AhmetDuru DoğuÖzgün EmreBaykal OzanAtalan UmutToros
01.03.19-07.04.19
W D
A I
L S
K T
I A
N
N C
G E
KURUCU FOUNDER
Hamit Hamutçu DİREKTÖR DIRECTOR
Bengü Gün SANATÇI İLİŞKİLERİ ARTIST LIAISON
Özhan Kakış PROJE KOORDİNATÖRÜ PROJECT COORDINATOR
Emrah Çoban STAJYERLER INTERNS
Begüm Tezer, Ece Altaş, Ece Yılmaz, Sabah Otrav GRAFİK TASARIM GRAPHIC DESIGN
Mert Gümren
01.03.19-07.04.19
W D
A I
L S
K T
I A
N
N C
G E
01.03.19-07.04.19
Yürümek medeniyetin ilk kıvılcımını başlatan, ilk insanı var olduğu yerden doğrultup tüm dünyaya yayılmasına sebep olandır. Sabırla kurulan kadim dünyanın, insanlık tarihinin en eski eylemi olan yürümek aynı zamanda politik bir eylemdir. Değişimi, değişime olan isteği simgeler. İyi ve kötüdür, doğru ya da yanlış. İstekle veya zorla yaptırılır. Ya seyyah olursun ya da “kutsal bedenler” den biri. (1) Yürüyüşü bir yaşam biçimi ve varoluş hali olarak tanımlayan düşünürler aynı zamanda en büyük eserlerinin temellerini yürürken atmışlardır. Yürümenin yol açtığı en önemli şey ise yazmaktan çok insanın kendisiyle konuşmasını sağlamaktır. Sokrates’e dayanan diyaloji, gerçek anlamda yürürken ortaya çıktığı için Nietzsche dahil konuşur gibi yazar. Yürürken özgürleşir insan, arınır. Zaman ile mekan arasındaki sıkışmışlığı aşmanın en iyi yoludur. Yürümek doğada kaybolmak değildir. Bir bütün haline gelmektir. Thoreau, “aşktan, paradan, şöhretten ziyade hakikati verin bana” demiştir. Aradığı bu hakikati ise doğada bulmuştur. Ona hükmederek değil onunla birlik olarak yapmıştır. Bu birlikteliğin en büyük göstergesi yürüyüşleridir. Toprakla geçen zaman insanı gerçekle yüz yüze getirir. Breton bir yazısında “toprağa basan ayak, önüne çıkan her şeyi acımasızca ezen ve geçtiği yerde yara izi bırakan araba lastiği gibi saldırgan değildir” diyerek insanın doğayla ve doğal olanla yakınlaşmasını, bireyi yapaylıktan uzak, tevazu sahibi biri haline döndüreceğinden bahseder. (2) Sergide yer alan sanatçılar, yürüme eylemini üretim süreçlerinin bir parçası olarak değerlendirip, kendi sanat pratikleri doğrultusunda yorumluyorlar. Ahmet Duru’nun “güzergah serisi”ne ait eserleri, yaptığı günübirlik yürüyüşler sonucunda elde ettiği fotoğraflardan ortaya çıkmaktadır. Duru, kent ile yakın doğa arasında yaptığı yürüyüşlerde, insanların yarattığı alternatif güzergahlara odaklanıyor. Chuang Tzu’nun söylediği “yol yürüdükçe oluşur” sözünü merkez noktasına alan sanatçı, insanların devamlı yürüdüğü ve iz bıraktığı ara geçitlerden farklı yolları keşfederek doğanın görünmeyen tarafını izleyiciye sunuyor. Doğu Özgün, toplumsal cinsiyet rollerinin reddedilmesine vurgu yaptığı “aynasız kıyı” isimli eserle sergiye eşlik ediyor. Eserleri,
toplumsal normların olduğu gibi kabul edilmesine ve bu normların devamlılığına karşı bir başkaldırı niteliği taşımaktadır. Sanatçının kendi hayatında kat ettiği düşünsel mesafe, tabloya eklenen son renkle birlikte bir “yürüme mesafesi” kadar kolay aşılan bir ölçeğe dönüşmüştür. Silindir form ile izleyicinin tuvali etrafında yürüyerek deneyimlemesini hedefleyen Özgün, bu yapının kapak kısmını ise hayatın getirdiği olumsuzlukların çıkış noktası olarak tasarlamıştır. Emre Baykal, İçsel kalabalığın yalnızlıkla çatıştığı, kendini/kendi yerini ararken kendinden/yerleşikliğinden uzaklaştığın, bulduğunu zannettiğin yerde kaybolduğun, ne zaman biteceğini bitmeden bilemeyeceğin, yolda olduğunu bilmeksizin çıkılan, yeniden doğmalara, keşfedilmelere, yüzleşmelere, karşılaşmalara, açık; içimize doğru kıvrılan tekinsiz ve ıssız yollarda hiçliğin sonuna rehbersiz, rotasız, varışsız düşsel bir yolculuk. Bu yolculuk; varma/bulma değil, bir arama sürecidir. Her varılan yer (yeniden) yeni bir yola çıkış, her bulunan şey ise sanıdır. Yolculuk ‘arayış’tır. Antropolojik olarak incelendiğinde insanın ilk devrimlerinden olan yürüme eylemi ve iki ayak üzerinde durmak, elleri ve yüzü özgür kılarak görsel ve dokunsal duyularımızın kapasitesini artırıyor. Ozan Atalan’ın enstalasyonu, bu evrimsel süreç içinde uzun bir yürüyüş sonrasında geldiğimiz dijital çağın teknolojisi ile yaşamın temel bir elementi olan toprağın bir arada var olduğu bir gerçeklik alanı oluşturuyor. Sanatçı, dijital representasyon ile toprağın materyal gerçekliğini yürüme eylemine bağlayarak, dijital teknolojilerin fiziksel gerçeklik algımızı olumsuz yönde etkilemesini ve gerçeklik hissinin yitimine yol açma ihtimalini sorguluyor. Umut Toros’a ait “fermata” isimli suluboya serisi, sanatçının yaptığı yolculuklar esnasında doğada dikkatini çeken görüntülerin soyutlanmış hallerinden oluşmaktadır. Kat edilen mesafeden çok o eylemi gerçekleştirmenin daha önemli olduğuna inanan sanatçı, yolculuğu esnasında bu ikilemi sorgulamaktadır. (1)Agamben, G. (2001). Kutsal İnsan, Egemen İktidar ve Çıplak Hayat. (İ. Türkmen, Çev.). İstanbul: Ayrıntı Yayınları. (2)Durna,T.(2018), Yürümek Politik Bir İştir, İstanbul, Moment Dergi
01.03.19-07.04.19
Walking is the action that started the first spark of civilization and made the first human being stand up and spread all over the world. In this ancient world, this action, which is the oldest in the human history, is also a political act. It symbolises the change and the will to change. It is the good and bad, right or wrong. It is done with will or by force. You become a traveller or one of the “sacred bodies”. (1) Thinkers that define walking as a lifestyle and existence, have created their biggest works while they were walking. The biggest thing that walking leads to is having inner talks with yourself rather than writing. Since the dialogic that leads to Socrates is literally created while walking, even Nietzsche writes like talking. Walking purifies and liberates the being. It is the best way to overcome the trap between the time and place. Walking isn’t getting lost in the nature, it is becoming a whole, one. Thoreau said “Rather than love, than money, than fame, give me truth.” He found the truth that he wanted in the nature. He managed it by becoming one with it not by ruling it. The biggest indicator of this togetherness is ‘the walk’s. The time spent with the soil makes people come face to face with the truth. In a quote that Breton said in one of his writings “The foot that has stepped the soil isn’t an attacker like the car tire that crushes everything brutally and leaves a scar on everything that it had passed.” he meant that with the closeness that the human beings have with the nature and the natural ones they will be changed into a modest person who is far away from artificiality . Exhibition artists, takes the walking act as a part of their process and interprets through their own art practices. (2) Ahmet Duru forms “Route Series” with the inspiration of the photographs that are taken during his daily walks. In these walks within city and nature, Duru focuses on alternative routes that people have created. The artist takes Chuang Tzu’s quotation “A path is made by walking on it.” as the center of his works. Duru exhibits the unseen side of nature to the audience by discovering different routes from the passages that people constantly walked on and left their traces. Doğu Özgün’s work “Coast Without Mirror” emphasizes the rejection of social gender
roles. The artist’s works can be considered as an uprising against the acceptance of unending social norms. Özgün’s progress on his own intellectual path transforms into an easily exceeded scale like a “walking distance” with adding the last color to the painting. Özgün aims visitors to experience the artwork by walking around the cylinder formed canvas. Cover of the structure is designed to represent the starting point of misfortunes. Emre Baykal, A dreamy journey with no guide, directions or arrival; where internal crowds feud with loneliness; you move from yourself and your inhabitiveness while looking for yourself and your place, you are lost just when you think you have found; when you do not know when it will be over before it is over, you embark without knowing you are on the road, open to being born again, being discovered, confrontations, encounters; on roads that wind down into us, uncanny and desolate, to the end of nothingness. This journey is not about arriving/finding, it is about the process of searching. All the places you arrive mean a new (yet again) setting out, everything that is found is an illusion. Journey is a ‘search’. From an anthropological point of view, standing on both feet and walking which are considered as one of the first revolutions of men, increases the capacity of our visual and tactile senses whilst making our face and hands free. Ozan Atalan’s “Barefoot Walker” installation creates an alternative reality where the soil as one of the main elements of life unites with the digital age that has been reached after a long walk. By connecting the digital representation and the material reality of soil to the act of walking, the artist interrogates the negative effects of digital technologies on our perception of physical reality and the sense of fiction. “Fermata” a watercolor series by Umut Toros is abstracted versions of images from nature that draws artist’s attention during his random walks. The artist, who believes that it is more important to perform the ‘walking’ action than the distance traveled, questions this dilemma during his journey. (1)Agamben, G. (2001). Kutsal İnsan, Egemen İktidar ve Çıplak Hayat (Homo Sacer: Sovereign Power and Bare Life), (Translation:İ. Türkmen). İstanbul: Ayrıntı Yayınları. (2)Durna,T. (2018), Yürümek Politik Bir İştir, İstanbul, Moment Dergi.
8
YÜRÜME MESAFESİ
Ahmet Duru güzergah serisi route series fotoğraf photography 32x22 cm, 2019
WALKING DISTANCE
Ahmet Duru güzergah serisi route series tuval üzerine yağlı boya oil on canvas d:100 cm. 2019
9
10
YÜRÜME MESAFESİ
Ahmet Duru güzergah serisi route series tuval üzerine yağlı boya oil on canvas 13x12 cm, 2019-2
WALKING DISTANCE
Ahmet Duru güzergah serisi route series tuval üzerine yağlı boya oil on canvas 13x12 cm, 2019
11
12
YÜRÜME MESAFESİ
Ahmet Duru güzergah serisi route series tuval üzerine yağlı boya oil on canvas 13x12 cm, 2019-3
WALKING DISTANCE
Dogu Özgün boşluk ve adanmislik void and devotion tuval üzerine yağlı boya oil on canvas 80x60cm, 2019
13
14
YÜRÜME MESAFESİ
Doğu Özgün aynasız kıyı shore without mirror tuval bezi üzerine yağlı boya oil on canvas silindir üzerine giydirme stretch on cylinder 204 x 105 cm, 2019
WALKING DISTANCE
15
16
YÜRÜME MESAFESİ
WALKING DISTANCE
17
18
YÜRÜME MESAFESİ
Emre Baykal hiçliğin sonuna yolculuk 1 journey to the end of nothingness series 1 fotoğraf photography 60x90 cm, 3 ed., 2018
WALKING DISTANCE
Emre Baykal hiçliğin sonuna yolculuk 2 journey to the end of nothingness series 2 fotoğraf photography 60x90 cm, 3 ed., 2018
19
20
YÜRÜME MESAFESİ
WALKING DISTANCE
21
22
YÜRÜME MESAFESİ
Ozan Atalan yalınayak gezen nelipot enstelasyon installation 1m2, 2019
WALKING DISTANCE
23
24
YÜRÜME MESAFESİ
Umut Toros Fermata I, 16,5x12 cm eskiz defteri sketchbook kağıt üzerine sulu boya watercolor on paper 2019
WALKING DISTANCE
Umut Toros Fermata I, 16,5x12 cm eskiz defteri sketchbook kağıt üzerine sulu boya watercolor on paper 2019
25
Umut Toros Fermata I, 16,5x12 cm eskiz defteri sketchbook kağıt üzerine sulu boya watercolor on paper, 2019 26 YÜRÜME MESAFESİ
WALKING DISTANCE
27
28
YÜRÜME MESAFESİ
Umut Toros, fermata kağıt üzerine suluboya watercolor on paper 2019-I, 13x20,5cm
WALKING DISTANCE
Umut Toros, fermata kağıt üzerine suluboya watercolor on paper 2019-IX, 13x20,5cm
29
30
YÜRÜME MESAFESİ
Umut Toros, fermata kağıt üzerine suluboya watercolor on paper 2019-VII, 13x20,5cm
WALKING DISTANCE
Umut Toros, fermata kağıt üzerine suluboya soft pastel kolaj artline watercolor on paper soft pastel collage artline 70x100 cm, 2019
31
+90 212 243 54 43
| www.mixerarts.com
| info@mixerarts.com