Köşk’e milli bir isim lazım Cumhuriyet Kadınları Derneği Genel Başkanı Canan Arıtman, kadın haklarına duyarlı ve milli bir Cumhurbaşkanı istediklerini söyledi
Rüşvet paraları Cemaat bankasında Zafer Çağlayan
AKP’li eski bakanların fezlekesinde rüşvetin Bank Asya üzerinden ödendiği görülüyor
KURULUŞ 1921
Ç
ankaya’da bir “hükümet noteri’ olmaması gerektiğini belirten Arıtman, kadınların nasıl bir Cumhurbaşkanı istediğini şu sözlerle anlattı: “Atatürkçü, milletin ve ülkenin bölünmez bütünlüğünden yana, laik ve tam bağımsız hukuk devletinden yana olmalı. Böyle bir Cumhurbaşkanı ancak toplumdaki gerilimi azaltabilir. ” 10’da
Sabahattin ÖNKİBAR 12’de
Yumruklatanlar ve amaçları
Reza Zarrab’ın paravan şirketi Simay Altın’ın firma hesabından, Bakan Çağlayan’ın kardeşi M. Şenol Çağlayan’ın Bank Asya’daki kişisel hesabına, 2 milyon 465 bin lira yatırılıyor. Yapılan işlem için, bir altın alımının ödemesiymiş gibi fatura kesiliyor. 8’de
Saldırının ardında çok bilindik isimlerin yer aldığına dair zerre kuşkum yok.
Kılıçdaroğlu’na Meclis’te saldırı
9 NİSAN 2014 ÇARŞAMBA - 75 KURUŞ
CEMAAT’E DİNLEME OPERASYONU
26 suçtan sabıka kaydı var
S İ L O P 3 1 a d n ı t l a z ö g
Ankara ve Adana’da ‘F tipi yasadışı dinleme’ iddialarıyla ilgili 13 polis gözaltına alındı. Başkentteki operasyonun merkezi, Emniyet Genel Md. İstihbarat Daire Başkanlığı oldu
Adana’da dün sabah yapılan operasyon kapsamında, polislerin evlerinde arama yapıldı ve dijital dokümanlara el konuldu. 17 Aralık sonrası başka görevlere atanan Emniyet Müdür Yardımcısı İsmail Bilgin ve İstihbarat Şube Müdürü Ertuğrul Yetkin ile şu anki Güvenlik Şube Müdürü Halil Dağ da gözaltına alındı.
‘Erdoğan Özel Örgütü’ geliyor AKP Grup Başkanvekili Nurettin Canikli, MİT düzenlemesinin bugün görüşüleceğini açıkladı. Teklif yasalaşırsa MİT’e, “Bakanlar Kurulu’nun verdiği görevleri yapma” yükümlülüğü getiriliyor, operasyon yetkisi veriliyor. Teşkilat, Erdoğan’ın emrinde özel bir kuruluş yapılıyor. 10’da
Marmaray’da su sızıntısı
ABD istihbaratı saldırılarda AKPʼyi işaret ediyor Yazılarıyla olay olan ABD’li gazeteci Seymour Hersh, Aydınlık’a konuştu. ŞAFAK TERZİ’nin söyleşisi 11’de
Operasyonu Cumhuriyet Başsavcıvekili Ali Doğan’ın yürüttüğü bildirildi. Adana Valisi H. Avni Coş’un da Emniyet’e giriş çıkış yaptığı ifade edildi.
Melih BAŞ 5’te
Özdemir İNCE 8’de
Dünyan n Durumu 2013 Raporu
3. Köprü inşaatında hayatını kaybeden işçilerin aileleri ve kazadan sağ olarak kurtulan Sonay Bulut, Aydınlık’a konuştu. Bulut “Çöken iskeleyi kontrol eden biri yoktu” dedi. DENİZ KAHRAMAN’ın haberi 3’te Ölen işçi Lütfü Bulut’un oğlu Furkan ve Sonay Bulut.
Tiyatro ile grafiği birleştiren sergi FATMA BATUKAN BELGE’nin haberi 17’de
İsmet ÖZÇELİK 12’de
AKP ve PKK’ya ABD cesareti
Mehmet YUVA 13’te
Yanl at: Suudi Hanedanl
Hükmen Fenerbahçe galip Trabzonspor ile Fenerbahçe arasında 10 Mart’ta oynanan ve tatil edilen maç için TFF, FB’yi 3-0 galip saydı. GS ile puan farkı 10’a çıktı. 18’de
DEVLET BAHÇELİ: ERDOĞAN CUMHURBAŞKANI OLAMAZ MHP lideri Devlet Bahçeli, dünkü grup konuşmasında şunları söyledi:
Yuh be!!.....
‘ASKI YA DA HALAT YOKTU’
AKP ‘ulusal kredi’ aldı
Ülkeyi sarsacak operasyon kapıda
Yerel seçim sonuçlarını şimdi sakin kafayla yorumlamak mümkün. Duyguların değil, aklın ışığında. Ulus, o krediyi muhalefete de verirdi; eğer İşçi Partisi’nin çağrısına uyulup “Arslanlı Yol”da ve Atatürk’te birleşilseydi.
Özerkliğe açık kapı bırakandan Cumhurbaşkanı olmaz. Toplumu kamplara ayırandan Cumhurbaşkanı olmaz. TSK’ya kumpas kurandan başkomutan olmaz. Türklüğü reddeden, TC’yi silen Cumhurbaşkanı olmaz.
3-0
7
Tuna KİREMİTÇİ
Erdoğan, Cemaat’i silmekte kararlı. Peki, Cemaat ne yapacak? Kaset siyasetinin, milletin en az yarısı üzerinde tesiri olmadığı anlaşıldığına göre, ya teslim olacak ya da parçalanacak. 2
Mehmet FARAÇ
11
ISSN 2146-2356
Marmaray’da duvarda oluşan çatlak ve su sızıntısı yolcular tarafından görüntülendi. TCDD, olayı doğruladı, ancak sızıntının kara kısmında olduğunu öne sürdü. Birleşik Taşımacılık Sendikası yöneticileri ise uyardı: “Yolcular kum torbası olarak kullanılıyor.” ÖZLEM KONUR USTA’nın haberi 4’te
Suriye’ye 19 Ocak’ta giden MİT’e ait TIR’ların Adana’da yakalanması, “F tipine operasyon” olarak değerlendirildi. Tayyip Erdoğan da dünkü Grup konuşmasında, “MİT TIR’larına yapılan saldırıyı, en gizli görüşmenin yayınlamasını asla sineye çekmeyeceğiz. Hepsi yargı önünde hesap verecekler” dedi. 10’da
CHP lideri Kemal K l çdaro lu, Grup toplant s öncesinde Orhan Övet isimli ki inin sald r s na u rad . lk ifadesinde, “Alperen Ocaklar ’na gider gelirim. K l çdaro lu’na sinirleniyordum, o nedenle sald rd m” diyen Övet’in, Facebook’ta I D’in foto raflar n payla t görüldü. Alperen Ocaklar ise sald rgan ah sla ilgilerinin olmad n aç klad . 7’de
9 NİSAN 2014 ÇARŞAMBA
halklailiskiler@aydinlikgazete.com
Tuna
KİREMİTÇİ tunakiremitci@aydinlikgazete.com
AKP ‘ulusal kredi’ aldı
Y
erel seçim sonuçlarını şimdi sakin kafayla yorumlamak mümkün. Duyguların değil, aklın ışığında. Dünyanın en eğitimli toplumu sayılmasa da yüzlerce yıldan süzülmüş sezgileriyle her defasında bir şekilde yolunu bulmayı başaran milletimiz yine öyle yaptı. Ucu Pensilvanya’ya, hatta daha ötesindeki bilinmez yerlere uzanan esrarengiz bir güce karşı, kendi seçmiş olduğu hükümeti destekledi. O gücün etkisi altındaki ana muhalefete ve “muhalif” basına beklediği desteği vermedi. “Hırsız da olsa hiç olmazsa bizim köyün hırsızı. Kimin nesi olduklarını biliyoruz!” dedi bir bakıma. “Ben seçtiğim hükümeti Okyanus ötesi esrarengiz güçlerin gazına gelip yalnız bırakmam!” dedi. Tabii seçim öncesi “kaset” furyasının Anadolu insanını rahatsız edecek bir müstehcenliğe ulaşmasının da etkisi var. İşte bunlar sayesinde “ulusal kredi” aldı AKP. Belki “ulusalcılardan” almadı ama bizzat “ulusun” kendisinden aldı. Kibri ve küçümsemeyi bir yana bırakıp bu tercihin gerisindeki mantığı görmek zorundayız. Ulus o krediyi muhalefete de verirdi; eğer İşçi Partisi’nin çağrısına uyulup “Arslanlı Yol”da ve Atatürk’te birleşilseydi. Ama olmadı. Şimdi önemli olan, AKP’nin o krediyle ne yapacağıdır. Onu nasıl kullanacağıdır. Öncelikle, yolsuzlukların üzerine kararlılıkla gitmesini bekler ona krediyi verenler; önceden vaat ettiği gibi. Sonra da ekonomiyi rayında tutsun, kendini faiz lobisine mahkûm etmesin isterler. Karanlık güçleri ifşa etsin isterler sonra. Kim neyin peşindeymiş öğrenmek vatandaşın hakkı. Demokrasinin gelişmesini isterler. Sırada açılmayı bekleyen zindan kapıları, sosyal medya, özgürlükler var. Suriye’ye, Mısır’a, Filistin’e sahip çıksın ama kendi vatanındaki haksızlıklara da sesini yükseltsin isterler. İşte Cumhurbaşkanlığı yolunda Erdoğan’ı bekleyen sınavlar. Başbakan bunları görmezden gelir ve krediyi kendi malı sanırsa, yerel seçimler onun Pirus Zaferi’ne dönüşebilir. Yok eğer hakkını verirse, işte o zaman ulusal/milli bir ittifaka imza atar ki, gelecek kuşaklar tarafından hayırla anılır. Bir daha da ulustan kredi almak için Okyanus ötesinden gelecek esrarengiz güçlere ihtiyacı olmaz!
Onlar hep azınlıkta kaldılar Adam gibi adamlardan söz ediyorum: Özü sözü bir, odak noktasında “insan” olan, insandan yana... Ve de kadınlardan elbette. “Adam” sözü, o kişilerin niteliği için söylenmektedir. İçinden geldiği için, ülkesi için, insanlık için, huzur için, yani özetle, “ Yurtta sulh cihanda sulh” için çaba gösteren kişilerden... Sade insan da olabilirler onlar, âlim de; Asker de, siyasetçi de, memur da, avukat da, çöpçü de, doktor da, hemşire de, kısaca dünyada hangi uğraşılar varsa, şayet o kişiler adam gibi adamsalar, hep azınlıkta kalmışlardır. Hiçbir iş onlar için meslek değildir. Şartlar onları hangi yola sokmuşsa, adam gibi adamlar, yaptıklarının en iyisini insanlar için, insanlık için yaparlar. Bu özelliği olanlar, seçmen de olabilirler, seçilen de... Seçmen olanlar da azınlıkta kalmışlardır, onların seçtikleri de elbette... Adam gibi adam olan seçmenler, adam gibi adamları seçerler. Böyle seçmenler, en zor işi becerebilenlerdir: Düşünmeyi. Düşünme o kadar zordur ki tembeller, cahiller, birikimsizler, kolayı seçip bir işin önünü / arkasını düşünmeden hareket ederler. Her seferinde, her seferinde... Böylece, hep aynı şeyleri yaptıklarından, sonuç da hep hüsran olur. Adam gibi adamlar, tarihimiz boyunca, horlanmışlar, eziyet edilmişler, işkenceye uğramışlar, sakat bırakılmışlar ve öldürülmüşlerdir. Toplumun nitelikli adam gibi adamları, bencil, korkak, alçak, ikiyüzlü, dönek ve her türlü pisliği üzerlerinde taşıyanlar ve onları destekleyenlerce, iftiralar atılıp suçlanarak, yok edilmek ve silinmek istenmiş, ne yazık ki birçok kereler de bu amaçlarına ulaşmışlardır. Nâzım Hikmet’ler, Sabahattin Ali’ler, Aziz Nesin’ler, Uğur Mumcu’lar, Deniz Gezmiş’ler, Hüseyin İnan’lar, Yusuf Aslan’lar, Ahmet Taner Kışlalı’lar, Bahriye Üçok’lar, Server Tanilli’ler, Muammer Aksoy’lar, Cavit Orhan Tütengil’ler, Onat Kutlar’lar, Mehmet Ayvalıtaş’lar, Abdullah Cömert’ler, Ethem Sarısülük’ler, İrfan Tuna’lar, Mustafa Sarı’lar, Selim Önder’ler, Ali İsmail Korkmaz’lar, Berkin Elvan’lar ve Silivri Zindanlarında yıllarca ömür tüketenler; Doğu Perinçek ve onlarca, yüzlerce, binlerce yürekli vatansever, birbirlerine benzer pislikler tarafından ya öldürüldüler ya yıllarca zindanlarda tutuldular. Adam Gibi Adamlar hep azınlıkta kaldılar ama bu kez böyle olmayacak. Çünkü, yaşananlar, her türlü rezilliğin üzerindedir ve Ulusalcı Milli Güçler; Arslanlı Yol Gerçeği, Gezi Parkı yaşananları, Fenerbahçe ile birlikte tüm takımlar, TGB, İşçi Partisi, Silivri Zindanlarının duvarlarının Milletçe yıkılması, yurtseverlerin dışarı alınmaları yadsınamaz gerçeklerdir. Cenkhan Sandıkcıoğlu / Balıkesir
AKP nasıl kaybeder? CHP, kendisini destekleyen kitlenin beklentisinin tam tersi yönde hareket etti. Millici bir CHP; sol, Kemalist ve milliyetçi kesimlerin çoğunluğunun desteğini alırdı. Halk hareketi düzen dışı siyasal seçeneklere yönelmedi tulma fikrinden uzaklaşamama durumu. Bu duruma “direnişten Mart yerel seçim so- taarruza geçememe” hali de dinuçlarına şaşırdınız mı? yebiliriz. “Adamlar ne yaparsa PKK’nın açılım sürecini yapsın kaybetmiyor” mu diyorsu- AKP dışında bir siyasal güçle ilernuz? “Tayyip yıkılmaz hale geldi” letemeyeceğini görmesi, dolayısıyla diyerek hayıflanıyor musunuz? AKP’ye koşulsuz destek vermesi. Durun, korkmayın! Sorun bizde, ABD’nin 17 Aralık’taki düzenin diğer partilerini seçenek AKP’ye “haddini bil” dediği, F olarak görüp AKP’ye karşı onları tipi hamlesi sonrası, düzen içinde destekleyen anlayışımızda. Baskı uygun ve farklı bir seçenek çıkrejimine karşı, Cumhuriyet için, maması. bağımsızlık ve özgürlük için yüz AKP’yi ve düzeni yıkacak binler, milyonlar bir araya gele- programa sahip olan örgütlü gübiliyoruz. Ama bu gücümüzü doğ- cün -İşçi Partisi- nesnel ve öznel ru bir programı savunan, örgütlü sebeplerden dolaylı, örgütsel olagüçte neden birleştiremiyoruz? rak yeterli güçte olmaması ve gizil Evet... Bu soruya eylemli olarak gücünü maddi güce dönüştürecevap vermeye başladığımız an, memesi. kurtuluş mücadelemiz de ete keKabaca AKP’nin varlık nedemiğe bürünüp, gerçek ve sonuç ninin genel hatları bunlardan olualıcı çözüme erişecektir. şuyor. Not: Anadolu’daki tutuculaşNeden hâlâ AKP? ma ve gericileşme üst düzeyde. Gelelim AKP’nin görece ba- Anadolu’daki yerel seçim “yarışı” şarısının nedenlerine: gerici partiler arasında geçti. Ay AKP, ülkemizde hâkim olan rıca Anadolu’da üst düzey gelişme bozuk düzenine -Amerikancı, maf- gösteren diğer olgular; işsizlik, yatik, gerici düzene- en uygun ve cemaatleşme, kaçak silah ve uyuş“seçeneksiz” tek siyasal güç. turucu kullanımı... CHP, kendisini destekleyen kitlenin beklentisinin tam tersi Düzenin bulanımı yönde -açılım, Cemaat politikaAKP, yerel seçimlerde görece ları- hareket etti. Millici bir CHP; bir başarı kazansa da düzen, hem sol, Kemalist ve milliyetçi kesim- uluslararası hem de ulusal anlamda lerin çoğunluğunun desteğini alır- ciddi bir kriz içindedir. İkinci Dünya dı. Bu durumda MHP gereksiz- Savaşı sonrası dünya ve ülkemiz leşir, AKP de kaybederdi. Ama siyasetine hâkim olan emperyaCHP, millici olabilme özelliğini list-kapitalist ideolojik çizgi, bugün uzun süre önce yitirmişti. Bugün ciddi bir güç kaybetmektedir. Düzaten sınıfsal ve siyasal olarak zen, nihai yenilgi öncesinde geçici millici olma yeteneğinden yok- başarılar kazanabilir. AKP’nin yerel sundur. seçim başarısının izahı budur. Rüz Halk hareketinin hâlâ düzen gâr, emperyalistler ve taşeronları, dışı siyasal seçeneklere yönelme- yobaz takımının esas olarak karşımesi ve AKP’den düzen içi yön- sındadır. Ama bu durum kendilitemlerle -CHP ve MHP ile- kur- ğinden geri çekilecekleri anlamına KEREM YILDIRIM
30
gelmiyor. Direnecekler ve kolay kolay teslim olmayacaklar. Hiçbir meşruiyetleri kalmamasına rağmen iktidarı teslim etmeyecekler. Ancak doğru programı olan ve disiplinli bir örgütlenmeyle iktidar devralınabilinir.
ması için emperyalizme, gericiliğe ve bölücülüğe karşı gerçekçi bir programı olan, düzen dışı, devrimci partiyi büyütmek esastır. Tabii Milli-Demokratik Cephe’yi inşa edecek parti de kendini bu bilinçle baştan şekillendirmelidir.
Çözüme giden yol
Dört siyaset
Önümüzdeki dönemin yakıcı iki temel meselesi; açılım üzerinden ülkemizin iç savaşa sürüklenmesi ve komşumuz Suriye’ye yönelik savaş girişimi hamleleridir. ABD emperyalizminin AKP üzerinden bu süreci ilerletmesi için, ülkemizde daha baskıcı bir rejim kurması gerekir. Bugün, bu iki temel meseleye ve baskı rejimine karşı mücadeleyi örgütleyecek bir kuvvet yaratmak elzemdir. Bu geçici bir eylem birlikteliği olmamalıdır. Gerçek bir Milli-Demokratik Cephe inşa edilmelidir. Gerçekçi olalım; bu cephenin kurul-
Çıkış yolunu dört maddede özetleyebiliriz: Amerikancı açılım ortakları AKP-PKK birlikteliğini teşhir etmek ve ülkenin en gericileştirilmiş şehirlerinde ve ilçelerinde dahi milli gücün örgütlenebilme olanağı. Önümüzde ekonomik kriz durmaktadır. Buna karşı emekçileri siyasal bir kuvvet olarak kazanarak, cepheye dahil etmek. Gericiliğe ve baskıya karşı ayağa kalkan, özellikle büyük kentlerimizdeki “Çağdaş Türkiye” isyanını örgütlü güce dönüştürecek
bir demokrasi mücadelesini örgütleyecek araçlar yaratmak ve var olan araçları geliştirmek. Komşumuz Suriye’ye karşı yürütülen savaşı önleme mücadelesini örgütlemek. Birbiriyle ilişkili dört temel siyaseti örgütlemek, yeniden Mustafa Kemal’in Türkiye’sini kurmak için belirleyicidir. Sonuç: Bu tehlikeleri atlatmak zor değil. Ama tek koşul, bu cendereden çıkma programı olan devrimci seçeneği büyütmektir. Birleşebilmenin ve bir cephe kurmanın da tek koşulu, öncelikle öncü ve cesur partinin, yani İşçi Partisi’nin ciddi anlamda örgütlü bir güç olmasını sağlamaktır. Durum budur. Yeniden Atatürk Türkiye’sini kurma derdi olan herkes şapkasını önüne alıp düşünmelidir. keremyildirim85@hotmail.com
Bu nasıl memleket!
S
eçkin bir Siyaset Bilimci Prof. Dr. Yılmaz Esmer’in Cumhuriyet gazetesinde Türk toplumu ile ilgili çok gerçekçi bir analizi yayımlandı .Üzerinde derinlemesine düşünülmeye ve tartışılmaya değer. Ben yazı ve konuşmalarımda ısrarla, bu yazıda dile getirilen toplum gerçeklerimizin göz ardı edildiği ya da saklandığını vurgulamaya çalışıyorum. Bu gerçekleri açık bir dille yazılarına ve kitaplarına taşıyan iki isim, Doğan Kuban ve Özdemir İnce’dir. Kuban, yazılarında sıklıkla cehaletin vesayetinden bahseder. Özdemir İnce’nin son iki kitabı “Egemenlik Cehaletindir” ve “Cehaletin Rönesansı” adlarını taşıyor. Halkın cehaletinden söz etmeyi hiçbir şekilde onaylamayan, hatta onun seçimlerini kutProf. Dr.Coşkun ÖZDEMİR
SUDAKİ DUMAN
Hazırlayan: Murat ŞİMŞEK
B
sayan yazar ve düşünürler, ülkemizde çoğunluktadır. Prof. Dr. Esmer, halkın tutum davranış ve tercihlerini “cehalet” sözcüğünü kullanmadan inceliyor. Bu görüş farkı kuşkusuz devam edecektir. Bu satırları iki güzide takımımız GS-FB derbisinin devam ettiği sırada yazıyorum. Bu derbide sıklıkla olduğu gibi öne çıkan futbol değil kavga, dövüş, bıçaklama, saldırı ve tekmedir. Maçın da karşılıklı sille tokat devam ettiğini anlıyorum. Futbolcuları taşıyan otobüsün camlarını tahrip edildiğini, saha içinde de alabildiğine sertlik, tribünlerden küfür ve şiddet gösterilerinin süregeldiğini öğreniyorum. Çok ilginç bir anım var... Bir derbi maçında taraftar gençlerin rakip takım oyuncularına hep bir ağızdan “Hepiniz o... çocuğusunuz” diye seslendiğine tanık olmuştum. Bu taraftarlarla bir başka yerde beraber olduğumda, onlara futbol dünyasını neden sevmediğime bu olayı gerekçe gösterdiğimde “ama abi öyle değiller
mi” cevabını almıştım. Yani “o...çocuğu oldukları doğru değil mi?” demek istiyor. Futbol fanatiği gençlerimiz bunlar. Anadolu’daki şiddet dolu futbol kavgalarını da eminim izliyorsunuz. “Kurtuluş Savaşı diye bir şey olmamıştır, illerimizdeki kurtuluş kutlamaları göstermelik şeylerdir” diyen insanlar yaşıyor aramızda. Nerede, nasıl bir toprakta yetişiyorlar dersiniz. Yürek yakan 3-5 yaşındaki Pamir çocuğu düşünün ve onun aranması sırasında sosyal medyaya düşen “Gezi olaylarını yaratmak istiyorlar” biçimindeki vicdan dışı yorumlara, suçlamalara bakın. İçiniz kararır. Berkin’i terörist sayıp annesini yuhalatan Başbakanı alkışlayan topluluğu düşünün. Yılmaz Esmer haklı değil mi? “Orada çocuk sahibi anneler yok mu?” sorusunu “Var ama bu çocukların sahibi değil” diye cevaplıyor. Daha ne kadar benzer örnek var. Ne kadar hazin değil mi? Bir de başbakanın “Dindar ve
Savaş halinde miyiz perişan halde miyiz?
aşbakan balkon konuşmasında, “Suriye ile savaş halindeyiz”
dedi. Şaştık kaldık. TBMM ne zaman savaş kararı aldı? Biz ne vurdumduymaz insanlarız. Ülkemiz savaşa girmiş, ruhumuz duymamış. Ama Dışişleri Bakanı, MİT Müsteşarı ve Genelkurmay İkinci Başkanı da olayın ayırdında değiller. Savaş çıkarmak için gerekçe konuşuyorlar. MİT Müsteşarı Fidan, “Sallarım iki roket türbeye, sekiz roket bizim ülkeye; işte size gerekçe” diyor. Halimizi soruyorum: Savaş halinde miyiz, perişan halde mi?
Hangisi doğru yalancı kim? Mayıs 2013’te, Reyhanlı’da, iki patlama sonucu 52 kişi yaşamını yitirince Başbakan RTE, suçu Suriye’ye
yüklemişti. Aradan 10 ay geçti. AGİT’teki Büyükelçimiz T. İldem, “Bombalı saldırıları El Kaide yaptı” dedi. Ağustos 2013’te, Doğu Guta’daki kimyasal saldırıda, RTE gene Suriye hükümetini suçlamıştı. ABD, Suriye’yi cezalandırmak üzere savaşa girmekten son anda vazgeçmişti. O zaman da tahmin yürütülmüştü ama şimdi açıklanıyor. ABD’li gazeteci S. Hersh, kimyasal silah saldırısının El Nusra tarafından yapıldığını, malzemeyi ise Türkiye’nin sağladığını yazdı. Sormadan edemiyorum: Kim doğru söylüyor? Kim bizi kandırıyor? Savaş halinde miyiz, perişan halde mi?
Kimin savaş hali? Bu söylenenler doğru ise; Suriye uçağını eften püften gerekçeyle düşürdüğümüze
göre; Terör gruplarına 2000 TIR mühimmat verdiğimiz resmi ağızlardan dökülüyorsa; Teröristleri barındırıp, eğitip, silahlandırıp Suriye’nin üzerine salıyorsak, sıkıştıklarında kapılarımızı açıyorsak; Bir generalimiz ve bin askerimiz Suriye’ye geçmişse; RTE doğru söylüyor, savaş halindeyiz. TBMM’nin ve Türk halkının istemediği, taraf olmadığı ve karar vermediği bir savaşın içindeyiz. ABD görevlisi RTE’nin Suriye ile savaş halinin içindeyiz. Perişan hallerdeyiz.
Balyoz, casusluk ve yetki Uydurulmuş delillerle, ayarlanmış hâkimlerle yürütülmüş pusu mahkemelerinin yıllardır haksız ve hukuksuzca esir ettiği yüzlerce aydın
kindar gençler yetiştireceğiz” söylemini düşünün. Sorgulamaya, kuşku duymaya izin vermeyen bir dindarlık ve inancın bu toplumda nelere mal olduğunun açıkça tartışıldığına hiç tanık oluyor musunuz? Oysa öncelik taşıyan bir sorunumuz değil mi? İsteyenler halkımızı ku-
sursuz bulabilir; her yaptığını, her seçimini doğru sayar. Ama bu gerçeklerimizi görmezden gelmek kabul edilemez. Bu toplum yapısını değiştirmek zorundayız, bunun için akıllıca çaba göstermek bir yurtseverlik borcudur. coskunoz@superonline.com
Naci BEŞTEPE nacibestepe72@gmail.com vatansever hâlâ toplama kamplarında. Ne “F Tipi” çetenin yaptığını üç ay önce itiraf eden AKP hükümeti adım atıyor, ne de üst yargı organı AYM. Benden mi bir şey bekliyorlar?
Bilmiyorum. Söyleseler çözerim. Her türlü yetki elimde! Ayıp olmasın diye kullanmıyorum. Seçimden yeni çıktım. Canım sıkkın. Bir de milletin hakkıhürriyeti ile mi uğraşayım.
ÇARŞAMBA İĞNELERİ Saygısız RTE, Twitter yasağını kaldıran AYM’ye saygı duymadığını açıkladı. Saygı duymayana ne denir?... Dar RTE, “dar bölge” seçim sistemi istiyormuş. Yeri de gerisi de dar...
Korsan Ergenekon uydurma isimli davanın yargıçları yetkileri alındıktan sonra gerekçeli karar verdiler. Korsan listesine girdiler... Yüreksiz Ergenekon yargıçları 16 bin sayfalık (kes-kopyala) “gerekçeli karar” yazdılar ama altına imza atamadılar. İmza kalem değil, yürek istiyor...
9 NİSAN 2014 ÇARŞAMBA
Hazırlayan: Osman ERBİL
Aydınlık kurucusu Şefik Hüsnü anıldı
halklailiskiler@aydinlikgazete.com
Mustafa MUTLU
BAŞAK KAHVECİ Aydınlık’ın ve Türkiye İşçi ve Çiftçi Sosyalist Fırkası’nın kurucularından Şefik Hüsnü, ölümünün 55. yıldönümünde Feriköy’de mezarı başında anıldı. Manisa’da sürgündeyken mide kanserine yakalanarak 8 Nisan 1959’da hayatını kaybeden Hüsnü’nün anma törenine İşçi Partisi Genel Başkan Yardımcısı Arslan Kılıç, eski İP İstanbul İl Başkanı Erkan Önsel, 68 kuşağı devrimcilerinden Mustafa Zülkadiroğulları, İşçi Partisi üyeleri katıldı. İP Genel Başkan Yardımcısı Arslan Kılıç, burada bir konuşma yaptı. Şefit Hüsnü’nün 72 yıllık yaşamının 50 yılını devrimci, örgütlü mücadeleye adadığını anlatan Kılıç şöyle devam etti:
‘Bizler onlardan öğrendik’ “Ömrünün 8 yılını Balkan Savaşları ve Çanakale Savaşlarında geçirmiş, 11 yılı hapis ve sürgün
mustafamutlu@aydinlikgazete.com
Dünkü saldırı!
K Anmaya, İşçi Partisi ve Aydınlık gazetesi yöneticileri katıldı. cezalarıyla geçmiş bir devrimciyi ölümünün 55. yılında mezarı başında anıyoruz. Şefik Hüsnü, Türkiye İşçi ve Çiftçi Sosyalist Fırkası’nın kurucularındandır. Türkiye sosyalist hareketi, yaptığı hamleyi bu sosyalist devrimcilere borçludur. Biz mücadeleye atıldığımız gün ilk bilgileri Şefik Hüsnü’den öğrendik. Onlar sayesinde 70’li yılların büyük atılımları oldu. Şefik Hüsnü bize örgütlü müca-
dele geleneğini bıraktı. Şefik Hüsnü bilimsel teoriyi, sosyalist teoriyi savundu. Onun bıraktığı değerli mirası bugün partimiz çok daha fazla genişleterek sürdürüyor.” 68 kuşağı devrimcilerinden Mustafa Zülkadiroğulları ise “O, 68 olmadan 10 sene önce hayata veda etmişti. O bizim kökümüz. Aydınlık hareketi köklerini Kemalist hareketin köklerinden alır. Onlar zor koşullar altında sosya-
lizmin tohumlarının yeşermesini sağladılar. Umuyorum bu genç kuşaklar bu tohumların iktidar olmasını sağlar” dedi. Ergenekon davasında tahliye olan İşçi Partisi yöneticilerinden Erkan Önsel de “Şefik Hüsnü milliyetçi, halkçı ve devrimci damarı birleştirmiştir. Biz ondan bunu öğrendik. Bugün bu devrim altında birleşenler İP altında birleşmektedir” şeklinde konuştu.
ÜÇÜNCÜ KÖPRÜ KAZASINDAN SAĞ KURTULAN SONAY BULUT
‘O iskeleyi kontrol etmediler’ AKP’nin seçim yatırımlarından biri olan 3. Köprü’deki göçükten sağ kurtulan işçi Sonay Bulut, askı ve halat olmadan çalıştıklarını belirterek ‘Çöken iskelenin kontrol edildiğini görmedim’ diye konuştu DENİZ ADALI stanbul’da 3. Köprü inşaatında 3 işçinin hayatını kaybettiği kazadan sağ olarak kurtulan Sonay Bulut, çöken iskelenin hatalı olarak kurulduğunu söyledi. Bulut “Çöken iskeleyi kontrol eden birini görmedim. Biz kanunlar çerçevesinde adalet aramaya devam edeceğiz” dedi. 5 Nisan akşamı 3. Köprü’nün Beykoz’da bulunan Çavuşbaşı viyadüğünde beton dökme sırasında kaza meydana gelmiş; Lütfü Bulut (48), Yaşar Bulut (50) ile Kahraman Baltaoğlu 40 metre yükseklikten toprak zemine düşerek hayatını kaybetmişti. Yaşar ve Lütfü Bulut’un kardeşi Sonay Bulut (42) kazadan şans eseri sağ kurtuldu. Cenazelerin defnedildiği Yalova’nın Tavşanlı köyünde oturan Bulut ailesi kaza anını ve yapılan ihmalleri Aydınlık’a anlattı.
İ
ni kaybetmenin şokunu atlatamayan Sonay Bulut, başından geçenleri şu sözlerle anlattı: “Ben ve iki ağabeyim toplam 5 kişi beton dökmek için yukarıdaydık. Ben beton döküyordum, diğerleri de düzeltme işlemi yapıyordu. Her şey göz açıp kapayana kadar oldu. Bir anda iskele çöktü ve betondan parça koptu, ağabeylerim de düşen betonun üzerindeydi. Üzerimizde askı ya da halat yoktu.” Üç saate yakın süre köprünün üzerinde kurtarılmayı beklediğini anlatan Bulut, “Hep, ağabeylerimin
aşağıda yaşadıklarını düşündüm. Ancak aşağıya inince gerçeği öğrendim ve dünyam başıma yıkıldı” dedi. Kazanın iskele nedeniyle yaşandığını vurgulayan Bulut, “Köprünün diğer tarafındaki iskelede işimiz bitmiş ve çöken iskeleye geçmiştik. İskeleyi oradaki işçiler kuruyor, sonra da kontrol ediliyordu. Orada çalışan kontrol görevlileri ve mühendisler var. Çöken iskeleyi kontrol eden birini görmedim. Tabii bunların araştırması sürüyor ve sorumlular ortaya çıkacak. Şirketten hiç kimse bizi aramadı, başsağlığı
bile dilemedi. Biz kanunlar çerçevesinde adalet aramaya devam edeceğiz” şeklinde konuştu.
‘Ağabeylerim tanınmayacak haldeydi’ Bulut kardeşlerden Şenel Bulut ise haklarını arayacaklarını söyledi ve şöyle devam etti: “ Kazanın nedeni, iskelenin hatalı kurulması ve kontrol edilmemesidir. Diğer taraftaki iskele neden çökmedi? Bu işte hata ve eksiklikler var. Ben ağabeylerimin hakkını sonuna kadar arayacağız.”
‘Askı ya da halat yoktu’ Kardeşleri-
Sonay Bulut
Şenel Bulut İskelenin çökmesi sonucu hayatını kaybeden işçilerin kardeşleri Sonay Bulut ve Şenel Bulut Aydınlık’a konuştu. Kazadan kurtulan Sonay Bulut “Üç saat kurtulmayı bekledim” dedi.
TOBAV GENEL BAŞKANI LEVENT’TEN GECEYARISI OPERASYONUNA TEPKİ: Palalı hakkında yakalama kararı kaldırıldı
Haziran Ayaklanması sırasında İstanbul Taksim’de E.Y. adlı kadına palayla saldıran, tehdit ve hakaret eden Sabri Çelebi’nin davası dün başladı. 27. Ağır Ceza Mahkemesi’ndeki ilk duruşmada hazır bulun E.Y., Çelebi’nin palayla vurarak küfrettiğini belirtti. E.Y.’nin avukatı Yelda Koçak da Çelebi hakkında yakalama kararı verilmesini talep etti. Mahkeme, de bu talebi kabul ederek Çelebi hakkında yakalama emri çıkartılmasına hükmetti. Ancak 27. Sulh Ceza Mahkemesi, öğleden sonra Adalet Sarayı’na gelen ve ifade veren Çelebi hakkındaki söz konusu kararı kaldırdı. Çelebi verdiği ifadede, dışarda polis müdahalesi varken bir grubun içeri girmek istediğini kendisinin ise müşterilerin rahatsız olacağı düşüncesiyle içeri girmelerini kabul etmediğini, bunun üzerine de vatandaşlarla arasında tartışma başladığını belirti. Çelebi “Şikâyetçi E.Y. önümden geçerken zırhın ters kısmıyla tokat atar gibi kalçasına vurdum. Bana dönüp anneme küfredince de sırtına tekme attım. Diğer göstericiler de bana ve anneme küfrettiler” iddiasında bulundu.
Tiyatro arazilerini katletmek tacizdir AYDINLIK / ANKARA Devlet Tiyatrosu Opera ve Balesi Çalışanları Yardımlaşma Vakfı (TOBAV) Genel Başkanı Tamer Levent, İrfan Şahinbaş Sahnesi’nin bulunduğu alana yapılan müdahaleye tepki göstererek olayın somut bir taciz olduğunu söyledi. Ankara Macunköy’de Devlet Tiyatroları İrfan Şahinbaş Atölye Sahnesi’nin buTamer Levent lunduğu alandaki ağaçlar önceki gece kesilmiş, bölgeyi korumak isteyen sanatçılar da engellenmişti. TOBAV Genel Başkanı Tamer Levent de olayla ilgili olarak Aydınlık’a açıklamalarda bulundu. Devlet Tiyatrosu oyuncularının olay sırasında taciz edildiğini kaydeden Levent, “Araziye giren birtakım şahıslar kepçelerle binayı yıkmış. Bu aksesuvar imalat atölyeleri, lojmanlar kişilerin tespit edilip haklarında gerekli ve lokanta var. Yan taraftaki arazinin işlemler yapılmalıdır” dedi. satılmasıyla ilgili olarak Devlet Tiyatrosu’yla bir uzlaşmaya gidilmeksiBakanlık nerede? zin, Devlet Tiyatrosu düşman gibi İrfan Şahinbaş Sahnesi’nin kulla- görülmüştür. Daha önce orada ağaçlar nım alanının Devlet Tiyatroları’na söküldü ve arkadaşlarımız çadırlar verildiğini ve yaklaşık 30 yıldır da bu kurdu. Seçimlere kadar bu olay durarazinin kullanıldığını hatırlatan Le- muştu. Seçimlerden sonra geçen gün vent, “Arazinin üzerinde Devlet Ti- gece saatlerinde kepçelerle bölgeye yatroları sahnesi, dekor-kostüm ve girildi. Çadırlardaki arkadaşlarımız,
emal Kılıçdaroğlu son iki ayda 100’e yakın mitinge ve açık hava toplantısına katıldı... Binlerce kez esnaf ziyaret etti, sokaklarda dolaştı, vatandaşın arasına girdi. Her toplantıda bin kişiyle tokalaşsa... 100 bin civarında vatandaşın elini sıktı. Başına hiçbir şey gelmedi. Bırakın saldırıya uğramayı, kimse kötü söz bile söylemedi. Dün ise binlerce polisin, korumanın ve özel güvenlik personelinin olduğu Meclis’teydi... Partisinin grup toplantısına katılmak üzere odasından çıktı; CHP Kulisi’ne girdi... Biri ya da birileri üzerine yürüdü; yumruk attı. Kılıçdaroğlu’nun gözlüğü kırıldı; ceketi yırtıldı. Saldırgan ya da saldırganlar isteseler rahatlıkla onu öldürebilirlerdi. Ancak bunu yapmadılar. Bu kadarı onlara yetti. Peki, yakalanan saldırgan kim? Adı Orhan Övet... Facebook sayfasındaki beğenilerine göre, dengesizin biri! Neden mi? Paylaştıklarına bakılınca sıkı bir El Kaide hayranı... Yani; radikal dinci! Aynı zamanda Muhsin Yazıcıoğlu fanatiği... Yani; had safhada milliyetçi! Ahmet Kaya düşkünü... Yani; Kürtçü... Deniz Gezmiş müptelası... Yani; devrimci... Ve Başbakan Erdoğan âşığı... Yani AKP’li... Kısacası karşımızdaki tipe özetle” aşure”diyebiliriz; çünkü ne ararsanız var! Bu aşure adamın, bu eylemi tek başına yapmış olabileceğine inanacak kadar salak olmadığımıza göre; soru basit: Arkasında kim var? Böyle bir ortamda gündemin değiştirilmesini kim ister? Sorunun yanıtı da basit: Dün sabahki gündem neydi? Polis, yasadışı dinleme ve izleme yaptıkları söylenen cemaatçi bazı polislere başkın yapmış, evlerini aramış ve gözaltına almıştı... Eğer bu saldırı olmasaydı,
gazeteler bugün çarşaf çarşaf bu haberi yayınlayacaktı; televizyonlar birinci haber yapacaktı. Peki; şimdi ne var gazetelerde, televizyonlarda? Kılıçdaroğlu’na Meclis’te yumruklu saldırı... Peki; cemaatçi polise baskın haberinin ikinci plana düşmesi kimin işine gelir? Operasyon düzenleyenlerin mi, düzenlenenlerin mi? Ben söyleyeyim: Kavgayı “sessiz sürdürmek” isteyenlerin; yani AKP’nin! Kemal Kılıçdaroğlu’na büyük geçmiş olsun... Çok şükür ki; saldırgan ya da saldırganların amacı, onu öldürmek değil, gündem değiştirmekti... Yoksa sadece o değil, hepimiz yırtılan bir ceketle ve kırılan bir gözlükle kurtulamazdık!
İYİ HABER! Ergenekon davasında iki kez ağırlaştırılmış müebbet ve ayrıca 117 yıl 1 ay hapis cezasına çarptırılan ve geçen ay tahliye edilen Muzaffer Tekin’i, tedavi görmekte olduğu hastanede ziyaret ettim. Öncelikle sevenlerinin içi rahat olsun; çünkü sağlık durumu bomba gibi... Ona “Teslim olma komutan” demiştik, bizi mahcup etmedi! Zarif ve vefakâr eşiyle birlikte hayata sımsıkı tutunmuş; savaşıyor. Eminim ki bu savaştan zaferle çıktığı haberini de çok yakında alacağız. Uzun süren sohbetimizin içeriğine girmek istemiyorum. Sadece şu kadarını söyleyebilirim ki; verilen cezayı değil, adının Danıştay Cinayeti’ne karıştırılmış olmasını hazmedemiyor ve “Bu, onurlu bir Türk subayına sürülebilecek en büyük lekedir” diyor. Bu centilmen askere bir kez daha geçmiş olsun diyorum.
GÜNÜN SORUSU Kemal Kılıçdaroğlu dün uğradığı yumruklu saldırıdan hemen sonra partisinin grup toplantısına katıldı ve herkesi sükûnete davet etti. Saldırı hakkında da sadece iki dakika konuşup konuyu kapattı. Sorum size: Bu saldırı Başbakan’a yapılsaydı, sizce o da Kemal Kılıçdaroğlu gibi mi davranırdı?
TÜKETMİYORUM, ÇÜNKÜ... (7)
İrfan Bulut Sahnesi’nin bulunduğu alandaki ağaçlar bir gece baskınıyla söküldü. Yeşil arazideki ağaçlardan geriye soldaki enkaz kaldı. hukuki sürecin devam ettiğini söyleyince arkadaşlarımızı tartaklamaya çalıştılar. Telefonlarını ellerinden almaya çalışmışlar, hatta silah gösteren bile olmuş. Ağaçların hepsini yok etmişler” diye tepki gösterdi. Tamer Levent ayrıca Kültür ve Turizm Bakanlığı’nın bu konudaki tepkisini merak ettiklerini belirterek, “Bizim arazimiz yıkılıyor, Bakanlık nerede?” ifadesini kullandı.
Yeni bir güç doğuyor! Bu ülkenin geleceğini siyasetçilerin nobran ellerine bırakmamak ve kendi geleceğimizi kendimiz tayin etmek... İşgal edilen tersanelerimizi yeniden almak... Bizi yönetenleri gaflet uykusundan uyandırmak; delalet ve hıyanetten döndürebilmek için durumdan vazife çıkardık. “TÜKETMİYORUZ” dedik! İçinde bulunduğumuz hal ve şerait her ne kadar namüsait olsa da; damarlarımızdaki kana güvendik...
Ve bir haftadır; bu gücümüzü en etkin şekilde kullanmak için kendimizi çoğalmaya adadık. Tam 17 bin 500 kişiye ulaştık. Şimdi sizin de desteğinize ihtiyacımız var: Facebook’ta “Tüketmiyoruz” yazın ve sayfayı beğenerek bize katılın. Bizi sandık başında yok sayanlara inat, bu memleketin gerçek sahiplerinin kim olduğunu tüm dünyaya göstermek için; bütün arkadaşlarınızı bu güçbirliğine davet edin.
GÜNÜN İSYANI! Dün Adana ve Ankara’da çok sayıda polis, cemaat adına yasadışı dinleme yaptıkları iddiasıyla gözaltına alındı. İsyanım, meslektaşlarına baskın yapan polislere: Elinizi vicdanınıza koyarak söyleyin; o meslektaşlarınız daha önce yurtseverleri ve aydınları dinlerken, yaptıkları şeyin yasadışı olduğunu bilmiyor muydunuz? O zaman neden parmağınızı kıpırdatmadınız?
Hazırlayan: Gökçen BEYAZ
9 NİSAN 2014 ÇARŞAMBA
halklailiskiler@aydinlikgazete.com
ANKARA İmsak 04:45 Güneş 06:14 Öğle 12:57 İkindi 16:33 Akşam 19:28 Yatsı 20:49 HAVA DURUMU
Ankara: 5/17
b
İstanbul: 10/17
b
ÇIRNIK
Türker
ERTÜRK erturkturker@gmail.com
Haka, zeybek horon ve halay
O
smanlı I. Dünya Savaşı’na 29 Ekim 1914’de Çarlık Rusya’sının Karadeniz’de bulunan üs ve limanlarına akın harekatı yapması ile girdi. Tam tamına dört uzun yıl savaştıktan sonra 30 Ekim 1918’de Limni adasının Mondros Limanı’nda demirli İngiliz zırhlısı Agamemnon’da yenilgiyi kabul ederek teslim mütarekesini imzaladı. Avrupa merkezli bu küresel savaşta Osmanlı, Süveyş Kanalı, Ortadoğu, Doğu Anadolu, Güney Kafkasya ve Orta Avrupa’da çoğu zaman kendi çıkarına olmasa da kahramanlar gibi savaştı. Büyük Paylaşım Savaşı da denilen bu acımasız mücadelede cephelerden birisi de Çanakkale idi. İtilaf Devletleri Osmanlı’ya öldürücü darbeyi vurabilmek için donanmaları ile Çanakkale’yi zorla geçerek İstanbul’u işgal etmek ve ele geçirmek istiyorlardı. Bu maksatla ilk defa 19 Şubat 1915’de Çanakkale’ye yüklendiler. Bir aylık mücadeleden sonra 18 Mart’ta donanmaları ile zorla geçemeyeceklerini anladılar. Bu sefer Çanakkale’den geçişi engelleyen tahkimatları ve bataryaları tesirsiz hale getirmek için Gelibolu’ya amfibi harekat yapmaya kalktılar.
Anzak koyuna baştankara olacak İtilaf Devletleri 25 Nisan 1915 sabahı şafağında donanmalarının himayesinde Gelibolu yarımadasının güneyinde beş noktadan karaya çıkarma yaptılar. Sonrasında meydana gelen gelişmeleri, kayıplarımızı, yitirilen nesilleri ve yazılan destanı iyi biliyorsunuz. Gelecek yıl bu acımasız saldırının 100’ünci yılını idrak edeceğiz. Erden Eruç Amerika’nın doğu sahilinden çıkış yaparak Atlas Okyanusu’nu 7,5 metrelik teknesiyle kürekle geçmeyi, Cebelitarık Boğazı’ndan Akdeniz’e girmeyi ve bu denizi batıdan doğuya kürekle seyretmeyi planlıyor. Eruç, Akdeniz’de İtalya yarımadası ile Sicilya arasında bulunan Mesina Boğazı’ndan geçtikten sonra eğer Yunanistan sorun çıkarmaz ise Korent kanalına yönelmeyi buradan geçerken İnebahtı (Lepanto) Şehitlerimizi denizde selamlamayı, Ege’ye çıktıktan sonra kuzeye yönelmeyi ve 25 Nisan 2015’de Anzak koyuna baştankara olmayı düşünüyor. Eruç, bu fikrini 19 Mart’a benimde aralarında bulunduğum üç kişiyle elektronik posta yolu ile paylaştı. Aynı gün harika bir fikir olduğunu ve desteklediğimi kendisine ilettim.
Dağcı, denizci ve gezgin Düşünebiliyor musunuz, arkasında tabiata meydan okuyan aklın bulunduğu kas gücüyle okyanus geçeceksiniz, yaklaşık olarak 5 bin deniz milinden (9200 km) fazla mesafeyi kat ederek denizleri aşacaksınız, dünyada bu işe kaç kişi soyunabilir? Bunun için Erden Eruç bu Haziran’da Amerika’nın doğusundan denize açılacak, sadece okyanusu geçerek Portekiz sahillerine ulaşması bile yaklaşık 3 ay sürecek. Bunun ne anlama geldiğini hangi ölümcül zorlukları içerdiğini sanırım tahayyül edebiliyorsunuzdur! Erden Eruç 1961’de Lefkoşa’da doğmuş. Babası asker olduğu için Türkiye’nin değişik yerlerinde bulunmuş ve okumuş. Boğaziçi Üniversitesi Makine Mühendisliği bölümünü bitirdikten sonra yüksek lisans için gittiği Amerika’da yerleşmiş. Ama hep Türk kalmış ve Türk olmaktan onur duymuş. Amerika’da yaşıyor olmasına rağmen teknesinde beyaz ay yıldızlı al bayrağımızı daima dalgalandırmış. Eruç’u dağcı, denizci ve gezgin olarak tanımlamak çok doğru olur. İlk tırmanışını daha 11 yaşında iken babası ile Erciyes dağının doğu zirvesine gerçekleştirmiş. 2007 yazında başladığı Kas Gücüyle Devrialem programını 5 sene 11 gün sonra 2012 yazında tamamlamış. Pasifik Okyanusu’nda teknesinde geçirdiği 312 gün ile denizde en uzun süre kalan kürekçi olarak Guinness Dünya Rekoru sahibi olmuş. Bunlar başarılarının sadece bir bölümü.
11 ay denizlerde boğuşacak Şimdi bu insan Türk Bayrağını dalgalandırarak ve yaklaşık 11 ay denizlerde boğuşarak ANZAK (Avustralya ve Yeni Zelanda) kuvvetlerinin saldırmak için çıktığı plaja onlardan 100 yıl sonra barış adına çıkacaktır. Ben ve arkadaşlarım eğer proje gerçekleşirse orada olacağız aynı gün Yeni Zelandalılar tarafından kendilerine özgü ritüeller ihtiva eden Haka savaş dansları sergilerken bizde Zeybek oynayarak, Horon teperek, Halay çekerek Erden Eruç’u dünya barışı adına karşılayacağız ve kin gütmeden aynen Mustafa Kemal Atatürk’ün yaptığı gibi onlarla kucaklaşacağız. Batı’dan doğuya gelişler 3500 yıldır, Truva’yla, Haçlı Seferleri’yle ve emperyalist savaşlarla hep yağma yapma adına olmuş, kan, kin ve gözyaşından başka bir şey getirmemiştir. Şimdi Batı’ya yerleşen bir doğulu, yaşadığımız topraklara dünya barışı, kardeşlik, bir daha savaş olmasın ve insanlar ölmesin adına tüm dünyanın dikkatini çekecek bir geliş peşindedir. Sanırım Erden Eruç’un bu girişimi her türlü resmi ve özel desteği hak etmektedir. Bu konuda olumlu veya olumsuz görüşlerinizi bana erturkturker@gmail.com ve/veya Erden Eruç’a info@around-n-over.org yazabilirsiniz. Saygılar sunarım.
İzmir: 10/22
b
Antalya: 12/18
İSTANBUL İmsak 04:57 Güneş 06:28 Öğle 13:12 İkindi 16:49 Akşam 19:44 Yatsı 21:07
i
Adana: 13/20
h
Diyarbakır: 6/19
h
Erzurum: 3/9
h
Sivas: 3/15
h
Tunceli: 7/18
İZMİR İmsak 05:11 Güneş 06:38 Öğle 13:20 İkindi 16:56 Akşam 19:49 Yatsı 21:08
h
Trabzon:9/13
d
Zonguldak: 6/13
b
Bursa: 6/19
b
Konya: 5/17
g
TCDD: Marmaray’dan su sızıyor TCDD, Marmaray duvarlarındaki su sızıntısını doğruladı. Bir yetkili, sızıntının karada olduğunu açıkladı. Birleşik Taşımacılık Sendikası yetkilileri, Marmaray’da yapılan seferlerin deneme sürüşü niteliğinde olduğunu söyledi ÖZLEM KONUR USTA
M
armaray’da duvarda oluşan çatlak ve su sızıntısı yolcular tarafından görüntülendi. TCDD sızıntıyı doğruladı. TCDD yetkilileri, sızıntının deniz altındaki tüplerde değil, kara kısmında olduğunu söyledi. Birleşik Taşımacılık Sendikası (BTS) İstanbul 1 Nolu Şube Başkanı Mithat Ercan, “Marmaray açıldığı günden bu yana, 5 aydır, burada deneme sürüşü yapılıyor. Yolcular kum torbası olarak kullanılıyor” dedi. Radikal Gazetesi’nin haberine göre yetkililer, fotoğrafın Yenikapı istasyonunda çekildiğini belirtti. Yetkili açıklamasına şöyle devam etti: “Bu sızıntılar yeraltı sularının hareketinden kaynaklanıyor. Marmaray’ın karada kalan kısmında bu sızıntı
olmuştur. Ancak görevli arkadaşlarımız enjeksiyonla müdahalede bulunup suyu püskürtüp başka bir alana yönlendiriyor. Bu şekilde de sular tünelin altına kaydırılıyor. Korkulacak bir şey yok Marmaray’ı su basması mümkün değil. Zaten sızıntının deniz suyuyla ve tüplerle alakası yok. Sızma tüneldedir.” Aydınlık’a konuşan Birleşik Taşımacılık Sendikası İstanbul 1 Nolu Şube Başkanı Mithat Ercan, sızmanın riskli bölge olan denizin altında değil karanın altındaki tüpte olduğunu söyledi. Ercan, “Denizin altında tüpte bir toplu iğne başı kadar bir sızma olsa biz bunu tartışamadan basıncın etkisiyle büyük bir facia olur. Sızma karanın altına tekabül ediyor. Bu da olmamalı. Tüpün sağlığı açısından bir tehlike yok ama elektronik sistem var. Tren trafiği açısından sorun olabilir. Kartal Mert Aydın 9 yaşındaydı.
armaray’ın ıntının nedeni, M Uzmanlara göre sız pılmadan açılması. er ya gerekli denemel Metrosu’nda benzeri bir durum yaşanıyor. Metroya girince küf kokusu geliyor. Bir süre sonra Marmaray’da da aynı sorun yaşanacak” dedi.
Geceleri inşaat devam ediyor Uzmanlara göre sızmanın nedeni Marmaray’ın gerekli denemeler yapılmadan açılması... Mithat Ercan, gece saatlerinde inşaatın halen devam ettiğini söyledi. Ercan şöyle konuştu: “Marmaray açıldığından beri yapılan seferler, deneme sürüşü.
Kars’ta babas na yemek götürmek için evden ç kan ve bir daha dönmeyen 9 ya ndaki Mert Ayd n’ n tecavüze u rad ktan sonra öldürüldü ü ortaya ç kt . Mert’in cans z bedeni ehir merkezine 5 kilometre uzakl ktaki bo bir tabyan n içinde bulundu. Karsl lar, Mert’in katilinin biran önce bulunmas için eylemler yapt . Ziya Gökalp lkokulu 3’üncü s n f ö rencisi Mert, 6 Nisan günü, annesinin haz rlad yeme i babas na götürmek için stasyon Mahallesi’ndeki evlerinden ç kt . Faik Bey Caddesi’nde telefoncu dükkan bulunan babas Yolcu Ayd n’a yeme i veren Mert, eve dönmek için i yerinden ayr ld . 2 çocuk babas Yolcu Ayd n, e iyle konu unca çocu un eve gelmedi ini ö rendi. Çevrede arama yapan aile, durumu polise bildirdi. Çevredeki kamera kay tlar n inceleyen polis, saat 14.00 s ralar nda Digor Pazar ’nda bir i yerinin kameras nda 40-45 ya lar nda biriyle Mert’in görüntüsüne ula t . Ak am saatlerinde Karada çöplü ünün yak n ndaki eski ve kullan lmayan bo tabyada, çocu un cesedi bulundu. Baz k yafetlerinin tabyan n d nda olmas dikkat çekti. Mert’in Erzurum Bölge E itim ve Ara t rma Hastanesi’nde yap lan otopsi i lemi yakla k 2.5 saat sürdü. Otopsi raporuna göre, önce tecavüze u rayan Mert, ba na ta la vurulduktan sonra elle bo ularak öldürüldü.
Çocu un cenazesi dün ö leden sonra yak nlar n n gözya lar aras nda topra a verildi.
Vali’nin kapısına dayandılar Mert’in katilinin bulunmas n isteyen yurtta lar dün Kars’ta iki ayr yürüyü gerçekle tirdi. Sabah saatlerinde Mert’in ailesi ve ve yak nlar ndan olu an 50 ki ilik grup “Adalet isteriz” diye sokaklara döküldü. Adalet Saray ’na giden yurtta lar Cumhuriyet Ba savc s Mustafa Köylü ile görü tü. Ba savc ile yapt klar görü meden tatmin olmad klar n belirten grup ard ndan valilik binas na yürüdü. Bir süre valilik binas önünde Vali Eyüp Tepe’yi bekleyen grup, protokol kap s nda oturma eylemi yapt . Yurtta lar n srar üzerine Vali Eyüp Tepe, aile ile görü mek için d ar ç kt . Tepe, “Çok ac bir olay. Fark nday m. Ama sizler de lütfen bize güvenin. Bu katili bulup adalete teslim edece iz” diye konu tu. Mert’in son kez görüldü ü Digor Pazar ’ndaki Çe me Kav a ’nda toplanarak Faik Bey Caddesi’ne ç kan yakla k 1000 ki i, ö le saatlerinde günün ikinci eylemini gerçekle tirdi. “Mert’e uzanan eller k r ls n” slogan atan kalabal k Emniyet Müdürlü ü’ne do ru yürüyü e geçti. Emniyet Müdürlü ü önünde sloganlar atan ve oturma eylemi yapan yurtta lar, Emniyet Müdür Yard mc s Ahmet Aydemir ile görü erek Mert’in katilinin bulunmas n istedi.
Yurttaşlar, Mert Aydın’ın katilinin bulunmasını istedi.
Radyasyon ölçümü eksik Mithat Ercan, makinistlerin çalışma koşullarıyla ilgili de açıklamalarda bulundu. “Mar-
maray’da çalışan 100 makinist, Ayrılıkçeşme durağından merdivenlerin altında bodrum gibi bir yerde yemeklerini yiyip istirahat ediyor. 8-9 saat hiç tüpten çıkmıyorlar. Dinlenme yerleri de bodrumda. Tüplerin basınç ve radyasyon ölçümü sonuçlarının dünya standartlarında olduğunu açıkladılar. Oysaki ölçümü baz istasyonlarından bazılarını kapatarak yaptılar. Tarafsız ölçüm için girişimlerde bulunduk ancak sonuç alamadık. Marmaray’ın vitrini güzel, mutfağı kötü.”
Ahmet bebeğin durumu ciddiyetini koruyor İstanbul Eminönü’ndeki Üsküdar-Kadıköy yolcu vapurlarının kalktığı TURYOL iskelesinde bebek arabasından denize düşen 1 yaşındaki Ahmet Nedim Ersoy’un durumu ciddiyetini koruyor. Ahmet Nedim, İstanbul Üniversitesi İstanbul Tıp Fakültesi’nde yoğun bakım servisinde uyutuluyor. Aydınlık’ın edindiği bilgiye göre, Ahmet
Kars Mert için sokaklara döküldü
Yolcular, kum torbası olarak kullanılıyor. Halen tüplerin eksikliği giderilmeye çalışılıyor. Trenler, 5 aydır Üsküdar’daki geçici kumanda merkezinden idare ediliyor. Maltepe’ye kumanda merkezi yapılacaktı. Bir tuğla bile konulmadı. Trenlerin makinsitsiz çalışacağı söylenmişti. Şuan 2’şer makinistle çalışabiliyorlar.”
bebeğin hayatta kalma şansı yüksek. Doktorlar, 20 dakika boyunca suyun altında kalan Ahmet bebek için seferber oldu. Ahmet Nedim Ersoy, halen solunum cihazına bağlı tutuluyor. Damardan beslenmeye devam eden Ahmet Nedim’in ailesi de hastane bahçesinde bebeklerinden iyi bir haber bekliyor.
Ailesi Ahmet bebekten iyi haber bekliyor.
9 NİSAN 2014 ÇARŞAMBA
DOLAR
Salı 2.0926 Pazartesi 2.1208
Hazırlayan: Recep ERÇİN
EURO
Salı 2.8887 Pazartesi 2.9135
BORSA
Salı 73.684 Pazartesi 72.353
ALTIN
(Cumh.)
Salı 594 TL Pazartesi 596 TL
FAİZ
Salı % 9.96 Pazartesi % 10.37
halklailiskiler@aydinlikgazete.com
PETROL (Brent)
Salı $ 106.24 Pazartesi $ 106.01
‘Ekonomide fırtına öncesi rehaveti var’
Seçim sonrası Türkiye ekonomisinde istikrar sürecek umuduyla suni bir sessizlik olduğuna dikkat çeken Prof. Dr. Oğuz Oyan, bu durumu fırtına öncesi yaşanan rehavete benzetti AYDINLIK / ANKARA Yerel seçimler sonrası ekonomide faiz tartışmaları yaşanmaya başladı. Bunun nedeni T.C. Merkez Bankası’nın rekor seviyelere çıkan kurları dengelemek için döviz satım silahı yeterli olmayınca faizleri 5.5 puan artırarak yüzde 10’a yükseltmesiydi. ABD’den gelen haberler dünya piyasalarında olumlu bir hava estirince, Türkiye gibi gelişen ekonomilere bir miktar sıcak para akımı yaşanması, Aralık’tan bu yana sıkıntılı bir dönemden geçen piyasalarda rehavete neden oldu. Bu ortamda yaşanan ekonomik gelişmeleri Aydınlık’a değerlendiren İktisatçı Prof. Dr. Oğuz Oyan ise, ekonomide işlerin iyi olmadığını, fırtına öncesi rehaveti yaşandığını, istikrar sürecek umuduyla suni
bir sessizlik olduğunu kaydetti.
Maliyet enflasyonu çok yukarda Seçimler nedeniyle izlenen politikaların kamu açıklarını artırdığını vurgulayan Oyan, “Zamların ertelenmesine rağmen maliyet enflasyonu çok yukarılarda. Tüketici enflasyonu ile maliyet enflasyonu arasında uçurum giderek büyüyor. Bu durum sağlıklı bir durum değil. Temel girdilere, doğalgaz, elektrik, ... gibi ürünlere zamlar gelince maliyetler daha da artacak” dedi.
İktidarın hiçbir önlemi yok Ekonomide yaşananların tehlikeyi hissettirdiğini, ama AKP iktidarının buna karşı hiçbir önlem almadığını kay-
Benzine zam motorine indirim
Benzinin litre fiyatına dün geceden itibaren geçerli olmak üzere 1 kuruş zam yapıldı. Böylece 95 oktan benzinin fiyatı İstanbul’da 4.97 liraya yükseldi. Diğer yandan motorinin litre fiyatında ise 2 kuruş indirim yapıldı. Böylelikle İstanbul’da litresi 4.30 lira olan motorinin fiyatı 4.28 liraya indi.
IMF:Büyüme % 2.3 olacak
Uluslararası Para Fonu (IMF) Ekonomik Görünüm Raporu’nda Türkiye’nin ekonomik büyümesinin bu yıl yüzde 2.3 olacağını öngördü. Raporda 2015 yılı büyümesi de yüzde 3.1 olarak tahmin edildi. IMF’nin 2014 yılına ilişkin daha önceki büyüme öngörüsü yüzde 3.5’ti. IMF söz konusu raporunda ayrıca, enflasyonun yüzde 7.8, cari açık oranının da yüzde 6.3 olacağını öngördü. Raporda, büyümedeki düşüşün alınan makro ihtiyati tedbirler nedeniyle özel tüketimdeki sert düşüş ve faiz oranlarındaki artıştan kaynaklanacağı belirtildi.
Sanayi üretimi Şubat’ta geriledi
Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK) sanayi üretimi endeksi verilerini açıkladı. Türkiye’nin mevsim ve takvim etkisinden arındırılmış sanayi üretimi bir önceki aya göre yüzde 0.1 oranında azaldı. Takvim etkisinden arındırılmış sanayi üretimi ise bir önceki yılın aynı ayına göre yüzde 4.9 oranında artış gösterdi.
deden Prof. Dr. Oyan, “Şu anda ekonomide fırtına öncesi rehavet yaşanıyor. İstikrar sürecek umuduyla suni bir sessizlik var. Ama bir şey yok denilerek, yok olmaz. Sıkıntı varsa bu eninde sonunda kendini gösterir. Gerekli önlemleri almazsan da ciddi zarar verir” diye konuştu.
Talimatla faiz düşmez Başbakan Erdoğan’ın son günlerde yine “Faizleri düşürün” talimatıyla başlayan faiz tartışmalarına da değinen Oyan, şunları söyledi: “Büyük oranda dışa bağımlı, sıcak paranın esiri olmuş ekonomilerde bu işler talimatla olmaz. Ekonomideki hastalığı tedavi etmeden bunu başaramazsın. Bazen bu tür talimatla yapacağın işler bir süre sonra ters döner ve daha pahalıya patlar. Bu nedenle karar ve-
riciler bir açıklama yaparken, yaptıkları açıklamaları enine b o y u n a tartmal ı d ı r. Türkiye’nin artık popülist çıkışlarla zaman geçirecek lüksü yoktur.”
Oğuz Oyan
bir yana büyüme rakamları iyi gitmiyor. Birçok kuruluş 2014 için Türkiye’nin büyüme rakamlarını aşağıya doğru revize etmeye başladı. Görünen o ki bu konuda bir gerçekleşme olacak. Büyüme hedeflerin çok altında kalacak” ifadelerini kullandı.
‘Türkiye büyük tehditle karşı karşıya’ Dünya Bankası’nın hazırladığı Gümrük Birliği Raporu toplantısında konuşan TOBB Başkanı Hisarcıklıoğlu, Türkiye’nin Gümrük Birliği açısından çok daha önemli bir tehditle karşı karşıya olduğunu söyledi RECEP ERÇİN
D
ünya Bankası’nın hazırladığı “AB-Türkiye Gümrük Birliği Değerlendirme Raporu’’, Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği’nin (TOBB) dün İstanbul’da düzenlediği basın toplantısında kamuoyuna açıklandı.
Madalyonun diğer yüzü Raporun açıklandığı toplantıda konuşan Dünya Bankası Türkiye Direktörü Martin Raiser, Gümrük Birliği’nin hem AB hem de Türkiye’ye önemli katkılar sağladığını belirterek, “Gümrük Birliği’nde yeni bir yol kat etmenin zamanı olduğunu düşünüyorum. Birliğin bir STA’dan daha üstün olmasını sağlamalıyız’’ dedi. Gümrük Birliği’nin sağladığı yapısal değişim ve getirdiği yeni rekabet zihniyetinin Türkiye’nin dönüşümünde önemli bir rol oynadığını savunan TOBB Başkanı Rifat Hisarcıklıoğlu, ancak madalyonun diğer bir yüzünün olduğuna da dikkat çekti. Hisarcıklıoğlu, AB’ye yeni katılan ve dinamik ekonomiye sahip ülkeler bütün haklardan yararlanırken Türkiye’ye aynı rekabet avantajı sağlanmaması nedeniyle olumsuz bir durumun oluştuğunu irdeledi. Türkiye’nin AB pazarında payı 2004’te yüz-
de 2.7 iken sonraki yıllarda bu dezavantaj nedeniyle payın yüzde 2.2’ye gerilediğini anlattı.
95 bin kişi işsiz kalacak Bunlardan ziyade Türkiye’nin Gümrük Birliği açısından çok daha önemli bir tehditle karşı karşıya olduğunu vurgulayan Hisarcıklıoğlu, şöyle devam etti: “Bu da özellikle küresel kriz sonrasında AB’nin hız verdiği yeni nesil serbest ticaret anlaşma-
larıdır. Biliyorsunuz, AB’ye tam üye olmadığımız için, Gümrük Birliği’ne rağmen, biz bu anlaşmalara dahil olamıyoruz. Yani üçüncü ülkelerin malları rahatça bize gelirken, bizim mallar oraya gidemiyor. Ama özellikle, AB ve ABD arasında müzakereleri başlayan Transatlantik Ticaret ve Yatırım Anlaşması - TTIP’e müdahil olamamamız bu yöndeki endişelerimizi daha da ileri taşıyor. Brookings Enstitüsünün yayınladığı bir rapora göre, Türkiye’nin
Rifat Hisarcıklıoğlu
BAŞ
ismeba56@yandex.com
Dünyanın Durumu 2013 Raporu
Ö
nümüzdeki sorunsal salt iktisadî değil, aynı zamanda hem sosyal, hem de ekolojik. Sorunsalın adı da kriz değil, dengesizlik. Kriz geçici bir an. Aynı kalp hastası ve kalp krizi kavramlarında olduğu gibi. Konuya bütünsel bakmak için buyurun size bir yayın: Worldwatch (Dünyayı İzleme) Enstitüsü’nün son raporu: Dünyanın Durumu 2013 (T. İş Bankası Kültür Yay.). Önemli bir seri bu. Kimi dostlar tümünü saklıyorlar, çünkü her yıl bir ana tema esas alınıyor. Örnekse 2010 yıllığı Kültürleri Dönüştürmek Tüketicilikten Sürdürülebilirliğe kapak teması ile yayınlanmıştı. Bu yılki tema Sürdürülebilirlik hâlâ mümkün mü? olarak saptanmış.
Yeşil badana
İstatistiki veriler güvenilir değil Büyüme rakamlarına ilişkin sorumuzu da yanıtlayan Prof. Dr. Oğuz Oyan, “Ne yazık ki Türkiye’de istatistiki rakamlar güvenilir değil. AKP iktidarı istatistiki verilerle oynamayı çok seviyor. Bu nedenle birçok veriye şüpheyle bakmak durumundayız. Açıklanan rakamlar
Doç. Dr. Melih
GEÇİM VE TUTUM
*Serbest piyasa satış fiyatları
TTIP’ye dahil olmaması halinde 95 bin kişinin işini kaybetme ihtimalinin ortaya çıkacağı ve Türkiye ekonomisinin 20 milyar dolar zarara uğrayacağı tahmin ediliyor.’’
DB: Yatırımın olmaması siyasi Toplantı sonrası BloombergHT’den Arzu Maliki’nin sorularını yanıtlayan Dünya Bankası (DB) Türkiye Direktörü Martin Raiser, yabancı yatırımcıların ek kaynaklarını Türkiye’ye aktarmadan önce, siyasi risklere ve önümüzdeki seçimleri göz önünde bulundurduklarını söyledi. Merkez Bankası’na (MB) yönelik faiz indir baskılarına da değinen Raiser, ‘’MB’nin eylemleri hakkında ne kadar az yorum yapılırsa, o kadar bağımsız kalır. Para birimini Ocak’ta istikrara kavuşturmak için adımlar attı. Bu nispeten başarılı oldu. Kredi hacmi özellikle iş dünyasında yüksek gidiyor. Kredi oranları özel yatırımları kısıtlayacak oranda değil. Faizden başka nedenler var. İş dünyasının tutumu ve siyasi belirsizlikler bence şuanda bunu engelliyor” dedi.
Dünyayı İzleme Enstitüsü’nün Başkanı Robert Engelman’ın kitaba yazdığı kısımda şöyle diyor: ‘sürdürülebilirliğin sakız olduğu bir çağda yaşıyoruz. Bu sözcük belirsiz ve ölçülemez olan yeşil büyüme ve yeşil işler gibi tanımlanmamış çevresel değerlere işaret eden bazı kavramlarda kullanılan yeşil sıfatıyla eşanlamlı hale geldi. Bugün sözcük daha çok yeşil badanalama olarak adlandırılan kurumsal davranış biçimlerine atfen kullanılıyor. Havayolu şirketlerinden biri kullandığı kartonların sürdürülebilir malzemeden yapıldığını beyan ederken, bir diğeri 2011 yılında üç yeni uçak inşa edecek kadar alüminyum tasarruf ettiklerini haber veriyor. Fakat hiçbiri havayollarının genel operasyonlarının ya da günümüzdeki boyutuyla sivil havacılığın uzun süre sürdürülüp sürdürülemeyeceğine ışık tutmuyor.’ Bu alıntı, kitapta neye dikkat çekilmek istendiğini çok güzel biçimde vurguluyor sanki. Aşırı, yanlış ve uygun olmayan kullanım sonucunda sürdürülebilir ve sürdürülebilirlik kavramlarının anlam ve etki yitimine uğradığı açık biçimde gözlenebiliyor. Engelman’ın başyazı niteliği taşıyan yazısında çevresel sürdürülebilirlik ve toplumsal sürdürülebilirliğin birlikte ele alınması gerekliliği bağlamında bir yandan YeniMalthusgil bir yaklaşımla aşırı nüfusa dikkat çekilirken tüketimi yüksek toplumların sorumluluğuna da vurgu yapılıyor.
Sürdürülebilirlik tartışması Raporda ana soru olarak ‘sürdürülebilirlik mümkün mü?’ diye sorulurken, başka sorular da rapora dahil edilmiş. Örnekse, ‘Sürdürülebilirliğin Ölçütü’ başlıklı ilk bölümde ölçülebilir ve anlamlı bir sürdürülebilirlik tanımının neleri içermesi gerektiği üzerinde durulmuş. Gerçek sürdürülebilirliğe ulaşmak başlığını taşıyan ikinci bölümde, gerçek sürdürülebilir gelecekle mevcut gerçeklikler arasındaki boşlukların keşfedilmesine çalışılmış. Rapor 34 kısımdan oluşan üç bölümden oluşuyor. İlk bölümde ele alınan konular arasında gezegen eşiklerine saygı göstermek, insanlık için güvenli ve adil bir alan tanımlanması, tatlı sular, balıkçılık, enerji ve yenilenebilir ve yenilenemez enerji kaynakları yer alıyor. İkinci bölümde yer alan konular ise şöyle: Sürdürülebilir bir uygarlık yaratmak için kültürleri inşa etmek, sürdürülebilir ve arzulanan bir ‘doğa içindetoplum içinde’ ekonomi inşa etmek, şirketlerde dışsallık, sürdürülebilirlik ve kurumsal raporlama, fosil yakıtlar meselesi, enerji verimliliği, tarım ve gıda hatta özellikle yerel gıda, yerli halkların değerini bilme, küresel uzlaşı konusu, siyasal stratejiler, bireysel değişimden toplumsal değişime sıçrama.
İnsandan ve doğadan yana iktidar Üçüncü bölüm biraz özel bir bölüm. Kimi özgün başlıklar var: Etkin kriz yönetişiminden iklim değişikliği nedeniyle ortaya çıkan çevre göçmenlerine, Küba örneğinden jeomühendisliğin vaatleri ve tehlikelerine dek. Kitapta ‘ekolojik ayak izi nedir?’, ‘tasarruf ve verimliliğin rolü’, ‘sürdürülebilirlik kültürü’, ‘ABD bankacılık sisteminin toplumsal maliyeti’ gibi bilgilendirici kutular da yer alıyor. Kitabı okuduğunuzda, bu sorunsalın iktisadî, sosyal ve ekolojik üç boyutunda da akılcı siyasaların ivedice ve kapsamlı biçimde yaşama geçirilmesi duygusu uyanıyor sizde. Acilen insandan ve doğadan yana bir iktidar gerek! Son not olarak bir de uluslararası çalıştay önerisi: Rio+20 Sonrası Enerji ve Çevre, 10 Nisan 9-17 arası, İstanbul Kemerburgaz Üniversitesi Mahmutbey yerleşkesi, izlence ücretsiz.
T.C. S NCAN 1. CRA DA RES TA INMAZIN AÇIK ARTIRMA LANI 2012/2086 TLMT. Satılmasına karar verilen taşınmazın cinsi, niteliği, kıymeti, adedi, önemli özellikleri: 1 NO’LU TA INMAZIN Özellikleri : Ankara ili Etimesğut ilçesi Piyade mah 45336 ada 8 parselde kayıtlı bulunan 434,00 m2 arsa üzerine inşa edilmiş 434,00 m2 arsa üzerine inşa edilmiş 52/434 arsa paylı 3 kat 7 nolu bağımsız bölüm kargir nitelikli binanın dış cephelerinin akrilik esaslı boya ile kaplandığı bina giriş kapısının demir doğrama, merdiven basamakları ve sahanlık zeminlerinin halı kaplama çatı örtüsü ahşap makaslı çatı olup üzeri kiremitle kaplıdır. Bina yan cephelerindeki mevcut balkonların PVC ile kapatılarak kullanım mekanlarına dahil edilmiştir B+Z+3 katlı binanın bütün bağımsız bölümlerinde tadilat yapılarak ara bölme duvarlarının kaldırıldığı ve bağımsız bölümlerin birbiriyle irtibatlandırılarak öğrenci yurdu ve kuran kursu eğitimi hizmetinde kullanıldığı taşınmazın 15 yıllık bir yapı oluşu Genel fiziki durumunun ise her yıl periyodik olarak bakım ve onarımının düzenli olarak yapılmadığı anlaşılmıştır. Bölgede her türlü alt yapı belediye hizmetleri (elektrik, su kanalizasyon, ulaşım doğalgaz vs) mevcut olup yararlanılmaktadır. Taşınmaz binanın 3 katında olup yapının 3 smf A gurubundan bir yapı olduğu Bağımsız bölümün içten içe ölçümünde 9,70 m2 x 11,00 m= 106,70 m2 kullanım alanına sahip olduğu bahse konu bağımsız bölümün 3 oda bir salon mutfak, tuvalet, banyo ve antreden oluşacak şekilde projelendirildiği ancak dava konusu bağımsız bölümde sonradan yapılan esaslı tadilatla ara bölme duvarlarının tamanının kaldırıldığı davaya konu Bağımsız bölümün girişinin aynı katta dava dışı başka bir bağımsız bölümden sağlandığı meskenin kiriş ve kolonlarının ahşap lambiri ile kaplanarak dekore edildiği tavanın saten boya duvarların ahşap lamine ile kaplandığı taban döşemesinin ise laminant kaplaması ile kaplandığı iç mekan kapı ve pencere doğramaların ahşap doğrama bu bağımsız bölüm öğrenci yurdunun yatakhanesi olarak kullanıldığı meskenin ısıtılmasının kat kaloriferli doğalgaz sistemi ile sağlanmak üzere kolan tesisatının yapıldığı ancak doğalgaz aboneliğinin henüz verilmediği tespit edilmiştir. Adresi : Ankara ili etimes ut ilçesi piyade mah 1964 sok no:24 Etimes ut/ANKARA K ymeti : 100.000,00 TL KDV Oran : %1 1. Sat Günü : 02/06/2014 günü 11:50 - 11:55 arası 2. Sat Günü : 30/06/2014 günü 11:50 - 11:55 arası Sat Yeri : SİNCAN ADLİYESİ MEZAT SALONUNDA 2 NO’LU TA INMAZIN Özellikleri : Ankara ili etimesğut ilçesi piyade mah 45336 ada 8 parselde kayıtlı bulunan 434,00 m2 arsa üzerine inşa edilmiş 52/434 arsa paylı bodrum kat 2 nolu mesken. Bina tek mekan olarak Öğrenci yurdu Kuran Kursu olarak hizmet vermektedir. Bina girişinde vestiyer ve öğrencilere ait dolaplar vardır. Daire Kuzey-batı cephelidir. Söz konusu dairede antre vestiyer salon 2 oda, wc, mutfak 2 balkon ve banyo bulunmaktadır. ancak duvarlar ve diare giriş kapısı kaldırılarak biri bütün halinde öğrenci yurdu haline getirilmiştir. Daire merkezi kaloriferli sistemle ısıtılmaktadır. Salon ve odalarda ahşap lamine parke yer döşeme ıslak hacimler seramik kaplıdır. Salon ve
odaların duvarları kartonpilerli alçı sıva üstü saten boya ile kaplıdır. wc ve banyolarda seramik duvarlar tavana kadar yapılmıştır. Mutfak tezgah üstü ve tezgah altı dolapları mevcuttur. Pencereler doğramadır. Tüm balkonlar pimapenle kapatılmış olup iç kapılar ahşap doğramadır. Tüm balkonlar pimapenle kapatılmış olup iç kapılar ahşap doğramadır. Bina zemin+4 katlıdır Daire 95,00 m2 alanlıdır. Adresi : Ankara ili etimes ut ilçesi Piyade mah 1964 sokak no:24 Etimesgut/ANKARA K ymeti : 90.000,00 TL KDV Oran : %1 1. Sat Günü : 02/06/2014 günü 12:05 - 12:10 arası 2. Sat Günü : 30/06/2014 günü 12:05 - 12:10 arası Sat Yeri : SİNCAN ADLİYESİ MEZAT SALONUNDA Sat artlar : 1- İhale açık artırma suretiyle yapılacaktır. Birinci artırmanın yirmi gün öncesinden, artırma tarihinden önceki gün sonuna kadar esatis.uyap.gov.tr adresinden elektronik ortamda teklif verilebilecektir. Bu artırmada tahmin edilen değerin %50 sini ve rüçhanlı alacaklılar varsa alacakları toplamını ve satış giderlerini geçmek şartı ile ihale olunur. Birinci artırmada istekli bulunmadığı takdirde elektronik ortamda birinci artırmadan sonraki beşinci günden, ikinci artırma gününden önceki gün sonuna kadar elektronik ortamda teklif verilebilecektir. Bu artırmada da malm tahmin edilen değerin %50 sini, rüçhanlı alacaklılar varsa alacakları toplamını ve satış giderlerini geçmesi şartıyla en çok artırana ihale olunur. Böyle fazla bedelle alıcı çıkmazsa satış talebi düşecektir. 2- Artırmaya iştirak edeceklerin, tahmin edilen değerin % 20’si oranında pey akçesi veya bu miktar kadar banka teminat mektubu vermeleri lazımdır. Satış peşin para iledir, alıcı isteğinde (10) günü geçmemek üzere süre verilebilir. Damga vergisi, KDV, 1/2 tapu harcı ile teslim masrafları alıcıya aittir. Tellaliye resmi, taşınmazın aynından doğan vergiler satış bedelinden ödenir. 3- İpotek sahibi alacaklılarla diğer ilgilerin (*) bu gayrimenkul üzerindeki haklarını özellikle faiz ve giderlere dair olan iddialarını dayanağı belgeler ile (15) gün içinde dairemize bildirmeleri lazımdn; aksi takdirde hakları tapu sicil ile sabit olmadıkça paylaşmadan hariç bırakılacaktır. 4- Satış bedeli hemen veya verilen mühlet içinde ödenmezse İcra ve İflas Kanununun 133 üncü maddesi gereğince ihale feshedilir. İhaleye katılıp daha sonra ihale bedelini yatırmamak sureti ile ihalenin feshine sebep olan tüm alıcılar ve kefilleri teklif ettikleri bedel ile son ihale bedeli arasındaki farktan ve diğer zararlardan ve ayrıca temerrüt faizinden müteselsilen mesul olacaklardır. İhale farkı ve temerrüt faizi ayrıca hükme hacet kalmaksızın dairemizce tahsil olunacak, bu fark, varsa öncelikle teminat bedelinden alınacaktır. 5- Şartname, ilan tarihinden itibaren herkesin görebilmesi için dairede açık olup gideri verildiği takdirde isteyen alıcıya bir örneği gönderilebilir. 6- Satışa iştirak edenlerin şartnameyi görmüş ve münderecatını kabul etmiş sayılacakları, başkaca bilgi almak isteyenlerin 2012/2086 Tlmt. sayılı dosya numarasıyla müdürlüğümüze başvurmaları ilan olunur. 14/03/2014 BASIN: 22711 (www.bik.gov.tr)
Resmi ilanlar www.ilan.gov.tr’de
Hazırlayan: Esin ERGENÇ TURHAN
9 NİSAN 2014 ÇARŞAMBA
halklailiskiler@aydinlikgazete.com
ANKARA’YA DOĞRU YOLA ÇIKAN İŞÇİLERE BARİKAT KURULDU Mehmet
AKKAYA mehmetakkaya@aydinlikgazete.com
AYM kararı ve Türk-İş ile TBB’ye öneri 59 kamu kurumunun satışı mahkemelerce iptal edilmişti. Oysa 1990’dan beri Hükümetler, “fiili imkansızlık” diyerek iptal kararına uymadılar ve kurumları kamuya geri almadılar. AKP ise, “fiili imkansızlık” gerekçesini Meclis kararı ile yasa haline getirdi. Oysa Danıştay kararları idareye, mahkeme kararlarına uymayı emrediyordu. “İptal kararı ile iptal konusu teşkil eden idari tasarruf esasen doğmamış, hukuk âleminde herhangi bir değişiklik husule getirmemiş olduğundan, bu idari tasarruflarla doğrudan doğruya ilgili işlemler ve hukuki durumlar de iptal edilen tasarrufla birlikte ortadan kalkmış olur.” (D.12.D., 28.12.1968, E:320, K:2512) Mahkeme kararları ve Danıştay kararına rağmen, kurumlar kamuya geri alınmıyor, işgal devam ediyordu. 2004 yılında Danıştay, Hükümetlere bir uyarı daha yaptı. “...iptal hükmü idareye, iptal edilen tasarrufların, buna dayanan ve bağlı olan tüm tasarruflardan doğan bütün sonuçları ortadan kaldırarak bu işlemler hiç tesis edilmemiş gibi eski durumu tamamen tesis ve iade etmek görevini yüklemektedir. İdare bu görevi hiçbir sebep ve bahane ile yerine getirmekten kaçınamaz.” (D.10.D., 28.05.2004 Tarih, E:2002/4061, K:2004/5219) Yine tınmadı Hükümetler ve işgaller devam etti. Anayasa da çok açıktı. “Yasama ve yürütme organları ile idare, mahkeme kararlarına uymak zorundadır; bu organlar ve idare, mahkeme kararlarını hiçbir suretle değiştiremez ve bunların yerine getirilmesini geciktiremez.” (Anayasa / Madde 138) Sadece Danıştay ve Mahkeme kararlarını değil, Anayasayı da çiğniyorlardı. Son olarak Anayasa Mahkemesi, 27 Mart 2014 tarihli Resmi Gazete’de yayımlanan 3/10/2013 tarihli ve E: 2012/73, K: 2013/107 sayılı kararı ile satışları iptal edilen kurumlar için, AKP Hükümetinin, Meclis’ten geçirerek yasa haline getirdiği “uygulanması fiilen imkansız” gerekçesini ve yasayı iptal etti.
Anayasa Mahkemesi kararının verdiği görev Anayasa Mahkemesi’nin bu kararı, satışları iptal edildiği halde işgal altında olan Eti Alüminyum, Eti Bakır, TDİ Kuşadası ve Çeşme Limanları, Giresun, Hopa, Tekirdağ, Rize, Sinop limanları, SEKA Balıkesir İşletmesi, TÜPRAŞ’ın % 14,76 hissesi, Ankara, Balıkesir, Pınarhisar, Afyon ve Söke Çimento Fabrikalar, 16 Adet ORÜS İşletmesi, PETLAS, HAVAŞ, SÜMER HOLDİNG’e bağlı 14 işletme, KÜMAŞ ve KARDEMİR’i kapsamaktadır. Her yurttaşın anlayacağı açıklıkta olan mahkeme kararları, Danıştay kararları, Anayasa hükümleri ve Anayasa Mahkemesi’nin iptal kararı, “Hükümetlerin mahkeme kararlarına uymak ve hiç satılmamış gibi kurumları eski haline getirmek zorunda olduklarını” belirtmektedir. Anayasa Mahkemesi Kararı, işgal altındaki 59 kurumunun derhal tahliye edilmesini ve kurumların kamuya geri alınmasını emretmektedir. Anayasayı, yasaları ve yargı kararlarını çiğneyen Hükümet’e karşı, hukuka, kurumlarımıza ve Cumhuriyet’e sahip çıkmak görevi doğmuştur. Görev, Partilerin, sendikaların, hukuk örgütlerinin, demokratik kitle örgütlerinin, dolayısıyla bütün milletindir. Anayasa Mahkemesi Kararı, kesinleşmiş iptal kararı tarihinden bu yana, kurumları işgal ederek kamuyu zarara uğratanlardan zararın tazmin edilmesini emretmektedir. Anayasa Mahkemesi Kararı, satış sonrası işten atılanların derhal kuruma geri alınmasını ve zararlarının ödenmesini emretmektedir. Anayasa Mahkemesi Kararı, 657-4/c yasasına tabi tutularak hakları gasp edilenlerin haklarının iadesini ve kuruma geri alınmasını emretmektedir. Anayasa Mahkemesi Kararı, satış sonrası yapılan ihalelerin iptal edilmesini, taşeron sözleşmelerinin yok sayılmasını emretmektedir. Türk-İş Konfederasyonu ve Türkiye Barolar Birliği, Cumhuriyete, kurumlarımıza ve hukuka sahip çıkmak, işgal altındaki kurumlarımızı işgalden kurtarmak ve gasp edilen halkları iade ettirmek için birikimlerini seferber etmeli, gerekiyorsa milletimize önderlik etmelidirler. Aydınlık Gazetesi, bu çabada üstüne düşecek bir görevi severek omuzlayacaktır.
‘Yatağan korkusu’ olağanüstü hal ilan ettirdi
Enerji özelleştirmelerinin iptali için aylardır direnen Yatağan işçileri Ankara’ya gitmek için yola çıkmak istedi. AKP hükümeti otobüsleri engelledi, Ankara’da her türlü eylemin yasaklandığını duyurdu BEHİYE YARAŞÇI / YATAĞAN
E
Valiliğinin kararı ile 9 ve 10 Nisan günlerinde basın açıklaması ve gösteri yürüyüşü yapılması yasaklandı. Valilik sendika genel merkezlerine genelge gönderildi.
nerji ve Maden işçileri Termik santrallerin ve bağlı kömür ocaklarının satışının iptal edilmesi için yeni‘Korkunun ecele den Ankara yollarına faydası yok’ düştü. Ancak bir kere Türkiye Maden-İş daha işçilerin AnkaSendikası Yatağan Şube ra’ya gidişi engellendi. Başkanı Süleyman Girgin, Yatağan ve çevreengellemenin ardından sinde resmen sıkıyönetim ilan edildi. İçişSüleyman yaptığı açıklamada, “Basın açıklaması yapmak için leri Bakanlığı talimatı Girgin kimseden önceden izin ile Ankara’ya ilk çıkan almaya gerek yok. Bize işçiler engelleme ile karşılaştı. Otobüs firmaları sivil bir haftadan beri adı konulmayan polisler tarafından gezerek toplu bir sıkıyönetim ilan edildi. Son bir çıkışlar olup olmadığı denetlendi. haftada işçinin attığı her adım takip Direniş Çadırı önüne jandarma ediliyor. Muğla il emniyeti ile görekipleri gönderilerek çıkışlar toma üştük, öğle saatlerinde otobüsleri ile engellendi. Emniyet tüm araç- tuttuk akşam üzeri ise bir haber aldık yetkililerden larda işçi avına çıktı. Ardından Ankara’da da ola- İçişleri Bakanlığı’ndan; keğanüstü hal ilan edildi. Ankara sinlikle toplu çıkışlar olmayacağı yönünde. İşçilerin hak aramasından korkuyorlar, bu yüzden ellerinde sopayla gaz bombasıyla dolaşıyorlar. Korkunun ecele faydası yok.” dedi. Girgin, Ankara’ya giden 10 Özelleştirme İdaresi Başkanlıkişinin bile binlerle karşı- Fatih ğı (ÖİB) Yatağan, Yeniköy, Kelanacağını söyledi. ‘Buradan Erçelik merköy ve Çatalağzı (ÇATES) Ankara halkına çağrıda buTermik Santralleri ve bağlı kölunuyoruz’ diyen Girgin sözlerini mür ocakları için son teklifleri şöyle sürdürdü: “Kendi imkanlaalıyor. Yeniköy ve Kemerköy rımızla bile olsa Ankara’da olacağız. Termik Santralleri için son Tüm Ankaralıları milletin evi olarak teklif verme tarihi 10 Nisan, gördüğümüz 76 milyonun hakkı ÇATES için 21 Nisan, Yatağan olan bu santrallere kömür ocakla30 Nisan. rına sahip çıkmaya çağırıyoruz.’
Özelleştirme İdaresi son teklifleri alıyor
‘Bizi göndermeseler de özelleştirmeyi durduracağız’ Tes İş Yatağan Şube Başkanı Fatih Erçelik de, “Biz Emniyet Müdürü ile görüştük, durumu anlattık. Yola çıkarken amacımızın mücadelemizin, vatan mücadelesi ekmek mücadelesi olduğunu anlattık, özelleştirme idaresi önünde basın açıklamamızı yapıp ayrılacağımızı söyledik. Emniyet Müdürünün bize verdiği yanıt ise bunun en tabi hakkımız olduğuydu. Tabiki buna inanmadık bizler dağlara çıksaydık, dağlardan inseydik bizi güllerle karşılarlardı. Biz ilk çadırı kurarken bu meşale tüm işçi sınıfını da yakacak demiştik, şimdi tüm işçi sınıfının meşalesi haline geldi.
Eylem büyüyünce zafer işçilerin oldu
TARIK TEKGÖZLİ
İ
stanbul’da bulunan Kartal Koşuyolu Eğitim ve Araştırma Hastanesi’nde çalışan taşeron işçilerinin önceki gün gerçekleştirdikleri iş bırakma eylemine dün de üç hastane daha katılınca Güney Kamu Hastaneleri Birliği Genel Sekreterliği geri adım attı, zafer işçilerin oldu. Yol ücretlerinin düşürülmesi ve birçok personele verilen çeşitli ödemelerin taşeron işçilerine yapılmamasına tepki gösteren işçiler dün sabah Maltepe Köprüsü girişinde toplandı. Eyleme Kartal Koşuyolu Hastanesi, Süreyyapaşa Devlet Hastanesi, Maltepe Devlet Hastanesi ve İstanbul Meslek Hastalıkları Hastanesi taşeron işçileri katıldı.
Yolu trafiğe kapattılar Maltepe Köprü girişinden, Güney Kamu Hastaneleri Birliği Genel Sekreterliği’ne doğru yürüyüşe geçen taşeron işçileri, yol boyunca “Susma sustukça sıra sana gelecek”, “Yönetim uyuma duy sesimizi” şeklinde slogan atarken “Emeğimizi çalıyorlar” yazılı pankart açtı. Yolu trafiğe kapatan işçiler ellerinde “İş güvencesi istiyoruz” yazılı dövizler de taşıdı. Genel Sekreterlik önüne gelen işçiler sık sık “Ceo şaşırma sabrımızı taşırma” şeklinde slogan atarak seslerini Genel Sekreter Uzman Doktor Tuncay Palteki’ye duyurmaya çalıştı. Eylemde DİSK Genel Sekreteri, Dev Sağlık-İş Genel Başkanı
Arzu Çerkezoğlu işçilere seslendi. Çerkezoğlu, Türkiye’nin dört bir yanında taşeron sistemine karşı mücadele verdiklerine dikkat çekerek, İş Kanunu’ndan doğan haklarına sahip olana kadar direneceklerini belirtti. Arzu Çerkezoğlu konuşmasının ardından dört hastanede bulunan sendika temsilcileriyle birlikte Genel Sekreter Uzman Doktor Tuncay Palteki ile görüştü.
Geri adım Edinilen bilgiye göre diğer hastane yöneticileri de görüşmeye katıldı. Bir saati aşkın süren görüşme sonrası müjdeli haber geldi. Yol ücretlerinin düşürülme talimatınınTürkiye Kamu Hastaneleri Kurumu’ndan geldiğini ifade eden hastane yöneticileri, önceki gün yapılan iş bırakma eyleminden sonra Ankara’nın bu konuda bir çalışma başlattığını ifade etti. Öte yandan enfeksiyon riski yüksek olan ve radrasyona maruz kalınan birimlerde çalışma koşullarının iyileştirilmesi için “Çalışma Kurulu” oluşturuldu. Kurulun içinde hastane yöneticilerinin de yer aldığı bilgisine ulaşıldı. Verilmeyen banka promosyonları da bundan sonra işçilerin hesabına yatırılacağı belirtildi. Alınan sağlık raporuna rağmen yapılan ücret kesintileri de durduruldu ve iş bırakma nedeniyle tutulan tutanakların hukuki geçerliliği olmayacağı garantisi verildi. İşçiler tüm bu gelişmelerin ardından iş başı yapmak için hastanelerine döndü.
Buradan şunu söylüyoruz; biz bu özelleştirmeyi durduracağız bizi gönderseler de göndermeseler de. Ve şundan eminim ki Türkiye işçi sınıfının bu mücadelesinden korktular. Ankara’da olağanüstü hal ilan ettiler iki gün boyunca Ankara’da gösteri yürüyüşü ve açıklama yapmak yasaklandı. Buradan şunu görüyoruz ki, işçi sınıfının gücü hala bitmemiş.”
‘Özelleştirmelere karşı vatan mücadelesine çağırıyoruz’ Ankara’ya doğru yola çıkmaya hazırlanan işçiler, Aydınlık’a kararlılıkların anlattı. Onur Şaşı: “Kararlılığın ve inancın bir bıçak gibi keskin olduğu bir sürecin sonuna geliyoruz. Biz kararlıyız, sesimizi bir kez daha Ankara’dan duyuracağız, ya özelleştirmeyi durduracağız ya durduracağız! Tüm Türkiye’de işçiden emekçiden yana olan herkesin Ankara’da birleşmesini istiyoruz.”
Şükrü Korkmaz : “Bu özelleştirmeyi yaptırmayacağız. Tekrar tekrar sattırmayacağız diyoruz. Önce vatanı sonra emeğimizi, ekmeğimizi sattırmayacağız. Burası bizim ekmek teknemiz ekmeğimizi vermeyeceğiz. Hükümet aklını başına alsın, buradan Ankara halkına sesleniyorum bizimle beraber olsunlar, destek versinler.” Kaan Çelik: “Vatanın bir parçası olan işletmelerimizi, Türkiye halkının vergileri ile yapılmış bu kurumların peşkeş çekilmesine izin vermeyeceğiz. Bunlar Çanakkale nasıl savunulduysa öyle savunulması gereken kurumlar. Hiçbir zaman zarar etmemiş hep bu ülkeye kar ettirmiş kurumları satmaya kalkan bu hükümetin de satmak isteyen herkesin de karşısında olacağız. Bu işletmeler Hakkari’den Edirne’ye herkesin vergisi ile yapılmış işletmeler , tabiki vatanımızı savunuyorsak bu işletmeleri de korumalıyız.”
GÜNDEM
9 NİSAN 2014 ÇARŞAMBA
Hazırlayan: Gizem ERTUĞRUL KOÇ
halklailiskiler@aydinlikgazete.com
Meclis’te Kılıçdaroğlu’na yumruklu saldırı Saldırıdan sonra konuşan Kılıçdaroğlu, ‘Biz yedi düvele karşı mücadele etmiş bir gelenekten geliyoruz. Devletin zirvesinden kınama Meclis’teki yumruklu saldırının ardından, Öyle birisi yumruk atacak, biz geri adım atacağız... İnançlarımızdan asla vazgeçmeyeceğiz’ dedi Cumhurbaşkanı Abdullah Gül, 9. Cumhurbaşkanı Süleyman Demirel, Başbakan Tayyip Erdoğan, MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, BDP Genel Başkanı Selahattin Demirtaş ve BBP Genel Başkanı Mustafa Destici de CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’nu telefonla arayarak geçmiş olsun dileklerini ilettiler. TBMM Başkanı Cemil Çiçek ise Kılıçdaroğlu’nu makamında ziyaret ederek saldırıdan duyduğu üzüntüyü belirtti. Çiçek, Meclis’teki güvenlik önlemlerinin gözden geçirilebileceğini ifade etti. AKP Meclis Grup Başkanlığı’ndan yapılan açıklamada saldırı kınanırken, Başbakan Tayyip Erdoğan gazetecilere yaptığı açıklamada, “Demokratik parlamenter sistem içerisinde bu yollar hiçbir zaman tevessül edilecek yollar değildir. Bunları tasvip etmek kesinlikle mümkün değildir. Şiddetle, biz bu girişimleri kınıyoruz” dedi.
ZİHNİ ERDEM / ANKARA
C
HP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, partisinin grup toplantısı öncesinde Türkiye Büyük Millet Meclisi’nde Orhan Övet isimli bir kişinin yumruklu saldırısına uğradı. Kılıçdaroğlu, Meclis koridorunda grup başkanvekilleri ile birlikte toplantı salonuna yöneldiği sırada, kalabalık arasında bulunan bir kişi, aniden Kılıçdaroğlu’na yaklaşarak bir yumruk attı. Adının Orhan Övet olduğu öğrenilen saldırganın yumruğu, Kılıçdaroğlu’nun sol gözüne isabet etti. Gözlüğü kırılan Kılıçdaroğlu’nun elmacık kemiğinde kızarıklık ve şişlik olduğu görüldü.
CHP’den tetikçi vurgusu
Koridorda arbede Kılıçdaroğlu saldırının hemen ardından korumaları tarafından makam odasına götürülürken, saldırgana da CHP Gençlik Kolları üyeleri müdahale etti. Bazı CHP’lilerin saldırgana tekme attıkları görüldü. Bu sırada Meclis koridorunda büyük bir arbede yaşandı. Olaya müdahalede yetersiz kalan polisler, saldırganı arbedenin içinden zorlukla çıkarttı. Önce BDP grup salonuna götürülen saldırganı korumak için polis, Övet’i bir süre Meclis ana binası ile Halkla İlişkiler binasının arasındaki koridorda bulunan kadın kuaföründe tuttu. Saldırgan daha sonra Kavaklıdere Polis Merkezi’ne götürüldü.
Saldırganın kimliği Erzurum nüfusuna kayıtlı, 1986 doğumlu saldırganın Altındağ’da oturduğu ve ilk ifadesinde “Alperen ocaklarına gider gelirim. Kılıçdaroğlu’na sinirleniyordum, o nedenle saldırdım” dediği öğrenildi. Ancak Alperen Ocakları yazılı bir açıklama yaparak, Övet’in kendileri ile bir ilgisi olmadığını
Bekir Bozdağ: AYM kendisine vazife çıkarttı
Adalet Bakanı Bekir Bozdağ, Anayasa Mahkemesi’nin Twitter kararı ile kendisine vazife çıkarttığını söyledi. AYM’nin böyle bir başvuruyu esastan görüşme hak ve yetkisi olmadığını savunan Bozdağ, “Bireysel başvuru hakkı bütün yargı yollarını tüketmiş kişilere tanınmış bir haktır. Anayasa Mahkemesi bundan adeta kendisine vazife çıkartmıştır, kendisine yeni yetki ve görev ihdas etmiştir. Bu benim duygusal tepkim değil, Sayın Başkan Anayasa Mahkemesi’nin Kuruluş ve Yargılama Usulleri Kanunu’nun 45. maddesini okursa tepkim duygusal mı yasal mı görecektir” diye konuştu.
CHP’li Oran’dan Engin Alan çağrısı
CHP Genel Başkan Yardımcısı Umut Oran, Balyoz tertibiyle 18 yıl hapis cezasına çarptırılan MHP İstanbul MilEngin Alan letvekili Engin Alan’ın tahliye başvurusunun, Anayasa Mahkemesi tarafından öncelikli olarak ele alınarak hızla sonuçlandırılması gerektiğini söyledi. Oran, yaptığı yazılı açıklamada, AKP hükümetinin “milli orduya kumpas” olarak kabul ettiği ve adil yargılama ilkesine aykırı kararlar verdiği için kapatılan Özel Görevli Mahkeme’de görülen Balyoz davası nedeniyle, yüzlerce kişinin hâlâ özgürlüğünden mahrum olduğunu hatırlattı. Davadaki delillerin sahte olduğunu, TÜBİTAK’ın bile kabul ettiğini söyleyen Oran, şöyle devam etti: “Anayasa Mahkemesi’nin yapılan bireysel başvuruları daha fazla geciktirmeden öncelikli olarak ele alması ve hızlı bir şekilde karar vermesi gerekir. Balyoz davası nedeniyle milletvekili Sayın Engin Alan da tutukludur. TBMM Başkanı’nın da Meclis Başkanı sıfatıyla tutuklu milletvekili kalmaması için gereken adımları atması gerekir. Anayasa Mahkemesi ve TBMM Başkanı’nı sorumluluklarını yerine getirmeye davet ediyorum.”
CHP Genel Başkanlığı İletişim Koordinatörlüğü’nden yapılan açıklamada “Bu ve benzeri faşizan, alçakça saldırılar kimden gelirse gelsin ve hangi tetikçi tarafından gerçekleştirilirse gerçekleştirilsin, Genel Başkanımız Kemal Kılıçdaroğlu önderliğindeki özgürlükler, birlik, barış, kardeşlik, aş, iş ve demokrasi mücadelemizi engelleyemez” denildi.
Perinçek’ten mesaj: ‘Zorbalığa karşı birlikteyiz’
Kemal Kılıçdaroğlu bildirdi. Olaydan az önce Kılıçdaroğlu ile koridorda tokalaşan BDP Muş Milletvekili Sırrı Sakık da gazetecilere yaptığı açıklamada, saldırgan için “Bizden biri değil” ifadelerini kullandı. BDP Grup Başkanvekili İdris Baluken ise yazılı açıklama yaparak saldırıyı kınadı. Öte yandan saldtırgan Orhan Övet’in, Facebook’taki kişisel sayfasında IŞİD militanlarının fotoğraflarını paylaştığı, fotoğrafların üzerine “Ey şehâdet, yokluğundur ağlatan, elbet verir bir gün yaratan”
şeklinde yazılar yazdığı görüldü.
‘Asla geri adım atmayız’ İlk müdahalesinin ardından konuşmasını yapmak üzere grup toplantısına katılan Kılıçdaroğlu, “Başbakan Kemal” sloganları arasında salona girdi. Saldırı ile ilgili kısa bir değerlendirmede bulunan Kılıçdaroğlu şunları söyledi: “Herkesi sükunete davet ediyorum. Demokrasi yolu engellerle doludur. Bu CHP liderine yapılan ilk saldırı değildir. Rahmetli İsmet İnönü’ye de taşlar atıldı. Kafası yarıldı, saldırılar dü-
zenlendi. Ama bir tek hedefimiz var; bu ülkeye sağlıklı bir demokrasiyi ya getireceğiz ya getireceğiz. Baskılar, şiddet bizi engelleyemez. Biz hiç kimsenin önünde diz çökmemiş bir gelenekten geliyoruz. Yedi düvele karşı mücadele etmiş bir gelenekten geliyoruz. Öyle birisi yumruk atacak, biz geri adım atacağız. Asla geri adım atmayacağız, inançlarımızdan asla vazgeçmeyeceğiz.”
‘Kedi, Bakanlar Kurulu sıralarında’ Kılıçdaroğlu, 30 Mart yerel
seçimlerinin Cumhuriyet tarihinin yaşadığı en şaibeli seçimlerden biri olduğunu belirterek, “Kediyi aramak istiyorsanız, Bakanlar Kurulu sıralarına bakmak lazım” dedi. Seçimlerin beklentilerini karşılamadığını belirten Kılıçdaroğlu, “2009 seçimlerine göre, 2 milyon oyumuz arttı. Gençlerin beklentileri, aydınların beklentileri yüksek. Dünyanın CHP’den beklentileri yüksek. Biz, o nedenle oy artışımıza sevinemedik. Hedefimiz, beklentilerimizi gerçekleştirmekti” diye konuştu.
İşçi Partisi Genel Başkanı Doğu Perinçek, CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’na mesaj göndererek, saldırıyı kınadı. Perinçek, mesajında “Karşılaştığınız utanç verici saldırıyı şiddetle kınıyoruz. Zorbalığa karşı her zaman birlikteyiz. Dostluk ve saygılarımızla” ifadelerini kullandı.
Doğu Perinçek
ERDOĞAN’DAN TWİTTER KARARINA TEPKİ: HUKUKUN TECELLİ EDECEĞİ GÜN YAKINDIR
Anayasa Mahkemesi’ne operasyon sinyali AYDINLIK /ANKARA
B
aşbakan Tayyip Erdoğan’ın partisinin dünkü grup toplantısında Twitter’ın kapatılması kararını iptal eden Anayasa Mahkemesi’ne (AYM) yönelik eleştirileri dikkat çekti. AYM’nin kararına saygı duymadığını bir kez daha tekrarlayan Erdoğan, ‘Tarih sizi affetmez” dedi, hukukun tecelli edeceği günün yakın olduğunu söyledi. Anayasa Mahkemesi’ne bireysel başvuru hakkını kendilerinin getirdiğini belirten Erdoğan, şöyle konuştu: “Adı üzerinde bireysel başvuru. Eğer siz kalkar bütüncül bir anlam taşıyan, bütüncül bir
yasa veya bir orada uygulamayı getirme kararını alacak olursanız, tarih sizi affetmez. Bu aceleci yaklaşım, yanlış bir yaklaşım. Bu kararı siz bir kişi için verebilirsiniz. Bir başka müracaat eden için verebilirsiniz, ama bütünü kapsayacak anlamda bu kararı veremezsiniz. Burada hukuk, hak tecelli etmemiştir. Onun da tecelli edeceği gün temenni ederim ki yakındır.”
‘Elinizdeki bilgileri paylaşın’ Erdoğan konuşmasında, “paralel yapı” diye adlandırdığı F tipi cemaat yapılanmasıyla mücadeleyi sürdüreceklerini de vurguladı. “Paralel yapı”nın kayıtsız para toplamasına ve insanların samimi duy-
gularını istismar etmesine artık göz yummayacaklarını belirten Erdoğan, bu konuda İsmet İnönü’nün bir sözüyle destek çağrısı yaptı. “Elinizdeki bilgileri lütfen bizlerle paylaşın. Unutmayın, namussuzlar kadar namuslular cesur olmadıkça, başarıyı elde edemeyiz” diye seslenen Erdoğan, şunları söyledi: “Paralel yapı içindeki kardeşlerimin ciddi bir aldatılmışlık duygusu içinde olduklarını biliyorum. Onlara şunu da tekrar hatırlatmak istiyorum; bu yapı çok ciddi itikadi sorunları ihtiva eden bir yapıdır. Örgüt liderinin bir alim, bir gönül insanı, bir hoca değil, bir holding patronu, bir örgüt yöneticisi olduğu açıkça gö-
rülmüştür. Tabandaki kardeşlerimizin hayal kırıklığı yaşadığını biliyorum. Sadece onlar değil, bizler de ihanete uğradık. Hz. Yusuf’un hissiyatı neyse biz de oyuz. Sırtımızdan hançerlendik.”
Sebahat Tuncel
Sebahat Tuncel: Türkiye’nin yeni komşusu Kürdistan
‘Gül ile Köşk’ü görüşmem doğal’ Tayyip Erdoğan, grup konuşmasında Cumhurbaşkanlığı seçimine ilişkin tartışmalara da değinerek, muhalefet partisi liderlerinin bu konudaki açıklamalarına tepki gösterdi. MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli’nin, Cumhurbaşkanı Abdullah Gül ile görüşmeleri üzerinden kendisini eleştirdiğini hatırlatan Erdoğan, “Yavru muhalefetin başındaki zat, garip garip şeyler söylüyor. İki kişi kendi arasında oturacakmış, konuşacakmış, şöyle olacakmış, böyle olacakmış... Benim Cum-
hurbaşkanımızla konuşmak suretiyle, bu konuyu istişare etmemden daha doğal ne olabilir? Bundan niye rahatsız oluyorsun? Millet nasıl karar verirse herkes ona uymak zorunda. Sen de uyacaksın” diye konuştu. Erdoğan, CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’nun ‘Biz sivil Cumhurbaşkanı istiyoruz’ sözlerine de “Kim olacağı noktasında kararı sen veremezsin. Sen kendi adayını belirlersin veya aday olacaksan seni aday yaparlar” yanıtını verdi.
Tayyip Erdoğan
‘TSK’ya kumpas kurandan başkomutan olmaz’ AYDINLIK / ANKARA
Devlet Bahçeli
MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, partisinin yerel seçimlerden sonraki ilk grup toplantısında, Cumhurbaşkanlığı seçimlerine ilişkin net mesajlar verdi. Başbakan Tayyip Erdoğan’ın Köşk’e çıkamayacağını savunan Bahçeli, “TSK’ya kumpas kurandan başkomutan olmaz” dedi. Başbakan Tayyip Erdoğan ve Cumhurbaşkanı Abdullah Gül’ün kendi aralarında Köşk seçimi konusunda anlaşmaları durumunda, her şeyin çözüleceği yönünde propaganda yapıldığına dikkat çeken Bahçeli, “77 milyonluk bir ülkede Cumhurbaşkanlığına iki
kişinin layık görülmesi, milletimizin tercih haklarına saygısızlıktır” diye konuştu.
‘Milletin terazisi çekmez’ Cumhurbaşkanının hakkında şaibe olmayan, tertemiz bir isim olması gerektiğini belirten Bahçeli, şunları söyledi:”Önce özerkliğe, sonra Kuzey Kürdistan’a açık kapı bırakandan Cumhurbaşkanı olmaz. Toplumu kamplara ayırandan Cumhurbaşkanı olmaz. Şehitlerin vebalini taşıyan bebek katillerine kucak açandan Cumhurbaşkanı olmaz. Milleti 36’ya ayırma hedefi olandan cumhurbaşkanı olmaz. Twitter’i engelleyen, Youtube’u kapatandan, kişisel hak ve özgürlükleri
budayandan Cumhurbaşkanı olmaz. Rüşvetçilere ve hırsızlara kol kanat gerenden Cumhurbaşkanı olmaz. Villalara balya balya dolar yığandan, paraları sıfırlarken haysiyetini de sıfırlayandan Cumhurbaşkanı olmaz. TSK’ya kumpas kurandan başkomutan olmaz. Milliyetçiliği ayaklar altına alan bir inkârcıdan Cumhurbaşkanı olmaz, olamayacaktır. İki yanlıştan bir doğru çıkmaz. Recep Tayyip Erdoğan’dan da Cumhurbaşkanı olmaz. İster AKP’li, ister MHP’li, ister CHP’li olsun; her vatandaş cumhurbaşkanı olabilir, ama ne var ki Recep Tayyip Erdoğan’dan olamaz. Milletin terazisi bu sıkleti çekmez.”
BDP’nin Meclis’teki grup toplantısında konuşan HDP Eşbaşkanı Sebahat Tuncel, “Türkiye’nin bölgedeki komşuları artık Kürdistan’dır” dedi. Tuncel, “Türkiye’nin yapması gereken şey bu komşularıyla barışmaktır. Irak Kürdistanı, Federe Kürdistan Bölgesi ile en çok ilişkilerini geliştirilmesi gereken Türkiye’dir” diye konuştu. AKP iktidarıyla yürütülen “açılım” sürecine değinen Tuncel, süreç yasal zemine kavuşturulmazsa çatışmanın başlamasının kaçınılmaz olduğunu söyledi. Bunun bir tehdit değil, saptama olduğunu belirten Tuncel: “Müzakere yasası çıkarılmalıdır. Biz kanun teklifi de verdik. Aksi halde Türkiye’de gerçek anlamda barış elde edilemez. Bakın, sokaklar yeniden ısınmaya başladı. Bir yandan ‘barış’ diyeceksiniz bir yandan askeri hareketliliğe devam edeceksiniz. Bu kabul edilebilir durum değil” ifadelerini kullandı. Seçim sonuçlarına ilişkin değerlendirmelerde de bulunan Tuncel, CHP’nin yalnızca AKP’nin koltuğuna göz diken bir imaj sergilediğini belirterek, “CHP, kendisine yeni bir kimlik edindi. Sosyal demokrasiden vazgeçti, daha milliyetçi bir konuma geldi. Bu seçimin en büyük kaybedeni ana muhalefet partisi ve onun içindeki cemaat ve MHP koalisyonudur” diye konuştu. AYDINLIK/ANKARA
Adana’da AKP’den YSK’ya itiraz
MHP’li Hüseyin Sözlü’nün yaklaşık 18 bin oy farkla Büyükşehir Belediye Başkanlığı’nı kazandığı Adana’da AKP, geçersiz sayılan 55 bin oyun yeniden değerlendirilmesi için İl Seçim Kurulu’na başvurdu. Adana’da seçimde ikinci parti olan AKP’nin geçen haftaki itirazı üzerine, 4 ilçede toplam 482 sandıkta geçersiz sayılan 6 bin 788 oy yeniden değerlendirilmiş; kontrolün ardından AKP’nin 190, MHP’nin 57, CHP’nin 31 ve HDP’nin 52 oyu geçerli sayılmıştı. Bunun üzerine AKP İl Başkanlığı, il genelinde Büyükşehir Belediye Başkanlığı sandıklarında geçersiz sayılan yaklaşık 55 bin oyun tamamının yeniden değerlendirilmesi talebiyle hazırlanan itiraz dilekçesini, Yüksek Seçim Kurulu’na ulaştırılmak üzere dün İl Seçim Kurulu’na sundu.
ESKİ ÜLKÜ OCAKLARI BAŞKANI LEVENT TEMİZ YURDA DÖNDÜ:
Ergenekon’dan çıktık Milli Hükümet’i kuracağız
Ergenekon davasında hakkındaki yakalama kararı kaldırılan Eski Ülkü Ocakları Başkanı Avukat Levent Temiz yurda döndü. Temiz’in Dereköy Gümrük Kapısı’ndan geçtikten sonraki ilk sözü “Millet Ergenekon’dan çıkıyor, Milli Hükümet’i kuracağız” oldu. Ergenekon davasının 5 Ağustos’ta görülen karar duruşmasında hakkında tutuklama kararı çıkarılan eski Ülkü Ocakları Başkanı Avukat Levent Temiz, Bulgaristan’da yakalanarak cezaevine atılmıştı. Dört ayı hapishanede, iki ayı ev hapsinde geçiren Temiz, Bulgaristan Mahkemesi’nin Ergenekon davasının siyasi olduğu kararına varmasının ardından Ocak 2014’te serbest bırakıldı. Temiz, hakkındaki yakalama kararı düşürüldükten sonra önceki akşam yurda döndü. Bulgaristan sınırındaki Dereköy Gümrük Kapısı’na gelen Temiz, kararın İnterpol’e bildirmemesi nedeniyle 5 saat sınır karakolunda bekletildi. Ankara’dan gelen yazı üzerine yurda giriş yaptı. Burada kendisini karşılayanlarla kucaklaşan Temiz Aydınlık’a yaptığı açıklamada “Milli mücadeye asıl şimdi başlıyoruz. Ergenekon davası Türk halkına karşı açılan bir psikolojik savaştır. Emperyalizmin içerdeki işbirlikçileri ile birlikte yürüttüğü bu savaşa karşı yurtseverler partizanlığı bir kenara bırakarak milli bir cephede birleşmek zorundadır” dedi.
‘Cemaat’in temizlenmesi lazım’ Ülkenin asıl düşmanın devletin her kademesine sızmış ve emperyalizmin yönettiği cemaat yapılanması olduğunu belirten Temiz, MHP’nin tavrını eleştirdi. Partisinin kendisini bir kere bile aramadığını ifade eden Temiz, İşçi Partisi’nden ise büyük destek gördüğünü anlattı. Temiz “İşçi Partisi Genel Başkanı Doğu Perinçek tahliye olur olmaz beni aradı. Bir ihtiyacım olup olmadığını sordu. İşçi Partisi de başından beri serbest bırakılmam için her türlü desteği verdi. Onlara teşekkür ediyorum” şeklinde konuştu. Ülkenin karanlık günlerden çıkması için cemaatin tamamen temizlenmesi gerektiğini vurgulayan Temiz şöyle devam etti: “Cemaatle işbirliği yapan parti liderleri istifa etmeli. Milliyetçi Hareket Partisi’nden vazgeçmeyeceğim. Bütün cemaatçi yapılarla mücadele ederek partinin genel merkezinde oturacağım. Sonra da bütün yurtseverlerle birlikte Milli Hükümet’i kuracağız.” Kendisi hakkındaki yakalama kararırının düşürülmesinin, Almanya’da bulunan eski Ulusal Kanal Genel Yayın Yönetmeni Adnan Türkan için de emsal teşkil edeceğini belirten Temiz “Adnan kardeşim de en kısa zamanda yurduna dönecek inşallah” dedi. FUAT ŞAHİN
‘Kadına görev yok’ dedi AKP’li Çelik destek çıktı
9 NİSAN 2014 ÇARŞAMBA
halklailiskiler@aydinlikgazete.com
AKP Sözcüsü Hüseyin Çelik,”Kadınlara görev vermeyeceğiz. Dinen uygun değil” diyen AKP’li Hüseyin Çelik Bingöl Belediye Başkanı Yücel Barakazi’ye sahip çıktı. Çelik, Barakazi’nin sözlerine karşılık istifa eden Nurten Ertuğrul’u ise eleştirdi. Bingöl’de AKP’den Belediye Başkanı seçilen Yücel Barakazi yaptığı ilk toplantıda “Başkan vekilliği ve yardımcılığı için kadınlara görev vermeyeceğiz. Dinen ve örfen uygun değil” dedi. Bunun üzerine birinci sırada Belediye Meclis Üyesi seçilen Nurten Ertuğrul görevinden istifa etti. Ertuğrul’un istifasının kişisel beklentilerinin karşılanmamasından kaynaklandığını öne süren Barakazi, “Görev dağılımı ardından diğer kadın meclis üyelerimizin kararlara saygılı yaklaşımı, bu istifanın hangi maksatla yapıldığının açık göstergesidir. Bingöl Belediyesi’nin kapıları kadınlara asla kapanmamış, kapanmayacaktır da” dedi. AKP Genel Başkan Yardımcısı Hüseyin Çelik ise Twetter hesabından yaptığı açıklamada “Bingöl’de Partimizden Belediye Meclis üyesi seçilen Nurten Ertuğrul’un başkan yardımcısı seçilmemesi üzerine istifa etmesini de şık bulmuyoruz” dedi.
Yuh be!!.........
2
Nisan 2014 tarihli BirGün gazetesinde insanı çıldırtacak bir haber: “Öğretmene ‘evrim’ soruşturması açıldı”. Kara haberin sunuluşu böyle ve gerisi şöyle: [“Öğretmen Şahin’e, öğrencilerine önerdiği popüler bilim kitapları nedeniyle soruşturma açıldı. Milli Eğitim, öğrencilere ‘Öğretmen, kendi siyasi düşüncelerini size empoze ediyor mu?’ diye sordu.” “Bartın Sabri Çavuşoğlu Fen Lisesi’nde coğrafya öğretmeni olan Mustafa Şahin’e, öğrencilerine önerdiği bilimsel kitaplar nedeniyle Milli Eğitim Müdürlüğü tarafından skandal bir soruşturma başlatıldı. Şahin hakkında, Alo 147 ihbar hattına yapılan “Önerdiği kitaplardan dolayı dini duygularım rencide oldu” şeklindeki bir meçhul ihbar ile soruşturma başlattı.
Bilime soruşturma Şahin’i “dini duyguları rencide etmek” suçlamasına muhatap bırakan popüler bilim kitapları ise şöyle: “İş Bankası Kültür Yayınları’ndan çıkan insanoğlunun tarihini ve dünyanın oluşumunu açıklayan ‘Dünyanın En Güzel Tarihi’; hayvanların yeryüzüne yayılışını, evcilleştirilmelerini ve tarihini bilimsel olarak anlatan ‘Hayvanların En Güzel Tarihi’, ile ilk bitkilerden insanoğlunun tarımı keşfine ve ilk yetiştirilen bitkilere ilişkin bir bilim kitabı ‘Bitkilerin En Güzel Tarihi’”
İsimsiz bir ihbar Eğitim Sen Bartın Şubesi Başkanı İsmet İpçi, “Mustafa Şahin; alanıyla ilgili’ olarak ‘Dünyanın En Güzel Tarihi’, ‘Hayvanların En Güzel Tarihi’, ‘Bitkilerin En Güzel Tarihi’ adlı kitapları öğrencilerine tavsiye etti. Alo 147 ihbar hattına yapılan, önerdiği kitaplardan dolayı ‘dini duygularım rencide oldu’ şeklindeki meçhul bir ihbara dayanılarak, okula gelen Bartın Milli Eğitim Denetmeni ve Milli Eğitim Müdür Yardımcısı, 9. ve 10. sınıflardan topladıkları 4’er öğrenciyi sorguya aldı. 15-16 yaşındaki çocuklara veli rızası olmadan hukuksuz biçimde ‘inceleme soruları’ adı altında yönlendirici sorular yöneltildi” diye konuştu. Öğrencilere, “Öğretmen size siyasi düşüncelerini empoze ediyor, değil mi?”, “Evrim kuramını anlatıyor mu?” şeklinde sorular sorulduğunu belirten İpçi, “Bartın Milli Eğitim Müdürlüğü’nü, yasal ve meşru biçimde laik, bilimsel ve demokratik eğitim için mücadele eden Eğitim Sen ve üyelerine yönelik sindirme amaçlı uygulamalarını kınıyor ve buna bir son vermeye çağırıyoruz” dedi.”]
Başlarım senin hurafe saplantılarından 1995 yılında Paris’te Le Seuil yayınevinin yayımlamaya başladığı “Le plus belle histoire de...” (“..........En Güzel Tarihi”) dizisini keşfetmiştim. Dizinin ilk kitabı yayımlanmıştı. Kitabı Türkiye’de yayınlayarak yobazların hurafe
duyargalarını örselemek geldi aklıma. O sırada Telos Yayıncılık’ın Genel Yayın Yönetmeni olduğum için bu mel’un düşünceyi tatbik mevkiine koydum. Kitabı, Fransızcadan Türkçeye en iyi çeviri yapan İsmet Birkan’a (Berkan değil) çevirttim ve 1996 yılında “Dünyanın En Güzel Öyküsü” adıyla yayınladım. Yayıneviyle bağlantı kurmuştum, çıktıkça dizinin öteki kitaplarını da yayınlayacaktım. Ama olmadı. Yayınevinden ayrıldım. Telos’ta bu projeyi yürütecek adam yoktu. Bereket versin, İş Bankası Kültür Yayınları, benim Telos’ta yayınladığım kitaptan başlayarak diziyi yayınlamayı sürdürdü. 2014 yılında geri zekâlının biri, 147 ihbar hattına telefon ederek “Bu kitaplar yüzünden benim dini duygularım rencide oldu” demiş. Bu iğrenç ihbarın üzerine balıklama atlayan Bartın Milli Eğitim Denetmeni ve Milli Eğitim Müdür Yardımcısı da (ki büyük bir olasılıkla İmam-Hatip kaynaklıdır) soruşturma açmış. Ülker’in, çevirisini 1970 yılında Dost dergisinde yayımladığı, Andrey Voznessenski’nin OZA adlı uzun şiirinin gözden geçirilmiş yeni çevirisini (önsöz yazacağım için) okurken, bir yandan da günümüzün mağara adamlarını düşünüyordum. Günümüzün teknoloji ürünlerini Suudiler gibi, Körfez ülkelerinin yığışımları gibi şehvetle kullanan bu insansılar bütün bu icatların Darwin’e bir şeyler borçlu olduğunu düşünmezler. Çünkü o kafa yoktur onlarda. Andrey
TERSİ-DÜZÜ
Hazırlayan: Emine DÖLEK
Özdemir
İNCE
oince@aydinlikgazete.com
Voznessenki şu dizeyi yazmış bu adamlar için: [“Bir gelecek düşünüyorum” diye devam ediyor tarihçi, “bütün düşlerin gerçekleşeceği bir gelecek. İyi ellerde iyidir teknoloji. Korkuyor musunuz teknolojiden? Peki, öyleyse haydi dönün mağaralarınıza!” Tarihçi kır saçlı, pembe yanaklı. Çocuklar ve köpekler gülümsüyor ona.”] Korkuyor musunuz bilimden ve teknolojiden? Öyleyse girin Bartın’daki mağaralarınıza! Türkiye’de AKP’nin Türkiye’yi müthiş geliştirdiği illüzyonu pompalanıyor. ABD’deki genç dostumun saptamasına göre, bakalım AKP iktidara geldiğinden beri dünyada neler oldu: 2001- Wikipedia piyasaya çıktı. Apple iPod’u çıkardı. 2002- Avrupa Birliği’nde avro para birimi dolaşıma girdi. 2003- İnsan Genomu projesi tamamlandı. Çin ilk kez insanlı uzay aracını uzaya gönderdi. Ağustos ayında Skybe kullanılmaya başlandı. 2004- ABD Mars’a keşif robotu indirdi. Özel sermayeyle finanse edilen ilk uzay aracı. Facebook piyasaya çıktı. 2005- You Tube kullanıma girdi. 2006- Twitter çıktı. Kuzey Kore
ilk nükleer denemesini yaptı. 2007- Apple iPhone’u piyasaya sürdü. 2009- Ayda su bulundu. 2002-13: Çin’in gayri safi iç üretimi 1.5 trilyondan 8 trilyon dolara çıktı. 2002-13: ABD’nin 78 bilim adamı Nobel Ödülü aldı. 12 yıl içinde dünyada devrim yaratan bu gelişmeleri okuduktan sonra devam ediniz: 2002-13 Türkiye: Şanlı ve kanlı türban muharebeleri, ayakkabı kutusu teknolojisi, göçen duble yolun icadı, lokomotif deviren ray üretimi, son on yılda ABD’de icat edilen şeylerin -Twitter, You Tubekapatılması. Seçim sandığına atılan oyların orada Darwinci evrim geçirerek AKP oyuna dönüşmesi. Ey vatandaş, bu dizinin kitaplarını okuyanlar ne Fethullah Hoca’nın ne de Recep Tayyip Hoca’nın peşinden giderler. Bilimin yolunu izlerler ve çağlarını yakalarlar. Şimdi 30 Mart seçimlerinin peşinden saç-baş yolanlar, ahvah edenler Tevhid-i Tedrisat Kanunu’nu ve cumhuriyetin laik okullarını ve öğretmenlerini yeterince savunsalardı AKPucubesi ülkenin başıma bela olmazdı. (Yarın devam edeceğim.)
17 ARALIK OPERASYONU NEDENİYLE ÜÇ BAKAN HAKKINDA HAZIRLANAN FEZLEKEDE DİKKAT ÇEKEN AYRINTILAR!
Rüşvet paraları ‘abi’ Çağlayan’a Cemaat’in bankasıyla yollanmış Cemil Çiçek’in çelik kasada tuttuğu bakanlarla ilgili fezlekeye göre, dönemin Ekonomi Bakanı Çağlayan’a rüşvet ödemeleri Bank Asya üzerinden yapıldı. Çağlayan’ın kardeşinin hesabına 2 milyon 465 bin lira yatırıldı
17
Aralık rüşvet ve yolsuzluk operasyonu sonrası savcıların hazırlayıp Meclis’e gönderdiği ve Meclis Başkanı Cemil Çiçek’in çelik kasada tuttuğu bakanlarla ilgili fezlekenin ayrıntıları ortaya çıkıyor. Reza Zarrab ile dönemin Ekonomi Bakanı Zafer Çağlayan arasındaki rüşvet ilişkisinin anlatıldığı fezlekede önemli bir ayrıntı dikkat çekiyor. Buna göre Zarrab, “abi” dediği Çağlayan’a rüşvet ödemesini 2012’de Cemaat’e yakınlığıyla bilinen Bank Asya üzerinden yapıyor. Fezleke’ye göre Zarrab’ın isminin geçmediği Simay Altın TİC. İHR. İTH. LTD. ŞTİ.’nin firma hesabından Çağlayan’ın kardeşi Mehmet Şenol Çağlayan’ın Bank Asya’daki “Iban:tr 260020800049004381290001” nolu kişisel hesabına 2 milyon 465 bin lira yatırılıyor. Rüşveti perdelemek için, yatırılan para, satın alınan bir altının ödeme-
Zarrab ve Zafer Çağlayan arasındaki rüşvet ilişkisinin anlatıldığı fezlekeye göre, Zarrab ‘abi’ dediği Çağlayan’a rüşveti Bank Asya üzerinden ödüyor siymiş gibi gerçeğe aykırı fatura düzenleniyor. Fezlekede yer alan tapelere göre, rüşvetin dökümünü tutan Abdullah Happani, söz konusu paranın sanki bir ticari işleme konu ödemeymiş gibi görünmesi için, özellikle küsuratlı gönderilmesini telkin ediyor.
‘Küsuratlı gönder’ Abdullah Happani’nin, 31.10.2012 tarihinde Cemalettin Happani’ye gönderdiği mesajda “Iban: tr 260020800049004381290001. Mehmet senol caglayan. Asya bank” yazdığı belirtiliyor. Hemen ardından Cemalettin Happani ile Abdullah Happani
Fezlekede Erdoğan Bayraktar yok Dört bakan bakanlardan Erhakkında hazırdoğan Bayraklandığı iddia tar canlı yayınedilen fezlekeda “Soruşturma de Cemaat’le dosyasında var uzlaştığı yoolan ve yasalara rumları yapılan uygun olarak Erodoğan Bayonaylanan imar raktar’ın adı planlarının bügeçmiyor. Yolyük bir bölümü suzluk operasSayın Başbayonuna dönekan’ın talimamin Ekonomi tıyla yapılmışBakanı Zafer tır. Bu nedenle Çağlayan, İçişBakanlık’tan ve leri Bakanı Mumilletvekilliammer Güler, ğinden istifamı Avrupa Birliği açıklıyorum. Erodoğan Bakanı Egemen Sayın BaşbaBayraktar Bağış ve Çevre kan’ın istifa etve Şehircilik Bamesi gerektiğini kanı Erdoğan Bayraktar’ın adı ka- ifade ediyor” demişti. Ardından, rışmıştı. Tayyip Erdoğan’ın iddia- Erdoğan’dan özür dileyerek istifalar nedeniyle istifalarını istediği dan vazgeçmişti.
arasında geçtiği iddia edilen görüşme ise şöyle: Cemalettin Happani: Bu iban numarası ne? Abdullah Happani: O hesaba şey göndereceksiniz, Simay’dan 2 milyon 4 yüz böyle 80 bin küsür falan tl gönderin... altın alışı yapacaksınız o adamdan ortalama bir şey gönderin, gerekirse alışını hesaplayın gerekli bilgilerini alırım ben Simay’dan, sizin sermayeniz ne kadar? Cemalettin Happani: 2 milyon. Abdullah Happani: O zaman 2 milyonun üzerini de şey yapın yani Yıldız’a mıldıza satışını yapın geri bize kesin bi 10 kilo icabında Yıldız’a satış yapın ora-
dan da geri bize kesin çünkü kasanızı açmış olmayın yani ııı ben şey Türkiye’ye geldiğimde şey yaparım nasıl keseceğinizi adam ne bilgisi... Hüseyin abiye sorun... 18 ayar altın almış gibi kesin ama Hüseyin abiyle konuşun... yani şeyi ne kadar işte hesaplayın ortalama bir şey gön-
‘Ortak’ Babek Zencani: Tek başıma değildim İran’da milyar dolarlık yolsuzluk suçlamasıyla tutuklanan işadamı Babek Zencani’nin, tek başına olmadığını söylediği belirtildi. Zencani’nin dosyasıyla ilgili parlamentoda kurulan araştırma komisyonun üyesi milletvekili Emir Abbas Sultani, “Babek Zencani, büyük bir grubun desteğiyle çalıştığını ve tek başına olmadığını itiraf etti” dedi. İranlı parlamenter, ünlü işadamının kim veya kimlerle birlikte çalıştığını ise dosyadaki hukuki nedenlerden dolayı açıklayamayacağını kaydetti. Sultani, “Zencani itiraf etmeden önce de tüm yolsuzluk ve hileleri tek başına yapamayacağı ve arakasında güçlü bir teşkilatın olduğu inancındaydık. Araştırma ilerledikçe yapılan sahtekârlık-
ların boyutunun çok daha geniş kapsamlı olduğunu görüyoruz” diye konuştu.
‘Paraları yurt dışına çıkarmış’ İran Parlamentosu’ndaki ekonomik yolsuzlukla mücadele komisyonu üyesi milletvekili İzetullah Yusufyan, ünlü milyarder Zencani’nin İran içindeki tüm nakit varlığını yurt dışına çıkardığını söyledi. 30 Aralık’ta tutuklanarak cezaevine konulan Zencani’nin İran devletine 2 milyar Euro’nun üzerinde borcu bulunuyor. Zenceni’nin, 17 Aralık rüşvet ve yolsuzluk operasyonuyla tutuklanan ardından serbest bırakılan İran asıllı işadamı Reza Zarrab’ın ortağı olduğu iddia ediliyor.
derin 2 Milyon 400 böyle 80 90 50 öyle gibi şeyler. Cemalettin Happani: Tamam 2 milyon 400 küsurat şeyli küsuratlı. Abdullah Happani: Tamam yani ondan ondan almış yapacaksınız gerekli bilgilerde neyse ben alır söylerim size.
’Kutulu başkan’ resmen Ziraat yönetiminde Ziraat Bankası’nın olağan genel kurulu toplantı tutanağına göre, 17 Aralık yolsuzluk operasyonunda evinde ayakkabı kutuları içinde 4.5 milyon dolar bulunan eski Halkbank Genel Müdürü Süleyman Aslan, üç yıl süre ile bankanın yönetim kurulu üyeliğine seçildi. Bankanın 31 Mart’ta yapılan Genel Kurulu’nun toplantı tutanığa göre, Muharrem Karslı, Yusuf Dağcan, Hüseyin Aydın, Salim Alkan Mustafa Çetin, Metin Özdemir, Feyzi Çutur ve Fahrettin Özdemirci’nin görevlerine devam etmesine karar verildi. Aslan da üç yıllığına yönetim kurulu üyesi seçildi. Aslan, 17 Aralık operasyonunda tutuklandıktan sonra Genel Müdürlük ve Yönetim Kurulu üyeliğinden ayrılmış, 14 Şubat’ta tahliye edilmişti.
Hazırlayan: Masum GÖK
HDP İSTANBUL MİLLETVEKİLİ SIRRI SÜREYYA ÖNDER:
Mehmet Ali
GÜLLER
Özerklik fiilen gerçekleşecek El
Cezire için kaleme aldığı makalesinde HDP’li Önder, özerkliğin fiilen gerçekleşeceğini belirterek “BDP-HDP ve AKP haricinde, Türkiye’nin tamamında örgütlenme iddiasında parti kalmadığını göstermektedir” dedi. HDP İstanbul Milletvekili Sırrı Süreyya Önder, “Seçim sonuçlarının tüm ülkenin özerklik istediği” anlamına geldiğini savunarak, özerkliğin “ilan edilmesine” gerek olmadığını; fiilen gerçekleşeceğini söyledi. HDP
Genel Başkan Yardımcısı ve İstanbul Milletvekili Sırrı Süreyya Önder, El Cezire için kaleme aldığı yazıda, “çözüm süreci” ve yerel seçimleri yorumladı. Önder, demokratik özerkliğin Ortadoğu siyasetinin birçok ögesi ile birlikte sıkça duyulur olmaya başladığını söyledi.
‘Bütün ülke özerklik istedi’ Yerel seçim sonuçlarını “bütün ülke özerklik istedi” şeklinde değerlendiren Önder, yerel seçim sonuçlarına ilçeler ve iller olarak ayrı ayrı bakıldığında,
Türkiye’nin fiilen demokratik özerkliğe ihtiyacı olduğu gerçeğinin görüldüğünü savundu.
‘AKP-BDP dışında kimse yapamaz’ Artık meselenin BDP’li belediyelerin bir araya gelip “fiili özerklik” ilan etmesi olmadığını, özerkliğin de “ilan edilecek” bir durum olmadığını söyleyen Önder, bunun fiilen gerçekleşeceğini ifade etti. Önder, “Fiili anlamda özerklik Diyarbakır ve İzmir’de aynı anda kendini ilan ederken, önü-
halklailiskiler@aydinlikgazete.com
maliguller@aydinlikgazete.com
UFUK ÖTESİ
9 NİSAN 2014 ÇARŞAMBA
Gladyo’ya operasyon mu istihbarat devletinin inşası mı?
müzdeki tablo sürecin iki aktörü olan BDP-HDP ve AKP haricinde, Türkiye’nin tamamında örgütlenme iddiasında parti kalmadığını göstermektedir. İşte tam da bu yüzdendir ki süreç bu iki parti arasında gelişmiş ve gelişmektedir” ifadelerini kulSırrı Süreyya landı. Önder
E
rdoğan’ın “millet 30 Mart’ta bize paralel yapıyla mücadele edin talimatı verdi” dediği günün sabahında, Adana’da F tipi yapıya yönelik ilk operasyon başladı. Elbette F tipi yapıya operasyon yapılmalıdır, yapanın eli tutulmalıdır. Ancak operasyon sahibinin, operasyonla elde etmek istediklerine de izin verilmemelidir!
AKP de Cemaat de Gladyo’dur! AKP Hükümeti’nin F tipi yapıya operasyonlarını öncelikle doğru değerlendirmeliyiz. Bu, AKP hükümetinin Gladyo’ya karşı operasyonu değildir. Zira böyle koyarsak AKP’yi meşru bir hükümet ve Gladyo’yu da Cemaat’ten ibaret saymış oluruz. Bu durumda soru şu olur: Erdoğan hükümeti Gladyo değil mi? Hatta bu tablo böyle okunduğunda, yani “AKP Gladyo’ya operasyon yapıyor” sanıldığında, bu, hükümetin ABD’ye de operasyon yaptığı sonucunu doğurur ki, gerçeklikle hiç ilgisi yoktur! AKP’nin kendisi Gladyo’dur ve temel yasa yürürlüktedir: Gladyo iktidardadır, muhalefette değil! Bu nedenle gerçekte olan esas olarak şudur: AKP hükümeti, Cemaat’e operasyon yapıyor. Her ikisi de Gladyo’nun parçasıdır. Aralarındaki çelişme birincisi ABD’nin araçlarını birbirine karşı sopa olarak kullanmasından ve ikincisi de “iktidar paylaşılamaz” genel ilkesinden kaynaklanmaktadır.
AB Siyasi Danışmanı Miller DİYARBAKIR’DA AB delegasyonu yerel seçimlerden hemen sonra, Diyarbakır’ı ziyaret ederek Kışanak ve Sanayi Odası Başkanı Ahmet Sayar ile görüştü
A
vrupa Birliği Türkiye Delegasyonu Siyasi İşler Danışmanı Michael Miller ve Avrupa Birliği Türkiye Komisyon Temsilcisi Sema Kılıçer, Diyarbakır Büyükşehir Belediye Başkanı Gültan Kışanak ile Ticaret ve Sanayi Odası Başkanı Ahmet Sayar’ı ziyaret etti. Diyarbakır Büyükşehir Belediye Başkanı Gültan Kışanak ile Başkanvekili Fırat Anlı, belediye binasında kendilerine nezaket ziyaretinde bulunan Miller ve Kılıçer’i kapıda karşıladı. Basına kapalı gerçekleşen görüşmede, Miller’in Kışanak’ı yeni görevi nedeniyle kutladığı belirtildi. Görüşmede ayrıca seçim sonuçları, bölgedeki ve kent-
İngiliz Büyükelçi’den çadır kent ziyareti Richard Moore
AYDINLIK/GAZİANTEP
İngiltere’nin Ankara Büyükelçisi Richard Moore, 10 bini aşkın Suriyelinin yaşadığı Gaziantep’in İslahiye İlçesi’ndeki çadır kenti ziyaret etti. UNICEF Türkiye temsilcisi Dr. Ayman Abulaban ile birlikte İslahiye Çadır Kenti’ne gelen Moore xıvd kamp yöneticilerinden bilgi aldı. Moore burada yaptığı konuşmada “Türk hükümetine ve AFAD’a Suriyeli misafirlerin burada en iyi şekilde ağırlaması ve temel ihtiyaçların giderilmesi noktasında olağanüstü bir çaba gösteriyor. Biz de UNICEF Türkiye olarak bu çabalara destek sağlıyoruz. Özellikle Suriyeli çocukların eğitimle ilgili ihtiyaçlarının karşılanması yönünde faaliyetler yürütüyoruz. Suriye krizinin başlamasından sonra bu noktaya kadar Türk Hükümeti ve Türk halkı inanılmaz bir cömertlikle bu krize tepki verdi ve Suriyeli misafirleri kabul etti” ifadelerini kullandı. Büyükelçi Moore daha sonra çadır kentte UNICEF tarafından yaptırılarak eğitime açılan 24 derslikli okulu ziyaret etti. Ardından 1 buçuk yıl önce Laskiye’den Türkiye’ye gelen Türkmen kökenli Derviş Muhammed ve ailesinin kaldığı çadıra gitti. Aile fertleri Moore’ye ülkelerine dönmek istediklerini söyledi.
‘Anayasal adımlar kaygıyı bitirecek’
Ahmet Sayar
teki güncel siyasi gelişmelere ilişkin konuların ele alındığı ifade edildi.
Miller ve beraberindekiler daha sonra Diyarbakır Ticaret Sanayi Odası’nı (DTSO) ziyaret ederek Başkan Ahmet Sayar’la görüştü. Ahmet Sayar, “çözüm süreci”nin hem ekonomik, hem de temel hak ve özgürlükler anlamında desteklenmesi gerektiğini savunarak “Diyarbakır’da ticaret ve iş ortamı için 2013 Nevruz’undan bu yana daha güvenli bir ortam var. Atılacak yasal ve anayasal adımlarla beraber akıllardaki soru işaretleri ve kaygılar minimum noktaya inecektir. Toplum, şiddet ortamına geri dönülmesini kesinlikle
Michael Miller
K
Irak’ın kuzeyinde Hükümet krizi Öte yandan 21 Eylül 2013’te yapılan seçimlerden bu yana ku-
rulamayan Irak’ın kuzeyindeki Bölgesel Yönetim Hükümeti için partiler arasındaki görüşmeler yoğunlaştı. Mesut Barzani’nin liderlik ettiği KDP’nin 38 sandalyeyle birinci çıktığı seçimlerde, Talabani’nin partisi KYB’den ayrılanların oluşturduğu Değişim Hareketi 24 sandalye, KYB de 18 sandalye kazanmıştı.
KYB peşmergeleri istiyor İslamcı Yekgirtu’nun 10 sandalye kazandığı seçimlerden bu yana Hükümet kurulamadı. Daha önce muhalefette yer alan Değişim Hareketi bu kez Bölge Yönetimi Başkan Yardımcılığı ve kilit bakanlıklardan birini almak koşuluyla Hükümet’te yer almaya
Fırat Anlı
Operasyon içinde operasyon
istemiyor” diye konuştu.
‘DTSO kilit ortağımızdır’ Miller de Sayar’a, “Odanızla ilişkiler bizim için çok önemli, Diyarbakır’daki en kilit ortağımız olduğunuzu söyleyebiliriz” dedi. Özellikle Büyükşehir Belediye Başkanı Gültan Kışanak’la yap-
Barzani: Bağımsız bir Kürt devletine doğru gidiyoruz uzey Irak Bölgesel Yönetimi Başkanı Mesud Barzani, Sky News kanalına verdiği demeçte, Irak’ın konfederal bir yapıya doğru gittiğini iddia etti. BasNews’in haberine göre SkyNews Arapça kanalına konuşan Mesut Barzani, ‘’Kürdistan Bölgesi, Irak ile konfederal bir birlikteliğe ve bağımsız bir Kürt devletine doğru adım atmaktadır’’ açıklamasında bulundu Programın 13 Nisan’da SKY News kanalında yayınlanacağı bildirildi.
Gültan Kışanak
tığı görüşmede oldukça iyimser bir hava gözlemlediğini kaydeden Miller, “Geçmişe göre yeni bir durum bu. AB’ye katılım süreci ile ilgili, 17 Aralık tarihinden sonra özellikle ilişkilerin geliştiğini görüyoruz. Bu süreçte yeni fasıllar da açıldı” ifadelerini kullandı.
Mesud Barzani
ç a l ı ş ı y o r. KYB ise, İçişleri veya Peşmerge Bakanlığı’nı istiyor. Mevcut Hükümet’in Başbakanlık koltuğunda oturan Neçirvan Barzani’nin Değişim Hareketi ve KYB ile yürüttüğü görüşmelerde amaç 30 Nisan’da yapılacak Irak Parlamento seçimleri öncesinde Hükümet’in kurulması. Irak’ın kuzeyinde partiler arasındaki Hükümet kurma konusunda anlaşmazlık Bağdat Parlamentosu’na ortak liste oluşturulması konusundaki çalışmaları da aksatıyor.
Çelişmenin sürmesi halkın yararına
ASKERİ ÜS ÖNÜNDE ASKERLERİ TEHDİT ETTİLER
‘Devrimci halk savaşa hazır’ pankartı H
akkari ‘nin Üzümcü Meskan Tepe’sinde halk ile güvenlik güçleri arasında gerginlik yaşandı. Kelekol binasının etrafında toplanan gruba jandarma gaz bombalarıyla müdahale etti Güvenlik güçleri, Hakkari’nin Üzümcü Meskan Tepe’de açılan üs bölgesi ve yol kontrol noktasını protesto etmek için önceki gün toplanan yaklaşık 300 kişilik bir grup ile görüşme yaptı. Çadır kurmak isteyen grup “Devrimci Halk Savaşa Hazır” pankartı açtı. TSK’dan yapılan açıklamada, “Periyodik olarak yapılan BaharYaz tertiplenmesi kapsamında; Hakkari/Üzümcü Meskan Tepe’de açılan üs bölgesi ve aynı bölgede Şine mevkiinde tesis edilen yol kontrol noktasını protesto etmek maksadıyla, 250-300 kişilik bir grubun toplandığı, grup ile görüşme yapıldığı, ancak grubun ikazlara uymayarak çadır
PKK’lı teslim oldu Bir PKK/PYD mensubu silahsız ve teçhizatsız olarak Kara Kuvvetleri 48’inci Hudut Tugay Komutanlığı Habur-2 yol kontrol noktasına teslim oldu. TSK’dan yapılan açıklamaya göre önceki gün 16.45 sularında teslim olan PKK/PYD mensubu Gülyazı Karakol Komutanlığına teslim edildi, Cumhuriyet Savcılığı tarafından da adli tahkikat başlatıldı. kurmak istediği ve ‘Devrimci Halk Savaşa Hazır’ pankartı açtıkları öğrenilmiştir. Gerekli tedbirler alınmış olup, gelişmeler takip edilmektedir” denildi. Kato Dağı eteklerinde yapılan
yürüyüşe polis müdahalesinin ardından, bölgeden birçok kişi de karakolun yapıldığı bölgeye geldi. Burada çadır kurmak isteyen gruba da müdahale eden polis, göstericileri dağıttı. Müdahalede, BDP İl Yö-
Bugün MİT yasası TBMM Genel Kurulu’na geliyor ve olan bitenin toplamda bu yasanın hedefleriyle ilgisi vardır: AKP bir istihbarat devleti inşa ediyor! İstihbarat, bugüne kadar, çok daha önce devlet kurumlarına sızmış olan Cemaat’in tekelindeydi ancak Erdoğangüçlendikçe o yetkiyi istedi, güçlendikçe o yetkinin tek sahibi olmaya çalıştı. AKP’nin Cemaat’e operasyonunun asıl hedefi, işte bu istihbarat devletini tek başına inşa etmektir. Cemaat’e operasyon diyerek çıkarılan internet yasaları, TİB yasaları, HSYK yasaları bu gerçeğin birinci olgusudur. AKP “Cemaat’in yüzbinleri yasadışı kayıt etmesiyle mücadele ediyoruz” derken, TİB’e mahkeme iznine gerek kalmadan tüm Türkiye vatandaşlarını kayıt altına alma yetkisi veriyor. İkinci olgu ise şudur: AKP Cemaat’e operasyon yaparken, kurumlarda kalan son milli unsurları da temizlemektedir. 10 bin polisin tamamı Gladyo olmadığı gibi, MİT TIR’ı olayından sonra görev yeri değiştirilen jandarma istihbaratçılarının tamamı da Gladyo değildir. Ve hatta AK Medya’nın manşetlerden hedef aldığı kapıcılar da Gladyo değildir!
neticisi Selahattin Sayın gaz bombası sonucu yaralandı. Yapımına başlanan kalekol çevresi ve kalekola giden tüm yollar ise zırhlı araçlar, özel harekat timleri, çevik kuvvet polisleri ve askerler tarafından barikatlarla kapatıldı.
Peki, ne yapılmalı? Elbette AKP’nin bugüne kadar devlet kurumlarına sızmış ve yasadışı işler yapmış F tipi yapıya karşı operasyon yapmasına karşı çıkılmamalıdır, eli tutulmamalıdır. Zira AKP ile Cemaat arasındaki çelişme ve çatışma, Türkiye’nin yararınadır, yararlanılmalıdır. Ama görevimiz bu çelişmeyi çözmek olmamalıdır; çelişmenin çözülmesi sistemin yararınadır, sürmesi ise halkın çıkarınadır! Çelişmenin taraflarından birine tam destek vermek yerine, istihbarat devleti inşasına karşı mücadele edilmelidir! Zira Amerikan Gladyo’sunun asıl böyle bir devlete, yani istihbarat devletine, bölgede jandarmalık yapacak bir karakol devletine ihtiyacı vardır! A tipi Türkiye Gladyo’sunun Suriye ve Açılım başarısı, ancak böyle bir devlet inşa edebilmesinden geçmektedir!
Askeri yargıtay başsavcısı: Er Sevag kasıtlı öldürülmedi
Batman’daki Gümüşörgü Jandarma Karakolu’nda vatani görevini yaparken öldürülen Ermeni asıllı er Sevag Şahin Balıkçı davasında 2’nci Hava Kuvvet Komutanlığı Askeri Mahkemesi’nin verdiği hapis cezaları, temyiz için Askeri Yargıtay Başkanlığı’na gönderildi. Kararla ilgili görüşü sorulan Askeri Yargıtay Başsavcılığı, Sevag Balıkçı’nın öldürülmesi eyleminin kasıtlı yapıldığına dair yeterli ve ikna edici delil bulunmadığını bildirdi. Askeri Yargıtay Başsavcısı Hakim Albay Bal mütalaada şöyle dedi: “Sanığın doldur- boşalt işlemini, güvenli olmayacak şekilde karşısında başka kişiler varken yapması, emniyetinin açık olması, tam dolduruş yaptıktan sonra silahını kısa bir süre için olsa bile mütevvefayı gösterecek şekilde tutması ve tetiğe basması nedeniyle suçun işleniş biçimi dikkate alınarak, hukuka aykırılık bulunmadığı düşünülmektedir.”
Hazırlayan: Mustafa GÜRBÜZ
9 NİSAN 2014 ÇARŞAMBA
halklailiskiler@aydinlikgazete.com
ADANA’DA 8 POLİS GÖZALTINDA, ANKARA’DA DA GÖZALTILAR VAR
Ankara’da da 4 gözaltı Adana operasyonunun arkasından Ankara’da da Emniyet operasyonunun başladığı haberi geldi. Emniyet İstihbaratından 4 polis müdürünün gözaltına alındığı öğrenildi. Öğle saatlerinde kulislere düşen bu bilgi, akşam saatlerine doğru hükümete yakın yayın organlarının internet sitelerinde de yer aldı. Adana ve Ankara’da Emniyetçilere yapılan operasyonlar, “Hükümet F tipi örgüt için düğmeye bastı” şeklinde yorumlandı. Ancak kulislerde gelişmeleri, “Pazarlıklar sürüyor. Hükümet masada elini kuvvetlendirmek için harekete geçti” şeklinde değerlendirenler de var.
Yalçın Akdoğan: Suç işleyen hesabını verecek
Yalçın Akdoğan
Başbakan Erdoğan’ın başdanışmanı Yalçın Akdoğan operasyonlarla ilgili olarak NTV’de yaptığı açıklamada şunları söyledi: “Gözaltına alınan kişiler kimdir, iddia edilen kişiler midir, bilmiyorum. Ama yasadışı olarak birçok kişi dinlenmiş. Elbette suç işleyen hesabını verecek.”
CHP’li Hüseyin Aygün: Mustafa Sarıgül hataydı
CHP Tunceli Milletvekili Hüseyin Aygün, partisinin Cemaat’le işbirliği yapılmasının hata olduğunu itiraf etti. CHP’den İstanbul Büyükşehir Başkan Adayı olan ve seçimi kaybeden Mustafa Sarıgül’ü de eleştiren Aygün, Mansur Yavaş için ise “CHP’ye yakıştığını kanıtladı” Hüseyin Aygün dedi. Karşı gazetesine konuşan Aygün, seçim öncesi içine attıklarını ortaya döktü. İşte Aygün’ün açıklamalarından bölümler: Sarıgül başından beri medya gücüyle gündeme geldi, “İstanbul’u Sarıgül dışında kimseyle alamayız” sözünün gerçek dışılığı görüldü. Kılıçdaroğlu’nun aday olduğu döneme göre oylarda herhangi bir artış yok. Sandıklar açılır açılmaz meydanı terk etmesi de milyonlarda düş kırıklığı yarattı. Mansur Yavaş ile kıyaslanması işte bundan dolayıydı. Cemaat veya sizin ifadenizle “sağa kayış” seçmende kabul görmedi. Ben de doğru bulmuyorum. Her şey “iktidar” olmak mıdır? Bir parti eğer izlediği politikalarla karşı tarafın saflarını zayıflatmıyorsa, buna karşın kendi safları dağılıyor, tabanında kafa karışıklığı ve savrulma oluyorsa, o politikalar yanlıştır. Yoksa “sağ aday” gösterilmesi yanlış olmayabilir.
Cemaat operasyonunun düğmesine mi basıldı?
Başbakan Tayyip Erdoğan 30 Mart seçimleri öncesinde F tipi örgüt için ‘İnlerine gireceğiz’ demişti. Seçim sonrası balkon konuşmasında da bu tavrını sürdürdü. Bu açıklamaların ardından sıcak gelişmeler yaşandı HABER MERKEZİ
B
aşbakan Erdoğan 30 Mart seçimleri öncesinde F tipi örgüt için “İnlerine gireceğiz” demişti. Seçim sonrası balkon konuşmasında da bu tavrını sürdürdü. Bu açıklamalardan sonra dün sıcak gelişmeler yaşandı. Adana Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından yürütülen “Sahte isimle yasadışı dinleme yapmak ve eyleme iştirak etmek” suçlamasıyla yürütülen soruşturma kapsamında operasyon yapıldı. Dün sabah saatlerinde Terörle Mücadele Şube Müdürlüğü’nün de desteğiyle gerçekleştirilen operasyonda, 17 Aralık operasyonundan sonra Kemal Serhatlı Polis Meslek Yüksekokulu’nda görevlendirilen Adana’nın eski Terör ve İstihbarattan Sorumlu Emniyet Müdür Yardımcısı İsmail Bilgin, İstihbarat Şube Müdürlüğü’nden Evrak Arşiv Şube Müdürlüğü’ne atanan Ertuğrul Yetkin, 100. Yıl Polis Merkez Amirliği’nde Grup Amiri olan Komiser Fevzi Mert ile İstihbarat Şube Müdürlüğü’nde görevli polis memurları Ramazan Kasap, Mehtap Avcu, Hasan Serçe, Ahmet Şenal ile söz konusu şubede görev yaparken emekli olan Abdullah Karaca gözaltına alındı. Gözaltına alınan polislerin evlerine ve loj-
Adana’da gözaltına alınan polisler yasadışı dinleme yapmakla suçlanıyor. manlarına yapılan baskın sonucunda suç unsuru olabileceği belirtilen bazı dijital malzemelere el konuldu. Gözaltına alınanlar sorgulanmak için Adana Emniyet Müdürlüğü’ne götürüldü.
Adana kritik merkez Operasyonu Cumhuriyet Başsavcıvekili Ali Doğan’ın yürüttüğü bildirildi. Bu arada Adana Valisi Hüseyin Avni Coş’un da birkaç kez Adana Emniyet Müdürlüğü’ne giriş-çıkış yaptığı
Sarin gazı da Adana’da yakalandı Adana’yla ilgili bir başka kritik olay da kimyasal silah yapımında kullanılan Sarin gazının da Adana’da yakalanmış olması. Pulitzer Ödüllü ünlü Amerikalı gazeteci Seymour Hersh, Suriye’yle ilgili son yazısında, Suriye’de kullanılan kimyasal gazla ilgili olarak AKP hükümetini suçlamış ve Doğu
Genel Kurulu’na getireceklerini açıkladı. aşbakan Tayyip ErÇankırı Milletvekili doğan’ın, iktidarını İdris Şahin ve Niğde Milpekiştirmek için bel letvekili Alpaslan Kavakbağladığı Milli İstihbarat lıoğlu’nun imzasını taşıyan Teşkilatı’nı (MİT), yeni 15 maddelik teklif, MİT’i yetkilerle donatıp her andevlet istihbarat örgütü lamda dokunulmaz hale olmaktan çıkartıp, siyasal Nurettin Canikli getirmek amacıyla hazıriktidarın istihbarat örgülattığı yasa teklifinin bugün, tüne dönüştürüyor. TBMM’den geçirilmesi planlanıyor. AKP Grup Başkanvekili Nuret- Yurtdışı operasyon yetkisi tin Canikli, Suriye’deki terör grup- teklifte dolaylı olarak duruyor larına silah ve mühimmat taşıyan İçişleri Komisyonu’ndaki görüşTIR’ların MİT’e ait olduğunun or- meleri sırasında teklifte bazı değitaya çıkması sonrasında, Erdoğan’ın şiklikler yapılmıştı. Teklifin birinci can havliyle, bir grup milletvekiline maddesinde MİT’e verilen “Devletin hazırlatıp Meclis’e sevk ettirdiği, güvenliği ile ilgili sınır ötesi görevler ancak MGK’nın asker kanadından hariç olmak üzere” ifadesi, muhave parti içinde gelen tepkiler sonrası lefetin tepkileri üzerine metninden seçim geçene kadar askıya aldığı çıkarılmıştı. Ancak teklifin aynı madMİT yasa teklifini bugün TBMM desinin başka fıkrasında “MİT, Ba-
AYDINLIK / ANKARA
B
C
umhuriyet Kadınları Derneği (CKD) Genel Başkanı Canan Arıtman, kadın haklarına duyarlı ve milli bir Cumhurbaşkanı istediklerini söyledi. Gençlerden sonra kadın örgütleri de nasıl bir Cumhurbaşkanı istediklerini açıkladılar. CKD Genel Başkanı Canan Arıtman, yeni seçilecek Cumhurbaşkanının en başta kadın haklarına duyarlı, gayri milli değil, milli bir Cumhurbaşkanı olması gerektiğini bildirdi. Yeni Cumhurbaşkanının bir parti mensubu gibi değil, bütün Türkiye’nin Cumhurbaşkanı olduğunun bilinciyle hareket eden birisi olmasını isteyen Arıtman, yeni Cumhurbaşkanının sadakate değil, liyakate önem vermesinin önem
kanlar Kurulu’nca verilen her türlü görevi yerine getirir” ifadesi yer alıyor. Bu hüküm, MİT’e yine yurtdışı operasyon yapma yolunun Bakanlar Kurulu onayıyla açık tutulduğunu gösteriyor.
Öcalan ve Kandil ile görüşmeye yasal zırh Teklifin, komisyondan da geçirilen 3. maddesinin J fıkrası, doğrudan Öcalan ile yürütülen ve hükümetin bir siyasi projesi olan açılım konusuyla ilgili olması dikkat çekiyor. Teklifin ilgili hükmü, daha sonra hukuki sorun yaşamamaları için hem Öcalan ile hem de Kandil’de PKK yöneticileriyle görüşen MİT’çilere güvenlik zırhı oluşturuyor.
Silah taşıyan TIR’lara koruma MİT’çiler hakkında yürütülecek soruşturma ve yargılamalar için de
lıyor. Bu, çok acı bir durum. Bu algının değişmesi lazım. Cumhurbaşkanı, Atatürkçü, milletin ve ülkenin bölünmez bütünlüğünden yana, laik demokratik, Canan tam bağımsız hukuk devArıtman letinden yana olmalı. Ancak böyle bir Cumhurbaşkanı toplumdaki gerilimi azaltabilir. Şu anda toplumda çok ciddi bir cepheleşme vardır. Nüfusun yarısından fazlası kendisini dışlanmış, ötekileştirilmiş, yenilmiş hissediyor. Bu algının değişarz ettiğini belirtti. mesi lazım.” Toplumdaki bu ‘Çankaya Noteri olmayan cepheleşmeye de Başbakan’ın bir Cumhurbaşkanı’ neden olduğunu kaydeden Yeni seçilecek Cumhurbaş- Arıtman, toplumda bu gerilime kanı için “Çankaya Noteri ol- neden olan ve hükümetin her masın” diyen Arıtman, şunları yasasını anında onaylayan Erdoğan ile Abdullah Gül’ün söyledi: “Bugün Çankaya’da oturan Cumhurbaşkanı adayı olmakişi ‘Çankaya Noteri’ diye anı- malarını istedi.
Guta’da atılan kimyasal silahın Türkiye bağlantılı olduğunu belirtmişti. Hersh yazısında, Adana’da yakalanan Sarin gazıyla ilgili olarak önce tutuklanıp sonra serbest bırakılan Heysem Kassap’ın bu işte rolü olduğunu vurgulamıştı. Kassap’ın Türk istihbaratının adamı olduğunu iddia etmişti. Bu arada, gözaltına alınan polislerin Mersin’de yapılan dinlemelerle de bağı olduğu iddia edildi.
MGK’nın asker kanadı teklife itiraz etmişti
MİT’e siyasal yetki, Hakan Fidan’a veliaht muamelesi
AYDINLIK / ANKARA
olayla ilgili olarak “Casusluk soruşturması” açılmıştı.
PARTİ İÇİNDEN DE, MGK’DAN DA İTİRAZLAR VAR
‘Milli Cumhurbaşkanı istiyoruz’ Cumhurbaşkanı Abdullah Gül seçim tartışmaları hakkında “Sayın Başbakan’la yol çizeceğimizi söyledim. Benim şahsımla ilgili konularda ne düşündüğüm ve ne söyleyeceğim önemli olacak” dedi. Gazetecilerin sorularını yanıtlayan Gül’e “Cumhurbaşkanlığı adaylığını konuşmak için zaman geldi demiştiniz. Sizinle ilgili olarak Bayburt formülü konuşuluyor; eğer süreç sizi oraya götürürse bunu mu erken seçimi mi tercih edersiniz” sorusu yöneltildi. Şahsıyla ilgili konularda söylediklerinin önemli olduğunu ifade eden Gül şu yanıtı verdi: “Mahalli seçimlerden sonraki yapılacak seçimler cumhurbaşkanlığı seçimleri olduğuna göre ve ona da dört beş ay gibi bir kısa süre kaldığına göre artık mevzunun, tartışılacak konunun bu olacağı aşikârdı. Onun için ben de herkesten önce ‘Artık bu işi konuşmanın zamanı geldi, bu iş konuşulacak’ dedim. Nitekim gerçekçi, realist olmamız gerekir. Tekrar da onu söylüyorum ama nihayette şahsımla ilgili konularda benim ne düşündüğüm ve ne söyleyeceğim önemli olacak tabii ki.”
Gözaltına alınan kadın polis memuru gözyaşlarını tutamadı.
ifade edildi. Adana, Erdoğan ile F tipi örgüt arasında yaşanan gerilim açısından kritik bir merkez. 19 Ocak’ta Suriye’ye giden ve içinde silah bulunan TIR’lar durdurulmuş ve aranmıştı. Başbakan Erdoğan bu olayla ilgili olarak F tipi örgütü suçlamış ve aramayı “Paralel yapının organizasyonu” olarak değerlendirmişti. Olayda görev alan jandarma ve yargı mensupları daha sonra Adana’dan başka illere gönderilmişti. Arkasından da bu
CKD GENEL BAŞKANI ARITMAN: KADIN HAKLARINA DUYARLI OLSUN
‘Benim söyleyeceğim önemli’
Tayyip Erdoğan
yeni düzenlemeler içeren teklife göre bundan sonra savcılar, içinde ne olursa olsun MİT’e ait olan TIR’ları aratamayacak.
MİT belgesi yayınlamanın cezası 12 yıl Teklife göre, MİT’in görev ve faaliyetlerine ilişkin bilgi ve belgeleri yetkisiz olarak alan, temin eden kişiye 4 yıldan 10 yıla kadar hapis cezası verilecek. Bunu yayınlamanın cezası ise daha ağır olacak. Bu kapsamdaki bilgi ve belgelerin, radyo, TV, internet, sosyal medya, gazete, dergi, kitap ve diğer tüm medya araçları ile yayımlanması, yayılması veya açıklanması halinde süreli veya süresiz yayın sahibi, eser sahibi, muhabir, yazar, sorumlu müdür, yayımcı ve basımcı ile yayanlar hakkında 3 yıldan 12 yıla kadar hapis verilecek.
Teklif, tepkilerin gölgesinde, Şubat ayı içinde esas komisyondan geçirilmişti. Ancak MGK’da, kurulun asker kanadının düzenlemeye itirazlar yönelttiği kamuoyuna yansımıştı. Daha sonra benzer itirazları, Cumhurbaşkanı Abdullah Gül’ün de dile getirdiği öne sürülmüştü.
Askıya alınmıştı Gül geçen hafta Kuveyt dönüşünde yaptığı açıklama da MİT düzenlemesiyle ilgili olarak “Şu anda söyleyeceğim şey, hiçbir şeyin reaksiyoner olmamasıdır. Bizim için güvenlikçi değil, özgürlükçü politikaların esas olması gerektiğidir” ifadelerini kullanmıştı. Bu gelişmeler, yaklaşan seçimlerle birleşince, Erdoğan çareyi teklifi askıya almakta bulmuştu. Genel Kurul görüşmeleri sırasında, teklifte bazı değişiklikler yapılabileceği ve Köşk’ten onay alacak hale getirebileceği de iddia ediliyor.
AKP, AYM’ye ‘görüş bildirecek’ AYDINLIK / ANKARA
H
ükümet ve AKP Grubu, CHP’nin, Meclis’te kabul edilen kanunların iptali için Anayasa Mahkemesi’ne açtığı davalara bundan sonra görüş bildirmeye hazırlanıyor. Anayasa Mahkemesi’nin kuruluş kanununa 2011’de giren “iptal davalarında karşı kurumların, yani Başbakanlık, Meclis Başkanlığı ve iktidar partisi de görüş bildirir” hükmü bundan sonra uygulamaya sokulmuş olacak. AKP, komisyon çalışmaları sırasında; hükümetin hazırladığı ve 2011 yılında kabul edilen Anayasa Mahkemesi’nin Kuruluşu ve Teşkilatı Hakkındaki Kanun’un 39. maddesine, “İptal davalarında Mahkemece esasın incelenmesine karar verilmesi hâlinde, dava dilekçesi ile ekleri Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığı, Başbakanlık ile iptal davası açmaya yetkili siyasi parti
gruplarına gönderilir. Bu makamlar, iptal davasıyla ilgili yazılı görüşlerini değerlendirilmek üzere Mahkemeye bildirebilirler” hükmünü koymuştu.
Bilgi notu gönderildi Ancak, bugüne kadar hükümet ve Başbakanlık, CHP’nin Anayasa Mahkemesi’ne taşıdığı hiçbir kanun için görüş bildirmedi. Sadece basın yoluyla kanunla ilgili görüşlerini bildirdiler. AKP’li hukukçu milletvekilleri ise, “Yaptığımız kanun, Anayasa’ya aykırı değil diyoruz. Ama hakkımız olmasına rağmen bunu belgeleriyle Anayasa Mahkemesi’ne niye sunmuyoruz? Bu hükmü bugüne kadar uygulamamışız” diyerek hazırladıkları bilgi notunu hükümet üyelerine ve AKP Grubu’na gönderdiler. Söz konusu bilgi notunun incelenmesinden sonra AKP, bugüne kadar uygulamadıkları “görüş bildirmeyi” bundan sonra uygulamaya koyma kararı aldı.
Hazırlayan: Mustafa GÜRBÜZ
YAZILARIYLA OLAY OLAN AMERİKALI GAZETECİ HERSH, AYDINLIK’A KONUŞTU:
ABD istihbaratı Guta’da AKP’yi işaret ediyor Makalesiyle gündeme oturan Hersh, ‘Amerikan istihbaratının içindekiler Türkiye’nin bu saldırıda bir rolü olduğu sonucuna vardı’ dedi ve ekledi: Anlaşmanın yapıldığını keşfettik
P Şafak TERZİ
ulitzer ödüllü Amerikalı araştırmacı gazeteci Seymour Hersh Aydınlık’ın sorularını yanıtladı. 2013 Ağustos ayında Şam’a yakın Doğu Guta’da gerçekleşen kimyasal saldırıyla ilgili hazırladığı kapsamlı dosya konus u n d a daha fazla ayrıntıya girmek istemediğini belirten Hersh, özellikle Beyaz Saray’da pek sevmediğini hatırlattı. 2004 yılında da Amerikan askerinin Irak hapishanelerinde (Ebu Gureyb vb.) yaptıkları iskenceleri ortaya çıkaran Hersh, kaleme aldığı bilgiler dışında son derece temkinli konuştu. “The Red Line and The Rat Line” (Kırmızı Hat ve Gizli Hat) adlı makalesinde yer verdiği, kimyasal saldırının Türk hükümeti tarafından düzenlenmiş olabileceğini gösteren bilginin çok güvenilir kaynaklardan geldiğini ve yüzde yüz arkasında durduğunu belirtti. Amerikalı istihbarat yetkililerinin ifadeleri ve istihbarat belgelerine dayandırılan yazıda, saldırının Milli İstihbarat Teşkilatı (MİT) ve jandarmanın bilgisi dahilinde El Kaide bağlantılı El Nusra Cephesi tarafından gerçekleştirildiği iddia ediliyor. LRB’de (London Review of Books) ya-
yımlanan haberdeki iddialara göre Türkiye’nin amacı, kimyasal silah kullanımını ‘kırmızı çizgisi’ olarak belirleyen ABD’yi, “Suriye’ye askeri harekât düzenlemeye zorlamaktı.”
Hersh telefonu açar açmaz: Ayrıntıya girmem Hersh telefonu açar açmaz, çok sayıda çağrı aldığını ve açıkçası hazırladığı bu dosya konusunda daha fazla ayrıntıya giremeyeceğini belirtti. Hersh yazdığı makelesinde de, telefondaki konuşmasında da anlatmak istediklerinin tablosunu çiziyor. Doğrudan net ifadelerden kaçınıyor. Okuyucuda manzaranın bir resminin oluşmasını sağlıyor ama ifadelerinde genel anlamda muğlak sayılabilecek bir tarz benimsiyor. Makaleniz yayınlandıktan sonra, özellikle Türk basını Doğu Guta’daki saldırının arkasında Erdoğan’ın olduğunu söyledi. Gerçekten bu anlamı çıkarabilir miyiz? Amerikan istihbarat topluluğunun içindeki birçok unsur Türkiye’nin bu saldırıda bir rolü olduğu sonucuna
vardı... Ve biz de saldırıdan sonra büyük bir anlaşmanın yapıldığını keşfettik... Hepimizin tabii, bilgi almak ve iletişim sağlamak konusunda yöntemlerimizin olduğu açık... Ama sen de kabul edersin ki, Amerikan istihbarat topluluğunun, ABD Başkanı’nın duymak istemeyeceği hiçbir konuyla ilgili açıktan ve resmi bir rapor yazmayacağını bilirsin. (Gülerek)Buradaki düzenin de dünyanın herhangi bir yerindeki düzenden farkı yok... Biz bu istihbaratçıların verdikleri bilgilere “istihbari alt bilgi” diyoruz. Ve söz konusu saldırıyla ilgili Amerikan istihbarat topluluğunun içinden birçok önde gelen ciddi kişinin, Türkiye’nin-doğrudan müdahil olmazsa da- kesinlikle bu saldırının gerçekleşmesi konusunda bir rol oynadığını öneren çok sayıda kanıttan makelemde bahsettiğim sonucu çıkardığını söylemeliyim. Türk ordusunun ya da Türk İstihbaratının Doğu Guta’da olduğunu söylemiyorum. Hayır. Bunu söylemiyorum. Malezemelerin bir kısmını tedarik etmede yardımcı oldu, eğitimlerinin bir kısmını sağlamak konusunda yardımcı oldu. Bunu söylüyorum..
‘Haziran Direnişi’nin doğrudan ilgisi var’ Türkiye’nin genel gidişatını ve son dönemde Gülen ile Erdoğan arasında çatışmanın Washington’dan nasıl görüldüğünü sormak istiyorum... Mayıs, Haziran ayındaki olayların(Haziran direnişi) bununla doğrudan ilgisi var. Yani bu konuda uzman değilim. Ve kendimi bu tarz konuların ortasında koymak istemem. Ben bildiğim konuları yazarım ve bunları bilirim. Yani düşündüğüm şeylerden bahsetmeyi sevmem, bildiğim şeyleri yazmayı severim: Amerikan istihbaratının, Avrupa istihbaratının ne olduğunu bilirim. Erdoğan ve Hakan Fidan’ın etrafında nelerin döndüğünü de bilirim. Jandarma’nın neler yaptığını da az bucuk biliyorum, tamamını değil ama attıkları adımları az buçuk bilirim. “Ben böyle olduğunu düşünüyorum” gibisinden başlayan cümleleri kurmaktan nefret ediyorum. Benim ne düşündüğümün bir önemi yok ki... Bunları da makalenizde yazdınız... Yani evet, ama bunun ötesinde ‘güvenilir bir kaynak’ sayılabilmek için yeterli bilgiye sahip değilim. Bilgi sahibi olsam bile bunları, tam olarak olgunlaşana kadar kendime saklarım, konuşmam... Peki bu makalenize ve yolsuzluk davalarına bakılırsa, Erdoğan ile Washington’un arasındaki ilişkiler bir sona doğru mu gidiyor? Erdoğan’ın Washington ilişkileri konusunda söyleyebileceğim tek şey. Geçen Şubat ayında Obama ve Erdoğan’ın bir konuşması oldu. Birçok insan bu konuşmanın gerçekleşmesine şaşırdı...
Seymour Hersh
KİRLİ SAVAŞ PLANINI SIZDIRANLARI GENELKURMAY DA ARAŞTIRIYOR
Dışişleri’nden, toplantı güvenliği için önlem ‘Kimyasal saldırıda parmağınız var mı?‘ CHP İstanbul Milletvekili Osman Korutürk, Pulitzer ödüllü Amerikalı araştırmacı gazeteci Seymour Hersh’ün, 6 Nisan tarihinde yayınladığı bir makalede, Suriye’de 21 Ağustos 2013 günü meydana gelen ve binin üzerinde insanın ölümüne sebep olan kimyasal silah saldırısının, ABD’yi Suriye’ye karşı silahlı müdahaleye çekmek amacıyla, Türk Hükümetince sağlanan sarin gazı kullanılmak suretiyle En Nusra terör örgütü tarafından düzenlendiği yönündeki iddiayı gündeme taşıdı.
‘Lojistik destek veriyor musunuz?’ Korutürk, ayrıca Suriye’de Müslüman Kardeşlerin silahlı kanadı olarak bilinen Tevhid Tugayınca video paylaşım sitelerine yüklenen bir görüntüde, Batı Halep’te cihatçılar tarafından ateşlenen Grad roketlerinin rampasının üzerinde büyük harflerle “Öztürk Oto Galeri” yazan bir aracın üzerine monte edildiğini gösteren resimleri de gündeme taşıdı.
G
enelkurmay Başkanı Necdet Özel, Dışişleri’ndeki Suriye’ye yönelik saldırı için üretilecek gerekçelerin ele alındığı toplantının ses kayıtlarının internete sızması konusunda askeri istihbaratçılara “Biz de inceleyelim” emri verirken, Dışişleri Bakanlığı da toplantıların güvenliği konusunda yeni önlemler almaya hazırlanıyor. Personelin, Dışişleri Bakanlığı binasına telefonla girmesinin yasaklanması da gündemde.
‘Biz de konuyu inceleyelim’ Dışişleri Bakanlığı’nda, Bakan Ahmet Davutoğlu, Müsteşar Feridun Sinirlioğlu, MİT Müsteşarı Hakan Fidan ve Genelkurmay 2. Başkanı Orgeneral Yaşar Güler’in katılımıyla yapılan Suriye toplantısının kaydedilip sızdırılması, Genelkurmay’ı da harekete geçirdi. Genelkurmay Başkanı Org. Necdet Özel’in, askeri teknik istihbarat uzmanlarına olayı inceleme emri verdiği belirtildi. Genelkurmay Başkanı Özel, ka-
rargâhtaki sağ kolu Güler’in de hazır bulunduğu toplantının ana gündeminin TSK’yla ilgili olması nedeniyle konuyla yakından ilgilendi ve kurmaylarına “Biz de konuyu inceleyelim” emri verdi. TSK uzmanlarının, olayın nasıl gerçekleştirilmiş olabileceğine ve askeri casusluk kapsamında olup olmadığına dair görüşlerini karargâha ilettiği öğrenildi.
Personel telefonla giremeyecek Dışişleri Bakanlığı da bu hafta bakanlıktaki toplantı mekânlarının güvenliğini masaya yatıracak. Toplantıda, ABD Dışişleri’nde uygulanan güvenlik önlemlerine benzer tedbirler konuşulacak. Bu önlemlerden biri de bakanlık personelinin binaya telefonla girmesinin engellenmesi olacak. Üst düzey bir Dışişleri yetkilisi, bakanlıkta bundan sonra yapılacak toplantıların güvenlik derecelerine göre sınıflandırılacağını ve buna göre önlemler uygulanacağını söyledi. Yetkililer, dinlemenin içeriden bir
Necdet Necdet Özel Özel personel tarafından yerleştirilmiş, daha sonra da kaldırılmış bir böcekle yapıldığı iddiasını da değerlendiriyor. Ancak salondaki bir telefonunun önceden yerleştirilmiş bir yazılımla uzaktan verici olarak aktive edildiği ihtimali de kenara atılmıyor.
Yüksek teknolojili bir mikrofon Yayımlanan ses kaydının niteliği, yüksek teknolojili bir mikrofonla kaydedildiğini gösteriyor.
IŞİD’den Erdoğan’a tehdit geldi
Feyzioğlu, AYM’ye başvurdu
M
T
erkezi Londra’da Süleyman Şah Türbesinbulunan El Kudüs deki mezar taşları tahrip gazetesinin habe- etmekle başlayacağız, Türk rine göre, Irak Şam İslam Askerinin eti lezzetlidir, Devleti (IŞİD) Türk askeri öllideri Ebu Bekir dürmek bizim Bağdadi, tehdit için zevkli olaiçerikli bir çağcaktır. Vakit geçrıda bulunarak, meden uzattığı“Çok geç kalmamız eli Türkidan Erdoğan ye’nin boş çevirbize bağlılık yemeyeceğini Bağdadi’nin mini etsin, çağumut ediyoruz, robot resmi rısında bulunuyorum” Suriye halkı için ön zafer dedi. Bağdadi, “Erdo- olacaktır, zafere giden yoğan’ın bu çağrımıza kulak lun buradan geçtiğine inavermemesi durumunda, nıyoruz” dedi.
ürkiye Barolar Birliği Başkanı Prof. Dr. Metin Feyzioğlu Youtube’a erişim engelinin kaldırılması için Anayasa Mahkemesi’ne bireysel başvuruda bulundu. Feyzioğlu’nun başvurusunda Youtube.com sitesine erişimin engellenmesinin kaldırılmasına ilişkin etkili iç hukuk yolu bulunmadığı vurgulandı. Başvuruda, “Anayasa’nın 13. maddesine göre, temel hak ve hürriyetlerin, özlerine dokunulmaksızın yalnızca
Anayasa’nın ilgili maddelerinde belirtilen sebeplere bağlı olarak ve ancak kanunla sınırlanabileceği, Anayasa’nın 26. maddesinin birinci fıkrası uyarınca, herkesin, düşünce ve kanaatlerini söz, yazı, resim veya başka yollarla tek başına veya toplu olarak açıklama ve yayma hakkına sahip olduğu ve bu hürriyetlerin resmi makamların müdahalesi olmaksızın haber almak ya da vermek serbestliğini de kapsadığı” bildirdildi.
Ülkeyi sarsacak büyük operasyon kapıda!..
B
azı vizyonsuz kalemşorlar, yaşanan bu kadar kavga ve rezalete rağmen “AKP ile cemaat anlaştı” diye tuhaf yazılara devam ediyorlar!.. Evet; siyaset kaypak bir zemindir ama meseleye AKP ve cemaat penceresinden değil de, objektif bakılırsa, olacaklar daha net görülebilir... Sizce Erdoğan; ailesine kadar uzanan kaset “kumpas”ının peşini bırakır mı?.. Yıpratma operasyonunu sineye çeker mi?.. Erdoğan durmayacak... Hele cemaatin öyle iddia edildiği gibi önemli bir gücü olmadığını da anladı ki, karşı taarruzu daha da büyütecek... Dün Adana’da, bir grup polisin evleri basılarak “yasadışı dinleme” iddiasıyla gözaltına
halklailiskiler@aydinlikgazete.com
Mehmet FARAÇ farac65@gmail.com twitter.com/FARACYAZIYOR
MED CEZİR
9 NİSAN 2014 ÇARŞAMBA
alınması bir başlangıç gibi görünüyor... Yani cemaate yönelik kasırga beklenenden de büyük olacak... Baksanıza; Başbakan Yardımcısı Emrullah İşler, önceki akşam bir yandaş televizyon kanalında, “Paralel yapılanmayla ilgili operasyonlar mı bekleyeceğiz” sorusuna nasıl yanıt verdi: “HSYK Kanunu’nda bir düzenleme yaptık. Emniyet içerisinde, bürokraside, idare mekanizmasındaki bu yapının elemanlarını pasifize etmiş durumdayız. Yine çalışmalar devam ediyor. Önümüzdeki günlerde herkes ne olacağını görecek. Şu an devlet kurumları gerekli hazırlıkları yapıyor. Kim varsa yargı önüne çıkarılacak.”
Erdoğan düğmeye bastı... Başbakan Yardımcısı Emrullah İşler, cemaate karşı bu tür operasyon sinyallerini zaten sıklıkla veriyordu... Peki ya dün Meclis’teki grup toplantısında konuşan Başbakan Erdoğan’ın, adeta “intikam” çığlığı attığı konuşmasına ne demeli?.. Bakınız Başbakan, her fırsatta saldırdığı İsmet İnönü’nün o ünlü “namus” içerikli sözüne de vurgu yaparak neler söyledi: “Milletimizin sandık yoluyla verdiği mesajı çok iyi anladık. Halkımız bize paralel yapıyla mücadele talimatını verdi. Yapılan ihaneti asla unutmayacağız. Şahsıma, aileme, arkadaşlarıma yapılanları asla sineye çekmeyeceğiz. Unutmayın, namussuzlar kadar namuslular cesaretli olmazsa
başarılı olamayız.” Bu köşede, AKP-Fethullah kavgasında “Cemaat kaybedecek” diye yazarken gerekçelerimiz de vardı... Erdoğan hem cumhurbaşkanlığı hem de 2015’te yapılacak genel seçimler öncesinde, cemaati yalnızca bürokrasiden değil, medyadan ve iş dünyasından da silmekte kararlı... Çünkü Erdoğan; bu iki önemli siyasi mücadele sırasında da cemaatin önlerinde engel olacağını biliyor ve büyük operasyonda, “içeride parça bırakmayacak” gibi görünüyor!.. Peki, cemaat ne mi yapacak?.. Kaset siyasetinin, bu milletin en az yarısı üzerinde tesiri olmadığı anlaşıldığına göre, ya teslim olacak ya da parçalanacak!..
Sandıktaki paralel!.. Başbakan Erdoğan önceki gün bir grup gazeteciyle yemek yerken demiş ki; “Özellikle Güneydoğu illerinde, askerin ve polisin oy kullandığı sandıkların birçoğundan BDP birinci parti çıkmış. Kısacası, ‘paralel yapı’ buralarda çok iyi çalışmış. Bu yapı, ‘AKP’den sonra en güçlü hangi partiyse ona oy atın’ talimatı vermiş.” Sorularımızı sormadan bir anımsatma yapalım: Tıpkı 2007 seçimlerinde olduğu gibi, 12 Haziran 2012 seçimlerinde de Diyarbakır 2. Taktik ve 8. Ana Jet Üssü birimlerinde, askerlerin oy kullandığı sandıklarda, AKP
birinci parti çıkmıştı. Örneğin 2012’de, 10 sandıktaki 2 bin 399 seçmenin 1158’i AKP’ye, 662’si CHP’ye, 491’i MHP’ye oy vermişti. BDP’li bağımsız adaylara ise 19 oy çıkmıştı. Şimdi Erdoğan’ın iddiasına dayanarak asıl sorulara gelelim: Fethullahçılar Diyarbakır gibi bir kentte, askerler arasında bile bu kadar etkinse, Türkiye’nin diğer bölgelerindeki TSK tesislerinde nasıl bir potansiyele sahipler acaba?.. Ve de Güneydoğu’da bile “talimat” üzerine BDP’ye oy verebilen askerler aslında kimin denetimindeler?..
Ahval, şerait, muhalefet!.. Kimsenin; hatasını, eksiğini, beceriksizliğini kapatmak için yalana, saçmalığa, takiyeye sarılmasına gerek yok ki... Çünkü “AKP 12 yıldır neden seçeneksiz, muhalefet niçin yok” şeklindeki bıktırıcı sorulara yol açan vahim tablo ortadadır... İşte 30 Mart seçimlerinin ortaya çıkardığı acı gerçek: CHP 26 ilde yüzde 5’in altında kalmış... MHP 16 kentte yüzde 5’e ulaşamamış... BDP ise 62 şehirde yüzde 5’e gelememiş... Şimdi söyler misiniz; iki büyük muhalefet partisi CHP ile MHP’nin ülkenin yarısından fazlasında, etnik siyaset yapan BDP’nin ise ülkenin üçte
ikisinde yüzde 5’e bile ulaşamadığı bir dönemde, AKP ile kim, nasıl mücadele edecek?.. Dünyanın her tarafında iktidardaki partiler yıpranırken ve muhalefet yükselirken, Türkiye’de tam tersi yaşanıyorsa herkes başını iki elinin arasına alıp düşünsün artık; “Hata nerede?.. Eksiklik kimde?.. Bu çıkmaz nasıl aşılacak?..” Kendi ideolojisinde kitleleri kucaklayarak muhalefet etmesi gereken partiler rotasından çıktığı sürece ve “Atatürk’te birleştik” sloganıyla, sağcısısolcusuyla merkezi toplayacak bir yapı geliştirilmedikçe bu millet AKP’den daha çok çekecektir...
İftiranın hakanı!.. Sen, daha düne kadar, dinci bir televizyon kanalında cumhuriyet yanlısı ne varsa taarruz et!.. Sen, AKP iktidarının medya üzerindeki baskısıyla köşe kap... Ve sen bir anda rotanı şaşır, eski dincilikten Etiler müdavimliğine dönüş yap, sonra da yıllardır hor gördüğün yaşamın “laylaylom”unda vur patlasın çal oynasın yaparken haddini aş!.. Bunlar, Ahmet Hakan’ın zikzaklı dünya görüşünün sonuçlarıdır ve döneklikle işimiz olmadığı için hepsi kendi meselesidir!.. Ancak, “CHP’deki ulusalcılar, dindara düşman, Kürt’e düşman, özgürlüğe düşman”, hatta “dünyaya düşman” diye saçmalarsa, işte orada dur denilir... Çünkü iftiranın bile bir düzeyi vardır... Ulusalcılar ne din, ne Kürt ne de özgürlük düşmanıdır... Bu anlayış bölücülüktür ve insan bunu
yazarken utanır biraz... Ahmet efendinin kafasındakiler şunu anlasın artık: Ulusalcıların oy vermediği bir CHP, barajı bile geçemez... Aha işte; Truvası, liboşu, döneğiyle, yani elbirliğiyle, 4 yıldır Altıok düşmanlarına yamamaya çalışılan “Yeni CHP”nin hali ortada: 2010 referandumu, 2011 seçimi ve 30 Mart sonuçları... Her yerde ne yazık ki seçim hezimeti!.. Dışarıdan gazel okuyan Truvalara ne denilir bilir misiniz; “Kusura bakmayın; sizin gibiler aslında CHP’yi zayıflatarak AKP’ye hizmet ediyor...” Çünkü tabanının neredeyse yüzde 80’i ulusalcı, Atatürkçü ve Kemalist olan CHP’yi rotasından çıkartmak; tarikata, cemaate, gericiye-bölücüye yanaştırarak erozyona uğratmak da ulusalcılığa yönelik sinsi “kumpas”ın medya ayağıdır!..
İsmet
ÖZÇELİK
ARALIK
9 NİSAN 2014 ÇARŞAMBA
halklailiskiler@aydinlikgazete.com
AKP ve PKK’ya ABD cesareti
A
BD Büyükelçisi açık konuştu. “Proje bize ait” demese de AKP’nin Öcalan’la sürdürdüğü “açılım”ın arkasında olduklarını ifade etti. Hürriyet gazetesine yaptığı açıklamada, “Bu tarihi vazifenin tamamlanması için Türk Hükümetini ve Kürt liderleri hem cesaretlendiriyor, hem de destekliyoruz” dedi. ABD’nin verdiği bu cesaret etkili. Erdoğan TBMM Grup toplantısında Öcalan’la sürdürülen “açılım”la ilgili olarak, “Durmak yok, yola devam” dedi. Erdoğan, PKK’lılar gibi konuştu PKK ve BDP yöneticileri 30 Mart seçim sonuçlarını değerlendirirken, “Halk açılıma ve özerkliğe evet dedi” ifadelerini kullanmışlardı. Başbakan Erdoğan da PKK ve BDP yöneticileri gibi konuştu. Seçimden “Çözüm sürecine destek” mesajı çıktığını bildirdi. Yani aynı şeyleri söyledi. Anlamlı! Belli ki “Tarihi vazife” için işbirliğine devam edecekler. Ama bunun da bir kırılma noktası var. Bu kırılma noktası da giderek yaklaşıyor.
Genel seçimler! Başbakan Erdoğan 30 Mart seçimleri öncesi genel seçimlerin erkene alınabileceğini söylemişti. Ama şimdi genel seçimlerin erkene alınmayacağını, zamanında yapılacağını açıkladı. Ancak pek inandırıcı gözükmüyor. 30 Mart seçimlerinde AKP beklenenin üzerinde oy alsa da tedirginlik büyük. AKP’lilerin tamamına yakını, yarının bugünden daha kötü olacağının farkında. Bu nedenle ince hesaplar yapılıyor. Erken seçim yapılırsa yaklaşık 70 civarında AKP milletvekili 3 dönem engeline takılacak. Milletvekillikleri sona erecek. Erdoğan izin vermezse bir daha da milletvekili olamayacaklar. Sanki bunların Cumhurbaşkanlığı seçimi öncesinde pürüz çıkarmasının önlenmesi gayretleri var. Gelişmeleri izliyoruz...
Kılıçdaroğlu’nu yumruklatanlar ve amaçları
A
dı: Orhan Övet imiş. Emniyet’te 26 adet kaydı yani sabıkası varmış. Alperen Ocakları üyesi dediler ama bu hemen yalanlandı. Emniyet, Kemal Kılıçdaroğlu’nu yumruklayan saldırgan için bu bu bilgileri verdi. Bu saldırının tertip olduğuna ve ardında çok bilindik isimlerin yer aldığına dair zerre kuşkum yok.
Peki bu kesin hükmüm neye mi dayanıyor? 26 suçtan sabıkalı bir zibidinin kendi başına Meclis’te Anamuhalefet Partisi liderine böyle bir saldırı yapamayacağını tahmin edebiliyorum. Dahası bu saldırının siyasi bir proje çerçevesinde tezgahlandığını düşünüyorum. Peki ne mi olabilir o proje? CHP ile ülkücüler arasına nifak sokmak ve yeni bir cephe açmak olabilir!
F tipi örgüte karşı Erdoğan’ı niye destekliyorum?
B
u satırların yazarı Tayyip Erdoğan’ın en çok ceza ve tazminat davası açtığı gazetecidir. Dahası AKP karşıtlığı sebebiyle işini dahi kaybetmiştir. Buna rağmen Tayyip Erdoğan’ın F tipi örgüte karşı başlattığı operasyonu desteklemektedir. Hayır destek vermesi asla Tayyip’le müttefik ol-
ması değildir. Tersine Erdoğan’ın şu gün için düşmanına düşman olduğu için sadece düşmana yapılacak operasyon bağlamındadır desteği. Türkiye yarın farzımuhal ABD ile savaşa girse bu Tayyip’in savaşı deyip nasıl kaçmayacaksa, F tipi örgüte karşı verilecek savaştan da kaçması düşünülemez... Kaçarsa bunun adı hıyanet
1,2 milyar dolar kimin payı! ABD’li gazeteci Seymour Hersh yazdı. İran’a altın ihracatında İranlı dostlarımız kazıklanmış. Hükümetin bilgisi dahilinde, İran’ın zor durumundan yaralanıp yüzde 15 komisyon alınmış. 2 milyar dolar vurgun yapılmış. Kaynak CIA ve Pentagon. Fezlekelere göre, bu paranın 100 milyon dolar civarında kısmı AKP’li bakanlara verilmiş. Yüzde 4 Reza Zerrab payı yaklaşık 700 milyon dolar. Etti 800 milyon dolar. Peki geriye kalan 1,2 milyar dolar kimde? Yoksa sabahtan akşama kadar taşınamayan paralar bu paralar mı? Kulislerde söylenti çok.
Yalman Fethiye Belediye Başkanı’nı ziyaret etti
Eski Kara Kuvvetleri Komutanı Aytaç Yalman ile Emekli Tuğgeneral Özcan Nalbantoğlu, dördüncü kez seçim kazanan Fethiye Belediye Başkanı Behçet Saatcı’yı ziyaret etti. OdaTv’den Murat Sökdü’nün haberine göre, buluşmanın ardından Fethiye Belediye Başkanı Behçet Saatcı, Yalman ve Nalbantoğlu’nu “asker” selamı ile uğurladı. Behçet Saatçi, Kürtçe bayram kutlamasıyla gündeme gelmiş ve partisi MHP tarafından disipline sevkedilmişti. Saatçi bunun üzerine belediye meclis üyeleriyle birlikte partisinden istifa etmişti. Saatçi Demokrat Parti’den girdiği seçimlerde 4. kez belediye başkanı seçildi.
olur... Diyeceksiniz ki F tipi örgüt ülke bekası adına o kadar mı tehlikeli ya da düşman? Vallahi öyledir... Bu yapı ülkeyi içerden işgal eden emperyal bir çetedir ki çete ifadesi ülkenin Başbakan’ından ödünç alınmıştır. Dolayısı ile böyle bir yapı ile savaşmak ülke bağımsızlığının gereğidir.
Sabahattin ÖNKİBAR sonkibar@gmail.com
bunu düşünüp yapabilecek olan yine karşı cephedir. Peki kim mi var bu olayın ardında? Hepinizin tahmin edeceği o isim var! Bu saldırının gösterdiği şey önümüzdeki günlerin, yani Cumhurbaşkanlığı seçimi sürecinin çok şeye gebe
olduğudur. Ve bir başka boyut: Böyle bir saldırı Tayyip Erdoğan’a yapılsa ülkede kıyametler kopmaz mıydı? Tayyip Erdoğan yedi düvelin saldırısına uğrayan büyük mağdur ve kahraman misali omuzlara alınıp kamuoyuna sunulmaz mıydı?
AKP’yi kapattıracak olay! Türkiye bırakın hukuk, kanun devleti olsa Yargıtay Cumhuriyet Başsavcısı dün AKP için kapatma davası açardı. Niçin mi? AKP’nin yeni seçilen Bingöl Belediye Başkanı Yücel Barakgazi’nin; “Belediyelerde kadın temsilci ile kadın çalışana dinen ve örfen gerek yok” dediği ve bu söylemi sonrasında AKP’li kadın Belediye Meclisi üyesi Nurten Ertuğrul anında istifa ettiği için.
Diyeceksiniz ki o Belediye Başkanının sözü AKP’yi bağlar mı? AKP bu beyana itiraz edip hemen o ismi ihraç ederse bağlamaz, ama dün Başbakan’ı dinledik, herkese laf yetiştirirken bu dehşet lafı eden adama suspus. İşte bizim AKP’nin gizli ajandası dediğimiz hadise budur... Atatürk Cumhuriyeti adım adım böyle tasfiye ediliyor...
ABD BULGARİSTAN VE ROMANYA’DAKİ ÜSLERİNİ GÜÇLENDİRİYOR
Montrö’yü karadan delme planı Karadeniz’de Montrö nedeniyle deniz gücü bulunduramayan ABD, bu kez karadan bir girişimde bulunma niyetinde. Washington’un bu amaçla Balkanlar’daki askeri üslerinin kapasitesini ve etkinliğini arttırmak istediği öğrenildi DENİZ KAHRAMAN
K
ırım’ın Rusya’ya bağlanması kararı dünya kamuoyunun dikkatini bu bölgeye çevirmesine neden oldu. Türkiye daha önce NATO tarafından yürütülen Akdeniz merkezli anti-terörizm ve deniz güvenliği odaklı Operation Active Endeavour’un Karadeniz’e genişletilmesine NATO üyesi olmasına rağmen karşı çıkmıştı. Türkiye’nin bugüne kadar Montrö Sözleşmesi konusundaki hassasiyetini koruması üzerine Washington yönetimi, Karadeniz’deki vardığını deniz kuvveti ile değil, Karadeniz’e kıyıdaş olan ülkelerdeki askeri üsleri aracılığı ile güçlendirme yoluna gitmeye başladı.
İşadamlarına salma! 30 Mart seçimleri yapıldı. Seçimlerde en büyük parayı AKP harcadı. AKP çevrelerinde, “Masraflar geçen seçimleri ikiye katladı” deniyor. Devlet olanakları da ayrı. Peki bu kadar para nereden bulundu? AKP kulislerinde ayrıntı çok. İşadamları tek tek tespit edilmiş. Kimin ne vereceğini bizzat “en tepe” belirlemiş. İş sadece rakamı tebliğ etmeye kalmış. İstersen verme! Kimse “hayır” diyememiş. Kendi aralarında bağırıp çağırsalar da, “Bu kadar da olmaz” deseler de, “Naktimiz yok, nereden bulacağız” diye yakınsalar da bir şekilde bulup vermişler. Bir işadamından söz ediliyor. Hangi kasaya girdi bilmiyorum ama “Hazine yardımından fazla katkı yaptı” deniliyor. İstanbul sahillerinde büyük ihaleler almış. Televizyonu için “Resmi AKP yayın organı” ifadesi kullanılıyor. Para yüksek olsa da AKP’liler, “AKP döneminde kazandıklarının zekatı bile değil” diyor.
Cumhurbaşkanlığı seçimi öncesinde bu tür toplum mühendislikleri zaten bekleniyordu. Muhtemeldir ki 2010’daki referandum misali ülkücüler üzerinden hesaplar yapılıyor. Saldırının CHP ile MHP birlikteliğini sabote etme hedefinin yanısıra Kemal Kılıçdaroğlu mağdur olsun düşüncesi de olabilir. Bu şekilde CHP’de yenilenme olmasın ve yeni bir dalga oluşmasın isteniyordur ki
POLİTİKA GÜNLÜĞÜ
Hazırlayan: Füsun İKİKARDEŞ
Anlaşmaların uzatılması gündemde Gelişmelere ilişkin olarak ABD ile Rusya arasındaki cepheleşme giderek keskinleşirken, Washington yönetiminin de bir süredir Romanya ve Bulgaristan’daki üsleri ile ilgili bir çalışma yaptığı da ortaya çıktı. Bu çalışmanın, ABD’nin bu iki ülkedeki üslerinin kapasitesinin büyütülmesi, asker sayısının ve etkinliğinin arttırılmasını kapsadığı öğrenildi. Edinilen bilgilere göre ABD ayrıca, 2005 yılında Romanya ve 2006 yılında Bulgaristan ile 10 yıl süreli olarak imzalanan anlaşmaların sürelerinin de uzatılmasını istiyor.
Türkiye’ye paylaşıldı ABD yönetimi, bu yaklaşımını
Türkiye ile hem askeri hem de diplomatik kanallar aracılığı ile de paylaştı. Ukrayna krizinin tırmanması üzerine ABD’nin, Köstence limanındaki “Mihail Kogalniceanu” hava üssünde Amerikan askerlerinin sayısını artırmak için bu ülkenin yönetiminden izin istemesinin arkasında da bu projesinin yattığı belirtiliyor. “Mihail Kogalniceanu” hava üssü, halen Afganistan’dan çekilen Amerikan askerleri için koridor olarak da kullanılıyor. Romanya ve Bulgaristan’ı ABD’nin Avrupa Ordusu (USAREUR) Doğu Ortak Hareket Gücü (JTFE) çerçevesinde ortak yürüttüğü faaliyetlerin kapsamının da genişletilmesinin söz konusu olduğu belirtiliyor. Bulgaristan ve Romanya, ABD ile askeri ekipman, eğitim alanlarında da işbirliği yapıyor.
ABD: Kıbrıs’a ilgimiz AB ile müzakereler askıya alınabilir devam ediyor A 7 mayıs 1995
DENİZ KAHRAMAN
K
ıbrıs’a gelen ABD Dışişleri Bakanlığı Müsteşar Yardımcısı Eric Rubin, KKTC Cumhurbaşkanı Derviş Eroğlu ve Rum Yönetimi Lideri Nikos Anastasiadis ile ayrı ayrı görüşürken, “sürece ilgimiz, desteğimiz devam ediyor” mesajı verdi. Aydınlık’ın KKTC Cumhurbaşkanlığı kaynaklarından aldığı bilgiye göre, Rubin, Eroğlu’na özel bir mesaj getirmedi. Eroğlu’na “sürece ilgimiz, desteğimiz devam ediyor” diye konuştu. Rubin, temaslarının ilkini Rum Yönetimi Başkanı Anastasiadis’le gerçekleştirdi. Rubin, görüşmenin ardından yaptığı açıklamada, Washington’un, iki tarafın beklentilerinin karşılanmasına yardımcı olacak yöntemlerin bulunmasını destekleyeceğini ve güven yaratıcı önlemlerin bulunmasına yardımcı olacağını söyledi. Eric Rubin, daha sonra da KKTC’ye geçerek Cumhurbaşkanlığı Sarayı’na gitti.
ABD: Bu yıl tarihi bir ilerleme kaydedilecek Eroğlu ile yaklaşık 1 saat süren görüşmenin ardından gazetecilere açıklamada bulunan Rubin, Amerika Birleşik Devletle-
ri’nin müzakere sürecinin başarısı için iki halk ve liderin çabalarını desteklediğini kaydetti. Rubin, “Bu yılın tarihi bir ilerleme kaydedileceği bir yıl olacağından çok ümitliyiz ve desteklemek için üzerimize düşeni yapmaya hazırız” d e d i . ABD’nin müzakere sürecinin takvimlendirilmesine ilişkin soruya karşılık Rubin, “Hızlı bir sürece ihtiyaç duyulduğuna inanıyoruz. Desteğimiz de bunadır.” dedi.
Eroğlu: Haziran’da 4’lü zirve ile kapatalım KKTC Cumhurbaşkanı Eroğlu da müzakerelerin Haziran’da tamamlanmasını öngören bir yol haritası çizdiklerini, ancak bunu Rum Yönetimi Lideri Nikos Anastasiades’in kabul etmediğini söyledi. İkinci çapraz görüşmelerin de Mayıs ayında yapılmasını önerdiklerini belirten Eroğlu, 4’lü zirveyi de Haziran ayında yapmayı planladıklarını kaydetti. Rumların, bu güne kadar yapılan görüşmelerin taramasını yaptığını belirten Eroğlu, Kıbrıs Türk tarafı olarak bunun 15 Nisan’da tamamlanmasını istediklerini söyledi.
KP hükümetinin 2004 yılında “Avrupalı olduk” diyerek iç kamuoyuna pazarlayıp başlattığı müzakere süreci, Başbakan Tayyip Erdoğan’ın, Haziran Ayaklanması’ndan başlayıp, 17 Aralık’ta büyük yolsuzluk operasyonu ile devam eden süreçte izlediği politikalar nedeniyle tehlikeye girdi. Avrupa Birliği’nin siyasi kriterlerinin ciddi anlamda ihlal edildiği gerekçesiyle, Türkiye ile müzakereleri askıya alınmasını değerlendirmeye başladığı öğrenildi. Türkiye’de güçler ayrılığı ilkesinin fiilen ortadan kaldırıldığını, ifade özgürlüğünün kısıtlandığını ve zaman zaman tamamen ortadan kaldırıldığını düşünen AB’nin, Türkiye İlerleme Raporu ile birlikte müzakere sürecinin askıya alabileceği belirtiliyor. 30 Mart yerel seçim sonuçları, Ankara’daki diplomasi kulislerinin de en önemli gündem maddesi durumuna geldi. Özellikle Batılı ülkelerin diplomatları, seçim sonuçlarının siyasal, sosyal ve ekonomik boyutları ile değerlendirirken, AB de Türkiye’yi ciddi anlamda mercek altına aldı. Aydınlık’a ulaşan bilgilere göre değerlendirmelerin ana eksenini şu başlıklar oluşturuyor
Siyasi kriterler önemli ölçüde ihlal edildi Türkiye AB ile müzakerelere başladığında, Kopenhag kriterleri olarak bilinen siyasi kriterleri tamamen karşılama taahhüdünde bulundu. Bu kriterlerin te-
yakından izleneceği ve AB Komisyonu’na yeni atanacak komiserlerin göreve başlamasından sonra bu konunun önemli bir gündem maddesi olabileceğine dikkat çekiliyor.
7 Mayıs 1995 tarihli gazete küpürü. Her hükümet benzer vaatlerde bulundu
melini, işleyen bir demokrasi, insan haklarına saygı ve hukukun üstünlüğü oluşturuyor.
Demokrasiden uzaklaşıyor AKP’nin son dönemdeki politikaları Türkiye’yi işleyen bir demokrasiden uzaklaştırmaya başladı. Güçler ayrılığı fiilen ortadan kalkmış gibi görünüyor. Yargı bağımsızlığında çok ciddi sorunlar var. Yargı reformunun uygulamasına bakıldığında bunun göstermelik olduğunu göze çarpıyor.
Yolsuzluk AKP, AB’nin en temel yaklaşımlarından biri olan şeffaflık ve hesap verebilirlik konularında taahhüdlerini yerine getirmiş değil. Son dönemdeki yolsuzluk iddialarından sonra işleyen süreç bunun örneği.
Basın ve ifade özgürlüğü Twitter ve Youtube’un seçim öncesinde kapatılması, gazetecilere yönelik baskı politikası ve doğrudan Başbakan tarafından gazetelerin yayın politikalarına müdahale edilmesi kabul edilemez. Türkiye’de halen, çok sayıda gazeteci cezaevinde. Ağustos ayında yapılacak Cumhurbaşkanlığı seçimlerine kadar sürecin
İç politika malzemesi Öte yandan, Erdoğan’ın iç politikada sıkıştığı her durumda, topu ‘dış güçler’e atması ve çoğu durumda AB’yi işaret etmesinin, birçok Avrupa başkentinde rahatsızlık yarattığı da belirtiliyor. Ankara’daki diplomasi kulislerinde, “AB, bir konuda uyarıda bulunup ‘Türkiye şunu eksik ya da yanlış yapıyor’ dese, Erdoğan’ın bu durumu iç politika malzemesi olarak kullandığını görüyoruz. Bu büyükelçilerinize resmen sorulduğu zaman da, ‘bu açıklamalar siyasi’ yanıtını alıyoruz. Bu, Batılı anlamda siyaset anlayışı açısından kabul edilebilir değil. Kaldı ki, Erdoğan işine geldiği zaman Avrupalı kartını da oynayabiliyor” değerlendirmeleri konuşuluyor.
9 NİSAN 2014 ÇARŞAMBA
Hazırlayan: Şafak TERZİ
UKRAYNA’NIN DOĞU BÖLGELERİ DE REFERANDUMA GİDİYOR
halklailiskiler@aydinlikgazete.com
Prof. Dr. Mehmet
YUVA
yuvacenudi@gmail.com
Yanlış at: Suudi Hanedanlığı
S
Harkov, Luhansk ve Donetsk de ‘Rusya’ dedi
Ukrayna’nın Rus ağırlıklı doğu bölgelerinde 3 kentte halk ayaklandı. Kiev hükümetini tanımadığını ilan eden Donetsk ili,11 Mayıs’ta Rusya’ya bağlanma referandumu düzenleme kararı aldı
K
ırım’ın Rusya’ya katılma kararı almasının ardından, Ukrayna’nın doğusundaki üç kent de Rusya’ya katılmak için ayaklandı. Zengin sanayi ve maden kenti Donetsk’te hükümet binalarına Rus bayrakları asıldı ve “bağımsız Donetsk Cumhuriyeti” ilan edildi. Halk ve bölge yönetimi 11 Mayıs’ta Rusya’ya bağlanma referandumu düzenleyeceklerini açıkladı. Harkov ve Luhansk’da da referandum talebiyle halk hükümet binalarına girdi. Luhansk’ta Ukrayna Güvenlik Servisi binasına giren halk, cephanelikteki silahlara el koydu. Bölge halkı, Moskova’ya, faşist Kiev yönetiminden korunmaları için bölgeye barış gücü gön-
dermesi çağrısı da yaptı. Ukrayna’nın Batı yanlısı batı-Rusya yanlısı doğu olarak ikiye bölünmesini resmileştirebilecek gelişmeler pazar günü tırmandı. Rusça konuşanların çoğunlukta olduğu Donetsk, Luhansk ve Harkov’da referandum talebiyle yürüyüşler yapıldı. Devrik Devlet Başkanı Viktor Yanukoviç’in de memleketi olan Donetsk’te 2 binden fazla kişi Lenin Meydanı’nda toplandı. Protestocular Kiev’deki yasadışı cunta diye tanımladıkları hükümete, siyasi baskı ve zulme son verme, bölgenin kendi kaderini tayin hakkına saygı duyma çağrısı yaptı. Kiev’in atadığı yeni Donetsk Valisi Sergey Taruta’nın kenti
terk etmesini isteyen halk, daha sonra Ukrayna Güvenlik Servisi binasına Rusya bayrağı çekti. Protesto liderlerinden biri, Kırım tipi referandum istediklerini belirtip, “Bölge milletvekilleri derhal toplanıp referandum kararı almalı” dedi.
Serbest bırakıldılar Daha sonra bina içinde oylama yapan halk, 11 Mayıs’ta Rusya’ya katılmak için referanduma gidileceğini duyurdu. ‘Donetsk Ulusal Konseyi’, “Donetsk Halk Cumhuriyeti, Donetsk Oblastı sınırları içerisinde kurulacak. Bu karar, referandum sonrasında hayata geçecek” dedi. Kiev’deki Faşist yönetimin yolladığı
Vali Taruta ise “Doğuda yasadışı darbe yapılıyor”sözleriyle tepkisini gösterdi. Luhansk’ta Ukrayna Güvenlik Servisi binası önünde toplanan protestocular, martın ortasından beri gözaltındaki Rusya yanlısı lider Aleksandır Haritonov ve 15 eylemcinin bırakılmalarını talep etti. Halk, “Siyasi tutsaklara özgürlük” diye bağırdı. Luhansk Bölge Valisi ve Güvenlik Servisi Bölge Başkanı 6 eylemciyi bırakmayı kabul etti. Ancak önceki gün güvenlik servisi binasındaki cephaneliğe girenler, silahlara el koydu. Harkov’da ise Rusya yanlıları aşırı sağcı Sağ Sektör üyeleriyle şiddetli çatışmalara girerek hükümet binalarını bir süre işgal etti.
Harkov’a ‘askeri operasyon’ düzenlendi İran ve Pakistan’dan Hürmüz’de tatbikat
İran ve Pakistan, dünya petrolünün şahdamarı niteliğindeki Hürmüz Boğazı’nda ortak askeri deniz tatbikatı başlattı. Hürmüz Boğazı’nın doğusunda icra edilen tatbikata, Pakistan donanması, aralarında biri denizaltı olmak üzere üç savaş gemsiyle katılıyor. İran, ortak tatbikatın iki ülke arsındaki askeri işbirliğini güçlendirmeyi amaçladığını bildirdi. Tatbikatın bir gün süreceği belirtildi. Daha önce Tahran yönetimi, ABD ve İsrail tarafından askeri saldırıya uğraması halinde stratejik Hürmüz Boğazı’nı kapatacağı uyarısında bulunmuştu. Denizden taşınan dünyadaki petrolün yaklaşık 3’te 1’i Hürmüz Boğazı’ndan geçiyor. (DHA)
Neo Nazi işgali altındaki Kiev hükümeti İçişleri Bakanlığı, Harkov’a bir “antiterörizm operasyonu” düzenlendiğini açıkladı. Şehir merkezinin güvenlik çemberine alındığı belirtilirken, metro seferleri de askıya alındı. Rus Dışişleri Bakanlığı ise Kiev hükümetini gösterileri bastırmak
için askeri gücü kullanmaktan vazgeçmeye çağırdı ve ekledi: ‘Bu bir iç savaşa sebep olabilir.’ Söz konusu şehirlerde Rusya yanlısı göstericilerle Ukraynalı göstericiler arasında çatışmaların yaşanması, Rus Dışişleri Bakanlığı’nın bu uyarısını haklı çıkarır nitelikte.
Washington ise Moskova’nın bölgeyi istikrarsızlaştırma taktikleri izlediğini iddia ederken bu eylemlerden vazgeçme çağrısı yaptı. Amerikan Dışişleri Bakanı John Kerry’nin 10 gün içerisinde Rus mevkidaşı Sergei Lavrov ile biraraya gelmesi bekleniyor.
uudi Hanedanlığı bir İngiliz-Amerikan ürünüdür. İktisadi- siyasi faaliyetlerini bu eksen üzerinden yürütür. İki kutsal mekânın (Mekke ve Medine) hamisi konumunda olması hasebiyle dünyada İslam ile alakalı konu ve gelişmelere karşı “duyarlı” olmak zorundadır. Suudi hanedanlığın İhvan hareketi ile başlayan muhabbeti, Arap Milliyetçiğin simgesi olan Mısır eski Devlet başkanı Cemal Abdul Nasır ve müttefikleri Yemen, Irak, Suriye gibi ülkelere karşı oluşturulan cephe ile alakalıdır. Nasır’a karşı başarısız olan İhvan mensupları Suudi Krallığında koruma ve barınma hakkı elde ettiler. Ancak resmi bir statü veya temsilcilik alamadılar. Müslüman Kardeşler Örgütünün önemli katkıları ile 1962 tarihinde Mekke’de kurulan Dünya Müslüman Ligi ile 1972’de Cidde’de tesis edilen Dünya Müslüman Gençliği kurumları üzerinden Ürdün, Suriye, Mısır, Irak ve diğer Müslüman ülkeler üzerinde etkin bir konuma gelmiştir. Eylül 1969 tarihinde Fas’ın başkenti Rabat’ta toplanıp, İslam ülkelerini çatısı altında toplamak üzere kurulan 57 üyeye sahip, Avrupa Konseyi veya Birleşmiş Milletler gibi uluslararası hukuk tüzel kişiliğini haiz bir uluslararası teşkilat olan İslam İşbirliği Teşkilatını maddi olarak en çok katkı yapan Suudi hanedanlığının bir aracı konumundadır. Bundan dolayı Suudi hanedanlığın arzu etmediği İslam âleminde hâsıl olan hiçbir konuda etkin müdahil olamamaktadır.
İsrail’le bir meselesi yok Tarihte Kral Faysal dönemi gibi ferdi ve fevri karşı çıkmalar hâsıl olmuş olmasına karşın, genelde İsrail’in varlığı ve yayılmacı zihniyeti ile bir meselesi yoktur. Kudüs ve Aksa’nın Müslümanlar için taşıdığı değerden dolayı cılız protestolara müsamaha gösterir. Ancak son merhalede, Kudüs ve Aksa konuları dış politikasında mihver değildir. Filistin halkının maruz kaldığı mezalime karşı homurdanır görüntüsü verir, lakin bu tavır teorik öfke dışına çıkmaz. Gazze bölgesinde güçlü olarak zuhur eden Hamas örgütünün varlığına kadar Filistin örgütlerine karşı derin bir antipati duymuştur. En “ılımlı” Filistin örgütlerini bile Sol, Komünist ve Batı karşıtı anarşist oluşumlar olarak telakki etmiştir. Batı karşıtı devletleri ve siyasi oluşumları, türü ve tarzı ne olursa olsun, düşman kabul eder. Şii-Alevi inancı, geleneksel Sünnilik ve özellikle Ariflerin, iç yüzü ilâhî aşk, dış yüzü güzel ahlâk olarak tanımladıkları Sufilik felsefesine “nifak ve küfür” tohumu olarak bakar. Geleneksel Yahudilik ve Ortaçağ Protestan itikadın Suudi versiyonu olan Vahhabizm dışında kalan İslam meşreplerine karşı derin bir şüphe duyar.
İran’dan her daim rahatsız İran’ın Körfez ülkeleri ile sahip olduğu güçlü ticari bağlar ve İran İslam Cumhuriyetinin Şii ve ılımlı Sünni topluluklar üzerindeki nüfuzu onu her daim rahatsız etmiştir. Muazzam bir Petro-Dolar gücüne haiz olması, Dünya İslam âleminin merkezi olması gerektiği yönünde bir beklenti içindedir. Adı ve ehemmiyeti ne olursa olsun, kendisi dışındaki siyasi-iktisadi alternatiflere tahammül etmez. Bütün siyasi-askeri oluşumları araç olarak görür. Bir müddet kullanılır ve sonra rafa kaldırılır. İster laik, Arap, Farisi veya Türk milliyetçi kimlik ister İslami kimliklerle zuhur eden güçlü bir Mısır, Suriye, Irak, Türkiye veya İran kâbusudur. Bu politikaları İsrail, AB ve ABD ile örtüşmektedir. Suudi hanedanlığın, Suriye ve Mısır hadiselerin ardından, Müslüman Kardeşler Örgütü, El-Nusra, Irak-Şam İslam Devleti gibi örgütleri geçen Mart ayında terör listesine almasının arkasındaki en önemli gerekçe Erdoğan iktidarının Müslüman kardeşler Örgütü üzerinden bölgesel bir hegemonya arzusuna gem vurmak içindir. “Müttefik” olarak gördüğünüz ABD ve Suudi hanedanlığı sizi her daim hüsrana uğratan yanlış at misalidir. Tarih yoksunu olanlar yanlış ata oynamaya devam ederler. Seymour Hersh ve malum merkezlerin Suriye, Libya ve Mısır faturalarını orada her şeyi ile aktif yer alan Suudi, Katar, ABD, Fransa ve İsrail yerine Türkiye’ye kesmelerinin nedenini anlamayacak kadar ahmak mısınız? Doğu Ğuta bölgesinde Suudi istihbarat Şefi Bendar’ın adı geçerken bu faturayı sadece size kesmelerinin amacını idrak edemeyecek kadar öngörü yoksunu musunuz? Suudi hanedanlığı gibi dünyadaki selefi, tekfiri örgütlerin anası olan bir rejim bile dünya kamuoyunda terörist olarak kabul edilen örgütlerden vazgeçiyor ise ve siz halen bu örgütlerle Şam’da namaz hayalleri peşinde koşuyorsanız, kendiniz ve Türkiye için kurulan kumpas ve hazin sonu görmeyecek kadar kör müsünüz? ABD-Suudi atının size vurduğu çifte aklınızı başınıza ne zaman getirecek?
T.C. ÇANAKKALE 1. CRA DA RES TA INMAZIN AÇIK ARTIRMA LANI 2013/176 TLMT. Satılmasına karar verilen taşınmazın cinsi, niteliği, kıymeti, adedi, önemli özellikleri: GEM S C L DA RES KÜTÜK KAYIT ÖRNE SİCİL LİMANI VE NUMARASI : ISTANBUL - 3929 TCAN6 BAĞLAMA LİMANI VE NOSU : İSTANBUL - 2407 GEMİNİN ADI : ORSA MEHMET GEMİNİN CİNSİ : KURUYÜK GEMİSİ “ÇELİK” GEMİNİN BOYU : 49,71 GEMİNİN ENİ : 8,57 GEMİNİN DERİNLİĞİ : 5,05 GROS TONİLATOSU : 637 NET TONİLATOSU : 342 YAPILDIĞI YER VE ZAMAN : İSTANBUL 1969 Tadil: 1989/Tadil: 1996 MESAHA LİMANI VE NOSU : İSTANBUL-14178 MAKİNENİN GÜCÜ : 660BHP Özellikleri : Çanakkale Liman Başkanlığının 4.3.2013 tarih 788 sayılı yazıları ile tamir kabul etmez kararı ile hurda olduğu tespit edilmiştir. Hali hazırda da geminin köprü üzerinde seyir cihazları ve haberleşme ekipmanlarının eksik veya kullanılamaz durumda olduğu, gemi üzerinde bumlar, demir ve demir ırgatının olmadığı, su altında kalan makine dairesinde ana makinenin bulunduğu ancak çalışamaz dununda olduğu, makinenin gücü kayıtlarda 660BHP ise de, çalışamaz durumda olduğu, elektrik devresinin kullanılamaz halde olduğu görülmüştür. Orsa Mehmet isimli geminin hali hazırda değeri ancak hurda vasfıyla değerlendirilmektedir. Bu nedenle geminin bugünkü değeri yapılan incelemede, gemi denge kipatcığında 439 ton boş ağırlık olarak tespit edilmiştir. Geminin 1969 yapımı olması nedeniyle 44 senede %15 erime olduğu düşünüldüğünde, boş ağırlığının 373 ton olduğu düşünülmektedir. Bumlar, demir ve demir ırgatlarının gemi de olmaması da 25 tonluk bir kısmın olmadığı hesaplandığında, geminin boş ağırlığının 348 ton olduğu mütala edilmiştir. Günümüz rayiç bedelleri (hurda) tonu, Aliağa hurda teslim fiyatı 250 dolar olarak kabul edildiğinde, toplam gemi değerinin 87.000,00Dolar olduğu, ancak geminin hurda olması ve yerinde söküm yapılması nedeniyle söküm masrafları, nakliye ve çevre temizliği gibi giderlerden ton başı 150 dolar masraf olacağı düşünülmektedir. Masrafların toplam değeri 52.200Dolar etmektedir.Bu durumda GEMİNİN SATIŞA KONU DEĞERİNİN 34.800,00DOLAR OLDUĞU TAKDİR EDİLMİŞTİR. KIYMET : 34.800,00 DOLAR (Sat günü itibariyle dolar n CAR DÖV Z SATI KURU ÜZER NDEN TÜRK L RASINA ÇEVR LMES NET CES MATRAH BULUNACAKTIR. TEM NATI : 6.960,00 DOLAR ( Sat günü itibariyle dolar n CAR DÖV Z SATI KURU ÜZER NDEN TÜRK L RASINA ÇEVR LMES NET CES MATRAH BULUNACAKTIR. Adresi : Çanakkale Kepez Liman i letmesinde ba l KDV oran : % 18 Kayd ndaki erhler : 1. Sat Günü : 15/05/2014 günü 14:00 - 14:05 arası 2. Sat Günü : 09/06/2014 günü 14:00 - 14:05 arası
Sat Yeri IBAN NO VERG NO LAN EKL
: Çanakkale Kepez Liman işletmesi : TR 2700 0150 0158 0072 9049 8213 : 22 90 04 95 96 : 1- Taraflara tebliğ, gemi sicilinde kayıtlı bulunan ilgililerin gemideki kayıtlı adreslerine tebliği veya adres kayıt sistemindeki adreslerine tebliği. 2- Elektronik ortamda ve Gazete ile yapılan iş bu satış ilanı tebligat imkansızlığı ve tebligat yapılamayan ilgililere, tebligat yerine kaim olmak üzere İlanen tebliğ, 3- İİK.un 151.Md.göre sıraya itiraz : Alacağa mahsuben ihalenin yapılması veya satış bedelinin sıra cetveli yapılmadan ipotek alacaklısına ödeneceğinden, alakadarların satışı takip ederek İİK 142. md. Göre itirazları olanların bu hakkını ( 7 ) yedi gün içinde kullandıklarına dair dosyamıza derkenar ibraz etmeleri, İİK. 83, 100, 142, 151 ve MK 789, 777. maddelerine göre ayrıca ilanen tebliğ olunur. Sat artlar : 1- İhale açık artırma suretiyle yapılacaktır. Birinci artırmanın yirmi gün öncesinden, artırma tarihinden önceki gün sonuna kadar esatis.uyap.gov.tr adresinden elektronik ortamda teklif verilebilecektir.Ancak teminat bedeli dolar cinsinden olmakla, satış günü itibariyle DOLARIN CAR DÖV Z SATI KURU ÜZER NDEN TÜRK L RASINA ÇEVR LMES ET CES MATRAH BULUNACAKTIR. Bu artırmada tahmin edilen değerin %50 sini ve rüçhanlı alacaklılar varsa alacakları toplamını ve satış giderlerini geçmek şartı ile ihale olunur. Birinci artırmada istekli bulunmadığı takdirde elektronik ortamda birinci artırmadan sonraki beşinci günden, ikinci artırma gününden önceki gün sonuna kadar elektronik ortamda teklif verilebilecektir. Bu artırmada da malın tahmin edilen değerin %50 sini, rüçhanlı alacaklılar varsa alacakları toplamını ve satış giderlerini geçmesi şartıyla en çok artırana ihale olunur. Böyle fazla bedelle alıcı çıkmazsa satış talebi düşecektir. 2- Artırmaya iştirak edeceklerin, tahmin edilen değerin % 20’si oranında pey akçesi veya bu miktar kadar banka teminat mektubu vermeleri lazımdır. Satış peşin para iledir, alıcı isteğinde (10) günü geçmemek üzere süre verilebilir. Damga vergisi, KDV, gemi tescil ve teslim masrafları alıcıya aittir. Tellaliye resmi, taşınmazın aynından doğan vergiler satış bedelinden ödenir. 3- İpotek sahibi alacaklılarla diğer ilgilerin (*) bu gayrimenkul üzerindeki haklarını özellikle faiz ve giderlere dair olan iddialarını dayanağı belgeler ile (15) gün içinde dairemize bildirmeleri lazımdır; aksi takdirde hakları tapu sicil ile sabit olmadıkça paylaşmadan hariç bırakılacaktır. 4- Satış bedeli hemen veya verilen mühlet içinde ödenmezse İcra ve İflas Kanununun 133 üncü maddesi gereğince ihale feshedilir. İhaleye katılıp daha sonra ihale bedelini yatırmamak sureti ile ihalenin feshine sebep olan tüm alıcılar ve kefilleri teklif ettikleri bedel ile son ihale bedeli arasındaki farktan ve diğer zararlardan ve ayrıca temerrüt faizinden müteselsilen mesul olacaklardır, ihale farkı ve temerrüt faizi ayrıca hükme hacet kalmaksızın dairemizce tahsil olunacak, bu fark, varsa öncelikle teminat bedelinden alınacaktır. 5- Şartname, ilan tarihinden itibaren herkesin görebilmesi için dairede açık olup gideri verildiği takdirde isteyen alıcıya bir örneği gönderilebilir. 6- Satışa iştirak edenlerin şartnameyi görmüş ve münderecatını kabul etmiş sayılacakları, başkaca bilgi almak isteyenlerin 2013/176 Tlmt. sayılı dosya numarasıyla müdürlüğümüze başvurmaları ilan olunur. 03/04/2014 (İİK m. 126)_ (*) ilgililer tabirine irtifak hakkı sahipleri de dahildir. * : Bu örnek, bu Yönetmelikten önceki uygulamada kullanılan Örnek 64’e karşılık gelmektedir. BASIN: 22867 (www.bik.gov.tr)
Resmi ilanlar www.ilan.gov.tr’de
Hazırlayan: Aysen BEYAZ
9 NİSAN 2014 ÇARŞAMBA
halklailiskiler@aydinlikgazete.com
DÜNÜN ÇÖZÜMLERİ Sudoku 2
Sudoku 1
Kakuro 1
Aydınlık
KURULUŞ. 1921
ŞEFİK HÜSNÜ DEĞMER
Kakuro 2
Yıl. 94 Sayı. 2341
VATAN - EMEK - NAMUS
Sahibi Anadolum Gazetecilik Bas. Yay. San. ve Tic. A.Ş. Genel Müdür Celal Demirel Genel Yayın Yönetmeni Mustafa İlker Yücel Yazıişleri Müdürü Ergün Gedek Sorumlu Müdür Murat Şimşek
Kare
Haber Koord. Haber Müdürü Haber Md. Yrd İstihbarat Şefi Haber Araştırma Ekonomi
Önder Öztürk Kültür Sanat Hayati Asilyazıcı Erdem Atay Dünya Şafak Terzi Emek Esin Turhan Cansu Yiğit Toplum Özlem Konur Usta Sezim Özadalı Ceyhun Bozkurt Spor Anıl Budak Recep Erçin Bilgi İşlem Güven Karakurt Ankara İsmet Özçelik İzmir Hayati Özcan Avrupa Beyhan Yıldırım Reklam Müdürü: Kamile Karakadılar Genel Müdür Yardımcısı (Tüzel Kişi Temsilcisi) Metin Aktaş Genel Müdür Yardımcısı (Personel ve İdari) İsmet Öğütücü Genel Müdür Yardımcısı (Baskı ve Teknik) Melih Yıldırım
Yönetim Yeri. İstiklal Cad. Deva Çıkmazı No.3/3 Beyoğlu - İstanbul
Tel. 0212 251 21 14 - 15 - 16 Faks. 251 55 06 Ankara Büro Tel. 0312 229 88 45 Faks. 0312 229 88 47 İzmir Büro Tel ve Faks. 0232 489 16 15 Avrupa Tel: 0049 69 25 62 88 73 E-Posta: haber@aydinlikavrupa.eu Adana Baskı. Arslan Güneydoğu Gazetecilik Mat. ve Kağıtçılık A.Ş. Tel. 0322 435 92 77 İzmir Baskı. Arslan Güneydoğu Gazetecilik Mat. ve Kağıtçılık A.Ş. Tel. 0232 257 69 01
Ankara Baskı. Anadolum Gazetecilik Bas. Yay. San. ve Tic. A.Ş. 35. Cadde Matbaacılar Sitesi No. 11 İvedik-Ankara İstanbul Baskı. Anadolum Gazetecilik Bas. Yay. San. ve Tic. A.Ş. Oruçreis Cad. Remzi Özkaya Sok. No.16 Bahçelievler / İstanbul Tel. 0212 655 44 34
Dağıtım. Turkuvaz Dağıtım Pazarlama A.Ş.
Önerileriniz için. halklailiskiler@aydinlikgazete.com www.aydinlikgazete.com Yayın Türü. Yaygın Süreli
Sayısal
Soldan sağa 1. Ateşkes - Ahilik ocağından olan 2. Kendisine inanılan kimse - Bir derebeyinin hizmetindeki savaşçı 3. Çok, daha çok, daha fazla İradeyle ilgili 4. Bağışlama, mazur görme Kıyı - Gümüş 5. Bir müzik sesini belirtmeye yarayan işaret - Allah’ın ve insanların sevgisinden, ilgisinden yoksunluk 6. Lübnan’ın plakası - Bizmut’un simgesi - Kas 7. Belli bir anlamı olan iz, işaret Üzerine yazı yazılmış kağıt, mektup - İridyum’un simgesi 8. Yaş meyve ve sebze satan kimse - Sözünden veya kararından dönmeme 9. Sessiz, sakin - Aklama 10. Başlangıçta yer alan - Sancak, bayrak - Dudak 11. Erişmiş, ulaşmış - Eskiden İran hükümdarlarına verilen bir ad 12. Bir bilgi dalında derinleşmiş kimse, çok ve geniş bilen Hakkı yerine getirme Yukarıdan aşağıya 1. Terazi - Kaçınma, çekinme
2. Aynı işi yapanların giydikleri tek tip elbise - Dilsiz 3. At yavrusu - Türk lirası (kısa) Taşıma, aktarma 4. Bir şey üzerinde yoğunlaşan dikkat, ilgi - Habeş soylusu Lantan’ın simgesi 5. Bir bulunma hali eki - Büyük yolcu çantası 6. Sağlık, afiyet, sıhhat - Yunan mitolojisinde “adalet tanrıçası” 7. Kiloamper (kısa) - Bir haber ajansı - Hristiyan 8. Yazılı buyruk - İsyankar 9. Tümör - Edebiyatla ilgili, yazınsal - Rodyum’un simgesi 10. Çarşılarda aynı tür işi yapan esnafın bulunduğu bölüm Yayvan ve dolgun yüzlü 11. Doğru yol gösteren kimse, kılavuz - Bir desimetre küp hacmindeki sıvı ölçü birimi 12. Her olayı iyi karşılayan, her işin sonunu iyi gören - Eski Türklerde “totem”e verilen ad
Soldan sağa 1 Bizans Devletinde vali ve derebeylerin unvanı 6 Söz 10 İnsana geçebilen akut ya da gizli kuş hastalığı 12 Neon’un simgesi 13 Briçte bir koz, pik 15 Hastalık yapıcı özelliği olan mikroorganizma veya madde 17 Koşucu deve kuşu 18 Bir masal yaratığı 19 Botswana parası 20 Bir nota 21 Bir koyun türü 23 Düzen, hile 24 İklimleme cihazı 26 Bir talih oyunu 28 Slovakya (kısa) 29 Bahçelerde çiçek dikmek için ayrılan yer 30 Beygir gücü 31 Şimdiki zaman 34 Bir resmi sulandırılmış renklerle boyama ya da gölgeleme biçimi 36 “Işık …” (tiyatro oyuncusu) 38 Cezire 40 Endonezya (kısa) 41 Sazın en kalın teli ya da kirişi 42 Ani iflas 43 Endonezya (kısa) 44 Bir kumar türü 46 Kiloamper (kısa) 47 Bir yaban kuşu 48 At eyeri üzerine örtülen örtü
Yukarıdan aşağıya 1 Bir yeri merkez alma 2 Direkler üzerine kurulmuş zahire ambarı 3 Fransa (kısa) 4 Bir besin maddesi 5 Genellikle bir traktörün arkasına monte edilen ve zemini derince kazmaya yarayan bir alet 6 Blucin 7 Yarı efsanevi Yunan masalcı 8 Şamandıralarda, rıhtımlarda halat bağlamaya yarayan, sağlam mapalara geçirilmiş demir halka 9 Menkıbeler 11 İtalya’da bir göl 14 Edim, fiil 16 Bir dövüş sporu 18 Dominika (kısa) 21 Olanak 22 Kavi 25 Adını belirterek 27 Tayland (kısa) 29 Tahtaboş 30 Japonya’da bir dağ 32 Bir ilimiz 33 Bitki 35 Mevcut 37 (spor) Küt 39 Küçük akarsu 40 Karakter 42 Kapak, cilt 44 Plutonyum’un simgesi 45 Tantalyum’un simgesi
9 NİSAN 2014 ÇARŞAMBA
Hazırlayan: Murat ŞİMŞEK
PERİNÇEK, CÜNEYT ÖZDEMİR’İN SORULARINI YANITLADI:
Gül-Gülen-Erdoğan’ın 2 yılı kaldı İ
şçi Partisi (İP) Genel Başkanı Doğu Perinçek, CNN Türk televizyonunda gazeteci Cüneyt Özdemir’in sunduğu 5N1K programının konuğuydu. Programa başlarken Doğu Perinçek’in gerçek bir dava adamı olduğunu söyleyen Özdemir, Perinçek’e Akit gazetesine verdiği röportajı sordu. Perinçek, “Biz bu kavganın tarafı olan ne F örgütten ne de AKP’den tarafız. Biz milletin tarafındayız” dedi.
‘İkisine de karşıyız’ Akit’le söyleşisinde “Erdoğan’ın
F örgütüne karşı yaptığı her eylemlerde beraberiz” dediğini hatırlatan Özdemir, Perinçek’in bu söze açıklık getirmesini istedi. İP lideri Perinçek, “F örgütünün ve AKP’nin kökünü kazıyan her türlü eylemin yanındayız. Göreceksiniz Gülenler, Erdoğanlar, Güller bu ülkenin tepesinden gidecekler. F örgütü de Türk devletinin içine yerleşmiş bir yeraltı örgütüdür” diye açıklık getirdi. Özdemir, Perinçek’e AKP ve PKK eliyle yürütülen “çözüm süreci”ne nasıl baktığını sordu.
A
dı İhsan Çaralan. Evrensel gazetesinin başyazarı. Bakmayın başyazar olduğuna. Yazılarının içeriği incir çekirdeğini doldurmuyor. Çaralan, dünkü yazısında yine “solculuk” yaparak BDP savunmasına geçti. Hedefinde ne gariptir, solcular vardı. Ulusalcı Sol’un, “Kürtlerin kimi haklarının tanınması karşılığında BDP, AKP Anayasası’na destek verecek!” kampanyasını yürüttüğünü söyleyen Çaralan, bu çevrelerin “halkların ve ilerici demokrat güçlerin saflarında kargaşa yaratmak gayreti içinde” olduğunu iddia etti. Çaralan, Aydınlık’ın da dahil ol-
Abdülkadir Selvi’ye sorular
‘Barış değil kanlı süreç’ Perinçek, “Bu süreç barış süreci değil, kanlı bir süreç. Türkiye’yi bölünmeye götüren bir süreç. Bu sürecin hedefi, PKK’yı siyasallaştırmak ve sistemin ikinci partisi haline getirmektir. “Bizim çözüm önerimizde, PKK silahları bırakır, örgütü dağıtırsa genel af ilan ederiz” diye konuştu. “Bu af Öcalan’ı da kapsar mı?” diye soran Özdemir’e Perinçek, “Kişiye özel af olmaz, genel af çıkıyorsa herkesi kapsar” yanıtını verdi.
Çaralan neden yazar?
Aydınlık’ın başyazısı tartışma yarattı
duğu gazetelerin, BDP’nin Erdoğan’a destek vereceği iddialarına tepki gösteriyor. Oysa BDP Grup Başkanvekili Pervin Buldan, “Erdoğan’ı desteklecek misiniz?” sorusuna “Taleplerimizi karşılayacak adımlar olursa önemli kararlar alabiliriz” yanıtını vermişti. Daha geçen hafta PKK’lı Duran Kalkan’ın “AKP’nin üzerine gidecekler, yanıltmaya çalışacaklar” dedi. Çaralan’ın yazısında “Ergenekoncuların”, Erdoğan’ın arkasında saf tuttuğu gibi akla ziyan tespitler var ki o noktalara hiç yorum bile yapmıyoruz. Kuyrukçuluğun sonu sağa sola sallanmaktır sonuçta.
G
enel Yayın Yönetmenimiz M. İlker Yücel’in dün birinci sayfada yayımlanan “Tevkifatsız ‘komünist’ler” başlıklı yazısı, internette çok tartışılan konular arasına girdi. Yücel’in yazısını yayınlayan Odat TV, “Aydınlık’ın hedefinde bu kez TKP var” başlığını kullandı. Yazıya internet sitelerinde ve sosyal medyada çok sayıda yorum yapıldı. İşte seçtiğimiz eleştirilerden bazıları: -Yazıda tırnak içinde
twitter.com/medyaninhalleri
komünist yazıyor. “Komünist” olanlar alınsın. Yazıda yanlış bir saptama yok. -Herkese savaş açan kaybeder. Öfke ile kalkan zararla oturur. Daha yumuşak dil tercih edilmeli. -Ancak bu kadar güzel tarif edilebilir, ancak bu kadar cuk oturtulurdu. Teşekürler İlker Yücel. -İlker Yücel’in son yazısındaki saptama doğru, nitelemeler yüzeysel. Oda TV’nin attığı başlık ise tıklanma edebiyatının “en yüksek aşaması”.
Y
eni Şafak gazetesi Ankara Temsilcisi Abdülkadir Selvi dün yayımlanan “Dıişleri’ndeki dinleme nasıl yapılmış” başlıklı yazısında, Hula Katliamı’nda AKP’nin parmağı olduğu yönünde haber yapan gazeteleri eleştirdi. Selvi, yazısının devamında konuyu Dışişleri’nin dinlenmesine getirdi. Ulusalcıları hedef alan Selvi, yazısına şöyle devam etti: “Bilakis memnun kaldılar. Hani bunlar ulusalcıydı. Güya vatanı her şeyin üstünde tutuyorlardı! ‘Söz konusu vatansa gerisi teferruattır’ diye sağda solda tafra yapıyorlardı. Sorsanız ‘Kuvay-ı Milliyeciler’di. Yesinler sizin Kuvayı Milliye’nizi. Siz, Kuvay-ı Milliyecilerin tırnağı olabilir misiniz? Süleyman Şah türbesine saldırı demek, Türkiye Cumhuriyeti’ne saldırı demektir. Kuvay-ı Milliyeci ruhunu taşıdığına inanların bu durumda yeri ne olması gerekir? Bir karış vatan toprağını vermemek için, ‘Vatan yahut Silistre’ ruhuyla harekete geçer, Süleyman Şah Türbesine uzanan her eli kırmak üzere seferber olur.” Selvi’ye sormadan edemiyoruz. Bizi yandaş medya manşetleri ve Dışişleri açıklaması gibi “hain” ilan etmeyi bir kenara bırakın da şu sorulara cevap verin: -Ses kaydında Davutoğlu’nun, “Başbakan (Süleyman Şah Türbesi’ne saldırı) ‘bir imkân gibi değerlendirilmeli’ dedi” sözlerine katılıyor musun? -Hakan Fidan’ın “Gerekirse Suriye’ye dört adam gönderirim. Türkiye’ye 8 füze attırıp savaş gerekçesi üretirim, Süleyman Şah Türbesine de saldırtırız” sözlerine katılıyor musun? -El Kaide yanlısı gruplara 2000 TIR silah gönderilmesine destek oluyor musun? -Bu tepkinizi neden TSK’nın kozmik odalarına girildiğinde, savaş sırları ifşa edildiğinde, komutanların ses kayıtları sızdırıldığında göstermediniz? Kendi toprağını bombalatıp savaş çıkarma hesapları yapanları savunanlar ne anlar Kuvayı Milliye’den.
YAYIN AKIŞI... YAYIN AKIŞI... YAYIN AKIŞI... YAYIN AKIŞI... YAYIN AKIŞI... 06.30 Muhabbet 08.00 Televizyon Gazetesi 10.00 Ekopolitik 11.00 Mutlu Yaşam 12.00 Haber Masası
08.00 Semra Topçu ile Güne Başlarken 10.00 Ezgi Değirmencioğlu ile Haber Saati 10.37 Ekonomi 14.00 Öğleden Sonra 17.00 Akşam Haberleri 18.15 Yüksek Adrenalin 19.00 Halk Haber 19.35 Hakan Aygün Analiz 20.00 Komplo Teorileri 21.00 En Ana Haber
07.30 Uyan Türkiye 10.00 Keyifli Sabahar 12.00 Belgesel 13.00 Haber 13 13.45 Türk Filmi 15.00 Bahar’la Güzel Şeyler 17.00 İstekleriniz 18.30 Ana Haber 20.00 Bilinen Doğrular 22.30 Umman 00.00 Keyifli Sabahar “T”
09.20 Sormak Gerek 11.30 Gündemin İçinden 13.30 Söz İstanbul’da 14.20 Habercinin Saati 15.30 Dünyadan Haberler 16.00 Güncel 17.30 Ekonomi Haberleri 18.00 Spor Haberleri 18.30 Günce 20.00 Ana Haber 21.00 Devlet Demiryolları 21.30 Hariciye Kliniği
10.40 Ekonomi 11.00 Karşı Gündem 12.00 Bugün 16.00 Dünya Hali 16.30 Paranın İzi 16.45 Afiş 17.40 Spor Vizyon 18.00 Ana Haber 19.30 5N1K 20.45 Aykırı Sorular 21.30 Tarafsız Bölge 23.30 Burada Laf Çok
10.00 Haber Merkezi 12.00 Haber Merkezi 13.00 Öğle Bülteni 14.00 Günün İçinden 15.30 Doğru Tercih 16.00 Günün İçinden 16.20 NTV’ye Sorun 17.00 Akşam Haberleri 18.15 Gece Gündüz 20.00 Ana Haber 21.20 Yakın Plan 23.00 Gece Bülteni
09.00 Doktorum 11.00 Mutfağım 12.15 Gün Arası 12.30 Kaynana Gelin Seda’ya Gelin 15.00 Evim Şahane 17.00 Arka Sokaklar 18.50 Koca Kafalar 19.00 Ana Haber 20.00 Ankara’nın Dikmeni 23.00 Takip “Yarışma”
06.45 Bugün 09.00 Beni Affet 10.00 Melek 12.00 En Güzel Bölüm 12.30 Aşkın Bedeli 14.30 Soframız 15.30 Küçük Kadınlar 16.45 En Güzel Bölüm 17.15 Beni Affet 19.00 Star Haber 20.00 Muhteşem Yüzyıl 23.30 Dizi
08.30 Yeni 1 Gün 09.15 Pepee 10.00 Her Şey Dahil 12.00 Gülben 14.00 Misafir Ol Bana 16.00 Adını Feriha Koydum 17.45 Pepee 18.15 Ana Haber 19.00 Büyük Risk 20.00 Sevdaluk 23.15 Dizi
07.00 Gülhan’ın Galaksi Rehberi 08.40 Aramızda Kalsın 12.00 Özge ile Yeni Hayat 14.30 Anlatacaklarım Var 17.00 Komedi Dükkanı 18.45 Survivor Panorama 20.15 Film: Süper Kumanda 22.15 Saba Tümer’le Bu Gece 23.45 Survivor Panorama
07.00 Kahvaltı Haberleri
08.15 Küçük Hanımefendi 10.00 Eline Sağlık 11.30 İyi Fikir 13.00 Haber 13.15 Spor 13.30 Elde var Hayat 14.50 Aileler Yarışıyor 16.50 Seksenler 19.00 Haber 19.55 Kızıl Elma 22.25 Film: Yüz Yüze 01.15 Film: Bisikletçi
10.00 Haber 11.35 Açık Büfe 12.35 Haber Kameramanı 15.00 Haber 15.35 Gündem 16.30 Haber Özetleri 16.35 Bin Kişiye Sorduk 18.00 Haber 18.30 İnsan 19.50 Kuklagiller 20.00 Ana Haber 21.00 Ufuk Çizgisi
09.35 Bakış 10.00 Haber Ajanda 12.00 Haber Masası 13.00 Gün Ortası 14.45 Ekonomide Görünüm 15.00 Güne Bakış 16.40 Ekonomide Görünüm 17.00 Ana Haber 18.00 Akşam Raporu 20.00 Televizyon Gazetesi 21.00 Habertürk Gündem 23.30 Okan Bayülgen Sunar
09.30 Gündem Özel 11.00 Nazım Usta ile Mutfak Keyfi 12.30 Parantez 13.30 Film 16.00 Hayat ve Sağlık 16.30 Ayhan Aşan ile Safa Geldiniz 18.00 Kum Saati 19.00 Sporaktif 19.30 Ana Haber 20.15 Hong Gil Dong
07.00 Geri Sayım 10.30 Piyasaya Bakış 12.00 Finans Cafe 14.30 İş Dünyasından 15.00 Piyasaya Bakış 16.00 Kapanışa Doğru 18.00 T.U.F.F Puppy 18.30 Ninja Kaplumbağalar 19.00 The Big Band Theory 20.00 Suburgatory 21.00 Major Crimes 22.00 Vikings
11.00 The Newsroom 12.00 Ellen Show 13.00 Cleveland Ateşi 14.00 The Wedding Band 15.00 The Newsroom 16.00 Ellen Show 17.00 Cleveland Ateşi 19.00 The Newsroom 20.00 Ellen Show 21.00 Doctor Who 22.00 The Tonight Show with Jay Leno
06.45 Çalar Saat 10.00 Ömre Bedel 12.30 Yemekteyiz Anadolu 14.30 Unutma Beni 16.30 Esra Erol’da Evlen Benimle 19.00 Haber 19.30 Deniz Yıldızı 20.45 Not Defteri 23.45 Çocuklar Duymasın
08.40 Genç Şefler 09.30 Annem 11.10 Kavak Yelleri 13.00 Merhamet 15.00 Hanımın Çifliği 17.10 Genç Şefler 18.10 Painkiller Jane 20.00 Sesli Güldüm 21.30 Film: Karanlıktakiler 23.30 Lie To Me
14.00 Püf Noktası 15.00 Haber Merkezi 18.00 Spor Ana Haber 19.00 Ana Haber 20.00 Gündem Özel
10.00 Müge Anlı ile Tatlı Sert 13.00 Kızlar ve Aileleri 15.00 Alemin Kralı 16.00 Zahide ile Yetiş Hayata 19.00 atv Ana Haber
22.00 Medyanın Halleri
20.00 Kara Para Aşk 23.15 Kim Milyoner Olmak
00.00 Gece Raporu
İster
T.C. MERS N 7. CRA DA RES TA INMAZIN AÇIK ARTIRMA LANI 2013/303 TLMT. Satılmasına karar verilen taşınmazın cinsi, niteliği, kıymeti, adedi, önemli özellikleri : 1 NO’LU TA INMAZIN Özellikleri : Mersin İl, Mezitli ilçe, 855 Parsel No, Cumhuriyet Mahallesi Mahalle/Mevkii, Davultepe Köyü, Mersin İli, Mezitli İlçesi, Davultepe köyü, 3 pafta, 855 parsel üzerinde kurulu, 6/3204 arsa paylı, c blok, 8. Kat 169 Nolu mesken olarak kayıtlı olan taşınmaz, Davultepe köyü, 3 pafta, 855 parsel, Belediyenin 1/1000 ölçekli imar planı dahilindedir. Şoray 2 sitesi içiresinde bulunmaktadır. Mevcut taşınmaz, Mersin-Silifke Devlet karayolunun güney kısmında ve ana yola capheli konumdadır. Site olarak sıfır denizdir. Mezitli Belediyesi, Cumhuriyet Mahallesi, Şoray 2 sitesi No: 949 adresindedir. Mevcut site içerisinde havuzu, oto parkı, bahçesi ve giriş güvenliği bulunmaktadır. Bloklar asansörlü olup, Belediyenin tüm alt yapı hizmetlerinden yararlanmaktadır. Ana yol üzerinde bulunması nedeni ile ulaşım sorunu yoktur. Daire bloğun kuzey kısmında olup, deniz, görmektedir, mevcut daire, 1 oda, 1 salon, mutfak, banyo, balkon ve diğer kısımlardan oluşmaktadır. Batı cepheli olan daire 71,00 m2 alanlıdır. Salon ve açık mutfak aynı hacimdedir. Balkonda barbekü vardır. Dairenin zemin döşemesi karo kaplıdır. Duvarları sıvalı boyalıdır. İç kapılar ahşap, pencereler hacim içinde olup, zemini ve duvarları seramik kaplıdır. Dairenin giriş kapısı ahşap ve ayrıca panjurlu demir kapı vardır. yaz kış kullanabilme özelliğine sahiptir. Adresi : Cumhuriyet Mah. GMK Bulvarı, Şoray 2 sitesi, C Blok. 8/169 Mezitli/MERSİN Yüzölçümü : 71 m2 Arsa Pay : 6/3204 mar Durumu : Mezitli Belediye Başkanlığının 1/1000 ölçekli imarplanı dahilinde. K ymeti : 65.000,00 TL KDV Oran : %1 Kayd ndaki erhler : Tapu kaydındaki gibi. 1. Sat Günü : 10/06/2014 günü 10:00 - 10:10 arası 2. Sat Günü : 07/07/2014 günü 10:00 - 10:10 arası
Sat Yeri : YENİ ADLİYE SARAYI MERSİN 7. İCRA MÜDÜRLÜĞÜ Sat artlar : 1- İhale açık artırma suretiyle yapılacaktır. Birinci artırmanın yirmi gün öncesinden, artırma tarihinden önceki gün sonuna kadar esatis.uyap.gov.tr adresinden elektronik ortamda teklif verilebilecektir. Bu artırmada tahmin edilen değerin %50 sini ve rüçhanlı alacaklılar varsa alacakları toplamını ve satış giderlerini geçmek şartı ile ihale olunur. Birinci artırmada istekli bulunmadığı takdirde elektronik ortamda birinci artırmadan sonraki beşinci günden, ikinci artırma gününden önceki gün sonuna kadar elektronik ortamda teklif verilebilecektir. Bu artırmada da malın tahmin edilen değerin %50 sini, rüçhanlı alacaklılar varsa alacakları toplamını ve satış giderlerini geçmesi şartıyla en çok artırana ihale olunur. Böyle fazla bedelle alıcı çıkmazsa satış talebi düşecektir. 2- Artırmaya iştirak edeceklerin, tahmin edilen değerin % 20’si oranında pey akçesi veya bu miktar kadar banka teminat mektubu vermeleri lazımdır. Satış peşin para iledir, alıcı isteğinde (10) günü geçmemek üzere süre verilebilir. Damga vergisi, KDV, 1/2 tapu harcı ile teslim masrafları alıcıya aittir. Tellâliye resmi, taşınmazın aynından doğan vergiler satış bedelinden ödenir. 3- İpotek sahibi alacaklılarla diğer ilgilerin (*) bu gayrimenkul üzerindeki haklarını özellikle faiz ve giderlere dair olan iddialarını dayanağı belgeler ile (15) gün içinde dairemize bildirmeleri lazımdır; aksi takdirde hakları tapu sicil ile sabit olmadıkça paylaşmadan hariç bırakılacaktır. 4- Satış bedeli hemen veya verilen mühlet içinde ödenmezse İcra ve İflas Kanununun 133 üncü maddesi gereğince ihale feshedilir, ihaleye katılıp daha sonra ihale bedelini yatırmamak sureti ile ihalenin feshine sebep olan tüm alıcılar ve kefilleri teklif ettikleri bedel ile son ihale bedeli arasındaki farktan ve diğer zararlardan ve ayrıca temerrüt faizinden müteselsilen mesul olacaklardır. İhale farkı ve temerrüt faizi ayrıca hükme hacet kalmaksızın dairemizce tahsil olunacak, bu fark, varsa öncelikle teminat bedelinden alınacaktır. 5- Şartname, ilan tarihinden itibaren herkesin görebilmesi için dairede açık olup gideri verildiği takdirde isteyen alıcıya bir örneği gönderilebilir. 6- Satışa iştirak edenlerin şartnameyi görmüş ve münderecatını kabul etmiş sayılacakları, başkaca bilgi almak isteyenlerin 2013/303 Tlmt. sayılı dosya numarasıyla müdürlüğümüze başvurmaları ilan olunur. 25/03/2014 BASIN: 22523 (www.bik.gov.tr)
Resmi ilanlar www.ilan.gov.tr’de
T.C. KOCAEL 2. CRA MÜDÜRLÜ ÜNDEN TA INMAZIN AÇIK ARTIRMA LANI (2011/560 TLMT.) Satılmasına karar verilen taşınmazın cinsi, niteliği, kıymeti, adedi, önemli özellikleri: Ta nmaz n Özellikleri : Kocaeli ili, İzmit ilçesi, Ş. Durhasan köyü 24 cilt, 2365 sayfa, 224 ada, 17 parselde kayıtlı, arsa nitelikli taşınmazın 136/398 hissesi olup; taşınmaz Karadenizlilier Mh. Agah Sok. No: 11 İzmit Kocaeli adresinde yer almakta, parsel üzerinde 1 katlı betonarme karkas yapı sistemi ile yapılmış bina bulunmaktadır. Bina mesken olarak kullanılmakta, dört yöne cepheli, doğu cepheden girişli, 3 oda, g.holü, mutfak, antre, banyo ve wc şeklinde yapılmış kullanım alanı 130m2’dir. Dairenin pencere doğramaları PVC, ısıtma sistemi sobalı, yaşam mahalleri seramik ile kaplıdır. imar Durumu : İlgili belediyesinden alınan imar durumu bilgisinde; parselin Ticaret alanında kaldığı, toplam 3 katta arsa alanının E: 1.5’i kadar 3 kat inşaat yapılabileceği belirtilmiştir. Ulaşım ve çevre etkenleri normal olup tüm belediye hizmetlerinden yararlanmaktadır. 2012 yılı yapı yaklaşık maliyetleri hakkında tebliğe göre (III) sınıf (A) grubu yapı olarak değerlendirilip yıpranma payları düşülmüştür. K ymeti : 46.933,66 TL (Kırkaltıbindokuzyüzotuzüçliraaltmışaltıkuruş) (%18 KDV al c ya aittir.) 1. Sat Günü : 21/05/2014 günü 11:00 - 11:10 arası 2. Sat Günü : 17/06/2014 günü 11:00 - 11:10 arası Sar Yeri : Belediye Mezat Salonu; Mehmetalipaşa Mh. Bağdat Cd. Doğu Kışla Gençlik Parkı No:28 İzmit/Kocaeli Sat artlar : 1- İhale açık artırma suretiyle yapılacaktır. Birinci artırmanın yirmi gün öncesinden, artırma tarihinden önceki gün sonuna kadar esatis.uyap.gov.tr adresinden elektronik ortamda teklif verilebilecektir. Bu artırmada tahmin edilen değerin %50 sini ve rüçhanlı alacaklılar varsa alacakları toplamını ve satış giderlerini geçmek şartı ile ihale olunur. Birinci artırmada istekli bulunmadığı takdirde elektronik ortamda birinci artırmadan sonraki beşinci günden, ikinci artırma gününden önceki gün sonuna kadar elektronik ortamda teklif verile-
bilecektir. Bu artırmada da malın tahmin edilen değerin %50 sini, rüçhanlı alacaklılar varsa alacakları toplamını ve satış giderlerini geçmesi şartıyla en çok artırana ihale olunur. Böyle fazla bedelle alıcı çıkmazsa satış talebi düşecektir. 2- Artırmaya iştirak edeceklerin, tahmin edilen değerin % 20’si oranında pey akçesi veya bu miktar kadar banka teminat mektubu vermeleri lazımdır. Satış peşin para iledir, alıcı isteğinde (10) günü geçmemek üzere süre verilebilir. Damga vergisi, KDV, 1/2 tapu harcı ile teslim masrafları alıcıya aittir. Tellâliye resmi, taşınmazın aynından doğan vergiler satış bedelinden ödenir. 3- İpotek sahibi alacaklılarla diğer ilgilerin (*) bu gayrimenkul üzerindeki haklarını özellikle faiz ve giderlere dair olan iddialarını dayanağı belgeler ile (15) gün içinde dairemize bildirmeleri lazımdır; aksi takdirde hakları tapu sicil ile sabit olmadıkça paylaşmadan hariç bırakılacaktır. 4- Satış bedeli hemen veya verilen mühlet içinde ödenmezse İcra ve İflas Kanununun 133 üncü maddesi gereğince ihale feshedilir. İhaleye katılıp daha sonra ihale bedelini yatılmamak sureti ile ihalenin feshine sebep olan tüm alıcılar ve kefilleri teklif ettikleri bedel ile son ihale bedeli arasındaki farktan ve diğer zararlardan ve ayrıca temerrüt faizinden müteselsilen mesul olacaklardır, ihale farkı ve temerrüt faizi ayrıca hükme hacet kalmaksızın dairemizce tahsil olunacak, bu fark, varsa öncelikle teminat bedelinden alınacaktır. 5- Şartname, ilan tarihinden itibaren herkesin görebilmesi için dairede açık olup gideri verildiği takdirde isteyen alıcıya bir örneği gönderilebilir. Tebliğ yapılamaması halinde iş bu ilan tebliğ hükmünde sayılacaktır. 6- Satışa iştirak edenlerin şartnameyi görmüş ve münderecatını kabul etmiş sayılacakları, başkaca bilgi almak isteyenlerin 2011/560 Tlmt. sayılı dosya numarasıyla müdürlüğümüze başvurmaları ilan olunur. 01/04/2014 (lİKm.126)_ (*) İlgililer tabirine irtifak hakkı sahipleri de dahildir. * : Bu örnek, bu Yönetmelikten önceki uygulamada kullanılan Örnek 64’e karşılık gelmektedir. BASIN: 22628 (www.bik.gov.tr)
Resmi ilanlar www.ilan.gov.tr’de
Hazırlayan: Ece KIRBAŞ
9 NİSAN 2014 ÇARŞAMBA
halklailiskiler@aydinlikgazete.com
Vokal ve basgitar ile Bosso Nova esintisi
Brezilya müziğine yeni bir yorum getiren vokalist Viviane de Farias ile basgitarist Mauro Martins, 10 Nisan Perşembe gecesi Cemal Reşit Rey Konser Salonu’nda
B
Cumhurbaşkanlığı Senfoni Orkestrası (CSO); Ankara’ya taşınmasının 90. yılı anısına özel bir konser gerçekleştirdi. Orkestra, 11 Mart 1924 tarihinde Ankara’da Milli Sinema’da seslendirdiği tarihi programı, U. C. Erkin ve H. N. Tura’nın iki eserini ekleyerek tekrar sundu. Konseri şef Rengim Gökmen yönetmekteydi. Bu çok anlamlı 90 yıla, orkestranın kurulduğu 1826 yılını düşünerek bir 100 yıl daha ekleyin, CSO’nun görkemli tarihi ortaya çıkar. Berlin Filarmoni 1882’de, New York Filarmoni 1842’de, Viyana Filarmoni 1833’te kuruldular. CSO çok daha önce kuruldu. Kültür tarihimizin iki önemli yenileşme-modernleşme hareketinde de bu orkestramız vardır. 1820’li yıllarda Yeniçeri Ocağı’nın kapatılmasıyla kurulan Muzıka-i Hümayun, kuruluşundan 100 yıl sonra Riyaset-i Cumhur Musiki Heyeti adıyla, bu kez cumhuriyetin Aydınlanma Devrimi’nde yer almıştır. Bu nedenle, orkestranın Ankara’ya taşınarak ilk konserini verdiği 11 Mart 1924 tarihini CSO’nun yeniden doğuşu olarak da alabiliriz. Orkestra bu tarihi kararla, bir saray müzik topluluğundan çıkarak, halka konserler veren ulusal bir orkestraya dönüşmüştür. Kökleri tarihi derinliklere uzanan Cumhurbaşkanlığı Senfoni Orkestramız bu nedenle Cumhuriyetimiz ile özdeş bir kurumdur. Adını Mustafa Kemal Atatürk vermiştir. Çoksesli müziğimizi, ulusal ve evrensel müzik sanatımızı halka götürmek, halkı aydınlatmak, Çağdaş Cumhuriyeti dünyaya tanıtmak görevini üstlenmiştir. Müzik kurumlarımız, orkestralarımız, ulusal bestecilerimiz CSO kaynağından fışkırmışlardır. Yaratılan yapıtların ilk yorumları bu orkestramız tarafından gerçekleştirilmiş; eserlerin uluslararası podyumlarda yorumları bu orkestramız tarafından yapılmıştır. Cumhurbaşkanlığı Senfoni Orkestrası, bu tarihi derinlik nedeniyle de övüneceğimiz, gözbebeğimiz gibi koruyacağımız, baş tacı edeceğimiz, Türkiye’nin başta gelen kurumdur. Gelelim 90. yılı anma gecesine; Sanat alanında günümüzde yaşananlarla, anma gecesindeki görüntüler çelişkilerle doluydu. Öncelikle tarihi orkestranın anma gününün, Cumhurbaşkanlığı ve Kültür ve Turizm Bakanlığınca sahiplenilmesini ve bu işbirliğiyle kutHüseyin AKBULUT
rezilya müziğinin “Bossa Nova” tarzının 1950’lerde dünya popüler müziğinde moda haline gelmesi, 1960’larda caz müzisyenlerinin işe el atmasıyla düzeyi yüksek çalışmaların çıkmasına sebep olacaktı. ABD’li caz saksofonisti Stan Getz, bossa nova tarzına merak sararken, Brezilyalı müzik adamı Antonio Carlos Jobim ve vokalist Astrud Gilberto’nun yapıtları bir dönemin caz klasikleri arasındaki yerini alacaktı. Brezilya müziğinin içinden gelen bossa nova ve samba tarzları dünya müziğinin içindeki seçkin örneklerini günümüze dek çıkarmayı sürdürmüştür. Yakın dönemde Brezilya müziğini iki isim farklı bir anlayışla sergileme yolunu seçecekti. Viviane de Farias ve Mauro Martins’in Balakumbala’sı Brezilya müziğini vokal ve bas gitar birlikteliğinde sunacaktı. Farias’ın bossa nova yumuşaklındaki vokali ile Martins’in basgitarının dolgun tınısında ortaya çıkan bu farklı yorum yeni bir bakış açısı sunmaktaydı. Brezilya müziğine yeni bir yorum getiren vokalist Viviane de Farias ile basgitarist Mauro Martins, 10 Nisan, Perşembe gecesi ülkemize gelerek, Cemal Reşit Rey Konser Salonu’nda bir konser verecekler.
CSO’nun 90. yıl anma konseri
Brezilya ile Amerika arasında Viviane de Farias’ın Rio’da başlayan sanat eğitimi, Los Angeles ve Chicago’da, oyunculuk ve şarkıcılık alanında sürer. Eğitimin yanısıra chanson, caz ve opera alanında da kendini geliştiren sanatçı, Zubin Mehta, Kurt Masur ve Placido Domingo gibi efsanevi sanatçılarla birlikte birçok projede yer alır. Ardından Farias, samba ve bossa nova türlerine yönelerek doğduğu topBu ikilinin yolları bir araya geldiğinde rakların müziğine dönecektir. Geniş ise geniş müzikal birikimlerini Brezilya müziği perspektifli eğitimi ile desteklenen ile birleştirmeye karar vermişler. Böylece Montrö’den müziğe bakışı “Moment Of Passion” New York’un Blue Note ve Birdland klüplerine kadar albümünde bossa nova ile cazı bauzanan bir yolculukta sahnelere çıkmışlar. şarıyla birleştirmesini sağlayacaktır. Kulağımıza aşina olan Brezilya müziği ve bossa noİstanbuldaki konsere gelecek va’nın sadece vokal ve bas gitar ile sunulması ilk bakışta olan “Balakumbala” projesinin biraz yetersiz gelebileceği hissine kapılabiliriz. Ancak ikinci kişisi olan Maura Martins Viviane’in geleneğe bağlı sunumu ve yumuşak vokali ise bas gitarist ve davulcu. Martins’in zengin tınılara erişirken, Mauro’nun basgitarıyla ulaştığı müzik serüveni daha altı yaşında melodik yapı büyük bir orkestra varmış gibisinden gitar ve perküsyon ile başlar. O da bir etkiyi verebiliyor. Bu muhteşem ikilinin “Bamüzik merakıyla Avrupa’ya gider ve lakumbala” projesinde gerçekleştirdiği büyük burada Phil Collins, Tania Maria, Ricbir yenilik olarak çıkarken geleneksel hard Galliano gibi pop ve caz müzisyenleri yapısıylaBrezilya müziğine de ile birlikte çalışır. Sanatçı vitüözü olduğu 6 özünden bakışı sunuyor. telli elektro gitarı ile cazı funk birleşiminde sunabilen usta isimlerden.
Yeni bir bakıştan öze dönüş
Viviane de Farias
lanmasını çok önemli görmekteyim. Cumhurbaşkanının program kitapçığına yazdığı yazı dikkatlerden kaçmadı: “Henüz bir Kültür Bakanlığı’nın bile olmadığı dönemde, orkestramızın Mustafa Kemal Atatürk tarafından Ankara’ya kazandırılması ve Yüce Makamın adıyla onurlandırılması, bu güzide sanat kurumumuza gösterilen teveccühün en müşahhas göstergesidir. Bugün aynı bilinç ve kararlılıkla desteklediğimiz Cumhurbaşkanlığı Senfoni Orkestrası’nın ve devletimize bağlı diğer sanat kurumlarımızın çalışmalarını takdirle karşılıyorum” Bu saptamayı yıllardır biz de yapmaktayız. Saptamayı; tüm sanat kurumlarımızı kapatmayı öngören TÜSAK yanlışlığından dönüş, sanat kurumlarımıza sahip çıkan bir anlayış olarak görebilir miyiz? Görüntü de ilginçti, sanat kurumlarını kapatmak için yasalar hazırlayan Kültür ve Turizm Bakanı Ömer Çelik ile Cumhurbaşkanı Abdullah Gül yan yanaydılar. Hangisi doğru, hazırlanan çağdışı tasfiye yasası TÜSAK mı, Cumhurbaşkanının saptaması mı? Cumhurbaşkanının sözlerine inanmamız gerekir. Daha da incitici olan, yaşamlarını ve emeklerini CSO’ya adayan sanatçıların çağrılmamaları, davet alarak konsere gelen birkaç sanatçının ise salonun en arkasına; bakanlık çalışanlarının, basının, işadamlarının ve diplomatların da arkasına, salonun en sonundaki boş kalan bölüme gönderilmiş olmalarıydı. Oysa bu gün CSO’nun ve sanatçıların günüydü. Anma gecesinde Cumhurbaşkanlığı tarafından sunulan şilt ise işadamı Ferit Şahenk’e verildi. Kuşkusuz, orkestraya yaptığı sponsorluk katkıları nedeniyle grup ödüllendirilmelidir. Ancak CSO’nun 90. yılında, pardon 190. yılının anma gecesinde bunu öncelikle hak eden kurum Cumhurbaşkanlığı Senfoni Orkestrası değil midir? Sanırım, artık en yüce değer paradır diyeceksiniz. Ben sanatçıların oyu ile göreve getirilmiş, kurumu temsil eden müdürü Aycan Sancar’ın resimde yer almayışını anlamlı buldum. Değişen yönetim ve kültür anlayışıyla ilginç bir anma gecesi yaşandı. Bir dönem sanatçısı ve seçilmiş müdürü olarak görev yaptığım orkestramıza daha nice 190 yıllar dilerim.
T.C. BÜYÜKÇEKMECE 2. CRA DA RES TA INMAZIN AÇIK ARTIRMA LANI 2013/3968 TLMT. Satılmasına karar verilen taşınmazın cinsi, niteliği, kıymeti, adedi, önemli özellikleri: Ta nmaz n Tapu Kayd Ve Di er Özellikleri : Taşınmaz; tapunun Beylikdüzü ilçesi, Kavaklı Köyü, 894 parsel, 60/63810 Arsa Paylı, 32.322,00 m2 Yüzölçümlü, on beş blokkargir apartman nitelikli ana taşınmazdaki C8 Blok, 8. Kat D:626 dairenin tamamıdır. Adres olarak Cumhuriyet Caddesi ile irtibatlı Gonca Sokak üzerinde yer alan tapuda C8 Blok, 8. Kat D:626, yerinde ise; C4 Blok, 8. Kat D:34 adresinde yer almaktadır.Daire plan itibariyle; giriş holü, koridor, salon, mutfak, iki yatak odası, banyo, tuvalet ve balkondan ibaret olduğu belirtilmiştir. Daire giriş kapısı çelik kapıdır. Oda kapılarının panel kapı, zeminlerin laminant parke, ıslak alanların seramik, pencerelerin pvc olduğu belirtilmiştir. Ortak alanlar karo çini olup, mozaik merdiven, korkuluklar demirdir. Daire takriben brüt 85 m2 kullanım alanına sahiptir. Dairede doğalgaz kombi kullanılmaktadır. Blokta çift asansör mevcut olup site içinde çocuk oyun parkı, kamelya açık otopark bulunmaktadır. Taşınmaz ilçe merkezine yakın mesafede olup, alışveriş noktalarına, çarşı pazara, toplu taşıma araç duraklarına, metrobüs durağına yürüme mesafesindedir. Alt yapı sorunu çözüme kavuşturulmuş gelişmekte olan bir bölgede yer almaktadır. Belediye hizmetlerinden yararlanmaktadır. E-5 Karayolu ve TEM otoyoluna çıkış imkanına sahiptir. Yakın çevresinde bölgenin çehresini değiştiren çok sayıda prestijli yapı mevcuttur. Alışveriş merkezleri servis araçları ile bölgeye hizmet vermektedir. Migros,Bahaus, Real gibi büyük alışveriş merkezlerine nispi mesafededir. imar Durumu : Dosyasında mevcut Beylikdüzü Belediyesi Başkanlığının 31.05.2013 tarihli yazısına göre; Beylikdüzü ilçesi, Büyükşehir Mahallesi, 894 parsel sayılı taşınmazın 21.01.2007 tarihinde İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanlığı tarafından onaylanan 1/1000 ölçekli uygulama imar planında konut alanı kitle nizam 12-13-14 kat, otopark alanı, imar yolu alanı olarak planlandığı belirtilmektedir. K ymeti : 165.000,00 TL KDV Oran : %1 Kayd ndaki erhler : 04.12.1997 Taihli Yönetim Planı 1. Sat Günü : 05/06/2014 günü 15:15 - 15:20 arası 2. Sat Günü : 30/06/2014 günü 15:15 - 15:20 arası Sat Yeri : 2. İCRA DAİRESİ BÜYÜKÇEKMECE / İSTANBUL
Sat artlar : 1- İhale açık artırma suretiyle yapılacaktır. Birinci artırmanın yirmi gün öncesinden, artırma tarihinden önceki gün sonuna kadar esatis.uyap.gov.tr adresinden elektronik ortamda teklif verilebilecektir. Bu artırmada tahmin edilen değerin %50 sini ve rüçhanlı alacaklılar varsa alacakları toplamını ve satış giderlerini geçmek şartı ile ihale olunur. Birinci artırmada istekli bulunmadığı takdirde elektronik ortamda birinci artırmadan sonraki beşinci günden, ikinci artırma gününden önceki gün sonuna kadar elektronik ortamda teklif verilebilecektir. Bu artırmada da malın tahmin edilen değerin %50 sini, rüçhanlı alacaklılar varsa alacakları toplamını ve satış giderlerini geçmesi şartıyla en çok artırana ihale olunur. Böyle fazla bedelle alıcı çıkmazsa satış talebi düşecektir. 2- Artırmaya iştirak edeceklerin, tahmin edilen değerin % 20’si oranında pey akçesi veya bu miktar kadar banka teminat mektubu vermeleri lazımdır. Satış peşin para iledir, alıcı isteğinde (10) günü geçmemek üzere süre verilebilir. Damga vergisi, KDV, 1/2 tapu harcı ile teslim” masrafları alıcıya aittir. Tellaliye resmi, taşınmazın aynından doğan vergiler satış bedelinden ödenir. 3- İpotek sahibi alacaklılarla diğer ilgilerin (*) bu gayrimenkul üzerindeki haklarını özellikle faiz ve giderlere dair olan iddialarını dayanağı belgeler ile (15) gün içinde dairemize bildirmeleri lazımdır; aksi takdirde hakları tapu sicil ile sabit olmadıkça paylaşmadan hariç bırakılacaktır. 4- Satış bedeli hemen veya verilen mühlet içinde ödenmezse İcra ve İflas Kanununun 133 üncü maddesi gereğince ihale feshedilir, ihaleye katılıp daha sonra ihale bedelini yatırmamak sureti ile ihalenin feshine sebep olan tüm alıcılar ve kefilleri teklif ettikleri bedel ile son ihale bedeli arasındaki farktan ve diğer zararlardan ve ayrıca temerrüt faizinden müteselsilen mesul olacaklardır. İhale farkı ve temerrüt faizi ayrıca hükme hacet kalmaksızın dairemizce tahsil olunacak, bu fark, varsa öncelikle teminat bedelinden alınacaktır. 5- Şartname, ilan tarihinden itibaren herkesin görebilmesi için dairede açık olup gideri verildiği takdirde isteyen alıcıya bir örneği gönderilebilir. 6- Satışa iştirak edenlerin şartnameyi görmüş ve münderecatını kabul etmiş sayılacakları, başkaca bilgi almak isteyenlerin 2013/3968 Tlmt. sayılı dosya numarasıyla müdürlüğümüze başvurmaları ilan olunur. 04/04/2014 (İİK m. 126)_ (*) İlgililer tabirine irtifak hakkı sahipleri de dahildir. * : Bu örnek, bu Yönetmelikten önceki uygulamada kullanılan Örnek 64’e karşılık gelmektedir. BASIN: 22759 (www.bik.gov.tr)
Resmi ilanlar www.ilan.gov.tr’de
T.C. ANAMUR CRA DA RES TA INMAZIN AÇIK ARTIRMA LANI 2009/3740 ESAS Satılmasına karar verilen taşınmazın cinsi, niteliği, kıymeti, adedi, önemli özellikleri : 1 NO’LU TA INMAZIN Özellikleri : Mersin ili, Anamur ilçesi, Bahçe Mah., Mengez Mevkii, 678 ada 7 parselde kayıtlı arsa cinsi taşınmazın tam hissesi satılacaktır. Parsel üzerinde hali hazırda inşai ve zirai muhdesat mevcuttur. Parsel şehir merkezine, okullara, adliye sarayı ve hükümet konağına, sosyal tesislere, alışveriş merkezlerine kısmen uzaktır. Yerleşim sahasındadır. Çevre parsellerde seyrek de olsa yapılaşma mevcuttur. Yeni yapılaşma alanı içerisindedir. Parsel güney doğudan yola cephelidir. Dosyada mevcut imar çapında parselin kuzey batısından da 10mt’lik yol geçtiği görülmektedir. Ancak bu yol fiiliyatta henüz mevcut değildir (09.06.2012 tarihi itibarı ile). Parsel üzerinde üç adet inşai yapı bulunmaktadır. Bu yapılardan birincisi oldukça eski, tek katlı, basit barakadır. Ekonomik değerini yitirmiş olduğundan kıymet takdirine konu edilmemiştir. İkinci yapı, iki katlı, yığma taş duvarlı olup zemin katın bir kısmı depo ve ahır, bir kısmı konuk olarak kullanılmaktadır. Eski yapıya betonarme sistemde ilave yapılarak kullanım alanı büyütülmüştür. Zemin kat 120m2, birinci kat 80m2’dir. Zemin kattaki konut, üç oda, bir hol, bir mutfak, banyo wc’den müteşekkildir. Kireç harç sıvalı, kireç badanalıdır. Doğramalar PVC ve ahşaptır. 6 numaralı parselde bulunan eski yapıya bitişik olarak yapılmıştır. Zemin kaplaması karo mozaiktir. Birinci kat iki oda, bir hol, bir mutfak, banyo wc’dcn müteşekkildir. Kirç harç sıvalı, kireç badanalıdır. Doğramalar PVC ve ahşaptır. Eski ve yıpranmış durumdadır. Yapının inşa tarzı, hali hazır durumu eski ve ilaveli oluşu yıpranmış olması kullanılan malzeme ve işçilik kalitesi, konumu, günün piyasa şartları gözönüne alınarak değeri 50.000,00TL olarak takdir edilmiştir. Üçüncü yapı betonarme karkas sistemde inşa edilmiştir. Bir zemin ve bir normal katlıdır. Zemin kat antre hol, 3 oda, 1 mutfak, banyo ve wc ile bir açık balkondan müteşekkildir. Doğramaları alüminyum ve ahşaptır. Zemin kaplaması karo mozaik ve ahşaptır. Duvarlar kireç harç sıvalı, boyalıdır. 120m2 kullanımlıdır. Birinci kat doğramaları alüminyum ve ahşaptır. Zemin kaplaması seramiktir. Duvarlar kireç harç sıvalı boyalıdır. Antre hol, 3 oda, 1 mutfak, banyo ve wc ile bir açık balkondan müşetekkildir. 120m2 kullanımlıdır. Yapının inşa tarzı ve sair hususlar dikkate alınarak 75.000,00TL değer biçilmiştir. Parseldeki inşai muhdesatların değeri toplamda 125.000,00TL olarak takdir edilmiştir. Taşınmaz zirai yönden incelendiğinde arazi üzerinde gelişigüzel yerlere dikilmiş ev ihtiyaçlarını karşılamaya yönelik çeşitli yaş ve büyüklükte meyve ağaçları bulunmaktadır. Parsel üzerinde 11 adet zeytin, 8 adet narenciye ve yenidünya, 18 adet 8-9 yaşlarında narenciye, şeftali, kayısı, zeytin ağacı, 1 adet aşısız dut ve 12 adet 13 yaşlarında narenciye ağacı mevcuttur. Arazi üzerinde başkaca zirai muhdesat bulunmamaktadır. Bu hal üzere parselin arazi değeri ile üzerindeki inşai ve zirai muhdesatlar birlikte değerlendirildiğinde aşağıda yazılı kıymette olduğu tespit edilmiştir. Adresi : Bahçe Mah. Mengez Mevkii Anamur / MERSİN Yüzölçümü : 985,71 m2 Arsa Pay : Tam mar Durumu : Anamur Belediyesinin 04.05.2012 tarihli cevabi yazısına göre taşınmaz imar planı kapsamında olup buna göre
ayrık nizamda, E: 1.25 olarak yapılaşma imkanı vardır. K vmeti : 279.556,50 TL KDV Oran : 3065 Sayılı Katma Değer Vergisi Kanununun 17/4-L maddesi mucibince satış katma değer vergisinden istisnadır. Kayd ndaki erhler : Tapu kaydında olduğu gibidir. 1. Sat Günü : 12/05/2014 günü 10:15 - 10:20 arası 2. Sat Günü : 06/06/2014 günü 10:15 - 10:20 arası Sat Yeri : Anamur Belediyesi Meclis Salonu (Belediye Hizmet Binası Zemin Kat) Anamur/MERSİN Sat artlar : 1- İhale açık artırma suretiyle yapılacaktır. Birinci artırmanın yirmi gün öncesinden, artırma tarihinden önceki gün sonuna kadar esatis.uyap.gov.tr adresinden elektronik ortamda teklif verilebilecektir. Bu artırmada tahmin edilen değerin %50 sini ve rüçhanlı alacaklılar varsa alacakları toplamını ve satış giderlerini geçmek şartı ile ihale olunur. Birinci artırmada istekli bulunmadığı takdirde elektronik ortamda birinci artırmadan sonraki beşinci günden, ikinci artırma gününden önceki gün sonuna kadar elektronik ortamda teklif verilebilecektir. Bu artırmada da malın tahmin edilen değerin %50 sini, rüçhanlı alacaklılar varsa alacakları toplamını ve satış giderlerini geçmesi şartıyla en çok artırana ihale olunur. Böyle fazla bedelle alıcı çıkmazsa satış talebi düşecektir. 2- Artırmaya iştirak edeceklerin, tahmin edilen değerin % 20’si oranında pey akçesi veya bu miktar kadar banka teminat mektubu vermeleri lazımdır. Satış peşin para iledir, alıcı isteğinde (10) günü geçmemek üzere süre verilebilir. Damga vergisi, 1/2 tapu harcı ile teslim masrafları alıcıya aittir. Tellaliye resmi, taşınmazın aynından doğan vergiler satış bedelinden ödenir. 3- İpotek sahibi alacaklılarla diğer ilgilerin (*) bu gayrimenkul üzerindeki haklarını özellikle faiz ve giderlere dair olan iddialarını dayanağı belgeler ile (15) gün içinde dairemize bildirmeleri lazımdır; aksi takdirde hakları tapu sicil ile sabit olmadıkça paylaşmadan hariç bırakılacaktır. 4- Satış bedeli hemen veya verilen mühlet içinde ödenmezse icra ve İflas Kanununun 133 üncü maddesi gereğince ihale feshedilir. İhaleye katılıp daha sonra ihale bedelini yatırmamak sureti ile ihalenin feshine sebep olan tüm alıcılar ve kefilleri teklif ettikleri bedel ile son ihale bedeli arasındaki farktan ve diğer zararlardan ve ayrıca temerrüt faizinden müteselsilen mesul olacaklardır. İhale farkı ve temerrüt faizi ayrıca hükme hacet kalmaksızın dairemizce tahsil olunacak, bu fark, varsa öncelikle teminat bedelinden alınacaktır. 5- Şartname, ilan tarihinden itibaren herkesin görebilmesi için dairede açık olup gideri verildiği takdirde isteyen alıcıya bir örneği gönderilebilir. 6- Satışa iştirak edenlerin şartnameyi görmüş ve münderecatını kabul etmiş sayılacakları, başkaca bilgi almak isteyenlerin 2009/3740 Esas sayılı dosya numarasıyla müdürlüğümüze başvurmaları ilan olunur. 04/04/2014 BASIN: 22989 (www.bik.gov.tr)
Resmi ilanlar www.ilan.gov.tr’de
9 NİSAN 2014 ÇARŞAMBA
Hazırlayan: Sema SEZEN
halklailiskiler@aydinlikgazete.com
GRAFİĞİN BÜYÜK USTASI: MENGÜ ERTEL’İN SERGİSİNİ KAÇIRMAYIN
Onu parkinson değil 80 darbesi vurdu
Maçka Sanat Galerisi’nde 2 6 Nisan’a kadar izlenebilecek o lan ‘Tiyatrografi’ b aşlıklı sergi, M engü Ertel’in sanata yaklaşımını ve farklı sanat dallarıyla kurduğu ilişkil eri, oğlu Murat Erte l’in gözünden ziyaretçilere su nuyor
14 yıl önce yaşamını yitiren Ertel’in yapıtları mutlaka görülmeli.
Sergi Türkiye’yi dolaşmalı
İzmir Devlet Opera ve Balesi, Bellini’nin “La Sonnambula” (Uyurgezer Kız) operasını bugün saat 20.00’de Elhamra Sahnesi’nde sergileyecek. Bel Canto stilinin en güzel örneklerinden biri olan bu operanın librettosu Felice Romani tarafından yazılmıştır. “Uyurgezer Kız”; İzmir’de Slavil Zdravkov Dimitrov yönetiminde ve Evin Atik rejisi ile sahneleniyor. Dekorları Tayfun Çebi, kostümleri Gülay Korkut tarafından hazırlanan yapıtın koreografisini Şebnem Şenel, ışık tasarımcılığını da Müfit Özbek üstleniyor. “Uyurgezer Kız”da solo rolleri; Eylem Demirhan Duru, Evren Işık, Erdem Erdoğan, Caner Akın, Umut Tarık
Akça, Teyfik Rodos, Sevinç Demirağ, Derya Kırcalı Gürlük, Anna Chubuchenko, Evrim Keskin, Alparslan Mater, Hasan Taş, Kaner Sümer paylaşıyorlar. Dünyada ilk kez 6 Mart 1831’de Milano’da sahnelenen “Uyurgezer Kız”, ülkemizde ise ilk kez 9 Mayıs 1957’de Ankara’da oynandı. 9 ve 10 Nisan ile 13 ve 15 Mayıs 2014 tarihlerinde Elhamra Sahnesi’nde oynanacak.
FATMA BATUKAN BELGE
‘Uyurgezer Kız’ operası İzmir’de
u sergi ayrıcalıklı; çünkü alanında öncü ve yaratıcı bir baba, yine sanatçı ve yaratıcı bir oğul tarafından içten bir dille anlatılıyor. Mekan ise logosunu Mengü Ertel’in yaptığı, İstanbul’un en köklü sanat galerilerilerinden Maçka Sanat. Mengü Ertel tam 14 yıl önce 15 Mart’ta yaşamını yitirmişti. Dolayısıyla bu sergi hem bir anma hem de bu önemli sanatçının yaşamını ve yapıtlarını özellikle genç kuşaklara daha iyi tanıtabilme amacını taşıyor. Ama retrospektif bir sergi değil; Mengü Ertel retrospektif sergi açmanın yeni bir şey üretemeyen sanatçılara has olduğunu düşünüyordu. “Tiyatrografi” ise sanat yaşamının mihenk taşlarının anlatıldığı, adeta el yazısıyla tutulmuş bir günlük, galeri duvarlarına yazılmış bir kitap. Sergi, başlığını Mengü Ertel’in bir dönemine kendi verdiği isimden alıyor.
Yapıtlarında teatrallik var Onun tiyatroya olan bağını ve ya-
pıtlarındaki teatralliği vurguluyor. Baba Zula’nın kurucusu müzisyen oğul Murat Ertel, babasının disiplinlerarası bir alana yayılan yapıtlarından yola çıkarak sanatsal dönemlerini anlatırken, yaşamını nasıl bir çizgide sürdürdüğünü ve ilkelerini de anlatıyor... Murat Ertel’in kendi el yazısıyla kaleme aldığı yazılar görsel malzemelerle desteklenirken, karşımıza yaşamının son anına kadar üretmiş bir sanatçı, öncü bir tasarımcı, bir Cumhuriyet aydını portresi çıkıyor.
Galeri, bu sergiyi farklı kentler taşımak için de çeşitli kültür merkezlerinin yöneticileriyle görüşmeler sürdürüyor. Birkaç yıl önce Füreya Koral anısına düzenledikleri kuş evleri sergisinin Türkiye’yi dolaşması gibi bu sergi de İstanbul’dan yola çıkarak başka kentlerde yaşayan sanatseverlere ulaşabilir ki, Mengü Ertel yaşasaydı buna çok sevinirdi kuşkusuz.
Azmini kaybetmedi Grafik tasarımında öngörülen müşteri-ısmarlanan iş gibi kapitalist bir ilişkinin sınırlandırmaları dışında kaldığını, bir kitabın kapağını sevmediğinde kendine bir kapak yapıp yapıştırdığını, okuduğu bir tiyatro oyunu ilham verdiğinde ortada ondan bir afiş isteyen, yönetmen, oyuncular, salon yoksa bile bunu hayal ederek afiş tasarladığını... Pakistan’ın İslamabad kentinde Vedat Dalokay’ın projesiyle inşa edilen Şah Faysal Camii’nin dev seramik kıble duvar tasarımını ger-
çekleştirdiğini... “Doğurgan Döngü” serisinin 12 Eylül 1980 darbesinin karanlıklarından çıktığını, aynı dönemde sağlığının da bozulduğunu ve hayatında ilk kez orijinal yapıtlarını satmak zorunda kaldığını; TRT’de yayınlanan “Cumhu-
riyete Kanat Gerenler” belgeselinin yüzlerce bölümünde sunuculuk yaptığını ancak logosunu yaptığı kurumun belgeseli sonlandırdığını... Parkinson hastalığına karşın üretme azmini kaybetmediğini bu metinlerden okuyoruz.
‘Jül Sezar’ operası İ
stanbul Devlet Opera ve Balesi (İDOB), bu dönem bir ilki daha gerçekleştirdi. Bu ilkler arasında Verdi’nin “Jan Dark / Giovanna D’Arco”, Rossini’nin “Külkedisi / La Cenerentola” operaları Süreyya Operası’nda sahnelendi. “Jan Dark” konser biçimindeydi ama sesler ve yorumlar ilgi çekmişti. Rossini’nin “Külkedisi” bu dönemin gerçekten de başarılı bir opera örneği oldu. Yine bu sahnede “Giselle” balesi İDOB’un görsel bir şöleni biçiminde yansıdı. Her iki opera da Türkiye’de ilk kez sahnelendi. Handel’in “Jül Sezar / Giulio Cesare” Barok operası ülkemizde ilk kez ramp ışıklarına getirildi. Handel, 3 perdelik Barok operasını Nicola Francesco Haym’ın librettosu üzerine bestelemişti. İlk kez Londra’da sahnelenen yapıt büyük yankı uyandırmıştı (1724). O döneme göre ilgi gören yapıt 13 kez sahnelendi. Bu büyük bir başarıydı. Daha sonraki yıllarda “Jül Sezar” operasının sahnelenişi devam etti. “Jül Sezar” 19. yüzyılda tekrar ele alınan Handel’in yapıtları arasında ilk sahnelenen operalardan biridir. Yapıtın drama dokusu son derece
hareketli, dolu ve zengindir. Yapıt İtalyan biçeminden bir şey yitirmeden Handel’in müziği ile buluşur. Recitativleri aryalar izlerken armonik geçişler sahnedeki hareketlere dramatik güç verir ve destekler. Vokal doku son derece zengindir ve değişkenlikler içerir. “Jül Sezar” günümüzde halen Handel’in kahramanlık üzerine yazdığı en değerli yapıtlarından biri olarak kabul edilir. Aryalar özenli bir biçimde yapıtın uzun durağan havasını ve cümle bağlarını aşacak biçimde yapılandırılmıştır. “Jül Sezar”da aryalar her kişiliğin karakterini ve iç dünyasını yansıtacak bir biçimde metinle uyumlu halde bestelenmiştir. Yapıtta iç döngü dikkati çeker. Sahne zaferle gururlanmış Sezar ve koro ile açılır. Yapıtın konusu ilerledikçe karmaşık bir yapı kazanırken operanın ana karakterleri Sezar, Cleopatra, Tolomeo ve Sesto alınyazısının kendileri için hazırladığı sınavı vererek opera sonuçlanırken beraber “Artık dönsün kalplerimize güzellik ve neşe, tüm acılardan arınsın kalbimiz” dizelerini tekrarlarlar.
Bizdeki yapıma gelince İDOB Orkestrası’nı Paolo Villa yönetti. Mehmet Ergüven’in
Hayati
ASILYAZICI hayatiasilyazici@yahoo.com sahneye koyduğu “Jül Sezar” operasında bazı eksiklerin olmasına karşın (aryaların azlığı gibi) bütünleyici bir yorum vardı. Sesler güzeldi ve iyi seçilmişti. Jül Sezar karakterini Özge Belen yorumladı. Jül Sezar gibi Roma tarihine damgasını vurmuş ünlü bir imparatorun yaşamı ve ölümü de görkemli olmuştur. Besteci Handel’in bu operayı yazdığı dönemde kadın sanatçılara sahnede rol verilmiyordu. Bu nedenle bu tür rolleri castrato (sesini kontralto veya soprano olarak koruması için bluğ çağından önce hadım edilmiş erkek soprano şarkıcı) diye tanımlanan özel eğitimli opera sanatçıları yerine getirirlerdi. Bu nedenle Jül Sezar’ı Özge Belen’in oynamasını yadırgayanlar oldu ancak böyle bir özel sesin olmaması nedeniyle bu rolü bir sopranonun oynaması gerekiyordu. Özge Belen de bu görevin üstesinden geldi.
ELEŞTİREL BAKIŞ
B
el Mengü Ert
Cleopatra rolünde Otilya M. İpek, olağanüstü başarısıyla Barok operanın bu önemli yapıtına damgasını vurdu. Tolomeo’da Kaan Buldular deneysel bir opera gibi sahnelenen Barok yapıtın başarılı seslerinden biriydi. Cornelia’da Lynn T. Çağlar deneyimi ve yorumuyla kendi parçalarını güzel seslendirdi. Sesto’da Aylin Ateş “Külkedisi”ndeki üst düzey başarısında ne kadar öne çıktığını bu rolünde de göstermiş oldu. Achilla’da Alp Köksal renkli ve güzel yorumuyla dikkati çekti. Curio’da Ozan Kutlar, Nireno’da Cem Çelik katkılarıyla Barok operada ülkemizde bir ilki gerçekleştirirken görev alan bütün sanatçılar gibi başarıda pay sahibi oldular. İsmail Dede’nin her zaman olduğu gibi sahne ve kostüm tasarımında başarılı olduğunu belirtmeliyim. “Jül Sezar” bir Barok opera örneği olarak görülmesi gereken bir yapımdır.
Hazırlayan: Fırat KORSAN
9 NİSAN 2014 ÇARŞAMBA
halklailiskiler@aydinlikgazete.com
Kılçık göndermesi
PU AN DU RU MU Y
SOL AÇIK
Halit DERİNGÖR hderingor@hotmail.com
Yüksel Günay
O
kul arkadaşlığı, askerlik arkadaşlığı, kavga sonrası oluşan arkadaşlıklar... Bazen çok uzun süreli ve kardeş sevgisi kadar kuvvetli olur. Bunu neden yazdım? Yüksel Günay bildiğiniz gibi Fenerbahçe’nin uzun yıllardır yönetimlerinde ve divan kurulunda idi. Kendisini ben 1960’larda tanıdım. Meyve suyu fabrikası vardı. Fenerbahçe’nin çok önemli futbolcularından olan Erol Keskin de onun yanında çalışırdı. Yüksel Günay’ı Fenerbahçe’ye o getirdi. O yıllarda Fenerbahçe kulübü adeta Şambaba Semih ve birkaç arkadaşının hakimiyeti altındaydı. Yüksel Günay ve Semih Bayülken iyi anlaştılar. Uzun seneler birlikte çalıştılar. Semih benim çocukluk arkadaşımdı. Birbirimizi çok severdik. Ama kulüp yüzünden birbirimize karşı olduk. Ve 35 yıl kavga ettik. Bu kavganın içinde Yüksel Günay da vardı. Bir anlamda ben devamlı muhalefetin Yüksel Günay da iktidarın tarafında idi. Bugünlere dek karşılıklı çok mücadelemiz oldu Fenerbahçe için. Ama son yıllarda mücadele hususunda o da ben de silahlarımızı bıraktık. Yaşamı süresince felekten çok sille
yemişti. Fenerbahçe’ye ve birçok kimseye çok yardım etmişti. Son günlerde amansız hastalığa yakalanmış ve bir hayli de yıpranmıştı. Bana olan saygısını hiç yitirmemişti. Bir gün kendisine, ‘Ya Yüksel, keşke sağlıklı olsan da yine eskisi gibi her gün seninle kavga etsek ne kadar güzel olur’ demiş ve karşılıklı gülüşmüştük. Ne yaparsınız ki Cahit Sıtkı Tarancı’nın dizelerinde dediği gibi; “Neylersin ölüm herkesin başında -Uyudun uyanamadın olacak-Kim bilir nerde, nasıl, kaç yaşında-Bir namazlık saltanatın olacak-Taht misali o musalla taşında”.
Mahalle derbisi
Geçen pazar rezalet bir derbi maçı izledik. Mahalle maçından farksızdı. Maçta tekme var, tokat var, yanlışlıklar var, bilgisizlikler var, bol sarı kart ve kırmızı kartlar var. Var oğlu var. Ama futbol adına hiçbir şey yok. Boşuna her iki takımın teknik direktörleri de bir takım palavralar yapmasınlar. Sanırım bir kez daha yazmıştım. Yine yazmak vacip oldu. 1946- 47’lerde böyle bir derbiden sonra antrenör İgnace Molnar bizi Moda Mano palasın salonunda topladı. Bir de önünde film makinesi vardı. Hepimiz oturduk. Merakla ne göstereceğini bekledik. Bir de baktık ki Antrenör Molnar kamerayı çalıştırdı. Bu köpeklerin futbol oynadığı bir sirk görüntüsü idi. Hepimiz biraz bozulduk. Ama köpeklerin bilinçsiz olarak yaptığı hareketleri de ilgiyle izledik. Sonuçta Molnar işte sizde böyle oynadınız diyerek bizimle dalga geçti. Bu son derbi de ondan farklı değildi. Maç öncesi Mancini tekrar Drogba’ya dönmüş ondan imdat bekliyor. Ama Drogba hiçbir varlık gösteremedi. Her iki takım da öndeki iki golcü arkasına üçüncü golcüyü koymuştu. Galatasaray bu bölgede Sneijder’i kullandı. Fenerbahçe ise Emre’yi. Galatasaray’ın düşüncesi doğruydu. Nitekim golü de
Sneijder attı. Fenerbahçe için aynı şeyi söyleyemeyeceğim. Futbolu hakkında olmasa bile Emre’nin futbol karakteri hakkında çok yazıldı. Ben de yazdım. Ama Fenerbahçe’de bu nasıl kafadır ki sahada futbol oynamaktan ziyade, gladyatörlük yapan bir futbolcuyu ve her zaman kırmızı kart görme ihtimali olan Emre’yi nasıl oluyor da üçüncü golcü olarak kullanıyor. Haydi kullandın, sarı karttan sonra atılma riski kuvvetli olan bu futbolcuyu neden oyunda tuttun? Ya Melo. Saha içindeki tuhaf hareketleri açısından Emre’den bir farkı yok. Sanki ikiz kardeş gibi birbirlerine benziyorlar. Bu anlattıklarım benin düşüncelerim ve de bana göre doğru. Tabii ki önemli olan teknik direktörlerin düşünceleridir. Ama bizim de onların doğru dediklerini yanlış deme hakkımız ve bilgimiz vardır. Hakemlere gelince onlar da bizim tarlanın mahsulleri. Böyle başa böyle tıraş. Maçta bence manevi açıdan Galatasaray biraz olsun kendini onardı. Şampiyonlar Ligi’ne girme şansları da artıyor. Şampiyon olma yüzdesi fazla olan Fenerbahçe’nin taraftarı bu Galatasaray yenilgisinin üzüntüsünü yaşayacaktır. Fenerbahçeliler, Galatasaray’ı yenmeden şampiyonluğun tadına varamazlar.
HAGİ VE ALEX Derbi öncesi ekranlarda Hagi’yi izledik. Galatasaray’ın efsane futbolcularını anma etkinlikleri için getirilmiş. Çok güzel bir davranış. Galatasaray’ın bu sosyal davranışını yadsımak olanaksız. Eski bir futbolcu olarak çok beğendiğimi hatta kıskandığımı söyleyebilirim. Hagi eski yılların Romanyası’nda Lacatus ile beraber, fırtına gibi idi. Avrupa çapında futbolculardı. Bu iki oyuncuyu iki kez Romanya’da izlemiş ve hayran olmuştum. Zaman içinde Hagi, İspanya’nın Barcelona ve sonra da Real Madrid takımına tranfer oldu. Bu takımlarda pek başarılı olduğu söylenemez. 30 yaşını aşmıştı. Bu nedenle Galatasaray’a transfer oldu. İlk günler yaşı dolayısıyla çok eleştirildi. Ancak
sonraları oynadığı güzel futbolla 4 kez lig şampiyonluğunda, sonra da UEFA kupalarında baş rolü oynadı. Belki de Romanya’da görmediği ilgiyi Türkiye’de gördü ve gerçekten efsane unvanını aldı. Ben onun dengeli futboluna ve şahane sol ayağına hayrandım doğrusu. Hagi’nin tribünde röportajlarını izlerken aklıma Alex geldi. Alex de yaşı biraz ilerlemiş olsa da yıllarca Fenerbahçe’nin başarılarında Hagi gibi başrol oynadı. Sadece futbol oyunu ile değil, aile düzeni ile sosyal davranışları ile Türk spor kamuoyunun takdirini kazandı. Hatta taraftarların katkısı ile Kadıköy semtinde heykeli dikildi. Ne olurdu keşke hem moral hem de vefa açısından Alex’i derbi öncesi Türkiye’ye getirebilseydik.
Av. P O G B M A 34 63 28 62 5 28 20 3 1 FENERBAHÇE 22 26 53 48 3 11 14 28 2 GALATASARAY 53 28 15 8 5 47 26 21 3 BEŞİKTAŞ 39 32 7 42 8 9 11 28 POR 4 TRABZONS 42 28 11 9 8 27 25 2 5 KARABÜKSPOR 44 34 10 40 8 10 10 28 PAŞA 6 KASIM 40 28 12 4 12 49 50 -1 7 SİVASSPOR 38 2 26 28 10 28 10 8 8 ESKİŞEHİR 33 37 -4 37 13 4 11 28 9 G.BİRLİĞİ 37 28 10 7 11 35 42 -7 10 AKHİSAR 32 40 -8 37 11 7 10 28 R 11 BURSASPO 36 28 10 6 12 34 48 -14 12 G.ANTEPSPOR 36 38 -2 33 13 6 9 28 R ASPO 13 KONY 30 28 7 9 12 33 39 -6 14 RİZESPOR A.Ş. 29 -12 42 30 28 8 5 15 15 K.ERCİYES 34 -5 28 29 10 13 5 28 16 ANTALYASPOR 28 28 8 4 16 33 54 -21 17 ELAZIĞSPOR 45 -22 25 23 15 7 6 28 18 KAYSERİSPOR
Türkiye Futbol Federasyonu’nun olaylı derbiyi 3-0 Fenerbahçe lehine tescil etmesinin ardından Sarı-Lacivertli kulüp, Trabzonsporluları çok kızdıracak bir paylaşımda bulundu. Kulübünü resmi İnstagram hesabı, 3-0’lık skorun altına eti yenmiş balık kılçığının fotoğrafını paylaştı. Resmin üst tarafında ise iki adat “Kanarya” figürü görüldü.
‘İtiraz ‘İtiraz edeceğiz’ edeceğiz’ Trabzonspor Kulübü, yarıda kalan karşılaşmanın 3-0 Fenerbahçe lehine tescil edilmesi kararıyla ilgili hukuki tüm haklarını kullanacaklarını bildirerek yaptığı açıklamada, “Profesyonel Futbol Disiplin Kurulu’nun vermiş olduğu kararın yüksek olması üzerine yaptığımız itiraz kabul görmüş ve ceza indirimine gidilmişti. Benzer bir kararın bu konuda da alınmasını bekliyoruz. Maçın tekrar edilmesine ilişkin beklentimizle birlikte gerekli itirazı ilgili makamlara yapacağız” ifadeleri yer aldı.
TÜRKİYE TÜRKİYEFUTBOL FUTBOLFEDERASYONU, FEDERASYONU,TATİL TATİLEDİLEN EDİLEN TRABZONSPOR-FENERBAHÇE TRABZONSPOR-FENERBAHÇEMAÇI MAÇIİLE İLEİLGİLİ İLGİLİKARARINI KARARINIVERDİ: VERDİ:
HÜKMEN FENER
10 Mart’ta oynanan ve tatil edilen Trabzonspor-Fenerbahçe maçının ardından TFF, yaklaşık 1 ay sonra kararını verdi. 3-0 hükmen Sarı-Lacivertlilerin lehine çıkan karar sonrası ligde puan farkı 10’a çıktı
T
ürkiye Futbol Federasyonu, Trabzonspor-Fenerbahçe maçıyla ilgili kararını verdi. Karşılaşma, 3-0 Fenerbahçe lehine tescil edildi. Bu kararın ardından lider Fenerbahçe’nin puanı 63’e yükseldi. Sarı-Lacivertli ekibin, takipçileri Beşiktaş ve Galatasaray ile olan puan farkı 10 oldu. TFF’den yapılan açıklamada şu ifadelere yer verildi: “Türkiye Futbol Federasyonu Yönetim Kurulu, 1-0 Fenerbahçe A.Ş. lehine devam ederken 45 + 9. dakikada müsabaka hakemi tarafından tatil edilen müsabaka ile ilgili olarak, Trabzonspor A.Ş. kulübünün Futbol Müsabaka Talimatı’nın 19. Maddesi uyarınca (3-0) hükmen yenik sayılmasına, Fenerbahçe A.Ş. Kulübü’nün (3-0) hükmen galip sayılmasına karar vermiştir.”
‘Farkı daha da açacağız’ Fenerbahçe’nin golcü futbolcusu Emmanuel Emenike, sezon sonunda puan farkını daha da açmış olarak şampiyonluğa ulaşacaklarını söyledi. Emmanuel Emenike, Fenerbahçe Gazetesi’ne verdiği röportajda, hem ilk yarısına hem de ikinci yarısına iyi başlayamadıkları ligde toparlanmayı hep bildiklerini hatırlatarak, “Biz gücümüzün farkında olan bir takımız. Biz iyiysek, önümüzde hiçbir takım duramaz. Ligin sonuna yaklaşıyoruz artık ve rakiplerimizle olan puan farkını açmış durumdayız. Bu durum asla bizi rehavete sürüklememeli. Adım adım şampiyonluğa gidiyoruz. Tam konsantre biçimde yolumuza devam ederek ve puan farkını daha da arttırarak şampiyon olacağız” diye görüş belirtti.
Trabzon taraftarı UEFA’ya yürüyecek
Basketbolcular ile futbolcular kapışıyor Fenerbahçe Televizyonu’nunda yayınlanan “Bu da kaçar mı?” programına bu hafta basketolcular da katıldı. Gökhan Gönül, Mert Günok, Bekir İrtegün, Ömer Onan, Emir Preldzic ve Bojan Bogdanovic hem futbol hem de basketbol oynadı. “Bu da Kaçar mı?” özel bölümü bugün saat 22:00’de FB TV’de.
2010-2011 sezonundaki şampiyonluk kupasının Trabzonspor’a verilmediği için daha önce İstanbul’a yürüyen Muhammet Çelik, bu kez Almanya’dan İsviçre’nin Nyon kentinde bulunan UEFA binasına yürüme kararı aldı. Trabzon Gazeteciler Cemiyeti’nde düzenlediği basın toplantısında konuşan Çelik, “Bu yürüyüşün amacı, temiz futbol ve kirli oyunlara son vermek” dedi.
Mancini’de sona doğru G.Saray taraftarı derbi galibiyetine rağmen Mancini’ye güvenmiyor, yeni sezonda İtalyan hocayı takımda görmek istemiyor
O
ynanılan isteksiz oyunun ve istikrarsızlığın faturasını Mancini’ye ve yönetime kesen taraftarlar, maçlarda ‘istifa’ sloganları atarken, Galatasaray’ın imdadına Fenerbahçe maçı yetişmişti. Bu maçta alınacak galibiyetle ile taraftarın tepkisinin azalacağını düşünen yönetim yanılırken, taraftarlar, Mancini ile yeni sezonda yola devam edilmesini istemiyor. Sarı-kırmızılı taraftarların buluşma noktası olan Webaslan.com adresinde yapılan bir ankete katılan taraftarların, büyük bir bölümü İtalyan hocanın yeni sezonda ta-
kımda kalmaması gerektiğini savundu.
İnter iddiası Kötü gidişin sorumlusu olarak gösterilen ve taraftarlarında gözden çıkardığı İtalyan teknik adam için İtalyan medyasından da çok ciddi bir iddia geldi. İtalyan gazeteci Tancredi Palmeri’nin sosyal medyadan duyurduğu habere göre; Inter başkanının teknik direktör Mazzari ile ‘yola devam’ demesine rağmen ligin bitmesiyle yolların ayrılacağını ve Mancini’nin takımın başına geleceğini ifade etti.
Nefes kesen derbide gülen taraf Fenerbahçe Bayanlar Avrupa Ligi 8’li finalleri A Grubu 2. maçında, Fenerbahçe-Galatasaray derbisi nefes kesti. Maça Galatasaray hızlı başladı, son sözü Fenerbahçe söyledi
‘Dünya yıldızına memnun olurum’ Beşiktaş Teknik Direktörü Slaven Bilic, basın mensupları ile gerçekleştirdiği sohbet toplantısında açıklamalarda bulundu. Yönetimin yeni stat için yıldız oyuncu transfer etme isteğine olumlu yaklaşan Bilic, “Bahsettiğiniz tipte bir yıldız oyuncu gelirse bundan memnun oluruz. Takımda bazı değişiklikler yapmayı planlıyoruz ama takımı tamamıyla değiştirmeyi planlamıyoruz. Her takım gibi biz de iyi giden takımı geliştirmeyi planlıyoruz” dedi. Dany hakkında da konuşan Bilic, “Devre arasında transfer konusunda seçeneklerimiz kısıtlıydı. Biz Dany’i aldık. Şimdiye kadar gösterdiği performans benim için çok iyi” diye konuştu.
Büyük bir çekişmeye sahne olan mücadelede Galatasaray’ı 68-66 yenen Fenerbahçe, grupta 2’de iki yaptı. Karşılıklı basketlerle geçen ilk periyot, 14-13 Galatasaray’ın lehine tamamlandı. 2. periyoda hızlı başlayan sarı-kırmızılılar, soyunma oda-
sına 39-30 önde girdi. 2. yarıda müthiş bir performans sergileyen sarı-lacivertliler, 9 sayı geriden geldiği 3. periyotta 54-48’lik üstünlük 6 6 8 6 sağladı. Büyük bir çekişmenin yaşandığı 4. periyodun sonunda ise gülen taraf Fenerbahçe oldu.
Kaski sonunu getiremedi: 48-55 Kadınlar Euroleague sekizli finalinde Kayseri KASKİ gruptaki ikinci maçında Spartak Vidnoje’ye 55-48 yenildi. KASKİ, 15 sayı geriden geldiği maçı son dakikalardaki kritik hatalarıyla kaybetti ve ikinci yenilgisini aldık. Karşılaşmaya
çok kötü başlayan Kayseri takımı, son çeyrekte 48-48’lik eşitliği sağlamayı başarsada hakemlerin kenar yönetimine çaldığı teknik faulle hızı kesilen KASKİ arka arkaya hücumlardan da boş dönünce maçı 55-48 kaybetti.
‘İNAN’ıyoruz’ G.Saray Kulübü, F.Bahçe ile oynanan derbi maçında teknik direktör Mancini ile gerginlik yaşayan takım kaptanı Selçuk İnan’a destek verdi. Sarıkırmızılı kulübün internet sitesinden “Selçuk İnan İçin...” başlığıyla yapılan açıklamada, çeşitli yayın organlarında bu konuda sorun varmış gibi haberler yapıldığına işaret edilerek, “Bu konuda bir sorun varmış gibi gösterenlerin bilmesini isteriz ki, Selçuk İnan, futbol takımımızın kaptanıdır. Hem bizlerin hem taraftarlarımızın hem de takım arkadaşlarının çok sevdiği ve güvendiği başarılı oyuncumuzun, daha uzun yıllar kulübümüze hizmet edeceğine ‘İNAN’ıyoruz” denildi.
SÜPER LİG PANORAMA HAFTANIN TAKIMI
TRABZONSPOR HAFTANIN FUTBOLCUSU
SNEİJDER (GALATASARAY) HAFTANIN TEKNİK ADAMI
HİKMET KARAMAN (K.ERCİYES) 28. HAFTA SONUÇLARI Gaziantep 2-2 Kasımpaşa, Akhisar Bld. 0-0Eskişehir, Antalya1-1 Konya, Beşiktaş 2-1 Kayseri, Rizespor 0-1 Karabük, K.Erciyes 3-0 Elazığ, Bursa 4-3 Sivas, Galatasaray 1-0 Fenerbahçe, Trabzon 3-0 G.Birliği GELECEK HAFTA PROGRAMI 11 Nisan Cuma: 20:00 Konya - Beşiktaş, 12 Nisan Cumartesi: 13:30 Kasımpaşa - Bursaspor 16:00 Karabük - Akhisar 19:00 Kayserispor Rizespor, Sivasspor - Galatasaray, 13 Nisan Pazar: 13:30 G.Birliği K.Erciyes 16:00 Eskişehir - Trabzonspor 19:00 Fenerbahçe Antalya 14 Nisan Pazartesi: 20:00 Elazığspor - Gaziantep
9 NİSAN 2014 ÇARŞAMBA
Hazırlayan: Cenk ÇINAR
halklailiskiler@aydinlikgazete.com
Orduspor’un Süper Lig aşkı
Pele’nin sözleri tepki topladı
Orduspor basın sözcüsü Adem Türkmen, ligde kalan son 4 maçlarını kazanarak Süper Lig’e çıkmak istediklerini söyledi. Adem Türkmen, önce pazar günü kendi sahalarında ağırlayacakları Samsunspor maçını tarnaftarlarının da desteğiyle kazanmak istediklerini kaydetti. İki takım arasında bir dostluk bağı bulunduğunu vurgulayan Türkmen, şöyle devam etti:
Dünyanın efsanevi futbolcuları arasında gösterilen Pele’nin, ülkesi Brezilya’da bu yıl düzenlenecek olan Dünya Kupası için yapılan tesislerde ölen inşaat işçileri ile ilgili söylediği sözler büyük tepki topladı. Pele, Sao Paulo Corinthias Arena Stadı’nın inşasından düşerek hayatını kaybeden 23 yaşındaki bir işçi için, “Ne yapalım olur böyle şeyler, bir kaza oldu, bunu hayatın bir cilvesi
“Samsunspor, ikinci devrenin en müthiş performansını sergileyen bir takım. Çok saygı duyulacak bir performans sergiliyorlar. Taraftarlarımız arasında da bir dostluk var. Artık 4 maç kaldı. Bunlar müthiş ve zor maçlar. Bizim hedefimiz Süper Lig. İyi mücadele ve oyunla kazanmak istiyoruz. Güzel bir karşılaşma olsun. İnşallah kazanan biz oluruz.”
olarak kabul edelim” demesi Brezilya’da ağır eleştirilere yol açtı. Pele daha da ileri giderek, “Beni endişelendiren işçilerin ölümünden çok havaalanlarının alt yapısının zamanında yetiştirilemeyecek olması” sözlerini söyledi. Pele, Brezilya’daki Dünya Kupası karşıtı protestolara da değinerek, bunun futbola karşı değil, ülkedeki siyasetçilere yönelik olduğunu ileri sürdü.
T.C. LÜLEBURGAZ 1. CRA DA RES TA INMAZIN AÇIK ARTIRMA LANI 2013/15015 ESAS Satılmasına karar verilen taşınmazın cinsi, niteliği, kıymeti, adedi, önemli özellikleri: 1 NO’LU TA INMAZIN Özellikleri : Kırklareli İli, Lüleburgaz İlçesi, Ertuğrul Köyü, Mezarlık Altı mevkiinde bulunan, 5200 Parselde kayıtlı, tarla vasıflı taşınmaz. Satışa konu taşınmaz köyün güneyinde olup, Karaağaç yoluna cephelidir. Toprak yapısı itibari ile kumlu-killi yapıda, orta-iyi verim kabiliyetine sahip, derin toprak profilli, düze yakın topoğrafık yapıda tarla yoluna cephelidir. İçerisinde tarıma engel teşkil edecek unsur yoktur. Yüzölçümü : 17.072 m2 Arsa Pay : Tam imar Durumu : Satışa konu taşınmaz köy yerleşik alanı dışında kalmakta olup, Kırklareli II Genel Meclisi’nin 08.04.2011 tarih ve 72 sayılı kararı ve Kırklareli Belediye Meclisi’nin 18.04.2011 tarih, 81 sayılı kararı ile kabul edilen 1/25000 ölçekli Kırklareli İl Çevre Düzeni Planı’nın 3.1.2.2 Tarımsal Niteliği 2. Derece Öncelikle Korunacak Alanlar başlıklı hükmünün (f) bendi ve 3.1.2.3 Tarımsal Niteliği Sınırlı Alanlar başlıklı plan hükmünün (g) bendi gereğince; “Bu alanlarda yapılacak bağ, bahçe, çiftlik evleri gibi yapılan için imar planı yapma zorunluluğu bulunmamaktadır. Bu yapılarda (5403 Toprak Koruma ve Arazi Kullanım Kanunu ile İl Gıda Tarım ve Hayvancılık Müdürlükleri tarafından sınırları belirlenen tarımsal arazi sınıflamaları sonucunda); Maksimum İnşaat Alanı Katsayısı (EMSAL):0.05, Maksimum İnşaat Alam:250 m2, Maksimum yükseklik:6.50 m(2 kat)’dır. Plansız Alanlar İmar Yönetmeliği’nin 63. Maddesine “...yola ve parsel sınırlarına (5.00) m’den fazla yaklaşmamak şartı ile bir ailenin oturmasına mahsus bağ ve sayfiye evleri, kır kahvesi, lokanta ve bu tesislerin müştemilat binaları yapılabilir.” denmektedir. 1/25000 Ölçekli Kırklareli İl Çevre Düzeni Planının Tarım Alanları başlıklı 3.1.2 sayılı hükümlerine göre, tarımsal amaçlı yapılar için (5403 sayılı Toprak Koruma ve Arazi Kullanım Kanunu ile İl Gıda Tarım Hayvancılık Müdürlükleri tarafından sınırları belirlenen tarımsal arazi sınıflamaları sonucunda) aşağıdaki yapılanma koşulları geçerlidir: Tarımsal Niteliği 1. Öncelikli Korunacak Alanlarda yer alacak tarımsal amaçlı yapılarda; Maksimum Kat Alanı Katsayısı (EMSAL):0.08, Ana faaliyetin yapıldığı bina h maks.: Teknolojinin getirdiği yükseklik, İdari bina, lojman, depo, vb. h maks.:7.5 metre (2 kat), Çekme Mesafesi: Yoldan en az 5 metre, komşu parsellerden en az 3 metredir. TArımsal Niteliği 2. Öncelikli Korunacak Alanlarda yer alacak tarımsal amaçlı yapılarda; Maksimum Kat Alanı Katsayısı (EMSAL):0.10, Ana faaliyetin yapıldığı bina h maks.: Teknolojinin getirdiği yükseklik, İdari bina, lojman, depo, vb. H maks.:7.5 metre (2 kat), Çekme Mesafesi: Yoldan en az 5 metre, komşu parsellerden en az 3 metredir. Tarımsal Niteliği Sınırlı Alanlarda yer alacak tarımsal amaçlı yapılarda; Maksimum Kat Alanı Katsayısı (EMSAL):0.20, Ana faaliyetin yapıldığı bina h maks.: Teknolojinin getirdiği yükseklik, İdari bina, lojman, depo, vb. h maks.:7.5 metre (2 kat), Depo h maks:9.5 metre (2 Kat), Çekme Mesafesi: Yoldan en az 5 metre, komşu parsellerden en az 3 metredir. 1/25000 Ölçekli Kırklareli İl Çevre Düzeni Planı’nın ilgili hükümleri gereğince tarım alanları üzerinde emsale dahil kapalı alanı 1000 m2’yi aşan tarımsal yapılar için alt, ölçekli imar planlarının yapılması gerekmektedir. İmara esas bir yola cephesi bulunmayan ve/veya mahkeme kanalıyla yol geçit hakkı elde edilmemiş parseller üzerinde 3194 sayılı İmar Kanunu ve 1/25000 ölçekli Kırklareli İl Çevre Düzeni Planı hükümleri gereğince inşai uygulama yapılmamaktadır. İlgili parsellerin yola cephesinin olup olmadığı Kadastro Müdürlüğü marifetiyle elde edilecek Harita Plan Örneği (Çap) ile tespit edilebilir. Yukarıda bahsedilen hususlar doğrultusunda, idaremizden İnşaat Ruhsatı alınmasını müteakip söz konusu taşınmazlara imar izni verilebilir. K ymeti : 55.364,50 TL KDV Oran : %18 Kayd ndaki erhler : Tapu kaydı gibi 1. Sat Günü : 26/05/2014 günü 10:00 - 10:10 arası 2. Sat Günü : 20/06/2014 günü 10:00 - 10:10 arası Sat Yeri : Lüleburgaz 1. İcra Müdürlüğü 2 NO’LU TA INMAZIN Özellikleri : Kırklareli İli, Lüleburgaz İlçesi, Ertuğrul Köyü, Karadere mevkiinde bulunan 4696 Parselde kayıtlı, tarla vasıflı taşınmaz.Satışa konu taşınmaz köyün güney doğusunda Sütlüce sınırında olup, toprak yapısı itibari ile kumlu-killi yapıda, orta-iyi verim kabiliyetine sahip, derin toprak profilli, düze yakın topoğrafık yapıda tarla yoluna cephelidir. İçerisinde tarıma engel teşkil edecek unsur yoktur. Yüzölçümü : 16.000m2 Arsa Pay : TAM imar Durumu : 1 nolu taşınmaz için belirtilen imar durumu bu taşınmaz için de geçerlidir. K ymeti : 51.888,00 TL KDV Oran : %18 Kayd ndaki erhler : Tapu kaydı gibi 1. Sat Günü : 26/05/2014 günü 10:15 - 10:25 arası 2. Sat Günü : 20/06/2014 günü 10:15 - 10:25 arası Sat Yeri : Lüleburgaz 1. İcra Müdürlüğü 3 NO’LU TA INMAZIN Özellikleri : Kırklareli İli, Lüleburgaz İlçesi, Ertuğrul Köyü, Tırtandere Sırtı Mevkiinde bulunan 4617 Parselde kayıtlı tarla vasıflı taşınmaz. Satışa konu taşınmaz köyün güneydoğusunda Sütlüce sınırında olup, toprak yapısı itibari ile kumlu-killi yapıda, orta-iyi verim kabiliyetine sahip, derin toprak profilli, düze yakın topoğrafık yapıda tarla yoluna cephelidir. İçerisinde tarıma engel teşkil edecek unsur yoktur. Yüzölçümü : 15.000 m2 Arsa Pay : TAM imar Durumu : 1 nolu taşınmaz için belirtilen imar durumu bu taşınmaz için de geçerlidir. K ymeti : 48.645,00 TL KDV Oran : %18 Kayd ndaki erhler : Tapu kaydı gibi 1. Sat Günü : 26/05/2014 günü 10:30 - 10:40 arası 2. Sat Günü : 20/06/2014 günü 10:30 - 10:40 arası Sat Yeri : Lüleburgaz 1. İcra Müdürlüğü 4 NO’LU TA INMAZIN Özellikleri : Kırklareli İli, Lüleburgaz İlçesi, Ertuğrul Köyü, Eski Mezarlık Mevkiinde bulunan 1384 Parselde kayıtlı tarla vasıflı taşınmaz. Satışa konu taşınmaz köyün kuzey batısında olup, toprak yapısı itibari ile kumlu-killi yapıda, orta-iyi verim kabiliyetine sahip, derin toprak profilli, düze yakın topoğrafık yapıda tarla yoluna cephelidir. İçerisinde tarıma engel teşkil edecek unsur yoktur. Yüzölçümü : 12.800 m2 Arsa Pay : TAM imar Durumu : 1 nolu taşınmaz için belirtilen imar durumu bu taşınmaz için de geçerlidir. K ymeti : 41.510,40 TL KDV Oran : %18 Kayd ndaki erhler : Tapu kaydı gibi 1. Sat Günü : 26/05/2014 günü 10:45 - 10:55 arası 2. Sat Günü : 20/06/2014 günü 10:45 - 10:55 arası Sat Yeri : Lüleburgaz 1. İcra Müdürlüğü 5 NO’LU TA INMAZIN Özellikleri : Kırklareli İli, Lüleburgaz İlçesi, Ertuğrul Köyü, alçak içi (kurucadere) Mevkiinde bulunan 340 Parseldekayıtlı tarla vasıflı taşınmaz. Satışa konu taşınmaz köyün kuzey batısında olup, toprak yapısı itibari ile kumlu-killi yapıda, orta-iyi verim kabiliyetine sahip, derin toprak profilli, düze yakın topoğrafık yapıda tarla yoluna cephelidir. Yüzölçümü : 12.650 m2 Arsa Pay : TAM imar Durumu : 1 nolu taşınmaz için belirtilen imar durumu bu taşınmaz için de geçerlidir. K ymeti : 41.023,95 TL KDV Oran : %18 Kayd ndaki erhler : Tapu kaydı gibi 1. Sat Günü : 26/05/2014 günü 11:00 - 11:10 arası 2. Sat Günü : 20/06/2014 günü 11:00 - 11:10 arası Sat Yeri : Lüleburgaz 1. İcra Müdürlüğü 6 NO’LU TA INMAZIN Özellikleri : Kırklareli İli, Lüleburgaz İlçesi, Ertuğrul Köyü, Eski Mezarlık Mevkiinde bulunan 1435 Parselde kayıtlı tarla vasıflı taşınmaz. Satışa konu taşınmaz köyün güneyinde olup, toprak yapısı itibari ile kumlu-killi yapıda, orta-iyi verim kabiliyetine sahip, derin toprak profilli, düze yakın topoğrafık yapıda tarla yoluna cephelidir. İçerisinde tarıma engel teşkil edecek unsur yoktur. Yüzölçümü : 12.150 m2 Arsa Pay : Tam imar Durumu : 1 nolu taşınmaz için belirtilen imar durumu bu taşınmaz için de geçerlidir. K ymeti : 39.402,45 TL KDV Oran : %18 Kayd ndaki erhler : Tapu kaydı gibi 1. Sat Günü : 26/05/2014 günü 11:15 - 11:25 arası 2. Sat Günü : 20/06/2014 günü 11:15 - 11:25 arası Sat Yeri : Lüleburgaz 1. İcra Müdürlüğü 7 NO’LU TA INMAZIN Özellikleri : Kırklareli İli, Lüleburgaz İlçesi, Ertuğrul Köyü, Kerpiç dere Mevkiinde bulunan 2223 Parselde kayıtlı tarla vasıflı taşınmaz.Satışa konu taşınmaz köyün kuzey batısında olup, toprak yapısı itibari ile kumlu-killi yapıda, orta-iyi verim kabiliyetine sahip, derin toprak profilli, düze yakın topoğrafık yapıda tarla yoluna cephelidir. İçerisinde tarıma engel teşkil edecek unsur yoktur. Yüzölçümü : 12.050 m2 Arsa Pay : Tam imar Durumu : 1 nolu taşınmaz için belirtilen imar durumu bu taşınmaz için de geçerlidir. K ymeti : 39.078,15 TL KDV Oran : %18 Kayd ndaki erhler : Tapu kaydı gibi 1. Sat Günü : 26/05/2014 günü 11:30 - 11:40 arası 2. Sat Günü : 20/06/2014 günü 11:30 - 11:40 arası Sat Yeri : Lüleburgaz 1. İcra Müdürlüğü 8 NO’LU TA INMAZIN Özellikleri : Kırklareli İli, Lüleburgaz İlçesi, Ertuğrul Köyü, Göldere Mevkiinde bulunan 4631 Parselde kayıtlı tarla vasıflı taşınmaz. Satışa konu taşınmaz köyün güney doğusunda Sütlüce sınırında olup, toprak yapısı itibari ile kumlu-killi yapıda, orta-iyi verim kabiliyetine sahip, derin toprak profilli, düze yakın topoğrafık yapıda tarla yoluna cephelidir. İçerisinde tarıma engel teşkil edecek unsur yoktur. Yüzölçümü : 12.000 m2 Arsa Pay : Tam imar Durumu : 1 nolu taşınmaz için belirtilen imar durumu bu taşınmaz için de geçerlidir. K ymeti : 38.916,00 TL KDV Oran : %18 Kayd ndaki erhler : Tapu kaydı gibi 1. Sat Günü : 26/05/2014 günü 11:45 - 11:55 arası 2. Sat Günü : 20/06/2014 günü 11:45 - 11:55 arası Sat Yeri : Lüleburgaz 1. İcra Müdürlüğü 9 NO’LU TA INMAZIN Özellikleri : Kırklareli İli, Lüleburgaz İlçesi, Ertuğrul Köyü, Alçak İçi (Zerdali Kırı) Mevkiinde bulunan 366 Parsel de kayıtlı tarla vasıflı taşınmaz.Satışa konu taşınmaz köyün kuzey batısında olup, toprak yapısı itibari ile kumlu-killi yapıda, orta-iyi verim kabiliyetine sahip, derin toprak profilli, düze yakın topoğrafık yapıda tarla yoluna cephelidir. İçerisinde tarıma engel teşkil edecek unsur yoktur. Yüzölçümü : 11.350 m2
Arsa Pay : Tam imar Durumu : 1 nolu taşınmaz için belirtilen imar durumu bu taşınmaz için de geçerlidir. K ymeti : 36.808,05 TL KDV Oran : %18 Kayd ndaki erhler : Tapu kaydı gibi 1. Sat Günü : 26/05/2014 günü 12:00 - 12:10 arası 2. Sat Günü : 20/06/2014 günü 12:00 - 12:10 arası Sat Yeri : Lüleburgaz 1. İcra Müdürlüğü 10 NO’LU TA INMAZIN Özellikleri : Kırklareli İli, Lüleburgaz İlçesi, Ertuğrul Köyü, Kerpiç Dere Mevkiinde bulunan 2185 Parselde kayıtlı tarla vasıflı taşınmaz. Satışa konu taşınmaz köyün kuzey batısında olup, toprak yapısı itibari ile kumlu-killi yapıda, orta-iyi verim kabiliyetine sahip, derin toprak profilli, düze yakın topoğrafık yapıda tarla yoluna cephelidir. İçerisinde tarıma engel teşkil edecek unsur yoktur. Yüzölçümü : 10.650 m2 Arsa Pay : Tam imar Durumu : 1 nolu taşınmaz için belirtilen imar durumu bu taşınmaz için de geçerlidir. K ymeti : 34.537,95 TL KDV Oran : %18 Kayd ndaki erhler : Tapu kaydı gibi 1. Sat Günü : 26/05/2014 günü 12:15 - 12:25 arası 2. Sat Günü : 20/06/2014 günü 12:15 - 12:25 arası Sat Yeri : Lüleburgaz 1. İcra Müdürlüğü 11 NO’LU TA INMAZIN Özellikleri : Kırklareli İli, Lüleburgaz İlçesi, Ertuğrul Köyü, Eski Bağlık Pirinç Arkı Mevkiinde bulunan 708 Parselde kayıtlı tarla vasıflı taşınmazın 1/2 hissesi. Satışa konu taşınmaz köyün kuzey batısında olup, toprak yapısı itibari ile kumlu-killi yapıda, orta-iyi verim kabiliyetine sahip, derin toprak profilli, düze yakın topoğrafık yapıda tarla yoluna cephelidir. İçerisinde tarıma engel teşkil edecek unsur yoktur. Yüzölçümü : 10.575 m2 (1/2 hisse) Arsa Pay : 1/2 imar Durumu : 1 nolu taşınmaz için belirtilen imar durumu bu taşınmaz için de geçerlidir. K ymeti : 34.294,73 TL(1/2 hisse değeri) KDV Oran : %18 Kayd ndaki erhler : Tapu kaydı gibi 1. Sat Günü : 26/05/2014 günü 12:30 - 12:40 arası 2. Sat Günü : 20/06/2014 günü 12:30 - 12:40 arası Sat Yeri : Lüleburgaz 1. İcra Müdürlüğü 12 NO’LU TA INMAZIN Özellikleri : Kırklareli İli, Lüleburgaz İlçesi, Ertuğrul Köyü, Bayıraltı Mevkiinde bulunan 5150 Parselde kayıtlı tarla vasıflı taşınmaz. Satışa konu taşınmaz köyün güneyinde olup, toprak yapısı itibari ile kumlu-killi yapıda, orta-iyi verim kabiliyetine sahip, derin toprak profilli, düze yakın topoğrafık yapıda tarla yoluna cephelidir. İçerisinde tarıma engel teşkil edecek unsur yoktur. Yüzölçümü : 8.613 m2 Arsa Pay : Tam imar Durumu : 1 nolu taşınmaz için belirtilen imar durumu bu taşınmaz için de geçerlidir. K ymeti : 27.931,96 TL KDV Oran : %18 Kayd ndaki erhler : Tapu kaydı gibi 1. Sat Günü : 26/05/2014 günü 12:45 - 12:55 arası 2. Sat Günü : 20/06/2014 günü 12:45 - 12:55 arası Sat Yeri : Lüleburgaz 1. İcra Müdürlüğü 13 NO’LU TA INMAZIN Özellikleri : Kırklareli İli, Lüleburgaz İlçesi, Ertuğrul Köyü, Bayıraltı Mevkiinde bulunan 5186 Parselde kayıtlı, tarla vasıflı taşınmaz. Satışa konu taşınmaz köyün güneyinde olup, toprak yapısı itibari ile kumlu-killi yapıda, orta-iyi verim kabiliyetine sahip, derin toprak profilli, düze yakın topoğrafık yapıda tarla yoluna cephelidir. İçerisinde tarıma engel teşkil edecek unsur yoktur. Yüzölçümü : 7.932 m2 Arsa Pay : Tam imar Durumu : 1 nolu taşınmaz için belirtilen imar durumu bu taşınmaz için de geçerlidir. K ymeti : 25.723,48 TL KDV Oran : %18 Kayd ndaki erhler : Tapu kaydı gibi 1. Sat Günü : 26/05/2014 günü 13:00 - 13:10 arası 2. Sat Günü : 20/06/2014 günü 13:00 - 13:10 arası Sat Yeri : Lüleburgaz 1. İcra Müdürlüğü 14 NO’LU TA INMAZIN Özellikleri : Kırklareli İli, Lüleburgaz İlçesi, Ertuğrul Köyü, Ahmetbey yolu Mevkiinde bulunan, 3749 Parselde kayıtlı tarla vasıflı taşınmaz, Satışa konu taşınmaz köyün kuzeyinde olup, toprak yapısı itibari ile kumlu-killi yapıda, orta-iyi verim kabiliyetine sahip, derin toprak profilli, düze yakın topoğrafık yapıda tarla yoluna cephelidir. İçerisinde tarıma engel teşkil edecek unsur yoktur. Yüzölçümü : 7.200 m2 Arsa Pay : Tam imar Durumu : 1 nolu taşınmaz için belirtilen imar durumu bu taşınmaz için de geçerlidir. K ymeti : 23.349,60 TL KDV Oran : %18 Kayd ndaki erhler : Tapu kaydı gibi 1. Sat Günü : 26/05/2014 günü 13:15 - 13:25 arası 2. Sat Günü : 20/06/2014 günü 13:15 - 13:25 arası Sat Yeri : Lüleburgaz 1. İcra Müdürlüğü 15 NO’LU TA INMAZIN Özellikleri : Kırklareli İli, Lüleburgaz İlçesi, Ertuğrul Köyü, Kerpiç Dere Mevkiinde, 2211 Parselde kayıtlı tarla vasıflı taşınmaz. Satışa konu taşınmaz köyün kuzey batısında olup, toprak yapısı itibari ile kumlu-killi yapıda, orta-iyi verim kabiliyetine sahip, derin toprak profilli, düze yakın topoğrafık yapıda tarla yoluna cephelidir. İçerisinde tarıma engel teşkil edecek unsur yoktur. Yüzölçümü : 8.550 m2 Arsa Pay : Tam imar Durumu : 1 nolu taşınmaz için belirtilen imar durumu bu taşınmaz için de geçerlidir. K ymeti : 27.727,65 TL KDV Oran : %18 Kayd ndaki erhler : Tapu kaydı gibi 1. Sat Günü : 26/05/2014 günü 13:30 - 13:40 arası 2. Sat Günü : 20/06/2014 günü 13:30 - 13:40 arası Sat Yeri : Lüleburgaz 1. İcra Müdürlüğü 16 NO’LU TA INMAZIN Özellikleri : Kırklareli İli, Lüleburgaz İlçesi, Ertuğrul Köyü, Alçak içi Mevkiinde, 137 Parselde kayıtlı tarla vasıflı taşınmaz.Satışa konu taşınmaz köyün batısında, Ceylanköy sınırında olup, toprak yapısı itibari ile kumlu-killi yapıda, orta-iyi verim kabiliyetine sahip,derin toprak profilli, düze yakın topoğrafık yapıda tarla yoluna cephelidir. İçerisinde tarıma engel teşkil edecek unsur yoktur. Yüzölçümü : 4.150 m2 Arsa Pay : Tam imar Durumu : 1 nolu taşınmaz için belirtilen imar durumu bu taşınmaz için de geçerlidir. K ymeti : 13.458,45 TL KDV Oran : %18 Kayd ndaki erhler : Tapu kaydı gibi 1. Sat Günü : 26/05/2014 günü 13:45 - 13:55 arası 2. Sat Günü : 20/06/2014 günü 13:45 - 13:55 arası Sat Yeri : Lüleburgaz 1. İcra Müdürlüğü 17 NO’LU TA INMAZIN Özellikleri : Kırklareli İli, Lüleburgaz İlçesi, Ertuğrul Köyü, Köyüstü Mevkiinde bulunan 1526 Parselde kayıtlı tarla vasıflı taşınmaz. Satışa konu taşınmaz köyün kuzeyinde olup, köye yakın bir uzaklıktadır. Etrafı düzensiz, demir ve beton direklerle kafes tel ile çevrilidir. İçerisinde 4x18 mebatmda çelik direkli yıkık durumda bir sundurma vekargir yapıda yıkık durumda bir depo mevcuttur. Söz konusu parsel alet parkı ve depo amaçlı kullanımı görüntüsündedir. İçerisinde mevcut yapılar metruk görüntü arz etmekte, bu itibarla ekonomik olarak deerlendirilmemiştir. Toprak yapısı itibari ile kumlu-killi yapıda, orta-iyi verim kabiliyetine sahip, derin toprak profilli, düze yakın topoğrafik yapıda tarla yoluna cephelidir. İçerisinde tarıma engel teşkil edecek unsur yoktur. Yüzölçümü : 300 m2 Arsa Pay : Tam imar Durumu : 1 nolu taşınmaz için belirtilen imar durumu bu taşınmaz için de geçerlidir. K ymeti : 973,20 TL KDV Oran : %18 Kayd ndaki erhler : Tapu kaydı gibi 1. Sat Günü : 26/05/2014 günü 14:00 - 14:10 arası 2. Sat Günü : 20/06/2014 günü 14:00 - 14:10 arası Sat Yeri : Lüleburgaz 1. İcra Müdürlüğü Sat artlar : 1- İhale açık artırma suretiyle yapılacaktır. Birinci artırmanın yirmi gün öncesinden, artırma tarihinden önceki gün sonuna kadar esatis.uyap.gov.tr adresinden elektronik ortamda teklif verilebilecektir. Bu artırmada tahmin edilen değerin %50 sini ve rüçhanlı alacaklılar varsa alacakları toplamını ve satış giderlerini geçmek şartı ile ihale olunur. Birinci artırmada istekli bulunmadığı takdirde elektronik ortamda birinci artırmadan sonraki beşinci günden, ikinci artırma gününden önceki gün sonuna kadar elektronik ortamda teklif verilebilecektir. Bu artırmada da malın tahmin edilen değerin %50 sini, rüçhanlı alacaklılar varsa alacakları toplamını ve satış giderlerini geçmesi şartıyla en çok artırana ihale olunur. Böyle fazla bedelle alıcı çıkmazsa satış talebi düşecektir. 2- Artırmaya iştirak edeceklerin, tahmin edilen değerin % 20’si oranında pey akçesi veya bu miktar kadar banka teminat mektubu vermeleri lazımdır. Satış peşin para iledir, alıcı isteğinde (10) günü geçmemek üzere süre verilebilir. Damga vergisi, KDV, 1/2 tapu harcı ile teslim masrafları alıcıya aittir. Tellâliye resmi, taşınmazın aynından doğan vergiler satış bedelinden ödenir. 3- İpotek sahibi alacaklılarla diğer ilgilerin (*) bu gayrimenkul üzerindeki haklarını özellikle faiz ve giderlere dair olan iddialarını dayanağı belgeler ile (15) gün içinde dairemize bildirmeleri lazımdır; aksi takdirde hakları tapu sicil ile sabit olmadıkça paylaşmadan hariç bırakılacaktır. 4- Satış bedeli hemen veya verilen mühlet içinde ödenmezse İcra ve İflas Kanununun 133 üncü maddesi gereğince ihale feshedilir. İhaleye katılıp daha sonra ihale bedelini yatırmamak sureti ile ihalenin feshine sebep olan tüm alıcılar ve kefilleri teklif ettikleri bedel ile son ihale bedeli arasındaki farktan ve diğer zararlardan ve ayrıca temerrüt faizinden müteselsilen mesul olacaklardır. İhale farkı ve temerrüt faizi ayrıca hükme hacet kalmaksızın dairemizce tahsil olunacak, bu fark, varsa öncelikle teminat bedelinden alınacaktır. 5- Şartname, ilan tarihinden itibaren herkesin görebilmesi için dairede açık olup gideri verildiği takdirde isteyen alıcıya bir örneği gönderilebilir. 6- Satışa iştirak edenlerin şartnameyi görmüş ve münderecatını kabul etmiş sayılacakları, başkaca bilgi almak isteyenlerin 2013/15015 Esas sayılı dosya numarasıyla müdürlüğümüze başvurmaları ilan olunur. 21/03/2014 (İİK m. 126)_(*) ilgililer tabirine irtifak hakkı sahipleri de dahildir. * : Bu örnek, bu Yönetmelikten önceki uygulamada kullanılan Örnek 64’e karşılık gelmektedir. BASIN: 22832 (www.bik.gov.tr)
Resmi ilanlar www.ilan.gov.tr’de
Hazırlayan: Füsun İKİKARDEŞ
fusunikikardes@aydinlikgazete.com
Venezuelalı öğrenciler: ABD’den korkmadık
9 NİSAN 2014 ÇARŞAMBA
‘Chavez senin benim gibi bir insandı...’ Ç
bir endişe oldu. En büyük emperyalist, dünyanın her yerine uzanıyor ve harap ediyor, Venezuela’nın çok fazla petrolü olduğu için daha da agresif olabilir. Ama, o çok güçlü ABD, bakın Suriye’ye giremiyor.”
Barbaros
ŞANSAL barbarossansal@aydinlikgazete.com
TOPLU İĞNE
KURULUŞ 1921
“ABD’nin emperyalist planları var, biliyoruz. Sadece biz değil, Türkiye, Suriye, Rusya, hatta Çin, İran... Her biri için hiç de iyi niyetler beslemiyor. Tabii kaygılıyız. Bu korku, devrimi durduran değil güçlendiren
Sivas’ta paralel katliam!
Venezuelalı öğrenciler Mica (solda) ve Yuri (sağda) Füsun İkikardeş’in sorularını yanıtladı.
‘Hayattan çok şey umuyorum... O’nun geniş yüreği, geçmişteki başarılardan çok daha fazla umutlar içerir’ demiş efsane lider Chavez. Şimdi onun çocukları, acılarını ve yoksulluklarını bir kenara bırakmış, yürekleri taze umutlarla dopdolu, devrimin yolunda koşuyorlar icaela ve Yurimar geçen hafta İstan Venezula’da Chavez’den önce ve Chavez’den bul’daydı. TGB’nin davetlisi olarak çok sonra ne değişti? uzun yoldan gelmişler, ta Ondan önce Latin Amerika’da milletin bir baVenezuela’dan. Her ikisi de öğrenci, bası, Atası oldu: Bolivar. Sömürgeci İspanyollara her ikisi de birer işçi çocuğu, her karşı savaştı ve bağımsızlığı kazandı. Panama, Ekikisi de Chavez’in izcisi. Siz vador, Kolombiya, Peru, Vebu satırları okurken ülkelenezuela bağımsızlığını kaMicaela rine varmış olacaklar. zandı, fakat hala emperyalist Ovelar İstanbul’daki son günledünyanın denetimi altınrinde onlarla söyleştik, Vedaydı. Brezilya, ilk kurulan nezuela’yı, Güney AmeriCumhuriyet olurken, Veka’yı, Chavez’i sorduk, henezuela Latin Amerika’da yecanlı heyecanlı anlattılar. 5. Cumhuriyet oldu. Sizin Umutlarına, geniş ufuklarına için Mustafa Kemal ne angıpta ettik, darısı bizim balama geliyorsa, Chavez de şımıza, dedik. bizim için öyle kurucu li Başkan Chavez’le taderimizdir. Chavez, aynı zanıştınız mı? manda Bolivar fikirlerini Micaela Ovelar: Bir süre devraldı, daha önce Bolivar İstiklal caddesinde Venezuelalı arkadaşımla Başkanlık Sarayı’nda çalıştarihte bağımsızlığı getiren kolkola yürürken, tabii ki konu yine Chavez’di. tım, tanışma onuruna sahip liderdi, ama Chavez Bolivar Başkan’la tanışıp tanışmadığını sorduğumda oldum. devrimlerini devam ettirdi. gözleri gururla parlayarak tanıştıkları günü an Onunla ilgili olarak, Chavez olmasa görmeyen lattı. Chavez, adını sormuş, “Micaela” yanıtını aklınızda neler kaldı? ve duymayan insanlar olaalmış. Meğer bu isim, bizde Ayşe nasılsa, oraÇok zeki ve çok çalışrak kalırdık. Tarihimizi, larda da öyle, çok sık görülen isimmiş ve içinde kandı. Her saat toplantıları kim olduğumuzu onunla geçtiği pek çok Güney Amerika havası içinde bir öğrendik. Mücadele etve görüşmeleri olurdu. Sade “Salsa” şarkısı varmış. Başkan Chavez, işte bahın 3’ünde, ya da mesai mek ve çok çalışmak gebu ismi duyunca, işte o “salsa” şarkısını mırıldasaati bittikten sonra, gece rektiğini, öğrendi. cesur nıp “Salsa” hareketleriyle yerinde dans etmeye yarısı demez hep çalışırdı. olmayı öğrendik. başlamış. Sonraki her karşılaşmalarında Cha Çalışma tarzı nasıldı? Onun için diktavez, “Ay ay ay Mikaela se voto...” diye başlayan Hep toplantı ve görüşme hatör deniyor? bu şarkıyı hatırlatmış. linde miydi? Diktatör mü? Yok Mica’nın izniyle bu anısını Aydınlık okurlaDeğişirdi. Bazen Başkancanım... Eğer ABD karrıyla paylaşalım dedik... lık Sarayı’nda, bazen dışarışıtıysanız, diktatör ilan daydı. İçerideyken de, ne zaedilirsiniz. Eğer millete man geleceğini kimse bilmezdi. Bir anda kapı açılır önderlik ediyorsanız, diktatörsünüz. Eğer ve ofisden kafasını uzatıp hatırımızı sorardı. “Kahve ABD’nin izni olmayan işler yapıyorsanız diktaister misiniz?” derdi mesela... Çeşitli konularda törsünüz. Medya böyle lanse ediyor. fikir alırdı, görüşleri dinlerdi, fikir toplardı. Çok Venezuela’da inanan var mı? sayıda danışmanı vardı, pek çok rapor okurdu, her Chavez’e diktatör diyenler, onun ölümünden gün İletişim Bakanlığından yerli ve yabancı basındaki sonra fikir değiştirdi, bu kez Maduro’yu diktatör son haberleri alırdı. Ülke ekonomisi, kültürü, sosyal ilan ettiler ve Chavez’in çok iyi bir politikacı olkonular... her konuda bilgi ve fikir sahibiydi. Tabii, duğunu söylemeye başladılar! Artık aramızdan bu kaynaklar dışında bir lider olarak kendi zekası ayrıldı ve arkasında onu destekleyen büyük bir ve birikimi de çok önemli. Asker ve politikacı olarak kitle bıraktığı için bu yolu seçtiler. çok bilgili ve gelişmelere hakimdi. Harika bir insandı, dört dörtlük bir liderdi. Sokakla teması nasıldı? Bazen korumaları atlatıp yüzünü saklayarak halkın arasına girerdi. Yüzüne maske falan takar, gizlenir, sonra da kendini sokağa atardı. Sokakta Yurimar insanlarla konuşurdu, “işler nasıl gidiyor”, “haLongart yatından memnun musun” gibi sorularla sohbet açar, halkın nabzını elinde tutmaya çalışırdı. Chavez’in bu kadar çok sevilmesinde başlıca üç nedeni sayar mısınız? Öncelikle, şunu söylemeliyim: O, sizin bizim gibi biriydi. Sokakta, televizyonda, gazetelerde gördüğünüz insanlardan biriydi. Sıradan bir insandı. Çok tanıdık ve çok insancıldı. Babam gibiydi, amcam gibiydi, ağabeyim ya da erkek kardeşim gibiydi. Benim gibiydi. Bu bir... İkincisi, o bir liderdi. Çok iyi bir askerdi, çok iyi bir politikacıydı. Müthiş bir beyindi. Hükümetin ve devletin lideriydi, bu nedenle halk tarafından çok sevilip sayılıyordu. Hem bizden biri, hem de lider olmayı başardı. Millete ve devlete işte böyle liderlik yapabildi. Üçüncüsü ise, tabii ki yaptığı sosyal devrimdi. Artık her mahallede doktor bulabiliyoruz, her seviyede okul bulabiliyoruz. Üniversite de dahil olmak üzere tüm eğitim kurumları ücretsiz. Sağlık ve eğitimin yanısıra kültür hayatı var.... Yani, onun liderliğine saygı duymak ve benimsemek için pek çok nedenimiz var.
M
İçinde Micaela geçen salsa
Hastane kapısındaki şarkı “Ölüm haberi geldiğinde donduk kaldık, Hiçbirimiz tepki gösteremedi. Heme hayada veda ettiği hastaneye koştuk. Pek çoğumuz onu hiç tanımamıştık belki, ama O, bizim babamız, ağabeyimiz, arkadaşımızdı. Hepimizin ona söylemek istediği birşeyler vardı, söyleyecek son bir sözümüz kalmıştı. Hastanenin kapısında beklerken, hep birlikte şarkı söylemeye başladık. Ona söylemediklerimizi şarkılarımızla dile getirdik.” Üniversitelere her yaştan insan da gelebilir. UBV’de 18 yaşında . var i enc öğr da 63 yaşında
ifte Minare’nin önündeki meydanın ağaçlardan arındırıldığı, Şifa Medresesi’nin içinde, Çin malı hediyelik eşya barındırıldığı, kaldırımların plazma televizyonla kaplandığı Sivas’ın tam da orta yerindeyiz. Katiline aşık siyaset çoktan Muhsin Yazıcıoğlu’nu unutup takiyyeye yol vermiş. Cumhuriyet’in kurulduğu tarihi yapı tadilat için baskılı naylonla kapatılmış. 26 Mart’ta açılacağı söylenmesine rağmen hala pek bir adım atılmamış. Hatta nedense; önündeki Atatürk büstü, ihaleci müteaahit ve iktidarın kurumlarınca çapraz reklam ve ruhsat panoları ile bir güzel saklanmış! Madımak Oteli katliamı hala hafızalarda. Altındaki kebapçı, Öğretmenler Parkı’na taşınmış olsa da! Justin Bieber saçlı, klipsli küpeli mütedeyyin genç oğlanlara eşlik eden, dolgu platform kurbanı spor pabuçların üzerinde gezinen başörtülü bacılarımızın hakim olduğu İstasyon caddesinden geçiyoruz. İçinde, yurdumuzda ilk kez canlı müzik yapılan Amerikan hamburgercisini geçip, her kenarın kaldırımında başka renk ve desen kilit taşı kullanılmış ucube merkezden uzaklaşıp, tarihi Eğri Köprü üzerinden Kızılırmak’ı aştıktan sonra 50 bin öğrenciye sahip Cumhuriyet Üniversitesi’ne ulaşıyoruz. Güya Kangal köpeği üretim tesisi ölüm kampına gözatmaya giderken, ne amaçla yapıldığı belli olmayan, İlahiyat Fakültesi arkasına saklanmış çok pahalı seraya da şaşıp kalıyoruz. Malum Sivas’ın kurak ve çorak iklimini referans alıp mutlaka bir bildikleri vardır diyerek nihayet merkez kantininde soluklanıyoruz. Güneş ikindiye yaklaşmakta, gençlerle çardakaltı sohbetimiz, hem keyifle hem de heyecanla koyulaşmakta. İşte tam da bu sırada önümüze bir kepçe, zincir testereli 35 adam ve birkaç özel güvenlik eşliğinde bir kalabalık beliriyor. Başlarındaki kolunda kocaman taklit çantalı, eli telefonlu bir kadın emirler yağdırarak: “Şu dalı da kesin, burayı da alın” diyerek katliama girişiyor. Olaya seyirci kalmayıp müdahil olduğumuzda, konunun vehameti daha da ortaya çıkıyor. 40 yılını geride bırakmış sözde eğitim kurumunun geldiği noktaya midemiz bulanarak şaşıyoruz. Bölgede mucize eseri yetişmiş bodur ardıçlar neredeyse 25 yaşında. Vahşi sermaye bunları da bilinçsizce kesip, güya başka yere taşınma sevasında. “Neden” diye sorduğumda, “Zaten azıcık arsa var, bunları da buraya tıkış tıkış koymuşlar, (uçsuz bucaksız arazi sahibi bir kampüs) altlarında koca koca yılanlar saklanıyor (Sivas’ta yaşayan boa yılanı görülmemiştir), öğrenciler görünce korkuyor” cevabını alıp bir kez daha apışıyoruz. Kadına, bunların çok kıymetli olduğunu, bu şekilde taşınamayacağını, özelliklerini ve diğer bilgileri anlatıp ayrılmak istiyoruz. “2 ağaç kurtarmakla vatan kurtardığınızı mı sanıyorsunuz?” lafını duyduğumda müdahalem artık şart oluyor. “Rektörün haberi var mı?” dediğimde, bilinçsiz kadın köşeye sıkışıp geri adım atıyor. “Hayır, bana merkez kantinin müdürü ve yardımcısı Yıldırım bey söylediler, bunlar buradan alınacak yerine büfe yapılacakmış!” Olayı görüntülemeye ve gençlerle kalabalıklaşmaya başladığımızda “çevir kazı yanmasın” misali kaçarak uzaklaşıyorlar, kepçeyle katlettikleri kökleri kepçeden sallanan koca ağacı ise yanlarına alıyorlar... Arkalarında bıraktıkları koca bir pislik ve utanmazlık. Bir adım bile ileriye gidememiş Sivas’a, belki de bu yüzden, asla bitmek bilmez o bağnazlık...
Dans ederken devrim şarkıları söyleriz Y uri, gazetecilik öğrencisi. 18 yaşından beri Chavez’in öğrencisi. Bize neden onun yolunda gittiğini anlattı.
Chavez’den ne öğrendin? Önce vatanseverlik öğrendim. “Vatan için çalışmak, yaşamak” diye bir kavram bilmiyordum. Sadece öğrenci olmamayı, kendini sınırlamamayı öğrendim. Derslerimin iyi olması yeterli değil, ülkem adına bir şeyler yapmalıyım. Emperyalizme karşı savaşta tarihteki rolümüzü öğrendim. Böyle bir gücümüz olduğunu, tarih yazılırken nerede duracağımı öğrendim. Chavez bizi derin uykumuzdan uyandırdı. Daha önceki nesil olarak uykudaydık... Kaç yaşındasın ki? 20’li yaşlardayım... Galiba 25. Gelecek için çalışıyoruz. 18 yaşımdan beri kırsalda gönüllü olarak çalışıyorum. Kendimi insanları bilinçlendirmeye adadım. Kimlikleri olmayan vatandaşları bilinçlendiriyoruz. . Sen bir istisna mısın? Gençliğin çoğu böyle mi? Hayır ben tek değilim... Gençlerin çoğu benim gibi. Başlangıçta azınlıktık, ama artık çoğunluğuz. Hepimiz milliyetçiyiz, milletimizi kalkındırmak için uğraş veriyoruz. Ülkenizde eğitim düzeyi ne durumda?
Chavez’in önderlik ettiği Bolivar devrimiyle beraber, okur-yazar olmayan kalmadı. Eğitim düzeyi olarak da Latin Amerika’da Küba’dan sonra ikinci sıradayız, dünyada da 5’inci sıraya çıktık. Gelecekten ne bekliyorsun? Chavez’in doğduğu yerde bir özdeyiş vardır: Zamandan çok şey bekliyorum. Hayat çok şeye gebe. Emperyalizme karşı savaşa katılacak pek çok insan olacağını bekliyorum. Bütün dünya halklarının kendi kaderlerini tayin hakkını elde ettiği, adil ve sosyal eşitliğin olduğu, ırk ayrımcılığının bittiği, kardeşliğin hakim olduğu bir dünya bekliyorum. Çocuklarımın ve torunlarımın hayal ettiğim böyle bir dünyada yaşamasını bekliyorum. Latin Amerika dans demektir. Dans ve eğlence ile politika ve idealizm birbirine ters düşmüyor mu? Chavez geleceğin adamıdır. Yeni bir çağın simgesidir. Chavez bize politik bir çerçeve ve temel ilkeleri bıraktı. Bize miras bıraktığı ilkeler arasında ekonomi, politika ve moral değerler var. Akıl ve yüreğimizi birleştirmeyi öğretti. Bize hem dans edip hem siyasetle ilgilenmemizi öğütledi. Biz dans etmeyi tabii ki çok severiz ve çok dans ederiz. Dans eşliğinde devrim şarkılarını söyleriz.