Yarın 192

Page 1

Ermenek’te yargılanan kamu görevlisi kalmadı Karaman’ın Ermenek İlçesi’nde 28 Ekim 2014’te 18 işçinin yaşamını yitirdiği maden katliamıyla ilgili Ermenek Ağır Ceza Mahkemesi’nde görülen davanın ilk duruşması geçtiğimiz hafta ger-

çekleşti. Yaşanan katliamın devletin denetimsizliği sebebiyle olduğu gözler önündeyken davada yargılanan kamu görevlisi kalmadı, dava 7 Temmuz 2015’e ertelendi. emek 10

Saygıyla anıyoruz Güzel günlerin habercisi...

23 Haziran 2015 Salı Sayı: 192

#4BakanYargılansın mücadelesi başladı

l

l

1 TL www.yarinhaber.net l

Haziran Kadıköy Meclisi üyesi Sait Tabak hocamız, geçtiğimiz günlerde yaşama gözlerini yumdu. Şimdi Sait Tabak hocamızdan kalan, hayat boyu verilmiş bir mücadele deneyimi ile kararlığı ve Ahmet Atakan’ın hayatını kaybettiği günlerde Kadıköy’de devam eden direniş esnasında devrilmiş bir banka oturarak verdiği bu poz yolumuza ışık tutacak. Başımız sağolsun...

Meclis açıldı, yeminler edildi

Turkiye icin ‘ dort Bakanı Yargılama Vakti Seçimlerde Erdoğan’ın gücünün zayıflamasıyla 4 eski bakanın yargılanması da bu süreçte daha güçlü ihtimal. Toplum da seçimlerin ardından 4 bakanın yargılanmasını daha yüksek dillendirirken Emekçi Hareket Partisi, 4 bakanın yargılanması için tüm il ve ilçe örgütleriyle #4BakanYargılansın mücadelesini başlattı.

Meclis 23 nisan’da açıldı. Yeni dönem AKP hükümetinin 12 yıllık tek parti iktidarı gibi olmayacak. Partiler, AKP’yi koalisyon görüşmelerinde yolsuzlukların yargılanması ile sıkıştırmaya başladı. Toplum da muhalefetin bu süreçteki somut talebi olan yolsuzluk yapan bakanların yeniden yargılanması için parlemento dışında mücadele başlattı.

1

Seçimler kazanımı sağladı

AKP, meclis çoğunluğuna sahip olduğu uzun bir dönemin ardından 7 Haziran seçimlerinde HDP’nin yüzde 10’luk barajı aşmasıyla 12 yıldır sürdürdüğü iktidar pozisyonunda ntek başına hükümet kuramayacak ve yargılanmasının konuşulmasına kadar geriletildi.

2

Yüce Divan yolu açık

Seçimler öncesinde AKP’nin yolsuzluklarla meşrutiyetini kaybettiğini söyleyen parti liderleri halkın da 4 bakanın yargılanarak yolsuzlukların üstünün kapatılması değil üstüne gidilmesini istediğinin farkında. Bakanların yargılanması hukuken de mümkün.

3

Devamı da gelecek

Erdoğan’ın tedirginliği de gösteriyor ki; AKP’nin yıkılması ve Türkiye’de halkın söz sahibi olduğu demokratik yeni bir dönemin inşasında, yolsuzluk yapan 4 bakanın yargılanmasının ve yolsuzlukların hesabının sorulmasının atılacak ilk adım olduğu apaçık ortada.

Kötü bilirdik 9. Cumhurbaşkanı Demirel hayatını kaybetti. Demirel’den sonra ise geriye faili olduğu yüzlerce insan kaldı. “Demirel’i nasıl bilirdiniz?” sorusuna ise cevabımız “Kötü bilirdik”.

Özgecan Yasası artık şart Ancak seçimler düzeltir

04

Aklın yolu

HAKAN ÖZTÜRK

Sandıklar gibi sonuçların da arkasında...

Uyanış

SİBEL UZUN

güncel 05

Bizde okuyana iş yok Üniversite mezunu işsizlerin sayısı son bir yılda 170 bin arttı. EKONOMİ 06

Hani kadın cinayetleri duracaktı?

GÜLSÜM KAV Yaz geldi

FADİK TEMİZYÜREK Muğla’da öldürülen Cansu Kaya, tıpkı Özgecan gibi tüm kadınları yeniden ayağa kaldırdı. Kadın Cinayetlerini Durduracağız Platformu üyesi ka-

dınlar, Cansu’nun ölümü üzerine, İstanbul Eskişehir, Samsun ve Ankara’da kadın cinayetlerini durduracak Özgecan yasasını çıkarmak için eylemler yaptı. kadın 08

Tatlı hayaller, acı gerçekler...

KADİR DADAN

05

07

Ana fikir 09

Hakikat 02

Midas’ın altınları


YESiL SAYFA

02

23 Haziran 2015

Kadir Dadan

Midas’ın Altınları

Tatlı hayaller, acı gerçekler… Seçim sonucunda ortaya çıkan meclis sandalye dağılımı, uzun yıllardan beri unuttuğumuz siyaset kanallarının açılmasını sağladı. Dört farklı tabana sahip parti mecliste yer bulunca, ilkokul çocukları bile matematik formüllerini bırakıp koalisyon formüllerinden bahseder oldu. Ortalık koalisyon seçeneğinden geçilmiyor. “Konuşan Türkiye” için iyi. Muhalefet partileri seçimlerinin temel kaybedeninin cumhurbaşkanı olduğu görüşünde. Buna dayanarak koalisyon seçeneklerini değerlendirirken, onun anayasal sınırlara dönmesini bir ön kabul olarak dile getiriyorlar. Gerek AKP ile, gerek AKP’siz tüm koalisyon seçeneklerinde cumhurbaşkanının, işlere karışmadan kenarda oturacağını hayal ediyorlar. Hayaller bununla da sınırlı değil, AKPsiz, CHPli, MHPli, HDPli koalisyon ya da azınlık hükümeti nasıl kurulur, herkes kafa patlatıyor. Seçim öncesinde başka kişilerin, başka hayaller kurduğunu, ama gerçeğin bambaşka olduğunu unutuyoruz. Siyaset, ancak gerçeklerin üzerine inşa edildiğinde demokrasinin işlemesini sağlar. Bugünün acı gerçeklerine iktidar açısından bakacak olursak, Recep Tayyip Erdoğan halk oyuyla seçilmiş bir cumhurbaşkanıdır ve hala AKP’nin lideridir. Başkan olamamıştır ama henüz gücünden bir şey kaybetmemiştir. Başarısız olan başbakan Davutoğlu’dur ve eğer iktidarı tutacak bir formül üretemezse Ağustos ayındaki kongrede yolcudur. Erdoğan’ın Davutoğlu’nun yerine koyacağı daha iyi bir seçenek yoktur. Zorunda kalırsa kendisi tekrar partinin başına geçebilir ve bir erken seçimle AKP iktidarını kurtarabilir. En olası seçenek olarak AKP azınlık hükümeti(MHP dışarıdan destekli) kendilerine bugün için nefes aldırabilir ama uzun vadede yasama ve denetleme gücünün kaybedilmesinin yanı sıra, diken üstünde faaliyet gösterecek iktidar nedeniyle, Davutoğlu ile birlikte Erdoğan’ın ve AKP’nin de eriyeceği bir sürece yol açacaktır. CHP’nin yana yakıla iktidar formülleri peşinde koşması, aksi durumda Kılıçdaroğlu ve ekibinin seçim başarısızlığının daha belirgin biçimde görünür olacağından. CHP’siz bir iktidar seçeneğinde parti yönetiminin ayakta kalamayacağı açık. Bu yüzden bir AKP-CHP koalisyonuna bile doğrudan hayır diyemiyorlar. Ana parti politikalarını oluştururken yaptıkları gibi, koalisyon seçeneklerini de bürokrat ve akademisyenlerle tartışmayı yeğliyor, ön seçimle sahaya sürdükleri parti tabanını dikkate almıyorlar. Bu halleri ile de bir koalisyon seçeneği oluşturamıyorlar. Seçim akşamından beri medya ve akademisyenlerin en çok eleştirdiği parti şüphesiz MHP. Ancak pozisyonunu en iyi koruyan parti aynı zamanda. Herkes AKP’nin iktidara gelmesini sağlayan 2002’deki erken seçim hamlesinin tekrar edilmesinin, yeniden AKP’ye tek başına iktidar şansı vereceğini düşünüyor. MHP ise, HDP’nin yükseliş gerekçesi olarak çözüm süreci üzerinden AKP’nin milliyetçi oylarının peşine düşmüş durumda. Davutoğlu’nun yanıt üretmesi zor. Doğudan sonra Orta Anadolu’da artacak oy kayıpları AKP’nin kapısını çalabilir. Seçimin parlayan yıldızı HDP için ise zor zamanlar yeni başlıyor. Her şeyden önce seçimde yeterliliğini kanıtlamış bir “Türkiye Partisi” olarak, hem İmralı ve Kandil’in bir adım önüne çıkacak demokratik karar alma düzeneklerini inşa etmek, hem de Türk realitesiyle ne ölçüde hemhal olabileceğini ortaya koymak durumunda. Dış politikada sosyalist düşünce ile ayrıştığı ABD, NATO ve AB konuları başta olmak üzere daha anlaşılır cümleler kurmak zorunda. Ancak bundan sonra Syriza’laşmaya başlayabilir. Her ne kadar medya ve sermaye kesimi büyük koalisyonu pompalasa da benim öngörüm cumhurbaşkanının hiçbir koşulda süreci elinden çıkaracak kararlara imza atmayacağı yolunda. Bu nedenle önce meclis başkanlığı seçiminde AKP adayının seçilmesini sağlayacak hamleler yapması (ikinci turda 60-70 oyla MHP adayını desteklemek gibi) beklenebilir. Hiçbir koşulda AKP dışında bir partiye hükümet kurma görevini vermeyecektir. Bu nedenle en olası senaryo iki yıllık bir AKP azınlık hükümeti(MHP destekli) ya da sonbaharda erken seçim olarak görünüyor.

Yeşil Takvim:

Bozcaada Uluslararası Ekolojik Belgesel Festivali 22/25 Ekim

Cumartesi günü Fırtına İnisiyatifi, Yeşil Yol’un tarihini ve yapılması planlanan projeleri konuştuğu bir toplantı yaptı.

Bu yolla birlikte 40 noktada oteller, restoranlar ve kayak tesislerinden oluşan turizm merkezleri oluşturulması planlanıyor.

Karadeniz’de sonun yolu: Yeşil Yol

İktidarın Yeşil Yol Projesi… Karadeniz Sahili’nde Samsun’dan Artvin’e 2600 kilometre boyunca yapılması planlanan bu proje ile Karadeniz’deki yaylalar büyük iş adamları için bir rant alanına dönüştürülmeye çalışılıyor.

yeşil sayfa onur toper

“Yeşil yol” Artvin’den Samsun’a kadar ortalama 2000 rakımlardan geçecek, Karadeniz dağları boyunca denize paralel uzanıp toplam 2600 km uzunluğunda yapılması planlanan yolun adı. 8 ilin yaylalarını birbirine bağlamayı hedefleyen Yeşil Yol projesi yöre halkı ve çevrecilerin uzun zamandır tepkisini çekiyor. Halk projeyle bölgenin talana açılacağını düşünüyor. Onlara göre bir diğer amaç, madenciliğin yaygınlaşması için ulaşım altyapısı sağlamak. Halihazırda ulaşım imkânı olan 2 bin metre yükseklikteki yaylalara, 6-7 metre genişliğinde yol istenmesi bu

tezi destekliyor. Haziranda inşaat, dünyanın doğal harikalarından biri kabul edilen Fırtına Vadisi’ne ulaştı. 90 milyon lira harcanacak Gidiş geliş olarak planlanan yolun zemini taş parke döşemeli olacak. Bu yolla birlikte 40 noktada oteller, restoranlar ve kayak tesislerinden oluşan turizm merkezleri oluşturulacak. İki yıldır süren ve 90 milyon lira harcanan yol çalışmasının 2018 yılında tamamlanması planlanıyor. Madenlerle Yeşil Yol’ların bir bağlantısı var mı? Dünya Doğayı Koruma Vakfı’nın (WWF) koruma altına alınması gereken 200 ekolojik bölge ara-

sında gösterdiği Çamlıhemşin Fırtına Vadisi’nde yer alan Kavrun Yaylası’nda toplanan Fırtına İnisiyatifi, ’Bak işte yaklaşıyor Fırtına, direniyor Yeşil Yol’a’ pankartı açtı ve protesto eylemi gerçekleştirdi. İnisiyatif adına yapılan açıklamada, Karadeniz Bölgesi’nde her yaylanın kendi ulaşım imkanına sahip olduğu, mevcut yolların güzelleştirilip ulaşım kolaylığı sağlanması gerektiği belirtilerek, şu ifadelere yer verildi: “Yaklaşık 20 yıldır tüm Karadeniz’de ve bu arada Fırtına Vadisi’nde toprak ve maden analizi yapılmaktaydı. Bu bağlamda tespiti yapılan madenlerle Yeşil Yol’ların bir bağlantısı var mıdır? Masumane ve iyi niyetli bir proje olarak gerçekten turizm amaçlanmış ise bu irtifalarda, alışıldık

araçların oksijen yetersizliği nedeniyle yakıtlarında sorun yaşadığını biliyor musunuz? Yaşama kucak açan bir doğayı koruyup atalarımızı onurlandıracağımıza, rant düşkünleri arasında yer alırsak torunlarımıza ne anlatacağız? Onlara kötü örnek olmaz mıyız? Tarihin devletlere, hükümetlere, hükümdarlara şimdiye değin öğretmiş olması gereken ders; topluma rağmen, onu yok sayarak hareket edilemeyeceğidir. Karadeniz halkı, Fırtına’nın çocukları ve yaylacılar, bu dersi bir kez daha öğretmeye gönüllü ve kararlıdır. Söz konusu çılgın projelerin tamamına karşı tüm demokratik ve hukuki direniş hakkımızın meşru olduğunu bir kere daha hatırlatıyoruz.”

NKP İstanbul Kongresi gerçekleştirildi Nükleer karşıtı Platform, Makine Mühendisleri Odası İstanbul Şubesinde düzenlenen NKP İstanbul Bileşenleri Kongresinde bir araya gelerek, ÇED, Yeni Nükleer Kanun Tasarısı, son gelişmeler hakkında açıklamalarda bulundu. Kongre’de konuşma yapan Prof. Dr. Hayrettin Kılıç, Türkiye’nin İran’ın olası bir nükleer silah üretmesine karşı bölgede İran’a karşı denge unsuru olarak kullanılmak istediğini ifade etti. Kılıç, nükleer

santrallerin ülkeye bir çok yönden zarar vereceğini belirterek, “Balıkların üremesi göçmesi Sinop açıklarından geçiyor. 15 milyon ton su çektiğiniz zaman 1 metreküpte bir lavra oluyor, bir hamsi olduğunu düşünün. Orada 10 yılda deniz hayatı biter.” şeklinde konuştu. Konuşmalardan sonra Kongrede foruma geçildi. Herkes Plaform’un çizmesi gereken hattı üzerine fikirlerini söyledi. YARIN YEŞİL SAYFA

Mahalleliye ayaklanmaya teşvikten suç duyurusu

Üsküdar Belediye Başkanı’na soruşturma Üsküdar Belediye Başkanı’na Validebağ için soruşturma yolu açıldı. Danıştay 1. Dairesi, Mimarlar Odası’nın şikayetindeki iddiaların ön inceleme yapılmasını gerektirecek nitelikte olduğu gerekçesiyle bakanlığın soruşturmaya izin verilmemesi kararını kaldırdı. İstanbul Mimarlar Odası, Validebağ Korusu’ndaki inşaat sürecinde, Adile Sultan Kasrı yanında otopark yapımına izin verenler için suç duyurusunda bulunmuş, İçişleri Bakanlığı Mahalli İdareler Genel Müdürlüğü, Belediye Başkanı Türkmen hakkındaki şikayetin işleme konulmamasına karar vermişti. YARIN YEŞİL SAYFA

Tokat’ın Zile ilçesinde park olarak kullanılan araziye iş makinelerinin girmesi üzerine direniş başlatan mahalle sakinleri hakkında suç duyurusunda bulunuldu. Zile Belediyesi tarafından 3 Temmuz 2013’te imar değişikliği yapılarak meskene dönüştürülen arazi, 29 Eylül 2014’te Gökmen Atıcı adlı kişiye satıldı. Atıcı’ya ait iş makinelerinin parka girmesi üzerine makinelerin önüne oturan mahalle sakinleri ağaç kesimine engel olamazken, arazinin sahibi Gökmen Atıcı, ‘çalışma özgürlüğünü tehdit, haksız işgal, yasadışı gösteri, halkı toplumsal ayaklanmaya teşvik ve ölümle tehdit’ iddialarıyla mahalle sakinleri hakkında suç duyurusunda bulundu. YARIN YEŞİL SAYFA


GUNCEL

03

23 Haziran 2015

AKP erken seçim ihtimaline sıcak bakıyor. Türkiye’nin geleceği açısından erken seçime gidilmesi mi daha doğru olur yoksa AKP’li koalisyon da olsa hükümetin kurulması mı? Kemal Kılıçdaroğlu CHP Genel Başkanı

Halkın isteği olur Halk kötü gidişata sandıkta dur dedi. Bizlere düşen görev halkımızın istediği bir yönetim belirlemektir. Erken seçim zaman kaybından başka bir işe yaramayacaktır Devlet Bahçeli MHP Genel Başkanı

Seçime varız

Meclis açıldı, yeminler edildi

Türkiye için 4 Bakanı yargılama vakti Meclis 23 Nisan’da açıldı. Yeni dönem AKP’nin 12 yıllık tek parti iktidarı gibi olmayacak. Toplumsal muhalefet AKP’nin seçimlerde geriletildiği bu yeni dönemde seçim sonuçlarının ortaya koyduğu halkın somut talebi olan yolsuzluk yapan bakanların yeniden yargılanması için parlemento dışında çalışacak. güncel burcu karefil

17 – 25 Aralık yolsuzluk operasyonlarından sonra Türkiye önemli bir sürece girmiş ve toplumsal muhalefet AKP’nin tapelerle ortaya saçılan 12 yıl boyunca işlediği suçların hesabını vermesi için sokaklara dökülmüş Türkiye genelinde eylemler olmuştu.AKP sürecin devamında meclisteki çoğunluk sayısıyla yolsuzluk yapan 4 bakanı mecliste aklayarak işlediği suçların üstünü örtebileceğini sandı.AKP’nin meclis çoğunluğuna sahip olduğu uzun bir dönemin ardından 7 Haziran seçimlerinde HDP’nin yüzde 10’luk barajı aşmasıyla 12 yıldır iktidarda olan parti siyasi olarak tek başına hükümet kuramayacak kadar geriletildi. Bakanların yargılanması halkın somut talebidir Seçimlerde sandığa giderek oy kullanan , oyuna da sahip çıkan halk seçimlerden önce AKP’nin birinci gündemi olan başkanlık sistemine hayır diyerek Erdoğan diktatörlüğünü durdurdu.Başkanlık sistemine hayır diyen halk aynı zamanda yolsuzluklarla bu ülke halkının yoksullarının ve emekçilerinin haklarını gasp eden 4 bakanı ve

bu suçu ülke genelinde yıllardır gılanmasını engelleyemeceğinin sistemini halkın reddettiği 7 işleyen AKP hükümetinin yargı- farkında olan AKP daha önce 4 haziran seçimlerinde Cumhurlanmasını istediğini de gösterdi. bakanın yüce divana sevki için başkanı Erdoğan seçimin diğer mecliste oylandığı ve kabul edil- kaybedeni olarak şimdiden erken 4 bakan için Yeniden yargılama mediği için tekrar yüce divanda seçimler için hükümet kurma mümkün yargılanmasının mümkün ola- çalışmalarını olumsuz etkilemeKoalisyon tartışmaları ve hesap- mayacağını savunuyor.Bu iddia ye çalışıyor.AKP’nin geriletildiği ları yapılırken en önemli pazarlık muhalefet tarafından kabul edil- ve halkın Erdoğan’ın başkanlık meselesi 4 bakanın yargılanması mezken AKP içinden Arınç’da ba- hayallerine hayır dediği seçimolarak dikkat çekiyor.Seçimler kanların tekrar yargılanabileceğini lerin yok sayılarak yeniden seöncesinde AKP’nin yolsuzluklarla şöyle ifade etti: ‘’Bunun yeniden çim yapılması yıllardır ‘milli irameşrutiyetini kaybettiğini söyle- Meclis’e gelmesi hukuken müm- de’ diye gürleyenlerin yararına yen parti liderleri halkın da 4 ba- kün olabilir mi? Ben 1995’ten olacaktır.Toplumsal nuhalefet kanın yargılanarak yolsuzlukların beri parlamentodayım evet böyle AKP’nin yıkılması Türkiye’nin üstünün kapatılması değil üstüne olabildiğini gördüm.Ana-Yol hü- emekçilerinin,ezilenlerinin söz gidilmesini istediğinin farkında. kümeti kuruldu 3-5 ay devam etti sahibi olduğu demokratik yeni Bütün siyasi partilere tabandan sonra Refah-Yol hükümeti kurul- bir dönemin inşası için yolsuzluk gelen bu baskı koalisyon hesapla- du, daha sonra Mesut Yılmaz ve yapan 4 bakanın yargılanmasını ve rında AKP ile masaya oturmak is- Ecevit hükümetleri geldi. O hü- yolsuzlukların hesabının sorulmateyen partileri zorlayan asıl mesele kümetler döneminde dosyaların sının atılacak ilk adım olduğunu haline geldi.4 bakanın yargılanma yeniden açıldığını, çıkarıldığını, seçimlerden sonra ifade etmeye sürecini başlatacak meclis önergesi Meclis Soruşturma Komisyonları başladı. için 55 milletvekili imzası gereki- marifetiyle yeni yor.Meclisteki üç partide bunun bir sürecin başiçin yeterli milletvekili sayısına ladığını gördüm. sahip.Meclis aritmetiği değiştiği Doğrudur yanMeclis açılışı nihayet gerçekleşti. “AKP için kurulacak olası komisyonda lıştır ama örneği diktatörlüğündense her türlü koalisAKP ağırlığı da olmayacak. Yüce vardır.” yon iyidir” diyenler, yeni meclisten hükümet Divan’a gitmeme kararı veren 15 kurmasını bekliyor. Erken seçim ise Erdoğan’ın üyeli komisyonun 9 üyesi AKP’li Erken seçim işine yarayacak gibi görünüyor. Ancak sandıkErdoğan’ın vekillerden oluşuyordu. ta AKP’yi gerileten %60’ın temel talebi baki: 4 kazanımıdır bakan yargılanmalı. AKP, gider ayak Rıza SarŞimdi AKP düşünsün AKP’nin siyasi raflara ödül verse de, usulsüzlüklerine devam Meclisteki çoğunluğunu kaybet- olarak geriledietse de, bu sefer yüce divandan kaçamayacaklar. mesiyle 4 bakanın yeniden yar- ği ve başkanlık

Editörün notu:

4 bakan yargılansın mücadelesi

Yargılanmayan yolsuzlar semiriyor Tapelerde tüm Türkiye’nin tanıklık ettiği yolsuzluk suçlarının yargılanması talep edilen 4 bakan dışında birçok suç ortağı var.25 Aralık soruşturmasına konu olan Bilal Erdoğan’ın yönettiği TÜRGEV, devlete ait arazilerden üniversitelere konum açısından en uygun durumdaki arazileri tespit ediyordu.Bunun örneklerinden bir tanesi Çanakkale 18 Mart Üniversitesi’nde yaşandı.Bakanlık 18 bin 438 metrekarelik alanın üniversite tahsisinden alınarak, öğrenci yurdu yapılmak amacıyla 30 yıl

boyunca TÜRGEV’e verilmesine karar verdi. Suç ortaklarından bir diğeri Rıza Sarraf ise geçtiğimiz günlerde Ekonomi Bakan’ı Zeybekçi ve Kurtulmuş’un elinden ödül aldı.AKP’li Kurtulmuş’u bile durumdan rahatsız olduğunu belirtirken’’Keşke bu ödülü düzenleyenler kime ödül vereceğimizi söyleseydi. O karenin içinde yer almazdım. Bu fotoğrafın ortaya çıkması herhalde en çok bana rahatsızlık vermiştir.’’ifadesini kullandı. GÜNCEL

Change.org’da yolsuzlukların üstüne gidilmesi ve seçimlerde geriletilen AKP’yi yıkmak için başlatılan 4 bakan yargılansın kampanyasına katılım gün geçtikçe artıyor. Emekçi Hareket Partisinin’de stand açtığı İstanbul , Eskişehir ve Ankara’da halkın imza kampanyasına büyük ilgi gösterdiği görüldü. Erdoğan halkın hayır dediği başkanlık sistemi için erken seçim değil tekrar bir seçim istiyor ama halk buna izin vermeyeceği

gibi seçimlerde gösterdiği 4 bakanın yargılanması iradesini yeni kurulan hükümet tarafından dikkate alınmasını talep ediyor. Afiş , pankart ,sticker ve bildirimi dağıtımı ile yürütülen imza kampanyası sosyal medya ve internet üzerinde de aktifleşti. Facebook’ta 4 bakan yargılansın sayfası ve tweeter’da başlatılan #4BakanYargılansın hashtag’i ile sosyol medya kullanan insanlarla iletişim kurularak kampanyanın büyütülmesi hedefleniyor. GÜNCEL

Eğer ülkede hükümet krizi yaşanırsa, millet iradesine başvurmak en sağlıklı yoldur. Seçime gidilecekse ona varız. Herkes istiyorsa biz de istiyoruz. Numan Kurtulmuş Başbakan Yardımcısı

Koalisyon olur

Benim şahsi kanaatim ilk turda Türkiye’yi tatmin edecek bir koalisyonun çıkabileceğidir. Olmazsa demokratik teamüller işliyor ve tekrar sandığa gidilir Sibel Uzun EHP Genel Başkanı

Sonuçların arkasındayız Erken seçim AKP’nin isteğidir ve halklara savaş ilanıdır, sandık sonuçlarının sonuna kadar arkasında durmalıyız, bunun için meclisin çalışır ve toplanır hale gelmesi gerekir. Figen Yüksekdağ HDP Eş Genel Başkanı

Koalisyonda engel yok Koalisyon yoluyla hükümet kurmanın önünde bir engel de yoktur. Erken seçim Türkiye’nin gündeme değildir bu nedenle erken seçimi reddediyoruz. Alper Taş, ÖDP Eş Genel Başkanı

AKP koalisyonda olmasın AKP’nin içerisinde bulunmadığı bir hükümet muhalifler açısından hayırlı olur. Bu açıdan CHP ve HDP’nin AKP’nin içerisinde bulunduğu koalisyona izin vermemesi gerekir. Selma Gürkan EMEP Genel Başkanı

Ne erken seçim ne koalisyon Türkiye’nin tartışması gereken ne erken seçim ne de koalisyondur. Tartışılması gereken işçi sınıfının ve ezilenlerin taleplerini gerçekleştirilecek demokrasi programıdır. Oya Ersoy Halkevleri Genel Başkanı

İkisi de doğru olmaz İkisi de doğru olmaz. AKP’nin talanına karşı derelerden kent meydanlarına verilen mücadele ve adliyelerde kadın cinayetlerine karşı verilen mücadele büyütülmelidir. Erkan Baş HTKP Merkez Komite Üyesi

Sandık siyaseti yürütmüyoruz Biz sandığa dayalı bir siyaset yürütmüyoruz. Bu açıdan bizim için önemli olan halkın AKP’den kurtulmasıdır.

Özgür Karaduman SHD Avukatı

İkisi de sermayenin isteği Her ikisi de sermayenin sorunu çözemediği durumda gündeme gelecektir. Bu açıdan iki seçenek de aynı kapıya çıkacaktır.


04

GUNCEL 23 Haziran 2015

Hakan Öztürk AKLIN YOLU

Ancak seçimler düzeltir

Bilerek ya da bilmeyerek seçimlerin önemsiz olduğunu söylemek ve buna göre davranmaya kalkışmak bir politik çevre için tam bir felakettir. Seçimler eski zamanlarda bile önemliydi ama şimdiki zamanlarda daha da önemeli. Çünkü sistem meclise doğru yürüyenleri 1905 Rusya’sında olduğu gibi kitlesel olarak katletmiyor. Öyle bir iş yapanları gazla-copla dağıtıyor ama sonra seçim yapıyor. Sıradan insanlar için ve çok özel insanlar için de bu bir siyasete müdahale etmenin yolu. Bunu hor görmeye kalkışmak, sıradan insanları hor görmeye kalkışmak anlamına gelir. Bu da solcuların kitabında yazmaz ve yazmamalı. Sıradan insanları hor görenler en sonunda boylarının ölçüsünü alırlar. “Eğer sıradan insan kahvede okey oynuyorsa bile, gidip onunla okey oynamak gerekir” diyebilen solcuların, gidip oy kabininde büyük bir dikkat ve gerilimle oy kullanan sıradan insanların bu davranışına hiçbir önem vermemesi nereden baksanız tutarsızdır… Sıradan insan okey oynarken çok sevimli ve doğal bulunup, oy kullanırken çok kötü ve yanlış yola girmiş bulunuyorsa bu saçmalıktır. Yüz kere daha fazla tercih edilmesi gereken oy kullanmasıdır. Keşke şu insanları okey oynarken örgütleme palavrası bir bitse de oy kullanma davranışları üzerine daha derin düşünmeye başlasak. * Neden? İlk neden solun 12 Eylül ve Sovyetler Birliği’nin dağılması sonrasında içine girdiği yenilmiş olma ve bir daha asla yenemeyeceği psikolojisidir. Hangi solcuyu tutup gözlerine dikkatlice bakarsanız gözlerinde göreceğiniz budur. Bu nedenle aslında politik olan her şeye küsmüştür. Sorun budur. Yaptığı konserleri, piknikleri politika zannetmektedir. Oysa bütün sorun tam tamına budur. Konser yapmak, piknik yapmak, panel yapmak kesinlikle politika yapmak değildir. Bunlar politika düşmanlığıdır. Apolitizmin şaheserleridir. Zaten daha büyük mesele, politik olmamayı solun artık bir olumsuzluk olarak görmemesidir. Solcularla biraz derin sohbet edin, size politikayı sevmediklerini söyleyeceklerdir. Politikanın pis bir iş, sonuçsuz bir iş olduğunu çok rahat anlatabilirler. İlk solcu olunduğu zamanlarda sizi vazgeçirmeye çalışan akrabaların, “siyasetle uğraşma” uyarısından çok uzakta değillerdir. Solcular “siyasetle uğraşma” diyen ve bunu büyük baskılar yaparak uygulamaya çalışan sistemin yaklaşımına paralel bir haldedir. Bunu ezildiği için kabullenmiştir. Bu anlamıyla aslında sisteme uyumludur. Politikanın yerine kültürel işler yapsan, asla olmaz. O, seni sistemin sıkıştırdığı yerdir. Politikada kaybeden, kültürde kazanır diye bir hayat akışı yok. Sol neyi kaybettiyse onu kazanmalıdır. Solu sol yapan odur. Sol politika meydanında kaybettiyse kaybettiğini politika meydanında aramalıdır. Nerede kaybettiyse orada aramalıdır. Yoksa marksizm marksizm olmaktan çıkar. Empresyonizm, ekspresyonizm, dadaizm gibi bir şey olur. * Tamam siyaset yapacağım dersen karşına her zaman Gezi Direnişi gibi bir büyük sıçrayış çıkabilir ama çıkmayabilir de. Eğer bir sol grup Gezi Direnişi’ne girerse oradan düzelerek çıkar çünkü hayat onu düzeltir. O büyük direnişin nereye gideceği üzerine düşünmeye başlar. Memleket üzerine düşünmeye başlar. Parktaki diğer politik gruplarla nasıl bir ilişki kuracağı üzerine düşünmeye başlar ve bütün bunlar sonucunda ister istemez politize olur. Daha rafine hale gelir. Eğer Gezi Direnişi ayarında bir gelişme yoksa sol grupları hiçbir şey düzeltemez. Günden güne daha fazla konser ve daha fazla piknik yapmaya başlarlar. İçlerine kapanırlar. Mitolojilerini daha fazla abartırlar. Bunu etrafa anlatmaya daha meyilli olurlar. İşte solu bu durumdan kurtarabilecek Gezi Direnişi dışındaki tek olay seçimlerdir. İşte seçimler bu kadar önemlidir. Seçimlere gireceğim diyen sol grup ilk kez Türkiye haritasını önüne çeker. İlk kez onun hepsini görür. İlk kez hepsi üzerine kafa yorar. İlk kez bir program ortaya koyar. Bu her hâlükârda denenecek ve sonuçları ölçülecek bir program olur. Deneyinin sonuçlarının sorumluluğunu üstlenir. Buna katlanmak zorunda olduğunu kabul eder. Kötü bir sonuç almamak üzere ilk kez kaygılanır. Bu durumda işte ışık ilk kez parlar. Başkalarının da denediği şeye destek vermesini ister ve kimle ittifak edeceği büyük sorusu önüne gelir. Normalde ittifak diye asla hiçbir sorunu olmayan solcu grup değişmeye başlar. Haftaya devam edeyim… hakanozturk17@gmail.com

Koalisyonu CHP ve MHP’nin tavrı belirleyecek

7 haziran seçimlerinin kesin sonuçları açıklandı ve Meclis 23 haziran’da toplanacak. Hükümeti kurma görevini ilk üstlenecek olan AKP’ye; dört bakanın yargılanması, Erdoğan’ın anayasal sınırlarına çekilmesi ve çözüm süreci gibi kritik meselelerden dolayı diğer partiler koalisyon için uzak duruyor. Durum böyleyken koalisyon tartışmalarında CHP ve MHP’nin tavrı önplana çıkıyor. güncel melih erdem

7 haziran seçimlerinin kesin sonuçları yayınlandı ve bir diğer yandan milletvekilleri mazbatalarını almaya başladı. Meclisin toplanmasına az bir süre kalmışken koalisyon tartışmalarının da en hararetli zamanları yaşanmaya başlandı.Tek başına iktidar kuramayacak olan AKP koalisyon için kendinden sonra en çok oy olan CHP ve taban olarak kendisine en yakın bulunan MHP’den bir hamle beklerken bu iki parti arasında yaşanan temaslar koalisyon tartışmalarında belirleyici rolü üstleniyor. Barajı aşarak tüm dengeleri değiştiren HDP ise koalisyon tartışmalarında seçimler öncesindeki siyasi tavrını korumaya çalışsa da çözüm sürecini devam ettirecek bir çözüm yolu formülü Bahçeli’ye başkoalisyon hükümetine katılmasa bakanlık teklifi oldu. bile onu destekleyebileceği yönünCHP yüzde 60’ı birleştirmek istiyor de mesajlar verdi. CHP Genel Başkan Yardımcısı ve Parti Sözcüsü Haluk Koç Genel Kılıçdaroğlu: AKP karşıtı hükümetin Başbakanı Bahçeli Merkez’de düzenlediği basın topGeçtiğimiz hafta toplanan CHP lantısında koalisyon senaryolarıyla parti meclisi koalisyon görüşmele- ilgili konuştu. CHP’nin en uygun riyle ilgili Kılıçdaroğlu’na tam yetki hükümet modelinin yüzde 60’ın verdi. Her fırsatta hükümeti kurma içinden çıkacağına inandığını begörevinin kendilerine verildiğini lirten Koç, “Ekonomik istikrar, bübelirten Kılıçdaroğlu parti meclisi- yüme, kriz yönetimi için gerekli günin kararıyla birlikte birkez daha bu ven ortamını sağlayacak en uygun görüşünü yinelerken seçim sonuçla- hükümet modelinin yüzde 60’ın rına değindi ve ‘’Seçim sonrasında içinden çıkacağına biz inanıyoruz. yüzde 40’lık ve 60’lık denge oluştu. Bu uzlaşma parlamenter demokraVe hükümet kurma görevi yüzde siyi de rayına sokabilecek. Cumhur60’lık bloğa düşüyor. İlkelerimizi başkanını anayasal yetki sınırlarına koyalım o çerçevede bir araya gele- çekecek.’’ diyerek çok konuşulan lim. Oturalım, adam gibi hükümet restorasyon hükümeti için öncelikuralım’’ dedi. Kılıçdaroğlu’nun ğin yüzde 60’lık blokta aranacağı yüzde 60 açıklamasından sonra mesajını verdi. AKP, CHP koalisgündeme getirdiği diğer önemli yonu olasılığını değerlendirmesi koalisyon gelişmesi de CHP-MHP- istenen Koç, “Bunlar bize değil bahHDP birlikteliğinin sağlanması için settiğiniz adrese sorulması gereken

sorular. Yolsuzlukların önlenmesi konusunda adım atabilecek misiniz? Yargının tarafsızlığı ve bağımsızlığı konusunda adım atabilecek misiniz? Hukuken şu anda cumhurbaşkanı olan Sayın Erdoğan’ın anayasal sınırlar içerisine çekilmesi sağlayacak irade gösterebilecek misiniz?” diyerek koalisyon şartlarına AKP uyabilir mi diye sordu. Bahçeli:Yüzde 60’lık blok boş laftır MHP ise HDP’nin içinde olduğu tüm ilişkilere kapıyı kapalı tutuyor. Devlet Bahçeli gazeteye yaptığı açıkamada şunları söyledi:’’CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu yüzde 60’lık bloktan bahsediliyor. Bu bize göre boş laftır.CHP Genel Başkanı hadiseye çok yanlış taraftan bakmaktadır. CHP sözcüleri ezbere konuşmakta ve havanda su dövmektedir. Bizim HDP konusunda ikna edilmemiz olmayacak bir şeydir. CHP bu çerçevede fazlaca emek

harcamasın. Türkiye’ye de haksızlık ederler.’’CHP’nin yüzde 60 ifadesini eleştiren Bahçeli azınlık hükümetine de sıcak bakmadığını belirtti ve’’Azınlık hükümeti formülü sonuçsuzdur ve doğru değildir. HDP’nin içinde yer alacağı veya destek vereceği her formül bizim dışımızda ve gündemimizde değildir.’’ dedi.MHP’li Oktay Vural’a da yüzde 60’lık bölüme Bahçeli’nin Başbakan olması teklifi soruldu. Vural HDP ile hiçbir ilişki kurulmayacağını söyleyerek Deniz Baykal’ın Erdoğan’la olan görüşmesini eleştirdi ve “Özellikle Cumhuriyet Halk Partisi’nin Sayın Deniz Baykal’ın yaptığı görüşmeler çerçevesinde Sayın Kılıçdaroğlu’nun bilgisi dahilindeki görüşmede, Adalet ve Kalkınma Parti’si ile görüşmelerini sonlandırmaları ve kamuoyuna bu konuda açıklama yapmaları daha uygun olacaktır.” açıklamasında bulundu.

Yolsuzlukları açıklamanın fezlekesi mecliste

“HDP’nin barajı aşması koalisyona imkan sağladı”

Koalisyon tartışmaları ve açıklamaları sürerken HDP koalisyon görüşmelerinde pasif tavrını devam ettiriyor. Geçtiğimiz günlerde gazetecilerin karşısına çıkan Demirtaş yaptığı açıklamada koalisyon görüşmeleriyle ilgili “AKP ve CHP teamüller gereği ilk koalisyon görüşmelerini yapmak durumunda olan partilerdir.” ifadelerini kullandı.Koalisyon içinde yer almayacaklarını belirtti. Konuşmasında

koalisyona

HDP’nin seçimlerdeki başarısının imkan sağladığını da vurgulayan Demirtaş ‘’Eğer HDP barajı geçemeseydi, siz şu anda koalisyon falan tartışıyor olmayacaktınız. Sayemizde koalisyonu tartışıyoruz. Eğer barajı geçmemiş olsaydık, AKP’nin tahakkümü altında inliyor olacaktınız.’’ sözleriyle bir kez daha daha barajın aşılmasının AKP’yi gerilettğini ifade etti.GÜNCEL

Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı, Kılıçdaroğlu hakkında partisinin grup toplantısında, hakkında kısıtlama kararı bulunan AKP’li dört bakanın ve Erdoğan’ın yolsuzluk tapelerine ait ses ve görüntü kayıtları yayınlaması dolayısıyla “soruşturmanın gizliliğini alenen ihlal” suçundan hazırladığı fezlekeyi, TBMM Başkanlığı’na sunulmak üzere Adalet Bakanlığı’na gönderdi. Kılıçdaroğlu’nun 11 Şubat 2014’te Meclis’te partisinin grup toplantısı sırasında yaptığı 17-25 Aralık yolsuzluk tapelerini denletmesiyle ilgili soruşturma Fezlekesi Adalet Bakanlığı’na geldi. İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı’nın “soruşturmanın gizliliğini alenen ihlal” etmekle suçladığı Kılıçdaroğlu fezlekesinde, mahkemenin kısıtlama kararı bulunan dosyada, mevcut ses ve görüntü kayıtlarını yayınladığı ve bu konu üzerinde

fikir ve görüşlerini beyan ettiği, o tarihte Başbakan olan Erdoğan’a hakaret içeren beyanlarda bulunduğu iddia ediliyor. TBMM’nin Kılıçdaroğlu hakkında yasama dokunulmazlığının kaldırılması kararına bağlı olduğu ve kararın TBMM’nin takdirinde olduğuna kaydedildi.GÜNCEL

Taner Yıldız: AKP koalisyon için çabalayacak Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Taner Yıldız, yeni hükümet kurma çalışmalarına ilişkin “AK Partili yine bir hükümet ama koalisyonla beraber olacak gibi görünüyor, biz koalisyonun olması için tüm gayretlerimizi, çabalarımızı sarf edeceğiz” dedi. Koalisyon tartışmalarına ilişkin görüşleri sorulan Yıldız, siyasetin çözüm üretme sanatı olduğunu ifade ederek, bu manada bir an önce hükümetin kurulması için çalıştıkları-

nı belirterek “Vatandaşımız sandıkta tercihini böyle yaptı. Vatandaşımızın tercihi başımızın üstüne.’’ dedi. Koalisyonun birçok alternatifiyle beraber gündemde olduğunu vurgulayan Yıldız, ‘’MHP ile olabilir, diğer partilerle özellikle CHP ile gerçekleştirilebilir. Bütün bunlar için şu anda konuşmak erken. Hükümetimiz şu anda Türkiye’nin sevk ve idaresiyle alakalı kararları alıyor” dedi. GÜNCEL


GUNCEL

05

23 Haziran 2015

Saygıyla anıyoruz Haziran Hareketi Kadıköy Meclisi üyesi Sait Tabak hocamızın, geçtiğimiz günlerde hayata gözlerini yumduğunu okurlarımıza derin bir üzüntü ile bildiriyoruz. Hayatını son nefesine kadar devrimci mücadele ile geçiren Sait Tabak hocamızın direngenliği ve mücadele kararlılığı yolumuza ışık tutacak. Yarın Gazetesi olarak ailesine, sevenlerine ve tüm yoldaşlarına baş sağlığı diliyoruz. Başımız sağolsun...

Sibel Uzun UYANIŞ

Sandıklar gibi sonuçların da arkasında olalım Erdoğan seçim sonuçlarından memnun değil. Seçimi sayılmaz kılmak istiyor ama artık geçmiş olsun. Seçimler yapıldı, sandıklar korundu, sonuçlar açıklandı AKP’nin %40 oy oranı ortaya çıktı, başkan olamadı, iktidarı kaybetti. Herkes “Cumhurbaşkanı Anayasa’yı çiğniyor” dedikçe %52 ile seçildiğini vurguluyor, ağzından %40 çıkmıyor (kendi oyunu sahiplenmiyor) diyor ki “çoğunluğun azınlığa tahakkümünü doğru bulmadığım gibi azınlığın da çoğunluğa tahakkümünü doğru bulmam” yani HDP’nin onu durdurmuş olmasını itiraf ediyor bunun için seçimleri inkar yolunu işaret ediyor. Koalisyon konusunu pas geçmek istiyor. Dikkatli olalım sandık sonucunu ortadan kaldırıcı bir çizgide yürümek istiyorlar, erken seçim bile demiyor “tekrar seçim” lafını kullanıyor. Ne olacaktı onun başkan olacağı yüzde yakalansaydı seçim sayılabilecekti. Açıktan yapamıyorlar ama hızla erken seçime varmak, seçim sonuçlarını unutturmak için çare arıyorlar. Sandıklarımızı vermedik seçim sonuçlarını da vermeyeceğiz Sandıklara herkes öyle bir sahip çıktı ki adamları da arabaları da işe yaramadı. Seçim öncesi Diyarbakır’da atılan bombalar HDP’ye daha çok oy verilmesini sağladı. Tıpkı Gezi’deki gençlere saldırdıklarında halkın ayaklanmaya koşması gibi HDP’ye sahip çıkmak için sandıklara koşuldu. Hiç “keşke atmasaydık bombaları” diye düşündüklerini sanmıyorum, “daha çok saldırmalıymışız daha çok bomba atmalıymışız” diye düşünüyorlar. Ellerinde ne varsa IŞİD’de dahil buna hazırlanıyorlar. İktidar oldukları zaman sabah akşam sandıkları savundukları için Gezi’ye atıp tuttukları gibi seçim sonuçlarına atıp tutamıyorlar. Müşahitlikler dışından her aşaması kendi ellerinde olduğu için “seçimlerde hile vardı” diye ortaya düşemiyorlar. Elleri kolları bağlandı. Seçimlerdeki tavrı görmezlikten gelen kendi topuğuna sıkar Seçim sürecinde bir kılıfını bulup uzaktan kavramsal sanat tadında yaklaşanlar da sonuçtan memnun. Seçimleri abartmayın diyenler en azından “sonuçlar da nedir ki” şımarıklığını yapmadılar, bu da bir kertedir. Sandıklara giden seçmen AKP’ye ortak bir tavır aldı, bunu görmezden gelenler de var. Ben bu yaklaşım tarzının aklına şaşıyorum, sandık başına giden insanların da bir proje olduğunu düşündüklerine şahit olursak şaşırmayalım, bakalım nereye varacaklar? HDP’nin barajı geçmesi hem bir hakkaniyet ölçüsüdür hem de akılla ortaya konan ortak bir tavra dönüşebilmiştir. CHP’li insanlar AKP’den kurtulmanın yolunu HDP’nin barajı aşmasından geçtiğini görerek oy vermiş ve akıllık etmiştir. Gezi’de nasıl ortak ayaklandıysa sandıkta da ortak bir tavır koyulmuştur. Öyle Gezi’deki ortak tavrı kabul edip “sandıkta durumlar farklı” demekle olmaz. Bu tavrın sınıfsal temeli olduğunu da Erdoğan’ı başkan yaptıracak diktatörlüğü elinin tersi ile kenara koyduğunu bilelim. Başka hangi sınıfsal tavır alış bunu konu etmiştir, büyütmüştür üzerine gitmiştir? Geçmişteki seçimlere bakınca daha iyi anlaşılıyor Geçmiş seçimlere bakınca sandığa giden toplum bir döneme tavır almıştır. Çok partili sisteme geçildiğinde (1946) Cumhuriyet’in kuruluşundan itibaren tek partili yönetime tepki olarak Adnan Menderes’in DP’ne oy yağmıştır. 28 Şubat darbe süreci, Refah Partisi’nin kapatılması ardından AKP’nin gelişi de benzer bir örnektir. Muhalefet açısından bakınca bir TİP deneyimi de vardır. Olay hiç seçimler önemsizdir şeklinde zuhur etmemiştir seçimler için o zaman Türkiye solu ortak bir çaba sergilemiştir, hala 1965’deki Sosyalistler’in 14 kişiyi meclise sokması unutulmaz, ama bugünle bağlantısı kurulmaz, hemen o ayrı bu ayrı bölümüne geçilir. Sadece seçim sisteminin “milli bakiye sistemi” olması ile ilgili değildir. TİP siyasetinin ve örgütünün atılımı da bu sonuca ulaştırmıştır. Ve artık muhalefet için HDP’ye yağan %13 oy Türkiye tarihinde bir temel olarak kabul edilmelidir. Dünyadaki ahval ve şerait de değişmiştir. Avrupa kapitalizminin rezilliği ortaya çıkıp büyük ayaklanmalar yaşanıp Syriza gibi bir sonuca ulaşınca Türkiye de bu gelişmelerden uzak kalamamıştır. Yerleşik sağ değil toplumun ayaklanan tarafı daha ağır basar hale gelmiştir. HDP’nin sandıkta ortak bir tutumla barajı aştırtılması da böyledir. 2014 yerel seçimindeki oyuna bakınca (BDP %4,5) seçmeni 3 kat artarak (HDP %13) bu sonuca ulaşmıştır. Ne kadar çarpıcı değil mi? AKP için de. Görecek günler var daha diyorduk ya biri de buymuş. Daha güçlü diyebiliriz “görecek günler var daha”. twitter: @sibeluzun_yarin

Gözaltında kayıpların faili Süleyman Demirel hayatını kaybetti

Demirel’i kötü bilirdik

Hanım Tosun Fehmi Tosun’un eşi:

Umut BAHÇECİİsmail Bahçeci’nin kardeşi:

Hakkımı helal etmiyoruk

9. Cumhurbaşkanı Demirel hayatını kaybetti. Demirel’den sonra ise geriye faili olduğu yüzlerce insan kaldı. Demirel’i nasıl bilirdiniz? Sorusuna ise cevabımız “Kötü bilirdik”. güncel burcu karefil

Abimin katili Demirel’dir

Bir insan ölüyor arkasından neyi ? Süleyman Demirel dediğin zaman benim aklıma ilk faili meçhul cinayetler, kayıplar geliyor. Süleyman Demirel’i Tansu Çiller’i Mehmet Ağar’ı asla affetmeyeceğim. Süleyman Demirel baştayken benim eşim kayboldu ben hakkımı helal etmiyorum, etmiyorum, etmiyorum... Benim ve çocuklarımın eli öbür tarafta da onun yakasında olacak. Benim çok üzüldüğüm nokta Demirel’in yargılanmadan ölmesidir. Ben öbür dünyada da onun peşindeyim. Ölmek ona kurtuluş olmayacak.

Süleyman Demirel öldü kurtuldu diye düşünüyorum. O dönemde hem Başbakanlık yapmış hem Cumhurbaşkanlığı yapmış, faili meçhullere imza atmış bir isim. Abim kaybolduğunda Cumhurbaşkanı’ydı. Abimin katillerinden biri de Demirel’dir. Abimden 21 senedir hiç haber alamıyoruz. 20 senedir Galtasaray Meydanından haykırıyoruz. Mehmet ağar gibi kişiler şu an yaşamaktadır onlardan hesap sorulmalı diye düşünüyorum ancak bunu yapacak olan da şimdiki hükümet olmalıdır. Fakat onlar sesimizi duymuyor.

Deniz, Yusuf, Hüseyin’in idam kararları oylanıyordu. Süleyman Türkiye’nin 9. cumhurbaşkanı Bey ise AP Grubu’nun en önünde Süleyman Demirel yaşamını oturuyordu. Elini ‘İdama evet’ için yitirdi. Pek çok siyasi parti temsilcisi, kaldırdığında arkasına dönüp bakdefalarca iktidar olabilmeyi başarmış, tı, herkesin kaldırıp kaldırmadığıiktidar olmak için halkı katletmekten nı kontrol ediyordu. Sonra vakur geri durmayan Demirel’e imrendik- bir ifadeyle önüne döndü. İdamlar lerinden olsa gerek, ne kadar büyük kabul edilmişti. Deniz ve Yusuf da bir siyasetçi olduğunu anlatmayı 25 yaşındaydı. Süleyman Bey ontercih etseler de, toplumun hafıza- lar için hiç ‘25 yaşında çocuklar’ sında idamlarına onay verdiği Deniz demedi. İdam edilmelerini istedi. bile ortada yokken Demirel için vası bırak Fatsa’ya bak” diyen Gezmişler ve faili olduğu gözaltında İsteğine ulaştı da...” düzenlenen törenler bitmedi. Cu- Demirel’i bizler de kötü biliriz. kayıplar var. “Hakkımızı helal etmiyoruz” martesi annaleri yıllardır çocukla- Demirel’i kanlı elleryile ve ölümüDemirel, Denizlerin idamı için mec- Sadece Denizlerin idamından değil rı için doldurdukları Galatasaray ne sebep olduğu yüzlerce insanla liste ne söyledi? bilinen kadarıyla 300 kişinin gözal- Meydanı’ndan bu sefer Demirel’e biliriz. İdam oylamasının yapıldığı gün tında kaybolmasından da sorumlu seslendi. “Senin katil meclis konuşması yapmayan Sü- Demirel. Cumartesi Anneleri’nin olduğunu biliyoruz. leyman Demirel, partisinin gru- yıllardır süren mücadelesi o zaman Seni kötü biliyoruz bunun en önüne oturarak şevk- da, çocukları ilk kaybolduğunda da ve hakkımızı helal etBasının yere göğe sığdıramadığı le ve heyecanla parti grubunu sürüyordu. Çocuklarının hesabını miyoruz” diyen aileler Demirel’in, Erdoğan’ın yanınyönetti. Dönemin tanıklarından soran aileler Süleyman Demirel’den ölümün Demirel için da “demokrat” kaldığını tüm toplum çok Altan Öymen’in idamların oylan- “Çocuklarıız cebimde mi çıkarıp kurtuluş olmayacağını iyi biliyor. Ancak halkın ne Demirel’in dığı günkü meclisi şöyle anlatı- vereyim?” cevabını almıştı. Öldü- söyledi. “daha demokratlığı”, ne Erdoğan’ın “tek yor: “Süleyman Demirel, Mobilya ğünde 2 gün byunca devlet töreni Görev yaptığı adamlığı”na razı gelmediğini unutmamak Yolsuzluğu’ndan yargılanan yeğeni düzenlenen ve bir türlü uğurlana- süre içinde iki darlazım. Demirel’i yargılatmak isteyen halk, Yahya Demirel’le ilgili olarak ‘25 yan Demirel’in faili olduğu ins- be görmüş ve 80 Gezi’den, seçim sonuçlarından aldığı güçle yaşında çocukla uğraşıyorlar’ diyor. naların şu an bir mezarı bile yok. Darbesi’nden önde AKP ile hesaplaşmayı gerçekleştirecek. 6 Mayıs 1972’de ise idam edilen Gözaltında kayıpların kemikleri hedef göstererek “Si-

Editörün notu:

Görülmemiş hesap kalmayacak Birleşik Haziran Hareketi, bulunduğu tüm illerde AKP’den hesap sormak için bir eylem düzenledi. Görülmemiş hesap kalmayacak denilerek yapılan eyleme İstanbul’da saldırı oldu. Neredeyse bulunduğu bütün illerde yürüyüşünü yapan ve “Halk AKP’ye seçimde onu istemediğini gösterdi. AKP geriledi ancak kapanmamış hesaplarımız var. İşçi ölümlerinin, kadın cinayetlerinin, çalınan paraların hesabını soracağız” diyen Haziran Hareketi’ne İstanbul’da polis barikatı kuruldu. Taksim Tünel’de yürümek isteyen Haziran üyelerinin

Asıl hayata dönüş budur

F Tipi cezaevlerine karşı ölüm orucu ve açlık grevi eylemlerinin sürdüğü cezaevlerine karşı düzenlenen ‘Hayata Dönüş’ operasyonu sırasında, 12 kişinin katledildiği Bayrampaşa Cezaevi’nde bulunan ve bu operasyondan, yüzünü tanınmayacak hale getiren ağır yanıklarla kurtulan Hacer Arıkan, 15 yıl sonra hukuk savaşını kazandı. İçişleri ve Adalet Bakanlığı, Arıkan’a 120 bin TL tazminat ödeyecek. Danış-

tay 10. Dairesi, “Pasif direnişteki mahkum ve tutukluların can güvenliğinin sağlanması yönünde gerekli önlemler almayan idarenin ağır hizmet kusuru bulunmaktadır” dedi. Arıkan’ın avukatı Gülizar Tuncer de “Bu dava ile devletin Bayrampaşa’daki sorumluluğu yargı organları tarafından kabul edilmiş oldu. C-1 koğuşunda yanan kadınların kendi kendilerini yakmadıkları ispatlandı” diye konuştu. GÜNCEL

önüne kurulan ve kaldırılmayan barikatın açılmasını isteyen Haziran üyelerine polis tazyikli su ve biber gazıyla saldırdı. Tüm saldırılara rağmen dağılmayan Birleşik Haziran Hareketi saat 17.00’a Galatasaray Meydanı’nda buluşma koydu ve orada tekrar toplandı. Bunun üzerine polis yine hiçbir uyarı yapmadan ve sebep göstermeden Haziran üyelerine saldırdı. Galatasaray Meydanı’nda yapılan basın açıklamasının ardından Haziran Hareketi meydandan ayrıldı. AKP’nin İç Güvenlik Paketi’yle koymaya çalıştığı hiçbir engel hedefini bulamadı. GÜNCEL


EKONOMI

06

23 Haziran 2015

109 milyon banka kartına şok komisyonlar

Rekabet Kurulu bankaların müşteriden aldığı komisyonların önünü açtı. Banka kartlarındaki Visa ve MasterCard logoları için bile tüketiciden komisyon kesilecek. Bankalar komisyon kalemlerini sınırsız artırabilecek. BKM, banka kartlarından alınacak komisyon oranının ortak belirlenmesi konusunda 5 yıl rekabet bildirimi muafiyeti aldı. Alınacak komisyona aralarında Visa ve MasterCard logosu için ödenecek bedelin de bulunduğu bazı maliyet artışlarının yansıtılmasına izin verildi. BKM’nin bazı maliyet kalemlerini komisyona yansıtmasına da izin verildi. EKONOMİ

Cumhuriyet Altını 700 liraya dayandı

Dolara Fed freni getirildi

Fed’in 10 yıl aradan sonra yapması beklenen ilk faiz artışının piyasaların beklediğinden daha yavaş olacağı sinyalini vermesi küresel piyasalarda doları geriletti. Küresel piyasalarda euronun 1.1371 dolar ile 1.14 dolara dayanması üzerine, dolar dünkü 2.73 lira düzeyinden de geri çekelerek güne 2.71 liranın hemen üzerinde başladı. Dolar karşısında güç kazanan euro da dünkü akşam saatlerindeki 3.0815 lira düzeyinin biraz üzerine 3.0876 liraya kadar çıktı. Açıklamada, ekonominin sene sonu itibariyle bir faiz artışına büyük ihtimalle hazır olduğu belirtildi. EKONOMİ

sayı: 192

Haftalık siyasi gazete yerel süreli yayın Genel koordinatör editörler

tasarım

elif karan Birsen Kaplanseren Burcu Karefil Ece Berfin Karagöz Elif yağarkar Fatma çakır hilal türkben onur toper Osman Erdem Özgün Başak Melih erdem melek önder Rıfat Çapar Sait Bağış sıla gemicioğlu yağmur derin eda derya toper fikriye yılmaz Nida Ateş Ömer Kabakçı yusuf yasin yakşi

dağıtım imtiyaz sahibi sorumlu yazı işleri müdürü Yönetim adresi

basıldığı yer

Gencim, mezunum, işsizim Gencim mezunum işsizim Resmi işsiz sayısı 3 milyona yaklaşırken bunların yüzde 20’sini yükseköğrenimli işgücü oluşturuyor. AKP’nin “Her ile bir veya birkaç üniversite” diyerek açtığı bilimsellikten ve nitelikten uzak üniversiteler meyvesini veriyor! Her sene daha fazla genç mezun, kendisini işsizler ordusunda buluyor.

Kapalıçarşı’da altın fiyatları haftanın son işlem gününde yükseliş gösteriyor. İstanbul Kapalıçarşı’da 24 ayar külçe altının gram satış fiyatı 104,75 lira, Cumhuriyet altınının satış fiyatı ise 698,00 lira oldu. İstanbul Kapalıçarşı’da alınıp satılan altın türlerinin, önceki kapanış ve bugün açılış fiyatları (TL) şöyle: Altın, Fed’in faiz artırımlarında kademeli bir tutum takınacağını kaydetmesi ve Euro Bölgesi maliye bakanları toplantısında Yunanistan krizine bir çözüm bulunamamasının ardından, ikinci haftalık yükselişe yaklaştı. Spot altın yüzde 0,2 gerileyerek 1,199,38 dolar oldu. EKONOMİ

23 haziran SALI 2015

Yeni işsizlerin yarıdan çoğu üniversite mezunu

osman erdem fadik temizyürek Tel: 0536 698 9397

TÜİK’e göre 322 bin kişi daha işsizler ordusuna katıldı, işsiz sayısı 3 milyon 69 bin kişiye sıçradı. İŞKUR’a göre ise işsiz sayısı 758 bin kişi artarak 2 milyon 914 bin oldu, geçen yıla göre %35 artış gösterdi. Resmi işsizlik verilerine göre, son dönemde işsiz kalanların yarısından fazlasını oluşturan “üniversite mezunu işsizler”in toplam sayısı son bir yılda 170 bin kişi arttı. halde düzgün işler bulamadığı için çaresiz kısa süreli işler yapanlar ekDİSK-AR, TÜİK tarafın- lendiğinde işsizler, gizli işsizler ve dan açıklanan İşgücü An- çaresizlerin toplam sayısı 6 milketi Mart 2015 dönem sonuçları yon 568 bin kişiyi, toplam oranı değerlendirmesinde; “Resmi iş- da yüzde 20.9’u buldu. sizlere, umudu olmadığı için ya da diğer nedenlerle son 4 haftadır Şişirme üniversitelerin genç iş arama kanallarını kullanmayan işsizleri ve işe başlamaya hazır olduğu hal- İşsiz ordusuna geçen bir yıl içinde bu nedenle işsiz sayılmayanlar de 170 bin üniversite mezunuda dahil edildiğinde işsizlik oranı nun katıldığına da dikkat çekiyüzde 17.5, işsiz sayısı da 5 mil- len değerlendirmede, “İşsizlikteki yon 519 bin kişi olarak gerçek- toplam artışın yüzde 53’ü yükleşti” denildi. seköğretim mezunu işsizlerin sayısındaki artıştan kaynaklanıyor” Toplam işsizlik oranı yüzde 20 denildi. AKP öncesi, üniversite Buna, işinden memnun olmayan yaşına gelmişlerin yüzde 10 kaya da daha fazla çalışmak istediği darı üniversite öğrencisi olabilir-

ekonomi fatma çakır

ken, şişirme üniversitelerle oran yüzde 38’e kadar çıktı. Yüksek öğrenimdeyim diyen genç sayısı da 5,7 milyona. Genç kadınlarda bu oran 110 bin kişi arttı Özellikle genç kadınlarda artan işsizliğe vurgu yapılan değerlendirmede: “Yükseköğretim mezunu resmi işsiz sayısı 648 bin kişi, resmi işsizlik oranı ise yüzde 10.7. Buna karşın yükseköğretim mezunu kadınlar için bu oran yüzde 15.8 seviyesinde. Yükseköğretim mezunu kadın işsizlerin sayısı ise geçtiğimiz yılın aynı dönemine göre 110 bin kişi arttı.” denildi.

Genç işsizlik yüzde 29 Yükseköğretim mezunu kadınların yüzde 27’si, erkeklerin ise yüzde 22’si 1 yıldan uzun süredir işsiz. Gençler için geniş tanımlı işsizlik oranı resmi genç işsizlik oranı olan yüzde 18.6 rakamının yaklaşık 10.5 puan üzerinde yüzde 29,2 seviyesinde gerçekleşti.” DİSK-AR değerlendirmesinde, kadınlar için resmi işsizlik oranının bir önceki yılın aynı dönemine göre 1.9 puan artarak yüzde 12.9 olarak açıklandığı da anımsatılan değerlendirmede, “Kadınlarda geniş tanımlı işsizlik oranı ise yüzde 25.8 oldu. Tarım dışı işsizlik oranı ise yüzde 17.2 olarak gerçekleşti” denildi.

2002’den 2014’e Türkiye ekonomisi Ekonomik büyüme, istikrar ve güçlü Türkiye söylemlerini sık sık tekrar eden AKP’nin iktidarda bulunduğu 13 yılın sonunda ekonomi politikaları iflas etti. Ekonomik kriz sonrası iktidara gelen AKP’nin yönettiği Türkiye ekonomisi, 2002-2014 yılları arasında ortalama olarak yıllık yüzde 4.8 büyürken aynı dönemde dünya ise yüzde 6.3 büyüdü. Bu büyümeyle 1923-2002 arasındaki büyüme ortalamalarının altında kalan Türkiye’nin dünyanın en büyük ekonomileri ligindeki 17’nci sırada olan yeri geçen yıl 19’uncu sıraya indi. Büyüme hızı gerileyen, işsizlik oranı sürekli artan bir grafik izleyen, cari açığı yükselen, dolara dur diyemeyen, ekonomisiyle Türkiye, büyümesini tüketim, kısa dönemli dış finansman ve düşük teknolojili

sektörlerle geliştirirken, inşaat ve altyapı gibi sektörlere odaklandı. Ülkeyi saran duble yollar, havaalanları ve inşaat projeleriyle bir yandan suni bir artı değer yaratılırken diğer yandan da rant dağıtımı kolaylıkla yapılabildi. Her ne kadar AKP’den milli gelirin arttığı, ihracatın yükseldiği, Merkez Bankası rezervlerinin arttığı yönünde açıklamalar gelse de ekonomide yapısal reformların gerçekleştirilememesi, kısa vadeli bakış açısının devam etmesi ve yanlış yaklaşımların artması nedeniyle tehlike çanları çalıyor. Özellikle uzmanlar, ekonomide olumlu artışlar gösteren rakamları kastederek “istatiki şehir efsanesi” yöntemiyle halkın gözünün boyandığını söylüyor. EKONOMİ

ışıl kurt Ergenekon Mah. Tay Sok. No:4 Osmanbey / İstanbul Arslan Güneydoğu Gaz. Mat. ve Kağıtçılık A.Ş. Akçaburgaz Mah. Hadımköy Yolu San1 Bulvarı 169. Sokak No: 6 Kıraç / Esenyurt / İstanbul 02128861795

6 aylık abonelik: 40 tl

1 yıllık abonelik: 80 tl

SANEM DENİZ KURAL adına ziraat bankası hesap no: 0615 57722685 5001 ıban: TR28 0001 0006 1557 7226 8550 01 ptt hesap no: 08848286 0000 0088 7351 11 işbankası hesap no: 6200 2465988 ıban: TR34 0006 4000 0016 2002 4659 88

garanti bankası hesap no: 31/6896034 ıban: TR90 0006 2000 0310 0006 8960 34 akbank hesap no: 0177542 ıban: TR57 0004 6001 6488 8000 1775 42 yapı kredi hesap no: 229/88735111 ıban:TR38 0006 7010 0000 0088 7351 11

Dolar ve Euro yükseliyor

Merkez Bankası’nın, faiz tartışmalarından bu yana hızla yükselişe geçen dolar, tekrar düşüşe geçti demeden yeniden yükselmeye başladı. Euro ise 3.07 lirayı aşarak 2015 yılının en yüksek düzeyine çıktı. Fed’in ekonomide büyümenin sürdüğü ve görünümün iyimser olduğuna ilişkin saptamaları üzerine dolar yükselişe geçti. Güne yükselişle başlayan ABD para birimi bir ay aradan sonra yeniden 2.70 liranın üzerine çıkarak 2.7012 liraya kadar çıktı. Euro da dün 3.0 liranın üzerine yeniden çıktıktan sonra, bu sabah 3.0425 liraya kadar yükseldi. ABD Merkez Bankası, ülke genelinde ekonomi-

nin büyüdüğünü ve genel olarak iyimser bir havanın hakim olduğunu açıkladı. Fed’in, ABD’nin 12 bölgesinde ekonomik gelişmeleri izlediği ve yılda sekiz kez yayımladığıBeigeBook (Bej Kitap) raporunda, ekonominin, önceki raporun yayımlandığı Nisan başlarından Mayıs sonlarına kadar genişlediğini ve ankete katılanların genel olarak iyimser görüşler belirttiği vurgulandı. Analistler, Fed raporunda ortaya koyulan iyimser tablonun, ABD ekonomisinin yılın başında düşük performanstan toparlanabileceği sinyallerini verdiğine ve faiz artırımı için elverişli ortam oluşabileceğine işaret ediyor. EKONOMİ


KADIN

07

23 Haziran 2015

Gülsüm Kav

ANA FiKiR

Hani kadın cinayetleri duracaktı?

Seçimden sonra insanların rahatladığı, yüzlerinin güldüğü, sanki birbirine daha iyi davrandığı ya direk görülüyor. Ya da bunun dile getirildiğine sık rastlıyoruz. Yok öyle değil diyen, görmemekte ısrar eden var ise, durumu örtmek istediği içindir diye düşünüyorum. Neredeyse ki bu “bir nefes almak” enfes halinden Davutoğlu bile nasibini alıyor, eşi ile birlikte katıldıkları iftar davetlerinde adeta kıkır kıkır gülüyorlar. Demirtaş’ın dediği gibi oluyor hakikaten onun da kurtulduğu apaçık kendi yüzünden okunuyor. Şimdi bu iyi şeyler oluyor iken- olduğu halde, bazı sorunlar – kötülükler de var ki, devam ediyor olmaları toplumda bir şaşkınlık-tuhaflık yaratıyor. Toplum artık buna tahammül edemiyor. İşte bunların başında kadın cinayetleri geliyor. AKP’nin gerilemiş olması ile onunla sembolize olan birçok kötülüğün de gerileyeceği beklenirken neden hala kadın kardeşlerimizi toprağa veriyoruz? diye soruyor toplum ve çözüm bekliyor. Kuşkusuz kadınları AKP eline silah alıp öldürmedi. Ama şiddeti teşvik eden politikaları, cinayetleri seyretmesi ve çözüm için hiçbir somut adım atmaması nedeniyle haklı olarak sorumlu tutuldu. Bu yüzden şimdi de toplum kadın cinayetlerinin durmasını bekliyor. Bu da çok makul; 1.AKP’nin gerilemiş olması, 2.Meclis’in ülke tarihinde en yüksek oranda kadın vekile kavuşmuş olması 3.HDP’nin kadın temsili ve bu temsiliyetin arkasında güçlü bir kadın programı ve 80 vekille, 3. Parti -3. Kuvvet olarak Meclis’te oluşu 4.CHP’nin kadın cinayetlerini durdurmak için önemli bir gelenek biriktirmiş oluşu, 5.Türkiye’de ve dünyada kadınların hayatlarına sahip çıkan ayağa kalkışı; her hafta başka bir coğrafyadan yükselen kadın ayaklanmaları yaşanması, …Dolayısıyla bu nesnellik, büyük beklenti yaratıyor, sorunun çözümünü zorunlu kılıyor. Ne kadar iyi ki, ortada hiçbir boşluk bırakmayacak şekilde somut ve net çözüm önerileri de var: -İlk ve başlangıç adımı olarak; Ceza indirimlerinin kaldırılması; güncel adıyla Özgecan Yasasının kabul edilmesi ile erkek şiddetini aklamak eğilimi son bulacak, tüm toplum gerçek bir adalet ile tanışacaktır. Ardından; -6284 Sayılı Korunma Kanunu’nun etkin uygulanması -Cumhurbaşkanı, başbakan ve siyasi parti önderlerinin kadın cinayeti işleyen erkeği kınayan açıklamalar yapması -Kadın Bakanlığı kurulması -Cinsiyet ve cinsel yönelim eşitliğini temel alan yeni bir anayasa ile emin oluj kadın cinayetleri duracaktır. Hala çözüm için somut hiçbir adım atılmamış olması nedeniyle şu anda devam ediyor. Ceza yasası değişikliğinin gündem olması bile durumu değiştirebilir. Örneğin kadın cinayetlerinin yıllara göre seyrine bakılınca sadece 2011 yılında bir azalma olduğunu görülür. Ve o sene Ayşe Paşalı öldürülmesi sonrası kadın örgütleri ile yeni bir koruma kanununun hazırlandığı yıldır. Yani, bir anlamda sorunun çözüleceğine dair umut yılıdır 2011. İşte bu bile iklimi değiştirmiş, toplumdaki erkek egemenliği bir hiza almıştır. Bir sorunun gerçek anlamda gündeme alınması bile çözümün parçasıdır. Ama elbette ardından bütün gerekleri yerine getirilmelidir. Nitelim koruma kanununun yenilendiği yıl iyiye gitmiş idik ama yayınlanıp da uygulanmamaya başladığı ilk andan itibaren de kötüye gitmeye başladık. Bir umutsuzluk yayıldı. İşte şimdi AKP’nin gerilemiş olması gerilemiş olmasıdır ve birçok iyi şey gibi kadın cinayetlerini durdurmanın da önü açıldı. Çözüm ve umut zamanındayız. Eğer yeniden bir umutsuzluk yayılmasın istiyor isek, bu peryodu kaçırmayalım. Meclis’in içinde ve dışında yürüyen, birbirinden farkları olsa da kadınların yaşam hakkını savunmakta ortaklaşan kadın mücadelesinden beklenen budur. gulsumkav@gmail.com

Kadınların yeni Meclis’ten talepleri var

Kadın cinayetlerini durdurmaktan sorumlu olan ve ellerinde her türlü imkanı bulundurmasına rağmen kadınların taleplerini yıllarca dikkate almayan AKP hükümetinin ardından, kadınların yeni meclisten talepleri var. AKP hükümetinin ardından, kadınların yeni meclisten talepleri var. AKP hükümetinin ardından, kadınların yeni meclisten talepleri var. Toplum vicdanını en çok yaralayan sorunun ceza indirimleri olYıllardır kadın cinayetlerinin duğunu vurgulayan Platform’un çözümü olduğunu söyleyen öne çıkardığı, çözüm için ilk Kadın Cinayetlerini Durduracağız adım olarak gördüğü talep; Türk Platformu şimdi yeni meclise sesleni- Ceza Kanunu’nda “kadın cinayeti” yor. AKP döneminde kadın düşmanı teriminin yasal statü kazanması, söylemler ve politikalarla yüzde 1400 kadın cinayetlerinin sürmesine artan kadın cinayetlerini durdurmak sebebiyet veren indirimlerin kaliçin öncelikli olarak kadın katillerine dırılması, maddenin “ağırlaştırılağırlaştırılmış müebbet hapis cezası- mış müebbet hapis cezası” olarak nın yasalaşması gerektiğini söyleyen düzenlenmesi. kadınlar, yasayı kazandıktan sonra Tüm Türkiye’de dava takiplediğer taleplerinin gerçekleşmesi içim rinden elde ettiği deneyime dayanarak, kadın cinayetleri ve kadına mücadele edecek. kadın ÖZGÜN BAŞAK

2) Koruma kanununun etkin uygulanması. 3) Ceza Kanunu’nda caydırıcı ceza. 4) Kadın Bakanlığı’nın kurulması. 5) Cinsiyet ve cinsel yönelim eşitliğini esas alan yeni anayasa. Kadın cinayetlerini durdurmak için somut bir siyasi irade gösterilmesi gerektiğini ve yeni meclisin ilk işinin kadınların hayatını kurtaracak Kadınların 5 temel talebi şöyle: bu talepleri yerine getirmek oldu1) Cumhurbaşkanı, Başbakan, Mec- ğunu söyleyen kadınlar, bu talepleri lis’teki tüm parti liderlerinin kadına gerçekleştirilene kadar meclisin peyönelik şiddeti kınaması. şini bırakmayacaklar. yönelik şiddet konusunda “5 temel talep” oluşturan Platform, Özgecan Aslan’ın öldürülmesinden sonra tüm toplumun sahiplendiği bu talepleri meclisin de kabul etmesini, devletin başka pek çok durumda cömertçe harcayabildiği tüm imkan ve kaynakları kadınların öldürülmemesi için seferber etmesini istiyor.

Deniz Aktaş’ın katili indirim peşinde

Antalya’da 21 yaşındaki Deniz Aktaş’ı tabancayla öldüren Lokman Barış Çelik hakkında açılan davanın ilk duruşması Antalya 2. Ağır Ceza Mahkemesi’nde görüldü. Duruşmaya, tutuklu sanık Lokman Barış Çelik, Deniz Aktaş’ın annesi Figen Yetişkin, tanık polis memuru Yasin Kaya, ve apartman sakinleri katıldı. Kadın Cinayetlerini Durduracağız Platformu, hukukçuları ve temsilcileriyle davayı takip etti. Apartman sakinleri Deniz Aktaş’ın yardım çığlığını duyduktan sonra polise haber verdiklerini söylediler. Deniz’i kurtarmayarak saatlerce kapıda bekleyen polisler ise birbiriyle çelişen ifadeler verirken, Lokman Çelik tüm kadın katillerinin yaptığı gibi ceza indirimi almak için Deniz’in, “erkeklik guru-

runa hakaret ettiğini” iddia etti. Dava sonrasında yapılan basın açıklamasında konuşan anne Figen Yetişkin, kızının katilinin indirim almasını istemediğini, katile ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası verilmesini istediklerini söyledi. Eylemde konuşma yapan Kadın Cinayetlerini Durduracağız Platformu Temsilcisi Sanem Deniz Kural ise “Katil hak ettiği cezayı alana kadar mücadeleye devam edeceğiz” dedi. KADIN

“Kadın Bakanlığı Kurulmalı”

7 Haziran Genel Seçimleri’nden sonra Mersin’i Meclis’te temsil edecek olan, kentin tek kadın milletvekili Çilem Öz, Kadın Cinayetlerini Durduracağız Platformu’nun kadın cinayetlerini durdurmak için oluşturduğu 5 temel talep arasında da yer alan Kadın Bakanlığı konusunun çok önemli olduğunu söyledi. Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığı’nın sadece aile içindeki kadını odak noktasına aldığını

belirten Öz, sözlerini şöyle sürdürdü: “Aile Bakanlığı sadece ailenin içindeki kadını görüyor. Kadını ailenin içinde görmenin özelliği şudur, ‘ya eşsiniz ya annesiniz ya da kız çocuğusunuzdur’. Bu durum kadın aklını, kadın fikrini, kadın vicdanını yok saymaktadır. Oysa kadınların gerçekten kadın bakanlığına ihtiyacı vardır. Bu kadın bakanlığı yeter ki kurulsun biz görev almaya hazırız.” KADIN

Anıt sayaçı durduracağız, mücadeleye devam

Kadın Hareketi Nida Ateş Özgecan’ın davasına sahip çıkmak, kadınların davasına sahip çıkmaktır diyerek Tarsus Adliyesi’nde buluştuk iki hafta önce. Başka Özgecanlar ölmesin diye, kadınlar öldürülmesin diye. Diğer kadın katilleri gibi Özgecan Aslan’ın katilleri de indirim almak için her türlü yolu denedi. Biz ise her adliyeden, her meydan haykırdığımız gibi “kadın katillerine indirim yok” diye haykırdık. Özgecan’ın davasının üstünde sayılı günler geçmişti ki yine bir kadın tıpkı Özgecan Aslan gibi insanlık dışı şekillerde öldürüldü. Öldürülen kardeşimiz Cansu Kaya

da tıpkı öldürülen diğer kadınlar gibi masum, öldürülen diğer kadınlar kadar bunu haketmemişti. Türkiye’nin dört bir yanından kadınlar olarak Cansu Kaya’nın hesabını soracağız, Özgecan Yasası’nı kazanacağız demek için meydanlardaydık. Cansu Kaya’nın nezninde öldürülen tüm kadınların hesabını sormak istiyorduk evet. Çünkü artık sabrımız kalmadı Özgecan Yasası’nın çıkmasını istiyoruz ve çıkması için her türlü yolu deniyoruz evet çünkü biliyoruz ki yasa çıkarsa kadın cinayetlerinin durması için çok önemli bir adımı atmış olacağız. Tarih artık, Güldünya Tören öldürüldüğünde Töre saiki’nin TCK’da yer almasının töre cinayetlerini azalttığını yazıyor. Tarih artık, Ayşe Paşalı öldürüldüğünde çıkan 6284 sayılı Koruma Kanunu’nu yazıyor. Bunların

hepsini kadınlar kendi elleriyle bu mücadelede akıttıkları terleriyle yazdı. Şimdi biz kadınlar Özgecan Yasası adını verdiğimiz yasayı çıkartmak için elimizden geleni ardımıza koymayacağız. Çünkü kadın katillerine verilen ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası kadın cinayetlerini durdurmak için kadın mücadelesinde önemli bir köşe taşı olacaktır. Yeni kurulacak hükümete bir uyarıdır. Kadınların taleplerini dikkate alın. Bu kadar kadın öldürülüyorken, sizde kadın cinayetlerini durdurmak için elinizden geleni yapın. Çünkü kadınlar da artık kendileri için hiçbir şey yapmayanı seçmiyor. Erdoğan’ın hali ortada. Kendinden başkasını düşünmeyenin hali budur. İç Güvenlik Paketini çatır çutur Meclis’ten 2 gecede geçirirken, kadınların alınteri olan yasaları kendi çıkar-

mış gibi anlatan Erdoğan’ın hali budur. Kadın düşmanlığı kör göze parmak olan, adeta seçim sonrası balkon konuşması yapma sevdalısı Erdoğan, bu seçimlerden sonra konuşamadı. O kadar konuşamadı ki, konuşamadığı saatler için internet sayaçları kuruldu. Bu ülkede sayaçlar keşke sadece Erdoğan’ın konuşamadığı saatler için kurulsaydı keşke. Kadın Cinayetlerini Durduracağız Platformu’nun da öldürülen kadınların anısına yaptığı bir anıt sayacı var. Buradan Erdoğan’a da seslenelim o halde. Senin konuşamadığın saatler için yaptığımız sayaç bir gün sonsuza kadar sürecek ama bir gün mücadelemizle anıt sayacı durduracağız. Tüm bu alınteri, anıt sayacın durduğu günleredir.


KADIN

08 Sanatçılardan Özgecan yasasına destek

23 Haziran 2015

Cansu Kaya için kadınlar sokaklara döküldü

Özgecan Yasası artık çıkmalı

Aralarında Gülben Ergen, Ceyda Düvenci, Demet Evgar, Demet Akalın , Esra Erol , Beren Saat , Vildan Atasever gibi birçok ismin bulunduğu ünlü sanatçılar, artarak devam eden kadın cinayetlerini durdurmak için yapılan eylemlere sosyal medyadan destek verdiler. “Cehaletin tek korkusu kadındır.” “Kadın katillerine indirim değil, ağırlaştırılmış müebbet hapis cezasının yasalaşması talebimiz sürüyor!” sözlerini paylaşan ünlüler, yasa için imza kampanyasına da katıldılar. KADIN

Kaçırılan Feride bulundu

Feride, Muğla’da 18 Haziran’da evine giderken kaçırılmıştı. Olay bilinmesine rağmen polis bir süre şikayetleri önemsememişti. Feride Adana’ya kaçırılırken bulundu. Muğla’da dün Feride’yi kaçıran şahsın kendilerini arayarak “Düğün yapar, getiririz” dediğini aktaran arkadaşı Demet, her şeyin karakolun önünde olduğunu söyledi. Şahıs ayrıca karakolu da arayarak Feride’yi kaçırmadığını söylemişti. Saat 3 sıralarında kendisni kaçıran kişi ile Jandarma tarafından bulunan Feride’nin durumunun iyi olduğu öğrenildi. Feride’yi kaçıran kişinin gözaltına alındığı bilgisi de ulaştı. Feride Muğla’ya geri getiriliyor. KADIN

İstanbul

Kadın Cinayetlerini Durduracağız Platformu, İstanbul, Eskişehir, Samsun ve Ankara’da kadın cinayetlerini durduracak yasayı çıkarmak için eylem yaptı. kadın Yağmur Derin İstanbul’da Tünel’den başlayıp Galatasaray Meydanı’nda sona eren eylemde yüzlerce kadın “Özgecan Yasası istiyoruz” ve “Kadın katillerine indirim yok” diyerek yürüdü. Ankara’da Sakarya Caddesi’nden Yüksel İnsan Hakları Anıtı’na uzanan, Eskişehir’de Kanatlı AVM önünde başlayan yürüyüşe, halk alkış ve ıslıklarıyla destek verdi. İstanbul’da yapılan yürüyüşe Özgecan Aslan’ın kuzeni Karanfil Aslan, Berkin Elvan’ın annesi Gülsüm Elvan,

sanatçı Ceylan Ertem ve Nur Sürer katılırken pek çok kurum da destek verdi. Emekçi Hareket Partisi Genel Başkanı Sibel Uzun, Antikapitalist Müslümanlar’dan kadınlar, Bayan Yanı dergisinin editörleri, Çocuk Bedenime Dokunma İnsiyatifi, İlerici kadınlar, Kadın Muhtarları Derneği, İstanbul Barosu, CHP İl Gençlik Kolları, Yeni Demokrat Kadın, ÖDP’den kadınlar ve Cansu Kaya için Gebze’de bir saatlik iş durduran Metal İşçileri de eyleme katıldılar.Yürüyüş oldukça coşkuluydu.

Ankara

Eskişehir

Sevda’nın katili susma hakkını kullandı Samsun

Antalya

Polis memuru Abbas Usta, eşinden boşandıktan sonra iddiaya göre eşinden ayrı yaşayan ve boşanma davası açan Sevda Uysal ile birlikte yaşamaya başladı. Ancak çiftin arası bozulunca Sevda Uysal polis memuru ile görüşmek istemedi. Bursa’da, polis memuru Abbas Usta (41), birlikte olduğu Sevda Uysal ile annesi 75 yaşındaki Ayşe Şahin’i tabanca ile öldürdü. Cinayet sonrası Usta, silahıyla teslim oldu. İddiaya göre Sevda Uysal’ın işyerine giden ve orada Uysal ile kıskançlık yüzünden bir tartışma yaşayan Usta , Bursa Emniyet Müdürlüğü’nde görev yapmaktaydı. Katilin teslim olduktan sonra emniyette susma hakkını kullandığı ve adliyeye sevk edildiği öğrenildi. KADIN

Arzu Köse hayatını kaybetti

Gaziantep’in Nizip İlçesi’nde, 25 yaşındaki Arzu Köse, tartıştığı 28 yaşındaki eşi Osman Köse tarafından av tüfeğiyle öldürüldü. İddiaya göre gece geç saatlerde uyuşturucu kullanımı nedeniyle çıkan tartışmada öfkelenen Osman Köse, av tüfeğiyle 5 yıllık eşine ateş etti. Arzu Köse, olay yerinde yaşamını yitirdi. Osman Köse ise silah sesini duyanların ihbarı üzerine eve gelen jandarma ekipleri tarafından gözaltına alındı. Öldürülen Köse, 2 çocuk sahibiydi. KADIN

Neden Özgecan Yasası? Kadın Cinayetlerini Durduracağız Platformu tarafından İstanbul’da düzenlenen yürüyüşte konuşan aileler ve Platform temsilcisi neden Özgecan Yasasının derhal çıkarılması gerektiğini anlattı.

Karanfil Aslan

Gülsüm Kav

Özgecan Aslan’ın kuzeni Karanfil Aslan: “Artık son olsun istiyoruz” “Özgecan ilk değil son da olmayacak dediğim zaman bana siyaset yapıyorsun demişlerdi. O zaman neden kadın cinayetlerinin devamı geldi? Biz artık son olsun istiyoruz.” Kadın Cinayetlerini Durduracağız Platformu Genel Temsilcisi Gülsüm Kav:“Erkek şiddetini aklamanın en temel sembolü işte bu ceza indirimleridir.” Bugün yasa değişiklik talebimizi daha güçlü ve bunu ne yazık ki Cansu kardeşimiz nezdinde dile getirmek için buluştuk. Kadın cinayetleri duracak. Yeni meclisten beklentimiz yüksek. İndirimlerin

Sibel Uzun

kaldırılmasıyla ilgili talebimiz Meclis açılır açılmaz ilk iş olmalıdır. Biz dedik ki yeni mecliste bu yasanın peşini bırakmıyoruz. Meclis açılır açılmaz bu talebimizi gündemde tutarak, hep birlikte bu yasamızı kazanıp dönmeye kararlıyız. Ondan sonra bütün kadın kardeşlerimize armağan edeceğiz ve başka haklarımızın peşine düşeceğiz. Emekçi Hareket Partisi Genel Başkanı Sibel Uzun: “Özgecan yasası çıksın!” “Hepimizin bildiği Özgecan yasasının çıkması gerekir. Biz yollar yürümekle aşınmaz lafına katılmıyoruz. Emin olun kadın cinayetleri bu yolları yürüye yürüye aşınacak, kadın cinayetlerini hep

Av. Eylül Kılıç

Meltem İnci

birlikte durduracağız. İndirimler tamamen kalksın, Özgecan yasası çıksın. Bunu almak için hep birlikte uğraşalım.” Çocuk Bedenime Dokunma İnsiyatifi: “Ecrin nerede?” Bugün Ecrin için buradayız. Ecrin altı gündür kayıp. Bize yetkili mercilerce halen bilgi verilmiyor. Bizi tatmin edecek, kamuoyunu tatmin edecek hiçbir açıklama yok.” Yeni Demokrat Kadınlardan Meltem İnci: “Mücadeleye devam” “Bugün Cansu Kaya, Özgecan Aslan ve katledilen bütün kadınlar için buradayız. Daha Özgecan’ın mahkemesinde arsızca ifadelerden kendimize gelememişken üst üste

Halime Totkanlı

gelen kadın cinayetleriyle sarsılıyoruz. Yeryüzü kadın ve erkeğin eşit halde yürüyeceği, aydınlık bir yola kavuşuncaya kadar sokaktayız. Kadın cinayetleri politiktir, kendi adaletimizi sağlayana kadar mücadele etmeye devam edeceğiz.” Kadın Muhtarlar Derneği adına Halime Totkanlı: “Yeni seçilen kadın milletvekillerine sesleniyoruz.” “Ben muhtar olarak buradan yeni seçilen milletvekillerine sesleniyorum. Özgecan yasasını çıkartın artık. 13 senedir iktidarda olan bir partinin bu yasayı çıkartmaması içler acısıdır. Özellikle yeni seçilen kadın milletvekillerine sesleniyorum, kesinlikle bu yasayı derhal çıkartmalarını talep ediyorum.


EMEK

09

23 Haziran 2015

Fadik Temizyürek

HAKİKAT

Yaz Geldi Yaz geldi, tatil başladı. Dünyada böyle mi bilmem ama bizde solcular da tatile giriyor, okullar gibi. 1 Mayıs biter tatil başlar. 1Eylül’e kadar .Bu esnada memlekette olup bitenler solcuları pek ilgilendirmez , şehirden pek uzakta kamp yapıyorlardır çünkü. Akşamları ateş etrafında gitar çalmak, sabahları panellere katılmak, öğleden sonra denizde serinlemek. Bu da bir etkinlik tabii ama modern değil bence. Halkımızın sözleri her zaman değilse bile bazen çok işimize yarar. “Ölüye giden ağlar, düğüne giden oynar.” Hem eğitim çalışması yapıp hem de biraz eğlence yapmak her ikisini de yarım yapmak anlamına geliyor. Denizin ortasında solculuk öğrenmek pek mümkün olmamıştır daha ziyade kampın getirdiği sorunlarla boğuşmak durumunda kalmışlardır sorumlularda. Kaldı ki teoriyi de deniz kenarında konuşmak şeklen bile uygun görünmüyor. Denize, yüzmeye, eğlenmeye karşı değilim elbette fakat her şeyin tatil havasında olupta çok ciddi işler yapılıyormuş havasına karşıyım.Bizimkilerin bu hallerini de ne sol siyasete ne de orgütlenmeye yaradığını düşünüyorum. Yazın günler durduğu gibi durmuyor. Hergün yeni bir gelişme oluyor. Hele de henüz seçimlerden çıkmışken üstelik AKP’yi geriletmeyi başarmışken sırada bir sürü iş bizi bekliyor. En başta ne güzel oldu çalışmasınını yaptığımız parti kazandı, HDP’nin barajı geçmesi bizim emeğimizle de oldu.Öyleyse bu meclise gönderdiğimiz milletvekillerine ne demeliyiz, meclis kürsüsünden topluma hangi konularda seslenmelerini sağlamalıyız,onlar bizim vekillerimiz, tabii ki bizlerin fikirlerini taşıyacaklar ve savunacaklar mecliste. Kadın cinayetlerinden, işçi ölümlerine, YÖK’ten Taksim Meydanı’na kadar milletin hangi meselesi varsa onunla vekillerimizin de alakadar olmasını konuşmalıyız. Hükümet nasıl kurulacak, koalisyon kimlerle olacak, erken seçim olabilir mi, işler karışık mı gibi sorular bizi de bekliyor. Yaz gedi ama bu meseleler buz gibi ortada bekliyor. Yanıtları da hiç kolay değil. Tam “bulduk” derken yanıldığımızı görmek kuvvetli ihtimal olacak. Ama mutlaka bir çözümü bulacağız. İş ki kamplara gitmeyi yeterli görmeyelim. Dört bakanın yargılanması için vekillerin yapması gerekenleri, bizim hattımızı topluma anlatmalıyız. Toplum bu bakanlar yargılansın istiyor, adaletin yerini bulmasını istiyor, AKP’nin elini kolunu sallayarak hala çalmasını istemiyor, bizim de halkın bu talebine bir cevabımız olmalı. Olmasa olmaz mı, olmaz. Madem ki toplumun adına ortaya çıkıyorsun o zaman vazifeni yapman gerekiyor. Bakanların yargılanmasını sağlamak bize ne önemli imkanlar verecek bilemezsiniz. Ucu Tayyip Erdoğan’a kadar uzanacaktır. Halk hırsızların ceza aldığını gördükçe bize olan inancı kuvvetlenecek, solcuların mücadelesine saygı duyacaktır. Bize düşen yapmaktan ve fikirden kaçınmamaktır. Emeğini , fikrini, aklını oluşturmak zor olur, tahmin edilemeyen sorunlar çıkar, bazen başarısız olur. Her zaman böyle gitmez ama işte gitmedi. Şimdi önümüzde bir imkan var. Seçimlerde başardığımız gibi yine başarabiliriz.Toplum bizden yana, yüzde on üç oy almışız, bu kez gerçekten hem mecliste hem şehrin meydanlarında AKP’nin korkusu olabiliriz.

SeraPool işçileri direnişte kararlı emek osman erdem

İstanbul’un Pendik Kavakpınar Mahallesi’ndeki SeraPool fabrikasında DİSK’e bağlı Cam Keramikİş’te örgütlenme süreci nedeniyle patron bir işçiyi işten çıkarınca, işçiler de üretimi durduruyor. Çalışma koşullarının iyileştirilmesi, eşit işe eşit ücret ve patronun sendikayı kabul etmesi talebiyle direnişe çıkan 200 işçiden 120’si kadın ve neredeyse tamamı direnişte 10 kişilik işi 6 kişi zor koşullarda yapıyor Fileleme bölümünde 8 saat çalışan işçiler yarım saat yemek molaları dışında, çay ve dinlenme molalarının olmadığını söyleyen işçiler, ayrıca yemekhane ve tuvaletlerin de hijyen olmadığını belirtti. Sıcak fırınlarla zor koşullarda çalışan işçilerin su içmeye vakit dahi bula-

mıyorlar. Gecede 530 metre malze- Böyle çalışmaya ne diz dayanır ne me çıkarılan fabrikada 10 kişinin de bel.” Nesime, elektrik bölümünyapacağı işi 6 işçi zorla yapabiliyor. de çalışanların günde 3 bin elektrik duyu üretmek zorunda kaldığını ‘’Zorluklara karşı aile gibi olduk’’ da sözlerine ekliyor. Süreçle ilgili Erkeklerle aynı koşullarda çalışma- ise “İşçi arkadaşlarım da sendikalarına rağmen her bir işçinin aldığı dan arkadaşlar da benim ailem gibi ücret ise 1100 TL’den 970 TL’ye oldular. Birlik olmanın gücüne hep kadar değişiyor. İşçilerden Nesibe inanıyordum ama şimdi daha çok Akın fabrikadaki diğer koşulları ise inanıyorum. ‘Bir olmayalım birlik şu şekilde ifade ediyor: ‘’Fabrika- olalım’ diyorum hep. İşte bunun da sağlık hizmeti yok. Elleri kesilse için mücadele ediyoruz ‘’ dedi. saracakları bir yara bandı da... İş kazası geçirip geçirmediğini so- ‘’O sendikayı, bizde sendikasız ruyoruz; “40 kiloluk kasaları 3-4 girmeyi istemiyoruz’’ dakikada bir tek başına kaldırmak 3 ay önce başlayan sendikalaşma zorundasın. Bant sistemi olduğu sürecini anlatan Satı Uğurbaş, “Bu için 7 buçuk saat ayakta çalışıyor- duyulunca patron 2 arkadaşı kursun. Ben bir gece 40 kiloluk kasa ban seçmiş. Sendika üyesi bir arkaelimdeyken düştüm. Kalçamın sol daşımızı izin almadığı gerekçesiyle tarafını palete çarptım. O gece ağ- işten atınca, patron hemen işçileri rıdan sabaha kadar ağladım. Za- toplayıp ‘Kim sendika üyesiyse ten stresten uyku uyuyamıyorsun. bir tarafa ayrılsın. Olmayanlar beGözümün önünden bantlar geçiyor. nimle gelsin’ demiş. Sendika üyesi

Twitter üzerinden yaptığı paylaşımlarla Sami Elvan’ı tehdit etmek ve hakaret suçlarından yargılanan Mustafa A.’nın duruşması görüldü. Duruşmada sanık,”Yazılar bana aittir. Şahsı tanımıyorum. Ülkenin Cumhurbaşkanı şahsa aynı cümleyi kullandı, ben de ondan aldığım cesaretle aynı cümleyi kullandım.Ben anayasal hakkımı kullanarak yorum yaptım” diyerek Erdoğan’dan suçu işlerken Erdoğan’dan cesaret aldığını dile getirdi. Davaya Elvan ailesinden kimse katılmazken, Elvan ailesinin avukatı Oya Aslan, sanığın suçunu kabul ettiğini, internet üzerinden benzer yazılar yazmaya devam ettiğini dile getirerek, suçun mahiyeti ve toplumda uyandıracağı infialin gözönünde bulundurularak tutuklanmasını talep etti. EMEK

olmayanlar da patronun yanına gitmemiş. Sonra hep beraber toplanıp üretimi durdurduk. O sendikayı istemiyor, biz de sendikasız girmek istemiyoruz. Çünkü yeni elemanlar alacak. Biz onlara iş öğrettikten sonra da bizi işten çıkaracağını biliyoruz” diyerek özetliyor. Memurlarla birlikte toplam 202 işçiden 150’si artık sendika üyesi. Bunların da 123 tanesi kadın. Kimberly Clark işçilerinden destek ziyareti İşçileri Tümka-İş üyesi Kimberly Clark işçileri ziyaret etti. Sabah vardiyasından çıkan Kimberly Clark işçileri sloganlarla SeraPool önüne geldi. Alkışlarla karşılanan işçiler “Yaşasın sınıf dayanışması” sloganını attı.Direniş hakkında bilgi alan Kimberly Clark işçileri, direnişe her türlü desteği vereceklerini açıkladı.

MESS sözünde durmadı, Er Metal’de şalterler indi Metal direnişi sonrası işçi ücretlerinin iyileştirilmesi için bir ay süre isteyen patronlar, işçilerin karşısına sadakayla çıktı. Patronların sendikası MESS’in aylık 100 liraya bile denk gelmeyen ikramiye dayatmasına işçilerin tepkisi sert oldu. Bursa’daki Ermetal işçileri iş bırakırken, metal fabrikalarının işçileri “Sadakayı kabul etmiyoruz” dedi. Sözünün arkasında durmayan yönetime karşı gereğini yaparak şalter indiren işçiler eylemlerini sürdürüyor. Sendikasız Er Metal

işçileri, metal fırtınanın başlamasının ardından 28 Mayıs gecesi ücret iyileştirmesi talebiyle üretimi durdurup greve gitmişti. Gece vardiyasında üretimi durduran işçilerle fabrika yönetimi arasında yapılan görüşmelerde işçilerin bayram parası, erzak yardımı, saat ücretlerine 2 TL’lik zam taleplerinin karşılanacağı söylenmişti. Sözler tutulmayınca işçiler 22 Haziran günü şalteri indirdi. Er Metal fabrikasında yandaş sendika Türk Metal’de dahil hiç bir sendika örgütlü bulunmuyor.EMEK

TSK memurları iş yavaşlatmaya hazırlanıyor

fadiktemizyurek@gmail.com

Erdoğan’dan cesaret almış

Pendik’te SeraPool fabrikasında DİSK’e bağlı Cam Keramik-İş’te örgütlenmek isteyen bir işçinin atılmasıyla, 200 işçi üretimi durdurarak direnişe geçti. İşçiler hakları için başlattıkları direnişte kararlılıklarını sürdürüyor.

İşverenin saldırısı üzerine işçiler işi durdurdu Mardin ile Şırnak il sınırları arasında bulunan ve bölge halkının tepkisine rağmen yapımına devam edilen Ilısu Barajı’nda çalışan 3 işçinin, dün işverenin korumaları tarafından silahlı saldırıya uğramasının ardından şantiyeyi basan diğer işçi ve yaralananların yakınları, ana

firma ofislerini, iş makinelerini ve çok sayıda servis aracını ateşe verdi. Şırnak’taki şantiyede yaşananlarla birlikte bölgeye çok sayıda zırhlı araç, özel harekat timi, çevik kuvvet polisi, TOMA ve asker sevk edilirken, bini aşkın işçinin çalıştığı baraj inşattı işçiler tarafından terk edildi. EMEK

Askeri işyerlerinde görevli 38 bin kamu çalışanı 21-22 Eylül tarihlerinde iş yavaşlatmaya hazırlanıyor. TSK’da çalışan sivil memurlar asker olmadıkları Anayasa Mahkemesi’nce karara bağlanmasına rağmen askeri mahkemelerde yargılanmalarının devam etmesine, sosyal güvenlik ve ücret adaletsizliğine, mobbing ve ayrımcılığa karşı

tepkililer ve bu tepkilerini 21-22 Eylül’de eylemlere yansıtacaklar. Askeri İşyerlerinde Görevli Kamu Çalışanları Sendikası (Asim-Sen) Merkez Yönetim Kurulu’nun açıklamasında TSK’da görevli kamu çalışanlarının AYİM’de hak aramaya mecbur bırakılmasının adil yargılanma hakkının ihlali olduğu belirtildi. ğu belirtildi. EMEK


EMEK

10

23 Haziran 2015

Zet Farma işçileri direniyor

Ermenek’te yargılanan kamu görevlisi kalmadı

DİSK’e bağlı Nakliyat-İş Sendikası üyesi Zet Farma direnişçileri aylardır süren mücadelelerini Zet Farma’nın hizmet verdiği ilaç şirketlerinin önüne taşıdı. İşçiler, işten çıkarmaları ve baskıları protesto etmek için Zet Farma Lojistik’in hizmet verdiği Abdi İbrahim, Mustafa Nevzat, AstraZeneca, Allergan, Glaxo Smith Kline ilaç fabrikalarının genel müdürlüklerinin önlerini eylem alanına çevirdiler. Ardından firma yetkilileri ile görüşmeler yapıldı. Bu görüşmelerde firma yetkilileri Zet Farma’da yaşanan bu sürece müdahale edeceklerini ifade ettiler. EMEK

İzenerji işçileri greve hazır

Karaman’ın Ermenek İlçesi’nde 28 Ekim 2014’te 18 işçinin yaşamını yitirdiği maden faciasıyla ilgili Ermenek Ağır Ceza Mahkemesi’nde görülen davanın ilk duruşması geçtiğimiz hafta gerçekleşti. Yaşanan facianın devletin denetimsizliği sebebiyle olduğu gözler önündeyken davada yargılanan kamu görevlisi kalmadı, dava 7 Temmuz 2015’e ertelendi. emek SILA GEMİCİOĞLU

DİSK/Genel-İş Sendikası İzmir 2 No’lu Şube’de örgütlü İzenerji işçileri grev aşamasına ilerleyen toplu sözleşme sürecinde taleplerinin karşılanması için geçtiğimiz hafta yürüyüş gerçekleştirdi. Genel-İş 2 No’lu Şube Başkanı Taner Şanlı, İzenerji işçilerinin greve hazır olduğunu, greve çıkıldığı takdirde İzmir halkının hizmet görememesi ve yaşanan sorunların tek sorumlusunun İBB olduğuna dikkat çekti. Şanlı, İBB yönetimine önümüzdeki haftaya kadar süre verdiklerini, eğer sözleşme için masaya oturmazlarsa 1 günlük iş bırakacaklarını söyledi. EMEK

Embil İlaç’ta sendika düşmanlığı

Karaman’ın Ermenek İlçesi’nde Has Şekerler Madencilik Şirketi’ne ait linyit ocağında 28 Ekim’de gerçekleşen 18 işçinin yaşamını yitirdiği su baskını ile ilgili ilgili Ermenek Ağır Ceza Mahkemesi’nde görülen davanın ilk duruşması geçtiğimiz hafta görüldü. Üç oturumda gerçekleşen dava 7 Temmuz’a ertelendi. Duruşmanın üçüncü oturumunda ölen madencilerin aileleri gerçekleri bir bir anlattı. ‘’Kardeşim bu gidiş ölüm getirecek demişti’’ Faciada yaşamını yitiren Uğur İlhan’ın ablası Mümine Eren de kardeşine her gün sigara parasını kendisinin verdiğini belirterek, “3 ay maaş vermediler. Her gün sigara parasını ben verirdim. Kardeşim ‘Abla ocağın durumu hiç iyi değil. Bu gidiş ölüm getirecek’ dedi. Ba-

kanlığa mektup yazdılar ama bunlar makinesinin olmadığını, olumsuzsakladılar. Hepsinden şikayetçiyim” luklara rağmen üretimin durdudedi. rulmadığını ve yöneticilerin de her şeyden haberdar olduğunu anlattı. ‘’Sondaj makinesi alsalardı Buradaki sanıklar için de yakalama çocuklarımız yaşıyor olurdu’’ kararı çıkarılmasını istiyorum’’ dedi. Maden faciasında çocuklarını yiti- Sanıkların ‘Bilinçli taksirle birden ren Ayşe Gürses ise “Çocuklarımı fazla kişinin ölümüne neden olma’ yemek yemeleri için madenden çı- suçundan yargılandığına dikkat çekarsalardı çocuklarım ölmezdi” de- ken Uzuner, yargılamanın ‘olası kast’ di. Kazada oğlunu kaybeden Havva üzerinden yapılmasını talep etti. Yaman oğlunun tehlikeli bölgelerde çalıştığını bilmediğini ifade ederek Madenin üstünü çamurla “Bir avuç kömür kadar değeri yok kapatmışlar muydu?” dedi. Katliamda oğlunu İddianamede yer alan bilgilere göre yitiren Nazmiye Özbaşı “3 aydır faciadan önceki dört yıl içinde de çocuklarımıza vermedikleri maaş aynı şekilde iki kez dev su baskını paralarıyla o sondaj makinesini al- gerçekleşmiş. Eski ve yeni ocağın salarmış hepsi yaşardı” dedi. aynı sahada olduğu ve burada su biriktiği bilindiği halde kapatılmış Eksikliklere rağmen alanda kömür çıkarmaya devam üretim durmadı edildi. Maden mühendisi Cemile Madenci yakını Zeynep Tokat’ın Karaca, iddiaya göre müfettişlerin avukatı Gülşen Uzuner’in mahke- eski ocakta çalışıldığını görmemesi mede kullandığı sözle madendeki için çamurdan duvar ördürdü. Dakoşullara dikkat çekerek sondaj hası “Benim eski ocaktan haberim

yoktu” diyen Karaca’nın bilgisayarından, eski ocağın adının yazılı olduğu imalat haritası çıktı. Maden sahasının mesul müdürü Mehmet Zeybek ise babasına ait eski ocağın varlığından haberdar olmadığını ileri sürdü. Teknik nezaretçi Ali Kurt’un da bugün “Bilmiyordum” dediği ocağı geçmişte teftiş ettiği ortaya çıktı. İhmal var denetim yok Sanıkların suçları birbirine attığı ölümün göz göre göre geldiği Ermenek’te Has Şekerler Madencilik’e ait madende bunca ihmal yapılırken devlet neredeydi sorusu akıllara geldi. Daha önce iki kez su baskını yaşanmış ocakta denetim yapmadan madeni işleten patronlar da bu madeni denetlemekten sorumlu olan Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Taner Yıldız da Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Faruk Çelik de yargılanmalıdır.

Soma Davası 18 Ağustos’a ertelendi

Çerkezköy Organize Sanayi Bölgesi’nde bulunan Embil İlaç Sanayi’de patronun DİSK’e bağlı Lastik-İş’le toplu sözleşme masasına oturmaması ve sendikaya üye 6 işçinin işine son vermesi protesto edildi. Lastik-İş İstanbul Şube Başkanı Ali Öztürk, işçilerin sendikalaşma hakkını yok sayıldığını belirterek “6 emekçi kardeşlerimizin tek taraflı olarak iş hakkını fesih ettiler. Bu anlayışı kabul etmemiz mümkün değildir. Bizler Lastik-İş Sendikası olarak işten çıkartılan arkadaşlarımızın yanındayız, işlerine geri dönene kadar takipçisi olacağız” dedi. EMEK

Van’da İŞKUR işçilerinden eylem

Van’da İŞKUR işçileri, bir kez daha işten çıkarılmalarına tepki göstermek için eylem gerçekleştirdi. Feqiye Teyran Parkı’nda bir araya gelen işçiler, “Depremzede İŞKUR işçileri yine enkaz altında kaldı” yazılı pankart açtı. İŞKUR işçileri adına konuşan Ethem Altın, çalışma sürelerinin kısaltılarak işten çıkarıldıklarını belirterek şunları söyledi: “Biz kamu kuruluşlarında ekmek için hizmet eden emekçileriz. Bizler sesimizi, mağduriyetimizi yetkililere duyurmak için 3 ay boyunca Van’da mücadelemizi sürdürdük. Ancak sesimizi bir türlü duyuramadık.” EMEK

Manisa’nın Soma ilçesinde Soma Holding bünyesindeki Eynez Ocakları’nda yaşanan ve 301 işçinin hayatını kaybettiği faciayla ilgili davanın 2. duruşması geçtiğimiz hafta görüldü. Mahkeme heyeti, yargılanan katillerin avukatı olmaması sebebiyle duruşmayı 18 Ağustos’a erteledi. Mahkeme heyeti, Somalı ailelerin avukatlarının talebi üzerine, menfaat çatışması nedeniyle sanıkların bazılarının aynı avukatla temsil edilemeyeceğini belirtmiş ve sanıkların kendilerine avukat bulmaları için duruşmayı bir gün sonraya ertelemişti.

Ertesi gün yapılan celsede ise avukatları istifa eden sanıklar, kendilerine avukat bulabilmek için mahkemeden süre talep ettiler. Mahkeme heyeti de sanıkların avukat bulması için süre verilmesine, tutukluluğun devamına ve duruşmanın 18 Ağustos 2015 tarihine ertelenmesine karar verdi. Duruşmanın ertelenmesinin ardından salondan çıkan Av. Selçuk Kozağaçlı, basına açıklama yaptı. Somalı ailelerin avukatı olarak davaya katılan Kozağaçlı “Hiçbir erteleme bizi yoramaz. Bu davanın peşini bırakmayacağız” dedi. EMEK

İşçi katillerinden madende göstermelik iftar Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Yıldız, Ramazan’ın ilk iftarında Zonguldak’ta yerin 560 metre altındaki madene indi. Yıldız, Zonguldak’ın Kozlu ilçesindeki maden ocağına inmeden basına yaptığı şu açıklamayla adeta hırsızlıklarını itiraf etti: “Kendimizin kazandığından daha helal kazançları olduğuna inandığımız maden işçilerimizle bir arada olmak, onlarla ramazanın ilk gününde iftarımızı açmak bizim için keyifli olacak. Bu vesileyle herkesin ramazanını tebrik ediyorum. Allah kazasız belasız çalışma hayatı nasip etsin.” Bakanlığı ve AKP Hükümeti döneminde artan işçi ölümlerini gizlemeye

çalışan Yıldız, işçi ölümleriyle ilgili şunları söyledi: “Bu yıl maden ocaklarımızda büyük acılar yaşadık, gerek Soma, gerek Ermenek’te, gerekse de daha önce Zonguldak’ta. Yönetici arkadaşlarımızın dikkati, aldığımız yeni tedbirler ve bakanlıklarımızın titiz çalışmalarıyla ‘böyle kazalar yaşamayız’ diye ümit ediyoruz, çalışmalarımız da o yönde. Ben bütün arkadaşlarımızın bu vesileyle dikkatli olmasını bir kez daha söylemek isterim. Böyle kazalar hepimizi derinden yaralıyor.İş güveliği ve işçi sağlığıyla ilgili konulara hep beraber dikkat edelim. Bu bizim için kömürü üretmekten daha önemli.” EMEK


genclık

11

23 Haziran 2015

Homofobik Rektör

Önce 4 bakan, sonra yolsuz rektörler hepiniz;

Yargılanacaksınız

Zorlu Performans Sanatları Merkezi’nde Boston Gay Erkek Korosu’nun vereceği konser iptal edilmiş, Boğaziçi Üniversitesi konser için yer arayan koroya olumlu yanıt vermişti. Bu kez Boğaziçi Üniversitesi hedef tahtasına yerleştirildi. Üniversiteyi hedef alanlar arasında yandaş medyanın yanı sıra eşcinselliğe “sapık eğilim”, konsere ise sapık eylem diyen İstanbul Medeniyet Üniversitesi Rektörü M. İhsan Karaman “Militan eşcinsellerin saldırısı sürüyor: Zorlu olmadı, Boğaziçi! Hem de Ramazan’da, hem de bir üniversitede!” diyerek nefret söylemlerine bir yenisini ekledi. GENÇLİK

Yolsuzlukları biz unutsak, onlar unutmuyor

7 Haziran seçimlerinin ardından 12 yıllık iktidarında yolsuzluklarıyla, hırsızlıklarıyla, halkına düşmanlığıyla bilinen AKP ağır bir darbe aldı. Şimdi hesap sorma vaktidir. Sorulmamış hesap kalmayana dek mücadeleye devam edeceğiz.

olan Söylet AKP’den milletvekili adayı olmak için istifa etmişti. Aynı 12 yıllık AKP diktatörlüğü yı- zamanda Erdoğan’ın aile doktoruydu. kıldı, AKP tek başına hükümet Üniversiteyi kantininden otoparkıkuramadı. HDP barajı yıktı AKP o na aile şirketine çeviren Sayın Yunus barajın enkazları altında can çekişi- Söylet yargılanacaksın. yor. Ülkede bayram havası esiyor adeta. AKP’ye büyük bir darbe vuruldu. Mehmet Karaca Pekala bundan sonra atılması gereken İstanbul Teknik Üniversitesi rektörü adım nedir? Türkiye solu için olumlu olan Karaca yolsuzluğuyla gündeme bir dönem olduğu kadar kritik bir dö- gelen rektörlerden biri. Ring servisnem de. Bu kritik dönemde ilk adımı leri ihalesinde servis şoförlerinden atan Emekçi Hareket Partisi oldu. 4 birinin deşifre etmesiyle yolsuzluğu Bakan Yargılansın sloganıyla yola çı- ortaya çıkan Mehmet Karaca yargıkan EHP 12 yıllık AKP iktidarında üs- lanacaksın. tü örtülen yolsuzlukların peşine düştü. Bu yolda EHP’nin mücadelesi ka- Murat Tuncer zanılıp, 4 bakan yargılanırsa gençliğe Hacettepe Üniversitesi rektörü Tunbüyük bir görev düşüyor. Bakanların cer öncelikle üniversitedeki faşist ellerini kollarını sallayarak yolsuzluk saldırıların, polis müdahalelerinin yapabildiği 12 yıllık AKP iktidarında sorumlusu olarak gösteriliyor. Ünibilim yuvası üniversitelerde bilim in- versite içi ihalelerdeki yolsuzluklasanları(!) olan rektörler de türlü yolsuz- rıyla gündeme gelen Murat Tuncer luklara karıştı. Bunların kimi duyuldu, yargılanacaksın. kimininse sessizce üstü örtüldü. Yandaş rektörler asılan her afişte, yükselen her Alper Akınoğlu seste önce ÖGB daha sonra polisi okula Çukurova Üniversitesi eski rektörü sokup kendi öğrencilerini gözaltına al- Alper Çakıroğlu ise yolsuzluklarıyla dırmaktan çekinmedi. Gençliğin yolsuz gündeme gelmiş diğer yolsuz rektörrektörlere cevabı net olmalıdır. “Dikta- ler gibi şanslı olmayıp yargılanmasıtörlüğü yıktık, sıra yolsuz bakanlarınızda. na başlanmıştı. İlk duruşmada 82 yıl Size de sıra gelecek. Yargılanacaksınız.” hapsi istenen rektör yolsuzluk yapılmadan önce bir daha düşünülmesi Yunus Söylet gerektiğini gösterdi. Zira hepiniz Eski İstanbul Üniversitesi rektörü Alper Akınoğlu gibi yargılanacaksınız.

GENÇLİK eLİF yAĞARKAR

Alper Akınoğlu Çukurova Üni. Rektörü

Murat Tuncer Hacettepe Rektörü

Mehmet Karaca İTÜ Rektörü

KYK’da yandaş kadrolaşma

Yunus Söylet İstanbul Üni. Rektörü

Siyasetten kaçan gençliğin ilk durağı: Yaz kampları Genç Hareket Büşra Gündoğdu Yaz geldi. Havalar ısındı. Okullar kapandı. Peki, bu sırada ülkede başka neler oldu? Genel seçimler gelip geçti, rüzgar gibi. Türkiye solu ilk defa bir seçimden memnun. Bu yazıyı yazarken dahi hükümet kurulmuş değil. Tartışmalar herkesin dilinde. Koalisyon? Azınlık hükümet? Belki de erken seçim?.. Tüm bunlar sürerken gençlik nerede? Aslında dinamitin fitili gençlik, yavaş yavaş kendini gündemden çekmekte. Çünkü kamplara hazırlanmakla meşgul. Tam da şu

sıra tartışmamız gereken kocaman bir gündem varken devrimci gençler kentlerden, sokaklardan, meydanlardan,meclislerden kopup; kırlarda kamp yapmaya gidiyor. Deniz, kum, güneş derken bir hükümet kurulacak; dokunulmazlıkları kalkan bakanların yaptıkları yolsuzluklardan yargılanmaları söz konusu. Ama karda kışta devrimciliklerinden sual olunmaz gençler, yazın akademisyen ve sanatçılarla kültür-sanat ve bilahare atölye çalışmalarına katılmak için heyecanlanıyor. Okun ucunu sivriltmeye devam Seçim dönemi boyunca mücadele verenlerin yanında Türkiye solunda bir de rehavete kapılmış gençlik var. Bu gençlik üstündeki ölü toprağını atmak için köylere, kasabalara toplanarak aslında daha da toprağa gömülmekte. İşi gücü insanları sadece belli takvim eylemlerine çağırmak olmuş, gündemler kapanınca atölyelere koşmaya baş-

lamış. Hani mücadele sokaktaydı? Sokaktaki insan, seçimlerde yapılan hileleri konuşuyor, yeni hükümet nasıl kurulacak diye soruyor, yolsuzluk yapan bakanlar yargılansın istiyor; kamplarda meyve toplamakla ilgilenmiyor, yarını belli değilken bağlama çalmak istemiyor. İnsanlar siyasetin kalbindeki sorunlara çözüm arıyor peki gençlik ne yapıyor? Tatile çıkıyor. Hem siyaseten hem de sosyal olarak ayakta kalmak isteyen gençlik hareketlerinin bu günlerde yapması gereken şudur ki; yolsuzluk yapıp bakanların yargılanmasını sağlamak. Çünkü, dokunulmazlıkların kalkmasıyla başlayan yargılamalar bir dizi yargılamanın da önünü açacak. Öyle ki Gezi Direnişi’nden yargılanan birçok gencin davası aydınlanacak, MİT tırlarının arkasındaki gerçekler ortaya çıkacak... İşte bu yüzden okun ucunu sivriltip, canavarın gözüne tam zamanında sokmalıyız. Bizim derdi-

Star Gazetesi Halk Bankası eski Genel Müdürü Süleyman Aslan’ın evinde ayakkabı kutusunda çıkan 4.5 milyon doları meşrulaştırmak amacıyla, “İşte ayakkabı kutusu” başlığını kullandı ve tamamlanan Makedonya’daki üniversitenin resmini bastı. Haberin asılsızlığı da haberde kullanılan resim de gözlerden kaçmadı. Kullanılan fotoğraf Makedonya’da açılan üniversiteye değil, Üsküp’te 2013 yılında açılan tiyatro binasına aitti. Bu iddiayı, üniversitenin rektörü Prof. Şinasi Gündüz, daha 2013 yılında yalanlamıştı. Hatta bunun üzerine Süleyman Aslan, “Paraları Osmancık’taki imam hatip okulu için harcayacağını” söylemişti. GENÇLİK

miz, tek bir hedefe odaklanıp onu birlikte aşmak, her geçen gün büyümeyi amaçlamak olmalı. Bizim bir derdimiz olmalı, kamplara ayrılacak enerjiyi mücadele alanlarında var etmek gerek. Gezi’de olduğu gibi şehir şehir tüm halkı sarsmaya yetecek bir mevzu varken, gençler sırtlarına çantalarını alıp, otobüslere doluşup, yolda şen şakrak türkülerini söyleyerek köye sazlı sözlü eğlencelere gitmemelidir. Solun siyaseten var olması için bu zamanda sokaktaki insanları kendi sorularında, umutsuzluklarında boğulmaya bırakamaz. Aksine şimdi, dört elle yolsuzluk yapan dört bakanın yargılanması gerektiğini dillendirmek, bunu sağlamak, ve çorabın söküğünü getirmek gerek. Yıllardır olduğu gibi toplumu peşinden sürükleyen kuşaklar olmak biz gençliğin görevi. O yüzden yavaşça sırt çantanı yere indir, terliklerini çıkartıp ayakkabılarını giy arkadaşım. Mücadele devam ediyor.

Gençlik ve Spor Bakanlığı bünyesindeki Kredi Yurtlar Kurumu’nun başına adı TÜRGEV’le anılan Sinan Aksu’nun atanmasının ardından aynı Bakanlıkta kadrolaşma çalışmaları tüm hızıyla devam ediyor. AKP yandaşlarının torpille doldurduğu kadrolar AKP’nin seçimin mağlup tarafı olmasıyla iyice karıştı. Seçimden bir gün önce ve seçim günü kuruma üç Genel Müdür yardımcısı atandı. İktidarı kaybedebileceği korkusuyla acele ettiği anlaşılan AKP’nin yine seçimde hemen önce hiçbir duyuru yapmadan yurt müdürlüğü için mülakat yaptığı ve onlarca yandaşı yurt müdürü olarak atadığı öğrenilmişti.GENÇLİK

“Mezun olduk da ne oldu?”

Bir eğitim öğretim yılının daha sonuna geldik. Binlerce üniversite öğrencisi kep attı. Mezuniyet sonrası öğrencilerin geleceklerinde en önemli rol yine işsizliğin oldu. Resmi işsizlik verilerine göre, son dönemde işsiz kalanların yarısından fazlasını oluşturan “üniversite mezunu işsizler”in toplam sayısı son bir yılda 170 bin kişi arttı. İşsiz ordusuna geçen bir yıl içinde katılan üniversite mezunu oranına dikkat çekilen değerlendirmede, işsizlikteki toplam artışın yüzde 53’ü yükseköğretim mezunu işsizlerin sayısındaki artıştan kaynaklandığına dikkat çekildi. GENÇLİK


12 Devamsızlığı imamlar önleyecek

LISENIN GUNDEMI 23 Haziran 2015

Tüm yıl sınav için çalışan liseliler:

Mission Complete* * Görev tamamlandı

Milli Eğitim Bakanlığı(MEB) Temel Eğitim Genel Müdürlüğü doğudaki 11 ilde başlattığı “İlköğretim kurumlarına devam oranlarının artırılması projesi” için 220 imamı görevlendirdi. Uzmanlar projeyi anlamlandıramadı. Okullara devam oranlarını artırmayı amaçlayan proje için bir toplantı yapılacağı bildirildi ve her ilden 20 imamın isimlerinin belirlenerek kendilerine gönderilmesini istedi. Eğitim-Sen üyesi Zeynep Özgül duruma tepki verdi. Eğitim

Cinsiyetçi eğitim artıyor

Eğitim Sen Merkez Kadın Sekreterliği “Eğitimde Cinsiyetçilik Raporu” hazırlayarak eğitimde uygulanan şiddetlerin oranını açıkladı. Rapora göre, okullar ve üniversitelerde çalışan kadınların yüzde 14’ü cinsel tacize, yüzde 83’ü psikolojik şiddete maruz kalıyor. 2014- 2015 eğitim döneminde en az 50 kız öğrenci ve kadın öğretmen, erkek şiddetine uğradı ve 4+4+4 eğitim sistemi ile geçen yıl ortaokuldan mezun olan 36 bin 401 kız çocuğu hiçbir lise türüne kayıt yaptırmadı. Eğitim

Berkin vurulduğu yerde anıldı

Son birkaç yıldır uygulanan YGS, LYS sınav sistemi bu sene de uygulandı. Geçtiğimiz hafta sonu ise son sınavlar yapıldı. Öğrenciler büyük heyecan içinde elemeci sınavlara, geleceklerini için, girdiler. Bu hafta sınava giren tüm öğrencilerin istedikleri sonuçları alması dileğiyle bir haber hazırladık... eğitim ece berfin karagöz

Öğrenciler her sene olduğu gibi bu sene de Üniversite hayallerini gerçekleştirmek için sınavlara girdiler. Mevcut sistem nedeniyle 1. Yükseköğretime Geçiş Sınavı(YGS)’ye , 2. Donem ise Lisans Yerleştirme Sınavı (LYS)’na girdiler. Geçtiğimiz hafta sonu tamamlanan sınavların sonuçlarının ise en geç temmuz başında açıklanacağı söyleniyor. Bu yıl üniversite adaylarına verilen şifre ile adaylar, kendi cevap kâğıtlarını ve soruların tamamını aday işlemleri sitesinden görebilecekeler. Fakat kamuoyuna geçen sınavlarda olduğu gibi soruların sadece yüzde yirmilik kısmı açıklanacak. Tercih Takvimi Yüksek Öğretim Kurumu(YÖK),

Gezi olayları sırasında polisin attığı gaz fişeği ile vurulup, hayatını kaybeden 15 yaşındaki Berkin Elvan 2 yıl önce Vurulduğu Yerde Anıldı. İki yıl önce vurulan Berkin’i anmak için herkes Vurulduğu Yerde topland. Berkin’in Vurulduğu Verde toplanan kalabalık anmadan sonra mezarına gittiler. Mezarda Berkin’in babası konuştu: Umarım bundan sonra sokağa çıkan çocuklar katledilmez, adalet yerini bulur. Tek isteğimiz adaletin yerine gelmesi.” Berkin Elvan’ın annesi ise: “Sözün bittiği yerdeyiz, Berkin Erdoğan’ın itibarını sıfıra indirdi” Eğitim

Mutlu’ya marjinal cezası

üniversite tercihlerinin 6-14 Temmuz’da yapılacağını söyledi. Üniversite kayıtlarının ise 3-7 Ağustos’ta yapılacak. YÖK’ten yapılan yazılı açıklamaya göre, Öğrenci Seçme ve Yerleştirme Sistemi (ÖSYS) kapsamında üniversite adayları tercihlerini 6-14 Temmuz’da yapacak. ÖSYS sonuçlarına göre bir programa kayıt hakkı kazanan adayların kayıt işlemleri ise bütün üniversitelerde, 3-7 Ağustos’ta gerçekleştirilecek. Neden Sınav! Liseliler, yıllardır sınavsız üniversite istediklerini bunun nedeninde nitelikli ve yeteneklerine göre eğitim istekleridir. Geçen yıllarda adeta yarış atı gibi çalışmaya mahkum bırakılan öğrenciler sınav stresine bağlı sağlık sorunları yaşayabiliyor hatta hayatlarını bile kaybedebiliyorlar. Sınav sonuç-

Tüm yıl boyunca istedileri üniversite için çalışan tüm üniversite adaylarına başarılar ve iyi şanslar diliyoruz. Umarız tüm istekleriniz yerini bulur.

ları açıklandığında bir üniversite kazanmadığını gören bir çok üniversite adayı geçen yıllarda bir çok kez intihar et-

mişti. Sınavlar öğrencilere maddi ve manevi bir çok zarar veriyor. Öğrenciler ise sınavsız üniversite istiyor.

Liseliler ne diyor? İki haftalık üniversite giriş sınavı maratonu sona erdi. Sınavlarda iyi bir puan almanın eğimin kalitesi açısından bir belirleyen olmadığı ortada. Buna rağmen yıllarca çekilen stres bir gerilim kaynağı. Sınava giren öğrenciler ve velileri ile sınav sistemini, beklenti ve hayallerini konuştuk. Işıl Demir Lise-Der temsilcisi Bizler 12 yıl boyunca niteliksiz bilimsel olmayan eğitim sisteminin elemeci sınavına giriyoruz. Biz liselilerin yeteneklerini tam olarak belirleyemezken her yıl iyi bir üniversiteye girmek isteyen arkadaşlarımız sınav stresi yüzünden kalp krizi geçiriyor, istediği bölümü ka-

zanamadı, puanı kötü geldi diye intihar ediyor. Bizler üniversiteye girerken yeteneklerimize göre bir sınav sistemine tabii tutulmalıyız ezberci eğitimin sınavıyla değil. Gizem LYS Öğrencisi Sınav maratonu bu dayatmaya tabi tutulan diğer arkadaşlarım gibi beni

de birçok bakımdan oldukça olumsuz etkiledi. Oldukça eşitsiz bir kulvarda yarışan bir yığın öğrenci olarak sistemin değişmesini istiyoruz. Öğrenci velisi İlknur Albuz Tuğ Sınav sistemi kesinlikle o bir senenin emeği olamaz. Çocuğun da velinin de ömründen

ömür alıyor. Devlet üniversitelerinde şu an eğitim kalitesi sıfır denecek düzeyinde. Özel üniversitelerde en az 20 bin para veriyorsun. Saçma sapan bir eğitim sistemi. Bu sistemin dışında bir gelecek istiyorum. Bu sistem öğrenci içinde veli içinde umut taşımayan bir sistem.

AKP’yle birlikte sınavlara güle güle! 2013 1 Mayıs’ında kafasına gaz fişeği isabet eden Dilan hakkında “Marjinal” diyen Mutlu’ya 10 bin lira tazminat ödeme cezası verildi. İstanbul 5. İdare Mahkemesi, Dilan Alp’in olay tarihinde 18 yaşından küçük ve sabıkasız olduğu, Toplantı ve Gösteri Yürüyüşleri Kanunu’na muhalefet iddiasıyla hakkında açılan soruşturmanın ise halen devam ettiği hatırlatıldı.”Suçluluğu sabit sayılıncaya kadar herkes masumdur” denilen kararda, dönemin İstanbul Valisi Hüseyin Avni Mutlu’nun, basın açıklamasında 18 yaşından küçük olan Alp’in kimliğini açıkladığı belirtildi Eğitim

Ülkede her yıl olduğu gibi yine on binlerce lise öğrencisi iyi bir üniversiteye yerleşebilmek için üniversite sınavlarına giriyor. Hiçbir öğrenci eşit bir eğitim almazken önümüze kurulan bu sınav barajı geleceğimize mal oluyor. AKP eğitimi parasızlaştırıp, sınavları kaldırması gerekirken her fırsatta paralı eğitim için bir adım daha attı ve skandallarla

dolu sınav sistemini uyguladı. Eğitim sistemi, AKP’yle birlikte yapboz tahtasına döndü ve her yıl adı değişen sınavlarla yüz yüze bırakıldık. Liselilere dayatılan bu eşitliksiz, rekabetçi, elemeci sınav barajını yıkma zamanı gelmiştir. AKP yolun sonunda AKP’ye halk cevabını sandıkta vermiştir ve AKP’ye dur demiştir. Biz liseliler de AKP’nin kay-

bettiğini biliyor ve artık kaybeden hükümetten kalan liselerimizdeki gerici, paralı, elemeci sisteminin değiştirilmesini istiyoruz. Artık AKP’nin çökmüş eğitimini sistemini yeni baştan kurma vaktidir. AKP bu ülkenin gençliğine savaş açmış olsa da artık AKP devri bitmiştir ve devran dönmüştür. Neden Sınavsız Üniversite Sınavsız üniversite istiyoruz çün-

kü sınavlar yoluyla üniversitelere geçişlerde öğrencilerin elenerek girdiği üniversite eşit değildir. Herkesin eşit şartlarda bir üniversite okumaları ve nitelikli eğitim görmeleri için sınavsız üniversite şarttır. İki saatlik sınavların hayatımıza mal olmasına izin vermeyeceğiz. Gerilettiğimiz AKP’yle birlikte liselilerin önüne çekilen bu sınav barajını da yıkacağız!


DUNYA

13

23 Haziran 2015

Tsipras: Krizi oligarşi ödeyecek

Tsipras, ülkesinin bugün içerisinde bulunduğu zor durumdan Uluslararası Para Fonu’nu sorumlu tuttu, “IMF’nin, Yunanistan’ın bugünkü durumuyla ilgili cinayet derecesinde sorumlulukları var” dedi. Tsipras, Avrupalı kurumların Yunanistan’dan mantık dışı taleplerde bulunarak hükümeti ve Yunan halkını küçük düşürmeye çalıştığını söyledi. Dünya Rıfat çapar

Yunanistan Başbakanı Aleksis Tsipras, IMF’nin sert önlemler talep ettiğini, AB’nin ise borcun yeniden yapılandırılmasını kabul etmediğini ifade ederek, “IMF icadı programı meclis olarak kabul etmemiz mümkün değil. Bu ülkede kimin vergi vereceğine karar vermek hükümetin yetkisindedir. Krizi oligarşi ödeyecek. Yunanistan’ın bugünkü durumuyla ilgili IMF’nin cinayet derecesinde sorumlulukları var” dedi. Kurumların öne sürdüğü koşullarda ısrar etmesinin ardında siyasi amaçlar bulunduğunu ileri süren Tsipras, Yunanistan’a teklif edilen

programın sorunu çözmeyeceğini nuştu. ve ülkeyi yeniden durgunluğa süYunanistan Maliye Bakanı Yanis rükleyeceğini savundu. Varufakis, Tsipras’ın konuşmasını yerde oturarak izledi. Varufakis’in Müzakereler devam edecek kendisine ayrılan bakanlık koltuğu Tsipras, karşılaşılan zorluklara rağ- yerine yerde oturması yerli ve yamen Yunanistan’ın kreditörleriyle bancı basının ilgi odağı oldu. olan müzakerelere sonuna kadar devam etmekte kararlı olduğunu Reform anlaşmasında uzlaşı belirtti. sağlanamadı Kreditörlerle asıl müzakerelerin Maliye Bakanları’nın toplantısı bundan sonra başlayacağını belir- Yunanistan’ın Euro Bölgesi’nden ten Tsipras, “Hükümet, kurumlarla çıkışını önleyecek bir reform anAB kurallarına ve Yunan halkının laşması konusunda uzlaşı sağlanairadesine saygılı olarak müzake- madan sona erdi. releri sürdürmeye kararlı. Ancak, AB Komisyonu’nun Euro biz anlaşma değil çözüm istiyoruz. Bölgesi’nden sorumlu başkan yarBundan sonra müzakerelerin son dımcısı Valdis Dombrovskis, “Euro aşamasına giriyoruz. Gerçek mü- Grubu’nda bir uzlaşı yok” açıklazakereler şimdi başlıyor” diye ko- masını yaptı. Dombrovskis, “Bu,

müzakerelere ciddi bir şekilde katılması konusunda Yunanistan’a güçlü bir sinyaldi” ifadelerini kullandı. AB Başkanı Donald Tusk, 19 Euro Bölgesi ülkesinin liderlerine pazartesi günü Brüksel’de acil bir zirve çağrısında bulundu. Tusk, “Yunanistan’ın durumunu en yüksek siyasi düzlemde tartışmanın zamanı geldi” dedi. Söz konusu zirve, AB liderlerinin gelecek hafta perşembe ve cuma günleri yapılması planlanan buluşmasından önce gerçekleşecek. Yunanistan Başbakanı Tsipras, emeklilik maaşları ve KDV oranları konusunda reform yapmayı kabul etmedi. Kreditörler, reform anlaşması olmadan 7.2 milyar euroluk yardım ödemesi yapmıyor.

IŞİD, Til Abyad’tan temizlendi Kobanê ve Cizîr güçlerinin birleşerek Rakka-Til Ebyad yolunu kesmesi ve Til Ebyad-Akçakale arasındaki sınır kapısının kontrol altına alınmasından sonra YPG, Liwa el Tahrîr ve Burkan el Fırat güçleri 4 koldan kent içinde kalan IŞİD’lilere yönelik operasyon başlattı. Kent IŞİD’den kurtarıldı. Komutan Rubar, Til Ebyad’daki iki mahallede denetimi sağlayan YPG ve Burkan el Fırat güçleri IŞİD’e yönelik dört koldan operasyon başlattı. Operasyon bölgesindeki ANHA muhabirinin aktardığı

bilgilere göre; dün öğleden sonra doğu cephesinden kente giren YPG güçleri bugün tüm gün boyunca Til Ebyad’ı IŞİD’den temizlemek amacıyla kentin birçok noktasında operasyonlarına hız verdi. Kobanê ve Cizîr bölgelerindeki operasyon güçlerinin Til Ebyad’ın Rakka’yla bağlantısını kesmesinden sonra YPG, Liwa el Tahrir ve Burkan el Fırat savaşçıları, akşam saatlerinde IŞİD’in stratejik bağlantısını keserek Til Ebyad-Akçakale arasındaki sınır kapısını kontrol altına aldı.DÜNYA

Katliamı gerçekleştirdikten sonra kaçan kişi, “20’li yaşlarında, beyaz, erkek” olarak tanımlanırken Polis amiri Gregory Mullen “Bunun bir nefret suçu olduğuna inanıyorum” dedi.Charleston Belediye Başkanı Joe Riley ise “Kilisedeki bu olayın tarif edilemez derecede üzücü bir trajedi olduğunu söyleyeceğim” ifadelerini kullandı. DÜNYA

Avusturya

Mülteciler için yürüdüler

Viyana’da bir araya gelen yüzlerce kişi, “Mülteciler hoşgeldiniz”, “Avrupa sınırlarına duvar yapmayın” yazılı pankartlar açarak İçişleri Bakanı Johanna Mikl-Leitner’i protesto etti. Bakanlık önünde toplanan eylemciler, “ırkçı sığınma politikaları ve mülteci düşmanlığına son verilmesi” gerektiğini söyledi. Mülteci başvurularının alınması gerektiğine dikkat çeken eylemciler “Irkçılığa hayır!” ve “Beceremiyorsan istifa et!” sloganlarını haykırdı. Michael Genner adlı eylemci iltica hakkının hafife alınmaması gerektiğini ifade ederek “Avusturya’nın insani ve sosyal bir siyasete ihtiyaç vardır. İltica düşmanı siyasetin hemen bitmesi için uyarıyoruz. İçişleri Bakanı’nı istifaya çağırıyoruz” dedi. DÜNYA

Ermenistan

Elektrik zammını protesto

Ermenistan’ın başkenti Erivan’da toplanan binlerce kişi, elektrik şirketlerinin dayattığı elektrik zamlarını protesto etti. Ermenistan’ın başkenti Erivan’da binlerce emekçi, Özgürlük (Azatutyan) Meydanı’nda bir araya gelerek 1 Ağustos’tan itibaren geçerli olacağı söylenen elektrik zammını protesto etti. Emekçiler, mevcut fiyatta da indirim yapılmasını talep ederken 22 Haziran’a kadar sorunun çözülmesini istedi. Eylemciler, daha sonra meydanda oturma eylemi yaptı. Gümrü kentinde de benzer bir eylem yapılarak hükümetin soygun planı protesto edildi. Ermenistan Kamu Hizmetleri Denetim Komisyonu, elektrik şirketinin talebi üzerine 6,93 dramlık (yüzde 16 oranında) fiyat artışı kararı almıştı. DÜNYA

Mısır

ABD’de ırkçı katliam: 9 siyahi öldürüldü

Her yıl polisin yüzlerce siyahiyi katlettiği ABD’de yeni bir ırkçı katliam yaşandı. Güney Carolina eyaletinde bulunan ve ABD’nin en eski kiliselerinden biri olan Emanuel African Methodist Episcopal Kilisesi’ne giren bir ırkçı-faşist, kilisede toplantı yapan siyahilere kurşun yağdırdı. Saldırıda 9 kişi hayatını kaybederken 1 kişi de yaralandı.

Dünya Turu

İdam cezası onaylandı

Yemen’de anlaşma yok, saldırı sürüyor

Yemen’de 2 ayı aşkın süredir devam eden hava saldırılarının Husi militanlarının ilerleyişini durduramaması üzerine İsviçre Cenevre’de başlayan müzakerelerden sonuç çıkmadı. BM’nin Yemen Özel Temsilcisi İsmail Veld Şeyh Ahmed, görüşmelerden anlaşma çıkmadığını belirterek “ateşkes şansı için kapılar

hâlâ açık” dedi. “Tüm taraflarda ateşkes çerçevesinde müzakerelere devam etme irade ve isteği var” diyen Ahmed, daha sonra şu ifadeleri kullandı: “Bir anlaşma yok. Ama şunu açıkça söyleyeyim, iki taraftan da önümüzdeki günlerde kalıcı bir anlaşmayı sağlayacak önerilerini almayı başardık.”DÜNYA

Mısır’ın devrik lideri Mursi’nin yargılandığı ‘hapishane baskını‘ davasında karar açıklandı. Mısır yargısı, Mursi’ye verilen idam cezasını onayladı. Ülkenin önde gelen dini liderlerinden Yusuf el Kardavi de idam cezasına çarptırıldı. Mursi’nin de aralarında olduğu 106 Müslüman Kardeşler yöneticisi hakkında, 25 Ocak 2011’de başlayan ve dönemin cumhurbaşkanı Mübarek’in görevinden ayrılmasıyla sonuçlanan halk ayaklanmaları sırasında, İslamcı mahkumların hapishanelerden kaçırılması için yabancı militanlarla işbirliği yapmak suçlamasıyla dava açılmıştı. Davayla ilgili kararını 16 Mayıs’ta açıklayan mahkeme 106 kişi hakkında idam cezası vermiş ve nihai karar için dosyayı Kahire müftüsüne göndermişti.DÜNYA


YAKLASIMLAR

14

23 Haziran 2015

Seçimden Sonra 3 Soru 3 Cevap: Çaresizlik Duygusu Aşıldı İlhan Gök yazdı

Gaziantep’de Dayanışma için +1 Oy kampanyasının öncü isimlerinden, EHP üyesi İlhan Gök, Toplumsol’a seçim sonuçlarını değerlendirdi. Gök’ün sonuçlarını ezilenler için bir umut olduğunu anlatan röportajını sizlerle paylaşıyoruz.

Seçim sonuçlarının en dikkat çeken yönü sizce ne oldu? Sonuçları Türkiye’nin siyasal yönelimleri açısından nasıl değerlendirmek gerekir? Bana göre dikkat çeken birçok yön var. Öncelikle 12 Eylül ürünü seçim yasasının getirdiği %10 barajının yarattığı çaresizlik aşılmış oldu. Ülkenin batısındaki seçmenin de Türkiyelileştiğini gördük. Bu ifademi şöyle açmak istiyorum; Ülkenin batısında yaşayanların Kürtleri ötekileştirme çabaları Kürt ve Türk gençlerinde duygusal kopuşlara neden oluyordu kaçınılmaz olarak. Ülkenin batısında yaşayan seçmenin HDP tercihi aslında bir Türkiyelileşme tercihini de ifade etmektedir. Türkiye’nin tüm şehirlerinde HDP oylarının artışı bu gerçekliğin bir yansımasıdır aslında. Bir diğeri AKP’nin batı ülkelerine söylediği Kürtleri ben temsil ediyorum ma-

salı sona erdi. Ve bence en önemlisi Kürt ve Türk genç seçmenler Sol’la nihayet tanıştılar. Bu seçimlerde HDP’nin kimlik siyaseti yerine sol bir seçim programını tercih etmesi gençlerin siyasi tercihlerinde de etkili olduğu düşüncesindeyim. Özellikle Kürt gençlerinin bundan sonra sol siyasi hareketlerle daha da yakınlaşacağı düşüncesindeyim. Merkez oylarda bir değişiklik olmadı ama sola verilen oylardaki artış umut verici bir gelişmedir. HDP bu umudun bilincinde olacaktır diye düşünüyorum. Türkiye solunun seçim karşısındaki tavrını (özellikle Haziran’ın) tavrını seçim sonuçları ışığında nasıl değerlendiriyorsunuz? artı bir ne tür ihtiyacın ürünü oldu. Bana göre Haziran HDP ile arasına anlamsız bir mesafe koydu. Ben Şubat ayından itibaren HDP ile

ittifakın yapılması gerektiği fikrini Haziran Hareketinde savundum ve o fikrimin arkasında durdum. +1 Dayanışma olarak HDP’den bağımsız olarak bir siyasi çalışma içerisinde oldum. Siyasi çalışmamızı Gaziantep’te elimizden geldiğince yürüttük, çeşitli siyasi partilere oy veren seçmenden HDP’ye oy vermesini istedik ve kendi adımıza başarılı olduğumuzu söyleyebilirim. Haziran Hareketinin ortak bir irade ile seçimlerde HDP ile seçim sürecini yaşamasını isterdim ama olmadı. Alper Taş’ın son gün de olsa ÖDP’lilere HDP’yi destekleme çağrısı zamanlama olarak geçte olsa anlamlıdır ve siyaseten gerçekçidir. Manidar olan seçimde hiçbir rol üstlenmeden seçim sonucu üzerinden zafer çığlıkları atıp çekilen halaylardır. Onlara sadece “Hayrola” demek istiyorum.

Bu sonuçlar önümüze emekçiler, ezilenler için gelecek dönem için ne tür siyasal toplumsal örgütsel görevler koyuyor? Öncelikle kurulacak Hükümetin nasıl olacağını görmemiz gerekir. Zira gelecekteki mücadele biçimleri ona göre yeni bir hal alacaktır. Asıl önemlisi, parlamentoya seçilen sosyalist milletvekillerine düşen görevlerdir. Yeni yasama döneminde sosyalist milletvekilleri emekçilerin ve ezilenlerin hak mücadelesinin parlamentodaki temsilcileri olmalıdırlar. Metal iş kolundaki emekçiler Türk Metal sendikasına karşı bu güne kadar alışık olmadığımız bir direniş gösterdiler. Bu durum emek mücadelesi açısından umut vericidir. Asgari ücret sorunu emekçiler için ciddi bir problemdir bu problemin üzerine gidilmesi gerekmektedir. HDP, Birleşik Haziran Hareketi ve sol muhalif güçler bu konuda önümüzdeki dönem ciddi adımlar atmak zorundadır. Sendikaların önüne konan yetki barajlarının kaldırılması içinde ayrıca mücadele etmek gerekir diye düşünüyorum. Geçse de yolumuz bozkırlardan Denizlere çıkar tüm sokaklar…

Koltuk pazarlığını bırak, kadın cinyetlerine bak Şükran Soner yazdı

Evrensel Gazetesi köşe yazarı Sevda Karaca; bu haftaki yazısında Kadın Cinayetlerini Durduracağız Platformunun meclise sunduğu ‘’Kadın Katillerine Ağırlaştırılmış Müebbet’’ yasasını dile getirdi.Karaca yazısında kadın vekillere de seslendi.

Genç bir kadın kaçırıldı, genç bir kadın tecavüz edilerek öldürüldü ve bir derenin kenarına atıldı, bir kadın kocası tarafından boşanmak istediği gerekçesiyle dövülerek hastanelik edildi,bir kadın kendisiyle “barışmak” isteyen eşi tarafından sokak ortasında 8 el ateş edilerek sakat bırakıldı, bir kadın boşandığı eşi tarafından “beni aldatıyorsun” denilerek öldürüldü, bir kadın, bir kadın, bir kadın daha… Kadınların başına gelenlerin hepsi ama hepsi “geliyorum” dedi. Öldürülmeden önce taciz edildiler, tehdit edildiler, dövüldüler, hırpalandılar... Ailelerine anlattılar, mahallenin büyüğüne anlattılar, polise anlattılar, savcıya-hâkime anlattılar; olmadı. Yine taciz edildiler, yine tehdit edildiler, dövüldüler, hırpalandılar. Anlatmadılar artık ailelerine, polise gitmediler, savcıyı hâkimi akıllarına dahi getirmediler. Bu memlekette resmi verilere göre şiddete maruz kalan kadınların yüzde 80’i yasaları biliyor. Sorsanız, tane tane anlatırlar nereye başvurmaları, kimlere dert anlatmaları gerektiğini. Ama sadece yüzde 11’i gidiyor adli mercilere, o da ölmeye ramak kala, “belki bu sefer sesimi duyan olur” diyerek. Ama o kadar işte, yüz kadından sadece 11’i… Çünkü kadınlar biliyor herkesin zaten her şeyi bildiğini… Ailelerin sustuğunu, katil adaylarının kollandığını, tecavüz meyillilerin pohpohlandığını, tacizcilerin alkışlandığını ve bütün bu olan bitenin adına fıtrat dendiğini… Herkes her şeyi biliyor; öldürülecek olan da, tecavüze uğrayacak olan da, dövülecek, sövülecek, sağından solundan çekiştirilecek olan da biliyor başına neler geleceğini. Hepimiz biliyoruz... Bu memlekette kadın olmak her an şiddetle, taciz ve tecavüzle, kaçırılma, yok edilme, öldürülme tehdidiyle karşı karşıya olmayı ama en çok da baş başa olmayı gerektirir! Özgecan katledildi, herkes sokak-

ta “Kadın katillerine müebbet” dedi. Cansu katledildi, hem de Özgecan için sokağa çıkıp bu slogana eşlik etmiş olan bir adam tarafından! Şimdi yine “Kadın katillerine müebbet” lafı dillerde. Evet, tabi ki kadın katillerine ağırlaştırılmış müebbet! Pek tabi “Kadınları canından edenlere kravat taktı, namaz kıldı, boynunu büktü indirimi de neymiş be” öfkesi! Ya ne olacaktı! Bu kadar basit, bu kadar sıradan, bu kadar ucuz bir önlemin dahi alınması için daha kaç kadın tecavüze uğramalı, lime lime edilmeli, öldürülmeli, cesedi dere kenarlarında otlara takılmalı ki zaten? Daha kaç kadın her katliamda kendini kadın ölüleri kuyruğunda bir adım öne geçmiş hissetmeli bu en basit “kararlılık göstergesi”nin uygulanması için? Kadınların canlarından edilmelerinin önüne geçmek için sadece adli önlemler yetmez, artık daha da iyi bili-

yoruz. Herkesin her şeyi bildiği bu katil düzende mesele, kadınlar katledildikten sonra ne olacağı değil. Mesele kadınları ölüme terk etmemek, göz göre göre gelen cinayetlere, kaçırılmalara, tacizlere, tecavüzlere karşı yalnız bırakmamak için ne yapılacağı. Ne olacak da kadınlar ölmeden çözüme adım atılacak? Madem partiler kadın seçmenlerine “Biz sizi temsil edeceğiz” iddiasıyla daha çok gitti bu seçim sürecinde; Madem bu meclis cumhuriyet tarihinin kadın vekil sayısının en çok olduğu meclis, Soralım mı aritmetiği değişen meclise, kırmızı çizgi üstüne kırmızı çizgi açıklayan partilere ne yapacaklarmış bu yeni dönemde kadınlar ölmeden sorunu çözebilmek için? Değiştirebilecekler mi “aileye” çevirdikleri her bir devlet biriminin adını, esasına dönüp “kadın” diyebilecekler mi?

Altında, Türkiye Cumhuriyeti Devleti’nin kapı gibi imzası bulunan İstanbul Sözleşmesi’nin gereklerinin yerine getirilebilmesi için, yani başvuru merkezlerini olması gerektiği gibi düzenlemek, kadınları şiddete uğramadan güçlendirecek mekanizmalar oluşturmak, kadınların yeni bir hayat kurabilmesine yarayan tüm olanakları seferber etmek için hangi somut adımları atacaklar? Kadınların başlarına gelenler “geliyorum” diye bas bas bağırırken “dur bakalım nereye geliyorsun” diye sorabilecekler mi? Kadınları şiddet karşısında yapayalnız bırakmamak için örneğin “şiddete katlanmak zorunda değilsin, sana ekonomik ve sosyal tüm ihtiyaçlarını giderebileceğin bir yaşam sunulacak” diyerek gösterebilecekler mi? Demesi kolay da, bu dediklerinin gereğini yerine getirebilecekler mi? Bir küçücük adım atsınlar şu mecliste, o beğenmediğimiz adli önlemi gündem etsinler mesela, “kadın cinayetlerinde haksız tahrik indirimini kaldıralım” diye başlasınlar yeni döneme de görelim niyeti.

İyi Kötü Çirkin ELİF KARAN

İyi

Hakan Aksay T24

Aksay, Bahçeli’nin demeçlerinden derlediği yazısı ile “Alayına karşı” MHP’nin politik çıkmazlarını teşhir ediyor. AKP ile kurduğu ilişkiden, koalisyon tartışmalarına kadar sorularıyla MHP’yi terletmemesi mümkün mü? Aksay: Siz başkalarını öne sürüyorsunuz ya da erken seçim diyorsunuz ama kapalı kapılar arkasında AKP ile görüştüğünüz söyleniyor? Biz katiyen çıkarcı beklentiler içinde değiliz. Hatta rivayete göre, görüşmeleri MHP’den Ruhsar Demirel ve Semih Yalçın, AKP’den de Cemil Çiçek ve Salih Kapusuz yürütüyormuş? Versinler Bilal’i alsınlar iktidarı! Bilal’i değil de 8 bakanlığı ve Meclis Başkanlığını veriyorlarmış size... Biz siyasi rüşvet almayız. Ayrıca sizin partide olup da geçmişte AKP ile çalışmış olan Durmuş Yılmaz ve Ekmeleddin İhsanoğlu gibi isimler öne çıkıyormuş... AKP şartlarımızı kabul ederse, MHP taşın altına elini değil gövdesini koyar.”

Kötü

Serdar Turgut Habertürk

Çirkin

Hasan Karakaya Yeni Akit

Turgut’a bir gerçeği hatırlatalım, AKP’yi gerileten de, demokrasiyi tahsis eden de Halkın mücadelesidir, burjuvazinin değil. Turgut: “Bu iş insanlarının son yıllardaki durumu ve düştüğü haller, bu bilincin olmamasının, sınıf olarak var olamamanın nelere yol açabileceğini de gösterdi bize. İşte yine bu nedenle en basitinden bir örnek verirsek, bu ülkenin başbakanının annesi vefat ettiğinde gazetelere ilan verme yarışına giren zenginler, kerli ferli iş insanları, bu ülkeye 50 yıl hizmet etmiş Süleyman Demirel gibi bir devlet adamı vefat ettiğinde aynı davranışı gösteremiyorlar. Çünkü onlar sadece zengin insanlar, burjuva değiller.

Karakaya, kadın cinayetlerinin sorumlularını ilan etti: “Lütfen dikkat; “Eylemlerini bilinçli yaparlar!” Yani, bazıları gibi; “Şeytana uydum” ya da “Bir hataydı, oldu” demezler; “cinayet plânlaması”nı önceden yaparlar! Aydın Doğan Medyası ve HDP Genel Başkanı Selahattin Demirtaş, işte bu cinayetlerden sonra hesap vermelidirler... Zira, bu “sapık”lar; “Frikikçi Aydın Doğan medyası ile Selahattin Demirtaş gibilerin eseridir!..” Öyle ya; Birisinin internet sitesi “porno görüntüler”le dolu, diğeri ise“Homoseksüel”leri “Lezbiyen”leri ve bilumum “eşcinsel”leri Meclis’e getirme çabasındaydı!.. Böylesine “büyük bataklık”ların olduğu bir ülkede, elbette “sapık”lara gün doğar!..

elif karan

günlüğü

Özgecan Yasası hala çıakrılmadığı ölen 144. Kadın Cansu Kaya, tüm Türkiye’yi bir kez daha ayağa kaldırdı. Türkan Hasdemir @HasdemirTrkan Kadın katillerinin iyi hal indirimleri ve cezasızlıkla ödüllendirilmesi kadın cinayetlerinin önünü açıyor. #CansuKaya Aylin Nazlıaka @AylinNazliaka Kadın katillerine ceza indirimi olmasın diye kanun teklifi verdik.Bu yasa geçseydi #CansuKaya cinayeti olmayabilirdi. Umut Oran @UmutOranCHP Hükümetin içişleri,eğitim,aile bakanları ne işe yarar? Daha kaç #CansuKaya #ÖzgecanAslan lar yaşanacak? Memurlar neden görevlerini yapmıyor? Zülem Paltacı @zulempaltaci_ #CansuKaya’nın cinsel saldırıya uğrayıp öldürüldüğünün ortaya çıkması,Özgecan Aslan cinayetinden bu yana değişen bir şey olmadığını gösterdi Göğe Bakma Durağı @Gogebakalimmm Kadının adı yok bayım, Kadının adı yok. Sadece hikayesi ve elinden alınmaya çalışılan hayatı var. #CansuKaya


15

KULTUR-SANAT 23 Haziran 2015

Usta yönetmen alkışlarla uğurlandı Şener Şen’in oynadığı ‘Çıplak Vatandaş’, ‘Zengin Mutfağı’ gibi önemli filmlere imza atan Türkiye tiyatrosu ve sinemasının büyük yönetmenlerinden Başar Sabuncu, 73 yaşında hayata veda etti. 2004 yılında “Sanatın bağımsız” olması gerektiğini savunarak Şehir Tiyatrolarından ayrılmıştı. Sabuncu alkışlarla son yolculuğuna uğurlandı. mesini diliyorum” dedi. Sabuncu, “Aydınlar Dilekçesi” kapsamında, konuşmasının sonunda eşine ’hoş- askeri mahkemede yargılandı. Usta tiyatro ve sinema yö- çakal’ diyerek veda etti. Sabuncu Türkiye sinema tarinetmeni Başar Sabuncu hinin de önemli filmlerine imza atİstanbul’da toprağa verildi. 73 Sadece inandığı şeyleri yaptı tı. 1988’de Londra’da British Film yaşında hayata veda eden Başar Müjde Ar ise Başar Sabuncu’nun Institute; 1991’de Paris’te Fransız Sabuncu için ilk tören sanat ya- Türk sineması için de büyük bir Sinematek’i; 1992’de Montpellişamı boyunca tiyatro oyunları- armağan olduğunu kaydetti. Ar, er Festivali tarafından, adına tüm nın oynandığı Muhsin Ertuğrul “İşini sadece iyi yapmak için yapar- filmlerinin gösterildiği saygı hafSahnesi’nde düzenlendi. Törene dı, birilerine kendini beğendirmek taları düzenlendi. usta yönetmenin eşi Candan Sa- kendini sevdirmek gibi bir çabası buncu, sanatçı dostları Müjde Ar, hiç olmadı. Sadece inandığı işleri Sanat bağımsız olmalıdır Orhan Alkaya, Defne Halman, yaptı” dedi. 1988’de, uzun bir yasal savaşımın Engin Alkan, Macit Koper, Aslı Başar Sabuncu’nun cenazesi ardından, Şehir Tiyatroları’na Öngören, Dilek Türker gibi isim- daha sonra Teşvikiye Camii’ne ge- döndükten sonra, bu kurumda ve lerin yanı sıra çok sayıda tiyatro ve tirildi. Buradaki cenaze törenine Devlet Tiyatroları ile özel tiyatrosinema sanatçısı katıldı. tiyatro ve sinema sanatçıları Nur larda 30’u aşkın tiyatro yapıtının Sürer, Menderes Samancılar, İzzet yönetmenliğini üstlendi. Şehir Yeni düşleri, kuracağı yeni Günay, Cihat Tamer gibi isimler Tiyatrosu’nun İstanbul Belediyesi dünyaları sürsün ile çok sayıda seveni katıldı. CuTörende bir konuşma yapan Can- ma namazına müteakip kılınan dan Sabuncu, “Başar ile 1975’te ilk cenaze namazının ardından Başar kez şehir tiyatrolarında karşılaştık. Sabuncu’nun naaşı götürüldüğü Hiç büyümeyen bu akıllı, coşkulu Edirnekapı Mezarlığı’na defneçocuğa çok şey borçlu olduğumu dildi. düşünüyorum. Her gün parlak yeni, hayal Nazım’ı seyircisi ile buluşturdu edilemez bir düşler dünyasına Sabuncu, Şehir Tiyatrolarında çok gidiyoruz. Biz bu dünyada seyir- uzun bir ayrılıktan sonra Nazım cimizi de bizi bekleyen herkesi de Hikmet’i yeniden Şehir Tiyatrosu değişebilir birçok şeyi göstermeye seyircileri ile buluşturan yönetmen çalışıyoruz. Bundan sonra genç olarak tarihe geçti. 80 darbesi ile arkadaşlarımızın yeni düşlerinin, işinden atıldı, Berlin’e gitmek kuracakları yeni dünyaların sür- zorunda kaldı. Aynı dönemde kültür - sanat elif karan

Başlıca eserleri Çıplak Vatandaş - 1985 Asılacak Kadın - 1986 Kupa Kızı - 1986 (Bunuel’in Belle de Jour filmine “nazîre”) Kaçamak - 1987 Zengin Mutfağı - 1988 Yolcu - 1994 karşısındaki “sanatsal bağımsızlığı” konusunda, yönetimle ilkesel anlaşmazlık nedeniyle, 2004’te emeklilik yaşını beklemeden, kurumdan ayrıldı. Racine, Marivaux, Brecht, Genet, Kovaçeviç’in kimi oyunlarını Türkçeye çevirdi.

Sergey konuşma ve işitme engelli bir gençtir ve kendisi gibi öğrencilerin eğitim gördüğü bir denizcilik okuluna kaydolur. Okuldaki ilk günüyle açılan film, Sergey’in öğrencilerin kendi aralarında kurduğu sert hiyerarşik düzenle tanışmasını ve zamanla bu düzenin bir parçası oluşunu ele alır. Slaboshpitsky’nin ilk uzun metrajlı yapıtı, sadece işaret dilinin kullanıldığı bir film. Dedemle Bu Yaz Yönetmen: Rose Bosch Oyuncular: Jean Reno, Anna Galiena, Chloé Jouannet Tür: Dramatik komedi

Lea, Adrien ve küçük kardeşleri Theo, yıllar önce yaşanan bir tartışma nedeniyle hiç tanışamadıklarını dedeleri Paul’ü ziyaret etmek için yaz tatilinde Provence’e dedelerinin yaşadığı eve giderler. Ancak bu tatil hiç de bekledikleri gibi rüya tatile dönüşmez. Zira anne ve babaları boşanmanın eşiğindedir ve baba evi terk etmek üzeredir. Jean Reno sevenlere…

İyi Biri Yönetmen: Ayhan Sonyürek Oyuncular: Cengiz Bozkurt, Mustafa Alabora, Asuman Çakır Tür: Komedi

Zengin Mutfağı’ndan bir kare

TRT kalitesi sizlerle TRT bünyesinde hizmet veren ve TRT adına sosyal medyayı yöneten “Yeni Medya” biriminin başına Karaman Güzel Sanatlar Lisesi’nde din dersi öğretmenliği yapan Zeki Tuman atandı. Atama TRT’nin geldiği hal açısından tartışma yarattı. TRT yetkilileri “Zeki Tuman’ın sosyal medyayla ilgili bir deneyimi var mı?” sorusuna “İlle de sosyal medyayı çok iyi anlaması gerekmiyor” yanıtını verdi. TRT daha öncede sırf kadrolaşma gayesi ile TRT sanatçısı standartlarını sarsarak onlarca atama yapmıştı. 1. Derece kadroyla TRT’ye geçiş yapan Zeki Tuman, Eğitim -Bir-Sen üyesi de çıktı.

Kabile Yönetmen: Myroslav Slaboshpytskiy Oyuncular: Grigoriy Fesenko, Yana Novikova, Rosa Babiy Tür: Dram

Ankara Üniversitesi İlahiyat Fakültesi mezunu olan Zeki Tuman, Karaman Güzel Sanatlar Okulu’nda hem din dersi öğretmenliği hem de okulun müdürü olarak görev yaptı. Tuman, 11 Haziran’da TRT’ye atandı. Tuman TRT’de Yeni Medya Kanal Koordinatörlüğü’nde “Müdür” olarak görev yapacak. TRT Genel Müdürü Şenol Göka’nın attığı imzayla birlikte Tuman’ın ek göstergesi de 6100’e yükseltildi ve 1. Derece memur sıfatı kazandı. TRT bünyesinde hizmet veren “Yeni Medya” birimi, TRT adına sosyal medyayı yönetiyor. Bu birim ayrıca, sosyal medya aracılığıyla TRT’ye ticari gelir de getiriyor. KÜLTÜR-SANAT

Televizyonda imza attığı senaryolarla tanınan Ayhan Sonyürek’in yönetmen koltuğuna oturduğu film, Hatay’dan Mersin’e uzanan bir yol hikayesini beyazperdeye taşıyor. Saf, iyi niyetli, tutunamamış bir karakter olan Mızrap, Antakya’nın Samandağ ilçesinde köpeğiyle birlikte yaşar ve hayatında büyük bir değişiklik başlar. Mızrap ev ve iş bulma umuduyla Mersin’e gider. Boynuzlar Yönetmen: Alexandre Aja Oyuncular: Daniel Radcliffe, Max Minghella, Joe Anderson tÜR: Fantastik , Korku

Ig Perrish, sevgilisi Merrin’in tecavüz edilip öldürülmesi sonrası polis tarafından bir numaralı şüpheli ilan edilmiştir. Çok içtiği bir gecenin ertesi sabahı uyandığında, aynada bir gariplik fark eder. Kafasının iki yanında boynuzlar çıkmaktadır. İnsanların kafasındaki boynuzlardan çok etkilendiğini ve kimseye yapamadıkları itirafları yaptıklarını fark eder.

HAFTANIN AJANDASI Ömrüne sığmayan adam

Dinlemeden geçmeyin

Son günleri geldi çattı

Aziz Nesin’i eserleri ve politik duruşu açısından daha yakından tanıtmak amacıyla Nesin Vakfı tarafından düzenlenen “Ömrüne Sığmayan Adam: Aziz Nesin 1915-2015” adlı sergi açılıyor. Sergi 16 Temmuz’a kadar Tophane’deki Tütün Deposu’nda görülebilir.

Yaşanmışlıklar üzerine söz yazan ünlü şarkıcı, dansçı ve oyuncu olan Karima Nayt 30 Haziran’da izleyicisiyle buluşuyor. Dünyaca ünlü Cezayirli sanatçı Karima Nayt, Yaylı Çalgılar Dörtlüsü BİS Quartet eşliğinde Akbank Sanat Caz Günleri’nde sahne alıyor.

İstanbul Modern’in düzenlediği “Ressam ve Resim: Mehmet Güleryüz Retrospektifi”, sanatçının 1960’lı yıllardan 2010’lu yıllara uzanan kariyerinin bir dökümü niteliğinde. Sergi, 28 Haziranda sona eriyor. Resimi sevenlerin, hala göremeyenleri kaçırmamalı.

ww


Uzaylı kedi ABD’de yaşayan ve doğuştan yakalandığı bir göz hastalığı sebebiyle gözleri iki kat büyüyen bir kedi, ilginç görünümüyle hem üzüyor, hem de hayrete düşürüyor.

Doğumundan birkaç gün sonra nadir bir göz hastalığı olan lens çıkığına yakalanan Matilda isimli kedinin gözleri normalinin iki katı büyümüş. toplum

Geçmiyor günler Melih Başkan saçmalamadan Ankara Büyükşehir Belediye Başkanı ve twitterın vazgeçilmezi İ. Melih Gökçek yine durmadı ve sıklıkla laf yarışına girdiği Gazeteci Ahmet Hakan’ın bu seferde çoraplarına takıldı. Olay Ahmet Hakan’ın Sehattin Demirtaş’la olduğu bir fotoğraftan başladı ve renkli çoraplara kadar uzadı.

Emzirme yasağı

Avustralya’da 20 yaşındaki dövmeli annenin 11 aylık bebeğini emzirmesi, mahkeme kararıyla yasaklandı. Sydney’de görülen davada hâkim kararına gerekçe olarak, bebeğin enfeksiyon kapma ihtimalini gösterdi. Adı açıklanmayan dövmeli annenin HIV ve hepatit testlerinde herhangi bir virüse rastlanmamıştı.

Çad’da yüz kapatmak yasak Çad Başbakanı Kalzebeu Pahimi, başkent Ndjamena’da dini liderlerle buluştuğu bir toplantıda, terör olaylarına karşı her türlü önlemin alındığını belirterek artık herkesin yüzü açık dolaşması gerektiğini ifade etti. Pahimi, yüzü tamamen kapatan her türlü aksesuar ve peçenin satışının da yasaklandığını, satışa sunulması halinde bunlara el koyulacağını ve malların yakılacağını vurguladı. Başkent N’Djamen’da hafta başında polis akademisinde 5 dakika arayla 2 bombanın patlaması sonucu 16’sı polis 19, merkez karakoluna düzenlenen saldırıda ise 9 kişinin öldüğü açıklanmıştı. Saldırılarda 57’si ağır 101 kişinin yaralandığı bildirilmişti.

18SORU ılgaz çatak öğrenci - İstanbul

toplum birsen kaplanseren

Artık bir twitter kalasiği haline dönen Melih Gökçek sataşmalarına geçtiğimiz günlerde bir yenisi daha eklendi. Sıklıkla sataşmaktan geri durmadığı Ahmet Hakan’a yine laf söylemekten çekinmeyen Melih Gökçek tartışmayı bir fotoğraf karesiyle başlattı. Söz konusu fotoğraf HDP Eş Genel Başkanı Selehattin Demirtaş ve gazetecilerin olduğu bir buluşmadan bir kare ve fotoğraftaki gazetecilerden biri de Ahmet Hakan. İşte Melih Gökçek bu fotoğraf için Ahmet Hakan’a “Ahmet bu pozu yeni gördüm otuturken bile Demirtaş’ın karşısında el pençe divan duruyorsun helal sana” yazdı. Unutulmaz başkan İşte bu cümlelerden sonra tartışma başladı ve hiç olmayacak yerlere, Ahmet Hakan’ın çoraplarına kadar uzandı.

Marx’ın kızlarıyla oynadığı oyundan alınmıştır

1. En sevdiğiniz erdem? Dürüstlük 2. Başlıca özelliğiniz? Çabuk paniklemek 3. Mutluluk nedir? Sevdiklerimle birlikte olmak 4. Mutsuzluk nedir? Gelecek endişesi 5. En kolay hoşgördüğünüz kötü huy? Bekletilmek 6. En nefret ettiğiniz kötü huy? İki yüzlülük 7. En sevmediğiniz şey? Matematik 8. En sevmediğiniz kişiler? Sayısal öğrencileri 9. En sevdiğiniz iş? Dil çalışmak 10. En sevdiğiniz şair? Orhan Veli 11. En sevdiğiniz yazar? Duygu Asena 12. Kahramanınız? Afife Jale 13. Kadın kahramanınız? Emily Davison 14. En sevdiğiniz çiçek? Orkide 15. En sevdiğiniz renk? Yeşil 16. En sevdiğiniz yemek? Çiğ köfte 17. En sevdiğiniz düstur? İnsancıl olan hiçbir şey bana yabancı değildir. -Terence Terentius 18. En sevdiğiniz söz? Bütün hayallerimiz gerçekleşebilir eğer kovalayacak cesaretimiz varsa. -Walt Disney

Söz konusu Melih Gökçek olunca tartışmanın bir adabının olamayacağını artık onu tanıyan herkes biliyor. Nasıl oldu da bir anda konu bir gazatecinin giydiği çorapların rengine geldi anlamak için Melih Gökçek’in psikolojisinin derinliklerine inmek gerek belkide. Bu yüzdendir ki Ahmet Hakan da Melih Gökçek’in çocukluğuna inmeye karar vermiş. Aslında bütün bir halk Melih Gökçek’in çocukluğunu merak ediyor olsa gerek. Tam olarak nasıl bugünlere geldiği, nasıl Melih Gökçek olabilidiği herkesçe merak edilen bir şey. Onun eşsiz espri kabiliyetini, eşi benzeri olmayan kişiliğini anlamak, kısacası onu anlamak bu halkın hakkıdır. Yalnızca twitterda yazdıklarıyla değil Ankara’ya yaptıklarıyla da anlaması zor bir kişilik olduğunu bize her seferinde hatırlatan Melih Gökçek Dinocan ile Transformers ile hep efsane bir belediye başkanı olarak anılacak. Yalnızca bu-

gün değil gelecekte de çocuklarımızın, torunlarımızın saygı ve sevgiyle ve de hayretle anacağı ve anlamaya çalışacağı bir kişilik olarak tarihe damgasını vuracak mutlaka. Evimizin neşesi Çocukluğuna inebilir miyiz inemez miyiz bilinmez ama onu anlamanın bir yolunun bulunması şart oldu. Anlamalı ve onun bu haline bir çare bulmalıyız mutlaka. Yoksa kafamız onun yaptıkları ve söyledikleriyle daha çok bulanacak. Gerçi bu durum bir çok insan için oldukça komik bir hal almaya da başladı evimizin neşesi oldu bir yerde. Evimizin neşesi Melih Gökçek bir yerde bağımlılık da yaptı bizlerde şüphesiz. Onun varlığı bizim mutluluk kayanağımız oldu Dinocanları hayallerimizin anıtı oldu. Onu unutmayalım ve unutturmayalım. Nesilden nesile aktaralım anıtlarını ve sözlerini.

Dolarda kadın ABD Hazine Bakanlığı, yeniden tasarlanacak 10 dolarlık banknotların üstünde ilk kez kadın portresine yer verileceğini açıkladı. Dolarda hangi kadının portresinin olacağı ise henüz bilinmiyor. ABD Hazine Bakanlığı, banknotlarda portresine yer verilecek kadınla ilgili olarak halkın da görüşünü alacak.

Kuzey Kore’den aşı iddiası

Kuzey Kore mers, ebola, kanser ve HIV’e karşı etkili olan mucizevi bir madde geliştirdiğini iddia etti. Kuzey Kore’nin resmi haber ajansı KCNA’nın haberine göre mers, ebola, HIV, tüberküloz ya da kansere karşı etkili olan maddenin adı Kumdang-2. Maddenin aynı zamanda hamilelik döneminde ortaya çıkan mide bulantıla-

Muhteşem restorasyon (!)

rında da etkili olduğu belirtildi. Kuzey Kore’de söz konusu madde, ‘Herkesin sağlıklı olmaya hakkı var’ sloganıyla tanıtıldı. Kuzey Kore ilaç firması Pugang, geliştirdiği bu maddenin ginsengin yanı sıra nadir bulunan elementleri içerdiğini belirtti. KCNA söz konusu madde üzerinde 1989 yılından bu yana çalışıldığını kaydetti. toplum

Nutella yemeyin Fransa Ekoloji Bakanı, Nutella’nın içeriğindeki palmiye yağı üretimi için ormanların yok edildiğini ve bunun küresel ısınmayı etkilediğini söyledi. Fransa Ekoloji ve Enerji Bakanı Segolene Royal, küresel ısınmaya yol açtığı gerekçesiyle Nutella yenmemesi tavsiyesinde bulununca İtalyanları kızdırdı.

Koalisyon kurulmuş

Bursa’nın İnegöl İlçesi’nde yapılan iki düğünde de değişik görüntüler yaşandı. ‘Hayat yükünü çekmeye benzemez’ yazısı taşıyan damat ve sağdıç boyundurluk takarak gelin arabasını çekerken, bir başka çift de gelin arabasının arkasına ‘Biz koalisyonu kurduk bile’ yazısı taktı. İnegöl Edebey Mahallesi’nde yapılan düğün gelenekler nedeniyle damat ve sağdıcına zor anlar yaşattı. toplum


Turn static files into dynamic content formats.

Create a flipbook
Issuu converts static files into: digital portfolios, online yearbooks, online catalogs, digital photo albums and more. Sign up and create your flipbook.