LİNEER
RULMAN
Rulman - Lineer-Konik-Zincir-Dişli Kayışlar-Güç Aktarım-Redüktör Dergisi - Ocak - Şubat - Mart 2017 Yıl : 3 Sayı :10 Fiyat : 10 TL
AYIN FİRMASI BİLYA HIRDAVAT FUAR
*WİN METAL WORKİNG
ORGANİZASYON
* WORLD MEDIA ENDÜSTRİ 4.0 ZİRVESİ
EDİTÖR ilker kaplan
Rulman Lineer Dergisi Yenilendi
T'Muasır ürkiye Endüstriyel devrimlerde; hep geriden gelerek Medeniyetler seviyesine' ulaşmayı amaçladı.
Buharın gücünün kullanılmaya başlandığı dönemlerde, yaşadığımız coğrafyanın çok farklı gündemleri vardı ve bu gündemler arasında boğuluyordu. Elektrik ve otomasyonun üretimde devreye girdiği dönemlerde de yine farklı gündemlerle boğuşuyordu. Buharda üçyüz yıl, elektrikte yüz yıl, otomasyonda yarım asır gibi bir farkla batıyı takip eden ülkemiz; yeni sanayi devriminde, 4-5 yıl gibi bir farkla üretim faaliyetlerini şekillendirebilir. Ancak konuyla ilgili farkındalık yaratmak şartıyla. World Media Endüstri 4.0 Zirvesi ve Dergisi Türkiye'nin gelişimi ve değişimi için World Media olarak; sektörlere ışık tutan yedi adet spesifik yayınımızın içeriklerindeki gelişimi daha farkedilir bir düzeye taşıdık. Şimdi World Media - Endüstri 4.0 Zirvesini başarılı bir organizasyon ile sonuçlandırdıktan sonra, periyodik bir yayınla farkındalık yaratmaya devam ediyoruz. World Media Endüstri 4.0 Dergisi iki aylık periyotlarla sizinle bulaşacak. Sektöre farklı bir soluk getireceğimizi şimdiden müjdeliyoruz. Yıl sonunda da yine aynı şekilde World Media Endüstri 4.0 Zirvesinin organizasyonuna da başlamış bulunuyoruz. World Media Rulman Lineer de, 2017 yılında güç aktarım sektörü ağırlıklı bir yayın olarak yoluna devam edecek. Logomuzdan içeriğe uzanan bu değişimi sizde hissedeceksiniz. Reklam Bölümümüzü Güçlendirdik Türkiye'de sektörel spesifik yayıncılıkta önemli bir kaç reklamcının ismini saydığınızda; Ziya Alkan bu isimler içerisinde yer alır. World Media Reklam Müdürü olarak göreve başlayan Ziya Alkan'a hoşgeldin diyoruz. Bize güç kattı. Dergilerimize Abone Olabilirsiniz Spesifik sektörel yayıncılıkta öncü yayınlarıyla World Media Dergileri; Sizi hedef kitlenize ulaştırmanın yanında, bilimsel - teknik yazıları ve haberleriyle, sektörel bilgi aktarımında da önemi bir işlevi yerine getiriyor. Dergilerimize abonelik işlemlerinizi yaptırırabilirsiniz. Bizi izlemeye ve okumaya devam edin
Yayın Türü Yaygın Süreli
Editör - Künye
Yayıncı Dünya Medya Basın Yayın Reklam Tanıtım Hizmetleri İmtiyaz Sahibi ve Sorumlu Yazı İşleri Müdürü İlker Kaplan 0 505 400 94 34 İdari İşler Müdürü Hatice Karabay 0 505 400 94 33 Reklam Müdürü Ziya Alkan 0 546 675 59 49 Muhasebe Müdürleri Sevda Öncü Düzgün Turgut 0 542 292 83 85 Halkla İlişkiler Müdürü Ayşe Savranoğlu Yazı İşleri Simgenur Savranoğlu Gamze Onat Grafik Tasarım Ezgi Kamburoğlu Abone Sorumlusu Defne Deniz Kaplan Beste Kamburoğlu Fotoğraf Editörleri Murat Çapkın Sinan Temur İnsan Kaynakları Müdürü Sibel Şanlı İletişim Danışmanı Alper Tuna Bilişim Sorumlusu Kerem Mercan Bölge Temsilcileri Çetin Sülün (Ankara) Mesut Karabay (İzmir) Umut Yıldız (Bursa) Avrupa -Almanya - Temsilcisi Pınar Açıkgöz Sosyal Medya Fatma Kurşun Dağıtım Ali Savranoğlu Zafer Kamburoğlu Genel Koordinatör Süleyman Kaplan Hüsniye Kaplan Katkıda Bulunanlar Meryem Savranoğlu Fatma Kaplan Selda Kamburoğlu Dağıtımcı Aras Kurye - PTT - Yurtiçi Kargo Yönetim Yeri Akşemsettin Mah. Güneş Sokak No: 48 D :10 Eyüp / İstanbul Tel:0 850 532 94 68 Fax : 0 212 427 00 15 www.endustri40dergisi.com www.kesicitakimlardergisi.com www.worldmedyatv.com www.makineotomasyondergisi.com makineotomasyondergisi@gmail.com worldmediareklam@gmail.com
Rulman & Lineer Dergisi Basın Meslek İlkelerine Uymaya Söz Vermiştir. İçeriğindeki yazınsal ve görsel malzemeler, izin alınmaksızın; yazılı, görsel, işitsel ve elektronik medyada kullanılamaz. Reklamların hukuki sorumluluğu reklamveren firmaya aittir. Rulman & Lineer / Ocak - Şubat - Mart - 2017 3
İÇİNDE İçindekiler
3
12
İÇİNDEKİLER
RULMAN LİNEER DERGİSİ YENİLENDİ
AYIN FİRMASI : BİLYA HIRDAVAT RULMAN
TİTREŞİM ANALİZİYLE RULMAN 18 ARIZALARININ BELİRLENMESİ
26
YENİ RULMAN TASARIMI
LİNEER KILAVUZLAMA SİSTEMLERİ
30
4 Rulman & Lineer / Ocak - Şubat - Mart 2017
EKİLER Reklam İndeksi
32
Yamansa - Arka Kapak
Bilya Hırdavat Rulman - Öniç Kapak
Akkayalar Makine Genel Koordinatörü Ahmet Balaban:
“KONVEYÖR EKİPMANLARI ÜZERİNE PAZAR LİDERİYİZ”
SKF - Arka İç Kapak
Endaş - 6 . - 7. Sayfa
İkitelli Zincir -8.-9. Sayfa Yamansa - 10. - 11. Sayfa
Bilya Hırdavat Ruman - 13 . Sayfa Makina TV - 15 . Sayfa
Ergen Endüstri - 16 - 17. Sayfa
Emek Makina Model - 19 . Sayfa WNT - 21. Sayfa PMI- 23. Sayfa
Oto Kılıç - 25. Sayfa
RULMAN SEÇİMİ NASIL YAPILIR? 34
UTL - 27. Sayfa
Hesaplı Rulman - 29 . Sayfa Gühring - 31 . Sayfa Güventek -33Sayfa Eroğlu - 35. Sayfa
36
World Media Web-47 . Sayfa
ENDÜSTRİ 4.0 ZİRVESİ 2016
Konmak - 55 . Sayfa İmtos - 56. Sayfa
Engimach - 57 . Sayfa Çam Grup - 58 . Sayfa Kristal - 59. Sayfa
Win Metl - 60. Sayfa
Win Otomasyon - 61. Sayfa
World Media-Kesici Takım Zirvesi63. Sayfa
World Media End.4.0 Zirvesi 65. Sayfa
World Media Dergi Abone-66.Sayfa
Rulman & Lineer / Ocak - Şubat - Mart 2017 5
10 SENEYİ AŞAN SÜREDİR ZİNCİR VE DİŞLİ SEKTÖRÜNDE ÖNCÜ
Yaklaşık 10 seneyi aşkın bir süredir, zincir ve dişli sektöründe faaliyette bulunan, Türk Sanayisinin ihtiyacı olan Konveyör ve taşıyıcı Zincir ve Dişlilerinin imalat, tedarik ve satışını yapmaktayız.
avantajlarıyla sunarak portföyünü devamlı geliştirmiş ve siz değerli müşterilerimize eksiksiz hizmet verebilmek için organize sanayi bölgesinde hizmetimize devam etmekteyiz.
Müşteri odaklı çalışan firmamız müşterilerine makaralı, konveyör, transmisyon, standart, özel zincir ve dişlilerinin yanı sıra, rulman, kayış, kasnak, freze, keçe,telbant ve teker çeşitlerini uygun fiyat
Müşteri ile diyalogda mesai saati gözetmeden bütün müşterilerimize kendi işimiz mantığı çerçevesinde hizmet etmekteyiz. Birlikte çalıştığımız bütün müşterilerimize, bizi tercih ettikleri için teşekkürü bir borç biliriz.
İkitelli Org. San. Bölg. Güngören Sanayi Sitesi Çarşı Grubu No : 110 İkitelli - Başakşehir / İstanbul Tel : 0 212 549 03 53 - Fax: 0 212 549 03 50 www.ikitellizincir.com - info@ikitellizincir.com
Ayın Firması
BİLYA HIRDAVAT SİNCE 1955
BİLYA HIRDAVAT RULMAN 60 YILI AŞKIN TECRÜBE
Fkurulmuş irma; 1955 yılında olup özel rul-
manlar, tek yönlü rulmanlar, kavramalar, tekstil rulmanları, hassas oynak
Tel: 0 212 244 54 90 12
Rulman & Lineer / Ocak - Şubat - Mart 2017
U mafsallar (Universal Joints), mini kaplin, metal körüklü kaplinler (Metal Bellows Couplings), konik göbek sıkması (Locking Assemblies), özel rulman
imalatı ve yedek parçaları üzerine faaliyetini sürdürmektedir. Konusunda; tüm marka ve çeşitteki rulmanların ithalatını yapmayı sürdürüyor.
BİLYA HIRDAVAT RULMAN TİC. LTD. ŞTİ Fax 0 212 249 52 67 mail: bilyahirdavat@gmail.com
Ayın Firması
BİLYA HIRDAVAT RULMAN TİC. LTD. ŞTİ.
Rulman & Lineer / Ocak - Şubat - Mart 2017
13
Ayın Firması
BİLYA HIRDAVAT RULMAN TİC. LTD. ŞTİ. TEK YÖNLÜ RULMANLAR - KAVRAMALAR ÖZEL TEKSTİL RULMANLARI - FREN SİSTEMLERİ
Tel: 0 212 244 54 90 14
Rulman & Lineer / Ocak - Şubat - Mart 2017
BİLYA HIRDAVAT RULMAN TİC. LTD. ŞTİ Fax 0 212 249 52 67 mail: bilyahirdavat@gmail.com
Dosya - Redüktör
16 Rulman & Lineer / Eylül - Rolexpo Özel
2016
Dosya - Konveyör
Rulman & Lineer / Temmuz - Ağustos - Eylül 2016 17
Makale
R
TİTREŞİM ANALİZİYLE RULMAN ARIZALARININ BELİRLENMESİ
Bu çalışmada, mevcut ulmanlar dönen olan titreşim analizi makinelerde yaygın metodu ile rulman olarak kullanılmaktadır. arızalarının Makinelerin problemsiz belirlenmesi ele çalışması rulmanların alınmıştır. Rulman sağlıklı çalışması ile titreşimleri, ölçümü ve doğrudan ilgilidir. Makine analizi özet olarak yataklarından titreşim verilmiş, silindirik tip ölçülerek makinenin iç yuvarlanma elemanına yapısında gelişen olaylar sahip bir rulmanda hakkında bilgi edinilebilir. oluşan dış bilezik hasarının titreşim Rulmanlı yataklarda yağ analizi ile belirlenmesi filmi tabakası çok incedir ve sunulmuştur. Literatürde temas noktalarında radyal de belirtildiği gibi doğrultuda bağıl hareket rulman dış bileziğinde yoktur. Yatağın iç ve dış oluşan tek nokta mobilitesi hemen hemen hasarının neden olduğu aynıdır. Bu nedenle yatağın titreşimin dalga dış yüzeyinde yapılan formu grafiğinde titreşim ölçümleri, iç frekansı dış bilezik bilye yapıdaki gelişmeleri en geçiş frekansına eşit olan doğru şekilde yansıtır [1]. darbe sinyalleri Dönen makinelerde arızadan oluştuğu, spektrum kaynaklanan duruşların grafiğinde ise rulen önemli sebeplerinden man arıza frekansının birisi rulman arızalarıdır. katlarında frekanslar Helikopter ve otomatik oluştuğu belirlenmiştir. işleme makineleri gibi bir Elde edilen sonuçlardan, çok sistemde beklenmedik titreşim analizinin rulrulman arızaları yıkıcı ve çok man masraflı olabileceğinden hasarlarını belirle[2] rulman arızaları bir mede etkili bir şekilde çok araştırmanın konusu kullanılabileceği olmuştur. Aktürk vd. [3] görülmüştür. açısal temaslı iki rulman ile yataklanmış mil-rulman sisteminde eksenel ve radyal titreşimleri incelemek için matematiksel model oluşturmuşlardır. Aktürk ve Gohar [4] iki açısal bilyeli rulman ile yataklanmış bir mil-rulman sisteminde bilye boyutundaki değişmenin milin eksenel ve radyal titreşimlerine olan etkisi incelemişlerdir. McFadden
18
Rulman & Lineer / Ocak - Şubat - Mart 2017
ve Smith [5,6] rulman iç bileziğindeki tek ve çoklu hasarların oluşturduğu titreşim modellenmiş, elde edilen sonuçların geçerliliği deneysel sonuçlarla doğrulamışlardır. Taylor [7] rulman iç bileziğinde, dış bileziğinde, yuvarlanma elemanlarında oluşan tek hasarın, rulmanın birden fazla elemanında oluşan hasarın frekans analizi ile belirlenmesi araştırmıştır. Su vd. [8] silindirik bilyeli rulmanlarda yüzey pürüzlülüğünün oluşturduğu titreşim modellenmiş ve deneysel sonuçlarla modelin doğruluğu ortaya konulmuştur. Bu makale çalışmasında ise bilinen bir metot olan periyodik titreşim ölçümleri gerçekleştirerek ve titreşimlerin analiz edilmesi ile rulman hasarlarının kritik hale gelmeden önce belirlenmesi hedeflenmiştir. Bu amaçla gerçek çalışma şartları altında çalışan düz silindirik makaralı bir rulmanın dış bileziğinde tek noktada oluşan hasarın neden olduğu titreşimler ele alınmış, hasar makine için tehlikeli bir hal almadan önce titreşim analizi ile belirlenmiştir. 2. HASARLI TİTREŞİMLERİ
RULMAN
Rulmanlarda oluşan hasarlar bölgesel ve dağınık olarak sınıflandırılabilir [9,10,11]. Bölgesel hasarlar yuvarlanma yüzeylerindeki çatlaklar, küçük delik
şeklinde korozyon ve kabarmalardır. Rulmanlarda sık rastlanan hasar tipi, yorulma çatlağının sebep olduğu, bileziklerde ve yuvarlanma elemanlarındaki kabarmalardır. Dağınık hasarlar yüzey pürüzlülüğü, dalgalılık, ekseni kaçık bilezikler, çentik, korozyon aşınmaları, kir ve ölçü dışı yuvarlanma elemanlarıdır [10]. Rulman aşınması durumunda hasarlar ilk önce dış bilezikte kabarma şeklinde kendini gösterir. Kabarma derinleştikçe oluşan titreşimlerin genliği artar. Arızanın son aşamasında yuvarlanma elemanları, kabarmayı iç bileziğe taşırlar ve iç bilezik geçiş frekansındaki titreşimler artar. Bu sırada kısa süreli vuruntu sinyalleri daha büyük genlikli ve çok sık olur [9]. Rulmanlarda, yuvarlanma elemanları hasar üzerinden geçerken Şekil 1’deki gibi kısa süreli, sönümlü sinyaller üretirler [5,12]. Hasarın rulmanın hangi elemanından kaynaklandığını belirlemek için titreşim frekanslarını incelemek gerekmektedir. İç bileziği dönen, dış bileziği sabit bir rulmanın elemanlarının oluşturduğu titreşim frekansları, rulman geometrisi ve mil dönme devrine bağlı olarak verilen d e n k l e m l e r d e n hesaplanabilir. Bu denklemlerden elde edilen frekanslar ile ölçüm sonucu elde edilen frekanslar karşılaştırılır. Hasarlı
Makale elemanlar hasar frekanslarında ve harmoniklerinde titreşime neden olurlar. Bazı durumlarda hasar titreşim frekansları mil dönme frekansı ve katlarında modülasyona uğrayarak yan bantlar oluşturabilir. Şekil 2’de verilen denklemlerden elde edilen hasar titreşim frekansları sağlam rulman tarafından da oluşturulabilir.
rulman elemanları arasındaki çarpmaları artırır bu çarpmalar sonucu meydana gelen titreşimin spektrum grafiğinde geniş bant gürültü oluşur. Titreşimlerin genlikleri azalabilir ve geniş bant gürültüden zor ayırt edilebilirler.
Hasarın sebep olduğu titreşimlerin genliğinde bir artış olur, dalga formunda da Şekil 1’de belirtildiği gibi kısa süreli sönümlü sinyaller oluşur. Bu belirtilerden hasar belirlenebilir. Rulman geometrisindeki değişim, temas açısı, kayma hareketi ve mil dönme devrindeki değişim rulman arıza frekanslarını etkilemektedir. Bu nedenle ölçüm ile elde edilen titreşim frekansları ile hesapla bulunan hasar titreşim frekansları küçük sapmalar gösterebilir [13]. Hasarlı bir rulmanın neden olduğu titreşimin spektrum (genlik-frekans) grafiğinde oluşturduğu belirtiler dört aşama ile açıklanabilir [14].
Burada geçen “temel hasar frekansı” terimi ile hasarlı olan rulman elemanının ürettiği titreşim frekansının bir katına işaret edilmektedir. “Harmonik” ile de temel hasar frekansının çoklu katları kastedilmektedir. “Yan bant” farklı frekanslara sahip sinyallerden birinin diğerini modülasyona uğratarak başka bir frekansta bir sinyal oluşturmasına denir. “Esas frekans” ise sağ ve sol yanında 1. Aşama: Hasarın ilk zamanlarında yan bantları olan, bu yan spektrum grafiğinde hasar titreşim bantların arasında bir değere frekansının harmonikleri oluşur. sahip olan frekanstır. “Geniş Temel hasar frekansı görülmez. bant gürültü” spektrum grafiğinde genliği düşük, fakat 2. Aşama: Spektrum grafiğinde hasar titreşim frekansının çok daha fazla geniş bir aralığa yayılmış olan harmonikleri oluşur. Bozulma devam titreşim frekanslarıdır. ettiğinde hasar titreşim frekansları mil dönme hızı ile modülasyona uğrar ve yan bantlar oluşur. Yan bantların genliği esas frekansın (merkez frekans) genliğini geçerse hasarın önemli olduğu anlaşılmalıdır.
3. TİTREŞİM ÖLÇÜMÜ
Titreşim analizi ile rulman hasarlarını belirleyebilmek, öncelikle verilerin sağlıklı 3. Aşama: Spektrum grafiğinde olarak toplanmasına bağlıdır. hasar titreşim frekansı Bunun için algılayıcının harmonikleri ve yan bantlarına (sensör) yerleştirileceği ek olarak temel hasar frekansı yer çok önemlidir. Titreşim da oluşur. kaynağından algılayıcıya kadar olan iletim ortamının 4. Aşama: Rulman bozulmaya uygun olması gerekmektedir. devam ettiği için rulman Elde edilen verilerin elemanlarının bozulmasını değerlendirilmesinde sinyal hızlandıran iç boşluklar iletim hattı göz önünde artmaya başlar. Bu boşluklar bulundurulmalıdır. Örneğin 20
Rulman & Lineer / Ocak - Şubat - Mart 2017
bir iç bilezik hasar frekansı algılayıcıya ulaşıncaya kadar yuvarlanma elemanları, dış bilezik ve yatak gövdesi içinden geçmek zorundadır. Bu süre boyunca sinyal sönümlenecek ve genliği oldukça düşük görünecektir. Bu durum titreşim analizinde dalga formu (genlik-zaman) tipinin önemini ve genliğe göre değerlendirmenin her zaman doğru olmayacağını göstermektedir [15]. Hasarlı rulman kısa süreli darbeler ürettiği için algılayıcı doğru yere yerleştirilmezse bu darbeler kaydedilemez. Algılayıcının doğru yerleştirilme yeri makinenin tipine, kullanılan rulmanın tipine ve makinenin konstrüksiyonuna bağlıdır. En iyi sinyal ölçme pozisyonu, algılayıcıyı yük bölgesinde yatağa mümkün olduğu kadar yakın yerleştirmektir [16]. Ölçüm alınan bir makinede her bir yataktan radyal yönde iki ölçüm (düşey ve yatay), her milden de en az bir eksenel ölçüm alınmalıdır [15]. Bu çalışmada, titreşim ölçümü CSI [17] marka titreşim analizörü ve ivme algılayıcısı kullanılarak motor iç yatakta eksenel, yatay ve dikey yönlerde gerçekleştirilmiştir. En güçlü titreşim sinyalleri eksenel yönden elde edildiği için bu yöndeki titreşim değerleri verilmiştir. Titreşim sinyalleri ivme algılayıcısı ile zaman ortamında algılanmış, analizör ile FFT işleminden geçirilerek frekans ortamına dönüştürülmüştür.
Makale
4. UYGULAMA ÇALIŞMASI
Motor iç yatak titreşim dalga form grafiği
Gücü 315 kW, devri 741 d/d olan büyük bir fanda (Şekil 3) gerçekleştirilen titreşim ölçümlerinde motor iç yatakta (Şekil 4) yüksek frekans bölgesinde belirgin genlikte frekanslar oluştuğu görülmüştür (Şekil 5,6). Elde edilen titreşim frekanslarının incelenmesi sonucu, frekansların denklem 1 ile hesaplanan motor iç yatak rulmanı (SKF NU224) dış bilezik temel hasar frekansının 2, 3, 4, 5, 6,...13 katlarından oluştuğu anlaşılmıştır (Çizelge 1). Dalga formundaki kısa süreli darbeler incelendiğinde ise her bir devirde tek darbe sinyali oluştuğu, sinyalin frekansının dış bilezik temel hasar frekansına eşit olduğu görülmüştür (Şekil 5). Bu durum dış bilezik hasarının açık belirtisidir. Dış bilezik temel hasar frekansının (1xωbp) oluşmaması, hasar frekansının çoklu katlarının oluşması Fanın şematik gösterimi
yukarda belirtildiği gibi hasarın dört aşama içerisinde ikinci aşamaya geldiğini göstermektedir. Bu aşamada rulman hâlâ yararlı ömre sahiptir. Değiştirilmesine gerek yoktur. Fakat titreşim ölçümleri sıklaştırılmalıdır. Çünkü rulman bozulması genellikle zamanla doğrusaldır ve eğiliminden Motor iç yatak titreşim frekansları Ölçüm ile elde edilen hasar frekansları (Hz) Denklem 1 ile elde edilen hasar frekansları ve karşılıkları (Hz) 181.32 - 183.1 - 2xωbp 271.99 -274.65 - 3xωbp 362.64 -366.2 - 4xωbp 453.23 -457.75 - 5xωbp 543.98 -549.29 - 6xωbp 634.57 -640.84 - 7xωbp 725.29 -732.39 - 8xωbp 815.96 -823.94 - 9xωbp 906.46 -915.49 - 10xωbp 997.26 -1007.04 - 11xωbp 1088 -1098.59 - 12xωbp 1178.4 -1190.13 - 13xωbp
bilgi edinilir fakat çalışma ömrü azaldığında bozulma doğrusal olmaktan çıkar [18]. Yataktan zaman içerisinde ölçülen titreşim değerleri Şekil 7’de verilmiştir. Titreşim genliği az miktarda da olsa artış göstermiştir. Bu artışın az olmasının nedeni fanın sürekli çalışmamış olmasındandır. Makine toplam 2.5 ay çalışmıştır. Çalıştığı zamanlarda titreşimi ölçülmüştür. Hasar bu kadar kısa süre içerisinde fazla gelişme gösteremediği için titreşim genlikleri fazla artmamıştır.
Motor iç yatak titreşim spektrum grafiği Motor yatakları şematik gösterimi
22
Rulman & Lineer / Ocak - Şubat - Mart 2017
Makale
5. SONUÇLAR Bu çalışmada titreşim analizi ile rulman arızalarının belirlenmesi ele alınmıştır. Motor iç yatak rulmanından periyodik titreşim ölçümleri kaydedilmiş ve bu titreşim hareketi analiz edilmiştir. Motor iç yatak rulmanı dış
bilezikte oluşan tek nokta hasarı herhangi bir iş duruşuna ve rulman sökümüne gerek kalmadan, titreşim analizi metodu kullanılarak belirlenmiştir. Hasar belirtisi teoride belirtilen esaslar çerçevesinde gerçekleşmiştir. Literatürde verilen
çalışmalarda rulman hasarları suni olarak oluşturulup, hasarlı rulmanın titreşim davranışı laboratuar ortamında incelenmiştir. Bu çalışmada ise tamamen gerçek bir sistem ele alınmış ve bu şartlar altında hasarlı rulmanın titreşim davranışı incelenmiştir.
Motor iç yatak çoklu spektrum grafiği
SİMGELER ωc Kafes bilye geçiş titreşim frekansı ωb Bilye geçiş titreşim frekansı ωbp Dış bilezik bilye geçiş titreşim frekansı ωbpi İç bilezik bilye geçiş titreşim frekansı n Mil dönme devri N Silindirik bilye sayısı d Silindirik bilye çapı D Rulman bölüm dairesi çapı
SKF NU224 Rulmanı Arıza frekansları Bilye geometrisi: Bilye çapı : 23.98 mm Bölüm dairesi çapı : 167,88 mm Bilye sayısı : 17 Temas açısı : 0 Mil devri (n) :741d/d (12.4 Hz) Hasarlı Rulman Titreşim Frekansları ωc = 5.4 Hz ωb = 43 Hz ωbp = 91.6 Hz ωbpi = 122.1 Hz
ωc 5,39 5,39 10,77 16,16 21,54 26,93 32,31 37,70 ωb 43,00 43,00 86,00 129,00 172,01 215,01 258,01 301,01 ωbp 91,55 91,55 183,10 274,65 366,20 457,74 549,29 640,84 ωbpi 122,14 122,14 244,28 366,42 488,56 610,71 732,85 854,99 8× 9× 10× 11× 12× 13× 14× 15× 43,08 48,47 53,85 59,24 64,62 70,01 75,39 80,78 344,01 387,01 430,01 473,02 516,02 559,02 602,02 645,02 732,39 823,94 915,49 1007,04 1098,59 1190,13 1281,68 1373,23 977,13 1099,27 1221,41 1343,55 1465,69 1587,84 1709,98 1832,12
24
Rulman & Lineer / Ocak - Şubat - Mart 2017
Makale
YENİ RULMAN TASARIMI
ünya’da çoğu dairesel veya eksenel hareketlerde küçük bilyeli rulmanlar kullanılır. Öncelikle rulman nedir, bunun hakkında bilgi verelim. Rulman sürtünmeyi en az seviyeye indiren, hareketli sistemde bulunan parçalar grubudur. Rulmanlar plastik veya metal olabilirler. Plastik rulmanlar, metal rulmanlara göre daha fazla sürtünme kuvveti uygular. Plastik rulmanlar daha çok model araçlarda kullanılmaktadır. Bir Japon mühendislik firması Coo Space’in tasarladığı 26
Rulman & Lineer / Ocak - Şubat - Mart 2017
yeni rulmanların sürtünme katsayısı sıradan rulmanlara göre 10 kere daha düşük olduğu ve bu performans için yağ kullanımı veya ek gereçlere gerek duyulmadığı bildirildi. Klasik rulmanlardan farkı iç rayın yüzeyine küçük çentikler bulunmaktadır. Bu çentikler diğer bilyelerin birbirleri ile sert bir şekilde sürtünmesi engellemektedir. Ayrıca bu çentikler sisteme hafif bir hızlandırma katmaktadır. Çoğu bilyalı rulman topların kendi yerinde kalması için
tutma braketleri (kafes) denilen şeylere güveniyor. Bu tutucular esasen bilyaların etrafında onları sabitler ve birbirleri içerisindeki darbelerden kendilerini korur. Burada ki aralık rulmanın düzgün çalışması için çok önemlidir. Ayrıca sistemin içine ilave gres koyularak sürtünmenin azalması sağlanır. Rulmanlar genellikle metal veya plastikten yapılmış kafeslere sahiptirler. Diğer taraftan, Coo Space’in bağımsız merkezi olmayan Rulmanı, herhangi birşeye gerek duymaz. Rulmanın
Makale
bilyaları arasındaki boşluğu korumak için tutucu kullanmak yerine şaşırtıcı basit bir tasarım özelliğini kullanır: divots (Girinti). Dış ray yüzeyinde bir dizi küçük girinti veya çıkıntılı yapı bilyaların sürekli olarak yavaşlamasına ve çok hafif hızlanmasına neden olur.
28
Rulman & Lineer / Ocak - Şubat - Mart 2017
Böylece bilyaların çarpışmadan yuvarlanmasını (klasik rulmanlarda bilyaların arasındaki mesafe kafes ile korunuyordu) etkin bir şekilde sağlamış olur. Kafessiz yapı daha az sürtünme ve dönme için daha düşük enerji harcanması anlamına geliyor.
Şuan sadece bu rulman tasarımının prototipi bulunmaktadır. İlerleyen zamanlarda üstünde çalışılarak piyasaya sürülmesi hedefleniyor. Tasarımda Leonardo da Vinci’nin tasarımlarından esinlendiği söylenmektedir.
Dosya - Lineer
Rulman & Lineer / Ekim - Kasım - Aralık - 2016
29
Makale-Rulman
LİNEER KILAVUZLAMA SİSTEMLERİ
L Kılavuzlama sisteminin boyutunu belirlemek için öncelikle yükün büyüklüğü ve ömür beklentisini dikkate almak gereklidir. Masuralı sistemler, benzer boyutlardaki bilyalı sistemlere göre genellikle daha büyük yüklere maruz kalabilirler. Bu sebeple bilyalı sistemler küçük/ orta seviyedeki yüklerde ve yüksek hızlarda; masuralı sistemler ise yüksek seviyedeki yüklerde kullanılırlar. Özellikler ağır yüklerin karşılanması gerekiyorsa, yassı kafes ve sirkülasyon makaralı pabuç sistemlerinin kullanılması uygundur.
ineer Kılavuzlama sitemleri doğrusal hareket için kullanılan yataklama elemanlarıdır. Lineer yataklar, rotatif yataklarda da olduğu gibi kendi içlerinde yuvarlanma elemanlarının tipine göre farklı gruplara ayrılmaktadır. Lineer kılavuzlama sistemleri kullanıldıkları alanlara göre farklı ihtiyaçlara cevap verebilecek şekilde tasarlanırlar. Taşıma ve besleme sistemlerinde öncelik hızdır. Ölçüm cihazları ve takım tezgâhlarında ise hassasiyet ve rijitlik ön plana çıkmaktadır. Lineer kılavuzlama sistemlerinde en doğru çözümü bulmak için geniş bir ürün yelpazesinin yanında, bu ürünler hakkında detaylı danışmanlık hizmetinin de sağlanması gerekmektedir. INA hem ürün çeşitliliği, hem de tecrübeli personeli ile müşterilerine en doğru çözümü sunmayı hedeflemektedir. Ayrıca aksesuar çeşitliliği sayesinde özel uygulama istekleri de standart ürün yelpazesi içinde çözümlenebilmektedir. Her lineer kılavuzlama sisteminin, uygulanacak yataklama tipine göre karakteristik özellikleri vardır. Lineer sistemlerin seçiminde genel kurallar belirli bir noktaya kadar yardımcı olacaktır; çünkü her sistemin tasarımında çok sayıda faktörün göz önünde bulundurulması gerekmektedir. Yük, ivme, hız, strokun yanında sıcaklık, yağlama, titreşim, montaj, bakım vb. gibi şartlar da önem taşımaktadırlar. Lineer Kılavuzlama Sistemleri Lineer Kılavuzlama Sistemleri, profil kılavuzlama sistemleri, profil makaralı kılavuzlama sistemleri, mil kılavuzlama sistemleri, yassı kafes kılavuzlama sistemleri, makara sirkülasyonlu lineer pabuçlar ve tahrikli üniteler (aktüatörler ve tablalar) olarak mevcutturlar. Ayrıca INA, mekatronik ve presizyon mühendislik uygulamaları gibi küçük tasarımlar için özel minyatür kılavuzlama sistemleri de üretmektedir. Çok yüksek yük kapasitesi, düşük sürtünme ve yüksek rijitliğe sahip bu kompakt elemanlar kafesli veya sirkülasyonlu sistemler olarak mevcuttur. Kompakt tasarımlarından sayesinde çok daha fazla alan gerektiren sistemlerin yerine kullanılabilirler. Kılavuzlama sistemleri bir ray/
30 Rulman & Lineer / Ocak - Şubat - Mart 2017
taşıyıcı araba, mil/lineer rulman veya aralarında bilyalı/masuralı düz kafeslerler olan ray/ray kombinasyonundan oluşurlar. Tahrikli lineer üniteler ise mekanik kılavuzlama sistemi, elektrik motoru ve kontrol ünitesine sahip bir veya birden çok eksende çalışabilen sistemlerdir. Lineer kılavuzlama sistemleri sınırsız strok uzunluklarına uygun olarak tasarlanmışlardır. Yassı kafes kılavuzlama sistemleri ise kafes kinematiği sebebiyle birkaç istisna haricinde, sınırlı stroklarda uygulanırlar. Lineer arabalar -hareket yönü hariç- her yönden gelen yükleri ve tüm eksenlerdeki momentleri karşılayabilirler. Lineer rulmanlar iki yönden gelen yükler için uygundurlar ve eksenel kaçıklıkları dengeleyebilirler. Daha yüksek rijitlik ve hassasiyet için lineer sistemler ön gerilimli olarak imal edilebilirler veya istenilen ön gerilim montaj esnasında sağlanabilir. Hassasiyet ve önyükleme çeşitliliği sayesinde yüksek kılavuzlama ve konumlandırma standartları olan sistemler imal edilebilir. Kılavuzlama sisteminin boyutunu belirlemek için öncelikle yükün büyüklüğü ve ömür beklentisini dikkate almak gereklidir. Masuralı sistemler, benzer boyutlardaki bilyalı sistemlere göre genellikle daha büyük yüklere maruz kalabilirler. Bu sebeple bilyalı sistemler küçük/orta seviyedeki yüklerde ve yüksek hızlarda; masuralı sistemler ise yüksek seviyedeki yüklerde kullanılırlar. Özellikler ağır yüklerin karşılanması gerekiyorsa, yassı kafes ve sirkülasyon makaralı pabuç sistemlerinin kullanılması uygundur. Kaymalı Lineer Sistemleri
Kılavuzlama
Yuvarlanma elemanlı yataklarda, üniteler birbirlerinden yuvarlanma elemanları (masura/bilya) ile ayrılmışlardır; kayar yataklarda ise hareket edebilen parça sabit bir ray veya mil üzerinde kaymaktadır. Sistemin tipine bağlı olarak kayıcı katman sabit veya hareketli parçaya uygulanır. Yağlama işlemi, kayıcı katmanda bulunan yağ ile gerçekleştirilir.
Kaymalı lineer kılavuzlama sistemleri sınırsız strok uzunluklarına uygun olarak tasarlanmışlardır. Bu sistemler minyatür kayar yatak, INA kayar yatak ve yassı kayar yatak olarak da bulunmaktadır. Minyatür kayar yataklar bakımsız tip kayar katmanlı rulman ve raydan; INA kayar yataklar ise hafif metal bileziğe yerleştirilmiş az bakımlı tip burçtan oluşur. Yassı yataklarda ise kayar katman ray üzerine yerleştirilmiştir. Kaymalı lineer kılavuzlama sistemlerinin aşınmaları düşük ve statik yük kapasiteleri yüksektir; ani yüklere ve kirliliğe dayanımları fazladır. Düşük gürültülü ve takılma yapmadan çalışırlar. Bakımsız tip sistemler yağlamaya ihtiyaç duymazlar ve malzeme yapıları sayesinde zorda çalışma özelliğine sahiptirler. Kaymalı lineer kılavuzlama sistemleri bu özellikleri sayesinde özellikle yataklamanın bakımsız tip veya az bakımlı olması gereken uygulamalarda, yetersiz yağlama riskinin olduğu veya yağlamanın istenmediği durumlarda geniş bir kullanım alanına sahiptir. Kaymalı lineer yatak sisteminin ömrü özellikle; uygulanan yüke, kayma hızına, sıcaklığa ve çalışma süresine bağlıdır. Ayrıca kirliliğin, kuru çalışmadan kaynaklanan korozyon ve yetersiz yağlamadan kaynaklanan diğer sorunların da çalışma ömrüne etkileri vardır. Bu sebeple nominal ömür değeri yaklaşık bir değerdir. Kaymalı lineer yataklar üzerindeki birçok harici etkinin hesaplanması mümkün değildir. Çalışma şartlarında yapılacak deneyler bu sebeple ömür hesabı hakkında en kesin sonucu verecektir.
Röportaj Ahmet Balaban
Akkayalar Makine Genel Koordinatörü Ahmet Balaban:
“KONVEYÖR EKİPMANLARI ÜZERİNE PAZAR LİDERİYİZ” anda uygulama yapan Ekipman Üreticilerinin önde gelenleriyle, Mühendislik Firmalarıyla ve Son Kullanıcı gruplarla ulusal ve uluslararası boyutta çalışmaktadır. Üretimde yoğunlaştığınız alanlar nelerdir?
Akkayalar Makine Genel
A kkayalar Makine’nin kuruluşu ve gelişiminden bahseder misiniz?
Koordinatörü
Firmamız 1987 yılında aile firması olarak kurulmuş olup görüşmemizde: alınan aile kararı ile iki ortaklı olarak 12 Mart 1997 yılında “AkkayaAkkayalar Makine Sanayi ve Ticaret Limited Şirketi adı altında lar Makina, kurumsal kimliğine kavuşmuş kuruluşundan ve konveyör sektöründe yoluna devam etmektedir. bu yana
Ahmet Balaban
yığın taşıma endüstrisinde
Faaliyet alanınız ve gamınızda neler var?
kullanılan
ürün
Kuruluş amacımız yığın taşıma endüstrisinde kullanılan bantlıbantsız aktarma ve götürücü ekipmanları olarak tabir ettiğimiz konveyör taşıma sistemlerinin üzerine imalatı ve bunlara ait yedek çalışmaktadır. parçalarını da (rulo, tambur, Günümüzde ise şase vb.) üreterek yurt içi ve yurt dışındaki son kullanıcılara, Türkiye çapında mühendislik firmalarına ve makine imalatçılarına pazar lideri pazarlamaktır. Akkayalar Makikonumundadır” na, kuruluşundan bu yana yığın taşıma endüstrisinde kullanılan dedi. konveyör ekipmanları üzerine çalışmaktadır. Günümüzde ise Türkiye çapında pazar lideri olan Akkayalar Makina, bu alkonveyör
32 Rulman & Lineer / Ocak - Şubat - Mart 2017
Firmamız yönetim anlayışıyla bilinçli ve uzman kadrosuyla üretime uygun teknolojik makine parkı ile yurt içinde yurt dışında kaliteyi ön planda tutarak pazar payımızı en üst seviyeye çıkarmak hedefimiz olmuştur. Akkayalar Makina yığın taşıma endüstrisinde kullanılan konveyör ekipmanları olan ruloları/makaraları, rulo şaselerini, tamburlarını ürettiği gibi bunların yedekleri olan rulman yatakları, şaselerin yan ve orta ayakları, bağlantı parçaları, ruloların üzerlerine takılan kauçuk diskler, tambur millerini flanja bağlayan konik sıkmalı pensler gibi diğer yan ekipmanları da bünyesi altında bulunduran bir aksam üreticisidir.
Üretim yaptığınız sektörler ve yurtdışına çalıştığınız ülkeler hangileri? Maden, demirçelik, elektrik santralleri, çimento sektörü yoğunlaştığımız sektörler. Dünyanın bir çok ülkesine de ürünlerimizi gönderiyoruz. Bu ülkeler; Sırbistan, Suudi Arabistan, Irak, Dubai, Lübnan, Suriye, Kosova, Ürdün, Avusturya, Almanya, Bulgaristan, Cezayir, Estonya, Fas, Güney Afrika, Norveç, Hırvatistan, İngiltere, İran, Kuveyt, Letonya, Makedonya, Macaristan, Portekiz, Romanya, Rusya, Yunanistan, Tunus, Ukrayna ve Birleşik Arap Emirlikleri. Son olarak söylemek istediklerinizi alabilir miyiz? Akkayalar Makina sadece konveyör aksamı imalatına odaklanmayı tercih etmektedir. Bu tercih de bizim pazara ve kendi alanlarında büyük yada küçük ölçekli konveyör üreticisi, sistem mühendisi veya gerçek son kullanıcılar olan müşterilerimize değer katmamızı sağlamaktadır.
Makale-Rulman
RULMAN SEÇİMİ NASIL YAPILIR?
Rulman Firmaları içinde hala beğenilen nam yapmış niteliğini ispatlayan markalar yerini korur.
Rulman
Seçimi Rulman modellerinin amacı, mesafelerinde değişme hareketi bulunan 2 eleman mesafedeki sürtünmeyi en aza indirmek ve bu şekilde sorunumuzu bir eşya bildirebilmektedir ortaya koyabilmektedir. Kaliteli Rulman rahat çalışmakta olan 1 mekanizma yarata bilmektedir. Vantilatör ve pompalarda, otomobil şaftı, alternatör ve direksiyon sistemlerinde, su pompalarında, çamaşır makinası ve ağır meslek makinalarında, kısacası dönmekte olan her çeşitli sistemde rulman kullanılır. Rulmanın çalışma anındaki sıcaklığını ilk şekilde yuvarlanma elemanlarının dönerken yapmış bulunduğu sürtünme belirleyebilmektedir. Yani Rulmanlar sadece çalışma 34 Rulman & Lineer / Ocak - Şubat - Mart 2017
sırasındaki kendi ısısından ve ya ortamdan etkilenememektedir. Tutturulmuş olduğu milden gelmekte olan ısıyı da kendi üzerine çeker bunlarda göz önünde bulundurulmalıdır. Örneğin sızdırmazlık ögesine sahip bir rulmanda sürtünme daha çok fazla olacağından dizaynı yapılırken ısıl genleşmeden ötürü milin uzunluğunda oluşacak spesiyalist miktarı da göze almalısınızdır. Rulman oluşurken buna bakarak yataklama yapılması ve yatak arasında gezinmesi sağlanmalıdır. Rulman alınırken çakma eserlerine de dikkat edilmelidir. Tip ve ebatla kısıtlı olmayan taklit ürünler endüstri ve otomotiv bunun gibi türlü tüketici ürünlerinde de kullanılabilinmektedir. Sonuç-
ta kaliteli bir ürün almak yerine fena ürün alabilirsiniz. Bu yüzden Rulman alırken ün yapmış firmaları tercih yapmalısınız. Ne yazık ki Rulman Şirketleri arasında sektörde yer bulamayıp bulunmaz olan firmaları da olmaktadır. Ama Rulman Firmaları içinde hala beğenilen nam yapmış niteliğini ispatlayan markalar yerini korur. Kaliteli Rulman markaları denince akla ilk şekilde Endaş A.Ş yönünden ithal edilen Fag markalı Alman menşeili rulmanlar ve üretimi Memleketimiz de gerçekleştiren ORS markalı rulmanlar gelebilmektedir. Nitelik ve güvenirliğini ispatlamış, imalatı halen devam eden bunlar bu gibi bir kaç markanın rulmanlarını alıp rahatlıkla kurgu yaptırabilirsiniz.
Endüstri 4.0 Zirvesi
World Media Genel Yayın Yönetmeni İlker Kaplan
“BİLİM İÇİN AYDINLANMA AYDINLANMA İÇİN BİLİM ”
İnsanlık tarımsal devrimden sonra hızlı bir gelişim seyri izledi. Son 13 bin yılı kapsayan bu dönemde; ara sıra kesintiye uğrayan ilerleme, belirli dönemlerde ivme kazanarak sürdü. Aydınlanma çağı sonrasında ortaya çıkan Birinci sanayi devrimi – buhar gücünün devreye girmesi- sonrasında bu ilerleme daha da ivmelendi.
36 Rulman & Lineer / Ocak - Şubat - Mart 2017
A ydınlanma Çağı olarak adlandırılan tarihsel dönem, aydınlanma felsefesinin 18. yüzyılda doğup benimsenmeye başladığı dönemdir. Batı toplumunda 17. ve 18. yüzyıllarda gelişen, akılcı düşünceyi eski, geleneksel, değişmez kabul edilen varsayımlardan, ön yargılardan ve ideolojilerden özgürleştirmeyi ve yeni bilgiye yönelik kabulü geliştirmeyi amaçlayan düşünsel gelişimi kapsayan dönemi tanımlar.
Aydınlanmaya yol açan başlıca düşünsel gelişmeler Rönesans ve Reform hareketleridir. Aydınlanmanın ilk temsilcileri olarak genellikle Rene Descartes ve Gottfried Wilhelm Leibniz kabul edilir. Almanya’da Johann Gottfried Herder, Immanuel Kant, Christian Wolff; Fransa’da Denis Diderot, Claude Adrien Helvétius, Montesquieu, Jean-Jacques Rousseau, Voltaire; Büyük Britanya’da David Hume, John Locke ve Thomas Paine Aydınlanma çağının en önemli temsilcileridir. DOĞA BİLİM - BİLİM DOĞA DİYALEKTİĞİ İnsanlık her zaman teknolojik gelişmelerde doğayı taklit etti. Doğa bize bu kadar ilham verirken biz doğaya zarar vererek ihanet etmemeliyiz. İnsanı diğer canlılardan ayıran en önemli özellik doğayı gö-
zlemleme ve onu kendi yararına kullanma yetisine sahip bir düşünsel ard plana sahip olmasıdır diyebiliriz. MATBAAYA DİRENENLER VE ENDÜSTRİYEL GELİŞMEYE DİRENENLER Matbaanın bulunduğumuz coğrafyaya girişi kimi görüşlere göre 300, kimi görüşlere göre 400 yıllık bir gecikmeyi kapsıyor. Bunun sebebi Matbaanın gelişi sonrası yalnızca 20 adet dini kitabın basılması. O da Şeyhülislam’ın izniyle… Şimdi matbaanın bulunduğumuz coğrafyaya girişi sonrası yaşanan süreç endüstriyel gelişmelerle aynı. O dönemde matbaaların yaptığı işi daha uzun sürelerde gerçekleştiren yazıcıların ve ulemanın direnişi bu ileri adımı yavaşlattı. Bu günde sanayinin gelişimine direnen böylesi bir kesim mevcut. Ancak tarihin gelişimi önüne set çekmeye çalışmak tabi ki zor hatta imkansız. ÖZETLE Bilimsel aydınlanmanın başlangıcının; son iki yüz yılla – buharın devreye girmesi- başlatılması bizi eklektik ve nominalist bir yere götürür. İnsanlığın ortaya çıkardığı birikimi son 13 bin yıl öncesinden başlatmak daha doğru
Endüstri 4.0 Zirvesi olur. Aslında ondan daha önceki tarihlerde de insanlık medeniyet biriktiriyor ve her geçen an gelişim gösteriyordu. Bulunduğumuz coğrafyanın güneyinde buğdayın aşılanması ve depolanmaya başlaması tüm gelişmelerin hızlanmasına sebep oldu. Özetle birinci vurgulayacağımız nokta; bilimsel gelişme ve aydınmanın insanlığın evrimsel süreciyle paralel geliştiği. Son 200 yıla sıkıştırılamayacağı. Ancak şöyle bir ekleme yapmanın da önemli olduğu kanaatindeyim. O da son ikiyüz yıldır; insanlığın yarattığı bilgi birikimi, başdöndüren bir hızla gelişti ve ivme kazandı. Biz ülke olarak bu gelişimi; 1. Endüstri Devriminde 300 yıl, 2. Endüstri Devriminde 100 yıl, 3. Endüstri Devriminde 50 yıl geriden takip etmek zorunda kaldık. Şimdi elimize bir fırsaat geçti. 4. Endüstri Devrimini 4-5 yıl gibi çok kısa bir sürede takip etme şansımız var. Ancak bunun için bir an önce farkındalık yaratmak zorundayız. WORLD MEDİA olarak SIEMENS ana sponsorluğunda düzenlediğimiz zirveiz bu farkındalığı yaratmaya hizmet ediyor. Gelecek yıl daha geniş kapsamlı bir zirvenin organizasyonuna girişiyoruz. Bilimle kalın, pozitif aklın yolundan ayrılmayın.
Rulman & Lineer / Ocak - Şubat - Mart 2017 37
Endüstri 4.0 Zirvesi
İnfoma Yönetim Kurulu Başkanı Mustafa Ceran
“ENDÜSTRİ 4.0 - NE YAPMALIYIZ”
Mustafa Ceran
Endüstri 4.0 sunumumuza geçmeden önce, bunun ülkemiz için neden önemli olduğu, nelere dikkat etmemiz gerektiği konusunda açıklamalarda bulunmakta fayda var. Ancak daha öncesinde kendimizi biraz tanıtalım ve firmamızın nereden nereye geldiğini anlatalım.
Y aklaşık İnformatik
30 yıl önce olarak, ülkemiz endüstrisine ileri teknolojilere dayalı çözümler kazandırmak ve ARGE bilincinin yaygınlaşması amacıyla, yola çıktık. Gelişim ve değişimlere ayak uydurarak - mekatronik çalışmalar yapıyorduk. İnformatik bölümünün mekanik ile ilgili kısmını geçtiğimiz aylarda İspanyol bir firmaya devrettik. INFOMA olarak, Endüstri-4.0 uyumlu, yeni nesil elektronik çözümlerle yola devam ediyoruz. Odak noktamız her zaman endüstri ve ARGE’ler idi oradan yola çıktık ve bugüne kadar geldik. Endüstri 4.0 veya 4. Endüstri Devrimi olarak tanımlanan ve 38
Rulman & Lineer / Ocak - Şubat - Mart 2017
adından da anlaşılacağı üzere devrim niteliğindeki konuya geldiğimizde bu endüstride tamamen yeni bir dönem ve yeni bir boyuttur. Kartopu gibi büyüyerek hızla büyüyen bu konuda bizimde vakit kaybetmeden bir yerden başlanması gerektiği inancıyla bu konuya özel önem vererek yolumuza devam ediyoruz. Konu henüz dünyada da yeni olduğu için, Endüstri 4.0 konusunda çok geç kalmadık ama çok geçmeden bu konuyla ilgili acil çalışmalar başlatmazsak, geç kalmaya yakınız. Siz iki kişiyi bilgilendirebilirseniz o iki kişi, başka iki kişiyi daha bil gilendirebilirse bir farkındalık ortaya çıkar. Kartopu bu şekilde yuvarlanarak büyür, bizim de amacımız, sizlerle
birlikte bu bilinçlenmenin başlangıç hareketini verip, hız kazanmasını sağlamaktır. Bu milli bir kalkınma meselesidir. Eğer geri kalmışlıktan kurtulmak istiyorsak, mutlaka ama mutlaka üretime sahip çıkmamız gerekiyor. Aynı zamanda, eski hataları tekrar etmemek için mevcut durumun sonuçlarına değil sebeplerine inmemiz gerekiyor, üretmemiz gerekiyor. Bunu bir türlü kavrayamıyoruz ve maalesef, hızla gelişen ülkeler az laf çok iş üretirken, biz ise çok laf az iş üretiyoruz. Kore bunun en güzel örneğidir. 30-40 yıl önce biz onların çok önündeyken, şu anda onlar çok daha hızlı bir teknoloji üreten ülke konumuna gelmişlerdir.
Çalışma sahamız Bilimsel, Teknik ve Mühendislik Biz firma olarak bilgisayar destekli mühendislik üzerine çalışmalar yürütüyoruz. Endüstri konusunda faaliyetimiz; savunma, uzay, uçak, otomotiv, elektronik, makina gibi sektörlere hitap ediyor. Çünkü ARGE, bu sektörler için olmazsa, olmaz bir alan olup, bu alanda yatırımlarını onlar daha çabuk yapıyorlar. Dünyada da sanayi ve teknoloji alanındaki tüm buluşlar; ilk olarak uzay, uçak ve savunma sektörlerinde başlar. Amerika’da da, Japonya’da da, Almanya’da da aynı durum geçerlidir. Uzay ve uçakla başlar; yavaş yavaş diğer endüstrilere yansır. Türkiye’de de aynı durum geçerli. Dolayısıyla bizde bu teknolojileri üreten şirketlerle işbirliğine giderek, bunları ülkemize kazandırmaya önem verdik, çünkü o tip teknolojileri maalesef şimdilik biz üretemiyoruz. Konusunda dünyanın en iyilerini tercih ederek, dünya ile aynı anda bu ileri teknolojileri Türkiye’ye kazandırmaya gayret ettik yani bu alanlarda önemli tecrübe sahibi olduk.. Aynı şekilde, dünya ile aynı anda Endüstri-4.0 konusunda farkındalık için gayretimiz de bu nedenledir. Bütünleşik ürün geliştirme teknoloji platformları evrilerek? endüstri 4.0 ortaya çıkmış oldu. Vizyon sahibi olmak çok önemli. Bu tip konular açıldığında veya seminerlerimizdeki yorumlardan bizim bunları yapamayacağımız düşünülüyor veya kendimizde bu cesareti göremiyoruz. Türkiye kendi uzay aracını yapabilecek kabiliyete sahip ama özgüven eksikliği yanında vizyon ve yönlendirme eksikliği var. Herkes mum ışığı gibi kendi etrafını aydınlatmakla meşgul. Biraraya gelsek ve odaklanabilsek, çok daha fazla alanı rahatlıkla aydınlatacak birikimimiz var. Kimsenin kusura bakmasın ama, bir ülkenin gelişmişliği denildiğinde, laftan çok elindeki patent sayısına bakma yeterli olacaktır. Endüstri 4.0, Almanya ve Amerika gibi
gelişmiş ülkelerin üretimlerinin hızlı bir şekilde Çin’e kayması nedeniyle, Alman’yanın arayışlarının bir sonucu olarak doğmuştur ve bir hükümet politikasıdır. Amerika’da ise 2004 yılından başlayarak, daralan ekonomi ve savunma sanayiindeki hızlı çöküşe çare üretebilmek amacıyla o yıllarda savunma sanayisini canlandırmak için körfez savaşı gibi yeni savaşlar başlatılmış, paralellinde Endüstri-4.0 gibi üretimde verimlilik çarelerine özel önem ve ağırlık verilmektedir. Tam da bu nedenle, bizde Endüstri 4.0’ü ıskalamadan, odaklanarak üretimde verimliliği ve gelirimizi arttırmamız kendimizi güvence altına almamız lazım. Geri kalmış ülkelerin en temel problemleri; eğitilmiş insan gücüdür. Eğitim yetersizliği nedeniyle endüstrisi geride kalıyor. Bu ülkeler, üretemediği için her şeyi dışarıdan alıyor. Türkiye’de geçmişte bu durumdaydı, ama son 30 yıldır yapılan bazı radikal politikalar ve yapılan yatırımlar nedeniyle birtakım şeyleri üretir ve ihraç eder hale gelmiştir. Türkiye’de şu an en çok ihracat yapılan sektöre bakıldığı zaman bunun otomobil sektörü olduğunu görüyoruz. Ancak, maalesef üretilen her otomobilin hemen hemen %70 parçası ithal yoluyla geldiği için, yapılan ihracatın ülke ekonomisine katkısı oldukça düşük kalmaktadır. Bunun da sebebi, yüksek teknoloji gerektiren parçaları kendimiz yapabilecek konumda henüz değiliz. Bu çerçeveden bakıldığında, dünya otomotiv sektörüne yön veren Almanlar (bu konuda lider olmalarına rağmen), bulundukları konumu beğenmiyorlar ve 20 sene sonra kendimizi nasıl garanti altına alırız diye durmadan çalışıyorlar. Ülkeyi yöneten politikacılar da dahil olmak üzere, ilim adamları ve endüstri liderleri 2,5 sene önce bir araya gelerek, yeni bir atılım yapma kararı alıyorlar ve bunun da adını ‘Endüstri 4.0’ koyuyorlar. Yapılan çalışmanında ha-
Endüstri 4.0 Zirvesi vada kalmaması için çalışma grupları oluşturup, icraata başlıyorlar ve aradan geçen bu kısa zamanda dahi, devrim niteliğinde birçok buluş ve endüstriyel gelişmeler başarıyorlar. Bu çalışma gruplarında politikacılar yanı sıra bilim adamları ve sanayiciler yer alıyor. Ana temaları Endüstri 4.0’ın referans mimarisi olup, bunun için öncelikli alanları (siber-güvenlik, insan eğitimi vb) belirleyerek çalışmalar yapıyorlar.. İlk düşünceleri, tüm müşterilerin ihtiyacını karşılayabilecek esnek üretim hattı oluşturarak, tüm müşterilerin ihtiyacını karşılayabilen “Akıllı Fabrika” konseptini oluşturuyorlar. Akıllı Fabrika’ların özünü teşkil edecek şekilde “Siber-Fiziksel” sistemler geliştirerek, bu sistemler kendi kendilerine karar verebilme yetenekleri sayesinde daha önce mümkün olmayan üretim ve verimliliği sağlayan ilk örnek fabrikaları kuruyorlar. Bununla, verimlilik artışı yanı sıra, iş gücünü dengeleyebilme kabiliyeti ile gelirlerde değer artışı sağlıyorlar. Kısaca dünyanın tamamını saracak bir konseptten bahsediyoruz. Otomotiv fabrikaları, rekabetin en hırçın olduğu alan olduğu için, kârlarını daha da arttırabilmek ve rekabette öne geçebilmek için konuya insansız araçlar gibi inanılmaz yatırımlar yapıyor. Bütün dünyada elektrik ile çalışan arabalara doğru gidiliyor ve onların gelirlerine destek vermeye çalışıyorlar. Kendi arabamızı yapmak düşüncesi çok güzel ancak, bu gelişmeleri dikkate alarak, geceğe hitap eden, rekabetçi konumu olan araçlar yapabilmek için mutlaka inovativ ve ARGE odaklı çalışmalarla yeni teknolojileri içeren ürün geliştirmek gerekir diye düşünüyorum. Biz zamanında kendi uçağımızı, kendi arabamızı yapmışız ama yaptırmamışlar, bir yerlerde taş koymuşlar ve bunları durdurmuşuz. Yeni yayınlanan bir rapora göre, dünya nüfusundan 3,5 milyar insanın sahip olduğu tüm varlıkların eş değerine sahip insan sayısı 62 kişi. Böyle dengesiz bir ortamda yaşıyoruz ve kapiRulman & Lineer / Ocak - Şubat - Mart 2017
39
Endüstri 4.0 Zirvesi talizm artık, bu vahşi bütçelere sahip ortamlar nedeniyle devlet tanımayan bir boyuta doğru evriliyor. Teknoloji Transformasyonu Bu oluşumda, odak noktası herşeyde olduğu gibi insan, bunun yanı sıra çevre ve teknoloji olmalıdır. Bu üçünü harmonik kullanmamız, bunlara dikkat edilmesi, bundan sonraki bütün politikacılarının ve bilim adamlarının temel parametresi olması lazım. Bir şey yaparken mutlaka önce insanlık düşünülmeli, çevre düşünülmesi, kirlilik ve ekonomi düşünülmesi lazım. Endüstride son dönemlerde birçok araştırmalar yapılıyor. Başka neler yapılması gerektiği konusunda. Bulgular akıldığında, firmaların para harcadıkları en önemli noktalar; %23’ ünü satışını geliştirmek için, %19’ unu EIPS’ ini (?) geliştirmek için, %6’ sını insan kaynaklarını geliştirmek için, % 47’ sini üretim ve tedarik zincirini koordine etmek için harcıyor. Burada en önemli pay global ortamda üretim olarak ortaya çıkıyor. Günümüzde, endüstrinin temel maddeleri olan petrol ve üretilmiş mallar, büyük yük gemileri ile taşınmaktadır. Oysa, önümüzdeki dönemde bir taraftan petrolün tükenmesi ve diğer taraftan Endüstri-4.0 kapsamında “Akıllı Fabrika”ların esnek üretim kabiliyetleri sayesinde yerinde üretilecek yarı mamül ve mamül ürünler sayesinde belki de bu tür çok
40
Rulman & Lineer / Ocak - Şubat - Mart 2017
büyük yük gemileri ve taşımalara ihtiyaç kalmayacaktır. Bugün dahi, 3D yazıcılar sayesinde isteyen kendi mutfak eşyasını kendisi evde yapabilme imkanına sahiptir. Bu mümkün.
gili çok bir şey söyleyemeyiz. Sanal aleme girdiğiniz zaman, zamanda ve mekanda istediğiniz herhangi bir sınır olmayacağı için, zaman zaman gerçek ortam ile sanal ortamı karıştırır hale gelecek insanlar.
Konu çok yeni olması nedeniyle, Endüstri 4.0’ın tanımı tam oturmuş değil. Ben özetini söylemek istiyorum - Her insanın ihtiyacına cevap verebilecek ürünlerin, her an ve her ortamda üretilebilmesi için esnek üretim hatlarının oluşturulması. – “
Realiteye çok yakın kurgulanmış bir yapı içerisinde insan beyninin hatasını görmeden inanabileceği bir boyutta hazırlarsanız onun çıktısı nasıl olur, bunu bugünün ne psikoloğu, ne fizyoloğu, ne de doktoru söyleyebilir. Çünkü daha bilmiyoruz. Burası karanlık bir bölüm yaşadıkça göreceğiz. Çocuklar nasıl olacak, nasıl büyüyecek; bunları bilmiyoruz önümüzdeki dönemlerde belkide gerçek topraktan yetişmiş bir salatalığı göremeyeceğiz.
Ancak, burada Endüstri-4.0 yanı sıra, birde 4. Endüstri Devrimine işaret etmekte yarar var. Endüstri4.0 denildiğinde genel olarak “Akıllı Fabrika”lar akla gelirken, Dördüncü Endüstri Devrimi ise, bu değişim ve dönüşümün sonunda, topluma ve yaşamımıza yansıyacak kümülatif etkileri anlatılmak istenmektedir. Bir başka gözle konuya bakmak gerekirse, içerisinde herşey için “Akıllı” nesneler ve çözümler içeren 4. Endüstri Devrimi, bir bakıma sanki “insanı” anlatıyor gibi... Şöyle ki, yapay zeka sayesinde düşünüp kendi kendine karar veren araçlar, hissesed, koku alan, gören, işiten özelliklere sahipler. Bu da bir bakıma insanın özellikleri değilmi? İnsanı simüle ettiğiniz zaman bunun sanalıyla gerçeği arasında nasıl bir olay ortaya çıkacak ve “robotlar” kendi kendine ne kadar fazla karar verebilecek ve kendi kendine ne kadar bir şeyler üretebilecek şu anda bununla il-
“Akıllı Otomasyon” ve robotların gelişmesiyle, vasıfsız insanların işlerini kaybedeceği ve işsizliğin artacağı muhakkak. Cahilliğe fırsat yok. Dolayısıyla, bu gelişmelere paralel olarak eğitimin önemi ve insanlarında aynı hızda değişmesi (dönüşmesi) gerekiyor. Bilhassa, ülkemiz açısından bu treni de kaçırmak istemiyorsak, bu bilinçlenmeye bir an önce önem vererek, önce “insan” diyerek bilhassa eğitime ve bu değişimi bilinçli ve eğitimli bireylerle karşılamaya hazırlanmak şart. Ancak, tarih boyunca ve her dönem ve şartta olduğu gibi, su aka aka mutlaka yolunu bulacak ve bir denge sağlanacak. İnsanın sağduyusu her zaman üstün gelir, ben buna inanıyorum.
Endüstri 4.0 Zirvesi
Siemens Türkiye Genel Müdürü Ali Rıza Ersoy:
“2020 YILINDA YİRMİ SEKİZ MİLYAR NESNENİN İNTERNETE BAĞLI OLACAĞI ÖNGÖRÜLÜYOR”
Ali Rıza Ersoy
Rulman & Lineer / Ocak - Şubat - Mart
2017
41
Endüstri 4.0 Zirvesi
Sleketiemens olarak biz bu işi memmeselesi olduğu için yapıyoruz.
Sadece biz değil diğer şirketlerde bir şeyler yapıyorlar ama onlar biraz geriden geliyor ve bu konu ülkede bu kadar yoğun konuşuluyorsa çok ciddi emeğimizin olduğunu düşüyorum. Bizim dört yüze yakın mühendisimiz var ve çoğu otuz beş yaşın altında. Hepsi Ar-Ge yapıyor. Üç yüz tanesi endüstri 3.0, diğerleri endüstri 4.0 üzerine. Global anlamda çalışıyorlar ve Ar-Ge yapıyorlar. Çok başarılıyız o kadar başarılıyız ki 2017 yılı için yüz yeni Ar-Ge mühendisine ihtiyacımız olacak. Gelecek yıl SIEMENS açısından Endüstri 4.0’ın yazılımları dünyanın sadece üç ülkesinde gerçekleştirilecek. Bu ülkelerden bir tanesi Türkiye olacak. Endüstri 4.0 Almanya’nın markası olduğu için şirketler kendi alt markalarını yaratmak zorundalar. Şirketler bize ‘biz nereden başlayacağız’ diyorlar. O zaman iş ticarileşmeye başlıyor. Endüstri 4.0 için yarını beklememize gerek yok, halihazırda 30 civarında teknoloji var. Bu teknolojilerin neredeyse tamamı dünyada mevcut. Hepimiz 3.0’ da değiliz ki birden 4.0’a geçelim. Hepimizin uzun yolları var. Bu ürün teknolojilerini de öğrenme şansımız var. Bana endüstri 4.0’ı birkaç kelimeyle anlat derseniz: “sanayinin dijitalleştirilmesi eşittir endüstri 4.0” derim. Endüstri 1784 yılında İngiltere’de başlamıştır. O döneme kadar tarımsal bir çizgi izleyen insanoğlu, kas gücü yerine su ve buhar makinesinin icadıyla ilk kez endüstriyle tanıştı. Tarihte görülmeyen, ciddi bir sıçrama oluştu çünkü köyden şehirlere göçler gerçekleşti. Şehirlerde; eğitim, sağlık, sanat, endüstri gibi sosyal olguların var olmasını sağladı. Elektriğin endüstriyle tanışması şu anlama geliyor; elektrik motoru döndürüyor, motor hattı yürütüyor ve böylece seri üretim başlıyor. Seri imalat sayesinde sanayi ürünleri herkesin erişebileceği fiyatlara gerilediği için tekrar sıçrama yaşanıyor. Sonra elektronik devreye girdiğinde otomasyon çağı başlıyor. Otomasyon 42
Rulman
&
Lineer
/
Ocak - Şubat - Mart 2017
çağı başladığında üçüncü bir refah sıçraması oluyor. Çünkü otomasyon sayesinde aynı hatlarda çok farklı sanayi ürünleri üretir hale geliniyor. Şu anda biz halimizden memnun değil miyiz ? Niye 4.0’dan bahsediyoruz ? Endüstri 4.0 dendiğinde aklımıza ilk gelecek olan şey kocaman yazılı bir tehdit... Bu tehdit batının ama bizde batının bir parçası olduğumuzdan aynı zamanda bizim için de, ülkemiz için de büyük bir tehdit. Çünkü doğunun sanayi üretimi batının sanayi üretimini geçti. Yani endüstrinin başlangıcından itibaren krallığını koruyan batı tahtını doğuya kaptırdı. Şimdi soru şu: Batı buna izin verecek mi? Hayır. Mücadele edecek fakat başarılı olacak mı? Olmayacak mı? Bunu zamanla göreceğiz. Ucuz iş gücü, göreceli iş gücü üzerinden bir rekabet var ve endüstri 4.0 öncesi doğu koltuğu kapmış durumda. Batı da üç konuya konsantre olursam, tekrar eski koltuğumu kazanmış olurum diyor. Bu konuların birincisi; yeni jenerasyon (nesil) ürünlerini o kadar hızlı üretmeliyim ki ben o ürünü pazara sunduğumda doğu beni taklit edemeden bir sonraki bölümden sunabileyim. Kısacası hız. İkincisi esnek hatlar... Doğunun avantajı, hattı bir yere kuruyor, ucuz isçileri de etrafına yerleştirip aynı üründen üretiyor ve ucuz isçiler sayesinde rekabeti yakalıyor. Batı da “ben bunun tam tersini yapmalıyım” diyerek , yani hattı durdurmaya gerek kalmadan kişiselleştirilmiş ürünleri aynı hatta üretebilecek yani esnek hatlar yapmak istiyor. Peki bunu yapınca ne olacak? Gelecekte ürünler kişiselleşmiş olacak. Doğu bunu yapamıyor. Çünkü hattı durdurmadan farklı bir ürüne geçemiyor. Üçüncü konu ise verimlilik... O kadar verimli üretim gerçekleştirmeliyiz ki; Çin’den ucuz olsun. Bunun tek yolu da insanı sistemden çekme. İnsanı sistemden çektiğiniz zaman iki mucize eş zamanlı gerçekleşiyor. Bunlardan biri sistem geçmişte olmadığı kadar mükemmel, yani hatasız çalışıyor. Diğeri ise sistem geçişi olmadığı kadar ucuzluyor çünkü pahalı olan insan... Endüstri 4.0 dediğimizde akla gelen bir başlıkta insansız ortamlar yaratmak. İlk duyulduğunda
negatif gibi bakılabilir ama hemen atlamayın bekleyince göreceksiniz ki; çok güzel bir şey olacak. Endüstri 4.0’ın kendi içinde tarihi var. O tarihler şunlar; 2011 yılında Language Sanayi Fuarında konuşulmaya başlandı, 2012 yılında Alman hükûmeti bu konuyla ilgili 40-50 kişilik bir takım kuruyor. Bu takımlar bir yıl boyunca Almanya’nın gelecekteki 20 yıllın yol haritasını hazırlıyor. 2013 yılının nisan ayında Almanya: “Ey dünya ben kendi endüstrimi 3.0’dan 4.0’a önümüzdeki 20 yıl içinde geçireceğim, yol haritamda bu” diyor. Böylece 2013 yılında tamamen endüstri 4.0 konuşulmaya başlıyor. Bunlardan on ay sonra SIEMENS Türkiye olarak bizde İstanbul’da basın toplantısı düzenliyoruz ve “Ey ülkem, Almanya 4.0’a adım atmaya başladı. Gelin bunu ıskalamayalım” diyoruz. Biz geçen zamanlardan anlıyoruz ki; ıskalamıyoruz ıskalamayacağız da… Şimdi, ‘İşletmemde ya da fabrikamda ne yapmalıyım ki Endüstri 4.0’a geçiyorum - geçtim’ diyebileyim sorusunun cevabını arayacağız. Aslında farklı yaklaşımlar var. Bu geçiş sürecinde Almanya kendine 20 yıl öngörüyorsa bizimde kendimize 30 yıl öngörmemiz lazım. Gelecekte hiç bir ürün daha önce üç boyutlu yazılımlarda dizayn edilmeden fiziksel dünyaya geçmeyecek. Fiziki dünyada bunu deneme yanılma yöntemiyle yaparak hem para harcayacaksınız, hem de zaman kaybı olacak. Halbuki bunu üç boyutlu simülasyonlarda yaptığınızı varsayarsak; bir gecede tüm fabrikayı değiştirebilirsiniz. Bu yöntem zamandan tasarruf sağlar ve ucuz bir yöntem. Bir sonraki teknoloji, 2020 yılında yirmi sekiz milyar nesnenin internete bağlı olacağı öngörülüyor. Beş sene sonra çiplerimiz bağlanmaya başlayacak. ‘ Ben istemem bağlatmam’ derseniz faydası olamayacak. Çünkü zaten şu an cep telefonlarımız üzerinden yirmi dört saat izleniyoruz, bir şey fark etmeyecek, elimiz mahkum kalacak. T.C kimlik numaramız olmayacak. Hepimiz nesneymişiz gibi IP numaramız olacak. Eğer bunu yapmazsak, sistem dışında kalacağımız için kaybolacağız. Hepimiz bu teknolojile-
rin içinde bulunacağız, kurtuluş yok. ‘Olmaz böyle şeyler’ falan demeyin, zaten elli sene önce bırakmalıydık bu ‘olmaz’ kelimesini... Gebze’ye yeni fabrikamızı kuruyoruz, Kartal’daki teknolojimiz eskidi. Yeni bir hat olacak, üretim hattı, elektronik cihazlar üretir olacağız. ? Burada kurulumu yapanlara aylar önce ‘bu hatlardan herhangi birisiyle arıza yaşandığında insan girişimi olmadan diğer hatlar birbirleriyle konuştuktan sonra o hattın üretimini üstlenebilirler mi ?’ diye sorduk. Yaparız dediler, üzerine çalışıyorlar. Eğer bunu yapabilirsek, başarabilirsek Türkiye’de bir ilki gerçekleştirmiş olacağız. BÜYÜK VERİ VE ANALİZİ 2020 yılında verilerin elli misli artması bekleniliyor. İnsanlık tarihinde ne siyasal ne kültürel ne ticari hiçbir şey on yılda elli misli kadar artmadı. Önce hız artardı ve hızlanırdık. Geleceğin sanayisi, akıllı telefonların son bir kaç yılda hayatımıza bu kadar çabuk girmesi ve hayatımızı yönlendirmeye başlaması gibi olacak yani çabuk alışacağız. Geleceğin sanayi işçileri de; bugünkü gibi olmayacak her yeni ürün geldiğinde kullanma talimatları olmayacak. Gözlükler olacak, talimatlar gözlüğün önüne gelecek, ürünün önünde kamera olacak ve hata olursa gözlükler söyleyecek. Son alt teknoloji olarak siber güvenlik... Bugün idare edebiliyoruz ama geleceğin çok karmaşık fabrikalarında insanların ve robotların yan yana çalıştığı ortamlarda hack-in iyi niyetle sadece hacklemek istemesinden daha önemli hata yapmasıyla insanların ve robotların girmesini hiç kimse görmek istemeyecek. Siber güvenlik; geleceğin en önemli konularından bir tanesi olacak. Yani güvenlik insanlık tarihi boyunca ortadan kalkmadı, kalkmayacak. Dolayısıyla çok ciddi tehditler devam edecek. Eğer bu teknolojileri şirketinizde ya da fabrikanızda uygulayabiliyorsanız ‘Endüstri 4.0’a geçtim’ diyebilirsiniz. DÜNYA’DA NELER OLUYOR ? Almanya’da Amberg Fabrikası’na sanayi bakanı ile birlikte gitmiştik. Fabrikada insan sayısı azdı,
dolayısıyla kas gücü yoktu. Endüstri 4.0 iki büyük vaatle geliyor. Biri çok insancıl (insani) olması yani bir insanın eğitimini, bilgisini, öngörü kabiliyetini, takım çalışmasını, problem çözebilme kabiliyetini ve program analizi kabiliyetini kullanmasını istemesi. İkincisi de daha az elektrikle daha fazla üretmek. Bu fabrikada, fabrika alanını ve çalışan sayısını değiştirmeden dokuz yılda dokuz misli arttırmışlar. Bin değişik ürün üretebiliyorlar. Çok robot var ve işi onlar görüyor. İnsan etkisi çok az sadece yüzde 25... Bu yüzde yirmibeş; satış, muhasebe, pazarlama, programlama, mühendislik gibi meslekler. Hata oranı yok denilecek kadar az. Çünkü insanı sistemden çekmişler ve sistem mükemmel çalışıyor. Mesela Çin, ucuz iş gücüne dayalı global rekabet avantajını batıdan tekrar aldı. Bir kaç saat sonra kaybetmeye başladı. Çin’in robotlaşma hızı batıdan daha yüksek, fakat çok endişeleri var. Mesela yıllarca Çin’e Almanlar yatırım yapardı. Son iki yıldır; Çinliler Almanya’da yatırım yapıyorlar. Bu konuyla ilgili farklı faktörler var. Örneğin işçiler; sanayi işçileri köyden geldi. Çünkü şehirde sanayileşme daha yeni başlamıştı. Önceleri köylüler şehirlere gelmiyordu. Hiç insani olmayan barınma şartlarından dolayı. Kapitalist sisteme köylü gelmek istemiyordu. Bir zamanlar sadece köyden şehre ev almak için giderlerdi o da kısa süreliğine. Finlandiya’nın şu anda bile sanayisinin yaklaşık yarısı internete bağlıymış ve gelecekte sürpriz; Endüstri 4.0 ülkesi olabileceğini düşünüyorum. Şu anda bizim endüstrimizin; 2.0 ile 3.0 arasında bir yerlerde olduğunu düşünebiliriz. 2.0’ı geçtik her yerde elektrik var, onda sorun yok. 3’0’ı geçmiş 4’0’a yakın şirketlerimiz de var. Savunma Sanayi, Otomotiv Sanayi, Havacılık sanayinin büyük bölümü bu kategoride. Eğer fabrikanız tam otomatik ise 4.0’dan bahsediyoruz demektir. Türkiye’nin Endüstri 4.0’da nasıl bir format izleyeceği yani yol haritasını; 2017 yılının ilk baharında hazırlamış olacağız. Almanya’nın yol haritası; 2013 yılında hazırdı. Biz 2017 di-
Endüstri 4.0 Zirvesi yoruz dolayısıyla sadece 4 yıl geriden gitmiş olacağız ve böylece de endüstri 4.0’ı ıskalamayacağız. ŞİMDİ NE OLACAK ? Türkiye’nin hiçbir komşusunda seksen - doksan yılda içselleştirilmiş kapitalist anlayışlı iş dünyası yok. Bizim hocalarımızın yetiştirdiği gibi mühendisler, ekonomistler yok, bizim gibi gaza gelmeye müsait bir toplum yok. Lojistik avantajımızı kullanarak, batıdaki üretim şansını yakalayabiliriz. Endüstri 4.0’daki “tehdit” kelimesi şimdi “fırsat” oldu ve ben eminim ki beş - altı yıl sonra çok ciddi şekilde ülkemizde üretim yapıyor olacağız ve bağımsızlığımızı tam anlamıyla kazanacağız. İŞSİZLİK İşsizlik değil de tam tersi istihdamdan artışından bahsediyoruz. Su buharı bulunduktan sonra, elektrik bulunduktan sonra işsizlik olmadı, dijitalleşmeden sonrada olmayacak. Bilgisayarlardan sonra bile on beş – yirmi tane yeni meslek ortaya çıktı. Daha da adını bilmediğimiz on altı yeni meslek, 2020 yılında yani dört yıl sonra icra edecek. Bundan altı – yedi yıl önce sosyal medya uzmanı gibi bir meslek yoktu mesela... Dört tane üniversitemizde endüstri 4.0 dersleri kondu, önümüzdeki yıl kırk üniversitede konacak bu dersler. Biz Türk – Alman üniversitesiyle Türkiye’nin ilk endüstri 4.0 laboratuvarını kurmaya çalışırken; Kocaeli Belediyesi Endüstri 4.0 laboratuvarı kurdu. Burdur Sanayi Odası Endüstri 4.0 kursları düzenliyor. Sekiz ay önce Vestel üç yıllık endüstri 4.0 planları hazırdı. Yine İzmir’de bir şirkette endüstri 4.0 departmanı kuruldu. Biz sanayicilere düşen görev; yönetim kurulunda bu konuyu başlatıp aşağı doğru departmanlar kurmak yani ana yol haritanızı hazırlamaya başlamadıysanız bile başlamanız gerekiyor. Son olarak, biz şu an teslim aldığımız dünyayı çok daha iyi bir şekilde çocuklarımıza devretmek için çalışıyoruz, uğraşıyoruz amacımız da budur. Teşekkürler... Rulman & Lineer / Ocak - Şubat - Mart 2017
43
Endüstri 4.0 Zirvesi
Siemens Türkiye Dijital Fabrikalar Bölge Satış Müdürü Hakan Mavruk :
“ENDÜSTRİ 4.0’DA FARKINDALIK ARTACAK”
Hakan Mavruk
Öncelikle; Endüstri 4.0 ile ilgili dünyada ve Türkiye’de var olan uygulamalara ve 21. yüzyılda bizi nelerin beklediğine değineceğiz.
Eayırtndüstriedici4.0’ın en önemli özelliği, müm-
kün olduğunca karmaşık ürün üretmek. En karmaşık ürünü en iyi maliyete, en hızlı şekilde pazara çıkarmak. Gün artık tüketicinin her zaman kral olduğu, standart üretimin artık bittiği, kişiselleştirilmiş ve farklılaştırılmış ürünleri talebe uygun bir şekilde ve hızlı üretme günü. Amerikalıların çok güzel bir tarifi var ‘eşitlik rekabeti doğurur’ eğer iki ürün eşitse; yani her şeyiyle aynıysa, neye bakıp alınır? Farklılaştıran bir tek fiyat kalır ama diğer taraftan ödeyebileceğimiz bir paraysa karşılaştırmadan o ürün alınır, sadece ödenecek limite bakılır. Daha da ileriye taşıdığımız zaman bu geliştirilmiş ve ütopik gözükmekle beraber - çokta öyle gözüktüğünü düşünmüyorum- internetten 44
Rulman & Lineer / Ocak - Şubat - Mart 2017
lisansı satın alıp kendi evimizde ürünümüzü, üretmeye doğru giden bir noktadayız. Bu vizyonla bile çok ciddi kalemler ortadan kalkabilir, örneğin malzeme -lojjistik- tehdit altında. Ya bugünün trendini yakalayacaksınız ya da fabrika bir anda yok olacak. Yok olma zincirinin halkasının bir köşesinde yer alacaksınız. İnsanların ilk tepkisi genellikle ‘abartıyorsunuz’ oluyor ama abartmıyoruz. Yüzlerce ArGe merkezi yoğun bir çalışma içerisinde. Endüstri 4.0 hayatımıza hiç beklemediğimiz anda, beklemediğimiz bir hızla girecek. NE YAPACAĞIZ VEYA SU AN NELER YAPILIYOR... Kitapçıya gidip kitap alıyorduk fakat bu geçmişte kaldı. Artık herhangi bir e-book üzerinden tabletinize indirebilirsiniz.
Hatırlarsınız eskiden plaklar vardı, artık yerini bir sürü uygulamalar aldı. Herkes her şeyi uygulamalardan indirebiliyor. Teknoloji, bu kadar hızlı değişiyor, bunların hepsi yıkıcı değişimler. Sadece en basitleri gittikçe hayatımızın her noktasında bize dokunacak şekilde ilerliyoruz. ‘Dünyanın verisini bulut teknolojisiyle yukarı taşıyacağız ’ diyoruz. Fakat o veriyi kim koruyacak? Nasıl koruyacak? En çok üzerinde araştırma yapılan konu; yani endüstri security. Türkiye’de şu an bize; ‘bizim firmamız dışarıdan gelecek bir atağa karşı yeterince güvende mi? Lütfen bizi denetleyin’ şeklinde onlarca talep geliyor. Bizde kendimizi geliştiriyoruz, çünkü tehdidi tarif edemediğimiz sürece koruma duvarlarını ayarlayamıyorsunuz. Kendi bilgisayarlarınızın içinde de maksimum seviyede güven-
lik var ayrıca virüsten korumak icin veya tüm güvenliği sağlaması için kurulan programlar var. Bunlara rağmen saldırı altında kalabiliyorsunuz yani bir şekilde güvenlik duvarları aşılabiliyor. O halde saldırıyı önce tarif edebilmek lazım ki; koruma duvarlarını tarif edebilelim. Üretim genel olarak parça parça eklenerek oluşur. Otomotiv, şişeleme gibi üretimin bir kerede bitmediği, bir hat üzerinde gittiği fabrikaların ve makinelerin üzerine odaklanacağız. Bunun yanında; petrokimya fabrikalarını, gübre fabrikalarını, maden arama veya deniz altından petrol çıkartma platformlarını ön plana çıkartarak yolumuza devam edeceğiz. Bunları yaparken ilk yapmamız gereken; ürünün tasarımı, üretimin planlanması, ürünün vergisi ve bunun tamamının servisi. Bu aslında uygulanan bir proje, biz bunu yaymaya çalışıyoruz. Fakat olmayan, bulut teknolojisi. Fabrikalar; nerede olursa olsun, bütün verilerin yukarda bulut teknolojisiyle birleşip birbirlerine veri aktarabildikleri bir ortam. Bütün üretimin bir noktada gözlemlenebildiği ve burada biriken verilerin tamamının sentezlenip veri dönüştürülmesi ve onları işlemek. Big data ve veri analizi diye çok büyük bir iş var şu an karşımızda. Basit bir
örnek; cep telefon uygulaması, bir makinenin yanına koyup bir dakikalık kayıt yaptıktan sonra o kayıttan makinenin hangi parçasının ne zaman bozulacağını sadece sesini dinleyerek öngörebilen bir programın varlığını ve bunun bulutta durduğunu düşünün. Fabrikaya bağlı bütün o cihazların bu şekil öngörüler sonucunda, bizi bilgilendiren veya bize yönlendirebilen endüstri 4.0 yani en önemli özelliği bilgi tabanlı olması. Benim bir veriyi analiz edebilmem için o verinin ne anlama geldiğini adlandırabilmem lazım. Bunun arkasında yatan ne olacak, o işin detayı (matematiksel kısmı) ama işin özü bugünden daha fazla çünkü endüstri 4.0 nedir diye sorulduğunda ‘ kas gücünden beyin gücüne geçiş ‘ diyorsak o zaman beynimizi daha fazla kullanacaksak beyin aktivitelerinin yoğun olarak kullanılacağı yerde kesinlikle analitik kısım olacak. O analitik kısmı da yapay zekânın gelişmesiyle bizimle yarışır bir halde paralel veri olacak ve biz onlarla yarışacağız. Şimdiden gözüküyor ki; biz algoritmaların kurgulamayı bitirdikten sonra bu verileri işlemeyi bilgisayara devrettiğimizde onla yarışamaz bir hale geliyoruz. İnanılmaz verileri 15 dakikada önümüze sunabilen bilgisayar programları var. Bunları
Endüstri 4.0 Zirvesi biz yaptık, şimdi bizimle yarışıyorlar. O nedenle yaptığımız her şey yarın bize dönecek ve beynimizi yarattığımız beyinlerden daha iyi kullanmak zorunda kalacağız. Gelecekte halen yarışabiliyor olmak için... Dijital ikizlik noktasına geldiğimizde, tasarladığınız veya üretmeyi planladığınız bir ürünü (ne olduğu çok önemli değil) ya da makineyi önce dijital ortamda tasarlıyorsunuz. Her şartta testlerini yapıyorsunuz, çalıştığını görüyorsunuz sonra fiziksel ortamda bunu üretmeye başlıyorsunuz. Dijital ikizlik dediğimiz sayısal ikizlik prensibi; önce bilgisayar ortamında; net, tereddütsüz, çalıştığından ve verimliliğinden emin olduğumuz, kesinlikle bizim beklentilerimizi karşılayacak bir ürün olduğunu gördükten sonra üretiyoruz. Bunların tamamı; ürünü, süreçleri, makineleri bir tarafta tasarladığınız sistem, endüstri 4.0’ın ruhuna aykırı. Bunların tamamı bir ortam, bir platform içerisinde ve tek elden yapılması gerekiyor. Ana konumuz; ürünün bir noktada değil, bir çok noktada üretiminin devam etmesiyle mümkün olan, bütün fabrikanın ya da bütün üretim tesislerinin birbirini de besler şekilde, akışın olup olmadığını kontrol edip daha iyi görmemizi sağlayacak
Rulman
&
Lineer
/ Ocak - Şubat - Mart 2017 45
Endüstri 4.0 Zirvesi
bir platform üzerinde durmaktı. Bir robotun çalışması için gerekli olan programlar neyse onları da dijital ortamda tasarlayıp içine yükleyebiliyorsunuz. Her şey hayali ortamda veya siber ortamda ama tek gerçek yazılan kodlar. Bu platformda gerçek robot neler yapabilir görebiliyorsunuz. En çok karşılaşılan problemler daha tasarlama aşamasından çözülecek. Bir fabrikanın otomasyon içerisinde aklınıza gelebilecek bütün parçaların tamamını donanımsal olarak bu platformda, kullanmanız için olanak tanınıyor. Eksik kalmıyor, varsayımsal olarak hiçbir şey yapmıyorsunuz, her şeyi yüzde yüz tasarlayıp test ediyorsunuz ve bunu hayata geçiriyorsunuz. Bütün fabrikalarda, bulutta biriken veriler analiz edilir. Ürünün herhangi bir yerinde problem varsa hızlı bir şekilde uyarı yapılır. Bu uyarıların akabinde eksikleri gidermek için tekrar dizayn aşamasına dönülebilir. Geri bildirimlerin verildiği ürünlerde değişiklikler yapılır. Ürünün ömrünü uzatmak amacıyla çalışmalar gerçekleştirilir. Örneğin, bir noktada sıcaklık yükselmesi olabilir, çevresel şartları yanlış tarif etmiş olabiliriz. Çevresel şartları değişimlere göre 46
Rulman
& Lineer / Ocak - Şubat - Mart 2017
uyumlaştırıp dizayn aşamasında hızlı bir şekilde yeni aldığımız verilere bağlı güncel bir tazeleme yapabiliriz. Üretimimizi hızlı bir şekilde daha güvende, daha kalitesi yüksek bir şekle getirebiliriz. Makine tasarımı da mantık aynı şekilde devam ediyor fakat sadece isimler değişiyor. Çocukların oynadıkları bilgisayar veya tablet oyunları aslında oyun gibi görünüyor ama oyun değil. Bu oyunları oynadıklarını sandıkları zaman aslında hiç haberi olmadan oynarken kodlama yapıyorlar, yani kodları kullanmış oluyorlar. Hiçbir şey tesadüf değil, fotoğrafı iyi okumak lazım ve bizimde bunlara hazırlıklı olmamız gerekiyor. Gelecekte üç disiplinli meslekler, örneğin mekatronik daha revaçta olacak. Geleceğin mesleklerden biri de robotların yaratacağı problemlerle ilgili sistemlerin nasıl olacağı... Makinenin Afrika’da çalışmasıyla, İstanbul’da çalışması veya bin metre yükseklikte çalışmasıyla, deniz seviyesinde çalışması arasında inanılmaz değişkenlikler bulunur. Makinenin üzerine yüzlerce sensör (algılayıcı) bulunur. Bu algılayıcılar; nem, sıcaklık, basınç, gürültü gibi dış etkenlere
maruz kalmasa verimliliğinin; yüzden iki yüze, üç yüze çıkacağı varsayılıyor. Çünkü inanılmaz veri biriktirilecek ve bu veriler makinemizin A noktasında yüz verimle çalışırken, B noktasında seksenle niye çalışıyor’u algılayıp hızlı bir şekilde müşteri şikâyet etmeden, gelen verilerle dizaynlarımızı geliştirip ilk servise sunabileceğiz. Daha sonra müşterideki memnuniyeti siz düşünün... Talep olmayan bir şeyi üretmek kayıp olur. Kaynakları doğru ve verimli kullanmak gerekli. Amerikalıların sözüyle örnek vereceğim: “ilerlemiyorsanız geriliyorsunuzdur”. Bence çok doğru bir söz. Bugün siz yapmazsanız başka biri yapacak önemli olan bizim önce yapmamız. Baktığımızda lüks gözüken, yapmasak da olur dediğimiz şeylerin tamamı geleceğin standardını oluşturacak. Burada World Media tarafından organize edilen ENDÜSTRİ 4.0 toplantısı gibi etkinlikler; öngörü ve uzağı görmek açısından çok başarılı, umarım ülkemizde bu konuda farkındalık artar, teşekkür ederim...
Fuar
www.makineotomasyondergisi.com Makine - Otomasyon - Elektrik Elektronik Sanayi sektörünün aylık dergisi...
www.kesicitakimlardergisi.com Kesici Takımlar ve Tutucular sektörünün ilk ve tek dergisi...
www.endustri40dergisi.com 4. Sanayi Devrimi - dijital transformasyon - robotik sektörünün tek dergisi
www.tuningworld.com.tr Otomobil, otomobil yan sanayi ve tuning sektörünün tek dergisi...
www.worldmedyatv.com Ekonomi, Sanayi, Otomotiv sektörünün internet televizyonu...Yakında ...
Rulman & Lineer / Ekim - Kasım - Aralık - 2016 47 Kesici Takımlar & Tutucular / Temmuz - Ağustos 2016 47
Endüstri 4.0 Zirvesi
Emas Yönetim Kurulu Başkanı Gazanfer Sanlıtop:
“ORGANİZE SANAYİ BÖLGELERİ DESTEKLENMELİDİR”
O rganize sanayinin
Sanayi Bölgeleri; uygun görülen alanlarda yapılanmasını sağlamak, çarpık sanayileşme ve çevre sorunlarını gidermek, kentleşmeyi yönlendirmek, kaynakları rasyonel kullanmak, bilgi ve bilişim teknolojilerinden yararlanmak, sanayi türlerinin belirli bir plan dâhilinde yerleştirilmesi ve geliştirilmesi amacıyla; sınırları tasdik edilmiş arazi parçalarının imar planlarındaki oranlar dâhilinde gerekli idari, sosyal ve teknik altyapı alanları ile küçük imâlât ve tamirat, ticaret, eğitim ve sağlık alanları, teknoloji geliştirme bölgeleri ile donatılıp planlı bir şekilde ve belirli sistemler dâhilinde sanayi için tahsis edilmesiyle oluşturulan ve ilgili kanun 48
Rulman & Lineer / Ocak - Şubat - Mart 2017
hükümlerine göre işletilen mal ve hizmet üretim bölgeleridir. Organize Sanayi Bölgeleri, yukarıda belirtilen özelliklerin dışında “istatistikî bilgiler” ve “ölçülebilirlik” açısından büyük önem taşımaktadır. Çünkü dağınık bölgelerde rastgele yerleşmiş küçük işletmelerin kontrolü ve değerlendirmesini yapmak oldukça zor, hatta imkânsız gibidir. Bu bölgelerdeki firmalarda ise eleman istihdamı; hammadde kullanımları; elektrik, su, doğalgaz tüketimleri; yapmakta oldukları ihracat ve ithalat bilgileri, hatta vergileri kolayca izlenebilecek durumdadır. Bu bilgiler ışığında gerekli her türlü istatistik hazırlanabilir, planlama konusunda büyük yararlar sağlanabilir.
Ancak devlet tarafından verilen büyük desteklere rağmen, Organize Sanayi Bölgeleri ve Sanayi sitelerinin yapımında büyük zorluklar, aşılması güç engeller hâlâ bulunmaktadır. Gelişmiş, altyapısı daha önceden tamamlanmış alanlarda inşaat yapmak kolaydır. Çünkü hemen yanı başınıza elektrik, su, doğal gaz, telefon ve kanalizasyon şebekeleri getirilmiş, yollarınız yapılmıştır. Size düşen tek şey; iyi bir proje hazırlamak, bilgili ve deneyimli ekiplerle işe başlamaktan ibarettir. Sanayi sitelerinin durumu ise çok farklıdır. Çünkü o işlerde her şeye sıfırdan başlama zorunluluğu vardır. Yol, su, elektrik, kanalizasyon, telefon, hepsini de siz yapmak zorundasınız.
Üstelik bunu yaparken sadece paraya değil, bilgi ve deneyime de ihtiyacınız olacaktır. Her iki konu da çok büyük zorluklarla kuşatılmıştır. Önce bilgiyi ele alalım. Sanayi siteleri, genellikle küçük ve orta boydaki işletmelerin bir araya gelmeleriyle hayata geçirilmeye çalışılıyor. Bunun için, öncelikle konuyu ortaya atacak girişimciler gerekiyor. Onların başlattığı fikir hareketi uygulamaya konulmaya başlanıldığı anda bir yönetim kurulu oluşturuluyor. Kurul üyelerinin işletme sahipleri arasından seçilmesi ise işin olmazsa olmazı gibidir. Çünkü bu konuda dışarıdan birilerini çalıştırmaya, ne maddi olanak, ne de güven vardır. Dolayısıyla, daha işin başında proje yara almıştır. Zira kendi özel işlerinde ne kadar başarılı olsalar da, genellikle inşaat konularında fazla bilgisi olmayan kimseler başa geçiriliyor ve sırf o nedenle, projeler daha işin başında ölü doğmuş olabiliyor. Olayın bir ikinci boyutu daha var. Ortaklar arasında maddi yönden eşitlik sağlamak kolay değil. O zaman ikinci mahzur ortaya çıkıyor. Çünkü yatırım demek, her şeyden önce para demek. Ayrıca paranın düzenli bir şekilde akması gerekiyor. Daha önceki yazılarımda kooperatifler konusunda belirttiğim gibi, sanayi sitelerinin en büyük dezavantajı; “Tavşanlarla kaplumbağaları, kaplumbağa hızıyla yarıştırmaktır.” Çünkü siz ne kadar güçlü olursanız olun, o işyerine ne kadar acil ihtiyaç duyarsanız duyun, en zayıf ortağınızın ödeme temposuna uymak zorundasınız.
leri tam olarak yerine getirmemiştir. Sanayi siteleri inşaatları yıllardır tam bir başıbozukluk içinde yürütülmüş ve her biri çok büyük gecikmelerle ve ortaklar bir şekilde kendi başlarının çaresini bulduktan sonra tamamlanabilmiştir. Siteler tamamlandıktan sonra da başta eleman temini ve ulaşım konularında büyük güçlüklerle karşılaşılmıştır. Eleman çalıştırma konusuna biraz değinmek istiyorum. Son zamanlarda “esnek çalışma” adı altında güzel bir sistem uygulamaya konulmakla birlikte, değişken siparişlerle ilgili olarak geçici eleman temini konusu hâlâ büyük önem arz ediyor. Bu işin yolu da özellikle “Sanayi Siteleri” ve “Organize Sanayi Bölgeleri’nden geçiyor. Çünkü bu yöntemin sağlıklı bir biçimde uygulanabilmesi için iş ve eleman kapasitesinin büyük boyutlarda olması gerekiyor. Bilindiği üzere sabit gider; işletme hiç çalışmasa da yapılması zorunlu olan masrafların toplamıdır. Değişken gider ise; hammadde, enerji ve işçiliklerden oluşur. Üretim arttıkça, değişken giderler miktarlarla orantılı olarak artarken, sabit giderler teorik olarak sabit kalmaktadır. Dolayısıyla da birim ürün başına isabet eden sabit gider payları azalmakta ve maliyetler önemli oranda düşmektedir. Üretim azalınca ise aynı mekanizma ters olarak işlemektedir.
Devlete ve özellikle kendi bölgelerinde sanayi yönünden gelişme bekleyen bütün belediyelere düşen en büyük görev, araziyi ve altyapıyı önceden hazırlayarak tam bir şeffaflık içinde üyelere uygun bedeller karşılığında ve uzun vadelerle sunmaktan ibarettir. Ayrıca proje ve detay konularında, devlet tarafından şartlara uygun tip projeler geliştirilmeli ve inşaatlar sıkı bir şekilde denetlenmelidir.
Olaya krizle birlikte baktığımızda ise durum zannedilenden çok daha düşündürücüdür. Çünkü kriz dönemlerinde değişken giderlerin işçilikle ilgili önemli bir bölümü de sabit gidere dönüşmekte ve maliyeti ikinci bir yönden etkilemektedir. Zira boş da otursalar, gerek iş kanunları, gerek vicdani sorumluluklarınız ve gerekse yetişkin elemanları kaybetme riski nedeniyle iş veremediğiniz elemanlarınızı işten çıkaramıyorsunuz. O zaman da çalıştırmadan içeride tuttuğunuz her eleman, masraf yönünden sabit gider unsuru olarak karşınıza çıkıyor.
Üzülerek belirtmek gerekirse; bu konuda devletimiz üzerine düşen görev-
Bu konuda farklı bir örnek teşkil etmesi nedeniyle, bir süre önce
Endüstri 4.0 Zirvesi İtalya’da bizzat tanık olduğum ilginç bir durumdan söz etmek istiyorum. İtalya’nın değişik bölgelerinde faaliyet gösteren büyük bir firmanın Milano yakınlarındaki depolama bölümünü geziyorduk. Sözünü ettiğim bölüm, içerisinde tren istasyonu bile bulunan çok büyük ve üstelik tümüyle özel teşebbüse ait olan bir organize bölgedeydi. Bizim ilgimizi çeken esas konu ise işçilerle ilgiliydi. Ülkenin dört bir yanındaki fabrikalardan gelen ürünlerin depolanıp uluslararası pazarlara dağıtımının yapıldığı o dev tesiste müdür dışında, firmaya ait hiçbir eleman yoktu! Ne zaman, ne kadar insana gerek duyarlarsa, o kadar elemanı organize bölge yönetiminden istiyorlar, işleri bitince de hepsini birden geri gönderiyorlardı. Bu ise değişken giderin her zaman üretimle doğru orantılı olarak değiştiği anlamına geliyordu. Yukarıda da belirttiğim gibi böyle bir organizasyonun yapılması ve sağlıklı şekilde işletilebilmesi için, eleman ve işçilik yönünden büyük kapasiteye sahip olan “Sanayi Siteleri” ve “Organize Bölgeler” akla geliyor. Çünkü ancak o zaman, yapılan düzenlemelerin sağlıklı olarak gerçekleştirilmesi mümkün olabiliyor. Böyle bir organizasyon depo tarzındaki işletmelerde yüzde yüzlere varan oranlarda verimli olurken, hassas ve deneyim isteyen konularda üretim yapan işletmelerde de maliyetler oldukça düşecektir ama yine de bir tasarruf sağlayacaktır. Çünkü geçici eleman temin eden kuruluşlar, elden geldiğince aynı işletmelere aynı elemanları gönderme konusunda titiz davranıyorlar. Bu imkândan yararlanmak isteyen işletmeler, elbette işlerinin hassasiyetine ve deneyim ihtiyacına göre kendi özel şartlarına uygun “çekirdek kadro” oluşturabilirler. Ama kalan sıradan eleman ihtiyaçlarını da o kuruluşlardan geçici olarak sağlayabilirler. O sıradan elemanların zaman içinde daha işe yarar hâle gelmeleri ve devamlı kadroya geçebilmeleri de mümkündür.
Rulman & Lineer / Ocak - Şubat - Mart 2017
49
Endüstri 4.0 Zirvesi
ETG Robotics Candan Sezgin Gülünay:
“OSMANLIDAN CUMHURİYETE SANAYİLEŞME SÜRECİNDE TÜRKİYE”
ETG ROBOTİC Ssonlarından anayi Devrimi 18.yüzyılın itibaren
Avrupa’da hız kazanırken, Avrupalıların Doğu’yu daha yakından tanımak eğiliminde de belirgin bir artış ortaya çıkmıştı. Romantik bir akım olarak nitelendirebilecek Oryantalizmle kendini gösteren bu ilginin gerçekten romantik bir arka plana dayanıp dayanmadığını ise yaşayanlara geçen yıllar gösterecekti. 1789 Fransız İhtilali’ni takibeden yıllarda Doğu ve Doğulu sıfatları, Batılıların gezi kitaplarında, anılarda, tablolarda, mimaride, ev dekorasyonunda, mobilyada ve daha sonra çekilen sayısız fotoğrafta, yarı imge-yarı gerçek bir imajla yer aldı. Ancak başlangıçta toz pembe görülen bu yakın ilgi ve merak, Sanayi Devriminin Batılı ülkeler arasında yarattığı rekabet ve hammaddeden pay alma mücadeleleriyle, kısa sürede doğal kaynaklarından faydalanılmak iste50 Rulman
&
Lineer
/ Ocak - Şubat - Mart 2017
nen Doğuya, doğrudan ya da dolaylı nüfuz etmek ve ona hakim olmak idealine dönüşecekti. Bu nüfuz etme ve hakim olma isteği, Batının önce kendi arasında ve sonra da Doğuyla yasayacağı birçok savaş ve çatışmayı günümüze taşımıştır. Sanayi Devrimi, dünya toplumlarına eşit bir memnuniyet ve refah kazandırmayacak, güç ve paradan yoksun kalanlar için artık hiçbir şey eskisi gibi olmayacaktı. Sanayi Devrimiyle birlikte yaşam tarzında doğal olandan, kurgulanmış, planlanmış, önceden belirlenmiş olana geçiliyordu. Bunun dışında kalanlar, dışlanmaya, sanayileşen topluluklara yabancılaşmaya ve gittikçe fakirleşmeye mahkûm olacaklardı. Büyük bölümü tarım toplumu olarak doğayla barışık yaşayan, yaşam felsefesini yaşamını sürdürecek kadar üretip tüketmek üzerine kurmuş olan Doğu, Batı’da ortaya çıkan hareketliliği
uzun süre uzaktan izlemiş, buna dahil olmak kaçınılmaz hale geldiğinde ise kendini, sermaye, yeni üretim bilgileri, tesis ve işgücü yönünden arayı kapatamaz durumda bulmuştu. Bu nedenle Doğu’nun ve tabiki Osmanlı İmparatorluğu’nun 19. yüzyıl sahnesine, Batı için istifade edilmesi gereken kaynaklara sahip “edilgen” birer oyuncu olarak çıktığı söylenebilir. 19. yüzyıl, özellikle Avrupa ve Amerika için bir akıl çağı olmayı kesinlikle hak eder, ancak onun bir aydınlanma çağı olup olmadığı, aynı yüzyılda ortaya çıkan kapitalizm ve emperyalizm kavramlarıyla tanışmış, sömürüye maruz kalmış, işkence görmüş ve halen görmekte olan pek çok ülke ve bölge halkı için tartışmalıdır. Sanayi Devrimi temel anlamda bir artı ürün devrimiydi. Sanayileşen ülkeler, seri üretimle kısa zamanda çok sayıda ürün elde ederek, ihtiyaç fazlasını tüm dünyaya satmayı hedefliyorlardı.
Ulaşılmak istenen, yalnızca daha fazla para değil, elde edilen zenginlikle daha konforlu ve kaliteli bir yaşamı temin etmekti. Bu amaçla feodalizmin çöküşünün ardından kölelikten kurtulan az gelirli grupların organize edilmesiyle işçi sınıfı oluşturulmuş, 19.yüzyılın başında Avrupa ve Amerika’da pek çok sanayi kasabası kurulmuştu. Buhar gücüyle önce ağır sanayi tesis edilmiş, eşzamanlı olarak, karada düzenli ulaşımı mümkün kılacak binlerce kilometrelik demiryolu ağıyla şehirler ve ülkeler birbirine bağlanmıştı. İmal edilen farklı fonksiyonlara sahip makineler sayesinde, 19.yüzyılın ortalarından itibaren hassas ve incelikli ürün imalatı mümkün olmuş, makineden makine üretmek kabiliyetine erişilmişti. Bu durum günlük yaşamı kolaylaştıracak yeni icat pek çok alet, araç ve gerecin imalini kolaylaştırmıştı.
nakit paraya çevrilmiştir. Batıda makineleşme, üretim potansiyeli ve ürün çeşidi hızla artarken, Doğu’da geleneksel üretim yöntemleri devam etmekte, çoğunlukla işlenmemiş ya da yarı işlenmiş hammadde ile yarı mamul ürün ticareti sürmektedir. Peki Doğu’da hem bitmiş ürün hem de para yoksa durum ne olacaktır? İşte bu soru, 200 yıl sonra bugün halen sormak zorunda olduğumuz önemli bir soru olarak karşımızda durmaktadır.
19. Yüzyılda icatlara, makine ve ürün geliştirme çalışmalarına önemli miktarda para aktarıldığını, dönemin ünlü İngiliz sanayicisi Rothschild şöyle ifade etmekteydi:
Her tür mülkiyet halk adına devlete ait olduğundan, toprağı ve doğal kaynakları işletenler yaşam boyu devletin kiracılarıydılar. Üretim belli bir kontenjana tabiydi ve genellikle bunu tüketecek olan pazarın büyüklüğündeydi. Bu tür bir sistemde, artı ürün elde etmek ve bunu satarak zenginleşmek mümkün değildi. Halkın yaşamı daima, merkezin öngördüğü sınırlar, kanunlar ve sağladığı imkânlar dâhilindeydi. Durum böyle iken, 1838 yılında Baltalimanı Ticaret Antlaşması’nın imzalanarak Osmanlı pazarının önce İngilizler sonra diğer Avrupa ülkelerine kontrolsüzce açılması, pazarı kısa sürede Avrupa ürünlerinin hâkimiyetine mahkûm etmişti.
“Paranızı kaybetmenin üç yolu vardır: Kadınlar, kumar ve mühendisler. Bunların ilk ikisi muhtemel, üçüncüsü ise en kesin yoldur”. Sanayiciler için makine ve teknoloji geliştirme süreci yüksek maliyetleri olan riskli bir işti. Ancak uzun vadeli getirileri ve sağlayacağı kolaylıklar göz önüne alındığında bu işe para yatıranlar pişman olmayacaklarının farkındaydılar. Şimdi, yeni icatlar, geliştirilen üretim bilgileri (know how)ve makineleşme, Batıdaki üretim potansiyelini ve ürün çeşidini hızla arttırırıp, sanayileşen ülkelerde ekonomik büyümeyi sağlarken Osmanlı İmparatorluğu’nda durumun ne olduğuna birlikte bakalım. O yıllarda en dikkat çeken ayrıntılardan biri şudur ki, piyasaya sunulan sayısız çeşitteki Batılı ürüne, Doğuda takas edecek karşılıklar bulmak artık zor olduğundan, Batı ile Doğu arasında çoğu zaman takas sistemiyle yürütülen ticari ilişkiler, 19.yüzyılda neredeyse tamamen
Osmanlı İmparatorluğu’nda 19. Yüzyıl ortalarına kadar ürün denilince, sipariş usulüyle, belli zamanda, belirli sayıda ve çoğunluğu el emeğiyle üretilen şey anlaşılmaktaydı. Çiftçi ve esnaf devlet politikasına uygun olarak her yıl tüketeceği kadar üretir, ürettiğinin bir kısmını ihtiyaç duyan çevre illere gönderir, bir kısmını ise devlete vergi olarak verirdi.
İmparatorlukta sermaye, tesisi kurma, malzeme işleme, üretim yöntemi, organize etme, işletme ya da pazarlama gibi sanayileşmenin gerektirdiği unsurların, yerli girişimlerle sağlanması mümkün olmadığından Osmanlı idarecileri, 19. yüzyılda Batı’dan yalnız gelişen teknolojileri değil, bu teknolojileri kullanmayı öğretecek ve hatta bunları kullanacak olanları da ithal etmek zorunda kalmıştır. Bu hazırlıksız olmanın ve yakın coğrafyadaki gelişmeleri zamanında
Endüstri 4.0 Zirvesi tahlil edememenin ağır bedelidir. Kendi üretmediği bilgiyi, tesisi, ürünü satın almaya, toptan ithal etmeye ne kadar güç yetecektir? Para verilse bile karşılığında istenen alınabilecek midir? Sanayi ve teknolojiyi Osmanlıya ihraç etmek için çok yüksek ücretler ve ayrıcalıklar talep eden yabancı yatırımcılar, yerli halkı eğiterek üretim sürecine dahil etmek konusunda istekli davranmamışlardır. Yabancıların kendilerine kısa ve uzun vadede zaman ve para kaybettireceğini düşündükleri bu durum, kısıtlı olan Osmanlı sermayesini hızla, yüksek işçi ücretlerinden kaynaklanan bir açmaza sürükler. Yüzyılın ikinci yarısından sonra, tükenen sermaye ve deneyimli eleman yokluğu nedeniyle, imparatorluktaki üretim ve hizmet amaçlı tesislerin önemli bölümü yabancılara kiralanmıştır. Devletin geride kalan yüzyıllar boyunca, sahip olduğu zengin kaynakları değerlendirecek sistemi kuramamış olması, Osmanlı üreticisi ve esnafını yabancı mallarla arasındaki rekabet gücünü koruyabilmek için uzun ve zorlu bir mücadeleye maruz bırakır. Ancak, bu direnç, ne teknik ne de ekonomik anlamda, yabancıların eline geçmiş olan sanayileşmeyle boy ölçüşebilecek bir güç haline gelememiştir. O yıllarda Osmanlı İmparatorluğu’nun sanayileşen Batılı ülkeler karşısında çizdiği profile bakınca, imparatorluğun yeterli antrenmanı yapmadan maraton koşmaya çalışan bir koşucuya benzediği söylenebilir. Gittikçe açılan arayı, acilen kapatmak için, gelişen sanayi ve teknolojiyi tüm kollarıyla ithal etmek üzerine kurulan politika, kısa sürede iflas etmiştir. Bir süreliğine her şey satın alınabilir, ancak Avrupa’nın sayısız deneme yanılmayla, sanayileşmede yaklaşık 100 yılda elde ettiği birikim, birkaç yıl içinde imparatorluğa nasıl kazandırılacaktır? Problemlerin net olarak görülebilmesi ve ciddiyetinin anlaşılabilmesi, uzun ve çok sancılı yılların geçmesiyle mümkün olur. Osmanlı Rulman
&
idarecileri Lineer
geçmişin
/ Ocak - Şubat - Mart 2017 51
Endüstri 4.0 Zirvesi yanlışlarına karşın, durumun düzeltilebilmesi için bir takım adımlar atmış ve yerli sanayinin gelişebilmesi için çaba göstermişlerse de bu girişimler sürdürülebilir olmadığından beklenen faydayı sağlamada zayıf kalmışlardır. İhtisas meclislerinin kurulması, Ticaret Kanunnamesinin çıkarılarak şirket kurmaya ilişkin düzenlemeler yapılması (1850), Islah-ı Sanayi Komisyonu’nun kurulması, fabrika kurmak isteyen girişimcilerin yurtdışından getirtecekleri alet, edevat ve makinelere bir defaya mahsus gümrük muafiyeti sağlanması (1873), 1869 ve 1908 yıllarında kapitülasyonların tanınmayacağına ilişkin yapılan ancak fiilen uygulanamayan bildirgeler ve küçük sermayelerin birleştirilerek milli girişimci oluşturma gayretleri (1908 sonrası) ile yerli malı kullanmaya teşvik kampanyaları bu çabaların belli başlı olanlarıdır. 1917 yılı başında kurulan Milli Fabrikacılar Cemiyeti, ülkenin gerek duyduğu sanayi işletmelerinin kurulabilmesi için, vatandaşlar arasında işbirliği ve güç birliği oluşturmayı hedeflemiştir. Ülke ekonomisinin yabancı vesayetinden kurtarılabilmesi, küçük tasarrufların yatırıma dönüştürülebilmesi için 1 Ocak 1917 tarihli iradeyle Osmanlı İtibar-ı Milli Bankası kurulmuş, bankanın hisse senetlerinden alabilmek için Osmanlı uyruklu olmak şartı getirilmiştir. Banka, ülkede bayındırlık işleri, tarım, ticaret ve sanayi alanlarında faaliyetlerde bulunacak olan milli şirketlere ortak ve destek olacaktı. Bunu, Anadolu şehirlerinde kurulan bankalar takip etmiş, böylece Müslüman-Türk unsurun, o zamana kadar uzak durduğu bankacılık aracılığıyla faaliyet göstermesi teşvik edilmiştir. Bir araya gelerek tekel oluşturan, ürünlere düşük fiyat biçerek yerli üreticiyi zarara uğratan yabancı ve azınlık tüccarlara karşı, yerli üreticilerin korunmasını ve örgütlenmesini temin etmek üzere kurulan kooperatiflerle, ticari faaliyetlerin yabancı ve azınlıkların elinden alınarak Müslüman-Türk unsura intikalinin sağlaması amaçlanmıştır. 52 Rulman
&
Lineer
/ Ocak - Şubat - Mart 2017
Osmanlı Devleti, ülkede yeni iş kollarının açılmasına olanak tanıyabilmek, geleneksel üretim yöntemlerinden çağdaş üretim yöntemlerine geçebilmek için hammadde, bölge olanakları, doğal kaynaklar, sermaye, nakliye, pazarlama gibi sanayileşme için gerekli kalemler yanında, eğitimli personel ihtiyacının da karşılanması gereğinin bilincine varmıştı. Zira ithal edilen makinelerin işletebilmek için teknik işgücünü ithal etmenin maliyeti çok büyüktü. Osmanlı İmparatorluğu’nda ilk teknik okul, 1773 yılında Sultan III. Selim tarafından, orduya teknik eleman yetiştirmek amacıyla kurulmuş olan Mühendishane-i Bahr-i Hümayun’du. Ardından, ordudaki el becerisi olan askerleri pratik şekilde yetiştirerek üretime kazandırmak için İdâdi-i Sanayi Alayları kurulmuş, böylece askeri fabrikalarda çalışacak elemanların temini gerçekleştirilmişti. 1860’lara gelindiğinde Osmanlı’nın, sanayileşme çabasına cevap verecek iş gücünün yetiştirilmesinde etkin rol üstlenecek sanayi okulu kurma projesi gündeme alınmış ve bu tasarı ilk kez Niş Valisi Mithat Paşa tarafından 1861 yılında Niş’te gerçekleştirilmiştir. Müslüman ve Hıristiyan kimsesiz çocukları toplayarak, Islahhane adıyla, sanat ve zanaat öğreten yatılı bir hayır kurumu olarak kurulan Islahhanede gündüzleri dışarıdan gelen yetişkinlere de sanat eğitimi verilmiştir. 1869 yılında Sultanahmet’te İstanbul Sanayi Mektebi hizmete girmiş ve ardından imparatorluğun pek çok şehrinde yatılı ve gündüz öğretim veren uygulamalı derslerin yapıldığı sanayi mektepleri açılmıştır. Sanayi Mektepleri dışında Osmanlı İmparatorluğu’nda belli meslekler üzerine eğitim veren ihtisas mektepleri de sanayileşmeye yönelik eğitimde önemli pay sahibidir. Ziraat, çiftçilik, amele mektepleri, bahçıvanlık, ipekçilik, ormancılık, veteriner okulu, şimendifer okulu, mühendis mektebi, posta ve telgraf mektebi, kadastro mektebi, kondüktör mektebi gibi birçok Batılı tipte
eğitim veren meslek okulu, yeni iş alanlarında gereken yeni uygulamaları bilen personelin yetişmesine hizmet etmişlerdir. Açılan halka yönelik yaygın eğitim kurslarıyla, 19.yüzyılın son çeyreğinde, ithal edilen alet ve makinelerin kullanımını öğretmek amacıyla çeşitli kişiler ve firmalar tarafından kısa süreli pratik ve teorik eğitimler verilmiştir. Halk arasında en fazla talep gören kurslar dikiş makinesiyle dikiş-nakış, fotoğrafçılık ve daktilo kursları olmuştur. Osmanlı İmparatorluğu’nda Teknolojinin Günlük Yaşamda Kullanımı Osmanlı İmparatorluğu’nda halkın günlük hayatta gerçek Batılı yaşam biçimleriyle yakından tanışmasına sebep olan ilk olay, 1853-1856 yılları arasında devam eden Kırım Harbi olmuştur. Ruslara karşı sürdürülen savaş sırasında, cephelerden imparatorluğun liman kentlerine taşınan Türk ve Avrupalı yaralı askerler ile onlara bakmak üzere Avrupa’dan gelen gönüllü ya da görevlilerin şehirlerde bir arada yaşamaya başlaması, Avrupa’da günlük yaşamda kullanılmaya başlanan yeni ürünler ve yeni icat cihazların Osmanlı şehirlerine getirilmesini sağlamıştır. Avrupa malları satan dükkânların açılması, çok sayıda aracı, komisyoncu ve dağıtımcının faaliyete geçmesi, bu savaş sonrasında halk için yabancılarla yaşama deneyimini başlatır. 1851 yılında Londra Cristal Palace’de düzenlenen ilk uluslararası fuarın resmi katılımcısı olan Osmanlı İmparatorluğu’nda, Avrupa’dan ithal ürün ve yeniliklerin ilk olarak saray tarafından denenmeye ve uygulanmaya başladığı izlenmektedir. Türk evi plan tipinde olmakla birlikte tamamen Batılı üsluplar gözetilerek inşa edilmiş olan Dolmabahçe Sarayı, inşasında ve dekorasyonunda Avrupa’da günlük hayatta kullanılmaya başlanmış tüm teknolojilerin kullanıldığı bir saray olmuştur. Kaynağı imparatorluk dışında olan teknolojiyle, bunun ortaya koyduğu her türlü yöntem ve cihazın bilinip kullanılmasında “görenler görmeyenlere anlatsın” metodunun gayri
Endüstri 4.0 Zirvesi ihtiyari kullanıldığı anlaşılır. Zira halk günlük yaşamda kullanılmak üzere tasarlanan pek çok teknoloji ürününü ilk olarak, bir gazetede, bir mağazada, resmi bir dairede ya da zengin bir komşusunda görerek kullanımı hakkında bilgi sahibi olmuştur. Teknolojik ürünü edinme ya da onu kullanabilme süreci, ürünün niteliğine göre farklılık göstermiştir. Bir gramofonu, dikiş makinesini ya da sobayı hemen satın alıp nasıl kullanıldığını satıcısından ya da bir kullanıcıdan öğrenip onu kullanabilirken, telefonu kullanabilmek için hat çekilmesini, havagazlı bir şofben içinse eve havagazı bağlanmasını beklemek gerekmiştir. Adları yeni verilen, biçimleri ilk kez belirlenen birçok araç-gerecin tasarımında, pek çok farklı dekoratif öğe kullanılmış, yeni teknolojiyi kullanan ürünlerin görsel yönüyle de ilgi çekmesine gayret edilmiştir. Osmanlı İmparatorluğu’nda bir ürünün icat, üretim ve dağıtımını üstlenen kişi veya kurumlar için tescil ve patent haklarını düzenleyen kanun, 22 Mart 1880 tarihinde ilan edilmiş ve impara-
torluk sınırları dahilinde “ihtira beratı” uygulaması başlatılmıştır. 19. yüzyılda Osmanlı İmparatorluğu’nda görülen, teknolojik yeniliklerin temsilcisi araç ve gereçlerin büyük çoğunluğu Avrupa ve Amerika kökenliydi. İmparatorluğa yedek parçalarıyla beraber doğrudan ithal edilen bu araç-gereçler karşısında, Osmanlı esnafının, bunların benzerlerini yapmaya çalıştığı ya da kendine ait atölyelerde günün ihtiyaçları doğrultusunda kendi tasarladığı ürünleri imal ederek, gelişmelerin ardında kalmamaya gayret ettiği görülür. Yüzyılın ikinci yarısından itibaren, Avrupa’dan gelen benzerleri örnek alınarak çamaşır kazanları, basit tarım aletleri, su pompaları, buğday öğütme makineleri gibi fazla ayrıntısı olmayan, ağır sanayi gerektirmeyen ve kas gücüyle çalıştırılabilen birçok araç ve gerecin yerli versiyonları üretilmiştir. Osmanlı üretici esnafı bu yolla, bilinçli veya bilinçsiz olarak Avrupa ürünleriyle rekabete girmiştir. Osmanlıda üretim yapanlar, ham-
maddeyi işlemek suretiyle servetin artmasına hizmet eden kurallar ve sanatların hepsini sanayi kabul ederler. Bu nedenle, üretimde sanat, zanaat ve sanayi kavramlarının çoğu zaman bir arada ve aynı anlamda kullanıldığına tanık olunur. Ürüne dönüşen icatlar, Osmanlı pazarına girmeden önce, ürünün pazarda dolaşımına izin verecek olan ve aynı zamanda en büyük alıcı konumunda bulunan devletin ilgili birimlerine sunulmuştur. Eğer yeni ürün ya da makinenin yararı görülmüş, her seviye ve durumda kullanımı uygun bulunmuşsa, ilgili dağıtımcı, satıcı ya da kurucu şirkete, alınan onay ve izinler doğrultusunda pazara girme, uygulama yapma izni verilmiş ve imtiyaz tanınmıştır. İmparatorluğun Avrupa’da geliştirilen teknolojilerden haberdar olmasını sağlayan en önemli aktivite uluslararası fuarlardır. Siyasi ve ekonomik durumun elverdiği zamanlarda bu fuarlara katılan Osmanlı Devleti, katılamadığı fuarlara gözlemciler yollamış, yeni gelişmeler konusunda rapor ve izlenimlerini almıştır. Fuar
Rulman
&
Lineer
/ Ocak - Şubat - Mart 2017 53
Endüstri 4.0 Zirvesi larda Osmanlı Devleti’ni temsil edecek ürün, sergi pavyonu ve aktiviteler dikkatle belirlenmiş, gönderilecek malzemenin seçimi için ülke genelinde yarışmalar düzenlenmiştir. Osmanlı İmparatorluğu tarafından organize edilen ve 27 Şubat 1863’te İstanbul Sultanahmet’te açılan uluslararası sergi sırasında, imparatorluğa gelen ilk organize turist grupları da misafir edilmiştir. Sergi-i Umum-i Osmanî adıyla gerçekleşen sergi, Avrupa’da büyük ilgi uyandırmış, başta Viyana olmak üzere çeşitli Avrupa şehirlerinden aralarında gazeteci, işadamı ve fabrikatörlerin bulunduğu gruplar, sergi için İstanbul’a gelmişlerdir. El emeği ürünlerle, makineleşmenin getirdiği seri üretime dayalı ürünleri bir arada tanıtan fuar katalogları, Osmanlı piyasasının yeniliklerden haberdar olmak için her zaman ilk başvurduğu kaynaklardan biri olmuştur. Halkın teknolojik ürünleri tanımasında ise resimli gazeteler,
54 Rulman
&
Lineer
/ Ocak - Şubat - Mart 2017
dergiler, el ilanları, firma kartları ve broşürler önemli rol oynar. Ticaretin yoğunlaştığı yüzyılın ikinci yarısından itibaren Osmanlı kentlerinde çok sayıda ürün ithal eden kişi ve firma faaliyete geçmiş, bunların bir kısmı Osmanlı piyasasında yer edinip kurumsallaşırken bir kısmı ise henüz yabancı mallar ve yurtdışına alım satım prosedürlerini yeni öğrenen yerli alıcıları dolandırarak ortadan kaybolmuşlardır. Dolandırıcılık vakalarına ait en fazla adli kayıt sigorta, teminat ve ürün garantileri hakkındadır. Tüm bu çabalara rağmen, Birinci Dünya Savaşı başladığında Osmanlı sanayisinde sermayenin yüzde 15’i Türklerin, yüzde 10’u yabancıların, yüzde 75’i ise azınlıkların elindedir. 1913 yılında hükümet kadrolarında çalışanların sayısı 190 bine ulaşmış olup bürokrasi dev bir tüketici kitleye dönüşmüştür. İthalat, transit ticaret, hammadde ihracı, tarım ve
el emeğine dayalı ürün ihracının gerçekleştiği bir liman kenti olan İstanbul’da, 20 yüzyıla girildiğinde bankacılık, sigortacılık, ulaştırma, yüksek öğretim, altyapı ve sağlık hizmetleri ana hizmet sektörleri olup, su, elektrik, gaz, aydınlatma, tramvay hizmetlerinin büyük bölümü yine yabancı sermaye yatırımıydı. Türkiye, ancak 10 yıllık savaşın sonunda ulusal kurtuluş hareketi başarıya ulaştığında ve Misak-ı Milli sınırları içinde egemenlik sağlandığında kendine yeten çağdaş bir ülke olma idealine kavuşabilmiştir. Halk yorgun, ülke yetişmiş insan gücünün yüzde yetmişini kaybetmiş, ancak yaşamı yeni baştan üretme azmine sahiptir… ve yeni Türkiye, halkın Çanakkale’den beri hayranlıkla izlediği lideri Mustafa Kemal’le milli kalkınma ve modernleşme yolunda yeniden sayısız reforma girişecektir.
Fuar - Rolexpo
56
Rulman & Lineer / Ekim - Kasım - Aralık 2016
Fuar - Rolexpo
Rulman & Lineer / Ekim - Kasım - Aralık 2016
57
Fuar - Rolexpo
58
Rulman & Lineer / Ekim - Kasım - Aralık 2016
Fuar - Rolexpo
Rulman & Lineer / Ekim - Kasım - Aralık 2016
59
Endüstri 4.0 Zirvesi
WORLD MEDİA ENDÜSTRİ 4.0 ZİRVESİ 2016
WORLD MEDIA olarak bir yayın grubu tarafından ilk kez organize edilen Endüstri 4.0 Zirvesi; SIEMENS’in Altın Sponsorluğunda ve 25 firmanın desteğiyle; yüzlerce firmanın katılımı ve ziyaretiyle gerçekleştirildi. 2017 Yılnda yine aynı dönemde gerçekleştirilecek olan Endüstri 4.0 Zirvesi çalışmaları başladı. Bu yılın görsellerinden seçtiklerimizi aşağıda inceleyebilirsiniz.
62 Rulman
&
Lineer
/ Ocak - Şubat - Mart 2017
World Fuar Media
KESİCİ TAKIMLAR - TALAŞLI İMALAT METAL İŞLEME ZİRVESİ r
*Kesici Takım *Tutucular *Makine * Cad Cam Cae PLM * Kaynak
SEKTÖRLER
* Kaynak Sarf Malzemeleri *Rulman * Lineer * Aşındırıcılar * İş güvenliği
* Metal İşleme * Borulama * Proses * Otomasyon *Kalıp
TARİH: 17 HAZİRAN 2016 YER : VİALAND PALACE OTEL SAAT: 10:00 - 18:00
Sponsorluk için temas kurabilirsiniz : 0 505 400 94 34 - 0 505 400 94 33
www.kesicitakimlardergisi.com - makineotomasyondergisi@gmail.com
Endüstri 4.0 Zirvesi
64 Rulman
&
Lineer
/ Ocak - Şubat - Mart 2017
2 . ENDÜSTRİ 4. 0 ZİRVESİ 2 ARALIK 2017 *Otomotiv * Chip * Cad Cam * Lineer * Proses * Ana Sanayi *TedarikSanayi *Kesici Takım * Aşındırıcılar * Plastik *Jant *Vip Dİzayn *Tutucular * İş güvenliği * Fuar *Lastik *Makine * Kaynak * Metal İşleme *Organizasyon *Amortisör *Otomasyon *Rulman * Borulama *Kalıp Sponsorluk için temas kurabilirsiniz : 0 505 400 94 34 - 0 505 400 94 33 www.endustri40dergisi.com - makineotomasyondergisi@gmail.com
WORLD MEDİA BÜNYESİNDE YAYINLANAN DERGİLER Haber İletişim İlker Kaplan WORLD MEDİA Genel Yayın Yönetmeni 0 505 400 94 34 makineotomasyondergisi@gmail.com
Reklam İletişim Hatice Karabay WORLD MEDİA Reklam Koordinatörü 0 505 400 94 33 makineotomasyondergisi@gmail.com
Reklam İletişim Ziya Alkan WORLD MEDİA Reklam Müdürü 0 546 675 59 49 worldmediareklam@gmail.com
Dergilerimizde yerinizi ayırtın, hedef kitlenizi ulaşın!...
www.endustri40dergisi.com
www.makineotomasyondergisi.com
www.worldmedyatv.com
www.kesicitakimlardergisi.com
World Media Bünyesinde yayınlanan Dergilere abone olmak için aşağıdaki hesap numaralarına istediğiniz dergilerin Yıllık abone ücretlerini yatırabirsiniz. İsim soyisim ve adresinizi dekont fotokopisiyle birlikte makineotomasyondergisi@gmail.com adresine mail ya da 0 212 427 00 15 numaraya faks’a gönderebilirsiniz. Ayrıca Aboneliğinizi mail order sistemiyle kredi kartınızdan ödeyerekte yapabilirsiniz.
*Kredi kartınızın ön yüzündeki 16 rakam: .......................................................................... *Kredi kartınızın son kullanma tarihini ay / yıl : ................................................................. *Kredi kartınızın arka yüzündeki üç haneli güvenlik numarası: ..........................................
ABONE FORMU Ad
:...............................................................................................
Dergi
İsmi
-
Yıllık Abone Ücreti
ABONE FORMU
120 TL + KDV Soyad :............................................................................................... Makine & Otomasyon: Adres :............................................................................................... Auto Tuning World: 120 TL + KDV ............................................................................................... 120 TL + KDV İlçe :............................................................................................... Kesici Takımlar Tutucular : Şehir :............................................................................................... Rulman & Lİneer: 120 TL + KDV Posta Kodu :............................................................................................... Telefon :............................................................................................... Endüstriyel Borulama: 120 TL + KDV Faks :............................................................................................... Cad / Cam / Cae / Plm : 120 TL + KDV e-mail :............................................................................................... Endüstri 4.0 : 120 TL + KDV Tarih İmza Kaynak Makine : 120 TL + KDV Abonelerimiz ve reklamverenlerimiz abone ve reklam ücretlerini aşağıdaki hesaplara yatırabilirler ; * İlker Kaplan Akbank Perpa Şubesi Şube Kodu: 0633 hesap No: 0063828 iBAN: TR 60 0004 6006 3388 8000 0638 28 *İlker Kaplan İNG Bank Çağlayan Şubesi Şube Kodu: 265 Hesap No: 373 42 71 iBAN: TR 82 0009 9003 7342 7100 1000 02
*İlker Kaplan Denizbank Zİncirlikuyu Şubesi Şube Kodu: 9142 Hesap No : 1777284 ..................................................................... *İlker Kaplan PTT - Posta Çeki Hesap Bilgisi İlker Kaplan Posta Çeki Hesap No : 5775693
MERKEZ : İKİTELLİ ORGANİZE SANAYİ BÖLGESİ HESKOOP SANAYİ SİTESİ M1 BLOK NO 14 BAŞAKŞEHİR / İSTANBUL TEL : + 90 212 670 02 05 - + 90 212 670 02 10 FAX : + 90 212 670 02 07 - GSM : 0 532 335 60 43 ŞUBE : İKİTELLİ ORGANİZE SANAYİ BÖLGESİ HESKOOP SANAYİ SİTESİ M4 BLOK NO 47 BAŞAKŞEHİR / İSTANBUL TEL : + 90 212 407 02 57 - + 90 212 407 02 67 www.yamansa.com.tr - info@yamansa.com.tr - skype : yamansarulman@hotmail.com