ekonomik-nokta-dergisi-291-ekim-2020

Page 1

Ekonomik

WORLD MEDIA

NOKTA

Aktüel Siyasi Ekonomi Dergisi 01

Sayfa 134

- 30

Ekim 2020

Yıl 15

Sayı : 291 Fiyatı: 20 TL

dünya’da kara para mercek altında

BuzzFeed News tarafından elde edilen ve kâr amacı gütmeyen bir küresel araştırmacı gazetecilik ağı olan Uluslararası Araştırmacı Gazeteciler Konsorsiyumu (ICIJ) ile paylaşılan FinCEN Files, 88 ülkeden 400’den fazla gazetecinin 16 aylık çalışması sonucu haberleştirildi. FinCEN Files araştırması, ABD Hazinesi’ne bağlı istihbarat birimi Sayfa 28 FinCEN’e sunulan gizli banka raporlarına, konsorsiyumun elde ettiği destekleyici banka belgelerine ve onlarca röportaja dayanıyor. Araştırma, dünya çapında yolsuzluk ve suçluluğu destekleyen yasa dışı para akışlarına ışık tutuyor.

İHRACAT’ın LİDERLERİNİN 160’I EGELİ

Sayfa 150

Sayfa 116

Türkiye İhracatçılar Meclisi tarafından açıklanan İhracat şampiyonları listesine 2019 yılında Ege Bölgesi’nden 160 firma girmeyi başardı. TİM’in ilk 1000 ihracatçı listesinde 2018 yılında ise; 158 Egeli ihracatçı firma yer almıştı.

KANADA’DAN SİYAH İŞLETME SAHİPLERİNE POZİTİF Sayfa 99

AYRIMCILIK

Kanada Hükümeti Siyah girişimcilerin iş dünyasında yaşadıkları engelleri ortadan kaldırmak ve rekabet edebilmelerini sağlamak için bir dizi önlemi hayata geçiriyor. Sayfa 145

Sayfa50



Yayın Türü Yaygın Süreli

EDİTÖR

Editör - Künye

Yayıncı Dünya Medya Basın Yayın Reklam Tanıtım Hizmetleri İmtiyaz Sahibi ve Sorumlu Yazı İşleri Müdürü İlker Kaplan 0 505 400 94 34

Japon Malı Tapon

İdari İşler Müdürü Hatice Karabay 0 505 400 94 33

Malı Değil Artık...

Reklam Müdürü Zafer Altın 0 546 675 59 49

İlker Kaplan

Muhasebe Müdürleri Sevda Öncü Düzgün Turgut 0 542 292 83 85

L

iramızın hızla aşındığı bu günlerde; Japonya’da Yen, Rusya’da ruble de değersiz söylemleri başladı. O iş öyle değil. Japonya son dört yıldır aralıksız cari fazla veriyor. ekonomisinin cari fazlası Haziran’da 10.56 milyar dolar artışla yılın ilk altı ayında geçen yılın aynı dönemine göre yüzde 2.1 artışla 97.35 milyar dolara yükseldi. Beklenti Japonya’nın Haziran’da 10.98 milyar dolar cari fazla vermesiydi. 2015 – 2019 yılları arasında japon ekonomisi aylık bazda 10 - 14 milyar yıllık bazda 170 – 175 milyar dolar cari fazla veriyor. Peki Covid 19 pandemisi sonrası Japonya’nın cari fazlası ne durumdaydı. Bu yıl ise durum biraz farklı. Covid – 19 Pandemisi japon ekonomisini de derinden etkilemişe benziyor. Japonya Maliye Bakanlığı verilerine göre, Haziran ayında covid 19 pandemisi nedeniyle cari işlemler fazlası son 5 yılın en düşük seviyesine inmesine karşın aylık bazda 167,5 milyar yen (1,58 milyar dolar) oldu. Ocak 2015’ten bu yana görülen en düşük seviyede gerçekleşmesine karşın cari fazla pandemi döneminde de devam etti. Pandemi döneminin etkilerinin bu şekilde devam etmesi durumunda bile yıllık 20 milyar dolar cari fazla verme ihtimali yüksek. Dünyanın 7. Büyük ekonomisi olarak Japon Yen’inin ve 2. Büyük ekonomisi olarak Rus Rublesi’nin dolar, euro, sterlin karşısındaki konumumun çok fazla ekonomiyi etkilediğini söyleyemeyiz. En azından bizimki kadar... Ancak bizim gibi ithalata dayalı, cari açığı bol ülkelerde yıkıma ve zor koşullara sebep olur.

Halkla İlişkiler Müdürü Ayşe Savranoğlu Yazı İşleri Simgenur Savranoğlu Grafik Tasarım Ezgi Kamburoğlu Abone Sorumlusu Defne Deniz Kaplan Beste Kamburoğlu Fotoğraf Editörleri Murat Çapkın Sinan Temur İnsan Kaynakları Müdürü Sibel Şanlı İletişim Danışmanı Alper Tuna Bilişim Sorumlusu Kerem Mercan Bölge Temsilcileri Çetin Sülün (Ankara) Mesut Karabay (İzmir) Umut Yıldız (Bursa) Avrupa -Almanya - Temsilcisi Pınar Açıkgöz Sosyal Medya Fatma Kurşun Dağıtım Ali Savranoğlu Zafer Kamburoğlu Genel Koordinatör Süleyman Kaplan Hüsniye Kaplan Katkıda Bulunanlar Meryem Savranoğlu Fatma Kaplan Selda Kamburoğlu Dağıtımcı Aras Kurye - PTT - Yurtiçi Kargo

Dünyanın 2. Büyük ekonomisi Rusya’nın üretimden ziyade enerji Yönetim Yeri Güneş Sokak No: 48 D :10 politikaları ile 116 milyar dolar cari fazlası olduğunu da ek bilgi olarak Akşemsettin Mah. Eyüp / İstanbul Tel:0 850 532 94 68 Fax : 0 212 427 00 15 belirtelim. Bize gelince Türkiye’nin cari işlemler hesabı, mayısta 3 milyar 764 milyon dolar açık verirken, 12 aylık cari açık 8 milyar 244 milyon dolar oldu. Bu durum katlanarak devam etme eğiliminde . Bir de döviz rezervinizi eritmişseniz işin içinden çıkılmaz bir fasit daire içinde döner durursunuz. Doların her 1 sent / kuruş artışında 1 milyar 250 milyon Türk Lirası dışarıya borcunuz artar.

Japon Yen’i ve Rus Ruble’si nin dolar karşısındaki konumunu argüman olarak sunanların bu gerçeklerden haberdar olmamasına imkan yok. Ya hiç ekonomi bilmiyorlar ya da hiç ekonomi bilmiyorlar.

www.ekonomiknokta.com www.endustri40dergisizirvesi.com www.kesicitakimlardergisi.com www.worldmediagroupe.com www.makineotomasyondergisi.com www.elektrikpanodergisi.com www.autotuningworlddergisi.com makineotomasyondergisi@gmail.com worldmediareklam@gmail.com Ekonomik Nokta Dergisi Basın Meslek İlkelerine Uymaya Söz Vermiştir. İçeriğindeki yazınsal ve görsel malzemeler, izin alınmaksızın; yazılı, görsel, işitsel ve elektronik medyada kullanılamaz. Reklamların hukuki sorumluluğu reklamveren firmaya aittir. Ekonomik Nokta Dergisi -Sayı 291 2020

3


İÇİNDE İçindekiler

3

İÇİNDEKİLER

JAPON MALI TAPON MALI DEĞİL ARTIK

99

Kanada’dan Sİyah İşletme Sahİplerİne Pozİtİf Ayrımcılık

Volkswagen en yenİ Eplan ve Rittal 116 çözümlerİnİ bütünleştİrİyor

134

Dünya Kara Para Trafİğİ Mercek Altına Alındı

4 Ekonomik Nokta Dergisi - Sayı 291 - 2020


EKİLER

İçindekiler

139

Bakan Albayrak, Yenİ Ekonomİk Program’ı (YEP) Açıkladı

Merkez Bankası 144 Polİtİka Faİzİnİ 200 Baz Puan Yükselttİ

150

İhracat şampİyonlarının 160 tanesİ Egelİ

154

CW Enerjİ, Karadenİz’İn en büyük Güneş Enerjİ Santralİ’nİ kurdu

Ekonomik Nokta Dergisi - Sayı 291 - 2020

5


İhracat

Yaş Meyve Sebze Mamulü İhracatı 1 Mİlyar Dolara Ulaştı Yaş meyve sebze mamulü ihracatçıları 1 Ocak-28 Ağustos döneminde yüzde 6 artışla ihracatını 1 milyar 24 milyon dolara taşıdı.

E

ge Yaş Meyve Sebze İhracatçıları Birliği Başkanı Hayrettin Uçak, Yönetim Kurulu Üyeleri Mehmet Ata Özdemir, Mehmet Kırıcı ve Sadık Demircan ile Ege İhracatçı Birlikleri personeli Gökay Çelikli ve Şükrü Ercan’dan oluşan bir heyet Birlik üyesi yaş meyve sebze mamulleri ihracatçısı firmalara teşekkür ziyareti gerçekleştirdi. Hayrettin Uçak, 1 Ocak-28 Ağustos döneminde Türkiye geneli yaş meyve sebze mamulü ihracatının yüzde 6 artışla 1 milyar 24 milyon dolara ulaştığını söyledi. “Mamul ihracatının yüzde 40’nın gerçekleştiği bölgemizde, Egeli ihracatçılarımızın başarı payı yadsınamaz. Mamuldeki en önemli ürünlerin başında kurutulmuş domates, domates konservesi ve salça geliyor. Kornişon turşu ve kuru domateste Türkiye’nin ihracatının yüzde 80’i bizim topraklarımızdan yapılıyor. Bize gayret etmek, üretmek, çalışmak yakışır.

6 Ekonomik Nokta Dergisi - Sayı 291 - 2020

Her bir üreticimizin her bir ihracatçımızın sesine kulak kabartarak yaptığımız istişareler, detaylı görüşmeler, tarafların beklentileri, kaydedilen ilerleme ve gelecek rotası hakkında önemli çıktıları görmemize yardımcı oluyor. İlk 7 ayda başta Almanya’ya 143 milyon dolar, ABD’ye 106 milyon dolar, Irak’a 91 milyon dolar, İngiltere’ye 67 milyon dolar, Hollanda’ya 59 milyon dolar olmak üzere 171 ülkeye ihracat gerçekleştirdik.” Uçak, 1 Ocak-28 Ağustos döneminde en çok ihraç edilen ürünlerin kurutulmuş domates, meyve kabukları, meyve suları ve konsantreleri, sular ve gazlı içecekler, turşular, domates salçası, konserve sebzeler olduğunu sözlerine ekledi. “Pandemide bile artan ihracatımız ve başarımız birleştiren, bir ve beraber kılan, kaynaştırarak, ortak akıl ile oluşturduğumuz s t r a t e j i m i z d e k i kazanımlarımızın sonucudur. Özellikle kadın girişimcilerimizi gıda sektöründe yönetici olarak görmek bizim için büyük

bir gurur kaynağı. Ege Yaş Meyve Sebze İhracatçı Birlikleri olarak kadın girişimcilerimizin her zaman arkasındayız. El ele omuz omuza çok güzel işler başaracağımızdan şüphemiz yok. Bugüne kadar olduğu gibi bundan sonra da çiftçilerimizi, üreticilerimizi, ihracatçılarımızı desteklemeye ve onların yanlarında olmaya devam edeceğiz.” Ziyaretin ilk durağında Turgutlu’da Türkiye’nin önemli konserve ihracatçılarından Lidya Konservecilik San. ve Tic. Ltd.Şti vardı. Firmanın fabrika müdürü Tolga Selim Kağan ile yaklaşan turşu sezonuyla ilgili bilgi alışverişinde bulunuldu. Üç nesildir tarım sektöründe bulunan Yılmazlar Konservecilik San. ve Tic. Ltd. Şti’nin genç kadın girişimcisi Öznur Yılmaz da ziyaret edilen firmalar arasındaydı. Yılmaz, kendi markalarıyla yurtdışına açılmak için yaptıkları çalışmaları anlattı. Ziyaretin bir diğer durağı da konserve sektörünün tecrübeli firmalarından Susitaş A.Ş.’di. Sahibi Cihangir Hür’ü Çiğli Atatürk Organize Sanayi Bölgesi’nde yer alan tesisinde ziyaret eden heyet, firmanın sektöre ilişkin beklentilerini dinledi. Son olarak kuru meyve ile dondurulmuş meyve ve sebze sektörünün önemli ihracatçılarından Birlik üyesi Nimeks Organik Tarım Ürünleri San. ve Tic. Ltd. Şti ziyaret edilerek firma sahipleri Niyazi Memur ve Safa Memur’la gündemdeki gelişmeler konuşuldu.



Endüstri

Yenİ NSK ısıl İşlem tesİsİ tedarİk zİncİrİnİ korumaya yardımcı oluyor Avrupa da dahil olmak üzere dünya genelindeki tüm NSK müşterileri, Japonya’daki yeni ısıl işlem tesisinden faydalanmaya hazırlanıyor. Bu hareket, üretkenlik ve verimlilik artışı sağlamanın yanı sıra, NSK Grup’un yapısal dayanıklılığını güçlendirmek için devam eden çabaların bir parçası olarak karşımıza çıkıyor.

Toyama’daki yeni ısıl işlem tesisi, rulman tedarik zincirini korumaya yardımcı olacak

N SK Toyama’da 3 milyar ¥ (yaklaşık olarak 23.78 milyon

€) değerinde ısıl işlem tesisinin tamamlanmasının ardından firma, ısıl işlem süreçlerinin bir kısmını NSK Fujisawa’dan 3,641 m2’lik bu yeni tesise aktardı. Bu iş süreklilik planı (BCP), deprem veya sel gibi doğal afet durumunda tedarik zincirlerinin korunmasında yardımcı olmak için uygulanıyor. Firmanın ısıl işlem gereksinimleri tesisler arasında 8 Ekonomik Nokta Dergisi - Sayı 291 - 2020

dağıtılarak, müşterileri öngörülemeyen üretim kesintilerine karşı doğal bir koruma sağlıyor. Ayrıca NSK bu fırsatı kullanarak, bir yandan firmanın ısıl işlem süreçlerini kolaylaştırdı, diğer yandan da üretkenliği ve verimliliği artıran çevre dostu, öncü teknolojilere yatırım yaptı. Örneğin, NSK Toyama şu anda süreçler arasında otonom parça taşımacılığının uygulanması alanında çalışmalar yürütüyor.

1937 yılından beri faaliyet gösteren NSK Fujisawa, endüstriyel makineler için makaralı rulman üretimine odaklanıyor. Bu tesis, tornalama, ısıl işlem, taşlama ve montaj gibi süreçleri içinde barındıran temel üretim süreçlerini üstleniyor. Kurulduğu 1966 yılından itibaren NSK Toyama, vagon ve rüzgar tribünlerinde kullanılan büyük makaralı rulmanları dövme ve tornalama üzerine odaklanıyor.


Endüstri

Yİğİt Akü Transanatolia Rally Raid’İn Sponsoru Oldu Yiğit akü; tosfed ve türkiye motosiklet federasyonu desteğiyle gerçekleştirilen transanatolia 2020, transanatolia rally raid’in sponsoru oldu.

D ünyanın en büyük ve zorlu rallilerinden biri olarak değerlendirilen TransAnatolia Rally Raid, 10. yılında yine

muhteşem bir organizasyona imza attı. Yerli ve yabancı katılımcılarına muhteşem rotasıyla unutulmaz bir deneyim sunan TransAnatolia 2020’de 25 motosiklet, 37 4x4 otomobil, 3 SSV, 5 ATV olmak üzere toplam 70 araç, Dolmabahçe Sarayı önünden verilen seremonik start ile macera dolu yolculuğunu tamamladı. Türkiye’nin %100 Milli Sermayeli kurumu olan Yiğit Akü,

bu ve benzeri organizasyonlarda yerini alarak, sporun ve sporcunun yanında olduğunu bir kez daha gösterdi. Sektöre sağladığı katma değer, destek ve yatırım gücü ile 5 kıtada 100’e yakın ülkeye ihracat yapan, sektöründe de bir çok dernek, federasyon ve etkinlik yöneticileri ile işbirliğini yürüten Yiğit Akü, geleceğe yönelik planlamalarında “ İleriye Götürür” felsefesi ile adından söz ettirdi. World Media Group (WMG) Haber Servisi

Eğİtİmde KDV Yüzde Bİr

M

Eğitimde Katma değer vergisi indirimi.

al ve Hizmetlere Uygulanacak Katma Değer Vergisi Oranlarının Tespitine İlişkin Kararda Değişiklik Yapılmasına Dair Karar ile; üniversite ve yüksekokullar ile 5580 sayılı Özel Öğretim Kurumları Kanunu, 2828 sayılı Sosyal Hizmetler Kanunu ve 573 sayılı Özel Eğitim Hakkında

Kanun Hükmünde Kararname kapsamında 1 Eylül 2020 ila 30 Haziran 2021 tarihleri arasında (bu tarihler dahil) verilen eğitim ve öğretim hizmetlerinde KDV oranı geçici olarak %1’e indirilmektedir. World Media Group (WMG) Haber Servisi Ekonomik Nokta Dergisi - Sayı 291- 2020

9




İş Dünyası

Konfeksİyon sektörü 60 ay aranın ardından İhracatta zİrveye çıktı

M

oda Endüstrisinin en büyük sektörü Türk Hazırgiyim ve Konfeksiyon sektöründe 60 ay sonra gelen ihracat şampiyonluğunun gururu yaşanıyor. Türk Hazırgiyim ve Konfeksiyon Sektörü, Ağustos ayında yaptığı 1 milyar 546 milyon dolarlık ihracatla en fazla ihracat gerçekleştiren sektör oldu. Hazırgiyim ve Konfeksiyon Sektörü böylelikle 60 ay aranın ardından zirvenin sahibi oldu. Ege Hazırgiyim ve Konfeksiyon İhracatçıları Birliği ise; Ege İhracatçı Birlikleri bünyesinde son üç aydır en fazla ihracat yapan sektör olmayı başardı. EHKİB, Haziran ayında 104 milyon dolarlık ihracatla adını EİB bünyesindeki 12 ihracatçı birliği arasında birinci sıraya yazdırırken, Temmuz ayında 157 milyon dolarlık ihracat rakamıyla ay bazında tarihi rekoruna imza attı. 12 Ekonomik Nokta Dergisi - Sayı 291 - 2020

EHKİB, Ağustos ayında da ihracatını 2019 yılı Ağustos ayına göre yüzde 12’lik artışla 128 milyon 9 bin dolara taşıdı ve zirvedeki yerini sağlamlaştırdı. Konfeksiyon sektörünün 1980’li yıllardan itibaren Türk ihracatını domine ettiğini dile getiren Ege Hazırgiyim ve Konfeksiyon İhracatçıları Birliği Başkanı Burak Sertbaş, Konfeksiyon sektörünün 2019 yılında 17,7 milyar dolar dövizi Türkiye’ye kazandırdığından bahsetti. Medikal ürünler ihracatı 1 milyar dolara koşuyor Konfeksiyon sektörü olarak, Pandemi sürecinde MartNisan-Mayıs aylarında yaşanan durgunluğu aştıklarını ifade eden Sertbaş, “Haziran-Temmuz ve Ağustos aylarında ihracatta çok başarılı bir dönem geçirdik. Özellikle önlük, tulum ve maske ürünlerinden oluşan

medikal ürünler ihracatımız 2019 yılının Ocak - Ağustos döneminde 41 milyon dolar seviyesinde iken, 2020 yılının sekiz aylık döneminde yüzde 2 bin 82’lik rekor artışla 891 milyon dolara çıktı. Eylül ayında medikal ürün ihracatında 1 milyar dolar barajını aşmayı hedefliyoruz. EHKİB olarak, 2020 yılının Ocak - Ağustos döneminde medikal ürünler ihracatımızı yüzde 4 bin 643’lük artışla 1 milyon 302 bin dolardan, 61 milyon 765 bin dolara taşıdık” diye konuştu. Pandemi sonrası Avrupa’nın birinci tedarikçisi olacağız Türk konfeksiyon sektörünün en büyük ihraç pazarının Avrupa pazarı olduğunun altını çizen EHKİB Başkanı Burak Sertbaş, sözlerini şöyle sürdürdü: “Son yapılan araştırmalar, Avrupalı perakende zincirlerinin Pandemi sonrasında Uzakdoğu yerine Türkiye’yi birinci tedarikçi olarak göreceklerini ortaya koyuyor. Türk konfeksiyon sektörü önümüzdeki on yıllarda Türkiye’nin istihdam ve ihracatında lokomotif sektör konumunu sürdürecek.”


İş Dünyası

Anot Makİne’den Farkındalık Projesİ

TSanayi epebaşı Belediyesi ve Eskişehir Organize Bölgesi tarafından hayata geçirilen Zihinsel Engelliler Montaj Atölyesi, EOSB’de faaliyet gösteren Anot grup şirketlerinden Anot Makine için de parça montajı yapacak. İmzalanan protokol ile özel bireylerin firma için ayda yaklaşık 100 bin parçayı monte etmesi hedefleniyor.

Beyaz eşyalar için üretilen malzemelerin montajını kapsayan protokole Tepebaşı Belediye Başkanı Dt. Ahmet Ataç, EOSB Yönetim Kurulu Başkanı Nadir Küpeli ve Anot Makine Genel Müdür Yardımcısı Eray GONENLİ imza attı. World Media Group (WMG) Haber Servisi

Ekonomik Nokta Dergisi - Sayı 291 - 2020

13


Endüstri

Genel Müdür Uğur Koşar, anahtar teslim

UGR Uğur Hİdrolİk, profesyonel takım çalışmasıyla hİzmet verİyor

projelerde; mühendislerden oluşan profesyonel teknik ekibiyle hizmet verdiklerini kaydederek, “Sistem içerisinde sürecin en ince ayrıntısına kadar her aşamada yapılan ara kontroller devam ediyor, takım çalışmasıyla profesyonel hizmet veriyoruz” dedi.

İ

stanbul İmes Sanayi/ Dudullu Bölgesi’nde 2014 yılında 30 metrekare alanda kurulan Uğur Hidrolik, kısa süre içerisinde ciddi yatırımlar ve projelere imza atarak hızla büyümesini sürdürdü. Uğur Hidrolik, 7 yıldır iki ayrı lokasyonda faaliyetlerine devam ediyor. Dudullu İmes Sanayi sitesinde Merkez binası bulunan şirket, yaklaşık 400 metrekare alanda proje destek ve satış başta olmak üzere hidrolik ekipman satışı hizmetlerine devam ediyor. Uğur Hidrolik Genel Müdürü Uğur Koşar, yatırımlarına devam edip faaliyete aldıkları ikinci lokasyon olan ve Dilovası İMES Organize Sanayi Bölgesi sınırları içerisinde bulunan fabrikalarının 4000 metrekare alanda kurulduğunu söylerken, fabrikanın proje tasarım ve üretim merkezi olarak faaliyetlerini sürdürdüğünü açıkladı.

14 Ekonomik Nokta Dergisi - Sayı 291 - 2020

“Özellikle yaşadığımız pandemi sürecinde güçlü planlama ve yatırım ile hem ülke ekonomisine katkı sağladık hem de istihdamı artırdık” diyen Koşar, “Firmamız bünyesinde dünya çapında kabul görmüş 67 markanın Türkiye ve yakın coğrafyada distribütörlüğü ve bayiliği üstleniyoruz” diyerek bu markaların birkaçını şöyle sıraladı: “AKON, ALFAGOMMA, BATTIONI, COMER INDUSTRY CROMSTEEL , DANA BREVINI, EMMEGI, ENERPAC, FASTER, GALTECH, GALLI, FOX, HELAC, HEMA, JUROP, LUEN, OILCOMP, OT OILTECHNOLOGY, OMT, MINTOR, PAKKENSP, RATTISOLI, PZB , SAMHYDRAULIK, STRICKLAND, TECNORD, TMA, WALVOIL”. Koşar, son 2 yıla kadar ağırlıklı olarak sadece mobil hidrolik alanında hizmetlerine devam ettiklerini ancak yeni gelişmeler ve bünyelerine

katılan yeni markaların yanısıra gelişen kadroyla birlikte hidroliğin endüstriyel alanında da hızla ivme kazandıklarını vurguladı. BİR PROJE, TAKIM ÇALIŞMASIDIR Anahtar teslim projelerde; mühendislerden oluşan bir profesyonel teknik ekip ile hizmet verdiklerini kaydeden Koşar, projelerde nasıl hareket ettiklerini ise şöyle anlattı: “Gerekli ön görüşme ve keşif yapıldıktan sonra yapılacak sistemde bizi nelerin beklediği ve nasıl hareket etmemiz gerektiği konusunda hızlıca aksiyon alarak proje ve tasarım bölümümüzde bulunan uzman takım arkadaşlarımızla beraber gerekli çizimler, hesaplamalar ve çalışmalar yapılır. Sistem teorik olarak sanal ortamda çalıştırılır. Bir sonraki aşama üretim kısmıdır bu kısımda da işler en ince ayrıntısında kadar


Endüstri

her aşamasında yapılan ara kontroller ile devam eder. Proje satış ekibi, üretim aşamasından sonra nihai testler yapıldıktan sonra yerinde montaj ekibimiz sistemi çalıştırıp teslim ederler. Kısacası tam bir proje, takım takım çalışmasıdır.” ÖNE ÇIKAN UYGULAMALAR Uğur Hidrolik Genel Müdürü Uğur Koşar, başlıca uygulamalarını ise şöyle sıraladı: “Sıvama presleri hidrolik güç ünitesi, Plastik enjeksiyon makineleri hidrolik güç sistemleri, cam işleme makineleri hidrolik güç ünitesi, kaynak fikstür makinesi hidrolik sistemi ve otomasyonu, sac sürme ve uçar makas sistemleri, rulo sac açma makineleri hidrolik sistemleri, kamyon boşaltma rampası hidrolik sistemi, biyet kesme makinesi hidrolik sistemi, beton parke makinesi hidrolik sistemi, filtre presi hidrolik sistemi ve otomasyonu, beton boru sürme makinesi hidrolik sistemi, lastik şişirme presi hidrolik sistemi, indüksiyon ocağı hidrolik sistemi, ido kara rampası hidrolik sistemi ve otomasyonu, seyyar baz istasyonu hidrolik sistemi, uzaktan kumandalı bobin arabası hidrolik sistemi, hurda paketleme presi hidrolik güç ünitesi, hurda yükleme robotu hidrolik güç ünitesi, asansör hidrolik sistemleri, baraj kapakları hidrolik sistemleri, yorulma testi hidrolik sistemleri, boru bükme makineleri hidrolik sistemleri, flushing ve pickling uygulamaları.” “Bugün yaptığımız işler arasında en iyiler arasındayız.

Bunu yarınlara taşıyabilmek için eğitimler olmazsa olmazımız” diyen Koşar, “Bu yüzdendir ki birincil olarak çalışma arkadaşlarımızın her birinin bulunduğu alana göre daha fazla bilgi sahibi olabilmesi için alan eğitimleri sürekli olarak verilmektedir. Bunun yanı sıra takım arkadaşlarımızın kişisel gelişimleri için belirli periyotlarda kişisel gelişim, marketing, satış ve ISG alanlarında daimi eğitimleri yürütülüyor” dedi. Yeni fabrikadaki hidrolik hortum presleme hattını Endüstri 4.0’a uyumlu bir sistem olarak projelendirdiklerini açıklayan Koşar, “Yatırımlarımızda dijital dönüşümleri gerçekten uygulanabilir alanlarda hayata geçiriyoruz” dedi. SPOT: “Gerekli ön görüşme ve keşif yapıldıktan sonra yapılacak sistemde bizi nelerin beklediği ve nasıl hareket etmemiz gerektiği konusunda hızlıca aksiyon alarak proje ve tasarım bölümümüzde bulunan uzman takım arkadaşlarımızla beraber gerekli çizimler, hesaplamalar ve çalışmalar yapılır. Sistem teorik olarak sanal ortamda çalıştırılır.” SPOT2: Uğur Koşar, son 2 yıla kadar ağırlıklı olarak sadece mobil hidrolik alanında hizmetlerine devam ettiklerini ancak yeni gelişmeler ve bünyelerine katılan yeni markaların yanısıra gelişen kadroyla birlikte hidroliğin endüstriyel alanında da hızla ivme kazandıklarını vurguladı.

Ekonomik Nokta Dergisi - Sayı 291 - 2020

15


İhracat

Cennet meyvesİ kuru İncİrİn İhracat yolcuğu 30 Eylül’de başlayacak Celep; “7 Eylül 2020 Pazartesi günü Aydın’da kuru incir rekoltesini ve Toprak Mahsulleri Ofisi’nin alım fiyatını açıklamasını beklediğimiz Tarım ve Orman Bakanımız Sn. Dr. Bekir Pakdemirli ile görüşmeyi planlıyoruz. Sayın Bakanımızın, tüm kesimleri gözetip kucaklayan bir alım politikası açıklaması yapacağına tüm kalbimizle inanıyoruz. Kuru incir sektörünün tüm taraflarına hayırlı bir sezon diliyoruz” diye konuştu.

C

ennet meyvesi, Hristiyanların noel sofralarının vazgeçilmezi Türk kuru incirinin, dünya sofralarını süslemesi için 2020/21 sezonundaki ilk ihracat yolculuğu 30 Eylül 2020 tarihinde başlayacak. Ege Kuru Meyve ve Mamulleri İhracatçıları Birliği, Türkiye’nin geleneksel ihraç ürünlerinden kuru incirin ilk ihraç tarihini belirlemek üzere online ortamda Kuru Meyve ve Mamulleri Sektör Kurulu toplantısı ve sonrasında Danışma Niteliğinde Genel Kurul Toplantısı düzenledi. Toplantıda, Türkiye Kuru Meyve Sektör Kurulu’nun kuru incir ihracatında ilk gemi yükleme tarihi olarak önerdiği 30 Eylül 2020 tarihi oybirliğiyle kabul edildi. Tarım ve Orman Bakanlığı tarafından henüz resmi rekolte açıklanmamış olmakla birlikte, 2020 ürünü kuru incir rekoltesinde önceki yıla göre 16 Ekonomik Nokta Dergisi - Sayı 291 - 2020

bir miktar azalma beklendiğini, ürün kalitesinde de gerileme görüldüğünü dile getiren Ege Kuru Meyve ve Mamulleri İhracatçıları Birliği Başkanı Birol Celep, kuru incirin büyük ölçüde elle işlenip paketlenen bir ürün olduğunu, emekyoğun bir sürecin ve kontrol ve analizlerin sonunda ihracata hazır hale geldiğini kaydetti. Kuru inciri ihraç ettiğimiz ülkelere girişinde insan sağlığına uygunluk açısından kontrollere tabi tutulduğunu da belirten Ege Kuru Meyve ve Mamulleri İhracatçıları Birliği Yönetim Kurulu Başkanı Birol Celep, kuru incir işletmelerinin iyi kurutulmuş, insan sağlığına ve hijyen şartlarına uygunluk açısından gerekli kontrollerden ve analizlerden hassasiyetle geçmiş ürünleri ihraç etmeleri gerektiğini, sağlıklı Türk inciri imajının dünya pazarlarında korunması gerektiğini ifade etti.

Çin, Rusya ve Kanada Türk incirini çok sevdi Kuru incir ihracat rakamları hakkında da bilgi veren Celep sözlerini şöyle sürdürdü; “Kuru incir ihracatımız, 2019 sezon başı olan 26 Eylül’den 31 Ağustos 2020 tarihine kadar önceki sezonun aynı dönemine göre miktarda yüzde 16 artışla 66 bin ton, değerde yüzde 5 artışla yaklaşık 231 milyon dolar olarak gerçekleşti. Bu ürün yılında en fazla ihracat gerçekleştirdiğimiz ilk 5 ülke ise 33 milyon dolarlık tutarla Almanya, 32 milyon dolarla Fransa, 31 milyon dolarla ABD, 12,4 milyon dolarla İtalya ve 9 milyon dolarla İsviçre olarak sıralandı. Önemli ihracat artışı sağladığımız ülkeler ise; yüzde 86’lık artışla Çin, yüzde 67’lik artışla Rusya Federasyonu ve yüzde 42’lik yükselişle Kanada oldu.”


İş Dünyası

Vestel’de Neler Oluyor

Yan

sanayi sektörleri ve partnerleri ile birlikte Manisa yerel ekonomisinde önemli bir yere sahip olan Vestel’de yüzlerce işçiye Covid -19 teşhisi koyuldu ve 17 işçi hayatını kaybetti. Sivil Toplum Örgütleri ve sendikalar dün Manisa Organize Sanayi Bölgesi İdari Alanda gerçekleştirdikleri basın açıklaması ile alınan tedbirlerin yetersizliğini ve fabrikanın üretimi durdurmamasını protesto etti. Vestel’de çalışan bir işçi ise konu ile ilgili şunları söylüyor: “Yedi yıldır Vestel’de çalışıyorum. Covid – 19 semptomlarını hissetmeye başladığımda revire gittim. Revirde; tat – koku alamıyorum, şiddetli vücut ağrılarım var, şu anda halsizim dememe rağmen doktor

beni ilaç verip üretime geri gönderdi. Israr edip tekrar revire çıktım ve test talep ettim. Gerçekleştirilen Covid -19 testlerim pozitif çıktı. Israr etmesem kaç kişiye Covid – 19 bulaştıracaktım kim bilir.” Ağustos ayı içerisinde Manisa Organize Sanayi Bölgesi – İdari Bina ‘da Kadın Meclisleri tarafından gerçekleştirilen basın açıklamas ile ; Vestel’de yaşanan süreç detayları ile anlatılmıştı. Burada açıklamayı okuyan 9 yıllık Vestel çalışanı Yeliz Kurt’un da Vestel’deki görevine “performans düşüklüğü” sebep gösterilerek son verildi. Yeliz Kurt işe geri dönüş için hukuki süreci işleteceğini söyledi. Vestel’i, Manisa’yı ve toplum sağlığı için herkesi uyaran çalışanlar ödüllendirilmek yerine işten atılıyor.

Vestel yönetimi ise gerekli tüm tedbirlerin alındığını ve üretimi durdurmak gibi bir düşünceleri olmadığını vurguluyorlar. Covid -19 Pandemisi’nin” birinci dalgasında en çok insan kaybı yaşayan ülkelerden birisi olan İtalya’nın görece daha zengin sanayi bölgesinde – kuzey de- can kayıpları yaşanmıştı. Manisa’da yaşananlar bu durumu akla getiriyor. Vestel’de yaşanan ve Manisa’ya hızlı şekilde yayılan Covid – 19 Pandemisi tüm hastaneleri doldurmuş durumda. Bir an önce sıkı tedbirlerin hayata geçirilmesi gerekiyor. World Media Group (WMG) Haber Servisi

Manisa Organize Sanayi Bölgesi’nde faaliyet yürüten ve 20 bin kişinin istihdam edildiği Vestel’de Covid - 19 skandalı.

Ekonomik Nokta Dergisi - Sayı 291 - 2020

17


Dünya

Çİn’den BBC’ye Tepkİ Çin Dışişleri Bakanlığı Enformasyon Dairesi Çin’in Xinjiang Uygur Özerk Bölgesi Hakkında Sahte Haberler Üreten ve Yayınlayan İngiliz Yayın Şirketi’ne (BBC) Bir Kez Daha Sert Tepki Gösterdi.

S

on günlerde Çin Dışişleri Bakanlığı Enformasyon Dairesi Çin’in Xinjiang Uygur Özerk Bölgesi hakkında sahte haberler üreten ve yayınlayan İngiliz Yayın Şirketi’nin (BBC) Beijing Temsilciliği’ne bir kez daha sert tepki gösterdi. Çin tarafı, BBC’nin 5 Ağustos’ta Çin’in Xinjiang Uygur Özerk Bölgesi hakkında verdiği haberin gerçekleri yansıtmadığını, abartılı ve öznel varsayımlarla dolu tipik bir sahte haber olduğunu belirtti. Söz konusu haber, ilgili hükümet makamının yasalar gereğince infaz süresini tamamlamış . Xinjianglı hükümlüleri kayıt işlemleri için geldikleri yerlere göndermesini art niyetli bir şekilde sözde “zorla tutuklama kamplarına gönderme” olarak çarpıtmıştır. Ayrıca, haberin içeriğine Xinjiang hakkında çeşitli gerçek dışı eleştiriler de sokulmuştur. Haber tamamen art niyetli bir iftiradır, okuyucularını ciddi bir şekilde yanıltmakta ve son derece kötü etkiler yaratmaktadır. Çin tarafı, buna sert tepki göstermekte ve kararlılıkla karşı çıkmaktadır. Çin tarafı, Çin Hükümeti’nin Xinjiang’a ilişkin konularda gerçeklere dayanarak çok sayıda veri, malzeme ve resmi açıklamalar

18 Ekonomik Nokta Dergisi - Sayı 291 - 2020

yayınladığını, BBC’nin bunları göz ardı ederek ön yargı ve ideolojik ayrımcılıkla konuya baktığını, Çin’in din ve etnik politikalarına yönelik kara propaganda yaptığını, bunların profesyonelliğe ve gazeteciliğe uymadığını vurguladı. Açıklamada : “BBC’yi gerekli dersleri alarak kendi hatalarından dönmeye, sahte haberlerinin yarattığı kötü etkileri somut adımlarla yok etmeye, kapsamlı, objektif, tarafsız ve dengeli bir şekilde Çin hakkında haberler vermeye çağırıyoruz ” denildi. World Media Group (WMG) Haber Servisi


Güncel

Eİb, Pandemİ Dönemİnde 26 Ülkedekİ tİcaret müşavİrlerİyle İhracatçıları dİjİtal ortamda buluşturdu C

ovid-19 salgınının ihraç pazarlarındaki seyri, pandemiye dönüşmesiyle birlikte değişen tüketim alışkanlıkları, ihracatta yıldızı parlayan sektörler hakkında ihracatçı firmaların doğru bilgilenmesini amaçlayan Ege İhracatçı Birlikleri, pandemi döneminde 26 ülkede görev yapan Ticaret Müşavirleriyle, ihracatçıları “Koronavirüsün Hedef Pazarlarımızdaki Seyri” isimli webinar toplantıları serisinde bir araya getirdi. Pandemi nedeniyle seyahatlerin yapılamadığı, fuarların ve ticaret heyetlerinin iptal olduğu bir dönemde Ege İhracatçı Birlikleri 12 webinar toplantısında 26 ülkede Türkiye’yi temsil eden ticaret müşavirleriyle yüzlerce ihracatçıyı bir araya getirdi. Toplantılarda, ticaret müşavirleri görev yaptıkları ülkelerde covid-19 salgını sonrasında alınan ekonomik, sosyal ve sağlık tedbirlerini, öne çıkan sektörleri ihracatçılarımızla paylaşıp; ihracatçıların sorularını cevaplandırdılar. Türkiye’nin ve Ege Bölgesi’nin ihracatında ön sıralarda yer alan Almanya, İngiltere, Amerika Birleşik Devletleri, Fransa, İspanya, İtalya gibi ülkelerin yanında, Çin, Güney Kore, Rusya, Japonya, Singapur, Filipinler gibi, Türk ihracatçılarının hedef pazar olarak gördükleri, ihracatlarını arttırmayı hedefledikleri 26 ülkedeki ticaret müşavirleriyle verimli toplantılar yaptıklarını dile getiren Ege İhracatçı Birlikeri Koordinatör Başkanı Jak Eskinazi, önümüzdeki süreçte ticaret müşavirleriyle ihracatçıları bir araya getirmeye devam edeceklerini ifade etti.

26 ülkeye Türkiye’nin ihracatının yüzde 54’ü yapıldı Türk ihracatçılarının Webinar düzenlenen 26 ülkeye 44 milyar 563 milyon dolarlık ihracat yaptığı bilgisini paylaşan Eskinazi, “2020 yılının Ocak – Temmuz döneminde Türkiye 82,8 milyar dolar ihracat gerçekleştirdi. 26 ülkeye yaptığımız ihracat Türkiye’nin toplam ihracatının yüzde 54’ünü oluşturuyor. Almanya 7 milyar 753 milyon dolarlık ihracatla ilk sırada yer alırken, İngiltere 5 milyar 107 milyon dolarlık Türk ürünleri ithalatı ile ikinci basamağın sahibi oldu. 2020 yılının yedi aylık döneminde ABD’ye ihracatımız ise 4 milyar 621 milyon dolar şeklinde gerçekleşti. Webinar düzenlediğimiz 26 ülkenin 14 tanesine 1 milyar doların üzerinde ihracat yaptık. 2020 yılının 7 aylık döneminde Ege İhracatçı Birlikleri 7 milyar 69 milyon dolar dövizi Türkiye’ye kazandırırken, webinar düzenlediğimiz 26 ülkeye ihracatımız 4,2 milyar dolar oldu.

Bu ülkeler EİB’nin ihracatından yüzde 58 pay ile temsil edildi” şeklinde konuştu. Webinar serisinde ihracatçılara seslenen ticaret müşavirleri görev yaptıkları ülkelerin tüketici alışkanlıkları, pandemiyle birlikte yıldızı parlayan sektörler, gümrük uygulamaları, perakende zincirleri, o ülkelerdeki e-ticaret kanalları, dış ticarete yaklaşımlarıyla ilgili önemli tüyolar verdi. Ege İhracatçı Birlikleri’nin düzenlediği online bilgilendirme toplantılarında; “ABD, Almanya, Avustralya, Belçika, Birleşik Arap Emirlikleri, Bulgaristan, Çin, Danimarka, Endonezya, Fransa, Filipinler, Güney Kore, Hindistan, İngiltere, İtalya, İspanya, Japonya, Kırgızistan, Malezya, Romanya, Rusya Federasyonu, Singapur, Suudi Arabistan ve Tacikistan”da görev yapan ticaret müşavirleri katılım gösterdi.

Ekonomik Nokta Dergisi - Sayı 291 - 2020

19


İş Dünyası

Yeşİl Yatırımların Temellerİ Atılıyor Avrupa Birliği’nin bu yeni döneminde öne çıkan küresel ısınmayla mücadele için oluşturduğu iklim yasası ve karbon sınır vergisi gibi bir çok çalışmayı içeren Yeşil Mutabakat, bizim de ajandamızda en çok önem verdiğimiz konulardan biri.”

Yeşil Mutabakat, EİB’in Sürdürülebilirlik Manifestosu’yla aynı mesajı veriyor. Türkiye düşük karbon ekonomisi için AB ile adımlarını sıklaştırıyor. AB fonları sürdürülebilir/ yeşil yatırımı teşvik ediyor. EİB döngüsel üretimi hedefliyor.

A

vrupa Birliği (AB) ülkelere sağladığı fonlarla hem yeşil teşviklere öncülük ediyor hem de kadın ve gençlere iş kapısı oluşturuyor. Türkiye’de 16 bin projeye verilen destekle 65 bin kişiye istihdam sağlanırken, Katılım Öncesi Mali Yardım Aracı (IPA) yatırımlarının yüzde 20’si de kadınlar tarafından gerçekleştirildi. Öte yandan düşük karbon ekonomisi, Avrupa Birliği’nin iklim krizi, küresel ısınma ve sürdürülebilirlik konularında yol haritasını oluşturan Yeşil Mutabakat (Green Deal) ile şekillenmeye devam ediyor. 2020’yi “Sürdürülebilirlik Yılı” ilan eden Egeli ihracatçılara göre sürdürülebilir büyümeye odaklanmak topluma fayda sağlayıp yatırımcılara değer katarken dünyamızın geleceğini de belirliyor. Ege İhracatçı Birlikleri’nin düzenlediği online video konferansta Dışişleri Bakanlığı Avrupa Birliği Başkanlığı Mali İş Birliği ve Proje Uygulama Genel Müdürü Bülent Özcan’ın katılımıyla Avrupa Birliği’nin 2027 yılına kadar sürecek yeni döneminde Türkiye’nin yararlanacağı programlar ve proje hibeleri konuşuldu.

20 Ekonomik Nokta Dergisi - Sayı 291 - 2020

Gümrük Birliği güncellenmeli, Vize Serbestisi Diyaloğu hız kazanmalı Ege İhracatçı Birlikleri Koordinatör Başkanı Jak Eskinazi, Avrupa Birliği pazarının Türkiye’nin ihracatının yüzde 50’sini kapsadığını bu yüzden sıfır gümrükle ihracat ve ithalatın çok önemli olduğunu söyledi. “Türkiye-Avrupa Birliği arasında 24 yıldır geçerli olup güncelleme bekleyen Gümrük Birliği’nin kapsamının genişletilerek en kısa zamanda modernize edilmesi ve Vize Serbestisi Diyaloğu’yla ilgili çalışmaların hız kazanması ilişkilerimizin kararlılıkla sürmesi için önem arz ediyor. Türkiye geneli OcakTemmuz dönemindeki 83 milyar dolarlık ihracatımızın 40 milyar dolarlık kısmını Avrupa Birliği ülkelerine gerçekleştirdik. Temmuz ayında 7 milyar dolar ihracat rakamına ulaştık. İlk 7 ayda ticaretimizde yüzde 18’lik, Temmuz’da ise yüzde 8’lik azalış yaşandı. Avrupa Birliği ülkelerine getirilen seyahat kısıtlamalarının yakın zamanda kaldırılmasını umuyoruz.

Yeşil Mutabakat, EİB’in Sürdürülebilirlik Manifestosu’yla aynı mesajı veriyor Eskinazi’ye göre başta tarım, sanayi üretimi ve enerji üretimi olmak üzere birçok alanda yeşil dönüşüm adımlarını atan ülkemiz için bu anlaşma bir dizi fırsatı içinde barındırıyor. “Fırsatlardan en önemlisi Yeşil Anlaşma’yla birlikte temiz ve yenilenebilir enerji üretimi için gerekli doğal kaynaklara sahip olan Türkiye’nin bu alanda yapacağı yatırımların yoğunlaşması. 2020 yılını “Sürdürülebilirlik Yılı” ilan eden Birliğimizin geçtiğimiz günlerde açıkladığı Sürdürülebilirlik Manifestosu, yıllardır b e n i m s e d i ğ i m i z sürdürülebilir ve çevreye duyarlı üretimimizi artırma da bize yeni kapılar açacak Yeşil Anlaşma’yla aynı mesajları veriyor. Artık sürdürülebilirlik ve geri dönüşümle ilgili firmalar ve hükümetler arası iş birlikleri göreceğimiz, buna dahil olmayan ülkelere ise ticarette sınırlama getirilebileceği bir dönemden geçiyoruz. O yüzden firmalarımızın şimdiden bu çalışmaların içinde yer almaları bizim için oldukça önemli.


Diğer programların da firmalarımızın beşeri sermayelerine katkı sağlayıp, uluslararası çalışmalarını ilerletebilmelerinde etkisinin büyük olacağı kaçınılmaz.” AB fonlarıyla ilgili öne çıkan başlıklar şu şekilde; - AB, “Yeşil Mutabakat” ile 2050 yılına kadar karbon salınımını sıfırlayacak imalat sanayi enerji ulaştırmaya kadar tüm sektörleri kapsayan bir dönüşümü hedefliyor. -Sanayi 4.0 ve Yeşil Mutabakat işletmeleri ve firmaları doğrudan etkileyecek, iş dünyası ve ticarette belirleyici unsur olacak. Bu yüzden süreci iyi takip edip, firmaların hazırlıklı olmaları gerekiyor. -AB fonları 7 senede bir yenileniyor. 2021-2027 dönemi başlayacak. AB, 7 ülkeye 13,5 milyar dolarlık kaynak ayırdı. Hangi ülkeye ne kadarlık fon vereceği şu an belirsizliğini koruyor. -Tamamen işletmeleri hedefleyen programlar da var. Avrupa’dan ve Türkiye’den firmalar bir araya gelerek yeni fikirleri ticarileştirip pazarlara taşıyabilecek projeler üzerinde çalışıyorlar. Konu sınırlaması yok. Bunun dışında bireysel başvuru yapılan programlarda mevcut.

-Ufuk 2020 programının son çağrısı Eylül ayında ve 1 milyar euro bütçeyle Avrupa Yeşil Mutabakatı alanında olacak. Bu çağrı farklı alanlarda yenilik projesi geliştiren herkese açık. Tarımdan gıdaya, ulaşımdan enerjiye, üretimden çevreye, uzay bilimlerinden yenilenebilir enerjiye, bilgi iletişim teknolojilerinden çevreye kadar inovasyon odaklı her alanda destek imkanı/fon sağlayan bir program. 80 milyar euroluk dev finansmanıyla dünyanın en büyük bütçeli araştırma ve inovasyon programı. -Yeni dönemde Ufuk Avrupa (Horizon Europe) adı altında devam edecek. Bütçesinin 100 milyar euro olması bekleniyor. -Erasmus+ öğrenci değişim programı olarak biliniyor ama sadece bu değil. İş dünyasını istihdamı ilgilendiren, istihdamı yaratmaya yönelik çalışmaların desteklenmesini de içeriyor. Örneğin; stratejik ortaklık, bilgi sektörel beceri ortaklığı projeleri var. Toplam bütçe 14,7 milyar euro. 34 ülke yer alıyor. 2021’de 22,5 milyar avroluk bütçesi olacak. -COSME daha çok KOBİ’lere yönelik network ve iş geliştirme programı. Kamu alımlarıyla ilgili, işletmelerin

İş Dünyası alımlarıyla ilgili bilgilerini artırmaya yönelik bir program. Bütçesi 400 bin euro. Türkiye’den ya da Avrupa’dan iş dünyasını temsil edenler bu projeye katılabiliyor. -EASI ise işçi iş vereni bir araya gelmesiyle ilgili bir program. InvestEU ve Horizon Europe gibi programlar sürdürülebilir yatırımı teşvik ediyor. -Avrupa Birliği geçtiğimiz aylarda 7 yıllık mali çerçevesini ilan etti. Borçlanma programı kapsamında 1,5 trilyon euroluk fon havuzu oluşturuluyor. Türkiye, Erasmus+ ve Ufuk 2021 programlarına kesin katılacak. Dahil olduğumuz fonlar AB ile uyum sürecinin farklı alanlarını oluştururken aynı zamanda bizi uyum sürecine de hazırlıyor ve Türkiye’nin AB’ye üye ülkeler için oluşturulan fon havuzundaki bütçeye ulaşma ihtimalini de artırıyor. -Koronavirüsün fonlara bir etkisi olmayacak. Programlar iptal olmadı. Projelerin uygulama süreçleriyle ilgili her türlü kolaylık getirildi. Fonlarla ilgili kesinti değil artış var. Firmalar projelerini dizayn ederken dijital unsurları ilave etmeli. Türkiye 400’e yakın projeyi iletti, bu projelerin 4 milyar euroluk portföyü var.

Yenİ Plasabilite’yİ Şekİllendİrmek Taiwan Excellence Online Basın Konferansı

C OVID-19 salgını; bizi uluslararası sergilerde, yüz yüze iletişimi

geçici olarak ertelemeye zorladı. Ancak dünyanın dönüşünü ve bilgi alışverişini durduramadı. 17 Eylül 2020’de FCS sizinle küresel çevrimiçi basın konferansında buluşacak! Tayvan Dış Ticareti Geliştirme Konseyi (TAITRA), Tayvan kauçuk ve plastik teknolojisini ve üstün ürünlerini tanıtmak için; Tayvan Mükemmelliği kazanan 4 şirket ile bu konferansı düzenledi.

Basın toplantısına çevrimiçi olarak katılan profesyonel medya dışında; Asya, Doğu Avrupa, Orta Doğu, Afrika ve diğer ülkelerden alıcılar olacak.

FCS, çok bileşenli enjeksiyon kalıplama uygulamalarını ve çözümlerini tanıtacak.

Ekonomik Nokta Dergisi - Sayı 291 - 2020

21


Otomotiv

B-SUV’UN POPÜLER MODELİ HYUNDAI KONA İDDİALI GELİYOR • Hyundai, B-SUV sınıfındaki başarılı modeli KONA’yı makyajlayarak daha çekici hale getirdi. • Daha sportif ve daha dinamik N Line versiyonuyla da SUV sınıfında farklılık sunuyor. • Yeni KONA’nın dizel ve benzinli motorlarında 48 volt hafif hibrit teknolojisine de yer veriliyor. • KONA 1.6 T-GDI ise tam 198 beygir güç üreterek B-SUV segmentinde maksimum keyif yaşatıyor.

H

yundai, Avrupa’daki iddiasını artırmak ve özellikle SUV segmentindeki yükselişini sürdürmek için KONA modelini makyajlayarak geliştirdi. Mevcut başarılı modeli daha da zenginleştiren ve bazı teknolojik donanımlara yer veren Hyundai, sportif donanım seviyesi olan N Line versiyonuyla da genç kullanıcıların dikkatini çekmek istiyor. KONA, ilk kez 2017 yılında piyasaya sunulmasından bu yana Hyundai için Avrupa’da bir başarı öyküsü oldu. Hızla büyüyen SUV segmentinde önemli bir pazar payına sahip olan Hyundai KONA, bölgede 228 bin adetten fazla sattı. 22 Ekonomik Nokta Dergisi - Sayı 291 - 2020

KONA, 2018 yılında iF Tasarım Ödülü, Red Dot Ödülü ve IDEA Tasarım Ödülü alarak tasarım açısından ne denli iddialı olduğunu kanıtlamış oldu. Ayrıca, alternatif yakıtlı otomobiller alanında, dünyanın elektrikli ilk B-SUV modelini KONA Electric adıyla satışa sunan Hyundai, rekabet açısından da elini güçlendirmiş oldu. Geçtiğimiz yıl KONA Hybrid seçeneğini de satışa sunan Hyundai, şimdi ise 48 volt hafif hibrit teknolojisine yer veriyor. Sportif bir SUV için Kona N Line Hyundai Global Tasarım Merkezi Kıdemli Başkan Yardımcısı SangYup Lee,

“Yaptığımız araştırma ve analizlere göre KONA sahiplerinin çok mutlu olduğunu görebiliyoruz. Biz de tasarımlarımızı hazırlarken mutlu müşterilerimizden ilham alıyoruz” diyerek bir tasarımın aslında ne kadar çok önemli olduğunun altını çiziyor. Makyaj operasyonu ile birlikte sürüş keyfi geliştirilen Hyundai KONA, aynı zamanda sıra dışı tasarımıyla da kullanıcısıyla arasında güçlü duygusal bir bağ oluşturuyor. Bu doğrultuda hazırlanan N Line versiyonu, güncel modele göre daha sportif ön ve arka tasarımıyla farklılık göstermeye başlıyor. Gelişmiş LED gündüz sürüş farları, yeni tampon tasarımı ve yeni far teknolojisi sayesinde dar ve keskin bir görünüm sunuyor. Gövde rengi dodikleri ve plastik parçalarıyla da dikkat çeken otomobil, yeni nesil 18 inç jantlarla da oldukça havalı bir duruş sergiliyor. KONA’nın yeni tip ızgarası, N Line versiyona özel olarak üretiliyor. Normal versiyona göre aşağıya doğru uzanan ön tampon, daha geniş hava açıklıklarıyla donatılmış.


Otomotiv

Izgarada ve çamurluklarda yer alan N Line logosu ile farklı olduğunu simgeleyen otomobil, arka stop lambalarıyla da dinamik görüntüsünü pekiştiriyor. Arka tampon, gövdeye kontrast bir renkle sunulurken daha büyük bir difüzör ile aerodinamizmi sağlamaya çalışıyor. Tek taraflı çift susturucu ile desteklenen arka taraf, köşelere yerleştirilen küçük spoylerle daha iyi bir hava akışı gerçekleştiriyor. İç mekanda tek tonlu siyah N Line renk paketi ile satışa sunulacak olan otomobilde kumaş, deri veya süet koltuklar bulunuyor. Buna ek olarak, N Line vites topuzu, koltuklardaki kırmızı dikişler, metal pedallar ve direksiyondaki N logosu daha sportif bir görünüm sunuyor. Ayrıca, makyajla beraber gelen yeni konsol da gösterge panelinde ve ortadaki multimedya ekranında farklılık yaratıyor. Gösterge paneli, daha ferah bir atmosfer sunmak için ön cama doğru yatırılarak daha geride konumlandırılmış. Konfor seviyesini artırmak için elektrikli park freni eklenen otomobilin ortam aydınlatması da premium hissi uyandırıyor. Orta bardak tutucu, yolcu ve sürücü ayak bölgesini aydınlatılarak aracın şık ve sportif tarzı ön plana çıkarılıyor. Ayrıca, hoparlörlerin etrafındaki yeni halkalar ve alüminyum kaplamalı hava delikleri de daha yüksek bir kalite ve zarafet düzeyi sunmaya başlıyor.

Hyundai KONA, cesur ve sıra dışı tasarımı ile özellikle B-SUV segmentinde yeni bir ikon haline geldi. Boyutları itibarıyla Yeni KONA, önceki modele göre 40 mm daha uzun ve geniş. Beş adet yeni gövde rengiyle üretilen KONA, önceki modelde de olduğu gibi yine siyah tavan rengiyle de satın alınabilecek. Hyundai KONA, 10,25 inçlik bir dijital multimedya paneli ile gelirken aynı yeni bağlantı özelliklerini de sunuyor. Yeni AVN ekran, bölünmüş ekran işlevi görürken ayrıca birden çok Bluetooth bağlantısı destekliyor. 198 beygirlik benzinli yeni 1.6 motor ve alternatif hibrit motor seçenekleri

Yeni KONA’nın dış ve iç tasarımı kadar teknik özelliklerini de heyecan uyandırıyor. Hyundai SmartStream imzalı yeni 1.6 litrelik benzinli turbo motor, 177 yerine artık 198 beygir güç üretiyor. Bu performanslı üniteyi 7 ileri çift kavramalı şanzımanla yürüten Hyundai, hem iki tekerlekten hem de dört tekerlekten çekişli varyasyonlarda satışa sunuyor. Daha fazla yakıt verimliliği için 48 voltluk hafif hibrit teknolojisini de sunan Hyundai, standart olarak 136 PS’lik 1.6 litrelik Smartstream dizel ve 120 PS’lik 1.0 litrelik T-GDI Smartstream benzinli motorla satışa başlayacak. Müşteriler, 48 volt hafif hibrit teknolojisini isteğe bağlı olarak 7 ileri DCT veya 6iMT şanzıman ile tercih edebilecek. Yeni KONA, 1,6 litre GDI motor ve 141 PS kombine güce sahip Hybrid versiyonla da tercih edilebiliyor. KONA Hybrid, 32 kW’lik elektrik motorla donatılırken bu de gücünü 1.56 kWh lityum polimer pilden alıyor. Yeni KONA ve KONA N Line yıl sonuna doğru Avrupa ve eş zamanlı olarak Türkiye’de satışa sunulacak. Merakla beklenen Yeni KONA Hybrid ise 2021’in ilk çeyreğinde bayilerdeki yerini alacak.

Ekonomik Nokta Dergisi - Sayı 291 - 2020

23


İhracat

Tarım

İhracatçı üretİmİne kadar her aşamasını kontrol etmelİ

Sektörü Pandemiyi Avantaja Çevirdi

Tarımda ArGe Desteği Artırılmalı

Tarımda Kalkınmanın Yolu Endüstri 4.0

T

arım ve Orman Bakanlığı himayesinde online düzenlenen Tarım Ormanın Geleceği Zirvesi’nin üçüncü ayağı ‘Katma değerli Üretim ve Geleceğin Tarım Uygulamaları’ başlığıyla gerçekleşti. Ege Yaş Meyve Sebze İhracatçıları Birliği Başkanı Hayrettin Uçak, webinarda sözleşmeli tarım, gıda israfının önlenmesi, tarımda Ar-Ge ve inovasyonun önemi ve dijital teknolojinin etkin kullanımıyla ilgili konuştu. Türkiye’de tarım sektörünün pandemiyi avantaja çevirdiğini söyleyen Uçak, birçok sektörde ihracatta yüzde 30-40 oranında artış yakalandığından bahsetti. “Bizim gibi tarım ürünü üreticisi ve net ihracatçısı olan ülkeler tüm olumsuzluklara rağmen ülkelerini tarım ile ayakta tutmayı başardılar. Bu durumu sürdürülebilir bir tarımsal büyümeye çevirmek ülkelerin yine kendi ellerinde. Katma değerli üretim deyince akla sadece bir ürünün işlenmesiyle elde edilen değer gelmemelidir. Bir ürünün katma değer kazanmasındaki en önemli faktörlerin başında ürüne modern teknolojik gelişmelerin yardımıyla yeni bir sıfat yüklemek geliyor. Paketleme, lojistik, raf ömrünü uzatma, gibi gelişimlerle de ürüne önemli bir değer katılabilir. Ülkemiz tarım ürünleri çeşitliliği bakımından benzersiz bir ülke durumunda. Bir başka büyük şansımız da ülkemizde üretilen

24 Ekonomik Nokta Dergisi - Sayı 291 - 2020

birçok ürünün işlenerek değerlendirmeye müsait modern tesislere sahip olmamız.” Özel sektör, devlet kurumları ve üniversitelere iş birliği çağrısı Hayrettin Uçak, yılda 10 milyon tonun üzerinde gerçekleşen domates üretiminin önemli bir bölümünün sofralık olarak değerlendirildiğini, salçası, kurutulmuş domatesi, ketçabı, konservesiyle birçok alanda hem tüketildiğini hem de ülkeye döviz kazandırıldığını anlattı. “Domates ihracatımız toplam üretimimizin yüzde 5’ini oluşturuyor. Domatesin işlenerek ikincil ürün elde edilmesi toplam üretimin yüzde 15’inden fazlası ihracata konu oluyor. Ürüne katma değer yüklemenin birçok yolu var. Özel sektör, devlet kurumlarımız, üniversitelerimiz, sivil toplum kuruluşlarımız beraber koordineli bir şekilde hareket edince bir ürüne katma değer yüklemenin yolları da artıyor. Uzakdoğu pazarı son yıllarda başta kiraz, incir gibi ürünler olmak üzere ihracatımız için önemli potansiyel durumuna geldi. Bakanlığımızın yoğun uğraşları ile Çin’e ilk etapta kiraz ihracatının başlaması için teknik engeller kaldırıldı. Havayolu şirketleri de bu ülkeler için ihracatçılara avantajlı fiyatlar sundu ve Türk kirazı koordineli bir çalışma sonucunda oldukça yüksek fiyatlara Çin’de alıcı bulmaya başladı.”


İhracat

Sözleşmeli üretim vurgusu: İhracatçı üretimine kadar her aşamasını kontrol etmeli Raf ömrü daha uzun çeşitler üzerinde çalışmalara başlandığının bilgisini veren Uçak, “Katma değerli üretimi desteklemek için sözleşmeli üretim, gıda kayıplarının azaltılması, tarımda dijital dönüşümün sağlanması gibi birçok politikayı beraber yürütmek de son derece önemli. Bir tarım ürünün tüketiciye kaliteli olarak ulaşması için en önemli zincir şüphesiz üretim halkasıdır. Bu konuda sözleşmeli üretimin de doğru bir modelleme olduğunu düşünüyorum. Öncelikle üreticinin kafası rahat olacak, kime hangi amaçla ürettiğini bilecek, ürününü teslim ettiğinde ne kadar kazanacağını bilecek. İhracatçının da kafası rahat olacak o da o üreticinin kendine özel bir üretim yaptığını bilecek, ilacını kontrollü olarak atacak. Özellikle yoğun olarak meyve sebze üretiminin gerçekleştiği düşünülünce sözleşmeli üretim çok kolay değil ancak faydası görüldükçe yaygınlaşacağına inanıyorum. Tütün sektöründe sözleşmeli üretim modeli çok başarılı bir şekilde uygulanıyor. İhracatçı üretimine kadar her aşamasını kontrol edince kalıntı sorunu da olmuyor, ürünün kıymeti artıyor.” dedi. Üretici bilinçlendirilmeli, Ar-Ge desteği artırılmalı Uçak, bir diğer önemli konunun da gıda kayıpları olduğunu, birçok üründe hasat sırasında yüzde 30’lara varan kayıplar yaşandığını açıkladı. “Eğitim çok önemli, üreticilere her ürünün hasadı

öncesinde bilinçlendirme yapılması gerekiyor. Farkındalık da son dönemde arttı. İsrafın ve kayıpların önlenmesi için proje çağrıları, kurum ve kuruluşların konuya ilgisi gözle görülür bir şekilde arttı. Bizim de Ege İhracatçı Birlikleri olarak desteklediğimiz projeler, doğrudan yürütmek istediğimiz birtakım projeler var. Bu konuda teknolojiyi yanına almak önemli ama asıl önemli olan az önce dediğim gibi eğitim. Üretimin yoğun olduğu her ilde birer ikişer bu konuda farkındalığı ön plana çıkaran projeler olsa inanın çok etkisi olacaktır. Teknoloji demişken, kurumlarımızın ve firmalarımızın Ar-Ge harcamalarına ağırlık vermesi gerekiyor. Şu anda ülkemizde Ar-Ge yatırımlarının Gayri Safi Yurtiçi Hasıla’ya oranı yüzde 1 dolaylarındayken Avrupa Birliği (AB) ülkeleri ortalaması yüzde 2, OECD ortalaması ise yüzde 2,7 seviyesinde. Ülkemizde 2023 yılına kadar bu oranı yüzde 1,8’e çıkarmak gibi bir hedef var.” Tarımda kalkınmanın yolu Endüstri 4.0 Hayrettin Uçak, “Ülkenin yüz ölçümü belli, üretimi artırmak için ya başka ülkelerde üretim yapacaksınız ya da ülkenizdeki ürün verimini artıracaksınız. Verimi artırmak için de tarımda dijitalleşmeyi iyi okumak gerekiyor. Birçok ülkedeki örnekleri incelemek, etkilerini görmek gerekiyor. Sulama teknikleri, çiftlik yönetim sistemleri, insansız hava araçları ile görüntü işleme temelli hassas tarım uygulamaları gibi yenilikçi fikirler sonucunda üretimden alınan verimi artıran güzel örnekler var. Bakanlığımız tarafından bu konuda verilen destekler de teşvik etmek açısından büyük önem taşıyor.” diye konuştu. Ekonomik Nokta Dergisi - Sayı 291 - 2020

25




Gıda

Türkİye’nİn Yenİ İçeceğİ No On, Sektörü Nasıl Etkİledİ Dünyada belli markaların popülerliğini yürüttüğü kola sektörüne dönük, bu ay Türkiye’de yeni bir gelişme yaşandı. Torku, orku’nun, “doğal lezzetlerin birleştirildiği gazlı kola markalarına içecek” olarak tanıttığı yeni rakip olarak ürünü NO ON, kısa sürede duyurduğu yeni sosyal medyada yayıldı. Kola seven ve yerli marka gazlı içeceği NO ON’un bilinen kola NO ON’u, yeni markalarına rakip olup olmayacağını merak eden bir reklam sosyal medya kullanıcıları, kampanyasıyla yeni marka ve sektör ile ilgili yorumlarını paylaşımlarına tanıtmaya başladı. yansıttı.

T

Profesyonel sosyal medya dinleme servisi Digilup yaptığı araştırmada kola markalarının sosyal medya yansımalarını inceledi.

Digilup platformunda, yapılan incelemeye göre, 1421 Ağustos tarihleri arasında 5 kola markası ile ilgili, sosyal medyada 20 bine yakın paylaşım yapıldı. Paylaşımların çoğu; NO ON markasıyla ilgili yorumların yanı sıra, Coca Cola ve Pepsi rekabetini içerdi. Kola markalarının rekabeti sosyal medyada,

28 Ekonomik Nokta Dergisi - Sayı 291 - 2020

150 bine yakın etkileşim sağladı. Aynı paylaşımlar, 42 milyon 100 bin kişiye potansiyel erişim sağlayabilmektedir. NO ON öne çıktı MTM’nin Digilup platformunda yaptığı araştırmaya göre, bu tarihlerde en fazla konuşulan marka NO ON oldu. Torku’nun, yeni gazlı içeceği NO ON için hazırladığı reklam filmini, 14 Ağustos’ta yayınlamasıyla marka, sosyal medyada hemen yayılmaya başladı. Yorumlarda; yeni ürünün yerli bir marka olması ve global kola markaları arasında önemli bir rekabet ortamı oluşturabilmesi, öne çıktı. NO ON’u deneyenler, lezzeti ile ilgili olumlu yorum

yaparken, bulundukları lokasyonda ürünü bulamadıklarına dair yorum yapan sosyal medya kullanıcıları da oldu. Sağlık ile ilgili soru işaretleri devam ediyor Başta kola olmak üzere, gazlı içeceklerin sağlıklı olup olmadığıyla ilgili tartışmalar, bu sürede de devam etti. Kola ambalajlarına, sağlıkla ilgili uyarılar yazılması önerildi. Cola Turka merak edildi Yeni bir yerli gazlı içecek markası oluşunca, geçmişte de büyük iddia ile piyasaya çıkan yerli marka Cola Turka hatırlandı ve markanın akıbetine dönük yorumlar yapıldı. Sosyal medyadaki etkileşimi, rakiplerine göre oldukça düşük olan Cola Turka’nın 2016’da Japon firmasına satıldığı belirtildi. Diğer bir yerli marka Kristal Cola’nın ise sosyal medyada, rakipleri gibi aktif olmadığı görüldü. Her bölgede konuşuluyor Kola markaları ile ilgili yapılan sosyal medya paylaşımları incelendiğinde, başta Ankara ve İstanbul olmak üzere, her bölgedeki sosyal medya kullanıcılarının, konuya dair yorum yaptığı tespit edildi.


Endüstri

Viko İle Güvenlİğİnİzİ Otomatİğe Alın Eviniz güvende, içiniz rahat… Aşırı yük durumunda devreyi keserek termik koruma işlemi gerçekleştiren VİKO otomatik sigortalar, yüksek ısının etkisiyle eğilen bimetal element mekanizmayı harekete geçirerek ana kontakların ayrılmasını sağlıyor. Aynı zamanda yüksek akımlarda ya da kısa devre anında bobin içerisindeki piston, manyetik değişimlerde mekanizmayı tetikleyerek devreyi kesiyor ve böylece manyetik koruma başlıyor. Eviniz güvende, sizin içiniz de rahat oluyor.

S

igortalar, elektrik tesisatına sahip olan her bina için olmazsa olmaz. Çünkü sigortalar, nominal çalıştığı akım değerinin üzerinde bir akım geldiğinde elektrik tesisatınızı devre dışı bırakarak önce sizin ve ailenizin, sonra da cihazlarınızın güvenliğini sağlıyor. Böylesine önemli görevi olan bir cihazın da mutlaka kaliteli olması gerekiyor. Elektrik anahtarı ve priz sektörünün lider kuruluşu Panasonic Life Solutions Türkiye tarafından geliştirilen VİKO marka otomatik sigortalar, özel tasarımları ve kaliteleri ile her binaya yüksek güven getiriyor. Alçak gerilimde yüksek güven… Bağlı bulundukları elektrik tesisatını aşırı akım ve kısa devrelere karşı koruyan VİKO otomatik sigortalar sistemi de kumanda ediyor. Yüksek kesme kapasitesine göre tasarlanmış gövde yapısı ile dikkat çeken ürünler, düşük güç tüketimi ile de enerji tasarrufu sağlıyor. Ayrıca IP20 sınıfı elle temasa karşı yüksek korumalı bağlantı terminalleri içeriyor. Oluşan etkin arkı söndürmek için 12 plakalı hücre ve uzun ömür için AgC4 kontak yapısı da VİKO otomatik sigortaların özellikleri arasında yer alıyor.

VİKO otomatik sigortalar çok özellikli… Özel tasarımlarıyla birçok avantajı da beraberinde getiren VİKO otomatik sigortalar, DIN rayı olmadan da istenilen her yüzeye monte edilebiliyor. Her tip bara bağlantısı bulunuyor. Kablolamadan ve güvenli montaj ile panoda estetik sağlanırken, hızlı bağlantı gerçekleştiriliyor. Korumalı terminaller ile kablonun tam olarak terminale yerleşmesi mümkün oluyor. VİKO otomatik sigortalar, aynı zamanda hatalı kablo bağlantısına izin vermiyor ve tesisatta ark oluşumunu engelliyor. Hangi hatta problem olduğu sigorta üzerinden kolaylıkla anlaşılıyor, arızayı bulmak kolaylaşıyor. Sigortanın üzerindeki ihbar göstergesi sayesinde, mandal pozisyonu kolayca görülüyor. Bu özellik, arıza süresini minimuma indiriyor. VİKO otomatik sigortalar, çoklu bağlantılarda ise sigortaların birbiriyle kablo temasına izin vermiyor, böylece meydana gelebilecek ark ve kısa devre riskini engelleyerek tesisatı koruyor. Öte yandan yardımcı aksesuar, montaj yeri uygunluğu ile de aksesuarlı kullanım seçeneği sunuyor.

Ekonomik Nokta Dergisi - Sayı 291 - 2020 29


İhracat

EİB’ten Ağustos Ayında 1 Milyar 12 Milyon Dolarlık İhracat

Ağustos Ayında EİB’den Yapılan Tarım Ürünleri İhracatı Yüzde 19 Arttı

EİB’nİn İhracatında AB’nİn payı yüzde 56’ya çıktı E ge İhracatçı Birlikleri (EİB) Ağustos ayında 1 milyar 12 milyon dolarlık ihracat gerçekleştirdi. 2019 yılı Ağustos ayında 1 milyar 29 milyon dolar ihracata imza atmıştı. EİB’nin ihracatı 2019 yılı Ağustos ayına göre yüzde 1,7’lik azalma yaşadı. Ağustos ayında Türkiye’nin ihracatı ise; yüzde 5,7’lik azalışla 12 milyar 463 milyon dolar şeklinde kayıtlara geçti. Ocak-Ağustos döneminde 8 milyar 78 milyon dolarlık ihracata imza atan Ege İhracatçı Birlikleri, son 1 yıllık dönemde ise; 12 milyar 731 milyon dolar dövizi Türkiye’ye kazandırdı. EİB bünyesindeki 12 ihracatçı birliğinin 8 tanesi Ağustos ayında ihracatını arttırmayı başarırken, 4 tanesi geçen yılki ihracat performansının gerisinde kaldı. Tarım ihracatı yüzde 19 arttı Ağustos ayında Ege İhracatçı Birlikleri’nden yapılan tarım ürünleri ihracatı yüzde 19’luk artışla 324,8 milyon dolardan, 385,1 milyon dolara yükseldi. EİB’nin son bir yıllık dönemde yaptığı tarım ürünleri ihracatı ise; yüzde 3’lük gelişimle 5 milyar 70 milyon dolara ulaştı. Ege İhracatçı Birlikleri, Ağustos ayında 558 milyon dolarlık sanayi ürünleri ihracatı kayda alırken, Madencilik sektörünün ihracatı 69 milyon dolar oldu. İhracatını en çok arttıranlar Hububat, Tütün, Yaş Meyve ve Tekstil 2020 yılında her ay ihracat rekorları kıran Ege Hububat Bakliyat Yağlı Tohumlar ve Mamulleri İhracatçıları Birliği,

30 Ekonomik Nokta Dergisi - Sayı 291 - 2020

Ağustos ayında da ihracatını yüzde 53 arttırarak 45 milyon 125 bin dolar ihracata imza attı. Ege Tütün İhracatçıları Birliği yüzde 39’luk, Ege Yaş Meyve Sebze İhracatçıları Birliği yüzde 27, Ege Tekstil ve Hammaddeleri İhracatçıları Birliği yüzde 22 ihracat artış hızı yakaladı. Zirve konfeksiyon ve demir sektörlerinin Ege Hazırgiyim ve Konfeksiyon İhracatçıları Birliği ihracatını yüzde 13’lük artışla 128 milyon 9 bin dolara taşıdı ve EİB bünyesindeki 12 ihracatçı birliği arasında zirvedeki yerini sağlamlaştırdı. Ege Demir ve Demirdışı Metaller İhracatçıları Birliği ise; 90 milyon 448 bin dolarlık dövizi Türkiye’ye kazandırarak zirve ortağı oldu. Yaş Meyve Sebze ve Mamul İhracatı 1 milyar dolara koşuyor 2020 yılında her ay bir ihracat rekoru kıran Ege Yaş Meyve Sebze İhracatçıları Birliği, Ağustos ayında ihracatını yüzde 27 arttırarak 85 milyon 411 bin dolara ulaştı. 2020 yılı sonu için 1 milyar dolar ihracat hedefleyen EYMSİB’in son bir yıllık ihracatı ise; 985 milyon 176 bin dolara tırmandı. EYMSİB, mevcut ihracat performansını sürdürdüğü takdirde Eylül ayında 1 milyar dolar hedefini yakalayacak görünüyor. Ege Su Ürünleri ve Hayvansal Mamuller İhracatçıları Birliği, Ağustos ayında ihracatını yüzde 9’luk artışla 80 milyon 445 bin dolara yükseltti.

Tütün ihracatında yüzde 39’luk artış Ağustos ayında ihracatını yüzde 39 arttırmayı başaran Ege Tütün İhracatçıları Birliği 69,3 milyon dolarlık dışsatım gerçekleştirdi. Ege Maden İhracatçıları Birliği ise; ihracatta yüzde 10’luk azalma yaşadı ve 69 milyon dolar dövizi ülkemize kazandırdı. Ege Kuru Meyve ve Mamulleri İhracatçıları Birliği Ağustos ayında ihracatını yüzde 6 arttırarak 50 milyon dolar ihracata imza attı. Ege Mobilya Kağıt ve Orman Ürünleri İhracatçıları Birliği 44 milyon dolar dövizi hanesine yazdırırken, Ege Tekstil ve Hammaddeleri İhracatçıları Birliği 17,7 milyon dolar ihracat gerçekleştirdi. Ege Deri ve Deri Mamulleri İhracatçıları Birliği 9,9 milyon dolar, Ege Zeytin ve Zeytinyağı İhracatçıları Birliği ise; 8.5 milyon dolar dövizi ülkemize kazandırdı. Eskinazi: İhracatımız Pandemi öncesi seviyeleri yakaladı Ege İhracatçı Birlikleri Koordinatör Başkanı Jak Eskinazi, ihracatın pandemi öncesi seviyeleri yakaladığını Haziran ve Temmuz aylarından sonra Ağustos ayında da gösterdiğini kaydetti. EİB bünyesindeki 12 İhracatçı Birliğinin 8 tanesinin ihracatını arttırmayı başardığının altını çizen Eskinazi, “EİB’den yapılan tarım ürünleri ihracatımız yüzde 19 artış gösterdi. Tarım ürünleri ihracatımız son bir yılda 5 milyar 70 milyon dolara ulaştı. Sanayi ve madencilik sektörlerimizde de önümüzdeki aylarda toparlanma bekliyoruz” diye konuştu.


AB’nin payı yüzde 56’ya ulaştı

İnovasyon

Ege İhracatçı Birlikleri’nin Ağustos ayında 176 ülkeye ihracat yaptığı bilgisini veren Eskinazi, EİB’nin en fazla ihracat yaptığı ilk 20 ülkeden, İngiltere, İspanya, Hollanda, Rusya, Belçika, İsrail, Polonya, Suudi Arabistan, İran, Yunanistan, Tunus, Romanya ve Hindistan’a ihracatta artış kaydettiklerini, Ağustos ayında Ege İhracatçı Birlikleri’nin Avrupa Birliği’ne ihracatının yüzde 7’lik artışla 564 milyon dolara çıktığını, EİB’nin toplam ihracatında AB’nin payının yüzde 56’ya çıktığını dile getirdi.

Generali’den ücretİiz “Prestİj Servİs” hİzmetİ

1

Generali Sigorta, tüm kasko sigortası müşterilerine olası bir hasar durumunda 7 ayrıcalığı içeren “Prestij Servis” hizmetinden ücretsiz faydalanma imkanı sunuyor.

50 yılı aşkın köklü geçmişiyle Türkiye’nin ilk sigorta şirketi olma unvanına sahip Generali Sigorta, tüm kasko sigortası müşterilerini ücretsiz “Prestij Servis” hizmeti ile buluşturuyor. Türkiye genelindeki anlaşmalı Prestij Servis noktalarında sunulan 7 ücretsiz hizmet; “Vale Hizmeti”, “Sınırsız İkame Araç”, “Boya Parlatma-Cila”, “Fırçasız Oto Yıkama”, “26 Nokta Mekanik Check-Up”, “Bakım ve Mekanik Onarımda %25 İşçilik İndirimi” ve “Direkt Ödeme” ayrıcalıklarını kapsıyor. Tüm Türkiye’deki kasko müşterilerinin yararlanabileceği Prestij Servis hizmetleri kapsamında araç sahipleri, herhangi bir hasar durumunda 0850 555 55 55 numaralı telefondan Generali Sigorta Çağrı Merkezi’ni arayarak hizmetlerden ücretsiz olarak faydalanabiliyor.

• Fırçasız Oto Yıkama Hizmeti: Proje kapsamında servise giden her araç, fırçasız oto yıkama hizmetinden ücretsiz yararlanıyor. • Mekanik Check-Up: Talep eden Generali sigortalıları için, 26 hizmet noktasında fren, lastik ve jantların kontrolü vb. işlemleri kapsayan check-up hizmeti sunuluyor. • Periyodik Bakım İndirimi Hizmeti: Generali sigortalıları, araçlarının onarımını yaptırdıktan sonra mekanik bakım yaptırmak isterse, %25 işçilik indiriminden yararlanabiliyor. • Direkt Ödeme: Bu hizmet kapsamında sigortalılar servise herhangi bir ödeme yapmadan aracını teslim alabiliyor.

• Vale Hizmeti: Sigortalıların talep etmesi durumunda; aracı vale aracılığıyla alınarak onarımı yapılabiliyor ve onarımdan sonra teslim ediliyor. • Sınırsız İkame Araç Hizmeti: Sigortalılar, 0850 555 55 55 no’lu hattı arayarak ikame araç istemesi durumunda, araç onarımı bitene kadar ikame araç hizmetinden yararlanabiliyor. • Boya Parlatma-Cila Hizmeti: Talep edilmesi halinde Prestij Servise giden her araç, boya parlatma hizmetinden ücretsiz faydalanıyor. Ekonomik Nokta Dergisi - Sayı 291 2020

31


İhracat

Covid-19 2020 Hedeflerİnİ Saptırdı

Tzenginliklerini ürkiye’nin

yer altı “Hayatımız Maden” mottosuyla ekonomiye kazandıran Ege Maden İhracatçıları Birliği olarak, 2019 yılını yüzde 3’lük ihracat artış hızıyla 946 milyon dolar döviz geliri ile geride bıraktık. 2020 yılına da büyük umutlarla girdik. 2020 yılı için ihracatta 1 milyar doları aşma hedefi koymuştuk. 2020 yılının ilk ayında ihracatımızdaki yüzde 22’lik artışla 2020 yılına güzel bir giriş yaptık ve 76.5 milyon dolar dövizi ülkemize kazandırdık. Türk Madencilik Sektörünün açık ara en büyük ihracat pazarı Çin’in Wuhan şehrinde Aralık ayında ortaya çıkan ve kısa sürede pandemiye dönüşen Covid-19 virüsü sadece madencilik sektöründe değil, tüm sektörlerde 2020 yılı için tüm dünyanın ekonomik hedeflerinin revizesini gündeme getirdi. Covid - 19’un etkisiyle 2020 yılı Ocak – Haziran döneminde 32 Ekonomik Nokta Dergisi - Sayı 291- 2020

Türkiye Geneli maden ihracatımızı yüzde 15’lik kayıpla 1,5 milyar dolar olarak gerçekleştirdik. Doğaltaş ihracatına baktığımız ise Ocak-Haziran 2020 döneminde yüzde 16’lık bir kayıpla 730 milyon dolarlık bir ihracat gerçekleştirdik. Blok doğaltaş ihracatımız ise bu dönemde Çin pazarındaki talep düşüklüğü nedeniyle yüzde 35 kayıpla 261 milyon dolar olarak gerçekleşti. 2020 yılının Ocak - Haziran aralığında, Ege Maden İhracatçıları Birliğimizin kayda aldığı maden ihracatı 2019 yılının Ocak – Mayıs dönemine göre yüzde 7 azalış ile 420 milyon, Doğaltaş ihracatı ise yüzde 11 azalış ile 250 milyon dolar olarak gerçekleşti. 2020 yılının başında Çin’in Wuhan kentinde başlayan ve tüm Dünya ülkelerine yayılan COVID-19 virüsü salgını nedeniyle Dünya ekonomisi durma noktasına geldi. Yılbaşından itibaren diğer

sektörler fuar, ticaret heyeti gibi etkinlikleri yaparken sektörümüzün önemli etkinlikleri iptal edilmiş ya da ertelendi. Dolayısıyla 2020 yılına sektörümüz fuar ve etkinliksiz başlamış oldu. Ülkemiz maden sektörünün en önemli pazarları başta Çin olmak üzere AB, ABD ve Ortadoğu ülkeleridir. Çin’e ihracatımızın tamamen durması, diğer ülkelerde (özellikle Ortadoğu ülkelerinde) siparişlerin bekletilmesi dolayısıyla madencilik sektörü büyük sıkıntı yaşamaktadır. Ocak ayında en büyük alıcımız olan Çin’e normal seyreden blok mermer ihracat rakamları Şubat ayında yüzde 43, Mart ayında yüzde 68 oranında düşmüş Nisan ve Mayıs aylarında ise normalleşmeye başlayarak Haziran 2020 dönemini bir önceki senenin aynı ayına göre yüzde 13 kayıpla kapadı. Çin salgın sürecinde diğer ülkelerden 1-2 ayda önde gidiyor.


Oradaki insani hareketler normale dönmeye başladı. Çin’de inşaat sektöründe mevsimlik işçilerin çalışması nedeniyle, sektör durma noktasında gelmişti. Çünkü bu çalışanlar seyahat edemiyordu. Ancak şu an bu çalışanlar seyahat etmeye başladılar. Çin’de doğaltaş üretim tesislerinin yoğun olarak yer aldığı Yunfu Bölgesinde tek bir Covid-19 vakası görülmedi. Buradaki tesisler de şu an yavaş yavaş üretim yapmaya tekrar başladılar. Mayıs ayından itibaren Çin’den gelecek doğaltaş talebinin kademeli olarak artış göstermesini bekliyoruz. Firmalarımız bu dönemde doğaltaş ürünlerinin resimlerinin gönderilmesi yoluyla satışlarına az da olsa devam ettiler. Bu sürece katkı sağlaması amacıyla, Bizde Çin’den ciddi sayıda bir alıcıyı karantina süreçlerini de dikkate alarak Sağlık Bakanlığımızla ve Ticaret Bakanlığımızla koordineli olarak Türkiye’ye getirmeyi planlıyoruz. Şu an birçok Çinli alıcı firma Türkiye’ye geliyor. Bu firmalarımızı blok mermer üreticisi firmalarımızla buluşturmayı planlıyoruz. Şu an İtalya ve İran’dan Çin’e ihracat yapılamıyor. Ancak Türkiye’den ihracat şu an Çin’e gerçekleşiyor. Bu dönemde firmalarımızın Çinli firmalara sürekli kendini hatırlatarak bu durumu fırsata çevirme şansı var. Tüm dünya ülkelerine bu dönemde yapılan maden ihracatının düşmesi, şirketlerin devlete, piyasaya, istihdam ettiği personele (doğrudan 150.000 kişi, dolaylı olarak ise 2 milyon kişiye) karşı yükümlülüklerini yerine getirmekte büyük sorunlar yaşamasına neden olmuştur. Madencilik sektörü tarım sektörü ile toplumların hammadde ihtiyaçlarını sağlayan iki temel üretim alanından biri olmakla birlikte yaklaşık 2019 yılında gerçekleştirdiği 4,7 milyar$’lık ihracat rakamına ek olarak diğer sektörlere hammadde üreterek ülkemizde 40 milyar $’a yakın değer oluşturmaktadır. İhracatta yaşanan bu sıkıntıların yanında ülke içerisinde tüketilen hammaddeleri sağlayan madencilik sektörünün alt kollarında faaliyet

gösteren özellikle KOBİ niteliğindeki şirketler üretim ve tahsilat süreçlerinde telafisi zor sıkıntılar yaşamaya başlamışlardır. Bu nedenlerle ilk açıklandığında madencilik sektörünü kapsamayan “Ekonomik İstikrar Kalkanı Paketine” sektörümüzün dahil edilmesi için sektörümüzde faaliyet gösteren bütün STK’larımızın da destekleri ile Hazine ve Maliye Bakanlığımız tarafından kapsama alınmasını sağladık. Yine bu dönemde Enerji ve Tabi Kaynaklar Bakanlığımızca sektörümüze; - Madencilerin nisan ayı sonuna kadar vermeleri gereken inceleme raporu, arama projesi, faaliyet raporu, işletme projesi gibi beyanları ertelenerek 30 Eylül 2020 tarihine uzatılmış, - Mali yükümlülüklerden devlet hakkı ve ruhsat bedellerinin ödeme süreleri 28 Aralık 2020 tarihine kadar ertelenmiş, - 24 Ocak 2020 tarihinde Elazığ ve Malatya illerinde meydana gelen depremden dolayı bu illerde doğrudan etkilenen maden ruhsat sahipleri ve rödavansçıların da vermeleri gereken rapor, proje gibi beyanları 30 Eylül 2020 tarihine uzatılmış, yapmaları gereken devlet hakkı ve ruhsat bedeli ödemeleri de 28 Aralık 2020 tarihine kadar uzatılmıştır. Türk madenciliği henüz değerini tam olarak bulabilmiş değil, değerini bulması için Birlik olarak, Ticaret Bakanlığımızın da destekleriyle, aktif 2 URGE projemiz faaliyetlerine bu dönemde elektronik ortamda yaptığı toplantılar ile devam ediyor ve ABD, Katar pazarlarına yönelik elektronik sektörel ticaret heyetleri organize etmeyi planlıyoruz. Bu heyetlere Ticaret Bakanlığımızca uygulanacak “Pazara Girişte Dijital Faaliyetlerin Desteklenmesi Hakkında Karar”ın çok büyük katkıları olacağını düşünüyorum. Ayrıca yıl içerisinde iki kez ertelenen ve Ekim ayı içerisinde düzenlenmesi planlanan Dünyanın

İhracat en büyük doğaltaş fuarı olan “Xiamen International Stone” fuarı ile ilgili gelişmeleri takip ediyoruz. 6 Haziran 2020 tarihinde açılan ve bütün yıl erişilebilecek “Cloud Xiamen Stone Fair” etkinliği öncesinde firmalarımızın tanıtımlarına wechat hesabımızdan paylaşımlarımızla devam ettik. Bu yıl ilk defa “Taşa Sanat Kat” teması ile “Doğaltaş Proje ve Tasarım Yarışmasını” düzenliyoruz. Bu yarışmaları bölgemizin katma değerli ürün ihracatına ciddi anlamda katkıları olacağını düşünüyoruz. Mart ayı itibariyle kapanan ve elektronik ortamda dersleri devam eden üniversitelerimizin derslerine dahil olup yarışmamızın tanıtımına aktif olarak devam ettik. Üniversitelerimizin akademik takvimlerinde Covid-19 nedeniyle yaşanan sarkma nedeniyle Doğaltaş Proje ve Tasarım Yarışmamıza başvuruları 13 Temmuz 2020 tarihine kadar uzatma kararı almıştık. Yapmış olduğumuz tanıtım faaliyetlerinin başarısını yarışmaya yapılan başvuru sayılarında gördük. Toplamda 400’e yakın profesyonel ve öğrenci kategorisinde başvuru aldık. Şu an başvuruları değerlendirme aşamasındayız. Değerlendirme sonrası Ekim ayının ilk haftası ise yarışmamızın ödül töreni organizasyonunu gerçekleştirmeyi planlıyoruz. Ben ve yönetim kurulum bu sektörde taşın altına elimizi değil gövdemizi koymuş durumdayız; ancak sektör olarak yaşanan salgın süreci nedeniyle önümüzde gerçekten ciddi günler bizi bekliyor. Ama bizim mottomuz, inadına ihracat, inadına üretimdir. Çünkü başka kurtuluşumuz ve başka bir Türkiye yok. Türkiye’nin 2020 yılında pozitif büyüme rakamına ulaşabilmesi için tek çıkış yolu ihracatını arttırmaktır. Bunun için bugüne kadar verilmiş desteklerin yılın geri kalanında artarak devam etmesi gerekmektedir. Mevlüt KAYA Ege Maden İhracatçıları Yönetim Kurulu Başkanı

Birliği

Ekonomik Nokta Dergisi - Sayı 291 - 2020

33


Makale

Otobüs Yangınları ve Trafİk Kazaları/Cİnayetlerİnİ Önlemek İçİn Ağır Taşıtlara Teknİk Güvenlİk Denetİmİ Yapılmalıdır

Ü

lkemizde meydana gelen araç yangınlarına, hava sıcaklığındaki yükselişin de etkisiyle yenileri eklenmeye devam ediyor. 16 Ağustos Kocaeli ve 11 Ağustos İstanbul Çekmeköy’de, şehir dışı yolcu otobüslerinde çıkan yangınlar, ülkemizdeki toplu taşıma araçlarının güvenilirliğini ve yolcuların güvenliğini sorgulamayı gerekli kılıyor. Her yıl basına yansıyan-yansımayan çok sayıda maddiölümlü-yaralamalı kazalara yol açan bu husus yetkililerin ilgisizlikleri ve belli çevrelerin rantları uğruna yıllardır ülkemizin bir gerçeği haline gelmiştir. Trafik Araçlarındaki Yangın Güvenliği Konusunda Ülkemizdeki Mevzuat Nedir? Şu an trafikte olan, 2005 model ve üzeri M2 ve M3 kategorisindeki araçlar -9 yolcu ve üzeri taşıyan şehir içi ve şehir dışı araçlar ile ilk defa Tip Onayı alınarak imal edilecek araçlar- için 01.11.2012 tarihinden itibaren ‘Otomatik Yangın Algılama ve Alarm Sistemleri’ 26.06.2012 tarihli ve 28335 nolu Resmi Gazete’de yayınlanan AİTM Yönetmeliği 34 Ekonomik Nokta Dergisi - Sayı 291 - 2020

ile zorunlu hale gelmiştir. Bu durumda, araçta olası bir yangın çıkması halinde yönetmelik gereği kurulmuş olması gereken sistem, yangını algılayıp ikaz ve alarm verecek. Böylece yolcuların can güvenliği sağlanmış olacak. (Ek bilgi olarak; yönetmelik, meydana gelebilecek yangının söndürülmesi için gereken otomatik söndürme sisteminin kurulmasının zorunlu kılmamaktadır.) Bu konudaki mevcut yönetmelik etkin bir şekilde uygulansa dahi yalnızca Yangın Algılama ve Alarm Sistemini kapsamaktadır. Bu, kısmen yolcuların ve aracın güvenliğini sağlayabilir. Ancak günümüzde araçlarda alternatif yakıtların -LPG, elektrik tahriki ve hidrojen yakıt- kullanımı sürekli artmaktadır. Kamuoyunda da bilindiği gibi araçlarda sahte yakıt olarak No10 yağı halen kullanılabilmektedir. Ayrıca araçlar suni yanıcı malzemeler ile donatıldığı için 3-5 dakika içerisinde tamamen kül olabilmektedir. Tüm bunlardan dolayı, araçlardaki Yangın Algılama ve Alarm Sistemi yeterli değildir ve Yangın Söndürme Sistemlerinin kurulumu zorunlu bir ihtiyaç haline gelmiştir. Yönetmeliğe tabi olan 2005 model ve üzeri araçların yıllık periyodik trafik muayeneleri esnasında sözünü ettiğimiz yönetmelikle ilgili olarak kontrol yapılmamakta ve bu nedenle söz konusu araçlar Yangın Algılama ve Alarm Sistemi ile donatılmamaktadır. Ayrıca yönetmeliklerin getirdiği zorunluluklar, araç muayenelerinde hafif kusur listesinde olduğu için, araçlar muayene sırasında etkin bir şekilde denetlenmemektedir. Diğer yandan yürürlükte olan “Araçların İmal, Tadil ve Montajı Hakkında Yönetmelik”te tanımlanmış olan M2 ve M3 kategorisi yani yolcu taşımaya yönelik sürücü dışında sekizden fazla oturma yeri olan araçlarda zorunlu olan “Yangın Algılama ve Alarm Sistemleri” ve 661/2009/AT, 25.01.2012 / RG 28184, MARTOY Yönetmeliği ile zorunlu hale gelen “Otomatik Yangın Söndürme Sistemleri, “Ağır kusur” listesine alınmalı ve periyodik olarak denetlenmelidir.


Makale

Ayrıca 2005 model ve üzeri, Class III Şehirlerarası Otobüslerde AİTM Yönetmeliği değişikliği ile “Otomatik Yangın Söndürme Sistemleri” zorunlu hale getirilmelidir. Yanmaya/kazaya neden olan durum yapılacak bilirkişi incelemesi sonucunda mutlaka tespit edilecektir. Biz MMO olarak bu teknik nedenlerin azaltılması ve önlenmesi için bazı önerilerimizi sıralayacağız. Otobüs yangınlarının/kazalarının oluşmasında otobüslerin pandemi sürecinde 4 ay çalışmamasının ve bakımlarının ekonomik gerekçelerle yaptırılmamasının etkileri vardır. Motorlu araçların mevzuatlara göre tasarım ve üretimini gerçekleştiren makina mühendisleri ve onların meslek örgütü Makina Mühendisleri Odası (MMO) olarak bu tür ölümcül “kazaları/trafik cinayetlerini” azaltmak için bazı teknik önerileri belirtmek istiyoruz. Özellikle belirtmek isteriz ki denetim kamusal bir görevdir. Piyasanın ve kişilerin inisiyatifine bırakılamaz ve gündelik siyasetin parçası olamaz. 1) Öncelikle araçların bakımının yetkin bir şekilde yapılması gerekir. Araçların fren, balata, lastik, ön takım, elektrik sistemi, hidrolik sistemi, motor yağı, soğutma suyu seviyesi vb. konulardaki bakımları mutlaka ve sadece yetkili ve yetkin servislerde yapılmalıdır. 2) Araçların bakımları ancak odalarınca belgelendirilmiş teknik personel eliyle yetkili servislerce yapılmalı ve takip edilebilir olmalıdır, hiçbir şekilde aracın tip onayını bozucu parça değişimi yapılmamalıdır. Ülkemizde bu veya benzer bir uygulama hayata geçirilmediği müddetçe ne yazık ki kazalara “kader” demeye devam edilecek ve yaşamını yitirenlerin sayıları hep fazla olacaktır. 3) Bugün AB ülkelerinde, “Basit, Çabuk ve Ucuz” olması istenen yıllık araç muayenesi (PTI) 2018 yılında devreye

alınan 2014/45/EC teknik mevzuatına göre yapılmaktadır. Bu teknik mevzuata göre özellikle ağır taşıtlarda 2016 yılından itibaren devreye alınan gelişmiş elektronik sürüş destek sistemlerinin (ESP, LDW, AEBS) çalışır durumda olduğu OBD (Araçüstü Arıza Tespit Cihazı) üzerinden denetlenebilmektedir. 4) AB ülkelerinin birçoğunda, örneğin Almanya’da (SP), otobüsler yılda üç defa, kamyonlar yılda bir defa olmak üzere, Araç Muayene Periyodunun dışında, eğitilerek belgelendirilmiş makina mühendisleri tarafından detaylı ve sökme-takmalı ek ara denetime tabi tutulmaktadır. Bu denetimlerde karmaşık sistemlerin çalışır durumda olduğu ve araçlarda tip onayını düşürecek yanlış bir parça veya bakım yapılmadığı yoklanmakta örneğin fren testinde fabrika çıkışı değerler aranmaktadır. 5) Yılda dört defa freni denetlenen otobüslerin daha güvenli olacağı ve kazalardan sonra “acaba frenlerinde sorun mu vardı” şüphesinin ortadan kalkacağı açıktır. Bu tür kazaların ve yaralanma ve ölümlerin önlenmesi için, başta yetkililer olmak üzere herkesi aklın ve bilimin kurallarını uygulamaya çağırıyoruz: Araçlara yönelik kamusal denetimin mutlaka yapılması gereklidir. Odamız bu denetimlerin bir parçası olmaya hazırdır. Mutlaka yeni bir mevzuat düzenlemesi yapılmalı; - Araç muayenesi için Türkiye AB’deki son seviye olan 2014/45/EC teknik mevzuatına taraf olmalı ve mevcut araç muayene sistemini değiştirmelidir, - Ticari araçların periyodik bakım, enerji tasarrufu, sürücü eğitimi, güvenli bakım ve parça kullanımı gibi konularda MMO tarafından eğitilerek sertifika almış “Araç Teknik Denetim Mühendisleri”ne denetim yetkisi verilmelidir, - Otobüsler iki muayene arasında en az üç kez özel olarak Teknik Güvenlik Denetiminden (TGD) geçirilmelidir. Ekonomik Nokta Dergisi - Sayı 291 - 2020

37


Makale

- Diğer yandan yürürlükte olan “Araçların İmal, Tadil ve Montajı Hakkında Yönetmelik”te tanımlanmış olan M2 ve M3 kategorisi, yani yolcu taşımaya yönelik sürücü dışında sekizden fazla oturma yeri olan araçlarda zorunlu olan “Yangın Algılama ve Alarm Sistemleri” periyodik olarak denetlenmelidir. - Otobüs sürücülerinin çalışma ve dinlenme süreleri AB mevzuatı ile uyumlu hale getirilmeli, etkin takaograf denetimleri ile ihlaller önlenmelidir. Hatalı takograf montaj ve manipülasyonları arızalara ve kazalara ve kaza sonucu yangınlara neden olabilmektedir.

Takograf montaj ve ayarlarının teknik mevzuat uygun olarak yapılması sağlanmalı, etkin yol kenarı denetimleri ile manipülasyonlar önlenmelidir. Odamız kamusal denetim alanında yapılacak her türlü düzenlemeye katkı vermeye ve üzerine düşen her görevi yerine getirmeye hazırdır. İbrahim M. Tataroğlu TMMOB Makina Mühendisleri Odası İstanbul Şube Başkanı

Swiss Charger Kulaklıklı Araç Şarjı İle Şarja Yenİ Bİr Yön Dayanıklı ve tasarım mobil aksesuarlar sunan Swiss Charger, Kulaklıklı Araç Şarjı ile yolculuklarınıza konfor katıyor.

Ş

arj ve data kablolarından kulaklıklara, ses ve görüntü kablolarından bluetooth araç kitlerine kadar farklı ürün gamındaki ürünlerini Türkiye’de binlerce noktada tüketici ile buluşturan Swiss Charger, SCS-20005 kulaklıklı araç şarjı ile yolcuklarda konforu üst düzeye çıkarıyor. Kompakt tasarımı ve eller serbest fonksiyonuyla kolay kullanım sağlayan, Swiss Charger SCS-20005, 2.1A USB şarj çıkışlı araç şarjı fonksiyonuna ve dokunmatik butonlu Bluetooth kulaklığa sahip. Seyahatlerde şarj sorununa son veren ürün, kulağa tam uyan konforlu tasarıma sahip kulaklığı ile fark yaratırken mıknatıslı haznesi ile saklama kolaylığı da sunuyor. www.swisschargermobile.com 36 Ekonomik Nokta Dergisi - Sayı 291- 2020



Sağlık

İğnesİz cİlt gençleştİren ‘Frozen Face’ uygulaması İle ZAMANI YÜZÜNÜZDE DONDURUN

Y

aş ilerledikçe ciltte görülen kırışıklıklar, genetik faktörlerin yanı sıra alışkanlık haline getirdiğimiz mimikler, az su tüketmek, sigara gibi zararlı alışkanlıklar gibi olumsuz koşulların sonucudur. İlerleyen yaş faktörü ile bozulan cildimizdeki kırışıklıklar,defo rmasyon ve sarkmalar yeni teknolojilerin ışığında cerrahi müdehaleye gereksinim duymadan çözülmesini sağlayan yeni nesil teknolojileri yaşamlarımızın bir parçası haline getirdi. Antiaging için bir devrim “Frozen Face” Cerrahi olmayan, cerrahi uygulamalara alternatif bir yöntem olarak yüzde anında dolgu ve botoks etkisi yaratan iğnesiz bir uygulama olan ‘Frozen Face’, soğuk başlıklı elektro porasyon denen iki etaptan oluşan bir liftingantiaging ve sıkılaşma bakımı olarak öne çıkmaya başladı. 38 Ekonomik Nokta Dergisi - Sayı 291 - 2020

sıkılaşma, gençleşme ve ışıltı sağlanması için tercih edilebilecek toplamda 4 seanslık yöntemlerden biri. Uygulamada kullanılan dört ayrı serum var. Bunlardan biri yaş sebebiyle ortaya çıkan lekelenmeler üzerinde oldukça etkili ve çok iyi sonuçların alındığı bir uygulama. Kişinin ihtiyacına göre her seansta farklı serumlarla ilerleniyor.” diyor. 10 yaş gençleşmek mümkün Her yaşta güvenle uygulayabileceğiniz bu yöntemle 10 yaş gençleşeceğinizi belirten Bouquet Beauty Lab sahibi güzellik uzmanı Buket Aydın yaptığı açıklamada “Radyo frekans ısısıyla birleşen bu uygulamada ilk etapta kolajen doku uyarılıyor ve ısı yardımıyla cildi sıkılaştırıyor. İkinci etapta ise elektro porasyon ile deri üzerinde mikro kanallar açılarak cildin ihtiyacı olan serumlar, cildin alt katmanlarına iletiliyor. Böylelikle kısa bir süre zarfında cilde gerekli nem de sağlanmış oluyor. Yüz germe ameliyatlarına alternatif sayılabilecek bu uygulama, operasyon düşünmeden önce kişilerin mutlaka tercih etmesi gereken bir yöntem. Tüm yüzde lifting, ince kırışıklıkların açılması, kalın kırışıklıkların ise hafifletilmesi, nazolabiel çizgilerin dolması ve deride genel anlamda


Sağlık

Menarini İlaç, Ortadoğu ve Afrİka Operasyonları Türkİye’ye Emanet Türkiye’nin ilk ilaç firması İbrahim Etem – Menarini’de 2014 yılından bu yana Genel Müdürlük görevini üstlenen Uğur Bingöl, 1 Eylül itibariyle Türkiye’nin yanında Menarini Ortadoğu ve Afrika Bölgesi’nin de Genel Müdürü olarak görev yapacak. İtalya’nın en büyük ilaç firması Menarini, gerçekleştirdiği yeni yapılanma ile üç kıtada 36 ülkenin sorumluluğunu Türkiye’ye verdi. Türkiye’de kurulduğu günden bu yana insanı merkeze koyarak “insan için değer” vizyonu ile çalışan ve Türkiye ilaç sektörünün öncü firmalarından biri olan İbrahim Etem – Menarini, başarılarına bir yenisini daha ekledi. İbrahim Etem - Menarini Genel Müdürlüğü’nü 2014 yılından bu yana sürdüren Uğur Bingöl, 1 Eylül itibariyle Menarini İlaç’ın Ortadoğu ve Afrika operasyonlarının da sorumluluğunu üstlenecek. Türkiye, Ortadoğu ve Afrika Bölgesi’nin tüm strateji ve ticari operasyonlarının liderliğini üstlenecek olan Bingöl, Türkiye, Orta Doğu ve Afrika Bölgesi’nden sorumlu Genel Müdür olarak görev yapacak. fırsatı bulmak ayrıca gurur verici. Türkiye’deki başarılı operasyonlarımızı diğer bölgelerde de devam ettirmek ve Menarini’nin insan odaklı projelerini üç bölgede de aynı özveriyle sürdürmek ise en büyük hedefimdir” dedi.

T

ürkiye’nin yanı sıra, Afrika ve Ortadoğu bölgelerinin de dahil olduğu geniş bir ekibe liderlik edeceğiyle ilgili duyduğu heyecanı dile getiren Uğur Bingöl, “Tarihinde birçok ilklere imza atan İbrahim Etem – Menarini olarak yıllık 100 milyon kutunun üzerinde üretimimiz, 1000’in üzerinde çalışanımız, alanında uzman ekibimiz ile sürdürdüğümüz yüksek performansımız ve değerli insan kaynağımızla Türkiye’deki başarımızı sınır ötesine taşıdık. Bundan sonraki süreçte Türkiye olarak Afrika ve Ortadoğu operasyonlarına liderlik edecek olmak ve Türkiye’nin ilaç sektöründeki başarısını daha da ileriye taşıma

1986 yılında Boğaziçi Üniversitesi İşletme Bölümü’nden mezun olan Uğur Bingöl, yüksek lisans (MBA) eğitimini ise Koç Üniversitesi’nde tamamladı. Lisans eğitimini tamamladıktan hemen sonra iş hayatına atılan Bingöl, ithalat, ihracat ve ticaret alanlarında 2 seneye yakın görev yaptı. 1989 yılında ilaç sektörüne MSD firmasında Grup Ürün Müdürü olarak adım atan Bingöl, devamında ise aynı firmada Ticari ve Dış İlişkiler Müdürlüğü’nden, Bölüm Direktörlüğü’ne kadar birçok farklı iş ve tedavi alanlarında 25 yıl boyunca üst düzey yönetici olarak görev aldı. Bingöl, 2014 yılı itibariyle ise Menarini Türkiye operasyonlarına Genel Müdür olarak katıldı. Halen bu görevine devam eden Uğur Bingöl aynı zamanda AIFD – Araştırmacı İlaç Firmaları Derneği ve KIPLAS – Türkiye Kimya Petrol Lastik ve Plastik Sanayi İşverenleri Sendikası Yönetim Kurulları üyesidir. Uğur Bingöl bu atama ile Eylül ayından itibaren Menarini Türkiye, Ortadoğu ve Afrika Genel Müdürlüğü pozisyonunu üstlenecektir. Ekonomik Nokta Dergisi - Sayı 291 - 2020

39


Güncel

Hazırgİyİm Sektörü, Covid-19’un Olumsuz Etkİlerİnİ 2020 Yılının İkİncİ Yarısında Sİlecek

T

ürkiye’ye yıllık 17,7 milyar dolar döviz kazandıran, 1 milyonun üzerinde üretimde, 1 milyon civarı perakende sektöründe olmak üzere 2 milyon kişiye doğrudan istihdam sağlayan, Türkiye’nin dış ticaret açığının kapanmasına her yıl 15-16 milyar dolar pozitif katkı sağlayan, moda endüstrisinin en önemli sektörlerinden hazırgiyim ve konfeksiyon sektörü, Covid-19 nedeniyle 2020 yılının ilk yarısında olağanüstü bir süreç yaşadı. 2019 yılı Aralık ayında Çin’in Wuhan şehrinde görülen ve kısa sürede tüm dünyaya dalga dalga yayılan Covid-19 virüsü, dünya ekonomisinde tüm dengeleri alt üst etti. Pandemi 40 Ekonomik Nokta Dergisi - Sayı 291 - 2020

sürecinde perakende zincirleri mağazalarını kapattıkları için ihracatçılarımızın aldığı siparişler ötelenirken, yeni siparişlerin alınması azaldı. 2020 yılının Mart-NisanMayıs aylarında Covid19’un etkilerini ihracat rakamlarımızda da yoğun bir şekilde hissettik. Hazırgiyim sektörümüz 2019 yılının Mart-NisanMayıs aylarında 4 milyar 797 milyon dolar dövizi ülkemize kazandırmışken, 2020 yılında pandeminin en yoğun hissedildiği üç aylık dönemde ihracatımız 2 milyar 630 milyon dolarda kaldı. İhracatımız bu dönemde yüzde 45 eridi. Türkiye’nin hazırgiyim ihracatına yıllık 1,3 milyar

dolar katkı sağlayan Ege Hazırgiyim ve Konfeksiyon İhracatçıları Birliğimiz 2019 yılının Mart-Nisan-Mayıs döneminde 342 milyon dolar dövizi hanesine yazdırmışken, 2020 yılının aynı döneminde 191 milyon dolarda kaldı. Pandemi döneminde ihracattaki kaybımız yüzde 44 oldu. Covid-19 salgını 2.Dünya Savaşından bu yana, dünya ekonomisini en çok sarsan gelişme oldu. Bu sarsıntıdan en çok etkilenen sektörlerden biri de ana ihraç pazarı pandemiden en fazla etkilenen ülkelerin bulunduğu Avrupa (özellikle İtalya, İspanya, İngiltere) olan hazır giyim sektörümüzdü.


Güncel Bu dönemde Hükümetimiz tarafından sağlanan Kısa Çalışma Ödeneği (KÇÖ) sayesinde sayısı 2 milyon kişiyi aşan nitelikli iş gücümüzü korumayı başardık. Haziran ayıyla birlikte ihracatımızda toparlanma başladı. 2019 yılı Haziran ayında 1 milyar 85 milyon dolar olan Hazırgiyim ve konfeksiyon ihracatımız 2020 yılı Haziran ayında yüzde 25’lik artışla 1 milyar 357 milyon dolara tırmandı. Ege Hazırgiyim ve Konfeksiyon İhracatçıları Birliği olarak, 2019 yılı Haziran ayında 80 milyon dolar olan ihracatımızı 2020 yılı Haziran ayında yüzde 29’luk yükselişle 104 milyon dolara taşıdık. Türk Hazırgiyim sektörü esnek yapısı ile pandemi döneminde maske, koruyucu önlük ve tulum üretimine yoğunlaştı ve yakaladığımız ihracat artışında bu ürünlerin payı büyük oldu. 2020 yılının ikinci yarısında sonbaharda pandemide ikinci bir dalga gibi olumsuzluk yaşamadığımız takdirde pandeminin etkilerinin azalmasını ve ihracattaki artış trendimizin devam etmesini bekliyoruz. Pandemi sonrası sürdürülebilir bir yapıya sahip olmayı hedefliyoruz. İşte bu noktada modada sürdürülebilir üretim daha da elzem bir şekilde gündeme geliyor. Tekstil ve hazırgiyim sektörünün bilinen algısı petrolden sonra dünyamızı en çok kirleten sanayii olduğu yönünde. Bu olumsuz algıyı değiştirmek için pandemi öncesinde çalışmalarımıza başlamış ve 2020 yılını “Sürdürülebilirlik Yılı” ilan etmiştik. Bu dönemde sürdürülebilirlikle ilgili URGE projesi, Moda Devrimi Sergisi gibi birçok organizasyon ve proje yaptık. Birleşmiş Milletler destekli dünyanın en büyük sürdürülebilirlik platformu olan Global Compact’a üye olan ilk İhracatçı Birliğiyiz. Bu sene 15.sini düzenlemeyi planladığımız ancak pandemi nedeniyle ileri bir tarihe ertelemek zorunda kaldığımız EİB Moda Tasarım Yarışmamızın temasını

da sürdürülebilirlik çerçevesinde oluşturduk. Bu kapsamda sürdürülebilirlik denince akla ilk gelen ülkelerden olan İsveç’in konuyu ele alış biçimi ve moda markalarının yaklaşımlarını öğrenmek için webinar toplantısı gerçekleştirdik. İsveç Türkiye Ticaret ve Yatırım Ataşesi Edin Erkocevic, İsveç Tekstil ve Konfeksiyon Sanayicileri Birliği Genel Sekreteri Cecilia Tall ve H&M Avrupa Sürdürülebilirlik Müdürü Hülya Sevindik Özyiğit sürdürülebilirlik ile ilgili deneyimlerini üyelerimizle paylaştı. Pandemi döneminde alışık olduğumuz pazarlama yöntemleri devredışı kaldığı için online pazarlama konusuna ağırlık verdik. Uluslararası Hazır Giyim Federasyonu (IAF) ve Sourcing Journal yayımları işbirliğinde düzenlenen ve Türkiye’de 1200’e yakın üyesi bulunan Foursource B2B dijital platformunun teknolojik altyapı desteği sağladığı 15 Temmuz - 14 Ağustos 2020 tarihlerinde düzenlenen Global Apparel Sourcing Expo 2020’ye 30 firma ile katılım sağlıyoruz. Ege Hazırgiyim ve Konfeksiyon İhracatçıları Birliği üyelerinin 2020 ve sonrasında dijital platformlarda daha etkin yer alarak ihracatlarını arttırmaları için çalışmalarımızı bu alana yoğunlaştırıyoruz. Tekstil Mühendisliği Algısının Yükseltilmesi için Modanın Mühendisleri isimli çok başarılı olan bir proje gerçekleştirdik. Tekstil Mühendisliği mesleğine yönelik azalan ilginin tekrar artırılması, başarılı öğrencilerin tekrar Tekstil Mühendisliğini tercih etmelerini sağlamak için yoğun bir tanıtım kampanyası yürütüldü. İzmir’den başlayan bu proje ülke geneline yayıldı. Proje neticesinde Tekstil Mühendisliği mesleğini tercih edecek öğrencilere asgari ücret tutarına kadar burs verilmesi sağlandı. 2019 yılı YKS tercih sonuçlarına bakıldığında yapılan kampanyanın ilk senesinde çok olumlu sonuç verdiğini, bölüm kontenjanlarında doluluk oranının yüzde 92’ye ulaştığını

görüyoruz. 2020 yılı için gençlerin üniversite tercihlerini yaptıkları bugünlerde doluluk oranlarının daha da pozitif olmasını bekliyoruz. Hazırgiyim ve konfeksiyon sektörümüzün, ihracat ve istihdama olan katkıları nedeniyle vazgeçemeyeceği bir sektör olduğu geçmiş tecrübelerimizle öğrendik. Bugün Türkiye’nin ortalama ihraç fiyatı 1.32 USD/Kg iken, Hazırgiyim sektörünün Türkiye geneli ihracatı ortalama 13,32 USD/Kg. Bu oran Ege Bölgesi’nde ise; 16.5 USD/Kg seviyelerine ulaşıyor. Dünya geneli hazırgiyim ve konfeksiyon ihracatı 2019 yılında 550 milyar dolar iken, dünya ihracatının yüzde 3,2’sini karşılayan Türk konfeksiyon sektörü dünyada 6.sırada yer almaktadır. Ülkemizin dünyanın genel ihracatının yüzde 0.9’unu yaptığını dikkate aldığımızda Türk hazırgiyim sektörünün dünya genelindeki güçlü konumu daha net ortaya çıkıyor. 2019 yılında konfeksiyon ihracatımızın yüzde 70’ini gerçekleştirdiğimiz Avrupa Birliği’nin Çin ve Bangladeş’ten sonra 3.büyük tedarikçisiyiz. Türkiye’nin ihracatının ithalatını karşılama oranı 2020 yılının ilk yarısında yüzde 76 olurken, Konfeksiyon sektörümüz yıllık 1516 milyar dolar arası dış ticaret fazlası vererek Türkiye’nin dış ticaret açığının azalmasına büyük katkı sağlıyor. Diğer yandan 2019 yılında hazırgiyim ve konfeksiyon sanayiinde kapasite kullanım oranı yüzde 85,6 olarak gerçekleşti. Türkiye için üretmeye, ihracat yapmaya bugüne kadar olduğu gibi bundan sonra da devam edeceğiz. Pandeminin sona ermesi için konfeksiyon ihracatçılarımızın ürettiği maskeleri kullanıp, sosyal mesafeyi koruyup, hijyene azami dikkat etmemiz gerekiyor. Burak SERTBAŞ Ege Hazırgiyim ve Konfeksiyon İhracatçıları Birliği Yönetim Kurulu Başkanı

Ekonomik Nokta Dergisi - Sayı 291 - 2020 41


Teknoloji

Yenİ broşür: Korona zorluğuna karşı uzmanlaşmak Havalandırma sistemleri, kişisel koruyucu donanımın bir parçası olarak solunum koruması (PAPR), laboratuvar otomasyonu,

Sağlık, medikal & laboratuvar ekipmanları için tahrik sistemleri

K

oronavirüs ve neden olduğu hastalık COVID19, dünyayı kıskacında oynatmaya devam ediyor. Hastalığa yakalanan ve test sonucu pozitif olan insan sayısı artmaya devam ediyor. Pandeminin yayılmasını yavaşlatmak için bazı çok sert önlemler de dünya çapında alınmaya devam ediyor. Bununla birlikte, testlerin daha hızlı analiz edilmesini sağlamak ve panzehirler ve aşılar üzerinde araştırma yapmak 42 Ekonomik Nokta Dergisi - Sayı 291 - 2020

bakım noktasında analiz sistemleri veya kızılötesi termometri: üreticiler hayati tıbbi teknoloji uygulamalarında FAULHABER’a güveniyor. “Sağlık, Medikal ve Laboratuvar Cihazları için Tahrik Sistemleri” adlı yeni yayınımız, uygulamalar ve ilgili optimum tahrik ve aksesuarları hakkında sizlere bilgi sunuyor.

için laboratuvar ve analiz kapasiteleri oluşturulmakta ve genişletilmekte. Ancak, hastanede hastaların yaşamları için savaşan insanların korunması da sorunsuz olmalı ve hastalara sunulan ventilatörler kadar güvenilir bir şekilde işlev görmelidir. Bu önemli ve bazı durumlarda yaşam süresini arttıran sistemler için FAULHABER, tahrik sistemleri ile önemli bileşenler geliştiriyor ve sunuyor. “Odak COVID-10 – FAULHABER Pazar Çözümleri – Sağlık, Medikal ve

Laboratuar Ekipmanları için Tahrik Sistemleri” başlıklı yeni yayında, havalandırma sistemleri, kişisel koruma (PAPR), laboratuar otomasyonu, bakım noktası analizi (POC) ve kızılötesi termometre alanlarındaki medikal teknoloji uygulamaları için hangi tahrik sistemlerinin en uygun olduğunu, FAULHABER’in sizlere uygulamalarınız için hangi avantajları sunduğunu ve hangi seçeneklerin mümkün olduğunu öğrenebilirsiniz.


İlgili makaleye elektronik formatta (PDF) FAULHABER’in sitesi üzerinden ücretsiz bir şekilde ulaşabilirsiniz: h t t p s : / / w w w. f a u l h a b e r. c o m / covid19/en. İlgili kaynakta koronavirüs ve sonuçları ile de ilgili ek bilgiye ulaşabilirsiniz. EN ISO 9001 ve 14001’in yüksek standartlarına ek olarak, FAULHABER ayrıca tıbbi ürünler için EN ISO 13485’e göre özel olarak sertifikalandırılmıştır. FAULHABER tahrik sistemleri Rakipsiz güvenilirlik ve hassasiyet ile teknik olarak uygulanabilirliğin limitlerinde tahrik çözümleri üretiyoruz – işte FAULHABER’in temsil ettiği nokta budur. Tahrik sistemleri uzmanı olarak Almanya’nın en yenilikçi biri olan FAULHABER, tek bir kaynaktan dünyanın en kapsamlı minyatür ve mikro tahrik sistemi teknolojileri portföyüne sahiptir. Kendinden destekli, çekirdeksiz, ‘skew-wound’ tasarımın mucidi olan FAULHABER, yüksek teknoloji ürünü bir endüstri kurmuş olup bugün

yüksek hassasiyetli minyatür ve mikro tahrik sistemleri alanında lider tedarikçilerden biridir. Dünyanın tek bir kaynaktan elde edilebilen en kapsamlı portföyü, güçlü DC motorlar, fırçasız DC motorlar, step ve lineer motorlar ile piezo motorları içerir. Buna ek olarak, sürücü uzmanı, komple sistemlerin inşası için uygun hassas redüktörler, lineer bileşenler, enkoderler ve sürücü elektroniği tertibatları sunar. Ana uygulama alanları arasında üretim otomasyonu ve robotik, tıbbi ve laboratuvar teknolojisi, optik sistemler, havacılık, hassas izleme ve ölçüm teknolojisi ile diğer yenilikçi endüstriler bulunmaktadır. FAULHABER, mühendislik alanındaki kapsamlı başarıları ve teknolojik bilgi birikimi ile - teknik olarak mümkün olanın sınırlarında yeni olasılıklar yaratan kilit bir yenilikçidir. Şirket, 1’e kadar küçük miktarlarda müşteriye özel sürücü çözümlerinin geliştirilmesine ve üretilmesine öncülük etmektedir. Müşteriler, kapsamlı uygulama uzmanlığıyla desteklenen çeşitli

Teknoloji kombinasyon olanaklarından en ideal ve eksiksiz tahrik sistemlerini oluşturabilmektedirler. Ayrıca FAULHABER, saha ile senkronize bir üretim yönteminin yanı sıra araştırma ve geliştirmeye, süreç ve üretim teknolojilerine hedeflenen bir yatırıma sahiptir. Yenilikçi ürünlerle şirket, yeni standartlar belirlemede defalarca başarılı olmuştur. Birden fazla kazanılan TOP100 Yenilikçi, En İyi Yenilikçi ve “Olağanüstü küçükseri üretim” kategorisinde 2018 Yılın Fabrikası ödülleri, bu aile şirketinin başarılı ve sürdürülebilir inovasyon yönetimini gözler önüne seriyor. Almanya’nın Baden-Württemberg eyaletindeki Schönaich’de konuşlanmış genel merkeze ek olarak, uluslararası FAULHABER Grubu İsviçre, ABD, Romanya ve Macaristan’da da daha fazla geliştirme ve üretim yeri işletmekte ve 30’dan fazla ülkede kendi satış iştirakleri ve ortakları tarafından temsil edilmektedir. 2.000 çalışanın yaklaşık 1.600’ü Sürüş Sistemleri alanında ve 400’ü de Mikro Hassas Sistemler alanında çalışmaktadır.

Ağustos Ayında 303 bİn 986 Gayrİmenkul Satıldı Ağustos ayında 303 bin 986 gayrimenkul satışı gerçekleşti. İlk sekiz ayda toplam gayrimenkul satış sayısı 1 milyon 727 bin 613 oldu. Temmuz ayında bu rakam 365 bin 179’du. İlk sekiz aydaki toplam satışlar sonrasında 320 milyar 169 milyon 180 bin 757 liralık beyan değeri üzerinden ödenen tapu harcı 11 milyar 637 milyon 571 bin 919 lira oldu” dedi.

K

onuya ilişkin değerlendirmelerde bulunan Altın Emlak Genel Müdürü Mustafa Hakan Özelmacıklı “Ağustos ayında tüm gayrimenkul türlerinde yapılan satış sayısı 303 bin 986 olarak gerçekleşti.

En Çok Satış İstanbul’da Gerçekleşti İlk sekiz ayda en çok satış işleminin İstanbul’da gerçekleştiğini ifade eden Özelmacıklı “Tüm gayrimenkul türlerinde toplam satış adetlerine baktığımızda İstanbul’da ilk sekiz ayda 248 bin 403, Ankara’da 150 bin

317, İzmir’de 97 bin 248, Antalya’da 68 bin 411 ve Bursa’da 66 bin 236 satış işlemi gerçekleşti” dedi. Konut Kredisi Hacmi 274 Milyar 277 Milyon Lira Oldu Özelmacıklı “Bankacılık Düzenleme ve Denetleme Kurumu (BDDK) tarafından yayımlanan haftalık verilere göre 28 Ağustos itibarı ile konut kredisi hacmi 274 milyar 277 milyon liraya ulaştı. Kredi oranlarında yaşanan artış sonrası krediye de talep azaldı” dedi. Ekonomik Nokta Dergisi - Sayı 291 - 2020 43


İhracat

Su ürünlerİ ve hayvansal mamuller sektöründe İhracatçıların özverİlİ çalışması sonucunda Su ürünleri pandemİnİn etkİlerİ ve hayvansal sınırlı oldu mamuller sektörü 2020 yılının ilk yarısını 1 milyar 127 milyon dolar ihracatla kapattı.

T

ürk Su ürünleri ve hayvansal mamuller sektörü olarak, 2000’li yılların başından itibaren Türkiye’de ihracatın yıldız sektörlerinden biri olduk. Özellikle su ürünleri, kanatlı ve yumurta sektörlerimizin 44 Ekonomik Nokta Dergisi - Sayı 291 - 2020

ihracatta vites arttırması sonrasında 2020 yılı sonunda gerçekleştirdiğimiz 2 milyar 514 milyon dolarlık ihracat tutarıyla 2023 yılı ihracat hedeflerini ilk önce yakalayan sektör olmanın gururunu yaşadık.

Türkiye su ürünleri ve hayvansal mamuller sektörümüz kapsamında yer alan; su ürünleri, kanatlı, yumurta, süt ürünleri, bal başta olmak üzere tüm ürünlerde dünya genelinde üretimde ve ihracatçı ilk 10 ülke arasında yer alıyoruz.


Son 20-25 yıllık dönemde su ürünleri ve hayvansal mamuller sektöründe dünyanın en modern ve entegre tesislerini Türk girişimcileri ülkemize kazandırdı. Bu tesislerde üretilen, protein yönüyle zengin su ürünleri ve kanatlı eti, yumurta, süt ürünleri ve bal başta olmak üzere hayvansal mamulleri 150’den fazla ülkeye ihraç eder konuma geldik.

Ege Su Ürünleri ve Hayvansal Mamuller İhracatçıları Birliği olarak 2019 yılında 957 milyon dolarlık ihracata imza atarak, Türkiye’de sektörümüzde lider ihracatçı birliği konumumuzu sürdürdü. Türkiye’nin 2019 yılında gerçekleştirdiği 2 milyar 514 milyon dolarlık su ürünleri ve hayvansal mamuller ihracatına yüzde 38’lik katkı sağladık.

İhracatta su ürünleri sektörümüz 1 milyar 38 milyon dolarlık tutarla en büyük katkıyı sağlarken, Kanatlı sektörümüz 910 milyon dolar dövizi ülkemize kazandırdı. Piliç eti, hindi eti ve damızlık ihracatımız 615 milyon dolar olurken, yumurta ihracatı 295 milyon dolar oldu.

2020 yılına moralli giren ve 2023 yılı ihracat hedefini 3.5 milyar dolar olarak yukarı yönlü revize eden Su ürünleri ve hayvansal mamuller sektörü, tüm dünyayı etkisi altına alan Covid-19 virüsü nedeniyle ihracatta duraklama yaşadık. Pandeminin etkilerini pekçok sektöre göre daha az hissettiğimizin de altını çizmek zorundayım. Bu başarıda emeği olan, özverili bir şekilde, gerektiğinde ihraç pazarlarını kaybetmemek için maliyetine ihracat yapan tüm ihracatçılarımızı kutluyor, pandemiye rağmen ihracatlarını sürdürme çabalarının karşılığını bulmalarını diliyorum.

Süt ürünleri ihracatımızdan 325 milyon dolar, Bal ihracatımızdan 25 milyon dolar kazandık. Beş ana ürün dışındaki ürün kalemlerimiz ihracatından da 232 milyon dolar döviz geliri elde ettik. 2020 yılı performansımızın kırılımına baktığımızda Su ürünleri sektörümüz 459 milyon dolarlık döviz getirisiyle liderliği bırakmadı. Türk levreği 162 milyon dolarlık ihracat tutarıyla yine tüm dünyanın gözdesi oldu. Türkiye çipura balığının ihracatından 147 milyon dolarlık döviz elde ederken, alabalık ihracatı 58 milyon dolar, orkinos ihracatı 26 milyon dolar olarak kayıtlarımıza geçti. Türk su ürünleri sektörünün son yıllardaki ArGe çalışmaları sonrasında geliştirilen türlerden Karadeniz Somonu 9,3 milyon dolarlık, Kaya levreği ise; 3,5 milyon dolarlık ihracat seviyesine ulaştı. Kanatlı sektörümüz 393 milyon dolarlık ihracatı hanesine yazdırırken, kanatlı eti ihracatı 283 milyon dolar şeklinde gerçekleşti, kanatlı eti ihracatındaki düşüş yüzde 3 ile sınırlı kaldı. Tavuk ve hindiler ise 110 milyon dolarlık döviz yumurtladı. Çin’e ihracat izni ile morallenen Süt ürünleri sektörümüzün 2020 yılı Ocak – Haziran dönemindeki ihracatı ise, 143 milyon dolar şeklinde gerçekleşti. Bal ihracatı yüzde 18’lik artışla 13 milyon 100 bin dolara yükseldi.

Pandemiyle birlikte işletmelerimiz hızla gerekli hijyenik tedbirleri aldı, dolayısıyla uyum aşamasında zorlanılmadı. Pandemi döneminde protein tüketiminin daha da artması bizim için avantaj haline geldi. Ancak, çeşitli ülkelerde alınan tedbirler ihracatta gecikmelere sebebiyet verdi. Kanatlı sektöründe ana pazarımız Irak’ta yaşanan sorunlara bağlı olarak bu sektörde ihracatta azalmalar yaşadık. 2019 yılının Ocak – Haziran döneminde 1 milyar 284 milyon dolar olan ihracatımız, 2020 yılının ilk yarısında yüzde 10’luk azalışla 1 milyar 127 milyon dolara geldi. Aynı zaman diliminde Ege Su Ürünleri ve Hayvansal Mamuller İhracatçıları Birliğimizin ihracatı ise; yüzde 8’lik gerileme yaşadı ve 493 milyon dolardan, 450 milyon dolara indi. Su ürünleri sektörümüz 332,5 milyon dolarlık tutarla ihracata her zaman olduğu gibi 2020 yılında da en büyük katkıyı sağladı.

İhracat Kanatlı sektörü 70 milyon dolar, süt ürünleri 33,5 milyon dolar, bal ihracatımız ise; 7,3 milyon dolar şeklinde gerçekleşti. Kanatlı sektörümüzün ihracatında kanatlı eti ihracatı 43 milyon dolar olurken, yumurta ihracatı 27 milyon dolar şeklinde gerçekleşti. Yeni normal dönemde ihracatımızdaki kayıpları telafi edip, 2020 yılının ikinci yarısında yapacağımız ihracatla, 2019 yılı sonundaki ihracat rakamına ulaşmayı sonrasında da artıya geçmeyi amaçlıyoruz. İhracat hedeflerimize ulaşmak için 2020 yılının ikinci yarısında pazarlama çalışmalarımızı dijital platformlara ağırlık vererek sürdüreceğiz. Ticaret Bakanlığı koordinasyonu ve Ege İhracatçı Birlikleri bünyesindeki gıda Birliklerimiz organizasyonunda 12-16 Ekim 2020 tarihleri arasında tüm gıda sektörlerine yönelik dijital ortamda bir sanal fuar organizasyonu düzenlemek için çalışmalarımızı başlattık. Organizasyona ABD, Çin, Orta Doğu ülkeleri, Almanya ve İngiltere başta olmak üzere tüm dünyadaki birçok ülkeden alıcılar davet edilerek ikili görüşmeler gerçekleştirilecek. Fuar ile eş zamanlı çeşitli gastronomi etkinlikleri ve uzmanların katılımlarıyla webinarlar gerçekleştirilecek. Önemli bir diğer etkinliğimiz ise; Çin Şanghay’da 5-10 Kasım’da üçüncü kez düzenlenecek Uluslararası İthalat Fuarı olacak. Bu fuarın Türkiye Milli Katılım Organizasyonu’nu Ege İhracatçı Birlikleri gerçekleştirecek. 2020 yılının kalan diliminde sosyal mesafeye dikkat ettiğimiz, maske kullanımı ve hijyene azami özen gösterdiğimiz takdirde covid-19 virüsünü yeneceğimize olan inancımı paylaşıyorum. Bedri GİRİT Ege Su Ürünleri ve Hayvansal Mamuller İhracatçıları Birliği Başkanı

Ekonomik Nokta Dergisi - Sayı 291 - 2020

45


Dünya

P A N O

7 Eylül, “Mavİ Bİr Gökyüzü İçİn Temİz Hava Günü” tüm dünya İle bİrlİkte Türkİye’de de İlk kez kutlandı ● Günümüzde hava kalitesinin korunması, insan sağlığı ile ilişkili en önemli çevresel konuların başında geliyor. Öyle ki, Dünya Sağlık Örgütü (WHO) verilerine gore her 10 kişiden 9’u kirli hava soluyor ve yılda 8 milyon insan hava kirliliğinin sebep olduğu hastalıklardan etkileniyor. ● İçinde bulunduğumuz Covid-19 pandemisi ile, insan sağlığı için nefesin kaynağı olan havanın korunması ve hava kalitesinin önemi küresel olarak daha da iyi anlaşıldı. ● Birleşmiş Milletler’in “Mavi Bir Gökyüzü için Temiz Hava Günü” ilan ettiği 7 Eylül, tüm dünya ile birlikte Türkiye’de de ilk defa Birleşmiş Milletler, T.C. Çevre ve Şehircilik Bakanlığı ve 81 ilden en üst düzeyde temsiliyetle kutlandı. ● Kutlamalar çerçevesinde düzenlenen Temiz Hava Özel Oturumu’na konuşan TC Çevre ve Şehircilik Bakan Yardımcısı Prof. Dr. Mehmet Emin Birpınar, koronavirüs salgınının tüm dünyada temiz havanın önemini ortaya çıkardığını belirterek, toplumsal farkındalık açısından Birleşmiş Milletler’in almış olduğu kararın sevindirici olduğunu söyledi. ● Birleşmiş Milletler Avrupa Çevre Programı (UNEP) Avrupa Bölgesel Direktörü Bruno Pozzi, insan sağlığı için en büyük çevresel riskin hava kirliliği olduğunu vurguladı. ● AB Türkiye Delegasyonu Başkanı Büyükelçi Nikolaus MeyerLandrut ise, AB çapında bir yılda felç, astım ve bronşit gibi hastalıklarla karşı karşıya kalan yaklaşık 6.5 milyon kişinin bu sorunlarının temelinde hava kirliliğinin yattığını ifade ederek ortak çözüm yolları geliştirilmesinin önemine dikkat çekti. ● Çevre ve Şehircilik Bakanlığı’nın yürüttüğü Şehirlerde Hava Kalitesinin Artırılması ve Kamuoyu Farkındalığı Projesi CityAir kapsamında yapılan kutlamalar, bu yıldan itibaren süreklilik kazanacak. ● CityAir Projesi kapsamında Türkiye’deki 31 ilin temiz hava kalitesi eylem planlarının yenilenmesi ve bireysel farkındalığın artırılması amacıyla çalışmalar iki yıldır yürütülüyor. Proje tamamlandığında semt, mahalle ve hatta cadde bazında hava kirliliğine sebep olan kirleticiler hakkında daha sağlıklı bilgi alma imkanı elde edilmiş olacak. Böylece, bu kirleticilerin ortadan kaldırılması için bölgesel çözümler üretilebilecek.

46 Ekonomik Nokta Dergisi - Sayı 291 - 2020


Dünya

G

ünümüzde hava kalitesinin korunması, insan sağlığı ile ilişkili en önemli çevresel konuların başında geliyor. Öyle ki, dünyada her 10 kişiden 9’u kirli hava soluyor ve yılda 8 milyon insan hava kirliliğinin sebep olduğu hastalıklardan etkileniyor. Küresel olarak çaba ve işbirliğinin bu konudaki önemi. Tüm dünyayı derinden sarsan Covid-19 pandemisi ile tekrar gündeme geldi. Birleşmiş Milletler Aralık 2019’da gerçekleştirdiği 74’üncü oturumunda bütün bunları göz önünde bulundurarak 7 Eylül gününü tüm dünyada “Mavi Bir Gökyüzü için Temiz Hava Günü” ilan etti. Bu yıl ilk defa kutlanacak “Temiz Hava Günü” her düzeyde kamuoyu bilincini artırmayı ve hava kalitesini iyileştirmeye yönelik çalışmaları teşvik etmeyi hedefliyor. Türkiye’de Çevre ve Şehircilik Bakanlığı’nın yürüttüğü Şehirlerde Hava Kalitesinin Artırılması ve Kamuoyu Farkındalığı Projesi CityAir kapsamında yapılan kutlamalar, bu yıldan itibaren süreklilik kazanacak. Prof. Dr. Mehmet Emin Birpınar: Uzun vadeli stratejiler oluşturuyoruz 7 Eylül “Temiz Hava Günü”nün önemine vurgu yapmak amacıyla T.C. Çevre ve Şehircilik Bakanlığı’nın evsahipliğinde 81 ilin Çevre Müdürlükleri’nin katılımıyla geniş tabanlı Temiz Hava Özel Oturumu düzenlendi. Oturumda konuşan T.C. Çevre ve Şehircilik Bakan Yardımcısı Prof. Dr. Mehmet Emin Birpınar, hava kalitesi ile ilgili her meselenin küresel ölçekte ele alınması gerektiğini belirtti.

Birleşmiş Milletler tarafından ilan edilen “Uluslararası Temiz Hava Günü”nun, halihazırda yürütülen işbirliklerini daha da kuvvetlendireceğine işaret eden Birpınar, şöyle devam etti: “Hava kalitesini iyileştirmek için ulusal ve uluslararası düzeyde pek çok çalışma yürütülüyor. Dumansız Hava Sahası uygulaması, Millet Bahçeleri ve Sayın Emine ERDOĞAN Hanımefendi’nin himayelerinde yürütülen Sıfır Atık Projesi gibi dünyaya örnek teşkil edecek çalışmalar birer birer hayata geçiriliyor. Birleşmiş Milletler Uzun Menzilli Sınır Aşan Hava Kirliliği Sözleşmesi ve İklim Değişikliği Çerçeve Sözleşmesi’nin tarafı olarak sorumluluklarımızı yerine getiriyoruz.

Hava kalitesinin iyileştirilmesi aynı zamanda iklim değişikliği ile mücadeleye de doğrudan katkı sağladığı için ayrıca önemsiyor birbirinden ayrılmaz görüyoruz. Ülke olarak enerji, ulaşım, sanayi ve tarım politikalarında çevre hassasiyetini her zaman ön planda tutuyoruz. Yenilenebilir enerji kaynaklarına yönelim, enerji ve kaynak verimliliği, ulaşımda altyapı projeleri hava kalitesinin iyileştirilmesinde doğrudan etki yapıyor. Yerli otomobilimizin elektrikli tercih edilmesi ve yerli güneş paneli üretim fabrikası yatırımı yakın zamanda gerçekleştirilen en önemli projelerin başında geliyor.” Şehir içi ve şehirler arası ulaşımda bisiklet yolu projelerini desteklediklerine vurgu yapan Birpınar, 2023 yılı sonunda kadar 3000 km bisiklet yolu ve 3000 km yeşil yürüyüş yolunu tamamlamak üzere gerekli adımları atıklarını kaydetti. Birpınar, “Avrupa Bisiklet Ağı-Eurovelo ile entegre olacak bisiklet yollarının yapımını destekliyoruz. Özellikle pandemi sürecinde vatandaşlarımızın toplu taşıma yerine bisiklet ve e-skuteri tercih ediyorlar. Ekonomik Nokta Dergisi - Sayı 291 - 2020

47


Dünya

P Bu çerçevede özelliklie şehir merkezlerinde bisiklet ve e-skuter kullanımının yaygınlaştırılması için ilgili Bakanlıklarımızca ortak şekilde mevzuat çalışmasını yürütüyoruz. Isınma için ülkemizin kaynaklarını en verimli ve etkin şekilde kullanmaya yönelik stratejiler geliştiriyoruz. Sanayide temiz teknoloji kullanımı ve emisyon azaltımı konusunda çalışmalarımıza devam ediyoruz. Bakanlık olarak uzun yıllardır hava kalitesini izliyoruz. Mevcut istasyonlardan elde edilen veriler, şehirlerin kirlilik durumuna ilişkin fikir veriyor. Yıllara göre kirliliğin değişimini takip edebiliyoruz. Ancak hedefimiz her mahallenin, her semtin, her ilçenin hava kalitesi hakkında bilgi sahibi olmak. Bu hedef doğrultusunda yeterli sayıda istasyon kurmak, ciddi bir maliyet gerektiriyor. Bu nedenle, dünya genelinde uygulandığı şekilde ideal sayıdaki istasyon sayımızı, modelleme çalışmaları ile destekleyeceğiz” şeklinde konuştu. Avrupa Birliği üyelik sürecinde 2009 yılında müzakerelere açılan Çevre Faslı altında bugüne kadar pek çok projenin hayata geçirildiğine işaret eden Birpınar, şunları söyledi: “AB Direktifini iç mevzuata aktardık ve uyguluyoruz. Şu anda da “Çevre ve İklim Eylemi Sektör Operasyonel Programı”nı yürütüyoruz. Bu program kapsamında Avrupa Birliği tarafından ülkemize 335 milyon Avro tahsis edildi. İmzalanan 41 adet sözleşme kapsamında yürütülen “Şehirlerde Hava Kalitesinin İyileştirilmesi ve Kamuoyu

A

N

O

48 Ekonomik Nokta Dergisi - Sayı 291 - 2020

Farkındalığının Artırılması Projesi” ile hava kalitesinin korunmasına esas kamuoyu farkındalığını artırmayı hedefliyoruz.” UNEP Avrupa Direktörü Bruno Pozzi: İnsan sağlığı için en büyük çevresel risk hava kirliliği Birleşmiş Milletler Çevre Programı (UNEP) Avrupa Direktörü Bruno Pozzi, Avrupa’da insan sağılığına karşı en büyük çevresel riskin hava kirliliği olduğunu belirtti. Pozzi; “Hava kirliliği, önemli bir çevresel bir sorun olmakla beraber, insan sağlığı ve ekonomiye de büyük bir zarar veriyor. Bu yüzden, Birleşmiş Milletler Genel Kurulu 7 Eylül’ü ‘Mavi bir Gökyüzü için Dünya Temiz Hava Günü’ ilan etmeye karar verdi. COVID-19 sürecinden sonra hep birlikte daha iyi bir gelecek inşa etmek için çalışmalara başlamışken, elimizde bulunan mevcut teknoloji ve çözümleri daha temiz bir gökyüzü hedefi için kullanabiliriz’’ dedi. AB Türkiye Delegasyonu Başkanı Büyükelçi Meyer-Landrut: “Hiçbir şey, soluduğumuz hava kadar değerli olamaz” AB çapında bir yılda felç, astım ve bronşit gibi hastalıklarla karşı karşıya kalan yaklaşık 6.5 milyon kişinin bu sorunlarının temelinde hava kirliliğinin yattığını ifade eden AB Türkiye Delegasyonu Başkanı Büyükelçi Nikolaus Meyer-Landrut şunları söyledi: “Bu fırsattan istifadeyle Çevre ve

Şehircilik Bakanlığı’na UNEP Avrupa Ofisi ile birlikte bu önemli etkinliği düzenlediği için teşekkürlerimizi ifade etmek isterim. CityAir projesi aracılığıyla Bakanlık tarafından atılan bu tür adımlar ve sarf edilen bu tür çabalarla birlikte AB’nin Türkiye’de hava kalitesinin daha iyi bir biçimde yönetilmesine ve Türkiye’de yaşayanların yaşam kalitesinin yükseltilmesine katkı sağlamış olacağına olan inancım tamdır. Her yıl hava kirliliğiyle bağlantılı nedenler dolayısıyla, 400 binden fazla insanın yaşam süresi kısalmaktadır. Ne var ki hiçbir şey soluk alıp vermekten daha değerli olamaz. İşte bu nedenle bizler Avrupa Birliği standartlarını olabildiğince üst seviyeye yükseltmeye çalışıyoruz ve kentlerin hava kalitesini çok yakından takip ediyoruz. Bu alanda ortak bilgi ve deneyim paylaşımı için Türk Hükümeti ve belediyeleriyle birlikte çalışmaktan büyük bir memnuniyet duyuyoruz.” Prof. Dr. Alper Ünal: Bireysel farkındalık sürdürülebilir temiz hava için hayati önemde Hava kalitesinin çevresel etkilerine ilişkin konuşan City Air Projesi uzmanı İstanbul Teknik Üniversitesi (İTÜ) Avrasya Yer Bilimleri Enstitüsü, İklim ve Deniz Bilimleri Anabilim Dalı Öğretim Üyesi Prof. Dr. Alper Ünal, koronavirüs salgınının, aslında bireysel önlemlerin hava kirliliği ile mücadelede ne kadar önemli bir rol oynadığını ortaya koyduğuna işaret etti.


Ünal, “Özellikle büyük şehirlerde nüfusun önemli bölümünün evde kalmasına bağlı olarak trafiğe çıkan araç sayısının azalması, PM10 dediğimiz partikül madde kaynaklı hava kirliliğini yüzde 32 azalttı. Bu çok ciddi bir oran. Bunun kalıcı hale getirilebilmesi için kamuya olduğu kadar bireylere de önemli görevler düşüyor” dedi. Birleşmiş Milletler’in, uluslararası düzeyde farkındalık yaratarak hava kalitesi konusunda küresel bir iyileşme hedeflediğine işaret eden Ünal, şöyle devam etti: “Bu konuda çalışan tüm aktörleri bir araya getirerek yerelden küresele yayılan bir çözüm üzerinde çalışılıyor. Biz de CityAir projesi kapsamında gerçekleştirdiğimiz Emisyon Envanteri Çalıştaylarında yerel yönetimler ve konuyla ilgili tüm paydaşların bilgilenmesini sağlıyoruz. Yerelde başlayan bu farkındalık, önümüzdeki süreçte konunun ulusal ölçekte ele alınmasını sağlayacak.’’ Isparta Emisyon Envanteri Çalıştayı online olarak yapıldı Şehirlerde Hava Kalitesinin İyileştirilmesi ve Kamuoyu Farkındalığının Artırılması Projesi (City-Air) Projesi’nin dördüncü büyük teknik çalıştayı olan Emisyon Envanter Çalıştayı Isparta ili ve Güney İç Anadolu Temiz Hava Merkezi Müdürlüğünün sorumluluk alanındaki diğer dokuz (Afyon, Aksaray, Antalya, Burdur, Karaman, Kayseri, Konya, Nevşehir Niğde) ilin katılımcıları ile birlikte gerçekleştirildi. İllerin taşra teşkilatı, belediyeleri ve hava kalitesi ile ilgili yetkililerinin katıldığı çalıştayda bu illerin hava kalitesine ilişkin mevcut durum ve gelecekteki planlama detayları konuşuldu. Çalıştay kapsamında düzenlenen eğitimlerde ise, illere özgü emisyon envanterinin gelişim aşamaları, temel ilkeler ve amaçlar ile modelleme detaylı olarak ele alındı. “Mavi Bir Gökyüzü İçin Uluslararası Temiz Hava Günü’’nün amacı: ● Hava kalitesinin; sağlık, çevre, ekonomi ve üretkenlik için öneminin toplumun her kesiminde

anlaşılmasını sağlamak. ● Hava kalitesinin iklim değişikliği ve Sürdürülebilir Kalkınma Hedefleri gibi diğer çevresel konularla yakın bağlantısını göstermek. ● Bilgileri, yenilikleri ve başarı öykülerini paylaşarak hava kalitesini artıran çözümleri teşvik etmek. ● Hava kalitesi yönetimi için hayata geçirilen yerel, ulusal ve uluslararası projeler arasında ortak stratejiler geliştirmek ve uluslararası paydaşları bir araya getirerek hava kalitesi çalışmalarına ivme kazandırmak. CityAir (Şehirlerde Hava Kalitesinin İyileştirilmesi ve Kamuoyu Farkındalığının Artırılması Projesi) hakkında: Türkiye Cumhuriyeti ve Avrupa Birliği tarafından finanse edilen Şehirlerde Hava Kalitesinin İyileştirilmesi ve Kamuoyu Farkındalığının Artırılması (CityAir) Projesi Türkiye’de 31 ilin hava kalitesinin korunması ve kamuoyu farkındalığı sağlanması amacıyla yürütülüyor. Bu amaçla düzenlenen eğitim ve iş birliği faaliyetleri, hava kalitesi çalıştayları ve saha ziyaretleri yerel personelin eğitiminde de büyük önem taşıyor. Proje kapsamında, hava kalitesi yönetimine ilişkin konuların; karar vericiler, belediyeler, çocuklar, kadınlar ve toplumun farklı seviyelerinde anlaşılması ve bu konuda farkındalığın artırılması için çalışmalar yapılıyor. Projede; Aydın, Denizli, İzmir, Manisa, Muğla, Uşak, Adana, Gaziantep, Hatay, Kahramanmaraş, Kilis, Mersin, Osmaniye, Amasya, Çorum, Giresun, Ordu, Samsun, Sinop, Sivas, Tokat, Afyon, Aksaray, Antalya, Burdur, Isparta, Karaman, Kayseri, Konya, Nevşehir ve Niğde illeri yer alıyor.

Dünya Ege, Orta Karadeniz ve Akdeniz Bölgesi’nde yer alan 31 ilin Temiz Hava Eylem Planlarının güncellenmesi. ● Şehir ölçeğinde emisyon azaltma stratejilerinin geliştirilmesi ve toplumdaki farkındalığı artırarak hava kalitesini yükseltmeye yardımcı olacak yol haritasının oluşturulmasıdır. Kamuoyunu bilinçlendirmek için atılan adımlar: ● Hava kalitesi konusunda kamuoyundaki farkındalık düzeyinin belirlenmesi için anket çalışmaları yapılıyor. ● Hava kalitesi yönetimi kapsamında çalıştaylar düzenleniyor. Emisyon envanteri eğitimleri gerçekleştiriliyor. Hava kalitesi değerlendirmesi ve modellemesi eğitimleri veriliyor. ● Çocuklar ve yaşlılar gibi seçili hedef gruplara ve hamileler, hastalar gibi risk gruplarına yönelik bilgilendirici broşürler basılıyor ve dağıtılıyor. ● Genç kuşağa yönelik sosyal medya buluşmaları gerçekleştiriliyor. TV ve radyo spotları hazırlanarak hava kalitesinin geniş kitleler tarafından anlaşılmasını sağlayacak paylaşımlar gerçekleştiriliyor. ● Milli Eğitim Bakanlığı ve Sağlık Bakanlığı ile işbirliği içerisinde çalışılıyor. ● Kamuya açık alanlarda, okullarda, il ve ilçe belediyelerinde hava kalitesinin korunmasına yönelik çalışmalar sürdürülüyor. Özellikle ilköğretim ve ortaöğretim seviyelerine göre eğlenceli ve öğretici aktarımların sağlanmasıyla akılda kalıcı faaliyetler planlanıyor.

Projede hedeflenenler: ● Hava Emisyon Yönetim Sistemi (HEY) içinde envanter sistemi kapasitesinin “hava kalitesi” modellemeleri, GIS (Coğrafi Bilgi Sistemi) ve diğer tüm “Bilişim Teknolojileri” araçları ile geliştirilmesi. ● Temiz Hava Bölgeleri dağılımına göre Güney İç Anadolu, Ekonomik Nokta Dergisi - Sayı 291 - 2020

49


Yatırım

Almanya

Arvato CRM Türkİye Delta Invest lİderlİğİnde satın alındı

merkezli

Artık Mayen Dönemi Başlıyor

Arvato CRM Türkiye,

yatırım fonu Delta Invest’in liderliğinde kurulan konsorsiyum tarafından satın alındı. Yeni yapısıyla birlikte ismi de değişen şirket, bundan böyle Mayen ismiyle yoluna devam edecek.

Tiçinürkiye’nin ve dünyanın önde gelen kurumları 3 bini aşkın çalışanıyla çağrı merkezi ve

katma değerli müşteri ilişkileri hizmetleri sunan Arvato CRM Türkiye, Almanya merkezli yatırım fonu Delta Invest’in liderliğini yaptığı ve Arvato CRM Türkiye CEO’su Soner Cesur ve grubun eski CEO’larından Oktay Erciyaz’ın da diğer yatırımcıları olduğu konsorsiyum tarafından satın alındı. Şirket, bundan böyle Mayen ismiyle yoluna devam edecek. Mayen CEO’su Soner Cesur satın almayla ilgili olarak; “Mayen’de Business Process Outsourcing (BPO) alanında küresel tecrübeye sahip çok güçlü bir yatırımcı ve liderlik ekibini bir araya getirmiş olduk. Delta Invest’in Kurucusu ve Başkanı olan Dr. Gunter Thielen, aynı zamanda Arvato’nun dünyadaki kurucusu ve Arvato’nun isim babası. Kendisi 1985-2001 yıllarında Arvato’nun CEO’luğunu

50 Ekonomik Nokta Dergisi - Sayı 291 - 2020

yaptığı dönemde, yalnızca Avrupa’da faaliyet gösteren ve 3 bin çalışanı olan Arvato’yu, tüm dünyada faaliyet gösteren ve 30 binden fazla çalışanı olan bir dünya devi haline getirdi. Dr. Gunter Thielen yeni yapımızda Yönetim Kurulu Başkanlığı görevini üstlendi; ben CEO’luk görevimin yani sıra Yönetim Kurulu Başkan Yardımcılığı rolünü de üstlendim. Küresel boyutta önemli bir BPO deneyimine sahip Oktay Erciyaz ise Yönetim Kurulu Üyemiz oldu. Yeni yapıda, yeni bir de marka ile yolumuza devam ediyoruz. Şirketimizin bundan sonraki markası Mayen olacak. Mayen isminin anlamı bizi çok heyecanlandırıyor; çünkü yaptığımız iş ile oldukça örtüşen bir markaya sahip olduk. Mayen; neşeli, konuşması keyifli, sizi anlayan ve sizi düşünen kişi demek. Bu bizim müşterilerimizde yaratmak istediğimiz deneyim için çok doğru bir tarif” şeklinde konuştu.


“Türkiye’ye daha fazla ihracat geliri kazandıracağız” Bu dönemde yapılan yatırımın Türkiye için de çok önemli olduğunun altını çizen Cesur, “Son beş yıldır her yıl ortalama yüzde 35’lik büyümemizle, sektörün büyüme hızından iki kat daha hızlı büyüdük. Mayen’de hedefimiz, dünyanın en yüksek müşteri memnuniyetini sağlayan çağrı merkezi platformunu oluşturmak olacak. Ayrıca yenilikçi ve dijital çözümlerimizle müşterilerimize beklentilerinin çok ötesinde bir deneyim yaşatmayı hedefliyoruz. Çağrı Merkezi alanında verdiğimiz yüksek kaliteli hizmetlerle, alanlarının lideri dünya devi şirketlere, Türkiye dışındaki pazarları için de hizmet vermeye yıllar önce başlamıştık. Türkiye’den yurt dışına verdiğimiz hizmetlerin ölçeği itibariyle son üç yıldır sektörümüzde Türkiye’nin hizmet ihracatı şampiyonu konumundayız. Yeni dönemde oluşturacağımız dünyanın en yüksek müşteri memnuniyetini sağlayacak platform ile yabancı dillerde hizmet verdiğimiz dünya markalarının sayısı artacak ve Türkiye’ye daha fazla ihracat geliri kazandıracağımız bir dönem başlayacak. Önümüzdeki dönem de, Türkiye’de istihdam yaratmaya ve ülkeye daha fazla döviz kazandırmaya devam edeceğiz. Sağlayacağımız yüksek müşteri memnuniyeti ile sadece Türkiye’nin değil, Doğu Avrupa ve Orta Doğu Bölgesinin en büyük hizmet ihracatçısı olma hedefindeyiz” dedi.

Yatırım “Türkiye’ye inancımız tam” Delta Invest’in Kurucusu ve Başkanı Dr. Gunter Thielen, “Delta Invest olarak çok farklı iş kollarında yatırımlarımız var. Ancak yaptığımız yatırımlarda daima firmanın küresel ölçekte bir potansiyel taşıyıp taşımadığına ve dijitalleşebilme yetkinliğine bakıyoruz. Mayen’in 12 farklı dilde sağladığı yüksek kaliteli hizmetlerle küresel bir oyuncu olmasının önünde hiçbir engel yok, ayrıca dijital hizmetler üretebilme konusunda çok güçlü kasları var, şirketin özellikle son beş yıldaki büyüme rakamları da şirketin yüksek potansiyelini ortaya koyuyor. Mayen, Türkiye’deki ilk yatırımımız değil. Türkiye’nin ekonomik potansiyeline ve sahip olduğu genç nüfusa hep güvendik. Daha önce Türkiye’de turizm alanında faaliyet gösteren bir market place yatırımı, lüks segmentte perakende yatırımları yaptık. Tamamının performansından çok mutluyuz. Türkiye şimdiye dek bizi hiç yanıltmadı. Çok iyi bildiğimiz business process outsourcing alanında, sektörün en kıymetli şirketlerinden birine yatırım yapmış olduğumuz için çok mutluyuz. Mayen’in, Doğu Avrupa ve Orta Doğu Bölgesinin en büyük hizmet ihracatçısı konumuna gelmesini hedefliyoruz” dedi.

İstanbul Yarı Maratonu’nda adımlar Koruncuk Kütüphanesİ İçİn atılıyor Koruncuk Vakfı, İstanbul Yarı Maratonu’nda adımlarını “Koruncuk Kütüphanesi” için atacak gönüllülerini arıyor. 20 Eylül’de gerçekleşecek maraton için kayıtlar devam ederken, bağışlar 7 Eylül’den itibaren yapılabiliyor.

K

oruncuk Vakfı, 20 Eylül’de gerçekleşecek Vodafone İstanbul Yarı Maratonu’nda tüm gönüllülerini, Koruncuk Kütüphanesi’nin inşasına destek olmak için koşmaya çağırıyor. Koruncukköy Bolluca’da yapım aşamasında olan Özel Koruncukköy Ortaokul Kız Yurdu içinde yer alacak olan Koruncuk Kütüphanesi, eğitime erişimleri risk altındaki 60 kız çocuğuna hizmet verecek. Maratonda beş bağışçıya ulaşan her Koruncuk Kahramanı’nın ismi de kütüphane girişine yazılacak. Pandemi sürecinde yalnızca 21K koşusunun fiziki olarak gerçekleşeceği maratonda, 10K koşusu ise sanal ortamda yapılacak. Koşuya takım kurarak ya da bireysel olarak katılmak mümkün.

Maraton kapsamında Koruncuk Vakfı’nın açtığı kampanyaya katılmak ve şimdiden bağış toplamak için bilgilere kampanya linkinden ulaşabilirsiniz: https://ipk.adimadim.org/project/index?id=79201

Ekonomik Nokta Dergisi - Sayı 291 - 2020

53


İhracat

Akdenİz havzasında büyümenİn anahtarı “lojİstİk”

8

9’uncu kez kapılarını açan İzmir Enternasyonal Fuarı (İEF) kapsamında online düzenlenen 6. Uluslararası İzmir İş Günleri toplantısının “Akdeniz Havzasında Ticaretin Geleceği” konulu ilk oturumunda, Ege İhracatçı Birlikleri Koordinatör Başkanı Jak Eskinazi konuşmacı oldu. Panelde Tunus Ticaret Müşaviri Emre Semiz, Kahire Ticaret Müşaviri Mehmet Güneş, Roma Ticaret Müşaviri Malik Belhan, Barselona Ticaret Ataşesi Elif Berrak Taşyürek, Marsilya Ticaret Ataşesi Serdar Alper’in katılımıyla Tunus, Mısır, İtalya, İspanya ve Fransa’da lojistikte yeni fırsatlar değerlendirildi. Jak Eskinazi, 2020’nin ilk 7 ayında İtalya’ya 4 milyar dolar, İspanya ve Fransa’ya 3 milyar dolar, Mısır’a 2 milyar dolar ve Tunus’a 471 milyon dolar ihracat gerçekleştirildiğini söyledi. “İkili ticaretimizde demir çelik, taşıt araçları, tekstil, hazırgiyim ve konfeksiyon, kimyevi maddeler sektörleri öne çıkıyor. 52 Ekonomik Nokta Dergisi - Sayı 291 - 2020

Pandemiden diğer ülkelere oranla daha ağır etkilenen en büyük ticaret partnerlerimiz İtalya, İspanya ve Fransa ile Ocak-Temmuz döneminde ihracatımızda yüzde 20 yüzde 30 seviyelerinde düşüşler yaşadık. Avrupa Birliği Komisyonu, salgın nedeniyle yaşanan ekonomik krizin sene sonu itibariyle tarihi bir düşüşe yol açacağını ve Birlik ülkelerinde yüzde 8,3’lük ekonomik küçülme yaşanacağını öngörüyor. Komisyon’a göre, Fransa, İtalya ve İspanya’da Gayri Safi Yurtiçi Hasıla en az yüzde 10 azalacak. Çin uzak olduğu Avrupa pazarına daha hızlı erişmek için kuşak-yol inisiyatifi ile yeni yatırımlar yapıyor. AB, Akdeniz’de yer alan ülkelerin karşılıklı serbest ticaret anlaşmaları imzalayarak birbirlerine ve AB’ye yönelik ticaret ve yatırım engellerini kaldırmalarını sağladı.” Anlaşmalar sayesinde, bir nevi, Avrupa-Akdeniz Serbest Ticaret Bölgesi’nin yaratılmış olduğundan bahseden Eskinazi, “2019 sonu itibariyle AB ve Akdeniz havzasındaki ülkelerin karşılıklı ticaret hacmi 320 milyar euroyu aştı. Akdeniz havzasında AB ile Gümrük Birliği anlaşmasına sahip olan tek ülke biziz. Yıllardır bizim için büyük bir avantaj olan bu durum, Brexit sürecinde maalesef bizim için aleyhte işlemeye başladı.

Akdeniz havzasındaki ticari partnerlerimiz olan Tunus, Fas, İsrail, Ürdün ve Lübnan; halihazırda Birleşik Krallık ile olan Serbest Ticaret Anlaşmaları’nın Brexit sonrasında aynı şekilde devamı için, 2019 yılında gerekli anlaşmaları imzalamış durumda. AB ile olan Gümrük Birliği anlaşmamız gereği, bizim Birleşik Krallık ile STA imzalayabilmemiz için, AB’nin kendi anlaşma sürecini tamamlamasını beklememiz gerekiyor. Umarım, bizim sürecimiz de yıl sonuna kadar tamamlanır.” dedi. Türkiye’nin Mısır üzerinden Afrika ihracatı; -Ülkemizin Orta ve Doğu Afrika ile ticaret yapmak için kullandığı yol halihazırda konteynır gemileri vasıtasıyla Mısır’ın Süveyş kanalı üzerinden geçiyor. -Şu anda ülkemiz için direkt olarak Doğu Afrika limanlarına giden tek yol Messina hattından gelen İtalya başlangıçlı ve Mersin limanında durarak dolum yapan, devamında Süveyş kanalından geçerek yükünü Doğu Afrika limanlarında boşaltan konteynır gemileri. İtalya’dan Mersin’e 15 günde bir uğruyorlar. Ayrıca kısmen yüklü gelen bu gemilerde değişmekle birlikte ülkemiz için kısıtlı yer olabileceği değerlendiriliyor.


-İkinci alternatif olarak ise Mısır’dan transit kara taşımacılığıyla Afrika ülkelerine inilip inilemeyeceği araştırıldı. Hacim sebebiyle maliyet bakımından büyük yük oluşturulabileceği öngörülüyor. -Son alternatif ise Süveyş kanalını kullanmadan İskenderiye veya Port Said’de indirilecek yükün Mısır üzerinden karayolundan Afrika’nın içlerine ulaştırılması olabileceğiydi. Sudan geçişlerinde TIR değişimi zorunluluğu ve Sudan tarafındaki yakıt teminindeki zorluklar nedeniyle Sudan TIR’larının sınıra gelişleri pek mümkün değil. Mısır gümrüğünün de TIR takibi konusunda uyguladığı sıkı tedbirler maliyetleri artırıyor. Ayrıca Kuzey Sudan’dan Güney Sudan’a geçişlerde de zorluklar yaşanıyor ve güvenlik problemleri var. -2018’de Ürdün’ün Ankara Büyükelçiliği ile yapılan görüşmeler temelinde Mısır’ın Süveyş Kanalı’ndan geçip Akabe limanına varacak gemiler için uygulanan teşvik anlaşmasını yenilediği, bu kapsamda Akabe limanına gidecek kuru yük gemileri, cruise gemileri ile konteynır gemilerinin Süveyş Kanalı geçiş ücretlerinde yüzde 50 indirim sağlanacağı bu indirimin ise sadece Ürdün bandıralı gemilere mahsus olmayacağı öğrenilmiştir. Tunus ve Akdeniz ticareti; -Başlıca limanlar ve sevkiyat noktaları; Rades Limanı, Sfax Limanı, Bizerte Limanı, Sousse Limanı -Üretim kanallarında ve üretim hatlarında/üretim yapısında dijitalleşme ve modernizasyonun yanı sıra gümrük işlemleri ve lojistik sektörünün de dijitalleşmesinin önemi büyük. Akdeniz’deki denizyolu ve konteynır taşımacılığı pandemiden olumsuz etkilendi. Avrupa, Afrika ve Ortadoğu bölgeleriyle diğer uluslararası pazarlara erişim açısından bölgede vazgeçilmez bir öneme sahip. Akdeniz havzasında birçok önemli liman ve ihraç ürünleri için sevkiyat noktaları mevcut. 87 adet limanı var. -Sicilya, Cebelitarık, Süveyş, Türk boğazları gibi önemli bağlantı noktaları var.

Küresel trafiğin yüzde 25’i yaşanıyor. Petrol ürünleri, kimyasal ürünler, taşıtlar ve tahıllar diğer ihraç ürünlerinin yanı sıra bölgedeki taşımacılıkta ön plana çıkıyor. Afrika Kalkınma Bankası (BAD) ile Afrika işbirliği teşkilatlarının desteğiyle bölge ülkeleri 2040’a kadar lojistik bağlantılarını güçlendirmeyi amaçlıyor. -Güçlü olduğumuz ürün ve hizmet sektörlerinde, Afrika’nın kapısı olduğu göz önüne alınarak Tunus üzerinden Akdeniz ve tüm Afrika bölgesini de göz önünde bulundurarak ihraç pazarlarımıza erişimimizi artırmamız önem taşıyor. İtalya ve Akdeniz ticareti; -İtalya’da lojistik köyler genelde Milano çevresinde kurulmuştur. -Bologna lojistik köyü: Konteynır terminali ve intermodal terminal bulunan Bologna lojistik lojistik köyünün toplam alanı 20.000.000m2, genişleme alanı ise 2.500.000m2’dir. -Quandrante Europe lojistik köyü: 2.500.000m2 toplam alana ve 4.200.000m2 genişleme alanına sahip. Lojistik köyden yılda, demiryolu üzerinden 6 milyon tondan fazla, kara yolu üzerinden 20 milyon tondan fazla ürün geçmektedir. 110 uluslararası lojistik firmasına hizmet verilmekte ve 10 bin kişiye istihdam imkanı sağlamaktadır. -Parma lojistik köyü: 2.542.000m2 alana sahiptir. 80 lojistik firmasına hizmet veren lojistik köy, 2006 yılında 1.600.000 tonu demiryolundan taşınmak üzere 5 milyon ton yük taşımıştır. -Verona lojistik köyü: 2.500.000m2’lik alanda faaliyet göstermektedir. İtalya’nın kuzeyinde ana karayollarının ve demiryollarının bağlantı noktasında kurulmuştur. 800.000 m2’lik demiryolu intermodal terminaline sahiptir. Yılda 6 milyon ton demiryolu, 20 milyon ton karayolu ile yük transferi gerçekleşmektedir. 120 firmaya hizmet veren lojistik köyde 4 bin kişi çalışmaktadır. -İtalya’daki lojistik köylerin başarısı; yüksek nitelikli organizasyon yapısına ve kombine taşımacılık miktarının yüksekliğine bağlanmaktadır.

İhracat Özellikle AB ülkeleriyle kurulmuş ağlar ve intermodal taşımacılık yapısı söz konusu. -Türkiye’nin Trieste’ye temsilci atama, lojistik merkez kurma planı var. Türkiye’den İtalya’ya sevkiyatlarda ağırlıkla Pendik, Yalova, Çeşme ve Mersin Limanları (ortalama 2,53 gün) kullanılıyor. AB içi teslimat süresi ortalama 1 hafta sürüyor. -İtalya lojistik üs açısından avantajlı ve Avrupa’nın merkezinde stratejik bir lojistik üs konumunda. Akdeniz Bölgesi’ndeki ülkelere, Afrika’ya açılma imkanı sunuyor. Bir Hub olarak kullanılma imkanı söz konusu. Türkler nüfusu fazla. İtalya’da Türk Ro-Ro işletmeleri ve nakliye firmalarının yoğun faaliyetleri var. Özel statülü Serbest Liman konumu nedeniyle AB içi işlemlerde KDV ertelenmesi olanağı sunuyor. Geçiçi depo satın alma ve kiralama da yapılabiliyor. Fransa’da lojistik hatları; -Güney Fransa ve Lojistik önemi: Bölge bir liman merkezi özelliği taşımakta. Bölgedeki önemli ticari limanlar; Marsilya-Fos, Sete, Toulon, Arles Limanı. -Marsilya Fos Limanı: Denizcilik lojistiği ve endüstriyel faaliyetlere ev sahipliği yapan Marsilya Fos Limanı yılda 79 milyon ton mal ve 3 milyon yolcu trafiğini sağlayarak Fransa’nın 1’inci, Akdeniz’in 2’inci limanı. Tren ve nehir bağlantısı da vardır. Ülkemizde konteynır taşımacılığı yapılmaktadır. (Kimyevi maddeler, beyaz eşya, doğal taş, mermer, inşaat malzemeleri) -Sete Limanı: 2019’da 115 bin yolcu ve 4,3 milyon ton mal trafiğini sağlamıştır. Gemlik-Sete Ro-Ro hattı yaklaşık 1,5 yıldır faal. Hat şu an itibariyle haftada üç frekans şeklinde işliyor. Gemiler yaklaşık 250-300 dorse kapasitelidir. Kuzeye tren yolu bağlantısı var. Henüz aktif olmayan bu hattın çalışmaya başlaması öngörülüyor. -Arles Limanı: Rhone nehri üzerinde bulunan Arles Limanı Avrupa’nın kuzey-güney ekseni ve Akdeniz havzasının kesiştiği noktada bulunmaktadır. Ekonomik Nokta Dergisi - Sayı 291 - 2020

53


İhracat Avrupa-Akdeniz bağlantısını sağlayabilen bir liman. Daha çok dökme yük (bulk) ürünlerinin taşımacılığında öne çıkıyor. -Sete Limanı: Multimodel lojistik destekleniyor. Castex’in 27 Temmuz tarihindeki duyurusuna göre; SeteCalais arasındaki tren yolu bağlantısı çalışmaya başlayacak. Alman Cargobeamer firması deneme seferlerine başlıyor. Anvers (Belçika)Rungis (Paris yakını)- Perpignan (Güney Fransa)- Barselona hattı nakliye için aktive edilecek. -Lojistik-ticaret birbirini besleyen bir ilişki. Talebin olması durumunda Fransa’da faal lojistik firmalarımız yeni hat açma, gemi işletme, frekans sıklığını artırma vb. konularda istekli ve atik davranıyor. Ancak lojistik ağların gelişmişliği de pazara girişi cazip hale getiren bir unsur. Diğer taraftan, lojistik maliyetlerinde etkinlik için dengeli ticaret istenir.

Toplam 46 limanı var (Algeciras, Valencia, Barcelona, Bilbao, Cartagane limanları..) Deniz yoluyla, hızlı tren taşımacılığında da Avrupa’da 1’inci dünyada 2’inci. Dış ticarette liman trafiği ihracatın yüzde 60’ı, ithalatın ise yüzde 85’ini karşılıyor. AB dışı üçüncü ülkelerle yapılan ticaretin yüzde 96’sı deniz yoluyla yapılıyor. -Akdeniz koridoru projesi önemli. Lojjstik merkezleri; Madrid (merkezi konum), Barselona (karayolu bağlantısı-sanayii-çok uluslu firma sayısı), Valensiya (konteynır limanı), Zaragoza (lojistik projesi PLAZA).

İhracatımızın yüzde 53’ü deniz yoluyla, yüzde 44’ü kara yoluyla. İspanya’daki Türk lojistik yatırımları 26,1 milyon euro. -Lojistik geliştiği için e ticaretle bağlantılı. Lojistikte yapılacak yatırımların dijitalleşme, otomasyon odaklı olması gerekiyor. E-ticaret 2019’da yüzde 25 artarak 48,8 milyar euroya ulaştı. Lojistik sözleşmelerinin yüzde 41’ini e-ticaret oluşturuyor. 2020 lojistik yatırımları 520 milyon euro tutarında gerçekleşti. Yüzde 17 artış söz konusu.

Barselona’da lojistik merkezleri; -8000 km kıyı şeridi ile Güney Avrupa lojistik merkezi. Avrupa, Kuzey Afrika ve Latin Amerika pazarı için lojistik merkez.

METAV İnovasyon’u Anlatacak Avrupa’nın ve dünyanın en önemli üretim teknolojileri fuarlarından birisi olan METAV 2021 bu yıl da Messe Düsseldorf organizasyonu ile 23 - 26 Mart 2021 tarihinde Almanya Düsseldorf’ta gerçekleştirilecek.

M

ETAV konusunda son gelişmelerin anlatılacağı ve özellikle yazılım teknolojileri üzerine sunumların gerçekleştirileceği Webinar ise ; 6-7 Ekim 2020 tarihinde gerçekleştirilecek. METAV’daki 11 katılımcı, iki gün boyunca heyecan verici derslerde endüstriyel üretime yönelik yazılım çözümlerini sunacak.

54 Ekonomik Nokta Dergisi - Sayı 291 - 2020

METAV web oturumlarında, özellikle yazılım konusunda “İnovasyondan bahsedelim” teması ile sektör profesyonellerini bilgi aktarımı olacak. Program ve kayıt için www.metav-websessions.de adresinden bilgi edinebilirsiniz. World Media Group (WMG) News Service



Tarım

Tütün İhracatında hedef 1 mİlyar dolar

T

ürkiye’nin geleneksel ihraç ürünlerinden tütün, Türkiye’de farklı coğrafyalarda üretilen, yaklaşık 56 bin üretici ailenin geçim kaynağı olan bir tarım ürünü. Gıda ürünleri dışında dünya genelinde üretimi en fazla yapılan tarım ürünü olan tütün, istihdam yanında, ihracat ve vergi gelirleri açısından geniş kitleleri ilgilendiren bir bitki. Tütün mamülleri üzerinden alınan Özel Tüketim Vergisi ve Katma Değer Vergisi’nin toplam vergi gelirleri içindeki payı yüzde 7’ler civarında dolaştığını, tütün sektöründen elde edilen ÖTV tutarının 2018 yılında 42 milyar TL’yi aştığını, 2019 yılında ise 50,3 TL’ye ulaştığını dikkate aldığımızda tütün sektörünün ekonomimize katkısı daha net ortaya çıkıyor. ÖTV ve KDV toplamda yıllık 60 milyar TL’nin üzerinde vergi geliri tütün sektöründen elde ediliyor.

56 Ekonomik Nokta Dergisi - Sayı 291 - 2020

Türkiye’de tütün ihracatçılarımın tamamını bünyesinde barındıran Ege Tütün İhracatçıları Birliğimizin kayıtlarına göre Türkiye’nin tütün ve tütün mamulleri ihracatı yıllık 900 milyon dolar ile 1 milyar dolar bandında seyir izliyor. 2018 yılını 1 milyar 11 milyon dolarlık ihracat rakamıyla geride bırakan tütün sektörümüz, 2019 yılında 909 milyon dolarlık dövizi ülkemize kazandırdı. 2020 yılının ilk yarısındaki ihracatımız ise; 426 milyon 265 milyon dolar şeklinde gerçekleşti. 2019 yılının ilk yarısındaki ihracatımız ise 453 milyon 38 milyon dolardı. 2020 yılının ilk yarısında tütün mamulleri ihracatımız 213,5 milyon dolar olurken, tütün mamulleri ihracatında ilk sırayı 26 milyon dolarlık tutarla Suudi Arabistan aldı. Irak, 21.5 milyon dolarlık tutarla ikinci, Malta 19 milyon dolarlık tütün mamulleri talebiyle üçüncü sırada yer aldı. Tütün mamulleri ihraç ettiğimiz ülke sayısı 48 oldu.

Yaprak tütün ihracatından Türkiye 129 milyon dolar döviz geliri elde ederken ihracat yaptığımız ülkeler arasında ilk sıranın sahibi 33 milyon dolarlık tutarla ABD oldu. Endonezya’ya 13 milyon dolarlık, Polonya’ya 11,5 milyon dolarlık yaprak tütün ihraç ettik. 83,5 milyon dolarlık döviz geliri elde ettiğimiz kıyılmış, sarmalık tütün ve nargile tütün ihracatında İran 47 milyon dolarlık Türk tütünü tercih etti. Pandemi döneminde dünya genelinde sokağa çıkma kısıtlamalarının yoğun yaşanması nedeniyle nargile salonlarının kapalı kalması nedeniyle nargile tütünü ihracatında bir daralma yaşanmakla birlikte, nargile tütünü ihracatı dışında sorun yaşamadık. 2020 yılının ikinci yarısında pandemide ikinci ve büyük bir dalga yaşanmadığı takdirde tütün ihracatında önemli bir daralma yaşanmasını beklemiyoruz. 2020 yılının ikinci yarısında ihracatta 1 milyar dolara ulaşacağımıza inanıyoruz. Türkiye’de 7 coğrafi bölgemizin 6 tanesinde tütün üretimi yapılıyor. 2018 yılı verilerine göre 55 bin 871 üretici, 935 bin dönüm arazide, 75 bin 276 ton tütün üretimi gerçekleştirdi. Türkiye, dünya genelinde 185 bin ton seviyesinde olan oryantal tip tütün üretiminde yüzde 32’lik payla dünya lideri konumunda yer alıyor.


Tütün üretiminde sürdürülebilirliği sağlayabilmenin yolunun sözleşmeli üretimden geçtiğine inanıyoruz. Hem üretici, hem de ihracatçılarımız için sözleşmeli üretim doğru model. Bu sadece üreticilerin üretimde kalacağına inanıyoruz. O nedenle, Türkiye’deki tütün üretiminin yüzde 87’si sözleşmeli üretimle elde ediyoruz. Türkiye’de tütüncülük sektörü, son yıllarda sektörü tehdit eder boyutta büyüyen, kaçak tütün ticareti yapanlara karşı haksız rekabetle karşı karşıya kalmıştı. Türk tütününün sürdürülebilirliği açısından 5607 sayılı Kaçakçılıkla Mücadele Kanunu’nda değişiklik yapılarak ticari amaçla makaron veya yaprak sigarı kağıdının doldurulmuş şekilde satışına 1 Temmuz itibariyle yasak getirildi. Tarım ve Orman Bakanlığı’ndan yetki belgesi almadan veya bildirimde bulunmadan tütün ticareti yapanlar da aynı yasa kapsamında

3 yıldan 6 yıla kadar hapis cezası ile yargılanacak. Ancak, yasadaki bu uygulama 2021 yılına ertelendi. Ülke ekonomisini, ihracatını, çiftçinin gelirini ve sektörün yasal ticaretini korumak ve güçlendirmek adına izinsiz tütün ticareti yapanlara getirilecek bu yaptırım yasa dışı tütün ticaretini büyük ölçüde sonlandıracaktır. Önümüzdeki sene yasanın bu maddesi de yürürlüğe girdiğinde Türk tütün tarımı ve ihracatını korumak ve geliştirmek adına yapılmış bu düzenlemenin tam anlamıyla başarıya ulaşacağına eminim. Kendi topraklarımızda kendi ürünümüze sahip çıkarak global tütün pazarında söz sahibi olmaya devam edeceğiz. Uluslararası piyasalarda markalaşmış Türk tütününü koruyabilmek için bu adımları atmamız gerekiyordu. Türkiye, bu sorunu 2017 yılında teşhis etti ama ceza uygulaması çeşitli nedenlerle ertelendi.

Dünya Bu yıl ise sarmalık tütünün, makaron içine doldurulmuş olarak veya yaprak sigara kağıdına sarılmış olarak satışına ceza uygulanmaya başlandı. Bu gelişme uluslararası piyasalarda markalaşmış Türk tütün tarımının sürdürülebilirliği için çok önemli bir adım oldu. Yetkililere buradan bir kez daha teşekkür ediyoruz. Türkiye’de tütün üretiminin ve ihracatının sürdürülebilirliği için Akhisar’da bulunan ve Manisa Celal Bayar Üniversitesi bünyesinde eğitim hayatını devam ettiren Tütün Eksperliği Yüksekokulu’nun Ege Üniversitesi Ziraat Fakültesi Bünyesine Alınmasının faydalı olacağına inanıyoruz. 2020 yılının ikinci yarısında da ihracatımızın artması için çalışmaya devam edeceğiz. Ömer Celal UMUR Ege Tütün İhracatçıları Birliği Yönetim Kurulu Başkanı

Kanada KOBİ’lerİnİ Düşünüyor Kanada Başbakanı Justin Trudeau Kanada’nın KOBİ’leri ile ilgili neler yapılacağı konusun; sektörün temsilcileri ile görüştü.

F

rikalarda, imalat Trudeau konuyla ilgili şunları dile getirdi: “Küçük işletmeler ekonomimizin

ve ekonomik toparlanmanın merkezinde yer alıyor. İşçileri yeniden işe alırlar, iyi işler yaratırlar ve bizi korumaya çalışırlar.

Atlantik Kanada’da iş sahipleri ve işçiler ile bu konuda konuştuk.” Kanada Başbakanı Justin Trudeau sözlerini şu şekilde noktaladı: “Bir firma ile 600 mevsimlik işçiyi işe almalarının yararları konusunda konuştum. Kanada İşletmeleri için, el dezenfektanı üreten başarılı bir başka firma ile tanışma fırsatım oldu. Son olarak, burun bezleri ve maske kemerleri üreten bir şirket ile görüştüm. Pandemi sürecindeki bu çabalara katkıda bulunanlar sadece şirketler değil. Birçoğunuz Kanadalılara yardım etmek için son aylarda gece gündüz çalıştınız. Hepinize sonsuz teşekkürler.” World Media Group (WMG) News Service Ekonomik Nokta Dergisi - Sayı 291 - 2020 57


Yapay Zeka

Yapay zeka ve endüstrİyel IoT teknolojİlerİnİn nabzı bu zİrvede tutulacak

Y

apay zeka (AI) ve Endüstriyel IoT (IIot) alanındaki en son yenilikler, teknoloji lideri Advantech’in ev sahipliği yapacağı büyük bir uluslararası etkinlikte sergilenecek. Teknolojiye yön veren dünyanın dört bir yanındaki teknoloji liderleri bu sanal zirvede bir araya gelecek. Advantech Global IIoT Sanal Zirvesi, “Endüstriyel IoT’de Geleceğin Trendleri” temasıyla 22-25 Eylül 2020 tarihleri arasında online olarak gerçekleştirilecek. Etkinlik, yapay zeka ve endüstriyel IoT (IIot)’deki yeniliklerin bir sonraki sanayi devrimini nasıl şekillendirdiğini keşfetmeyi sağlayacak. Akıllı sistemler ve çok daha fazlası Sanal teknoloji zirvesi 22 Eylül Salı günü başlayacak. Açılış oturumunun ardından toplam 80 konuşmacı AI ve IIoT’ye dair oturumlarda sunum yapacak. 23 Eylül Çarşamba günü; akıllı fabrika, endüstriyel ekipman üretimi ve akıllı otomasyon dahil olmak üzere akıllı üretim ile yapay zekaya odaklanılacak. 24 Eylül Perşembe günü ise, akıllı şehirlerin altyapıları ile enerji, çevre ve akıllı lojistik konularına yer verilecek. Etkinliğin son günü 25 Eylül Perşembe günü ise, katılımcıların Advantech uzmanlarıyla birebir

58 Ekonomik Nokta Dergisi - Sayı 291 - 2020

etkileşim kurmaları ve grup tartışmalarına katılarak network oluşturabilmeleri için bir network kurgusu oluşturulacak. Sanal zirveye dünyanın her yerinden teknolojiye yön veren profesyoneller online olarak katılım sağlayabilecek. Her oturum, farklı bölgelerdeki katılımcılar için zaman farklılıklarını önlemek amacıyla iki farklı zamanda sunulacak. Bansidhar: Teknolojik gelişmeler pandemik döneminde yavaşlamadı Advantech Avrupa Genel Müdürü Jash Bansidhar, zirve hakkında yaptığı açıklamada, “Teknolojik gelişmeler pandemik döneminde yavaşlamadı. Mühendisler ve yöneticiler, AI ve IIoT’deki en son yeniliklerden haberdar olmak istiyor. Bu sebeple bu tür etkinlikler projeleri için doğru kararları vermelerinde hayati önem taşıyor.” dedi. Bansidhar, Advantech Global IIoT Sanal Zirvesi’nin bu gruplara yol haritası çizerek, birçok fırsat sağlayacağını vurguladı. Advantech Global IIoT Sanal Zirvesi’ne dünyanın dört bir yanından 2 binden fazla profesyonelin katılımı bekleniyor. Etkinlik hakkında detaylı bilgi almak ve etkinliğe ücretsiz kayıt olmak için Advantech web sitesini ziyaret edebilirsiniz: www.advantech.com.tr


PLM

Ege Ünİversİtesİ PLM Merkezİ P LM (Product Lifecycle Management / Ürün Yaşam Döngüsü Yönetimi); Endüstri 4.0’ın

önemli bir ayağı olan PLM, bir ürünün fikir aşamasından başlayarak, ömrünü tamamlayıp, sökülüp yeniden dönüşümüne kadar tüm süreçlerin yönetilmesidir. PLM’in sanayi kuruluşlarına faydaları arasında işletmedeki iş süreçlerini yöneterek verimliliği arttırması, ürün maliyetlerini azaltması, inovasyonu arttırması, ürünün pazara çıkış ve teslimat süresini kısaltması, tedarikçilerle işbirliğini hızlandırması, doğru bilgiye hızlı bir şekilde ulaşılması, marka kimliğinin iyileştirmesi sayılabilir. Ege Üniversitesi’nde PLM konusundaki ilk çalışmalar 2012 yılında Dassault firmasıyla olan görüşmeler sonucunda başlamıştır. Prof.Dr.Semih Ötleş, Prof.Dr.Semih Güneş ve 2 öğretim üyesi ekip olarak Almanya’nın Kaiserslautern, Aachen, Bochum, Berlin, Bremen, Trier şehirlerindeki üniversitelere ve Fraunhofer enstitülerine ziyaretlerde bulunup ikili işbirliğini başlatmışlardır. 2014 yılında Hannover Endüstri 4.0 fuarına ve Berlin’deki Türk-Alman Bilim Yılı açılışına katılınmıştır. 2014 yılında İzmir’de sanayicilerin, TUSAŞ, TEİ, SSM gibi kamu kurumlarının ve Almanya’dan seçkin PLM profesörlerinin katılımıyla bir çalıştay düzenlenmiştir. 2015 yılında Ege Üniversitesi PLM Mükemmeliyet merkezi, Senato, YÖK ve Başbakanlığın onayıyla resmi olarak kurulmuştur. 2016 yılında da PLM Yüksek Lisans programı başlamıştır. PLM Merkezi; 2014 yılında bir TÜBİTAK projesi (çalıştay düzenleme), 2015-2018 arasında Avrupa Birliği Erasmus plus projesi yapmıştır. Yürümekte olan TEYDEB 1505 ve 3 adet BAP projesi bulunmaktadır. Merkezin alt yapısında işletim sistemi yüksek 30 adet bilgisayar ve 1 adet server bulunmaktadır. Bilgisayarlarda herbiri yüksek maliyetli olan Fransız Dassault, Amerikan PTC ve Autodesk ile Alman Contact firmalarının PLM yazılımları bulunmaktadır. Ayrıca Katia, Creo, Solidworks, Moldex tasarım programları ve Logo ERP programı mevcuttur. PLM Yüksek Lisans Programı; tezli (2 yıl, yabancı dil belgesi, ALES puanı gerekli, ücretsiz) ve tezsiz (1.5 yıl, belge gerekmiyor, ücretli) olarak açılmaktadır.

Prof. Dr.Semih Ötleş, Ege Üniversitesi, PLM Merkezi Müdürü

Öğrencilerin çoğunluğu mezun oldukları dal olarak Makine Mühendisi, Endüstri Mühendisi, sonrasında ise Bilgisayar / Yazılım Mühendisi, Elektrik / Elektronik Mühendisi, Kimya Mühendisi, Gıda Mühendisi, Tekstil Mühendisi, Haberleşme Mühendisi, İşletme Bölümü ve Matematik Bölümleri mezunlarından oluşmaktadır. PLM Yüksek Lisans öğrencileri, sektörde halihazırda çalışanlardan oluşmaktadır. Çalıştıkları firmalar; BMC, Vestel, Volkan İtfaiye, Delphi, Obel Cıvata, Mechanika, Kanat Boya, CTS Makine, Weber, DMO, Karya Bilişim, Philip Morris, ZF Lemförder Aks, Volt Elektrik Motorları, Rennova Otomasyon, Maxion Wheels, PTİ, Noken, ETİ, Dr.Oetker. PLM Yüksek Lisans öğrencilerinin kendi sanayi kuruluşları konusunda tez çalışmalarını yapmaları sağlanarak sanayi işbirlikleri geliştirilmektedir. Yüksek Lisans Programında; CAD/CAM, veri yönetimi, endüstri 4.0, PLM konsepti ve uygulamaları, araştırma yöntemleri ve etik, PDM gibi konularda teorik ve uygulamalı öğretiler yaplmaktadır. Derslerde sanayici ve yazılım firmaları da davet edilerek öğrencilerle interaksiyon sağlanmaktadır.

Ekonomik Nokta Dergisi - Sayı 291 - 2020 59


Tarım

Pandemİ dönemİnde İhracata devam ettİler zİrveye çıktılar Bölgesi’nde tarım ürünleri ihracatında zirve el değiştirdi. Ege Yaş Meyve Sebze İhracatçıları Birliği son bir yıllık dönemde gerçekleştirdiği 985 milyon dolarlık ihracatla zirvenin yeni sahibi oldu.

2 019 yılında Ege Bölgesi’nde tarım ürünleri ihracatında zirvenin sahibi Ege Su Ürünleri ve Hayvansal Mamuller İhracatçıları Birliği idi.

Türkiye’ye yıllık 5 milyar doların üzerinde döviz kazandıran Ege Bölgesi’nde tarım ürünleri ihracatçıları 10 milyar dolar ihracat hedefliyor. Son bir yılda Ege Bölgesi’nden yapılan 5 milyar 70 milyon dolarlık tarım ürünleri ihracatının 985 milyon dolarlık dilimini gerçekleştiren Ege Yaş Meyve Sebze İhracatçıları Birliği 655,5 milyon dolarlık meyve sebze mamulleri ihracatı yaparken, 329,6 milyon dolarlık taze meyve sebze ihracatı gerçekleştirdi. Pandemi döneminde üretim ve ihracata devam eden ve her ay ihracat rekorlarıyla yaş meyve sebze ve mamulleri sektörünü ihracat

60 Ekonomik Nokta Dergisi - Sayı 291 - 2020

şampiyonu yapan üyelerine teşekkür ziyaretleri yapan Ege Yaş Meyve Sebze İhracatçıla Birliği Başkanı Hayrettin Uçak’ın son güzergahı Dikili ve Kınık’taki ihracatçı firmalar oldu. Ege Yaş Meyve Sebze İhracatçıları Birliği üyelerinin pandemi döneminde zor şartlarda üretim ve ihracat yapmaya devam ettiklerini ifade eden Başkan Uçak, “Ülkemizin kalkınması ihracat ile mümkün olacak. İhracatçılarımızın, emek ve gayretleri bu süreçte hayati öneme sahip. İhracatçılarımızın gayretleri sayesinde 2020 yılı sonu için belirlediğimiz 1 milyar dolar ihracat hedefine Eylül ayı sonunda ulaşabilecek konumdayız. Son bir yıllık dönemde Ege Yaş Meyve Sebze İhracatçıları Birliği’nin ihracatının yüzde 15’lik artışla 985 milyon dolara taşıyan üyelerimiz üstlerine düşen sorumluluğu büyük bir başarı ile yerine getiriyorlar.

Ege Bölgesi’nde ilki Dikili’de kurulan, Tarıma Dayalı İhtisas Organize Sanayi Bölgelerinin itici gücüyle Ege Bölgesi’nin tarımsal ürün ihracatını 10 milyar dolara çıkarmayı hedefliyoruz” diye konuştu. Ege Yaş Meyve Sebze İhracatçıları Birliği Başkanı Hayrettin Uçak, Ege Yaş Meyve Sebze İhracatçıları Birliği Yönetim Kurulu Üyeleri Ata Özdemir, Martin Sanford, Sadık Demircan Ege İhracatçı Birlikleri Şefi Gökay Çelikli ve Ziraat Mühendisi Şükrü Ercan ile birlikte ilk olarak Kınık’ta yer alan RNK Gıda ve Sultan Gıda firmalarını ziyaret etti. Turşu ve Konserve sebze üretimi gerçekleştiren RNK Gıda ortaklarından Sinan Açıkgöz, sektör ile ilgili beklentilerini dile getirirken, salça piyasasında sektörün lideri durumunda olan Sultan Gıda ortaklarından Lezgin Bahadır ise deneyimlerini heyet ile paylaştı. Dikili’de seracılık sektöründe Türkiye’nin en önemli firmalarından olan Agrobay Seracılık, yine seracılıkta önemli bir ihracatçı olan YDA Tarım ve seracılık yanında kurutulmuş meyve ve sebze ihracatı gerçekleştiren Fruve Gıda firmaları ziyaret edildi. Agrobay Seracılık ortaklarından Ahmet Şentürk, YDA Tarım Genel Müdürü Tahsin Sezgel ve Fruve Gıda sahibi Mehmet Mavuk ile tarım sektörü ve ihracata ilişkin bilgi alışverişinde bulunuldu.



Bakım

Denetİmsİz Lunaparklar Tehlİke Saçıyor! Ne Yapılmalı? B akımları yapılarak işletmeye alınan, günlük ve aylık periyodik kontrolleri ihmal edilmeyen, eğitimli personel tarafından işletilen eğlence ekipmanları güvenle kullanılabilir. Halkımızın özellikle hafta sonları eğlendikleri lunaparklarda; herhangi bir kaza veya yangın çıkması halinde güvenli bir şekilde tahliyenin sağlanmasından, eğlence makinaları operatörlerinin eğitimlerine kadar denetlenmesi gereken birçok nokta bulunmaktadır. Konuyla ilgili çözüm önerilerimizi bilginize sunuyoruz. Kurum ve kuruluşlar nelere dikkat etmelidir? • Eğlence alanlarında kullanılan atlıkarınca, discovery, hızlı tren, adrenalin, gondol, dönme dolap gibi tüm eğlence ekipmanlarının yürürlükte bulunan ilgili mevzuata göre aylık ve yıllık periyodik kontrollerinin yapılması, emniyet aksamlarının test edilmesi gerekmektedir. Ayrıca günlük olarak da eğlence ekipmanları işletmeye alınmadan önce, tüm emniyet tedbirlerinin çalıştığı tespit edilerek boşta çalıştırma işlemi yapılmalı ve bu kontroller yasal olarak kayıt altına alınmalıdır. • Bulundukları sınırlar dikkate alınarak İlçe Belediyeleri ve Büyükşehir Belediyeleri tarafından 62 Ekonomik Nokta Dergisi - Sayı 291 - 2020

ruhsatları verilmesi gereken bu işletmelerin denetimlerinin de yine Belediyeler tarafından yapılması gerekmektedir. Ayrıca 14 Temmuz 2005 tarihli İşyeri Açma ve Çalışma Ruhsatlarına İlişkin 9207 Sayılı Yönetmeliğe göre sirk ve lunaparkta bulunan oyun ve eğlence makinalarının kontrol ve bakımından sorumlu olmak üzere, teknik bilgi ve yeterliğe sahip en az bir mühendis ve bir teknisyen bulundurulması zorunludur. İşletmeciler bu kuralı göz ardı etmekte, yetkililer de bu duruma ne yazık ki göz yummaktadırlar. • Standartlara göre lunaparkların ruhsat alabilmeleri için her sezon öncesi yeniden denetlenmeleri gerekmektedir. Kış döneminde kullanılmayan cihazlar, kontrolden geçtikten sonra kullanılabilir ya da bakıma ve parça değişimine ihtiyaç var şeklinde raporlanmalıdır. • Belli zamanlarda ve genellikle küçük yerleşim yerlerinde kurulan panayır alanlarında kullanılan mobil lunapark ekipmanları çoğunlukla kullanım dışı bırakılması gereken eski ekipman veya donanımlardan oluşmaktadır. Ortalama 15-20 günlük periyodlarla çalıştırılan bu lunapark makinaları, sökülüp başka panayır alanlarına taşınmakta ve gidilen yerde tekrar montaj işlemi yapılmaktadır. Bu tip sürekli söküp-takma işlemlerinde, kalıcı mekanik hasarlara veya güvenlik zafiyetlerine neden olunabileceği açıktır. Oysa sabit tesislerin ilk

kurulumunda, mobil tesislerin ise her kurulumunda tesisteki her bir ekipman ve yapının işletmeye alınmadan önce TS EN 13814’e göre test ve kontrolleri yapılmalıdır. İş ve İşçi Güvenliği İçin Nelere Dikkat Edilmelidir?

• Çalışanların sağlık raporlarının alınarak işe uygunluğunun tespit edilmelidir. • Çalışanlara iş sağlığı ve güvenliği konusunda eğitimler verilerek, iş yerine ait tehlike konusunda bilgilendirme yapılmalıdır. • İş sağlığı ve güvenliğine yönelik profesyonel hizmet alınmalıdır. ( İş yeri hekimi, iş güvenliği uzmanı bulundurulması) • Yapılan iş ve kullanılan ekipmanlar ile ilgili risk analizleri yapılarak, tehlikelerin belirlenmesi ve bu tehlikelere yönelik gerekli güvenlik önlemlerinin alınması gerekmektedir. Yaz mevsiminin gelmesiyle birlikte çok kişi tarafından rağbet görmesi beklenen lunapark eğlencesinin felakete dönüşmemesi için yurttaşlara da güvenliği sağlamak adına birtakım görevler düşüyor. Riski azaltmak adına alınması gereken tedbirleri şu şekilde sıralamak mümkün: • Binilecek oyuncağın önünde talimat olup olmadığına dikkat edilmelidir. • O p e ra t ö r l e r, oyuncaklara binecek kişilerin şartları sağlayıp sağlamadığını kontrol etmelidir.


• Emniyet kemerlerinin kapanıp kapanmadığını iyice kontrol edilmelidir. • Eğlenmeye gidenler doğru lunaparkı seçip seçmediklerini anlamak için cihazların yanında yer alan kulübelerdeki kumanda merkezlerinin ne durumda olduğuna bakmalıdır. • Tansiyon ve kalp hastalığı gibi rahatsızlıkları bulunanlar, gereksiz riskler alarak hayatlarını tehlikeye atmamalıdır. Burada sözü edilen önlem ve kontrollerin dışında tüm lunapark işletmeleri, Covid-19 pandemisinden dolayı Sağlık Bakanlığınca belirlenen tüm tedbirleri almak durumundadırlar. Denetimlerini yaptırmayan, kâr hırsıyla hareket ederek makinaların bakım ve onarımlarını, günlük ve aylık periyodik kontrollerini ihmal eden

işletmecilerin, “vatandaşlarımızın can ve mal güvenliğinden” sorumlu oldukları unutulmamalıdır. Bu konudaki mevzuatın ve çıkartılan yönetmeliklerin “kamusal denetim” ve “mühendislik uygulamalarını” dışlayan eksik düzenlemeler olduğunu hatırlatıyor; TMMOB Makina Mühendisleri Odası İstanbul Şubesi olarak; eğlence yerlerine işyeri ruhsatı düzenlenmesi, eğlence makinalarının mevzuatta tanımlı periyodik kontrollerinin yapılması,

Bİlgisayar operatör ve bakım personelinin eğitilmesi konularında, uzman makina mühendislerine dayalı örgütlü yapımızla, kamu adına ve kamu güvenliği için her zaman görev almaya hazır olduğumuzu bir kez daha kamuoyu ile paylaşıyoruz. İbrahim M. Tataroğlu TMMOB Makina Mühendisleri Odası İstanbul Şube Başkan

Her damlasında 400 yılın lezzetİ saklı Sağlıklı ve uzun yaşamın sırrını sofralarınıza taşıyın!

S

ınırlı sayıda “komili 400+”

Ayvalık’ın yüzlerce yıllık kültür ve miras sembolü zeytin ağaçlarının meyvesinin özünden süzülen Komili 400+ Zeytinyağı, 400 yaş ve üzeri zeytin ağaçlarından elde edilen yoğun meyvemsi tadı ve lezzet dolu hikayesiyle Hepsiburada’da sizleri bekliyor. Türkiye’de ilk kez Hepsiburada’da satışa çıkacak Komili 400+ Zeytinyağı, gurme damaklara özel olarak üretildi!

Sırrını, Ayvalık’ın bereketli topraklarından, denizinden, güneşinden ve Kaz Dağları’nın rüzgarından alan Komili 400+ Zeytinyağı, Komili’nin anıt zeytin ağaçları için başlattığı ‘Gözümüz Gibi Bakıyoruz Projesi’ içerisinde yer alıyor. Doğanın mucizesi zeytinyağını büyük bir tutku ve uzmanlıkla sofralara ulaştıran Komili, 142 yıllık ustalığını yansıtan “Komili 400+ Zeytinyağı” ile lezzet tutkunlarına farklı bir deneyim yaşatıyor. “Sınırlı Sayıda” Ayvalık zeytinlerinden soğuk sıkım tekniğiyle elde edilen Komili 400+ Zeytinyağı, enfes tadı ve çevre bahçelerde yetişen farklı meyvelerin rayihasıyla gurme damaklar için sadece 3600 adet şişelendi. “Yemek Eşleşmesi” Et, balık, sebze ya da tatlı gibi bir çok yemek seçeneğinde Komili 400+ Zeytinyağını lezzetle kullanabilirsiniz.

“Gözümüz Gibi Bakıyoruz” Altın Sıvı; Barış ve Yaşamın Sembolü “Gözümüz Gibi Bakıyoruz” anıt zeytin ağaçlarını koruma projemiz kapsamında; Ayvalık ilçesi sınırları dâhilinde 81 adet anıtsal veya korunmaya değer zeytin ağacı tespit edildi, bir çoğunda tescil aşamasına gelindi. Her biri ayrı ayrı değerli olan, anıtsal nitelik taşıyan zeytin ağaçlarımızın, gelecek kuşaklara da yetişmesi amacıyla desteğimizi arttırarak sürdürüyoruz. Çevresel ve toplumsal sürdürülebilirliğe katkı sağlamayı amaçlıyoruz. Ayvalık Bölgesi’nde yapılan tespit ve tescilden sonra, Akhisar Bölgesi’nde anıt zeytin ağacı tespit çalışmalarımız başlamış olup, ilerleyen süreçte tüm ülke geneline çalışmalarımızı yayacağız. Bu ağaçlardan sınırlı sayıda üretilen Komili 400+ Zeytinyağına Hepsiburada’dan ulaşabilirsiniz. Ekonomik Nokta Dergisi - Sayı 291 - 2020 63


İhracat

İhracatçılar, kuru İncİrİn kalİtesİnİ arttırmak İçİn seferber oldu üreticilere dağıttıkları bilgisini veren Ege Kuru Meyve ve Mamulleri İhracatçıları Birliği Başkanı Birol Celep, “2020 yılında da 22 bin kerevet yaptırarak üreticilerle buluşturduk. Aydın Ticaret Borsası ve Nazilli Ticaret Borsası yaptırdıkları biner kerevet ile projemize destek verdi. Kerevetlerin dağıtımını da Aydın ve İzmir Tarım ve Orman İl Müdürlüğü işbirliği ve destekleriyle belirlenen köylerde üreticilere ücretsiz dağıttık. Tarım ve Orman Bakanlığımıza da destekleri nedeniyle teşekkür ediyoruz” dedi. Hasat filesi ile kuru incirin toprakla bağlantısı kesilecek

T

ürkiye’nin dünya lideri olduğu, cennet meyvesi olarak nitelendirilen, geleneksel ihraç ürünlerinden kuru incirin verim, kalite ve gıda güvenliğini arttırmak için Ege Kuru Meyve ve Mamulleri İhracatçıları Birliği seferber oldu. Ege Kuru Meyve ve Mamulleri İhracatçıları Birliği, aflatoksinli incirlerin imha edilmesinden, kuru incirde verim ve kalite kaybına yol açan, ihracatı olumsuz etkileyen ekşilik böceği ile mücadele için ekşilik böceği çekici yem tuzağı, sağlıklı ve doğru ilek kullanımını teşvik etmek, 64 Ekonomik Nokta Dergisi - Sayı 291- 2020

verim ve kaliteyi arttırmak için ilek filesi dağıtımı uzun yıllardır gerçekleştiriyor. Birlik 2020 yılında 5 bin adet ekşilik böceği tuzağı ve 2 milyon ilek filesi dağıttı. Kuru incir kerevetlerde kurutulacak Kuru incirde aflatoksin ve okratoksin oluşumunu önlemek, kuru incirin kalitesinin arttırılması, hızlı ve sağlıklı kurutulması, sergi aşamasında yağmur yağması durumunda kuru incirlerin ıslanmasını önlemek amacıyla plastik kurutma tavası/kerevet yaptırarak

Kuru incirde kalitenin artması için uzun yıllardır ekşilik böceği çekici yem tuzağı, ilek filesi, kurutma kereveti dağıttıklarını 2020 yılında ise ilk kez hasat filesi dağıtımına başladıklarını söyleyen Celep, “Kuru incirlerin kalitesini arttırmak, hızlı kurumasını sağlamak ve yabancı madde bulaşıklığını en aza indirebilmek amacıyla hasat filesi kullanımını yaygınlaştırmak istiyoruz. 2020 yılında bin adet hasat filesi yaptırarak üreticilere ücretsiz dağıttık. Hasat filesinin, farklı bölgelerde kullanılması ve yaygınlaştırılmasını hedefliyoruz” diye konuştu.


İhracat Aflatoksinli incirler 20 yıldır imha ediliyor Ege Kuru Meyve ve Mamulleri İhracatçıları Birliği’nin 2000 yılından bu yana Ticaret Bakanlığı onayıyla, “Aflatoksinli Kuru İncirlerin İmha Projesi”ni başarıyla sürdürdüğünü anlatan Başkan Celep, süreci şöyle özetledi; “İşletmelerde aflatoksin kontrollerinde ayıklanan incirler Çevre ve Şehircilik Bakanlığı’nın onayladığı tesislerde imha ediliyor. 20 yıldır her yıl ortalama 500.000 kg kuru inciri insan sağlığına zarar vermemesi için toplayıp imha ediyoruz. Öte yandan kuru incir sezonu boyunca bilgilendirme broşürleri, sosyal medya paylaşımları ve SMS’lerle üreticilere ulaşıyoruz. Bu çalışmalar için 2020 yılında 1 milyon 60 bin TL bütçe kullandık.” Kuru incir ihracatı 67 bin tonu aştı Türkiye, 2019/20 sezonunun başladığı 26 Eylül 2019’dan, 5 Eylül 2020 tarihine kadar 67 bin 46 ton kuru incir ihraç ederek 233 milyon 452 bin dolar döviz geliri elde etti. Kuru incir ihracatı bir önceki sezonun aynı dönenimde ise; 57 bin 736 ton karşılığı 222 milyon 654 bin dolar olmuştu. Kuru incir ihracatı miktarda yüzde 16, değerde ise yüzde 5 artış kaydetti. Almanya 33,2 milyon dolarlık kuru incir talebiyle en fazla kuru incir ihraç ettiğimiz ülke olurken, Fransa 33,1 milyon dolarlık Türk inciri tercih etti. Listenin üçüncü basamağında ise; 31,5 milyon dolarlık kuru incir ihracatıyla Amerika Birleşik Devletleri yer aldı. 2019/20 sezonunda Türkiye’nin kuru incir ihraç ettiği ülke sayısı 106 oldu.

Ekonomik Nokta Dergisi - Sayı 291 2020 65


Gıda

Hububat, baklİyat ve yağlı tohumlar sektörü 2020 İçİn hedef büyüttü

E

ge Hububat Bakliyat Yağlı Tohumlar ve Mamulleri İhracatçıları Birliği, 2019’u yüzde 10’luk artışla 443 milyon 455 bin dolarla ihracatını en fazla arttıran birlik olarak geride bıraktı. 2020’ye Ocak’ta ihracatımızı yüzde 27 artırarak 43,5 milyon dolarla başladık. Şubat’ta ise 32,5 milyon dolar ihracat gerçekleştirdik. Çin’den başlayıp dünyaya yayılan küresel koronavirüs salgını hububat ve bakliyat başta olmak üzere gıdanın hayati önemde olduğunu bir kez daha gösterdi. Türkiye ise büyük potansiyeliyle şanslı ülkelerden biriydi. Gıda başta olmak üzere birçok üründe lojistik hizmetlerinde tedarik sorunları yaşanmasına rağmen Mart ayında ihracatımızı yüzde 120 yükselterek 56 milyon dolara çıkardık. Bakanlıklarımızın salgına karşı aldığı tedbirler, sınırlardaki kontrollü geçişler, tampon bölge uygulaması, 66 Ekonomik Nokta Dergisi - Sayı 291 - 2020

temassız ihracat, Türkiye’de üreticilere verilen desteklerle ürünlerimizi dünyanın birçok ülkesine göndermeye devam ettik. 2020 yılı Nisan ayında ihracatımızı yüzde 15’lik artışla 43,5 milyon dolara, Mayıs ayında ise 42 milyon dolara taşıdık. Haziran’da yeni bir rekora daha imza atarak son 6 ayda çok iyi bir performans sergiledik. Haziran’da ise hububat, bakliyat ve yağlı tohumlar sektörü yakaladığı yüzde 179’luk ihracat artış hızıyla ihracatını 47,7 milyon dolara taşırken, son 1 yıllık dönemdeki ihracatı 500 milyon doları aşarak 514 milyon dolara yükseldi. Bitkisel yağ, Haziran’da yüzde 350’lik yükselişle en çok artış gerçekleşen ihracat kalemlerimizden biri oldu. 2020 yılının ilk yarısında Türkiye geneli 3,4 milyar dolarlık ihracata imza attık. İhracatımızın 985 milyon dolarlık kısmını hububattan mamul ürünler, 556 milyon dolarlık kısmını değirmencilik

ürünleri, 472 milyon dolarını bitkisel yağlar, 356 milyon dolarlık kısmını gıda müstahzarları, 287 milyon dolarlık kısmını şekercilik mamulleri, 274 milyon dolarlık kısmını çikolatalı şekercilik mamulleri, 208 milyon dolarlık kısmını bakliyat, 146 milyon dolarlık kısmını yağlı tohumlar, 105 milyon dolarlık kısmını ise küspeler ve hayvan yemleri oluşturdu. Ocak-Haziran döneminde ihracat gerçekleştirdiğimiz 206 ülke arasında; 618 milyon dolarla Irak, 185 milyon dolarla ABD, 137 milyon dolarla Yemen, 135 milyon dolarla Suriye, 120 milyon dolarla Suudi Arabistan, 116 milyon dolarla Almanya, 101 milyon dolarla Cibuti, 95 milyon dolarla Venezuela, 88 milyon dolarla İsrail, 82 milyon dolarla Libya öne çıktı. İlk 6 ayda ihracatımızda Venezuela’a yüzde 265, Hindistan’a yüzde 185, Cibuti’ye yüzde 125, Sudan’a yüzde 80, Tunus’a yüzde 78, Kanada, Türkmenistan ve Yunanistan’a yüzde 50 artış yaşadık. Son bir senelik dönemde ise ihracatımız yüzde 32 artarak 514 milyon dolara ulaştı. Egeli ihracatçılar olarak ise 2020’deki 500 milyon dolarlık ihracat hedefimize ilk yarıda ulaştık. İhracatımızdaki bu hız devam ederse bu sene 600 milyon doları hedefliyoruz. Mustafa Terci Ege Hububat Bakliyat Yağlı Tohumlar ve Mamulleri İhracatçıları Birliği


İnovasyon

A+ Belgelİ Efekt Boyalarla Estetİk Hİjyenle Buluşuyor Güçlü teknolojik alt yapısı, yürüttüğü Ar-Ge çalışmaları, tasarım vizyonu, inovatif ürün gamı ve yenilikçi koleksiyonları ile dekoratif efekt boya uygulamalarında boya sektörüne yön veren SAN DECO, Türkiye’de A+ belgeli tek boya üreticisi olarak hijyen konusunda da liderlik yapıyor. SAN DECO zararlı uçucu bileşenler ve toksik maddeler içermeyen ürün gruplarıyla sağlıktan ödün vermeyen bir estetik sunuyor.

D

ekoratif efekt boya alanındaki uzmanlığı ile iç mekanlar için yenilikçi uygulamalar ve yaratıcı çözümler geliştiren San Deco, pandemi süresince hassasiyetin arttığı hijyen konusunda A ve A+ belgeli ürünlerini kullanıcıların beğenisine sunuyor. San Deco Yurt İçi Satış Müdürü Murat ONUR, San Deco’nun Türkiye’de A+ belgeli ürünlere sahip tek efekt boya üreticisi olarak tüketici sağlığı ve sürdürülebilir çevre hassasiyetiyle üretimlerine devam ettiğini söyledi. Pandemi döneminde evlerin, yaşam alanlarının odak noktası haline geldiğini belirten ONUR, sağlıklı çevreler için ideal bir çözüm olan A+ belgeli San Deco ürünlerin niteliklerini şöyle aktardı: “ISO 16000 standart serisine göre VOC (Uçucu Organik Bileşikler) emisyon testlerinin sonuçlarına dayanarak (A +, A, B, C) emisyon sınıflarına sahip ürünleri tanımlayan belgelerden A+, ürünün çok düşük hatta neredeyse hiç tehlikeli uçucu bileşen içermediğini ifade eder. Bu kriter kapsamında, yapı ve dekorasyon malzemelerinin insan sağlığına zararlı etkileri karşısında, çevreye saygılı ve iç mekanlarda sağlıklı bir yaşam alanına katkıda bulunan, neredeyse hiç emisyonu olmayan yapı malzemelerine A+ olarak işareti verilebiliyor.

San Deco olarak Ar-Ge çalışmalarımızın ürünü olan A ve A+ belgeli ürün gruplarımızla, özellikle pandemi döneminde yüksek iç mekan kalitesi sağlayacak, aynı zamanda birbirinden farklı efekt dokularıyla benzeri olmayan özel doku ve desenler sunan uygulamalar yapıyoruz.” ONUR, yurt içi ve yurt dışında, evlerin yanı sıra büyük şirketler, ofisler, eğitim kurumları, oteller, ulaşım tesisleri vb. tüm sosyal donatı ve yaşam alanlarında San Deco’nun hava kalitesini koruyan çevre dostu efekt boyalarının büyük ilgi görmeye devam ettiğini belirterek, çevre dostu yaratıcı boya uygulamalarının başta mimarlar ve uygulamacılar olmak üzere estetik arayışında olan tüm kesimlerce tercih edildiğini aktardı. Dünya genelinde çevre hassasiyeti ile estetiği bir araya getiren efekt boyalara ilginin hızla arttığına işaret eden Murat ONUR, bir Türk markası olarak San Deco’nun yurt dışında efekt boya alanında sahip olduğu gücü Türkiye’ye taşımakta olduklarını ve efekt boya alanındaki öncü uygulamalara devam ederek bu niş alanı çok daha geniş kitlelerle buluşturacaklarını sözlerine ekledi. San Deco’nun Türk boya sektöründe bir ilk olan A+ belgeli efekt, iç cephe ve astar ürün grupları, kanserojen, mutajen ve üreme için toksik maddeleri içermiyor ve iç hava kalitesine etki bakımından en iyi sınıfta yer alıyor. Ürünler bu özellikleriyle tüm mekanlar için sağlık ve estetiği birarada sunarak güvenli bir iç hava kalitesini garanti ediyor.

Ekonomik Nokta Dergisi - Sayı 291 2020 67


Ambalaj

Ege Zeytin

“Ambalajlı zeytİn ve zeytİnyağı İhracatını arttırmak İçİn tarımsal ürünlerde İhracat İadesİ desteklerİnde yüzde 100 artış gereklİ”

ve Zeytinyağı İhracatçıları Birliği Başkanı Davut Er, 2020 yılının ilk yarısını değerlendirdi;

N

uh Tufanı sonrasında Hz. Nuh’un gemisine beyaz bir güvercinin canlılık belirtisi olarak, ağzında zeytin dalı ile dönmesi nedeniyle, zeytin yüzyıllardır barışın simgesi olarak kabul ediliyor. Zeytin, tüm semavi din kitaplarında da kutsal meyve olarak tanımlanıyor. Zeytin ve zeytinyağından hiçbir kimyasal işleme tabi tutulmadan elde edilen zeytinyağı sağlık açısından pek çok faydayı bünyesinde barındırıyor. Dünya genelinde, sağlıklı ürün tüketme yükselen bir trend. Bu süreçte zeytin ve zeytinyağına olan talepte sürekli bir artış var. Zeytinyağını en çok 68 Ekonomik Nokta Dergisi - Sayı 291 - 2020

zeytin üreticisi olan Akdeniz çanağındaki ülkeler tüketirken, son yıllarda Uzakdoğu ve Amerika’da da zeytinyağı tüketiminde önemli artışlar kaydediliyor. Dünya genelinde yıllık 3.2 milyon ton zeytinyağı üretimi olurken, tüketim de 3 milyon tonun üzerinde ve bu rakam sürekli artıyor. Türkiye ise; yıllara göre değişmekle birlikte sofralık zeytin üretiminde yıllık ortalama 450 bin tonluk üretimle dünyada ikinci ya da üçüncü sırada yer alırken, zeytinyağı üretiminde ise ortalama 200 bin tonluk üretimle dünya sıralamasında dördüncü ya da beşinci sıranın sahibi oluyor.

Türkiye, 2002 sonrasında zeytincilik sektörüne büyük bir yatırım yaptı. 2002 yılında 90 milyon civarı olan zeytin ağacı varlığımızı bugün 177 milyon seviyelerine çıkardık. Tarım ve Orman Bakanlığı verilerine göre yeni dikim ağaçlarımızın verimli hale gelmesiyle birlikte sofralık zeytin rekoltemiz 1 milyon 200 bin tona, zeytinyağı rekoltemiz ise 650 bin tona ulaşacak. Bu rekoltelere ulaştığımız takdirde sofralık zeytinde dünya birinciliği Türkiye’nin olurken, zeytinyağında da dünyada ikinci sıraya Türkiye’nin adı yazılacak. Türkiye, üretimde bu seviyelere ulaştığı takdirde ihracatta da dünya genelinde fiyat yapıcı konuma gelecek. Bugün en parlak sezonumuzda 400 milyon dolar seviyelerinde olan sofralık zeytin ve zeytinyağı ihracatımızın 1.5 milyar dolar seviyelerine çıkmasını bekliyoruz. Gelecek ile ilgili projeksiyonu ortaya koyduktan sonra 2020 yılının ilk yarısındaki performansımızı ortaya koymak istiyorum. 2020 yılının Ocak – Haziran döneminde Türk zeytincilik sektörü olarak 141 milyon dolarlık ihracata imza attık.


Ambalaj Yılın ilk yarısındaki ihracatımız 2019 yılının aynı dönemine göre yüzde 10’luk düşüş gösterse de, Haziran ayında daha başarılı bir performans ortaya koyduk. Haziran ayında yüzde 21’lik ihracat artış hızıyla 19 milyon 60 bin dolarlık döviz getirisi sağladık. Sektörümüzün ihracat rakamları pek çok sanayi sektörü ile karşılaştırıldığında küçük gibi görünse de tamamına yakını yerli girdi ile yapılan ihracatımızın katma değerinin yüksekliğini takdirinize bırakıyorum. Zeytin ve zeytinyağı sektörünü domine eden bir oyuncu olabilmemiz için sürekliliğimizin olması gerekiyor. Bunun yolu da üretimde verimlilikten geçiyor. İspanya 330 milyon zeytin ağacı varlığı ile her yıl 1.5 milyon tonun üzerinde zeytinyağı üretirken, Türkiye’nin 177 milyon zeytin ağacından ortalama 200 bin ton zeytinyağı alması izaha muhtaç. Kamu ve özel sektör olarak zeytincilik sektöründe verimliliği arttıracak adımları hızla atmamız gerekiyor. Bu adımları attığımız takdirde yıllık 21 bin ton seviyesinde olan kutulu zeytinyağı ihracatımızı da arttırmanın formülünü bulmuş oluruz. Aksi takdirde Türkiye’nin zeytinyağında var yıllarında dünyanın stokçusu olmaktan öte gitmemiz mümkün olmaz. Mevcut durumda Türkiye’nin zeytin ve zeytinyağı ihracatında lider pazarlarına baktığımız zaman Sofralık zeytin ihracatımızda ilk 5 ülke, sırasıyla, Almanya, Irak, Romanya, ABD ve Bulgaristan şeklinde olurken, zeytinyağında ABD, Suudi Arabistan ve Japonya en önemli ihraç pazarlarımız arasında yer aldı. Ülke olarak bizim dünya zeytin ve zeytinyağı ticaretinde daha fazla söz sahibi olmamız ve ihracatta sürekliliği sağlamamızın yolu üretim artışından geçiyor. 150 milyonu meyve veren, 30 milyonu henüz verime geçmemiş, toplamda 180 milyona ulaşan ağaç varlığımızın önümüzdeki yıllarda, küresel iklim değişikliğinin elverdiği ölçüde, kademeli olarak verime geçmesiyle birlikte, biz de inşallah

dünya ticaretinde yavaş yavaş ağırlığımızı hissettireceğiz. Diğer yandan, zeytin ağacı varlığımızı arttırırken, ihracat sektörümüzün ihtiyaçları da gözetilmeli, doğru çeşitlerin, en yüksek verimin ve kaliteli ürünün elde edildiği doğru yörelerde dikimi desteklenmelidir. Örneğin; Manisa-Uslu, Domat ve Çelebi, Aydın-Memecik ve Çelebi, Bursa-Gemlik, Nizip-Kilis yağlık gibi türlerine özellikle destek verilerek hem ihracatımızın iri taneli zeytin ihtiyacı, hem de yağlık zeytin ihtiyacımız doğru çeşitlerle karşılanmış olacaktır. Ayrıca, Türkiye’de sayısı 80 milyon adet olduğu tahmin edilen ağırlıklı olarak Orman ve Hazine arazilerindeki delice zeytin ağaçlarından en az 20-25 milyon adedinin aşılatılarak üretime kazandırılması da sektörümüze çok büyük fayda sağlayacaktır. Zeytin fakir toprakların meyvesidir ve ülkemizde kıraç topraklarda yetişen zeytin ağaçlarının büyük bir kısmı sulama altyapısından yoksundur. Bu bakımdan damla sulama sistemleri, derin kuyu açılması ve elektrik harcamaları konularında Bakanlıklarının acil desteğine ihtiyaç duyulmaktadır. Ayrıca çiftçimize verilen mazot ve gübre desteğinin de artırılması büyük önem taşımaktadır. Tarım ve Orman Bakanlığımızın vereceği 1 birim desteğin 10 yıl içerisinde ülke ekonomisine 10 birim olarak geri döneceğinden hiç şüphemiz yoktur. Ege Zeytin ve Zeytinyağı İhracatçıları Birliği olarak öncelikli hedefimiz, yüksek katma değere sahip, ambalajlı zeytin ve zeytinyağı ihracatımızın payının artırılmasıdır. Bunun sağlanabilmesi için, Tarımsal Ürünlerde İhracat İadesi Desteğinin artırılması çok büyük önem arz ettiğinin altını çizmek istiyorum. Ülkemizin hem sofralık zeytinde hem de zeytinyağı ihracatında İspanya, İtalya, Yunanistan gibi rakip ülkelerle rekabette zorlanmasının en büyük nedeni ülkemiz aleyhine oluşan maliyet farkıdır. Ülkemizde ihracatçıya sağlanan “Tarımsal Ürünlerde

İhracat İadesi” desteği çok düşük düzeydedir. Zeytin ve zeytinyağına sağlanan ihracat desteklerinin en az yüzde 100 oranında artırılması durumunda, diğer üretici ülkelerle rekabet edebilir bir düzeye gelmiş olacağız. Şu an ambalajlı zeytinyağı ihracatında ton başına 1600 TL’ye kadar, sofralık zeytinde ise 630 TL’ye kadar ihracat iadesi sağlanmaktadır. Ülkemizde geniş bir coğrafyada tarımsal üretimi yapılan zeytin ve zeytinyağına ait rekolte tahmin çalışmaları maalesef diğer ülkelerde olduğu gibi uydu fotoları gibi yeni teknolojileri içeren bir sistem yerine üretim bölgelerinde yapılan gözlem ve incelemelere dayalı olarak yapılmaktadır. Bunun sonucunda başta tespit edilen rekolte değerleri sezon içinde aşağı veya yukarı yönlü olarak revize edilmek durumunda kalmaktadır. Bu da iç piyasa satışlarında ve ihracatta sıkıntılara yol açabilmektedir. Tarım ve Orman Bakanlığı eşgüdümünde yapılan çalışmalarda modern teknolojileri kullanarak daha gerçekçi rekolte tahmin değerlerine ulaşabilmeliyiz. Türk zeytinyağının rekabetçiliğinin artması için Avrupa Birliği’nin Türk zeytinyağına tanımış olduğu yıllık 100 tonluk kotanın arttırılması şart. AB ve Türkiye arasındaki Gümrük Birliği anlaşmasının güncellenmesi görüşmeleri çerçevesinde AB’nin ülkemize uygulamakta olduğu zeytinyağı gümrük vergisinin sıfırlanması ya da Avrupa Birliği’nden ülkemiz menşeli zeytinyağı için en az 30.000 tonluk vergiden muaf bir kota alınmasının Türk Zeytin ve zeytinyağı sektörü için çok faydalı olacağı görüşündeyiz. Son değinmek istediğim husus ise; sağlık iksiri ve şifa kaynağı olan zeytinyağında olan KDV’nin yüzde 8’den yüzde 1’e indirilmesi iç tüketimi artıracak ve böylece orta ve uzun vadede kalp, damar ve kanser hasatlıkları için yapılan sağlık harcamaları azalacak ve Sağlık Bakanlığımızın ilaç harcama bütçesine azaltıcı yönde katkı da sağlanmış olacaktır. Ekonomik Nokta Dergisi - Sayı 291 - 2020 69


Otomotiv

ABB ve Green.TV, Dünya EA Günü ‘elektrİklİ araç kullanımı’ taahhüt kampanyası Tüketiciler, küresel çapta e-mobilite faaliyetlerinin kutlanacağı Dünya EA Gününün bir ay öncesinde, bir sonraki araçlarının elektrikli olacağına dair bir taahhüt vermek üzere davet edildi.

A BB ve Green.TV tarafından ilk kez başlatılan

Dünya EA Günü, e-mobilite faaliyetlerinin küresel olarak takdir edildiği bir gün olacak. Dünyada an itibariyle elektrikli araç (EA) kullanan sürücülere ve diğer potansiyel sürücülere ulaşmayı hedefleyen Dünya EA Günü, elektrikli araçların faydaları hakkında daha yüksek bir tüketici bilinci oluşturulması amacıyla tasarlandı ve elektrikli araç kullanımını en üst sıradan gündemine dahil etti. Dünya EA Gününde sürücülerden, kullanacakları bir sonraki arabanın elektrikli bir araç olacağına dair çevrimiçi olarak taahhütte bulunmaları rica edilecek. Böylelikle, Dünya EA Gününün, elektrikli araçların sürdürülebilir ulaşımın geliştirilmesi konusunda oynadığı önemli rolün daha büyük kitlelerce tanınmasını nasıl sağlayacağı somut bir şekilde ortaya konulmuş olacak. ABB’nin dünya çapındaki Emobilite Altyapı Çözümleri işletmesi Başkanı Frank Muehlon, konuyla ilgili yorumlarda bulundu: “ABB Elektrifikasyonun yürüttüğü Mission to Zero projesi kapsamında, herkes için daha temiz ve daha yeşil bir 70 Ekonomik Nokta Dergisi - Sayı 291 - 2020

toplum oluşturmaya kararlıyız. Dünya EA Günü, daha fazla elektrikli aracın kullanımına yönelik ihtiyaca dikkat çekiyor, biz de bu kampanyanın gelecekte sıfır emisyonlu bir ulaşımın sağlanmasına yardımcı olacak küresel çapta bir hareketin başlangıcı olmasını umuyoruz.” ABB, e-mobilite alanında dünya çapında bir lider olarak ve elektrikli araçların daha fazla benimsenmesi fikrine destek vererek bu sektörde inovasyonun sürdürülmesi yönünde bir kararlılık gösteriyor. ABB, bugüne dek 80’in üzerinde ülkede 14.000’den fazla DC hızlı şarj ünitesi satmış olup, elektrifikasyon alanında rakipsiz bir uzmanlığa sahip. ABB, geçtiğimiz günlerde sürdürülebilir ulaşım çözümlerinin dünya çapında benimsenmesine yönelik destekleri ve üstlendiği rol sayesinde 2019 Yılı Global Emobilite Lideri ödülüne layık görüldü. Medya şirketi Green.TV’nin kurucusu Ade Thomas konuyla ilgili olarak şunları söyledi: “Dünya EA Gününün iklim değişikliği ve hava kirliliği gibi acil konulara değinmesini sağlamak istiyoruz ve herkesin elektrikli araç kullanmak suretiyle sürdürülebilir

bir gelecek için üzerine düşeni yapacağına söz vermesini istiyoruz”. Dünya EA Günü, uluslararası bir e-mobilite hareketi yaratılması için e-mobilite sektöründeki diğer ortaklar ve liderler ile birlikte katkı verecek. Bu diğer ortakların arasında elektrikli araç ve ilgili teknolojileri üreten Mahindra Electric Mobility, elektrikli araç üreticisi Polestar, Birleşik Krallıktaki altı büyük enerji şirketinden biri olan SSE ve Çinli elektrikli araç üreticisi NIO yer alıyor. Taahhütte bulunmak için lütfen şu adresi ziyaret edin: www.worldevday.org /evpledge ABB (ABBN: SIX Swiss Ex), daha üretken ve sürdürülebilir bir gelecek için toplumun ve endüstrinin dönüşümüne enerji veren öncü bir küresel teknoloji şirketidir. Elektrifikasyon, robotik, otomasyon ve hareket portföyünü birbirine bağlayan yazılım ile ABB, performansını yeni seviyelere taşımak için teknolojinin sınırlarını zorlamaya devam ediyor. ABB’nin başarısını 130 yıla uzanan mükemmeliyet geleneği ile bugün 100’den fazla ülkedeki yaklaşık 110.000 çalışanı sürdürüyor.


Mimari

Iglo Architects’İn Tasarladığı YC Inox Fabrİkası Pandemİ Dönemİnde Hız Kesmedİ Mimari tasarım süreci Iglo Architects tarafından yürütülen, Tayvanlı çelik devi YC Inox’un Dilovası’ndaki 80 milyon dolarlık dev yatırımının inşaatı ihale sürecinin tamamlanmasıyla başlayacak. Projede 2021 yılının son çeyreğinde test üretimlerine geçilmesi planlanıyor.

D

ünyanın en büyük beş çelik üreticinden biri olan Tayvanlı YC Inox firması, Dilovası Makine İhtisas Organize Sanayi Bölgesi’nde aldığı 35.000 ve 20.000 metrekarelik arazilere kuracağı fabrika yapılarının tasarım sürecini, Türkiye’de konunun en yetkin mimarlık ve tasarım ofislerinden biri olan Iglo Architects ile yürütüyor. Tayvan merkezli YC Inox firmasına ait Dilovası Makine İhtisas Organize Sanayi Bölgesi içindeki iki ayrı parselde planlanan Paslanmaz Boru Üretim Tesisi ile paslanmaz sac yüzey işlemleri için Service Center Binası ve idari merkezleri Mimar Zafer Karoğlu ve Mimar Esen

Akyar Karoğlu ortaklığındaki Iglo Architects tarafından tasarlandı. Hafriyat çalışmaları devam eden arazilerde planlanan 60.000 m2 kapalı alana sahip yapıların inşaatına ihale sürecinin tamamlanmasıyla başlanacak. Türkiye’de sıfırdan yapılacak ilk Tayvan yatırımı olması nedeni ile farklı sektörlerdeki Tayvanlı firmaların da dikkatle izlediği bu değerli yatırıma ev sahipliği yapmak ülkemiz için yeni pazarlar oluşturmak adına da önemli fırsatlar sunuyor. İç pazarla birlikte ihracatı da hedefleyen 80 milyon dolarlık yatırımla 300 kişiye istihdam sağlanacak. Pandemi dönemine rağmen hız kesmeden ilerleyen projede 2021 yılının son çeyreğinde test üretimlerine geçilmesi planlanıyor.

Ekonomik Nokta Dergisi - Sayı 291 - 2020

71




Otomasyon

Mİkro motorlar olmadan küresel lojİstİk yok olur Her zaman daha fazlası, daha hızlısı, daha ilerisi. Her şey doğru yerde ve doğru zamanda ulaşmalı. Küresel ürün döngüsü ekonomiyi ayakta tutmakla birlikte sürece dâhil olan herkes için zorluk teşkil etmeye devam ediyor. Bu döngünün işleyebiliyor olması sadece lojistik zinciri içerisinde geniş kapsamlı bir otomasyon kullanmaktır ki bu da yüksek performanslı mikromotor ordusu olmadan mümkün olmuyor. Bu motorların genellikle sıra dışı zorlu şartlar altında hatırı sayılır güçler üretmeleri bekleniyor. Bundan da önemlisi, güvenilir ve kesintisiz bir şekilde çalışmaları gerekiyor. İşte FAULHABER tahriklerinin bu zorlu uygulamalarda sıkça görülmesinin sebebi de tam olarak bu.

K

ulağa benzer gelmesine ve yakından ilişkili olmasına rağmen, “lojistik” terimi, “mantık” ile aynı eski Yunanca kök kelimesinden değil, Fransız askeri jargonundan kaynaklanmaktadır. Orta Çağ’ın sonundan bu yana, “maréchal de logis” - levazım şefi yürüyen ve savaşan birliklere uyumak ve dinlenmek için bir yer sağlamaktan sorumluydu. Malzeme sorumlusunun görev 74 Ekonomik Nokta Dergisi - Sayı 291- 2020

Toru Lojistik Robot yelpazesi zamanla büyüdü ve genel tedarik zincirinin diğer birçok parçasına yayılmaya başladı. Yani basitçe “logis” sağlamak, yani konaklama sağlamakla başlayan şey, son derece karmaşık askeri lojistik haline geldi. Malzeme sorumlusu aslen süvari birliğine aitti çünkü bilgi aktarımı her zaman lojistiğin anahtarı olmuştur. 19. yüzyıla kadar, bilgileri olabildiğince hızlı iletmek için

atlar kullanıldı. Günümüzde, eter ve kablolar boyunca yayılan elektromanyetik dalgalar bu görevi biraz daha hızlı gerçekleştiriyor. Bugün, en büyük veri hacimleri fiber optik kablolar kullanılarak iletilmektedir. Küresel lojistik ağının omurgasını oluştururlar: Kablolar, gerekli bilgileri ışık sinyalleri aracılığıyla -çevrimiçi siparişten, akıllı fabrikalarda paylaşılan tam zamanında üretime ve kapıya teslimatı ifade etmek için aktarır.


Depo sistemlerinde yüksek seviyede otomasyon Bu teknoloji sayesinde, fiber optikler dijital bir sipariş için sinyalleri uzun mesafelerde hatasız ve ışık hızında iletebilir. Siparişler, son müşteri tarafından bir çevrimiçi mağazaya gönderilebilir, ancak aynı şekilde bir üretim tesisi tarafından tedarikçiye de gönderilebilir. Her iki durumda da, bir dizi süreç harekete geçirilir. Sonuçta, bu işlemler, ürünlerin depolama tesisinden alınması ve sevkiyata hazır hale getirilmesi ile sonuçlanır.

Toru Robot Nanometre hassasiyetinde bağlantılar Fiber için iki fiber optik kablo bir araya getirilmelidir. Bu son derece hassas bir iş çünkü her bir optik fiber, bir insan saçı kadar ince. Optik çekirdek daha da ince ve sadece beş mikronluk bir çapa sahiptir. Bu tür iki fiber optik birleştirildiğinde, sinyalin daha sonra bozulmadan temiz bir şekilde iletilebilmesi için iki uç birbiriyle tam olarak aynı hizada olmalıdır. Şantiyelerde hassas hizalama küçük mobil makinelerle yapılır. Tek tek fiber uçları önce tam 90 derecelik bir kesikle boyuna kesilir, koruyucu izolasyon sıyrılır ve ardından fiberler cihaza yerleştirilir. Cihaz, iki parçayı üç boyutlu olarak birbiriyle otomatik ve doğru bir şekilde hizalar, böylece düz uçlar tam olarak birleşir. Birbirlerine kaynaklanır ve sonra tekrar yalıtılır. Liflerin bağlanması ve sinyallerin engellenmemiş akışı bu sayede garanti altına alınmış olur. Nanometre hassasiyetinde hizalama, FAULHABER sürücülerinin - ki buna örnek olarak 1524… SR serisi DC mikromotorları verilebilir - redüktörlü ve kılavuz vidalı ve ayrıca yüksek çözünürlüklü enkoderlerle konumlandırılmasıyla gerçekleştirilir Yüksek hassasiyetli step motorlarla çalışan sürücüler de burada kullanılır.

Günümüzde, ürünlerin depolarda depolanmasının yanı sıra bu öğelerin geri getirilmesi ve sevkiyat için hazırlanmasıyla ilgili artan sayıda iş adımı, otomatik depolama ve geri alma makineleri, sürücüsüz taşıma sistemleri ve akıllı lojistik robotları tarafından devralınmaktadır. Bilgisayar kontrollü makineler iş emrini alır ve ardından bir öğeyi oraya koymak veya toplamak için otomatik olarak hedef raf alanına hareket eder. Bunu sağlamak için, raf sisteminin tipine bağlı olarak, paketleri veya tepsileri kavrayan ve hareket ettiren kaldırma kolonları, teleskopik kollar veya tutucularla donatılmıştır. Bu otomatik cihazlarda normalde onları sürmek için gereken motorlar için fazla yer yoktur. Motorlar sıklıkla doğrudan taşıma elemanlarına monte edilir.

Otomasyon Burada ise hassas oranlarına rağmen, motorlar genellikle önemli ağırlıkları kaldırmak zorunda kalıyor. Hız da bir rol oynuyor: E-ticaret şirketlerinin devasa depolama tesislerinde her gün binlerce sipariş işleniyor. Bu nedenle, bireysel adımlar hızlı bir şekilde gerçekleştirilmelidir. Hassasiyet, güç ve hız Robot üzerinde kullanılan bir kaldırma kolonu ve kavrayıcıdan oluşan tipik bir ünite, Hareket Kontrolörlü BX4 serisinin fırçasız DC servo motorlarından ve FAULHABER planet dişli kafasından oluşan tahrik ünitesi içerir. Bu kombinasyon, kaldırma kolonunda kullanıldığında, sabit yük değişiklikleri ile sürekli çalışma sırasında hassas konumlandırma, tam geri alma ve güvenilir süreçler sağlar. Otomatik süreçler bir dereceye kadar kamera sistemleri ile izlenir. FAULHABER motorları yine yüksek kaliteli, hareketli kameraların tahriğinde sıklıkla kullanılmaktadır. Ürün, alındıktan sonra genellikle bir konveyör bandına veya rulolu konveyöre bırakılır. Bunlar genellikle tek tek paketleri veya öğeleri ayırmak ve bunları istenen işleme yoluna taşımak için izleme anahtarlarına, kanatçıklara veya iticilere sahiptir. Saatte binlerce paketin bu tür konveyör sistemlerinde taşındığı büyük depolarda, otomatik sıralama sistemlerinin hızı kilit bir faktördür.

BXT Motorları Ekonomik Nokta Dergisi - Sayı 291- 2020 75


Tasarım

Lojistik Robotları İz anahtarları, bir saniyeden kısa sürede tam olarak doğru konuma taşınmalıdır. 2237… CXR ve 2342… CR serilerinin bir redüktörle birlikte DC mikro motorları bu görev için sıklıkla kullanılır. Taşıma görevleri de genellikle otomatik yönlendirmeli araçlar (AGV) tarafından gerçekleştirilir. Bu araçlar, yüklerini elleçlemek için monte edilmiş modüller ile donatılmıştır: Hareketli kollar, kelepçeler ve pimler, nesnelerin taşınırken güvenli bir şekilde sabitlenmesini sağlar. Hareketli elemanların her biri bir sürücü ile donatılmıştır. Ekonomik ambalajlama Ürünler, nakliye kutusuna konulacakları paketleme istasyonuna taşınır. Bununla birlikte, modern sistemlerde, “ölçüye göre nakliye kutusunda paketlendikleri yer” tanımı daha doğru olacaktır çünkü otomatik paketleme istasyonları, sevk edilecek öğenin boyutlarını algılamak ve bir kartondan uygun boyutta bir kutuyu katlamak için sensörler kullanır. Bu sadece malzeme tasarrufu sağlamakla kalmaz, aynı zamanda nakliye maliyetlerini de azaltır çünkü lojistik hizmet sağlayıcıları fiyatlarını hacme ve ağırlığa göre belirler. Gerçek katlama işi, paketleme makinesindeki küçük kollar ve küreklerle gerçekleştirilir.

76 Ekonomik Nokta Dergisi - Sayı 291- 2020

FAULHABER’ın entegre Hareket Kontrolörüne sahip servo sürücüler, bu elemanların hareket ettirilmesi için optimum düzeyde uygundur. Paketler nakliye için paletler üzerinde istiflenirse, güvenli bir şekilde yerinde sabitlenmeleri gerekir. Bunun için genellikle elyaf takviyeli plastikten yapılmış kayışlar kullanılır. Bağlama araçları kullanılarak tutturulurlar. Bu aletler kayışı gerdirir ve kaynak yapar, böylece yığına karşı sıkı olur ve güvenli bir şekilde tutar. Bu şekilde ayrıca bireysel paketler de stabilize edilebilir. Aletler elde taşındığı için ağırlık özellikle önemli bir faktördür tasarruf edilen her gram çalışanların sağlığının korunmasına yardımcı olur. Bu nedenle, gerdirme için kullanılan motorların olabildiğince küçük olması gerekir, örn. 3274… BP4 fırçasız DC servo motor. Sadece 320 gram ağırlığındadır, ancak 1 Nm’nin üzerinde bir tepe torku elde edebilir, bu da ağır yüklerin bile güvenli bir şekilde emniyete alınmasını sağlar. FAULHABER İş Geliştirme Müdürü Rolf Schmideder, “Motorlarımız lojistik zincirinin neredeyse her alanında kullanılıyor” diyor. “Sürücülerimiz ve tipik gereksinimler - minimum hacim ve ağırlık ile maksimum güç, hız ve hassasiyet - tek kelimeyle mükemmel bir şekilde eşleşiyor. Gelecekte dronlar ve robotlar da tek tek öğeleri teslim etmek için kullanılırsa, olası uygulama yelpazesi daha da genişleyecektir. “

BX4 Motor

CXR Motor

BP4 Motor


Tasarım

ALİKEV İle adımlar eğİtİme destek İçİn atılıyor Ali İsmail Korkmaz’ın yarım kalan düşlerini hayata geçirmek üzere kurulan Ali İsmail Korkmaz Vakfı, 8 Kasım 2020 Pazar günü 15K, 10K ve 5K etapları sanal olarak gerçekleşecek.

T

oplumsal barış ve eşitliğin var olduğu, insan-doğa ilişkileri de dâhil olmak üzere her türlü eşitsiz ilişkiden arınmış bir dünyayı, gençliğin katılımıyla kurarak Ali İsmail’in düşlerindeki özgür dünyayı hayata geçirmek misyonuyla kurulan Ali İsmail Korkmaz Vakfı (ALİKEV), Emel Anne ve tüm gönüllüleriyle birlikte 42. İstanbul Maratonu’nda eğitime katkı için koşuyor.

Pandemi önlemleri nedeniyle bu yıl 15K, 10K ve 5K etapları sanal olarak gerçekleşecek maratonun, 42K etabı ise sınırlı sayıda katılımcıyla koşulacak. ALİKEV, bu yıl sanal gerçekleşecek üç etapta dünyanın farklı yerlerindeki gönüllüleriyle buluşacak, adımlarını gençlerin eğitimi için atacak. “Adımlarımız her yerde olacak”

Pandemi süreciyle birlikte dünyadaki eşitsizliklerin derinleşmeye başladığını, ekonomik ve sosyal krizlerin toplumları etkilediğini söyleyen Emel Anne, “Bu süreçte en çok etkilenen kesimlerin başında gençler geliyor. İçinde bulunduğumuz dönemi ancak dayanışma ve bir araya gelerek atlatabileceğimize inanıyoruz. Bu sene de İstanbul Maratonu’nda gençlerin eğitimlerine destek olmak için adımlarımızı atacağız. Yeniden onlarca gencin düşlerini gerçek kılmak için güçlerimizi birleştireceğiz. Belki bu sene yan yana olamayacağız ama #AdımlarımızHerYerde olacak. Sizler de 8 Kasım 2020 Pazar günü dilediğiniz yerde adım atarak Ali İsmail’in ve onlarca gencin düşlerindeki dünyayı kurmamıza destek verebilirsiniz” dedi. ALİKEV ile birlikte koşmak için kosu. alikev.org adresinden kayıt olabilir ve adımlarınızı dilediğiniz yerde atarak gençlerin eğitimlerine destek olabilirsiniz. World Media Group (WMG) Haber Servisi Ekonomik Nokta Dergisi - Sayı 291 - 2020 77


Tasarım

Alçak Gerİlİm Panolarında Elektrİksel Süreklİlİk ve Esneklİğİn Sağlanması Eaton Elektrik Türkiye Ülke Müdürü Yılmaz Özcan

Ü

retim sektörünün karşı karşıya olduğu başlıca zorluklardan birisi, faaliyeti ne olursa olsun, enerjinin sürekli olmasını sağlamaktır. Özellikle dijitalleşmenin artması, herhangi bir şirketin her zaman ve her yerde erişilebilir olması anlamına geliyor. Enerji beslemesinde kesintiye yol açacak tüm riskler değerlendirilip hesaba katılmazsa, işin başlatılması için mevcut tüm kaynaklara yatırım yapmanın bir anlamı kalmıyor. Bu nedenle günümüz beklentileri doğrultusunda enerjinin sürekliliğini sağlamak, aynı zamanda teknik personel için koruma sağlamak amacıyla tüm sisteme (pano ve diğer bileşenler) yüksek düzeyde emniyet ve güvenlik arttırıcı her türlü teknoloji ve çözüm geliştirmek önemli hale geliyor. 78 Ekonomik Nokta Dergisi - Sayı 291- 2020

Herhangi bir altyapının ana güç kaynağı olan elektrik panellerine, elektrik beslemesinin giriş noktasına odaklanıldığında, herhangi bir anormalliğin ve/veya tasarlanmamış değişkenlerin tesisin geri kalanı için ölümcül olabileceğini görüyoruz. Bu ekipmanda aşırı tüketim ve kısa devre, gibi kablolarda ve/veya yükte meydana gelen arıza nedeniyle oluşabilecek herhangi bir olay, genellikle elektrik panellerinde, insana zarar verebilecek, hem de elektrik koruma sistemlerinin tamamen devre dışı bırakarak enerjide uzun süreli kesintiye neden olabilecek, patlama şeklinde meydana gelen bir iç ark hatası oluşmasına neden olabiliyor. En yıkıcı olaylardan birisi, birkaç iletkenin birbiriyle temas ettiği ve akımda çok ani bir artışa neden olan hava direncinin kısmen

veya tamamen yok olduğu kısa devrelerin oluşmasıdır. İki iletken arasında oluşan elektrik arkları, bu kısa devrenin gelişimiyle çok ilgilidir. Bu nedenle panolarda oluşabilecek arkın etkisiz hale getirilmesi sayesinde birçok sorunu ortadan kaldırmış oluruz. İç ark olarak da adlandırılan elektrik arkı, iki iletken arasındaki temasın, bu iletkenlerin etrafındaki hava yoluyla ortaya çıkan, potansiyel bir gerilim farkına maruz kalan iki iletken arasında meydana gelen elektriksel olaydır. Bu ark, elektrik devresinde dolaşan akımın düşük dirençli bir yol bulmasına neden olur. Böylece milisaniyeler içerisinde akımda bir tepe noktası meydana gelir ve bu da yakındaki ekipmanı tahrip edebilir.


Tasarım Güvenlik seviyesi 3 – Aktif Koruma

Bu tür tehditleri ortadan kaldırmak için farklı yöntemler vardır. Uygulamaya veya pano tipine göre elektrik panoları için çeşitli güvenlik seviyelerinin belirlenmesi gerekmektedir. Aşağıda, birkaç teknoloji gözden geçirilerek, güvenlik koruma seviyeleri 3 ana kategoriye ayrılmıştır:

İzin verilen aralıkların dışındaki termal yayılım, panoda aşırı tüketim veya aşırı akım sorununa işaret eder. Hem elektriksel korumaların hem de tesisat iletkeni veya kablosunun maruz kalabileceği mekanik stresler, yangına yol açabilir; insan ve işletme güvenliği ve enerji tedariğinin sürekliliğini riske atabilir.

Güvenlik Düzeyi 1 - Pasif Koruma

Bu sorunu çözmek amacıyla, hem elektrik panosunun ortam sıcaklığının, hem bara ve bağlantılar arasındaki yüzey sıcaklığının hem de şalterlerin sıcaklıklarının, pano boyunca sıcaklık sensörleri ile donatılması şiddetle tavsiye edilir. Bu sayede tesisat devrelerinde yeni başlayan bir aşırı akıma karşı bizi uyarabilir, ayrıca kabin içerisindeki ortalama sıcaklığın izin verilen sınırlarda olup olmadığı anlaşılabilir. Böylece devrelerden herhangi birinde bir sorunla karşılaşıp karşılaşmadığımızı, tüm panoda veya tesisatta genel olarak bir sorun olup olmadığını önceden fark edebilir.

İlk aşamada, elektrik panoları, kısa devre veya elektrik arkını ortadan kaldırmamasına rağmen, arkın etkilerini hafifletebilecek, başta teknik ve bakım personelinin uğrayabileceği zararları azaltmak amacıyla uygulanan yöntemlerdir. Pasif veya kişisel koruma önlemleri olarak adlandırılan bu tür önlemler, herhangi bir elektrikli ekipman için uygulaması şimdilik zorunlu olmasa da önemlidir. Her halükarda, elektrik panoları bu güvenlik unsurlarını içeriyorsa, teknik personelin maruz kaldığı zararların birçoğu (yanıklar, travma ve bazen ölümcül yaralanmalar) önlenebileceği için bu güvenlik unsurları tavsiye edilir. Güvenlik seviyesi 2 - İzleme ve uyarı Bir elektrik panosundaki herhangi bir şeyin iyi çalışmadığının göstergelerinden biri, ana bağlantılardaki ve pano içerisindeki ortam sıcaklığıdır.

Elektrik arklarına karşı maksimum güvenlik seviyesi olarak daha yüksek bir korumada, arkın ışımasını algılayabilen ve kısa devrenin çok erken bir aşamasında onu söndürmek için hareket edebilen sistemleri içerecektir. Bu cihazlar, ışığa duyarlı sensörler aracılığıyla, elektrik panosunun ana baraları boyunca yerleştirilir ve ışığın ilk fotonlarını algıladıkları anda merkezi yönetim birimine bir uyarı sinyali gönderir. O anda ana şalteri tetikleyen yaylar devreye girerek bu ilk enerjiyi absorbe eden sönümleme üniteleri ile baralardaki arkı ve kısa devreyi durdurmayı başararak hem panoya hem de pano yakınında bakım çalışmaları yapan teknik personeli güvende tutar. Kısacası teknik personel için güvenlik, enerji kaynağının sürekliliği ve elektrik panolarının dayanıklılığı, bu üstün performanslı teknolojilerin kullanıldığı tesislere sağlanan büyük faydalardır. Giderek artan bir şekilde, bankacılık, e-ticaret veya veri merkezleri gibi kritik işletmeler veya endüstrilerin yürüttüğü üretimler nedeniyle, beklenmedik bir duruşun büyük maddi kayıplara neden olacağı bilinmektedir. Kısa devre veya dahili patlama nedeniyle hasar gören Ana Dağıtım Panosunun tekrar kurulup çalıştırılmadan önce değiştirilmesi birkaç hafta sürebilir. Bu sistemler sayesinde hem teknik personelin güvenliği hem de enerjinin sürekliliği her zaman garanti altındadır.

Bu sensör, verilerini radyo frekansı ile iletir ve merkezi bir alıcı tarafından toplanır. Tesisatta onarılamaz bir hasar oluşmadan önce teknik personelin değerlendirmesi ile harekete geçilmesine izin veren uyarılar tanımlanabilir. Böylelikle hasarın oluşmasını önüne geçilmek amacıyla önleyici bakım yapılabilir.

Ekonomik Nokta Dergisi - Sayı 291- 2020 79


İş Dünyası

Türkİye’nİn klİnİk araştırma alanındakİ yüksek potansİyelİnİ ortaya koyan “Türkİye İçİn Klİnİk Araştırma Stratejİsİnİn Faydaları-Yenİlİk Temellİ Büyüme İçİn Yol Harİtası” başlıklı rapor 17 Eylül’de kamuoyuna açıklanacak 36 araştırmacı ilaç firmasını temsil eden Araştırmacı İlaç Firmaları Derneği’nin desteğiyle, araştırma şirketi IQVIA tarafından hazırlanan rapora göre Türkiye orta vadede doğru bir strateji ile klinik araştırmalardan yıllık 1 milyar dolar ekonomik değer üretme potansiyeline sahip. Raporda yer alan önemli bulgular ve 11. Kalkınma Planı hedeflerinden birisi olan ‘Türkiye’nin klinik araştırmalarda bölgesel lider olması’ için önerilen yol haritası kamu ve özel sektör temsilcilerinin katılacağı TÜSEB Biyoteknoloji Sempozyumu’nda açıklanacak. 80 Ekonomik Nokta Dergisi - Sayı 291 - 2020


H

astaların yenilikçi ilaç ve tedavilere erişimlerini artırma ve sağlık alanında etik ve şeffaf bir çalışma ortamını sağlama amacıyla faaliyet yürüten ve halihazırda 36 araştırmacı ilaç şirketini temsil eden Araştırmacı İlaç Firmaları Derneği’nin (AIFD) desteğiyle, araştırma şirketi IQVIA tarafından hazırlanan “Türkiye İçin Klinik Araştırma Stratejisinin Faydaları-Yenilik Temelli Büyüme İçin Yol Haritası” başlıklı raporun bulguları 17 Eylül Perşembe günü Türkiye Sağlık Enstitüleri Başkanlığı (TÜSEB) Biyoteknoloji Sempozyumu’nda kamuoyuna açıklanacak. Türkiye’nin klinik araştırma açısından sahip olduğu potansiyel değeri politikalar, trendler ve paydaşlar ile

sağlık, ekonomi ve bilimsel faydalar açısından ele alan rapor, bir klinik araştırma stratejisi oluşturmanın Türkiye açısından önemini inceliyor ve böylesi bir stratejinin nasıl başarılı bir şekilde uygulanacağına dair önerilerde bulunuyor. Türkiye’nin halihazırda klinik araştırma sayısında dünyada 26.sırada olduğu, ancak klinik araştırma altyapısının, kapasitesinin ve becerilerinin geliştirilmesiyle birlikte Türkiye’nin dünyada ilk 10 ülke arasına girebileceği gösteriliyor TÜSEB Biyoteknoloji Sempozyumu içinde yapılacak rapor lansmanının açılış konuşmalarını Sağlık Bakan Yardımcısı Prof. Dr. Emine Alp Meşe, Türkiye İlaç ve Tıbbi Cihaz Kurumu (TİTCK) Başkanı Doç. Dr. Tolga Tolunay, AIFD Yönetim Kurulu Başkanı Dr. Mete Hüsemoğlu ve

İş Dünyası EFPIA Genel Sekreteri Nathalie Moll yapacak. IQVIA Sorumlu Müdürü Şule Sencer Akbil’in yapacağı rapor sunumunun ardından “Klinik Çalışmaların Türkiye için Önemi ve Yol Haritasının Hayata Geçirilmesi için Nasıl Bir Ortak Çalışma Modeli?” başlıklı bir panel de düzenlenecek. Panelde TİTCK Klinik Araştırmalar Daire Başkanı Nihan Burul Bozkurt, Cumhurbaşkanlığı Strateji ve Bütçe Başkanlığı, Planlar ve Programlar Genel Müdürü Kutluhan Taşkın, Sağlık Bakanlığı Kamu Hastaneleri Genel Müdürü Prof. Dr. Hilmi Ataseven, TÜSEB Başkan Vekili ve Yönetim Kurulu Üyesi Prof. Dr. İlhan Satman ve IQVIA Danışmanlık Ülke Müdürü Özgür Ertok panelist olarak yer alacaklar.

Garantİ BBVA İştİraklerİnİn İletİşİm ajansı Marjİnal Porter Novelli oldu Garanti BBVA iştirakleri; Garanti BBVA Leasing, Garanti BBVA Filo, Garanti BBVA Yatırım ve Garanti BBVA Factoring, iletişim çalışmalarını 360 derece stratejik iletişim danışmanlığı hizmetleri sunan Marjinal Porter Novelli ile yürütecek.

G

aranti BBVA iştiraklerinden; kurumsal, ticari, küçük ve orta boy işletmelerin leasing işlemlerini gerçekleştiren Garanti BBVA Leasing; bireysel kullanıcılara ve kurumsal işletmelere, uzun dönem araç kiralama hizmeti veren Garanti BBVA Filo; yatırımcılarına yurt içi ve yurt dışı sermaye piyasalarında aracılık ve yatırım bankacılığı hizmeti sunan Garanti BBVA Yatırım ile KOBİ’lerden kurumsal işletmelere kadar her ölçekten firmaya faktoring hizmeti sunan Garanti BBVA Factoring, iletişim çalışmaları için Marjinal Porter Novelli ile anlaştı. Ekonomik Nokta Dergisi - Sayı 291 - 2020 81


Güncel

DOĞU AKDENİZ’DEKİ GERİLİM HAKKANİYET TEMELİNDE ÇÖZÜLMELİDİR Doğu Akdeniz’de artan gerilim, hakkaniyet temelinde barışçıl bir sonuca ulaşmak için tüm tarafların ivedilikle önkoşulsuz olarak müzakerelere başlama gereğini ortaya koymaktadır.

D

oğu Akdeniz’deki bölgesel anlaşmazlık enerji kaynakları sorunu olmanın ötesinde, doğal kaynaklar üzerinde egemenlik ve deniz yetki alanının sınırlandırılması temelinde stratejik bir sorundur. Bölgedeki enerji kaynakları siyasi sürtüşme ve gerilim kaynağı olarak değil, çok taraflı işbirliği için bir fırsat olarak kullanılmalıdır. Hakkaniyetli bir çözüm bulmak ve Doğu Akdeniz’i barış ve refah bölgesi haline getirmek için gerilimi azaltmak, tek taraflı eylemlerden kaçınmak, diyalog ve ön koşulsuz müzakereleri başlatmak ihtiyacı vardır. Doğu Akdeniz’de barışçıl ve uzun vadeli çözüm tüm kıyı devletlerin katılımını gerektirmektedir. 82 Ekonomik Nokta Dergisi - Sayı 291 - 2020

“Akdeniz Barışının” (Pax Mediterranea) Türkiye’nin ve Kıbrıs Türk halkının hak ve çıkarları dikkate alınmadan başarılamayacağı açıktır. Temeli Avrupa Kömür ve Çelik Topluluğu’na dayanan Avrupa entegrasyonunun tarihi, işbirliğine dayalı ekonomik ilişkiler geliştirilerek anlaşmazlıkların barışçıl yollarla çözülebileceğini göstermiş ve uzun vadeli, sürdürülebilir işbirliklerine ulaşılabileceğini kanıtlamıştır. Aynı yaklaşım Doğu Akdeniz’de de izlenmelidir. Ege Denizi’nde uzun süredir devam eden ikili anlaşmazlıklar ile DoğuAkdeniz’deki çok taraflı anlaşmazlıklar ayrı konular olarak değil, bir bütün olarak ele alınmalıdır

Türkiye ile Yunanistan arasında Ege Denizi’nde uzun yıllardır çözülmemiş anlaşmazlıklar, Güney Kıbrıs’ın 2004’te Annan planını reddetmesine rağmen, adada kapsamlı bir çözüme ulaşılmadan AB üyeliğine kabul edilmesi, bugün Doğu Akdeniz’deki deniz yetki alanlarının sınırlandırılması konusu ve doğal kaynakların hakkaniyetli paylaşımı sorunları birbirlerini doğrudan etkilemektedir. Bu konular ivedilikle başlatılacak bir diyalog süreci çerçevesinde ele alınmalıdır. Bu sürecin ilk adımı olarak da Türkiye ile Yunanistan arasında 2016 yılında kesintiye uğrayan ön keşif görüşmelerininanlamlı bir ilerleme sağlamak üzere, herhangi bir ön koşul olmaksızın- yeniden başlatılması gerekmektedir. Üzerinde uzlaşı sağlanamayan tüm ihtilaflar uluslararası hukuk temelinde çözülebilir. AB sorunun değil, çözümün parçası olmalıdır Avrupa Birliği’ni mevcut anlaşmazlığın çözümünde daha aktif ve tarafsız bir rol üstlenmeye davet ediyoruz. AB hem üye hem de aday ülkeler için adil ve hakkaniyet temelinde çözüm yönünde


etkili liderlik gösterme fırsatına sahiptir. Bu yaklaşım AB’nin stratejik çıkarlarıyla da uyumludur. AB’nin dayanışma ilkesi ikili hukuki ihtilafların özel şartlarını ve uluslararası hukuku gölgelememelidir. Üyelik statüsü nedeniyle taraflardan birine koşulsuz destek vermek AB’yi hem adil ve güvenilir bir arabulucu olmaktan yoksun bırakır, hem de çözümden ziyade sorunun parçası haline getirir. AB Dönem Başkanı Almanya’nın yapıcı arabuluculuk yaklaşımını ve Türkiye ile Yunanistan heyetleri arasında Temmuz ayında Berlin’de yapılan toplantının gerçekleşmesinde gösterilen çabayı destekliyor ve takdir ediyoruz. Bu girişimin uluslararası toplum tarafından daha fazla desteklenmesi gerektiğine inanıyoruz. Yaptırımlar veya askeri gerilimin tırmandırılması tehdidi ters etki yaratır ve yalnızca gerginliğin artmasına sebep olur. Gerilimi tırmandırma tehdidinin bir müzakere aracı olarak kullanılmasından kaçınılmalıdır. Mevcut durumdan çıkabilmek için Kıbrıs Türk halkını da içeren kapsayıcı çok-taraflı diplomasi gereklidir. Bu çerçevede, doğal kaynaklara hakkaniyetli erişimi tartışmak için Kuzey Kıbrıs’ın ortak komite kurma

önerisi yeniden değerlendirilmeli ve desteklenmelidir. Türkiye’nin Avrupa Birliği entegrasyon sürecinin etkin olarak işletilmesi gerekmektedir Mevcut anlaşmazlık Türkiye ve Yunanistan arasındaki uzun zamandır çözülmemiş deniz hukuku sorunlarının, Güney Kıbrıs tarafından reddedilen BM Annan Barış Planı gibi kaçırılan fırsatların sonucudur. Türkiye’nin AB’ye entegrasyonu kapsamında politika yakınsama sürecinin kesintiye uğraması da bu unsurlar arasında önemli bir yere sahiptir. Doğu Akdeniz’deki tırmanış siyasi anlaşmazlıkların çaresinin “uzaklaş(tır)ma” politikası olamayacağını bir kez daha göstermektedir. Yaptırımlar ve dışlayıcı politikalar güvensizliğin artmasına sebep olarak daha fazla hasara yol açacak; bölgede sürdürülebilir barış, istikrar ve ekonomik refahın sağlanmasına yönelik Avrupa idealleri ve hedefleriyle çelişecektir. Türkiye-AB arasında köklü bağlar ve bu bağların sosyo-ekonomik kalkınma ve hukukun üstünlüğü üzerinde derin etkileri bulunmaktadır.

Güncel Bu durum dikkate alındığında üyelik perspektifi içermeyen bir TürkiyeAB ilişkisi modeli Türk iş dünyası nazarında sürdürülebilir değildir. Doğu Akdeniz’de hakkaniyetli çözüme yönelik atılacak somut adımlar Türkiye-AB ilişkilerinin canlandırılmasını sağlayacak ve Türkiye’nin AB uyumuna yönelik reform sürecine ivme kazandıracaktır.   Sorunların üstesinden gelmek için ileri görüşlü politikalar izleme zamanıdır   COVID-19 krizinin sürdüğü bir dönemde hepimizin ortak sorumluluğu, tabii ve fikrî kaynaklarımızı uzun süredir devam eden sorunları aşacak ve barış ve refah kaynaklarına dönüştürecek ileri görüşlü politikalar uygulamak için kullanmaktır. Brüksel, Ankara, Atina, Berlin ve Paris başta olmak üzere tüm Avrupa başkentleri, öncelikle NATO içerisindeki ittifak ruhunu koruyarak, yenilikçi, hakkaniyetli ve karşılıklı yarar sağlayan çözümlerle zorluk ve anlaşmazlıkları aşmak için diplomatik bilgelikten yararlanmalı, mevcut tüm olumlu imkanlarını kullanmalıdır.

Tayvan’ın Uluslararası Markaları F

Tayvan, 10 şirket ile halihazırda küresel teknoloji tedarik zincirinde lider konumunu koruyor.

ortune Global 500’de; Foxconn ve dünyanın en büyük bağımsız yarı iletken şirketi olan TSMC gibi 10 şirket ile halihazırda küresel teknoloji tedarik zincirinde lideri. Ayrıca Tayvan, ulusal ürün ödülü olan Taiwan Excellence Award ile yaklaşık 30 yıldır endüstriyel mükemmelliği geliştiriyor. Bu ödülü kazananlar arasında; Tongtai Machine & Tool Co., Buffalo Machinery Co. ve TECHMAN ROBOT yer alıyor.

Tayvan’ın bu şirketleri; endüstrileri daha akıllı ve daha verimli hale getirmek için üretim çözümleri sunuyor.

World Media Group (WMG) News Service Ekonomik Nokta Dergisi - Sayı 291- 2020 83


Sağlık

Covid-19 dönemİndekİ hİjyen önlemlerİ atopik egzamayı tetİkleyebİlİr Atopik Egzama Bulaşıcı Değildir

Kaşıntılı ve kronik bir hastalık olan, farklı yaş gruplarında vücudun değişik yerlerinde ortaya çıkan egzama karakterinde yaralarla kendini belli eden atopik dermatit (egzama), ailesinde bu hastalık olanlarda daha fazla görülüyor. Erciyes Üniversitesi Rektör Yardımcısı, Deri ve Zührevi Hastalıklar Anabilim Dalı Başkanı Prof. Dr. Murat Borlu, 14 Eylül Atopik Egzama Günü vesilesiyle önemli bilgiler paylaştı ve hastalara el hijyeni konusunda COVID-19 dönemine de özel önerilerde bulundu. Bunun dışında diğer alerjik deri hastalıkları, kuru deri egzaması, kontakt dermatit, uçuk ve mantar hastalıkları, yün alerjisi gibi birçok hastalığın da zaman zaman atopik dermatite eşlik ettiği görülür. Atopik egzama farklı yaş gruplarında ve bölgelerde görülür

A

topik dermatit (egzama), bebeklik döneminden ileri yaş grubuna kadar herkeste görülebilir. En belirgin özelliği deri kuruluğu ve şiddetli kaşıntıdır. Ailede atopik temelli bir hastalık olması hastalığın temel tanı kriterlerinden biridir. 84 Ekonomik Nokta Dergisi - Sayı 291 - 2020

Atopi, insan vücudundaki savunma mekanizmalarındaki bazı dengelerin alerjik yöne doğru ağırlık kazanması sonucu oluşur. Bu durumda atopik dermatit, alerjik nezle, alerjik göz nezlesi ve astım gibi diğer sistemleri de ilgilendiren hastalıklar ortaya çıkabilir.

Atopik egzamanın farklı yaş gruplarında ve bölgelerde görüldüğünü ifade eden Erciyes Üniversitesi Rektör Yardımcısı, Deri ve Zührevi Hastalıklar Anabilim Dalı Başkanı Prof. Dr. Murat Borlu şunları söyledi: “İlk bebeklik döneminde bez bölgesinde, daha sonra yüzde, çocukluk döneminden itibaren kol ve bacak iç yüzlerinde belirgin iken daha ileri yaşlarda ise kol ve bacakların dış yüzeyi ve gövdede belirginleştiği görülür. Ayrıca egzama veya kontakt dermatite neden olan deri kuruluğu ve temasa bağlı olarak da değişik yerleşim gösterebilir.”


Kaşıntının sürekli, şiddetli hatta uykudan uyandırıcı özellikte olduğunu da sözlerine ekleyen Prof. Dr. Murat Borlu: “Şiddetli kaşıntı uyku düzensizliğine neden olur. Ayrıca kronik hastalık sosyal izolasyona, strese ve depresyona neden olabilir. Atopik dermatit iş kaybına neden olan önemli deri hastalıklarından biridir ve kronikleştikçe astım başta şiddetli alerjik hastalıkların ortaya çıkışını da kolaylaştırır.” Hastalığın bulaşma özelliği kesinlikle yoktur Atopik dermatit tanısı ve tedavisi deri ve zührevi hastalıklar uzmanı tarafından değerlendirilmelidir diyen Prof. Dr. Murat Borlu, şunları söyledi: “Eşlik eden hastalıklar nedeni ile zaman zaman diğer uzmanlarla işbirliği de gerekebilir. Hastalık sadece deri kuruluğundan, hastaneye yatmaya neden olacak kaşıntı ve egzamaya neden olacak bulgulara kadar oldukça geniş bir yelpazede görülür. Hastalığın şiddetine göre tedavi verilir ve buna göre tedavi başarısından söz edilebilir. Günümüzde hastaların büyük kısmı etkin şekilde tedavi edilebilmektedir. Hastanın durumuna göre kısa, uzun veya sürekli tedavi gerekebilir. Hastalığın bulaşma özelliği ise kesinlikle yoktur. Hastalığın tedavisinde ilk aşama, kişinin veya ailenin eğitimi, derinin etkin nemlendirilmesi varsa tetikleyici alerjenlerden uzak durulması veya bariyer yöntemlerle uzaklaştırılmasıdır.” Atopik egzamada tedavinin ilk aşaması kişi ve ailenin eğitimidir Atopik dermatit çok erken yaşta başlayabilir. Bulguları bazen bez dermatiti, bazen deri kuruluğu, bazen beyaz kepekli lekeler veya diğer deri hastalıkları ile belli edebilir diye ifade eden Prof. Dr. Murat Borlu: “Bazen hastalık şiddetli olmadığı durumlarda gözden kaçabilir veya diğer hastalıklarla karıştırılabilir. Hastalık kronikleştikçe, kaşıntı, stres, anksiyeteye yol açar. Psikolojik stres ve depresyon hastalığı daha

da şiddetli hale getirirken, vücudun savunma mekanizmasında hastalığa neden olan dengesizlik de giderek artar. Bozulan denge de hastalığın şiddetli ve kronik hale gelmesini sağlar. Bu bir kısır döngü oluşturur.” Erken tanı ve tedavi ile bu kısır döngü kırılmaz ise hastalık hem şiddetlenir hem de astım gibi diğer hastalıkların oluşmasına neden olabilir diye uyaran Prof. Dr. Borlu: “Erken yaşta atopik dermatit, daha sonra alerjik nezle, göz nezlesi ve astım oluşmasına da atopik yürüyüş adı verilen mekanizmanın neden olduğu düşünülür. Bu nedenle erken tanı, tedavi ve önlemler son derece önemlidir. Tedavinin ilk aşaması kişi ve ailenin eğitimidir.” Hastalığın psikososyal etkileri de olduğunu sözlerine ekleyen Prof. Dr. Borlu, “Psikososyal stresin de hastalığı arttırıcı etkileri vardır. Bu nedenle psikososyal destek, stresten uzaklaşma tedavide katkı sağlayıcı unsurlardır. Ancak belirgin bir psikiyatrik hastalık yoksa bu nedenle mutlak bir psikiyatri konsültasyonu ve psikolog ile görüşme zorunlu değildir. Aile ve hekim tarafından bu psikososyal desteğin sağlanması yeterli olabilir” dedi. Alerjen özelliği belirgin olan eşya ve maddelere dikkat Prof. Dr. Murat Borlu: “Hastalık alerjik ve savunma mekanizmalarındaki dengesizlik nedeni ile oluşsa da hastaların hepsinde geçerli olan, belirgin alerjenler bulunmayabilir. Ayrıca değişen mekanizmalara ve tetikleyicilere bağlı olarak bu alerjenler de zaman içinde değişebilir. Hastalığın alerjik mekanizmalara dayanmasına bağlı olarak yanlış bir anlayış ile sıklıkla alerji testleri yapılsa da aslında tanı ve tedavi yönlendirmede bu testlerin rolü kısıtlıdır. Gereksiz yapılan testlerin hastaların derilerinin daha duyarlı ve alerjik olmasına sebep olma şansı da vardır. Bununla birlikte alerjen özelliği belirgin olan yün, ev tozu, deriyi kurutucu sabun ve deterjanlardan uzak durmak gerekir.” Hastanın yünlü giysiler yerine pamuklu giyinmesi, yün yatak

Sağlık yorgan ve yastıktan uzaklaşması, odasının sık havalandırılması, odada az halı bulundurulması, sabun ve deterjanların kokusuz renksiz ve yumuşatıcı özellikte olmasına dikkat edilmesi, giysilerin gerekirse saf toz sabunla yıkanmasına dikkat edilmesi faydalı önlemlerdir. Yiyecek alerjisi belirgin olmayabilir ancak potansiyel olarak deniz ürünleri, kabuklu ve tropikal yiyeceklere hastalığı tetikleme açısından dikkat edilmelidir.” Hijyen önlemleri atopik egzamayı tetikleyebilir Virüsten korunmak için en önemli tedbirin el yıkmak olduğunu artık hepimiz biliyoruz. Ancak egzama gibi cilt rahatsızlığı olan kişilerde eller sık sık yıkandıkça kuruma meydana gelebilmektedir. Covid-19 döneminde sık sık ellerin yıkanması, sık deterjan sabun maruziyeti ve kolonya ile temasın arttırılması atopik dermatiti tetikleyebildiğinin altını çizen Prof. Dr. Murat Borlu: “Bu nedenle derinin bu maddelerle temas eden yerlerinin ve kuru bölgelerinin sık sık nemlendirilmesi, gerekirse temasın azaltılması için bariyer kremlerin kullanılması önerilebilir.” Atopik dermatit endüstriyel toplumlarda giderek artıyor Hijyen teorisine göre erken yaşlarda enfeksiyon hastalıkları ile karşılaşmayan bünyelerde alerjik mekanizmaların ağırlık kazanmasına bağlı atopik dermatit (egzama) gibi hastalıkların görülme şansının yükseldiğini vurgulayan Prof. Dr. Borlu: “Ülkemizde de giderek endüstriyel toplum ağırlık kazanmaktadır. Bu nedenle geçmiş yıllara göre atopik dermatit özellikle şiddetli formlarıyla daha sık karşılaştığımız söylenebilir. Erken tanı ile hastaların belirlenmesi, gerekli eğitimlerin verilerek tedbirlerin alınması, tetkiklere ve testlere gerekli durumlarda başvurulması, basamaklı ve algoritmik tedavinin planlanması son derece önemlidir.” Ekonomik Nokta Dergisi - Sayı 291 - 2020 85


Gezi Turizm

İstanbul’un En Havalı Semtİ: Kadıköy İstanbul’da ‘yaşamdan keyif alanların’ eğlence mekanı tercihleri son çeyrek asırdır önemli bir değişim geçirdi. Son birkaç yüzyılda bu konuda önemli bir merkez olan Beyoğlu ve İstiklal caddesi artık Kadıköy’e “bayrağı kaptırdı” diyebiliriz.

K

adıköy M.Ö 10 Yüzyılda; meyvelerden işlenmiş sıvıları (Zeytinyağı - Şarap) Akdeniz havzasına başarıyla dağıtan tarihin ilk “deniz kolonyalist” devleti diyebileceğimiz Fenikeliler tarafından kuruldu. Deniz ticaretinin ve deniz koloniciliğinin atası Fenikeliler; Günümüzde Fikirtepe olarak bilinen bölgede, Harhadon adıyla anılan bir ticaret kolonisi oluşturdu. Bu ilk yerleşimin karşısındaki, Moda Burnu ile Yoğurtçu arasındaki bölgede ise Halkedon (Bakır Ülkesi) adıyla ikinci bir yerleşimin daha oluşturulduğu görülmektedir. Haydarpaşa Çayırı’nda ise bu dönemde Halkedonlular tarafından at yarışları 86 Ekonomik Nokta Dergisi - Sayı 291 - 2020

düzenlendiği bilinmektedir. Kadıköylü hemşehrilerimiz o zamandan; eğlenceye ve spora ilgi duyan son derece sosyal insanlarmış . Kadıköy’de bu yerleşimler oluşurken; M.Ö 6. Yüzyılda Bizans’ın ve İstanbul’un kurucusu olarak tarih kitaplarının kaydettiği Magara Kralı Byzas Efendi Sarayburnu sırtlarından bakarak Kadıköy’e “Körlerin Şehri / Kalkedon” yakıştırmasını daha yapmamıştı dikkatinizi çekerim. Halkedon bölgesinin çevresinin Osmanlı denetimine geçmesi ise 1350’li yılları bulmaktadır. Kadıköy, Lale Devri, yani 18. Yüzyılda bir mesire alanı olarak rağbet görmüştür. Haydarpaşa, Yoğurtçu, Moda

ve Kuşdili çayırları ile Uzun Çayır bölgeleri, halk tarafından sevilmiş ve benimsenmiştir. Ancak Kadıköy’ün gelişimi, esas olarak 19. Yüzyıla dayanmaktadır. Selimiye Kışlası ve Hardarpaşa Askeri Hastanesi gibi önemli yapılar, bölgenin çehresini değiştirmiş ve önemini arttırmıştır. Bu gelişmelere ilave olarak, şehir içi vapur işletmeciliğinin başlaması ve Haydarpaşa İzmit demiryolunun kullanıma açılması, Kadıköy’ü İstanbul’un önemli semtlerinden bir haline getirmiştir. 1876-1909 yıllarında; Göztepe, Erenköy, Bostancı çevresinde önemli devlet adamlarının yaptırdıkları köşkler yükselmeye başlar.


Levanten ve gayrimüslimlerin de, Fenerbahçe tarafında geniş araziler satın aldığı ve yazlık köşkler yaptırdıkları biliniyor. Hasanpaşa Gazhanesi’nin 1892 yılında faaliyete geçmesi, hemen akabinde, 1894 yılında semte şehir suyu verilmesi Kadıköy’ün gelişimini hızlandırmıştır. 1860’lardaki birinci imar operasyonlarından pay alamayana Kadıköy, 1912-1914 yılları arasında Cemil Topuzlu döneminde, ikinci imar operasyonlarında bazı önemli imar gelişmelerine sahne olmuştur. Yol yapımı ve altyapı uygulamalarının yanı sıra Kadıköy’de Kuşdili Deresi’nin kıyısında Yoğurtçu Parkı da inşa edilmiştir. İskele Meydanında bulunan belediye binası da bu dönemde yapılmıştır. Cumhuriyet öncesinde Kadıköy, İstanbul’un en gelişmiş semtlerinden biri olma özelliğine sahip olmuştu. Ancak, zamanında İstanbul’un daha büyük ve önemli bir merkezi olan Üsküdar Sancağı’na (1869 yılında) bağlanmış olan Kadıköy, 1 Eylül 1930’da ilçe olabilmiştir. Bu yıllarda Kızıltoprak ve Erenköy Kadıköy’ün iki bucağını oluşturmaktaydı. 1938-1949 arasında Dr. Lütfi Kırdar, Vali ve Belediye Başkanı olarak görev yapmıştır. Kırdar’ın döneminde, İstanbul’daki üçüncü imar operasyonlarını oluşturulurken, Kadıköy’de de önemli projeler gerçekleştirilir. Kadıköy bölgesinin kuzeyinde inşa edilen yeni Ankara Yolu ile şehirler arası trafik, yerleşim alanı dışına çıkarılmış, aynı zamanda da semtin psikolojik sınırı oluşturulmuştur. Kadıköy’ün karakteristik yapısı ise 1960’larda bir dönüşüm geçirir. Kadıköy’de ticaret ve hizmet sektörlerinin yoğunlaşma göstermesi 1960’lar sonrası burada; kent burjuvazisinin ve küçük burjuvazisinin yoğunlaşmasına sebep olur. Bu da tarihsel kökleri hayli güçlü olan yerleşime bir de modernist bir hava katar. İnsan yapısındaki bu değişim ilçenin sosyo – kültürel yaşamında da önemli değişimlerin temellerini atar. 1960’lardan 1995’lere kadar yavaş yavaş ilerleyen bu olgu; 1995 yılında İstanbul’un ve eğlence merkezi

ilçelerindeki yönetimsel değişimler sonucu hızla istanbul’un eğlence merkezi hüviyetine bürünür. Kadıköy’de minimum bütçeyle maksimum eğlenebilirsiniz İngiltere’de bulunan seyahat dergisi Time Out geçtiğimiz yıllarda Kadıköy’ü ‘en havalı 50 semt’ listesine aldı. ABD’nin önde gelen gazetelerinden New York Times’ta da Kadıköy ile ilgili bir yazı yayımlandı. Yazıda, ‘alışveriş, mükemmel yiyecek, renkli sokaklar için’ yarım milyondan fazla insanın akın ettiği Kadıköy’ü keşfetmek için haftalar harcanabileceği belirtildi. Yazıda Yeldeğirmeni bölgesine özel önem verilirken, Recaizade Sokak’taki eski eşyaların satıldığı noktalara, Karakolhane Sokak’ta yer alan sokak sanatlarına değinildi. Kadıköy’de dondurmadan kahvaltıya,

Gezi Turizm kafeden restoranta kadar pek çok işletmeyi adres gösteren ve yiyeceklerini öven yazar, Caddebostan Dalyan Park’ta çimlerin üzerinde eğlenen yurttaşlardan bahsetti. Kadıköy’deki kültür ve sanat hayatının hayranlık verici olduğu belirtilen yazıda, Moda Sahnesi ve Süreyya Operası’ndan da övgüyle bahsedildi. Bu yazılarla Kadıköy Yerel - Ulusal ününü uluslararası arenaya da taşımış oldu. Yine Time Out Dergisinin Eylül 2020 tarihinde hazırladığı “en havalı yerler” listesinde Kadıköy 43’üncü sırada yer aldı. İstanbul’un Asya tarafında, Marmara Denizi’nin kıyısında bulunan Kadıköy son birkaç senede popüleritesini arttırdı. Yeni açılan; yüzlerce kafe, restorant, bar, tasarım stüdyoları ve dükkanlar, burayı Avrupa yakasının keşmekeşinden uzaklaşmak isteyenlerin sıkça ziyaret ettiği bir ortama dönüştürdü.

Ekonomik Nokta Dergisi - Sayı 291 - 2020 87


Gezi Turizm Kadıköy’ün Şemsiyeli Sokağı Herkesin Dikkatini Çekiyor Kadıköy’de eğlencenin kalbi ise bu günlerde “Şemsiyeli Sokakta” atıyor. Birbirinden farklı duvar resimleri ve çiçekler ile Piri Çavuş Sokağı artık Şemsiyeli Sokak olarak anılmaya başladı. Bu ismi “sokağın tavanındaki” rengarenk şemsiyelerden alıyor tabi ki. Sokak, sadece İstanbulluların arasında değil yabancı turist ve gezginler için de uğrak yeri. Bu sokakta farklı estetik algısı, güleryüzlü hizmet anlayışıyla ile Leylek Bistro dikkat çekiyor. Leylek Bistro’nun sahibi Ergin Öncü’nün, göstermiş olduğu yoğun çaba ve çalışmaları bu sokağı başka bir çehreye büründürmüş. Leylek Bistro’nun Sahibi Ergin Öncü Son dönemde Kadıköy’de yaşanan değişim ile ilgili şunları dile getirdi : “ Son birkaç yıldır hem Kadıköy, hem de bizim sokağımıza yoğun bir ilgi olduğunu söylemek gerekiyor. Geçen yıldan bu yana yaşanan pandemi süreci başlamadan önce mekanlar son derece verimli çalışıyorlardı. Pandemi süreci bu durumu biraz etkiledi. Ancak “yeni normal” koşullarında tekrar eski hareketli günlere dönmeyi bekliyoruz. Onun için de kendimizi ve sokağımızı yeni bir estetik anlayışıyla yeni baştan dizayn ediyoruz. Bunun yanı sıra Leylek Bistro olarak da, sıkı önlemler aldık, hijyen ve sosyal mesafe kurallarına çok dikkatli bir şekilde riayet ederek yeni normale hazırlandık. Herkesi Kadıköy’e, Şemsiyeli Sokağa ve Leylek Bistro’ya bekleriz.” Yeni normal sürecinde; Kadıköy’ün nezih ortamında eğlenmek ve sosyalleşmek isteyenler için “körler diyarının” şemsiyeler sokağı ve Leylek Bistro ideal bir seçenek gibi duruyor. İlker Kaplan World Media Group ekonomiknokta.com Turizm ve Tarih Yazıları

/

88 Ekonomik Nokta Dergisi - Sayı 291 - 2020

www.


Gezi Turizm

Ekonomik Nokta Dergisi - SayÄą 291 - 2020 89


Sağlık

Ağız ve dİş tedavİsİ görenler COVID-19 dönemİnde sanal randevu uygulamalarını tercİh edİYor • Her 10 araştırma katılımcısından 6’sı COVID-19 karantina kısıtlamaları sonrasında diş hekimine sadece ihtiyaç duyduğunda gidiyor. • Katılımcıların yüzde 46’sı COVID-19 salgınının başlamasından önceki dönemde 6 ayda bir veya daha seyrek sıklıkla diş hekimi/kliniğine gittiğini belirtiyor. •

Katılımcıların yüzde 62’si COVID-19 salgını dönemi ve sonrası için sanal randevu uygulamasını tercih edilebilir bir seçenek olarak gördüklerini belirtiyor.

A

sonuçlarına göre her 10 katılımcının altısı diş hekimine yalnızca ihtiyaç duyduğunda başvururken, yüzde 32’lik kesim düzenli olarak diş hekimine başvuruyor. COVID19 salgını başlamadan önce diş hekimi ya da diş kliniğine gitme sıklığı ise yüzde 46 oranında altı ayda bir ya da daha seyrek sıklıkta gerçekleşmiş bulunuyor. Araştırma katılımcılarının yüzde 68’i, hanelerinde en az bir kişinin diş tedavisi gördüğünü belirtirken, yüzde 48’i kendisi ya da hanesindeki bir kişinin ortodonti tedavisi gördüğünü ifade ediyor.

lign Technology, Inc. (NASDAQ: ALGN) tarafından araştırma şirketi Poltio’ya yaptırılan “COVID-19 Dönemi Diş Klinikleri Araştırması” COVID-19 salgınının hastaların gözünde ağız sağlığı ve ortodonti alanında yarattığı değişimleri ortaya koydu. 1155 yaş aralığında toplamda 1.000 kişinin katılımıyla yapılan araştırma, diş hekimine başvuru sıklığından ağız bakım alışkanlıklarına ve dijital muayene alışkanlıklarına kadar pek çok alanda kapsamlı veriler içeriyor. Hastaların yüzde 60’ı diş hekimini yalnızca ihtiyaç duyduğunda ziyaret ediyor COVID-19 Klinikleri 90 Ekonomik Nokta Dergisi - Sayı 291 - 2020

Dönemi Diş Araştırması

Tedavisi sürenler COVID19 döneminde hekim kontrolünü aksatmadı, sanal randevu uygulamalarına ilgi arttı

COVID-19 Dönemi Diş Klinikleri Araştırması, salgın döneminin diş hekimi ziyaretlerine etkisini de ortaya koyuyor. Araştırma bulgularına göre katılımcıların yüzde 62’si COVID-19 kısıtlamaları dönemi ve sonrası için sanal randevu uygulamasını tercih edilebilir bir yöntem olarak görürken, yüzde 64’ü salgının ortaya çıkması ile birlikte kendileri veya çocukları için bir diş kliniğine gitmediklerini belirtiyor. Son üç ayda diş problemi yaşamış olmasına rağmen bir diş kliniğini ziyaret etmemiş olanların oranı ise yüzde 21 olarak ölçülüyor. COVID-19 salgını boyunca diş kliniğine gitmeyen kişilerin yüzde 41’i gerekçelerini COVID-19 endişesine dayandırıyor.


Araştırma katılımcılarına göre salgın sürecinde diş hekimine gitme tercihinde en çok etkili olan unsur ise muayene odalarının dezenfekte edilmiş olması. Koronavirüs kısıtlamaları başladıktan sonra diş kliniğine gitmeye devam eden kesim içerisinde en sık rastlanan ziyaret sebebi ise yüzde 51 ile sürmekte olan sabit ortodontik tedaviye yönelik kontroller oldu.

Sağlık

Dijital uygulamalar sayesinde sosyal mesafeyi ve ağız sağlığını korumak mümkün Araştırma sonuçlarını yorumlayan Align Technology Türkiye Genel Müdürü Evren Köksal şu açıklamayı yapıyor: “Bilimsel araştırmalar ağız ve diş sağlığının bağışıklık sistemi üzerinde doğrudan etkili olduğunu gösteriyor . COVID-19 korkusu nedeniyle ağız ve diş sağlığının ihmal edilmesi bu nedenle ciddi sağlık risklerini beraberinde getirebilir. Ağız ve diş sağlığı hizmetlerinin, dijital dönüşümün sağladığı önemli avantajlar sayesinde günümüzün gerektirdiği sosyal mesafe koşullarına giderek daha uygun hale gelmesi ile birlikte bu riskler azaltılabilir. Ortodontistlerimiz de hem mesleklerini hem de kliniklerini giderek artan oranda dijitalleştirerek bu akıma destek oluyorlar. Align Technology olarak salgının ilk günlerinden bu yana diş sağlığı profesyonellerine hastalarıyla dijital ortamda bir araya gelme ve hastalarının diş durumlarını kontrol etme imkânını sunan Invisalign Sanal Randevu ve Invisalign Sanal Bakım gibi birçok araç ve uygulama sunduk. Dünya Sağlık Örgütü de sanal randevu prosedürlerini tavsiye ediyor. Şeffaf plak tedavisi gibi dijital tedavilerin çoğunda sanal araçlar aracılığıyla görüşme ve takip mümkün olduğu için hastaların geçmişte olduğu sıklıkta kliniğe gitmesine gerek kalmıyor. Dijital ortodonti alanında faaliyet gösteren bir şirket olarak, şeffaf plak tedavisinin seyrini ve takibini kolaylaştıracak çözümler sunmaya devam edeceğiz.”

Ekonomik Nokta Dergisi - Sayı 291 - 2020 91


Mobilya

Ananas Woodworking’in Yenİ Mobİlya Koleksİyonu “Docia” İlhamını Doğadan Alıyor Endüstri ürünleri tasarımcıları, teknikerler ve teknik el becerisi yüksek marangozlardan oluşan ekibiyle tasarım ve üretim becerisi yüksek bir ahşap atölyesi olarak hizmet veren Ananas Woodworking, doğadaki “dokya” adı verilen kaya formlarından aldığı ilhamla biçimlenen ve iddiası sadeliğinde olan yeni mobilya koleksiyonu “Docia”yı sundu.

E

ndüstri ürünleri tasarımcıları Çağdaş Cantürk ve Altuğ Toprak liderliğinde İzmir’de kurulan, genç ve dinamik ekibi ile faaliyet alanlarını günden güne genişleten Ananas Woodworking, yeni mobilya serisi “Docia”yı tanıttı. Endüstriyelleşmenin etkisiyle kaybolmakta olan ahşap el işçiliği ve yerel üretim tekniklerinin sürdürülmesine katkıda bulunmayı hedefleyen Ananas Woodworking’in doğada bulunan ve “dokya” adı verilen kaya formlarından ilham alarak tasarladığı ürün grubu, sade çizgileri ile minimalist bir iddia ortaya koyuyor. Malzeme 92 Ekonomik Nokta Dergisi - Sayı 291 - 2020

kullanımında tercih edilen Anadolu meşe ise serinin cazibesini en üst noktaya taşıyor. Yoğun el işçiliği taşıyan “Docia” serisi; tek ayaklı bir masa, mekanın her noktasında konumlandırılabilecek geniş depolama alanları barındıran bir tv ünitesi ve sehpalardan oluşuyor. Tıpkı zaman içerisinde şiddetli sağanaklar ve kuvvetli rüzgarların gevşek yapılı kayaları aşındırmasıyla ortaya çıkan “dokya” formları gibi heybetli ve sağlam bir duruşa sahip olan ürünlerdeki her bir çıta birer taşıyıcı görevi üstleniyor. Tablalarda ise olabildiğince masif blok etkisi yaratılmaya çalışılmış. Yüksek kalite organik yağ uygulanmış Docia masa, meşe ağacı tabla ve etrafı birbirinden bağımsız çıtalardla biçimlenen çember ayaklardan oluşuyor. TV ünitesinde ise kapak ve gövdede tekrarlı meşe çıtalarla oluşturulan ritmi mobilyanın arka kısmına da taşıyan tasarımcılar, bu şekilde ürünün sadece duvara dayalı olarak değil mekanın ortasında da kullanılabilmesini sağlamış. Böylece tv ünitesi hem mekanı bölme hem de yüksek depolama imkanı sunuyor. Docia orta sehpa ise yaşam alanlarını tanımlı hale getirmenin yanında, ergonomik tasarımıyla kullanım kolaylığı sağlıyor. Benzer niteliklerdeki yan sehpa ise hafifliği sayesinde kolayca taşınabiliyor. Seri içerisinde yer alan ürünler bir araya geldiklerinde ise tıpkı doğadaki kaya oluşumları gibi farklı yüksekliklerdeki organik yapıları andırıyor. Ağacın doğallığı göz önünde bulundurulduğunda, Docia ürünlerinin farklı desenlere ve dokulara sahip olması da kaçınılmaz oluyor.


Mobilya

Mobilya tasarımlarında en kuru ve en dayanıklı ağaçları işleyen Ananas Woodworking, ürünlerin korunmasını ahşap üzerine uygulanan %100 organik ve çevre dostu yağlar ile sağlıyor. Aynı zamanda EN 71-3 (oyuncak güvenliği) standardına sahip olan yağlar, uçucu bileşenler ve formaldehit gibi zararlı kimyasallar içermiyor. Kullanılan yüzey yağı aynı zamanda gıda ile temas edebilecek yüzeyler için sözkonusu olan ve Avrupa’daki yasal gerekliliklere tam uyum sağlayan Eurofins “Fit For Food” sertifikasına da sahip. Yağlarla bitişi yapılan Docia serisi mobilyalara kolayca bakım yapılabiliyor. Yüzey üzerine zımpara işleminden sonra tekrar yağlama rahatlıkla uygulanabiliyor. Bu sayede zamanla kullanıma bağlı oluşacak hatalar, izler ve lekeler kaybedilebiliyor; ürünler uzun ömürlü ve dayanıklı yapılarıyla nesiller boyu kullanılabiliyor.

Dövİz Dİkİş Tutmuyor TL Erİmeye Devam Edİyor Dolar/TL, yeni haftaya yükselişle başlamasının ardından 7,7880 seviyesine yükseldi.

G

eçen hafta Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası’nın (TCMB), piyasa beklentilerinin aksine politika faizini 200 baz puan artırarak yüzde 10,25’e çıkarması ve Bankacılık Düzenleme ve Denetleme Kurumu’nun (BDDK), normalleşme adımları kapsamında bankaların türev işlem limitlerini yükseltmesi kararları sonrası 7,5112 seviyesine kadar gerileyen dolar/TL, cuma gününü önceki kapanışa

göre yüzde 0,5 artışla 7,6648’den tamamladı. Dolar/TL, Asya piyasalarında sığ işlemlerin yaşandığı saatlerde 7,8207’yi görmesinin ardından saat 11.25 itibarıyla önceki kapanışın yüzde 1,6 üzerinde 7,7859 seviyesinden işlem görüyor. Aynı dakikalarda euro/TL yüzde 1,6 değer kazancıyla 9,0584’ten satılıyor. Analistler, bugün yurt içinde veri gündeminin sakin olduğunu, yurt

dışında, Avrupa Merkez Bankası Başkanı Christine Lagarde’ın konuşması ve ABD’de Dallas Fed imalat endeksi verisinin takip edileceğini bildirdi. Merkez Bankası ve BDDK’nın son kararlarının piyasaları desteklediğini ifade eden analistler, özellikle jeopolitik gelişmelerin risk iştahını azalttığını, yeni tip koronavirüs (Kovid-19) aşısına ilişkin haber akışının da gündemin odağındaki yerini koruduğunu söyledi. World Media Group (WMG) Haber Servisi

Ekonomik Nokta Dergisi - Sayı 291 - 2020 93


Emlak

Tapu İşlemlerİnde Devrİm Nİtelİğİnde Değİşİm

Y

eni düzenleme ile satış, bağış ve mal değişim işlemlerinde, taraflar farklı illerdeki tapu müdürlüklerinde de olsa devir işlemlerini yapabilecekler. Daha önce bu uygulamanın 26 tapu müdürlüğünde 352 işlemde uygulandığını belirten Altın Emlak Genel Müdürü Mustafa Hakan Özelmacıklı “Uygulama ile birbirinden farklı yerlerde bulunan tarafların işlemleri bulundukları yerdeki tapu müdürlüklerinden yapılabilecek. 15.09.2020 tarihinden itibaren tüm tapu müdürlüklerinde hizmet başlatılmış olacak. Tarafların aynı il sınırları içindeki bu tür işlem talepleri karşılanmayacak” dedi. Yönetmelik Esasları Tekrar Düzenlendi Tarafların farklı birimlerde bulunmaları halinde yapılacak tapu işlemleri hakkında yönetmeliğe ilişkin de bilgiler veren Özelmacıklı “Buna göre mülkiyeti devreden taraflar birden fazla ise başvurunun aynı birime yapılması gerekiyor. Ancak, devralan taraflardan birinin veya birkaçının devreden ile aynı birimde bulunması ise kabul edilen bir durum. Taşınmaz, devredenin bulunduğu tapu müdürlüğünün yetki alanında ise ayrıca taşınmaza ilişkin emlak beyan değeri de aranıyor. 94 Ekonomik Nokta Dergisi - Sayı 291 - 2020

İşlem gerek ipotekli gerekse yabancılara satış işlemlerinde de mümkün olabilecek. Bu aşamada gerekli evraklar TAKBİS üzerinden paylaşılacak” dedi. İmzalar Aynı Anda Alınacak Yapılacak işlemlerde tarafların imzalarının aynı anda alınması gerektiğinin altını çizen Altın Emlak Genel Müdürü “Akdin taraflarına randevu saati mesajla bildiriliyor ve taraflarının imza aşamasında aynı anda birimlerde hazır bulunmaları isteniyor. Her iki birimdeki görevli personelce tarafların aynı anda ilgili birimlerde bulunup bulunmadığı görüntülü veya sesli araçlar ile teyit ediliyor. Tarafların aynı anda birimlerde hazır bulunmamaları halinde imzaları alınmıyor” dedi. Döner Sermaye 2 Kat Olarak Tahsil Ediliyor Özelmacıklı “Yetki alanı dışında yapılan işlemler için döner sermaye hizmet bedeli yöresel katsayısı daha yüksek olan müdürlüğün döner sermaye hizmet bedelinin 2 (iki) katı oranında tahsil ediliyor. Yurt dışından tapu işlemi yapılması halinde, yurt dışı yöresel katsayı esas alınarak işlem için belirlenen döner sermaye hizmet bedelinin dört katı tahsil ediliyor” dedi.


Güncel

Gİrİşİmcİ kadınların satış kanalı İyİ İşler Dükkan bİr yaşında

Kadın girişimcilerin birbirinden değerli markalarının Morhipo.com müşterileriyle buluştuğu İyi İşler Dükkan, ilk yılını geride

B oyner Grup ve KAGİDER ortaklığıyla kadın girişimcileri

güçlendirmek ve desteklemek için hayata geçirilen “İyi İşler: Gıda ve Elektronik Dışı Perakendede Kadın Girişimcileri Güçlendirme Programına katılan girişimci kadınların ürünlerinin satışa sunulduğu İyi İşler Dükkan, birinci yılını kutluyor. Bir yılda 25 markanın 2 bine yakın ürününü müşterilerle buluşturan İyi İşler Dükkan’da, 6 binden fazla ürünün satışı gerçekleşti. İlk olarak 2015 yılında Boyner Grup ve Dünya BankasıUluslararası Finans Kurumu işbirliği ile Boyner Grup markalarına üretim yapan kadın işletme sahipleri için tasarlanan “İyi İşler”, 2018’de Boyner Grup - KAGİDER işbirliği ve Bank Of AmericaMerril Lynch’in desteğiyle tekstil, hazır giyim, ayakkabı, çanta, aksesuar, ev ve mutfak tekstili gibi alanlarda faaliyet

gösteren kadın üreticileri dahil ederek büyüdü. Birleşmiş Milletler ve Dünya Bankası tarafından da iyi uygulama örneği olarak seçilen “İyi İşler” programında bugüne kadar 70’ten fazla kadın girişimci bireysel ve kurumsal kapasite geliştirme eğitimlerini başarıyla tamamlayarak “İyi İşler” sertifikalarını aldı. Bundan tam bir yıl önce Morhipo.com’da hayata geçirilen İyi İşler Dükkan ise kadın girişimcilerin ürünlerini müşterilerle buluşturmak açısından büyük önem taşıyor. Kadın girişimcilerin pazara erişimlerinde destek sağlayan bu proje, e-ticaret ekosistemine yeni Türk markaları kazandırma hedefini de başarıyla yerine getiriyor. İyi İşler Dükkan’da tekstil, hazır giyim, ayakkabı, çanta, aksesuar, ev ve mutfak tekstili gibi alanlarda faaliyet gösteren 25 markanın ürünleri yer alıyor.

Bebek ürünlerinden kadın giyime, çanta ve aksesuarlardan ev dekorasyonuna kadar 2 bine yakın ürün İyi İşler Dükkan çatısı altında Morhipo.com müşterileriyle buluşuyor. İyi İşler Dükkan yola devam ediyor “İyi İşler: Gıda ve Elektronik Dışı Perakendede Kadın Girişimcileri Güçlendirme Programı” yeni dönemde de yeni girişimcilerle yola devam ediyor. KAGİDER ve Boyner Grup işbirliğinde düzenlenen; satış-pazarlama, hukuk, finans, lojistik ve dijitalleşme başlıkları başta olmak üzere pek çok konuyu içeren kapsamlı eğitim programını tamamlayan yeni tasarımcılar, İyi İşler Dükkan’a katılmaya hak kazanacak. Böylece proje kapsamında daha fazla girişimciye katkı sağlanırken, Morhipo.com müşterilerine daha geniş bir seçkiyle erişilecek.

bırakıyor. Bir yılda 2 bine yakın ürünü Morhipo. com’da müşterilerinin beğenisine sunan İyi İşler Dükkan, 6 binden fazla ürünün satışını gerçekleştirdi.

Ekonomik Nokta Dergisi - Sayı 291 - 2020 95


Dünya

ABD’de enflasyon ağustosta beklenenden fazla arttı ABD’de Tüketici Fiyat Endeksi (TÜFE), ağustosta aylık yüzde 0,4 ve yıllık yüzde 1,3 artarak beklentilerin üzerinde gerçekleşti.

M art, aylarında

nisan ve mayıs düşüş kaydeden, haziran ve temmuzda ise artış eğilimi gösteren veriye ilişkin piyasa beklentisi, ağustosta aylık yüzde 0,3 artması yönündeydi. TÜFE, temmuzda da aylık yüzde 0,6’lık artış kaydetmişti. Ülkedeki tüketici fiyatları, ağustosta yıllık bazda da yüzde 1,3 arttı. Piyasa beklentilerinin üzerinde bir seyir izleyen yıllık enflasyonun ağustosta yüzde 1,2 artacağı tahmin ediliyordu. Tüketici fiyatlarında ağustos ayında görülen artışta, ikinci el araç fiyatlarında görülen 96 Ekonomik Nokta Dergisi - Sayı 291 - 2020

yüzde 5,4’lük keskin yükseliş etkili oldu. Aynı dönemde benzin, barınma, rekreasyon ve mobilya fiyatlarındaki artış da ağustos ayı enflasyonunu etkileyen diğer kalemler oldu. Enerji endeksi, ağustosta benzin fiyatlarında görülen yüzde 2’lik artışın etkisiyle yüzde 0,9 yükselirken, gıda endeksi temmuz ayındaki düşüşün ardından yüzde 0,1’lik artış kaydetti. Değişken enerji ve gıda fiyatlarını içermeyen çekirdek TÜFE de ağustosta aylık yüzde 0,4 artarak piyasa beklentisinin üzerinde

gerçekleşti. Söz konusu veriye ilişkin piyasa beklentisi, ağustosta yüzde 0,2 artması yönündeydi. Çekirdek enflasyon, yıllık bazda ise yüzde 1,7 arttı ve yüzde 1,6 olan piyasa beklentisini geride bıraktı. ABD Merkez Bankası’nın (Fed) açıkladığı yeni para politikası stratejisi sonrası enflasyon verisinin önemi artmıştı. Fed Başkanı Jerome Powell, 27 Ağustos’ta, para politikası stratejisinde değişikliğe gidildiğini belirterek, bankanın “ortalama” yüzde 2 enflasyonu hedefleyeceğini duyurmuştu.


Dünya

APEC Sanayİ – Akademİ İşbİrlİğİ Sürüyor APEC Beş eksenli İmalat Teknolojisi Yetenek Eğitimi Kursu başarıyla sona erdi.

A

PEC, öğrencilerin sadece sınıfta ders alarak değil, aynı zamanda fabrikada 5 eksenli makinelerle de çalışarak, teori ve pratiği bir araya getiriyor. Kurstan birçok öğrenci yetişti ve bir kısmı APEC’de iş hayatlarına devam edecek. Havacılık Endüstrisinin gözdesi 5 eksen CNC’ler üreten APEC uluslararası bir marka olmanın onurunu taşıyor.

HRChinaTechINNOAward Sonuçları Açıklandı HRChinaTech, 10+ kategori arasında, 150’den fazla şirketi dört göstergeye göre değerlendirdi ve Delta Electronics, Top 2’ye layık görüldü.

Ç

in teknoloji şirketlerini; sosyal oylama, şirket markaları, Profesyonel İnsan kaynağı, platform kriterlerine göre değerlendiren HRChinaTechINNOAward sonuçları açıklandı. Ekonomik Nokta Dergisi - Sayı 291 - 2020 97


Tarım

Çekİrdeksİz sofralık sultanİ üzüm İhracatından 37 mİlyon dolar

Osmanlı Sultanlarının Gözdesi, İhracatın Yıldızı Oldu

O

smanlı Sarayında, Sultanların sofralarını süsleyen, Çekirdeksiz Sofralık Sultani Üzüm, ihracatın yıldızı oldu. 8 Ağustos 2020 tarihinde ihracatı başlayan çekirdeksiz sultani üzüm 1 aylık dönemde, Türkiye’ye 37 milyon 419 bin dolar döviz kazandırdı. Taze çekirdeksiz sultani üzüm ihracatı 2019 yılının aynı döneminde 30 milyon 701 bin dolar olmuştu. Sultani üzüm ihracatı geçen sezona göre yüzde 22 artış kaydetti. Ege İhracatçı Birlikleri verilerine göre, çekirdeksiz sofralık sultani üzüm ihracatında Rusya Federasyonu 19 milyon 142 bin dolarlık tutarla zirvede yer aldı. Türk ihracatçıları, Rusya Federasyonu’na 2019 yılının aynı döneminde 14

98 Ekonomik Nokta Dergisi - Sayı 291 - 2020

milyon 756 bin dolarlık çekirdeksiz sultani üzüm ihracatı yapmıştı. Rusya’ya ihracat artışı yüzde 30’a tırmandı. Çekirdeksiz Sofralık Sultani Üzümün, Anavatanının Anadolu toprakları olduğuna işaret eden Ege Yaş Meyve Sebze İhracatçıları Birliği Başkanı Hayrettin Uçak, şifa deposu olan çekirdeksiz sultani üzüm için 55 bin üretici ailenin 1 milyon dekarı aşan bağ alanlarında üretim yaptığı bilgisini verdi. Türkiye’nin taze üzüm ihracatından 2019 yılında 150 milyon dolar döviz geliri elde ettiğini dile getiren Uçak, “Taze üzüm ihracatında 92 milyon dolarlık payla çekirdeksiz sultani üzüm, dünyanın en çok tercih ettiği üzüm çeşidimiz.

2020 yılında taze üzüm ihracat hedefimiz 180 milyon dolar, çekirdeksiz sultani üzüm ihracatında ise 110 milyon dolara ulaşmak için çalışacağız” diye konuştu. Kanseri önleme, kalp hastalığı riskini azaltma yanında vitamin ve mineraller açısından çok zengin bir meyve olan çekirdeksiz sultani üzümün, kemiklerin güçlenmesinde önemli rol oynadığının altını çizen Uçak, görüşlerini şöyle özetledi; “İçerdiği yüksek miktarda demir nedeniyle kansızlığı önlüyor, üzüm polifenoller olarak bilinen güçlü antioksidanlar içerdiği için bağışıklık sistemini güçlendiriyor. Tüm vatandaşlarımızı günlük asgari 100 gram taze üzüm tüketmeye davet ediyorum. Okullar 28 Eylül’de açılacak, çocuklarımızın bağışıklık sisteminin covid-19’a karşı güçlü kalması için beslenme çantalarına taze üzüm konulmasını tavsiye ediyorum.” Türkiye, çekirdeksiz sultani üzüm ihracatının başladığı 8 Ağustos 2020 tarihinden sonra 44 ülkeye üzüm ihraç etti. Rusya 19 milyor 142 bin dolarlık tutarla açık ara en fazla ihracat yapılan ülke olurken, Ukrayla 4 milyon 551 bin dolarla ikinci sırada yer aldı. Almanya ve Polonya ise; 3’er milyon dolarlık taze sultani üzüm tercih etti.


Dünya

Kanada’dan Sİyah İşletme Sahİplerİne Pozİtİf Ayrımcılık

Ege Demir ve Demirdışı Metaller İhracatçıları Birliği, 2020’ye ihracatını Ocak’ta bir önceki yılın aynı

K

anada Başbakanı Justin Trudeau konu ile ilgili şunları söylüyor: “Siyah işletme sahipleri ve girişimciler, başarılı olmak için ihtiyaç duydukları doğru finansal araçlara ve akıl hocalığına erişmelidir. Bu işletmelerimiz benzersiz zorluklarla karşı karşıyadırlar ve bunu değiştirmek için harekete geçiyoruz. Ülke çapında binlerce siyah işletme sahibi ve girişimciyi desteklemek için, bugün Kanada’nın ilk Siyah Girişimcilik Programını hayata geçiriyoruz.

Bu program ile Siyah Girişimcilik Kredi Fonu siyah işletmelere 250.000 dolara kadar kredi verebilecek.” Ayrıca program yeni bir “Siyah Girişimcilik Bilgi Merkezi” oluşturmak için finansmanı da içerecek. Bu çalışma ayrıca siyah girişimcilerin başarısının önündeki engelleri ve büyüme de karşılaştıkları sorunları belirlemeye yardımcı olacak. World Media Group (WMG) Haber Servisi

ayına göre yüzde 26 geliştirerek 150 milyon dolarla başladı.

IX. HPKON Ertelendİ T

MMOB - Makine Mühendisleri Odası tarafından düzenlenen ve bu yıl 18-21 Kasım 2020 tarihlerinde İzmir MMO Tepekule Kongre ve Sergi Merkezi’nde gerçekleştirilmesi planlanan IX. HPKON - Ulusal Hidrolik Pnömatik Kongresi ve Sergisi, dünyada ve ülkemizde halen devam eden COVID-19/SarsCoV-2 salgını nedeniyle, fiziksel olarak bir araya gelmenin uygun olmayacağı düşünülerek 1720 Kasım 2021 tarihine ertelendi. World Media Group (WMG) Haber Servisi Ekonomik Nokta Dergisi - Sayı 291 - 2020

99


Eib

EİB’nİn Covid-19 önlemlerİ TSE tarafından tescİllendİ Ege İhracatçı Birlikleri’nin Covid-19 Tedbirlerine TSE Onayı

EİB, TSE COVID-19 Güvenli Hizmet Belgesi Alan İlk İhracatçı Birliği Oldu

T

üm dünyayı etkisi altına alan, dünya genelinde bir milyondan fazla insanın hayatını kaybetmesine neden olan Covit-19 virüsü ile insanlığın mücadelesi devam ediyor. Ege İhracatçı Birlikleri’nin Covid-19’a karşı aldığı tedbirler, Türk Standartları Enstitüsü’nün TSE COVID-19 Güvenli Hizmet Belgesi ile tescillendi. TSE tarafından hazırlanan Covid-19 Hijyen, Enfeksiyon Önleme ve Kontrol Kılavuzu’na uygunluğunu sertifikalandıran Ege İhracatçı Birlikleri, TSE COVID-19 Güvenli Hizmet Belgesi’ni almaya hak kazanan ilk ihracatçı birliği oldu. Covid-19 salgını sonrasında hem sağlık tedbirleri bakımından, hem de iş yapış modelleri açısından

100 Ekonomik Nokta Dergisi - Sayı 291- 2020

yeni döneme hızla uyum sağladıklarını belirten Ege İhracatçı Birlikleri Koordinatör Başkanı Jak Eskinazi, Covid19 salgını sonrasında aldıkları tedbirler sayesinde Ege İhracatçı Birlikleri’nde pozitif vakayla karşılaşmadıklarını dile getirdi. Ege İhracatçı Birlikleri’nin Covid-19 sonrasında sanal fuarlar, sanal ticaret heyetleriyle ihracatçı firmaların pazarlama faaliyetlerine destek olduğunu anlatan Eskinazi, Türkiye’nin ihracatının yüzde 54’ünü gerçekleştirdiği, 26 ülkede görev yapan ticaret müşavirlerinin katılımıyla “Koronavirüsün Hedef Pazarlarımızdaki Seyri” isimli webinar toplantıları yaptıklarını, eğitimlerini online ortama taşıdıklarını ifade etti.

Eskinazi, “Covid-19 sürecinde sağlık tedbirlerimizi de üst seviyeye çıkardık. Ege Maden İhracatçıları Birliğimizin Çin’de Türkiye Milli Katılım Organizasyonu’nu düzenlediği Xiamen Doğaltaş ve Teknolojileri Fuarı’nın 30 Ocak 2020 tarihinde iptal olması sonrasında Türkiye’de Covid-19 ile mücadeleyi başlatan ilk kurumlardan biri olduk. Türkiye’de ilk vakanın görüldüğü 11 Mart tarihinden itibaren EİB Hizmet Binası girişinde herkesin ateşini ölçmeye başladık. EİB binasına girişlerde maskesi olmayanlara maske temin ettik. Yemekhanemizde sosyal mesafeye göre yerleştirilmiş masalarda her masada bir kişi yemeğini yiyecek şekilde düzenleme yaptık. Binamıza temiz hava girişi için ekstra tedbirler aldık. Toplantılarımızı online ortama taşıdık, fiziki toplantılarımız için toplantı odalarımızı sosyal mesafeye uygun şekilde dizayn ettik. Ortak kullanım alanlarında covid-19’a uyumlu düzenlemelere gittik. Bu kapsamda, yaptığımız çalışmaları denetleyen Türk Standartları Enstitüsü, aldığımız önlemlerin Covid19 Hijyen, Enfeksiyon Önleme ve Kontrol Kılavuzu’na uygunluğunu tescil etti. Bu belgenin alınması sürecinde yoğun mesai harcayan personellerimize teşekkür ediyorum.” şeklinde konuştu.


Endüstri

ABB Dİnamİk Montaj Paketİ, son montaj uygulamalarının otOmatİkleştİrİlmesİndekİ eksİk olan son parçayı tamamlamaktadır Yeni kuvvet kontrol sensörleri, robotların son montaj sırasında üstlendiği görevleri doğru bir şekilde gerçekleştirmesini sağlayarak verimliliği, ergonomiyi ve kaliteyi geliştirir.

A

BB’nin, Son Montaj uygulamaları için yeni tasarladığı Dinamik Montaj Paketi (FTA), araç gövdelerinin içindeki koltuklar, gösterge panelleri ve halılardan, aracın dışındaki kapılara, tamponlara ve tekerleklere kadar her şeyi araca monte edebilmek için hızlı, doğru ve güvenli bir otomasyon çözümü sunar. Gerçek zamanlı kameralar entegre kuvvet kontrol sensörlü kollar ile robot tutucuları sayesinde,

robotun iş istasyonuna girerken araç gövdesinin konumunu tam olarak izlemesine olanak tanır. Geleneksel olarak son montaj uygulamalarında kullanılan robotlar, hem AGV’lerin veya konveyörlerin titreşiminden, hem de üretim hattının hızındaki değişimlerden etkilenmiştir. Bu faktörler, üretimi yavaşlatmadan veya duraklatmadan takılacak olan parçaları otomobil gövdesiyle doğru bir şekilde hizalamayı zorlaştırmış, üretim sürelerini artırmış ve verimliliği azaltmıştır.,

Dinamik Montaj Paketi tüm bu sorunları çözer. Çok amaçlı Video İzleme (UVT) kamerasıyla bir AGV veya konveyör üzerinde iş istasyonuna girerken araç gövdesinin konumunun robot tarafından hassas bir şekilde izlemesini sağlar. Beklenmedik hareketleri veya titreşimleri telafi etmek için, araç gövdesi önceden tanımlanmış bir konuma ulaştığında, robot kolundaki Uyumlu Görüntü Yönlendirme (CVG) kamerası, kapı kenarları gibi tutarlı referans noktaları için onu tarar. Ekonomik Nokta Dergisi - Sayı 291 - 2020 101


Endüstri

CVG kamerası, saniyede 30 ila 40 kare (fps) hızında görüntü alarak, bağlantı noktasının olması gereken yerde olup olmadığını ve takılan parçanın tam olarak konumlandırılmasını sağlamak için herhangi bir ayarlamanın gerekli olup olmadığını belirler. Ortam aydınlatmasında görüntü kalitesini

etkileyebilecek değişiklikleri telafi etmeye yardımcı olmak için, her iki kamera da tutarlı bir aydınlatma sağlayan LED’ler içerir. Robot kolu araç gövdesine doğru hareket ederken, ABB’nin entegre kuvvet kontrol sensöründen gelen geri bildirimler, örneğin kokpit konumlandırma pimleri veya kapı

menteşeleri gibi tam konumu etkili bir şekilde bulmasına olanak tanıyarak parçaların milimetre hassasiyetinde araca takılabilmesini sağlar. ABB Robotik Otomotiv OEM Genel Müdürü Michael Larsson “Bugün Son Montaj hatlarının (FTA) yüzde beşinden daha azı robotik otomasyondan yararlanıyor. ABB’nin yeni Dinamik Montaj Paketi, sektörde ezber bozan bir unsurdur. Karmaşık görevlerin hareketli bir hat ortamında güvenli, hızlı ve en yüksek hassasiyetle ele alınmasını sağlayan yeni Dinamik Montaj Paketimiz, bir sonraki otomasyon düzeyinin kilidini açarak otomotiv üreticilerinin verimliliklerini ve rekabet edebilirliklerini önemli ölçüde artırmalarına yardımcı oluyor ”dedi. ABB, otomotiv endüstrisi için robotlara ve uygulamaya özel ekipmanlara ilave olarak, çok çeşitli üretim hücreleri ve ayrıca komple üretim çözümlerinin tasarım, planlama ve uygulamalarını sunmaktadır. ABB Ability ™ platformu sayesinde ise ayrıca müşterilerinin süreç optimizasyonu, filo yönetimi ve kestirimci bakım gibi çeşitli dijital hizmetlerden yararlanabilmesini de sağlar.

GTech Akademİ’den mezun olan 51 yenİ verİ uzmanı sektöre hazır 20 yıllık uzmanlığıyla veriden değer yaratmak için çalışan, teknoloji alanında katma değerli hizmetler ve çözümler sunan veri teknolojisi firması GTech’in 2014 yılından bu yana ücretsiz olarak yürüttüğü projesi GTech Akademi, 2020 programı kapsamında 51 genç veri uzmanını mezun etti.

102 Ekonomik Nokta Dergisi - Sayı 291 - 2020


Emlak Konut

G

Tech’in teknoloji dünyasındaki 20 yıllık deneyim ve birikimiyle, sektör için daha nitelikli gençler yetiştirmek ve ekosisteme katkı sağlamak üzere 2014 yılında hayata geçirdiği ve bugüne dek 10.000’den fazla gence dokunan projesi GTech Akademi, 2020 yılı mezunlarını verdi. GTech Akademi 2020 programının 51 katılımcısı Büyük Veri, İş Zekası, Yapay Zeka, Makine Öğrenmesi, Veri Ambarı, Veritabanı, İleri Analitik, Kurumsal Performans Yönetimi gibi alanlarda yetkin ekipler tarafından sunulan eğitimlerini tamamladı. Yeni nesil teknolojileri sadece teorik olarak değil uygulamalı olarak da öğrenme fırsatı yakalayan katılımcılar, sektörün ihtiyaçları ve beklentileri doğrultusunda kendilerini geliştirebilecekleri yepyeni fırsatları keşfetti. Eğitimini tamamlayan gençler, bundan böyle başta GTech olmak üzere, sektörün önde gelen oyuncuları tarafından sunulacak kariyer imkanlarından faydalanabilecek. GTech Akademi’nin temelinde “Gençlerimizi iş hayatına hazırlamak en büyük sorumluluğumuzdur” bilincinin yattığını vurgulayan GTech Kurucu Ortağı ve CEO’su Mine Taşkaya, projeyle ilgili

şunları söylüyor: “Akademimizin eğitimleri her yıl fiziksel sınıf ortamında gerçekleşiyordu ancak bu yıl pandemi süreci sebebiyle tüm altyapımızı online olacak biçimde düzenledik. Katılan genç mühendisler üniversitelerde aldıkları temel mühendislik eğitimlerinin yanı sıra sektörün ihtiyaç duyduğu yeni nesil teknolojileri uygulamalı olarak öğreniyor ve tam donanımlı hale geliyor. Bu programda 1 aylık ücretsiz eğitimlerle öğrencilere sadece teoriyi değil özellikle yeni nesil teknolojileri kullanmayı da öğreterek onları sektöre kazandırıyor ve ekosisteme yetişmiş insan kaynağı sağlıyoruz. GTech Akademi’de eğitim alan gençlerin yüzde 75’i, birkaç ay içinde iş bulabiliyor. Bugüne dek programımıza dahil olan gençler arasından 49 kişiyi GTech’te istihdam ettik. GTech Akademi müşterilerimizin de ilgisini çekiyor, bu programı kendi bünyelerinde uygulamaya yönelik değerlendirmeye alan şirketler oldu. Ayrıca bir kaç büyük banka yeni mezun işe alım programında ihtiyaçlarına uygun donanımdaki GTech Akademi mezunlarını işe

aldı. Veriyi şirketlerin daha iyi ve etkin kullanabilmesini sağlamak için çalışan bir şirket olarak, gençlerin bu sektördeki varlıklarını ve sürdürülebilir katkılarını çok önemsiyoruz. GTech Akademi’ye ilgi gösteren ve bu sektörde kendini yetiştirmeyi hedeflerken ilk durak olarak bizi seçen tüm gençlere yürekten teşekkür ederiz.” Bu yıl 2.094 gencin başvurduğu GTech Akademi programına Boğaziçi Üniversitesi, ODTÜ, Sabancı Üniversitesi, İTÜ, Galatasaray Üniversitesi, İstanbul Üniversitesi, Gazi Üniversitesi, Bahçeşehir Üniversitesi, YTÜ, Dokuz Eylül Üniversitesi, Özyeğin Üniversitesi gibi Türkiye’nin önde gelen üniversitelerin ilgili bölümlerinde okuyan ya da mezun öğrenciler katıldı. Başarılı ve yetenekli katılımcıların GTech bünyesinde istihdam edildiği ve 2014 yılından bu yana düzenli olarak gerçekleştirilen eğitimlere bugüne dek 12.177 genç başvurdu. GTech Akademi’ye kariyerini teknoloji konusunda geliştirmek isteyen yeni mezun, ilgili alanlarda yüksek lisans öğrencisi olarak eğitimine devam eden veya maksimum 3 yıl yazılım deneyimi olan gençler kabul ediliyor. Ekonomik Nokta Dergisi - Sayı 291 - 2020 103




Otomotiv

Hyundai Teknolojİ Harİkası Yenİ Tucson’u Sunar • Hyundai’nin tasarım devrimi olarak öne sürdüğü Yeni Tucson, sınıfının en iyi özelliklerine sahip. • Öne çıkanlar; yeni parametrik gizli farlar, ileri seviye güvenlik donanımları ve şık iç mekan. • Tucson, hibrit, plug-in hibrit ve 48V hafif hibrit motor seçenekleriyle de sınıfına öncülük ediyor.

H

yundai Motor Company, online olarak gerçekleştirdiği global bir lansmanla Yeni Tucson modelini nihayet tanıttı. Uzun zamandır merakla beklenen C-SUV segmentindeki otomobil, yeni standartlar belirleyen deneysel bir tasarıma ve en son teknolojiye sahip. İlk kez 2004 yılında tanıtılan ve dünya çapında 7 milyondan fazla satılan Tucson, Avrupa pazarında da 1.4 milyon adet satış başarısı gösterdi. Hyundai’nin tasarım 106 Ekonomik Nokta Dergisi - Sayı 291 - 2020

açısından imajını ve aynı zamanda tüm pazarlardaki saygınlığını artıran Tucson, şimdi de markanın yeni Sensuous Sportiness yani Duygusal Sportiflik tasarım kimliğini ön plana çıkarıyor. Geçtiğimiz yıl Los Angeles AutoMobility Fuarı’nda tanıtılan Vision T Concept baz alınarak üretilen Yeni Tucson, kompakt SUV segmentine sıradışı tasarım özellikleriyle farklı bir bakış açısı getiriyor. Hyundai Tucson aynı zamanda hibrit, plug-in hibrit ve 48 volt hafif hibrit

motor seçenekleriyle de Avrupa pazarındaki elektrikli otomobillere alternatif modeller sunmuş oluyor. Hyundai’nin hemen hemen tüm pazarlarda sunduğu küresel bir model olan Tucson, birkaç farklı fabrikada aynı anda üretilecek. Aralarında Türkiye’nin de bulunduğu Avrupa pazarı için Çekya’daki Nošovice fabrikasında üretilecek olan Tucson, EV’lerin haricinde benzinli ve dizel motorlarıyla yine bölgedeki favori modellerden biri olacak.


Otomotiv

Yeni Tucson ile ilgili olarak görüşlerini dile getiren Hyundai Avrupa Başkanı ve CEO’su Michael Cole, “Hibrit, plugin hibrit ve 48 volt hafif hibrit motor seçeneklerimizle, elektrikli modellere karşı olan ilgimizi ve tecrübemizi artırıyoruz. Global olarak, birden fazla elektrikli modele sahip bir markayız ve özellikle SUV segmentinde böyle bir hamle yapmamız son derece önemli. Hyundai adına önemli bir kilometre taşı olan Yeni Tucson, aynı zamanda Avrupa’daki yükselişimizi ve bağlılığımızı iki katına çıkaracak” dedi. “Parametrik Dinamikler”: SUV tasarımında son perde. Bir önceki neslinden tamamen farklı bir tasarımla gelen Yeni Tucson, bu açıdan Hyundai için bir devrimi temsil ediyor. Genel olarak, selefinden daha büyük ve daha geniş bir gövdeye sahip olan Hyundai Tucson, eski nesline göre daha kaslı duruşu, sert ve keskin hatları ve dinamik oranlarıyla oldukça güçlü bir SUV imajı çiziyor. “Sensuous Sportiness” tasarım kimliğine göre geliştirilen popüler model, orantı, mimari, stil ve teknoloji ile karakterize ediliyor. Tasarımının haricinde, yenilikçi teknoloji ve üst düzey mobil çözümlerle de hayata geçirilen

Tucson, sahibiyle arasında muhteşem bir bağ kurmayı amaçlıyor. Geleneksel çizim ve eskiz yöntemlerinden kaçınan Hyundai tasarımcıları, en yeni dijital teknoloji ile geometrik algoritmalar üretti. Bu sayede Yeni Tucson’un fütüristik tasarım öğelerini ileri seviyeye doğru geliştirdiler. “Parametrik dinamikler” olarak bilinen bu tasarım süreci, benzersiz bir estetik oluşturmak için dijital verilerle oluşturulan çizgileri, açıları ve paralel hatları kullanıyor. Modelin öne çıkan en büyük özelliği ise tasarımla bütünleşen yeni parametrik gizli far sistemi. Araç çalıştırıldığı zaman beliren farlar, ön bölümde oldukça güçlü bir ilk izlenim sağlıyor. Işıklar söndüğünde ise aracın ön kısmına hakim olan geometrik desenler ön plana çıkıyor. En son teknolojiye sahip bu aydınlatma teknolojisi sayesinde, gündüz farları açıldığında da ızgaranın koyu krom görünümü, mücevher gibi şekillere dönüşüyor. Parametrik tasarım çizgisi, aracın yan tarafında da önemli bir tasarım öğesi olarak da dikkat çekiyor. Sert geçişli yüzeyler, şık ve oldukça maskülen bir siluet oluşturuyor. Aynı zamanda aracın bütünüyle çarpıcı bir kontrast oluşturarak dururken bile ileriye doğru hareket ediyormuş gibi bir izlenim uyandırıyor. Dinamik çizgiler,

19 inç jantlar ve geniş hava girişli tamponlar, güçlü ve atletik bir duruş sağlıyor. Tucson’un sportif tasarım çizgileri, yan aynalardan başlayıp C sütununa kadar devam eden krom parçalarla da ekstra olarak vurgulanıyor. Yandan bakıldığında etrafı saran kapılar, dinamik ve açılı plastik dodiklerle oldukça sağlam bir uyum oluşturuyor. Arkada da parametrik gizli stop lambalarına sahip olan Tucson, burada ana tasarım temasını sürdürüyor. Tucson’un arka tamponu, parametrik desen ayrıntılarıyla desteklenmiş üç boyutlu bir efektle bütünleşiyor. Spoylerin altına yerleştirilen gizli arka sileceklerin uygulandığı ilk Hyundai modeli olan Tucson, pürüzsüz camdan üretilmil üç boyutlu bir logoya da sahip. Dokuz farklı yeni renk seçeneğiyle üretilecek olan Tucson’un çift tavan renk opsiyonu da var. Muhteşem bir iç mekan ve daha fazla teknoloji Hyundai Tucson’un sofistike ve ferah iç mekanında da üç farklı renk kombinasyonu bulunuyor. Teknoloji üssünü andıran yeni nesil iç mekanda daha önceki Hyundai modellerinden farklı olarak alışılmışın dışında çizgiler var. Ekonomik Nokta Dergisi - Sayı 291- 2020 107


Otomotiv Teknoloji ve bilgi uyumlu kokpit, şelalelerden ilham alınarak tasarlanmış. Orta konsoldan başlayarak arka kapılara kadar akan gümüş renkli çizgiler, birinci sınıf malzemelerle bütünleştirilmiş. Segment lideri olma hedefiyle yola çıkacak olan Tucson’da teknolojinin kusursuz entegrasyonu, dijital deneyim ile devam ediyor. Yeni 10,25 inç AVN-T ekran, aracın kokpitini tamamen dolduruyor. Hyundai tasarımcıları, fiziksel düğmeler ve klasik butonlardan vazgeçerek tüm işletim ve kontrol mekanizmasını AVN üzerinden gerçekleştiriyor. Klima, havalandırma ve multimedya işlevleri dokunarak kontrol edilebiliyor. Tam dokunmatik ekran konsolu içeren ilk Hyundai modeli olan Tucson, alçak bir gösterge paneli de sahip. Analog yerine dijital ekrana sahip bir gösterge ile gelen otomobil, sürüşle ilgili tüm bilgileri anlık olarak sürücüsüne iletiyor. Orta konsolun iki yan cebinde kablosuz şarj pedi ve saklama bölmeleri bulunurken aynı zamanda 10 farklı parlaklık seviyesi olan ortam aydınlatmasına da yer verilmiş. Tamamen yeni bir gövdeye ve platforma sahip olan Tucson’un dinamik oranları, yolcuların konforunu ve ferahlığını ön planda tutuyor.

Bir önceki nesle göre 20 mm daha uzun, 15 mm daha geniş ve 10 mm artırılmış dingil mesafesi gelen Yeni Tucson, kısacası her zamankinden daha geniş. Özellikle arkada oturan yolcular, 26 mm ek diz mesafesinin keyfini çıkarak saatlerce uzun yolculuklar yapabilecekler. Bu arada, bagaj kapasitesi de seçilen motor ve güç aktarım sistemine bağlı olarak 33 ila 107 litre arasından artırılmış. Hyundai tarafından açıklanan hacim 620 litre ve koltuklar katlandığında da 1.799 litreye kadar çıkabiliyor. Hyundai’nin gelişmiş HTRAC dört tekerlekten çekiş sistemiyle satışa sunulacak olan Tucson, isteğe bağlı olarak 4x2 seçeneğine de sahip olacak. Dünyanın en zorlu yarış pistlerinden biri olarak kabul edilen Nürburgring Nordschleife’da defalarca test edilen otomobil, oldukça sportif ve aynı zamanda konfor vaad eden yeni tip bir süspansiyon sistemiyle donatılmış. Elektronik kontrollü süspansiyon sistemi (ECS), sürüş modlarına göre sertliğini ve rijitliğini değiştirebiliyor. Önde MacPherson gergi kolu ve arkadaki çoklu bağlantılı süspansiyonu ile üst düzeyde konfor sunan Tucson, yeni fren sistemiyle de güvenliği unutmamış oluyor. Süspansiyonla uyumlu olarak çalışan “Motor Tahrikli Hidrolik Direksiyon (R-MDPS)”, modlara göre tepkilerini

anlık olarak değiştirebiliyor ve kullanıcısına üst düzey bir sürüş keyfi sunuyor. Yeni motor seçenekleri Üç elektrikli motor ve dört farklı şanzıman seçeneğine sahip Tucson’da ayrıca iki adet içten yanmalı motor da var. Benzinli ve dizel motorlarla da satışa sunulacak aracın her kullanım amacına uyum göstermesi söz konusu. Güç vaad eden turbo benzinli ve her zamandakinden daha ekonomik dizel 48 volt hafif hibrit, kompakt SUV segmentindeki tüm beklentileri rahatlıkla karşılayacak. Ayrıca üç farklı hibrit seçeneğiyle de hem çevreye hem de yakıt ekonomisine katkıda bulunacak. Yeni Tucson’da dikkat çeken en önemli motor ise 1.6 T-GDI Smartstream. Hyundai’nin Sürekli Değişken Valf Zamanla (CVVD) teknolojisi ile donatılan bu motor, performansa ve yakıt verimliliğine aynı anda odaklanacak. Hyundai bu motoru kullanarak 265 PS güce sahip bir plug-in hibrit versiyon da sunmuş olacak. Bu yılın sonuna doğru Avrupa’da satışa sunulacak aracın önümüzdeki yıl daha sport N Line versiyonu da tanıtılacak.

US POLO NEXT LEVEL AVM’DE KAPILARINI AÇTI Marka karmasını her geçen gün zenginleştiren Next Level Alışveriş Merkezi şimdi de US POLO markasına ev sahipliği yapıyor…

J

LL Türkiye tarafından yönetilen, merkezi lokasyonu, zengin marka karması, ferah alışveriş ortamı ve açık hava teras alanıyla Ankara’nın gözde alışveriş merkezi Next Level AVM’de şimdi de US POLO mağazası kapılarını açtı. Pandemi döneminde hijyen koşulları ile güvenli alışveriş merkezi olarak öne çıkan Next Level, bünyesindeki markalara da sürekli yenilerini ekliyor. Geçtiğimiz günlerde açılan D’S Damat ve Çay Taze’den sonra 176 metrekarelik mağazası ile US POLO da kapılarını açarak Ankaralılarla buluştu. Geniş alanı ve zengin ürün çeşitleri ile ziyaretçileri karşılayan markanın açılışa özel yüzde 70 indirim kampanyası da devam ediyor. 108 Ekonomik Nokta Dergisi - Sayı 291 - 2020



Sektör

Ironhand İle süper güç kontrol altında Kas-iskelet sistemi bozuklukları, AB ve Kuzey Amerika’da yaygın bir meslek hastalığıdır ve işten uzun süre uzak kalmanın en yaygın nedenlerinden biridir. İşle ilgili üst ekstremite bozuklukları AB genelinde yıllık 2,1 milyar avroya mal oluyor ve tüm meslek hastalıklarının% 45’inden sorumlu. Giyilebilir ürünler ve teknolojiyle geliştirilen giysiler, bu yaralanmaları azaltmak için yeni yaklaşımlar sunuyor. İsveçli BIOSERVO TECHNOLOGIES şirketinin Ironhand® ürünü, şirketin patentli SEM ™ teknolojisinin yardımıyla kavramayı güçlendiren yumuşak bir robotik eldivendir. Parmakların kavrama kuvveti desteği İSE FAULHABER tahrikleri ile mümkün oluyor.

A

B düzeyinde, tekrarlayan işler en büyük risk faktörüdür. AB’de çalışanların% 74’ü, çalışma sürelerinin en az% 25’ini tekrarlayan kol veya el hareketleri yaparak geçiriyor. Alman Federal Mesleki Güvenlik ve Sağlık Enstitüsü’ne (Bundesanstalt für Arbeitsschutz und Arbeitsmedizin) göre, kas110 Ekonomik Nokta Dergisi - Sayı 291 - 2020

iskelet bozuklukları, işteki sınırlı yetenekler, ciddi engellilikler, erken emeklilik ve geçici olarak çalışamama durumunun en yaygın nedenidir. Avrupa İş Sağlığı ve Güvenliği Ajansı tarafından yapılan bir araştırmaya göre, ankete katılanların% 45’i işyerinde ağrılı veya yorucu pozisyonlardan,% 25’i sırt ağrısından ve % 20’si kas ağrısından

muzdarip. Araştırmalar, her iki çalışanın 2030’a kadar kas-iskelet sistemiyle ilgili rahatsızlıklardan etkilenebileceğini ortaya koyuyor. Boyun ve üst ekstremitelerin işe bağlı bozuklukları boğazı, omuzları, kolları, elleri, bilekleri ve parmakları etkiler ve karıncalanma, uyuşma, rahatsızlık veya ağrıya neden olur.


Titreşimli aletlerin kullanılması veya soğukluk bu sorunları daha da kötüleştirebilir. Etkiler, azaltılmış hareket kabiliyeti veya kavrama gücüdür. Her ikisi de çalışma sırasında ek tehlikelere neden olabilir, örneğin bir çalışan bir aleti artık güvenli bir şekilde tutamaz veya çalıştıramazsa. Dahası, demografik değişim, toplumun bir bütün olarak yaşlanması ve aktif çalışma hayatında daha uzun süre kalacağı anlamına gelir. İşyerinde iyileştirilmiş ergonomi bu nedenle hem sağlıklı insanlar hem de fiziksel olarak engelliler için giderek daha önemli hale geliyor. Çalışma tezgahı, masa veya montaj hattı gibi gerçek çalışma alanını daha ergonomik yapan çözümlere ek olarak, şirketler insanlara destek sunmak için kullanılabilecek çözümlere giderek daha fazla güveniyor. Kıyafet gibi vücuda takılan dış iskeletler de işte bu çözümlerden bir tanesi. Ellerde daha fazla kuvvet İsveçli BIOSERVOTECHNOLOGIES şirketinin sunduğu Ironhand ®, eller ve parmaklar için yumuşak, aktif bir dış iskelettir. Normalde, alt kol ve eldeki kaslar tarafından kavrama hareketi mümkün kılınmaktadır. Bu kaslar tendonları çekerek parmakları hareket ettirir. Ironhand ® benzer şekilde çalışır: eldivenin parmak uçlarındaki basınca duyarlı sensörler, kullanıcının eliyle gerçekleştirdiği kavrama eylemini algılar. Sisteme entegre bilgisayar, gerekli olan ek kavrama kuvvetini hesaplar ve küçük servo motorlar ince kabloları parmaklarda çeker. Sensörler üzerindeki basınç ne kadar yüksekse, Ironhand ® tarafından o kadar fazla güç sağlanır. Eldivenin ayarları kişisel tercihlere ve yapılan işin türüne göre uyarlanabilir. Veri işlevleri, elin dijital risk değerlendirmesini ve kullanıcının Endüstri 4.0 / geleceğin fabrikası konseptine entegrasyonunu sağlar. Yüksek ergonomik riske sahip tutuş yoğun uygulamalar, pratik çalışma sırasında veriler analiz edilerek belirlenebilir ve kullanıcılar uygun önlemleri alabilir.

Sektör kişisel koruyucu ekipmanların (KKD) giyilmesini engellemeyecek şekilde tasarlanmıştır. Molalar için, dışarıdan yardım almadan takılabilir ve çıkarılabilir. Güç kaynağındaki pillerin kapasitesi, tipik bir iş günü için tasarlanmıştır. Bireysel ve çok yönlü Eldiven dört farklı boyutta sunulmaktadır ve sol ve sağ elini kullanan kullanıcılar tarafından giyilebilir. Bir sırt çantası gibi giyilen pil takımı, hem bir bilgisayar ünitesi hem de tek tek parmakları kontrol eden motorları içerir. Kullanıcılar, farklı sensör hassasiyeti, kuvvet, parmak simetrisi ve kilitleme eğilimi kombinasyonlarını içeren çeşitli profilleri önceden ayarlayabilir. Profili değiştirmek için kullanıcının yalnızca göğüs bölgesinde bulunan uzaktan kumanda üzerindeki bir düğmeye basması yeterlidir. Bu profil sayesinde, örneğin iş günü boyunca karşılaşılan farklı gereksinimlere esnek bir şekilde yanıt vermek mümkündür. Örneğin bir kişi sabahları hafif stresli işler yapıyor ve ardından öğleden sonraları kasları ağır bir şekilde zorlayan aktiviteler izliyorsa. Bu aynı zamanda hem erkek hem de kadın kullanıcıların tek bir sistemle çalışmasını sağlar. Milisaniyeler içinde, sistem 80 N’ye kadar kavrama gücü sağlayabilir. Sistem, eldivenler, düşmeye karşı koruma cihazları, kasklar veya uyarı kıyafetleri gibi

Güçlü tahrik sistemi Tek tek parmakları kontrol etmek için BIOSERVO, Ironhand® çözümünde 1741… CXR serisinin grafit komütasyonuna sahip DC mikromotorlar kullanır. Seri, güç, sağlamlık ve kontrolü kompakt bir formda birleştirir. Bu, grafit komütasyonu, yüksek kaliteli neodim mıknatıslar ve FAULHABER rotorunun denenmiş ve test edilmiş sarımı ile sağlanır. Güçlü neodimyum mıknatıs, motorlara 3,6 ila 40 mNm arasında değişen sürekli bir tork ile yüksek bir güç yoğunluğu sağlar. Etkileyici performans verileri ve kompakt boyut, optimize edilmiş fiyat / performans oranında geniş bir olası uygulama yelpazesini sağlar. BIOSERVO’nun Geliştirme Direktörü Martin Remning Wahlstedt, FAULHABER’dan memnun: “Ürünlerimizde kullandığımız FAULHABER tahrikleri ile çok iyi deneyimlerimiz olduğu ve hem tahrik sistemleri uzmanı FAULHABER hem de İsveçli satış partneri Compotech ile uzun süreli bir işbirliğine sahip olduğumuz için Ironhand® için 1741… CXR’ye karar verdik.”

Ekonomik Nokta Dergisi - Sayı 291 - 2020 111




İhracat

Ege İhracatçı Bİrlİklerİ, Bİlgİ Güvenlİğİnİ ISO 27001 İle taçlandırdı

H

izmet kalitesini uluslararası standartlara taşımak ve hizmet standartlarını belgelendirmek için yoğun bir efor sarfeden Ege İhracatçı Birlikleri, bilgi güvenliği kültürünü oluşturmak amacıyla Kişisel Verilerin Korunması Kanununa uyum çalışmalarının ardından Bilgi Güvenliği Yönetim Sistemini kurarak ISO 27001 Bilgi Güvenliği Yönetim Sistemi Belgesini alarak, bilgi güvenliğini taçlandırdı. İçinde bulunduğumuz yüzyılın ilk çeyreğinde bilişim sistemlerinin, ağ teknolojilerinin kullanım alanlarının hızla arttığına dikkati çeken Ege İhracatçı Birlikleri Koordinatör Başkanı Jak Eskinazi, üretilen ve işlenen bilginin güvenliğinin sağlanmasını da zorunlu hale geldiğinin altını çizdi. “Günümüzde kuruluşlar hem kendilerine ait, hem de bağlı oldukları yasal ve sözleşmelerden kaynaklı; işledikleri, sakladıkları ve yönettikleri 114 Ekonomik Nokta Dergisi - Sayı 291 - 2020

bilgi ve bilgi varlıklarının gizliliğini, bütünlüğünü ve erişilebilirliğini korumak zorundalar” tespitinde bulunan Eskinazi, “Kurum ve işletmelerde bilgi güvenliğinin önemi ve tüm paydaşların bu yöndeki bilinç düzeyi de her geçen gün artmakla birlikte, “Kurumuma/şirketime ait bilgiyi nasıl korumalıyım, bilgi güvenliğimi nasıl sağlayabilirim?” vb. gibi sorular halâ güncelliğini koruyor. ISO 27001, güçlü bir bilgi güvenliği yönetim sistemi için gerekliliklerin detaylandırıldığı, uluslararası bilgi güvenliği yönetim standardı. ISO 27001 Bilgi güvenliği standardı risk tabanlı yaklaşımı ile kuruluşların bu süreçlerinde bilgi ve bilgi varlıklarının korunması için doğru insan kaynakları, prosedürler ve bilgi teknolojileri altyapıları ile hedeflenen güvenlik düzeyini sağlıyor” şeklinde konuştu. Ege İhracatçı Birlikleri Koordinatör Başkanı Jak Eskinazi, Türkiye İhracatçılar

Meclisi önderliğinde tüm birlikler için ortak proje olarak 2019 yılı Ağustos ayında VERBİS sistemine kayıt yaptırdıklarını, ilk önce KVKK çalışmaları yapıldığını, bu süreçde işlemiş oldukları kişisel verileri koruma altına aldıklarını kaydetti. Eskinazi, süreç boyunca 1 yılı aşan çalışma döneminde Ege İhracatçı Birlikleri’nde tüm personelene iki defa KVKK, Bilgi Güvenliği Farkındalık Eğitimi ve ISO27001 eğitimi verildiğini, üyelere yönelik KVKK ve ISO27001 eğitimleri düzenlendiğini, 31 Ağustos 2020 tarihinde almaya hak kazandıkları ISO 27001 Bilgi Güvenliği Yönetim Sistemi Belgesinin Hem teknik olarak, hem de farkındalık eğitimleriyle devamlılığını sağlayacaklarını sözlerine ekledi. ISO 27001 Bilgi Güvenliği Yönetim Sistemi’nin Faydalarını ise şu şekilde özetlemek mümkün; “Güvenilir, geçerliliği olan ve doğru bilgi sağlar. Zaman kaybını ve gereksiz iş yükünü önler. Riski minimuma indirir. İşte süreklilik sağlar. Bilgi gizliliğinin korunmasına yardımcı olur. Çalışanlar arasında bilgi güvenliği konusunda farkındalığın artmasını sağlar. Yasal zorunluluklara uyulduğunun göstergesidir. Bilgi varlıklarına erişim güvenli bir şekilde korunur. Kurumun saygınlığı korunur. İşletmeye rekabet avantajı sağlar.”


Bilişim

Esnek ve Sürdürülebİlİr Sınır Bİlİşİmİ İnşa Etmek

Veri merkezinizin verimliliğinin düşmesini engellerken, çözümlerinizi nasıl tasarlayacağınızı,

H

aziran ayında canlı olarak gerçekleştirdiğimiz Innovation Day: Resilient Digital Transformation etkinliğinde Schneider Electric’ten Kevin

Brown “Aksaklıklar Karşısında Esnek ve Sürdürülebilir Sınır Bilişimi İnşa Etmek, “ konulu konuşmasında, altyapı çözümlerinizi maksimum verimlilik ile nasıl kurabileceğinizi ve

yönetebileceğinizi anlatıyor. Kaçıranlar ve tekrar izlemek yöneteceğinizi isteyenler için Türkçe altyazı ve izleyeceğinizi seçeneği ile mevcut! World Media Group (WMG) biliyor musunuz ? Haber Servisi

TASC 2021 Gelecek Yıl TASC 2021 – Oto Camı, Cam Hasarları Tamiri ve Taşıt Araçları Donanımı İhtisas Fuarı 19 – 20 Şubat 2021, Düsseldorf Areal Böhler Fuar Alanı’nda gerçekleştirilecek.

G

lasstec – Uluslararası Cam İhtisas Fuarı’nın başarılı organizatörü Messe Düsseldorf, oto camı, cam hasarları tamiri ve taşıt araçları donanımı fuarı TASC’yi, 19 – 20 Şubat 2021 tarihleri arasında Düsseldorf’ta Areal Böhler Fuar Alanı’nda üçüncü kez düzenliyor. 2019 yılında yapılan bir önceki fuara 6 ülkeden katılan 60 firma ürünlerini 19 ülkeden 1.290 ihtisas ziyaretçisine tanıtma imkanı buldu. Fuarda ürün yeniliklerinin yanı sıra dernekler ve sektörün öncü firmalarının işbirliğiyle yoğun bir etkinlik programı oluşturarak bilimsel konulara da yer verildi. Hem katılımcıları hem de ziyaretçileri için çok başarılı geçen fuar

sonrasında oto camı, cam hasarları tamiri ve taşıt araçları donanımı konusunda sektörün kendine özel bir uluslararası fuara olan ihtiyacı öne çıkmış oldu. TASC’nin ağırlıklı ürün programını oto camı, cam hasarları tamiri ve taşıt araçları iç ve dış donanımı alanlarında yedek parçalar ve çözümler; el aletleri; tüketim malzemeleri; car-wrapping; tamirhane donanımı; araç destek asistanı yazılımı ve kalibrasyonu; hasar yönetimi, kontrolü ve sigortası; temizlik, bakım ve aksesuarlar; işyerinde güvenlik; eğitim; enstitüler, dernekler ve dergiler oluşturuyor. World Media Group (WMG) News Service Ekonomik Nokta Dergisi - Sayı 291 - 2020 115


Endüstriyel Dönüşüm

Endüstriyel dönüşüm tam

Eplan yenİ lİsanslar İçİn abonelİk modelİnİ duyurdu

gaz devam ediyor. Bunun sonucu olarak da piyasa koşulları değişiyor. Eplan da kendini sürekli olarak bu değişimlere adapte ediyor: Ağustos 2021 itibariyle yeni

Eplan CEO’su Sebastian Seitz: Müşterilerimizle olan ilişkimizi daha da yoğunlaştırmak istiyoruz. Dijital ve endüstriyel dönüşümün yaşandığı yazılım lisansları günümüzde yakın ilişki her iki taraf için de başarının temelini oluşturuyor.” yalnızca İstenilen: Müşterilerle Dijital ve endüstriyel abonelik temelli olarak sunulacak. Şirketler de bu esneklikten yararlanma imkanı sağlayacak.

1

Ağustos 2021’den itibaren, Eplan yeni lisansları sadece abonelik olarak sunmaya başlayacak. Eplan CEO’su Sebastian Seitz bu hamleyi şu şekilde açıklıyor: “Müşterilerimiz için, işimizi tam olarak geleceğe uygun hale getiriyoruz. Bu çığır açan karar hem mevcut hem de yeni müşterilerimiz için sonuç verecek.” Seitz, çekici giriş koşulları, abonelik süresiyle ilgili esneklik ve Eplan’ın gelecek sürümünün lansmanıyla birlikte sunulan kapsamlı yeni özellikler paketi gibi avantajların istenen her şeyi sağlayacağından emin.

116 Ekonomik Nokta Dergisi - Sayı 291 - 2020

yoğun bir diyalog

“Yaptığımız her şeyin odağında müşterilerimizin başarısı yer alıyor” diyor Seitz. “Yazılım geliştirmelerimizle, onları tamamen buna inandırmak ve onlara ilham kaynağı olmak istiyoruz.” Bu açıklama şirketin inancını özetliyor: müşterisinin başarısını etkili mühendislik ile güvence altına alıp geliştirmek. Dahası, CEO Seitz müşterilerle daha yoğun bir diyalog sağlayacak abonelik modelini de iple çekiyor. “Müşterilerimizle olan ilişkimizi daha da yoğunlaştırmak istiyoruz.

dönüşümün yaşandığı günümüzde yakın ilişki her iki taraf için de başarının temelini oluşturuyor.” Yeni abonelik koşulları hızlı bir şekilde sunulmaya başlandı. Bununla birlikte, hem yeni müşteriler hem de mevcut müşteriler yeni veya ilave lisansları kalıcı lisans olarak 31 Temmuz 2021 tarihine kadar almaya devam edebilirler.


Endüstriyel Dönüşüm

Volkswagen en yenİ Eplan ve Rittal çözümlerİnİ bütünleştİrİyor Tedarikçiler için bu kontrol panosu ve şalt sistemi mühendisliğinde mekanik NC işlemeden otomatik terminal montajına, tel işleme ve kablolama desteğine kadar otomatikleştirilmiş üretim adımlarına girmek ve bunları genişletmek için bir temel oluşturuyor. Kaliteli sistem mühendisliği, üretim ve devreye alma için temel olarak kullanılabilecek, Volkswagen tarafından sağlanan tam gelişmiş tasarım şablonlarından yararlanıyor. Tek tip tesis sistemi dökümantasyonu

Eplan Stratejik Müşteri Müdürü Andreas Bamberg: »Eplan Pro Panel’in ilave 3D işlevi, otomatik kontrol kabini ve şalt sistemi mühendisliği için doğrudan üretim bilgisi almayı mümkün kılıyor.»

V olkswagen kısa bir süre önce Eplan Version 2.9 güncellemesi de içeren VASS (Volkswagen Audi Seat Skoda) standardının altıncı neslini piyasaya sürdü. MEB platformundaki modeller için üretim tesislerinde kullanılan standart aynı zamanda anahtarlama sistemi mühendisliği için 3D işlevi ve PLC proje planlama araçları için çift yönlü alışveriş verisiyle genişletildi. Rittal´in yeni VX25 kontrol kabini sistemi de ilave olarak sisteme entegre edildi. Volkswagen´in tedarikçilerine VASS standart kütüphanelerinde Eplan Pro Paneline dayalı 3D verileri sağlamaya başlama kararı, kontrol kabinlerinin ve kurulu bileşenlerin tüm dijital ikizlerinin tasvir edilebileceği anlamına geliyor. Önceden, sadece Eplan Electric P8’in 2D sunumları standarda dahil edilmiş durumdaydı.

Eplan Stratejik Müşteri Yöneticisi Andreas Bamberg´in açıklaması şu şekilde: »Eplan Pro Panel’in ilave 3D işlevi otomatik kontrol kabini ve şalt sistemi mühendisliği için doğrudan üretim bilgisi almayı mümkün kılıyor. Mühendislik ofisleri, bileşenler için entegre çarpışma kontrolü ve termal güç dağıtımı hususlarından daha fazla yararlanır ki bu sayede kabinde optimize edilmiş komponent yerleşimi ve Rittal iklim kontrol sistemleri için daha enerji verimli bir tasarım sağlanmış olur.» İlave bir avantaj da şudur: cihaza ve proje verilerine temel kontrol teknolojisi bilgilerinin eklenmesi, AML arayüzünü kullanarak Eplan (donanım mühendisliği) ve Siemens TIA Portal (yazılım proje planlaması) arasında tamamen iki yönlü veri alışverişine olanak tanır. »Bu, PLC donanım yapıları, önceden tanımlanmış girişler ve çıkışlar ve veri yolu topolojileri doğrudan Eplan’dan alınabildiğinden, mühendislik ve sistem planlaması için gereken çabaları önemli ölçüde azaltır, üstelik hatasız port bağlantısından bahsetmiyorum bile,» diyor Bamberg. Gerek tesis sistemi işlemleri sırasında, gerekse de daha sonraki değişiklikler veya genişletmeler için, TIA Portal’dan gelen bilgiler Eplan Projesine geri beslenebilir. Bu, dijital üretim yönetimine entegrasyon için “inşa edildiği şekliyle” tek tip, hatasız tesis sistemi dokümantasyonu ve daha kısa giriş süreçleri sağlar. En gelişmiş kontrol kabini teknolojisi Büyük kontrol kabinleri ve küçük muhafazaları ile Rittal, tıpkı Eplan gibi yıllardır Volkswagen’in kurumsal standardının bir parçası olmuştur. Rittal Otomotivden Sorumlu Küresel Kilit Müşteri Yöneticisi Markus Hülsmann’ın dediği gibi: “VASS V6 kütüphanesinin mevcut sürümü, yeni Rittal VX25 kontrol kabini sistemine dayalı olarak 3 boyutlu olarak tam entegre referans kontrol kabinleri sunuyor.” Ekonomik Nokta Dergisi - Sayı 291 - 2020 117


Endüstriyel Dönüşüm »VASS Standardının Eplan’ın mühendislik yazılımının en yeni yönleriyle ve Rittal’in son teknoloji sistem teknolojisiyle genişletilmesi, tedarikçilerimizi dijital ve otomatik üretim süreçleri bakımından en iyi şekilde desteklediğimiz anlamına geliyor. Aynı zamanda, dijital fabrikaya giden yolda başladığımız önemli bir bileşen de ekliyoruz. “ En nihayetinde, üretim sürecinin bir parçası olarak kontrol kabininin dijital ikizi, geleceğin tamamen dijital işletim ve bakım süreçleri için bir temel oluşturuyor. Uluslararası servis desteği 2018 yılından bu yana Eplan tedarikçileri için İngilizce ve Almanca olarak üç günlük bir VASS V6 Eğitimi düzenliyor. Bu eğitim, standarda uygun şekilde başarılı proje planlamasının uluslararası ayağını oluşturuyor. Almanya´da düzenli aralıklarla gerçekleştirilen ilk eğitimler aynı zamanda ABD ve Çin´de de gerçekleştirildi.

Markus Hülsmann: Rittal Otomotivden Sorumlu Küresel Kilit Müşteri Müdürü:»VASS V6 kütüphanesinin şu anki sürümü, yeni Rittal VX25 kontrol kabini sistemine bağlı olarak, tamamen entegre 3D referans kontrol kabinleri sunuyor. Ayrıca, tamamen entegre muhafaza aksesuarlarını ve doğrudanaksesuar listesinden seçilebilen ve eksiksiz bir makro olarak yerleştirilebilen, Friedrich Lütze şirketinin AirSTREAM montaj çerçevesinin 10 farklı türünü de barındırıyor. Hülsmann sözlerine şöyle devam ediyor: “Bileşenler sadece birkaç tıklama ile doğrudan kabine yerleştirilmeye başlayabildiğinden bu mühendislik için gereken işi önemli ölçüde azaltıyor.” Gelecekteki VASS sürümleri, Rittal AX ve KS muhafazaları ve ilgili örnek düzenekleriyle kitaplık genişletmelerini içerecek. 3D olarak ilişkili muhafaza makroları, Eplan Data Portal’da halihazırda sunulmakta olup, Pro Panel ile tasarım yaparken kullanılabilir. Amaç: dijital üretim Otomobil üretimi, daha kısa başlatma süreleri, kişiselleştirilmiş tasarım çabaları, yeni kontrol teknolojileri ve bakım ve onarım talepleri ve bunun gibi pek çok konu dahil olmak üzere giderek daha da zorlu hale geliyor. Volkswagen, şirketin tedarikçilerine aktarılan otomasyon standartlarını daha da geliştirmek için özenle çalışıyor. Volkswagen’in Üretim Otomasyonu ve Dijital Üretim Bölümü’nden Daniel Gräser, 118 Ekonomik Nokta Dergisi - Sayı 291 - 2020

Daniel Gräser: »VASS Standardının, Eplan mühendislik yazılımının en yeni özellikleri ve Rittal´in en gelişmiş sistem teknolojisiyle genişletilmesi, bizim tedarikçilerimizi dijital ve otomatik üretim süreçlerini gerçekleştirmede en iyi şekilde desteklediğimiz anlamına geliyor,» diyor Volkswagen Üretim Otomasyonu ve Dijital Üretim Bölümünden Daniel Gräser.


Endüstriyel Dönüşüm

Kendİnden yapışkanlı etİketlerle sıcaklıkları kolayca İzleyİn Brady Corporation, çok çeşitli cihazlar, ekipmanlar, makineler, raflar, kablolar ve yapılar için kablosuz sıcaklık ölçümü ve takibini mümkün kılan RFID Sıcaklık Etiketleri sunuyor. Sıcaklık algılayan esnek akıllı etiketler, bilgiye dayalı ve proaktif kararlar verebilmeniz için neredeyse her yüzeye uygulanabilir. kirli ortamlarda, iç ve dış mekanlarda okunaklı kaldığı ve kimyasallara, temizlik malzemelerine, yağ ve yakıtlara dayanıklı olduğu testlerle kanıtlanmıştır. Çeşitli yapışkanların uygulanabildiği etiketler, pürüzsüz, pürüzlü veya tozlu yüzeylere ve düz ya da kıvrımlı yüzeylere tutunabilir. Eksiksiz çözüm

S

ıcaklıkları kolayca takip edin

Yeni RFID Sıcaklık Etiketleri, düşük maliyetli bir sıcaklık izleme çözümüdür. Uygulamalar; çevre izleme, malzeme ve ekipman izleme, soğuk zincir izleme, veri merkezi izleme, bakım ve güvenlik verileri toplama ve sera izleme uygulamalarını içerir. İnce ve esnek yapıda ve RFID özelliğine sahip akıllı etiketler enerji veya bakım gerektirmez. Ultra yüksek frekans uyumlu bir RFID okuyucu ile sıcaklık değeri ölçüldüğünde kablosuz olarak otomatik güç alırlar. Sıcaklık ölçümleri otomatikleştirilerek ISO 18000-63/64 ve ETSI standartlarına uygun bir bant genişliğinde tarayıcı ile alınır.

Neredeyse her yüzeye uygulanır Tanımlama uzmanı Brady, sıcaklık algılayan RFID teknolojisini, araştırmalara dayanan çok çeşitli endüstriyel etiket malzemeleriyle kullanıma sunmaktadır. Bu etiketlerin sıcakta, soğukta,

Brady, çok çeşitli yüzeylerden sıcaklık ölçümü ve izlemesi için eksiksiz bir çözüm sunabilir. Bu eksiksiz çözüm, boş veya hazır baskılı RFID etiketlerini, bir ya da daha fazla profesyonel etiket yazıcısını, Brady Workstation etiket tasarım yazılımını ve bir RFID okuyucuyu içerir. Ürünün her bileşeni için donanım ve yazılım desteği mevcuttur. Ürünün nasıl çalıştığını Brady web sitesinden görebilir veya emea_ request@bradycorp.com adresinden daha fazla bilgi alabilirsiniz.

Ekonomik Nokta Dergisi - Sayı 291 - 2020 119


Sektör

Iglo Architects’İn Tasarladığı YC Inox Fabrİkası Pandemİ Dönemİnde Hız Kesmedİ Mimari tasarım süreci Iglo Architects tarafından yürütülen, Tayvanlı çelik devi YC Inox’un Dilovası’ndaki 80 milyon dolarlık dev yatırımının inşaatı ihale sürecinin tamamlanmasıyla başlayacak. Projede 2021 yılının son çeyreğinde test üretimlerine geçilmesi planlanıyor.

D

ünyanın en büyük beş çelik üreticinden biri olan Tayvanlı YC Inox firması, Dilovası Makine İhtisas Organize Sanayi Bölgesi’nde aldığı 35.000 ve 20.000 metrekarelik arazilere kuracağı fabrika yapılarının tasarım sürecini, Türkiye’de konunun en yetkin mimarlık ve tasarım ofislerinden biri olan Iglo Architects ile yürütüyor. Tayvan merkezli YC Inox firmasına ait Dilovası 120 Ekonomik Nokta Dergisi - Sayı 291 - 2020

Makine İhtisas Organize Sanayi Bölgesi içindeki iki ayrı parselde planlanan Paslanmaz Boru Üretim Tesisi ile paslanmaz sac yüzey işlemleri için Service Center Binası ve idari merkezleri Mimar Zafer Karoğlu ve Mimar Esen Akyar Karoğlu ortaklığındaki Iglo Architects tarafından tasarlandı. Hafriyat çalışmaları devam eden arazilerde planlanan 60.000 m2 kapalı alana sahip yapıların inşaatına ihale sürecinin tamamlanmasıyla başlanacak.

Türkiye’de sıfırdan yapılacak ilk Tayvan yatırımı olması nedeni ile farklı sektörlerdeki Tayvanlı firmaların da dikkatle izlediği bu değerli yatırıma ev sahipliği yapmak ülkemiz için yeni pazarlar oluşturmak adına da önemli fırsatlar sunuyor. İç pazarla birlikte ihracatı da hedefleyen 80 milyon dolarlık yatırımla 300 kişiye istihdam sağlanacak. Pandemi dönemine rağmen hız kesmeden ilerleyen projede 2021 yılının son çeyreğinde test üretimlerine geçilmesi planlanıyor.


Sektör

Ege İhracatçı Bİrlİklerİ’nden 214 noktaya İhracat

Edöneminde ge İhracatçı Birlikleri, Ocak-Ağustos serbest bölgeler de dahil olmak

üzere 214 noktaya ihracat gerçekleştirerek, Türkiye’ye 8 milyar 78 milyon dolar kazandırdı. Ege İhracatçı Birlikleri Koordinatör Başkanı Jak Eskinazi, küresel ticaretteki olumsuz tabloya rağmen Ocak’tan Ağustos’a kadar olan dönemde Ege İhracatçı Birlikleri’nin 92 ülkeye ihracatını artırmayı başardığını söyledi. “En çok ihracat gerçekleştirilen ilk 10 ülke; 897 milyon dolarla Almanya, 591 milyon dolarla ABD, 488 milyon dolarla İngiltere, 407 milyon dolarla İspanya, 402 milyon dolarla Hollanda, 439 milyon dolarla İtalya, 333 milyon dolarla Fransa, 219 milyon dolarla Rusya, 209 milyon dolarla İsrail, 182 milyon dolarla Çin. Avrupa Birliği üyesi ülkelere 2019’un Ocak-Ağustos döneminde 4 milyar 489 milyon dolar ihracat gerçekleştirilirken, 2020’nin aynı döneminde bu rakam 4 milyar 122 milyon dolar olarak gerçekleşti. EİB’in toplam ihracatında AB’nin payı yüzde 51,03 olarak kayıtlara geçti. Ortadoğu ülkelerine 1 milyar 119 milyon dolar, Amerika kıtasına 830 milyon dolar, Afrika ülkelerine 654 milyon dolar, Asya ülkelerine 560 milyon dolar, Eski Doğu Bloku ülkelerine 427 milyon dolar, Serbest Bölgelere 140 milyon dolar, Türk Cumhuriyetlerine 123 milyon dolar, diğer Avrupa ülkelerine 102 milyon dolarlık ürün satıldı. Pandeminin etkilerinin bölgemizde sınırlı kaldığı rakamlarımızdan da anlaşılıyor. Türkiye’nin ilk 8 ayda ihracatında yüzde 12,6’lık, EİB’in ihracatında yüzde 6,4’lük daralma yaşandı. Yılın kalan dört ayında daha da yüksek rakamları göreceğiz.” Eskinazi, “İlk 8 ayda değer bazında en çok ihracat yapılan dördüncü ülke grubu Afrika

ülkeleriyle ticaretimiz yüzde 13 artış gösterdi. Madagaskar ile yüzde 221, Mali ile yüzde 212, Kongo ve Fildişi Sahili ile yüzde 157, Zambia ile yüzde 129, Cibuti ile yüzde 87, Somali ile yüzde 56, Etiyopya ile yüzde 39 artış yaşandı. Bunun dışında diğer dikkat çeken ihracat artışları; yüzde 691 ile Haiti, yüzde 103 ile Myanmar, yüzde 81 ile Suriye, yüzde 64 ile Umman, yüzde 59 ile Filipinler, yüzde 42 ile Libya. Hem tarım hem sanayi sektörlerimizdeki ihracat, üretim endeksi, PMI endeksi gibi ekonomik göstergeler sektörlerimizin hızla toparlandığını gösteriyor. Çeşitli endüstrilerde tedarik zincirleri yeniden yapılanmaya başladı. Çok uluslu şirketlerin üretim tesislerini Çin’den başka coğrafyalara taşıyabileceği ihtimaller dahilinde. Dünya kendine yeni bir alternatif arıyor. Tek bir ülkeye güvenmenin risk ve zorluklarını herkes gördü. Kaliteli ürün gamı, insan gücü, üretim tabanı, Doğu ve Batı arasındaki geçit olarak konumu, lojistik avantajları Türkiye’yi öne çıkarıyor.” dedi. Küresel ekonomiye dair değerlendirmelerde bulunan Jak Eskinazi, en iyimser tabloda bile pandemi sonrası dünyadaki toparlanmanın 1,5-2 yılı bulabileceği görüşünde. “21. yüzyılın ilk çeyreğini tamamlamaya doğru giderken uluslararası ilişkilerden ekonomiye, ticaretten iş yapış şekillerine kadar önümüzdeki yüzyıl boyunca birçok dengeyi kökten değiştirecek bir evreden geçiyoruz. Çağın gerisinde kalan devletler sadece gelişememekle ve dünya yönetiminde söz sahibi olanlar arasına dahil olamamakla kalmayacak, rekabete de dayanamayacaklar. Geleneksel yöntemler hızlı bir şekilde maratonu kaybediyor. Pandemi kimilerine göre ciddi bir krizdi. Bize göre ise kreatif bir kırılmaydı. Sürecin bir numaralı gündem maddesi dijitale geçişte hızlı bir refleks gösterdik. Diğer gündem maddesi düşük karbon ekonomisiyle ilgili de çalışmalarımız uzun zamandır devam ediyor. Uzun vadede bu yaşananların küresel sistemdeki etkilerini iyi analiz edip akıllı ve kapsamlı politikaları hayata geçirirsek üretim ağımızı güçlendirme fırsatını yakalayabilir, ihracat menzilimizi daha da genişletebiliriz.”

Ege İhracatçı Birlikleri’nden 8 Ayda 8 Milyar 78 Milyon Dolarlık İhracat

Ekonomik Nokta Dergisi - Sayı 291 - 2020 121


Sektör

Ortadoğu ve Afrİka Bölgesİ İnsan Kaynakları Dİrektörlüğü Türkİye’ye Bağlandı

Menarini İlaç’ta

Türkiye’nin ilk ilaç firması İbrahim Etem – Menarini’de 2017 yılından bu yana İnsan Kaynakları Direktörü olarak görev yapan Melis Aslanağı, Türkiye’nin yanı sıra Ortadoğu ve Afrika Bölgesi’nin de sorumluluğunu alarak üst düzey bir uluslararası göreve atandı. 140 ülkede 17.600’den fazla çalışanıyla faaliyet gösteren İtalya’nın en büyük ilaç firması Menarini’de gerçekleştirilen bu organizasyonel yapılanmayla birlikte Ortadoğu ve Afrika bölgeleri Türkiye’ye bağlandı. Bundan böyle Menarini Türkiye, Ortadoğu ve Afrika Bölgesi İnsan Kaynakları Direktörü olarak görev yapacak Melis Aslanağı tüm insan kaynakları operasyonlarının yönetiminden sorumlu olacak.

Üst Düzey Atama

3

kıtada 36 ülkenin sorumluluğunu üstleneceği ve Menarini Türkiye, Ortadoğu ve Afrika Bölgesi İnsan Kaynakları Direktörü olarak görev yapacağı için duyduğu heyecanı dile getiren Melis Aslanağı, “İbrahim Etem – Menarini olarak insan odaklı çalışmalarımız sayesinde şirketimize değer yaratacak stratejiler geliştirmeye devam ediyoruz. İnsan için değer yaklaşımımızı tüm süreçlerimizin odağında tutarak bu başarıyı yakaladığımızı düşünüyorum. 122 Ekonomik Nokta Dergisi - Sayı 291- 2020

Türkiye’de gerçekleştirdiğimiz bu başarılı çalışmaları şimdi yeni bölgelere taşıma şansı bulmak da oldukça mutluluk verici. Yeni görevlendirmeyle birlikte ekibimizle birlikte üç bölge için değer yaratmaya devam edeceğiz.” dedi. Lisans eğitimini Boğaziçi Üniversitesi Psikoloji Bölümü’nde, master eğitimini ise New York Üniversitesi Organizasyonel Psikoloji Bölümü’nde tamamlayan Melis Aslanağı, aynı zamanda Üst Düzey Gestalt Yönetici

Koçluğu ve Organizasyon ve İlişki Sistemleri Koçluğu sertifikalarına sahip. İş hayatına ilk olarak 1996 yılında atılan Aslanağı, 20 yılı aşkın süredir dayanıklı tüketim, servis, telekom, ilaç ve finansal hizmetler gibi farklı sektörlerde insan kaynakları yönetimi, liderlik gelişimi, koçluk, organizasyonel yapılanma, değişim yönetimi, yetenek yönetimi, çalışan bağlılığı ve fonksiyonlar arası iç iletişim yönetimi alanlarında orta ve üst düzey yöneticilik olmak üzere birçok aktif görevde yer aldı. Melis Aslanağı, İbrahim Etem – Menarini ailesine 2017 yılında Türkiye İnsan Kaynakları Direktörü olarak katıldı. Melis Aslanağı bu atama ile Eylül ayından itibaren Menarini Türkiye, Ortadoğu ve Afrika Bölge İnsan Kaynakları Direktörlüğü pozisyonunu üstlenmiştir.



Sektör

Karbür gerİ dönüştürmede gerİ satın alma avantajları ~ Ürün dönüşümü, sürdürülebilirlik ve iş dünyası açısından bir kazan-kazan çözümü sunuyor ~

Avusturya’da bulunan ve Sandvik group bünyesinde yer alan Wolfram Bergbau und Hütten dünyanın en büyük tungsten üreticilerinden biridir. Sandvik Coromant’ın karbür takımları için yaşamsal öneme sahip olan bu malzemenin rezervi yaklaşık yedi milyon ton civarındadır ve bu miktar 100 yıllık tüketime karşılık gelir. Wolfram şirketi konumunu korumak için temel ham malzemelere erişimi sürdürmek zorundadır; ancak şirket aynı zamanda daha önceden üretilmiş takımlara da yatırım yapmaya devam ediyor. Burada, talaşlı imalat lideri Sandvik Coromant’ta ticari hizmetler müdürü Jill Glynn, üreticilerin ellerindeki kaynaklardan en verimli şekilde nasıl yararlanabileceğini açıklıyor.

G

ereksiz yere neden maden çıkarılsın? Kuruluşlarda karbondioksit tüketimini düşürmeye yardımcı olan iyi uygulama çözümlerini araştıran bir hayır kurumu olan ClimateWorks Foundation döngüsel ekonomiyi, “biyolojik ve “teknik” girdiler içerecek şekilde tanımlanan, en az miktarda enerjiyi ve fiziksel kaynağı kullanarak değer sunmak ve bunları biyosfere yeniden kazandırmak üzere 124 Ekonomik Nokta Dergisi - Sayı 291 - 2020

yüksek kaliteli bir döngüyü sürdüren bir malzeme akış sistemi” şeklinde tanımlıyor. Tam döngü Döngüsel ekonominin avantajları sadece çevre ile sınırlı değildir. Sandvik Coromant takımlarında kesme kenarlarının özellikleri kaybolduğunda bu takımlar kullanılmaz hale gelir. Ancak, bu takımların üretiminde kullanılan malzemeler değerini korur.

Çevreci bir bakış açısıyla, geri dönüştürülen karbürlerden yeni takımlar üretmek için gereken enerji, yeni ham malzemeler kullanılarak üretilenlere kıyasla yüzde 70 daha düşüktür. Ayrıca üretimin sürdürülebilirliği de daha yüksektir; geri dönüştürülmüş malzemeler kullanıldığında sıfırdan başlamaya oranla yüzde 40 daha az karbondioksit emisyonu oluşur.


Sektör

Genellikle sunulan her yeni prosesin başarısı sonuçta iş dünyasının ihtiyaçlarını karşılayabilme yeteneğine bağlıdır. Döngüsel ekonominin benimsenmesiyle hem global sürdürülebilirlik konusundaki zorlukların üzerine gidilebilir hem de müşterilerin yönetme konusunda pek istekli olmadıkları bir sorunla baş edilebilir — atıklar. Şirketler, bir ürünün yaşam döngüsünü bütün olarak görebildikleri zaman varlıklarını daha iyi kontrol edebilirler. Şirket bu kontrol sayesinde maliyetlerini etkin şekilde değerlendirebilir ve ayrıca kendi ellerindeki kullanılmış ürünleri satarak kar edecek olan müşterilerine yardımcı olabilir. Böylece baştaki satın alma işleminin tamamlanmasıyla sona ermeyecek bir tedarikçi ilişkisi sağlanır. Geri satın alma

Daha uzun ömür

Kullanılmış bir karbür kesici ucun %95’i geri dönüştürülebilir. Bu karbür içerisinde yaklaşık yüzde 75 tungsten bulunur. Wolfram tesisi, tüm dünyadaki Sandvik Coromant müşterilerinin yararlanabileceği bir şirket içi geri dönüşüm prosesi geliştirdi. Sandvik Coromant, müşterilerdeki kullanılmış karbür takımların toplanarak tesise iletilmesi işlemlerini gerçekleştirir. Burada, geri dönüşüm yöneticileri gelen takımların yapısını belirlemek için bir tarama sistemi kullanarak X -ışını flüoresans analizi uygular. Ardından, ilk aşamada gerçekleştirilen öğütme sonrasında takımlar karbür tozu haline getirilir. Bu toz daha sonra kimyasal saflaştırma işleminden geçirilir; böylece en başta Wolfram’ın madenlerinde bulunan tungsten ile aynı özelliklere sahip olan malzemeler toplanır. Semente karbür içindeki ek öğeler de sürdürülebilir bir şekilde işlemden geçirilir. Örneğin, kullanılmış takımlardan elde edilen kobalt, geri dönüşüm için üçüncü taraf bir kuruluşa gönderilir. Tüm üreticilere ait karbür takımlar boyut, sektör veya konum ayrımı yapılmaksızın Sandvik Coromant’ın geri dönüşüm programına kabul edilir.

İşletmeler, sorumlu iş ortakları olarak varlık yönetim stratejilerinde geri dönüşüme de yer vermelidir. Ancak, sert malzemeleri işlerken daha iyi uygulama güvenliği sağlamak üzere karbür matkaplar sunmanın da çevre açısından dikkate alınacak yönleri mevcuttur. Günlük üretim aktivitelerinde delik delmenin temel öneme sahip olduğu pek çok işletme satın alma sırasında bir konuyu her zaman göz önünde tutar. Bu takım ne kadar süre kullanılır? Çoğu kişi bu soruyu kullanım başı maliyet açısından sorar, ancak çevresel bir bakış açısıyla ürünü daha uzun süre kullanmak isteyen kişiler için takımın uzun ömürlü olması da önem taşır. Sandvik Coromant, ürün yelpazesinin en yeni üyesi olan -GM geometrisine sahip CoroDrill® 860’ı bu düşünceleri dikkate alarak geliştirdi. Takım, gelişmiş geometrisi ve benzersiz kalitesiyle aşınmaya karşı kendisinden önce sunulan CoroDrill® R840’a göre çok daha dayanıklıdır ve daha uzun takım ömrü sunar. Sandvik Coromant’ın yenileme hizmeti takım ömrünü ve performansı optimize eder; yenisiyle aynı olan takım geometrisiyle en üst düzey uygulama güvenliği sağlar.

Uzun bir hizmet süresi sağlamak için takımlara defalarca yenileme uygulaması yapılabilmelidir. CoroDrill 860-GM sadece pazardaki en iyi performansı sunmakla kalmaz, aynı zamanda uzun tasarımı sayesinde takım ömrü de maksimum düzeydedir. Her bir takım için üç yenilemenin önerildiği CoroDrill 860-GM tek bir çözümde dört takım sunar. Kullanım ömrü sonunda takım, Sandvik Coromant Geri Dönüşüm programına dahil edilebilir, böylece müşterinin başlangıçtaki yatırımı için finansal bir geri dönüş sağlanır. Wolfram, varlık yönetiminin satın alma ile sona ermediğini ortaya koymuştur. Üreticiler, hem sürdürülebilirlik hem de karlılık açısından ürünlerinin tüm yaşam döngüsünü göz önünde tutmak zorundadır. Her ne kadar geri dönüşüm programları karbon çıktısını azaltarak müşteri ilişkilerini güçlendirse de, üreticilerin aynı zamanda ürettikleri takımların uzun ömürlü olmasını da dikkate almaları gerekir; böylece işletmenin sürdürülebilirliği desteklenmiş olur.

Ekonomik Nokta Dergisi - Sayı 291 - 2020 125


Sektör

Türkİye’de üretİyor 40’tan fazla ülkeye İhraç edİyor

Yerli Elektrik Motoru

Elektrik motoru üretiminde Türkiye’nin sanayi devi Gamak, ihracat hedeflerini büyüttü. Yüzde yüz yerli sermayeyle kurulan Gamak, pandemi döneminde ihracat gerçekleştirdiği ülke sayısını artırarak yüzde 50’nin üzerinde büyüme gerçekleştirdi. Yeni pazarlar ve sektör ihtiyaçları için son 3 yılda 70 milyon dolarlık yatırım yapan Gamak’ın, gelecek 3 yıl içinde de 50 milyon dolarlık yatırım planı bulunuyor.

Üreticisi Gamak, 3 Yıl İçinde 50 Milyon Dolar Yatırım Planlıyor

E

lektrik motoru üretiminde Türkiye’nin ilk yerli markası olan, Avrupa’nın önde gelen ülkeleri başta olmak üzere 40’tan fazla ülkeye ihracat gerçekleştiren Gamak, 2020 yılı ihracat hedeflerini açıkladı. Yüzde yüz yerli sermaye ile kurulan ve bugün 1 milyon adetlik üretim kapasitesiyle dünya elektrik motoru sanayisinin önde gelen firması, dünyanın birçok 126 Ekonomik Nokta Dergisi - Sayı 291- 2020

ülkesinde güçlü partnerlere sahip ve ihracat ağını daha da artırmayı hedefliyor. Orta ve Kuzey Avrupa’da yaygın partner ağı hedefleniyor 60 yılı aşkın süredir ürünleri dünyanın birçok ülkesinde sanayinin kalbini oluşturan Gamak, Türkiye’yi elektrik motorunda dışa bağımlılıktan kurtararak, katma değerli ürün ihraç eder seviyeye

taşımayı başarmış bir şirket. Bugün yerli üretim motorları, Afrika’dan Amerika kıtasına kadar 40’tan fazla ülkede kullanılan şirketin en önemli pazarları arasında Avrupa ve Ortadoğu yer alıyor. 2020 yılında yaşanan pandemiye rağmen ihracat gerçekleştirdiği ülkelerin sayısını artıran Gamak, 3 yıllık süreçte Orta ve Kuzey Avrupa’da daha da büyümeyi hedefliyor.


Sektör 3 yılda 50 milyon dolarlık yatırım hedefleniyor Pandemiye rağmen 2020 yılının ilk 8 ayını, mevcut ve yeni müşterileri ile geçen yıla oranla yüzde 50’nin üzerinde bir büyümeyle tamamlayan Gamak, Dudullu’da bulunan 330 bin m2’lik açık, 50 bin m2 kapalı alana sahip tesislerinde bine yakın çalışanı istihdam ediyor. Gamak’ın fabrikasında, birçok sektör için 0,06 kW’dan-3000 kW’a kadar alçak ve orta gerilimli elektrik motorları ve jeneratör üretiliyor. Pazar ihtiyaçlarını karşılamak ve modernizasyon için geçtiğimiz 3 yılda 70 milyon dolarlık yatırım gerçekleştiren şirket, yatırımının büyük bir kısmını otomasyon ve robotik üretim modellerine yönlendirdi. Gelecek 3 yıl içinde yapılması planlanan 50 milyon dolarlık yatırımla da motor ve jeneratör üretim kapasitesinin bir buçuk kat artırılması hedefleniyor. 5MW kapasiteli jeneratör üretimi gerçekleştirecek Türkiye’de orta gerilim motor üretimi gerçekleştiren ilk firma olan Gamak’ın üretimini gerçekleştirdiği yüzlerce jeneratör, rüzgar türbinlerinde çalışmaya ve elektrik enerjisi üreterek ülke ekonomisine katkı sağlamaya devam ediyor. Türkiye’nin en geniş elektrik motoru ürün gamına sahip olan firma 2020 yılında 3 MW kapasiteli Orta Gerilim Motorlar, Ex – Proof Motorlar ve yeni seri tek fazlı motorlarının üretimine başladı. 2021 yılında üretimlerini daha da genişletecek olan firma yapacağı yatırımlarla, HES ve RES’ler için rüzgar ve su türbin jeneratörlerinin 5 MW’a kadar üretimini gerçekleştirmeyi hedefliyor.

Ekonomik Nokta Dergisi - Sayı 291 - 2020 127


Sektör

NSK rulmanlar servo motor İhtİyaçlarını karşılayacak şekİlde uyarlandı NSK, servo motorlara özel sabit bilyalı rulman yelpazesini hizmetinize sunmaktadır. Son derece etkili ve düşük sürtünmeli keçelerin ve özel greslerin geliştirildiği NSK çözümleri, servo motor uygulamalarında geleneksel elektrikli motor rulmanlarının getirdiği sınırlamaları ortadan kaldırır.

S

ervo motorlar rulmanlarda zorluk çıkarmaktadır. Sık gerçekleşen başlatma, durdurma ve yön değiştirme operasyonlarının yanı sıra, sensör sisteminin sebep olduğu küçük düzeltici hareketler nedeniyle servo motorların tipik hareket profili, rulmanları yoğun gerilim altında bırakmaktadır. Ayrıca, sık gerçekleşen yön değiştirme ve mikro titreşimler yuvarlanma elemanı ile yuvarlanma yolu arasındaki yağ filminin silinmesine neden olur (yeniden yağlanma olanağı yoktur). Geleneksel elektrikli motorlarda kullanılan ve sürekli dönen rulmanlarda ise bu silinme nispeten daha azdır. Bu durum sonucunda yuvarlanma yollarında lokal mikro sürtünme noktaları oluşabilir. Bu sürtünme, yağlayıcı tabaka yetersiz olduğunda ve yuvarlanma yoluyla bilya arasında metal metale temas ettiğinde meydana gelir. NSK bu sorunların üstesinden gelmek için EA7 olarak bilinen özel bir gres geliştirmiştir. EA7 mikro titreşimlere maruz kaldığında geleneksel greslere kıyasla daha iyi yağlama özellikleri sunmaktadır. Ayrıca bu gres, rulmanın düşük torkla ve böylece minimum güç kaybıyla çalışmasını sağlar. Servo motor uygulamalarında EA7 ile yağlanmış rulmanların kullanılması çalışma ömrünün uzamasını ve servise gitme aralıklarının iki katına çıkmasını sağlar. Servo motorların servis ömrünün artmasını sağlayan bir diğer etmen, çalışma sırasında ne kadar temiz olduğudur. Rulman gresi çevredeki bileşenlere parçacık taşırsa (metal veya sülfür 128 Ekonomik Nokta Dergisi - Sayı 291 - 2020

gibi) enkoder kirlenebilir. Bu kontaminasyon sonucunda motor zamanla net konum tespiti yapamaz. Yağ sızmasının bir diğer sonucu ise fren yapıldığında kaymaya neden olmasıdır. Bu da yine hatalı konumlandırmaya neden olabilir. NSK, kontaminasyon sorununa çözüm için servo motor uygulamalarına yönelik LGU adlı başka bir gres geliştirmiştir. Llityum sabun grese kıyasla LGU, sülfür ve metal parçacıkları yaklaşık %90 daha az çekerek çevrenin uzun süre temiz kalmasına katkıda bulunmaktadır. Elde edilen sonuç, servise gitme aralığının 1,5 katına çıkmasıdır. Servo motor üreten veya entegre eden şirketler kendilerine uygun olan gresi seçebilir. EA7, servo motorlarda görülen mikro hareketlere maruz kalan sabit bilyalı rulmanların hizmet ömrünü uzatır. LGU ise çevre bileşenlere parçacık yayılımını en aza indirerek hatalı konumlandırmayı önler. Yüksek performanslı bu iki gres, NSK’nin servo motorlar için geliştirdiği sabit bilyalı rulman serilerinde alternatif olarak sunulmaktadır. Bu rulmanların bir diğer özelliği, NSK’nin çok iyi yalıtım ve düşük sürtünmeli tork sunan DW keçesidir. DW keçeleri sayesinde hem güvenilir yalıtımı hem de enerji verimliliğini aynı anda sağlamak için etkili bir çözüm geliştirilmiştir. Servo motorlara yönelik sabit bilyalı rulmanlara, “Elektrikli Motorlara Yönelik Rulmanlar” adlı yeni katalogda yer verilmiştir. Kataloğu www. nsk-literature.com/de/industrial-motorbearings adresinden yazdırabilir veya PDF olarak indirebilirsiniz.


Sektör

Servo motorlar, geleneksel elektrikli motor rulmanlarının işleyişini zora sokabilir.

NSK, servo motorlara özel üretilmiş kendi sabit bilyalı rulman yelpazesi için gresler ve keçeler geliştirmiştir. Ekonomik Nokta Dergisi - Sayı 291 - 2020 129


Sektör

ABB, dar alanlar İçİn tasarladığı hızlı ve güçlü IRB 1300, daha IRB 1300 İle küçük robot küçük alan aİlesİnİ genİşletİyor kullanarak üretim hattı A

BB, ağır nesneleri veya karmaşık ve düzensiz şekillere sahip yükleri hızla esnekliği ve kaldırabilen, daha hızlı ve daha kompakt bir robot talebini karşılayabilmek için, IRB 1300’ün verimliliği piyasaya sürülmesiyle küçük altı eksenli endüstriyel robotlar ailesini genişletiyor. artırabilmek 10 kg’a kadar yükler için ABB’nin IRB 1600 robotunun başarısını temel alan IRB 1300, için sınıf lideri çevrim sürelerinde yüzde 27’lik bir iyileştirme sunar ve IRB 1600’den yaklaşık yüzde 60 bir kaldırma daha hafif ve yüzde 83 daha küçüktür. Yalnızca 220x220 mm’lik bir ayak iziyle IRB yeteneğiyle, 1300, dar alanlarda daha fazla robotun konuşlandırılmasını sağlayarak, küçük erişim ve yol alanlarda kullanılmak üzere tasarlanmıştır. ABB Robotik Ürün Yönetimi Başkanı Antti doğruluğu Matinlauri, “IRB 1300, küçük endüstriyel robot portföyümüze eklenen heyecan verici sayesinde bir şekilde, artık daha da geniş bir kapasite ile performans sunabileceğimiz an-lamına geliyor. çevrim IRB 1300’ü müşterilerimizin küçük çalışma alanlarında bile daha ağır, daha karmaşık veya sürelerini daha düzensiz şekilleri kaldırmaya yönelik çözümler geliştirebilirken, artık yeni hız ve önemli ölçüde doğruluk standartlarına ulaşabilmelerine yardımcı olmak için tasarladık.” dedi.

iyileştirir.

130 Ekonomik Nokta Dergisi - Sayı 291 - 2020

Geliştirilmiş olan kaldırma kapasitesi ve erişimiyle, malzeme taşıma, makine boşaltma, polisaj ile montaj ve test uygulamaları ile elektronik, yiyecek, içecek, ilaç ve ambalajlı tüketici ürünleri işleme, paketleme ve lojistik uygulamalarını hedefliyor. IRB 1300 üç ana versiyonda mevcuttur - 11 kg / 0,9 m, 10 kg / 1,15 m ve 7 kg / 1,4 m. 11 kg kaldırma kapa-site ve 0,9 m erişim özelliğine sahip versiyonu sınıfındaki diğer tüm rakip robotlardan daha yüksektir. ABB’nin OmniCore ™ kontrol ünitesiyle çalışan IRB 1300, gelişmiş hareket kontrolü ve sınıfının en iyisi olan yol doğruluğu sunarak, polisaj ve makine besleme gibi geniş bir uygulama yelpazesinin zorluklarının üstesinden gelebilmesine olanak tanır. IRB 1300’ün çok yönlülüğünü en üst düzeye çıkarmak için OmniCore kontrol ünitesi, fieldbus protokolleri, görüntü işleme çözümleri ve kuvvet kontrolü dahil olmak üzere bir dizi ek ekipmanla donatılabilir. Om-niCore, geniş bir çoklu dokunmatik ekrana sahip sezgisel FlexPendant üzerinde, kullanıcıların program-lama ve robotlarını çalıştırmalarını hızlı bir şekilde kavramalarını sağlayan tutma, kaydırma ve dokunma gibi standart hareketlere sahip basit bir kullanıcı arayüzü sunar. IRB 1300’ün daha sofistike tutucu veya uç efektörlerle kullanılmasını sağlamak için IRB 1600’den yüzde 50 daha fazla 20 Giriş / Çıkış portu sunar ve kullanıcıların aynı anda daha fazla iş parçasını işleyerek verim-liliği artırmasına olanak tanır. Standart olarak IP40 giriş koruma sınıfında olan IRB 1300, katı parçacıklara ve su girişine karşı IP67 koruma sınıfı seçeneğine de sahiptir. Dökümhanelerdeki ve diğer metal işleme tesislerindeki aşırı sert koşullara karşı koruma sağlamak için tasarlanmış Foundry Plus2 seçeneği de mevcuttur. IPA Temiz Oda koruma sınıfı standardlarında da tedarik edilebilir.


Sektör

Automechanika İstanbul, dünyanın önde gelen bakım, onarım ve tamİr platformu IBIS İle güçlerİnİ bİrleştİrİyor

T

ürkiye’nin Lider Uluslararası Otomotiv Endüstrisi Fuarı Automechanika Istanbul, Uluslararası “Body Shop” Sempozyumu IBIS ile işbirliği yapıyor. 2001 yılından beri endüstri liderlerini en son trendleri takip etmeleri için bir araya getiren IBIS konferansları, sektördeki tüm oyunculara bir “network” oluşturma imkanı sağlıyor. Bu işbirliği ile Türk otomotiv endüstrisine bakım, onarım ve tamir alanlarında büyük katkı sağlanması hedefleniyor. IBISConnect Turkey Online Etkinliği 7 Ekim’de gerçekleşecek Automechanika Istanbul, 7 Ekim 2020 Çarşamba günü 10:00 - 13:00 saatleri arasında üç saatlik canlı simulcast olarak gerçekleşecek IBISConnect Turkey Online Etkinliği‘nde yer alacağını duyurdu. Etkinlik süresince Türkiye pazarının pandemik krizden nasıl kurtulduğu ve değişimlerin nasıl hızlandığı ele alınacak.

Türkiye, İngiltere ve ABD’den özel olarak seçilmiş uzmanlardan oluşan konuşmacılar, gerçekleşecek 25 dakikalık 6 ayrı ,kapsamlı oturumda, pazardaki ilgi çekici fırsatları değerlendirip, 2020/21 dönemi için yorum ve öngörülerini paylaşacaklar. Otomotiv sektörü profesyonelleri, pandemi sonrası dönemde online olarak gerçekleşecek IBISConnect Turkey Online Etkinliği‘nde bir araya gelecekler. Etkinliğe katılım göstermek isteyen ziyaretçiler, ücretsiz kayıt işlemlerini tamamlayarak yeni iş bağlantıları kurma şansı bulacaklar. Ziyaretçiler Automechanika Istanbul fuarı ile ilgili ayrıntıları ve en güncel bilgileri almak için ilk kez bir dijital ortamda yer alacak Automechanika Istanbul standını da ziyaret edebilecekler. World Media Group (WMG) Haber Servisi Ekonomik Nokta Dergisi - Sayı 291 - 2020 131


Sektör

132 Ekonomik Nokta Dergisi - Sayı 291 - 2020


Makale

Eaton, Genİş Açık Alanlar İçİn Hepsİ Bİr Arada Acİl Aydınlatma Çözümünü Sunuyor E

aton, tüm geniş açık alanlar için eksiksiz bir çözüm sağlayan iki yeni acil durum aydınlatma serisini piyasaya sundu. Armatürler, bu tür uygulamalar için şu anda mevcut olan en küçük, en estetik aydınlatma armatüründen geniş ve dar ışık dağıtımı sunabiliyor. BeamTech ve BeamLite II serilerindeki elektronik odaklı programlama, her bir lamba başlığındaki 12 özel LED’in, anti panik aydınlatma için geniş bir ışık dağılımı, kaçış yolları veya alarmlar ve yangın söndürücüler gibi acil durum ekipmanlarını aydınlatmak için dar odaklı aydınlatma için ayarlanmasına izin veriyor. Genel anti panik aydınlatma için, her bir lambadan gelen ışık, 1 lüks (0,5 lüks) aydınlatma için aydınlatma armatürleri arasında 36,8 m (43,1 m) optimum aralıkla 30 m’ye kadar bir zemin alanını kaplıyor. Bu, diğer çoğu ürünün kapladığından daha büyük bir alan ve bu nedenle belirli bir alanı kaplamak için genellikle daha az bağlantı parçasına ihtiyaç duyuyor. IP65 koruma sınıfına ve IK03 darbe koruma sınıfına sahip olan yeni seri, fabrikalar veya depolar gibi endüstriyel uygulamalar için idealdir. Ürün yeni tasarımı ile eğlence mekanları ve alışveriş merkezleri gibi estetiğin önemli olduğu alanlarda da kullanılabilecek. Bu yenilenen tasarım, daha küçük boyutlu uzun ömürlü Li-Ion veya NiCd aküleri ile yüksek akıllı LED’in aynı gövde içine alınması ile gerçekleştirildi. Bu ürün, benzer uyguamalarda kullanılan akü kısmının ayrı olduğu ve tepeye montajlı yüksek akıllı LED’lere sahip olan diğer ürünlerden farklıdır. Diğer ürünlerdeki dizayn etkili bir çözüm olsa da, daha büyük görünümlü ve estetik sunumu az olan bir aydınlatma armature karşılık geliyor. Hem BeamTech hem de BeamLite II’deki ışık başlığı, 360o dönebiliyor ve 90o’ ye kadar eğilebiliyor, böylece eski çözümlerin tüm işlevlerine sahip olurken daha küçük ve daha iyi bir görünüm sağlıyor. Armatürün montajı ile ilgili olarak Eaton süreci basitleştirdi ve gerekli alet sayısını en aza indirdi. Montaj sabitleme noktaları kutunun dışına yerleştirildi, bu nedenle armatürün IP65 derecesinden ödün verme riski yok ve yerleşik bir su terazisi göstergesi ile düz monte edilebiliyor. Ürünün kablolanması, klipsli bir yuva aracılığıyla üniteye kolay erişim ile sağlandığından basittir ve kablo girişi, bağlantının yan tarafından veya arkasından yapılır.

BeamLite II’de, Besa girişi mevcutken kablo girişleri 4 taraftan (sol, sağ, üst ve arka) mevcuttur. BeamTech serisinde, güç kaynağının iç kısmına yerleştirilmiş yerleşik kablo rakorları aracılığıyla kablolama için 2 giriş noktası vardır, estetikten ödün vermeden her zaman IP korumasını sağlar. Çıkıntı yoktur ve ayrı bir rakor takılmasına gerek yoktur. Terminaller, push fit teknolojisi kullanıldığından vidasız özelliktedir. Devreye alma için, her bir ışık başlığını yerine kilitlemeden önce yönsel olarak ayarlayabilir ve dar veya geniş ışık dağılımı açılarını programlayabilirsiniz. Bir test düğmesi, aydınlatma armatürü üzerindeki her bir ışık başlığının doğru şekilde ayarlandığından emin olmak için ışık çıkışını kontrol etmenizi ve ayarlamanızı sağlar. Örneğin, EN 1838: 1 gerekliliklerini karşılamak için geniş alan aydınlatması sunan bir ışık kafası ve bir alarmı vurgulamak için odaklanan bir lamba veya bir yangın söndürücü seçebilirsiniz. BeamTech serisi şu anda 250 lm, 500 lm, 1000 lm ışık sağlayan farklı versiyonlara sahip bir veya iki LED ışık başlığına sahip bağlantı parçalarında mevcuttur. BeamLite II serisi, 200lm, 400lm ve 800lm ışık üreten serideki farklı ürünlerden oluşan iki LED ışık başlığına sahiptir. Her iki seri de telecommand dahil isteğe bağlı özelliklere sahip bağımsız acil durum armatürleri olarak mevcuttur ve ENEC sertifikalı ve EN60598-2-22 uyumludur.

Ekonomik Nokta Dergisi - Sayı 291 - 2020 133


Finans

Dünya Kara Para Trafİğİ Mercek Altına Alındı New York merkezli BuzzFeed News tarafından elde edilen ve kâr amacı gütmeyen bir küresel araştırmacı gazetecilik ağı olan Uluslararası Araştırmacı Gazeteciler Konsorsiyumu (ICIJ) ile paylaşılan FinCEN Files, 88 ülkeden 400’den fazla gazetecinin 16 aylık çalışması sonucu haberleştirildi. FinCEN Files araştırması, ABD Hazinesi’ne bağlı istihbarat birimi FinCEN’e sunulan gizli banka raporlarına, konsorsiyumun elde ettiği destekleyici banka belgelerine ve onlarca röportaja dayanıyor. Araştırma, dünya çapında yolsuzluk ve suçluluğu destekleyen yasa dışı para akışlarına benzersiz, kuşbakışı bir görünüm sağlıyor.

D

ünyanın birçok ülkesinden onlarca banka işlemlerinin yanı sıra; Türkiye’den de Çalık Holding’in bünyesinde yer alan Aktif Bank ile ilgili iddialarda bulunuyor. FinCEN Files’ın iddiasına göre Çalık Holding’e bağlı Aktif Bank, Taliban’a destek olmakla, porno siteleri için para transferleriyle itham ediliyor. Bazı işlemler Bakan Albayrak’ın holdingde CEO olduğu döneme rastlıyor.

134 Ekonomik Nokta Dergisi - Sayı 291 - 2020

FinCEN iddiaları 2013 - 2014 Senelerindeki İşlemleri Kapsıyor FinCEN iddialarına göre; Çalık Holding bünyesindeki Aktif Bank, 6 Haziran 2013 ile 1 Temmuz 2014 arasında BNY Mellon ve Bank of America muhabir hesapları üzerinden toplam 91.6 milyon dolarlık ‘şüpheli’ para transferi aktardı. Para transferleri aktarılan şirketler arasında Taliban’a destek olmak ya da İran yaptırımlarını delmekle

suçlanan şirketlerin yanı sıra pornografi ve online kumar siteleri de bulunuyor. Hazine ve Maliye Bakanı Berat Albayrak 2013 sonuna dek Çalık Holding CEO’luğu görevini üstleniyordu. Paravan şirketler İddialarda Önemli Yer Kaplıyor BNY Mellon, Aktif Bank’ın Mayıs-Temmuz 2014 arasında Afgan şirketler için 561 adet şüpheli para transferi yaptığını iddia ediyor.


Rapora göre bu transferler toplamda 35.3 milyon doları buluyor. BNY Mellon, bu işlemlerin kamuya açık kaynaklardan faaliyet alanı tespit edilemeyen, paravan olduğu tahmin edilen şirketler için gerçekleştirildiğini, paranın kaynağının ve banka işlemlerinin gerçek amacının tespit edilemediğini belirtiyor. BNY Mellon raporu ayrıca, New Kabul Bank ve Afganistan-Kabil merkezli diğer bankaların Aktif Bank’taki müşteri hesaplarını kullanarak aktardığı transferlerin şüpheli olduğuna dikkat çekiyor. Buna göre Haziran 2014’te toplamda 18 milyon doları bulan 84 para transferi Aktif Bank aracılığıyla nihai olarak New Kabul Bank ya da Kabil merkezli diğer bankalara gidiyor. Afganistan – İran Hattı Kilit Konumda Afganistan’ın ilk özel bankası olan Kabul Bank, 2010’da 1 milyar dolarlık yolsuzluk skandalıyla gündeme gelmişti. Banka, hakkında verilen cezalar sonrası kapanma noktasına gelmiş, 2011’de New Kabul Bank olarak yeniden kurulmuştu. Raporda bu işlemlerin şüpheli olarak tespitinin nedenleri, New Kabul Bank’ın yolsuzluk geçmişinin yanı sıra para transferlerini yapan müşterilerin gerçek kimliğinin bilinmemesi ve transferlerin amacının tespit edilememesi olarak açıklanıyor. FinCEN dosyaları, Kabul Bank’a ilişkin yolsuzluk skandalının ortaya çıkmasından yaklaşık üç yıl sonra Aktif Bank’ın bu bankayla çalışmaya devam ettiğini ortaya koydu. Bank of New York Mellon, MayısTemmuz 2014 arasında ise Wirecard’ın Aktif Bank’taki müşteri hesabı üzerinden yapılan toplamda 110 bin doları bulan 12 para transferini şüpheli olarak kayda geçti. BNY Mellon bu işlemlerin, paravan şirketler için yapıldığına işaret etti.

Aktif Bank’ın Çalıştığı Wirecard’a Yönelik İddialarda Var Mart 2010’da Wirecard 5.7 milyon dolarlık kara parayı akladığı gerekçesiyle incelemeye alınmıştı. FBI, söz konusu paranın emlak ödemeleri için aktarıldığı belirtilse de para transferinin online kumar sitelerinden elde edilen yasa dışı kazançlar olduğunu ortaya çıkarmıştı. BNY Mellon, raporda bahsi geçen para transferi nedeniyle Wirecard’ın müşteri hesabını 31 Temmuz 2009’da kapattığını ifade etti. Ancak FinCEN dosyalarına göre Wirecard, Aktif Bank aracılığıyla BNYM üzerinden para transferlerine devam etti. İddialarda İran Yaptırımları Delinmiş FinCEN’in iddialarında; Aktif Bank’ın Afganistan merkezli çok sayıda şirkete, Afgan bankaların müşteri hesapları üzerinden para transfer ettiği, bu transferlerde adı geçen şirketlerin bazılarının kime ait olduğunun saptanamadığı ya da muhtemelen İran yaptırımlarından kaçınan şirketler olduğu belirtildi. Öte yandan rapora göre, offshore şirketlere para transferi yapan Watan Gas Co Limited hakkında da Taliban’la bağlantılı suçlamalar bulunuyor. İddialar Ardından Bank of America çalışmayı bıraktı Bank of America ise FinCEN’e sunduğu rapor ve iddiaları sonucunda, Aktif Bank’ın hesap hareketleri üzerine yaptığı inceleme sonucu bankayla olan muhabir bankacılık ilişkisini sonlandırdığını bildirdi Aktif Bank: “İllegal İşlemimiz Yok” dedi. Aktif Bank ise işlemlerle ilgili bilgi vermedi ancak bir işlemin muhtelif nedenlerle şüpheli bulunmasının o işlemin yasak olduğu veya mevzuata aykırı olduğu sonucunu doğurmadığını vurguladı. Banka olarak MASAK’ın (Mali Suçları Araştırma Kurulu) bankalar için

Finans yayınladığı şüpheli eylem bildirim rehberi kapsamında çalıştıklarını, yasaklı hiçbir işlem yapmadıklarını ve şüpheli olan işlemlerin raporlandığını belirten Aktif Bank, “MASAK, OFAC gibi ulusal ya da uluslararası kurumlar tarafından yasaklanmış bir kuruma veya işleme bankamızca aracılık edilmesi söz konusu değildir. Ancak, yasaklı olmamakla birlikte işlemden şüphe duyulur ise yapılacak iş ilgili otoriteye bilgi verilmesidir. Kamu otoriteleri (MASAK veya FINCEN gibi) durumu incelemekte ve ihtiyaç duyarlarsa finansal kurumları uyarabilmekte veya ilgili kurumu veya işlem tipini kara listeye alabilmektedirler” dedi. Aktif Bank, müşterini tanı ilkesi gereği iş ilişkisine girilmeden önce gerek bankaların gerekse müşterilerinin ulusal ve uluslararası yaptırım listesinde olup olmadığı, muhatap finansal kuruluşun aklama veya terörün finansmanı yönünden soruşturma geçirip geçirmediği ve ceza alıp almadığı, iş konusu, itibarı ve üzerindeki denetim yeterliliği hususlarında kamuya açık kaynaklardan yararlanarak sıhhatli bilgi edinildiğini belirtti. İşlemlerin mutlaka uluslararası kabul görmüş kurallar ve sistemler kullanılarak incelendiğini ve incelemenin sonucuna göre işlemlerin reddedilmesi veya iptalinin sağlanması dahil gereğinin yapılmış olduğunu ifade etti. Muhabir bankacılık hizmeti aldıkları bankalar tarafından da her yıl değerlendirme sürecine tabi tutulduklarını belirten Aktif Bank, kara para aklanmasına ilişkin herhangi bir işleme kesinlikle aracılık etmediklerini ve etmeyeceklerini, öte yandan bankanın prensipleri kapsamında pornografi, kumar gibi aracılık etmeyeceklerini deklare ettikleri herhangi bir işleme aracılık edilmesinin söz konusu olmadığını ve olmayacağını ifade etti. World Media Group (WMG) Haber Servisi Ekonomik Nokta Dergisi - Sayı 291 - 2020 135


Sektör

Mobİlya İhracatı 2 mİlyar doları aştı Pandemi döneminde cerrahi mobilyaya talep arttı. Mobilya sektöründe, pandemi döneminde, tıpta, cerrahide, diş hekimliğinde kullanılan mobilyaların ihracatı yüzde 86’lık artışla 32 milyon dolardan, 60 milyon dolara yükseldi. Pandemi Döneminde Cerrahi Mobilya İhracatı Yüzde 86 Arttı..

E

ge İhracatçı Birlikleri verilerine göre; Türk mobilya sektörü 2020 yılının Ocak – Ağustos döneminde 2 milyar 94 milyon dolarlık ihracata imza attı. Pandemi nedeniyle Türkiye’nin ihracatı yüzde 12,6 azaldığı süreçte mobilya sektörünün ihracatındaki gerileme yüzde 5 seviyesinde tutundu. Mobilya sektörünün her yıl ihracatını arttırdığını, 2019 yılı sonunda 3,5 milyar doları aştığını ve dış ticaret fazlası veren çok az sayıdaki sanayi sektörlerinden biri olduğuna işaret eden Ege Mobilya Kağıt ve Orman Ürünleri İhracatçıları Birliği Başkanı Cahit Doğan Yağcı, Haziran-TemmuzAğustos aylarında gerçekleştirdiği atakla Ege Bölgesi’nden yapılan mobilya ihracatının 2019 yılıyla başa baş seviyeye geldiğini, Türkiye genelinde de mobilya sektörünün 2020 yılının son 4 aylık döneminde yapacağı atakla ihracatta artıya geçmesini beklediklerini kaydetti. 136 Ekonomik Nokta Dergisi - Sayı 291 - 2020

Türkiye’nin küresel mobilya ihracatında 2019 yılında 6 sıra yükselerek dünya sekizincisi konumuna geldiğine işaret eden Yağcı, Türk mobilya sektörünün İspanya, Danimarka, Fransa, Meksika, Romanya, Malezya ve Hollanda’yı geride bıraktığını, mobilya ihracatında ilk 5 ülke arasında yer alma hedefine emin adımlarla ilerlediğini müjdeledi. Katma değerli ürün ihracatına teşekkür Ege Mobilya Kağıt ve Orman Ürünleri İhracatçıları Birliği üyesi mobilya ihracatçısı firmaları ziyaret eden Yağcı, “2020 yılının ilk sekiz aylık döneminde Ege Bölgesi’nden yapılan mobilya ihracatında 2019 yılı rakamlarını yakaladık ve 103 milyon dolar dövizi ülkemize kazandırdık. Türkiye’nin ortalama mobilya ihraç fiyatı 2,64 USD/Kg iken, Ege Bölgesi’nde bu rakam 3,09 USD/Kg oldu.


Sektör Irak, Almanya ve S. Arabistan ihracatta lider ülkeler oldu

Egeli mobilya ihracatçılarımız daha katma değerli ürün ihraç etmeyi başardı. Bu başarıda büyük katkısı olan üyelerimize teşekkür turuna çıktık” diye konuştu. Ege Bölgesi’nden yapılan mobilya ihracatının daha katma değerli olması için Ezberbozan isimli bir tasarım yarışması düzenleyecekleri bilgisini veren Başkan Yağcı, Ezberbozan Tasarım Yarışması’nda mobilya, tekstil ve doğal taş kullanımını birlikte arttıracak, Fütürist Çalışma Alanı Mobilyaları Tasarımına ağırlık vereceklerini, yarışma ile ilgili çalışmalarını sürdürdüklerini anlattı. Aynı sektördeki firmaların birlikte kümelenerek yetkinliklerini arttırdıkları, ortak pazarlama yaptıkları Ticaret Bakanlığı’nca desteklenen Uluslararası Rekabetin Geliştirilmesi (URGE) Projesi için pandemi öncesinde çalışma başlattıklarına değinen Yağcı, “URGE Projemize başvuran 33 firmamızla pandemi sonrasında çalışmalarımıza tekrar başladık. Yeni dönemde URGE Projesini hayata geçirerek, Ege Bölgesi’nden daha katma değerli mobilya ihracatını arttıracağız” diyerek sözlerini noktaladı. Cerrahi mobilya ihracatı pandemiyle arttı

Türkiye’nin mobilya ihracatında ilk üç ülke Irak, Almanya ve Suudi Arabistan oldu. Türkiye, Irak’a 293 milyon 259 bin dolarlık mobilya ihraç ederken, Almanya 156 milyon 838 bin dolarlık Türk mobilyası tercih etti. Suudi Arabistan’a ise 140 milyon 485 bin dolarlık mobilya gönderildi. Ege Bölgesi’nden en fazla ihracat yapılan ülke ise; 9 milyon 332 bin dolarlık tutarla Almanya olurken, Hollanda 9 milyon 140 bin dolarlık tutarla zirve ortağı oldu. İsrail, 6 milyon 272 bin dolarlık Türk mobilyası talep etti. World Media Group (WMG) Haber Servisi

Pandemi nedeniyle 2020 yılının 8 aylık döneminde, Türkiye’nin mobilya ihracatı yüzde 5 azalmakla birilkte, cerrahi mobilya ihracatı yüzde 86’lık sıçramayla 32,4 milyon dolardan, 60,3 milyon dolara yükseldi. Prefabrik yapılar kalemindeki ihracat ise; yüzde 30’luk artışla 155 milyon 170 bin dolara çıktı.

Ekonomik Nokta Dergisi - Sayı 291- 2020 137


Küresel Ekonomi

Ready For Change dİjİtal platformu Ekİm’de açılıyor İş ve özel hayatında değişim arayışında olan, kendini geliştirmek ve başarıyı yakalamak isteyenleri buluşturacak olan dijital platform Ready For Change, Ekim ayında açılıyor.

D

ünyada çok az örneği bulunan, Türkiye’de ise hem iş hem de özel hayata dair üyelerinin gelişimini sağlayacak olması dolayısıyla ilk olma özelliği taşıyan Ready For Change dijital platformu www.readyforchange.co adresi üzerinden Ekim 2020’de üyeleriyle bulaşacak. Kendini geliştirmek isteyen herkesi, “Artık Yalnız Değilsin” ve “Değişime Hazır Mısın?” sloganlarıyla dijital platforma davet eden Ready For Change; üyelerine hem iş hem de özel hayata değer katacak, her alanda hedeflerine ulaşılmayı sağlayacak bir kurgu sunacak. 138 Ekonomik Nokta Dergisi - Sayı 291 - 2020

Yenilik arayışı içerisinde ve umutsuz hisseden, iş ve özel hayatında değişim arayışında olan herkese değer katmayı amaçlayan Ready For Change dijital platformu, her ay üyelerini iş dünyası ve özel hayata dair belirlenen bir konuda ünlü isimlerle buluşturacak. Platform ayrıca iş dünyasındaki son gelişmeleri ve gündemdeki konuları üyeleriyle paylaşacak; o aya özel kitap, film ve video önerilerinde bulunacak, her ayın konusu dikkate alınarak özenle seçilmiş bir kitabı üyelerine posta yoluyla iletecek.


Küresel Ekonomi kurallarına uygun olarak buluşmalar da düzenlenecek. Platform üyeleri, online görüştüğü üyelerle hem yüz yüze tanışma şansına sahip olacak hem de iş ve sosyal hayata ilişkin bol bol sohbet etme şansına sahip olacak. Murat Erdör: “İş ve özel hayatında değişim arayışında olan herkesi bekliyoruz”

İş ve özel hayatta başarıyı yakalamak isteyenleri buluşturacak Kendini her alanda geliştirmek, iş ve özel hayatta başarıyı yakalamak isteyenleri buluşturacak platform bünyesinde yapılan her etkinliğin videosuna, paylaşılan dokümanlara ve ayın programına 7/24 erişim imkanı bulunacak. Her ayın sonuna doğru platform üyeleri ile beraber iş çıkışı saatlerinde belirlenecek bir mekanda sosyal mesafe

Platformla ilgili bilgi veren Ready For Change Platformunun Kurucusu Murat Erdör: “Dünyada çok az örneği bulunan, ülkemizde ise ilk özelliği taşıyan Ready For Change platformu; hayatımızın her anına dokunan, teknoloji ve dijitalden, iş yaşamına, sosyal hayattan, sanata uzanan geniş bir yelpazede bir bilgi, buluşma ve deneyim sunacak. Bu deneyim ve bilgi kaynağına, bazen dinleyerek, bazen izleyerek, bazen bir akşam buluşmasında bir araya gelerek, ama her zaman yaşayarak ulaşacağız. Mevcut koşulları içinde kendini yalnız, kararsız hisseden herkese söylemek istediklerimiz var, “Artık Yalnız Değilsin!”. İş ve özel hayatında değişim arayışında olan herkesi Ready For Change’e bekliyoruz.” dedi. World Media Group (WMG) Haber Servisi

Bakan Albayrak, Yenİ Ekonomİk Program’ı (YEP) Açıkladı 2020 için %0,3, 2021 için %5,8’lik büyüme beklediklerini bildiren Albayrak, bu yıl enflasyonu %10,5, önümüzdeki yıl için %8,0 olarak hedeflediklerini açıkladı. Enflasyon beklentisi 2021’de %8 YEP’e göre 2020 sonunda enflasyon beklentisi bu yıl sonu için yüzde 10,5; 2021 için %8 olarak açıklanırken 2022 için yüzde 6 ve 2023 yılı için enflasyon beklentisi %4,9 oldu. Cari dengenin gayri safi yurt içi hasılaya oranı için yıl sonu beklentisi -%3,5 olarak beklenirken bu oran 2021’de -%1,9; 2022’de -%0,7 ve 2023 yılında ise %0,1 olarak öngörülüyor. Bütçe açığı/GSYH %4,3’e gerilemesi bekleniyor

Y

ılın geri kalanında bir miktar 4.çeyrekte ivme kaybedecek olsa da yılın tamamında %0,3 bir büyüme gerçekleşmesini beklediklerini ileten Albayrak, “Bu büyüme hedeflerine ulaşmak için ihracata, katma değerli üretimi ve istihdama çok daha fazla yoğunlaşacağız” dedi. Albayrak, “Kötümser senaryoda 2020 yılı için %1,5 daralma, 2021 yılında %3,7 büyüme değerlendiriyoruz” diye konuştu.

Bütçe açığının GSYH’e oranında yıl sonu için beklenti %4,9; gelecek yıl için %4,3; 2022’de %3,9; ve 2023 yılında ise %3,5 olarak duyuruldu. İşsizlik oranı için beklenti bu yıl sonu için % 13,8; gelecek yıl için %12,9 oldu. Ekonomistler Albayrak’ın verileri ile piyasa verileri arasında nüanslar olduğunu ve daha somut ve gerçekçi verilere ihtiyaç olduğunu dile getirdiler. World Media Group (WMG) Haber Servisi Ekonomik Nokta Dergisi - Sayı 291- 2020 139


Sektör

Kennametal, KCFM™ 45 Yüzey frezelerİnİ tanıttı

Dökme demir için yeni çok hassas son işleme özellikli yüzey frezeleri en yüksek yüzey gereksinimlerini aşıyor..

KCFM 45, kartuşlu ayarlanabilir uç yuvalarında kare temel biçimli hassas son işleme özellikli kesici uçlarla birlikte sabit uç yuvalarında altıgen temel biçimli yarı hassas son işleme özellikli kesici uçlar birleşik konumlandırılarak kullanır.

K

ennametal, dökme demir uygulamaları için yeni bir yüzey frezeleme gövdesi olan KCFM 45 takımı tanıttı. Sabit ve ayarlanabilir uç yuvası yataklarına sahip yeni frezeleme takımı, en yüksek yüzey kalitesi gereksinimlerini aşan yarı hassas son işlemeli ve çok hassas son işlemeli uygulamalar seçeneği sunar. Karbür, seramik ve PcBN (Çok kristalli kübik bor nitrit) uçlar ile bu yeni takım esnek, uygun maliyetli ve kullanıcı dostu bir çözümdür ve her tip CNC işleme merkezi için idealdir. Kesici uç sunumu Karbür kesici uçlar, daha düşük devirlerde (RPM) veya ince duvarlı iş parçalarında ve daha az kararlı koşullarda işleme için idealdir; seramik kesici uçlar (KY3500 kalite) ise daha yüksek üretkenlik elde edilen yüksek yüzey hızları sağlar. Her ikisi de mükemmel performans sunar. Çok hassas son işlemeli işlemler için, PcBN (Çok kristalli kübik bor nitrit) uçlar mümkün olan en iyi hassas son işlemeli yüzey kalitesi, takım ömrü ve iş parçası çıktısı sağlayacaktır. Kennametal Ürün müdürü Michael Hacker, “KCFM 45 yüzey frezeleme gövdesi ile kullanıcılar, uygulama gereksinimlerine ve işleme koşullarına uyacak şekilde farklı kesici uç seçeneklerini karışık konumlandırarak eşleştirebilir,” diyor.

140 Ekonomik Nokta Dergisi - Sayı 291 - 2020

Örneğin, ıslak işleme veya daha düşük sayıda seri üretim uygulamaları için ayarlanabilir uç yuvası yataklarında PcBN (Çok kristalli kübik bor nitrit) hassas son işleme özellikli uçlar ve diğer tüm uç yuvalarında seramik veya karbür uçlar ile eşzamanlı birada konumlandırarak kullanabilirsiniz. Yapılandırmanın yanı sıra herşeye karşın, KCFM 45 en yüksek yüzey gereksinimlerini aşar. Dalga engelleyici Kesici uçlar, pozitif bir eksenel açıyla, ancak daha iyi takım ömrü için hafiften negatif bir radyal açı ile konumlandırılmıştır. Bu özellikli konumlandırma, rakip dökme demir yüzey frezelerine göre önemli ölçüde daha düşük işleme kuvvetleri yaratarak kavrama ve salınım titreşimlerini ortadan kaldırmaya ve hassas son işlemeli yüzeylerin daha da iyileştirilmesine yardımcı olur. Hacker, “Ayarlanabilir uç yuvası yataklarına sahip KCFM 45, 0,8 mikron (μm) Ra (32 μinç) veya daha iyi hassas son işlemeli yüzey kalitesi ve 10 mikron (μm) Wt değerinden (400 μinç) daha düşük dalgalanmaların oluşmasını sağlayabilmektedir” diyor. KCFM 45, Gri dökme demir, sıkıştırılmış (yoğun) grafitli dökme demir (CGI) uygulamaları, yarı hassas son işlemeli ve çok hassas son işlemeli işlemler için idealdir.


Sektör

Kuru ve ıslak işleme için önerilen kesici uç birleşik konumu. Karbür kesici uçlar: Daha düşük iş mili kapasitesine sahip tezgahlar için idealdir. Seramik uçlar: Çok yüksek verimlilik elde etmek için, yarı hassas son işleme için ideal PcBN (Çok kristalli kübik bor nitrit) uçlar: Çok yüksek üretkenlik için, çok hassas son işleme için ideal.

Kısıtlı Taşınmazlarda Mülkİyet Tesİsİ Kolaylaşacak irtifakı/kat mülkiyeti tesisi mümkün olabilecek” dedi. Alacaklıda Korunmuş Olacak

H

issedarların hissesi üzerinde bulunan haciz, ihtiyati haciz şerhi ya da ipotek nedeni ile kat irtifakı veya kat mülkiyeti tesisler artık değerleme raporu ile karşılanacak. Konuya ilişkin değerlendirmelerde bulunan Altın Emlak Genel Müdürü Mustafa Hakan Özelmacıklı “Rehin alacaklılarının hak ve menfaatlerinin korunması amacı alınan bazı tedbirler, mülkiyet tesisi sırasında önemli bir problem olarak karşımıza çıkıyordu.

Hatta inşaat sözleşmelerine dayalı projeler bile yapılamıyordu. Yapılan düzenleme ile artık tapu müdürlüğünce, değerleme raporu düzenlenerek yapılan değer tespiti sonucu kısıtlı pay sahibine düşecek bağımsız bölümlerin değerinin, ana taşınmazdaki hissesinin değerinden fazla olduğunun anlaşılması halinde, taşınmazdaki haciz/ihtiyati haciz ya da ipotek alacaklılarının muvafakatına gerek olmadan kat

Tapu Kadastro Genel Müdürlüğü tarafından yapılan bu düzenlemenin hak sahiplerinin haklarını da korumaya yardımcı olacağını belirten Özelmacıklı “Aslında amaç taşınmazların bölünmesi halinde taşınmaz üzerindeki beyan ve şerhlerin yeni oluşan taşınmazlara aktarılması ve hak sahiplerinin haklarının korunmasıdır. Bu nedenle kat irtifakı/kat mülkiyeti tesisi sırasında kısıtlı hissedara düşen bağımsız bölümlerin değerini gösteren değerleme raporu alınması ya da hukuk mahkemelerinde hasımsız açılacak değer tespiti davası sonucu mahkemece görevlendirilecek bilirkişi tarafından değer tespitinin yaptırılması buradaki sıkıntının aşılmasına fayda sağlayacak” dedi. Ekonomik Nokta Dergisi - Sayı 291 - 2020 141


e-otobüs

ABB, E-otobüslerle sürdürülebİlİr toplu taşımaya yön verİyor Avrupa Mobilite Haftasının (16-22 Eylül) bu seneki odak noktası ‘herkes için sıfır emisyonlu mobilite’, kıtanın 2050’ye kadar karbon emisyonundan arındırılmasına yönelik iddialı bir hedefe dikkat çekiyor. Avrupa genelinde karbonsuz bir çevreyi teşvik etmek amacıyla çeşitli önlemler alınıyor. Elektrikli araç altyapısı alanında bir dünya lideri olan ABB, sürdürülebilir bir toplu taşıma için küresel bir değişime yön verilmesi amacıyla çok sayıda elektrikli otobüs projesine destek oluyor.

Norveç, Bodø’daki otobüsler, yine Norveç, Trondheim’daki bu ABB şarj ünitesine benzer olarak ABB’ye ait 450 kW pantograflarla şarj edilecek.

O

tobüslerin diğer elektrikli araçlardan farkı, tipik binek arabalarından on kat (ya da daha fazla) daha büyük bataryalara sahip olmalarıdır. Ve daha büyük bir ulaşım sistemine ait oldukları için kendilerine has gereksinimleri vardır. Bu alanda, elektrikli otobüs pazarının hızla büyümesine önemli katkılarda bulunan ABB tarafından desteklenen ve birlikte her yıl binlerce ton zehirli gaz salınımını 142 Ekonomik Nokta Dergisi - Sayı 291 - 2020

ABB şarj üniteleri ile Hamburger filosundaki 44 otobüs eş zamanlı olarak merkezi otobüs terminali üzerinden şarj edilebiliyor.

önleyecek olan, Avrupa’da çığır açan girişimlerden bazılarını görmek mümkün. ABB E-mobilite Altyapı Çözümleri küresel işletme başkanı Frank Muehlon, konuyla ilgili olarak “Teker teker ele alırsak, bu eotobüs projeleri salınımın azaltılmasına ve bulundukları şehirler ve bölgelerde sürdürülebilir toplu taşımanın oturtulmasına çok büyük katkı sunuyor. Küresel bir pencereden bakacak olursak, sürdürülebilir toplu taşıma sistemlerine geçişin giderek

hız kazandığı ve atmosferdeki karbonun azaltılmasına çok büyük bir katkı sağladığı açıkça görülebilir.” şeklinde konuştu. Kuzey Kutup Dairesinden de Yukarıda 2021 yazının başında Norveç’in kutup bölgesindeki Bodø kentinde, gücünü ABB’nin şarj çözümlerinden alan, Volvo’nun sağladığı 31 yeni elektrikli otobüs hizmet vermeye başlayacak.


Bu otobüsler, dünyanın en kuzey ucunda hizmet veren ve Kutup Dairesinin daha kuzeyinde kullanılan ilk elektrikli otobüsler olacak. Soğuk kuzey kutup bölgelerinde kara yolu taşımacılığında elektrifikasyonunun uygulanabilir bir çözüm olduğunu kanıtlayacaklar. Norveç, iklim kapsamında belirledikleri amaçlar ve ülke olarak koydukları 2030 yılına kadar sera gazı salınımlarının yüzde 5055 bandına geriletilmesi hedefi dahilinde, ülkenin tüm şehirlerinde hizmet veren otobüslerin 2025 yılına kadar emisyonsuz hale getirilmesini kararlaştırdı. Bodø’daki şehir içi otobüs hatlarında 2030 yılına kadar yalnızca bataryalı elektrikli otobüsler hizmet veriyor olacak. Yaklaşık olarak 1.200 dizel otomobile veya yılda bir milyon litrelik dizel yakıta eşdeğer miktarda salınımın önlenmesi bekleniyor. Ek olarak, elektrikli otobüsler, gürültünün azaltılması gibi faktörlerle kentlere çevresel bakımdan da büyük bir etki yaratacak. Elektrikli otobüsler, ağır araçların yüksek güçlü olarak şarj edilmesi için modüler bir çözüm olan ABB’ye ait 450 kW pantograflarla şarj edilecek. OppCharge olarak da bilinen Opportunity Charge, otobüsü şarj ünitesine bağlamak üzere pantograf kullanan, tek ve çift katlı elektrikli otobüslerin otomatik biçimde şarj edilmesi için tasarlanmış açık bir standarttır. Şarj istasyonundan bir pantograf indiriliyor ve otobüsün tavanındaki raylar vasıtasıyla bataryaya bağlanıp 600 kW’a kadar güç aktarılıyor.

Pantograf sistemi, üç ile altı dakika arasındaki şarj süresiyle mevcut kurulumlara kolaylıkla entegre edilebiliyor ve hattın normal işleyişini etkilemeden gün içerisinde sıfır salınımlı bir toplu taşıma imkanı sağlıyor. Hamburg Hochbahn Kuzey Almanya’da bulunan hareketli bir liman kenti olan Hamburg, CO2 salınımlarının 1990’dan 2030’a kadar büyük ölçüde çeşitli e-mobilite girişimlerinin geliştirilmesi yoluyla yarı yarıya azaltılması maksadıyla birtakım iddialı sürdürülebilirlik hedefleri belirledi. Yerel toplu taşıma idaresi, Almanya’nın ilk tamamen elektrikli otobüs terminalini teşkil edecek olan girişimin şarj altyapısının sağlanması için ABB’yi seçti. Yerel toplu taşıma bakımından, Hamburg HOCHBAHN AG, yılda 200 milyon yolcunun taşınacağı bir sistem için Almanya’nın tamamen elektrikli ilk otobüs terminalini de içeren geniş ve kapsamlı filo elektrifikasyon programıyla Hamburg’un iklim planına katkıda bulunuyor. Şirket, dünyanın her yerinde şehir içi ulaşım planlarında hedeflendiği gibi daha temiz bir hava ve daha düşük gürültü seviyelerine ulaşılması amacıyla, 2030 yılına dek 1.100 otobüsten oluşan filosunun tamamının bütünüyle elektrikli bir hale getirilmesi konusunda oldukça kararlı.

BERNMOBIL ulaşım ağının 17 numaralı hattındaki otobüsler de yalnızca elektrikle çalışacak şekilde bir ABB OppCharge sistemi kullanıyor.

e-otobüs ABB, elektrik altyapısının planlanması ile hayata geçirilmesinin ve terminalin şebekeye bağlanmasının yanı sıra, 44 adet ABB Ağır Araç Şarj Ünitesi (HVC) 150C şarj istasyonunun kurulumunu içeren anahtar teslim bir çözüm sağladı. Bu çözüm, normal şartlar altında her biri 150 kilometrelik bir mesafeye sahip olan filodaki 44 otobüsün eş zamanlı olarak merkezi otobüs terminalinde şarj edilmesine olanak tanıyor. Ekstra bir kullanım kolaylığı ve alandan tasarruf sağlanması amacıyla yüksek güçlü şarj üniteleri, şehrin geniş ve gittikçe büyüyen e-otobüs filosunun geceleri şarj edilmesi için akıllı ve uygun maliyetli bir yaklaşım sunan otobüs terminalinin çatısına monte ediliyor. İsviçre’nin başkenti İsviçre’nin başkenti Bern’deki çığır açan elektrikli otobüs projesi, ülkenin e-mobilite ve sürdürülebilir ulaşım alanlarındaki lider konumunun altını çiziyor. BERNMOBIL ulaşım ağının 17 numaralı hattındaki otobüsler de yalnızca elektrikle çalışacak şekilde OppCharge sistemini kullanıyor ve bu süreçte yıllık 500 ton değerinde CO2 salınımı önleniyor. 2018 yılının Aralık ayında hizmet vermeye başlayan BERNMOBIL’e ait beş e-otobüs, ABB şarj istasyonları ve sürücü teknolojileri sayesinde elektrik hava hatları olmadan Bern’in ana tren istasyonundan idare ediliyor ve yalnızca son duraklarında bir kereliğine şarj edilmeleri yeterli oluyor. Bu şarj işlemleri yaklaşık beş dakika sürüyor ve işlem esnasında şarj istasyonundan indirilen bir pantograf otobüsün tavanındaki raylara bağlanarak 450 kW ile bataryayı şarj ediyor. Bunun yanında, araçlar gece şarj edilmek üzere terminale bırakıldığında 50 kW ile şarj ediliyor. Hızlı şarj özelliği kullanılmadığında bile otobüslerdeki bataryaların kapasitesi, otobüslerin rutin güzergahını -yaklaşık olarak 35-40 km’lik bir mesafe- üç sefer tamamlamasına izin verecek şekilde elverişli. Pilot uygulama taslağının kapsamının genişletilmesi ve BERNMOBIL’in ulaşım ağına daha fazla OppCharge hattı eklenmesi bekleniyor. Ekonomik Nokta Dergisi - Sayı 291 - 2020 143


Finans

Merkez Bankası

Merkez Bankası Polİtİka Faİzİnİ 200 Baz Puan Yükselttİ

politika faizini yüzde 8.25 seviyesinden 200 baz puan artışla yüzde 10.25 seviyesine yükseltti. Faiz kararın ardından ilk saatlerde dolar 7.55 TL, euro ise 8.80 TL seviyesine kadar çekildi.

T

CMB 2 yıl aradan sonra faiz artırma kararı alması piyasalarda çok fazla tepki oluşturmadı. Yüzde iki oranında gerçekleşen faiz artırımı ardından düşen döviz kurları. Birkaç saat sonra tekrar yükselişe geçti. Merkez Bankası yüzde 8.25 seviyesinde bulunan politika faizini yüzde 10.25 seviyesine çıkardı. Piyasaların genel beklentisi faizin değişmeyeceği yönündeydi. Merkez politika faizini mayıs ayında yüzde 8.25’e düşürmüş, haziran, temmuz ve ağustos aylarında değişiklik yapmamıştı. 2019 yılının Temmuz ayında göreve gelen Merkez Bankası Başkanı Murat Uysal görev süresi boyunca ilk defa faiz artışına gitti. Merkez Bankası en son 2018 yılının Eylül ayında faiz artışına gitmişti. Bu tarihte gerçekleştirilen artırım ile yüzde 24 seviyelerine kadar yükseltilen politika faizi, döviz ve diğer ticari metalar karşısında TL’nin değerini korumuş ve TL’ye bir akış oluşturmuştu.

144 Ekonomik Nokta Dergisi - Sayı 291 - 2020

Aradan geçen iki yılda TL diğer ticari metalar karşısında daha fazla değer kaybetmesine karşın yüzde 10,25’e yükseltilen politika faizi, piyasalarda çok fazla değişim vaad etmiyor. Merkez Bankası tarafından yapılan açıklamada, “Küresel ekonomide, ülkelerin attığı normalleşme adımlarıyla üçüncü çeyrekte kısmi toparlanma sinyalleri gözlenmekle beraber toparlanmaya ilişkin belirsizlikler yüksek seyretmektedir. Gelişmiş ve gelişmekte olan ülkeler genişleyici parasal ve mali duruşlarını sürdürmektedir.

Salgın hastalığın sermaye akımları, finansal koşullar, dış ticaret ve emtia fiyatları kanalıyla oluşturmakta olduğu küresel etkiler yakından takip edilmektedir.” ifadelerine yer verildi. İktisadi faaliyette kademeli normalleşme adımları ve güçlü kredi ivmesinin desteğiyle üçüncü çeyrekte belirgin bir toparlanma gözlendiği belirtilen açıklamada, “Salgın hastalığa bağlı gelişmelerin Türkiye ekonomisi üzerindeki olumsuz etkilerinin sınırlandırılması amacıyla yakın dönemde uygulamaya konulan parasal ve mali tedbirler, ekonominin üretim potansiyelini destekleyerek finansal istikrara ve iktisadi faaliyetteki toparlanma sürecine katkıda bulunmuştur. Ekonomi çevrelerinin büyük kesimi tarafından 200 baz puan arttırım ile 10,25 seviyelerine gelen faizin TL’nin değerini koruma da çok etkili olmayacağı yönünde. World Media Group (WMG) Haber Servisi


İlaç

Lilly İlaç gönüllülerİ kİtaplara “ses” verİyor Lilly Türkiye Gönüllüleri, Gönüllülük Günü kapsamında Boğaziçi Üniversitesi Görme Engelliler Teknoloji ve Eğitim Laboratuvarı (GETEM) tarafından tasarlanan internet kütüphanesi projesine gönüllü okuyucu olarak destek verecek.

T

üm dünyadaki insanların yaşamlarını iyileştiren ilaçlar yaratmak için, insana verilen değeri keşif ile birleştiren Lilly, kurumsal sosyal sorumluluk bilincinin bir yansıması olarak her yıl tüm dünyada düzenlediği Gönüllük Günü kapsamında, Boğaziçi Üniversitesi Görme Engelliler Teknoloji ve Eğitim Laboratuvarı (GETEM) bünyesindeki internet kütüphanesi projesine gönüllü okuyuculuk ile destek olacak. Lilly Türkiye gönüllüleri, bu seneki Gönüllülük Günü’nde görme engelli bireylerin daha

fazla sesli kitaba erişimlerini sağlayabilmek amacıyla kitaplara ses verecekler. Lilly Türkiye’nin bu yılki Gönüllülük Günü etkinliğini değerlendiren Lilly İlaç Kurumsal İlişkiler Direktörü Gamze Kuzucu Gürses şunları söyledi: “Lilly gönüllüleri olarak, globalde 2008’den bu yana 65 ülkede gönüllülük çalışmaları gerçekleştirdik ve 1,2 milyon saati gönüllülük faaliyetlerine ayırdık. Lilly İlaç olarak amacımız, GETEM’in çok değerli projesi gönüllü okuyuculuk aracılığıyla imkânımız dahilinde en yüksek sayıda kitabı seslendirerek,

daha fazla sayıda görme engelli bireyin sesli kitaplara erişimini kolaylaştırmak ve yaşadığımız topluma katkı sağlamaktır.” GETEM ve Gönüllü Okuyuculuk ile ilgili ayrıntılı bilgi için: http://getem.boun.edu.tr/

Ekonomik Nokta Dergisi - Sayı 291 - 2020 145


Sektör

Kennametal KenTIP FS İçİn düz tabanlı delİk geometrİsİnİ tanıttı “FEG kesici uç o denli çok yönlü ki, neredeyse tüm delik delme uygulamalarınız için kullanabilirsiniz” diyor. Uç konusuna gelince Kavramsal olarak, FEG geometri tasarımı basittir. 180° kesme kenarı ve olağanüstü değiştirilebilir delik konumlaması ve dik doğruluk sağlamak üzere pilot görevi gören koniksel delme ucu takım bir merkezi uç vardır. Köşe pahları kesme kenarlarını korumaya ve çapak oluşmasını maliyetlerinden azaltmaya yarar. Dört kenar KenTIP FS ürün grubunun en yeni üyesi olan FEG delme ucu, zırhı, darbeli kesmelerde gerekli olan düz tabanlı deliklerin delinmesini ve parmak tasarruf sağlar freze işlemini ortadan kaldırarak tüm bu işlemlerin yerine ve çapraz deliklere girerken kararlılık sağlar. Ayrıca Kennametal’in KCP15A parçanın tek bir işlemle işlenerek tamamlanmasını sağlar. kalitesi, nano yapısallıkta ve kademeli KenTIP FS modüler AlTiN kaplama ve ince taneli ennametal, KenTIP FS matkabının başarısından karbür altyapıya sahip olması modüler matkap serisi için yararlanan Kennametal, bu nedeniyle çelik, paslanmaz işlemi ortadan değiştirilebilir uçlu matkap tür uygulamaların çoğunu çelik ve dökme demirde delik programını, düz tabanlı delik kolaylaştıran, delik genişletme delmede hem tokluk hem de uygulamaları için yeni FEG ve pilot uçla delik delmeyi aşınma direnci sağlar. kesici uçla genişletti. kaldırır sadeleştiren benzersiz bir Çap aralığı 6.0 - 26.0 mm’yi Çelik, dökme demir ve kesici uç geometrisi (FEG) (0.236 - 1.024 inç) kapsar ve paslanmaz çelikler için geliştirdi. Kennametal’in KenTIP FS modüler matkap geçerli olan FEG kesici uç, Modüler delme takımları ile gövdesine bağlı olarak 12xD’ parmak freze işlemlerini ilgili küresel delik işleme ürün ye kadar delme derinliği elde ortadan kaldırır ve tek bir müdürü olan Georg Roth, edillir. işlemde süreci tamamlayarak

Yeni

K

zamandan ve takım maliyetlerinden tasarruf sağlar. Düz tabanlı deliklerin delinmesi sorunludur. Eğimli veya dönüşlü yüzeylerde delme, çapraz deliklerde delik delme, üst üste dizinimli yığın plakalarda delik delme ve çapraz deliklere, yığın plakalara ve döküm parçalara ve diğer pürüzlü yüzeylere delik delme, artık sorun değil.

146 Ekonomik Nokta Dergisi - Sayı 291 - 2020

Düz tabanlı deliklerin tek aşamada delinmesinin yanı sıra, KenTIP FS-FEG çapraz delikler, eğimli çıkışlar ve 12xD’ ye kadar derin delik uygulamalarında pilot matkap olarak kullanıma yönelik mükemmel bir takımdır.


Sektör

ABB, PixelPaint İle özelleştİrİlmİş otomotİv boyama uygulamalarının geleceğİnİ ortaya çıkarıyor PixelPaint, aşırı püskürtmeyi ortadan kaldırmak için bir mürekkep püskürtmeli kafa kullanarak yüzde 50 daha hızlı ve daha sürdürülebilir olarak, iki ayrı tonlu boyanın ve ayrı tasarımların maskeleme ve maskeleme olmadan tek geçişte uygulanabilmesini sağlıyor.

Y

kuşağı, ikinci bir renk, mat farklı boya cilası veya özel bir tasarım kullanarak özelleştirilmiş araç gibi farklı boya kataloglarına olan ihtiyacı artırarak, daha fazla kişiselleştirme talebinde bulunmaktadır. Önceden, üstyapı üzerine iki tonlu veya özelleştirilmiş bir tasarım uygulayabilmek için, aracın boya hattına bir kez ilk katman için ve ardından alanlar maskelendikten sonra ikinci renk için hatta tekrardan girmesini gerektiren zaman ve emek yoğun bir süreçti.. Tipik olarak, üstyapıyı maskelemek vardiya başına yaklaşık 10 ila 20 operatör gerektiriyordu ve iki operatörün ikinci renk uygulandıktan sonra maskeyi kaldırması gerekiyordu. Üstyapı yüzeyine uygulanan boyanın yalnızca yüzde 70 ila 80’i kullanılabilmekte ve önemli miktarlarda boya israf edilmektedir. Bu durum geri dönüşüm için maliyetleri artırır ve ek boya satın almak zorunda kalınmaktadır.

ABB’nin yenilikçi PixelPaint çözümü, iki tonlu ve dekoratif boyama uygulamaları için bir üst düzey boyama mürekkep püskürtme kafası, dozaj kontrol paketi ve kullanımı kolay RobotStudio® programlama yazılımını içerir. ABB Robotik Otomotiv OEM Genel Müdürü Michael Larsson “Günümüzün son derece rekabetçi otomotiv üretim pazarında artık araç üreticileri, standart dışı ve özelleştirilmiş tasarımlara yönelik artan talebi karşılayabilmek için, kişiselleştirilmiş seçenekler de dahil olmak üzere yüksek kaliteli bir boya cilası sunarken esneklik, verimlilik ve maliyet rekabetçiliğini geliştirmelerine yardımcı olabilecek çözümlere ih-tiyaç duyuyor. PixelPaint ile, boyanın yüzde 100’ü üstyapı yüzeyine uygulanıyor, bu nedenle aşırı püskürtme olmaz. Bu, hiçbir boyanın kaybolmamasını sağlayarak işletme maliyetlerini düşürmek ve çevresel performansı

iyileştirmekle kalmaz, PixelPaint ayrıca her araba için maskeleme ve maskeleme kaldırma işlemlerini ortadan kaldırarak otomotiv boyahanelerindeki darboğazları azaltmaya yardımcı olur. “ dedi. Pixelpaint, iki ABB IRB 5500 robotu kullanan bir hücreden oluşmaktadır. Aşırı püskürtmeme teknolojisi, boyayı geleneksel bir püskürtücü ile püskürtmek yerine baskı nozülü kafasını kullanarak doğrudan hedef alana yazdırır ve bu da yüzde 100 aktarım verimliliği sağlar. Maskeleme veya maskeleme kaldırma işlemine gerek kalmadan, özelleştirilmiş bir boyama işi tek bir geçişte gerçekleştirilebilir ve bu sayede çevrim sürelerini yaklaşık yüzde 50 azaltır. ABB’nin aşırı püskürtmesiz PixelPaint çözümü, Haziran 2019’da Cannes’daki SURCAR yıllık konferansında “Teknoloji” ödülü ile çığır açan bir yenilik olarak kabul edildi. SURCAR, küresel otomobil kaporta kaplama topluluğu için bir araya gelen forumdur. Robotlara ve uygulamaya özel ekipmanlara ek olarak ABB, otomotiv endüstrisi için standartlaştırılmış üretim hücrelerinin yanı sıra komple üretim hatlarının tasarımı, planlaması ve uygulamasını da sunmaktadır. ABB Ability ™ platformu, müşterilerin süreç optimizasyonu ve kestirimci bakım gibi çeşitli dijital hizmetlerden yararlanmasını sağlar. PixelPaint, 15 Eylül’de Şangay’daki Çin Uluslararası Endüstri Fuarı’nda (CIIF) tanıtılacak. Ekonomik Nokta Dergisi - Sayı 291 - 2020 147


Sektör

Pandemİ dönemİnde ABD’de Türk lezzetlerİ Hİbrİt Tadım Etkİnlİğİyle tanıtıldı ABD Pazarına 2 Milyar Dolar İhracat Hedefleyen Gıda Sektöründen Hibrit Tanıtım Etkinliği Atağı

T

ürkiye’de gıda ihracatının lideri konumundaki Ege İhracatçı Birlikleri, dünyanın en büyük gıda ithalatçısı Amerika Birleşik Devletleri’ni radarına aldı. Türk lezzetlerinin ABD’liler tarafından daha fazla tercih edilmesi için TURQUALITY Projesi başlatan Ege İhracatçı Birlikleri pandemi döneminde Türkiye’nin ilk Hibrit Tadım Etkinliğine imza attı. Covid-19 virüsüne karşı bağışıklık sistemini güçlendiren Türk kuru meyvelerinden hazırlanan menüler ABD’li ünlü şefler tarafından hazırlanarak ABD’li ithalatçılara, otel ve restoranların satın alma direktörlerine tattırıldı. Ege Kuru Meyve ve Mamulleri İhracatçıları Birliği Yönetim Kurulu Üyeleri Şemsettin Özgür, Yusuf Gabay ve Birlik Üyesi Can Erim ise; çekirdeksiz kuru üzüm, kuru kayısı ve kuru incirin lezzetini, bağışıklık sistemine faydalarını anlattılar. Ege İhracatçı Birlikleri’nin, Ticaret Bakanlığı destekli TURQUALITY Projesi kapsamında ABD pazarında, Türk gıda ürünleri için tanıtım atağı başlattıklarını dile getiren Ege İhracatçı Birlikleri Koordinatör Başkan Yardımcısı ve Ege Kuru Meyve 148 Ekonomik Nokta Dergisi - Sayı 291 - 2020

ve Mamulleri İhracatçıları Birliği Başkanı Birol Celep, pandemi nedeniyle tadım etkinliğini Hibrit Tadım Etkinliğine dönüştürdüklerini belirtti. Turquality Projesi ile ilgili bugüne kadar yapılan çalışmaları özetleyen Celep, “Proje kapsamında ilk olarak, Las Vegas’taki önde gelen otel ve restoranlarda çalışan ünlü şefler ile altı farklı sektör bünyesindeki ürünlerin kullanıldığı yemek ve tatlıları içeren tanıtım filmleri çektik. Las Vegas Üniversitesi (UNLV) Aşçılık Okulu mutfağında çekilen filmlerde şefler, kendi tarif ve menülerini Türk ürünleriyle hazırladılar” dedi. Projede ikinci aşama Hibrit Tadım Etkinliği oldu Dört yıl sürecek olan proje kapsamında ikinci faaliyet olarak yeni sezona girilen Türk kuru meyvelerine yönelik Hibrit Tadım Etkinliğine imza attıklarını anlatan Başkan Celep sözlerini şöyle sürdürdü; “Las Vegas Üniversitesi ve Caesars Entertaintment ortaklığında, geleceğin otel konseptinin geliştirilmesine yönelik kurulan Black Fire İnovasyon Merkezinde yaptığımız hibrid etkinliğe, başta Las Vegas Üniversitesi (UNLV) Turizm-Otelcilik

Okulu Dekanı Prof. Dr. Stowe Shoemaker ve 2005 - 2007 yılları arasında Beyaz Saray Konuk Şefliği yapmış olan Şef Lucio Arancibia olmak üzere üst düzey şef ve satın alma direktörleri katıldılar. Yıllık 740 milyar dolarlık gıda ürünleri tüketen ABD pazarında 1 milyar dolar seviyesinde olan gıda ürünleri ihracatımızı 2023 yılında 2 milyar dolara taşımak istiyoruz. İki ülke arasındaki dış ticareti 100 milyar dolara çıkarma iradesi ve pandemi sonrasında sağlıklı gıda ürünlerine talep artışı bizi bu konuda motive ediyor. Anadolu topraklarında yetişen dünyanın en kaliteli gıda ürünlerini ABD’li tüketicilerle buluşturacağız.” Özgür; “Şekerli atıştırmalıklar yerine kuru meyve tüketin” Hibrit Tadım Etkinliğinde; Şef Raul Villa tarafından, kuru üzüm, kuru kayısı ve kuru incir den yapılan menülerin sunumu ve tadımının ardından, konuşan Ege Kuru Meyve ve Mamulleri İhracatçıları Birliği Yönetim Kurulu Üyesi Şemsettin Özgür, çekirdeksiz kuru üzümün şekerli atıştırmalıklara göre daha sağlıklı olduğu vurgusunu yaptı. Tatlı menülerinde kuru meyveli tatlıları tavsiye etti.


Sektör

Gabay; “Kuru meyveleri tercih edin, şekerden kurtulun” Ege Kuru Meyve ve Mamulleri İhracatçıları Birliği Yönetim Kurulu Üyesi Yusuf Gabay ise; aşırı şeker tüketimine bağlı obezite, diyabet gibi hastalıkların yoğun görüldüğü ABD’de tatlı menülerinde çekirdeksiz kuru üzüm, kuru incir ve kuru kayısının tercih edilmesi halinde şeker kullanımına ihtiyaç kalmayacağının altını çizdi. Erim; “Kuru kayısı temini için adresiniz Türkiye” Türkiye’nin, kuru kayısı da, dünyanın en büyük üreticisi ve tedarikçisi konumunda olduğu bilgisini veren Ege Kuru Meyve ve Mamulleri İhracatçıları Birliği Üyesi Can Erim, kuru kayısı temini için Türkiye’yi adres gösterdi.

Las Vegas Üniversitesi (UNLV) Turizm-Otelcilik Okulu Dekanı Prof. Dr. Stowe Shoemaker: “Eğitim ağırlıklı gıda programlarını okuldaki eğitimlerinin bir parçası yapmak çok anlamlı olacaktır” (UNLV) Turizm-Otelcilik Okulu Dekanı Prof. Dr. Stowe Shoemaker, gerçekleştirlen hibrit etkinlik tarzındaki eğitim ağırlıklı gıda programlarının okuldaki eğitimlerin bir parçası yapmanın çok anlamlı olacağını belirtti. Şef Lucio Arancibia; “Türkiye’den sağlıklı gıdaların ABD’ye gelişini hızlandırmalıyız” 2005 - 2007 yılları arasında Beyaz Saray Konuk Şefliği yapmış olan Şef Lucio Arancibia, aşırı şeker kullanımının tetiklediği diabet ve diğer hastalıkların önlenmesi için Türkiye’den sağlıklı kuru meyvelerin ABD pazarına girişinin hızlandırılması gerektiğini vurguladı.

Ege İhracatçı Birlikleri bünyesindeki 6 gıda birliğinin yer aldığı TURQUALITY Projesi kapsamında 4 yıl süreyle Türk gıda ürünlerini ABD’lilere tanıtan etkinlikler gerçekleştirilecek. Türkiye, 2020/21 sezonunda çekirdeksiz kuru üzümde 271 bin ton, kuru incirde 85 bin 500 ton ve kuru kayısıda 78 bin ton rekolte bekliyor. Türkiye, her üç üründe de ihracatta dünya lideri konumunda. 2019/20 sezonunda Türkiye, çekirdeksiz kuru üzüm ihracatından 510 milyon dolar, kuru kayısı ihracatından ise; 253 milyon dolar döviz geliri elde etti. Türkiye, 29 Eylül 2020 tarihinde sona erecek kuru incirde ise; 19 Eylül 2020 tarihi itibariyle 239 milyon dolarlık ihracatı hanesine yazdırdı. 2019/20 sezonunda Türkiye’den ABD’ye yapılan kuru meyve ihracatı 76 milyon dolar olurken; kuru kayısıdan 37 milyon dolar, kuru incirden 36,4 milyon dolar ve kuru üzümden 2,5 milyon dolar döviz geliri elde edildi.

Ekonomik Nokta Dergisi - Sayı 291 - 2020 149


Güncel

İhracat şampİyonlarının 160 tanesİ Egelİ Türkiye İhracatçılar Meclisi tarafından açıklanan İhracat şampiyonları listesine 2019 yılında Ege Bölgesi’nden 160 firma girmeyi başardı. TİM’in ilk 1000 ihracatçı listesinde 2018 yılında ise; 158 Egeli ihracatçı firma yer almıştı.

İlk 1000

Ege Bölgesi, Marmara Bölgesi’nden sonra listede en fazla firma ile temsil edilen bölge olurken, İzmir, ilk 1000 ihracatçı listesinde 83 firma ile İstanbul’un ardından ikinci il konumunu korudu. Egeli ihracat şampiyonları Türkiye’ye 2019 yılında 19 milyar 761 milyon dolarlık döviz kazandırdı.

İhracatçı Listesinde İzmir 83 Firma ile İkinci Sırada Yer Aldı

İ

hracatın Şampiyonlar Ligi olarak tanımlanan, Türkiye İhracatçılar Meclisi tarafından her yıl açıklanan en fazla ihracat yapan 1000 firma listesinde, 2019 yılı performanslarına göre Ege Bölgesi’nden 160 firma yer buldu. TİM ilk 1000 ihracatçı listesindeki Egeli ihracatçılar, ilk 1000 ihracatçının ihracatının yüzde 20’sini gerçekleştirdi. Ege’den 18 firma ilk 1000 ihracatçı listesine merhaba dedi TİM 1000 ihracatçı listesinde; Ege Bölgesi’nden 142 yerini korurken, 18 firma 2019 yılında ilk 1000 ihracatçı listesinin yeni üyeleri oldu. İstanbul Sanayi Odası’nın en büyük 500 sanayi kuruluşu listesine bu yıl 5. sıradan giriş yapan, Star Rafineri A.Ş. TİM 1000 İhracatçı Listesi’ne de 17. sıradan ‘merhaba’ dedi.

150 Ekonomik Nokta Dergisi - Sayı 291 - 2020

TİM 1000 ihracatçı listesinde İzmir 83 firma ile yer alırken, Denizlili ihracatçılar 26 firma ile listede yer buldu. Manisa’dan 23 ihracatçı firma ihracatın şampiyonlar ligine girme başarısı gösterdi. Aydın’dan 7, Kütahya ve Balıkesir’den 6’şar, Muğla’dan 5, Afyonkarahisar ve Uşak’tan 1’er firma ihracatın şampiyonlar ligine girmenin mutluluğunu yaşadı. Listeye Kocaeli firması olarak giren İzmir’de de rafinerisi bulunan ve ihracatının büyük bölümünü İzmir’deki rafinerisinden gerçekleştiren Türkiye Petrol Rafinerileri A.Ş. 3 milyar 411 dolarlık ihracat rakamıyla Türkiye üçüncüsü olurken, Türkiye genelinde 7. firma olan Vestel Dış Ticaret A.Ş. 2 milyar 194 milyon dolarlık dövizi Türkiye’ye kazandırdı. Pergamon-Status Dış Ticaret A.Ş. 739 milyon 111 bin dolar, Petkim Petrokimya Holding A.Ş. 622 milyon 22 bin dolarlık ihracatla listede üçüncü ve dördüncü sıranın sahibi oldular. Manisa firmaları arasında Vestel Ticaret A.Ş. Manisa birincisi olurken, Denizli’den Başak Metal Tic. Ve San. A.Ş. 365 milyon 465 bin dolarlık ihracat rakamıyla Denizli firmaları arasında zirvedeki yerini korudu. Muğla’da Kılıç Holding firmalarından KLC Gıda Ürünleri İth. İhr. ve Tic. A.Ş. 180 milyon 782 dolarlık ihracat rakamıyla bu yılda Muğla’dan en fazla ihracat yapan firma olmayı başardı. Uğur Soğutma A.Ş. 102 milyon 763 bin dolarlık dövizi Türkiye’ye kazandırarak Aydın’ın en fazla ihracat yapan firması olarak adını listeye yazdırdı.


Dijitalleşme, İnovasyon, Ar-Ge ve Tasarımla daha da çok firmamız ilk bine girecek

Güncel Türkiye İhracatçılar Meclisi tarafından açıklanan ilk 1000 ihracatçı listesindeki Egeli firma sayısının 2012 yılından bu yana düzenli olarak artarak 118’den 160’a yükselmesinin gururunu yaşadıklarını belirten Ege İhracatçı Birlikleri Koordinatör Başkanı Jak Eskinazi, önümüzdeki süreçte Ege Bölgesi’nden ilk bin ihracatçı listesinde daha fazla firmanın yer alması için Dijitalleşme, İnovosyon, ArGe, Tasarım ve Markalaşmaya ağırlık veren çalışmalara yoğunlaşacaklarını kaydetti. Pandemi sonrasında Türkiye’nin ilk dijital fuarını ayakkabı ve saraciye sektöründe 1-4 Haziran 2020 tarihlerinde Shoedex2020 Ayakkabı ve Saraciye Fuarı şeklinde düzenlediklerine işaret eden Eskinazi, “12-16 Ekim 2020 tarihlerinde ise Türkiye’nin ilk Gıda Sanal Fuarı-The Fource’u organize edeceğiz. Pandeminin fiziki pazarlamaya izin vermediği günümüzde dijital fuarlar ve ticaret heyetleriyle ihracatımızda devamlılığı sağlamaya çalışıyoruz. 2020 yılının Ocak – Ağustos döneminde 214 ülke ve serbest bölgeye 8,1 milyar dolar ihracat gerçekleştirdik. 2020 yılının son dört aylık döneminde hayata geçirdiğimiz projelerin meyvelerini toplayarak, 2020 yılını ihracatta artışla kapatmayı ve TİM ilk 1000 İhracatçı Listesi’nde önümüzdeki yıl daha fazla firmamızla yer almayı hedefliyoruz” diye konuştu.

Ortodontİstlerİn paylaşımları dudak ve damak yarığı olan genç ve çocuklara destek olacak Dudak Damak Yarıkları Derneği ve Align Technology işbirliği dudak ve damak yarığı olan genç ve çocuklara umut olacak. İşbirliği kapsamında Invisalign (şeffaf plak) tedavisi yapan ortodontistler, genç ve çocuklarda kraniyofasiyal (baş ve yüze dair) anomalilerin yarattığı sorunlara dair farkındalığı artırmak için sosyal medya paylaşımları yapacak. Align Technology, ortodontistlerin farkındalığı artırma çabalarını yapacağı bağışlarla destekleyecek.

D

ünya Sağlık Örgütü, kraniyofasiyal anomalinin her 500 ila 700 doğumdan birinde görüldüğünü bildiriyor. Kraniyofasiyal anomali bireylere, ailelere ve toplumlara hem ekonomik hem de psikolojik açılardan yük olabiliyor. Dudak Damak Yarıkları Derneği ve Align Technology, ortodontistleri sosyal medya hesaplarında kraniyofasiyal anomalili çocuklar ve gençler için farkındalığı artırmaya yönelik paylaşımlar yapmaya teşvik edecek. Align Technology, kamuya açık her bir paylaşım için 5 avro bağışlayacak. Dudak Damak Yarıkları Derneği de kampanyaya resmi desteğini sunacak. Ekonomik Nokta Dergisi - Sayı 291 - 2020 151


Güncel Dudak damak yarıklı çocuklarımızın daha sağlıklı gülüşlere sahip olması amacıyla başlatılan bu girişimden memnuniyet duyuyoruz. Dijital ortodonti ve maloklüzyon tedavisi alanlarındaki katkı ve kararlılıklarını hem yakından hem de takdirle takip ettiğimiz Align Technology, bu amacı yerine getirme sürecindeki doğal ortağımızdır.” Align Technology Türkiye Genel Müdürü Evren Köksal, şu açıklamayı yaptı: “Dünyanın en gelişmiş şeffaf plak sisteminin arkasındaki şirket olarak tüm dünyada 8,6 milyon hastanın tedavi edilmesine ve gülüşlerinin dönüştürülmesine destek olduk. Her gün yaptığımız çalışmalarla gerek erişkin gerekse de genç hastalarda sağlıklı bir gülümsemeye sahip olmanın gücüne tanıklık ediyoruz. Dudak ve/veya damak yarıklı genç ve çocuklarımıza yönelik farkındalığın artmasına maddi ve manevi destek olmanın bizim için temel bir sorumluluk olduğuna inanıyoruz. Dudak Damak Yarıkları Derneği ile birlikte bu yeni girişimi desteklemekten gurur duyuyor, çok anlamlı bulduğumuz projede doktor dostlarımızla etkileşim yaratarak, mümkün olduğunca çok sayıda genç hastaya yardımcı olmaktan mutluluk duyuyoruz.” World Media Group (WMG) Haber Servisi Dudak ve damak yarıkları nedir? Anne karnında yüzün normal gelişimi, herhangi bir etkenden dolayı engellendiğinde “Dudak-Damak Yarıkları” oluşur. Bu durum, dudağın tek tarafında küçük bir çentikten, burun-dudak ve damağı içeren iki taraflı çok geniş, hatta göze kulağa, alına çeneye doğru uzanan, yüz iskeletini de içeren yarıklara kadar değişen aralıkta gelişebilir. Dudak-damak yarıklı bireylerin daha anne karnında fark edildikleri andan itibaren başlayan ve erişkin olana kadar devam edecek çok uzun soluklu bir tedavi süreci vardır. Bu uzun soluklu tedavi; birçok disiplinin bir arada ve ahenk içinde, tedavinin değişik zamanlarında değişik disiplinlerin daha ağırlıklı olarak devreye girmesi ile ilerler. Konuyla ilgili açıklamalarda bulunan Dudak Damak Yarıkları Derneği Eş Başkanı Prof. Dr. Figen Özgür, “Dudak Damak Yarıkları derneği olarak, ihtiyaç sahiplerinin kraniyofasiyal anomaliler ve bunlara bağlı sorunlara yönelik tedavilere erişimlerini sağlamanın insanların yaşamlarında dönüştürücü bir etki oluşturacağına inanıyoruz” dedi ve dernek olarak kraniyofasiyal anomalilerin tedavi ve takip programlarına öncülük etme misyonuna sahip olduklarını vurguladı. Dudak Damak Yarıkları Derneği Eş Başkanı Prof. Dr. Servet Doğan ise şunları söyledi: “Derneğimiz, ülkemizde kraniyofasiyal anomali kaynaklı sorunlara hitap etme misyonumuz çerçevesinde eğitim kurumlarına eğitim programları ve hem bilimsel hem de finansal kaynaklar sağlarken, ileri düzey uzmanlık kursları, çalıştaylar, konferanslar ve seminerler de düzenliyor. 152 Ekonomik Nokta Dergisi - Sayı 291 - 2020


Sektör

Üç kıtanın yağı Türkİye’den İhraç edİlİyor

Atık yağdan madeni yağ üretimiyle dikkat çeken Özerşah Enerji ve Petrol Ürünleri, e-ihracat platformu ile yurtdışı pazarlara adım atarak Asya, Afrika ve Avrupa kıtalarından 15’i aşkın ülkeye ulaştı.

İ

STANBUL, 28 Eylül 2020 / B2Press/ - Geçtiğimiz yıl yaptığı 1 milyon liralık yatırımla atık yağdan madeni yağ üretimi limitlerini arttırarak sınıf atlayan Özerşah Enerji, uluslararası hedeflerini gerçekleştirme hedefiyle ihracata yöneldi. Yerli üretici, e-ihracat platformu TurkishExporter ile adım attığı işbirliği saye-sinde madeni yağ ihracatını Asya, Afrika ve Avrupa kıtalarından 15’den fazla ülkeye taşıdı. “Dünya standartlarında üretim gerçekleştiriyoruz” 20 yıldır iç piyasanın madeni yağ talebini karşıladıklarını kaydeden Özerşah Enerji ve Petrol Ürünleri Yönetim

Kurulu Başkanı Fetullah Arvas, “2001 yılında kurduğumuz ilk fabrikamızın ardından 2007 yılında Adana’da ikinci fabrikamızla çalışmalarımıza hız verdik. 2015 yılında Kocaeli Dilovası’nda kurduğumuz üçüncü fabrika ile dünya standartlarında üretim gerçekleştirmeye başladık. Otomotiv, sanayi ve endüstriyel yağları, marin yağları, proses yağları, gres yağları, oto bakım ürünleri, organik ve konsantre antifriz gibi ürün sınıflarında üretim ve satış faaliyetlerimizi sürdürüyoruz.” dedi. “Dünya devi olma hedefimize her sene daha fazla yaklaşıyoruz” İhracatta

ağırlık

vererek

kendilerine yeni bir ticari yol seçtiklerini dile getiren Fetullah Arvas, “Hem yurt içi hem de yurtdışı pazarda Monex, Woil ve Hexon markalarımızın kalitesi ve güvenirliliğini daha fazla sayıda tüketiciyle buluşturmak ve markalarımızın bilinirliğini üst seviyelere çıkarmak adına araştırma ve inceleme yaparken TurkishExporter ile tanıştık. Birlikte çıktığımız yol sayesinde bu gün Asya, Avrupa ve Afrika’da 15 ülkeye ihracat yapar hale geldik. İhracat hedefimizi daha da büyüterek yolumuza devem edeceğiz. Dünya devi olma hedefimize her sene daha fazla yaklaşıyoruz. Aynı zamanda seçkin markaların fason üretimini de başarı ile sürdürüyoruz.” ifadelerini kullandı. Ekonomik Nokta Dergisi - Sayı 291 - 2020 153


Enerji

CW Enerjİ, Karadenİz’İn en büyük Güneş Enerjİ Santralİ’nİ kurdu • Türkiye’nin ve Avrupa’nın en büyük güneş paneli üreticisi CW Enerji, 5.9 MWp gücündeki santral ile yeni bir rekora daha imza attı. •

CW Enerji Genel Müdürü Volkan Yılmaz, “Türkiye’de güneş santralleri konusunda çok büyük bir potansiyel var. Yatırımcılarımız ile birçok ilki hayata geçirmekten büyük gurur duyuyoruz” dedi. projeler ürettiklerini ifade ederek, “Son olarak Karadeniz’in en büyük santralini kurduk. Bu projemizde yaklaşık 19 bin güneş paneli kullanıldı. Her açıdan değerlendirildiğinde bölge için de önemli bir proje oldu” dedi. Örnek bir proje

A

ntalya, 28.09.2020 – Türkiye’nin ve Avrupa’nın en büyük güneş paneli üreticisi CW Enerji, Karadeniz bölgesinin en büyük Güneş Enerji Santrali’ni (GES) kurdu. CW Enerji, sektörde en yeni teknolojileri geliştirerek, kullanıcıların enerji ihtiyacına kalıcı çözümler üretmeye devam ediyor. 154 Ekonomik Nokta Dergisi - Sayı 291 - 2020

Bu doğrultuda; Karadeniz bölgesinin en büyük çatı tipi Güneş Enerji Santrali (GES) projesini hayata geçiren firma, 5.9 MWp gücündeki santrali tamamlayarak yeni bir rekora daha imza attı. Konu hakkında açıklamalarda bulunan CW Enerji Genel Müdürü Volkan Yılmaz, Türkiye’nin her yerinde

Örnek bir projeyi hayata geçirdiklerini ifade eden CW Enerji Genel Müdürü Volkan Yılmaz, bu tür projelerle farklarını ortaya koymaya devam edeceklerine dikkat çekti. Yılmaz, sektörün ihtiyaç duyduğu çözümleri sunmayı sürdüreceklerini dile getirerek, “Sürdürülebilir büyüme anlayışı çerçevesinde sürekli kendimizi geliştirmeye devam ediyoruz. Son teknolojiyi yakından takip ederek, AR-GE Merkezimizde geliştirdiğimiz çalışmalarımız neticesinde sektörün ihtiyaçlarına göre inovatif ürünler geliştiriyoruz. Türkiye olarak güneş enerjisi konusunda daha da cesur adımlar atma zorundayız.


Enerji

Ülkemizin enerji alanında bağımsızlık kazanması için yenilenebilir enerji yatırımları çok büyük önem taşıyor.

Sanayicilerimiz de güneşten gelen enerjiyi fabrikaları için büyük bir verimlilik unsuruna dönüştürüyor” dedi.

World Media Group (WMG) Haber Servisi

Ekonomik Nokta Dergisi - Sayı 291 - 2020 155


Otomotiv

Maksİmum Sürüş Keyfİ İçİn Hyundai Yenİ i30 N •

Hyundai’nin ilk performanslı modeli olan i30 N, geliştirilmiş özellikleriyle artık çok daha etkileyici.

Yeni i30 N, maksimum 280 beygirlik motor gücünü ıslak tip 8 ileri DCT şanzımanla yere aktaracak.

Otomobil, ağırlığı hafifletilmiş N koltuklar ve 19 inçlik jantlarla daha da dikkat çekici görünüyor.

H

yundai’nin motorsporları kolu olan N departmanı, ilk performanslı model olan i30 N’i makyajlayarak daha da sportif bir hale getirdi. Gerçek bir yarış pisti deneyimini günlük kullanımla birleştirerek hız tutkunlarına sıra dışı bir spor otomobil üreten Hyundai, özellikle Avrupa pazarındaki iddiasını tamamen farklı bir kulvarla pekiştirmiş oluyor. İlk kez 2017 yılında piyasaya sunulan otomobilden şu ana kadar Avrupa’da 25.000’den fazla satış gerçekleştiren 156 Ekonomik Nokta Dergisi - Sayı 291 - 2020

Hyundai, aynı zamanda birden fazla ödül de kazandı. Bu başarılı modeli bir takım teknik geliştirmeler ve makyaj operasyonuyla daha da zinde tutan Hyundai, hafiflik ve çeviklik ile performanslı modelleri seven kullanıcılara göz kırpmış oluyor. Önceki versiyonda da olduğu gibi Yeni i30 N, hem hatchback hem de fastback gövde tiplerinde satışa sunuluyor. Dinamik performansı yansıtan gelişmiş bir tasarım Yeni i30 N’nin tasarımı üç kelimeyle açıklanıyor:

Performans, duygu ve ifade. Performans, tasarımın ötesinde, yalnızca i30 N için yapılan değişiklikleri gözler önüne seriyor. Otomobilin gövdesindeki her bir tasarım özelliği, dinamik performansa odaklanılarak geliştirilmiş. Böylelikle, Yeni i30 N’nin cesur ve etkileyici dış görünümü, doğrudan yarış pistlerine gönderme yapıyor. Ön tampon üzerindeki N logosu ızgaraya yerleştirilirken motorun daha verimli bir şekilde soğutulması için de geniş hava girişleri kullanılmış.


Otomotiv

Jant göbeklerinde de karşımıza çıkan bu logo, modelin özelliğini ve ayrıcalığını vurgulamış oluyor. Hyundai’nin yeni nesil tasarımlarında karşımıza sıklıkla çıkan V şekilli gündüz farları (DRL), Yeni i30 N’in de en önemli değişikliği. Plastik gövde parçaları, aerodinamik marşpiyeler, normal bir 19 inç janttan 14.4 kg daha hafif olan 19 inç N jantlar, kırmızı N fren kaliperleri, arka tampon difüzörü ve tavan spoyleri, yere basma kuvvetini ve yol tutuşunu artırırken aynı zamanda aracın dış tasarımındaki en önemli detaylar olarak dikkat çekiyor. Sportif iç mekan Yeni i30 N’nin iç mekanı, tüm detaylarıyla sürücü ile otomobil arasında müthiş bir bağ kuruyor. İç mekan, analog gösterge tablosu, motor yağı sıcaklığına göre değişen aktif LED paneli ve yine sürücüye vites değiştirmesi için en iyi zamanı gösteren LED ışık barı gibi özellikler içeriyor. Yeni i30 N, ısıtmalı direksiyon simidi ve ısıtmalı ön koltuklarla da hem sportiflik hem de üst düzey konfor vaad ediyor. Yeni i30 N, ilk kez hafif ve yüksek performanslı N koltuk seçeneğiyle geliyor. Bu şık tasarımlı monoform

spor koltuklar, standart koltuklardan 2,2 kg daha hafif. Belirgin bel ve yan destekleriyle mükemmel yanal destek sunarken aynı zamanda birinci sınıf deri ve Alcantara malzemelerden üretilmiş. Yüksek Performans ve Yarış Pisti Deneyimi Yeni i30 N, altı ileri manuel şanzımana (6MT) veya ilk kez kullanılan ıslak tip 8 ileri çift kavramalı şanzımana (N DCT) sahip. Tüm gücünü 2.0 litrelik turboşarjlı bir motordan alan otomobil, iki farklı güç çıkışı ile sunuluyor.

Kullanıcılar, performans gereksinimlerine göre güç çıkışını 250 bg-353 Nm veya 280 bg-392 Nm olarak tercih edebiliyorlar. Aktif ve pasif güvenlik donanımlarının yanı sıra, tork ve turbo basıncı gibi anlık sürüş özelliklerini ortaya yerleştirilen ekrandan takip edebiliyorlar. Üç farklı sürüşü modunu ve egzoz sesini değiştirebilen sürücüler ayrıca kablosuz şarj sistemi, Apple Car Play ve Android Auto gibi özelliklerle de multimedya keyfinin tadını çıkarabiliyorlar. World Media Group (WMG) Haber Servisi

Ekonomik Nokta Dergisi - Sayı 291 - 2020 157


Gıda

Fazla Gıda, dünyada İlk defa uygulanan Uluslararası Gıda Kaybı ve Gıda İsrafı Farkındalık Günü’nü kutluyor 2020 için %0,3, 2021 için %5,8’lik büyüme beklediklerini bildiren Albayrak, bu yıl enflasyonu %10,5, önümüzdeki yıl için %8,0 olarak hedeflediklerini açıkladı.

B

irleşmiş Milletler’in 2030 Amaçları çerçevesinde dünya çapında desteklenmek üzere seçilen ve iş ortaklarının atık kaynaklı karbon salınımını minimum yüzde 50 azaltmak için teknolojik çözümler üreten sosyal girişim Fazla Gıda, ilk defa bu sene kutlanan Gıda Kaybı ve Gıda İsrafı Farkındalık Günü’ne destek verdiğini duyurdu. 158 Ekonomik Nokta Dergisi - Sayı 291 - 2020

Fazla Gıda Kurucu Ortağı Olcay Silahlı, konuyla ilgili şunları söyledi: “Birleşmiş Milletler’in gıdaların ziyanını azaltacak ve bu sayede sürdürülebilir kalkınmaya da katkı sağlayacak Uluslararası Gıda Kaybı ve Gıda İsrafı Farkındalık Günü’nü uygulamaya başlaması mutluluk verici.

Birleşmiş Milletlerin bu harika inisiyatifi sayesinde bizim de yıllardır tüketicide oluşturmaya çalıştığımız “Gıda İsrafı” farkındalığı hızla etki çemberini büyütecek. Biz de Fazla Gıda takımı olarak bu özel günü destekliyor ve fazlayı faydaya çevirmek için çalışıyoruz. Bu çalışmalarımıza iş dünyasının yakından tanıdığı Fazla Gıda markasını tüketici ile de buluşturacak yenilerini ekliyoruz. Bu sayede günün temsil ettiği anlamı ve önemi çok daha geniş kitlelere ulaştırma hedefi içerisindeyiz.” World Media Group (WMG) Haber Servisi


EKONOMİK NOKTA

ENDÜSTRİ 4. 0 ZİRVESİ

WORLD MEDIA GROUP ORGANİZASYONUDUR...

TEKNOLOJİ

01 - 15 Nisan 2020

Endüstri 4.0 Zirvemizin bu yıl dördüncüsü gerçekleştiriliyor. Geçtiğimiz yıl sektörün lokomotifi; 10 sponsor, 50 katılımcı firma ve 560 sektör profesyoneli ziyaret etti.

www.worldmediagroupe.com

Ekonomi, Sanayi, Otomotiv sektörünü; dergilerimizi ve internet sitelerimizi tek çatı altında toplayan web adresimiz / internet televizyonumuz. (Yıllık 361 bin görüntüleme)

www.ekonomiknokta.com

Ekonomi Nokta; Finans, Sanayi, Otomotiv, tekstil, inşaat, teknoloji, sektörlerini tek çatı altında toplayan haftalık ekonomi gazetemiz ... (Tiraj - baskı : Aylık baskı: 10.000 adet e-gazete 50.000 adet)

www.makineotomasyondergisi.com

Makine - Otomasyon - Robotik dergimiz. (Tiraj - baskı : Aylık baskı: 5.000 adet / e-dergi 30.000 adet)

www.kesicitakimlardergisi.com

Kesici Takımlar ve Tutucular sektörünün ilk ve tek dergisi. (Tiraj - baskı : Aylık baskı: 5.000 adet / e-dergi 30.000 adet)

www.endustri40dergisizirvesi.com Türkiye’nin ilk Endüstri 4.0 zirvesi ve dergisi. (Tiraj - baskı : Aylık baskı: 5.000 adet / e-dergi 30.000 adet)

www.elektrikpanodergisi.com

Türkiye’nin ilk Elektrik ve Pano dergisi. (Tiraj - baskı : Aylık baskı: 5.000 Adet / e-dergi 30.000 adet)

www.autotuningworlddergisi.com

Onbeş Yıldır kesintisiz yayınlanan tek otomobil tuning Dergisi (Tiraj - baskı : Aylık baskı: 5.000 adet / e-dergi 30.000 adet)

WORLD MEDIA BÜNYESİNDE YAYINLANAN DERGİLER Haber İletişim İlker Kaplan WORLD MEDIA GROUP Genel Yayın Yönetmeni 0 505 400 94 33 makineotomasyondergisi@gmail.com

Reklam İletişim Hatice Karabay WORLD MEDIA GROUP Reklam Koordinatörü 0 505 400 94 33 makineotomasyondergisi@gmail.com

Reklam İletişim Zafer Alkan WORLD MEDIA GROUP Reklam Müdürü 0 546 675 59 49 worldmediareklam@gmail.com

Muhasebe İletişim Düzgün Turgut - Sevda Öncü WORLD MEDIA GROUP Muhasebe Müdürü 0 542 292 83 85 worldmediamuhasebe@gmail.com

Grafik Tasarım İletişim Simge Savranoğlu - Mete Şahin WORLD MEDIA GROUP Grafik Tasarım 0 212 427 00 15 worldmediareklam@gmail.com



ENDÜSTRİ 4. 0 ZİRVESİ ENDÜSTRİ 4. 0 DERGİSİ

WORLD MEDIA GROUP ORGANİZASYONLARIDIR ...

Sponsorluk ve Reklam için temas kurabilirsiniz : 0 505 400 94 34 - 0 505 400 94 33 - 0 546 675 59 49 www.endustri40dergisizirvesi.com - makineotomasyondergisi@gmail.com - worldmediareklam@gmail.com

www.worldmediagroupe.com www.ekonomiknokta.com

Ekonomi, Sanayi, Otomotiv sektörünü; dergilerimizi ve internet sitelerimizi tek çatı altında toplayan web adresimiz .

www.makineotomasyondergisi.com Makine - Otomasyon - Robotik dergimizin internet sitesi..e

www.kesicitakimlardergisi.com Kesici Takımlar ve Tutucular sektörünün ilk ve tek dergisinin internet sitesi.

www.endustri40dergisizirvesi.com

Türkiye’nin ilk Endüstri 4.0 zirvesi ve dergisinin internet sitesi.

www.elektrikpanodergisi.com Elektrik ve Pano dergilerimizin internet sitesi.

www.autotuningworldddergisi.com Auto Tuning World dergilerimizin internet sitesi.


WORLD MEDIA BÜNYESİNDE YAYINLANAN DERGİLER Haber İletişim Reklam İletişim Reklam İletişim İlker Kaplan Hatice Karabay Zafer Alkan WORLD MEDIA GROUP WORLD MEDIA GROUP WORLD MEDIA GROUP Genel Yayın Yönetmeni Reklam Koordinatörü Reklam Müdürü 0 505 400 94 34 0 505 400 94 33 0 546 675 59 49 makineotomasyondergisi@gmail.com makineotomasyondergisi@gmail.com worldmediareklam@gmail.com Dergilerimizde yerinizi ayırtın, hedef kitlenizi ulaşın!...

www.endustri40dergisizirvesi.com www.worldmediagroupe.com www.makineotomasyondergisi.com

www.autotuningworlddergisi.com www.elektrikpanodergisi.com www.kesicitakimlardergisi.com

www.ekonomiknokta.com

World Media Bünyesinde yayınlanan Dergilere abone olmak için aşağıdaki hesap numaralarına istediğiniz dergilerin Yıllık abone ücretlerini yatırabirsiniz. İsim soyisim ve adresinizi dekont fotokopisiyle birlikte makineotomasyondergisi@gmail.com adresine mail ya da 0 212 427 00 15 numaraya faks’a gönderebilirsiniz. Ayrıca Aboneliğinizi mail order sistemiyle kredi kartınızdan ödeyerekte yapabilirsiniz.

*Kredi kartınızın ön yüzündeki 16 rakam: .......................................................................... *Kredi kartınızın son kullanma tarihini ay / yıl : ................................................................. *Kredi kartınızın arka yüzündeki üç haneli güvenlik numarası: ..........................................

ABONE FORMU Ad

:...............................................................................................

Soyad

:...............................................................................................

Adres

:...............................................................................................

ABONE FORMU

...............................................................................................

İlçe

:...............................................................................................

Şehir

:...............................................................................................

Posta Kodu

:...............................................................................................

Telefon

:...............................................................................................

Faks

:...............................................................................................

e-mail

:...............................................................................................

Tarih

İmza

Dergi

İsmi

-

Yıllık Abone Ücreti

Makine & Otomasyon: Auto Tuning World: Kesici Takımlar Tutucular : Rulman & Lİneer: Endüstriyel Borulama: Cad / Cam / Cae / Plm : Endüstri 4.0 : Elektrik & Pano :

120 120 120 120 120 120 120 120

TL TL TL TL TL TL TL TL

+ + + + + + + +

KDV KDV KDV KDV KDV KDV KDV KDV




Turn static files into dynamic content formats.

Create a flipbook
Issuu converts static files into: digital portfolios, online yearbooks, online catalogs, digital photo albums and more. Sign up and create your flipbook.