MURAT P AL TA
T a s v i r - i B e y a z
P e r d e
29/01/2015 - 28/02/2015
Artxist-Murat_Palta_Katalog_New.indd 1
07.01.2015 11:33
Artxist-Murat_Palta_Katalog_New.indd 2
07.01.2015 11:33
MURAT P AL TA
D e p i c t i o n s W h i t e
o f
S c r e e n
29/01/2015 - 28/02/2015
Artxist-Murat_Palta_Katalog_New.indd 3
07.01.2015 11:33
The Big Lebowski / Büyük Lebowski 60x85 Monoprint on fine art paper / Fine art kağıt üzerine mono baskı 2014
Artxist-Murat_Palta_Katalog_New.indd 4
07.01.2015 11:33
Alien / Yaratık 60x85 Monoprint on fine art paper / Fine art kağıt üzerine mono baskı 2012
Artxist-Murat_Palta_Katalog_New.indd 5
07.01.2015 11:33
EĞLENCENİN ARDINDAKİ ESKİ İRAN İMGELERİ
Murat evde oturup Hollywood’un en ünlü filmlerinden bazı sahneleri 16. yüzyıl Osmanlı minyatürcülerinin tarzıyla resimlemek ve bunu akademideki bitirme sınavı projesi haline getirmek gibi (öğretmenlerinin başlangıçtaki kuşkulu yaklaşımına karşın) oldukça tuhaf fikrini geliştirmeye odaklanmaya karar verdiği gün, birkaç ay içinde yapıtlarının görüntülerinin internet ve sosyal medya üzerinden dünyanın dört bir yanında görülüp gösterileceğini ve müthiş ilgi uyandıracağını belki de beklemiyordu. Gerçek şu ki bu genç Türk illüstratörün çalışmaları bizde bir heyecan uyandırdı; kendini birbirinin yerine koyma ve aynı dili konuşma çabasıyla kültürlerin, daha doğrusu farklı dünya görüşlerinin karşılaştırılması ile ilgili bir yere dokundu. Arka planda yalnızca bir uygarlıklar, korkular ve güvensizlikler çarpışması öyküsü değil, hatırlanması gerektiği gibi Avrupa ve büyük Bab-ı Ali imparatorluğu arasında aynı zamanda bir karşılıklı yakın gözlem ve etkileşim fırsatı durumuna gelen çatışma yatıyor. Murat’ın önerisi geleneksel olarak karşı duran dünyalar arasındaki bu engeli tam olarak ironiyle; beklenmedik bir incelik ve akılla oynanan kışkırtıcı bir rol değişimi oyunu aracılığıyla yıkmak. Böylece aynı Fabrizio De Andre’nin Sinan Capudan Pasha şarkısında Cığalazade Yusuf Sinan Paşa adıyla Osmanlı İmparatorluğu’nun zirvesine çıkan Cenevizli denizci Scipione Cicala’nın ruhunda neler olduğunu merakla sorduğu gibi Murat Palta, 16. yüzyıl Konstantiniyye’sinden beklenmedik biçimde günümüze fırlatılan ve kendisinden popüler imge dünyamıza ait bazı en iyi bilinen öyküleri resimlemesi istenen bir minyatürcünün elleri ve gözleriyle resim yaptığını hayal etti. Elde ettiklerimiz, Hollywood kült sahnelerinin, Topkapı Sarayı hattatlarının ve el yazmacılarının işliklerinde en sıklıkla kopyalanan metinler arasında olan bir Süleymanname’yi (Muhteşem Süleyman’ın yaşam öyküsü) ya da Nizami’nin Hamse’si, Firdevsi’nin Şehname’si (Krallar Kitabı) gibi eski bir İran masal kitabını resimlemek amacıyla yapılmışçasına tasarlanan bu güzel betimlemeleri. Oyun meselesine dönersek, kitapları ve minyatürleri Osmanlı tarihinde belki de diğer tüm sultanlardan daha çok seven, hatta dönemin en büyük kitap
Artxist-Murat_Palta_Katalog_New.indd 6
süsleme projelerinden bazılarını destekleyen sultanın adının gerçekten Murat (3. Murat, 15461595) olması da ilginç. Murat Palta’nın önerdiği bu “soğuk füzyonun” özünü ve temelini tam olarak anlamak için sözkonusu sanatsal projenin kalbinde yatan, kitap süslemeyi neredeyse hat sanatının bir parçası ve başlı başına bir sanat olarak kabul eden büyük İran-Osmanlı minyatür geleneğinin köklerini, amacını ve varlık nedenini incelememiz ve dikkate almamız gerekir. Aslında El Buhari’nin 9. yüzyıla tarihlenen hadisindeki bir emre göre İslam’da figür temsilinin katı bir biçimde yasak olduğu iyi bilinir; Kuran’a göre “yaratan” tanımı yalnızca Allah’a atfedilebilir ve eğer biri buna meydan okuyup figüratif imgeler yaratırsa kıyamet gününde yarattığı biçimlere yaşam vermek üzere çağrılacak; bunu başaramayanlar da ağır cehennem işkencelerine maruz kalacaklardır. Bu nedenle Müslüman toplumlarda resmin rolü dekorasyonun dışında her zaman önemsiz kalmıştır.
olduğunu öğretmişti. Onun da arkasında kıvırcık bulutları ve canlı, iyimser renkleriyle, Allah’ın bakış noktası olmasından ötürü minyatürün en derin yerine dönüşen hayali bir minarenin tepesinden izlenen dünyasıyla yeni bir tarza hayat veren, Uzak Doğu’nun 13. yüzyılda Moğol ve Çinli süvarilerinin mızraklarının ucunda getirdiği sanatı vardı. Her minyatürcünün gerçek görevi bu muhteşem manzarayı betimlemek; çünkü dönemin Avrupalı sanatçılarının savunduğunun aksine anlam, biçimden daha önemli. Pamuk’un romanı daha katı İran ustalarının geleneği ile İtalyan Rönesans ustalarının yeni yöntemlerinin etkileri arasında şu perspektife dayanan gerilim ortamında gelişiyor: «İnsan, gölgesi dahil her ayrıntısıyla betimlenmeyi hak edecek kadar önemli bir yaratık mı? » dedi Şeytan «bir yol boyunca gözün yanılarak gördüğü gibi küçülerek giden evler çizmek, Allah’ın yerine insanı koymaz mı dünyanın merkezine? »
Oysa durum minyatür resmi için daima oldukça farklı olmuştur. Herat, Şiraz ve Tebriz’in eski ustalarının çizimleri, Osmanlı minyatürcülerinin tartışmasız örnek aldıkları 14-16. yüzyılın muhteşem İran minyatür resim ekolünün büyük isimleri, aslında sayfaların kenarları boyunca süslemenin tamamlayıcı unsurlarıymış gibi hep çok daha büyük hoşgörüyle karşılandılar. Kimse bu ressamlara karşı söz söylemedi çünkü esas amaçları metnin içeriğini görsel olarak yeniden üretmek değil, yazıların güzelliğini ve hattatın harikuladeliğini vurgulamaktı. Bu denli yoğun hoşgörü, minyatürlerin aslında kitabın sayfalarında gizli olması, böylece onlardan skandal yaratmadan, “özel” olarak haz alınabilmesiyle de haklı gösteriliyordu. Osmanlı-İran minyatürleri hakkındaki arketiplerin, etik ve teolojik tartışmaların bize bu denli anlaşılmaz gelen bu yönleri birkaç yıl önce Orhan Pamuk tarafından olağanüstü romanı Benim Adım Kırmızı’da incelenmiş ve dünyanın dikkatine sunulmuştu. Pamuk bize her 16. yüzyıl Osmanlı minyatürünün ardında ustaların ustası, tüm minyatürcülerin babası Heratlı Behzâd’ın
07.01.2015 11:33
Goodfellas / Sıkı Dostlar 60x85 Monoprint on fine art paper / Fine art kağıt üzerine mono baskı 2012
Artxist-Murat_Palta_Katalog_New.indd 7
07.01.2015 11:33
Pulp Fiction / Ucuz Roman 60x85 Monoprint on fine art paper / Fine art kağıt üzerine mono baskı 2012
Artxist-Murat_Palta_Katalog_New.indd 8
07.01.2015 11:33
Bu kendine özgü dünya görüşünün gözüyle Murat, ilk bakışta naif görünen ancak bu denli anlamla dolu sözkonusu resimleme üzerinden öyküleme yöntemini kullanarak pop imgelerimizi tam anlamıyla süzdü ve bize gerçekten hayranlık uyandırıcı bir şey verdi. Yaklaşımı son derece basitti. Araştırması için en yararlı olan örnekleri en güzel Osmanlı minyatürlerinin röprodüksiyonlarından çıkardıktan sonra (birçoğu İstanbul’daki Topkapı Sarayı Kütüphanesi’nde korunmaktadır) Murat, soruşturmasında birbiriyle yakından ilişkili iki cepheye odaklandı: neredeyse biçimlerin ve yüzeylerin epidermal işlevi diyebileceğimiz grafik sonucun tamamen estetik yönü ve derin bir çalışmanın sonucunda ikonografik anlamların hatta dönemin İslam toplumundaki kitap resimleme etiğinin modern bilince taşınması. Önce eski minyatürlerin olağanüstü dekoratif ögelerinden alınan bir motif repertuarı oluşturdu; sonra Cinnet ve Baba’nın illüstrasyonunda ve aynı serinin diğer yapıtlarında yeni önermeler haline getireceği figür, sahne ya da mimari manzara modellerini belirledi. Son olarak figürleri akılcı bir kesyapıştır süreci ve dijital tablet çizimi yöntemiyle yerleştirerek saf eğlence gibi görünüp yargılanabilecek, halbuki aslında son derece ilginç semantik geçişlerin bilinçli birleşimine dayalı olan yaratımlara hayat verdi. İşte burada şaşkın bir Osmanlı minyatürcüsünün Kill Bill’de Beatrix Kiddo’nun “Crazy 88” ile karşılaştığı anahtar sahnelerden birini nasıl gördüğünü keşfediyoruz: sarı giyimli başkahramanının, elindeki kılıç eklemesini saymazsak saray ressamı Levni tarafından resmedilen ünlü bir dansçıdan başkası olmadığı, olağandışı bir dans. Yerde yatan dağınık vücutların arasında minyatürcülerin büyük saygıyla şah ve sultanların savaşlarına, şairlerin kaftanlarına, efsanevi narlara ve meleklerin kanatlarına sakladıkları, doğumun ve ölümün, alfa ve omeganın rengi kırmızı mürekkep yamaları var. Öte yanda, Terminatör 2’nin çılgın kovalamaca sahnesinde yalnızca mitolojik kuş Simurg’la karşılaşan İran kahramanı İsfendiyar’a ait sivri uçlu savaş arabasını değil, tüm manzarayı tanıyoruz. Bu güzel sahne, İran minyatürünün gerçek başyapıtı, Firdevsi’nin dünya genelinde Tahmasp’ın Şehnamesi olarak bilinen Krallar Kitabı’nda yer alıyor. Safevi saltanatı için Tebriz’de 1520-1535 yılları arasında üretilen ve daha sonra Şah Tahmasp tarafından Sultan 3. Selim’e bağışlanan bu
Artxist-Murat_Palta_Katalog_New.indd 9
görkemli kitabın sayfaları bugün birçok farklı koleksiyona dağılmış durumda. Murat Yıldız Savaşları’nın peyzajını çok benzer bir prosedürle, Nakkaş Osman’ın yönettiği işlikte üretilmiş 1584 tarihli Hünername’de Sultan 2. Murat’ı okçuluk talimi yaparken gösteren sayfadan yola çıkarak (serinin ilk ve büyük olasılıkla en az rastlantısal yapıtı) yeniden yaratıyor. Dönemi için tipik olan dış mekan sahnelerini tepeciklerle çevrili, köpüklü, toprak renklerinden soluk maviye uzanan renklerle neredeyse çocuksu bir elle çizme eğilimi burada da serinin diğer yapıtlarında olduğu gibi açıkça görülüyor (örn. bkz. Otomatik Portakal ve Sıkı Dostlar). İlginç ve mizahi ikonografik ayrıntılardan biri Obi-Wan-Kenobi ve Büyük Usta Yoda’nın ruhlarını saran alevlerin temsili: geçmişten gelen zavallı minyatürcümüzü bu görüyü, İslam ikonografi geleneğinde “yanan hale”ye atfedilen şifa gücüne sahip iki peygamberin ya da bilgenin ortaya çıkışı zannederken hayal edebiliyoruz. Francis Ford Coppola’nın Baba’sına adanan yapıt ise, Osmanlı minyatüründe karakteristik olan ve Batı Ortaçağ sanatında da ortaya çıkan bir tekniği uygulayarak filmin farklı anlarını biraraya getiren bir sahnede, Sultan ve Baba arasında kinayeli hatta saygısız bir paralellik kuruyor. Ana referans noktası gerek kompozisyon gerek kavram olarak 1558’de Ali bin Emir Bey Şirvani’nin süslediği Süleymanname’den bir sayfa. Marlon Brando yüksek mevkili kişiler tarafından sarılmış halde taht odasında oturuyor; ancak daha çok Sultan 3. Mustafa’nın 18. yüzyılın ikinci yarısında bilinmeyen bir saray ustası tarafından resimlenen ünlü bir portresini andırıyor. Derinlikten yoksun, canlı renklerle, yatay kayıtlarla ve resmin üst bölümünde basit kubbelerle süslenmiş bir tür manzara arka planından oluşan mimari çerçeve, Ali bin Emir Bey Şirvani’nin minyatürlerinde olduğu gibi Konstantinopolis ortamını akla getirirken aynı zamanda Osmanlı resminin “altın çağı”ndan diğer kahramanların minyatürlerine benzer özellikler gösteriyor. Bu nedenle Murat bunu diğer çizimlerinde, örneğin Cinnet’te (burada mekan, Wendy’nin bir hamamda samimi, titreyen bir pozunu gördüğümüz, Aya Sofya’nın hayali bir kesiti) ve Ucuz Roman’da kullanıyor. Bu sahnelerde biz “Batılıları” en çok şaşırtan, geometrik motiflerin kullanım biçimi ve mimari yüzeyleri tamamen kaplayarak İslam sanatına özgü horror vacui duygusunu yaratan arabesk
ögeler belki de. Bu süslemelerin tekrarı doğrudüzgün anlaşılmaya değer özel bir mesaj taşıyor: gördüğümüzün yalnızca “açık” bir bütünün bir kısmı olduğu ve bu alanı tanımlayan çerçevenin onun bölgeselliğini vurguladığı, tekrarını ve sonsuzluğunu duyumsattığı. Tekrar ile sonsuz ilahi olana ulaşmaya çalışır; tıpkı görsel bir mantra gibi. Bu cesur çalışması bize kavramsal açıdan birbirine zıt iki görsel strüktür arasındaki eşsiz karşılaşmayı deneyimleme şansı verdiği için Murat’a minnettar olmalıyız: bir yanda tamamen öbür dünyaya izdüşümlenen, gölgeleri, ağırlıkları ve derinlikleri olmayan iki boyutlu motiflere dayalı Osmanlı minyatürleri; diğer yanda sinema, yedinci sanat ve gerçekliğin taklidinde varılan son sanatsal sınır; hareket eden görüntünün optik yanılsaması ve üç boyutluluk sanrısı- izleyicinin Lumière kardeşlerin L’Arrivée d’un train en gare de La Ciotat filmine verdiği berbat tepkiyi anımsar mısınız? Başka bir deyişle, insanın ve onun bir bakışta mekana ve zamana hükmetme arzusuna odaklanan güncel duyguların kusursuz somutlaşması. Sanatçıların nesneleri betimleme biçiminin kendimizi ve üzerinden geçindiğimiz kültürel ufukları betimlemek için sahip olduğumuz en iyi yol olduğunu söyleyebiliriz ama bundan fazlası da var: sanatçılar keşfedecek yeni yollar buldukça yeni zihinsel parametreler öneriyorlar ve değişimi önceden bildiriyorlar. Murat bunun fazlasıyla bilincinde; bir ayağı Avrupa’da, diğeri nostaljik geçmişte olan bir Türkiye’nin oğlu ve ilginç, eğlenceli çizimlerini kamuoyuna sunarak bizi Boğaziçi’nin iki kıyısı arasındaki mesafeyi tanımaya, karşılaştırmaya ve ona daha bilinçli gözlerle bakmaya zorluyor. Pamuk’un romanında söylediği gibi, “atları farklı biçimde çizmeye başladığında, dünyayı da farklı biçimde görmeye başlarsın.”
DIEGO GALIZZI ÇEVİREN: İPEK YEĞİNSÜ Bir resmin tüm yüzeyini ayrıntılarla doldurma eğilimi.
07.01.2015 11:33
Inception / Başlangıç 85x60 Monoprint on fine art paper / Fine art kağıt üzerine mono baskı 2012
Artxist-Murat_Palta_Katalog_New.indd 10
07.01.2015 11:33
Scarface / Yaralı Yüz 85x60 Monoprint on fine art paper / Fine art kağıt üzerine mono baskı 2012
Artxist-Murat_Palta_Katalog_New.indd 11
07.01.2015 11:33
BEHIND THE DIVERTISSEMENT, THE IMAGERY OF ANCIENT PERSIA
The day Murat decided to sit down at home and concentrate on developing his rather strange idea of illustrating some of the scenes of Hollywood’s most famous movies in the manner of the great Ottoman miniature painters of the sixteenth century and making it his final examination work at the Academy (in spite of the initial skepticism of his teachers), he perhaps did not expect that in a few months the images of his works would be seen and shown all around the world, via the internet and social networks, arousing tremendous interest. The fact is that the work of this young Turkish illustrator has struck a chord in us, touched something which has to do with comparing cultures or rather, different visions of the world in an attempt to step into one another’s shoes and speak the same language. In the background lies the age-old conflict between Europe and the great empire of the Sublime Porte, which – as it should be remembered - was not just the story of a clash of civilizations, of fear and mistrust, but was also an opportunity to closely observe and influence each other. And breaking down this barrier between traditionally opposing worlds is exactly what Murat proposes to do, with irony and a provoking game of role reversal played with unexpected precision and intelligence. And so, just as De Andre wondered (in Sinan Capudan Pascia) what was in the soul of the Genoese sailor who rose to the top of the Ottoman Empire under the name of Cigalazade Yusuf Sinan Pasha (Scipione Cicala), Murat Palta imagined he was painting with the hand and eyes of a miniaturist from 16th century Kostantiniyye who has unexpectedly been flung into the present day and asked to illustrate some of the best-known stories of our popular imagery. What we get are these beautiful depictions of Hollywood cult scenes, conceived as if they were meant to illustrate a Suleymanname (the history of Suleyman the Magnificent) or an ancient book of Persian tales, such as the Khamsa of Nizami or the Shahnameh (the Book of Kings) of Ferdowsi, the most frequently copied texts in the workshops of calligraphers and illuminators of the Topkapı. Still on the subject of games, it is curious that Murat is in fact the name of the sultan (Murat III, 1546-1595) who perhaps more than any other sultan in the Ottoman history, loved books and miniatures and was indeed the promoter of some of the greatest book decoration projects of the time. To fully understand the substance and tenor of this “cold fusion” proposed by Murat Palta, we should examine and consider the roots, the purpose and raison d’être of the great Persian-Ottoman miniature tradition which lies at the heart of this artistic project, a tradition according to which book decoration was almost considered a part of the art of calligraphy, the art par excellence. It is well known in fact, that according to a precept that dates back to a 9th century hadith by al-Bukhari, the representation of figures is strictly forbidden in Islam; according to the Quran, the term “artist” can be attributed to Allah alone and if anyone were to challenge it on this point by creating figurative images, on the day of judgment they would be called upon to give life to the forms they had shaped, and the harshest torments of hell would be reserved for those who failed. This is the reason why painting has always had such a negligible role in Muslim society, except for decorations.
Artxist-Murat_Palta_Katalog_New.indd 12
Things have always been quite different for miniature painting. The drawings of the past masters of Herat, Shiraz and Tabriz, the great names of the brilliant Persian school of miniature painting of the 14th and 16th centuries and undisputed models for Ottoman miniaturists, were actually granted much greater tolerance, as if they were an integral part of the decoration along the edges of the pages. Nobody (or hardly anybody) ever said anything against these painters because their ultimate goal was not so much to visually reproduce the content of the text, but to highlight the beauty of the writing, the wonders of the calligrapher. Such a high degree of tolerance was also justified by the fact that miniatures were actually hidden on the pages of the book, and hence they were something that was enjoyed “privately”, without creating a scandal. These aspects – to us so elusive - of the archetypes, ethics and theological debates about Ottoman-Persian miniatures, were examined and brought to the attention of the world a few years ago by Orhan Pamuk in his extraordinary novel “My Name is Red”. Pamuk taught us that behind every Ottoman miniature of the 16th century there is the Herat of Behzad, the master of masters, the father of all miniaturists. And behind Herat is the art of the Far East, brought on the tips of the lances of Mongol and Chinese horsemen in the 13th century, which gave life to a new style with its curly clouds and bright optimistic colors, the world viewed from the top of an imaginary minaret, which is the point of view of Allah, and therefore the most profound place of the miniature. The real task of every miniaturist is to depict this magnificent landscape because, contrary to what the European artists of the time claimed, meaning is more important than form. Pamuk’s novel develops against the backdrop of tensions between the more rigorous tradition of the Persian masters and the influences of the new methods of the Italian Renaissance masters, based on perspective: «Is man such an important creature that he deserves to be portrayed with all his details, including shadows?» says Satan «doesn’t drawing houses along a road that get smaller and smaller as the eye - mistakenly - sees them, put man at the center of the world instead of Allah?». Through the lens of this particular Weltanschauung, this apparently naïve way of narrating through images which is instead so full of meaning, Murat has literally filtered our pop imagery, giving us back something truly amazing. His approach was very simple. After retrieving the most useful models for this research from the reproductions of the most beautiful Ottoman miniatures (for the most part preserved in the Library of the Topkapı Sarayı in Istanbul), Murat focused his investigation on two intimately linked aspects: the purely aesthetic aspect of the graphic result, we could even say the epidermal function of shapes and surfaces, and an in-depth study and subsequent recovery to modern consciousness of the iconographic meanings and even the ethics of book illustration in the Islamic society of the time.
07.01.2015 11:33
The Shining / Cinnet 85x60 Monoprint on fine art paper / Fine art kağıt üzerine mono baskı 2012
Artxist-Murat_Palta_Katalog_New.indd 13
07.01.2015 11:33
Star Wars / Yıldız Savaşları 70x46.5 Monoprint on fine art paper / Fine art kağıt üzerine mono baskı 2012
Artxist-Murat_Palta_Katalog_New.indd 14
07.01.2015 11:33
First he collected a repertoire of patterns taken from the extraordinary decorative features of old miniatures and then identified the models - be they figures, settings or architectural scenes - to be reproposed in the illustrations of The Shining or The Godfather as well as in his other works of the same series. Finally, he structured the figures by means of a clever cut-and-paste process and digital tablet drawing, giving life to creations that might be seen and judged as pure divertissement, but are instead based on a conscious assembly of semantic passages which is extremely interesting. And this is where we discover that one of the key scenes in Kill Bill, where Beatrix Kiddo faces the “Crazy 88”, is seen here by an astonished Ottoman miniaturist as an unlikely dance whose protagonist in yellow is none other than one of the famous dancers painted by the court painter Levni with a sword in her hand as the only addition. Among the scattered bodies lying on the ground, there are patches of red ink, the color of birth and death, alpha and omega, a color that miniaturists reserved with great respect for great battle scenes between shahs and sultans, poets’ caftans, the legendary pomegranates and the wings of angels. Elsewhere, in the mad chase of Terminator 2, we recognize not only the war chariot with its sharp points that belonged to the Persian hero Isfendiyar as he faces the mythical bird Simurgh, but also the entire landscape setting. This beautiful scene is contained in the true masterpiece of Persian miniature, the Book of Kings by Ferdowsi, universally known as the Shahnama of Shah Tahmasp. Today, the pages of this sumptuous book produced in Tabriz in 1520-1535 for the Safavid court and later donated by Shah Tahmasp to Sultan Selim II, are scattered among various collections. Murat recreates the landscape of Star Wars (the first piece in this series of works and probably also the least casual) using a very similar procedure, starting from an illuminated page depicting Sultan Murat II at archery practice contained in a Hunername of 1584 produced in the workshop directed by master Nakkaş Osman. The trend, typical of the time, of portraying outside scenes surrounded by a group of mounds, foamy, drawn with an almost childish hand, with colors ranging from earth tones to pale blue, is clearly visible here as in other works in the series (see for example A Clockwork Orange and Goodfellas). An interesting and humorous iconographic detail is the representation of flames that surround the spirits of Obi-Wan Kenobi and Grand Master Yoda: we can imagine our poor miniaturist from the past mistaking this vision for the appearance of two prophets or wise men with healing powers who, in the iconographic tradition of Islam, were attributed the so-called “flaming aureole”. The work dedicated to The Godfather by Francis Ford Coppola offers instead an allusive and rather disrespectful parallelism between the Sultan and the Godfather, in a scene that contains various moments of the film put together following a technique which is typical of Ottoman miniature painting and also recurrent in Western medieval art. The main reference, both in terms of composition and concept, is to a page of the Süleymanname illuminated in 1558 by Ali Amir Beg Shirwani representing the. Marlon Brando is seated in the throne room surrounded by dignitaries but he looks more like a famous portrait of Sultan Mustafa III illuminated in the second half of the 18th century by an unknown master of the court.
Artxist-Murat_Palta_Katalog_New.indd 15
The architectural framing adopted, which consists of a sort of scenic background devoid of depth and embroidered in bright colors, horizontal registers and simple domes in the upper part of the drawing, suggest a Constantinopolitan setting, as is depicted in the miniatures by Ali Amir Beg Shirwani but which also appears with similar traits in the miniatures of other protagonists of the “golden age” of Ottoman miniature painting. This is the reason why Murat uses it in other drawings, for example in The Shining (the location here is an imaginary cross-section of Santa Sofia where we see Wendy curled up in a hamam, in an intimate, trembling pose) or in Pulp Fiction. Perhaps what strikes us “Westerners” most in these scenes is the use of geometric patterns and arabesques which entirely cover the architectural surfaces, creating a sense of horror vacui which is typical of Islamic art. The repetitiveness of these decorations bears a specific message that is worth understanding properly: it reminds us that what we see is only a part of an “open” whole and the frame which defines this portion underlines its partiality and suggests its repetition ad infinitum. And repetition ad infinitum is striving towards the divine, just like a visual mantra. We must be grateful to Murat because his bold work has given us the chance to experience the unique encounter between two conceptually opposite visual structures: on the one hand, Ottoman miniatures based on two-dimensional patterns with no shades, weight or depth – something which is totally projected towards the afterlife; and on the other hand, the cinema, the seventh art, the final artistic frontier in terms of the mimesis of reality, optical illusion of a moving image, and the illusion of three-dimensionality - remember the infamous reaction of the audience at the projection of L’Arrivée d’un train en gare de La Ciotat by the Lumière brothers? In other words, the perfect embodiment of contemporary feelings that focus on man and his desire to dominate space and time in a glance. We might say that the way artists portray things is the best way we have of describing ourselves and the cultural horizons we live off, but there is more to it than this: in coming up with new avenues to explore, artists suggest new mental parameters and anticipate change. Murat is well aware of this, he is the son of a Turkey which has one foot in Europe and the other in its nostalgic past, and by offering the public his curious, funny drawings, he is forcing us to make a critical effort to meet, compare and look at the distance between the two shores of the Bosphorus with more awareness. As Pamuk says in his novel, “when you begin to draw horses in a different way, you also begin to see the world in a different way.”
DIEGO GALIZZI
07.01.2015 11:33
Terminator 2 / Terminatör 2 60x85 Monoprint on fine art paper / Fine art kağıt üzerine mono baskı 2012
Artxist-Murat_Palta_Katalog_New.indd 16
07.01.2015 11:34
Kill Bill 60x85 Monoprint on fine art paper / Fine art kağıt üzerine mono baskı 2012
Artxist-Murat_Palta_Katalog_New.indd 17
07.01.2015 11:34
Eşkıya / The Bandit 60x85 Monoprint on fine art paper / Fine art kağıt üzerine mono baskı 2014
Artxist-Murat_Palta_Katalog_New.indd 18
07.01.2015 11:34
A Clockwork Orange / Otomatik Portakal 60x85 Monoprint on fine art paper / Fine art kağıt üzerine mono baskı 2012
Artxist-Murat_Palta_Katalog_New.indd 19
07.01.2015 11:34
The Godfather / Baba 85x60 Monoprint on fine art paper / Fine art kağıt üzerine mono baskı 2012
Artxist-Murat_Palta_Katalog_New.indd 20
07.01.2015 11:34
Dünyayı Kurtaran Adam / The Man Who Saves The World 85x60 Monoprint on fine art paper / Fine art kağıt üzerine mono baskı 2014
Artxist-Murat_Palta_Katalog_New.indd 21
07.01.2015 11:34
Yayınlayan / Published by Art Sanat Üretim Hizmetleri Ltd.Şti Abdi İpekçi Caddesi, Kaşıkçıoğlu Apt, No: 42/2 Nişantaşı, İstanbul, Türkiye T +90 212 291 77 84 F +90 212 343 69 35 E info@ artxist.com W www.artxist.com Koordinasyon / Coordination Yasemin Elçi Katalog Metni / Text Diego Galizzi Çeviri / Translation İpek Yeğinsü Grafik Tasarım / Graphic Design Yıldırım Çakmakcıoğlu Renk Ayrımı, Baskı ve Cilt / Color Seperation and Printing Mart Matbaa Sistemleri San. ve Tic. A. Ş. Mart Plaza, Merkez Mh. Tatlıpınar Sk. No:13 Nurtepe, Kağıthane, İstanbul T +90 212 321 23 00 F +90 212 295 11 07 W www.martmatbaa.com.tr Bu katalog, 29 Ocak - 28 Şubat 2015 tarihleri arasında Murat Palta’nın x-ist tarafından düzenlenen ‘‘Tasvir-i Beyaz Perde’’ adlı sergisi nedeniyle 1000 adet basılmıştır. Yapıt boyutları cm birimindedir. This catalogue, of which 1000 were printed, has been prepared by x-ist on the occasion of Murat Palta’s exhibition ‘‘Depictions of White Screen’’ shown between January 29th - February 28th 2015. Dimensions are in cm. AÇILIŞ SPONSORU / OPENING SPONSOR
Artxist-Murat_Palta_Katalog_New.indd 22
07.01.2015 11:34
Artxist-Murat_Palta_Katalog_New.indd 23
07.01.2015 11:34
29/01/2015 - 28/02/2015
Artxist-Murat_Palta_Katalog_New.indd 24
07.01.2015 11:34