Huseyi̇n Arıcı, Aldanma! | Don't be deceived!

Page 1

0 9 . 0 2

-

1 1 . 0 3 . 2 0 1 7

A L D A N M A !


D O N ’ T

1 1 . 0 3 . 2 0 1 7

Hüseyin Arıcı

-

After a while, I realized that I was sleeping and none of these happened in reality. I woke up. Everything had become painting; oil paint had pervaded them… I had even made my stretcher frames out of canvas and oil paint. The spineless had not eaten my works that I had made out of canvas since they were also oil paintings. The world didn’t belong to the spineless either. In fact, I couldn’t associate it with anything… Then I was possessed by suspicion; what if this was also a dream and paintings transformed into industrial products were used as furniture and the world was in the hands of the spineless?

0 9 . 0 2

Bir zaman sonra hala uyuduğumu ve bütün bunların gerçekte olmadığı fark ettim. Uyandım. Her şey resimdi, yağlı boya sinmişti üzerlerine... Kasnaklarımı bile tuvalden ve yağlı boyadan yapmıştım. Omurgasızlar yememişti tuvalden yaptığım çalışmalarımı, keza onlar da yağlı boyadan resimlerdi. Dünya omurgasızların da değildi. Gerçekte yakıştıramamıştım hiçbir şeye… Sonra bir kuşkuya kapıldım; ya bu da bir rüyaysa ve resimler endüstriyel ürünlere dönüşmüş, mobilyalar gibi kullanılıyorsa ve dünya da omurgasızların elindeyse?

D E C E I V E D !

At the table that I sat for the sketches of the paintings that I will make, I dreamt of a world made out of canvas and oil paint. And when I woke up, I was not painting anymore. Right after I got up, I bought massive wood cut by machines. Various wood; with smooth edges, thin, long, round. Then I used them in my installations by cutting them size by size. Then I made furniture, notebooks and stretcher frames out of this wood. After a while, spineless creatures, constantly reproducing, invaded everywhere, as if there was no end to it… They ate up all the wood and furniture. I picked up and dried all of them. After varnishing, they willingly took their place on canvases and surfaces as if they were living… They suited very well everywhere I placed them as if this place belonged to these creatures, as if the world was created for them.

B E

Yapacağım resimlerin eskizleri için oturduğum masada, tuvalden ve yağlı boyadan bir dünyanın rüyasına daldım. Uyandığımda ise artık resim yapmıyordum. Kalkar kalmaz makinaların kesip biçtiği masif ahşaplar satın aldım. Köşeleri pürüzsüz, ince, uzun, yuvarlak, çeşit çeşit ahşaplar. Sonra onları boy boy keserek yerleştirmelerimde kullandım. Sonra bu ahşaplardan da mobilyalar, defterler ve kasnaklar yaptım. Bir zaman sonra üredikçe üreyen, omurgasız canlılar istila ettiler her tarafı, sonu gelmeyecekmiş gibi… Bütün ahşaplarımı, mobilyalarımı yiyip bitirdiler. Hepsini topladım ve kuruttum. Vernikledikten sonra canlı gibi tuvallerde ve yüzeylerde yerlerini seve seve aldılar. Sanki mekân bu canlılarınmış gibi, sanki dünya onlar için yaratılmış gibi çok yakıştılar yerleştirdiğim her yere.


Ardıç / Juniper Tuval üzerine yağlıboya Oil on canvas Ø 100 2016

Senin Çocuğun / Your Child Tuval üzerine yağlıboya (3 parça) / Oil on canvas (3 pieces) 250x40; 90x15, 50x15, 50x15 2016


Gördüğüne aldanma! Sakın aldanmayın! Onların gösterdiği azim ve sebatı başka bir canlı türünde görmedim. O tırtıl güve kelebeği olacak, başka yolu yok! Omurgasız, yılma sürünerek de olsa yola devam et! Hayvanlar Aleminde Yolculuk Hayvanlar alemi denildiğinde ilk aklımıza gelen şeylerden birisi çocuk kitaplarıdır. Resimli hikayeyle başlayan yol fabla kadar uzanır. Çocuk hikayeleri her ne kadar küçükler için yazılmış gibi dursa da aslında büyüklerin de fırsat buldukça göz atması gereken anekdotlar taşır. Usta yazar La Fontaine, eserlerini yazmadan önce hem doğu kaynaklı örnekleri, hem de Ezop’un fabllarını incelemiş ve bunlardan yararlanmıştır. La Fontaine’in meşhur hikâyelerinde hayvanlar aleminde şans, ahlak, çalışkanlık, sadakat ve daha nice özelliklerin arayışında olan karakterleri izleriz. Yazılan hikayeler, yazarın hayvanlar üzerinden toplumsal olarak sıkıntı gördükleri konulara değinir. Aynı Hüseyin Arıcı’nın son dönemde sanat çevrelerinde ses getiren yolculuğu gibi; aslında doğanın kendi döngüsünden yola çıkarak kendisini sanat üretimine iten kavramlar, ardından bu kavramları somutlaştırırken ihtiyaç duyduğu malzemelerden ötürü bir izleyici olarak bana her zaman fabllardaki ve diğer çocuk hikayelerindeki iyi-kötü, güçlü-zayıf, ve hatta şans-ahlak ilişkisini anımsatıyor. Çalışmalarında onu sanat üretimine iten kavramları, malzemeleri aracılığıyla çok girift bir şekilde izleyicisiyle buluşturuyor Arıcı - adeta neyin gerçek neyin aldanma olduğuna iyice yaklaşmadan karar verilemez bir mekân yaratıyor. Arıcı’nın sanat serüveninde, doğadan ilham alarak oluşturduğu algıda seçicilik yaratan tuval üzerine yağlı boya ahşap çalışmaları, insanları kandırmayı ziyadesiyle başardı. Yerleşkelerinde aynı fabllardaki gibi gerçek üstü bir ortam yaratarak insan ve doğa arasında kurduğu bağı anlatmaya çalışıyor. Ahşap çalışmalarından sonra gelen ‘Hazır Nesne’ serisi de yine yeniden aldatmacayı başka bir boyuta taşıyarak, sergilediği çalışmanın hazır nesne olduğunu düşündürtüp, iyice kandırmaya başladı insanları. Kitaba ya da kaleme benzeyen tuvaller yaptıktan sonra onları gerçekleri gibi boyadı - yağlı boya olduğu anlaşılabilmesi için kapıları aralık bırakarak... Tam da bu noktada, ‘Omurgasızlar’ serisinin oluşumuna ön ayak olan, eserlerinde gerçek-illüzyon ve güçlü-zayıf denklemlerine yaptığı eleştirileri, kurguladığı kandırmacalarla aynı çocuk hikayelerindeki naif ve yalın anlatım gibi insanı gülümsetirken düşündürüyor. Güç nedir ki, zaten? Kim daha güçlü? Neden?

İşte bir parçan / Here is a piece of you Tuval üzerine yağlıboya Oil on canvas 67x7x4 2016

Sözlük anlamıyla, toplumlara uyarlanan anlamı arasında çok fark yok ‘güç’ kelimesinin. Güç kavramına ilişkin tanımlara bakıldığında gücün insanlar ve sosyal aktörler arasındaki ilişkilerde belirleyici olması, çoğunlukla etkileşime dayalı bir yapı göstermesi dikkat çekiyor. Kişinin güçlü olup olmaması ancak başkalarıyla ilişkileri doğrultusunda anlaşılır bir hâl alıyor. Bu nedenle güç, aynı zaman kuvvet ve dayanıklılık unsurlarını da içinde barındırdığından, onu tanımlamak şartlara, ilişkilere ve ortama bağlı olarak belirginleşiyor. Tıpkı hayvanlar da olduğu gibi... Bana kalırsa omurgasızlar bu kategoriye dahil edilmeli. Aynı toplumlarda omurgasızların sistemdeki türlü aralıklardan faydalanıp kendi çıkarlarını kollamaları gibi Arıcı’nın ‘Çağdaş Sülükleri’ ve ‘Omurgasızlar’ı da insanların aldanmalarından beslenmeye başlayarak bugünlere geldi. Fabllardan üzerinden vardığımız bu noktada, aldanmanın ve algı sekmesini sorgularken şunu düşünebiliriz; Hüseyin Arıcı’nın yeni sayılacak sanat serüveni aslında hem onun hem insanların algılarıyla, varlığını unuttukları duyularıyla temasa geçmesi için sonsuz bir devinim içinde. Bu, aslında genç sanatçının kendisinin yaşamla olan büyük devinimi. Ceylan Önalp


Don’t be deceived by what you see! Don’t you be deceived! I haven’t seen the tenacity and determination shown by them in any other species. That caterpillar will turn into the moth, there’s no other way! Spineless, don’t lose heart, keep going even by crawling! Journey in the Animal World When mentioning the animal world, the first thing that comes to our mind is children’s books. The road that starts with illustrated story stretches to fable. Although children’s stories seem to be written for the little ones, in fact, they also contain anecdotes that adults should take a look at whenever they find a chance. Before writing his works, the great author La Fontaine has studied both Eastern examples and Aesop’s fables and made use of them. In La Fontaine’s famous stories we watch characters in the animal world in search of luck, morals, diligence, loyalty and many more characteristics. By means of animals, the written stories touch upon topics that the writer finds problematic in society. Just like Hüseyin Arıcı’s journey that recently made an impact in art circles; concepts that impel him to produce art by starting out from nature’s own cycle always remind me as a spectator the relationship betwen the good and the bad, the powerful and the weak, and even luck and morals in fables and other children’s stories due to the materials that he needs to embody these concepts subsequently. In his works, by means of materials, Arıcı brings together the concepts, which impel him to produce art, with the audience in a very elaborate way – he creates a space where one is almost not able to decide what is real and what is an illusion without getting closer. In Arıcı’s art adventure, his wood-looking oil paintings on canvas, which he created with inspiration from nature and which cause perceptual selectivity, succeeded in largely deceiving people. In his installations, he tries to express the bond that he establishes between human and nature by creating a surreal setting just like in fables. And the ‘Ready-made Object” series following his wood works once again carried the deception to another dimension and started to deceive people quite well by making them think that the work displayed is a ready-made object. He made canvases resembling a book or a pen and then painted them like their originals – while leaving the doors open so that one can understand that they are oil paintings... What is power, after all? Who is more powerful? Why? There’s not much difference between the word ‘power’s lexical meaning and its meaning applied to societies. When taking a look at the definitions related to the concept of power, it attracts notice that power is determinant in relationships between people and social actors and mostly displays a structure based on interaction. Whether one is powerful or not becomes only understandable according to one’s relationship with others. Therefore, since power at the same time includes the elements of strength and endurance, its definition becomes clear depending on conditions, relationships and environment. Just as it is among animals… In my opinion, the spineless should be included in this category. Such as the spineless in societies take advantage of various gaps in the system and look after their own benefits, Arıcı’s ‘Contemporary Leeches’ and ‘Spineless’ reached the present day by starting to be fed by people’s delusions. At this point where we arrived through fables, we can think about the following while questioning delusion and leap of perception: Hüseyin Arıcı’s rather new art adventure is in fact in infinite motion so that both he and other people get in touch with their own perception and their senses that they forgot about. This is in fact the great motion of the young artist himself along with life. Ceylan Önalp

Konsol şeklinde tuval üzerine yağlıboya Console shaped oil on canvas 95x90x40 Tuval üzerine yağlıboya resim şeklinde tuval üzerine yağlıboya Oil on canvas painting shaped oil on canvas, 80x70 2016


Dünya I / The World I

Dünya II / The World II

Dünya III / The World III

Tuval üzerine yağlıboya Oil on canvas

Tuval üzerine yağlıboya Oil on canvas

Tuval üzerine yağlıboya Oil on canvas

120x150

200x100

160x60

2016

2016

2016


Benim kasnaklarım da tuvalden / My frames are also made of canvases Tuval üzerine yağlıboya Oil on canvas 72x130, 60x72 (her biri | each) 2016

Masa şeklinde tuval üzerine yağlıboya / Table shaped oil on canvas Eskiz defteri şeklinde tuval üzerine yağlıboya | Sketch book shaped oil on canvas, 30x23; Üst üste duran defterler şeklinde tuval üzerine yağlıboya | Stacked notebooks shaped oil on canvas, 32x24x18; Silgi şeklinde tuval üzerine yağlıboya | Rubber shaped oil on canvas, 4x8; Kalem şeklinde tuval üzerine yağlıboya | Pencil shaped oil on canvas, 2x17 2016


Çağdaş sülükler / Contemporary leeches, Yerleştirme / Installation, 2015 ‘Çağdaş Sülükler’ Yaşanan felaket ne olursa olsun, mağdurun sesini tüm dünyayad uyurmak adına, sorumlu bir sanatçı profili çizerek emmeye devam et. Çağdaşlarının yolunda çatlayana kadar sömür. Bir zulme mi tanık oldun, mükemmel! Hemen başla sükselerine. Yapış, boş bulduğun bir yerden devam et. Kent de ,kadın de, azınlık de, çoğunluk de, çocuk de, polis de, savaş de, savaşma de, genç de, destek de, devlet de, hayat de… Ne bileyim, bak işte etrafına. Seni en çokn e besliyorsa, işte ona bak. Birileri uyanır da sülüklüğünü sorgularsa eğer; ‘’Ben sülüğüm, iyileştirmek için bunu yapıyorum. Ben, kirli kanı emiyorum, iyileştiriciyim’’ dersin, üstüne basa basa. Sülük kardeşlerin, reklamını da senin isteğin gibi yaparlar merak etme. Kapital kardeşlerin, finansını da karşılar. Zaten yaşadığın düzende sen busun, kimse sana sormaz bile ne yaptığını. Beslenmek için sıkıntı da çekmezsin hem, çatlayana kadar emebileceğin bir dünya dolusu mesele var önünde, hünerlerini gösterebildiğin kadar göster çatlamadan. Sergile kendini. Neyi izlediğini bilmeyenler sana epey bir yolk at ettirecektir. Olurda biri farkına varırsa, seni kimsenin anlamadığını söyler, bundan da paçanı kurtarırsın.’ Sanatçı Sülük ‘Contemporary Leeches’ ‘Regardless of what the experienced disaster may be, keep sucknig by drawing a profile of a responsible artist for the sake o fmaking the voice of the victim heard by the whole world. Exploit until you burst on the path of your contemporaries. You witnessed a cruelty, perfect! Just start to makea splash. Cling; continue from a place which you find empty. Say “city”, say “woman”, say “minority”, say “majority”, say “child”, say “police”, say “war”, say “don’t make war”, say “young”, say “support”, say “state”, say “life”… How should I know? Just take a look around. Whatever feeds you the most, just look at it. If some people wake up and question you being a leech, you would say “I’m a leech; I’m doing this for healing. I’m sucking venous blood; I’m healer” by emphasizing it. Your leech brothers and sisters would promote you just as you want, don’t worry. Your capital brothers and sisters take care of your finances. After all, this is what you are in the system thaty ou’re living in, nobody would ask you what you’re doing. Besides, you wouldn’t have difficulty in being fed; there’s a whole world of problems before you to suck until you burst; show your skills as much as you can before you burst. Exhibit yourself. Those who don’t know what they’rew atching would make you cover a considerable distance. If somebody ever notices, you would say that nobody understands you and would also get away with this.’ Artist Leech


‘Yukarı Daha Da Yukarı’ = Sıradan Solucan: ‘Topraktan çıkıp üzerinde… Yukarı daha da yukarı! / Up, further up! Modelaj hamuru üzerine yağlıboya Oil on modelling dough 47 x Ø 120 2015

Bende yalan yok / I don’t lie Modelaj hamuru üzerine yağlıboya, çerçeve, vernik. / Oil on modelling clay, frame and glaze. 8X8 2016


Bak kiraz / Look! There is a cherie Modelaj hamuru üzerine yağlıboya, ahşap, vernik. Oil on modelling clay, wood and glaze 8xØ 70 2016

Aldanma I = Meyve Kurdu / Do not deceived I = Fruitworm Modelaj hamuru üzerine yağlıboya / Oil on modelling clay, Ø 118, 2016


Ressam sülük / Leech the Painter

Eski bir ayna / An old mirror

Modelaj hamuru üzerine yağlıboya, tuval ve çerçeve. Oil on modelling clay, canvas and frame

Alçı, yağlı boya, vernik, modelaj hamuru üzerine yağlı boya, çerçeve Oil on modelling clay and plaster with frame

80X47

120X80

2015

2016

Tüketmek üretmektir Gübre Kurdu To be consumed is to produce Dung worm Modelaj hamuru üzerine yağlıboya Oil on modelling clay, Ø 43 2016


Yayınlayan / Published by Artı Sanat Üretim Hizmetleri Ltd.Şti Abdi İpekçi Caddesi, Kaşıkçıoğlu Apt, No: 42/2 Nişantaşı, İstanbul, Türkiye T +90 212 291 77 84 F +90 212 343 69 35 E info@ artxist.com W www.artxist.com Koordinasyon / Coordination Doğa Okay Grafik Tasarım / Graphic Design Yıldırım Çakmakcıoğlu Metin / Text Ceylan Önalp Fotoğraflar / Photographs Mesut Güvenli Renk Ayrımı, Baskı ve Cilt / Color Seperation and Printing Mart Matbaa Sistemleri San. ve Tic. A. Ş. Mart Plaza, Merkez Mh. Tatlıpınar Sk. No:13 Nurtepe, Kağıthane, İstanbul T +90 212 321 23 00 F +90 212 295 11 07 W www.martmatbaa.com.tr Bu katalog, 9 Şubat - 11 Mart 2017 tarihleri arasında Hüseyin ARICI’nın x-ist tarafından düzenlenen “Aldanma!” adlı sergisi nedeniyle 1000 adet basılmıştır. Yapıt boyutları cm birimindedir. This catalogue, of which 1000 were printed, has been prepared by x-ist on the occasion of Hüseyin ARICI’s exhibition ‘‘The Transience of Life’’ shown between February 9th - March 11st 2017. Dimensions are in cm.



Turn static files into dynamic content formats.

Create a flipbook
Issuu converts static files into: digital portfolios, online yearbooks, online catalogs, digital photo albums and more. Sign up and create your flipbook.