WoMEN Dergisi Eylül 2013

Page 1

kadın-erkek yaşam dergisi

■ Röportaj: Ayşe Şule Bilgiç ■ Bel İnceltme Egzersizleri

EYLÜL 2013 SAYI:10

■ Bloggerlar ile sokak modası

■■ Röportaj: Yunus Günçe ■ Erkeklere Özel: Aksesuar raporu ■ depresyon nedir? ■ ilişkilerde yaşanan kavga ■ tropikal ülke: brezilya sebepleri


İMTİYAZ SAHİBİ-GENEL YAYIN YÖNETMENİ Yeşim Özbirinci yesimozbirinci@womendergisi.com SORUMLU YAZI İŞLERİ MÜDÜRÜ Ceren Akkol cerenakkol@womendergisi.com EDİTÖR Aslı Bal Yavrular aslibalyavrular@womendergisi.com SOSYAL MEDYA EDİTÖRÜ Başak Beyazkaya basakbeyazkaya@womendergisi.com SOSYAL MEDYA SORUMLULARI Gözde Yılmaz gozde@womendergisi.com Yunus Köse yunuskose@womendergisi.com MARKA VE İLETİŞİM DANIŞMANI Gonca kaya goncakaya@womendergisi.com GRAFİK-TASARIM Ceren Akkol Yeşim Özbirinci Ozan Kayra YÖNETİM KURULU Yeşim Özbirinci Ceren Akkol Aslı Bal Yavrular Başak Beyazkaya Gizem Uysal Gonca Kaya Yami Yağmur Malkoç Gülcan Çengel Ozan Kayra Öykü Avaroğlu

YAŞAM KOÇU Gülcan Çengel ÇEVİRMEN Buket Ketbağa YAZARLAR Berna Tuğçe Çil Burcu Mercan Ceylan Eren Doruk Akkaya Engin Ergin Gamze Karataş Gonca Çakıcı Hayat Cafe İ. Sertaç Yılmaz Melike Serdar Merve Aydın Nihan Söylemez Kirlikovalı Ömer A. Dalak Pınar Aytuna Sedef Bengü Özsoy Serdar Egemen Nadasbaş Serkan Selçuk Yunus Köse Zeymuran Cafe DESTEK VERENLER Riccon İlhan Doğan Dr. Cem Keçe Osteopat Dursun Sümer Astrolog Nihal Artar Op. Dr. Y. İlker Manavbaşı Nihan Taşmerdivenli

MODA EDİTÖRLERİ Gizem Uysal Yami Yağmur Malkoç

WoMEN DERGİSİ İLETİŞİM iletisim@womendergisi.com www.womendergisi.com

GÜZELLİK EDİTÖRÜ Nüvit Tiryaki

REKLAM İÇİN reklam@womendergisi.com

FOTOĞRAF EDİTÖRLERİ Nazlı Erden Tutku Toper İÇERİK EDİTÖRÜ Öykü Avaroğlu oykuavaroglu@womendergisi.com

2

İÇERİK SORUMLULARI Elif Ayvaz elifayvaz@womendergisi.com Büşra Öner busraoner@womendergisi.com Ethem Türker ethemturker@womendergisi.com

WoMEN DERGİSİ'nde yayımlanan tüm yazıların hakları WoMEN DERGİSİ'ne aittir. Yayınlanan ilanların sorumluluğu ise ilan sahiplerine aittir. WoMEN Dergisi yayınlanan ürünlerde yapılan fiyat değişikliklerinden sorumlu değildir. YAYIN TÜRÜ : Süreli / Aylık Yayın Tarihi :11 Eylül 2013 ISSN : 2147-530X


EDİTÖRDEN

EYLÜL

2013

Merhaba, Bir mevsim bitiyor ama ülkemiz için de yeni bir dönem başlıyor. Karışıklıklar hala daha devam ederken neler söylenmeli bilemiyorum. Herkes gibi tek isteğim daha fazla gencin ölmemesi. İnsanoğlu ne garip. Hayvanlar iç güdüleri ile hareket ederken, insanlar akılları ile bir dünyayı yıkıma doğru sürükleyebiliyorlar. Bunları düşünmek bile bitkin bir hale sokabiliyor. *** Her ne kadar şu an bu konular kimsenin umurunda olmasa da biraz dergi ile de geveleyeyim. Maksat kelimeler bulamadığım şu günlerde satırlar dolsun. Aksiliklerin bitemediği dergi çalışması süresince mümkün olduğunca elimizden gelenin en iyisini ortaya koymaya çalışıyoruz. Ama açıkçası yaz ayının pek de verimli geçtiğinin söyleyemem. Bunun nedenleri çözülebilir, sadece aksilik diyebilirim. Ama yavaş yavaş bunları da aşıyoruz.

İLETİŞİM

iletisim@womendergisi.com www.womendergisi.com

Öncelikle… WoMEN ailesi olarak teşekkürlerimi iletiyorum. Artık yeni bir logomuz var! Birkaç görüşmeden sonra Haftada1Logo sitesinin sahibi Bora Bey dergimiz için yeni bir logo tasarladı. Kadın ve erkek algısını kesin çizgilerle ayıran hoş bir logo oldu. Wo kısmındaki el yazısı kadının estetik ve narinliğini vurgularken, men kısmındaki düz ve belirgin hatlar da erkeğin yapısal olarak daha sade ve kuvvetini vurguluyor. Değişime yeni bir logo ile başladık. Sıra sitemizde. Yakın zamanda yeni temamızla karşınızda olacağız. Umuyorum bu değişiklikler hoşunuza giderken aynı zamanda da herkes için daha işlevsel olur. Eleştirileriniz ve önerileriniz her zaman bizim için değerlidir. Yeşim Özbirinci yesimozbirinci@womendergisi.com


54

18

88 98 içindekiler 6 7

WoMEN Network WoMEN Ekibine Sorduk "Evinizde en sevdiğiniz bölüm neresi?"

MODA 8 18 22 30

Ve Tanrı Kadını Yarattı Koleje Dönüş Bloggerlar ile Sokak Modası 2013-2014 Sonbahar-Kış Trendleri

AŞK&İLİŞKİ 94

Dr. Cem Keçe "İlişkilerde En Sık Yaşanan Kavga Sebepleri"

GÜZELLİK&BAKIM 52 54 58

Ayın Ürünü "Kérastase Densifique" Maskaralar 2013 Sonbahar Makyaj Trendleri

BLOG DÜNYASINDAN 64 68

The Jazzpadd Yolda Olmak

SEYAHAT-GEZİ 74

Tropikal Ülke: Brezilya

4

Kapak Kızı : Yaprak Durmaz SAĞLIK

100 Op. Dr. Y. İlker Manavbaşı "Estetikte Bu Yanlışlara Dikkat"

MUTFAK 82 84

Sütlü Börek Kuru Börülce Salatası

HOBİ 80

KendinYap "El Yapımı Pisi Çanta"

WoMEN YAZAR 50 51

Sen Ağartısı Köşe Yazarı "Hayal Kurun... Hemen Şimdi!"

WoMEN ERKEK 10

Aksesuar Raporu

KİŞİSEL GELİŞİM 98

İlhan Doğan ile Riccon Tekniği "Depresyon"


86

44 SPOR

100

84

116 Bel İnceltme Egzersizleri

MÜZİK

106 Tuz mu, Buz mu? 110 Jojn Newman 114 Eylül Şarkıları

WoMEN AJANDA

120 Eylül ayı etkinlikleri

ASTROLOJİ

122 Başak Burcu 123 WoMEN Burç Yorumları

RÖPORTAJ 24 44 86 108

Yunus Günçe Ayşe Şule Bilgiç Yaprak Durmaz Levent Özer

116

80

24 5


Network Facebok: facebook.com/WoMenDergisi Twitter: twitter.com/WoMenDergisi Instagram: instagram.com/womendergisi

www.womendergisi.com

INSTAGRAM

womendergisi.com kültür-sanat Kültür-sanat haberlerini güncel olarak takip edebilirsiniz. womendergisi.com

women yazarlar @womendergisi #womendergisi

Twitter

6

Köşe yazarlarımız gündemi sizler için takip ediyor, sizlere yepyeni bilgiler sunuyor.


WoMEN DERGiSi EKiBiNE SORDUK Evinizde en sevdiğiniz bölüm neresi? Gizem Uysal – Mutfak Serdar Egemen Nadasbaş – Salonum Engin Ergin – Odam Berna Tuğçe Çil – Mutfak, buzdolabının önü Ethem Türker – Saksılarımın olduğu kapı girişi, çit bile yaptırdım Pınar Aytuna – Bahçem Yeşim Özbirinci - Kitaplığımın önü Ceren Akkol - Çalışma odam Aslı Yavrular – Film izlediğim, kahve yudumladığım, kitap okuduğum, bazen uyuyakaldığım, internete daldığım en güzel yer; salonum Gözde Yılmaz – Yatağımın üstü Başak Beyazkaya – Bilgisayarımı atıp yayıldığım 3 kişilik koltuğum Burcu Mercan – Çalışma odası Ozan Kayra – Evde bana ait tek yer; odam Öykü Avaroğlu – Belki biraz garip olacak ama duş Gülcan Çengel – Evimin en sevdiğim bölümü; benim olduğum her yer Yami Yağmur Malkoç – İnternetle işim yoksa odam, varsa mutfak Nüvit Tiryaki – Akvaryumu seyretmek için oturma odası Yunus Köse – Balkon Elif Ayvaz – Kitap okuma koltuğum Gonca Çakıcı – Salondaki üçlü koltuk Gonca Kaya – 3’lü koltuk Merve Aydın – Yatağım Zeymuran Cafe - Mutfağım

7


Ve Tanrı Kadını Yarattı Nihan Söylemez Kirlikovalı

K

adınlardakİ güzellik ve zarafet tutkusu, İnsanlığın varoluşundan bu zamana kadar artarak devam eden bir tutku.

Katılacağınız özel davet ve organizasyonlarda da, şık ve asil bir çizgi çizmek için sizlerle birkaç ünlü tasarımcının modellerini paylaşmak istiyorum. Dünyanın en ünlü markalarından olan Pronovias, iddialı ve göz kamaştıran modelleriyle bu ünvanı ne kadar hak etiğini yeni kreasyonu ile bir kez daha ispatlamış oldu. Straplez ve derin yırtmaç modelleri bu yıl yine ön sıralarda yer almakta. Murad Zuhair, çiçek deseni seven kadınlar için harika seçenekler sunuyor. Tabi ki dantel ve payetten ne ünlü modacılar ne de bizler vazgeçemiyoruz. Gece kıyafetlerinde tercihiniz siyah renk ise, hem asaleti hem de kurtarıcı özelliği, usta ellerden çıkan tasarım ile birleşince, ortaya muhteşem modeller çıkıyor. Şunu da göz ardı etmemek gerekiyor ki, dünyanın en iyi tasarımcısının en göz alıcı modeline de sahip olsanız, size uygun olan doğru model ve doğru renk olmadığı takdirde harcadığınız maddi manevi emeğin karşılığı hayal kırıklığından başka bir şey olmayacaktır. ■

8

MODA&STİL


MODA&STİL

9


Aksesuar raporu Serdar Egemen Nadasbaş

S

ezonun tanıtımlarının yapıldığı defilelerde aksesuar açısından geniş bir skala ile karşılaşıyoruz, fakat özellikle bazıları rakiplerinden daha ön plana çıkıyor. Bunlardan ilki deri eldivenler. İster takın, isterseniz elinizde tutun ama ne olursa olsun elinizde deri eldivenleriniz olmadan sokağa çıkmayın. İkinci sırada uzun çizmeler ve botlar geliyor. Daha çok kadınlarda görmeye alıştığımız, zaman zaman dize kadar uzanan çizmeler ve yüksek boğazlı botlar da bu sezon erkeklerin himayesine giriyor. Eğer tercihinizi ayakkabıdan yana kullanacaksanız dikkat etmeniz gereken; yüksek ve mümkünse renkli tabanlı olması. Çantalarda ise sezonun trendi A Line diye adlandırabileceğimiz üst kısmı dar, alt kısmı geniş, büyük boyutlardaki deri el çantaları.

10

Emporio Armani - Eldiven Prada - Yüksek taban

DSquared2 - Ayakkabı

Maison Martin Margiela - Çizme

Lnavin - Eldiven

Ermenegildo Zegna - Eldiven

ERKEK


ERKEK

11

CERRUTI - Eldiven

Rick Owens - Yüksek taban

Baartmans & Siegel - Ayakkabı

Belstaff - Çizme

Casely-Hayford - Ayakkabı

Alexis Mabille - Bot

Giorgio Armani - Eldiven

DSquared2 - Çanta

C.Dior - Çanta


Anne eli değmiş gibi

E

12

Ermanno-Scervino - Kazak

Gucci - Kazak

Walter van Beirendock - Kazak

Shaun Samson - Kazak

Emporio Armani

David Hart - Kazak

l örgüsü yün kazaklarınızı giysi dolabınızda kolay ulaşabileceğiniz bir yere yerleştirin. Çünkü sezonda onlara çok ihtiyacınız olacak. Makine örgüsü olduğu belli olan ruhsuz kazaklar yerine sanki anneniz, eşiniz ya da sevgiliniz tarafından örülmüş gibi duran geniş ilmekli ve hacimli yün kazaklar ile çabasız şıklığa ulaşabilirsiniz.

ERKEK


Balıkçının izinde

S

Ermenegildo Zegna - Kazak

Gucci - Boğazlı Kazak

Mr. Start - Boğazlı Kazak

oğuk kış aylarında hem sağlığınıza dikkat etmek hem de trend takipçisi olduğunuzu göstermek için Balıkçı Yakalardan vazgeçmeyin. İster gömlek ya da ceketinizle kombin edin, isterseniz tek başına giyin fark etmez. Yeterki bu sezon içinizdeki balıkçıyı gün ışığına çıkartın.

Devasa kareler

E

Versace

Moschino

Moncler Gamme Bleu

rkeklerin belki de en çok tercih ettiği ekoseler bu sefer farklı bir şekilde karşımızda. Ekoseli kumaşa büyüteç altında bakıyormuş hissi uyandıran bu kareli kumaşlardan üretilen her giysi ile hem şık olmak hem de trend avcısı görünümüne ulaşmak mümkün. Unutmamanız gereken ise; bu kadar iri desenlerin kişiyi olduğundan daha iri göstermesi. Eğer fit bir vücuda sahip değilseniz daha küçük karelerin kullanıldığı kumaşlardan yapılan giysileri tercih edin.

ERKEK

13


Kürkün ihtişamı Y

Versace

Tom Ford

Dolce&Gabbana

Maison Martin Margiela

Etro

Canali

ıllardır kadınların tekelinde olan ve erkeklerin dolaplarına sadece detaylar ile girebilen kürkler bu sezon erkekleri baştan aşağıya sarmak için hazır. Eğer cesaretiniz varsa; yapaylarını tercih etmek suretiyle cesur kürk mantolu bir Don Juan’a dönüşmek için, çok beklemeden hemen alınacaklar listenize ekleyin.

14

ERKEK


Monochrome

B

Tillmann-Lauterbach

Emporio Armani Vivienne Westwood

Costume National Homme

Calvin Klein Jil Sander

u sezonun öne çıkan trendlerinden bir tanesi tek rengin efendisi olmak. Dışarı çıkarken ya da işe giderken planınız ne olursa olsun tepeden tırnağa tek renk giyerek günün şıkı olabilirsiniz. Her ne kadar kulağa çok kolaymış gibi gelse de dikkat etmeniz gereken iki unsur var: Birincisi, sezonun öne çıkan renklerini bilmek; ikincisi, ten renginize uygun olanını seçmek. Bundan sonrası gerçekten çok kola! Sezon renklerinin bu seneki başrol oyuncusu kesinlikle gri… Açık ya da koyu, mat ya da parlak ayırt etmeden istediğiniz tonunu seçebilirsiniz. Eğer elit bir şıklığa ulaşmak istiyorsanız tercihinizi bu sezon bordodan yana kullanmalısınız. Şarabi tonlardaki kırmızıları korkusuzca giymekten çekinmeyin. Asillikten vazgeçemiyor ve rengin sizin önünüze geçmesini istemiyorsanız o zaman siyah her zamanki gibi kurtarıcınız olacaktır. Mavinin indigo, kobalt, prusya, çivit gibi koyu ve dikkat çeken tonları, iddialı görünmekten çekinmiyorsanız tam size göre demektir. Eğer içinizdeki enerjiyi soğuk kış aylarında dışa vurmak istiyorsanız turuncu bu sezon favori renginiz olabilir.

ERKEK

15


Paçalara dikkat

P

16

David Hart

Emporio Armani

Moschino

Ralph Lauren

Kris Van Assche

Costume National Homme

açalarınız ile yollar bu sezon ne kadar uzak dururlarsa o kadar iyi. İster lastiklisini tercih edin, ister çizmenizin ya da çorabınızın içine sokun, ne yaparsanız yapın paçalarınızı yerden uzak tutun. İtalyan paça olarak adlandırılan bilek üstünde biten paçaları tercih ederek de sezonun bu şık trendine uyum sağlayabilirsiniz. Dikkat etmeniz gereken en önemli nokta ise çorap seçiminiz. Bu yüzden renk renk, desen desen çorapları toplamaya şimdiden başlayın. Çünkü bu sezon şıklığınızı tamamlamak adına çok ihtiyacınız olacak.

ERKEK


XXL koruma

B

Xander Zhou

Hackett London - Pelerin Trussardi-Pelerin

James Long

Duckie Brown John Varvatos-Pelerin

u sene eğer trendler doğrultusunda giyinirseniz asla üşümeyeceğiniz garanti demektir. Soğuk günlerin kurtarıcısı olan uzun ve bedensiz dış giyim eşyaları bu sezon yine gündemde. Seçiminiz kaban, pelerin, panço vs. ne olursa olsun, uzun ve oversize olduğu müddetçe sizi şıklığa ulaştıracağından hiç şüpheniz olmasın.

ERKEK

17


Koleje Dönüş Gizem Uysal Eskiden büyümek ve bir an önce zamanı ileriye kovalamak isterdik. Şimdi ise büyüdük, zamanı geride yaşıyoruz. Amerikan kolej filmlerinden hatırlayacaksınız; Bomber ceketler, ekose şortlar, deri yüksek bel etekler, yüksek bel pantolonlar, süveter içine giyilen ve son iliğine kadar iliklenen gömlekler.. 90'lı yıllara özlem varken o dönemlerdeki yaşayış biçimi ile birlikte; modayı ve yaratılan tarzı da günümüze taşıyoruz. Bu tarzın en bilinenleri ve her sezon bir kaç parça hayatımıza gireni: Kolej Trendi! Kolej Trendini farklı tarzlar ile ele alacağız; Bu trendi oluşturan belli başlı parçalar: Bomber ceketler, ekose parçalar ve yüksek bel. Bu modayı uygulamak ise sandığınızdan kolay. Hem ilkbahar-yaz hem de sonbahar-kış sezonlarına uygulayabileceğiniz bu trend ile hem eskiye dönüşü stilinize yansıtacak hem de amerikan kolej filmlerinden fırlamış bir hava yaratacaksınız.

18

MODA&STİL


Sade Kolejli

Rag&Bone £392

Sade bir stiliniz var ve siyah sizin için vazgeçilmez bir renk ise, bu tarz tam size göre. Nasıl mı? Gri ya da siyah tonlardaki bomber ceketinizin yanına yüksek bel deri eteğinizi koyun ve o dönemlere ait loeferleriniz ile tamamlayın. Sade bir kolejliyi aratmayacaksınız.

Phillip Lim $956

JP Brooks Brothers $328

Scotch&Soda $105.00

Stil Sahibi Kolejli

Sezon trendlerinden uzak kalmadan kolej modasını yakalamak isteyenler ise, çok kolay parçalarla bu stili uygulayabilirler. Yine o dönemi andıran mini deri bir şort ve kot gömlek ile tam bir kolejlisiniz. Ayakkabılarınızı da eklemeyi unutmayın. H&M £14.99

Chole $278

19


Asi Kolejli

Kolej modası başlı başına genç ve asi ruha hitap etmiyor mu? Bu ruhu hala taşıyorsanız işte size göre parçalar: etsy.com $30.00

etsy.com $50.00

Kolej stilini yansıtan mini bir kot şorta deri detayları ekleyebilir, bu parçayı bol kolej tişörtleri ile tamamlayabilirsiniz. Stilinizin son dokunuşlarını makosen ayakkabılarınız ve o dönemi andıran uzun askılı çantanız ile yapabilirsiniz. etsy.com $25.00

Renkli Kolejli Svek $387

Renkli ve capcanlı bir kişiliğiniz varsa bu parçalar tam size göre! Sıradan bomber ceketler yerine hem sezonun rengi olan hem de stilinize renk katacak bu ceketi seçebilirsiniz. Renk uyumundan çok kolej stilini yakalamak için her rengi korkmadan deneyin. Yine o döneme ait bol bir kolej tişörtü makosen ayakkabılarınız ve sırt çantanız ile tamamsınız! needit 29.99$

Miss Rebel £7.99


MCQ by Alexander McQueen £367.00

Miss Selfridge £32

Cesur Kolejli

Asi ve genç ruhunuza biraz cesaret katmaya ne dersiniz? Bu cesareti vücut hatlarınızı ortaya çıkaracak uzun kalem eteklerle ya da yine döneme ait kolej etekleri ile gösterebilirsiniz. Düz seçtiğiniz parçaları renkli bomber ceketler ile kombinlemeniz sizi stil sahibi bir kolejli yapacaktır. Renklerle oynamaktan ve biraz metalik parçaları seçmekten korkmayın.

Sara Berman £29.01

FC Select £55.00

boohoo.com $40.00


Bloggerlar ile sokak modası

Mango Elbise - 65,99 TL

Mango Kapitone Çanta: 69,99 TL

Bilge Karadeniz miagusto.blogspot.com

22

MODA&STİL

İpekyol bileklik - 59 TL

Zara Ayakkabı 139,95TL


Hazırlayan: Sedef Bengü Özsoy

Mango Elbise - 59,99 TL

Zara Çanta - 99,95 TL

Zara Ayakkabı - 169,95 TL

Mango Bileklik - 34,99 TL Mango Kemer - 79,99 TL

Nazlı Müge Başar e-nsisters.blogspot.com

Bloggerlar ile sokak modası MODA&STİL

23


Röportaj : Berna Tuğçe Çil 24


YUNUS GÜNÇE


WoMEN Dergisi: Bize biraz kendinizden bahseder misiniz? Yunus Günçe: 1976 doğumlu, koç burcu, Beşiktaşlı, bekar, kendi sektöründe bir şekilde ayakta durmaya çalışan biriyim. 4 kardeşiz, ben en küçükleriyim. 97 yılında babamı kaybettim, onun dışında hayatımda dönüm noktası diyebileceğim bir şey yok . WoMEN Dergisi: Oyunculuğa nasıl başladınız? Ve oyunculuk hakkında ne düşünüyorsunuz? Yunus Günçe: Ben başlamadım, beni başlattılar. Ben o zaman Best TV’de Dejavu diye bir program yapıyordum. Tam da Koçum Benim dizisinin kastı kapıldığı bir esnada, benim oradaki halimi cazip bulmuşlar ve bu şekilde beni Koçum Benim dizisinin kastına aldılar. Daha sonrada tv programcılığına geri dönemedim. Döndüm ama istediğim gibi dönemedim. Çünkü bir oyuncu algısı oluştu insanlarda benimle ilgili. Ama ben aslında daha fazlayım. Oyunculuk benim yapabileceklerim içinde tek bir alt başlık. Benim televizyonda yapmak istediğim ya da yapabileceğim şeyler zaten bunları kapsayan bir şey. Sadece oyuncu olmak beni kesmez, kesmiyor. Ama oyunculuk yapmaya devam ediyorum. Mesela şuan Tiyatro Kedi ile bir oyun çalışıyoruz. Tiyatroyla şuan oyunculuk açlığımı kapatmaya çalışıyorum. Onun dışında bir dizi projesi yapacağımı sanmıyorum. Ama belli de olmaz tabi. Gelecek olan işin niteliğine bağlı. Kolay kolay ikna olmam ama yani. Birileri benimle çalışmak isterse beni ikna etmesi gerekecek. WoMEN Dergisi: Ekranlardan uzak kalmanızın sebebini bunlara bağlayabilir miyiz? Yunus Günçe: Sadece bunlar değil. Benim dışımda gelişen bir takım şeyler var. TV’de işler yetenek, potansiyel, kalifiye olmak gibi ölçeklerin çok dışında gelişiyor. Çok kişisel ilişkiler, başka dengeler var. Ben o dengelere ihtiyaç duymadan da bir şeyler yapılabileceğini iddia eden biriyim. Aslında son 4-5 aydır Fog TV diye bir tv programı yapmıştım ben zaten Medyalama diye. Onun dışında da CNN TÜRK’te de 2 sene önce bir şeyler yaptım, ama tabi benim TV’den uzak kalma durumum; dediğim gibi bana iş vermediler. Yani konu bu… WoMEN Dergisi: Dövmelerinizin manevi bir anlamı ve değeri var mıdır? Dövme yaptıran insanlar hakkında ne düşünüyorsunuz? Yunus Günçe: Evet kesinlikle var. Zaten olmayan insanlarda yaptırmasın diye düşünüyorum ben. Her dövmenin bir hikayesi var. Ama tek tek anlatmayı da sevmiyorum. Kaç tane olduğunu da bilmiyorum. Genelde kaç dövmen var diye soruyorlar, hiç sevmediğim bir soru. Çünkü dövme öyle sayısal bir şey değildir. Ben dövme yaptırmak mecburiyetindeyim, sanki böyle vücudumda bir noksanlık varmış da, o dövmeyi yaptırdıktan sonra noksanlıklardan bir tanesi giderilmiş gibi hissediyorum. O yüzden de benim dövmeli bir hayatım var. Daha yaptırmaya da devam edeceğim. Aklıma geldikçe gidip yaptırıyorum. Zaten dövme bana geliyor. Ben üzerinde çok düşünmem, dövme bana gelir ve ben gider yaptırırım. Bana göre dövme öznel bir şeydir. Hiç yokken yaptırıyorsun ve daha sonra hep hayatında olan bir şey.

26


Özellikle öyle katalogtan falan dövme seçenlere ya da başkasında görüp yaptıranlara bir anlam veremiyorum. Bana göre dövme öznel bir şeydir. Hiç yokken yaptırıyorsun ve daha sonra hep hayatında olan bir şey. O bakımdan dikkatli olması lazım insanların yaptırırken. Çünkü karakteristik bir şey olduğunu düşünüyorum. Bazı insanda hiç iyi durmaz dövme, anlarsın hemen ona ait olmadığını. Laf olsun diye yaptırmıştır. Benim dövmeyle kan üzerinden bir ilişkim var, o yüzden benim için önemli bir şey. WoMEN Dergisi: Sosyal medyada en fazla takip edilen oyunculardan birisiniz. Ne düşünüyorsunuz bu konuda? Yunus Günçe: Ben saçma buluyorum bunu. Neden olduğunu da bilemiyorum. Çünkü ben eskisi kadar popüler bir insan değilim. Eskiden daha fazla gündemdeydim. Demek ki içerikle ilgilisi var bunun. Sanırım yazdıklarımın türünü ve içeriğini seviyorlar. Çünkü ben her konuda her şeyi yazabilen biriyim. Zaten profilimde de biografi kısmında “Ben her şeyi yazarım, sen her şeyi okuyabilir misin?” yazıyor. Spor yazıyorum, siyaset yazıyorum, felsefe yazıyorum, komik şeyler yazıyorum, eleştiriyorum, takdir ediyorum, çok yönlü şeyler yazıyorum. Sadece birkaç konu içinde sıkışıp kalmıyorum. Bir çok şeyimi de yazıyorum. Bir şeyi saklamak gibi yeteneğim hiç olmadı, keşke olsaydı. Bir şeylerini saklayabilen birisi olsaydım belki daha farklı olabilirdi hayatım. Ama yapabilecek bir şey yok, bende böyle biriyim. O yüzden de orada yarattığım atmosfer, o yazdığım şeylerin teker teker bir araya geldiği zaman ortaya çıkarttığı büyük resim insanların hoşuna gidiyor. Kendime göre bir mizah yarattım Twitter’da. Ve aslında benim yaptığım şey Twitter’da TV programı. Tv programı yapsam da içeriği Twitter’daki gibi olacak. Buna benzer şimdi bikafalar.com diye bir yerde videolar çekmeye başladı . Tv’ye olan iştahımı ve özlemimi bir şekilde oralarda tatmin edeceğim. Sonra eğer olursa Tv’de olur. Ama şu anda birinci önceliğim internet. Ben biraz geçtim gittim Tv’nin yanından. Baya aramızda bir 20 sene falan var. WoMEN Dergisi: Sosyal medyada takipçi satın alanlar hakkında ne düşünüyorsunuz? Yunus Günçe: Gerizekalı olduklarını düşünüyorum. Onlara o takipçiler yüzünden reklam yaptıranların da daha da gerizekalı olduklarını düşünüyorum. O yüzden onlar kendi aralarında mutlular. Benim söyleyebilecek bir şeyim yok. İnsan satın almak ne demek ki zaten, saçma. WoMEN Dergisi: Oyunculuğa yeni başlamış veya başlayacak olan genç arkadaşlarımıza önerileriniz nelerdir? Yunus Günçe: Başlamasınlar bence. Oyunculuk çok küçük bir pasta, çok küçük bir pazar. Çok fazla rekabet var ve o rekabet adil bir rekabet değil. Çok şanslı olmaları lazım ya da çok iyi ilişkiler kurmaları lazım. Başka bir sürü şeyi göze almaları lazım . Oyuncu olmakta ısrar ederlerse de oyunculuk onların b planı olsun. Ailesi zenginse; yani ekonomik bir kaygısı yoksa onu bilemem de… Mesela bir dizide oynamaya başladığı zaman hemen ayrı eve çıkmasınlar, önce birkaç dizi geçsin, kenara biraz para koysunlar, önlerini bir görsünler, daha sonra ayrı ev, ayrı hayat ve dizayna geçsinler. Çünkü öyle olmuyor. O bakımdan benim için onlara söyleyebileceğim en güzel şey; oyunculugu b planı da değil c hatta d planı olarak yapsınlar. Hep başka bir meslekleri olsun devamlı para kazanabileceleri. Çünkü dediğim gibi tuhaf gelişiyor olaylar. WoMEN Dergisi: :Sizin var mı oyunculuk dışında yaptığınız başka bir işiniz? Yunus Günçe: DJ ‘lik yapıyorum, stand up yapıyorum, sunuculuk yapıyorum organizasyonlarda, motivasyon konuşmacılığı yapıyorum bazı toplantılarda. Ama şuan üzerine gittiğim şey; kendi oyunum “Kafamda Böcekler var” adında. Bütün sezon boyunca da çeşitli yerlerde oynayacağım. Ve Tiyatro Kedi ile yapacağımız oyun var. Onun dışında da bahsettiğim, internete yapacağımız videolar var. Şuanda hayatımda vaktimi alan şeyler bunlar ve fitness yapıyorum, fit kalmaya çalışıyorum. Başka bir şeye vaktim yok. Oyunculuk benim şuan önceliklerimin çok uzağında yani.

27


WoMEN Dergisi: Ne tür müziklerden hoşlanırsınız? Yunus Günçe: Belli bir tarzım yok ama genelde rock dinliyorum. İyi bir şey olduğu zaman türü çok önemli değil, o türün en iyisini dinlemeye çalışıyorum. Öyle belli türlere takılmıyorum. Ne hoşuma giderse onu dinliyorum ama genelde dinlediğim şeyler iyi şeyler oluyor. WoMEN Dergisi: Bekarsınız. Evlilik hakkında ne düşünüyorsunuz? Çocuk sahibi olmak ister misiniz? Yunus Günçe: Düşünmüyorum bile. Çocuk sahibi olmak istemiyorum. Çocuk çok bağlayıcı bir şey, ben özgürlüğüme çok düşkün biriyim. Daha hayatımda hiçbir şey belli değil. Bir de bir çocukla bir yere demir atamam ben. Şuan daha kendi hayatımda bile her şey flu, hiç bir şey net değil. Bir de çocuk… Türkiye’de hele özellikle, mümkün değil. Yunus GÜNÇE’ye dergimiz adına teşekkür ediyoruz.

28


29


Chanel

Issa

2013-2014 Sonba

H

er ne kadar bunaltıcı olsa da, daha yaz ayla har gelmiş. Aslında pek de üzüldüm diyem har.

2013-2014 Sonbahar Kış trendleri, Temmuz ayı ile ti. Tüvitler, ekose kumaşlar, maskülen duruşlar… trendlere tekrar merhaba diyor olacağız.

B

u trendlerden ilki soğuk günlerin kurtarıcısı tüvitler. Yıllardır bu soğuk günlerde üstümüzden eksik olmayan tüvitler 2013-2014 Sonbahar Kış sezonunda bolca karşımıza çıkıyor olacak. Birçok tasarımcının defilesinde yer alan tüvitler maskülen ve feminen karışımı tasarımlara hayat veriyor.

30


Celine

Haider Ackermann

ahar Kış Trendleri

arına yeni yeni alışıyorduk ki, bir de baktık Sonbamem. Çünkü benim en sevdiğim mevsimdir Sonba-

e başlayan moda haftalarında kendini göstermiş… Bu kış birbirinden farklı fakat, aşina olduğumuz

Yami Yağmur Malkoç

31


Calvin Klein

B

u sonbahar ve kışımızın ekoseler içinde geçeceğini söylesek abartmış olmayız. Üstelik alışagelmiş ekoselerin dışında kullanılan renkler daha bir dikkat çekiyor olacak. Pantolon, palto, elbise… Ekoseler her yerde!

32

Issey Miyake


ren Walker

Tracy Reese

33


Dsquared

F

Yohji Yamamoto

eminen görünümü seven kadınlar bu trendden pek hoşlanmayacak gibi. Fakat bu maskülen havayı kadınsılaştırarak tarzınızı ortaya koymak da size kalıyor. 2013-2014 Sonbahar Kış sezonu anlaşılan o ki babaların, eşlerin ya da erkek arkadaşların dolaplarını istila eden bayanlarla geçecek.

34


Chadwick Bell

Kilian Kerner

35


Balmain

B

Emporio Armani

u sezonun belki de en tatlı trendi bu tiftik yünlü tasarımlar. Birçok ünlü tasarımcının koleksiyonunda denk geldiğimiz bu tasarımlar, 2013-2014 Sonbahar Kış sezonunu yumuşacık ve sıcacık geçirmemizi sağlayacak.

36


3.1 Phillip Lim

Blumarine

37


Derek Lam

B

Zero Maria

u sene kürklerin hâkimiyetinde geçecek. Tabii ki imitasyon kürklerin! Feminen bir stilden vazgeçmek istemeyen kadınların hayranlıkla kullandığı kürklü tasarımlar çantadan atkıya, ceketten eldivenlere kadar her yerde karşımıza çıkıyor olacak.

38


Carolina Herrera

Brandon Sun

39


Francesco Scognamiglio

B

By Johnny

u sezonun belki de en şaşırtıcı trendi olacak transparan tasarımlar. Aslında bu tasarımları moda, müzik ve sinema dünyasının ünlü yıldızlarının harika bir şekilde taşıdığı, kırmızı halıda görmekten memnuniyet duyacağımız kesin. Sıcak günlerin etkisinden kurtulamayan kadınların da bir numaralı tercihi olacağa benziyor.

40


Emilio Pucci

Karla

41


Donna Karan

2013

Carin Wester

-2014 Sonbahar Kış sezonunda dikkatlerden kaçmayan bir diğer trend oversized. Yuvarlak hatlarla bir arada kullanılan bu tasarımların, moda haftalarında izlediğimiz bütün defilelerde kaşımıza çıkmasıyla anlıyoruz ki, bu kış herkes oversized!

42


Burberry Prorsum

Carven

43


Ayşe Şule Bilgiç 44


İlk

Yunus Köse

Türk Çizgi Filmi Pepee’nin annesi, yapımcısı, Düşyeri Çizgi Film Ve Animasyon Stüdyosunun kurucusu Ayşe Şule Bilgiç’in ofisinde ağırlandım. Önce dört küçük Pepee seyircisi kuzenlerim Nilay ve Arda, komşum Ömer ve Yazı İşleri Müdürümüz Ceren Akkol’un oğlu Tuğra Efe’den selamlar getirdim. Ayşe Şule Bilgiç, önce Pepee seyircilerine selamlarını iletti, sonrada geçmiş ve gelecek dönem işlerinden, yeni dönem projelerinden, yani Türk halkının bağrına basacağı çocuklardan bahsetti.

WoMEN D: Pepee bir proje, bir girişimcilik örneği. Bu girişimde sizi tetikleyen etkenler nelerdi? Ayşe Şule Bilgiç: Beni bu düşünceye iten en büyük sebep hamilelik ve beraberinde gelen annelik hisleri oldu. Çünkü bu dünyaya girmeden uzaktan ihtiyacı pek fark etmiyorsunuz. Doğacak çocuğuma neyi seyrettireceğimi düşündüm ve pedagojik yeterliliği olan çizgi film olmadığını gördüm. Neden benim ülkemde kültürümüzü içeren, çocuğuma göğsümü gere gere seyrettirebileceğim bir çizgi film yok dedim. Bu zamana kadar kendimde biriktirdiklerimi önüme koyduğumda bu işi yapabilecek güçte hissettim kendimi. İletişim fakültesi mezunuyum, sinema televizyon geçmişim var, Pr alt yapım var, reklam geçmişim var, psikolojiye özel ilgim var bunların hepsini topladığımda yapabileceğimi düşünerek çalışmaya başladım. WoMEN D: Kararı verdiniz ve proje başladı, öncelik olarak ne gibi çalışmalar yapıldı ve Düşyeri ekibi kaç kişi? Ayşe Şule Bilgiç: İlk işim Türkiye çapında genel beyin avına çıkıp, bu yetenekleri bulmak oldu. Sonrasında bu arkadaşlarla aynı yola baş koyup bu günlere kadar geldik. Bugün “Düşyeri” ekip olarak 78 kişiyi barındırıyor. Bu 78 kişi içinde, satış pazarlama marka konumlama ekibimizde var çünkü sadece çizgi filmi hazırlayıp ekrana verme işine bakmıyoruz, çocuğun hayatına 360 derece sokabileceğimiz bir yapı olarak görüyoruz. İşin sadece çizgi film hali ile ilgilenen 50’yi aşkın kişi var. Hiçbir şekilde dışarıdan ses vesaire de almıyoruz, tamamen bizim yapımımız bir iş çıkarıyoruz. Ve ayrıca Eskişehir’de Ar-Ge bölümümüz var. Türkiye’de çizgi film konusunda ArGe işi yapan ilk ve tek şirketiz. ►

45


WoMEN D: Maliyet olarak ne istiyor çizgi film? Ayşe Şule Bilgiç: Sıfırdan hiçbir donanımınız yok, ekibiniz yok, mekanınız yok dersek ilk bölüm için minimum 150.000 $ para gerekiyor. WoMEN D: Galiba bir de Pepee’nin bölümleri hazırlanırken annelerden gelen istekler varmış bundan bahseder misiniz? Ayşe Şule Bilgiç: Önce anne olarak benim ihtiyacımdan çıkmış bir olaydı. Tuvalet alışkanlığı ihtiyacı ile ilgili bölüm hazırlamıştım. Sonra baktık ki bu yaş çocuğu olanların bu yönde sorunları varmış. Sonra öneriler geldi, Pepee sebze yese de çocuğumda sebze yese, Pepee’nin saçı uzasa da kestirse de, çocuğum da kestirse, dişçi korkusu, hastane korkusu gibi buna benzer teklifler facebook sayfamızdan, mailler ve telefon aracılığı ile gelen, annelerin talepleri üzerine yaptığımız bölümlerdi. Bizim zaten Düşyeri olarak tüm pedagojik alt yapımız, kurgumuz ve hedefimiz çocukların gelişimi yönünde, kendini ifade edebilen, kendine güvenen, meraklı, araştırmacı, soran, sorgulayan nesle ışık tutmak. WoMEN D: Pepee’nin birçok ürünü bulunuyor, bu projenin başında çizgi film dışındaki ürünlerle ilgili bir çalışma yapmış mıydınız? Ayşe Şule Bilgiç: Hayır, o konuda pek fazla bilgi sahibi değildim. Hatta Disney’e imrenirdim, ne kadar büyük firma hem çizgi film yapıyor hem de yatırım yapıp ürün üretiyor derdim. Meğer o dünya öyle işlemiyormuş, bir gün teklif geldi Keskin Color’dan ve dediler ki Pepee’nin ürünlerini çıkarmayı düşünüyoruz siz ne dersiniz. Biz de böyle bir bütçeye sahip olmadığımızı söylediğimizde güldüler ve siz bize değil biz size para vereceğiz dediler. Gelip bize lisans konusunda bilgiler verdiler. Aynı paralelde seyirciden de istekler geliyordu “Çocuğuma Pepee oyuncağı almak istiyorum, siz neden yapamıyorsunuz” gibi hafif sitemli dönüşler alıyorduk. Şimdi ise pekmezden tutun çantaya kadar birçok ürünümüz var. Bu finans olanağı bize yeni projelerimize çalışmamızda büyük katkı ve teşvik sağladı. WoMEN D: Pepee’nin güzel konuma gelmiş proje olduğundan bahsettik, sizin beklentileriniz bu yönde miydi? Beklenmedik bir konum mu yoksa? Ayşe Şule Bilgiç: Pepee’nin başarılı olmasını çok istiyor ve bekliyordum. Çünkü kendi annelik ihtiyacımın başkalarında da olacağını ve olduğunu öngörüyordum ama bu denli bir ilgi beklemiyordum. ►

46


" Doğacak çocuğuma neyi seyrettireceğimi düşündüm ve pedagojik yeterliliği olan çizgi film olmadığını gördüm. Neden benim ülkemde kültürümüzü içeren, çocuğuma göğsümü gere gere seyrettirebileceğim bir çizgi film yok dedim. Bu zamana kadar kendimde biriktirdiklerimi önüme koyduğumda bu işi yapabilecek güçte hissettim kendimi. "

47


WoMEN D: Pepee ve Pepee’nin yanındakilerin ismi nereden geliyor? Ayşe Şule Bilgiç: Bu projeyi ilk kurgularken ana hedefimiz dış ses yardımıyla güzel Türkçemizi öğretmekti. Pepee’de konuşma zorluğu çeken bir çocuktu. Pepe de Anadolu’da konuşma zorluğu çeken insanlara takılan isimdir. Şila ise, bana küçükken teyzemler Şule yerine “Şila” derlerdi. Diğer isimler ise, karakterlerin kendi varlığından gelen isimler; köpeğin adı “köpüş” kalemin adı “kaliş” gibi. WoMEN D: Düşyeri’nin yeni çizgi film projeleri var mı? Yoksa Pepee’de kalacak mı? Ayşe Şule Bilgiç: Yeni projelerimiz var tabi ki şimdi öncelikle Pepee’de büyüttüğümüz çocukları bir üst segmente taşıyoruz. Çünkü Pepee ile 3 yaşında tanışıp büyüyen çocuklar ilkokul yaşlarına geldiler artık Pepee izlemiyorlar. Kasım ayında çıkacak filmimizin ismi “Ayas” olacak. Başka projelerimizde var. Onların çıkış tarihi şimdilik tam belli değil, ama yaş grubu olarak Pepee’nin yaş grubu ile aynı olacak. WoMEN D: Önceki işleriniz gazete, televizyon kamera arkası ve kamera önü. Bu işlerin size çizgi film konusunda bir şeyler kattığına inanıyor musunuz? Ayşe Şule Bilgiç: Tabi ki o zamanlar yazılar yazmasaydım şimdi bu kadar iyi senaryolar hazırlayamazdım. Kendime yıllar boyunca iyi bilgi bilezikleri biriktirdiğimi düşünüyorum. Şimdi de o bilgi bileziklerini bozduruyorum. Ayrıca “Rüzgarın Kızı”nı çizgi film haline dönüştürmeyi planlıyorum. O biraz daha büyük yaş grubuna hitap eden çizgi film olabilir. ■ Bizim kültürümüzün, bizim toprağımızın çocuğu Pepee!Pepee ne güzelde girdi yaşantımıza, Türk insanının kucakladığı, çocuklarına örnek olmasını istediği bir çizgi film bu! Ayşe Şule Bilgiç ile gerçekleştirdiğimiz söyleşide müjdeyi aldık “Türk halkının kucaklayacağı daha çok çocuk var” dedi. Böylesine özenli çalışmalara ihtiyacımız olduğu aşikar, bu yüzden Ayşe Şule Bilgiç ve ekibine, önce “Pepee” sonra da devamında gelecek projelerinde WoMEN Dergisi olarak başarılar diliyoruz. Unutmamalı! Kasım’da “Ayas” ı kaçırmamalı!



SEN AĞARTISI İskarpinlerim yere sürtüyor ve otobüs kenara yanaştı. Adımlarım benden habersiz hızlandı ve atladı içine. Alnımın sol köşesi camı öptü ve güneş selam veriyor. Sana bu anlattığım, bir sabah anısı, sızısı ve sızlanması. Sensiz geçen günler bulutlarla yarışıyor artık. Ve topluyor yağmak için, sana kadar. Yorucu bir beklemek oluyor bu… Müthiş bir yağmur altında şemsiyeyi tutan kol kadar, yorgunum ama ıslanmayacağım! Avuç içlerim terliyor ama senin ellerini tutacaklar; Şikayeti yok bir tek ter damlasının. Ve ben düşünüyorum, Bir akşamüstü bu defa batan bir güneşe atımı çevirerek; Ne yapıyor benim yarın kokulum. Ne yapıyor benim sabah, çimler üzerine serpilmiş çiğ kokulum. Ve iki ağaç arasında yalnız kalmış hamak kokulum. Bir muhabbet kuşunun kanat altı kokulu kadınım Ve ne yapıyor benim günaydın dediğim insandaki gülüş suretlim Düşünüyorum, atım huysuzlanarak! Ve güneş sevgilim, onunla birlikte yılmıyoruz; Seninle doğuyor ve batıyor. Bu deniz böyle güzel, sana uzandıkça, dalga dalga… Uzuyor uzuyor ve okyanus oluyorum. Bunları bir bir bilmeni, çocuklarımıza anlatmanı isterim. Seni ilk öptüğüm yerde ‘’yangın var’’ diye bağırmışlardı, osmanlıca! Galata’da! ve bu aşk var demekti, tüm dillerde! Ne yapıyor şimdi benim sabah kahvaltısı için kurulan sofradaki beyaz örtüsü kokulum, ne yapıyor?

İsmail Sertaç Yılmaz 50


HAYAL KURUN… HEMEN ŞİMDİ! Düşünüyorum, öyleyse varım.

Araştırmalar haftalar sürmüş ve bir basın toplantısıyla sonuçlar açıklan-

Hayal kurun… Hemen şimdi! Çünkü… Anlatacaklarım daha bitmedi, okumaya devam edin. Einstein’ın beyniyle ilgili o araştırma bir sonuca ulaşmamışsa da bilim adamları çalışmaya devam ediyordu. Marian Diamond adındaki bir bilim adamı Einstein’ın beynindeki nöronların birbirleriyle ilişkisinin genel ortalamaya göre %40 oranında daha fazla olduğunu keşfetti. Bu ilişkiler kişinin düşünmesi, kendi kendine sorular sorması ve hayal gücünü kullanmasıyla oluşuyordu. Gördünüz mü? Hayal kurun… Hemen şimdi!

“Eylül” sözcüğünü duymak sizi mutlu ediyor mu? Sonbaharın başlangıcı… Ağaçlar yapraklarını caddelere savuracak… Yağmurlar başlayacak… Toprak sonbahar kokusuyla yeniden doğacak… Havaya aşk karışacak… Caddelere savrulan yapraklara ayakları çarpan âşıklar sonbahar yağmurlarıyla ıslanacaklar ve onlar toprak kokusunu içlerine kadar çekip birbirlerinin gözlerine bakacaklar, birbirlerine sarılacaklar ve öpüşecekler, onlar sayesinde havaya aşk karışacak… Demek isterdim...

Eğitim sistemi bizi “hayal kuramaz insanlar” haline getirdi. Her şeyi bir nedene bağlamaya çalışan, mantık çerçevesi dışına çıkamayan kalıplaşmış fikirlere sahip insancıklar olduk. Bu da bizde “ayağını(hayalini) yorganına göre uzatan hal” yarattı. Elbette sürekli bir “uzaya gideyim”, “Karayip Korsanları’nda Johnny Depp ile başrol oynayayım” gibi uçarı hayaller kurulmasını mantıklı bulmuyorum; ama ne olur ki böyle hayaller de kurabilsek? Hem böyle hayaller “ayakları yere basan” hayaller kurarken de bizi güdülemez mi? Ama ne var ki biz hayal kurmayı başaramıyoruz. Hayal kurmak ne işe yarar? Biraz düşünelim… - Hayal kurunca olaylara farklı açılardan bakmayı öğrenirsiniz. (Deneyin, göreceksiniz.) - Hayal kurunca sıkılmazsınız. (Bkz.

***

“Eylül” sözcüğünü duymak sizi mutlu ediyor mu? Sonbaharın başlangıcı… Ağaçlar yapraklarını caddelere savuracak… Yağmurlar başlayacak… İnsanlar evlerinden çıkmayacaklar… Kimi masada bilgisayarının başında, kimi banyoda akıllı telefonunda, kimi yatak odasında tabletinde sevgilisiyle konuşacak… Toprak sonbahar kokusuyla yeniden doğacak… Ama bilgisayardan, akıllı telefondan ve tabletten henüz koku paylaşılmadığı için sevgililer buna tanık olamayacaklar… Caddelere savrulan yapraklar rüzgârla pencerelere çarparken sevgililer bunu göremeyecekler; çünkü o anlarda cihazlarının küçük kameralarına bakıyor olacaklar… Uzatmak istemiyorum… “Eylül” ile başlayan bu paragrafı plastikleşen aşklara daha fazla ayırmak istemiyorum. *: WoMEN Genel Yayın Yönetmeni

Engin Ergin

Yaşamak istiyorsanız hayal kurun. Hayalleriniz olsun ki nefeslerinize renk gelsin... Yeni duyduğum bir anıyı anlatayım size. “Zekânın gerçek göstergesi hayal gücüdür, bilgi değil.” diyen Einstein’ı herhalde bilirsiniz. Anlatacaklarım onunla ilgili. Einstein okul zamanlarında arkadaşlarına göre geride kalmış bir çocuk. Hatta öğretmeni “Senden bir şey olmaz.” bile demiş bu bilim adamına. Ancak Einstein daha 26 yaşındayken açıklamış izafiyet teorisini, yani “E=mc2” formülünü de içeren teoriyi. “Senden bir şey olmaz.” denilen adam zaman içinde dünyanın en meşhur bilim adamlarından biri olmuş. Öyle ki diğer bilim adamları onun beyninin “farklı” çalıştığını bile düşünmüşler. Hatta Einstein’a onun beynini incelemek istediklerini bile söylemişler ve gerekli izni de almışlar. Bir şartla. Araştırmalar yapıldıktan sonra sonuç kamuoyuna açıklanırken Einstein’ın yazdığı bir not da o an zarfından çıkarılıp okunacakmış. Tahmin edersiniz ki bu inceleme Einstein öldükten sonra yapılabilecektir!

Çılgın Bediş:) - Hayal kurunca herhangi bir sanata ilginiz varsa onda daha başarılı olursunuz. (Hayal fakirlerine göre.) - Hayal kurunca geleceğe karşı daha olumlu bakarsınız. (Çünkü gelecekte yapmayı planladığınız şeyler vardır.) - Hayal kurunca nefesleriniz renklenir. (Yazıyı başa almak ister misiniz?:)

KÖŞE YAZARI

Hayal kuruyorum, öyleyse yaşıyorum. Gerçekten. Yaşamak istiyorsanız hayal kurun. Yoksa nefes alıp vermekten ibaret tekdüze bir yaşamınız olur. Ama buraya dikkat edin, bir yaşama sahip olmanız yaşadığınız anlamına gelmez. Gerçi ülkemizin güzide ekonomik şartları ile “yaşamak” ne derece mümkün diye tartışılabilir. Haklısınız da. Ama bilin ki yılda taş çatlasa bir hafta kalacağı villaya yaklaşık on milyon lira verebilecek insanlar da var Türkiye’de ve açlık sınırı altında “nefes alma eylemini sürdürmek için çırpınan” insanlar da. Çok da tartışmaya gelmez bu konular, sonra Yeşim’in* evindeki nadide biblolar zarar görür. Biber gazı bibloları etkiler mi?

mış. Einstein’ın beyninin diğer insanlarınkinden farkı onun beyninin normalin ¾3/4’ü kadar olmasıymış. Yani Einstein’ın diğer insanlardan bir fazlası yokmuş, aksine eksiği varmış! Sonra da Einstein’ın bıraktığı zarf açılmış ve içindekiler okunmuş: "Diğer insanlardan daha zeki olduğumu düşünmüyorum. Onlardan tek farkım hayal gücümü daha etkin kullanıyorum."


AYIN

Ü N Ü ÜR

Kérastase DENSIFIQUE Saç Yoğunluğu Aktİvatörü

Kök hücreler üzerinde yapılan 24 yıllık araştırmalardan esinlenerek herkese görkemli bir saç yoğunluğu kazandırmayı misyon edinen Kérastase, saç yoğunluğu aktivatörü DENSIFIQUE’i yarattı.

D

ENSIFIQUE, saç yoğunluğunu ortaya çıkarmak ve saç sermayesinde önemli bir artış sağlamak için yaratılan Kerastase’ın ilk profesyonel saç bakım ürünüdür. İçerdiği Stemoxydine®Molekülü ile kök hücrelerin işlevlerini etkin bir şekilde yerine getirebilmeleri için az oksijenli ortamı sağlayan DENSIFIQUE, sahip olduğu Yapılandırıcı Polimerler sayesinde de saçlarda anında hacim etkisi göstererek güzelleştirici etkisini ortaya koyar. Geçmiş zamanlardan beri gücün ve güzelliğin sembolü olan saç yoğunluğunu arttırmak artık mümkün: Kérastase Densifique ile 3 ayda 1700 yeni saç teli !

52

GÜZELLİK


GÜZELLİK

53


Maskaralar Nüvit Tiryaki

M

askara, bİr bayanın makyaj çantasındaki en önemlİ sİlahlardan ve tahtı asla sallanmayacak.

Büyük, dolgun, kıvrık, tüy gİbİ tek tek ayrılmış ya da rengarenk… Bu yazımda maskaraları konuşacağız!

GÜZELLİK

54


Tek Bir Amaç

Yalnızca bir maskara ile hem dolgun hem kıvrık hem de birbirine yapışmamış ayrık duran kirpikler istiyoruz. Peki, bu mümkün mü ? Genel olarak tüm maskaralar tek bir fırça darbesinde mükkemmel sonuçlar vaad eder fakat çoğu zaman bu büyük bir yanılgı maalesef. Maskara üreticileri her zaman ürünlerinin birçok etki verdiğini söylese de, biliyoruz ki aslında bir maskara yalnızca bir etkide mükemmel sonuç verir. Bu nedenle maskara seçimlerinde isteklerimizi göz önünde bulundurmak çok ama çok önemlidir. Dolgun kirpikler tercih ediyorsanız; formüllerinde ' balmumu(wax)'' içeren maskaraları tercih edin. Uzun kirpikler tercih ediyorsanız formüllerinde fiberler yani naylon içeren maskaralar tercih edin. Kıvrık kirpikler tercih ediyorsanız waterproof/suya dayanıklı formülleri tercih edin. Fırça, maskaranın formülü kadar önemli. Genelllikle büyük fırçalar yoğunluk verirken, küçük plastik fırçalar tek tek ayırma özelliğine sahiptir.

Editörün Önerisi

İnce kirpik yapısına sahipseniz yoğun kıvamlı formülleri, kalın kirpik yapısına sahipseniz sulu formülleri tercih edin.

Kalıcılık

Suya dayanıklı formüller genelde Türk bayanları tarafından pek tercih edilmiyor olsa da benim favorilerimden. Her gün kullanım için bazen yoğun kaçabilen suya dayanıklı maskaralar, iyi temizlenmediği müddette kirpikte kırılmalar meydana getirebilir. Suya dayanıklı formüller yerine terlemeye/neme/gözyaşına dayanıklı ürünler tercih edilebilir.

Kıvrık Kirpikler

Kirpik kıvırıcı bazılarımız için korkunç bir araç gibi gözükse de aslında bakışları anında yorgundan canlıya taşıyan mucizevi bir icat. Kirpiklerinizi dip kısımlarından üçe kadar sayarak kıvırın. Çok fazla aşağı yukarı hareketlerden kaçının, bu kirpiklerinizi rahatsız edip dökülmelere yol açabilir. Kıvırma işleminden hemen sonra en sevdiğiniz maskaranızı uygulayın. Çok düz kirpik yapısına sahip iseniz kirpiklerinizin köşe kısmını bir kez daha kıvırabilirsiniz.

GÜZELLİK

55


Renkli Maskaralar

Renkli maskara her bayanın favorisi olmayabilir, fakat makyaja etkisinin büyük olduğu söylenebilir. Kobalt rengi maskaralar bakışlara canlılık katarken, mor ve yeşil maskaralar göz rengini ortaya çıkartıyor.

Doğru Rengi Seçmek

Size neyin yakıştığını bilmek gibi neyin yakışmayacağını da bilmeniz önemli. Mavi herkese yakışır, özellikle yorgun hissettiğiniz günlerde gözlere canlılık katmak için birebir. Mor ise yalnızca mavi ve yeşil gözlerde işe yarar. Zıt renklerin birbirini öne çıkarmasından dolayı göz rengi oldukça belirgin hale gelir. Göz renginiz ne olursa olsun, yeşil maskaradan kaçınmaya çalışın. Yeşil renk kirpiklerde negatif etki yaratarak kısa ve güçsüz görünmelerini saplar.

Göz Makyajı ve Allık

Renkli maskaraları kullanırken göz makyajını sade tutmak önemlidir. Aynı şekilde yüzünüzde çok fazla renk kullanmak bazen tehlikeli olabilir. Hafif allık uygulaması tercih edin. Asla far rengini sürdüğünüz renkli maskara ile aynı tutmayın. Benim önerim, renkli kirpiklerinizin en iyi şekilde öne çıkması için, ten renginizden bir ton açık farı tüm göz kapağınıza sürüp, kirpik diplerine çok ince bir kuyruksuz eyeliner çekerek göz makyajını tamamlamanız.

Ten

Renkli maskara cesur bir makyaj seçimi. Bu nedenle ten makyajına biraz daha özen göstermek bu makyaj için önemli. Doğal mat sonuç veren cilt tipinize uygun bir fondöten seçin. Göz altlarını kapatıcı ile ten renginize eşitlemeyi unutmayın.

Editörün Önerisi

Tüm kirpiklerinizde renk tercih etmek istemiyorsanız, en sevdiğiniz siyah maskaranızı sürdükten sonra, yalnızca kirpiklerin en uçlarına renkli maskaranızdan geçebilirsiniz. Böylelikle renkli maskaraların verdiği efektlerden hala yararlanabilirsiniz.

56

GÜZELLİK


Editörün Seçimleri: TOP 5 Maskaralar Sizlerle çekimlerde kullandığım ve çok memnun kaldığım TOP 5 maskara listesini paylaşmak istiyorum. A lfabetik olarak sıralanmıştır. 1. CD Dior Show: Koskocaman fırçasıyla zahmetsiz bir şekilde uygulamayı sağlıyor. Ekstra siyah rengi ve sağladığı yoğunluk sayesinde top 5'i fazlasıyla hak eden bir ürün. 2. Mac Zoom: Makyaja ilk başladığım günden bu yana en sevdiğim maskara olan Zoom, kremsi yapısı sayesinde dolgunluk vermede benim için tahtı sarsılmaz bir maskara. 3. Mac extended play lash: Kalıcık açısından waterproof maskaraları aratmayan Extended Play, küçük fırçası sayesinde en küçük kirpikleri bile kavrıyor. Kirpikleri kurutmayan formülü ve Giga Black rengi ile benim şuan vazgeçilmezim diyebilirim. 4. Max factor false lash effect: Köpük-kremsi yapısı kirpiklere inanılmaz tutunuyor ve Hiçbir zaman kirpikleri birbirine yapıştırmıyor. 5. L'Oreal Voluminous: Kirpiklerde kıvrık, dolgun ve tek tek sonuç vermesi, ve genel olarak bir bayanın maskarada isteyeceği her şeyi bünyesinde bulundurduğundan favorilerim arasında.

2 1

4 3 GÜZELLİK

5 57


2013 Sonbahar Makyaj Trendleri

Y

az aylarının en kötü taraflarından biri çabuk geçmesi. Maalesef tatil bitti ancak yeni bir döneme hazırlanışın heyecanını yaşadığımız sonbahar geldi. Havalar henüz sıcak olsa da sonbahar için makyaj çantanızı şimdiden hazırlamanızda fayda var. Bu sonbahar, makyaj trendleri hem iddialı olmayı sevenlere hem de sadeliği tercih edenlere hitap ediyor.

Gonca Kaya

1. Doğal Görünüm

Doğal görünümün vurgulandığı makyajlar birkaç yıldır her sezon oldukça popüler. Amaç yüz hatlarının mükemmelliğini ortaya çıkarmak ve doğal güzelliği vurgulamak. Elbette bunu yaparken makyaj malzemelerinden yardım alabiliriz. Toprak tonlarında ürünlerle de bu görünümü elde etmek oldukça kolay ancak unutmayın, ürünleri olabildiğince az uygulamanız gerek.

H&m nude lipstick 8.95 tl

Lancome aydınlatıcı allık 79.90 tl

Nars soft touch kalem far 59 tl

58

GÜZELLİK


2. Çizgileri Kalınlaştır

Eyelinerın hayatımızdaki yerinden bahsetmeme gerek yok sanırım. Düzgün ve incecik kedigözü görünümü yapabilmek için uğraşıp duruyoruz birçoğumuz. Neyse ki kedigözlerimizi büyütmenin vakti geldi, çizgiler artık çok daha kalınlaşıyor ve işimiz kolaylaşıyor. Gözlerdeki vurguyu artırmak için çok daha kalın ve farklı renklerde uygulayacağınız eyeliner, kalem ve farlarla dikkatleri üstünüzde toplamaya hazır olun. Siyah dışında önerimiz sezonun favorilerinden mor ve turuncu.

loreal super liner blockbuster £6.99

Nars soft touch kalem far 59 tl

Sephora Jumbo liner 29.90 tl

GÜZELLİK

59


3. Şarap Gibi

Bu sezon kırmızı ve tonlarını istediğiniz gibi kullanabilirsiniz. 1940ların retro görünümüne gönderme yapan kırmızı rujları ister parlak, ister mat her tonda tercih edebilirsiniz. Sonbaharın vazgeçilmez rengi olan bordo ve tonları defilelerde de en çok kullanılan renkler arasındaydı. Bordo sadece dudaklarda değil, göz makyajında da oldukça popüler.

Rimmel kate moss mat bordo ruj 12.90 tl

İnglot bordo göz farı 33 tl

Maybelline kırmızı ruj 24.50 tl

60

GÜZELLİK


4. Yoğun Dumanlar Dumanlı göz makyajı bu sezon çok daha koyu ve yoğun olarak uygulanacak. Koyu renklerde ve kaşlarınıza kadar uygulayacağınız farlarla grunge bir görünüm elde edeceksiniz. Eğer daha sade olmak istiyorsanız Alexander Wang defilesinde kullanılan bu sezonun favorisi gri rengi tercih edebilirsiniz.

Bourjois smokey eyes trio far paleti 39 tl

Mac paint pot siyah far 54 tl

Hm smokey göz farı 9.95 tl

GÜZELLİK

61


5. Metalik Etki Bu yaz oldukça popüler olan metalik renkler sonbaharda da karşımıza çıkıyor. Göz kapağı ve çukurlarında kullanarak bütün dikkatleri gözlerinize çekebilirsiniz.

Loreal metalik göz farı 32 tl

Golden rose style liner metalik eyeliner 12.75 tl

Physicians formula metalik eyeliner 3’lü 50 tl

62

GÜZELLİK


6. Turuncu Hakimiyeti Sonbaharın ana renklerinden olan ve kullanıldığında da kasvetli havalara enerji katan bir renk olan turuncuyu çokça görmeye hazır olun. Nina Ricci defilesindeki gibi rujlarda ve ya BCBG ve J. Mendel gibi göz kapaklarında ağırlıklı kullanarak oldukça enerjik bir görünüm elde edebilirsiniz. Clinique chubby stick 49 tl

Mac turuncu ruj 50 tl

Estee lauder turuncu göz farı , 69 tl

GÜZELLİK

63


The Jazzpadd Yeşim Özbirinci

64 BLOG DÜNYASI


C

laire 23 yaşında ve Sheffield, United Kingdom’da stil bloggerlığı ve moda danışmanlığı yapmakta. Üniversite yıllarından beri stil bloggerlığı yapmakta. Kendine has bir giyim tarzı olduğunu düşünen Claire, tarzı ile ilgili kimin ne düşündüğünü umursamıyor. Şu sıralar tazı genel olarak beyaz, topuklu spor ayakkabılar, asimetrik kesim örme giysiler ve mini etekler.

Sana göre "moda" nedir? Moda bence, gününüzün nasıl başlayıp, nasıl geçeceğine karar vermektir. Ruh halimi yansıtacak kıyafetler giyerek kendimi hayatın akışına bırakırım. Eğer o gün gergin hissetmemi sağlayacak bir durum varsa, beni sakinleştireceğini düşündüğüm ve en sevdiğim giysilerimi giyerim. Gelecekte olmasını en çok istediğiniz şey nedir? İsteğim, tüm zamanımı yazarak geçirmek ve içinde yürüyerek gezebileceğim koskoca bir gardırop sahibi olmak, tıpkı Sex and the City'deki Carrie'ninkinden.

Geçen hafta, şeffaf topuklu, kayış tokalı bir çift sandalet aldım. Çok şirin, aynı zamanda çok seksiler, tabi benim için. Kendime vakit ayırmayı çok özledim. Farklı yerlerde, farklı işler yaptığım için sürekli meşgulüm. Yoğunluğu seviyorum, fakat hiç durmadan çalıştığınızda, sürekli bir yerlere gitmek, bir şeyler yapmak çok yorucu olabiliyor.

Blog: http://www.thejazzpad.com/

BLOG DÜNYASI

65


Sizin hakkınızda kimin ne düşündüğünü umursamayın. Bu sizin hayatınız, düşünceleriniz ve tarzınız; kendiniz olun, mutlu olacaksınız.

66 BLOG DÜNYASI


Tavsiyelerim: Brian Friel'in Çevirileri

The Black Keys High Fidelity

Klasik çerçeveler

BLOG DÜNYASI

67


Yolda olmak... “Y

ENİ DÜNYA ÜLKELERİNDE LISEYİ BİTİRENLER DÜNYA TURUNA ÇIKAR, ÇOĞUNLUKLA DA ADRES AVUSTRALYA VE YENİ ZELANDA’DIR. BU SEYAHATLER ÇOK ŞEY ÖĞRETİR, İNSANI OLGUNLAŞTIRIR, HAYATA HAZIRLAR. YAŞINIZ GENÇSE 'BUNU NASIL YAPABİLİRİM?' DİYE KENDİNİZE SORUN. ARTIK BIR ANNE VEYA BABAYSANIZ ÇOCUKLARINIZA VERECEĞİNIZ EN GÜZEL HEDİYE ONLARI BÖYLE BİR YOLCULUĞA GÖNDERMEK OLACAKTIR. SEYAHAT ETMEK SADECE TATİLE ÇIKMAK İÇİN OLMAMALI. TEK BAŞINA SEYAHATE ÇIKMAK İSE KORKULACAK VEYA ENDİŞE EDİLECEK SIKICI BİR DURUM DEĞİL. CESUR OLUN, İNSANLARA BAĞIMLI KALMAYIN, DENEYİN.”

Yeşim Özbirinci 68 BLOG DÜNYASI


Öncelikle biraz kendinizden bahseder misiniz? Kemal Kaya ismim, 42 yaşındayım ve İzmir’de yaşıyorum. Facebook profilimde hakkımda kısmında Citizen of the World at İşsiz Güçsüz – Özgür yazıyor ve 4 yıldır bu böyle. 2009 kriziyle birlikte, 14 yıldır çalıştığım çokuluslu ilaç şirketinde işten çıkarılanlar kervanına katıldım. O zaman için biraz keyifsiz bir durum olsa da, bur durum daha keyifli bir yaşantıya doğru giden bir sürecin başlangıcıydı. Sürmekte olan MBA programının bitmesi sonrası bir süre Türkiye’de seyahat ettikten sonra 2010 Ağustosunda yurtdışına çıktım. Önce 1 ay Tayland, sonra da 7 ay süren Yeni Zelanda seyahatlerim oldu. Yeni Zelanda’ya dil eğitimi için gitmiştim, eğitim sonrasında birkaç ülke gezip Türkiye’ye geri dönmeyi düşünüyordum. Hiçbir şey net değildi aslında, biraz akışına bırakmıştım. Süreçte Yeni Zelanda’ya yerleşmeye doğru ilerliyordu, ancak neredeyse son dakika fikrimi değiştirip, artık kontrol edemediğim gezmek ve keşfetmek arzumu dizginlemeyerek seyahat etmeye başladım. İlk adresim kartpostallardan aşina olduğumuz Fiji oldu, devamında 3 ay Avustralya ve Tazmanya ile devam ettim. Sonraki durağım ise 303 gün sürecek Güney Asya seyahatimin ilk durağı Bali Adası oldu. Endonezya, Malezya, Singapur, Borneo, Filipinler, Tayland, Kamboçya, Laos ülkelerini gezme fırsatım oldu. Bu seyahatim boyunca bazılarına 4-5 defa gittim. Oldukça yavaş seyahat eden biriyim. Gittiğim yerlerde uzun süre kalıyorum. Amacım çok yer görmek değil, ünlü turistik şehirler dışında, ülkeleri daha iyi tanıyabileceğim turistik olmayan destinasyonlarda da dolaşmayı seven biriyim.685 gün süren seyahatimden geçen yıl geldim (döndüm değil). Bir süre ailemin yanında kaldıktan sonra tekrar 2 aylığına Gürcistan, Malezya ve Tayland’a gittim. Bu seyahatime ilk başlarken İzmir’deki evimi eşyalarıyla birlikte kiraya vermiştim. Temmuz ayı ile birlikte evime geri yerleştim ve zamanımın tamamını seyahatlerimde edindiğim deneyimleri web sitelerimde yazarak geçiriyorum. Seyahat etmek artık sadece bir zevk, tutku değil aynı zamanda işim oldu. Elbette herkes gezmeyi çok sever. Bu kadar yer gezip, insanlarla tecrübelerinizi paylaşmak nasıl hissettiriyor? Herkes gezmeyi sever, ama bu sevmelerin çoğunun sonunda geri dönmek varsa eğer. Biz backpacking denilen sırt çantasıyla seyahat etmeye pek aşina değiliz. Valizle seyahat etmeyi seven, dönüşleri olan seyahatleri seviyoruz. Ucu açık olan, bilinmeze yapılan uzun süreli gezileri yapan çok az sayıda insan var memleketimizde. Seyahatime başlarken ben de backpacking nedir bilmezdim. Dünya turu yapayım diye de yola çıkmamıştım. Yeni Zelanda’da yaptığım 1 aylık bir gezi tüm hayatımı değiştirdi. Orada sırt çantasıyla, dünyayı nasıl ekonomik gezebileceğimin yollarını deneyimleyerek öğrendim. Görülen yeni yerler, kültürler, yaşam tarzları, aktiviteler ve elde edilen deneyimler derken ciddi bir birikim yaratıyor ve bunu kendime saklamam biraz bencillik olurdu. Seyahatim boyunca eş zamanlı olarak günlük tarzında kendim için yazıyordum, sonra bunları bloğumda yayınlamaya başladım. Oldukça ilgi gördü ve bu motivasyonla ben de daha çok yazmaya başladım. Şimdi ise artık yazmadan yaşayamayanlardanım. Bunun arkasında okuyucunun ilgisi, desteği ve bunların beni motive etmesi yatıyor. He ay e-postamda biriken yüzlerce mail, yazılarımın altına bırakılan binlerce yorum, sayısı 11.000’i geçen Facebook takipçisi ve edinilen her biri birbirinden değerli seyahat paydasında buluştuğum yeni arkadaşlar... Bunlar insanın mutlu etmeye yetiyor. Bunlar, seyahatimden edindiğim deneyimleri yazmakla başladı. İnsanlara ilham kaynağı olup yol göstermek veya yoldan çıkarmak da keyif verici. Yaşadığımız modern dünyaya (!) bazen o kadar entegre oluyoruz ki, sistemler, kavramlar, ekonomik süreçler bizi şekillendirmeye başlıyor. Bu sürecin dışına çıkacak, mutsuz olduğumuz hayatımız değiştirecek cesareti bulamıyoruz. Ne dünya yaşadığımız yerden ibaret, ne de yaşamımız sahip olduğumuz işimize bağlı. Faklı alternatiflerin yaratılabileceğini fark etmek için bazen ►

BLOG DÜNYASI

69


ön yargılardan ve korkulardan arınıp cesaretle geleceğe bakmak gerekiyor. Seyahat bunun en güzel ve öğretici yollarından birisi. Yaşadığımız dünyada her ne kadar bilgi çok önemli olsa da, asıl ihtiyacımız olan şey cesaret. Ben mümkün olduğu kadar insanların kendilerini keşfetmeleri ve daha özgüven sahibi olmaları için seyahat etmelerini tavsiye ediyorum. Bahsettiğim 20 kişilik bir turist kafilesinin peşine takılmak değil tabi. Seyahat etmenin önünde tek engel vardır; o da cesarettir. Hiç seyahat kitabı yazmayı düşündünüz mü? Hem evet, hem hayır. Aklımda kitap yazma konusu olsa da, yakın gelecekte böyle bir şey yapacağımı sanmıyorum. Enerjimi şimdilik web tabanlı farklı projelerimi geliştirerek ve yazarak geçiriyorum. Diğer yandan kitapçılarımızın seyahat bölümlerindeki kitapların sayısı bir elin parmaklarını geçmiyor. Orada Türkiye ve Dünya ülkelerini ve şehirlerini anlatan yüzlerce kitap olmalı diye düşünüyorum. Bu noktada seyahat konusunda deneyimli kişilere görevler düşüyor. Bunu yapabilecek potansiyele sahibiz, ancak kitap yazmaktan ve yayınlamak oldukça sancılı bir süreç. Gelecekte; Tayland, Malezya ve İran gibi ülkelerin seyahat rehberi kitaplarını hazırlamayı düşünüyorum. Bir de Seyahat’in incelikleri ile ilgili bir şeyler yazma düşüncem var. Belki kitap değil de e-kitap olarak da yayınlayabilirim. Bilmiyorum doğrusu. Sürekli farklı ülkede olmanıza aileniz neler diyor? Oldukça samimi ilişkisi olan kalabalık bir aileyiz. Birbirimizin fikirlerine saygı duymak öncelikli tercihimiz. Uzun yıllardır yalnız yaşıyorum ve ailem benim karar almadaki bağımsız düşünce yapıma biraz alıştı sanırım. Hani ne yaparsam tamam diyecekleri bir ilişki durumumuz var. Ben hayata bakış açımı ve beklentilerimi onlara sıklıkla anlatıyorum ve beni anladıkları tam söylenemese de engel olmaya çalışmıyorlar. Annelerin her zaman istediği çocuğunun evlenmesi, çocuk sahibi olması ve kendisine yakın olmasıdır. Diğer yandan insanın hayattan ve kendisinden beklentisi ve hayaller var. Ben şimdilik hayallerimin peşinden gidiyorum ve ailem buna saygı duyuyor. Ailem buna karşı çıksaydı ve engellemeye çalışsaydı da, ben hayallerimi izlemeye devam ederdim.

Ekonomik yolculuk için üç tavsiyem: Turist olmayın, gezgin olun. Hostellerde kalın, pazarlardan yiyin ve alışveriş yapın. Otellere hapsolmayın, hayat sokakta atıyor ve sokakta kaybolmaktan korkmayın. Gittiğiniz yerde dil bilmeseniz bile yerel halkla yakın olmaya çalışın, çarşı pazarlarda dolaşın, plaza ve shoplarda değil. Taksi değil toplu taşıma araçlarını kullanın. Bunlar farklı kültüre dair renkleri, kokuları ve farklılıkları keşfetmenin en güzel yoludur. Bunlar duyularımızı harekete geçirir.

70 BLOG DÜNYASI


BLOG DÜNYASI

71


YOLDA OLANLARA TAVSİYELER ■ Kitap: Kitap okumayın, yabancılarla sohbet edin. ■ Albüm: Müzik dinlemeyin, yabancılarla sohbet edin ■ Eşya: Seyahat ederken en az eşya ile yola çıkın. Sarong ve sinek kovucu sprey edinin.

“Yeni bir yolculuğa çıkarken yanıma iPhone telefonum olmadan çıkmam. Gezginin en iyi dostudur. İletişim yanında, sosyal medya, fotoğraf çekme, yön bulma, uygun otel veya ucuz uçak bileti arama aplikasyonları ile gezginin hayatını kolaylaştırıyor.”

72 BLOG DÜNYASI


Kemal Kaya Freelance Gezi Yazar覺, Edit繹r. Yoldaolmak.com @maxmajestic facebook.com/YoldaOlmak

73


Tropikal Ăźlke: Brezilya

Nihan TaĹ&#x;merdivenli

74


S

ize şahane bir tropikal ülkeden ve deneyimlerimden bahsedeceğim. Brezilya denince başka ülkeleri bilmiyorum ama insanın içinde bizim buralarda garip bir heyecan uyanıyor. Hemen akla bizim Romanlar gibi kapı gıcırtısına oynayan sambacılar geliyor. E ben de bir Trakyalı olarak hemen ısınıyorum bu duruma. Üstüne bir de duyduğunuz anda kanınızı kaynatan Latin ezgileri eklenince keyfinize keyif katılıyor. Akla birbirinden tropikal içkiler, palmiye ağaçları, Brezilyalı birbirinden güzel Latin ateşleri, bembeyaz kumlar geliyor. Ama Brezilya bunlardan çok daha fazlasını içinde bulunduran bambaşka bir diyar, bambaşka bir kültür. Biz ülke olarak kendimize sıcakkanlı misafirperver deriz ya; bizden bile sıcakkanlılarmış Brezilyalılar. Ne de olsa her mevsim yaz bir ülke. 2012 yazında Aiesec ile Brezilya'ya gittim. Aiesec, dünyada yüzden fazla ülkede bulunan, tamamen üniversite öğrencileri tarafından yürütülen bir kuruluş. Hiçbir maddi kâr amacı yok, fakat manevi kârı tarif edilemeyecek kadar fazla. Aiesec gerek uzun dönem maaşlı stajlarla gerek kısa dönem sosyal sorumluluk projeleri ile uluslararası öğrenci değişimi sağlayan bir kuruluş. Bu değişimlere katılmak için de üniversite öğrencisi olma şartı da aranmıyor. Vakit bulursanız mutlaka Aiesec'i bir araştırın, Bloglarını okuyun. Aiesec'in

Brezilya harika bir tropikal ülke. Orada iki buçuk ay kadar kalma şansını yakaladım. 23 yıllık hayatımın en güzel iki buçuk ayını geçirdiğimi tereddütsüz söyleyebilirim. Brezilya'nın her bölgesi kesinlikle görülmesi gereken yerler listenizde yer almalı. Güney Amerika kıtasının yarıdan fazlasına sahip bu kocaman ülkenin her bir tarafı birbirinden ayrı güzellikleri ve farklılıkları barındırıyor. Fakat ortak noktaları herkes içmeyi ve dans etmeyi bir yaşam tarzı edinmiş durumda. Özellikle de samba! Samba yapamayan bir tek Brezilyalı görmedim. Kalkıp dans etmeye utandım açıkçası. Her biri profesyonel dansçı gibi. Bu kocaman ülkedei en güzel yerler olarak anılan birkaç bölgesine gitme şansını yakaladım. Öncelikle iki aya yakın bir süre Goias eyaletinin başkenti olan Goiania şehrinde projemi gerçekleştirdim. Bu bölgede tarım özellikle hayvancılık oldukça yaygın. Orta halli bir ailenin genelde küçük de olsa mutlaka bir köy evi var. Durumları biraz daha iyi olanların ise göl evleri ve bahçelerinde kahve ağaçları, maracuja (passion fruit), goiaba, star fruit, coconut meyve ağaçları bolca bulunuyor. Ayrıca kırsal kesimin hemen hemen her yerinde küçüklü büyüklü şelaleler mevcut. Orta bölgelerde deniz olmadığı için insanlar, birbirinden güzel şelalelerde tertemiz buz gibi suyun tadını çıkarıyor. Çok da iyi koruyorlar. Kırsal kesimler genel olarak oldukça temiz, yeşil ve bakımlı. Fakat şehirler için aynısını söylemek mümkün değil. Burada vaktimi tamamladıktan sonra ►

DEVR-İ ALEM

75


er tadından yenmiyor. Meyvelerini mi sordunuz? Anlat anlat bitmeyecek meyveler var. Yukarıda saydığım meyveleri mutlaka yiyin. Mesela maracuja meyvesinin içi biraz cıvık. Meyveyi ortadan ikiye bölüp içine şeker serpip, kaşıkla yiyebilirsiniz. Çeşit çeşit meyvelerden yapılmış Rio de Janeiro, Salvador, Sao Paulo ve başkent Brasilia'yı gezdim. Orta Brezilya'da yer alan Goiania da doğal meyve sularını ve smothieleri denemeden yaşadım. Brezilyalıların yaşam tarzıyla bütünleştim. sakın dönmeyin. Şeker kamışı suyu da favorilerimDiğer şehirlerde ise yanımda rezilyalı arkadaşlarımla dendi. Her sokak başında görebileceğiniz aqua de coco (coconat water) duraklarına uğrayıp buz gibi biraz turistik olan geziler yaptım. Hindistan cevizi suyunuzu serum niyetine günde 3’er Gelelim en çok merak edilen konumuz Brezilya'nın şu 5’er içebilirsiniz. Alkol sonrası doğrudan mideyi toparbirbirinden lezzetli ve bana yedi kilo olarak geri dönen layıcı etkisi var bilginize. içecek ve yiyeceklerine. Her bölgenin ayrı bir yemek kültürü var. Ama yerel içki tüm Brezilya’da ortak; “'bira Evet, biri alkol mü dedi? Cerveja yani bira, mü-kemve caipirinha.” Barbeküler ise Brezilya’da çok meşhur. mel! Bizdeki biralara benzemiyor. Sabahtan akşaRestoranlarda önünüze şişe geçirilmiş kocaman ko- ma, akşamdan sabaha kadar bira tükettikleri için caman etler geliyor ve siz durmasını söyleyene kad- bizdeki biralardan daha hafif. Bira içim tarzları da arda servis devam ediyor, fakat etleri biraz tuzlu. Bar- farklı. Sadece, diskolarda şişe veya kutu bira tüketbekü yaparken kocaman ve kalın etlerin üstüne kaya iliyor. Bar dedikleri de aslında, plastik sandalyeleri tuzlarını serpip direk öyle pişiriyorlar. Asıl memleketi dükkânın önüne serdikleri cafe gibi yerler. Buralarda Goiania olan Pao de queijo (cheese bread) benim fa- ve evlerdeki bira içme tarzı biraz daha farklı. 600ml’lik vorimdi. Küçük yuvarlak ekmeklerin özel hamuruna şişeler biranın ısınmasını önleyen plastik kapların yörenin peynirini karıştırarak yapıyorlar. Rio'da da bu- içinde ve yanında bizim su bardağı diye tabir etlabilirsiniz ama Goiania’daki kadar lezzetli olmayacak- tiğimiz minik bardaklarla geliyor. Viski bardağından tır. Mutlaka sıcak sıcak yiyin. Bunun yanında mükem- bile küçük bu bardaklar. Garip ama bu şekilde bira mel tatlıları doce de leite (süt tatlısı). Süt ve şekeri su gibi içiliyor. Değişik bir pazarlama tekniği olabilir saatlerce karıştırarak pişirerek yapıyorlar. “Brigadei- diye düşünüyorum. Unutmadan bira dediğin, Breziro” çikolata severler için eşsiz bir tatlı. Bu tatlıların lya'da gerçekten donma noktasına bir kala kıvamında yanında Hindistan cevizi aromalı kekler kurabiyel- geliyor. Az ya da orta soğuk şekilde gelmesi hakaret sayılıyor. Bira çok tüketilen yerlerde bazen soğuk bira

76 DEVR-İ ALEM


kalmadı diyebiliyorlar. Siz yine de gelsin deyin. Çünkü onların sıcak bira diye tabir ettikleri bira aslında bizim hımm soğukmuş dediğimiz kıvamda bir soğuk. Biranın bir başka sunum şekli daha var. Biz Türkler muhtemelen burun kıvırırız. Ben de en başta öyle yaptım. Ama deneyince bayıldım. Büyük bira bardaklarına bu gibi bira ve buz, içine de biraz yeşil lime sıkıyoruz, Bardağın çevresini de aynı tekila gibi tuza banıyoruz ve tadaaaa biranız hazır. “Hiç olur mu canım?” demeyin çok da güzel oluyor. Caipirnha, Brezilya’nın yerel içkisi. Aslında caipirinha bir kokteyl. Ülkemizde içine rom koyarak bize kakaladıkları kokteylin ta kendisi. Brezilyalıların asıl yerel içkisi şeker kamışından yapılan “cachaça (kaşasa).” Cachaça, toz esmer şeker, lime ve buzla yapılıyor. Bu mükemmel kokteylin türevleri de var. Mesela içimi biraz daha kolay olsun diye votka ile yaparsanız caipiroska oluyor. Eğer meyveyi değiştirip çilek (Portekizcesi morango) koyarsanız alın size caipirango oluyor. Alkol kullanıyorsanız bu içkileri denemeden dönmeyin. Yoksa Brezilya’ya gitmiş sayılmazsınız. Ama benim gibi suyunu da çıkarmayın. Sonra 7 kilo olarak size dönebilir. Ayrıca alkol gerçekten sudan ucuz. Mekânlarda bile çok ucuza çok iyi kokteyller ve bira keyifleri yapabilirsiniz. Zaten oranın para birimi Reais bizim Türk Lirası ile hemen hemen aynı değerde. Alkol kullanmıyorsanız Guarana denilen tarifi olmayan lezzetteki gazozdan için. Ben hem

alkol hem de alkolsüz bir şeyler istiyorum diyorsanız cachaça-guarana karışımını denemenizi öneririm; şişede satılıyor. Shot yapabiliyorsunuz aynı zamanda. Rio, Salvador, Sao Paulo, Brasilia şehirlerinin hepsi apayrı dünyalar. Kısaca yapmanız ve unutmamanız gerekenler şöyle. Bir göz atın bakalım. *Rio'da mutlaka hafta sonu bulunmalısınız ve sokak partilerine katılmalısınız. *Rio'nun sokak partilerinin kalbi Lapa'da atıyor. Lapa'nın ara sokaklarına grup haricinde sakın girmeyin. Gerçekten tehlikeli. Anlamadığınız bir yerden kapkaççılar, soyguncular çıkabilir. Mümkün olduğu kadar takıp takıştırmadan gezin. *Rio'da mozaik ve seramikle kaplanmış meşhur merdivenler Selaron'da fotoğraf çektirmeyi unutmayın. (Lapa-Santa Teresa arası) *Sugar Loaf diye geçen teleferikle çıkılan dağda gün batımını izleyin ve güneş batarken herkesle birlikte alkışlamayı unutmayın. *Ipanema, Copacobana, Leblon beachlerine mutlaka gidin. Okyanusun, bembeyaz kumların, Latinlerin keyfini çıkarın. Açai dondurması yiyin. Ama çantalarınızı kollamayı unutmayın.

DEVR-İ ALEM

77


*Rio’da en çok ilgi gören yerlerden biri de favela’lar yani tabiri caizse kenar mahalleler. Buralarda gerçek Rio halkı yaşıyor. Açlık, sefalet, uyuşturucu ve birçok suçun çekirdek mahalleleri buralar. Benim kişisel görüşüm buraların turistik yerler olmadı ve gidip fotoğraf çekmenin yanlış olduğu düşüncesiyle gitmemek. Ama tercih sizin oldukça farklı olduğunu duydum. Buralara özel turlarla birlikte katılabilirsiniz, kendiniz giderseniz sağ çıkamayabilirsiniz.

*Sao Paulo, tamamen iş dünyasının kalbinin attığı endüstri şehri. Fakat inanılmaz büyük olduğu için pek çok farklılığı ve imkânı içinde bulunduruyor. Sanata meraklıysanız en güzel sergiler, sanat galerileri bu şehirde. Paulista Caddesi en meşhur caddelerden biri. Eski şehir merkezindeki seyir terası olan en yüksek bina Banespa'ya da çıkmayı unutmayın. Yol üzerinde gördüğünüz kiliseleri gezip farklı atmosferleri soluyabilirsiniz. Unutmadan çok da güzel bir opera binaları *Bahia eyaletindeki Salvador'da ise Pelourinho, Mu- var. seu Afro-Brasileira, Monte Serrat (Sao Felipe) limanını ziyaret etmelisiniz. Şehri aşağı ve yukarı olarak ikiye *Brasilia hakkında ayrı bir yazı yazmak lazım. Kilisebölen Lacerda asansörünü kullanmayı, asansörden leri, sanat galerileri, heykelleri, parlamento binası, indiğiniz gibi tam karşınızda göreceğiniz devasa hedi- mimarisi ile meşhur bir yer burası. Bu şehir daha yelik eşya marketine girmeyi unutmayın. Mutlaka sonradan sadece başkent olarak planlı yapılmış bir pazarlık yapın. şehir ve tasarımı “uçak gövdesi ve kanatları” şeklinde. Görülmesi gereken noktalardan bazıları ulusal kongre *Salvador'un denizi gerçekten güzel. Şehrin 45 da- binası, Juscelino Kubitschek Köprüsü, Monumental kikalık uzağında, otobüslerle ulaşım sağlayabileceğiniz Axis, Palácio da Alvorada ve Cathedral of Brasília. Projeto Tamar'a gidebilirsiniz. Hem de burada koruma altına alınmış deniz kaplumbağları, karetta karetta- Genel Öneriler: ları görme şansını da yakalayabilirsiniz. *Tropikal bir ülkeye gidiyorsanız mutlaka maleria, yellow fewer gibi hastalıkların aşılarını yaptırmalısınız. *Salvador'da özellikle Pelourinho tarafında geleneksel *Brezilya'da kıyafetler gerçekten pahalı. Uzun dönem kıyafetler giymiş kadınlar başta size çok iyi davranıyor gidiyorsanız mutlaka akılda bulundurun. fotoğraf çektiriyor. Aman diyeyim uzak durun! Bu kadınların fotoğrafını çekerken sizi gördüyse de he- *Meşhur parmak arası terlikler “havaianas”lardan men oradan uzaklaşın yoksa ciddi paralar istiyorlar ve edinmeyi unutmayın. Ben kendime 15 çift alıp peşinizi bırakmıyorlar. gelmiştim. Dikkat: Kendinizi kaybedebilirsiniz! *Salvador’da yine meydanlarda görebileceğiniz Capoeira yapanlar var. Aslında genel anlamda Brezilya’da yaygın bir dans çeşidi. Hapishanelerde doğmuş bu dans. Kavga etmemek için mahkûmlar böyle bir çözüm bulmuşlar; kavga eder gibi dans ediyorlar. Dansa yabancıysanız zaten dövüştüklerini zannediyorsunuz. Mutlaka görülmeli. Afrika kökenli bir dans.

*Kızlar, birer adet brasilian bikini edinmeden dönmeyin. *Ülkenin farklı yerlerine seyahat edecekseniz aksan farklılıklarına hazırlıklı olun. Bu arada dil Brezilya Portekizcesidir. İspanyolca yada Portekiz Portekizcesi değil bilginize.

*Sigara içiyorsanız, kurutulmuş mısır koçanına *Beach'te açai dondurması yemeyi unutmayalım, sarılmış sigaralardan deneyin. Purolar da fena değildi aman. açıkçası. *”Feir”' olarak geçen sokak pazarlarına gitmeyi unut*Michael Jackson - They Dont Really Care About Us mayın, yolda görürseniz hemen dalın pazarlık yapın. klibi Pelourinho’da çekilmiş. Üstelik oradaki binanın Çok orijinal ürünler bulabilirsiniz. balkonuna da dükkândan bir iki şey satın almak kaydıyla çıkıp fotoğraf çektirebilirsiniz. *Özellikle Rio'da taksicilere kaça götürdüklerini sormayın, kazık yememek için en ideal yok taksimetrenin *Klipte göreceğiniz davulcular Salvador’da apay- açılması. Özellikle havaalanlarında. rı bir kültür. Şovlarını izlemelisiniz. Bu kültürün adı Olodum.

78 DEVR-İ ALEM


Cristo Redentor olarak geçen Corcovado Dağı’nın tepesindeki İsa'yı mutlaka görün. Tur otobüslerini değil treni kullanın; pişman olmayacaksınız. İsa ilginizi çekmiyorsa bile oradaki manzara hiçbir yerde yok.

DEVR-İ ALEM

79


EL YAPIMI PİSİ ÇANTA

E

Gonca Çakıcı

şyalarınızı kişiselleştirmek, sıradanlığı farklılaştırmak adına ilham olacak yeni bir projeyle karşınızdayız bu sayıda. İster ufak bir dokunuşla mevcut eşyalarınıza farklılık katın, ister sıfırdan hayalinizi yaratın.

80

HOBİ


İşte malzemeler: ► kumaş ► fermuar ► dikiş malzemeleri

Yapılışı: Kumaştan dikdörtgen bir parça kesiyoruz. Sonra ikiye katlayıp 1 uzun kenarını, 2 kısa kenarını dikiyoruz. Bir tarafta da minik iki adet üçgen kumaş kesip, üç tarafından dikip tersine çeviriyoruz. Köşeleri dışa itip dikdörtgenin açıkta kalan kenarına, kenarlardan eşit mesafe bırakarak dikiyoruz. Kulaklar bitti bile. Şimdi de karakterimizin gözlerini ve ağız kısmını kalın bir iple kumaş üzerine işliyoruz. Son olarak da fermuarı açıkta kalan kenara dikiyoruz ve işte bitti. İster kalemlik olarak, ister cüzdan olarak, isterseniz de makyaj çantası olarak kullanabileceğiniz, hayal gücünüzün ellerinize yön vererek yaptırdığı sevimli çantanız hazır. Boyutunu, üzerindeki karakteri, kumaş ya da fermuarın rengini değiştirerek çantanızı dilediğiniz gibi yapmanız mümkün. İlhamınız hiç eksik olmasın. Gelecek sayıda görüşmek üzere.

HOBİ

81


Sütlü Börek

Hayat Cafe Tarifleri

82

MUTFAK


S

u böreği tadında çok lezzetli yumuşacık nefis bir börek tarifi. Çay demlenene kadar hazırlayabileceğiniz pratik sütlü börek.

Malzemeler • 5 adet yufka • 250 gr beyaz peynir • Üzeri için susam

Sos için • 4 Adet yumurta • 3 Su bardağı süt • 1 Bardak sıvıyağ • 1 Buçuk su bardağı su

Hazırlanışı 1. Sos için gerekli tüm malzemeler bir kapta çırpılır.

2. İlk yufka kenarları tepsiden taşacak şekilde tepsiye yerleştirilir. 3. Üstüne sostan birkaç kaşık dökülür ve yayılır. 4. İkinci yufka ortadan bölünür, sosa batırılır ve tepsiye yerleştirilir.

5. Diğer yarısı da aynı şekilde sosla ıslatılır ve tepsiye tekrar yerleştirilir. 6. Üçüncü yufkaya da aynı işlem uygulanır. 7. İçi için gerekli peynir ezilerek üçüncü yufkanın üzerine serpilir.

8. Dördüncü yufka ortadan bölünür, yarısı sosa batırılır ve sonra diğer yarısı da sosa batırılırak peynirlerin üzerine yerleştirilir. 9. Beşinci yufkaya da aynı işlem uygulanır. 10. Tepsiye yerleştirdiğimiz ilk yufkanın kenarları ile böreğin üzeri kapatılır. 11. Kalan sos böreğin üzerine tamamen dökülür ve börek dilimlenir. 12. Önceden ısıtılmış 180 derece fırında üzeri kızarana kadar pişirilir.

MUTFAK

83


Ku ru Börülce Sal

84

MUTFAK


latası

Zeymuran Cafe

S

alatasız sofraya oturmam ve de baklagillerden vazgeçmem diyenlere nefis bir salata tarifi. Hem görünüşüyle hem lezzetiyle göz dolduracak bir lezzet…

Aslında tek başına bir öğün. Oldukça besleyici ve de doyurucu. Zevkinize göre içerisinde dereotu, maydanoz, taze soğan kullanabileceğiniz gibi renklendirmek ve de lezzetlendirmek için domates, kapya biber, sarı ve yeşilbiberi de tercih edebilirsiniz. Malzemeler: ► 2 su bardağı kuru börülce ► küçük bir bağ maydanoz ► 3 kök taze soğan ► 1 adet kuru soğan ► 2 adet kapya biber ► 1 adet yeşilbiber ► isteğe bağlı olarak süslemek için haşlanmış mısır ► zeytinyağı ya da sıvı yağ ► limon ► tuz

Hazırlanışı: • Kuru börülce geceden ılık ve tuzlu su ile ıslatılır. • Ertesi gün iyice yıkanır, süzülür bir tencereye alınarak üzerine soğuk su eklenip pişmeye bırakılır. • Üzerine bir kaç damla limon suyu damlatılır, biraz kaynatıp simsiyah suyu çıkınca süzülür. • Tekrar su ilave edilerek kaynamaya bırakılır. 5 dakika kadar daha kaynadıktan sonra tekrar suyu süzülerek su eklenir ve pişmeye bırakılır. • Fazla dağılmadan yumuşak kıvama geçen börülceler süzülerek bir kaba alınır. • Bundan sonraki aşamada kırmızıbiberler dilerseniz alüminyum folyo serilmiş olan tepside 200-220 derece fırında 15 dakika kadar pişirilir, kabuğu soyulur ve küp doğranır ya da hiç fırında közlemeyip direk olarak küp şeklinde doğrayabilirsiniz. • Maydanoz ve taze soğan da ince ince kıyılır. • Soğan yarım ay şeklinde halka halka doğranır. • Sos için biraz zeytinyağı, limon suyu ve tuz karıştırılır. • Doğranan malzemeler börülceye eklenir ve karıştırılır. • Son olarak salatanın sosu da ilave edilerek servise sunulur. Afiyet olsun...

MUTFAK

85


Fotoğraf: Tutku Toper Styling: Yami Yağmur Malkoç Model: Oyuncu Yaprak Durmaz Fotoğraf Asistanı : Işıl Toper Katkıda Bulunanlar: Gözde Durmaz


EKRANLARIN YENI GÜZELI YENI YETENEĞI

“YAPRAK DURMAZ”

İ

lahi bir aşkın hikayesini anlatan “Siya Mem u Zin” dizisiyle tanıdığımız güzel oyuncu, şimdilerde Stv ekranlarının reyting rekortmeni “İki Dünya Arasında” dizisiyle bizlere tekrar ‘merhaba’ diyor. WoMEN Dergisi: Bize kendinizden bahseder misiniz? Yaprak Durmaz: 1988 İstanbul doğumluyum. İstanbul Aydın Üniversitesi’nde moda eğitimi görmekteyken tiyatro ile tanıştım. Mezun olduktan sonra tiyatro eğitimi almaya başladım. WoMEN Dergisi: Oyuncu olmaya nasıl karar verdiniz? Yaprak Durmaz: Aslında hep aklımda vardı ama zaman, mekan ve olanaklar benim için imkansız görünen yolu kapatıyor gibiydi. Sonuna kadar hayalimin peşinde koştum. WoMEN Dergisi: “Siya Mem u Zin”de başrol oynamak kariyeriniz için önemli bir adımdı. Nasıl bakıyorsunuz geçirdiğiniz bu iki seneye? Yaprak Durmaz: “Siya Mem u Zin” her zaman söylediğim gibi benim için okul oldu. Hele bir de başrol olarak başlamak zorlayıcı, korkutucu… Ama zamanla başarmaya çalışmak, sabretmek ve sonuçlarını almak bambaşka güzel bir duygu. Bilmediğiniz bir dilde oyun ve duygu vermeye çalışıyorsunuz ve ilk kamera karşısı deneyiminiz. 2 sene benim için çok verimliydi diyebilirim. WoMEN Dergisi: Beyazperdede en çok kimlere gülüyorsunuz? Yaprak Durmaz: Kemal SUNAL, Şener ŞEN, Adile NAŞİT filmleri başta geliyor benim için. WoMEN Dergisi: Aşk sizce ne demek? Yaprak Durmaz: Aşk bence kendini kaybedercesine karşındakine bir şeyler hissetmekten çok, onunla mutlu olabilmek demek. Bazı insanlar aşkı planlayarak yaşamaya çalışıyor. Aşk düşünmeden yaşanmalı, kendini aşkın kollarına bırakabiliyorsan bu duyguyu yaşayabilmek güzeldir. ►

87


Trenchcoat : Koton Pantolon : Bershka Kahverengi bot : Bershka

88


WoMEN Dergisi: Yaşam felsefenizi hangi cümleler özetler? Yaprak Durmaz: Güzel günler sana gelmez, sen onlara yürüyeceksin. ( MEVLANA ) WoMEN Dergisi: Yeni projeniz “İki Dünya Arasında”dan bahseder misiniz? Yaprak Durmaz: "İki Dünya Arasında"Stv'nin en beğenilen dizilerinden birisi. "Siya Mem u Zin" dizisinde Zin karakterinden sonra bu yeni projemde "Esma Öğretmen" karakterini canlandırıyorum. Dışarıdan çok yumuşak görünen ama çok güçlü bir kadın Esma. Ve bu dizide yer aldığım için çok mutlu ve şanslı hissediyorum.

Beyaz triko : Koton Krem şort : Mango Kahverengi bot : Bershka

89


Beyaz gömlek : Bershka Bordo şort : H&M Siyah bot : Miss Selfridge

WoMEN Dergisi: Arkadaşlarla evde toplanmayı mı, yoksa dışarıda eğlenmeyi mi tercih edersiniz? Yaprak Durmaz: Öncelikli tercihim kesinlikle ailemdir. Çekimler yoğum geçtiği için onlarla çok vakit geçiremiyorum fakat boş günlerimde kesinlikle onlarla birlikteyim. Arkadaşlarımla geçirdiğim vakitlerde de mekanın bir önemi olmuyor. Önemli olan keyifli zaman geçirebilmek. WoMEN Dergisi: Yaprak Durmaz’ın en büyük hayali nedir diye sorsak… Yaprak Durmaz: Benim hayalim fotoğrafçı, modacı, aşçı, öğretmen, doktor kısacası her şey olmak. Bu meslek o kadar güzel ki her şey olabiliyorsun. Bu nedenle benim en büyük hayalim, oyunculukta gelebileceğim en iyi noktaya gelebilmek.

90


Gri tayt pantolon : Pull&BearKrem FĂźme gĂśmlek : Mango Siyah bot : Miss Selfridge

91


Beyaz triko : Koton Siyah bantl覺 ayakkab覺 : H&M

92


EN son okuduğun kitap: “Bir Cihan Kafes” İclal Aydın EN sevdiğin yemek: Spagetti EN sevdiğin giyim markası: H&M, Berskha EN sık gittiğin mekan: En yakın arkadaşımın evi  EN sevdiğin eşyan: Kitaplarım

93


Dr. Cem Keçe www.cemkece.com

İlişkilerde En Sık Yaşanan Kavga Sebepleri Özellikle uzun süreli birlikteliklerde ve evliliklerde, zamanla aşk gücünü yitirmeye başlıyor ve yerini hararetli tartışmalara bırakıyor. Ne tuhaftır ki, yakın bir zamana kadar yan yana gelmek için can atılan partnerle artık aynı karede bulunmaya bile tahammül kalmıyor. Çünkü artık çift kendini sürekli bir tartışmanın ortasında buluyor. Peki, ama neden böyle oluyor? Çiftler birbirlerini gerçekten öyle çok seviyorlarken, bazen bilerek bazen ise bilmeyerek hangi konular hakkında tartışma çıkartıyorlar? TARTIŞMALAR BOŞANMAYA YOL AÇABİLİYOR… Çiftler arasında geçen tartışmalar bütün ikili ilişkilerde yaşanan kaçınılmaz bir sorun olarak karşımıza çıkıyor. Önemli olan problemlerin çıkış nedenlerini anlayabilmek ve değen konular üzerine tartışmak. Aksi takdirde, eğer çiftler sürekli olarak her konuda tartışıyorlarsa, boşanmaya doğru yol alınabiliyor. Etraftaki birçok çiftin boşanma kararı alması ya da yakın ailede yaşanan olumsuz deneyimler, çiftleri evlilik kurumundan soğutabiliyor. Oysa her insan mutlu bir evlilik yapmanın, hayat boyu bir yastıkta yaşamanın hayalini kuruyor. Bu hayalin kolay olduğunu söylemiyorum ama imkânsız da değil… Bunun için ilk önce yaşanılanlara yukarıdan ve dışarıdan farklı bir gözle bakmak ve yeni bakış açıları geliştirmek gerekiyor. ERKEKLER SEVDİKLERİ KADINI MUTLU ETME FIRSATINI HİÇ KAÇIRMAZLAR Kadınların konuşurken partnerleri tarafından dinlenmemeleri en büyük kavga sebeplerinden biri olarak karşımıza çıkıyor. Erkekler her ne kadar dinlediklerini belirtseler de, aksini ispat etmeye çalışmak ve konuyla ilgili sorular sormak tartışmanın daha çok alevlenmesine neden olabiliyor. Genel anlamda erkeklere göre daha çok konuşmalarıyla tanınan kadınlar pek çok konuyu aynı anda konuşabilme ve dinleyebilme özelliğine sahipken, erkekler aynı özelliğe sahip değiller. Bu nedenle, uzun süre dinleme konusunda erkekleri suçlamak yersiz ve yanlış bir tutum oluyor. Dolayısıyla, bu konuda yapılması gereken en doğru davranış; kadınların önce erkeklerin kendilerine odaklanmalarını sağlamaları, sonra net ve yalın bir dil kullanarak tek bir konu üzerine konuşmaları ve daha sonra erkeklere herhangi bir çözüm üretmeleri gerekmediğini veya sadece anlaşılmaya ihtiyaç duyduklarını ifade etmeleri gerekiyor. Çünkü erkekler sevdikleri kadını mutlu etme fırsatını hiç kaçırmazlar. “Beni dinlemene ihtiyacım var. Bir şey söylemene veya çözüm üretmene gerek yok. Sadece beni dinlemeye ve anlamaya çalış. Bu beni mutlu eder!” diyen kadın, erkeğe bu fırsatı vermiş oluyor. Ayrıca genel geçer konulardan ya da günlük olaylardan ►

94


olaylardan bahsedilirken kadının ilgisini çeken bir konu erkeğin ilgisini çekmeyebiliyor. Bu durumun göz önünde bulundurularak davranılması, büyük beklentilere kapılınmaması ve erkeğe dinlemediği için eleştirel tarzda suçlayıcı ifadeler kullanılmaması da önem taşıyor. Bu süreçte tartışma yaratmak yerine, küçük ama sevimli kelimeler seçmeye özen gösterilmesi ortamı yumuşatabiliyor. ERKEKLER TAKDİR EDİLDİKLERİNDE DAHA UZUN DİNLEYEBİLİYORLAR… Kadın ne kadar yorgun ve bitkin hissederse hissetsin, erkek dikkatini verip onu dinlediğinde, dokunup ve sarılıp sevgisini ve ilgisini ifade ettiğinde kadın rahatlıyor ve gevşiyor, yorgunluğu geçiyor. Bu nedenle konuşmayı sevmeyen erkeklerin hiç olmazsa bir nebze kadınları anlayıp, onlara karşı olan davranışlarını değiştirmeleri önem taşıyor. Çünkü kadınlar dinlendiklerini düşündüklerinde partnerlerinin onlara değer ve önem verdiklerini, kabul ettiklerini ve buna bağlı olarak da sevildiklerini düşünüyorlar. Bu hisler kadınlar için çok önem taşıyor. Ayrıca, kadınlar duygularını ifade etme imkânı bulduklarında “Anlaşıldım, seviliyorum ve değerliyim!” hissini yaşıyorlar, gevşiyorlar ve rahatlıyorlar. Bu duygu yoğunluğu kadınların kendilerini dinleyen kişiye yakınlık duymasını artırıyor, yokluğu ise uzaklaştırıyor. Mutlu olan ve mutlu görünen bir kadının sıcak karşılıkları ve gülen yüzü, erkeğe pırıltılı bir görüntü sunan ayna gibi oluyor. Takdir edilmek ve hizmet edilmesi erkeklerin erkeksi yanını doyururken, iletişim kurmak ve dinlenmek kadınların kadınsı yanını doyuruyor. AYAĞI YORGANA GÖRE UZATMAK GEREKİYOR Maddi harcamalar çiftler arasında tatsızlık yaratabilecek sorunların başında geliyor. Genel olarak baktığımızda, kadınların maddi harcamaları erkeklerinkinden iki kat daha fazla oluyor. Alışveriş yapmayı, kendine ►

95


yeni kıyafetler ve makyaj malzemeleri almayı, sürekli olarak ev eşyalarını değiştirmeyi ve her gün kuaföre gitmeyi alışkanlık haline getirmiş bir kadınla kavga etmek erkekler için neredeyse rutin bir davranış haline geliyor. Ancak kavga etmek bu davranışların azalmasına yardımcı olmuyor, daha şiddetli tartışmaların yaşanmasına yol açıyor. Bu sonuçlara sebebiyet vermemek için “Ayağını yorganına göre uzat!” atasözünü hatırlamak gerekiyor. Ortak bir hayatın sağlıklı bir şekilde devamlılığı için gelir ve giderin gözler önüne serilmesi önem taşıyor. Bu nedenle çiftlerin ne kadar paraya ihtiyaçları olduğu konusunda birbirlerine karşı açık ve dürüst olmaları gerekiyor. Bunun dışında haftalık ve aylık bir bütçe yapılabiliyor ve yapılan harcamalar hakkında çift birbirine bilgi verebiliyor. Böylece çiftler tartışıp birbirlerini kırmak yerine, başarılı ve eğlenceli bir ilişkiye doğru yol alabiliyorlar. SABIRLA BEKLEMEK VE YOL GÖSTERMEK GEREKİYOR Sakal tıraşından sonra lavabonun kirli bırakılması, tuvaletin kirli kalması, tuvalet kâğıdının değiştirilmemesi, kirli tabak ve bardakların kaldırılmaması, yiyecek jelâtinlerinin çöp kutusuna atılmaması, ev temizliğine yardım edilmemesi, yemek masası hazırlama ya da toplama işlemlerinde destek olunmaması, kirli kıyafetlerin çamaşır sepetine atılmaması, döküntülerin toplanmaması, ıslak banyo havlularının ortalık yerde ya da yatağın üzerinde bırakılması gibi pek çok konu çiftlerin tartışma konusu olabiliyor. Aslında düzelme ihtimali fazlasıyla olan fakat düzelebilmesi için fırsat verilmeyen bu tür davranışlara verilen olumsuz tepkiler, tartışmaların şiddetlenmesine sebebiyet verebiliyor. “Yaptırım dili” işveren ve işçi arasında olduğu kadar ikili ilişkilerde de oldukça sık kullanılıyor. Bu nedenle çiftin yapılmasını istedikleri bir şeyi talep ederken yıkıcı eleştirilerden, konuya sert girmekten, diretmekten ve kendi kendine söylenmekten kaçınması gerekiyor. Yapılması gerektiği düşünülen şey için partnere fırsat verilmesi ve görsel olarak algılamasını sağlamak bu süreçte önem taşıyor. Fırsat vermenin ana temasında “sabretme ve bekleme” yer alıyor. Yukarıda bahsedilen küçük problemlerin devasa boyutlara getirilmemesi için sabırla yapılmalarının beklemesi gerekiyor. Kadınlar bu süreçte çok yanlış bir şekilde, ister istemez toplama, yıkama, temizleme, derleme ve düzeltme gibi davranışlar sergileyebiliyorlar. Farkında olmadan, bu davranışlarıyla olayların akışını erkekler için alışkanlık haline getiriyorlar ve sonrasında birden bire erkeklerden talep etmeye başlıyorlar. Cicim aylarında gösterilen bu anlayışın bir süre sonra değişikliğe uğraması erkeklerin adapte olamamasına neden oluyor. Bu nedenle, tutarlı bir şekilde devam edilmesi ya da değişimin yavaş bir şekilde yapılması gerekiyor. Bunun için de partnerin yapmasına fırsat vermek ve görsel olarak algılayabilmesi için hiçbir müdahalede bulunmadan sabırla göstermek önem taşıyor. Böylece hem partnerin algı düzeyi değişiyor hem de tartışmadan uzak bir ilişki yaşanabiliyor. ►

96


ORTAK HESAP OLUŞTURULMASI İŞE YARIYOR Çiftlerin çatışmasına neden olan bir diğer önemli konu ise eski erkek veya kız arkadaş meselesi oluyor. Facebook kullanımının yaygınlaşmasıyla partner ilişkilerinde sorunlar artıyor. Bu sorunların ortaya çıkmaması için ortak bir facebook hesabı oluşturabiliyor ya da profil resmi kullanabiliyor. Böylece üyelik ve arkadaşlık talepleri çiftin otak onayıyla gerçekleşebiliyor ve facebook kullanımının bağımlılık haline getirilmesi önlenebiliyor. DÖNÜŞÜMLÜ İZLEMEK GEREKİYOR Çağımız gereği pek çok çiftin çatışmasına neden olan sebeplerin başında diziler ve maç seyretme geliyor. Çiftlerden biri dizi izlerken diğeri maç izlemek isteyebiliyor. Bu durumlarda partnerler arasındaki gerilim yükselebiliyor. Fakat bu durumun tartışmaya dönüştürülmesi için teknolojinin ileri safhalarında olduğumuzun hatırlanması işe yarıyor. Dizi ya da maçı dönüşümlü olarak internet ortamında izlemek çok daha mantıklı olabiliyor. Böylece hem adaletli davranılmış hem ileriye dönük olabilecek çatışmaların önüne geçilmiş hem de gece mahvedilmemiş oluyor. PİRE İÇİN YORGAN YAKMAYIN! Eve ya da randevuya geç kalmayı çiftlerin tartışmalarına yol açan önemli problemler arasında ele almak gerekiyor. Geç kalmak denildiğinde hemen hemen herkesin aklına otobüsü kaçırmak, trafiğe takılmak ve hazırlanmak için vakit harcamak gibi olaylar geliyor. Bu tip durumlarda sağduyulu davranmak ve tartışmaya mehil vermeden geç kalma sebebini öğrenmek önem taşıyor. Çünkü yargısız infaz yapıldığında ve pire için yorgan yakıldığında durum çok daha fazla alevlenebiliyor ve istemeden de olsa çiftin keyfi kaçabiliyor. Bunların olmaması için ileriye dönük düşünülmesi ve sakin tavrın korunması gerekiyor. ■

97


İlhan Doğan ile Riccon Teknikleri Riccon İlhan Doğan

www.ricconakademi.com

DEPRESYON

A

klın durumunu anlatan hale depresyon denilir. İnsanın uzun süreli, zor ve endişeli durumunu ifade eden ve hayatın karanlık görüldüğü vaziyete depresyon denilir(yani moral bozukluluğu). İnsan depresyon geçirdiğinde, hiç bir şeyden tat almaz. Bu hastalığı geçiren kişinin bir işe baslaması zordur ve bu kişi aynı zamanda çok çabuk yorulur. Karar vermekte zorluk çeker, öğrenimde ve okumada konsantre olması zorlaşır. Depresyon geçiren kişi uyumada zorluk çeker. Sabahları erken saatte uyanması geneldir. Depresyon geçiren kişinin uykuya dalması zordur, uyusa bile uyku kesik ve ızdıraplıdır. Bazen de bu kişiler fazla uyurlar. Yemek iştahının olmaması ve kiloların düşmesi depresyondan kaynaklanır. Bazen de depresyon geçiren kişi çok yemek yiyebilir. Depresyon geçiren kişi çoğu zaman sinirli olur ve başka insanlarla olması zor olabilir. Kendisini aşırı suçlaması geneldir. Ölümle ve intihar etmekle ilgili düşünceler, depresyon geçiren insan için olağan bir olaydır. Fiziksel ağrılar olabilir; baş, kas, mide ve bel ağrıları gibi. Bu çesit ağrılara her zaman organik bir sebep bulunmayabilir. ►

98


DEPRESYON NEREDEN İLERİ GELİYOR?

genetik faktörlerden ya da insanın kendi karakterinden meydana gelir.

Depresyon genelde, hayatta büyük değişiklikler olduğunda meydana gelir. Önemli bir insandan ayrılma, sosyal hayattaki değişiklik, örneğin iş yerinden veya evinden ayrilma gibi. Bazen de, büyük olayların üstünden gelmek ve bunları yenmek için güç kaynaklarının olmamasını hissetmekle başlar. Bunlar yeni bir yere taşınma, yeni bir kültüre uyum sağlama ve yeni bir lisan öğrenmek gibi. Bazı insanlar diğer insanlardan daha kolay deprese olurlar. Bunun sebebi ise;

DEPRESYON NASIL TEDAVİ EDİLİR? Uzun süreli ve sosyal hayattaki çalışmaları engelleyen depresyon için yardım istenilmesi iyi olur. Depresyon hakkında hemşireyle veya doktorla konuşulabilir. Ayrıca yakın insanlarla konuşulması da iyi gelebilir. Depresyon geçiren kişi genellikle kendisini suçlar ve bu da depresyonu arttırır. Depresyonda iken büyük problemleri çözmek zordur, bunun için, mümkünse bu problemlerin çözümlerinin ertelenmesi gerekir. Depresyon tedavisi uzun süren bir tedavidir. Tedavi haftalar hatta aylar sürebilir. İlk başta sakinleşmeli ve iyileşmesi için kendisine zaman tanımalıdır. Problemler hakkında konuşmak genelde faydalı olur, problemler hemen çözülmese bile. Daha sonra vaziyet sakinleştikten sonra, durum daha derince bir şekilde ele alınır. Sohbetlerin yardımıyla genellikle problemler çözülebilir. Buradaki amaç kişinin tekrar güç kaynaklarını bulmasıdır. İlaç tedavisi genellikle depresyonun iyileşmesini hızlandırır. Depresyon için kullanılan ilaçlar güvenlidirler. Bunlar ne alışkanlık yapar ne de bağımlılık yapar. İlaçlarin faydası genellikle 2-4 hafta içinde belli olur. Depresyon tedavi edildikten sonra da, ilaçların kullanılması gerekir. Çünkü ilaçların bırakılması halinde, belirtiler kolayca geri gelebilir. İlaç tedavisi genelde ½-1 yıl arası sürer. Bu zaman zarfında ilaçların her gün düzenli bir şekilde kullanılması gerekir. Tedavinin ne zaman bitmesi gerektiğinin doktora danışılması gerekir. İlk başta ilaç kullanımında yan etkiler olabilir. Genel yan etkiler şunlardir: baş ağrısı, terleme, mide ağrısı ve aşırı yorgunluk. Bu yan etkiler genellikle az miktarda olur ve organizma ilaca alıştığında bu yan etkiler birkaç gün içinde kaybolur. Bazen ilaçları değiştirmek gerekebilir. Yan etkiler olduğu taktirde doktora başvurulması iyi olur. Yan etkilerin giderilmesi için depresyon ilaçlarının yanı sıra başka bazı ilaçlar da verilebilir. Örneğin bu ilaçlar uyumayı kolaylaştırır ve sıkıntıyı azaltır. Eğer depresyona girdiğinizi düşünüyorsanız bir sağlık kuruluşuna başvurmanız gerekir. ■

99


Op.Dr. Y. İlker Manavbaşı ESTETİKTE BU YANLIŞLARA DİKKAT!

G

üzel görünmek, hem kadın hem de erkekler için vazgeçilmez bir arzudur. Kulaktan dolma bilgilerle yaptırılan estetik operasyonlar, istenmeyen sonuçlara yol açabilir. İmep Estetik’ten Estetik ve Plastik Cerrahi Uzmanı Op. Dr. Y. İlker Manavbaşı, göz kapağı ameliyatı, burun estetiği, meme büyütme, liposuctionla yağ aldırma ve botoksla gençleşme gibi estetik operasyonlar konusunda doğru bilinen yanlışları açıklıyor.

100


Estetik Operasyonlarda Doğru Bilinen Yanlışlar Neler? YANLIŞ: Gözkapağı ameliyatları hastanın görme yetisinde sorun yaratabilir. DOĞRU: Yaşlanmanın etkisiyle göz kapağı düşebileceği gibi bazı kişilerde göz kapağı kalıtımsal olarak da düşük olabilir. Bu durum kimi zaman kişinin görmesine zarar verebilecek boyutlara varabilir. Her yaş grubundan hastaya bu şikayetlerle operasyon yapılıyor. Gözkapağı ameliyatları, göze zarar vermenin aksine birçok hastada görülen ileri yaşa bağlı göz kapağı kaynaklı görme zorluğunun önlenmesi açısından çok faydalıdır. YANLIŞ: Estetik burun ameliyatından sonra burunda ağrı ve acı oluşur. Ameliyat sonrası gözlük takılmaz. DOĞRU: Estetik burun ameliyatından sonra hasta burnunda ağrı hissetmez. Burun ağrısı ya da acısı olmaz. Kemiklere müdahale yapılması ağrı sebebi sanılarak, kemik kırılmadan ameliyat yapılması istenmektedir. Burun kemikleri kırılmaz, özel aletler ile kesilir ve bu işlem ağrı oluşturmaz. Estetik burun ameliyatından 1 hafta sonra yani alçı çıktıktan sonra gözlük takmaya başlanmasında hiçbir sakınca yoktur. YANLIŞ: Estetik burun ameliyatından sonra burun düşebilir. DOĞRU: Son yıllarda burnu oluşturan her yapıyı ayrı ayrı ele alan çeşitli ameliyat teknikleri gelişti. Bunlar uygulandığında hiçbir hastada burun düşmesi problemi oluşmaz. Ancak burun ucu hareketli bir yapı olduğu için burun ameliyatı sırasında doğru teknikler uygulanmazsa, zamanla yerçekiminin etkisiyle aşağı doğru düşebilir. Estetik olarak hoş bir görüntü oluşturmayıp, nefes alma problemlerine yol açabilir. YANLIŞ: Estetik burun ameliyatından sonra tamponlar acı vermez ama nefes alma sorunu yaşanabilir. DOĞRU: Tampon, burun drenajina izin vermeyip çıkarılırken hastaya acı verir. Bu nedenle son yıllarda Silikon splint tercih edilmektedir. Silikon splint, tampona nazaran nefes almaya izin verir ve çıkarılırken de hastaya acı vermez. Silikon splintler, rahatça burun kanamasına yol açmadan çıkartılırlar. Ameliyattan sonra ilk hafta silikonlar nefes almaya kısmen de olsa izin verirler, silikonlar alındıktan sonra ise hiç bir sorun kalmaz, normal nefes almaya devam edersiniz. Ayrıca, ameliyata bağlı nefes alma sorunu bir yana, hastalar ameliyatlardan sonra burundan daha iyi nefes almaktadır. YANLIŞ: Rahat bir nefes için burun içi, estetik görünüm için burnun dışı ameliyatı yapılır. Genç yaşta burun ameliyatı yaptırılmaz. DOĞRU: Uzun yıllardan bu yana devam eden uygulamalar sonrası yerleşen yanlış kanılardan biri de nefes almak için burnun içi, estetik olarak güzelleşmek amaçlandığında ise burnun dışının ameliyat edildiği kanısıdır.

101


Artık günümüz modern burun ameliyatları çağında, bu yaklaşım terk edilmiştir. Hem burun içi hem de dış çeperi nefes almada aynı oranda etkilidir. Estetik amaçlı burun ameliyatları, kızlarda 17, erkeklerde 18 yaşından itibaren yapılmaktadır. Eğer temel şikayet burundan nefes almakta güçlük ve ciddi burun eğriliği ise, çok daha erken yaşlarda dahi bu ameliyatlar yaptırılabilir. YANLIŞ: Erkeklerde estetik burun ameliyatı doğal durmaz. DOĞRU: Erkeklerin estetik burun ameliyatlarına yaklaşımı her zaman kadınlardan farklı olmuştur. Ameliyat olduğu kısmen belli de olsa bir bayan bunu sorun etmez iken, bir erkek için bu durum ciddi bir stres kaynağı olabilir. Erkek ideal burun yapısı kadın ideal burun yapısından farklıdır. Bu kurallara uyan burun şekli bilgisayarda hasta ile beraber tespit edildikten sonra, bire bir ameliyat sırasında uygulanmaktadır. İkinci aşamada ise, sonuç konusunda ikna olan hastalar ameliyat ve sonrası ağrı ile ilgili yersiz korkularını yenerler. Günümüzde genel anestezi son derece güvenli bir yöntemdir. Hasta da ek bir sağlık problemi yok ise rutin testler uygulanarak ameliyata hazırlanır. Ağrı konusu ise yanlış bilinen bir diğer mevzudur. Burun ameliyatı sonrasında hastalar ağrı hissetmezler. YANLIŞ: Estetik operasyonlar için yaz ayları uygun değildir. DOĞRU: Yazın sadece yüz derisinin soyulduğu ameliyatlar yapılmaz, bunun dışında her türlü estetik ameliyatlar yapılabilir. Diğer mevsimlerden farklı olarak hasta ameliyat sahasını, yani dikiş atılan bölgeyi güneşten korumalıdır. Bunun için yüksek koruma faktörlü güneş kremleri, şapka ve şemsiye kullanılabilir.

102


YANLIŞ: Burun ameliyatı sonrası denize girmek risklidir. DOĞRU: Burun estetik operasyonlarında bir diğer kaygı da iyileşme sürecidir. Geliştirilen yeni ameliyat teknikleri ile kişi hiçbir morarma yaşamadan kısa sürede istediği burna sahip olduğu gibi olası morlukların iyileşme süresi de çoğunlukla 1 haftayı geçmez. İyileşme sürecinde deniz suyu spreyleri ilaç olarak, burnun daha kolay iyileşmesi için kullanılır. Bu sebeple özellikle estetik burun ameliyatından 10 gün sonra hastalara denize girmeleri önerilir. Deniz suyu ödem çözücü etkisi sayesinde sprey kullanmadan, doğal yollarla iyileşmeye katkı sağlar, iyileşme süresi kısalır. YANLIŞ: Meme protezi ya da meme küçültme operasyonu sonrası kanser riski görülebilir. DOĞRU: Bugüne kadar meme büyütme amacıyla kullanılan meme protezlerinin, meme kanseri dahil hiçbir hastalık riskini artırdığına dair herhangi bir bilimsel veri bulunmamaktadır. 21.yüzyıl tıbbının vardığı kanı şudur ki silikon ve titanyum vücut dokularına en iyi uyum sağlayan materyallerdir. Titanyum sert dokuları desteklemek amaçlı kullanırken, yumuşak dokuları büyütmek için silikon kullanılmaktadır. Meme büyütme amaçlı yerleştirilen silikonlar 50 yıldır kullanılmaktadır ve henüz sağlığa zararlı bir etkisi saptanmamıştır. Herhangi bir kanser tipiyle bağlantısı olduğu yönünde bir bulgu da bulunmamaktadır. Bu noktada meme protezlerinin kullanımı ile ilgili tek konu protezli memelerin mamografi ile değerlendirilmelerinin oluşturabileceği güçlüktür. Son yıllarda protezlerin daha çok kas altına yerleştirilmesi diğer bir ifadeyle protezle meme dokusunun fiziksel temasının azaltılması mamografi değerlendirmesindeki bu güçlüğü azaltmıştır. Aynı zamanda kişinin dikkatini memeye yönelteceği ve rutin meme muayenelerini aksatmadan yapacağı için olası meme kanseri gelişmesi durumunda daha erken tanı konulmasını sağlar. Ortalama her 10 kadından 1 tanesinin meme kanserine yakalandığı düşünülürse erken tanı en önemli konuyu oluşturmaktadır. Bu da kansere tedavi edilebilir devrede tanı konmasını sağlar. Meme küçültme ameliyatı sayesinde, direk meme dokusu azaltıldığından, kanser geliştirebilecek hücre azaltılmış olmaktadır. Tüm bunlar sayesinde diyebiliriz ki, meme ameliyatlarının meme kanserini önlemede ve erken teşhis konusunda olumlu etkileri vardır. YANLIŞ: Protez ve meme küçülte operasyonu sonrası kadınlar bebeklerini emziremez. DOĞRU: Protezin meme dokusuyla herhangi bir teması yoktur. Protez memenin arkasına ya da meme kasının arkasına yerleştirilir. Böylece emzirme konusunda hastalar hiç bir sorun yaşamaz. Meme küçültülmesi sonrası kalan meme dokusunun meme başıyla olan bağlantısı ameliyat sırasında kesilmediği için memenin süt verme fonksiyonu etkilenmez. YANLIŞ: Meme büyütme ameliyatında kullanılan protezin belli bir zaman sonra değişmesi gerekir. DOĞRU: Protezlerin belli bir zaman sonra değişmesi gerekmez. Çok nadir olarak ilk bir sene içinde silikonun etrafındaki zar kalınlaşıp, kapsül dediğimiz sert yapıyı oluşturabilir. Böyle bir durumda hastaya ağrı hissi verme ihtimaline karşı silikon çıkarılır. Hemen yenisiyle değiştirilebilineceği gibi vücut dinlendirilip, bir süre sonra yeni bir protez de konabilir.

103


YANLIŞ: Meme protezi ameliyatından sonra göğüsler sarkmaz. DOĞRU: Fazla kilo alınırsa veya vücuda oranla çok büyük protez kullanılmışsa göğüste sarkma olabilir. YANLIŞ: Şeker hastaları Liposuction yaptıramaz. DOĞRU: Halk arasında bilinenin aksine şeker hastaları Liposuction yaptıramaz grubunda değildir. Hatta bu ameliyatlardan en çok faydalanacak gruptadır. Özellikle şeker hastalarında tablo iyiye giderken, Liposuction kiloya bağlı tansiyon hastalarına da faydalı oluyor. Tip 2 diyabet hastalarında vücuttaki yağ oranını azaltmak, hastaya sistemik hastalıklar geliştirmemesi için yardımcı olarak olumlu etkiler yapar. Amerika’da Liposuction şeker hastalığı için uygulanan tedavilerden bir tanesidir. Liposuction’ın psikolojik faydalarına gelince, pek çok hastada mevcut olan minör depresyonun düzelir. Hasta hayatla ve kendiyle daha barışık, daha mutlu ve verimli bireyler haline dönüşür. Liposuction bu yönleriyle sadece estetik için değil, sağlık için de faydalı olabilen bir yöntemdir. YANLIŞ: Liposuction ile zayıflamak sağlıklı değildir. DOĞRU: Genetik özellikler nedeniyle vücudun belirli bölgelerinde biriken ve asimetriye neden olan fazla yağlardan Liposuction ile kurtulmak mümkündür. Bel bölgesine ya da kalçaya oturmuş, verilmesi zor yağlardan kurtulmak için liposuction yaptırmak hastanın sağlığına olumlu katkı yapacağı için faydalı bir uygulamadır. YANLIŞ: Uzun süreli botoks uygulaması zararlıdır. Botoks uygulanan bölge eskisinden daha kötü görünür.

104

DOĞRU: Estetik operasyon yaptıran hastalar, ameliyat, botoks ya da yağ dolgusu gibi uygulamaların öncesindeki görüntülerini unutma eğilimindedir. O nedenle botoks etkisi son bulduğunda kişi işlem öncesi halini unuttuğu için botoksun o bölgeyi daha kötü yaptığını düşünür. Bu hastalarda sıkça rastlanan bir durumdur. Bu sebeple uygulanacak bütün işlemler öncesi ve sonrası fotoğraflar çekilip, her hasta için arşiv çalışması yapılır. YANLIŞ: Yağ dolgusu operasyonlarında hastalık kapma riski vardır. DOĞRU: Yağ transferi; kişinin vücudunun herhangi bir yerinden alınan yağın, vücudunun başka bir yerine enjekte edilmesi işlemidir. Her hastaya kendi yağı enjekte edildiğinden hastalık kapma riski de yoktur. YANLIŞ: Sezaryen doğum ile karın germe operasyonu birlikte yapılabilir. DOĞRU: Bu iki operasyonun aynı anda yapılması uygun değildir. Karın bölgesinin kendini toparlaması ve son halini alması için bir süre beklemek gerekir. Bu nedenle sezaryen doğum ile aynı anda karın germe işlemi asla önerilmez, en az 6 ay beklemekte fayda vardır. YANLIŞ: Kepçe kulak operasyonları sadece yetişkinlere yapılır. DOĞRU: Kepçe kulaklar birçok çocukta psikolojik ve ruhsal sorunlara neden olur. Bununla beraber sosyal hayattaki yansımaları çocukları olumsuz etkiler. Kepçe kulak ameliyatları 5-6 yaşından itibaren yapılabilir. ■


105


106

MÜZİK


TUZ MU BUZ MU? Soner Sarıkabadayı

S

Başak Beyazkaya

onbahar deyince insanların aklına hep farklı şeyler gelir. Kahverengi, yaprak, yağmur, ekoseler felan..Nedense sonbahar dendiği zaman benim aklıma da Soner Sarıkabadayı gelir. Nedeni bilinmez, belki kliplerindeki soğuk havadandır belki de ses tonundan. Keşfettiğimde haber veririm….

Soner Sarıkabadayı 8 Aralık 1978 Kahramanmaraş doğumlu, yani insanlarda oluşan kesin Karadeniz’li düşüncesi yanlış. Neredeyse Türk ailelerinin çoğunda olduğu gibi onlar da Kahramanmaraş’ta hayatlarına devam etmeyen bir aile. Sarıkabadayı İlkokul, ortaokul ve lise eğitimini Mersin’de tamamlamış. Boyunun 1.85 cm olması nedeniyle de lise yıllarını basketbol oynayarak geçirmiş, yani kendini sonradan keşfedenlerden, küçükken bile elimde tarakla mikrofon gibi dolaşıp şarkı söylerdim diyenlerden değil.. Lise hayatından sonra üniversite sınavlarına hazırlandığı sene ayağını burkması sonucu kendine başka bir ilgi alanı buluyor ve evde tek başına kaldığı zamanlarda şarkı sözü yazmaya başlıyor ve şu anda herkes tarafından sevilen bir söz yazarı ve şarkıcı olmanın temellerini de atıyor.. Yıldız Teknik Üniversitesi İktisat Bölümünü kazanınca Mersin’den İstanbul’a geliyor ve müzik sevgisinin daha ağır bastığına kanaat getirip, ertesi yıl tekrar üniversite sınavına giriyor ve Yıldız Teknik Üniversitesi Sanat ve Tasarım Fakültesi Klasik Gitar Bölümü’nü kazandı. Solist kimliğinden önce yıllarca okulunu okuduğu gitarist kimliğiyle ve şarkı sözü yazarı kimliği ile piyasalara giriş yaptı Sarıkabadayı. Bir dönem Sibel Can’ın orkestrasında gitar çaldı ve ilk olarak adını Biri Bizi Gözetliyor yarışmasından çıkan Mersin’li şarkıcı Tarık için yazdığı ‘’Gümbür Gümbür’’ şarkısı ile duyurdu. Daha sonra birçok sanatçıya şarkı vermeye başladı ve aranan bir şarkı sözü yazarı oldu. Şarkılarını verdiği sanatçılar arasında Sibel Can, Demet Akalın, Murat Boz ve Alişan gibi isimlerin yanı sıra Mura Dalkılıç’a verdiği ‘’Kasaba’’, Sertap Erener ‘’Bu Böyle’’ , ‘’Açık Adres’’ ve ‘’Koparılan Çiçekler’’ gibi şarkılar da var. Besteleri dillere dolanmaya başlayınca Sarıkabadayı şarkıcı olarak şansını denemek istedi ve 2001 yılında ‘’Kara’’ adlı albümünü çıkarttı. Kara albümünde saçları uzun olan sanatçı beklediği çıkışı yakalayamamış olsa bile yılmadı ve 2009’da ‘’Buz’’ albümünü çıkarttı, beklediği patlamayı da yaşamış oldu böylece. Hemen arkasından da 2010 yılında ‘’Pas’’ ve ‘’Sadem’’ albümleri ile yükselişini sürdürmeye devam etti. ►

MÜZİK

107


Hit Şarkıları: Sertap Erener – Bu Böyle, Koparılan Çiçekler, Ego Murat Boz – Uçurum, Sallana Sallana, Her şeyi Yak, İki Medeni İnsan, Hayat Sana Güzel Murat Dalkılıç – Kasaba, La Fontaine, Külah, Merhaba Merhaba Demet Akalın – Mantık Evliliği Sibel Can – Anladın Sen Onu, Arası Yok Mu, son Vapur Gönen – Vesile Altay – İnşallah, İsabet Olmuş Emre Altuğ – Çifte Kavrulmuş Mustafa Ceceli - Şarkı Kutsi – Kısmet, Boya Seren Serengil – Ben Adamı Ayrılırken Tanırım Sahne performansı eleştirilere maruz kalsa da gerçek şu ki Soner Sarıkabadayı hem besteci kişiliği hem de şarkıcı kimliği ile güzel iş yapan insanlardan ve yaptığı her single ses getirenlerden. Ve şu benim için değişmeyen bir gerçek ki Sonbahar dendiği zaman ilk aklıma gelenlerden..Özellikle son single’ı ‘’Kutsal Toprak’’ı hala dinlemediyseniz bir kulak kabartın, ne dediğimi belki daha iyi anlarsınız… ■

108

MÜZİK


MÜZİK

109


k i d e D " m i l e l i B e d e l y "Sรถ i d e l t Sรถy n e L ev

r e z ร

110


N

erede bir konser afişi görseniz (bu afiş caz'dan funk'a pop'tan rock'a grup veya isim fark etmez) “Gitarist: Levent Özer” yazabilir. Fark etmez hepsi aynı Levent Özer. Yurt içi ve yurt dışından birçok ünlü isim ve grup ile sahne paylaşmış ve kendinde bu müzikleri harmanlamış olan Levent Özer, “artık kendimi kullanma zamanı geldi” diyor. Ve ilk solo albümü olan “Söyle de Bilelim” ile tanışma fırsatını bize sunuyor. 29 Mayıs günü Jolly Joker İstanbul’da lansmanı gerçekleşen albümün üç aydır dilimize dolanan sözlerini sizlerle paylaşıyoruz ve sonrasında Levent Özer’le özel gerçekleştirdiğimiz soru & cevap kısmına yer veriyoruz.

Levent Özer’in söylediklerinin ve bildiklerimizin bir kısmı: “...dünyayı sevecektik kendimizi unuttuk…” yılgın “…gel birde bana sor ne çektiğimi hallerimiz hep mi bir duman…” muzdarip “…o ilk solukta biten aşkına sor da bana söyletme ” yol “…yalanlarla oyalanan bu kalbin sahibi hala sensin…” söyle de bilelim “…senden sonra baharlar yalandan, yalandan başladım sevmeye, yalandan…” bir hikaye “…bir daha doğacaksak eğer dünya biraz insaf eylesin…” biraz insaf “…yalnızlık korkusu derdim bitmeyen kavgalarımıza…” dumanlı şehirler “…üstüne gül koklamadan ölmek istiyorum, yüzümdeki izlerin sen kalmasını…” çok mu zor “…boşluktayken ikiniz, tek tabanca paramparça giderken bilinmez yarınlara…” faili meçhul “…karışıp gecelerimize gündüzü unutturan, o sevişmelerimize aydınlık saçan…” her şeyi yaptım “…gözlerimi karanlığa alıştırmam çok zordu..” tutuldum

MÜZİK

111


Levent Özer ne yer ne içe ►Az yer, çok içer.

Levent Özer’in en etkilendiği müzisyen?

Levent Öze r’in ilk enst rümanı?

►Dinlerken birçoğundan ama gitar çalmaya başladıktan sonra Eric Clapton (gitarist olma hayallerimin kahramanı)

►A kordeon , 9 yaşımda yken babam bit pazarın dan almıştı.

ı?

akıntıs üyük t b n e Özer’in Levent emiği k ►Dİlin

Levent Ö albümü zer için “Söy le de B ? ilelim” ►Tanış ma diy elim şim dilik.

Levent Ö ►Kaba zer’in canını n lık ve saygısız e sıkar? lık

112

Öz Levent kitabı? ►Jean lü "Özgür k nin ilk


er?

ori r’in fav e z Ö t Leven ı? ı mekan ul'un tamam b n a ►İst

Levent Özer’in yanından ayırmadığı? ►Saçlarım ve penam, kaybedene kadar yanımda olan

Levent Ö (ne ifa zer için kon ser/sa de ediy hne? or) ►Özgü rlük.

diye er’i şim z Ö t n Leve üzdü? çok ne ler ►Ölüm

aşucu zer’in b

in artre'n siS l u a P me rı" üçle ük Yolla ıl Çağı” k kitabı "A

kadar

en

Levent Ö ze gündemi? r’in şimdiki ►Gezi v e sonrası

zi sim Ge k a “T in Özer iç r) Levent e ifade ediyo lması n o ( Parkı”? ştüğüm park içinde- inü p ö az da ►İlk nda bir çlarını insanla lı s a a a iy t dışınd ih t emel ürlük! sanların ttı Gezi. Özg ırla ra hat

113


JOHN NEWMAN

John Newman’ın sesini duyduğumdan beri büyülenmiş gibiyim, kendimi “Love Me Again” şarkısını dinlemekten alıkoyamıyorum.

Pınar Aytuna Okulu bıraktıktan sonra tamirci olmaya karar veren John, arkadaşlarının partilerinde DJ’lik yaparak geçirdiği gecelerin ardından kendisini tamirci dükkanının arkasında uyurken bulmaya başladı. Leeds’e taşındıktan sonra College of Music’e gitmeye başlayan Newman, buradaki yıllarını hem ilham verici hem de korkutucu olarak nitelendiriyor. Leed’s de iki arkadaşını trajik bir trafik kazasında kaybetti. Barmen olarak bir süre barlarda çalışan Newman, bir yandan da geceleri Dj olarak çalmaya devam etti.

Henüz 23 yaşındaki bu genç yetenek, kendi şarkı sözlerini yazan, remiksleyen, hatta kendi kıyafetlerini bile tasarlayan bir sanatçı. 2012’de Rudimental’ın Feel the Love ve Not Giving In şarkılarında vokal olarak yer alan Newman, müzik dünyasına hızlı bir giriş yaptı. İlk kez radyoda kendi şarkısını duyduğunda hastanede, beyninden alınan tümor ameliyatından yeni çıkmıştı. Hastaneden ayrıldık- Londra’ya taşındıktan sonra Piers Agget adını vertan kısa bir süre sonra “Feel the Love” şarkısı 1 diği ilk grubunu kurdu. Daha sonra bu grubun adı numaraya yükselmişti bile. Rudimental olarak değişti. 2013 yılına geldiğimizde ise kendi adını taşıyan yeni albümününü müziksevTam 1 yıl sonra Newman, solo albüm çalışmalarına erlerle buluşturdu. Albümdeki şarkılara göz atarsak, başladı ve beni kalbimden vuran single çalışması Cheating adı üstünde bir aldatma şarkısı. Sadık Love Me Again‘i bizlerle buluşturdu. Çocukluğun- olmayan partnerini affeden bir sevgilinin hikayesi. da şarkıcı olacağını hiç hayal etmeyen sanatçı için, Gold Dust ise bir itiraf şarkısı. Hoşlandığın kişiabisinin bir müzik grubu kurmak için evi terk etmesi yi sonunda karşına alıp “Sana birşey söylemem kararını değiştirmesine neden oldu. gerek” ile başlayan cümleyi kurmakla ilgili. Albüme göz atmanızı mutlaka öneririm! Dansçı olan annesi sayesinde müziğin her zaman olduğu bir evde büyüyen sanatçı, house, hiphop Takibe almak için: tarzında şarkılar, 70’lerin ve 80’lerin plakları, Di- http://johnnewman.co.uk/ ano Ross ve James Brown’un albümleri müzikal https://www.facebook.com/johnnewmanmusic geçmişini oluşturmaktadır.

114

MÜZİK


Eylül Şar k ıl ar ı ■ Göksel – Eylül’de Gel ■ Bülent Ortaçgil – Eylül Akşamı ■ Göktan – Bu Eylül Akşamında ■ Soner Sarıkabadayı – Kutsal Toprak ■ Frank Sinatra – September Song ■ Lana Del Rey – Blue Jeans ■ Ellie Goulding – Burn ■ Green Day – Wake Me Up When September Ends ■ Justin Timberlake – Tunnel Vision ■ Jay Z – Holy Grail ■ Selim Güngören – Cennet ■ Gülşen – Irgalamaz Beni ■ Avicii – Wake Me Up (Extended Mix) ■ Sumru Ağıryürüyen – Beyaz Gece ■ Close 2 U – Baby Don’t Go ■ Flört – Eski Dostum ■ Gripin – Baba Mesleği ■ Levent Özer - Yılgın Playlist’in tamamını Youtube’dan dinleyebilirsiniz.

115


Berna Tuğçe Çil

BEL İNCELTME EGZERSİZLERİ

E

lbette ki ince belli olmak herkesin hayali. Seksapeliteyi arttıran en büyük etkenlerden birisidir ince bel. Ama her güzel şey gibi bunun için de çalışılması, spor yapılması, eş zamanlı olarak düzenli ve sağlıklı beslenilmesi gerekir. Her yazımda söylediğim gibi, fit bir vücut için egzersizle birlikte beslenme de çok önemlidir. İkisini aynı anda uyguladığınız takdirde kilo verip incelmenizi keyifle aynadan izleyebilirsiniz.

116

SPOR


1.Hareket: Legcircles Bu egzersiz, bacak kaslarınızla birlikte karın ve bel bölgesi kaslarınızı da çalıştırır. Oldukça etkili ve kolay bir harekettir. Sırtüstü yatın, sağ bacağınızı kırıp, dizinizi karnınıza doğru çekin ve sonra bacağınız dümdüz ve ayak parmak ucunuz tavana bakacak şekilde bacağınızı yukarı doğru uzatın. Ayak parmak ucunuzla küçük daireler çizin. 15. daireyi tamamladıktan sonra durun ve ters yönde 15 daire daha çizin. Aynı hareket setini diğer bacağınızda da uygulayın.

2.Hareket: Plank Plank, bilinen bir pilates egzersizidir. Karın ve bel bölgesi kaslarını çalıştırır. Yere diz çöküp elleriniz omuzlarınızın altında olana kadar ellerinizle ileriye doğru yürüyün. Vücudunuzun tüm ağırlığı elleriniz ve dizlerinizin üzerinde olacak şekilde, karnınızı içeride tutmaya çalışıp 5’e kadar sayın. Bu harekete push-up eklenebilir. Aynı pozisyonda kollarınızı kırıp gövdenizi yere hafifçe yaklaştırın ve sonra ellerinizle yeri iterek dirseklerinizi düzleştirip gövdenizi kaldırın.

SPOR

117


3.Hareket: Saw Bu hareket, bilinen crunch hareketindeki gibi yere sırtüstü yatmaya gerek duymadan karın ve bel bölgesindeki kaslarınızı kuvvetlendirir. Yere oturup bacaklarınızı kalça mesafesinden biraz daha fazla ayrı olacak şekilde, aralıklı ve öne uzatın. Sağ eliniz sol ayak parmaklarınıza değecek şekilde eğilin. Tekrar düz oturur pozisyona dönün, sonra sol eliniz sağ ayak parmaklarınıza değecek şekilde omurganızı döndürüp eğilin

4.Hareket: Torso Twist Omuriliği komple çalıştıran bir egzersizdir. Ayaklarınızı omuz genişliğince açıp, omuzlarınıza yere paralel olacak şekilde uzun bir sopa koyun. Kalçanız sabit kalacak şekilde kendinizi belinizden çevirin. Bunu her iki tarafa da 30ar tane yaptıktan sonra dinlenin. 3 kere daha aynı şekilde yapın.

118

SPOR


119


AJANDA Eylül 1

2

5

14

12

19

26

16

28

1 Eylül - Tarkan, Harbiye Cemil Topuzlu Sahnesi İstanbul

2-15 Eylül - Sergi: Ara Yüzler, Kare Art Gallery / İstanbul

5-8 Eylül - Fuar: Compex Bilgisayar ve Dijital Oyun Fuarı

12 Eylül - Tiyatro: Yaşamaya Dair Ali Paşa Han / İstanbul

14 Eylül - Sergi: Vicious Circular Breathing Borusan Contemporary Perili Köşk / İstanbul

16 Eylül - Fuar: 4. Antalya Konyaaltı Kitap Fuarı Cam Piramit Sabancı Kongre ve Fuar Merkezi / Antalya

26 Eylül - Tiyatro: Leyla'nın Evi Kozzy Alışveriş Kültür Merkezi İstanbul

28 Eylül - Festival: ParkfestParkorman / İstanbul

19-26 Eylül - Tiyatro: Adolf Bo Sahne / İstanbul

120


EYLÜL AYI KONSER PROGRAMI 02 Eylül – Tarkan, Harbiye Cemil Topuzlu Sahnesi İstanbul 03 Eylül – Troya, Aspendos Arena Antalya 04 Eylül – Yeni Türkü, Hayal Kahvesi Kuşadası 05 Eylül – Ajda Pekkan, Harbiye Cemil Topuzlu Sahnesi, İstanbul 06/07/08 Eylül – Rock’n Coke, Hezarfen Havaalanı, İstanbul 06 Eylül – Leyla The Band, Jolly Joker, Ankara 06 Eylül – Sezen Aksu, Harbiye Cemil Topuzlu Sahnesi, İstanbul 06 Eylül – Gülşen, Via Port, İstanbul 06 Eylül – Zülfü Livaneli, Antalya Konyaaltı Açıkhava, Antalya 06 Eylül – Gökhan Türkmen, Ooze Venue, İzmir 06 Eylül – Koray Candemir, Beyoğlu Hayal Kahvesi, İstanbul 07 Eylül – Erkin Koray, Jolly Joker, Ankara 07 Eylül – Türkiye’nin Tenorları Konseri, Çeşme Açıkhava Tiyatrosu, İzmir 07 Eylül – Soul Stuff, Beyoğlu Hayal Kahvesi, İstanbul 07 Eylül – Disney Live!Mickey’nin Müzik Festivali – Disney Live Tiyatrosu Konyaaltı, Antalya 07 Eylül – Red 2, Santralİstanbul, İstanbul 10 Eylül – Göksel, Harbiye Cemil Topuzlu Sahnesi, İstanbul 11 Eylül – Emel Sayın, İzmir Kültürpark Açıkhava Tiyatrosu, İzmir 11 Eylül – Özge Fışkın, Beyoğlu Hayal Kahvesi, İstanbul 12 Eylül – Oğuzhan Uğur, Jolly Joker, İstanbul 12 Eylül – Yeniden Gazino Geceleri, Küçükçiftlik Park, İstanbul 12 Eylül – Allen Hulsey, Beyoğlu Hayal Kahvesi, İstanbul 13 Eylül – Lenka, Küçükçiftlik Park, İstanbul 13 Eylül – Redd, Jolly Joker, İstanbul 13 Eylül – Ezginin Günlüğü, Bostanlı Suat Taşer Açıkhava Tiyatrosu, İzmir 13 Eylül – İstanbul Arabesque Project, The Mekan, İstanbul 13 Eylül – Fettah Can, Club Blackout Side, Antalya 13 Eylül – Luxus, Hayal Kahvesi, Arena Park İstanbul 14 Eylül – Ekşi Fest 2013, Life Park, İstanbul 14 Eylül – Murat Dalkılıç, İzmir Kültürpark Açıkhava Tiyatrosu, İzmşr 14 Eylül – Mazhar Alanson, Antalya Konyaaltı Açıkhava Tiyatrosu, Antalya 14 Eylül – Levent Yüksel, Jolly Joker, İstanbul 14 Eylül – Büyük Ev Ablukada, KadıköySahne, İstanbul 15 Eylül – Eksen On Fair 2013, Parkorman, İstanbul 16 Eylül – Neva, Beyoğlu Hayal Kahvesi, İstanbul 17 Eylül – Yalın, Harbiye Cemil Topuzlu Sahnesi, İstanbul 17 Eylül – Alexander Rybak, Jolly Joker, İstanbul 17 Eylül – Bulutsuzluk Özlemi, Beyoğlu Hayal Kahvesi, İstanbul

18 Eylül – Lisa Stansfield, Harbiye Cemil Topuzlu Sahnesi, İstanbul 19 Eylül – Nilüfer, Harbiye Cemil Topuzlu Sahnesi, İstanbul 19 Eylül – The Soft Moon, Babylon, İstanbul 20 Eylül – Lana Del Rey, Küçükçiftlik Park, İstanbul 20 Eylül – Cem Adrian Albüm Tanıtım Konseri, Kat 3 Ataevler, Bursa 20 Eylül – Sıla, Harbiye Cemil Topuzlu Sahnesi, İstanbul 20 Eylül – Tan Taşçı, Jolly Joker, Ankara 20 Eylül – Duman Albüm Lansman Konseri, İzmir Arena 20 Eylül – Serdar Ortaç, Nossa Costa, İstanbul 20 Eylül – Birsen Tezer, KadıköySahne, İstanbul 20 Eylül – Burhan Berken, The Mekan, İstanbul 20 Eylül – Yüksek Sadakat, İzmir Kültürpak Açıkhava Tiyatrosu, izmir 20 Eylül – Suzan Kardeş, Beyoğlu Hayal Kahvesi, İstanbul 20 Eylül – Can Bonomo, Ooze Venue, İzmir 20 Eylül – Club Bangkok, Babylon, İstanbul 21 Eylül – Carnaval Latino, Life Park, İstanbul 21 Eylül – İlhan İrem, Harbiye Cemil Topuzlu Sahnesi, İstanbul 21 Eylül – KALfest’13, Kadıköy Anadolu Lisesi, İstanbul 21 Eylül – Pentagram, Jolly Joker, Ankara 24 Eylül – Bülent Ortaçgil-Birsen Tezer, Bostanlı Suat Taşer Açıkhava Tiyatrosu, İstanbul 25 Eylül – Malia Sings Nina Simone, Sabancı Müzesi The Seed, İstanbul 25 Eylül – Selçuk Balcı, İzmir Kültürpark Açıkhava Tiyatrosu, İstanbul 25 Eylül – David Lynch presents Chrysta Bell, Babylon, İstanbul 25 Eylül – Mattias Nilsson, Akbank Sanat, İstanbul 25 Eylül – Genç Osman, Beyoğlu Hayal Kahvesi, İstanbul 26 Eylül – Pink Martini, Congresium Ankara 26 Eylül – Alessandro Safina-Enbe Orkestrası-Meyra, Harbiye Cemil Topuzlu Sahnesi, İstanbul 26 Eylül – Justin Sullivan&Dean White, KadıköySahne, İstanbul 26 Eylül – Jan Akkerman, Jolly Joker, İstanbul 26 Eylül – Zakkum, IF Performance Hall, Ankara 27 Eylül – Demet Akalın, Jolly Joker, Ankara 27 Eylül – Nazan Öncel, İzmir Aşık Veysel Tiyatrosu, İstanbul 27 Eylül – Marsis, KadıköySahne, İstanbul 27 Eylül – Multitap, Bronx Pi Sahne, İstanbul 27 Eylül – Özdemir Erdoğan, Bostanlı Suat Taşer Açıkhava Tiyatrosu, İzmir 28 Eylül – Europe, Life Park, İstanbul 28 Eylül – Hakan Vreskala, Bronx Pi Sahne, İstanbul 28 Eylül – Yaşar, Jolly Joker, İstanbul 28 Eylül – Parkfest, Parkorman, İstanbul 29 Eylül – Vodafone Freezone Festivali, Küçükçiftlik Park, İstanbul

121


Astro WoMEN ASTROLOG NİHAL ARTAR

H

ayatınızda nelerin değişeceğini görmek için yükseleninizi, bu değişikliklerin sizi nasıl etkileyeceğini görmek için Burcunuzu, sağlık ve aşk hayatınız için Ay’ınızın olduğu burcunuzu okuyunuz.

BAŞAK

( 23 ağustos - 22 eylül )

Hayatınızdaki tartışmalar, gel gitler kariyerinizi ve evliliğinizi etkiliyor. 5 Eylül’den sonra duruma el koyacaksınız. Herkesten gizli yatırımlara girip, ortaklıklar yapıp kendinizi sağlama almaya çalışıyorsunuz. Bastırdığınız duygular açığa çıkıyor. 12-19 arası zorluklar karşısında tarafsız görünmeye çalışıyor, düşmanlarınızın adımlarını takip ediyorsunuz. 16’sından sonra ciddi adımlar atmanız sosyal yaşantınızda çıkışlar yapmanızı sağlayacak. 21’inden sonra etrafınızı zorlamanız sizin de zor durumda kalmanıza neden oluyor. Yeni çıkış yolları için çok çalışıyorsunuz. Bir projeyi tamamlamayı kafanıza takmış olabilirsiniz.

■ Olumlu Yanları: Analizcilik. Dostluk. Dikkat. Ustalık. Cana yakınlık. Temizlik. Titizlik. Alçak gönüllülük. Giyim merakı. Hesap kafası. Esprili konuşma. İyilik isteği.

Mıchael jackson 29 Ağustos 1958

122

■ Olumsuz Yanları: Hastalık hastası. İşgüzar. Aceleci. Aşırı tenkitçi. Aşırı titiz. Kolay beğenmez. Geleneklere sıkı bağlı. Aşırı meraklı.

KAYNAK : www.astroloji.org

Yönetici Gezegeni: Merkür Element: Toprak Nitelik: Değişken Uğurlu Sayıları: 6 Gün: Çarşamba Uğurlu Taşı: Meryem taşı Renk: Sarı, yeşil Tarot kartı: Ermiş Hayvan: Tüm evciller Bitki: Nergis Kıymetli Taş: Koyu safir, zebercet Kıymetli Maden: Cıva


KOÇ

( 21 Mart - 20 Nisan )

Yeni ortaklıklar, işbirlikleri, eşinizin parası, krediler, miraslar sizi zorluktan kurtarabilir. İçinizdeki sıkıntıları deşebilir, kendinizden yeni bir benlik çıkartabilirsiniz. Çocukluğu bir yana bırakmak, gösterişten uzaklaşmak zorundasınız. Çocuklarınız için fedakârlıkta bulunmanız gerekiyor. 12’sinden sonra olaylara daha geniş bakacak yeni seçenekleri değerlendireceksiniz. 19’undan sonra her şeyiniz ortaya dökülüyor. 21 Eylül’de hayatınızla, kariyerinizle ilgili metazori bir durum yatırımlarınızı değiştirmenize, toplu para veya miras almanıza neden olabilir. Hayatınız değişiyor. 27 Eylül’den sonra bazı aile bağlarından sıyrılmanın sizin yararınıza olduğunu göreceksiniz.

Boğa

( 21 nisan - 21 mayıs )

8’inden sonra içinde bulunduğunuz grupların sözcüsü olabilir, büyük destek alabilirsiniz. Başkalarıyla hareket etmedeki çekingenliğinizi aşıyorsunuz. Yeni bir işe girebilir, ciddi bir ilişkiye başlayabilirsiniz. 25’ine kadar olayların altında yatan gerçekler ortaya çıkacak. 16’sından sonra tutkulu bir aşk veya yeni bir iş hayatınızın yönünü değiştiriyor. Sık sık seyahat ediyorsunuz. Sürpriz gelişmeler hızla düzeninizi değiştiriyor. Zorlansanız da kendinizi akışa bırakın. Aşk hayatınızdaki veya çocuklarınızla ilgili gelişmeler yakın çevrenizin değişmesine neden olacak. Yeni projeler peşindesiniz.

İKİZLER ( 22 mayıs - 20 haziran ) Kariyerinizde bir yol ayrımındasınız. Bu süreçte kendinizi değiştirirken bilinciniz keskinleşebilir, başkalarını yeni algılarla değerlendirdikçe onların zor durumda kalmasına aldırmadan üst üste çıkışlar yapabilirsiniz. Kardeşlerinizle çatışıyorsunuz. Başak burcundaki Yeni Ay gelişmelerin ailenizi etkileyeceğini, düzeninizi sarsacağını gösteriyor. Balık burcundaki Dolunay sonuçların kariyerinizi ve evliliğinizi bağlayacağını bildiriyor. 19’una kadar sosyal çevrenizden, bağlı bulunduğunuz gruplardan sert tepkiler alabilirsiniz. Siz ise maddi baskılardan dolayı ortayı bulmaya çalışıyorsunuz. Yaşam biçiminizi gerçekçi düzenlemeniz, iş ortamınızdaki yeniliklere uygun davranmanız, esnek olmanız sizi kurtaracak.

yengeç ( 21 haziran - 22 temmuz ) Aybaşında hakkınızda ileri geri konuşulduğunu duyabilirsiniz. Evliliğinizle, işinizle, ilişkilerinizle ilgili bir hesaplaşma içinde olabilirisiniz. Geçmişte saklanan konular artık ortaya çıkmış ve yeni seçenekler gündeme gelmiş olabilir. Canı gönülden istediğiniz bir şey olacak. Yeni ilişkiler yeni bir aşk doğurabilir. Gelişmeler çocuklarınızı değiştirebilir, görüşlerini açabilir. Ay boyunca neye inanacağınızı şaşırabilirsiniz. Bir yandan da çok çalışıyorsunuz, kazancınız artıyor. Balık burcundaki Dolunay geleceğinizin belirsizleştiğini haber veriyor. Duygularınızı toparlamaya çalışıyor, yeni etkinliklerle kendinizi avutmak istiyorsunuz. 27 Eylül’den sonra Yengeç burcundaki Son Dördün yeni yolunuzu bulmanızı sağlayacak.

123


ASLAN

( 23 temmuz - 22 ağustos )

Aybaşında yaşantınızdaki zorlukların üstesinden geliyorsunuz. 10 Eylül’e kadar maddi sıkışıklığınıza ve sıkıntılarınıza neden olan hatalarınızı göreceksiniz. Yaşantınıza çeki düzen vereceksiniz. Ailenizle ilgili sıkıntılarınız çözülecek. Büyük bir işi kopartmak istiyor, yaşantınızı değiştirmeye çalışıyorsunuz. Ay boyunca geleceğinizle ilgili sürpriz gelişmeler, yeni başlangıçlar, yeni olasılıklar yüzünüzü güldürecek. 5’inden sonra yeni bir iş ya da ilişki başlayabilir. 21’inde yurt dışından teklifler alabilir, yurt dışına çıkabilir, akademik çalışmalar yapabilir, mahkemelerden güzel sonuçlar alabilirsiniz. Sürpriz gelişmeler para getirecek.

TERAZİ

( 23 eylül - 22 ekim )

Bazı doğrularınız değişiyor. Bir ev veya arazi gibi konularda imkânsızı yaratmaya çalışıyorsunuz. Öte yandan imkânsız bir aşkı veya evliliği döndürmeye çalışıyor olabilirsiniz. Bir yandan hayatınızdaki boşlukları toparlarken, bir yandan maddi sıkıntıları aşmaya çalışıyorsunuz. Krediler ve borçları kapatabileceksiniz. Ay boyunca sosyal çevrenizdeki hareketlilik yeni işlere, ilişkilere neden olacak, ancak ayın yarısından sonra sizi zarara sokabilir veya üzebilir. 21 Eylül’den sonra gidişat netleşecek. 25’inde elinize iyi miktarda para geçebilir veya ilişkinizi istediğiniz noktaya getirebilirsiniz.

AKREP ( 23 ekim - 21 kasım ) 18 Eylül’e kadar kariyeriniz ve evliliğinizdeki sorunlarla uğraşıyorsunuz. Yeni projelerdeki başarılarınız terfinize imkan sağlayabilir. Kardeşler ve arkadaşlar üstünüzde baskı yaratabilir. Bunların üstesinden anlayış göstererek değil, tavırlarınızı değiştirerek çıkabileceğinizi göreceksiniz. Sizi kızdırdılar artık dönüş yok. Gazabınız iş ortamınızda ve günlük hayatınızda yanınızda olanları zorlayacak. Bir yandan mücadeleye devam ederken diğer yandan canınızı dişinize takıp çalışmanız sizi koruyor. Neler yapabileceğinizin siz bile farkında değildiniz. Ayın ikinci yarısında yeni bir çevreyle önemli çıkışlar yapacaksınız. Zorlandıkça zihniniz açılıyor. 24’üne kadar kazanımlarınız artıyor. Kendinize inanın.

YAY

( 22 kasım - 21 aralık)

Aybaşında maddi sıkıntılarınızı ortaklarınıza yansıtabilir, size güvenenleri zor durumda bırakabilirsiniz. İş ve eş ilişkilerinizde dönen bitmez pazarlıklar yaşanabilir. Eviniz ve ailenizden sıyrılmak istiyorsunuz. Sürpriz kişiler ve ilişkiler, gruplar, sıkıcı yaşantınızı geride bırakmanız için sizi dürtüyor. Tutkulu bir aşk bilinmedik bir yola yelken açmanıza neden olabilir. Ayın 15’inden sonra gündeminiz tamamen değişiyor. Güvenlik ve para nedeniyle bildik hayatınıza sığınabilirsiniz. Kendinizi aşmak yerine saklamayı tercih etseniz de bilinmeyenin cazibesi sizi dürtmeye devam edecek. Fırtınalar dinmiyor.

124


OĞLAK

( 22 aralık - 19 ocak )

Büyük bir azimle, insanüstü bir gayretle paranızı değerlendirmeye, kendinizi geliştirmeye, hayatınızı değiştirmeye çalışıyorsunuz. Ailenizle ilgili bir konuyu çözmek, düzeninizi değiştirmek için evlenebilirsiniz. 15-25’i arasında kendinizi dışarı atıp bir takım gruplara, fikirlere angaje olarak sıkıntıları aşabilirsiniz. Ayın 10’undan sonra etrafınızdaki kişiler, yeni ilişkiler derdinize derman olacak. 18’ine kadar burada yeni fırsatlar oluşacak. Yakın çevrenizle, kardeşlerinizle, yakın iş arkadaşlarınızla ilgili yanılgılarınızın farkına varıyorsunuz. Deli gibi etrafınızla uğraşırken hayatınız da değişiyor. Çalışmaktan gözünüzü açabilseniz bunu da göreceksiniz.

KOVA

( 20 ocak - 18 şubat )

Bu ay işiniz veya ilişkilerinizle ilgili çok yoğun gelişmeler olacak. 18’ine kadar patronlarınızın veya eşinizin girişimleri nedeniyle yakın çevrenizde, iş arkadaşlarınızın arasında çatışmalar çıkabilir. Yalnız kalabilirsiniz. Büyük ve iddialı bir projeyi toparlamak isterken sıkıntıya düşebilirsiniz. Hataları telafi etmek istiyorsunuz. 19’unda Balık burcundaki Dolunay işinizdeki, kazançlarınızdaki sıkıntılardan sıyrılmanız için uzak durmanızı öğütlüyor. 21’inden sonra olaylar ağırlaşacak. Yengeç Burcundaki Son dördün temkinli olmanızın karşılığını veriyor. Ön plana çıkacaksınız. Bunların sonucunda terfi edebilirsiniz. Hayatınıza yeni bir düzen geliyor.

BALIK

( 19 şubat - 20 mart )

Kimi konuların, kimi adımlarınızın, kimi tavırlarınızın anlamsızlığı kafanızı yoruyor. Aybaşında sosyal çevreniz sizi dışlayabilir. Ayın 15’ine kadar sizi nasıl gördüklerini anlamaya çalışıyorsunuz. Hayatınızı yeni bir eksene oturtmaya kararlısınız. Bunun için para bulmak istiyorsunuz. Bu ay için somut bir sonuç alamıyorsunuz ama geleceğinizi etkileyecek kişilerle tanışacaksınız. Özellikle ayın ikinci yarısında ufkunuzu açıyorlar. Öte yandan bir aşk uğruna kendinizi çevrenizden soyutluyor olabilirsiniz. Bağlı olduğunuz sosyal çevre bu yüzden size artık çok ağır geliyor olabilir. Ayın yarısına kadar saflarınızda yerinizi belirleyeceksiniz.

BAŞAK BURCU … Zodyak’ın Kadrolu Fedaileri by JUNO ”Genç Kız - ya da Genç Adam – 1687 gün 13 saat 27 dakikadır hizmet vermekte olduğu mekanın kapısını çekip çıkarken, omuzları yoğun ve yorucu geçmiş olan bir iş gününün fiziksel ve manevi ağırlığı altında çökkündür… Yine herkesten çok çalışmış, yine hassasiyeti abartılı bulunup anlaşılmamış, uyarıları göz ardı edilmiş, ama doğru bildiğinden asla ve kat’iyen yılmamış, yine herşeyi intizam içinde bırakmış ve yarın halletmesi gereken işleri listelemiş… Uğradığı haksız muameleleri ise itinayla Allah‘a havale etmiştir! Kapıdan çıkarken gözüne sekreter masasının üzerindeki dağıtılmamış postalar ve bir dosyanın içine özensizce tıkıştırılmış kaldırılmayı bekleyen evrak ilişir… Kaşları aldığı parayı hak etmek için yeterince gayret göstermeyen bu insanı düşünürken sertçe havaya kalkar. İçinden uyarıcı bir not yazmak gelir ama vaz geçer. Zira acele etmesi gerekmektedir. Önünde akşam karanlığında yapılacak zorlu bir yolculuk, her zamanki gibi arzu ettiğinden daha geç varacağı evinde ise onu bekleyen bir yığın sorumluluk vardır…” Ruh halinden bir enstantane aktardığımız bu kişi, şirketin çağrı merkezi operatörü de, finans yönetiminden sorumlu eş-başkanı da olabilir! Ancak içine Kemalettin Tuğcu’nun Ruh’u kaçtığına göre, o kesinlikle bir BAŞAK’tır :))) Üstelik intiharın eşiğinde olduğunu filan zannetmeyin… Normal faniler, bu ruh hali birkaç gün sürdüğünde en yakın psikologa giderlerken, Başak kendini böyle hissetmediğinde, o gün üzerine düşeni yapmadığından şüphe edecek ya da kimbilir hangi

sorunu göz ardı ettiği için az sonra başına geleceklerden kaygı duyacaktır! Devamını okumak için tıklayınız.

125


WoMEN Dergisi olarak sosyal sorumluluk projenizi ve reklamlarınızı yayınlamak istiyoruz. Bu konu hakkında bilgi almak için lütfen bizimle iletişime geçiniz. reklam@womendergisi.com

www.womendergisi.com 126


Turn static files into dynamic content formats.

Create a flipbook
Issuu converts static files into: digital portfolios, online yearbooks, online catalogs, digital photo albums and more. Sign up and create your flipbook.