arayacaksınız. 14 Şubat’tan sonra etrafınızı yaptıklarınıza ikna edebilirsiniz. 26 Şubat’ta hedefinizi vuracaksınız. Çekişmeli bir para işini çözebilirsiniz. Sevgilinizin beklentilerinin saçma olduğunu gösterebilirsiniz.
yengeç ( 21 haziran - 22 temmuz ) İşiniz veya evliliğiniz yüzünden büyük bir baskı altındasınız. Harekete geçerseniz aileniz karışacak. Ortaklarınızla veya eşinizle yaşadığınız maddi sorunları, onların dayatmalarını çözmeniz lazım. Herkes sizin sırtınıza biniyor olabilir. 6 Şubat’tan yolunuzu değiştirmeniz nedeniyle ilişkiler yeni bir boyut kazanacak. Görmekten kaçındığınız her şeyi görmek ve kendi yolunuzu çizmek zorundasınız. 14 Şubat’tan sonra yaşadığınız sorunların merkezine parmak basacaksınız. İlişkileri taraflar farklı değerlendiriyor. Kendi dünyanızdan çıkıp yeni bir yer bulmanız lazım. 26 Şubat’tan sonra bazı kişilerle ilişkinizi bitirebilirsiniz.
107
ASLAN
( 23 temmuz - 22 ağustos )
Uzun süredir beklediğiniz bir kapı açılabilir. Geleceğinizi etkileyen çok önemli bir olay gerçekleşmek üzere. 6 Şubat’tan itibaren bir fırsatın gerçekleşmesi için süreç başlıyor. 14 Şubat’ta çok istediğiniz bir işe girebilirsiniz. Evliliğinizle ilgili bir sorunu çözebilirsiniz. Beklediğiniz parayı alabilirsiniz. Bir pazarlık içindeyseniz sonuç almanız zaman alabilir. Her şeye rağmen 26 Şubat’ta dananın kuyruğu kopacak. Bugüne kadar bel bağladığınız kimi yerlerin veya kişilerin boş vaatlerini geride bırakabilirsiniz. Kader önünüze çok güzel bir fırsat çıkaracak.
BAŞAK
( 23 ağustos - 22 eylül )
Becerilerinize uygun bir iş yaratmaya çalışıyorsunuz. Kendi gücünüzü kanıtlayıp büyük nüfuz sahibi olabilirsiniz. Aybaşından itibaren yeni dostlardan destek alacaksınız. Maddi kazançlarınız olacak. Sürdürdüğünüz işlerde haklılığınız kanıtlanacak. Sosyal çevrenize varlığınızı kabul ettireceksiniz. 6 Şubat’tan itibaren işinizde veya evliliğinizde bir sorunu ele alacaksınız. 14 Şubat’ta sorunun yaşam biçiminizden, alışkanlıklarınızdan, kendi tavırlarınızdan veya iş ortamınızdan kaynaklandığını görecek, ona göre çözümler geliştireceksiniz. 26 Şubat’tan sonra büyük bir çıkış yapabilirsiniz. Bu madden rahatlamanıza neden olacak. sizi küçük düşürmeye çalışanların ağzının payını vereceksiniz
TERAZİ
( 23 eylül - 22 ekim )
Sizi saran bir ilişkinin pürüzlerini giderebilir, çocuklarınızın geleceğiyle ilgili büyük adımlar atabilirsiniz. Hastalıklarla ilgili sonuçlar ortaya çıkabilir. İşinizdeki gel-gitler veya eşinizin beklenmedik çıkışları yüzünden hayatınızın bütünlüğü sarsılıyor. Yeni bir ilişki, evlilik, iş kapınızı çalıyor ve sizi kabuğunuzdan çıkmaya zorluyor. 6 Şubat’ta geri dönen Merkür yeni gelecek için opsiyonlar aramanızı sağlayacak. 14 Şubat’ta boyunuzdan büyük adımlar atabilirsiniz. 22 Şubat’tan sonra ilişkiniz hakkında son kararı vereceksiniz. Ya yaşam biçiminizi değiştirecek veya ilişkinizi feda edeceksiniz.
AKREP ( 23 ekim - 21 kasım ) Disiplini elden bırakmayışınız sonuçlarını veriyor. Sizi zorlayan ilişkilerin arkasında yatanları öğrendiniz işinizde, evliliğinizde olayları lehinize çevirdiniz. Her şeyi tamamlayana kadar sert çıkışlar yapmayın başarılı olamazsınız. Hala ipleriniz başkalarının elinde ama ellerindekini kullanamıyorlar. Yakın çevrenizdeki kişilerin dedikoduları veya kendinizi yanlış ifade etmeniz, bilgi eksikliğiniz gelecek planlarınızı zora sokuyor. Kendi yerinizi ve değerinizi iyi saptarsanız sonuç alabilirsiniz. 6 Şubat’tan sonra sevdiklerinizden destek almak isteyeceksiniz. 14 Şubat’tan sonra iş yine başa düşecek. Ortaklarınız ideallerinize ters düşüyor. Gününüzü beklemeniz lazım.
108
YAY
( 22 kasım - 21 aralık)
Eşinizle ilişkileriniz, yatırımlarınız, borçlarınız, ortaklarınız sizi sıkıştırmış olabilir. Kendinizi her şeyden azad etmek istiyorsunuz ancak zamanı değil. Sorumluluk altına girmeyi öğrenmeniz lazım. Ay başında maddi sıkıntılarınızı çözecek yeni girişimleriniz olacak. Bu girişimler yakın çevrenizde şok etkisi yaratabilir. 6 Şubat’ta talepleriniz ortamı geriyor. Sanki elinizde ortaklık veya temsilcilikle ilgili veya eşinizle ilişkilerinizle ilgili büyük bir fırsat var bir türlü bunu kullanamıyorsunuz. 14 Şubat’ta akılcı çözümler bulacaksınız. 26 Şubat’ta bir paradan veya bazı kişilerden vazgeçebilirsiniz
OĞLAK
( 22 aralık - 19 ocak )
İşinizde veya eşinizle ilişkinizde hakkınızı arıyor olabilirsiniz. Vaatlerin tutulmasını istiyorsunuz. Bahaneler sizi avutmuyor. Kendinizle çatışmayı bırakıyorsunuz. Ne istediğinizi tanımlayıp temkinli adımlar atıyorsunuz. 6 Şubat’ta planlarınızı yeterince iyi yapmadığınız, hayatınızı yeterince istikrara sokmadığınız, ruhsal olarak yeterince hazır olmadığınız için adım atamadığınızı görebilirsiniz. Eksikliklerinizi halletmek için kurslar alabilir, değişik görüşler araştırabilir, stratejiler geliştirebilirsiniz. Zihninizde dolaştırıp durduğunuz şeylerden kurtulmak için 14 Şubat’ı bekleyin. Olaylara daha mantıklı bakacaksınız. 26 Şubat’ta sizin elinizde olmayan faktörleri de göreceksiniz.
BALIK
( 19 şubat - 20 mart )
Çok gerginsiniz. Aşk hayatınızla veya çocuklarınızla ilgili gelişmeler bildik değerlerinizi sarsıyor, maddi sıkışıklık yaratıyor. 6 Şubat’tan sonra işiniz veya eşiniz hayatınızı değiştirmek için attığınız adımları sekteye uğratıyor. 14 Şubat’tan sonra gelişmeleri bekleyeceksiniz. 26 Şubat’tan sonra daha fazla baskıya dayanamayıp bedeli neyse sizi sıkan bağlardan kurtulmak yeni bir yol çizmek istiyorsunuz. Koşullar üzerinde etkiniz yok, o nedenle beklemek zorundasınız. Yine de bu büyük patlama hayatınızda olumlu bir değişim yaratacak. Ortaklarınız veya eşinizle bir denge bulup karşılıklı tavizlerinizi görüşmeniz gerekiyor.
Toz Dumandan Arta Kalan Geçen ay Venüs Pluto ile birleşip geri dönmeye başlamıştı. Harcamalarımızın öncelikleri değişmiş, ilişkilerin altında yatanlar ortaya çıkmıştı. Bu ay başında Venüs yeniden Pluto ile birleşip bu defa düze dönerken ilişkiler ve para konusunda yeni konumumuz netleşecek. Mars Terazi’de giderken nüfuzumuzu, paramızı zedelemeden yaşadıklarımızdan sıyrılmaya çalışıyoruz. Olayların şoku henüz bitmiyor. Haziran’a kadar Uranüs ile kare yapacak olan Jüpiter görmezlikten geldiğimiz her şeyi tek tek ele alıp gün yüzüne vuracak. Ayıplarımız, zaaflarımızla yüzleşeceğiz. Gökyüzü kaçak davranmamıza izin vermeyecek. Eksikliklerimizi görmeye ve itiraf etmeye zorlayacak. Bu çıkmazdan kurtulmak için sorumluluk almak zorundayız. Mars’ın Terazideki çekingenliği, Merkür’ün ay boyunca geri dönmesi bu ay net sonuçlardan ziyade çözüm arayacağımızı, hala bir takım köşelere saklanmaya çalıştığımızı gösteriyor. Kimse açık oynamıyor. Bizi zorlayan kişiler de aynı gölge oyununda dans ediyorlar. Pastanın kime kalacağı belli değil. Bu çıkmazdan ancak kendimize güvenirsek, ayıplarımızı zaaflarımızı görüp iyi niyetle düzeltmeye çalışırsak, kendi gücümüze inanırsak, harekete geçebilirsek kurtulabiliriz. Baskılar o kadar zorlayıcı ve dirençli ki, Haziran ayına kadar yayılacak ve bizim yeni çareler araştırmamıza, farklı yapılar kurmamıza neden olacak. Hayatımızın anlamı değişiyor, yeni bir yolda ilerliyoruz.
109
WoMEN Dergisi olarak sosyal sorumluluk projenizi ve reklamlarınızı yayınlamak istiyoruz. Bu konu hakkında bilgi almak için lütfen bizimle iletişime geçiniz. goncakaya@womendergisi.com
www.womendergisi.com