Auto Tuning World Dergisi

Page 1

Otomotiv - Yan Sanayi - Aksesuar ve Tuning Dergisi - Ocak - Şubat 2017 Yıl : 13 Sayı : 139 Fiyat : 20 TL

AUTO HABER *TAYSAD

AUTO KONSEPT *CİTROEN *PEUGEOT *VOLVO *TOYOTA

ZİRVE

WORLD MEDIA 12.

AUTO FUAR * AUTO

YIL VE ENDÜSTRİ

MEKANİCA2017

4.0 ZİRVESİ

*OTO SHOW 2017

TÜM DETAYLARIYLA OTOMOBİL DÜNYASI TÜRKİYE’NİN OTOMOBİL DERGİSİNDE!!!

LANSMAN *TEMSA

AUTO SPORT *BEST SERVİS




EDİTÖR-KÜNYE

EDİTÖR İlker Kaplan

WORLD MEDİA 12. YIL ETKİNLİĞİMİZİN ORGANİZASYONU BAŞARILI ŞEKİLDE SONUÇLANDI WORLD MEDİA 12. Yıl etkinliğimiz ve değişik sektörlere dönük ödül törenimizi; 3 Aralık 2016’da VİALAND PALACE OTEL’de gerçekleştirdik. Canlı Müzik ve Gala Yemeğinin düzenlendiği etkinliğimizde; Diğer sektörlerde olduğu gibi, otomotiv sektörüne hizmet eden firmalarımıza da ödüller verdik. Özellikle yıllardır sektörlerine hizmet veren lokomotif özelliğindeki; KORMETAL, NAMİSTAİN, DİNÇBAY ve EKO 66 firmalarımıza ödüllerini ulaştırdık. Okurlarımızdan aldığımız feedbackler sonucunda; Yılın firmalarına ödüllerini takdim ettik. Bizi 12 Yıldır yalnız bırakmayan tüm firmalarımıza ve okurlarımıza teşekkürler. Gelecek yıl yine görüşmek üzere. AUTO TUNİNG WORL 2017 YILINDA GELİŞEREK YOLUNA DEVAM EDECEK Auto Tuning World Dergisi ; içeriğinde ve biçiminde yaşadığı gelişimi her geçen yıl daha yükseklere taşırken; gelecek yıl içerik olarak daha dolu bir yayın olarak yoluna devam etme hedefinde. Abone sayımız ve dağıtım ağımızı da bu doğrultuda geliştiriyoruz. 2017’de de birlikteyiz.

Yayın Türü Yaygın Süreli Yayıncı Dünya Medya Basın Yayın Reklam Tanıtım Hizmetleri İmtiyaz Sahibi ve Sorumlu Yazı İşleri Müdürü İlker Kaplan 0 505 400 94 34 İdari İşler Müdürü Hatice Karabay 0 505 400 94 33 Reklam Müdürü Ziya Alkan 0 546 675 59 49 Muhasebe Müdürleri Sevda Öncü Düzgün Turgut 0 542 292 83 85 Halkla İlişkiler Müdürü Ayşe Savranoğlu Yazı İşleri Simgenur Savranoğlu Gamze Onat Grafik Tasarım Ezgi Kamburoğlu Abone Sorumlusu Defne Deniz Kaplan Beste Kamburoğlu Fotoğraf Editörleri Murat Çapkın Sinan Temur İnsan Kaynakları Müdürü Sibel Şanlı İletişim Danışmanı Alper Tuna Bilişim Sorumlusu Kerem Mercan Bölge Temsilcileri Çetin Sülün (Ankara) Mesut Karabay (İzmir) Umut Yıldız (Bursa) Avrupa -Almanya - Temsilcisi Pınar Açıkgöz Sosyal Medya Fatma Kurşun Dağıtım Ali Savranoğlu Zafer Kamburoğlu Genel Koordinatör Süleyman Kaplan Hüsniye Kaplan Katkıda Bulunanlar Meryem Savranoğlu Fatma Kaplan Selda Kamburoğlu Dağıtımcı Aras Kurye - PTT - Yurtiçi Kargo Yönetim Yeri Akşemsettin Mah. Güneş Sokak No: 48 D :10 Eyüp / İstanbul Tel:0 850 532 94 68 Fax : 0 212 427 00 15 www.endustri40dergisi.com www.kesicitakimlardergisi.com www.worldmedyatv.com www.makineotomasyondergisi.com

AUTO MECANİKA VE OTO SHOW 2017 STANDIMIZA BEKLERİZ

tuningworldmedia@gmail.com www.tuningworld.com.tr

Auto Mekanika 2017 ve İstanbul Oto Show 2017’de Standımızla yer alıyoruz. Tüm okur ve firmalarımızı standımıza bekleriz.

Auto Tuning World Dergisi Basın Meslek İlkelerine Uymaya Söz Vermiştir. İçeriğindeki yazınsal ve görsel malzemeler, izin alınmaksızın; yazılı, görsel, işitsel ve elektronik medyada kullanılamaz. Reklamların hukuki sorumluluğu reklamveren firmaya aittir.

Her zaman söylediğimiz gibi herkes Auto Tuning World’ün Muhabiri… Yolumuz Açık Olsun… Gelecek sayı görüşmek üzere… 6 Auto Tuning World /

Ocak - Şubat

2017


İÇİNDEKİLER

4

20

22

26

28

İÇİNDEKİLER

EDİTÖR – KÜNYE WORLD MEDİA 12. YIL VE ENDÜSTRİ 4.0 ZİRVESİ BAŞARILI BİR ŞEKİLDE SONUÇLANDI

6 8 14

AUTO HABER TURBO EGZOZ GÖVDELERİNİN iŞLENMESİ

18

AUTO HABER VOLVO’DAN YENİ KÜÇÜK OTOMOBİLLER SERİSİNE İLK BAKIŞ

20 22

AUTO HABER OTOMOTİV TEDARİK SANAYİSİNDE “TRUMP” ETKİSİ AUTO HABER AVENUE EV “YOLA ÇIKTI”

AUTO KONSEPT CİTROËN WİLD RUBİS WILD RUBIS AUTO KONSEPT ULTRA-SPORTİF CROSSOVER

26 34 62

AUTO KOSEPT VİZYONER TASARIM PEUGEOT AUTO KOSEPT ÜSTÜN KALİTE TOYOTA AUTO SPORT OTO KROS KIŞ KUPASI İZLEYENLERİ ISITTI

Reklam İndeksi

**************************************

1-Kormetal Arka Kapak 2-Namistan Amortisör Ön Kapak İçi 3-Auto Mecanika ArkaKapak İçi 4- Best Servis 3. Sayfa 5- Fiat 11.Sayfa 6- Opel 13. Sayfa 7- Renault 15. Sayfa 8 Continental 25. Sayfa 9-Namistain - Airmatik Sistem 37. Sayfa 10-World Media internet 49. Sayfa 11-Emek Makina Model 53. Sayfa 12-İstanbul Auto Show 2017 55. Sayfa 13-Aytaç Oto Dizayn 57. Sayfa 14-Makine TV 59. Sayfa 15-Eko 66 61. Sayfa 16-World Media - Kesici Takım Zirvesi 64. Sayfa 17- World Media -2. Endüstri 4.0 Zirvesi 65. Sayfa 18-World Media - Dergiler 66. Sayfa Auto Tuning World / Ocak - Şubat 2017 7


TURBO

AUTO HABER

TURBO EGZOZ GÖVDELERİNİN iŞLENMESİ

O tomotiv sanayi için parça işlemenin oldukça rekabetçi

oluşu yeni bir avantajın, bu üst düzey sektör ile ilişkili genellikle çok olan adet numaraları ile çarpıldığında önemli kar paylarına dönüşmesinin muhtemel olduğu anlamına gelir. Örneğin turboşarj egzoz gövdelerini ele alalım. Bu parçaların yüzey frezelenmesi hem verimlilik hem kalite gerektirir, genellikle belirtilen aşındırıcı paslanmaz çelik veya döküm demir iş parçası malzemeleri nedeniyle bunu başarmak zordur. Ancak bu durum turbo egzoz gövdeleri işlemek amacıyla tasarlanan yeni değiştirilebilir kesici uç yüzey frezeleme kesicisinin geliştirilmesiyle değişmeye başlıyor. Parça başına azaltılmış devir süresi ve çok gelişmiş takım ömrü sağlayan 12 kesme kenarlı uçlar sayesinde Sandvik Coromant’ın yeni M612 kesicisi tüm kaba talaş işleme ve yarı ince talaş işleme uygulamalarında kullanılabilir. 6 Auto Tuning World /

Ocak - Şubat

2017

Turbo egzoz gövdeler 850°C ile 1300°C arasındaki (1562°F –2372°F) sıcaklıklara dayanmalıdır, bu yüzden de paslanmaz çeliği ve döküm demiri tasarım mühendisinin parça malzemesi seçimi olarak belirler. Paslanmaz çelik aslında hem egzoz gazı sıcaklıklarına hem de korozyona olan direnci arttıran malzeme özellikleri sebebiyle, genel olarak kullanılan döküm demir yerine daha çok tercih edilmeye başlandı. İşleme kısıtlamaları Her yıl yaklaşık 50 milyon döküm demir ve paslanmaz turboşarj üretiliyor, ancak paslanmaz çeliği işleme maliyeti 20 kat daha yüksek olabilir ve bu işlemler genellikle son derece kısa ve düzensiz kesici uç takım ömrü ve eşit olmayan aşınma ile nitelendirilir. Östenitik paslanmaz çeliklerin işi zorlaştıran yüksek oranlarının ve işleme kısıtlamalarının olduğu kanıtlanmıştır. Talaş oluşumu istenmeyen bir du-

rumdur, tezgah gücü gereksinimlerini arttırabilir ve yetersiz yüzey finişine sebep olabilir. Sonuç olarak zor boyutsal ve yüzey tolerans gereksinimlerine uymak zor olabilir ve bu da kesici takım performansına olan talebi fazlasıyla arttırır. Tezgah imalathaneleri için bir başka zorluk ise bu ince duvarlı parçaların karışık biçimleridir. Bu karışık biçim girift bağlamayı gerektirir ve uygulama titreşime karşı çok duyarlı olur. Bu sorunları göz önünde bulundurarak Sandvik Coromant, standart takım ve uygulama bilgisini tamamlamak amacıyla turbo egzoz gövdeler için tasarlanmış bir kesici takım çözümü oluşturmaya başladı. Hedef parça başına maliyeti azaltabilecek güçlü ve dayanıklı bir kesici geliştirmekti. Sandvik Coromant’ta Otomotiv Uygulama Mühendisi olan Jacques Gasthuys şöyle


AUTO HABER

söylüyor: “Yeni M612 frezeleme takımının en büyük avantajı her yanda altı olmak üzere 12 kesme kenarlı kesici uçların kullanılmasıdır.” “Özel geometri takımın içindeki ucun konumuyla birleşerek üretim mühendislerinin kesme değerlerini arttırmasını sağlayan çok keskin bir kesme efekti veriyor.” Pürüzsüz kesme işlemi M612’nin pozitif geometrisi ve kenar çizgisi kalitesi güç tüketimini ve titreşimi azaltan pürüzsüz bir kesme işlemi sağlıyor. Bu da daha yüksek talaş kaldırma oranlarına ve daha hızlı devir sürelerine olanak sağlıyor, 12 kesme kenarıyla birleştiğinde ise parça başına daha az maliyet çıkmasına yardımcı oluyor. Ayrıca yuvarlak kesici uç seçimi, işlenebilecek malzeme tipleri ve uygulanabilecek frezeleme operasyonlarına göre tezgah imalathanelerine esneklik katar, çok güvenli uç değiştirebilme arabirimi hem kesinlik hem de tekrarlanabilirlik sağlar. Paslanmaz çelik turbo egzoz gövdeleri için olan bu özel yüzey frezeleme kesicisinin avantajları, performanstan ödün vermeden motor küçültme eğiliminin turboşarjlara olan talebi arttırdığı otomotiv tezgah imalathaneleri tarafından iyi karşılanacak.

M612 ile güvenilir performans ve uç başına arttırılmış parça sayısı gerçekten rekabetçi kazanç sağlayabilir. Bir kullanıcı örnek olay incelemesi potansiyel avantaj örneği sunuyor. Paslanmaz çelik bir turbo egzoz gövdesini kaba talaş işlemek için GC4240 kalite uçlar kullanmak, rakip bir yüzey frezeleme kesicisi yerine M612’yi seçmek fener mili hızının 212’den 273 dev/dak’a yükselmesini, kesme hızının 70’ten 90 m/dak’a yükselmesini (230’ten 295 ft/dak’a) ve ilerlemenin 0,13’ten 0,18 mm’ye (0,005’ten 0,007 inçe) yükselmesini sağladı. Aynı 2,5 mm (0,098 inç) kesme derinliğinde, denemenin sonucu M612 yüzey frezesinin parça başına işleme süresini %27’ye kadar azalttığını ve bu arada takım ömrünü de %172 kadar arttırdığını gösterdi. İşlem önerildiği gibi kuru (kesme sıvısı olmadan) gerçekleştirildi. Tamamlayıcı çözümler Turbo egzoz gövde uygulamalarında yeni M612’ye eşlik eden CoroMill® 490, Sandvik Coromant’tan ince talaş işleme uygulamalarında mükemmel performans seviyeleri sağlayan standart ama çok yönlü bir çözümdür. Gövdelerde bulunan vida dişli çeşitleri üretmek için CoroDrill® 460 ile ön delik delme ve CoroTap™

300 ile kılavuz çekme kanıtlanmış çözümlerdir. Tornalama işlemleri açısından optimizasyon arayışını kolaylaştıran ana faktör kesme sıvısının gücündedir. Kesme sıvısının basıncını yükseltmek, turbo egzoz gövdeleri işlerken hem talaş kırma hem de takım ömrü üzerinde olumlu etki yaratır. Burada CoroTurn® HP ucun kesici kenarına çok hassas kesme sıvısını vermesi için sabit nozüllerle tasarlanmıştır, bu yöntem doğrudan uygulama güvenliği ve yüksek verimlilik sağlar. Östenitik paslanmaz çelikten (CMC 20.11, M2.0.C.AQ) yapılan gövdelerde bir takım ömrü karşılaştırma çalışmasında standart ve yüksek basınçlı olarak verilen kesme sıvısının etkileri dikkat çekici sonuçlar ortaya çıkarmıştır. Standart 15 bar basınçta bir CNMG kesici ucunun (GC1010 SF kalite) kesim süresi 4,54 dakika olarak, yanak aşınması (Vb) ise 0,62 olarak ölçülmüştür. Ancak 100 bar yüksek basınçlı kesme sıvısı kullanımı kesim süresini 33 dakika yaparken yanak aşınmasını ise 0,3’e düşürdü. Sonuç olarak, kesme sıvısını 100 bar basınçta uygulayarak bu ince talaştornalama işleminde takım ömrü yedi kata kadar arttırılmış olur.

Auto Tuning World / Ocak - Şubat 2017 7


OTOMOTİV TEDARİK SANAYİSİNDE “TRUMP” ETKİSİ

TAYSAD

AUTO HABER

Taşıt Araçları ve Yan Sanayicileri Derneği (TAYSAD) Başkanı Alper Kanca, “Dünyada ekonomik anlamdaki oyunun kartları yeniden dağıtılıyor, hatta oyunun kuralları değişiyor. ABD başkanlık seçimlerinin sonucu da kartların yeniden dağıtılacağının sinyallerini veriyor. Yeni düzende bizlerin daha fazla söz sahibi olması ise, küresel ayak izimizin artmasından geçiyor” dedi.

TKanca AYSAD Başkanı Alper ve Başkan Yardımcısı

Albert Saydam, Avangarde Hotel’de gerçekleştirilen basın toplantısında basın mensuplarıyla bir araya geldi. Toplantının ana gündeminde ABD seçimleri ve Brexit vardı. Başkan Alper Kanca, “Dünyada ekonomik anlamdaki oyunun kartları yeniden dağıtılıyor, hatta oyunun kuralları değişiyor. 8

Auto Tuning World / Ocak - Şubat 2017

ABD başkanlık seçimlerinin sonucu da, kartların yeniden dağıtılacağının sinyallerini veriyor. Tabii ki başkanlık seçimi sonuçları konusunda, Amerika ve diğer ülkeler için bir takım senaryolar mevcut. Makul senaryoda, çok büyük değişikliğin olmayacağı ve 2021’e kadar rakamlarda ufak tefek oynamalar dışında durumun stabil kalacağı öngörülüyor. Kötümser senaryoya baktığımızda

ise; artışların olması gerekenin altında kalacağı bekleniyor. Bizim, TAYSAD yönetimi olarak ortak fikrimiz, dünyadaki toplam araç üretiminde artış olacağı yönünde. Çünkü ihtiyaç var ve bu da üretime yansıyacak. Bu noktada esas mesele şu ki; otomotiv üretimi hangi iş modeliyle ve hangi ülkelerde yapılacak? Yeni düzende bizlerin daha fazla söz sahibi olması küresel ayak


izimizin artmasından geçiyor” dedi. Brexit ile ilgili açıklamalarda bulunan Başkan Kanca, “İngiltere, Türkiye’nin ikinci büyük otomotiv pazarı. Bu pencereden bakınca, İngiltere’nin AB’den ayrılma süreci Türkiye için önemli. İngilizler AB’den ayrılırsa ve ekonomik anlamda bir küçülme yaşarsa, bizim açımızdan risk oluşturacak. Bizim gibi gündelik yaşayan ülkelerde bu durum kulak ardı edilir fakat durumun bizim açımızdan aleni bir tehdit oluşturmaya başladığı anda, her şey için geç olabilir. Bir an evvel önlemimizi almamız gerekiyor” diye konuştu. Ana Sanayi firmaları yatırım yaptığı ülkelere Türk tedarikçi götürmek istiyor! Kanca, “OEM firmaları, daha önce ürün satın almak için ülkemize gelirken, artık hem ürün hem de tedarikçi almak için geliyor. OEM firmaları, Türkiye’nin sadece Türk topraklarında üretim yapmasını yetersiz buluyor; dünyaya yayılmamız ve küresel anlamda aktif olmamız gerektiği konusunda çağrıda bulunuyor. Bu durum, Türk tedarikçisi açısından gurur verici. Görünen o ki; sadece Türkiye’de değil, yurtdışında da büyümemiz gerekiyor. Bu noktada stratejilerimizi gözden geçirerek, yeniden kurgulamamız şart” dedi. “Uluslararası

arenada

manevra

kabiliyetimizi güçlendirmeliyiz” Ekonomi Bakanı Nihat Zeybekçi ve Bilim, Sanayi ve Teknoloji Bakanı Faruk Özlü ile yakın zamanda bir araya geldiklerini söyleyen Başkan Alper Kanca, “Otomotiv tedarik sanayisi olarak yaşadığımız sorunlar, uluslararası arenada rekabet gücümüzü azaltıyor. Bu konularda rekabet üstünlüğü elde edebilmek için çalışma grupları aracılığıyla faaliyetlerde bulunuyoruz. Geçtiğimiz günlerde hem Bilim, Sanayi ve Teknoloji Bakanı Faruk Özlü hem de Ekonomi Bakanı Nihat Zeybekçi ile araya geldik. Kendilerine önce problemlerimizi, ardından da çözüm önerimizi sunduk. Sanayi Bakanımız, daha detaylı konuşmak için bizi Ankara’ya davet etti. Ayrıca bize bir ödev verdi: “Toplam ciroyu artırmak için ne istiyorsunuz? Ne yapmalıyız? Bunları açık açık yazın, gelin, tartışalım” dedi. Biz de bununla alakalı çalışmayı 1 ay içerisinde tamamlayıp kendisine sunacağız” diye konuştu. Ekonomi Bakanlığı ile de temas halinde olduklarını belirten Kanca, “Lojistik maliyetlerimiz yüksek. Birçok ülkedeki müşterilerimiz bizden, kendi ülkelerinde sunulacak imkanlar-avantajlar ile yaşanabilecek her türlü lojistik sorunun önüne geçmemizi bekliyor. Bu amaçla bir çalışma başlattık ve Ekonomi Bakanımıza da taleplerimizi ilettik. Otomotiv tedarik

AUTO HABER sanayi için önemli bir adım olacağına inandığımız ve yurtdışında küçük merkezler oluşturmayı amaçlayan projenin uygulanması sayesinde, küresel arenada elimiz güçlenecek.” diye konuştu. Dünya hafif konuşuyor!

ve

akıllı

araçları

Elektrikli araç üretiminden çok daha ileri bir teknolojiye geçmemiz gerektiğine vurgu yapan Kanca, “Dünya ciddi bir değişim içerisinde. Biz de bu değişime ayak uydurmak zorundayız. Birçok kişi, kısa zamanda elektrikli araçların piyasayı kaplayacağını zannediyor. Bu doğru değil. En az 5-10 yıl boyunca, mevcut içten yanmalı motorlu araçların hafifletilmesi, üreticilerin öncelikli meselesi olmaya devam edecek. Artık hafif ve akıllı araçların konuşulduğu bir dönemdeyiz. Avrupa’da bazı meslek dernekleri araçları nasıl hafifletebileceklerine odaklanmış durumda. Mesela Alman Dövmeciler Birliği bir aracı parçalayarak, içindeki tüm parçaları inceliyor ve bunları nasıl hafifletebileceği üzerinde çalışıyor. Biz de Türkiye’de ilk kez gerçekleştirilen Uluslararası Mühendislik Konferansı’nda (IAEC) araç hafifletme konusuna odaklandık. Enerjimizi, bu gibi yenilikçi faaliyetlere kaydırmalı ve bu yönde aksiyon alma çabası içinde olmalıyız” diyerek sözlerini noktaladı.

Auto Tuning World /

Ocak - Şubat 2017

9


AUTO HABER

TÜRK OTOMOTİV TEDARİK SANAYİ 2017 ROTASINI BELİRLEDİ TKanca, AYSAD Başkanı Alper Yönetim Kurulu Üye-

TAYSAD

Taşıt Araçları Yan Sanayicileri Derneği (TAYSAD), 2017 rotasını açıkladı. Türk otomotiv tedarik sanayicileri önümüzdeki yıl İran, Hindistan, Çin, Amerika’yı hedef pazarlar olarak belirledi.

10

si Kemal Yazıcı, Avangarde Hotel’de gerçekleştirilen basın toplantısında basın mensuplarıyla bir araya geldi. Toplantının ana gündeminde Türk otomotiv tedarik sanayicilerinin 2017 yılında odaklanacağı pazarlar vardı. TAYSAD olarak mevcut pazarlarda aktif varlıklarını sürdüreceklerini fakat pazar çeşitlenmesi için yeni pazarlara açılacaklarını açıklayan TAYSAD Başkanı Alper Kanca, “Önümüzdeki yıl, mevcut pazarlarımıza ilave olarak yeni pazarlara da odaklanacağız. Bu pazarlar; İran, Hindistan, Çin ve Amerika olacak. Amerika’da bir ticari vasıta üreticisi ile görüşmelerimiz devam ediyor. Oraya bir heyet programı düzenlenecek. Hindistan’ın en büyük otomotiv markası ile bir çalışma yapmak üzere harekete geçtik. Çin’de ise şimdiye kadar gündeme gelmeyen bir konu var. Bu konu, “İpek Yolu Projesi”. Henüz Türkiye’de konuşulmayan bu projenin otomotiv sektörüne etkisi üzerine Çin’deki paydaş grubumuzla ortak konferans gerçekleştireceğiz. Bu konuda karşılıklı heyet ziyaretleri gerçekleştirilmesi için ön mutabakat yapıldı. İran’a gelince; TAYSAD olarak bölgedeki işbirliklerimizi artırmak amacıyla bir süredir, paydaş kurumumuz olan İran Otomotiv Parça Üreticileri Derneği (IAPMA) ile temaslarımızı sürdürüyoruz. Bu temas-

Auto Tuning World / Ocak - Şubat 2017

lar sonucunda geçtiğimiz Şubat ayında İran’da yapılan Uluslararası Otomotiv Endüstrisi Konferansı’na ve eşzamanlı yürütülen fuara davet edildik. İran pazarı Türk otomotiv tedarik sanayicileri için müthiş bir potansiyel içeriyor. Bizler bu gelişmelere bağlı olarak İran pazarındaki aktivitelerimizi artırmaya odaklandık.” dedi.

Türk otomotiv sanayisinin 2017 ihracat hedefi 25 milyar dolar Yıl değerlendirmesiyle birlikte 2017 beklentilerini açıklayan Başkan Alper Kanca, “2016 yılı otomotiv sanayimizde yaşanan birçok olumlu gelişmeyle birlikte, ekonomik istikrara ve demokrasimize yönelik istenmeyen girişimlerin yaşandığı bir yıl oldu. Türkiye’nin üretim, istihdam ve ihracat konusunda sürükleyici sektörü olan otomotiv sektörü, iç pazar satışları ile dünya ülkeleri sıralamasında 17’inci, Avrupa otomotiv satışlarına göre de 6’ıncı sırada yer alıyor. Gururla söylemeliyim ki, dünya genelinde Avrupa’ya en fazla ihracat yapan ülkeyiz. AB ülkelerinin 2015 sonunda ülkemizden ithal ettiği araç sayısı 843 bin adet. Sıralamada Türkiye’yi, 480 bin adet ile Japonya, 376 bin adet ile Güney Kore ve 250 bin adet ile Birleşik Devletler izliyor” diye konuştu. Başkan Kanca sözlerine şöyle devam etti:

“Türk otomotiv sanayimizin en güçlü olduğu ticari araç üretiminde, 2016 yılı ilk yarı sonuçlarına göre dünyada 8’inci ve Avrupa’da 2’nci sırada yer alıyoruz. 11 aylık gerçekleşmeleri incelediğimizde, toplam üretimimizin 1,3 milyon ve toplam pazarımızın da 862 bin adedi aştığını görüyoruz. İhracatımız ise 21,9 milyar dolar seviyesine ulaştı ki bu rakamın 8,3 milyar doları tedarik sanayimiz tarafından gerçekleştirildi. Yılsonuna sayılı günler kala, üretimimizin 1 milyon 450 bin adedi, pazarımızın 1 milyon adedi ve ihracatımızın da 23 milyar doları geçeceğini rahatlıkla söyleyebiliriz.” Dünyadaki gelişmelerin Türk otomotiv sektörüne etkisiyle ilgili konuşan Başkan Kanca, “Önümüzdeki yıl küresel arenada, Brexit kararının etkileri, ABD Başkanı Trump’ın yönetimsel kararları ve tabii ki FED’in para politikaları, otomotiv sektörümüz kadar tüm iş dünyamızın da yakından takip edeceği konular olacak. Sektör özelinde baktığımızda ise, bir yandan artan kurlar bir yandan ÖTV düzenlemesi, yeni yılda pazar büyümemizin yavaşlayabileceği sinyalini de veriyor. Buna rağmen gelecek yıl için öngörülerimiz, bir miktar artış ile üretimde 1,5 milyon adet seviyesinde iken, pazarın aynı düzeyde kalacağı yönünde. İhracat hedefimiz ise 25 milyar dolar olarak belirlendi” dedi. Sınai Mülkiyet Kanunu,



TAYSAD

AUTO HABER

12

markalaşmaya destek olacak Toplantıda söz alan TAYSAD Yönetim Kurulu Üyesi Kemal Yazıcı, “Türk Tedarik Sanayi büyük sıçramayı ancak ihracat ile gerçekleştirebilir. İhracatı, yüksek teknoloji içeren ürünler ile arttırmayı hedefleyen Tedarik Sanayi, Ar-Ge çalışmalarına hız veriyor. Ar-Ge deyince otomotiv sektörü açık ara önde; otomotiv sektörü içerisinde de Ar-Ge Merkezi sayısı olarak tedarik sanayi önde. Şu anda otomotiv sektöründeki firmalardan oluşan 73 Ar-Ge Merkezi’nin 63’ü TAYSAD üyesi” dedi. Patentlerin üretim merkezi olan Ar-Ge merkezlerinin,

Auto Tuning World / Kasım - Aralık 2016

Sınai Mülkiyet Kanunu’nun birebir muhatabı olduğuna dikkat çeken Yazıcı, “Daha hızlı yol alabilmek, daha verimli çalışmak, katma değer yaratmak ve markalaşmak için, Meclis’ten yeni geçen Sinai Mulkiyet Kanunu’na sektör olarak ihtiyaç duyduğumuz aşikar. TAYSAD’ın “TasarımTeknoloji-Tedarik” vizyonunu da destekleyen Sınai Mülkiyet Kanunu, hedeflerimize ulaşma noktasında ciddi kolaylık ve fayda sağlayacak. 355 üyesiyle, 23 milyar dolarlık iş hacmine; 7,6 milyar dolar doğrudan ihracata, 150 binin üzerinde istihdama ve 63 Ar-Ge Merkezi’ne ulaşan TAYSAD’ın 59 üye-

sinin 40 ülkede 156’dan fazla tesis yatırımı bulunmakta. Bu yatırımlarla, dünya otomotiv endüstrisinde Türkiye ve Türk otomotiv tedarik sanayisini layıkıyla temsil ediyoruz ve küresel marka oluşturabilmek için sektöre de öncülük ediyoruz” dedi. TAYSAD Yönetim Kurulu Üyesi Kemal Yazıcı, “Türk otomotiv tedarik sanayisinin önemsediği bir diğer konu ise Türk Ticaret Merkezleri. Türk Ticaret Merkezi uygulaması mevcut haliyle otomotiv sektörü için pek uygulanabilir değil. Bu konuda bir takım değişikliklere gidilmesi gerekiyor” açıklamasını yaptı.


AUTO HABER

Auto Tuning World / MayÄąs - Haziran 2016

13


AUTO HABER

TEMSA - ASELSAN

AVENUE EV “YOLA ÇIKTI”

TEMSA ve ASELSAN ortak üretimi ilk yüzde 100 milli elektrikli ürkiye otobüs pazarının otobüs lider markası TEMSA ve Türk Avenue EV Savunma Sanayisinin lider “yola çıktı” kuruluşu ASELSAN güçlerini birleştirdi. İki kuruluş, Türk otomotiv sanayiinde ilk %100 yerli elektrikli otobüsü Avenue EV’i geliştirdi.

T

Çevreci ve yenilikçi özellikleriyle dikkat çeken Avenue EV; Bilim, Sanayi ve Teknoloji Bakanı Dr. Faruk Özlü, Sabancı Holding CEO’su Zafer Kurtul, Türk Silahlı Kuvvetlerini Güçlendirme Vakfı Genel Müdürü Orhan Akbaş, ASELSAN Yönetim Kurulu Başkan Vekili Murat Üçüncü, Sabancı Holding Sanayi Grup Başkanı Mehmet Hacıkamiloğlu, TEMSA Genel Müdürü Dinçer Çelik, ASELSAN Genel Müdürü Dr. Faik Eken ve ASELSAN Ge14

Auto Tuning World / Ocak - Şubat 2017

nel Müdür Yardımcısı Y. Suat Bengür’ün katılımıyla tanıtıldı. Yenilikçi elektrikli otobüs Avenue EV’i geliştirmek için iş birliği yapan Sabancı Holding kuruluşu Türkiye’nin lider otomotiv şirketlerinden TEMSA ile Türk Silahlı Kuvvetlerini Güçlendirme Vakfı’nın bir kuruluşu ve Türkiye’nin öncü savunma sanayi firması ASELSAN, 7 Aralık’ta Sabancı Center’de düzenledikleri basın toplantısında Avenue EV’in öne çıkan özelliklerini davetlilerle paylaştı. 8 dakikada tam şarj Global ihtiyaçlar göz önüne alınarak, çevreci bir bakış açısıyla geliştirilen Avenue EV, fosil yakıt yerine sürdürülebilir bir enerji kaynağı olan

elektrikle çalışıyor. 8 dakikada tam şarja ulaşabilen hızlı şarj özelliği sayesinde duraklarda kısa süreli şarjlarla kesintisiz hizmet sunuyor. Elektrikli çekiş sistemi ile sıfır karbon emisyonuna sahip çevreci otobüs, aynı zamanda sessiz, konforlu, yüksek performanslı ve son teknolojiyle donatıldı. Klima sistemleri ile yolcu kabini hem soğuk hem de sıcak havalarda konforlu seyahat imkânının yanı sıra araç içi internet ve veri bağlantısı opsiyonu da sunuyor. Avenue EV; 35 oturan, 52 ayakta ve 1 tekerlekli sandalyeli yolcu alabiliyor. Geniş iç hacme sahip Avenue EV, ASELSAN’ın geliştirdiği yüksek verimli, hafif ve yüzde 100 yerli elektrikli çekiş sistemi sayesinde uzun süre bakım gerektirmeden yüksek verimle hizmet verebiliyor. Araç, tek sarjla 50-


AUTO FUAR

Auto Tuning World / Temmuz - AÄ&#x;ustos 2016 15


AUTO HABER

70 km gidebiliyor. TEMSA bizim gurur kaynağımız Sabancı Holding CEO’su Zafer Kurtul basın toplantısında şunları söyledi: “Türk mühendisleri tarafından geliştirilen yenilikçi ve konforlu TEMSA marka araçların 66 farklı ülkeye ihraç edilmesinden büyük gurur duyuyoruz. Türkiye’de yerleşik 243 Ar-Ge merkezi içerisinde en iyi

16

Auto Tuning World / Ocak - Şubat 2017

uygulama örnekleri arasında yer alan TEMSA Otobüs Ar-Ge merkezi Sabancı Topluluğu için büyük bir gurur kaynağıdır. Sabancı Topluluğu olarak inovasyon ve AR-GE bizim çok önem verdiğimiz iki konu… Faaliyet gösterdiğimiz her alanda ülkemize, çevremize, iş ortaklarımıza ve çalışanlarımıza değer katmak en büyük önceliğimizdir. Bu anlayışla, bizimle aynı yaklaşıma sahip tüm şirketlerle iş birliği yapmaktan

gurur duyuyoruz. İşte TEMSA ve ASELSAN’ın ortak çalışması ile geliştirilen yüzde 100 yerli Avenue EV modern şehirlere yakışan, ileri teknoloji ürünü, temiz ve sessiz bir şehir içi toplu taşıma çözümüdür. Yüzde 100 Türk mühendislerince geliştirilen bu otobüs; yüksek verimli, hafif ve yüzde 100 yerli çekiş sistemiyle dikkat çekiyor. Bu başarılı iş birliği bize büyük gurur veriyor.”


ASELSAN Türkiye’de yapılamayanı yapıyor ASELSAN Genel Müdürü Dr. Faik Eken ise şunları dile getirdi: “ASELSAN olarak 41 yıl önce kurulduğumuz günden beri hep Türkiye’de yapılamayanı yapmaya odaklanıyoruz. 2015 yılında TEMSA ve ASELSAN ekiplerimiz, TÜBİTAK TEYDEB desteği de alarak başlattıkları proje ile belediyelerin şehir içi toplu taşıma ihtiyacını karşılayabilecek özgün bir otobüs geliştirdi. ASELSAN olarak; elektrik motorunu, motor sürücü birimini, araç kontrol birimini, sürücü gösterge panelini, güç kontrol birimlerini, araç batarya yönetim sistemini özgün olarak 10’dan fazla sayıda yerli alt yüklenicimiz ile tasarladık ve yerli üretme imkânı kazandık. Geliştirilen otobüste yeni bir teknik olan bataryaların hızlı şarj imkânı bulunmakta ve bu sayede otobüsler rotalarında belirlenecek duraklarında çok kısa sürede tam şarjlı hale gelebilmektedir. Bu proje Türkiye’nin kendi elektrikli araçlarını, otobüslerini, otomobillerini geliştirebileceğini göstermesi açısından çok önemli bir örnek teşkil etmektedir.” ASELSAN ve TEMSA iş birliği yeni bir dönemin başlangıcını müjdeliyor “Yüzde yüz yerli ilk elektrikli oto-

büs üretimi gerçekleştiren ve Türk otomotiv sanayiinde yeni bir dönemin de başlangıcını müjdeleyen bir şirketin genel müdürü olmaktan büyük bir mutluluk ve gurur duyuyorum” açıklaması ile konuşmasına başlayan TEMSA Genel Müdürü Dinçer Çelik, “Yüksek performanslı ve yeni nesil Avenue EV’i Türk Savunma Sanayisinin lider kuruluşu ASELSAN ile birlikte geliştirdik. İki lider kuruluş bu süreç içerisinde büyük bir uyum içinde çalıştı. Bu iş birliğimiz sadece elektrikli otobüs üretimi boyutunda da kalmayacak ve sürdürülebilir bir dünya için, çevreye duyarlı ürünler geliştirmeye devam edeceğiz” dedi. Çelik, Avenue EV’in öne çıkan özellikleri hakkında bilgilendirmelerde bulundu. Avenue EV şehirlere yeni bir soluk getirecek Dinçer Çelik, ürünün özellikleriyle ilgili şunları söyledi: “Şehirler giderek daha kalabalıklaşırken, ulaşım ihtiyaçları artarken, daha çevreci ulaşım araçları da önem kazanıyor. Daha temiz bir dünya için yenilikçi ve çevreci ürünlerimizi hız kesmeden devreye alıyoruz. Bugün sizlere tanıttığımız Avenue EV de, ASELSAN ile ortak geliştirdiğimiz yüksek performanslı, verimli ve çevre dostu bir elektrikli otobüs. Yüzde yüz

AUTO HABER yerli teknolojiyle üretilmiş Avenue EV’i farklılaştıran en önemli özellik sadece 8 dakika gibi bir sürede şarj olup, uzun menzil yol alabilmesi. Yalın tasarımı ve düşük bakım gereksinimi ile tüm yol koşullarında üstün performans gösterebiliyor. Daha geniş iç hacmiyle daha fazla yolcu alabilen, sessiz, konforlu ve verimli bir otobüs. Şehirlere yeni bir soluk getirecek, hem gürültü hem çevre kirliliğini azaltmaya katkıda bulunacak bir ürünü sizlere duyurmaktan gurur duyuyorum.” ASELSAN proje kapsamında yerli elektrikli çekiş sistemi geliştirdi ASELSAN Genel Müdür Yardımcısı ve Ulaşım Güvenlik Enerji Trafik Otomasyon ve Sağlık Sistemleri (UGES) Sektör Başkanı Y. Suat Bengür, lansmana katılan davetlilere ASELSAN tarafından geliştirilen yerli elektrikli çekiş sistemini oluşturan çok fazlı motor ve motor sürücü, araç kontrol bilgisayarı, Yüksek Güç Dağıtım Birimi ve DC/DC çevirici birimlerini tanıttı. Bengür, TEMSA ile birlikte yürütülen projede yakalanan uyumdan duyduğu memnuniyeti dile getirerek ASELSAN çekiş sistemlerinin kullanılacağı başka projelerde de birlikte çalışmayı planladıklarını belirtti.

Auto Tuning World / Ocak - Şubat 2017 17


AUTO HABER

VOLVO’DAN YENİ KÜÇÜK OTOMOBİLLER SERİSİNE İLK BAKIŞ

VOLVO

P remium otomobil üreticisi Volvo Cars, bugün İsveç

18

markasını cesur bir yöne doğru taşıyan ve markanın küçük otomobillerle ilgili küresel stratejisini gösteren iki yeni konsept otomobilini tanıttı.

40 serisi bu konseptler, Volvo’nun cesur bir iç ve dış tasarıma, endüstri lideri bağlantı (connectivity), elektrifikasyon ve otonom sürüş teknolojilerine sahip otomobillerle, geniş ve kârlı premium küçük sınıf otomobil pazarında nasıl bir büyüme planladığını

Auto Tuning World / Ocak - Şubat 2017

gösteriyor. Yeni konsept otomobiller, Volvo’nun yeni Kompakt Modüler Mimarisi (CMA) üzerinde üretilmiş ilk otomobiller olacak. Özellikle daha küçük otomobiller için tasarlanan bu yeni Kompakt Modüler Mimari (CMA), şirketin tasarımcı ve mühendislerinin daha cesur ve daha özgür hareket etmelerini sağlıyor. Volvo Cars, Tasarımdan Sorumlu Kıdemli Başkan Yardımcısı Thomas Ingenlath, “Tıpkı kendi ailemizin bireyleri gibi, ürün

ailemizin her bir üyesi de kendine özgü bir karaktere sahip. CMA, yeni konsept otomobillerimize özel ve yeni özellikler katmamızı sağladı. Bu otomobiller kalabalığın içerisinde ayırt edilmelerini sağlayacak bir enerjiye, dikkat çekici, şehirli bir karaktere sahipler. Bu gelecek küçük Volvo’lara özgü bir şey” diyor. Volvo’nun küçük otomobil stratejisi, şirketin bir süredir devam eden küresel boyuttaki operasyonel ve finansal dönüşümünün önemli bir parçasını oluşturuyor. İsveçli


şirket, dünya çapındaki premium oyuncularla rekabet ederken, markasını yeniden konumlandırdığı, dört yıllık iddialı bir yeniden canlandırma planı uyguluyor. Volvo’nun yeni küresel küçük otomobil serisi içerisinde, şirketin tüm ürün portföyünü elektrikli hale getirme planına uygun olarak, tam elektrikli bir otomobil ve Twin Engine elektrikli hibrit motor seçenekleri yer alacak. Volvo, 2025 yılında küresel boyutta toplam 1 milyon adet elektrikli otomobil satmayı hedefliyor. Volvo Cars Ar-Ge Kıdemli Başkan Yardımcısı Dr. Peter Mertens, “Hem araç mimarisinde, hem de motor geliştirmelerinde modüler bir yaklaşım benimseyerek premium segmentteki oyuncuların bir çoğunu geride bıraktık. Şimdi, yeni elektrikli motor seçeneğimiz Volvo hikayesinde heyecanlı bir sayfa daha açacak” diyor. Yeni otomobiller, cesur dış görünüm-

leri ve elektrikli motor seçeneklerinin dışında yenilikçi bağlantı hizmetleri, dünyanın en ileri standart güvenlik paketi özellikleri ve çığır açan bir İskandinav iç tasarımı sunuyor olacaklar. Volvo Cars Başkan ve CEO’su Hakan Samuelsson, “Yeni 40 serisi otomobiller, önemli ölçüde büyüyen bir segment içerisinde pazar penetrasyonumuzu artırmamızı sağlayacak bir potansiyele sahipler. Yeni bir kompakt Twin Engine plug-in hibrit ve tam elektrikli bir otomobil CMA mimarisinin tam merkezinde yer alıyor” diyor ve ilk yeni 40 serisi otomobilin 2017 yılında üretilmesinin beklendiğini ifade ediyor. Volvo’nun yeni küresel küçük otomobil stratejisi açıklaması, satışlar ve karlılık anlamında güçlü bir yıl başlangıcının ardından geldi. Şirketin gelirleri yılın ilk üç ayında bir önceki yıla göre yüzde 24 artırarak 41,7 milyar SEK oldu. Operasyonel kar

AUTO HABER 3,1 Milyar SEK, operasyonel kar marjı ise %7,5 şeklinde gerçekleşti. Küresel satışlar 2016’nın ilk çeyreğinde yüzde 11,9 artarak 120.591 adet otomobile ulaştı. Volvo, orta vadeli yıllık satış hedefini 2015 yılında açıkladığı 503.000 adet otomobilden 800.000’e yükseltti. Editöre Not: • Volvo’nun CMA üzerinde elektrikli bir otomobil üreteceği açıklamasının ardından 2019 yılında CMA’dan daha büyük olan Ölçeklenebilir Ürün Mimarisi üzerinde de tam elektrikli bir otomobil üreteceği ifade ediliyor. • Volvo’nun yeni 3 silindirli bir benzinli motor, yeni 7 ileri çift kavramalı şanzıman ve elektrikli bir motorun birleşimi olan yeni T5 Twin Engine motoru, İsveçli şirketin küçük otomobillerde şu anda kullandığı Twin Engine All-Wheel Drive (dört çekişli) sistem yerine daha erişilebilir olan önden çekişli sistemi tercih edeceğini gösteriyor.

Auto Tuning World / Ocak - Şubat 2017 19


CİTROËN WİLD RUBİS WILD RUBIS

CİTROËN

AUTOKONSEPT

DS NİTELİĞİNE SAHİP BİR MÜCEVHER

Sve UVbüyüleyici kavramına bu benzersiz yaklaşım güç ve entelektüelliğin usturuplu bir karışımıdır. DS serisinin hikayesini sürdüren güçlü, cesur bir ifade olan Wild Rubis, arınmış ve entelektüel olduğu kadar vahşi ve asidir de. DS’İN TEMELLERİ... Wild Rubis’in her detayına büyük özen gösterildi. 1955 DS’in haklı varisi olan Wild Rubis aynı zamanda günümüz DS serisinin entelektüelliğini de yansıtıyor. DS serisinin tüm ayırt edici 20

Auto Tuning World / Ocak - Şubat 2017

özellikleri bu konsept arabada birleştirildi. En belirgin özellikler şunlar: • krom yan imza • metalde bir çok yontulmuş detay • ön ve arka far imzaları • tekerlekler üzerindeki meneviş deseni gibi lüks malzemelerin işlenmesi. VE FRANSIZ TARZI LÜKS Dünyanın moda ve mücevher başkenti Paris’te tasarlanmış olan Wild Rubis konsept araba bir SUV’nin güçlü çizgilerini DS serisinin entelektüel fikirleri ile harmanlıyor. Vahşi ve asi, ama yine de arınmış ve entelektüel.

Gücü şekilli profili ve çekici detayları ile dengelenmiştir TAM-HİBRİT PRİZE TAKMA TEKNOLOJİSİ Wild Rubis konsept arabasının tam-hibrit prize takma teknolojisi markanın çevre odaklılığı ile paraleldir. Aktarma organları 225 bhp 1,6 THP benzinli içten yanmalı motordan ve arka aks üzerine konumlandırılmış bir 70hp elektrik motorundan oluşmaktadır. Bu elektrik motoru, ev prizinden şarj edilebilen lityum iyon pillerden güç almaktadır.


AUTOKONSEPT

AŞK RENGİ KIRMIZI Auto Tuning World / Ocak - Şubat

2017

21


AUTOKONSEPT

PEUGEOT

ULTRA-SPORTİF CROSSOVER

22 Auto Tuning World / Ocak - Şubat 2017


AUTOKONSEPT AUTOKONSEPT

U ltra-sportif Crossover Peugeot Quartz daha ilk bakışta

sağlam ve güçlü sportif tarzını ortaya koyuyor. SUV gövde ile sedan kabini birleştiren heykelsi tasarımı, 2.06m genişlik ve 305mm lastiklerle birleşerek olağandışı bir performans ve yol tutuşu sağlıyor. Volkanik bazalt, dijital dokuma ile elde edilen özel kumaş, eskitilmiş deri gibi yenilikçi malzemeleri ve çarpıcı tasarımı sayesinde öne çıkan sportifliği, aracın gerek dışında gerekse iç mekanında benzersiz bir şekilde hayata geçirildi. Maksimum verimli-

lik için ise LED optik modüllerden oluşan farklı aydınlatma fonksiyonları geliştirildi. İkonik Peugeot logosu; damalı bir motifle süslenen panjurun merkezinde konumlandırıldı. DIŞ TASARIM Quartz’ın motoru uzun ve hava emişini geliştiren ızgaraların yer aldığı kaputun altında bulunuyor. Profilden bakıldığında, gergin çizgiler Quartz’ın dinamizmini ifade ediyor. Aracın mimarisi ortadaki kapı direğini ortadan

kaldırarak kapıların makas gibi yukarı doğru açılmasını ve highend kabine geriye doğru adım atılarak girilmesini sağlıyor.Her detaya gösterilen muazzam dikkat, Quartz’ın verimliliğinin altını çiziyor. Arkadaki iki spoiler’e dönüşerek sonlanan cam tavan, aerodinamik tasarımı daha da iyileştiriyor. Tüm bunlar; Quartz’ın önündeki yoğun mavi ile arkasında kanatların rengi olan mat siyah ile birleşiyor; geçiş dengesi ise beyaz ve kırmızı dokunuşlarla korunuyor.

Auto Tuning World / Kasım - Aralık 2016 23 Auto Tuning World / Ocak - Şubat 2017 23


AUTOKONSEPT

Quartz’ın 23 inçlik devasa alaşım jantları ise büyük bir fark yaratıyor. İÇ KONFOR Quartz’da; dayanıklılığı ve hafifliği sağlayan volkanik bazaltın kullanıldığı ön konsol ile birlikte dünyada ilk kez koltuk kaplaması için dijital dokuma ile üretilen kumaş kullanılıyor. Aracın high-end performansıyla uyum sağlaması için sürücü koltuğu, sürücüyü sağlam şekilde sarıyor; Peugeot i-Cockpit ile her şey sürücünün parmaklarının ucunda tutuluyor. Head-up gösterge paneli ile geniş ve tamamen kişiselleştirilebilir bir ekran sunuluyor. Konsolun merkezindeki 45 derece açılı yerleştirilmiş polikarbonat şerit; hem ekran gibi kullanılarak ekstra bilgilerin gösterilmesini sağlıyor, hem de araca

24

Auto Tuning World / Ocak - Şubat 2017

ayrı bir derinlik katıyor. Kabinin üst kısmı yekpare hissi yaratırken aynı zamanda da birçok fonskiyonu barındırıyor. Araç içerisindeki her 4 yolcu için de ayrı koltuk bulunuyor; bu sayede iç hacim maksimum düzeye çıkarılıyor. Spor hissinin artırılması için ise; yan ve tavan trimleri siyah deriden, koltuklar ise esmer deriden oluşuyor. Quartz’ın kabini sürüşe adanmış Peugeot i-Cockpit ile tereddütsüz şekilde sportif. Rakiplerinden esinlenilerek yapılmış, üzerinde kumanda düğmelerinin bulunduğu kompakt direksiyon en yüksek verimliliği sağlıyor. Mümkün olan en az hareket ile sürücünün sürüş modunu değiştirmesi, vites geçişi sağlaması ve göstergeler arasında geçiş yapması mümkün kılınıyor.

OLAĞANÜSTÜ PERFORMANS Quartz konsept, olağanüstü bir sürüş sağlıyor. Performans, tepki süresi ve sezgisel kontroller eşsiz bir keyif için biraraya geliyor. Kaputun altında Peugeot Sport tarafından geliştirilmiş 1.6L 270 THP motor yer alıyor. 6 ileri otomatik şanzıman ile birleşen 4 silindirli benzinli motor 330 Nm tork ve yaklaşık 170 hp/l güç üreterek dünyanın en iyi performanslarından birini yakalıyor. 500 hp toplam güç üreten Full Hybrid “plug-in” sistem bir içten yanmalı motor ve iki elektrik motorundan oluşuyor. Quartz’da üç ayrı sürüş modu bulunuyor:


AUTOKONSEPT

Auto Tuning World / Temmuz - AÄ&#x;ustos 2016 25


AUTO KONSEPT

VİZYONER TASARIM

E

XALT konsept, yalnızca gerçekten faydalı materyalleri kullanarak radikal olmayı tercih ediyor. Teknik özellikleri farklı kültürlerden çıkan, hem Çin hem de Fransız tekniğini birleştiren materyalden geliyor. Kullanılan materyalin tümü titiz testlerden geçirilmiş ve verimliliklerine göre seçilmiştir.

PEUGEOT

SÜRÜŞ DENEYİMİ Peugeot i-Cockpit zevk vermeyi

26 Auto Tuning World / Ocak - Şubat 2017

hedefleyen yoğun bir sürüş deneyimi sunuyor. Gösterge paneli, sürücüye navigasyon ve aracın ısıtma ya da klima gibi diğer ayarları arasında rahatça geçiş yapmasını sağlayan dokuz tuştan oluşuyor. Pure Blue isimli yenilikçi bir hava filtreleme sistemi ile tüm yolcular arındırılmış bir ortamda seyahat ediyor.

jisini kullanmaktadır: 100% elektrik, yalnızca yakıt, yakıt-elektrik hibrid. Sürüş biçimi seçilen moda adapte olur, böylece sürücü her aşamada aldığı yolla bütünleşeblir ve Peugeot’nun yol performansı becerisinin tadını çıkarabilir.

YÜKSEK PERFORMANS

EXALT konsept pürüzsüz ve atletik hatlarıyla Peugeot tasarımının gücünü somutlaştırıyor. Yenilikçi dizayn, etkileyici bir sedan vizyonu yansıtan düz bir

EXALT konsept sürücünün en uygun sürüş modunu seçmesine olanak tanıyan HYbrid4 teknolo-

PÜRÜZSÜZ DİZAYN


AUTO KONSEPT

hat ve karışık kullanılmış materyalden oluşuyor. Exalt’in tasarımına eklenmiş tarihe küçük bir göz kırpış, markanın imzasını vurguluyor.

DİNAMİK HATCHBACK EXALT konsept bir sedan için alışılmışın üstünde bir çok yönlülük sunuyor. Türünün tek örneği olan araç, otomobil tutkusunu yaratan

tarihi yeniden yorumluyor: sıkı ve dinamik hatlar, yüksek bel çizgisi, eğimli ön cam, alçak tavan (yalnızca 1,31m) ve ince yan görünüm, hacmi şaşkınlık yaratan bir kabini saklıyor.

Auto Tuning World / Ocak - Şubat 2017 27


AUTO KONSEPT

ÜSTÜN KALİTE

28

Auto Tuning World / Ocak - Şubat 2017


AUTO KONSEPT

Auto Tuning World / Ocak - Åžubat 2017 29


AUTO KONSEPT

ÖNCÜ TEKNOLOJİ

30

Auto Tuning World / Ocak - Şubat 2017


AUTO KONSEPT

Auto Tuning World / Ocak - Åžubat 2017

31


AUTO KONSEPT

ÜSTÜN TOYOTA TEKNOLOJİSİ

HYBRID

Y

eni Toyota C-HR ile 1.2 Benzinli Turbo motor seçeneğinin yanında ayrıca en gelişmiş hibrit sistemimiz de sunulmaktadır. Gelişmiş 1.8 litre benzinli motor, hafif ve kompakt elektrik motoru ile uyumlu çalışarak düşük yakıt tüketimi ve yüksek performans sağlar. Elektrikli sürüş modu (EV) en gelişmiş hibrit sistemi sayesinde artık daha uzun süre ve daha sık kullanılabilir,

32

Auto Tuning World / Ocak - Şubat 2017

böylece daha uzun süre tamamen sessizlik içinde konforlu bir yolculuk yapabilirsiniz. Daha fazla güce ihtiyaç duyduğunuzda, tam hibrit teknolojisi size hızlı bir şekilde karşılık verir. Hibrit teknolojisi sayesinde ister şehir içinde isterseniz de şehir dışında sessiz ve konforlu yolculukların tadını çıkarın. JBL PREMIUM MÜZİK SİSTEMİ Eğer müzik listeniz kesinlikle vazgeçemediğiniz bir yol arkadaşınız ise Toyota C-HR‘de opsiyonel olarak sunulan JBL yüksek kaliteli müzik

sisteminden büyük keyif alacaksınız. Mükemmel ses kalitesi sunan 576 watt gücündeki 9 hoparlörlü, eksiksiz müzik kodlama özelliğine sahip sistem, sınıfındaki otomobiller içinde konser salonundakine en yakın sesi üretmektedir. Toyota C-HR’nin benzersiz iç yüzeyleri ile etkileşime girecek şekilde hassas olarak ayarlanan patentli A sütununa takılı tweeter’lar, geniş ses dağıtma üniteleri ve üç subwoofer gibi yüksek kaliteli parçalar güçlü, net ve anlaşılır bir ses üretir. Bu ses kalitesine inanmak için C-HR için özel olarak geliştirilen JBL ses sistemini mutlaka denemelisiniz.


AUTO KONSEPT

T

oyota‘nın B segment crossover modeli C-HR, performans departmanlarının maharetli ellerinde bambaşka bir kimliğe büründü. Üretimi Türkiye’de yapılan ve aynı zamanda Türkiye’de üretilen ilk hibrit otomobil olma özelliğine sahip olan Toyota C-HR, satışa sunulduğu ilk günden itibaren başarılı satış rakamıyla Japon üreticinin yüzünü güldürüyor. C-HR’ın bu başarısın perçinlemeyi düşünen markanın performans departmanı TRD (Toyota Racing Development) ve Modellista, araç üzerinde yaptıkları geliştirmelerde C-HR’a yeni bir hava katmayı başarmış. İşte C-HR üzerinde yapılan geliştirmeler. TRD TRD ekibinin C-HR üzerinde, Aggressive ve Extreme olmak üzere iki farklı versiyonda geliştirme yaptığını görüyoruz. Adından da anlaşılacağı üzere daha sportif ve asfalta uygun hatların

hakim olduğu Aggressive versiyonunda; ön, arka ve yanlarda olmak üzere aracın tüm gövdesinde tampon ve difizör değişikliklerinin yapıldığını görüyoruz. Buna ek olarak C-HR’ın arka kısmında yer alan spoilerda da TRD imzasını görmek mümkün. TRD ekibinin, C-HR üzerinde yaptığı geliştirmenin Extreme versiyonunda daha çok ralli organizasyonların kullanılan tasarım dilinin çamurluklarla verildiğini söyleyebiliriz. Bu versiyonda kullanılan jant tercihinde 18 inçlik takım görev yapıyor. TRD ekibi dış tasarım detaylarıyla birlikte C-HR’ın içerisinde de bu performans hissini kullanıcılara vadediyor. Darbe emici özelliğine sahip sportif koltuklar, TRD imzalı çalıştırma butonu, gösterge panelleri sürücüsüne dış tasarımda hissettirdiği performans duygusunun içerideki temsilcileri arasında yer alıyor. Donanımsal geliştirmelerin yanı sıra TRD ekibi mekanik iyileştirmeri de C-HR bünyesinde yer vermeyi es geçmemiş. C-HR dahilinde vibrasyon emiş özelliği daha yüksek olan süspansiyon kitine yer veren TRD ekibi,

aracın rijitlik derecesinin (burulma direnci) de iyileştirildiğinin bilgisini veriyor. Modellista Tıpkı TRD ekibi gibi Modellista’nın da C-HR üzerinde Elegant Ice ve Boost Impulse olmak üzere iki farklı versiyonda geliştirme yaptığını görüyoruz. TRD’ye göre daha keskin yapıda olan Modellista geliştirmelerinin Elegant Ice versiyonunda ön, arka ve yanlarda olmak üzere aracın tüm gövdesinde tampon ve difizör değişiklikleri bulunuyor. Bunlara ek olarak ayna ve kapı kulplarında da küçük dokunuşlar mevcut. Boost Impulse versiyonuysa tamamen kendine özgü LED ışıklandırmalar ve aerodinami kitiyle birlikte geliyor. Kullanıcılar bu versiyonda 17 ve 19 inçlik jant seçeneklerini seçme imkanına sahip. Modellista ekibinin iç tasarımdaki en dikkat çeken farkıysa araç içerisinde yer verilen ve bagajda da yer alan aydınlatma detayları olduğunu söyleyebiliriz. Auto Tuning World /

Ocak - Şubat 2017

33


AUTOKONSEPT

VOLVO CAR

V

na. Both versions will be built in Volvo Cars’ production facility in Daqing, China, and exported globally, highlighting the high levels of quality that underpin Volvo’s global manufacturing strategy.

Volvo Cars, the premium carmaker, has unveiled a new up-

The new S90 will be the most premium car ever made in Chi-

“China will play an increasingly important part in our global

VOLVO

olvo Cars unveils new version of the S90 sedan and topof-the-line S90 Excellence in Shanghai, marking a new era for car-making in China

graded China version of its S90 sedan and a top-of-the-line luxury model called S90 Excellence, both aimed at the high-end sedan market, in advance of their first public appearance at the 2016 Guangzhou Motor Show.

34

Auto Tuning World /

Ocak - Şubat 2017


manufacturing ambitions. Our factories here will deliver world-class products for export across the globe in coming years, contributing to our objective of selling up to 800,000 cars a year by 2020,” said Håkan Samuelsson, President and CEO, Volvo Car Group. Volvo has paved the way in developing China’s exports of cars to global markets. It was the first Western car maker to export a premium Chinamade car to the US in 2015 with the S60 Inscription, which received a full

entertainment purposes. The S90 Excellence also includes a rear-seat touchscreen control interface, a built-in refrigeration compartment and handmade crystal glasses from Swedish glassmaker Orrefors. The S90 will be available with Volvo Cars’ award-winning T4 and T5 petrol engines and the top-of-the-line T8 Twin Engine plug-in hybrid, delivering an uncompromising mix of performance and pure electric power that makes the most of Volvo’s ‘Relaxed Confidence’ chassis settings.

Premium credentials Both the S90 cars underscore Volvo’s credentials as a premium car maker.

AUTOKONSEPT will notice is the high quality materials that combine to deliver a wellthought-through and immersive luxury feel,” said Thomas Ingenlath, Senior Vice President Design at Volvo Car Group.

“The first thing you notice in the S90 Excellence is that we have removed the front passenger seat and replaced it with what we call the Lounge Console, designed to meet the chauffeur-driven executive customers’ need to relax or work while on the move. The second thing you

The S90 Excellence incorporates many features designed to enhance the in-car experience – a full panoramic roof, foldout worktables, clever storage, a heated and cooled cup holder, an adjustable footrest and a built-in entertainment system featuring a large display for work or

The S90 Excellence will only come with the T8 Twin Engine powertrain option.

CarPlay and Android Auto allowing convenient access to familiar smartphone features via the large centre display in the car.

5-Star rating in National Highway Traffic Safety Administration testing.

The new cars will come with a host of standard safety features including Large Animal Detection as a part of the City Safety system, Pilot Assist, which is a hands-on-the-wheel semiautonomous driver assistance system that works up to 130 km/h. Volvo’s new 90 Series cars also come with the convenience of smartphone integration, incorporating Apple

Both cars will be available with a new CleanZone air quality system that employs an ionic air cleaner, a PM 2.5 real-time monitor in the four-zone air conditioning system. The new S90 goes into production in November. The S90 Excellence follows next year. Auto Tuning World / Ocak - Şubat

2016

35


Endüstri 4.0 Zirvesi

ENDÜSTRİ 4.0 ZİRVESİ GELECEĞE UMUT TAŞIDI

3- 4 Aralık 2016 Tarihinde Vialand Palace Otel’de gerçekleştirilen Endüstri 4.0 Zirvesi Başarılı bir şekilde sonuçlandı. 2. Endüstri 4.0 Zirvesi 2 Aralık 2017 Tarihinde gerçekleştirilecek.

36

WORLD MEDIA tarafından organize edilen ve SIEMENS altın sponsorluğunda 3-4 Aralık 2016 tarihinde Vialand Palace Otel’de gerçekleştirilen Endüstri 4.0 Zirvesi; 2 gün boyunca altı farklı oturumla hayata geçirildi. Başarılı bir şekilde sonuçlanan zirvenin ikincisi, aralık 2017 tarihinde gerçekleştirilecek.

W ORLD MEDIA Genel yayın Yönetmeni İLKER KAPLAN’ın

“Bilim İçin Aydınlanma Aydınlanma İçin Bilim” açılış konuşması ardından; iNFOMA Yönetim Kurulu Başkanı MUSTAFA CERAN “Endüstri 4.0 Ne Yapmalıyız” üst başlığıyla bir konuşma gerçekleştirdi. EMAS Yönetim Kurulu Başkanı GAZAN-

Auto Tuning World / Ocak - Şubat 2017

FER SANLITOP’un “Neden Geri Kaldık Nasıl Kalkınırız” konuşması ardından günün son konuşmasında; SIEMENS TÜRKİYE Genel Müdür Yardımcısı ALİ RIZA ERSOY Dünyada ve Türkiye’de Endüstri 4.0 uygulamalarını anlattı. Endüstri 4.0 Zirvesi 2. Gününde de; ETG ROBOT-

ICS Genel Müdür Yardımcısı CANDAN SEZGİN GÜLÜNAY ; “Osmanlıan Cumhuriyete Sanayileşme” konuşmasını yaptı. Endüstri 4.0 Zirvesi’nin son konuşmasını; SIEMENS TÜRKİYE Dijital Fabrikalar Bölge ve OEM Satış Müdürü HAKAN MAVRUK gerçekleştirdi.


AYIN KONUĞU

34 NAM 34 34 NAM 34

Auto Tuning World / Kasım - Aralık 2016 37


Endüstri 4.0 Zirvesi

World Media Genel Yayın Yönetmeni İlker Kaplan

“BİLİM İÇİN AYDINLANMA AYDINLANMA İÇİN BİLİM ”

İnsanlık tarımsal devrimden sonra hızlı bir gelişim seyri izledi. Son 13 bin yılı kapsayan bu dönemde; ara sıra kesintiye uğrayan ilerleme, belirli dönemlerde ivme kazanarak sürdü. Aydınlanma çağı sonrasında ortaya çıkan Birinci sanayi devrimi – buhar gücünün devreye girmesi- sonrasında bu ilerleme daha da ivmelendi.

38

Auto Tuning World /

Ocak - Şubat 2017


A ydınlanma Çağı olarak adlandırılan tarihsel dönem, aydınlanma felsefesinin 18. yüzyılda doğup benimsenmeye başladığı dönemdir. Batı toplumunda 17. ve 18. yüzyıllarda gelişen, akılcı düşünceyi eski, geleneksel, değişmez kabul edilen varsayımlardan, ön yargılardan ve ideolojilerden özgürleştirmeyi ve yeni bilgiye yönelik kabulü geliştirmeyi amaçlayan düşünsel gelişimi kapsayan dönemi tanımlar.

Aydınlanmaya yol açan başlıca düşünsel gelişmeler Rönesans ve Reform hareketleridir. Aydınlanmanın ilk temsilcileri olarak genellikle Rene Descartes ve Gottfried Wilhelm Leibniz kabul edilir. Almanya’da Johann Gottfried Herder, Immanuel Kant, Christian Wolff; Fransa’da Denis Diderot, Claude Adrien Helvétius, Montesquieu, Jean-Jacques Rousseau, Voltaire; Büyük Britanya’da David Hume, John Locke ve Thomas Paine Aydınlanma çağının en önemli temsilcileridir. DOĞA BİLİM - BİLİM DOĞA DİYALEKTİĞİ İnsanlık her zaman teknolojik gelişmelerde doğayı taklit etti. Doğa bize bu kadar ilham verirken biz doğaya zarar vererek ihanet etmemeliyiz. İnsanı diğer canlılardan ayıran en önemli özellik doğayı gö-

zlemleme ve onu kendi yararına kullanma yetisine sahip bir düşünsel ard plana sahip olmasıdır diyebiliriz. MATBAAYA DİRENENLER VE ENDÜSTRİYEL GELİŞMEYE DİRENENLER Matbaanın bulunduğumuz coğrafyaya girişi kimi görüşlere göre 300, kimi görüşlere göre 400 yıllık bir gecikmeyi kapsıyor. Bunun sebebi Matbaanın gelişi sonrası yalnızca 20 adet dini kitabın basılması. O da Şeyhülislam’ın izniyle… Şimdi matbaanın bulunduğumuz coğrafyaya girişi sonrası yaşanan süreç endüstriyel gelişmelerle aynı. O dönemde matbaaların yaptığı işi daha uzun sürelerde gerçekleştiren yazıcıların ve ulemanın direnişi bu ileri adımı yavaşlattı. Bu günde sanayinin gelişimine direnen böylesi bir kesim mevcut. Ancak tarihin gelişimi önüne set çekmeye çalışmak tabi ki zor hatta imkansız. ÖZETLE Bilimsel aydınlanmanın başlangıcının; son iki yüz yılla – buharın devreye girmesi- başlatılması bizi eklektik ve nominalist bir yere götürür. İnsanlığın ortaya çıkardığı birikimi son 13 bin yıl öncesinden başlatmak daha doğru

Endüstri 4.0 Zirvesi olur. Aslında ondan daha önceki tarihlerde de insanlık medeniyet biriktiriyor ve her geçen an gelişim gösteriyordu. Bulunduğumuz coğrafyanın güneyinde buğdayın aşılanması ve depolanmaya başlaması tüm gelişmelerin hızlanmasına sebep oldu. Özetle birinci vurgulayacağımız nokta; bilimsel gelişme ve aydınmanın insanlığın evrimsel süreciyle paralel geliştiği. Son 200 yıla sıkıştırılamayacağı. Ancak şöyle bir ekleme yapmanın da önemli olduğu kanaatindeyim. O da son ikiyüz yıldır; insanlığın yarattığı bilgi birikimi, başdöndüren bir hızla gelişti ve ivme kazandı. Biz ülke olarak bu gelişimi; 1. Endüstri Devriminde 300 yıl, 2. Endüstri Devriminde 100 yıl, 3. Endüstri Devriminde 50 yıl geriden takip etmek zorunda kaldık. Şimdi elimize bir fırsaat geçti. 4. Endüstri Devrimini 4-5 yıl gibi çok kısa bir sürede takip etme şansımız var. Ancak bunun için bir an önce farkındalık yaratmak zorundayız. WORLD MEDİA olarak SIEMENS ana sponsorluğunda düzenlediğimiz zirveiz bu farkındalığı yaratmaya hizmet ediyor. Gelecek yıl daha geniş kapsamlı bir zirvenin organizasyonuna girişiyoruz. Bilimle kalın, pozitif aklın yolundan ayrılmayın.

Auto Tuning World / Ocak - Şubat 2017

39


Endüstri 4.0 Zirvesi

İnfoma Yönetim Kurulu Başkanı Mustafa Ceran

“ENDÜSTRİ 4.0 - NE YAPMALIYIZ”

Mustafa Ceran

Endüstri 4.0 sunumumuza geçmeden önce, bunun ülkemiz için neden önemli olduğu, nelere dikkat etmemiz gerektiği konusunda açıklamalarda bulunmakta fayda var. Ancak daha öncesinde kendimizi biraz tanıtalım ve firmamızın nereden nereye geldiğini anlatalım.

Y aklaşık 30 yıl önce İnformatik olarak, ülkemiz endüstrisine ileri teknolojilere dayalı çözümler kazandırmak ve ARGE bilincinin yaygınlaşması amacıyla, yola çıktık. Gelişim ve değişimlere ayak uydurarak - mekatronik çalışmalar yapıyorduk. İnformatik bölümünün mekanik ile ilgili kısmını geçtiğimiz aylarda İspanyol bir firmaya devrettik. INFOMA olarak, Endüstri-4.0 uyumlu, yeni nesil elektronik çözümlerle yola devam ediyoruz. Odak noktamız her zaman endüstri ve ARGE’ler idi oradan yola çıktık ve bugüne kadar geldik. Endüstri 4.0 veya 4. Endüstri Devrimi olarak tanımlanan ve adından da anlaşılacağı üzere devrim niteliğindeki konuya 40

Auto Tuning World / Ocak - Şubat 2017

geldiğimizde bu endüstride tamamen yeni bir dönem ve yeni bir boyuttur. Kartopu gibi büyüyerek hızla büyüyen bu konuda bizimde vakit kaybetmeden bir yerden başlanması gerektiği inancıyla bu konuya özel önem vererek yolumuza devam ediyoruz. Konu henüz dünyada da yeni olduğu için, Endüstri 4.0 konusunda çok geç kalmadık ama çok geçmeden bu konuyla ilgili acil çalışmalar başlatmazsak, geç kalmaya yakınız. Siz iki kişiyi bilgilendirebilirseniz o iki kişi, başka iki kişiyi daha bilgilendirebilirse bir farkındalık ortaya çıkar. Kartopu bu şekilde yuvarlanarak büyür, bizim de amacımız, sizlerle birlikte bu bilinçlenmenin başlangıç hareketini verip, hız kazanmasını sağlamaktır.

Bu milli bir kalkınma meselesidir. Eğer geri kalmışlıktan kurtulmak istiyorsak, mutlaka ama mutlaka üretime sahip çıkmamız gerekiyor. Aynı zamanda, eski hataları tekrar etmemek için mevcut durumun sonuçlarına değil sebeplerine inmemiz gerekiyor, üretmemiz gerekiyor. Bunu bir türlü kavrayamıyoruz ve maalesef, hızla gelişen ülkeler az laf çok iş üretirken, biz ise çok laf az iş üretiyoruz. Kore bunun en güzel örneğidir. 30-40 yıl önce biz onların çok önündeyken, şu anda onlar çok daha hızlı bir teknoloji üreten ülke konumuna gelmişlerdir. Çalışma sahamız Bilimsel, Teknik ve Mühendislik Biz firma olarak bilgisayar


destekli mühendislik üzerine çalışmalar yürütüyoruz. Endüstri konusunda faaliyetimiz; savunma, uzay, uçak, otomotiv, elektronik, makina gibi sektörlere hitap ediyor. Çünkü ARGE, bu sektörler için olmazsa, olmaz bir alan olup, bu alanda yatırımlarını onlar daha çabuk yapıyorlar. Dünyada da sanayi ve teknoloji alanındaki tüm buluşlar; ilk olarak uzay, uçak ve savunma sektörlerinde başlar. Amerika’da da, Japonya’da da, Almanya’da da aynı durum geçerlidir. Uzay ve uçakla başlar; yavaş yavaş diğer endüstrilere yansır. Türkiye’de de aynı durum geçerli. Dolayısıyla bizde bu teknolojileri üreten şirketlerle işbirliğine giderek, bunları ülkemize kazandırmaya önem verdik, çünkü o tip teknolojileri maalesef şimdilik biz üretemiyoruz. Konusunda dünyanın en iyilerini tercih ederek, dünya ile aynı anda bu ileri teknolojileri Türkiye’ye kazandırmaya gayret ettik yani bu alanlarda önemli tecrübe sahibi olduk.. Aynı şekilde, dünya ile aynı anda Endüstri-4.0 konusunda farkındalık için gayretimiz de bu nedenledir. Bütünleşik ürün geliştirme teknoloji platformları evrilerek? endüstri 4.0 ortaya çıkmış oldu. Vizyon sahibi olmak çok önemli. Bu tip konular açıldığında veya seminerlerimizdeki yorumlardan bizim bunları yapamayacağımız düşünülüyor veya kendimizde bu cesareti göremiyoruz. Türkiye kendi uzay aracını yapabilecek kabiliyete sahip ama özgüven eksikliği yanında vizyon ve yönlendirme eksikliği var. Herkes mum ışığı gibi kendi etrafını aydınlatmakla meşgul. Biraraya gelsek ve odaklanabilsek, çok daha fazla alanı rahatlıkla aydınlatacak birikimimiz var. Kimsenin kusura bakmasın ama, bir ülkenin gelişmişliği denildiğinde, laftan çok elindeki patent sayısına bakma yeterli olacaktır. Endüstri 4.0, Almanya ve Amerika gibi gelişmiş ülkelerin üretimlerinin hızlı bir şekilde Çin’e kayması nedeniyle, Alman’yanın arayışlarının bir sonucu

olarak doğmuştur ve bir hükümet politikasıdır. Amerika’da ise 2004 yılından başlayarak, daralan ekonomi ve savunma sanayiindeki hızlı çöküşe çare üretebilmek amacıyla o yıllarda savunma sanayisini canlandırmak için körfez savaşı gibi yeni savaşlar başlatılmış, paralellinde Endüstri-4.0 gibi üretimde verimlilik çarelerine özel önem ve ağırlık verilmektedir. Tam da bu nedenle, bizde Endüstri 4.0’ü ıskalamadan, odaklanarak üretimde verimliliği ve gelirimizi arttırmamız kendimizi güvence altına almamız lazım. Geri kalmış ülkelerin en temel problemleri; eğitilmiş insan gücüdür. Eğitim yetersizliği nedeniyle endüstrisi geride kalıyor. Bu ülkeler, üretemediği için her şeyi dışarıdan alıyor. Türkiye’de geçmişte bu durumdaydı, ama son 30 yıldır yapılan bazı radikal politikalar ve yapılan yatırımlar nedeniyle birtakım şeyleri üretir ve ihraç eder hale gelmiştir. Türkiye’de şu an en çok ihracat yapılan sektöre bakıldığı zaman bunun otomobil sektörü olduğunu görüyoruz. Ancak, maalesef üretilen her otomobilin hemen hemen %70 parçası ithal yoluyla geldiği için, yapılan ihracatın ülke ekonomisine katkısı oldukça düşük kalmaktadır. Bunun da sebebi, yüksek teknoloji gerektiren parçaları kendimiz yapabilecek konumda henüz değiliz. Bu çerçeveden bakıldığında, dünya otomotiv sektörüne yön veren Almanlar (bu konuda lider olmalarına rağmen), bulundukları konumu beğenmiyorlar ve 20 sene sonra kendimizi nasıl garanti altına alırız diye durmadan çalışıyorlar. Ülkeyi yöneten politikacılar da dahil olmak üzere, ilim adamları ve endüstri liderleri 2,5 sene önce bir araya gelerek, yeni bir atılım yapma kararı alıyorlar ve bunun da adını ‘Endüstri 4.0’ koyuyorlar. Yapılan çalışmanında havada kalmaması için çalışma grupları oluşturup, icraata başlıyorlar ve aradan geçen bu kısa zamanda dahi,

Endüstri 4.0 Zirvesi devrim niteliğinde birçok buluş ve endüstriyel gelişmeler başarıyorlar. Bu çalışma gruplarında politikacılar yanı sıra bilim adamları ve sanayiciler yer alıyor. Ana temaları Endüstri 4.0’ın referans mimarisi olup, bunun için öncelikli alanları (siber-güvenlik, insan eğitimi vb) belirleyerek çalışmalar yapıyorlar.. İlk düşünceleri, tüm müşterilerin ihtiyacını karşılayabilecek esnek üretim hattı oluşturarak, tüm müşterilerin ihtiyacını karşılayabilen “Akıllı Fabrika” konseptini oluşturuyorlar. Akıllı Fabrika’ların özünü teşkil edecek şekilde “Siber-Fiziksel” sistemler geliştirerek, bu sistemler kendi kendilerine karar verebilme yetenekleri sayesinde daha önce mümkün olmayan üretim ve verimliliği sağlayan ilk örnek fabrikaları kuruyorlar. Bununla, verimlilik artışı yanı sıra, iş gücünü dengeleyebilme kabiliyeti ile gelirlerde değer artışı sağlıyorlar. Kısaca dünyanın tamamını saracak bir konseptten bahsediyoruz. Otomotiv fabrikaları, rekabetin en hırçın olduğu alan olduğu için, kârlarını daha da arttırabilmek ve rekabette öne geçebilmek için konuya insansız araçlar gibi inanılmaz yatırımlar yapıyor. Bütün dünyada elektrik ile çalışan arabalara doğru gidiliyor ve onların gelirlerine destek vermeye çalışıyorlar. Kendi arabamızı yapmak düşüncesi çok güzel ancak, bu gelişmeleri dikkate alarak, geceğe hitap eden, rekabetçi konumu olan araçlar yapabilmek için mutlaka inovativ ve ARGE odaklı çalışmalarla yeni teknolojileri içeren ürün geliştirmek gerekir diye düşünüyorum. Biz zamanında kendi uçağımızı, kendi arabamızı yapmışız ama yaptırmamışlar, bir yerlerde taş koymuşlar ve bunları durdurmuşuz. Yeni yayınlanan bir rapora göre, dünya nüfusundan 3,5 milyar insanın sahip olduğu tüm varlıkların eş değerine sahip insan sayısı 62 kişi. Böyle dengesiz bir ortamda yaşıyoruz ve kapitalizm artık, bu vahşi bütçelere sahip ortamlar nedeniyle devlet tanımayan bir boyuta doğru evriliyor. Auto Tuning World / Ocak - Şubat 2017

41


Endüstri 4.0 Zirvesi

Teknoloji Transformasyonu Bu oluşumda, odak noktası herşeyde olduğu gibi insan, bunun yanı sıra çevre ve teknoloji olmalıdır. Bu üçünü harmonik kullanmamız, bunlara dikkat edilmesi, bundan sonraki bütün politikacılarının ve bilim adamlarının temel parametresi olması lazım. Bir şey yaparken mutlaka önce insanlık düşünülmeli, çevre düşünülmesi, kirlilik ve ekonomi düşünülmesi lazım. Endüstride son dönemlerde birçok araştırmalar yapılıyor. Başka neler yapılması gerektiği konusunda. Bulgular akıldığında, firmaların para harcadıkları en önemli noktalar; %23’ ünü satışını geliştirmek için, %19’ unu EIPS’ ini (?) geliştirmek için, %6’ sını insan kaynaklarını geliştirmek için, % 47’ sini üretim ve tedarik zincirini koordine etmek için harcıyor. Burada en önemli pay global ortamda üretim olarak ortaya çıkıyor. Günümüzde, endüstrinin temel maddeleri olan petrol ve üretilmiş mallar, büyük yük gemileri ile taşınmaktadır. Oysa, önümüzdeki dönemde bir taraftan petrolün tükenmesi ve diğer taraftan Endüstri-4.0 kapsamında “Akıllı Fabrika”ların esnek üretim kabiliyetleri sayesinde yerinde üretilecek yarı mamül ve mamül ürünler sayesinde belki de bu tür çok büyük yük gemileri ve taşımalara ihtiyaç kalmayacaktır. Bugün dahi, 42

Auto Tuning World / Ocak - Şubat 2017

3D yazıcılar sayesinde isteyen kendi mutfak eşyasını kendisi evde yapabilme imkanına sahiptir. Bu mümkün. Konu çok yeni olması nedeniyle, Endüstri 4.0’ın tanımı tam oturmuş değil. Ben özetini söylemek istiyorum - Her insanın ihtiyacına cevap verebilecek ürünlerin, her an ve her ortamda üretilebilmesi için esnek üretim hatlarının oluşturulması. – “ Ancak, b urada Endüstri-4.0 yanı sıra, birde 4. Endüstri Devrimine işaret etmekte yarar var. Endüstri4.0 denildiğinde genel olarak “Akıllı Fabrika”lar akla gelirken, Dördüncü Endüstri Devrimi ise, bu değişim ve dönüşümün sonunda, topluma ve yaşamımıza yansıyacak kümülatif etkileri anlatılmak istenmektedir. Bir başka gözle konuya bakmak gerekirse, içerisinde herşey için “Akıllı” nesneler ve çözümler içeren 4. Endüstri Devrimi, bir bakıma sanki “insanı” anlatıyor gibi... Şöyle ki, yapay zeka sayesinde düşünüp kendi kendine karar veren araçlar, hissesed, koku alan, gören, işiten özelliklere sahipler. Bu da bir bakıma insanın özellikleri değilmi? İnsanı simüle ettiğiniz zaman bunun sanalıyla gerçeği arasında nasıl bir olay ortaya çıkacak ve “robotlar” kendi kendine ne kadar fazla karar verebilecek ve kendi kendine ne kadar bir şeyler üretebilecek şu anda bununla ilgili çok bir şey söyleyemeyiz. Sanal aleme girdiğiniz zaman, zamanda ve mekanda istediğiniz herhangi

bir sınır olmayacağı için, zaman zaman gerçek ortam ile sanal ortamı karıştırır hale gelecek insanlar. Realiteye çok yakın kurgulanmış bir yapı içerisinde insan beyninin hatasını görmeden inanabileceği bir boyutta hazırlarsanız onun çıktısı nasıl olur, bunu bugünün ne psikoloğu, ne fizyoloğu, ne de doktoru söyleyebilir. Çünkü daha bilmiyoruz. Burası karanlık bir bölüm yaşadıkça göreceğiz. Çocuklar nasıl olacak, nasıl büyüyecek; bunları bilmiyoruz önümüzdeki dönemlerde belkide gerçek topraktan yetişmiş bir salatalığı göremeyeceğiz. “Akıllı Otomasyon” ve robotların gelişmesiyle, vasıfsız insanların işlerini kaybedeceği ve işsizliğin artacağı muhakkak. Cahilliğe fırsat yok. Dolayısıyla, bu gelişmelere paralel olarak eğitimin önemi ve insanlarında aynı hızda değişmesi (dönüşmesi) gerekiyor. Bilhassa, ülkemiz açısından bu treni de kaçırmak istemiyorsak, bu bilinçlenmeye bir an önce önem vererek, önce “insan” diyerek bilhassa eğitime ve bu değişimi bilinçli ve eğitimli bireylerle karşılamaya hazırlanmak şart. Ancak, tarih boyunca ve her dönem ve şartta olduğu gibi, su aka aka mutlaka yolunu bulacak ve bir denge sağlanacak. İnsanın sağduyusu her zaman üstün gelir, ben buna inanıyorum.


Endüstri 4.0 Zirvesi

Siemens Türkiye Genel Müdürü Ali Rıza Ersoy:

“2020 YILINDA YİRMİ SEKİZ MİLYAR NESNENİN İNTERNETE BAĞLI OLACAĞI ÖNGÖRÜLÜYOR” Ali Rıza Ersoy

Auto Tuning World / Ocak - Şubat 2017 43


Endüstri 4.0 Zirvesi

Sleketiemens olarak biz bu işi memmeselesi olduğu için yapıyoruz.

Sadece biz değil diğer şirketlerde bir şeyler yapıyorlar ama onlar biraz geriden geliyor ve bu konu ülkede bu kadar yoğun konuşuluyorsa çok ciddi emeğimizin olduğunu düşüyorum. Bizim dört yüze yakın mühendisimiz var ve çoğu otuz beş yaşın altında. Hepsi Ar-Ge yapıyor. Üç yüz tanesi endüstri 3.0, diğerleri endüstri 4.0 üzerine. Global anlamda çalışıyorlar ve Ar-Ge yapıyorlar. Çok başarılıyız o kadar başarılıyız ki 2017 yılı için yüz yeni Ar-Ge mühendisine ihtiyacımız olacak. Gelecek yıl SIEMENS açısından Endüstri 4.0’ın yazılımları dünyanın sadece üç ülkesinde gerçekleştirilecek. Bu ülkelerden bir tanesi Türkiye olacak. Endüstri 4.0 Almanya’nın markası olduğu için şirketler kendi alt markalarını yaratmak zorundalar. Şirketler bize ‘biz nereden başlayacağız’ diyorlar. O zaman iş ticarileşmeye başlıyor. Endüstri 4.0 için yarını beklememize gerek yok, halihazırda 30 civarında teknoloji var. Bu teknolojilerin neredeyse tamamı dünyada mevcut. Hepimiz 3.0’ da değiliz ki birden 4.0’a geçelim. Hepimizin uzun yolları var. Bu ürün teknolojilerini de öğrenme şansımız var. Bana endüstri 4.0’ı birkaç kelimeyle anlat derseniz: “sanayinin dijitalleştirilmesi eşittir endüstri 4.0” derim. Endüstri 1784 yılında İngiltere’de başlamıştır. O döneme kadar tarımsal bir çizgi izleyen insanoğlu, kas gücü yerine su ve buhar makinesinin icadıyla ilk kez endüstriyle tanıştı. Tarihte görülmeyen, ciddi bir sıçrama oluştu çünkü köyden şehirlere göçler gerçekleşti. Şehirlerde; eğitim, sağlık, sanat, endüstri gibi sosyal olguların var olmasını sağladı. Elektriğin endüstriyle tanışması şu anlama geliyor; elektrik motoru döndürüyor, motor hattı yürütüyor ve böylece seri üretim başlıyor. Seri imalat sayesinde sanayi ürünleri herkesin erişebileceği fiyatlara gerilediği için tekrar sıçrama yaşanıyor. Sonra elektronik devreye girdiğinde otomasyon çağı başlıyor. Otomasyon 44

Auto Tuning World / Ocak - Şubat

2017

çağı başladığında üçüncü bir refah sıçraması oluyor. Çünkü otomasyon sayesinde aynı hatlarda çok farklı sanayi ürünleri üretir hale geliniyor. Şu anda biz halimizden memnun değil miyiz ? Niye 4.0’dan bahsediyoruz ? Endüstri 4.0 dendiğinde aklımıza ilk gelecek olan şey kocaman yazılı bir tehdit... Bu tehdit batının ama bizde batının bir parçası olduğumuzdan aynı zamanda bizim için de, ülkemiz için de büyük bir tehdit. Çünkü doğunun sanayi üretimi batının sanayi üretimini geçti. Yani endüstrinin başlangıcından itibaren krallığını koruyan batı tahtını doğuya kaptırdı. Şimdi soru şu: Batı buna izin verecek mi? Hayır. Mücadele edecek fakat başarılı olacak mı? Olmayacak mı? Bunu zamanla göreceğiz. Ucuz iş gücü, göreceli iş gücü üzerinden bir rekabet var ve endüstri 4.0 öncesi doğu koltuğu kapmış durumda. Batı da üç konuya konsantre olursam, tekrar eski koltuğumu kazanmış olurum diyor. Bu konuların birincisi; yeni jenerasyon (nesil) ürünlerini o kadar hızlı üretmeliyim ki ben o ürünü pazara sunduğumda doğu beni taklit edemeden bir sonraki bölümden sunabileyim. Kısacası hız. İkincisi esnek hatlar... Doğunun avantajı, hattı bir yere kuruyor, ucuz isçileri de etrafına yerleştirip aynı üründen üretiyor ve ucuz isçiler sayesinde rekabeti yakalıyor. Batı da “ben bunun tam tersini yapmalıyım” diyerek , yani hattı durdurmaya gerek kalmadan kişiselleştirilmiş ürünleri aynı hatta üretebilecek yani esnek hatlar yapmak istiyor. Peki bunu yapınca ne olacak? Gelecekte ürünler kişiselleşmiş olacak. Doğu bunu yapamıyor. Çünkü hattı durdurmadan farklı bir ürüne geçemiyor. Üçüncü konu ise verimlilik... O kadar verimli üretim gerçekleştirmeliyiz ki; Çin’den ucuz olsun. Bunun tek yolu da insanı sistemden çekme. İnsanı sistemden çektiğiniz zaman iki mucize eş zamanlı gerçekleşiyor. Bunlardan biri sistem geçmişte olmadığı kadar mükemmel, yani hatasız çalışıyor. Diğeri ise sistem geçişi olmadığı kadar ucuzluyor çünkü pahalı olan insan... Endüstri 4.0 dediğimizde akla gelen bir başlıkta insansız ortamlar yaratmak. İlk duyulduğunda

negatif gibi bakılabilir ama hemen atlamayın bekleyince göreceksiniz ki; çok güzel bir şey olacak. Endüstri 4.0’ın kendi içinde tarihi var. O tarihler şunlar; 2011 yılında Language Sanayi Fuarında konuşulmaya başlandı, 2012 yılında Alman hükûmeti bu konuyla ilgili 40-50 kişilik bir takım kuruyor. Bu takımlar bir yıl boyunca Almanya’nın gelecekteki 20 yıllın yol haritasını hazırlıyor. 2013 yılının nisan ayında Almanya: “Ey dünya ben kendi endüstrimi 3.0’dan 4.0’a önümüzdeki 20 yıl içinde geçireceğim, yol haritamda bu” diyor. Böylece 2013 yılında tamamen endüstri 4.0 konuşulmaya başlıyor. Bunlardan on ay sonra SIEMENS Türkiye olarak bizde İstanbul’da basın toplantısı düzenliyoruz ve “Ey ülkem, Almanya 4.0’a adım atmaya başladı. Gelin bunu ıskalamayalım” diyoruz. Biz geçen zamanlardan anlıyoruz ki; ıskalamıyoruz ıskalamayacağız da… Şimdi, ‘İşletmemde ya da fabrikamda ne yapmalıyım ki Endüstri 4.0’a geçiyorum - geçtim’ diyebileyim sorusunun cevabını arayacağız. Aslında farklı yaklaşımlar var. Bu geçiş sürecinde Almanya kendine 20 yıl öngörüyorsa bizimde kendimize 30 yıl öngörmemiz lazım. Gelecekte hiç bir ürün daha önce üç boyutlu yazılımlarda dizayn edilmeden fiziksel dünyaya geçmeyecek. Fiziki dünyada bunu deneme yanılma yöntemiyle yaparak hem para harcayacaksınız, hem de zaman kaybı olacak. Halbuki bunu üç boyutlu simülasyonlarda yaptığınızı varsayarsak; bir gecede tüm fabrikayı değiştirebilirsiniz. Bu yöntem zamandan tasarruf sağlar ve ucuz bir yöntem. Bir sonraki teknoloji, 2020 yılında yirmi sekiz milyar nesnenin internete bağlı olacağı öngörülüyor. Beş sene sonra çiplerimiz bağlanmaya başlayacak. ‘ Ben istemem bağlatmam’ derseniz faydası olamayacak. Çünkü zaten şu an cep telefonlarımız üzerinden yirmi dört saat izleniyoruz, bir şey fark etmeyecek, elimiz mahkum kalacak. T.C kimlik numaramız olmayacak. Hepimiz nesneymişiz gibi IP numaramız olacak. Eğer bunu yapmazsak, sistem dışında kalacağımız için kaybolacağız. Hepimiz bu teknolojile-


rin içinde bulunacağız, kurtuluş yok. ‘Olmaz böyle şeyler’ falan demeyin, zaten elli sene önce bırakmalıydık bu ‘olmaz’ kelimesini... Gebze’ye yeni fabrikamızı kuruyoruz, Kartal’daki teknolojimiz eskidi. Yeni bir hat olacak, üretim hattı, elektronik cihazlar üretir olacağız. ? Burada kurulumu yapanlara aylar önce ‘bu hatlardan herhangi birisiyle arıza yaşandığında insan girişimi olmadan diğer hatlar birbirleriyle konuştuktan sonra o hattın üretimini üstlenebilirler mi ?’ diye sorduk. Yaparız dediler, üzerine çalışıyorlar. Eğer bunu yapabilirsek, başarabilirsek Türkiye’de bir ilki gerçekleştirmiş olacağız. BÜYÜK VERİ VE ANALİZİ 2020 yılında verilerin elli misli artması bekleniliyor. İnsanlık tarihinde ne siyasal ne kültürel ne ticari hiçbir şey on yılda elli misli kadar artmadı. Önce hız artardı ve hızlanırdık. Geleceğin sanayisi, akıllı telefonların son bir kaç yılda hayatımıza bu kadar çabuk girmesi ve hayatımızı yönlendirmeye başlaması gibi olacak yani çabuk alışacağız. Geleceğin sanayi işçileri de; bugünkü gibi olmayacak her yeni ürün geldiğinde kullanma talimatları olmayacak. Gözlükler olacak, talimatlar gözlüğün önüne gelecek, ürünün önünde kamera olacak ve hata olursa gözlükler söyleyecek. Son alt teknoloji olarak siber güvenlik... Bugün idare edebiliyoruz ama geleceğin çok karmaşık fabrikalarında insanların ve robotların yan yana çalıştığı ortamlarda hack-in iyi niyetle sadece hacklemek istemesinden daha önemli hata yapmasıyla insanların ve robotların girmesini hiç kimse görmek istemeyecek. Siber güvenlik; geleceğin en önemli konularından bir tanesi olacak. Yani güvenlik insanlık tarihi boyunca ortadan kalkmadı, kalkmayacak. Dolayısıyla çok ciddi tehditler devam edecek. Eğer bu teknolojileri şirketinizde ya da fabrikanızda uygulayabiliyorsanız ‘Endüstri 4.0’a geçtim’ diyebilirsiniz. DÜNYA’DA NELER OLUYOR ? Almanya’da Amberg Fabrikası’na sanayi bakanı ile birlikte gitmiştik. Fabrikada insan sayısı azdı,

dolayısıyla kas gücü yoktu. Endüstri 4.0 iki büyük vaatle geliyor. Biri çok insancıl (insani) olması yani bir insanın eğitimini, bilgisini, öngörü kabiliyetini, takım çalışmasını, problem çözebilme kabiliyetini ve program analizi kabiliyetini kullanmasını istemesi. İkincisi de daha az elektrikle daha fazla üretmek. Bu fabrikada, fabrika alanını ve çalışan sayısını değiştirmeden dokuz yılda dokuz misli arttırmışlar. Bin değişik ürün üretebiliyorlar. Çok robot var ve işi onlar görüyor. İnsan etkisi çok az sadece yüzde 25... Bu yüzde yirmibeş; satış, muhasebe, pazarlama, programlama, mühendislik gibi meslekler. Hata oranı yok denilecek kadar az. Çünkü insanı sistemden çekmişler ve sistem mükemmel çalışıyor. Mesela Çin, ucuz iş gücüne dayalı global rekabet avantajını batıdan tekrar aldı. Bir kaç saat sonra kaybetmeye başladı. Çin’in robotlaşma hızı batıdan daha yüksek, fakat çok endişeleri var. Mesela yıllarca Çin’e Almanlar yatırım yapardı. Son iki yıldır; Çinliler Almanya’da yatırım yapıyorlar. Bu konuyla ilgili farklı faktörler var. Örneğin işçiler; sanayi işçileri köyden geldi. Çünkü şehirde sanayileşme daha yeni başlamıştı. Önceleri köylüler şehirlere gelmiyordu. Hiç insani olmayan barınma şartlarından dolayı. Kapitalist sisteme köylü gelmek istemiyordu. Bir zamanlar sadece köyden şehre ev almak için giderlerdi o da kısa süreliğine. Finlandiya’nın şu anda bile sanayisinin yaklaşık yarısı internete bağlıymış ve gelecekte sürpriz; Endüstri 4.0 ülkesi olabileceğini düşünüyorum. Şu anda bizim endüstrimizin; 2.0 ile 3.0 arasında bir yerlerde olduğunu düşünebiliriz. 2.0’ı geçtik her yerde elektrik var, onda sorun yok. 3’0’ı geçmiş 4’0’a yakın şirketlerimiz de var. Savunma Sanayi, Otomotiv Sanayi, Havacılık sanayinin büyük bölümü bu kategoride. Eğer fabrikanız tam otomatik ise 4.0’dan bahsediyoruz demektir. Türkiye’nin Endüstri 4.0’da nasıl bir format izleyeceği yani yol haritasını; 2017 yılının ilk baharında hazırlamış olacağız. Almanya’nın yol haritası; 2013 yılında hazırdı. Biz 2017 di-

Endüstri 4.0 Zirvesi yoruz dolayısıyla sadece 4 yıl geriden gitmiş olacağız ve böylece de endüstri 4.0’ı ıskalamayacağız. ŞİMDİ NE OLACAK ? Türkiye’nin hiçbir komşusunda seksen - doksan yılda içselleştirilmiş kapitalist anlayışlı iş dünyası yok. Bizim hocalarımızın yetiştirdiği gibi mühendisler, ekonomistler yok, bizim gibi gaza gelmeye müsait bir toplum yok. Lojistik avantajımızı kullanarak, batıdaki üretim şansını yakalayabiliriz. Endüstri 4.0’daki “tehdit” kelimesi şimdi “fırsat” oldu ve ben eminim ki beş - altı yıl sonra çok ciddi şekilde ülkemizde üretim yapıyor olacağız ve bağımsızlığımızı tam anlamıyla kazanacağız. İŞSİZLİK İşsizlik değil de tam tersi istihdamdan artışından bahsediyoruz. Su buharı bulunduktan sonra, elektrik bulunduktan sonra işsizlik olmadı, dijitalleşmeden sonrada olmayacak. Bilgisayarlardan sonra bile on beş – yirmi tane yeni meslek ortaya çıktı. Daha da adını bilmediğimiz on altı yeni meslek, 2020 yılında yani dört yıl sonra icra edecek. Bundan altı – yedi yıl önce sosyal medya uzmanı gibi bir meslek yoktu mesela... Dört tane üniversitemizde endüstri 4.0 dersleri kondu, önümüzdeki yıl kırk üniversitede konacak bu dersler. Biz Türk – Alman üniversitesiyle Türkiye’nin ilk endüstri 4.0 laboratuvarını kurmaya çalışırken; Kocaeli Belediyesi Endüstri 4.0 laboratuvarı kurdu. Burdur Sanayi Odası Endüstri 4.0 kursları düzenliyor. Sekiz ay önce Vestel üç yıllık endüstri 4.0 planları hazırdı. Yine İzmir’de bir şirkette endüstri 4.0 departmanı kuruldu. Biz sanayicilere düşen görev; yönetim kurulunda bu konuyu başlatıp aşağı doğru departmanlar kurmak yani ana yol haritanızı hazırlamaya başlamadıysanız bile başlamanız gerekiyor. Son olarak, biz şu an teslim aldığımız dünyayı çok daha iyi bir şekilde çocuklarımıza devretmek için çalışıyoruz, uğraşıyoruz amacımız da budur. Teşekkürler... Auto Tuning World / Ocak

- Şubat 2017 45


Endüstri 4.0 Zirvesi

Siemens Türkiye Dijital Fabrikalar Bölge Satış Müdürü Hakan Mavruk :

“ENDÜSTRİ 4.0’DA FARKINDALIK ARTACAK”

Hakan Mavruk Öncelikle; Endüstri 4.0 ile ilgili dünyada ve Türkiye’de var olan uygulamalara ve 21. yüzyılda bizi nelerin beklediğine değineceğiz.

Eayırtndüstriedici4.0’ın en önemli özelliği, müm-

kün olduğunca karmaşık ürün üretmek. En karmaşık ürünü en iyi maliyete, en hızlı şekilde pazara çıkarmak. Gün artık tüketicinin her zaman kral olduğu, standart üretimin artık bittiği, kişiselleştirilmiş ve farklılaştırılmış ürünleri talebe uygun bir şekilde ve hızlı üretme günü. Amerikalıların çok güzel bir tarifi var ‘eşitlik rekabeti doğurur’ eğer iki ürün eşitse; yani her şeyiyle aynıysa, neye bakıp alınır? Farklılaştıran bir tek fiyat kalır ama diğer taraftan ödeyebileceğimiz bir paraysa karşılaştırmadan o ürün alınır, sadece ödenecek limite bakılır. Daha da ileriye taşıdığımız zaman bu geliştirilmiş ve ütopik gözükmekle beraber - çokta öyle gözüktüğünü düşünmüyorum- internetten 46

Auto Tuning World / Ocak - Şubat 2017

lisansı satın alıp kendi evimizde ürünümüzü, üretmeye doğru giden bir noktadayız. Bu vizyonla bile çok ciddi kalemler ortadan kalkabilir, örneğin malzeme -lojjistik- tehdit altında. Ya bugünün trendini yakalayacaksınız ya da fabrika bir anda yok olacak. Yok olma zincirinin halkasının bir köşesinde yer alacaksınız. İnsanların ilk tepkisi genellikle ‘abartıyorsunuz’ oluyor ama abartmıyoruz. Yüzlerce ArGe merkezi yoğun bir çalışma içerisinde. Endüstri 4.0 hayatımıza hiç beklemediğimiz anda, beklemediğimiz bir hızla girecek. NE YAPACAĞIZ VEYA SU AN NELER YAPILIYOR... Kitapçıya gidip kitap alıyorduk fakat bu geçmişte kaldı. Artık herhangi bir e-book üzerinden tabletinize indirebilirsiniz.

Hatırlarsınız eskiden plaklar vardı, artık yerini bir sürü uygulamalar aldı. Herkes her şeyi uygulamalardan indirebiliyor. Teknoloji, bu kadar hızlı değişiyor, bunların hepsi yıkıcı değişimler. Sadece en basitleri gittikçe hayatımızın her noktasında bize dokunacak şekilde ilerliyoruz. ‘Dünyanın verisini bulut teknolojisiyle yukarı taşıyacağız ’ diyoruz. Fakat o veriyi kim koruyacak? Nasıl koruyacak? En çok üzerinde araştırma yapılan konu; yani endüstri security. Türkiye’de şu an bize; ‘bizim firmamız dışarıdan gelecek bir atağa karşı yeterince güvende mi? Lütfen bizi denetleyin’ şeklinde onlarca talep geliyor. Bizde kendimizi geliştiriyoruz, çünkü tehdidi tarif edemediğimiz sürece koruma duvarlarını ayarlayamıyorsunuz. Kendi bilgisayarlarınızın içinde de maksimum seviyede güven-


lik var ayrıca virüsten korumak icin veya tüm güvenliği sağlaması için kurulan programlar var. Bunlara rağmen saldırı altında kalabiliyorsunuz yani bir şekilde güvenlik duvarları aşılabiliyor. O halde saldırıyı önce tarif edebilmek lazım ki; koruma duvarlarını tarif edebilelim. Üretim genel olarak parça parça eklenerek oluşur. Otomotiv, şişeleme gibi üretimin bir kerede bitmediği, bir hat üzerinde gittiği fabrikaların ve makinelerin üzerine odaklanacağız. Bunun yanında; petrokimya fabrikalarını, gübre fabrikalarını, maden arama veya deniz altından petrol çıkartma platformlarını ön plana çıkartarak yolumuza devam edeceğiz. Bunları yaparken ilk yapmamız gereken; ürünün tasarımı, üretimin planlanması, ürünün vergisi ve bunun tamamının servisi. Bu aslında uygulanan bir proje, biz bunu yaymaya çalışıyoruz. Fakat olmayan, bulut teknolojisi. Fabrikalar; nerede olursa olsun, bütün verilerin yukarda bulut teknolojisiyle birleşip birbirlerine veri aktarabildikleri bir ortam. Bütün üretimin bir noktada gözlemlenebildiği ve burada biriken verilerin tamamının sentezlenip veri dönüştürülmesi ve onları işlemek. Big data ve veri analizi diye çok büyük bir iş var şu an karşımızda. Basit bir

örnek; cep telefon uygulaması, bir makinenin yanına koyup bir dakikalık kayıt yaptıktan sonra o kayıttan makinenin hangi parçasının ne zaman bozulacağını sadece sesini dinleyerek öngörebilen bir programın varlığını ve bunun bulutta durduğunu düşünün. Fabrikaya bağlı bütün o cihazların bu şekil öngörüler sonucunda, bizi bilgilendiren veya bize yönlendirebilen endüstri 4.0 yani en önemli özelliği bilgi tabanlı olması. Benim bir veriyi analiz edebilmem için o verinin ne anlama geldiğini adlandırabilmem lazım. Bunun arkasında yatan ne olacak, o işin detayı (matematiksel kısmı) ama işin özü bugünden daha fazla çünkü endüstri 4.0 nedir diye sorulduğunda ‘ kas gücünden beyin gücüne geçiş ‘ diyorsak o zaman beynimizi daha fazla kullanacaksak beyin aktivitelerinin yoğun olarak kullanılacağı yerde kesinlikle analitik kısım olacak. O analitik kısmı da yapay zekânın gelişmesiyle bizimle yarışır bir halde paralel veri olacak ve biz onlarla yarışacağız. Şimdiden gözüküyor ki; biz algoritmaların kurgulamayı bitirdikten sonra bu verileri işlemeyi bilgisayara devrettiğimizde onla yarışamaz bir hale geliyoruz. İnanılmaz verileri 15 dakikada önümüze sunabilen bilgisayar programları var. Bunları

Endüstri 4.0 Zirvesi biz yaptık, şimdi bizimle yarışıyorlar. O nedenle yaptığımız her şey yarın bize dönecek ve beynimizi yarattığımız beyinlerden daha iyi kullanmak zorunda kalacağız. Gelecekte halen yarışabiliyor olmak için... Dijital ikizlik noktasına geldiğimizde, tasarladığınız veya üretmeyi planladığınız bir ürünü (ne olduğu çok önemli değil) ya da makineyi önce dijital ortamda tasarlıyorsunuz. Her şartta testlerini yapıyorsunuz, çalıştığını görüyorsunuz sonra fiziksel ortamda bunu üretmeye başlıyorsunuz. Dijital ikizlik dediğimiz sayısal ikizlik prensibi; önce bilgisayar ortamında; net, tereddütsüz, çalıştığından ve verimliliğinden emin olduğumuz, kesinlikle bizim beklentilerimizi karşılayacak bir ürün olduğunu gördükten sonra üretiyoruz. Bunların tamamı; ürünü, süreçleri, makineleri bir tarafta tasarladığınız sistem, endüstri 4.0’ın ruhuna aykırı. Bunların tamamı bir ortam, bir platform içerisinde ve tek elden yapılması gerekiyor. Ana konumuz; ürünün bir noktada değil, bir çok noktada üretiminin devam etmesiyle mümkün olan, bütün fabrikanın ya da bütün üretim tesislerinin birbirini de besler şekilde, akışın olup olmadığını kontrol edip daha iyi görmemizi sağlayacak.

Auto Tuning World / Ocak - Şubat 2017 47


Endüstri 4.0 Zirvesi

bir platform üzerinde durmaktı. Bir robotun çalışması için gerekli olan programlar neyse onları da dijital ortamda tasarlayıp içine yükleyebiliyorsunuz. Her şey hayali ortamda veya siber ortamda ama tek gerçek yazılan kodlar. Bu platformda gerçek robot neler yapabilir görebiliyorsunuz. En çok karşılaşılan problemler daha tasarlama aşamasından çözülecek. Bir fabrikanın otomasyon içerisinde aklınıza gelebilecek bütün parçaların tamamını donanımsal olarak bu platformda, kullanmanız için olanak tanınıyor. Eksik kalmıyor, varsayımsal olarak hiçbir şey yapmıyorsunuz, her şeyi yüzde yüz tasarlayıp test ediyorsunuz ve bunu hayata geçiriyorsunuz. Bütün fabrikalarda, bulutta biriken veriler analiz edilir. Ürünün herhangi bir yerinde problem varsa hızlı bir şekilde uyarı yapılır. Bu uyarıların akabinde eksikleri gidermek için tekrar dizayn aşamasına dönülebilir. Geri bildirimlerin verildiği ürünlerde değişiklikler yapılır. Ürünün ömrünü uzatmak amacıyla çalışmalar gerçekleştirilir. Örneğin, bir noktada sıcaklık yükselmesi olabilir, çevresel şartları yanlış tarif etmiş olabiliriz. Çevresel şartları değişimlere göre 48

Auto Tuning World / Ocak - Şubat 2017

uyumlaştırıp dizayn aşamasında hızlı bir şekilde yeni aldığımız verilere bağlı güncel bir tazeleme yapabiliriz. Üretimimizi hızlı bir şekilde daha güvende, daha kalitesi yüksek bir şekle getirebiliriz. Makine tasarımı da mantık aynı şekilde devam ediyor fakat sadece isimler değişiyor. Çocukların oynadıkları bilgisayar veya tablet oyunları aslında oyun gibi görünüyor ama oyun değil. Bu oyunları oynadıklarını sandıkları zaman aslında hiç haberi olmadan oynarken kodlama yapıyorlar, yani kodları kullanmış oluyorlar. Hiçbir şey tesadüf değil, fotoğrafı iyi okumak lazım ve bizimde bunlara hazırlıklı olmamız gerekiyor. Gelecekte üç disiplinli meslekler, örneğin mekatronik daha revaçta olacak. Geleceğin mesleklerden biri de robotların yaratacağı problemlerle ilgili sistemlerin nasıl olacağı... Makinenin Afrika’da çalışmasıyla, İstanbul’da çalışması veya bin metre yükseklikte çalışmasıyla, deniz seviyesinde çalışması arasında inanılmaz değişkenlikler bulunur. Makinenin üzerine yüzlerce sensör (algılayıcı) bulunur. Bu algılayıcılar; nem, sıcaklık, basınç, gürültü gibi dış etkenlere

maruz kalmasa verimliliğinin; yüzden iki yüze, üç yüze çıkacağı varsayılıyor. Çünkü inanılmaz veri biriktirilecek ve bu veriler makinemizin A noktasında yüz verimle çalışırken, B noktasında seksenle niye çalışıyor’u algılayıp hızlı bir şekilde müşteri şikâyet etmeden, gelen verilerle dizaynlarımızı geliştirip ilk servise sunabileceğiz. Daha sonra müşterideki memnuniyeti siz düşünün... Talep olmayan bir şeyi üretmek kayıp olur. Kaynakları doğru ve verimli kullanmak gerekli. Amerikalıların sözüyle örnek vereceğim: “ilerlemiyorsanız geriliyorsunuzdur”. Bence çok doğru bir söz. Bugün siz yapmazsanız başka biri yapacak önemli olan bizim önce yapmamız. Baktığımızda lüks gözüken, yapmasak da olur dediğimiz şeylerin tamamı geleceğin standardını oluşturacak. Burada World Media tarafından organize edilen ENDÜSTRİ 4.0 toplantısı gibi etkinlikler; öngörü ve uzağı görmek açısından çok başarılı, umarım ülkemizde bu konuda farkındalık artar, teşekkür ederim...


www.worldmedyatv.com Ekonomi, Sanayi, Otomotiv sektörünün internet televizyonu...Yakında ...

www.makineotomasyondergisi.com Makine - Otomasyon - Elektrik Elektronik Sanayi sektörünün aylık dergisi...

www.kesicitakimlardergisi.com Kesici Takımlar ve Tutucular sektörünün ilk ve tek dergisi...

www.tuningworld.com.tr Otomobil, otomobil yan sanayi ve tuning sektörünün tek dergisi...

www.endustri40dergisi.com 4. Sanayi Devrimi - dijital transformasyon - robotik sektörünün tek dergisi

Auto Tuning World / Ocak - Şubat 2017 49 Kesici Takımlar & Tutucular / Temmuz - Ağustos 2016 47


Endüstri 4.0 Zirvesi

Emas Yönetim Kurulu Başkanı Gazanfer Sanlıtop:

“ORGANİZE SANAYİ BÖLGELERİ DESTEKLENMELİDİR”

O rganize sanayinin

Sanayi Bölgeleri; uygun görülen alanlarda yapılanmasını sağlamak, çarpık sanayileşme ve çevre sorunlarını gidermek, kentleşmeyi yönlendirmek, kaynakları rasyonel kullanmak, bilgi ve bilişim teknolojilerinden yararlanmak, sanayi türlerinin belirli bir plan dâhilinde yerleştirilmesi ve geliştirilmesi amacıyla; sınırları tasdik edilmiş arazi parçalarının imar planlarındaki oranlar dâhilinde gerekli idari, sosyal ve teknik altyapı alanları ile küçük imâlât ve tamirat, ticaret, eğitim ve sağlık alanları, teknoloji geliştirme bölgeleri ile donatılıp planlı bir şekilde ve belirli sistemler dâhilinde sanayi için tahsis edilmesiyle oluşturulan ve ilgili kanun 50

Auto Tuning World / Ocak - Şubat 2017

hükümlerine göre işletilen mal ve hizmet üretim bölgeleridir. Organize Sanayi Bölgeleri, yukarıda belirtilen özelliklerin dışında “istatistikî bilgiler” ve “ölçülebilirlik” açısından büyük önem taşımaktadır. Çünkü dağınık bölgelerde rastgele yerleşmiş küçük işletmelerin kontrolü ve değerlendirmesini yapmak oldukça zor, hatta imkânsız gibidir. Bu bölgelerdeki firmalarda ise eleman istihdamı; hammadde kullanımları; elektrik, su, doğalgaz tüketimleri; yapmakta oldukları ihracat ve ithalat bilgileri, hatta vergileri kolayca izlenebilecek durumdadır. Bu bilgiler ışığında gerekli her türlü istatistik hazırlanabilir, planlama konusunda büyük yararlar sağlanabilir.

Ancak devlet tarafından verilen büyük desteklere rağmen, Organize Sanayi Bölgeleri ve Sanayi sitelerinin yapımında büyük zorluklar, aşılması güç engeller hâlâ bulunmaktadır. Gelişmiş, altyapısı daha önceden tamamlanmış alanlarda inşaat yapmak kolaydır. Çünkü hemen yanı başınıza elektrik, su, doğal gaz, telefon ve kanalizasyon şebekeleri getirilmiş, yollarınız yapılmıştır. Size düşen tek şey; iyi bir proje hazırlamak, bilgili ve deneyimli ekiplerle işe başlamaktan ibarettir. Sanayi sitelerinin durumu ise çok farklıdır. Çünkü o işlerde her şeye sıfırdan başlama zorunluluğu vardır. Yol, su, elektrik, kanalizasyon, telefon, hepsini de siz yapmak zorundasınız.


Üstelik bunu yaparken sadece paraya değil, bilgi ve deneyime de ihtiyacınız olacaktır. Her iki konu da çok büyük zorluklarla kuşatılmıştır. Önce bilgiyi ele alalım. Sanayi siteleri, genellikle küçük ve orta boydaki işletmelerin bir araya gelmeleriyle hayata geçirilmeye çalışılıyor. Bunun için, öncelikle konuyu ortaya atacak girişimciler gerekiyor. Onların başlattığı fikir hareketi uygulamaya konulmaya başlanıldığı anda bir yönetim kurulu oluşturuluyor. Kurul üyelerinin işletme sahipleri arasından seçilmesi ise işin olmazsa olmazı gibidir. Çünkü bu konuda dışarıdan birilerini çalıştırmaya, ne maddi olanak, ne de güven vardır. Dolayısıyla, daha işin başında proje yara almıştır. Zira kendi özel işlerinde ne kadar başarılı olsalar da, genellikle inşaat konularında fazla bilgisi olmayan kimseler başa geçiriliyor ve sırf o nedenle, projeler daha işin başında ölü doğmuş olabiliyor. Olayın bir ikinci boyutu daha var. Ortaklar arasında maddi yönden eşitlik sağlamak kolay değil. O zaman ikinci mahzur ortaya çıkıyor. Çünkü yatırım demek, her şeyden önce para demek. Ayrıca paranın düzenli bir şekilde akması gerekiyor. Daha önceki yazılarımda kooperatifler konusunda belirttiğim gibi, sanayi sitelerinin en büyük dezavantajı; “Tavşanlarla kaplumbağaları, kaplumbağa hızıyla yarıştırmaktır.” Çünkü siz ne kadar güçlü olursanız olun, o işyerine ne kadar acil ihtiyaç duyarsanız duyun, en zayıf ortağınızın ödeme temposuna uymak zorundasınız.

leri tam olarak yerine getirmemiştir. Sanayi siteleri inşaatları yıllardır tam bir başıbozukluk içinde yürütülmüş ve her biri çok büyük gecikmelerle ve ortaklar bir şekilde kendi başlarının çaresini bulduktan sonra tamamlanabilmiştir. Siteler tamamlandıktan sonra da başta eleman temini ve ulaşım konularında büyük güçlüklerle karşılaşılmıştır. Eleman çalıştırma konusuna biraz değinmek istiyorum. Son zamanlarda “esnek çalışma” adı altında güzel bir sistem uygulamaya konulmakla birlikte, değişken siparişlerle ilgili olarak geçici eleman temini konusu hâlâ büyük önem arz ediyor. Bu işin yolu da özellikle “Sanayi Siteleri” ve “Organize Sanayi Bölgeleri’nden geçiyor. Çünkü bu yöntemin sağlıklı bir biçimde uygulanabilmesi için iş ve eleman kapasitesinin büyük boyutlarda olması gerekiyor. Bilindiği üzere sabit gider; işletme hiç çalışmasa da yapılması zorunlu olan masrafların toplamıdır. Değişken gider ise; hammadde, enerji ve işçiliklerden oluşur. Üretim arttıkça, değişken giderler miktarlarla orantılı olarak artarken, sabit giderler teorik olarak sabit kalmaktadır. Dolayısıyla da birim ürün başına isabet eden sabit gider payları azalmakta ve maliyetler önemli oranda düşmektedir. Üretim azalınca ise aynı mekanizma ters olarak işlemektedir.

Devlete ve özellikle kendi bölgelerinde sanayi yönünden gelişme bekleyen bütün belediyelere düşen en büyük görev, araziyi ve altyapıyı önceden hazırlayarak tam bir şeffaflık içinde üyelere uygun bedeller karşılığında ve uzun vadelerle sunmaktan ibarettir. Ayrıca proje ve detay konularında, devlet tarafından şartlara uygun tip projeler geliştirilmeli ve inşaatlar sıkı bir şekilde denetlenmelidir.

Olaya krizle birlikte baktığımızda ise durum zannedilenden çok daha düşündürücüdür. Çünkü kriz dönemlerinde değişken giderlerin işçilikle ilgili önemli bir bölümü de sabit gidere dönüşmekte ve maliyeti ikinci bir yönden etkilemektedir. Zira boş da otursalar, gerek iş kanunları, gerek vicdani sorumluluklarınız ve gerekse yetişkin elemanları kaybetme riski nedeniyle iş veremediğiniz elemanlarınızı işten çıkaramıyorsunuz. O zaman da çalıştırmadan içeride tuttuğunuz her eleman, masraf yönünden sabit gider unsuru olarak karşınıza çıkıyor.

Üzülerek belirtmek gerekirse; bu konuda devletimiz üzerine düşen görev-

Bu konuda farklı bir örnek teşkil etmesi nedeniyle, bir süre önce

Endüstri 4.0 Zirvesi İtalya’da bizzat tanık olduğum ilginç bir durumdan söz etmek istiyorum. İtalya’nın değişik bölgelerinde faaliyet gösteren büyük bir firmanın Milano yakınlarındaki depolama bölümünü geziyorduk. Sözünü ettiğim bölüm, içerisinde tren istasyonu bile bulunan çok büyük ve üstelik tümüyle özel teşebbüse ait olan bir organize bölgedeydi. Bizim ilgimizi çeken esas konu ise işçilerle ilgiliydi. Ülkenin dört bir yanındaki fabrikalardan gelen ürünlerin depolanıp uluslararası pazarlara dağıtımının yapıldığı o dev tesiste müdür dışında, firmaya ait hiçbir eleman yoktu! Ne zaman, ne kadar insana gerek duyarlarsa, o kadar elemanı organize bölge yönetiminden istiyorlar, işleri bitince de hepsini birden geri gönderiyorlardı. Bu ise değişken giderin her zaman üretimle doğru orantılı olarak değiştiği anlamına geliyordu. Yukarıda da belirttiğim gibi böyle bir organizasyonun yapılması ve sağlıklı şekilde işletilebilmesi için, eleman ve işçilik yönünden büyük kapasiteye sahip olan “Sanayi Siteleri” ve “Organize Bölgeler” akla geliyor. Çünkü ancak o zaman, yapılan düzenlemelerin sağlıklı olarak gerçekleştirilmesi mümkün olabiliyor. Böyle bir organizasyon depo tarzındaki işletmelerde yüzde yüzlere varan oranlarda verimli olurken, hassas ve deneyim isteyen konularda üretim yapan işletmelerde de maliyetler oldukça düşecektir ama yine de bir tasarruf sağlayacaktır. Çünkü geçici eleman temin eden kuruluşlar, elden geldiğince aynı işletmelere aynı elemanları gönderme konusunda titiz davranıyorlar. Bu imkândan yararlanmak isteyen işletmeler, elbette işlerinin hassasiyetine ve deneyim ihtiyacına göre kendi özel şartlarına uygun “çekirdek kadro” oluşturabilirler. Ama kalan sıradan eleman ihtiyaçlarını da o kuruluşlardan geçici olarak sağlayabilirler. O sıradan elemanların zaman içinde daha işe yarar hâle gelmeleri ve devamlı kadroya geçebilmeleri de mümkündür.

Auto Tuning World / Ocak - Şubat 2017 51


Endüstri 4.0 Zirvesi

WORLD MEDİA ENDÜSTRİ 4.0 ZİRVESİ 2016

WORLD MEDIA olarak bir yayın grubu tarafından ilk kez organize edilen Endüstri 4.0 Zirvesi; SIEMENS’in Altın Sponsorluğunda ve 25 firmanın desteğiyle; yüzlerce firmanın katılımı ve ziyaretiyle gerçekleştirildi. 2017 Yılnda yine aynı dönemde gerçekleştirilecek olan Endüstri 4.0 Zirvesi çalışmaları başladı. Bu yılın görsellerinden seçtiklerimizi aşağıda inceleyebilirsiniz.

52

Auto Tuning World / Ocak - Şubat 2017


Endüstri 4.0 Zirvesi

Auto Tuning World / Ocak - Şubat 2017 53


Endüstri 4.0 Zirvesi

54

Auto Tuning World / Ocak - Şubat 2017


Endüstri 4.0 Zirvesi

Auto Tuning World / Ocak - Şubat 2017 55


Makale

Hazırlayan Namistain Amortisör Yönetim Kurulu Başkanı Nizamettin Karabak

COİLOVER, AMORTİSÖR, SPOR YAY VE ARAÇ ALÇALTMA NASIL OLMALI?

A

raçlardaki yay ve amortisör sistemi aracın yol tutuşunu arttırmak ve yoldaki titreşimi hissettirmemek için tasarlanmıştır. Araç ile yer arasındaki tüm iletişimi süspansiyon sistemi sağlar. Bu yüzden doğru yay ve amortisör kullanılması son derece önemlidir. Binek otomobillerde helezon yaylar kullanılır yük taşıma gibi işlemlerde kullanılan büyük çaplı araçlarda ise makas yay sistemi kullanılır. Tır otobüs ve benzeri türdeki araçlarda ise havalı süspansiyonlar kullanılmaktadır. Bu yüzden de otobüs veya tırlar durduklarında yani süspansiyonun içindeki havayı atması gerektiklerinde ” fıss ” diye bir ses gelir. Araçlardaki yayların asıl amacı yoldan gelen titreşimi azaltmak amortisörün amacı ise yayların salınımı ayarlamaktır. COİLOVER, AMORTİSÖR, SPOR YAY VE ARAÇ ALÇALTMA Günümüzde yay ve amortisör sisteminin tam olarak ne işe yaradığından habersiz olan birtakım tuner ve tun-

56

Auto Tuning World / Ocak - Şubat 2017

ing tutkunları araçlarını alçatmak için yayın bir bölümünü kestiriyorlar ve aracı indirmiş oluyorlar. Şekildeki süspansiyon sisteminden inceler olursak eğer. Kıvrımlı demirin bir bölümünü kestiğimizde amortisöre yük biner ve araç frenleme esnasında kendisini öne atma çukurdan geçerken birden küt diye bir çarpma sesi gelmesi ( yayın maksimum sıkıştığı noktada ) Yol tutuşunda düşüklük savrulma eğilimi gibi çeşitli sorunlar ortaya çıkabilir. Araç alçaltmanın bir diğer yolu ise “coilover ” sistemlerdir. Coilover sistemler profesyonel tuning sistemlerinde kullanılır. Coiloverların avantajı tüm ayarlarının manuel olarak isteğe göre ayarlanabilmesi ve istenildiği ayarda aracı yükseltip indirebilmesidir. Ancak çok pahalı olduklarından ülkemizde pek kullanılmamakta dolayısı ile de ustası zor bulunmakta. Coilover ayarları aracın kantara çıkması gerekmektedir. Ağırlık ayarına göre açıları ayarlanması gerekmektedir. Ayrıca coiloverlar aracı ortalama 8 cm alçaltıp yükseltebilme özelliklerine sahiptirler. Filmlerde sık gördüğümüz tek tuş ile aracın kendinden alçalması ya da yükseltilmesi de bu şekilde

olur. elektronik coiloverlar sayesinde aracınızı tek tuş ile yükseltip alçaltabilirisiniz. Ekonomik olarak araç alçaltmak istiyorsanız eğer en iyisi spor süspansiyon sistemi kullanmaktır. Spor yaylar sert ve kısa olurlar. Sert oluşlarından dolayı çok yaylanmaz ve amortisör sıkışmaz. Amortisör ayarları da ona göre olduğundan bir sorun teşkil etmez ancak şu da bir gerçektir ki spor süspansiyon sistemi kullanılan araçların amortisörlerinin patlama olasılığı daha yüksektir. Sadece spor yay takmak ta amortisör ile uyuşmaz. Yine sorun yaşarsınız. En sağlıklısı komple süspansiyon sistemini değiştirmektir. Ayrıca spor yaylar araca tanınan değerden daha büyük jant modifiyesi yapılırken de kullanılır. Normalde araç yaylanırken tekerlek ile araç arasında boşluk düşünülmüştür. Siz o boşluğu lastik ile doldurduğunuzda spor süspansiyon sistemi kullanmanız gerekir. Böylece araba çok yaylanıp tekerlek sürtme yapmaz. Ancak spor yay takılan bir araç hiçbir zaman normal zamanı kadar konfor vermez. Yoldaki takırtılar alışana kadar sizi bir süre rahatsız eder yoldaki çukurları hissedersiniz.


Endüstri 4.0 Zirvesi

Auto Tuning World / Ocak - Şubat 2017 57


OTO KROS KIŞ KUPASI İZLEYENLERİ ISITTI

AUTO SPORT

AUTOSPORT

A

ydın Otomobil Sporları Kulübü tarafından düzenlenen Otokros Kış Kupası 18 Aralık Pazar günü İzmir’de gerçekleştirildi. Kategori 1 pilotları arasındaki zorlu reka58

Auto Tuning World / Ocak - Şubat 2017

bet ortamı izleyenlerin içini ısıtarak keyifli anlar yaşattı. İlk kez otomobil sporları yarışmalarına katılan Nurşen Eser’in yaşadığı heyecan gözlerden kaçmadı. Yarış otomobillerinde oluşan

mekanik arızalar Kategori 2 ve 3’ün iddialı isimlerini yarış dışı bıraktı. Nijad Sirel ve Göktuğ Tuncay’ın otomobilleri Fiat 131’in antrenman turlarında eksantrik kayışı kopunca her iki yarışmacıda kupada start alamadı. Kategori 1 de yarışan



AUTO SPORT

Bedri Kolsallayan’ın Palio otomobili antrenman turları öncesi çok zor çalıştırılabildi ve Bedri son anda parkura çıktı. 2016 İzmir Kupası finalinde takla atarak yarış dışı kalan Bahadır Sevinç bu kez günün ilk yarışında otomobilinin motor bloğu patlayınca kupaya veda etmek zorunda kaldı.

16 yaşındaki genç yarışmacı Cem Doğrular deneyimli pilotlara meydan okudu. Kupanın ilk yarışında Cem 5:13:22 ile bu kategoride ilk sırayı alarak 10 puanın sahibi oldu. Kemal Şener 5:15:29 ile ikinci olarak 8 puan aldı. Kemal’den yaklaşık yarım saniye farkla üçüncü olan Bedri Kolsallayan ise 6 puanın sahibi oldu.

Aynı gün iki ayrı yarış olarak olarak yapılan 2016 Kış Kupası’nın ilk yarışını birinci sırada bitiren Nüvit Karakaşlı ikinci yarışı mekanik arıza nedeniyle tamamlayamadı ancak ilk yarıştan elde ettiği 10 puanla Kış Kupası Kategori 2 birincisi oldu.

Kış Kupası’nın ikinci yarışında, aralarında çok az zaman farkları olan pilotlar arasında sıralama tam tersine döndü. Bedri Kolsallayan 5:14:87 ile ilk sırada 10 puanın sahibi olurken, Kemal Şener bir ara otomobilinin gaz pedalı takılı kalmasına rağmen 5:16:15 ile ikinci olarak 8 puan aldı. Yarış boyunca yaşanan mekanik sorunlar bu kez Cem Doğrular’ı yakaladı ancak Cem yinede ikinci

Otokros Kış Kupası’nda heyecan fırtınası kategori 1’de yaşandı. Fiat Palio ile yarışan üç pilot arasında,

60

Auto Tuning World / Ocak - Şubat 2017

yarışı 5:44:43 ile tamamlayarak 6 puanı kazandı. Toplam 16 puanla kupayı tamamlayan üç yarışmacı arasında kurallar gereği gün içerisinde en iyi 5 turluk yarışma zamanına sahip Cem Doğrular birinci, en iyi ikinci zamana sahip olan Bedri Kolsallayan ikinci ve Kemal Şener üçüncü oldu. Kategori 1 de yarışan ve ilk kez bir yarışta start alan Nurşen Eser’de bayanlar klasmanı birincisi oldu. Sezonun yapılan bu son yarışında (autotuning world sponsorluğu ile yarışan) 16 yaşındaki cem doğrular pistteki en hızlı 5 turu tamamlayarak hem en hızlı olan kupasını hem de genel klasman birinciliğini aldı.



MAKALE

Hazırlayan Best Servis Yönetim Kurulu Başkanı İ. Muzaffer Doğrular

OTOMOBİL MOTORLARI NASIL ÇALIŞIR? - 1

H

iç arabanızın motorunu açıp içinde neler olduğunu merek ettiniz mi? Bir araba motoru, bir çok metal, tüp ve kablolardan oluşan, oldukça karışık bir sistemdir. Bunların nasıl çalıştığı hakkındaki merakınızı gidermek isteyebilirsiniz. Veya yeni bir araba alacaksınız ve “3.0 litre V-6”, “çift kam mili” , “ayarlı yakıt enjeksiyonu” gibi terimler duyuyorsunuz. Peki, bütün bunlar ne anlama geliyor ? Bu makalemizde, motoru temel olarak imceleyecek, bütün bu parçaların birarada nasıl çalıştığını açıklayacak, nelerin yanlış gidebileceği üzerinde duracak ve performansı nasıl artırabileceğimiz hakında bilgi vereceğiz. Benzin motorlarının temel amacı, aracın hareket edebilmesi için, kullandığı benzini hareket enerjisine çevirmektir. Benzini hareket enerjisine çevirmenin en kolay yolu, motor içinde benzini yakmaktır. Bu yüzden, bir araba motoru, içten yanmalı motordur. Yanma işlemi dahili olarak gerçekleşir. Burada dikkat edilmesi gereken iki husus vardır: * İçten yanmalı motorların farklı tipleri mevcuttur. Bunları birisi dizel motorlar, bir diğeri ise gaz trübin motorlarıdır. Bunun için HEMI motorları, devirli motorlar ve çift62

Auto Tuning World / Ocak - Şubat 2017

zamanlı motorları inceleyebilirsiniz. Herbirinin kendine has avantajları ve dezavantajları bulunur.

* Dıştan yanmalı motorların ise temel bir prensibi vardır. Eski tip trenlerde ve botlarda bulunan buhar motorları, bunun en iyi örneğidir.


World Media

KESİCİ TAKIMLAR - TALAŞLI İMALAT METAL İŞLEME ZİRVESİ r SEKTÖRLER

*Kesici Takım *Tutucular *Makine * Cad Cam Cae PLM * Kaynak * Kaynak Sarf Malzemeleri *Rulman * Lineer

* Aşındırıcılar * İş güvenliği * Metal İşleme * Borulama * Proses * Otomasyon *Kalıp

TARİH: 17 HAZİRAN 2016 YER : VİALAND PALACE OTEL SAAT: 10:00 - 18:00

Sponsorluk için temas kurabilirsiniz : 0 505 400 94 34 - 0 505 400 94 33

www.kesicitakimlardergisi.com - makineotomasyondergisi@gmail.com

Endüstriyel Borulama - Mekanik Tesisat - Basınçlı Kaplar 2016 / 4

65


Makale Yakıt (kömür, odun, yağ gibi), buharın oluşturulması için motorun dışında yanar ve oluşan buhar, motora hareket sağlar. İçten yanmalı motorlar, dıştan yanmalı motorlara göre daha verimlidir. Örneğin, aynı mesafede daha az yakıt tüketimi sağlarlar ve dıştan yanmalı motorlara göre, aynı gücü sağlayan bir içten yanmalı motor çok daha küçük ebatlara sahiptir. Bu kısımda, içten yanmalı motorların çalışma prensibini daha detaylı olarak inceleyelim. Nissan Juke motor animasyonu İçten Yanma İçten yanmalı bir motorun arkasında yatan temel prensip şudur: Yüksek enerjiye sahip olan bir yakıttan (benzin gibi) az miktarda kullandığınız zaman, kapalı alanda bu yakıt ateşlenerek bir patlama gerçekleşir ve gaz genişlemesi sayesinde çok büyük bir miktar enerji açığa çıkar. Mesela bu enerjiyi, bir parçayı 500 metre ileriye fırlatmak için kullanabilirsiniz. Bu durumda, ortaya çıkan enerji, bu parça için hareket enerjisine çevirlmiş olur. Tabi bu enerjiyi çok farklı amaçlar için kullanabilirsiniz. Örneğin; bunun gibi bir patlamayı, dakikada yüzlerce kez yapacak bir

64

Auto Tuning World / Ocak - Şubat 2017

silindir yapıp uygun bir yolla bu enerjiyi kontrol edebilirseniz, bir araba motorunun temelinde yatan prensibi tam olarak anlamış olursunuz! Nerdeyse bütün araçlarda, benzini hareket enerjisine çevirmek için dört zamanlı (darbeli) yanma silindir motoru kullanılır. Dört zamanlı yanma prensibi, Otto deviri (döngüsü) olarak ta bilinir (1867 yılında, Nikolaus Otto tarafından bulunmuştur). Dört zamandan kastedilen şunlardır: * Giriş Zamanı * Sıkıştırma Zamanı * Yanma Zamanı * Çıkış Zamanı Piston, bağlantı mili sayesinde krank miline ulaşır ve krank mili dönmeye başladığında, bu işlem tekrar başlar. Motorun, bu silindir sayesinde çalışırken, neler olduğunu inceleyelim: 4 zamanlı motor çalışma animasyonu (Yukarıdan aşağıya parçalar : Emme ve Egzoz Subapları, Yakıt-hava girişi ve yanmış gaz çıkışı, Buji, Yanma Odası, Piston, Piston Kolu, Krank Mili) 1.) En önce piston çalışmaya başlar, giriş valfleri (sübapları) açılır ve piston, motor silindirinin benzin ve hava ile tamamen dolması için aşağı yönde hareket eder. Bu giriş

zamanıdır. Bu işlemin çalışması için, benzinin çok az bir miktarının hava ile karışması gerekir. 2.) Daha sonra, piston tekrar yukarıya hareket ederek bu yakıt/ hava karışımını sıkıştırır. Sıkıştırma patlamanın daha güçlü olmasını sağlar. 3.) Piston en yüksek seviyeye ulaştığı zaman, bujiler benzini ateşleyen bir kıvılcım üretir. Benzin, silindirdeki patlamaları tekrar tetikler ve piston aşağı doğru hareket eder. 4.) Piston el alt seviyeye ulaştığında, çıkış valfleri açılır ve silindir eksoza yönlenir. Artık, motor bir sonraki döngüye için hazırdır, yani tekrar hava ve yakıt ile yeni bir patlama işlemi başlatır. Burdan bir noktaya dikkat çekelim: Başlık milinde oluşturulan hareket doğrusalken, içten yanmalı motorlar vasıtasıyla oluşan bu hareket döngüseldir. Bir motorda; pistonların bu doğrusal hareketi, krank mili sayesinde döngüsel harekete çevrilir. Bu döngüsel hareket sayesinde aracın lastiklerini çevirme işlemi yapılır. Şimdi, bunun mümkün olmasını saplayan bütün parçaları inceleyelim.


World Media

2 . ENDÜSTRİ 4. 0 ZİRVESİ 2 ARALIK 2017 *Otomotiv * Chip * Cad Cam * Lineer * Proses * Ana Sanayi *TedarikSanayi *Kesici Takım * Aşındırıcılar * Plastik *Jant *Vip Dİzayn *Tutucular * İş güvenliği * Fuar *Lastik *Makine * Kaynak * Metal İşleme *Organizasyon *Amortisör *Otomasyon *Rulman * Borulama *Kalıp Sponsorluk için temas kurabilirsiniz : 0 505 400 94 34 - 0 505 400 94 33 www.endustri40dergisi.com - makineotomasyondergisi@gmail.com


Gelecek sayımızda yayınlanmasını istediğiniz ürün ve etkinlik haberlerinizi, world dosyası ve yüksek çözünürlüklü jpeg dosyalarıyla zenginleştirerek yazı işlerimize gönderebilirsiniz.

KAPAK KONUSU

Türkiye sektörel anlamda üretime dönük faaliyetlere önem vermek ve ekonomisini buna göre şekillendirmek zorunda. Bu bilimsel aklın egemen kılınması ve detaylı çalışmaların yapılmasını zorunlu hale getiriyor. Biz de bir çok sektöre hitap eden yayınlarımızla spesifik konuları masaya yatırıyoruz. Derinlemesine ele alıyoruz.

DOSYA KONUSU

Sizde

Sektör teknolojilerindeki yeni gelişmeler, çözümler, kullanım alanlarındaki yeni eğilimler ve bunun Dergilerimizde işletme yerinizi maliyetlerine etkisini mercek altına ayırtın, doğru alıyoruz. Sektörün lokomotif hedef firmlarının görüşlerine başvuruyoruz. kitlenizi ulaşın! Röportaj - haber - makale olarak detaylı bir şekilde sektörlere fokusluyoruz.

WORLD MEDİA BÜNYESİNDE YAYINLANAN DERGİLER

Haber İletişim İlker Kaplan Auto Tuning World Dergisi Genel Yayın Yönetmeni 0 505 400 94 34 tuningworldmedia@gmail.com

www.endustri40dergisi.com

www.makineotomasyondergisi.com

www.worldmedyatv.com

www.tuningworld.com.tr

Ad

:...............................................................................................

Soyad

:...............................................................................................

Adres

:...............................................................................................

ABONE FORMU

Reklam İletişim Hatice Karabay Auto Tuning World Dergisi Reklam Koordinatörü 0 505 400 94 33 tuningworldmedia@gmail.com

...............................................................................................

İlçe

:...............................................................................................

Şehir

:...............................................................................................

Posta Kodu

:...............................................................................................

Telefon

:...............................................................................................

Faks

:...............................................................................................

e-mail

:...............................................................................................

Tarih

İmza

Abonelerimiz ve reklamverenlerimiz abone ve reklam ücretlerini aşağıdaki hesaplara yatırabilirler ;

* İlker Kaplan Akbank Perpa Şubesi Şube Kodu: 0633 hesap No: 0063828 ............................................................ *İlker Kaplan İNG Bank Çağlayan Şubesi Şube Kodu: 265 Hesap No: 373 42 71

*İlker Kaplan Denizbank Zİncirlikuyu Şubesi Şube Kodu: 9142 Hesap No : 1777284 ..................................................................... *İlker Kaplan PTT - Posta Çeki Hesap Bilgisi İlker Kaplan Posta Çeki Hesap No : 5775693




Turn static files into dynamic content formats.

Create a flipbook
Issuu converts static files into: digital portfolios, online yearbooks, online catalogs, digital photo albums and more. Sign up and create your flipbook.