puffmizah.com zah.com
16 ŞUBAT 2015 PAZARTESİ SAYI: 6
PARA L
EL YA
PININ
KAİ
( A R K NAT İM A S A AM Y F A LAR DA) INI A
ÇIKL
I YO R
UZ!
KADIN OLMAK SUÇ MU? #ÖZGECANASLAN
KÜBA’YA CAMİ YAPTIRIRSAK MİNARELER PUROYA BENZEMESİN!
2015 milletvekili seçimleri yaklaşırken bürokrasi adeta boşaldı.
AKP’li Burhan Kuzu, “7 Şubat MİT olayında Paralel Yapı Başbakan’ı kaçıracaktı.” dedi.
ASGARİ ÜCRETLİLERİN VE EMEKLİLERİN PARAYI SIFIRLAMA GİBİ BİR DERDİ YOK Hakan Fidan milletvekili adayı olmak için istifa etti.
Dolar yükseliyor...
Amerika’da Müslümanlara yönelik nefret dili 3 gencin katledilmesine yol açtı.
İzmir’de eylem yapan bir gruba “AKP karşıtı” olduğu için izin verilmedi.
Soğanın cücüğü iz kuru ekmek acı soğanla büyümüş bir nesiliz ve bizim soğan-ekmek yiyerek aldığımız lezzeti şimdiki neslin kebap yerken aldığını sanmıyorum. Fakat soğanla ilgili bir problem var; devlet her meselede koordinasyon hatası yaptığı gibi, soğan yetiştirme konusunda da hata yapıyor. Tıpkı zeytinde olduğu gibi soğanda da var yılı-yok yılı oluyor. Yok yılında soğanın fiyatı alıp başını gidiyor. Bazen öyle pahalı hale geliyor ki, hırsızlar soğan tarlalarına dadanıyorlar. Fiyatı artan soğan, neredeyse eczanelerde reçeteyle satılacak hale geliyor. Zaman gazetesinde yazarlığa başladığım yılı hatırlıyorum. Yine soğanın yok yılı idi ve fiyatları aldı başını gidiyordu. Ben de yeni yazarlık heyecanıyla, topluma bir katkı
B
sağlayayım diye köşemde bir hafta ‘soğan kuponu’ yayınladım. Kuponları eksiksiz toplayan okuyucular arasında noter kanalıyla çekiliş yaptıracak ve üç kişiye soğan verecektim. Buraya kadar her şey iyiydi. Kupon yayınlama işi bitince kupon zarfları yağmaya başladı. Bizzat gazeteye kadar gelen oldu. Fakat güvendiğimiz dağlara kar yağdı; gazetenin aşçısı soğan vermeye yanaşmadı. Adam haklı olarak “Kupon verirken bana mı sordun?” diye çıkıştı. Velhasıl benim toplumsal proje suya düştü. Okuyucuya karşı hem mahcup oldum hem de borçlu kaldım. Geçenlerde birisi hatırlattı; “Soğan borcun duruyor hala!” Ben de “Getir kuponları, al soğanları!” diye karşılık verdim. Allah’a şükür kuponları kaybetmiş, ben de bu vebalden
kurtuldum. Diyeceğim, soğan işi toplumsal proje işleri kadar önemli. Bir de bunun tarihi yönü var tabii. Biliyorsunuz, Hollandalı bir tüccar, Osmanlı tarihinde İstanbul’da gördüğü lalelere hayran kalmış. Bunu memleketine götürmek istemiş. Almış üç-beş soğanı götürmüş. Sonra da unutmuş. Neden sonra bu eline geçmiş tekrar. Normal soğan gibi kesip yemeye kalkmış, tadını beğenmemiş. Sonra da çürümesin diye ekmiş. Bir müddet sonra bakmış ki alev kırmızısı, limon sarısı çiçekler. Sonra da bunları geliştirip bize sattılar. Ben de bazen ucuz bulunca bildiğimiz soğanlardan fazla alıyorum. Biraz bekleyince yeşillenmeye başlıyor. Balkona ekip yapraklarını yiyoruz. Komşular da zannediyor ki, bunlar lale soğanı! Ben lale soğanına para mı veririm?
HASAN SUTAY
YÜZME BİLMEYEN PARTİLER BARAJDA BOĞULUYOR
LATİN AMERİKA’YI YENİDEN KEŞFEDİYORUZ L
BİLEREK KONUŞUYORU
BEN BİLİYORUM DA MI YAZIYORUM
Çok süper bir Clark Kent’im ben! Malumunuz Süpermen bu Dünya’dan değil. Kendisi -affedersiniz- Kriptonlu. Gezegeni taklaya gelince anne-babası onu Dünya’ya gönderiyor. Burada çiftçi bir aile onu buluyor ve öz çocukları gibi sahipleniyor. Nasip işte, uzaydan Amerika’ya düşmüş eleman. Güzel ve yalnız Türkiye’mize düşse ilginç olabilirdi. Muhtemelen bizim çiftçi ailenin 8-9 çocuğundan biri olur, tarlada çalışmaktan okuma ve süper güçlerini keşfetme fırsatı bulamazdı. Boylu poslu, kuvvetli olduğu için pehlivan lakabıyla anılır, babası falan ölünce kardeşleriyle arazi kavgasına düşerdi. Zaten bizim buralarda süper kahraman olarak yaşamak da zor. Bi kere yaşın gelince askere alacaklar. Uçabilen biri de olsan askerde maksimum hizmetin belli. Kız isterken “Ne iş yapıyorsun?” diye sorarlar; “Uçabiliyorum, Süpermen’im ben” dersin, “Evin araban var mı?” derler. Bu süpergenco normalde Clark Kent kimliğini kullanıyor ama kavga çıktığı zaman telefon kulübesine girip Süpermen’e dönüşüyor. Bu durum biraz enteresan. Hangisi gerçek benim diye düşünüyor mudur? Ben Süpermen olarak doğdum ama anam babam beni Clark olarak yetiştirdi, benim gizlediğim kimliğim hangisi acaba diyor mudur? Bence Clark olmak vakit kaybı. Mevzu oluyor, elemanımız kulübe bulacak da, dönüşecek de... Süpermenliğin bir sorumluluğu olmalı. Yeri geliyor koca dünya senin eline bakıyor. Sen oyun peşindesin. Zaten tuhaf da bi durum. Onca macera yaşıyorsun ama Clark’a dönüşünce bütün o kahramanlıkları yapan kişi başka birisiymiş gibi oluyor. Lois gelip, “Nerelerdeydin sen? Süpermen buradaydı, şöyle uçtu böyle kaçtı, beni kurtardı. Sen burada yoktun hepsini kaçırdın!” diye fırçalıyor sürekli. Çok zoruma giderdi benim. Dayanamaz, “Bendim ulan o!” diye isyan ederdim. Bunun hoşuna mı gidiyor nedir? Bir süper kahraman için normal bir insan gibi yaşamaktan daha zor ne olabilir ki? Sen uçabilen bir varlıksın ama patrondan fırça yiyeceğin bir işte çalışmayı tercih ediyorsun. Kendine eziyet. Hem o işe ihtiyacı olan bir sürü fukara vardır. Boşuna yer işgal ediyorsun. Yazık günah. O değil de Süpermen Lois ile evlenince enişte bacanak falan olacak. Ne kötü ya…
ERAY ZENGİN
UM, ELİMDE DOLAR VAR, BELGE TOPLADILAR
Çıkarcı (pragmatist) olduğunuza dair 9 teşhis 1. Eve gelir gelmez ilk işiniz nefsinizi tatmin etmek (yemek yemek, dinlenmek, uyuklamak, eğlenmek) oluyorsa… 2. Anne-babanız size toplu para ya da arsa, ev filan miras bırakmadı diye içten içe öfkeleniyorsanız… 3. Üniversite tercihi yaparken aklınıza ilk gelen düşünce, “Bu bölümden mezun olanlar acaba kaç para kazanıyor?” oluyorsa… 4. Arabası olan arkadaşlarınızı, arabası olmayan arkadaşlarınızdan daha çok seviyor, onlarla daha sık görüşüyorsanız…
5. Bir ortama girdiğinizde ilk olarak ortamın en popüler kişisine yanaşıyorsanız… 6. Tanıdığınız ünlü, etkili, güçlü kişilerle yaşadıklarınızı ballandıra ballandıra anlatmak en büyük hobinizse… 7. “Çalıyor ama çalışıyor” diyorsanız… 8. Size dokunmayan yılanın ömrü uzuyorsa… 9. “Dostlarımdan çok çektim ne varsa gene kendimden var!” diyorsanız… Geçmiş olsun, çıkarcı (pragmatist) bir insansınız. Mebzul miktarda idealizm kürü ile tedavi olabilirsiniz!
Serhat Albamya
P K K ’ N I N S İ L A H B I R A K M AS I , T İ RYA K İ L E R İ N S İ G A R AY I B I R A K M A ( M A ) S I N A
B E N Z İ YO R .
DÜNYANIN BÜTÜN İMAMLARI BİRLEŞİN
ALİ GÜRSEL
AKLIMA GELMİYOR DEĞİL * Parayı ilk bulan insan karşısındakini buna nasıl ikna etti acaba? “Koçum şimdi sen şu metal zımbırtıyı alıyosun bana ordan arpa buğday elinde ne varsa veriyorsun, anlaştık?” * “Kainat Güzeli” yarışmalarının sadece insan ırkının katılımına açık olması büyük haksızlık değil mi? * “Kaldırım mühendisliği”ni gerçek bir iş kolu zanneden çocuğun büyüyünce “Açık Öğretim İşletme”yi sahici bir bölüm sanması normal değil mi? * Söz yüzüğü âdetini ilk çıkaran adamla alışveriş yaparken kapora bırakma fikrini ilk keşfedenin aynı kişi olma olasılığı yüzde kaç? * Hava, kara ve denizyolu taşımacılığı yapan adamların hepsine birden ‘kaptan’ deyip kavram kargaşasına sebep olan abi, senin sorunun ne? * Karpuz şeklinde lastik topunu ilk üreten işadamının amacı neydi? Ortamlarda “Ben aslında kabzımallık istiyordum ama bi puanla kaçtı.” filan diye mi dolanıyor? * Ölünün arkasından irmik helvası kavurmak ilkin hangi pisboğaz teyzenin aklına gelmiş acaba? -Mahmut dayımı kaybettik Hayriye Teyze. +Oooo bak bunun arkasından bir duble helva iyi gider. Getir oğlum irmiği, fıstık da kap ordan. * Şirinler izleyerek büyüyen çocuğa neden mantar yemiyorsun diye sorulur mu? Vefa bir semt adıymış meğer...
ABUKFİRENSES
KIRMIZI ŞAPKALI KURT
Dağıstan Çetinkaya
BİT YENİĞİ
FATİH ÇELEBİ
patavat TEMİZLİK HASTALIĞI: “Ben titiz adamım arhadaş. Kirleniiiym, kirlenmiiiym; iki ayda bir muhakkak duç alırım”
ISRARLI ÖNERİ: Üçüncü köprünü n adı ‘Üçüncü Köprü’ olsun. EVLİ ERKEK: 1. Psikolojik rahatsızlıklara savunmasız yakalanan zavallı. 2. Bir balık türü 3. İngiliz anahtarındaki silindirik mekanizma. i BARIŞ MANÇO: Rahmetliy yle a şö sevmeyenimiz yok. Am un on a el bir sıkıntı var: Mes llı, gibi uzun saçlı, top saka uz bol yüzüklü bir komşum e in olsa binada… “Şunun tip mı!? mipine bahale!”… Yalan
“ŞAİRİN DE DEDİĞİ GİBİ…”: Şiirden bahsedip, bir de inatla hep bu kalıbı kullanmak da neyin nesi. Sevmiyom bu tarz adamları. “Aah ah! Merhum, Sapanca’da bir gün…” falan. Bu ney laa!
İLK GÖRÜŞTE AŞK: Son görüşte olmasından yeğdir “Aaa! Dur kız ben seni seviyom!” ACUN FİRARDA: Keşke gene firar etsen dayı, yannış annama da… DÜNYA GÖRÜŞÜNÜZ NEDİR AC AB Bir evim bir arabam ossun A?: yeter.
KOKUSUZ PASTIRMA/SUCUK: Yanına bi de hıyarsız cacık olacak ki abbaaaavvahh! HER GÜN MUTLAKA KIRMIZI ET TÜKETMELİSİNİZ: Hee işte apla, ondan her gün kafayı yiyom ya ben. İkirc iklif ikri
İmtiyaz Sa hi bi: FEZA GAZETECİLİK A.Ş.
puffmizah.com
puff@zaman.com.tr
Genel Yayın Müdür Yardımcısı: MEHMET KAMIŞ Yayın Editörü: ABDULLAH YAVUZ ALTUN Görsel Yönetmen: FEVZİ YAZICI Tasarım: A. BABÜR BOYSAL Sorumlu Müdür ve Yayın Sahibi Temsilcisi: HARUN ÇÜMEN
Ge nel Ya yın Mü dü rü: EK REM DU MAN LI Zaman Gazetesi 34194 Yenibosna, İstanbul TEL: 0212 454 1 454 Baskı: Feza Gazetecilik A.Ş. Sayı: 6
PARA HER KAPIYI AÇAR: Kapısı parayla açılabilecek bir binada da çok değerli bi’şey olmasa gerek. Herkesi kendimiz gibi zannetmezsek seviniriz moruk. DURAN URUÇ